Bahar Dönemi 2013 Prof. Dr. Lokman Çilingir

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bahar Dönemi 2013 Prof. Dr. Lokman Çilingir"

Transkript

1 SANAT FELSEFESİ dersi KONU DİZİNİ, KAYNAKÇASI VE DERS NOTLARI (1. ve II. Hafta konuları) Konular: Felsefi Estetik Nedir? Estetik Yaşantı ve Estetik Tavır Estetik Tecrübenin Öznel ve Nesnel İzahı Estetik Nitelikler, Estetik Değerler ve Estetik Konular Estetik Nitelikler ve Estetik Yargılar Sanat Eserlerinin Ontolojisi Edebi ve Müzikal Eserlerin Soyutluğu Sanat Nedir? Sanat Kuramının Ödevi ve Konusu Canlandırma Kuramı İfade Kuramı Sanat-Estetiksel Formalizm Sezgi Kuramı Türsel Benzerlik Kuramı Estetik İletişim Olarak Sanat SANAT FELSEFESİ Bahar Dönemi 2013 Prof. Dr. Lokman Çilingir Kaynakça: Albayrak, Mevlüt, Estetik'in Serüveni, Akçağ Y., Ankara Altuğ, Taylan, Kant Estetiği, Payel Y., İstanbul Aristoteles, Poetika, Alter Y., Ankara Berlin, Isaiah, Romantikliğin Kökleri, YKY, Bozkurt, Nejat, Sanat ve Estetik Kuramları, Asa Y., Bursa Collingwood, R.G., Kısaca Sanat Felsefesi, (çev. T. Kabadayı), Bilgesu, Ankara Farago, France, Sanat, Doğubatı Y., Ankara İbn Hazm, Güvercin Gerdanlığı. Sevgiye ve Sevenler Dair, İnsan Y., İstanbul Hünler, Hakkı, Estetiğin Kısa Tarihi, Doğubatı Y., Ankara Irwin, Edman, Sanat ve İnsan, MEB, Ankara Koç, Turan, İslam Estetiği, İSAM Y., İstanbul Kurbanov, Babek, Müziğin Bazı Sanatsal Estetik Sorunları, Aktif Y., İstanbul Lukacs Georg, Estetik 1-2-3, Payel Yay., İstanbul Reicher, Maria E., Felsefi Estetiğe Giriş, (çev. L. Çilingir), Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt Platon, Toplu Diyaloglar, (çev. S. Hilav), Yargı Y., Ankara? Read, Herbert, Sanat ve Toplum, Ümran Y., Ankara San, İnci, Sanat Eğitimi Kuramları, Ütopya Y., Ankara İbn Sina, Aşk Risalesi, Kırkambar K., 2002 Soykan, Ö. Naci, Schelling in Felsefesi ve Yapıtları, MVT Y., İstanbul Timuçin, Afşar, Estetik, Bulut Y., İstanbul Timuçin, Afşar, Estetik Bakış, Bulut Y., İstanbul İbn Tufeyl, Güvercin Gerdanlığı, İmge K., Ankara Tunalı, İsmail, Estetik, Remzi K., İstanbul Tunalı, İsmail, Grek Estetiği, Remzi K., İstanbul Yenişehirlioğlu, Şahin, Felsefe ve Sanat- Düşünce Kozmosu, İmge K., Ankara

2 Maria E. Reicher, Felsefi Estetiğe Giriş, (çev. L. Çilingirus), Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt İÇİNDEKİLER Önsöz I. FELSEFİ ESTETİK NEDİR? 1. Felsefi Estetiği Tanımlama Denemesi 2. Felsefi Estetiğin Konuları 3. Felsefi Estetiğin Soruları 4. Felsefi Estetiğin Yöntemleri 5. Özet, Sorular ve Alıştırmalar II. ESTETİK YAŞANTI VE ESTETİK TAVIR 1. Estetik Yaşantının Bölümleri 2. Estetik Tecrübenin Öznel ve Nesnel İzahı 3. Kayıtsızlık ve Psişik Mesafe 4. Kayıtsızlık ve Psişik Mesafe Kuramlarına İtirazlar 5. Kayıtsızlık ve Psişik Mesafe Kuramlarının Modifikasyonu ve Müteakip İtirazlar 6. Özet, Sorular ve Alıştırmalar III. ESTETİK NİTELİKLER, ESTETİK DEĞERLER VE ESTETİK KONULAR 1. Estetik Nitelikler ve Estetik Yargılar 2. Temel Özellikler Olarak Estetik Nitelikler 3. Estetik Anti-Realizme Karşın Estetik Realizm 4. Bilişsel Olmama-Öznellik-Doğalcılık 5. Hata Kuramı 6. Estetik Değersel Niteliklerin Bilgisi 7. Estetik Konular 8. Özet, Sorular ve Alıştırmalar IV. SANAT ESERLERİNİN ONTOLOJİSİ 1. Ne Tür Nesneler Sanat Eseridir? 2. Edebi ve Müzikal Eserlerin Soyutluğu 3. Gerçeklemeler, Gösterimler ve Üretim Sanatları Olguları 4. Eser-Gerçekleme İlişkisi 5. Fiziksel Öğe ve Yaşantı Öğesi 6. Kurucu Sanatın Eserleri Materyal Nesneler midir? 7. Sabit Nesneler ve Kurulu Dünyalar 8. Özet, Sorular ve Alıştırmalar V. SANAT NEDİR? 2

3 1. Sanat Kuramının Ödevi ve Konusu 2. Canlandırma Kuramı 3. İfade Kuramı 4. Sanat-Estetiksel Formalizm 5. Sezgi Kuramı 6. Türsel Benzerlik Kuramı 7. Estetik İletişim Olarak Sanat 8. Özet, Sorular ve Alıştırmalar Kaynakça Şahıs Dizini Konu Dizini Önsöz Bu kitap, felsefi estetiğin en önemli problem ve kuramlarına sistematik bir giriştir. Bu yüzden okuyucuların felsefede herhangi bir önbilgi olmadan anlayabilecekleri bir tarzda yazılmıştır; şüphesiz böylesi bir önbilgi (felsefenin öteki disiplinleri alanında da) olsa çok işe yarar. Kitap hem felsefe öğrencileri hem de meslek dışından ilgililer için yönlendiricidir. Buna rağmen elinizde çok kolay bir metin yok. Her ciddi öğretim sürecinde olduğu gibi, bunun için de belli ölçüde zaman ve çabaya ihtiyaç vardır. I. Felsefi Estetik Nedir? Bu bölümde felsefi estetiğin gerçekte ne olduğu aydınlatılmaya çalışılacak. Somut olarak, felsefi estetiğin hangi konularının araştırılacağı (ne tür konulardan oluştuğu), temel sorularının ne olduğu ve hangi yöntemleri kullandığı açıklığa kavuşturulacak. Felsefi estetiğin birkaç geleneksel tanımı tartışılacak ve bunların uygun olmadıkları gösterilerek alternatif tanım sunulacak. Bu tanım bize, gelecek bölümlerdeki tartışmaları belli bir bağlam içerisinde düzenlememize yardımcı olacak. 1. Felsefi Estetiği Tanımlama Denemesi Bu kitap felsefi estetiğe giriş olmalıdır. Ancak tam olarak felsefi estetik nedir? Felsefi estetik, sözcüğün de işaret ettiği gibi, bilgi kuramı, ontoloji, etik ve diğerleri gibi, felsefenin bir disiplinidir. Felsefenin dışında da estetik söz konusudur. Felsefi estetik ve felsefi olmayan estetikler konularından ziyade kullandıkları yöntemler açısından birbirinden ayrılırlar. Aşağıda felsefi estetiğin yöntemleri gündeme gelecektir ve bu bağlamda felsefi estetik ile felsefi olmayan estetik tartışılacaktır. Esaslı olarak burada ve bütün kitapta söz konusu olan şudur: Vurgulu olarak belirtilmedikten sonra estetik ten daima felsefi estetik kastedilmektedir. Estetik kavramı 18.yüzyılda Alexander Gottlieb Baumgarten tarafından felsefi bir disiplin olarak ortaya konuldu. Baumgarten 1750 yılında Aesthetica adı altında bir eser yayınladı ve orada estetiği duyusal bilginin bilimi olarak tanımladı. Estetik terimi Grekçe aisthesis ten türetilmiş olup, daha ziyade duyusal algılama anlamına gelmektedir. Baumgarten kimilerince felsefi estetiğin kurucusu olarak görülür. Hakikatte içeriksel olarak estetiğe ilişkin düşünceleri çok daha önceleri, daha Antik felsefede Platon ve Aristoteles te bulmaktayız. Estetik, estetik bir yüklem ile karakterize edilebilirse, o ağırlıklı olarak alt bir disiplindir. Bu zamana kadar felsefe adı altında gözlemlendiğinde ise (veya felsefe tarihi içerisinde 3

4 sınıflandırılmasında) hemencek, estetiğin kapalı bir disiplin olmadığı izlenimi doğuyor. Felsefi estetiğin sahasının ne olduğu ve hangi işlevleri yerine getirdiğine dair çeşitli ve kısmen telif kabul etmez kavrayışlar söz konudur. Felsefenin öteki disiplinleri de oldukça alt dallara bölündü ve birbirinden net çizgilerle ayrıldı. Ancak çoğu felsefi disiplin için aynı şeyler söz konusudur. Benzer şekilde Bilgi kuramı nedir? sorusu şöyle cevaplandırılabilir: Bilgi kuramı, bilgininin çeşitleri, kaynakları ve mahiyeti ile ilgili öğretidir ; Ontoloji nedir? sorusu, Ontoloji, varlık olarak varlığın bilimidir diye; Etik nedir? sorusu, Etik, ahlakın kuramdır şeklinde cevaplandırılabilir. Gerçi benzer şekilde felsefi estetik için de katî vasıflandırmalar vardır, ancak bunlar (haklı olarak ileride göreceğimiz gibi), yukarıda bilgi kuramının, bilginin kaynağı, çeşitleri ve mahiyeti vasıflandırmasında olduğundan daha fazla tartışmalıdır. Tartışmalı olan yalnızca Baumgarten ın estetiği duyusal bilgi kuramı olarak tanımlaması değil, aynı zamanda popüler tarzda estetiğin güzelin ve sanatın kuramı olarak tanımlanmasıdır. Bu tanımların neden uygun olmadığını aşağıda temellendirmeye çalışacağım. Bundan önce, neden illa felsefi estetiğin bir tanımlamasının yapılmaya çaba gösterildiği ve bilhassa niçin böyle bir tanımlama arayışının felsefi estetiğe girişin başlangıcında yer aldığının açıklanması gerekir. Felsefi disiplin olarak estetik bir bilimdir. Her bilim, onu ötekilerinden ayırt eden kendi konusuna (en genel anlamda), kendine özgü soru ve yöntemlere sahiptir. Her ehil bilim insanı kendi bilim sahalarının konuları, problemleri ve de yöntemlerine dair en azından içkin bir bilgiye sahiptir. Estetiğe dair bir tanım ilk adımda bu bilgiyi açığa çıkarmaktan başka bir şey değildir. Estetiğe dair bir tanım bize, estetiğin bilgi kuramı veya ontolojiden hangi yönlerden ayrıldığını söylemek zorundadır. Biz estetiğe dair bir tanımlama girişiminde bulunduğumuzda, estetiğin öteki felsefi disiplinlerden (aynı şekilde genel olarak öteki bilimlerden), onu kendine özgü disipliner nişaneleri üzerine fikir yürütürüz. Böyle bir refleksiyonun amacı sonuçta hazır bir formüle erişmek değildir. Amaç daha ziyade, gerçekte ne yaptığımız, nasıl bir bilgiyi kazanmaya çalıştığımız, hangi esaslı soruları cevaplandırmak istediğimize dair bir aydınlığa kavuşmaktır. Günlük bilimsel uğraşta sıkça sorulan çok özel sorular ve oldukça önemsiz problemler söz konusudur ve insan bu vesileyle genel çerçeveyi gözden kaçırabilir. Özel disiplinin konusal alanı, soruları ve yöntemleri üzerine derin düşünce genel çerçeveyi göz önünde tutmaya yardımcı olur. Felsefi estetiğe dair tanımlama denemesi böylesi önemli faydalara sahiptir. Neden felsefi estetiğe girişe felsefi estetiğin bir tanımlamasıyla başlanıyor? Felsefi bir disipline giriş için, disiplinin tanımını başlangıçta ortaya koymak zorunlu değildir. Basit bir şekilde, disiplinin önemli problemleri, iddiaları tartışılarak başlanabilir. Kim felsefi estetiğin önemli problemleri, iddiaları ve pozisyonlarını biliyor ve anlıyorsa, o felsefi estetiğin ne olduğunu biliyordur; ve kim estetikteki problem, argüman ve pozisyonları bilmiyorsa, o da gerçekten felsefi estetiğin ne olduğunu bilmiyordur. Son durumda, estetik güzelin ve sanatın kuramıdır tarzında bir tanım çok az yardımcı olur. Buna rağmen, felsefi estetiğe girişe, gerçekte felsefi estetiğin ne olduğu sorusuyla başlamak faydalıdır, bir Girişin görevi, belirtildiği gibi, disiplinin önemli problemleri, argümanları ve pozisyonlarını ortaya koymak ve tartışmak içindir. Bu çerçevede en önemli olan dahilinde bir sınırlandırma iki sebepten ötürü önemlidir: İlkin, yer veya hacim yüzünden tercih yapma kaçınılmazdır. Estetik sahasında öylesine fazla şey düşünüldü ve yazıldı ki, bunlar bir kerede kalın bir kitap dâhilinde zikredilemez (açıklamak ve eleştirel bir tarzda tartışmak şöyle dursun); buna Giriş in, henüz alışık olmayan, bunun meşakkatini çekmemiş olan okuyucuların tahammül yeteneklerinden ötürü, esaslı olarak her şeyi içermemesi gerekliliği de dahildir. İkinci olarak bir Giriş yalnızca alan bilgisi içermez, aynı zamanda ilgili alanda kendiliğinden bir yönelim yeteneğini de kapsamalıdır. Ancak bundan başka bir disiplin için, hangi soru, iddia ve pozisyonların (yaklaşımların) esaslı olduğu ve hangilerinin daha ziyade kenarda yer aldığına dair bir tasavvura sahip olunmalı. Hangi problemler, iddialar ve pozisyonlar esaslıdır? Bu soru doğrusu ancak arka planda felsefi estetiğin ne olduğuna dair esaslı bir kavrayışa sahip olmakla cevaplandırılabilir. Estetiği bir sanat kuramı olarak kavrayan estetikçi için Sanat nedir? sorusu kuşkusuz esaslı bir 4

5 soruyu içerir. Estetiğin duyusal bilginin kuramı olduğunu savunan bir hoca için aynı soru muhtemelen daha değersiz olacaktır. Böylece felsefi estetiğe her bir Giriş, felsefi estetiğe dair belli bir taslağı varsayar. Ancak felsefi estetiğe giriş konusunda bütün yazarlar felsefi estetiğe dair görüşlerini açık bir şekilde ortaya koymazlar. Bu şu demektir: Herkes felsefi estetik için bir tanımlama denemesinde bulunmaz. Çoğu zaman dolaylı olarak hangi soru, iddia ve yaklaşımların tartışılması gerektiğine dair bir anlayış ortaya konulur. Ben, felsefi estetiğin tanımına ilişkin bir denemeyi başlangıçta ortaya koyuyorum, çünkü ben felsefi estetiğin ne olduğuna dair kavrayışımı daha başta mümkün olan açıklıkla ortaya koymak istiyorum. Bu saydamlık sizlerin müteakip kavrayışınızı kolaylaştıracaktır. Bu bölümde sunacağım felsefi estetiğe dair tanım, takip eden bölümlerde doldurulması gereken bir çerçeveyi sınırlandırıyor. Onlar müteakip bölümün soru, argüman ve yaklaşımlarını genel bir bağlam içerisinde düzene koyabilmelidirler. Sonuncusu felsefede genelde zordur: Tam de felsefi düşüncede kesinlik çok önemli olduğundan sürekli olarak ayrıntıyı kaybetme tehlikesi doğuyor ve nihayet, niçin bu problemin çözülmesi gerektiğini içeren teknik bir problem için pratik bir çözüm bulunmuş oluyor. Bu nedenle bir Giriş e gerçekten felsefi estetiğin ne olduğu sorusuyla başlamak anlamlıdır. Somut olarak aşağıdaki üç soru cevaplandırılacaktır: 1. Felsefi estetik hangi konularla ilgilenmektedir? 2. Bu konulara ilişkin ne tür sorular yöneltmektedir? 3. Bu soruları hangi yöntemleri kullanarak cevaplamayı denemektedir. 2. Felsefi Estetiğin Konuları Estetiğin konuları sorusuyla başlıyorum. Bu noktada bu kitapta sıkça kullanılan bir kavrama yani konu terimine kavramsal bir not düşülecek. Ben bu terimi teknik (yani doğal dil kullanımından sapan) bir anlamda kullanacağım. Doğal kullanımında biz konuyu sıkça nesne ile aynı anlamda kullanıyoruz. Nesne ile biz orta büyüklükte (ve cansız) şeyleri yani görüp kavradığımız türden konuları kastediyoruz. Nesneler böylece olaylardan, durumlardan, niteliklerden, düşüncelerden, duygulardan aynı şekilde yaratıklardan ayrıdırlar. Ben konu kavramını çok genel anlamda kullanacağım. Benim kullanımımda olaylar, durumlar, nitelikler, düşünceler, duygular ve tabii ki yaratıklar konulardır. Bir insanın üzerine düşüneceği, konuşacağı, bilgi sahibi olacağı ve kendisine inanabileceği her şey konudur. Kısaca: Bu anlamda her şey konudur. Konu teriminin bu kullanımı, konuşmanın konusu, tartışmanın konusu veya araştırmanın konusu tarzındaki deyimsel bağlamla çok yakın duruyor. Bir tartışma veya bir araştırmanın konusu mutlak bir nesne olmak zorunda değildir. Örneğin bir araştırmanın konusu bir ölüm vakası olabilir (yani bir olay), bir konuşmanın konusu bir ziyaret üzerine duyulan sevinç olabilir (yani bir duygu). Estetiğin ilgilendiği konular nelerdir? sorusu böylece çok genel olarak anlaşılmalıdır. Estetiğin konuları olarak temelde yalnızca nesneler değil aynı zamanda nitelikler, duygular ve diğerleri de soru oluşturur. Her halükarda, sorunun biçimlendirilişindeki konu teriminin kullanımı yoluyla bir tıkanma söz konusu değil. Estetiğin konusunu oluşturacak sorulara felsefi estetiğin çok bilinen geleneksel tanımlarıyla da cevap aranıyor. Bu tanımlamalar şunlardır: 1. Estetik sanat kuramıdır. 2. Estetik güzelin kuramıdır. 3. Estetik duyusal bilginin kuramıdır. Elbette bunlardan iki hatta üç karakterizasyon tek bir tanım içerisinde kavranılabilir, aynen biraz önce belirtilen estetiğin güzelin, sanatın kuramı olması gibi. Sistematik nedenlerden ötürü bu üçünü önce ayrı ayrı tartışmak amaca daha uygun olacaktır. Bir ön bir tespitle şunu söyleyebiliriz: Onlar ne tek tek ele alındıklarında ne de bütün olarak estetiğin uygun bir tanımıdırlar. Şüphesiz sanat kuramı estetiğin önemli bir alt dalıdır. Estetiğe dair pek çok eser sanat kuramını dikkate alan sorularla ilgilenmektedir. Sanat kuramının temel sorusu şudur: Sanat nedir? sanat kuramının bu ve benzeri özel soruları son bölümde tartışmaya açılacaktır. 5

6 Buna rağmen estetik sanat kuramıyla şu nedenlerden ötürü özdeşleştirilemez: Estetiğin ana temalarından biri estetik tecrübe yani estetik olaydır. (Bundan böyle ben tecrübe ve olay kavramlarını birbiri yerine kullanacağım.) Şimdi şüphesiz pek çok estetik olay sanat eserleri sayesinde ortaya çıkıyor yani sanat eserlerini konu ediniyor. Şayet biz müzik dinler veya bir şiir okur veya benzeri bir etkinlikte bulunursak estetik yaşantıya sahip olabiliriz. Ancak püf noktası şurasıdır: Estetik yaşantılar nihai olarak sanat eserleri sayesinde ortaya çıkmaz. Estetik yaşantılar hepten günlük hayatın bayağı nesnelerinden ve tümüyle sıradan durumlardan kaynaklanabilirler. Estetik bir yaşantı, eğer pencere camında bir yansıma göründüğünde veya sevimli bir şekilde kaplı olan masada veya duvar kağıdı örneğinde vb. elde edilebilir. Bundan başka estetik yaşantılar doğal nesnelerden ve olaylardan kaynaklanabilir, örneğin bitkilerden, hayvanlardan, insan tarafından şekilenmemiş taşlardan, doğal manzaralardan veya doğal olaylardan (bir fırtına veya bir gökkuşağından olduğu gibi). Doğal nesneler den aynı şekilde doğa nesneleri nden burada, kaba söylendiğinde, insan tarafından veya zeki varlıklar tafından oluşturulmamış olan her şey kastediliyor, daha doğrusu kendiliğinden, doğal tarzda varolanlar. (Aslında, özel durumlarda, doğal bir nesnenin bir sanat eseri olabileceğine dair iddialar vardır. Bu konu son bölümde tartışmaya açılacaktır.) Bu bağlamda estetik literatürde sıkça doğa güzelliği deyimine rastlanır. Çiçekler, dağlar, gökkuşakları normal şartlarda sanat eserleri değildir ancak onlar üzerimizde estetik bir etki bırakabilirler yani onlar bizde estetik bir yaşantıyı doğurabilirler. Bundan ötürü felsefi estetiği sanat kuramı olarak tanımlama çok yaygındır. Estetiğin güzelin kuramı olarak kavranışı, az önceki estetiğin sanat kuramı olarak kavranması itirazından sakınmayı amaçlıyor(!): Güzelin kuramı da kuşkusuz estetiğe aittir. Buna rağmen estetiğin güzelin kuramı şeklindeki tanım uygun değildir, özellikle iki nedenden ötürü: 1.Sanat kuramı güzelin yalnızca bir bölümüne içermiyor. Doğal olarak sanat ve güzellik birbirine bağlıdır. Pek çok insan dile getirilse de getirilmese de sanat eserinden güzel olmasını bekliyor; ve pek çok sanat eseri güzeldir de. Ancak sanat kuramına, güzellikle ilgisi olmayan pek çok şey aittir. Özgün gösteri sorununda veya orijinal ile sahte arasındaki ilişkide ve sanat kuramının pek çok öteki sorusu dolaysız bir şekilde güzelin kuramına ait değildir. 2. Bütün sanat eserleri güzel değildir. Şimdi doğal olarak, güzel-olmayan sanat eserlerinin olamayacağı, çünkü güzel olmayan nesnenin tanım gereği (per definitionem) sanat eseri olmadığı görüşü temsil edilebilir. Kim bu şekilde düşünüyorsa, o güzelliği içeren bir sanat kavramını kullanıyordur. Eğer bu tarz bir sanat kavramı kullanılırsa o zaman şu zorunlu olarak geçerlidir: Sanat eseri olan her şey güzeldir. Sanat kavramı ve onun problemleri, söylendiği gibi, daha ayrıntılı bir şekilde söz konusu edilecek. Şu an için, bu tarz bir sanat kavramının her ne olursa olsun sanatın genel kavrayışına uygun olmadığını belirtmekle yetinelim. Bu demektir ki, genel olarak sanat eseri diye tanınan pek çok nesne olduğu halde güzel değildirler yani güzel diye geçerlik kazanmıyorlar. İnsan 60 lı yıllarda, korkutucu ve iğrenç maksatlı olan Viyanalı eylemcilerin çalışmalarını veya Gottfried Helnweins (Doğ. 1948) ın resimlerini veya Manfred Deix in karikatürlerini düşünüyor. Yine, çirkin sanatı görmek için sanat tarihine de başvurulabilir, takriben Caravaggios un resmi Medusa (takriben 1600), çok realistik bir şekilde bir kadının kafasında yetişen yılanların eşlik ettiği iğrenç yüz ile canlandırılıyor. Kim bunu, güzel olmadığı için, hiçbir şekilde sanatla ilgili görmezse, o açıkça sanattan alışıldık anlamda konuşmuyordur. Anılan bütün örneklerde sanatçılar kötülüğü (resmetmeyi) amaçlıyorlar. Ancak bir sanat eseri, her halükarda öyle görünüyor ki başarısız olduğundan güzellikten mahrumdur. Kim bunun mümkün olduğunu yalanlarsa, o sanat eseri deyimini başarılı sanat eseri deyimiyle aynı anlamda kullanıyordur. Başarısız sanat eseri nden söz etmek buna göre kendi içinde çelişkili olur. Başarısız bir sanat eseri dairevi bir dörtgen veya evli bir bekar gibi imkansız olur. Burada da, bu tarzda sınırlandırılmış bir sanat kavramının çok dar (!) olmaması en azından sorunsaldır. Gerçekten başarısız bir sanat eseri nden söz etmenin kendi içinde çelişkili olup olmadığı sorgulanmak zorundadır. 3. Güzellik ve çirkinlik mümkün olan biricik estetik nitelikler değildir. Güzel nesneler bizde estetik yaşantıyı doğururlar gerçi, görülebileceği gibi, güzellikleri nedeniyle. Güzellik bizi estetiğe yöneltir(!). Ancak nesnelerin bizi estetiğe yöneltebilen başka nitelikleri de vardır. 6

7 Estetik (olan) sözcüğü güzel ve çirkin yüklemlerinden daha fazlasını içerir. Estetik yüklemlerle biz 3. bölümde esaslı olarak ilgileneceğiz. Geçici olara güzel ve çirkin den türemeyen estetik yüklemlere birkaç örnek verilebilir: Zarif, yüce, dokunumsu, şairane, değersiz, duyusal, anlamlı, sığ, sıkıcı, mizahi. Böylece estetik yalnızca güzelin kuramı olamaz. Farklı bir şekilde ifade etmek gerekirse: estetiği güzelin kuramı olarak tanımlamak oldukça yetersizdir. Estetiği güzelin ve sanatın kuramı olarak tanımlamak da uygun değildir. Çünkü ne sanat eseri ne de güzel olan nesneler bundan ötürü estetik niteliğe sahip olamaz diye tanımlamazlar, bu yüzden estetik tecrübenin konusu olurlar. Bu tarz, sanat eseri sayılmayan güzel-olmayan nesneler estetiğin varlık sahasından sayılmalıdırlar. Ne sanat ne de estetik yaşantının konusu olmayan estetik tecrübeler vardır; bu estetik tecrübeler de estetiğin varlık sahasına aittirler. Yani estetik güzelin ve sanatın kuramından daha fazla bir şeydir. Şimdi Baumgarten ın tanımına dönelim: Estetik duyusal bilginin (yani duyusal algının) kuramıdır. Bizim modern yaşamın günlük anlayışının ışığında bu tanım abartılı gelebilir. Ancak o estetik tarihinde oldukça derinlere kök salmıştır. Estetiğin duyusal algılamanın bir kuramı olmasının önem arz etmesi açıktır. Çünkü duyusal algılama estetik yaşantılar için merkezi bir rol oynuyor. Yalnızca, estetik tecrübenin çoğu (hepsi olmasa da) şekli duyusal algılama olmaksızın mümkün olamaz. Bizim belli bir durumda estetik bir yaşantıya sahip olup olmamamız esaslı olarak bizim o durumda ne algıladığımıza ve nasıl algıladığımıza bağlıdır. Dolayısıyla açıktır ki duyusal algılama kuramı olmaksızın kapsayıcı bir estetik söz konusu olamaz. Bu şu demektir: Duyusal algılamanın nasıl işlev gördüğü, onun nasıl yönlendirilebileceği, duyusal algılamanın hangi seviye ve öğelerini ayırt edebileceğimiz, duyusal algıya ne surette etki edilebileceği ve benzeri pek çok şey üzerine düşünmek zorundayız. Bu sorular estetik için önemlidir. Buna rağmen estetiği duyusal bir algılama kuramı ile özdeşleştirmek iki sebepten ötürü uygun değildir: 1. Her algılama yaşantısı estetik bir yaşantı değildir. Başka bir deyişle, her algı estetik bir algı değildir. Duyusal algılama bizim önemli bilgi araçlarımızdan biridir. Estetik niteliklerin bilgisi bu aracın pek çok mümkün kullanımlarından yalnızca biridir. Bu anlamda estetiğin duyusal bilginin kuramı olarak karakterizasyonu oldukça uzak kalır. Her estetik yaşantı bir algılama yaşantısı değildir. Örneğin edebiyatı (literatür) düşünelim. Kuşkusuz edebiyat estetiğin varlık sahasına aittir. Edebi eserler estetik niteliklere sahiptir. Ancak edebi metinlerin estetik nitelikleri duyusal niteliklerin yalnızca bir bölümüdür. Duyusal nitelikler ile duyusal olarak algılanabilir nitelikleri kastediyorum. Bir şiirin veya bir metnin ritim ve tını nitelikleri duyusal estetik niteliklerdir. Ancak edebi bir eser, örneğin gerilimsi, şiirimsi ve mizahımsı vb. başka estetik niteliklere de sahip olabilir. Bu estetik nitelikler ebedi bir eser için çok esaslı olabilir ancak bunlar duyusal nitelikler değildirler. Eğer biz anlamadığımız bir dildeki bir şiiri dinlersek, biz bu duyusal-olmayan estetik niteliği en fazla okuyucunun ses tonundan hareketle kestirebiliriz ancak onu gerçek anlamda kavrayamayız. Bu anlamda estetiği duyusal bilginin kuramı olarak karakterize etme oldukça yetersizdir. Estetiği duyusal bilginin kuramı olarak karakterize etmek bir yönüyle çok uzak kalır, çünkü duyusal bilginin sahası estetiğe ait olmayan çok şeyi kapsar. Ancak öte yandan bu karakterizasyon çok yetersizdir, çünkü estetik duyusal bilgiye ait olmayan pek çok şeyi de kapsar. Bu yüzden biz estetiğin geleneksel üç bilindik tanımının uygun olmadığını tespit edebiliriz. Tek tek her biri ya çok geniş ya da sınırlıdır veya ikisi birden: Bir yönüyle çok sınırlı bir yönüyle çok geniş. Söylenenlerin ışığı altında, tartışılan üç farklı karakterizasyonun birleşiminin uygun bir tanımı oluşturmayacağını görmek güç değildir. Şimdi ben estetiğin, hem sanat kuramı hem güzellik kuramı hem de duyusal algılama kuramının bazı yönlerini içeren bir tanımını önereceğim: Estetik, estetik tecrübe, estetik konu ve estetik niteliklerin kuramıdır. 7

8 İlk bakışta bu tanımın kısırdöngü olduğu sanılabilir. Bir tanım, eğer tanımlayan (definens) (yani açıklayan, tanımlayan bölümü) ancak tanımlanan (definendum) (onu tanım olarak geçerli kılan) anlaşıldığında anlaşılabiliyorsa döngüseldir. Varolan durumda estetik terimi tanımlanandır; tanımlayan ise estetik tecrübe, estetik konular ve estetik nitelikler kuramı dır. Yani tanım ancak, eğer estetik tecrübe, estetik konu ve estetik nitelik estetik in ne olduğu bilindikten sonra anlaşılabilir olduğunda döngüsel olur. Dönüştürücü, yaratıcı bir hamleyi ancak içsel bir coşku başlatabilir. Çilingirus Döngüsel bir tanımın yetersiz olduğu aşikardır, çünkü o bize tanımlanan deyimin çok iyi şekilde kavranmasına ki bu bir tanım vermenin nihai amacıdır- yardımcı olmaz. Ancak estetik in önerilen tanımı döngüsel değildir. Gerçi estetik tecrübe, estetik konu ve estetik nitelik terimlerinin açıklanmaya ihtiyaçları olduğu kesindir. (Bu kitabın büyük bir bölümünün ödevi budur.) Ancak onlar estetik kavramı vasıtasıyla tanımlanmak zorunda değildir. Tanım, eğer örneğin estetik tecrübe estetiğin ilgilendiği ( estetik konu ve estetik nitelik e benzer şekilde) tecrübenin bir türü olarak tanımlanırsa döngüsel olur. Ancak bu ağır hatadan kolayca sakınılabilir. Sanat, duyguları harekete getirme, duyguyu biçimlendirme işidir. Çilingirus Müteakip araştırmanın sonuçları burada hemen vaktinden önce sunulamaz. Ancak, estetik yaşantılardan, estetik konulardan ve estetik niteliklerden söz edildiğinde neyin kastedildiğine dair ön düşüncenin paylaşımı denemesi yapılabilir. Estetik yaşantı, estetik konu ve estetik nitelik kavramları sıkı sıkıya birbirine bağlıdırlar, gerçi karşılıklı olarak her birinin ötekini tanımlayabilmesi sayesinde. Örneğin estetik konu ve estetik yaşantı kavramı estetik nitelik yardımıyla tanımlanabilir: Estetik bir konu, (en az) estetik bir niteliğe sahip olan konudur. Estetik bir yaşantı, estetik niteliğin kavranmasını içeren bir yaşantıdır. Bu tanımlarda estetik konu ve estetik yaşantı kavramını açıklamak için estetik nitelik kavramı kullanılıyor. Bu tanımlar elbette bizim estetik bir nitelikten ne anlamamız gerektiğine dair bir şey söylemiyor. Şimdi estetik niteliğin ne olduğu şu şekilde tanımlanabilir: Estetik nitelik, yalnızca estetik yaşantı sayesinde kavranılabilecek bir niteliktir. Bu tanım estetik nitelik kavramını estetik yaşantı kavramı yardımıyla açıklıyor. Bu tanım, aynı şekilde estetik yaşantı tanımında olduğu gibi, sırf kendi başına alındığında, döngüsel değildir. Ancak bu iki tanım birlikte alındığında kısır döngü doğurur: A kavramı B kavramı aracılığıyla ve B kavramı A kavramı aracılığıyla açıklanıyor. Tabii ki bu tarz bir tanım eksiktir. Çünkü eğer biz A deyimini ancak B deyimini anladığımızda anlayabiliyorsak ve B deyimini de ancak A deyimini anladığımızda anlayabiliyorsak, o zaman biz ya A yı ya B yi anlıyoruz veya ne A yı ne de B yi. Her iki durumda da A kavramının bir tanımı B sayesinde (veya tam tersi) yapıldığından faydasızdır, çünkü biz A ve B nin anlamını önceden biliyoruz yani bir tanıma ihtiyacımız yok. İkinci durumda o yararsız olur, çünkü o bize daha fazla yardımcı olmuyor. Bu, tanımlama döngüsü her açıdan tümüyle faydasızdır anlamına gelmiyor. Eğer biz şimdiden A veya B ye (ya da her ikisine) dair bir anlayışa sahipsek, eğer A ile B kavramları arsında ne tür ilişkiler olduğu bizim için açık olursa o zaman bu bilgi kazanımı olabilir. Ancak bu bizim bir ve aynı estetik kuramda, estetik yaşantı kavramını estetik konu kavramı aracılığıyla ve estetik konu kavramını estetik yaşantı aracılığıyla tanımlayamayacağımız hususunda bir şeyi değiştirmez. En fazla biz, bu tanımlardan birini tanım olarak estetik kuramımıza dâhil edebiliriz. Diğer kavram ya başka türlü tanımlanmalı ya da tanımlanmadan kalmak zorundadır. Tanımlanamayan kavramlar her kuramda zorunlu şekilde mevcuttur. Çünkü, verilen örneklerimizde açık olarak görüleceği gibi, bir kavramın her bir tanımı için yeniden kavramları kullanmak zorundayız. Elbette biz bu kavramları, neden biz tekrar kavramlara ihtiyaç duyarız ve benzeri sorunsallar açısından tanımlayabiliriz. Biz herhangi bir noktada şüphesiz bu tanımlama 8

9 zincirini kırmak zorundayız sonsuz bir varlık olmamız gibi basit bir nedenle. Her bir kuram sonunda yalnızca pek çok tanımı içerebileceğinden her kuramda bir kısım kavramlar tanımlanmamış olarak kalmak zorundadır (kısırdöngüden sakınmamız şartıyla). Sonlu varlık olmaklığımızın bu kaçınılmaz sonucu tatminsiz bulanabilir ancak bu kader değildir. Çünkü ne mutlu ki pek çok deyim vardır ve biz onları tanımlamadan da anlayabiliriz. Muhtemelen siz, çok açık olmasa da, estetik konu, estetik nitelik ve estetik yaşantı deyimleriyle herhangi bir anlamı irtibatlandırabilirsiniz. Ancak çıkış noktası olarak hizmet görecek olan temel bir anlayışın olması gerekir. Eğer bu söz konusu değilse, örnekler yanlış anlamaları ortadan kaldırabilir. Estetik bir nitelik nedir? sorusu tipik ve tartışmasız ifadeler sayesinde cevaplandırılabilir: Güzellik, yücelik ve zarafet estetik nitelikler için genel kabul görmüş örneklerdir. Estetik nitelik kavramını yalnızca örnek ifadeler üzerinden yeteri derecede açıklığa kavuşturmayı başardığımızda, biz bu kavramı tanımlanmamış kavram olarak kabul edebilir ve kısır döngüye düşmeden estetik yaşantı ve estetik nesnenin tanımına aktarabiliriz. Daha sonra bu kitapta estetik nitelik kavramının ilk bakışta göründüğünden daha problematik olduğu açıklanacaktır. Buradan ben, tanımlanmamış bir kavram erine estetik tecrübe kavramını tercih etmemizi öneriyorum. Bu şekilde bu kavram estetik nesne ve estetik niteliğin tanımında kullanılabilir. Varsayalım ki, güzellik estetik bir niteliktir, o zaman: Güzel olan bir konu estetik bir konudur. Eğer biz güzelliği bir konu olarak kavrarsak, o zaman estetik bir yaşantıya sahibiz. Bilinçli bir şekilde estetik bir niteliği kavramak tan söz ediyorum, algılamak tan değil. Algılamak, kavrayışın bir şeklidir ancak her kavrayış bir algılama değildir. Örneğin algılama bize bir romanın heyecanlı olduğunu söylemez. Heyecanlı-olmak niteliğini biz duyular aracılığıyla kavramayız. Estetiğin önerilen tanımının, estetiğin geleneksel tanımıyla bütünüyle veya kısmen örtüştüğü basit olarak görülüyor: İlkin, bu tanıma göre güzellik kuramı estetiğin bir alt dalıdır, çünkü güzellik estetik bir niteliktir. İkinci olarak, bu tanıma göre sanat kuramı, sanat eserleri estetik konular (nesneler) olduğu sürece, estetiğin bir alt dalıdır. Üçüncü olarak, bu tanıma göre duyusal algılama kuramı, duyusal algılama estetik tecrübenin bir formu olduğu sürece yani duyusal algılama estetik tecrübenin esaslı bir bölümü olduğu sürece, estetiğin bir alt dalıdır. Estetik yaşantı kavramı, belirtildiği gibi, ayrıntılı olarak gelecek bölümde tartışılacak. Bilinçli olarak estetik bir yaşantının estetik bir niteliği kavramayı içerdiğini söylüyorum ve estetik bir yaşantının estetik bir niteliğin kavranmasında bulunmadığını. Çünkü estetik bir yaşantı (kavramdan anlaşılması gerektiği gibi), çok şeyi kapsayan çok karmaşık bir yaşantı olabilir yalnızca estetik niteliklerin kavranışını değil. Ancak ana soru şudur: Estetik bir tecrübe yaşarken bizde vuku bulan ve estetik yaşantıyı öteki yaşantılardan ayırt eden şey nedir? Estetik niteliklerin hangi konulara sahip olduğu ( ve böylece estetik konular olduğu) sorusu üçünce bölümde işlenecek. Bu bölümde estetik niteliklerin doğası tartışılacak. Estetik bunlardan başka şu sorularla da ilgilenmek zorundadır: Estetik niteliklere özgü olan şey nedir? Genel olarak estetik nitelikler nelerdir? Estetik ile estetik-olmayan nitelikler arasında ne tür bir ilişki söz konusudur? Estetik nitelikler nasıl tanınabilir? Yukarıda ortaya konulan Felsefi estetik hangi konularla ilgilenir? sorusu aşağıdaki gibi cevaplandırılabilir: Felsefi estetik, niteliklerle, estetik konularla (yani estetik niteliğe sahip olan konularla) ve estetik yaşantılarla (yani estetik yaşantının kavranışını içeren yaşantılarla) ilgilenir. 3. Felsefi Estetiğin Soruları Şimdi biz, felsefi estetiğin hangi konularla ilgilendiği sorusuna bir cevap vermiş durumdayız. Estetiğin bu konular hakkında hangi soruları ortaya koyduğu ve cevaplandırmaya çalıştığı sorusu özlü bir biçimde cevaplandırılamaz. Ancak birkaç delil verilebilir keza yukarıda kısmen verildi. Estetik nitelikler hakkında bu meyanda şu sorular ortaya konulabilir: Genel olarak (gerçek) estetik nitelikler var mıdır veya varsayılan estetik nitelikler bir başka, estetik-olmayan niteliklere indirgenebilir mi? Eğer estetik niteliler varsa bunlar nelerdir? Birbirlerine ve estetik-olmayan niteliklere karşı nasıl bir ilişki içindedirler? 9

10 Güzellik kavramı estetiğin merkezi kavramlarından biridir. Antik dönemden beri filozoflar güzelliğin ne olduğuna dair sorular yöneltmişlerdir. Bu soru şu şekilde anlaşılabilir: Biz bir nesne için bu güzeldir dediğimizde bununla tam olarak neyi kastediyoruz? Bununla biz o nesneye bir netlik mi atfediyoruz (aynen bir nesne kırımızı veya iki metre yüksektir diye belirttiğimizde) veya biz bununla yalnızca o nesneyi beğendiğimizi (hoşumuza gittiğini) mi söylüyoruz? Bunların ikisi aynı şey değil. İlk durumda biz yalnızca seyrettiğimiz nesneden söz ediyor ve onu betimleyerek karakterize ediyoruz. İkinci durumda seyrin nesnesinden ve bizzat kendimizden söz ediyoruz ve biz gerçekte nesneyi betimlemiyoruz, aksine bize tümüyle belli bir tarzda etki ettiğini söyleyerek onu yalnızca bizimle ilişkisi üzerinden karakterize ediyoruz. Estetik nitelikler problemiyle estetik yargıların, özellikle estetik değer yargılarının geçerliliği ve anlamı sorusu sıkı sıkıya birbirine bağlıdır. Estetik bir yargı, kendisiyle bir nesnenin estetik bir değer yüklemine varıldığı bir yargıdır. Güzel estetik bir değer(e sahip) yüklem(i)dir. X güzeldir formundaki bir yargı, örneğin Bu resim güzeldir, böylece estetik bir değer yargısıdır. Burada çok önemli sorular ortaya çıkıyor: X güzeldir formundaki bir soru nasıl yorumlanabilir? Burada sadece gerçek bir değer yargısı mı yoksa bir duygunun ifadesi söz konusudur? Eğer gerçek bir değer yargısı söz konusuysa o zaman o doğru (gerçek!) olabilir mi? Eğer o doğru olabiliyorsa, onun doğru olup olmadığını nasıl bilebiliyoruz? Farz edelim ki, A ve B şahsı x gibi yeni bir bina üzerine konuşuyorlar. A diyor ki x güzeldir, B ise buna karşı çıkıyor. O zaman görünürde burada A ile B arasında fikir ayrılığı ortaya çıkıyor. Ancak x güzeldir, x hoşuma gidiyor anlamına geliyorsa, o zaman A ile B arasında fikir ayrılığı olamaz, çünkü bilindik bir özlü sözün de dile getirdiği gibi, zevkler tartışılamaz. Ancak eğer x güzeldir, x hoşuma gidiyor a indirgenemezse, o zaman güzelliğin nasıl bir niteliği vardır sorusu kendini gösterir. Böylece güzellikte dikkati çeken nokta şudur: Bir yönüyle güzellik, mevcut bir şey ise, algılanan bir şey olarak görünüyor. Güzelliği insan akıl yürütmeyle tanıyamaz. Kim, belli bir yapının güzel olduğuna hükmederse, bu yargıya akli çıkarımlar sayesinde erişilmiş değildir; takriben şu şekilde: Bina granit, beton, çelik ve camdan yapılmıştır, binanın yüzeyi mavim renkte cilalanmıştır (vb.), ve buradan hareketle: O güzeldir. Bu yolda aynı derecede yetersiz şu yargıya varılır: Bina güzel değildir. Her halükarda bu yöntem çok güvenilmezdir ve normal şartlarda bu şekilde hareket etmeyiz. Binalar, heykeller resimler vb. şeyler üzerine estetik yargılara normal şartlarda bu şeyleri gözlemleyerek varırız. Ancak burada bir problem yatıyor. Kabul edelim ki, A ve B normal görüşe sahip (emetrop) ve zihinsel olarak sağlıklı ve x i aynı harici şartlar altında seyrediyorlar: Onların güzellik hakkında x ile uyuşan bir yargıya varmamaları nasıl açıklanabilir? Bu sorular estetiğin tam merkezindedir ve biz bunları bu kitabın III. Bölümünde esaslı olarak irdeleyeceğiz. Estetiğin konuları hakkında ilkin, hangi konuların tümüyle estetik konular (yani estetik niteliklerin taşıyıcıları) olabileceği açıklanmalıdır: Onlar, görüp yakalayabileceğimiz materyal konular mıdır yoksa zihnimizin ürünü oluşumlar mı? Bununla sıkı bir bağlam dâhilinde, estetik konular (nesneler) nasıl meydana çıkıyor sorusu kendini gösteriyor. Sanat eserleri estetik konular olduğu sürece en genel anlamda sanat kuramı bütün genel ve özel sorularıyla estetik konular kuramına aittir. Bu kitapta estetik konuların doğasına dair genel sorular III. Bölümde işlenecek. IV. Ve V. Bölümlerde sanat kuramının çeşitli problem alanlarına ayrıldı. Estetik tecrübe ile ilgili şeyler ise öncelikle şu sorunun aydınlanmasına bağlı: Estetik bir yaşantının mahiyetini ne oluşturuyor? Bir başka deyişle: Estetik bir yaşantıyı estetik-dışı yaşantıdan ayıran nedir? Estetik-dışı yaşantılar burada estetik-olmayan karıştırılmıyor. Kim estetik-olamayan yani güzel olmayan tarzda hissediyorsa, estetik bir yaşantıya sahiptir. Fakat gerçekte estetik ile estetik-dışı yaşantılar arasındaki ayrımı doğuran nedir? Estetik bir yaşantının karakteristiği nedir? Özel bir estetik tavır söz konusu mudur? Şayet evetse, bu neden oluşuyor? Yaşantıların pek çok türü vardır ve bunların hepsi estetik yaşantı değildir. Örneğin 11 Eylül saldırısının ünlü televizyon görüntülerini düşünün. Bu görüntüler, onları gören çoğu insanda güçlü bir psikolojik etki doğurdu. Çoğu kendilerinde dehşet veya kaygı uyandırdığını bildirdi veya inançsızlık veya telaş, kızgınlık, kin veya güçsüzlük duygusu veya hepsindi birden. Alman bestekâr Karlheinz Stockhausen bir basın toplantısında, dünya ticaret merkezine yapılan saldırısının bir sanat eseri 10

11 olduğunu ifade etti. (Stockhausen ın beyanı diğerleriyle birlikte tarihli Dünya gazetesinden aktarıldı). O bu yüzden çok eleştirilmiş olmalı özellikle ahlaki açıdan. Ancak burada ahlaki bir tartışma söz konusu değil, veya Stockhausen ın haklı veya haksız olması değil. Daha ziyade Stockhausen ın beyanı, saldırı görüntülerinin onun için estetik bir etki doğurmuş olması bir gösterge olarak alınmalıdır. Felsefi olarak ilginç olan nokta şudur: Biz estetik yaşantılara dair bir aşinalığa sahibiz ve biz estetik yaşantıları estetik-dışı yaşantılardan ayırt edebiliriz. Ancak tam olarak ayrım nereden kaynaklanıyor? Bu, felsefi estetiğin merkezinde bulunan bir sorudur. 4. Felsefi Estetiğin Yöntemleri Ne tarz sorularla felsefi estetiğin ilgilendiği ve ne tarz soruları cevaplamaya çalıştığı ortaya konuldu. Cevaplandırılması için üçüncü bir soru daha kaldı: Felsefi estetik hangi yöntemleri kullanarak kendi sorularını cevaplamayı deniyor? Bunu aydınlatmak için felsefi estetiği öteki estetik türleriyle karşılaştırmak anlamlı olacaktır. Daha önce belirtildiği gibi, estetik yalnızca felsefede değil öteki bilimsel disiplinlerde de vardır. Konularının ne olduğu noktasında bunlar felsefi estetikten hemen hemen hiç ayırt edilemezler. Ayrım daha ziyade sorular ve bunlarla bağlantılı olarak yöntemlerde bulunur. Estetik kavramı genelde felsefi estetik kavramından daha geniş ve belirsizdir. Estetik ile (geniş anlamda) felseficilerden gayrı psikologlar, sosyologlar, müzik bilimciler ve edebiyatçılar, sanat tarihçileri, sanat eleştirmenleri ve daha az olmamak üzere, sanatı yalnızca üretmeyip aynı zamanda yaptıkları iş üzerine fikir yürüttükleri sürece sanatçılar da ilgilenirler. Felsefi estetik ilk adımda aşağıdaki gibi karakterize edilebilir: Felsefi estetik genel ve deneyselolmayan bir estetiktir. Yani o özel ve deneysel (ampirik) estetikten farklıdır. Özel estetik ten iki şey anlaşılabilir: Bir yandan bununla estetiğin nesnelerinin yani sanat eserlerinin belli bir türü olduğu kastedilebilir, örneğin müzik estetiği, edebiyat estetiği, bahçe estetiği ve oturma mekânı ve elbise estetiği vb. Öte yandan özel estetik ten özel konularla ilgilenme kastedilebilir, örneğin belli bir filmin, belli bir resmin, belli bir romanın analizi ve eleştirisi vb. gibi. Özel estetiğin bu türünde sıkça okuyucunun bir yargının doğruluğunu kavraması amacıyla, tek tek sanat eserlerini tasvir etme ve değerlendirme ve özellikle verilen yargıları temellendirme söz konusudur. Eğer biz özel estetiğin iki anlamını ayırt edecek olursak o zaman genel estetiğin de iki farklı anlamını ayırt edebiliriz. Bir yandan estetik, nesnelerle nihai olarak belli tarzda ilgilenmemesi anlamında genel olabilir (yani yalnızca sanat estetiği, edebiyat estetiği vb. değil). Öte yandan estetik, tek tek sanat eserlerinin (veya öteki estetik nesnelerin) analizi ve eleştirisi yoluyla kazanılmaması anlamında genel olabilir. Felsefi estetik genel in her ki anlamına umumiyetle meyillidir, her ne kadar felsefi müzik estetiği, edebiyat estetiği vb. olsa da, bilhassa o ikinci anlamında geneldir. Bu demektir ki, tek tek sanat eserlerinin ve öteki estetik konuların çözümlenmesi (analizi) ve değerlendirilmesi felsefi estetiğin ödevi değildir. Buradan hareketle elimizdeki kitapta neyin içerilmediği ortaya çıkar: Tek tek sanat eserlerinin çözümlenmesi ve eleştirisi söz konusu değildir. Yani sanat eserleri üzerine değer yargısı oluşturulmuyor (belki bir örneksel bağlam haricinde, ancak bu durumda okuyucuya bir değer yargısını kabul ettirme eğilimi yoktur). Elbette bazı felsefi estetikçilerin, tek tek sanat eserleri üzerine somut değer yargıları oluşturmayı ve temellendirmeyi ödev saydıkları görmezlikten geliyoruz. Sanat eserleri üzerine yargıda bulunmak ve temellendirmek sanat eleştirisinin ödevidir. Yanlış anlaşılmalara yol açmamak için şu söylenebilir: Sanat eleştirisi nden burada sıkça günlük gazetelerin sinema sayfalarında kastedilen şey anlaşılmamalı yani yüzeysel bir tasvir (bir filmin aksiyonu/ticareti gibi), artı olarak sıkça sıkı temellendirilmemiş değerlendirme (oyuncu veya rejisörün performansı gibi). Sanat eleştirisi burada genel anlamıyla iddialı sorulardandır. Sanat eleştirisi burada genel anlamıyla yalnızca konser, sinema veya sergi ziyaretçilerinin karar vermelerine yardımcı olan bir şey değildir, her ne kadar o, belli bir oyunun sahnelenmesi için zaman ve para kazanmaya yaramasa da, aksine bir eserin (veya bir eserin belli bir sahnelenmesinin/gösteriminin) derin bir kavranışına vardırmak içindir. Bu tarz bir sanat eseri çoğu zaman (zorunlu olmasa da) estetik değer yargılarını içerir ancak genelde biz bu değer yargıları için nedenlerin de verildiğini görüyoruz. Çünkü bir gösterimin iyi veya kötü olduğuna dair yalın tespit, esaslı bir anlayışa sahip olmamızı sağlamaz. Derin bir anlayışa ancak, belli bir gösterimin neden iyi 11

12 veya kötü olduğu söylendiğinde varılabilir. Bu tarz sanat eleştirisi okumaları, eleştirmenlerin değer yargılarıyla uyuşulmadığı takdirde, sözü edilen eserin derin bir anlayışına vardırabilir. Doğrusu bir ve aynı insanın kişiliğinde hem filozofluğu hem de sanat eleştirmenliğini birleştirmesi göz artı edilmiyor (ve hakikatte bunun için seçkin örnekler mevcuttur). Bir ve aynı kişinin hem iyi bir sanat felsefesi hem de sanat eleştirisi yapması da mümkündür. Ancak bu, sanat felsefesi ile sanat eleştirmenliğinin ödev ve yöntemlerinin ayrı olduğu gerçeğini asla değiştirmez. Bununla bağlantılı olarak, sanat eleştirmenliğinde çok başarılı olan bir yöntem felsefeye hiç uygun düşmeyebilir ve tam tersi. Sanat eleştirmenlerinin en önemli ödevlerinden biri, denenmemiş veya yeterince bilgilendirilmemiş alıcıları gözden kaçırmamak amacıyla önemli işaretleri göstermek için, bir eserin estetik niteliklerinin alıcılarını hissileştirmektir. Şu da söylenebilir: Sanat eleştirisinin en önemli işlevi (veya her halükarda en önemli işlevlerinden biri) sanat eserlerini algılamayı bize öğretmesidir. Buna erişmek için söz konusu eserin ayrıntılı bir analizini yapmak sıkça amaca vardırıcıdır. (İyi) bir sanat eleştirmeni nadiren veya hemen hemen hiç şöyle bir şemaya göre, genel bir ilkeden türetme yoluyla değer yargısını temellendirir: Bu eser F niteliğine sahiptir. F niteliğine sahip olan her eser güzeldir. Dolaysısıyla bu eser güzeldir. Oysa bir sanat eleştirmeni tarafından genelde bir eserin belli nitelikleri belirtilerek, dikkatimizi yönlendirme sayesinde, söz konusu eserin güzel olduğunu fark etmemiz umulur. Buna karşın felsefede umumiyetle genel ilkeler ve bunların temellendirilmesi söz konusudur, pek öyle özel durumlar değil. Eğer sanat eleştirisi ile felsefenin ödevi ve yöntemleri birbirine karışırsa, o zaman sonucun ya kötü bir felsefe ya da kötü bir sanat eleştirisi, en kötü durumda da her iki olumsuzluğun gerçekleşme tehlikesi doğar. Örneğin bu şu şekilde tezahür edebilir: Bir filozof kendi kişisel sanatsal tercihini estetik ilkelerle genelleştirebilir ve daha sonra bu ilkeleri değer yargılarının temellendirilmesi için belli sanat eserlerine uyarlayabilir. Bu tarz bir yöntem kuşkusuz ne felsefi ne de sanat eleştirel bir bakış açısından tatmin edicidir. Kim bu filozofun estetik tercihlerine katılmazsa, onun estetik ilkeleri daha baştan makul bulunmayacaktır ve kim estetik ilkeleri makul bulmazsa, somut estetik yargalar kötü temellendirilmiş sayılacaktır. Buradan ben, felsefi estetiğin genel estetik (ikinci anlamda) olduğu noktasındayım. Bu demektir ki: Tek tek nesnelere dair somut estetik değerlerin savunusu söz konusu değildir, aksine diğerleri yanında daha ziyade estetik değer yargılarının doğasını içeren sorular, örneğin: Gerçekten estetik bir yargının anlamı nedir? Tam olarak biz mesela bir nesne güzeldir dediğimizde neyi kastediyoruz? Estetik yargıların mantıksal statüsü nedir? Bir başka ifadeyle: Estetik yargılar nesnel olarak varolan nitelikler üzerine iddialar mıdır veya konuşanların varlığından kaynaklanan yalın ifadeler ya da bir nesneyi belli tarzda algılamaya yarayan öneriler midir? Eğer estetik değer yargıları iddialar iseler, temellendirilebilirler mi? Eğer evet ise, nasıl? Nesnelerde objektif nitelikler olarak tümüyle estetik olan nitelikler mevcut mudur? Eğer evetse, bunlar estetik-olmayan niteliklerle nasıl bir ilişki içerisindedir? Eğer estetik nitelikler varsa, bu niteliklerin taşıyıcıları hangi nesnelerdir? Bu sorular özel estetiğin temellerine ilişkindir. Şu da söylenebilir: Bu tarz sorularla ilgilenen estetiğin gerçekte konusu özel estetiktir. Çünkü söz konusu olan, bizim özel estetikle iştigal ettiğimizde ne yaptığımız ve nasıl yaptığımızı anlamadır. Bu yüzden genel estetiğin bu tarzı bazen meta-estetik olarak gösterildi. Meta estetik, özel estetik üzerine derin düşüncenin (refleksiyon) ürünü bir disiplindir. Bu kitaptaki ele alışta, Ben, mutat olan estetik kavramına çoğunlukla ve titizlikle bağlı kalacağım. Felsefi estetik böylece özel estetikten veya özel estetiklerden farklıdır. Felsefi estetik bundan başka deneysel (ampirik) estetikten de ayrıdır. Deneysel bir bilimden ben, soruları esaslı olarak gözlem ve laboratuar deneyi (experiment) yoluyla kararlaştırılan bilimi anlıyorum. Deneysel estetiğe psikolojik ve sosyolojik estetik dâhildir. Psikolojik estetiğe örneğin, insan hangi duygularla belli estetik önemli işaretlere karşı insan hangi duygusal tepkiyi gösterdiği araştırmaları aittir. Örneğin psikologlar araştırdıkları kişiye belli renk bileşimlerini veya işaretlerini sunuyorlar ve denekler sunulan örneği güzel bulup bulmadığını paylaşmak zorundadırlar. Estetik, neden bir nesnenin estetik bir etkiye sahip olduğunu araştırıp ortaya koymada var olabilir, örneğin belli tarda sıra seslerin uyumlu veya uyumsuz, heyecanlı veya can sıkıcı algılanmasını sağlayan şey denir? Hangi biçimsel araçlarla ilgili estetik yaşantılar oluşur? Bunun için psikolojik yasalar bulanabilir. Bu tarzda olan felsefi estetiğe ait değildir. 12

13 Bu kitapta, başlangıçta söylendiği gibi, nihai olarak felsefi estetik söz konusudur. Felsefi estetiği belirgin tarzda deneysel estetikten ayırmış olmam, bir yanlış anlamaya vesile olabilir. Bu mümkün yanlış anlaşılma (Grekçeden kaynaklanan) deney/görgü/ampiri sözcüğünün daha ziyade tecrübe anlamına gelmesinden kaynaklanıyor, bu yüzden deneysel bilimler sıkça tecrübî bilimler olarak gösteriliyor. Deneysel-olmayan bir bilimin her bir tecrübeden bütünüyle söküp çıkarıldığı telkin edilebilir. Ancak, ben felsefi estetik deneysel bir bilim değildir derken asla bu kastedilmiyor. Hakikatte tecrübe (özellikle estetik tecrübe) felsefi estetikte önemli bir rol oynuyor. Estetik tecrübe olmaksızın muhtemelen felsefi estetik olmaz, çünkü estetik tecrübe belki felsefi estetiğin en önemli konusudur. Estetik yaşantıyı bilmeyen bir varlık, doğuştan renk öğretisi körü olarak muhtemelen felsefi estetiğe yabancı kalır. Aslında felsefi estetiğin sorularını heyecanlı kılan şey, nihai olarak bizim belli türden yaşantılarımızı daha iyi anlamamızdır; hayatımıza çok özel bir nitelik kazandıran bu yaşantıların bilincinde olup olmamamız önemli değildir. Ancak felsefi estetik, sorularını gözlem ve deney aracılığıyla cevaplandırır anlamında değildir ve bu onu örneğin psikolojik ve sosyolojik estetikten ayırt eder. Psikolojik estetiğin diğerleri yanında, bir yandan sunulu belli örnekler arasındaki psikolojik yasal bağlantılar ve öte yandan estetik yaşantıları bulmakla ilgilendiği söylendi. Problem belirlemenin bu formülasyonunda estetik yaşantı kavramı ön plana çıkıyor. Yani, estetik bir yaşantının ne olduğunu anladığımız var sayılıyor. Psikolojik estetikte bu kavram kullanılıyor ancak o bizzat tematize edilmedi. Felsefi estetikten farklı olarak burada biz, gerçekte estetik bir yaşantı nedir diye soruyoruz. Sosyolojik estetiğin diğerleri yanında sanat ile toplum arasındaki ilişkiyi kavramaya çalıştığı söylendi. Bu problem belirlenimi, sanat kavramını bizzat tamatize etmeden sanat kavramını varsayıyor. Eğer bir sosyolog, işçilerin, öğrencilerin veya köylülerin hayatında sanat nasıl bir rol oynuyor diye araştırma istese, öncelikle hangi nesnelerin sanat alanına ait olduğuna ve hangilerinin ait olmadığına karar vermek zorundadır. Onun araştırmasının sonuçları esaslı olarak buna bağlıdır. Eğer, örneğin, A şahsı bir ay içinde sanat zevkini tatmak için ne kadar zaman harcıyor? diye sorulduğunda, o zaman mutlaka, Karaorman Kliniği (Die Schwarzwaldklinik) gibi televizyon dizilerinin sanat olarak sayılıp sayılmayacağına önceden karar varilmiş olmalı, elbette araştırma sahasına dahil bir insan bu tarz dizileri seyretmesi şartıyla. Felsefi estetikte sanat kavramı bizzat tematize edilmiştir. Biz, sanat nedir, sanat eseri olarak adlandırdığımız nesneleri sanat eseri saymadıklarımızdan ayırt eden şeyin ne olduğunu sorarız. Bu örnekler, felsefi estetiğin (bütün olarak felsefe için olduğu gibi) deneysel bir bilim olmadığının ne anlam geldiğini açık bir şekilde ortaya koymalı. Onun yöntemi her halükarda ilk etapta gözlem ve deney değildir, aksine kavram çözümlemesidir. Hiçbir deneysel araştırma bize, sanatın ne olduğu veya estetik bir yaşantıyı estetik-olmayandan ayırt edenin ne olduğu sorusunu cevaplandıramaz. Bu soruları ancak her bir kavramın çözümlenmesi sayesinde aydınlatabiliriz ve bu felsefi estetiğin bütün soruları için geçerlidir. Çözümleme (analiz) daha ziyade parçalara ayırma/bölümleme anlamındadır. Yalnızca bütün (kompleks) olan bir şey parçalanır yani pek çok bölüme ayrılabilir. Dolayısıyla kavramları çözümleme demek, kavramları onları oluşturan bölümlere ayırt etmek demektir. Kavramlar (biraz) soyutturlar. Soyut olan bir şey nasıl parçalanabilir? Kavramlar, (genel) ifadelerin anlamlarıdır. Örneğin, sanat kavramı, Almanca sanat (İngilizce sözcük art da ve İtalyanca sözcük arte de vb. olduğu gibi) ne anlama geliyorsa odur. Bir kavramın çözümlenmesi, bir deyimin anlamını başka deyimler sayesinde vermekle yapılır ki, onların anlamları ana deyimde içerilmektedir. Bir kavram çözümlemesi sıkça bir tanımlama formundadır. Örneğin, Bir sanat eseri, hiçbir şekilde pratik bir yararı gözetmeyen bir sanat olgusudur (yani sanatsal olarak oluşturulan bir nesne). Burada çözümlenen sanat eseri kavramıdır. Bu çözümlemeye göre sanat eseri kavramı iki bölümden oluşur, yani bir yandan sanat olgusu deyiminin anlamı ve öte yandan da pratik yararı gözetmeyen deyiminin anlamı. Bu noktada, bizim felsefi estetiği daha iyi anlamamıza yarayacak olan, felsefedeki tanımlar üzerine birkaç esaslı hatırlatma yapmak istiyorum. Felsefi estetikte sıkça tanımların araştırıldığı anlaşılmış olmalıdır. Bu bölümde estetik kavramının tanımı söz konusudur. Takip eden bölümlerde (ötekilerin 13

14 yanında) estetik tecrübe, estetik tavır ve sanatın tanımını araştıracağız. Burada genel bir tarzda, bir tanımın gerçekte ne olduğu, neden tanım yapmaya çalıştığımız ve daha az olmamak üzere, bir tanım hangi koşulları yerine getirmeli ki biz onu kabul edelim gibi noktaları aydınlatmak yardımcı olacaktır. Felsefi sorular sıkça x nedir? formundadır. Bu estetiğin çoğu sorusu için de geçerlidir. Örneğin, Güzellik nedir?, Sanat nedir?, Estetik tecrübe ne demektir? bu formdaki sorular her zaman örneklerin verileri sayesinde cevaplandırılamayabilir. Kim, örneğin Sanat nedir? sorusunu, birkaç sanat eseri sayarak cevaplamayı denerse, sorunun neyi amaçladığını anlamamıştır. İlkin soru bütün sanat eserlerinin sayımı sayesinde uygun tarzda cevaplandırılmaz. x nedir? formundaki felsefi sorular cevap olarak bir tanımı gerektirirler. Doğrusu bu, örnekler üzerinden araştırmanın anlamsız olacağı anlamına gelmez. Gerçekte sanat kavramının bir tanım denemesi, belirgin bir şekilde sanat eseri olan nesneleri örnek olarak vermekle başlayabilir. Ancak bu yalnızca ilk adımdır. Bir sonraki adım, bütün nesnelerde ortak olan şey sorularak atılabilir. Buradan sanat ın daha uygun bir tanımına varılır. Bir tanımı gerektiren sorular her zaman x nedir? formuna sahip değildir. Sıkça onlar dır demek ne anlama geliyor? Örneğin, Güzellik nedir? yerine Bir nesnenin güzel olduğunu söylemek ne anlama geliyor? veya x güzeldir ne demek de sorulabilir. Bütün bu farklı formülasyonlar aynı yere varır: Bütünü cevap olarak bir tanımı gerektiriyor. Buna uygun olarak tanımlamalar için çeşitli dilsel ifade tarzları vardır. Burada tanım olarak kabul edilebilecek birkaç form: - x, y dir. Örneğin: Estetik güzelliğin kuramıdır. - x, H dir demek, aynen x, G dir demek gibidir. Örneğin: x güzeldir demek aynen x duyular için hoştur anlamına gelir. - x in F olduğunu söylemek daha ziyade x, G dir söylemektir. Örneğin: x in sanat eseri olduğunu söylemek daha ziyade, x in genelde sanat eseri olarak kabul edildiğini söylemektir. - Eğer p ise, o zaman x F dir. Örneğin: x duyulara hoş geliyorsa, x güzeldir. (Sunulan tanımlar örnek olarak görülmelidir, yoksa ilgili kavramları hakikaten tanımlayan öneriler olarak değil.) İmdi bir tanım bir sözcüğün olgusal kullanımının yalın bir tasvirinden meydana gelir. Bu şekilde örneğin Sanat nedir? sorusu, sanat sözcüğünün kendi dilimizde olgusal olarak nasıl kullanıldığı tasvir edilerek cevaplandırılabilir. Bu tarz tanımları sözlük ve lügatlerde buluruz. Buradan onları lügatî tanımlar olarak adlandırırız. Sanat veya sanat eseri nin lügati bir tanımı bu sözcüklerin çok çeşitli anlamlarını verebilir. Böyle bir tanım lügatler için ilginç olabilir ancak felsefe açısından yetersizdir. Çünkü Sanat nedir? sorusu, halkın sanat olarak neyi bildiklerini değil, sanat nedir i tanımlamayı amaçlıyor. Bazı sözcüklerin tanımında bu aynıdır ( halkın masa olarak bildiği, genelde bir masadır da); ancak sanat söz konusu olduğunda nesneler çok daha karmaşıktır, çünkü kullanımda sanata ilişkin çeşitli anlamlar, aşağıda göreceğimiz gibi, kısmen birbiriyle bağdaşmazdır. Bir başka tanım türü yalın, tümüyle iradi bir belirlemeyle oluşur. Bu tarz tanımlar şartlı (stipulativ) tanımlar diye adlandırılır. (Latinceden kaynaklanan stipulativ sıfatı daha ziyade şartlı/anlaşmaya dayalı anlamına gelmektedir.) Stipulatif tanımlar, örneğin o zaman kadar herhangi bir belirlenimi yapılmamış bir konunun belirlenimi için yeni bir sözcük kullanıldığında anlamlı olurlar (yeni keşfedilen veya ortaya çıkan bir hastalık için). Ancak Sanat nedir? veya Sanat eseri ne demektir? sorusuna cevap olarak şartlı bir tanım bir değere sahip değildir. Otoriter bir kültür bakanının, örneğin Sanat 1730 ile 1825 arasında inşa edilen her şeydir; diğerleri sanat değildir gibi bir tespit yardımıyla sanat sözcüğünün sıkıcı çok anlamlılığına bir son verme düşüncesine sahip olduğunu düşünelim. Bu tarz bir yöntemin bir değer taşımadığı aşikârdır. Şayet biri bu dil kullanımını uygulamaya koyma gücü olsa, hiçbir şey kazanılmış olmaz her halükarda, sanatın ne olduğuna dair hiçbir şekilde daha fazla açıklık kazanılmış olmaz. Ancak bu bizim amacımızdır: Biz sanatın ne olduğunu daha iyi anlamak istiyoruz. Eğer biz felsefede tanımı araştırırsak, normal şartlarda az veya çok güven veren kavramlarla karşılaşırız. Başka şekilde söylersek: Biz daha şimdiden konuya dair bir ön-anlayışa sahibiz. Bu 14

15 estetikteki tanımlamalar için de geçerlidir. Sanat kavramı örneğinde, bizim çok farklı bağlamlardaki sanat sözcüğünü önemli sorunlar yaşamaksızın kullanıp anlayabileceğimiz görülüyor. Ancak eğer biz derin düşünmeye başlarsak, kesin olmayan şeyleri fark ederiz ve buradan konuyu aydınlatma ihtiyacı doğar. Bu felsefi bir tanımın ödevidir. Sanat kavramının felsefi bir tanımını yapma girişimi şu demektir: Tanım, sırf hâkim (gündelik) dil kullanımından hareketle tasvir edilemez; diğer yandan o hakim dil kullanımını tümüyle de yadsımamalıdır. O, hâkim dil kullanımının zararsız bir şekilde kullanımına müsaade etmeli ama aynı zamanda kavramı daha az belirsiz ve çok-anlamlı yapmalıdır. Aradığımız tanım denilebilir ki lügati tanım ile şartlı tanımın ortasında yer alır. Onun işlevi, kullanılan bir kavramı açıklığa kavuşturmaktır. Böyle tanımlar açıklayıcı tanımlar veya kısaca açıklamalar olarak bilinir. Felsefedeki çoğu ilginç tanım açıklayıcıdır. Bu estetikteki tanımlar için de geçerlidir, örneğin sanatın, güzelliğin ve estetik tecrübenin ama aynı zamanda bizzat estetiğin tanımı da. Bu şu demektir: Estetiğin uygun bir tanımı, bu zaman kadar estetik altında anlaşılan her şeyi (en azından onun büyük bir bölümünü) içermelidir. Bu koşulu yerine getirmeyen tanım çok dar (sınırlı) olur. Örneğin, sanat kuramına göre daha fazla estetiğe ait olmayan estetik in tanımı kuşkusuz dardır. Öte yandan o, bu zaman kadar çoğu yetkin söz sahiplerince estetik altında anlaşılmayan her şeyi (en azından onun büyük bir bölümünü) içermelidir. Bu koşulu yerine getirmeyen tanım çok geniş olur. Bu şekilde mesela estetik in teknik kimyayı kapsayan bir tanımı besbelli geniş olur. Biz böylece tanımların uygunluğunun ölçütleri üzerinde duruyoruz: Uygun bir tanım ne geniş ne de sınırlı olmalı. Ancak bu ölçütlerin kendisi oldukça belirsizdir. Ehil bir kişi için estetiğe belirgin bir şekilde ait olan şey, başka biri için belirgin bir şekilde estetiğe ait olmayabilir; biri için açıkça sanat eseri olan bir şey bir başkası için açıkça değildir. Buradan farklı kişiler bir ve aynı kavram için farklı tanımları uygun görebilirler. Üstelik uygunluk bir derecelendirme meselesidir. Bu şu demek: Biz basit bir şekilde, bir tanım tümüyle uygundur veya tümüyle uygun değildir diyemeyiz. Uygun olan çeşitli tanımlar ötekilerden daha uygun olabilir. Elbette biz daha uygun kabul ettiğimizden yana karar kılarız. Ancak bu tür kararlar çoğu kez yanıltıcı kompleks süreçlere dayanır ki, bunlarda biz kısmen kendi bireysel ön-anlayışımıza göre bir kavramı korumak zorunda kalırız. Bu kitaptaki pek çok tartışma bu noktayı oldukça iyi gösteriyor. Burada onların bütününü önceden vermek gerekmiyor. Ancak biz örneğin, var sayılım ki sanat ve sanat eseri nn birbiriyle rekabet eden iki tanımı tartışılıyor olsun: Onlardan hiçbiri tam uygun değildir. Yani her ikisi de büyük çapta, genelde sanat ve sanat eseri nden anlaşılan şeyin örtüsünü aralıyorlar ve her ikisi genelde sanat olarak gözlemlenmeyen şeyi dışarıda bırakıyor. Metaforik konuşulduğunda şunu söyleyebiliriz: Her iki kavram gündelik (kuram öncesi) sanat kavramının özünü açımlıyorlar ve buradan hareketle uygunluk iddiasında bulunuyorlar. Yine kabul edelim ki, D1 tanımı sanat statüsü tartışmalı olan bazı nesneleri dışta tutuyor. Devamla bizim, müteakip koşulların eklenmesi sayesinde söz konusu tartışmalı nesneler dışta bırakılarak, D1den D2nin sınırlı bir tanımına eriştiğimiz kabul edilsin. Şimdi D2, D1den daha mı uygundur? Zorunlu olarak değil. Çünkü biz, D1in içerdiği tartışmalı nesneleri ancak, gerçekte dışta bırakmak istemediğimiz öteki nesnelerin ihracı pahasına dışta bırakabiliriz. O zaman biz nasıl karar vereceğiz? Hiçbir karar çıkmayabilir ve çeşitli imkânları göstermekle yetinilebilir. Bu meşru ama bütünüyle doyurucu olmayan bir yoldur. Ancak eğer yanlış bir karara varılmak istenmiyorsa, o zaman en azından kuram öncesi bireysel anlayıştan farklı bir tanımı seçmelidir. Kuram-öncesi anlayış bizim bir konu üzerinde, onunla ilgili sistematik düşünceye başlamadan önce sahip olduğumuz anlayıştır. Kuram-öncesi anlayış yerine felsefede sıkça sezgiler söz konusudur. Örneğin biz, bir varsayım veya bir çıkarım özde bizim kuram-öncesi anlayışımızla örtüşüyorsa sezgisel olarak mümkün olduğunu söyleriz; ve eğer bir kabul veya çıkarım bizim bir konuya ilişkin ön-anlayışımızla çatışma içindeyse sezgiye-aykırı dır deriz. Muhtemel yanlış anlamaları önlemek için, sezgi deyiminin bazen başka bir anlamda da kullanıldığı gösterilmedir, ani düşünce veya nedensiz kanaat. Bunlarda sezgi kastedilmiyor. Söz konusu olan sezgiler ise ne aniden ne de nedensiz ortaya çıkarlar, sıkça ilkin nedenlere dair yalnızca üstü kapalı bir bilgiye sahip olunsa da. Bu demektir ki, biz ilkin uzun bir düşünceden sonra nedenler gösterecek durumdayız. 15

16 Şunu söyleyebiliriz: Bir felsefeci, bir sanat eseri nin tanımını en iyi, sanat eserinin ne olduğu ve ne olmadığına dair sezgilerine uygun olarak karar verebilir. Bu her şeye rağmen ciddi bir şüphe doğurur, yani bir tanım nihai olarak, ön-anlayışta mevcut olan sezgiyi açığa çıkarmak ise. Öyle olsaydı, bilgi gerçekten mütevazı bir kazanç olacaktı. O nihayet insanın örneğin sanat sözcüğünü anlamasında olduğu gibi, bir şeyin farkına varmasıdır. Böylece biz hiçbir şekilde sanatın ne olduğunu öğrenemeyiz. Ancak hakikatte felsefi bir kavram açıklaması yalnızca kuram-öncesi anlayışı açığa çıkarmak değildir. İki nedenden ötürü: İlkin kimse tek başına kendi bireysel anlayışı üzerine kendi kişisel sezgisini oluşturamaz. Başka insanların kuram-öncesi anlayışını dikkate almalı, özellikle ilgili alanda yetkili olarak kabul edilen kişilerin. İkinci olarak, tanımlama uğraşı bir süreçtir, bu süreçte sezgiler değişebilir. Bu yüzden bir filozofun bu uğraşın başlangıcında bazı tanımları sezgi-karşıtı bulması mümkündür, sonrasında ise ona böyle görünmez ve tam tersi başlangıçta bazı sezgileri mümkün bulabilir ama daha sonra ona sezgi-karşıtı görünürler. Belirtildiği gibi, bu kitapta bu tarz problemlere dair somut örnekler ortaya konulacak. Şu an için, gelecektekilerin esaslı şekilde anlaşılması maksadıyla çok önemli olan birkaç genel öğretiyi örneklendirebiliriz: Açılayıcı tanımlamalar doğru veya yanlış değildirler, tersine az veya çok uygun olurlar ya da uygun değildirler. Buradan onları iddialar olarak kavramamalı, aksine daha ziyade öneriler. Eğer yeni düşüncelerden ötürü bir tanımdan vazgeçilip, onun yerine bir başkası koyuluyorsa, bu eski tanımın değersizleştiği anlamına gelmez. Keza, haklı nedenlerden dolayı kabul edilmeyen bir tanım önemli görüşler içerebilir. Bir tanımın hedefi (en azından ilk etapta) dil kullanımının kaydına tabi olmak değildir. Yani, öteki insanların, estetik sözcüğünü veya sanat sözcüğünü veya öteki deyimleri nasıl kullanması gerektikleri talimatı söz konusu değil burada. Aynen sözcüklerimizi kullandığımız gibi, nihayet bir dil topluluğunun üyelerinin bir konuya dair anlaşmasıdır her ne kadar bazen belli bir sözcük kullanımının diğerinden daha amaca uygun olduğunun tartışılması gibi. Ancak ilk etapta söz konusu olan bizzat konu üzerine bir şeyler öğrenmektir. Biraz eski moda bir tabirle denilebilir ki, mevzubahis olan şeylerin mahiyetidir. Tanımlar, mümkün olan en duru şekilde bir konunun özünü formülleştirme denemesidir. Biz buradan tekrar estetiği, estetik niteliklerin, estetik nesnelerin ve estetik tecrübenin kuramı olarak tanımlayan öneriye geri dönelim. Şimdi biz bu tanımın yukarıda formüle edilen uygunluk ölçütlerini iyi içerdiğini görürüz: O, geleneksel olarak estetik ten anlaşılan şeylerin çoğunun alanını kapsamaktadır. O, bundan başka, bizim görmüş olduğumuz, geleneksel tanımlar tarafından haksız bir şekilde dışta bırakılan bütün konuları da kapsıyor; örneğin duyusal bir algılama yaşantısı olmayan çirkinliğin estetik yaşantılarını. Buradan biz, önerilen tanımın, çok dar olmadığı ve bu yüzden en azından uygunluğun bir ölçütü olduğunu kabul etmemiz için iyi bir nedene sahibiz. Yine biz, önerilen tanımın çok geniş olmaması ve bu yüzden de uygunluğun ikinci ölçütü olduğunu da kabul etmek için iyi bir nedene sahibiz. Sezgisel olarak, estetiğin varlık alanına hem estetik niteliklerin hem estetik konuların ve hem de estetik yaşantıların ait olması mümkündür. 5. Özet, Sorular ve Alıştırmalar Özet Felsefi estetik, bütün olarak estetik görüngülerin (fenomenlerin) kuramıdır, kısaca estetik olanın. Estetik olan birbirine sıkı sıkıya bağlı olan üç boyuta sahiptir: Estetik nitelikler, estetik nesneler ve estetik tecrübe. Böylece estetik, estetik niteliklerin, estetik nesnelerin ve estetik tecrübenin kuramı olarak tanımlanabilir. Felsefi estetiğin önemli ödevi şu kavramların açıklığa kavuşturulmasıdır: Estetik yaşantı, estetik nesne (konu), estetik nitelik. Geleneksel kavrayışa göre estetik güzelliğin kuramı ve/veya sanatın kuramı ve/veya duyusal algılamanın kuramdır. Geleneksel kavrayışlardan her biri yakından bakıldığında yetersizdir: Estetiği duyusal bilginin kuramı olarak tanımlama bir yönüyle çok geniş (çünkü her tür duyusal bilgi estetik 16

17 değildir) ve diğer yandan oldukça dardır (çünkü her estetik tecrübe duyusal bir tecrübe değildir). Estetiği sanat kuramı olarak tanımlama çok dardır, çünkü yalnızca sanat nesneleri estetik tecrübenin nesneleri olmayabilir. Estetiği güzelin kuramı olarak tanımlamak keza çok dardır, çünkü her sanat tecrübesinin güzelin tecrübesi olduğu kuşkuludur ve güzellik biricik estetik nitelik olmadığı için. Estetik niteliklerin, estetik nesnelerin ve estetik tecrübenin kuramı olarak estetiğe, güzellik kuramı ve sanat kuramı dâhildir ve o aynı zamanda duyusal bir bilgi kuramının unsurlarını içerir. Ancak önerilen tanım bir yönüyle geleneksel tanımlardan daha kapsayıcıdır, çünkü ona güzelin tecrübesinin dışındaki estetik tecrübeler de dâhildir; öte yandan önerilen tanım dardır, çünkü estetik-olmayan algı, estetiğin araştırma alanına ait olmayan bir şey olarak dışta bırakılamaz. Bu tanımı estetiğin çıkış noktası olarak almak uygun görünüyor. Sorular ve Alıştırmalar Estetik deyimi nereden kaynaklanıyor ve ne anlama geliyor? Estetiğin hangi geleneksel tanımlarını biliyorsunuz? Estetiğin güzelliğin kuramı olduğu veya olmadığı yönündeki deliller nelerdir? Estetiğin sanatın kuramı olduğu veya olmadığı yönündeki deliller nelerdir? Estetiğin duyusal algılama kuramı olduğu veya olmadığı yönündeki deliller nelerdir? Bu bölümde nasıl bir estetik tanımı sunuluyor? Bu tanımın geleneksel tanımlara karşı üstün olan yönleri melerdir? Bu tanımı yeterli buluyor musunuz? Evet ise, neden? Değilse, neden değil? Bu kitapta geçen nesne/konu deyimini izah ediniz? Açıklama ne demektir? Tanımlar felsefede ne gibi bir işleve sahiptir? Sezgi den ne anlıyoruz ve sezgiler felsefi tartışmalarda nasıl bir rol oynuyor? Bu kitapta estetik nesne den ne anlaşılıyor? Bu kitapta estetik bir yaşantı dan ne anlaşılıyor? Felsefi estetiği sanat eleştirisinden ayırt eden şey nedir? Felsefi estetiği deneysel estetikten ayırt eden şey nedir? 17

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; TASARIM ve ESTETİK ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; Plato( İ.Ö. 427-347) her alanda kusursuzu arayan düşünce biçimi içersinde nesnel olan mutlak güzeli aramıştır. Buna karşın, Aristoteles in (İ.Ö.

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI Öğretim Programı, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu nun 2. maddesinde ifade edilen Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ile Türk Millî Eğitiminin

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Öğretim Teknolojisinin Kavramsal Çerçevesi Dr. Erinç Erçağ Kaynak: Editör: Prof. Dr. Hüseyin Uzunboylu - Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Doğumdan

Detaylı

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek 1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek İngilizce öğrenilememesinin ilk ve en büyük sebeplerinden birisi, İngilizce öğrenmeyi ders çalışmak olarak görmek. Çoğu zaman İngilizce iş hayatında başarılı

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi TEMEL KAVRAMLAR Eğitim Öğrenme Öğretme Ortam Teknoloji Araç - gereç Öğretim materyali Eğitim teknolojisi Öğretim teknolojisi İletişim EĞİTİM: Davranışçı yaklaşıma göre eğitim, bireyin davranışında kendi

Detaylı

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ AYRIK YAPILAR P r o f. D r. Ö m e r A k ı n v e Y r d. D o ç. D r. M u r a t Ö z b a y o ğ l u n u n Ç e v i r i E d i t ö r l ü ğ ü n ü ü s t l e n d i ğ i «A y r ı k M a t e m a t i k v e U y g u l a

Detaylı

V. ÜNİTE SANAT FELSEFESİ

V. ÜNİTE SANAT FELSEFESİ V. ÜNİTE SANAT FELSEFESİ A. SANAT FELSEFESİ VE TEMEL KAVRAMLARI 1. Estetik ve Sanat Felsefesi 2. Sanat ve Felsefe İlişkisi 3. Sanat Felsefesinin Temel Kavramları B. SANATI AÇIKLAYAN FELSEFİ GÖRÜŞLER 1.

Detaylı

İletişimin Bileşenleri

İletişimin Bileşenleri Düşünce, bilgi ve duyguların; sözcük, yazı ve resim gibi semboller kullanarak anlaşılır hale getirilmesi, paylaşılması ve etkileşim sağlanmasıdır. İletişim Sürecinde; Dönüt (feedback) sağlanamıyorsa iletişim

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET. www.kolayaof.com

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET. www.kolayaof.com DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TÜRKÇE BİÇİM BİLGİSİ KISA ÖZET www.kolayaof.com

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

İkinci Basımın Ön Sözü

İkinci Basımın Ön Sözü İkinci Basımın Ön Sözü Bu basım kısmen eleştirilerin sonucunda, kısmen öncekindeki belli boşluklardan dolayı ve içinde yer aldığım etkinliğin doğasına -eğitime ve özellikle eğitimde araştırmaya felsefenin

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No. ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI 1.KURUMUN ADI 2.KURUMUN ADRESİ 3.KURUCU TEMSİLCİSİ ADI :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.79 Fethiye /MUĞLA :ARTI ÖZEL

Detaylı

Estetik (MTT194) Ders Detayları

Estetik (MTT194) Ders Detayları Estetik (MTT194) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Estetik MTT194 Seçmeli 2 0 0 2 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü Dersin Seviyesi

Detaylı

kavramının inşa edilmesi

kavramının inşa edilmesi B E N L İ K kavramının inşa edilmesi Ben kimim? Doç.Dr. Hacer HARLAK - Sosyal Psikoloji I sorular sorular - sorular Siz diğerlerinden farklı mısınız, yoksa benzer mi? Herkes için aynı kişi misiniz? (Eğer

Detaylı

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap 5 MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun AYLIK PLAN eğiten kitap 11 Eylül 2013 i MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI...OKULU AYLIK EĞİTİM PLANI Tarih :... Yaş Grubu :... Öğretmen Adı :... AYLAR KAZANIM VE GÖSTERGELER

Detaylı

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen İki öğenin birbiri ile kurduğu bağlantıya veya etkileşime ilişki denir. Eğer bu tek taraflı ise ilgi olarak tanımlanır.

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık

Yılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık Yılmaz Özakpınar İNSAN İnanan BIr Varlık Yılmaz Özakpınar; 1934 te Boyabat ta doğdu. 1957 de İs tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü n den, 1960 ta Cambridge Üniversitesi Biyoloji Fakültesi

Detaylı

İKLİM VİDEO 3 Sera etkisi ne demek? Sera gazları hangileri? Sera gazı nedir? karbondioksit metan diazot monoksit

İKLİM VİDEO 3 Sera etkisi ne demek? Sera gazları hangileri? Sera gazı nedir? karbondioksit metan diazot monoksit İKLİM VİDEO 3 Sera etkisi ne demek? Güneşten dünyaya belli bir miktar enerji geliyor. Bu enerji dünyanın atmosferi olmayacak olsa dışarı kaçacak ve dünya şimdi olduğundan çok daha serin olacaktı. Fakat

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

NO 5 Bağıntısız gençler için medya laboratuvarlarında öğretim ve danışmanlık etkileşimli araç

NO 5 Bağıntısız gençler için medya laboratuvarlarında öğretim ve danışmanlık etkileşimli araç BAĞINTISIZ GENÇLİK İÇİN MEDYA TABANLI GÜÇLENDİRME NO 5 Bağıntısız gençler için medya laboratuvarlarında öğretim ve danışmanlık etkileşimli araç LABlearning Rehber Koleksiyonu, toplumdan dışlanmış gençler

Detaylı

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 Bu materyale atıfta bulunmak ve kullanım koşulları için http://ocw.mit.edu/terms sayfasını ziyaret ediniz.

Detaylı

Panelden amaç bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşleri, farklı anlayışları ortaya koymaktır.

Panelden amaç bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşleri, farklı anlayışları ortaya koymaktır. Panel Nedir? Özellikleri Nelerdir? Nasıl Yapılır? Toplumu ilgilendiren bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafında n tartışıldığı konuşmalara panel denir. Açık oturum ile

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 İÇİNDEKİLER Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 I. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 23 A. Eğitim ve Öğretim 23 B. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 24 II.

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ PROF. DR. EMRAH CENGİZ Bilim Tanımı, Nitelikleri ve Temel Kavramlar Bilim Tanımı Bilimsel

Detaylı

Eğitim Bilimlerine Giriş

Eğitim Bilimlerine Giriş Eğitim Bilimlerine Giriş Yrd. Doç. Dr. Tuncay Sevindik E-posta: tuncaysevindik@hotmail.com Web: www.tuncaysevindik.com 1/44 Ders İçeriği Bu dersin amacı; eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin psikolojik,

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

Doç. Dr. Doğan Göçmen (Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü)

Doç. Dr. Doğan Göçmen (Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü) FELSEFEDE LİSANS VE LİSANS ÜSTÜ TEZ ÖNERİSİ NASIL HAZIRLANABİLİR VE GERÇEKLEŞTİRİLİR? Doç. Dr. Doğan Göçmen (Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü) Aşağıdaki, gözlemlere, araştırmalar ve kendi deneyimlerime

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

Nesnellik. İdelerin Öznelliği

Nesnellik. İdelerin Öznelliği 3 Nesnellik İdelerin Öznelliği Nesnellik kavramını açıklığa kavuşturmak ve bir duyumun neden nesnel bir doğada olduğunu açıkça görmek için, Frege basmakalıp/tipik bir biçimde öznel olan şeylerin yani,

Detaylı

İşyeri Temsilcileri Rehberi

İşyeri Temsilcileri Rehberi İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bir işyerinde işyeri temsilcisinin

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ 22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ Eğitimde Rehberlik Hizmetleri kitabına gösterilen ilgi, akademik yaşamımda bana psikolojik doyumların en büyüğünü yaşattı. 2000 yılının Eylül ayında umut ve heyecanla

Detaylı

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ Aylin YAZICIOĞLU Afyon Kocatepe Üniversitesi,Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı ÖZET: Eğitim,bireylerde istendik davranışları

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GÖRSEL SANATLAR ÖĞRETİMİ Ders No : 0310400204 Teorik : 1 Pratik : 2 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı 1.ÜNİTE - FELSEFEYLE TANIŞMA A-Felsefe Nedir? Felsefenin

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları Dersin

Detaylı

Altınışık, Ş. (2014). Montessori eğitiminde metalaşma. Eleştirel Pedagoji Dergisi, (35), 50-52. Montessori Eğitiminde Metalaşma.

Altınışık, Ş. (2014). Montessori eğitiminde metalaşma. Eleştirel Pedagoji Dergisi, (35), 50-52. Montessori Eğitiminde Metalaşma. Altınışık, Ş. (2014). Montessori eğitiminde metalaşma. Eleştirel Pedagoji Dergisi, (35), 50-52. Montessori Eğitiminde Metalaşma Giriş Şenay Altınışık Çocuğun duyarlılığının hayal edebileceğiniz herhangi

Detaylı

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM Jean Piaget ve Jerome Bruner Biliş ne demektir? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar? Bireydeki akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

ÇOKLU ZEKA. Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Servisi

ÇOKLU ZEKA. Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Servisi ÇOKLU ZEKA Zekanın ne olduğu yıllarca tartışıldıktan sonra üzerinde anlaşılan bir kavrama ve sonuca ulaşıldı. Artık zekanın bir iki cümleyle özetlenemeyecek kadar karmaşık bir sistem olduğu kabul ediliyor.

Detaylı

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu) Kavram Haritaları Hiyerarşik KH Hiyerarşik Olmayan KH ( Ağ, Örümcek Harita) Zincir KH Sınıflandırma Haritası Vee Diyagramları Neden-Sonuç Diyagramları Balık Kılçığı Döngü Göstergesi Olay Zinciri Dizileri

Detaylı

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları

Detaylı

İçinde hareket edilen, günlük aktivitelere sahne olan, insanı çevresinden yalıtan, sınırlandırılmış ve algılanabilir özel ortam.

İçinde hareket edilen, günlük aktivitelere sahne olan, insanı çevresinden yalıtan, sınırlandırılmış ve algılanabilir özel ortam. MİMARİ ÇEVREDE FORM VE MEKAN KAVRAMLARI MEKAN İnsanın içinde eylemlerini yerine getirdiği, onu saran ve ait olma duygusu yaratan, yatay ve düşey elemanlarla sınırlandırılmış üç boyutlu düzenlemeler. İçinde

Detaylı

Bilgi Yönetimi Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri. Hacettepe Üniversitesi

Bilgi Yönetimi Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri. Hacettepe Üniversitesi Bilgi Yönetimi Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri Prof. Dr. Serap Kurbanoğlu Prof. Dr. Buket Akkoyunlu Hacettepe Üniversitesi Öğrenme Stili Bilgiyi kavrama ve işlemede kişisel olarak tercih edilen yol/yöntem

Detaylı

Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları

Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları Psikolojinin Felsefi Temelleri (PSY 112) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Psikolojinin Felsefi Temelleri PSY 112 Bahar 3 0 0 3 7 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz: METİN ÇÖZÜMLEME METİN NEDİR? Bir olayın, bir duygunun bir düşüncenin yazıya dökülmüş haldir. Metin öncelikle yazı demektir. Metin kavramı aynı zamanda organik bir bütünlük demektir Metin kavramı öncelikle

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTE- LERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET 1 KOLAYAOF

Detaylı

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Çevre, çok geniş kapsama sahip olan bir kavram olduğu için, tek bir tanım yerine bu konuda yapılmış araştırmalarda kullanılan çeşitli tanımları bulunmaktadır. Çevre: İnsanın

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruhumdaki Müzigin Ezgileri Stj. Av. İrem TÜFEKCİ 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruh halinize göre mi müzik dinlersiniz, müzik mi ruh halinizi değiştirir? Hangi tür olursa olsun o anki duygusal duruma eşlik etmekte

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.

Detaylı

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ ÇOCUK NEDEN OKULA BAŞLAMALI? Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır. İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü

Detaylı

Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim. Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı

Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim. Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı Ana babaları zorlayan özellikler Soruları ile sizi çıldırtıyor mu? Sizin unutmak

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM Yrd.Doç.Dr. Gülçin Tan Şişman Eğitim Programları ve Öğretim İletişim "Ne kadar çok bilirsen bil, söylediklerin karsındakinin anlayacagı kadardır."

Detaylı

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur. Bu derste Immanuel Kant ın estetik felsefesi genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılacaktır. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olan Kant, kendi felsefe sistemini üç önemli çalışmasında toplamıştır.

Detaylı

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? Bireyin iç ve dış dünyasını algılayıp, yorumlamasında etkili olan tüm faktörlere paradigma yani algı düzeneği denilmektedir. Bizim iç ve dış dünyamızı algılamamız,

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 3-6 yaş arasını kapsayan ve okul öncesi dönem adını verdiğimiz süreç çocukların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönem çocukta büyümenin ve gelişimin en hızlı

Detaylı

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? Www.EkitapKazanclari.coM. By Alia RİOR. Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? Www.EkitapKazanclari.coM. By Alia RİOR. Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? E-KİTAP KAZANÇLARI Www.EkitapKazanclari.coM By Alia RİOR Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com Sorumluluk Sınırları ve Garanti Feragatnamesi ÖNEMLİ:

Detaylı

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam) ve referanslar ve elbette tarihsel ve entelektüel ardalan ileri derecede önemlidir. Çünkü genelde Batýlý kavramlar, kendilerinde ne olduklarý na bakýlmaksýzýn (aslýnda akademik ve entelektüel bir soruþturmanýn

Detaylı

Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları

Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Endüstri Grafiği Tasarımı SGT 324 Seçmeli 1 2 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Teknoloji ve İletişim Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU BÖTE @ KOÜ Önceki Ders Tanışma ve Genel Bilgilendirme Değerlendirme Ölçütleri, Devamsızlık Limitleri Ders

Detaylı

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009

MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu. 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 MIT OpenCourseWare http://ocw.mit.edu 14.30 Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009 Bu materyale atıfta bulunmak ve kullanım koşulları için http://ocw.mit.edu/terms sayfasını ziyaret ediniz.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ I Ders No : 0310380096 Teorik : 2 Pratik : 2 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB211 3 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM

KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM Toplumlarda var olan eğitim sorunlarını ve bu sorunları doğuran nedenleri, diğer toplumlarda benzer faktörlere değinerek saptayan, yorumlayan bir inceleme ve araştırma alanıdır.

Detaylı

Anlama ve Yazma Becerileri

Anlama ve Yazma Becerileri Anlama ve Yazma Becerileri Bahar ÜRKMEZ Sınıf Öğretmeni baharurkmez@terakki.org.tr Serdar ÖZMEN Sınıf Öğretmeni serdarozmen@terakki.org.tr Anlama ve Yazma Becerileri Sizin de bildiğiniz gibi ülkemizde

Detaylı

DUYU MOTOR DÖNEM(0-2 YAŞ)

DUYU MOTOR DÖNEM(0-2 YAŞ) DUYU MOTOR DÖNEM(0-2 YAŞ) Bebek doğuştan getirdiği duyusal özellikleriyle kendisini dış dünyada ayırt etme çabasındadır.çevreye duyular arasındaki etkileşim Dönemin özelliğidir. Duyu motor dönem altı aşamaya

Detaylı

FAKÜLTE KURULU KARARLARI

FAKÜLTE KURULU KARARLARI T.C GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJĐ ENSTĐTÜSÜ REKTÖRLÜĞÜ MĐMARLIK FAKÜLTESĐ DEKANLIĞI Toplantı Tarihi : 11.04.2012 Toplantı Sayısı : 2012/06 Oturum Sayısı : 01 FAKÜLTE KURULU KARARLARI Prof.Dr.Tülay ESĐN (Başkan)

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

1) Okuma 1.1. Okumanın Öğeleri:

1) Okuma 1.1. Okumanın Öğeleri: Rızzaa FFi ilizzookk O K U M A S Ü R E C İ k, sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Aslında o, bir metnin anlamını yeniden inşa etme sürecidir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki bu süreç hakkında sağlam

Detaylı

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10. ADÜ Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Laboratuvara Giriş Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.2013) Derslik B301 1 BİLGİ EDİNME İHTİYACI:

Detaylı

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma Hipnoz ile ilgili olarak hemen hemen herkesin bir fikri vardır. Ve bu fikir genellikle filmlerden öğrenilen birisine adam öldürtmek, hırsızlık yaptırmak gibi genelde olumsuz örneklerden oluşmaktadır. Peki,

Detaylı

Yaratıcı Metin Yazarlığı (SGT 332) Ders Detayları

Yaratıcı Metin Yazarlığı (SGT 332) Ders Detayları Yaratıcı Metin Yazarlığı (SGT 332) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Yaratıcı Metin Yazarlığı SGT 332 Seçmeli 1 2 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili Değerli basın mensupları, Hoş geldiniz Bu yıl, Ülkemizin ilk Sanayi dalı, kalkınma ve büyümemizin en önemli lokomotif güçlerinden

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

SOMUT VE SOYUT NEDİR?

SOMUT VE SOYUT NEDİR? SOMUT VE SOYUT NEDİR? Prof. DR. Rıza FİLİZOK Okul kitaplarımızda isim olan kelimelerin somut ve soyut diye ikiye ayrıldığı bilgisi verilir ve şöyle tanımlanır: Somut : Beş duyu ile kavranan varlıkları

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular 24.00/24.02 Güz Dönemi, 2005 Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular Bir Ödevi yazmaya başlamadan önce, hazırladığınız taslağınızı, bir de şu soruları aklınızda tutarak gözden

Detaylı