ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler"

Transkript

1 ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler Mayıs 2008 İSTANBUL INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009

2 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür Parkı Osmanlı Evleri Topkapı - Zeytinburnu / İstanbul Tel: Faks: / kultursanat@kultursanat.org ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM PAPERS Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Bayhan Genel Yayın Danışmanı Prof. Dr. İlhan Kutluer Yayın Koordinatörü Müjdat Uluçam Hasan Işık Editörler Mehmet Mazak Nevzat Özkaya Kapak Aydın Süleyman Yapım Ekim / 2008 İstanbul Copyright KÜLTÜR A.Ş. ISBN: Baskı ve Cilt...

3 İbn Sînâ, Zorunlu Varlık ın Cüz iyyâtı Bildiğini Tutarlı Olarak İddia Edebilir mi? Can Ibn Sînâ Coherently Assert that the Necessary Existent Knows the Particulars? Doç. Dr. Fehrullah Terkan* Abstract In his exposition of how the knowledge of the Necessary Existent relates to the particulars, İbn Sînâ claims both that God knows the particulars in a universal manner and that He encompasses them all, be it superlunary or sublunary. Thus his explanations are interpreted in such a way as to mean both that God s knowledge does not include particulars and that it does. This paper makes it a point that while İbn Sînâ s arguments and his conclusion concerning divine knowledge of particulars seem appealing, the insinuated conclusion that establishes a relation between divine knowledge and the particulars turns out to have difficulties and ambiguities, which lie in his deeming it possible for God s knowledge to encompass the ever-changing particular properties. I argue that the universal way of knowing only describes some sort of ontological relationship founded on a causational nexus between God and this world. However, İbn Sînâ puts this relationship in an epistemological manner as well, which misleads the reader to render the creative force of divine knowledge as if it were also connected with the corruptible. Pointing to İbn Sînâ s postulates concerning this issue and the problems therewith, I consequently assert that İbn Sînâ s exposition does not entitle him to hold that God knows the particulars of this world. Keywords: Ibn Sînâ, Necessary Existent, Particulars, Divine knowledge A) Giriş Zorunlu Varlık ın cüz iyyatı/tikelleri bilip bilmediği meselesinde filozofun kendi ifadeleri aslında çok açıktır: Zorunlu Varlık zamansal tikelleri tikel olarak bilemez. Bu açıklıktan dolayıdır ki o, bu tikellerin nasıl bilinebileceğine dair bir açıklama getirmek istemiştir: ala nahvin * Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak.

4 346 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU kulliyyin. Yani Zorunlu Varlık, tikelleri tikel olarak bilemez, ama onları tümel yolla bilir. Ne var ki aynı ifade problemleri de beraberinde getirmektedir. Zira o, aynı zamanda bir paradoks yaratırcasına destek olarak kullandığı bir Kur an ayetinin iması vasıtasıyla Zorunlu Varlık ın bütün tikelleri bildiğini iddia eder gözükmektedir. Aslına bakılırsa, İbn Sînâ nın, Zorunlu Varlık ın cüz iyy0tı nasıl bildiğine dair yaptığı açıklamalar, hem hayranlık uyandırıcıdır, hem zihin karıştırıcı ve yanıltıcıdır ve hem de son tahlilde kendi sistemi açısından sorunludur. Bu tebliğde, ulaştığımız bu hükümleri İbn Sînâ nın kendi öğretileri ışığında değerlendirip onun ileri sürdüğü mezkur iddianın teorik zorluklarına işaret edeceğim. İbn Sînâ nın bu husustaki düşüncelerini, Allah ın tikelleri bilmediği anlamına gelecek tarzda yorumlayanları eleştiren Rahim Acar a göre, bir hususun nasıllığına dair yapılan izahların başarısızlığından yola çıkarak o hususun varlığı ve yokluğu hakkında bir yargıya gidilmemesi gerekir. 1 Yani Acar, eğer İbn Sînâ, Zorunlu Varlık tikelleri bilir diyorsa, bizim bunu dikkate almamız gerektiğini söylemektedir haklı olarak. Aslında eğer İbn Sînâ nın bu yöndeki aleni ifadelerine rağmen, İbn Sînâ ya göre Zorunlu Varlık tikelleri bilemez diye bir iddia öne sürülmüşse, bunun altında yatan sebep, onun bu iddiasının, gerçekte bu iddiayı temellendirmek için yaptığı açıklamalarla temellendirilemeyeceği kanaatiyle kayda değer görülmemesi olabilir. Bu tebliğ, yine de Acar ın bu tenbihini de dikkate alarak, İbn Sînâ nın cüz iyyatın bilgisinin nasıllığına dair açıklamalarına binaen ona göre Zorunlu Varlık tikelleri bilemez diye bir yargıya varmaktan ziyade, İbn Sînâ nın böyle bir iddiada bulunmak için yeterince açık ve mantıken sağlam bir teorik temele sahip olmadığını ileri sürecektir. Bu amaca yönelik olarak burada konuyu şu başlıklar altında irdeleyeceğim: 1) İbn Sînâ nın teorisindeki paradoksal problemler; 2) Nedenlerin kavramsal bilgisi ile zamansal tikellerin bilgisi arasında fark: Zorunlu Varlık ın sebepler yoluyla cüz ilere varlık vermiş olması, O nun o cüz ileri bulundukları hal üzere bilmesini zorunlu kılmamaktadır. B) İbn Sînâ da Sudur ve İlahi Bilme Tarzı İbn Sînâ nın Allah ın genel olarak eşyayı nasıl bildiğine dair izahatında merkezi önemi haiz şu ilkelere dayalı bir argüman kurabiliriz: 2 1) Her zat kendinden sudur eden şeyi bilir. 2) 3) Zorunlu Varlık ın bilgisi, varlığı sebepleyici bir bilgidir. Zorunlu Varlık ın kendi kendini tefekkürü, varlıkların sudurunun sebebidir. 4) Dolayısıyla, Zorunlu Varlık, Kendisinin bu sudur sırasında varlığa çıkan her şeyin varlık ilkesi olduğu gerçeğinin bilincindedir. 3 (1 ve 3 ten) 1 Bkz. Rahim Acar, Allah ın Cüz ileri Bilmesi: Klasik İbn Sînâ Yorumunun Değerlendirilmesi, Divan İlmi Araştırmalar, 20 (2006/1), s.111 vd. 2 İbn Sînâ, eş-şifâ : el-ilahiyyât, tah. G. Anawati, S. Dunya, S. Ziyad (Cairo, 1960), c.2, s El-İlahiyyat şeklinde kısaltılacaktır. 3 El-İlâhiyyât, 402 ve 403.

5 347 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM 4 5) Zorunlu Varlık, sebeplediği her şeyi Kendi zatıyla akleder. (2 ve 4 ten) 6) İlk sebep olarak Zorunlu Varlık, kendisinden sadır olan ikincil sebepleri bilir. 5 7) Her şey kendi sebebinden ötürü zorunludur. 6 8) Dolayısıyla, Zorunlu Varlık ın her şeyi bilmesi zorunludur. (5-7 den) 9) Dolayısıyla, Zorunlu Varlık her şeyi bilir. ( 4-8 den) Bu genel argüman, bize Allah ın bilgisinin, insani bilginin aksine yaratıcı bir bilgi olduğunu söylemekte ve özellikle önerme (4), İbn Sînâ nın teorisinde, ilahi bilgi ile bu bilginin nesneleri arasında kurulan temel bağlantının ilkesidir. Bu demektir ki Zorunlu Varlık, tikeller dahil bütün varlıkları, ilk ilke/sebep olması bakımından bütün sebepleri ve onların sonuçlarına dair sahip olduğu şümullü bilgi ile 10) Bir defada ( def aten vahideten) bilir. 7 B.1. Zorunlu Varlık Tikelleri Nasıl Bilir? Zorunlu Varlık, öncelikle varlığa çıkardığı her şeyi ve sonra da bu varlıklardan ortaya çıkan her şeyi akleder. Bu nedensel ve hiyerarşik düzende belli bir şekilde (min cihetin ma) kendi sebebinden ötürü zorunlu olmayan hiç bir varlık yoktur. O zaman bu sebepler, birbirleriyle karşılaşmaları/ilişkileri (musademat) yoluyla, tikel olayların (el-umuru l-cuz iyyeh) varlığına sebep olurlar. 8 Şu halde, İbn Sînâ nın ifadeleriyle, 11) Zorunlu Varlık bu sebepleri ve onlara uygun gelen sonuçlarını bilir; ve böylece onların nedenlediği şeyleri [de] bilir. Zira O nun ilkini bilip ikincisini bilmemesi imkansızdır. 12) Zorunlu Varlık, tikel olayları, külli olmaları itibariyle ( min haysu hiye kulliyyeh), yani sıfatlara sahip olmaları bakımından kavrar. 9 13) Tikeller, [Allah tarafından] tıpkı tümellerin akledilmesi gibi akledilir ( tu kalu). 10 İbn Sînâ nın tümel tarzda ( ala nahvin kulliyyin) olduğunu söylediği bu bilme şekli nasıl işliyor? B.1.1. İnhisarcı Tikeller, Paylaşımcı Tikeller ve Bunları Bilmenin Yolları Allah ın tikellerle olan ilişkisini izah etmek için, İbn Sînâ iki farklı tikeller/cüz iyyat kümesini birbirinden ayırmaktadır. Bu ayırım, esas olarak tikellerin, kendilerine hamledilen nitelikleri ve bağlı oldukları türler açısından yapılmaktadır: a) Ay-üstü aleme ait tikeller (kısaca A-tikeller adıyla anılacaktır) ve b) Ay-altı aleme ait tikeller (kısaca B-tikeller adıyla anılacaktır) El-İlâhiyyât, El-İlâhiyyât, İbn Sînâ, Kitâbu l-işârât ve t-tenbîhât, III, 297. KİT şeklinde kısaltılacaktır. 7 El-İlahiyyat, El-İlâhiyyât, El-İlâhiyyât, İbn Sînâ, KİT, III, İbn Sînâ da görülen farklı tikel tiplerini birbirlerinden ayırmak için yaptığım bu tasnif (A-Tikeller ve B-Tikel-

6 348 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU I) Ay-Üstü Tikeller (A-tikeller) ve Bunların Bilinmesinin Yolu İbn Sînâ ya göre, bu kümedeki her bir tikel, kendi türüne ait bütün nitelikleri/tümelleri kendisinde topladığı ve onları tek başına temsil ettiği için, kendi türünü temsil eder. Yani bu nitelikteki bir tikelin nevi, kendi şahsına münhasırdır; türün yegane örneği olduğu için de sahip olduğu nitelikleri sadece kendisi temsil eder. Başka hiçbir tikel, onlara ait olan tümellere iştirak etmez. 12 Zorunlu Varlık, A-tikelleri nasıl bilir? a) Akıl olması hasebiyle Zorunlu Varlık ın bilgisi tümelleri kapsar. ( Tanım gereği) b) Tikeller, kendilerine hamledilen tümeller vasıtasıyla bilinir. ( 12 ve 13 den) c) d) e) f) Zorunlu Varlık, Ay-üstü aleme ait bir tikelin tümellerini bilir. Tümeller, tür ve cinse ait niteliklerden oluşur. Ay-üstü aleme ait bir tikel, kendi türünün tek üyesidir. Dolayısıyla Ay-üstü tikel, türüne ait tümelleri sadece kendisi taşımaktadır. (c ve d den) g) Dolayısıyla bir Ay-üstü tikel, akıl tarafından tikel olarak kavranır. ( b ve f den) h) Dolayısıyla Zorunlu Varlık, Ay-üstü tikeli tikel olarak bilir. ( a, f ve g den) İbn Sînâ ya göre, Zorunlu Varlık, tikellerin bilgisine, doğrudan bilişsel bir erişime sahip olduğu için değil, onların sahip oldukları niteliklerin tümelliğini soyut ve kavramsal bir biliş ile bildiği ve onları paylaşan başka hiçbir tikel olmadığı için onları bildiğine hükmedilir. Allah tikelleri tümeller vasıtasıyla bilir ifadesinden ortaya çıkan duruma göre, Zorunlu Varlık bu tikellerden her birinin münhasıran temsil ettiği tümelleri bilerek, o tikeli kendi tikelliği içinde bilmektedir. 13 Diğer bir ifadeyle, Zorunlu Varlık o tikeli, o tikel kendi türünün tümellerinin tamamını temsil ettiği için, yani bu tümellerin referansı tek olduğu için tikel olarak bilir. Niteliklerin bu şekildeki inhisarından ötürü, Güneş veya Jüpiter feleklerinde örneklendiği gibi, akıl bu üyeyi ve onun münhasıran taşıdığı bütün nitelikleri, bilişsel olarak aklen tek bir şey olarak algılamaktadır. İşte bu sebeple, Allah, Güneş in niteliklerini bildiğinde, bu bilgi, O nun Güneş in taşıdığı nitelikleri bildiği anlamına gelir; ve Güneş in tümellerinin referansı tek olduğu için, bu, Zorunlu Varlık ın, Güneş i kendi tikelliği içinde biliyor olması demektir. Çünkü sahip olduğu nitelikler, onun tikelliğini ve tek üye oluşunu ortadan kaldırıp tümellerle bilgisel özdeşliğini yok edecek ve böylece aklın algısını engelleyecek şekilde başka tikeller tarafından paylaşılmamaktadır. Bu durum, onun akıl tarafından bir tikel olarak kavranabilir olması demektir ve işte bu da tam olarak o tikellerin, sadece soyut tümelleri algılayabilen aklın kavrayışına uygun kılınler), ifade kolaylığı amacını taşımaktadır ve J. E. McTaggart ın The Unreality of Time, (Mind, new series, v.17, ss , 1968 ) adlı makalesinde zaman teorileri bağlamında yaptığı A-Series ve B-Series ayrımıyla metafiziksel ve teorik bir bağlantısı yoktur. 12 İbn Sînâ, KİT, III, 286. Bu tikeller, sebepleri vasıtasıyla, türü kendi tikelliği içinde münhasıran kendine ait olan bir ilkeye bağlıdırlar. 13 Et-Tusi nin bu anlamı onaylayan yorumu için bkz. KİT, III, 286 vd. Bu hususun daha detaylı izahı için bkz. M. Marmura, Some Aspects of Avicenna s Theory of God s Knowledge of Particulars. Journal of the American Oriental Society, v.82 (1962), 307.

7 349 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM maları için gereken şarttır. Ve yine işte bu, tam olarak İbn Sînâ nın, A-tikeller hakkında, tikel yolla değil, külli bir tarzda bilme ( ala nahvin kulliyyin) 14 dediği yoldur. Buraya kadar anlatılanlardan çıkan sonuç, Allah ın bilgisinin tümel ve kavramsal; zamansız ve değişmez olduğudur. 15 Tümel yolla bilme ifadesi, tümel olmaları bakımından ifadesinin yeniden formüle edilmiş şekli olarak da görülebilir, öyle ki Allah ın bilgisi, sadece tümelleri kapsadığı için tümellerin bilgisiyle sınırlandırılmıştır. Bu şekilde duyuya dayalı ve zamansal tikel bilgi, ilahi bilginin kapsama alanı dışına çıkarılmış olmaktadır; zira duyusal bilgi, değişen tikellerin bilgisidir ve her zaman, bilen özne de gerçekleşecek bir değişimi ima eder. 16 İlahi bilgi, ezeli, def aten ve değişmez olduğuna göre, bu bilginin tikel olarak işlev görmeyeceği açıktır. Bütün bunlara rağmen İbn Sînâ, Kur an dan bir ayetin desteğine ihtiyaç hissederek, hiçbir tikel/tekil şey, O nun bilgisinden kaçamaz; ne de gökyüzünde ve yeryüzünde bir atom ağırlığına sahip bir şey O nun dışına çıkabilir 17 şeklinde bir görüş ileri sürmektedir. (İbn Sînâ nın böyle bir felsefi sorun hakkında çözüm ararken Kur an ayetini iktibas etmesi kendi içinde ayrı bir sorun oluştursa da bu nokta burada tartışılmayacaktır.) İşte problem, tam olarak bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çünkü İbn Sînâ nın tümel yolla bilme tezi, B-tikeller hakkında, A-tikellerle ilgili olduğu kadar açık seçik değildir. Bu sebeple, B-tikellerle ilgili sorun bakidir. Pekala, o zaman problem nedir? II) Ay-Altı Tikeller (B-tikeller) ve Problemin Başlangıcı Bu türdeki tikellerin en temel özelliği, nitelikler noktasında A-tikellerin aksine, tür içerisinde, o türe ait nitelikleri/tümelleri birden fazla üyenin paylaşmasıdır. Paylaşımcı olan B-tikeller ayrıca zamansaldırlar ve değişime tabidirler. Bunlar tümel nitelikleri, farklı terkibler oluşturacak şekilde paylaşmaktadırlar 18 ve bu paylaşımdan ötürü, türe ait nitelikleri belli bir tikele münhasır kılmak aklen imkansızdır. Tümellerin referansı tek olmadığı için akıl, bunları, A-tikellerde yaptığı gibi, tek tek temyiz edemez. Bunu yapmak için hariçten gelen ve tikelleştirici bir rol oynayan (bi-aletin mutecezzi etin) bir bilgiye, yani duyusal bilgiye ihtiyaç vardır. Yani, B-tikeller tabiatları gereği maddi, hissi ve zamansal oldukları için, akl ın algı alanına doğrudan girmezler. Tümelleri birden fazla üye paylaştığı için de akıl, tümellerin hamlini tek şeyle sınırlayamaz. O zaman Zorunlu Varlık bu tür tikelleri nasıl bilir? 14) [Zorunlu Varlık], varlığa çıkan ve yok olan varlıkları ( el-mevcudat el-ka ineh elfasideh), önce onların türleri vasıtasıyla (bi-enva iha) bilir; ve [sonra] bunlar aracılığıyla da onların tikellerini (eşhis) bilir İbn Sînâ, el-il!hiyy!t, Marmura, Divine Omniscience and Future Contingents in al-f"r$b" and Avicenna, T. Rudavski (ed.), Divine Omniscience and Omnipotence in Medieval Philosophy: Islamic, Jewish and Christian Perspectives (Dordrecht, Boston & Lancaster: D. Reidel Publ. Co., 1985) içinde s İbn S(n), el-ilâhiyyât, Allah ın bilgisinin her şeyi kapsadığını ifade eden Kur an ayetine işaretle. Bkz. Kur an, 10:61; 35: Marmura, Divine Omniscience, s.90. Daha fazla bilgi için bkz. Marmura, Some Aspects, ss. 304, İbn Sînâ, el-ilâhiyyât, 359.

8 350 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Buna göre, Allah B-tikelleri, onların üyesi oldukları türler vasıtasıyla yani aklın algı alanına giren tümel vasıtasıyla bilir; bu türler aracılığıyla da onların altında yer alan tikel üyeleri bilir. Bu, İbn Sînâ nın, daha önceki tikelleri tümel yolla bilir düşüncesinin başka bir ifadesidir. Aslında bu ifadeler, B-tikellerin nasıl bilindiğine dair yeni ve ilave bir bilgi sunmamaktadır. Burada söylenen aslında şudur: hangi tümellerin, ezeli olmayan yani oluş ve bozuluş alemindeki varlıklara ait olduğu Zorunlu Varlık tarafından bilindiği için, Zorunlu Varlık bu tümellere sahip türler aracılığıyla bu türlerin altında yer alan tikellere dair genel bir bilgi sahibidir. Yani bu, İbn Sînâ nın şu ifadeleriyle paraleldir: Zorunlu Varlık tikelleri tıpkı tümellerin akledilmesi gibi akleder ve Zorunlu Varlık tikelleri nitelikleri vasıtasıyla akleder. Ancak bu bilgi hala tümeldir ve bu durumda zamansallar hala bir sorundur ki bu sorunun ne olduğu aşağıda izah edilecektir. Diğer taraftan, A-tikellerde olduğu gibi, tümellerin tek bir üyeye hasredilmesi, aklın onu idrak edebilmesi için zorunlu olduğuna göre, bu inhisar ı taşımayan B-tikellerin bilgisi, tabiatıyla, akli algıya uygun durumda değildir. Yukarıda bahsettiğimiz özellikleri dikkate alırsak, İbn Sînâ nın da kabul ettiği gibi, Zorunlu Varlık ın bu türden tikelleri bilmediği, çünkü bilemediği sonucuna varmak kaçınılmazdır. 20 Eğer değişen şeyler, Zorunlu Varlık ın bilgisini ve dolayısıyla özünü değiştirebiliyorlarsa, o zaman Zorunlu Varlık, fasid/bozulan şeyleri, fasid/bozulan şeyler olarak kavrayamaz, yani kendi tikellikleri içinde zamansal ve değişen şeyler oldukları için kavrayamaz. Ayrıca, bu tür tikelleri oldukları şekliyle kavramak, duyusal donanımı gerektirmektedir ki bu da Zorunlu Varlık ın sahip olmadığı bir şeydir. Zorunlu Varlık ın bilgisi hiçbir şekilde duyusal olmadığı için, O, eşyayı sadece aklen kavrar ve aklen kavrama ise sadece tümel yolla olur. Dolayısıyla İbn Sînâ nın, Allah ın her şeyi bildiğini öğreten ayeti öne sürerek O nun zamansal ve değişen tikelleri de bildiği ima etmeye çalışması, kendisinin ilahi bilginin tabiatına dair ileri sürdüğü postulatlarla uyum arzetmemektedir. C) Teorinin Sorunları: Zamansalların ve Mahsusatın Aklen Algılanmasının İmkansızlığı Burada işaret edeceğim sorunlar şunlardır: a) Nedenleme zinciri ve Zorunlu Varlık ın bilinçli nedenleme meselesi, b) Zamansalların ve tikellerin tabiatı, ve son olarak c) Def aten vahideten problemi. C.1. Zorunlu Sudurda Nedenleme Zinciri ve Zorunlu Varlık ın Bilinçliliği Meselesi Tikelleri tümel yolla bilme tarzı (önermeler #12 ve #13) ve Zorunlu Varlık ın bilgisinin var edici olduğu düşüncesi (önerme #2) yan yana getirilince; ayrıca buna İbn Sînâ nın Her zat, kendisinden sudur eden şeyi bilir (önerme #1) doktrini eklenince, buradan onun teorisine 20 Bu sonucu destekleyecek şekilde İbn Sînâ, biri ilahi bilginin tabiatına ve diğeri hadis varlıkların tabiatına dayalı iki argüman sunmaktadır. İlk argüman: Zorunlu Varlık ın eşyayı, bizzat kendileri vasıtasıyla veya eşya olmaları hasebiyle akletmesi imkansızdır. Eğer öyle olsaydı, o zaman, ya a) O nun zatı, aklettiği şeyler tarafından oluşturulmuş olurdu ve dolayısıyla zatı, var olan şeylere bağlı olurdu; veya b) O nun akletmesi, zatına arızi olurdu ve dolayısıyla zatı, her açıdan zorunlu olarak var olmazdı. Halbuki bunların hepsi Allah için muhaldir. Bu argüman, Zorunlu Varlık ın bilgisinin var edici bilgi olduğunu da temellendirmektedir. İkinci argüman: Zorunlu Varlık ın sürekli değişen tikelleri, zaman ve tikellik bakımından geçirdikleri değişimlerle birlikte bilmesi imkansızdır. Zira, Allah onları bazen yokken var olarak veya bazen varken yok olarak akledemez. Bu olgusal durumların her birinin, diğerinden bağımsız olan akl( bir sureti vardır ve hiçbiri diğeri ile birlikte [var/doğru] kalamaz. Dolayısıyla, [şayet onları bilseydi], Zorunlu Varlık ın özü değişime uğrardı. İbn Sînâ, el-il!hiyy!t, ; krş. Kitâbu n-necâh, tah. Macid Fakhri (Beyrut: Daru l-afaki l-jedide, 1985), s. 283.

9 351 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM uygun bir şekilde en basit anlamıyla şu anlaşılabilir: Zorunlu Varlık, nedenlerin yaratıcı bilgisine sahip olduğu için, sadece ve sadece O nun bildiği şey var olabilir. Bu ise O nun var olan her şeyi bildiği anlamına gelir. Temel denklem budur. 21 Diğer bir ifadeyle, İbn Sînâ ya göre Zorunlu Varlık ın B-tikelleri de bilebileceğini iddia eden yaklaşımın kullandığı Allah, bilgisi yaratıcı olduğu için bilir argümanıyla, tümeller ve tikellerin Allah tarafından, Kendisi onların var edicisi olduğu için veya diğer bir deyişle Allah onları bildiğinden ötürü onlar var oldukları için bilindiklerini ileri sürülmektedir. Yani tikellerin, tümellerin bilindiği gibi bilinmesi, Allah ın her iki varlık türünün de var edicisi olduğu ve onların var olmalarının doğrudan Allah ın onları bildiği anlamına geldiği iddiasıyla temellendirilmektedir. Allah, bu dünyanın tikellerini (B-tikeller), onların evrensel olan türleri dolayısıyla bilir ki bu bilme tarzı, teoriye göre ilahi bilginin öz niteliğidir. Dolayısıyla O, türlerin üyelerini de onların sebeplerinin gerektirdiği etkiler/sonuçlar olarak kavramsal yolla bilir. Burada referans, doğrudan, tür üyelerinin iştirak ettikleri nitelikleredir. Bu ise Zorunlu Varlık ın o üyelere dair bilgisinin de tümel ve kavramsal olduğu anlamına gelmektedir. Bu tarz bilme, şu ifadede tasvirini bulmaktadır: tikeller, [Zorunlu Varlık] tarafından tıpkı tümellerin bilindiği gibi bilinir (önerme #13). Şu halde açıktır ki Allah ın bilgisinin tabiatı göz önünde bulundurulunca, bu, ancak kavramsal bir tarzda olabilir. Zira tümeller, varlıkların tür ve cinslerinin kavramsal bilgisinden ibarettir. Buna göre, diyelim ki A bir ilk sebep ve S ise B nin C, D, E, ( ) ara nedenleri üzerinden sağladığı bir sonuçtur. İbn Sînâ ya göre, A sebebi, S sonucunun ortaya çıkacağını, kendisinin, D, E, F ( ) ara nedenlerinin var edicisi olduğunun bilincinde olduğu için, o sebeplerin S sonucunu doğuracağının da mezkur ara sebepleri bildiği için bilincindedir. S nin, gerçekleştiği zaman gerçekleştiğinde, nedensel zincirin geriye doğru takip edilmesi suretiyle A nın bunun tümel bilgisine sahip olduğu sonucuna varılmakta ve bu da A nın S yi bildiğinin kanıtı olarak sunulmaktadır. Burada ileri süreceğim şey, ontolojik nedenlemenin, zamansal-epistemik bir veri doğurmak zorunda olmadığı düşüncesidir. Teoriye göre Zorunlu Varlık, ilk sebep olarak nedenlediği her bir varlığın ve her bir ikincil sebebin nedenlediği diğer bütün etkileri ve sonuçları, bu sebepler, doğurdukları veya doğurabilecekleri sonuçları kendi içlerinde taşıdıkları için bilmektedir. Yukarıdaki 4), 5), ve 6) nolu önermelerden çıkan anlam şudur: Allah, eşyayı, Kendisinden çıkan etkiler olmaları açısından bilir. Allah, o tikellerin sahip olduğu bütün niteliklerin yani tümellerin bilgisine sahiptir. Zira sebeplerin bilgisi, o sebeplerin ürettiği veya sebeplediği her şeyin bilgisini de ihtiva eder. Yani, sebeplerin bilgisi, ortaya çıkan sonuçların/etkilerin bilgisini gerektirir. Yukarıdaki öncüllerden bariz hale gelen bir husus da bu tür bilginin kavramsal olduğudur, zira bu bilgi tikelleri, onların evrensel olan nitelikleriyle bilir. O zaman Allah ın bilgisi, tümel bilgiyi esas alır ve bu da, tekrar edecek olursak, sebeplerin genel karakteristiklerini içerir ve bunlardan ötürü Zorunlu Varlık ın tikellere dair bilgi sahibi olduğuna hükmedilir. İbn Sînâ nın tikeller, [Zorunlu Varlık] tarafından tıpkı tümellerin kavrandığı gibi kavranırlar derken kastettiği bu olmalıdır. Bu ise ancak tümel önermelerin tikellerin özüne ait soyut bilgileri içerdiği şeklinde anlaşılabilir. Fakat İbn Sînâ nın kendi önermeleri gereği, bunun, zamansal ve değişen varlıkların zaman 21 Bkz. Acar, a.g.m.

10 352 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU içerisindeki hallerini, zamansal bir kip çerçevesinde bilme olarak algılanması imkansızdır ve yine teori gereği, böyle bir algı Zorunlu Varlık için muhaldir. Bu noktada hatırlarsak İbn Sînâ, Zorunlu Varlık ın bilgisinin insani bilgiden tamamen farklı olduğunu ifade etmektedir. Ancak yine de İbn Sînâ nın Zorunlu Varlık ın zamansal tikelleri bildiğini ima etmesi ve bu imaya dayalı olarak ileri sürülecek bir iddianın ispatlanabileceğine dair ortaya konan açıklamalar, İbn Sînâ nın kendi uyarılarına rağmen, Zorunlu Varlık a insani bilme tarzını mümkün kılan techizatı atfetmek zorundadır. İlk paradoksal olan kısım budur. Allah ın B-tikelleri bilmesi için duyusal donanıma sahip olmasının gerekmediğini ileri süren Acar, Allah ın hem yaratıcı olduğunu kabul etmek hem de cüz ilerin varlığında ve aklen tayin ve tesbit edilmesinde duyu bilgisine ihtiyaç duyacağını öne sürmek, açıkçası saçmadır 22 şeklinde kesin bir hüküm vermiş olsa bile, Zorunlu Varlık ın B-tikelleri bildiğini, sırf Allah ın bilgisi yaratıcı bilgidir postulatına dayandırarak iddia etmek kolay değildir. Zira bu iddianın tutarlılığını zedeleyecek diğer önermelerin de tutarlı bir şekilde teoriye entegre edilmesi gerekmektedir. Öncelikle şunu söyleyebiliriz: bir açıdan bakınca, burada asıl mesele, Zorunlu Varlık ın bilgisinin işleyiş tarzı (yaratıcı olması) ile ilgili değil, B-tikellerin O nun bilgisinin kapsamına girme kapasitesine sahip olup olmadığıdır. Zira ilahi bilginin ara nedenler vasıtasıyla B-tikelleri meydana çıkardığını söylemek bir şeydir, o ilahi bilginin B-tikellerin ahvalini de içerdiğini söylemek ise başka bir şeydir. Son tahlilde ilki, ikincisini zorunlu olarak gerektirmemektedir. Dolayısıyla Allah ın bilgisinin, nesnelerden bağımsız olması ve yaratıcı olması, yani insan bilgisi ile nesnesi arasındaki ilişkinin tam tersi olması, o ilahi bilginin B-tikelleri idrak edeceğini mantıksal olarak garanti etmez. Ayrıca burada başka bir paradoks kendini göstermektedir: Eğer var olan her şey, Zorunlu Varlık onların bilgisine sahip olduğu için var oluyorlarsa, bu durumda teorinin bazı postulatları gereği zamansal, maddi ve değişen olmaları bakımından ilahi bilgiye konu olmayan B-tikeller, evvel emirde var olmak için paradoksal bir şekilde ilahi bilgide bulunmak zorundadırlar. Ama eğer bunlar, tümel ve kavramsal niteliğe sahip ilahi bilgi tarafından algılanamıyorlarsa, o zaman bunların varlığa çıkmaları nasıl açıklanır? Çözüm olarak, her bir B-tikel, tümel yönleri ile ilahi bilgide yer alır denirse, burası yine ta başta sorduğumuz soruya geri döndüğümüzü gösteren noktadır ve İbn Sînâ hala bunun nasıl olacağını açıklamak zorundadır. Fakat burada asıl çözüm, ilahi bilginin içerdiği ara nedenlerden bazılarının, ilahi bilgiye konu olmayacak özelliklere sahip etkiler doğurduğunu kabul etmekten geçmektedir. Bu ise, Zorunlu Varlık ın ortaya çıkan bu tür etkilere dair bir bilince sahip olup olmadığı meselesini gündeme getirmektedir. Bu noktada belirtmek gerekir ki ontolojik nedenlemenin bilinçli bir bilişe delalet edip etmeyeceği hususu hala tartışmaya açıktır. İbn Sînâ nın Zorunlu Varlık a atfettiği bilgi, tamamen tümel önermelerden oluşur. Ancak eğer bu bilgi, A sebebinin, bu sebebin tabiatında yerleşik olan ve onun nedenlediği B sonucunu doğurma kuvvesi olarak anlaşılırsa, bu tür bilgiye bilinçli biliş atfetmek, kanaatimce el-ğazali nin de isabetle vurguladığı gibi, 23 oldukça zor gözükmektedir. Zira İbn Sînâ nınki gibi bir zaruretçi kozmogonide, söz konusu bilgi, nedensellik mekanizmasını zorunlu olarak işleten bir sistemdir ve bilinçlilik halini içermesi, yine el-ğazali nin belirttiği gibi, mantıkan zorunlu değildir. Şu halde bu sonuç, İbn Sînâ nın her zat kendisinden sudur eden şeyi bilir ifadesinin yeniden yorumlanmasını gerekli kılmaktadır. İşte bu sebeple, böyle bir bilgi, nedenler zinciri üzerinden geriye doğru bir hareketle tasavvur edilebilecek ve 22 Rahim Acar, Yaratan Bilmezse kim Bilir? İbn Sînâ ya göre Allah ın Cüz ileri Bilmesi, İslam Araştırmaları Dergisi, 13 (2005), s Bkz. El-Ğazali, Tehâfutu l-felâsife, özellikle 12. ve 13. Meseleler.

11 353 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM ontik bir kodlama şeklinde tasvir edilebilecek bir olgudur; ve ayrıca nedenlerin bilgisi ni içerdiği için tam anlamıyla kavramsal ve tümeldir. Buna göre, Zorunlu Varlık ın böyle bir kodlama şeklinde anlaşılan bilgisi, nedenlerin kavramsal mahiyetini kapsamasından ötürü ve bu nedenler hakkındaki kavramsal bilgiye rağmen, zincirdeki her hangi bir nedenin zaman içerisinde gerçekleştireceği bir sonuç veya eser bile, Zorunlu Varlık ın bilgisi kapsamında görülemez. Zira kavramsal olmalarına rağmen ikincil nedenlerin bilgisi, onların eserleri/etkileri zaman içinde vuku bulmak zorundadır ve zamansal vukuat ise Zorunlu Varlık ın bilgisinin konusu olamazlar. İşte bu gerçek, İbn Sînâ yı, Zorunlu Varlık ın, tikelleri onların tümel olan nitelikleri vasıtasıyla bildiğini söylemeye zorlamıştır. C.2. Zamansal Tikellerin Tabiatı Zorunlu Varlık ın cüz iyyata dair bilgisi, zamansal bilgi olamaz, zira [böyle bir bilgi] şimdi, geçmiş ve geleceği ihtiva eder ve dolayısıyla O nun özsel sıfatlarının değişmesine sebep olur. Bilakis, O nun cüz iyyata dair bilgisi zamandan daha üstün bir tarzda olmalıdır. Ayrıca, O nun her şeyi bilmesi zorunludur, çünkü her şey, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla O ndan çıkar. 24 B-tikeller, daha önce değindiğimiz gibi, maddi, mekansal ve zamansaldır. Ay-altı alemde, örneğin A sebebinin, B sonucunu z anında doğurduğu bilgisi, tamamen zamansal ve değişen bir bilgidir; ve bu z faktörü, teori gereği değişmeyen tümeller vasıtasıyla algılanmadığı için Zorunlu Varlık ın bilgisi dışında kalmalıdır. Zorunlu Varlık ın zamansız olduğunu ileri sürerek, bizim için zamansal olan tikellerin O nun için zamansız olduğu iddia edilirse, yeniden meselenin başına dönmek zorunda kalırız. Yani Zorunlu Varlık ın B-tikelleri zamansız bildiği iddiasıyla, tümel bilginin tikellere nasıl delalet ettiği meselesi tekrar karşımıza çıkacaktır. Burada sorun olan husus, tikelleri, tikelliklerini bozmaksızın, onları tikel yapan niteliklerden soyutlayarak hala tikel olarak bilme sorunudur. Unutulmamalıdır ki İbn Sînâ nın bu bilgiye sahip olduğunu iddia ettiği Zorunlu Varlık ın bilgisi tümeller yoluyla işlemektedir ve tikelleştirici niteliklerden uzaktır. Diğer taraftan, eğer Zorunlu Varlık ın bilgisi, oluş ve bozuluş alemindeki tikelleri (B-tikeller) kapsıyorsa ve bu bilgi zorunlu olarak konu edindiği şeyin varlığa çıkmasını zorunlu kılıyorsa, bu bilginin iki yönü olabilir: bu bilgi ya a) bahsettiğimiz zorunluluk zinciri sebebiyle zamansal olaylara müdahil olmak zorundadır veya b) zamansal tikellerin olgusal durumlarını algılayamaz durumdadır. Eğer zamansal algı niteliği varsa, bu durumda zaman içerisinde meydana gelen her olayı tikelleştirici ögelerle bilmek ve dolayısıyla zamansal kiplere maruz kalmak durumundadır. Zira bir bilginin, hem zaman içerisindeki bir eylemi algılayıp hem de bilişsel olarak o zaman kipinden bağımsız olması düşünülemez. Mesela, A şahsı z 1 de oturuyor ve z 2 de ayağa kalkıyor. İlahi yaratıcı bilginin, A şahsının z 1 ve z 2 deki durumlarını ezelden bildiği için z 1 de oturmayı ve z 2 de A şahsının ayağa kalkması eylemini zorunlu olarak var kılması gerekir. Bu ise Zorunlu Varlık ın zamansal kipleri takip ediyor olmasını gerektirmektedir. z 1 ve z 2 gibi zamansal terimlerin Zorunlu Varlık için geçerli olmadığını teori gereği biliyoruz. Bu da her şeyi bilen Zorunlu Varlık ın, bize göre z 1 ve z 2 de olan olayları zamansız bildiği iddiasıyla eş anlamlıdır. Tersinden okunduğunda bu, Zorunlu Varlık bu olayları zaman içinde gerçekleşen şeyler olarak bilemez demektir. Şu halde, Zorunlu Varlık ın eşyayı tümel yolla bilmesi bir postulat 24 İbn Sînâ, KİT,

12 354 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU olarak ortaya konduğu ve İbn Sînâ ya göre, değişim ve zaman B-Tikellerin niteliği olup bir tümel oluşturmadığı için, bu yaklaşım teori içinde en iyi ihtimalle bir paradoks oluşturmaktadır. 25 Hatta buna göre, Zorunlu Varlık, inhisarcı bir tikel (A-tikel) olan Güneş in tümel olarak bilinen tutulması olayını, tümel bilgiler sayesinde zamansız bilebildiği halde, Güneş in z 1 anında tutulmaya girdi ve z 2 de tutulmadan çıktığı gibi zamansal olayları bildiği bile söylenemez. Zira Zorunlu Varlık ın bildiği şey, belli nedenlerin bir araya gelmesi sonucu tutulma denen tikel bir olayın gerçekleşeceğidir, bu tutulmanın her hangi bir zaman kipinde gerçekleşeceği değil. Bütün bunlar ışığında ve zamansal tikellerin tabiatı göz önünde bulundurulunca, Zorunlu Varlık ın zamansal tikelleri bildiğini iddia etmek bir tutarsızlık olarak karşımız çıkmaktadır. Dolayısıyla, bu teori esas alındığında ilahi yaratıcı bilginin zamansal olgulara taalluk etmediğini kabul etmekten başka bir seçenek gözükmemektedir. Bu İbn Sînâ nın ta başta kabul ettiği husustur. Sonuç olarak, İbn Sînâ Zorunlu Varlık ın her şeyi bildiğini postulat olarak öne sürmesi, problemin başlangıcını göstermektedir. Şu halde İbn Sînâ nın hem Zorunlu Varlık ın istisnasız her şeyi bildiğini söyleyip hem de O nun bilgisinin zaman içinde olan olaylara taalluk edemeyeceğini ileri sürmesi, B-tikellerin nasıl bilineceğinin mantıksal olarak yeterli şekilde temellendirilmemiş olduğunu göstermektedir. C.3. Def aten Vahideten Anlayışından Kaynaklanan Zamansal Sorun Çizim 1: Sebeplerin soyut bilgisi ve zamansallar. İbn Sînâ nın teorisinden anlaşıldığına göre, Zorunlu Varlık B, C, D nedenlerini bilir. Ancak zaman içinde var olan K, L, M ( ) nedenlerini bilmesi teoride problemli iken K, L, M, nedenlerinin Z 1, Z 2, Z 3 ( ) anlarında sebep oldukları zamansal tikelleri bilmesi ise imkansızdır. İbn Sînâ ya göre, Zorunlu Varlık her şeyi def aten vahideten yani bir defada tek bir bilgi ile bilir. Yani geçmiş ve gelecek zaman olarak değil, her şeyi tek bir anda veya şimdi olarak bilir. Eğer külli bilme tarzı bu defaten anlamında alınırsa, sorun ne olabilir? Ezeli şimdi, Zorunlu Varlık ın başından beri olmuş ve olacak bütün olayları, var olmuş ve olacak bütün eşyayı zamansal ardışıklığı dışlayan bir tarzda, aynı anda ve tek bir bilgiyle varlıklarını oldukları halleriyle ve değişen sonsuz halleriyle bir anda bildiğini kabul etmememizi gerektirir. İlk sorun, bunun nasıl mümkün olduğudur. Böyle bir anlayış, Zorunlu Varlık ın tüm zamanlarda 25 Bu paradokstan şöyle bir argümanla çıkılabilir: 1) Zorunlu Varlık, zaman içinde hareket etmez ve zamanın hükümlerine göre bilmez. 2) Zamansal tikeller, makulattan değil, mahsusattandır. 3) Zorunlu Varlık, bilgisinin mahsusata taalluk edebilmesi için duyusal techizata sahip olmalıdır. 4) Fakat Zorunlu Varlık, bu tür techizata sahip değildir. 5) O halde, Zorunlu Varlık mahsusatın bilgisine sahip olamaz.

13 355 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM olan ve olacak her şeyi, hem de zamansal tikelleri, ama zamanın dışında kalarak ve fakat aynı ezeli anda bildiğini varsaymaktadır. Buna göre, bizim terimlerimizle geçmiş ve gelecek diye bir şey yoktur ve her şey bir anda olmaktadır. Bu ise, biz insanlara göre geçmişte olmuş ve bize göre gelecekte olacak her şey, ilahi vizyonda eş-zamanlı olarak aynı anda cereyan ediyor demektir. Eğer def aten ifadesi bu şekilde yorumlanırsa, sorun şudur: geçmiş ve gelecek her şey aynı anda vuku buluyor olduğuna göre, tabii olarak bu, geçmiş ve gelecek kiplerini dışarıda tutacaktır. Sonsuz sayıda olayların aynı ayna vuku buluyor olmasının aklen tasavvurunun zorluğunu bir kenara bırakırsak, bizim için zamansal olan olayların böyle bir vizyonda Zorunlu Varlık için temyiz edilmesinin, imkansız bir manzara sunduğu açıktır. Zamanın hükmü İbn Sînâ nın Zorunlu Varlık ına taalluk etmediği halde bu nasıl mümkündür? Yani bizim için zamansal olanı, Zorunlu Varlık ezeli bir anda nasıl bilmektedir? Zamandan münezzeh olan Tanrı, zaman içinde olan şeyleri nasıl kavrar? Eğer bu kavrayış, eşya, O eşyayı bildiği için vardır anlamında ise ve eğer bunun epistemolojik bir anlamı varsa bile, daha önce de değindiğimiz gibi, ilahi bilgi, zamana endeksli tikelleri bilmek için paradoksal olarak zamansal ardışıklığı takip etmek zorunda kalmaktadır. Çizim 2: Ezeli Şimdi: Zorunlu Varlık, bu olayları ezeli bir an da tümel olarak bilse bile, zamansal kipleri oldukları haliyle temyiz etmesi mümkün gözükmemektedir. Bütün z kiplerinde tikel olarak meydana gelen bu tikel olaylar kümesini, onlara bu veya şu şeklinde işaret edecek bir donanıma sahip olmayan Zorunlu Varlık ın, bir Akıl olarak ve tümel bilgiye sahip olarak, mahsusat tan olan ve sadece insanlar için z 1, z 2, z 3, şeklinde algılanabilen yukarıdaki tikellerden her birini yine z 1, z 2, z 3 şeklinde diğerlerinden temyiz etmesi imkansızdır. Ezeli şimdi anlayışında, Tanrı nın bu tikel önermeleri ayrı ayrı ama aynı anda bildiği varsayılmaktadır. Öyle ki bu zamansal olaylardan her bir z kipi için, sadece bir önerme doğrudur ve her bir olayla ilgili her bir önerme aynı anda doğrudur. Diyelim ki bize göre bütün bu önermeler tek bir tikel hakkında ve o tikelin farklı zamansal modlarını ifade etmektedir. Bir anda bilme tarzında, tek tikel hakkındaki bize göre farklı zamanlara ait yani değişen önermeleri, Zorunlu Varlık teori gereği aynı anda doğru olarak bilmektedir. Buradaki soru şudur: böyle bir durumda, Zorunlu Varlık, bu önermeleri birbirinden temyiz edip, bize göre mesela z 1 anında olan olaya tikel anlamda işaret edebilir mi? İbn Sînâ nın teorisi esas alındığında, bu ezeli kozmik manzarada aklın o tikelin, hangi önermenin belirttiği hal de bulunduğunu

14 356 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU temyiz etmesi imkansızdır. Gerçekte her bir önermenin belirttiği bir tikel durum vardır ve bu tikel durumu aklın kavraması imkansızdır. İbn Sînâ nın kendi ifadesiyle bu tikeli bilmek için duyusal donanım gerekir, yani bu veya şu şeklinde tikelleştirici bir araç gerekir. Zorunlu Varlık için hepsi aynı anda cereyan ettiği için ve O, tikelleştirici bir unsur olan zamanın dışında bulunduğu için zamanda cereyan eden tikellerin her birini, zamana dahil olmaksızın veya zamanın hükmüne tabi olmaksızın, ayrı ayrı bu veya şu diye zamansal ayrıma tabi tutması imkansız gözükmektedir. Sonuç olarak Zorunlu Varlık ın defaten vahideten sahip olduğu bilgi, ardışıklığı dışladığı ve tikelliğin en önemli özelliği olan ardışlıklığı kavrayamayacağı için, İbn Sînâ nın teorisi nu noktada bir açmaza düşmektedir. Yukarıdaki tartışmadan yola çıkarak şu sonuçlara varılabilir: 1. Zamansal olaylar hesaba katıldığında İbn Sînâ nın, Zorunlu Varlık ın B-tikelleri bildiğini kendisinin genel teorilerine dayanarak mantıklı ve tutarlı olarak iddia etmesini imkansız kılmaktadır. 2. Basit bir ifade ile, eğer Zorunlu Varlık tümel yolla biliyorsa, zamansal tikelleri bilemez. Eğer bilgi tümel ise, tikelleri kapsayamaz; eğer tikelleri kapsarsa, o bilginin öz niteliği tümel olmaz. 3. Eğer külli, sıfatları, cins ve türleri kapsıyorsa, zamana ve mekana endeksli önermeler dışarıda bırakılmaktadır. 4. Var olan tikeller, ilahi bilgiden dolayı var iseler, o zaman ilahi bilginin zamansal tikellerin varlığıyla ilişkisi açık değildir. Varsayımdan yola çıkarak bilginin sadece nedenlerin bilgisini kapsadığını söylemek gerekir. Şu halde İbn Sînâ yine Zorunlu Varlık ın tikelleri bildiğini söyleyemez. 5. Diğer taraftan, Zorunlu Varlık, A-tikel olayları sırf sahip oldukları tümel nitelikleri yoluyla bilmesine rağmen, onları bile kendi tikellikleri içinde bildiği söylenemez. Yani O nun bu tümellerin zamansal-mekansal örneklemesini kavraması imkansızdır. Zira O nun bilgisi, tikellerden soyutlayarak elde edilen bilgi değildir; aksine tümel bilgiye ilahi özü itibariyle zorunlu olarak sahiptir; ama bu bilgi, tikel i tikel yapan özellikleri kapsamadığı için, tikelin bilgisini içeremez. 6. Zorunlu Varlık ın her şeyin varlığının nedeni olması, sonuç olarak, yeniden yorumlanmalıdır. Bu, en iyi ihtimalle, Zorunlu Varlık ın sadece nedenlerin tümel bilgisine sahip olabildiği anlamına gelir. Ama O nun bilgisinin, B-tikellerin yine B-tikel olan nedenlerini kapsadığını bile söyleyemeyiz. Bu ise İbn Sînâ nın teorisinde bir açmaza sebep olmaktadır. 7. Sonuç olarak, İbn Sînâ nın kendisinin Zorunlu ve Varlık ve tikellere atfettiği nitelikler temel alınarak Zorunlu Varlık ın B-tikelleri tikel olarak bildiğini iddia etmesi, teorik tutarsızlıkla malüldür.

Allah ın cüz îleri bilmesi: Klasik İbn Sînâ yorumunun değerlendirilmesi* İbn Sînâ nın

Allah ın cüz îleri bilmesi: Klasik İbn Sînâ yorumunun değerlendirilmesi* İbn Sînâ nın Allah ın cüz îleri bilmesi: Klasik İbn Sînâ yorumunun değerlendirilmesi* Rahim ACAR İbn Sînâ nın metinleri dikkate alındığında, onun Allah ın her şeyi bildiğini, hiçbir şeyin, bir zerrenin bile onun bilgisinin

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM Biçimselleştirme Burada sunulan haliyle bu sembolik gösterim diline önermeler mantığı dili denir. Şimdi günlük dilden çeşitli cümlelerin sembolik biçimler şeklinde nasıl ifadelendirilebileceğini (yani

Detaylı

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri BILGI FELSEFESI Bilginin Doğruluk Ölçütleri Bilimsel bilgi Olgusal evreni, toplum ve insanı araştırma konusu yapar. Bilimler; Formel bilimler Doğa bilimleri Sosyal bilimler olmak üzere üç grupta incelenir.

Detaylı

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER Rıza FİLİZOK Kastım odur şehre varam Feryad ü figan koparam Yunus Emre Büyük dilbilimci Saussure ün dilin bir sistem olduğunu ve anlamın karşıtlıklardan (mukabil/opposition)

Detaylı

ZORUNLU VARLIĞIN TİKELLERE DAİR BİLGİSİ ÜZERİNE: İBN SÎNÂ - ŞEHRİSTÂNÎ MERKEZLİ BİR TARTIŞMA

ZORUNLU VARLIĞIN TİKELLERE DAİR BİLGİSİ ÜZERİNE: İBN SÎNÂ - ŞEHRİSTÂNÎ MERKEZLİ BİR TARTIŞMA Hitit Üniversitesi İ lahiyat Fakültesi Dergisi, 2006/2, c. V, sayı : 10, ss. 111-130. ZORUNLU VARLIĞIN TİKELLERE DAİR BİLGİSİ ÜZERİNE: İBN SÎNÂ - ŞEHRİSTÂNÎ MERKEZLİ BİR TARTIŞMA Aygün AKYOL * Özet Zorunlu

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A Contents 1 İyi Sıralama 5 Bibliography 13 1 İyi Sıralama Well Ordering İyi sıralama kavramı, doğal sayıların

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM Jean Piaget ve Jerome Bruner Biliş ne demektir? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar? Bireydeki akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki

Detaylı

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL PSİKOLOJİ Neisser (1967) yılında bilişsel psikolojiyi; «Biliş terimi, duyusal girdilerin dönüştürüldüğü, azaltıldığı,

Detaylı

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur. Bu derste Immanuel Kant ın estetik felsefesi genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılacaktır. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olan Kant, kendi felsefe sistemini üç önemli çalışmasında toplamıştır.

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 4 Sayı 1 Mayıs 2011 İLAHİ İLİM İLAHİ İRADE İLİŞKİSİ -Gazâli Örneği- RABİYE ÇETİN Dr. ANKARA Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı, FARABİ DE BEŞ TÜMEL Yakup ÖZKAN Giriş Farabi (ö. 950) ortaçağın en önemli felsefecilerinden biridir. Eserlerinin arasında Mantık Bilimi ile ilgili olanları daha fazladır. Farabi, mantıkçı olarak İslam

Detaylı

İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ

İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ 156 Dini Araştırmalar, Temmuz - Aralık 2012, Cilt : 15, Sayı : 41, ss. 156-162 İBN SÎNÂ DA ZORUNLU VARLIĞIN MAHİYETİ MESELESİ Ali EBRAHİMZADE* Öz Zorunlu varlığın mahiyeti meselesi İbn Sînâ felsefesinin

Detaylı

(Caitlin Talmadge ın izniyle kullanılmaktadır.) ÖDEV 2: WALTZ. oldukça yerindedir kitabında uluslararası siyasetin sistem teorisi olarak

(Caitlin Talmadge ın izniyle kullanılmaktadır.) ÖDEV 2: WALTZ. oldukça yerindedir kitabında uluslararası siyasetin sistem teorisi olarak (Caitlin Talmadge ın izniyle kullanılmaktadır.) ÖDEV 2: WALTZ Caitlin Talmadge 17.960 8 Ekim 2004 Kenneth Waltz, Theory of International Politics (1978) başlıklı ki, bu başlık oldukça yerindedir kitabında

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

Damga Vergisi sayılı Damga Vergisi Sirkülerinde; 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına

Damga Vergisi sayılı Damga Vergisi Sirkülerinde; 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararına Sayı: 2018/90 Konu: TL Ye Çevrilen Dövizli Sözleşmelerde Damga Vergisi İstisnasına Yönelik Açıklamalar Yapılmaktadır (22 Seri No lu DVK Sirkülerleri) Mevzuat: Web: http://taxauditingymm.com/sirkuler.aspx

Detaylı

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanıtan: Tamer YILDIRIM * 1Din Felsefesi Derneği ve İSAM işbirliği ile düzenlenen Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar adlı atölye

Detaylı

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 8, Ekim / October 2015: 13-19 Entelekya / Entelecheia Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Çeviren İLYAS ALTUNER b Geliş Tarihi: 01.10.2015 Kabul

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu

Detaylı

SOMUT VE SOYUT NEDİR?

SOMUT VE SOYUT NEDİR? SOMUT VE SOYUT NEDİR? Prof. DR. Rıza FİLİZOK Okul kitaplarımızda isim olan kelimelerin somut ve soyut diye ikiye ayrıldığı bilgisi verilir ve şöyle tanımlanır: Somut : Beş duyu ile kavranan varlıkları

Detaylı

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014 Bilimsel Yasa Kavramı Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014 Bilimsel yasa her şeyden önce genellemedir. Ama nasıl bir genelleme? 1.Bekarla evli değildir. 2. Bahçedeki elmalar kırmızıdır 3. Serbest

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara Üniversitesi 2015 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı: 2.Doğum Tarihi: 29 Ocak 1978 3.Ünvanı : Doç. Dr. 4.Öğrenim Durumu: Doktora DERECE ALAN ÜNİVERSİTE YIL Lisans İlahiyat Ankara 2000 Yüksek Lisans Doktora ve Din Bilimleri (İslam

Detaylı

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir.

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir. Yargı cümlelerinde sınıf terimler birbirlerine tüm ve bazı gibi deyimlerle bağlanırlar. Bunlara niceleyiciler denir. Niceleyiciler de aynen doğruluk fonksiyonu operatörleri (önerme eklemleri) gibi mantıksal

Detaylı

FELSEFİ ÇÖZÜMLEMELERDE YÖNTEM John HOSPERS, (Çev. Şahin Filiz; Mehmet Harmancı)

FELSEFİ ÇÖZÜMLEMELERDE YÖNTEM John HOSPERS, (Çev. Şahin Filiz; Mehmet Harmancı) Kitap, Sempozyum Değerlendirmeleri 257 göre, bilim sosyolojisi klasik sosyologların bilgi konusundaki görüşleri bilinmeden anlaşılamaz. Yazar bu bölümde pozitivist bakış açısının öngördüğü, bilimin evrensel

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969.

ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER. Murat DEMİRKOL. Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969. ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı-Soyadı: Unvan: Doğum Yeri ve Yılı: Bölüm: Murat DEMİRKOL Doç. Dr. (Assoc. Prof. Dr.) Reşadiye-Tokat/1969 Felsefesi) Tlf: 0312 324 15 55 Cep tlf: 0545 467 10 87 E-Posta: m.demirkol@ybu.edu.tr

Detaylı

Kamu Hukuku Açısından İbn Sînâ nın Bazı Görüşleri Ibn Sînâ s Views Concerning Public Law. Prof. Dr. Hayrani Altıntaş*

Kamu Hukuku Açısından İbn Sînâ nın Bazı Görüşleri Ibn Sînâ s Views Concerning Public Law. Prof. Dr. Hayrani Altıntaş* Kamu Hukuku Açısından İbn Sînâ nın Bazı Görüşleri Ibn Sînâ s Views Concerning Public Law Prof. Dr. Hayrani Altıntaş* Abstract Ibn Sînâ classifies the duties of the state, which are intended to establish

Detaylı

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt

Detaylı

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s.

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. Yakup ÖZKAN İbn Sina hem felsefesi hem de etkisi bakımından İslam düşüncesinin en önemli şahsiyetlerinden

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ Adı Soyadı: Nuri ADIGÜZEL Doğum Tarihi: YAHYALI 13 MART 1962 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi 1985 Y. Lisans Sosyal Bilimler

Detaylı

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IX/1 (Bahar 2016), ss. 131-135. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com Başvuru: 07.06.2016 Kabul: 20.06.2016 İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM

Detaylı

DENET VERGİ DUYURU 85 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARINA GÖRE TÜRK PARASINA UYARLANACAK SÖZLEŞMELERE İLİŞKİN DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI HAKKINDA SİRKÜLER

DENET VERGİ DUYURU 85 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARINA GÖRE TÜRK PARASINA UYARLANACAK SÖZLEŞMELERE İLİŞKİN DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI HAKKINDA SİRKÜLER DENET VERGİ DUYURU Duyuru Tarihi : 22.11.2018 Duyuru No : 2018/175 85 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARINA GÖRE TÜRK PARASINA UYARLANACAK SÖZLEŞMELERE İLİŞKİN DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI HAKKINDA SİRKÜLER Damga

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar HESAP Hesap soyut bir süreçtir. Bu çarpıcı ifade üzerine bazıları, hesaplayıcı dediğimiz somut makinelerde cereyan eden somut süreçlerin nasıl olup da hesap sayılmayacağını sorgulayabilirler. Bunun basit

Detaylı

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ Yakup ÖZKAN Giriş Bu kavramlardan ilk olarak Aristoteles söz eder. Ona göre etkin (faal) ve edilgin (heyulani) akıl arasındaki ayrım ruhun alanına aittir. Bu,

Detaylı

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM, TERİM - Kavramlar Arası İlişkiler - İçlem - kaplam ilişkisi - Beş tümel - Tanım B. ÖNERMELER - Önermeler Arası İlişkiler C. ÇIKARIM Ve Türleri - Kıyas

Detaylı

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 9, Nisan / April 2016: 235-240 İnceleme Makalesi / Review Article İNCELEME / REVIEW İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve

Detaylı

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI Hesap Yapan Beyin Uyaranların kodlanması, bilgilerin saklanması, materyallerin dönüştürülmesi, düşünülmesi ve son olarak bilgiye tepki verilmesini içeren peş peşe

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 110 İST,

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 110 İST, SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 110 İST, 23.11.2018 ÖZET: Gelir İdaresi Başkanlığınca, Türk Parasına uyarlanacak sözleşmelerde damga vergisi uygulamasına ilişkin 22 Kasım 2018 tarih ve 22 sayılı Damga Vergisi

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları

Detaylı

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular 24.00/24.02 Güz Dönemi, 2005 Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular Bir Ödevi yazmaya başlamadan önce, hazırladığınız taslağınızı, bir de şu soruları aklınızda tutarak gözden

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, Mart 2011

Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, Mart 2011 Doç. Dr. Doğan GÖÇMEN Adıyaman Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, 25-26 Mart 2011 «Her şey mümkündür.» «Zevkler

Detaylı

B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK

B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK İki değerli mantıkta önermeler, doğru ve yanlış olmak üzere iki değer alabilir. Çünkü özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü hâlin olanaksızlığı ilkelerine göre, önermeler başka bir değer

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

İnanç Psikolojisi: Yaşamı Anlamlandırma Biçiminin Hayat Boyu Gelişimi

İnanç Psikolojisi: Yaşamı Anlamlandırma Biçiminin Hayat Boyu Gelişimi İnanç Psikolojisi: Yaşamı Anlamlandırma Biçiminin Hayat Boyu Gelişimi Üzeyir Ok İlahiyat Yayınları, Ankara 2007, 344 s. İnsanın en temel ihtiyacı olarak kabul edilen anlamlandırma ve anlam arayışı eyleminin

Detaylı

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı Kütahya da Gerçekleştirildi Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı, İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında, İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği,İlmi

Detaylı

Ontolojik Yaklaşım (*)

Ontolojik Yaklaşım (*) DERS 2 İnanmak için Neden Tanrı Var mı/mevcut mu? 24.00 Felsefenin Sorunları Prof. Sally Haslanger Eylül 12, 2005 Ontolojik Yaklaşım (*) Soru ( ve cevaplar için çerçeve) -- Tanrı var mı? (Bu soruda,tanrının,

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

DÖVİZ CİNSİNDEN VEYA DÖVİZE ENDEKSLİ OLARAK DÜZENLENEN SÖZLEŞMELERİN 32 SAYILI KARAR UYARINCA TL CİNSİNE ÇEVRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ 24 KASIM 2018

DÖVİZ CİNSİNDEN VEYA DÖVİZE ENDEKSLİ OLARAK DÜZENLENEN SÖZLEŞMELERİN 32 SAYILI KARAR UYARINCA TL CİNSİNE ÇEVRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ 24 KASIM 2018 DÖVİZ CİNSİNDEN VEYA DÖVİZE ENDEKSLİ OLARAK DÜZENLENEN SÖZLEŞMELERİN 32 SAYILI KARAR UYARINCA TL CİNSİNE ÇEVRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ 24 KASIM 2018 1 KAPSAM İşbu çalışma, 22.11.2018 tarihli DV-22/2018-1/Türk

Detaylı

FELSEFİ ATOMCULUKTAN MANTIKSAL ATOMCULUĞA ANALİTİK FELSEFENİN KİMYASI. Arş. Gör. Kemal BAKIR

FELSEFİ ATOMCULUKTAN MANTIKSAL ATOMCULUĞA ANALİTİK FELSEFENİN KİMYASI. Arş. Gör. Kemal BAKIR FELSEFİ ATOMCULUKTAN MANTIKSAL ATOMCULUĞA ANALİTİK FELSEFENİN KİMYASI Arş. Gör. Kemal BAKIR FELSEFİ ATOMCULUK Atomculuk, maddenin ya da bütün karmaşık fenomenlerin sabit, değişmez, bölünemez parçacıklardan

Detaylı

DÖVİZ CİNSİNDEN DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞMELERİN TÜRK PARASI OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI

DÖVİZ CİNSİNDEN DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞMELERİN TÜRK PARASI OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI 23.11.2018/185-1 DÖVİZ CİNSİNDEN DÜZENLENMİŞ SÖZLEŞMELERİN TÜRK PARASI OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİNDE DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında döviz cinsinden düzenlenmiş olan sözleşmelerin

Detaylı

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar *

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar * / Iğdır University / Journal of Social Sciences Sayı / No. 4, Ekim / October 2013: 219-226 Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar * ALEXANDER OF APHRODISIAS Çeviren İLYAS ALTUNER Arş. Gör., İlahiyat Fakültesi,

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

SİRKÜLER Tarih,22/11/2018 Sayı:2018/73. KONU: Türk Parasına Uyarlanacak Sözleşmelerde Damga Vergisine İlişkin Sirküler Yayımlandı.

SİRKÜLER Tarih,22/11/2018 Sayı:2018/73. KONU: Türk Parasına Uyarlanacak Sözleşmelerde Damga Vergisine İlişkin Sirküler Yayımlandı. AA BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM AŞ Şehit Ersan Cad. No: 28 / 5 06680 Çankaya- Ankara. Tel:+90 312 4688150 Faks: +90 312 4270847 Ticaret Sicil No: Ankara-170606 www.aa-ymm.com SİRKÜLER Tarih,22/11/2018 Sayı:2018/73

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL II Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş 1www.ideayayınevi.com HAK KAVRAMI Giriş 1 Felsefi Tüze Bilimi Hak İdeasını, eş deyişle Hak Kavramını ve bunun Edimselleşmesini konu alır. Felsefe İdealar ile ilgilenir ve buna göre genellikle salt kavramlar

Detaylı

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENLERİNİN YETİŞTİRİLMESİNDE DEĞİŞİM VE GEREKÇELER Öğrencinin performansını yükseltmek istiyorsanız kaliteli öğretmen yetiştirmek zorundasınız Alan bilgisi Genel eğitim ve kültür dersleri

Detaylı

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI Yakup ÖZKAN Giriş Kant (1724-1804) 1, felsefi dizgesinde akıl eleştirisini kuramsal (teorik/nazari/kurgusal) akılla sınırlamaz. Akıl eleştirisini daha

Detaylı

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek?

Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir? Murabahalı Satış Ne Demek? Murabaha Nedir sorusuna lügâvi manasında cevap çok kısa olabilir ama burada daha çok günümüzdeki fiilî durumunu ele almak faydalı olacak. Bahse konu yöntemden,

Detaylı

Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Dr. Cemil ÇELİK. Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Saffet SANCAKLI

Sempozyum Onursal Başkanı Prof. Dr. Cemil ÇELİK. Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Saffet SANCAKLI İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalının düzenlemiş olduğu XVII. Kelam Anabilim Dalları Koordinasyon Toplantısı & Gnostik Akımlar ve Okültizm Sempozyumu Sempozyum Onursal Başkanı Prof.

Detaylı

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK 1984 yılında Eskişehir de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nü bitirdi. ODTÜ Sosyoloji Bölümü nde yüksek

Detaylı

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL Bulanık Kümeler ve Sistemler Prof. Dr. Nihal ERGİNEL İçerik 1. Giriş, Temel Tanımlar ve Terminoloji 2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler 3. Olasılık Teorisi-Olabilirlik Teorisi 4. Bulanık Sayılar-Üyelik Fonksiyonları

Detaylı

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:33, Erzurum 2010 PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Mohammed Noor NABİ Çev.: Osman ELMALI H. Ömer ÖZDEN Aristoteles in

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

Beytulhikme An International Journal of Philosophy ISSN: Volume Issue 1 June 2013 Kitap Tanıtımı / Book Review

Beytulhikme An International Journal of Philosophy ISSN: Volume Issue 1 June 2013 Kitap Tanıtımı / Book Review Beytulhikme An International Journal of Philosophy ISSN: 1303-8303 Volume Issue 1 June 2013 Kitap Tanıtımı / Book Review Ömer Mahir Alper, Varlık ve İnsan: Kemalpaşazâde Bağlamında Bir Tasavvurun Yeniden

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ (Ocak 2014 itibariyle)

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ (Ocak 2014 itibariyle) AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ (Ocak 2014 itibariyle) Prof. Dr. Fehrullah Terkan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Felsefesi Anabilim Dalı Beşevler, 06500 Ankara Ofis: Yeni

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/208 Ref: 4/208

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/208 Ref: 4/208 SİRKÜLER İstanbul, 23.11.2018 Sayı: 2018/208 Ref: 4/208 Konu: 85 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARINA GÖRE TÜRK PARASINA UYARLANACAK SÖZLEŞMELERE İLİŞKİN DAMGA VERGİSİ UYGULAMASI HAKKINDA DAMGA VERGİSİ SİRKÜLERİ

Detaylı

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a BİLİMSEL YÖNTEM Prof. Dr. Şahin Gülaboğlu Mühendislik Fakültesi -------------------------------------------------------------------- BİLİM, ETİK ve EĞİTİM DERSİ KONUŞMASI 19 Ekim 2007, Cuma, Saat-15.00

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

Havacılıkta İnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA

Havacılıkta İnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA Havacılıkta İnsan Faktörleri Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA BÖLÜM 2 Düşünen ve Hisseden Varlık İnsan Birinci Kısım: İrrasyonel İnsan Geçen Hafta GEÇEN HAFTA Mantıksal Hatalar ve Safsatalar BU HAFTA Yanlılık

Detaylı

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Editörler Prof. Dr. İsmail Erdoğan - Doç. Dr. Enver Demirpolat İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. İsmail Erdoğan Doç.Dr. Enver Demirpolat Doç.Dr. İrfan Görkaş Dr. Öğr.Üyesi Ahmet Pirinç

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.

Laboratuvara Giriş. Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10. ADÜ Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Laboratuvara Giriş Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü TBT 109 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 3. Hafta (03.10.2013) Derslik B301 1 BİLGİ EDİNME İHTİYACI:

Detaylı

insan toplum Değerlendirmeler

insan toplum Değerlendirmeler insan toplum Değerlendirmeler the journal of humanity and society Cahid Şenel, Yeni Eflâtunculuğun İslâm Felsefesine Yansımaları, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2017, 331 s. Değerlendiren: Hatice Toksöz Ülkemizde

Detaylı

REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK

REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK REEL DÖVİZ KURU TEORİ VE UYGULAMA, KUR-ENFLASYON İLİŞKİSİ VE CARİ AÇIK Doç. Dr. Cevdet Akçay 15 Haziran 2004 İstanbul Hilton Oteli Nominal Döviz Kuru Reel Döviz Kuru E = E TL/$ q = q TL/$ R Nominal Faiz

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk*

Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk* AÜÝFD XLVI (2005), sayý II, s. 231-257 Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk* ENGÝN ERDEM Arþ. Gör., ANKARA Ü. ÝLÂHÝYAT FAKÜLTESÝ e-mail: erdem@divinty.ankara.edu.tr. abstract Swinburne and Divine Temporality.

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ

İLETİŞİM BECERİLERİ. Doç. Dr. Bahar Baştuğ İLETİŞİM BECERİLERİ Doç. Dr. Bahar Baştuğ AMAÇ VE HEDEFLER Hasta ve hasta yakınları, çalışma arkadaşları ile iletişimi ve ilişkileri geliştirmek için iletişim adına temel bilgileri vermek Hedef, etkin

Detaylı

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI PROF.DR. ÇİLER DURSUN Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Nedir? Haber, dünyaya ve insana dair kurucu rolü olan bir anlatıdır. Toplumsal

Detaylı

ULUSLARARASI İLİŞKİLER YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Programı, öğrencilerine hem kuramsal hem de ampirik derslerde evrensel standartlarda eğitim sağlayarak onların

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

Venn Diyagramları Kategorik önermelerle ilgili işlemlerde kümeler arası ilişkileri göz önüne almak bu konuda bize yardımcı olur. Bir kategorik önerme, kesişen iki daire ile temsil edilir ve buradaki daireler

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı