GÖNEN DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Transkript

1 TEMMUZ-KASIM 2010 İKİ AYLIK YAYIN ORGANI YIL: 44 SAYI: 2010/ GENEL TEMSİLCİLER KURULU ve EĞİTİMİ GÖNEN DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ HABERİ Sayfa te GENEL BAŞKAN ÖZCAN KESGEÇ sendikamız tarafından mezarı başında anıldı Sayfa 6-7 Toplu Sözleşme Dairesi haberleri Sayfa 9 ÜNİBEL grevimiz kazanımla sonuçlandı Sayfa 10 MESAM da imza töreni yapıldı Sayfa 11 METRO TİS süreci, 10. Md. toplantıları ve temsilcilerden görüşler Sayfa SORU 10 CEVAPTA ALTİŞVEREN Sayfa 18-19

2 2 Sosyal-İş Gazetesi GÜNDEM Konfederasyonumuzun Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler in bizzat bedensel emeğini de katarak yaratılan, kardeş sendikamız Birleşik Metal İşçileri Sendikası na ait Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisi nde, örgütümüzün tüm organlarının istişare ve eğitim toplantıları yapabilmesi, uzun süredir aklımızda olan bir düşünceydi. Bu düşüncemizi Ekim 2010 tarihlerinde gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Sınıf mücadeleleri tarihinde gencecik bir örgüt olan Sendikamızın bugünkü yöneticileri olarak bundan sonra yapacağımız işlerin, gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikten daha önemli ve başarılı etkinlikler olmasını hedefliyoruz. Örgütümüzün organları, yöneticileri ve emekçileriyle bu amacımıza ulaşmak için daha çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Birçoğumuzun bildiği gibi 1966 yılında 66 yürek biraraya gelerek sendikamızın harcını atmıştı. Bir süre işyeri sendikası olarak varlığını sürdüren örgütümüz eski Genel başkanımız Özcan Kesgeç in olağanüstü birikimi ve çalışkanlığıyla yol almaya başlayarak ekonomik mücadelenin yanına siyasal mücadeleyi de katarak, kararlı bir sınıf örgütü olmuştur. Biz bugün örgütümüzün bu niteliklerine sahip çıkan emanetçileri olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmek için çaba gösteriyoruz. Sendikamızın bu anlayışının ve kararlılığının örgütümüzü 12 Eylül faşizminden dahi koruduğunun bilinciyle kurucularımıza, eski Genel Başkanımıza ve bizden önceki yöneticilere layık olma sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu bilinçle örgütümüzün büyütülmek, güçlendirmek ve ülkemizin emek mücadelesinde yüz akı olan Konfederasyonumuza katkı sunmak için gece gündüz çalışıyoruz. Bu hedeflerimize, örgütümüze yakışır bir disiplin içinde, hoşgörü ortamında ve çok seslilikle adım adım ulaşacağız. Haydi adımlarımıza adımlarınızı ekleyin Haydi hep beraber... Metin EBETÜRK Genel Başkan GENEL TEMSİLCİLER KURULU ve EĞİTİMİ ÖZCAN KESGEÇ İN ANISI SENDİKAMIZDA YAŞI- YOR 6-7 SOSYAL-İŞ HUKUK 8 TİS HABERLERİ 9 ÜNİBEL GREVİ NDE ANLAŞMA SAĞLANDI 10 MESAM DA İMZA TÖRENİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ 11 DMO TİS TOPLANTISI YAPILDI 11 METRO MARKETLERDE 4. DÖNEM TİS E DOĞRU METROLARDAN GÖRÜŞLER TEMSİLCİLİK SEÇİMLERİ SORU 10 CEVAPTA ALTİŞVEREN RAPOR 24 PAYLAŞTIKLARIMIZ SPOR 28 SAHİBİ SOSYAL-İŞ Sendikası adına Genel Başkan Metin EBETÜRK Genel Yayın Yönetmeni, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Celal UYAR Gen. Sekr. TASARIM Sosyal-İş Basın Yayın Dairesi Yerel Süreli Yayın Yayın No:4337 Baskı Tarihi 6 Aralık 2010 YÖNETİM YERİ SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZİ Mithatpaşa Cad. No: 56/10 Kızılay / Ankara Tel: (pbx) Faks: web: e-posta:sosyal-is@sosyal-is.org.tr BASKI: Öncü Basın Yayın Ltd.Şti.K.Karabekir Cad.No:85/2-Ankara Tel: SOSYAL-İŞ SENDİKASI ŞUBELERİ ANKARA : Mithatpaşa Cad. 54/4 Kızılay Tel : e-posta: ankarasube@sosyal-is.org.tr Faks : İSTANBUL: Muratpaşa Mahallesi, Muratpaşa Sokak Tel : Bilge Apartmanı 21/2 Yusufpaşa/Aksaray Faks : e-posta: istanbulsube@sosyal-is.org.tr ANTALYA: İsmetpaşa Cad Sokak. H. Atmaca Apt. No:15 Tel-Faks : İZMİR: Mahmut Esat Bozkurt Cd Sk. No:2 D:5 Alsancak Tel-Faks : e-posta: izmirsube@sosyal-is.org.tr

3 Sosyal-İş Gazetesi 3 Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi gerçekleştirildi İki gün süren toplantılara 100 ü aşkın temsilci ve üyemiz katıldı... Sendikamız Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi toplantıları Ekim 2010 tarihinde başarıyla gerçekleştirildi Sendikamız Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi toplantıları, Ekim 2010 tarihlerinde gerçekleştirildi. Kardeş sendikamız Birleşik Metal-İş e ait olan Balıkesir/Gönen Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme tesislerinde yapılan toplantılar oldukça verimli geçerken, gerçekleştirilen eğitim toplantıları da üye ve temsilcilerimiz tarafından beğeniyle karşılandı. 12 Ekim deki toplantılar, Kemal Türkler ve Özcan Kesgeç başta olmak üzere, sendikal mücadele yitirdiklerimiz anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından, program sunuşunu gerçekleştiren MESAM İşyeri Sendika Temsilcimiz Deniz Evren Gügüş Genel Sekreter Celal Uyar ı kürsüye davet etti. Uyar konuşmasında başarı temennilerini ileterek, iki gün boyunca sürecek toplantı programı ile ilgili bilgi verdi. Ebetürk 2010 yılı örgütlenme atılımını anlattı Uyar dan sonra kürsüye gelen Genel Başkan Metin Ebetürk açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Sendikamız yönetiminin göreve gelmesinden bu yana gerçekleştirdiği faaliyetler üzerinde duran Ebetürk, sendikamızın 2010 yılı örgütlenme atılımına dikkat çekti. Ebetürk, birçok yeni işyeri ile bağ kurulduğunu, binlerce işçi ile yüz yüze gelindiğini ifade etti. Sendikamız tarafından yayımlanan çeşitli raporların kamuoyunda geniş yankı uyandırdığını ifade eden Ebetürk, çalışmalarımızın Meclis in gündemine dahi geldiğini söyledi. MESAM Temsilcimiz Deniz Evren Gügüş toplantılarımıza sunuş konuşmalarını yaparak katkı sundu Gen. Skr. Celal Uyar Sendikamızın yöneldiği, taşeron şirket işçilerinin örgütlenme çalışması ve taşeron sistemine karşı mücadele ekseninde yürütülen çalışmaları anlatan Ebetürk, özellikle kamu üniversitelerindeki taşeron şirket işçileri başta olmak üzere, işkolundaki diğer taşeron şirket çalışanlarını sendikal örgütlenmeyle tanıştırmaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye vakıf üniversitelerindeki ilk sendikal örgütlenme olan İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenmemiz başta olmak üzere diğer işyerlerindeki örgütlenmelerimizi anlatan Genel Başkan Ebetürk, özel dershanelere yönelik olarak bir örgütlenme çalışmasının sürdüğünü söyledi. Türkiye de Bilişim Sektöründeki ilk örgütlenme ve ilk grevi gerçekleştirme onurunu taşıyan sendikamız ve ÜNİBEL AŞ çalışanlarına da değinen Ebetürk, 7 gün süren grevimizin kazanımla sona ererek toplu sözleşmenin imzalandığını ifade etti. Gen. Bşk. Metin Ebetürk Temel eğitimler ve Genel Temsilciler Kurulu başarıyla gerçekleştirildi Genel Başkan Ebetürk ün açılış konuşmasının ardından eğitim toplantıları başladı. Temel Sendikal Eğitim başlıklı ilk sunum, Sendikamız Uzmanı Onur Bakır tarafından gerçekleştirildi. Bakır yaptığı sunumda sömürenler-sömürülenler, toplumsal sınıflar, kapitalizm, işçi sınıfı ve sendikamız Sosyal-İş gibi başlıklar üzerinde durdu. Onur Bakır

4 4 Sosyal-İş Gazetesi Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi gerçekleştirildi Sendikamız Avukatı Serdar Erman Av. Murat Özveri konuğumuz olarak bir sunum gerçekleştirdi Sendikamız Avukatı Faik Serdar Erman ise İşçilerin Temel Hakları başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İş hukuku ve işçilerin hakları konuları üzerinde duran Erman yaptığı sunumda temsilcilerimizi hukuksal boyutta bilgilendirdi. Eğitim toplantısı sonrasında üyelerimizden gelen soruları yanıtladı. Erman ın sunumundan sonra öğle arası verildi. Öğle arasından sonraki oturuma, sendikamız tarafından hazırlanan ve 8. Olağanüstü Genel Kurulumuzdan bu yana gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri anlatan bir sinevizyon gösterilerek başlandı. Sinevizyon gösterisi büyük beğeni toplayarak uzun süre alkışlandı. Sinevizyon gösterisinin ardından Avukat Murat Özveri Toplu Sözleşme Eğitimi başlıklı konuşmasını yaptı. Özveri nin canlı ve akıcı üslubuyla gerçekleştirdiği sunum, büyük ilgi uyandırdı. Özveri, ülkemizdeki iş ve sendikalar hukukunu eleştirerek esas kazanımların sokaklarda ve örgütlülükle elde edebileceği ve korunabileceğini ifade etti. Özveri den sonra kürsüye gelen ve günün son sunumunu gerçekleştiren Onur Bakır, İşyeri Sendika Temsilcileri Temel Eğitimi başlıklı konuşmasını yaptı. Bakır, İşyeri Sendika Temsilciliği, görev ve sorumlulukları, konu ile ilgili mevzuat ve sendikamızın demokratik anlayışı doğrultusunda sendika temsilcilerinin seçimle göreve gelmesi gibi konular üzerinde durdu. 12 Ekim de gerçekleştirilen eğitim toplantıları, Bakır ın sunumuyla beraber son bulurken, bu sunumun ardından Genel Temsilciler Kurulu toplantısına geçildi. Sendikamız faaliyetleri, yaşanan gelişmeler, örgütlenme sorunları gibi konular üzerinde durulan Genel Temsilciler Kurulu toplantısı oldukça olumlu bir şekilde sonuçlanırken, sendikal ilkelerimiz temelinde kenetlenmiş bir Sosyal-İş in ne kadar güçlü bir örgüt olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Metro ve DMO temsilcileriyle TİS toplantıları yapıldı Metro TİS toplantısı 13 Ekim deki etkinliklere ise üç grup halinde devam edildi. Metro Grosmarket işyeri sendika temsilcilerinden oluşan ilk grup, 4. Dönem Toplu Sözleşmesine ilişkin hazırlık toplantısını gerçekleştirdi. Aynı şekilde Devlet Malzeme Ofisi işyeri sendika temsilcilerimiz de yaklaşan toplu sözleşme süreci için hazırlık toplantısını yaptı. Bu işyerleri dışındaki temsilci ve üyelerimiz ise eğitim toplantılarına devam etmek üzere atölye çalışmaları kapsamında toplandı. Ayrı ayrı gerçekleştirilen Metro Grosmarket ve DMO toplu sözleşme toplantılarında, sözleşme taslakları üzerine çalışmalar yapılırken, sözleşme sürecinde öne sürülecek talepler belirlenmeye çalışıldı. Genel Temsilciler Kurulu toplantısı DMO TİS toplantısı

5 Sosyal-İş Gazetesi 5 Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi gerçekleştirildi Atölye çalışmaları dört farklı etkinlik olarak gerçekleştirildi Katılımcı bir eğitim: Atölye çalışmaları Metro ve DMO Toplu Sözleşme süreci için yapılan toplantılar sürerken gerçekleştirilen atölye çalışmaları, üyelerimiz tarafından ilgiyle karşılandı. Atölye çalışmalarının ilki Sendikamız Uzmanı Onur Bakır tarafından gerçekleştirildi. Türkiye de İşçi Sınıfının ve Sendikal Örgütlenmenin Mevcut Durumu başlıklı sunumu gerçekleştiren Onur Bakır konuya ilişkin çeşitli istatistiksel verileri aktararak yorumladı. Bakır ın sunumundan sonra, Bu tabloyu değiştirmek için ne yapmalıyız? sorusunun temsilcilere yöneltilmesiyle, konu ile ilgili atölye çalışmasına geçildi. Temsilcilerimiz ve üyelerimiz yaptıkları çalışmalarla, çalışma yaşamına ilişkin taleplerimizi de kapsayacak şekilde çeşitli öneriler sundular. Bu çalışmadan sonra Sendikamız Basın Yayın Sorumlusu Umut Yıldırım tarafından sunulan İletişim ve Sendika başlıklı atölye çalışmasına geçildi. İletişim, kitle iletişimi, sendika yayınlarımız ile habercilik ve haber yazımı üzerinde duran Yıldırım, sendika yayınlarımızın etkin kullanımının önemini vurguladı. Sunumdan sonra gerçekleştirilen atölye çalışmasında ise üye ve temsilcilerimiz 5 gruba ayrılarak her grup adına birer haber yazdılar. Oldukça ilginç haberlerin üretildiği atölye Örgütlenme konulu atölye çalışmasından bir görüntü çalışmasında her bir haber, temsilcilerimiz tarafından beğeniyle karşılanarak alkışlandı. İletişim ve sendika sunumundan sonra Sendikamız Örgütlenme Uzmanı Mahsun Turan tarafından Sendikal Örgütlenme başlıklı sunum gerçekleştirildi. Örgütlenme, çalışma yaşamına ilişkin mevzuat, örgütlenme teknikleri, örgütlenmede karşılaşılan sorunlar gibi konular üzerinde duran Turan, örgütlenme çalışmasında planlamanın ve kayıt tutmanın önemine dikkat çekti. Sunumun ardından gerçekleştirilen atölye çalışması ise günün en dikkat çekici çalışması oldu. Temsilcilerimizden sekiz kişi, sendikalı olan ve sendikada örgütlenmeye çalışılan olmak üzere dörderli iki gruba ayrılarak aralarında sendikayı tartıştı. Bu tartışmayı izleyen diğer temsilci ve üyelerimiz ise önerilerini kağıtlara yazarak, diledikleri gruba taktik verdiler. Günün son atölye çalışması ise Onur Bakır tarafından Kadın İşçiler, Kadın Emeği ve Kadınların Sendikal Faaliyetlere Katılımı başlığıyla sunuldu. Konuya ilişkin çeşitli istatistiksel veriler aktaran ve bunları yorumlayan Bakır, kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa dikkat çekti. Bu tablonun değiştirilmesi için ne yapmalı? sorusunun tartışıldığı atölye çalışmasında ise üyelerimiz gruplara ayrılarak konu ile ilgili önerilerini sundular. Tüm bu çalışmaların sonunda memnuniyetlerini dile getiren üye ve temsilcilerimiz, bu tür etkinliklerin daha sık ve daha yaygın yapılmasını, sadece temsilcilerin değil, işyerlerindeki üyelerin de eğitiminin sağlanması gerektiği üzerinde durdular. Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi toplantılarının sona ermesinin ardından üye, temsilci ve yöneticilerimiz, yaşadıkları şehirlere doğru harekete geçtiler. Sendikamız Uzmanı Onur Bakır Basın-Yayın sorumlumuz Umut Yıdırım Örgütlenme uzmanımız Mahsun Turan

6 6 Sosyal-İş Gazetesi Özcan Kesgeç in anısı Yakalandığı kanser hastalığına yenik düşerek 19 Temmuz 2007 tarihinde hayata veda eden sendikamız Genel Başkanı Özcan Kesgeç, vefatının 3. yıldönümünde Ankara Karşıyaka Mezarlığı nda yapılan törenle anıldı. Anma töreninde sendikamız yönetici ve üyeleri ile Özcan Kesgeç in eşi Emine Kesgeç in yanı sıra, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Cancı, Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekici, Oleyis Genel Başkanı Süleyman Doğan, Emekli Sen Genel Başkanı Veli Beysülen ile DİSK e bağlı sendikaların yönetici ve üyeleri katıldı. Ayrıca DİSK e bağlı sendikalardan Birleşik Metal- İş, Tümka-İş, Genel-İş ve DİSK Tekstil Sendikası birer çelenk gönderdiler. Tören bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Törende ilk konuşmayı yapan Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Kesgeç in 12 Eylül darbesinin ardından yargılandığını anımsatarak, 12 Eylül karanlığının sürdüğü bir ortamda idamla yargılanan Özcan Kesgeç Gayrettepe de ifade veriyor. Sorular ardı ardına geliyor; aslında verilmiş olan kararlar için usuleten dayanak aranıyor. Ancak Özcan Kesgeç, ne eğiliyor, ne bükülüyor, ne de kendini kurtarmaya çalışıyor. Sanki bir sorguda değilmiş bir paneldeymiş gibi yöneltilen her soru üzerine Sosyal-İş in ve DİSK in tarihini, ilkelerini, mücadele geleneğini anlatıyor. Demokrasiyi, insan haklarını, işçi sınıfının hak ve özgürlüklerini savunuyor. Lafını hiç esirgemiyor, yeri geldiğinde dünya görüşünü açık ve net söylemekten çekinmiyor dedi. Mücadelesi mirasımızdır Genel Başkan Ebetürk, Kesgeç in bu tutumunun kendilerine miras kaldığını kaydederek, Kesgeç in kendileri için bir dost, ağabey, yoldaş olduğu kadar bir öğretmen de olduğunu ifade etti. Ebetürk, İşte bu yüzden Özcan Kesgeç hala aramızdadır. Özcan Kesgeç, yaşamı boyunca inatla sürdürdüğü mücadelesiyle, bize bıraktıklarıyla, bize öğrettikleriyle hala aramızdadır. Eğer bugün 12 Eylül darbesinin tüm izlerine, sermaye dostu hükümetlere, hak hukuk tanımayan patronlara rağmen Sosyal- İş Sendikası örgütleniyor ve büyüyorsa, eminiz ki Özcan Kesgeç, mezarında rahat uyumaktadır diye konuştu. Ebetürk, gelecekte de Kesgeç ten devraldıkları mirası yaşatarak yarınlara taşıyacaklarını söyledi. Kesgeç mücadelemizde yaşıyor DİSK Genel Başkan Yardımcısı Ali Cancı, Kesgeç in mücadeleci bir işçi önderi olduğunu vurgulayarak, DİSK in her toplantısında Kesgeç in ne söylediği dikkatle dinlenirdi, onun olmadığı bir toplantıda yokluğu hissedilirdi. Hepimize örnek oldu dedi. Kesgeç in işçi sınıfından yana tutumundan asla vazgeçmediğini vurgulayan Cancı, Kesgeç in bu tutumunun Sosyal-İş Sendikası nda yaşamaya devam ettiğini ifade etti. İlklere imza attı Emine Kesgeç ise Özcan Kesgeç in inandığı değerleri, doğruları, ilkeleri tüm yaşamı boyunca hayata geçirmek için her koşulda mücadele ettiğini kaydetti. Kesgeç in hayatı boyunca önemli ilklere imza attığını vurgulayan Emine Kesgeç, Kesgeç in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi nde ilk öğrenci derneğini kurduğunu, SSK Müdürler Kurulu na ilk işçi temsilcisi olarak seçildiğini, 1 Mayıs ın İşçi Bayramı olarak toplu sözleşmelere girmesini sağladığını ve 12 Eylül ün ardından Borçlar Kanunu uyarınca toplusözleşme yaparak 12 Eylül yasalarını deldiğini vurguladı. Kesgeç, Özcan Kesgeç in hayatı boyunca savunduğu sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışı hala Sosyal-İş te yaşıyor. Vakıf üniversitelerindeki ilk sendikalaşma Bilgi Üniversitesi nde devam ediyor. İşte bu yüzden Özcan Kesgeç in ruhu huzur içinde dedi.

7 Sosyal-İş Gazetesi 7 sendikamızda yaşıyor Kesgeç in 24 Kasım 1999 Öğretmenler Günü nedeniyle yayınladığı, Sosyal-İş Gazetesi nin Aralık 2005 tarihli sayısında da yayınlanan yazıyı ilginize sunuyoruz. KESGEÇ İN YAŞAM ÖYKÜSÜ Sosyal-İş Eski Genel Başkanı Özcan Kesgeç 1945 yılında Afyon un Dinar ilçesinde dünyaya geldi. İlköğretiminden sonra Kuleli Askeri Lisesi ne giren Kesgeç öğrenim yılında mezun oldu Mayıs 1963 olayları nedeniyle Harp Okulu ndan uzaklaştırıldı. Sendikacılık yaşamına 1967 de başlayan Kesgeç, Sosyal-İş Sendikası nın 1969 yılında yapılan Genel Kurulu nda Genel Sekreterliğe, 1972 yılında ise Genel Başkanlığa seçildi.1974 yılında DİSK Genel Başkanvekilliğine getirilen Kesgeç, 1975 yılında Türkiye İşçi Partisi nin (TİP) kuruluşunda yer alarak Merkez Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu yılında askeri cunta tarafından kapatılan DİSK ve bağlı sendikaların yöneticileriyle birlikte gözaltına alındı. İdamla yargılanan Kesgeç 5 yıl süren tutukluluktan sonra beraat etti. DİSK ve bağlı sendikaların beraat etmesi ve 1992 yılında tekrar faaliyete başlaması üzerine Kesgeç Sosyal-İş in başına geçerek sendikayı tekrar ayağa kaldırdı. Çankaya Belde AŞ de Borçlar Kanunu na göre bağıtladığı sözleşme ile 12 Eylül yasalarının getirdiği örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri de aştı. Vefat ettiği tarihe kadar görevinin başında kalan Kesgeç, kanser hastalığı nedeniyle 19 Temmuz 2007 tarihinde yaşama gözlerini yumdu. ÖĞRETMENLERİMİZ, ÖZELLİKLE DE ÖZEL OKUL VE DERSANE ÖĞRETMENLERİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ NÜZ KUTLU OLSUN! Bugün 24 Kasım Ülkemiz öğretmenlerinin yirminci yüzyıldaki son öğretmenler günü. Başımızın tacı, her derdimizin ilacı olduklarını belirtme günü. Bunları belirtme görevi de doğal olarak etkili ve yetkili yöneticilerimize ait. Emeği ile geçinen, üretip çoğalan, yaşamı sağlayan halkın, katrilyonlarının sömürücülere hortumlandığı bir düzende, öğretmenlerin yoksulluk sınırının altındaki ücretlerle yaşama vatanseverliğini ve faziletini gösterdiklerini haykırmak elbette o yöneticilerimizin hakkı olmaktadır. Öğretmenlere ve de tüm çalışanlara 2000 yılı için reva gördükleri %15 lik ücret zammını, avantacıların-rantiyecilerin hakkından keserek, ne fedakarlarıklarla yaptıklarını, başka kmin anlatmaya hakkı vardır! Etiniz, tırnağınız ile aldığınız sendikal örgütlülüğünüzü, çağcıl grevli toplu sözleşmeli yasal bir çerçeveye oturtma savaşımınızı, böylesine kutsal bir günde dile getirmenize canım ne gerek var, biz sizleri seviyoruz diyerek günün mana ve ehemmiyetine uygun davranmak, onlardan başka kimin hakkı olabilir? Ulusal laik demokratik eğitim çabanıza, eğitim birliği savaşımınıza, mesleki yetkinlik uğraşınıza, eğitimin en temel insan hakkı olduğunun kökleşmesi için dirençli duruşunuza; izninizle sizlere küreselleşme ve globalleşme dersleri vererek bu gününüzü daha da anlamlı kılacaklardır. Sayıları yüzbinleri aşan özel okul ve dersane öğretmenlerini adam yerine saymadıklarını, tümüyle özelleştirilmiş eğitim amaçlarının da buna uygun olduğunu tabi ki söylemeyeceklerdir. Uluslararası Çalışma Örgütüne, 2821 Sayılı Sendikalar Yasası ndaki, 625 sayılı yasaya tabi öğretmenler için konulmuş bulunan sendikaya üye olma yasağını kaldırarak, nasıl demokratikleştiklerini böbürlenerek yazıp anlatırken; 625 sayılı yasada bu yasağı bütün uyarılara karşın koruma ikiyüzlülüklerini sürdürmeye devam edeceklerdir. Bu güzel ve özel gününüzde daha neler sayayım sevgili öğretmenlerimiz. Hepinizin, özellikle de okul ve dersane öğretmenlerinin öğretmenler günü kutlu olsun! NOT: Bu mesajı, 24 Kasım 1999 Öğretmenler Günü nedeni ile yayınlamıştım. 6 yıl geçmesine karşın, öğretmen sorunları ve eğitim sistemimizin, düzelmek ve iyileşmek bir yana, daha da kötüleştiği günümüzde, bu durumu ortaya koyması bakımından aynen yayınlamayı uygun buldum. İnsan hafızasının unutkanlık diye bir sakatlığının varlığı karşısında yararlı olacağını sanıyorum. Eğitim işkolunda da etkinlik gösteren bir işçi sendikası olarak, kamuda çalışan öğretmenlerin örgütlülüğü ile ortak mücadlee platformu oluşturma zorunluluğumuzun altını bir kez daha çiziyorum.

8 8 Sosyal-İş Gazetesi SOSYAL-iŞ HUKUK Av. Faik Serdar ERMAN Hukuk Danışmanı VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE AKADEMİK PERSONEL ARASINDAKİ İŞ GÖRME BORCUNDAN KAYNAKLANAN SÖZLEŞMENİN NİTELİĞİ VE SÖZLEŞME SONA ERDİRİLDİĞİNDE BAŞVURULACAK YARGI YOLU I-GİRİŞ Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personelin istihdam edilmeleri ve özellikle iş sözleşmelerinin sona erdirilmesi halinde hangi yargı yolunun görevli olduğu konusunda farklı düşünceler vardır. Bir grup hukukçuya göre bu sözleşmeler özel hukuk hükümlerine tabidir. Diğer bir grup hukukçu ise Anayasanın 130. Maddesinin son fıkrasında düzenlenen vakıf üniversitelerinin, özerklik, eğitim ve öğretim ve bilimsel özgürlük ve bilimsel düşünce açısından devlet üniversitelerinden farklı olmadıklarını dolayısıyla akademik personel ile vakıf üniversitesi arasındaki sözleşmenin idari sözleşme olduğu ve sözleşmenin haksız olarak sona erdirilmesi halinde adli yargıya (iş mahkemelerine) değil idari yargıya başvurulması gerektiğidir. Kısıtlı yer nedeni ile konu ana başlıkları ile incelenecektir. II- SÖZLEŞMENİN NİTELİĞİ VE SÖZLEŞ- MENİN SONA ERDİRİLMESİ HALİNDE GÖ- REVLİ YARGI YOLU. Bir kısım hukukçular ve bir kısım mahkeme kararlarına göre, Vakıf Üniversitesi ile akademik personel arasında, bu personel 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu nun 4/a maddesi uyarınca devlet memuru sayılmadıklarından 4857 sayılı İş Yasası uyarınca esas olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi uyarınca çalıştırılabilecekler ve iş sözleşmeleri işveren tarafından sona erdirilince 4857 sayılı Yasa nın 18. maddesindeki koşullar varsa iş güvencesi hükümlerinden yararlanarak adli yargıda işe iade davası açabileceklerdir. İş akitlerinin belirsiz süreli olması asıl belirli süreli yapılması istisnadır. İş yasasının 11/1. maddesinde belirtilen objektif koşullar olmadıkça belirli süreli iş sözleşmesi yapılamayacak, aksi takdirde belirli süreli iş sözleşmesi baştan itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacaktır. Öte yandan İş yasası ve mevzuat bazı hallerde de belirli süreli iş akitlerinin yapılmasını zorunlu kılar. Bu gibi hallerde belirli süreli iş sözleşmesinin kurulabilmesi için ayrıca objektif nedenlerin bulunması zorunlu değildir tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre bu kurumlarda çalışan müdür, diğer yönetici ve öğretmenler ile bağlanacak iş sözleşmeleri en az bir yıllıktır. Eğitim ve öğretimin aksamadan yürütülmesini sağlamayı amaçlayan bu kural uyarınca adı geçen kişilerle akdedilen sözleşmeler belirli süreli yapılacak ve bir yıldan az süreli olmayacaktır. Ancak öğretide sayın Süzek Yargıtay tarafından isabetli olarak kararlaştırıldığı gibi üniversite (vakıf üniversitesi) öğretim üyeleri ile belirli süreli iş akdi yapılmasını gerektiren bir yasal düzenleme ve objektif neden bulunmamaktadır. Bu itibarla bunların belirsiz süreli sözleşme ile çalıştığının kabulü gerekir (1) demektedir. Bu durumda vakıf üniversitelerinin akademik personel, iş akdinin iş veren tarafından feshi durumunda 4857 sayılı yasanın ilgili maddeleri uyarınca işe iade davası açabilecek ancak davanın sonucunda, mahkeme işe iade kararı ile birlikte işçinin (akademik personelin) işyerindeki kıdeme göre 4 ile 8 ay arasında bir tazminata da hükmedecektir. Bu durumda işveren işe iade kararına uymaz ise bu tazminatı ödeyerek işbaşı yaptırmaktan kurtulacaktır. Bu husus 4857 sayılı Yasa nın , maddelerinde düzenlenen iş güvencesi hükümlerinin mutlak anlamda hukuki bir koruma getirmediğini de göstermektedir. Bir başka grup hukukçuya göre Vakıf Üniversiteleri ile Akademik Personel arasındaki sözleşme, bilimsel özgürlük ve bu özgürlüğün korunması, geliştirilmesi serbestçe kullanılması gereği idari sözleşmedir. Bu yaklaşıma göre vakıf üniversitelerinde istihdam edilen akademik personelin iş akitlerinin işveren tarafından fesh edilmesi durumunda bu işlemlerin iptali için idari yargıda dava açılabilecektir. Bu görüş özellikle Danıştay ın kararları sonucunda ortaya çıkmış ve yasal dayanağını Danıştay kakarında belirtildiği üzere, Anayasa Mahkemesi Kararlarından ve Anayasanın 130.maddesinden almaktadır(2). Söz konusu karara göre Anayasa nın 130 maddesi ve 2547 sayılı YÖK Yasası hükümleri uyarınca devlet veya vakıflar tarafından kurulmuş olması fark etmeksizin, bütün yüksek öğretim kurumları kamu tüzel kişiliğine sahip olup, kamu hizmeti olan eğitim ve öğretim hizmetini aynı esaslara tabi olarak yerine getirirler. Anayasanın 130 maddesinin en son fıkrasında Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir düzenlemesi yer almaktadır. Buradan yola çıkılarak da vakıf yüksek öğretim kurumlarındaki akademik personelin, idare hukuku kurallarına göre, idari hizmet sözleşmesi ile istihdam edilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Danıştay İdari Dava Daireleri nin Yürütmeyi Durdurma (YD) İtiraz 2010/5 sayılı kararında akademisyenlerin işe alınmaları ve yükselmeleri ile ilgili hakları ile çalışma süresi, ücret, tatil vb. hakları ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Danıştay 8. Dairesi söz konusu kararında Vakıf yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile görev yapan öğretim üyelerinin, Anayasa nın 130. maddesi uyarınca akademik konu niteliğinde bulunan ve 2547 sayılı Yasa ile belirlenen öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, akademik unvan verilmesi ve akademik yükselme dışındaki, çalışma süresi, çalışma saatleri, tatil günleri, fazla mesai ücretleri, izin, ücret, prim, sosyal haklar, sosyal güvenlik gibi benzeri ve tüm çalışma koşullarının İş kanunun hükümleri uyarınca düzenleneceğinin tabii olduğu gerekçesiyle yönetmelik kuralında üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı, davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemin ise, akademik personelin sözleşmesinin yenilenip yenilenmemesi konusunda idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu, davacının görevinde başarılı olmadığı veya hizmetine ihtiyaç duyulmadığına ilişkin somut bilgi ve belge bulunmadan sözleşmesinin yenilenmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Yönetmelik kuralı yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine, işlem yönünden yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar vermiştir. Karar çok açık bir biçimde, Vakıf Üniversitelerinde çalışan akademik personelin statülerinin idari sözleşme konusu olduğunun altını çizmektedir Kararda atıf yapılan Anayasa Mahkemesi nin K:1976/28 sayılı kararında yer alan ilkeler 1982 Anayasası nda bir Anayasa kuralı haline getirilmiştir denildikten sonra... İş güvencesine sahip olmayan bir akademik personelin eğitim ve öğretimi, bilimsel araştırmayı huzur içinde yerine getiremeyeceği, bilimsel özgürlükten yoksun olacağı vakıf personeli ile vakıf üniversitesindeki sözleşmenin idari sözleşme olduğu ve vakfın akademik personelinin iş sözleşmesinin sona erdirilmesi halinde görevli idari yargı yerinde bu işlemin iptali için dava açılabileceği hüküm altına alınmış ve davalı idarenin Yürütmeyi durdurma istemi reddedilmiştir denilmiştir. Öte yandan kararda kaldı ki, Danıştay 8. Dairesi nin günlü 2008/8235 E sayılı Görevlilik Kararı nda da vakıf üniversitesi ile davacı öğretim üyesi arasında yapılmış olan sözleşmenin, idari hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunduğu belirtilerek görev itirazı reddedilmiş; bu karar aleyhine uyuşmazlık çıkarılması talebi de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılınca kabul edilmemiştir denilmektedir. SONUÇ Vakıf üniversitelerinin idari personelinin iş yasası hükümlerine tabi olduğu açıktır. Ancak akademik personelinde esas itibarı ile belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılacağı kabul edilse bile, iş sözleşmesinin feshi halinde 4857 sayılı İş Yasası nın akademik personele sınırlı güvenceler getireceği ortadadır. Sınırlı güvencenin akademik personelin üretkenliğini, bilimsel özgürlüğünü, heycanını engelleyeceği, körelteceği ortadadır. Ancak Danıştay ın Anayasa Mahkemesi nin verdiği kararları ve Anayasanın 130. maddesini birlikte göz önüne alıp verdiği kararlar, Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesi, 11. maddesindeki Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ve 2547 sayılı Yasa nın getirdiği düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, vakıf üniversiteleri akademik personeli ile devlet üniversitelerinin akademik personelinin bilimsel özgürlüğünün korunması, eğitim ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi açısından hiçbir fark yoktur. Diğer bir ifade ile bilimsel bakımından devlet üniversitelerindeki akademik personelin daha fazla korunmasına yönelik bir ayrıcalığın nereden kaynaklandığına dair sorunun mantıklı bir cevabı yoktur. Vakıf üniversitelerindeki akademik personelin, işe alınmaları, çalıştırılmaları, işlerine son verilmesi bakımından idari sözleşme ile çalıştırılmalarının kabulü bilimsel özgürlüğün korunmasını sağlayacak olan iş güvencesi açısından bizce de yerindedir. Ancak her ne kadar akademisyenlerin işe alınmaları, yükseltilmeleri, disiplin hükümlerinin uygulanması ve sözleşmelerinin sona erdirilmesi konusunda idare hukukunun; kıdem, ihbar tazminatları, ücret prim, ikramiye gibi parasal haklarda iş yasasının uygulanması bir bölünmüşlük duygusu yaratsa da doğru çözüm Danıştayın, hukuk devletine, bilimsel özgürlüğe, bilimsel eğitim ve öğretime, bilimsel düşüncelerin özgürce geliştirilmesine, açıklanmasına yönelik, bilimselliğin önünü açan kararıdır. Ekler: 1-Prof. Dr. Sarper Süzek, İş Hukuku 5. Bası, İstanbul 2009 sayfa 229 ve aynı sayfada dipnot 59 ve atıf yapılan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarih ve 2006/10643 Esas, 2006/12286 sayılı kararı 2- Danıştay İdari dava Daireleri YD İtiraz, 2010/5 sayılı Karar, Danıştay.gov.tr.

9 Sosyal-İş Gazetesi 9 TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ HABERLERİ YETKİ BELGESİ BEKLENEN İŞYERLERİ Toplum Gönüllüleri Vakfı Sendikamız ile Toplum Gönüllüleri Vakfı arasında bağıtlanacak 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında, sendikamız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı na (ÇSGB) 3 Eylül 2010 tarihinde yetki başvurusunda bulundu. Çoğunluk belgesi ise 11 Kasım da sendikamıza ulaştı. Metro Grosmarket Sendikamız ile Metro Grosmarket arasında bağıtlanacak 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında, Bakanlık tarafından gönderilen Çoğunluk belgesi 25 Kasım da sendikamıza ulaştı. Genel-İş Sendikamız ile Genel-İş arasında bağıtlanacak 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında Bakanlık tarafından gönderilen Çoğunluk Belgesi 25 Kasım 2010 tarihinde sendikamıza ulaştı. Mersin Tabip Odası Sendikamız ile Mersin Tabip Odası arasında bağıtlanacak 3. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında ÇSGB tarafından gönderilen Çoğunluk Belgesi 21 Ekim 2010 tarihinde sendikamıza ulaştı. HKMO Sendikamız ile Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası arasında bağıtlanacak 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında bakanlık tarafından gönderilen Çoğunluk belgesi 11 Kasım da sendikamıza ulaştı. Çanakkale Üniversitesi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine sendikamız 5 Ekim 2010 tarihinde ÇSGB ye yetki başvurusunda bulundu. Selçuk Üniversitesi Konya Selçuk Üniversitesi çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine sendikamız, 1 Kasım 2010 tarihinde ÇSGB ye yetki başvurusunda bulundu. İZFAŞ İzmir Fuarcılık AŞ çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine sendikamız, 25 Ekim 2010 tarihinde ÇSGB ye yetki başvurusunda bulundu. Ege Planlama AŞ Ege Planlama AŞ çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine sendikamız 12 Kasım da ÇSGB ye yetki başvurusunda bulundu. TİS GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ ASMMMO Sendikamız ile Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası arasında bağıtlanacak 3. Dönem Toplu İş Sözleşmesi kapsamında ÇSGB tarafından gönderilen yetki belgesi 26 Ekim de sendikamıza ulaştı. Sendikamız işverene görüşmelere başlama çağrısında bulundu. Ağrı Barosu Sendikamız ile Ağrı Barosu arasında yürütülen 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi süreci kapsamında, ÇSGB tarafından gönderilen Yetki belgesi 18 Ekim 2010 tarihinde sendikamıza ulaştı.12 Kasım 2010 tarihinde ise yer-gün-saat tespiti toplantısı yapılarak 23 Kasım da görüşmelere başlandı. Pamukkale Üniversitesi Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine Bakanlık tarafından gönderilen Yetki Belgesi nin 14 Ekim 2010 tarihinde sendikamıza ulaştı. 30 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilen görüşmelerde ise 24 madde üzerinde anlaşma sağlandı. Balıkesir Barosu Balıkesir Barosu çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine, ÇSGB tarafından gönderilen Yetki Belgesi 26 Ekim 2010 tarihinde sendikamıza ulaştı. Sendikamız işverene görüşmelere başlama çağrısında bulundu. Bursa SMMMO Sendikamız ile Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmeleri kapsamında ilk toplantı 8 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen ilk toplantıda 22 maddede anlaşma sağlandı. 2. Toplantı ise 5 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirerek 7 maddede daha anlaşma sağlandı. S.S. Yukarı Kaşıkara Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi S.S. Yukarı Kaşıkara Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine sendikamız 12 Ağustos 2010 tarihinde ÇSGB ye yetki başvurusunda bulundu. 26 Ekim 2010 tarihinde yetki belgesinin sendikamıza ulaşması üzerine 10 Kasım 2010 tarihinde yer-gün-saat tespiti toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Diyarbakır Tabip Odası Diyarbakır Tabip Odası çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesiyle başlayan TİS süreci kapsamında 3 Kasım 2010 tarihinde görüşmelere başlandı. Yapılan toplantıda 38 madde üzerinde anlaşmaya varıldı. TİS BAĞITLANAN İŞYERLERİ MESAM Sendikamız ile Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği arasında yürütülen 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlanarak 4 Eylül 2010 tarihinde imzalandı. Bağıtlanan sözleşmeye göre taban ücretler 900 ile TL arasında değişirken, çalışanların 30 Haziran 2011 de aldıkları ücrete enflasyon 6 aylık ortalaması oranında zam uygulanması; 31 Aralık 2011 de enflasyon 6 aylık ortalaması oranında zam uygulanması kararlaştırılırken, sosyal yardımlarda da çeşitli iyileştirmeler yapıldı. DİSK Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi üzerine yürütülen Toplu Sözleşme süreci anlaşmayla sonuçlandı. Bağıtlanan TİS e göre ücretlere 1. yıl için seyyanen 50 TL zam yapıldıktan sonra %10; 2. yıl için ise enflasyon oranında zam uygulanması kararlaştırıldı. Yılda 30 günlük ücret tutarında 4 ikramiyenin verilmesinin de kararlaştırıldığı sözleşmede sosyal yardımlardan bazıları şu şekilde belirlendi: Aylık 220 TL yemek yardımı (yemek fişi olarak), aylık 160 TL yol yardımı, 180 ile 500 TL arasında değişen öğrenim yardımı, her yıl için 300 TL yakacak yardımı, 500 TL doğum yardımı, 1000 TL evlenme yardımı, 500 ile 1500 TL arasında değişen ölüm yardımı ve 1500 TL den başlayarak zararın boyutuna göre 10 katına kadar arttırılabilen doğal afet yardımı.

10 10 Sosyal-İş Gazetesi ÜNİBEL GREVİMİZDE 7. günde anlaşma sağlandı Bilişim sektöründeki ilk grev olma özelliğini taşıyan ÜNİBEL GREVİMİZ 7. gününde başarıya ulaştı. Sendikamız ile ÜNİBEL Özel Eğitim ve Bilgi Teknolojileri San. ve Tic. AŞ arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, sendikamız tarafından 9 Temmuz da başlatılan grev başarıyla sonuçlandı. Grevimizin 7. gününde sağlanan anlaşma ile, uyuşmazlık maddeleri olan ücretlerde iyileştirme yapıldı. Öte yandan, grevin sürdüğü 7 gün boyunca toplumun çeşitli kesimlerinden destek ve dayanışma ziyaretleri de yoğun bir şekilde yaşandı. CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan; Birleşik Metal -İş, Lastik-İş, Emekli-Sen, Dev Maden-İş, Bank-Sen ve Tekstil sendikaları şube yöneticileri, Genel-İş Sendikası na bağlı çeşitli işyerlerinin sendika temsilcileri, Yeşiller Partisi İzmir İl temsilcileri, Bağımsız Sosyalist İşçi Platformu ile gerçekleştirdikleri Hacıvat ve Karagöz canlandırmalarıyla Tiyatro Evi sanatçılarından Hamit Kara ve Erdal Aktaş ÜNİBEL grevimize destek verdiler. Grevimizde bizleri yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. 7 günlük grevimiz sonucunda, 15 Temmuz 2010 da varılan anlaşma ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesine göre, anlaşmazlık maddeleri olan ücretlerdeki kazanımlar ise şöyle: 1. Grup işçi ücretlerine 139 TL/Net, 2. Grup işçi ücretlerine 144 TL/Net, 3. Grup işçi ücretlerine ise 150 TL/NET seyyanen ücret zammı uygulanacak ve ikinci yıl birinci ve ikinci 6 aylarda da ayrı ayrı enflasyon oranında zam yapılacak. Grevden önce üzerinde anlaşma sağlanarak kazanılan hakların bazıları ise şöyle: Kıdem tazminatlarının 60 günlük yevmiye üzerinden hesaplanmasına karar verildi ve kıdem zamları her hizmet yılı için 6,60 TL olarak belirlendi. Sosyal Yardım ve ödeneklerde; Çocuk yardımı; 657 sayılı devlet memurları kanunu kapsamında devlet memurlarına ödenen miktarlar esas alınarak, yıl içerisinde yapılan artışların da aynen yansıtılması sağlandı. Evlenme Yardımı net 300 TL Doğum Yardımı net 200 TL olarak belirlendi. Ölüm Yardımı: Sendika üyesi işçinin iş kazası sonucu ölümü halinde 2.000, normal ölüm halinde ise net 500 TL olarak belirlendi. Yemek Yardımı: Her gün için net 11 TL yemek yardımının, nakden veya yemek çeki olarak ödenmesi sağlandı. Yakacak yardımı: Her ay 115 TL/net Öğrenim yardımı ise her Eylül ayının başında ilköğretimdeki çocuk için net 300 TL, lise ve dengi okullardaki çocuk için net 450 TL, yükseköğrenimdeki çocuk için ise net 650 TL olarak belirlendi. Bayram yardımı: Ramazan ve Kurban Bayramlarına bir hafta kala 80 TL net bayram yardımı ödenmesine karar verildi. İzin yardımı: Üyelerin yıllık izne çıkması halinde 200 TL izin yardımı ödenmesine karar verildi.

11 Sosyal-İş Gazetesi 11 MESAM da imza töreni gerçekleştirildi Sendikamız ile Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) arasında süren 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanması üzerine 25 Ekim 2010 tarihinde TİS imza töreni gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen törene Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar, Sendikamız İstanbul Şube Başkanı Musafa Ağuş, Şube Sekreteri Turgut Çivi, Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Karataş Kalkan, MESAM işyeri sendika temsilcimiz Deniz Evren Gügüş ile üyelerimiz; MESAM adına ise Başkan Faruk Demir ve tüm Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Gerçekleştirilen törende birer konuşma yapan Sendikamız Genel Başkanı ile MESAM Başkanı, 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, emeği geçen herkese teşekkür ettiler. Başkanlar konuşmalarında MESAM ın ekonomik durumunun sözleşmeyi etkilediğini, daha önce yapılan başarılı sözleşmelerin, MESAM ın ekonomik koşullarına göre önümüzdeki dönemlerde de sürdürülmesini temenni ettiklerini dile getirdiler. DMO TİS toplantısı yapıldı Devlet Malzeme Ofisi TİS Hazırlık toplantısı, Balıkesir/Gönen de gerçekleştirilen Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi toplantısından sonra DMO temsilcilerinin katılımıyla yapıldı Mevcut Devlet Malzeme Ofisi Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi 28 Şubat 2011 de dolacak olması nedeniyle DMO temsilcilerimizle TİS Hazırlık toplantısı gerçekleştirildi. 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hazırlıkları kapsamında, Balıkesir/Gönen de yapılan toplantı, Genel Başkan Metin Ebetürk ün başkanlığında gerçekleştirildi. Gönen de Ekim 2010 tarihlerinde yapılan Genel Temsilciler Kurulu sonrası, 13 Ekim de yapılan toplantıda, yaklaşan TİS süreci hakkında bilgilendirme yapılarak, görüş alışverişinde bulunuldu. Taleplerin genel bir çerçevesinin çizildiği toplantı, ilerleyen süreç için bir giriş niteliği taşıyarak, önümüzdeki günlerde TİS hazırlıkları kapsamında yapılacak çalışmalar için bir plan şekillendirilmesini kolaylaştırdı. DMO Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerlerinden temsilcilerimiz, yapılan Genel Temsilciler Kurulu ve TİS hazırlık toplantılarını olumlu bularak övgüyle karşıladılar. Bu tür çalışmaların daha sık yapılması gerektiğini dile getirdiler.

12 12 Sosyal-İş Gazetesi METRO GROSMARKETLERDE 4. DÖNEM TİS E DOĞRU... Etlik Etlik Konya Konya Mamak Metro Grosmarketlerde 4. Dönem Toplu Sözleşme hazırlıkları başladı. 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğü sona erecek 3. Dönem Toplu İş Sözleşmesi nin bitiminden 120 gün öncesinde sendikamız, Çalışma Bakanlığı na yeni dönem toplu iş sözleşmesi yapabilmek için yetki başvurusunda bulundu. Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 4. dönem TİS hazırlıklarına ilişkin planlamasını, Temmuz ayında Başkanlar Kurulu gündemine sunarak hazırlık çalışmalarını Ağustos ayında başlattı. Bu planlamaya bağlı olarak Genel Merkez, Şube, Temsilcilikler, Danışma Kurulu üyeleri ve üyelerimizin katkı vereceği bir dizi çalışma hayata geçirilmeye başlandı. 10. Madde Toplantıları Sendikamız ilk olarak Toplu İş Sözleşmenin 10. Maddesinde düzenlenen, üyelerimizle işyerlerinde yılda iki defa toplantı yapma hakkını kullanarak, Metro Mağazalarının tamamında geniş katılımlı üye toplantıları gerçekleştirdi. 16 Ağustos da Ankara Etlik Mağazası nda başlanan üye toplantıları sırasıyla, Mamak, Konya, Adana, Gaziantep, Alanya, Antalya, Bodrum, İzmir, Bursa, İstanbul Güneşli, Büyükçekmece, Kozyatağı ve Pendik mağazalarında yapıldı. İki gündem halinde yapılan toplantılarda ilk olarak sendikamızın son dönemlerdeki örgütlenme ve diğer çalışmalarına ilişkin bilgiler verildi. Yeni dönemdeki örgütlenme çalışmalarımız üyelerimiz tarafından memnuniyetle karşılanırken, sendikamızın büyümesinin Metro Grosmarketlerdeki örgütlülüğümüzü de güçlendireceğine vurgu yapıldı. İkinci olarak ise 4. dönem Toplu sözleşme hazırlıklarına ilişkin bilgiler verilirken, yeni dönem toplu sözleşmesine yönelik üyelerimizin beklentileri, görüş ve önerileri değerlendirildi. Yeni dönem toplu sözleşme hazırlıkları için üyelerimizin en geniş iradesinin alınması amacıyla Sendikamız Genel Merkezi tarafından hazırlanan Toplu Sözleşme Anket Formu, temcilci arkadaşlarımıza teslim edilerek, anket toplama işlerinin temsilcilik ve Kurul üyelerimizin koordinasyonunda sürdürüleceği belirtildi. Geçmiş yıllara oranla oldukça geniş katılımla gerçekleşen toplantılarda 600 e yakın üyemizle yüz yüze gelindi. Mamak Alanya Alanya Antalya Antalya Antalya

13 Sosyal-İş Gazetesi 13 METRO GROSMARKETLERDE 4. DÖNEM TİS E DOĞRU... İzmir İzmir İzmir Güneşli Bursa Temsilcilik-Danışma Kurulu Toplantıları 10. Madde Toplantılarının ardından, sendika yöneticilerimiz temsilci ve kurul üyelerimizle beraber Toplu Sözleşme hazırlıklarına ilişkin, her mağazada toplantılar gerçekleştirdi. Bu toplantılarda sendikal çalışmalarımız ve mağazalardaki çalışma sorunları değerlendirildi. Genel Merkezimizce hazırlanan bilgilendirme broşürleri temsilci ve kurul üyelerine verilerek, çalışmalarında yol gösterici bir klavuz olarak kullanılabileceğine vurgu yapıldı. Üye Anket Formları Bu dönem ilk olarak uygulamaya soktuğumuz üye anket talep formu, tüm mağazalarda oldukça yaygın bir şekilde dağıtıldı e yakın üyemizin katıldığı bu çalışmada, üyelerimizin sorun, talep ve beklentileri anket formları üzerinden tek tek değerlendirilerek, göze çarpan bir takım aksaklıklar ve sorunlarla ilgili olarak Şube ve Temsilciliklerimiz bilgilendirildi. Anketlerde öne çıkan talepler ise Merkezi olarak değerlendirilerek başlıca talepler Toplu Sözleşme taslağında kullanılmak üzere kategorilendirildi. Metro İşyeri Sendika Temsilcileri Taslak Hazırlık Toplantısı Ekim tarihinde Balıkesir Gönen de yapılan Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi nin ikinci gününde Metro İşyeri Sendika temsilcileri ile Şube ve Genel Merkez yöneticilerimizin katılımıyla, 4. dönem Metro TİS Taslak Hazırlık Toplantısı yapıldı. Genel Merkez TİS Daire Başkanımız Engin Sezgin in, üye toplantıları, anket formları, temsilcilik toplantıları ve şube-temsilcilik raporları üzerinden gerçekleştirdiği sunumla başlayan toplantı, ketegorilendirilmiş talepler üzerinden tek tek temsilcilerimizle değerlendirilerek 4. dönem toplu iş sözleşmesi taslağının son şekli verildi. Oldukça verimli ve katılımı yüksek düzeyde gerçekleşen bu toplantıda üyelerimiz, günün geç saatlerine kadar çalışmalarını sürdürdü. Toplantı sonunda tam bir görüş ve irade birliği ile çeşitli kararlar alarak toplantı sona erdirildi. Genel Merkezimiz, toplantıda karar altına alınan yeni dönem talepleri taslak haline getirmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Bursa Bursa Taslak Hazırlık Toplantısı Taslak Hazırlık Toplantısı Taslak Hazırlık Toplantısı

14 14 Sosyal-İş Gazetesi METROLARDAN GÖRÜŞLER.. Gürsel DOĞAN - Metro Güneşli Mağazası Temsilcisi tarihinde Sivas/ Zara da dünyaya geldi yılında Sivas Köy Hizmetleri nde taşeron bir firmada iş hayatına atıldı. Askerlik görevinden sonra inşaat sektöründe demirci olarak çalışan Doğan, 1990 yılında Metro Grosmarket Güneşli Mağazası nda park güvenlik görevlisi olarak göreve başladı. Sendikal mücadeleye 1991 yılında Metro Grosmarketlerde başlayan Doğan 2005 yılında sendikamıza üye oldu. Doğan evli ve Özgür, Özlem ve Senem adlarında üç çocuk babası. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? İşçilerin kendi haklarını korumaları için birleşmeleri, birlik olmaları gerekir. Bunun yolu da sendikadan geçmektedir. İyi çalışma koşulları, iyi haklar kazanmak için yetersiz kalan bireysel mücadelenin yerine sendikal mücadeleyi tercih etmek gerekir. Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? Daha önceki TİS teki ücret artışları, üyelerimizi pek tatmin etmemiştir. Bu nedenle önümüzdeki TİS te işçileri memnun edecek, emeklerinin karşılıklarını alabilecek bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Nevzat BIKMAZ Metro Adana Mağazası Baştemsilcisi tarihinde Adana da doğan Bıkmaz, çalışma hayatına ilkokul döneminde başladı. Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü mezunu olan Bıkmaz, tarihinde Metro Grosmarkette göreve başladı. Ofis Medya bölümünde cep telefonu satış sorumlusu ve kasiyerlik görevlerinde bulunan Bıkmaz, iki yıl işyeri sendika temsilciliği görevinde bulundu. Son iki yıldır işyeri sendika baştemsilciliği görevini yürüten Bıkmaz evli ve 15 yaşında bir kız çocuğu sahibi. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? Sendikal örgütlülük işverenin keyfi uygulamalarının, baskılarının önünde iş güvencemizi sağlayan en önemli gücümüzdür. Çalışma koşullarına bir düzen getirir. İşçi ve emekçilerin işverenin karşısında güçlü olması için sendikal örgütlülük şarttır. Sendikal örgütlülükten söz edebilmemiz için ise biz emekçilerin birbirimize kenetlenmemiz gerekir. Eğer bu kenetlenme olmazsa düzensiz işyerleri, maaşını düzgün alamama, sosyal haklarını alamama, fazla çalışma ücretini alamama, kartını bas gel işine devam et gibi baskılar sürer. Bu tür sorunları en asgariye indirmek için birlik olmalıyız. Bunun da yolu Sosyal-İş tir. Yaşasın Sosyal-İş, Yaşasın DİSK! Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? yıllarındaki yeni dönem TİS görüşmelerinde, maaş ve sosyal haklarda daha iyi bir sözleşme bekliyoruz. Biz çalışan arkadaşların birlik içinde olmamız durumunda iyi bir sözleşme yapabiliriz düşüncesindeyim. Sabit AKKUŞ Metro Etlik Mağazası Baştemsilcisi yılında Sivas ta doğdu. Çocuk yaşta çalışmaya başlayan Akkuş, 16 yaşında Trabzon da Karayolları Taş Ocağı nda aşçılık yaparak çalışma yaşamına başladı. Daha sonra inşaatlarda kalıpçı olarak 5 yıl çalıştı. O yıllarda, haksızlıklara, sigortaların yatırılmamasına, ücretlerin geç ödenmesine karşı yapılan işyerinde iş bırakma eylemine katıldı. Başarıya ulaşan bu eylem sonucunda birlikte mücadele etmenin önemini daha iyi kavradı yılında Metro Mağazasında içecek reyon personeli olarak işe başladı. Bu işyerinde sendikal mücadeleyle tanışan Akkuş 2003 yılında sendikamızın Metro Mağazalarında yeniden örgütlenmesiyle 2004 yılından beri temsilcilik, baştemsilcilik ve Ankara Şube Yönetim Kurulu üyeliği gibi görevlerde bulundu. Halen Ankara Şube Yönetim Kurulu üyeliği görevini de yürüten Akkuş, evli ve üç çocuk babası. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? Sendika demek, güç birliği demektir. İnsanlar işini dürüstçe yapmalı ama bunun yanında hakkını da aramalı. Sendikasız bir işyerinde hakkınızı aramanız neredeyse imkansız. Sendikaya üye olduğunuz andan itibaren yasal haklarınız uygulanmaya başlıyor, grev hakkınız, toplu sözleşme hakkınız, eylem hakkınız gibi haklardan yararlanabiliyorsunuz. Sendikasız çalışan işyerlerine bir bakmamız lazım. Bir sürü keyfi uygulamalar yapılıyor. Sendikamız Sosyal-İş in son zamanlarda gerek örgütlenme, gerek anlayış bakımından çalışan kesime umut verdiği görülüyor. Yine de genel anlamda Türkiye deki sendikaları yetersiz görüyorum. Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? 3. Dönem TİS tam bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Bir yandan yeni mağazalar açılırken diğer yandan kriz bahane edilerek, zarar ediyoruz deyip zamların çok düşük tutulması söz konusu oldu. Yeni bağıtlanacak TİS te bu kayıpların mutlaka telafi edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

15 ÇEK-AL TEMMUZ-KASIM 2010 SOSYAL-İŞ GAZETESİNİN ÜCRETSİZ EKİDİR SAYI: 3 Sendikamızda kadın komisyonları kurulmalı Sendikamızın Ekim 2010 tarihlerinde düzenlenen Genel Temsilciler Kurulu Eğitimi nin ikinci gününde Kadın İşçiler, Kadın Emeği ve Kadınların Sendikal Faaliyetlere Katılımı konulu bir atölye çalışması gerçekleştirildi. Atölye çalışması sendikamız uzmanı Onur Bakır ın yaptığı çerçeve sunum ile başladı. Sunumda kadınların işgücüne katılımının hızla düştüğüne, istihdam edilen kadınların ise hızla işçileştiğine dikkat çekildi. Sunumda kadın emekçilerin cinsiyetçi işgücü piyasası, düşük ücret, kayıt dışı çalışma, işyerinde ayrımcılık ve taciz, düşük sendikalaşma oranı ve sendika yönetimlerinde zayıf temsil gibi sorunlarına dikkat çekildi Temsilcilerimizin önerileri Sunumun ardından atölye çalışmasına katılan temsilcilerimiz gruplara ayrılarak, Bu tabloyu değiştirmek için ne yapmalı sorusuna yanıt aradı. Biri yalnızca kadınlardan, biri yalnızca erkeklerden oluşan 5 ayrı grup, kendi aralarında tartışarak önerilerini hazırladı. Grup sözcüleri önerilerini tek tek okuyarak diğer katılımcılarla paylaştı. En çok öne çıkan öneri sendikamızda genel merkez, şubeler ve işyerleri düzeyinde kadın komisyonları kurulması oldu. Diğer önerileri aşağıda ilgilerinize sunuyoruz: Kadınlara yönelik olarak yapılan tüm sendikal çalışmalarda planlamadan karar aşamasına kadar her süreçte kadınlar da yer almalı. Sendika yönetimleri belirlenirken kadın kotası uygulanmalı. Kadınların kayıt dışı çalıştırılmasına karşı mücadele edilmeli. Kadın istihdamının artırılması için sendikalar çaba göstermeli. Kadın işçilere hakları ve sendikal faaliyetler konusunda eğitim verilmeli. Toplumsal cinsiyet konusunda eğitimler hem erkek hem kadın işçilere verilmeli. İşyerlerinde ücretsiz kreş oluşturulması için çaba gösterilmeli ve kreş TİS lerde yer almalı. 8 Mart, toplu iş sözleşmelerinde ücretli izin günü sayılmalı. Örgütlü olunan işyerlerinde kadına yönelik ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı önlemler alınmalı ve bu önlemler TİS lerde de yer almalı. Çoğunlukla kadınların çalıştığı işyerlerinde örgütlenme çalışmalarına özel önem verilmeli; kadın temsilci ve üyeler bu çalışmalarda görev almalı. Sendikasız kadın işçilere özel olarak seslenen sendikal araçlar oluşturulmalı. Sendikal faaliyetlere kadın üyelerin katılımının artması için, toplantı saatlerinin ayarlanması, şubelerin mekansal organizasyonu, şubelerde çocuk odası gibi özel önlemler alınmalı. Sendikal çalışma ve toplantılarda yüksek sesle konuşularak üstünlük kurulmaya çalışılmamalı ve eril bir dil kullanılmaması konusunda dikkat edilmeli. Sendikal faaliyetlere katılım konusunda kadın üyeler teşvik edilmeli.

16 2 Sosyal-İş KADIN Esnekleşme ve Değersizleştirilen Kadın Emeği YAŞAM koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığı, emeğiyle geçinmekten başka şansı olmayan milyonların git gide yoksullaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Zoraki bulduğumuz işler çoğunlukla güvencesiz ve güvenliksiz; yaşamlarımız pamuk ipliğine bağlı. Tıpkı kot kumlama işçilerinde olduğu gibi kimyasal maddelerden ölümcül hastalıklara yakalanma, tersanelerde işçi cinayetlerine kurban gitme, madenlerde yaşamlarımızı yitirme, hiçbir sebep göstermeksizin işten atılma an meselesi. Bir de tüm bunların üzerine kapitalizmin kendi krizi eklenince tüm faturanın biz işçilere emekçilere ödetilmesi.. Kapitalist sistemde olmayan ve asla tam anlamıyla olmayacak olan iş güvencesi, kriz dönemlerinde daha da güvencesiz hale gelmektedir. İnsan emeğinin sömürüsüne dayalı kapitalist sistem; içine düştüğü krizden kurtulmak için çıkar yol ararken, aklına gelen ilk şey olarak işçinin işgücünü daha ucuza satın almaya yönelerek, emeğiyle geçinmek zorunda olan milyonlarca emekçiyi geleceksizleştirdi. Geçtiğimiz yıl yaşanan ekonomik kriz bahanesiyle de birçok işçi işten atıldı, maaşlar düşürüldü. Güvenceli, hatta sigortalı bir iş bulabilmek dahi daha da zorlaştı. TÜİK in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre 2009 yılında %5 e yakın daralmayla resmi işsizlik %14 e yükseldi den 2009 a kadar işsizlik 840 bin arttı. Türkiye deki işsiz sayısı 3,5 milyona ulaştı. DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) ın 2010 Haziran ayı istihdam raporuna göre ise kriz sonrası işsizlik yüzde 20 arttı. Yani işsiz sayısı kriz öncesine göre 454 bin daha fazla. Yine DİSK-AR ın raporuna göre istihdama katılan her 3 işçiden 1 i kayıtdışında çalışıyor. Kriz bahanesiyle işsizliğin ve kayıt dışı çalışmanın arttığı dönemlerde; zaten ucuz ve yedek işgücü olarak görülen biz kadınlar ya ilk gözden çıkarılanlar olur ya da kayıt dışı çalışır. TÜİK in raporlarına göre krizle birlikte en çok iş arayan da kadınlar olmuş. İş arayan kadınların çoğu iş bulamazken, bulanlar da güvencesiz, sigortasız ve örgütsüz olarak çalışmak durumunda kaldı. Krizle birlikte kadınların daha çok iş aramalarının bir başka boyutu da, kadının aileye destek misyonuyla sahneye çıkması aslında. Asıl işi evi derleyip toplamak olan kadına bir işte çalışmak sunulmuş bir lütuftur. Sigorta, güvenceli bir iş gibi kaygısı yoktur, zaten eğer varsa kocasının, babasının sigortasından yararlanmaktadır, maksat; kadının da çorbada tuzu olsun. Esnekleşme sürecinde evlerimiz, yaşadığımız mekanların ötesinde, birer işletme haline geldi. Evlerimizdeki yükümlülüklerimizi ihmal etmeden (ev işi, yemek, çocuk bakımı vb.) eve aldığımız parça başı işlerle bu zincirin birer halkası olduk. Böylece yaşamın her alanında ikincileştirilen kadın, emek sömürüsünde ilk sırada yerini aldı. Patronun kadın işçileri işten atmak için kendine bahane bulması da zor değil. Hatta birçok işyerinde kadınların hamile kalmamaları koşuluyla işe alındıkları ya da çalışan kadınların ne zaman hamile kalacaklarının patronlar tarafından belirlendiği de yaşadığımız örneklerden. Bu kurallara uyulmadığında ücretli doğum izni külfetinden kurtulmak isteyen patronun da yaptığı ilk şey tahmin edileceği üzere kadını işten atmak olur. Şimdi güvencesiz, esnek çalışma koşullarının birarada daha kolay bulanabildiği iş ararken aklımıza ilk gelen hizmet sektörü olarak adlandırılan çalışma alanını ve bu sektörde yer alan, çok sayıda kadın işçinin çalıştığı ve sendikamızın da örgütlenme alanına giren alışveriş mağazalarını, büyük- küçük marketleri, buraların çalışma koşullarını ele alalım. Böylelikle sistemin bizi içine itmeye çalıştığı çözümsüzlüğü birlikte görmüş olalım. Giyimden gıdaya, elektronik eşyadan tekstile, yapı malzemelerinden mobilyaya kadar birçok ihtiyacın birarada karşılandığı büyük marketler, büyük alışveriş mağazaları, bu sektörün çok sayıda işçi çalıştırdığı alanlardan. Özellikle kadınların yoğun olarak çalıştığı giyim mağazaları, büyükküçük marketler emek sömürüsünün de çok yoğun olarak yaşandığı yerlerdir. Bu alanda iş bulmak nispeten kolay fakat çalışmak zor. Herhangi bir giyim mağazasına ya da bir markete gidip iş başvurusunda bulunduğunuzda karşınıza çıkan en can alıcı sorulardan biri: Esnek çalışma koşullarına uyum sağlayabilir misiniz? oluyor. Bunun anlamı da; izin günleriniz keyfi olarak değiştirilebilir, izinleriniz iptal edilebilir, zaten 10 ile 12 saat arasında değişen mesai saatiniz uzatılabilir, sebep göstermeksizin işten atılabilirsiniz ve siz tüm bunlar için hakkınızı arayamazsınız çünkü bu koşullara ayak uydurmanız koşuluyla işe alınmışsınızdır. Bu tür işyerlerinde özellikle hazır giyim sektöründe prim usulü olarak adlandırılan çalışma biçimi yoğunlukla uygulanır. Asga- Meryem CEMİLE Sosyal-İş Sendikası Üyesi ri ücretle çalıştığınız bu yerlerde yaptığınız satış üzerinden maaşınızı yükseltme şansınız var. İlk bakışta işçinin lehine gibi görünen bu sistem aslında işçiler arasındaki birlik ve dayanışmanın en büyük engelidir. Çünkü aynı koşullarda sömürüldüğünüz iş arkadaşlarınız rakibiniz olur. Çalışma koşullarınızın güvence altına alınması da göstereceğiniz olağanüstü performansa göre belirlenecektir. Yani en doğal hakkımız olan işgücümüzün güvence altına alınması; performansımıza bağlı olarak biz işçilere sunulan bir lütufmuş gibi gösterilir. Sigortanızın yapılması durumunda da maaşınızın sigortaya gösterilecek kısmı hesabınıza yatar geri kalan kısmı size elden verilir. Hemen her gün önünden geçtiğimiz onlarca giyim mağazasının hemen hepsinde işçiler bu koşullarda çalışırlar. Özellikle giyim mağazalarında, marketlerde yaşları 18 ile 25 arasında değişen genç işçi kadınların çoğunlukta olduğunu görmek mümkün. Bu alanda çalışan kadınların çoğu sigortasız, günde en az 10 saat çalışmakta. Bu alanın örgütlenmesi özellikle hazır giyim sektörünü, marketleri düşünecek olursak; diğer bir yanıyla kadın emeğinin de örgütlenmesi anlamına geliyor. Özellikle biz sendikalı kadınların bu alana dair kafa yorması ve alana özgü çalışma yöntemleri geliştirip, kayıt dışı esnek çalışmanın bu kadar fütursuzca uygulandığı bu alanda örgütlülüğü var etmenin yollarını bulması gerekiyor. Güvenliksiz, güvencesiz esnek çalışma koşulları sendikal örgütlenmeyi nispeten zorlaştırsa da tüm bu sıkıntıları atılacak mütevazı adımlarla dahi aşmak, esnekleşmenin yoğun olduğu alanlara mütevazı girişler yapmak mümkün. Burada; işçilerin emekçilerin sömürüsü üzerine kurulu olan sistemin aslında kendi çıkmazından bizleri çözümsüzlüğe iterek kurtulmaya çalışıyor olması gözden kaçırmamamız gereken önemli bir nokta. Ucuz ve esnek çalışmaya karşı, başta kadınlar olmak üzere tüm sömürülenler mücadelenin bir yolunu bularak birçok kazanımı bize miras bıraktılar. Şimdi sıra bizde! Her ne kadar bizlere çözümsüzlük dayatılmaya çalışılsa da, çalışma koşulları birlik ve dayanışmanın, sendikalaşmanın önünde engelmiş gibi görünse de; çözüm ellerimizde, kadın emeğini daha da değersizleştiren esnekleşmeye karşı mücadeleyi büyütmekte.

17 Sosyal-İş KADIN 3 EĞİTİMLİ KADIN VE ŞİDDET Gizem Duygu ŞEREF Jeoloji Mühendisleri Odası çalışanı Toplum olarak sosyal sorunlarımızın başında gelen şiddet, iyileştirilmesi gereken bir yara iken gün geçtikçe meşru kılınıyor. Sokakta devlet, aile içinde baba ve ağabey tarafından kadınlarımız şiddete maruz kalıyor. Bu tip söylemlere sıkça rastladığınızı biliyoruz. Ancak ezber bozan aynı okullarda okuyup aynı sıraları paylaştığımız, aynı işyerlerinde çalıştığımız, toplumsal olaylarda yan yana yürüdüğümüz eğitimli, kültürlü, ekonomik bağımlılığı olmayan kadının hiç beklenmedik oranda şiddet (psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet ve fiziksel şiddet) yaşıyor olması. TBMM Kadının Sorunları ve Statüsü Araştırmalar Komisyonu raporuna göre: Evliliğin ilk 3 yılında Üniversiteli kadınların %73,6 sının evliliğinin ilk üç yılında koca dayağı yediği, gecekondulu kadınlarda bu oranın %90 a yükseldiği belirlendi. 3-5 yılları arası: Üniversite mezunu kadınların %15,6 sı fiziksel şiddete maruz kalırken gecekondulu kadınların % 5,6 sı koca dayağı yiyor yılları arasında: Üniversiteli kadınların %7,3 ü, gecekondulu kadınların % 2,5 i koca dayağına maruz kalıyor yılları arası: Üniversiteli kadınların %3,5 i, gecekondulu kadınların ise %1,9 u koca dayağına maruz kalıyor. (İndigo dergisi-neslihan Ayakta) Türkiye de son olarak Ankara Batıkent te 810 kadın arasında yapılan bir başka araştırma, kadının eğitim düzeyi arttıkça erkek dayağının da arttığını ortaya çıkardı. Eğitimli kadınlar arasında üniversite bitirmiş olanlar, ilkokul mezunu olanlardan daha çok dayak yiyor. Hiç eğitim almayan ve okuma yazma bilmeyen kadınların ise tamamı koca dayağından kurtulamıyor. Kadının eğitim düzeyi yükseldikçe aile içi fiziksel şiddet artıyor! Eğitimli kadınlar arasında üniversite bitirmiş olanlar, ilkokul mezunu olanlardan daha çok dayak yiyor! Eşlerini en az döven erkekler ilkokul mezunları, en az dayak yiyen kadınlar da ortaokul mezunları. Şaşırtıcı ama Hacettepe Üniversitesi nden beş öğretim üyesinin hazırladığı Ankara Batıkent te aile içi şiddet olayı araştırmasının sonuçları bunlar. 810 kadına yöneltilen anket çalışmasının sonuçlarını içeren araştırma, geçtiğimiz günlerde yapılan Üçüncü Ulusal Nüfus Bilim Konferansı na sunuldu yaş grubu evli kadınlarda aile içi şiddeti inceleyen araştırmaya göre, okuma yazma bilmeyen kadınların hemen hemen tamamı erkek dayağına hedef oluyor. Kadının eğitim düzeyi ile dayak arasındaki garip ilişkinin rakamlara yansıyan hali şöyle: Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 100 ü, üniversite mezunlarının yüzde 38.5 i, okur yazar olanların yüzde 32.8 i, lise mezunlarının yüzde 30.8 i, ilkokul mezunu olan kadınların yüzde 27.3 i, ortaokul mezunlarının yüzde 22.2 i koca dayağına maruz kalıyor. (Faruk BİLDİRİCİ hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=- 2457) Peki eğitimli kadın neden şiddet görüyor? Eğitimli kadın birey olduğunu biliyor. Üretiyor, düşünüyor, kendini ifade ediyor, hayır demeyi biliyor. Olaylar karşında çözüm geliştiriyor. Bu durum erkek egemen toplumlarda yadırganan bir durum olduğu için erkek, kendi otoritesini (gücünü) sağlamak için şiddeti seçip sindirme yolunu tercih ediyor. Kadın neden susuyor? - Şiddet gören kadın, sindirilmiş olduğu için özgüvenini kaybediyor, cesaretini ve girişimciliğini yitiriyor. - Şiddet gören kadın utanç duyuyor. Bırakın biriyle paylaşmayı, kendine yediremeyip durumu yok sayıyor. - Statü kaybına yol açacağını düşünüyor. - Aile ve toplum baskısı (Beyaz duvakla girdin beyaz kefenle çıkarsın gibi) Şiddet, aileyle başlamaktadır. Biz şiddeti çocuğumuza uyguluyoruz. Çocuğumuz kendi eşine ya da çocuklarına uyguluyor. Yani her şey aile ile başlıyor. Devletin bu konuya gereken önemi verip bu konu ile ilgili ciddi bir politika oluşturması gerekiyor. Bu nedenle önce aileyi korumaya yönelik önlemler alınmalıdır. Kadını korumaya yönelik yasalar yeniden gözden geçirilmeli, şiddete uğrayan kadınların neler yapabileceklerine ilişkin eğitici çalışmalar yapılmalı görsel ya da yazılı basın yolu (kitle iletişim araçları) ile bu bilgiler aktarılmalıdır. Ama sanırım en önemlisi kadınların kendileri için atabilecekleri en önemli adım örgütlenmektir.

18 4 ÇEK-AL Sosyal-İş KADIN Türkan Albayrak şubemiz tarafından ziyaret edildi Paşabahçe Devlet Hastanesi nde taşeron temizlik işçisi olarak çalışırken işten atılan Türkan Albayrak, direnişinin 39. gününde İstanbul Şube yöneticilerimiz tarafından ziyaret edildi. 17 Ağustos Salı günü gerçekleştirilen ziyarette, yaşanan direniş üzerine sohbet edildi. Albayrak 39 gündür gece gündüz hastane önünde direndiğini, kurduğu tek kişilik çadırın ise polis ve zabıtalar tarafından saldırıya uğradığını belirterek Bütün baskılara rağmen direnmeye devam edeceğim şeklinde konuştu. İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ise direnişi süresince Albayrak ın yanında olacaklarını ifade ederek Direnişiniz haklı ve gururlu bir direniştir. Hem bir anne, hem bir kadın olarak bütün baskılara, şiddete rağmen ekmeğiniz için direniyorsunuz. Bu direnişinizde sonuna kadar yanınızdayız dedi. Ayrıca Albayrak a, Şube Yönetim Kurulumuz tarafından, polis ve zabıtalar tarafından yapılan baskınla el konulan çadırının yerine yeni bir çadır hediye edildi. SON DAKİKA! Albayrak direndi ve KAZANDI! Gazetemiz yayına hazırlandığı sırada elimize ulaşan bir habere göre Türkan Albayrak ın 117 günlük direnişi zaferle sonuçlandı. Alınan bilgiye göre Albayrak ı ziyaret eden Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Evine en yakın yerde, her türlü güvenceli bir iş sözü vererek Albayrak ı eylemi bitirmeye davet etti. Konu ile ilgili olarak konuşan Albayrak İl Sağlık Müdürlüğü nden yetkililer, evime yakın bir yerde iş teklif ettiler. Ben de kabul ettim. Ancak bunlar sözler, henüz ortada somut birşey yok. şeklinde konuşarak, sadece sözlerle yetinmenin doğru olmayacağını, ilgili resmi girişimlerin de önemli olduğunu vurguladı. Taşeronlaştırma başta olmak üzere iş güvencesizliğine karşı 117 günlük direnişini kararlılıkla sürdüren ve zaferle taçlandıran Albayrak ı kutluyor, direnişinin tüm işçilere örnek olmasını temenni ediyoruz. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAK İşyerinde kadına yönelik ayrımcılık yasağı İş Yasası nın Eşit davranma ilkesi başlıklı 5. maddesi, işyerlerinde ve çalışma ilişkilerinde keyfi, ayrımcı uygulamaları yasaklamaktadır. Bu maddeye göre İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. Yani bu maddeye göre iş ilişkisinde cinsiyete dayalı ayrım yapılamaz. Bir başka deyişle kadın işçilerin kadın olmalarından dolayı ayrımcı uygulamalara maruz kalması yasaktır. Aynı maddede ayrıca İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler sorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartların oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapılamaz hükmü de yer almaktadır. Böylece işe alınmadan, işten ayrılmaya kadar her aşamada kadın işçilerin cinsiyet veya gebelik nedeniyle ayrımcı uygulamalara karşı korunmaktadır. Yine İş Yasası nın 5. maddesine göre iş ilişkisinde veya sona ermesinde bu tür ayrımcı uygulamalara başvurulduğu takdirde, kadın işçi 4 aya kadar ücreti tutarında bir tazminat ile yoksun bırakıldığı haklarını da dava yoluyla talep edebilir. 4 aylık ücret tutarındaki bu tazminat ayrımcılık tazminatı olarak anılmaktadır. Böyle bir ayrımcı uygulama yaşandığını öne süren işçi, iddiasını ispatla yükümlüdür. Ancak işçi böyle bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü hale gelir. Öte yandan bir kadın işçinin cinsiyet, gebelik veya doğum gibi nedenlerle iş akdinin feshedilmesi geçerli bir fesih nedeni değildir. Eğer kadın işçi, iş güvencesi kapsamında ise (yani 30 dan fazla işçinin çalıştığı bir işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 6 aydan fazla süredir çalışıyorsa) bu nedenle yapılmış bir fesih, geçersiz olur. Eğer kadın işçi iş güvencesi kapsamında değil ise fesih hakkının kötüye kullanılması söz konusu olur ve işverenin işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödemesi gerekir. Öte yandan cinsiyet, gebelik veya doğum gibi bir nedene dayanan işverenin iş akdini haklı nedenle derhal feshi, haksız bir fesih oluşturur. Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki, İş Yasası nın 5. maddesine aykırı davranan işverenlere İş Yasası nın 99. maddesi uyarınca idari para cezası verilir. Ayrıca Türk Ceza Kanunu nun 122. maddesine göre kişinin işe alınmasını veya alınmamasını cinsiyet veya maddede sayılan diğer hallerden birine bağlayan kimse hakkında 6 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. LARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!.. K DINLARIN HAKLARI VAR!.. KDINLARIN HAKLARI VAR!..

19 Sosyal-İş Gazetesi 15 METROLARDAN GÖRÜŞLER.. Kerem YILDIRIM Metro Pendik Mağazası Baştemsilcisi tarihinde Ardahan/ Göle de doğdu. Lise mezunu olan Yıldırım, tarihinde Metro Kozyatağı Mağazası nda çalışmaya başladı. Sendikamızda çeşitli görevler üstelenen Yıldırım, Metro Kozyatağı Mağazası işyeri sendika temsilciliği görevini yaptı yılında Pendik Mağazası nın açılmasıyla birlikte Pendik Mağazası nda görevlendirilen Yıldırım, bu mağazada işyeri sendika baştemsilciliği ve İstanbul Şube de Denetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütüyor. Yıldırım evli ve iki çocuk babası. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? Sendikalar geleneksel olarak üyelerinin çıkar ve menfaatlerini ulusal bağlamda en iyi şekilde koruyup kollayan kitleler olmuşlardır. Ekonomik şartları gittikçe ağırlaşan çalışma koşulları, küreselleşmenin, krizin biz işçiler üzerinde olumsuz sonuçları vardır. Bunun asıl nedeni ise kapitalizmin doymak bilmeyen kazan, kazan politikasıdır. Kapitalizm bu şekilde işçi ve emekçilere karşı sürekli bir sömürü uygulamaktadır. Kapitalizme karşı onurlu, dik duran az sayıda sendika kalmıştır. Bunlar arasında gururumuz ve onurumuz olan Sosyal-İş ve DİSK başta gelmektedir. Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? Bağıtlanacak 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesinde ücretlerde, sosyal yardımlarda ve çalışma koşullarında iyileştirmeler bekliyoruz. Cesur YAPICI Metro Gaziantep Mağazası Baştemsilcisi tarihinde Gaziantep te doğdu. İlköğretim okulunu tamamlayıp 1993 yılında Almanya ya giderek yaklaşık 1 yıl öğrenim gördü. Daha sonra kardeşine ait restorandda çalışma yaşamına başladı yılında Türkiye ye kesin dönüş yaparak yaklaşık 2 yıl boyunca kendi işinde çalıştı. Ardından Gaziantep te faaliyet gösteren yerel bir markette 5 yıl kadar çalıştı yılı sonlarına doğru ise Metro Grosmarketler de part-time olarak çalışmaya başladı. Sendikamız bünyesinde delegelik, Danışma Kurulu Üyeliği, Temsilcilik ( ) görevlerinde bulundu. Mart ayından bu yana İşyeri Sendika Baştemsilciliği görevini yürüten Yapıcı evli ve Ahmet Mete adlı bir erkek çocuk sahibi. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? Yaşamlarını işgücünü satarak, aldığı ücretle sürdüren her meslekten çalışanın işçi sınıfı içerisinde sayılması gerekir. İşçi sınıfı çeşitli yol ve yöntemlerle bölünmeye çalışılsa da emekçilerin birliğinin gerçekleşmesine katkıda bulunmak en önemli önceliğimiz. Bunun için sendikalarımız en işlevli aracımızdır. Sosyal-İş Sendikamızın gün geçtikçe örgütlenmesini güçlendirdiğini görmek bizlere umut veriyor. Sendikamızın yeni örgütlenme atağını ise çok olumlu buluyorum. Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? Sendika temsilcilerine ve Danışma Kurulu üyelerine, diğer çalışanlardan ayrı bir uygulama yapılmaması, baskıya maruz bırakılmaları, işverenin çalışanlara karşı baskı uygulamasına karşı tavır alınması, kıdem tazminatlarının 30 gün olarak hesaplanması, 6 ayda bir hesaplanan enflasyon zammının üzerine işçiler lehine ekstra puan eklenmesi, anlamsız olan performans değerlendirme sisteminin tamamen kaldırılması, taban ücretlerin daha iyi bir düzeye çekilmesi gibi taleplerimiz var. Belirttiğim bu konuları ağırlıklı olmak üzere, ben ve arkadaşlarım yakından takip etmekteyiz. Orhan YILDIZ Metro İzmir Mağazası Baştemsilcisi 1982 yılında İzmir de doğdu. İzmir Buca Ticaret Meslek Lisesi ni bitirdi. Çalışma yaşamına 1998 yılında mağazacılık sektöründe tezgahtar olarak başladı. Sendikal mücadeleyle ise 2007 yılında İzmir Metro Mağazasında işe girmesiyle tanıştı. İzmir Metro Mağazası nda 2 yıl boyunca sendika işyeri danışma kurulu üyeliği, son 6 aydır da işyeri sendika baştemsilciliği görevlerini yürüttü. Sendikal örgütlülük ve sendikal mücadele konusundaki görüşleriniz nelerdir? Her geçen gün kapitalistlerin daha çok kar etme hırsı yüzünden biz işçilerin ekonomik ve sosyal yaşamları daha da dayanılmaz hale gelmektedir. Emeklerinden başka satacak bir şeyleri olmayan biz işçilerin, sermayeye sahip olan patronların karşısında kazanılmış olan haklarını korumak, ekonomik ve sosyal yaşam koşullarının daha da iyileştirilmesini sağlamak için sınıf eksenli örgütlenmelere ihtiyaç vardır. İşte bizler tarafından kurulan ve yaşatılan bu örgütlülükler sendikalardır. Yaşam koşullarımızın iyileştirilip, daha insancıl çalışma koşullarına sahip olmamız için emeği ile geçinen insanların ait oldukları sınıfın bilincine sahip olup bu sınıf bilincini örgütlü bir güce dönüştürmeleri gerekiyor. Bu yüzden biz çalışanlar, mutlak surette sendikalarımızda bir araya gelip örgütlenmemiz gerekiyor. Sendikamız, örgütlü olduğu iş kolunun dağınıklığı ve sınıf bilincine kavuşmuş emekçi sayısının az olması sebebiyle şuanda ne yazık ki hak ettiği yerde değildir. Ama özellikle son dönemde örgütlenme anlamında oldukça umut vaat edici gelişmeler yaşanmaktadır. Ve biz çalışanların desteği ile sendikamızın olması gereken yere erişeceğine inancım tamdır. Bu noktada sendikamız, sınıf sendikacılığının bir gereği olarak üyeleri ile daha sıcak bir temas kurmalı ve sendikal eğitimlere daha fazla yer vermelidir. Metro Grosmarketlerde yaklaşan TİS süreci hakkında görüşleriniz nelerdir? Şu an yürürlükte olan 3. Dönem Toplu İş Sözleşmesi, özellikle çalışanlar açısından ekonomik anlamda ciddi kayıplara neden olmuştur. Öncelikle yaklaşmakta olan 4. Dönem TİS te ekonomik hak kayıplarının telafisine ağırlık verilmeli. Tabi bunun yanında onurlu çalışma koşullarının yaratılması mücadelesi asla ikinci plana düşmemelidir. 4. Dönem TİS te elde edilecek kazanımlar, işçi ve sendika arasındaki mesafenin kapanmasına vesile olacaktır.

20 16 Sosyal-İş Gazetesi TEMSİLCİLİK SEÇİMLERİ Çankaya İmar AŞ Çankaya İmar AŞ ye bağlı Sıhhiye Pazarı işyerinde Serkan Durmuş işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 22 Temmuz 2010 tarihinde atandı. Çankaya İmar AŞ ye bağlı İlaçlama işyerinde Bahri Varbil işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 5 Ekim 2010 tarihinde atandı. Mersin Tabip Odası TTB Mersin Tabip Odası işyerinde Suna Gül işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 26 Temmuz 2010 tarihinde atandı. Metro Kozyatağı Mağazası Metro Kozyatağı Mağazası işyerinde Orhan Sevin işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 9 Ağustos 2010 tarihinde atandı. Peyzaj Mimarları Odası Peyzaj Mimarları Odası işyerinde Ozan Yılmaz İşyeri Sendika Temsilcisi olarak seçilerek 16 Ağustos 2010 tarihinde atandı. ÜNİBEL ÜNİBEL işyerinde Ayhan Keleş işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 18 Ağustos 2010 tarihinde atandı. DİSK Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu nda Ferit Serkan Öngel işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 18 Ağustos 2010 tarihinde atandı. Metro Pendik Mağazası Metro Pendik Mağazası nda Gülhanım Çeliker işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 25 Ağustos 2010 tarihinde atandı. Metro Adana Mağazası Metro Adana Mağazası işyerinde Barış Ozan Uzun işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 2 Eylül 2010 tarihinde atandı. Metro Konya Mağazası Metro Konya Mağazasında Latif Erol işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 20 Eylül 2010 tarihinde atandı. Metro Antalya Mağazası Metro Antalya Mağazası işyerinde Musa Dağ işyeri sendika baştemsilcisi, Sedat Akman ise işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 29 Eylül 2010 tarihinde atandılar. Ankara Tabip Odası Ankara Tabip Odası işyerinde Jülide Ateş işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 8 Ekim 2010 tarihinde atandı. Bursa SMMMO Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası işyerinde Cevdet Çalışkan işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 18 Ekim 2010 tarihinde atandı. Toplum Gönüllüleri Vakfı Toplum Gönüllüleri Vakfı işyerinde Gözde Duranay işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 18 Ekim 2010 tarihinde atandı. Antalya Tabip Odası TTB Antalya Tabip Odası işyerinde Atilla Öncü işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 27 Ekim 2010 tarihinde atandı. AKSAV Antalya Kültür Sanat Vakfı işyerinde Turgut Demir işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 3 Kasım 2010 tarihinde atandı. Pamukkale Üniversitesi Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü işyerinde Süleyman Baytemir işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 5 Kasım 2010 tarihinde atandı. Türk Eczacıları Birliği Türk Eczacıları Birliği işyerinde Sahra Daşdemir işyeri sendika temsilcisi olarak seçilerek 11 Kasım 2010 tarihinde atandı. GÖREVE GELEN TÜM ARKADAŞLARIMIZA BAŞARILAR DİLİYORUZ İZFAŞ çalışanları sendikamızda örgütlendi Sendikamız tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Fuarcılık Hizmet Kültür ve Sanayi İşleri Tic. AŞ de (İZFAŞ) yürütülen örgütlenme çalışmaları başarıyla sonuçlanarak, İZFAŞ çalışanlarının sendikamızda örgütlenmesi gerçekleştirildi. İzfaş çalışanlarının büyük bir kesiminin sendikamıza üye olmasından sonra sendikamız, 25 Ekim de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı na Yetki Belgesi için başvuruda bulundu. Öte yandan TİS taslak çalışmaları için toplantılara başlandığı da gelen bilgiler arasında. İZFAŞ çalışanlarına hoşgeldiniz diyor, sendikal mücadelemizde başarılar diliyoruz. EGE ŞEHİR PLANLAMA AŞ ÇALIŞANLARI SENDİKAMIZDA ÖRGÜTLENDİ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Ege Şehir Planlama AŞ çalışanları sendikamızda örgütlenerek Sosyal-İş ailesine katıldı. Sendikamızın işyerinde çoğunluğu sağlaması üzerine, 12 Kasım 2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı na Yetki Belgesi başvurusunda bulunuldu. Ege Şehir Planlama AŞ çalışanlarına sendikamıza hoşgeldiniz diyor, sendikal mücadelemizde başarılar diliyoruz.