SELEKT F ALFA-1 BLOKER KULLANAN HASTALARDA NTRAOPERAT F FLOPPY R S SENDROMU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SELEKT F ALFA-1 BLOKER KULLANAN HASTALARDA NTRAOPERAT F FLOPPY R S SENDROMU"

Transkript

1 T.C. EGE ÜN VERS TES TIP FAKÜLTES GÖZ HASTALIKLARI ANAB L M DALI Ba kan: Prof. Dr. CEZM AKKIN SELEKT F ALFA-1 BLOKER KULLANAN HASTALARDA NTRAOPERAT F FLOPPY R S SENDROMU DR. Y. EMRE KARAKOYUN UZMANLIK TEZ Tez Danı manı: Prof. Dr. E.Tansu Erakgün ZM R 2011

2 ÖNSÖZ Bekledi imden zorlu geçen ancak mesleki ve sosyal yönden bir hayli tecrübeler ya adı ım, adeta hayat sınavına son bir sıkı hazırlık olarak geçen 5 yıllık uzmanlık e itimimin sonuna geldim. Bu süreçte bizlere bilgi ve deneyimlerini aktaran de erli hocalarım sayın Prof.Dr. Jale Mente, Prof.Dr. Ay e Ya cı, Prof.Dr. Cezmi Akkın, Prof.Dr. Süheyla Köse, Prof.Dr. Halil Ate, Prof.Dr. E.Tansu Erakgün, Prof.Dr.Önder Üretmen, Prof.Dr.Filiz Afrashi, Doç.Dr. Sait E rilmez e en derin ükranlarımı sunarım. Arkada ça tavırlarıyla e itimimize katkıda bulunan uzman hekimlerimiz Dr. Serhad Nalçacı, Dr. Melis Palamar Onay ve Dr.Suzan Güven Yılmaz a te ekkür ederim. Zor ve güzel günleri payla tı ım Emil Yusifov ve Ahmet Çalı ba ta olmak üzere tüm asistan arkada larıma te ekkürü borç bilirim. Klini imizin ve ameliyathanemizin melekleri hem ire hanımlara, anabilim dalı sekreterimiz Zuhal Esenkan a ve tüm personelimize te ekkürlerimi sunarım. Beni büyüten ve bu günlere gelmemde en büyük pay sahibi olan kıymetli anne ve babama en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. Tüm ko ullarda beni destekleyen ve kahrımı çeken, bana o lum Mehmet i hediye eden biricik e im Seherime sonsuz te ekkürler Dr.Yunus Emre Karakoyun Kasım 2011 ii

3 Ç NDEK LER 1. G R AMAÇ GENEL B LG LER ris anatomisi risin otonomik inervasyonu BPH ve tedavisinde kullanılan alfa bloker ilaçlar IFIS e yol açtı ı bilinen di er ilaçlar GEREÇ ve YÖNTEM BULGULAR Hasta grubu ile kontrol grubu arasında yapılan istatistikler lacı kesilenler ile kesilmeyenler arasında yapılan istatistikler lacı kesilenler ile kontrol grubu arasında yapılan istatistikler Tamsulosin ve di er ilaçları kullananlar arasında yapılan istatistikler IFIS geli en ve geli meyenler arasında yapılan istatistikler TARTI MA SONUÇ VE ÖNER LER ÖZET ABSTRACT KAYNAKLAR iii

4 1. G R Benign prostat hiperplazisi (BPH) ileri ya taki erkekleri en sık etkileyen rahatsızlıklardan biridir. 50 ya ın üzerindeki erkeklerin yarısında ve 85 ya üzerindeki erkeklerin % 90 ında BPH mevcuttur (1). Amerika da erkekler üzerinde yapılan ara tırmada ya ları arasındaki erkeklerin % 25 i, ya arasındaki erkeklerin % 46 sında hafiften ciddiye de i ik oranlarda alt idrar yollarına ait semptomlar oldu u saptanmı tır (1). BPH ne benzer ekilde katarakt da ya lı popülasyonda sıktır ve ya arttıkça insidansı artar. Fakat BPH nin tedavisi medikal, kataraktın tedavisi ise cerrahidir. Amerika da yapılan bir çalı mada her yıl ya lı nüfusun yakla ık % 5,3 ünün katarakt ameliyatı oldu u bildirilmi tir (2). Sonuç olarak katarakt ameliyatı olan birçok hasta aynı anda BPH nedeniyle medikal tedavi almaktadır. BPH için en sık kullanılan ilaçlar 5 alfa redüktaz inhibitörleri ve alfa-1 adrenerjik reseptör antagonistleridir. Ancak zaman içinde semptomatik BPH tedavisinde en sık kullanılan ilaç alfa-1 adrenerjik reseptör antagonistleri olmu tur. Bu durumdan 5 alfa redüktaz inhibitörlerinin seksüel yan etkileri ve etkisinin yava ba laması sorumlu tutulmaktadır (3). Adrenerjik reseptörler (AR), sempatik sinir sistemindeki katekolaminerjik olayları yönlendiren G proteinleriyle çiftle mi transmembran reseptörlerdir. Endojen katekolaminler olan epinefrin ve norepinefrin bu reseptörlere ba lanır. AR kabaca iki gruba ayrılır: alfa ve beta AR. Alfa AR de kendi içinde alfa-1 ve alfa-2 ve alfa-1 AR kendi içinde alfa-1a, alfa-1b, alfa-1d olmak üzere üç alt gruba ayrılır. Alfa-1 AR alt tipleri vücutta alt idrar yolları ve gözü de içeren yaygın bir da ılıma sahiptir. nsan prostatında alfa-1a AR baskın olarak bulunur ve toplam alfa-1 AR popülasyonunun % 70 ini olu turur. Alfa-1a reseptörlerinin uyarılması prostat, prostatik üretra ve mesane boynunda kontraksiyona yol açar. Di er yandan irisde de alfa-1a AR yaygın olarak bulunmaktadır (1). Fare ve tav anlarda yapılan bir çalı mada alfa-1a AR nin iris dilatör kasında kontraksiyona aracılık etti i gösterilmi tir (4-5). Yani alfa-1 AR agonistleri iris dilatör kasında kontraksiyona yol açar ve midriyazis olu tururken alfa-1 AR antagonistleri ise iris dilatör kasının kontraksiyonunu engeller ve dilatasyona 1

5 engel olur. Oysa yeterli pupil dilatasyonu ve normal iris fonksiyonları katarakt ameliyatının güvenli i için son derece önemlidir. lk kez 2005 yılında Parssinen, BPH nedeniyle subtip selektif alfa-1 AR antagonisti olan tamsulosin ilacı kullanan hastaların katarakt cerrahisi esnasında de i en oranlarda iris hipotonisi farkettti ini bildirmi tir (6). Bu hastalarda tonüsü olmayan gev ek bir irisin bulundu unu, kesi yerlerinden irisin prolabe olmaya meyletti ini, gev ek irisin fako ve aspirasyon uçlarına gelme e ilimi nedeniyle çe itli iris lezyonlarının geli ti ini ve bütün bu bulguların da katarakt ameliyatını zorla tırdı ını bildirmi tir. Çalı masına dahil etti i tamsulosin kullanan 7 hastanın 7 sinde de gev ek bir iris bulundu unu, 6 sında irisin de i ik oranlarda kesi yerlerinden prolabe olma e iliminde oldu unu ve yine 7 hastanın 6 sında intraoperatif progresif miyozis geli ti ini bildirmi tir. Ardından Chang ve Campbell retrospektif ve prospektif olmak üzere iki kısımdan olu an çalı malarında, tamsulosin kullanan hastaların katarakt ameliyatlarında görülen bulguları intraoperatif floppy iris sendromu (IFIS) olarak adlandırmı ve bir üçleme olarak bildirmi tir (7). 1- Normal irrigasyon akımlarıyla iris stromasında dalgalanma olması 2- Gev ek iris stromasının fako kesisi ve yan giri lerden prolabe olma e iliminde olması 3- Ameliyat süresince progresif miyozis geli mesi Bununla birlikte IFIS, yalnızca iris dalgalanmasının görülebilece i hafif bir formdan, iris travması, iridodiyaliz, zonülodiyaliz, arka kapsül rüptürü ve vitreus kaybı gibi intraoperatif, G B yüksekli i ve kistoid makular ödem gibi postoperatif komplikasyonlarla sonuçlanabilecek bütün üçlünün görüldü ü ciddi bir form eklinde kar ımıza çıkabilmektedir (7). stenmeyen bu komplikasyonlarla kar ıla mamak için IFIS i iyi tanımalı ve gerekli önlemleri almalıyız. 2. AMAÇ Çalı mamızdaki temel amacımız, BPH nedeniyle selektif alfa-1 bloker kullanan veya daha önce kullanmı olan hastaların katarakt ameliyatlarını inceleyerek IFIS insidansını ara tırmak, hangi ilaçların bu tabloya daha sık neden oldu unu, ilaç 2

6 kesilmesinin IFIS geli imini azaltıp azaltmadı ını ve IFIS geli en vakalardaki komplikasyon oranlarının artıp artmadı ını ortaya koymaktır. 3. GENEL B LG LER 3.1. ris anatomisi Uveanın ön yüzü iris olarak adlandırılır. nce, renkli yapıda ve ortasında göze giren ı ı ı ayarlayan pupilla bo lu unu bulunduran diyaframa benzer dokudur. Santralde pupiller zon ve periferde silyer zondan olu ur. ki zonun birle ti i alandaki kabarıklı a kolaret adı verilir. ris önde stroma arkada ise pigment epitelinden olu ur. Ön yüzde epitelyum bulunmaz. Stroma iki katlıdır. Ön katında major arter halkasından gelen zengin damar yapısı, ince kollajen lifler ve kromatoforlar, arka stromal tabakada ise daha fazla elastik lif, daha az damar ve kromatofor bulunur. Stromada iki farklı kas yapısı bulunur. Sphincter pupilla kası pupilla kenarında 1 mm geni li inde halka eklindeki düz kas lifleridir. Dilatör pupilla kası ise iris kökünden sphincter pupilla ya kadar uzanan ince myoepitelyal tabakadır. Stromanın arkasında bulunan iris pigment epiteli de iki katlı yapıya sahiptir. ris periferde iris kökü ile sklera ve silyer cismin ön kısmına tutunur. risin çapı yakla ık 11 mm dir. En kalın oldu u nokta pupiller kenardan 2 mm uzaktadır. En ince kısmı ise silyer kenardadır. Lensin konveks ön yüzü irise hafifçe dokunarak öne do ru bombele mesini sa lamaktadır. Pupillanın çapı 1-8 mm arasında de i mektedir. Hafifçe alt nazalde yerle mi tir (8) risin Otonomik nervasyonu ris pupil çapını de i tirerek retinaya dü en ı ık miktarını ayarlar. yi görebilmek için gerekli olan bu durum otonom sinir sistemi tarafından inerve edilen iris kasları sayesinde gerçekle ir. 3

7 ris, dilatör ve sfinkter olmak üzere iki ayrı kas bölgesinden olu an kompleks bir organdır. Her iki bölgenin hem inervasyonları hem de kanlanmaları farklıdır. ris sfinkteri iki nöronun görev aldı ı parasempatik inervasyona sahiptir. Pregangliyonik nöron Edinger - Westhpal nükleusundan köken alır. Postgangliyonik nöron ise silyer gangliyondan ba lar ve pupillo-konstrüksiyon ve akomodasyondan sorumlu olan kısa silyer sinirleri ihtiva eder. Dilatör kasın sempatik inervasyon yola ı ise üç nörondan olu ur. Birinci sıra nöron hipotalamustan ba lar ve alt servikal kordda sinaps yapar. kinci sıra nöron (pregangliyonik) boyuna do ru çıkar ve superior servikal gangliyonda sinaps yapar. Üçüncü sıra nöron (postgangliyonik) internal karotis damarları üzerinde seyreder ve orbita içerisinde uzun silyer sinirlere e lik eder ve dilatör kasa ula ır (9). Pupil dilatasyonu ve kontraksiyonu arasındaki denge sempatik sistem ve kolinerjik sistem arasındaki ili kiye ba lıdır. Sempatik sistem baskın oldu unda pupiller dilatasyon, kolinerjik sistem baskın oldu unda pupiller konstriksiyon gerçekle ir (10). riste en yaygın bulunan adrenerjik reseptör alfa-1a reseptörüdür. Aynı zamanda küçük iris arteriyollerinde de en yo un bulunan adrenerjik reseptör alfa-1a reseptörüdür. Mesane boynu ve prostattaki adrenerjik reseptörlerin de %70 i alfa-1a reseptörüdür. ris ve prostat-mesane dı ındaki yerlerde bu reseptörden çok az bulunur (10) BPH ve tedavisinde kullanılan alfa bloker ilaçlar BPH, insidansı ya ile artan, erkeklerde görülen ilerleyici bir hastalıktır. Histolojik olarak BPH 40 ya ından sonra geli ir ve 60 ya civarında prevalansı % 50 nin üzerindeyken, 85 ya larında % 90 lara çıkar. BPH geli imi ya am kalitesini etkileyen alt üriner sistem ikayetlerine yol açar. Bu ikayetlerin prevalansı ya ile artar, özellikle 50 ya ve üzerindeki erkeklerde görülür (11). Histolojik olarak BPH, erken dönemde prostat bezinin periüretral bölgesinde geli en epitelyal ve stromal hücre sayısında ilerleyici artı ile karakterizedir. Bu 4

8 hücresel ço alma süreci, üretral daralmayla sonuçlanan prostatik düz kas tonüsünü arttırır (11). Histolojik BPH ı olan hastaların yakla ık olarak % 50 si alt üriner yol ikayetleri bildirir. ikayetler arasında idrar yapma sıklı ında artı, noktüri, idrar kalibrasyonunda ve akımında azalma, tam olarak mesane bo altımının yapılamaması hissi yer alır. Bu ikayetler hayat kalitesini etkilese de BPH a ba lı mortalite çok nadirdir. Sık olmasa da akut idrar retansiyonu, böbrek yetmezli i, idrar yolu enfeksiyonu, hematüri, mesane ta ı gibi komplikasyonlar geli ebilir (11). Günümüzde alfa bloker tedavisi, BPH nin temel medikal tedavisi haline gelmi tir. Tek ba ına veya kombinasyon tedavisinde kullanımı ile yaygınlı ı gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanı sıra alfa bloker tedavileri bu atılımı kısa sayılabilecek bir sürede yapabilmi tir yılında Caine ve arkada larının insan prostatının alfa adrenerjik agonist olan norepinefrinin varlı ıyla kasıldı ını göstermesi bu konuda ipucu te kil etmi tir. Bu konuda çalı malar ilerledikçe klinik BPH nin patofizyolojisinin prostatik düz kaslardaki alfa-1 adrenerjik reseptörlerle düzenlenen mesane çıkım obstrüksiyonuyla olu tu u tespit edilmi tir. Bunun ardından yapılan çalı malarda da prostat düz kaslarının kasılmasının alfa-1 adrenerjik reseptörlerle düzenlendi i bildirilmi tir. Bu bulgular, insan prostatında norepinefrinin ve düz kas alfa-1 adrenerjik reseptörlerinin yüksek düzeyde bulunmalarıyla desteklenmi tir. Fakat insan prostatında norepinefrinin ve alfa-1 adrenerjik reseptörlerinin yüksek miktarda buluınması prostat i levlerinde önemli rolleri oldu unu gösterse de, bunların direkt olarak klinik BPH den sorumlu olacakları eklinde anla ılmamalıdır. Çalı malar semptomatik ve asemptomatik erkeklerin prostat dokularındaki norepinefrin seviyeleri ve alfa-1 adrenerjik reseptör yo unlu u arasında anlamlı bir fark olmadı ını belirtmektedir (12). Alfa blokerler, alfa adrenerjik reseptör selektivitelerine ve eliminasyon sürelerine göre sınıflandırılırlar (Tablo 1). Uzun süreli ilaç kullanımı ve hasta uyumu gerektiren BPH tedavisinde 1990 lı yıllara kadar selektif olmayan ve kısa etkili ajanlar kullanılmı tır lı yıllarda terazosin ve doksazosin gibi uzun etkili ve selektif ajanların kullanıma giri i BPH tedavisinde dönüm noktası olmu tur (12). 5

9 Tablo 1. Alfa blokerlerin sınıflandırılması Nonselektif Selektif Fenoksibenzamin kısa etkili 1 uzun etkili 1 Prazosin Terazosin Alfuzosin IR Doksazosin ndoramin Alfuzosin SR Subtip selektif Tamsulosin Silodosin Naftopidil IR: orta salınımlı SR: yava salınımlı Fenoksibenzamin in BPH üzerine çok etkili oldu u gösterilmi tir. Fakat alfa-1 ve alfa-2 reseptörlerin her ikisini de etkilemesi yan etkilerini attırmaktadır ve bu yüzden kullanımı kısıtlanmaktadır. Prazosin, Alfuzosin IR ve indoraminin kısa serum yarı ömürleri nedeniyle günlük tek doz alım avantajını sunamadıklarından dolayı kullanımları terk edilmi tir (12). Bunun yanında selektif alfa-1 adrenerjik reseptör antagonistlerinin de (doksazosin, terazosin ve alfuzosin) postural hipotansiyon, ba dönmesi gibi vazodilatör yan etkilere yol açtı ı bilinmektedir. Bu durumdan tüm alfa-1 reseptör alt gruplarını antagonize etmeleri sorumlu tutulmaktadır. Tamsulosin ise alfa-1a ve alfa- 1d AR e relatif olarak daha seçicidir ve bu nedenle postural hipotansiyon gibi yan etkilere daha az yol açmaktadır. Yine nispeten yeni ke fedilen silodosin, tamsulosin gibi alfa-1a reseptörleri seçici olarak bloke eder ve kardiyovasküler yan etkilere daha az yol açar. Bu seçici etki nedeniyle tamsulosin ve silodosin BPH tedavisinde daha sık tercih edilen moleküller haline gelmi tir (13). 6

10 3.4. IFIS e yol açtı ı bilinen di er ilaçlar BPH tedavisinde alfa blokerler ve 5 alfa redüktaz inhibitörleri kullanıma girmeden önce medikal tedavideki tek seçenek bitkisel bir tedavi yöntemi olan Serenoa repens özütlerinin kullanılmasıydı. Cüce palmiye (saw palmetto) bitkisinin meyvelerinden hazırlanan bu bitkisel ilaç halen BPH nedeniyle alt üriner sistem ikayetleri olan hastalar tarafından kullanılmaktadır (14). Etki mekanizmaları arasında anti-androjenik, anti-proliferatif, pro-apoptotik etkileri sayılan bu maddenin IFIS e yol açma mekanizması olarak alfa adrenerjik reseptör antagonisti olarak da etki etmesi sorumlu tutulmaktadır (15). 5 alfa redüktaz inhibitörlerinin de IFIS e yol açtı ını bildiren yayınlar vardır. Issa ve ark. finasterid kullanım öyküsü olan 2 hastanın her iki gözünün katarakt ameliyatlarında IFIS geli ti ini bildirmi tir (16). Ba ka bir olgu sunumunda alopesi nedeniyle finasterid kullanan bir hastanın katarakt ameliyatında IFIS geli ti i bildirilmi tir (17). Antipsikotik ilaç kullanımının IFIS e yol açtı ına dair yayınlar vardır. Pringle ve ark. zuclopenthixol kullanmakta olan izofren bir erkek hastanın katarakt cerrahisinde IFIS geli ti ini belirtmi lerdir (18). Zuclopenthixol, thioksantin grubu bir antipsikotiktir ve dopamin D2 reseptör blokajı ve alfa adrenerjik blokaj yapmaktadır. Ford ve ark. ba ka bir antipsikotik ilaç olan risperidon kullanan bir hastada IFIS geli ti ini bildirmi lerdir (19). Burada da risperidonun alfa adrenerjik blokaj yapması sorumlu tutulmu tur. 4. GEREÇ VE YÖNTEM Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Klini i nde Kasım 2009 ve Haziran 2011 tarihleri arasında fakoemülsifikasyon yöntemiyle katarakt ameliyatı olmu 79 erkek hastanın 89 gözüne ait tüm kayıtlı veriler retrospektif olarak incelendi. 7

11 Selektif alfa-1 bloker kullanım öyküsü olan 38 hastanın 45 gözü hasta grubu, ilaç kullanım öyküsü bulunmayan 41 hastanın 44 gözü kontrol grubuna dahil edildi. Hasta grubu da kendi içerisinde halen ilaç kullananlar ve ilacı kesenler olarak iki alt gruba ayrıldı. Hasta grubuna dahil edilen 38 hastanın 12 si (% 31,5) daha önce bir süreli ine selektif alfa bloker kullanmı, 26 sı (% 68,5) ise halen kullanmaya devam eden hastalardan olu maktaydı. Kullanılan selektif alfa bloker da ılımına baktı ımızda ise hastaların 21 i tamsulosin (% 55,2), 17 si (% 44,8) ise di er selektif alfa blokerleri (doksazosin, terazosin, alfuzosin) kullanmaktaydı. Gruplara ait demografik veriler tablo 2 ve tablo 3 de özetlenmi tir. Tablo 2. Demografik veriler Hasta grubu kontrol grubu Ya 74,3 ± 8,1 68,1 ± 9,5 Göz rengi 31 K, 7 A 33 K, 8 A Sistemik hastalık DM: 3 hasta HT: 20 hasta DM: 8 hasta HT: 15 hasta (K: Koyu, A: Açık, DM: Diabetes Mellitus, HT: Hipertansiyon) Tablo 3. Hasta grubu ilaç kullanım özellikleri lacı kesenler laca devam edenler Hasta sayısı Tamsulosin 8 13 Di er selektif alfa bloker 4 13 Ameliyat öncesi ve sonrasında Snellen e eli ile en iyi düzeltilmi uzak görme keskinlikleri ölçüldü. Bu de erlerin Logmar e de erleri hesaplandı. Yine ameliyat öncesi ve sonrasında santral korneal kalınlık ölçümleri (SKK) Scheimpflug kamera (Pentacam 70700: Oculus, Wetzlar, Germany) ile yapıldı. Ameliyat öncesinde biyomikroskobik muayenede psödoeksfolyasyon (PXS) varlı ı ve yatay slit ile pupiller dilatasyon miktarı ölçüldü. Goldmann aplanasyon tonometisi ile göz basıncı ölçümü, 90 D lens yardımıyla gözdibi muayenesi yapıldı. Katarakt sertli i LOCS III sistemine 8

12 göre derecelendirildi (20). Görme keskinli ini azaltabilecek ek göz hastalı ı olan hastalar çalı maya dahil edilmedi. Hastalara % 1 lik tropikamid (tropamid forte ), % 2,5 lik fenilefrin HCL (mydfrin ), % 1 lik siklopentolat HCL (sikloplejin ) ve % 0,1 lik diklofenak sodyum dan (inflased ) olu an preoperatif standart dörtlü dilatasyon protokolü uygulandı. Cerrah ameliyat sonrasında geli en IFIS bulgularını, intraoperatif komplikasyonları (iris travması, arka kapsül rüptürü, vitreus kaybı gibi) ve alınan preoperatif ve intraoperatif önlemleri (irrigasyon sıvısına epinefrin eklenmesi, ök ya epinefrin veya fenilefrin eklenmesi, iris retraktörlerinin ve yüksek viskoziteli viskoelastik kullanımı gibi) sorgulayan bir form doldurdu (Tablo 4). ris dalgalanması, iris prolapsusu ve progresif intraoperatif myozis bulgularının üçünün de geli ti i olgular ciddi IFIS olguları olarak kabul edildi. Ameliyat sonrası dönemde hastalar rutin olarak 1, 5 ve 30. günlerde muayene edildi ve komplikasyon geli meyen hastalar takipten çıkarıldı. statistiksel de erlendirmede SPSS 15,0 paket programı kullanıldı. statistiksel anlamlılık için p de erinin < 0,05 olması artı arandı. statistiksel analiz için Mann Whitney testi ve ki kare testleri kullanıldı. Ege Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim Dalı ndan yardım alındı. 9

13 Tablo 4: Hasta de erlendirme formu Ameliyat öncesi doldurulacak kısım Adı soyadı : Ya ı : Cinsiyeti : Ameliyat tarihi: Sistemik hastalıkları : Kullandı ı alfa reseptör blokeri : lacı kesildi mi? Pre-op refraksiyonu ve görme keskinli i: Katarakt sertli i: PXS varlı ı : Göz içi basıncı: Dilatasyon öncesi - sonrası pupil geni li i : Pre-op CCT: Post-op CCT: Ameliyattan sonra doldurulacak kısım ris dalgalanması oldu mu? Kesi yerlerinden iris prolapsusu oldu mu? Progresif intraoperatif miyozis oldu mu? ntrakamaral adrenalin kullanıldı mı? ntrakamaral fenilefrin kullanıldı mı? ris hook kullanıldı mı? Di er yöntemler: Fako parametreleri ne idi? Komplikasyon geli ti mi? (iris travması, arka kapsülün açılması...) Cerrah : Cerrahi süresi: Anestezi (topikal,retrobulber,genel): A rı düzeyi (en dü ük 1, en yüksek 10 olmak üzere): Post-op 1.gün komplikasyonlar 5. BULGULAR 5.1. Hasta Grubu le Kontrol Grubu Arasında Yapılan statistikler Ya Ya ile ilgili yapılan istatistiksel çalı mada kontrol grubunu olu turan hastaların anlamlı olarak daha genç oldukları saptanmı tır (p<0,05). Hasta grubunda ortalama ya 74.3 ± 8,1 iken kontrol grubunda 68.1 ± 9,5 olarak bulunmu tur. 10

14 Sistemik hastalık Sistemik hastalık varlı ı ile ilgili yapılan istatistiksel çalı mada hem diyabet hem de hipertansiyon açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmamı tır (p 0,05). Hasta grubunda diyabetik ve hipertansif hasta sayıları sırasıyla 3 (% 7,9) ve 20 (% 52,6) iken, kontrol grubunda ise 8 hastada diyabet (% 19,5) ve 15 hastada (% 36,6) hipertansiyon bulunmaktaydı. Ancak hastaların hiçbirinde görme keskinli ini azaltabilecek diyabetik ve hipertansif retinopati mevcut de ildi Göz rengi Göz rengi ile ilgili yapılan istatistiksel çalı mada gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p 0,05). Her iki grupta da hastaların büyük ço unlu unu koyu göz rengi olanlar olu turmaktaydı. Koyu renk gözlülerin oranı hasta grubunda % 81.6 iken, kontrol grubunda bu oran % 80.5 olarak bulundu Katarakt sertli i Katarakt sertli i ile yapılan istatistiksel çalı mada gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p 0,05). Hasta grubunda ortalama katarakt sertli i LOCS III sınıflama sistemine göre grade 2,91 iken, kontrol grubunda grade 2,86 olarak bulundu PXS varlı ı Hasta grubunda PXS u olanların oranı % 24,4 iken, kontrol grubunda bu oran % 11,4 olarak bulundu. Ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı düzeyde de ildi. (p 0,05) Pupiller Dilatasyon Pupiller dilatasyon ile ilgili yapılan istatistiksel çalı mada gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p<0,05). Hasta grubunda ortalama pupiller dilatasyon 6,4 ± 1,4 mm iken kontrol grubunda 8,6 ± 0,5 mm olarak bulundu. 11

15 IFIS bulguları IFIS geli imi açısından yapılan istatistiksel çalı mada gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0,05). Hasta grubunda % 48,9 oranında IFIS geli irken, kontrol grubunda bu oranın % 6,8 de kaldı ı izlendi. Yine IFIS ciddiyeti açısından da gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0,05). Hasta grubunda 12 vakada ciddi IFIS görülürken (% 54,5) kontrol grubunda hiçbir hastada ciddi IFIS geli medi i görüldü (Tablo 5). Hasta grubunda 45 gözün 20 sinde (% 44,4) intraoperatif progresif myozis geli imi en sık görülen IFIS bulgusu olarak göze çarparken, bunu 45 gözün 16 sında geli en (% 35,6) iris dalgalanması takip etmi, yine 45 gözün 13 ünde ise (% 28,9) kesi yerlerinden iris prolapsusu izlenmi tir. Kontrol grubundaki 44 gözün 1 inde iris dalgalanması görülürken (% 2,3), 3 gözde iris prolapsusu (% 6,8), 2 hastada ise (% 4,5) intraoperatif progresif myozis izlenmi tir. Tablo 5. IFIS bulguları yok IFIS var Toplam Hasta 25 % 51,1 22 % 48,9 45 % 100,0 Kontrol 41 %93,2 3 % 6,8 44 % 100,0 toplam 64 % 71,9 25 % 28,1 89 % 100, Per-Operatif komplikasyon Katarakt ameliyatı esnasında geli en iris dalgalanması, kesi yerlerinden iris prolapsusu ve progresif myozis gibi IFIS bulguları, alınan pre-operatif ve per-operatif 12

16 önlemlere ra men ameliyat esnasında komplikasyon geli imini artttırabilir. De i en ciddiyette iris travması, zonül hasarı, arka kapsül rüptürü ve vitreus kaybı gibi intraoperatif komplikasyonlar daha sık olarak kar ımıza çıkabilir (6,7). Çalı mamızda per-operatif komplikasyon geli imi açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0,05). Hasta grubunda 13 vakada (% 28,9) komplikasyon geli irken kontrol grubunda yalnızca 3 hastada (% 6,8) komplikasyon görüldü. Hasta grubunda 7 hastada iris travması, 5 hastada arka kapsül rüptürü ve 1 hastada zonül diyalizi geli irken, kontrol grubunda 1 hastada iris travması ve 2 hastada arka kapsül rüptürü geli ti i izlendi (Tablo 6). Tablo 6. Per-operatif komplikasyonlar ris travması Arka kapsül rüptürü Zonül diyalizi Hasta grubu 7 (% 15,6) 5 (% 11,1) 1 (% 2,2) Kontrol grubu 1 (% 2,3) 2 (% 4,5) Post-Operatif komplikasyon IFIS geli en gözlerde post-operatif erken dönemde geçici G B yüksekli i, korneal ödem gibi komplikasyonlar daha sık olarak ortaya çıkabilirken, uzamı takiplerde büllöz keratopati, G L dislokasyonu, retina dekolmanı, sekonder glokom, kistoid maküler ödem gibi daha ciddi komplikasyonlarla kar ıla ılabilir. Çalı mamızda post-operatif komplikasyon geli imi hasta grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık olarak bulundu (p<0,05). Post-operatif takiplerde hasta grubundaki vakaların % 31,1 inde komplikasyon izlenirken, kontrol grubundaki vakaların ise % 18,2 inde komplikasyon geli ti i görüldü. Hasta grubumuzdaki 45 gözün 10 unda (% 22,2) post-operatif erken dönemde korneal ödem izlenirken, 5 gözde (% 11,1) geçici G B yüksekli i görüldü. Takiplerde 2 gözde (% 4,4) G L subluksasyonu geli irken, 1 gözde (% 2,2) G L in vitreye dü tü ü izlendi. 1 gözde de (% 2,2) regmatojen retina dekolmanı geli ti (Tablo 7). 13

17 G L dislokasyonu geli en hastaya elektif artlarda, regmatojen retina dekolmanı geli en hastaya ise acil artlarda pars plana vitrektomi ameliyatı uygulandı. Tablo 7. Postoperatif komplikasyonlar Hasta grubu Kontrol grubu Korneal ödem G B yüksekli i G L subluksasyonu G L dislokasyonu Retina dekolmanı 10 (% 22,2) 5 (% 11,1) 2 (% 4,4) 1 (% 2,2) 1 (% 2,2) 8 (% 18,1) 3 (% 6,8) Kontrol grubumuzda ise post-operatif erken dönemde 8 gözde (% 18,1) korneal ödem ve 3 hastada (% 6,8) G B yüksekli i saptanırken, hiçbir gözde G L subluksasyonu ve dislokasyonu, retina dekolmanı gibi ciddi komplikasyonlar görülmedi Cerrahi süre Cerrahi süre açısından gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p 0,05). Hasta grubunda ortalama cerrahi süre 22,5 ± 9,5 dk iken kontrol grubundaki ortalama süre ise 21,1 ± 5,7 dk olarak bulunmu tur A rı Hasta grubunda 27 göz (% 60) topikal, 18 göz lokal anestezi altında opere edilirken, kontrol grubunda 25 göz topikal (% 56,8), 19 göz lokal anestezi altında opere edildi. Ameliyat esnasında duyulan a rı açısından gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı (p 0,05). Her iki grupta da a rı skorlaması 10 puan üzerinden ortalama 1,4 puan olarak bulundu. Ancak hastalarda standart bir anestezi yöntemi uygulanmamasının bu analizin güvenilirli ini azalttı ını dü ünmekteyiz. 14

18 Cerrah Gruplar arasında ameliyatı yapan cerrah açısından yapılan istatistiksel çalı mada anlamlı fark saptandı (p<0,05). Kontrol grubunda asistanların yaptı ı vaka sayısı anlamlı olarak yüksek bulundu. Asistanların hasta grubundaki vakaların % 15,6 sını, kontrol grubundaki vakaların ise % 34,1 ini opere etti i izlendi Ameliyat öncesi ve sonrası E DGK Ameliyat öncesi E DGK açısından gruplar arasında anlamlı bir farklılık yokken ameliyat sonrası E DGK hasta grubunda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha dü ük olarak bulundu (p<0,05) (Tablo 7). Tablo 7. Pre-op ve post-op E DGK de erleri Grup N Ortalama St. Dev. Median Minimum Maksimum PRE-E DGK Hasta Kontrol Toplam POST-E DGK Hasta Kontrol Toplam SKK de i imi SKK de i imi açısından yapılan istatistiksel çalı mada hasta grubunda anlamlı düzeyde daha fazla artı saptandı (p<0,05). Hasta grubunda ortalama SKK artı ı 38,8 mikron iken kontrol grubundaki artı 18,1 mikron olarak hesaplandı (Tablo 8). 15

19 Tablo 8. SKK de i imi Grup N Ortalama Std.sapma Medyan Minimum Maksimum Pre- CCT Hasta Kontrol Toplam ,93 552,50 548,17 36,020 41,149 38, ,00 539,50 540, Post- CCT Hasta Kontrol Toplam ,80 570,61 576,78 57,041 43,238 50, ,00 560,00 560, Fark- CCT Hasta Kontrol Toplam ,86 18,81 28,60 38,25 14,79 30,78 30,00 12,00 20,00-11,00 3,00-11,00 220,00 70,00 220, lacı Kesilenler le Kesilmeyenler Arasında Yapılan statistikler IFIS bulguları Hasta grubundaki 38 hastadan 12 si ilacı bir süre önce kesmi hastalardı. lacı kestiklerinden beri geçen süre ortalama 320,4 gün olarak saptandı. Yapılan istatistiksel analizde gruplar arasında IFIS bulguları geli imi açısından anlamlı fark saptanmadı (p 0,05) (Tablo 9). Tablo 9. IFIS bulguları IFIS VAR YOK Toplam lacı kesilenler 6 (% 46,2) 7 (% 53,8) 13 lacı kesilmeyenler 16 (% 50) 16 (% 50) 32 Ancak IFIS ciddiyeti açısından gruplar arasında anlamlı farklılık bulundu (p<0,05). lacı kesilmeyenlerde ciddi IFIS tablosunun daha sık oldu u ( % 68,8 & % 16,7 ) saptandı ve bu durum istatistiksel olarak anlamlıydı (Tablo 10). 16

20 Tablo 10. IFIS ciddiyeti IFIS Ciddiyeti Ciddi Ciddi de il Toplam lacı kesilenler 1 (% 16,7) 5 (% 83,3) 6 lacı kesilmeyenler 11 (% 68,8) 5 (% 31,2) Per-operatif ve post-operatif komplikasyon Per-operatif komplikasyon sıklı ı ilacı kesilmeyenlerde daha sık görülse de ( % 34,4 & 15,4 ) aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmadı (p 0,05). Postoperatif komplikasyon sıklı ı açısından da gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı (p 0,05) Pupiller dilatasyon, cerrahi süre, SKK de i imi, EIDGK ve a rı Pupiller dilatasyon, cerrahi süre, SKK de i imi ve pre-op ile post-op E DGK ile ilgili yapılan istatistiksel analizlerde gruplar arasında anlamlı fark izlenmezken (p 0,05), ilacı kesilenlerde ameliyat esnasında duyulan a rı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla olarak bulundu (p<0,05), ancak hastalarda standart bir anestezi yöntemi uygulanmaması bu analizin güvenilirli ini azaltmaktadır lacı Kesilenler ile Kontrol Grubu Arasında Yapılan statistikler IFIS bulguları lacı daha önce bir süreli ine kullanmı hastalar ile hiç kullanmamı kontrol grubu vakaları arasında IFIS geli imi açısından yapılan istatistiksel analizde kontrol grubunda IFIS bulgularının anlamlı düzeyde daha az görüldü ü ( % 46,2 & % 6,8 ) izlenmi tir (p<0,05) (Tablo 11). 17

21 Tablo 11. IFIS bulguları IFIS VAR YOK Toplam lacı kesilenler 6 (% 46,2) 7 (% 53,8) 13 Kontrol grubu 3 (% 6,8) 41 (% 93,2) Per-operatif ve post-operatif komplikasyon Per-operatif ve post-operatif komplikasyon geli imi açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p 0,05) Pupiller dilatasyon, cerrahi süre, SKK de i imi, E DGK ve a rı Cerrahi süre, ameliyat esnasında duyulan a rı, ve pre-op E DGK de erleri arasında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (p 0,05), pupiller dilatasyon kontrol grubunda anlamlı olarak daha iyi, post-op E DGK de erleri yine kontrol grubunda daha yüksek, SKK de i imi ise daha az olarak bulunmu tur (p<0,05) Tamsulosin ve Di er laçları Kullanan Hastalar Arasında Yapılan statistikler IFIS bulguları Gruplar arasında IFIS bulguları geli imi ve IFIS ciddiyeti açısından yapılan istatistiksel çalı malarda anlamlı fark saptanmadı (p 0,05) (Tablo 12). 18

22 Tablo 12. IFIS bulguları IFIS VAR YOK Toplam Tamsulosin 12 (% 52) 13 (% 48) 25 Di er alfa bloker 10 (% 50) 10 (% 50) Per-operatif ve post-operatif komplikasyon Per-operatif ve post-operatif komplikasyon geli imi açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p 0,05) Pupiller dilatasyon, cerrahi süre, SKK de i imi, E DGK ve a rı Pupiller dilatasyon, cerrahi süre, SKK de i imi, EIDGK ve a rı açısından gruplar arasında yapılan istatistiklerde anlamlı farklılık saptanmadı (p 0,05) IFIS Geli en ve Geli meyenler Arasında Yapılan statistikler Göz rengi Hasta ve kontrol grubunu olu turan gözlerin büyük ço unlu unu koyu renkli gözler olu turmaktadır ( % 80,9). Açık renkli 17 gözün 6 sında (% 35,3) IFIS bulguları izlenirken, koyu renkli 72 gözün 19 unda (% 26,4) IFIS bulguları izlendi. Ancak aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bulunmadı (p 0,05) (Tablo 13). 19

23 Tablo 13. Göz rengi IFIS VAR YOK Toplam Açık renk 6 (% 35,3) 11 (% 64,7) 17 Koyu renk 19 (% 26,4) 53 (% 73,6) Diabetes mellitus Diyabetin IFIS sıklı ını arttırıp arttırmadı ını ara tıran çalı malarda imdiye kadar herhangi bir ili ki saptanmamı tır (22,31). Bizim çalı mamızda da IFIS görülen ve görülmeyen hastalar arasında diyabet varlı ı açısından yaptı ımız istatistiksel çalı mada anlamlı bir fark çıkmadı ancak hasta ve kontrol gruplarındaki diyabetik hasta sayılarının çok az olması nedeniyle (sırasıyla 4 ve 8 hasta) analizin güvenilirli i azalmaktadır PXS PXS bulunan 16 gözün 6 sında (% 37,5) IFIS bulguları izlenirken, PXS bulunmayan 73 gözün 19 unda (% 26) IFIS bulguları izlendi. PXS bulunan gözlerde IFIS bulguları daha sık izlense de aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı düzeyde de ildi (p0,05) (Tablo 14). Ayrıca sadece hasta grubundaki gözler de erlendirildi inde PXS bulunan 11 gözün 5 inde IFIS geli irken (% 45,5), PXS bulunmayan 34 gözün 17 sinde (% 50) IFIS izlendi. Tablo 14. PXS IFIS VAR YOK Toplam PXS (+) 6 (% 37,5) 10 (% 62,5) 16 PXS (-) 19 (% 26) 54 (% 74) 73 20

24 Pupiller dilatasyon Pre-operatif pupiller dilatasyon azlı ının IFIS bulguları geli ebilece ine dair bir ipucu olabilme ihtimalini ara tırdı ımız çalı mamızda pupiller dilatasyonu 6 mm olan 20 gözün 8 inde (% 40) IFIS bulguları geli irken, pupiller dilatasyonu 6 mm olan 25 gözün 14 sinde (% 56) daha sık olarak IFIS bulguları geli ti i görüldü. Tablo 15. Pre-operatif dilatasyon IFIS PUP LLER D LATASYON VAR YOK Toplam 6 mm 8 (% 40) 12 (% 60) 20 7 mm 14 (% 56) 11 (% 44) Cerrah Tecrübeli cerrahların hasta grubunda opere etti i 38 gözün 18 unda (% 47,4) IFIS bulguları geli irken, asistanların opere etti i 7 gözün 4 ünde (% 57,1) IFIS geli ti i izlendi ancak aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p 0,05) (Tablo 16). Tablo 16. Cerrah faktörü IFIS Cerrah VAR YOK Toplam Tecrübeli 18 (% 47,4) 20 (% 52,6) 38 Tecrübesiz 4 (% 57,1) 3 (% 42,9) 7 21

25 6. TARTI MA Çe itli çalı malarda IFIS prevalansı, ngiltere de % 0,5-1,6 (21-22), Japonya da % 1,1 (23), Türkiye de % 1,6 (24), Amerika da ise % 2 lere varan oranlarda bildirilmi olup (1) tamsulosin kullananlarda IFIS insidansı % 43 ile % 100 arasında bildirilmi tir. ( ). Bizim çalı mamızda da di er çalı malara benzer ekilde herhangi bir alfa bloker kullanan hasta grubunda IFIS insidansı % 48,9 olarak bulundu. Tamsulosin kullanan 22 hastanın 25 gözünün 12 sinde (% 48), di er alfa blokerleri kullanan 16 hastanın 20 gözünün 10 unda (% 50) IFIS görüldü. Ayrıca çalı mamızın sürdü ü Kasım Haziran 2011 yılları arasında klini imizde katarakt ameliyatı olan 50 ya ın üzerindeki erkek hasta sayısı 376 olarak bulunmu olup, bu hastaların 38 inin BPH (% 10,1) nedeniyle herhangi bir selektif alfa bloker kullandı ı tespit edildi. Subtip selektif tamsulosinin IFIS e yol açtı ı ile ilgili literatürde ayrılık olmasa da di er selektif alfa blokerlerin IFIS e yol açıp açmadı ı ile ilgili farklı yayınlar bulunmaktadır. Chadha ve ark yılında yaptıkları ara tırmada tamsulosin dı ındaki selektif alfa blokerlerin (terazosin, doksazosin, alfuzosin) IFIS e yol açmadı ını bildirmi (22), Schwinn ve Afshari (26) ile Chang ve Campbell ise (2005) (7) di er selektif alfa blokerlerin de IFIS e yol açtı ını bildirmi tir. Bizim çalı mamızda ise tamsulosin dı ındaki selektif alfa blokerleri kullanan hastaların % 50 sinde IFIS görülmü tür. Katarakt ameliyatından önce alfa bloker ilaçların kesilmesinin IFIS geli imini önleyebilece i ya da daha hafif formlarda kar ımıza çıkabilece ini ileri süren yayınlar oldu u gibi (27,28) ilacın iriste yapısal de i ikliklere yol açtı ı dolayısıyla ilaç kesilmesinin IFIS riskini azaltmayaca ını öne süren yayınlar da bulunmaktadır (29,30). Çalı mamızda ilacı kesilenler ile kesilmeyenler arasında IFIS insidansı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamı tır. Ancak ilacı kesilmeyen hastalarda daha sık olarak ciddi IFIS geli ti i görülmü tür. 22

26 Tamsulosin kullanımına ara vermenin IFIS i önlemeye faydası olabilme ihtimalini serum ve humor akozdeki tamsulosin seviyelerini ölçerek önceden tahmin etmek amacıyla yapılan bir çalı mada ortalama 7-28 günlük ilaca ara verilen bir dönemin ardından 5 hastanın 4 ünde serum tamsulosin seviyeleri ölçülemezken humor aközde halen ölçülebilen seviyelerde tamsulosin bulundu u, bu sonuçların tamsulosinin göze penetrasyonunu ve ön kamarada uzamı bulunu unu gösterdi i, bu durumun da ilacın kesilmesine ra men IFIS görülen vakaları açıklayabilece i dü ünülmü tür (30). Çalı mamızda hasta grubunda bulunan 12 hasta bir süre önce alfa bloker kullanımını çe itli nedenlerle (prostat ameliyatı gibi) bırakmı hastalardan olu maktaydı. lacın bırakılmasının üzerinden geçen süre ortalama 320,4 gün olarak saptandı. lacı kesilenler ile halen devam edenler arasında IFIS geli imi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmayı ı ( % 46,2 & % 50) ilaç kesilse de IFIS geli me riskinin aynen devam etti i görü ünü desteklemektedir. Ancak ilaca devam edenlerde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık ciddi IFIS tablosu görülmü tür. Bu nedenle ilacı kesmek daha hafif IFIS formlarının kar ımıza çıkmasını sa layabilir. Alfa bloker kullanan hastalarda pre-operatif dilatasyon zayıflı ı oldu u çe itli çalı malarda gösterilmi tir (7). Bizim çalı mamızda da hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde dilatasyon miktarında yetersizlik izlenmi tir. Çalı maya dahil edilen tüm hastalara % 1 lik tropikamid (tropamid forte ), % 2,5 lik fenilefrin HCL (mydfrin ), % 1 lik siklopentolat HCL (sikloplejin ) ve % 0,1 lik diklofenak sodyum dan (inflased ) olu an standart dilatasyon protokolü uygulanmı tır. Kontrol grubunda ortalama pre-operatif pupiller dilatasyon 8,6 mm iken hasta grubunda ortalama 6,4 mm olarak ölçülmü tür. Ancak pupiller dilatasyon miktarı yarıklı lamba ile ölçüldü ünden, de erler çok hassas olmayabilir. Ek olarak hasta grubunu olu turan hastalarımız istatistiksel olarak anlamlı düzeyde ileri ya ta olduklarından senil myozisin de pupiller dilatasyon zayıflı ına katkıda bulunabilece i göz önünde bulundurulmalıdır. Diabet ile IFIS birlikteli i çe itli çalı malarda incelenmi ancak herhangi bir ili ki saptanamamı tır (22,31). Ancak diabetin yol açabilece i pupiller dilatasyon 23

27 zayıflı ının IFIS in bir bulgusu olan intraoperatif progresif pupiller myozis ile karı tırılmaması gerekti i vurgulanmı tır. Bizim çalı mamızda hasta grubunda 4 (% 10,5), kontrol grubunda ise 8 (% 19,5) hastada diabet mevcuttu. Hasta grubundaki 4 vakanın 1 inde IFIS bulguları geli irken, kontrol grubundaki diabetik hastaların hiçbirinde IFIS bulguları geli medi i görüldü. Çalı mamızdaki diyabetik hasta sayısının çok az olması nedeniyle sa lıklı bir istatistiksel çalı ma yapamasak da, biz de diabet ile IFIS arasında bir ili ki oldu unu dü ünmemekteyiz. Göz renginin IFIS geli imine yatkınlık yaratabilece ini ara tıran bir çalı mada hastalar açık (mavi, ye il, ela) ve koyu (kahverengi) göz rengi olanlar olarak iki gruba ayrılmı ancak göz renginin IFIS geli imine etkisi olmadı ı saptanmı tır (29). Çalı mamızda hasta grubundaki koyu renkli göz sayısı 37 (% 82,2) iken, açık renkli göz sayısı 8 (% 17,7) idi. Koyu renkli 37 gözün 16 sında (% 43,2), açık renkli 8 gözün ise 6 sında (% 75) IFIS bulguları izlendi. Açık renkli gözlerde daha sık IFIS geli ti i dü ünülse de (% 43,2 & % 75) gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. IFIS geli iminin per-operatif komplikasyonları arttırabilece i dü ünülmektedir. Çalı mamızda ilaç kullanmı hasta grubunda per-operatif komplikasyonlar kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık görülmü tür. Hasta grubunda 13 vakada (% 28,9) komplikasyon geli irken kontrol grubunda yalnızca 3 hastada (% 6,8) komplikasyon izlenmi tir. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır. En sık görülen per-operatif komplikasyon iris travması olup toplam 8 hastada görülmü tür. 7 hastada ise arka kapsül rüptürü ve 1 hastada zonül diyalizi izlenmi tir. Hasta grubunda komplike olan 13 vakanın 5 i (% 38,4), kontrol grubundaki komplike olan 3 vakanın 3 ü de (% 100) tecrübesiz cerrah tarafından opere edilmi tir. Bu sonuçlara göre hasta grubunda tecrübesiz cerrahın daha az komplikasyona yol açtı ı dü üncesi yanıltıcıdır zira hasta grubunu opere eden cerrahların büyük ço unlu u tecrübeli cerrahlardan (% 84,4) olu maktadır ve hasta grubunda tecrübesiz cerrahların opere etti i toplam 7 hastadan 5 inde (% 71,4) peroperatif komplikasyon geli mi tir. Bu sonuçlara dayanarak cerrahi deneyimin IFIS e ba lı geli ebilecek komplikasyonları azaltmada önemli bir faktör oldu unu dü ünmekteyiz. 24

28 Ayrıca hasta grubundaki 7 hasta her iki gözünden opere olmu, bunlardan dördünün birer gözlerinde IFIS bulguları geli irken di er gözlerinde IFIS bulgularına rastlanmamı tır. Bir gözünde IFIS geli ip di erinde geli meyen bu hastalardan birinin her iki gözünün ameliyatını aynı cerrahın yaptı ını, di er 3 hastanın her iki gözünün ameliyatlarını ise farklı cerrahların yaptı ını görmekteyiz. Tecrübesiz cerrah tarafından ameliyat edilen ve ciddi IFIS bulguları izlenen aynı hastanın di er gözünü tecrübeli cerrah opere etmi ve herhangi bir IFIS bulgusuna rastlanılmamı tır. Yine her iki gözünden opere olan di er bir hastanın tecrübeli cerrah tarafından yapılan ilk ameliyatında ciddi IFIS bulguları izlenirken hastanın di er gözü ba ka bir tecrübeli cerrah tarafından opere edilmi ve herhangi bir IFIS bulgusuna rastlanılmamı tır. Ancak daha sonra IFIS rastlanmayan bu gözün irrigasyon solüsyonuna ameliyata ba lamadan 1:1000 oranında epinefrin ilave edildi i ö renilmi ve epinefrinin IFIS geli imini önlemi olabilece i dü ünülmü tür. Yine bir gözünde IFIS geli ip di erinde geli meyen ba ka bir hastanın aynı tecrübesiz cerrah tarafından opere edildi i görülmü tür. Bir gözünde IFIS geli ip di erinde geli meyen bu hastalarda, farklı cerrahlar tarafından yapılan farklı kesi teknikleri ve di er cerrahi manevralar ile sıvı-akım mekaniklerindeki farklılıların rol oynayabilece i dü ünülmektedir. Tamsulosin kullanan ve kullanmayan iki hasta grubunun tecrübesiz cerrahlar tarafından yapılan katarakt ameliyatlarını inceleyen bir çalı mada (32), gruplar arasında vitreus kaybı, suprakoroidal hemoraji, desme dekolmanı gibi majör komplikasyon oranlarında istatistiksel olarak bir farklılık izlenmezken, tamsulosin kullanan hasta grubunda iris travması ve prolapsusu, kapsüler yırtık, iridodiyaliz, zonüler diyaliz ve göz içi lensi problemleri gibi minör kabul edilen komplikasyonların istatistiksel olarak daha sık oranda görüldü ü bildirilmi tir. Çalı mamızdaki hasta grubunu olu turan vakaların takiplerinde post-operatif komplikasyon sıklı ı, istatistiksel olarak anlamlı olmasa da daha yüksek bulunmu tur. Hasta grubunda 14 gözde (% 31,1), kontrol grubunda ise yalnızca 8 gözde (% 18,2) post-operatif komplikasyon izlenmi tir. Kontrol grubunda korneal ödem ve G B yüksekli i dı ında önemli bir komplikasyon görülmezken, hasta grubunda 1 hastada 25

29 regmatojen retina dekolmanı, 3 hastada G L dislokasyonu gibi önemli post-operatif komplikasyonlar izlenmi tir. Bilindi i gibi yeterli pupiller dilatasyon katarakt cerrahisinin güvenli i için son derece önemlidir. IFIS e ba lı komplikasyon sıklı ını arttıran en önemli nedenlerin ba ında ise pre-operatif dilatasyon zayıflı ı ve intra-operatif progresif myozis gelmektedir (33). Çalı mamızdaki hasta grubu ile kontrol grubu arasında pre-operatif pupiller dilatasyon açısından yapılan istatiksel çalı malarda hasta grubunu olu turan gözlerde anlamlı düzeyde dilatasyon azlı ı dikkati çekmi tir. Yine hasta grubunda intra-operatif progresif myozis istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha sık görülmü tür. Bu durumla ba a çıkabilmek için pre-operatif ve per-operatif bir dizi önlem alınabilir. Dilatasyonun ameliyat boyunca devamlılı ında NSAID damlaların etkili oldu u bilinmektedir (34,35). Bu nedenle pupiller dilatasyonun devamlılı ını sa lamak için pre-operatif dilatasyon prosedürüne non-steroid anti-inflamatuar damlalar mutlaka eklenmelidir. Biz de çalı mamıza dahil etti imiz tüm hastalarımıza dilatasyon için tropikamid, siklopentolat ve fenilefrinin yanında diklofenak sodyum içeren NSAID damlalar kullandık. Yeterli dilatasyon sa lamak amacıyla pre-operatif dönemde atropin kullanımını öneren çalı malar mevcuttur. Amerika da yapılan çok merkezli bir çalı mada selektif alfa bloker kullanan hastalara ameliyat öncesi 2 gün süreyle günde 3 kez % 1 lik topikal atropin kullanılmı ancak 19 hastanın yalnızca 8 inde ba ka önlem almadan ameliyatı bitirmenin mümkün olabildi i bildirilmi tir (36). Ba ka bir çalı mada ise yine 2 gün süreyle topikal atropin kullanımına ek olarak intrakamaral epinefrin kullanılmı ve 20 hastanın 19 unda ameliyat ba arılı bir ekilde gerçekle tirilebilmi tir. Ancak pre-operatif dönemde selektif alfa blokerleri kesilen hastalarda atropine ba lı akut üriner retansiyon geli ebilece i, ek olarak ya lı hastalarda atropine ba lı geli ebilecek kardiyak ve serebral yan etkilere kar ı uyanık olmak gerekti i bildirilmi tir (37). 26

30 Yeterli dilatasyon sa lanamayan ya da ba langıçta yeterli dilatasyon sa lanıp intraoperatif progresif myozis geli en hastalarda ise intrakamaral epinefrin ve fenilefrin kullanımı, irrigasyon solüsyonuna epinefrin eklenmesi, yüksek viskoziteli viskoelastikler (örn: Healon 5) ve iris retraktörleri yardımıyla tekrar yeterli dilatasyon elde etmek mümkün olabilir. Progresif myozis geli en olgularda irrigasyon solüsyonuna epinefrin eklenmesi neredeyse zorunlu olarak görülmekte, ço u yazar 1000 ml BSS solüsyonuna prezervan ve bisülfit içermeyen 1 ml epinefrin eklenmesini önermektedir (38). ntrakamaral epinefrin kullanımı için çe itli formülasyonlar önerilmi tir. Türkiye den yapılan bir çalı mada 0,1 ml prezervan içermeyen epinefrin 2 ml BSS solüsyonu ile karı tırılmı (1:4000) ve elde edilen karı ımın 1 ml sinin ön kamaraya verildi i bildirilmi tir (24). Ba ka bir çalı mada epinefrin 1:2500 oranında bir karı ım elde etmek üzere BSS solüsyonu ile karı tırılmı ve 0,3-0,5 ml karı ım ön kamaraya enjekte edilmi tir (37). Shugar 2006 yılında bir karı ım tarif etmi ve literatüre epi-shugarcaine olarak geçmi tir (39). Bu karı ımı hazırlamak için BSS solüsyonu ve % 4 lük lidokain sırasıyla 3:1 oranında karı tırılır ve bu karı ım da yine 3:1 oranında epinefrin ile karı tırılır. Elde edilen son karı ımın 1 ml sinin viskoelastik kullanımından önce ön kamaraya verilmesi önerilmektedir. ntrakamaral fenilefrin kullanımı için de çe itli formülasyonlar mevcuttur. Manvikar & Allen (2006) % 2,5 luk 0.25 ml fenilefrinin 2 ml BSS ile seyreltilerek olu turdukları 1:360 oranındaki karı ımı kullanmı lardır ve 32 IFIS hastasında faydalı oldu unu bildirmi lerdir (27). Gurbaxani ve Packard (2007) ise yine % 2,5 luk 0.25 ml fenilefrini 1 ml BSS ile sulandırarak 1:200 oranında hazırladıkları karı ımı kullanmı lar ve IFIS bulgularını önlemede basit ve etkili bir yöntem olarak önermi lerdir (40). Yüksek viskoziteli viskoelastik madde kullanımı da IFIS ile ba a çıkmada kullanılan yöntemlerden biridir. 103 gözün ameliyat edildi i bir çalı mada 98 vaka yalnızca Healon 5 kullanılarak ba arılı bir ekilde opere edilirken, geri kalan 5 vakada 27

31 iris retraktörleri de kullanılarak ameliyatlar tamamlanabilmi tir (36). ngiltere de cerrahların tecrübelerinin ara tırıldı ı bir ankette cerrahların % 27 sinin bu yöntemi tercih etti i ve % 85 inin yöntemi etkili buldukları bildirilmi tir (41). ris retraktörlerinin kullanımı zaman gerektiren bir yöntem olsa da ameliyat boyunca stabil bir pupiller alan avantajı sa lar. Yine aynı ankette cerrahların % 61 inin IFIS vakalarında iris retraktörlerini kullanmayı tercih etti ini ve % 72 sinin yöntemi ba arılı buldu u bildirilmi tir (41). Pupil geni letme halkaları (örn: Malyugin halkası) kullanılan yardımcı cerrahi aletlerdendir. Akman ve ark. (2004) 40 PXS hastasında intraoperatif dilatasyon için kullanılan 4 yöntemi kar ıla tırmı lardır (42). ris retraktörleri, Beehler in mekanik pupil dilatatörü, bimanuel pupil gerdirme ve pupil geni letme halkalarının kar ıla tırıldı ı çalı mada pupil geni letme halkalarının en az iris travmasına yol açan ancak en zaman alıcı ve pahalı yöntem oldu u kanaatine varmı lardır. Pupil gerdirme ve sfinkterotomi tekniklerinin ise pupiller kenarın elastisitesi nedeniyle etkili olmadı ı ayrıca pupiller konstriksiyonu da arttırabilece i dü ünüldü ünden önerilmemektedir (7). Bizim çalı mamızda ise 3 hastada intrakamaral epinefrin kullanılmı ve yalnızca 1 hastada iris retraktörlerinden faydalanılmı tır. Çalı mamızdaki IFIS insidansı hasta grubunda % 48,9 gibi yüksek bir oranda olmasına ra men az sayıda hastada intraoperatif önlemlerden faydalanılmasını, hasta grubundaki vakaların ço unun tecrübeli cerrahlardan tarafından opere edilmesine ve IFIS vakalarının büyük bir kısmının (% 45,5) ciddi IFIS kriterlerini kar ılamaması olarak açıklayabiliriz. IFIS tanımlaması cerrahın subjektif görü lerine ba lıdır bu nedenle IFIS saptama oranında hata payı olması muhtemeldir. Bu do rultuda çalı mamıza çok sayıda cerrahın çalı maya katılması bir handikap olarak de erlendirilebilir ancak konuyla ilgili yapılan çalı maların ço unda birden çok cerrahın çalı malara katıldı ını ve hatta çok merkezli çalı maların bile yapıldı ını dü ündü ümüzde bu durumun çalı mamızın de erini de i tirmedi i kanaatindeyiz. Ayrıca buldu umuz IFIS insidansının (% 48,9) literatür ile uyumlu oldu unu da hatırlatmak isteriz. 28

32 Selektif alfa-1 bloker kullanan hastaların katarakt ameliyatlarının daha zor geçebilece ini öngörerek korneal travmanın bu hastalarda daha ciddi olabilece ini dü ündük ve hastaların ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 1. ay kontrollerinde Scheimpflug kamera (Pentacam 70700: Oculus, Wetzlar, Germany) SKK ölçümlerini gerçekle tirdik. Yaptı ımız istatistiksel çalı malarda gerçekten de hasta grubundaki SKK artı ının kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde daha fazla oldu unu saptadık. IFIS ile ilgili literatürü taradı ımızda SKK de i imi analizinin ilk kez bizim çalı mamızda yapıldı ını söyleyebiliriz. Yine ilk kez bizim çalı mamızda selektif alfa-1 bloker kullanan hastalarda cerrahi iris travmasının daha fazla olabilece ini öngörerek hastalara post-operatif ilk vizitlerinde ameliyat esnasında duydukları a rıyı 10 üzerinden puanlamalarını istedik. Yapılan istatiksel çalı malarda duyulan a rı açısından anlamlı bir fark bulamadık. Ancak hastalar arasında standart bir anestezi yöntemi uygulanmamı olmasının analizin güvenilirli ini azalttı ı a ikardır. 7. SONUÇ ve ÖNER LER IFIS 2005 yılında tanımlanmı, henüz konu üzerinde yapılan ara tırmaların devam etti i nispeten yeni bir klinik antitedir. Alfa bloker kullanımına ara verilmesinin tabloyu engelledi i ve tamsulosin dı ındaki selektif alfa blokerlerin etyolojide yer aldı ı konusunda tam bir mutabakat sa lanamasa da, ameliyat öncesi ve esnasında alınabilecek önlemler açısından az çok bir fikir birli ine varılmı, tüm katarakt cerrahlarının kar ısına çıkabilecek ve istenmeyen komplikasyonlara yol açabilecek bir tablodur. Çalı mamız tamsulosinin yanında di er selektif alfa blokerlerin de IFIS e yol açabildi ini, ilaç kullanımına ara verilmesinin IFIS insidansını de i tirmese de daha hafif formlarda kar ımıza çıkmasını sa layabilece ini, bu vakaların özellikle tecrübesiz ellerde daha sık olarak komplikasyonlarla sonuçlanabilece ini göstermi tir. 29

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

1 İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Kliniği. Abstract

1 İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Kliniği. Abstract Benign prostat hiperplazisi tedavisinde alfa adrenoreseptör blokörlerinin kullanımına bağlı olarak gelişen intraoperatif gevşek (floopy) iris Sendromu (IFIS) Intraoperative floppy iris syndrome associated

Detaylı

BPH OLGU SUNUMLARI. Dr. Ferruh Zorlu

BPH OLGU SUNUMLARI. Dr. Ferruh Zorlu BPH OLGU SUNUMLARI Dr. Ferruh Zorlu Olgu -1 Olgu -1 H.A., 50 Y İdrara sık çıkma ve idrar kalma hissi ( Bir yıldır) IPSS : 29 Depolama : 12, Boşaltım : 17 QoL : 5 FM: Glob yok PRM: Prostat gr 1 Benin, sfinkter

Detaylı

Hangi alfa-1 blokeri, kime, neden tercih ediyorum?

Hangi alfa-1 blokeri, kime, neden tercih ediyorum? Hangi alfa-1 blokeri, kime, neden tercih ediyorum? Doç. Dr. Ahmet SOYLU ULUSAL BİLİNÇLE GÜNCEL ÜROLOJİ-GAZİANTEP 20.Aralık.2009 BPH lerde en sık görülen nonkutanöz benign tm İnsidans yaşla ilişkili Histolojik

Detaylı

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi Prof. Dr Berati Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 1.Retina Günleri Hilton, İstanbul, 2013 Görmeyi tekrar sağlamak Vitreus hemorajisi Traksiyonel Dekolman

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Diyabetin süresi (II++, GQ, SR) Geçmişteki glisemik kontrol (Hemoglobin A1c) (II++, GQ, SR) İlaçlar (II, GQ, SR)

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

Glokom Hastasının Kataraktı. Prof. Dr. Ahmet Akman, FACS Başkent Üniversitesi

Glokom Hastasının Kataraktı. Prof. Dr. Ahmet Akman, FACS Başkent Üniversitesi Glokom Hastasının Kataraktı Prof. Dr. Ahmet Akman, FACS Başkent Üniversitesi Finansal İlinti Beyanı Sunumda adı geçen ruhsat/izin sahipleri veya ürünlerle herhangi bir finansal ilintim yoktur. Özellikli

Detaylı

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA STRES YANIT VE AĞRI KONTROLÜ ÜZERİNE ETKİSİ KARTAl KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİ VE REANİMASYON

Detaylı

Kliniğimizde Fakoemülsifikasyon Cerrahisinde İntraoperatif Floppy İris Sendromu Sıklığı

Kliniğimizde Fakoemülsifikasyon Cerrahisinde İntraoperatif Floppy İris Sendromu Sıklığı Kliniğimizde Fakoemülsifikasyon Cerrahisinde İntraoperatif Floppy İris Sendromu Sıklığı Incidence of Intraoperative Floppy Iris Syndrome in Phacoemulsification Surgery in Our Clinic Pınar ALTIAYLIK ÖZER

Detaylı

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Glokom Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Tarihçe Glokom terimi eski Yunanca da gri-mavi anlamına gelen (glaukos) kelimesinden türemiştir. Hipokrat, glokomu yaşlı insanlarda görülen ve pupillanın mavimsi bir

Detaylı

Türkiye de Klinik Kalite Çalışmaları

Türkiye de Klinik Kalite Çalışmaları Türkiye de Klinik Kalite Çalışmaları Dr.Hasan GÜLER Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi(UHGSfam) Kalite ve Akreditasyon Sempozyumu 1 Aralık 2017, İstanbul İçerik Sağlıkta

Detaylı

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Fonksiyonel & Klinik Anatomisi

Detaylı

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen

Detaylı

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR?

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR? HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR? Abdullah ŞUMNU 1, Erol DEMİR 2, Ozan YEĞİT, Ümmü KORKMAZ, Yaşar ÇALIŞKAN 2, Nadir ALPAY 3, Halil YAZICI 2,

Detaylı

Bilateral Katarakt Ameliyatı Yapılan Üç Olgu Işığında Gevşek İris Sendromu

Bilateral Katarakt Ameliyatı Yapılan Üç Olgu Işığında Gevşek İris Sendromu Bilateral Katarakt Ameliyatı Yapılan Üç Olgu Işığında Gevşek İris Sendromu Interpretation of Floppy Iris Syndrome in the Light of Three Patients Underwent Bilateral Cataract Surgery Mehmet BALBABA 1, Fatih

Detaylı

KATARAKTLAR. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD

KATARAKTLAR. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD KATARAKTLAR Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD Kristalin lens İris gerisinde, zonüla lifleriyle korpus siliare ye asılı durumdadır. Bikonveks yapıda, saydam ve damarsızdır. Gözün

Detaylı

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP Dr. Murat Şakacı Ankara Eğitim E ve Araştırma rma Hastanesi Nefroloji Kliniği GİRİŞİŞ Steroide dirençli nefrotik sendrom

Detaylı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı 2012 β-blokörler NEREYE KOŞUYOR Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Adernerjik sistem Tarihçesi 1900-1910 Epinefrin 1940-1950 Norepinefrin α, β-reseptör 1950-1960

Detaylı

Diyabet ve göz sorunları

Diyabet ve göz sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 08 Diyabet ve göz sorunları Diyabet

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER PS1018 Retinal Ven Tıkanıklığı Bulunan Hastalarda Tedavi Başarısını Etkileyen Özellikler Ufuk Adıgüzel, Nurgül Kuş Mersin Üniversitesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin GİRİŞ-AMAÇ Retina ven tıkanıklıkları

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Gevşek İris Sendromu

Gevşek İris Sendromu Gevşek İris Sendromu Floppy-Iris Syndrome Yasemin KOZLUCA 1, Suat Hayri UĞURBAŞ 2 Güncel Konu Quest Editorials ÖZ Gevşek iris sendromu (GİS), fako tekniği ile yapılan katarakt ameliyatı sırasında görülen

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Diabetes Mellitus Endojen insülinin yokluğu veya hücre içine giriş yetersizliğine bağlı Genel popülasyonun

Detaylı

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Diabetes Mellitus Endojen insülinin yokluğu veya hücre içine giriş yetersizliğine bağlı Genel popülasyonun

Detaylı

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım Dr. Erman ÇAKAL Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN ÖZEL EGE L SES BAZI ISKARTA BALIKLARIN (Isparoz, Hani) ETLER NDEN ALTERNAT F GÜBRE YAPIMI VE UYGULANAB L RL HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN

Detaylı

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Tarih: 01. 10. 2004 MU LA DEVLET HASTANES VE SOSYAL S GORTALAR KURUMU MU LA HASTANES DAH L YE KL N KLER NDE YATAN D ABETL HASTALARIN

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak. DÖNEM 3 DERSLERİ.. GÖZÜN ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ GÖZ MUAYENE YÖNTEMLERİ KIRMA KUSURLARI VE TEDAVİSİ ŞAŞILIK VE TEDAVİSİ GÖZ YAŞI YAPISI, DRENAJ VE HASTALIKLARI KIRMIZI GÖZ GLOKOM OPTİK SİNİR VE GÖRME YOLLARI

Detaylı

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1. Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.5-2 m 2 ) Deri esas olarak iki tabakadan olu ur Üst deri (Epidermis)

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi *Necati Şentürk, *Koray Öcal, *Ahmet Dağ, **İlter Helvacı, **Tamer Akça * M.E.Ü.T.F. Genel Cerrahi A.D. ** M.E.Ü.T.F.

Detaylı

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Primer Açık Açılı Glokom (İlk Değerlendirme)

Primer Açık Açılı Glokom (İlk Değerlendirme) Primer Açık Açılı Glokom (İlk Değerlendirme) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Oküler hikaye Irk/ Etnik köken Aile hikayesi Sistemik hikaye Uygun kayıtların gözden geçirilmesi Kullanılan ilaçlar Oküler

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği M E T I N S A R I K A Y A, F U N D A S A R I, J I N I G Ü N E Ş, M U S T A F A E R E N, A H M E T E D I P K O R K M A

Detaylı

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ Emre Tutal 1, Bahar Gürlek Demirci 1, Siren Sezer 1, Saliha Uyanık 2, Özlem Özdemir 3, Turan Çolak

Detaylı

İNDİKATÖR (GÖSTERGE) İZLEM SORUMLU LİSTESİ

İNDİKATÖR (GÖSTERGE) İZLEM SORUMLU LİSTESİ Sayfa No 5/1 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan Kalite Yönetim Direktörü Kalite Yönetim Direktörü Başhekim BÖLÜM BAZLI Kalite Yönetimi Düzeltici/Önleyici Faaliyet (DÖF) Sonuçlandırma Eksiksiz Doldurulan Mavi

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı OTONOM SİNİR SİSTEMİ. Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı OTONOM SİNİR SİSTEMİ. Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı OTONOM SİNİR SİSTEMİ Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Eferent sinir sistemi ve görevleri Yollar, reseptörler ve kullanılan aracı

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

2016 YILI GÖSTERGE YÖNETİMİ SORUMLULARI

2016 YILI GÖSTERGE YÖNETİMİ SORUMLULARI 2016 YILI GÖSTERGE YÖNETİMİ SORUMLULARI Kalite Yönetimi DÖF Sonuçlandırma Oranı Gülistan UYAR Acil Durum Yönetimi Eksiksiz Doldurulan Mavi Kod Olay Formu Oranı Eksiksiz Doldurulan Beyaz Kod Olay Formu

Detaylı

Renal Hücreli Karsinom ve Nefrolojik Yaklaşım

Renal Hücreli Karsinom ve Nefrolojik Yaklaşım Renal Hücreli Karsinom ve Nefrolojik Yaklaşım Dr. Özgür CAN,Doç. Dr. Gülizar Şahin, Dr. Bala Başak Öven Ustaalioğlu Dr. Berkant Sönmez, Dr. Burçak Erkol İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Detaylı

Turkish Title: İris Hook Aracılı Gerçekleştirilen Katarakt Cerrahisi Sonuçlarımız

Turkish Title: İris Hook Aracılı Gerçekleştirilen Katarakt Cerrahisi Sonuçlarımız DOI: Manuscript Type: Original Article Turkish Title: İris Hook Aracılı Gerçekleştirilen Katarakt Cerrahisi Sonuçlarımız Title: Our Cataract Surgery Results Performed With Iris Hook Authors: Mustafa Suat

Detaylı

ÖZET. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: MUGLA L NDEK KRON K BÖBREK YETMEZL OLAN HASTALARIN TEDAV MKANLARI VE OLGULARI

ÖZET. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: MUGLA L NDEK KRON K BÖBREK YETMEZL OLAN HASTALARIN TEDAV MKANLARI VE OLGULARI Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 06.10.2004 MUGLA L NDEK KRON K BÖBREK YETMEZL OLAN HASTALARIN TEDAV MKANLARI VE OLGULARI Hüseyin SÜZEK* shuseyın@mu.edu.tr O uz

Detaylı

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ Müşerref KASAP, Özge ALTUN KÖROĞLU, Fırat ERGİN, Demet Terek, Mehmet YALAZ, Reşit Ertürk LEVENT, Yüksel ATAY, Nilgün KÜLTÜRSAY Ege Üniversitesi

Detaylı

1. NEVAKSON NEVAKSON verilen ilaç grubuna dahildir. NEVAKSON etkisini bakterilerin tam olarak geli imini durdurarak göstermekt

1. NEVAKSON NEVAKSON verilen ilaç grubuna dahildir. NEVAKSON etkisini bakterilerin tam olarak geli imini durdurarak göstermekt 500 mg i.m. enjektabl toz içeren flakon Kas içine uygulama içindir. Etkin madde: çermemektedir. okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. da 1. 2. u kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.* GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:..

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:.. İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ Hastanın Adı, Soyadı:.... Doğum tarihi: Protokol No:..... Baba adı: Ana adı:.. Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi Hastanıza yapılan endoskopik

Detaylı

I. Sabit Kaynaklar, bunlar ısınma ve üretim amaçlı faaliyetlerin yapıldı ı yerlerdir.

I. Sabit Kaynaklar, bunlar ısınma ve üretim amaçlı faaliyetlerin yapıldı ı yerlerdir. G R Havanın gerek insan sa lı ına, gerekse do aya zarar verici duruma gelmesi, kirletici denen unsurların fazlala masıyla olur. Kirleticiler, belirli bir kaynaktan atmosfere bırakılan birinci derecede

Detaylı

2.3. YERİNİ ALACAK KİŞİ: Gö üs Cerrahisi uzmanı tarafından görevlendirilen bir ba ka 1.yıl asistanı

2.3. YERİNİ ALACAK KİŞİ: Gö üs Cerrahisi uzmanı tarafından görevlendirilen bir ba ka 1.yıl asistanı 1. GÖREV ÜNVANI: Gö üs Cerrahisi 1.Yıl Asistanı 2. ÇALIŞTIĞI BÖLÜM: Gö üs Cerrahisi Anabilim Dalı 2.1. BAĞLI OLDUĞU KİŞİ: Gö üs Cerrahisi Uzmanı 2.2. KENDİSİNE BAĞLI KADROLAR: 2.3. YERİNİ ALACAK KİŞİ:

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir?

Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir? Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir? Azospermi, al nan meni örne inde hiçbir sperm hücresinin bulunmamas d r. Azospermi sorunu iki ba l kta incelenmektedir; T kan kl a ba l olan ve

Detaylı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

PARATİRO DAHA MI İYİ? Şafak Gökhan. Genel Cerrahi AD, *ÖÇ* kanı ve **Plastik ve Rekonstrüktif. ktif Cerrahi AD İzmir

PARATİRO DAHA MI İYİ? Şafak Gökhan. Genel Cerrahi AD, *ÖÇ* kanı ve **Plastik ve Rekonstrüktif. ktif Cerrahi AD İzmir MİNİMAL MAL İNVAZİV PARATİRO ROİDEKTOMİNİN KOZMETİK K SONUÇLARI DAHA MI İYİ? Şafak Öztürk, Ozer Makay,, Ayşe e Kenger*, Övünç Aldemir**, Gökhan İçöz,, Mahir Akyıld ldız,, Mustafa Yılmaz, Y Enis Yetkin

Detaylı

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl: 2005 Yayın Tarihi: 6 Ekim 2005 MU LA DEVLET HASTANES NDE 2000-2002 YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI

Detaylı

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması Prof.Dr.Volkan Genç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Meme-Endokrin ve Metabolizma Cerrahisi ÇOK BİLİNENLER

Detaylı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri Dr.TUĞBA YİĞİT Amaç Bu çalışmada; koroner arter baypas cerrahisi geçirecek hastalarda genel anesteziyle kombine yüksek torakal epidural analjezinin, genel anesteziyle karşılaştırıldığında hemodinamik parametreler

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm

Detaylı

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı 2018 2019 Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 5 ÜROLOJİ STAJI EĞİTİM PROGRAMI Stajın adı Stajın süresi Öğretim yeri Anabilim dalı başkanı Staj sorumluları Eğiticiler

Detaylı

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Tarih: 11.10.2004 2002-2003 E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B

Detaylı

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr.

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr. OLGU TARTIŞMALARI Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr. Gökhan Atış Olgu - 1 76 yaş, Erkek KAH (+), by-pass (+), Coraspin 100 mg alıyor,

Detaylı

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT KAPAK HASTALIKLARI Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT STENOZU Valvular Subvalvular Supravalvular VALVULAR STENOZ Romatizmal AS Akut romatizmal

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

ERKEK HASTALARDA DÜŞÜK DETRUSOR AKTİVİTESİ; İNFRAVEZİKAL OBSTRİKSİYON TANISINDA ÜROFLOW PARAMETRELERİ VE MESANE İŞEME ETKİNLİĞİNİN ÖNEMİ

ERKEK HASTALARDA DÜŞÜK DETRUSOR AKTİVİTESİ; İNFRAVEZİKAL OBSTRİKSİYON TANISINDA ÜROFLOW PARAMETRELERİ VE MESANE İŞEME ETKİNLİĞİNİN ÖNEMİ ERKEK HASTALARDA DÜŞÜK DETRUSOR AKTİVİTESİ; İNFRAVEZİKAL OBSTRİKSİYON TANISINDA ÜROFLOW PARAMETRELERİ VE MESANE İŞEME ETKİNLİĞİNİN ÖNEMİ Op. Dr. Mehmet YOLDAŞ Tepecik Eğit. Ve Araşt. Hast. Üroloji Kliniği

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com PROSTAT NEDİR? Prostat, sadece erkeklerde bulunan ve idrar yolu çevreleyen bir salgı bezidir. Prostat, salgıladığı sıvıyla meniye sperm fonksiyonunda önemli rol oynayan bazı maddeleri ekler. Çocukluk çağında

Detaylı

Farmakoloji bilgileri kullanılarak farmakoloji dışında yanıtlanabilecek olan toplam soru sayısı: 8

Farmakoloji bilgileri kullanılarak farmakoloji dışında yanıtlanabilecek olan toplam soru sayısı: 8 Soruların konulara göre dağılımı: Otonom Sinir Sistemi : 5 Santral Sinir Sistemi : 5 Genel Farmakoloji: 2 Kardiyovaskuler sistem: 3 Otakoid: 2 Endokrin sistem: 2 Antiviral ilaçlar: 1 Konu dağılımı daha

Detaylı

skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça

skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça fazla bulunur. Sadece iskelet kasları toplam a ırlı ın

Detaylı

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik 1. HAFTA Stajın Tanıtımı Hekimlik Uygulaması Obstetrik antenatal vizit ve anamnez Puberte ve bozuklukları Hekimlik Uygulaması Jinekolojik anamnez, muayene Non-invaziv ve invaziv antenatal tetkikler Kadın

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabeti olan her hasta diyabetik retinopati riski taşır. Gözün anatomisi nedeni (resim 1a) ile iyi görüyor olmak göz sağlığının kusursuz olduğu göstermez,

Detaylı