GÜNÜMÜZE BAKAN AYETLER VE EBCEDLER

Transkript

1 Verdiği Tarih (Miladi) Sure No Ayet No Ayetin ilgili bölümü GÜNÜMÜZE BAKAN AYETLER VE EBCEDLER Ayet Şüphesiz, biz sana apaçık bir fetih verdik. Şüphesiz, biz sana apaçık bir fetih verdik. (Fetih Suresi,1) Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup-sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup-sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Enfal Suresi, 25) Onlara 'pişirilip-sertleştirilmiş balçık taşları atıyorlardı; Onlara 'pişirilip-sertleştirilmiş balçık taşları atıyorlardı; (Fil Suresi, 4) Korkma" dedik. "muhakkak sen üstün geleceksin." Korkma" dedik. "muhakkak sen üstün geleceksin." (Taha Suresi, 68)" sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti. (Al-i İmran Suresi, 81) Rabbinin nimetini durmaksızın anlat. Rabbinin nimetini durmaksızın anlat. (Duha Suresi, 11) Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol" demişlerdi. (Maide Suresi, 111) Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol" demişlerdi. (Maide Suresi, 111) Allah, göklerin ve yerin nurudur Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nur Suresi, 35)

2 Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de. kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. (Bakara Suresi, 146) Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216) Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216) Karanlığı çöktüğünde gecenin Karanlığı çöktüğünde gecenin (Felâk Sûresi, 3) yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak... De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver.... "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi... Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41) De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim."... (Al-i İmran Suresi, 64) Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver. (Furkan Suresi, 52) Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden 'bir güven duygusu ve huzur' ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır." (BAKARA SURESİ / 248) Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin." (Bakara Suresi, 129)

3 seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi 1, 2, 3) seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi 1, 2, 3) Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi 1, 2, 3) Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi 1, 2, 3) Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi 1, 2, 3) Şüphesiz O'nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür. (Vahyi sende bırakan) Rabbin rahmetinden başka(sı değildir). Şüphesiz O'nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür. (İsra Suresi, 87) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nur Suresi, 35) dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. Andolsun biz, açıklayıcı ayetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. (Nur Suresi, 46) Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16) Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik. (Furkan suresi, 56) Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin." (Bakara Suresi, 129) Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele. (Saff Suresi, 13) kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size Benden bir yol gösterici gelecektir; kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz." (Taha Suresi, 123) Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın. (Fatır Suresi, 24)

4 iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu. (Kehf Suresi, 61) ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik Ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi. (Enbiya Suresi, 73) (Benim görevim,) yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (Benim görevim,) yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve O'nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır. (Cin Suresi, 23) (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (Hac Suresi, 54) Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan... Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin Dedi ki: Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç nimet ve imkan) daha hayırlıdır. VE HİÇ ŞÜPHESİZ; BİZİM ORDULARIMIZ ÜSTÜN GELECEK OLANLAR ONLARDIR. böylelikle sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl Allah, kimin göğsünü İslam'a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir, (öyle) değil mi? Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız."... size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O nun gücüne giden, size pek düşkün,... bir elçi gelmiştir. O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yı müjdeler. O, Allah'tan olan bir kelimeyi (İsa'yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir." (Al-i İmran, 39) Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin. (Ahzab Suresi, 56) Dedi ki: Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç nimet ve imkan) daha hayırlıdır. Madem öyle bana (insani) güçle yardım edin de sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım. (Kehf suresi, 95) VE HİÇ ŞÜPHESİZ; BİZİM ORDULARIMIZ ÜSTÜN GELECEK OLANLAR ONLARDIR. (SAFFAT SURESİ / 173) Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. (İbrahim Suresi, 37) Allah, kimin göğsünü İslam'a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir, (öyle) değil mi? Fakat Allah'ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. (Zümer Suresi,22) Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doğrusu biz ona (karşı) kafir olanlarız." (Zuhruf Suresi, 30) Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)

5 şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi? (Fussilet Suresi, 53) sen hoşnut kalacaksın. Elbette rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın. (Duha Suresi, 5) Bizim ayetlerimizi yalan sayanlar Bizim ayetlerimizi yalan sayanlar karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Allah, kimi dilerse onu şaşırtıp-saptırır, kimi dilerse de onu dosdoğru yol üzerinde kılar. (Enam Suresi, 39) Elbette, yeryüzünde ve onun üzerindekilere biz varis olacağız Elbette, yeryüzünde ve onun üzerindekilere biz varis olacağız ve onlar bize döndürülecekler. (Meryem Suresi / 40) fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir. Kendilerine Hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir. (En'am Suresi, 5) Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi. Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi. (Enbiya Suresi, 75) (Peygamberler) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım İman eden (adam) dedi ki:"ey kavmim, siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola iletip yönelteyim." şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Peygamberler) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (Peygamberler) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 15) Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır. (Yunus suresi, 62) Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti. (Al-i İmran Suresi, 81) İman eden (adam) dedi ki:"ey kavmim, siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola iletip yönelteyim." (Mümin Suresi, 38) Ve hiç şüphesiz; bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 173) (Peygamberler) fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 15)

6 İşte o, üzerinizdeki nimetini böyle tamamlamaktadır artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, sizin için yarattığı şeylerden gölgeler kıldı. Dağlarda da sizin için barınaklar, siperler kıldı, sizi sıcaktan koruyacak elbiseler, sizi savaşınızda (zorluklara karşı) koruyacak giyimlikler de var etti. İşte o, üzerinizdeki nimetini böyle tamamlamaktadır, umulur ki teslim olursunuz. (Nahl Suresi, 81) Eğer seninle çekişip tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir. (Al-i İmran Suresi, 20) Onlarin üzerlerine gökyüzünden bir kapi açsak, ordan yukari yükselseler de,... Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır." Onlarin üzerlerine gökyüzünden bir kapi açsak, ordan yukari yükselseler de, (Hicr Suresi 14)... Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır." (Bakara Suresi, 38) güçten düşürülenlere Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz. (Kasas Suresi, 5) onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onlarin hidayetlerini arttirmiştik. Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarıyoruz. Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve biz de onlarin hidayetlerini arttirmiştik. (Kehf Suresi, 13) Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (A raf Suresi 56) Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; o'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (Araf Suresi, 56) Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı İşte kalplerinde hastalık olanları: "Zamanın, felaketleriyle aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır. (Maide Suresi, 52) Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 247)

7 Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan biliyorum. (A raf Suresi,62) Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici olarak gönderdik. Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (Ahzab Suresi, 45) Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim. (En am Suresi, 104) sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir... Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir. (Nahl Suresi, 82) Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi... Onlara peygamberleri dedi ki: Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi... (Bakara Suresi, 247) inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir. Eğer gökten bir parçanin düşmekte olduğunu görseler bile: "üst üste yiğilmiş bir buluttur." derler. Ve bunu belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı-bıraktı. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır. Ey kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçik bir uyariciyim. Siz O na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O na yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak O nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40) Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir. (Yunus Suresi, 25) Eğer gökten bir parçanin düşmekte olduğunu görseler bile: "üst üste yiğilmiş bir buluttur." derler. (Tur Suresi, 44) Ve bunu belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldıbıraktı. (Zuhruf Suresi, 28) Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü'minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır. (Ahzab Suresi, 25) O da dedi ki: "Ey kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçik bir uyariciyim." (Nuh Suresi, 2)

8 De ki: "Ben, dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum." De ki: "Ben, dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum." (Zümer Suresi, 117) Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi. (Müzemmil Suresi, 15) Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi. (Müzemmil Suresi, 15) Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe Suresi, 32) Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe Suresi, 32) O dilediğini doğru yola yöneltir İnsanları uyar ve... müjde ver Bir takım beyinsiz insanlar: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir." (Bakara Suresi, 142) İçlerinden bir adama: "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler: Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler. (Yunus Suresi, 2) (Allah) onu seçti ve doğru yola iletti. O'nun nimetlerine şükrediciydi. (Allah) onu seçti ve doğru yola iletti. (Nahl suresi, 121) Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.... onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir. Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz. De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. (En am Suresi, 83) Fakat onlar yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca apaçık bir tebliğdir. (Nahl Suresi, 82) Bu bir gerçek mi? diye senden haber soracaklar. De ki: "Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz." (Yunus Suresi /53) De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim." (Yusuf suresi, 108)

9 gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır. Mü'minlere müjde ver; gerçekten onlar için Allah'tan büyük bir fazl vardır. (Ahzab Suresi, 47) elçisini hidayetle... gönderen O'dur... Müşrikler istemese de o dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 33) Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı? Andolsun, elçilerimiz onlara apaçik belgelerle gelmişlerdir. Ey Davud, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Şirk koşmakta olanlar dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, O'nun dışında hiç bir şeye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O'nsuz hiç bir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı? (Nahl Suresi, 35) Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçik belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır. (Maide Suresi, 32) Ey Davud, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah'ın yolundan saptırır. Şüphesiz Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarından dolayı şiddetli bir azab vardır. (Sad Suresi, 26) ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir... Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip iletir. (Yunus Suresi, 25) Andolsun, onlara kendi içlerinden bir elçi gelmişti, fakat onu yalanladılar..allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik. Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. Andolsun, onlara kendi içlerinden bir elçi gelmişti, fakat onu yalanladılar; böylece onlar, zulümlerine devam etmektelerken azab onları yakalayıverdi. (Nahl suresi, 113) Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. (Hac Suresi / 40) Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik. (Enbiya Suresi, 107) Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (Kehf Suresi, 65)

10 Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? (İnşirah Suresi, 4) Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur. Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur. (Yasin Suresi, 17) Lekad ihternâhum (Andolsun onları seçtik,üstün kıldık) Andolsun, biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık. (Duhan Suresi, 32) Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. o, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (her şeyi hakkıyla) bilendir." Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.... ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O'na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz Cehd, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216) De ki: "Rabbimiz (kıyamet günü) bizi bir arada toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. o, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (her şeyi hakkıyla) bilendir." (Sebe Suresi, 26) Derken, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (Kehf Suresi, 65) Eğer savaşa kuşanıp-çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azabla azablandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O'na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, her şeye güç yetirendir. (Tevbe Suresi, 39) içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (Kitap) gelmesine mi şaştınız?" (Araf Suresi, 63) Andolsun, biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık. Andolsun, biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık. (Duhan Suresi, 32) onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55) Elbette rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın. Elbette rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın. (Duha Suresi, 5)

11 Allah, emrinde galib olandır Onu satın alan bir Mısır'lı (aziz,) karısına: "Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize bir yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz" dedi. Böylelikle biz, Yusuf'u yeryüzünde (Mısır'da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrinde galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler. (Yusuf Suresi, 21) Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım. Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. ELBETTE RABBİN SANA RAZI OLDUĞUN NİMETİ VERECEK, Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz.... Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım. (Zuhruf Suresi, 29) Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111) ELBETTE RABBİN SANA RAZI OLDUĞUN NİMETİ VERECEK, böylece sen hoşnut kalacaksın. (Duha Suresi / 5) Sizin yanınızda olan tükenir, Allah'ın katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle biz muhakkak vereceğiz. (Nahl Suresi, 96) Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık. (Taha Suresi, 53 ) Andolsun, elçilerimiz onlara apaçik belgelerle gelmişlerdir. eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. Ki o, yeri sizin için bir beşik (Mehdi) kildi ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti. Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et... Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Al-İmran Suresi,139) Ki o, yeri sizin için bir beşik (Mehdi) kildi ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti. (Zuhruf Suresi, 10) Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 2-3)... Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; (Al-i İmran Suresi, 33)

12 Gerçekten biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik Gerçekten biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik. (Kehf Suresi, 84) biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik Siz O na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O na yardım etmiştir. İşte böylece biz yeryüzünde Yusuf'a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mısır'da) dilediği yerde konakladı. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanların ecrini kayba uğratmayız. (Yusuf Suresi, 56) Siz O na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O na yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak O nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40) Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi / 4) Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar. Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar. (Yunus Suresi, 86) Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Andolsun, kitap ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Yusuf ve kardeşlerinde soranlar için ayetler (ibretler) vardır. Biz yalnızca sana ibadet eder ve yalnızca sen'den yardım dileriz. Biz doğru yola ilet; Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61) Andolsun, kitap ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır. (Nisa Suresi, 159) Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde soranlar için ayetler (ibretler) vardır. (Yusuf Suresi, 7) Biz yalnızca sana ibadet eder ve yalnızca sen'den yardım dileriz. Biz doğru yola ilet; (Fatiha Suresi, 5-6) SONUNDA VAAD GELDİĞİ ZAMAN Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. SONUNDA VAAD GELDİĞİ ZAMAN (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar' birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler.' (İSRA SURESİ / 7)

13 ben galip geleceğim ve elçilerim de." Böylece rabbin seni seçkin kılacak, Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) Böylece rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a tamamladığı gibi senin ve yakup ailesi üzerindeki nimetini tamamlayacaktır... (Yusuf Suresi, 6) Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9) Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar. Ve bizi, kafirler topluluğundan rahmetinle kurtar. (Yunus Suresi, 86) önderler yapmak ve mirasçılar kılmak Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz. (Kasas Suresi, 5) Her ümmetin bir Resulü vardır. Onlara Resulleri geldiği zaman... Her ümmetin bir Resulü vardır. Onlara Resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. (Yunus Suresi, 47) gökten bir ayet (mucize) indiririz Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilmiş kalıverir. (Hz. İsa ya işaret ediyor olabilir) (Şuara Suresi, 4) (size va'dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, bir gerçektir. İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va'dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir. (Zariyat Suresi, 23) diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28) diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için (Fetih Suresi, 28) ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakim) yollar var etti. Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28) Ki O, yeri sizin için bir beşik (mehdi) kıldı ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakim) yollar var etti. (Zuhruf Suresi, 10) Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir. (Nisa Suresi, 58)

14 bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız. Ey kullarım, bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız. (Zuhruf Suresi, 68) elçilerine va'dettiklerini bize ver, Rabbimiz, elçilerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin." (Al-i İmran Suresi, 194) Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik) Şüphesiz, bu, asıl büyük 'kurtuluş ve mutluluğun' ta kendisidir. Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çikip üstünlük sağladi. Haberin olsun; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; ancak onların çoğu bilmezler. De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." (Taha Suresi, 135) De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." (Taha Suresi, 135) Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik: "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik). (Sebe Suresi, 18) Şüphesiz, bu, asıl büyük 'kurtuluş ve mutluluğun' ta kendisidir. (Saffat suresi, 60) Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp ettikleri 'onlar adına' boşa çıkmış olurdu. (En am Suresi, 88) Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çikip üstünlük sağladi. (Tevbe suresi, 48) Haberin olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah'ındır. Haberin olsun; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; ancak onların çoğu bilmezler. (Yunus Suresi, 55) Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah a biat etmişlerdir Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah a biat etmişlerdir. Allah ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir. (Fetih Suresi, 10) Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim." De ki: "Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim." (Araf Suresi 188)

15 Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Ankebut Suresi, 59) Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Nahl Suresi,42) Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 247) İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. (Kamer Suresi, 35) Şüphesiz O'nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür. (Vahyi sende bırakan) Rabbin rahmetinden başka(sı değildir). Şüphesiz O'nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür. (İsra Suresi, 87) Böylece onları, Allah'ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut'u öldürdü. Ve bunu belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı-bıraktı. Yine de görmüyor musunuz? Gökte rızkınız vardır ve size va'dolunmakta olan da. Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet-saatinde hiç bir kuşku yoktur Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir. Böylece onları, Allah'ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davud Calut'u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def'i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir. (Bakara Suresi, 251) Ve bunu belki (insanlar Allah'a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldıbıraktı. (Zuhruf Suresi, 28) Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz? Gökte rızkınız vardır ve size va'dolunmakta olan da. (Zariyat Suresi, 51) Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet-saatinde hiç bir kuşku yoktur denildiği zaman, siz: "Kıyametsaati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)da bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz. (Casiye Suresi,32) Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Yusuf Suresi 34) uyarıcılardan bir uyarıcıdır Bu önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. (Necm Suresi, 56)

16 içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler... Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. (Hac Suresi, 40) Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici olarak gönderdik. Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Ey Peygamber, gerçekten biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (Ahzab Suresi, 45) Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın. (Bakara Suresi, 119) Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. (İbrahim Suresi, 37) Peygamberleri,... Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi... Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi: "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut'un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden 'bir güven duygusu ve huzur' ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır." (Bakara Suresi, 248) Ey kavmim, elçilere uyun dedi. Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi. (Yasin suresi, 20) böylelikle sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler. (İbrahim Suresi, 37) Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (Hac Suresi, 54)

17 çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak gelmektedir... Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nur Suresi, 35) Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran. (Hicr Suresi, 85) (Allah buyurdu:) "Ey Zekeriya, şüphesiz biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz... (Allah buyurdu:) "Ey Zekeriya, şüphesiz biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; biz bundan önce ona hiç bir adaş kılmamışız." (Meryem Suresi, 7) Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. Andolsun biz, açıklayıcı ayetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. (Nur Suresi, 46) Size kendi ayetlerini gösteriyor; artık Allah'ın ayetlerinden hangisini inkar ediyorsunuz? Size kendi ayetlerini gösteriyor; artık Allah'ın ayetlerinden hangisini inkar ediyorsunuz? Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Size kendi ayetlerini gösteriyor; artık Allah'ın ayetlerinden hangisini inkar ediyorsunuz? (Mü min suresi, 81) Size kendi ayetlerini gösteriyor; artık Allah'ın ayetlerinden hangisini inkar ediyorsunuz? (Mümin Suresi. 81) - Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21) seçim onlara ait değildir Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas Suresi, 68) Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. Ey insanlar, gerçekten ben sizin için yalnızca bir uyarıcıyım. Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82) De ki: "Ey insanlar, gerçekten ben sizin için yalnızca bir uyarıcıyım." (Hac Suresi, 49) Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. Andolsun biz, açıklayıcı ayetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola yöneltip-iletir. (Nur Suresi, 46) Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık. (Taha Suresi, 53 )

18 Ki o, yeri sizin için bir beşik (Mehdi) kildi ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti. Ki o, yeri sizin için bir beşik (Mehdi) kildi ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti. (Zuhruf Suresi, 10) Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır Andolsun, biz Zikir den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105) Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz... hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır..allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet-saatinde hiç bir kuşku yoktur" denildiği zaman en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız. Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı. (Nahl Suresi, 41) Kim Allah'ı, Resûlü nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56) Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır. (Hac Suresi, 40) Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet-saatinde hiç bir kuşku yoktur" denildiği zaman... (Casiye Suresi, 32) Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız. (Kehf Suresi, 30) sizi onların topraklarına, yurtlarına... mirasçı kıldı. Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, herşeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 33) Şimdi yakmakta olduğunuz ateşi gördünüz mü? Şimdi yakmakta olduğunuz ateşi gördünüz mü? (Vakia Suresi, 71) twitter.com/furkansamed