PREDİYABETİK HASTALARDA KARDİYOVASKÜLER RİSK PROFİLİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PREDİYABETİK HASTALARDA KARDİYOVASKÜLER RİSK PROFİLİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ GENEL KOORDİNATÖR: DOÇ. DR. REFİK DEMİRTUNÇ PREDİYABETİK HASTALARDA KARDİYOVASKÜLER RİSK PROFİLİ (UZMANLIK TEZİ) DR. HAYRİYE KÜLBAY İSTANBUL, 2009

2 ÖNSÖZ Öncelikle bana hayat vermiş, erken kaybettiğim sevgili anneme, Bana çok emeği geçmiş sevgili babama, Destekleri ile yanımda olmuş ailemin diğer bireylerine, Tüm eğitim hayatım boyunca engin bilgi, beceri ve tecrübeleri ile hem eğitimime hem de insani değerlerimin gelişmesine katkıları olmuş, yol göstermiş, gelmiş geçşmiş tüm değerli öğretmenlerim ve hocalarıma, Paylaşımlarımız olmuş, hayat sevinci vermiş tüm arkadaşlarıma, Buğün bitirmekte olduğum asistanlık eğitimimde ise bana yardımlarını esirgememiş olan, diğer yandan birlikte çalışmaktan da mutluluk duymuş olduğum Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Dahiliye Klinik Şefi Doç. Dr. Refik Demirtunç a, Göztepe Egitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Prof. Dr. Aytekin Oğuz a, ayrıca yine Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye uzmanlarından Dr. Mehmet Ali Tarım ve Dr. Ali Özdemir e çok teşekkür eder, en içten saygı ve sevgilerimi sunarım. DR. HAYRİYE KÜLBAY ii

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER 3 DİABETES MELLİTUS 3 TANIM 3 SINIFLANDIRMA 3 ETİYOPATOGENEZ 7 EPİDEMİYOLOJİ 8 TANI KRİTERLERİ 8 TARAMA 9 ORAL GLUKOZ TOLERANS TESTİ 10 GLİKOLİZE HEMOGLOBİN 11 PREDİYABET 12 PREDİYABET TANI KRİTERLERİ 13 PREDİYABET, DİYABET VE KARDİYOVASKÜLER RİSK İLİŞKİSİ ve METABOLİK SENDROM 14 PREDİYABETTE KARDİYOVASKÜLER RİSK VE DİYABETİN ÖNLENMESİ 17 HASTALAR VE YÖNTEM 19 BULGULAR 23 TARTIŞMA 37 SONUÇ 40 ÖZET 40 KAYNAKLAR 42 iii

4 KISALTMALAR ABD ADA AHA/NHLBI Anti-GAD65 APG BAG BGT BMI DECODE DM DPP EGIR GDM HbA1c HDL HDL-c IAA ICA JNC KAH KKH KVH Amerika Birleşik Devletleri Amerikan Diyabet Derneği (American Diabetes Association) Amerikan Kalp Derneği [American Heart Association (AHA) ]/Ulusal Kalp, Akciğer, ve Kan Enstitüsü [National Heart, Lung, and Blood Institute (NHLBI) ] Glutamik Asit Dekarboksilaz (Anti-Glutamic Acid Decarboxylase65) Açlık Plazma Glukozu Bozulmuş Açlık Glukozu Bozulmuş Glukoz Toleransı Vücut Kitle Indexi (Body Mass Index) Diabetes Epidemiology (Collaborative analysis Of Diagnostic criteria in Europe) Diabetes Mellitus Diyabet Önleme Programı (The Diabetes Prevention Program) Avrupa İnsülin Direnci Çalışma Grubu (The European Group for the Study of Insulin Resistance) Gestasyonel Diabetes Mellitus Hemoglobin A1c Yüksek Dansiteli Lipoprotein (High Density Lipoprotein) Yüksek Dansiteli Lipoprotein-Kolesterol (High Density Lipoprotein- Cholesterol) İnsuline Karsi Antikorlar (insulin autoantibodies) Adacık Hücresi Sitoplazmik Antikorları (Islet cell antibodies) Birleşik Ulusal Komite (The Joint National Committee on Prevention, Detection, Evaluation, and Treatment of High Blood Pressure) Koroner Arter Hastalığı Koroner Kalp Hastalığı Kardiyovasküler Hastalık iv

5 LADA Latent Otoimmün Diabetli Erişkin (Latent Autoimmune Diabetes Adult) LDL Düşük Dansiteli Lipoprotein (Low Density Lipoprotein) NCEP-ATP III Ulusal Kolesterol Eğitim Programı [National Cholesterol Education NDDG Ulusal Diyabet Veri Grubu (The National Diabetes Data Group) NDGG American Ulusal Diyabet Veri Grubu (The National Diabetes Data Group) NIDDM İnsülin bağımlı olmayan diyabet (Non Insulin Dependent Diabetes Mellitus) OGTT Oral Glukoz Tolerans Testi PCOS Polikistik Over Sendromu (Polycystic Ovary Syndrome) Program (NCEP)] Yetişkin Tedavi Paneli III [Adult Treatment Panel III (ATP III)] TG Trigliserit (Triglyceride) TURDEP Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi Araştırması VLDL Çok Düşük Dansiteli Lipoprotein (Very Low Density Lipoprotein) WHO Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization) v

6 GİRİŞ VE AMAÇ Diyabetes Mellitus, günümüzde giderek artan ve komplikasyonları ile hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, bireysel ve ulusal boyutta ekonomik maliyeti yüksek kronik bir hastalıktır. Erken dönemde teşhis edilebilmesi ve bu dönemde alınacak gerekli tedbirler ile hastalığın ilerlemesinin durdurulabilmesi veya yavaşlatılabilmesi mümkündür. Diyabet ile kardiyovasküler hastalık, sık olarak bir arada görülürler. Diyabette olduğu gibi; metabolik sendromda da kardiyovasküler hastalık (KVH) riskinin hiperglisemi ile ilişkili olduğu saptanmıştır (1). Asıl tehlikeli olan da prediyabet döneminde KVH riskinin başlamış olmasıdır. Prediyabet döneminin tanınması, KVH gelişiminin önlenmesi ve buna bağlı morbidite ve mortalitenin azaltılmasını sağlayacaktır. Bu araştırma özetle, diyabet zemininde (prediyabette) mevcut KVH isklerini ortaya koymayı amaçlamıştır. Günümüzde diyabet tanısından önce asemptomatik dönem olarak kabul edilen prediyabetin tanınmasının önemi, prediyabetin tedavi gerektiren bir patoloji kabul edilip edilemeyeceği veya diyabete giden süreçte hangi aşamada glisemik tedavi girişimine başlamak gerektiği hala tartışmalıdır. Hatta, bazı araştırmacılar prediyabetin selim bir dönem kabul edilemeyeceğini ve erken girişimlere başlanması gerektiğini öne sürerken, prediyabet tanısını koyduran bozulmuş açlık glukozu ve bozulmuş glukoz toleransının yararlı olmadığını savunanlar da bulunmaktadır (2). Tüm bunlara rağmen, prediyabetik dönemdeki hastaların ileri dönemde diyabet gelişme riskinin normal populasyona göre yüksek olduğu büyük oranda kabul görmüştür. Bu grup hastaların diyabet riskini değerlendiren bir dizi yaklaşım olsa da plazma glukozu normal hastalara göre kardiyovasküler risk artışının değerlendirildiği çalışmalar hala yeterli değildir. Bu nedenle biz de, planladığımız çalışmamızda normoglisemik ve prediyabetik hastalarda var olan kardiyovasküler risk faktörlerinini araştırarak bu risk faktörlerinin iki grup arasında karşılaştırmasını yaptık. HbA1c nin, diyabet tanısındaki yeri ve önemine dair tartışmaların devam etmesi yanında diyabetik hastalarda kardiyovasküler riskin belirlenmesinde önemi olup olmadığı konusu hala tartışmalıdır. Biz de, ayrıca HbA1c ile kardiyovasküler risk faktörleri arasındaki ilişkiyi de değerlendirdik. Bunun yanında normoglisemik grupta ve prediyabetik 1

7 gruptaki ortalama HbA1c değerlerini karşılaştırdık ve HbA1c nin prediyabetik dönemdeki önemini ortaya koymaya çalıştık. 2

8 GENEL BİLGİLER DİABETES MELLİTUS TANIM Diabetes Mellitus un tanısı ve sınıflandırmasında şu anda kullanılan kriterler 1979 da Ulusal Diyabet Veri Grubu (NDDG) tarafından geliştirilmiştir (3) dan itibaren literatürler gözden geçirilerek 1985 de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından (4, 5) diyabetin tanı ve sınıflamasında değişiklik gerekip gerekmediği yönünden incelenmiş ve 1997 de Amerikan Diyabet Derneği (ADA) tarafından bunun için uluslararası bir eksperler komitesi oluşturulmuştur. Hala tüm dünyada kabul edilmiş tanı ve sınıflamaya göre; Diabetes Mellitus (DM), insülin hormon sekresyonunun ve/veya insüline karşı doku cevabının mutlak veya göreceli azlığı sonucu karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında bozukluklara yol açan kronik hiperglisemik bir grup metabolizma hastalığıdır (6). DM; patogenezi, seyri sırasında akut ve kronik komplikasyonlara yol açarak geniş bir hastalık grubunu kapsayabildiğinden ve tüm dünyada yaygın görülmesi nedeniyle glukoz intoleransı bozulmuş hastalar için ortak standardize sınıflama ve tanısal kriterlere ihtiyaç duyulmuştur. Temmuz 1997 de Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanı ve sınıflama kriterleri oluşturulmuş ve bu kriterler 2003 ve 2005 yıllarında revize edilmiştir (7, 8). Diyabeti Önleme Programı çalışmaları sayesinde düşük düzeyde karbonhidrat intoleransının bile makrovasküler komplikasyonlara yol açtığı ve sıklıkla diyabete ilerlediği anlaşılmıştır. Bozulmuş açlık glukozu (BAG) ve/veya bozulmuş glukoz toleransı (BGT) prediyabet olarak tanımlanmaktadır (3, 8). DİYABET SINIFLANDIRMASI Diyabet tanı ve sınıflaması 1979 dan sonra bir çok kez yeniden yapılmıştır. En son Amerikan Diyabet Derneği tarafından 1997 de yapılan etiyolojik ağırlıklı sınıflama Tablo 1 de gösterilmiştir (9). 3

9 Tablo 1- Diabetes Mellitus un Etiyolojik Sınıflaması: 1) TİP 1 DM (Beta hücre harabiyeti ve genellikle mutlak insülin eksikliğine yol açan) İmmün Aracılı İdiyopatik 2) TİP 2 DM (Göreceli insülin eksikliği ile birlikte olan insülin direnci veya insülin direnci ile birlikte olan insülin salgı bozukluğu ön planda) *3) GESTASYONEL DM (GDM) 4) DİĞER SPESİFİK TİPLER A. Beta hücre fonksiyonunda genetik bozukluk 1.Kromozom 12, HNF 1-alfa (MODY3) 2. Kromozom 7, glukokinaz (MODY2) 3. Kromozom 20, HNF-4-alfa (MODY1) 4. Kromozom 13, insülin promoter faktör-1 (IPF-1; MODY4) 5. Kromozom 17, HNF 1-beta (MODY5) 6. Kromozom 2, NeuroD1 (MODY6) 7. Mitokhondriyal DNA 8. Diğerleri B. İnsülin fonksiyonunda genetik bozukluk 1. Tip A insülin direnci 2. Leprechaunism 3. Rabson-Mendenhall sendomu 4. Lipoatrophic diyabet 5. Diğerleri C. Ekzokrin pankreas hastalıkları (Pankreatit, travma/pankreatektomi, neoplazm, kistik fibrozis, hemokromatozis, fibrokalkülöz pankreatit, diğerleri) D. Hormonal hastalıklar (Akromegali, cushing sendromu, glukagonoma, feokromasitoma, hipertiroidizm, somatostatinoma, aldosteronoma, diğerleri) 4

10 E. İlaç ve kimyasallarla bağlı diyabet (Vacor, pentamidin, nikotinik asit, glukokortikoidler, tiroid hormonu, diazoksid, beta-adrenerjik agonistler, tiyazid ler, dilantin, alfa-interferon, diğerleri) F. Enfeksiyonlar (Konjenital rubella, sitomegalovirüs, diğerleri) G. İmmun aracılı diyabetin yaygın olmayan tipleri ("Stiff man" sendromu, Anti-insulin reseptör antikorları, diğerleri) H. Bazen diyabet ile birlikte olan diğer genetik sendromlar (Down, Klinefelter, Turner, Wolfram, Freiderich Ataksisi, Huntington koresi, Laurence-Moon-Biedl sendromu, miyotonik distrofi, porfiria, Prader-Willi syndrome, diğerleri) *Diyabetin tanı ve sınıflaması birçok kez yeniden yapılırken gestasyonel diyabet tanımlaması ve tanısında değişiklik yapılmamıştır (9). TİP 1 DİABETES MELLİTUS İmmün aracılı tip Önceleri insüline bağımlı diyabet (insulin-dependent diabetes veya çocukluk çağı diyabeti (juvenile-onset diabetes) olarak adlandırılan Tip 1 DM diyabetik hastaların % 5-10 nu oluşturur. Pankreas beta hücrelerinin otoimmün harabiyeti sonucu gelişir. Genellikle mutlak insulin eksikliğine kadar ilerleyen bir durumdur. Bu harabiyeti gösteren adacık hücresi sitoplazmik antikorları (ICA), glutamik asit dekarboksilaz (Anti-GAD65), insuline karsi antikorlar (IAA), tirozin fosfataz IA-2 ve IA-2ß ye karşı otoantikorları mevcuttur. Açlık hipergliseminin saptandığı başlangıç döneminde bu otoantikorlardan biri veya genellikle birden fazlası dolaşımda saptanmaktadır. Bu otoimmün mekanizmayı neyin başlattığı net bilinmemektedir. Ancak DQA and DQB genleri ile bağlantılı HLA allelleri ile güçlü ilişkisi saptanmıştır. Bu HLA-DR/DQ allelleri hastalık için yatkınlık veya koruyuculukta rol oynayabilmekedir. Her yaşta gelişebilse de genellikle çocukluk çağında ve gençlerde ortaya çıkmaktadır. Hastaların hayatlarını devam ettirmesi günlük insülin enjeksiyonu ile sağlanır. Bu hastalarda Graves, Hashimoto tiroiditi, Addison hastalığı, Vitiligo, Çöliak, otoimmun hepatit, Myastenia Gravis ve Permisiöz anemi gibi diğer otoimmün hastalıklara yatkınlık vardır (10). 5

11 Kısaca Tip 1 diyabet, yatkınlık oluşturan genetik bir zeminde çevresel faktörlerin (özellikle viral olmak üzere enfeksiyonlar, diyet, toksinler ve stres) eklenmesi ile beta hücrelerine yönelik otoimmün destrüksiyon sonucu ortaya çıkmaktadır. İdiyopatik tip Bu tip diyabette ise HLA allelleri ile ilişki saptanmamıştır, çoğunlukla kalıtsal geçiş vardır ve otoimmünite gösterilememiştir. Genellikle Afrika ve Asya kökenli olan bu hastaların bazılarında kalıcı insülinopeni ve ketoasidoza (epizodik tipte) yatkınlık vardır (10). LADA (Latent Autoimmune Diabetes Adult: Latent Otoimmün Diabetli Erişkin) Yeni sınıflandırmada tip 1 otoimmün diabetes mellitus içine girmektedir, fakat onun yavaş ilerleyen bir formudur. TİP 2 DİABETES MELLİTUS Diyabetik hastaların % ni oluşturan, önceleri insülin bağımlı olmayan diyabet (non insulin-dependent DM) veya yetişkin başlangıçlı diyabet olarak adlandırılan Tip 2 DM de insülin sekresyonunda azalma veya insülin direnci söz konusudur. En azından hastalığın başlangıç döneminde veya çoğunlukla da ömürleri boyunca, hayatta kalabilmeleri için insülin tedavisine gerek duymazlar. Beta hücre harabiyeti veya bu insülin direnci gelişiminde özgün nedenin ne olduğu ise bilinmemektedir. Spontan gelişen ketoasidoz nadir görülür, genelde enfeksiyon gibi başka bir hastalığa bağlı stres nedeniyle gelişir. Hipergliseminin kademeli olarak gerçekleşmesi ve başlangıçta klasik semptomların dikkat çekmemesi veya olmaması nedeniyle hastalığa uzun yıllar tanı konamaz. Ancak bu hastalarda artmış mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyon riski söz konusudur. Bu hastalarda normal veya artmış görülen insülin düzeyi olabilir, hatta artmış insülin değerleri ve normal beta hücre fonksiyonu da olsa kan glukoz düzeyi artışı, insülin salınım bozukluğundan ve insülin direncinin yeterli olarak telafi edilememesindendir. Hastaların çoğu obezdir ve obezite yalnız başına bile insülin direncine sebep olabilmektedir. Obez hastaların kilo vermesi ve/veya farmakolojik tedavilerle glukoz regülasyonunun sağlanması insülin direncinde iyileşme sağlasa da tam iyileşme nadirdir. Tip 1 DM nin 6

12 otoimmün olanına göre genetik yatkınlık daha fazladır, fakat genetiği net olarak tanımlanamamıştır. Tip 2 DM gelişme riski yaş, obezite, sedanter yaşam, hipertansiyon ve dislipidemi ve daha önce gestasyonel diyabet ile artmıştır. Farklı ırk/etnik yapıya bağlı olarak da diyabet sıklığı değişir. (10). 3. GESTASYONEL DİABETES MELLİTUS Gebelik döneminde başlamış olan veya ilk olarak gebelik döneminde tespit edilen glukoz intoleransıdır. Vakaların çoğunluğunda glukoz regülasyonu doğumdan sonra normale döner. Gestasyonel Diabetes Mellitus (GDM), diyabet ile komplike olmuş tüm gebeliklerin % 90 nı temsil eder (11). GDM nin klinik olarak tanınması çok önemlidir, çünkü diyet gerektiğinde insülin tedavisi ve antepartum fetal denetim GDM ye bağlı perinatal mortalite ve morbiditeyi azaltmaktadır (12). ETİYOPATOGENEZ Tip 2 diyabetik hastalarda yemeklerden sonraki plazma glukoz yükselmeleri ve oral glukoz tolerans testine dayanılarak insülin cevapları incelendiğinde ilk 10 dakikada ortaya çıkan erken insülin cevabının (birinci faz insülin cevabı) düşük olduğu, geç dönemde ise yüksek düzeyde insülin salındığı saptanmıştır. Birinci faz insülin cevabı yokluğu, postprandiyal erken dönemde plazma glukozunun düzenlenmesinde zorluk oluşturuken, geç hiperinsülinemi ise hastalığın klinik olarak belirginleşmesinden önceki reaktif hipoglisemiye neden olur. Ayrıca, Tip 2 diyabetik hastalarda proinsülin ve ilişkili diğer peptitlerin dolaşımdaki miktarları 2-4 kat artmıştır. Bu da hiperinsülinemiye rağmen yeterince periferik insülin etkisi elde edilememesinin nedenlerinden biridir. Sağlıklı kişilerde gün içi insülin salınımı pulsatil özellikteyken Tip 2 diyabet erken dönemlerinde küçük amplitüdlü salınımlar kaybolmuş ve yemeklerden sonraki ana salınımların da amplitüdleri küçülmüştür (13). İnsülin direncine, Tip 2 diyabet ve obezitede sık görülmekle birlikte normal glukoz tolerans testi olan, obez olmayan, sağlıklı bireylerin % 25 inde ve hipertansif hastaların % 25 inde de rastlanılabilir (14). 7

13 EPİDEMİYOLOJİ Tüm diyabet olgularının % ini Tip 2 diyabetliler oluşturmaktadır. Ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlerin yanında yaşam tarzındaki hızlı değişim ve göçler nedeni ile de gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda diyabet prevalansı artarak değişmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve bu ülkelerden gelişmiş ülkelere göç eden topluluklarda diyabet epidemisinden bahsedilmektedir. Dünya da Tip 2 diyabet prevalansının önümüzdeki 10 yıl içinde yaklaşık olarak % 40 artarak 150 milyondan 210 milyona ulaşması beklenmektedir (15). Ülkemizde yıllarında 270 köy ve 270 mahalle merkezinde gerçekleştirilen ve random olarak seçilmiş 20 yaş üzerinde kişiyi kapsayan TURDEP Çalışmasının sonuçlarına göre Tip 2 diyabet prevalansı % 7.2, BGT sıklığı % 6.7 dir Bu oranlara dayanarak 2000 yılı nüfus sayımına göre ülkemizde 2.6 milyonun üzerinde diyabetli ve 2.4 milyon civarında bozuk glukoz toleransı olan hastanın yaşadığı tahmin edilmektedir (16). DİYABET TANI KRİTERLERİ Ulusal Diyabet Veri Grubu (NDGG) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tanımlanmış olan tanı kriterleri revize edilmiştir. Günümüzde kullanılmakta olan bu kriterler şunlardır (17): Diyabet semptomlarının olması ve rastgele plazma glukoz konsantrasyonunun > 200 mg/dl ( > 11.1 mmol/l) olması (rastgele kelimesi, günün en son alınan yemeğini göz önüne katmadan günün herhangi bir zamanı olarak tanımlanmıştır. Diyabetin klasik semptomları olarak poliüri, polidipsi ve açıklanamayan kilo kaybı kabul edilmektedir), Açlık plazma glukozunun > 126 mg/dl ( > 7 mmol/l) olması (açlık, en az 8 saat süren gıda alımının olmadığı süreyi belirtmektedir), Oral glukoz tolerans testi sırasında 2. saat plazma glukozunun > 200 mg/dl ( > 11.1 mmol/l) olması (oral glukoz tolerans testi, Dünya Sağlık Örgütü nün belirttiği gibi üç günlük yeterli karbonhidrat alımından sonra açlık durumunda su içinde çözündürülmüş 75 gr glukoz eşdeğeri kullanılarak yapılması olarak belirtilmiştir) 8

14 Akut dekompanzasyonla birlikte anlamlı hipergliseminin olmadığı durumlarda bu kriterlerin veya testin başka bir günde tekrar edilerek doğrulanması önerilmektedir (17). Gestasyonel Diabetes Mellitus Tanı Kriterleri Tek basamakta tanı için 100 g veya 75 g glukoz ile OGTT yapılır (12, 18). İki basamakta tanı için önce 50 g oral glukoz yüklemesi yapılır ve 1 saat sonra glukoz ölçümü yapılır. 50 g glukoz yüklemeden 1 saat sonra ölçülen plazma glukoz konsantrasyonu 140 mg/dl ( 7,8 mmol/l) ise 100 g veya 75 g glukoz ile OGTT yapılır (18). Test sırasında ölçülen plazma glukoz düzeyleri aşağıda gösterilmiştir (Tablo 2). Tablo 2-75 gram veya 100 gram Glukoz ile GDM Tanısı (18) 100 gram glukoz yükleme mg/dl mmol/l Açlık saat saat saat gram glukoz yükleme mg/dl mmol/l Açlık saat saat DİYABET TARAMASI Diyabet tanısı için açlık plazma glukozu (APG) en iyi tarama testidir. Ayrıca diyabet tanı testlerinden de biridir. Hem APG testi hem de OGTT diyabet tanısında yapılması uygun testler olsalar da tarama için çoğunlukla APG testi tercih edilir. Çünkü uygulanabilirliği daha kolay, pratik, ucuz ve hastaların uyumu açısından daha uygundur. APG düzeyi 126 mg/dl ve üzeri saptandığında test başka bir günde tanının doğrulanması için tekrar edilmelidir. Testte APG düzeyi 126 mg/dl den düşük ve diyabet şüphesi yüksek ise OGTT (75 gr glukoz ile) yapılmalıdır. 2. Saat OGTT değeri 200 mg/dl ise yine başka bir günde diyabet tanısı bu test ile doğrulanmalıdır (19). 9

15 Diyabet taraması gereken durumlar (20): 45 yaşında ve özellikle BMI sı 25 kg/m 2 olan bireyler, < 45 yaşında ve BMI sı 25 kg/m 2 olup diyabet için başka ek bir risk faktörü (daha önce BAG ve BGT tespit edilmesi veya insülin direnci ile ilişkili klinik durumu olması, fiziksel aktivitesi olmaması, 1. derece akrabalarında diyabet öyküsü olması, yüksek riskli etnik grupta yer alması, GDM veya aşırı kilolu bebek doğurma öyküsü olması, hipertansiyonu olması, dislipidemisi olması, PCOS olması veya vasküler hastalık öyküsü olması durumlarından biri) olan bireyler Tarama testi, bu bireylerde 3 yıl aralıklarla tekrarlanmalıdır (20). Gestasyonel Diabetes Mellitus Taraması ADA gestasyonel diyabetin tanısı için de OGTT ni önermektedirler. GDM tanısı için, 25 yaşından küçük, gebelikten önceki vücut ağırlığı normal olan, birinci derece akrabalarında diyabet olmayan, anormal glukoz tolerans öyküsü olmayan, kötü gebelik öyküsü olmayan veya diyabet prevalansının yüksek olduğu etnik/ırksal gruptan olmayan gebeler GDM riski düşük kabul edilir ve bunların GDM açısından taranmasına gerek yoktur. Obez kabul edilen, önceki gebeliklerinde GDM öyküsü olan, glukozürisi veya diyabetik aile öyküsü kesin olan gebeler GDM riski yüksek kabul edilir ve bunlara OGTT hemen yapılmalıdır. GDM riski yönünden hemen taranmayacak olan diğer gebelere ise gebeliğin haftaları arasında OGTT yapılmalıdır (12, 18). ORAL GLUKOZ TOLERANS TESTİ Günümüzde diyabet için önerilen tanısal testlerin hiçbirisi %100 özgün ve %100 duyarlı değildir. Diyabet tanısı koymada en duyarlı test oral glukoz tolerans testi (OGTT) kabul edilmektedir (7). Eğer hastada semptomlar yok veya hafifse ve glisemi tanılarını zorluyorsa OGTT gerekebilir. Ayrıca bozulmuş glukoz toleransı tanısı için de OGTT ye gerek vardır. Test, en az 3 günlük kısıtlanmamış diyet (her gün > 150 g karbonhidrat alımı) ve sınırlanmamış ekzersiz ve 8 14 saatlik açlık sonrasında, glukoz yüklemesi sonrası sabah iki veya daha fazla venöz plazma kanında glukoz düzeyinin saptanmasına dayanır (18). 10

16 WH0 nun 1985 yılı kriterlerine göre 0. dakika ve 2. saat sonunda kan glukoz düzeyini ölçmek yeterli olsa da NDDG (Amerikan Ulusal Diabet Veri Toplama Grubu) testin 2 saat süreyle 30 dakikada bir (30, 60, 90, 120. dakika) glukoz düzeylerinin ölçümünü önermektedir (18). OGTT nin yapılmasında dikkat edilecek diğer noktalar şu olmalıdır (18, 21): Test sakin bir ortamda ve oturur pozisyonda kalarak, Test sırasında hasta fazla efor sarfetmeden, Su dışında oral alım veya sigara olmadan, Glukoz toleransını bozabilecek ilaçlar varsa en az bir hafta öncesinde kesilerek, Yakın zamanda geçirilmiş enfeksiyon öyküsü, akut ağır stres, travma, büyük cerrahi girişim, akut kardiyovasküler veya serebrovasküler olay durumu yoksa yapılmalı, Malabsorbsiyonlarda, ağır karaciğer ve böbrek yetersizliklerinde, hipopotasemi durumunda, Adisson hastalığı, Cushing sendromu, hipertiroidi, akromegali ve feokromasitoma gibi hastalıkların aktif dönemlerinde test ertelenmeli GLİKOZİLE HEMOGLOBİN Glikozile hemoglobin (HbA1c) oranı, DM li hastalarda önceki 8-12 haftalık kan glukoz düzeyini yansıtır ve bu nedenle uzun dönemli glisemik kontrolün takibinde önemlidir. Ayrıca yeni diyabet tanısı almış hastalarda tedavi kararını vermede, diyabet komplikasyonlarının gelişim veya ilerleme riskini değerlendirmede önemlidir (22, 23). HbA1c oranı, günden güne kan glukoz değişimlerinden, egzersizden ve son dönemde alınan gıdalardan etkilenmez. Ancak son dönem kan glukoz konsantrasyonu erken dönem glukoz konsantrasyonundan daha etkilidir. Bir ay önceki plazma glukoz konsantrasyonu HbA1c nin % 50 sini, oysa gün arası glukoz düzeyi ise % 25 ini oluşturur. HbA1c kan düzeyini ayrıca eritrositlerin ömrü (ortalama 120 gün) de etkiler. Hemolitik hastalığı veya eritrosit ömrünü kısaltan herhangi bir hatalığı olan bireylerde HbA1c düzeylerinde anlamlı düşüşler gözlenir. Son dönemde anlamlı kan kaybı olan bireylerde de dolaşımdaki genç eritrositlerin oranının yüksek olması nedeniyle HbA1c düzeylerinde yanlış düşük 11

17 değerler saptanırken, demir eksikliği anemisinde ise dolaşımdaki yaşlı eritrositlerin oranının artması nedeniyle yüksek bulunmuştur (24, 25, 26). HbA1c değerleri ile ortalama plazma glukozu arasındaki ilişki Tablo 3 de görülmektedir (27). Tablo 3- Hb A1c değerleri ile ortalama plazma glukozu arasındaki korelasyon HbA1c (%) mg/dl mmol/l 5 97 (76 120) 5.4 ( ) ( ) 7.0 ( ) ( ) 8.6 ( ) ( ) 10.2 ( ) ( ) 11.8 ( ) ( ) 13.4 ( ) ( ) 14.9 ( ) ( ) 16.5 ( ) Amerikan diyabet derneği hastalarda mümkün olduğu kadar normale yakın değerini, yani asıl olarak < % 6 sağlanmasını öneriyor olsa da genel olarak HbA1c nin < % 7 olmasını tedavi hedefi olarak göstermektedir (17). PREDİYABET Amerikan Diyabet Derneği, 2003 te bozulmuş açlık glukozu alt sınırını 110 dan 100 mg/dl ye çekmiştir. Oysa WHO ya göre alt sınır hala 110 mg/dl kabul edilmektedir (29). Yani bozulmuş açlık glukozu kavramı için ADA ve WHO klavuzlarına göre yapılmış tanımlar günümüzde birbiri ile çelişmektedir. Bunun yanında BAG veya BGT tanısının diyabet tanısı veya komplikasyonları açısından önemi, erken tedavi (diyabet tanısı konulmadan önce) gerektirip gerektirmediği yönünde de farklı görüşler vardır. Bir kısım araştırmacıya göre prediyabetin selim kabul edilemeyeceği, diyabet öncesi asemptomatik bir dönemi temsil ettiği ve kardiyovasküler risk artışı ile açıkça ilişkili olduğu vurgulanmıştır (28). Hatta prediyabet ile ilişkili KVH risk artışının (kan basıncı ve trigliserid düzeyi artışı) daha ergenlikte gözlenebildiği gösterilmiştir (29). Gençlerdeki bu 12

18 prediyabetin hem insülin direncinin ve hem de insülin salgılanmasının birinci ve ikinci fazlarının kaybı nedeni sonucu glukoz dağılım indexinde % 90 düşüş ile geliştiği saptanmıştır (30). Diyabet riskini değerlendirmek için BAG, BGT ve HbA1c ölçümleri gibi doğrudan ölçümler ve metabolik sendrom varlığı gibi belirteçlerleri kapsayan bir dizi yaklaşım vardır. Hoorn un uzun dönemli toplanan verilerinde BAG veya BGT bulunan kişilerde 6 yıllık kümülatif diyabet görülme sıklığının % olduğu, hem BAG hem de BGT olanlarda ise % 65 diyabet geliştiği gösterilmiştir (31). Karşıt olarak, BAG ve BGT yararlı olmadığını savunanlar da vardır (2). Prediyabet ile obezite (özellikle abdominal veya viseral obezite), aterojenik dislipidemi (yüksek TG ve/veya düşük HDL) ve hipertansiyonu kapsayan metabolik sendromun büyük oranda örtüştüğü ve her ikisinde de koroner riskin arttığı saptanmıştır (32). Lorenzo ve arkadaşları, metabolik sendromlu ancak BAG olmayanlarda diyabet riskinin 5 kat, BAG olanlarda ise riskin 20 kat arttığını ortaya koymuştur (33). Steiner ve arkadaşları ise, hem prediyabetin hem de metabolik sendromun artmış koroner risk ile ilişkisini göstermişlerdir (34). PREDİYABET TANI KRİTERLERİ Diyabet gelişimi yönünden yüksek risk taşıyan yani bozulmuş açlık glukozu ve/veya bozulmuş glukoz toleransı da denilen prediyabet, diyabet kriterlerini sağlamayan ve normale göre ise yüksek glukoz değerleridir. BAG ve BGT, normal glukoz dengesi ile diyabet arasındaki evreleri açıklamak için kullanılır (7, 17, 18). Bozulmuş açlık glukozu, hastalarda (kadınlarda gebeliğin dışlanamadığı durumda mg/dl ( mmol/l) olduğu ve bozulmuş glukoz toleransı ise (75 gram glukoz yüklemesi ile yapılan) OGTT nin 2. saat plazma glukozunun mg/dl ( mmol/l) olduğu durumdur (18). Bozulmuş glukoz toleransına sahip birçok hasta günlük yaşamında normoglisemiktir. Bu hastaların ancak sıklıkla oral glukoz yüklemesi ile yapılan standardize OGTT de hiperglisemileri saptanır. Ayrıca bu hastalar BAG ve BGT normal veya normale yakın hemoglobin A1c (HbA1c) değerlerine sahiptirler (18). 13

19 PREDİYABET, DİYABET VE KARDİYOVASKÜLER RİSK İLİŞKİSİ METABOLİK SENDROM Metabolik sendrom, kardiyovaskuler hastalık açısından birden çok risk faktörünü içerir ve Tip 2 DM olanlarda KVH nin bağımsız bir öngörücüsüdür (35) de Dünya Sağlık Örgütü nün önerisine göre metabolik sendrom tanısı, insülin direnci olarak kabul edilen Tip 2 DM, BAG veya BGT den birinin olması yanında diğer 4 kriterden en az ikisinin de bulunması ile konulmaktadır (36, 37, 38). Bunlar: 1. Yüksek kan basıncı (sistolik > 140 mm Hg veya diastolik > 90 mm Hg) olması, 2. Serum TG düzeyinin > 150 mg/dl olması veya HDL kolesterol düzeyinin erkeklerde < 35 mg/dl, kadınlarda < 39 mg/dl olması, 3. BMI değerinin > 30 kg/ m² ve/veya bel/kalça oranının erkeklerde > 0.9, kadınlarda > 0.85 olması, 4. İdrar albumin atılımı hızının > 20 µg/dak veya albumin / kreatinin oranının > 30 mg/g olması Ancak WHO nun yaptığı bu metabolik sendrom tanımı İnsülin Direnci Avrupa Grubu (EGIR) tarafından 1999 da modifiye edilerek albuminüriyi kapsayan 4. Kriter çıkarılmıştır (39). Metabolik sendrom da asıl korkulan; metabolik sendromun diyabet, kardiyovasküler morbidite ve mortalitedede artışa dönüşme riskidir (40, 41, 42). Gami ve arkadaşlarının yaptığı bir meta analizde, metabolik sendromun çeşitli kardiyovasküler hastalıklarda kat artışa neden olduğu gösterilmiştir (43). Insulin Direnci Insülin direnci insülinin normal etkilerine fizyolojik cevabın bozulmasıyla karakterize, giderek daha sık rastlanan bir metabolik durumdur. Santral obezite, fiziksel inaktivite, ileri yaş ve genetik faktörler insülin direncinin başlamasında etkendir. Insülin direnci, bozulmuş insülin toleransına sahip Tip 2 DM olanların birinci derece akrabalarında, gestasyonel diyabet öyküsü olanlarda ve PCOS olanlarda sık olan ve 14

20 çoğunlukla Tip 2 DM olan kişilerde bulunmasına rağmen, genellikle glukoz metabolizmasındaki değişimler ortaya çıkmadan yıllar önce mevcuttur (44, 45). Hiperglisemiyi belirleyen asıl faktör beta hücresinin yeterliliğidir. Periferik insülin direnci, eğer beta hücresinde defekt yoksa hiperinsülinemi ile aşılabilecek ve hiperglisemi gelişmesi engelenebilecektir. Ancak beta hücresinde bozulmanın başlaması ile düzensizlik ve yetersizliğe bağlı olarak glukoz intoleransı gelişecektir. Yani insülin direnci, Tip 2 DM de beta hücre düzeyinde insülin sekresyonun bozulmasına katkıda bulunmaktadır (46, 47). Insülin direnci ve metabolik sendrom varlığı, Tip 2 diyabet hastalarında ateroskleroz gelişeceğini öngören önemli belirleyicilerdir (35, 48). Ayrıca koroner arter kalsiyum skorunun insülin direnci ve prediyabet ile ilişkili olduğu gösterilmiştir (49). Hipertansiyon Klinik çalışmalar diyabeti olan hastalarda hipertansiyon ile KAH riskinin arttığını ortaya koymuştur (50, 51). Birleşik Ulusal Komite nin (JNC) 7. raporuna göre sistolik kan basıncının 140 mm Hg ve üstü ve/veya diyastolik kan basıncının 90 mm Hg ve üstü olması hipertansiyon olarak kabul edilmektedir (52). Ayrıca, yalnız hipertansiyon değil, artık aşikar hipertansiyon için önemli bir risk faktörü olan prehipertansiyonun da KVH riski oluşturduğuna ve KVH morbiditesinde artışa neden olduğuna işaret eden bir çok çalışma vardır. Örneğin Grotto ve arkadaşları prehipertansiyonun gelecekte KVH gelişme riskini ikiye katladığını belirtmişlerdir (53). Güçlü kalp çalışmasında (The Strong Heart Study), diyabetik ve diyabetik olmayanlarda prehipertansiyon sıklığına bakılmış ve diyabetli hastalarda prehipertansiyon sıklığının % 59.4 iken diyabetik olmayanlarda ise % 48.2 olduğu saptanmıştır (54). Prehipertansiyon ise sistolik kan basıncının mm Hg ve/veya diyastolik kan basıncının mm Hg olduğu başlangıç hipertansiyonu olarak tanımlanmaktadır (52). Hiperlipidemi Aterosklerotik komplikasyonların çocuklukta başladığına dair kanıtlar mevcuttur (55). 15

21 Diyabetli hastalarda trigliserid düzeyinin anlamlı daha yüksek, HDL kolesterol düzeyinin daha düşük ve ortalama LDL kolesterol boyutunun daha küçük olduğu belirtilmektedir (56). Ayrıca TG/HDL-c, kardiyovasküler hastalık gelişimini öngören önemli bir belirleyici olduğu kabul edilmektedir (57). Diyabet bulunanlarda ve daha az olmakla birlikte prediyabetiklerde karotis intima kalınlığının arttığına (58), inme olan kişilerin çoğunluğunda OGTT de glisemik anormallik saptandığına (59) ve glisemik anormallikte tekrarlayan inme riskinin yükseldiğine (60) dair veriler hiperlipideminin prediyabetteki veya diyabetteki olumsuz etkilerine işaret eder. NCEP ATP III kılavuzuna göre lipid ve lipoprotein düzeylerinin sınıflandırılması şu şekildedir (61): LDL kolesterol (mg/dl) < 100 Optimal İstenen Sınırda yüksek Yüksek 190 Çok yüksek Total kolesterol (mg/dl) < 200 İstenen Sınırda yüksek 240 Yüksek Trigliserid (mg/dl) < 150 Normal Sınırda yüksek Yüksek 500 Çok yüksek HDL kolesterol (mg/dl) < 40 Düşük 60 Yüksek 16

22 Obezite Obezite, KVH için bağımsız risk faktörleri kabul edilen hipertansiyon, DM ve dislipidemi için risk faktörü olarak kabul edilmektedir (62, 63). Öyle ki, metabolik sendrom, Grundy e göre çevresel ve genetik faktörlerin bir araya gelerek neden olduğu obezitenin bir alt türü olarak tanımlanmaktadır ve günümüzde obezite prevalansı alarm verici artışına paralel olarak artık epidemik düzeylere ulaşmıştır (64, 65). Çocuklardaki abdominal obezitenin, insülin direncini, trigliserid artışını (bel çevresi ölçümü ve abdominal manyetik rezonans görüntüleme ile) (66, 67) ve erişkinlikteki metabolik sendromu (68) öngörebildiği gösterilmiştir. Tablo 4- Obezitenin Sınıflandırılması (69): BMI (kg/m 2 ) < 18.5 Zayıf Normal Fazla Kilolu Obez Kategori Sınıf I Obezite Sınıf II Obezite PREDİYABETTE KARDİYOVASKÜLER RİSK VE DİYABETİN ÖNLENMESİ Silventoinen ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırma sayesinde yaşam tarzı değişiklikleri, diyet, obezite, plazma glukoz düzeyi ve ailede diyabet öyküsü varlığının KVH ve mortalite riskine etkisini değerlendirmek mümkün olabilmektedir. Buna göre 10 yıllık diyabet gelişme riski ile güçlü olarak korelasyon gösteren bir skorlama sistemi (günlük fiziksel aktivite, diyetle alınan sebze ve meyve, BMI, bel çevresi, plazma glukoz düzeyi, ailede diyabet öyküsü varlığı) ile her bir puanlık artışın KVH ve mortalite riskini % arttırdığı saptanmıştır (70, 71). Bu yüzden glisemik kontrolün erken dönemde sağlanması artan KVH risklerin azaltılması bakımından hastalara uzun dönemde fayda sağlayacaktır (72). Prediyabeti tedavi etme veya diyabeti geciktirme-kontrol etme/önlemeye yönelik girişim önerileri getiren ve girişimlerin etkilerini ortaya koyan çalışma verileri mevcuttur. 17

23 En önemlilerinden ABD Diyabet Önleme Programı (DPP) verilerine göre, maliyeti çok düşük olan yaşam tarzı değişikliği girişimlerinin diyabeti önlediği (73) veya diyabeti geciktirebildiği (74), metabolik sendrom gelişimini azalttığı (75), antihipertansif tedavi gereksinimini azalttığı (76), otonom nöropati, körlük, böbrek yetmezliği, KAH, inme gelişmesini ve amputasyonları azalttığı (74, 77) saptanmıştır. Fin diyabet çalışması ile de yoğun yaşam tarzı değişikliği girişimleri ile yapmayanlara kıyasla bozulmuş glukoz toleransı olan erkeklerde diyabet insidansında % 63, kadınlarda % 54 azalma görüldüğü bildirilmektedir. Yine bu çalışmada yaşam tarzı değişikliği girişimlerinin en yüksek düzeyde etkisinin en riskli grupta olduğunu ve yararının yaşam tarzı değişikliği girişimi sona erdikten 4 yıl sonraya kadar sürdüğü belirtilmiştir (78, 79). 18

24 HASTALAR VE YÖNTEM Bu çalışma, gözlemsel nitelikte olup İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi dahiliye polikliniklerine Kasım 2006 ile Nisan 2007 tarihleri arasında başvurmuş, OGTT endikasyonu taşıyan (Tablo 5) ve OGTT yapılmış yirmi yaş üstü toplam 211 (143 kadın, 68 erkek) olguyu kapsamaktadır. Olguların çalışmaya alınma ve çalışma dışı tutulma kriterleri şunlardır: Çalışmaya alınma kriterleri: 1. Kasım 2006 ile Nisan 2007 tarihleri arasında HNH dahiliye polikliniklerine başvuran, 2. OGTT endikasyonu bulunan ve bu nedenle 75 gram glukoz ile 2 saatlik OGTT yapılan, 3. APG 100 mg/dl ve < 126 mg/dl ve/veya OGTT 2. saat plazma glukozu 140 mg/dl ve < 200 mg/dl olanlar Çalışma dışı tutulma kriterleri: 1. APG > 126 mg/dl ve/veya 2. saat plazma glukozu 200 mg /dl olanlar, 2. Bilinen diyabet hastalığı olanlar, 3. Antidiyabetik ilaç kullananlar, 4. Malignite veya akut hastalığı bulunanlar, 5. Gebeler, 6. Steroid veya glukoz metabolizması üzerine etkili olan ilaç kullananlar 19

25 Tablo 5- OGTT endikasyonu olan durumlar Tarama testinde BAG ve/veya BGT olması, Obezite ve/veya ailede diyabet öyküsünün olması, Ailesinde otozomal dominant olan MODY tipi diyabet öyküsü olması, Gestasyonel diyabeti belirlemek veya dışlamak (gestasyonel diyabeti veya iri bebek doğurma öyküsü olması), Açıklanamayan nöropati, retinopati, erken ateroskleroz, koroner damar hastalığı ve periferik damar hastalığının bulunması, Operasyon, stres, travma, infarktüs, diyabetojenik ilaç kullanımı olması veya gebelik esnasında hiperglisemi veya glikozüri saptanması (bu olaylar geçtikten sonra), Metabolik sendrom düşünülmesi, Reaktif hipoglisemiye uyan yakınmaların olması Araştırmada olguların yaşı, cinsiyeti, ailede diyabet öyküsü varlığı, boy, kilo, OGTT 0. saat değeri (açlık plazma glukozu), OGTT 2. saat glukoz değeri, HbA1c, total, HDL ve LDL kolesterol, TG ve kan basıncı değerleri kaydedildi. Vücut kitle indeksleri (BMI) (kg/m²), ve TG/HDL-c oranları hesaplandı. Prediyabetik olgularda mevcut metabolik sendrom risk faktörleri WHO tanı kriterleri (36, 37, 38, 39) kullanılarak belirlendi. Hastanemiz dahiliye polikliniklerine başvuran hastalarda OGTT, hipertansiyon, pozitif diyabetik aile öyküsü varlığı, obezite varlığı, veya poliüri, polidipsi gibi sebeplerle olası bozulmuş glikoz metabolizması şüphesi durumlarında istenmektedir. Bu test esnasında, olguların en az 8 saatlik açlık (optimal 8-14 saatlik açlık) sonrasında sabah saatlerinde gelerek, sigara, yiyecek veya su dışında içecek almamaları önerilmekte ve test sakin bir odada yapılmaktadır. Araştırma olgularından venöz yoldan kan örnekleri, başlangıçta (0. dakika) ve ardından 300 ml su içinde 75 gram glukozun eritildiği karışımın 2.5 dakika içinde içilmesinden sonra 2. saatte alındı. Laboratuvar ölçümleri sonrasında, her iki plazma glukoz değerleri kaydedildi. Olgular, açlık plazma glukozu (OGTT 0. dakika ölçümleri kabul edildi) ve OGTT 2. saat glukoz sonuçlarına göre; Amerikan Diyabet Birliği kriteri (17, 12) esas alınarak normoglisemik, prediyabetik ve diyabetik olarak 20

26 gruplandırıldı. Bu kriterde tanımlandığı gibi, açlık plazma glukozu > 126 mg/dl veya OGTT 2. saat glukoz değeri > 200 mg/dl ise diyabet; açlık plazma glukozu mg/dl ise bozulmuş açlık glukozu, mg/dl ise bozulmuş glukoz toleransı (18) olarak adlandırıldı. BAG ve/veya BGT olması, prediyabet kabul edildi. Ayrıca, BAG veya BGT olan toplam prediyabetikler ise; BAG olan prediyabetikler, BGT olan prediyabetikler ve hem BAG hem BGT olan prediyabetikler olarak 3 gruba ayrıldı. Kardiyovasküler risk faktörleri; BAG olan prediyabetiklerde, hem BAG hem BGT olan prediyabetiklerde, BAG veya BGT olan toplam prediyabetikler grubunun her birinde normoglisemik grupla karşılaştırıldı. Olgularda HbA1c normal değerinin belirlenmesinde, hastanemizde standardize edilmiş HbA1c değerlerinin non-diyabetik üst sınırı olan % 6.1 göz önüne alındı. Buna göre, tüm olgular HbA1c değeri % 4.8 ile % 6.1 arasında olanlar (HbA1c si normal grup), % 6.1 ve üstünde olanlar (HbA1c si yüksek grup) olarak 2 gruba ayrıldı. Her 2 grupta da prediyabet oranları, diyabet oranları ve kardiyovasküler risk faktörleri (BMI, APG, OGTT 2. saat glukoz değeri, HbA1c, total, HDL ve LDL kolesterol değerleri, TG, TG/HDL-c ve kan basıncı) değerlendirildi. BMI değerlerine göre olgular 25 kg/m² altında olanlar, kg/m² olanlar, 30 kg/m² ve üstünde olanlar olmak üzere 3 gruba ayrıldı. WHO tanı kriterlerine göre HDL kolesterol kadınlarda 39 mg/dl ve erkeklerde 35 mg/dl altı (HDL kolesterol düşük grup); TG ise 150 mg/dl ve altı düzeyinde olanlar (TG düzeyi normal grup); bu HDL kolesterol ve TG değerlerinin üstünde olanlar (sırasıyla HDL kolesterol düzeyi normal grup, TG düzeyi yüksek grup) kabul edildi (36, 37, 38, 39). Birleşik Ulusal Komite (JNC) 7. raporunda belirtildiği gibi kan basıncı değerine göre ise olgular 140/90 mm Hg ve üstü olan hipertansifler (kan basıncı değerleri yüksek grup) ve bu değerlerin altında olanlar (kan basıncı değerleri normal grup) olarak olarak gruplandırıldı. (52). İstatistiksel analiz, JMP Software istatistik programı kullanılarak yapıldı. Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak belirtildi. Normoglisemik ve prediyabetik gruplar arası yaş, HDL kolesterol, TG, TG/HDL-c, LDL kolesterol, total kolesterol, VLDL kolesterol ve HbA1c karşılaştırmalarda one-way analysis of variance (ANOVA) test kullanıldı. Diğer yandan normoglisemik ve prediyabetik gruplar arası cinsiyet (kadın, erkek), BMI (< 25, ve > 30 kg/m²), HbA1c (normal, yüksek), HDL kolesterol (normal, yüksek), TG (normal, yüksek), kan basıncı (HT var, yok), ailede diyabet varlığı (olanlar, olmayanlar), 21

27 metabolik sendrom (olan, olmayanlar) için yapılmış gruplar arasında ve 2. saat OGTT sonucuna gore tanı alan (normal, prediyabet, diyabet) gruplar arası karşılaştırmada, ayrıca HbA1c değeri normal ve yüksek olanlarda DM, prediyabet ve normoglisemi ilişkisinin araştırılmasında Pearson korelasyon analizi kullanıldı. P < 0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. 22

28 BULGULAR Araştırmaya dahil edilen toplam 211 olgunun ilk yapılan glukoz düzeyi ölçümüne göre (OGTT 0. saat); % 47 si normal açlık plazma glukoz düzeylerine (< 100 mg/dl), % 53 ü BAG ( mg/dl) düzeylerine sahip olduğu bulundu. Aynı 211 olgunun 2. saat OGTT sonuçlarının % 64 ünde normal (< 140 mg/dl), % 24 ünde BGT aralığında ( mg/dl) olduğu ve % 12 sinde diyabet (> 200 mg/dl) olduğu gözlemlendi (Tablo 6). Tablo 6- OGTT 0. Dakika (Açlık Plazma Glukozu) ve OGTT 2. Saat Sonuçlarının Değerlendirilmesi mg/dl n % OGTT 0. Dakika (APG) OGTT 2. Saat < , ,6 < , ,2 > ,3 ADA kriterlerine göre APG veya OGTT 2. saat glukoz düzeyine bakılarak tanı konulduğunda (17, 18) % 40 ının normoglisemik, % 48 inin BAG veya BGT olan toplam prediyabetik olgular ve % 12 sinin diyabetik olgular olduğu görüldü (Tablo 7A). Prediyabetikler, yalnız OGTT 0. dakika (APG) dikkate alındığında BAG olan prediyabetiklerin oranının % 35 (n= 74); yalnız OGTT 2. saat glukoz değeri dikkate alınarak BGT olan prediyabetiklerin oranının % 6,6 (n= 14); hem 0. dakika hem de yükleme sonrası 2. saat OGTT sonuçları dikkate alındığında ise hem BAG hem de BGT olan prediyabetiklerin ise % 17,54 (n= 37) olduğu görüldü(tablo 7B). 23

29 Tablo 7A- Olguların Alt Grup Dağılımları Tanı (n, %) n % Normal Olanlan 84 39,8 Tüm Prediyabetikler (BAG veya BGT) ,9 Diyabetik Olanlar 26 12,3 Tablo 7B- Prediyabetiklerin Alt Grup Dağılımları BAG olan Prediyabetikler 74 35,1 BGT olan Prediyabetikler 14 6,6 Hem BAG hem BGT olan Prediyabetikler 37 17,5 Toplam 211 olgu incelendiğinde ortalama yaş ± yıl idi. Prediyabetik olguların yaş ortalamaları (53,65 ± 14,08), normoglisemiklerin yaş ortalamalarından (47,44 ± 12,23) istatistiksel olarak anlamlı yüksekti (p = 0,0018). Prediyabetik olgularda HDL kolesterol değerleri, normoglisemik olgulardan istatistiksel olarak anlamlı düşük (p = 0,0087); TG ve TG/HDL-c değerleri anlamlı yüksek (TG; p = 0,0428, TG/HDL-c; p = 0,0128); HbA1c düzeyleri ise normoglisemik olgulardan ileri düzeyde anlamlı yüksek (p < 0,0001) saptandı. Fakat, bu 2 grup olguların cinsiyet dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu ( p > 0,05) (Tablo 8). 24

30 Tablo- 8: Normoglisemik ve Tüm Prediyabetik Olgularda Demografik Özelliklerinin Değerlendirilmesi TÜM PREDİYABETİKLER (BAG veya BGT) Ort ± SD NORMOGLİSEMİKLER Ort ± SD p + Yaş (yıl) 53,65 ± 14,08 47,44 ± 12,23 0,0018* + HDL-c (mg/dl) 45,76 ± 10,67 49,81 ± 9,92 0,0087* + TG (mg/dl) 150,70 ± 97,69 125,91 ± 58,43 0,0428* + TG/HDL-c 3, 62 ± 0,23 2,75 ± 0,26 0,0128* + HbA1c (%) 6,01 ± 0,43 5,68 ± 0,42 < 0,0001* ++ Cinsiyet (n, %) Kadın 64 (% 63,37) 60 (% 71,43) Erkek 37 (% 36,63) 24 (% 28,57) 0, Oneway ANOVA Test ++ Pearson analizi *p < 0,05 Bozulmuş açlık glukozuna sahip prediyabetikler ile normogisemik olgular karşılaştırıldığında yaş (0,0086) ve BMI ları (p= 0,0474), normoglisemik olgulara göre anlamlı yüksek; HDL-c anlamlı düşük (p= 0,0020); HbA1c ise ileri düzeyde anlamlı yüksek (< ) saptandı. TG/HDL-c ise anlamlılık yönünden üst sınıra yakındı (p= ) (Tablo 9). 25

31 Tablo- 9: Normoglisemikler ile BAG Olan Prediyabetiklerde Demografik Özelliklerinin Değerlendirilmesi BAG OLAN PREDİYABETİKLER Ort ± SD NORMOGLİSEMİKLER Ort ± SD p + Yaş (yıl) 52,68 ± 12,45 47,44 ± 12,23 0,0086* + HDL-c (mg/dl) 44,84 ± 9,94 49,81 ± 9,92 0,0020* + TG (mg/dl) 150,70 ± 97,69 125,91 ± 58,43 0, TG/HDL-c 4,19 ± 6,53 2,75 ± 0,26 0, HbA1c (%) 6,06 ± 0,43 5,68 ± 0,42 < 0,0001* + BMI (%) 29,40 ± 4,57 27,85 ± 5,18 0,0474* ++ Cinsiyet (n, %) Kadın 47 (% 63,51) 60 (% 71,43) Erkek 27 (% 36,49) 24 (% 28,57) 0, Oneway ANOVA Test ++ Pearson analizi *p < 0,05 Hem bozulmuş açlık glukozuna hem de bozulmuş glukoz toleransına sahip prediyabetikler ile normogisemik olgular karşılaştırıldığında da yaş (0,0003), TG (p= 0,0057) ve TG/HDL-c (p= 0,0014) normoglisemik olgulara göre anlamlı yüksek; HDL-c anlamlı düşük (p= ); HbA1c ise ileri düzeyde anlamlı yüksek (< ) saptandı. (Tablo 10). 26

32 Tablo- 10: Normoglisemik ve hem BAG hem BGT Olan Prediyabetik Olgularda Demografik Özelliklerinin Değerlendirilmesi HEM BAG HEM BGT OLAN PREDİYABETİKLER Ort ± SD NORMOGLİSEMİKLER Ort ± SD p + Yaş (yıl) 56,57 ± 12,40 47,44 ± 12,23 0,0003* + HDL-c (mg/dl) 43,68 ± 9,83 49,81 ± 9,92 0,0021* + TG (mg/dl) 175,10 ± 134,33 125,91 ± 58,43 0,0057* + TG/HDL-c 4,35 ± 3,71 2,75 ± 0,26 0,0014* + HbA1c (%) 6,11 ± 0,38 5,68 ± 0,42 < 0,0001* + BMI (%) 29,61 ± 5,46 27,85 ± 5,18 0, Cinsiyet (n, %) Kadın 26 (% 21,49) 60 (% 71,43) Erkek 11 (% 78,51) 24 (% 28,57) 0, Oneway ANOVA Test ++ Pearson analizi *p < 0,05 Hem BAG hem de BGT sahip prediyabetiklerde, BAG olan prediyabetik olgulardan farklı olarak TG (p= 0,0057), TG/HDL-c (p= 0,0014) ve kan basıncı (p= 0,0033) değerlerinin de anlamlı yüksek olduğu görüldü. Ne BAG ye sahip prediyabetiklerde ne de hem BAG hem de BGT ye sahip bu 2 grupta normoglisemikler ile karşılaştırıldığında cinsiyetler arası fark yoktu (p > 0.05). Dünya Sağlık Örgütü nün metabolik sendrom tanılandırmasına göre çalışmaya alınan tüm prediyabetik hastaların % 84,16 da metabolik sendrom saptandı. (Tablo 11). 27

33 Tablo- 11: Tüm Prediyabetiklerde Metabolik Sendrom Sıklığının Değerlendirilmesi n % Metabolik Sendromu Olan 85 84,16 Metabolik Sendromu Olmayan 16 15,84 ++ Pearson analizi *p < 0,05 Normoglisemik ve prediyabetik olgular arasında BMI değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı fark (p = 0,0442) mevcuttu (Şekil 1). Normoglisemik ve prediyabetik gruplar arasında BMI sı < 25 kg/m² olanlar ile kg/m² olanlar arası anlamlı fark (p = 0,0146) varken, BMI sı < 25 kg/m² olanlar ile > 30 kg/m² olanlar arasında ve 30 kg/m² olanlar ile > 30 kg/m² olanlar arasında anlamlı fark yoktu (p > 0,05) (Tablo 12). Tablo- 12: Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde Vücut Kitle İndexi (BMI) Alt Gruplarının Değerlendirilmesi TÜM PREDİYABETİKLER n (%) ++ BMI (kg/m²) NORMOGLİSEMİKLER n (%) p < (% 18,81) 29 (% 34,52) (% 45,55) 28 (% 33,34) 0,0442* > (% 35,64) 27 (% 32,14) ++ Pearson analizi *p < 0,05 28

34 Şekil- 1: Gruplara Göre BMI Alt Gruplarının Şematik Olarak Değerlendirilmesi Prediyabetiklerde HDL kolesterol düzeyleri normoglisemiklere kıyasla ileri düzeyde anlamlı olarak düşüktü (p = 0,0111) (Tablo 13, Şekil 2). Tablo- 13: Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde HDL Kolesterolün Karşılaştırılması TÜM PREDİYABETİKLER n (%) ++ HDL Kolesterol NORMOGLİSEMİKLER n (%) p Normal 40 (% 39,60) 49 (% 58,33) Düşük 61 (% 60,40) 35 (% 41,67) 0,0111* ++ Pearson analizi *p < 0,05 29

35 Şekil- 2: Grupların HDL Kolesterol Düzeylerinin Şematik Değerlendirilmesi Normoglisemik ve prediyabetik olgularda TG düzeyleri yüksek (>150 mg/dl) ve düşük (<150 mg/dl) olanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p > 0,05). Aşağıdaki tablo bunu ayrıntılı göstermektedir (Tablo 14). Tablo- 14: Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde Trigliserid Düzeylerinin Değerlendirilmesi ++ TG TÜM PREDİYABETİKLER n (%) NORMOGLİSEMİKLER n (%) p Normal 38 (% 38) 60 (% 71,43) Yüksek 62 (% 62) 24 (% 28,57) ++ Pearson analizi *p < 0,05 0,1777 Araştırmamızda normoglisemik ve prediyabetik olgular arasında kan basıncı değerleri istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklı (p = 0,0001) bulundu. Prediyabetiklerde kan basıncı yüksek (> 140/90mm Hg) olanlar normoglisemiklere oranla anlamlı yüksek (p = 0,0001) saptandı (Tablo 15 ve Şekil 3). 30

36 Tablo- 15: Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde Kan Basıncının Değerlendirilmesi TÜM PREDİYABETİKLER n (%) ++ Kan basıncı NORMOGLİSEMİKLER n (%) p Normal 39 (% 38,61) 56 (% 66,67) Yüksek 62 (% 61,39) 28 (% 33,33) 0,0001* ++ Pearson analizi *p < 0,05 Şekil- 3: Şematik Olarak Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde Kan Basıncı Farlılıklarının Değerlendirilmesi Ailede diyabet öyküsü olup olmadığına göre değerlendirmede normoglisemik ve prediyabetik gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı (p > 0,05) (Tablo 16). 31

37 Tablo- 16: Normoglisemiklerde ve Tüm Prediyabetiklerde Ailede Diyabet Öyküsü Varlığının Değerlendirilmesi TÜM PREDİYABETİKLER n (%) ++ Ailede DM öyküsü NORMOGLİSEMİKLER n (%) p Olmayan 54 (% 53,47) 45 (% 53,57) Olan 47 (% 46,53) 39 (% 46,43) < 0, Pearson analizi *p < 0,05 Normoglisemik ve prediyabetik grupta total kolesterol, LDL ve VLDL kolesterol değerleri arası anlamlı fark olmadığı (p > 0,05) görüldü (Tablo 17). Tablo- 17: Gruplara Göre Diğer Serum Lipid Parametrelerinin Değerlendirilmesi Lipidler (mg/dl) TÜM PREDİYABETİKLER Ort ± SD NORMOGLİSEMİKLER Ort ± SD p + LDL Kolesterol 135,11 ± 32,13 135,96 ± 34,91 0, VLDL 28,06 ± 12,02 25,34 ± 11,72 0, Total Kolesterol 208,59 ± 38,57 210,07 ± 38,89 0, Oneway ANOVA Test *p < 0,05 APG u normal olanlarda ( n= 100) ek olarak OGTT istendiğinde, yalnız APG bakılması ile gözden kaçabilecek prediyabet veya diyabeti olan % 16 (BGT % 14, DM %2) hasta saptandı (Tablo 18). 32

38 Tablo- 18: Açlık Plazma Glukozuna Göre OGTT 2. Saat Sonuçlarının Karşılaştırılması APG: mg/dl APG: < 100 mg/dl OGTT 2. Saat Normal 50 (% 45,04) 84 (% 84) Bozuk Glukoz T. 37 (% 33,3) 14 (% 14) < * Diyabet 24 (% 21,62) 2 (% 2) ++ Pearson analizi *p < 0,05 Normoglisemiklerde HbA1c ortalamasının % 5,76 ± 0,43 iken, prediyabetiklerde % 6.01 ± 0,42, diyabetiklerde ise 6,20 ± 0,50 olduğu tesbit edildi (Tablo 19). Tablo- 19: Normoglisemik, Prediyabetik ve Diyabetiklerde HbA1c Ortalamaları HbA1c (%) Ort ± SD Normal Prediyabet (BAG veya BGT) 5,68 ± 0,42 6,01 ± 0,43 Diyabet 6,20 ± 0,50 HbA1c düzeyi, prediyabetiklerde normoglisemiklere kıyasla ileri düzeyde anlamlı yüksek (p < 0,0001) idi (Tablo 20, Şekil 4). 33

39 Tablo- 20: Normoglisemikler ve Prediyabetiklerde HbA1c Değerlendirmesi TÜM PREDİYABETİKLER NORMOGLİSEMİKLER n (%) n (%) ++ HbA1c p Normal 52 (% 51,49) 72 (% 84,71) < 0,0001* Yüksek 49 (% 48,51) 13 (% 15,29) ++ Pearson analizi *p < 0,05 Şekil- 4: Normoglisemik ve Prediyabetik Gruplar Arasında Normal ve Yüksek HbA1c Oranlarının Karşılaştırılması HbA1c si % olanlar ve > % 6.1 olanlar arasında (toplam 211 olguda) normoglisemik, prediyabetik ve diyabetik gruplar arasında istatistiksel ileri düzeyde anlamlı fark (p < 0,0001) saptanmıştır. HbA1c düzeyine göre alt gruplar arası ilişki incelendiğinde, normoglisemik prediyabetik ve normoglisemik diyabetik gruplar arası ileri düzeyde anlamlı fark (p < 0,0001) varken, prediyabetik diyabetik gruplar arası fark görülmedi ( > 0,05) (Tablo 21). 34

Adiposit

Adiposit Tip 2 diyabetik obez kadınlarda adiponektin diyabetik nefropati ilişkisi Dr. Murat Şakacı S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği Adiposit Adipokinler Antidiyabetik Antiinflamatuvar

Detaylı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir? Aile Hekimliği Sürekli Mesleki Gelişim Programı Hayatınız boyunca öngöremediğiniz ve hayat kalitenizi düşürecek pek çok sorun yaşayabilirsiniz. Şeker hastalığı(kısa olarak Diyabet diyebiliriz) ve obezite

Detaylı

Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler. Prof. Dr. Cansun Demir

Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler. Prof. Dr. Cansun Demir Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler Prof. Dr. Cansun Demir Neden Önemli? Demir eksikliği Dünyada en sık rastlanan anemi Demir eksikliği 4-5 milyar (dünya nüfusunun %66

Detaylı

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? DİYABET(ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR? Diyabet vücutta yeterince insülin üretilememesi veya etkili

Detaylı

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş 1 ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş Gazi Üniversitesi Arş. Gör. Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1- Giriş Bir ülke ekonomisine ilişkin değerlendirme yapılırken kullanılabilecek ölçütlerden birisi

Detaylı

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

Hepatit C virüs enfeksiyonunun laboratuar testleri:

Hepatit C virüs enfeksiyonunun laboratuar testleri: HEPATİT C TESTLERİ Hepatit C virüs enfeksiyonunun laboratuar testleri: * Anti HCV ve * HCV RNA PCR dır. Bu testler hepatit C hastası olup olmadığınızı, hepatit C taşıyıp taşımadığınızı, kronik hepatit

Detaylı

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir. Bursa nın 25 Büyük Firması araştırması; -Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir. -Bu çalışma Bursa il genelinde yapılmış,

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI 23 Kasım 2013 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), hazırladığı araştırmaya dayalı olarak aşağıdaki görüşleri bildirdi: 2001 Krizi sonrasında

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU I TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Adem AKYOL tarafından hazırlanan Denizli İli Honaz İlçesinde

Detaylı

TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI

TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI Prof. Dr. Sabahat Tezcan H.Ü. Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü 22 Haziran 2005 - İSTANBUL Bebek ve Çocuk Ölümlülüğü 0-4 Yaş Dönemindeki Ölümler Perinatal

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır? 1. Depresyon nedir? Depresyon ruh halinizi, hislerinizi, davranışlarınızı, ve ruh sağlığınızı etkileyen bir hastalıktır. Depresyonun bir halsizlik kendi kendinize çözebileceğiniz bir sorun olmayıp, biyolojik

Detaylı

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği Yrd.Doç.Dr. İlknur M. GÖNENÇ Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü ANKARA ÜNİVERSİTESİ-ALTINDAĞ BELEDİYESi İŞ

Detaylı

Prehipertansiyon ve Klinik Sonuçları. Dr. İhsan ERGÜN Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Prehipertansiyon ve Klinik Sonuçları. Dr. İhsan ERGÜN Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Prehipertansiyon ve Klinik Sonuçları Dr. İhsan ERGÜN Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi The 7th Report of The Joint National Committee On Prevention, Detection, Evaluation and Treatment of High Blood Pressure

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof.Dr. ARZU SEVEN İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI DİSMETABOLİK SENDROM DİYABESİTİ SENDROM X İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU METABOLİK

Detaylı

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon HİPERTANSİYON Dr. Hatice ODABAŞ Yüksek Kan Basıncının Nasıl Bir Tehlikesi Vardır?

Detaylı

PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI. Prof. Dr. Engin GÜNEY

PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI. Prof. Dr. Engin GÜNEY PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI Prof. Dr. Engin GÜNEY Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı DİABETES MELLİTUS 415 milyon erişkinde diyabet var.

Detaylı

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi) KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi) 1 Giriş.. Değişkenleri nitel ve nicel değişkenler olarak iki kısımda inceleyebiliriz. Şimdiye kadar hep nicel değişkenler için hesaplamalar ve testler yaptık. Fakat

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

ERİŞKİNLERİN LATENT OTOİMMÜN DİYABETİ: BİLİNENLER VE BELİRSİZLİKLER. Metabolik ve Klinik Özellikler (Klinik Fenotipler)

ERİŞKİNLERİN LATENT OTOİMMÜN DİYABETİ: BİLİNENLER VE BELİRSİZLİKLER. Metabolik ve Klinik Özellikler (Klinik Fenotipler) ERİŞKİNLERİN LATENT OTOİMMÜN DİYABETİ: BİLİNENLER VE BELİRSİZLİKLER Metabolik ve Klinik Özellikler (Klinik Fenotipler) Prof. Dr. Ayşegül Atmaca Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim

Detaylı

Kursların Genel Görünümü

Kursların Genel Görünümü Yayınlanma tarihi: 15 Haziran 2013 YÖNETİCİ ÖZETİ İlki 15 Mart 2012 tarihinde yayınlanan UMEM Beceri 10 Meslek Kursları İzleme Bülteni, geçmiş dönemlere ait verilerin sistematik olarak takip edilmesi ihtiyacına

Detaylı

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom İnsülin direnci (İR) zemininde ortaya çıkan Abdominal obesite Bozulmuş glukoz toleransı (BGT) veya DM HT Dislipidemi Enflamasyon, endotel

Detaylı

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara 1 Kübra DOĞAN, 1 Mehmet ŞENEŞ, 2 Anara KARACA, 2 Seyfullah KAN, 2 Cavit ÇULHA, 2 Yalçın ARAL, 1 Doğan YÜCEL 1 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara 2 Ankara Eğitim

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

KALP SAĞLIĞI VE HİPERTANSİYON CHECK-UP TARAMA TESTLERİ

KALP SAĞLIĞI VE HİPERTANSİYON CHECK-UP TARAMA TESTLERİ PROSTAT CHECK UP Prostat hastalıkları yaşla birlikte giderek artmaktadır. 50 yaş üstünde erkeklerin çoğunda prostat şikayeti görülür. Prostat kanserinde erken teşhis hayat kurtarır. Laboratuar testleriyle

Detaylı

5-Kanserler (Endometrium = rahim, meme, over = yumurtalık, safra kesesi, prostat, kolon = kalın barsak, böbrek)

5-Kanserler (Endometrium = rahim, meme, over = yumurtalık, safra kesesi, prostat, kolon = kalın barsak, böbrek) 1-Koroner kalp hastalıkları 2-Tip 2 Diabetes Mellitus = Şeker hastalığı 3-Hipertansiyon 4-CVA (İnme, felç) 5-Kanserler (Endometrium = rahim, meme, over = yumurtalık, safra kesesi, prostat, kolon = kalın

Detaylı

Tarifname KRONĠK FELÇ VE KOMA SONRASI KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ VE KAS KÜTLESĠ KAYBINI TEDAVĠ ETMEYE YÖNELĠK

Tarifname KRONĠK FELÇ VE KOMA SONRASI KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ VE KAS KÜTLESĠ KAYBINI TEDAVĠ ETMEYE YÖNELĠK 1 Tarifname KRONĠK FELÇ VE KOMA SONRASI KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ VE KAS KÜTLESĠ Teknik Alan KAYBINI TEDAVĠ ETMEYE YÖNELĠK Buluş, kronik felç ve koma sonrası kas güçsüzlüğü ve kas kütlesi kaybını tedavi etmeye yönelik

Detaylı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 28 ÖZET Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 1,2 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde,1 olmuştur. Gıda fiyatlarındaki yüksek oranlı artış Şubat ayında enflasyona

Detaylı

GEBELİKTE AKILCI İLAÇ KULLANIMI

GEBELİKTE AKILCI İLAÇ KULLANIMI GEBELİKTE AKILCI İLAÇ KULLANIMI Dr. Mehmet Muhittin Yalçın 3.Gebelik ve Endokrin Hastalıklar Sempozyumu Ankara 1 AKILCI İLAÇ KULLANIMI Akılcı İlaç Kullanımı İlk defa 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından

Detaylı

Kanıta Dayalı Tıp (KDT)

Kanıta Dayalı Tıp (KDT) KANITA DAYALI TIP Kanıta Dayalı Tıp (KDT) Kişinin bireysel klinik deneyimi ile sistemik taramalar sonucunda elde edilen en iyi bilimsel ve klinik kanıtları birleştirerek kullanması bir başka deyişle Hastaların

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Dünya Turizm Organizasyonu 2011 Turizminin Öne Çıkanları

Dünya Turizm Organizasyonu 2011 Turizminin Öne Çıkanları Dünya Turizm Organizasyonu 2011 Turizminin Öne Çıkanları Uluslar arası Turizm Gelirleri 2011 yılının uluslararası turizm gelirleri, 1.030 milyar Amerikan dolarına ulaştı. Geçen sene bu rakam 927 milyar

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu Soma Belediye Başkanlığı Birleşme Raporu 2012 i GİRİŞ 1 MEVZUAT 2 2 SOMA NIN NÜFUSU 3 SOMA-TURGUTALP ARASINDAKİ MESAFE 4 GENEL İMAR DURUMU 5 TEMEL ALT YAPI HİZMETLERİ 8 DİĞER HUSUSLAR 13 25. Coğrafi Durum;

Detaylı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde

Detaylı

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Basit ve ucuz bazı testlerle erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına karģın,

Detaylı

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015 AFET YÖNETİMİ Afyonkarahisar il merkezi 2. derece deprem bölgesi olmakla birlikte ilin önemli bir kısmı 1. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Afyonkarahisar ve çevresini etkileyen tektonik sistemler;

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR Y.Doç.Dr. İbrahim Turan Mart 2011 İSTATİSTİK NEDİR? Bir olay veya olguyu sayısal verilere dayanarak açıklamaktır. Metod Olarak İstatistik: İstatistiğe konu olabilen olaylara

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM 1. Açıklama 1.1.Proje Ortaklarının Adları: Uzman Klinik Psikolog Özge Yaren YAVUZ ERDAN, Uzman Klinik Psikolog Elvan DEMİRBAĞ, Uzman Klinik Psikolog Nilay KONDUZ 1.2.Nihai

Detaylı

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 04.10.2012 ERZURUM

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 04.10.2012 ERZURUM RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 04.10.2012 ERZURUM Çalıştay, 04 Ekim 2012 tarihinde Erzurum da yapılan II.Uluslararası VI.Ulusal Psikiyatri Hemşireliği

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

Uzman Dr. Berrin Berçik İnal. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı

Uzman Dr. Berrin Berçik İnal. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı Uzman Dr. Berrin Berçik İnal İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı 1979 yılında Amerikan Ulusal Diyabet Veri Grubu-National Diabetes Data Group (NDDG), ardından 1980 ve 1985 yıllarında

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ TANIMLAR Preterm/Prematüre Bebek- 37 gestasyon haftasından önce doğan Gestasyon yaşına göre sınıflandırma Prematüre (erken doğan)

Detaylı

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı Dr Miraç Vural Keskinler Önce sentez DM ve MS Akılcı İlaç Kullanımı Oral antidiyabetik ajanlar İnsülin Glp-1 analogları Antihipertansif ilaçlar Hipolipidemik

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

Şenay Yanık Zuhur 1, Leman Kutlu 2, Tülay Tokgöz 1

Şenay Yanık Zuhur 1, Leman Kutlu 2, Tülay Tokgöz 1 1 Roy Uyum Modeline Göre Tip 1 Diyabet Tanılı Adolesanların Sorunlarının Saptanması ve Hasta Eğitiminin Etkinliği ile Uyumlarını Geliştirmedeki Etkisinin Değerlendirilmesi Şenay Yanık Zuhur 1, Leman Kutlu

Detaylı

Faaliyet Alanları. 22 Aralık 2014. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Faaliyet Alanları. 22 Aralık 2014. Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 22 Aralık 214 Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 214 eğitim yılında doldurulmuş olan Bölümü Değerlendirme Anket Formları Raporu. Öğrencilerin staj yaptıkları firmaların doldurduğu

Detaylı

Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım

Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım Türk musikisinde makam tanımları günümüzde çoğunlukla Çargâh makamı temelinde 24 perdeli Arel Ezgi Uzdilek () sistemine

Detaylı

Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5)

Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Birsen Özdemir - Müdür / Audit Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5) Amaç (a) Satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırılma

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ MESS üyelerinde iş kazaları genellikle organlara göre el parmakları, el bilekleri ve ellerde; iki nesne arasında sıkışma ve bir nesnenin

Detaylı

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji Doğumsal kalp hastalığının sıklığı % 0.9 Ciddi anomali % 0.3 Her yıl 1.2 milyon kalp hastası bebek dünyaya gelmekte

Detaylı

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER :

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER : Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü KM 482 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı III DENEY NO : 3b İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : İyon değişim kolonunun yükleme ve/veya geri kazanma işlemi sırasındaki davranışını

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011 EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ HAREKETLERİ.. 2 İTHALAT

Detaylı

Konya Hizmetler Sektörü Güven Endeksi geçen aya göre yükseldi:

Konya Hizmetler Sektörü Güven Endeksi geçen aya göre yükseldi: KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN, FİYAT BEKLENTİSİ ARTTI HABER BÜLTENİ 15.03.2016 Sayı 29 Konya Hizmetler Sektörü Güven Endeksi geçen aya göre yükselirken, geçen yıla göre düştü. Önümüzdeki 3 ayda hizmetlere

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

DENEY NO: 9 ÜÇ EKSENLİ BASMA DAYANIMI DENEYİ (TRIAXIAL COMPRESSIVE STRENGTH TEST)

DENEY NO: 9 ÜÇ EKSENLİ BASMA DAYANIMI DENEYİ (TRIAXIAL COMPRESSIVE STRENGTH TEST) DENEY NO: 9 ÜÇ EKSENLİ BASMA DAYANIMI DENEYİ (TRIAXIAL COMPRESSIVE STRENGTH TEST) 1. AMAÇ: Bu deney, üç eksenli sıkışmaya maruz kalan silindirik kayaç örneklerinin makaslama dayanımı parametrelerinin saptanması

Detaylı

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi Cahit CENGİZHAN Duygu ATEŞ Öğretim Görevlisi Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI

Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI Sağlık Bakanlığı Yaklaşımı ve Son Ulusal Veriler A-Rakamlarla Diyabet B-Sağlık Bakanlığınca Yapılanlar

Detaylı

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM; AKILCI İLAÇ KULLANIMI

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM; AKILCI İLAÇ KULLANIMI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM; AKILCI İLAÇ KULLANIMI Doç. Dr. Hanefi Özbek Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Sağlık Hakkı Sağlık, kaliteli yaşamın en temel yapı taşıdır. İnsan

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

ÖDEMELER DENGESİ TABLOSUNDAKİ DİĞER MAL VE HİZMET GELİRLERİ KALEMİNİN İÇERİĞİ VE HESAPLAMA YÖNTEMİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

ÖDEMELER DENGESİ TABLOSUNDAKİ DİĞER MAL VE HİZMET GELİRLERİ KALEMİNİN İÇERİĞİ VE HESAPLAMA YÖNTEMİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA ÖDEMELER DENGESİ TABLOSUNDAKİ DİĞER MAL VE HİZMET GELİRLERİ KALEMİNİN İÇERİĞİ VE HESAPLAMA YÖNTEMİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA İçindekiler I- Giriş... 2 II- Diğer Mal ve Hizmet Gelirlerinin Kapsamı... 2 III- Diğer

Detaylı

Fon Bülteni Haziran 2016. Önce Sen

Fon Bülteni Haziran 2016. Önce Sen Fon Bülteni Haziran 216 Önce Sen Fon Bülteni Haziran 216 NN Hayat ve Emeklilik Fonları Sektör Karşılaştırmaları Yüksek Getiri! Son 1 Yıl - 31/5/215-31/5/216 % 25 2 15 1 5-5 -1 9,88 7,82 11,7 6,36 1,5 9,81

Detaylı

Lipid Paneli Hangi Yaşta. Dr. Fatih BAKIR Düzen Laboratuvarlar Grubu

Lipid Paneli Hangi Yaşta. Dr. Fatih BAKIR Düzen Laboratuvarlar Grubu Lipid Paneli Hangi Yaşta Taranmaya Başlanmalı? Dr. Fatih BAKIR Düzen Laboratuvarlar Grubu Koroner kalp hastalığı-ateroskleroz ğ t Ateroskleroz çocuk yaş grubunda başlar ş ve ileri yaşlarda ş bulgu verir

Detaylı

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız? Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız? 3 Eylül 2015 tarihinde Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel TUTAL ve İzmir Çağdaş Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Halit KESER ile birlikte Bayındır

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz

T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz NONDİYABETİK, HİPERTANSİF METABOLİK SENDROMLU HASTALARDA SERUM YÜKSEK DUYARLILIK C-REAKTİF PROTEİN

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı C ve Sistem Programcıları Derneği Kasım 2002 İçindekiler: 1 -GIRIŞ 3 1.1.NEDEN STANDARTLARA IHTIYACIMIZ VAR? 3 2 -İMLA VE YAZIM 3 2.1.TÜRKÇE

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

2014 EYLÜL AYI ENFLASYON RAPORU

2014 EYLÜL AYI ENFLASYON RAPORU 2014 EYLÜL AYI ENFLASYON RAPORU HAZIRLAYAN 03.10.2014 Yrd. Doç. Dr. Sema ULUTÜRK AKMAN - İstatistik Araştırma Merkezi Araş. Gör. Hakan BEKTAŞ İktisat Fakültesi Ekonometri Bölümü RAPOR Eylül ayında Tüketici

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Çağın Salgını Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Epidemiyoloji, Tanı, İzlem Uzm. Dr. İrfan Şencan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Başasistanı Sunum Planı Tanım

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man 214 EK M-ARALIK DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 214 y dördüncü çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 9 Ocak 215

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2).

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2). RAPOR Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını açıklamasından sonra Sağlık Bakanlığı Tam Gün Yasası nı tekrar gündeme aldı. Önce torba yasaya konan daha sonra bazı değişiklikler için torba yasadan ayrılan

Detaylı

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k Matematik Kaygısının Belirlenmesinde Belirtisiz İstatistiğin Kullanılması Doç. Dr. Necla Turanlı Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi OFMA Bölümü Matematik Eğitimi Anabilim Dalı turanli@hacettepe.edu.tr

Detaylı

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA YAŞLıLARA YÖNELIK EGZERSIZ PROGRAMLARı HAZıRLARKEN Genetik özelliklerine, Hastalık durumuna, Daha önceden sporla ilişkisine, Ne kadar

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki

Detaylı

Test Geliştirme. Testin Amacı. Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi 08.04.2014. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN 08.04.2014 3 08.04.

Test Geliştirme. Testin Amacı. Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi 08.04.2014. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN 08.04.2014 3 08.04. BÖLÜM 7 Test Geliştirme Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cetinerdogan@gmail.com Test Geliştirme Testler gözlenemeyen özelliklerin gözlenebilir hale getirilmesi veya hedef kazanımların kazandırılıp kazandırılmadığını

Detaylı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Eylül 2007

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Eylül 2007 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Eylül 27 ÖZET Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde,2 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde 7, olarak gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz ay yayımlanan Para Politikası

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

Uzaktan Algılama Teknolojileri

Uzaktan Algılama Teknolojileri Uzaktan Algılama Teknolojileri Ders 9 Hiperspektral Görüntülemenin Sivil, Endüstriyel ve Askeri Uygulamaları Alp Ertürk alp.erturk@kocaeli.edu.tr Arkeoloji: Eser Analizi Arkeoloji: Eser Analizi Hiperspektral

Detaylı

Araştırma Notu 15/188

Araştırma Notu 15/188 Araştırma Notu 15/188 10 Kasım 2015 ÇALIŞAN 757 BİN KİŞİ İŞ ARIYOR Seyfettin Gürsel *, Gökçe Uysal ** ve Mine Durmaz *** Yönetici özeti İşsizlerin ve çalışmak istediği halde iş aramaktan vazgeçmiş olan

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı