TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 MİLLİYET GAZETESİ...7 SABAH GAZETESİ...10 RADİKAL GAZETESİ...

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 S&P'den sonra Moody's de Avrupa'yı uyardı İngiltere nin izolasyonu AB için bir lütuf Cari açıkta düşüş 3'üncü çeyrek büyüme verisi açıklandı 90 bin kişiye KEY ödemesi bugün başlıyor Yeni Transit i 1.7 milyar dolara Gölcük ve Kansas üretecek tüm dünyaya yayacak Adnan Menderes İç Hatlar a 250 miyon Euro yatıracak, 25 milyon yolcuya çıkacak MİLLİYET GAZETESİ...7 Akgiray: Devletin İMKB ye el koyup kamu bankası yapmaya niyeti yok Şimşek: Belediyelerin vergi borcu 4 milyar TL Perakendede %80 indirim Güngör Uras İngiltere nin ayrışması, krizde daha az yara almamızı sağlar SABAH GAZETESİ...10 Avrupa ekonomisinin yeni anayasası Türkiye Avrupa'nın enkazını seyrediyor İş Bankası'na Kore ve EIB'den kredi 'Helal'de kirliliğe devlet el koydu 'Türkiye yüzde 3.5 büyür' Huawei gözünü Türkiye'ye dikti RADİKAL GAZETESİ...13 Usaş'ta 'ışıklar' yandı UĞUR GÜRSES Britanya'nın kaygısı ne? HABERTÜRK GAZETESİ...15 Danimarka gazetesinden THY'ye şok suçlama Havaya uçan 100 milyon dolar! Tatil keyfine canavar zammı DÜNYA GAZETESİ...18 Dokuz aylık kredide İş Bankası önde Kıdem Tazminatı Fonu, emeği de özgürleştirecek Bakanlık 2 altın madenini ihaleye çıkarıyor Sabancı sanayide 9 milyara koşuyor Osman AROLAT Rakamlar bankacılık sektörü sağlam diyor Tevfik GÜNGÖR AB zirvesi kararları euroyu nasıl etkileyecek

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ S&P'den sonra Moody's de Avrupa'yı uyardı Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Avrupa Birliği (AB) ve euro bölgesi ülkelerinin kredi notlarının 2012 yılı ilk çeyreğinde gözden geçirilebileceğini ve hala baskı altında olduğunu bildirdi. Kuruluş yaptığı açıklamada, geçen hafta düzenlenen AB liderler zirvesinde kararlı önlemler alınamadığı gerekçesiyle AB'ye üye ülkelerin kredi notlarını gelecek yıl ilk çeyrekte yeniden değerlendirilebileceğini belirterek, kısa vadede piyasaları istikrara kavuşturacak yeni tedbirlerin eksikliğinin euro bölgesi ülkelerini daha fazla şoklara eğilimli hale getirdiğini vurguladı. Euro bölgesinin hala artan tehditlerle karşı karşıya bulunduğuna dikkat çeken Moody's, AB liderler zirvesinde açıklanan kararların çok az yenilik içerdiğini, daha önce açıklananlarla benzerlik gösterdiğini ifade etti ve krizin çok kritik ve değişken bir aşamada bulunduğuna vurgu yaptı. Moody's, Kasım ayı sonunda yaptığı açıklamada, euro bölgesindeki borç krizinin ciddiyetinin hızla artmasının tüm Avrupa ülkelerinin kredi notlarını tehdit ettiği uyarısında bulunmuştu. İngiltere nin izolasyonu AB için bir lütuf Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy nin en üst düzey politik danışmanı Jean Levitte, Avrupa Birliği nden (AB) kendi kendini izole eden İngiltere nin diğer üyeler için bir lütuf olduğunu söyledi. Levitte, İngiltere nin birliğin geri kalan kısmından kopmasının pişmanlık verici olmasına rağmen, euroyu kurtarmak için yapılacak mali plan üzerindeki müzakereleri kolaylaştıracağını söyledi. Avusturya nın başkenti Viyana da düzenlenen Dünya Politikası Konferansı nda konuşan Levitte, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın Brüksel deki anlaşmayı veto etmesinin, kendileri için bir hayır duası anlamı taşıdığını ifade etti. Cari açıkta düşüş Merkez Bankası, Ekim ayı ödemeler dengesi raporunu açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın verilerine göre, Ekim ayında cari açık 4.15 milyar dolar olarak gerçekleşti. Piyasalarda cari açığın ekim ayında 4.6 milyar dolar olması bekleniyordu. Türkiye'nin cari işlemler hesabı açığı, Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 31 milyar 512 milyon dolar artarak, 65 milyar 57 milyon dolar olurken, yıllıklandırılmış cari açık ise Eylül ayında 77.8 milyar dolardan, Ekim'de 78.6 milyar dolara yükseldi. 3'üncü çeyrek büyüme verisi açıklandı Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK) 3'üncü çeyrekte Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) yüzde 8.2 büyüdüğünü açıkladı. Beklenti büyümenin yüzde 6.5 ile yüzde 7 arasında olması yönündeydi. Son gelen verilerle son 9 aydaki büyüme oranı yüzde 9.6 olarak gerçekleşti.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Buna göre, üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla tahmininde, 2011 yılı üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla GSYİH yüzde 17.4'lük artışla milyar TL oldu. Sabit fiyatlarla ise bu dönemde ekonomi, yüzde 8.2'lik büyümeyle 31.3 milyar TL oldu. Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYİH 2011 yılı üçüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.7'lik artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYİH değeri bir önceki döneme göre yüzde 1.7 arttı. İLK ÇEYREK VERİSİ YÜZDE 12'YE GÜNCELLENDİ Türkiye'nin GSYİH'sı bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11.6, ikinci çeyrekte ise yüzde 8.8 oranında bir büyüme performansı sergilemişti. TÜİK bugün ayrıca ilk çeyrekteki büyüme verisini de yüzde 12 olarak yukarı yönlü revize etti. ASH: ÖNLEMLER İKNA EDİCİ DEĞİL Royal Bank of Scotland ın gelişmekte olan ülkelerden sorumlu analisti Tim Ash, Türk ekonomisinin Asya stili büyüme dinamiklerini devam ettirdiğini belirtti. Ash bununla birlikte Türkiye nin cari açığındaki büyük artışla diğer Asya ülkelerinden ayrıştığına da dikkat çekti. Ash, Bu rakamlar, merkez bankası ve hükümetin aldığı önlemlerin büyümede yavaşlatma yaratma konusunda çok da ikna edici olmadığını gösterdi dedi. HANGİ ÜLKE NE KADAR BÜYÜDÜ? Türkiye üçüncü çeyrekte elde ettiği büyüme oranıyla bu dönemde küresel çapta en fazla büyüyen ikinci ekonomi oldu. Bu dönemde en hızlı büyüyen ülkeler şöyle sıralandı. Çin: Yüzde 9.1 Türkiye: Yüzde 8.2 Estonya: Yüzde 7.9 Hindistan: Yüzde 6.9 Litvanya: Yüzde 6.6 Endonezya: Yüzde 6.5 Singapur: Yüzde bin kişiye KEY ödemesi bugün başlıyor Eksik ve hatalı belgeleri nedeniyle KEY alacaklarını tahsil alamayan 90 bini aşkın KEY sahibinin isimleri Resmi Gazete de yayımlandı. Ziraat Bankası nın ilan edilen listelerde adı bulunan 90 bini aşkın kişiye, bugünden itibaren ödeme yapmaya başlaması bekleniyor. Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi nin 5939 Sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Ve 7 Ocak 2010 Tarihli Ve Sayılı Resmî Gazete de Yayımlanan Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik İle 5664 Sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanuna 2 Kasım 2011 Tarihli Ve Sayılı Mükerrer Resmî Gazete de Yayımlanan 662 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 73 üncü Maddesi İle Eklenen Hükme Göre Tespit Edilen Hak Sahipleri Listesi Resmi Gazete nin bugünkü Mükerrer sayısında yayımlandı.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Buna göre, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi'nin hazırladığı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahipleri Listesine adresinden ulaşabilecek. Tasfiye Halindeki Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, konuya ilişkin ANKA ya yaptığı açıklamada 90 binin üzerinde kişinin ilk yayınlanan listelerde yer aldığını söyledi. 400 binin üzerinde kişinin eksikliklerinin tamamlanmaya çalışıldığını ifade eden Sayın, ödemelerin Ziraat Bankası tarafından bugünden itibaren başlayacağını bildirdi. Ödemelerde T.C. kimlik numarasının ibrazı zorunlu olacak. Yeni Transit i 1.7 milyar dolara Gölcük ve Kansas üretecek tüm dünyaya yayacak Ford, ana üretim üssünü Gölcük olarak belirleyip Türkiye de geliştirdiği yeni nesil Transit i, 1 milyar dolara Kansas fabrikasında da üretip, dünya ticarisi yapmak istediğini resmen açıkladı. Toplamda 1.7 milyar dolar yatırımla 2013 yılından itibaren yollara çıkacak yeni Transit tüm dünyada satılacak ilk ticari araç olacak. AMERİKAN otomotiv devi Ford Motor Company, 630 milyon dolarlık yatırımla Türkiye de geliştirip 2012 yılı sonunda itibaren devreye sokarak Tek üretim üssü Türkiye olacak dediği yeni Transit i Gölcük le birlikte 1 milyar dolara Kansas ta da üreteceğini resmen açıkladı. Amerika da Econoline diye bilinen E Serisi nin yerini alıp T Serisi ismiyle satılması planlanan Transit, tüm dünyada satılan ilk hafif ticari araç olacak. Toplamda Gölcük ve Kansas dahil yaklaşık 1.7 milyar dolara mal olacak yeni Transit, Çin den Avrupa ya, Amerika kıtasından Afrika ya kadar dünyanın her yerinde satılacak. Ticari araç ikonu oldu Yeni Transit i tam bir dünya ticarisi yapmak isteyen Ford Motor Company, Kansas fabrikasına 1 milyar doları Transit olmak üzere toplam 1.1 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu. Şimdiden Gölcük te üretilen mevcut Transit i ABD li müşterilerine denetmeye başlayan Ford, bu araç için özel test pisti bile inşa etmeye başladı. Ford, 1950 li yılların başından beri ürettiği ve ticari araç ikonu olan Transit i bugüne kadar ABD pazarı hariç neredeyse dünyanın her yerinde satıyordu. Ford, aldığı kararla 2013 yılından itibaren ABD ve Kanada pazarlarında da bu aracı satmak için düğmeye bastı. Transit için Kansas City deki fabrikayı 1.1 milyar dolara baştan aşağıya yenileme kararı alan Ford Motor Company, aracın Amerika şartlarına uygunluğu için de Michigan da bulunan test pistine yeni bir bölüm ekliyor. Bol çukurlu ve tümsekli bu bölümde aracın ABD yol koşullarındaki dayanıklılığını artırmayı planlayan Ford, bu sayede Transit i, Amerikalı müşterilerinin favorisi olan Econoline serisinin halefi haline getirecek. Bir yandan Amerika pazarına da üretilecek Transit için fiziksel yatırımlar yapan Ford Motor Company, diğer yandan da müşteri memnuniyetine dönük çalışmalarını hızlandırdı. Gölcük ten güncel Transit i ABD ye götüren Ford, bu araçları Transit in potansiyel müşterileri olan filolara kullandırmaya başladı. E-Serisi olarak da bilinen Econoline dan yüzde 25 daha az tüketim değerine sahip olması için hafif bir gövdeyle üretilecek yeni Transit e ilişkin kullanıcı görüşlerini almak isteyen Ford, filo müşterilerinden aldığı tepkileri de geliştirme sürecinde değerlendirmeyi planlıyor. Şasili yapı değişecek Mevcut Transit in şasili yapısını değiştererek, yeni nesilde farklı bir yapı kullanacak olan Ford, Amerikalı müşterilerinin kaygılarını da gidermeye çalışacak. Ford, yeni ve daha hafif bir yapıya sahip olacak yeni Transit in, dayanıklılık konusunda herhangi bir soru işareti yaratmaması için çalıştığını açıkladı.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Yeni Transit in ana üretim üssü Gölcük ALMANYA da 1950 li yıllarda üretimine başlanan Transit, ABD pazarı hariç neredeyse tüm dünyada satılan bir ticari araç efsanesi oldu. Bugüne kadar 6 milyondan fazla satılan Transit, halen Çin de bile üretiliyor. Yeni nesliyle tamamen farklı bir yapıya kavuşacak Transit, birden farklı versiyona sahip olacak ve ABD yle birlikte dünya aracı ünvanına da kavuşacak. Dünyanın büyük bölümü için üretimi, Ford Otosan ın Gölcük tesislerinde yapılacak. Sadece ABD, Çin ve İngiltere pazarları için söz konusu ülkelerde üretim gerçekleşecek. Yeni Transit in Türkiye de yılda 330 bin adet üretilmesi planlanıyor. Amerika yla birlikte toplam Transit üretiminin 500 bin adedi bulması bekleniyor. 8 milyon satan E-Serisi bitiyor FORD un hafif ticari araçta yükünü Transit e bırakacak olan E-Serisi (Econoline) 1961 yılından bugüne 8 milyondan fazla satıldı.tasarımında çok radikal değişimler yaşamasa da, teknoloji ve donanım anlamında sürekli yenilenen E-Serisi, artık üretilmeyecek. Ancak Amerikan pazarında popüler olan E-Serisi nin özel şasi versiyonları, yolcu otobüsü ya da karavan yapmak isteyenler için bir süre daha üretmeye devam edecek. Yeni nesil Transit, E-Serisi nin yerini alıp T Serisi ismiyle Amerika da satılacak. Transit ve Connect destekli 700 bin araç satacak FORD, Amerika da ticari araçtaki eski ününü Transit ve Transit Connect ile kazanmayı planlıyor. ABD de bu yılın ilk 9 ayında 232 bin ticari araç satışı gerçekleştiren Ford, 383 binle tarihinin en düşük ticari araç satışını 2009 de gerçekleştirmiş. ABD de bu yılı 540 bin ticari araç satışıyla kapatmayı, gelecek yıl ise bu rakamı 588 bine çıkartmayı hedeflediği bildirilen Ford, 2015 te Transit ve Transit Connect in de etkisiyle rakamı 700 binlere çıkartmayı planlıyor. Ford, Crown Victoria nın üretimden kalkmasıyla taksi piyasasında bu açığını Gölcüklü Transit Connect ile doldurmayı amaçlıyor. Adnan Menderes İç Hatlar a 250 miyon Euro yatıracak, 25 milyon yolcuya çıkacak TAV, İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali ni yıkıp, iki kat büyüterek 250 milyon Euro ya yeniden yapacak, 10 milyon olan yolcu kapasitesi de 25 milyona çıkacak yılına kadar havalimanını işletecek olan TAV, 610 milyon Euro bedel ödeyecek, devlet ise 2 milyar liralık kira geliri elde edecek. HAVALİMANI işletmecisi TAV, İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali ni yıkıp, iki katı büyüterek 250 milyon Euro ya yeniden yapacak, 10 milyon olan yolcu kapasitesi de 25 milyona çıkacak. 5 yıl önce İzmir Adnan Menderes Dış Hatlar Terminali nin yap-işlet-devret modeliyle alan TAV Havalimanları, son birleşik ihalenin ardından İç Hatlar Terminali ni iki kat büyütmek ve 2032 yılı sonuna kadar işletmek için Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile sözleşme imzaladı. 610 milyon Euro ve KDV bedeliyle iç ve dış hatlar ile CIP yi 2032 yılı sonuna kadar işletecek olan TAV, iç ve dış hatları, Atatürk Havalimanı benzeri bir yatırımla köprü sistemiyle birbirine bağlayacak. İmza törenine katılan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, devletin 2 milyar liralık kira geliri elde edeceğini söyledi. Terminal iki kat büyüyor Binali Yıldırım, İzmir de 2020 yılında 25 milyon yolcuya ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, şunları söyledi: Bugün İzmir in 35 İzmir 35 Proje sinden birini daha gerçekleştiriyoruz. TAV Havalimanları, dış hatlar terminalini 15 ay gibi bir sürede yaptı. İç Hatlar Terminali de bunun hemen ilerisine aynı hizaya yapılacak. İki kat büyüklüğünde bir terminal olacak. Bu terminali yaptığımız zaman, İzmir Adnan Menderes Havalimanı 25 milyon yolcuya hitap edecek.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ EXPO 2020 adayı İzmir i dikkate aldığımızda bunun ne anlama geldiğini İzmirliler çok iyi anlayacaktır. Bu İzmir in geleceğine yapılan yatırımdır EXPO olsun ya da olmasın İzmir büyümeye devam edecek yılında rahatlıkla 25 milyon yolcuyu göreceğiz. Bu terminali büyütmezsek, böyle EXPO da milyon yolcu geldiğinde ne hale düşeriz. Fena bir proje değil 2003 yılından beri havacılıkla ilgili yatırımlarda kamu özel ortaklığını ön plana aldıklarını vurgulayan Yıldırım, Bütçeden yaptığımız yatırımların daha fazlası bütçe kaynaklarını kullanmadan yap-işletdevret kamu-özel sektör ortaklığı ile gerçekleşti. Yatırım miktarı, 2 milyar dolara ulaştı. 250 milyonluk kısım ilk iki yılda tamamlanacak. 20 yıl boyunca işletilecek. İşletmeci buraya yaptığı yatırımın karşılığını almış olacak. Devlet de 2 milyar liralık kira geliri elde edecek. Güzel iş, hem cepten para çıkmıyor, hem iki misli büyük yeni bina yapılıyor. Acemiler için fena bir proje değil diye konuştu. Yıldırım, TAV Havalimanları ndan projeyi 20 ayda tamamlamalarını istedi başında teslim edecek TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, İzmir in iç hatlar konusunda yaşadığı sıkıntının giderilmesi için DHMİ nin iç ve dış hatlar terminalini birleştirerek Yap İşlet Devlet ihalesine çıktığını, yer teslimini alarak en kısa sürede inşaata başlayacaklarını söyledi ün Şubat ına Mart ına kadar projeyi teslim edeceklerini söyleyen Akın, İzmir de çok güzel hareketler olacak. İzmirliler in destek vermesini temenni ediyorum. İstanbul un İstinye Park ı Balçova ya kurulacak. Dünya markalarını barındıran İstinye Park da İzmir e gelecek dedi. 1 milyar Euro luk değer yarattık DEVLET Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Orhan Birdal, iç hatlar terminalini 1987 yılında işletmeye başladıklarında 528 bin 16 olan iç ve dış hat yolcu sayısının 2002 yılında 960 bin olduğuna, 2010 yılında ise 5 milyonu aştığına dikkat çekti. 17 Kasım daki ihaleye katılan üç firma ile 10 tur pazarlık yaptıklarını, sonunda devletin lehine en yüksek kira bedelini teklif eden TAV Havalimanları ile 2032 yılına kadar işletme için anlaştıklarını anlattı. Birdal, 610 milyon euro kiralama bedeli, 100 milyon Euro KDV ve 250 milyon Euro yatırım ile birlikte yaklaşık 1 milyar Euro luk ekonomik değer kazanıldığını vurguladı. Uçağa binmek artık Vezneciler-Beşyüzevler minibüsünden farksız HAVACILIKTA Türkiye nin büyük başarılara imza attığını vurgulayan Binali Yıldırım, şu bilgileri paylaştı: İki merkezden 25 merkeze sefer yapılıyordu, tek havayolu vardı. Şimdi yedi merkezden 47 noktaya uçuş yapılıyor. İnşa halinde 9 havalimanı var. 120 ülkeyle hava anlaşmamız vardı. 60 dış noktaya sefer yapılıyordu, 174 noktaya sefer yapılıyor. Dünyanın her yerine sefer yapar hale geldik. Geçen yıl 110 milyon yolcu sayısına çıktık. Bu yıl 110 milyonu aşıyoruz. Dış hatlar yüzde 9, iç hatlar yüzde 15 transit yolcuda yüzde 20 artış oldu. Bu 9 yıl Türk havacılığının özel sektörde küresel markaları oldu. 14 memlekette havalimanı işletmeciliği yapan Türk firmaları var. Havacılık sektöründe pazar da büyüyor. 2 milyar civarında bir pazar iken, 15 milyarın üzerine çıktı. Türk Hava Yolları dünyada 10 uncu, Avrupa da 4 üncü sırada. Dünyanın her tarafından bayrağımızı dalgalandıran bir markamız var. 15 milyon vatandaş ilk kez uçağa indi. Bugün uçak biletleri 2003 yılındakinden daha ucuz. Neden? Rekabet ve seçenek olduğu için. Eskiden uçağa binen yolcuların yarısı birbirini tanıyordu, şimdi kimse kimseyi tanımıyor. Çünkü herkes uçağa biniyor. Uçağa binmek Vezneciler-Beşyüzevler minibüsüne binmekten farksız hale geldi.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ Akgiray: Devletin İMKB ye el koyup kamu bankası yapmaya niyeti yok Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, 2012 de ülkelerde bir ayrışmanın olacağını ve iyi olanlara yatırım yapma kanaatinin artacağını bunun da Türkiye nin önünü açacağını söyledi. Anadolu Ajansı na konuşan Akgiray, Avrupa da ne olursa olsun, bundan sonra bizim için iyi haber dedi. İMKB nin yeni yönetimiyle ilgili eleştiriler olduğunu hatırlatan Akgiray, kamulaştırmanın söz konusu olmadığını, fakat İMKB nin statüsünde bir modernleşme ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Modernleşme sürecinin birinci adımının anonim şirket olmak olduğunu kaydeden Akgiray, Son atılan adım da bu hızlansın diye atıldı zaten. Dolayısıyla piyasa oyuncuları, herkes rahat etsin. Devletin İMKB ye el koyup, kamu bankası yapmaya falan niyeti yok, amaç şirketleşmek, yapıyı modernleştirmek ve hızlı yürümek. Herkesin değişikliği bu yönde atılan bir adım diye yorumlaması lazım, başka bir şey yok, zihniyet değişikliği, el koyma gibi bir şey yok dedi. Çoğunlukla Anadolu da bulunan ortak sayısı 250 den fazla ama borsada işlem görmeyen, halka açık şirketler bulunduğunu kaydeden Akgiray, bunların da bir şekilde borsa ekranında görünmesi gerektiğini söyledi. Kurul kaydında bulunan bu şirketlerin birçoğunun ne değerinin, ne ortağının ne de ortakların haklarının nasıl koruyacağının belli olmadığını ifade eden SPK Başkanı Akgiray, bir yıldan fazladır bu firmaları incelediklerini söyledi. Anadolu ekrana geliyor Akgiray bu konuda şunları söyledi: 500 ortağın varsa 2 yıl içinde borsaya gelmek zorundasın. Borsaya açık olmayan, halka açık olamaz. Bu geçmişte yaşanmış olan izinsiz para toplama işlemlerini de engelleyecek bir şey. Firmalar gözden uzak olmasın, inşallah birkaç sene içerisinde bu firmaları peyderpey İMKB ekranında görmeye başlayacak. Orada büyüsünler, palazlansınlar. Anadolu da onlarca firmanın, binlerce ortağı var. Kim nerede ne yapıyor kar hakkı var mı oy hakkı var mı öyle bir belirsizlik vardı. Şimdi bu sorun ortadan kalkacak. Şimşek: Belediyelerin vergi borcu 4 milyar TL Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Eylül 2011 itibariyle 2 bin 415 belediyenin 4.14 milyar TL vergi borcu bulunduğunu bildirdi. Şimşek, 2 bin 183 belediyenin 2.81 milyar TL lik borcunun da 6111 sayılı kanun kapsamında yeniden yapılandırıldığını belirtti. CHP Afyon Milletvekili Ahmet Toptaş ın soru önergesini yanıtlayan Şimşek, hangi belediyenin ne kadar borcu bulunduğunu açıklamadı. Perakendede %80 indirim Yıl sonuna kısa bir süre kala tekstilden teknolojiye kadar birçok mağazada indirim yarışı hızlandı Firmalar Avrupa'da yaşanan krizin etkisiyle yılsonu hedeflerini tutturma telaşına girince başta teknoloji, tekstil ve ayakkabı olmak üzere birçok alanda yüzde 80'e varan indirimler uygulanıyor.

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Yıl sonuna kısa bir süre kala, firmalarda indirim yarışı hızlandı. Avrupa'da yaşanan krizin etkisi ile yıl sonu ciro hedeflerin şaşan firmalar, farkı iç piyasada yaptıkları indirimle kapatmaya çalışıyor. Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı ve Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, Avrupa'da yaşanan kriz dalgasının Türkiye'de oluşturduğu moral etkisi nedeniyle firmaların harekete geçtiğini söyledi. Kârdan feragat ettik Perakende sektöründe faaliyet gösteren firmaların yılsonu ciro ve bütçe hedeflerini tutturmak için kârlarından feragat ederek çeşitli kampanyalar düzenlediğini ifade eden Nane, "Yüksek miktarlarda indirim uygulamaları var. Biz Teknosa olarak bazı ürünlerde yüzde 80'e varan indirimler yapıyoruz. Rakiplerimizde de çeşitli kampanyalar var" dedi. İndirim uygulamalarının sadece teknoloji firmalarıyla sınırlı olmadığını ifade eden Nane, "Tekstil ve ayakkabı firmaları da her üründe değilse de bazı ürünlerde benzer oranlarda indirime gidiyor" diye konuştu. Tüketici daha fazlasını istiyor İnci Deri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Kızıltaş da, ayakkabı sektöründe ciddi bir indirim furyası yaşandığını söyledi. Sektör olarak Kurban Bayramı öncesinde hareketli bir dönem geçirdiklerini belirten Kızıltaş, "Bayram sonrası piyasa sakinleşti. Sektörde yüzde 60 oranında indirimlerden bahsediliyor. Firmalar durgunluğu aşmak ve çarklarını döndürmek için kendilerini zora sokarak indirimler yapıyor" diye konuştu. Yılbaşı alışverişlerinin piyasayı biraz canlandırmasını beklediklerini kaydeden Kızıltaş, bu nedenle yılın son bir haftasını beklediklerini ifade etti. Kızıltaş, "Bir kez yüzde 60 indirim yaptıysanız bunu yüzde 50'ye çekemiyorsunuz. Hep daha fazlası bekleniyor" dedi. Sezon sonu ürünlerde cazip indirimler var Colin's Başkanı Şahin Eroğlu, firması açısından 2011 yılının 2010'a göre daha verimli geçtiğini söyledi. Yılsonu hedeflerini tutturmayı değil kârlılığı artırmayı önemsediklerini ifade eden Şahin Eroğlu, "Biz bu yıl hedeflerimizi tutturma konusunda sıkıntı yaşamayacağız. Diğer firmalar da sezonu iyi geçirememişse ellerinde kalan malları tüketmek için yüksek indirimler uyguluyor" şeklinde konuştu.

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör Uras İngiltere nin ayrışması, krizde daha az yara almamızı sağlar İngiltere Başbakanı David Cameron, geçen hafta sonu yapılan kritik zirvede Euro krizinden çıkmak için Merkel ve Sarkozy nin sunduğu daha sıkı bütçe kuralları ve mali birlik öngören Mali Sözleşme ye katılmayı kabul etmedi. Anlaşma yanlıları İngiltere birliği sabote etti... İngiltere yalnız kaldı dediler. Zirve den İngiltere ye dönen Cameron ise Özellikle finans merkezi Londra yı krizden korumak için, İngiltere yi Euro ya daha fazla entegre olmaktan korumak zorunda kaldığını söyledi. İngiltere Başbakanı, Merkel ve Sarkozy nin 17 Euro Bölgesi ülkesi çıkarı için bölge dışındaki ülkelerden de fedakârlık beklediğine işaret eden Cameron, Bize diyorlar ki: Diğer 26 üye gibi sen de kendi ülkenin çıkarlarını düşünme, gel bu anlaşmaya imza at. Bu anlaşmaya imza atarak oradaki toplantı odasında bulunanların işini kolaylaştırıp onları mutlu edebilirim. Peki benim ülkemin çıkarları için yanlış bir karara imza atmış olmayacak mıyım? Kaldı ki, biz Euro para birimini kullanmıyoruz. Bu sebeple Euro kullanan 17 ülke her istediğinde toplantılara ve tartışmalara katılmamız gereksiz ve bizim için bir anlamı yok diye konuştu. Cameron un Merkel ve Sarkozy nin Zirve ye getirdiği anlaşmaya katılmama kararını değerlendiren İngiltere Maliye Bakanı Osborne ise, Başbakan Cameron, İngiltere yi korumak zorundaydı. Özellikle de İngiltere nin finans şirketlerini ve sanayi şirketlerinin korunması için Mali Sözleşme ye katılmama kararında israr etmesi gerekiyordu. Çünkü İngiltere nin durumu Almanya dan ve Fransa dan farklı. İngiltere nin finans sektörü her iki ülkeden de diğer tüm AB ülkelerinden de kat kat büyük diye konuştu. İngiltere nin derdi ne? İngiltere neden Mali Anlaşma ya evet demiyor? 1) İngiltere euro bölgesine girmedi. Kendi para birimini korudu. Koruyor. 2) Mali Sözleşme, euro yu kurtarmak için euro sistemi içindeki ülkelere yaptırımları hedef alıyor. Euro sistemi dışındaki İngiltere, eurodan başı derde girenlerin sorunlarını çözmek için uygulayacakları tedbirlerin faturasını paylaşmak istemiyor. 3) İngiltere dünya para ticaretinin merkezi. Mali Sözleşme ile getirilecek sıkılaştırma tedbirleri ve sermaye hareketleri üzerine konulacak vergiler ile bu avantajını kaybetmek istemiyor. Para ticareti önemli Dünyada günlük para ticaretinin hacmi (büyüklüğü) 4 trilyon dolar. Bu 4 trilyon dolar işlemin 1.5 trilyon doları ülke paraları üzerindeki alım satımdan, kalanı türev işlemlerinden oluşuyor. Bu günlük 4 trilyon dolarlık para ticaretinin yüzde 37 si İngiltere de, yüzde 18 i ABD de ve yüzde 6 sı Japonya da gerçekleştiriliyor. Açık anlatım ile İngiltere dünya para ticaretinin merkezi. (Menkul kıymet işlemlerinden, borsadan, hisse senedinden söz etmiyoruz. Paradan söz ediyoruz.) Dünyanın değişik köşelerinde para ticareti yapan bankaların önde gelenlerinden 3 İngiliz bankası ile Amerika nın 4 büyük finans kuruluşunun yüzde 24 er payı var. Bir Alman ve İsviçre bankalarının payları yüzde 15 erler dolayında. Günlük para ticaretinin yüzde 42 si dolar, yüzde 20 si euro, yüzde 10 u Japon Yen i yüzde 7 si İngiliz Pound u, yüzde 3 ü İsviçre Frangı, kalanı değişik para birimleri üzerinden gerçekleşiyor. İngiltere de para ticareti yapan kuruluşlar Londra nın göbeğinde City diye adlandırılan özel ve özerk bir bölgede konuşlanmış durumda. Başta Amerikan finans kuruluşları olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinin finans kuruluşunun (bu arada Türk bankalarının) City de bir temsilciliği veya şubesi var. Özet ile İngiltere, dünya para ticaretinde önemli bir konuma sahip. Bu konumunu korumak istemesinden doğal bir şey olamaz.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ Avrupa ekonomisinin yeni anayasası Krizden ağzı yanan AB liderlerinin hazırladığı yeni anayasaya göre artık hiçbir ülke birliğe sormadan borç alamayacak Çatırdayan Euro Bölgesi'ni ayağa kaldırmak için bir araya gelen Avrupalı liderlerin hazırladığı yeni Anayasa son şeklini aldı. Dünyanın nefesini tutarak takip ettiği Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nde hazırlanan yeni anayasada birbirinden ilginç maddeler var. Örneğin artık hiçbir ne kadar borçlanacağını diğer ülkelere söylemeden tahvil satışı yapamayacak. Bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranının yüzde 0.5'i geçmesine izin verilmeyecek. Bütçe açıkları GSYH'nin yüzde 3'ünü geçen ülkeler otomatik olarak cezalandırılacak. Kurtarma fonlarının son şekli verildi ve acil durumlarda nasıl kullanılacağı da şimdiden çeşitli şartlara bağlandı. İşte Avrupa Birliği'nde İngiltere hariç diğer ülkelerinin altına imzasını koyduğu yeni Anayasa: Esnek yapı geldi yaptırımlar arttı AÇIK YÜZDE 0.5'İ GEÇEMEYECEK: Anlaşmaya göre, anlaşmaya bağlı bütün ülkelerin, normal zamanlarda yıllık bütçe açıklarının gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYH) yüzde 0.5'ini geçmesine izin verilmeyecek. YÜZDE 3'Ü GEÇENE CEZA: Resesyon ya da diğer olağanüstü koşullarda bu oranın GSYH'nin yüzde 3'ü olması öngörüldü. Bütçe açıkları GSYH'nin yüzde 3'ünü geçen ülkeler otomatik olarak cezalandırılacak. TAHVİL SATMADAN ÖNCE ORTAĞA SÖYLEME ŞARTI: Bütün ülkeler, tahvil satışlarıyla ne kadar borçlanmayı planladıklarını peşinen ortaklarına söylemek zorundalar. 200 MİLYARLIK KREDİ: Euro Bölgesi, gönüllü diğer AB üyeleriyle, Euro Bölgesi'nin başı beladaki üyelerinin kurtarılmasına katkıda bulunmak için IMF 200 milyar euro kredi sağlayacak. İSTİKRAR MEKAZNİZMASI BİR YIL ÖNCE: Euro Bölgesi ülkeleri, mevcut geçici kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar Fonunun (EFSF) yerini alacak daimi kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizmasını (ESM) kuracak, ESM planlanandan bir yıl önce Temmuz 2012'de devreye girecek. ACİL DURUMDA % 85 ŞARTI: ESM'nin karar alma süreci basitleştirildi. Acil durumlarda, ESM'nin, sermayesinin yüzde 85'ini elinde bulunduranların kabul etmesi halinde güç durumdaki bir ülkenin kurtarılmasına izin verilecek. AVRUPA KOMİSYONU'NDAN OTOMATİK YAPTIRIM: Anlaşmaya bağlı ülkelerin bütçe açıklarının GSYH'nin yüzde 3'ünü geçmesi halinde, euro kullanan ülkeler karşı oy kullanmazsa Avrupa Komisyonunun otomatik yaptırımı "yeni mali sözleşmenin" parçası oldu. Kurtarma Fonu'nun son şekli 12 Mart'a kaldı Euro Bölgesi liderleri, 500 milyar euroyla sınırlandırılan bölgenin kurtarma fonları EFSF ve ESM'nin gücünün desteklenmesi konusunda karar veremediler ve bu sınırın 12 Mart'ta yapılacak zirvede yeniden değerlendirmesini kararlaştırdılar. Türkiye Avrupa'nın enkazını seyrediyor İngiliz Sunday Times gazetesi, bölgesel bir güç haline gelen Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden uzaklaşmakta olduğunu savundu. Gazetenin deneyimli isimlerinden Matthew Campbell imzalı haberde, yakın zamana kadar AB'ye üye olmaya bir hayli istekli olan Türkiye'nin, bölgesinde yükselen bir güç olarak AB'ye üye olma isteğinin her geçen gün daha da azaldığı iddia edildi.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Haberde, Türkiye'nin birliğe üyeliğinin İngiltere tarafından desteklenmesine rağmen, Fransa'nın, Müslüman yoğunluklu 79 milyon nüfusuyla Türkiye'yi çok büyük ve fakir bulması sebebiyle üyeliğe destek vermediği kaydedildi. Gazete, Çin'le yarışan büyüme oranları ve cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ten bu yana en güçlü lideriyle Türkiye'nin, güvenli bir limandan, 'Avrupa gemisi'nin enkazını gözlemlediğini ve bu gemiye binip binmemeyi düşündüğü yorumunda bulunuyor." İş Bankası'na Kore ve EIB'den kredi Türkiye İş Bankası, küresel ekonomideki zorlu koşullara rağmen Kore Eximbank'ı ile 50 milyon dolar, Avrupa Yatırım Bankası'yla (EIB) da 150 milyon euro tutarında kredi sözleşmesi imzaladı. Kore ile imzalanan anlaşma ithalatçıları, Avrupa Yatırım Bankası ile imzalanan anlaşma ise KOBİ'leri hedef alıyor. 'Helal'de kirliliğe devlet el koydu Helal ürün pazarında yaşanan 'çantacı sertifikacı' sorununa Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi el attı. Helal sertifikaları 2 trilyon dolarlık pazarın anahtarı olacak Sabah'ın gündeme getirdiği rüşvetle helal sertifikası haberi iş dünyasında yankı buldu. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) helal sertifika sorununa sahip çıktı. Bakanlık yetkilileri firmaları bu konuda daha fazla bilinçlendireceklerini açıkladı. Helal sertifikalarının Türkiye'de doğru standartlarda verilmesi gerektiğini söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise "2 trilyon dolara yaklaşan büyüklüğü sebebiyle helal pazarı Türkiye'nin 2023 ihracat hedeflerinde önemli rol oynuyor" diye konuştu. Birçok ülkenin helal sertifikasını zorunlu tutmaya başladığını da hatırlatan Büyükekşi, "Bu işin standardını yakalamak çok önemli. Yurtdışında geçerliliği olmayan denetimsiz alınan sertifikalar ihracatımıza zarar verir. Türk mallarının uzun vadede imajını korumak zorundayız. İhracatçıları bu konuda daha detaylı bilgilendireceğiz" dedi. Türkiye'de son dönemde uluslararası akrediteye sahip kurumların yanı sıra Türk Standartları Enstitüsü'nün (TSE) de sertifika vermeye başladığını vurgulayan Büyükekşi, ihracatçılar olarak bu pazardan daha fazla pay almak ve 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için her türlü enstrümanı kullanacaklarını ifade etti. Türkiye'nin ihracatını artırıyoruz Türkiye'de iki yıldır helal sertifikası veren Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) ise hedeflerinin helal ve sağlıklı gıda pazarını büyütmek olduğunu açıkladı. Sertifikalarının uluslararası kabul gördüğünü açıklayan dernek yetkilileri şu açıklamayı yaptı: "GİMDES, Helal gıda standartlarına bağlı olarak ihracatçı 170 firmaya helal sertifikası verdi. Bütün çalışmalarımız şeffaf ve yasalara uygun ilerliyor 'Türkiye yüzde 3.5 büyür' Bosch Türkiye Temsilcisi Young, IMF'nin Türkiye için yüzde 2'lik büyüme tahminini düşük bularak "Türkiye en az yüzde 3.5 büyür. Biz de hesabımızı hep GSMH'nin 3 katı kadar büyümeye göre yapıyoruz" diyor Avustralyalı bir baba ile Türk annenin çocuğu olarak "Yüzde 50 Türküm" diyor Bosch Türkiye Temsilcisi ve Bosch Sanayi Genel Müdürü Steven Young kendini anlatırken. Çalıştığı Alman devi Mannesmann'dan gelen teklifle Türkiye'ye yerleşen ve giderken de "En fazla 3 yıl çalışırım" diye sıkı sıkı pazarlık yapan Young, "Büyük konuşmamak lazım" parantezini açarak "O günden bugüne Türkiye'deyim" diyor. Tanışmasının 6'ncı haftasında evlendiği eşinden sonra "Artık yüzde 75 Türk'üm" diye ekliyor.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Young, geldiğinde Mannesmann'ın karaya oturduğunu, 3 yıllık sağlığa kavuşma programı yaptıklarını ancak bu programı 1 yılda tamamladıklarını anlatıyor. 2001'de Bosch'un satın almasının ardından bu kez Bosch'un Rextroth adlı şirketinin genel müdürlüğüne getiriliyor. Temmuz 2011 itibariyle de Bosch Türkiye Temsilcisi ve Bosch Sanayi Genel Müdürlüğüne terfi ediyor. 16 yıldır Türkiye'de yaşayan Young, 2012 büyüme hedefleriyle ilgili "Biz Türkiye'de büyüme hedefini her zaman gayrısafi milli hasıla büyümesini üçle çarparak belirleriz" diyor. Young'a 2012'de Türkiye'nin büyümesini IMF'nin yüzde 2, hükümetin ise yüzde 4 belirlediğini hatırlattığımızda da, "Yüzde 2 çok düşük kalır. Bence yüzde 3.5'in altına düşmez" yanıtını veriyor. 2012'de de yatırıma devam Bosch Grubu'nun 2012 büyüme hedeflerinin yüzde 10.5 ve üzeri olacağına ilişkin hesaplamamıza Young, henüz belirlemediklerini ancak bu seviyelerin yakalanabileceğini söylüyor. Gelecek yıl ise yatırımlara devam yılı Bosch için. Young, 2012'de Bosch Grubu olarak 108 milyon euroluk kapasite artırımı yapacaklarını ve 600 kişiyi işe alacaklarını ifade ediyor. "Almanya'daki Ar-Ge Türkiye'ye kaydırılıyor" Dünyada 150 ülkede300 bin kişiye istihdam sağlayan Bosch Grubu'nun cirosu 50 milyar euroya yaklaşıyor. Türkiye'de 1.7 milyar euroluk ciroya sahip şirketin istihdam ettiği kişi sayısı ise 9 bin yılında cironun 700 milyon euro, istihdamın ise 4 bin 800 kişi olduğunu hatırlatan Young, özellikle Ar-Ge'de önemli bir merkez olma yolunda ilerlediklerini dile getirdi. Young Almanya'daki Ar-Ge merkezinin kademeli olarak Türkiye'ye kaydırmaya başladıklarını kaydederek "Türkiye 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduysa bu, bugünkü ürün karmasıyla değil daha yüksek katma değerli ürünlerle olacak. Biz de bunu sağlamak için çalışacağız 'de 185 mühendisin çalıştığı Türkiye'deki Ar-Ge merkezine 2013'e kadar 100 kişi daha alınacak. Türkiye'de 2013 sonuna kadar 66 milyon euroluk Ar-Ge yatırımı yapmış olacağız" diyor. Huawei gözünü Türkiye'ye dikti Teknoloji firması Çinli Huawei, Türkiye ile ilgili büyüme planları yapıyor. Fatih Projesi'ni yakın takibe alan şirketin gündeminde BOTAŞ'ın enerji projeleri de var Akıllı telefon ve tablet bilgisayarda dünyanın en büyük 3 markasından biri olmayı hedefleyen Çinli Huawei, Türkiye'de de bu alanda hızlı büyüme planları yapıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri çözüm sağlayıcısı olan, dünyanın en büyük 50 operatöründen 45'iyle çalışan ve kendi markasını taşıyan cihazlarla da iddialı olan Huawei, yeni akıllı telefonu Vision ve ilk tablet bilgisayarını 2012'nin ilk çeyreğinde Türkiye'de pazara sunacak. 100 YERLİ İŞ ORTAĞI Türkiye'de aralarında Türk Telekom, Turkcell, Avea ve Vodafone'un da bulunduğu 100'ün üzerinde iş ortağı olan şirket, kurumsal çözümlerde de iddialı. Kamu alımlarına odaklanan, eğitim, finans, enerji, ulaştırma ve sağlık projelerinden pay almak için rakipleriyle yarışmayı planlayan Huawei, Fatih Projesi ve BOTAŞ'ın enerji projeleriyle ilgileniyor. Türkiye'yi Orta Asya ve Kafkasya'nın merkezi olarak belirlediklerini söyleyen Huawei Kurumsal İletişim Birimi'nin Dünya Başkanı Ross Gan, "Huawei olarak 2015'te dünyada ilk 3 cihaz üreticisi arasına girmek, mobil genişbant cihazlarında liderliğimizi devam ettirmek ve ev iletişim teknolojilerinde de lider olmayı hedefliyoruz. Türkiye hub olarak gördüğümüz bir pazar. Türkiye ile ilgili uzun vadeli planlarımız, hedeflerimiz var. Türkiye'de açtığımız Ar-Ge merkezi de ülkeye verdiğimiz önemin en büyük göstergesi" dedi.

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ Usaş'ta 'ışıklar' yandı Işıklar Grubu, Gate Gourmet'ın Usaş'ta sahip olduğu yüzde 56,25 oranındaki hisseyi 61.4 milyon lira bedelle satın aldı. Işıklar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Turkraft Holding, İstanbul Atatürk Havalimanı İç Hatlar Terminali ndeki restoran işletmesine son verdiği 30 Eylül 2010 tarihinden bu yana herhangi bir faaliyeti bulunmayan Usaş Uçak Servisi ni satın aldı. Gate Gourmet Usaş ta sahip olduğu yüzde 56,25 oranındaki hisseyi 61.4 milyon lira bedelle Turkraft a sattı. Satın alma hisse başına 3,1925 TL den gerçekleşirken, Turkraft borsadaki ortaklara da bu fiyat üzerinden çağrı yapacak. Satın almayla birlikte Usaş ın Yönetim Kurulu na A grubu payları temsilen Rıza Kutlu Işık, Uğur Işık, Sırrı Gökçen Odyak ve Sebahattin Levent Demirer, B grubu payları temsilen Ahmet Çevirgen, Ahmet Lütfi Göktuğ ve Volkan Girişken atandı yılında kurulan Usaş, bundan sonraki süreçte yeniden yapılandırılacak. Patron evini bile sattı İstanbul Yaklaşımı kapsamında 2002 yılında 81 milyon dolarlık borcu yeniden yapılandırılan Işıklar Holding, özellikle son 5 yılda hızlı büyümesi ile dikkat çekti yılında Bulgaristan da satın aldıkları tesis için 50 milyon dolarlık bir yatırıma girişen Işıklar Grubu, Rusya kriziyle birlikte darboğaza girdi. O dönemde finansman giderleri katlanan şirket, daha sonra 2001 krizinde ise bankaların kredileri geri çağırması ile zor duruma girdi. Işıklar Grubu nun borçları 2 yılı ödemesiz 5 artı 3 yıl vadeye yayılırken, o dönemde Işıklar ın patronu Rıza Kutlu Işık ın oturduğu ev bile anlaşma masasına geldi. Holdingin Ulus taki merkez binaları ve Reşat Paşa Konağı da bankalara devredildi. Grubun konsolide bazda 200 milyon dolara ulaşan borcu, yurtdışındaki devir ve satışlarla 100 milyon dolara kadar indirildi. Metemteks i de satın aldı 2005 yılında ADM Capital Işıklar ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu na (TMSF) olan 23.3 milyon dolarlık borcunu yüzde 50 ıskontoyla 11.6 milyon dolar olarak bir defada ödedi. O dönemde ADM e yaklaşık yüzde 20 hisse verildi. Işıklar Grubu, ADM e olan borcuna ilişkin son ödemeyi 30 Kasım 2011 de 7.3 milyon dolarla yaptı. Finansman sorununu çözen Işıklar, daha sonra rotayı yeni şirketlere çevirdi. Temmuz 2010 da Çemaş ı halka arz eden Işıklar Holding, Şubat 2011 de Metemteks i satın aldı. Işıklar son olarak Usaş ı bünyesine kattı. Işıklar Yatırım Holding in 2008 sonunda milyon lira olan aktif büyüklüğü, bu yılın dokuz aylık dönemi itibariyle milyon liraya ulaştı. Son üç yıldaki büyüme yüzde 170 e ulaştı. IŞIKLAR IN YOLHARİTASI 2002: 81 milyon dolarlık borç yeniden yapılandırıldı 2005: ADM, Işıklar ın TMSF ye borcunu ödeyip ortak oldu 2010: Çemaş ı halka arz etti 2011: Metemteks in yüzde 19,1 i satın alındı 2011: ADM e borç tamamen ödendi

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ UĞUR GÜRSES Britanya'nın kaygısı ne? Kendi maliye ve para politikasının olması, kendi ulusal parasını kullanıyor olması da durumu kurtarmıyor. Britanya, AB zirvesinde kullandığı veto ile büyük bir kırılma yarattı. Kırılma, parasal birlik için zayıf bir alan bırakan mali birlik konusunda oldukça katı kuralların getirilmesine Britanya nın veto kullanmasıydı. Kırılmanın arka planında yatan, AB ye ilişkin düzenlemelerin Merkel ve Sarkozy tarafından euro bölgesi odaklı olarak alınmaya kalkışılması. Malum, Britanya euro bölgesi içinde yer almıyor. Alınması istenen kararların da küresel finansal hizmetlerin kalbi olan Britanya için önemli sonuçları olacak. Örneğin Avrupa Merkez Bankası (ECB), euro cinsi menkul kıymetlerin takas işlemlerini yapan kuruluşların euro bölgesinde yerleşik olmalarını talep ediyor. Bu, Britanya nın finansal hizmetler sektörünü küçültecek bir karar olacak. Ya da finansal işlemlere vergi konulması. Ayrıca, finansal kuruluşlara getirilecek sıkı düzenlemelere Britanya pek sıcak bakmadığı gibi, bu kuralları görece daha yumuşak uygulama esnekliğine de sahip olamayacak. Britanya nın bu vetosunun açık uçlu olmadığı, yukarıdaki örnekte olduğu gibi bazı taleplerin sağlanmasına da bağlı olduğu anlaşılıyor. Euro için isteksizdi Britanya AB nin içinde ama AB nin ortak parasının içinde değil. Son 20 yılda olmak için de çok istekli bir görüntüsü olmadı. Ekim 1990 da bugünkü euronun kuruluş temeli olan Avrupa Döviz Kuru Mekanizması na (ERM) katılma kararı veren Britanya, 16 Eylül 1992 de yaşanan Kara Çarşamba ile fiilen ERM dışı kalmıştı. Bundan neredeyse 20 yıl önce uluslararası mali piyasalarda yaşanan Kara Çarşamba da; Britanya poundu sert değer kaybederek ERM içinde öngörülen alt banda gerilemişti. Bu seviyede ise müdahale edilmesi mekanizma gereğince bir zorunluluktu. Britanya Merkez Bankası (BOE) pound satın almaya başlamış, faizleri de yüzde 10 dan yüzde 15 e çekmişti. Ama işe yaramamıştı. Pound birkaç ay içinde yüzde 15 gibi sert değer kaybına uğramış, Britanya ERM den çekilmişti. Piyasalarda, o dalgalanma sırasında George Soros un yaklaşık 1 milyar pound kazandığı efsane olarak anlatılmaya başlanmış, Soros adı o günden sonra popüler hale gelmişti. Kara Çarşamba sırasında merkez bankasının yaptığı müdahalenin maliyeti 13 ila 27 milyar pound arasında telaffuz edilmişti. Oysa 2005 te yayımlanan belgelerde bunun 3.3 milyar pound olduğu açığa çıktı. Bu bilgiyle bugünden geriye doğru bakınca, Britanyalıların ERM içinde olmaya pek de istekli olmadıklarını düşündürüyor. Finansal sistem küçülüyor İzleyen yıllarda AB nin temel uyum süreçlerini yerine getiren Britanya, hiçbir zaman ERM ye katılmaya dolayısıyla euro içinde yer almaya niyetli görünmedi. Britanya bu kırılmayı yarattı. Çünkü kendi ulusal çıkarlarını işaret ediyor. Kamuoyunda da gelen eleştirilerin büyük bir bölümü, AB den kopmanın uzun vadede zararlarının olabileceği yönünde. Ama bu hareketten de çok mutsuz değiller. Doğrusu, bundan 18 ay önce Yunanistan la patlak veren AB deki finansal kriz süresince her şey konuşuldu ama Britanya nın zorlukları konusunda çok az şey yazılıp çizildi. Çünkü hâlâ kendisinin kontrolünde olan bir maliye politikası ile para politikası ve önemlisi kendi ulusal parası vardı. Şimdi öyle bir yere gelindi ki; tek başına kendi maliye ve para politikasının olması, kendi ulusal parasını kullanıyor olması da durumu kurtarmıyor. Zaten kriz nedeniyle küçülmeye devam eden finansal sistem, Britanya için en yaşamsal sorun haline gelmiş durumda. Merkel ve Sarkozy ise radikal adım yerine, olabildiğince euronun ayakta kalmasını kendi çıkarlarına uygun görüyorlar. Bu yönde attıkları adımlar da çatışma yaratır hale geliyor. İşte AB deki çatlamanın arka planı bu.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HABERTÜRK GAZETESİ Danimarka gazetesinden THY'ye şok suçlama Türk pilotlar İngilizce bilmiyorlar felakete yol açabilir Danimarka nın günlük gazetelerinden Politiken de yer alan manşet haberde, Türk Hava Yolları nda görevli Türk pilotların İngilizce bilgilerinin yetersizliğinin felaketle sonuçlanabilecek kazalara yol açabileceği öne sürüldü DANİMARKA da yayımlanan Politiken Gazetesi nde yer alan bir yazıda, Türk Hava Yolları (THY) çok tehlikeli bir havayolu şirketi olmakla suçlanıyor. Danimarka Sivil Ulaşım Konseyi (Trafikstyrelsen) ve Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA) ise THY ile ilgili herhangi bir problem konusunda bilgi sahibi olmadıklarını açıkladı. Politiken Gazetesi nde yayımlanan manşet haberde, Türk Hava Yolları nda görevli Türk pilotların İngilizce bilgilerinin yetersizliğinin, felaketle sonuçlanabilecek kazalara yol açabileceği belirtildi. Gazetenin, bazıları halen THY de çalışan yabancı 13 pilotla yaptığı röportajlara da yer verdiği haberde, pilotların yeterli İngilizce bilmedikleri ve uçuş talimatlarını gerektiği şekilde anlamadıkları için uçuş öncesi bazı güvenlik prosedürlerini yerine getiremedikleri iddia ediliyor. Bazı pilotların uçuş talimatnamesini tam olarak uygulamadıkları için kabin basıncının düşmesi durumunda kullanılacak oksijenin uçakta bulunup bulunmadığını kontrol etmedikleri, yakıt göstergesinin kontrolünü yapmadıkları öne sürülüyor. Türkiye Havayolu Pilotlar Derneği nin (TALPA) eski Genel Sekreteri Nuri Sakarya da 13 pilotun anlattıklarına katıldığını ifade ederek, genel olarak Türk pilotların eğitimlerinin yetersiz olduğu görüşünü savundu. GAZETEDEN ÜRKÜTÜCÜ İDDİALAR Politiken Gazetesi nin Türkiye Muhabiri Martin Selsöe Sörensen ve Claus Blok Thomsen tarafından hazırlanan haberde, THY nin yılları arasında yaşadığı bazı ciddi sorunların bazı raporlarda dile getirildiği ve bu raporların gazetenin elinde bulunduğu bildiriliyor. Bunlar arasında THY uçaklarının; 2006 yılının mart ve ekim aylarında Londra nın Stansted Havaalanı ndan kalktıktan sonra yanlış irtifaya yerleştiği, 2009 yılında Gürcistan ın başkenti Tiflis te yanlış havaalanına indiği, Moldova nın başkenti Kişinev de, verilen talimatların aksine iniş pistinin tamirat halinde bulunan kısmına indiği, 2009 yılında Heathrow Havaalanı na iniş yaptığı sırada pilotların verilen talimatları dikkate almadıkları için başka bir uçakla çarpışma riski yaşadığı, Brüksel Havaalanı na inişe geçtiği sırada pilotun motorlardan birine tam gaz vererek düşme tehlikesi atlattığı belirtiliyor. PİLOTLARIN YÜZDE 15 İ YABANCI THY de 2 bin 200 civarında pilot ve 4 bin civarında kabin personeli bulunuyor. THY de çalışan pilotların yüzde 15 inin, yani 320 sinin yabancı olduğu belirtiliyor. THY günde binin üzerinde uçuş gerçekleştiriyor. THY nin Danimarka dan Türkiye ye yılda 200 bin yolcu taşıdığı da gazetede yer alan bilgiler arasında. ULAŞTIRMA BAKANI DEVREDE Danimarka Ulaştırma Bakanı Henrik Dam Kristensen, Politiken Gazetesi nde THY ye yönelik dile getirilen iddialar konusunda araştırma başlatacağını kaydetti. Kristensen, Politiken e yaptığı açıklamada, THY nin güvenlik prosedürlerine uyup uymadığının yakından izleneceğini ancak bunun yoğunluğunun ne olacağına henüz karar vermediğini söyledi.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ KOTİL: SAĞDUYUDAN UZAK VE ABARTILI POLİTİKEN Gazetesi nde iki tam sayfaya yayılan haberde THY Genel Müdürü Temel Kotil le yapılmış bir röportajına da yer veriliyor. Kotil bu röportajda, İddialar sağduyudan uzak ve abartılı diyor. Kotil, THY de işe alınan pilotların tüm uluslararası kural ve şartları yerine getirdiklerini, uçuş sertifikalarının da sadece THY tarafından değil, uluslararası hava ulaşım kuruluşlarının onayından sonra verildiğini belirtiyor. Kotil anadili İngilizce olmayan ülkelerde pilotların, İngilizce düzeyleri ile ilgili sorun yaşanabildiğine dikkat çekiyor Danimarka Sivil Ulaşım Konseyi (Trafikstyrelsen) ve Avrupa Havacılık Güvenliği Ajansı ndan (EASA) yapılan açıklamalarda ise THY nin özellikle tehlikeli bir havayolu şirketi olduğu yönünde herhangi bir bilgi veya şikâyete sahip olmadıkları belirtildi. Havaya uçan 100 milyon dolar! Atatürk Havalimanı nın yoğun trafiği THY ye pahalıya patladı THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Atatürk Havalimanı na inmek için havada ekstra tur atmak zorunda kalan uçakların akaryakıt masrafının geçen yıl 100 milyon doları bulduğunu söyledi. Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Atatürk Havalimanı ndaki yoğun trafiğin kendilerine yarattığı maliyeti ortaya koydu. Hamdi Topçu, İstanbul Atatürk Havaliamanı na inmek için havada tur atmak zorunda kalan uçaklarının 2010 yılında 100 milyon dolar ek yakıt maliyetine neden olduğunu açıkladı. Bu durumun sadece THY yi değil diğer şirketleri de olumsuz etkilediğini anlatan Topçu, İstanbul Atatürk Havalimanı nda 3 adet pistimiz var. Ne yazık ki emsallerine göre verimli kullanılmıyor. Askeri havalimanı ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Buranın Türkiye nin menfaatleri açısından çok hızlı şekilde Atatürk Havalimanı na dahil edilmesi gerekiyor yılında 100 milyon doların üzerinde dolaşımdan ek yakıt maliyetimiz oldu dedi. THY nin yeni uçağı İstanbul da THY, sipariş verdiği 15 adet Boeing ER serisi uçaklarının ilkine kavuştu. Koltuk kapasitesi tek sınıfta 220 yolcuya kadar çıkabilen uçakların seyir hızı saatte 823 kilometre. Özellikle Afrika hatlarında uçacak olan Boeing tipi uçaklar yakıt tasarrufu ile dikkat çekiyor. BUSİNESS YOLCUYA ÖZEL ŞOFÖR THY, iç hatlarda Business sınıfında uçacak yolcular için yeni bir proje üzerinde çalışıyor. İç hatlarda Business Class biletle uçan yolculara varış noktalarında bir günlük araç ve şoför tahsis edilecek. Amaç yolcuların iç hatlar Business sınıfı bileti almasını cazip hale getirmek. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu katıldığı bir televizyon programında böyle bir çalışmanın olduğunu doğruladı. Topçu Rent a car şirketiyle anlaşıp, çok uygun fiyatla şoförlü araç vereceğiz. Henüz çalışmalar bitmedi dedi. Tatil keyfine canavar zammı Kur ve enflasyondaki artışı gerekçe gösteren oteller 2012 için fiyatlarını yüzde 15 e varan oranlarda yukarı çekti. Sektör oyuncuları ise kurdaki artış nedeniyle halen yerli turistin yabancıya göre avantajlı olduğu görüşünde Dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve Avrupa daki durgunluğa rağmen turizmde sorunsuz destinasyon kimliğine güvenen Türkiye deki oteller, gelen tatilci sayısının artmasıyla birlikte iç ve dış pazara yönelik belirlediği konaklama fiyatlarını yukarı çekti.

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Kurdaki artış da hesaba katıldığında gelirlerini önemli ölçüde artırması beklenen tesislerin patronları ise Aradaki farkın hepsi bize kalmıyor. Hâlâ enflasyona karşı ciddi bir mücadele veriyoruz görüşünde. Türkiye deki otellerin 2012 yılı tatil fiyatları için yabancı tur operatörleriyle geçen yıla göre yüzde 5 ile 7 arasındaki fiyatlara anlaşmasının ardından, yerli acenteler de erken rezervasyon kampanyalarına çıkmadan önce kontratlarını tamamladılar. Buna göre Antalya, Bodrum, Marmaris gibi Türkiye nin kıyı bölgelerindeki tesislerde bu yaz yerli tatilci yüzde 10 ile 15 arasında daha pahalıya tatil yapacak. YABANCIYA GÖRE AVANTAJLIYIZ Otellerin Türk tatilcilere yönelik uyguladığı fiyat artışında yabancı turistlere karşı yaşanan bu artışta öncelikle değerlenen döviz ile lira arasındaki fark belirleyici oldu. Artışın bir diğer nedeni ise bu yıl sonunda yüzde 9.5 e ulaşması beklenen enflasyon oranları oldu. Otelciler yıl sonu hedefinin 5.5 olarak belirlenmesine rağmen enflasyonun yukarılara çıkması nedeniyle maliyetlerinin lira cinsi olduğunu ortaya koyarak artış istedi. Figen Erkan, oteller ile bu yıl yaptıkları kontratlarının geneline bakıldığında tatil maliyetlerinin yüzde 10 ile 15 arasında artacağını gördüklerini ifade etti. Erkan, Ancak kurlarda yaşanan artışa bakılınca Türk turist yabancılardan neredeyse 2 katı daha ucuz tatil yapma fırsatı yakalayacak dedi. TURİZMCİLER NE DEDİ? Gürel AYDIN TÜROFED Başkan Yardımcısı Enflasyona karşımücadele veriyoruz Gelecek yılın bizim açımızdan iyi geçeceğini söylemek mümkün ama çok da parlak olmayacaktır. Bu gelirin tamamı bize kalmıyor. Harcamalarımız lira cinsinden olmasına karşın hâlâ enflasyona karşı ciddi bir mücadele veriyoruz. Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Tatilci bu yaz daha fazla para harcayacak Otel fiyatlarında yurtdışı pazarına yönelik geçen yılki fiyatlara göre ortalama olarak yüzde 5 ile 7 arasında artış yapıldığı bir gerçek. İçeride de bir artış oldu. Yerli turistin de yabancı turistin de cebinden biraz daha fazla para çıkacak.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ DÜNYA GAZETESİ Dokuz aylık kredide İş Bankası önde Bankacılık sektörünün toplam kredi hacminde ocak-eylül döneminde yaşanan net milyar liralık genişlemenin yüzde 60'a yakını beş bankadan kaynaklandı. Net kredi artışında İş Bankası 20.7 milyar lira ile başı çekti. İş'i Garanti ve Akbank izledi Bankacılık sektörünün kredi hacminde yılın ilk dokuz ayında kaydedilen 134 milyar liraya yakın genişlemenin büyük bölümü 5 bankadan kaynaklandı. Net kredi artışında İş Bankası 20.7 milyar lira ile başı çekti. Dokuz ayda yüzde 223'le oransal bazda en hızlı kredi artışını ise toplamdaki payı düşük bankalardan Fibabanka A.Ş. kaydetti. DÜNYA'nın, BDDK'ya ait FİNTÜRK veri tabanının kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, ocak-eylül döneminde bankacılık sektörünün yurt dışına açılanlar ve takiptekiler de dahil nakdi kredilerinin toplam hacmi yüzde 24.5 oranında net 133 milyar milyon liralık genişleme ile 679 milyar 689,8 milyon liraya ulaştı. Toplam kredi hacmi 2010 sonunda 545 milyar milyon lira düzeyinde bulunuyordu. Bu yılın tamamında yüzde 25'te kalması öngörülen kredi genişlemesi, ilk dokuz ayda bu oranı yakaladı. En çok krediyi İş Bankası verdi En büyük kredi hacmine sahip banka olan İş Bankası, dokuz aylık net kredi artışında da 20 milyar milyon lira ile ipi göğüsledi. Başka deyişle bu dönemde net bazda en fazla krediyi İş Bankası kullandırdı. İş Bankası'nın kredi hacminde dokuz aydaki oransal artış da yüzde 31.8 olarak gerçekleşti. Banka, dokuz ayda en fazla krediyi net 8 milyar 961 milyon lira ile İstanbul'a kullandırdı. İş Bankası'nın dokuz aydaki kredi büyümesinden Ankara net 4 milyar 184 milyon, İzmir milyon, Bursa milyon, Kocaeli milyon lira pay aldı. Kredi genişlemesinin yüzde 57.1'i 5 bankadan Dokuz aylık kredi büyümesinde İş Bankası'nı 15 milyar 541 milyon liralık artışla Garanti, 15 milyar 191 milyon lira ile Akbank, 12 milyar 798 milyon lira ile Yapı Kredi ve 12 milyar 158 milyon lira ile Ziraat izledi. Büyük beş bankanın kredilerindeki toplam artış 76 milyar 359 milyon liraya ulaştı. Bu da sektörün toplam kredi hacmindeki artışın yüzde 57.1'ini oluşturdu. Beş büyük bankanın toplam kredi hacmi bu dönemde yüzde 26 artış gösterdi. Ocak-eylül dönemindeki net kredi artışında büyük bu beş bankayı 10 milyar 470 milyon lira ile Halkbank, 9 milyar milyon lira ile Vakıfbank, 5 milyar milyon lira ile Finansbank izledi. Şubat ayında Fortis Bank ile birleşme sonrası kredi büyüklüğünde ilk 10'a giren TEB, 5 milyar milyon, Denizbank da 4 milyar 349 milyon lira ile kredi hacmi en çok artan ilk 10 banka arasında yer aldı. İlk dokuz aydaki kredi genişlemesine en fazla katkıyı yapan ilk 10 bankanın toplam kredi büyümesi 111 milyar milyon liraya ulaştı. Buna göre dokuz aydaki net kredi genişlemesinin yüzde 83.3'ünü 10 banka gerçekleşti. Oransal artışta Fibabanka İlk dokuz ayda oransal bazda en hızlı kredi artışını ise toplam kredi hacmindeki payı düşük, ancak Avrupa'daki en büyük Türk bankası olarak nitelendirilen Fiba Grubu'na ait Credit Europe Bank'ın Türkiye halkası Fibabanka A.Ş. kaydetti. Fibabanka A.Ş.'nin kredi hacmi dokuz ayda yüzde büyüyerek 1 milyar 793 milyon liraya ulaştı.

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Oransal artışta Fibabanka A.Ş.'yi yüzde 218.4'le Deutsche Bank, yüzde 96.5'le Aktif Yatırım Bankası, yüzde 83.7 ile Arap Türk Bankası, yüzde 71.7 ile TAİB Yatırım Bankası izledi. Şubat ayında Fortis Bank ile birleşme sonrası kredi büyüklüğünde ilk 10'a giren TEB de artış oranında 20.6 ile 7'nci oldu. TSKB'nin kredi hacminde de altı ayda yüzde 20.6 büyüme yaşandı. ING Bank yüzde 20.5, Alternatifbank da yüzde 19.8'le ilk yarıda en hızlı kredi artışı kaydeden 10 banka arasında yer aldı. İş Bankası 85.7 milyarlık kredi hacmiyle lider Sektörün, eylül sonu itibariyle 679 milyar milyon liraya ulaşan toplam kredi hacminde İş Bankası, 85 milyar milyon lira ile liderliğini sürdürdü. Buna göre toplam kredi hacminin yüzde 12.6'sını İş Bankası kullandırdı. Kredi hacminde İş Bankası'nı 81 milyar 32.6 milyon lira ve yüzde 11.9 payla Garanti, 69 milyar 79.7 milyon TL ve yüzde 10.2 payla Ziraat, 68 milyar 805 milyon TL ve yüzde 10.1 payla Akbank izledi. Daha sonra 65 milyar milyon liralık kredi hacmiyle Yapı ve Kredi, 56 milyar 313 milyon lira ile Vakıfbank, 55 milyar 726 milyon lira ile Halkbank, 31 milyar 986 milyar lira ile Finansbank, 25 milyar 441 milyon lira ile TEB, 23 milyar 87 milyon lira ile Denizbank geldi. İlk 10 bankanın krediler toplamı 562 milyar 560 milyon lira ile sektörün toplam kredi hacminin yüzde 82.8'ini oluşturdu. Faizsiz bankacılıkta Asya Katılım Bu arada kar payı esasına göre çalışan ve faizsiz finans kurumu olan katılım bankaları içinde ise Asya Katılım Bankası, 12 milyar 417 milyon liralık kredi hacmiyle birinci oldu. Asya Katılım, sektör genelinde de 13'üncü sırada yer aldı. Asya Katılım Bankası, dokuz ayda kredi hacmini yüzde 15.3 oranında net 1 milyar 651 milyon lira büyüttü. Katılım bankalarının kredi hacminde Asya Katılım'ı 9 milyar 397 milyon lira ile Türkiye Finans, 8 milyar 991 milyon lira ile Kuveyt Türk izledi. Türkiye Finans ve Kuveyt Türk Katılım bankaları, genel sıralamada da 14 ve 15'inci sıraları paylaştı. Ziraat mevduatta liderliğini korudu Ziraat Bankası, sektörün eylül sonu itibariyle 683 milyar 688 milyon liraya ulaşan toplam mevduat hacmi içinde 116 milyar milyon lira ile liderliğini sürdürdü. Ancak toplam mevduatta yüzde 10.8 oranında 66.6 milyar liralık net artış yaşanan dokuz ayda Ziraat'ın mevduatı yüzde 5.1 oranında 6.3 milyar lira azaldı. Bu azalma da resmi mevduat ve diğerleri olmak üzere tasarruf mevduatı dışındakilerden kaynaklandı. Mevduat büyüklüğünde Ziraat'ı 93 milyar 51.6 milyon lira ile İş Bankası, 77 milyar 935 milyon lira ile Garanti, 64 milyar 453 milyonla Akbank, 62 milyar 1 milyon lirayla Yapı ve Kredi Bankası izledi. Halkbank 57 milyar 486 milyon, Vakıfbank 51 milyar 138 milyon, Finansbank 28 milyar 971 milyon, Fortis'le birleşen TEB 20 milyar 822 milyon ve Denizbank 19 milyar 769 milyon lira ile en büyük mevduat hacmine sahip ilk 10 banka arasında yer aldı. Katılım bankaları içinde ise en yüksek fon büyüklüğüne 11 milyar 77 milyon lira ile Asya Katılım Bankası sahip bulunuyor. Asya Katılım'ın, mevduatta sektör genelinde 12'nci sırada yer alıyor. Katılım bankaları içinde fon büyüklüğünde Asya Katılım'ı 9 milyar 279 milyon lira ile Türkiye Finans, 9 milyar 198 milyonla Kuveyt Türk ve 6 milyar 675 milyonla Albaraka Türk izliyor. Mevduatını en çok artıran Yapı Kredi Yılın ilk dokuz ayında mevduat hacmini en fazla büyüten banka ise 10 milyar 476 milyon liralık ne artışla Yapı ve Kredi oldu. Net mevduat artışında bu bankayı 7 milyar 971 milyon lira ile Garanti, 7 milyar 598 milyonla İş Bankası, 6 milyar 251 milyonla Halkbank, 5 milyar 525 milyonla Finansbank, 5 milyar 504 milyonla Vakıfbank izledi. Daha sonra, 4 milyar 829 milyonluk ne artışla Akbank, 4 milyar 536 milyonla Denizbank, 4 milyar 536 milyonla TEB, 3 milyar 440 milyonla HSBC geldi. Toplam mevduat hacminde dokuz ayda yaşanan artışın 60 milyar 242 milyon lirasını bu on banka, 6 milyar 409 milyonunu ise diğerleri gerçekleştirdi.

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Kıdem Tazminatı Fonu, emeği de özgürleştirecek Özel sektörde çalışanların, kıdem tazminatından ancak yüzde 10'lar seviyesinde yararlanabildiğini belirten Salim Uslu, "Kıdem Tazminatı Fonu sadece bir hakkın güvencesini sağlamaz aynı zamanda emeği de özgürleştirir" diye konuştu. Öz Gıda İş, Hizmet İş, Öz İplik İş, Çelik İş, Öz Ağaç İş, Öz Orman İş, Öz Tarım İş ve Kıbrıs Kamu- Sen'den oluşan 450 bin üyeli Hak-İş Konfederasyonu Başkanlığının ardından siyasete adım atan Salim Uslu ile çalışma hayatını, hazırlanan Sendikalar Kanunu'nu, sendikacılıkta gelinen noktayı, Anayasa'yı, şike yasasını ve TBMM'yi konuştuk. Yaklaşık 2 yıl önce yine bu sayfada konuğumuz olan Uslu, o dönemde de hükümete yakın olmasına rağmen sert eleştiriler yapmış, "Kamuda 119 bin sözleşmeli, 554 bin personel açığı var. Bu rakamlara bakmadan özel sektöre 'işçi al' dersen, onlar da sana, 'sen neden almıyorsun, işini taşeronla görüyorsun?' demez mi?", "Düzenli çalışmayı bozmak ve birilerinin kânunların etrafından dolanabilmesini sağlamak için esnek çalışmayı getiriyorlar", "Sendikalara karşı var olan güven sorununu daha da artıracak düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor." Şeklindeki görüşleriyle gündemi farklı bir boyuta taşımıştı. Bu sohbetimizde de Uslu Anayasa, sendikalar, TBMM ve şike ile ilgili sorularımıza verdiği yanıtlarda, olaylara farklı açılardan bakmamızı sağladı. AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, çalışma hayatına ilişkin başta Sendikalar Yasası olmak üzere diğer yasaların bugüne kadar değiştirilememesinin Parlamentonun verimsizliğinden değil, çalışma hayatındaki aktörlerin sözünde durmamasından kaynaklandığını söyledi. Uslu, başta Sendikalar Kanunu olmak üzere çalışma hayatına ilişkin yasalarda AB normları ve ILO standartlarının referans alarak bu yasaların çıkarılabileceğini söyledi. Kıdem Tazminatı konusunda, kıdem tazminatına erişimin ancak kamuda çalışanlar bakımından mümkün olduğunu vurgulayan Uslu 'Kıdem Tazminatı Fonu'nun kurulması gerektiğini belirterek 'Kıdem Tazminatı Fonu sadece bir hakkın güvencesini sağlamaz aynı zamanda emeği de özgürleştirir" dile konuştu. Uzun yıllar Hak-İş Genel Başkanlığı yaptıktan AK Parti'den milletvekili olan Uslu, Ankara Temsilcimiz Barış Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya'nın sorularını yanıtladı. -Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu yeniden gündemde. Yıllardır tartışılan ve çalışma hayatını yakından ilgilendiren B bu yasaların bu dönem yasalaştırılması konusunda umudunuz nedir? Sendikacı olarak ben bu yasalardan umudumu kestim. Çünkü bu durum parlamentonun verimsizliğinden kaynaklanan bir durum değil. Çalışma hayatındaki aktörlerin sözünde durmaması ya da çok sık görüş değiştirmesi nedeniyle bu konuda varılan uzlaşmalar hayata geçirilemiyor Nisanında Bursa'da mutabık kaldık sonra bir baktık çalışma hayatının aktörleri mutabakat metninin arkasında durmadılar. Arkasından Çalışma Bakanı değişti. Yeniden bir mutabakat noktasına gelindiğinde, Abant'ta daha önce mutabakat sözünün arkasında durmayan arkadaşlarımız Türk-İş'le TİSK, yeniden ittifak ederek biz bu mutabakata imza koymuyoruz dediler. Haftalarca beraber çalışıp öyle olmasın böyle olsun önerileri getirip sonra bu bize uyar dedikten sonra her maddeyi tek tek görüşüp en sonunda nihayet anlaşmaya varıldığında 'biz bunun arkasında durmayız' demenin hem hukuki hem de ahlaki gerekçesini anlamakta zorlanıyorum.