TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 MİLLİYET GAZETESİ...10 SABAH GAZETESİ...15 RADİKAL GAZETESİ...

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 Yunanistan'da 130 milyar euro için karar bugün verilecek Merkozy: Yunanistan ın vakti daralıyor istekler yerine gelmezse para da alamaz Karayollarının gözde arsaları satışa çıkıyor Babacan: '2011 için yüzde 8 civarında büyüme bekliyorum' 'Nükleer santralinize talibiz görüşmelere hazırız' Elektrikte kayıp-kaçak yüzde 9 a inecek, tasarruf 10 milyar lirayı bulacak Bu 70 parsel arazi alıcı bekliyor MİLLİYET GAZETESİ...10 Azerbaycan dan gaz akışı kesildi Özilhan "babayiğit" olmaya aday Başkent Doğalgaz özelleştirmesinde bir süre uzatımı daha Siemens fabrikayı büyütüyor ağır konuklar yatırıma geliyor SOCAR, Petkim in özelleştirilecek yüzde lik hissesine talip Güngör Uras Bizde iktisatçının Hüzünlü sü de Hüzünsüz ü de var SABAH GAZETESİ...15 Canavar cebimizi deliyor Körfez'den 10 yılda 30 milyar $ Ray Sigorta pazara yeni soluk getirecek RADİKAL GAZETESİ...19 'Yerli radyolink' harekâtı başladı Niğde gazozuna Arap ortak Fatih Özatay Gemiler limandan ayrılmadan HABERTÜRK GAZETESİ...22 BP gaz kesti! Borsaya yeni seans! Ya Troyka ya iflas! Cari açığa özel darbe DÜNYA GAZETESİ...24 'TTK'dan dönmeyelim cezai şartlar için yeni geçiş süresi belirleyelim' Osman AROLAT Eğitimde önemli bir hedef Tevfik GÜNGÖR Likidite coşkusu "serotonin sendromu" mu?

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Yunanistan'da 130 milyar euro için karar bugün verilecek Mart ayında 14,5 milyar euroluk tahvil satışı gerçekleştiremezse temerrüde düşecek olan ülkede, yeni kredi anlaşması için şart koşulan yeni ekonomik önlemlere ilişkin Başbakan Lukas Papadimos başkanlığındaki geçici işbirliği hükümetini destekleyen siyasi partilerden nihai bir karar bekliyor. Mart ayında 14,5 milyar avroluk tahvil itfasını gerçekleştiremezse temerrüde düşecek olan ülkede, yeni kredi anlaşması için şart koşulan yeni ekonomik önlemlere ilişkin Başbakan Lukas Papadimos başkanlığındaki geçici işbirliği hükümetini destekleyen siyasi partilerin liderlerinden nihai bir karar bekliyor. PASOK lideri Yorgo Papandreu, Yeni Demokrasi Partisi (ND) lideri Andonis Samaras ve Ortodoks Halk Partisi (LAOS) lideri Yorgo Karacaferis, bugün Başbakan Papadimos ile bir araya gelerek kararlarını açıklayacak. Pazar akşamı nihai bir kararın çıkmadığı toplantıda, liderlerin 2012'de kamu harcamalarını GSYİH'nın yüzde 1,5'i oranında (3,3 milyar avro) kesilmesi üzerinde uzlaştığı bildirilmişti. Görüşme sonrası rekabeti geliştirmek için maaşlarda kesintiler yapılması ve bankaların ulusallaştırmadan sermayelerinin yeniden yapılandırılması konularında uzlaşıldığı açıklanmıştı. AB ve IMF bunların yanı sıra savunma, sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarının azaltması ve kamu sektöründe çalışanların işten çıkarılmasını da istiyor. BU YIL 15 BİN MEMUR İŞTEN ÇIKARILACAK Atina'da, Troyka'nın talepleri doğrultusunda siyasi liderler arasında uzlaşma arayışları sürerken, Kamu Sektörü Yönetim Reformu Bakanı Dimitris Reppas, hükümetin 15 bin kamu çalışanını işten çıkarma kararı aldığını açıkladı. İşten çıkarılmaların zarar yapan kamu kurumlarının iptal edilmesiyle birlikte yeni bir kanun altında yapılacağını belirten Reppas, rastgele işten çıkarmalara karşı olduklarını, hedefe yeni atanacak memurların maaşlarının düşük tutulmasıyla ulaşacaklarını söyledi. Yunan hükümeti, mali yardım karşılığında 2015'e kadar 750 bin kamu çalışanının 150 bininin 2015 yılına kadar işter çıkarılması sözünü vermişti. PSI ÖNKOŞUL Yunanistan'a ikinci yardımın verilmesi, alacağı yeni tasarruf önlemlerinin yanı sıra ülkenin bankalar ve diğer özel sektör kreditörleri ile 100 milyar avro borcunun silinmesine yönelik görüşmeleri süren tahvil takası planında (PSI) anlaşılmasına da bağlı. Tahvil takası planı çerçevesinde kreditörler ellerindeki Yunan tahvillerini nominal değerleri üzerinden yüzde 50 kayıpla daha uzun vadeli ve daha düşük faizli yenileri ile değiştirecek. Ancak Yunan hükümeti tüm borç üzerinden yüzde 70'den fazla saç tıraşı istiyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ise dün Paris'te yaptıkları toplantıda Atina'nın talepleri yerine getirmediği takdirde yeni bir anlaşma olmayacağını kaydetti. Troykanın teklifleri uygulanmadıkça anlaşma olmayacağını yeniden teyit etmek isterim. Anlaşma masada ve zaman baskısı var. Birşeylerin çabuk yapılması gerekli... ifadelerini kullanan Merkel, avro bölgesinin tümünün tehlikede olduğunu söyledi.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ PAPADİMOS TROYKA İLE GÖRÜŞTÜ Zamanla yarışan Yunanistan'da Başbakan Papadimos, dün gece Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) temsilcilerinden oluşan troyka heyeti ile biraraya geldi. AB ve IMF ile yapılacak 130 milyar avroluk ikinci kredi anlaşmasının sonuçlandırmak üzere yapılan görüşme dün akşam geç saatlerde başladı ve gece yarısına kadar sürdü. Troyka heyeti daha önce Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Evangelos Venizelos ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yorgo Kutrumanis ile görüşmüştü. Görüşmelerde 2012 için talep edilen 3,3 milyar avro tutarındaki yeni ek önlemler paketi ele alındı. Ek önlemler paketinde ağırlığı işgücü maliyetlerinin düşürülmesi oluşturuyor. Troyka özel sektörde asgari ücretin yüzde 22 oranında azaltılmasını, ek emeklilik maaşları ve ödeneklerde kesinti yapılmasını talep ediyor. İŞÇİ VE MEMURLAR GREVDE Öte yandan Yunanistan'da kamu ve özel sektör çalışanları, hükümetin, yeni yardım karşılığında troykanın talepleri doğrultusunda almayı tasarladığı ek önlemleri protesto etmek amacıyla 24 saatlik grev başlattı. Yunanistan İşçi Konfederasyonu (GSEE) ve Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu'ndan (ADEDY) tarafından başlatılan greve, işçilerin yanı sıra öğretmenler, akademisyenler, sağlık çalışanları, liman işçileri ve memurları, hakimler ve banka memurları da katılıyor. Greve katılanların Atina ile Selanik kent merkezleri başta olmak üzere birçok kentte protesto gösterileri yapacağı açıklandı. Merkozy: Yunanistan ın vakti daralıyor istekler yerine gelmezse para da alamaz Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan ın çok fazla seçeneği yok. Onlardan istediklerimizi yerine getirmediği sürece para sözü veremeyiz ortak açıklamasını yaptı. Bu tür ortak açıklamalarda Sarkozy ile Merkel için Merkozy tanımlaması yapılıyor. Sarkozy, Yunanistan ın Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinden oluşan Troyka heyetinin belirlediği kuralları uygulaması gerektiğini vurgulayarak, Yunanistan ın hangi reformları uygulaması gerektiği açıkça söyleniyor. Artık Yunanlıların da vicdanlarının sesini dinleyerek buna saygı duyması gerekiyor. Avrupa, herkesin haklarının olduğu kadar yükümlülüklerinin de olduğu bir yer. Yunanistan ın vakti daralıyor. Artık anlaşmanın yapılması ve imzaların atılması gerekiyor dedi. Yeni program olmayacak Sarkozy ye desteğini göstermek için Fransa ya giden Angela Merkel ise, Yunanistan ın Euro Bölgesi nde kalmasını umduklarını belirterek, Bu hem Sarkozy hem de benim ortak görüşüm. Ancak Troyka nın belirlediği şartlar yerine getirilmediğin takdirde yeni bir Yunanistan programı olmayacak. Yunanistan da sorumluluk sahibi olan herkes şunu bilmelidir ki biz bu yoldan geri dönmeyeceğiz diye konuştu. Avrupa Komisyonu da, Yunanistan ın Euro Bölgesi ve Uluslararası Para Fonu ndan (IMF) sağlanacak ikinci yardım paketinin sonuçlandırılması görüşmelerinde sürenin dolduğunu ve Atina nın hemen karar alması gerektiğini açıkladı. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Amadeu Altafaj, Zaten belirlenmiş tarihi geçmiş durumdayız dedi. Sözcü Yunan yetkililerin gerekli kararları almak zorunda olduklarını da ifade etti.yunanistan için 110 milyar Euro luk birinci kurtarma paketinde çorbadan ağzı yanan Avrupa Birliği (AB) ve IMF, 130 milyar Euro luk ikinci kurtarma paketinde yoğurdu üfleyerek yiyecek.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Planın ana hatları şöyle: 1- Yeni kredinin taksitleri direk Yunanistan a verilmeyecek. Avrupa Merkez Bankası ya da Euro bölgesi üyesi ülkelerden birinin bankasında Yunanistan için açılan özel bir hesaba yatırılacak. 2- Yunanistan her defasında gerekli belgeleri sunarak kredi talebinde bulunacak. Euro bölgesi ülkeleri bu talebi inceleyecek ve Yunanistan ın 2. Kurtarma Paketindeki yükümlülüklerini ne denli yerine getirdiğini araştıracak. 3- Özel banka hesabında yatan para, Yunanistan ın vadesi gelmiş borç taksitlerine ödenecek. 4- Devlet sektöründe çalışanların ve emeklilerin maaşları için ödemeler ikinci, diğer devlet harcamaları ise üçüncü planda kalacak. Bu şekilde de Yunanistan ın hem Kurtarma Paketi nde kredileri doğru kullanması, hem de iç tüketime yönelik israfı, hem de yükümlülüklerini yerine getirmemesi önlenmiş olacak. Kredi düğümü bugünkü toplantıda çözülecek YUNANİSTAN da dün çözülemeyen kredi düğümü bugün yapılacak görüşmelere kaldı. Avrupa Birliği (AB) ve IMF nin İkinci Kurtarma Paketi için öne sürdükleri ağır şartlara Yunanistan ın cevabı için dün toplanan Başbakan Lukas Papadimos un, Pasok Partisi lideri Yorgo Papandreu, Yeni Demokrasi Partisi lideri Andonis Samaras ve Laos Partisi lideri Yorgo Karancaferis ile yapacağı bugünkü toplantıdan bir karar çıkması bekleniyor. Papadimos, AB ve IMF şartlarında prensipte mutabık olmalarına rağmen, muhtemelen nisan ayında yapılacak genel seçimleri düşünerek detaylarda zorluklar çıkaran liderlerin kaprisleri karşısında, Ekonomi Bakanlığı ndan resmen iflas ihtimalinin maliyetini içeren B planı nı kendisine sunmasını istedi. Karayollarının gözde arsaları satışa çıkıyor Hükümet, Karayolları na ait en değerli arsaları satışa çıkmaya hazırlanıyor. İstanbul, İzmir, Ankara, Şanlıurfa ve Yozgat ta bulunan 322 bin metrekare büyüklüğünde arsa ve tarlalar özelleştirilecek de Karayolları nın İstanbul Zincirlikuyu daki 96 bin metrekare arsası için yapılan ihaleyi Zorlu Holding, 800 milyon dolarlık teklifiyle kazanmıştı. Özelleştirme Yüksek Kurulu nun 2 Şubat tarihli kararına göre mülkiyeti Maliye ve Karayolları na ait olan 59 adet taşınmaz özelleştirme kapsam ve programına alındı. 24 ay içinde satışı tamamlanacak gayrı menkuller içinde İstanbul un en gözde semtlerinden Küçükyalı daki 2775 numaralı ada içinde yer alan 43 adet parsel dikkat çekiyor. Toplam büyüklüğü 105 bin metrekare olan bu adadaki parsellerin, 88 bin 163 metrekaresi Karayolları ve Maliye ye ait bulunuyor. 43 parselden 13 tanesini tarla, 1 tanesini bahçeli kagir ev, 29 tanesini ise arsa oluşturuyor. Yine Maltepe de satışa çıkacak bir diğer yer ise Başıbüyük Mahallesi nde yer alan Maliye Hazinesi ne ait toplam 1691 metrekare büyüklüğünde 2 adet arsa. İZMİR DE 17 ARSA İzmir de ise Bornova İlçesi Kazım Dirik Mahallesi nde yer alan 14 adet tarla ve bahçe satışa çıkacak. Bunların toplam büyüklüğü 41 bin 536 metrekare. İzmir Bayraklı İlçesi Mansuroğlu Mahallesi nde ise 52 numaralı adada yer alan arsa, bağ ve kayısı bahçesinden oluşan toplam 3 bin metrekare büyüklüğündeki üç parsel satılacak. ANKARA DA HASKÖY Ankara da satışa çıkacak tek arsa Keçiören İlçesi Hasköy Mahallesi nde bulunuyor. Karayolları na ait 15 bin 300 metrekare büyüklüğündeki arsa numaralı adada yer alıyor. Şanlıurfa Merkez İlçesi Yenişehir Mahallesi nde ise 40 bin 71 metrekarelik gayrı menkul satışa çıkacak. Yozgat Merkez İlçesi Yukarınohutlu Mahallesi nde de 31 bin 770 metrekare büyüklüğündeki gayrı menkul özelleştirilecek.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Babacan: '2011 için yüzde 8 civarında büyüme bekliyorum' Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi 1. İş Forumunda yaptığı konuşmada, aynı coğrafyayı, ortak bir inancı paylaşan, köklü bir tarihe ve kültüre sahip ülkeler arasında işbirliği kültürünün, diyalog ortamının daha da geliştirilmesine büyük önem atfettiklerini kaydetti. Konuşmasında Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 9'luk bir büyüme elde ettiğini anımsatan Babacan, 2011 yılı genelinde ise yüzde 8 civarında bir büyüme beklediklerini ifade etti. Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında köklü dostluk ve kardeşlik ilişkileri olduğunu belirten Babacan, aradaki bu bağları pekiştirmek, ilişkilere stratejik bir bakış açısı ve derinlik kazandırmak, işbirliğe yeni ufuklar açmak istediklerini bildirdi. Babacan, Türkiye'nin, Körfez ülkeleri ile pek çok bölgesel ve küresel konuda yakın bir istişare ve diyalog içerisinde olduğuna değinerek, bölgede istikrarın sağlanması, güvenlik ve barışın kalıcı olarak tesisi ve korunması, refahın artması için Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında güzel bir format, güzel bir mekanizma oluşturulduğunu söyledi. Bakan Babacan, 2010 yılı Ekim ayında Kuveyt'te gerçekleşen toplantıda kabul edilen Ortak Eylem Planı'nın başarıyla uygulamaya konulmasından da son derece memnun olduklarını dile getirerek, bu süre zarfında ilişkileri somut projelerle geliştirmek amacıyla kurulmasını kararlaştırdıkları alt-komitelerin faaliyete geçtiğini ve alt-komitelerin toplantılarının önümüzdeki dönemde de düzenli şekilde devam edeceğini belirtti. Ali Babacan, sınırların, yerel ile uluslararası gibi ayrımların yavaş yavaş ortadan kalktığı, sermayenin rahatlıkla bir ülkeden diğerine akmaya başladığı bir dönemde bulunulduğuna dikkati çekerek, Bugün Lübnan'daki, Kuveyt'teki bir banka gelip Türkiye'de bir banka, bir şirket kurabiliyorsa, ortaklık kurabiliyorsa, Türk bankaları Bahreyn'de, Suudi Arabistan'da şube açabiliyorsa, kısacası eskinin sınırları, engellemeleri yerine artık serbestlik, uluslararası işbirliği, ortaklık gibi kavramlar ekonomilerin, ülkelerin geleceğini tayin etmeye başlamış demektir dedi. Türkiye olarak, Körfez ülkelerini birbirine bağlayacak bir demiryolu ağının kurulmasına özel önem atfettiklerini ifade eden Babacan, bu ağın Türkiye'ye uzatılmasının aradaki coğrafi mesafeleri kısaltacağını, Körfez'i sadece Türkiye'ye değil, aynı zamanda Avrupa'ya ve Orta Asya'ya bağlayacağını anlattı. Bakan Babacan, Türkiye ve Körfez ülkelerinin büyük bir potansiyele sahip bulunduğunu dile getirdi. Bazı yatırım bankalarının tahminlerine göre Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) 2050 yılındaki gayri safi yurt içi hasılasının 4 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Türkiye'nin ise 6 trilyon dolarlık bir ekonomi olması bekleniyor. Bir bütün olarak bakacak olursak KİK Türkiye 10 trilyon dolar büyüklüğe sahip bir bölge haline gelecek. Eğer KİK Türkiye tek bir ülke olsaydı, 2050 yılında dünyanın en büyük beşinci ekonomisi konumunda olacaktı. Dolayısıyla biz bugün bir olabilirsek, işbirliğimizi daha da geliştirebilirsek insanlarımızın refahı katlanarak artacak, daha müreffeh bir geleceğe sahip olabileceğiz. KÖRFEZ İLE TİCARET 12 MİLYAR DOLARA DAYANDI Körfez ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2002 yılında yaklaşık olarak 1,5 milyar dolar mertebesinde iken, 9 yıl gibi kısa bir sürede 11,9 milyar dolara yükseldiğini belirten Babacan, ülkelerin büyüklükleri ve sahip olduğu potansiyel ile kıyaslandığında ticaret hacminin son derece düşük seviyede bulunduğunu dile getirdi. Babacan, karşılıklı ticaret hacminin daha da artarak potansiyelini gerçek manada yansıtabilmesi için Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) en kısa sürede imzalanması gerektiğini belirterek, Bu bağlamda, gerek Türkiye, gerek tüm Körfez bölgesi için geniş ticaret ve yatırım fırsatları sunacak olan Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin uzun bir süreden bu yana yapılamayan 5. tur müzakerelerin ivedilikle gerçekleştirilmesi faydalı olacaktır. Ekonomik işbirliğimizi derinleştirecek ve tüm Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin ortak çıkarlarına hizmet edecek bu anlaşmanın daha fazla vakit kaybedilmeden sonuçlandırılması için ortak çabalarımızı yoğunlaştırmamız gerektiğine inanıyorum diye konuştu.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Ali Babacan, özellikle son yıllarda birbiri ardına uygulamaya koydukları ekonomik reformlar neticesinde Türkiye'deki yatırım ortamının son derece cazip hale geldiğini belirterek, şunları kaydetti: Bunun bir yansıması olarak, Körfez bölgesi iş adamlarının artan oranda Türkiye'ye yatırım yapma arzularını memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle finans ve bankacılık, inşaat, taşımacılık, enerji ve tarım gibi pek çok alanda firmalarımız güzel projelere, ortaklıklara imza atabilirler. Ayrıca üçüncü ülkelerde firmalarımızın, iş adamlarımızın beraber çalışabileceklerini de ben ayrıca vurgulamak istiyorum. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ile enerji alanında işbirliği geliştirmeye de büyük önem atfediyoruz. Enerji konusunun stratejik diyalog mekanizmamızın önemli bir boyutunu oluşturabileceğini düşünüyorum. Zira Türkiye hidrokarbon kaynakları bakımından zengin Hazar Havzası, Orta Asya ve Orta Doğu ülkeleri ile tüketici pazarları arasında bir transit ülke konumundadır. Bu konumun getirmiş olduğu sorumluluk ile hidrokarbon kaynaklarının kesintisiz ve güvenilir güzergahlardan sevkıyatını sağlamak üzere doğu-batı ve kuzey-güney eksenlerinde çeşitli projeler geliştiriyoruz. Ceyhan, Körfez'deki kardeşlerimizin Türkiye'deki yatırım alanlarından birini teşkil edebilir. Ayrıca, Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin ülkemizde elektrik enerjisi alanında yatırım yapmasını arzu ediyoruz. TEK BİR TÜRK BANKASINDA DAHİ SORUN YAŞANMADI Bakan Babacan, krizi öncesinde Türkiye'de önemli reformlar gerçekleştirdiklerini dile getirerek, şunları söyledi: Özellikle kamu maliyesi açısından Türkiye kendisine çekidüzen verdi. Bütçe açığını belirgin olarak düşürdük ve sağlam bir mali yapı ile kriz dönemine girdik. Aynı zamanda fiyat istikrarı konusunda, enflasyon ile mücadele alanında önemli bir mesafe kaydettik. Türkiye'de bankacılık reformu gerçekleştirdik, yeni bir bankacılık yasasıyla, mortgage yasasıyla, yeni bir kredi kartı yasasıyla bankalarımızın denetimini, gözetimini güçlendirdik. Sosyal güvenlik reformumuzu tamamladık ki biliyorsunuz bugün pek çok ülkede özellikle Avrupa ülkelerinde sosyal güvenlik temel bir sorun haline geldi krizinin temelinde bankacılık ve kamu maliyesi var. Türkiye her iki alanda da yapısını güçlendirmiş olarak bu kriz dönemine girdi. Kriz süresince tek bir Türk bankasında dahi sorun yaşamadık ve devletin sağladığı mevduat garanti sisteminde dahi bir değişiklik yapmak zorunda kalmadık. Siyasi istikrar ve güçlü siyasi irade Türkiye'yi krizden koruyan en önemli faktörlerden birisi oldu. Bununla birlikte öngörülebilirlik ve güven ortamı elde ettiğimiz başarıda belirleyici olmuştur. Kriz döneminde açıkladığımız Orta Vadeli Program ile biz sadece 6 aylık, 1 yıllık değil, 3 yıllık bir perspektif ortaya koyduk. Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 9'luk bir büyüme elde ettiğini anımsatan Babacan, 2011 yılı genelinde ise yüzde 8 civarında bir büyüme beklediklerini, arasında Avrupa ortalamalarının üzerinde bir büyüme elde edeceğini tahmin ettiklerini ifade etti. Ali Babacan, Türkiye'nin tarımsal ekonomik büyüklük açısından dünyanın en büyük sekizinci, Avrupa'da ise birinci sırada yer aldığını bildirerek, Türkiye'nin 2023 yılında 3 basamak yükselerek beşinciliğe çıkmasını beklediklerini söyledi. Bakan Babacan, şu anda Türk vatandaşı olmayanların gayrimenkul satın almaları ile ilgili olarak daha esnek bir çerçeve üzerinde çalıştıklarını bildirerek, ayrıca Hazinenin yatırımcı tabanının genişletilmesi ve risklerin daha etkin bir şekilde yönetilmesi için kira sertifikası ihracı üzerinde çalıştıklarını, yasal düzenlemenin ve hemen akabinde de ilk ihracın bu yıl içerisinde gerçekleşmesini arzu ettiklerini bildirdi yılı gelindiğinde Türkiye'nin GSYH'nin 2 trilyon doları, kişi başına gelirin ise 25 bin doları aşmasını ve Türkiye ekonomisinin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almasını hedeflediklerini bildiren Babacan, bununla birlikte İstanbul'un dünyadaki ilk on finans merkezi içinde yer almasını arzu ettiklerini kaydetti.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 'Nükleer santralinize talibiz görüşmelere hazırız' Güney Kore Bilgi Ekonomisi Bakanı Hong Sukwoo, Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santrale talip olduklarını, bu ay içinde görüşmelere başlayabileceklerini bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Güney Kore Bilgi Ekonomisi Bakanı Hong Sukwoo, EÜAŞ ile Güney Kore'nin SK ve KOSEP firmaları arasında Afşin-Elbistan'daki kömür sahaları ve mevcut kömür santrallerinin rehabilitasyonuna ilişkin mutabakat zaptının imza törenine katıldı. Konuk bakan Hong Sukwoo, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının toplantı salonunda gerçekleştirilen törende, iki ülkenin birçok alanda stratejik işbirliği içinde olduğunu belirterek, işbirliği seviyesini daha da artırmak istediklerini söyledi. İki ülke arasındaki işbirliğinde enerji sektörünün büyük öneme sahip olduğunu ifade eden Sukwoo, Türkiye'nin Afşin-Elbistan'daki kömür sahaları ile mevcut kömür santrallerinin iyileştirilmesinde ülkelerini tercih etmesinin memnuniyetini yaşadıklarını dile getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız da iki ülke arasındaki dostluğun yarım asırdan uzun bir zamandır sürdüğünü anımsatarak, Türkiye ve Güney Kore'nin birçok alanda kader birliğinin bulunduğunu söyledi. Aradaki kader birliğinin ekonomik alanda da devam ettiğini belirten Bakan Yıldız, İki ülke arasındaki ticari işbirliği daha önce çok defa söz konusu oldu. Bunlardan biri de Irak'ta TPAO ile KOGAZ'ın kazandığı ihaleydi. İşbirliğimiz bu sefer yerli kaynaklarımızdan olan kömürün daha verimli üretilmesi ve işlenmesi için gerçekleşecek. Birbirini her konuda gayet iyi anlayan iki ülkenin işbirlikleri bundan sonra da devam edecek dedi. GÖRÜŞMELER BU AY İÇİNDE Mutabakat zaptının imzalanmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan iki bakana, ilk olarak Sinop'ta yapılması planlanan Nükleer güç santraline Güney Kore talip mi? sorusu yöneltildi. Bu soru üzerine Güney Kore Bilgi Ekonomisi Bakanı Sukwoo, Türkiye'de kurulması planlanan nükleer güç santraliyle ilgilendiklerini belirterek, Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santrale talibiz. Bu ay içinde görüşmelere başlayabilir dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ise Güney Kore ile daha önceden esaslar üzerine görüş alışverişinde bulunulduğunu belirterek, bazı konularda anlaşıldığını, anlaşma sağlanamayan konularda ise görüşmelerin bu ay içinde yürütüleceğini söyledi. Güney Kore'nin nükleer güç santraline talip olmasının Japonya ile görüşmelerin sona erdiği anlamına gelmediğini vurgulayan Bakan Yıldız, şunları kaydetti: Türkiye'nin nükleer konusundaki kararlılığı devam ediyor. İki değil üç santral yapıp ülkemize kazandırmak için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Doğalgaz sıkıntısının yaşadığı ve doğalgazda dışa bağımlılığımızın devam ettiği bu dönemde hem nükleer güç santrali hem de kömür gibi yerli kaynakların kullanılması daha da önem kazanıyor. Elektrikte kayıp-kaçak yüzde 9 a inecek, tasarruf 10 milyar lirayı bulacak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, elektrik dağıtım özelleştirmeleri öncesinde Türkiye genelinde yüzde 20 lere yaklaşan kayıp-kaçak oranının şu anda yüzde 16 lara düştüğünü, 2015 te ise yüzde 9 un altına düşürüleceğini belirterek, Kayıp kaçağın bu orana düşmesi ile beş yılda 10 milyar lira tasarruf sağlanmış olacak dedi.

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, elektrik piyasası ikinci tarife döneminde Türkiye genelinde kayıp kaçağı yüzde 10 un altına düşürmeyi hedeflediklerini belirterek, bu sayede 10 milyar liralık tasarruf elde edileceğini söyledi. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği nin (ELDER) Abant ta düzenlenen sektör toplantısına katılan Köktaş, bugüne kadar yapılan özelleştirme ihaleleri sonucunda 11 elektrik dağıtım şirketinin özel sektörde olduğunu ifade ederek, Gerek abone sayısı, gerek tüketim rakamlarında piyasanın yüzde 52 si özel sektörün eline geçmiş durumda dedi. Kayıp kaçak yüzde 16 Bundan beş-altı yıl önce elektrik dağıtım sektörü toplantısı yaptıklarında sadece kamu olarak bir araya geldiklerini dile getiren Köktaş, şöyle konuştu: Bugün yarısı özel sektör olan bir elektrik dağıtım sektöründen bahsediyoruz. Devir teslim yapılan bölgelerin kayıp kaçağında önemli azalma var. Kısa süre önce Türkiye genelinde yüzde 20 lerde olan kayıp-kaçak, bugün yüzde 16 larda milyon aboneyi düşündüğünüzde, yüze 1 lik azalmanın bile ne kadar büyük tasarrufa denk geldiğini görüyorsunuz. Yüzde 19 tahsilat 86 ya çıktı İlk kez Başkent ve Sedaş ı özel sektöre devrettikleri 2009 Şubat ından bugüne, elektrik tahsilatında da yüzde 15 artış yaşandığını vurgulayan Köktaş, Özel sektörün elinde sihirli değnek mi var sorusunu şöyle yanıtladı: Bizim insanımız aldığı hizmetin bedelini ödemekten imtina etmez. Kabahat kamu tarafında, orada da aflar en önemli unsur. Kamu kesimi tahsilât rejimi arkasında sağlıklı duramadı. Bugün özel sektör aldığı elektriğin bedelini 35 günde üretim şirketine ödüyor. Bazı bölgelerin bazı sektörlerinde çok ciddi tahsilât sorunu vardı. Mesela Konya Meram bölgesi tarımsal sulama açısında en yüksek bölge. Özelleştirme öncesi tarımsal sulamada tahsilât yüzde 19 du sonunda bu rakam yüzde 86 ya ulaştı. Faturanın arkasında duruyor Bunın inanılmaz bir başarı olduğunu kaydeden Köktaş, şöyle devam etti: Yüzde 19 tahsilât, 86 ya çıkıyorsa bu sistemin değişimidir. Özel sektör faturanın arkasında duruyor. Fatura gider, ihbar süresinde ödenmeyince kesilir. Artık kamu tarafı da faturalarını ödüyor. Onun için özelleştirmeleri bir an önce yapmalıyız. Tahsilât faydası o kadar yüksek ki sadece bu yüzden özelleştirmeleri yapabiliriz. Bir diğer fayda ise tüketicinin bilincinin özelleştirme sonrası çok artması oldu. Tüketici hızlı bilinçleniyor. Bu bizim için otokontrol sisteminin kurulması demek. Her tüketici bir enerji uzmanı gibi; bunun bilinçlenme açısından büyük katkısı var. Yatırımlarda 2.5 kat artış birinci tarife dönemi ile ikinci tarife dönemi kıyaslandığında yatırımların 2.5 kat artış gösterdiğine dikkat çeken Köktaş, Beş yılda elektrik dağıtım şirketleri sisteme 8.5 milyar lira yatırım yapacak. Bu çok önemli. Yatırımı yapacak olan şirketler, bu yatırımların geri dönüşünü 10 yıl içinde alıyor. Bu patronların taşın altına elini koyması, kendi parasını harcaması anlamına geliyor. Sektörün önünde çok ciddi yatırım olduğunu söyleyebiliriz diye konuştu. Sokak aydınlatmaları baştan sona yenilendi HASAN Köktaş, piyasanın yüzde 52 sinin özelleşmiş olmasının genel anlamda elektrik dağıtım sektörüne ne gibi katkılar sağladığını sorduğumuzda, şunları anlattı: Dağıtım sektöründe ilk devri Şubat 2009 da gerçekleştirdik. Aslında üç yıllık bir süreci konuşuyoruz. Özel sektör deneyimi ile piyasa yönetiminin en büyük nimeti verimlilik ve hizmet kalitesindeki artış. Neredeyse tüm merkezlerde yeni hizmet binaları var. Türkiye sathında binin üzerinde hizmet birimi yenilendi bu süreçte. Sokak aydınlatmaları baştan sona yenilendi. Personel başına eğitimde yüzde 100 artış var. Personele yatırım, hizmette kaliteyi sağlayacak. Hizmetin artmasının en temel unsuru olan insan kaynaklarında artış var.

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Özelleştirme İdaresi nde yeni ihale senaryoları var HASAN Köktaş, Boğaziçi, Gediz ve Antalya bölgeleri ihaleleri şimdiden iptal oldu. Diğer bölgelerde iptal olacak gibi. Sizce yeniden çıkılacak ihalelerde nelere dikkat edilmeli sorusuna, Özelleştirme İdaresi nin yerine geçmek istemem ama muhtemel tüm senaryolar Özelleştirme İdaresi nde var. Ulusal ve uluslararası piyasada finansman kabiliyeti azalıyor yanıtını verdi. İhalelere hiç yabancı yatırımcı katılmaması konusunda ise, Elektrik dağıtım sektörü tarifesi düzenlemeye tabi. Uzun vadeli getiri hesabı çalışan fonlar haricinde yabancılar, tarifesi düzenlemeye tabi piyasada faaliyet göstermek istemez dedi. Bu 70 parsel arazi alıcı bekliyor Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), mülkiyeti Karayolları Genel Müdürlüğü ve Maliye hazinesine ait toplam 70 taşınmazı özelleştirme kapsam ve programına aldı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan ÖYK Kararına göre, İstanbul Bölge Müdürlüğü'nün Maltepe ilçesinde bulunan 45 taşınmazı, İzmir Bölge Müdürlüğü'nün Bornova'daki 6 tarlası, İzmir Şube Sahası'nın Bornova ve Bayraklı'daki 11 adet taşınmazı, Ankara 47. Şube Sahası'nın Keçiören'deki 1 gayrimenkulu, Şanlıurfa 91. Şube Şefliği Sahasının kent merkezindeki taşınmazı ile Yozgat 65. Şube Şefliği Sahası'nın merkezdeki 1 taşınmazı özelleştirme kapsam ve programına alındı. Söz konusu taşınmazlar satış yöntemiyle özelleştirilecek ve satış varlık satışı suretiyle yapılacak. Özelleştirme işlemleri 24 ay içinde tamamlanacak. Bu taşınmazların her türlü bakım, onarım ve işletilmesi ile bunlardan doğan her türlü yükümlülük ve işletilmelerinden elde edilecek gelirler, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar Karayolları Genel Müdürlüğüne bırakılacak. Kurul, bir diğer kararı ile de Mersin'in Silifke ilçesinde bulunan, Maliye hazinesine ait 5 taşınmazı özelleştirme kapsam ve programına aldı. Bu taşınmazlar satış veya işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilecek. Özelleştirme işlemleri, 31 Aralık 2015'e kadar tamamlanacak.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ Azerbaycan dan gaz akışı kesildi Azerbaycan dan Türkiye ye gelen doğalgaz akışının bugün durduğu öğrenildi. Bunun üzerine Türk yetkililer, İran dan gaz miktarını artırmasını istedi. Kış günlerini yaşadığımız bu günlerde Azerbaycan dan Türkiye ye gelen doğalgaz akışı bugün durdu. Reutters ın haberine göre; yetkililer, İran dan doğalgaz arzını artırması talep edildi. (NTV) Özilhan "babayiğit" olmaya aday Anadolu Holding İcra Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, yerli otomobil fikrinin mümkün olduğunu belirterek, yerli otomobil üretilmesi konusunda ortaya çıkacak ciddi oluşumların içinde olabileceklerini bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın geçen yıl katıldığı TÜSİAD Genel Kurulunda "Bütün babalar burada artık şu yerli otomobil işini halledin" sözleriyle başlayan, sonraki aylarda "Bir babayiğit çıkar yerli otomobili yapar" konuşmasıyla devam eden yerli otomobil fikrine Anadolu Holding de sıcak bakıyor. Anadolu Holding İcra Kurulu Başkanı Özilhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye nin artık birçok alanda olduğu gibi otomotivde de kendi markalarını yaratması gerektiğini savunarak, bu konuda kamuoyunda beklentinin yüksek olduğunu söyledi. Yerli otomobil konusunun milli bir davaya dönüşmeye başladığını ifade eden Özilhan, yerli otomobil projesinin hayata geçmesinde girişimcilerin çabaları kadar devleti teşvik ve desteğinin de önemli olduğunu vurguladı. Üretildikleri ülkelerle özdeşleşen birçok markanın kuruluşunda devlet desteğinin olduğunu ve bu destekler sayesinde bu markaların bugünlere geldiğini dile getiren Tuncay Özilhan, "Devlet gereken desteği verirse bir değil birkaç yerli marka ortaya çıkabilir. Çünkü Türkiye bu konuda hem üretim hem de pazarlama konusunda gerekli alt yapıya sahip. Türkiye zaten otomobil de kamyon da otobüs de üretiyor. Burada yapmamız gereken adıyla, tasarımıyla ve birçok parçasıyla bir marka yaratmak. Devlet ve özel sektör el ele verirse bu da mümkün olur" diye konuştu. "Büyüyen Türkiye nin markası olmalı" Koç Grubunun yerli otomobil için niyet bildirmesinin yerli otomobilin üretilmesi için önemli bir adım olduğunu belirten Özilhan, ilk başlarda yüzde yüz yerli otomobilin üretilmesinin zor olduğunu ama belli bir zamanın ardından bunun mümkün olacağını dile getirdi. Özilhan, grup bünyelerinde Isuzu, Kia, Lada ve Geely markaların Türkiye distribütörlüklerini yaptıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: "Grup olarak otomobil üretimi yapmıyoruz, ama uzun yıllardır otomotivin içinde olduğumuz için sektörün girdilerini çıktılarını çok iyi biliyoruz. Bundan dolayı da yerli otomobil fikrine uzak değiliz. Ben yerli otomobilin her zaman yapılabileceğini düşünenlerdenim. Bu konuda ciddi bir oluşum gerçekleşirse biz de bunun içinde olabiliriz. Ekonomisi her geçen gün büyüyen Türkiye nin otomobilde de kendi markasına sahip olması artık gerekli."

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Başkent Doğalgaz özelleştirmesinde bir süre uzatımı daha Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş nin yüzde 20 oranındaki belediye hissesinin özelleştirilmesine ilişkin ihalede son teklif verme tarihi 17 Mayıs a çekildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı nın "Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş nin yüzde 20 oranındaki hissesinin özelleştirilmesine ilişkin ihale düzeltme ilanı", Resmi Gazete nin bugünkü sayısında yayımlandı. İlanda, Belediyenin, EGO Genel Müdürlüğü, Belso, Belko ve Portaş a ait iştiraklerin Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş deki toplam yüzde 20 oranındaki hissesinin, satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla ihale edileceğinin, 28 Aralık 2011 tarihinden itibaren yayımlanan ilanlarla kamuoyuna duyurulduğu hatırlatıldı. İlanda, bu duyurularda 16 Şubat 2012 olarak belirlenen son teklif verme tarihinin, 17 Mayıs 2012 olarak değiştirildiği belirtildi. -Yüzde 80 lik hisse için de süre uzatılmıştı- Başkent Doğalgaz Dağıtım Anonim Şirketi nin yüzde 80 oranındaki hissesinin özelleştirilmesine ilişkin ihale süreci de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülüyor. Bu ihale için daha önce 27 Ocak 2012 olarak açıklanan son teklif verme süresi de 16 Nisan 2012 tarihine ertelenmişti. Siemens fabrikayı büyütüyor ağır konuklar yatırıma geliyor Türkiye de 20 kişilik Ar-Ge kadrosunu 100 mühendise çıkaran, fabrika yatırımlarını büyütme kararı alan Siemens in Yönetim Kurulu Üyeleri haziranda İstanbul a gelerek yeni yatırım stratejisi çizecek Siemens Türkiye nin Genel Müdürü Hüseyin Geliş, grubun yatırım tarafında yeni girişimlere hazırlandığını belirterek, Avrupa nın krizde olması farketmiyor. Siemens, Türkiye de daha fazla nasıl yatırım yapabileceğinin peşinde. Bunun için haziran ayında Siemens in tüm yönetim kurulu İstanbul a gelecek ve 2016 yılına kadar Türkiye de Siemens olarak nasıl bir şirket olacağını konuşacağız. Ana konu Türkiye deki yatırım fırsatları olacak dedi yılında ticari bir yıl öncesine göre ciro olarak yüzde 35 büyüdüklerini kaydeden Geliş, 2012 yılında da Türkiye de ciddi büyüme hedefliyoruz de Avrupa daki durum ağırlaşırsa bizi etkiler ama Avrupa dışında 60 ülkeye ürün satıyoruz. Dünyada çok para var. ABD, Ortadoğu ve Çin de fazla para var. Türkiye de de altyapı yatırımları olacak nin iyi olacağına inanıyoruz, en az yüzde 18 büyüme hedefliyoruz diye konuştu. 50 milyon euro luk yatırım Siemens in endüstri, enerji, sağlık, altyapı ve şehirler kategorilerinde faaliyet gösterdiklerini söyleyen Geliş, Enerji sektöründe yüksek gerilim dünya üretimini Türkiye ye kaydırdık. Çünkü Türkiye deki tedarikçilerin kalitesi Avrupa normlarına uyuyor. Kartal da yüksek gerilim fabrikası kurduk. 3 ay içinde fabrika üretim yapacak hale getirildi Siemens içinde rekor bir süre milyon euro ya mal oldu. Üretilen ürünlerin yüzde 90 ı tüm dünyaya ihracat ediliyor şeklinde konuştu. Hüseyin Geliş, 2009 da Gebze de fabrika kurduklarını belirterek, Orta gerilim panolarını üretiyoruz te fabrikanın yanına ikinci fabrikayı kuracağız. 50 milyon euro luk bir yatırım. Yine orta gerilim panoları üretilecek. Yatırımlarımıza devam ediyoruz dedi.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Mühendis ihracı başladı Türkiye bünyesinde Ar-Ge merkezini büyüttüklerini söyleyen Hüseyin Geliş, Bundan 4 sene önce Ar-Ge de toplam olarak 20 den az kişi çalışıyordu, bugün 100 kişi çalışıyor. Siemens Türkiye ye yeni bir rol veriyor. Mühendis transferine başladık. Almanya da açık var. Sadece Siemens 3 bin mühendis arıyor. Türkiye den mühendis transferine başladık. Ar-Ge merkezlerimizde eğitiyoruz. Yılda en az 10 mühendisi Türkiye den Almanya ya transfer ediyoruz dedi. İstanbul un trafik sorununa çözüm için proje peşinde Hüseyin Geliş, grup içinde şehirler sektörünü kurduklarını ifade ederek, Özellikle İstanbul daki trafik sorununa çare olacak projeler geliştiriyoruz. İstanbul da Üsküdar-Ümraniye metro projesiyle ilgileniyoruz. İstanbul daki trafiği rahatlatmak için ABD ve Londra da uygulanan belli bölgelere parayla giriş projelerimiz var. Yeni arabalı vapurlardaki elektrik sistemini Siemens olarak biz yaptık. Ankara, Kayseri deki metro projelerinnde yer aldık. Su konusunda dünyanın en büyük su arıtma şirketiyiz. Su arıtma sistemimizle yüzde 50 verimliliği artırıyoruz diye konuştu. Boğaz altına rüzgar türbini önerisi geldi Rüzgar enerjisinde 8.3 gigabite lık lisans olduğunu ve toplamda 75 şirketin bulunduğunu söyleyen Siemens Türkiye Genel Müdürü Hüseyin Geliş, Bence 75 şirket önümüzdeki 5 yılda olmayacak. Konsolidasyon göreceğiz. Sadece 10 şirket kalacak. 8.3 gigabytlik projelerin hepsi yapılamayacak. Çünkü yüzde 50 si düşük verimli alanlarda dedi. Rüzgar enerjisinde off-shore (denizdeki tirbünlerde) alanında Siemens in bir numara olduğunu ifade eden Geliş, Türkiye de o konuya henüz girilmedi. Enerji Bakanımızla da bu konuyu konuştuk. Boğaz çok uygun. Ama boğazda rüzgar tirbünleri görmek istemem. Boğazın altında olabilir. Off-shore lisansına henüz başlanmadı diye konuştu. SOCAR, Petkim in özelleştirilecek yüzde lik hissesine talip SOCAR Türkiye Başkanı ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, Petkim deki son kamu hissesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından çıkılan ihale için Stratejik bir önemi yok, ama şirketimize olan inanç ve güvenin bir göstergesi olarak bu hissenin ihalesine gireceğiz dedi. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Petkim deki yüzde lik kamu hissesinin satışıyla ilgili dün yayınlanan ihale ilanı hakkında açıklama yapan Kenan Yavuz, Mayıs 2008 de yüzde 61 oranındaki kamu hisselerinin yüzde 51 lik bölümünü özelleştirme ihalesinden aldıklarını, devletin elinde kalan yüzde 10 luk hissenin satışının da bir süredir gündemlerinde olduğunu söyledi. Yavuz, ihalenin stratejik yatırımcılardan ziyade, finansal yatırımcıların ilgisini çekeceğini tahmin ettiğini dile getirerek, Bizim için farketmez, ihaleye gireceğiz. Makul fiyat olursa alırız ifadelerini kullandı. Kenan Yavuz, bu ihalenin şirketin şirket değerini en doğru biçimde ortaya koyacağını da sözlerine ekledi. Resmi Gazetede dün yayınlanan ihale ilanında 1 milyar lira sermayeli şirketin yüzde oranına karşılık gelen A grubu hisse, kapalı zarf usulü teklif alma ve pazarlık görüşmeleri yoluyla satılacağı kaydedildi. İhale için son teklif alma tarihi ise 20 Mart 2012 olarak belirlendi. Bu arada dün Petkim, Petkim limanının uzun süreli işletilmesine yönelik APM Terminals ile ön mutabakat sağladığını duyurdu.

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör Uras Bizde iktisatçının Hüzünlü sü de Hüzünsüz ü de var The Wall Street Journal ın Overheard bloğunda, bir yazı yayınlandı. Bu yazıda Türkiye son iki yılda güçlü büyüme yaşadı, ama Türk iktisatçıları hüzünlü bir zümre. Türkiye nin büyümesini beş yıldır olduğundan düşük tahmin ettiler. Türkiye ile ilgili tahminlerinde yabancı meslektaşlarından daha karamsarlar deniliyor. Eskiden gazetelerde okuyucu mektupları yayımlanırdı. Şimdi internet çağındayız. Gazetelerin okuyucu blok ları var. İsteyen okuyucu bu bloğa yazı gönderiyor. Gönderilen yazılar belli bir seçim ile blokta yayınlanıyor. The Wall Street Journal gazetesinin okuyucu bloğunun ismi Overheard. Bu blokta yayınlanan yazıyı gönderen Mert Yıldız, yurtdışında iyi okullarda eğitim gören, uzun süre İstanbul da ING Bankası nda çalışan bir iktisatçı yılı Ekim ayında, Londra da, bir Rus broker firması olan Renaissance Capital de çalışmaya başladı. Ortadoğu ve Gelişmekte olan Ülkeler piyasalarından sorumlu. Mert Yıldız, ING Bankası nda çalışırken Türk ekonomisi ile ilgili değerlemeler yapardı. Değerlemeleri genellikle iyimser değerlendirmelerdi. Şimdi gelelim bir Türk iktisatçı tarafından topu birden Hüzünlü ilan edilen iktisatçılarımızın durumuna. Bizde bir tür iktisatçı yok. Farklı farklı iktisatçılar var. 1) Akademisyen İktisatçılar: Bunlar bilimsel değerlendirmeler yaparlar. Değerlendirmeleri genelde geriye dönük rakamlara dayalıdır. Olan biteni anlatırlar. 2) Kurum İktisatçıları: Bunlar bir bankada, bir aracı kurumda, bir şirkette çalıştıkları için olan biteni kurumları açısından değerlendirirler. Gerçekçi olmak zorundadırlar. Aksi halde kurum riske girer. 3) Danışman İktisatçılar: Bunlar geçimlerini konferans vererek, talep halinde yerli ve yabancı müşteriye ekonomiyi anlatarak geçimlerini sağlayan iktisatçılardır. Konuşma yaptıkları, kendilerinden görüş isteyen kesimin bekleyişi doğrultusunda ekonomiyi iyi veya kötü yanı ile öne çıkarırlar. 4) Politikacı İktisatçılar: Bunlar ya açık açık bir partiye üyedir ya da gönülden bağlıdır. Politika ateşi kalplerinde yanar. Yanar da yandaş oldukları partiler onları bir türlü milletvekili yapmaz. Onlar ise Politikada pişer, bir gün olur bize de düşer ümidi ile gönüllerindeki partinin pozisyonuna göre, ekonomide olan biteni ya överler, ya kötülerler. 5) Finans kesimine ve piyasaya yol gösteren iktisatçılar: Bunlar kötümser olamaz. Olurlar ise hizmet verdikleri finansal kesimin ve piyasanın müşterileri kaçar. Daha çok trend analizine dayalı olarak işlerin ne zaman düzeleceğini, piyasanın ne zaman çalışacağını ve fırsatları anlatırlar. Krizde bu kesimdeki iktisatçılara ilgi arttı. Onlar da yarın dolar şöyle olacak, borsa böyle olacak diyerek ahkâm kesiyorlar. (Tahminler tutar ise onlardan, tutmaz ise krizden!) 6) İndi-Bindi İktisatçıları: Bunlar TÜİK- Hazine, Merkez Bankası, Maliye ve Hazine rakamlarını değerlendirirler. Aynı göstergeleri-rakamları sıraladıktan sonra iyimserler indi der. Kötümserler bindi der. 7) Mektupçu İktisatçılar: Bunlar ya birbirlerine mektup atarlar ya da birilerine dilekçe yazarlar. Olan biten onları pek ilgilendirmez. 8) Şair İktisatçılar-Tesisatçı İktisatçılar: Şairler Derin düşünür-dünyaya ve Türkiye ye tepeden bakar. Bunların hayranları Üf be... ne laf etmiş diyerek onları alkışlar. Tesisatçılar ise, ellerinde alet, kutusu her bozukluğu onaracak bir aletten söz ederler. Faizi 2 puan indirmek para arzını 1 puan artırmak yeter... Doların 1.75 TL olması için faize 1 puan zam yapalım, derler.

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ ) Fuzuli Vekâlet ile Ayşe Hanım Teyzemin Avukatlığına Soyunan İktisatçılar: Bunlar, garibanların, saf ve bakir Türk halkının avukatlığını yaptıklarını sanırlar (Gerçekte onlardan bunu isteyen yoktur). Bunlar Vatan-Millet-Silistre rüzgârının etkisinde ülkenin ve halkın menfaatini koruduklarını, sesini duyuramayanlara tercümanlık ettiklerini düşünürler (Onlara böyle bir vekalet veren, onlara aferin diyen yoktur). İyilikleri olağan kabul ederek, yanlışları anlatmaya çalışırlar. Onun için de kara gözlüklüler diyerek azarlanırlar. Domates-Patates Muhabiri veya Anadolu-Taşra Muhabiri diye küçümsenirler. Son bir değerleme: Bir gruptaki iktisatçılar öbür gruptakileri, hatta aynı grubun içindeki iktisatçılar, grup arkadaşlarını sevmezler. İnsan insanın kurdudur derler ya... İşte o biçim. İktisatçılar birbirlerinin kurdudur. Ne yapalım ki burası Türkiye Abi cim! Deveye boynun neden eğri diye sormuşlar. Nerem doğru ki diye cevaplamış.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ Canavar cebimizi deliyor Ömrü tükenmesine rağmen hâlâ yollarda olan hurda otomobiller tüketicinin cebini de deliyor. 100 km'de yakıt tüketimi 10 lt'yi bulan hurda araçlar trafikten çekilirse Türkiye'nin petrol faturası 13 milyar azalacak Son yıllarda petrol fiyatlarındaki yükseliş, otomobil sahibi olmanın faturasını giderek ağırlaştırdı. Artık, 'depoyu full yap' demek babayiğit işi oldu. Özellikle, yakıt tüketimi yüksek, eski teknolojiyle üretilmiş otomobillerde bu iş daha da zor hale geldi. 80 ve 90'lı yılların başında üretilmiş otomobiller gerek eski motor teknolojisine sahip olmaları, gerekse ağır olmaları, gerekse yüksek aerodinamik (sürtünme) katsayısı nedeniyle, günümüz otomobillerinden daha fazla yakıt tüketiyor. Eski otomobillerin yakıt tüketimleri fabrika verileri gözardı edilir ve gerçek hayat şartları göz önüne alındığında 100 km'de 10 lt'yi aşıyor. Günümüz otomobillerinde ise yakıt tüketiminin 16 yaş üzeri otomobillere göre en az yüzde 30 daha düşük olduğu görülüyor. Ortalama bir aracın haftalık bir depo harcaması halinde yaşlı ve genci arasındaki benzin faturası farkı yılda 2 bin 500 liraya kadar çıkıyor. Yollardaki 5 milyon ömrünü tüketmiş araç trafikten çekilirse, Türkiye'nin petrol faturası yaklaşık 13 milyar TL gibi ciddi oranda düşecek. YAKIT CİMRİSİ Bugün özellikle fiyatları ekonomik küçük sınıfta yer alan otomobiller adeta yakıtı kokluyor. Bu segmentte yer alan dizel otomobillerin 100 km'deki yakıt tüketimleri yaklaşık 3.4 lt gibi oldukça düşük bir seviyede. Son yıllarda büyük talep gören otomatik vitesli benzinli otomobillerde yakıt tüketimi aynı segmentteki düz vitesli dizel otomobillere göre az da olsa yüksek. Bu segmentteki otomobillerin 100 km'deki yakıt tüketimi 6.8 litreye kadar çıkıyor. Petrol fiyatları tasarrufu öğretti OTOMOTİV dünyası, 1970'lerde yaşanan enerji krizi sonrasında otomobillerin yakıt tüketimini azaltmaya yönelik çalışmalar başlattı. Öncelikle motorların tasarımları yenilendi. Otomobil üreticileri motorların yanma odalarını yeniden tasarlayarak ve pistonun sürtünmesini randımanlarını artırma yoluna gitti. Ayrıca karbüratörler yerine enjeksiyon sistemine geçildi. Vites oranları da artırılarak, yakıt ekonomisi sağlanmaya çalışıldı. 70'lerde başlayan yakıt tüketimini düşürmeye yönelik çalışmalar, günümüzde artarak devam ediyor. Hemen hemen tüm otomotiv üreticileri, yakıt tüketimi düşük ve dolayısıyla çevreyi daha az kirleten teknolojiler geliştiriyor. Yeni teknoloji tüketimi düşürüyor Günümüz otomobillerinin yakıt tüketimlerinin düşük olmasının en önemli nedenleri şunlar: Otomobillerin ağırlıkları daha az. Tasarım nedeniyle sürtünme katsayıları daha düşük. Gelişmiş motor teknolojisine sahipler. Pistonlar, krank ve supaplar gibi hareketli parçaların sürtünme oranları düşük. Eskisine oranla uzun oranlı şanzımanlar kullanılıyor. Düne kadar 5 vitesi olan otolar, artık 6 vitesli. Hatta bazı yeni otolarda bu oran otomatik şanzımanlarda 8 ileri vites bile var. Bu da yakıt tüketimini olumlu etkiliyor. Hava yakıt karışımını dolayısıyla otomobilin performansını artırırken, tüketimi düşüren elektronik destekli tasarımlar var.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ km'de ne kadar tüketiyor? Volkswagen Polo 1.2 TDI Bluemotion 100 Km'de 3.4 lt. Opel Corsa 1.3 CDTi EcoFlex 100 Km'de 3.6 lt. Seat Ibiza 1.4 TDI 100 Km'de 3.8 lt. Citroen C3 1.6 HDI 100 Km'de 3.8 lt. Kia Rio Sedan 1.4 Otm. 100 Km'de 6.8 lt. Chevrolet Aveo Sedan 1.2 Otm. 100 Km'de 6.8 lt. Hyundai Accent Blue 1.6 CRDi 100 Km'de 4.4 lt. Renault Symbol 1.5 dci 100 Km'de 4.5 lt. Dacia Logan 1.5 dci Km'de 4.6 lt. Hyundai Accent Era 1.5 CRDi 100 Km'de 4.6 lt Kia Rio Sedan Km'de 5.8 lt. Renault Symbol Km'de 5.9 lt. Mitsubishi Colt Km'de 5.0 lt. Nissan Micra Km'de 5.0 lt.? Toyota Yaris Km'de 5.1 lt. Hyundai Accent Blue 1.4 CVVT Otm. 100 Km'de 6.3 lt. Petrol faturası % 30 azalır CARİ açığın en önemli kalemlerinden biri petrol ithalatı. Türkiye'nin petrol faturası 20 milyar doların üzerinde. Bu faturanın yüksek olmasının nedenlerinden biri de otomobil parkının yaşı. Trafiğe kayıtlı otomobillerin yarısı eski teknolojiyle üretildiği için yüksek yakıt tüketimi, enerji faturasının yükselmesine neden oluyor. Yaşlı araçların yoldan çekilmesiyle, petrol faturasını yüzde 30 azaltmak mümkün. Körfez'den 10 yılda 30 milyar $ Son 10 yılda Körfez ülkelerinden 30 milyar dolarlık yatırım çeken Türkiye, cazip projelerle gelecek 3-5 yıl içinde Körfez fonlarından 30 milyar dolar sermaye daha çekmeye hazırlanıyor Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip Körfez bölgesi ülkelerinin (Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Umman) yatırım konusunda Türkiye'ye olan ilgisi her geçen yıl artıyor. Körfez ülkelerinde 2.5 trilyon doların üstünde olduğu tahmin edilen dünyanın en büyük yatırım fonlarına odaklanan Gulf-Turk Capital yetkilileri, söz konusu fonların yurtdışı yatırımlarının ise 1.8 trilyon doları geçtiğini belirtiyor. Bir dönem finans piyasalarının dışladığı Körfez-Arap fonları, küresel ekonomik krizin vurduğu gelişmiş ekonomiler için adeta bir can simidi haline geldi. ABD, Avrupa ve dünyadaki diğer gelişmiş ülkeler likidite açıklarını kapatmak için Körfez ülkelerindeki yatırım fonlarına yoğunlaşmış durumda. Körfez fonları ise ABD mortgage krizinden ve Ortadoğu ülkelerindeki siyasi olumsuzluklardan etkilendiği için daha güvenli ve daha cazip Türkiye projelerine yönelme eğilimi gösteriyor. Türkiye'nin, cazip projeleriyle ve Körfez finansal enstrümanlarına entegre olarak önümüzdeki 3-5 yılda söz konusu fonlardan 30 milyar dolar sermaye daha çekebileceği vurgulanıyor. Körfez fonlarının Türkiye'de özellikle bayındırlık, enerji, sağlık, gayrimenkul, sanayi ve altyapı projeleri ile yakından ilgili olduğu biliniyor.

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MALEZYA ÖRNEĞİ Son 10 yılda Körfez ülkelerinden Türkiye'ye yaklaşık 30 milyar dolarlık (yatırım ortaklıkları) doğrudan sermaye yatırımı geldi. Bu miktar, 2.5 trilyon doları bulan Körfez potansiyelinin sadece binde birini oluşturuyor. Karabulut, 1990'lı yıllarda ilk defa sukuk ihracını gerçekleştiren Malezya'nın Körfez'deki finansmanı ülkelerine çekmek için strateji belirlediğini ve 2011'e itibariyle 112 milyar dolar ile en fazla sukuk işlemi gerçekleştiren YENİ PROJELER FONLARI ÇEKİYOR Gulf Turk Capital Grubu'nun paylaşım fonları programıyla Türkiye'de öncelikle devletin satın alma ve koruma güvencesi verdiği sağlık, ulaşım, enerji, telekomünikasyon, bayındırlık ve imar projelerine fonları çekebileceklerini belirten Karabulut, yatırım ve projelere de ortalama 5 yıl vadeli, yüzde 4-6 arası yıllık gelir paylaşımı ile sukuk fonlarının yapılandırıldığını bildirdi. Karabulut, sukuka olan talebin yüksekliği ve İslami finans sistemin kredibilitesinin yüksek olması nedeniyle daha iyi kredi notlaması sağlayabilmelerinden ötürü Körfez yatırımcılarının sukuk yöntemlerine itibar ettiğini söyledi. SUKUK TAHVİLLERİYLE YATIRIM YAPACAKLAR Yatırım finans danışmanlığı şirketi Gulf-Turk Capital Program Koordinatörü Suat Karabulut, Türkiye'nin yükselen marka değeriyle, ekonomik ve stratejik konumuyla, kamu-yerel ve özel sektörün geliştirdiği cazip projeleriyle Körfez finansal enstrümanlarına entegre olarak önümüzdeki 5 yılda Körfez fonlarından 30 milyar dolar sermaye çekebileceğini söyledi. Özellikle Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) da onayladığı sukuk tahvillerine Körfez yatırımcılarının daha kolay yatırım yapacağını kaydeden Karabulut, bu tahvillerin oturmuş piyasalarda, Londra ve Körfez borsalarında işlem gerçekleştirdiğini kaydetti. KAPIYI GIDAYLA AÇTI, GAYRİMENKUL VE İLACA GELİYOR Körfez'in Perakende Kralı Al Sulaiman Holding, Türkiye'ye ilk adımını gıda ile attı. Suudi Arabistan merkezli Al Sulaiman Holding'in yatırım kolu olan, aynı zamanda Ortadoğu ve Afrika Bölgesi'nin ilk islami girişim sermaye bankası Venture Capital Bank ve Bank Alkhair, Avrupa ve Ortadoğu'nun önde gelen meyve suyu konsantresi ve meyve püresi üreticisi Göknur Gıda ile ortaklık anlaşması imzaladı. 100 milyon dolarlık anlaşma ile Türkiye kapısını açan firmanın hedefinde yeni sektörler var. Gıdada yatırıma devam edecek firma, gayrimenkul ve ilaç sektörüne de farklı projelerle girecek. Bir Türk gayrimenkul şirketine ortak olmayı planlayan Venture Capital Bank, kentsel dönüşüme odaklanacak. Firmanın kentsel dönüşümdeki hedefi eski binaları yeniden orjinaline sadık kalarak yıkıp, yeniden inşaa etmek. GAYRİMENKULE İLGİ VAR Gayrimenkul yatırımları için bir fon kurmak istediklerini söyleyen firma yetkilileri, elde edecekleri tüm geliri bu fona aktararak yeni yatırımları finanse edeceklerini belirtti. Türkiye'de sağlık sektörüne Körfez şirketleri ve fonlarının büyük ilgi gösterdiğini anlatan şirket yetkilileri, sağlıkta hastane alımlarına bölgeden ilginin sürdüğünü, ilaç konusunda kendilerinin radarında bazı firmaların olduğunu kaydetti. Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi 1'inci İş Forumu açılış toplantısında gerçekleşen ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın da katıldığı imza töreniyle Göknur'un yüzde 65'ine Venture Capital Bank ortak oldu.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Ray Sigorta pazara yeni soluk getirecek RAY Sigorta Pazarlama Direktörü Feridun Art, pazara sunacakları yeni ürünlerle sigorta sektörüne yeni bir soluk getireceklerini belirtti. Ray Sigorta' nın müşteri ihtiyaçları ve değişen sektör dinamiklerine göre pazarlama çalışmalarını şekillendirdiğini belirten Feridun Art; "Yeni ürünlerimizi oluşturma çalışmalarımız 2012 yılında da devam edecek, bu anlamda üzerinde önemle durduğumuz ve sektöre yeni bir soluk getireceğine inandığımız projelerimiz var. Bu projelerle bir yandan portföy dönüşümüne katkı sağlamayı ve muhtelif branşlarda şirket portföyümüzü genişletmeyi hedefliyoruz" dedi. SİGORTA TEMEL İHTİYAÇ Ülkemizde sigorta bilinci ve buna bağlı olarak sigortalılık oranının henüz olması gereken düzeye erişmediğini dile getiren Art, "Sigorta, gelişmiş ülkelerde tüketiciler tarafından talep edilen bir ürünken ülkemizde hâlâ arz yoluyla satılıyor. Bir başka deyişle, sigortanın temel bir ihtiyaç olduğu fikri ülkemizde henüz yerleşmedi. Bunun yanında sigortalı sayısı ve sigorta bilinci her geçen yıl ülke ekonomisindeki gelişime paralel olarak artış gösteriyor. Yıllar bazında sigortalı sayısı değişimleri bu artışı ortaya koyuyor. Ancak sigorta bilincinin artmasının zaman alan bir süreçtir" diye konuştu.

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ 'Yerli radyolink' harekâtı başladı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) öncülüğünde TÜBİTAK tarafından tasarlanan ve geliştirilmesine Turkcell mühendislerinin katkı sunduğu, üretimi SimPro tarafından gerçekleştirilen 'Yerli Radyolink Projesi' için imzalar atıldı İmza töreninde konuşan BTK Başkanı Tayfun Acarer, bilişimin gelişmesi için mutlaka zemini hazırlamak gerektiğini belirterek, O zemin de altyapıdır. Bunun için de fiber, baz istasyonu lazım. Bunların olmazsa olmaz ara elemanı radyolink lazım. Bu sebeple de bu projeyi ayrıca önemsiyorum dedi. Yıllarca bekledik Acarer, radyolink in kendisine göre bir sarf malzeme olduğunu dile getirerek, hem sabitte hem de mobilde radyolink in çok kullanıldığına işaret etti. Radyolink in sabit ve mobil şebekenin ortak elemanı olduğuna işaret eden Acarer, bu cihazı Türkiye de altyapıyı kullanan herkesin kullanabileceğini kaydetti. Acarer, bu malzemenin Türkiye de üretilebilme olanağının olmasına rağmen yıllarca yurtdışından ithal edindiğini hatırlatarak, bu nedenle projenin başından beri emeği geçen herkese teşekkür etti. Turkcell Şebeke Operasyonlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu daturkcell in yeni radyolink cihazlarının tasarım aşamasından başlayarak SimPro tarafından üretilmesine kadar her aşamada yerli üretime destek verdiğini belirtti. Terzioğlu, Turkcell olarak 2.1 milyon TL lik yatırımla Türkiye ekonomisine sağladığımız katkının yanı sıra müşterilerimiz için iletişim kalitesinde de çıtayı bir kez daha yükseltiyoruz diye konuştu. Terzioğlu, yerli üretim şartını karşılayarak bu proje ile 7GHz bandında ses ve data iletimine başladıklarını ifade ederek, böylece şebeke kalitesi ve sürekliliğini daha da geliştirmiş olacaklarını dile getirdi. SimPro Genel Müdürü Alaeddin Gülbüken de Türkiye de bir ilk olan bu projede yer almanın gururunu yaşadıklarını dile getirerek, İletişim teknolojilerinde KOBİ olarak yerli üretim gerçekleştirmemiz, bu alanda dışa bağımlılığı ortadan kaldırıyor. Böylece yatırımlar ülke içinde kalıyor, sektörün yarattığı istihdam her geçen gün daha da büyüyor dedi. Vodafone yerli linkle Şırnak ta Vodafone Türkiye, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu nun (BTK) öncülüğü ve TÜBİTAK işbirliğiyle gerçekleştirilen yeni altyapı projesiyle, 81 ildeki abonelerine 2G ve 3G hizmetlerini yerli üretim radyolink ile sağlamayı hedefliyor. BTK nın öncülüğünde başlayan radyolink projesi kapsamında, üretimi TÜBİTAK tarafından yapılan uzak mesafeli telekomünikasyon altyapı sistemleri ile Vodafone un şebeke servisleri, arazi ve iklim şartlarının yarattığı etkilerden bağımsız olarak kesintisiz sunulacak. Niğde gazozuna Arap ortak Girişim sermayesi yatırımcıları Venture Capital Bank ve Bank Alkhair, Niğdeli meyve suyu konsantresi üreticisi Göknur Gıda'ya ortak oldu Türkiye Körfez İş Forumu nun ilk toplantısı meyve verdi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin ev sahipliğinde toplanan iş forumunda Körfez Bölgesi nin girişim sermayesi yatırımcıları Venture Capital Bank ve Bank Alkhair, Niğdeli meyve suyu konsantresi üreticisi Göknur Gıda ya yüzde 65 ile ortak oldu.

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ milyon dolar büyüklüğündeki yatırımın 30 milyon doları şirketin büyümesini desteklemek için Göknur Gıda nın sermaye arttırımında kullanılacak. Üretiminin yüzde 50 sini ihraç eden Göknur Gıda nın günlük 2000 ton işleme kapasitesi bulunuyor. İmza töreninde Venture Capital Bank CEO su Abdullatif Mohamed Janahi, yatırımın Türk ekonomisine duyulan güvenin göstergesi olduğunu belirtti. Alkhair Capital CEO su Şebnem Kalyoncuoğlu Ünlü ise private equity alanında yatırım yapan Ortadoğulu yatırımcılar için Türkiye nin güçlü ekonomisi ve yüksek büyüme hızı ile en önemli yatırım pazarı haline geldiğini söyledi. Göknur Gıda nın CEO su Osman Aslanali de her 2 bankanın yatırımı ile şirketin büyüme potansiyelini katlayarak dünyanın önde gelen firmalarından biri olacağını belirtti. Gelen sadece 30 milyar $ Forumun açılışında ise TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son 10 yıldır Türkiye nin siyasi ve ekonomik bir istikrar adası olarak ortaya çıktığını, ancak buna rağmen 2.5 trilyon dolarlık Körfez yatırım fonlarından Türkiye ye sadece 30 milyar dolar yatırım geldiğini kaydetti den bu yana devam eden çatışma ve gerilimlerin Ortadoğu ya faturasının 12 trilyon dolar olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, coğrafyayı ve insanları refah içinde yaşatabilecek kaynağın iyi kullanılamadığını belirtti.