ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler"

Transkript

1 ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler Mayıs 2008 İSTANBUL INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009

2 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür Parkı Osmanlı Evleri Topkapı - Zeytinburnu / İstanbul Tel: Faks: / kultursanat@kultursanat.org ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM PAPERS Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Bayhan Genel Yayın Danışmanı Prof. Dr. İlhan Kutluer Yayın Koordinatörü Müjdat Uluçam Hasan Işık Editörler Mehmet Mazak Nevzat Özkaya Kapak Aydın Süleyman Yapım Ekim / 2008 İstanbul Copyright KÜLTÜR A.Ş. ISBN: Baskı ve Cilt...

3 İbn Sînâ, Ezelilik ve Özgür İrade Ibn Sînâ, Eternity and Free Will Dr. Zikri Yavuz* Abstract God s knowledge is eternal and changeless and the events we designate from our standpoint as past, present and future are all present in an eternal, timeless now. This concept of God s eternal changeless knowledge of a contingent event raises some of philosophy s perennial problems. This study attempts to say something about Ibn Sînâ s account of God s foreknowledge of future contingent truths as well as his view of eternity and contingent truths concerning free actions of creatures and also to clarify Ibn Sînâ s conception of free will related to possible worlds and necessity. And there are also some questions: does free will require being able to do otherwise and alternative possibilities? I argue that Ibn Sînâ is a hard determinist and his conception of free will exclude being able to do otherwise and alternative possibilities for the agent. İslam felsefesinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan İbn Sînâ nın felsefi bakış açısı, metafizik, kozmoloji ve epistemoloji alanında önemli açılımlara neden olmuştur. Bu felsefi bakış açısının Tanrı hakkında merkezi kavramlar olarak mutlak basitliğe ve değişmezliğe özel bir önem verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Tanrı herhangi bir kısma sahip olamayacağından dolayı mutlak anlamda basit, aynı zamanda bilfiil varlık olduğundan dolayı da değişime maruz kalması söz konusu olamaz. Onda herhangi bir değişimin vuku bulacağını söylememiz mümkün değildir. İbn Sînâ nın Tanrı tasavvurunda mutlak basitlik ve değişmezliğin başat roller oynamasının yanında, Tanrı âlem ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, ezelilik, yaratma ve zaman gibi kavramların da aynı derecede önem kazandığını söylememiz yerinde olacaktır. Dolayısıyla bu bildiride İbn Sînâ nın ezelilik ve özgür irade anlayışı arasındaki ilişkinin İbn Sînâcı metafizik yönünden ne kadar tutarlı olup olmadığını ele almaya çalışacağız. Bu bağlamda İbn Sînâ ya göre Tanrı nın bilgisinde herhangi bir eksiklik söz konusu ola- * Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak.

4 334 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU maz. Bu yüzden Tanrı nın gelecek zamanlı önermelerin doğruluğu hakkındaki bilgisine de bir eksiklik atfetmemiz de mümkün değildir. Bu önermelere doğruluk değeri atfetmek için, diğer bir ifade ile Tanrı nın bu önermelerin doğruluk değerini bilmesi için, illaki doğruluk hakkında İbn Sînâcı bir epistemolojik yaklaşıma sahip olmamız gerektiği de irdelenmesi gereken diğer bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer zamanı geçmiş, şimdi ve gelecek şeklinde değişen bir süreklilik olarak tasavvur edecek olursak, bu durumda ya Tanrı nın bu üç duruma taalluk eden bilgisinde bir değişme söz konusu olacağı, ya da Tanrı nın bu üç durumu değişen bir süreklilik içinde değil de ezeli bir şimdilikle/bir andalıkla bileceği gibi bir dilemma ile karşı karşıya kalabiliriz. İbn Sînâ nın bu çözümün ikinci kısmını kabul ettiği, yani âleme zamansal bir başlangıç atfetmeyerek Tanrı da bir değişime neden olmaması adına, Tanrı için zamansal kiplerin söz konusu olamayacağını iddia etmektedir. Doğal olarak bu bakış açısı zaman felsefesi açısından bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir. Eğer Tanrı nın gelecek hakkında bir bilgisinden ziyade ezelde geçmiş, şimdi ve gelecek olmaksızın ezeli bir andalıktan bahsedeceksek, o takdirde bir anlamda ay altı âlemde mevcut olan ardışıklıktan ay üstü âlemde söz etmemiz mümkün olmayacaktır. Tanrı nın bilfiil bir varlık olmasının gereği olarak gelecek zamanın ay altı âlemde bilfiil vuku bulmaksızın ay üstü âlemde bilfiil var olacağı düşüncesi, zaman felsefesi açısından zamanlar arası geçişkenliğe neden olabileceğinden dolayı, oldukça tartışmaya açık bir varsayım olduğunu söylememiz yerinde olacaktır. Dolayısıyla bu bildiride İbn Sînâ nın ezelilik, zaman, gelecek zamanlı önermelerin doğruluk değeri ve doğruluk kavramları birbiriyle ilişkili olacak şekilde tartışılmaya çalışılacaktır. Bu metafiziksel varsayımlar ışığında, Tanrı nın gelecek zaman kipli önermelerin doğruluğu hakkındaki görüşlerinin ne olduğu ve bunun zaman teorileri ile ilişkileri bakımından mümkün çıkarımları, buna mukabil fatalizmden nasıl kaçınabileceğini İbn Sînâ açısından değerlendirmeye çalışacağız. Gelecek zaman kipli önermelerin doğruluk değerine bu önermelerin içeriğinin bilfiil gerçekleşmeden önce sahip olunmasının özgür irade açısından bir takım sorunlara neden olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Dolayısıyla biz ilk önce gelecek zamanlı önermelerin statüsünü belirlemeye çalışacağız. Daha sonra İbn Sînâ nın bu soruna ne tür bir çözüm getirdiği ve gelecek zamanlı önermelerin doğruluk değerinin Tanrı tarafından nasıl bilinebileceği ve bunun nasıl bir ezelilik anlayışı ortaya çıkardığını değerlendirmeye çalışacağız. Bunun neticesinde İbn Sînâ nın gerçekten özgürlükçü bir özgür iradeye imkân sağlayıp sağlamadığı konusunda bir takım değerlendirmelerde bulunacağız. FATALİZM VE GELECEK ZAMAN KİPLİ ÖNERMELERİN DOĞRULUK DEĞERİ Tanrı nın failin yapacağı fiiller hakkında ön bilgiye sahip olduğu teizmin en temel iddiasıdır. Mükemmelliğine binaen Tanrı nın bilgisinde de bir eksiklik kabul edilemez. Tanrı nın bilgisinin zorunlu olması nedeniyle, bu bilginin failin gelecekte yapacağı fiilleri zorunlu kılıp kılmayacağı önemli bir tartışmadır. Bu problemi şu şekilde formüle edebiliriz; 1. Zorunlu olarak, eğer Tanrı benim yarın İstanbul a gideceğimi biliyorsa, yarın İstanbul a gideceğim.

5 2. 3. Zorunlu olarak, Tanrı yarın benim İstanbul a gideceğimi bilir. Zorunlu olarak, yarın İstanbul a gideceğim. 335 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Bu formülün 1. öncülünde yer alan zorunluluk modal kavramının 3. öncülde de mevcut olup olmaması, problemin temel tartışma merkezini oluşturmaktadır. Teolojilik fatalizmin en temel argümanı, zorunluluk modal kavramının, Tanrı nın zorunlu ve mükemmel olması nedeniyle, sonuçta da olması gerektiğini varsaymasıdır. Bu suçlamadan kurtulmak için, öncelikle Aristoteles in gelecek zamanlı önermelerin doğruluğu hakkındaki temel yaklaşımını irdeleyip daha sonra İbn Sînâ nın bu meseleye çözümünün ne olduğunu belirlemeye çalışacağız. 1 Bildiğimiz gibi Stoacılar nedensel olarak deterministik bir dünya görüşü ileri sürüyorlardı. Onlara göre nedenler var olmaksızın hiçbir fiilin meydana gelmesi mümkün değil iken, yaşadığımız dünya nedenler zinciri içinde varlığını sürdürmekteydi. Aristoteles ise özgür iradenin varlığını savunmak için geleceğin belirli olmadığı bir dünya tasavvurunu öngörmeyi amaçlıyordu. Bunun için gelecek zaman kipli önermelerin önceden nedensel bir belirlenime sahip olmadığını ileri sürmeye çalışıyordu. Dolayısıyla Aristo nun esas tartıştığı konu, gelecek zamanlı önermelere şimdiden doğruluk değeri atfetmenin fatalizme yol açıp açmayacağı idi. Aristo ya göre, fatalizmden kaçınmanın en temel yolu, gelecek zamanlı önermelerin bilfiil vuku bulmasından önce her hangi bir doğruluk değeri atfetmemekle mümkün olur. Dolayısıyla gelecek zaman kipli önermenin olgusal içeriğinin bilfiil olması, yani şimdi gerçekleşmesi durumunda o önermenin olgusal içeriği gerçeklikle örtüşeceğinden dolayı bilgi değeri kazanmış olacaktır. Böylece buradan da geçmiş zamanlı önermenin de daha önceden var olmuş olmasından dolayı doğru, doğruluk değeri değiştirilemeyeceğinden dolayı da zorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla geçmişle gelecek arasında asimetrik bir durumun var olduğu söylenebilir. Geçmiş ve şimdi zorunlu iken gelecek belirsiz ve alternatif imkânlılıklara açıktır. Aristo De Interpretatione 9 da bu konuyu ele almaktadır. 2 1 Fatalizmin temel argümanını şu şekilde ifade edebiliriz; 1.Gelecekte olabilecek şeyler hakkında şu anda önermeler vardır, 2. Her önerme ya doğrudur ya da yanlıştır, 3. Eğer (1) ve (2) nci öncüller doğruysa, o takdirde gelecekte meydana gelecek her şeyi doğru bir şekilde tahmin edecek/ortaya koyacak doğru önermeler kümesi mevcuttur, 4. Eğer gelecekte meydana gelecek her şeyi doğru bir şekilde öngörecek doğru önermeler kümesi var ise, o takdirde gelecekte her ne olacak ise, kaçınılmazdır, 5. Gelecekte her ne meydana gelecekse, kaçınılmazdır. Böyle bir argümanda temel itiraz (2) ve (4)e yapılmıştır. (2) nin temel mantığı, semantiğin temel ilkesi olan iki değerlilik ilkesi olarak adlandırılmaktadır. (4) un mantığı ise, hiç kimsenin gelecek hakkında doğru bir öngörüde bulunamayacağını iddia etmenin yanlış bir yargı olduğunu söyler. Dolayısıyla var olan her hangi bir önermeye doğruluk değeri atfetmenin yanında, gelecek zaman kipli önermelere de doğruluk atfetmek de yanlış olmayacaktır. Fatalizm hakkındaki tartışmalarda birçok yazar iki değerlilik prensibini inkâr yoluna gitmiştir. Bu çizgiye göre gelecek kontenjan olan önermeler şimdi ne doğrudur ne de yanlıştır. Örneğin yarın öğle yemeği yiyeceğim önermesini ele alalım. Bu görüşe göre bu önerme şu anda ya doğruluk değerine sahip değildir ya da belirsizlik değerine sahiptir. Zikredilen zaman geldiğinde, sen ya öğlen yemeği yiyeceksin, ya da yemeyeceksin, söz konusu görüşe göre, söz konusu günde yemek yiyeceğin önermesi, ya doğru ya da yanlış olacaktır ve o zamandan sonra bu önerme sonsuza değin, ya doğru olacaktır ya da yanlış olacaktır. (söz konusu zamanda yemek yiyip yemeyeceğine bağlı olarak). 2 Ackrill, J.L. A New Aristotle Reader, New Jersey, Princeton Un, Pres, 1987, s, (19a23 39). Var olan var olduğu zaman, zorunlu olarak vardır; var olmayan şey var olmadığı zaman, zorunlu olarak var olmamaktadır. Fakat her var olan, zorunlu olarak var olan değildir ve her var olmayan, zorunlu olarak var olmayan değildir. Çünkü var olan her şeyin, var olduğu zaman zorunluluktan var olduğunu söylemek, onun mutlak anlamda zorunlu olarak var olduğunu söylemekle aynı değildir. Var olmayan içinde aynı şey geçerlidir. Aynı açıklama çelişikler/ mütenakızlar (contradictories) için de geçerlidir: her şey zorunlu olarak vardır veya yoktur, (zorunlu olarak) var olacaktır veya olmayacaktır; fakat bir kimse (bunu) bölemez ve birisinin veya

6 336 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Aristo nun ya yarın savaş olacak ya da yarın savaş olmayacak ifadesi ile ya yarın savaş olacak ya da yarın savaş olmayacak ifadesini bir birinden ayırdığını, birincisinin üçüncü halin imkânsızlığından, diğerinin ise iki değerlilik (bivalence) prensibinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bunun anlamı, tırnak işareti eğer her iki cümleyi bir arada nitelediğinde bir bakıma yarın savaş olup olmayacağı belli olmadığından cümlenin doğruluk değerine sahip olmadığı ve bir belirsizliğin olduğu ileri sürülmesine karşın, tırnağın eğer her iki cümleyi ayrı ayrı nitelediği kabul edilirse, yarın savaş olacağının ya da olmayacağının birisinin vuku bulacağı fakat bunu şimdiden bizim bilemeyeceğimiz olmasıdır. Dolayısıyla birincisinde bir bakıma geleceğe üçüncü bir değer atfedilirken, ikincisinde ise geleceğin sahip olduğu değerin şimdiden bilinememesi söz konusudur. Buna göre birinci tür önermede, önermenin bütününün doğruluğu veya yanlışlığı söz konusu iken, ikinci tür önermede ise iki değerlilik prensibine göre önermenin kısımları hakkında doğruluk söz konusu olmaktadır. Böylece bütüncül bir önermenin doğruluğu veya yanlışlığından ziyade, yani bir önerme ve onun çelişiğini bir bütün olarak ele almak yerine, her hangi bir önerme ve onun çelişiğinin birbirinden ayrı olacak şekilde tek bir önerme olarak ele alır. Dolayısıyla Aristo nun üçüncü halin imkânsızlığı ilkesini kabul edip iki değerliliği reddederek fatalizmden kaçındığı ileri sürülebilir. 3 Buradaki temel mantığın Ortaçağda temel olarak kabul edildiğini İbn Sînâ nın da bu anlayışı kabul ettiğini söylememiz yerinde olacaktır. Bununla birlikte insan değil de Tanrı söz konusu olduğunda, İbn Sînâ açısından gelecek zamanlı önermelerin doğruluk değerinin bilinmesiyle ilgili olarak Tanrı adına bir eksiklikten bahsedilemez. Tanrı mutlak anlamda ilim sahibi bir varlık olması hasebiyle onun bilgisinin dışında her hangi bir şey kalamaz. Dolayısıyla geçmiş, şimdi ve gelecek zamanda meydana gelmiş ve gelecek olayların hepsi Tanrı nın bilgisi dâhilindedir. Fakat klasik anlayış genelde Tanrı nın bilgisi konusunda herhangi bir eksikliği kabul etmez iken, gelecek zaman kipli önermelerin nasıl bilindiği konusunda bir birinden oldukça farklı bakış açılarına sahip olduğu ve bu bakış açılarının da Tanrı âlem ilişkisi konusunda farklı değerlendirmelere neden olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Dolayısıyla teolojik fatalizmden İbn Sînâ açısından kurtulmanın nasıl mümkün olduğunu sormamız yerinde olacaktır. İbn Sînâ teolojik fatalizmi kabul edip sorumluluğu failin kendisinden almakta mıdır, yoksa faili yapıp ettiklerinden sorumlu tutmakta mıdır? İbn Sînâ nın teizmin en temel argümanı olan failin yapıp ettiklerinden sorumlu olduğunu yadsıdığını ileri sürmemiz mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla İbn Sînâ bu konuda dinin temel saiklerine bağlıdır. Bununla birlikte yukarıda ifade edilmiş olan teolojik diğerinin zorunlu olduğunu söyleyemez. Şunu kastediyorum, örneğin: yarın burada bir deniz savaşının olacağı veya olmayacağı zorunludur; fakat (bir deniz savaşının) meydana gelmesi veya gelmemesi zorunlu olmasına karşın, bir deniz savaşı için yarın meydana gelmek ne zorunludur, ne de gelmemesi zorunludur- Dolayısıyla önermeler bilfiil şeylerin nasıl meydana geldiklerine göre doğru oldukları için, açıktır ki, zıtlıklara (contraries) müsaade ettikleri durumlarda, aynı şey çelişikler için de zorunlu olarak geçerlidir. Bu, her daim öyle olmayan şeylerle veya her daim değil- öyle olmayan şeylerle meydana gelir. Bunlarla ilgili olarak, çelişiklerden birisinin veya diğerinin doğru veya yanlış olması zorunludur, bu veya şunun değil, aksine o tesadüf olarak vardır; veya bir şeyin diğer şeye nazaran doğru olması, fakat daima doğru veya yanlış olmaması. 3 Bu konuda oldukça yoğun tartışmalar mevcuttur. Konumuzu teizm açısından ele alacağımız için bu konudaki yoğun tartışmalara sadece kısaca değinmekle yetindik. Daha ayrıntılı bilgi için, bkz.william Lane Craig, The Problem of Divine Foreknowledge and Future Contingents From Aristotle to Suarez, E. J. Brill, Leiden, Newyork, 1988, s. 2; The Development of Logic William Kneale and Martha Kneale, Oxford, 1962, s., 45-54, Susan Hack, Deviant Logic, CUP, 1974, s.,

7 337 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM fatalizmin şematik olarak ifade edilmiş argümanlarından nasıl kurtulmaktadır? Buradan birkaç çıkış yolu var kanaatimizce İbn Sînâ ya göre; bunlardan ilki metafiziksel zorunluluk ile hipotetik zorunluluk arasında ayırım yapması, diğer bir ifade ile yukarıda ifade etmiş olduğumuz Aristotelesci çözüm olan de dicto zorunluluğun de re zorunluluğu gerektirmediğini benimsemiş olması; ikinci olarak Tanrı nın bilgisinin zamansal niteliğini ortadan kaldırarak, Tanrı nın gelecek zaman hakkındaki bilgisini ortadan kaldırmak; üçüncü olarak da özgür irade konusunda determinizmle özgür iradenin bir arada savunabileceğini ön görerek belirlenmiş bir özgür iradenin failin yapıp ettikleri konusunda sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı görüşünü benimsemek. Biz ilk önce de dicto zorunluluk ile de re zorunluluk arasındaki ayırımın neye tekabül ettiğini kısaca ifade ettikten sonra, İbn Sînâ nın Tanrı nın bilgisinin zamanla ilişkisi konusundaki çözümünün ne olduğunu ve zorluklarını ifade etmeye çalışacağız. Daha sonrada özgür irade ve zorunluluk arasındaki İbn Sînâcı çözümün ne gibi sonuçları olduğunu ele almaya çalışacağız. Yukarıda ifade edilmiş olan teolojik fatalizmin temel iddialarından İbn Sînâ en temel olarak, birinci öncüldeki zorunluluk modal kavramının sonuçta yer alamayacağı şeklindedir. Çünkü eğer aksi geçerli olsaydı, birinci öncülde geçerli olan metafiziksel zorunluluk sonuçta da geçerli olurdu ki, bu durumda kontenjan olarak kabul edilen âlemin varlık moduna metafiziksel zorunluluk eklenmiş olacaktır. Bu durumda var olan âlem var olduğundan başka türlü olamayacaktır veya var olduğu durumundan farklı şekilde olamamazlık edemeyecektir. Dolayısıyla böyle bir şey kabul edildiğinde, İbn Sînâ açısından âlemin yaratılmış olduğu temel görüşünü bir kenara bırakmak zorunda kalırdık ki bu kabul edilemez bir bakış açısıdır. Bu bakış açısının ortaçağ metafiziği açısından genel kabul gören bir anlayış olduğunu ve sadece İbn Sînâ ya mahsus bir anlayış olmadığını söylemeliyiz. Tekrar ifade edecek olursak, temel çözüm birinci öncülde mevcut olan zorunluluk modal kavramının sonuçta yer almasının gerekmediğidir ki, böylece metafiziksel zorunluluktan kurtulunmuş olunmaktadır. Âlem bizatihi zorunlu değil, ligayrihi zorunludur. 4 Diğer bir ifade ile Tanrı nın benim yarın İstanbul a gidecek olmam hakkındaki zorunlu bilgisi, benim yarın İstanbul a gitmemi zorunlu kılmaz. Eğer aksi olsaydı, benim İstanbul a gitmem bütün mümkün dünyalarda doğru olan bir önerme olurdu ki, bu önermenin çelişiğini ifade etmek mümkün olmadığından önermenin kontenjanlığı da ortadan kalkmış olurdu. Bunun İbn Sînâ nın kabul edeceği bir çıkarsama olmadığı açıktır. Fakat bu açık ve doğru metafizik ilke her ne kadar kabul edilmesi kolay bir ilke olarak gözükse de, bildirinin ilerleyen safhalarında, yukarıda şematize edilmiş argümanın birinci öncülündeki şartlı önermenin ön bileşeni ile art bileşeni arasındaki zorunluluk ilişkisinin gerekliliğinin özgür irade açısından bir takım kabul edilemez sonuçlar doğurduğunu da söylemeliyiz. 4 İbn Sînâ, The Metaphysica of Avicenna, A critical translation-commentary and analysis of the fundemantal arguments in Avicenna s Metaphysica in the Danish Nama-i ala i (The Book of Scientific Knowledge), Parviz Morewedge, Routledge, London, 1973, s. 69 ve 77 79, İbn Sînâ ya göre Tanrı nın dışındaki varlıklar, var olmaları bakımından mümkün, fakat varlıklarını Tanrı dan almaları nedeniyle de zorunludurlar. Dolayısıyla Tanrı nın dışındaki varlıkların varlıkları, metafiziksel zorunluluk değil, kontenjan bir zorunluluk içermektedir.

8 338 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU ZORUNLU VARLIK VE GELECEK ZAMANLI ÖNERMELERİN DOĞRULUK DEĞERİ Bu çözümün yanında İbn Sînâ nın gelecek zamanlı önermelerin doğruluğu hakkında ne tür bir çözüme sahip olduğunu ifade etmemiz yerinde olacaktır. Ona göre, gelecek, Tanrı nın bilgisi dışında olamaz, bu Tanrı ya bir eksiklik atfetmek anlamına gelirdi. Fatalizmden kaçınmak için gelecek zamanlı önermelerin doğruluğu ile ilgili olarak, soruyu İbn Sînâ açısından şöyle sormak daha mantıklı olacaktır; Tanrı nın gelecek zamanda vuku bulacak olaylar hakkındaki bilgisi sadece epistemik bir erişimden mi kaynaklanmaktadır, yoksa gelecek hakkındaki bilgisinin içeriğinin de bilfiil var olması gerektiğini öngören bir bakış açısına mı sahiptir? Diğer bir şekilde ifade edecek olursak, İbn Sînâ ya göre Tanrı geleceği gelecek olarak mı bilmektedir, yoksa geleceği gelecek olarak değil de şimdi 5 olarak mı bilmek zorundadır? Ona göre, Tanrı mutlak basit ve değişmez olduğundan Onun geleceğe taalluk eden bilgisinden bahsetmemiz mümkün değildir. Bu bilfiil varlık olan Tanrı ya bilkuvvelik atfetmek olurdu ki Tanrı nın potansiyel bir varlık olduğu anlamına gelirdi. Aynı zamanda geçmiş şimdi ve gelecek zaman kiplerinin İbn Sînâ açısından kabul edilmesi de mümkün gözükmemektedir. Çünkü zamansal kiplerin varlığını kabul etmek, bunlar arasında sürekliliği kabul etmek ve dolayısıyla bunlara taallük eden Tanrı nın, bilgisinde değişmeyi de kabul etmek anlamına gelmektedir. Dolayısıyla İbn Sînâ açısından Tanrı nın geleceği gelecek olarak bilmesi mümkün değildir. Yaratılmış varlıklar zamansal ardışıklık içerisinde bilgiye sahip olsalar bile, zamanın dışında olan ve mutlak anlamda zamansız bir ezeliliğe sahip olan Tanrı nın bilgisinin zamansal kiplere taallük etmesi tasavvur edilemez. Peki bu durumda ardışıklık içerisinde olan ve neden sonuç ilişkisi içerisinde var olan ay altı âlemdeki varlıkların bilgisini nasıl elde etmektedir? Buna İbn Sînâ nın cevabı külli bilgi yoluyla olacaktır. Bütün varlık âlemi varlığını Tanrı dan aldığı Ondan sudur ettiği için, Tanrı hem onların varlıklarını hem de aralarındaki nedensel ilişkiyi bilir. Buna örnek olarak Tanrı ne zaman güneş tutulacağını, bu güneş tutulmasından önce güneşin hangi durumda ve güneş tutulduktan sonra da hangi durumda olduğunu bilir. Fakat güneşin bu üç durumu geçmiş, şimdi ve gelecek şeklinde birbirinin ardı sıra olan bir süreklilikten ziyade, bir birleri arasındaki üç ilişkisel duruma tekabül eder. Dolayısıyla Tanrı güneşin bu üç halini zaman içinde olmaksızın külli bir bilgi ile bilerek, değişime maruz kalmamış olur. 6 İbn Sînâ nın sudurcu metafiziği 5 Burada dikkat edilmesi gereken husus, şimdi kavramının geçmiş ve gelecek zaman kipleri arasındaki bir zaman dilimine tekabül eden bir ana değil, bütün zamanı kuşatan ve bütün zamanla eş zamanlı olma anlamındadır. 6 Avicenna, The Metaphysics of Healing, tr. M. Marmura, Brigham Young Un. Press, Utah, 2005, s , Bir kimse bunu tikeli, tümel yönden bilmek diye isimlendirmeyi reddederse, onunla tartışılmaz. Çünkü şimdilik amacımız, bundan başka bir şeydir. Amacımız, bilenin de kendisiyle başkalaştığı bir bilgi ve idrakle tikellerin nasıl bilindiği ve idrak edildiği; bilenin başkalaşmadığı bir bilgi ve idrakle nasıl bilindikleri ve idrak edildiklerini açıklamaktır. Çünkü sen var olduğunda veya sürekli mevcut olacak olduğunda güneş tutulmalarının durumu bildiğinde, sadece mutlak anlamda güneş tutulması hakkında değil, gerçekleşen her güneş tutulması hakkında bilgin olurdu. Sonra o güneş tutulmasının varlığı veya yokluğu, senin herhangi bir durumunu değiştirmezdi. Çünkü her iki durumdaki (varlık ve yokluk durumlarındaki) bilgin aynı olacaktır. Bu bilgi ise şudur: falan güneş tutulmasından veya güneşin falan burçta şu kadar süre bulunmasından sonra, şu niteliklere sahip bir güneş tutulması meydana gelmiştir, şundan sonra olmuştur ve ondan sonra şu olmuştur. Senin bu inancın, güneş tutulmasından önce, onunla beraber ve ondan sonra doğrudur. Zamanı buna dahil edersen varsayılan bir anda bu güneş tutulmasının var olmadığını bilirsin, ardından da başka bir anda onun var olduğunu bilirsin. Bu durumda güneş tutulmasının olmadığında dair birinci bilgin, güneş tutulmasının gerçekleşmesi esnasında ortadan kalkmış ve başka bir bilgi oluşmuştur. Böylece sende yukarıda işaret ettiğimiz başkalaşım gerçekleşmiştir. Senin, güneş tutulmasının açılışı zamanında, tutulmasından önceki gibi kalman mümkün değildir. Sen zaman ve ana bağımlı iken bu nasıl olabilir ki! Fakat İlk Varlık, zamanda olması ve verilen hüküm de yeni bir hüküm ve yeni bilgi olarak Ondan çıkması bakımından, bu zamanda ve o zamanda bir hüküm vermekten uzaktır

9 339 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Tanrı kavramıyla ilgili olarak herhangi bir varlık ve mahiyet ayırımını kabul etmeyerek mutlak basitliği ön gördüğünden dolayı, Tanrı nın bilgisinin zamansal olaylara taallük ettiğinin kabul edilmesi durumunda bunun ortadan kalkacağını haklı olarak ileri sürer. Bir şey hakkında külli bilgiye sahip olmanın o tikeli tam olarak bilme olup olmadığı bildirimizin konusu olmamakla birlikte, İbn Sînâ ay altı âlemde zamansal ardışıklığa sahip olaylar hakkında, ardışıklığa sahip olmayan külli bir bilgi tasavvur eder. Dolayısıyla Tanrı nın bu ay altı âlemle bağlantılı olan ve ay altı âlemin ona göre şekillendiği bu bilgisi bir anda olan ve değişmez bilgidir ve ay altı âlemin nedenidir. Böylece ay üstü âlemde gelecekten, bilkuvvelikten bahsetmenin imkânı da olmamaktadır. Diğer bir ifade ile ezeli olan Tanrı nın bilgisi de zorunlu, değişmez, bilfiil olmaktadır. Bilkuvve olan ay altı âlem bilfiil olan ay üstü âleme göre şekillenmektedir. Bir anlamda ay üstü âlemde her şey ezeli bir andalıkta (eternal now) meydana gelmekte, ay altı âlemde ise buna göre şekillenerek her şey vuku bulmaktadır. Dahası bilinmelidir ki; İlk e akıl dendiğinde, Kitabu n- Nefs te öğrendiğin gibi basit anlamda denmiştir ki, O nda, [insan] nefsinde olduğu gibi bir araya getirilmiş veya ayrıştırılmış, daha önce Kitabu n- Nefs te tartışıldığı anlamda, çeşitli formlar yoktur. Bu nedenle İlk, cevherinde bir çoğalmaya veya zatının hakikatinde şeylerin suretleriyle suretlenmeye neden olmayan bir bilgi ile, şeyleri bir defada bilir. Daha ziyade onların formları O ndan akledilebilirler olarak sudur eder. Onun, akliliğinden sudur eden formlar olmasından ziyade, akıl olması daha doğrudur. Çünkü O zatını akleder ve bütün şeylerin ilk ilkesidir ve her şeyi Kendi zatıyle akleder. 7 Diğer bir ifade ile zamansız, bir anda ezeli ve zorunlu olarak var olan bir varlık âleminden, zamansal ardışık, mümkün bir varlık âlemi nedenler zinciri münasebetiyle var olmaktadır. İbn Sînâ ya göre Tanrı nın kendisinin dışındaki bütün varlıklar hakkındaki bilgisi bir anda, zamanda ardışıklığı içermeyen bir bilgidir. Akıl, öncelik ve sonralığa sahip olan eşyayı kavradığında, bunlarla birlikte ister istemez zamanı da kavrar. Ancak, o bunu zaman içinde değil, şimdi de kavrar. Doğrusu, akıl zamanı bir şimdi de kavrar. Akıl bir kıyas ve tanım ortaya koyduğunda, bu zaman içinde vuku bulur. Fakat onun sonuç ve tanımlanan şeylere ilişkin anlayışı bir anda ortaya çıkar. 8 İbn Sînâ nın bu metninden anlaşılacağı gibi, zamansal ve mantıksal olan şeyler akledildiğinde, akletmenin kendisinin zamansal niteliği olmadığını aklın bunu bir anda meydana getirdiğini ileri sürmektedir. Dolayısıyla akletmenin kendisi zamansal bir süreklilik değil, bir anda olan bir durumdur. Aynı zamanda sezgi, al-hads, kelimesi kıyasın orta teriminin bir anda idraki anlamına gelmektedir. Haklı olarak Marmura ya göre, kıyas için geçerli olan akıl yürütme, Tanrı nın bütün var olanlar hakkındaki bilgisini de kapsayacak şekilde genişletebilir. İbn Sînâ rasyonalist bir filozof olduğundan dolayı, onun için mantıksal ve varlıksal düzen arasında tekabüliyetin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 9 Var olan şeyler hakkında Tanrı nın bilgisinin olabilmesi için, var olan bu şeylerin zorunlu kılınmış bir düzen içinde olması gerekir. Bir öncülden çıkan neticeler gibi, Tanrı dan çıkmış 7 The Metaphysics of The Healing, s. 291, 8 Avicenna De Anima, Being The Psychological Part of Kitab al-shifa, ed. F. Rahman, Oxford Un. London, 1970, s., Michael E. Marmura, Some Aspects of Avicenna s Theory of God s Knowledge of Particulars, Journal of the American Oriental Society, Vol. 82, no. 3, Jul.-Sep., 1962, s

10 340 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU olmaları gerekir. Fakat netice zaman içinde idrak edilmez. Tanrı nın dışında var olan bütün varlık âlemi, bir anda sezgisel olarak idrak edilir. Tanrı zorunlu olarak ortaya çıkmış bütün neticeleri zamanın dışında bir sezgi ile bilmektedir. 10 Buraya kadar İbn Sînâ nın ezelilik anlayışının bir anda olmayı, birbirini takip eden bir ardışıklığı gerektirmediğini ifade etmeye çalıştık. 11 Bununla birlikte sudurcu metafizik açısından ay altı âlemin rastlantısal bir nitelik arz etmeksizin zorunlu bir şekilde var olduğunu da ortaya koymaya çalıştık. Dolayısıyla bu varsayımların gereği olarak, ay altı âlemde ard arda meydana gelen olaylar, ay üstü âlemden zorunlu bir şekilde sudur etmesinin doğal sonucu olduğudur. İbn Sînâ ya göre Tanrı ya her hangi bir bilkuvvelik atfedilememesi nedeniyle onun gelecek hakkındaki bilgisinin, gelecekten kaynaklamadığı deyim yerindeyse geleceğin gelecek olarak değil, şimdi olarak ay üstü âlemde var olmasını gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla bu durumun zaman teorileri açısından bir takım problemleri ortaya çıkardığını söylememiz gerekmektedir. Şu anda Ankara iken benim yarın İstanbul a gidecek olmam şu anda İstanbul a gidiyor ve ertesi günü İstanbul a gitmiş olmam, her ne kadar ay altı âlemde üç farklı duruma tekabül etse de, ay üstü âlemde bilfiil olarak mevcut olan ve bu üç bilgiye aynı anda ve eş zamanlı olarak tekabül eden tek bir bilgiye taalluk etmektedir. Ardı sıra meydana gelen bütün kontenjan âlemi kuşatan, bir anda ve eşzamanlı olan ezeli bir bilgi vardır. Dolayısıyla İbn Sînâ ya göre ay altı âlemde bilfiil olarak şu anda İstanbul a gidiyor olmam, dün İstanbul da olmamı ve yarın İstanbul da olacak olmamın bilfiil varlığını gerektirmez iken, ay üstü âlemde bu üç unsurun da bilfiil ve eş zamanlı var olmasını gerektirmektedir. Daha geniş bir perspektifden düşündüğümüzde, ay üstü âlemde bir kimsenin doğumu ile ölümünün aynı ontolojik statüye sahip olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla bu bakış açısına Kenny nin ortaya koymuş olduğu itirazın oldukça yerinde olduğunu düşünüyorum. Zamansız ezelilik hakkındaki bütün anlayış, onun bütün zamanın her bir parçasıyla eş zamanlı olması, kuşku bırakmayacak şekilde, tutarsızdır. Çünkü eş zamanlılık, genel olarak anlaşıldığı haliyle, geçişken bir ilişkidir. Eğer A, B ile aynı zamanda meydana geliyorsa, ve B, C ile aynı zamanda meydana geliyorsa, o takdirde A, C ile aynı zamanda vuku bulur. Eğer BBC ve ITV programının her ikisi Big Ben programı başladığında başlarsa, her ikisi de aynı anda başlar. Fakat Aquinas a göre, benim şu anda şu kâğıdı daktilo etmem, bütün ezelilikle eş zamanlıdır. Tekrar, bu görüşe göre Büyük Roma yangını bütün ezelilikle eş zamanlıdır. Böylece, ben bu kelimeleri yazıyorken, Neron kalpsizce oyununu oynuyor. 12 Kenny nin Thomas Aquinas ın ezeli eşzamanlılık konusunda yaptığı yorumun temel olarak aynı metafizik öngörüleri paylaşan İbn Sînâ için de geçerli olduğu söylememiz yerinde olacaktır. Tanrı nın ezeli bilgisinin bir anda eş zamanlı olarak bütün zamanı kuşatması veya deyim yerindeyse âlemin bütün tarihini sıkıştırılmış bir ana/şimdiye indirgenmesinin insanın varlık hakkındaki a priori sezgileriyle örtüştüğünü iddia etmek pek olanaklı gözükmemektedir Marmura, agm, s İbn Sînâ da ezelilik kavramı için bkz., R. Acar, Talking about God and Talking about Creation, Avicenna s and Thomas Aquinas positions, Brill, Leiden, 2005, s Antony Kenny, Divine Foreknowledge and Human Freedom, Aquinas: A Collection of Critical Essays, ed. Antony Kenny, Macmillan, London, 1969, s., Nitekim bu argümanımızı destekleyecek başka bir unsur, İbn Sînâ nın bilgi ile bilinen arasında kurmuş olduğu

11 341 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Netice olarak İbn Sînâ metafiziği hakkındaki ifade ettiklerimizi özetleyecek olursak, İbn Sînâ gelecek zamanlı önermelerin varlığını en azından Tanrı açısından ortadan kaldırarak fatalizmin en temel iddiası olan geleceğin geçmişten belirlendiği iddiasını bertaraf etmiş gözükmektedir. Fatalizmin temel argümanlarını şemalaştırdığımızda İbn Sînâ nın Aristoteles in fatalizmden kaçmak için ortaya koymuş olduğu temel argüman olan geleceğin gelecek olarak önceden bilinebilir olamayacağı metafiziksel ilkesini Tanrı adına reddettiğini, fakat Aristo nun aksine geleceğe bir belirsizlik atfetmek yerine Tanrı için geleceğin söz konusu olamayacağını ileri sürerek geçmiş, şimdi ve geleceği kapsayan ezeli bir şimdilikle Tanrı nın bildiğini varsaymaktadır. Dolayısıyla İbn Sînâ hem geleceğin geçmişten belirlenmiş olacağı iddiasını ezeli bir şimdilikle bertaraf ederek fatalizmden kaçınmış olmakta, hem de Tanrı nın bilgisinde bir eksiklik öngörmemiş olmaktadır. Fakat aynı zamanda bunu ezeli bir şimdilik ve bütün zamanı kuşatan bir eş zamanlılıkla yaptığı için zaman teorisi açısından bir takım sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Bunun yanında fatalizmin en temel argümanını ortadan kaldırmış olması özgür iradeyi savunabilmesi için yeterli bir alan bırakıp bırakmadığı tartışılması gereken diğer bir unsurdur. Kanaatimizce problemin bu şekilde çözümü formel bir çözüm olarak gözükse de, diğer yandan meseleyi daha da karmaşık hale getirmektedir. ŞARTLI ÖNERMELER, ZORUNLULUK VE ÖZGÜR İRADE İbn Sînâ metafiziğinin zaman açısından ortaya çıkarmış olduğu problemlere değindikten sonra, özgür irade açısından sorun olarak gözüken diğer bir meseleye değinebiliriz. Ortaçağ ın özgür irade metafiziği açısından en kabul edilen görüşün önermesel zorunluluğun olgulara dair bir zorunlulukla eş değerde tutulamayacağının genel olarak kabul edilen bir bakış açısı olduğunu ifade etmiştik. İbn Sînâ Tanrı nın kategorik kıyasa göre değil de hipotetik kıyasa göre fiilde bulunduğunu ifade eder. Ona göre şartlı önermelerin doğru olabilmesi için ön bileşenle art bileşenin her ikisinin de doğru olması gerekmez. Eğer adamın biri uçarsa, o gökyüzünde hareket eder önermesinin şeklen doğru olabilmesine karşın, ön bileşen ve art bileşen yanlış olabiliyorken, ön bileşen yanlış olabiliyor iken art bileşen doğru olabileceği eğer adamın biri kuş olsaydı, o hayvan olurdu örneğini verir. Fakat zorunlu olarak eğer Tanrı yarın benim İstanbul a gideceğimi biliyorsa, o halde yarın İstanbul a gideceğim gibi bir şartlı önerme söz konusu olduğunda, bu şartlı önermenin sadece formel olarak doğru olması yeterli olmamakta, aynı zamanda içeriklerinin de doğru olması gerekmektedir. Çünkü şartlı önermenin ön bileşenindeki varlık, zorunlu, ezeli ve kendisinin dışındaki varlıkların nedeni olan bir varlıktır. Dolayısıyla art bileşenin ön bileşenden zorunlu olarak çıkması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile art bileşenin doğruluğunu ön bileşenin içeriği garanti altına almaktadır. Bu yüzden İbn Sînâ Zorunlu Varlık tarafından her ne irade edilmişse, var olacağını, Onun iradesinin değişmeyeceğini belirtmektedir. 14 zorunlu ilişkide kendini gösterir. Onun epistemolojisinde tekabüliyetçi bir teorinin hâkim olduğunu görüyoruz ve bu anlayışa göre, Tanrı nın bir şeyi bilmesi için o şeyin var olması gerekmektedir. Kontenjan bir şeyin bilinmesi onun zorunlu olması nedeniyledir. Var olan bir şeyin de nedeni olmak zorundadır. Ay altı âlemde var gözüken belirsizlik, aslında ay üstü âlemde zorunlu ve değişmez bir şekilde mevcut olmaktadır. Bkz., The Metaphysica of Avicenna, s., The Metaphysica of Avicenna, s.70

12 342 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bunun yanında daha önce de ifade ettiğimiz gibi, İbn Sînâ metafiziği açısından şartlı önermenin art bileşenin ön bileşenden zorunlu olarak çıkmış olması, diğer bir ifade ile doğruluğunun ön bileşen tarafından garanti edilmesi, art bileşeni kendinde zorunlu bir önerme kılmaz. Tanrı nın benim İstanbul a gideceğimi zorunlu olarak bilmesi, benim İstanbul a zorunlu olarak gidecek olmamı gerektirmese de, çünkü bu durumda metafiziksel zorunlu olmuş olurdu, yine de İstanbul a gitmeme durumu benim açımdan söz konusu olmamaktadır. Diğer bir ifade ile benim İstanbul a gidecek olmam bizatihi zorunlu bir önerme olmamasına karşın, daha önce yapmış olduğumuz de dicto de re zorunluluk ayrımı gereğince, yarın İstanbul a gidecek olmam dışında bir alternatife de sahip olduğumu söylemek mümkün gözükmemektedir. İstanbul a gidecek olmam bizatihi zorunlu olmamakla birlikte ligayrihi zorunlu olarak gerçekleşecektir. İbn Sînâ açısından Tanrı nın bilgisi ve iradesi nihai anlamda Tanrı nın zatına indirgenen nitelikler olduğundan dolayı, Tanrı nın yarın benim İstanbul a gideceğimi bilmesi ile onu irade etmesi arasında herhangi bir zamansal ara olmaksızın ezeli bir yaratmanın sonucudur. Ezeli ve zorunlu yaratma kavramının İbn Sînâ nın bakış açısından bu âlemden başka bir âlemi yaratmasına Tanrı adına olanak tanımamaktadır. Ona göre, Tanrı nın dışındaki bütün varlık âlemi Tanrı dan zorunlu olarak sudur etmiş varlıklardır. Dolayısıyla Tanrı nın dışındaki varlık âlemi Ondan zorunlu olarak meydana gelmiş olup Tanrı nın bilfiil var olan bu âlemin dışında bir âlem yaratmış olması mümkün değildir. Diğer bir ifade ile bu âlem bizatihi zorunlu olmasa bile zorunluluğunu Tanrı dan alan bir âlemdir ve Tanrı bu âlemi yaratmak zorundadır. Bu yüzden Tanrı bu âlemden başka bir âlemi irade edemez çünkü bu âlem Tanrı nın zatından zorunlu olarak irade edilmiştir. Dolayısıyla İbn Sînâ açısından var olan bu âlemden başka bir âlemin yaratılmış olması mümkün değildir. Bu yüzden yukarıda da ifade edildiği gibi, şartlı önermenin art bileşeninin bizatihi zorunlu bir niteliğe sahip olmamasına karşın, ön bileşenle art bileşen arasında zorunlu bir ilişkinin var olduğunu ve ön bileşenden art bileşenin zorunlu olarak çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, art bileşenin bizatihi zorunlu olması ile ön bileşenin içeriğinden zorunlu olarak meydana geldiğini söylemenin aynı metafiziksel anlamlara sahip olmadığıdır. Böylece şartlı önermenin art bileşeninin meydana gelmesi ön bileşendeki zorunlu varlıktan kaynaklanmakta ve Onun zorunlu iradesi ile olmaktadır. Bu yüzden ön bileşenle art bileşen arasındaki zorunluluğa dayalı ilişki bir anlamda Tanrı nın deyim yerindeyse gelecek hakkındaki bilgisindeki kesinliği de garanti altına alan bir durumdur. Böyle bir zorunluluğun var olmadığının düşünülmesi durumunda, Tanrı nın bilgisinden ziyade ancak inançlarından bahsedilebileceğini ifade etmemiz gerekir ki, İbn Sînâcı metafizik anlayışın bu bakış açısını kabul etmesi mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla âlemin işleyişinde herhangi bir boşluk kabul etmeyen İbn Sînâ açısından, Tanrı nın inayetinin ve hükümranlığının mutlak anlamda savunulması için böyle bir metafizik bakış açısı gerekli gözükmektedir. Bu açıdan sudurcu metafizik açısından şartlı önermeyi niteleyen zorunluluk kavramının art bileşeni nitelemediği ileri sürülerek fatalizmden ve mutlak determinizmden kaçınılmaya çalışılırken, diğer yandan da ön bileşenle art bileşen arasında zorunlu bir ilişkinin var olduğu savunularak Tanrı nın kontenjan âlem hakkındaki mutlak inayet ve hükümranlığı garanti altına alınmış olmaktadır.

13 343 INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Tam da bu noktada, İbn Sînâ nın yukarıda ortaya koymuş olduğumuz anlayışı ışığında, failin yapmış olduğu fiillerden sorumlu tutulmasını sağlayacak şekilde özgür iradenin temel koşullarını sağlayıp sağlayamadığı başka bir problem olarak durmaktadır. İbn Sînâ nın sudurcu metafiziği özgür irade açısından bağdaşmacı bir anlayışı mı ortaya koymakta, yoksa liberal anlamda özgür iradeye kapı mı aralamaktadır? Bir failin özgür iradeye sahip olabilmesinin temel koşulları olan failin fiilinin nihai nedeni olması yaptığının aksini de yapabilmesi ve önünde alternatif seçeneklerin olması gibi kavramların hangilerini içerisinde barındırdığı meselenin özü açısından önemlidir. Diğer bir ifade ile, bu kavramlardan bazılarının dışlanması durumunda özgür iradeyi savunabilmenin mümkün olup olmadığı diğer bir sorundur. Özgür irade kavramının sadece failin yaptığı fiilin kendinden kaynaklanmış olması yeterli kabul edilecek midir yoksa, buna ilaveten failin yaptığının aksini yapabilmesi ve bununla birlikte önünde alternatif seçeneklerin var olması gerektiği de ileri sürülmek zorunda mıdır? Özgür irade teorileri açısından bir failin özgür iradeye sahip olabildiğinin savunulabilmesi için, asgari iki şartın gerekli olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan ilki, failin nihai anlamda yaptığı fiilin nedeni olması, diğer bir ifade ile her ne kadar nedenler zinciri içerisinde de olsa fail yapmış olduğu fiilin gerçek nedeni olmalıdır. İbn Sînâ ya göre Tanrı bizatihi zorunlu İlk Neden dir ve ikincil nedenler ondan sudur ederler ve zorunluluklarını İlk Neden e borçludurlar. Dolayısıyla yaratılmış fail bu nedenler zincirleri içinde eylemde bulunmaktadır. Bu yüzden İbn Sînâ için fail fiilini nedenler zinciri içerisinde yapar. Bu anlamda özgür irade için nedenlenmemiş olma ilkesi, İbn Sînâ açısından zorunlu bir ilke olarak gözükmemekle birlikte, nihai anlamda fail fiilin nedenidir. Fakat failin kendisinin dışında nedenlerinin var olması ve aynı zamanda failin nihai anlamda kendi fiilinin nedeni olduğunun kabul edilmesi durumunda, fiilin meydana gelmesinde failin mi yoksa failin dışındaki nedenlerin mi gerçek neden olduğu veya bu nedenler arasındaki oranın ne olduğu konusunda yapılacak bir ayrımın sınırlarının pek açık olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla İbn Sînâ ya göre failin nedenlenmiş olması özgür irade açısından her hangi bir problem teşkil etmemektedir. Fakat diğer yandan failin kendi fiilinin nedeni olmasının yanında, özgür iradenin diğer koşulu olan, yaptığının aksini yapabilme yani fail A fiilini yapabiliyorken aynı anda değil- A yı da yapabilme olasılığına sahip olma ilkesinin varlığını muhafaza ettiğini söylemek mümkün gözükmemektedir. Özgür irade açısından failin yaptığının aksini yapabilme ilkesi ile failin yaptığının dışında bir olasılık olduğunu dolayısıyla alternatif seçeneklerin var olması gerektiği anlamına gelir. Bu anlamda İbn Sînâ açısından bu dünyanın var olduğundan başka türlü olması imkân dâhilinde değildir. Âlem tek bir nihai gayeye doğru yönelmekte ve bunu ara gayelerle gerçekleştirmektedir. Bu tür bir metafizik bakış açısının failin önünde alternatif seçeneklerin olduğu bir alana yer açacağını söylemek güç gözükmektedir. Bunun neticesi olarak failin A fiilini yaparken değil-a fiilini de yapabilmesini aynı oranda gücü dâhilinde görmek mümkün değildir. Dolayısıyla eğer bilfiil var olan âlem var olabilen tek âlem ise, bu âlemden başka bir âlemin var olması imkân dâhilinde değil ise, diğer bir ifade ile Tanrı bu âlemi yaratmak zorunda ise, o takdirde bu âlemden başka âlemlerin var olmasını olanak dâhilinde görmemiz mümkün değildir. Eğer bu âlemden başka âlemlerin var olduğu olanak dâhilinde değilse, o takdirde failin önünde bilfiil gerçekleşmesi mümkün olan alternatif seçeneklerin var olduğunu söylememiz de

14 344 ULUSLARARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU mümkün gözükmemektedir. Eğer failin önünde alternatif seçenekler yok ise o takdirde failin yaptığı fiilin aksine yapabilme kudretine sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Böylece İbn Sînâcı bakış açısına göre, failin önünde tek bir seçenek olmakta, yani fail sadece ve her zaman A seçeneğini yapabilmekte değil-a seçeneğini yapamamaktadır. Netice olarak yaptığının aksini yapamayan bir failin gerçekten özgür iradeye sahip olup fiillerinden sorumlu olduğunu söylemek, hem özgür irade metafiziği açısından hem de dinin temel saikleri açısından savunulması zor bir argüman olduğunu ifade etmemiz kanaatimizce aşırı bir çıkarım olmayacaktır. SONUÇ Buraya kadar ifade etmeye çalıştıklarımız hakkında ortaya koymaya çalıştığımız sonuçları özetlememiz yerinde olacaktır. Buna göre İbn Sînâ nın ortaya koymuş olduğu ezelilik anlayışı zaman teorisi açısından oldukça tartışmalı bir sonucu doğurmakta olduğu kanaatindeyiz. Bu anlayış farklı zaman dilimlerinin aynı anda bilfiil var olmasını gerektirecek şekilde bir takım sonuçların kabulüne neden olacaktır. Çünkü İbn Sînâ geleceğin gelecek olarak Tanrı tarafından bilinmesinin aksine ezeli bir şimdilikle bilinmesini ileri sürerek, fatalizmden kaçınmaya çalışmış olmasına karşın, ezeli şimdilik bütün zamanı kuşatan bir eş zamanlılığa sahip olduğundan dolayı, ay altı âlemde meydana gelen ardışık olaylar ezeli zorunlu varlığa nispeten meydana gelmektedirler. Dolayısıyla Tanrı nın bilgisi açısından benim yarın İstanbul a gidecek olmama bu meydana gelmeden önce doğruluk değeri atfedilmiş olmaması failin özgür bir şekilde İstanbul a gidecek olmasına kapı aralamamaktadır. Diğer yandan Tanrı nın kontenjanı kontenjan olarak bilmesi ile zorunlu ezeli bilgisinin kontenjanı kendinde zorunlu kılmadığı öngörülerek fatalizmden kaçınılmaya çalışılmış, fakat şartlı önermelerin ön bileşeninin zorunlu olması durumunda art bileşeninin de kaçınılmaz bir şekilde doğru olacağından dolayı failin önünde yapacağı fiillerle ilgili alternatif seçeneklerin olduğunu söylemek mümkün değildir. Oysa dinin en temel varsayımlarından birisi, failin iyiyi ve doğruyu seçebilmesi ve buna göre yapıp etmiş olduğu eylemlerden sorumlu olabilmesidir. Bu bakış açısına göre failin gerçekten yapacağı fiille ilgili alternatif seçeneklere sahip olduğunu söylemek pek olanaklı gözükmemektedir. Dolayısıyla teizmin en temel varsayımlarından olan özgür iradenin varlığının İbn Sînâ metafiziği açısından nispeten göz ardı edildiğini iddia etmek haksız bir yargı olmayacaktır.

B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK

B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK İki değerli mantıkta önermeler, doğru ve yanlış olmak üzere iki değer alabilir. Çünkü özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü hâlin olanaksızlığı ilkelerine göre, önermeler başka bir değer

Detaylı

İNSAN HÜRRİYETİ AÇISINDAN TANRI NIN ÖN BİLGİSİ

İNSAN HÜRRİYETİ AÇISINDAN TANRI NIN ÖN BİLGİSİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİN FELSEFESİ) ANA BİLİM DALI İNSAN HÜRRİYETİ AÇISINDAN TANRI NIN ÖN BİLGİSİ DOKTORA TEZİ Zikri Yavuz Tez Danışmanı Prof. Dr.

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk*

Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk* AÜÝFD XLVI (2005), sayý II, s. 231-257 Swinburne ve Ýlâhi Zamansallýk* ENGÝN ERDEM Arþ. Gör., ANKARA Ü. ÝLÂHÝYAT FAKÜLTESÝ e-mail: erdem@divinty.ankara.edu.tr. abstract Swinburne and Divine Temporality.

Detaylı

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL Bulanık Kümeler ve Sistemler Prof. Dr. Nihal ERGİNEL İçerik 1. Giriş, Temel Tanımlar ve Terminoloji 2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler 3. Olasılık Teorisi-Olabilirlik Teorisi 4. Bulanık Sayılar-Üyelik Fonksiyonları

Detaylı

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN

Detaylı

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 9, Nisan / April 2016: 235-240 İnceleme Makalesi / Review Article İNCELEME / REVIEW İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve

Detaylı

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s.

ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 195-201 tanıtım-değerlendirme ĐBN MEYMÛN DA TANRI-ÂLEM ĐLĐŞKĐSĐ Hüseyin Karaman, Karadeniz Basın Yayın, Rize 2007, 261 s. Bayram KURT * Ortaçağ

Detaylı

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011)

Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar Atölye Çalışması (20-21 Mayıs 2011) Tanıtan: Tamer YILDIRIM * 1Din Felsefesi Derneği ve İSAM işbirliği ile düzenlenen Tanrının Varlığına İlişkin Argümanlar adlı atölye

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde

Detaylı

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM, TERİM - Kavramlar Arası İlişkiler - İçlem - kaplam ilişkisi - Beş tümel - Tanım B. ÖNERMELER - Önermeler Arası İlişkiler C. ÇIKARIM Ve Türleri - Kıyas

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI Maltepe Mahallesi Topkapı Kültür

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 İÇİNDEKİLER Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 I. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 23 A. Eğitim ve Öğretim 23 B. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 24 II.

Detaylı

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler

ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler ULUSLAR ARASI İBN SÎNÂ SEMPOZYUMU Bildiriler 22-24 Mayıs 2008 İSTANBUL INTERNATIONAL IBN SINA SYMPOSIUM Papers May 22-24, 2008 İSTANBUL I Mart 2009 !STANBUL BÜYÜK"EH!R BELED!YES! KÜLTÜR A.". YAYINLARI

Detaylı

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular 24.00/24.02 Güz Dönemi, 2005 Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular Bir Ödevi yazmaya başlamadan önce, hazırladığınız taslağınızı, bir de şu soruları aklınızda tutarak gözden

Detaylı

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT 18. yüzyıl Aydınlanma Dönemi Alman filozofu ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT Yrd. Doç. Dr. Serap TORUN Ona göre, insan sadece çevresinde bulunanları kavrayıp onlar hakkında teoriler kuran teorik bir akla sahip

Detaylı

Editör Prof.Dr.Hüseyin Subhi Erdem KLASİK MANTIK

Editör Prof.Dr.Hüseyin Subhi Erdem KLASİK MANTIK Editör Prof.Dr.Hüseyin Subhi Erdem KLASİK MANTIK Yazarlar Doç.Dr. Aytekin Özel Doç. Dr.Mustafa Yıldız Yrd.Doç.Dr. Abdullah Durakoğlu Yrd.Doç.Dr. Cengiz İskender Özkan Yrd.Doç.Dr. Mustafa Kaya Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46 Madde ve Sûret Anlayışı Aristo, Metafizik'in VIII. kitabında daima sorulmuş olan "varlık nedir?" sorusunun aslında "cevher nedir?" sorusundan ibaret olduğunu söylüyordu." 9 Bu bakımdan cevher aynı zamanda

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

MODERN (SEMBOLİK) MANTIK

MODERN (SEMBOLİK) MANTIK MODERN (SEMBOLİK) MANTIK A. ÖNERMELER MANTIĞI 1. Önermelerin Sembolleştirilmesi Önermeler mantığında her bir yargı, q, r... gibi sembollerle ifade edilir. Örnek: Dünya gezegendir. Dünya nın şekli elistir.

Detaylı

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ Sayı: 9, Cilt: 9, 2000 İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI Hidayet Peker * İbn Sina'nın bilimler sınıflaması, müstakil olarak bu konuya ayrıdığı "Aklî Bilimlerin

Detaylı

SEMBOLİK MANTIK MNT102U

SEMBOLİK MANTIK MNT102U DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SEMBOLİK MANTIK MNT102U KISA ÖZET KOLAY

Detaylı

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENLERİNİN YETİŞTİRİLMESİNDE DEĞİŞİM VE GEREKÇELER Öğrencinin performansını yükseltmek istiyorsanız kaliteli öğretmen yetiştirmek zorundasınız Alan bilgisi Genel eğitim ve kültür dersleri

Detaylı

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri BILGI FELSEFESI Bilginin Doğruluk Ölçütleri Bilimsel bilgi Olgusal evreni, toplum ve insanı araştırma konusu yapar. Bilimler; Formel bilimler Doğa bilimleri Sosyal bilimler olmak üzere üç grupta incelenir.

Detaylı

AYDIN TOPALOĞLU DOÇENT

AYDIN TOPALOĞLU DOÇENT AYDIN TOPALOĞLU DOÇENT ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 26.05.2014 Adres İcadiye Bağlarbaşı Cad. No. 40 Üsküdar İstanbul Telefon E-posta 2164740860-1239 Doğum Tarihi 01.04.1964 Faks 2164740874 atopaloglu@29mayis.edu.tr

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

Mehmet Zahit Tiryaki *

Mehmet Zahit Tiryaki * Jari Kaukua. Self-Awareness in Islamic Philosophy: Avicenna and Beyond. Cambridge University Press, 2015, X+257 sayfa. ISBN 978-1-107-08879-5. Mehmet Zahit Tiryaki * Jari Kaukua nın 2007 yılında Jyväskylä

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA

REKABET FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA 7REKABET REKABET Ocak 2017, Sayı: 107 REKABET FORUMU FORUMU HUKUK EKONOMİ-POLİTİKA Rekabet Derneği, 20 Mayıs 2004 tarihinde kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Derneğin amacı Türkiye de rekabet ortamının

Detaylı

Boethius ta Tanrı nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti

Boethius ta Tanrı nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Cilt: 12, Sayı:2, 2003 s. 133-145 Boethius ta Tanrı nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti İsmail ÇETİN Yard. Doç. Dr.; U.Ü. İlâhiyat Fakültesi Özet Tanrı nın bilgisi

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

IV.Ünite: SEMBOLİK MANTIK: D - Çok Değerli Mantık Özet

IV.Ünite: SEMBOLİK MANTIK: D - Çok Değerli Mantık Özet ÇOK DEĞERLİ MANTIK Klasik mantık sistemleri, sadece belirli koşullarda oluşan, kesin doğruluk değerleri doğru ya da yanlış olan önermelerle ilgilenirler. Belirsizlikle ilgilenmezler. İki değerlikli bu

Detaylı

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK

Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK Editörler Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo & Doç.Dr.Mustafa Yıldız MODERN MANTIK Yazarlar Prof.Dr.Hüseyin Subhi Erdem Prof.Dr.Işıl Bayar Bravo Doç. Dr.Aytekin Özel Doç. Dr.Mustafa Yıldız Yrd.Doç.Dr.Abdullah Durakoğlu

Detaylı

Matematik Ve Felsefe

Matematik Ve Felsefe Matematik Ve Felsefe Felsefe ile matematik arasında, sorunların çözümüne dayanan, bir bağlantının bulunduğu görüşü Anadolu- Yunan filozoflarının öne sürdükleri bir konudur. Matematik Felsefesi ; **En genel

Detaylı

Tanrı nın Hayatında İki Safha Mümkün mü? (William L. Craig in Ezelîlik Anlayışının Eleştirel Analizi)*

Tanrı nın Hayatında İki Safha Mümkün mü? (William L. Craig in Ezelîlik Anlayışının Eleştirel Analizi)* ARAŞTIRMA VE İNCELEME Tanrı nın Hayatında İki Safha Mümkün mü? (William L. Craig in Ezelîlik Anlayışının Eleştirel Analizi)* Engin ERDEM a a Din Felsefesi AD, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Ankara

Detaylı

BATI DÜŞÜNCESİNDE İLAHİ HÜRRİYET PROBLEMİ

BATI DÜŞÜNCESİNDE İLAHİ HÜRRİYET PROBLEMİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 16:1 (2011), SS.199-213. BATI DÜŞÜNCESİNDE İLAHİ HÜRRİYET PROBLEMİ The Problem of Divine Freedom in Western Thought Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi e-posta: hyildirim@firat.edu.tr

Detaylı

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s.

İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU. Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. İBN SİNA FELSEFESİNDE METAFİZİK BİLGİNİN İMKÂNI SORUNU Ömer Türker, İstanbul: İsam Yayınları, 2010, 272 s. Yakup ÖZKAN İbn Sina hem felsefesi hem de etkisi bakımından İslam düşüncesinin en önemli şahsiyetlerinden

Detaylı

FELSEFİ ÇÖZÜMLEMELERDE YÖNTEM John HOSPERS, (Çev. Şahin Filiz; Mehmet Harmancı)

FELSEFİ ÇÖZÜMLEMELERDE YÖNTEM John HOSPERS, (Çev. Şahin Filiz; Mehmet Harmancı) Kitap, Sempozyum Değerlendirmeleri 257 göre, bilim sosyolojisi klasik sosyologların bilgi konusundaki görüşleri bilinmeden anlaşılamaz. Yazar bu bölümde pozitivist bakış açısının öngördüğü, bilimin evrensel

Detaylı

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014 Bilimsel Yasa Kavramı Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014 Bilimsel yasa her şeyden önce genellemedir. Ama nasıl bir genelleme? 1.Bekarla evli değildir. 2. Bahçedeki elmalar kırmızıdır 3. Serbest

Detaylı

ONTOLOJİK KANIT VE AHLAK KANITI İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI DİN FELSEFESİ. Prof. Dr. Metin YASA

ONTOLOJİK KANIT VE AHLAK KANITI İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI DİN FELSEFESİ. Prof. Dr. Metin YASA 5 İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI DİN FELSEFESİ Prof. Dr. Metin YASA 1 Ünite: 5 Prof. Dr. Metin YASA İçindekiler 5.1.... 3 5.1.1. Genel Anlamda Tanrı nın Varlığını Kanıtlamaya Duyulan Gereksinim...

Detaylı

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Küçüklerin Büyük Soruları-2 Küçüklerin Büyük Soruları-2 Yayın no: 184 CENNET NASIL BİR YER? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 978 605 5523 11 4 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

ZAMANIN BİR BAŞLANGICI OLMALI MIDIR?

ZAMANIN BİR BAŞLANGICI OLMALI MIDIR? 36 Dini Araştırmalar, Temmuz-Aralık 2015, Cilt : 18, Sayı : 47, ss. 36-54 ZAMANIN BİR BAŞLANGICI OLMALI MIDIR? Zikri YAVUZ Öz Bu makalede, zamanın bir başlangıcı olup olmadığını tartışacağım. Büyük patlama

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

STOA MANTIĞI VE FÂRÂBÎ YE ETKİSİ. İbrahim Çapak, Ankara: Araştırma Yayınları, 2011 (3. Baskı), 208 s.

STOA MANTIĞI VE FÂRÂBÎ YE ETKİSİ. İbrahim Çapak, Ankara: Araştırma Yayınları, 2011 (3. Baskı), 208 s. STOA MANTIĞI VE FÂRÂBÎ YE ETKİSİ İbrahim Çapak, Ankara: Araştırma Yayınları, 2011 (3. Baskı), 208 s. Harun KUŞLU * Düşünce tarihinde herhangi bir teorinin ilk kez ne zaman ve kimin tarafından ortaya atıldığını

Detaylı

Bulanık Mantık. Bulanık Mantık (Fuzzy Logic)

Bulanık Mantık. Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) Bulanık mantık, insan düşünmesini ve mantık yürütmesini modellemeye ve karşılaşılan problemlerde ihtiyaç doğrultusunda kullanmayı amaçlar. Bilgisayarlara, insanların özel verileri

Detaylı

SPİNOZA FELSEFESİNDE ZORUNLULUK KAVRAMININ TANRI VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI İLE İLİŞKİSİ

SPİNOZA FELSEFESİNDE ZORUNLULUK KAVRAMININ TANRI VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI İLE İLİŞKİSİ SPİNOZA FELSEFESİNDE ZORUNLULUK KAVRAMININ TANRI VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI İLE İLİŞKİSİ Naciye ATIŞ ÖZET Spinoza, zorunluluk kavramını varlık kavramını açıklamak için kullanır. Bunun nedeni zorunluluğun varlığın

Detaylı

Örnek...2 : Örnek...3 : Örnek...1 : MANTIK 1. p: Bir yıl 265 gün 6 saattir. w w w. m a t b a z. c o m ÖNERMELER- BİLEŞİK ÖNERMELER

Örnek...2 : Örnek...3 : Örnek...1 : MANTIK 1. p: Bir yıl 265 gün 6 saattir. w w w. m a t b a z. c o m ÖNERMELER- BİLEŞİK ÖNERMELER Terim: Bir bilim dalı içerisinde konuşma dilinden farklı anlamı olan sözcüklerden her birine o bilim dalının bir terimi denir. Önermeler belirtilirler. p,q,r,s gibi harflerle Örneğin açı bir geometri terimi,

Detaylı

Bir önermenin anlamlı olması onun belli bir doğruluk değeri taşıması demektir. Doğru bir önerme de yanlış bir önerme de anlamlıdır.

Bir önermenin anlamlı olması onun belli bir doğruluk değeri taşıması demektir. Doğru bir önerme de yanlış bir önerme de anlamlıdır. 1 FEL 201: KLAİK MANTIK DER NOTLARI-2 KONU: ÖNERME ÖNERMENİN DOĞAI Önerme, yargı bildiren/belirten cümledir. Yargı bildirmeyen/belirtmeyen cümle örnekleri: oru cümleleri, emir cümleleri, ünlem cümleleri

Detaylı

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ

PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı:33, Erzurum 2010 PLOTINUS VE İBNİ SİNA NIN FELSEFİ SİSTEMLERİNDE SUDUR NAZARİYESİ Mohammed Noor NABİ Çev.: Osman ELMALI H. Ömer ÖZDEN Aristoteles in

Detaylı

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A

T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A T I M U R K A R A Ç AY - H AY D A R E Ş C A L C U L U S S E Ç K I N YAY I N C I L I K A N K A R A Contents 1 İyi Sıralama 5 Bibliography 13 1 İyi Sıralama Well Ordering İyi sıralama kavramı, doğal sayıların

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016 Yenilik Çabalarının, Keşiflerin, İcatların, Buluşların Kaynağı Tin kendisini kendinde

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz?

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz? 1 2 3 DEĞERLER Yrd. Doç. Dr. Müge YURTSEVER KILIÇGÜN Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz? 4 5 6 7 8 Eğlenmenin mi? Arkadaşlar

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar ÜNİTE:4 İşletmelerde Ahlaki Karar Alma ve Etik Liderlik ÜNİTE:5 Örgütlerde

Detaylı

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ A1 Beginners Elementary Dil Eylemleri Gramer Konuşma İşaretleri Kelime Hazinesi Konular Yönler; Alışkanlıkların ve rutin düzeninin Kendinden bahsetme (kişisel bilgilerin paylaşımı);

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Sorumluluk Sorumluluk; kişinin kendi davranışlarının veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Aylin Çankaya Doğum Tarihi: 23.04.1982 Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. Öğrenim Durumu: Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Felsefe/Lisans Pamukkale

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz...2. Önermeler ve İspat Yöntemleri...3. Küme Teorisi Bağıntı Fonksiyon İşlem...48

İÇİNDEKİLER. Önsöz...2. Önermeler ve İspat Yöntemleri...3. Küme Teorisi Bağıntı Fonksiyon İşlem...48 İÇİNDEKİLER Önsöz...2 Önermeler ve İspat Yöntemleri...3 Küme Teorisi...16 Bağıntı...26 Fonksiyon...38 İşlem...48 Sayılabilir - Sonlu ve Sonsuz Kümeler...56 Genel Tarama Sınavı...58 Önermeler ve İspat Yöntemleri

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Mehmet Sait REÇBER EĞİTİM YAYINLAR Makaleler

ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Mehmet Sait REÇBER EĞİTİM YAYINLAR Makaleler ÖZGEÇMİŞ Prof. Dr. Mehmet Sait REÇBER Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Felsefesi Anabilim Dalı 06500- Beşevler, Ankara Tel: (90) 312 212 68 00/ 1251 Fax: (90) 312 213 00 03 E-posta: recber@ankara.edu.tr

Detaylı

Tanrı'nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti ilişkisi

Tanrı'nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti ilişkisi Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 50:1 (2009), ss.49-69 Tanrı'nın Bilgisi ve İnsan Hürriyeti ilişkisi Bağlamında Frankfurtçu Liberalizmin Eleştirisi ZİKRİYAVUZ DR., ANKARA Ü. İLAHİY AT F

Detaylı

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s.

BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s. sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 18 / 2008, s. 237-243 tanıtım-değerlendirme BONAVENTURA'DA DĐN FELSEFE ĐLĐŞKĐSĐ Muammer Đskenderoğlu, Değişim yay. 2008, 151 s. Yakup ÖZKAN Đslam dünyasının

Detaylı

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul

Sultantepe Mah. Cumhuriyet Cad. Fısatıkağacı İş Merkezi, No 39/1, Üsküdar İstanbul Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı Kütahya da Gerçekleştirildi Klasik İslam Düşüncesinde İnsan Tanımları Çalıştayı, İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında, İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği,İlmi

Detaylı

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Doç.Dr. Haluk BERKMEN 1 / 9 Varlık hakkında eskiden beri varlık birçok düşünce üretilmiştir. konusu hakkında Felsefenin konuşmak temel Ontoloji demek konularından varlık bilimi biri yao Töz Nedir? Duyularla

Detaylı

Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007

Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007 Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007 Aşağıdaki yanıtlar puanları almak için gerekenden daha fazladır. Genelde daha öz açıklamalar daha iyidir. Soru 1. (15 toplam puan). Kısa yanıtlı

Detaylı

KLASİK MANTIK MNT402U KISA ÖZET

KLASİK MANTIK MNT402U KISA ÖZET KLASİK MANTIK MNT402U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1.ÜNİTE Klasik Mantığın Konusu ve Yöntemi KLASİK MANTIĞIN TANIMI VE KONULARI

Detaylı

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a BİLİMSEL YÖNTEM Prof. Dr. Şahin Gülaboğlu Mühendislik Fakültesi -------------------------------------------------------------------- BİLİM, ETİK ve EĞİTİM DERSİ KONUŞMASI 19 Ekim 2007, Cuma, Saat-15.00

Detaylı

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI Yakup ÖZKAN Giriş Kant (1724-1804) 1, felsefi dizgesinde akıl eleştirisini kuramsal (teorik/nazari/kurgusal) akılla sınırlamaz. Akıl eleştirisini daha

Detaylı

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı?

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı? BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları İnsana özgü olan dilin icadı, olanları bildirme, anlatma olanağıyla bağlantılıdır. Bu da bazen bildirilerin dileklerle süslenmesine

Detaylı

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım

2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI Tanım 2. REGRESYON ANALİZİNİN TEMEL KAVRAMLARI 2.1. Tanım Regresyon analizi, bir değişkenin başka bir veya daha fazla değişkene olan bağımlılığını inceler. Amaç, bağımlı değişkenin kitle ortalamasını, açıklayıcı

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ BÖLÜM DİN FELSEFESİ /...13 Mehmet Sait Reçber

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ BÖLÜM DİN FELSEFESİ /...13 Mehmet Sait Reçber İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM DİN FELSEFESİ /...13 Mehmet Sait Reçber 2. BÖLÜM İMAN, AKIL VE BİLGİ İLİŞKİSİ / Ferit Uslu 1. Konuyla İlgili Temel Kavramlar...31 1.1. Aklilik...31 1.2. İman, Bilgi, Zan...32

Detaylı

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir.

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir. Yargı cümlelerinde sınıf terimler birbirlerine tüm ve bazı gibi deyimlerle bağlanırlar. Bunlara niceleyiciler denir. Niceleyiciler de aynen doğruluk fonksiyonu operatörleri (önerme eklemleri) gibi mantıksal

Detaylı

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ AYRIK YAPILAR P r o f. D r. Ö m e r A k ı n v e Y r d. D o ç. D r. M u r a t Ö z b a y o ğ l u n u n Ç e v i r i E d i t ö r l ü ğ ü n ü ü s t l e n d i ğ i «A y r ı k M a t e m a t i k v e U y g u l a

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Bölüm 3. Klasik Mantık ve Bulanık Mantık. Serhat YILMAZ 1

Bölüm 3. Klasik Mantık ve Bulanık Mantık. Serhat YILMAZ 1 Bölüm 3. Klasik Mantık ve Bulanık Mantık Serhat YILMAZ serhaty@kocaeli.edu.tr 1 Klasik Mantık ve Bulanık Mantık Bulanık kümeler, bulanık mantığa bulanıklık kazandırır. Bulanık kümelerde yürütme işini işleçler

Detaylı

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar *

Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar * / Iğdır University / Journal of Social Sciences Sayı / No. 4, Ekim / October 2013: 219-226 Aristoteles Metafiziği Üzerine Yorumlar * ALEXANDER OF APHRODISIAS Çeviren İLYAS ALTUNER Arş. Gör., İlahiyat Fakültesi,

Detaylı

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır.

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır. Özellikle deneysel araştırmalarda, araştırmacının doğru olup olmadığını yapacağı bir deney ile test edeceği ve araştırma sonunda ortaya çıkan sonuçlarla doğru ya da yanlış olduğuna karar vereceği bir önermesi

Detaylı

İNSAN FAKTÖRLERİ. 8. Hafta / Hatalı İlişkilendirme Tevfik Uyar

İNSAN FAKTÖRLERİ. 8. Hafta / Hatalı İlişkilendirme Tevfik Uyar İNSAN FAKTÖRLERİ 8. Hafta / Hatalı İlişkilendirme Tevfik Uyar Geçen Hafta Delilleri Çarpıtmak Geçen Haftanın Safsatası: Kaygan Zemin Safsatası Bu Hafta Hatalı İlişkilendirme / Neden-Sonuç Yanılgısı Haftanın

Detaylı

Al-Ghazālī s Philosophical Theology

Al-Ghazālī s Philosophical Theology Al-Ghazālī s Philosophical Theology Frank Griffel, Oxford & New York: Oxford University Press, 2009 xiii + 408 Sayfa. ISBN 978-0-19-533162-2 Muhammet Fatih Kılıç Griffel ın Al-Ghazālī s Philosophical Theology

Detaylı

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος PLATON Kratylos PLATON (Atina, MÖ 427/428 - MÖ 347), antik Yunan filozofu ve Batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilen Atina Akademisi nin kurucusudur. Hocası Sokrates, en ünlü öğrencileri

Detaylı

Mehmet Zahit Tiryaki *

Mehmet Zahit Tiryaki * Hümeyra Özturan, Akıl ve Ahlâk: Aristoteles ve Fârâbî de Ahlâkın Kaynağı, İstanbul: Klasik Yayınları, 2014, 254 sayfa, ISBN: 978-605-5245-22-1 Mehmet Zahit Tiryaki * Klasik dönem ahlâk düşüncesine ilişkin

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

WHİTEHEAD DE METAFİZİK VEYA SPEKÜLATİF FELSEFE. Metaphysic or Speculative Philosophy in Whitehead

WHİTEHEAD DE METAFİZİK VEYA SPEKÜLATİF FELSEFE. Metaphysic or Speculative Philosophy in Whitehead İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 19:2 (2014), SS.67-73. WHİTEHEAD DE METAFİZİK VEYA SPEKÜLATİF FELSEFE Hüsamettin YILDIRIM Öz Alfred North Whitehead, özgün fikirleri ile modern felsefede büyük öneme sahip sistematik

Detaylı

HER CÜMLEDE ÜÇ ZAMAN VARDIR

HER CÜMLEDE ÜÇ ZAMAN VARDIR HE CÜMLEDE ÜÇ ZAMAN VADI Prof. Dr. ıza FİLİZK Şaşırtıcı olmakla birlikte dil bilimi, gösterge bilimi, narratoloji bilimlerindeki gelişmeler, bir cümlede kesin olarak üç ayrı zaman olduğunu göstermiştir.

Detaylı

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E - 1453 ÖZEL EGE LİSESİ (ORTAOKULU) DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ KAZA VE KADER (Allah, herkesin ne yapacağını bilip yazdığına göre, insanların hayır işlemesinin bir anlamı var mı? İslam da İnsanın İradeli Fiilleri

Detaylı

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması Dr. Uğur URUŞAK Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix KISALTMALAR...xv GİRİŞ...1 I. KAVRAM...5 A. Genel Açıklama...5 B. Hak Kavramı...5

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı