KEYNESGİL ANLAYlŞTA FAİZ HADDi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KEYNESGİL ANLAYlŞTA FAİZ HADDi"

Transkript

1 KEYNESGİL ANLAYlŞTA FAİZ HADDi Tezer ÖÇAL (,.) Faiz hadlerinin analizi başlıca iki yönü içeriyor diyebiliriz : Faiz hadlerinin oluşumunun açıklanmasıvefaizin ekonomik rolünün incelenmesi. Bu iki yön, K. Wicksell, I. Fisher, J. M. Keynes ve D. H. Robertson'un katkılarında sıkı bir biçimde bağdaştırılmıştır. Ancak otuz yıldan beri yapılan bazı çalışmalarda faiz haddinin rolü ve oluşumu sorunları net bir biçimde birbirlerinden ayrılmıştır. W. E. Gibson vet. Sargent gibi bazı yazarlar altmışlı yılların sonunda nominal faiz hadler~nin teşekkülü analizini derinleştirmişlerdir. Artık günümüzde faiz teorisi nispeten durgun bir hale gelıniştir. Yakın zamanda ortaya konulan yenilikler ihmal edilebilir olmamakla beraber altmışlı yılların sonunda ortaya konulan unsurlara temel etkiler yapmamıştır. Varolan bazı boşluklar ise zamanla doldurulmuştur. Nitekim, faiz haddi ile ilgili ekonomik modeller ve ekonometrik savlar altmışlı yılların sonunda şekillendirilen varsayımıara dayandırılmıştır. Nominal faiz haddinin oluşuınuyla ilgili amprik incelemeler, üç etkinin, yani gelir- etkisi, likidite - etkisi ve Fisher - etkisi'nin karşılıklı etkisini araştırmaktadır. Bu husus W. E. Gibson ve T. Sargent tarafından açıkça ortaya konulmuştur. Öte yandan, bu çalışmalarda yurtiçi faiz hadleri ile uluslararası sermaye piyasaları faiz hadleri arasındaki ilişki ve yaygınlık da ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ancak, tum bu gelişmelere rağmen faiz hadlerinin önemi teorik çalışmalarda eskiye göre hissedilir biçimde azalmıştır. (*) Prof. Dr. A.l.T.i.A. Ekonomi Fakültesi. 21

2 1950'ye kadar faiz hadleri ekonomik tartışn1alann ana konusu ve analatik yeniliklerin hareket noktası olrnuştur. 19'uncu yüzyılın sonundan 1950'ye kadar ortaya konulan büyülc teorik kuruluşlar faiz hadlerini temel olarak alınışlardır. Wicksell'in para tecrisinde, Viyana Okulu sermaye ve dalgalanma teorisinde, düşük is..: tihdam anlayışından hareket eden keynesgil ekonomi politikasında ve Hicks'in Değ er ve Sern1aye adlı yapıtında ınetodik ve kesin bir biçimde ortaya konulan genel denge teorisinde faiz hadleri ana rolü oynamıştır. Fakat 195ü'Jerden sonraki teorik tartışnıalarda faiz hadleri eski önen1ini yitirmiştir. Patinkin'in makro- ekonon1ik ınodelinde faiz hadlerinin öneminin düşüşü, kendisinden önceki teorilere nazaran daha kesin biçimde ortaya konulınuştur. Bu modelde ınal, emek, para ve senet piyasaları olmak üzere dört piyasa ele alınmış ve bunlardan üçü zımmen incelenmiştir. Dört piyasanın analizi IS-LM şeınasında genişletilmiştir. Halbuki, ls-lm m.odelinde nominal faiz haddinin durumu tatminkar bir biçin1- de ortaya konulmamıştır. Bu model faiz hadlerinin oluşuınu ve elçonomik rolünün birbirine bağlann1ası avantajına sahipse de, 'non1inal faiz haddinin oluşumu hakkında kısa bir görürıüın sağlan1ıştır. Ayrıca zararlı bir şekilde basitleştirme yapmış ve kredi piyasasını parasal-ankes piyasasından ayırdetmiştir. Ancak, son bir yıldır uygulamada faiz hadleri eski önemini kazanınaya başladığı görülmektedir. Faiz teorilerinin gej.işiıninde başlıca iki akın1 söz konusudur. Bunlardan birisi «reel>> güçlere ağırlık verir ve faiz haddinin reel faktörlerce belirlendiğini söyler. Reel faktörler serınaye piyasa- sında tasarruf arzı ve yatırım talebi ile faiz haddini belirler. Klasik ve neo-klasik yazarların çoğu bu görüştedir. İkinci akım ise J. M. Keynes'in «Genel Teorisi» nde açıklamasını bulur. Burada faiz taman1en parasal görünüm içindedir. Keynes, Genel Teorisi'nde kendisinden önceki ekonomik düşünce sistemini «OrtodokS» ya da «klasik>> bir Sistenl olarak adlandırnıaktadır. Genel Teori şu çerçeve içinde analizlerini sürdürmektedir: Ekonomide ex ante ve ex poste ayırımı vardır. Dönem başında ekonomi dünyası zıt güçlerle etkilenıniştir. Döneın sonunda ise bir düzen görülür, ancak bu düzen taın değildir ve bu düzenin mükemmel olınaınası yeni hareketlerin kökenini oluşturur. Keynesgil analizde başlangıç hali dain1a kaostur. Ekonomik dünya bireyler, gruplar, farklı sosyo- ekonomik katago- 22

3 riler arasında ve bağımsız an1açlara göre bölünrnüş bir dünyadır. Burada ekonorni parasal bir ekonomidir. Keynes'e göre bu şu anlaındadır : gelecek hakkındaki görüşlerin değişmesi aktüel istihdam hacınine ve onun yönlendirilınesine etkili olur. Keynes'e göre, basit bir optimizasyon sorunu çerçevesinde bireyin en iyi çözüınü seçeceğini söylemek hatalıdır. Ekonomik birünler geleceği bilen1emekle kalrnazlar, bu bileınenıenin bilincindedirler de. Bu durumda ekonoınik birirnler tüketim, yatınnı, plasman ya da gömüleıne kararlarını dikkate değer bir serbesti derecesi içinde alırlar. Şu halde klasik iktisatta söz konusu olan h:atkısız tercihi, keynesgil iktisactın an olmayan kanşık tercihler serbestisine zıt bir olgudur. Şüphesiz, tahmin süreci rasyonelleştlrilebilir, }akat gelecek hakkındaki görüşlerin değişınelerinde bu yapılaınaz. Nitekiın, geleceğin görünüınü basit bireysel bir görünüın olmaktan uzaktır ve gelecek için görüşler g;rup davranışlarının gücü ve abartması ile ortaya çıkar. Olayların güncel olarak bilinmesi uzlaşmalı bir değerlendinneyi tayin edel' Uzlaşılmış yani inanılmış değerlendirn1e cahil kişilerin büyük bölümünün toplum psikolojisinin ıneyvesidir (n. Buradaki «Cahil» sözcügü basit olarak; tanırnanın, yeterli enformasyonun yokluğunu ifade etn1ektedir. Kiş.iler, oluşturdukları grupların inandıkları değerlendirmeleri kabul eder. Bu değerlendirmeler gerçeği yansıtma.yabilınektedir. Böylece, denge fiyatının oluşacağı bir alan olmaktan uzak olan piyasa, kişilere hatalı değerlendirmelerini kabul ettirir. Sosyal gruplar piyasa fiyat düzeyinin uzlaşıl- mış düzey olduğuna karar verdiği için kimse piyasa güncel fiyatının denge fiyatı olınadığını iddia edemez. Öncelikle ücret ve faiz sanık iskem.lesindedir. Fakat fiyatların sahte oln1asının işlenılerin yapıınıasında öneıni yoktur. Keynes'e göre, faiz haddi psikolojik bir olaydır. Ancak, analizlerini daha da ileri götüren Keynes, faiz haddinin psikolojik bir o1ay olarak kabulü yerine. kişilerin inandığı bir olay biçin1inde kabulünün daha doğta olacağını ileri sürmüştür. «Çünkü, faiz haddinin efektif değeri, geniş ölçüde toplunıda hakiın kaınu oyunun bu had için tahmin edeceği gelecek değerine bağlıdır. Devanı edeceği olasılığına yeter derecede inanılan herhangi bir faiz haddi gerçekten devam edecektir. Ancak, canlı toplumlarda, normal olduğu kabul edildiği sürece, reel faiz haddinde değişıneler olacaktır.,, (2). Key- (1) J. l\1. Keynes, Theorie Generale de la Eınploi, ele l'lnteret et ele la 1\Ionnaie, Payot, Paris, 1:963, s (2) İhicL s

4 nes'in bu hatalar diinyasında denge sağlayan rasyonel tercihierin yapılması söz konusu olamıyacaktlr. Rasyonel karar verme iınkanının yokluğu ve grup pisikozu karşısında; piyasa oyunlan yapan spekülatörler ve parasal güdüler dışında hareket eden ya-- ~ tırııncılar tepki gösterirler ve faaliyetlerini zevk ve güç sağlama arzusu ile düzenlerler. Böylece, klasik ekonominin tercihler sisteıninin zıddına keynesgil ekonomide kişi serbestisi ve hareketi, geleceğin inanıldığı gibi düzenlenmesinde büyük rol oynar. Görülüyor ki; Keynes sisteıninde enformasyon yeteı'"sizliği, grup pisikozu ve disiplinsiziikten doğan bir kaos bulun.maktadır. Buna itiraz edilebilir. Çünkü ekonomik birimler bu zıtlıklar içinde optimizasyona varamıyacaklarına göre, sistemi analiz etı118- ye olanak hazırlayan ekonomik kanunların varlığı nasıl kanıt- lanacaktır? Bu husus sorunun temelini oluşturur ve Keynes ile selefieri arasında gerçek anlamda bir ayrılık yaratır. Bu farkın özünü anlamak için statik ekonomi görüşü ile dinaınik açıklamanın zıtlığını ortaya koyınak gerekir. Statik durumda davranışla- rı daima dikkate almak mümkündür. Dinamik açıklamada ise bütünleşmiş makro- ekonoınik süreç ekonon1ik birimlere uygulanır ve bu süreç birimlerin davranışlarından bağımsızdır. Genel Teori'deki statiklik ve dinamiklik arasındaki zıtlığı daha iyi ortaya koyabiln1ek için şu örneğe başvurabiliriz : belirli bir gelir düzeyi için ülkelere ve ekonomik birimlere göre sonsuz derecede mümkün olan tüketin1 düzeyi vardır. Kişilerin psikolojileri, zevk ve tercihleri, gelecek hakkındaki görüşleri, endişe ve tereddütleri gibi unsurlar halihazır tüketim düzeyini belirler. Gelir düzeyi değişmeyip, faiz haddi gibi dış bir eleman değişirse, bu ekonomik birimlerin tüketin1lerini değiştirme sonucunu doğurmaz. Bu olay, bireysel tüketilnde yer alan faktörlerin değişebilir olmasına rağınen, dinamik ekonomik yapıda aynı durumda değil dir ve tüketim - gelir makro - ekonomik ilişkisi kararlı olarak kalır. Nitekiın, faiz haddinin yükselmesinin sonucunda tüketimde azalma efektif talebin düşüşü ile belirlenir. Bu olay genel faaliyetlerde bir zıtlık doğurur. Keynesgil tüketim fonksiyonunun kararlı olduğu anlayışı bireysel tüketim kararları üzerine faiz haddinin etkili olacağı anlayışına uygun bir anlayıştır. Şu halde, basit bir biçünde ele alınan bireysel fonksiyonlar; bireysel giderleri toplun1un istihdam düzeyine bağlayan dinamik bir unsur olan toplam tüketim fonksiyonu anlamında değillerdir. Böylece, keynesgil anlayışta makro - ekonomik kanunlar ve uyum süreçleri kaos'a giderler. Gelecek hakkındaki görüşlerde- ~4

5 ki değişmeler ve yatırııncılann bağımsızlık anlayışı sisteıni denge durumundan uzaklaştınr. Ekonoınik fonksiyonlar C tüketiın fonksiyonu) üzerine oturtulınuş dinaınik süreçler ise sistemi denge duruınuna getinnek için yönlendirirler. Fakat söz konusu olan bu denge eksik bir dengedir ve dolayısıyla kararlı değildir, yeni hareketlerin doğn1asına neden olur. Keynesgil dinamik sistemde var olan eksik denge geleceğin yeniden değerlendirilmesine ve yeni hareketlere neden olmaktadır. Faiz haddi.keynesgil yapının ınerkezidir ve faaliyet düzeyini belirleyen unsurlardan biridir. Kitabının başlığı bunu gösterir. Nitekiın Genel Teori'de faiz haddinin incelenmediği hiç bir bölüm. yoktur. Likidite tercihi çok orjinal ve çok anla:ınlı bir keynesgil anlayışıdır. Para piyasasında denge fiyatı olan faiz haddi " istihdam piyasasında dengesizlik fiyatı olmaktadır. Ekonomik analizde özellikle reel analizlerde geleneksel olarak ele alınan faiz haddinden daha farklı bir faiz hadeli Genel Teori'de ortay~ konulmuştur. Ekonon1ik analizde, tüketim, yatınnı, gelir gibi reel değişkenler üzerinde düşünınek ve bir reel faiz haddi ortaya koymak, cari bir yöntemdir. Reel faiz haddi, gelirin tüketirn ile yatırım arasında bölünınesi ve sennayenin ınarjinal veriınliliğinin hesaplanınası görevlerini yüklenmiştir. Ayrıca, girişünler tarafından ihraç edilen senetierin faiz haddinin azalan bir fonksiyonu olduğu ve bu senetierin ev idareleri tarafından talebinin faiz haddinin artan fonksiyonu olduğu düşüncesi de, yine cari bir düşünce sistemidir. Çünkü, girişimlerele sermaye birikin1i sennayenin veriininin düşn1esine neden olacaktır. Bu durun1da ka.r maksiınizasyonu varsayıını altında hareket eden girişin1lerln ancak faiz haddinin düşınesi ile ilave sermaye edinmesi, başka bir deyişle senet ihraç etmeleri haklı olur. Ev idareleri için- ise, tüketimin faydasızlığı plasınana ayrılan gelir arttıkça artar. Bu durumda ancak gelir artışı, başka bir deyişle faiz artışı plasmanlann artışını haklı kılacaktır. Böylece, reel faiz haddi, bir taraf,. tan sermayenin ınarjinal getirisi ile öte yandan halihazır tüketim ile gelecekteki tüketiın arasında varolan marjinal tüketiın haddi aracılığı ile, reel analizle kanşmaktadır. Keynes bu reel analize karşı çıkarak parasal bir faiz haddi üzerinde durmaktadır. Bu had, diğer reel hadlerden bağımsız olarak oluşur ve yukarda açıkladığımız getiri ile faydasızlığı eşitleyici bir had değildir. Ancak, Keynes sermayenin veriini ile tü- 25

6 ketiınin faydasızlığı lionusuna hiç cleğinmenliş değildir. BiJakis, «Sermayenin marjinal etkinliği» ile sern1aye getirisi, «tüketin1 eğiliıni» ile de tüketiın konusunda taın ve etkin bir analiz orta,ya koyınuştur. Fakat bu analizde, neyatının ne de tüketim faiz haddini belirleyen unsurlar değildir. Serınayenin ınarjinal etkinliği, faiz haddi olmadığı gibi, faiz haddini belirliyen bir unsur da değildir. Bununla beraber, faiz haddi, sermayenin marjinal etkinliğine yaklaşan bir unsurdur. Çünkü Keynes'de serınayenin marjinal etkinliği borsadan sağlanan getiri haddine çok benzeyen bir kavramdır. Girişimcilerin sermayenin uzun dönen1de fizik verim haddini tahmin ettikleri gibi profesyonel ajanlar borsalarda ya da diğer mali piyasalarda faiz haddini tahmini olarak belirlerler. Uzun dönem için yapılacak tahn1inlere göre yatırırnlar belirlenecektir, fakat mali piyasalarda yapılan yeni değerlendirn1eler uzun dönem tatıninleri üzerinde etltili olacaktır. Böylece bazı yatırım türleri, girişiıncilerin gerçek öngörüşlerinden daha çok mali piyasalarda çalışan kişilerin ortalaına tahminlerine göre yönlendirilecektir. Değişebilen bir yapıya sahip olan kamu oyunda yer alan grupların anlaştıkları ve inandıklan bir biçimde oluşan bu değerlendirn1elerin bir bölün1ünü serınayenin marjinal etkinliği meydana getirir. Bu etkinlikte bir kararlılık bulunmaz ve bu konuda yapılan tahminlerde hatalar daiına söz konusu olabilir. Öte yandan, güncel olaylar da U:zun döneınde tahminierin oluşınasında rol oynarlar. Bu nedenle, sern1aye talebinin faiz haddinin düzenli azalan bir fonksiyonu olarak görüln1esine olanak yoktur. İşte bu, yüksek derecede kararsızlık gösteren serınayenin marjinal etkinliği ile yatırıınları belirliyen faiz haddi arasındaki bir farktır. Bu duruında, her faiz haddi için, ınali piyasaların duruınuna bağlı olarak birçok yatırım düzeyi vardır. Keynes, böylece, faiz haddinin bir fonksiyonu olan sern1aye talebi eğrisi ile talebin temsil edilınesini ortadan kaldırdığı gibi, faiz haddi ile yükselen sermaye arz eğrisini de bir kenara bırakn1ıştır. Keynes, faiz haddi ile birlikte yükselen bir tasarruf arzı ile de, ekonomik birünler için bu günkü tüketim ve gelecekteki belirli bir tüketiın kapasitesi arasında bağ kurn1aktadır ve bu bağın kendisi de faiz hadleri ile ilişkilendirilmiştir. Böylece, ekonoınik birimler gelecek tüketimleri için tercih haddini hemen değ'iştirebilecektir. Keynes tüketim eğilimindeki içsel geçiciliği görmüş ve bu eğilim~ önemli ölçüde geliştirmiştir. Bununla beraber, 26

7 analizinin sonucunda zaınan tercihi haddi basit ve katkısız biçinıde faiz haddi ile kavuşınamış olacaktı{ Toplumun zanıan tercihi haddi, ekonoınik birinllerden çok gruplarca tahn1in edilen değerlerin bir bölümünü de meydana getirmektedir. Bununla beraber, zanıan tercihi haddi oldukça kararlıdır. Çünkü ekonoınik birimlerin tüketin1 düzeyinin belirlenınesinde, kurumsal ve sosyalojik ağırlıklar diğer ekonomik kararlardan daha etkili olurlar. Keynes'e göre, belli bir gelir düzeyinde, faiz haddi % 5'ten % 4'e indi diye nadir kişi yaşaın biçimini değiştirir. Şiındiki ya da daha sonraki tüketim kararlan üzerine başka faktörler (3) daha etkindir. Bu faktörlerin etkisiyle tüketici davranışı esnek bir davranış alınayıp sert bir davranıştır. Keynes, bazı hallerde, faiz haddinin zaınan tercihi haddi üzerine etkili olabileceğiai kabul etıniştir. Fakat bu etki, yine Keynes'e göre, tüketiın ve gelir arasındaki yerleşmiş ilişkiyi kesmez. Bu ilişki, daha önce belirttiğiıniz gibi, basit bir davranış alınayıp dinamik makro- ekonoınik bir kanun ortaya koyınaktadır. Tüketin1 fonksiyonu kararlı ise serrnaye piyasasına yeni bir tasarruf arzı üzerine faiz etkili olınaz. Nitekim, tüın tüketim azalınalan, gelir üzerindeki faaliyeti ile orantılı olarak tasarı ufu azaltır ve artık yüksek faiz haddi ile ilave tasarruf bağdaşmaz. Keynes, klasik analizi bu şekilde eleştirdikten başka, bu ejeş- tirisine çok genel ve çok temel bir eleştiri daha ilave etinektedir: Klasik analizde belirttiği gibi faiz haddi reel bir olgu olmayıp likiditeden vazgeçmenin bedelidir. Keynes, faiz haddi analizine parayı dahil ederek, tanıamen ihınal edilen bir noktayı analize katınış olmaktadır: ekonoınide, plasınan olmaksızın, sahip olunan parasal haklar vardır. Tasarruf faaliyeti serveti ilgilendiren ve belirsiz bir tüketimi geleceğe, belirsiz bir tarihe bırakma faaliyetidir. Burada halihazır tüketilnde bir azalma da söz konusu olınaktadır. Tasarruf, yalnız tüketim mallarının fiyatlarını mevcut sennayenin ınarjinal etkinliğinden bağımsız olarak düşürınekle kalmaz, aynı zaınanda sermayenin ınarjinal 4ayıflatır. Bu durumda, güncel yatırım için talep, güncel tüketiın talebi gibi kısılır. Tasarruf, yalnız bu günkü tüketimden vazgeçme değilse ve tasarrufla gelecekteki tüketiıni yönlendirıneye etkinliğini de (:3) Cimrilik. sen et ~Yaratma arzusu.. savurganlık, kamu müdahalesj, vergiler gibi. 27

8 geçiliyorsa, bu durum. da sonuç farklı olacaktır. Çünkü, yatırımdan bazı gelirler elde etıne üınidi artacak ve bu günkü tüketim için hazırlanmış olan serbest kaynaklar gelecek tüketimin hazırlanması tahsis edilecektir. Burada, r~el sermayeye malik olmak ile para ya da alacak hakkına sahip olmak arasında seçim söz konusudur. Faiz haddine gelince, bu had tasarrufun bedeli değildir. Faiz likiditeden belirli bir süre vazgeçme karşılığı alınabilir. Çünkü, faiz haddi para ile bu paranın; bir alacak hakkıyla değiştirilmesi sonucunda; belirli bir süre serbestçe kullanılmasından vazgeçme arasında varolan ilişkinin tersinden başka bir şey değildir (4). Öte yandan, ekonomik birünler gelirlerini para şeklinde alırlar. Gelirin tüketiln1eyen bölün1ü fiziki ve taşınır değerlerin alıınında kullanılmadan önce para biçiminde muhafaza edilir. Keynes, Genel Teorisi'nin XVII'nci bölümünde, iktisatçıların niçin parasal faiz haddine «sarılmak,, zorunda olduklarını açıklamıştır. Keynes, şinıdi kullanılabilir bir birim para ile aynı değerde olan, fakat geleceğe tahsis edilmiş belirli bir para miktan arasında varolan farktan basit bir biçimde paranın faiz haddini elde etn1ektedir. Eğer 100 birim para karşılığında bir yıl sonra 110 birim para elde ediliyorsa, paranın faiz haddi % 10 olacaktır. Bi' riktirıneye elverişli tüm mallar için bu biçimde faiz haddi bulunabilir. Bu had ınalın hesaplanınış değeri ile vadeli değerini eşit kılan bir had olacaktır. Bu duruında, buğdayın, evlerin, şekerin vb. n1allann faiz haddinden söz edilebilir. «Örneğin bu günkü değeriyle hemen mübadele edilebilen ıoo kilo buğday, bir yıl sonra 105 kilo olarak tahsis ediliyorsa, buğdayın yıllık faiz haddi % 5; 95 kilo olarak veriliyorsa faiz haddi-% 5 olacaktır.» (5). Mal-. ların piyasalan bu tür faiz haddi hesaplamalan yapılmasına uygun oldukça, bu tür örnekler çoğaltılabilir. Ancak mallara göre bulunan faiz hadleri birbirlerinden farklı olurlar, aynı mal cinsinden ifade edilirler ve birbirleriyle mukayese edilemezler. Bunları n1ukayese edebilmek için ortak bir ölçüye getirmek gerekir ki, bu da paradır. Bunun için her ınalın para cinsinden aktüel değerini bulmak yeterli olınaz, aynı zaınanda para cinsinden gelecek değerlerini, başka bir deyişle paraya göre değerlenn1elerini ya da değer kaybetmelerini ortaya koymak gerekir. ı ı 1 1 { ' (4) ' 1hid, s t82, (5) 1hid, s

9 Bu şekilde her mal diğer hadlerle rrıukayese edilebilen parasal faiz haddi ile donatılmış olacaktır. Bu ise ekonomik birimlere (mallar arasında çok rantabl şekilde seçim yapacaklarından) rasyonel biçimde. servet birikimi yapn1a olanağını verecektir. Keynes'in ortaya koyduğu parasal faiz haddi hesabı, basit ve özet olarak, şu formülle yapılabilir: Cq +a) - ç+l. Burada (q) maldan sağlanan fiziki verim ya da hizrneti, (a) mal değerinde paraya göre olacak değişikliğin tahnüni haddini göstermektedir. Bu durumda Cq + a) malın para cinsinden tahn1ini verim haddini göstermektedir. (c) mal birikin1inin gerektirdiği muhafaza giderlerini ya da bu konuda yapılan giderleri, (l) likiditenin dağuracağı faydayı (likidite primini) göstermektedir. Görülüyorki, Ca) öğesi bir çok malın servet biçiminde eldeciliğini Czilyetliğini) gösteren tek unsurdur. Bir malın diğer m.allara göre nisbi değer kazanması ya da değer kayhetmesi o malın parasal verim haddinin belirlenınesinde temel rol oynayacaktır. Bu nokta Keynes'in paranın faiz haddinin bir sınırdan sonra düşürülemiyeceği ve bundan itibaren diğer servet türlerint edinmenin sınırlanacağı hakkındaki görüşünü haklı çıkarmaktadır. Verim hadleri paranınkinden çok daha yüksek oldukça, servet türlerinin her biri gelecek satın alma gücü olarak bulundurulmayacaktır. Fakat servet birikimi otomatik olarak azalacaktır: q fiziki verim ve özellikle a azalacaktır. Çünkü, bir malın birikimi onun aktüel fiyatını yükseltirken, tahnıin edilen gelecek fiyatı düşecektir (6). Bir tek rnal bu kanundan kaçar : para. Para birikimi sabit bir para miktarı çerçevesinde olur ve paranın diğer servet türlerine göre nisbi değerinin azalması söz konusu olmaz. Para biriktirme arzusunun artması paranın özel haddinin yükselmesi ile birlikte olur. Şu halde Keynes'e göre temel kurarn şudur.: para hariç bütün malların birikiminin artınası onların özel faiz hadlerini düşürür. Bu da paranın faiz haddini ekonomilerde hakim duruma getirmektedir. Paranın faiz haddi, ekanonlik birimler para birikimi yaptıkları zaman düşürülemiyen tek haddir. Bu olayla diğer servet türleri verim hadleri için asgari bir sınır çizilir ve diğer servet türlerinin özel veri ın hadleri paranın verinı. haddi- / ne ulaştığında bunların birikirnine son verilir (7). (6) M. De mourg ues, le Taux de l'interet d'apres la Theorie Generale, Eco nomies et SocietE~s, Tome XIV, N: 2; 3, 4, s (7) lbid, s

10 Keynes'in bu görüşü kabul edilmekle paranın likit olrnasının faydasının Uikidite priıninin) paranın özel (faiz) haddini belirleyen tek un_sur olduğunu kabul ediyoruz deınektir. Bu zaman q, a, ve c zorunlu olar:ak «hiç>> durumun da olacaklardır. Paranın bu haddi sürekli pozitif olduğundan, bunun nı.antıksal sonucu olarak da para talebi pozitif olacaktır. 1 Genel Teori'de faiz haddi faaliyet düzeyini belirleyen bir değ işkendir ve faiz haddi politikası burada birinci planda rol oynar. Keynes sistemi Genel Teori'de açık bir biçimde ortaya konulmuştur: «Tüketim eğilimi, sermayenin marjinal etkinlik eğrisi ve faiz haddi bizim bağımsız değişkenlerimizdir ve bu değiş- kenler birçok unsura ayrıştırılmıştır... İstihdam hacmi ve milli gelir... bağımlı değişkenlerimizdir>> (8). Keynes'ce çeşitli faktörlerin önerni bu şekilde açıkça ortaya konulmuş olmasına rağmen bazı iktisatçıların sermayenin marjina1 etkinliğinin önceliğine ve ayrıcalığına inanıp faiz haddinin etkisini ihmal etmeleri, şaşırtıcıdır. Bu inanma iki nedenden kaynaklanabilir. Bu nedenlerden birincisi genel teori'nin tamamen reel anlamda yorumlanması alışkanlığıdır diyebiliriz. Makro- statik keyr.esgil analiz, başka bir deyişle ekonon1ik büyümenin keynesgil reel analizi genel teorinin gereksiz basitleştirilmesini bize sunmaktadır ve bu tür analize faiz haddi dahil edilmemektedir. İkinci neden ise, sorunun teıneline bakmaktan çok sermaye piyasasının ıdasik analizine yönelen keynesgil eleştiriye önem veriln1esidir. Klasik sermaye piyasasının keynesgil eleştirisi; faaliyet hacminin belirıe nmesinde girişimcilerin sermayenin marjinal etkinliği hakkındaki tahminleri ve efektif talebi açıkça ortaya koyabilmek için; belirli bir yatırım hacmi ile faiz haddi arasında var olan ilişkiyi kırmaktan ibarettir diyebiliriz. Klasikiere göre, tüketirnde düşn1e faiz haddi etkisi ile yatırıınlarda artmayı peşisıra sürükliyecektir. Keynes'e göre ise, tüketinı. düşmesi, sermayenin n1arjinal etkinliğinde azalma yapabilecektir ve bu azalına yatırımların çökmesi etkisini doğuracaktır. Şu halde, sern1ayenin marjinal etkinliği, yatırımı belirleyici bir unsurdur, fakat faiz haddinin etkisi tamamen devre dışı bı- rakılamaz: çünkü; keynesgil yaklaşıının bütünü <<parasal>> bir yaklaşımdır ve parasal bir ekonomide para, parasal davranışlar ve faiz hadleri yatırımlan belirleyici bir rol oynarlar. Nitekim, sermayenin marjinal eitkinliğindeki aşırı değişkenlik kısa dö- (8) Keynes, op. cit., s

11 nemele faiz hadelinin etkisini açıklar, büyün1e aşamasında sermayenin marjinal etkinliğinin azalma eğilimi bu kez uzun dönem için faiz haddi etkisini açıklayacaktır. Serınayenin rnarjinal etkinliği cari faiz haddine eşit olana kadar yatırımlar artma eğilimindedir. Sermayenin marjinal etkinliğinin hesaplanması, faiz haddiniiı. etkisini ortaya koymak bakımından faydalı bir lşlemdir. :f\.1arjinal etkinlik, Keynes'e güre, faiz haddi ile doğrudan mukayese edilebilmek için bir had olarak değerlendirilmelidir. Sermayenin marjinal etkinliği, sermaye mallarının arz fiyatını, yatırın1ın ekonomik ömrü boyunca bu yatırımdan elde edileceği tahmin edilen net geliriere eşitleyen indirgeme oranıdır. Şu halde, serınayenin marjinal etkinliği başlıca iki unsura bağlıdır: - Sernıayenin arz fiyatına, başka bir deyişle bir biriın sermayenin aktüel fiyatına, - Tahmin edilen net gelirlere. Burada yalnız sernıaye ınalının arz fiyatı veridir. Bu fiyatın serınayenin birikin1 döneminde büyümesi, sermayenin marjinal etkinliğinin düşmesinde hemen ve önemli derecede bir rol oynayacaktır ve bu nedenle de gelecekteki gelirler daha düşük tahmin (bu gelirler düşmese bile) edilecektir. Bu tahminler, daha sonra, denge bozucu bir şekilde kendini gösterecektir. Sermayenin ınarjinal etkinliğinin düşınesinden sonra bunu tekrar düzeltmek kolay değildir. İş ortamındaki karamsar ve düzensiz görüş, burada önemli rol oynar. Ancak, resesyonun bu şekilde sürmesine etkili olan reel faktörleri h~men saf dışı bırakmak olanağı yoktur. Fazladan serınaye birikimi, yarı mamül dururnundaki pahalı ürün stokları, istihdamda düşme bu reel faktörleri oluşturur. Fazlalıkların ortadan kaldırılabilrhesi için bir süre gerekir. Ekonomik birimler tüketim eğilimlerini azaltırlar ve buna bağlı olarak da likidite tercihleri artarsa, bu süre uzamak d urum undadır. Ekonoınik bunalınıın ınevcudiyeti ve resesyonun uzunluğ unda sermayenin marjinal etkinliğinin sorumluluğunu belirtmek ge'" rekir. Girişimcilerin tahminierindeki değişkenlik, borsalardaki yükselme ve düşme, yapılan birikimlerin rasyonel oln1aması, devri ekonoınik faaliyetlerin faktörleridir. Burada faiz haddinin önemli etkisini de unutmamak gerekir. Devri hareket- sırasın~ da, paranın likiditesinin f51ydas1 (primi) öneınll bir öncelilr alır, 31

12 çünkü ekonomik bunalım anında serma:ye getirisinden çökertilemeyen tek unsur likidite faydasıdır. Faaliyetlerin arttırılması döneminde, sermaye y1ğılması, zo- runlu olarak, faiz haddi yükselişi ile birlikte olacaktır. Bu yükselişin, gelecek hakkındaki görüşler iyimser olduğunda, yatırımları değiştirici hiçbir etkisi olmayacaktır. Buna karşın, faaliyetlerin yavaşlaması sırasında, başka bir deyişle girişirr~cilerin gelecek hakkındaki görüşler kötümserse, faiz haddinin yükselinesi depresyon sürecini hızlandıracak, daha da fenası, paranın likidi- tesinin faydasını daha arttıracak ve. faiz haddi tekrar genişletici faaliyete dönüşe engel olacak bir düzeyde karar kılacaktır. Keynes katkısız bir para politikasının (para miktarının arttırılınasıl depresyon anında etkili olacağına inanmamaktadır. Çünkü ekonomik birimler bu para miktarını faiz haddini düşürmeden talep edecekler ve onu kabulleneceklerdir. Bu şekilde, ekonornirl: birünlerin paraya atfettikleri istisnai likidite faydası (primi) nedeniyle faiz haddi yapay olarak yüksek düzeyde kaiacaktır. Para talebinin bu kadar güçlü olması aklımıza şu soruyu getirebilir: kuvvetli bir para talebi ile enflasyon nasıl bağdaşır? Keynes'in daha önce verdiğimiz eşitliğindeki (a) fiyat yükselmesinde n1allar için yüksek bir pozitif değer alır ve ekononı.ik birimler sermaye yığılması yapmak konusunda kuvvetli bir eğilime sahiptirler. Fakat bu kuvvetli bir para talebinin sonucudur. Nitekim, enflasyon, sermaye birikimini hızlandırarak, sermayenin fiyatını yükseltir ve verimde hızlı bir düşüş ortaya çıkar. Buna karşın el{onon1ik birikiınlerin iradesi ile. miktarı arttırılamayan paranın faydası enflasyona bağlı olan faktörlerin etkisiyle artmiş görülür. Çünkü, ~ Fiyatların yükselişi önemli ölçüde ankesi zorunlu kılar. Likidite faydası para ile satın alınan malların parasal değerleri artışı ile birlikte yükselir. -- Para spekülatif alışlar için bir rezerv olarak kullanılır. - Farklı sermaye türlerinin reel değerlerinin tahıninindeki belirsizlik, para tercihinin artışına neden olur. Böylece, fiyat düzeyi yülcseldiğ i zaman paranın reel değ erinde düşme olur ve faiz diğer malların parasal değerlerine oranla artar. Öte yandan, nisbi değerlerin belirsizliğinin kendisi de enflasyonist etki hasıl eder. Bütün malların ni.sbi değerlerindeki belirsizlik ise tipik bir keynesgil kanıttır. 32

13 Buraya kadar yaptığımız incelemeden görüleceği üzere, Keynes'e göre faiz haddi mali piyasanın denge fiyatı olmayıp, tüm nisbi fiyatlar sisteminin dengesini bozan reel olmayan bir fiyattır. Keynes tüm analizini, tasarruf artışı etkisiyle efektif talebin azaldığı zaman yatırımcıların sermaye birikimini arttırarnıyacakları olayı üzerine oturtmuştur. Keynesgil kanunlar, grup davranışlarını ortaya koyduğu ve bireysel davranışlarla doğrudan bağları oım'adığı için, makro- ekonomik kanunlardır. Grubun ise bireyde olmayan zorlarnaları vardır. Öte yandan paranın likiditesinin faydasının Cpriminin) değeri uzun dönemde ücret haddine göre daha kararlıdır. Spekülasyon ankesinin keynesgil analizi, para ile gelir arasındaki ilişkinin kararsız olduğunu gösteren tek kanıttır diyebiliriz. Spekülatörlerin faiz haddi değişmeleri hakkındaki tahminleri likidite fonksiyonunun yerini ve para - gelir ilişkisini değiştirir. Faiz haddi, ayrıca, nihai para talebini belirler.

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI Soru KPSS 2001 Otonom tüketim harcamalarının artması aşağıdakilerin hangisine neden olur? a) Denge üretim düzeyinin artmasına, LM eğrisinin sağa doğru kaymasına b) Denge üretim

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS A. ANALZ A.. Analizi (Mal Piyasası) (Investment aving) (atırım Tasarruf) Eğrisi, faiz oranları ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiyi gösterir. Analizin bu kısmında yatırımları I = I bi olarak ifade edeceğiz.

Detaylı

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI Harcama yöntemine göre yapılan GSYİH hesaplaması GSYİH = C + I + G şeklinde idi. Biz burada GSYİH ile MG arasındaki farkı bir

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

N VE PARA ARZININ ÖZELL

N VE PARA ARZININ ÖZELL PARANIN MAKRO EKONOMİDEKİ ROLÜ 1-PARA TALEBİ, PARA ARZI VE FAİZ HADDİ (KEYNESYEN FAİZ TEORİSİ) Klasik ve neoklasik ekonomistlerce öne sürülen faiz teorisinde, faiz haddi, tasarruf arzı ve yatırım talebinin

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) 1- Bir ekonomide işsizlik ve istihdamdaki değişimler iktisatta hangi alan içinde incelenmektedir? a) Mikro b) Makro c) Para d) Yatırım e) Milli Gelir

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI 1. John Maynard Keynes e göre, konjonktürün daralma dönemlerinde görülen düşük gelir ve yüksek işsizliğin nedeni aşağıdakilerden

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele

Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele Bölüm 12 Rasyonel Beklentiler Teorisinin Politika Yansımaları ve Enflasyonla Mücadele Geçen haftaki derste rasyonel beklentiler kavramını açıklamış ve bu kavramla birlikte ortaya çıkan Yeni Klasik ve Yeni

Detaylı

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ TOLAM TALE VE TOLAM ARZ: AD-AS MODELİ AD-AS IS LM ve IS LM B modellerinde fiyatlar genel düzeyinin sabit olduğu varsayılırken, bu analizde fiyatlar genel düzeyi () ile reel milli gelir (Y) arasındaki ilişkiler

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

Ayrım I. Genel Çerçeve 1 İçindekiler Önsöz İçindekiler Ayrım I. Genel Çerçeve 1 Bölüm 1. Makro Ekonomiye Giriş 3 1.1. Ekonominin Tanımlanması ve Bir Bilim Olarak Ekonomi 4 1.2. Ekonomi Teorisi ve Politikası 5 1.3. Makro Ekonomi

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu ünite tamamlandığında; Alternatif yöntemleri kullanarak IS eğrisini elde edebileceğiz IS eğrisinin eğiminin hangi faktörlere bağlı olduğunu ifade edebileceğiz

Detaylı

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII BİRİNCİ BÖLÜM Makro İktisat 1. MAKRO İKTİSATIN ANLAMI... 1 2. MAKRO İKTİSATTA KARAR BİRİMLERİ (SEKTÖRLER)... 2 3. MAKRO İKTİSATTA PİYASA

Detaylı

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır. 97 BÖLÜM 6. KAMU BÜTÇESİ ve MALİYE POLİTİKASI (KEYNESYEN MODEL DEVAMI) Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Detaylı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS ve LM eğrilerinin kesiştiği nokta milli geliri belirliyor. Birinin kayması kısa dönem dengeyi değiştiriyordu. Maliye politikası Hükümet harcamaları artışı IS eğrisi sağa

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden 1. Her arz kendi talebini yaratır. şeklindeki Say Yasasını aşağıdaki iktisatçılardan hangisi kabul etmiştir? A İKTİSAT 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli

Detaylı

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir. 1 BÖLÜM 8: HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: ALTERNATİF MAKRO MODELLER Bu bölümde AD ve farklı AS eğrileri birlikte ele alınarak farklı makro modellerde P ve Y düzeylerinin nasıl belirlendiği incelenecektir. 8.1

Detaylı

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI Faiz oranlarının yapısı; Menkul kıymetlerin sahip olduğu risk, Likidite özelliği, Vergilendirme durumu ve Vade farklarının faiz oranlarını nasıl etkilediğidir. FAİZ ORANLARININ

Detaylı

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI BÖLÜM 10 TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI IS-LM Modelinin Oluşturulması Klasik teori 1929 ekonomik krizine çare üretemedi Teoriye göre çıktı, faktör arzına ve teknolojiye bağlıydı Bunlar ise

Detaylı

Bölüm 7. Para Talebi. 7.1 Klasik İktisat ve Paranın Miktar Teorisi

Bölüm 7. Para Talebi. 7.1 Klasik İktisat ve Paranın Miktar Teorisi Bölüm 7 Para Talebi Paranın ekonomi üzerindeki etkilerinin anlaşılması için para talebini etkileyen faktörleri, para talebinin istikrarlı olup olmadığını da incelememiz gerekir. Merkez bankalarının para

Detaylı

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 20.Para Teorisi ve Politikası Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 20.1.Para Teorisi Para miktarındaki

Detaylı

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI 9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI 1. Maliye Politikası ve Dışlama Etkisi...2 A. Uyumlu Maliye ve Para Politikaları...4 2. Para Arzı ve Açık Piyasa İşlemleri...5 3. Klasik Para ve Faiz

Detaylı

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI 1 PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI Para Politikasının Amaçları 2 1. Fiyat İstikrarı: Enflasyonu yıllık yüzde 1-2 seviyelerinde devam ettirmek. TCMB nin şu an izlediği politika enflasyon

Detaylı

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

1. Yatırımın Faiz Esnekliği DERS NOTU 08 YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ, PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ, TOPLAM TALEP (AD) EĞRİSİNİN ELDE EDİLİŞİ Bugünki dersin içeriği: 1. YATIRIMIN FAİZ ESNEKLİĞİ... 1 2. PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI 2015-2016 BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI 1. Toplam Talep (AD) doğrusunun eğimi hangi faktörler tarafından ve nasıl belirlenmektedir? Açıklayınız. (07.03.2016; 09.00) 2.

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu bölümde faiz oranlarının belirlenmesi ile faizin denge milli gelir düzeyinin belirlenmesi üzerindeki rolü incelenecektir. IS LM modeli, İngiliz iktisatçılar John

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007 1. Büyüme Kutupları nın, altyapı yatırımları ve dışsal ekonomiler yoluyla yaratacağı etkiler nedeniyle kalkınmanın önünde bir engel olduğunu belirten iktisatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) F. Perroux

Detaylı

PARA TALEBİ VE KURAMLARI

PARA TALEBİ VE KURAMLARI PARA TALEBİ VE KURAMLARI Kişilerin servetlerinin bir kısmını ellerinde para olarak tutmalarına para talebi adı verilir. İktisadi düşünceler anlamında bakıldığında para talebi kuramları paranın fonksiyonlarına

Detaylı

Para talebi teorisi bu yüzden önemlidir. Yunus Emre ERDOĞAN 1

Para talebi teorisi bu yüzden önemlidir. Yunus Emre ERDOĞAN 1 ~PARA TEORİSİ~ Para Talebi Teorileri 1.GRUP : Klasik ve Paracı Yaklaşımlar *Miktar Teorisi (Fisher / Cambridge) *Modern Miktar Teorisi (M. Friedman) 2. GRUP : Keynesyen ve Neo-Keynesyen Yaklaşımlar A.

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6 1. LM eğrisini oluşturan noktalar neyi ifade etmektedir? LM eğrisinin nasıl elde edildiğini grafik yardımıyla açıklayınız. 2. Para talebinin gelir esnekliği artarsa LM eğrisi nasıl değişir? Grafik yardımıyla

Detaylı

MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ

MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ ANAHTAR KAVRAMLAR 1: EMEK PİYASASI Klasik-Keynesyen-Monoterist- Yeni Klasik Varsayımlar: 1:Rasyonel İktisadi Birimler 2:Reel Değişkenleri Dikkate Alma 3:Esneklik-Denge Reel

Detaylı

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş BÖLÜM 9 Ekonomik Dalgalanmalara Giriş Çıktı ve istihdamdaki kısa dönemli dalgalanmalara iş çevrimleri diyoruz Bu bölümde ekonomik dalgalanmaları açıklamaya çalışıyoruz ve nasıl kontrol edilebileceklerini

Detaylı

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır. KLASİK İKTİSAT OKULU Klasik iktisadın felsefi temelini «doğal düzen» ve «faydacı felsefe» oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir: 1) Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir

Detaylı

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 23.Uluslararası Finans Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 23.Uluslararası Finans 23.1.Dış Ödemeler

Detaylı

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Ekonomi 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Fiyat Mekanizması:Talep,

Detaylı

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006) -MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006) A) Artar, çünkü bireyler gelirlerinin daha büyük bir kısmını ödünç vermek ister. B) Artar, çünkü

Detaylı

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme trend Daralma Kriz, küçülme 12,00 Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008

Detaylı

Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli

Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli 11. Hafta Para Piyasasında Denge: LM (Liquit Money) Modeli Para piyasasının dengede olduğu (reel para arzının, reel para talebine eşit olduğu) faiz ve reel gelir düzeylerini gösteren eğriye, LM eğrisi

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI 1. BÖLÜM Öğr. Gör. Hakan ERYÜZLÜ İktisadın cevap bulmaya çalıştığı temel amaçlarını aşağıdaki sorular ile özetleyebiliriz; Hangi mallar/hizmetler ne miktarda üretilmelidir? Hangi

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT. 1. Ekonominin bulunduğu noktanın, üretim olanakları eğrisinin solunda olması aşağıdakilerden hangisini gösterir?

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT. 1. Ekonominin bulunduğu noktanın, üretim olanakları eğrisinin solunda olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT 1 1. Ekonominin bulunduğu noktanın, üretim olanakları eğrisinin solunda olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) Ekonominin geliştiğini B) Ekonomik büyümenin, kısa

Detaylı

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE)

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Ünite 10: TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Tam rekabetçi bir piyasada halen çalışmakta olan firmalar kısa dönemde normal kârın üzerinde kâr elde ediyorlarsa piyasaya yeni firmalar

Detaylı

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ 1.Makro İktisat Nedir?...1 2. Makro İktisat Ne İle Uğraşır?... 4 3. Başlıca Makro İktisat Okulları...5 3.1.Klasik Makro İktisat

Detaylı

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. 1-Genel teoriye göre effektif talep ile ilgili hangisi yanlıştır? a)milli Gelir seviyesini effektif talep belirler b)sermayenin marjinal etkinliği artarsa effektif

Detaylı

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü www.sde.org.tr ANALİZ 2014/2 2013 YILI ALTIN ANALİZİ Dr. M. Levent YILMAZ Ekonomistlerin çoğu zaman yanıldığı ve nedenini tahmin etmekte zorlandığı bir

Detaylı

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi:

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi: .E.. Orta Vadede (Dönemde) iyasa Dengesi: S e D n öyle bir dengede denge şartı noktasında gerçekleşmektedir. Üretim kadar piyasa fiyat düzeyi ise seviyesinde gerçekleşmektedir. Olaya S eğrisi açısında

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTISAT 1. MAKRO İKTİSATIN ANLAMI... 1 2. MAKRO İKTİSATTA KARAR BİRİMLERİ (SEKTÖRLER)... 2 3. MAKRO

Detaylı

Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski

Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski Tahvil Değerleme Tahvil Yatırımında Risk Anapara ve Faizin Ödenmeme Riski Tahvili çıkaran kuruluş, vadesinde anapara ve faizi ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen finansal durumunda ortaya çıkabilecek bir

Detaylı

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 2003/6 http://www.tek.org.tr 2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Zafer Yükseler Aralık, 2003

Detaylı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi/hangileri tüm dünyada görülen artan işsizlik oranını açıklamaktadır? I. İşsizlik yardımı miktarının arttırılması II. Sendikalaşma oranında azalma III. İşgücü piyasında etkin

Detaylı

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi FİNANSMANI İŞLETME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PİYASA FAİZ ORANLARI 2 Faiz Faiz, başkasının parasını

Detaylı

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT 2 1. A malının fiyatındaki bir artış karşısında B malına olan talep azalıyorsa A ve B mallarının özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) A ve B

Detaylı

ÜNİTE 6: PARA TALEBİ VE PARA PİYASASINDA DENGE İŞLEM AMAÇLI PARA TALEBİ TEORİLERİ

ÜNİTE 6: PARA TALEBİ VE PARA PİYASASINDA DENGE İŞLEM AMAÇLI PARA TALEBİ TEORİLERİ ÜNİTE 6: PARA TALEBİ VE PARA PİYASASINDA DENGE İŞLEM AMAÇLI PARA TALEBİ TEORİLERİ Paranın bir ekonomide yerine getirdiği birçok işlevi vardır. Para; bir değişim aracıdır, bir hesap birimidir ve bir değer

Detaylı

Keynesgil Faiz Teorisi (Keynes in Likidite Tercihi Teorisi)

Keynesgil Faiz Teorisi (Keynes in Likidite Tercihi Teorisi) Bölüm 3 Faiz Teorileri Önceki bölümde faiz oranlarının ekonomide oynadığı önemli rolden bahsetmiş ve faiz oranlarının nasıl hesapladığını göstermiştik. Bu bölümde ise faiz oranlarının nasıl belirlendiğinden

Detaylı

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş. 2013 YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU DÖNEM İÇERİSİNDE BANKANIN YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE İLİŞKİN DEĞİŞİKLİKLER Dönem içerisinde Bankamız ortaklık yapısında değişiklik

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ

ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ I. Temel Yapı Ülkede yerleşik kişilerin belirli bir dönem boyunca yabancı ülkelerde yerleşik kişilerle yaptıkları tüm ekonomik işlemlerin sonucunu gösteren sistematik kayıtlarına

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71 i Bu sayıda; 2013 2. Üç Ay Büyüme Verileri değerlendirilmiştir. i 1 Yurtiçi talep coştu, stoklar patladı, büyüme tahminleri aştı Ekonomi

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE (1987-2007) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) NE YAPILDI? ÖZET - Bu çalışmada, işgücü verimliliği

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

1. Giriş Giriş...19

1. Giriş Giriş...19 İÇİNDEKİLER ikinci baskıya önsöz...v birinci baskıya önsöz...vıı İÇİNDEKİLER... Xı BİRİNCİ KİTAP ANALİZİN ÇERÇEVESİ I. YÖNTEM SORUNLARI...3 1. Giriş...3 2. Neden yöntem tartışıyoruz?...4 3. Mantıki Bilimler

Detaylı

IS-LM-BP Grafikleri. A. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği:

IS-LM-BP Grafikleri. A. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği: IS-LM-BP Grafikleri A. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği: A.1. Sabit kur rejimi, sınırlı sermaye hareketliliği ve BP nin eğimi, LM in eğiminden düşükken

Detaylı

IS-LM-BP Grafikleri. B. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği:

IS-LM-BP Grafikleri. B. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği: IS-LM-BP Grafikleri B. Sabit kur rejimi ve tam (sınırsız) sermaye hareketliliği altında politikaların etkinliği: B.1. Sabit kur rejimi ve sınırsız sermaye hareketliliği durumunda para politikasının etkinliğini

Detaylı

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir.

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir. MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir. DENGE GELİR DÜZEYİ VE FAİZ ORANINDA DEĞİŞMELERE YOL AÇAN FAKTÖRLER Genişletici

Detaylı

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik Dış Ticaret Teorisi -Klasik dış ticaret teorisinde temel sorun -Klasik teorinin temel esasları -Klasik iktisatçıların dış ticaret teorilerinin varsayımları

Detaylı

8. DERS: IS/LM MODELİ

8. DERS: IS/LM MODELİ 8. DERS: IS/LM MODELİ 1 Mal Piyasası ve Para Piyasası...2 2. Faiz Oranı, Yatırım ve IS Eğrisi...2 A.IS eğrisi nin özellikleri:...3 B.Maliye Politikası IS Eğrisini Nasıl Kaydırır?...5 3. Para Piyasası ve

Detaylı

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE Bu ünite tamamlandığında; Büyümenin kaynaklarının neler olduğunu belirtebileceğiz Büyüme teorilerini açıklayabileceğiz Hızlı büyüme için nelerin

Detaylı

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur?

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur? 2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur? A) A malını tüketen insanların sayısının artmasına yol açan bir nüfus artışı B) A normal bir mal ise, tüketici

Detaylı

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır: Sızıntılar: Harcama akımından çıkanlar olup, kapalı ekonomide tasarruflar (S) ve vergilerden (TA) oluşmaktadır. Enjeksiyonlar: Harcama akımına yapılan ilaveler olup, kapalı bir ekonomide yatırımlar (I),

Detaylı

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved.

Chapter 15. Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop. Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved. Chapter 15 Para, Faiz Oranları ve Döviz Kurları (devam) Slides prepared by Thomas Bishop Copyright 2009 Pearson Addison-Wesley. All rights reserved. Şekil 15-4: Para Arzı Artışının Faiz Oranına Etkisi

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI-6 DIŞA AÇIK MAKROEKONOMİK MODEL: IS-LM-BP

ÇALIŞMA SORULARI-6 DIŞA AÇIK MAKROEKONOMİK MODEL: IS-LM-BP ÇALIŞMA SORULARI-6 DIŞA AÇIK MAKROEKONOMİK MODEL: IS-LM-BP 1. Bir ülkenin ihracatı; a) GSMH eksi tüketim eksi yatırım eksi hükümet harcamalarına eşittir b) GSMH eksi yurtiçi mal ve hizmetlerin tüketimi

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı