MEVLIDve SULEYMAN ÇELEBI

Transkript

1

2 Bir l(utlu Doğum Şaheseri MEVLIDve SULEYMAN ÇELEBI -=Edi törler Bilal l(emildi Osman Çetin

3 Mevlid ve Süleyman Çelebi Bi/al Kemikli-Osman Çetin Yayın No: 476 Sempozyum ve Paneller Serisi : 45 ISBN , 1 o.ci6.y.ooo5.476 Yayıncı Sertifika No: Bütün Hakları Türkiye Diyanet Vakfı'na aittir. 1. Baskı, Eylül 201 O, Ankara Adet ilksay Kurulu'nun tarihve 2/5 sayılı kararıyla uygun görülmüş ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti'nin O tarih ve 1333 /16 sayılı kararıyla basılmıştır. Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret işletmesi'nin dizgi, fotomekanik, ofset ve cilt tesislerinde hazırlanıp basılmıştır. TÜRKiYE DiYANET VAKFI Yayın Matbaacılık ve Ticaret işletmesi Alınteri Bulvan 1256 Sokak No: 11 Yenimahalle 1 ANKARA Tel: (pbx) Faks:O web: www. diyanetvakfiyayin.com.tr. e-posta: tdvyayin@diyanetvakfi.org.tr

4 Mevlid ve Süleyman Çelebi 1487 KLASİK MEVLİD OKUYUŞLARI ve TEVŞİH İLAHiLERİ Yrd. Doç. Dr. Nuri ÖZCAN Marmara Ü. ilahiyat Fakültesi, İstanbul Bu tebliğimiz, yüzyıllar boyu Osmanlı coğrafyasında yoğun bir ilgi gören, okunınası gelenek haline gelmiş, günümüzde de aynı- coşku ile okunınaya devam eden Süleyman Çelebi'nin (ö. 1422) kısaca "Mevlid" diye adlandınlan "Veslletü'n-Nedl.t"ının okunınası etrafında şekillenecektir. Mevlid'in, başta Hazret-i Peygamber'in doğum yıldönümü (Mevlid kandili) ile diğer mübarek gün ve geceler olmak üzere muhtelif vesilelerle düzenlenen toplantılarda okunması, yazılışından bu yana büyük bir rağbetle süregelmektedir. Tarihte, halk arasında cami ve tekkelerdeki bu Mevlid icra.iarı, sarayda ve selatin camilerde padişahın da katılımıyla büyük merasimler halinde devam etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminden ( ) itibaren devlet protokolüne alınmaya başlayan Mevlid merasimleri, Sultan III. Murad Han zamaninda ( ), 1588 yılından itibaren resmen devlet teşrifatında (protokolünde) yer almış ve hatta 1676 yılında Tevkü Abdurrahman Paşa tarafından yapılan "Kfurı1n-i MevZid-i Şerif" adlı bir kanunname ile belli bir düzen içerisinde devamı sağlanmıştır. "Veslletü'n-Necat"ın, yazılışını müteakip geçen iki yüz yıl içerisinde belli besteler etrafında okunduğu tahmin edilmektedir. Son dönem edebiyat araştırmacısı ve mfısikl tarihçilerinden Sadettin NÜZhet Ergun, "Mevlid" in bizzat Süleyman Çelebi ve Haseki, Sultan Selim ve Süleymaniye camileri hatipliklerinde bulunmuş dini eserler bestekarı Sinmeddin Yusuf (ö. 1565) tarafından bestelenmiş olabileceğini kaydeder.ı Tahminden öteye gidemeyen bu ifadelerin yanı sıra "Mevlid" in bilinen yegane bestekarının ise Bursa' da yaşamış Sekban (XVIT. yüzyıl) adlı bir mfısiklşinas olduğunu söyleyebiliriz.2 Pek çok ı Sadettin Nüzhet Ergun; Türk Mfisikfsi Antolojisi, İstanbul1942, c. I, s İsmail Beliğ Efendi, Güldeste-i Riyfiz-ı İrf!in ve Dfinişverfin-ı Nfidiredfin, Bursa 1302, s

5 488 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi 11 tarihi kayıtla karşılaşb.ğınuz Besteli Mevlid" ifadeleri de muhtemelen Sekban' ın eseri olan 11 MevZi d bestesi" olmalıdır. Bu beste, XIX. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı coğrafyasında okunmuş ancak Mevlid, mi'r<kiyye, durak, mersiye ve tevşih gibi dini mus:i.klmizin şaheserierine rağbetin giderek azaldığı bu dönemden soma maalesef unutulmuştur. XIX. yüzyılın tanınmış musiklşinaslan arasında yer alan, Hamfunizade İsmail Dede Efendi'nin (ö. 1846) talebelerinden Mutafzade Ahmet Efendi (ö. 1883), Mevlid bestesi ile Mi'raciyye'nin neva bahrinin kaybolmakta olduğunu, arzu edenlere meşk edebileceğini ifade ederek3 bu ~s~rlerin somaki nesillere intikalini arzu etmiş ancak bu isteğine yeterli cevabı alamadığı için onun vefab.yla da bu besteler XX. yüzyılın başına ulaşamadan unutulup gitmiştir. Tabii bunda, o döneme kadar musikl eserlerinin herhangi bir nota ile tesbiti gibi bir anlayışın yerleşmemiş olmasının da büyük rolü olmuştur. Ancak her ne kadar "Mevlid" in bu bestesi kaybolmuşsa da, o dönemden soma devam edip günümüze kadar ulaşan Mevlid icralarında, balıirierin belli makam seyirleri takip edilerek, irticale dayalı bir şekil etrafında okunduğuna şahit olunmaktadır. Bu çerçevedeki okuyuşlar, zamanla şekillenerek, bahirler arasında belli kalıpların oluşması neticesini ortaya çıkarmıştır. Bu sonucun meydana gelmesindeki en önemli etkenlerden birisi de, zaten meşke dayalı bir şekilde devam eden musıki öğretimine yardımcı olan elyazması güfte mecmualan olmuştur. Bugün pek çok kütüphane ve özel kitaplıkta mevcut elyazması 11 Mevlid nüshaları"nın bir kısmında, mısra veya beyitlerin yanına yazılan ve o kısımda takip edilmesi gereken makam seyirlerini işaret eden makam isimlerinin kaydedildiğini görmekteyiz. Bu kayıtlarla günümüz okuyuşlarını 11 karşılaştırdığınuzda ortaya çıkan uyuşma", besteli MevZidin ışığı alb.nda, kayıtlara aksetmiş bir icranm, günümüze yansıması olarak nitelendirilebilir. Pek çok nüsha arasında mesela Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi Bölümü, 4470 nurnarada kayıtlı 11 Mevlid" nüshası ile Hacı Selim Ağa Kütüphanesi (Üsküdar), Hüdayi 11 Kitaplan Bölümü, 1286 nurnarada kayıtlı Mf{Vlid" nüshasını ele alalım. Bu her iki nüshanın 11 Tevhld bahri"nde saba, dügah, neva, muhayyer, kuçek ve hüseyni makamlanyla seyredilmesini işaret eden kayıtlar bulunmaktadır. Diğer bölümlerde de beyitler yanına yazılan makam kayıtlannın bazı küçük farklılıklar dışında neredeyse aynı olduğu görülmektedir. Bu örnekleri, kütüphanelerdeki başka nüshalarla da 3 İbnillemin Mahmut Kemal İnan, Hoş Sadfi, İstanbul1958, s. 32.

6 Mevlid ve Süleyman Çelebi 1489 çağaltmak mümkündür. İşte yüzyıllar boyu devam eden bu tarz Mevlid icraj.arı zamanla, "klasik okuyuş" diyebileceğimiz bir "model"i ortaya çıkarrruşhr. Mevlid manzumesinde bölümlere "bahir" adı verilir ve bu bahirler "Mevlidhan"lar tarafından, bahirler arasında ise" tevşih" adı verilen dini musıkl eserleri ise "tevşihhan grubu"nca okunur. Bahire girilmeden önce bir aşr-ı şerif veya tevşlhin okunmasının ardından Mevlidhan kürsüye çıkar, önce bir kaside okuduktan sonra Mevlide girer. Bugün artık "model" haline gelmiş Mevlid icraj.arındaki seyri şöyle özetleyebiliriz: önce dügah, saba, çargah veya şevkutarab makanundan tilavet edilen Kur'an-ı Kerim veya bir tevşihle Mevlid merasirn.i başlar. "Allah adın zikredelim evvela" rrusrfuyla başlayan "Tevhid" veya "Münacat" bahrine saha makarruyla girilir. Bu makama yakın diğer makamlar ayrıca uşşak, hüseyııl acemaşiran gibi makamlara geçkiler yapıldıktan sonra hüseyııl nağmelerle tamamlanan bahrin ardından küçük bir dua yapılır. "Hak TeaJ.a çün yarattı Adem'i" rrusrfuyla başlayan "Nur" bahri hicaz makarruyla başlar eviç, segah şehnaz, karcığar gibi makam geçkileriyle devam edip yine hicaz makarruyla sona erer. Rast makarruyla girilen "Veladet (Viladet)" bahri,." Arnine Hatun Muhammed anesi" rrusrfuyla başlar; sfızidilara, segah, nihavent, hi c az, ısfahan gibi makamlar gösterildikten sonra rast makarruy la karar kılınır. "Y aratılrruş cümle oldu şaduman" rrusrfuyla başlayan "Merhaba" bahrine hüseyııl ile girilir, segah veya hüzzamla karar verilir. Mevlid'in "Mi'rac" bahrine "Söyleşirken Cebrail ile kelfun" rrusrfuyla başlanır. Segah, ırak, hüzzam, eviç gibi makamlara geçkiler yapıldıktan sonra segah makarruyla karar kılınmasının ardından salatü selfun getirilir. Uzun süredir Mevlidlerde pek okunmayan "Vefat" bahrinde de hicaz, uşşak, hayati gibi makamlar hakimdir. Mevlid'in son bölümü olan "Dua" bahri "Ya İlahi ol Muhammed hakkıyçün" rrusrfuyla başlar. Uşşak ve hüseyııl makamları çerçevesinde devam eden ve bu arada saha ve bestenigar geçkilere de yer verilen bu bölüm de hüseyııl makarruyla sona erer. 4 Mevlid' in okunuşu ile ilgili bu bilgileri verdikten sonra Mevlid icrasında çok önemli bir yere sahip olan "tevşihler" konusuna geçiyorum: Arapça "vişah" kökünden "süslemek, tanzim etmek" 4 Ali Rıza Sağman, Mevlid Nasıl Okunur ve Mevlidlıanlar, İstanbul 1951, c. I, muhtelif yerler; Nuri Özcan, "Mevlid (müsiki)", Türkiye Diyanet Vakfı İsliinı Ansiklopedisi, c. XXIX, s. 484; Bekir Sıdkı Sezgin' den alınan şifahi bilgiler.

7 490 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi manalarma gelen tevşlh, dini mcı.sikimizde Mevlid ve mi' raciyye gibi hacimli eserlerin balıirieri arasında okunmak üzere bestelenmiş, güfteleri her yönüyle Hazret-i Peygamber'i konu alan ilahilerdir. Bu durumda, her tevşlh bir ilahi ise de her ilahi tevşlh değildir. Tevşlh, Mevlid ve mi'raciyye gibi büyük formdaki eserlerin bölümlerini süsleyerek renklendiren anlamında kullamlnuşhr. Ancak burada, Arap müsikisinin büyük formlarından biri olan 11 muvaşşah 11 ile, Türk dini 11 müsikisindeki tevşlh" in, kelime olarak aynı kökten gelmelerinin dışında hiç bir şekilde ilgilerinin bulunmadığını belirtmek isterim. -.,. Tevşlhler eski kaynaklarda, 11 tevşlh ilahi, Mevlid tevşlhi" gibi isimlerle anılmaktadır. Ancak, günümüzde Türk müsikisinin en büyük eseri kabul edilen Kutbünnayi Şeyh Osman Dede'nin (ö. 1729) "Mi'raciyye" sindeki tevşlhlerin eser bütünlüğü içerisinde yine Osman Dede tarafından bestelendiği göz önünde bulundurulduğunda, Mevlidde okunan tevşlhlere sadece 11 tevşlh" denilmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyim. s Güfte itibariyle na' tlerle aynı niteliklere sahip olan tevşlhler dini müsikide, çoğunlukla serbest (irticaj1, improvize) bir şekilde icra edilen na'tlerden a) cumhur olarak (koro halinde) okunması, b) besteli olması gibi özelliklerle ayrılırlar. Sözleri daha çok Türkçe olmasına rağmen Arapça yazılmış tevşlhler de vardır. Tevşlhlerin güfteleri genellikle 2, 4, 5, 6 mısradan ibaret bir kıt' a olur. Çok kullanılan dört mısralık bir kıt' anın beste şeması: A + A +B+ A şeklindedir. Tevşlh okuyuşlarında şu hususlara bilhassa dikkat edilmelidir: 1) Mevlid balıirieri muayyen makam ve konular etrafında okunduğuna göre tevşlhin, okunacak bahrin makamına ve konu,suna uygun olarak. seçilmesi gerekmektedir. Mesela IIVeladet" bahrine rast makamıyla girileceğine göre bu balıirden önce okunacak tevşlh rast veya rastın terkiplerinden bir makamdan seçilmeli ayrıca konusu da bahrin anlamıyla uyuşmalıdır. 2) Tevşlh okurken dik akorttan mümkün olduğu kadar kaçınmalı, herkesin _uyabileceği orta bir akort tercih edilmelidir. Böylece tevşihhanlarla Mevlidhan arasında ortaya çıkabilecek akort problemine fırsat verilmemiş olacakhr. 5 Suphi Ezgi, Nazari Arnelf Türk Milsikfsi, İstanbul tarihsiz, c. III, s

8 Mevlid ve Süleyman Çelebi ) Tevşih okuyanlar arasında ağız birliğine bilhassa önem verilmelidir. Dolayısiyle usül darblarına beraberce uymak suretiyle,. güftede meydana gelebilecek anlam bozukluklarına sebep olan hece bölünmelerinin de önüne geçilmiş olacakhr.6 Türk Musikisi N ota Yayımcılığında Tevşih Repertuarı Türk dini müsikisinin bu formu, ötedenberi bestekarlar tarafından çok iltifat görmüş. ve bu çerçevede Türk müsiki tarihinde büyük mutasavvıf şairlerin şiirlerinden seçilmiş pek çok tevşih bestelenmiştir. Musiki tarihi içerisinde ilahi formundan sonra en çok beste yapılan dini müsiki formumuz tevşihtir. Kütüphanelerde mevcut bulunan elyazması güfte mecmuaları tedkik edildiğinde, yüzlerce tevşih bestesinin güfte kayıtlarına rastlanılacakhr. Türk dini müsikisi repertuarında bu derece önemli bir yeri bulunan tevşihlerin günümüz dini müsiki repertuarı çerçevesinde sayılarının yeterli derecede olduğunu söylemek mümkün değildir. M us iki eserlerinin gelecek nesillere aktarılmasında n ota ile tesbitinin önemini artık kimse küçümseyemez. Ancak Cumhtıriyet' ten bu yana Türkiye genelinde istenilen düzeyde bir "Türk müsikisi nota neşriyab" gerçekleştirilememiş ayrıca buna bağlı olarak ll dini müsiki nota yayımcılığı" ise çok daha dar bir çerçevede yapılabilmiştir. Seksen yıla yakın bir geçmişi bu).unan "dini müsiki nota yayımcılığı" nda "tevşihler" münhasıran yer almamış ancak yapılan muhtelif yayımlarda "dini müsiki eseri olarak" diğer eserler arasında yer verilıniştir. Müsiki ile ilgili kitap, dergi, makaleler çerçevesinde bir "tevşih repertuarı" oluşturmada yararlanılabilecek ciddi bir kaynak niteliği taşıyan eserleri şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Türk Musikfsi Kliisiklerinden İliihfler. Mevlut Tevşflıleri, İstanbul 1931, c. I, s İstanbul Konservatuarı Tarihi Türk Musikisi Eserlerini Tasnif ve Tesbit Komisyonu tarafından yıllan arasında yayımlanan ve Mevlid Tevşihleri, İlahiler, Bektaşi Nefesleri ve Mevlevi Ayinleri adlı 18 ciltten meydana gelen dini eserler serisinin ilk cildi olup, 28 adet tevşihin notasıyla birlikte güftesi neşredilmiştir. 2) A. Ali Rıza Şengel, Türk Musikfsi Klasiklerinden İlalıfler (neşreden: Yusuf Ömürlü), İstanbul , c. I-IV. 6 Halil Can, "Tevşihler", Musikf Mecmuası, İstanbul1974, sy. 293, s. 19.

9 492 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi B. Abdülkadir Töre, Türk Miisikfsi Klfisiklerinden İlfihfler (neşreden: Yusuf Ömürlü), İstanbul , c. V-IX. Kubbealh Kültür ve Sanat Vakfı tarafından neşredilen 9 ciltlik bu seri içerisinde 183 adet tevşlh neşredilrniştir. 3) Yusuf Ömürlü, Rahmet Peygamberine İlfihfler, İstanbul2007. Türk Kadınlan Kültür Derneği İstanbul Şubesi tarafından yayınlanan eserde, büyük kısmı 2. maddede zikredilen eserlerden derlenmiş ilahi, na't ve şuğullerin yanında 193 adet tevşlh yayırnlanrmşhr. - Yapılan bu üç yayın içerisinde konurnuzu ilgilendiren en kapsamlı çalışmanın son eser olduğunu söyleyebiliriz. Bu üç neşirdeki tevşlhler incelendiğinde dikkat çeken bazı noktalan şöyle sıralayabiliriz: - Bazı güfteler birçok defa farklı makarn ve usüllerle bestelenrniştir. Bu tevşlhlerin en tanınmışlan arasında XV. yüzyılın tanınmış Halvetl şeyhlerinden, rnutasavvıf şair Dede Ömer Rüşeni (ö. 1485)'nin: "Çün doğup tuttu cihan yüzünü hüsnü n güneşi Kim ola sevmeye bu vechile sen mfih-veşi" beytiyle başlayan şiiri gelir. Bu güfteye başta, (bilinen bestekarlan) Buhfırlzade Mustafa Itrl Efendi, Muallirn İsmail Hakkı Bey, Nayi Şeyh Rıza Bey ve Eyyübl Ali Rıza Şengel olmak üzere rnüsikl tarihimiz boyunca pek çok rnüsiklşlııas tarafından beste yapılmıştır. Bu eserin 25 bestesi tesbit edilmiş olup Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Repertuan'nda ise 18 bestesinin kaydı bulunrnaktadır.7 Ayrıca tanınmış tevşlhler arasında, A. Mahmud Hüdayl Hz.'lerinin kalerne aldığı Çargah makamındaki bestelediği, "Kudürnun rahmet-i zevk u safadır ya ResUlallah 1 Zuhürun derd-i uşşaka devadır ya Cesülallah" beytiyle başlayan manzumesiilli Zekru Dede' nin şevkutarab makannndaki "Bir muazzam padişahsın ki kulundur cümle şah" rmsrfuyla başlayan eserinii Güftesi Adile Sultan' a ait "Merhaba ey Falır-i alem merhaba/merhaba ey şah-ı a' zam merhaba" rmsralanyla başlayan Ihr Faik Bey'in hüzzarn tevşihini zikredebiliriz. - Bazı güfte yazarlannın belli olmadığı bu tevşlhlerde Niyazi-i Mısrl, Yahya Nazim, Mehrned Nazrnl, Fuzüll, Şeyh Gilib, Abdülahad Nuri, Sinan Ürnrn1, Adile Sultan gibi şairlerin güftelerine az beste 7 Türk Sanat Müziği Sözlü- Eserler Repertuan (Alfabetik), Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Müzik Dairesi Başkanlığı, Ankara 1995, s. 102.

10 Mevlid ve Süleyman Çelebi 1493 yapılnuş ancak Erzururnlu İbrahim Hakkı, Hasan Sezayi, Aziz Mahmud Hüdayi, İsa Mahvi, Kenan Rıfili, Hasan Kenzi, Yunus Emre ve Neccarzade Rıza Efendi gibi mutasavvıf şairlerin güfteleri ise çok tercih edilmiştir. - Ellinin üzerinde makamın kullamldığı tevşihlerin en çok (sırasıyla) hüzzam, rast, hicaz, hüseyni, segah, uşşak makamlarmda bestelendiği müşahede edilmiştir. - Tevşih besteleme konusunda musıkişinasların hassasiyetleri yüzyıllar boyu devam etmektedir. Bestekarları tesbit edilen tevşihler XVII. yüzyıldan bu yana gelenlerdir. Bu yüzyıldan günümüze kadar tesbit edilebilen tevşih bestekarlamu da şu şekilde sıralayabiliriz: XVII. yüzyılda: Aziz Mahmud Hüdayi, Hafız Post; XVIIT. yüzyılda: BuhCırizade Mustafa Itri Efendi, Kutbünnayı Şeyh Osman Dede, Çalakzade Şeyh Mustafa Efendi, Drağman zakiri Ahmed Vefki Efendi, Niznam Yusuf Çelebi; XIX. yüzyılda: Sultan III. Selim Han, Şikarizade Ahmed Efendi, Hamarnızade İsmail Dede Efendi, Deliaizade İsmail Efendi, Mutafzade Ahmed Efendi, Sermüezzin Rifat Bey,.Hacı Faik Bey, Hacı Arif Bey, Latif Ağa, Eyyı1b1 Zekili Dede; son dönemde: Balat Şeyhi Kemal Efendi, Şeyh Rıza Efendi, Muallim İsmail Hakkı Bey, Şehzade Seyfeddin Efendi, Şeyh Edhem Efendi, Tanbfıri Aziz Mahmud Bey, Selanikli Ahmed Efendi, İzzeddin Hüınayi Elçioğlu, Kenan Rıfili, Hüseyin Tolan, Eyyı1bi Ali Rıza Şengel, Rakım Elkutlu, Zekaizade Hafız Ahmed Irsoy, Abdülkadir Töre; yakın dönemde ise: Kemal Batanay, Hüseyin Sebilci, Bekir Sıdkı Sezgin, Doğan Ergin, Cahid Gözkan, Zeki Altun ve Cüneyt Kosal. Bu sanatkarlar arasında ise en çok beste yapmış müsikişinas Muallim İsmail Hakkı Bey' dir. Onu sırasıyla Ali Rıza Şengel, Hacı Faik Bey, Zekili Dede, Rifat Bey, İzzeddin Hüınayi Elçioğlu, Aziz Mahmud Bey, Mustafa Itri Efendi, Kozyatağı Rifili Tekkesi Şeyhi nay! Rıza Efendi ve diğerleri takip etmektedir. İslam dünyasında,. özellikle Osmanlı kültür coğrafyasında yüzyıllar boyu devam eden Mevlid geleneğinin önemli bir unsuru olan tevşihler, önceki dönemlerde olduğu gibi gelecekte de yeni beste ve icralarla dini müsikimizdeki yerini muhafaza edecektir, etmelidir.

11 494 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi ÇARGA.H TEVŞİH Safyan Beste-Güfte: Aziz Mahmud Hüdayi ll Ku dü mün rah Hü da ye rah me ti zev ye şe ra at "' ı' ku zev ku sa kıl e lll.. ra ğer I.. EEr:JCJI dır za ~~ 9 c::ıeifj. ~ ı on u u ar: r :ı ı ya ya Re sü hi hir e ğer j" ~cd ı 1' ~F F fal lah Al lah zu hü tın Ka pı $~ 9 ~r r cj r?:=ı Er re r.. :rı a e bt u u ı ~ run de der na in in &~ 9 h[ Er re tg ı fe rf fe EJ ı U j :tu (f ı ' di uş şa ka ti sa b et miş.

12 Mevlid ve Süleyman Çelebi HÜZZAM TEVŞİH D üye k Güfte: Adile Sultan (ll. Mahmud'un kızı) Beste: Hacı Faik Bey Mer ha ba ey fah ri a lem mer ha J ; 11 ~-,...-::-,.ıp17,.._,.-;;---- :-::-... Jl1lt,. wjce:rr o ;ı -: a rrwj.;v rttı :go; cm=@ ba Mer ha ba vey şa hı a zam m er ha ba za ti pa kin ves se lam ey eh li bey ti müc te biı

13 496 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi ŞEVKUTARAB TEVŞİH Ev sat Güfte:Selami Efendi Beste: Zekıii Dede..ı. -r o r c -r :r r ı : Bır mu az zam! r D br p! E E tl.. pa di şah sı n p,.. i 1. D ~ r ı 1 1 ki ku lun dur c f r i r ı i ' r ı le şah bi ev ed Kur na da vaz ol ~w r r r ~ r ~ u : ~- D ~ :r -r D.. ı du se nin çün tah tı

14 Mevlid ve Süleyman Çelebi 1497 ~J& r r ~ r : r ~ :r : ~ r; r r :. & Nüh fe lek hef r J& O f b- r F F U F E : E be E r g f ili. ~ ~ ~ 4 r r r ij& 'C P _ r p r ~r ı c r u r ı cak sa na r r r r- D : r ' r u -:ı ): ~ ri dh.ı Em ri ne ma h $~~ ~- o r r ı : r r r r c r r r : r r r r küm dur a lem ~Jb c r :.:< r ' r c: : r D J 1 : her sö zün vah Hafif ~~!i yi ; lah u~ r n.: sapf >.. o Et rp :#~ Es sa Iii tü ves se lam ey Ha di i ra

15 498 1 Mevlid ve Süleyman Çelebi hı HU da Kün tü a si şe fı' al m üz ni bin iş fa' le na 1 Bir muazzam padişahsın ki kulundur cümle şah Kurb-i ev edm3da va'z oldu seninçün taht-ı gah Nüh felek heft zemin ancak sana bir bar-i gah Emrine mahkumdur alem her sözün vahy-i ilah Essalat ü ves selam ey J:ladi-i rah-ı Huda Küntü asi ya şefi'al müznibin işfa'lena