FARKLI AMBLĠYOPĠ TĠPLERĠNDE KLĠNĠK SEYĠR VE TEDAVĠYE CEVAP. Dr. ReĢat DUMAN GÖZ HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK TEZĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FARKLI AMBLĠYOPĠ TĠPLERĠNDE KLĠNĠK SEYĠR VE TEDAVĠYE CEVAP. Dr. ReĢat DUMAN GÖZ HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK TEZĠ"

Transkript

1 TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FARKLI AMBLĠYOPĠ TĠPLERĠNDE KLĠNĠK SEYĠR VE TEDAVĠYE CEVAP Dr. ReĢat DUMAN GÖZ HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK TEZĠ DANIġMAN Prof. Dr. Huban ATĠLLA ANKARA 2011 i

2 i

3 ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa KABUL VE ONAY... i ĠÇĠNDEKĠLER... ii SĠMGELER VE KISALTMALAR DĠZĠNĠ... iii ġekġller DĠZĠNĠ... iv TABLOLAR DĠZĠNĠ... v 1. GĠRĠġ GENEL BĠLGĠLER Ambliyopi tanımı Ambliyopi prevelansı Ambliyopide görsel sistem yapısı ve geliģimi Ambliyopi patofizyolojisi Ambliyopi etyolojisi Ambliyopi sınıflandırılması Ambliyopide risk faktörleri Ambliyopide klinik özelikler Ambliyopide tedavi GEREÇ ve YÖNTEM BULGULAR TARTIġMA ÖZET ĠNGĠLĠZCE ÖZET SONUÇLAR KAYNAKLAR ii

4 SĠMGELER VE KISALTMALAR DĠZĠNĠ EDGK fmrg GK HRT LGN M MEG OCT P PEDIG PET VEP : En iyi düzeltilmiģ görme keskinliği : Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme : Görme keskinliği : Heidelberg Retina Tomografi : Lateral Genikülat Nükleus : Magnoselüler : Magnetoencephalograpfi : Optik Koherens Tomografi : Parvoselüler : Pediatric Eye Disease Investigator Group : Pozitron Emisyon Tomografi : Visuel Evoked Potentials (görsel uyarılmıģ potansiyel) iii

5 ġekġller DĠZĠNĠ ġekil 1: Lateral genikulat nükleus... 3 ġekil 2: Lateral genikulat nükleus projeksiyonları... 4 ġekil 3: Vizuel korteks ve görme yolları... 5 ġekil 4: Anizometropik olgularda ambliyopi derecesi / sferik anizometropi korelasyonu ġekil 5: Anizometropik olgularda ambliyopi derecesi / silendirik anziometropi korelasyonu ġekil 6: ġaģılık derecesi / ambliyopi derecesi korelasyonu iv

6 TABLOLAR DĠZĠNĠ Tablo 1. Ambliyopi etyolojisi... 8 Tablo 2. Ambliyopiye neden olabilecek kırma kusuru değerleri Tablo 3. Hasta gruplarının demografik özellikleri Tablo 4. Grupların ortalama görme keskinlikleri Tablo 5. Gruplarda tedavi sonrası görme keskinliğinde artıģ olan olguların yüzdesi ve tedavi sonrası Snellen eģeline göre görme keskinliği 0.5 ve 0.8 üzeri olan olguların dağılımı Tablo 6. Grupların ambliyopi derecesine göre sınıflandırılması Tablo 7. Gruplarda hipermetrop / miyop olgu oranları Tablo 8. Anizometropik olguların anizometropi derecesine göre gruplandırılması Tablo 9. ġaģılığı olan olgularda uzakta ve yakında kayma dereceleri Tablo 10. ġaģılık tanısı olan olguların kayma tipine göre gruplandırılması Tablo 11. Uzak ve yakın Worth 4 Nokta Testi sonuçları Tablo 12: Titmus Testi sonuçları v

7 1. GĠRĠġ Ambliyopi, anatomik olarak herhangi bir patoloji olmaksızın tek veya iki gözde görmenin az olması olarak tanımlanabilir. Yunanca; amblyos (bulanık) ve ops (görüntü) kelimelerinden oluģmuģtur. Albrecht von Graefe, ambliyopiyi tanımlarken hasta çok az görür, hekim hiçbir Ģey görmez ifadesini kullanmıģtır (1). Ambliyopi, görme geliģiminin devam ettiği dönemde yani erken çocukluk döneminde geliģmektedir. Klinik olarak az görmenin yanı sıra görme sisteminin stereopsis gibi daha kompleks fonksiyonlarında da bozukluklara neden olmaktadır. Ambliyopi % 1-4 lük prevelansı ile toplumdaki görme kayıplarının önde gelen nedenlerinden biridir (1). von Noorden, ilk 45 yaģta görme kaybının en çok görülen nedenin ambliyopi olduğunu vurgulamıģtır (2). KiĢinin okul baģarısını, psikososyal geliģimini, ilerleyen dönemlerde ise meslek seçimini olumsuz yönde etkileyebilen ambliyopi, çocukluk çağının önlenebilir ve tedavi edilebilir önemli bir görme kaybı nedeni olmasından dolayı daha da önem kazanmaktadır. Ambliyopi etyolojisine göre sınıflandırmada en önde gelen nedenler olarak ĢaĢılık ve anizometropi kabul edilir. ÇalıĢmamızda ĢaĢılığa ve/veya anizometropiye bağlı geliģen ambliyopi tiplerinde, olguların özellikleri, klinik seyirlerinin ve tedaviye yanıtlarının incelenmesi amaçlanmıģtır. 1

8 2. GENEL BĠLGĠLER 2.1. AMBLĠYOPĠ TANIMI Ambliyopi; organik olarak herhangi bir patoloji olmaksızın görsel yoksunluk veya anormal binoküler etkileģim sonucunda oluģan, görsel geliģim döneminde tedavi ile düzelebilen tek veya iki taraflı görme keskinliğinde azalmayı ifade eder (3). Klinik uygulamada ise; tek gözde Snellen eģeli ile en iyi düzeltilmiģ görme keskinliği (GK ) 0.8 yada her iki göz GK arasında Snellen eģelinde 2 sıra fark olması olarak kabul edilmiģtir (4) AMBLĠYOPĠ PREVALANSI Genç eriģkinlerde ambliyopinin yol açtığı görme kayıpları, travma ve diğer oküler hastalıkların yol açtığı görme kayıplarının toplamından daha fazladır (5). Ulusal Göz Enstitüsünün Amerika BirleĢik Devletlerinde yaptığı araģtırmasında yaģları arasında monooküler görme kaybının en sık sebebi ambliyopi olarak bulunmuģtur (6). Ambliyopi prevelansı ile ilgili yapılan çalıģmalarda farklı yaģ gruplarında % 1 ile 5,4 arasında değiģen oranlar saptanmıģtır (7,8). Ülkemizde yapılan çalıģmalarda ise % 0,6 ile 3,5 arasında değiģen oranlar bildirilmiģtir (9-12) AMBLĠYOPĠDE GÖRSEL SĠSTEM YAPISI VE GELĠġĠMĠ Görme iki basamakta gerçekleģir. Ġlk basamakta ıģığın retinaya kadar gelmesi ve fotoreseptörlerce elektriksel uyarıya dönüģtürülmesi gerçekleģir. Ġkinci basamak ise elektriksel uyarının beyinde korteks kısmında yer alan görme merkezlerine iletilmesi iģlemidir. Optik sinir, görsel reflekslerle ilgili olarak pretektal alana, süperior kollikulusa ve görsel algı ile ilgili olarak talamusun spesifik çekirdeklerinden lateral genikulat nükleusa (LGN) projekte olur. 2

9 ġekil 1. Lateral genikulat nükleus LGN görme bilgisinin iģlenmesinde temel subkortikal tabakadır. Retinal ganglion hücreleri LGN ye belli bir sırayla projekte olur. Fovea ve yakınındaki retinal ganglion hücreleri, LGN ve görme korteksinde daha geniģ bir alana yayılır (Ģekil 1). Nörofizyolojik incelemelerde iki farklı görme yolunun bulunduğu, ganglion hücrelerindeki elektrofizyolojik uyarının bu iki yolla lateral genikülat nükleusa taģındığı tespit edilmiģtir. LGN de bu iki farklı görme yolunun hücreleri olan magnoselüler (M) ve parvoselüler (P) hücrelerinin nükleusları bulunur (Ģekil 2). P nöronları renklere, yüksek uzaysal frekansa, ince iki nokta ayrımına ve ince stereopsise duyarlıdır. Santral görme alanından ve foveadan görme uyarıları alır. M nöronları harekete, kaba binoküler ayrıma ve kaba stereopsise duyarlıdır. Parafoveal ve periferal retinayla iliģkilidir. 3

10 ġekil 2. Lateral genikulat nükleus projeksiyonları LGN MAGNOSELÜLER Y TİP GANGLİON HÜCRELERİ SİYAH BEYAZ LGN PARVOSELÜLER X TİP GANGLİON HÜCRELERİ RENKLİ LGN deki retinal girdileri alan postsinaptik nöronlar optik radyasyoyu oluģturarak primer görme korteksine (Broadman 17.alanı, striat (çizgili) kortekse,v1) projekte olur. Primer görme korteksi, kalkarin fissür alanında, her bir oksipital korteksin medial bölümünde oksipital kortekse doğru uzanır ve gözlerden gelen direk görme sinyallerinin en son noktasıdır. Makula oksipital kutbun yakınında sonlanır. Fovea görme keskinliğinde önemli oldugu için primer görme korteksinde perifere göre daha fazla yer kaplar. Retinanın üst bölümü yukarıda, alt bölümü de aģağıda temsil edilir (Ģekil 3). Striat kortekste M ve P hücrelerinin projekte olduğu bölgeler farklıdır, M hücrelerindeki uyarım parieto-oksipital bölgeye, P hücrelerindeki görsel uyarı ise temporo- oksipital kortekse ulaģır ve iki bölge arasında etkileģim mevcuttur. Sekonder görme alanları ise primer görme korteksinin lateral, anterior, superior ve inferiorunda uzanırlar. Sekonder sinyaller, görme anlamlarının analizi için görsel assosiasyon alanlarına ( V2 = Brodmann ın 18. Alanı, V3, V4) gönderilir. 4

11 ġekil 3. Vizuel korteks ve görme yolları Doğum sonrası 6-7 yaģına kadar görsel sistem; retina, LGN ve korteks geliģimine devam etmektedir (6, 13). Görsel deneyimler sonucu kortikal nöronların birtakım fonksiyonel özellikler kazanmasına nöral plastisite denir. Nöral plastisenin devam ettiği dönem, ambliyopinin geliģmesi için kritik dönem olarak adlandırılır (14-15). Görmenin en hızlı geliģtiği dönem ilk 6 aydır yani bu dönemde ambliyopi geliģme riski en fazladır (16 ). Kritik dönem tüm görsel sistem fonksiyonları için farklıdır; spektral sensitivite için 3-6 ay, uzaysal rezolüsyon için 2 yıla kadar, binoküler fonksiyonlar için daha uzun kritik periyodlardan söz edilebilir. Kritik periyod ise tedavi ile görmenin artabileceği dönemi belirler. Bu dönem çeģitli çalıģmalara göre 6-12 yaģına kadar sürmektedir (5). Epelbaum; ĢaĢılığı olan ambliyop hastalarda kritik periyodun üç yaģa kadar önemli olduğunu, 8-12 yaģa kadar devam ettiğini belirtmiģtir (15 ). EriĢkin yaģta sağlam gözlerini herhangi bir nedenle kaybeden ambliyop olgularda ambliyop gözde meydana gelen görme artıģı ile ilgili klinik deneyimler ve 7 yaģ sonrasında ambliyopi tedavisine cevap veren olguların varlığı; nöronal Ģekillenmenin, hızı azalmakla birlikte devam ettiği fikrini desteklemektedir (17-18). Kritik dönemin bir diğer önemi ise tedavi ile baģarı elde etmenin daha yüksek olduğu dönem olmasıdır. 5

12 2.4. AMBLĠYOPĠ PATOFĠZYOLOJĠSĠ Ambliyopinin patogenezi hala tam olarak aydınlatılamamıģtır. Ġlk öne sürülen hipotezde ambliyopinin retinal bir patoloji sonucu ortaya çıktığı düģünülmüģ ancak von Noorden ve arkadaģları yaptıkları çalıģmalarda retinanın anatomik olarak normal kaldığını göstermiģlerdir (19). Ayrıca son yıllarda retina ile ilgili diğer çalıģmalarda da ambliyop gözlerde retinal sinir lifi tabakasının, normal gözlerden daha ince olabileceği ileri sürülmüģ, ancak optik koherens tomografi (OCT) ile ölçülen retina sinir lifi kalınlıkları ve fovea kalınlıkları arasında anlamlı fark bulunmamıģtır (20). Kliniğimizde yapılan benzer bir çalıģmada; anizometropi, ĢaĢılık ve deprivasyon ambliyopisi tanısı alan olgularda, daha az gören ambliyop gözler ile diğer gözler arasında retina sinir lifi tabakası kalınlığı, santral makula kalınlığı ve aksiyel uzunluk yönünden anlamlı fark bulunmadığı ve az görmenin sinir lifi tabakasındaki anatomik değiģiklik ile açıklanamayacağı gösterilmiģtir (21). Ayrıca Heidelberg Retina Tomografi (HRT) cihazı kullanılarak yapılan optik disk ölçümlerinde ambliyop gözlerle normal gözler arasında optik disk ölçüm parametreleri açısından fark olmadığı bildirilmiģtir (22). Yapılan histolojik çalıģmalarda; anizometropik ve ĢaĢılık ambliyopisinde LGN da yer alan hücre boyutlarında küçülme olduğu gösterilmiģtir (23-24). Ayrıca yüksek rezolusyonlu fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fmrg) yöntemleriyle ambliyopide LGN de fonksiyonel bir bozukluk olduğu desteklenmiģtir (25-26) da Hubel ve Wiesel yaptıkları hayvan deneyleri ile yeni doğmuģ kedilerin göz kapakları dikilerek ambliyopi oluģturulduğunda, normal gözden gelen uyarılara normal kortikal cevap, kapalı gözden gelen uyarılara çok az cevap tespit ederlerken, LGN hücrelerinde aktivitede azalma ve atrofi tespit etmiģlerdir. Kortikal hücrelerde binokülarite fonksiyonun kazanılabilmesi için her iki gözden uyarı gelmesi gerektiğini bildirmiģlerdir (27). Ambliyopideki kortikal defekti incelemek için nörolojik görüntüleme yöntemlerinden fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme, pozitron emisyon tomografi (PET) ve magnetoencephalografi (MEG) kullanılmıģtır. Ambliyopik olgularda primer ve sekonder görme kortekslerinde aktivite azalması gösterilmiģtir 6

13 (28,29). Striat korteksde, suprese olan gözden gelen uyarıları alan kortikal hücrelerin azaldığı, LGN de oküler dominans kolonlarının değiģtiği bildirilmiģtir (27). Elektrofizyolojik yöntemlerle (Görsel uyarılmıģ potansiyel - VEP) ambliyopik gözlerde anormal vizuel korteks cevabı oluģtuğu gösterilmiģtir. Ambliyopide flaģ VEP te bir anomali saptanmazken, patern uyaranla genlik azalması ve latansda uzama Ģeklinde değiģimler kaydedilmiģtir (30). Sonuç olarak; ambliyopi geliģimi için en önemli risk faktörü immatür görme sistemi olarak değerlendirilebilir. Ambliyopi geliģimi için bütün risk faktörleri, yaģamın ilk yıllarında daha kolay ve kısa sürede görme kayıplarına yol açmaktadır. Ambliyopinin nedeni ne olursa olsun, geliģiminde iki faktörün rol oynadığı düģünülmektedir. 1- Foveada tam veya kısmi görsel uyarı yoksunluğu (deprivasyon ) 2- Anormal binoküler etkileģim ve yarıģma (supresyon-inhibisyon) 2.5. AMBLĠYOPĠ ETYOLOJĠSĠ Ambliyopiye yol açabilecek durumlar temelde tek taraflı ve çift taraflı ambliyopi oluģturmasına göre 2 ana baģlıkta incelenebilir. - Tek taraflı ambliyopi oluģturan faktörler; ĢaĢılık, anizometropi, pupil aralığını tam kapatan pitoz, uzun süreli tek taraflı blefarospazm, kornea opasiteleri, hifema, katarakt, vitreus bulanıklığı olarak sıralanabilir. Ayrıca uzun süreli kontrolsüz kapama ve uzun süreli tek taraflı atropinizasyon gibi iatrojenik nedenler de tek taraflı ambliyopiye neden olabilmektedir. - Ġki taraflı ambliyopi oluģturan faktörler ise; görsel deprivasyon, bilateral eģit yoğunlukta katarakt, bilateral düzeltilmemiģ yüksek hipermetropi (izoametropik ambliyopi) olarak kabul edilmektedir (tablo 1). 7

14 Tablo 1. Ambliyopi etyolojisi TEK TARAFLI ĠKĠ TARAFLI - Tropya - GeliĢimsel norolojik anomaliler Ezotropya Ekzotropya Hipertropya - Anizometropi - Bilateral düzeltilmemiģ yüksek kırma kusurları (izoametropik ambliyopi) - Supresyon - Bilateral supresyon yapan Göz kapağı patolojileri patolojiler Pupil aralığını tam kapatan pitoz Uzun süreli tek taraflı blefarospazm Kornea opasiteleri Hifema Lens patolojileri Vitreus bulanıklığı Ġatrojenik Uzun süreli tek taraflı atropinizasyon Uzun süreli kontrolsüz kapama 8

15 2.6. AMBLĠYOPĠ SINIFLANDIRMASI Ambliyopinin predispozan faktörlere göre sınıflandırılması Ģu Ģekildedir; 1- ġaģılık Ambliyopisi 2- Anizometropik Ambliyopi 3- Deprivasyon Ambliyopisi 4- Organik Ambliyopi 5- Ġdiyopatik Ambliyopi 6- Diğer ambliyopi tipleri Ambliyopi nedenleri içerisinde 1/3 olgunun ĢaĢılık ambliyopisi yine aynı sıklıkta 1/3 ünün anizometrop olgulardan oluģtuğu, geriye kalan 1/3 ünün ise anizometropi ile birlikte ĢaĢılık tanısı olan ambliyop olgulardan oluģtuğu bildirilmiģtir (31). Deprivasyon ambliyopisinin ise en az görülen ( %3 ) ambliyopi tipi olduğu vurgulanmıģtır (6-7) ġaġilik AMBLĠYOPĠSĠ ġaģılığı olan çocuklarda kayan gözde geliģen görme azlığıdır. Ambliyopi içe kayması olanlarda dıģa kayması olanlara göre daha sık saptanmıģtır (3). Bu durum muhtemelen fiksasyon tercihine bağlıdır. Ekzotropyası olan olgularda fiksasyon sıklıkla alternan ve intermitan olduğu için ambliyopi geliģmesi daha az sıklıkta oluģmaktadır. Ezotropyada yüksek oranda ambliyopi geliģimi, retinokortikal projeksiyonların nazotemporal asimetrisi ile iliģkilidir. Ezotropyada kayan gözün foveası, diğer gözün kuvvetli temporal yarısı ile ekzotropyada ise kayan gözün foveası, daha zayıf kontralateral nasal yarı ile rekabet halindedir (32). Vertikal kayma varlığında ise genellikle anormal baģ pozisyonu geliģtirilerek füzyon sağlandığı için daha az ambliyopi geliģmesi beklenir (2). Kayması olan gözden gelen uyarıların baskılanması ile ambliyopi oluģmaktadır. Görme geliģiminin devam ettiği süreçte her iki gözden gelen ve füzyonu mümkün olmayan faklı görüntüleri taģıyan nöronların yarıģarak, kortikal görme merkezlerinde fiksasyon yapan gözün dominant hale gelmesi ve fiksasyon yapmayan gözden gelen uyarıların kronik baskılanması (supresyonu) ile inhibe edilmesi sonucu ambliyopi geliģtiği kabul edilmektedir. Supresyon sonucu çocuklarda diplopi 9

16 geliģmesi beklenmez (33). ġaģılık ne kadar erken baģlamıģsa, ambliyopi derecesi o kadar fazladır. ġaģılık ile birlikte olan ambliyopilerde ekzantrik fiksasyon bulunabilir. Ambliyop göz ile bakıldığında retinanın fovea dıģındaki bir alanı fiksasyon için kullanılır. Küçük dereceli ekzantrik fiksasyonlar visuoskop, Haidinger fırçaları veya Maxwell spotu ile tespit edilebilir. Klinik olarak belirgin olan ekzantrik fiksasyonda, fiksasyon yapan göz kapatılarak ambliyopik göz fiksasyona zorlanırsa kornea reflesi santralde yer almaz. Ekzantrik fiksasyon derin ambliyopik gözlerde görülebilir. Her ĢaĢılıkta görülmemesinin ve kayma derecesi ile ekzantrik fiksasyon arasında iliģki olmasının nedeni tam olarak açıklığa kavuģmamıģtır (33) ANĠZOMETROPĠK AMBLĠYOPĠ Anizometropi; iki gözün kırma gücünün farklı olmasıdır ve ambliyopinin önemli nedenlerinden biridir. Anizometropik olgularda foveaya düģen görüntülerin boyut ve niteliklerindeki farklılıklarının sebep olduğu 2 göz arasında uyumsuzluk mevcuttur. Kırma kusuru fazla olan gözdeki kronik bulanıklık sonucu ambliyopi geliģir (3). Tek taraflı olarak refraksiyon kusurunun: hipermetropi için 1 D, astigmat için +/-2D, miyopi için 3D üzerinde olması, ambliyopi için risk oluģturmaktadır (tablo 2). Tablo 2. Ambliyopiye neden olabilecek kırma kusur değerleri Tek Taraflı Çift Taraflı Hipermetropi 1 4 Miyopi 3 5 Astigmatizma Anizometropi için genel olarak kabul edilen fark 1 D sferik veya silendirik kırma kusuru farklılığıdır. Ġki göz arasındaki kırıcılık farkı arttıkça ambliyopi riski de artmaktadır. Ambliyopi, anizohipermetropik gözlerde anizomiyopik gözlere oranla daha sık görülür (34). Miyopiye göre daha düģük düzeyde hipermetropik veya astigmatik fark ambliyopiye yol açabilir. Anizomyopide yakın görme daha az 10

17 etkilendiğinden ve çocuğun ilgi alanı daha fazla yakında olduğundan ambliyopi genellikle 3 D ve üzerindeki farklarda görülür (33). Akomodasyon iki göz arasında eģit ve eģ zamanlıdır yani gözler bağımsız akomodasyon yapamazlar. Bu nedenle daha hipermetropik olan gözde görme kronik olarak bulanık olacak ve ambliyopi geliģecektir. Ayrıca hipermetropide daha ametropik olan gözde hiçbir zaman net hayal oluģmadığı için ambliyopi geliģme riski daha yüksektir. Ġyi olan gözün foveasında net bir görüntü oluģtuğunda daha hipermetropik gözdeki hayali netleģtirmek için gerekli akomodasyon oluģmasını sağlayan bir uyaran yoktur. Anizometropi tedavisinde her iki gözde tam bir optik düzeltme yapılarak net retinal görüntü oluģturmak amaçlanır. Anizometropinin Ģiddetli olduğu durumlarda kırma kusuru düzeltildikten sonra her iki gözden kaynaklanan görüntüler arasında büyüklük farkı ortaya çıkar ve bu duruma "anizekoni" denir. Anizekoni de ambliyopiye neden olabilen bir faktördür (35). ġaģılık ambliyopisinde anormal binoküler etkileģim, anizometropik ambliyopide ise bulanıklık ön plandadır. Anizometropik ambliyopi, ĢaĢılık ambliyopisiyle birlikte bulunabilir ve ambliyopinin primer (anizometropiye bağlı) veya sekonder (ĢaĢılığa bağlı) yada ikisinin bir kombinasyonu olup olmadığını izah etmek güçtür DEPRĠVASYON AMBLĠYOPĠSĠ Hayatın erken döneminde bir veya her iki gözün normal görsel uyarıdan yoksun kalması sonucu geliģen görme keskinliğindeki geriye dönüģümsüz azalmadır. En ağır görme kaybı ile sonuçlanan, tedavisi de en zor olan bu ambliyopi tipi en az görülen alt gruptur. Tüm ambliyopik olguların yaklaģık %3' ünde neden olarak deprivasyon saptanmıģtır (6,7,34). Konjenital ve travmatik katarakt, korneal opasiteler, ptozis, göz kapağında pupili örten hemanjiom, vitreus hemorajsi gibi optik aksı kapatan nedenler ve kapama tedavisi gibi etyolojik faktörler deprivasyon ambliyopisine neden olabilir (3,7). Hubel ve Wiesel yaptıkları hayvan deneylerinde kortikal hücrelerde binokülarite fonksiyonun kazanılabilmesi için her iki gözden uyarı gelmesi gerektiğini bildirmiģlerdir (27). Ambliyopinin seviyesi optik aksı kapatan patoloji ortadan kaldırıldığında ve kırıcılık tashihi tam yapıldığında belirlenebilir. Deprivasyon ambliyopisinin 11

18 günümüzde en sık nedeni pupil aralığını kapatan 3 mm den büyük lens opasiteleridir. Retinoskopi yapılmasına imkan veren küçük polar kataraktlar hafif ve orta dereceli ambliyopiye neden olurlar veya görme geliģimini hiç etkilemezler. Monooküler deprivasyon ambliyopisi, her iki gözün deprivasyon ambliyopisine göre daha derindir. Ġki taraflı doğuģsal kataraktlarda 10. haftaya kadar beklenebilir, ancak iki göze yapılan ameliyatlar 1 haftadan daha fazla aralıkla yapılmamalıdır. Daha önce ikinci gözün ameliyatı bitene kadar her iki gözün kapatılması önerilirken artık bu uygulama yapılmamaktadır çünkü bu yaklaģım santral görme yollarının geliģimini olumsuz etkilemektedir (33). Deprivasyon ambliyopisine genellikle ĢaĢılık da eģlik eder. Ayrıca tedavisi mümkün olmayan duyusal deprivasyon nistagmusun ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır ORGANĠK AMBLĠYOPĠ Organik ambliyopi ile deprivasyon ambliyopisinin tam bir ayrımı mevcut değildir. Organik ambliyopi bir çeģit deprivasyon ambliyopisidir. Gözdeki (mikroftalmus, kolobomlar), görme yollarındaki (optik sinir hipoplazisi) patolojilere ve kortikal nedenlere bağlı patolojilerde görülebilen ambliyopi ile iliģkili görme kaybı olarak tariflenebilir. Bir baģka deyiģle patolojinin neden olduğu görme kaybı, kırma kusurunun düzeltilmesi ve ambliyopi tedavisinden sonra tam düzeltilemeyen kayıptır. Burada görmenin geri döndürülmesi zordur (7). Kushner optik sinir hipoplazisi ve optik sinir kısmi kolobomu olan hastaların da kapama tedavisine cevap verdiğini bildirmiģtir (36,37). Sonuç olarak bazı organik patolojilerin yalnız olmadığı ve iģlevsel görme kaybının da eģlik ettiği dikkate alınarak ambliyopi tedavisinin ihmal edilmemesi gereklidir ĠDĠYOPATĠK AMBLĠYOPĠ ġaģılık hikayesi, düzeltilmemiģ kırma kusurları bozuklukları veya görsel yoksunluk oluģturan bir neden tespit edilemeyen kiģilerde (ambliyopiye neden olabilecek etken yokluğunda) geliģen çok nadir görülen tek taraflı ambliyopidir ve tanı muhtemel patolojik nedenler ekarte edildikten sonra konabilir. (38). Bebeklik döneminde olan ve daha sonra düzelmiģ astigmatizma ve anizometropinin etken olabileceği ileri sürülmüģtür. Ambliyopinin diğer tiplerinde olduğu gibi görme 12

19 keskinliği, sağlam gözün kapatılmasıyla artmakta fakat tedavi kesildiğinde ambliyopi tekrar ortaya çıkabilmektedir DĠĞER AMBLĠYOPĠ TĠPLERĠ AMETROPĠK ( ĠZOAMETROPĠK ) AMBLĠYOPĠ Her iki gözde eģit dereceli yüksek refraksiyon kusurundan dolayı, her iki foveada net görüntü oluģamamasına bağlı, bilateral olarak görülen ambliyopidir. Her iki gözdeki refraksiyon kusurunun: hipermetropi için 4 D, astigmat için +/- 2,5 D, miyopi için 5D üzerinde olması, izoametropik ambliyopi için risk oluģturur. (Tablo 2) MERĠDYONEL AMBLĠYOPĠ DüzeltilmemiĢ yüksek astigmatizmaya bağlı olarak geliģmektedir. Tek ya da çift taraflı gözlenebilir. Genellikle 3 yaģından sonra ortaya çıkmaktadır. Kurala uygun astigmatizmada dikey meridyenin kırıcılığı daha fazla iken kurala aykırı astigmatizmada ise yatay meridyenin kırıcılığı daha fazla olmaktadır. Kurala aykırı astigmatizmalı olgularda ve oblik astigmatizmalı olgularda meridyonel ambliyopi geliģme riski daha fazla bulunmaktadır AMBLĠYOPĠ RĠSK FAKTÖRLERĠ Ambliyopide en önemli risk faktörü aile hikayesi (anne, baba veya kardeģlerde, ambliyopi veya ĢaĢılık olduğunda çocukta normal popülasyona göre 4-6 kat fazla) olarak değerlendirilebilir. Ayrıca prematüre, düģük doğum ağırlığı (<2500 gr, <1500 gr ), nörolojik anomaliler ve geliģimsel bozukluklar riski artıran diğer nedenlerdir (5) AMBLĠYOPĠDE KLĠNĠK ÖZELĠKLER Ambliyopi tanısı için kullanılan özgün bir bulgu ya da test yoktur. Görme keskinliği; organik olarak herhangi bir patoloji olmaksızın görsel yoksunluk veya anormal binoküler etkileģim sonucunda geliģen, uygun olgularda tedavi ile düzelebilen tek veya iki taraflı görme keskinliğinde azalmayı ifade eder (3). Klinik uygulamada kullanılan kriter ise; normal kabul edilen gözde Snellen eģeli 13

20 ile en iyi düzeltilmiģ görme keskinliği (GK ) 0.8 yada her iki göz GK arasında Snellen eģelinde 2 sıra fark olması olarak kabul edilmiģtir (4). KalabalıklaĢma (Crowding) Fenomeni; harflerin tek tek gösterilmesi durumunda elde edilen GK, tüm sıra olarak sorulmasına göre daha iyidir. Ambliyop gözün önüne, nötral dansite filtresi konulduğunda, görme keskinliği aynı kalır. Normal bir gözde veya organik patolojilerde ise nötral dansite filtresi görme keskinliğini düģürür. Nötral dansite filtre etkisi ile daha az ıģıklı ortamda ambliyopisi olan göz ile gören göz arasındaki görme farkının azalması özgün bir bulgudur. Ambliyopide esas etkilenen fonksiyon görme keskinliği olmakla birlikte bu olguların binoküler fonksiyonlarının da bozulduğu bilinmektedir. Ambliyopide ilk bozulan görsel fonksiyonlardan birinin stereopsis olduğu bu nedenle özellikle küçük çocukların görme sistemi patolojilerini erken dönemde ortaya çıkarmada stereopsis testlerinin tarama yöntemi olarak kullanılabileceği savunulmuģtur. Supresyon; her iki göz açık olduğunda retinalardan biri üzerine düģen görüntünün aktif kortikal inhibisyonu olup, ancak binoküler durumlarda meydana gelmektedir. ġaģılık ambliyopisinde olduğu gibi, anizometropik ambliyopide de foveanın aktif inhibisyonu vardır. Ambliyopide kontrast duyarlılık ölçümlerinde ĢaĢılığa bağlı ambliyopide yüksek frekanslarda değiģen ölçülerde defekt izlenirken, anizometropik ambliyopide tüm kontrast duyarlılık frekanslarında defekt saptanmıģtır (39-40). Derin ambliyopik gözlerde ekzantrik fiksasyon bulunabilir AMBLĠYOPĠDE TEDAVĠ Tedavide etyolojik faktörlerin ortadan kaldırılması, görsel uyaran kalitesinin yükseltilmesi ve her iki gözde net retina görüntüsünün sağlanması amaçlanır. Tedavinin erken yaģta baģlanması baģarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Öncelikle tüm hastalarda refraksiyon kusurunun tam olarak düzeltilmesi gerekir. EĢlik eden kırma kusurunu belirlemek için mutlaka siklopleji sonrası retinoskopi ve uygun düzeltme yapılmalıdır. Ambliyopi tanısı tam olarak konmadan önce gözlük verilerek 18. haftaya kadar refraktif adaptasyon ile görme artıģı 14

21 sağlanabilir (33). Tedavide her iki gözdeki görme keskinliğini tama çıkarmak amaçlanır. Tedavinin bu aģamasına yönelik farklı yaklaģımlar vardır. 1. Kapama tedavisi 2. Penalizasyon tedavisi 3. Sistemik ilaçlar 4. Cerrahi tedavi KAPAMA TEDAVĠSĠ Ambliyopi tedavisinde en çok uygulanan, en basit ama en etkili tedavi Ģeklidir. Daha iyi gören gözün kapatılması, ambliyopik gözün görmesini arttırmak için zorlanması tedavinin temelini oluģturur. Kapama yaparken yara bandı Ģeklinde tasarlanmıģ kapama bantları önerilmektedir. Bu banda karģı alerjik olanlarda ise gözlüğe takılan kapama bantları ya da film (Bangarter filtresi ) önerilmektedir. Kapama süresince kitap okumak, bilgisayar oyunları oynamak ve küçük Ģekillerin içini boyamak gibi yakın görme çalıģmalarının yapılması önerilmektedir. Literatürde ambliyopi tedavisinde kullanılan farklı kapama tedavi yöntemleri bildirilmiģtir. Yapılan bazı çalıģmalarda görme keskinliği artıģı ve toplam kapama miktarı arasındaki iliģki doğru orantılı olarak tespit edilmiģtir. Kapama tedavisi sırasında görme keskinliğinde meydana gelen artıģın %80 inin ilk 6 hafta içinde görüldüğü belirtilmiģtir (41). Pediatric Eye Disease Investigator Group (PEDIG) tarafından yapılan rasgele, ileriye dönük bir çalıģmada; ciddi ambliyopisi olan olgularda (0,05-0,2) uygulanan 6 saat/ gün kapama tedavisi ile tam gün (hastanın tüm uyanık olduğu saatler) kapama tedavilerinin karģılaģtırılmıģ. Dört aylık tedavi süresi sonrasında görme keskinlikleri değiģimi açısından anlamlı fark tespit edilmemiģtir (42). Bu durum ambliyopi iyileģmesinde optimal bir sürecin olduğu ve bunun oküler-kortikal yollardaki biyokimyasal aktivite ile açıklanabileceği ve daha kısa süreli kapamanın, bazı çocuklarda maksimum iyileģme için yeterli olabileceği Ģeklinde yorumlanmıģtır (43,44). 15

22 Yine PEDIG tarafından yapılan çalıģmada orta derece ambliyopisi olan ( ) yedi yaģ ve altında uygulanan 2 saat / gün kapama ve 6 saat/ gün kapama tedavisi ile elde edilen tedavi sonrası görme keskinlikleri değiģimi benzer bulunmuģtur (45). Ambliyopide kapama tedavisi etkinliğini ve tedavi sonuçlarını etkileyen klinik risk faktörlerini araģtıran bir çalıģmada; farklı ambliyopisi olan olgularda (ĢaĢılık, ĢaĢılık-anizometropik ve anizometropik ambliyopili hastalarda) ve farklı sürelerdeki (tüm gün yada günün bir kısmında) kapama tedavisi sonrası, son görme keskinlikleri sonuçları karģılaģtırılmıģ, istatistiksel olarak anlamlı tek faktörün baģlangıç düzeltilmiģ görme keskinliği olduğu belirtilmiģtir (46). Klinikte kullanılan baģlıca üç tip kapama tedavisi vardır: A- Tam gün kapama B- Kısa süreli kapama C- Kısmi kapama A- Tam gün kapama: Hasta tarafından uygulanabilirliği daha azdır, bebeklerde ve küçük çocuklarda iatrojenik deprivasyon ambliyopisi geliģebilir. Ağır ambliyopi olgularında veya füzyon potansiyeli olmayan olgularda uygulanmalıdır. B- Kısa süreli kapama: Özellikle binoküler görmesi olan çocuklarda tam gün kapama yerine daha kısa süreli kapama tedavisi ile binoküler görmeye olanak sağlanmalıdır. Tedavi sonrasında görme keskinliği artıģında gerileme saptanan olgularda tekrar görme keskinliğini arttırmak için kısa süreli kapama tedavisi yapılabilir. C- Kısmi kapama: Ġyi gören gözde görmeye kısmen izin veren fakat görme keskinliğini önemli ölçüde azaltan bir yöntemdir. Sağlam gözün görme keskinliğini düģürmek için optik dansite filtreleri, tırnak cilası, kontakt lens vb. kullanılabilir. Kapama tedavisi ile baģarılı sonuç elde edildiğinde idame tedavisi olarak uygulanabilir. Ġatrojenik deprivasyon ambliyopisi geliģme riski göz ardı edilmememelidir. Görme keskinliği her iki gözde eģitlenene dek veya kayma ile birlikte olan olgularda alternan fiksasyon yapana dek devam edilmelidir. Güvenilir ve etkin kapama tedavisinin nasıl yapılması gerektiği konusunda halen fikir birliği yoktur. 16

23 Tedavi protokolünü belirlerken çocuğun yaģı, sosyal yaģantısı, ambliyopinin derinliği, ailenin ve çocuğun uyum derecesi dikkate alınmalıdır PENALĠZASYON TEDAVĠSĠ Penalizasyonun kelime anlamı cezalandırmaktır. Ġlk kez Vort tarafından ambliyopi tedavisinde kullanılmıģtır, sağlam göze atropin damlatarak ambliyop gözün görme keskinliğinin arttığını ifade etmiģtir. Ambliyopik gözün güçlü fiksasyonu için sağlam gözün ilaçla (sikloplejik ajanlarla) bulanıklaģtırılması temeline dayanır. Ambliyopi tedavisinde kapama tedavisine uyumsuzluk gösteren olgularda kullanılabilecek bir tedavi Ģeklidir. PEDIG tarafından yapılan çalıģmada 3-7 yaģ arası orta derece ambliyopisi ( ) olan olgularda % 1 lik atropin 1 damla / gün dozunda 4 ay süre ile sağlam göze uygulanmıģ ve 6 saat/gün kapama tedavisi ile karģılaģtırıldığında; sonuç görme keskinliği açısından fark bulunmazken, kapama ile görme keskinliği artıģının daha hızlı olduğu ancak hasta uyumunun atropin penelizasyonunda daha iyi olduğu gösterilmiģtir (47). PEDIG tarafından yapılan baģka bir çalıģmada ciddi ambliyopisi olan olgularda ( 0,05-0,2) günlük atropin kullanımı ile haftada 2 kez atropin kullanımı karģılaģtırılmıģ ve görme keskinliğindeki artıģ her iki grupta ortalama 2-3 sıra olarak bulunmuģtur. AraĢtırmacılar tarafından hafta sonu atropin kullanımının günlük atropin kullanımı ile eģdeğer etkide olduğu vurgulanmıģtır ( 48 ). Penalizasyon hafif-orta dereceli ambliyop olgularda tercih edilmeli ve takiplerde hastanın ambliyop gözle fiksasyon yaptığından emin olunmalıdır (33). Penalizasyon tedavisinde ilaca karģı alerji geliģme riski, intoksikasyon gibi ciddi ilaç yan etkileri açısından dikkatli olunması gerekmektedir SĠSTEMĠK ĠLAÇLAR Sistemik olarak kullanılan Levodopa ambliyopik gözde dopamineıjik fonksiyon üzerinden etkileyerek, özelikle görme geliģimini tamamlayamamıģ daha ileri yaģtaki olgularda ya da kapama yapamayacak kadar görmesi düģük olan olgularda görme keskinliğini bir miktar arttırarak kapamaya uyumu arttırmak için kullanılabilir. 17

24 Leguire ve arkadaģlarının yaptıkları çalıģmalarda, ambliyopi tedavisinde karbidopa veya levodopa kullanılmasının, fiksasyon skotomlarında belirgin bir azalma meydana getirdiği saptanmıģtır. Ancak bu tedavinin görme keskinliği üzerine olan uzun dönem sonuçları tartıģmalıdır (49,50) Ancak kullanım süresinin ve dozunun tam belirlenmemiģ olması ve muhtemel yan etkileri sebebiyle kullanımı sınırlıdır. CDP-Cholin, Citicoline ve tiroid hormonları sistemik kullanım için önerilmiģ ancak etkisi tam olarak gösterilememiģ, yan etkilerinden endiģe duyulan ajanlardır. Beta blokorlerin norepinefrin sistemini aktive ederek nöral plastisiteyi arttırdıkları da ileri sürülmüģtür (50) CERRAHĠ TEDAVĠ Katarakt, korneal opasite veya pitozis gibi altta yatan patolojilere yönelik cerrahi tedavi en kısa sürede uygulanmalıdır. ġaģılığı olan olgularda kaymanın düzeltilmesi tedavide etkilidir ancak cerrahi baģarının artması için cerrahi öncesi kapama tedavisi ile görme keskinliği arttırılmaya çalıģılmalıdır (33). Refraktif cerrahi giriģimler özellikle tedavinin baģarısız olduğu yada yüksek kırma kusuru farkı nedeniyle düzeltmenin yeterli düzeyde yapılamadığı tek taraflı yüksek miyopi ( 6 PD ) veya hipermetropi ( 3-6 PD ) olgularında 9-10 yaģında refraktif cerrahi ( PRK, LASIK, LASEK ) planlanabilir (51-53). 18

25 3. GEREÇ-YÖNTEM Ocak Eylül 2010 tarihleri arasında, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Oftalmoloji ve ġaģılık Birimi nde ambliyopi tanısı alan hastaların dosyaları geriye dönük dosya tarama yöntemi ile değerlendirildi. Ambliyopi tanısıyla takip edilen toplam 150 olgu çalıģma kapsamına alındı. Ambliyopi kriteri olarak, en iyi düzeltilmiģ görme keskinliğinin Snellen eģeli ile 0.8 veya daha düģük olması ve her iki göz görme keskinlikleri arasında Snellen eģelinde en az 2 sırası fark olması kabul edildi. Hastalar ambliyopi nedenlerine göre gruplandırıldı ve çalıģmaya 50 anizometropik ambliyopi, 50 ĢaĢılık ambliyopisi, 50 hem anizometropik hem de ĢaĢılık ambliyopisi tanısı olan toplam 150 hasta dahil edildi. ÇalıĢmamıza dahil edilen olguların tümünde detaylı oftalmolojik muayene bulguları kaydedildi. En iyi düzeltilmiģ görme keskinliği (EDGK) ve bu değerlerin logmar karģılıkları belirlendi. Olguların tümünde; tedavi öncesi ve sonrasındaki alternan kapama ile prizma örtme testi ile ĢaĢılık tespiti ve derecesi, göz hareketleri, Worth 4 Nokta testi ve Titmus testi ile binoküler fonksiyonların düzeyi, ön segment ve fundus muayenesi bulguları dosyadan kaydedildi. Kırma kusuru; % l' lik siklopentolat damla ile siklopleji sağlandıktan 45 dakika sonra yapılan retinoskopi ile belirlendi. ÇalıĢmamıza dahil edilen 150 olgunun her biri için, bütün muayene sonuçları 6 aylık aralarla kaydedildi. Ayrıca, hastalarımıza verilen gözlük ile kısmi kapama tedavisinde kapamanın uygulanıp uygulanmadığı aile anamnezine dayanarak değerlendirildi. Daha önce göz ameliyatı geçiren, ön ve/veya arka segment muayene bulgularında refraksiyon kusuru dıģında oküler patolojisi olan, görme keskinliğini azaltan herhangi bir organik göz patolojisi olanlar ve 5 yaģından küçük olgular çalıģma dıģı bırakıldı. ÇalıĢma kapsamına alınan olguların hiçbirisinde sistemik patoloji mevcut değildi. Olguların görme keskinlikleri logaritmik değerlerine çevrilerek sağ ve sol göz için ayrı ayrı kaydedildi. Ġki göz arasındaki sferik ve/veya silindirik farkın 1 D ve üzerinde olması anizometropi olarak değerlendirildi. Anizometropinin sferik ve/veya silindirik kökeni belirlendi. Hastalarımızda bulunan anizometropi derecesi, iki göz 19

26 arasındaki en yüksek mutlak sferik ve / veya silindirik değer olarak hesaplandı. ġaģılık ambliyopisi grubuna, ĢaĢılığı olan ancak anizometropisi olmayan, yani her iki göz arasındaki sferik / silindirik eģdeğer farkı 1.00 diyoptrinin altında bulunan olgular dahil edildi. Anizometropik ambliyopi grubuna ise kayması olan olgular dahil edilmedi. Anizometropi derecesine göre olgular gruplandırıldı. Her 1 D lik farka göre 4 gruba ayrıldı. Anizometropik ambliyopisi olan grup, hipermetropik ve miyopik olarak, ĢaĢılık ambliyopisi olan grup ise ezotropik ve ekzotropik olmak üzere ayrı ayrı değerlendirildi. Ġki göz arasındaki logaritmik görme keskinliği farkı ambliyopi derecesi olarak değerlendirildi. Olgular ambliyopi derecesine göre gruplandırıldı. Hafif ambliyopi grubunda ambliyopi derecesi 0.4'ten daha az olgular, orta dereceli ambliyopi grubunda ambliyopi derecesi arasında olanlar ve ağır ambliyopi grubunda ise 0.8 den daha yüksek ambliyopi derecesi olan olgular olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Stereopsis muayenesi için Titmus testi sonuçları kullanıldı. Hastaların tashihli ölçümleri üzerinden, sineğin kanadının kabarık olduğunu algılayan ve tutan kiģinin stereokeskinliği 3000 sn/ark, halkalar sırası 800 sn/ark ile 40 sn/ark, hayvanlar sırası ile 400, 200, 100 sn/arc olarak ölçülerek kaydedildi. Olgular füzyon açısından değerlendirilirken Worth 4 Nokta testi kullanıldı. Hastalar uzak ve yakında füzyon ve supresyon sonuçlarına göre değerlendirildi. ÇalıĢmamızdaki hastalara uygulanan tedavi, refraksiyon kusurunu düzeltmeye yönelik gözlük uygulaması ve sağlam göze yaģa göre uygulanan kapama (yaģ ile eģdeğer saatte günlük kapama) tedavisiydi. Olgularımıza verilen gözlük tedavisi ile kısmi kapama tedavisinde kapamanın uygulanıp uygulanmadığı aile anamnezine dayanarak değerlendirildi. ġaģılığı olan olgularda ise binoküler görüģün sağlanması amacıyla gerekli olgularda cerrahi tedavi uygulandı. Ortalama takip süresi 22 ay (12-36 ay) idi. Takip dönemi sonunda; hastaların tedaviye uyumları, görme keskinliği ve binoküler fonksiyonlardaki değiģiklikler gruplar arasında ve gruplar içerisinde karģılaģtırıldı. Aynı grup içerisinde, tedavi öncesi ve sonrası sonuçlar karģılaģtırıldı. 20

27 3.1. ĠSTATĠSTĠKSEL ANALĠZ ÇalıĢmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical Package for Social Sciences ) for Windows 13.0 programı kullanıldı. ÇalıĢma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerin (ortalama, standart sapma) yanı sıra niceliksel verilerin karģılaģtırmasında gruplar arası farkın araģtırılmasında tek yönlü varyans analizi veya pearson ki-kare testi kullanıldı. Sonuçlar % 95 lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. 21

28 4. BULGULAR YetmiĢ beģ erkek (% 50), 75 kadın (% 50) toplam 150 olgu çalıģmamıza dahil edildi. Tüm olgularımızın (n=150) yaģ ortalaması 7,98 ± 2.71 (5-13) yıl idi. Olgular ambliyopi etyolojisine göre 3 gruba ayrıldı. 1.grup (n=50), anizometropik ambliyopi, 26 erkek, 24 kız, 2.grup (n=50), ĢaĢılık ambliyopisi, 26 erkek, 24 kız, 3.grup (n=50), anizometropi + ĢaĢılık, 23 erkek, 27 kız. Gruplar erkek / kız oranı yönünden karģılaģtırıldığında benzer bulunmuģtur. (tablo1) ( Pearson Chi-Square Test p: 0,787 ) YaĢ ortalama değerleri anizometropik ambliyopisi olan grupta 8,5 yıl (5-14), ĢaĢılık ambliyopisi olan grupta 8 yıl (5-13) iken, hem anizometropisi hem de ĢaĢılık tanısı olan grupta ise 7 yıl (5-13) idi. (tablo 1). YaĢ ortalamaları açısından karģılaģtırıldığında 3 grup benzer olarak bulunmuģtur. (Kruskal Wallis Test p: 0,266 ) Tablo 3. Hasta gruplarının demografik özellikleri Anizometropik Ambliyopi n=50 ġaģılık Ambliyopisi n=50 ġaģılık + Anizometropik Ambliyopi n=50 E K E K E K Cinsiyet (% 52) (% 48) (%52) (% 48) (% 46) (% 54) YaĢ Ortalaması 8,5 y ( 5-14) 8 y (5-13) 7 y (5-13) Olguların tedavi öncesi ve tedavi sonrası görme keskinlikleri karģılaģtırıldığında; anizometropisi olan grupta tedavi öncesi ambliyop gözlerin ortalama görme keskinliği değeri logmar 0,5 iken, tedavi sonrasında artarak 0,3 olduğu tespit edildi. Tedavi ile 29 olguda görme keskinliğinde artıģ saptanırken, 21 olguda görme keskinlikleri değiģmediği tespit edildi. 22

29 ġaģılığı olan grupta; tedavi öncesi ambliyop gözlerin ortalama görme keskinliği değeri logmar 0,4 iken, tedavi sonrasında artarak 0,3 olduğu tespit edildi. Tedavi ile 22 olguda görme keskinliğinde artıģ saptanırken, 28 olguda görme keskinlikleri değiģmediği tespit edildi. Hem anizometropisi hem ĢaĢılığı olan grupta; tedavi öncesi ambliyop gözlerin ortalama görme keskinliği değeri logmar 0,5 iken, tedavi sonrasında artarak 0,35 olduğu tespit edildi. Tedavi ile 25 olguda görme keskinliğinde artıģ saptanırken, 24 olguda görme keskinlikleri değiģmediği, sadece 1 olguda tedaviye rağmen görme keskinliğinde azalma olduğu tespit edildi. Görme keskinliğinde azalma olan olgunun en son kontrolündeki görme keskinliğindeki azalmayı; hastanın önceki kontrollerinde sağlam gözü ile kaçak yapmıģ olmasına bağlamaktayız. (tablo 4) Tablo 4. Grupların ortalama görme keskinlikleri (logmar) TEDAVĠ ÖNCESĠ Anizometropik ġaģılık ġaģılık+ anizometropik Ambliyopi Ambliyopisi Ambliyopi Sağlam göz Ambliyop göz 0,5 0,4 0,5 TEDAVĠ SONRASI Ambliyop göz 0,3 0,3 0,35 Gruplar karģılaģtırıldığında ambliyop gözlerde tedavi öncesi ve tedavi sonrası görme keskinlikleri istatistiksel olarak benzer bulunmuģtur. (Kruskal Wallis Test p: 0,318 ) Görme keskinliğinde değiģme olmayan olguların büyük kısmı kapama tedavisine uyumsuz olgulardan oluģmaktaydı. Olgularımıza verilen gözlük tedavisi ile kısmi kapama tedavisinde kapamanın uygulanıp uygulanmadığı aile anamnezine dayanarak değerlendirildi. Aile hikayesine göre anizometropik ambliyopi grubunda % 36, ĢaĢılık ambliyopisi grubunda % 40, anizometropi ve ĢaĢılık grubunda ise % 40 olgunun önerilen kapama tedavisine uyumsuz olduğu görüldü. Tedaviye uyum açısından karģılaģtırıldığında 3 grup arasında anlamlı fark tespit edilmemiģtir. ( Mann Whitney Test p: 0,52) 23

30 Tedavi öncesi görme keskinliklerine göre, tedavi sonrası Snellen eģeline ile görme keskinliğinde artıģ olan olgular karģılaģtırıldığında; anizometropik olguların % 58 inde, ĢaĢılık ambliyopisi olgularının %44 ünde, ĢaĢılık ve anizometropi tanısı olan olguların ise %48 inde görme keskinliğinde artıģ tespit edilmiģtir. (tablo 5) (Chi- Square Tests p=0.353) Tedavi sonrası, anizometropik olguların % 52 sinde, ĢaĢılık ambliyopisi olgularının %54 ünde, ĢaĢılık ve anizometropi tanısı olan olguların ise %48 inde; Snellen eģeline göre 0.5 ve üzeri görme keskinliği tespit edilmiģtir. (Chi-Square Tests p=0.353) Tedavi sonrası Snellen eģeline göre görme keskinliği 0.8 ( ambliyopi kriteri) ve üzeri olan olgular karģılaģtırıldığında ise; anizometropik olguların % 32 sinde, ĢaĢılık ambliyopisi olgularının %32 sinde, hem ĢaĢılık hem anizometropi tanısı olan olguların ise %28 inde 0.8 üzeri görme kekskinliği tespit edilmiģtir. (tablo 5) (Chi-Square Tests p=0.83) Tablo 5. Gruplarda tedavi sonrası görme keskinliğnde artıģ olan olguların yüzdesi ve gruplarda tedavi sonrası Snellen eģeline göre görme keskinliği 0.5 ve 0.8 üzeri olan olguların dağılımı Tedavi öncesine göre GK de artıģ olan olgu yüzdesi Tedavi sonrasında GK 0.5 olan olgu yüzdesi Tedavi sonrasında GK 0.8 olan olgu yüzdesi Anizometropik Ambliyopi ġaģılık Ambliyopisi ġaģılık + Anizometropi Ambliyopisi p % 58 % 44 % % 52 % 54 % % 32 % 32 %

31 Olgular ambliyopi derecesine göre gruplandırıldığında ambliyopi derecesi 0.4' ten daha az olanlar hafif ambliyopi, ambliyopi derecesi arasında olanlar orta dereceli ambliyopi ve 0.8 den daha yüksek olanlar ağır ambliyopi olarak gruplara ayrıldı ve tüm olguların ambliyopi derecesine göre sınıflandırılması tablo 6 de sunulmuģtur. Tedavi öncesi ve tedavi sonrasında üç gruptaki olgularının büyük kısmının hafif ambliyopi grubunda ( ambliyopi derecesi 0-0,4 ) yer aldığı görüldü. Tablo 6. Grupların ambliyopi derecesine göre sınıflandırılması TEDAVĠ ÖNCESĠ Ambliyopi Derecesi Anizometropik Ambliyopi ġaģılık Ambliyopisi ġaģılık + Anizometropik Ambliyopisi 0,8 üzeri fark (Ağır) 0,4-0,8 fark (Orta) 0-0,4 fark (Hafif) TOPLAM TEDAVĠ SONRASI Ambliyopi Derecesi Anizometropik Ambliyopi ġaģılık Ambliyopisi ġaģılık + Anizometropik Ambliyopi 0,8 üzeri fark (Ağır) 0,4-0,8 fark (Orta) 0-0,4 fark (Hafif) TOPLAM

32 Refraksiyon değerlerine göre sınıflandırıldığında 140 olguda hipermetropik, 10 olguda miyopik kırma kusuru olduğu belirlenmiģtir (tablo 7). Ancak miyopik olgu sayısı az olduğu için istatistiksel olarak karģılaģtırma yapılamamıģtır. Tablo 7. Gruplarda hipermetrop / miyop olgu oranları Hipermetropi Miyopi Anizometropik ambliyopi 47 3 ġaģılık ambliyopisi 46 4 Anizometropik + ĢaĢılık ambliyopisi 47 3 Anizometropik ambliyopisi olan grupta 50 olgu ve hem anizometropisi hem de ĢaĢılık tanısı olan grupta ise 50 olgu olmak üzere toplam 100 anizometropik olgu anizometropi derecesine göre sınıflandırıldı. (Tablo 8) Anizometropik ambliyop olan grupta 10 olguda silendirik anizometropi mevcutken 40 olguda sferik anizometropi mevcuttu. Hem anizometropi hemde ĢaĢılık tanısı olan grupta ise 37 olgunun sferik anizometropi tanısı mevcutken, 13 olgunun ise silendirik anizometropi tanısı bulunmaktaydı. (Tablo 8) Tablo 8. Anizometropik olgular anizometropi derecesine göre gruplandırılması Anizometropi Anizometropik ambliyopi Anizometropi + ġaģılık ambliyopisi derecesi Sferik n:40 Silendirik n:10 Sferik n:37 Silendirik n: D lik fark D lik fark D lik fark D üzeri fark

33 AMBLĠYOPĠ DERECESĠ Anizometropisi olan olgularda; anizometropi derecesi ile ambliyopi derecesi arasındaki iliģki incelendiğinde; ĢaĢılığı olan ve olmayan anizometrop olgularda anizometropi derecesi ile ambliyopi derecesi korele bulunmuģtur. (Anizometrop olgularda p:0,05) (Pearson Korelasyon Katsayısı: 0,393) (ġaģılık + anizometrop olgularda ise p:0,02) ( Pearson Korelasyon Katsayısı: 0,426) Anizometropisi olan olgularda sferik retinoskopik değerler açısından anizometropi derecesi ile ambliyopi derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı olan pozitif korelasyon bulunmuģtur. ( p: 0,00 Pearson Korelasyon Katsayısı: 0,392) (ġekil 4) Anizometropisi olan olgularda silendirik retinoskopik değerler açısından anizometropi derecesi ile ambliyopi derecesi arasında pozitif korelasyon bulunmuģtur ancak bu durum istatistiksel açıdan anlamlı değildi. ( p: 0,775) ( Pearson Korelasyon Katsayısı: 0,024) (ġekil 5) ġekil 4. Anizometropik olgularda ambliyopi derecesi / sferik anizometropi korelasyonu logmar farkı RETİNOSKOPİ SFERİK FARK Dioptri 27

34 AMBLĠYOPĠ DERECESĠ AMBLĠYOPĠ DERECESĠ ġekil 5. Anizometropik olgularda ambliyopi derecesi / silendirik anizometropi korelasyonu logmar farkı RETİNOSKOPİ SİLENDİRİK FARK Dioptri ġaģılığı olan olgularda ĢaĢılık derecesi ile ambliyopi derecesi arasında pozitif korelasyon bulunmuģtur ancak bu durum istatistiksel açıdan anlamlı değildi. ( p: 0,225) ( Pearson Korelasyon Katsayısı: 0,124) (ġekil 6) ġekil 6. ġaģılık derecesi / ambliyopi derecesi korelasyonu ŞAŞILIK DERECESİ PD 28

35 ġaģılık ambliyopisi olan grupta 50 olgu ve hem anizometropisi hem de ĢaĢılık tanısı olan grupta ise 50 olgu olmak üzere toplam 100 ĢaĢılık olgusu kayma derecelerine göre karģılaģtırıldı. ġaģılığı olan olgularda, tedavi öncesi ve tedavi sonrası uzak ve yakında ölçülen ortalama kayma değerleri tablo 9 de gösterilmiģtir. Tedavi öncesinde uzak/yakın kayma miktarları yönünden karģılaģtırıldığında ĢaĢılığı olan grupta belirlenen kayma miktarı, hem ĢaĢılığı hem anizometropisi olan gruba göre anlamlı olarak daha fazla tespit edilmiģtir. ( Mann Whitney Test p: 0,009 / p: 0,005). Ancak 2 grup tedavi sonrası uzak / yakın kayma miktarları yönünden karģılaģtırıldığında ise benzer bulunmuģtur. ( Mann Whitney Test p: 0,542 / p: 0,925) ġaģılık tanısı olan olgular kaymanın tipine göre sınıflandırıldığında 80 olguda ezotropya tanısı mevcutken, 20 olguda ekzotropya tanısı olduğu belirlenmiģtir. Ambliyopi tanısı olan ĢaĢılık olgularında ezotropya tanısı ekzotropya tanısına kıyasla anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. (Mann Whitney Test p: 0,02) (Tablo 10) Tablo 9. ġaģılığı olan olgularda uzakta ve yakında kayma dereceleri ġaģılık Ambliyopisi ġaģılık+ Anizometropik ambliyopi TEDAVĠ ÖNCESĠ Uzakta kayma derecesi 20 PD 16 PD Yakında kayma derecesi 25 PD 18 PD TEDAVĠ SONRASI Uzakta kayma derecesi 7 PD 8 PD Yakında kayma derecesi 10 PD 10 PD 29

36 Tablo 10. ġaģılık tanısı olan olguların kayma tipine göre gruplandırılması Ezotropya Ekzotropya ġaģılık ambliyopisi 44 6 Anizometropik + ĢaĢılık ambliyopisi Toplam Worth 4 Nokta testi ile binoküler görme fonksiyonları değerlendirildiğinde; anizometropik ambliyopi grubunda 38 olguda füzyon, 12 olguda supresyon cevabı alındı. ġaģılık ambliyopisi olan grupta ise Worth 4 Nokta testi ile 23 olguda füzyon, 27 olguda supresyon cevabı elde edildi. Hem anizometropik hem de ĢaĢılık ambliyopisi tanısı olan grupta ise Worth 4 Nokta testi ile 22 olguda pozitif füzyon, 28 olguda supresyon cevabı alındı (tablo 11). Tedavi öncesinde ve tedavi sonrasındaki füzyon cevabı oranları karģılaģtırıldığında; anizometropi tanısı olan grup, diğer 2 gruba göre anlamlı olarak yüksek bulunmuģtur. ( Tedavi öncesi Kruskal Wallis Test p: 0,006) ( Tedavi sonrası Kruskal Wallis Test p: 0,002) Ancak ĢaĢılık olgularındaki füzyon cevabı oranı ĢaĢılık + anizometropi olgularıyla kıyaslandığında istatistiksel olarak benzer bulunmuģtur. (Kruskal Wallis Test p: 0,385 ) ( Tedavi sonrası Kruskal Wallis Test p: 0,42) Tablo 11. Worth 4 Nokta Testi sonuçları TEDAVĠ ÖNCESĠ TEDAVĠ SONRASI FÜZYON CEVABI FÜZYON CEVABI ORANI ORANI Anizometropik ambliyopi %76 %84 ġaģılık ambliyopisi %46 %58 Anizometropik + ĢaĢılık ambliyopisi %44 %56 30

37 Titmus testi ile ölçülen stereopsis değerleri karģılaģtırıldığında; tedavi öncesinde anizometropik ambliyopi grubunda ortanca stereopsis değeri 200 san arc., ĢaĢılık ambliyopisi grubunda 800 san arc., anizometropi + ĢaĢılık ambliyopisi grubunda ise 400 san arc. idi. Tedavi sonrasında ortanca stereopsis değeri ise; anizometropik ambliyopi grubunda 140 san arc, ĢaĢılık ambliyopisi grubunda 400 san arc, ve anizometropi + ĢaĢılık ambliyopisi grubunda 200 san arc idi. (tablo 12) Tedavi öncesinde ve sonrasındaki Titmus testi ile ölçülen stereopsis sonuçları oranları karģılaģtırıldığında; anizometropik olgulardaki ortanca stereopsis değeri ĢaĢılık olgularıyla ve ĢaĢılık + anizometropi olgularıyla kıyaslandığında istatistiksel olarak daha iyi bulunmuģtur. (Anizometropi / ĢaĢılık ( Tedavi öncesi Kruskal Wallis Test p: 0,001)) (Tedavi sonrası Kruskal Wallis Test p: 0,00)) (Anizometropi / ĢaĢılık + anizometropi (Tedavi öncesi Kruskal Wallis Test p: 0,04) ( Tedavi sonrası Kruskal Wallis Test p: 0,014)) ġaģılık olgularındaki ortanca stereopsis değeri ĢaĢılık + anizometropi olgularıyla kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı Ģekilde daha düģük bulunmuģtur. (Kruskal Wallis Test p: 0,040 ) ( Tedavi sonrası Kruskal Wallis Test p: 0,017) Tablo 12. Titmus Testi sonuçları ORTANCA STEROPSĠS DEĞERLERĠ san arc. TEDAVĠ ÖNCESĠ TEDAVĠ SONRASI Anizometropik ambliyopi ġaģılık ambliyopisi Anizometropik + ĢaĢılık ambliyopisi

Farklı Ambliyopi Tiplerinde Klinik Seyir ve Tedavi

Farklı Ambliyopi Tiplerinde Klinik Seyir ve Tedavi DOI: 10.4274/tjo.32650 Özgün Araflt rma / Original Article Farklı Tiplerinde Klinik Seyir ve Tedavi Clinical Course and Response to Therapy in Different Types of Amblyopia Reşat Duman, Huban Atilla Ankara

Detaylı

Binoküler görme ve strabismus

Binoküler görme ve strabismus Binoküler görme ve strabismus Prof Dr Acun Gezer İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık Birimi 12/2005 DRAG 1 Binoküler görme Fiziksel gerçek Algılanan gerçek Retina nın uyarılması

Detaylı

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Astigmatizmanın tedavisi

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Astigmatizmanın tedavisi Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi Astigmatizmanın tedavisi Astigmatizma Kornea ön yüzünün küreselliğini kaybedip silindirik olması astigmatizmaya sebep olur Astigmatizma Sferik mercek Silindirik

Detaylı

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Hipermetropinin tedavisi

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Hipermetropinin tedavisi Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi Hipermetropinin tedavisi Hipermetropi Görüntü retinanın arkasına düşer, akomodasyon ile uzak net görülebilir Latent hipermetropi Fakültatif hipermetropi

Detaylı

Çocuklarda ve Bebeklerde Göz Sağlığı

Çocuklarda ve Bebeklerde Göz Sağlığı Çocuklarda ve Bebeklerde Göz Sağlığı MedAmerikan Tıp Merkezi Oftalmoloji Bölümü Dr. Faik Bankeroğlu Çocuk ve bebeklerin göz sağlığı, erişkinlerden farklı özellikler gösterir. Bazı göz problemleri, örneğin

Detaylı

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN KIRMA KUSURLARI Dr. Ümit BEDEN Cisimlerinin görüntülerinin retina üzerinde net olarak oluşabilmesi için sağlıklı bir refraksiyon sistemi gereklidir. Göz görme organıdır, hastalıkları sıklıkla görme bozukluğuna

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ANİZOMETROPİK VE STRABİSMİK AMBLİYOPLARDA RETİNA SİNİR LİFİ TABAKASININ HEİDELBERG RETİNAL TOMOGRAFİ İLE ANALİZİ UZMANLIK TEZİ Dr.

Detaylı

ŞAŞILIK. Prof. Dr. Velittin Oğuz

ŞAŞILIK. Prof. Dr. Velittin Oğuz ŞAŞILIK Prof. Dr. Velittin Oğuz Ekstraoküler kaslar (1) Dış,, iç, i üst ve alt rektuslar; üst ve alt oblikler olmak üzere 6 kas mevcuttur. Üst oblik 4. kafa çifti, dışd rektus 6. kafa çifti, diğer kaslar

Detaylı

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak. DÖNEM 3 DERSLERİ.. GÖZÜN ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ GÖZ MUAYENE YÖNTEMLERİ KIRMA KUSURLARI VE TEDAVİSİ ŞAŞILIK VE TEDAVİSİ GÖZ YAŞI YAPISI, DRENAJ VE HASTALIKLARI KIRMIZI GÖZ GLOKOM OPTİK SİNİR VE GÖRME YOLLARI

Detaylı

Refraktif kusurların gözlük camları ile düzeltilmesi

Refraktif kusurların gözlük camları ile düzeltilmesi Refraktif kusurların gözlük camları ile düzeltilmesi Akomodasyon yapmayan gözde net olarak görülen en uzak noktaya uzak noktapunktum remotum denilir. (-)sonsuz Bu noktaya dik olarak uzanan düzleme de uzak

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI. ANABİLİM DALI BAŞKANI Prof. Dr. Hamiyet PEKEL

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI. ANABİLİM DALI BAŞKANI Prof. Dr. Hamiyet PEKEL T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ANABİLİM DALI BAŞKANI Prof. Dr. Hamiyet PEKEL ANİZOMETROPİK VE STRABİSMİK AMBLİYOP OLGULARDA RETİNA SİNİR LİFİ TABAKASININ OPTİK

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara

GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara Görme alanı testi gözün rutin muayenelerindendir Glokom, nöro-oftalmolojik hastalıklar,

Detaylı

Refraksiyon kusurları nelerdır? MİYOPİ 03.11.2014. Refraksiyon nedir? Miyop göz uzağı göremez

Refraksiyon kusurları nelerdır? MİYOPİ 03.11.2014. Refraksiyon nedir? Miyop göz uzağı göremez Refraksiyon nedir? Kelime olarak "kırılma" anlamına gelir. Fizik prensip olarak, ışığın bir ortamdan diğerine geçişte açısını değiştirmesi ve hızında değişiklik olması anlamında kullanılır. Göz Hastalıkları

Detaylı

PEDİATRİK OFTALMOLOJİ VE ŞAŞILIK

PEDİATRİK OFTALMOLOJİ VE ŞAŞILIK PEDİATRİK OFTALMOLOJİ VE ŞAŞILIK Prof. Dr. İhsan ÇAÇA GÖZ HAREKETLERİ MONOKÜLER GÖZ HAREKETLERİ Duksiyon : Bir gözün tek başına yaptığı hareket Abduksiyon Adduksiyon : Horizontal hareket Supraduksiyon

Detaylı

Ön Polar Katarakt Hastalarında Anizometropi ve Ambliyopi*

Ön Polar Katarakt Hastalarında Anizometropi ve Ambliyopi* Ön Polar Katarakt Hastalarında Anizometropi ve Ambliyopi* Anisometropia and Amblyopia in Patients with Anterior Polar Cataract Eyyüp KARAHAN 1, Aylin YAMAN 2, A.Tülin BERK 3 Klinik Çalışma Original Article

Detaylı

Strabismik ve Anizometropik Ambliyop Olgularda Makula Kalınlığı ve Retina Sinir Lifi Tabakasının Optik Koherens Tomografi ile Değerlendirilmesi

Strabismik ve Anizometropik Ambliyop Olgularda Makula Kalınlığı ve Retina Sinir Lifi Tabakasının Optik Koherens Tomografi ile Değerlendirilmesi DO I: 10.4274/tjo.41.74046 Özgün Araflt rma / Original Article ve Anizometropik Ambliyop Olgularda Makula Kalınlığı ve Retina Sinir Lifi Tabakasının Optik Koherens Tomografi ile Değerlendirilmesi Evaluation

Detaylı

GÖZ HASTALIKLARI. Çocukluk Çağı. Opr. Dr. Filiz AKYOL

GÖZ HASTALIKLARI. Çocukluk Çağı. Opr. Dr. Filiz AKYOL 19 medikent Çocukluk Çağı GÖZ HASTALIKLARI Çocukluk çağı göz hastalıklarının çoğu tedavi edilebilir hastalıklardır. Çocukluk çağında tedavi edilemeyen görme sorunları, gelecekte göz sağlığını bozabildiğinden;

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

STRABİSMUS OLGULARINDA RETİNA SİNİR LİFİ TABAKASI KALINLIĞININ OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ahmet Doğan UZMANLIK TEZİ

STRABİSMUS OLGULARINDA RETİNA SİNİR LİFİ TABAKASI KALINLIĞININ OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ahmet Doğan UZMANLIK TEZİ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI STRABİSMUS OLGULARINDA RETİNA SİNİR LİFİ TABAKASI KALINLIĞININ OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ahmet Doğan UZMANLIK

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

Kornea Laser Cerrahisi

Kornea Laser Cerrahisi Kornea Laser Cerrahisi Doç.Dr.Dr.. Akif Özdamar Refraktif Cerrahi / Kategori Lameller Keratomileusis Lasik İntrakorneal Ring Segment Refraktif Cerrahi / Kategori İnsizyonel Radyal keratotomi Astigmatik

Detaylı

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU GOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tokat Halk Sağlığı Müdürlüğü BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU Yalçın Önder¹, Rıza Çıtıl¹, Mücahit Eğri¹,

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD.

Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD. Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD. Giriş-Amaç Travma 40 yaş altındaki populasyonda ölüm sebepleri arasında üst sıralardadır. Genel vücut travması olan hastalarda, kranial yaralanma

Detaylı

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Hareketlerinde Siklik Alternan Patern Analizi Eser Buluş,Gökçen

Detaylı

7-17 yaş arası çocuklarda anizometropik ambliyopi tedavisi için yapılan optik düzeltme ve kapama tedavisi sonuçları

7-17 yaş arası çocuklarda anizometropik ambliyopi tedavisi için yapılan optik düzeltme ve kapama tedavisi sonuçları doi:10.5222/buchd.2014.103 Klinik Araştırma 7-17 yaş arası çocuklarda anizometropik ambliyopi tedavisi için yapılan optik düzeltme ve kapama tedavisi sonuçları Results of optical correction and occlusion

Detaylı

Ambliyopide Fotoreseptör Tabaka Bütünlüğü, Retina Sinir Lifi Tabakası, Merkezi Maküla ve Ganglion Hücre Kompleksi Kalınlığının Değerlendirilmesi

Ambliyopide Fotoreseptör Tabaka Bütünlüğü, Retina Sinir Lifi Tabakası, Merkezi Maküla ve Ganglion Hücre Kompleksi Kalınlığının Değerlendirilmesi KLİNİK ÇALIŞMA/ORIGINAL ARTICLE Ambliyopide Fotoreseptör Tabaka Bütünlüğü, Retina Sinir Lifi Tabakası, Merkezi Maküla ve Ganglion Hücre Kompleksi Kalınlığının Değerlendirilmesi Evaluation of Photoreceptor

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

GÖRME KUSURLARI ve RENK KÖRLÜĞÜ

GÖRME KUSURLARI ve RENK KÖRLÜĞÜ GÖRME KUSURLARI ve RENK KÖRLÜĞÜ Hazırlayanlar: TUBA ALPRASLAN (050517009) MUSTAFA SERCAN ARIKAN (050517014) Fen Bilgisi Eğitimi A.B.D. PROF. DR. FİGEN ERKOÇ Gazi Eğitim Fakültesi GAZİ ÜNİVERSİTESİ GÖZ

Detaylı

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Öğretim Üyeleri Tarih 12.10.2012 2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Prof Dr Hikmet Özçetin Prof Dr Ahmet Tuncer Özmen Prof Dr A. Ali Yücel Prof Dr Bülent Yazıcı Prof Dr Mehmet

Detaylı

Mental Stres ve Elektrofizyoloji. Prof. Dr. Sacit Karamürsel

Mental Stres ve Elektrofizyoloji. Prof. Dr. Sacit Karamürsel Mental Stres ve Elektrofizyoloji Prof. Dr. Sacit Karamürsel UnutulmuĢ Organ - Beyin Beyin: vücut ağırlığının -> %2 si Kardiak output un -> %15 ini alır Tüm vücutta kullanılan oksijenin -> %20 sini kullanır

Detaylı

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Diyabetin süresi (II++, GQ, SR) Geçmişteki glisemik kontrol (Hemoglobin A1c) (II++, GQ, SR) İlaçlar (II, GQ, SR)

Detaylı

COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI

COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI COĞRAFYA EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI I. SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN PROFĠLLERĠ ĠLE AKADEMĠK BAġARILARININ KARġILAġTIRILMASI ArĢ.Görv. Mete ALIM Yrd.Doç. Dr. Serkan DOĞANAY* Özet : Bu araştırmada, Atatürk Üniversitesi

Detaylı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı BULGULAR Çalışma tarihleri arasında Hastanesi Kliniği nde toplam 512 olgu ile gerçekleştirilmiştir. Olguların yaşları 18 ile 28 arasında değişmekte olup ortalama 21,10±1,61 yıldır. Olguların %66,4 ü (n=340)

Detaylı

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI Gülseren PEHLİVAN, Nur CANPOLAT, Şennur ERKUT, Ayşe KESER, Salim ÇALIŞKAN, Lale SEVER İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik,

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik, Sjögren Sendromu Açısından Araştırılan Hastalarda Minör Tükrük Bezi Biyopsisine Ait Histopatolojik Parametreler İle Laboratuar Ve Klinik Özelliklerin Analizi Betül Ünal*, Veli Yazısız**, Gülsüm Özlem Elpek*,

Detaylı

ORİJİNAL ARAŞTIRMA. Fatih ULAŞ, a Abdulgani KAYMAZ, a Ümit DOĞAN, a Mesut ERDURMUŞ, a Serdal ÇELEBİ a

ORİJİNAL ARAŞTIRMA. Fatih ULAŞ, a Abdulgani KAYMAZ, a Ümit DOĞAN, a Mesut ERDURMUŞ, a Serdal ÇELEBİ a ORİJİNAL ARAŞTIRMA Tek Taraflı Anizometropik Ambliyop Olgularda Optik Koherens Tomografi ile Retina Sinir Lifi Tabakası ve Kalınlığı Ölçümlerinin Değerlendirilmesi Fatih ULAŞ, a Abdulgani KAYMAZ, a Ümit

Detaylı

ŞAŞILIK CERRAHİSİ SONUÇLARI VE FÜZYONA ETKİSİ*

ŞAŞILIK CERRAHİSİ SONUÇLARI VE FÜZYONA ETKİSİ* 33 ŞAŞILIK CERRAHİSİ SONUÇLARI VE FÜZYONA ETKİSİ* Kemal DİKİCİ, N. Melda KIZILKAYA Background. The purpose of this study is to investigate whether fusion develops after surgery in different strabismus

Detaylı

a) Başlangıç tedavisine göre görme keskinliğinde artış olmaması veya görme keskinliğinin azalması veya

a) Başlangıç tedavisine göre görme keskinliğinde artış olmaması veya görme keskinliğinin azalması veya 4.2.33- Göz hastalıklarında ilaç kullanım ilkeleri (1) Bevacizumab, ranibizumab, aflibersept, deksametazon intravitreal implant ve verteporfin etkin maddelerini içeren ilaçların; üçüncü basamak sağlık

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Göz Hastalıkları Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Erkam KÖMÜRCÜ Yrd.

Detaylı

Optik Koherens Tomografi ile Arka Kutup Analizi ve Maküla Kalınlığı Ölçüm Modu Sonuçlarının Tek Taraflı Anizometropik Ambliyoplarda Karşılaştırılması

Optik Koherens Tomografi ile Arka Kutup Analizi ve Maküla Kalınlığı Ölçüm Modu Sonuçlarının Tek Taraflı Anizometropik Ambliyoplarda Karşılaştırılması DOI: 10.4274/tjo.43.50023 Özgün Araflt rma / Original Article Optik Koherens Tomografi ile Arka Kutup Analizi ve Maküla Kalınlığı Ölçüm Modu Sonuçlarının Tek Taraflı Anizometropik Ambliyoplarda Karşılaştırılması

Detaylı

Strabismik ve Anizometropik Ambliyopide Binokülarite De erlendirilmesi. Betül Tu cu, Ceren Gürez, Hümeyra Y ld r m Can, Erdal Yüzbafl o lu

Strabismik ve Anizometropik Ambliyopide Binokülarite De erlendirilmesi. Betül Tu cu, Ceren Gürez, Hümeyra Y ld r m Can, Erdal Yüzbafl o lu Araflt rmalar / Researches Strabismik ve Anizometropik Ambliyopide Binokülarite De erlendirilmesi Betül Tu cu, Ceren Gürez, Hümeyra Y ld r m Can, Erdal Yüzbafl o lu Bak rköy Dr. Sadi Konuk E itim ve Araflt

Detaylı

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER PS1018 Retinal Ven Tıkanıklığı Bulunan Hastalarda Tedavi Başarısını Etkileyen Özellikler Ufuk Adıgüzel, Nurgül Kuş Mersin Üniversitesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin GİRİŞ-AMAÇ Retina ven tıkanıklıkları

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

AMBLİYOPİ (GÖZ TEMBELLİĞİ) AMBLYOPIA (LAZY EYE)

AMBLİYOPİ (GÖZ TEMBELLİĞİ) AMBLYOPIA (LAZY EYE) Gönül Ş, Okudan S. Ambliyopi Göz Tembelliği) 2013;1(4):265-270 AMBLİYOPİ (GÖZ TEMBELLİĞİ) AMBLYOPIA (LAZY EYE) Şaban Gönül, Süleyman Okudan SelçukÜniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim

Detaylı

MEME KANSERİ TARAMASI

MEME KANSERİ TARAMASI MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme

Detaylı

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Semptomlar (metamorfopsi, görmede azalma, skotom, fotopsi, karanlık adaptasyonu) (II-, GQ, SR) Tedavi

Detaylı

(3) Tedavinin etkinliğine (tedaviye cevapsızlık/yetersiz cevap) yönelik değerlendirme kriterleri aşağıdaki gibidir:

(3) Tedavinin etkinliğine (tedaviye cevapsızlık/yetersiz cevap) yönelik değerlendirme kriterleri aşağıdaki gibidir: 4.2.33- Göz hastalıklarında ilaç kullanım ilkeleri (1) Bevacizumab, ranibizumab, aflibersept, deksametazon intravitreal implant ve verteporfin etkin maddelerini içeren ilaçların; üçüncü basamak sağlık

Detaylı

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Tanı; Dört tanı kriteri Destekleyici tanı kriterleri Eşlik eden özellikler Bu skala; 10 sorudan oluşmaktadır en fazla 40 puan verilmektedir skor sendromun

Detaylı

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir.

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir. ÇIKARSAMALI İSTATİSTİKLER Çıkarsamalı istatistikler, örneklemden elde edilen değerler üzerinde kitleyi tanımlamak için uygulanan istatistiksel yöntemlerdir. Çıkarsamalı istatistikler; Tahmin Hipotez Testleri

Detaylı

ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ ĠSTANBUL TIP FAKÜLTESĠ KALP VE DAMAR CERRAHĠSĠ ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK ÖĞRENCĠ KARNESĠ

ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ ĠSTANBUL TIP FAKÜLTESĠ KALP VE DAMAR CERRAHĠSĠ ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK ÖĞRENCĠ KARNESĠ ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ ĠSTANBUL TIP FAKÜLTESĠ KALP VE DAMAR CERRAHĠSĠ ANABĠLĠM DALI TIPTA UZMANLIK ÖĞRENCĠ KARNESĠ 1 KĠMLĠK BĠLGĠLERĠ Uzmanlık Öğrencisinin TC Kimlik Numarası :..... Adı :..... Soyadı :.....

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. ALĠ MURAT SEDEF Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. ALĠ MURAT SEDEF Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu BAġKENT ÜNĠVERSĠTESĠ MEDĠKAL ONKOLOJĠ

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL 11.07.2011 Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği A.B.D GĠRĠġ Fen bilimleri derslerinde anlamlı

Detaylı

KATARAKT İKİ GÖZDE BİRLİKTE Mİ ORTAYA ÇIKAR?

KATARAKT İKİ GÖZDE BİRLİKTE Mİ ORTAYA ÇIKAR? Katarakt, saydam olan göz merceğinin saydamlığını kaybederek görmenin azalmasıdır. Gözün renkli tabakası irisin arkasında yer alan ve saydam bir yapı olan göz merceğinin, görme işlevinde önemli bir rolü

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

Anizometrik ambliyopide kapama tedavisinin farklı yaş gruplarındaki etkinliği

Anizometrik ambliyopide kapama tedavisinin farklı yaş gruplarındaki etkinliği Dicle Tıp Dergisi, 2009 ARAŞTIRMA YAZISI Cilt: 36, Sayı: 1,(28-34) Anizometrik ambliyopide kapama tedavisinin farklı yaş gruplarındaki etkinliği Mesut COŞKUN 1, Hakkı DOĞAN 2, Ayşe Ö. ÖNER 3 1 Kayseri

Detaylı

Habis tümörler bulundukları doku ve organda iģlev bozukluklarına yol açarak etki ederler. Daha sonra çevredeki komģu organlara veya uzak organlara

Habis tümörler bulundukları doku ve organda iģlev bozukluklarına yol açarak etki ederler. Daha sonra çevredeki komģu organlara veya uzak organlara KANSER NEDĠR? Vücuttaki her organ değiģik hücrelerden meydana gelmiģtir. Bu hücreler ihtiyaç olduğunda, belli bir düzen içinde bölünür ve çoğalırlar. Kanser hücrelerin kontrolsüz olarak bölünmesi ve ihtiyacın

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Göz Hastalıkları Staj Eğitim Programı Genel Bilgiler: Staj süresi: 2 hafta Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER

Detaylı

PSİKOLOJİ DE. Besinsel. Destekleyiciler

PSİKOLOJİ DE. Besinsel. Destekleyiciler PSİKOLOJİ DE Besinsel Destekleyiciler 3 Hastalığın En Güzel İlacı, Hastalığın En Güzel İlacı, Hastalıktan Korunmanın Çarelerini Öğrenmektir. Çarelerini Öğrenmektir. Hipokrat Hipokrat 4 Bugünün bilgilerine

Detaylı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer

Detaylı

Optik koherens tomografi çıktısının okunması. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara

Optik koherens tomografi çıktısının okunması. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara Optik koherens tomografi çıktısının okunması Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara Optik koherens tomografi Teknik ilk olarak 1991 Dr. Huang ve ekibi tarafından tanımlanmıştır

Detaylı

REÇETE YAZILMA KURALLARI

REÇETE YAZILMA KURALLARI Ünite 20 REÇETE YAZILMA KURALLARI ÜNİTENİN AMAÇLARI Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Optisyenlik mesleğinde kullanılan ve bu kitapçıkta konu içlerinde geçen, Uluslararası reçete yazım kurallarını öğrenerek,

Detaylı

ĠKĠ ÖRNEKLEM TESTLERĠ

ĠKĠ ÖRNEKLEM TESTLERĠ ĠKĠ ÖRNEKLEM TESTLERĠ BAĞIMSIZ GRUPLARDA İKİ ÖRNEKLEM TESTLERİ 1. ĠKĠ ORTALAMA ARASINDAKĠ FARKIN ÖNEMLĠLĠK TESTĠ. MANN-WHITNEY U TESTĠ 3. ĠKĠ YÜZDE ARASINDAKĠ FARKIN ÖNEMLĠLĠK TESTĠ 4. x KĠ-KARE TESTLERĠ

Detaylı

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Glokom Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Tarihçe Glokom terimi eski Yunanca da gri-mavi anlamına gelen (glaukos) kelimesinden türemiştir. Hipokrat, glokomu yaşlı insanlarda görülen ve pupillanın mavimsi bir

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

REFRAKSİYON KUSURLARI. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD

REFRAKSİYON KUSURLARI. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD REFRAKSİYON KUSURLARI Yrd. Doç. Dr. Abdullah Kürşat Cingü DÜTF Göz Hastalıkları AD IŞIK Işık, doğrusal dalgalar halinde yayılan elektromanyetik dalgalara verilen addır. 380-750 nm. dalga boyları arası

Detaylı

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı-DUYU FIZYOLOJISI Reseptörler Sinir lifleri Spinal Yollar Uyarı Sinapslar Talamus-Çekirdekler Somatik Duysal Korteks Algı DUYU RESEPTÖRLERĠ

Detaylı

İlk kez muayene olan dört yaş üzeri çocuklarda kırma kusurları ambliyopi prevalansı ve bunların demografik faktörlerle ilişkisi

İlk kez muayene olan dört yaş üzeri çocuklarda kırma kusurları ambliyopi prevalansı ve bunların demografik faktörlerle ilişkisi doi:0.5222/buchd.203.8 Klinik Araştırma İlk kez muayene olan dört yaş üzeri çocuklarda kırma kusurları ambliyopi prevalansı ve bunların demografik faktörlerle ilişkisi Prevalence of refractive errors and

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

GÖZ HASTALIKLARI STAJI

GÖZ HASTALIKLARI STAJI GÖZ HASTALIKLARI STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİM DÖNEMİ STAJ SÜRESİ YERLEŞKE EĞİTİM BİRİMLERİ DERSHANE : Dönem V : 6 iş günü : Cebeci Hastanesi : Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniği, Polikliniği ve Dershanesi

Detaylı

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabeti olan her hasta diyabetik retinopati riski taşır. Gözün anatomisi nedeni (resim 1a) ile iyi görüyor olmak göz sağlığının kusursuz olduğu göstermez,

Detaylı

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya Tarihsel Dogma VUR İYE Skar gelişimi Kronik Böbrek Yetmezliği

Detaylı

PSİ153 Psikolojiye Giriş I - Prof. Dr. Hacer HARLAK

PSİ153 Psikolojiye Giriş I - Prof. Dr. Hacer HARLAK Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçlerdir. Beyin Uyarıcı (Dış çevre ya da iç çevre) duyu organı (alıcılar) Birincil Duyular Görme İşitme

Detaylı

İnce kenarlı mercek. Kalın kenarlı mercek

İnce kenarlı mercek. Kalın kenarlı mercek REFRAKSİYON KUSURLARI IŞIK Işık, doğrusal dalgalar halinde yayılan elektromanyetik dalgalara verilen addır. 380-750 nm. dalga boyları arası dalgaboyu gözle görülebilir. Günümüzde ışığın hareketi dual (ikili,

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Temel Ekzotropya da monoküler ve binoküler cerrahi yaklafl m n karfl laflt r lmas

Temel Ekzotropya da monoküler ve binoküler cerrahi yaklafl m n karfl laflt r lmas Temel Ekzotropya da monoküler ve binoküler cerrahi yaklafl m n karfl laflt r lmas K ymet Kasapo lu 1, Berker Bakbak 2, Feyza Önder 3 Araflt rmalar / Researches 1 Uzm. Dr., S.B. Akyaz Devlet Hastanesi Göz

Detaylı

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. VERİ ANALİZİ GİRİŞ Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. Bilimsel Bilgi: Kaynağı ve elde edilme süreçleri belli olan bilgidir. Sosyal İlişkiler Görgül Bulgular İşlevsel

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya

Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Nöroloji A.D. 11. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 6-10 Kasım 2010, Antalya Modern toplumlarda uykudan alacaklı olmak artık sıradan bir olaydır. Bunun karşılığında

Detaylı

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT

BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ. Dilek OLUT BĠR DEVLET HASTANESĠNDE ÇALIġANLARIN HASTA VE ÇALIġAN GÜVENLĠĞĠ ALGILARININ ĠNCELENMESĠ Dilek OLUT Tıp biliminin ilk ve temel prensiplerinden biri Önce Zarar Verme ilkesidir. Bu doğrultuda kurgulanan sağlık

Detaylı

Archives of Ophthalmology 129(7) British Journal of Ophthalmology 95(8) Clinical ve Experimental Ophthalmology 39(5)

Archives of Ophthalmology 129(7) British Journal of Ophthalmology 95(8) Clinical ve Experimental Ophthalmology 39(5) Bausch and Lomb un aylık araştırma güncelleme yazısına hoşgeldiniz. Bilhassa ön segment üzerine klinik oftalmik araştırmalar konusundaki deneyimlerimize dayanarak, Bausch and Lomb, bizden, her ay araştırma

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? Sacide Kılıç* Alime Selçuk Tosun** Elif Eliş* *Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji

Detaylı

Dr. Çiğdem Ülkü Can Göz Hastalıkları Uzmanı

Dr. Çiğdem Ülkü Can Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Çiğdem Ülkü Can Göz Hastalıkları Uzmanı YÜKSEKTE ÇALIŞMA VE GÖZ Yüksekte çalışma bir insanın yapabileceği en tehlikeli işler arasındadır. Büyük Britanya da yapılan bir istatistikte 2012-2013 yılları

Detaylı

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

İNFANTİL ESOTROPYADA CERRAHİ YAŞININ VE PREOPERATİF KLİNİK PARAMETRELERİN CERRAHİ BAŞARIYA VE UZUN DÖNEM KLİNİK PARAMETRELERE ETKİSİNİ TARTIŞMAK

İNFANTİL ESOTROPYADA CERRAHİ YAŞININ VE PREOPERATİF KLİNİK PARAMETRELERİN CERRAHİ BAŞARIYA VE UZUN DÖNEM KLİNİK PARAMETRELERE ETKİSİNİ TARTIŞMAK T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İNFANTİL ESOTROPYADA CERRAHİ YAŞININ VE PREOPERATİF KLİNİK PARAMETRELERİN CERRAHİ BAŞARIYA VE UZUN DÖNEM KLİNİK PARAMETRELERE ETKİSİNİ

Detaylı

T.C. ERZĠNCAN VALĠLĠĞĠ Halk Sağlığı Müdürlüğü. ÖĞRENCĠ MUAYENE FORMU (İlgili aile hekimleri tarafından doldurulacaktır.)

T.C. ERZĠNCAN VALĠLĠĞĠ Halk Sağlığı Müdürlüğü. ÖĞRENCĠ MUAYENE FORMU (İlgili aile hekimleri tarafından doldurulacaktır.) Form-1 Tarih ve Protokol Numarası : ÖĞRENCĠ MUAYENE FORMU (İlgili aile hekimleri tarafından doldurulacaktır.) Okulu :... Adı Soyadı :... Numarası :... Cinsiyeti : Erkek : Kız: YaĢı :... Boyu :...Cm....

Detaylı

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR Dr. Selçuk Yücel Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı İstanbul Tarihsel Dogma VUR İYE Skar gelişimi

Detaylı

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar

Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Olaya Ġlişkin Potansiyel Kayıt Yöntemleri Kognitif Paradigmalar Prof. Dr. Sacit Karamürsel İstanbul Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı sacit@istanbul.edu.tr Elektroansefalogram (EEG), merkezi sinir

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider? SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Descartes- İnsan vücudu bilimsel olarak (doğal yasalarla) açıklanabilecek bir hayvan makinesidir Bu makineyi araştıran, beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim

Detaylı

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ *Derya BaĢaran ** Özlem ġahin Altun *Diaverum Özel Merzifon Diyaliz Merkezi **Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Psikiyatri HemĢireliği AD GİRİŞ

Detaylı

KRUSKAL WALLIS VARYANS ANALİZİ. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı

KRUSKAL WALLIS VARYANS ANALİZİ. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı KRUSKAL WALLIS VARYANS ANALİZİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı ükruskal Wallis varyans analizi, tek yönlü varyans analizinin parametrik olmayan karşılığıdır. üveriler ölçümle

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Psikiyatrik hastalığı olan bireylerde MetabolikSendrom (MetS) sıklığı genel popülasyona

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı