CEZALAR, ÇEŞİTLERİ İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "CEZALAR, ÇEŞİTLERİ İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK"

Transkript

1 14 İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK 1

2 ÜNITE: 14 Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK İçindekiler CEZALAR ÇEŞİTLERİ CEZANIN ÇEŞİTLERİ HAD SUÇLARI VE CEZALARI Hırabe Suçu ve Cezası : Zina Suçu ve Cezası Hırsızlık Suçu ve Cezası İçki Cezası Zina İftirası Cezası İrtidat Suçu Ve Cezası CİNAYETLER Kısas Cezası : Diyet Cezası: Ta zir Cezaları

3 CEZALAR ÇEŞİTLERİ Arap dilinde el-ıkab ve el-ukûbe kelimeleri ile bilinen ceza; kişinin yaptığı kötülük sebebiyle cezalanması ve yaptığının karşılığını görmesi anlamına gelmektedir. Istılahi anlamda ukûbe; Şariin emrine isyan sebebiyle toplum maslahatı için konulan, kararlaştırılmış veya kararlaştırılmamış ceza şeklinde tanımlanmaktadır. İslâm ceza hukuku ile ilgili bazı tespitler İslâm ceza hukukunda da naslarda yer almayan veya devlet yetkilileri tarafından suç olduğu açıklanmayan şeyler suç değildir. Keza naslar ya da devlet otoritesi tarafından kanunla belirlenmemiş cezalarla suçlular yargılanamaz. Yani, zikredilen boyutta kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi İslâm hukukuna da hakim bir ilkedir. Ancak İslam hukukunda naslarda bir suçun ya da cezanın varlığı kanunen konulmuş gibidir. Kişinin suçlu olduğu hiçbir kuşkuya imkan bırakmayacak bir açıklıkla ispat edilmediği müddetçe herkes masumdur, suçsuzdur. Suçun ispatı hususunda şüpheli durumlar her defasında sanık lehine yorumlanır. Yani şüpheden sanık yararlanır. Bu ilke Hz. Peygamber in; şüpheli durumlarda had cezalarını düşürün/uygulamayın, hakimin sanığa beraat kararı vermede yanılması, onu cezalandırmada yanılmasından daha iyidir şeklindeki sözüne dayanmaktadır. İslâm hukukunda naslar tarafından belirlenmiş suçlar ve bunlara verilecek cezalar 3-5 kalemi geçmeyecek kadardır. Yani, zannedildiğinin aksine, Kur an ve Sünnet yüzlerce ceza tespit etmemiştir. Sosyal hayata paralel olarak oluşacak yeni suçlar için gerekli görülecek cezaları İslâm hukuku zamanın idarecilerine/ parlementolarına bırakmıştır. Bu haliyle de İslâm ceza hukuku sosyal değişime açık olup, yeni gelişmelere ayak uydurabilecek potansiyele sahiptir. Naslar tarafından belirlenmiş cezalar daha ziyade caydırıcı etkiye sahip olup, bunların infaz edilmesi bir hayli zordur. Bu haliyle, naslardaki cezalar, suç işleyecek olanların bu isteğini düşünce aşamasında yok etmek amacıyla, kişide şok etkisi yaratacak düzeyde cezalardır. İslâm ceza hukukuna göre yargı önünde herkesin mutlak eşitliği söz konusudur. Hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktur. Müşterek işlenen suçlar dışında suç ve ceza şahsî olup, kimse bir başkasının işlediği suç sebebiyle cezalandırılamaz. İslâm hukukunda suçlar, sırf insan hakkı olanlar, yalnızca kamu hakkı sayılanlar ve karışık olmak üzere çeşitlidir. Buna göre, kul hakkı ile ilgili suçlarda, mağdur ya da onun mirasçıları affetmedikçe, devlet otoritesinin bu tür suç işleyenleri affetmesi yetkisi söz konusu değildir. En ağır cezalar temel insan haklarının ihlaline öngörülmüştür. Bu açıdan, İslâm ceza hukukunun insan haklarını korumada belirli bir yeri olduğu söylenebilir CEZANIN ÇEŞİTLERİ Burada cezalar, aslî olup olmaması, kendisinde hakimin takdir yetkisinin bulunup bulunmaması... gibi açılardan ele alınacaktır Aslî Olup Olmaması Açısından Cezalar Bu yönüyle cezalar şu alt başlıklara ayrılmaktadır Aslî Cezalar Şariin ( Allah ve Rasulü nün) özel bir isim koyarak belirlediği cezalardır. Bunlar; kasıtlı cinayetlerde kısas cezası; zina suçuna verilecek olan zina haddi; zina iftirası (kazf) suçuna verilecek olan ceza, hırsızlık suçuna verilecek ceza, yol kesme terörü (kat-i tarik) sebebiyle verilmesi gereken ceza; haram olan içki türlerinden içilmesi sebebiyle verilen ceza gibi, Kitap ve Sünnet te belirlenmiş olan cezalardır. 3

4 İSLAM HUKUKU I Aslî Cezaların Yerine Geçen Cezalar: Bu tür cezalar, aslî cezaların şer î bir nedenle infaz edilememesi veya ceza için aranan şartların eksikliği sebebiyle uygulanması imkansız olduğu anlarda, aslî cezaların yerine geçen cezalardır. Örneğin, bir insanı kasden öldüren, kısas cezası olarak öldürülür. Bu, kasten işlenen cinayet suçunun aslî cezasıdır. öldürülenin vereseleri katili öldürmek istemediklerinde, ceza diyet şekline dönüşür. Burada diyet, asıl cezanın yerine geçmiş bir ceza özelliği taşımaktadır. Eli ayağı kesilmiş bir şahıs hırsızlık yaptığında, hırsızlık suçu için öngörülen aslî cezanın uygulanmasının imkansız olması se bebiyle, ondan bedel olarak, hapsetme şeklinde ta zir cezası uygu lanır ki, bu bedelî bir cezadır Tekmîlî (tamamlayıcı ) Cezalar: Asli cezaların yanında, yeni bir hükümle suçluya verilebilecek ek cezalara tamamlayıcı cezalar denir. Tabii cezalarla bunlar arasında şöyle bir ilişki mevcuttur: Her iki tür ceza, aslî ceza üzerine bina edilmesi açısından benzerlik arz etmektedir. Ancak tabii cezalar yeni, özel bir hükme ihtiyaç kalmadan uygulanırken, tamamlayıcı cezaların uygulanabilmesi için yeni bir hükme ihtiyaç bulunmaktadır. örneğin; hırsızlık yapana elinin kesilmesi şeklinde had cezası verilmesi ile birlikte, elinin boynuna bağlanması türünde, mahkemeden yeni bir kararın çıkması, tamamlayıcı bir ceza olacaktır. Bu tür ceza da meşrûdur. Nitekim Hz. Peygamber e bir hırsız getirilmiş, suçu tesbit edildikten sonra eli kesilmiştir. Sonra Rasulüllah s.a. bu hırsızın elinin boynuna bağlanması yönünde emir vermiştir (Ebû Davud, Hudûd 21; Tirmizii, Hudûd 17) Hakimin Takdir Yetkisinin Bulunup Bulunmaması Açısından Cezalar Hakimin takdir yetkisinin olup olmayışı açısından cezalar ikiye ayrılmaktadır Sınırı Tespit Edilmiş Cezalar Bunlar, Kitap veya Sünnet nassı ile belirlenmiş olup, hakimin onu uygulamanın ötesinde bir yetkisi yoktur. Bu tür cezalar; had cezaları, kısas, diyet cezaları ve kefaretler diye üçe ayrılmaktadır Had Cezaları Allah ın hakkı olarak tespit edilmiş, miktarı belirlenmiş cezalardır. Burada Allah hakkından kastedilen şey, toplumun/kamunun hakkıdır. Zira, kamu yararını ve maslahatını ilgilendiren her ceza İslâm hukukunda Allah ın hakkı olarak görülmektedir. Yani bu tür cezaların gayesi, insanları kötülüklerden uzaklaştırmak, onların her türlü can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Allah hakkı olarak bilinen had cezaları, fertler ve toplum ta rafından düşürülemez, affedilemez ve bu cezalarda indirime veya ağırlaştırılmaya gidilemez. Had cezası gerektiren suçların neler olduğu hususunda İslâm hukukçuları farklı görüş belirtmişlerdir. Hanefiler hadleri; zina, içki, sarhoşluk, kazf, hırsızlık ve yol kesme haddi şeklinde altı olarak tespit etmişlerdir. Maliki ve Zahiriler, irtidadı, bazı Şafiiler ise kısası hadler arasında saymaktadır. Çağdaş müelliflerden Mustafa ez-zerka hadleri; içki içmek ve sarhoşluk maddelerini tek madde olarak gördüğünden, beş olarak tanıtmaktadır. 4

5 14 İslâm Ceza Hukukuna dair eser veren muasır hukukçulardan Abdulkadir Udeh ise, had cezalarına, dinden dönme ( irtidat ) ve isyanı eklemiş, böylece had cezalarını yedi olarak kaydetmiştir Kısas ve Diyet Cezaları Kısas ve diyet, fertlerin hakkı olarak Şarii tarafından belirlen miş ve mağdurun ya da mirasçılarının talebi üzerine uygulanan birer cezadır. Bu cezalar miktarı belirlenmiş oluşu ile hadlerle benzerlik arzetmektedir. Bunlar birer kul hakkı olmaları nedeniyle de hadlerden ayrılmaktadır. Kısas ve diyet insanların haklarından olmaları nedeniyle, mağdur şahıs veya mirasçısı -isterse- suçluyu bağışlama yetkisine sahiptir. Suçlu bu şekilde bağışlanırsa ceza düşmektedir. 1. Kısas ve diyet cezalarının verilmesini gerektiren suçların sayısı beştir. 2. Kasıtlı olarak adam öldürmek. (Kasta benzer öldürme; caninin silah olmayan fakat onun hükmünde olan bir şeyle innsana vurmayı kasdetmesidir. örneğin, sopa, taş veya büyükçe bir tahta ile insanı öldürmek bu neve girmektedir.) 3. Kasta benzer şekilde adam öldürmek. 4. Hata olarak adam öldürmek. 5. Kasıtlı olarak işlenen müessir fiil. (Müessir fiil; şahıs aleyhine işlenilen fakat ölümle neticelenmeyen yaralama, dövme, vurma gibi haksız saldırılardır.) 6. Hata olarak işlenen müessir fiil Keffaret Cezaları Yanlışlıkla, bilerek veya zorlanma sonucu işlenen bazı günah ların ( suçların) affedilmesi için İslâmda gösterilen telafi yollarının her birine keffaret denir. Keffaret, hem bir ibadet hem de bazı fiilleri işleyen mü minler için dünyevi bir cezadır. Keffaretler; belirlenmiş oluşu, hakimin azaltma, çoğaltma, affetme yetkisinin olmayışı ve Allah hakkı oluşları açısından hadlere benzemektedir. İslâm hukukunda beş çeşit keffaret mevcuttur. Bunlar; oruç keffareti, hataen bir mü mini öldürmenin keffareti, zıhar keffareti, hacda ihramlı iken traş olmanın keffareti ve yemini bozmanın keffaretidir Sınırı Takdir Edilmemiş Cezalar: Bu tür cezalarda kanun koyucu, suça ve suçluya göre cezanın sınırını belirleme yetkisini hakime bırakmıştır. Bu cezalara ta zîr cezaları denir. Ta zîr cezaları, şahısları suçtan önleyici, uslandırıcı, caydırıcı ve terbiye edici mahiyette olduğu için sınırları belirlenmemiştir. Hangi tür suçların ta zîr kapsamına girdiği ve cezalarının neler olabileceği ile ilgili bilgi ileride verilecektir Uygulandığı Yer Açısından Cezalar Cezalar uygulandıkları mahal açısından üçe ayrılmaktadır : Bedene Uygulanan Cezalar Kısas, zina cezası olan yüz sopa, evli bireyin zina suçu işlemesi halinde taşlanarak öldürülmesi (recm), zina iftirası cezası olan seksen sopa, eşkiyaya uygulanacak asma, çapraz şekilde el ve ayağını kesme cezası ve ta zîr cezası olarak verilebilecek hapisler bu nevin örnekleridir. 5

6 İSLAM HUKUKU I Mala Uygulanan Cezalar Burada cezalar suçlunun malına yöneliktir. Bu tür cezalara şun ları örnek verebiliriz. Kasdi öldürmede, şayet vereseler kısastan vazgeçmişler ve ittifakla diyet istemişlerse, diyet; hataen insan öldürmedeki diyet, zıhar keffareti, ramazanda oruçlu iken cinsel ilişkide bulunanın köle azad etmesi ve devletin karaborsacı ve benzerlerine gerekli gördüğü mali cezalardır Manevi Cezalar Birtakım cezalar da, bireyin şahsiyetini hedeflemekte, psikolojik birer müeyyide olmaktadır. örneğin, namuslu bir kişiye zina ifti rasında bulunana seksen sopa vurulması yanında, ölünceye kadar şahitliğinin kabul edilmemesi manevi bir ceza olup, şahsa vurulan sopadan belki daha şiddetli ve ağır gelecektir Suçların Hedefleri Açısından Cezalar Burada, hedefleri açısından suçlar sınıflandırılacak ve cezaları kısaca belirtilecektir İnsanın Canına Yönelik Suçlar İnsanın canına yönelik suçlar, şahsı öldürme veya uzuvlarından birini yok etme şeklinde ikiye ayrılır. ölümle Sonuçlanan Cinayet Suçları Bunlar hataen veya kasıtlı olarak insan nefsinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak işlenen suçlardır. Bu tür suç, kasdi olarak işlendiğinde cezası kısastır. Hataen işlenmişse diyet cezası verilmektedir. İnsanın Uzuvlarına Yönelik, öldürme Dışındaki Cinayetler İnsanın elinin, kulağının kesilmesi, gözünün çıkarılması, dişinin kırılması bunun örnekleridir. Bu tür suçlarda mağdur suçluyu affetmemiş ve eşitlik de mümkünse, kısas yapılması emredilmiştir. (Mâide 5/45.) İnsan Nesline Yönelik Suçlar Nesle yönelik suçlar, neslin bozulmasındaki etkisi yönüyle farklılık göstermektedir. Bu çizgide toplum açısından en şiddetli olan suç zinadır. Zina suçunu işleyen şahıs bekar ise, ceza olarak yüz sopa vurulacaktır.(nûr 44/2.) Evli kişinin zina etmesi halinde, sünnet recm cezasını öngörmektedir. (Buhârî, Ahkâm 21, Hudûd 28; Ebû Davud, Hudûd 17,23; İbn Mâce, Hudûd 7.) Mala Yönelik Suçlar Nesle yönelik suçlar, neslin bozulmasındaki etkisi yönüyle farklılık göstermektedir. Örneğin, hırsızlığın cezası hırsızın elinin kesilmesidir. Yol keserek gasb şeklinde mal elde etmek daha büyük hırsızlık suçu olarak görülmüştür. Bunun cezası; bu suçu işleyenin öldürülmesi veya asılması ya da çapraz şekilde el ve ayaklarının kesilmesi yahut da sürgün edilmesi şeklinde tespit edilmiştir. (Mâide 5/38, 33.) Akla Yönelik Suçlar Sarhoş olmak suretiyle aklın giderilmesine yönelik işlenen suçlar, topluma dönük birer suç olarak nitelenmektedir. 6

7 14 İslâm, içki ve benzeri şeylerle aklı giderme suçuna sopa cezası öngörmüştür. İçki içerek sarhoş olma suçunun cezasında ihtilaf edilmişse de, sarhoşluğun cezasının seksen sopa olduğu genelde kabul edilmiştir Dine Yönelik Suçlar Dine yönelik suçlar, küfrünün propagandasını yapan kafir, münafık veya zındıklar tarafından işlenmektedir. Bu tür suçu işlemeyi alışkanlık haline getirmiş şahısların, tövbelerine itibar edilmeyerek öldürülmeleri görüşü benimsenmiştir (Buhuti, Keşşafü l-kına, VI, 177; İbn çbidin, Reddü l-muhtâr, III, 286). Değişik yönleri ile cezayı incelediğimiz bu bölümü bitirirken, hadler, cinayetler(kısasdiyet) ve ta zîr cezaları arasında ana hatları ile bir mukayese yapmanın faydalı olacağını düşünmekteyiz HAD SUÇLARI VE CEZALARI Had cezaları başlığı altında, yol kesme (hırabe ) cezası, zina cezası, hırsızlık cezası, içki içmenin cezası, zina iftirası ( kazf ) nın cezası ve dinden dönme ( irtidat ) nin cezasına yer verilecektir Hırabe Suçu ve Cezası : Müslüman veya İslâm ülkesinde yaşayan gayr-ı müslim vatandaş (zımmi) lardan birinin veya topluluğun, kendilerince haklı bir sebebe dayanmaksızın, mallarını zor kullanarak almak için, yola devam etmelerine imkan kalmayacak ve yol kesilecek şekilde yolcuların yolunu tutanların bu fiiline hırabe suçu denir. Bu tür suçu işleyenlere uygulanacak cezaya ise, hırabe haddi denmektedir Hırabe Suçunun Tespiti İslâm hukukçuları, yol kesme suçunun tesbiti için birtakım şartlar ileri sürmüşler ve bir kısmında ihtilaf etmişlerdir. Şimdi bunları görelim. 1. Kasd: Yol kesen bireyin harbetme veya fesat çıkarma niyeti bulunmalıdır. 2. Kesilen yolun, şehir içinde veya dışında olması, yolun sakin bir yol olup olmaması şartında ihtilaf edilmiştir. Yani; şehir içinde işlek bir yolun kesilmesinin yol terörü suçu olduğunu söyleyenler yanında, bunu kabul etmeyenler de mevcuttur. 3. Yol kesen terörist kendisinden korkulan, çekinilen bir şahıs olmalıdır. Elinde savaş aletlerinin bulunmasının şart olup olmadığı tartışılmaktadır. 4. Yol kesme aşikare yapılmalıdır. 5. Yol teröristinin tek olması veya grup halinde bulunmaları eşittir Zira burada esas nokta vatandaşların rahatsız edilmeleridir. 6. Yol kesme terörü, herhangi bir sebebe bağlanmamıştır. Bu eylemi gerçekleştirenin mal elde etme, ırz ve namusu çiğneme veya insanları korkutma niyetinde olması arasında bir fark yoktur. Yol emniyetini ihlal ederek toplum huzurunu kaçıran herkes ayet teki cezaya çarptırılacaktır. (Kurtubî, el-câmi, VI, 154.) 7. İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, yol kesme terörünü gerçekleştirenin erkek veya kadın olmasının cezaya tesiri yoktur. Ancak Ebu hanife den gelen bir rivayete göre bu suç ancak erkekler tarafından işlenebilir. 7

8 İSLAM HUKUKU I Yol Kesme/Hırabe Suçunun Cezası : Yol terörüne verilecek cezayı belirleyen kaynak Kur an dır. Konu ile ilgili ayet şöyledir. Allah ve Rasülüne harp açan ve yeryüzünde fesat çıkaranların cezası, ya öldürülmeleri, ya asılmaları, ya çaprazlama el ve ayaklarının kesilmesi veya yeryüzünde sürgün edilmeleridir Ayet, İslâm dan irtidat ederek Allah ve Rasulü ile savaş edenlerin cezasını açıklamışsa da, yeryüzünde fesat çıkaran ve yol kesenler de hükümde onlara kıyas edilmişlerdir. Ayette zikredilen cezaların nasıl uygulanacağı hususunda İslâm hukukçuları iki görüşe ayrılmışlardır. 1. Kur an ın belirttiği cezalar yol terörünü gerçekleştirenin işlediği suçlara uygun bir şekilde tatbik edilir. Yani ; yol kesip yalnız insanları korkutana sürgün, yalnız soygunculuk yapana el ve ayağın çapraz şekilde kesilmesi cezası tatbik edilir. Yol keserek adam öldüren, had cezası olarak öldürülür. Yol kesip, gasp yaparak adam öldüren ise, asılarak öldürülür, eli ve ayağı da kesilir. Veya önce el ve ayağı kesilir, sonra da asılır. Bu görüş Hanefilerle, Şafiiler ve Hanbelilere aittir. 2. Devlet başkanı ayetteki cezalardan birini, suçun nevi ile kayıtlı olmaksızın tatbik etmede serbesttir. çünkü bu cezalar, yol terörünü gerçekleştirenin cezasıdır, işlediği suçların ayrı ayrı cezası değildir. Bu görüş, Malikilerin, Zahirilerin ve Said b. el-müseyyeb (ö.94/712), ömer b. Abdülaziz (ö.101/720), Mücahid (ö.103/721), Ata (ö.115/933) ve İbrahim en-nehai (ö.96/715) gibi alimlerin benimsediği bir görüştür. Yol terörünün topluma vereceği zarar, zaman ve bölgeye göre farklılık arz edebilir. Bu tür suçu işleyenlere verilecek cezalarda devlet başkanını muhayyer bırakan ikinci görüşü; toplum düzeni ve istikrarı için daha faydalı olacağı ve bu tür suçları önlemede caydırıcılık özelliği taşıyacağı düşüncesiyle tercihe şayan görmekteyiz. Yol terörü için alternatif olarak öngörülen yer yüzünde sürgün edilme cezası ile ilgili görüşler şöyledir. 1. Yol kesen şahıs bulunduğu şehir ve toplumdan sürgün edilerek İslâm ülkesi dışına (daru l-harb) gönderiilir. Bu görüş Katade (ö.117/735), Ata (ö.115/733), İbrahim en-nehâi (ö.96/715), Hasan el- Basrî (ö.110/728) ve Zührî (ö.124/744) ye aittir. 2. Terörist başka bölgeye sürülür ve orada hapsedilir veya orada göz hapsinde bulundurulur. Bu, Hanbeli, Şafii ve Malikilerin görüşüdür. 3. Terörist, suçu işlediği bölgede hapsedilir Zira burada sürgünden maksat hapsetmektir. Bu, Hanefilerin görüşüdür. Bu görüşe göre, yetkili makam, uygun gördüğü yerde, bu suçluyu hapseder. Suçluyu yeryüzünden tamamen sürgün etmek imkansızdır. Daru l-harbe göndermek, kişinin din değiştirmesine sebep olabilir. Hapis bir nevi sürgün anlamındadır. Zira, fert dünyanın genişliğinden darlığa sürgün edilmiştir. Yol kesen şahsın, toplumdaki bir kısım kötülerin yardımından uzaklaştırmak için sürgün edilmesi ve kendi şerrinden toplumu korumak amacıyla da gittiği yerde hapsedilmesini öngören ikinci görüşü tercih etmekteyiz. çünkü bu görüş, hem ayetin zahirine mutabık hem de toplum maslahatını içermektedir. 8

9 Zina Suçu ve Cezası İslâm, insan neslini muhafaza etmek için zinayı ve zinaya götüren yolları yasaklamıştır. Kur an ın kendilerine ceza öngördüğü suçlardan biri de zinadır (İlgili ayetler için bkz. En am, 6/151; Nahl 16/90; İsra 17/32; Nisa 4/ 15; Nûr 26/2 ). Burada, önce zinayı tanıtmak gerekmektedir Zinanın Tanımı Hangi eylemin zina olduğunda İslâm hukukçuları farklı görüş belirtmişlerdir. Biz de, bu görüşlerin müşterek yönlerini ele alarak yalnız bir iki tarifle yetineceğiz. Zina ; sahih bir evlilik veya evlilik ve mülkiyet şüphesi ol maksızın, kasten cari olan cinsel ilişkidir. Zina ile ilgili daha şumüllü bir tarif şöyle yapılabilir : Zina; dinen kendisine şehvet duyulacak bir kadınla, önden, müslüman veya zımmî bir erkeğin, kendi isteği ile, İslâm ülkesinde, mülk ve nikah hakikat ve şüphesi bulunmaksızın yaptıkları haram cinsel ilişkidir Zina Suçunun özelikleri 1. Zina haram bir cinsel ilişkidir. 2. Zinada cinsel ilişki, kasten yapılmıştır. 3. Had gerektiren zinada, erkek kadına ön veya arkasından ilişki kurmuştur. Ancak Hanefiler, arka taraftan olan ilişkinin had gerektirmeyeceğini benimsemişlerdir. 4. Erkeğin kendi cinsinden birine, arkasından cinsel ilişkide bulunması (livata), çoğunluğa göre, zina suçudur. Ancak Hanefiler, bu eylem günah olmakla birlikte, zina haddini gerektirmeyeceği görüşündedirler. 5. Hayvanın ön ve arkasından cinsel ilişki kurmak, erkek veya kadının hayvanla ilişki kurmaya imkan tanıması zina suçu oluşturmamaktadır Zina Eden Erkek ve Kadının özellikleri Zina sebebi ile had cezası uygulanacak erkek ve kadında şu özellikler bulunmalıdır. 1. Zina eden erkek, ergenlik çağında olmalıdır. 2. Zina eden akıllı olmalıdır. Bir deli, akıllı ile zina ettiğinde, akıllı olan tarafa had uygulanır. 3. Ebu Hanife ve Malikilere göre, zina eden müslüman olmalıdır. Ayrıca evliliklerin bir Müslümanla olması şarttır. 4. Zina eylemi istekle, zor altında kalmaksız yapılmalıdır. 5. Zina eden erkek bu fiili insan cinsi ile, yani kadınla yapmalıdır. Hayvanla cinsel ilişkide bulunduğunda had değil ta zîr cezası gerekmektedir. 6. Kendisi ile cinsel ilişkide bulunulan kadın, emsali ile cinsel ilişki kurulabilecek bir yaşta olmalıdır. Kadının küçük çocuk olması halinde, ilişkide bulunan erkeğe ve çocuğa had uygulanmaz. 7. Zina fiili şüphe ile olmamalıdır. 8. Zina eden bu işin haram olduğunu bilmelidir. Zinanın haramlığını bilmediğini iddia eden kişiden, iddiasında doğru olma ihtimali varsa, bazı malikiler haddin düşeceği görüşündedirler. 9. Kendisiyle cinsel ilişki kurulan kadın canlı olmalıdır. Malikilere göre, ölü ile 9

10 İSLAM HUKUKU I 114 ilişki kurana had gerekir. Cinsel ilişki önden olmalıdır. Arkadan olan ilişki- gerek kadın gerek erkeğe- Ebu Hanife ye göre, ta zîr cezasını gerektirir. Bu durumda diğer hukukçulara göre zina haddi uygulanacaktır. (Aynî, el-binaye, VI, 194; Aliş, Menhü l-celil, IX, 246.) Zina Suçunun Tespiti İslâm hukukçuları, zina suçunun, suçlunun itirafı ile veya şahitlerle tesbit edileceğinde icma etmişlerdir. Zina suçu hakimin bilmesi ile sabit olmaz. Zira bu ve benzeri suçların cezası, şüphe bulunduğunda düşecektir. Ayrıca bu suçları, mümkün mertebe örtmek menduptur. Zina suçuna şahitlik yapacaklarda aranan özellikler şunlardır. 1. Şahitler, en az dört erkek olmalıdır. (İslâm ceza hukukuna göre, ceza davalarında şahitlerin erkek olması gerekmekte ve kadınların şahitliği burada kabul edilmemektedir. 2. Müellifler şahitlerin cinsiyeti ve miktarını; Talak 65/2; Bakara 2/282; Nisa 4/15; Nur 24/4 ayetlerine ve Beyhaki Şehadet 4; Ebû Yususf, el-harâc, s. 164 deki rivayetlere dayandırmaktadırlar. Konu hakkında geniş bilgi için bkz. Serahsî, a.g.e., V, 62; İbn Rüşd, a.g.e., II, 537; İbn Kudame, a.g.e., X, 192; Kurtubi, el- Cami, V, 84, Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku, s. 158.) 3. 2) Şahitler âdil, hür ve mükellef olmalıdır. 4. 3) Şahitler; Biz o adamı, kadının fercine sürmedanlığa milin girmesi gibi ilişkide bulunurken gördük şeklinde şahitlikte bulunmalıdırlar. 5. 4) Şahitlik mahkemede, hakim huzurunda yapılmalıdır. Bu şartlar dahilindeki şahitlikten sonra, hakim şahitlere suçun yer ve zamanı hakkında ve kadınla ilgili sorular sorarak suçu kesin tespit eder. Zina suçu, zina edenin itirafı ile de tesbit edilebilir. Ancak suçlunun bu itirafını kaç kez tekrarlayacağı hakkında hukukçular farklı görüşler ortaya koymuşlardır. İmam Malik ve Şafii, suçlunun bir itirafını suçun tesbiti için yeterli görürken, Ebu Hanife ve Ahmed b. Hanbel ise, dört defa itirafın tekrar edilmesi görüşünü benimsemişlerdir Zina Suçunun Cezası Zina suçunun cezası, suçu işleyenin evli veya bekar oluşuna göre farklılık arz etmektedir. 1. Zina eden bekar bir erkek veya kadın ise, cezası ayetin belirlediği (Nur 24/2) şekilde yüz sopadır. 2. Zina eden ve bekar olan erkeğin bu cezaya ilave olarak bir yıl sürgün edilmesi; zina eden bekar kadının zikredilen cezanın yanında, bir yıl evinde hapsedilmesi, üzerinde ihtilaf edilmiş cezalardır. (Ebû Ya la, el-ahkâm, s.263; İbnü l-hümam, Fethu l-kadir, V, 26.) 3. Evli hür erkek ve kadın zina ettiğinde, hadiste belir tildiği şekilde (Konu ile ilgili hadisler için bkz. Buhârî, Hudûd 21,30; Ahkâm 19; Müslim, Hudûd 16,28,29; Ebû Davud, Hudûd 24; Tirmizi, Hudûd 10.) taşla öldürülür (recm). (Recm cezasının Kur an da yer almaması gerek klasik dönemde şia ve mutezileden bazılarının bu cezayı inkar etmelerine neden olmuş, gerekse günümüzde 10

11 14 bazı araştırmacılar tarafından bu cezanın Kur an la çeliştiği gerekçesiyle recm cezasına eleştirilerin yönelmesine neden olmuştur. ) 4. İslâm hukukçuları livatanın haram olduğunda icma et mişlerdir. Livata, erkeğe ve yabancı kadına arka taraftan cinsel ilişkide bulunmaktır. 5. Alimlerin çoğunluğuna göre, bu fiili işleyen zina eden gi bidir. Muhsan ve evli ise recmedilir, değilse yüz sopa vurulur. Ebu Hanife ye göre, livata suçu had gerektirmez. Kendisine bu yolla cinsel ilişkide bulunulan (meful) evli de olsa, bekar kişinin zina cezasına çarptırılır. çünkü recm cezası, evli ve muhsan olma özelliklerini taşıyana uygulanmaktadır. 6. Hayvanla cinsel ilişki kurana ta zîr cezası verilir, had gerekmez. Ancak Hanbelilere göre, bu takdirde şahsa zina haddi uygulanır. 7. ölü insanla cinsel ilişki kurana had uygulanmayıp, ta zîr cezası gerekir Hırsızlık Suçu ve Cezası İslâm, insanın her türlü haklarını korumuştur. Bu sebeple, başkasının mal varlığına tecavüz eden kişiye ağır cezalar öngörmüştür. Hırsızlığın her çeşidi yasaklanmışsa da, el kesme cezası uygulanacak hırsızlık suçu için, bir kısım kriterler konmuştur Tanımı El kesme cezası verilecek hırsızlık suçunu şöyle tarif edebiliriz. Büluğ çağındaki akıllı bir şahsın, nisab miktarı, korunmuş, başkasının malını mülkiyet şüphesi olmadan, gizlice, isteyerek malum şartları ile almaktır Hırsızlığın çeşitleri Had cezası (elin kesilmesi ) gerektiren hırsızlık : Yukarıda verilen hırsızlık tanımının doğrultusunda işlenmiş hırsızlık suçu had cezasını gerektirmektedir. b. Ta zîr cezası gerektiren hırsızlık. Had cezasının şartlarını kendisinde taşımayan hırsızlık suçu, ta zîr cezasını gerektirir. örneğin, babanın oğlunun malını, ortağın diğer ortağının malını çalması gibi Hırsızlık Suçunun özellikleri Hırsızlığın tanımını biraz irdelediğimizde, hırsızda, malı çalınanda, malda ve malın çalındığı yerde bazı özelliklerin bulunduğu görülecektir. Şimdi bunları ele alalım Hırsızda Aranan özellikler Hırsız akıllı ve büluğ çağına ermiş bulunmalıdır. Deliye ve çocuğa hırsızlık haddi uygulanmaz. Ancak, çocuk hırsızlık yaptığında, ta zîr cezası verilir. Hırsız, hırsızlık suçu işlenirken, kendi isteği ile hareket etmiş olmalı, bir zorlama ve baskı altında bulunmamalıdır. çaldığı şeyin kendisinin olabileceği şeklinde hırsızda bir şüphe bulunmamalıdır. Miras yolu ile, akrabaların birbirinin malında hakkı bulunması şüphesinden dolayı, bazı fakihlere göre, akrabalar arasındaki hırsızlıktan dolayı had gerekmez. (İbn Rüşd, Bidaye, II, 553; Kâsânî, Bedâyi, VII, 70.) Hırsız açlıktan dolayı çalmış olmamalıdır. Çalınan Malda Aranan özellikler Çalınan şey, dinen kıymet takdir edilen bir mal olmalıdır. örneğin, çocuk çalmak, çocuğun mal olmaması nedeniyle; içki, kumar oyunu aleti, din nezdinde bir kıymet ifade etmediklerinden, bunları çalana had cezası uygulanmaz. Çalınan mal nisab miktarında olmalıdır. Nisab miktarından aşağı bir değerde olan malın alınmasından dolayı had uygulanmayacağında, İslâm hukukçuları 11

12 İSLAM HUKUKU I 114 ittifak halindedirler. Bu değer Hanefilere göre on, Maliki, Şâfiî ve hanbellilere göre üç dirhem gümüştür. Hırsızın bir çırpıda çaldığı mal nisab miktarında bulunmalıdır. Yani, aynı şahıstan iki defada çalınan malların toplamı veya aynı anda, farklı şahıslardan çalınan malların toplamının nisab miktarına ulaşması ile had cezası gerekmez. çalınan mal korunmuş olmalıdır. Fıkıh ıstılahında korunma ( hırz ) iki türlüdür. Birincisi, kendi başına korunma olup şöyle tanımlanır: Gidilmesi yasak olan, ancak izinle girilebilen evler, dükkanlar, çadırlar bu türdendir. Buralarda muhafaza edenin olup olmaması, kapının kilitli bulunup bulunmaması eşittir. İkincisi, başkası yardımı ile korunma: İzinsiz girilebilen, girilmesi yasak olmayan mescitler, yollar, meydanlar gibi, muhafaza gayesiiyle hazırlanmamış yerlerdir. Buraları koruyan bulunmadığında sahra gibi olurlar. Koruyucu bekçiler bulunduğunda, malın buralarda bulunması koruma altında sayılır. çalınan mal, korunduğu yerden tamamen ayrılmadıkça, hırsıza had cezası verilmez. Zamana, mekana ve malın cinsine göre korunmuş olma (hırz) farklılık gösterecektir. çalınan malın çabucak bozulur cinsten olup olmamasının hadde mani oluşu tartışılmıştır. Hanefilere göre, çabuk bozulan cinsten olup, kıymet ifade eden şeylerin çalınmasından dolayı el kesilmez. Ancak, diğer müctehidlere göre, mal olarak satılması ve karşılığında bedel alınması caiz olan bütün malların çalınmasından dolayı hırsızın eli kesilir. Bunların yiyecek, elbise, hayvan, taş, kamış olması eşittir. (Kâsânî, Bedayi, VII, 69; Maverdi, el- Ahkâmü s-sultaniyye, s. 373; İbn Kudame, a.g.e., X, 238, 257.) çalınan malın aslının mübah olmasının hadde engel olup olmadığı da tartışılan bir husustur. Hanefiler, aslı İslâm ülkesinde mübah olan, çokça bulunan kireç, kerpiç, kömür, tuz gibi şeylerin çalınmasından dolayı haddin gerekmeyeceğini savunmuşlardır. Diğer müçtehidler ise, bu tür malı çalan hırsızın elinin kesileceğini belirtmişlerdir. çalınan malda hırsızın hakkı veya hak şüphesi bulunmamalıdır. El kesme, yalnız hırsızlık suçu dolayısı ile verilen cezadır. Şahsın elde etmeye hakkı olduğu bir şeyi alması hırsızlık olmadığı için, kişiye had cezası verilemeyecektir. Hırsızın çaldığı malda mülkiyeti veya mülkiyet şüphesi bulunmamalıdır. örneğin, hırsız ödünç verdiği, rehin bıraktığı bir malı çaldığında eli kesilmez. Zira mal onun kendi mülküdür. Aile fertlerinden birisinin malını diğeri çaldığında, o malda hırsız için mülkiyet şüphesi bulunduğundan, eli kesilmez. Ancak Malikiler, her iki örnekteki hırsızlık olayında, hırsıza had uygulanacağı görüşündedirler. Ebu Yusuf, had cezasına hükmedilinceye kadar, Ebu Hanife ve Muhammed ise daha da ileri giderek ceza uygulanıncaya kadar mal hırsızın mülkiyetine geçerse had suçu olan hırsızlık teşekkül etmemiş sayılır görüşündedirler. Mülkiyet şüphesi bulunan malların çalınması durumunda had suçu olan hırsızlık teşekkül etmez. Babanın çocuğunun malını çalması veya devlet hazinesi ait bir malı çalma Ebu Hanife, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel e göre mülkiyet şüphesi sebebiyle hırsızlık suçu oluşturmaz. çalınan malın kendisi maksat olmalı, asıl maksada tabi olmamalıdır. örneğin, çalınan bir çocuğun üzerinde nisab miktarı kadar değerli bir kolye bulunduğunda, bu çocuğu çalan hırsıza, had uygulanıp uygulanmayacağında ihtilaf edilmiştir. Birinci görü şe göre, hırsızlık maksadı çocuktur, kolye buna tabidir. çocuk mal olmadığı için had gerekmez. Kolye ise, hırsızlıkta maksat olmadığı ve çocuğa tabi olduğundan, hırsızın eli kesilmez. 12

13 14 Bu, bazı Hanefiler ile Maliki ve Hanbelilerin tercih ettikleri görüştür. Hanefilerden Ebu Yusuf a ve Şafiilerdeki bir görüşe göre, bu tür hırsızlıkta, hırsıza had cezası uygulanır. çünkü, hırsız hem çocuğu hem de kolyeyi çalmak istemiştir. Mal Sahibinde Aranan özellikler Malı çalınan şahsın elinde mal, sahih bir yolla bulunmalıdır. Yedi sahiha denilen bu bulundurma üç yolla mümkündür: Mülkiyet yolu ile, emanet yolu ile ve tazminat yolu ile. Sonuncusu için, gasbedenin elindeki mal ve rehin alanın elindeki mal örnek verilebilir. Elinde malı, sahih bir yolla bulunduran şahısların malını çalan hırsızın eli kesilir. Ancak, malı başka bir hırsızdan çalanın eli kesilmez. çünkü hırsızın eli, çaldığı mal hususunda, yed-i sahiha değildir. Malı ondan çalmak yoldan almak gibidir. Malın çalındığı Yerde Aranan özellikler Hırsızılık her yerde haram ise de, hırsızlık cezasının uygulanabilmesi için, İslâmi otorite bulunmaldır. Bu sebeple, çalınan mal İslâm diyarında olmalıdır Dar-ı harb (Daru l-harb; müslümanlar ile aralarında sukh bulunmayan gayr-i müslimlerin hakimiyeti altında bulunan ülkedir. Bkz. Bilmen, Kamus, III, 369.) veya dar-ı bağy de (Daru l-bağy; İslam devletine isyan edenlerin hakimiyeti altındaki yerler.) çalan hırsızın eli kesilmez. çünkü, müslümanların devlet sınırları dışında velayet ve otoritesi yoktur. Yani, İslâm devleti sınırları dışındaki hırısızlık suçuna had cezası uygulanma imkanı yoktur Hırsızlık Suçunun Tespiti Hırsızlık, hakimin huzurunda gereçekleşen şahitlik veya hırsızın kendi itirafı ile tesbit edilir. Şahitlerle Hırsızlıkla ilgili şahitlikte aranan şartlar sunlardır. Şahitler en az iki erkek olmalıdır,. Kadınların şahitliği hırsızlığın isbatında kabul edilmez. Şahitler adaletli olup, fasık olmamalıdır. Şahitlerin şahitliği başkasının bilgisine dayanmamalı, bizzat olay kendileri tarafından görülmelidir. Hanefilere göre, şahitlikte zaman aşımı olmamalı dır. Yani, şahit hırsızlık olayını gördükten bir müddet sonra, şahitlik edecek olsa, bu şüphe oluşturduğu için, böyle bir şahitlik sebebiyle, hırsıza had uygulanmayacaktır. Ancak Malikiler, hırsızlıkla ilgili şahitliğin zaman aşımına uğramayacağı görüşünü benimsemişlerdir. Şahitlik, malı çalınan şahsın, mahkemeye hırsızlık davası açmasından sonra olmalıdır. Böyle bir dava açılmadan, şahitlerin şahitliği kabul edilmez. Bu, mezhep müçtehidlerinin çoğunluğunun kabul ettiği bir görüştür. Malik ise, toplumun ve insanların hakkını korumak için, malı çalınan kişinin dava açmasına ihtiyaç olmadan, şahitliğin kabul edileceği görüşündedir. Hırsızın İtirafı İle Hırsızlık, hırsızın hakim huzurunda, bu suçu itiraf etmesi ile de tespit edilir. Çünkü insan, kendi aleyhine ve zararına olacak birşeyi ikrar etme bakımından töhmet altında olamaz. Alimlerin çoğunluğuna göre, hırsızın suçu bir defa itiraf etmesi yeterlidir. Bazı müçtehidlere göre, hırsızlık suçunda iki kişinin şahitliği gerektiği için, itirafın da 13

14 İSLAM HUKUKU I 114 en az iki defa olması zorunludur. Hırsızın itirafının mahkemece değerlendirilerek, kendisine had cezası verilebilmesi için, mahkemeye, o şahsın hırsızlığı ile ilgili bir dava açılmasının şart olup olmadığında iki görüş bulunmaktadır. Hırsızlık davası açılmadan, hırsızın itirafı ile had uygulanamaz. Bu, Ebu Hanife ve Muhammed in benimsediği bir görüştür. Dava açılmaksızın, hırsızın itirafı ile had uygulanır. Bu, Hanefilerden Ebû Yusuf ve Şafiilerin görüşüdür Hırsızlığın Cezası Suçu tesbit edilen hırsıza şu cezalar verilir. Hırsızın eli bilekten kesilir. çaldığı mal tazmin ettirilir. El kesme cezası uygulanmadığı durumlarda, hırsıza mali ceza verilir. Hırsızın çaldığı mal, elinde mevcut ise, eli kesilmekle birlikte, mal sahibine iade ettirilir. Hırsızın çaldığı mal telef edilmiş olduğunda, suçlunun bu malı tazmin edip etmeyeceğinde değişik görüşler mevcuttur. Eli kesilen hırsız, çalıp yok ettiği malı tazmin etmez. Zira naslarda böyle bir ceza şekli mevcut değildir. Bu, Hanefilerin benimsediği bir görüştür. Kendisine had uygulanan hırsızın, ekonomik imkanı iyi ise, çaldığını tazmin eder. Maddi durumu iyi değilse, böyle bir ceza verilmez. Bu, Malikilerin kabul ettiği bir görüştür. Hırsız çaldığı şeyin ya aynını ya bedelini, ekonomik durumuna bakılmaksızın ödemelidir. Tazminat, mal sahibinin hakkından dolayıdır. El kesme ise, Allah hakkı olarak gerekmektedir. Bu takdirde, birinin diğerini engellemesi düşünülemez. Bu, Şafii ve Hanbelilerin kabul ettikileri görüştür. (Kâsânî, Bedâyi, VII, 84; Aliş, Menhu l-celil, IX, 332; Maverdi, el-ahkâmü s-sultâniyye, s.375; Ebû Ya la, el-ahkâmü s-sultâniyye, s. 268.) İçki Cezası İslâm öncesinde insanlık içki mübtelası olmuştu. İçki, birçok suça kaynaklık ediyordu. İslâm içkiyi kötülüklerin anası kabul ederek yasaklamıştır Naslarda İçki Yasağı Kur an da: Kur an da içkinin yasaklanışı şu çizgiyi takip etmiştir. İçkiyi yasaklamaya yönelik olarak ilk gelen; Sarhoş olduğunuz zaman namaza yaklaşmayın... ayetidir.(nisa 4/43.) Daha sonra,...içki ve kumarda bazı faydaların bulunması yanında, zararın faydasından çok olduğunu... belirten ayet gelmiştir. İçkiyi kesinlikle haram kılan şu ayet, Allah ın içki ile ilgili söylediği son sözdür : Ey insanlar, içki,kumar, ibadet için dikilen putlar, fal okları hep şeytan işinden birer pis şeylerdir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız. (Mâide 5/90, ayrıca bkz. Bakara 2/2129.) Sünnette: İçki hadislerde ; aklı gideren şey (Ebû Davud, Eşribe 1.) olarak tanımlanmıştır. Sünnet içkiyi yasaklarken, hem illeti hem de kemiyeti ile ilgili bilgi vermiştir. Her sarhoşluk veren şey haramdır. çoğu sarhoşluk veren haram şeyin azı da haramdır. (Ebû Davud, Eşribe 5; Tirmizi, Eşribe 3; Ahmed b. Hanbel, II, 179.) 14

15 14 Bazı hadislerde içki yasağına uymayanlar kınanmıştır: örneğin bir hadiste; Kim dünyada içki içer de tövbe ederek vazgeçmezse, Allah ahirette cennet içeceğini ona haram kılar (Buhârî, Eşribe 1; Müslim, Eşribe 77.) buyrulmaktadır. Bir başka hadiste; İçkide şu on kişiye lanet edilir; içkiye, onu yapana, yaptırana, satana, satın alana, taşıyana, kendisine taşınana, parasını yiyene, içene ve dağıtana (garsonluk yapan sakiye) buyrularak (İbn Mâce, Eşribe 6; Ahmed b. Hanbel; II, 25.), içkinin üretimi ve ticareti bile yasaklanmıştır Haram Kılınan İçkinin Mahiyeti İslâm alimleri sünnet kaynaklı olan içki cezasını ittifakla kabul etmişlerdir. Ancak her içkinin, yalnız içilmesinden dolayı, sarhoş olunmadan, ceza gerektirip gerektirmeyeceğinde iki görüş ortaya çıkmıştır. Alimlerin çoğunluğunun kabul ettiği görüşe göre, her sarhoşluk veren içkidir ve her içki haramdır. Buna göre, içkinin herhangi bir çeşidini yalnız içen şahıs içki cezasına çarptırılır. Bu kişinin içtiği içkiden sarhoş olup olmaması eşittir. Ebu Hanife nin benimsediği görüşe göre; aynı ile haram olan içki, üzümden yapılmış olan içkidir. Diğer içki çeşitlerinin haram olması buna kıyasladır. Üzümden yapılan içkiyi içen insana, sarhoş olup olmamasına bakılmaksızın, içki haddi gerekir. Ona göre, üzümden yapılan içkinin dışındakilerinin haram olması, sarhoş etmeleri açısındandır. Yani bunları yalnız içmek had cezasını gerektirmez. Ancak bunlar içilerek, sarhoş olununca had uygulanır. Ebu Hanife bu görüşü ile, içki için iki tür ceza (had) düşünmektedir. Bunlardan birisi, yalnız içme cezası (hadd-i şürb) ki, bu sadece üzümden yapılan içkiye (hamra ) aittir. Diğer ceza ise, sarhoş olma (hadd-i sekr) ki, bu üzüm ve başka maddelerden yapılan içkilerin içilerek sarhoş olunmasının cezasıdır. (İbn çbidin, reddü l-muhtâr, III, 163.) Bu ayırım ile, had cezalarının sayısı da artmıştır. Ancak biz, konuya bu şekilde açıklık getirmekle birlikte, içki cezası isimli bu bölümde, iki tür haddi bir gören cumhurun görüşüne göre konuyu ele alacağız Sarhoşluğun Belirtisi Sarhoşluğun belirtisi ve ölçüsü hakkında iki farklı görüş mevcuttur. Sarhoşluk ; kişinin hiçbir şeyi anlayamayacak ve kavrayamayacak, erkeği kadından ayırt edemeyecek derecede sarhoş olmasıdır. Bu, Ebu Hanife nin görüşüdür. Sarhoş ; sözlerinin çoğu saçma olan, ileri geri konuşan kişidir. İnsanların örf ve adetlerine göre de sarhoş denilince anlaşılan budur. Bu, İslâm hukukçularının çoğunun kabul ettiği bir görüştür. (Ebû Ya la, a.g.e., s270; İbn çbidin, Reddü lmuhtâr, III, 165; Suyuti, el-eşbâh, s.277.) İçki Cezası İçin Şartlar İçki içmesi sebebiyle cezalandırılacak insanda şunlar aranır : İçki içen akıllı, baliğ, müslüman ve kendi isteği ile içmiş olmalıdır. Şahıs, boğazına yemek tıkanıp da su bulamamak gibi bir zorluktan dolayı içkiyi içmek mecburiyetinde kalmamalıdır. Kişi içtiğinin içki olduğunu bilmelidir. Başka bir içecek zannı ile, içki içen şahsa had gerekmez. 15

16 İSLAM HUKUKU I 114 İçki içen, içkinin haram olduğunu bilmelidir. Şahsın, haram olduğunu bilmediği şeklindeki iddiası, müslümanların toplumunda yaşayandan kabul edilmez. Şahsın kendi mezhebine göre içtiği şey haram olmalıdır. Zira içtiğinin haram olduğunu bilmeyen veya öyle görmeyen fert, onu içerek günah işlemek gibi bir maksat gütmemektedir İçki Cezasının Miktarı Yukarıda belirtildiği gibi, Kur an içkinin zararlı olduğunu belirterek onu haram kılmışsa da, içki içen için dünyevi bir ceza belirtmemiştir İçki haddi Sünnet ile belirlenmiştir. Hz. Peygamber ; İçki içene sopa vurunuz (Buhârî, Hudûd 4; Ebû Davud, Hudûd 36.) buyurmuştur. İçki haddinin kaynağı, bu ve içki içenin dövülmesi ile ilgili diğer hadislerdir. (İlgili hadisler için bkz. Buhârî, Hudûd 1,2,3,4; Ebû Davud, Hudud 36; Tirmizi, Hudûd, 14, 15.) İçki suçu ile ilgili verilen cezanın miktarı hakkında rivayetler değişik bilgiler vermektedir. Bunun sebebi, konu ile ilgili olarak gelen Rasulüllah s.a. ın sünnetidir. Hz. Peygamber içki içenin dövülmesini emretmişse de, ne kadar sopa vurulacağını belirtmemiştir. Ebu Hureyre r.a den gelen rivayete göre, Hz. Peygamber e içki içmiş bir adam getirildi, onu dövünüz buyurdu. Ebu Hureyre diyor ki, onu kimimiz eliyle, kimimiz elbisesi ile dövüyordu.... Enes b. Malik (r.a ) den gelen rivayet şöyledir. Hz. Peygamber e şarap içmiş bir adam getirildi, adama hurma dalı ile yaklaşık kırk sopa vuruldu. (Buhâri, Hudûd 2.) Hz. Ali den içki cezası ile ilgili şöyle bir açıklama mevcuttur. İçki içene Rasulullah s.a kırk, Ebu Bekir kırk, ömer seksen sopa vurmuştur. Hepsi de sünnettir. Sonuncusu bana göre daha uygundur. (Ebû Davud, Hudûd 36; Maverdi, el-ahkâmü s- Sultaniyye, s. 376.) Hz. Ali tercihinin niçin böyle olduğunu şöyle belirtmiştir : Bir kişi içki içince sarhoş olur, sarhoş olunca saçmalar, o zaman da iftira eder, iftira edenin cezası ise seksen sopadır. İslâm hukukçularının çoğunun benimsediği görüşe göre, içkinin cezası seksen sopadır. Bu ceza içki içen herkese tatbik edilmekte, içenin sarhoş olup olmamasına bakılmamaktadır. Şafiiler ise, içki cezası olarak kırk sopayı kabul etmişlerdir. (Remlî, Nihaye, VIII, 14.) İçki Suçunun Tespiti İçki suçu şu yollardan biri ile tesbit edilmektedir. İtiraf ile : İçki içen şahsın kendi itirafı ile içki suçu tespit edilir. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf a göre, içki kokusunun ağızdan gitmesinden sonra yapılacak itiraf muteber değildir. Şahitlerle : İçki suçu, iki adil, erkek şahitin şahitlikleri ile tespit edilir. Şahitliğin mahiyeti ve müddeti hakkında farklı görüşler mevcuttur. 1. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf a göre, şahitlik, içenin ağız kokusu gitmeden yapılmalıdır. 2. Muhammed e göre, şahitlik esnasında ağız kokusunun gitmemiş olması şart değilse de, şahitliğin bir aydan önce yapılması gerekmektedir. 16

17 14 3. Malikiler dışındaki müçtehidlere göre şahitlik, şahsın içki içtiğine dair olmalıdır. İnsanın içki içtiği görülmemişse, ağız kokusunun varlığı şahitlik için kaynak değildir. Ağız kokusu ile: İki müslüman şahit, bir şahsın ağzını koklayarak, içki kokusunu hissettiklerine veya içki kustuğuna, hakim önünde şahitlik ederlerse, şahitliklerine itibar edilerek içki suçu tesbit edilmiş olur. Bu, Malikilerin kabul ettiği bir görüştür. Diğer müçtehidlere göre, kendisinden şarap kokusu gelen veya içki kusan kişiye had vurulmaz. Zira bu şahıs içki ile ağzını çalkalamış veya su zannederek içmiş olabilir. (Maverdi, el-ahkâmü s-sultaniyye, s. 377; Meydânî, el-lübâb, III, 193; İbn çbidin, Reddü lmuhtâr, III, 164.) Bu konuda cumhuru teşkil eden müçtehidlerin görüşü tercihe şayandır Zina İftirası Cezası İslâm ın hedeflerinden biri de, hakim olduğu toplumda, fertlerin namus ve şahsiyetini korumaktır. İslâm da insanların namusuna yönelik bir tecavüz olan zina yasaklandığı gibi, bireyin şahsiyet ve onurunu kıran, yaşadığı toplunda şahsı manen öldüren zina iftirası (kazif ) da yasaklanmıştır. Yüce Allah yalan konuşmayı, iftira etmeyi yasaklamıştır. Ancak bu suçlara dünyevi bir ceza öngörülmemiştir. Devlet idarecileri bu suçlar için gerektiğinde ceza verebileceklerdir. Zina iftirasının insan şahsiyetinde derin tesirler oluşturması sebebiyle, bu suç için naslarda dünyevi bir ceza konulmuştur Naslarda Zina İftirası Zina iftirasında bulunmak, ayet ve hadislerle yasaklanmıştır. Burada yalnız konu ile ilgili bir ayet ve bir hadis vermekle yetineceğiz. Yüce Allah ; Namuslu ve hür kadınlara iftira eden, sonra bu hususta dört şahit getirmeyen kimselerin her birisine seksen sopa vurun. Onların şahitliklerini ebediyen kabul etmeyin, onlar fasıkların ta kendileridir (Nur 24/4.) buyurmaktadır. Hz. Peygamber bir hadislerinde ; Helak edici yedi şeyden sakının buyurmuştur. Sahabiler, nedir onlar ey Allah ın Rasulü diye sorunca, o şöyle cevap vermiştir: Allah Teala ya şirk koşmak, sihir (büyü) yapmak, Allah ın katlini haram kıldığı insanı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşman ile savaş yapılırken kaçmak, evli ve hiçbir şeyden haberi olmayan namuslu, mü min bir kadına zina isnadıyla iftirada bulunmak. (Buhârî, Vasâyâ 23; Hudûd 44; Müslim, İman 144; Ebû Davud, Vasâyâ 10; Nesâi, Vasâyâ 12.) Zina İftirasının Tanımı İslâmi kaynaklarda zina iftirası kazf terimi ile tanınmaktadır. Sözlükte kazf; taş ve benzeri şeyi atmak anlamına gelmektedir. Zina iftirasında şahsa söz ile eziyet verme mevcuttur. Bu sebeple, zina iftirasında bulunma eylemi de kazf terimi ile anılmaktadır. Terim olarak kazf ; bir insanın diğerini, zinaya nisbet etmesi veya bir müslümanın nesebini kesmesi (babası ile olan bağını yok etmesi) dir. Daha geniş ifade ile kazf; 17

18 İSLAM HUKUKU I 114 mükellef bir şahsın, hür, namuslu, müslüman, akıllı, büluğa ermiş veya zinaya tahammul edebilecek diğer bir kişiyi, zinaya nisbet etmesi ya da müslüman bir kişinin nesebini kesmesidir. (Aliş, Menhu l-celil, IX, 269 vd; Suyuti, el-eşbâh, s. 382; Bilmen, Kamus, III, 18.) Tanımda belirtilen şartlar içerisinde, zina suçunun şahsa tariz yolu ile isnad edilmesinin kazf olup olmadığı hususu tartışılmıştır. Tariz yolu ile yapılan iftira sözlerinin ferde verdiği zarar hafif olacağı için kazf sayılmamaktadır. Bu, Hanefilerin benimsediği görüştür. İma yolu ile yapılan kazf, birtakım belirtilerle beraber bulunup, zina ile kazfin anlaşılmasına sebep olacak şekilde ise kazf sayılır. örneğin; ağız kavgası yapan, bana gelince ben zinacı değilim veya ben nesebi belli bir kişiyim şeklinde bir söz kullandığında, karşısındaki için sen zinacısın, nesebi belli değilsin şeklinde anlama varılacağından, bu söz bir kazf suçudur. Bu, Malikilerin benimsediği bir görüştür. Şahıs, ima yolu ile söyleyeceği sözde, kazfa niyet ederse, bu söz kazf sayılır. Bu durumda kazf kinaye yerinde olur ki, kinaye ile kazf suçunun işlenmesi mümkündür. Bu, Şafiilerin ve Hanbelilerin tercih ettiği bir görüştür. Erkeğin erkekle cinsel iliskide bulunması anlamına gelen livata suçu ile bir şahsı itham etmek, cumhura göre kazf suçu oluştururken, Ebu Hanife ve birkaç müçtehid bunu kazf olarak görmemektedirler Zina İftirasında Aranan Şartlar Burada, şahsa zina iftirası cezası verilebilmesi için, suçta ve suçlada aranan şartlar ele alınacaktır. Suçluda Aranan Şartlar: Zina iftirasında bulunan şahıs, akıllı ve büluğ çağında olmalıdır. İftira sözünü baskı altında söylememelidir. İftiracı, zina iddiasını dört şahitle isbat edememelidir. İftiracının erkek veya kadın olmasında fark yoktur. Kendisine İftira Edilende Aranan Şartlar : Zina iftirasına uğrayan (erkek veya kadın) muhsan olmalıdır. Yani; akıllı, büluğa ermiş, hür, müslüman ve zinadan korunmuş bir erkek veya kadın olmalıdır. (Fetâvây-ı Hindiyye, IV, 567 vd.) Kendisine zina iftirasında bulunan şahıs, bilinen birisi olmalıdır. Buna göre, meçhul bir kişiye veya bir topluluğa zina iftirası atan kişi, kazf suçu işlemiş olmayacaktır. İftiracı ve Kendisine İftira Atılanda Aranan Şart: Birine zina iftirası atan kişi, karşı tarafın babası, annesi, dedesi, ninesi olmamalıdır. Zira bu takdirde, şahsın asılları olan kişiler suçlu kabul edilecektir. Bu şahıslara kazf cezası uygulamak, şeri bir görev olan hurmet ve takdiri yok etmiş olacaktır. İftira Sözünde Aranan Şart : Zina iftirası sözü mutlak olmalıdır. Yani; şarta ve zamana bağlı olmamalıdır. örneğin, şu eve girersen sen zinakarsın, demekle kazf suçu işlenmiş olmayacaktır Zina İftirası Suçunun Tespiti Kazf suçu iki yolla tesbit edilmektedir. 18

19 14 Şahitlerle: Şahitler en az iki erkek olmalıdır. Şahitlikleri, başkasının haberine dayanmamalıdır. Şahitliklerinin, kabul edilmesinde zaman aşımı söz konusu değildir. Buna göre, şahitler uzun bir süre şahitlik yapmayı geciktirip, sonra kazfe dair şahitlikte bulunabilirler. Bu, kazf suçundan dolayı, mağdurun mahkemede dava açmasının zaman aşımına uğramayacağını göstermektedir. İtiraf İle: Suçlunun itirafı ile kazf suçu tesbit edilirken, suçluda su özellikler bulunmalıdır. 1) Suçu itiraf eden büluğ çağında olmalıdır. 2) Suçu itiraf eden dilsiz olmamalıdır. Hadlerde çocuğun itirafı geçersiz olduğu gibi, zina haddinde yazı ve işaret ile de olsa, dilsizin itirafı sahih görülmemektedir Kazf Davasını Açma Hakkı : Mahkemenin kazf davasına bakması ve iftira cezası ve-rilebilmesi için, bir şahıs tarafından mahkemede, böyle bir davanın açılması gerekmektedir. İslâm hukukçuları kazf haddinin kimin hakkı olduğunda farklı düşünmektedirler. Kazf haddi sadece bir kul hakkıdır. Şafii ve Hanbeliler bu görüşü benimserler. Malik in bir görüşü böyledir. Zina iftirasında kul ve Allah hakkı şeklinde iki hak mevcuttur. Ancak, suç mahkemeye intikal ettikten sonra, Allah hakkı ağır gelmektedir. Malik ten gelen bir görüş böyledir. Zina iftirası haddinde, her iki hak mevcut ise de, Allah hakkı daha ağır basmaktadır. Bu, Hanefilerin tercih ettiği bir görüştür. Bu farklı görüşlere rağmen, tüm müçtehidler, kazf davasına bakılabilmesi için, yukarıda belirtildiği gibi, mağdurun mahkemede dava açmasını gerekli görmüşlerdir Zina İftirasında Bulunmanın Cezası Yukarıda zikredilen belirli şart ve delillerle, kazf suçu isbat edildikten sonra, hakim suçludan zina isnadı iddiasının doğruluğuna dair delil getirmesini ister. İftira atan, zinayı gözleri ile gördüklerine şahitlik edecek dört şahit getirebilir veya hakim huzurunda, iftiraya uğrayan şahıs, dört defa zina ettiğini itiraf ederse, suçludan zina iftirası cezası düşer. Bu durumda, kendisine zina iftirasında bulunan şahıs, iftira sözü isbatlandığı için, zina suçlusu olur. Zina iftirasında bulunan şahıs, sözünü isbatlayacak şahit getiremezse, kendisine iftira cezası uygulanır. Zina iftirası için şu üç ceza öngörülmüştür. Suçluya seksen sopa vurmak. Bu zina iftirasının aslî cezası olup, miktarında bütün müçtehidler müttefiktir. Bu cezayı belirten ayet şöyledir : Namuslu ve hür kadınlara zina isnadı ile iftira eden. sonra buna dair dört şahit getirmeyen kimselere seksen sopa vurun. Suçlunun şahitliğinin kabul edilmemesi. Bu, zina iftirasının tâbi bir cezası olup, kaynağı yine Kur an dır. Bir önceki cezayı belirleyen ayetin devamında...şahitliklerini de ebediyyen kabul etmeyin... buyrulmuştur. Suçludan adalet vasfının gidip, fasıklıkla nitelenmesi. Bu ceza da zina iftirası ile ilgili cezayı belirleyen ayetin devamında,...işte onlar fasıklardır şeklinde mevcuttur. 19

20 İSLAM HUKUKU I 114 Bu şekliyle, zina iftirası suçlusunda; seksen sopa, şahitliğinin kabul edilmemesi ve fasık olarak nitelenmesi biçiminde, maddi ve manevi cezalar birleştirilmiştir. Mahkemede kazf davası açıldığı halde, şart ve deliller mahkemece yeterli bulunmadığı ve bu sebeple suçluya kazf cezası verilmediği durumlarda, hakim gerekli görürse, ta zîr nevinden bir ceza verebilir. çünkü, gereksiz yere bir insan rahatsız edilmiş ve şahsiyeti rencide edilmiştir İrtidat Suçu Ve Cezası Önceki bölümlerde belirtildiği gibi, dinden dönme ( irtidat) suçuna verilecek cezanın had cezalarından sayılıp sayılmaya-cağı tartışılmıştır. İrtidat suçunu, had gerektirecek suçlardan sayan İslâm hukukçuları mevcuttur. Konunun bir yönü ile had cezaları arasında sayılması, diğer yönü ile de, İslâm ın tanıdığı inanç hürriyetinin önünde bir engel olarak görülmesi ve bu sebeple de, hâlâ meşruiyyeti probleminin güncelliğini koruduğu için, teferruattan kaçınarak, irtidat suçu ve cezasını burada incelemeyi uygun gördük Tanım : Sözlükte irtidat; dönmek anlamında kullanılmaktadır. İslâm hukukuna ait bir terim olarak irtidat şöyle tanımlanabilir: Akıllı, büluğa ermiş, müslüman erkek veya kadının zorlama olmaksızın, irtidat kasdı ile İslâm dininde zaruri olarak inanılması gereken şeyleri tamamen veya kısmen inkar etmesi ve bu inkarını veya inkar sayılabilecek davranışını söz, fiil, alay gibi, kişinin duygularını belirtme yollarından biri ile ortaya koyması irtidat, bunu yapan şahıs da mürteddir İrtidat Suçlusunda Aranan özellikler Mürted akıllı olmalıdır. Delinin, deli hükmünde olanın ve bayılma, uyku ve sarhoşluk sebebiyle aklı giden kişinin irtidadı geçerli değildir. Mürted büluğ çağında olmalıdır. İrtidat suçunu işleyenin büluğa ermiş olmasının şart olup olmadığı tartıışılmıştır. Aklı ermeyen, yani mümeyyiz (iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayırt etme melekesi) olmayan çocuğun irtidadının gerçekleşmediğinde alimler görüş birliğindedirler. Akıllı fakat, büluğa ermemiş - mümeyyiz- çocuğun irtidadı ile ilgili üç görüş mevcuttur: Çocuğun irtidadı müslümanlığı gibi geçerlidir. Bu, Ebu Hanife ve Muhammed in benimsediği görüştür. Çocuğun müslüman olması geçerli ise de, irtidadı geçersizdir. Bu, Ahmed b. Hanbel ve Hanefilerden Ebu Yusuf un görüşüdür. Çocuğun hem müslüman olması hem de irtidadı geçersizdir. Bu, Şafii nin görüşüdür. Mürted zorlama altında irtidat etmemelidir. Genellikle, kalbi iman dolu olduğu halde, zorla küfür lafzını söylemeye mecbur edilen şahsın irtidadının geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Zira dine girmede olduğu gibi, dinden dönme de insanın kendi isteği ile olmalıdır. İrtidat suçu kasıtlı olarak işlenmelidir. İrtidat suçu işleyen kimsenin, küfür lafzını söylerken veya inkar anlamına gelen işi yaparken, suç kastı ile bu işi yapıp yapmadığının hükme tesiri tartışılmıştır. örneğin, zorlanmaksızın, şaka ile, bilgisi- zlikle küfür sayılan şeyin ortaya çıkması halınde, şahsın mürted olup olmadığı hakkında farklı görüşler belirmiştir : 20

CEZALAR, ÇEŞİTLERİ 14.

CEZALAR, ÇEŞİTLERİ 14. Ünite:14 CEZALAR, ÇEŞİTLERİ Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI CEZA Arap dilinde el-ıkab ve el-ukûbe kelimeleri ile bilinen ceza; kişinin yaptığı kötülük sebebiyle cezalanması ve

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4. KUR AN VE HADİSLERE GÖRE BÜYÜK GÜNAHLAR Yüce Rabbimiz Kur an-ı Kerimde şöyle buyuruyor: + Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir

Detaylı

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır. Eşyada yenip içilme bakımından asıl olan mubah olmaktır. Bütün eşya, aslında insanların yararlanmaları için yaratılmıştır. Onun için aslında temiz olan, akla ve sağlığa zararlı olmayan bir kısım hayvan

Detaylı

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI (1) En Nisa Sûresi: 11. (2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84. (3) El Mavsili-A.g.e. C:

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KADİM MEDENİYETLER İLE YAHUDİ VE HRİSTİYAN HUKUKUNDA CEZALAR

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KADİM MEDENİYETLER İLE YAHUDİ VE HRİSTİYAN HUKUKUNDA CEZALAR İÇİNDEKİLER ÖZET... VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XXIII GİRİŞ KADİM MEDENİYETLER İLE YAHUDİ VE HRİSTİYAN HUKUKUNDA CEZALAR I. KONUNUN AMACI... 1 II. KONUNUN ÖNEMİ... 2 III. ARAŞTIRMANIN

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri -Ders Planı- Dersin konusu: islamda kadının giyim-kuşamı [tesettür- örtünme] Ön hazırlık: İlgili tezler: ismail yıldız nesibe demirbağ

Detaylı

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Namusa Saldırı 327 NAMUSA SALDIRI Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Hayayı Ortadan Kaldıran Fiiller 1- Bir kadınla zina etmeye veya bir erkekle ilişkide bulunmaya

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

CEZA HUKUKU İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK

CEZA HUKUKU İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK 13 İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI İSLAM HUKUKU I Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK 1 ÜNITE: 13 Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK İçindekiler 13.1. SUÇ... 3 13.1.1. Suçların Kısımları... 3 13.1.2. Suçun Unsurları... 4 13.1.3.

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI

OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI OSMANLI PERSPEKTĠFĠNDEN MAĞDUR HAKLARI I. Ġslam CezaHukukunda Mağdur Kavramı İslam CezaHukukunda, suçla ihlal edilen ya da tehlikeye sokulan hukukî değerin sahibi vesuçtan doğrudan doğruya zarar gören

Detaylı

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal dayanışma ve İslamî değerlerin mali olarak desteklenmesi

Detaylı

CEZA HUKUKU 13. Ünite:13. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK

CEZA HUKUKU 13. Ünite:13. Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK Ünite:13 CEZA HUKUKU Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI Suç, Allah ın, had ve tazir cezalarıyla işlenmesini yasakladığı hukuka aykırı fiillerdir. Burada verilen had kavramının, kısas

Detaylı

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir. Duası müstecap, günü bereketli, kalbi mutmain, huzurlu, umutlu, salih bir mü min olabilmek için helal yeme-içme ve helal yaşama ölçülerimizin bilinmesi gerekiyor. Her imtihanımızda ve hayatımızın her kesitinde

Detaylı

Hadis Sünnet-i Seniyye Kur'ân-ı Kerîm Kötü Huylar ve Kötü Ahlak Takva ve Amel-i Salih Dünyadaki İmtihan Fıkıh

Hadis Sünnet-i Seniyye Kur'ân-ı Kerîm Kötü Huylar ve Kötü Ahlak Takva ve Amel-i Salih Dünyadaki İmtihan Fıkıh Risale Online Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [http://www.risaleonline.com/soru-cevap/islama-gorerecm] Hadis Sünnet-i Seniyye Kur'ân-ı Kerîm Kötü Huylar ve Kötü Ahlak Takva ve Amel-i Salih Dünyadaki

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59 Kurban Yüce Allah ın rahmetine yaklaşmak için ibadet niyeti ile kesilen özel hayvandır. Kurban bayramı günlerinde (ilk üç günde) böyle Allah rızası için kesilen kurbana (Udhiyye), bunu kesmeğe de tazhiye

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

MALA YÖNELİK SALDIRILAR

MALA YÖNELİK SALDIRILAR Mala Yönelik Saldırılar 339 MALA YÖNELİK SALDIRILAR Menkul (Taşınabilir) Mallar 1- Saklandığı yerin dışında bir başka yerden alınması veya çıkartılması yada beytülmaldan çalınması gibi el kesme şartlarına

Detaylı

+ Eğer size yasaklanan günah ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

+ Eğer size yasaklanan günah ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4. KUR AN VE HADİSLERE GÖRE BÜYÜK GÜNAHLAR Yüce Rabbimiz Kur an-ı Kerimde şöyle buyuruyor: + Eğer size yasaklanan günah ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34) Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? a) Sanığın ölümü b) Hükümlünün ölümü c) Ön ödeme d) Genel af e) Dava zaman aşımı AÇIKLAMA: Bir

Detaylı

Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi yakalaması, evlâ ve efdâldır. Siraciyye'de de böyledir.

Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi yakalaması, evlâ ve efdâldır. Siraciyye'de de böyledir. KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER) Sahibinden Kaçan Köle. Kölenin Sahibi Ortaya Çıkarsa. KİTÂBÜ'L-İBÂK (SAHİBİNDEN KAÇAN KÖLELER) Sahibinden Kaçan Köle Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

başkasına zarar vermeme suç olgusu hırsızlık

başkasına zarar vermeme suç olgusu hırsızlık Her ne şart altında olunursa olunsun, Tabiî Hukuk tan gelen başkasına zarar vermeme kuralının toplum tarafından özümsenmemiş oluşu suç olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bir suç olgusu olarak ele alınan hırsızlık,

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK Devletin yargı gücünü temsil eden adalet organlarının bir suçun işlenmip işlenmediği konuusnda ortaya çıkan ceza uyuşmazlığını çözerken izleyecekleri yöntemini gösteren normlar bütünündne oluşan hukuk

Detaylı

MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME)

MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME) 152 MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME) Mürted, İslâm dininden küfre dönen kimse demektir. Erkek olsun kadın olsun İslâm dininden dönen kimse, akıllı ve buluğa ermiş ise İslâm'a dönmesi için üç kere çağrılır

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan iç savaşlar, coğrafi olumsuzluklar dolayısıyla insanlar,

Detaylı

penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ

penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ Sosyal birer varlık olmaları itibarıyla insanlar, yeryüzünde var oldukları günden bu yana toplu halde yaşamakta ve birbirleriyle

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var Çek Kanunu; 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun 19.03.1985 tarihlide kabul edilmiş, 03.04.1985 tarihli, 18714 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? On5yirmi5.com Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem orucunun önemi nedir? Yayın Tarihi : 6 Kasım 2013 Çarşamba (oluşturma : 1/22/2017) Hayatın bütün

Detaylı

NİKAH-II (Rükün ve Şartları)

NİKAH-II (Rükün ve Şartları) İSLAM HUKUKU-I DERS -8 NİKAH-II (Rükün ve ) Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR & Doç. Dr. Servet BAYINDIR İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri DERSİN AKIŞI Rükünleri Rükünlerde Aranan Şartlar

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004 Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004 MADDE 1. 24.6.1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde

Detaylı

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir. Bir İslâm hukuku terimi olarak; üç talakla boşanmış olan bir kadının, eski kocasına yeniden dönebilmesi için, üçüncü bir erkekle usûlüne göre evlenip, ölüm veya boşanma ile bu ikinci evliliğin sona ermesi

Detaylı

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI EYLÜL EKİM KASIM İBADET VE MÜKELLEF T E M İ Z L İ K 1.İbadetin (Salih Amel) Tanımı 2.Amacı ve Önemi: İbadet Bize Ne Kazandırır? 4.Temizlik-İbadet İlişkisi 9 2 NAMAZ 1.DÖNEM 1. DÜZEY (KUR 1) 3. Temel İbadetler

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ ZEKAT SADAKA: AYET-İ KERİMELER «Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görür.» (Bakara,

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

Kabul Tarihi : 22.6.2004

Kabul Tarihi : 22.6.2004 RESMİ GAZETEDE 26.06.2004 TARİH VE 25504 SAYI İLE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR. BAZI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun 5194 No. Kabul Tarihi : 22.6.2004 MADDE 1.

Detaylı

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç) İzzet Özgenç Türkiye de işlenen bütün suçlar dolayısıyla, failleri hangi devlet vatandaşı olursa olsun, ceza hukukuna ilişkin Türk kanunları uygulanır. Türkiye de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın Ey iman edenler! Allah'ın emrine uygun yaşayın, O'na (yakın olmaya) vesile/imkan arayın. O'nun yolunda (malınızla, canınızla) cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? Fitre/Fıtra Fıtrayı kimler verir Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir? İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan Müslümanın

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi Kuşun biri, her gün kilisenin çanına konar ve oraya pislermiş. Gel zaman git zaman derken her gün kuşun pisliğini temizlemekten bıkan papaz, bir gün aklına bir fikir gelir uygulamaya karar verir. Sabah

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETİCİ, ÖĞRETİM ELEMANI VE MEMURLARI DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ SORULARI

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETİCİ, ÖĞRETİM ELEMANI VE MEMURLARI DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ SORULARI 1. I- Uyarma II- Kınama III- Aylıktan Kesme IV- Kademe İlerlemesinin Durdurulması V- Görevinden Çekilmiş Sayılma VI- Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma VII- Kamu Görevinden Çıkarma Yükseköğretim Kurumları

Detaylı

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) Sınav başlamadan önce Adınızı Soyadınızı T.C. HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ Numaranızı okunaklı olarak yazınız. Sınav Talimatlarını okuyunuz. Dersin Adı : Ceza Usul Hukuku Adı

Detaylı

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî ve hukukî yollara başvurulacaktır.

Detaylı

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ 76 KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ Kadına dübüründen yanaşmak haramdır. Dolayısıyla erkeğin kadına dübüründen yanaşması haram olup bazı imamlar bunu zina olarak değerlendirmişlerdir. Her ne kadar livata

Detaylı

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Benim sorum şudur: Faizden kazanılan para ile yapılan evde kılınan namazın hükmü nedir? Cevap: Aleykum selam

Detaylı

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Yazar= Soner DUMAN. Soru: Yazar= Soner DUMAN Soru: Bir ana-baba, çocuğuna karını boşayacaksın. Biz buna daha fazla dayanamayız, ya o ya da biz. Boşanmazsan hakkımızı helal etmeyiz diyor. Bu durumda çocuğun ana-babasına itaat ederek

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL AÇIKLAMALAR, KAVRAM, TARİHİ GELİŞİM, LEH VE ALEYHTEKİ GÖRÜŞLER, HUKUKİ NİTELİĞİ, BENZER KAVRAMLARDAN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/3079 Karar No. 2012/9383 Tarihi: 22.05.2012 İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47 GELİR VEYA AYLIK ALAN KIZ ÇOCUKLARININ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ AKDEDİLMİŞ

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bir kişinin malvarlığı ya da şahısvarlığında zarara yol açan eyleme haksız fiil denir. Haksız fiil faili malvarlığı

Detaylı

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR Bilgi Notu-2: Cinsel Suç Mağduru Çocuklar Yazan: Didem Şalgam, MSc Katkılar: Prof. Dr. Münevver Bertan, Gülgün Müftü, MA, Adem ArkadaşThibert, MSc MA İçindekiler Grafik Listesi...

Detaylı

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir? Besmele Kitapcığı Besmelenin Anlamı Besmele, bütün varlıkların hal diliyle ve iradeli varlık olan insanın lisanıyla ve haliyle meşru olan her işine Allah ın ismiyle başlamasıdır. En önemli dua ve zikirlerdendir.

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri ÜNİTE I TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI ve HUKUK Hukukun Amaçları: Hukuk nedir? Hukukun toplumda dirlik ve düzeni, hukuki

Detaylı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. KASTEN ÖLDÜRME HAYATA KARŞI SUÇLAR Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır. (Madde 48- (1) Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder.) Nitelikli

Detaylı

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri Karabük ten Ali Kılınç: Mehirle ilgili dinimizin emirleri nelerdir? Düğün nişan gibi mesut günlerde hanım kızlarımıza erkek tarafından takılan takıların mülkiyeti

Detaylı

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR... XI İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK VE TARİHSEL

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? Bir suçun tanığı olmuş kişi, polise bilgi ve ifade vermek zorunda değildir. Ancak, ifadesine gerek duyulan kişilerin, polis

Detaylı

denetim mali müşavirlik hizmetleri

denetim mali müşavirlik hizmetleri SİRKÜLER 25.11.2013 Sayı: 2013/020 Konu: 90 SAYILI K.H.K. NİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI NEDENİYLE ŞİRKETLERİN ORTAKLARINA, ÇALIŞANLARINA, İŞTİRAKLERİNE VE DİĞER TÜZEL VE GERÇEK KİŞİLERE FAİZ KARŞILIĞI VERDİKLERİ

Detaylı

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM GİRİŞ Birinci Bölüm Suçların Sınıflandırılması ikinci Bölüm Temel Kavramlar I. KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI... 5 II. SİLAH KAVRAMI... 8

Detaylı

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI 6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI AMAÇ 2010 yılında 5982 sayılı Kanunla Anayasanın 20. maddesine eklenen ek fıkra Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ MADDE 164 Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller Kınama cezasını gerektiren davranışlar ve fiiller şunlardır: a) Okulu, okul eşyasını

Detaylı

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ BU KISA VESİKALAR BUNDAN BİR KAÇ GÜN ÖNCE, ŞİA NIN RASULULLAH IN ASHABINI ÖZELİKLE EBU BEKR VE ÖMERİ, SONRA OSMAN I

Detaylı

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir. UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi 1) CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ Hukuka aykırılıklar çok çeşitli biçimde gerçekleşebilir. Her hukuka aykırılık

Detaylı

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Priştine, 31 Ekim 2012 Nr. Ref.: MMP 304/12 ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Başvuru No: KO 61/12 Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı tarafından 22 Haziran 2012 tarihinde

Detaylı

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada;

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya

Detaylı

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular İÇİNDEKİLER Takdim. 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... Dinin Çeşitleri... İslâm Dininin Bazı Özellikleri... I. BÖLÜM 11 11 11 II. BÖLÜM İman İmanın Tanımı... İmanın Şartları... Allah'a İman... Allah

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır. İlk insan ve Peygamber Adem babamızla başlayan güzel ahlakı inşa etme vazifesi Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) ile tamamlandı: Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.(kalem, 68/4) Şüphesiz ki Allah

Detaylı