Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120)"

Transkript

1 MUKAYESELĐ HUKUKTA YAŞAMA HAKKI Ahmet YAVUZ Seferihisar Cumhuriyet Başsavcısı Giriş Yaşama hakkı en temel haktır. Yaşama hakkı karşısında diğer haklar türev, ikincil haklardır. Diğer bütün hakların kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır. Bu açıdan yaşama hakkı mutlak bir haktır. Bütün hakların ön şartı olan yaşama hakkına, savaş veya ulusun varlığını tehdit eden diğer genel bir tehlike halinde meşru harp fiilleri sonucu meydana gelen ölüm halleri haricinde ne barış, ne savaş, ne de başka bir olağanüstü durumda herhangi bir sınırlama getirilemez. Yaşama hakkı, Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi nde dokunulmaz haklar ya da hakların sert çekirdeğini oluşturmaktadır. ( 1 ) Bu açıdan yaşama hakkı, demokratik toplumların temel değerlerinin en başındadır yılında San Francisco da imzalanan Birleşmiş Milletler Antlaşması ile insan hakları ilk kez uluslararası hukukun konusu haline gelmiştir. 10 Aralık 1948 yılında yayımlanan Đnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (ĐHEB) kendisinden sonra gelen uluslararası hukuki metinlere kaynaklık etmiştir. Nitekim II. Dünya Savaşı nın acılarını en şiddetli şekilde yaşayan Avrupa nın Roma şehrinde 4 Aralık 1950 de imzalanan Đnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Đlişkin Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi (AĐHS) başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşmede Birleşmiş Milletler Đnsan Hakları Evrensel Bildirgesine atıfta bulunulmuştur. Yaşama hakkı tüm hakların ön şartı olarak yukarıda belirtilen uluslararası metinlerde ve Anayasamızda hukuki koruma altına alınmıştır. ĐHEB madde 3 te ve AĐHS madde 2 de herkesin yaşama hakkının olduğu ve bu hakkın yasanın koruması altında bulunduğu belirtilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti (1) Yargıtay Avrupa Konseyi Đnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi Türkiye Barolar Birliği, Đnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Sempozyumu, Đnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Adli Yargı, Tarih: Eylül 2003, Yer: Yargıtay Konferans Salonu Bakanlıklar/Ankara, Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özen, Đnsan Hakları ve Temel Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesi Bağlamında Yaşama Hakkı ve Đşkence Yasağı Konularında Đç Hukuktaki Düzenlemelere ve Türk Mahkemelerindeki Davalardaki Sorunlara Bir Bakış, Yaşama Hakkı Đle Đlgili Đç Hukuk Kurallarının ve Uygulamanın Değerlendirilmesi; Naz Çavuşoğlu, (1994), Đnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Avrupa Toplulukları Hukukunda Temel Hak ve Hürriyetler Üzerine, Ankara, s ; Akt. Seyfullah Çakmak; (2004), Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi Hükümleri ve Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi Đçtihatları Işığında Yaşama Hakkı, Adalet Dergisi, Sayı 19, s

2 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) Anayasasının 17 nci maddesinde de herkesin yaşama hakkına sahip olduğu açıkça düzenlenmiştir. (2) I. Yaşama Hakkı A. Genel olarak Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesinin 2 nci maddesi, devletlerin, yaşama hakkını, yasayla koruma pozitif yükümlülüğünü ve belli istisnaî durumlar hariç hayattan yoksun bırakmama negatif yükümlüğünü üstlenmelerini şart koşmuştur. Öncelikle AĐHS nin 2 nci maddesinde geçen yaşam kavramından ne anlaşılması gerektiği, kapsamı ve içeriği hakkında kısaca bilgi vermek gerekir. Komisyon, önüne gelen bir kısım şikayette hayat deyiminin cenini de kapsayıp kapsamadığına dolaylı olarak değinmiştir. Ancak, soruna açık ve kesin bir yanıt vermemiştir. Gerek 2 nci madde içerisinde geçen hayat ve herkes terimlerini, gerekse Sözleşmenin diğer maddelerinde geçen bireye ilişkin terimleri yorumlayarak, yaşam ın doğumdan sonraki hayatı ifade eder göründüğü sonucuna varmıştır. Zira birinci fıkradaki herkes deyimi doğacak çocuğa uygulanabilir görünmemektedir. Keza, yaşam hakkı cenin bakımından güvence altına alınsa bile bu hak tıbbi neden ve gerekçelerle iradi olarak son vermeyi meşru kılan zımni sınırlamalara konu olabilecektir. Komisyon aynı kararda ceninin mutlak surette koruma dışı bırakılmadığına vurgu yapmıştır. Buna göre her özel hal kendi koşulları içerisinde ele alınıp çözülecektir. (3) AĐHM nin kürtajı 2 nci maddenin ihlali olarak nitelendiren bir kararına rastlanmamıştır. Nitekim, Mahkeme Almanya daki yasal düzenleme açısından Sözleşmeye yönelik bir ihlal görmemiştir. Yaşamın niteliği denince ilk akla gelen ne olursa olsun yaşamın çok değerli olduğudur ve bu değere binaen yaşam aynı zamanda kutsaldır. Yaşamın kutsallığı kabul ediliyorsa ölümcül bir hastalığı veya ölmek üzere olan bir hastanın kendi iradesiyle veya bilinci kapalı olan bir hastanın yakınlarının iradesiyle öldürme işleminin yapılmasının istenmesi ve bu isteğin hastanın acılarını dindirmek için gerçekleştirilmesi olanaksızdır. (4) Yaşam çok değerli olduğundan ve yaşama hakkı bütün hakların oluşması için gerekli olduğundan yola çıkarak varacağımız nokta yaşamın (2) Ahmet Nezih Kök; (2007), Yaşam Hakkına Yönelik Suçlarda Kanıt Elde Edilmesi, EÜHFD, Cilt XI, Sayı 1 2, s (3) Seyfullah Çakmak; age., s (4) Arzu Beşiri; (2010), Ötenazi ve Yaşam Hakkı, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 86, s

3 dokunulmazlığıdır. Zaten yaşamın dokunulmazlığı kavramı yaşama hakkının bir parçasıdır. Hukuk karşısında insan, kendi kişiliğine bağlı bir somut temel hakkın sahibidir; bu somut temel hak da, Bireysel Kişilik Hakkı dır. (5) Bu hakkın tezahür ettiği ilk alan Beden Bütünlüğü dür ve beden bütünlüğü de içinde temel olarak yaşam ve sağlığın sürdürülmesi hakkını barındırmaktadır. Bireyin yaşamı sona ermedikçe hak ve özgürlükler ortadan kalkmaz. Bu hak ve özgürlüklerden insanın yaşamı sona ermedikçe vazgeçilemez. Bireyin hak ve özgürlüklerinin sınırını bir başka bireyin hak ve özgürlükleri oluşturur. O yüzden yaşama hakkı mutlak değildir ve istisnası vardır. Đstisnası da meşru müdafaadır. (6) Yaşama hakkı bir haklar paketi olarak görülebilir. Buna göre, bu paketin içerisinde yer alan ve konumuz bakımından dikkate alınabilecek unsurlar özetle şunlardır: 1) Kişinin devlet görevlileri başta gelmek üzere, başkaları tarafından öldürülmemesi, 2) Kişinin yaşamının başkaları tarafından tehlikeye atılmaması, 3) Kişinin, kendi yaşamını savunabilmesi ve gerekli her tür yolla koruyabilmesi (bilhassa meşru müdafaa hakkı), 4) Kişinin, ölüm tehlikesinden kurtarılmayı talep edebilmesi (devlet görevlilerine ya da ilgili diğer kişilere yüklenen pozitif ödev). Kısaca, yaşama hakkı, kamu makamlarının emri ya da izni üzerine öldürülememe ve yaşama yönelik tehlike ya da risklere karşı yine kamusal otoriteler tarafından korunma hakkıdır. Devlet, bir tür aktif ve pasif olmak üzere çifte mecburiyet karşısındadır. (7) Anayasamızın 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yaşama hakkı düzenlenmektedir. Buna göre, Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı, hukuk sistemimizde, hem cezai hem de hukuki korumanın konusunu oluşturmaktadır. TCK nin 24, 25, 27, 81, 82, 83, 84 ve 85 inci maddeleri bu hak bakımından cezai korumanın sınır ve koşullarını ortaya koyan hükümlerden bazılarıdır. TCK başta olmak üzere, yaşama hakkı bakımından Türk hukukunda kuşkusuz en önemli gelişme ölüm cezasının kaldırılmış olmasıdır. B. Türk hukuku açısından yaşama hakkı 1. Anayasamızdaki düzenlemeler Anayasamızın kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı başlıklı 2. Bölümünde 17 nci maddede yer alan düzenlemeye göre; (5) Bahri Savcı;(1980), Yaşam Hakkı ve Boyutları, SBF Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi, Ankara, s. 6. (6) Bahri Savcı; age., s. 21. (7) Ertuğrul Cenk Gürcan; Ötanazi: Yaşama Hakkı Açısından Bir Değerlendirme, AÜHFD, 60 (2) 2011, s

4 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. (8) Meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır. 2. Türk Ceza Kanunundaki düzenlemeler a) Genel olarak Öldürme fiillerinin cezalandırıldığı, dolayısıyla yaşam hakkının korunduğu maddeler 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Đkinci Kitabının Birinci Kısmının Birinci Bölümü ile Đkinci Kısmın Birinci Bölümünde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanununun 76 ncı maddesinde soykırım amaçlı kasten öldürme fiilinin cezası, 77 nci maddesinde insanlığa karşı suç kapsamında kasten öldürme fiilinin cezası, 95/4 üncü maddesinde işkence neticesinde öldürme fiilinin cezası, 81 inci maddesinde kasten insan öldürme fiilinin cezası; 82 nci maddesinde kasten insan öldürme fiilinin nitelikli hallerinin cezası, 83 üncü maddesinde, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi fiilinin cezası; 84 üncü maddesinde intihara yönlendirme fiilinin cezası; 85 inci maddesinde taksirle öldürme fiilinin cezası düzenlenmiştir. Suçun sanığının bir askeri şahıs olduğu durumlarda tatbik edilecek kanun, suçun mahiyetine göre değişmektedir sayılı Askeri Ceza Kanunu bir askeri suçun mevcudiyeti halinde yargılamada, 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunu uygular. Askeri şahsın bir kamu suçu işlemesi halinde Anayasanın 145 inci maddesinin birinci fıkrası ve 353 sayılı Kanunun 9 ve 14 üncü maddeleri hükümleri devreye girer. (8) tarihli ve 5170 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle, 15 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan ile, ölüm cezalarının infazı ve aynı Kanunun 3 üncü maddesiyle de 17 nci maddenin dördüncü fıkrasının başında geçen, Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile ibareleri madde metinlerinden çıkartılmıştır. 85

5 Büyük zararlar veren itaatsizliğin cezaları başlıklı 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 89 uncu maddesi hükmü bir şahsın hayatının tehlikeye maruz bırakılmasını askeri bir suç saymaktadır. Bu gibi hallerde sivil müştekiler ceza usul kanununda belirtilen makamlara veya söz konusu kişinin üstüne müracaat ederler. Öldürme fiillerinin soruşturulmasına başlanması Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 158, 159 ve 160 ıncı maddeleri hükmü uyarınca yapılmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanununun 158 inci maddesinde ihbar ve şikayet, 159 uncu maddesinde şüpheli ölümün ihbarı; 160 ıncı maddesinde bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi düzenlenmiştir. Asker kişilerin işlediği askeri suçlarda, 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun hükümleri uyarınca askeri mahkemelerde davalara bakılacaktır. Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, Askeri mahkemelerin genel olarak görevi; 14 üncü maddesinde ise savaş halinde Askeri mahkemelerin görevi düzenlenmiştir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK nin 24, 25, 27, 76, 77, 95/4, 81, 82, 83, 84 ve 85 inci maddeleri doğrudan ve dolaylı olarak yaşam hakkı ile ilgili düzenlemeler içermektedir. (9) b) Yaşama hakkının başlangıcı sorunu ve kürtaj Görüldüğü üzere mevcut düzenlemelerle yaşam hakkı doğrudan ve dolaylı şekilde koruma altına alınmıştır. Ceninin yaşama hakkı, sadece bizim hukukumuz açısından değil, pek çok ülke hukukları bakımından tartışmalı bir konudur. Bu kapsamda cenin, anneden bağımsız olarak yaşama imkanına sahip olmayan, anneye bağımlı, gelecekte yaşama ümidi bulunan bir varlıktır, yaşam başlangıcıdır. Yaşam hakkının bir başka boyutunu oluşturan ve belki de bu hakkın temelinde yatan sorun; döllenmeyle gelen yaşam hakkı yahut kürtajla sona eren yaşam hakkıdır. Bu tartışmaların özünde yatan soru ise, yaşamın ne zaman başladığı ile ilgilidir. Sözleşmenin 2 nci maddesi kapsamında insanın yaşam hakkının, fiziki varlığının korunmasının hangi safhada başlayıp nereye kadar devam edeceği ciddi tartışmalara yol açmıştır. Ana rahmindeki çocuğun (ceninin) korumaya dahil olup olmadığı ve buna bağlı olarak kürtaj olayı ile ilgili farklı görüşler ortaya atılmıştır. (9) M. Sezgin Tanrıkulu; (2006), ĐHAM Kararlarında ve Türk Hukukunda Yaşam Hakkı, TBB Dergisi, Sayı 66, s

6 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) Anayasalar bu konuda genellikle çekimser kalmaktadırlar. Anayasa koyucuları, ya sorunu göz önüne almamış ya da açık bir çözüm yolu getirmemişlerdir. Bu konuda başlıca iki görüş belirtilebilir. Đlki, yaşamın başlangıcından itibaren insana saygı gösterme gereği, diğeri ise doğumla beraber yaşama saygı gereğidir. Đnsan hayatını korumaya ilişkin hüküm öngören uluslararası belgeler, yaşamı tanımlamamaktadır. Bu belgeler, daha çok yaşayan varlığın korunmasını öngörür. Evrensel Bildiri, insanın varlığının tanımını yapmak için ruhsal yaşam ölçütünü biyolojik hayat ölçütünün önüne geçirmiştir. Amerikan Đnsan Hakları Sözleşmesi, yaşam hakkını genel olarak gebelik anından itibaren koruma altına almıştır. Anayasalarda bu konuda iki farklı uygulama belirtilebilir. Amerikan Yüksek Mahkemesi, kürtaja başvurma imkanını aşırı derecede sınırlayan bazı düzenlemeleri iptal etmiş, kürtaja başvurma yolunu daha da genişletmiştir; bunun aksine Federal Alman Anayasa Mahkemesi, kürtaja başvuruyu fazla serbest bıraktığı için kanun koyucuyu denetime tabi tutmuştur. Dolayısıyla Anayasa hakimleri genellikle, yaşamın başlangıcından itibaren insan varlığına saygı ilkesi nin zedelenmesine ancak zorunluluk durumunda ve anayasanın tanımladığı koşul ve sınırlar çerçevesinde izin vermektedirler. Buradan hareketle, kürtajla ilgili çeşitli kararların verildiğini görmekteyiz. Bunlardan biri; AĐHK tarafindan, X v.united Kingdom Kararında annenin yaşam hakkının, doğmamış çocuğunkinden üstün olduğu sonucuna vararak; annenin sağlığını korumak için gebeliğe bilinçli olarak son verilmesi ve bunun Sözleşmenin 2 nci maddesine aykırı bulunmadığı yönündeki kararıdır. Ceninin durumu ve yaşam hakkına sahip olup olmadığıyla ilgili bir diğer başvuru da, bir Norveç vatandaşı tarafından yapılan, gebeliğe bazı hallerde son verilmesini hukuka uygun gören Norveç Kanununun Sözleşmenin garanti ettiği yaşam hakkının ihlalini oluşturduğu iddiasıyla Avrupa Đnsan Hakları Komisyonuna (AĐHK) yapılan başvurudur. Yapılan başvuru Komisyon tarafından incelenmiştir. Şikayetçi, Komisyon dan ceninin yaşamının da insan hakları kapsamında korunup korunmadığının ve hangi gelişme süresinde bu haklardan yararlanacağının belirlenmesini istemiştir. AĐHK başvuruyu, şikayetçinin somut olaydan zarar görüp görmediğinin anlaşılamadığı, Mahkemenin soyut bir şikayeti inceleme yetkisi bulunmadığı ve 34 üncü madde ile bağdaşmadığı gibi gerekçeler ile geri çevirmiştir. AĐHM ise, kürtajla ve yaşam hakkıyla ilgili olarak önüne gelen bir takım şikayetlerde yaşam deyiminin cenini de kapsayıp kapsamadığından dolaylı olarak bahsetmiştir. Mahkeme 19 Mayıs 1992 tarihli H./ Norveç kararında soruna net ve kesin bir cevap vermemiş olmakla beraber, bu 87

7 maddede geçen herkes ile yaşam deyimlerini, Sözleşmenin öteki maddelerinde bireye ilişkin olarak kullanılan ifadeleri yorumlayarak, söz konusu hükmün doğumdan sonraki yaşamı işaret ettiği kanısına varmıştır. Mahkemeye göre, birinci fıkradaki herkes deyimi doğacak çocuğa uygulanamaz. Keza yaşam hakkının, gebeliğin başlangıcından itibaren cenin açısından da güvence altına alındığı varsayılsa bile, bu hak tıbbi sebep ve gerekçelerle (annenin sağlığı gibi) gebeliği bilinçli olarak sonlandırmayı meşru kılan zımni sınırlamalara konu olabilecektir. Yine de bu konuda mutlak ve genel kurallar koymak mümkün olmamakla birlikte, her durumun özel koşulları ayrı ayrı dikkate alınmalıdır. Bu yolla, ceninin korunması ile korumaya değer diğer menfaatler arasında bir denge kurulmalıdır. Dolayısıyla, cenin mutlak surette koruma dışı bırakılmamıştır. Ancak genel kabul gören prensip, korunan insan yaşamının doğumla birlikte başlayıp ölümle son bulmasıdır. Kürtaj konusu, ülkemizde olduğu gibi bütün dünyada çeşitli görüş, anlayış ve yaklaşımlarla ele alınmış ve bu konu ahlaki, siyasi, dini, sıhhi ve hukuki alanlarda çelişkili bir şekilde değerlendirilmiştir. AĐHM nin bu konuda çeşitli içtihatları vardır. Mahkeme Norveç le ilgili bir olayda konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışmışsa da, ortaya net bir çözüm yolu sunamamıştır. Olayda erkek kürtajı istemekle beraber kadın karşı çıkmıştır. Mahkeme, ceninin yaşamının ana rahmine düştüğü andan itibaren Sözleşme kapsamında korunmadığına işaret ederek, aslında Sözleşmenin amacına aykırı olmakla birlikte, bazı tıbbi zorunlulukların bu konuda bir müdahaleyi haklı kılabileceğini, ancak çok farklı uygulamalar dolayısıyla bu konuda üye devletlere takdir yetkisi tanınmasının uygun olacağını belirtmiştir. Ülkemizde nüfus planlaması 1960 lı yıllara kadar yasaklanmış; bu yönde uygulamalar 765 sayılı eski TCK de Çocuk düşürme ve düşürtme cürümleri başlığı altında 468 ve 472 nci maddelerinde düzenlenmiş idi. Ekonomik, tıbbi ve sosyal nedenlerin sonucu olarak ilk kez 1965 yılında, daha sonra da 1983 yılında 2827 sayılı Nüfus Planlaması Kanunu kabul edilmiştir. Kanunda nüfus planlaması kavramı, 2 nci maddesi birinci fıkrasında fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri kadar çocuk sahibi olmaları şeklinde açıklanmaktadır. Kanunun 5 inci maddesine göre, gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar, isteğe bağlı olarak gebelik sona erdirilebilir. On haftadan sonra ise, kürtaj, gebeliğin annenin yaşamını tehlikeye sokması, doğacak çocuğun ya da onu takip edecek nesillerin ağır maluliyetine sebep olacağının tespiti halinde mümkün olabilir. Çocuk düşürme eylemi, belirli istisnaların haricinde, annenin rızası olsa bile suç sayılmaktadır. Bu fiilin hukuka aykırılığını rıza ortadan kaldıramamaktadır. Tıbbi çocuk aldırma annenin hayatını kurtarma amacı ile yapılabildiği gibi, 88

8 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) normal bir gebeliğin gelişiminin olanaksız olduğu hallerde ve hatta çocuğun, ırza tecavüz veya fücur sonucu olan hallerde ve deforme, anormal bir çocuğun doğmasının yüksek risk taşıdığı durumlarda ayrıca, annenin sosyal ve iktisadi sıkıntılarından ötürü de yapılabilmektedir. Dolayısıyla, yukarıda da belirtildiği gibi, Nüfus Planlaması Kanununda tıbbi zorunluluk halleri açıklanmakta ve bu sebepler haricinde, kürtaj hukuka aykırı sayılmaktadır. (10) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 99 ve 100 üncü maddeleri çocuk düşürütme ve çocuk düşürme suçlarını düzenlemektedir. Hukukumuzda cenin henüz bir kişilik olarak kabul edilmediğinden, yaşam hakkı bakımından ayrıntılı değerlendirilmemiştir. YTCK madde 99 da çocuk düşürtme, madde 100 de ise çocuk düşürme suçları yer almaktadır. YTCK madde 99/1 de rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi; madde 99/2 de tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, madde 100 de ise kadının çocuğunu düşürmesi ayrıca ve özel olarak düzenlenmiştir. Örneğin TCK madde 99/1 de korunan hukuksal yarar hem ceninin yaşam hakkı hem de annenin sağlık ve vücut bütünlüğünün korunması hakkı iken; aynı maddenin ikinci fıkrasında korunan hukuksal yarar öncelikle ceninin yaşam hakkıdır. Özel hukukçular cenini kendisine gebe kalınmış çocuk olarak tanımlarlar. Cenin, hukuk karşısında henüz kişiliğe sahip değildir. Bununla birlikte, her hukuk düzeninde ceninin haklarının korunması amacıyla birtakım önlemler alınarak düzenlemeler yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu kişiliğin, tam ve sağ doğum ile kazanılacağını kabul etmekle beraber, hak ehliyetinin başlangıcını saptama bakımından ceninin hak ehliyetini doğumdan daha önceki bir andan itibaren tanımıştır. Medeni Kanun madde 28/2 ye göre Çocuk hak ehliyetini sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder ; Medeni Kanun madde 582/1 de de durum miras hukuku düzenlemeleri bakımından tekrarlanmıştır. Kanun koyucu bu düzenlemeleriyle cenine medeni haklardan yararlanma hakkını diğer bir ifadeyle hak ehliyetini açıkça tanımıştır. Ceninin hak ehliyetine sahip olabilmesi için var olması, diğer bir ifade ile ana rahmine düşmüş olması gerekir. Ceninin hangi andan itibaren varlık kazandığı, tıp biliminin saptayacağı bir sorundur. Medeni Kanun tıp biliminin verileri doğrultusunda gebeliğin en çok üçyüz gün devam edeceğini kabul eder. Sağ olarak doğan çocuk, doğumdan itibaren geriye doğru hesaplanacak üçyüz üncü günde cenin olarak varlık kazanmış, ana rahmine düşmüş sayılır. Türk Ceza Kanununa baktığımızda burada da cenininin açıkça tanımlanmadığını (10) Mine Yıldız; (2004), Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesine Göre Yaşam Hakkı ve Sınırları, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, s

9 görmekteyiz. (11) Kanunlarımıza göre ceninin yaşam hakkı annenin yaşam hakkı ile birlikte değerlendirilmektedir. C. Mukayeseli hukukta yaşama hakkı 1. Genel olarak Yaşama hakkı ve bununla bağlantılı konular Türk Hukukundaki düzenlemelere paralel olarak Kara Avrupası hukukunda da düzenlenmiştir. Yaşama hakkının sınırlarının belirlenmesinde ölüm cezası, meşru müdafaa, tutuklama ve kaçmanın önlenmesi, ayaklanma ve isyanın bastırılması, savaş eylemleri, ötenazi ile intihar tartışmaları ayrı bir önem taşımaktadır. Diğer bir deyişle bu durumlar yaşam hakkının sınırlarını oluşturmaktadır. Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi, hak ve hürriyetlerin sınırsız olmadığı bilinciyle hazırlanmıştır. AĐHS de ilgili haklarda birtakım ölçütler sayılmış ve sınırlamaya imkan verilmiştir. Bunlar; kamu yararı, kamu güvenliği, kamu düzeni, ülke bütünlüğü, genel sağlık, ahlakın korunması, başkalarının haklarının korunması, suçun önlenmesi gibi ölçütlerden oluşmaktadır. Yaşam hakkı, tam manasıyla, sınırı olmayan bir hak değildir. Bu hakkı öngören 2 nci madde, aynı zamanda yaşam hakkının sınırlarını (istisnalarını) da belirtmiştir. Sözleşmenin 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalar kısıtlayıcı nitelikte olup; bu istisnai haller dışında insan hayatına kasten son verilemez. Savaş durumunda dahi devletler, yaşam hakkının kapsamına aykırı önlemler alamazlar. Madde 2 ye göre, kanunun ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçun işlenmiş olması nedeniyle hakkında mahkemece hükmedilen bir cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez. Ancak bu maddede, bu hükmün hemen ardından bazı şartlar altında meydana gelen ölüm olaylarının bu maddenin ihlalini oluşturmadığı öngörülmektedir. Buna göre, kişilerin cebir ve şiddet olaylarına karşı korunması, tutuklunun kaçmasının önlenmesi ve bir ayaklanmanın yasal olarak bastırılması amacıyla kişinin yaşamına son verilebilir. Ancak, sayısı sınırlı ve son derece kısıtlı olan bu hallerde dahi, kuvvet kullanarak kişinin yaşamına son verilmesi, mutlak zorunlu halleri gerektirmektedir. (12) a) Yaşama hakkının konusu ve önemi Đnsan hakları içinde değer sırası bakımından ilk ve temel olan yaşama hakkı, kamusal makamlar tarafından öldürülememe ve yaşama (11) Burcu Dönmez; (2007), TCK de Çocuk Düşürtme Suçu, Mukayeseli Hukuk ve AĐHM nin Bakış Açısıyla Ceninin Yaşama Hakkının Sınırlandırılması, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 9, Sayı 2, s (12) Mine Yıldız; age., s

10 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) yönelik tehlike ve risklere karşı yine kamusal otoriteler tarafından korunma hakkını içerir. Kısaca yaşama hakkı öldürülmeme hakkıdır. Öldürülmezlik ilkesinin sonuçları şunlardır: (1) Kişinin kendisine karşı korunması Đnsan haklarının korunması denilince, insanın hep dıştan gelen müdahalelere karşı korunması anlaşılır. Ancak bazen kişinin yaşama hakkına en büyük tehdit yine kendisinden gelir. Türk Ceza Kanununda kişinin bizzat kendi yaşamına son vermesi (intihar) suç olarak düzenlenmemiştir. TCK madde 84/1 intihara yönlendirme suçunu düzenlemiştir. Buna göre TCK de suç olan şey başkalarını intihara yöneltmektir. Başka bir anlatımla bir kimsenin kendisini öldürmesi ya da öldürmeye teşebbüs etmesi suç değildir. Ayrıca kişinin bedeni üzerinde mutlak surette tasarrufta bulunabilme hakkı bulunmadığından kişinin kendisine karşı işlenebilecek suçlara karşı önceden izin vermesi (mağdurun rızası) de söz konusu olamaz. Ancak takibi şikâyete bağlı suçlarda mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi mümkündür. (2) Kişinin 3. kişilere karşı korunması Üçüncü kişiler herhangi bir insanın beden bütünlüğüne zarar vermek suretiyle o kişinin yararını bozacak şekilde herhangi bir eylemde bulunamaz. Aksi takdirde ceza kanunlarına göre suç işlemiş olur (TCK madde 81, 82, 84, 86, 87). Ayrıca söz konusu eylem Borçlar Kanunu açısından da haksız eylem niteliği taşır. Yani üçüncü kişilerin hem cezai hem de hukuki sorumluluğu söz konusu olur. (3) Kişinin topluma ve devlete karşı korunması Uygarlık düzeyi insan haklarının gördüğü ilgiyle orantılıdır. Çağdaş uygarlıklarda kamu özgürlükleri kavramı beden bütünlüğünün dokunulmazlığı boyutunu da kapsar. Bu durum 1982 T.C Anayasası madde 17 vd da düzenlenmiştir. (4) Kişinin anarşizm ve fanatizme karşı korunması Đçinde yaşadığımız toplumlarda bir dördüncü tehdit olarak kişinin ideolojik nedenlerle yaşama hakkını ihlal eden anarşizm ve fanatizme karşı korunması gündeme gelmiştir. Anarşizm felsefesinden doğan terörizm ideolojik nedenlerle yaşama hakkına yönelmiş bir saldırıdır. Anarşizmin yaşama hakkına yaptığı acımasız saldırının aynısını başta faşizm olmak üzere fanatik öğreti ve görüşler de yapmaktadır. Faşizm, kapitalist toplumun liberal bireysel haklar kavramını kabul etmez. Daha doğrusu onu toplum adına ve yararına değiştirir, yumuşatır, içini boşaltır ve özünden yoksun kılar. 91

11 Yaşama hakkı kutsaldır. Bu nedenle en önemli insan haklarından birisi ve hukuk devletinin de temel değeridir. Bu itibarla bu hakkın katı biçimde yorumlanması gerekir. AĐHS madde 2 de yaşama hakkının korunmasından bahsedilmiş, bir tanım verilmemiştir. Hakkın nasıl ve hangi sınırlar içerisinde kullanılacağı başka bir ifadeyle söz konusu hakkın somut görüntülerinin yorumlanması AĐHM kararlarına bırakılmıştır. Mahkeme, McCann/Đngiltere davasında yalnızca yaşama hakkını korumakla kalmayan aynı zamanda yaşama hakkının sınırlandırılmasının haklı görülebileceği durumları belirleyen bir hüküm olarak 2 nci madde AĐHS nin en temel hükümlerinden birisidir, bu hüküm barış zamanında 15 inci madde kapsamında kısıtlanamayacak bir hükümdür, bu madde AĐHS nin 3 üncü maddesi ile birlikte Avrupa Konseyini oluşturan demokratik toplumların taşıdığı en temel değerlerin birisini ortaya koyar. diyerek yaşama hakkının önemini vurgulamıştır. (13) b. Yaşam hakkının devlete yüklediği yükümlülükler (1) Negatif (menfi) yükümlülük Yaşam hakkının devlete yüklediği negatif yükümlülük, öldürmeme yükümlülüğü, başka bir deyişle öldürme yasağıdır. Buna göre kamu görevlileri, yukarıda sayılan üç istisnai hal dışında hiç kimsenin yaşam hakkına müdahale edemez. Negatif yükümlülük açısından yaşam hakkı ihlalinden devletin sorumlu tutulabilmesi için; Bu hakkın kasten ya da ağır kusurla kamu görevlileri tarafından ihlal edilmiş olması, Ölüme neden olan müdahalenin üç istisna halinden hiçbirine girmemesi, Ölüme neden olan müdahalenin devlet görevlileri tarafından yapıldığının ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak, AĐHM içtihatlarına göre gözaltında ölüm gibi hallerde ispat yükü devlete geçmekte, devlet ölüme, devlet görevlilerinin neden olmadığını ispat yükümlülüğü altına sokulmaktadır. Bu kapsamda örnek gösterilecek davalardan biri Salman/Türkiye davasıdır; Gözaltında ölen ve vücudunda yara, bere saptanan kişinin yakınlarının başvurusunda; başvurucular işkence nedeniyle ölüm iddiasında bulunmuş; hükümet ise kişinin kalp krizinden öldüğünü, vücudundaki izlerin ise kalp masajı ve benzer tıbbi müdahaleden kaynakladığını iddia etmiştir. Mahkeme, hükümetin ölümde kendi kasıt ya da taksirinin olmadığı savını inandırıcı şekilde (13) Cengiz Topel Çiftçioğlu; Yaşam Hakkı, TBB Dergisi 2012 (103), s

12 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) açıklayamadığına karar vermiş ve yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Yine Çakıcı/Türkiye davasında; Maktulün yakınları olan başvurucular, gözaltında işkence nedeniyle ölüm iddiasında bulunmuşlar; hükümet ise maktulün hiç gözaltına alınmadığını, teröristler ile çıkan çatışmada ölü ele geçirildiğini savunmuştur. Mahkeme, hükümetin ölümde kendi kasıt ya da taksirinin olmadığı savını inandırıcı şekilde açıklayamadığına karar vermiş ve yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Yaşam hakkı, sadece kasten öldürme fiillerini değil, taksirli öldürme fillerini de yasaklamakta; ayrıca devletin yaşam hakkı bakımından negatif yükümlülüğünün, bireyin yaşamını tehlikeye atma yasağını da kapsadığı kabul edilmektedir. Aynı nitelikteki Demiray/Türkiye davasında; PKK terör örgütü mensubu olduğu şüphesiyle gözaltına alınan kişi, yer gösterme/keşif sırasında arkasında üç güvenlik görevlisi, önde kendisi olduğu halde yürürken mayına basarak ölmüştür. Mahkeme, bu olayda önleyici/koruyucu tedbirin alınmadığı gerekçesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Oğur/Türkiye davasında; Güneydoğu da yürütülen askeri operasyonda, bekçi kulübesinden çıkan maden ocağı bekçisinin açılan ateş sonucu ölmesi olayında; Mahkeme, operasyonun ölüme neden olmayacak şekilde yürütülmediği gerekçesiyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Gözaltına alındıktan sonra kaybolan kişiler konusunda ise Mahkeme, ihlal kararı vermekle birlikte ihlal gerekçesini bazı durumlarda ölüm karinesini kabul ederek yaşam hakkına, bazı durumlarda ise ölüm karinesini kabul etmeyerek özgürlük ve güvenlik hakkına dayandırmaktadır. Mahkeme, Ertak/Türkiye, Çakıcı/Türkiye, Timurtaş/Türkiye kararlarında şöyle demiştir: Gözaltına alınan kişinin durumunu izah mecburiyeti özellikle bu kişinin ölümü halinde daha da önem kazanır. Cesedin bulunamadığı durumlarda, gözaltına alınan kişinin durumu, akıbeti konusunda resmi makamların inandırıcı açıklamada bulunamamasının 2 nci madde (yaşam hakkı) bağlamında bir sonuç doğurup doğurmayacağı hususu, dava konusuna ilişkin özellikle somut unsurlara dayanan ve davanın maddi yönünü açıklamada yeterli somut kanıtların varlığına bağlıdır. Yeter ki, bu kanıtlardan hareketle kişinin gözaltı sırasında öldüğü ispat konusunda aranan standarda uygun şekilde farz olunabilsin.. Mahkeme bu kriterden hareketle, kayıp kişinin gözaltında öldüğü hususunu ispat konusunda aranan standarda uygun şekilde farz olunabilir buluyorsa yaşam hakkı ihlaline karar vermekte; somut olayda kayıp kişinin gözaltında öldüğü hususunu farz 93

13 olunabilir bulmuyorsa özgürlük ve güvenlik hakkı ihlaline karar vermemektedir. (2) Pozitif (müspet) yükümlülük Devletin yaşam hakkı bakımından pozitif yükümlülüğü yaşam hakkını korumaktır. Yani devlet hem kendisi bireyi öldürmeyecek (negatif yük) hem de başkalarının ölümle sonuçlanabilecek saldırı ve eylemlerinden koruyacaktır. Pozitif yükümlülüğün iki temel gereği vardır. Şöyle ki; devlet, Bireyi başkalarının ölümle sonuçlanabilecek saldırı ve eylemlerinden korumak, Öldürme fiillerini suç olarak düzenlemek ve failleri etkin bir şekilde soruşturup uygun şekilde cezalandırmakla yükümlüdür. AĐHM in, pozitif yükümlülüğün koruma ayağı ile ilgili genel kabulü şöyledir : Mahkeme, Sözleşmenin 2(1) inci fıkrasının ilk cümlesinin devlete sadece kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmekten kaçınma yükümlülüğü değil, ancak aynı zamanda kaza yetkisi içinde (egemenlik alanında) bulunan kişilerin yaşamını korumak için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de yüklediğini düşünmektedir. Bu açıdan devletin yükümlülüğü, kişilere karşı saldırıları caydırıcı nitelikte somut bir ceza mevzuatı yürürlüğe koyarak ve suçların önlenmesini, bastırılmasını ve yaptırım altına alınmasını sağlayan bir uygulama mekanizmasına dayanarak yaşam hakkının korunması temel görevini yerine getirmektir. Bu hüküm, ayrıca, belli durumlarda, devletlerin, başkalarının cezai fiilleriyle yaşamı tehdit edilen kişileri korumak için koruyucu güvenlik önlemlerini alma pozitif yükümlülüklerini de içermektedir Bu pozitif yükümlülük, modern toplumlarda güvenliği sağlamadaki güçlükler, insan davranışlarının önceden kestirilemezliği ve operasyonel tercihlerin önceliklere ve kaynaklara göre yapılmak zorunda oluşu da göz önünde bulundurularak, yetkili makamlara imkansız veya orantısız bir külfet yüklemeyecek içerikte yorumlanmalıdır. Bundan dolayı, Sözleşme açısından, yaşama yöneldiği iddia edilen her tehdit, yetkili makamları bunun gerçekleşmesini önlemek amacıyla somut önlemler almaya zorunlu kılmaz. Bir pozitif yükümlülüğün varlığından bahsetmek için, belirli bir bireyin yaşamına karşı üçüncü kişinin suç fiillerinden kaynaklanan gerçek ve yakın bir tehlikenin mevcudiyetinin o anda ilgili makamlar tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması ve makul biçimde değerlendirildiğinde söz konusu makamların, kendi yetkileri çerçevesinde bu tehdidi bertaraf etmeye elverişli tedbirleri almadıkları hususunun sabit olması gereklidir. 94

14 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) AĐHM nin pozitif yükümlülüğün etkin soruşturma ve cezalandırma ayağı ile ilgili genel kabulü şöyledir: Sözleşmenin 2 nci maddesinin güvence altına aldığı yaşam hakkını koruma yükümlülüğü, Sözleşmenin 1 inci maddesinin Devlete yüklediği kendi kaza yetkisi içerisinde bulunan herkese Sözleşmede güvencelenen hak ve özgürlükleri tanıma yükümlülüğüyle birleşerek; bir birey, güç kullanımı sonucu hayatını kaybettiği zaman, eylem ister güvenlik güçleri tarafından, isterse üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilsin, etkili bir resmi soruşturma yapılmasını gerektirir. Yetkililer ölüm olayını haber alır almaz ipso facto (resen) harekete geçmek zorundadır, resmi şikayet olmaması etkili bir soruşturma yapılması yükümlülüğünü etkilemez. 2 nci madde açısından usuli yükümlülük, aynı zamanda, ulusal düzeyde, yerel makamların kendi kaza yetkileri içerisinde bulunan kişinin yaşamının korunması konusunda ihtiyatsızlık, eksiklik ya da ihmal gösterdikleri iddiaları hakkında da etkili soruşturmanın mevcudiyetini gerektirir. Böylesine bir soruşturmanın temel hedefi, yaşam hakkını koruyan iç hukukun etkili bir biçimde hayata geçirilmesini sağlamaktır. Bu hedeflerin gerçekleşmesine izin verecek soruşturmanın şekli ise koşullara göre değişebilir. Bir cinayetin önlenmesindeki eksiklik nedeniyle, kamu görevlilerinin sorumlulukları konusunda yürütülen bir soruşturmanın etkili kabul edilebilmesi için, genel olarak, soruşturmadan sorumlu olan kimselerin ve incelemeleri gerçekleştiren kişilerin, olaylara karışan kişilerden bağımsız olmaları gerekir. Bu yükümlülük, sadece hiçbir kurumsal ya da hiyerarşik bağın yokluğunu değil; aynı zamanda somut pratik bir bağımsızlığı gerektirir. Yürütülen soruşturma, sorumluların kimliklerinin belirlenmesine izin verecek ve yaptırım uygulanmasını sağlayacak şekilde etkili olmalıdır. Burada, bir sonuç yükümlülüğü değil, araçsal bir yükümlülük söz konusudur. Ulusal makamlar, olaylar dizisi ile ilgili kanıtların toplanabilmesi için kendilerinden makul olarak beklenebilecek her türlü önlemi almalıdırlar. Soruşturmada, kurbanın ölüm nedenini ya da sorumlu kişi veya kişilerin kimliklerini belirleme imkanını zedeleyen her türlü kusur, soruşturmanın etkisiz olması sonucunu doğurur. Bu bağlamda, makul bir çabukluk ve özen yükümlülüğü de zımni olarak bulunmaktadır. Bir cinayet bağlamında soruşturma yürütüldüğü zaman, yasadışı faaliyetlerle ilişkili ya da bunlara karşı hoşgörülü bir 95

15 görünümden kaçınmak için, ulusal makamların vereceği hızlı bir yanıt, genel olarak, yasallık ilkesine yönelik kamunun güvenini korumak adına temel nitelikte kabul edilir. Özel bir durumda, bir soruşturmanın ilerlemesini güçleştiren engel ve zorluklar ortaya çıktığında, ulusal makamların yürüteceği hızlı bir soruşturma, kamunun güvenini korumak ve hukuk devletine bağlılığını sağlamak yanında yasadışı faaliyetlere karışıldığı ya da hoşgörü gösterildiği şeklindeki görüntünün önüne geçmek için merkezi öneme sahiptir. Aynı nedenlerle, soruşturma ve sonuçları üzerinde yeterli bir kamu denetimi, teoride olduğu kadar pratikte de sorumluların hesap vermek zorunda olduğunu güvencelemesi anlamında gereklidir. Gerekli olan kamu denetiminin düzeyi bir davadan diğerine değişebilir. Bununla birlikte, her durumda, kurbanın yakınları, onun meşru menfaatlerinin korunmasının gerektirdiği ölçüde yargılama sürecine dahil edilmelidir. En son, Hrant Dink/Türkiye kararında; AĐHM, Türkiye yi hem negatif hem de pozitif yükümlülüğü yerine getirmeyerek yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum etmiştir. Yukarıda sayılan ilkeleri, iç başvuru yollarının tüketilmesi zorunluluğu kuralı ile birlikte okumak gerekir. Bir devlet hastanesinde akıl hastası bir hemşire tarafından bazı çocukların öldürülmesi olayında, hemşirenin yargılanıp hüküm giymesine rağmen aileler, yaşam hakkını koruma yükümlülüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle Đngiltere Devleti ne karşı AĐHM ne başvurmuş; Mahkeme, hemşirenin yargılanıp hüküm giymesi nedeniyle devletin etkili soruşturma ve kovuşturma görevini yerine getirdiği gerekçesiyle başvuruyu reddetmiştir. Psikolojik sorunlu askerin nöbet sırasında intihar etmesi olayında ve ölüm tehdidi alan eski eşin annesinin eski kocası tarafından öldürülmesi olayında Mahkeme, yaşam hakkı ihlalinden Türkiye yi mahkum etmiştir. (14) 2. Ölüm cezası Yaşam hakkının sınırlarından birincisi ölüm cezasıdır. Ölüm cezasının her zaman gerekliliğini savunanlar olduğu gibi, bu cezanın çağdaş ceza sistemlerinde yeri olmadığını ileri sürerek tamamen kaldırılmasını isteyenler ve bazı cezalara ilişkin olarak uygulanmasının faydalı olduğunu söyleyerek kısmen uygulanması gerektiğini savunanlar da vardır. Ölüm cezasının gerekli olduğunu savunanların temel dayanak noktalarını ana hatlarıyla belirtecek olursak; bunlardan en basiti, ölüm cezası ıslahı imkânsız bir suçlunun kat î surette cemiyetten atılması şeklinde açıklanan Tabiat Kanunu Fikri dir. Bu fikir, suç işleyen insanın cemiyet (14) (erişim tarihi ). 96

16 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) hâlinde yaşamaya hakkı olmadığı düşünülebilirse de, yaşama hakkı olmadığını düşünmeye haklılık kazandırmaz fikriyle eleştirilmektedir. Ölüm cezasını savunanların dayandığı bir başka düşünce de, ölüm cezasının cemiyetin suçlulara karşı kendini koruması, meşru müdafaada bulunma hakkına sahip olması düşüncesidir. Ancak bu görüş de meşru müdafaanın şartlarının ölüm cezası hâlinde bulunmadığı ve cemiyet karşısında suçlunun çok zayıf kaldığı ve ceza evindeyken de tehlikeli olamayacağı karşı görüşüyle eleştirilmiştir. Bunların yanında, hürriyeti bağlayıcı cezaların yetersiz kaldığı durumlarda ölüm cezasının zarurî olacağı (zarurî ceza fikri); en ağır suçları önleyebilmek için en büyük korku olan ölüm cezası korkusuna ihtiyaç duyulacağı (genel önleme görüşü), cezanın esasının kefaret olmasının ölüm cezasına haklılık kazandıracağı (kefaret görüşü) ileri sürülerek ölüm cezasının haklılığı savunulmaktadır. Başka bir görüşe göre de ( 15 ) ölüm cezalarının ülke gerçekleri ve gerekleri dikkate alınarak ağır ve tehlikeli suçluların korkutulması, suçluların uslandırılması, masum insanların korunması gibi gerekçelerle iç mevzuatta yer alması devletin ve toplumun selâmeti açısından da zorunluluk taşımaktadır. Buna karşılık bir kısım görüş sahipleri ölüm cezasının kaldırılmasını düşünmektedirler. Bunlara göre, toplum insana hayat vermediğinden, ne sebeple olursa olsun, onu geri almak hakkına da sahip değildir; suç işlemek yaşama hakkının geri alınması için bir sebep teşkil edemez. (16) Esasen bu cezanın suçlular üzerindeki önleyici etkisinin kanıtlandığı da söylenemez. Ölüm cezasının totaliter toplumu demokratik toplumlardan ayıran en önemli öğe olduğu, totaliter devletin yönetilenler üzerinde nihaî bir kuvvet olduğunu simgelemek amacı ile bu cezaya gereksinme duyduğu da bilinmektedir. (17) Bazı düşünürler ( 18 ) ölüm cezasının Đnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3 ve 5 inci maddelerinde yer alan, herkesin yaşama, özgürlük ve güvenlik hakkı ile kimsenin işkenceye, alçaltıcı, insanlık dışı ve zalimane bir ceza veya muameleye tâbi tutulamayacağı ilkelerine aykırı ve bu hakları ( 15 ) A. Şeref Gözübüyük; (1989), Yönetim Hukuku, Üçüncü Bası S Yayınları, Ankara, s (16) Sulhi Dönmezer; Sahir Erman; (1983), Nazarî ve Tatbikî Ceza Hukuku, Genel Kısım, Cilt 2, Gözden Geçirilmiş 8.Baskı, Filiz Kitabevi, Đstanbul, s ( 17 ) Mustafa T. Yücel; (1975), Ceza Đnfaz Sistemindeki Kavram Paketlerinin Đrdelenmesi (Đnsancıl Bir Yaklaşım), Adalet Dergisi, Sayı 3-4, Mayıs- Haziran- Temmuz- Ağustos ss (18) Sami Selçuk; (1999), Yılı Adlî Yıl Açılış Konuşması, Liberte Yayınları, Ankara, s

17 yok eden, suçluya ıslah imkânı tanımayan ilkel çağlara ve Nazilere özgü bir ceza olduğunu belirtmekte, belki savaş sırasında işlenen suçlarda ölüm cezası vermenin kabul edilebileceğini, kişisel öç alma kavramının kanunlarımızda somut bir iz düşümü olarak kalan bu cezanın kaldırılması gerektiğini ısrarla ve sağlam gerekçelerle savunmaktadırlar. Esasen ceza yargılamasında uygulanan usul ve suçun ispatında kullanılan yöntemler her zaman yargılamada hata yapılma ihtimalini barındırdığı, dolayısıyla ispatın nispiliği ve her zaman için adli hata yapılabileceği göz önüne alındığında, bu cezaya kanunlarda yer vermenin yanlışlığı da anlaşılacaktır. (19) Günümüzde ölüm cezası, modern ceza hukuku düzeninde pek itibar görmemekte ve bu cezayla bireyin yaşam hakkının elinden alındığı, bireyi suça çevreden kaynaklanan etkenlerin teşvik ettiği ve adli hata yapıldığında geriye dönüşü mümkün olmadığı düşünceleriyle eleştirilmektedir. a) AĐHS ye göre ölüm cezası Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Mayıs 1980 tarihinde aldığı bir kararla AĐHS nin 2 nci maddesinin ölüm cezası açısından mevcut durumu yansıtmadığı sonucuna varmıştır. Bakanlar Komitesi 6-10 Aralık 1982 tarihindeki görüşmelerinde bu konuyla ilgili bir protokol metni kabul ederek, bunu 28 Nisan 1983 tarihinde 6 Nolu Ek Protokol olarak Konsey üyesi devletlerin imzasına sunmuştur. Bu Protokol, ölüm cezasını kaldırmayı devletler açısından hukuksal bir zorunluluk haline getiren ilk uluslararası sözleşme özelliğine sahiptir. Böylelikle Avrupa Konseyi üye devletleri bu protokol ile ölüm cezasını kaldırmayı resmen kabul etmişlerdir. Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesiyle ilgili 6 Nolu Ek Protokolün yürürlüğe girmesiyle ölüm cezası sorunu yeni bir boyuta taşınmıştır. Ölüm cezasını ceza kanunlarından çıkarmış olan AĐHS taraf devletler Avrupa Konseyi kapsamında Sözleşmenin 2 nci maddesine göre hala caiz olan ölüm cezasının bir Ek Protokol ile kaldırılmasını sağladılar. Bu gelişmeden suçluların iadesine dair hususlar da etkilenmiştir. b) Ölüm cezasına ilişkin bazı devletlerdeki durum 18. yüzyılın sonundan itibaren Avrupa ülkelerinde ölüm cezasının kaldırılması konusunda bir akımın gelişmekte olduğu görülmektedir. 19. yüzyılın ortalarında bazı devletler ölüm cezasını kaldırmışlardır. Fransa 1848 yılında bir yasa ile siyasi suçlarda ölüm cezasını ilga etmiş, Toskana 1859 da, Yunanistan 1862 de, Hollanda 1870 te ölüm cezasını kaldırmışlardır. Bu cezayı infaz eden ülkelerde de cezanın uygulama alanı (19) Ahmet Yavuz; (2003), Türk Hukukunda Af, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya, s

18 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) sınırlandırılmıştır. Fakat 1939 yılından itibaren, özellikle Fransa da devletin dış güvenliğine karşı işlenen casusluk, vatana ihanet gibi suçlarda ve hatta adi suçların kimileri için tekrar ölüm cezası konmuştu. Fransa uzun yıllar ölüm cezasını fiilen uygulamamak suretiyle bu cezayı adeta yarı ilga etmiş; sonunda 9 Ekim 1981 yasası ile ölüm cezasını bütünüyle kaldırmıştır. Zamanla, idam cezalarının kaldırılması yönünde sosyalist ülkelerde de adımlar atılmaya başlanmıştır. Bağımsız Devletler Topluluğunda glasnost la, yani açıklık ilkesinin kabul edilmesi ile birlikte ölüm cezaları aleyhinde bir kampanya başlatılmıştır. Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Devlet Konseyi nin 17 Temmuz 1987 tarihli kararıyla, ölüm cezasını kaldıran ilk sosyalist devlet olmuştur. Federal Almanya ise, daha önce, 1949 yılında Bonn Anayasası ile ölüm cezasını kaldırmıştır ve bunun yerine nitelikli adam öldürme ve soykırım suçları için müebbet hapis cezası öngörülmüştür. Avusturya da 1950 yılında adli yargılamada, 1968 yılında olağanüstü yargılamada idam cezasını kaldırarak nitelikli adam öldürme suçunun tekrar işlenmesi durumunda uygulanacağını düzenlemiştir. Đtalya da ise, 1944 yılında kaldırılan idam cezası yerine devletin varlığına yönelik suçlar ile nitelikli adam öldürme suçu için müebbet hapis cezası öngörülmüştür. Đsviçre 1937 yılında, Đsveç 1921 yılında, Đngiltere ise 1965 yılında ölüm cezasını kaldırarak yerine ömür boyu hürriyeti bağlayıcı cezayı getirmişlerdir. Đspanya 1978 yılında, Portekiz 1867 yılında, Meksika 1931 yılında, Brezilya 1980 yılında, Kosta Rika 1882 yılında, Norveç 1902 yılında, Ekvator 1897 yılında, Venezuella 1863 yılında, Panama 1903 yılında, Uruguay 1907 yılında, Kolombiya 1910 yılında, Avustralya 1922 yılında, Đzlanda 1928 yılında, Danimarka 1930 yılında, Nepal 1931 yılında, Finlandiya 1949 yılında, Đsrail 1954 yılında, Yeni Zelanda 1961 yılında, Arjantin 1971 yılında, Kanada 1976 yılında ölüm cezasını kaldırmıştır. Arnavutluk ve Ukrayna Anayasa Mahkemelerinin 1999 yılında verdikleri iptal kararlarıyla idam cezası kaldırılmıştır. Ölüm cezasını mevzuatından çıkarmamakla birlikte, Lüksemburg 1821 yılından, Belçika 1863 yılından bugüne fiilen bu cezayı uygulamamaktadırlar. Tüm bunlara ek olarak, ölüm cezalarının kaldırılması sürecinde, siyasal suçlara öncelik tanındığı (1848 de Fransa, 1874 te Đspanya da), savaş zamanında işlenen askeri suçlar ile vatana ihanet suçlarına son sırada yer verildiği dikkati çeken bir durumdur. Uluslararası Af Örgütü nün tespitlerine göre dünya devletlerindeki hukuksal durum aşağıdaki gibidir: 88 devlet bu cezayı tüm suçlar için kaldırmıştır. 11 devlet bu cezayı barış sırasında işlenmiş suçlar için kaldırmış, savaş hali ve olağanüstü 99

19 hallerde işlenmiş suçlar için korumaya devam etmektedir. 29 devlet, ya en az on yıldan beri hiçbir idam kararı verilmediği için ya da hükümetler ölüm cezasını yerine getirmeme konusunda kendilerini yükümlü kıldıkları için, bu cezayı fiilen kaldırmıştır. Toplam olarak 128 ülke, kanunlarında veya pratikte ölüm cezasını yasaklamıştır. Halen 69 ülke ve bölgede ölüm cezası mevcuttur ve uygulanmaktadır. Ancak her yıl ölüm cezası uygulamalarında bir azalma görülmektedir. Ölüm cezası, özellikle Çin, bazı Đslam Devletleri ve ABD gibi bir grup devlette popülaritesini korumaktadır. Buna karşılık Batı Avrupa nın her yerinde ve eski Doğu Bloğu Devletlerinde de çoğu yerde örneğin 1998 de Bulgaristan ve Litvanya da kaldırılmıştır. Latin Amerika geleneksel olarak ölüm cezasına karşıdır. Afrika da 1990 yılından beri göze çarpıcı bir gelişim izlenmektedir. Kuzeydeki Arap Devletleri hariç tutulacak olursa Afrika Devletleri nin çoğunluğunda ölüm cezasının kaldırıldığını görüyoruz. Şu halde ölüm cezasının reddi konusunda genel bir teamül bulunmamakla birlikte, ulusal hukuklarda bu yönde bir gelişim izlenmektedir. (20) Bir bütün olarak insanoğlunu ilgilendiren ve insanoğlunun gördüğü en ağır suçları yargılamak üzere oluşturulan Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü nde de ölüm cezasına yer verilmemiştir. Bu alanda Avrupa daki gelişmeler oldukça dikkat çekicidir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Avrupa Konseyi ne üyelik başvurusunda bulunan devletlerden, ölüm cezasının kaldırılmasını bir ön koşul olarak öne sürmüştür. Keza AB, bu cezanın Birliğe taraf olmayan devletlerde de kaldırılması amacıyla yoğun ve etkin bir politika izlemektedir. Avrupa Birliği ölüm cezası hususunda, 29 Haziran 1998 de özetle aşağıdaki bildiriyi kabul etmiştir: AB, insan hakları politikasının ayrılmaz bir parçası olarak, uluslararası aktivitelerini, ölüm cezasına karşı çıkmak suretiyle güçlendirmeyi kararlaştırmıştır. AB, ölüm cezasının evrensel olarak kaldırılmasına yönelik çalışmalarını, bütün Avrupa Birliği üyesi devletlerce kabul edilen, güçlü bir politika olarak sürdürecektir. Bu hedefe uyma sürecinde, halâ ölüm cezası olan yerlerde, AB bunun uygulamasının peyderpey sınırlandırılması çağrısında bulunacak ve bu uygulamada asgari (20) Zafer Gören; Yaşama Hakkı ve Ölüm Cezası, Đstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 5, Sayı 10, Güz 2006/2, s

20 Ahmet YAVUZ Adalet Dergisi, Yıl:2014, Sayı:48, (s. 82/120) standartlara uyulması hususunda ısrarcı olacaktır. AB keza, gereken durumlarda infazın ertelenmesi (morotoryum) gerektiğini vurgular. (21) c) Türk hukukunda ölüm cezası Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası döneminde, ölüm cezasını yaşam hakkının özüne dokunmadığı ve Anayasa tarafından yasaklanmadığı, Anayasanın 64 üncü maddesi ile muhafaza ve kabul edildiği görüşüyle Anayasaya aykırı bulmamıştır Anayasası ise, 1961 Anayasasına göre daha açık hükümlerle ölüm cezasını öngörmüştür Anayasasının 17 nci maddesinin son fıkrasında, yargı tarafından verilen ölüm cezalarının uygulanması açıkça düzenlenmiş ve bu şekilde ölüm cezasına karşı yapılabilecek tüm Anayasaya aykırılık itirazlarının önüne geçilmiştir. 765 sayılı TCK de ölüm cezası bir ceza şekli olarak öngörülmüş ve mahkemeler tarafından da bu cezaya hükmedilmesine rağmen, 1990 li yıllara gelindiğinde ölüm cezası hiç infaz edilmemeye başlanmıştır. Bunun nedenini ise, ölüm cezasının fiiliyatı için 1982 Anayasasının 87 nci maddesinde belirtilen...mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek... yetkisinin TBMM ye ait olması oluşturmaktadır. Çünkü, verilen bir ölüm cezasının uygulanması için TBMM nin infaza ilişkin kararı aranmaktaydı. (22) Gerek 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunumuzda (TCK nin 125, 126, 127, 129, 131, 133, 136, 137, 146, 147, 149, 156 ve 450 nci maddelerinde), gerek 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunumuzda (Askerî Ceza Kanununun 54, 55, 56, 59, 60, 69, 79, 80, 89, 91, 94, 97, 101, 102, 106, 126, 127 ve 136 ncı maddelerinde) ve gerekse de bazı özel ceza yasalarında (1918 sayılı Kanunun 30 ve 6831 sayılı Kanunun 110 uncu maddelerinde) ölüm cezasına ilişkin hükümler bulunmaktaydı Anayasasının 17 nci maddesi mahkemelerce verilen ölüm cezasının yerine getirilmesi hâli dışında herkesin yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu belirtmekte, bu suretle ölüm cezasına açıkça yer vermiş bulunmaktaydı. Ancak uzun yıllardır bu cezaya karşı gerek doktrin alanında ve kademeli olarak da kamuoyunda oluşan karşıt görüşler ile Avrupa Birliği ne tam üyelik yolunda yürütülen çalışmaların bir boyutu olarak da iç hukukun Avrupa Hukuku ile uyumlu hâle getirilmesi çalışmaları, ölüm cezasının belirli suçlar dışında kaldırılmasını sonuçlamıştır. Bu çerçevede ilk etapta tarih ve 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Đlişkin Kanunun 1 inci maddesi ile savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar (21) Mine Yıldız; age., s (22) Mine Yıldız; age., s

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler Yrd. Doç. Dr. Selman DURSUN İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku

Detaylı

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 17 Ocak 2019 saat 11.00 1. 1982 Anayasasında

Detaylı

Dr. SALİH OKTAR. TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m )

Dr. SALİH OKTAR. TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m ) Dr. SALİH OKTAR TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUK DÜŞÜRTME VE ÇOCUK DÜŞÜRME SUÇLARI (TCK. m. 99-100) İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Genel Bilgiler

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşları ile iktisadî, ticarî ve malî sektörlerde üretim, tüketim ve hizmet

Detaylı

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu Dr. Yusuf Solmaz BALO Anlatım planı Terör gerçekliği Güvenlik ihtiyacı Bu ihtiyacın Ceza Hukuku alanında karşılanması Ceza Kanunları (TCK, TMK) Yeni suç tipleri Mevcut

Detaylı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Giriş 1 Hukukumuzda 1950 yılından bu yana uygulanmakta olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ( Mülga Kanun ) 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmış

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi 1) CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ Hukuka aykırılıklar çok çeşitli biçimde gerçekleşebilir. Her hukuka aykırılık

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKINA İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE I. HAK...5 İNSAN HAKLARI...7 I

Detaylı

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN 6405 TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 3002 Kabul Tarihi : 8/5/1984

Detaylı

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM MASUMIYET KARINESININ KONUSU I. SUÇ KAVR AMININ

Detaylı

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç) İzzet Özgenç Türkiye de işlenen bütün suçlar dolayısıyla, failleri hangi devlet vatandaşı olursa olsun, ceza hukukuna ilişkin Türk kanunları uygulanır. Türkiye de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları

Detaylı

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ Đnternete erişime ilişkin yasaklamalara sınırlama getiren ve muhtemel bir kötüye kullanma durumuna karşı hukuki kontrol güvencesi sunan katı bir yasal çerçevede alınmayan

Detaylı

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 80755325-105.05.07-1116 09/02/2016 Konu : Geçici Personele Ek Ödeme Yapılması ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) İlgi : 09.10.2015 tarihli

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/33) Karar Tarihi: 19/1/2015 BİRİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Serruh KALELİ : Burhan

Detaylı

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır Doç. Dr. Tuğrul KATOĞLU* * Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ Ayrıntılı Bilgi ve On-line Satış İçin www.hukukmarket.com İSMAİL KÖKÜSARI Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix

Detaylı

Etkin Soruşturma Yükümlülüğü (CMK m. 172/3)

Etkin Soruşturma Yükümlülüğü (CMK m. 172/3) Cem ŞENOL Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Etkin Soruşturma Yükümlülüğü (CMK m. 172/3) İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Avrupa İnsan Hakları

Detaylı

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR. DURUŞMA TALEPLİDİR. ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA DAVACI VEKİLİ DAVALILAR : Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı : Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. Av. Özdemir Özok

Detaylı

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI) 1- İdarenin denetim yollarından biri olarak, idari yargının gerekliliğini tartışınız (10 p). 2- Dünyadaki idari yargı sistemlerini karşılaştırarak, Türkiye nin mensup

Detaylı

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü) IV- KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ İLE İLGİLİ GENELGELER 1. GENELGE NO: 2007/02 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması lüğü GENELGE NO: 2007/02...VALİLİĞİNE Tüketiciler tarafından Bakanlığımıza ve Tüketici Sorunları

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ

T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ T U T U K L A M A v e T U T U K L A M A S Ü R E L E R İ Genel olarak tutuklamayla ilgili hükümler 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumuzun Birinci kitap, Dördüncü kısmın İkinci Bölümünde 100. ve müteakibindeki

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2- Değerlendirme Raporu Birey Hak ve Özgürlükleri (I) Yaşam hakkı Kişi dokunulmazlığı Özel yaşamın gizliliği www.tkmm.net 1 2 1. YAŞAM HAKKI Yaşam Hakkı kutsal mı? Toplumun/devletin

Detaylı

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT TIBBİ MÜDAHALEDE KÖTÜ UYGULAMA Tıbbi müdahale; tıp mesleğini icraya yetkili bir kişi tarafından, doğrudan veya dolaylı olsa da tedavi amacına yönelik olarak gerçekleştirilen

Detaylı

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK Devletin yargı gücünü temsil eden adalet organlarının bir suçun işlenmip işlenmediği konuusnda ortaya çıkan ceza uyuşmazlığını çözerken izleyecekleri yöntemini gösteren normlar bütünündne oluşan hukuk

Detaylı

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU SEDAT ERDEM AYDIN AİHM İÇTİHATLARI BAĞLAMINDA KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU İSTANBUL ARŞİVİ İÇİNDEKİLER DANIŞMANIN ÖNSÖZÜ...VII YAZARIN ÖNSÖZÜ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1

Detaylı

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR... XI GİRİŞ...1 1. İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARIN KURUMSAL TEMELLERI VE

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/84-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/829 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır: İLTİCA HAKKI NEDİR? 27 Ekim 1946 tarihli Fransız Ana yasasının önsözü uyarınca özgürlük uğruna yaptığı hareket sebebiyle zulme uğrayan her kişi Cumhuriyet in sınırlarında iltica hakkına başvurabilir. 13

Detaylı

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu. AVUKAT HATİCE CAN Av.haticecan@hotmail.com Atatürk cad. 18/1 Antakya 0.326.2157903-2134391 AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA FETHİYE DOSYA NO : 2011/ 28 KATILAN : B. S. KATILMA İSTEYEN Türkiye Barolar

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart 2016 Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi K. Ahmet Sevimli Kimdir? 1972 yılında İstanbul da doğdu. 1990 yılında Bursa

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR M. A. G. J. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/1832) Karar Tarihi: 13/2/2015 ARA KARAR ler : Alparslan ALTAN : Serdar ÖZGÜLDÜR Osman Alifeyyaz

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası: 5320 Kanun Kabul Tarihi: 23/03/2005 Yayımlandığ Resmi Gazete No: 25772 Mükerrer Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 31/03/2005

Detaylı

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr ANAYASAL KURALLAR Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir (Ay. m. 56/1). Çevreyi geliştirmek,

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu: Davacı şirket tarafından defter ve belgeler ile aylık ücret bordrolarının kanuna uygun düzenlenmediğinden bahisle 5510 sayılı Kanunun 102/l-e-4ve 5. maddelerine istinaden şirket adına kesilen toplam 3.064,50

Detaylı

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T. 31.3.2014 AVUKATIN BAŞKA BİR AVUKATA KARŞI ASİL YA DA VEKİL SIFATIYLA TAKİP EDECEĞİ DAVA ( Barosuna Bir Yazı İle Bildirmemesi/Türkiye

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLÎ YARGI MAHKEMELERİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ,

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR IRYNA BONDARCHUK BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/615) Karar Tarihi: 28/1/2015 İKİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Alparslan

Detaylı

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER İnfaz hukukunun temel ilkeleri, İnfaz hukukunun diğer hukuk dalları ile ilişkisi, Uluslararası hukukta infaz hukuku, İnfaz sistemleri, Ülkemizde bulunan ceza infaz kurumları İNFAZA İLİŞKİN EVRENSEL İLKELER

Detaylı

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI SPKn İDARİ PARA CEZALARI Av. Ümit İhsan Yayla Sermaye Piyasası Kanununda Halka Açık Şirketlerle İlgili Suç ve Yaptırımlar ile Önemli Nitelikte İşlemler Paneli İstanbul 27.06.2014 Sunum İçeriği Ceza Vermeye

Detaylı

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? Bir suçun tanığı olmuş kişi, polise bilgi ve ifade vermek zorunda değildir. Ancak, ifadesine gerek duyulan kişilerin, polis

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler 9333 CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5320 Kabul Tarihi : 23/3/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31/3/2005 Sayı : 25772 (M.) Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX BİRİNCİ BÖLÜM ANAYASAL ÇERÇEVE I. ANAYASA VE ANAYASACILIK...1 II. ANAYASACILIK TARİHİNDE İLETİŞİM...3 A. Batı Tarihi...3 1. Magna Carta Libertatum...4 2. Petition

Detaylı

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS PLANI BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ, GENEL BİLGİLER, HUKUK DEVLETİ VE CEZA HUKUKU 1. CEZA HUKUKU KAVRAMI VE GÖREVİ I. CEZA HUKUKUNUN ANLAMI VE TANIMI II. MADDİ CEZA HUKUKU VE YAKIN

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI İÇİNDEKİLER I. GENEL AÇIKLAMALAR 1. Bireysel başvuru nedir? 2. Bireysel başvurunun temel nitelikleri nelerdir? 3. Bireysel başvuru yolu hangi ülkelerde uygulanmaktadır? 4. Ülkemizde bireysel başvuru kurumuna

Detaylı

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA Davanın Konusu : Uyuşmazlık, davacının 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere

Detaylı

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan iç savaşlar, coğrafi olumsuzluklar dolayısıyla insanlar,

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA 25.5.2005 tarihli ve 5352 Sayılı Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ektedir. Gereğini arz ederim. 29 Ocak

Detaylı

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Mehmet SAYDAM Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vii

Detaylı

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Şubat 2014 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası Anayasanın 94 üncü

Detaylı

İNSAN HAKLARI SORULARI

İNSAN HAKLARI SORULARI 1. 1776 Amerikan ve 1789 Fransız belgelerine yansıyan doğal haklar öğretisinin başlıca temsilcisi kimdir? a) J. J. Rousseau b) Voltaire c) Montesquieu d) John Locke 4. Aşağıdakilerden hangisi İngiliz hak

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR D. M. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2015/4176) Karar Tarihi: 17/3/2015 İKİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan ler : Alparslan ALTAN :

Detaylı

KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME

KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME Yrd. Doç. Dr. Gülşah Sinem AYDIN T.C. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDEN DOĞAN VEKÂLETSİZ İŞGÖRME İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...XI

Detaylı

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri T#'C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ ESAS NO î 1988/37 KARAR NO î 1988/38 ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan sanıkların askerî cezaevinde işledikleri suça ait davanın,aynı

Detaylı

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no. 46156/11)

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no. 46156/11) ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no. 46156/11) Başkan Guido Raimondi Yargıçlar Danutė Jočienė Peer Lorenzen Dragoljub Popović Işıl Karakaş Nebojša Vučinić Paulo

Detaylı

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi CEZA HUKUKU Öğrenme Hedeflerimiz CEZA HUKUKUNUN KONUSU SUÇ VE CEZALARIN KANUNÎLİĞİ SUÇ VE CEZALARIN GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİĞİ CEZA

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri Kamu Hukuku Alt Dalları (Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku) ve Bu Dallar ile İlgili Temel

Detaylı

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir. 688 Sıra Sayılı Kanun uyarınca, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların

Detaylı

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuz, eser sahibinin manevi ve mali haklarına karşı tecavüzlerde, Hukuk Davaları ve Ceza Davaları olmak üzere temel olarak

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2014/13462) Karar Tarihi: 22/12/2016 BİRİNCİ BÖLÜM KARAR Başkan ler Raportör Yrd. Başvurucu : Burhan ÜSTÜN

Detaylı

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. HIV bulaştırma ile ilgili özel bir yasa yoktur.ve buna gerek de yoktur.türk Ceza Kanununun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında Kasten Yaralama suçlaması bu konuda yeterli düzenlemedir.

Detaylı

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. KASTEN ÖLDÜRME HAYATA KARŞI SUÇLAR Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. (Madde 48- (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.) Nitelikli

Detaylı

ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET EDİLEN İDARE : Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ŞİKAYETİN KONUSU : Özel büro ve turizm tesisleri

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi Esas Sayısı : 2010/52 Karar Sayısı : 2011/113 Karar Günü : 30.6.2011 R.G. Tarih-Sayı : 15.10.2011-28085 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 26.9.2004

Detaylı

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 7. Kasım 2018

Detaylı

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kısa İsim 1. Bu Yasa, Polis Tarafından Kullanılan Muhbirin Ödüllendirilmesi

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/18150 Karar No. 2014/5855 Tarihi: 14.03.2014 İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3 YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASI YURT DIŞINDA BAŞLAYAN SİGORTALI- LIĞIN TÜRKİYE

Detaylı

Kişisel Verilerin Korunması. Av. Dr. Barış GÜNAYDIN

Kişisel Verilerin Korunması. Av. Dr. Barış GÜNAYDIN Kişisel Verilerin Korunması Av. Dr. Barış GÜNAYDIN bgunaydin@yildirimhukuk.com.tr Gizlilik ve Kişisel Veri Gizlilik herkesi ilgilendiren en temel toplumsal değerlerden biridir. Gerek tüm ticari alışverişimiz

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252 9057 TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252 Kanun Numarası : 5252 Kabul Tarihi : 4/11/2004 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 13/11/2004 Sayı :25642 Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ Yay n No : 3075 Hukuk Dizisi : 1512 1. Baskı Şubat 2014 İSTANBUL ISBN 978-605 - 333-102 - 5 Copyright Bu kitab n bu

Detaylı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI Sirküler Rapor 21.01.2013/33-1 AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI ÖZET : 23 Eylül 2012 tarihi itibarıyla Avrupa İnsan

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI GENEL OLARAK Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinde yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. 23 Eylül 2012

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi KANUN (YASA) Kanun Geniş anlamda Dar/Gerçek anlamda Kanun, hukuk kaynaklarından sadece birisidir.

Detaylı

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması 4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 25356 Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Sayı : B.02.0.PPG.0.12-320-1327

Detaylı

İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI

İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI İDARENİN İMAR HUKUKU NEDENİYLE SORUMLULUĞU HAKKINDA GENEL ANALİZ DOÇ.DR. MÜSLÜM AKINCI İMAR ve İDARE Belli bir yerleşim alanının teknik, sosyal ve hukuki araç

Detaylı

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI (Kavramlara Dair Bir Bilgilendirme) Akın Gencer ŞENTÜRK, Avukat İzmir, 16.11.2018 Anayasamız, Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı

Detaylı

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma Elli-dokuzuncu Oturum Üçüncü Komite Gündem maddesi 98 Kadınların Konumunun Geliştirilmesi Almanya, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Brezilya, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı,

Detaylı

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR... XI İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK VE TARİHSEL

Detaylı

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA Esas No : 1995/1983 Karar No: 1997/519 Temyiz İsteminde Bulunan :. : Türk Dişhekimleri Birliği : Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA İstemin Özeti : Dişhekimi olan davacıya, Türk Dişhekimleri

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874) TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2017/5874) Karar Tarihi: 20/2/2017 İKİNCİ BÖLÜM ARA KARAR Başkan Üyeler : Engin

Detaylı

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE SİSTEMLER VE İDARİ YARGININ GELİŞİMİ 23 A. İdarenin Yargısal

Detaylı

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? a) Sanığın ölümü b) Hükümlünün ölümü c) Ön ödeme d) Genel af e) Dava zaman aşımı AÇIKLAMA: Bir

Detaylı

İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA SÖZLEŞMESİ NE EK ÖLÜM CEZASININ HER KOŞULDA KALDIRILMASINA DAİR 13 NO.LU PROTOKOL

İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA SÖZLEŞMESİ NE EK ÖLÜM CEZASININ HER KOŞULDA KALDIRILMASINA DAİR 13 NO.LU PROTOKOL Avrupa Sözleşmeleri Külliyatı - No. 187 İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA SÖZLEŞMESİ NE EK ÖLÜM CEZASININ HER KOŞULDA KALDIRILMASINA DAİR 13 NO.LU PROTOKOL Vilnius, 3.V.2002 2 ETS 187 Ölüm Cezasının

Detaylı

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 4. Birinci Kuşak Haklar: Kişi Özgürlükleri ve Siyasal Haklar

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, DANIŞTAY - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ - ANAYASA MAHKEMESİ

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Meral EKİCİ ŞAHİN Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Ceza Hukukunda Rıza

Yrd. Doç. Dr. Meral EKİCİ ŞAHİN Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Ceza Hukukunda Rıza Yrd. Doç. Dr. Meral EKİCİ ŞAHİN Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Ceza Hukukunda Rıza İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII TEŞEKKÜR... IX İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Resmi Gazete:12.07.2011-27992 Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59 Karar Sayısı : 2011/69 Karar Günü : 28.4.2011 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara Dokuzuncu İdare

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ? MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ? Bilindiği gibi Dr. Ersin Aslan ın, bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin birinci yılı yaklaşıyor.

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2009/16 Karar Sayısı : 2009/46 Karar Günü : 12.3.2009 İTİRAZ

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/83-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/73 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı