JASPEROİD TİPİ EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BATI ANADOLUDAN BİR ÖRNEK: DEĞİRMENCİLER ANTİMUAN CEVHERLEŞMESİ (SİMAV, KÜTAHYA)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "JASPEROİD TİPİ EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BATI ANADOLUDAN BİR ÖRNEK: DEĞİRMENCİLER ANTİMUAN CEVHERLEŞMESİ (SİMAV, KÜTAHYA)"

Transkript

1 MTA Dergisi 121, , 1999 JASPEROİD TİPİ EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BATI ANADOLUDAN BİR ÖRNEK: DEĞİRMENCİLER ANTİMUAN CEVHERLEŞMESİ (SİMAV, KÜTAHYA) Vedat OYGÜR* ve Ayhan ERLER" ÖZ.- Değirmenciler antimuan cevherleşmesi, Simav yöresindeki stratigrafik istifin tabanındaki biyotitli gnayslar içerisinde bulunan mermer merceklerine yerleşmiş stibnitli kuvars damarlarından oluşur. Kireçtaşının ornatımı ile ve açık boşluk dolgusu biçiminde oluşmuş kuvars damarları ana kayanın şistozitesini kestiği gibi onunla uyumlu olarak da yüzeyler. Kireçtaşları, cevherleşme öncesinde, faylar boyunca dekalsifikasyona uğramış ve daha sonra kalsitin silika tarafından ornatılması sonucunda jasperoide dönüşmüştür. Yan kayada, montmorillonit, smektit, kuvars, opal-ct, kristobalit ve dikitten oluşan ortaç ile ileri arjilik alterasyonlar yanında hidrotermal alterasyonun asit özütleme zonunu temsil eden halotrişit de görülmektedir. Silisleşmiş kaya içerisinde kolloform ve kabuklanma tipi bantlı dokular, tarak dokusu ve kokart dokusu yaygındır. Cevherli kesimlerde, siyah silika hamurlu ve yer yer bol piritli hidrotermal breşler görülür. Damarlarda pirit ve grafit, stibnite eşlik etmektedir. Ayrıca az miktarlarda galen, kalkopirit, molibdenit, bizmut, altın ve gümüş de bulunmaktadır. Kuvars kristallerindeki sıvı kapanımlarda ölçülen homojenleşme sıcaklıkları C arasında değişmekte ve bir epitermal sistemin derin kesimlerine işaret etmektedir. Damarlarda stibnit ve molibdenitin beraberliği, hidrotermal çözeltilerin metal içeriğini magmatik buharlardan kazanmış olabileceğine işaret eder. Bu nedenle, cevherli eriyiklerin, cevherleşme yakınında yüzeyleyen dasit porfirlerle temsil edilen bir gömülü granitoyid stoğuyla kökensel ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte, damar içeriğinde yer alan grafit, rutil ve anataz ise yükselimleri sırasında hidrotermal akışkanlara yan kayalardan özütleme şeklinde katılım olduğunu da göstermektedir. GiRiŞ iç Batı Anadoluda yer alan çalışma sahası, Kütahya ili Simav ilçesi Değirmenciler mahallesinin 500 m kadar güneyinde ve Lalelik sırtının batı yamacında bulunur (Şek. 1). Değirmenciler antimuan cevherleşmesi 1: ölçekli J21c3 topoğrafik paftasında, doğu ve kuzey grid koordinatlarındadır. Batı Anadolunun önemli tektonik unsurlarından birisi olan Simav grabeninin güney kenarında ve graben ana fayının çok yakınındadır. Çalışma sahasının yakınında bulunan Eğrigöz granit masifi Öztunalı (1973) ve Akdag granit masifi Uz (1973) tarafından incelenmiştir. Akdeniz ve Konak (1979 a, b), Konak (1982), Değirmenciler cevherleşmesini içeren Simav yöresindeki metamorfik kayalara ilişkin ayrıntılı jeolojik araştırmaları yapmışlardır. Ercan ve diğerleri (1982) ise bölgedeki Senozoyik yaşlı volkanik kayaların kimyasal bileşimini ve kökenini araştırmıştır. Değirmenciler cevherleşmesinde 1970 li yıllarda, Lalelik sırtına doğru DGD yönünde sürülmüş bir galeriyle yer altı madenciliği yapılmıştır. Ağaç tahkimatlı ve 50 metre uzunluğunda bir desandreyle başlayan galeri, yatay kesiminin 100 üncü metresinde çökmüş durumdadır. Üretimin yapıldığı kesim bir kuyuyla, ana galerinin 35 m altındaki nakliyat tüneline bağlanmıştır. Bir diğer galeri, Tütünlük deresinin taban seviyesinden, Lalelik sırtındaki galerinin tersine GB yönünde 70 m kadar sürülmüştür. Ayrıca, Lalelik sırtının batı eteğinde, cevher hazırlama ve zenginleştirme tesislerinin temel duvarları görülmektedir. Değirmenciler antimuan cevherleşmesine ait herhangi bir rapor veya yayımlanmış bir çalışma yoktur. Çalışma sahasının batısındaki Ahmetli köyünün güneyinde bulunan benzer bir antimuan cevherleşmesi, imdat ocağı, Taşkın (1978) tarafından incelenmiştir. "Sedimanter kayalarda yerleşmiş" epitermal cevherleşmeler yaygın bir biçimde "Carlin tipi yataklar" olarak da adlandırılmaktadır (Bonham, 1989; Berger ve Henley, 1989; Berger ve Bagby, 1991). * Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Maden Etüt ve Arama Dairesi, Ankara. ** Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Ankara.

2 98 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER Bu tür cevherleşmeler için "Karbonatlarda Yerleşmiş" (Rye, 1985; Berger, 1986) ya da "Saçınımlı Yataklar" (Romberger, 1988) adlamaları da kullanılmıştır. Mosier ve diğerleri (1992), son yıllarda, silisli şeyllerde ve karbonatlı olmayan kayalarda çok sayıda epitermal cevherleşme keşfinden sonra, karbonatlarda yerleşmiş yerine sedimanter kayalarda yerleşmiş yataklar adlamasmın daha yerinde olacağını belirtmiştir. Bagby ve Berger (1985) ise bu tip yatakları, jasperoidal tip ve carlin tipi olarak iki alt grupta sınıflandırmaktadır. Ancak, her iki alt tip için belirtilen ayırtman özellikler, Radtke ve diğerlerinin (1980) carlin yatağına ait verileriyle tümüyle örtüşmemektedir. Jasperoidal alt tipte cevherleşme, Silisleşmiş kayalarda'jasperoid veya kuvars damarlarında görülür. Carlin alt tipindeyse silisleşmemiş kayalarda saçınımlıdır ve kuvars damarları olağan değildir. Değirmenciler antimuan cevherleşmesini, Bagby ve Berger (1985) adlamasına uygun olarak, sedimanter kayalarda yerleşmiş epitermal cevherleşmelerin "jasperoid alt tipi" olarak sınıflandırabiliriz. JEOLOJİK KONUM Simav grabeni, çalışma sahasını, açıkça belirgin litolojilerin görüldüğü iki parçaya ayırır (Şek. 2). Güney blokta, metamorfik kayalar egemendir; kuzey blokta ise plütonik kayalar, karasal volkanitler ve çeşitli kırıntılılardan oluşan birimler yüzeyler. Simav yöresinde yüzeyleyen kaya türleri, Akdeniz ve Konak (1979 a, b) ve Konak (1982) tarafından ayrıntılı olarak incelenmiş olduğundan burada sadece özetlenecektir. Kaya türleri Çalışma sahasında ve yakın çevresinde, Menderes masifi metamorfitlerine ait gnayslar ve bunların üzerine tektonik dokanakla gelen şistler egemendir (Konak, 1982; Oygür, 1997a). Stratigrafik istifte en altta gösterilen (Akdeniz ve Konak, 1979a) gnayslar, alttan üste doğru migmatitlerden oluşan Dolaylar formasyonu ve bunlarla geçişli olan biyotitli gnayslardan oluşan Kalkan formasyonundan ibarettir. Arazi verilerine göre, bu birimlerin yaşı

3 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 99

4 100 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER Paleozoyik öncesi olarak kabul edilmiştir (Konak, 1982). Akdeniz ve Konak (1979b) gnaysların pelitik sedimanlar ve şeyllerden türediğini ileri sürmüşlerdir. Yeşil şist fasiyesinde metamorfizma geçirmiş kaya birimleriyle temsil edilen şistler, aşağıdan yukarı doğru, orta kesimlerinde Kulat üyesi olarak adlandırılan metamafik-metaultramafik seviyeler bulunan kuvars-muskovit şistlerden oluşan Simav metamorfitleri (Akdeniz ve Konak, 19790), bantlı bir yapı arz eden albit, klorit, muskovit ve serisit şistlerden ibaret Sarıcasu formasyonu ve bunlarla hem yanal hem de düşey geçişli mermerlerden oluşan Arıkayası formasyonundan ibarettir. Bu metamorfik birimler Triyas yaşlı kırıntılılar tarafından örtüldüğünden, şistlerin yaşı Paleozoyik olarak kabul edilmektedir (Akdeniz ve Konak, 1979b). Akkök (1983) şistlerin gnaysları tektonik olarak örttüğünü ileri sürdüğü halde, Akdeniz ve Konak (1979b), Şengör ve diğerleri (1984) bu iki birim arasında bir uyumsuzluk ilişkisi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Konak'a göre (1996), şistler, gnayslar üzerine bindirmiş bir napı temsil ederler. Şistler ile gnayslar arasındaki bindirme fayı, çalışma sahasının hemen doğusunda yer almaktadır. Bu şekildeki bölgesel yapıların, sedimanlarda yerleşmiş ornatma yataklarının oluşmasında önemli bir yeri olduğu yaygın olarak kabul görmektedir (Berger ve Henley, 1989; Bonham, 1989). Bununla birlikte, Radtke (1985) ve Bagby ve Berger (1985), bu yapısal kontrolün rastlantısal olduğunu ve cevherleşmelerin yüksek açılı faylar üzerinde bulunduğunu öne sürmektedirler. Bir konglomera seviyesiyle başlayan ve alt seviyelerinde dolomitik özellik taşıyan Budağan kireçtaşı metamorfitleri uyumsuz olarak örter. Akdeniz ve Konak (1979a), Konak (1982), fosil kaydına göre birime Resiyen-Noriyen ile Senomaniyen yaş aralığını verirler. Bununla birlikte, Kaya'ya göre (1972), birimin yaşı Mestrihtiyendir. Tersiyer başında sokulum yapan Simav Granitoidleri, kendisinden yaşlı tüm birimleri keser. Mineralojik bileşimleri ve jeokronolojik yaşları önceki çalışmacılar tarafından ayrıntılı olarak incelenmiştir (Bürküt, 1966; Dora, 1969; Öztunalı, 1973; Ataman ve Bingöl, 1978; Uz, 1973; Bingöl ve diğerleri, 1982). Oygür'e göre (1997a) plüton, ana gövdesi itibariyle granodiyorit ve monzogranitten oluşur ve kalkalkalen bileşimlidir ve alkalen bileşimli kuvars monzodiyorit ve kuvars diyoritten ibaret mafik dayklar tarafından kesilmektedir. Simav yöresindeki granitoidlere ait kimyasal analizler, alkalin ve kalk-alkalin bileşimli iki plüton dizisi halinde bütün petrojenetik ayırtlama diyagramlarında birbirlerinden tümüyle farklı toplanım gösterirler. Jeokimyasal verilere göre (Oygür, 1997a), kabuk ve manto kaynaklarının karşılıklı etkileşimini temsil eden kalkalkalen bileşimli çarpışma sonrası Eğrigöz ve Akdag granitoidleri, kendilerini etkilemiş herhangi bir deformasyon fazı tespit edilemediğinden ana deformasyon fazlarından sonra sokulmuştur. Öte yandan, alkalin bileşimli mafik dayklar muhtemelen manto kökenlidir ve bir riftleşme ortamında oluşmuşlardır. Akdeniz ve Konak (1979a), Simav granitlerinin, Alaçam dağlarında, Mesozoyik yaşlı Budağan kireçtaşlarına ve Dağardı melanjına sokulum yaptıklarını ve Alaçam ile Eğrigöz stoklan arasındaki alanda, Alt Miyosen yaşlı Taşbaşı formasyonu tarafından örtüldüklerini belirtmişlerdir. Öztunalı (1973), Rb/Sr ve K/Ar yöntemiyle hesapladığı tüm kaya, biyotit ve ortoklaz izokron yaşlarına göre Eğrigöz plütonunun Erken Alpin evrede oluşmaya başladığı ve Ana Alpin evrede yerleşmiş olduğu sonucuna varmıştır. Fakat, Bingöl ve diğerleri (1982), Oligosen- Erken Miyosen zamanını veren K/Ar mineral izokron yaşını belirtirler. Arazi verileri dikkate alındığında, kalk-alkalin granitoidlerin yerleşme yaşı muhtemelen Paleosen-Miyosen olmalıdır (Oygür, 1997a). Bununla birlikte, alkalin bileşimli mafik dayklar daha gençtir ve olasılıkla, Simav grabeninin gelişimi sırasında yerleşmişlerdir. Hafifçe çimentolanmış konglomeradan oluşan ve üste doğru tane boyu incelerek kumtaşına geçen Taşbaşı formasyonu granitoidleri uyumsuzlukla örter. Akdeniz ve Konak (1979a), formasyon için Alt Miyosen yaşını önermişlerdir. Civanadağ tüfleri ve Akdag volkanitleri, bölgedeki Miyosen yaşlı volkanik birimleri oluşturur. Tüfler riyolitik, andezitik ve dasitik bileşimlidir ve üst se-

5 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 101 viyeleri aglomera özelliğindedir. Tüfler, andezit, riyolit, riyodasit ve dasit bileşimli lavlardan oluşan Akdag volkanitleriyle yatay ve düşey olarak geçişlidir. Akdag volkanitleri subalkalindir ve toleyitik serilere çok yakın bir kalk-alkalin gidişe sahiptir (Ercan ve diğerleri, 1982). Pliyosen çökelleriyle örtülmüş olan volkanitlerin Orta ile Üst Miyosen yaşlı oldukları kabul edilmektedir (Akdeniz ve Konak, 1979a; Ercan ve diğerleri, 1982). Pekişmemiş kaba kırıntılılardan oluşan Toklargölü formasyonu, kendisinden yaşlı tüm birimleri uyumsuzlukla örter. Birimin tane boyu kumdan bloğa kadar değişir. Fosil içermemesine rağmen, Gün ve diğerleri (1979) birimin yaşının Pliyo-Kuvaterner olduğunu kabul ederler. Naşa bazaltları, siyah ve amigdoloidal bazaltik lav akıntılarından oluşur. Ercan ve diğerleri (1982), belirgin alkalin karakterli bazaltları fonolitik tefrit ve şoşonit olarak adlandırmıştır. Açıkça manto kökenli olan bazaltlar, kabuk malzemesiyle karışmamış birincil alkalin magmayı temsil etmektedir (Ercan ve diğerleri, 1982; Savaşçın ve Güleç, 1990). Zeschke (1954), Naşa bazaltlarının, Simav grabeninin omuzunda yüzeylediğini belirtir. Ercan ve diğerleri (1981/1982), Kula volkanizmasının erken fazını temsil eden ve K/Ar yaşı 1.1 m.y. olan Burgaz volkanitleriyle karşılaştırarak rift volkanizması ürünü olan bazaltlara Alt Kuvaterner yaşını verir. Simav grabeni Bölgenin en dikkati çeken tektonik özelliği Simav fayıdır. Simav nehri boyunca, batıda Sındırgı'dan doğuda Murat dağına kadar uzanır. Simav'ın batısında, sinüsoidal biçimiyle çok belirgin olarak gözlenir. Güneyden, Simavdağ'ın dikkati çeken dikliğiyle sınırlanan çöküntü ovası, 1950 lerde kurutulmuş olan Simav gölü tarafından işgal edilmiştir. Simav fayı tek bir kırık değil de, ana kırığa paralel birçok basamak faydan ibarettir (Oygür, 1997a). Naşa bazaltlarına ait alkalin lav akıntıları, fay boyunca uzanırlar. Simavdağ, basamak faylanmaya bağlı olarak bloklara ayrılmıştır. Bütün bu verilere göre çalışma sahası, Zeschke'nin de (1954) belirttiği gibi graben yapısının tipik bir örneğidir. Simav yakınındaki Naşa, Eynal ve Çitgöl gibi çok sayıdaki kaplıcalar Simav grabeni boyunca görülen yoğun jeotermal etkinliğin işaretleridir. Konak (1982), Simav fayının kuzey bloğundaki metamorfik zonların güney bloğa nazaran doğuya doğru kaydığını göstermiştir. Şu halde, graben oluşumu öncesinde sağ yanal atımlı bir doğrultu fayı söz konusudur. Simav fayının doğrultu atımı, Simav'ın batısında, Orta-Üst Miyosen yaşlı Kızılbük formasyonunda makaslama kırıklarına neden olduğu dikkate alındığında fayın, en azından, Geç Miyosen sırasında hâlâ etkin olduğu söylenebilir (Oygür, 1997a). Bu veriler, Şengör ve diğerleri (1984) tarafından belirtildiği gibi Geç Miyosen'e kadar Batı Anadoluda hüküm sürmüş olan D-B sıkışma rejimiyle uyumludur. Tektonik rejimin K-G genişleme rejimine değişmesi, Simav fayı yatay bileşeninin baskın olmasına neden olmuştur. Bir doğrultu atımlı fay boyunca yatay hareket, fay yüzeyindeki kıvrım geometrisine bağlı olarak genişleme havzalarını türetebilir (Crowell, 1974; Schubert, 1980; Woodcock ve Fischer, 1986; Sylvester, 1988). Böylece Simav grabeni, Simav fayının doğrultu alımındaki genişlemenin sonucu olarak oluşmuştur. Bu genişleme rejiminde, dislokasyonun yatay bileşeninin, derine doğru, düşey bileşenden daha baskın hale geçmesi sonucunda yüzeydeki normal graben fayı, derinlikle birlikte bir listrik normal faya dönüşür (Shelton, 1984). Zeschke (1954), Akdeniz ve Konak (1979a) ve Koçyiğit (1984) ana graben fayını KD eğimli çekim fayı olarak tanımladıkları halde, Dewey ve Şengör (1979) listrik fay olduğuna dikkati çekmiştir. Bu durum, Ingersoll ve diğerlerinin (1990), listrik fayların mevcut zayıflık zonlarında geliştiğini belirten düşüncesiyle uyumludur. Grabenin ana fayına dik, K-G gidişli faylar Simav fayını kesmektedir (Oygür, 1997a). Bu faylar, Gibbs (1984) tarafından "transfer fayları" olarak adlandırılmıştır. Bosworth'a göre (1985) bu yapılar, riftleşmeyle eşzamanlı olarak mevcut zayıflık zonunda gelişmişlerdir. Grabenin batı ucunda Mumcu'da (Şek. 1) zuhur eden bir diğer epitermal cevherleşme sahasında da görülen bu tür faylar (Oygür, 19976) Değirmenciler cevherleşmesinin yakın-

6 102 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER larında da izlenmektedir (Şek. 2). Mumcu cevherleşmesi yakınında, transfer faylarına bağlı olarak kireçtaşlarında yaygın ve yoğun jasperoid oluşumları gözlenmiştir. Erer (1977) tarafından K-G gidişli bir diğer graben olarak tanımlanan, Akdag ve Eğrigöz masifleri arasındaki Kocadere vadisi de muhtemelen böyle bir sistemi temsil etmektedir ve Simav yöresindeki kaplıcalar bu faylar üzerinde yer almaktadır. Benzer bir biçimde, genişleme tektoniği, magmatizma ve Yellowstone sıcak su çıkışları arasındaki bir genetik bağlantının Nevada'daki Great Basin'de yer alan carlin tipi yatakların oluşumundan sorumlu olduğu ileri sürülmektedir (Oppliger ve diğerleri, 1997). Seedorff da (1991) carlin tipi yataklardaki cevherleşmeyi kontrol eden etkenlerin Tersiyer yaşlı genişleme tektoniğiyle ilişkili olduğunu belirtmiştir. CEVHERLEŞME Cevherleşme, Kalkan formasyonuna ait biyotitli gnayslar içerisindedir ve gnaysların şistozitesiyle uyumlu olan mermer mercek ve bantlarına yerleşmiştir (Oygür, 1997a) (Şek. 3). Birim, genelde gnaysik dokuya sahip olduğu halde, özellikle üst kesimlerde, iyi gelişmiş bir şistoziteye sahiptir. Lepidoblastik ile porfiroblastik dokudaki kayanın ana mineralleri plajiyoklaz, biyotit, ortoklaz, kuvars ve muskovittir. Sfen, turmalin, zirkon, granat ve apatit ise eşlikçi minerallerdir. Cevherleşmenin bulunduğu kesimlerde plajiyoklazlar ve ortoklazlar serisitleşmiş, biyotitler ise kloritleşmişlerdir. Formasyonun üst seviyelerinde, bazı mermer mercekleri yüzeyler. Mermerler, açık ve koyu renkli kesimlerin ardalanması nedeniyle laminalı veya bantlı bir görünüm arz ederler. Mermer, şeker dokulu kalsitten ibarettir. Bazen, kalsit kristalleri arasında ince biyotit pulları ve düzensiz dağılmış kuvars kristalleri de görülür. Cevherleşmenin yakınında, karbonatın silika tarafından ornatılmasıyla jasperoide dönüşmüşlerdir. Cevherleşmenin yakınında, tümüyle altere olmuş bir dayk yüzeyler. Şiddetli bir biçimde Silisleşmiş ve kısmen karbonatlaşmış kaya, opaklaşmış biyotit ve tümüyle killeşmiş ve serisitleşmiş feldispatlardan ibarettir. Silisleştirici akışkanlar tarafından taşındığı düşünülen ender turmalin taneleri yerel olarak görülür. Muhtemel bir dasit porfir olduğu düşünülen kaya, yüzeylemeyen bir granitin bir subvolkanik ürününü temsil etmektedir. Benzer magmatik kayalar, imdat ocağında da gözlenmiştir. Değirmenciler antimuan cevherleşmesi mermer merceklerinin ince tabakalı kesimleriyle sınırlıdır veya mermerin jasperoid olarak ornatımı veya kuvars damarları biçimindeki silisleşmeyle ilişkilidir. Mermer, silisleşme öncesinde faylar boyunca dekalsifiye olmuştur. "Kafes" dokusu (lattice texture) olarak adlandırılan mermerin dekalsifikasyonu, düzgün kuvars kristalleriyle döşenmiş geniş çözünme boşluklarıyla Lalelik sırtında yüzeyleyen mermer merceğinde iyi görülmektedir. Silisleşme, dekalsifikasyon sürecinin ardından mermer üzerinde tümüyle egemen olmuştur. Daha ileri bir evrede, cevherleşmenin bulunduğu bazı kesimlerde kalsitin silika tarafından tümüyle ornatılması sonucunda mermer, fay hatları boyunca jasperoide dönüşmüştür. Mermerin özgün karakteri, silisleşmenin sonucunda tümüyle yok olmuştur. Bununla birlikte, ornatım sırasında korunmuş birincil katmanlanma dokusu da jasperoid içerisinde yer yer görülebilmektedir. Mermer içerisindeki karbonlu malzeme nedeniyle ornatım sırasında bazı kesimlerde, koyu renkli karbonlu malzeme ile açık renkli silisli bantların ardalanmasıyla oluşan bantlı doku gelişmiştir. Lalelik sırtındaki galeri yakınında "kolloform" tip (colloform texture) bantlı doku da görülmektedir. Limonitin bol miktarda eşlik ettiği silisleşme, başlıca D-B fayları boyunca gözlenmiştir. Limonit, kaya içerisinde saçınımlı haldeki piritlerin oksidasyon ürünüdür. Silisleşmiş kaya içerisindeki çatlaklar boyunca antimuan oksit rozetleri ve bazı ince stibnit kristalleri gözlenmiştir. Bu kesimlerde, açık boşluk dolgusu sonucu "kabuklanma" tipi (crustiform texture) bantlı ve bal renkli ince kuvars kristalleriyle döşenmiş boşluk dokuları (drusy texture) da görülmektedir. Silisleşmiş mermer içerisindeki D-B fayları boyunca, özellikle doğu galerisinin girişinde, hidroter-

7 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 103

8 104 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER mal breşler gelişmiştir. Breş, çoğunlukla hamur desteklidir ve siyah silika ile çimentolanmıştır. Bazı kesimlerde, bir "kokart" dokusu (cockade texture) oluşturacak biçimde breş içerisindeki taneler kuvars ve limonit ile kaplanmıştır. Breşe siyah bir renk kazandıracak ölçüde breş çimentosunda pirit boldur. Piritin bol olduğu yerde kolloform bantlı limonit gelişmiştir. Breş içerisindeki silikada, açık boşluk dolgusunun özellikleri olan bantlı ve tarak dokuları görülmektedir. Bu olay, silisleşmenin breşleşmeden sonra geliştiğini göstermektedir. Tütünlük deresindeki güneybatı galerisi girişinde de hidrotermal breşler görülmektedir. Breş zonu, doğu galerisinde olduğu gibi, D-B tayının mermer ile gnays arasındaki dokanağı kat ettiği kesim boyunca gelişmiştir. Burada, stibnitli kuvars damarcıkları breşi kesmektedir. Cevherleşmenin etrafındaki hidrotermal alterasyon türleri, Silisleşmiş mermer merceği altındaki gnayslarda silisleşmenin dışında gözlenen ağarma, killeşme ve limonitleşmedir. X-ışını kırınım analizlerine göre (Şek. 4) bu alterasyon montmorillonit, kuvars ve kristobalitten ibarettir. Ana galeri ağzındaki Silisleşmiş mermerdeki alterasyon ise smektit, opal- CT ve kuvars içermektedir. Bu alterasyon türleri ortaç arjilik olarak adlandırılabilir (Meyer ve Hemley, 1967). Bununla birlikte, galeri girişinde dikit ve kuvarslı ileri arjilik alterasyon da görülmektedir. Bu kesimde, hidrotermal alterasyonun asit özütleme (liç) zonunu temsil eden bir tür demir sülfat olan halotrişit de görülmektedir. Hem gnayslardaki hem de mermerlerdeki alterasyon toplulukları arazide yaygın değildir. Değirmenciler cevherleşmesinin esas cevher minerali, süt kuvars damarları içerisinde gerek saçınımlar gerek iri kristaller biçiminde bulunan stibnittir. Cevherleşme,- hem yatay hem de düşey olarak kısır aralıklarla ayrılmış çeşitli boyut ve yönlerdeki süreksiz ve düzensiz gövdeler biçiminde görülür. Bu kuvars damarları ana kayanın şistozitesini kestiği gibi onunla uyumlu olarak da yüzeyler. Bu davranış, ornatmanın açık boşluk dolgusuna eşlik etmiş olduğunu düşündürür. Damarların kalınlığı 1 ile 5 cm arasında değişir ve stibnit, bazı kesimlerde damarın tek dolgusu olarak masif haldedir. Bununla birlikte, damar kalınlaştıkça stibnit kaybolmaktadır, ince breş zonları bazen kuvars damarlarına eşlik etmektedir. Bazı kesimlerde, farklı litolojilere geçişlerde damarlar sıkma-açma yapısı gösterirler. McKinstry'ye göre (1961) bu yapı ornatma sonucunda meydana gelmektedir. XRD analizlerine göre bu damarlar kuvars, opal-ct ve dikitten ibarettir. Cevherin jeokimyasal bileşimi Çizelge 1 de verilmiştir. Cevherin altın ve gümüş içeriği breşlerde yüksektir. Stibnit, çoğu zaman iri kristaller halinde, bazen de zonlu ve polisentetik ikizler biçiminde bulunur. Bazı kesimlerde senarmontite (beyaz renkli) ve servantite (kanarya sarısı renkli) oksitlenmiştir. Pirit ve grafit, damarlarda stibnite eşlik ederler. Pirit ya çatlak dolgusu olarak ince idiyomorfik taneler (20-50 u) ya da kataklastik dokulu iri hipidiyomorfik taneler ( u) biçiminde bulunur. Pirit, kısmen markazit tarafından ornatılmıştır. Grafit çok az miktarda ve ince tanelerin birikmesiyle oluşmuş ufak çubuklar biçimindedir. Bazen, pirit ve markazitle birlikte levha veya çubuk biçimli organik malzeme görülür. Damarlar az miktarlarda molibdenit, kalkoprit ve galenit de içerirler. Damarlar içerisinde, 5-10 u büyüklüğündeki bir miktar altın tanesi ve daha çok küçük taneler halindeki gümüş ve/veya bizmut mineralleri izlenir. Bunlardan başka, rutil ve anataz minerallerine de kalıntı olarak rastlanmaktadır. Damarlardaki saydam kuvars kristallerinde hem sıvı hem de gaz fazları içeren birincil ve ikincil kapanımlar izlenmiştir u büyüklüğündeki birincil kapanımlarda homojenleşme sıcaklıkları ölçülmüştür (Şek. 5). Bu histograma göre, ortalama homojenleşme sıcaklıkları arasında değişmekte ve bir epitermal sistemin derin kesimlerini işaret etmektedir. OLUŞUM ÜZERiNE TARTIŞMA Carlin tipi epitermal yatakların oluşumunda üç varsayım geliştirilmiştir. Magmatizmayla ilişkili olan birincisine göre, carlin tipi yataklar magmatik hidrotermal sistemlerin merkezden uzak kesimleridir. Bu tip yataklarda, hidrotermal akışkandaki bazı bileşenlerin ve metallerin kaynağı olan magma hidrotermal dolaşımı da düzenler (Radtke ve diğerleri,

9 JASPEROİD TİPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 105

10 106 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER 1980; Alvarez ve Noble, 1988; Sillitoe ve Bonham, 1990; Berger ve Bagby, 1991). Bölgesel metamorfizmayla ilişkili olan ikinci modelde, ana akışkanın bileşenlerini oluşturan metaller, üst kabuksal kayaların bölgesel metamorfizmasından türerler (Seedorff, 1991; Phillips ve Powell, 1993). Bölgesel genişlemeyle bağlantılı olan üçüncü varsayıma göre, carlin tipi yataklar, kabuksal genişleme nedeniyle bölgesel yer ısısının (jeoterm) yükselmesi sonucunda meydana gelen bölgesel akışkanın dolaşımına bağlı olarak (meta)sedimanter kayaların egemen olduğu arazilerde oluşur; magma veya diğer ısıtıcı olaylara bağlantı gerekli değildir (llchik ve Barton, 1997). Bütün bu varsayımlar dikkate alındığında, carlin benzeri yataklar, yani sedimanter kayalara yerleşmiş epitermal cevherleşmeler, sedimanter

11 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 107 arazilerde yaygın termal anomalilerin oluşumuna neden olan değişik jeolojik olayların sonucunda meydana gelebilmektedir. Şekil 6, sıvı kapanım verilerine göre, bir epitermal sistemin derin kısımlarında oluşmuş olan Değirmenciler antimuan cevherleşmesine ilişkin bir genetik modeli canlandırmaktadır. Benzer bir biçimde, Radtke ve diğerleri (1980), Radtke (1985) ile Rye (1985) da ornatım tipi carlin yatağının bir ılıca tipi hidrotermal sistemin kök kısmındaki bir epitermal ortamda oluştuğunu belirtmişlerdir. Cevherleşme yakınında gözlenen dasit porfirin ait olduğu gömülü granitoid stok, bir ısı kaynağı olarak davranmış ve epitermal teoriye uygun olarak, Değirmenciler cevherleşmesinin oluşumu sırasında meteorik suların metamorfitlerin içerisinden hidrotermal dolaşımını sağlamıştır. Çalışma sahasının batısında, Öreğler'in (Şek. 2) güneybatısında yüzeyleyen tümüyle altere olmuş ve pirit saçınımları içeren granitoid daykları da bu stoğun bir belirtisidir (Oygür, 1997a). Mermerin bileşiminde bulunan karbonlu malzeme, cevherleşme öncesinde, bölgesel metamorfizma sırasında mikrokristalin grafite dönüşmüştür (Leventhal ve diğerleri, 1987). Berger ve Henley (1989), bu şekildeki organik karbonca zenginleşmeyi, cevherleşmelerin yer aldığı bölgede, cevher oluşumu öncesine ait bir yapısal domlaşma belirtisi olarak yorumlar. Berger ve Bagby'ye göre (1991) domlaşmayla ilgili normal faylar, cevherleşmenin depolanması için uygun seviyelere yükselmesinde hidrotermal akışkanlara kanal görevi yapmışlardır. Cevher yapıcı hidrotermal çözeltiler, ısınan meteorik suların kimyasal evrimiyle meydana gelmiş ve yukarı doğru yükselmeleriyle çevre kayaları etkilemişlerdir, ilk önce, akışkanların yolu üzerindeki mermerler dekalsifikasyona (kalsit bozunmasına) uğramışlardır, iyi gelişmiş ince kuvars kristalleriyle döşenmiş geniş çözünme boşluklarından oluşan "kafes dokusu" bu olayın işaretidir. Erken hidrotermal evrede gelişen bu süreç, ana kayaların gözenekliğini ve geçirgenliğini artırarak onları cevherleşmenin depolanmasına elverişli hale getirmiştir. Bu evrede sadece az miktarda silisleşme olmuştur. Dekalsifikasyon olayı erken evredeki hidrotermal çözeltilerin asidik olduğunu gösterir. Romberger (1988), bu erken dönem çözeltilerin gerçek cevherleştirici çözeltilerden bileşim bakımından farklı olduğunu ileri sürer. Romberger'e göre (1988) çevre kayaların sülfit ve/veya organik karbon içermesi durumunda hidrotermal çözeltiler indirgen alkalin karakterlidir. Çalışma sahasındaki kireçtaşları organik karbon içerdiğinden, başlangıçta asidik olan çözeltiler dekalsifikasyon sonrasında karbonun çözeltiye katılmasıyla ve çevre kayaların özütlenmesiyle giderek alkalin bileşim kazanmışlardır. Ana hidrotermal evre sırasında, faylar boyunca yükselen hidrotermal akışkanların yan kayaları etkilemesiyle jasperoidler oluşmuştur. Jasperoid şeklindeki bu silikanın depolanması, hidrotermal çözeltilerin daha soğuk bir ikinci akışkanla karışması (Kuehn ve Rose, 1992) sonucunda nötrleşmesiyle (Lovering, 1972) gerçekleşmiş olmalıdır. Kuehn ve Rose'a göre (1992) jasperoid oluşumu ana hidrotermal evrede iken, Radtke (1985) geç hidrotermal evredeki asit özütleme sırasında geliştiğini öne sürmektedir. Jasperoid oluşumunu, antimuanlı kuvars damarlarının yerleşmesi izlemiştir. Bu tür jasperoid Nelson (1990) tarafından, rastlantısal olarak Silisleşmiş damarlar ve breşlere ait jasperoid kategorisi olarak tanımlanmaktadır. Lovering (1972), batı ABD'nin birçok madencilik yöresindeki jasperoidlerin hem genetik hem de mekânsal olarak silisli magmatik sokulumlarla ilişkili olduğunu belirtmektedir. Romberger (1988), yapısal kontrollü jasperoidlerin derine doğru kuvars damarlarına geçtiğini belirtir. Yükselen hidrotermal çözeltiler sığ derinliklere ulaştıklarında kaynamaya başlamışlar ve H 2 S içeren bu buharların meteorik sularla karışmasıyla güçlü asidik çözeltiler oluşmuştur. Reed ve Spycher'a göre (1985) yoğunluğu artan çözeltiler, asit özütleme zonunu ve arjilik alterasyonu oluşturarak tekrar aşağı doğru hareket ederler. Bu alterasyon tipleri en geç hidrotermal evrede, çözünme evresinin sonuna doğru oluşmaya başlamış olmalıdır (Kuehn ve Rose, 1992). Dikitin varlığı, cevherli akışkanların 215 C de 4.5 dan daha düşük ph ile belirgin biçimde asidik olduğunu gösterir. Dasit porfir damarında gözlenen alterasyon, Değirmenciler cev-

12 108 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER

13 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 109 herleşmesine neden olan hidrotermal dolaşımın, granitoid stoğunun sönüm evresi sonunda bu daykın yerleşmesinden sonra da devam ettiğini göstermektedir. Cevherleşmeyi etkileyen son jeolojik koşullar, hidrotermal etkinlik sonrası süperjen oksidasyon döneminde oluşmuş antimuan oksitler, demir oksitler ve hidroksitler ile temsil edilmektedir. Molibden tipik olarak asidik magmatik sokulumlarla ilişkili bir element olduğundan (Uzkut, 1974), damarlarda stibnit ve molibdenitin beraberliği hidrotermal çözeltilerin metal içeriğini magmatik buharlardan kazanmış olabileceğine işaret eder. Ancak, Simav metamorfitlerine ve gnayslara ait çeşitli örneklerde molibden değerlerinin 4-12 ppm arasında değişmesi (Oygür, 1997a) bu görüş ile çelişmektedir. Perichaud (1980), Dill (1985) ve Jankovic'da (1989) Sb-kuvars damarlarının, jenetik olarak, magmatik etkinlikle ilişkili olduklarını belirtirler. Buna karşın Radtke ve diğerleri (1980) ve Radtke (1985) carlin tipi yataklarda magmatik etkinliğin meteorik suların dolaşımı için gerekli ısıyı sağladığını ve yükselen sıcak hidrotermal çözeltilerin metal içeriklerini çevre kayaları özütleyerek elde ettiklerini belirtmişlerdir. Ancak, burada dikkatimizi çeken nokta, carlin tipi yatakların hiç birisinin mineral parajenezinde molibdenitin bulunmamasıdır (Bagby ve Berger, 1985; Çizelge 8,2). Bununla birlikte, damar içeriğinde yer alan grafit, rutil ve anataz, yükselimleri sırasında hidrotermal akışkanlara yan kayalardan özütleme şeklinde katılım olduğunu da göstermektedir. Hidrotermal çözelti içerisinde metalin taşınması, Krupp (1988) tarafından belirtildiği gibi, sıcaklık aralığında sulu alkalin çözeltiler ile hidroksitiyoantimonit (Sb 2 S 2 (OH) 2 ) biçiminde olmalıdır. Roger'e göre, (1972) antimuan ile yakın iyon yarıçaplarından (Sb , Sb , Tİ , Ti , Fe , Fe Â) dolayı demir ve titanyum oksitleri stibniti taşıyan minerallerdir. Antimuan, tektonik olarak elverişli zonlarda, çoklu fizikokimyasal faktörlerin (basınç ve sıcaklık azalması, süzülme etkisi, oksijen kazanımı, cevherli çözeltilerin metamorfik sularla seyrelmesi, karbonatlı ana kayada CO 2 oluşumu) etkisi altında orta sıcaklıkta stibnit biçiminde depolanmıştır. Bu tip birincil antimuan yatakları, hemen hemen tek mineralli basit bir parajeneze sahiptir (Perichaud, 1980). Bazı erken piritler, çoğunlukla kuvars gang içerisinde oluşmuştur. Dill ve diğerleri (1995), damar tipi antimuan yataklarında stibnitle birlikte oluşan Sb-sülfotuzlarının Pb bakımından zengin sülfotuzlara dönüştüğünü ve daha sonraki bir evrede galen ve sfaleritin çökeldiğini göstermiştir. Radtke'de (1985) aynı şekilde, carlin yatağında baz metallerin hidrotermal sistemin geç dönemlerinde depolandığını belirtmiştir. Hidrotermal çözeltiden altın içeriğinin depolanması, Radtke ve Scheiner'in (1970) belirttiği gibi, altınlı kompleksleri tutmaya elverişli olan karbonlu malzeme ile kontrol edilmiş olmalıdır. Bu altınlı organik bileşiklerin daha sonraki oksidasyonu organik bileşeni parçalamış ve metalik altın oluşumuna yol açmıştır. Stibnitin çökelimi, epitermal sistemlerin üst kesimlerinde yaygın bir süreç olan (Reed ve Spycher, 1985) kaynama mekanizmasıyla uyumlu değil gibidir. Halbuki Spycher ve Reed (1989), kaynamanın ve ardından asit sülfat suların aşağı doğru süzülmesinin antimuanlı minerallerin depolanmasına yol açtığını öne sürer. Krupp'a göre (1988), hidroksitiyoantimonitli hidrotermal çözeltilerden stibnitin çökelimi akışkanda H 2 S tüketmekte, oysa stibnitin çözünürlüğü, gerileyen kaynamaya bağlı olarak böyle bir akışkandan H 2 S kaybıyla artmaktadır. Bununla birlikte, bir akışkanın kaynama sonucunda 350 den 200 C'ye kadar basit iletken soğuması çözünürlüğü azaltır ve ilksel olarak doygunlaşmamış çözeltilerden olsa dahi stibnitin çökelimine yol açar. Şu halde antimuanlı sülfit kompleksleri, yükselen alkalin karakterli hidrotermal çözelti bir indirgen ortam oluşturduğundan çözünür haldedir ve kaynamayla birlikte asidik karakter kazanan çözeltilerin oluşturduğu oksitleyici ortamda çökelmişlerdir. Bethke (1984), Hayba ve diğerleri (1985) ve daha sonra Spycher ve Reed (1989), yükselen asit sülfat sular tarafından "birincil hipojen" arjilik alterasyonu oluşturmak üzere dışarı çıkmış magmatik SO 2 gazının, sistemin derinliklerinde sülfürik asit ve H 2 S gazına ayrıştığını belirtirler. Ayrıca, yüzey ortamına ulaşan hidrojen sülfür H 2 SO 4 biçiminde oksitlenir ve aşağı inen asit sülfat sularla "birincil süper-

14 110 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER jen" arjilik alterasyonu oluşturur. Sistem üzerinde bit arjilik örtünün bulunmaması ve Değirmenciler cevherleşmesindeki sınırlı ileri arjilik alterasyon, muhtemelen böyle bir birincil hipojen arjilik alterasyonun kanıtlarıdır. Hedenquist (1991), eğer yükselen su üzerinde bir buharla ısınmış veya soğuk yer altı suyu varsa stibnitin depolanması için bu suların yüzey yakınında karışmasının kaynamayı bastıracağını ileri sürer. Böyle olmakla birlikte, Değirmenciler cevherleşmesinde yukarıdaki mekanizmanın sonucu olarak hidrotermal çözeltilerden önemli miktarda H 2 S kaçışı yoktur ve akışkandan stibnitin çökelimi gerçekleşmiştir. Antimuan, geç hidrotermal evre sırasında, mermerin tabakalanma düzlemleri boyunca bir stratigrafik kontrol meydana getiren dekalsifikasyon ile oluşmuş açık boşlukları dolduran kuvars damarları içerisinde depolanmıştır. Damardaki kuvars kristallerinden ölçülen sıvı kapanımların homojenleşme ısıları da bu epitermal cevherleşme hadisesini işaret etmektedir. Böylece cevherleşme, mermer içerisinde bir yarı uyumlu görünüme sahip olmuştur. Pirit, bu alterasyon evrelerinin tümü boyunca mevcuttur. Cevher, kuvars damarları içinde süreksiz cepler ve yığınlar biçiminde rastlantısal olarak bulunmaktadır. Cevherin, breş zonlarıyla sınırlanması ve kristalin kuvars döşeli boşlukların varlığı açık boşluk dolgusunun kanıtıdır. Bununla birlikte, hidrotermal çözeltilerin mermeri geçişi sırasında bir ölçüye kadar ornatım süreci de gelişmiştir. Gerçekten, kafes dokusuyla temsil edilen ornatım süreci, bir epitermal damarın üst seviyelerinde etkindir. Bununla birlikte, bantlı ve boşluklu (drusy) dokularla temsil edilen açık boşluk dolgusu daha derin kesimlerde görülür (Dowling ve Morrison, 1989).'Dill ve diğerleri (1995), açık boşlukların dolgulanmasıyla ilişkili olan bu dokuları, bir genleşme rejiminde yer alan cevherleşme evrelerinin işaretçisi olarak yorumlamıştır. SONUÇ Değirmenciler antimuan cevherleşmesi, gnaysların egemen olduğu kırıntılı bir sedimanter seri içerisindeki karbonatlı merceklerde yerleşmiştir. Cevherleşme, bu istif ile üzerine gelen şist ve karbonatlı birimlerden oluşan bir diğer sedimanter istif arasındaki bindirme fayına çok yakın bir yerdedir. Hidrotermal çözeltilerin ısı ve hareket kaynağı gömülü bir granitoid stoğu olmalıdır. Stibnitli kuvars damarının mineral içeriğini dikkate aldığımızda, bunların bir kısmının magmatik kökenli ve bir kısmının da yan kayaların özütlenmesiyle kazanıldığı sonucuna varırız. Cevherleşme, bir epitermal sistem içerisinde ornatım ve açık boşluk dolgusu biçiminde depolanmış tabaka sınırlı (strata-bound) kuvars damarcıklarından ibarettir. Kireçtaşı merceklerindeki jasperoid oluşumu cevherleşmenin ayırtman özelliğidir. Bu tür cevherleşmeyi, kireçtaşlarının ornatılması sonucu oluşmuş saçınımlı tipteki carlin (alt) tipinden (Radtke ve diğerleri, 1980) ayırmak için sedimanter kayalarda yerleşmiş epitermal cevherleşmelerin "jasperoid" alt tipi (Bagby ve Berger, 1985) olarak sınıflandırabiliriz. Değirmenciler antimuan cevherleşmesi, Sillitoe ve Bonham'ın (1990) önerdiği biçimiyle, baz metaller ve değerli metaller içeren bir magmatik-hidrotermal sistemin çevresinde yerleşmiş dış zonlardaki ürünleri olmalıdır. KATKI BELİRTME Bu çalışma, birinci yazarın ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nde ikinci yazarın yönetimi altında yapmış olduğu doktora çalışmasının bir parçasıdır. Yazarlar, mineraloji ve petrografi konusunda yaptığı yardımlardan dolayı Dr. Kemal Türeli (MTA), sıvı kapanım çalışmalarını yürüten Dr. Zeynep Ayan (MTA) ve X-ışını kırınımı diyagramlarının yorumlanmasında yardımcı olan Dr. Aydın Aras'a (MTA) teşekkürü bir borç bilirler. DEĞİNİLEN BELGELER Yayma verildiği tarih, 12 Ekim 1998 Akdeniz, N. ve Konak, N., 1979a, Simav-Emet-Tavşanlı - Dursunbey-Demirci yörelerinin jeolojisi: MTA Rap., 6547, (yayımlanmamış), Ankara.

15 JASPEROİD TiPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 111 Akdeniz, N. ve Konak., 1979b, Menderes masifinin Simav dolayındaki kaya birimleri ve metabazik, metaultrabazik kayaların konumu: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 22, Akkök, R., 1983, Structural and metamorphic evolution of the northern part of the Menderes Massif: new data from the Derbent area and their implication for the tectonics of the Massif: J. Geol., 91, Alvarez, A.A. ve Noble, D.C., 1988, Sedimentary rockhosted disseminated precious metal mineralization at Purisima Concepcion, Yauricocha district, central peru: Econ. Geol., 83, Ataman, G. ve Bingöl, E., 1978, Anadolu plütonik, volkanik ve metamorfiklerinin kimyasal bileşimi üzerine araştırmalar: HÛ Yerbilimleri, 4 (1), Bagby, W.C. ve Berger, B.R., 1985, Geologie characteristics of sediment-hosted, disseminated preciousmetal deposits in the Western United States: B.R. Berger ve P.M. Bethke (ed), Geology and Geochemistry of Epithermal Systems, Rev. Econ. Geol, 2, Berger, B.R., 1986, Descriptive model of carbonate-hosted Au-Ag: D.P. Cox ve D.A. Singer (ed), Mineral Deposit Models, U.S. Geol. Survey Bull. 1693, ve Henley, R.W., 1989, Advances in the understanding of epithermal gold-silver deposits: R.R. Keays, W.R.H. Hansay ve D.l. Groves (ed), The Geology of Gold Deposits: The Perspective in 1988, Econ. Geol. Mon. 6, ve Bagby, W.C., 1991, The geology and origin of Carlin-type gold deposits: R. P. Poster (ed), Gold Metallogeny and Exploration, Chapman ve Hall P1CI-94R Bethke, P.M., 1984, Controls on base and precious metal mineralization in deeper epithermal environments, U.S. Geol. Surv. Open-File Rept , 40 s. Bingöl, E., Delaloye, M. ve Ataman, G., 1982, Granitic intrusions in western Anatolia: a contribution to the geodynamic study of this area: Eclogea Geol. Helv., 75, Bonham, H.F. Jr., 1989, Bulk mineable gold deposits of the Western United States: R.R. Keays, W.R.H. Hansay ve D.l. Groves (ed), The Geology of Gold Deposits: The Perspective in 1988, Econ. Geol. Mon. 6, Bosworth, W., 1985, Geometry of propagating Continental rifts: Nature, 316, Bürküt, Y., 1966, Kuzeybatı Anadoluda Yer Alan Plütonların Mukayeseli Jenetik Etüdü: İTÜ Yayl., istanbul, 272 s. Crowell, J.C., 1974, Sedimentation along the San Andreas Fault: R.H. Dott (ed.), Modern and Ancient Geosynclinal Sedimentation, Soc. Econ. Paleontol. Mineral., Spec. Publ. No. 19, Dewey, J.F. ve Şengör, A.M.C., 1979, Aegean and Surrounding regions: complex multiplate and continium tectonics in a convergent zone: Geol. Soc. America Bull., 90, Dill, H., 1985, Antimoniferous mineralization from the Mid- European Saxothuringian zone: mineralogy, geology, geochemistry and ensialic origin: Geol. Rundschau, 74, , Weiser, T.; Bernhardt, l.r. ve Riera Kilibarda, C., 1995, The composite gold-antimony vein deposit at Kharma (Bolivia): Econ. Geol., 90, Dora, O.Ö., 1969, Karakoca granit masifinde petrolojik ve metalojenik etütler: MTA Derg., 73, Dowling, K. ve Morrison. G., 1989, Application of quartz textures to the Classification of gold deposits using North Queensland examples: R.R. Keays, W.R.H. Hansay ve D.l. Groves (ed), The Geology of Gold Deposits: The Perspective in 1988, Econ. Geol. Mon. 6, Ercan, T.; Günay, E. ve Savaşçın, M.Y., 1982, Simav ve çevresindeki Senozoyik yaşlı volkanizmanın bölgesel yorumlanması: MTA Derg., 97/98, Erer, S., 1977, Simav depresyonu ve Çevresinin Jeomorfolojisi: istanbul Üniv. Edebiyat Fak., No 2028, istanbul, 252 s. Gibbs, A.D., 1984, Structural evolution of extensional basin margins: J. geol. Soc. London, 141, Gün, H.; Akdeniz, N. ve Günay, E., 1979, Gediz ve Emet güneyi Neojen havzalarının jeolojisi ve yaş sorunları: Jeoloji Mühendisliği, 8, Hayba, D.O., Bethke, P.M.; Heald, P. ve Foley, N.K , The geological, mineralogical and geochemical characteristics of volcanic-hosted epithermal deposits: B.R. Berger ve P.M. Bethke (ed), Geology and Geochemistry of Epithermal Systems, Rev. Econ. Geol, 2,

16 112 Vedat OYGÜR ve Ayhan ERLER Hedenquist, J.W., 1991, Boiling and dilution in the shallow portion of the Waiotapu geothermal system, New Zealand: Geochim. Cosmochim. Acta, 55, llchik, R.P. ve Barton, M.D., 1997, An amagmatic origin of Carlin-type gold deposits: Econ. Geol., 92, Ingersoll, R.V., Carazza, W., Baldridge, W.S. ve Shafiqullah, M., 1990, Cenozoic sedimentation and paleotectonics of north-central New Mexico: implications for initiation and evolution of the Rio Grande rift: Geol. Soc. America Bull, 102, Jankovic, S., 1989, Sb-As-TI mineral associations in the Mediterranean region: Intern. Geol. Rev., 31, Kaya, O., 1972, Tavşanlı yöresi ofiyolit sorununun ana çizgileri: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 15, Koçyiğit, A., 1984, Güneybatı Türkiye ve yakın dolayında levha içi yeni tektonik gelişim: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 27, Konak N., 1982, Simav dolayının jeolojisi ve metamorf kayaçlarının evrimi: istanbul Yerbilimleri, 3, , 1996, Menderes masifi hakkında, 49 uncu Türkiye Jeoloji Kongresi, Ankara, Abs., s. 29. Krupp, R.E., 1988, Solubility of stibnite in hydrogen sulfide solutions, speciation and equilibrium constants from 25 to 350 C: Geochim. Cosmochim. Acta, 52, Kuehn, C.A. ve Rose, A.W., 1992, Geology and geochemistry of wall-rock alteration at the Carlin gold deposit, Nevada: Econ. Geol., 87, Leventhal, J.S.; Hofstra, S.A.; Vuletich, A.K. ve Mancuso, T.B., 1987, Sediment-hosted disseminated gold mineralization at Jerritt Canyon, Nevada, lll- Role of organic carbon: Geol. Soc. America, Abstracts with Programs, 19, s Lovering, T.G., 1972, Jasperoid in the United States - its characteristics, origin and economic significance: U.S. Geol. Surv. Prof. Paper, no 710, 164 s. McKinstry, H.E., 1961, Mining Geology, Prentice-Hall Inc., 7 nci Baskı, 680 s. Meyer, C. ve Hemley, J.J., 1967, Wall rock alteration: H.L. Barnes (ed.), Geochemistry of Hydrothermal Ore Deposits, Holt, Rinehard and Winston Inc., 1 inci baskı., Mosier, D.L, Singer, D.A., Bagby, W.C. ve Menzie, W.D., 1992, Grade and tonnage model of sediment-hosted Au: J.D. Bliss (ed), Development in Mineral Deposit Modeling, U.S. Geol. Survey Bull. 2004, Nelson, C.E., 1990, Comparative geochemistry of jasperoids from Carlin-type gold deposits of the Western United States: J. Geochem. Explor., 36, Oppliger, G.L; Murphy, J.B. ve Brimhall Jr., G.H., 1997, Is the ancestral Yellowstone hotspot responsible for the Tertiary "Carlin" mineralization in the Great basin of Nevada? Geology, 25, Oygür, V., 1997a, Metallogeny of the Simav Graben (Inner-Western Anatolia, Turkey): Doktora Tezi, Orta Doğu Teknik Üniv., Ankara, 144 s., 19976, Bir epitermal cevherleşmenin anatomisi: Mumcu (Balıkesir-Sındırgı), İç-Batı Anadolu: MTA, Iç-Batı Anadolu: MTA Derg., 119, Öztunalı, Ö., 1973, Uludağ (Kuzeybatı Anadolu) ve Eğrigöz (Batı Anadolu) Masiflerinin Petrolojileri ve Jeokronolojileri: istanbul Üniv. Fen Fak. Monog., No 23, istanbul, 115 s. Perichaud, J.J., 1980, L'antimoine, ses minerais et ses gisements. Synthese gîtologique sur les gisements du Massif Central français: Chron. Rech. Min., no 456, Phillips, G.N. ve Powell, R., 1993, Link between gold provinces: Econ. Geol., 88, Radtke, A.S., 1985, Geology of the Carlin Gold Deposit, Nevada: U.S. Geol. Surv. Prof. Paper, no 1267, 124 s. ve Scheiner, B.J., 1970, Studies of hydrothermal gold deposition (l). Carlin gold deposit, Nevada: The role of carbonaceous materials in gold deposition: Econ. Geol., 65, , Rye, R.O. ve Dickson, F.W., 1980, Geology and Stable isotope Studies of the Carlin gold deposit, Nevada: Econ. Geol., 75, Reed, M.H. ve Spycher, N.F., 1985, Boiling, cooling and oxidation in epithermal systems: a numerical modeling approach: B.R. Berger ve P.M. Bethke (ed), Geology and Geochemistry of Epithermal

17 JASPEROİD TİPi EPİTERMAL CEVHERLEŞMEYE BiR ÖRNEK 113 Systems, Rev. Econ. Geol., 2, Roger, G., 1972, Un type de mineralisations epigenetiques familieres: les filons â antimoine du Massif Central français. Hypothese de la secretion laterale, Mineral. Deposita, 7, Romberger, S.B., 1988, Disseminated gold deposits: R.G. Roberts ve P.A. Sheahan, Ore Deposit Models, Geoscience Canada, reprint series 3, Rye, R.O., 1985, A model for the formation of carbonatehosted disseminated gold deposits based on geologic, fluid-inclusion, geochemical, and stableisotope Studies of the Carlin and Cortez deposits, Nevada: E.W. Tooker (ed), Geologie Characteristics of Sediment- and Volcanic-Hosted Disseminated Gold Deposits - Search for an Occurrence Model, U.S. Geol. Survey Bull. 1646, Savaşçın, M.Y. ve Güleç, N., 1990, Relationship between magmatic and tectonic activities in western Turkey: M.Y. Savaşçın ve A.H. Eronat (ed), IESCA 1990, Bildirilere. 11, Schubert, C., 1980, Late Cenozoic pull-apart basins, Bocona fault zone, Venezuelan Andes: J. Struct. Geol., 2, Seedorff, E., 1991, Magmatism, extension, and ore deposits of Eocene to Holocene age in the Great Basin; mutual effects and preliminary proposed genetic relationships: Raines, G.L., Lisle, R.E., Schafer, R.W. ve Wilkinson, W.H. (ed), Geology and Ore deposits of the Great Basin, Simpozyum Bildirileri, Reno, Geol. Soc. of Nevada, 1, Shelton, J.W., 1984, Listric normal faults: an illustrated Summary: A.A.P.G. Bull., 68, Sillitoe, R.H. ve Bonham, H.F., Jr., 1990, Sediment-hosted gold deposits; distal products ot magmatichydrothermal systems: 18, Spycher, N.F. ve Reed, M.H., 1989, Evolution of a Broadlands-type epithermal ore fluid along alternative pressure-temperature paths: implications for the transport and deposition of base, precious and volatile metals: Econ. Geol., 84, Sylvester, A.G., 1988, Strike-slip faults: Geol. Soc. America Bull., 100, Şengör, A.M.C.; Satır, M. ve Akkök, R., 1984, Timing of tectonic events in the Menderes massif, western Turkey: implications for tectonic evolution and evidence for Pan-African basement in Turkey: Tectonics, 3, Taşkın, L, 1978, Kütahya ili, Simav ilçesi, Ahmetli köyü antimuan zuhurları: MTA Rap., 6751, (yayımlanmamış), Ankara. Uz, B., 1973, Les formations metamorphiques et granitiques du Massif ancien d'akdağ (Simav-Turque) et leur couverture volcano-sedimentaire: Doktora Tezi, Univ. Nancy l, 2 cilt, 303 s. (yayımlanmamış). Uzkut, L, 1974, Zur Geochemie des Molybdaens, Bontraeger, Berlin, 226 s. Woodcock, N.G. ve Fischer, M., 1986, Strike-slip duplexes: J. Struct. Geol., 8, Zeschke, G., 1954, Der Simav-Graben und seine Gesteine: Türkiye Jeol. Kur. Bült., 5,

BİR EPİTERMAL CEVHERLEŞMENİN ANATOMİSİ: MUMCU (BALIKESİR-SINDIRGI), İÇ-BATI ANADOLU* GİRİŞ

BİR EPİTERMAL CEVHERLEŞMENİN ANATOMİSİ: MUMCU (BALIKESİR-SINDIRGI), İÇ-BATI ANADOLU* GİRİŞ MTA Dergisi 119, 63-72, 1997 BİR EPİTERMAL CEVHERLEŞMENİN ANATOMİSİ: MUMCU (BALIKESİR-SINDIRGI), İÇ-BATI ANADOLU* Vedat OYGÜR" Öz.- Mumcu'daki epitermal cevherleşme, Simav grabenini dik olarak enine kesen

Detaylı

ESKİKÖY (TORUL, GÜMÜŞHANE) DAMAR TİP Cu-Pb-Zn YATAĞI

ESKİKÖY (TORUL, GÜMÜŞHANE) DAMAR TİP Cu-Pb-Zn YATAĞI SAHA BİLGİSİ II DERSİ 28 NİSAN 2016 TARİHLİ GEZİ FÖYÜ ESKİKÖY (TORUL, GÜMÜŞHANE) DAMAR TİP Cu-Pb-Zn YATAĞI Miraç AKÇAY, Ali VAN, Mithat VICIL 1. Giriş Eskiköy Cu-Pb-Zn cevherleşmesi Zigana tünelinin Gümüşhane

Detaylı

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI Katman (tabaka) uyumlu Pb-Zn yatakları Cevher, çok kalın karbonatlı istifler içerisinde bulunur. Katman, mercek, damar, karstik boşluk dolgusu şekillidir.

Detaylı

BİLLURİK DERE (ELAZIĞ) CEVHERLEŞMELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ GİRİŞ

BİLLURİK DERE (ELAZIĞ) CEVHERLEŞMELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ GİRİŞ MTA Dergisi 110, 45-54, 1990 BİLLURİK DERE (ELAZIĞ) CEVHERLEŞMELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ Ahmet ŞAŞMAZ* ve Ahmet SAĞIROĞLU* ÖZ. Billurik dere cevherleşmeleri Yüksekova karmaşığına ait granit ve diyoritik

Detaylı

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ Çalışma alanı Eskişehir grabeni içinde Eskişehir ilinin doğusunda, Sevinç ve Çavlum mahallesi ile Ağapınar köyünün kuzeyinde

Detaylı

MAĞMATİK-HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI

MAĞMATİK-HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI MAĞMATİK-HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI A) Porfiri Yataklar 1) Porfiri Cu 2) Porfiri Mo 3) Porfiri Sn B) Skarn Yatakları C) Volkanojenik Masif Sülfit Yatakları D) Kordilleran Damar Tip Yataklar Porfiri Maden

Detaylı

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR Kayaçların belirli bir yapısı vardır. Bu yapı kayaç oluşurken ve kayaç oluştuktan sonra kazanılmış olabilir. Kayaçların oluşum sırasında ve oluşum koşullarına bağlı olarak kazandıkları

Detaylı

VIII. FAYLAR (FAULTS)

VIII. FAYLAR (FAULTS) VIII.1. Tanım ve genel bilgiler VIII. FAYLAR (FAULTS) Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault)

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ Ender Sarrfakıoğlu* Özet Kahramanmaraş'ın kuzeybatısındaki Göksun ve güneyindeki Ferhuş-Şerefoğlu

Detaylı

BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ

BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ Araş. Gör. Fatma GÖKGÖZ, Yard. Doç. Dr. Halis MANAV, Prof. Dr. Yahya ÖZPINAR Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik

Detaylı

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR Magmatik (Püskürük) Kayaçlar Ýç püskürük Yer kabuðunu oluþturan kayaçlarýn tümünün kökeni magmatikdir. Magma kökenli kayaçlar dýþ kuvvetlerinin etkisiyle parçalara ayrýlýp, yeryüzünün çukur yerlerinde

Detaylı

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI Yılmaz BULUT* ve Ediz KIRMAN** 1. GİRİŞ MTA Genel Müdürlüğü tarafından ülkemizde kömür arama çalışmalarına 1938 yılında başlanılmış ve günümüzde de bu çalışmalar

Detaylı

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER) VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER) 1) Tanımı: Volkanik faaliyetler esnasında volkandan çıkan her çeşit parçalı-kırıntılı malzemenin depolanma süreçleri sonucu bir depolanma alanında birikmesiyle oluşan

Detaylı

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi Tilting effect on the morpho-tectonic evolution of Karasu River valley Nurcan AVŞİN 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Coğrafya Bölümü Öz: Karasu

Detaylı

MAĞMATĠK-HĠDROTERMAL MADEN YATAKLARI

MAĞMATĠK-HĠDROTERMAL MADEN YATAKLARI MAĞMATĠK-HĠDROTERMAL MADEN YATAKLARI A) Porfiri Yataklar 1) Porfiri Cu 2) Porfiri Mo 3) Porfiri Sn B) Skarn Yatakları C) Volkanojenik Masif Sülfit Yatakları D) Kordilleran Damar Tip Yataklar Porfiri Tip

Detaylı

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER Masifler Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER 07.07.2015 MASİF NEDİR? Yüksek basınç ve sıcaklık şartlarından geçmiş, kökeni sedimanter kayaçlara dayanan,

Detaylı

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Bölümü JEM304 JEOKİMYA UYGULAMA

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Bölümü JEM304 JEOKİMYA UYGULAMA Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Bölümü JEM304 JEOKİMYA UYGULAMA Arazi Çalışmaları ve örnek alımı Örneklerin makro ve optik incelemeleri Analiz için örneklerin seçimi Analiz

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ SEVİNÇLER (DEMİRCİ-MANİSA) CİVARINDA İZLENEN HİDROTERMAL ALTERASYONUN İNCELENMESİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ADANA, 2011 ÇUKUROVA

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri ile. Maden aramacılığı; bölgesel ön arama ile başlayan, Metalik Maden Arama. Makale www.madencilik-turkiye.

Potansiyel. Alan Verileri ile. Maden aramacılığı; bölgesel ön arama ile başlayan, Metalik Maden Arama. Makale www.madencilik-turkiye. Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Adil Özdemir Mühendislik ve Sondaj Jeofizik Yüksek Mühendisi seyfullah@adilozdemir.com Adil Özdemir Adil Özdemir Mühendislik ve Sondaj Jeoloji Yüksek Mühendisi

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu. TOPRAK ANA MADDESİ Toprak Bilgisi Dersi 2011 2012 Peyzaj Mimarlığı Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Ana Maddesi Topraklar, arz kabuğunu oluşturan kayalar, mineraller ve organik maddelerin

Detaylı

MENDERES MASİFİ GÖRDES ASMASİFİ, DEMİRCİ-BORLU ÇEVRESİNİN METAMORFİZMASI VE APA- TİT KRİSTALLERİNİN FISSION TRACK YAŞ TAYİNLERİ

MENDERES MASİFİ GÖRDES ASMASİFİ, DEMİRCİ-BORLU ÇEVRESİNİN METAMORFİZMASI VE APA- TİT KRİSTALLERİNİN FISSION TRACK YAŞ TAYİNLERİ MTA Dergisi 111, 153-164, 1990 MENDERES MASİFİ GÖRDES ASMASİFİ, DEMİRCİ-BORLU ÇEVRESİNİN METAMORFİZMASI VE APA- TİT KRİSTALLERİNİN FISSION TRACK YAŞ TAYİNLERİ Osman CANDAN*; Cahit HELVACI*;G.BÖHLER** ;G.WALDER**

Detaylı

HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI

HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI Oluşumları plütonik ve yarı derinlik kayaçlarının sokulumu ile ilişkili olan, çoğunlukla yüzeysel kökenli çözeltiler tarafından oluşturulan maden yataklardır. Bu tür oluşuklarda

Detaylı

Yozgat-Akdağmadeni Pb-Zn Madeni Arazi Gezisi

Yozgat-Akdağmadeni Pb-Zn Madeni Arazi Gezisi Yozgat-Akdağmadeni Pb-Zn Madeni Arazi Gezisi Yozgat-Akdağmadeni Akdağmadeni Yozgat'ın doğusunda bir ilçedir. Doğuda Sivas'ın Şarkışla İlçesi, güneyde Çayıralan, batıda Sarıkaya ve Saraykent, kuzeyde ise

Detaylı

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle

Detaylı

Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I Mağmatik Kayaç Dokuları Coarse-grained Fine-grained Porphyritic Glassy Vesicular Pyroclastic GRANİT GRANODİYORİT SİYENİT DİYORİT GABRO

Detaylı

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005 MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal jeoloji 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak

Detaylı

Gezegenimizin bir uydusudur Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin uydularıyla karşılaştırıldığı zaman büyük bir uydudur

Gezegenimizin bir uydusudur Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin uydularıyla karşılaştırıldığı zaman büyük bir uydudur AY Ay Gezegenimizin bir uydusudur Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin uydularıyla karşılaştırıldığı zaman büyük bir uydudur Çapı 3476 km Kütlesi 7.349 x 10 22 kg. Dünyaya ortalama uzaklığı 384,400 km

Detaylı

YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR. YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar

YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR. YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar YAPRAKLANMALI METAMORFİK KAYAÇALAR YAPRAKLANMASIZ Metamorfik Kayaçlar Dokanak başkalaşım kayaçlarında gözlenen ince taneli, yönlenmesiz ve yaklaşık eş boyutlu taneli doku gösteren kayaçlara hornfels denir.

Detaylı

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. Normal Faylar Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. 1 2 Bir tabakanın normal faylanma ile esnemesi (stretching).

Detaylı

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA İÇERİĞİ GİRİŞ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA İÇERİĞİ GİRİŞ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler MADEN YATAKLARI 1. HAFTA İÇERİĞİ GİRİŞ: Terimler Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler Genel Terimler Metalik Madenler Altın madeni, Gümüş madeni vs. Maden Metalik olmayan Madenler Ekonomik

Detaylı

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI Altan İÇERLER 1, Remzi BİLGİN 1, Belgin ÇİRKİN 1, Hamza KARAMAN 1, Alper KIYAK 1, Çetin KARAHAN 2 1 MTA Genel Müdürlüğü Jeofizik

Detaylı

Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* I. JEOLOJİ

Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* I. JEOLOJİ MADEN KARMAŞIĞINA AİT DASİTİK KAYAÇLARLA İLİŞKİLİ HİDROTERMAL TİP BAKIR CEVHERLEŞMELERİNE GÜ- NEYDOĞU ANADOLUDAN BİR ÖRNEK (YUKARI ŞEYHLER, DİYARBAKIR) Nail YILDIRIM* ve Mahmut EROĞLU* Öz: Bu çalışma,

Detaylı

Simav grabeninin metalojenisi (tç-batı Anadolu, Türkiye)

Simav grabeninin metalojenisi (tç-batı Anadolu, Türkiye) Türkiye Jeoloji Bülteni Cilt. 43, No.l, 7-19, Ocak 2000 Geological Bulletin of Turkey Vol.43, No. 1, 7-19, January 2000 Simav grabeninin metalojenisi (tç-batı Anadolu, Türkiye) Metallogeny of the Simav

Detaylı

TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI TOKAT İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI Tokat ili, Karadeniz Bölgesinde Orta Karadeniz bölümünün iç kısımlarında yer alır. Tokat ili Devecidağ ile Köroğlu Dağı arasında uzanan tektonik hattın kuzey ve güneyinde

Detaylı

AR201201213 KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU

AR201201213 KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU AR201201213 KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU EKİM 2012 1 İÇİNDEKİLER Sayfa No İÇİNDEKİLER...2 ÖZET...4 1. GİRİŞ...5 2. ÖNCEL ÇALIŞMALAR...6 3. RUHSAT SAHASININ JEOLOJİSİ...

Detaylı

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU

AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU AYAŞ İLÇESİ BAŞAYAŞ KÖYÜ ARAZİ İNCELEME GEZİSİ GÖREV RAPORU Konu : Hümik asit ve Leonarditin fidan üretiminde kullanılması deneme çalıģmaları ve AyaĢ Ġlçesi BaĢayaĢ köyündeki erozyon sahasının teknik yönden

Detaylı

KIRKLARELİ İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

KIRKLARELİ İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI KIRKLARELİ İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI Kırklareli ili Marmara Bölgesinin kuzeybatısında yer almakta olup, Dereköy sınır kapısıyla Türkiye yi Bulgaristan a bağlayan geçiş yollarından birine sahiptir.

Detaylı

1. JEOLOJİ. Şekil 1: Çukuralan Altın Madeni Lokasyonunu gösterir harita 1.1. LOKASYON

1. JEOLOJİ. Şekil 1: Çukuralan Altın Madeni Lokasyonunu gösterir harita 1.1. LOKASYON 1. JEOLOJİ 1.1. LOKASYON Çukuralan Altın Madeni Türkiye nin batısında, İzmir in 135 km. kuzeyinde, Ovacık Altın Madeni nin 17 km. kuzeybatısında, İzmir ili, Dikili ilçesine bağlı Çukuralan köyünün kuzeyindedir.

Detaylı

FAALİYETTE BULUNDUĞU İŞLETMELER

FAALİYETTE BULUNDUĞU İŞLETMELER FAALİYETTE BULUNDUĞU İŞLETMELER - GÜMÜŞHANE HAZİNE MAĞARA ÇİNKO, KURŞU, BAKIR YERALTI İŞLETMESİ - GÜMÜŞHANE ÇİNKO, KURŞUN, BAKIR FLOTASYON TESİS İŞLETMESİ - NİĞDE BOLKARDAĞ MADENKÖY ALTIN, GÜMÜŞ, KURŞUN,

Detaylı

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara I. GİRİŞ 1965 yazında Jeolog G. Pasquare Çukurköy havalisinin jeolojik etüdünü yapmıştır.

Detaylı

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I KAYAÇ ÇEŞİTLERİ VE OLUŞUMLARI soğuma ergime Mağmatik Kayaç Aşınma ve erosyon ergime Sıcaklık ve basınç sediment

Detaylı

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ

KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ Konya İl Koordinasyon Kurulu 26-27 Kasım 2011 KONYA ĐLĐ JEOTERMAL ENERJĐ POTANSĐYELĐ Yrd.Doç.Dr.Güler GÖÇMEZ. Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi. gulergocmez@selcuk.edu.tr 1.GĐRĐŞ Jeotermal

Detaylı

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE Cu-Pb-Zn CEVHERLEŞMELERİNİN UZAY GÖRÜNTÜLERİNDEN SAPTANAN ÇEŞİTLİ YAPILAR İLE İLİŞKİSİ Bahri YILDIZ* ÖZ. Uzay görüntüleri üzerinde yapılan çalışmalarda, Cu-Pb-Zn cevherleşmeleriyle

Detaylı

Düzenleme Kurulu. ULUSLARARASI BAZ VE DEĞERLĠ METALLER ÇALIġTAYI INTERNATIONAL WORKSHOP ON BASE AND PRECIOUS METALS. ONURSAL BAġKAN.

Düzenleme Kurulu. ULUSLARARASI BAZ VE DEĞERLĠ METALLER ÇALIġTAYI INTERNATIONAL WORKSHOP ON BASE AND PRECIOUS METALS. ONURSAL BAġKAN. ULUSLARARASI BAZ VE DEĞERLĠ METALLER ÇALIġTAYI INTERNATIONAL WORKSHOP ON BASE AND PRECIOUS METALS ONURSAL BAġKAN Mehmet ÜZER MTA Genel Müdürü Düzenleme Kurulu Sekreterya Yahya Çiftçi Pınar Şen DÜZENLEME

Detaylı

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b)

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b) ÇATLAKLAR VE FAYLAR Kayaçların taneleri arasındaki bağın kopmasıyla oluşan süreksizliklere kırık denir. Kırılma yüzeyleri boyunca kayaçlar birbirinden ayrılırlar. Çatlak (Diaklaz), yarık, Fay İki kırılma

Detaylı

Domaniç (Kütahya) Bakır-Molibden Cevherleşmesinin Jeolojisi ve Alterasyon Özellikleri

Domaniç (Kütahya) Bakır-Molibden Cevherleşmesinin Jeolojisi ve Alterasyon Özellikleri Jeoloji Mühendisliği Dergisi 27 (2) 2,003 47 Domaniç (Kütahya) Bakır-Molibden Cevherleşmesinin Jeolojisi ve Alterasyon Özellikleri Geohg}? and the Alteration Features of Domaniç (Kütahya) Copper-Molybdenium

Detaylı

İZMİR-KARŞIYAKA ALTINTEPE VE ÇİLEKTEPE SEKTÖRLERİNİN JEOLOJİSİ, PETROGRAFİSİ VE DEĞERLİ METAL CEVHERLEŞMELERİ

İZMİR-KARŞIYAKA ALTINTEPE VE ÇİLEKTEPE SEKTÖRLERİNİN JEOLOJİSİ, PETROGRAFİSİ VE DEĞERLİ METAL CEVHERLEŞMELERİ MTA Dergisi 121, 199-215, 1999 İZMİR-KARŞIYAKA ALTINTEPE VE ÇİLEKTEPE SEKTÖRLERİNİN JEOLOJİSİ, PETROGRAFİSİ VE DEĞERLİ METAL CEVHERLEŞMELERİ I. Sönmez SAYILI* ve Şener GONCA" ÖZ.- Izmir-Karşıyaka Sancaklı

Detaylı

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Serkan ÖZKÜMÜŞ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ADANA, 2009 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KURTYUVASI (OLTU-ERZURUM) BAKIR-ALTIN

Detaylı

ÝZMÝR-ÖDEMÝÞ YÖRESÝNDEKÝ ARSENOPÝRÝTLERLE ÝLÝÞKÝLÝ ALTIN OLUÞUMLARININ MADEN JEOLOJÝSÝ

ÝZMÝR-ÖDEMÝÞ YÖRESÝNDEKÝ ARSENOPÝRÝTLERLE ÝLÝÞKÝLÝ ALTIN OLUÞUMLARININ MADEN JEOLOJÝSÝ MTA Dergisi, 136, 1-18, 2008 ÝZMÝR-ÖDEMÝÞ YÖRESÝNDEKÝ ARSENOPÝRÝTLERLE ÝLÝÞKÝLÝ ALTIN OLUÞUMLARININ MADEN JEOLOJÝSÝ Sinan AKISKA*, Taner ÜNLÜ* ve Ý. Sönmez SAYILI* ÖZ.- Bu çalýþma Ýzmir-Ödemiþ bölgesinin

Detaylı

METAMORFİK KAYAÇLAR. 8/Metamorphics.html. Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

METAMORFİK KAYAÇLAR.  8/Metamorphics.html. Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I METAMORFİK KAYAÇLAR http://www.earth.lsa.umich.edu/earth11 8/Metamorphics.html Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I METAMORFİZMA METAMORFİMA ETKENLERİ Ana kayaç bileşimi, Sıcaklık,

Detaylı

MAHMUTÇAVUŞ (OLTU/ERZURUM) DAMAR TİPİ Cu- Pb-Zn CEVHERLEŞMESİNİN PETROGRAFİK VE JEOKİMYASAL İNCELEMESİ

MAHMUTÇAVUŞ (OLTU/ERZURUM) DAMAR TİPİ Cu- Pb-Zn CEVHERLEŞMESİNİN PETROGRAFİK VE JEOKİMYASAL İNCELEMESİ MAHMUTÇAVUŞ (OLTU/ERZURUM) DAMAR TİPİ Cu- Pb-Zn CEVHERLEŞMESİNİN PETROGRAFİK VE JEOKİMYASAL İNCELEMESİ Mahmutçavuş (Oltu/Erzurum) Damar Tipi Cu- Pb-Zn Cevherleşmesinin Petrografik Ve Jeokimyasal İncelemesi

Detaylı

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

KAYAÇLARIN DİLİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü KAYAÇLARIN DİLİ http://www.bilgicik.com/wp-content/uploads/2013/12/kaya.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Metamorfizma Metamorfizma (başkalaşım) olayı; sıcaklık ve basınç etkisiyle

Detaylı

Bölüm 7 HİDROTERMAL EVRE MADEN YATAKLARI

Bölüm 7 HİDROTERMAL EVRE MADEN YATAKLARI Bölüm 7 HİDROTERMAL EVRE MADEN YATAKLARI HİDROTERMAL YATAKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Hidrotermal yataklar sıcak çözeltilerin neden olduğu oluşumlardır.mağmanın ayrımlaşması esnasında oluşan fazların en son

Detaylı

Bursa arazi gezisi. Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi

Bursa arazi gezisi. Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi 1 Bursa arazi gezisi Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi 25-26 Nisan 2009 tarihlerinde Structural Geology dersini alan jeoloji mühendisliği öğrencileri için Bursa'ya bir jeoloji teknik gezisi düzenlenmiştir.

Detaylı

MAGMATİK KAYAÇLAR. Magmanın Oluşumu

MAGMATİK KAYAÇLAR. Magmanın Oluşumu MAGMATİK KAYAÇLAR Magmanın Oluşumu Taş hamuru veya taş lapası anlamına gelen magma,yer kabuğundaki yükselişleri sırasında meydana gelen olaylarla Magmatik Kayaçlara dönüşür. Magma, ergime sıcaklıkları

Detaylı

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003 NORMAL FAYLAR Yaşar ar EREN-2003 NORMAL FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR 50 O den fazla eğimli ve eğim atım bileşenin doğrultu bileşenine göre oldukça büyük olduğu faylardır. Normal faylarda tavan bloku taban

Detaylı

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME 1 ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME Prof. Dr. Yahya Özpınar, Araş. Gör. Barış Semiz ve Araş. Gör. Fatma

Detaylı

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ 1 HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ Şekil 1. Arazi çalışması kapsamındaki ziyaret edilecek güzergahlar. 2 3 TEKNİK GEZİ DURAKLARI Durak 1: Tunçbilek havzasındaki, linyitli

Detaylı

BULDAN PEGMATOİDLERİNİN MİNERALOJİK VE JEOKİMYASAL İNCELENMESİ

BULDAN PEGMATOİDLERİNİN MİNERALOJİK VE JEOKİMYASAL İNCELENMESİ BULDAN PEGMATOİDLERİNİN MİNERALOJİK VE JEOKİMYASAL İNCELENMESİ Araş. Gör. Fatma GÖKGÖZ Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Müh. Bölümü fince@pamukkale.edu.tr ÖZET İnceleme alanı Denizli

Detaylı

TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ

TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ 5.6. TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ (THAY) İzmir kentinin içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla gerçekleştirilen Tahtalı Barajı nın evsel, endüstriyel,

Detaylı

Magmatik kayaçlar Sedimanter (tortul) kayaçlar Metamorfik (başkalaşım) kayaçları

Magmatik kayaçlar Sedimanter (tortul) kayaçlar Metamorfik (başkalaşım) kayaçları Magmatik kayaçlar Sedimanter (tortul) kayaçlar Metamorfik (başkalaşım) kayaçları Magmanın derinlerde ya da yüzeye yakın kesimlerde soğumasıyla magmatik kayaçlar oluşur. Tektonik hareketler sonucunda

Detaylı

Kapaklıkuyu, Zopzop ve Sarıçiçek Yaylası Özdirenç-Yapay Uçlaşma Etüdü Raporu

Kapaklıkuyu, Zopzop ve Sarıçiçek Yaylası Özdirenç-Yapay Uçlaşma Etüdü Raporu Çifteharman, Karakuyu, h. Kapaklıkuyu, Zopzop ve Sarıçiçek Yaylası Özdirenç-Yapay Uçlaşma Etüdü Raporu Bu raporda Nevma Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ye ait Kömür Sahalarında, Haziran Ağustos 2011 tarihlerinde

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

Lab 11: Metamorfik Kayaçların El Örnekleri

Lab 11: Metamorfik Kayaçların El Örnekleri Lab 11: Metamorfik Kayaçların El Örnekleri Bu laboratuvarın amacı, metamorfik kayaç tiplerini ve el örneğinde nasıl göründüklerini size tanıtmaya başlamaktır. Aynı zamanda metamorfik kayaçları isimlendirmeyi

Detaylı

Feldispatlar: K (Alkali Felds.): Mikroklin, Ortoklaz, Sanidin. Na Na: Albit, Oligoklaz Ca: Andezin, Labrador, Bitovnit, Anortit Ca

Feldispatlar: K (Alkali Felds.): Mikroklin, Ortoklaz, Sanidin. Na Na: Albit, Oligoklaz Ca: Andezin, Labrador, Bitovnit, Anortit Ca B) FELDİSPAT GRUBU MİNERALLER: Feldispatlar: K (Alkali Felds.): Mikroklin, Ortoklaz, Sanidin. Na Na: Albit, Oligoklaz Ca: Andezin, Labrador, Bitovnit, Anortit Ca Kumtaşlarında genellikle arkoz feldispatı

Detaylı

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Yapısal Jeoloji: Tektonik KÜLTELERDE YAPI YAPISAL JEOLOJİ VE TEKTONİK Yapısal Jeoloji: Yerkabuğunu oluşturan kayaçlarda meydana gelen her büyüklükteki YAPI, HAREKET ve DEFORMASYONLARI inceleyen, bunları meydana getiren KUVVET ve

Detaylı

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar 1. Magmatik Kayaçlar Magmanın arz kabuğunun çeşitli derinliklerinde

Detaylı

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya

1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya 1.Bölüm: Kayaçlar vetopoğrafya KAYAÇ (TAŞ) :Bir ya da birden fazla. doğal olarak birleşmesiyle oluşan katılardır. PAna kaynakları..' dır, P ana malzemesini oluştururlar, PYer şekillerinin oluşum ve gelişimlerinde

Detaylı

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

NEOTEKTONİK ORTA ANADOLU OVA REJİMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN 6.2.4. ORTA ANADOLU OVA REJİMİ Karlıova ekleminin doğusunda kalan sıkışma Doç.Dr. Yaşar bölgesi EREN NEOTEKTONİK ile batısında kalan genleşme bölgesi arasında bulunan geçiş kesimidir. KAFZ ile Toroslar

Detaylı

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

BBP JEOLOJİ.  Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü BBP JEOLOJİ http://i44.tinypic.com/9rlwea.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü I.HAFTA Jeoloji hakkında temel bilgiler, dalları, tarihçe, jeoloji mühendisinin uğraş alanları, jeoloji

Detaylı

NEOTEKTONİK 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

NEOTEKTONİK 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN 6.2.3. EGE GRABEN SİSTEMİ Ege bölgesinin en büyük karakteristiği genel olarak doğu-batı gidişli pek çok graben yapısı içermesidir. Grabenlerle ilgili fay düzlemi çözümleri genellikle kuzeygüney yönlü

Detaylı

TAVŞANLI-DUDAŞ CİVARININ BARİT ZUHURLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER

TAVŞANLI-DUDAŞ CİVARININ BARİT ZUHURLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER TAVŞANLI-DUDAŞ CİVARININ BARİT ZUHURLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER Zeki AKYOL Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara ÖZET. Çalışma bölgemiz, Tavşanlı'nın güneyinde, Dudaş köyü civarını kapsayan 62 km 2 lik

Detaylı

en.wikipedia.org Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi

en.wikipedia.org Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi METAMORFİZMA VE METAMORFİK KAYAÇLAR I en.wikipedia.org Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi KAYAÇ DÖNGÜSÜ VE METAMORFİK KAYAÇLAR METAMORFİZMA Metamorfizma; Yunanca değişme anlamına gelen meta ve

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ BERGAMA OVACIK CİVARINDAKİ HİDROTERMAL ALTERASYONA UĞRAMIŞ VOLKANİK KAYAÇLARIN PETROGRAFİSİ VE CEVHERLEŞME İLE OLAN İLİŞKİSİ Ali BAYRAM JEOLOJİ

Detaylı

Çanakkale-Altınoluk Kurşun-Çinko Cevher Oluşumlarının Maden Jeolojisi. Mining Geology of the Lead-Zinc Ore Mineralizations of Altınoluk, Çanakkale

Çanakkale-Altınoluk Kurşun-Çinko Cevher Oluşumlarının Maden Jeolojisi. Mining Geology of the Lead-Zinc Ore Mineralizations of Altınoluk, Çanakkale Jeoloji Mühendisliği Dergisi 34 (1) 2010 1 Araştırma Makalesi / Research Article Çanakkale-Altınoluk Kurşun-Çinko Cevher Oluşumlarının Maden Jeolojisi Mining Geology of the Lead-Zinc Ore Mineralizations

Detaylı

ARAŞTIRMA MAKALESİ/RESEARCH ARTICLE

ARAŞTIRMA MAKALESİ/RESEARCH ARTICLE ANADOLU ÜNİVERSİTESİ BİLİM VE TEKNOLOJİ DERGİSİ ANADOLU UNIVERSITY JOURNAL OF SCIENCE AND TECHNOLOGY Cilt/Vol.:6-Sayı/No: 1 : 97-107 (2005) ARAŞTIRMA MAKALESİ/RESEARCH ARTICLE ARAPUÇAN (YENİCE-ÇANAKKALE)

Detaylı

Science/Rocks/Rocks and the Rock Cycle.ppt

Science/Rocks/Rocks and the Rock Cycle.ppt http://www.mryorke.com/agriscience/earth Science/Rocks/Rocks and the Rock Cycle.ppt Granit Riyolit 14. Bu iki kayaç hangi yönüyle benzer? Her ikisi de ergimiş kayadan yapılmıştır. Bunların bileşimi aynıdır.

Detaylı

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14 MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14 HAVZA-KUŞAK MADENCİLİĞİ KAPSAMINDA KEŞFEDİLEN GD ANADOLU KIBRIS TİPİ VMS METALOJENİK KUŞAĞI : KOÇALİ KARMAŞIĞI,

Detaylı

KAYAÇLAR KAYA DÖNGÜSÜ KAYA TİPLERİNİN DAĞILIMI 03.11.2014 GİRİŞ. Su-Kaya ve Tektonik Döngü. 1. Mağmatik kayalar. 2. Tortul kayalar

KAYAÇLAR KAYA DÖNGÜSÜ KAYA TİPLERİNİN DAĞILIMI 03.11.2014 GİRİŞ. Su-Kaya ve Tektonik Döngü. 1. Mağmatik kayalar. 2. Tortul kayalar Tekonik Yükselme 03.11.2014 GİRİŞ KAYAÇLAR Yerkabuğunu oluşturan kayalar, çeşitli minerallerin veya tek bir mineralin, kayaç parçacıklarının ya da hem mineral hem de kayaç parçacıklarının birlikte oluşturdukları

Detaylı

Rapor Yazým Kýlavuzu. JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü

Rapor Yazým Kýlavuzu. JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü JEM 306 Jeolojik Harita Alýmý Rapor Yazým Kýlavuzu Bu yazým kýlavuzu Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliði Bölümü öðrencileri için

Detaylı

Önsöz. Bu konu notu bir Tektonik Araştırma Grubu (TAG) ürünüdür

Önsöz. Bu konu notu bir Tektonik Araştırma Grubu (TAG) ürünüdür Önsöz Bu konu notu Ankara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümünde okutulan JEM 306 Jeoloji Harita Alımı dersi kapsamında verilen ders konusunun kolayca takip edilmesini sağlamak

Detaylı

Metamorfizma ve. Metamorfik Kayaçlar

Metamorfizma ve. Metamorfik Kayaçlar Metamorfizma ve BÖLÜM 7 Metamorfik Kayaçlar Metamorfik kayaçlar (Yunanca değişme anlamına gelen meta ve biçim anlamına gelen morpho sözcüklerinin birleştirilmesinden gelen) üçüncü ana kayaç grubudur. Genellikle

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF Tüm yayın ve kullanım hakları İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesine aittir. Hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ya

Detaylı

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR Hareket vektörü fayın doğrultusuna paralel, eğim yönüne dik olan faylardır. Sapma Açısı: 00 o 1 http://www2.nature.nps.gov/geology/usgsnps/jotr/pic00015sm.jpg 2 3 http://www.geo.umn.edu/courses/1001/summer_session/crops_offset.jpg

Detaylı

BALIKESİR-BANDIRMA ARASININ JEOLOJİSİ, TERSİYER VOLKANİZMASININ PETROLOJİSİ VE BÖLGESEL YAYILIMI

BALIKESİR-BANDIRMA ARASININ JEOLOJİSİ, TERSİYER VOLKANİZMASININ PETROLOJİSİ VE BÖLGESEL YAYILIMI MTA Dergisi 110, 113-130, 1990 BALIKESİR-BANDIRMA ARASININ JEOLOJİSİ, TERSİYER VOLKANİZMASININ PETROLOJİSİ VE BÖLGESEL YAYILIMI Tuncay ERCAN* ; Erdem ERGÜL*; Ferit AKÇÖREN* ; Ahmet ÇETİN** ; Salâhi GRANİT***

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

KUTLULAR (SÜRMENE, TRABZON) BAKIR MADEN ÇUKURU: REHABİLİTASYON ÖRNEĞİ

KUTLULAR (SÜRMENE, TRABZON) BAKIR MADEN ÇUKURU: REHABİLİTASYON ÖRNEĞİ SAHA BİLGİSİ II DERSİ 14 NİSAN 2016 TARİHLİ GEZİ FÖYÜ 1. Giriş KUTLULAR (SÜRMENE, TRABZON) BAKIR MADEN ÇUKURU: REHABİLİTASYON ÖRNEĞİ Miraç AKÇAY Doğu Karadeniz Bölgesi baz metal sülfür yatakları bakımından

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI. AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü

ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI. AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü Anakayalar oluşum şekline göre 3 gurupta toplanır. 1 Püskürük (Volkanik) Anakayalar 2 Tortul

Detaylı

MARMARA DENiZi ÇEVRESİNDEKİ TERSİYER VOLKANİZMASININ ÖZELLİKLERİ

MARMARA DENiZi ÇEVRESİNDEKİ TERSİYER VOLKANİZMASININ ÖZELLİKLERİ MTA Dergisi 120, 199-221, 1998 MARMARA DENiZi ÇEVRESİNDEKİ TERSİYER VOLKANİZMASININ ÖZELLİKLERİ Tuncay ERCAN*, Ahmet TÜRKECAN*, Herve GUILLOU**, Muharrem SATIR***, Dilek SEVİN****, Fuat ŞAROĞLU**** ÖZ.

Detaylı

X-RAY TEKNİĞİ İLE FELDİSPATLARIN STRÜKTÜREL DURUMLARININ TAYİNİ

X-RAY TEKNİĞİ İLE FELDİSPATLARIN STRÜKTÜREL DURUMLARININ TAYİNİ X-RAY TEKNİĞİ İLE FELDİSPATLARIN STRÜKTÜREL DURUMLARININ TAYİNİ Tuncay KİNEŞ Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara ÖZET. Elazığ'ın takriben 50 km kuzeybatısındaki Keban masifi, Torid orojenik kuşağın

Detaylı

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA ĠÇERĠĞĠ. GĠRĠġ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler. Slayt - 1

MADEN YATAKLARI 1. HAFTA ĠÇERĠĞĠ. GĠRĠġ: Terimler. Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler. Slayt - 1 MADEN YATAKLARI 1. HAFTA ĠÇERĠĞĠ GĠRĠġ: Terimler Genel Terimler Kökensel Terimler Mineralojik Terimler Slayt - 1 Genel Terimler Metalik Madenler Altın madeni, Gümüş madeni vs. Maden Metalik olmayan Madenler

Detaylı

SEDİMANTER MADEN YATAKLARI

SEDİMANTER MADEN YATAKLARI SEDİMANTER MADEN YATAKLARI Her hangi bir çökel havzasında, kimyasal veya klastik olarak oluşan malzemenin tortulaşması ile oluşan maden yataklarıdır. Daha çok demir ve mangan yatakları için önemlidir.

Detaylı

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR Doðal Sistemler ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR...12 Ölçme ve Deðerlendirme...14 Kazaným Deðerlendirme Testi...16 Ünite Deðerlendirme Testi...18 Doðal Sistemler ÜNÝTE - 2 LEVHA

Detaylı

HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI

HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI Oluşumları plütonik ve yarı derinlik kayaçlarının sokulumu ile ilişkili olan, çoğunlukla yüzeysel kökenli çözeltiler tarafından oluşturulan maden yataklardır. Bu tür oluşuklarda

Detaylı

Küçükdere (Havran-Balıkesir) Epitermal Altın Damarının Özellikleri The Characteristics of Küçükdere Epithermal (Havran-Balıkesir) Gold Vein

Küçükdere (Havran-Balıkesir) Epitermal Altın Damarının Özellikleri The Characteristics of Küçükdere Epithermal (Havran-Balıkesir) Gold Vein Türkiye Jeoloji Bülteni Geological Bulletin of Turkey Cilt 43, Sayı 2, Ağustos 2000 Volume 43, Number 2, August 2000 Küçükdere (Havran-Balıkesir) Epitermal Altın Damarının Özellikleri The Characteristics

Detaylı

TABAKALI SİLİKATLAR (Fillosilikatlar)

TABAKALI SİLİKATLAR (Fillosilikatlar) TABAKALI SİLİKATLAR (Fillosilikatlar) Kaolinit Al 4 Si 4 O 10 (OH) 8 Serpantin Mg 6 Si 4 O 10 (OH) 8 Pirofillit Al 2 Si 4 O 10 (OH) 8 Talk Mg 3 Si 4 O 10 (OH) 8 Muskovit KAl 2 (AlSi 3 O 10 )(OH) 2 Flogopit

Detaylı

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI Diskordans nedir? Kayaçların stratigrafik dizilimleri her zaman kesiksiz bir seri (konkordan seri) oluşturmaz. Bazen, kayaçların çökelimleri sırasında duraklamalar,

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRBİLEK

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRBİLEK ÖZGEÇMİŞ Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRBİLEK Yazışma Adresi: Dumlupınar Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Maden Yatakları-Jeokimya. Tavşanlı Yolu 10. Kilometre, Kütahya Telefon:

Detaylı

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ 4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,

Detaylı