UYGUNSUZ BİSHOP SKORU OLAN PRETERM VE TERM ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ OLGULARINDA KONTROLLÜ SALIMLI DİNOPROSTON OVÜLÜN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "UYGUNSUZ BİSHOP SKORU OLAN PRETERM VE TERM ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ OLGULARINDA KONTROLLÜ SALIMLI DİNOPROSTON OVÜLÜN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ZEYNEP KAMİL KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM BÖLÜMÜ KLİNİK ŞEFİ : OP.DR.MEHMET ULUDOĞAN UYGUNSUZ BİSHOP SKORU OLAN PRETERM VE TERM ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ OLGULARINDA KONTROLLÜ SALIMLI DİNOPROSTON OVÜLÜN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlık Tezi) DR.ESRA BOYBEK İSTANBUL 2008

2 ÖNSÖZ Asistanlığım boyunca bilgi ve deneyimlerini her zaman paylaşarak eğitimime katkısı olan ve yol gösteren değerli hocam Op.Dr.Mehmet Uludoğan a, diğer klinik şeflerimiz Prof.Dr.Ateş Karateke ye, Op.Dr.Vedat Dayıcıoğlu na, Op.Dr.Sadiye Eren e ve Doç.Dr.Aktuğ Ertekin e teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Birlikte çalışmaktan onur duyduğum ve bilgilerinden her zaman faydalandığım hastanemizin diğer şef yardımcılarına, başasistan ve uzmanlarına, tez çalışmam sırasında yardım ve önerileriyle desteğini esirgemeyen Op.Dr.Oya Demirci ye, ayrıca tüm asistan arkadaşlarıma ve hastane personeline teşekkür ederim. Beni her konuda destekleyen ve hep yanımda olan aileme de sonsuz teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım. Dr. Esra BOYBEK 2

3 İÇİNDEKİLER GENEL BİLGİLER ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ 4 Fetal Zarlar 5 Etyopatogenez 6 Tanı 7 Perinatal mortalite ve morbidite 10 Tedavi 11 DOĞUM EYLEMİNİN İNDÜKSİYONU 15 Genel Kavramlar 15 Serviksin Morfoloji, Histoloji ve Fizyolojisi 16 Servikal olgunlaşmanın mekanizması 18 Preindüksiyon Servikal Olgunlaşma 20 Servikal Olgunlaşmada Kullanılan Yöntemler 23 GEREÇ VE YÖNTEM 43 BULGULAR 47 3

4 TARTIŞMA VE SONUÇLAR 71 ÖZET 81 KAYNAKLAR 83 GENEL BİLGİLER ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ Erken membran rüptürü (EMR), fetal zarların doğum başlangıcından önce yırtılması ve amnion sıvısının dışarı akmasıdır. Spontan olarak gestasyonel yaşın herhangi bir döneminde meydana gelebilir. 37. gebelik haftasından sonra meydana gelirse term erken membran rüptürü (TEMR), 37. haftadan önce meydana gelirse preterm erken membran rüptürü (PEMR) adını alır. Membranların rüptürü ile travayın başlangıcı arasındaki süre 24 saati geçerse buna da uzamış erken membran rüptürü adı verilmektedir (1). Bazı yazarlar PEMR yi de kendi içinde previabl PEMR (23. gestasyonel haftadan önce olanlar), termden uzak PEMR ( gestasyonel haftalar arasında olanlar) ve terme yakın PEMR ( gestasyonel haftalar arasında olanlar) şeklinde alt gruplara ayırmaktadır (6). Erken membran rüptürü (EMR), obstetrinin en can sıkıcı konularından biri olmaya devam etmektedir. Çünkü özellikle gestasyonel yaşın küçük olduğu gebelerde meydana geldiğinde, prematürite, perinatal enfeksiyonlar, oligohidramnios, umbilikal kord 4

5 kompresyonu ve prolapsusu, pulmoner immatürite ve tüm bunların neticesinde meydana gelen perinatal mortalite artışı gibi ciddi birçok problemi de beraberinde getirmektedir (1). Ayrıca artmış sezaryen oranları ve koriodesidual enfeksiyon gibi maternal problemlere de sebep olabilmektedir (10). Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, EMR en önemli prematür doğum nedenlerinden biridir (2-6). Prematür doğumlar ise neonatal ölümlerin en sık sebebi olmaya devam etmektedir. Öyleki, konjenital malformasyonlar dışındaki, preterm eylem sonucu doğan bebekler, perinatal ölümlerin %85 ini oluşturmaktadır. PEMR olgularının %50-60 ının konservatif tedaviye rağmen 1 hafta içinde doğumla sonlandığı ve bu olguların %13-60 gibi yüksek bir oranında amnionit ve %4-12 sinde de ablasyo plasenta geliştiği bildirilmektedir (7). Gestasyonel yaş küçüldükçe bu tür komplikasyonların riskinin daha da arttığı gözlenmiştir. (literatür) EMR tüm gebeliklerin %5-10 unda meydana gelir (8,9). Bu olguların büyük bir çoğunluğu TEMR dir (8,10). PEMR ise bazı kaynaklara göre gebeliklerin %2-3 (literatür) ünde, bazı kaynaklara göre de, ortalama %3-5 inde meydana gelmektedir (7). FETAL ZARLAR İnsanda amnion kesesi, germ plağı oluştuktan sonra ektodermde bir boşalma sonucu ortaya çıkar. İçten dışa doğru, amnion, korion ve desiduadan oluşan zarlar plasenta kenarında son bulur ve içinde fetüs ve amnion sıvısını içeren bir kese halini alır (1). Zarların iç yüzünü döşeyen amnion 0,02-0,5 mm kalınlığında parlak, kaygan, düz bir yapıdır ve kan, lenf ve sinir dokusu içermez. Amnion ve korion, anatomik olarak farklı orijinlidirler. Korionu yapan hücreler,blastosist oluşumunun hemen ardından belirir, amnion ise 7-8. günlerde, şekillenmiş embriyonun dorsal yüzünde ortaya çıkar. Membranlardaki büyüme mitotik aktivite ile 28 gebelik haftasına kadar devam eder ve bundan sonra kesenin 5

6 büyümesi, gerilmeyle gerçekleşir. İki membran, genellikle birbiri üzerinden kayar ve doğumda birbirinden kolaylıkla ayrılır. 28. gebelik haftasından sonra amnion tek katlı kübiodal hücreden oluşur, korion ise 4-6 sıralı poligonal hücrelerden oluşmuştur (14,15). Amnion koriona göre daha fazla gerilme kuvvetine sahiptir ve ikisi birlikte daha fazla basınca karşı koyarlar. Gebelik ilerledikçe zarlarda meydana gelen biyokimyasal ve biyofiziksel değişikliklere bağlı olarak zayıflama olur. Gebelik ilerledikçe kollajen içeriği azalır. Kapalı bir serviksteki zarların yırtılması için gereken basınç, 3-4 cm açıklığı olan serviksteki zarların yırtılması için gereken basınçtan azdır (13,14,15). Amnion kesesine bakan yüzdeki tek sıralı epitel tabakası amnion sıvısı salgılar. Bu sıvı berrak ve hafif sarı renkli olup alkali özelliktedir. İçinde albümin, tuz, dökülmüş deri hücreleri, fetal idrar gibi maddeler bulunur. 16. gebelik haftasında bu sıvının miktari yaklaşık 200 ml iken, 24. hafta civarında 1000 ml dir ve terme doğru azalarak 500 ml düzeyine iner. Amnion epitelinin altında bazal membran, kompakt tabaka, fibroblast tabakası ve en altta korion ile bağlantılı olan gözeli tabaka yer alır. Amnion zarının çevrelediği boşluk, amnion boşluğu adını alır ve embriyo, gelişimine başladığı andan doğuma kadar, sıvı ile dolu bu boşluk içerisinde yer alır. Bu boşluk başlangıçta embriyo için bir yastık görevini görürken, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde embriyonun serbestçe açılıp genişlemesine yardım eder ve onu dış etkenlere karşı korur (1). EMR ETYOPATOGENEZİ EMR'nin etiopatogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte bu konuda birçok hipotez ileri sürülmektedir. Bugün için kabul edilen gerçek, EMR nin patofizyolojisinin multifaktöriyel olduğudur (3,6,7). Özellikle PEMR etyolojisinde önemli faktörlerden biri, koriodesidual enfeksiyon veya inflamasyondur (16,17). Literatürde Clamidyal enfeksiyonlar, Bakteriyel vaginosis, Grup B 6

7 streptococcus, Candida albicans, Ureaplazma urealyticum ve Mycoplazma hominis enfeksiyonları ile EMR arasında yakın ilişki olduğu vurgulanmaktadır (21-27). Enfeksiyonun EMR ye etkisi muhtemelen sitokinler yoluyla olmaktadır. IL-1β ve TNFα gibi sitokinler amnion, korion ve desiduada prostaglandin (PG) sentezini uyarmaktadır (28,29). Sistemik maternal enfeksiyon ve koryoamnionitin araşidonik asit (AA) oluşumunu başlatarak siklooksijenaz ve lipooksijenaz yolları üzerinden PG ve lökotrien sentezini devam ettirebileceği düşünülmektedir (30,31). Sorumlu olabilecek bir diğer mekanizma da bakteri suşlarının oluşturduğu lipopolisakkaritlerdir. Lipopolisakkaritler enfekte sahaya makrofaj migrasyonu olmasını sağlayabilir, ayrıca desiduadan birtakım sitokinler (TNF, IL-1, IL-8, MCF gibi) salınması sonucu AA ve siklooksijenaz üzerinden PG yapımının stimüle olmasına neden olabilirler. Ayrıca bazı Bakteroides türleri, B grubu Streptokoklar ve S. aureus gibi patojenlerin sahip olduğu kollajenaz enzimi, membran kollajeninin dayanıklılığına etki ederek membran rüptürüne neden olabilmektedir (13,14,15). Enfeksiyon dışında, özellikle daha ileri gebelik haftalarında meydana gelen EMR olgularındaki bir diğer önemli faktör membran kollajen içeriğindeki azalmadır (32). Kollajen içeriğindeki azalmanın, gerilime karşı direnci de azalttığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda enfeksiyon dışında PEMR'ye neden olabilecek diğer bazı etkenler, mekanik zarar, sigara, bazı vitamin ve besin eksiklikleri, koitus, düşük sosyoekonomik durum, gebelikte kanama ve plazminojen aktivasyonu olarak bildirilmiştir. Maternal kilo, travma veya mekonyum ile EMR arasında ilişki bulunmamıştır (13,14,15,18,19,20). EMR, uterin distansiyon durumlarında (polihidramnios, çoğul gebelikler ), serklaj, amniosentez gibi invaziv girişimler sonrasında, servikal yetersizlikte ve daha önce EMR öyküsü olanlarda da görülebilmektedir (13,14). TANI 7

8 Çoğu vakada anamnez, klinik bulgular ve bazı spesifik testlerin yardımıyla EMR tanısı konulabilir. Hastaların tipik şikayeti birdenbire meydana gelen ve kontrol edilemeyen vajinal sıvı akışıdır. Ancak çok az miktarda veya intermittan sıvı kaçağı olan hastalar, amnion sıvısının geldiğini fark edemeyip bunu vajinal akıntı olarak değerlendirebilirler. Bu nedenle öyküde az da olsa vajinadan sürekli bir akıntı olup olmadığı iyi sorgulanmalıdır. Ama bu aralıklı sıvı kaçağı ve perineal ıslaklığın, EMR olmaksızın, idrar kaçırma, servikal ve vajinal yoğun akıntı ile de olabileceği unutulmamalıdır. Daha sonra hastalara mutlaka steril bir spekulum ile vajinal muayene yapılmalıdır. Spontan olarak veya valsalva manevrası ile servikal kanaldan sıvı akışının görülmesi ve spekulumda amnion sıvısının göllenmesi tanıyı koydurur. Amniotik sıvı kalmamışsa veya fetal kısımlar kanal servikali kapatıyorsa bu akım izlenmeyebilir. EMR tanısı konduğunda veya bu tanı tam olarak dışlanamadığında olabildiğince dijital servikal muayeneden kaçınılmalıdır. Çünkü bu durum enfeksiyon riskini ve buna bağlı morbiditeyi artırmaktadır. Öyleki tek bir dijital muayenenin bile amnionit ve neonatal enfeksiyonu artırdığını bildiren yayınlar mevcuttur (14). USG de fetal üriner sistem anomalileri ve intrauterin gelişme geriliği olmayan bir olguda izole oligohidramnios saptanması da EMR ile kuvvetle ilişkili bir bulgudur. EMR tanısı kesin olarak konamayan hastalarda ise, nitrazin testi ya da fern testi gibi yardımcı testler kullanılabilir. Nitrazin testi vajinal sıvının alkali özellikte olmasına dayanan bir testtir. Ancak bu testin enfeksiyon, servisit, alkali özellikteki antiseptikler, idrar, semen ve banyo suyu gibi sebeplerle yanlış pozitif çıkma ihtimali olduğu gibi, minimal rezidüel akıntının vajinada uzun bir süre beklemesi durumunda yalancı negatif çıkma ihtimalinin de olduğu unutulmamalıdır. Fern testinde ise posterior forniksten ya da vajen yan duvarlarından alınan örnek mikroskop altında incelenir, alkali amnion ile kontaminasyon sözkonusu ise eğreltiotu manzarası görülecektir. Tüm bunların yararlı olmadığı EMR süphesi olgularında daha ileri testlerin yapılması gerekebilir. Servikovajinal sıvıda fetal fibronektin aranması bu testlerden biridir. Ancak pozitif 8

9 fibronektin membranların rüptüründen ziyade desiduanın bozulması anlamına geldiğinden, EMR tanısı için rutinde kullanımı önerilen bir test değildir (7). EMR tanısında kullanılan diğer bir yardımcı test, protein-1 e bağlanan insülin benzeri büyüme faktörüdür (IGFBP-1). Bu protein, karaciğer, endometrium, desidua ve overde yapılmaktadır ve amnion sıvısındaki miktarı serumdakinden kat daha yüksektir. Diğer vucut sıvılarında ise saptanamaz düzeydedir. Bu yüzden vajinal sıvıda IGFBP-1 varlığı, amnion sıvısı kontaminasyonuna işerettir. Ancak bu test için de farklı sonuçlar çıkaran çalışmalar mevcut olduğundan şüpheli EMR tanısındaki değeri sınırlıdır. Yapılan bir araştırmada bu testin EMR şüphesinde sensitivitesinin %70.8, spesifitesinin %88.2, pozitif prediktif değerinin ise %92 olduğu, ayrıca çok kısa sürede uygulanabilen bir test olması sebebiyle, şüpheli olgularda kullanılabileceği önerilmesine rağmen (33), başka bir araştırmada tam tersi bu testin şüpheli EMR tanısında duyarlılığının düşük olduğu, bu yüzden EMR tanısına bir katkısı bulunmadığı bildirilmiştir (34). Şüpheli EMR tanısında pratikte pek kullanımı olmayan birtakım hormon düzeylerinin tespiti de yararlı olabilir. Vajina sıvısında prolaktin tayini buna örnektir. I. Phocas ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada EMR nin ekarte edildiği vakalarda vajina prolaktin seviyesi 5ng/ml bulunmuş iken, aynı hastalarda kan seviyesi mg/ml olarak tespit edilmiştir. EMR tanısı almış vakalarda vajina prolaktin seviyesinin maternal kan seviyesinden 2-10 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Vajina sıvısında mekonyum varlığı, kanama ve vajinal akıntının test sonuçlarını etkilemediği belirtilmiştir (35). Yine şüpheli EMR tanısı amacıyla vajina sıvısında AFP tayinini esas alarak birtakım çalışmalar yapılmıştır. Bir çalışmada term vakalarda membran rüptürünü takiben vajina sıvısında AFP nin yükseldiği, ama bu yükselmenin intakt ve rüptüre vakaları ayıracak kadar belirgin olmadığı bildirilmiştir (36) de monoklonal antikor tekniği ile yapılan bir çalışmada bu test için sensitivite %98, spesifisite %100 olarak bildirilmiştir de I.Phocas ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada 33. gebelik haftasına kadar AFP nin membran rüptüründe tanısal olarak güvenilir olduğu, bu haftadan sonra ise güvenilirliğin azaldığını bildirilmiştir. Bu 9

10 çalışmada gebelik haftaları arasında vajinal AFP nin, maternal kan konsantrasyonundan 5-50 kat fazla olduğu, 33. gebelik haftasından sonra ise maternal kan konsantrasyonundan düşük olabileceği gibi eşit de olabileceği vurgulanmıştır (35). Son olarak vajinal sıvıda artmış HCG düzeylerinin de EMR ile ilişkili olduğunu doğrulayan yayınlar mevcuttur. Örneğin Takanobu ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada normal gebelerde vajinal sıvıda I., II. ve III. trimesterde β HCG seviyeleri sırasıyla 37.9, 9.5 ve 6.3 miu/ml olarak tespit edilmesine rağmen, erken membran rüptürü tanısı almış vakalarda bu değerin miu/ml olduğu belirtilmiştir (51). Çalışmada sensitivite, spesifisite, negatif ve pozitif prediktif değerler sırasıyla %100, %91.8, %82, %100 olarak bildirilmiştir. Ayrıca β HCG nin 2-3. trimesterlerde EMR vakalarında güvenilir bir test olduğu da bildirilmişlerdir (37). Bütün bunların dışında şüpheli EMR tanısında yararlılıkları düşük olduğundan artık kullanılmayan, sadece tarihi değeri olduğunu söyleyebileceğimiz birtakım testler de mevcuttur. Bunlardan bazıları, ilk defa 1929 da geliştirilen mikroskopik lanugo tespiti, yine mikroskopik olarak fetal yağ damlacıklarının Sudan 3 boyası yardımıyla ve fetal hücrelerin Massontrikrom ya da Pinacyonalchloride boyaları yardımıyla tespiti, vajinal ph tayini, Litmus kağıdı, Bromtimol mavisi gibi nitrazin testine benzer mantıkla çalışan ph indikatörleridir. EMR DE PERİNATAL MORBİDİTE ve MORTALİTE EMR de perinatal komplikasyonları artıran en önemli faktör gebelik haftasıdır. Bu nedenle takip ve tedaviyi belirleyen en önemli parametre de gebelik haftası olmaktadır. EMR de gebelik yaşı küçüldükçe latent periyod süresi uzar. Termdeki gebelerde %90 olguda EMR'yi izleyen 24 saatte doğum ağrıları başlarken, gebelik haftalarında %50 olguda 24 saat içinde, %80-90 olguda 1 hafta içinde doğum ağrıları başlamaktadır gebelik haftalarında ise ancak %50 gebede doğum ağrıları 1 haftada başlar (38,39). 10

11 EMR maternal ve fetal enfeksiyon riskini artırmaktadır. Maternal enfeksiyon riski latent periyot uzadıkça artar. Ayrıca düşük sosyoekonomik düzey, sık vajinal muayene ve oligohidramnios da enfeksiyon riskini artırır (13,15,40) Korioamnionit riski term EMR de %9 iken PEMR de %15-25 arasındadır. Korioamnionit sonucu endometrit, sepsis, dissemine intravasküler koagülopati, renal yetmezlik ve erişkin tipi respiratuar distres sendromu gelişebilir (14,15). EMR varlığında, yenidoğanda enfeksiyon riski artmaktadır (%1.4). Korioamnionitis gelişmişse bu oran %8.7 ye çıkar (41,42). Yenidoğanda enfeksiyon riski prematüritede, maternal B grubu streptokok kolonizasyonunda ve erkek fetüste artmaktadır. Yenidoğanda 34. gebelik haftasının altında latent period ile enfeksiyon insidansı arasında pozitif bir korelasyon yok iken, termdeki gebelerde 72 saatten uzun süren latent period varlığında perinatal morbidite ciddi şekilde artmaktadır. Maternal enfeksiyona neden olan aynı organizma konjenital pnömoni, sepsis veya menenjit nedeni de olabilmektedir (14,15,40). EMR de enfeksiyon dışında, eğer fetüste malprezentasyon da varsa, umbilikal kord prolapsusu veya prolapsus olmasa dahi oligohidramniosa bağlı kord kompresyonu ya da ablasyo plasenta gibi fetal distres nedeni olabilecek, dolayısıyla acil doğum gerektirebilecek komplikasyonlar meydana gelebilir (14). Önemli diğer komplikasyonlar ise pulmoner hipoplazi ve ekstremite anomalileridir. Normal akciğer gelişimi ve normal solunum hareketleri için yeterli amnion sıvısı gereklidir. Özellikle 22. gebelik haftasının altında ve uzun süren oligohidramnios olgularında pulmoner hipoplazi gelişebilir. Oligohidramniosun ortaya çıkardığı bası ile abdomen diafragmayı yukarı iter, akciğer kompresyonu meydana gelir ve fetal akciğer sıvısı boşalır. Bu sıvını azlığı veya yokluğunda akciğer matürasyonu sağlıklı olmaz (14,15). EMR'nin latent periodu ve oligohidramniozun derecesi ile ilgili olarak da fetal deformiteler meydana gelebilir. En çok extremite kontraksiyonları görülür. EMR ilk trimesterde oluşmuş ise, multiple ciddi fetal deformiteler de görülebilir (14). 11

12 TEDAVİ EMR de takip ve tedavi yaklaşımı, komplikasyonlardan korunmaya yöneliktir. Bu nedenle tedavide en önemli kriterler gebelik haftası ve enfeksiyon durumudur. Genel olarak tanının tam olarak konamadığı durumlarda bekle ve gör politikası uygulanmalı, hasta yatak istirahati ve pet takibine alınarak yakından izlenmelidir. Bu takip esnasında hastalar korioamnionit bulguları açısından gözlenmelidir. Bunun için lökosit sayısı, CRP ve sedimentasyon gibi spesifik olmayan laboratuar testleri kullanılabilir. Maternal ve fetal taşikardi, uterin hassasiyet ve kötü kokulu vajinal akıntı, korioamnionit açısından şüphe uyandıracak bulgulardır (1). Enfeksiyonu engellemek her zaman kolay değildir. Bundan dolayı sürekli vajinal kateterler kullanılarak, bununla antiseptik solüsyonlar uygulamak suretiyle aşağı genital sistem yıkanması yapılabilir (%0.5 polivinilpirolidon iyot solüsyonu 20ml/saat). Bu uygulama fetüste geçici TSH artışı yapabilmektedir (15). Yeni bir yaklaşım olarak, amnion kaybını azaltmak için korionu desiduaya fibrin aplikasyonu ile yapıştırma tekniği de denenmiştir.(literatür)bu teknik, serklajdan sonra uygulanabilir ancak başarı oranı yüksek bulunmamıştır. Bunun dışında servikal bir kateterle antibiotiklerin amnioinfüzyonu denenmiştir. Yine aynı kateterle ml serum fizyolojik amniotik kaviteye verilebilir. Teorik olarak başarılı görülen bu işlemler için halen başarılı olduğunu açıklayan yayınlar yoktur. Bu yöntem, PROM-fence adlı üç kanallı bir kateter kullanılmak suretiyle Japonya da uygulama alanı bulmuştur (13,14,15,48). Fetal iyilik halini değerlendirmek için NST en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte yapılan çalışmalarda intrauterin asfikside fetal iyilik hali için NST nin yeterli olmadığı bildirilmiştir. Fetüsün intrauterin yaşamdaki durumunu saptayabilmek için fetal biofizik profil (FBP) kullanılabilir. EMR varlığında fetal kalp hızı reaktivitesi artarken, fetal solunum hareketleri ve amnion sıvı miktarı azalır. Fetal hareket, tonus, ve plasental bulgular değişmez. Neonatal veya maternal enfeksiyonla, FBP'nin 6 veya az olması arasında kuvvetli bir ilişki 12

13 bulunmuştur (14). FBP, konservatif tedaviye alınan olgularda 24 saatte bir tekrarlanmalıdır. Ciddi, devamlı ve düzelmeyen variable deselerasyon varlığında doğum düşünülmelidir (15). EMR de tedavi yaklaşımında, bekle gör prensibinden, doğumun acilen gerçekleştirilmesine kadar geniş bir yelpazede seçenekler mevcuttur. Bu yaklaşımı belirleyen en önemli parametrelerden birinin gebelik haftası olduğunu vurgulamıştık. Bu yüzden tedavi yaklaşımını gebelik haftalarına göre ayrı ayrı ele alabiliriz. 36. Gebelik Haftasından Sonra Meydana Gelen EMR ye Yaklaşım: 36. gebelik haftasından sonra meydana gelen EMR de genel yaklaşım >3 cm servikal dilatasyon, korioamnionit şüphesi, vajende grup B streptokok kolonizasyonun varlığı, non reaktif NST veya kötü biyofizik profil (<6), oligohidramnios, mekonyumlu amnion gelişi, intrauterin gelişme geriliği (IUGG) ve preeklampsi gibi durumlar sözkonusu ise beklenmeden doğumun gerçekleştirilmesidir. Bunun dışındaki hastalarda belirli bir süre izlem yapılabilir. Bu süreyi birçok merkez 12 saatle sınırlandırmıştır. Bu sürenin uzaması sözkonusu ise doğum indüklenmelidir. İndüksiyon amacıyla oksitosin veya prostaglandinler kullanılabilir (1). Prostaglandinlerle yapılan indüksiyonda, oksitosin indüksiyonuna oranla maternal ve komplikasyon sıklığı artmaksızın, sezaryen oranının daha azaldığını bildiren yayınlar mevcuttur (43) Haftalar Arasındaki EMR ye Yaklaşım Bu haftalar arasında oluşan EMR de şiddetli perinatal morbidite ve mortalite riski oldukça düşüktür. Bu olgularda fetal akciğer maturasyonunu uyarmak için kortikosteroid yapılmasına gerek olmadığı bildirilmektedir. Bir çalışmada gebelik haftaları arasında gelişen EMR de konservatif tedavi ve agresif tedavi karşılaştırılmış ve konservatif tedavi grubunda amnionit riskinin arttığı (%16 ya karşı %2) ve maternal hospitalizasyon süresinin uzadığı (5,2 güne karşın 2,6 gün) saptanmıştır (44). 13

14 Bu olgularda amnion sıvısının fetal pulmoner maturite tayini açısından değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Bu amaçla amnion sıvısında phosphotidil gliserol tayini, surfaktan/albümin oranına göre flöresan polarizasyon, lesitin/sfingomyelin oranı ve lamellar cisimcik tayini gibi yöntemler kullanılmaktadır. Ancak her olguda bu testleri yapmak pratik olmadığından bu konuda özellikle gebelik haftaları arasındaki PEMR lere yaklaşım açısından pratik bir rehber olacak çalışmalar yapılmalıdır. Cox. ve ark (45), gebelik haftaları arasındaki 129 PEMR olgusunda acil doğum ile konservatif tedaviyi karşılaştırmışlar ve bu olgulara herhangi bir tokolitik tedavi, grup B streptokok profilaksisi ve antenatal steroid tedavisi yapmamışlardır. Konservatif izlenen grupta doğumun latent periyodunda kısa bir artışla birlikte, amnionit sıklığında anlamlı bir artış tespit etmişlerdir. Bir diğer önemli bulgu da gestasyonel yaş ile ilgili morbiditede azalmayla ilişkili bir sonuç bulunmamasıdır. Bu çalışmada gözlemlenen diğer bulgular ise bu populasyonda RDS sıklığının %35 civarında olduğu, konservatif izlem grubundaki 1 olguda kord kompresyonuna bağlı fetal ölüm, acil doğurtulan 2 olguda sepsis ve 1 olguda da pulmoner hipoplaziye bağlı yenidoğan ölümü olduğudur. Bu çalışmada acil olarak doğurtulan olgularda intrauterin enfeksiyon sıklığında azalma ve kord kompresyonuna bağlı gelişen fetal kayıp sıklığı daha az olarak rapor edilse de, fetal akciğer maturitesi tayin edilmeyen gebelik haftalarındaki olgularda neonatal sepsis ve diğer gestasyonel yaşa bağlı morbidite riskleri hala devam etmektedir. Bu nedenle bu haftalarda akciğer maturasyon tayini yapılamıyorsa, akciğer matürasyonunu sağlamak amacıyla kortikosteroid yapılmalı, uygun antibiyotik başlanmalı ve yakın fetal monitörizasyon ile takip edilmelidir. Bu arada korioamniotin klinik bulguları da gözden kaçırılmamalıdır (1,45) Gebelik Haftaları Arasındaki EMR ye Yaklaşım 32. gebelik haftasından önceki olgular hekimler açısından en zorlayıcı grubu oluşturmaktadır. Bu haftadan önceki olgularda amaç, mümkün olduğunda gebelik süresini uzatmak ve böylece gestasyonel yaşa bağlı morbiditeyi en aza indirmeye çalışmaktır. Bu haftalarda kazanılan 1 günün bile fetal morbidite ve mortaliteye olumlu etkisi olabilmektedir. Yine de bütün çabalara karşın belirli bir latent periyod sonrasında doğum gerçekleşecektir. Özellikle amnion mayii indeksinin azaldığı olgularda latent periyod süresinin kısaldığı ancak 14

15 amnionit riskinin arttığı bildirilmiştir (46). Yine de amniotik sıvı ölçümünün olgulara konservatif tedavi kararı verilmesinde prediktör olarak kullanılmaması önerilmektedir (7). Konservatif tedavi esnasında hastalar erken doğum bulguları, amnionit, kord kompresyonu, ablasyo plasenta ve fetal distres açısından dikkatle takip edilmelidir. Bu dönemde PEMR olgularında %32-76 oranında fetal distress geliştiği bildirilmiştir (47). Bu yüzden bu olgular yatak istirahatine alınmalı ve fetal iyilik hali günlük olarak değerlendirilmelidir. 38 C veya üstü ateş, lökositoz, uterin hassasiyet, maternal ve fetal taşikardi olması durumunda korioamnionit düşünülmeli ve gebelik sonlandırılmalıdır. Şayet bulgular birbiri ile uyumsuz ise amniosentez ile amniotik mayiinin değerlendirilmesi bilgi verici olabilir. Özellikle amnion mayii glukoz konsantrasyonunun mg/dl den daha düşük olması, gram boyamanın (+) olması ve amniotik kültürde üreme olması enfeksiyon lehinedir. Enfeksiyon ve fetal distress gelişmezse gebelik 34. haftaya kadar takip edildikten sonra, 32. haftaya ulaşmış gebeliklerde ise fetal akciğer maturasyonu konfirme edildikten sonra gebeliğin sonlandırılması en akılcı yaklaşım gibi görünmektedir (1). 23. Gebelik Haftasından Önce Gelişen EMR Olgularına Yaklaşım Bu olguların yaklaşık yarısı membran rüptüründen sonraki 1 hafta içinde doğurmaktadır. Olguların yaklaşık 1/5 inde gebelik 1 ay daha devam eder. Ancak bu grup hastalarda konservatif takiple daha sonra yaşayabilen yenidoğanlarda motor gelişim problemleri, serebral palsy, kronik akciğer hastalıkları, hidrosefali ve mental retardasyon gibi ciddi problemlerin sözkonusu olabileceği bilinmelidir. Bu nedenle, bu şartları taşıyan bir olgu ile karşılaşıldığında aileye doğumun hemen yaptırılması ile konservatif tedavinin getirebileceği riskler açıkça anlatılmalı ve ailenin de tercihi dikkate alınarak karar verilmelidir. Eğer aile gebeliğin sonlandırılmasını tercih ederse, ya dilatasyon yapıldıktan sonra gebelik boşaltılmalı ya da prostaglandin ve oksitosin ile doğum indüklenmelidir (1). 15

16 DOĞUM EYLEMİNİN İNDÜKSİYONU GENEL KAVRAMLAR Hastanın ya da hekimin isteği ile elektif indüksiyon uygulaması önerilemez. Bu uygulama özellikle nulliparlarda sezaryen oranının artması ile ilişkilidir (49). İndüksiyonun anne veya fetüs açısından yararları, gebeliğin devamı ile sağlanacak yararlardan fazla olduğunda indüksiyon endikasyonu vardır. İndüksiyon için geçerli endikasyonlar spektrumuna korioamnionit ve ağır preeklampsi ile birlikte membran rüptürü gibi acil durumlar dahildir. Elektif bir indüksiyonu gerektirebilecek pek çok relatif endikasyon da vardır. Örneğin hızlı doğum eylemi hikayesi ve/veya doğum birimine ciddi uzaklıkta oturan term gebeliği olan kadınlar bu duruma örnektir. Bu gibi durumlar coğrafi (dağlık bölge) ve mevsimsel (kış şartları gibi) koşullarla daha da kötüleşebilirler. Diğer bir genel kanı da indüksiyonun spontan doğum ile karşılaştırıldığında artmış komplikasyon ile ilişkili olduğudur. Komplikasyonlara koryoamnionit ve artmış sezaryen oranları dahildir. Artmış sezaryen oranları, basitçe, uterusun doğum eylemine zayıf olarak hazırlanmasına bağlı olabilir; olgunlaşmamış serviks veya etkili senkronize kontraksiyonlar oluşturamayan myometrium buna sebep olabilir. Doğum eylemi ile ilişkili sezaryen doğumlardaki artışın, olgunlaşmamış serviks durumunda olduğu gibi, indüksiyon girişimi süresine ve şekline dair doktorların kişisel tercihlerinden etkilenmesi muhtemeldir. Örneğin, postterm nullipar bir kadında sadece 4-6 saatlik oksitosin indüksiyonunun başarılı olması beklenemez (Rouse ve arkadaşları, 2000). Kısacası, indüksiyonun başlanma süresine, kullanılacak ajana ve ne kadar uygulanacağına yeterince dikkat gösterilmemektedir. Bu konuda geniş bir spektrumda bireysel doktor yönetimini içeren daha kesin verilere ihtiyaç vardır (50). Doğum eyleminin imkansız olduğu durumlarda indüksiyon kontrendikedir. Bu durumlar uterin, maternal veya fetal sebeplerle ilgilidir. Daha önce geçirilmiş uterin cerrahi, plasenta 16

17 previa, fetal makrozomi, hidrosefali gibi anomaliler, malprezentasyonlar, pelvik anatomi ve aktif genital herpes indüksiyon kontrendikasyonlarına örnektir. SERVİKSİN MORFOLOJİ, HİSTOLOJİ VE FİZYOLOJİSİ Serviksin, vaginal ve supravaginal olmak üzere iki kısmı vardır. Arka yüzündeki supra vaginal kısım periton ile kaplıdır. Yanda, kardinal ligamentlerle ilişkilidir. Önde ise üstündeki mesaneden gevşek bir bağ dokusu aracılığı ile ayrılmıştır (57). Gebe olmayan serviks başlıca kollajen içeren yoğun fibröz bağ dokusundan oluşmuştur. Çoğunluğu kollajen, elastin ve proteoglikandan oluşan ekstraselüler matriks ile düz kas, fibroblast, epitel ve kan damarlarından oluşan hücresel kısımdan meydana gelir. Elastin serviks dokusunun %1 ini oluşturur (51,52), fakat az miktarda bulunmasına rağmen, doğumda serviksin hızla dilate olmasını ve doğumdan sonra da eski şekline hızla dönmesini sağlar. Serviks myometriuma 2 veya 3 mm lik bir fibromuskuler geçiş bölgesiyle bağlanır. Üst dış kısmında ise myometriumun kas fibrilleri devam etmektedir. Kas fibrilleri normal servikal yapının %10-15 ini oluşturmaktadır. Diğer genital yapılardan farklı olarak serviks sabit bir morfolojiye sahip değildir. Gebelik ve özellikle doğum esnasında oldukça dramatik değişiklikler gösterir. Konsepsiyondan sonra serviksin kanlanması ve su retansiyonu artar, çeşitli proteoglikan ve kollajen konsantrasyonlarındaki azalmaya bağlı olarak yumuşar, kollajen lifler şişer ve gevşer. Endoservikal hücrelerde mitoz görülür. Squamokolumnar bileşke eversiyon nedeni ile görülür hale gelir. Endoservikal mukozal proliferasyon ve mukus üretimi artar. Bu farklılaşmalar erken anatomik değişiklikler olarak fark edilebilir. Pozisyonu; erken gebelikte anteversiyondan, geç gebelikte vertikal hale gelir (58,59). Doğumdan önceki son 4 haftada, doğumu hazırlayan uterin aktivite ve doğumu başlatan değişiklikler artar. Doğum yapmamış bir kadında servikal kanal ve serviksin bütünlüğü doğum öncesi döneme kadar genellikle önceki yapısını korur. Doğum eyleminde ise serviksin 17

18 morfolojisinde önemli değişiklikler başlar. Serviksin efasmanı ve dilatasyonunun ilk kanıtı servikal kanalın kısalmasıdır ki bu, daha çok serviksin üst kısımlarının kaybı sonucudur. Bu işlem yukarıdan aşağıya doğru olur. En alt bölüm en geç etkilenir. Nulliparlarda doğumun başlangıcında serviks yaklaşık %50 efasedir ve 2-3 cm dilatedir. Ancak çok dirençlidir ve hasarlanma olmadan elle dilate edilemez. Doğumun ilerlemesi ile efasman ve dilatasyon normal bir şekilde senkronize olarak gider. 5-6 cm dilatasyona ulaşıldığında serviks genellikle çok incedir ve klinik olarak tamamen efase olmuş olarak tanımlanır. Ancak daha ileri değişikliklere ihtiyaç vardır. Çünkü bu zamanda forse dilatasyon değişmez bir şekilde laserasyonla sonuçlanır. Eğer hasta kendi haline bırakılırsa hasar olmaksızın tam bir dilatasyon oluşur. Multipar kadınlarda, dilatasyon ve efasman oluşması daha farklıdır. Multiparlarda, doğum öncesi dönemde servikal kanal hafif bir şekilde kısalır. Serviks efase olmadan önce 2-3 cm dilatedir. Gerçek doğum başladığında efasmanın ilerleyişi, dilatasyon 4-5 cm oluncaya kadar yavaştır. Daha sonra dilatasyon ve efasman senkronize olarak ilerler (52,53). SERVİKAL OLGUNLAŞMANIN MEKANİZMASI Servikal olgunlaşma, birbirini izleyen zamanlanmış biyokimyasal olayları içeren kompleks bir süreçtir. Bu sürecin uygunsuz işlemesi erken doğuma ya da tam tersi doğumun gecikmesine sebep olabilmektedir. Bu bilgiler ışığında serviksin doğum eyleminde çok önemli bir rolü olduğunu açıkça söyleyebiliyor olmamıza rağmen, servikal olgunlaşma süreci hakkındaki bilgilerimiz hala yeterli değildir. Bunun belki de en önemli sebebi insanlarda servikal doku çalışmalarının birçok nedenden dolayı güç yapılıyor olmasıdır. Bu nedenle, bu konuda hayvan modelleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu araştırmalarda hayvan modelleri ile insan gebeliği arasında gebelik endokrinolojisi ve doğum eylemi ile ilgili benzerlikler kurulmuş olmasına rağmen, servikal değişikliklerdeki benzerlik çok açık değildir. Ancak bu konuda son zamanlarda insanlardaki sezaryen histerektomi çalışmaları ile yeni bilgiler elde edilebilmiştir (60,61). Gebe olmayan bir kadının serviksi %80 su içerir. Su dışında en fazla bulunan bileşik ise kollajendir. Kollajen, su dışındaki maddenin %85 ini oluşturmaktadır (55,56). İnterstisyel 18

19 kollajen lifleri sıkıdır ve kolayca gerilmez. Kollajenin gerilme direncini, liflerin belirli bir kritik uzunluğu geçmemesi ve kollajen lifler ve diğer matriks proteinleri arasında bulunan güçlü kimyasal bağlar sağlamaktadır. Servikal olgunlaşma esnasında inaktif zimojenlerin ve diğer proteolitik enzimlerin aktivasyonu ile kollajenaz sentezlenmeye başlar. Kollajenaz ve serviksteki diğer spesifik proteazlar sayesinde önce kollajenin temel yapısı bozulur. Daha sonra yıkılan bu kollajen parçaları katepsinler gibi spesifik olmayan diğer bazı enzimlerle daha fazla bölünür. Bu sayede gebelikte serviksin kollajen içeriğinde önemli bir azalma meydana gelir. Ayrıca asetik asit ve pektin, gebe olmayanlarda %18 iken, termde %79, doğumdan hemen sonra ise %89'dur. Bu durum, kollajeni parçalayan ekstraselüler enzimler olan kollajenaz ve lökosit elastazın artmasıyla ilgilidir (57,59,62). Doğumda serviksin dilatasyon süresi, servikal kollajen konsantrasyonu ile ters ve kollajenin parçalanma hızı ile doğru orantılıdır (63). Klinik ve deneysel çalışmalar servikal olgunlaşmada glikozaminoglikanların önemini desteklemektedir. Dermatan sülfat, kondroidin sülfat ve hyalüronik asit in serviksteki konsantrasyonları kadınlarda gebeliklerinin önemli bir kısmında değişmeden kalır. Ancak terme yakın dönemde, dermatan sülfat azalırken, hyalüronik asit konsantrasyonu gebe olmayan döneme göre %6 dan %33 e yükselir. Hiyaluronik asitte artış ve onunla ilişkili olan yüksek sıvı içeriği yapısal elementlerin daha fazla ayrılmasını sağlar. Gebeliğin sonunda, servikal dermatan sülfat içeriğinin orantılı azalması ile kollajen yıkılır ve servikal matriksin yapısı bozulur. Ayrıca gebeliğin son dönemlerinde serviks nötrofiller, makrofajlar, mast hücreleri ve interlökin 1β ve interlökin 8 gibi inflamatuar sitokinler salabilen hücreler tarafından invaze edilir. Bu sitokinler metalloproteinaz üretimini uyarır ve metalloproteinazlar da kollagen demetlerinin ayrılmasına, kollagen yıkımına ve kollagen miktarının azalmasına katkıda bulunur. Serviks hiyaluronik asit ve sıvı içeriğinin artışına bağlı olarak şişer ve yumuşar. Daha sonra olgunlaşmış serviksin yumuşak, frajil yapısı gelişir. Kollajenin azalması ve dermatan sülfat ile kondroitin sülfat oranında azalma serviksin esnekliğini ve genişleme kabiliyetini çabuklaştırır (61,64). Prostaglandinlerin servikal olgunlaşma üzerindeki etkisi, prostaglandin E 2 nin intraaortik infüzyonu ve PG F2α ve PG E 2 nin intraservikal uygulanması ile gösterilmiştir. PG 19

20 E 2 nin intraservikal uygulanmasının servikal yumuşama ve ultrastrüktürel değişikliklere yol açtığı gösterilmiştir (54,65,66). Serviks düz kasının kontraktilitesi, prostaglandinlerden etkilenmektedir. Servikal dokunun prostaglandinleri sentez ettiği kesin olarak gösterilmiştir (54). Servikal olgunlaşmayı sağlamak için kullanılan farmakolojik, mekanik ve kimyasal stimülüsler prostaglandinlerin amniyotik sıvı konsantrasyonlarında artışa neden olmaktadır. Servikal olgunlaşmayı sağlamak için kullanılan çeşitli tekniklerin etkilerini, prostaglandinler üzerinden gerçekleştirdiği gösterilmiştir. Relaksin ve progesteronun invitro olarak miyometrium ve serviks kasılmasını azalttığı gösterilmiştir. Bu yüzden relaksin erken bir gebeliği desteklemede progesteronla paralel bir rol oynuyor gibi görünmektedir. Saf relaksinin kadınlara lokal uygulamasının servikal dilatasyonu artırıcı etki yaptığı gösterilmiştir (54,65). Servikal olgunlaşma olurken eş zamanlı olarak miyometriumda da doğumun başlangıcının hücresel kanıtları vardır. Örneğin östrojen ve oksitosin reseptörlerinin sentezi, gap junctionların oluşumu, hücresel artışı gibi olaylar oluşmaktadır ve bunlar zamanı geldiğinde düzenli ağrıların oluşmasını sağlayacaktır (54). PREİNDÜKSİYON SERVİKAL OLGUNLAŞMA Tüm hamile kadınların yaklaşık %20-30 u indüklenmektedir. Ve doğum indüksiyonu giderek daha sık uygulanan bir girişim haline gelmektedir (71,72,73). Servikal olgunlaşma ve doğum indüksiyonunun amacı, doğumu vajinal yolla gerçekleştirmek, sezaryen ile doğumu önlemektir. Doğum indüksiyonu, etkili uterin kontraksiyonları başlatmak için yapılır. Serviks olgunlaşması, uterin kontraksiyonları stimüle ederken, sürekli uterin kontraksiyonlar da servikal olgunlaşma ile sonuçlanır (71). Doğum indüksiyonuna karar verirken, değişik maternal ve fetal durumlarda gebeliğin devamının anneye veya fetusa faydası ya da zararı bilinmelidir. Gebeliğin devamı veya 20

21 sonlandırılması için karar verirken bu obstetrik denge göz önüne alınmalı ve eğer gebeliğin devamı durumunda, maternal veya fetal risk ağır basıyorsa gebelik sonlandırılmalıdır (78). Doğum indüksiyonunun endikasyonu hastaya anlatılmalı ve bilgilendirilmiş onamı alınmalıdır. İndüksiyondan önce, maternal pelvik kemik yapısının vajinal doğum için uygunluğu değerlendirilmeli, fetal ağırlık ve prezentasyon mutlaka bilinmelidir. Doğum indüksiyonu endikasyonları; - Gebeliğin hipertansif hastalıkları (preeklampsi, eklampsi, kronik hipertansiyon) - Diabet, renal hastalık, kronik pulmoner hastalık - Prematür membran rüptürü - Korioamnionit - Fetal büyüme geriliği - Rh izoimmunizasyon - Gün aşımı gebelik - Abruptio plasenta? - Lojistik faktör (fizikososyal endikasyonlar, hastaneden uzaklık) - Fetal distres şüphesi (74). Terme gelmiş bir gebede, doğum için önemli sorunlardan biri serviksin durumudur. Serviks rijit olduğu zaman uygun olmayan metodlarla doğumun indüksiyonu genellikle kötü sonuçlara neden olacaktır. Mekanik olarak gebeliği sonlandıran müdahaleler sırasında veya sonrasında daha fazla servikal laserasyon, kanama, uterus perforasyonu ve enfeksiyon oluşmakta, bu durumlar da sonraki gebelikler için servikal yetmezlik, prematür doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğma riski gibi sorunlara yol açmaktadır (78, 79). İntraservikal PG E 2 uygulanımı gibi farmakolojik yaklaşımlar bu komplikasyonları azaltacağından, yan etkiler daha az sıklıkta görülecek ve sonraki gebelikler için de olumsuz bir etki yaratmayacaktır. İngiltere ve İsveç te bu konuda yapılan geniş çapta araştırmalar rijit serviksli hastalarda müdahaleli doğumların önemli bir şekilde azaldığını göstermektedir (79,80). 21

22 Doğum eyleminin başarısında, serviksin ve alt uterin segmentin fiziksel özellikleri ve prezente olan kısmın seviyesi önemlidir. Başarılı doğum indüksiyonunu öngörmede kullanılan kantitatif metod, 1964 te Bishop tarafından tanımlanan bir skorlama sistemidir. Bishop skoru, serviksin dilatasyonu, efasmanı, kıvamı, pozisyonu ve önde gelen kısmın seviyesini değerlendirir (Tablo 1). Bu parametreler arasında da indüksiyon başarısı ile en kuvvetli korelasyon gösteren faktörün servikal dilatasyon olduğu bilinmektedir. Tablo 1. Bishop Skorlama Sistemi Skor 0 Skor 1 Skor 2 Skor 3 Dilatasyon(cm) Efesman(%) Seviye /0 +1/+2 Konsistans Sert Orta Yumuşak Yumuşak - Pozisyon Posterior Mid Anterior - Başarılı doğum indüksiyonunun prediktebilitesini arttırmak ve indüksiyona bağlı morbidite hızlarını azaltmak çabası ile çeşitli araştırmacılar tarafından Bishop skorlama sisteminde birtakım modifikasyonlar önerilmiştir. Burnett, modifiye Bishop skoru olarak bilinen bir sistem geliştirmiştir. (Tablo 2) Bu sistemde, her bir kategori için skor 2 ve total maksimum skor 10 olarak belirlenmiş, efasman yüzde cinsinden değil uzunluk olarak kullanılmıştır. Tablo 2. Bishop Skorlamasının Burnett Modifikasyonu Skor 0 Skor 1 Skor 2 Dilatasyon < >3 Seviye Pozisyon Posterior Mid Anterior Efasman > <0 Konstinans Sert Orta Yumuşak Friedman ve arkadaşları (68), Bishop un skorlama yöntemini kullanarak servikal skor ile indüksiyonun başarı veya başarısızlık oranları arasındaki ilişkiyi göstermişlerdir. Buna göre, 9 veya üstü değerde aktif doğum eylemi başarılı bulunmuştur. Daha düşük skorlarda 22

23 ise başarı oranı düşüktür. 5-8 puan arasında doğum indüksiyonu başarısızlık oranı %5.4 ve daha az puanı olanlarda ise %20 olarak bulunmuştur. Buradan 4 ve daha az puanı olanlarda servikal hazırlamanın gerekli olduğu sonucu çıkarılabilir (67,68). Bishop skorlamasına benzer sistemler, Colder ve ark. ile Wingerup tarafından yayınlanmıştır. Bu yöntemlerin tümü kişiden kişiye değişen subjektif bulgulara bağlıdır. Ayrıca Nevman ve ark. tarafından, doğumda servikal esnekliği ve dilatasyonu değerlendiren çeşitli invivo metotlar tanımlanmıştır. Buna göre servikal esnekliği değerlendirmek için servikal kanal içine bir balon yerleştirilir ve basınç ve hacim arasındaki ilişki ölçülür (67,69,70). Başarılı doğum indüksiyon tahminini artırabilmek için serviksin sonografik ölçümü de kullanılmıştır. Transvajinal servikal uzunluk ölçülmesi ve servikal hunileşmenin, yani kapalı bir eksternal os olmasına rağmen internal osun açılmasının varlığı latent fazın ve doğumun total süresinin kısalığı ile bağlantılıdır. Dijital veya sonografik muayenede servikal uzunluğun ölçümünde anlamlı bir fark saptanmamıştır ve ölçümler korelasyon göstermektedir (75). Ne yazıkki gebelerin birçoğunda serviks henüz olgunlaşmamışken, yani düşük bir Bishop skoru ile indüksiyon kararı alınmaktadır. Bu noktada serviksi olgunlaştıracak çeşitli yöntemler devreye girmektedir. SERVİKAL OLGUNLAŞMA İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER İdeal bir servikal olgunlaştırıcı ajan, doğal olgunlaşma işlemi esnasında meydana gelen değişikliklere benzer servikal değişiklikler yapmalı ve kontraksiyon oluşturmalıdır. Hiçbir yolla uterin kan akımını veya total plasental birimi etkilememelidir. Uterin aktivite esnasında, eğer çocuk risk altında ise olgunlaştırma işleminin başında olsa bile devamlı fetal monitörizasyon gereklidir. İdeal bir olgunlaştırıcı ajan annenin durumunu da etkilememeli, fazla bulantı, kusma, diyare, enfeksiyon gibi rahatsızlıklara yol açmamalıdır. Bu ajan güvenilir ve pratik olmalı, servikal yaralanma veya uterus perforasyonu gibi travmalarla kadının sonraki 23

24 gebeliklerini olumsuz etkilememelidir. Depolanması ve hazırlanması zor olmamalı ve hedef organa etkili olmalıdır (77). Servikal olgunlaşma için çeşitli yöntemler kullanılmış ve kullanılmaktadır: Mekanik olgunlaştırma, lokal hormon ve enzimler, intravenöz hormonlar ve prostaglandinler. Servikal olgunlaşma için çok çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Cinsel ilişki, memenin uyarılması ve bazı bitkisel ürünler (çuha çiçeği yağı, mavi siyah cohosh va ahududu yaprağı gibi) (60,76) doğum indüksiyonunda etkili olan non farmakolojik yöntemlerden bazılarıdır. 1. MEKANİK YÖNTEMLER Yıllardır servikal olgunlaştırmayı sağlamak amacı ile birçok mekanik yöntem rapor edilmektedir. Bunlar: bujiler, dilatatörler, bitki kökleri, kataterler, laminarya, süngerler, kerpetenler, keseler, balonlardır. Higrometrik Dilatatörler Bu amaçla, doğal veya sentetik ürünler servikal osa yerleştirilip belirlenmiş bir süre tutulurlar. Bu materyaller endoservikal sıvıyı emer ve şişerler. Emme etkisi mekanik basınçla kontrollü dilatasyon sağlar. Dilatasyon sonrası da prostoglandin salgılanır (60,74,76). Laminaria japonicum: Kurutulmuş yosundan elde edilen laminarya fitilleri okyanus sularında yaşayan laminarya digitata veya laminarya japonica nın gövdelerinden yapılmaktadır. Gövdeleri kesilir, kabuğu soyulur, kurutulur, sterilize edilir ve paketlenerek hazırlanır. Higroskopik laminarianın proteoglikan komplekslerinden fazla miktarda sıvı çektiği ve onların yapısını bozarak serviksi yumuşatıp dilate ettiği kabul edilmektedir 24

25 Bu kuru bitki servikse yerleştirildiğinde, 6-12 saatlik bir periyotta kendi boyutunu ikiye katlar ve hacminin genişlemesi sonucu mekanik dilatasyon sağlar. Ancak endojen spor kontaminasyonundan dolayı artmış enfektif komplikasyon risklerinin olduğu unutulmamalıdır (76). Lamicel ve Dilapan: Anhidroz magnesium sülfat ile doyurulmuş bir polivinil alkol polimeri süngeri olan lamicel sentetik laminarya fitili olarak kullanılmaktadır. Bu ürünler doğal olanlara göre daha hızlı osmotik aktivite göstermektedir (76). Osmotik dilatatörler kullanılırken kanama, membran rüptürü, plasental ayrılma ve dilatatörlerin retansiyonu gibi komplikasyonlar gelişebilir. Balon Kateterler Bir balon kateter yardımı ile servikal dilatasyon ilk olarak Woodman tarafından Barnes'a ithaf edilmiştir (81). Bu yöntemde foley ya da dizayn edici balon uygulaması servikal olgunlaşmayı sağlamak için kullanılabilir. Balon spekulum yardımıyla servikal osa uygulanır. Yerleştirildikten sonra balon rezervuarı aletin önerdiği seviyeye göre serum fizyolojik ile şişirilir ve balonun internal servikal osta olduğundan emin olana kadar geri çekilir. Sabit bir basınç ile çekilerek veya ekstraamniotik serum infüzyonu ile servikal açıklık sağlanmış olur (60,76). Günümüzde bu metot pek çok değişik şekilde uygulanmaktadır. Sherman ve arkadaşları, balon kateteri ile yapılan 13 çalışmanın sonuçlarını özetlemişlerdir ve serum fizyolojik infüzyonu ile birlikte olsun veya olmasın metodun Bishop skorlarında hızlı bir iyileşme ve doğum eyleminde kısalma ile ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır. Bu 13 çalışmada sezaryen doğum insidansı yüzde 4 ile 46 arasında değişmektedir (82,83). Membranların Soyulması 25

26 Membranların "soyulması" veya "süpürülmesi" ile doğum indüksiyonunun gerçekleştirilmesi göreceli olarak sık bir uygulamadır. McColgin ve arkadaşları 180 kadını içeren randomize bir çalışmada, membranların soyulması işleminin güvenli ve postterm gestasyon insidansının azalması ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir. Bu araştırmacılar membran soyulması işlemi ile birlikte plazma prostaglandin seviyelerinde anlamlı yükselme gözlemlemişlerdir. Rüptüre membranlar, enfeksiyon ve kanama artmamış ve postterm gebelik indüksiyonu soyulma ile birlikte anlamlı azalma göstermiıtir (81,84,85,86,87). Amniotomi Amniotomi membranların aletle yırtılmasıdır. Endojen prostoglandin salınımı, servikal olgunlaşma ve uterin kontraksiyonlarla sonuçlanır. HIV, aktif Herpes virüs, vasa previa, kordon prolapsusu veya sezaryen gerektirecek bir durum yoksa kullanılabilir. Membranlar aseptik olarak plastik bir çubukla korioamnion rüptürü sağlayacak şekilde yırtılır. Bu yaklaşımda kord prolapsusu, infeksiyöz morbidite ve plasental travma gibi riskler vardır (60,74,76). 2. HORMONAL YÖNTEMLER Dünyanın birçok ülkesinde hem servikal olgunlaşmayı sağlamak hem de doğumu indüklemek veya kontraksiyonları artırmak için oksitosin ve prostaglandinler yaygın olarak kullanılmaktadır. OKSİTOSİN Doğum indüksiyonunda en sık kullanılan ilaçtır. Oksitosin sentetik olarak elde edilen ilk polipeptid hormondur ve bu nedenle Duvigneaud ve arkadaşları 1955 te Nobel kimya ödülünü almıştır (88) 26

27 Oksitosin hipofiz arka lobunda, hipotalamusun supraoptik ve paraventiküler çekirdeklerinden gelen aksonların ucundan salgılanır. Oksitosin salıverilmesine yol açan başlıca etkenler uterus ve vajinanın genişlemesi ve mekanik olarak uyarılması ile meme başının uyarılmasıdır. Bunun sonucu, afferent sinirlerin ucundan kalkan uyarılar refleks olarak, hipotalamusta oksitosin salınması ile ilgili nöronları uyarır. Hipotalamustan gelen inhibitör dopaminerjik sinirlerin arka lobdan oksitosin salgılanmasının düzenlenmesinde rol oynadıkları sanılmaktadır (89,90). Gebelik esnasında plazmadaki oksitosin konsantrasyonu giderek artar. Doğumun başlatılmasında oksitosinin primer bir etkisi yoktur ancak doğum başladıktan sonra oksitosin konsantrasyonu refleks sonucu artar. Doğumun başlaması ile oksitosin salgılanması ve plazmadaki düzeyi daha da artar. Bu, oksitosinin plazmadaki doruk konsantrasyonunu oluşturur. Doğum olduktan sonra konsantrasyon sıfıra döner. Oksitosinin Fizyolojik ve Farmakolojik Özellikleri Myometriumun oksitosine cevabı serviksin konumuna, uterin duyarlılığa, oksitosin klirens oranına, önceki uterin kontraksiyonlara, gebeliğin süresine göre değişkenlik göstermektedir. Oksitosine myometrial cevap gestasyonun 20. haftalarında başlar ve gebelik boyunca artar. Travay başlarken oksitosin reseptörlerinin maksimum seviyesi ile birlikte bu cevap pik yapmaktadır. Oksitosin oral olarak alındığında barsakta kimotripsin tarafından hidroliz ile inaktivite edilir. Burun veya ağız mukozasından veya doku içindeki injeksiyon yerinden süratle absorbe edilir. Endojen oksitosin veya dışardan enjeksiyonla verilen hormon, karaciğer ve böbreklerdeki enzimler tarafından süratle inaktivite edilir. Plazmadaki yarı ömrü 10 dakikadan daha kısadır (89,90). Oksitosin güçlü bir ilaçtır ancak mortal komplikasyonlar günümüzde nadirdir. Bunun tek nedeni pek çok iyi yapılmış çalışma sayesinde oksitosin uygulanış biçiminin bir sisteme 27

28 bağlanması ve etkinliği ile güvenilik sınırının ölçülmüş olmasıdır. Nullipar olmayan kadınlarda bile oksitosin ile ilişkili uterus rüptürü, eğer uterusta skar yoksa çok nadirdir. Oksitosinin intravenöz infüzyonu sonrası uterin cevap 3-5 dakika içinde başlar ve plazma kararlı konsantrasyonuna 40 dakika içinde ulaşır. Bazı araştırmacılar, düşük doz (2-4 mü/dk) oksitosin kullanımını normal fizyolojik paterne uygun olması nedeniyle önermektedir. Başka bir grup araştırmacı ise daha yüksek (6 mü/dk) yani oksitosinin doğumun aktif yönetimi için gerekli farmakolojik dozunu önermektedir. Maksimum doz 40 mü/dk yı geçmemelidir (60,91,92). Doğum eyleminin aktif fazında ilerlememe durumunda, intravenöz oksitosin açısından bir kontrendikasyon yok ise, spontan doğum eyleminde uterus aktivitesinin güvenli üst sınırı bilinerek oksitosin indüksiyonuna karar verilir. Meme bezinin salgı yapan epitel hücrelerinden oluşan alveollerin çevresindeki myoepitelyal hücreler oksitosin tarafından kasılır. Bu kasılma alveoller içindeki kan basıncını arttırır ve sütün duktuslar üzerindeki sinüslere geçmesini sağlar. Oksitosin insanda ve deney hayvanlarında vazodilatatör etki yapar, bunun sonucu kan basıncını düşürür. İnsanda yeterli dozda verildiğinde sistolik ve özellikle diastolik kan basıncını düşürür. Cilt ve ekstremitelerden geçen kan akımını arttırır. Kalp debisini arttırır ve refleks taşikardi oluşturur (90). Oksitosin antidiüretik hormon (ADH) gibi de etki gösterebilir ancak bu etkisi ADH a göre zayıftır. Doğumu başlatmada yüksek dozda oksitosin infüze edilirse antidiüretik etkiye bağlı su yüklenmesi sonucu su intoksikasyonu olabilir ancak düşük dozda verildiğinde ise bu etkisi belirgin değildir (89,90). Oksitosinin Kullanım Alanları a) Doğumun indüklenmesi ve sürdürülmesi, b) Hipotonik uterus disfonksiyonunda, c) Doğum sonu dönemde, d) Uterus atonisinde 28

PRETERM-POSTTERM EYLEM

PRETERM-POSTTERM EYLEM PRETERM-POSTTERM EYLEM PRE-TERM EYLEM PRETERM EYLEM; Doğum ağırlığı dikkate alınmaksızın, gebenin son adetinin ilk gününden itibaren 20-37. haftalar arasında eyleme girmesi ve bu eylem ile servikal açıklık

Detaylı

ERKEN MEMRAN RÜPTÜRÜ YÖNETİM VE TEDAVİ

ERKEN MEMRAN RÜPTÜRÜ YÖNETİM VE TEDAVİ ERKEN MEMRAN RÜPTÜRÜ YÖNETİM VE TEDAVİ Doç. Dr. Arda Lembet Femical Kadın Sağlığı Merkezi Memorial Ataşehir Hastanesi Maternal Fetal Tıp Ünitesi ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ Genel bakış, klinik önemi Tanı Değerlendirme

Detaylı

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Prof.Dr.Cüneyt Evrüke Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklar ve Doğum ABD, Peinatoloji BD, Adana Amniyoinfüzyon Amniyodrenaj Amniyotik kaviteye

Detaylı

Amniotik Mayi Anomalileri

Amniotik Mayi Anomalileri Amniotik Mayi Anomalileri ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ (EMR) Gestasyonel yaş göz önünde bulundurulmaksızın korioamniotik membranların doğum eyleminin başlangıcından 37. Membran gebelik açıldığı haftasından önce

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

30.12.2014. Doğuma Yardım ve Takip. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 13.Hafta ( 08-12 / 12 / 2014 ) DOĞUMA YARDIM VE TAKİP Slayt No: 17

30.12.2014. Doğuma Yardım ve Takip. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 13.Hafta ( 08-12 / 12 / 2014 ) DOĞUMA YARDIM VE TAKİP Slayt No: 17 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 13.Hafta ( 08-12 / 12 / 2014 ) DOĞUMA YARDIM VE TAKİP Slayt No: 17 4 Doğum eylemi, doğum ağrılarının başlamasından, fetüsün doğumu ve plasentanın ayrılmasının

Detaylı

DOĞUM İNDÜKSİYONU VE DOĞUMDA MÜDAHALELERE YÖNELİK KANIT TEMELLİ YAKLAŞIMLAR. Prof. Dr. Yaprak ÜSTÜN Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

DOĞUM İNDÜKSİYONU VE DOĞUMDA MÜDAHALELERE YÖNELİK KANIT TEMELLİ YAKLAŞIMLAR. Prof. Dr. Yaprak ÜSTÜN Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı DOĞUM İNDÜKSİYONU VE DOĞUMDA MÜDAHALELERE YÖNELİK KANIT TEMELLİ YAKLAŞIMLAR Prof. Dr. Yaprak ÜSTÜN Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doğum indüksiyonu Destekleme (Augmentasyon) Servikal olgunlaşma Uterin

Detaylı

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan Son adet tarihinden itibaren 42 0/7 gebelik haftasına ulaşan veya bu haftayı geçen gebelikler post-term gebelik

Detaylı

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Daha önce sezaryen olan kadın tekrar doğum yapacak Sezaryen Sonrası Doğum Denemesi (SSDD) Sezaryen Sonrası Sezaryen Doğum (SSSD)

Detaylı

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Erken doğum: İlk bir yılda görülen infant ölümlerinin %35 inin nedeni

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

PROF DR FERİDE SÖYLEMEZ AÜTF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

PROF DR FERİDE SÖYLEMEZ AÜTF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM PROF DR FERİDE SÖYLEMEZ AÜTF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1.Devre: Açılma ve silinme Latent faz (multiparda 14 saat, nulliparda 20 saat) Aktif faz 2.Devre: Fetusun doğumu 3. Devre: Plasentanın çıkışı Latent

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

PRETERM PREMATÜR MEMBRAN RÜPTÜRÜ PROF. DR. SEFA KELEKÇİ İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM AD

PRETERM PREMATÜR MEMBRAN RÜPTÜRÜ PROF. DR. SEFA KELEKÇİ İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM AD PRETERM PREMATÜR MEMBRAN RÜPTÜRÜ PROF. DR. SEFA KELEKÇİ İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM AD TANIM PROM UTERİN KONTRAKSİYONLARIN BAŞLAMSINDAN ÖNCE MEMBRANLARIN AÇILMASI

Detaylı

FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN

FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN ANTEPARTUM FETAL DEĞERLENDİRME Günlük fetal hareketler Elektronik testler NST CST Nipple stimulation CST Fötal biofizik profil Doppler velosimetri

Detaylı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Tanım Amniyotik sıvı, plasenta ve/veya decidua nın infeksiyonu -Klinik koryoamniyonit

Detaylı

PRETERM EYLEM ÖNGÖRÜSÜ. Doç. Dr. Derya EROĞLU

PRETERM EYLEM ÖNGÖRÜSÜ. Doç. Dr. Derya EROĞLU Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği VIII. Ulusal Kongresi 11-14 Ekim 2012 Harbiye Askeri Müze PRETERM EYLEM ÖNGÖRÜSÜ Doç. Dr. Derya EROĞLU Acıbadem Universitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları

Detaylı

Makat prezentasyonu. Görülme oranı %3-4 dür. Tanı leopold manevraları ile konulabilir

Makat prezentasyonu. Görülme oranı %3-4 dür. Tanı leopold manevraları ile konulabilir MAKAT DOĞUM Makat prezentasyonu Görülme oranı %3-4 dür Tanı leopold manevraları ile konulabilir 2 MAKAT DOĞUM Sırt solda olduğunda birinci makat gelişi ; sırt sağda olduğunda ikinci makat gelişi, çocuk

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE YÖNETİM

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE YÖNETİM ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE YÖNETİM Prof. Dr H.Mete TANIR Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Uzmanı Erken Membran Rüptürü (EMR) Erken membran

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

Olgu EKTOPİK GEBELİK. Soru 1. Tanım. Soru 3. Soru 2. 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce

Olgu EKTOPİK GEBELİK. Soru 1. Tanım. Soru 3. Soru 2. 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce Olgu EKTOPİK GEBELİK Dr. Mutlu Kartal AÜTF Acil Tıp AD Nisan 2010 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce Gebelik olabilir, vajinal spotting kanama

Detaylı

ÇOĞUL GEBELİK EYLEM PLANI

ÇOĞUL GEBELİK EYLEM PLANI ÇOĞUL GEBELİK EYLEM PLANI Fetüs sayısını belirle İki Fetüs Üç Ve Üzeri Fetüs Prezantasyonu Belirle Amniyon Durumunu Belirle Monoamniyotik Diamniyotik Doğum Eylemi Sırasında Meydana Gelecek Morbiditeden

Detaylı

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim?

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Doç.Dr.Miğraci TOSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ad. 1/54 4-10 hft USG de Tespit Edilmesi

Detaylı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Konunun Önemi Gebelikte karşılaşılan en sık dahili sorun HİPERTANSİYON (Tüm gebeliklerin % 6-8 i) 1. Kronik

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

FETAL ULTRASONOGRAFİK ÖLÇÜMLER

FETAL ULTRASONOGRAFİK ÖLÇÜMLER FETAL ULTRASONOGRAFİK ÖLÇÜMLER Dr. Şevki ÇELEN Zekai Tahir Burak EAH Perinatoloji Kliniği Amnion Sıvı Ultrasonografik Değerlendirilmesi Subjektif ölçüm Maksimum en derin cep Amniotik sıvı indeksi Subjektif

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Antenatal fetal izlenim amacı: Erken dönemde asfiksi tanısı koyarak fetal ve erken neonatal ölümü engellemek. Fetal ve perinetal morbiditeyi azaltmak. Kalıcı hasar başlamadan

Detaylı

190 kadın planlanmamış ya da istenmeyen gebelikle karşılaşmakta, 110 kadında gebeliğe bağlı komplikasyon gelişmekte,

190 kadın planlanmamış ya da istenmeyen gebelikle karşılaşmakta, 110 kadında gebeliğe bağlı komplikasyon gelişmekte, Dünyada her bir dakikada 380 kadın gebe kalmakta, 190 kadın planlanmamış ya da istenmeyen gebelikle karşılaşmakta, 110 kadında gebeliğe bağlı komplikasyon gelişmekte, 40 kadın sağlıksız düşük yapmaktadır.

Detaylı

DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER

DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER Eylemin Stimülasyonu Uterotonik ajanların uygulanması ve izlemi Amniyotomi Epizyotomi Forseps Vakum ekstraksiyon Sezaryen Doğum eyleminde

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLENMESİ PROSEDÜRÜ

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLENMESİ PROSEDÜRÜ KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLENMESİ PROSEDÜRÜ DH.PR.01 31.10.2018 Revizyon No Revizyon tarihi 1/5 1.AMAÇ: Obstetrik problemleri hızla değerlendirip ayırıcı tanıyı

Detaylı

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Tiroid Hastalıkları Gebelerin %2-3 ünde tiroid disfonksiyonu var Gebelik tiroid fonksiyonlarını

Detaylı

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ KODU: SDH.PR..73 YAYIN TA: 21.09.2017 REVİZYON TA:-- REVİZYON NO:00 Sayfa 1 / 6 1.AMAÇ: Obstetrik problemleri hızla değerlendirip ayırıcı tanıyı yaparak ekip anlayışı içinde anne ve bebeğin doğum öncesi,

Detaylı

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ Cihan İnan, N. Cenk Sayın, Nihal Dolgun, Selen Gürsoy Erzincan, Işıl Uzun, Havva Sütcü, Füsun

Detaylı

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH EVRE 2 (Atılma dönemi) Efasman ve dilatasyonun tamamlanması ile doğum

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI

DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI Dr Özlem Gün Eryılmaz Zekai Tahir Burak Eğitim Araştırma Hastanesi Doğum Kliniği Never let the sun set twice on a laboring woman. Steer P; BMJ 1999 PARTOGRAM NEDİR? Doğum eyleminin

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik 1. HAFTA Stajın Tanıtımı Hekimlik Uygulaması Obstetrik antenatal vizit ve anamnez Puberte ve bozuklukları Hekimlik Uygulaması Jinekolojik anamnez, muayene Non-invaziv ve invaziv antenatal tetkikler Kadın

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

ACOG diyor ki ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG diyor ki ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG diyor ki ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜ Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Erken Doğum (ED) tüm doğumların %12 kadarında görülür ve perinatal morbidite ve mortalitenin en önemli nedenlerindendir. Preterm Erken Membran

Detaylı

07.11.2014. Fetus Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı

07.11.2014. Fetus Fizyolojisi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 8.Hafta ( 03-07 / 11 / 2014 ) FETUS FİZYOLOJİSİ 1.Embriyonun Gelişmesi 1.) Plasenta 2.) Amnion Kesesi ve Amnion Sıvısı Slayt No: 9 1.) EMBRİYONUN GELİŞMESİ

Detaylı

Acil Doğum! Hazırmıyız?

Acil Doğum! Hazırmıyız? Acil Doğum! Hazırmıyız? Yrd.Doç.Dr Doç.Dr.Serkan.Serkan YILMAZ Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı 02-06 Mayıs 2007 Antalya Amaç Acil servis pratiğinde nadir görülen doğum ile ilgili

Detaylı

İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER

İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER İntrauterin büyüme kısıtlılığı PREMATURITE FETAL ÖLÜM

Detaylı

03.06.15 09:30 BİYOKİMYA-MİKROBİYOLOJİ-FARMAKOLOJİ 10:30 HALK SAĞLIĞI 11:30 PATOLOJİ 13:30 İYİ HEKİMLİK UYG. 6 Hafta. Kurul Süresi: 10 saat 10 saat

03.06.15 09:30 BİYOKİMYA-MİKROBİYOLOJİ-FARMAKOLOJİ 10:30 HALK SAĞLIĞI 11:30 PATOLOJİ 13:30 İYİ HEKİMLİK UYG. 6 Hafta. Kurul Süresi: 10 saat 10 saat Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 215 216 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 6 TIP TIP 332- ÜREME SİSTEMİ HASTALIKLARI

Detaylı

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK

GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK GEBELİK VE POSTPARTUM DÖNEMLERİNDE CİNSELLİK Doç.Dr. Nevin Hotun Şahin Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD Dalı Doç.Dr.Nevin Öğretim Üyesi ŞAHİN Cinsellik

Detaylı

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları Şafak ÖZDEMİRCİ 1, Emre BAŞER¹, Eylem ÜNLÜBİLGİN 1,Deniz ESİNLER 1, Serdar YALVAÇ 2, Aykan YÜCEL 1, Özlem MORALOĞLU TEKİN 1 1 Etlik Zübeyde Hanım

Detaylı

Erken Membran Rüptürü. Dr. Soner Recai Öner S.B. İzmir Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi-İzmir, 25.02.

Erken Membran Rüptürü. Dr. Soner Recai Öner S.B. İzmir Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi-İzmir, 25.02. Erken Membran Rüptürü Dr. Soner Recai Öner S.B. İzmir Ege Doğumevi Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi-İzmir, 25.02.2011 Sunum Planı A. Etioloji B. Anatomi C. Fetal membran biyokimyası D.

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Lebriz Hale Aktün, Yeliz Aykanat, Fulya Gökdağlı

Detaylı

İntrapartum Ebelik Hizmetlerinin Kapsam ve Kalitesi

İntrapartum Ebelik Hizmetlerinin Kapsam ve Kalitesi İntrapartum Ebelik Hizmetlerinin Kapsam ve Kalitesi Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN Ebeler Derneği Genel Başkanı Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü/Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm

Detaylı

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Gebelikte vaginal kanamalar Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Vajinal kanama, erken gebelik döneminde sık görülen klinik bir sorundur. Tüm gebelerin yaklaşık %20 si bu klinik durumdan şikayetçi olmaktadır.

Detaylı

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

The Fetal Medicine Foundation

The Fetal Medicine Foundation Erken Term Dönemde İntrauterin Büyüme Geriliği Olan Fetuslarda Neonatal Asidozu Öngörmede Orta Serebral Arter Tepe Akım Hızı ve Serebroplasental Oranın Kullanımı Rauf Melekoğlu Ayşe Gülçin Baştemur Sevil

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır. Intrauterine administration of hcg immediately after oocyte retrieval and the outcome of ICSI: a randomized controlled trial Oosit Retrivalden hemen sonra intrauterin hcg uygulamasının ICSI sonuçları üzerine

Detaylı

ACOG DİYOR Kİ; Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak SERVİKAL YETMEZLİK TEDAVİSİ İÇİN SERKLAJ

ACOG DİYOR Kİ; Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak SERVİKAL YETMEZLİK TEDAVİSİ İÇİN SERKLAJ ACOG DİYOR Kİ; Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak SERVİKAL YETMEZLİK TEDAVİSİ İÇİN SERKLAJ İkinci üçay da serviksin gebeliği koruyamaması servikal yetmezlik olarak adlandırılır. Tıbbi literatürde servikal

Detaylı

1- TIBBİ ÜRÜNÜN ADI 2- KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ. Her bir ampul; 5 I.U. Sentetik Oksitosin hormonu içermektedir.

1- TIBBİ ÜRÜNÜN ADI 2- KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ. Her bir ampul; 5 I.U. Sentetik Oksitosin hormonu içermektedir. 1- TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Synpitan Forte 5 I.U./ ml İ.M. / İ.V. Ampul 2- KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Her bir ampul; 5 I.U. Sentetik Oksitosin hormonu içermektedir. Yardımcı maddeler için, Bkz. 6.1 3 FARMASÖTİK

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir?

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? 86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? A) Angajman B) Pelvik girimden geçiş C) Orta pelvise giriş D) Pelvik çıkım düzlemine giriş E) Omuz

Detaylı

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Gestasyonel Diyabet (GDM) Gestasyonel Diyabet (GDM) Tanım, Sıklık Gebelikte ortaya çıkan veya ilk defa tespit edilen glikoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır (WHO 2012; ACOG, 2013). Aşikar diyabet kriterlerini içermeyen ve gebeliğin

Detaylı

Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi

Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi Dr. D. Haluk Dervişoğlu Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Birincil doğum sonu kanama gözle saptanan,

Detaylı

DOĞUM ÖNCESİ BAKIM. Dr. Ferruh N. Ayoğlu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı

DOĞUM ÖNCESİ BAKIM. Dr. Ferruh N. Ayoğlu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı DOĞUM ÖNCESİ BAKIM Dr. Ferruh N. Ayoğlu Sevmek güzel şey delikanlım, l sev bakalım. Madem ki kafanın içerisinde ışıklı bir karanlık var, benden izin sana sev sevebildiğin kadar. Yaşanan her 1 dakika da:

Detaylı

DÖNEM IV GRUP A DERS PROGRAMI

DÖNEM IV GRUP A DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ

GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ 1 GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ Plasental kompartman Hipotalamik hormonlar GnRH CRH TRH Somotostatin GHRH Hipofizer hormonlar hcg hpl hch hct ACTH Oksitosin 2 1 GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ

Detaylı

DOĞUM UZM.DR.SEZER ARDA

DOĞUM UZM.DR.SEZER ARDA DOĞUM UZM.DR.SEZER ARDA DOĞUMUN BAŞLADIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER NELERDİR BAŞLICA BELİRTİLER; Sancı Kanama (lekelenme) Su gelmesi UYARI; Kanama az veya çok fark etmeksizin gebelikte en önemli durumlardan

Detaylı

PROPESS OVÜL Vajinal Ovül

PROPESS OVÜL Vajinal Ovül PROPESS OVÜL Vajinal Ovül Formül: Beher ovül etkin madde 10 mg Dinoproston (Prostaglandin E2) ve dağıtıcı sistem hidrojel polimeri içerir. Takdim: Vajinal ovül PROPESS Ovül, örülmüş poliester geri alım

Detaylı

Fetal Monitorizasyon. Prof.Dr.Tufan BİLGİN

Fetal Monitorizasyon. Prof.Dr.Tufan BİLGİN Fetal Monitorizasyon Prof.Dr.Tufan BİLGİN 1. Trimester Fetal organogenesis teratojenite İlk 14 gün ya hep ya hiç 14-60 gün teratojenite (Nitröz oksid Spina bifida) Spontan abortus Over cerrahisi (kistektomi/oofoektomi)

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU

EMBRİYOLOJİ VE GENETİK DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU EMBRİYOLOJİ VE GENETİK 1 DERSİNE GİRİŞ ARŞ. GÖR. KEVSER İLÇİOĞLU 2/16 EMBRİYOLOJİ NEDİR? Embriyoloji; zigottan, hücreler, dokular, organlar ile tüm vücudun oluşmasına kadar geçen ve doğuma kadar devam

Detaylı

İlk Üç Ayda Plasenta Yetmezliğinin Öngörüsü. Doç. Dr. Halil Aslan İstanbul Kanuni Sultan Süleyman EAH Perinatoloji Kliniği

İlk Üç Ayda Plasenta Yetmezliğinin Öngörüsü. Doç. Dr. Halil Aslan İstanbul Kanuni Sultan Süleyman EAH Perinatoloji Kliniği İlk Üç Ayda Plasenta Yetmezliğinin Öngörüsü Doç. Dr. Halil Aslan İstanbul Kanuni Sultan Süleyman EAH Perinatoloji Kliniği Yetersiz plasental yapışma Prematür plasental ayrılma Roberts JM,CooperDW.Pathogenesisandgeneticsofpre-

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP E1 DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP E1 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018 2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP E1 DERS PROGRAMI 01 ŞUBAT 2019 28 ŞUBAT

Detaylı

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ PROF. DR. FULYA DÖKMECİ Doğum eylemi ve doğumdan bahsedilirken üç kritik öğeden bahsedilir: YOL: kemik ve yumuşak doku GÜÇ: uterin kontraksiyon kuvveti YOLCU: fetus YOL KEMİK PELVİS Vajinal doğumun gerçekleşmesi

Detaylı

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Habib BİLEN Atatürk Üniversitesi Tıp fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı SUNU PLANI Örnek olgu

Detaylı

HASTANELERDE AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI, TEMİNİ VE SATINALMA

HASTANELERDE AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI, TEMİNİ VE SATINALMA HASTANELERDE AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI, TEMİNİ VE SATINALMA Uzm.Ecz. ÖZLEM KALSIN Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Ulusal Hastane ve Kurum Eczacıları Kongresi 3-6 Nisan 2014, Girne-KKTC

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik Muayene Usulleri M. ÇOLAKOĞLU

Detaylı

DÖNEM VI GRUP B2 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP B2 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018 2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI

NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü (Zorunlu, Seçmeli) Dersin Seviyesi (Ön Lisans, Lisans, Y.Lisans, Doktora) Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati (Kuramsal)

Detaylı

DÖNEM VI GRUP B-1 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP B-1 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı ASİT Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 Eğitim yılı Ders programı Asitin tanımı Fizik muayene bulguları Asit miktarının ifadesi Asit yapan nedenler Asitli hastada ayırıcı tanı

Detaylı

DÖNEM VI GRUP F-1 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP F-1 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

DÖNEM VI GRUP F2 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP F2 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018 2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP F2 DERS PROGRAMI 01 KASIM 2018 30 KASIM

Detaylı

DÖNEM VI GRUP F-2 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP F-2 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP B1 DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP B1 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018 2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP B1 DERS PROGRAMI 1 AĞUSTOS 2018 31 AĞUSTOS

Detaylı

SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi

SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi Mini Dersin Hedefleri MİNİ DERSİN AMACI: Kursiyerlerin, gebelik sırasında sigara kullanımı ile ilişkili olası problemler hakkında

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP B-2 DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM VI GRUP B-2 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı