Halid PEKTEZEL 1 GELİBOLU YARIMADASI NDA CBS TABANLI RUSLE (3D) YÖNTEMİYLE EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Halid PEKTEZEL 1 GELİBOLU YARIMADASI NDA CBS TABANLI RUSLE (3D) YÖNTEMİYLE EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ"

Transkript

1 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 17, Eylül 2015, s Halid PEKTEZEL 1 GELİBOLU YARIMADASI NDA CBS TABANLI RUSLE (3D) YÖNTEMİYLE EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ Özet Bu çalışmanın amacı, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tabanlı Düzenlenmiş Evrensel Toprak Kaybı Denklemi (RUSLE) kullanılarak Gelibolu Yarımadası nda erozyon risk sahalarının ve yıllık ortalama toprak kayıp miktarının belirlenmesi ve haritalanmasıdır. Bu amaç kapsamında önce sahanın genel coğrafi özellikleri ve erozyon risk potansiyeli açıklanmıştır. Daha sonra çeşitli kaynaklardan elde edilen veriler, erozyona etkileri ölçüsünde sınıflandırılmış ardından CBS ortamına aktarılmış ve 10x10 metre çözünürlüğünde raster haritalara dönüştürülmüştür. Daha sonra Raster Calculator kullanılarak RUSLE denklemi uygulanmış ve Gelibolu Yarımadası nın erozyon risk sınıfları haritası ve yıllık ortalama toprak kayıp miktarı elde edilmiştir. Çalışmada ulaşılan bulgu ve sonuçlar, arazi çalışmaları ile yerinde kontrol edilmiştir. Altı risk sınıfının belirlendiği Gelibolu Yarımadası nın büyük bir kısmının (%75,8 i) çok hafif erozyon riski altında olduğu tespit edilmiştir. Sahanın % 86,2 sinde toprak kayıp miktarı 0-12 ton/ha/yıl arasında ve % 13,8 inde toprak kayıp miktarı ise 12 - > ton/ha/yıl arasında olduğu görülmüştür. Gelibolu Yarımadası nda yaşanan yıllık ortalama toprak kaybı ise 4.79 ton/ha/yıl olarak hesaplanmıştır. Bu değer, Türkiye ortalaması (6.14 ton/ha/yıl) ve farklı bölgelere ait çalışmaların sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Erozyon riskinin yüksek olduğu lokasyonlarda eğimin kısmen yüksek, bitki örtüsünün zayıf, vadi yoğunluğunun fazla ve toprağın hızlı aşınabilir özellikte (ince karakterde) olduğu tespit edilmiştir. Erozyon riskinin düşük olduğu yerlerin ise ormanlık sahalar ve ova tabanları olduğu görülmüştür. Ayrıca 34 yıllık süreçte ( ) yarımadada çok hafif, hafif ve orta erozyon risk sınıflarında artış; güçlü, şiddetli ve çok şiddetli erozyon risk sınıflarında ise azalış şeklinde bir değişim yaşandığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte sahada meydana gelen erozyonu azaltmak için bazı tedbirler alınması gerektiği belirtilmiştir. 1 Yrd. Doç. Dr., Namık Kemal Üniversitesi, Coğrafya ABD., hpektezel@nku.edu.tr

2 Halid Pektezel 132 Bu çalışma, yapılacak Çanakkale Boğaz Köprüsü nün etkisiyle yakın gelecekte sosyo-ekonomik bakımdan bir cazibe merkezi haline geleceği düşünülen Gelibolu Yarımadası nda erozyon risk sınıflarının tespit edildiği ilk çalışma olması bakımından önemlidir. Çalışma, yapılacak arazi kullanım planlamalarında ve erozyona karşı alınacak önlemlerde yol gösterici niteliktedir. Bu çalışma, CBS tekniklerinden yararlanılarak RUSLE yöntemiyle erozyon risk sınıflarının ve yıllık toprak kayıp miktarının belirlenebileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Toprak erozyonu, RUSLE (3D) yöntemi, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), Gelibolu Yarımadası. EROSION SENSITIVITY ANALYSIS IN GALLIPOLIS PENINSULA USING GIS BASED ON RUSLE (3D) METHOD Abstract The purpose of this paper is identifying and mapping erosion risk fields and the amount of average soil loss per year in Gallipolis peninsula using Revised Universal Soil Loss Equation (RUSLE) based on Geographical Information System (GIS). In this context, firstly general geographical characteristics and erosion risk potential of the field are explained. Then, data taken from various sources are classified according to their impact on erosion and transferred into GIS. These classified data are transformed into raster maps which have 10x10 resolutions. Thus, RUSLE equation is applied using Raster Calculator and erosion risk groups maps and the amount of average soil loss in Gallipolis Peninsula is found. Findings and results of the research are cross checked in the field with field study. Gallipolis peninsula is classified under six risk groups. It is found that large part (%75,8) of Gallipolis Peninsula is under very low erosion risk. It is seen that At %82,2 of the field the amount of average soil loss is 0-12 tonnes/ha/per year and at remaining %13,8 of the field the amounf of loss is 12 - > tonnes/ha/per year. The amount of average soil loss per year in Gallipolis Peninsula is calculated as 4.79 tonnes/ha/per year. This value is compared with Turkey average (6.14 tonnes/ha/per year) and the results of different regions. It is found that slope is partially high, flora is weak and valley density is high and soil is rapidly erodible in locations (thin characteristics) where erosion risk is high. It is found that erosion risk is low in forested lands and lowland bases. Furthermore, it is found that during thirty-four years of process ( ) there has been an increase in very low, low and medium erosion risk groups while there has been a decrease in high, intensive and very intensive erosion risk groups in Gallipolis peninsula. In addition, it is evident that some measure must be taken to decrease the erosion in the field. This study is important because it is the first study identifying erosion risk groups in Gallipolis Peninsula which is expected to be a center of attraction socioeconomically in near future with the influence of the building of Çanakkale (Dardanelles) Strait Bridge. The study is an illuminating one in terms of land use planning and measures against erosion. It demonstrated that erosion risk groups

3 133 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi and annual soil loss amount can be identified using RUSLE method with the help of GIS techniques. Keywords: Soil erosion, RUSLE (3D) Method, Geographic Information Systems (GIS), Gallipolis Peninsula. 1. Giriş Bitkilerin yaşamında önemli doğal kaynaklardan birisi topraktır. Günümüz şartlarında tarımsal faaliyetlerin yürütülmesi, mineral bakımından zengin ve nispeten derin toprakların varlığına bağlıdır. Günümüzde artan yanlış arazi kullanımı; toprak, su ve bitki arasındaki doğal dengeyi bozmaktadır. Bunun sonucunda erozyon, doğal bir olayken günümüzde farklı bir boyut kazanarak doğal bir sorun (hızlandırılmış erozyon) haline gelmiştir. Erozyon, doğal süreçlerle meydana gelen ve yanlış arazi kullanımı sonucunda şiddeti artan aşınım olayıdır. Toprak erozyonu, genel anlamda doğal (jeolojik) erozyon ve hızlandırılmış erozyon olmak üzere iki grup altında incelenmektedir (Şahin ve Sipahioğlu, 2009; Değerliyurt, 2013). Doğal erozyon, iklim koşulları ve toprağın erozif etkenlere karşı olan direnci sonucu meydana gelmektedir. Doğal erozyon; yağmur suları, eriyen kar suları ile donma ve çözülme olayları sonucu toprakların bulundukları ortamdan ayrılarak daha alçak sahalara taşınmasıyla meydana gelir (Gitas vd., 2009; Fernandez ve Nunez, 2011). Erozyon, düşen yağmur damlalarının oluşturduğu çarpma ve darbe etkisiyle koparılan parçaların suda asılı halde farklı yerlere taşınmasıyla meydana gelir (Govers vd., 2004). Hızlandırılmış erozyon ise doğal çevre bileşenlerine yapılan beşeri müdahaleler sonucu doğal erozyonun aldığı şekildir. Hızlandırılmış erozyonun geçmişi tarımsal etkinliklerin başladığı döneme kadar uzanır. Günümüzde toprak erozyonu, insanlığı tehdit eden çevre sorunlarından birisi haline gelmiştir. İnsanların orman örtüsünü bilinçsizce tahrip etmesi, tarım alanlarını yanlış kullanması, düzensiz hayvancılık yapması gibi etkenler; doğal bitki örtüsünün giderek yok olmasına, toprakların aşınıp taşınmasına, sonuçta verimsizleşmesine ve arazilerin terk edilmesine neden olmaktadır (Erkal ve Yıldırım, 2012: 2). Günümüzde doğal çevreye yapılan müdahaleler sonucunda artan hızlandırılmış erozyon; milyonlarca ton toprağı geri getirmeyecek şekilde deniz, göl ve barajlara taşımaktadır. Doğal çevre bileşenlerine müdahalelerin arttığı bazı bölgelerde ve durumlarda hızlandırılmış erozyon, doğal erozyonun 100 ila 1000 katı arasında olabilmektedir (Julien, 2010: 1). Toprak erozyonu, ürün verimliliğinde büyük kayıplara neden olmaktadır (Lal vd., 2000). Bu bakımdan insanlığın geleceği, toprağın özenle korunmasına ve kullanılmasına bağlıdır (Atalay, 2011). Bir bölgedeki erozyonunun türünü, boyutunu ve şiddetini birçok faktör etkilemektedir. Özellikle bir sahanın jeolojik, jeomorfolojik ve bitki örtüsü özellikleri, iklim koşulları ile bu sahadaki insan etkinlikleri; erozyonun türünü ve boyutunu belirlemektedir. Erozyon olayının gerçekleşmesinde çok sayıda etken ve sürecin etkisinin bulunması, farklı ortamlarda farklı boyutlarda erozyon yaşanmasına neden olmaktadır (Ekinci ve Cürebal, 2006: 116). Her yıl erozyon nedeniyle dünyada 75 milyar ton (Pandey vd., 2009: 399), Türkiye'de ise 500 milyon ton (Türker ve Yüksel 1989; İrvem vd., 2007) toprak kaybı meydana gelmektedir. Türkiye nin jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ile klimatik özellikleri, erozyon oluşumuna elverişlidir. Ayrıca ülkemizde yanlış arazi kullanımı ve bitki örtüsü tahribatı fazladır. Bunların doğal sonucu olarak toprak, su ve bitki arasındaki doğal denge bozulmuş ve erozyonun şiddeti artmıştır (Dutkuner ve Fakir, 1999; Çepel 1997).

4 Halid Pektezel 134 Toprak erozyonu, Dünya da önlenmesi gereken büyük bir problem olarak görülmektedir. Türkiye de ise toprak erozyonunu önlemek için henüz yeterli önlem alınmadığı bilinen acı bir gerçektir. Türkiye topraklarının % 99 u su erozyonuna, geriye kalan % 1 i de rüzgâr erozyonuna maruz kalmaktadır (DPT, 2001). Türkiye de her yıl milyonlarca ton toprak; su ve rüzgâr aracılığıyla rezervuar, göl, baraj ve denizlere taşınmaktadır. Türkiye de meydana gelen erozyonun miktarı bölgeler arasında farklılık göstermekle birlikte fiziki koşullar açısından yağış rejiminin düzensiz olduğu ve yaz mevsiminin kurak geçtiği Akdeniz İklim Bölgesi nde daha fazla olduğu bildirilmiştir (Knijff vd., 2000; Gitas vd., 2009; Değerliyurt, 2013). Yaptığımız gözlemlere göre Gelibolu Yarımadası nın iklim koşulları, doğal bitki örtüsü ve jeomorfolojik yapısı, sahadaki toprakların büyük bir kısmını doğal erozyona maruz bırakmaktadır. Yörede yürütülen ekonomik ve beşeri faaliyetler ile yanlış arazi kullanımı da hızlandırılmış erozyonu arttırmaktadır. Uygun olmayan tarım yöntemleri, ormanların yok edilmesi ve aşırı otlatma; erozyonu ve toprak kaybını hızlandıran insan aktiviteleridir (Karabulut ve Küçükönder, 2008: 14; Sönmez vd., 2013). Gelibolu Yarımadası nda erozyonu hızlandıran söz konusu insan aktiviteleri çok yoğun olarak görülmektedir. Gelibolu Yarımadası nda mevcut olan erozyon oluk ve yarıntıları, çıplak tepe yamaçları, tepe yamaçlarındaki toprak birikintileri, akarsu yataklarında biriken sedimentler ve ova kenarlarındaki birikinti konileri, buradaki erozyonun şiddetini gösteren kanıtlardır (Fotoğraf 1, Fotoğraf 2). Özellikle yarımada da yanlış arazi kullanımının her geçen gün artması, erozyon riskini ve dolayısıyla bu çalışmanın önemini arttırmaktadır. Yarımada genelinde toprak kaybının fazla olması, önlemler alınmasını gerekli kılmaktadır. Erozyon koruma önlemlerinin alınabilmesi için öncelikle erozyon sahalarının belirlenmesi gerekmektedir. Günümüzde toprak kaybının azaltılması, büyük bir önem arz etmektedir. Bu nedenle toprak erozyonunun önlenmesi ve hesaplanması amacıyla gerek Dünya da gerekse Türkiye'de çok çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Günümüzde bu yöntemlerden en fazla tercih edileni Düzenlenmiş Evrensel Toprak Kaybı Denklemi (RUSLE) (Renard vd., 1997: 15) yönteminin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tabanlı 3D şeklinde kullanımıdır (Ekinci, 2007: 78; Özşahin, 2014: 46). Günümüze kadar RUSLE yöntemi kullanılarak birçok çalışma yapılmıştır. Dünya'da ve Türkiye de RÜSLE yöntemi ve CBS teknikleri kullanılarak Al - Quraishi (2003) Çin'in Hebei ilinde, Lee ve Lee (2006) Kore`nin Boun bölgesinde, Fu ve vd., (2005) Çin`deki Yanhe bölgesinde, Karakah (2005) Sakarya Nehri Havzası nda (Küçükelmalı ve Güvenç alt havzalarında), Ekinci ve Cürebal (2006) Balıkesir in Kızılkeçili Deresi havzasında, Tağıl (2007) Tuzla Çayı Havzası nda (Biga Yarımadası), Efe vd., (2008) Şahin Creek havzasında, Yue-qing vd. (2009) Çin'in Guizhou ilinde, Özşahin (2011) Balıkesir in Zeytinli Çayı havzasında, Değerliyurt (2013), Antakya şehri ve yakın çevresinde, Gülşen (2014) Eber Havzası nda ve Özşahin (2014) Tekirdağ ilinde RUSLE yöntemini kullanarak çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmada CBS ye dayalı RUSLE (3D) yöntemi kullanılarak Gelibolu Yarımadası nda erozyonun görüldüğü sahaların, taşınan toprak miktarının ve erozyon şiddetinin ortaya konulması ve haritalanması amaçlanmıştır. Gelibolu Yarımadası, ülkemizin tarım bakımından elverişli sahaları arasında yer almaktadır. Bununla birlikte toprak kaybının giderek artması bu bakımdan önlemler alınmasını gerekli kılmaktadır. Ayrıca Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen erozyonun boyutlarını daha iyi anlamak için T.C. Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı Topraksu Genel Müdürlüğü Havza Islahı ve Göletler Daire Başkanlığı tarafından 1981 yılında hazırlanan erozyon haritası ile karşılaştırmak suretiyle değerlendirmelerde de

5 135 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi bulunulmuştur. Böylece erozyon duyarlılık sahalarında 34 yıllık zaman diliminde meydana gelen değişimler belirlenmiş ve her iki harita karşılaştırılmıştır. Bu çalışma, toprağın baş düşmanı olan erozyonun (Ergene, 1997: 339; Aydın ve Kılıç, 2010: 1) sahadaki boyutunun ve etkisinin anlaşılması bakımında önemlidir. Ayrıca bu çalışma, Gelibolu Yarımadası sınırları bazında yapılan ilk erozyon duyarlılık çalışması olduğundan önemlidir. 2. Araştırma Sahasının Konumu ve Genel Özellikleri Araştırma sahası, Türkiye nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi nin batısında yer almaktadır. Saros Körfezi ile Çanakkale Boğazı arasında kabaca güneybatı - kuzeydoğu doğrultusunda 83 km uzunluğunda bulunan Gelibolu Yarımadası, idari bakımdan Çanakkale il sınırları içinde yer almaktadır. Yarımadanın en dar yeri 5 km, en geniş yeri 20 km dir. Güneybatı - kuzeydoğu doğrultusunda uzanan Gelibolu Yarımadası nın yüzölçümü 942,2 km² dir. Coğrafi koordinat sistemine göre 40 02' 21'' ' 20'' K enlemleri ile 26 09' 53'' ' 24'' D boylamları (WGS-1984-UTM-Zone-35N ) arasında kalmaktadır (Şekil 1). Yarımada, Saros Körfezi nin güneydoğusuna dökülen Hüseyinçalı Dere ile Çanakkale Boğazı nın kuzeybatısına dökülen Koca Dere arasından çekilen bir hat ile sınırlandırılmıştır. Şekil 1: Araştırma sahasının konumu Gelibolu Yarımadası, jeolojik bakımdan Mesozoyik den günümüze çeşitli yaş ve türde litolojik birimlerin bulunduğu bir bölgedir. Bu saha tektonik olarak KAFZ nun batı uzantısı konumunda olan Ganos ve Saros faylarının güneyinde yer almaktadır. Rölyefin esas görünümünü plato ve ovalar oluşturur. Yarımada kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı bir monoklinal kıvrım yapısıyla temsil edilir (Erol, 1992). Jeomorfolojik ve yapı bakımından sahanın kuzeybatı ve güneydoğusu birbirinden farklı özellikler gösterir. Gelibolu Yarımadası nın ortasından ve uzanışına uygun uzatılacak bir hattın güneydoğusunda Neojen ve daha genç yaşlı kum, kil, marn, netritik kireçtaşı ve gre gibi gevşek oluşumlu karasal kırıntılılardan oluşmaktadır. Hattın kuzeybatısında ise Eosen - Üst Kratese yaşlı kalker, karbonatlar ve ofiyolitik melanjlardan meydana gelmektedir (Pektezel, 2015: 797). Söz konusu hattın Saros Körfezi ne bakan kısımları ile Çanakkale Boğazı na bakan kısımları arasında bariz jeomorfolojik farklılıklar görülmektedir. Yarımadanın Saros Körfezi ne bakan kesiminde rölyef, kıyıdan itibaren birdenbire yükselen

6 Halid Pektezel 136 engebeli ve tepelik sahalardan meydana gelmektedir. Yarımadanın en yüksek kısımlarına karşılık gelen ve genellikle metre yükselti kademeleri arasında bulunan bu saha, akarsular tarafından parçalanmıştır. Yarımadanın en yüksek noktası olan Karaburun Tepe (419 m.) burada yer almaktadır. Alt - Orta Eosen kalker ve karbonatlardan oluşan bu engebeli saha; birbirine paralel, yer yer yarı paralel uzanan ve Saros Körfezi ne boşalan kısa boylu akarsularla parçalanmıştır. Aşınım şiddetinin yüksek olduğu bu saha, akarsular tarafından dar ve derin vadilerle yarılmıştır. Yarımadanın Çanakkale Boğazı na bakan güneydoğu kesimi ise kısmen daha alçak rölyeften meydana gelmiştir. Ova ve platolardan meydana gelen bu kısım da Çanakkale Boğazı na boşalan akarsularla parçalanmıştır. Bu sahanın litolojik yapısı kum, kil, marn, netritik kireçtaşı ve gre gibi kısmen daha gevşek olduğundan, akarsular dirençsiz yapıyı aşındırmak suretiyle değişik büyüklükte depresyonlar oluşturmuştur. Miyosen sonlarında başlayan tektonik hareketler ve iklim değişiklikleri, Çanakkale yöresinin jeomorfolojik görünümünü önemli ölçüde değiştirmiş ve yöredeki Üst Miyosen aşınım yüzeyleri (D II) yükselerek yarılmaya başlamıştır (Erol, 1992). Pliyosenden günümüze kadar devam eden tektonik rejim sonucu flüvyal süreçler hızlanmış, akarsular yer yer vadilerine gömülmüş ve saha genelinde doğal erozyon şiddetlenmiştir. Gelibolu Yarımadası nda eğim 0-62 arasında değişmektedir. Ortalama eğim 6,4 dir. Yarımadanın Saros Körfezi ne yakın kısımlarında kıyıdan itibaren birdenbire yükselen dağlık - tepelik sahalarda ve vadi yamaçlarında eğim değerleri yüksek, plato, ova ve depresyon yüzeylerinde ise düşüktür (Şekil 3). Araştırma sahasının genelinde maki bitki örtüsü hakim olmakla birlikte genellikle 200 metreden daha yüksek olan tepe ve plato yüzeylerinde ormanlar da görülmektedir. Gelibolu Yarımadası nın Saros Körfezi havzası içinde kalan ve vadilerle parçalanmış engebeli kısmı sık bitki örtüsü ile kaplıdır. Çanakkale Boğazı havzası sınırları içinde kalan güneydeki platolar sahası ise tahrip edilmedikleri yerde kızılçam ormanları, tahrip edildikleri yerlerde maki formasyonu ile örtülüdür (Dönmez, 1990: 99). Bununla birlikte antopojenik nedenlerle yarımadadaki ormanların büyük bir kısmı tahrip edilmiştir. Günümüzde Gelibolu Yarımadası nın sadece % 32,7 si çalılık ve ormanlarla kaplı olduğu görülmüştür. Orman tahribi sonucunda yarımadanın kuzeydoğusunda daha yaygın olmakla birlikte saha genelinde antropojen step alanları da görülmektedir. Gelibolu Yarımadası, makroklima iklim tipleri bakımından Akdeniz iklim tipine girer. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü nün yılları arasını kapsayan ölçüm sonuçlarına göre sahada yıllık ortalama sıcaklık 15,08 C, yıllık toplam yağış ise 625,9 mm dir. Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 25,1 C, ocak ayı sıcaklık ortalaması ise 6,3 C dir. Yağışın büyük bir kısmı Akdeniz makroklima karakterine uygun olarak kış aylarında düşer. Bu bakımdan kış döneminde düşen üç aylık yağışların toplamı 274,6 mm iken, yaz döneminde düşen toplam yağış miktarı 40,2 mm dir. Thornthwaite metoduna göre Gelibolu Yarımadası kıyı kesimlerinde yarı nemli, engebeli - tepelik alanlarda ise nemli iklim tipi karakteri görülür (Dönmez, 1990: 35). Gelibolu Yarımadası nda daimi akarsu yoktur. Sahada mevsimlik akarsular bulunmaktadır. Başlıca akarsular; Bağlar Dere, Kayaali Dere, Köy Dere ve Munipbey Deredir. Sahada Tuz Gölü, Uzunhızır Göleti, Tayfur Barajı, Fındıklı ve Değirmendüzü göletleri yer almaktadır.

7 137 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ndan ve sahada yapılan toprak çalışmalarından elde edilen bilgilere göre Gelibolu Yarımadası nda alüvyal topraklar, kahverengi orman toprakları, kestane renkli topraklar, kireçsiz kahverengi topraklar, kireçsiz kahverengi orman toprakları, vertisoller ve regoseller olmak üzere 7 toprak tipi yer almaktadır. 3. Materyal ve Yöntem Erozyonun boyutu, genelde taşınan toprak miktarı dikkate alınarak belirlenmektedir. Erozyonun miktarının belirlenmesi ve dağılışının ortaya çıkarılması için değişik yöntemler bulunmaktadır (Doğan ve Küçük, 1994; Ekinci, 2006). Bunlardan en çok kullanılanlar; Erozyon Verimlilik Etki Hesaplama (EPIC), Avrupa Erozyonla Mücadele Modeli (EUROSEM), Su Erozyonu Tahmin Projesi (WEPP), Coordination of Information on the Environment (CORINE), Yenilenmiş Evrensel Toprak Kayıpları Eşitliğ (YETKE), General Directorate for the Conservation of the Nature (DGCONA), Evrensel Toprak Kaybı Eşitliği (USLE) ve bu yöntemin gelişen teknolojik olanaklarla revize edildiği Revised Universal Toprak Kaybı Eşitliği (RUSLE) yöntemidir. Bu yöntemler genellikle geliştirildikleri ülkelerin doğal çevre koşulları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bunlar içerisinde Amerika Toprak Koruma Servisi (USDA) tarafından geliştirilen ve sonrasında yaygın olarak kullanılan Revised Universal Toprak Kaybı Eşitliği (RUSLE), ortalama toprak kaybını gerçeğe yakın doğrulukta tahmin eden en basit yöntem olarak bilinmektedir (Beskow vd., 2009). Bu yöntem, Dünya da ve Türkiye de yaygın olarak kullanılmaktadır. Gelibolu Yarımadası nda erozyona duyarlı sahaların belirlenmesi ve bu sahaların sınıflandırılması amacıyla "Düzenlenmiş Evrensel Toprak Kaybı Denklemi - RUSLE " (Renard vd., 1991; 1993; 1994; 1997, Mitasova vd., 1996; Knijft vd., 1999; Millward vd., 1999; Sivertun vd., 2003; Ekinci, 2006; Tağıl, 2007) yöntemi kullanılmıştır. RUSLE formülünün içeriği şöyledir: A = R K LS C P (*) (*) Burada; A= Ortalama toprak kaybı (ton/ha/yıl), R= Yağış erozyon faktörü (ton/ha/yıl) K= Toprak erozyon faktörü, LS= Eğim uzunluk ve eğim dikliği faktörü (Topografya faktörü), C= Arazi örtüsü ve yönetimi faktörü, P= Erozyonu kontrol ve önleyici diğer faktörlerdir. Çalışmada kullanılan yöntemin uygulanması için temel materyal olarak Harita Genel Komutanlığı na ait 1: ölçekli topografya haritalar ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü ne ait iklim verileri kullanılmıştır. Faktör haritalarının oluşturulmasında gerekli olan veriler, değişik kaynaklardan temin edilmiştir. R faktörüne ait değerler Doğan (1987) tarafından yayınlanan Türkiye Ortalama Yıllık Erozyon İndeks Dağılım Haritasından alınmıştır. K faktörü haritasının oluşturulmasında ise TURTEM tarafından belirtilen Büyük toprak gruplarına göre Uniform Parsellerden elde edilen K değerleri (Özden ve Özden, 1997) verilerinden faydalanılmıştır. LS faktörü 5x5 m çözünürlüğündeki Sayısal Yükseklik Modeli (Global Digital Elevation Model- GDEM) verisinden elde edilmiştir. C faktörü ne ait veriler ise T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan elde edilen 1: ölçekli Ulusal Arazi Örtüsü Sınıflandırma sisteminden alınmıştır. Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen erozyonu 34 yıl önce yaşanmış erozyon ile karşılaştırma yapmak için T.C. Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı Toprak Su Genel Müdürlüğü Havza Islahı ve Göletler Daire Başkanlığı tarafından 1981 yılında yayınlanan 1: ölçekli "Türkiye Erozyon (Aşınım) Haritası" kullanılmıştır. Toplanan veriler, önce erozyona etkileri ölçüsünde sınıflandırılmıştır. Daha sonra bu veriler ArcMap 10.2 programı yardımıyla CBS ortamına aktarılmış ve elde edilen vektör

8 Halid Pektezel 138 formatındaki faktör haritalar, raster haritalara dönüştürülmüştür. Formül içeriği doğrultusunda Raster Calculator kullanılarak Overlay (çakıştırma) analizi uygulanmış ve Gelibolu Yarımadası nın erozyon duyarlılık haritası elde edilmiştir. Bu Harita, çok hafif (< - 5 ton/ha/yıl), hafif (5-12 ton/ha/yıl), orta (12-35 ton/ha/yıl), güçlü (35-60 ton/ha/yıl), şiddetli ( ton/ha/yıl) ve çok şiddetli (150 - > ton/ha/yıl) olmak üzere Bergsma vd. (1996) tarafından kullanılmış olan altı seviyeye göre sınıflandırılmıştır. 4. Bulgular ve Tartışma 4.1. Toprak Kaybı Denklemi (RUSLE) Faktörleri Yağış Erozyon Faktörü (R Faktörü) Yağışın miktarı, şiddeti ve süresi ile toprak erozyonu arasında yakın bir ilişki vardır. Yağmur yağışlarının şiddeti, süresi ve miktarı; toprak erozyonun şiddeti ve boyutu üzerinde önemli bir etkisi vardır. Yağmur yağışlarının şiddeti ve miktarı arttıkça erozyonun boyutu ve taşınan toprak miktarı da artmaktadır. Yağmur damlalarının büyüklüğü, yere düşme açısı ve darbe etkisi, toprağın parçalanma ve aşınmasını etkilemektedir. Buna göre sağanak yağmurların yeryüzündeki mekanik tesiri ve aşındırma gücü, çiseleyerek yağan yağmurların tesirlerinden ve aşındırma gücünden çok daha fazladır. Sağanak şeklindeki yağmurlar, daha büyük ölçüde su kütlesinin yeryüzüne düşmesine ve dolayısıyla çarparak daha çok aşındırmasına neden olur (Yalçınlar, 1977: 25; Sönmez, 2013: 13). Akdeniz iklimin görüldüğü Gelibolu Yarımadası nda yağışların genellikle düzensiz ve sağanak şeklinde olması ve bitki örtüsünün genellikle cılız olması, sahadaki erozyonun şiddetini arttırmaktadır. Yağış erozif (R) faktörü, yağışın neden olabileceği potansiyel erozyonu ifade etmektedir (Chen vd., 2011). Yağış erozif faktörünü belirlemek için hem toplam yağış, hem de yere düşen yağışın kinetik enerjisi bilinmelidir (Beskow vd., 2009). Topografya yüzeyine çarpan damlalar, eğim yönünde harekete geçerek toprak erozyonuna neden olurlar (Cürebal ve Ekinci, 2006: 119). Gelibolu Yarımadası nda yağış erozyon faktörü (R), Doğan (1987) tarafından Türkiye geneli için belirlenmiş olan değerlere göre (< ve >) oluşturulmuştur (Şekil 2) Toprak Direnç Faktörü (K Faktörü) Toprağın erozyona uğrama eğilimi (toprak direnç faktörü - K), bir toprak karakteristiği olarak toprağın, erozyon güçleri tarafından ayrılma ve taşınmasına olan hassasiyetinin bir ölçüsüdür (Özden ve Özden, 1997). Bu faktör, mevsimlere ve yerel toprak özelliklerine göre değişmektedir. Toprak direnç faktörü, değişik toprakların benzer şartlar altında erozyona olan duyarlılıklarının farklılık göstermesidir (Wischmeier and Smith, 1978; Sheikh, 2011). Toprağın yapısal özellikleri, direnci, su tutma kabiliyeti ve profili, erozyonun şiddetini etkilemektedir (Ekinci, 2007: 111; Cürebal ve Ekinci, 2006: 121). Diğer bir ifadeyle erozyonu etkileyen en önemli toprak özellikleri; toprağın bünyesi (geçirgenliği, dağılma - parçalanma özelliği), strüktürü (yağışların yüzey akış ve infiltre olmalarında rol oynarlar), hidrolik geçirgenliği ve organik madde oranıdır. Özellikle toprak bünyesi, toprakların aşınmasında en etkili faktörlerden biridir (Doğan vd., 2000). Örneğin Monopartiküler bir yapı gösteren kumlu topraklar, geçirgenlikleri çok fazla olmakla birlikte büyük bir dağılma özelliğine sahiptirler. Killi topraklar ise yağmur damlalarının çarpma ve dağıtma etkilerine karşı büyük bir dayanıklılık gösterirler. Ancak bu dayanıklılığında kritik bir noktası vardır. Bu nokta aşıldığı anda killi topraklar kumlu topraklardan daha kolay bir şekilde dağılır ve taşınırlar (Doğan vd., 2000).

9 139 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi Toprak direnç faktörü yerel koşullara göre büyük değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle toprak direnci diğer ve genel koşullardan farklı olarak yöresel koşullara göre değerlendirilmesi gerekmektedir (Wischmeier and Smith, 1978). Cebel vd. (2013) tarafından büyük toprak gruplarının erozyona duyarlılık K faktörleri için yaptıkları çalışmada Gelibolu Yarımadası nda bulunan toprakların % 7 si çok az aşınabilir, % 6 sı az aşınabilir, % 45 i orta derecede aşınabilir, % 36 sı kuvvetli düzeyde aşınabilir ve % 7 si çok kuvvetli derecede aşınabilir topraklar olduğunu bildirmişlerdir (Cebel vd., 2013: 36). Araştırma sahasındaki toprak tiplerinin belirlenmesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın hazırladığı toprak haritası kullanılmıştır. Bu haritaya göre Gelibolu Yarımadası nda en fazla alanı % 50,1 (470,2 km²) ile kahverengi orman toprakları, en az alanı % 0,2 (1,44 km²) ile kestanerengi topraklar kaplamaktadır. Toprak Direnç faktörü (K faktörü) haritasının oluşturulmasında ise TURTEM tarafından belirlenen Büyük toprak gruplarına göre Uniform Parsellerden elde edilen K değerleri kullanılmıştır (Özden ve Özden, 1997; Şekil 2) Topoğrafya (Yamaç Eğimi, Uzunluk ve Yükselti) Faktörü (LS Faktörü) Yamaç eğim-uzunluk-yükselti koşulları erozyonun boyutunu ve şiddetini belirleyen en önemli faktörlerden birisidir (Efe vd.,, 2008: 53, Özşahin, 2014: 49). Bir bölgedeki erozyonun şiddeti, öncelikle LS faktörlerinin artışı veya azalışına bağlı değişmektedir. Toprak taneleri çok düşük eğimli yamaçlarda bile taşınmaya uğrar ve eğim arttıkça taşıma gücü artar (Atalay, 2011). RUSLE yöntemi ile yapılan erozyon çalışmalarında LS faktörü, m uzunluğunda ve % 9 eğimli bir arazideki toprak kaybı oranını temsil etmektedir ve bu özelliklere sahip bir arazideki LS değeri 1 'dir (Özden ve Özden, 1997: 12). Gelibolu Yarımadası nda LS faktörü, yarımadaya ait sayısal yükselti modeli (SYM) kullanılarak oluşturulmuştur. Bu amaçla SYM den önce eğim haritası üretilmiş, daha sonra ArcHydro ile akım yığılımı ve akım yönü hesaplaması yapılmıştır. Eğim haritası, toprak erozyonu için belirlenmiş olan eğim sınıfları dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir (Mcdonald vd., 1984: 46; Tağıl, 2009: 28, Özşahin, 2014: 49; Şekil 3). Şekil 2: Gelibolu Yarımadası nın K ve R faktörü haritaları Yamaç uzunluğu ve yamaç dikliğinin toplamını oluşturan LS faktörü farklı formüllerle hesaplanabilmektedir. Çalışmada Gelibolu Yarımadası nın LS faktörü ise aşağıdaki formüle (*) göre hesaplanmış ve LS faktör haritası elde edilmiştir (Mitasova vd., 1996: 3; Desmet ve Govers, 1996: 428; Cürebal ve Ekinci, 2006: 124; Tağıl, 2007: 15). "LS = 1.6 * Pow (("Flow accumulation" * çözünürlük) / 22.1,0.6) * Pow (Sin( slop (derece) * ) / 0.09,1.3)" (*)

10 Halid Pektezel 140 (*) Burada; Pow= Üs, Flow accumulation= Akım yığılımı, Sin= Sinüs ve Slope= Eğim'dir. Yapılan hesaplamalara göre LS değerleri; eğim değerlerinin yüksek, vadi yoğunluğunun fazla olduğu engebeli sahalarda ve yamaçlarda yüksek, eğim değerlerinin düşük olduğu ova ve vadi tabanlarında düşüktür (Şekil 3). Şekil 3: Gelibolu Yarımadası nın Eğim ve LS faktörü haritaları Zemin Örtüsü Faktörü (C Faktörü) Zemin örtüsü; yağışla düşen yağmur damlalarının etkisi ve sızma miktarı üzerinde etkilidir (Karabulut ve Küçükönder, 2008: 16). Zemin örtüsü, toprağın su ve rüzgâr erozyonuna karşı korunmasında belirleyici rolü vardır (Zachar, 1982). Zemin örtüsünün kapalılık derecesine göre erozyonun şiddeti artmakta veya azalmaktadır. Zemini kaplayan yoğun bitki örtüsü, yağmur damlalarının toprağa çarpma hızını azaltarak ve suyun yüzeysel akış hızını yavaşlatarak erozyon şiddetini düşürmektedir. Yağmur sularının bir kısmı dal ve yapraklar tarafından tutularak intersepsiyona neden olduğundan yüzeysel akış engellenir ve erozyonun etkisi azalır (Hoşgören, 2010; Ekinci 2005). Yine yoğun bitki örtüsü, rüzgârın hızını keserek toprağı korur (Çepel, 1997). Bitki kökleri ise yağmur sularının bir kısmını tutarak erozyonun şiddetini azaltır. Ormanların ortadan kaldırıldığı ve bitki örtüsü kapalılık oranlarının düşük olduğu açık alanlar, fiziksel parçalanma süreçlerinin etkisine açık olurlar (Ekinci ve Ekinci 2006, 132). Bitki örtüsünün zayıf olduğu tarım alanlarında toprak yüzeyinin sürülmesi, erozyon riskini daha da arttırmaktadır. Nitekim erozyon şiddetini eğimden sonra en çok etkileyen faktör, arazi örtüsü ve arazi kullanımı olduğu bildirilmiştir (Wu and Wang, 2011: 2128). Dolayısıyla zemin örtüsü direnç faktörü; ormanlık alanlarda fazla, tarımsal alanlarda ise azdır. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı na ait 1: ölçekli Ulusal Arazi Örtüsü Sınıflandırma Sistemi nden faydalanılarak Gelibolu Yarımadası nda K faktörü haritası elde edilmiştir (Şekil 4). Buna göre Gelibolu Yarımadası nda 9 farklı arazi kullanımı ve arazi örtüsü (AKAÖ) sınıfı belirlenmiştir. Bu sınıflar; su yüzeyleri (göl, gölet, baraj), orman alanları, çalılık ve fundalıklar, otlaklar (çayır ve meralar), bahçeler, zeytinlikler, yerleşim alanları (köy, kent), ekili-dikili tarım arazileri ve çıplak kaya yüzeyleridir. Belirlenen arazi kullanımı ve arazi örtüsü sınıfları için C faktörleri farklı kaynaklardan elde edilmiş (Lee ve Lee 2006: 150; Jordan vd., 2005: 126; Tağıl, 2007: 15; Özşahin, 2014: 51) değerler sırasıyla 0.000, 0.004, 0.040, 0.050, 0.090, 0.090, 0.002, ve olarak alınmış ve Gelibolu Yarımadası nın R faktörü haritası elde edilmiştir (Şekil 4).

11 141 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi Şekil 4: Gelibolu Yarımadası nın C faktörü haritası Erozyon Önleyici Diğer Faktörler (P Faktörü) Bu faktör, bir yerdeki erozyon şiddetini azaltmak ve kontrol etmek için yapılan uygulamaları ifade etmek için kullanılır. Erozyon önleyici diğer faktörler, erozyona neden olan faktörlerin etkisini azaltmak veya yok etmek amacıyla yapılan erozyon kontrol teknikleridir (Morgan, 2005: 121). Bu faktörlerle erozyon sonucu meydana gelen toprak kaybı arasında ters bir orantı söz konusudur (Cürebal ve Ekinci, 2006: 126). Arazide erozyonu önleyici çalışmalar, uygulamadan önceki ve sonraki toprak kayıpları oranlanarak hesaplanır. Hesaplanan değer, 0 ile 1 arasında değişir. En yüksek değerler, herhangi bir önlemin alınmadığı çıplak araziler için kullanılır (Blanco ve Lal, 2008). Bu faktör tespit edilemediği durumlarda 1 olarak değerlendirilmektedir (Renard vd.,1991; Tağıl, 2007). Gelibolu Yarımadası nda yapılan arazi gözlemlerinde erozyon önleyici herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle çalışmada P değeri 1 olarak alınmıştır Erozyon Duyarlılık Analizi CBS temelli RUSLE yöntemi kullanılarak yapılan analize göre Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen ortalama toprak kaybı 4.79 ton/ha/yıl olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre Gelibolu Yarımadası nın % 75,8 (714,0 km²) i erozyon duyarlılığının çok hafif (0-5 ton/ha/yıl) olduğu tespit edilmiştir (Tablo 1). Çok Hafif erozyon sınıfı; araştırma sahasının genelinde yayılış göstermekle birlikte, özellikle eğim değerlerinin çok az olduğu ova tabanlarında ve bitki örtüsünün yoğun olduğu sahalarda yer aldığı görülmüştür (Şekil 5). Çok Hafif sınıfından sonra en geniş alanlı erozyon sınıfı ise yarımadanın % 10,4 (98,4 km²) üne karşılık gelen Hafif erozyon (5-12 ton/ha/yıl) kategorisidir (Tablo 1). Bu duyarlılık sınıfı daha çok ova tabanları çevresinde, az eğimli arazilerde ve çalılık - fundalık alanlarda yayılış göstermektedir. Erozyon duyarlılığının en düşük olduğu bu sınıflar, yarımadanın güneybatısında Kilitbahir, Cevizli, Gelibolu ve Dirik çevresinde görülmektedir (Şekil 5). Erozyon duyarlılığının şiddetli olduğu sınıflar (Şiddetli ve Çok Şiddetli, 60 - > ton/ha/yıl) ise yarımadanın % 2,9 (27,2 km²) una karşılık gelmektedir. Erozyon duyarlılığı en yüksek olan bu sahalar; Gelibolu Yarımadası nın geneline dağılmış olmakla birlikte en çok Yeniköy, Fındıklı, Kavaklı arasında; Kocadere, Bigalı, Eceabat arasında; Behramlı, Büyükanafarta, Küçükanafarta, Beşyol, Koruköy, Yalova, Tayfurköy çevresinde ve Karaburun Tepe de yer almaktadır. Yarımadanın Orta (12 35 ton/ha/yıl) ve Güçlü duyarlılık (35 60 ton/ha/yıl) sınıfları, sırasıyla % 8,6 (81,0 km²) ve % 2,3 (21,5 km²) oranlarında hesaplanmıştır (Tablo 1).

12 Halid Pektezel 142 Tablo 1: Gelibolu Yarımadası nda toprak kayıp miktarı ve erozyon duyarlılık sınıfları Erozyon Duyarlılık Sınıfları Toprak Kaybı (ton/ha/yıl) ALAN Km² % Çok Hafif ,0 75,8 Hafif ,4 10,4 Orta ,0 8,6 Güçlü ,5 2,3 Şiddetli ,0 1,6 Çok Şiddetli 15 - > 12,2 1,3 T O P L A M 942,2 100,0 Toprak kayıp miktarı ve erozyon duyarlılık sınıfları haritası, arazi kullanım ve arazi örtüsü haritası ile karşılaştırıldığında erozyon şiddetinin en yüksek olduğu lokasyonların ekili - dikili tarım arazilerinde olduğu görülmektedir. Bu tespite göre Gelibolu Yarımadası nda uygulanan tarım yöntemleri, erozyonun şiddetini arttırdığını ve yapılan tarımsal faaliyetlerde erozyona karşı herhangi bir önlemin alınmadığını göstermektedir. Toprak direnç faktörü incelendiğinde, Gelibolu Yarımadası ndaki toprakların büyük bir kısmının aşınmaya karşı dirençsiz olduğu görülmektedir. Bu topraklar içinde regosellerin bulunduğu sahaların erozyon şiddeti kısmen daha hafif olduğu görülmüştür. Şekil 5: Gelibolu Yarımadası nda toprak kayıp miktarının ve erozyon risk sınıflarının haritası Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen erozyonun boyutlarını daha doğru ortaya koyabilmek için 1981 yılında T.C. Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı Topraksu Genel Müdürlüğü Havza Islahı ve Göletler Daire Başkanlığı tarafından yayınlanan 1: ölçekli "Türkiye Erozyon (Aşınım) Haritası" ile karşılaştırma yapılmıştır (Şekil 6, Tablo 2) ile 2015 yılları arasında yapılan karşılaştırmaya göre 34 yıllık süreçte çok hafif, hafif ve orta erozyon duyarlılık sınıflarında artış meydana gelmiştir. En büyük artış % ile çok hafif erozyon duyarlılık sınıfında meydana gelmiştir. Buna karşın en fazla azalış % ile güçlü

13 143 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi erozyon risk sınıfında tespit edilmiştir (Tablo 2). 34 yıllık süreçte erozyon risk sınıflarında meydana gelen bu değişimler iki nedene bağlanabilir. Bunlardan birincisi Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen arazi kullanım ve bitki örtüsü yoğunluğu değişikliklerinden olabilir. İkincisi ise 1981 yılında hazırlanan erozyon haritasında kullanılan yöntem ile 2015 yılında hazırlanan erozyon haritasında kullanılan yöntem (RUSLE) farklılığından kaynaklanabilir. Bunun dışında hem arazi kullanımında meydana gelen değişimler hem de haritalar arasındaki yöntem farklılıkları olabilir. Ancak erozyon oranında yaşanan bu değişim, toprak kaybının daha fazla yaşandığı güçlü ve şiddetli erozyon duyarlılık sınıflarında azalma şeklinde olduğundan olumlu bir değişimdir. Şekil 6: Gelibolu Yarımadası nda toprak kayıp miktarının ve erozyon risk sınıflarının haritası (1981) Yapılan analizde Gelibolu Yarımadası için hesaplanan toprak kaybı (4.79 ton/ha/yıl), Çakal vd. (1997) tarafından bildirilen Türkiye ortalamasının (6.14 ton/ha/yıl) (İrvem vd., 2007: 35) altındadır. Bu sonuç, Özşahin (2014) tarafından RUSLE yöntemi kullanılarak Tekirdağ il merkezi için hesaplanan toprak kaybına (5.26 ton/ha/yıl) çok yakındır. Benzer doğal koşullara sahip komşu iki saha için hesaplanan toprak kayıplarının birbirine yakın olması, çalışmada kullanılan yöntemin ve kullanılan verilerin doğruluğunu arttırmaktadır. Elde edilen sonuç, Karakaş (2005) ın Sakarya Nehri Havzası nda (Küçükelmalı) ulaştığı toprak kaybına da (4,9 ton/ha/yıl) çok yakındır. Yine bu sonuç, Özsoy (2007) un Bursa Mustafakemalpaşa Havzası için ulaştığı toprak kaybının (11,18 ton/ha/yıl) yaklaşık yarısı kadardır. Ayrıca bu bulgu, aynı yöntem kullanılarak Tombuş vd. (2012) tarafından Çorum ili için hesaplanan toprak kaybından (28.85 ton/ha/yıl) yaklaşık 6 kat daha azdır. Bu durum iki saha arasındaki doğal ve beşeri çevre bileşenlerinin farklılıklarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Zira Taysun vd. (1995), Türkiye de doğal etken, arazi kullanımı ve sosyo-ekonomik farklılıkların bariz olduğunu ve bunların erozyon şiddeti üzerinde etkili olduğunu bildirmiştir.

14 Halid Pektezel 144 Tablo 2: Gelibolu Yarımadası nda 34 yıllık sürede toprak erozyon sınıflarında meydana gelen alansal değişim ALAN Erozyon Duyarlılık Sınıfları Toprak kaybı (ton/ha/yıl) DEĞİŞİM Km² % Km² % Km² % 5. Sonuç Çok Hafif ,0 75, ,8 Hafif ,7 3,0 98,4 10,4 +69,7 +7,4 Orta ,9 7,5 81,0 8,6 +10,1 +1,1 Güçlü ,4 39,8 21,5 2,3-353,9-37,5 Şiddetli ,2 45,8 15,0 1,6-416,2-37,5 Çok Şiddetli 15 - > 36,1 3,8 12,2 1,3-23,9-2,5 T O P L A M 942,2 100,0 942,2 100,0 Bu çalışmada Gelibolu Yarımadası nda erozyon risk dereceleri ve yıllık toprak kayıp miktarları belirlenmiştir. Altı duyarlılık sınıfının belirlendiği Gelibolu Yarımadası nın büyük bir kısmı çok hafif erozyon duyarlılık sınıfında olduğu tespit edilmiştir. Sahanın % 86,2 sinde yıllık toprak kayıp miktarı 0-12 ton/ha/yıl arasında olduğu hesaplanmıştır. Yarımadanın % 13,8 inde toprak kayıp miktarı ise 12 - > ton/ha/yıl arasında olduğu görülmüştür (Tablo 1 ). Gelibolu Yarımadası nda yaşanan yıllık ortalama toprak kaybı ise 4.79 ton/ha/yıl olarak hesaplanmıştır. Analiz sonucunda elde edilen veriler, arazi çalışmalarıyla doğrulanmıştır. Erozyon riskinin yüksek olduğu lokasyonlarda eğim değerlerinin kısmen yüksek, bitki örtüsünün zayıf, vadi yoğunluğunun fazla ve toprağın yüksek düzeyde aşınabilir özellikte (ince karakterde) olduğu tespit edilmiştir. Buna karşılık erozyon şiddetinin düşük olduğu yerler, ormanlık sahalar ve ova tabanları olduğu görülmüştür. Çalışmada özellikle bitki örtüsünün dağılışı ile erozyon şiddeti arasında sıkı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bitki örtüsünün yoğun olduğu sahalar, kısmen dağlık ve eğimli sahalar olmasına rağmen, burada erozyon riskinin düşük olduğu görülmüştür. Buna karşın bitki örüsünün zayıf ya da hiç olmadığı az eğimli sahalarda erozyon riskinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç haritası, sahanın arazi örtüsü sınıflandırma sistemi haritası ile karşılaştırıldığında bitki örtüsü yoğunluğunun fazla olduğu Saros Körfezi ne yakın eğimli ve engebeli sahalarda erozyon şiddetinin yüksek olmadığı dikkat çekmektedir. Bu bakımdan Gelibolu Yarımadası nda, erozyon risklerine karşı bitki örtüsü mutlaka korunması gerektiği düşünülmektedir. Zira Filho and Neto (1995), yapmış oldukları çalışma sonucunda bitki örtüsünün erozyonu etkileyen en büyük etken olduğunu belirtmişlerdir. Topoğrafya, toprak, iklim ve zemin örtüsü özellikleri, doğal erozyon şiddeti üzerinde önemli rol oynamaktadır. Gelibolu Yarımadası nda mevcut doğal erozyon, yanlış arazi kullanımı nedeniyle günümüzde farklı bir boyut kazanarak hızlandırılmış erozyona dönüştüğü düşünülmektedir. Özellikle Gelibolu, Güneyli, Ocaklı ve Beşyol da olduğu gibi verimli tarım alanlarının yerleşmeye açılması (özellikle yazlıklara) ve bunun bir sonucu olarak tarım alanlarının da tarıma uygun olmayan sahalara doğru kayması, Gelibolu Yarımadası nda erozyon şiddetini arttırmıştır. Tarım alanlarının tarıma uygun olmayan yamaçlara doğru kayması, yanlış sürüm teknikleri ve aşırı otlatma, erozyonun şiddetini sürekli arttırmaktadır. Diğer bir ifadeyle

15 145 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi doğal erozyon riski altında bulunan çalışma sahası, beşeri faaliyetlerle bu doğal erozyon şiddeti yükselmekte ve erozyona uğrayan sahalar gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum yarımadada erozyon önleyici tedbirlerin acilen alınmasını zorunlu kılmaktadır. Yapılan arazi çalışmalarında erozyonu önlemeye yönelik herhangi bir çalışmanın yapılmadığı tespit edilmiştir. Yakın gelecekte nüfusunda ve sosyo-ekonomik yapısında önemli bir değişiklik olacağı düşünülen Gelibolu Yarımadası nda erozyonun boyutunu azaltmak için yapılacak arazi kullanımı planlamalarında, bu çalışmanın sonuçları dikkate alınmalıdır. Gelibolu Yarımadası nda yağış rejiminin düzensizliği ve uzun süren yaz kuraklığı, erozyon riskini arttırdığı düşünülmektedir. Bu bakımdan bitki örtüsünün zayıf olduğu sahalarda ve tarım alanlarında erozyon önleyici çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen sağanak yağışlar, erozyon şiddetini arttırmaktadır. Yapılan arazi çalışmalarında yağışlı dönemlerde erozyon şiddetinin arttığı, yarıntı erozyonu izleri görüldüğü ve akarsuların bulanık aktığı görülmüştür. Zira yarıntı erozyonu izleri, akarsulardaki bulanıklık ve vadi tabanlarında biriken sedimentler, erozyonun boyutunu göstermektedir (Fotoğraf 1). Gelibolu - Güneyli arasında yağışın etkisiyle oluşan ve şiddetli erozyonu temsil eden yarıntı erozyonu (gully erosion) izleri görülmüştür (Fotoğraf 2). Fotoğraf 1: Munipbey Dere sinde suların çekildiği dönemde ortaya çıkan sedimentler Gelibolu Yarımadası nda Kavaklı Yeniköy çevresindeki eğimli sahalarda toprak erozyonunu çok ilerlemiş düzeyde olduğu görülmektedir. Toprak erozyonunu ileri düzeyde olduğu bu sahalarda yer yer ana materyal aşınmaya başlamıştır. Bu tespit, erozyonun çok şiddetli olduğu kesimlerde toprak erozyonunun tehlikeli boyutlarda meydana geldiğini göstermektedir. Zira, Atalay (2011) da Türkiye genelinde toprak aşınmasından daha çok ana materyal aşınmasının hakim olduğunu ileri sürmektedir. Gelibolu Yarımadası, Trakya da ormanların en geniş ölçüde tahrip edildiği sahalardan biridir. Buna bağlı olarak sahayı maki formasyonu kaplamış ve ormanlar 200 metreden daha yüksekte kalan tepelere ve ziraata elverişli olmayan eğimli sahalara inhisar ermiştir (Dönmez, 1990: 198). Gelibolu Yarımadası nda meydana gelen bitki örtüsü tahribi ve aşırı otlatmaya bağlı ortaya çıkan arazi degradasyonu sorunu; Milattan Önce başlamış, 19. Yüzyılda yoğunlaşmış ve Birinci Dünya Savaşı (Çanakkale Cephesi) sonrasında ciddi boyutlara ulaşmıştır. Günümüzde sahanın sadece % 33,2 si orman ve çalılık alanlardan meydana gelmesine rağmen mevcut doğal bitki örtüsünü korumaya yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır yılında bitirilmesi planlanan Çanakkale Boğaz Köprüsü, yörenin sosyo - ekonomik yapısını değiştireceği ileri

16 Halid Pektezel 146 sürülmektedir (Pektezel, 2015a). Gelibolu Yarımadası nda yakın gelecekte meydana geleceği tahmin edilen sosyo - ekonomik değişiklikler, arazi dekradasyonunu ve erozyon şiddetini arttıracağından endişe edilmektedir. Bu nedenle arazi planlamalarında ve erozyon önleme çalışmalarında bu çalışmanın sonuçları dikkate alınmalıdır. Renard ve diğ. (1997) nin de belirttiği gibi RUSLE yönteminde iklim (R faktörü) ve toprak özellikleri (K faktörü) değiştirilemeyen ve kontrol edilemeyen sabit nitelikte faktörlerdir. Bu nedenle erozyon önleme çalışmaları, arazi kullanımı ve arazi örtüsü (C faktörü), topoğrafik faktörler (LS faktörü) ve toprak işleme yöntemlerine (P faktörü) yönelik yapılmalıdır. Bu bakımdan bir sahada erozyon önleme çalışmaları arasında en önemli olanı arazi kullanımı ve arazi örtüsüne (C faktörü) yönelik çalışmalardır. Arazi kullanımı ve arazi örtüsü haritası incelediğinde, saha genelinde yoğun bitki örtüsüyle kaplı alanların fazla olmadığı ve orman ile çalılık alanları, sahanın sadece % 32,7 sini kapladığı dikkat çekmektedir. Bu bakımdan Gelibolu Yarımadası nda erozyona karşı alınacak önlemlerin en önemlisi, bitki örtüsü yoğunluğunun arttırılması ve doğru arazi kullanımıdır. Fotoğraf 2: Günyeli nin güneybatısında şiddetli aşınım sonucu oluşan yarıntı (Gully) erozyonu Gelibolu Yarımadası nda belirlenen erozyonun boyutları, Türkiye geneli için belirlenen erozyona göre çok yüksek olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte meydana gelen erozyonun boyutunu en düşük seviyeye indirmek için bazı önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunlar; Doğal bitki örtüsü korunmalı ve açık alanlar ağaçlandırılmalıdır. Tarım arazileri boş bırakılmamalıdır. Erozyonu önleme ve izleme sistemleri oluşturulmalıdır. Tarımsal faaliyetlerde erozyonu önlemeye yönelik tarım teknikleri (teraslama sürüm gibi) uygulanmalıdır. Erozyon riskinin yüksek olduğu alanlarda daha detaylı incelemeler yapılmalı ve uygun arazi kullanım tipleri belirlenmelidir. Başta çitçiler olmak üzere yöre halkı, erozyon konusunda bilinçlendirilmelidir. Bu çalışma, CBS kullanılarak RUSLE yöntemiyle erozyona duyarlı sahaların belirlenebileceğini ve yıllık ortalama toprak kayıp miktarının kabul edilebilir doğrulukta hesaplanabileceğini göstermiştir. Bununla birlikte RUSLE yöntemi ile yapılacak erozyon

17 147 Gelibolu Yarımadası nda Cbs Tabanlı Rusle (3d) Yöntemiyle Erozyon Duyarlılık Analizi çalışmalarında daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için mevcut veriler, ihtiyacı karşılayacak şekilde güncellenmesi gerektiği düşünülmektedir. Kaynaklar AL - QURAİSHİ, A. M. F Soil Erosion Risk Prediction with RS and GIS for the Northwestern Part of Hebei Province, Pakistan Journal of Applied Sciences 3 (10-12): ATALAY, İ. (2011). Toprak Oluşumu, Sınıflandırması ve Coğrafyası. 4. Baskı. İzmir: Meta Basım Matbaacılık Hizmetleri. AYDIN, M. ve KILIÇ, Ş. (2010). Toprak Bilimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Ltd. Şti. BERGSMA, E., CHARMAN, P., GİBBONS, F., HURNİ, H., MOLDENHAUER, W. C., PANİCHAPONG, S. (1996). Terminology for Soil Erosion and Conservation. International Society of Soil Science Grafisch Service Centrom, Wageningen. BESKOW, S., MELLO, C.R., NORTON, L.D., CURİ N, VIOLA, M.R., AVANZI J.C., (2009). Soil Erosion Prediction İn the Grande River Basin, Brasil Using Distributed Modelling, Catena:79, 49-59, USA. BLANCO H., LAL R., (2008). Principles of Soil Conservation and Management, Springer, USA. CEBEL H., AKGÜL S., DOĞAN O., ELBAŞI F., (2013). Türkiye büyük toprak gruplarının erozyona duyarlılık K faktörleri, Soil-Water Journal - Toprak Su Dergisi, 2, 1 (30-45) CHEN, T., NİU, R. Q., Lİ, P. X., ZHANG, L. P., & DU, B. (2011). Regional soil erosion risk mapping using RUSLE, GIS, and remote sensing: a case study in Miyun Watershed, North China. Environmental Earth Sciences, 63(3), CÜREBAL, İ., ve EKİNCİ, D. (2006). Kızılkeçili Deresi havzasında CBS tabanlı RUSLE (3D) yöntemiyle erozyon analizi. Türk Coğrafya Dergisi, (47), ÇAKAL, M. A., ÖZLÜ, A., BİRHAN, H., BAKIR, H., GÜLTEPE, N. Z., AYDAY, C. (1997). Tortum Gölü Havzasının Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemiyle Erozyon Risk Haritasının Hazırlanması. Türkiye'nin Erozyon Sorunu ve Adana'nın Yeri Kongresi, Çağrılı Bildiriler, Proje Tasarımları, Önlem ve Öneriler Kitabı, 5-6 Aralık 1997, Adana. ÇEPEL N. (1997). Toprak Kirliliği, Erozyon ve Çevreye Verdiği Zararlar. Dizgi-Baskı, İstanbul: Matbaa Teknisyenleri Kollektif Şirketi. DEĞERLİYURT, M. (2013). Antakya şehri ve yakın çevresinde meydana gelen erozyonun coğrafi dağılışı ve analizi. Electronic Turkish Studies, 8(8), , DESMET, P. J. J., and GOVERS, G. (1996). A GIS procedure for automatically calculating the USLE LS factor on topographically complex landscape units. Journal of soil and water conservation, 51(5), DOĞAN, O. (1987). Türkiye Yağışlarının Erosiv Potansiyeli. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara.

18 Halid Pektezel 148 DOĞAN, O. ve KÜÇÜK Ç.N., (1994). Erozyon Haritalamasında Bazı Metodolojiler, Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara. DOĞAN, O., KÜÇÜKÇAKAR, N., CEBEL, H., AKGÜL, S. (2000). Türkiye Büyük Toprakları "K" Faktörleri. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Ankara Araş. Enst. Müd. Yay., Ankara. DÖNMEZ, Y. (1990). Trakya nın Bitki Coğrafyası. Genişletilmiş İkinci Baskı, İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 3601, Coğrafya Enstitüsü Yayınları No: 51, İstanbul DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı ( ), Su Havzaları, Kullanımı ve Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, (2007), Ankara. DUTKUNER, İ. ve FAKİR, H. (1999). Erozyon kontrolü ve ağaçlandırma. Ekoloji, 8, 32, EFE, R., EKİNCİ, D., CÜREBAL, İ. (2008). Erosion Analysis of Şahin Creek Watershed (NW of Turkey) Using GIS Based on RUSLE (3D) Method. Journal of Applied Science 8 (1): EKİNCİ D. (2005). CBS tabanlı uyarlamış RUSLE yöntemi ile Kozlu Deresi havzasında Erozyon Analizi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Dergisi, Sayı:13, , EKİNCİ D., (2007). Estimating Of Soil Erosion İn Lake Durusu Basin Using Revised USLE 3D With GIS, Çantay Yayınevi, İstanbul. EKİNCİ, D., EKİNCİ, B., (2006). Küçükçekmece Gölü ve yakın çevresinde (İstanbul) zemin örtüsü değişiminin coğrafya üzerindeki etkileri, Türk Coğrafya Dergisi, 47, s , ERGENE, A. (1997). Toprak Biliminin Esasları. Genişletilmiş Yedinci Baskı, Konya: Öz Eğitim Basın Yayın Dağıtım Ltd. Şti. ERKAL, T. ve YILDIRIM, Ü. (2012). Soil Erosion Risk Assessment in the Sincanlı Sub- Watershed of the Akarçay Basin (Afyonkarahisar, Turkey) Using the Universal Soil Loss Equation (USLE). Ekoloji 21 (84): EROL, O. (1992). Çanakkale Yöresinin Jeomorfolojik ve Neotektonik Evrimi, Türkiye Petrol Jeologları Derneği Bülteni, Cilt 4/ FERNANDEZ MARTİN L., NUNEZ, MARTİNEZ M., (2011). An empirical approach to estimate soil erosion risk in Spain, Science of the Total Environment 409, FİLHO, M. V. and NETO, O. C. (1995). Geoprocessing tecniques applied to the study of the dynamics of land use and land cover at small watersheds. International Geoscience and Remote Sensing Symposium. V. 1,95CH35770, p FU, B.J., ZHAO, W. W., CHEN, L. D., ZHANG, Q. J., LU, Y. H., GULİNCK, H. and POESEN. J., (2005). Assessment of soil erosion at large watershed scale using RUSLE and GIS: a case study in the Loess Plateau of China. Land Degradation and Development, 16,

Tekirdağ&Ziraat&Fakültesi&Dergisi&

Tekirdağ&Ziraat&Fakültesi&Dergisi& NamıkKemalÜniversitesi ISSN:1302*7050 TekirdağZiraatFakültesiDergisi Journal(of(Tekirdag(Agricultural(Faculty( ( ( ( ( ( ( An(International(Journal(of(all(Subjects(of(Agriculture( Cilt(/(Volume:(11Sayı(/(Number:(3(((((Yıl(/(Year:(2014

Detaylı

Sakarya Porsuk Sarısu havzasında CORINE, LEAM ve USLE metodolojilerinin kullanılarak erozyon risk haritalarının hazırlanması

Sakarya Porsuk Sarısu havzasında CORINE, LEAM ve USLE metodolojilerinin kullanılarak erozyon risk haritalarının hazırlanması Sakarya Porsuk Sarısu havzasında CORINE, LEAM ve USLE metodolojilerinin kullanılarak erozyon risk haritalarının hazırlanması Ertuğrul KARAŞ 1*, İrfan OĞUZ 2 1 Toprak ve Su Kaynaklarını Araştırma Enstitüsü

Detaylı

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI

T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI T.C. ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANLIĞI ÇÖLLEŞME ve EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ & BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKANLIĞI SEDİMENT MODELİNİN GELİŞTİRİLMESİ İLE PROF. DR. GÜNAY ERPUL - Ağustos 2011 - İÇERİK Sayısal

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

ALACA HAVZASINDA UYGULANAN RUSLE EROZYON MODELİNDE, C FAKTÖRÜNÜN (ARAZİ ÖRTÜSÜ /ARAZİ KULLANIMI) ZAMANSAL DEĞİŞİMİ VE TOPRAK KAYBINA ETKİSİ

ALACA HAVZASINDA UYGULANAN RUSLE EROZYON MODELİNDE, C FAKTÖRÜNÜN (ARAZİ ÖRTÜSÜ /ARAZİ KULLANIMI) ZAMANSAL DEĞİŞİMİ VE TOPRAK KAYBINA ETKİSİ The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss7252 Number: 61, p. 321-336, Autumn III 2017 Yayın Süreci / Publication

Detaylı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701 Türkiye de Arazi Kullanımı Türkiye yüzey şekilleri bakımından çok farklı özelliklere sahiptir. Ülkemizde oluşum özellikleri birbirinden farklı

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

Arş. Gör. Mehmet DEĞERLİYURT

Arş. Gör. Mehmet DEĞERLİYURT ZİLLİ DERE HAVZASI NDA (İSKENDERUN) CBS TABANLI EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ ZİLLİ DERE HAVZASI NDA (İSKENDERUN) CBS TABANLI EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ Arş. Gör. Mehmet DEĞERLİYURT Özet Erozyon, geçmişi

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

Alakır Çayı Havzasında (Antalya) Toprak Kaybının Mekânsal Dağılışı ve Etkili Faktörler

Alakır Çayı Havzasında (Antalya) Toprak Kaybının Mekânsal Dağılışı ve Etkili Faktörler Alakır Çayı Havzasında (Antalya) Toprak Kaybının Mekânsal Dağılışı ve Etkili Faktörler Emre Özşahin Namık Kemal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Tekirdağ, Türkiye E-mail: eozsahin@nku.edu.tr

Detaylı

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi V. ULUSLARARASI KUM VE TOZ FIRTINASI ÇALIŞTAYI ORTA DOĞU TOZ KAYNAKLARI VE ETKİLERİ 23-25 EKİM 2017, İSTANBUL (Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki

Detaylı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

Küçükelmalı Gölet Havzasının Toprak Koruma Önlemlerine Göre Arazi Kullanım Planlaması *

Küçükelmalı Gölet Havzasının Toprak Koruma Önlemlerine Göre Arazi Kullanım Planlaması * GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi, 2011, 28(2), 127-134 Küçükelmalı Gölet Havzasının Toprak Koruma Önlemlerine Göre Arazi Kullanım Planlaması * Ertuğrul KARAŞ 1 Fazlı ÖZTÜRK 2 1 Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Yasemin Özdemir, İrfan Akar Marmara Üniversitesi Coğrafya Bölümü Marmara Üniversitesi

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

DETERMINATION, MAPPING AND ANALYSIS OF LAND-USE CHANGES IN ÇORLU RIVER BASIN (THRACE PENINSULA)

DETERMINATION, MAPPING AND ANALYSIS OF LAND-USE CHANGES IN ÇORLU RIVER BASIN (THRACE PENINSULA) DETERMINATION, MAPPING AND ANALYSIS OF LAND-USE CHANGES IN ÇORLU RIVER BASIN (THRACE PENINSULA) ÇORLU ÇAYI HAVZASINDA (TRAKYA YARIMADASI) ARAZI KULLANIMI DEĞİŞİMİNİN TESPİTİ, HARİTALANDIRILMASI VE ANALİZİ

Detaylı

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI METEOROLOJI METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 Aylık Bülten www.mgm.gov.tr METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 YAĞIŞ

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale (*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ: ÇIĞ Genellikle boylu bitki örtüsü (orman) çok seyrek veya bulunmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış kuvvetler etkisi ile başlayan bir ilk

Detaylı

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen

Detaylı

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI Arş. Gör. Hakan YİĞİTBAŞIOĞLU Göller Yöresinde yeralan Burdur Havzası'nın oluşumunda tektonik hareketlerin büyük etkisi olmuştur. Havza

Detaylı

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Journal of Agricultural Sciences http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuanajas Araştırma/Research Anadolu Tarım Bilim. Derg./Anadolu J Agr Sci, 30 (2015) 176-181 ISSN:

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

EROZYONUN ÖLÇÜLMESİ VE TAHMİN YÖNTEMLERİ

EROZYONUN ÖLÇÜLMESİ VE TAHMİN YÖNTEMLERİ EROZYONUN ÖLÇÜLMESİ VE TAHMİN YÖNTEMLERİ Erozyon şiddet ve miktarının bilinmesi neden önemlidir? Erozyona karşı en uygun, en etkili ve ekonomik önlemlerin alınabilmesi için erozyonun şiddeti ve miktarı

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul KARAŞ

Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul KARAŞ Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul KARAŞ Bölüm Başkanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Biyosistem Mühendisliği Bölümü, Ali Numan Kıraç Yerleşkesi, Ziraat Caddesi, Kütahya Yolu, 26160 ESKİŞEHİR Telefon:

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru

Detaylı

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN 9.08.206, Cuma Tanışma ve Oryantasyon Yaz okulu öğrencilerinin tanışması, çalışma gruplarının oluşturulması, çalışma konularının verilmesi, görev ve sorumlulukların anlatılması. 2229 Ayrıntılı Etkinlik

Detaylı

18. ESRI KULLANICILAR KONFERANSI

18. ESRI KULLANICILAR KONFERANSI 18. ESRI KULLANICILAR KONFERANSI SEL VE TAŞKINA DUYARLI ALANLARIN CBS İLE BELİRLENMESİ: İSTANBUL AVRUPA YAKASI ÖRNEĞİ Arş.Grv. Mustafa YALÇIN Afyon Kocatepe Üniversitesi İÇERİK Sel ve Taşkın Duyarlılık

Detaylı

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

Arazi örtüsü değişiminin etkileri Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Rize İlinin Arazi Örtüsündeki Zamansal Değişimin (1976 ) Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi İle Belirlenmesi Yd Yrd. Doç. Dr. Sl

Detaylı

Tuzla Çayý Havzasýnda (Biga Yarýmadasý) CBS-Tabanlý RUSLE Modeli Kullanarak Arazi Degradasyonu Risk Deðerlendirmesi

Tuzla Çayý Havzasýnda (Biga Yarýmadasý) CBS-Tabanlý RUSLE Modeli Kullanarak Arazi Degradasyonu Risk Deðerlendirmesi Tuzla Çayý Havzasýnda (Biga Yarýmadasý) CBS-Tabanlý RUSLE Modeli Kullanarak Arazi Degradasyonu Risk Deðerlendirmesi Ekoloji 17, 65, 11-20 2007 Þermin TAÐIL Balýkesir Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,

Detaylı

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler On5yirmi5.com Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler Nelerdir? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 1/30/2019) Çevre sorunları, insanların yaşadıkları doğal ortamı

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri. Erozyon ve Toprak Korunması

Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri. Erozyon ve Toprak Korunması DERS 5 Su Erozyonu Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri Oluşumuna ve etkenlerine göre erozyon çeşitleri Erozyonun meydana gelmesine sebep olan aktif faktörler su ve rüzgar dır. Etki dereceleri

Detaylı

Ormanların havza bazında bütünleşik yaklaşımla çok amaçlı planlanması

Ormanların havza bazında bütünleşik yaklaşımla çok amaçlı planlanması Ormanların havza bazında bütünleşik yaklaşımla çok amaçlı planlanması Prof. Dr. Emin Zeki BAŞKENT Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi, TRABZON Sunuş 1.Ormanların havza bazında ekosistem tabanlı

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ

YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE İKİ ÖRNEK: KIRATLI ve BAHÇELİ KÖYLERİ İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü COĞRAFYA DERGİSİ Sayı 12, Sayfa 75-84, İstanbul, 2004 Basılı Nüsha ISSN No: 1302-7212 Elektronik Nüsha ISSN No: 1305-2128 YER DEĞİŞTİREN YERLEŞMELERE

Detaylı

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI COĞRAFİ KONUM Herhangi bir noktanın dünya üzerinde kapladığı alana coğrafi konum denir. Özel ve matematik konum diye ikiye ayrılır. Bir ülkenin coğrafi konumu, o ülkenin tabii, beşeri ve ekonomik özelliklerini

Detaylı

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 MARMARA BÖLGESi IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132 COĞRAFİ KONUMU Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI SEL NEDİR? Sel; Şiddetli yağışların ardından yan derelerden gelen ve fazla miktarda katı ve iri materyal içeren büyük su kitlesidir. Isparta-Senirkent,

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 BAYRAM MERAL 1 Genel Yetenek - Cihan URAL Yazar Bayram MERAL ISBN 978-605-9459-31-0 Yayın ve Dağıtım Dizgi Tasarım Kapak Tasarımı Yayın Sertifika No. Baskı

Detaylı

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 29, OCAK , S İSTANBUL ISSN: E-ISSN copyright 2014

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 29, OCAK , S İSTANBUL ISSN: E-ISSN copyright 2014 MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 29, OCAK - 2014, S. 195-219 İSTANBUL ISSN:1303-2429 E-ISSN 2147-7825 copyright 2014 http://www.marmaracografya.com COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ KULLANILARAK ORMAN YANGINLARININ

Detaylı

ÖZET: Dünyanın bir çok yerinde görülen en önemli çevre sorunlarından birisi de toprak erozyonudur.

ÖZET: Dünyanın bir çok yerinde görülen en önemli çevre sorunlarından birisi de toprak erozyonudur. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 İNEBOLU HAVZASI NIN ICONA MODELİ İLE TOPRAK EROZYON RİSK DEĞERLENDİRMESİ Orhan DENGİZ 1* Ali İMAMOĞLU 1 Fikret SAYGIN 1 Ceyhun GÖL 2 Semih EDİŞ 2 Ahmet

Detaylı

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ İ İ İ İ Ğ TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİ NEOTEKTONİK HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI TÜRKİYE VE ÇEVRESİ LEVHA HARİTASI-2 TÜRKİYE PALEOZOİK ARAZİLER HARİTASI TÜRKİYE

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet Çevre Sorunlarının Nedenleri Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet Başlıca çevre sorunları Hava kirliliği Su kirliliği Toprak kirliliği Gürültü kirliliği Katı atıkların oluşturdukları kirlilikler

Detaylı

Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Projesi

Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Projesi Karadeniz ve Ortadoğu Bölgesel Ani Taşkın Erken Uyarı Projesi Hayreddin BACANLI Araştırma Dairesi Başkanı 1/44 İçindekiler Karadeniz ve Ortadoğu Ani Taşkın Erken Uyarı Projesi. Gayesi. Model Genel Yapısı.

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir? 1. Bir çizimin harita özelliği taşıması için gerekli koşullar nelerdir? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir? 3. Haritalar günlük hayatımızda ne gibi kolaylıklar sağlamaktadır? 4. Haritalar hangi

Detaylı

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI Yer altı Suları; Türkiye, kumlu, çakıllı ve alüvyal sahalar ile başta karstik alanlar olmak üzere, geçirimli kayaçlara bağlı olarak yer altı suları bakımından

Detaylı

EROZYONUN KANTİTATİF OLARAK BELİRLENMESİ. Dr. Şenay ÖZDEN Prof.Dr. Nuri MUNSUZ

EROZYONUN KANTİTATİF OLARAK BELİRLENMESİ. Dr. Şenay ÖZDEN Prof.Dr. Nuri MUNSUZ EROZYONUN KANTİTATİF OLARAK BELİRLENMESİ Dr. Şenay ÖZDEN Prof.Dr. Nuri MUNSUZ Havza koruma projelerinde erozyonun azaltılması ile sediment problemlerinin ıslahı, temel amaçları oluşturmaktadır. Bunun için

Detaylı

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI TOPRAK MUHAFAZA VE HAVZA ISLAHI DAİRESİ BAŞKANLIĞI FAALİYETLERİ DR.HAVVA KAPTAN ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TOPRAK MUHAFAZA VE HAVZA

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA 12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA TOPRAK EROZYONU Toprakların bulunduğu yada oluştuğu yerden çeşitli doğa kuvvetlerinin (rüzgar, su, buz, yerçekimi) etkisi ile taşınmasıdır. Doğal koşullarda oluşan

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

Türkiye nin Yüzey Suyu Kaynakları (Nehirler, Göller, Barajlar) Usul (2008)

Türkiye nin Yüzey Suyu Kaynakları (Nehirler, Göller, Barajlar) Usul (2008) Türkiye nin Yüzey Suyu Kaynakları (Nehirler, Göller, Barajlar) Türkiye Su Havzaları geodata.ormansu.gov.tr Türkiye havzaları Yıllık ortalama akış Ortalama yıllık verim Yağış alanı Nehir Havzası Adı (km²)

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI 1/5 EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI Türkiye nin 7 coğrafi bölgesinden biri olan Ege Bölgesi, 85.000 km2 lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının %11 ini kaplar. (Harita:1) Ege Bölgesi, Anadolu nun

Detaylı

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den İKLİM TİPLERİ Dünya'nın hemen her bölgesinin kendine özgü bir iklimi bulunmaktadır. Ancak, benzer iklim kuşaklarına sahip alanlar büyük iklim kuşakları oluştururlar. Yüzlerce km 2 lik sahaları etkileyen

Detaylı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ Dr. ġevki DANACIOĞLU Dersin içeriği Havza ve havza yönetimi tanımı, tarihsel gelişimi ve coğrafya bilimiyle ilişkisi

Detaylı

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018 TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ Erkan GÜLER Haziran 2018 1 HARİTA Yeryüzündeki bir noktanın ya da tamamının çeşitli özelliklere göre bir ölçeğe ve amaca göre çizilerek, düzlem üzerine aktarılmasına harita

Detaylı

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK Toprak yüzüne gelmiş olan suyun, toprak içine girme olayına ve hareketine denir. Ölçü birimi mm-yağış tır. Doygunluk tabakası. Toprağın yüzündeki

Detaylı

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail.

Ö:1/5000 25/02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:0 533 641 14 59 MAİL:altinoluk_planlama@hotmail. ÇANAKKALE İli, AYVACIK İLÇESİ, KÜÇÜKKUYU BELDESİ,TEPE MAHALLESİ MEVKİİ I17-D-23-A PAFTA, 210 ADA-16 PARSELE AİT REVİZYON+İLAVE NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU Ö:1/5000 25/02/2015 Küçüksu Mah.Tekçam

Detaylı

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre Haritanın Tanımı Harita Okuma ve Yorumlama Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ HARİTA: Yer yüzeyinin tümünün ya da bir kısmının, doğal ve yapay özelliklerini bir projeksiyon sistemine göre ve belirli bir ölçekte

Detaylı

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR.

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR. COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER TRAKYADA YILDIZ DAĞLARI MASİFİ İÇ ANADOLUDA KIRŞEHİR MASİFİ DOĞU ANADOLUDA BİTLİS MASİFİ EGEDE SARUHAN MENTEŞE MASİFİ KASTAMONUDA DADAY-DEVREKANİ

Detaylı

İNEBOLU HAVZASI NIN ICONA MODELİ İLE TOPRAK EROZYON RİSK DEĞERLENDİRMESİ. *

İNEBOLU HAVZASI NIN ICONA MODELİ İLE TOPRAK EROZYON RİSK DEĞERLENDİRMESİ. * Anadolu Tarım Bilim. Derg., 2014,29(2):136-142 Anadolu J Agr Sci, 2014, 29(2):136-142 ISSN (Print) 1308-8750, ISSN (Online) 1308-8769 DOI: 10.7161/anajas.2014.29.2.136-142 URL: http://dx.doi.org/10.7161/anajas.2014.29.2.136-142

Detaylı

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics 1 Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics Average Altitude: 1132 meter 62.5% of the country has slope more than 15% 29% of the country is mid-high mountainous

Detaylı

KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER

KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER 392 4. Ünite KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER 1. Bölge Kavramı... 146 2. Bölge Sınırları... 148 Konu Değerlendirme Testi-1... 151 145 Bölge Kavramı 393 394 BÖLGE NEDİR? Yeryüzünde doğal, beşeri ve ekonomik

Detaylı

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar Harita Nedir? Yeryüzünün tamamının veya bir kısmının kuşbakışı görünüşünün belli bir ölçek dahilinde düzleme aktarılmasıyla oluşan çizimlere denir. Haritacılık bilimine kartografya denir. Bir çizimin harita

Detaylı

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS 18. Doğal ve beşerî unsurlar birbirleriyle karşılıklı etkileşim içindedir. 19. Arazide yön ve hedef bulma sporlarında pusula ve büyük ölçekli haritalar sporcuların en önemli yardımcılarıdır. Sporcular

Detaylı

ARSUZ ÇAYI HAVZASI NIN EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ *

ARSUZ ÇAYI HAVZASI NIN EROZYON DUYARLILIK ANALİZİ * The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number: http://dx.doi.org/10.9761/jasss1630 Volume 6 Issue 7, p. 321-344, July 2013 ARSUZ ÇAYI HAVZASI NIN EROZYON

Detaylı

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi TOPRAK Yer kabuğunu oluşturan çeşitli kaya ve minerallerin fiziksel ve kimyasal yoldan ayrışmasıyla meydana gelen, içinde son derece zengin flora, hayvan varlığı barındıran ve inorganik maddeler ile hava,

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. Türkiye de Tarım Türkiye'de Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları Topraklarımızdan faydalanma

Detaylı

EN UYGUN ARAZİ KULLANIM PLANLARININ CBS İLE İNCELENMESİ: SİVAS İLİ ÖRNEĞİ

EN UYGUN ARAZİ KULLANIM PLANLARININ CBS İLE İNCELENMESİ: SİVAS İLİ ÖRNEĞİ EN UYGUN ARAZİ KULLANIM PLANLARININ CBS İLE İNCELENMESİ: SİVAS İLİ ÖRNEĞİ İ. Saykılı a, A.C. Birdal a, T. Türk a * a Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Geomatik Mühendisliği Bölümü, 58140,

Detaylı

Toprak oluşumu ve toprak türleri

Toprak oluşumu ve toprak türleri On5yirmi5.com Toprak oluşumu ve toprak türleri Toprak oluşumu ve toprak türleri nelerdir? Yayın Tarihi : 13 Kasım 2012 Salı (oluşturma : 3/1/2017) -Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir.

Detaylı

EBER HAVZASINDA (AFYONKARAHİSAR) TOPRAK EROZYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Mehmet GÜLŞEN Yüksek Lisans Tezi Danışman: Doç. Dr. Tevfik ERKAL Haziran, 2014

EBER HAVZASINDA (AFYONKARAHİSAR) TOPRAK EROZYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Mehmet GÜLŞEN Yüksek Lisans Tezi Danışman: Doç. Dr. Tevfik ERKAL Haziran, 2014 EBER HAVZASINDA (AFYONKARAHİSAR) TOPRAK EROZYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Mehmet GÜLŞEN Yüksek Lisans Tezi Danışman: Doç. Dr. Tevfik ERKAL Haziran, 2014 Afyonkarahisar T.C. AFYONKOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler. Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler. Rüzgarların şekillendirici etkilerinin görüldüğü yerlerin

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008 MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK - 2008, S:172-184 İSTANBUL ISSN:1303-2429 Copyright 2008 http://www.marmaracografya.com YÜKSELDİKÇE BÖLGELERİMİZE GÖRE HER 100 M.DEKİ YAĞIŞ ARTIŞI ÜZERİNE BİR DENEME

Detaylı

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti DERS 1 Bölge Sınırlarını Tespiti İster fiziki ve ister beşeri konularda olsun, çalışma yapılacak alanların (havza, yöre, bölüm, bölge) sınırlarının saptanması gerekir. 1-Bir kıtayı ele alabiliriz. Kıtaların

Detaylı

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil Harita Okuma ve Yorumlama Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil Harita: Tanım HARİTA: Yer yüzeyinin tümünün ya da bir kısmının, doğal ve yapay özelliklerini bir projeksiyon sistemine göre ve belirli bir ölçekte

Detaylı