HAKKÂRI VE ÇEVRESINDE BULUNAN HAVSIZ KIRKITLI DOKUMALAR. İlker ÖZTÜRK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HAKKÂRI VE ÇEVRESINDE BULUNAN HAVSIZ KIRKITLI DOKUMALAR. İlker ÖZTÜRK"

Transkript

1 HAKKÂRI VE ÇEVRESINDE BULUNAN HAVSIZ KIRKITLI DOKUMALAR İlker ÖZTÜRK Yüksek Lisans Tezi Geleneksel Türk El Sanatları Ana Sanat Dalı Doç. Dr. Fikri SALMAN 2014 Her hakkı saklıdır

2 T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI ANASANAT DALI İlker ÖZTÜRK HAKKÂRİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Doç. Dr. Fikri SALMAN ERZURUM-2014

3 /./2014 SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Atatürk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğine göre hazırlamış olduğum "Hakkâri ve Çevresinde Bulunan Havsız Kirkitli Dokumalar" adlı tezin tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak gösterdiğimi taahhüt eder, tezimin kâğıt ve elektronik kopyalarının Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım: Lisansüstü Eğitim-Öğretim yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca gereğinin yapılmasını arz ederim. açılabilir. sürenin sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin/raporumun tamamı her yerden erişime açılabilir. / / 2014 İlker ÖZTÜRK

4 TEZ KABUL TUTANAĞI SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Doç. Dr. Fikri SALMAN danışmanlığında, İlker ÖZTÜRK tarafından hazırlanan bu çalışma.../.../... tarihinde aşağıdaki jüri tarafından. Geleneksel Türk El Sanatları Anabilim Dalı nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan : Doç. Dr. Fikri SALMAN İmza: Jüri Üyesi : Doç. Dr. Valide PAŞAYEVA İmza: Jüri Üyesi : Yrd. Doç. Dr. Hacer YILIKOĞLU İmza: Yukarıdaki imzalar adı geçen öğretim üyelerine aittir.. / /2014 Prof. Dr. Mustafa YILDIRIM Enstitü Müdürü

5 I İÇİNDEKİLER ÖZET... VII ABSTRACT... VIII KISALTMALAR DİZİNİ... IX RESİMLER DİZİNİ... X ÇİZİMLER DİZİNİ... XVII ÖNSÖZ... XVIII GİRİŞ... 1 HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALARIN TARİHİ GELİŞİMİ... 3 BİRİNCİ BÖLÜM HAKKARİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR 1.1. HAKKÂRİ ADININ ETİMOLOJİSİ HAKKÂRİ NİN TARİHİ HAKKÂRİ NİN COĞRAFİ KONUMU HAKKÂRİ NİN NÜFUS VE SOSYOLOJİK YAPISI HAKKÂRİ ÇEVRESİ İSKÂN TARİHİ Hakkâri de İskân Eden Aşiretler HAKKARİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumaların Tarihi Gelişimi Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Dokuma Teknikleri Düz Dokuma (Bezayağı) Tekniği İlikli Kilim Dokuma Tekniği Sarma Kontur Tekniği Cicim Dokuma Tekniği Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Araç, Gereç ve Avadanlıklar Tezgah Germe Tezgâh ve Parçaları... 36

6 II Germe Tezgâhta Çözgü Çözme İşlemi Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Dokuma Malzemeleri Yün Keçi Kılı Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Doğal Boyar Maddeler Doğal Boyar Madde Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Teknikler Hakkâri ve Çevresi Dokumaların Teknik Özellikleri Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Desen, Motif, Kompozisyonu ve Renk Özellikleri Motif, Desen ve Kompozisyon Özellikleri Motifler ve Anlamları Su Yolu Motifi Pıtrak Motifi Nehrek Motifi Taraklı Motifi Şehvani Motifi Herki Motifi Kurt Ağzı, Canavar Ayağı, Kurt İzi (Ursik Motifi) Şimkubik Motifi Kat katı ( Katmerli ) Gül ve Basamaklı Numlu Motifi Göz Motifi (Kamerik Motifi) Çengel Motifi (Cavk Motifi) Yıldız Motifi Sandık Motifi Bereket Motifi Küpe Motifi İnsan Motifi Kullanılan Renk Özellikleri Kilim Dokuma Çeşitleri Lüleper Kilimi Şimkubik Kilimi... 65

7 III Herki Kilimi Herki Kilimi Gülgever Kilimi Karma Motifli Kilim (Perik Desenli) Adı Bilinmiyor Halit Bey Kilimi Gülhezar Kilimi Gülgever Kilimi Gülgever Kilimi Canbezar Kilimi Seccade Kilimi (Kesneker) Gülsarya Kilimi Gülşivan Kilimi Herki Kilimi Şehvani Kilimi Gülgever Kilimi Gülhezar Kilimi Canbezar Kilimi Çılgül Kilimi Kesneker Kilimi Çizgili Kilim Şaklı İşlemeli Kilim Şamari Kilimi Hevçeker Kilimi Sine Kilimi İKİNCİ BÖLÜM HAKKÂRİ VE ÇEVRESİNDE DOKUNAN KOLAN, HEYBE, PARZUN VE ÇANTA DOKUMALARI 2.1. KOLAN, PARZUN, HEYBE VE ÇANTA DOKUMALARI DOKUMA ÇEŞİTLERİ Kolan Dokumaları

8 IV Beşik Bağı, Kolan, Gem Yuları, Alınlık, Dokuma Çeşitleri Beşik Bağı Beşik Bağı Beşik Bağı Beşik Bağı Beşik Bağı Kolan Dokuma Kolan Dokuma Kolan Dokuma Gem Yuları Alınlık Alınlık Çarpana Dokumaları Şal Dokumaları (Kuşak) Şal Dokuma Çeşitleri Şal Dokuma Şal Dokuma Parzun, Kıl Çadırı, Heybe, Çanta ve Tuzluk Dokumaları Parzun Dokumaları Parzun Dokuma Çeşitleri Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma Parzun Dokuma

9 V Kıl Çadırı Heybe Dokumaları Heybe Dokuma Çeşitleri Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Heybe Dokuma Çanta (Torba) Dokumaları Çanta Dokuma Çeşitleri Çanta Çanta Çanta Çanta Çanta Çanta Tuzluk Dokumaları Tuzluk Dokuma Çeşitleri

10 VI Tuzluk DEĞERLENDİRME VE SONUÇ KAYNAKÇA KAYNAK KİŞİLER ÖZGEÇMİŞ

11 VII ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ HAKKÂRİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR İlker ÖZTÜRK 2014, 192 Sayfa Danışman: Doç. Dr. Fikri SALMAN Jüri: Doç. Dr. Fikri SALMAN Doç. Dr. Valide PAŞAYEVA Yrd. Doç. Dr. Hacer YILIKOĞLU Hakkâri yazılı tarih öncesi çağlardan günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerleşim bölgesidir. Bu bölgeye Sümerler, Urartular, Asurlular, Babilliler ve Medler hâkim olmuştur. Hakkâri ili, önceleri Persler ve Romalılar daha sonra Sasaniler ve en sonunda Araplar ve Türklerin egemenliği altına girmiştir. Tarih boyunca insan topluluklarının uğrak yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Bu bölgede yapılan alan araştırmalarında, M.Ö ve li yıllara tarihlendirilen orta Paleolatik dönemden başlayarak kısa süreli yerleşmelerin olduğu tarihi kayıtlarda geçmektedir. Hakkâri İli, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneydoğu ucunda 42 10' ve 44 50' doğu boylamları ile 36 57' ve 37 48' kuzey enlemleri arasında yer alan bir sınır ilidir. Hakkâri coğrafi konumu ile bilinen bir yöre iken, aynı zamanda kültürel geleneksel değerlerini kaybetmeden geçmişten günümüze dek taşıyan nadir yöreler arasında da yer almaktadır. Bu yöreyi incelediğimizde halkın hala devam ettirdiği geleneksel dokumacılık ve kendilerine özgü yöresel kıyafetler başta gelmektedir. Anadolu kilimleri, desen özelliklerinin pek çoğunu Orta Asya'dan getirmiş, XIII. Yüzyılda Selçuklular döneminde geliştirmiş ve zamanla her bir yöreye göre kişilik kazandırmıştır. Bir bakıma kilim kadar üzerindeki desen de kültür mirasının kendisidir. Hakkâri kilimlerinde çeşitli hayvan, çiçek, ağaç gibi figüratif motiflerin yanı sıra soyut motifler de yer alır. Hakkâri yöresinde dokunan kilimler onu dokuyan boy veya aşiretin adını alır. Belli bir aşiretin adını alan kilim bir başka aşiret tarafından dokunsa bile ilk dokuyan aşiretin adıyla anılır. Jirki, Herki gibi aşiret adıyla dokunduğu gibi kişi isimleriyle de dokunan (Gülsarya gibi) kilimler de vardır. Bazen de kilime işlenen desenlere göre isim alır; Gülhezar, Gülgever, Lüleper gibi Hakkâri kilimlerinde çözgü sıklığı, 40/tel, atkı sıklığı ise 230/dm. adettir. Bu sıklık kilimlerin kalitesini ve duruşunu etkilemektedir. Hakkâri yöresi kilimlerinde kullanılan beş temel renk göze çarpmaktadır. Kırmızı ve bordoya yakın ton, lacivert, kahverengi, siyah, beyaz. Yeşil, sarı ve mavi renkler ise ara renkler olarak kullanılmaktadır. Hakkâri yöresinde aynı zamanda parzun, heybe, kolan, tuzluk, çadır vb. dokumlarda dokunmuş olup günümüze kadar az da olsa örnekleri gelmiştir. Anahtar Kelimeler: Kilim, Dokuma, Aşiret.

12 VIII ABSTRACT MASTER THESIS THE NON PILE KIRKIT WOWENS IN HAKKÂRİ AND ITS SURROUNDINGS İlker ÖZTÜRK 2014, 192 Pages Advisor: Assoc. Prof. Dr. Fikri SALMAN Jury: Assoc. Prof. Dr. Fikri SALMAN Assoc. Prof. Dr. Valide PAŞAYEVA Assist. Prof. Hacer YILIKOĞLU Hakkâri is settlement region hosted a lot of civilization from written pre historic ages to these days. Sumerians, Babylonians, Urartians, Assyrians, Meds have reigned this region. Firstly Persians and Romans secondly Sassanids and at last Turks and Arabs have reigned Hakkâri province. It has been one of the popular settlement of people during history. This research conducted in this area have shown that there was a short term settlements dated to the beginning of the middle Paleolithic period in and b.c. Hakkâri is a border city between 42 10' and 44 50' east meridians and 36 57' and 37 48' north latitudes in the edge of southeast of eastern anatolian region. Hakkâri is one of the rare place coming from past to these days with not only its geographical location but also its extant traditional values. When we examine this region, we see that tradional handloom and unique regional outfits which people still have, come first. Many of the characteristics designs of Anatolian rugs come from Central Asia, developped during the Seljuks in XIII century and changed by depending on time and place. Not only Rugs but also the designs are the represents of the culture from this point of view. Hakkâri rugs include in a variety of animals, flowers, trees, abstract motifs as well as figurative motifs. The Rugs woven in Hakkâri take the name of Clan. The Rugs., named after the tribe's first tissue The name of Rugs called the name of Clan weaving it first isn t changed even if it is woven by another Clan. There are both rugs called the name of Clan as Jirki, Herki and the honour of person as Gülsarya. Sometimes, it is possible to see the rugs called by their designs as Gülhezar, Gülgever, Lüleper. The amount of warp is 40/ wire, the amount of wefts is 230/dm. These amount effect the quality and appearence of the Rugs. We can see that five basic colours are uset in the rugs of Hakkâri region. Red and the tone close to bordeaux, dark blue, broun, black and white. Green, yellow and blue are used as intelmediate colours. The weavings as Parzun, Saddlebag, Kolan, Saltcellar, Tent are woven in Hakkâri region and their exemples are stil seen. Keywords: Rugs, Weavings, Clan

13 IX KISALTMALAR DİZİNİ Fak. : Fakülte M.Ö. : Milattan Önce M.S. : Milattan Sonra S. : Sayı s. : Sayfa Üniv. : Üniversite vs. : Vesaire Yay. : Yayın

14 X RESİMLER DİZİNİ Resim1. Hakkari de Dokuma Yapan Kadın (Fotoğraf: Belkıs Acar)... 2 Resim 2. Hakkari de Yer tezgahında Dokuma Yapan Kadın Resim 3. Hakkari de Dokuma Yapan Genç Kız Resim 4. Alan Araştırması Esnasında Sözlü Görüşme Yapılırken... 3 Resim 5. Yer Tezgâhı Çözgü Çözme İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 6. Yer Tezgâhı Dokuma İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 7. Sarma veya Istar Tezgâhta dokuma İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 8. Sarma veya Istar Tezgâh Çözgü aktarma ve dokuma İşlemi: Mustafa Genç.. 13 Resim 9. Hakkâri den Bir Görünüm Resim 10. Hakkâri, Şemdinli İlçesi Nehri Civarı, Resim 11. Hakkâri, Şemdinli İlçesi, Nehri, Seyit Taha Medresesi Resim 12. Hakkâri İl Haritası Resim 13. Hakkâri de Bir Ev Görüntüsü, Resim 14. Hakkâri de Bir Ev Görüntüsü, Resim 15. Düz Dokuma Tekniği Resim 16. İlikli Kilim Dokuma Tekniği Resim 17. Sarma Kontur Dokuma Tekniği Resim 18. Metal Germe Tezgahta Kilimi Dokuma İşlemi Resim 19. Germe Tezgahta Şehvani Kilimi Dokuma İşleminden Detay Resim 20. Metal Germe Tezgahta Üst Levend ve Yan Metal Çubuk Resim 21. Metal Germe Tezgah Alt Levend Resim 22. Varangelen Resim 23. Kirkit ve Varangelen Resim 24. Hakkari Karayolu nun Yan Taraflarında Otlayan Koyun ve Keçi Sürüsü Resim 25. Koyun Kırkma İşlemi Resim 26. Koyun Kırkma İşlemi Resim 27. Kırklık (Cew) Resim 28. Kırklık (Cew) Resim 29. Kırkılan İpler Toplanırken Resim 30. Koyun Kırkılan Yün İpi... 40

15 XI Resim 31. Yün Çırpma Aleti Yay ( Gurinç) Resim 32. Yün Tarağı. (Şane, Şehıri) Resim 33. Yün Tarama İşlemi Resim 34. Yün Tarama İşlemi Resim 35. Teşi Örneği Resim 36. Yün İpinin Teşiye Sarılma İşlemi Resim 37. Yün İpinin Teşiye Sarılma İşlemi Resim 38. Yün İpini Teşi İle Eğirme İşlemi Resim 39. Yün İpini Teşi İle Eğirme İşlemi Resim 40. Keçi Kılının Kırkım İşlemi. (Foto: Hacı Tansu) Resim 41. Keçi Kılını Teşi de Eğirme İşlemi. (Foto: H. Tansu) Resim 42. Keçi Kılı İpi (Foto H. Tansu) Resim 43. Toplanmış Kıl Çadırı Resim 44. Doğal Boyar Madde İle Boyanan Yün İpleri Resim 45. Yün İpleri Resim 46. Nar Kabuğu Resim 47. Kiraz Yaprağı Resim 48. Kiraz Yaprağının Kaynatılması Resim 49. Kaynatma İşlemi Resim 50. Kiraz Yaprağı İle Boyama Resim 51. Boyanan Yün İplerinin Çıkarılması Resim 52. Sütleğen Bitkisi Resim 53. Yabani Nane (Kurutulmuş) Resim 54. Kök Boya Bitkisi Resim 55. Kök Boya Bitkisi Resim 56. Kök Boya İle Boyama Resim 57. Kaynayan Boyaya İp İlave Etme Resim 58. Kök Boya İle Yün İpleri Kaynarken Resim 59. Kök Boya İle Yün İpleri Kaynarken Resim 60. Yün İplerini Çıkartırken Resim 61. Boyanmış Yün İpi Resim 62. Sumak Yaprağı... 49

16 XII Resim 63. Tırşok Bitkisi Resim 64. Ceviz Yaprağı Resim 65. Ceviz Kabuğu Resim 66. Gence Bitkisi Resim 67. Gence Bitkisi Resim 68. Kurumuş Papatya Resim 69. Papatya Resim 70. Muhabbet Çiçeği Resim 71. Muhabbet Çiçeği Resim 72. Boyanmış İp Resim 73. Zerdebirk Bitkisi Resim 74. İndigo boyarmaddesi Resim 75. İndigo Boya Bitkisi (İndigoAğacı)Yaprakları Resim 76. Lüleper Kilimi (Foto: Udo Hirsch) Resim 77. Şimkubik Kilimi (Foto: Udo Hirsch) Resim 78. Herki Kilimi (Fotoğraf: Udo Hirsch) Resim 79. Herki Kilimi Resim 80. Gülgever Kilimi Resim 81. Karma Motifli Kilim (Perik Desenli) Resim 82. Adı Bilinmiyor Resim 83. Halit Bey Kilimi Resim 84. Gülhezar Kilimi Resim 85. Gülgever Kilimi Resim 86. Gülgever Kilimi Resim 87. Canbezar Kilimi Resim 88. Seccade Kilimi (Kesneker) Resim 89. Gülsarya Kilimi Resim 90. Gülşivan Kilimi Resim 91. Herki Kilimi Resim 92. Şehvani Kilimi Resim 93. Gülgever Kilimi Resim 94. Gülhezar Kilimi

17 XIII Resim 95. Canbezar Kilimi Resim 96. Çılgül Kilimi Resim 97. Kesneker Kilimi Resim 98. Çizgili Kilim Resim 99. Çizgili İşlemeli Kilim Resim 100. Şamari Kilimi Resim 101. Hevçeker Kilimi Resim 102. Sine Kilimi Resim 103. Beşik Bağı, Jirki Aşireti, Hakkâri (Foto: Güran Erbek) Resim 104. Beşik Bağı Resim 105. Kolan ve Çarpana Dokumada Kullanılan Kılıç Aparatı Resim 106. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken Resim 107. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken Resim 108. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken Resim 109. Beşik Bağı Örneği Resim 110. Beşik Bağı Örneği Resim 111. Beşik Bağı Örneği Resim 112. Beşik Bağı Örneği Resim 113. Beşik Bağı Örneği Resim 114. Kolan Dokuma Örneği Resim 115. Kolan Dokuma Örneği Resim 116. Kolan Dokuma Örneği Resim 117. Gem Yuları Örneği Resim 118. Alınlık Örneği Resim 119. Kolan Dokuma Örneği Resim 120. Çarpana Dokuma İşlemi Resim 121. Kılıç ile Sıkıştırma İşlemi Resim 122. Çarpana Kartlarını Döndürme İşlemi Resim 123. Çarpana Dokuma Örneği

18 XIV Resim 124. Çarpana Dokuma Örneği Resim 125. Şal Dokuması Yapılırken Resim 126. Şal Dokuması Kirkitleme İşlemi Resim 127. Şal (Kuşak) Dokuma Örneğinin Ön Yüzünden Bir Detay Görünüm Resim 128. Şal (Kuşak) Dokuma Örneğinin Arka Yüzünden Bir Detay Görünüm Resim 129. Çözgü Telleri Üzerinde İki Çekme Gücü Resim 130. Gücüler yardımı ile Çaprazlığın Bir Sarma Gücü ve Üç Varangelen Sağlanması Resim 131. Şal (Kuşak) Dokuma Örneği Resim 132. Şal (Kuşak) Dokuma Örneği Resim 133. Yöresel Olarak Sin Adı Verilen Yer Tezgâhında Çözgü İşlemi Yapılırken Resim 134. Yer Tezgâhına Üst Levend Çözgü Çözme İşlemi Resim 135. Yer Tezgâhına Alt Levend Çözgü Çözme İşlemi Resim 136. Yer Tezgâhına Gücü Örgüsü Örme İşlemi Resim 137. Yer Tezgâhında Dokuma Resim 138. Günümüzde Metal Germe Tezgâha Parzun ve Heybe Dokuması İçin Çözgü Çözme İşlemi Resim 139. Metal Germe Tezgâhta Gücü Örme İşlemi Resim 140. Metal Germe Tezgâhta Dokuma İşlemi Resim 141. Metal Germe Tezgâhta Kirkitleme İşlemi Resim 142. Metal Germe Tezgâhta Dokuma İşlemi Resim 143. Sırta Takılan Parzun Resim 144. Sırta Takılan Parzun Resim 145. Parzun Örneğinin Ön Yüzü Resim 146. Parzun Örneğinin Arka Yüzü Resim 147. Parzun Örneğinin Ön Yüzü Resim 148. Parzun Örneğinin Arka Yüzü Resim 149. Parzun Örneği Resim 150. Parzum Örneği Resim 151. Parzun Örneğinin Ön Yüzü Resim 152. Parzun Örneğini Arka Yüzü

19 XV Resim 153. Parzun Örneği Resim 154. Parzun Örneği Resim 155. Parzun Dokuma Resim 156. Parzun Dokuma Resim 157. Parzun Dokuma Resim 158. Parzun Örneği Resim 159. Parzun Örneğini Ön Yüzü Resim 160. Parzun Örneğini Arka Yüzü Resim 161. Kıl Çadırı (Foto-H. Tansu) Resim 162. Deve Heybesi Ön Yüzü Resim 163. Deve Heybesi Arka Yüzü Resim 164. Deve ve at Heybesi Ön Yüzü Resim 165. Deve ve at Heybesi Arka Yüzü Resim 166. At Heybesi Ön Yüzü Resim 167. At Heybesi Arka Yüzü Resim 168. At Heybesi Ön Yüzü Resim 169. At Heybesi Arka Yüzü Resim 170. At Heybesi Ön Yüzü Resim 171. At Heybesi Arka Yüzü Resim 172. At Heybesi Ön Yüzü Resim 173. At Heybesi Arka Yüzü Resim 174. Deve Heybesi Ön Yüzü Resim 175. Deve Heybesi Ön Yüzü Resim 176. Deve Heybesi Ön Yüzü Resim 177. At Heybesi Ön Yüzü Resim 178. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 179. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 180. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 181. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 182. Heybe Örneği Ön Yüz Resim 183. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 184. Heybe Örneği Ön Yüz

20 XVI Resim 185. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 186. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 187. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 188. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 189. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 190. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 191. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 192. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 193. Heybe Örneği Arka Yüzü Resim 194. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 195. Çoban Çanta Örneği Resim 196. Çanta Örneği Resim 197. Çanta Örneği Resim 198. Çanta Örneği Resim 199. Çanta Örneği Resim 200. Çanta Örneği Resim 201. Çanta Örneği Resim 202. Çanta Örneği Resim 203. Tuzluk Örneği Ön Yüzü Resim 204. Tuzluk Örneği Arka Yüzü

21 XVII ÇİZİMLER DİZİNİ Çizim 1. Düz Dokuma Tekniği Çizim 2. İlikli Kilim Dokuma Tekniği Çizim 3. Sarma Kontur Dokuma Tekniği... 34

22 XVIII ÖNSÖZ Dokumalar Türk Milleti nin beşikten mezara hayatının bir parçası olmuş ve kültürü ile bütünleşmiştir. Anadolu da dokumacılığa ait arkeolojik bulgularda, bu bölgedeki dokumacılığın düzenli gelişmeler gösterdiğini ortaya koymakta ve insanlığın başlangıcına dair bilgileri oluşturmaktadır. Günümüzde bu belgeler doğrultusunda Anadolu nun birçok bölgesinde olduğu gibi Doğu Anadolu da da bu geleneksel sanatlar devam etmektedir. Binlerce yıllık köklü bir tarihi geçmişi olan Hakkâri nin de kültürel birikimi ve zengin kültür değerleri vardır. Bu kültürel değerleri, yörede yaşayan toplumun yaşantısının her karesinde görmek mümkündür. Geleneksel Türk El Sanatları ve Düz Dokuma Yaygıları içerisinde yer alan dokumacılık yörede gelişimini sürdürmektedir. Bu nedenle Hakkâri ve Çevresinde Bulunan Havsız Kirkitli Dokumaları nın gelişim süreci ve civar ilçelerde, köylerde dokunan dokuma örnekleri bu çalışmada incelenerek tespit edilmiştir. Çalışmalarım sırasında beni destekleyen ve manevi yardımını esirgemeyen Tez Danışmanım Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Sayın Doç. Dr. Fikri SALMAN a, Sayın Öğr. Gör. Mustafa GENÇ e, Sayın Öğr. Gör. Gülşen ÖZTÜRK e, Sayın Mesude KESKİN e, Sayın Kadir GARİPGAZİOĞLU na, Hakkâri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve çalışanlarına, Hakkâri Halk Eğitim Müdürlüğü ve çalışanlarına, Ege Balcılık Kilimcilik İşletmesi ve çalışanlarına, Hakkâri Üniversitesi El Sanatları Öğrencilerine, araştırmalarım sırasında bizi evlerine kabul eden yöre halkına ve beni her konuda her zaman destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Erzurum-2014 İlker ÖZTÜRK

23 GİRİŞ Geleneksel El Sanatları, sadece herhangi bir ürün değil aynı zamanda bir ulusun kültürünü yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Geleneksel Türk El Sanatları içerisinde yer alan zengin ve köklü bir geçmişe sahip olan dokuma sanatı, Orta Asya dan başlayarak günümüze kadar devamlılığını koruyarak bozulmadan gelmiştir. Anadolu el sanatları Türk kültürünün bir parçasını oluşturmakta olup geçmişten günümüze gelen ve gelecek nesillere aktarılacak en önemli değerlerdir. Geçmiş yıllarda insanoğlu kendi imkânları ile barındıkları mekânları dış etkenlerden korumak ve kullanım ihtiyaçlarını karşılamak için dokumayı geliştirerek coğrafi konumun ve şartların el verdiği malzemeleri kullanarak dokuma çeşitlerini üretmişlerdir. Üretilen bu parçaların çeşitli gereksinmeleri karşılamak için yapılmış olması buradan anlaşılmaktadır. İlk insanlar, vücutlarını dış etkilere karşı korumak için ilk materyal olarak hayvan derilerini kullanmışlardır. Daha sonraları bitki saplarından hasır örmeyi ve bazı bitki liflerinden faydalanmayı tespit ederek dokumayı geliştirmişlerdir. Dokuma, insanoğlunun üzerinde çalıştığı en eski işlerden biri olarak kabul edilir. İnsanların elde ettikleri lifler uzun olmadığı için dokumaya elverişli olmamıştır. Bitkisel ve hayvansal liflerin birbirine bükülerek iplik yapılması ve istenilen uzunlukta dokumaların yapılması insanlık çağında önemli bir buluş olmuştur. Yapılan kazılarda çözgü iplerini germekte kullanılan ortası delik taşlar bulunmuştur. Bu sistem günümüzde bile ilkel yaşayan bazı kabilelerde uygulanmaktadır. 1 Çalışmanın Konusu Hakkâri ve Çevresinde Bulunan Havsız Kirkitli Dokumalar.Bu dokumalar arasında kilim, parzum, kolan, tuzluk, heybe, çadır, çarpana, kuşak, gem yuları, beşik bağı, şal gibi dokumalar bulunmaktadır Çalışmanın Amacı Hakkâri ve Çevresinde Bulunan Havsız Kirkitli Dokumaların günümüze kadar gelen sanatsal yönlerini, motif zenginliğini ve kompozisyon zenginliğini tespit ederek kaybolmasını engelleyecek analizler ortaya koymaktır. Araştırmanın Otaya Çıkış Sebebi 1 Çetin Aytaç, El Dokumacılığı, Ankara 1989, s.36.

24 2 Geçmiş yıllarda insan gücü ile yapılan dokuma günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve sanayinin getirmiş olduğu değişim ile fabrikalarda makineler aracılığı ile üretilmektedir. Fakat günümüzde çok az olarak da bu geleneksel el sanatında insan gücünü kullanarak devamlılığını koruyan ve kültürlerinin bir parçası olarak sahip çıkan nadide yöreler bulunmaktadır. Bu yöreler arasında Hakkâri ili de yer almaktadır. Resim1. Hakkari de Dokuma Yapan Kadın (Fotoğraf: Belkıs Acar) 2 Resim 2. Hakkari de Yer tezgahında Dokuma Yapan Kadın Konuyu çalışmamızın amacı araştırma yaptığımız yörelerde kaybolmaya yüz tutan Hakkâri havsız kirkitli dokumaların, alan araştırması yöntemi ile ortaya koyarak yöredeki dokumacılığın sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Bu anlamda yörede araştırma yaptığımız havsız kirkitli dokumaların giderek yerini fabrikasyon dokumalara bırakmasından dolayı bölgede görülen konumuz olan düz dokumaları ortaya çıkarmaktır. 2 Bakınız Resim-1, Belkıs Acar, Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar, Türk Süsleme Sanatları, İstanbul 1975, s.19. Hakkâri de Çözgü yüzlü yolluk dokuyan kadın kılıç ile atkıların arasındaki boşluğu aralık tutarak, atkıların arasından geçiriyor. 3 Bakınız Resim-2, Kaynak Kişi; Siti Özer, Usta Dokuyucu, 1943 Pınarca Köyü doğumlu, Hakkâri Hakkâri yöresinde 2013 yılında alan araştırmasında yapılan sözlü görüşmede çekilen bir fotoğraftır. Hakkâri ili ve çevresinde günümüzde kolan dokumada kullanılan dokuyucunun kendi imkânları doğrultusunda iki kazığı yere çakarak yapmış olduğu yer tezgâhıdır.

25 3 Çalışmanın Yöntemi ve Kullanılan Teknikler Alan araştırması yöntemi ile Hakkâri İline bağlı çevre köylere gidilerek dokuma ürünleri yerinde gözlemlenerek incelenmiştir. Ek olarak röportaj (sözlü görüşme) ve fotoğraf çekimi yapılmıştır. Dokumaların genel özellikleri hakkında bilgilendirme fişi hazırlanmıştır (Bakınız: Resim 1.4). Resim 3. Hakkari de Dokuma Yapan Genç Kız Resim 4. Alan Araştırması Esnasında Sözlü Görüşme Yapılırken Tezin Birinci Bölümünde Hakkâri İli ele alınmıştır. Hakkâri ilinin tarihi, coğrafi konumu ve sosyolojik yapısı anlatılmıştır. İkinci Bölümde ise Hakkâri yöresinde dokunan havsız kirkitli dokumaların tarihi, çeşitleri, kullanılan malzeme, teknik, renk, kompozisyon, motif ve isimleri incelenerek anlatılmıştır. En sonda da Sonuç ve Değerlendirme yapılarak konu araştırması tamamlanmıştır. HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALARIN TARİHİ GELİŞİMİ Havsız Kirkitli Dokumaların Tanımı İki ya da daha fazla iplik grubunun çeşitli şekillerde birbiri arasından geçerek meydana getirdikleri ürüne dokuma adı verilir. Bu dokuma işlemleri hem el yardımı hem de makine gücü ile gerçekleşebilir. Havsız kirkitli dokumalar ise, tamamen 4 Bakınız Resim-2, Hakkâri ilinde 2012 yılında alan araştırmasında yapılan sözlü görüşmede çekilen bir fotoğraftır. Hakkâri ili ve çevresinde günümüzde dokumada kullanılan germe tezgâh tipidir.

26 4 insanların kendi el güçleri ile yaptıkları türlerdir. Bu dokuma türleri, dokumalar arasında kendine has kullanım ihtiyaçları ve çeşitlerinden dolayı diğer dokuma örnekleri farklı ayrı bir grup içinde yer almaktadır. Çadır, ev, saray ve camilerin tabanlarına, kapı ve pencerelerin önlerine, eşyaların üzerine yayılan örtülen daha çok koyunyünü, keçi kılı, devetüyü bazen bunların arasında pamuk, keten, ipek sırma ipliklerden veya bunların karışımından meydana gelen diğer dokumalara kumaşlara göre daha kalın dokumalardır. En basit dokuma şekli olan bezayağı dokuma, dikey paralel çift ipliklerin arasından bir alt, bir üst enine ipliklerin geçmesi ile meydana gelir. Havsız kirkitli dokumalar, düğümlü halı dışında kalan enine ve dikey, iki veya daha fazla iplik grubunun birbiri arasından geçerek oluşan dokuma türleridir. Havsız Kirkitli dokuma türleri daha çok geleneksel yaşamın devam ettiği yerlerde dokuyucuların sadece kendi günlük kullanım ihtiyaçlarını karşılamak amacı için üretmiş oldukları dokuma örnekleridir. Yörüklerin ya da göçebe toplulukların yaşaması koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine dayanmasından dolayı sürülerini ot ihtiyaçlarını karşılamak için mevsimsel göçler yapılmaktadır. Bu yaşam sonucunda keçi ve koyunlardan elde ettikleri yünlerden kendi ihtiyaçlarını karşılamak için taşınabilir eşyalar yapmışlardır. Bunlar yünden yapılmış keçe ile oluşturulan topak ev adı verilen çadırlar ve keçi kılından yapılmış dikdörtgen zeminli kara çadırlardır. Bebekler için dokuma beşikler, giysi ve yiyecekler için çuval ve heybelerdir. 5 Yerleşik yaşama geçen göçebe toplulukları bu hayat biçimini benimsemişlerdir. Bu dokuma örnekleri bazı kaynaklara göre, daha çok İslam dünyası tarafından meydana getirildiği düşünülmektedir. Dünyanın birçok bölgesinde pek çok göçebe topluluğu ve bunlara bağlı bulunarak yaşayan boy, oymak ve çeşitli soylardan gelen topluluklar 4000 yıldır barındıkları mekânları ve kullanım eşyalarını dış etkenlerden korumak ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak için dokumayı geliştirerek kullanmışlardır. Fakat zaman içerisinde dokuma bir süsleme sanatı ile birleşerek bir ihtiyaç maddesi iken bir anda üzerinde kullanılan süslemenin ön plana çıkarmış olduğu motifler, renkler ve dokuma çeşitleri Türk gelenekselliğini fazlasıyla geliştirerek kendine özgü sanat anlayışını yansıtarak bir sanat eseri olma niteliğini kazandırmıştır. 6 Geçmiş yıllarda birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan ülkemiz, 5 Belkıs Acar Balpınar; Kilim Cicim Zili Sumak Türk Düz Dokuma Yaygıları, İstanbul 1982, s Acar, Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar, s.7

27 5 günümüzde de ülke sınırlarımız içerisinde göçebe, yarı göçebe ya da yerleşik Müslüman Oğuz Boyları Türkmenler, Yörükler ve diğer etnik gruplara ait boy ve oymaklar son yıllara kadar kendine özgü geleneksel yaşamlarını ve bunun sonucu olarak geleneksel dokumacılığı sürdürmüşler ve hala bu dokuma sanatı günümüzde de devam ettirmektedirler. Boy ve oymaklar halinde göçebe gruplar belirli bir yere yerleşip sürekli bir komşu edinmediklerinden dolayı kendi benliklerini korumak, dışarıya tanıtmak için, çadırlarından giyimlerine, tüm günlük kullanım eşyalarından yaygılarına kadar her ihtiyaç maddelerinde kendine özgü biçimlerini, sembolleri büyük önem taşımaktadır. Diğer gruplar ile karşılaştıklarında ayırt edilmek için damga adı verilen sembolik işaretleri sürülerini işaretlemede kullanırlardı. Eski yazılı belgelerde boy ve oymakların çadırlarının, renk, biçim ve arazi üzerindeki konumlarına göre tanındıklarından bahsedilmektedir. Diğer etnik gruplardan ayırt edilecek en belirgin örnekleri kendi vasıtaları, yer yaygıları, çadır kapıları, çuvalları, heybeleri, at örtüleri, dokuma yaygı türleri ve giysileri olduğu bilinmektedir. 7 Göçebe kavimlerin kullandığı dokumaların en önemlilerinden biri olan havsız kirkitli dokuma türleri içerisinde olan kilim günümüz itibariyle hala Orta Asya, Anadolu, Balkanlar ve İran ın birçok bölgesinde dokunmaktadır. Havsız kirkitli dokumaların dokundukları yörelere göre çözgü, eriş, arış olarak isimlendirilen dikey ve atkı, geçki, argaç, arageçki ya da argeç denilen yatay ipler ile dokunan, iki tarafı aynı, havsız yaygılara kilim adı verilir. Bazen iplerin dikey veya yatay yoldan ilerletilmesi ve birkaç çözgü atlatılması ile motif işlenmiş cicim, cecim, zili, sili ve sumak gibi diğer düz dokuma yaygılara da kilim denilir. Nitekim Ahmet Vefik Paşa Kilimi, ince tüysüz halı olarak tarif ederken uzun kıllısına da zilü denildiğini belirtir. 8 Divan-ü Lügat-it Türk gibi eski kaynaklardan Türklerin halı, kilim, keçe gibi benzeri yaygılara keviz, kiviz, kidiz dedikleri öğrenilmektedir. Bu kelimelerin telaffuz farlılıkları ile Anadolu nun bazı yörelerinde bugünde yaşadığı görülmektedir. Kilim kelimesi, Farsçadan geldiği söylenilse de Türkçe bir kelimedir. 9 Farsçada aynı anlama gelen gelim, kelim kelimelerinin de Türkçeden geçtiği kabul edilmektedir. 10 Bütün Slav dilleri ile Ukrayna ve Güney Rusya dillerine de Türkçeden geçmiştir. 7 Acar Balpınar, s Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmanî, İstanbul 1293, II, Madde Adı Kilim, Kilim, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2002, XXVI, Madde Adı Kilim, Halı ve Kilim (Kilim ve Diğerleri), Sanat Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1997, XV, 803.

28 6 Ukrayna da kylym, Polonya dilinde, Bulgarca ve Sırpçada kilim, Romence de chilim şeklinde söylenmektedir. Yine kilim kelimesinin Farsça ve Türkçe yazılmış eski metinlerde yere serilen yaygı ve derviş cübbesi anlamına geldiği, bazı eski Türkçe metinlerde ise saçaklı kilim kelimesine rastlanıldığı ve bu terimin bugün bizim anladığımız kilim kelimesinin karşılığı olduğu bilinmektedir. 11 Yörüklerin hammaddesi yün olan el dokuması ürünlerinin bir kısmına Kirkitli Dokumalar denilmektedir. Havsız kirkitli dokumalar, insanoğlunun eski çağlardan beri günümüze kadar kullanım ve zaman içerisinde süsleme adı altında toplanan geleneksel zengin ve köklü bir geçmişe sahip olan dokuma türleridir. Bu dokuma çeşitleri kendi içerisinde kullanım alanlarına göre değişiklikler göstermektedir. Zaman içerisinde birçok alanda kullanılmıştır. Geçmiş dönemdeki kilimler ile bağlantılı olarak dokunan kilimlerde yer alan doğadan ve günlük yaşamdan esinlenerek yaratılan, stilize edilmiş motiflerin her biri genellikle simgesel anlamlar taşımaktadır. Geçmiş yıllarda kullanılan malzemeler işçilik, boya, desen ve kompozisyonun belirlediği kaliteyi günümüzde dokunan kilimlerde daha sık görmek mümkündür. Dokuma iki veya daha fazla iplik grubunun çeşitli şekillerde birbiri arasından geçerek meydana gelen ürüne denir. 12 Günümüzde dokuma makine gücü ile teknolojiye ayak uydurularak yapılmaktadır. Fakat düz dokuma yaygıları ise geçmiş yıllarda olduğu gibi günümüzde de tamamen insan gücü yani el ile dokunan türlerdir. En basit olarak bilinen dokuma tekniği düz bez ayağı dokumadır. Başka bir kaynakta bez ayağı dokuma tekniğinin tanımı dikey paralel çift ipliklerin arasından bir alt bir üst enine ipliklerin geçmesi ile meydana gelir. Bu dokuma sistemi arasında enine her sırada birer düğüm atılarak uçları düzgün bir şekilde keserek havlu gibi havlı bir yüzeye sahip dokuma türü olan havlı düğümlü halı adı verilen yaygılardan meydana gelir. Havsız kirkitli dokumalar ise düğümlü halı dışında kalan enine ve dikey iki veya daha çok iplik grubunun birbiri arasından değişik şekillerde geçerek meydana getirdikleri genel anlamda düz dokuma türleridir. 13 Tarih içerisinde gelişen bu gelenekli sanat kendisini zaman içerisinde kirkitli dokumalar grubuna giren havlı bir yüzeye sahip olan halı, havsız bir yüzeye sahip olan kilim, cicim, sumak, zili (sili), çarpana ve 11 Bahattin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, Ankara 1978, III, 160; Türklerde Dokuma ve Yaygı İşleri, Türk Soylu Halkların Halı, Kilim ve Cicim Sanatı, Uluslararası Bilgi Şöleni Bildirileri, ss Ahmet Aytaç, Hotamış Türkmen Kilimleri, Konya 2003, s Acar Balpınar, s.8.

29 7 mekikli dokuma gibi birçok alanda geliştirmiştir. Bununla birlikte Geleneksel Türk El Sanatları içerisinde yer alan kilim Türklerin tarihi kültürel yapısını, sevdalarını, özlemlerini, inançlarını, düşüncelerini, renginden, kullanılan malzemesine, motifine ve kullanılan dokuma tekniğine göre duygularını yansıttıkları el dokumaları içerisinde yer alan kilim en önemli düz dokuma yaygısıdır. 14 Kirkitli dokumalar adı altında yapılan araştırmalar sonucunda geçmişten günümüze kadar çeşitli nedenlerden dolayı yıpranarak gelen çok az sayıda örnek olduğu bilinmektedir. Dokumada ayrıca kullanılan malzemenin dayanıklılık özelliğinin geçmiş yıllarda bilinmemesinden dolayı bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda bulunan dokumaların, kumaş parçalarının, kullanılan avadanlıkların ve kullanılan malzemelerin özellikle Anadolu da Neolitik devir yani cilalı taş devrinden itibaren havsız kirkitli dokumaların dokunarak kullanıldığı bilinmektedir. Fakat yine de nasıl ve ne zaman dokunulduğu konusunda kesin bir tarih bilinmemektedir. Bu da dokuma da kullanılan malzemelerin içeriği ile orantılıdır. 15 Bu dokuma örnekleri birçok göçebe topluluklarının yaşam biçimlerini benimsemesi ile farklı dokuma tekniklerini kullanmasıyla Orta Asya dan Anadolu ya göç eden Müslüman oğuz boyları tarafından batıya doğru yoğunlaştırıldığı düşünülmektedir. Dokumaların Tarihi Hazar Denizi bölgesinde Etnografya çalışmaları ile tanınan V. M. Sibisoyev Post örtünmeden ilk çıkan dünya insanının Türkler olduğunu kaydeder. At ve koyunu ehlileştirerek yün eğirerek giysiler yaptıklarını, oturdukları mekânı eşya koyduklarını tespit etmişlerdir. İç Asya da Andronova kültürü ile başlayan hayvan üslubu, Altay ve Tanrı dağları bölgesine yayılmıştır. Gernikov un Rolandronoskov kulturı istorii Sredney Azii Kazakistan adlı eserinde Andronovo insanı olarak adlandırdığı topluluk Altay ve Tanrı dağlarında yaşamaktadır. Bu devir Hun ve Göktürk dönemine kadar sürmektedir. 16 Asya Hunları hakkındaki ilk tarihi kaynağın M.Ö. 318 yılına ait olduğu bilinmektedir. Güney Sibirya Altay Dağları eteklerinde Pazırık ta Rus arkeoloğu S,İ.Rudenko tarafından açılan M.Ö. IV. ve III. yüzyıldan kalma kurganlarda Hunlara ait birçok eşya ve buzlar içinde binlerce yıl bozulmadan kalan insan ve hayvan ölüleri 14 Gülşen Öztürk, Kaynarca Kilimleri, II. Uluslararası Türk El Dokumaları, Tekstil Kongresi ve Sanat Etkinlikleri, S.Ü. Selçuklu Araştırmaları Merkezi Başkanlığı Yayınları, Konya 2009, s Aytaç, Hotamış Türkmen Kilimleri, ss Yusuf Durul, Yörük Kilimleri Niğde Yöresi, Ak Yayınları Türk Süsleme Sanatları Serisi No: 6, İstanbul 1977, s. 10.

30 8 bulunmuştur. Leningrad Hermitage Müzesi nde koruma altına alınan bu eserler arasında halı, kumaş, renkli keçe aplike örtüleri, hayvan kavgaları ve insan figürlerini yansıtan süslü zengin tekstil işleri, atlı araba ve çeşitli eşyalar tespit edilmiştir. 17 Altay dağları eteklerinde yine Rus arkeolog S.İ.Rudenko tarafından Pazırık ta bir mezar içinde donmuş olarak bozulmadan bulunan M.Ö. V. yüzyıla ait bir yaygı, bilinen en eski halı olarak kabul edilmektedir. Bu halı ile birlikte Pazırık ta V. kurganda keçe yaygılar ve düz dokuma parçaları bulunmuştur. Yine bu yerde Başadar isimli kurganda ve Kuzey Moğolistan daki Noin Ula da atkı yüzlü dokuma, atkı atlamalı ve sarmalı cicim, zili, sumak dokuma tekniklerinin kullanıldığı dokumaya ait küçük parçalar bulunmuştur. 18 Dokumalar rutubetin etkisi ile çürüdükleri sebebiyle terk edilmiş bir barınakta ya da toprak altında uzun zaman kalamamaktadır. Dolayısıyla bu sanatın tarihini aydınlatacak ele geçen parçalar çok azdır. Mısır ın kuru ve sıcak iklimi nedeni ile ele geçebilen bu dönemde yaşayan IV. Tuthmosis in (M.Ö. 1417) mezarından çıkan keten duvar dokuması düz dokuma yaygıların geçmişini incelemeye bir ışık tutmaktadır. 19 Mısır halkına göre dokumacılığın kurucusu Mısır tanrılarından biri olan İsis tir. Fakat aynı zamanda Asurlular göre dokumacılık, Kraliçeleri Semiramis tarafından bulunmuş ve kendi halkına öğretilerek gelişim göstermiştir. Yunanlılara göre ise dokumacılık sanatı akıl ve hizmet tanrıçası olarak kabul edilen Minevra tarafından bulunduğu söylenilmektedir. 20 James Mellaart Yakın Doğudaki İlk Medeniyetler adlı eserinde Çatalhöyük kazıları ile ilgili buluntulara yer vermiştir. Dokuz kat buluntular arasındaki gerdanlıkların, küçük süs eşyalarının madenden yapıldıklarını, aynı katta günümüzün ulaşamayacağı kalitede yün olduğu düşünülen dokuma örneklerinin bulunduğunu kaydeder. Çatalhöyük kazılarında M.Ö. 590 yılında sandukalarda bulunan bir kumaş parçası kişinin alt çene kemiğine sarılı olarak tespit edilmiştir. 21 Ülkemizde James Mellaart tarafından Truva da bulunan kral mezarları, hazine eşyaları arasında düz dokuma bir yaygıdan bahsedilmektedir. Diğer bulunan eserler ile karşılaştırıldığında M.Ö yıllarına kadar inmesi gereken bu parça 17 Oktay Aslanapa, Türk Sanatı I-II Başlangıcından Büyük Selçukluların Sonuna Kadar, İstanbul 1984, s.1 18 Acar Balpınar, s Aytaç, El Dokumacılığı, s Aytaç, Hotamış Türkmen Kilimleri, Konya 2003, s Durul, Yörük Kilimleri Niğde Yöresi, s. 10.

31 9 hakkında kesin bir bilgi yoktur. 22 Fakat Truva kral mezarından çıkan bu dokumanın kraliçenin yatak örtüsü olabileceği söylenmektedir. 23 Tokat ın Erbaa İlçesi yakınlarında 1957 yılında bulunan tunç devrine ait gümüş kirman ile Alacahöyük te bulunan gümüş kirmanların M.Ö ve 3000 yıllarına ait olduğu bilinmektedir. Anadolu da köklü ve zengin bir dokuma kültürü olduğu ve dokuma sanatının en belirgin örnekleri olduğu kabul edilir. 24 Oğuz boylarının Anadolu ya gelişlerinden çok öncesine ait Gordion da Frigyalılara ait M.Ö. VII. yüzyıla tekabül ettiği düşünülen ve şimdiki düz dokuma yaygılara benzer tekniklerde dokunmuş yün, keçi kılı ve keten, sumak, cicim, kilime benzer dokuma parçaları bulunmuştur. Yine Gordion da M.Ö. 690 yılına ait olduğu düşünülen Megaron üçte bir odanın zemini üzerinde dokuma parçaları kalıntıları bulunmuştur. 25 Frigler dokuma parçalarında geometrik süslemeler kullanmışlardır. Altın sim ile kumaş üzerine nakış işlemenin bir Frig buluşu olduğu söylenilmektedir. M.Ö. VIII. yüzyıla ait yapılarda bulunan binlerce dokuma tezgâhı ağırlıkları ve tezgâh parçaları, dokumacılığın ne kadar geliştiğinin bir kanıtıdır. 26 Anadolu ya Oğuzlar gelmeden de yün dokumacılığı yapıldığı kesin nitelik kazanmıştır. Ayrıca yakın çevre Antik, Mısır, Kopt, Arap, Yunan, Roma ve Bizans Tapestry dokumalarda teknik olarak kilime benzer teknikler kullanmışlardır. Mısır da Fustat ta bulunmuş olan VIII. ve IX. yüzyıla ait Egypto Arabic olduğu söylenen Metropolitan Müzesindeki atkı yüzlü dokuma parçaları da bugünkü kilimler ile benzerlik göstermektedir. Kirkitli dokumalar içerisinde en eski olarak bilinen örneklerden biri Washington Textile Museum da bulunan kufi bordürlü ve ortadaki sekizgen madalyon, kenarlarındaki ufak sekizgenler bulunan kompozisyonlu halıdır. Bu halı XV. ve XVI. yüzyıla ait Avrupalı ressamların tablolarında görülen ve Holbein halıları olarak adlandırılan desenlere benzediği için XV. ve XVI. yüzyıl olarak tarihlendirilen atkı sumak tekniğindeki dokumuş bu yaygı en eski Anadolu havsız kirkitli dokuma yaygılarından biridir. Konya Mevlana Müzesinde bulunan geleneksel Anadolu kilimlerinden tamamen farklı bir dokuma örneğine sahip olan tapestry tekniğindeki karanfile benzer büyük palmetli bitkisel desenli kilim XVI. ve XVII. yüzyıl Osmanlı saray sanatı ile bir benzerlik gösterdiğinden dolayı bu yüzyıl 22 Acar, Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar, s Durul, Yörük Kilimleri Niğde Yöresi, s Aytaç, El Dokumacılığı, s Acar Balpınar, Kilim Cicim Zili Sumak Türk Düz Dokuma Yaygıları, s Fikri Salman, Türk Kumaş Sanatı, Erzurum, 2011, s.5.

32 10 olarak tarihlendirilmektedir. 27 Osmanlı döneminde ise dokumacılık ürün çeşitliliğinden ve inanç bütünlüğünden ziyade geleneksel ölçülere dayalı evrensel bir denge amaçlıydı. Dokuma ticareti Osmanlı döneminde hizmet işleri fütüvvetnameler ve zanaatı, Narf ve Ehli-Hiref defterlerindeki kayıtlara göre yapılırdı. Havsız kirkitli dokuma yaygıları içerisinde yer alan XVI yy. da ilk defa rastlanan kilimler günümüzde yeniden geçmişi yaşatmak ve kullanım amaçlı dokunarak evlerimizin ve bulunduğumuz ortamın başköşelerinde yer almaktadır. Fakat geçmiş yıllarda tarihi ve coğrafi nedenlerden dolayı dokumada kullanılan malzemelerin dayanırlık özelliğinin bilinmemesi ile orantılı olarak günümüzde ilk defa XVI. yüzyıla ait Washington Tekstile Museum'da sergilenen İlk Osmanlı Halıları desenlerini andıran orta kompozisyon alanı ve kûfili bordürü olan sumak yaygı ele geçen en eski tarihli düz el dokumalarındandır. Ayrıca Sivas iline bağlı olan Divriği ilçesi Ulu Camiinde bulunan beş adet kilimlerde XVI. yy. çini, kumaş ve saray halıları ile desen bakımından çok yakınlık göstermektedir. Kütahya Hisarbeyoğlu Mustafa Bey Camiinde bulunan enine şeritler halinde karanfil motifli kilimde XVI. ve XVII. yüzyıl Sivas kilimleri grubundandır. İstanbul Hekimoğlu Ali Paşa Camiinde bulunan çok eskimiş bir kilim ise, XV. yy. hayvan figürlü Anadolu halıları ile benzerlik göstermektedir. Konya Mevlana Müzesinde bulunan karanfil desenli kilimde XVI. yy.da saray için dokunmuş parçalardandır. Bunlardan başka ele geçen örnekler bölgesel özellikler gösterdiğinden, kendilerine has diğer sanat dalları ile karşılaştırma yapılamamaktadır. Bundan dolayı da kolaylıkla tarihlendirilemiyor. Geçmişe ait mevcut örneklerde önemli bir sorunda milliyeti belirlemede yaşanmaktadır. Ele geçen materyali coğrafî ve zaman dilimi olarak ortak ve büyük kültürün mahsulü olması nedeniyle araştırmacılar hangi kültüre, millete mal etmek ya da önünü kapatmak istiyorlarsa öyle gösterebiliyorlar. Kilim, cicim, sili, sumak gibi havsız kirkitli el dokumaları uzak veya yakın geçmişte ve günümüzde halen ülkemizin pek çok köy ve kasabasında teknik ve desen çeşitlilikleri ile birlikte genellikle de yöresel isimlerle anılmakta ve dokunmaktadır. 28 Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Dokuma Teknikleri Çözgü tellerinin arasından atkı tellerinin geçirilmesiyle dokuma oluşur. Çözgü tellerinin arasından atkı tellerini geçirme tarzları da dokumanın çeşitlerini meydana 27 Acar Balpınar, Kilim Cicim Zili Sumak Türk Düz Dokuma Yaygıları, s Aytaç, El Dokumacılığı, s. 6.

33 11 getirir. Dokuma sanatı insanoğlunun en eski çağlardan beri başardığı en önemli işlerden biri olarak kabul edilir. Dokumanın temelinde, dikey ve yatay doğrultuda uzanan ipliklerin birbiri ile dik açıda birleşerek bir doku oluşturması ile meydana gelir. Dokumanın tarihini incelediğimizde ilk olarak ağ örgüsü tekniği ve ilmik tekniği kullanıldığını görürüz. Ağ örgüsü tekniğinde iplik, tığ görevi yapan bir gerecin yardımı ile örme meydana gelmektedir. İlmek tekniği ise bir çerçeveye gerilmiş iplikler, araya giren çubukların yardımı ile ilmiklenerek dokuyu meydana getirmektedir. Ağ dokuma tekniği incelendiğinde tarih öncesi çağlara kadar gitmekte ve en ilkel yaşam tarzından en gelişmiş yaşam tarzına kadar bütün toplumların kullandığı görülmektedir. İlkel insanın hayvan kemiklerini kullanarak geliştirdiği balık ağı şeklindeki örgü örnekleri dünyanın bir çok bölgesini sarmıştır. Aynı teknik ile yapılan sepet, torba ve çanta gibi kullanım eşyaları insanoğlunun yaşadığı kadar eski olan bu tekniğin günümüzdeki en önemli görsel örnekleridir. İlmik tekniği ise incelendiğinde, eski Yunan ve Mısır dan bu yana bilinmekte ve tunç çağından günümüze kadar kullanılmaktadır. Bu iki kaynaktan beslenerek oluşan dokuma tekniğinin en basit türü bezayağı dokuma tekniğidir. 29 İki veya daha çok iplik grubunun çeşitli şekillerde birbiri arasından, altından ve üstünden geçirilerek meydana getirilen ürüne dokuma denir. Dokumanın en basit şekline bez veya bezayağı dokuma adı verilir. Dokumalar yatay ipler yani atkı ipleri, dikey iplerin yani çözgü iplerinin arasından, altından ve üstünden geçirilerek meydana getirilir. Desen yatay ipler ile yani atkı ipleri ile elde edilirse atkı yüzlü dokuma, dikey ipler ile yani çözgü ipleri ile elde edilirse çözgü yüzlü dokuma adını alır. 30 Çözgü ipliklerin atkılar tarafından tamamen örtüldüğü ve çözgü ipliklerinin arasındaki ağızlıktan bez ayağı şeklinde geçen atkı ipliklerinin oluşturduğu dokumaya kilim denir. Kilim dokumada en önemli unsur çözgü ipliklerinin arasından desen yani atkı ipliklerinin geçirilme düzenine dayalıdır. 31 Başka bir deyişle, iki iplik sistemine dayanılarak yapılan, tersi ve düzü aynı görünen, havsız ve düzgün dokumalara kilim denir. Kötü yünlerden dokunan, ev sergisinde de kapı eşiği veya daha çok tepeden yerlere serilen ya da eskiyen ve değersiz sayılan kilimlere palaz, palas, ya da pala kilimi adı verilir. Keçi kılı veya kötü yünlerden, iliksiz kilim tekniği ile desensiz sade 29 Nazan Ölçer; Türk İslam Eserleri Müzesi Kilimler, İstanbul 1988, s Bekir Deniz, Ayvacık (Çanakkale) Yöresi Düz Dokuma Yaygıları (Kilim, Cicim, Zili), AYK, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları-169, Ankara 1998, s Aytaç, El Dokumacılığı, s. 7

34 12 ve kolay dokunan, ev döşemesinde, pala kilimi gibi, kapı eşiğine veya ayakaltına serilen, çadır yapımında, at arabaları ile yük taşımada kullanılan büyük çuval ya da geri, haral, heybe, torba denilen taşımacılıkta faydalanılan dokumalara çul adı verilir. 32 Anadolu havsız kirkitli dokuma türlerine teknik açıdan bakıldığında kilim, cicim, sumak ve sili dokumalarını, halıdan ayıran özelliği havsız ve düğümsüz dokunmasıdır. Ayrıca kilimi düz dokumalardan ayıran farkı ise iki iplik sistemi ile yapılmasıdır. İki iplik sistemine dayanılarak yapılan kilim, tersi ve düzü bulunmayan yer sergisi, duvar örtüsü, divan ve yük örtüsü, yastık, perde gibi vb. işler için kullanılan havsız dokumadır. Dokuma açısından kilim, halıdan daha zordur. Özellikle iki parçalı kilimlerde yani şak kilimlerinde desenler karşılıklı gelmek zorundadır. 33 Kilim bugün Anadolu da herkes tarafında bilinmekle beraber, bölgelere, köylere göre değişik yöresel isimler alır ve havsız kirkitli dokuma yaygılarının her birine teknik özelliklerine bakılmaksızın genel olarak kilim ismi ile adlandırılır. Süre gelen zaman içinde Anadolu da kilim kadın ve genç kızlar tarafından dokunmaktadır. Özellikle genç kızlar için bir çeyiz eşyası olarak ön plana çıkmaktadır. 34 Çeşitli konargöçer Türk topluluklarının çadır, silah üretimi, hayvan yetiştiriciliği, maden, deri, mimari ve el sanatlarındaki işlev ve estetik başarılarının yanında konargöçer yaşam tarzının getirdiği ihtiyaçlar çerçevesinde üretilmiş olan kirkitli dokumalarının üretildikleri dönemler içinde son derece fonksiyonel oldukları görülmektedir. Dokuyucu her bir ihtiyacı için ayrı bir kirkitli dokuma tasarlamış ve her birini kendi istek ve zevkine göre üretmiştir. Beşikörtüsünden çadırına, heybesinden kaşık torbasına kadar tüm ihtiyaç üretimlerini kirkitli dokuma tekniklerini kullanarak üretmiştir. Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Tezgâhlar ve Parçaları Dokumacılığın en önemli elemanlarından biri olan tezgâh, üretilen ürünün adına göre, Halı Tezgâhı, Kumaş Tezgâhı; teknik özelliklerine göre El Tezgâhı, Mekikli Tezgâh gibi çeşitleri olan dokuma yapmaya yarayan araçtır. Tezgâhın tarihsel gelişimi incelendiğinde üç farklı tezgâh türü ortaya çıkmaktadır. Sarma, germe ve yer tezgâhları olarak adlandırılan bu tezgâhlar zaman içerisinde kendi aralarında şekillenmişlerdir. 32 Deniz, Ayvacık (Çanakkale) Yöresi Düz Dokuma Yaygıları (Kilim, Cicim, Zili), s Bekir Deniz, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları, AYK, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2000, s Deniz, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları, s

35 13 Yer Tezgâhı Konargöçer yaşayan toplumların kullandığı bu tezgâh taşıma ve kurma yönünden hatta göç ettikleri yerleşim yerlerinde kolayca uygulanabilecek en basit dokuma aracıdır. Bu tezgâh iki sırık ve dört tahtadan oluşmaktadır. Gücü ağacı ve vargeli vardır (Bakınız, Resim 1.5, Resim1.6). Tezgâh boyu istenildiği kadar uzatılabilir. Bu tezgâhta yan tahtalar yoktur. Konargöçer hayat süren toplumlar bu tezgâh çeşidini kullanmışlardır. Resim 5. Yer Tezgâhı Çözgü Çözme İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 6. Yer Tezgâhı Dokuma İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 7. Sarma veya Istar Tezgâhta dokuma İşlemi Fotoğraf: Mustafa Genç Resim 8. Sarma veya Istar Tezgâh Çözgü aktarma ve dokuma İşlemi : Mustafa Genç

36 14 Germe Tezgâh Germe tezgâha aynı zamanda düz tezgâh ya da düzen adı da verilmektedir. Diğer tezgâh tiplerinden en önemli farkı az yer kaplaması ve kolayca taşınır olmasıdır. Bu tezgâh çeşidinin diğer önemli bir özelliği ise dokuma yapılmak için atılan çözgü ipinin tezgâh üzerinde yapılmasıdır. 35 Germe tezgâh ahşaptan yapıldığı gibi günümüzde metal malzeme kullanılarak da yapılmaktadır. Bu tezgâh çeşidi; iki adet yan tahta ve bu yan tahtalara sabitlenmiş iki adet levent (alt ve üst), iki adet kama, iki adet germe vidası, bir adet destek orta tahtası, bir adet varangelen, bir adet gücü ağacı, iki adet gücü altı karşılık takozu, bir adet gücü kalıbı ve alt gücü saçak tahtası parçalarından oluşmaktadır. Sarma Tezgâh(Istar Tezgah) Bu tezgâh çeşidi üzerinde dokuyucu tarafından dokunan dokuma türünün (halı, kilim) alt ve üst leventlere sarılmasından dolayı sarma tezgâh adını almıştır.. Aynı zamanda bu tezgâha ıstar, tezgâh adı da verilmektedir (Bakınız, Resim-7, Resim-8) Sarma tezgâhın ilk halini yine ıstar adı verilen tezgâhlar oluşturmaktadır. İki adet yan tahta, iki adet levent (alt ve üst), iki adet çubuk demir, köstek demiri, halkalı eğri ve doğru demirler ile germe işlemini yapan gerdirme ipi ve burgu ağacı, ıstar tezgâhların parçalarından oluşmaktadır. Günümüzde kullanılan sarma tezgâhların ahşap ve metal olanları da mevcuttur. Bu tezgâhlara çözgü çözme işi özel bir aparat üzerinde yapılmaktadır. Aparatta çözülen çözgüler daha sonra tezgâh üzerine aktarılmaktadır Ali Özel, Halıcılık, El Halısı Dokumacılığı, Ankara 1990, s Ahmet Aytaç, Geleneksel Türk El Dokumacılığı Sanatı, Konya 2006, s.50.

37 15 BİRİNCİ BÖLÜM HAKKARİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR Bu bölümde Hakkâri ve çevresinde bulunan havsız kirkitli dokumaların günümüze kadar gelen sanatsal yönleri, motif zenginliği ve kompozisyon zenginliği tespit edilerek kaybolmasını engellemek için geçmişte nasıl yapıldığı incelenerek anlatılmıştır. Günümüze gelene kadar olan aşamaları üzerine durulmuş olup; Hakkâri nin coğrafi konumu, Hakkâri nin nüfus ve sosyolojik yapısı, Hakkâri çevresi iskân tarihi, Hakkâri de iskân eden aşiretler, Havsız kirkitli dokumaların tarihi gelişimi, Dokumalarda kullanılan teknikler, Dokumlarda kullanılan araç, gereç ve avadanlıklar, Dokuma malzemeleri, Doğal boyar maddeler, Dokumaların teknik özellikleri, Hakkâri ve çevresi Teknik özellikler, Desen, Motif, Kompozisyon ve Renk özellikleri, Motifler ve anlamları, Kilim dokuma çeşitleri gibi alt başlıklar altında değerlendirme yapılacaktır HAKKÂRİ ADININ ETİMOLOJİSİ Hakkâri adına ilişkin ilk bilgiler X. yüzyılda Arap tarih ve coğrafya kaynaklarında rastlanmaktadır. Arap tarihçisi İbn-i Havkal ildeki Hakkar (Akar) aşiretinin adına dayanarak Van gölünün güneyine düşen bölgeyi Hakkâri ye (Hakkarların Beldesi) adı ile anılmaktadır. Hakkâri kelimesi güçlü, savaşçı, gücü yeten anlamlarına gelmektedir.

38 16 Resim 9. Hakkâri den Bir Görünüm Hakkâri aşireti bölgede bugünde varlığını sürdüren on iki Ertuşu oymağı ile on iki Pinyanişi oymağından oluşmaktadır. Bugün Hakkâri merkez ilçesine bağlı bir köy ile Yüksekova ya bağlı Oremar Bucağının bir köyü de yine bu aşiretin adı (Akar) ile anılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman Döneminde 1536 yılında Hakkâri ilinin Osmanlı topraklarına katılmasından bu güne kadar Hakkâri ismi ile bilinmektedir. 37 Osmanlı Devleti bu toprakları ele geçirdiğinde bu bölgede Hakkâri ye Beyleri bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti Hükümdarı Yavuz Sultan Selim Han, Osmanlı Devleti adına Hakkâri ye Beylerine bölgeyi idare etme hakkı verdiği bilinmektedir. 127 sene içinde 77 bey burayı Osmanlı Sultanının temsilcisi olarak idare etmişlerdir. Hakkâri ye Beylerine izafeten bu bölgeye Hakkâri ye denildi. Halkın dilinde bu kelime, zamanla Hakkâri şeklini aldı. Hakkâri ye, Arapçada Hakkarların Şehri anlamına gelmektedir. 38 Günümüzde Hakkâri olarak tanınan bu yer Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biridir. Bu Şehrin eski adı Çölemerik tir (Bakınız, Resim 1.9). Hakkâri Çölemerik adını, 639 yılında ilk Müslüman Arap akınları yöreye ulaştığı sırada bu bölge için kullanılan Hakkari yeden kaynaklamaktadır. 37 Hakkâri Valiliği, Hakkâri Adının Kaynağı, Hakkâri 2003, Hakkâri Valiliği Yayını, Ankara 2003, s Hakkâri (İsminin Menşei),Yeni Rehber Ansiklopedisi, (2. Baskı), İstanbul , Cilt No: 8, s.2372.

39 17 Resim 10. Hakkâri, Şemdinli İlçesi Nehri Civarı, Eski tarihlerde bu bölgenin adı olarak kullanılan Hakkâri, Van Gölü nün güney kıyıları yakınından başlayarak günümüzde Türkiye sınırları dışında kalan dağlık kesimleri de içine alan çok engebeli bir alanın, Çölemerik ise bu bölgenin merkezi olan yerleşim yerinin ismidir. Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerde bu bölgenin alanı eskiye göre daha küçülmüştür ve bir kısmı da sınırlarımızın dışında kalmış olan vilayet için Hakkâri, bu vilayetin merkezi için Çölemerik adı kullanılmıştır. Fakat zamanla Çölemerik adı unutularak hem ile hem de il merkezine Hakkâri denilmiştir. 39 Hakkâri ili ne zaman ve kimler tarafından kurulduğuna dair kesin bir bilgi yoktur. Bu bölge Süryani kaynaklarında Gülarmak (Gulmar) şeklinde geçmektedir. Batı kaynaklı eser ve haritalarda ise, Culamerg ya da Julamerk biçiminde yazmaktadır. Çölemerik kelimesi, çölün ortasında vaha ve yeşillik manasını taşımaktadır HAKKÂRİ NİN TARİHİ Hakkâri, yazılı tarih öncesi çağlardan günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetler sırası ile Sümerler, Urartular, Asurlular, Babilliler ve Medler hâkim olmuştur. Hakkâri ili Persler ve Romalılar daha sonra Sasaniler ve en sonunda Araplar ve Türklerin egemenliği altına girmişlerdir. İnsan topluluklarının uğrak yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Bu bölgede yapılan alan araştırmalarında, M.Ö. 39 Metin Tuncel, Hakkâri, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2002, Cilt No: 15 s.206.

40 ve yıllara tarihlendirilen orta Paleolatik dönemden başlayarak kısa süreli yerleşmelerin olduğu tespit edilmiştir yılında Kılıç Kökten in Hakkâri iline bağlı bulunan Yüksekova ilçesinde gezi esnasında tespit ettiği Obsidyen Volkanik cam gereçleri, bölgedeki ilk yerleşmelerin bu döneme ait olduğunu vurgulamaktadır. 40 Bölgenin çeşitli yerlerinde rastlanan çok sayıdaki kaya resimlerinden bu bölgede yaşayan insanların günümüzden yaklaşık yıl önce avcılık, toplayıcılık, hayvancılık ve tarımla uğraştığı anlaşılmaktadır. Asurluların Irmaklar Ülkesi dediği Hakkâri ili, MÖ 2000 yıllarda Urartu Krallığının yurduydu. Bu bölgede günümüzde kullanılan bazı yollar, bu yolların kenarlarında bulunan konaklama yerleri, çivi yazılı anıtlar, mağara resimleri ve koruma kuleleri Urartu uygarlığının o dönemde kullandığı en belirgin kalıntılar olduğu tespit edilmiştir. 41 Hakkâri bölgesindeki yerleşmelerin Neolitik dönemde de sürdüğünü ortaya koyan en belirgin örnekler kaya resimleridir. Bu resimlerin önemli bir bölümü Hakkâri ilinin Sat Dağları Gevaruk Vadisi ve Van ili Çatak Narlı nın güney sınırı ile Hakkari bölgesi arasında kalan Tirişin Yaylasında bulunmaktadır. XVII. yüzyılın ortasında Hakkâri ye gelen ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi, bölgede çok sayıda dağ keçisi, yaban koyunu olduğunu ve halkın bu hayvanları avlayarak yediğini belirtmektedir. Ayrıca Hakkâri bölgesi dağlarında kaplan, vaşak gibi kara av hayvanlarının çok bulunduğunu ve kaplanların at kadar büyük olduğunu, halkın bunları avlayarak kürklerini giydiklerini yazmaktadır. Bu avcılık yörede yaşayan insanlarında sanatına da yansımıştır. Zengin su kaynakları ve dağ çayırları ile kaplı olan bölge tipik bir yerleşim niteliğindedir. Eskiçağdan günümüze kadar yarı göçebe topluluklar tarafından yaylak olarak yaz aylarında kullanılmaktadır. Bu bölgedeki kaya resimleri vadi yatağında dağınık olarak bulunan andezitten oluşan on binlerce kaya parçası üzerine, çeşitli geometrik motif, av sahnesi ve hayvan resimleri yapılmıştır. Bu resimlerdeki figürler vurgu tekniği ile uygulanmıştır. Gevaruk vadisinde ise yaklaşık 2600 metre yüksekliğindeki kayalara kazınmış resimler bulunmuştur. Bu resimlerde; ilkel ve simgesel olan av tuzakları, hayvan avlayan insan figürleri ve dağ keçileri tespit edilmiştir. Resimler kayaların yüzeyindeki koyu kızıl renkli katmana sert taşlar yardımı ile kazınarak yapılmıştır. Tirişin yaylası ve Gevaruk vadisindeki kaya üstü resimlerinin genel bir değerlendirme ile günümüzden yaklaşık olarak 9000 ve Hakkâri Valiliği, Yazılı Tarih Öncesi, Hakkâri 2003, Hakkâri Valiliği Yayını, Ankara 2003, s Dündar Alikılıç, Hakkâri Tarihi, Hakkâri T.C. Hakkâri Valiliği Yayın No: 6, Hakkâri 2011, s. 57.

41 19 yılları arasında yaptığı anlaşılmaktadır. Fakat kesin bir tarihlendirme için daha iyi bir araştırma yapmak gerekmektedir. 42 Hakkâri yazılı tarihin ilk dönmelerinde Van gölünün güneyinin M.Ö. IX. yüzyılın başlarından itibaren çivi yazılı Asur kaynaklarında Hubişkia Ülkesi olarak geçen bölge olduğu saptanmıştır. Hubişkia adı, Uruatri, Nairi ve Habhi gibi Asur Krallığının vermiş olduğu bir isimdir. Hubişkia, Asur kralı II. Tukulti Ninurta M.Ö. 890 ve 884 yılları arsından, Assahaddon M.Ö. 681 ve 669 yıllarına kadar çivi yazılı Asur kaynaklarında geçmektedir. Urartu Krallığının bu bölgeyi nasıl adlandırıldığı ise henüz tespit edilmemiştir. Arkeolojik belgelere göre, Kafkasya ve Doğu Anadolu bölgesi M.Ö yılının başlarından itibaren Hurrilerin egemenliği altına girmiştir. Yarı göçebe bir yaşam biçimi sürdüren Hurriler tarihte ilk kez Kafkasya ve Doğu Anadolu bölgesinde kültür birliğini sağlamıştır. Urartuların ataları olan Hurriler zengin su kaynakları ile yaylalarda pek çok küçükbaş hayvan beslemişlerdir. Birçok dilbilimcinin de kabul ettiği gibi, çivi yazılı Asur belgelerinde geçen Hubuşkia Ülkesi yöneticilerinden Kaki, Puhame ve Datana tipik Hurri adları olarak bilinmektedir. 43 Hakkâri ili Urartu Krallığı döneminde Asurluların güneyden gelen yağma seferlerine karşı söz konusu beyliklerin bir araya gelmesi sonucunda Urartu Devleti ortaya çıkmıştır. Urartu Devleti IX. yüzyıldan VI. yüzyılın başlarına kadar güçlü siyasi bir yapı olarak Doğu Anadolu yaylalarında hüküm sürmüştür. Bu dönemde Hubuşkia bölgesi de Urartu Devletinin egemenliği altına girmiştir. Van, Yüksekova ve İran güzergâhını takip eden Ordu Yolu bu dönemde yapılmıştır. Urartu Devletinin zayıflaması, Hakkâri yi Asur ve Kimmerlerin saldırılarına maruz bırakmıştır. M.Ö. 590 yılında Medler in saldırısı ile Urartu devleti yıkılmış olup Medler in hâkimiyeti altına girmiş olduğu düşünülmektedir. Persler M.Ö. 550 yılında Medler in hâkimiyetine son vermesi ile Hakkâri ili Akhaimenid sülalesinden Perslerin egemenliği altına girmiş ve satraplık eyaleti sistemi içine alınmıştır. Pers Kralı Büyük Darius zamanında idari yapı yeniden düzenlenerek Hakkâri ili, Babil Asur satraplığına yani eyaletine bağlı Athura eyaleti içine girmiştir. Bölgedeki 42 Oktay Belli, Van Gölü nün Güneydoğusu ile Hakkâri Bölgesinde Bulunan Tarih Öncesi Döneme Ait Kaya Üstü Resimleri, III. Uluslararası Van Gölü Sempozyumu Haziran 2007 Hakkâri Ankara 2008, ss, Oktay Belli, Van Gölü nün Güneyi ile Hakkâri Bölgesinde Bulunan Anıtsal Mimarlık Anıtları: Dev Evleri, III. Uluslararası Van Gölü Sempozyumu Haziran 2007 Hakkâri Ankara 2008, ss,

42 20 Pers egemenliği Makedonya Kralı Büyük İskender in M.Ö. 333 yılında Erbil yakınlarında Gavgamela da Persleri yenmesi ile 200 yıllık Pers egemenliği sona ermiştir. Büyük İskender in hükümdarlığından sonra bölgeye Sasaniler ve Müslüman Araplar hâkim olmuşlardır. 44 Hz. Ömer zamanında bölge, İslâm orduları tarafından 640 senesinde fethedildi. Selçuklu Türkleri Anadolu ya geldiklerinde Hakkâri bölgesi, Bağdat taki Abbasi halifelerine bağlı idi te Selçuklular, Hakkâri bölgesine hâkim oldular arasında Selçuklulara bağlı Musul Atabeğleri (Zenginler), bu bölgeyi Selçuklular adına idare ettiler senesinde Atabeğ İmâdeddîn Zengi, Aşip Kalesi yerine İmâdiye Kalesi ve şehrini kurdu de İlhanlılara bağlanan Hakkâri yi Abbâsî ailesinden gelen Hakkâri Beyleri idare ettiler. Karakoyunlu Bayram Hoca nın hâkimiyeti sırasında 1349 da Celâyirlilerin eline geçen Hakkâri, 1366 da yeniden Karakoyunluların, 1387 de Timur Hanın, 1405 te yeniden Karakoyunluların eline geçti de Uzun Hasan ın gönderdiği Sofi Halil ve Arabşah Beylerin Hakkâri Beylerini yenmesi üzerine Dümbüllü Türkmenleri bölgeye hâkim oldular. Bu hâkimiyetleri sırasında 1472 de Çölemerik te Meydan Medresesi ni yaptırdılar. Hakkâri Beylerinden Gübâli oğlu Esedüddîn, 1468 de gizlice Mısır a gitti. Kölemenlerin emrine girdi. Mısır daki Nasturîlerin yardımı ile Hakkâri ye geldi. Tiz Kalesine girerek Dümbüllü Türkmenlerini bozguna uğrattı ve bu bölgeyi ele geçirdi. Ölümünden sonra yerine Zâhid Bey geçti. Esedüddîn in sülâlesine Şenbolar dendi. Zâhid Bey, Gevar (Yüksekova) ile Akdamar ı ele geçirdi. Zâhid Beyin oğulları Seyyid Mehmed Vastan da, Mâlik Bey Çölemerik e 4 km uzaklıktaki Bay Kalesinde hüküm sürdüler. Yeğenleri Zeynel, bir baskınla Bay Kalesini ele geçirdi. Mâlik Bey, Vastan a gitti. Bir müddet sonra Seyyid Mehmed Bey, Bay Kalesini ele geçirerek bütün Hakkâri ye hâkim oldu. Yavuz Sultan Selim Hanın 1514 Çaldıran Seferinden sonra bölge, 1534 te Van bölgesi ile birlikte Osmanlı hâkimiyetine girdi. Safevîler, bir ara Hakkâri ye hâkim olmuşsa da, Kânûnî Sultan Süleymân Hanın 1548 de Van fethi ile birlikte Hakkâri yeniden Osmanlı idaresine bağlanmıştır. Seyyid Mehmed Bey, Osmanlılar adına bu bölgeyi idare etmiştir. Fakat Seyyid Mehmed Bey ile oğlunun bazı hareketleri sebebiyle bölge yeğeni Zeynel Beye Ocaklık olarak verildi. Zeynel Bey, Çölemerik Kalesini merkez edinmiş, burasını onarmış, Dize deki (Üzümcü köyü) kurşun ve başka bir yerdeki kükürt ocaklarını işlettirmiştir. Tebriz Seferi sırasında 1583 te şehit olmuş ve 44 Hakkâri Valiliği, Hakkari 98, T.C. Hakkâri Valiliği, Hakkâri 1998, ss

43 21 yerine oğlu Zekeriya Bey geçmiştir. Son Ocaklı Hakkâri Beyi Şenbolu Nurullah ile Cizreli Bedirhan Beyler birleşerek, 1843 te Tiyari ve 1846 da Tohum Ocaklarında oturan Nasturîleri yenerek ocaklarını yağma ettiler. Osman Paşa gelerek her ikisinin ocaklık hakkını kaldırdı (1847). Resim 11. Hakkâri, Şemdinli İlçesi, Nehri, Seyit Taha Medresesi Osmanlı idaresinde Hakkâri, Van Beylerbeyliğinin 14 sancağından (vilâyetinden) birini teşkil etti. Tanzimat tan sonra da Van vilâyetine bağlı iki sancaktan biriydi ve beş kazası vardı. Bu kazalardan biri olan İmâdiye, Irak ta kaldı. Başkale ise Van a bağlandı. Hakkâri nin merkezi Çölemerik kasabası idi. Süryânilerin Gülârmak, Ermenilerin İlmar ve Türklerin de Çölemerik dedikleri bu kasabanın Koçanis Manastırında Birinci Dünyâ Harbine kadar Nasturî patriği oturdu. Rusların 1858 de Türklere savaş açması sonunda Dağıstan daki Şeyh Şâmil ile işbirliği yapan Şemdinlili Seyyid Tâhâ, Ruslara savaş ilan etti. Vefatı üzerine kardeşi Şeyh Salih, Azerbaycanlıları ve Hakkârilileri Ruslara karşı ayaklandırdı. Bu sırada Cizre de bulunan İzzeddîn Şir, Yezîdî ve Nastûrîlerle işbirliği yaparak Rusya adına Musul ve Bitlis bölgesini 1854 te işgal ve yağma ettiler. Diyarbakırlı Hacı Timur Ağa, bu hainleri 1855 de yendi ve cezalandırdı arasında Van sancağına bağlı olan Albak, Çölemerik, Gevaş (Yüksekova), Beytüşşebap, Çal-Tiyari, Şemdinan (Şemdinli) ve Kotur ilçeleri Erzurum a bağlandı te Van vilâyeti yeniden kurulunca tekrar

44 22 Van a bağlandılar. Birinci Dünya Harbinde Ruslar, Çölemerik i 24 Mayıs 1915 de işgal ettiler. Nasturî lideri Merşamun u Hoy a götürdüler. Onun vasıtasıyla bütün Nastûrîler ayaklandı ve silahlı çeteler kurarak Türk ordusuna ve halkına saldırdılar. Müslüman ve Türk halkı, Rus ve Nastûrî zulmünden civar bölgelere kaçtılar de Çölemerik ve Gevaş (Yüksekova) Türkler tarafından kurtarıldı. İsyancı Nastûrî ve Ermeniler, Urmiye bölgesine çekildiler. Eski yerlerine gitmek isterken Vali Haydar emrindeki Türkler, Nastûrîleri yendiler. Millî mücadele (İstiklâl Harbi) sıralarında Şemdinlili Seyyid Tâhâ ile Şahaklı Simiko, Yirminci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa ile işbirliği yaptılar ve onu desteklediler. Böylece Seyyid Tâhâ kuvvetleri, Nastûrî ve Ermenilerin bölgeye girmelerini önlediler da yapılan Ankara Antlaşması ile Musul ve Hakkâri nin beş bölgesi sınır dışında kaldı. Çölemerik, Gevaş (Yüksekova) ve Şemdinan (Şemdinli) ilçelerinden meydana gelen Hakkâri vilayeti kuruldu. Bir ara Van a bağlanan Hakkâri tarih ve 2885 sayılı kânunla vilâyet (il) oldu. Bu bölgede yaşayan Kürt ve Kurdak diye anılan kimselerin Oğuz Türklerinden ve Türkmen soyundan bir boy olduğu; tarih, antropoloji, etnoloji, din, dil, sosyoloji ve folklor gibi çeşitli araştırmalarla ilmî olarak ortaya konmuştur. Orta Asya da Yenisey Kitabelerinde şu satırlar vardır: Men Kürt Elkan Alp-Urungu Altunluğ Keşiğim Banım Belde Elim tukuz-kırk Yaşım (Ben Kürt İlhanı Alp Urunguyum. Altunlu beldesini ülke edindim. Kırk dokuz yaşında öldüm). Tarihte Oğuz Türklerinin Türkmen soyundan Kürt ve Kurdak boylarının yaşadığı gerçektir. Fakat Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Kürt diye isimlendirilen kimseler, Oğuz Türklerinin muhtelif boy ve aşiretlerinden ibarettirler. Bu Türk boy ve aşiretleri, bölgenin muhtelif ülkeler arasında defalarca el değiştirmesi sebebiyle asıllarını ve bilhassa lisanlarını unutmuşlar ve bilhassa gramer bakımından Farsçanın geniş tesirinde kalarak çoğu Farsça olan Türkçe-Arapça karışımı bir lisan ile konuşmaya başlamışlardır. Türkiye üzerinde emperyalist niyetler besleyen ülkeler, bilhassa XVIII. asırdan sonra Oğuz Türklerine dayanan bu aşiretleri ayrı bir millet gibi göstermeye çalışmışlardır Hakkâri Yeni Rehber Ansiklopedisi, (2. Baskı), Cilt No: 8, İstanbul , s

45 HAKKÂRİ NİN COĞRAFİ KONUMU Hakkâri ili Ülkemizin 1/5 ini bünyesinde barındıran Doğu Anadolulu Bölgesinde yer almaktadır. Ülkemizin güneydoğu ucunu oluşturan il, merkez ilçe dâhil Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli ilçelerinden oluşmaktadır. Resim 12. Hakkâri İl Haritası İle bağlı 103 köy mevcuttur. Hakkâri ili doğudan Türkiye ve İran ülke sınırı, güneyden ise Türkiye ve Irak ülke sınırı ile çevrilidir. Ülke sınırlarına yakın olan bu ilin kuzey bölümünde Van iline bağlı bulunan Başkale ve Gürpınar ilçeleri, batı bölümünde ise Şırnak iline bağlı bulunan Beytüşşebap ve Uludere ilçeleri yer almaktadır. Hakkâri ili ve doğu boylamları ile ve kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. İlin yüzölçümü, 7178,88 km dir. Ülkemizin yaklaşık % 0,92 sini oluşturmaktadır. Deniz yüksekliği yaklaşık 2000 metrenin üzerindedir. İlin en yüksek dağı 4168 metre uzunluğunda olan Cilo Dağı dır. Diğer dağlar ise 3818 metre olan Sandil Dağı, 3810 metre olan Mordağ, 3630 metre olan Karadağ, 3680 metre olan Geverok Dağı ve il merkezinde bulunan 3250 metre uzunluğa sahip olan Sümbül dağıdır. Hakkâri ilinde dağlar sonra ağırlıklı olarak yeryüzü şeklini % 10,3 ile

46 24 platolar yer almaktadır. Dağlık kütleler arasında ve akarsu boylarında uzanan ovalar ise toplam il alanının % 2,1 ini oluşturmaktadır. Hakkâri ilinin denizlerden uzak ve yüksek dağlar ile çevrili olması nedeni ile genel olarak karasal iklimin etkisi altındadır. Fakat güneyden gelen hava hareketlerinin etkisine giren kesimlerde sıcaklık ortalaması biraz yükselmekte ve güney kesimlere oranla biraz daha ılıman geçmektedir. Karasal iklim etkisi altında olan ilin yıllık ortalama sıcaklığı 10 0 C derece, en soğuk olan ocak ayı ortalama -4,9 0 C derece ve en sıcak ay temmuz ortalama 24,8 0 C derecedir. Hakkâri ili yaz aylarında az yağışlı ve sıcak, kış aylarında ise soğuk geçmektedir. Hakkâri ili dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olduğu için, Zap suyu hariç il genelindeki akarsuların boyları genellikle kısa ve az su taşımaktadır. İlin en büyük akarsuyu sularını Dicle nehrine taşıyan ve ili kuzeyden güneye kat eden Zap Suyu dur. İldeki doğal bitki örtüsü doğudan batıya, kuzeyden güneye hâkim biçimlenme antropojen steptir. Orman formasyonunun bugünkü yayılış sahası ise ilin güney kesimlerinde ve kısmen de vadi ve dağların kuzey yamaçlarında kendini göstermektedir. Doğal olarak yetişen türler arasında meşe, huş, ardıç, titrek, kavak ve Akdeniz bitki türleri de yer almaktadır HAKKÂRİ NİN NÜFUS VE SOSYOLOJİK YAPISI XVII. yüzyılda Hakkâri den (Çölemerik) bahseden yazarlardan Kâtip Çelebi, Cülamerik şeklinde yazdığı kasabanın Van eyaletine bağlı olduğunu ve iki vadi arasında yükselen bir tepe üzerinde kalesi bulunduğunu zikreder. Aynı yüzyılda ünlü gezgin Evliya Çelebi de seyahatnamesinde bazen adını Cülümerik bazen de Çelemerik şeklinde yazdığı Çölemerik kalesinin Van eyaletine bağlı Hakkâri hâkimliğinin merkezi olduğunu söylemektedir. 47 XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar Van eyaleti içinde bir sancak durumunda kalan Hakkâri ili bu eyalete bağlı bir hükümet statüsünde sayılmıştır. Bu yüzyılın ikinci yarısında eyalet sisteminden büyük vilayet sistemine geçirilirken kurulan Erzurum vilayeti içinde Van sancağına bağlı olan Hakkâri 1876 yılında vilayet merkezi haline getirilmiş ve yeniden 1888 yılında Van vilayetine bir sancak merkezi olarak 46 Faruk Alaeddinoğlu, Hakkâri nin Coğrafi Özellikleri, Hakkâri T.C. Hakkâri Valiliği Yayını No: 6 Hakkâri 2011, s Evliya Çelebi, Seyahatname I, s.187; Seyahatname IV, ss

47 25 bağlanmıştır. XIX. yüzyılın sonlarına ait bilgi veren V. Cuinet, Van vilayetine bağlı olan Hakkâri sancağının merkezi olan Çölemerik in 300 ev, 20 dükkân sahip olduğunu, 5 öğrencinin devam ettiği bir rüştiye mektebinin olduğunu yazmaktadır. Hakkâri ilinin nüfusunu vermeyen Cuinet, buranın merkez olduğu kazanın nüfusunun 4600 olarak kaydeder. Hakkâri ili, 1908 yılı başlarında iki sancağı bulunan Van vilayeti içinde bir sancak merkezi idi. Hakkâri, I. Dünya Savaşı sırasında 3 Aralık 1914 yılında Rus istilasına uğramıştır. Bir hafta sonra geri çekilen Ruslar 23 Mayıs 1914 yılında yeniden Hakkâri ye girerek işgal etmişlerdir. 23 Nisan 1918 yılında şehir harap olmuş ve nüfusu azalmış bir kasaba olarak kurtarılmıştır. Cuinet in bahsettiği yıllarda 3000 e yaklaştığı nüfusun Cumhuriyet in başlarında bir il merkezi yapılmasına rağmen nüfus 1000 kişi bile değildi yılında nüfus sayımında 801 kişi tespit edilmiştir. 4 Ocak 1936 tarihinde 2885 sayılı kanun ile yeniden kurulan Hakkâri ilinin merkezi olan şehrin nüfusu 1945 sayımına kadar 2000 i geçememiştir. Hakkâri ilinin ilk defa nüfusu 1975 sayımında e yükselmiş, 1985 sayımında e yükselerek 1990 yılındaki sayımda ise üzerine çıkmıştır yılından bir önceki sayımda nüfus artış oranından iki katına çıkarak e ulaşmıştır sayımında ise, çok küçük bir azalma ile sayısına düşmüştür. Bu nüfus sayısı ile Türkiye genelinde yetmişinci sırada yer almaktadır HAKKÂRİ ÇEVRESİ İSKÂN TARİHİ Aşiret kelimesinin anlamı oymaktır. 49 Oymak kelimesinin anlamı ise, dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan ya da evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk olarak tanımlanmaktadır. 50 Osmanlı arşiv belgelerinde ülkemizde 7230 kadar millet altı kuruluş olan daha çok Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu da 48 Metin Tuncel, Geçmişten Günümüze Hakkâri Şehri, III. Uluslararası Van Gölü Sempozyumu Haziran 2007 Hakkâri (III. Internatıonal Symposıum Of Van Lake Regıon June 2007 Hakkâri), Ajans Türk Basın ve Basım A.Ş. İlk Basım, T.C. Hakkâri Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kültür Yayınları No: 5, Ankara 2008, s Türk Dil Kurumu, 1988, s Türk Dil Kurumu, 1988, s.1125

48 26 varlığını ve özelliklerini devam ettiren aşiretler tespit edilmiştir. 51 Aşiretleşme günümüzde hızlı teknolojik gelişme, sanayileşme ve kentleşme sonucu azalmasına rağmen, yine de sosyal bir gerçeklik olarak yapısal özelliklerini koruyarak günümüzde de devam ettirilmektedir Hakkâri de İskân Eden Aşiretler Binanişin, Hartuş, Hartuşid, Haydaranlı (Haydaranlu), Milan, Mukri, Mukuri, Şakak, Şakaki, Şakakyan, Şevili, Şeydan, Şivli, Takuri gibi aşiretler Cevdet Türkay da geçmekte, bir yüksek lisans tez araştırmasında yerel halkla yapılan röportajlarda Artuşi koluna bağlı Şerefan, Mahmuran, Jirki, Hacan (Hacıyanlı), Şidan, Gevdan, Alan, Ezdinan, Halilan, Havuştan, Mehmet Piran, Zevkan (Sevikanlı) ve Pinyanişi aşiretine bağlı Bilican, Musan, Barkuşan, Çallılar (Zidanlar), Malbubiler, Soretoğanı, Zeydan, Kezan, Diran, Pirhulkiler, Şivelanlar, Piruzbeyler, Purisi bunların yanı sıra Hakkâri çevresinde Silahi, Dostki, Herki, Beyzadeler, Humar, Baylar, Seyitler, Zerza, Gerdi, Diri, Marinus, Mizuri, Bervari, Regan, Nirve aşiretlerin isimleri mevcuttur HAKKARİ VE ÇEVRESİNDE BULUNAN HAVSIZ KİRKİTLİ DOKUMALAR Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumaların Tarihi Gelişimi Arkeolojik ve tarihi araştırmalara göre Türkler dünyanın en eski kavimlerindendir. Türklerin kurulduğu zamandan bu yana zengin ve renkli bir kültüre sahip oldukları ve bu kültür varlıklarını halen sürdürdükleri görülmektedir. Sürdürülen bu kalıcı kültür varlıklarının en önemli örnekleri arasında düz dokuma yaygılarıda yer almaktadır. Ayrıca, Anadolu daki dokumacılığa ait arkeolojik bulgular Anadolu da dokumacılığın düzenli gelişmeler gösterdiğini ortaya koymakta ve insanlığın başlangıcınına dair bilgileri oluşturmaktadır. Bu bilgiler ışığında Geleneksel Türk Sanatları içerisinde yer alan zengin ve köklü bir geçmişe sahip, dokumacılık sanatının Orta Asya dan başlayarak günümüze kadar bozulmadan geldiği bilinmektedir. 51 Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğunda Oymak Aşiret ve Cemaatler, Anda Yayınları, İstanbul 1979, s H. Musa Taşdelen, Göçerlerin Şehirleşmesi (Beritan Aşireti), Turan Yayıncılık, İstanbul 1997, s.5.

49 27 Ülkemizin birçok bölgesinde halen yapılmakta olan dokumacılık süre gelen zaman içerisinde değişiklikler göstererek birçok alanda kullanılmıştır. Resim 13. Hakkâri de Bir Ev Görüntüsü, Geçmiş dönemlerde insanların barındıkları mekânları dış etkenlerden korunmak için yapılmakta olan dokumalar günümüzde evlerimizin başköşelerinde yer almaktadır. Düz dokuma örneklerinin üzerindeki motifinden dokuma tekniğine, renginden kullanılan malzemesine göre toplumların kültürlerini ortaya çıkarmış ve aynı zamanda insanoğlunun duygu ve düşüncelerini yansıtmıştır. Bu konuda Türk Sanatında önemli bir yer teşkil etmektedir. Dokumacılık tarihinin çok eskilere dayandığı ve insanoğlunun varoluşundan bu yana devam ettiği bir gerçektir. El dokumacılığı Anadolu nun sosyal ve ekonomik yapısı içinde yüzyıllardan beri uğraşılan bir ata sanatı olduğu kabul edilmektedir. Ülkemizde gerek ana geçim kaynağı, gerekse ikinci bir gelir kaynağı olarak meslek edinilen dokumacılık, günümüzde bazı bölgelerimizde halen varlığını sürdürmektedir. Bu bölgeler arasında Doğu Anadolu bölgesi içerisinde yer alan Hakkâri yöresi ve çevresinde geleneksel dokusunu bozmadan günümüze kadar taşınan kültür varlığı dokumacılık en önemli el sanatı olarak yaptığım araştırmada ön plana çıkmıştır. Hakkâri yöresinde yapılan bilimsel çalışmaların ve arkeolojik kazıların neticelerinde

50 28 ortaya çıkan binlerce yıllık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan, kendine özgü geleneksel, hem havlı hem de havsız dokuma ürünlerin ortaya çıktığı önemli bir yerleşim bölgesidir. Bu medeniyetlerin kültür yansımalarından biri de kilimlerdir. Resim 14. Hakkâri de Bir Ev Görüntüsü, Ülkemizin hemen her bölgesinde kendine özgü nitelikleriyle karşımıza çıkan kilimler, Hakkâri ve çevresinde de hem kullanım amaçlı hem de kültürel ve ticari ürün olarak önemli bir yer tutmaktadır. Dokumacılık Hakkâri ili ve çevresinde sürekli geçim kaynağı olan merkez halini almış olup Doğu Anadolu Bölgesi nde dokumanın günümüz de en yaygın olarak yapılan en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kendine özgü dokuma malzemesi ve motifleri mevcuttur. Yörede yaşayan aşiretlerin, toplulukların konar göçer yaşam tarzından dolayı yaşadığı coğrafi bölgeleri inançlarını, alfabelerini, alışkanlıklarını ve sanatsal yaklaşımlarını değiştirmelerine rağmen el dokumaları kesintisiz olarak günümüze kadar gelmiş olduğu araştırmalar esnasında ortaya çıkmıştır. Bu süre içinde hem ihtiyaçları için hemde yerel imkanlar içinde etrafta bulunan malzemeleri büyüklerinden öğrendiği

51 29 teknik ve yanış anlayışı ile dokumuşlardır. 53 Ülkemizin çeşitli yörelerinde dokunan düz dokuma yaygıları Hakkari dokumaları ile benzerlik göstermektedir. Hakkari yöresindede yaptığım araştırmalarda bu benzerlikler birbirleri ile örtüşmektedir. İran, Selçuklu ve Anadolu Selçukluları döneminde en görkemli dönemini yaşayan Türk dokumacılığı Beylikler döneminde de boylara, aşiretlere ve oymaklara göre çeşitli isimleri almıştır. Hakkari yöresinde de dokunan düz dokumalar genellikle aşiretlerin, boyun veya dokuyucunun, ya da dokuma üzerinde oluşturulan desen kompozisyonun adı ile tanınır. Yörede yaşayan Herki, Jirki, Jirkan, Beritan, Haşuran, Giravyan ve Mamhuran aşiretlerinin dokumuş oldukları dokumalar yaygındır. Bu aşiretlerin bir bölümü Van ve Hakkari arasındaki bölgede yaşamaktadır. 54 Hakkari dokumalarının ve Van dokumalarının birbirinden esinlendiği kanısı ortaya çıkmıştır. Kullanılan malzeme ve motifler dokuma özelliklerinin en belirgin örnekleridir. Hakkari dokumalarında belli bir aşiretin adını alan dokuma bir başka aşiret tarafından dokunulduğunda bile yine ilk dokuyan aşiretin ismini almaktadır. 55 Hakkâri yöresi ve çevresinde kilim üretimi önemini ve değerini kaybetmeden geçmişten günümüze kadar gelmiştir. Yöre kilimleri geçmiş yıllarda olduğu gibi günümüzde de desen, renk ve motif özelliklerini devam ettirmiş, kilimler parlak ve canlı renkleriyle gelişimlerini sürdürmüşlerdir. Fakat XIX. yüzyılda sentetik boyanın hayata geçmesiyle doğal boyamacılık, tüm dünyada önemini kaybettiği düşünüldüğü için, bunun doğal sonucu olarak yöre kilimleri de, bu durumdan etkilenmiştir. Zamanla yöre ipliklerini boyamada kullanılan doğal boyalar, yerini, zahmetsiz ve ucuz olmasından dolayı sentetik boyalara bırakmışlardır. Bu durum kilimlerin renk özelliklerini ve kalitesini kaybetmesine neden olmuştur. Yöre el dokumacılığının (halı-kilim) eski değerini kazanabilmesi için alınacak önlemlerden birisi kirkitli dokuma ürünlerinin yüzyıllar öncesinden gelen renk özelliklerini sergileyecek şekilde gözler önüne seren doğal boyamacılığa tekrar dönülmesi ve bu uygulamanın bölge genelinde yaygınlaştırılması olacaktır. Dokumalar üzerindeki desen bozuklukları da doğal boya gibi kilimlerin ticari boyutunu düşündüren 53 Mustafa Genç, Geleneksel Türk El Dokumalarının Dünya Pazarlarındaki Konumu, 5. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, Haziran 2007, Celalabat, Kırgızistan. 54 Deniz, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları, s Hakkâri Kilims, Hakkâri Valiliği Yayınları, Ankara 1997,

52 30 ayrı bir konudur. Eski dönemlerde yaşayan uygarlık ve medeniyetlerin zaman içerisinde şekillendirdiği ve günümüzde sanat eseri olma değerini taşıyan doğal boyar maddeler ile boyanmış dokumaların bir kısmı, koleksiyonerler tarafından titizlikle muhafaza edilmektedir. Hakkâri yöresinde geçmişte çok yoğun bir faaliyet alanı ve geçim kaynağı olan kilim üretimi günümüzde eski önemini kaybetmeye başlamıştır. Bu sonucu; kırsal alanlardan şehirlere yapılan nüfus göçü, insanların başka geçim kaynaklarına yönelmeleri, dokumacılık sanatını bilenlerin sayısının azalmasına sebep olmuştur. Hakkâri dokumalarının temeline indiğimizde tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fakat Van gölünün Güney doğusu ile Hakkâri Bölgesinde bulunan tarih öncesi döneme ait kaya resimlerinden yola çıktığımızda, İstanbul üniversitesi, Edebiyat Fakültesi ne bağlı olarak 1967 yılında Van ilinde kurulan Van Bölgesi ve Arkeoloji Araştırma Merkezinin bünyesinde bulunan bilim kurulu üyelerinin Van ve Hakkâri kırsalında yaptığı alan araştırma çalışmaları sonucunda ortaya çıkan kaya üstü resimlerinde kullanılan Bizonlu kaya, çift başlı hayvan figürü, ceylan figürü, insan figürleri ve özelliklede dağ keçisi figürleri bu bölgede binlerce kaya üstü resimleri arasında göze çarpan en belirgin örneklerdir. Bu örnek figürleri değerlendirdiğimizde bu bölgede yaylaya çıkan ve çadırlar içinde yaşayan yarı göçebe insanların dokudukları kilimler üzerindeki dağ keçileri figürleri ile kayalıklar üzerinde tespit edilen dağ keçisi figürleri ile oldukça büyük bir benzerlik görülmektedir. 56 Dokumaların geçmişle bağlantısı, Orta Asya, Anadolu ve yakın çevresinde ele geçmiş olan ve dokuma yaygı kalıntısı olduğu tahmin edilen arkeolojik buluntular vasıtasıyla kurulmuştur. Söz konusu buluntuların günümüzden bin yıl öncesine ait olduğu tespit edilmiştir. Yerleşik toplumlar son yıllara kadar kilim ve düz dokuma yaygılarla çok az ilgilenmişler ve bunlar halı gibi lüks eşya sayılmadığından kayıtlarda da bunlardan bahsedilmemiştir. Osmanlı saray tutanaklarında, XVII. ve XVIII. yüzyıllara ait ev eşyaları arasında kilimlerden bahsedilmiştir. En eski Türk kilimi örnekleri, Osmanlı saray sanatına bağlı olarak ortaya çıktığına inanılan, bitkisel desenli ve kilim tekniğinde dokunmuş olan XVI. ve XVIII. yüzyıllara ait olan çok az sayıdaki kilimlerdir. Tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan bugünkü Türkiye sınırları içinde göçebe, yarı göçebe veya yerleşik Yörükler, diğer etnik gruplara ait boy ve oymaklar, son yıllara kadar kendilerine özgü geleneksel yaşamlarını ve bunun sonucu olarak geleneksel dokumacılığı günümüze 56 Belli, s. 6.

53 31 kadar sürdürmüşlerdir. 57 Çeşitli kazılarda bulunan iğ ve kirmanlar dokuma tezgâhlarında kullanılan taş ağırlıklar (ağırşak) ile kabartma ve heykellerdeki ayrıntılar M.Ö yılından beri dokuma sanatının Anadolu insanınca bilindiğini bilimsel olarak ispat etmektedir. Dolayısıyla Türkler Anadolu ya geldiklerinde mevcut bir dokuma yaygı geleneği ile de karşılaşmışlar ve Anadolu da özellikle kilim üretiminde yeni bir sayfa açılmıştır. Türk topluluklarının yaşayışları büyük oranda koyun yetiştiriciliğine dayandığından, mevsimlere göre otlakları verimli olan yerlere göç ederek yaşamışlardır. Yasam biçimlerine bağlı olarak tuz torbasından, kara çadıra kadar, konut için gerekli olan bütün ihtiyaçlarını, hafif ve kolay taşınabilen yünden yapılmış eşyalarla karşılamışlardır. Bu gelenekleri, göçebe yasamdan yarı-göçebe yasama ve yerleşik hayata geçişte de sürdürmüşlerdir. 58 Kilim, cicim, zili ve sumak gibi düz dokuma yaygılar bugüne kadar, dağınık olarak Anadolu nun hemen her yerinde dokuna gelmiştir. Kilim motifleri, bunların kompozisyonları ve kullanılan renkler fazla değişiklik kaydetmeden nesilden nesille aktarılmıştır. Coğrafi yapıya paralel olarak, Doğu Anadolu Bölgesi nde, büyük ölçüde hayvancılık ve yün üretimi mevcuttur. Burada yasayan halk, halı ve düz dokumalar konusunda eski ve milli bir kültüre sahiptir. 59 Yöre halkı atalarımızdan gelen gelenek ve görenekle, yüzyıllar boyunca; halı, kilim, cicim, sumak, zili, at ve deve heybesi, parzun, kolan dokuma, kıl çadırı, beşik dokuma ve ehram gibi dokumaların yanında; yün ve filik çorap, eldiven, baslık, atkı gibi bugün turistik değer taşıyan örgü işlerini de yapagelmiştir. Hakkâri yöresinde yüne dayalı dokumalarda özellikle düz dokuma yaygılarda büyük bir zenginlik ve çeşitlilik söz konusudur. Ancak bu tür düz dokuma yaygılar içerisinde değerini hiç kaybetmeden özelliğini koruyan kilimdir. Bölge ve çevresindeki belli baslı dokuma merkezleri olarak, Van (köylerde), Bingöl (köylerde), Bingöl-Karlıova, Kars (Digor, Kağızman), Erzurum (Kızılkilise, Bardız), Malatya (Pütürge, Çırmıhtı, Akçadağ, Çelikhan, Doğanşehir, Arapgir), Erzincan-Çayırlı, Diyarbakır-Çermik, Adıyaman (köylerde), Ağrı (köylerde), Tunceli, Bitlis (köylerde), Kahramanmaraş, Elbistan, Hakkâri (köylerde), Gaziantep 57 Kenan Özbel, Anadolu Kilimleri El Sanatları, Ankara 1949, Neriman Görgünay Kızıloğlu, Türk Halk Kültüründe Doğu Anadolu Dokumaları ve Giysileri, Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı Yayınları, Ankara 1994, s Kızıloğlu, Kars- Ardahan Çevresinde Tarih Yazılı Halı ve Kilimlerden Örnekler, Kültür ve Sanat, Ankara 1990,

54 32 (köylerde) ve Muş u (köylerde) gösterebiliriz. 60 Evlerde kilimler yerleri kaplamak, divanları örtmek, her boyda çantayı süslemek için kullanılmaktadır. Ticari pazarın gittikçe büyümesine, geleneklerin bozulmasına karşın kilimler hâlâ köy yaşamının bir parçası olarak bu bölgede yaşamaktadır. Yöre dokuyucuları çok büyük el becerileri gösterirler ve kilimleri oldukça sıkı dokurlar Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Dokuma Teknikleri Düz Dokuma (Bezayağı) Tekniği İki veya daha çok iplik grubunun çeşitli şekillerde birbiri arasından, altından ve üstünden geçirilerek meydana getirilen ürüne dokuma denir. Dokumanın en basit şekline bez veya bez ayağı dokuma adı verilir (Bakınız, Resim-15). Dokumalar yatay ipler yani atkı ipleri, dikey iplerin yani çözgü iplerinin arasından, altından ve üstünden geçirilerek meydana getirilir (Bakınız, Çizim-1). Resim 15. Düz Dokuma Tekniği Çizim 1. Düz Dokuma Tekniği İlikli Kilim Dokuma Tekniği Çözgülerin arasına bir alttan ve bir üstten geçmek üzere yerleştirilen renkli atkılar, kendi renklerindeki desenlerin sınırından geri döner. O desenin sınırında komşu desenin 60 Deniz, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları, s. 30.

55 33 başka renkteki atkısı da aynı yerden geri döner. Bu eğer dikey bir çizgi ise iki desen arasında dikey bir yarık diğer bir isimle ilik meydana gelmektedir (Bakınız, Çizim-2). Çünkü yan yana duran çözgü çiftleri, iki desenin sınırında iki ayrı atkı ipi tarafından geri çekilmişlerdir. Bu dokuma tekniğine hemen hemen her yörede rastlanılmaktadır (Bakınız, Resim- 16). Van, Kars ve Hakkâri yörelerinde olduğu gibi çoğunlukla kesik diyagonal hatlardan meydana gelen desenler ile ilikli dokumalar yapılmaya çalışılmaktadır. Resim 16. İlikli Kilim Dokuma Tekniği. Çizim 2. İlikli Kilim Dokuma Tekniği Sarma Kontur Tekniği Atkılar arasında oluşan delik ya da boşluklar, bazen aynı veya zıt renkte bir iplik ile arada kalan çözgülere tek tek veya dikey, yatay veya çapraz sarılır; dokumanın yüzünde, desenlerde, iğne ile işlenmiş izlenimini veren bir dokuma meydana gelir (Bakınız, Resim 17, Çizim 3) Ölçer, s.18.

56 34 Resim 17. Sarma Kontur Dokuma Tekniği Çizim 3. Sarma Kontur Dokuma Tekniği Cicim Dokuma Tekniği Cicim dokuma türü sık yüz ve tersleri tamamen farklı bir dokumadır. Dokumanın ön yüz tarafında motifler hafif kabarık bir görünümdedir. Terslerinde ise bu süsleri meydana getiren renkli yün ipleri karışık bir biçimdedir. Cicim dokuma iki kişi tarafından dokunmaktadır. Cicim dokuması araştırma yöremizde Cecim olarak adlandırılmaktadır. Geçmiş yıllarda bu dokuma türleri ıstar tezgâhta dokunmaktadır. Dikine kurulmuş iki kalın ağaçtan ve bu ağaçların hem üstünden hem de altından birbirine bağlayan yatık geçme iki parça ince ağaçtan oluşmaktadır. Tezgâhın ön tarafında oturan kadın atkıyı çözgülerden geçirirken aradaki, işlenecek motiflerin şekil ve renklerine göre atkı geçirilmemiş çözgülerin arasından ön tarafa gelecek şekilde elindeki yün iplerini geçirerek arka tarafa alır. Bu yapılan işlemden sonra atkı süzme ve basma olarak boydan boya geçirilerek kirkit yardımı ile sıkıştırılır. Bu sıkıştırma sonucunda motifleri oluşturan renkli iplikler cicim dokumanın zemininde kabarık bir görüntü oluşturur. Sili dokumalar cicim dokumalardan biraz daha kalındır. Anadolu nun bazı bölgelerinde özellikle aşiretler arasında bu dokuma türlerine sıkça rastlanılabilir. 62 Diğer bir değişle gergin çözgü iplik sistemi üzerine bez ayağı zemin örgüsü işlenirken renkli iplikler çözgü üzerinden belirli atlamalar ile motifler oluşmaktadır. Cicim dokuma tekniği kendi arasında; seyrek motifli cicim, sık motifli cicim, atkı yüzlü seyrek 62 Kenan Özbel, Cicim ve Sili, El Sanatları VII, Kılavuz Kitaplar: XVII, C.H.P. Halkevleri Bürosu, Ulus Basımevi, Ankara Tarih yazılmamış, s.7.

57 35 motifli cicim ve atkı yüzlü sık motifli cicim tekniği olarak ayrılmaktadır Hakkari ve Çevresinde Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Araç, Gereç ve Avadanlıklar Tezgah Düz el dokumaları, halılar ve kilimler aynı tezgâhta dokunabilir. Aynı çözgü düzeni üzerine bir veya daha çok dokuma tekniği uygulanabilir. Hakkâri yöresinde ve çevresinde kullanılan tezgâh tipi iki çeşittir. Bunlardan biri geçmiş yıllarda kullanıldığı gibi yörede günümüzde de kullanılan el dokumacılığının da en eski tezgâhlarından biri olan yer tezgâhıdır. Diğeri ise geçmişte kullanılan ve günümüzde de araştırmalarımız esnasında sıkça karşılaştığımız germe tip (düz) tezgâhtır (Bakınız, Resim-18). Resim 18. Metal Germe Tezgahta Kilimi Dokuma İşlemi. Resim 19. Germe Tezgahta Şehvani Kilimi Dokuma İşleminden Detay.

58 36 Resim 20. Metal Germe Tezgahta Üst Levend ve Yan Metal Çubuk. Resim 21. Metal Germe Tezgah Alt Levend Germe Tezgâh ve Parçaları Hakkâri yöresinde yapılan araştırmalar esnasında resmi kurumlar ve özel işletmeler yanı sıra evlerinde sıkça kurulu tezgâha ve dokuma yapan insanlara rastlanıldı. Yörede germe tip ahşap tezgâhları olduğu gibi metal aksamlı tezgâhlarda kullanılmaktadır. Yörede kullanılan germe tip tezgâhı meydana getiren parçalar şunlardır. İki adet dikey yan tahta (Alt levend ve üst levend parçalarını birbirine bağlayan dikine birbirine paralel aksam) Bir üst ağaç (Üst levend yatay aksam) Bir alt ağaç (Alt levend yatay aksam) Gücü Ağacı Varangelen Ağacı Kirkit Üst Levend Üst ağaç yada üst yatay aksam olarak ifade edilen alete, alt levenden gelen dikine birbirine paralel olarak gelen ön ve arka çözgü iplerinin üst kısmında sarılan, geçmiş yıllarada ağaçtan olan günümüzde ise demir malzeme kulalnılarak yapılan dokuma tezgahının önemli bir aracıdır (Bakınız, Resim-20).

59 37 Alt Levend Alt ağaç yada alt yatay aksam olarak ifade edilen alete, üst levenden gelen dikine birbirine paralel olarak gelen ön ve arka çözgü iplerinin alt kısmında sarılan, geçmiş yıllarada ağaçtan olan günümüzde ise demir malzeme kulalnılarak yapılan dokuma tezgahının önemli bir aracıdır (Bakınız, Resim-21). Gücü Ağacı Çözgülerin üzerinde duran kalınca bir sopadır. Arka çözgüler öne alınarak bunun üzerinde sarılı olan ipliklerin arasından geçirilir yada ayrı bir iplik ile teker teker bu sopaya belli bir sistem ile bağlanır. Bu işlem neticesinde dokuma sırasında arka çözgüler öne, öndeki çözgülerin ise arkaya geçmesi sağlanmaktadır. Resim 22. Varangelen Resim 23. Kirkit ve Varangelen. Varangelen El tezgahlarında gücü ağacının üst kısmında duran, alt ve üst levend üzerine sarılmış olan birbirine paralel ön ve arka çözgü ipliklerinin arasının açılmasını sağlayan uzun ince tahta bir aparattır (Bakınız, Resim 22). Kirkit Dokuma yaygılar ve halılarda, çözgüler arasına enine geçirilen atkılları ve düğümleri döverek sıkıştırmaya yarayan eski dönemlerde hayvan kemikleri ve dişlerinden günümüzde ise, ağaçtan veya demirden yapılan el gibi yada çatal gibi dişli alete denir. Yöreden yöreye ismi değişmektedir.

60 Germe Tezgâhta Çözgü Çözme İşlemi Yörede çözgü işlemi tezgâh üzerinde alt levent üzerine bağlanan çubuk üzerinden bir alttan sarıp üst levendden dolayarak ve aynı işlemi bir üstten sarıp alt levendden dolayarak oluşur. Bu işlem istenilen çözgü yöresel adıyla eriş sayısı ulaşılana kadar devam eder. Tezgâh üzerine çözgü çözme işlemi bittikten sonra eriş yani çözgülerin arasından ağızlık ipi geçirilir ve kirkitle sıkıştırılır. Atkı boyu ölçülür. Çözgü yani erişlerin arasından varan gelen geçirilir. Resim 24. Hakkari Karayolu nun Yan Taraflarında Otlayan Koyun ve Keçi Sürüsü Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Dokuma Malzemeleri Yün Hayvanlardan elde edilen liflere hayvansal lif adı verilir. Hayvansal lifler yün, ipek ve kıllar olmak üzere üç ana gruba ayrılır. Bu liflerde kendi aralarında örtü ve salgı lifleri olarak ikiye ayrılır. Örtü lifi olan yün hakkari yöresi dokumalarının en temel

61 39 hammadde malzemesidir. Koyunların vucutlarını örten yumuşak ve kıvırcık liflere yün denir. Yün lifinin insanlar tarafından kullanımı taş devrinden sonra başlar. Eski Mısır ve Yunanlılar tarafından kullanılmakla beraber endüstri halini alması Roma İmparatorluğu döneminde başladığı bilinmektedir. İnce yün liflerinin eğrilmesi ve kullanımı Osmanlı İmparatorluğunda başlayarak Avrupa ya yayılmıştır. Anadolu da birçok bölgede olduğu gibi Doğu Anadolu da da dokunan düz dokumaların temel hammaddesi yün ipidir. Genellikle çözgü ve atkı ipi olarak kullanılmaktadır. Dokumada kullanılan yün ipinin en önemli kaynağı koyun ve kuzudur. Bu nedenden dolayı yörede küçükbaş hayvancılık ön planda olduğu gibi, geçmişten günümüze büyük ve küçükbaş hayvancılık önemli ölçüde geçim kaynakları arasında yer almaktadır. Resim 25. Koyun Kırkma İşlemi. Resim 26. Koyun Kırkma İşlemi. Resim 27. Kırklık (Cew)

62 40 Resim 28. Kırklık (Cew) Koyunlar halk tarafından bir yıl içerisinde cinsine göre iki kez kırkım işlemi yapılmaktadır (Bakınız, Resim 25). Bu kırkım işlemi yörede koyun kırpma şenlikleri adı altında haziran, temmuz ya da eylül ayında belirli bir gün içerisinde yapılır. Geçmiş yıllarda kırkım işlemi elle yapılırken günümüzde bu iş makine ile de yapılmaktadır. Yörede kırkım işlemi kırkım makası denilen büyük ve geniş ağızlı, iki ucundan tutularak kullanılan makaslardan faydalanılır (Bakınız, Resim 27, 28). Kırkım işleminden önce yörede yetişen koyunlar yıkanır. Daha sonra kırkma işlemine geçilir. Bu işlem esnasında kırkılacak koyun yere yatırılır, ön ve arka ayaklarından ikisi, çapraz şekilde, bir iple bağlanılarak kırkma işine başlanılır (Bakınız, Resim 26). Resim 29. Kırkılan İpler Toplanırken. Resim 30. Koyun Kırkılan Yün İpi. Kırkım sonunda elde edilen yün lifinin uzunluğu yaklaşık cm arasında değişmektedir. Koyundan alınan post şeklindeki yığıntılara tulup adı verilir. Kırkılan yünlerin geniş bir alana düzenli bir şekilde yere serilerek güneşlenmesi sağlanır.

63 41 Resim 31. Yün Çırpma Aleti Yay ( Gurinç). Resim 32. Yün Tarağı. (Şane, Şehıri). Güneşlenme işlemi bittikten sonra yere serilen yünler toplanarak su ile yıkanır. Bu yıkanma işlemi bittikten sonra yünler tekrardan yere serilerek güneşlenmeye bırakılır. İyice kurumuş olan yünler toplanarak içerisinde bulunan yabani otlar, pıtraklar ve istenmeyen dış maddeler temizlenir. Resim 33. Yün Tarama İşlemi. 63 Resim 34. Yün Tarama İşlemi. 63 Kaynak Kişi; Saliha Karataş, Dokuyucu, 1947 Çağlayan Doğumlu, Hakkâri 2012.

64 42 Resim 35. Teşi Örneği. Resim 36. Yün İpinin Teşiye Sarılma İşlemi. Resim 37. Yün İpinin Teşiye Sarılma İşlemi. Resim 38. Yün İpini Teşi İle Eğirme İşlemi Resim 39. Yün İpini Teşi İle Eğirme İşlemi. Temizleme işlemi bittikten sonra yünler taratılır. Yani taraktan geçirilerek yünler taranır ve teşi ile eğrilerek ip haline getirilir. İp haline gelen yün yaklaşık bir milim

65 43 kalınlığında işlenir. Bu işlem bittikten sonra ip yumak haline getirilir. Yün ipini iplik haline getirme işleminin adı bölgeden bölgeye değişmektedir. Doğu Anadolu bölgesinde ve Hakkâri yöresinde bu işlem genel anlamda iğ olarak bilinen teşi ile yapılmaktadır. Yapağı halindeki yün; iplik yapılmak üzere iğ ya da teşi yardımı ile eğrilir ya da bükülür. (Bakınız, Resim- 38,39,41: İp Eğirme İşlemi). Teşi İp eğirmek ve ya katlamak için kullanılan uzun, silindir biçimi, alt kısmına indikçe ağırlık dengesi sağlamak için kalınlaşan ahşap alettir (Bakınız, Resim-35: Teşi Örneği) Keçi Kılı Anadolu nun birçok bölgesinde olduğu gibi Doğu Anadolu dokumalarında kullanılan diğer bir hammadde keçi kılıdır. Alan araştırmamız sırasında Hakkâri dokumalarının bir kısmının temelini geçmişte koyunyünü gibi, keçi kılı oluşturmaktadır. Yörede dokunan kıl çadırları, parzun ve kolan dokumalarında sıkça kullanılmıştır. Keçi kılı sert ve kalın olduğu için dokumaya pek uygun değildir. Genel olarak çadır, sitil, çul, Parzun, heybe, haral, çuval, torba gibi dokumalar keçi kılından yapılmaktadır. Resim 40. Keçi Kılının Kırkım İşlemi. (Foto: Hacı Tansu) Resim 41. Keçi Kılını Teşi de Eğirme İşlemi. (Foto: H. Tansu) Keçi kılının en önemli özelliği soğuk sıcak ve neme karşı dayanıklı olmasıdır. Bu nedenden dolayı çul gibi dokumalarda hem sergi olarak kullanılır, hem de nemi

66 44 önlemesi için yünden dokunmuş halı ve kilim gibi dokumaların altına serilmektedir. Anadolu da keçinin kılı yılda bir kez kırkılmaktadır. Keçi yünü de, koyunyünü gibi aynı kırkılma işlemlerine tabi tutulur. Resim 42. Keçi Kılı İpi (Foto H. Tansu). Resim 43. Toplanmış Kıl Çadırı Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Doğal Boyar Maddeler Doğal Boyar Madde Elyafları renkli hale getirmede uygulanan maddelere boyarmadde adı verilir. Fakat her renk veren veya renkli olan madde boyarmadde değildir. Boyarmaddelerle yapılan renklendirme boyalarla yapılan renklendirme işlemine benzemez. Hiçbir doğal boya maddesi kesin renk vermez. Boya malzemesinin miktarına, kalitesine, yardımcı maddesine göre değişik renkler ve tonlar elde edilir. Renk, denenerek bulunur ve aynı tonu ikinci bir kez elde etmek imkânsızdır. Bu nedenle, doğal pigmentlerle gerçekleştirilen renklendirmelerde bir boyamadan bir diğerine ton farklılıkları olabilir. Doğal boyalar, binlerce yıl boyunca bitkiler, hayvanlar ve minerallerden elde edildiler. Cilâlı Taş Devrinin (M.Ö ) Anadolu daki başlıca merkezlerinden olan Çatalhöyük teki evlerde rastlanan ve av sahnelerini konu alan duvar resimlerinden bugünkü özgün Türk el dokumalarının hammaddeleri olan yün, tiftik, pamuk ve ipeğe renk verilmesine kadar insan yaşamının ve sanatın bir parçası olmuştur doğal boyama maddeleri. Dokuma sanatının temel yapı taşlarından bir parçasını oluşturan boyamacılık geleneksel yöntemler ile asırlarca Anadolu dan günümüze kadar süre gelmiştir. Kimyasal maddeler içeren boyaların meydana

67 45 gelmesinden önce kullanılan doğal yollar ile elde edilen bitkisel ve hayvansal kökenli boyalar dokumacılık alanında önemini korumuştur. Tarihin çok eski dönemlerinde başlayan doğal boyacılık, XIX. yüzyılın ortalarına kadar yüzyıllar boyu uygulanmaya devam etmiştir. Ancak, düz dokumaları uzun yıllar olumsuz yönden etkileyen sentetik boyaların, XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra kullanılmasıyla, bu konu giderek unutulmuş ve zamanla yok olmuştur. Fakat yaptığım araştırmalardan aldığım sonuçlara göre, Hakkâri yöresinde olduğu gibi günümüzde de birçok ilde geleneksel yaşamın devam ettiği yerlerde dokumada kullanılmak üzere doğal boyamacılık yapılmaktadır. Hakkâri ili ve çevresinde de araştırmalar esnasında incelenen eski dönemlere ait havlı ve havsız kirkitli dokumaların genelinde doğal yollarla elde edilen ip ve boyalar kullanıldığı görülmüştür. Resim 44. Doğal Boyar Madde İle Boyanan Yün İpleri. Resim 45. Yün İpleri. Resim 46. Nar Kabuğu Resim 47. Kiraz Yaprağı Özelliklede her dokumanın çözgüsü ve atkısı için kullanılmak üzere koyundan elde edilen yün ipi doğal boyar madde ile boyanarak ve çeşitli aşamalardan geçerek atkı

68 46 ve çözgüde kullanılmıştır. Yörede geçmiş yıllarda doğal boyamacılık ön planda olmasına rağmen günümüzde Halk Eğitim bünyesinde açılan dokuma kursları dışında çok az sayıda insan bu geleneksel mesleği sürdürmektedir. Hakkâri dokumaları renk bakımından oldukça zengindir. Dokumalarda kullanılan renkleri elde etmek için çok çeşitli bitkiler kullanılmıştır. Hakkâri yöresi bitki çeşitliliği bakımından incelendiğinde birçok endemik bitki yetiştiği bir coğrafyaya sahiptir. Bu zenginlik geçmişten günümüze Hakkâri nin geleneksel yaşam tarzını yansıtan yöresel kıyafetlerine, geleneksel kültürlerine ve dokumalarına yansımıştır. Resim 48. Kiraz Yaprağının Kaynatılması Resim 49. Kaynatma İşlemi Resim 50. Kiraz Yaprağı İle Boyama Resim 51. Boyanan Yün İplerinin Çıkarılması Yörede kullanılan doğal boyar madde bitkileri; geçmişte ve günümüzde kullanılan sütleğen, ceviz kabuğu, meşe kabuğu, papatya, gence otu, muhabbet çiçeği, agırut

69 47 bitkisi, çivit otu, zerdebirk bitkisi, kök kırmızısı, bareş, tırşok ve bunların dışında kullanılan bitkiler; ayva yaprağı, kiraz kabuğu, nane otu, soğan kabuğu, nar kabuğu ve sumak yaprağıdır. Resim 52. Sütleğen Bitkisi Resim 53. Yabani Nane (Kurutulmuş) Kırmızı Renk Kırmızı renk Hakkâri yöresinde dokunan düz dokumalarda ağırlıklı olarak kullanılan renklerden biridir. Birçok bölgede olduğu gibi Hakkâri yöresinde de dokumalarda kullanılan kırmızı renk tonu kök kırmızısı (rubia) bitkisinden elde edilir (Bakınız, Resim-54,55). Yörede çok sık rastlanılan bir bitki türüdür. Geçmiş yıllardan günümüze kadar kullanılan bir doğal boyar madde bitkisi olarak yörede kullanılmıştır. Resim 54. Kök Boya Bitkisi Resim 55. Kök Boya Bitkisi

70 48 Resim 56. Kök Boya İle Boyama Resim 57. Kaynayan Boyaya İp İlave Etme Resim 58. Kök Boya İle Yün İpleri Kaynarken. Resim 59. Kök Boya İle Yün İpleri Kaynarken Geçmiş yıllarda yörede yaşayan ve doğal boyacılıkla ilgilenen yaşlı kadınların reçetelerinden alınan bilgiyi göre günümüzde doğal boya yapılmaktadır. Kök boyadan kırmızı rengin elde edilme yöntemi: Kök bitkisi çıkarılıp toplandıktan sonra yaşken yıkanır. Gölge bir ortamda kurumaya bırakılır. Yörede tarif edilen ip miktarı eski çileler ile (gloki) 900 gr. yeni çileler ise gr. dır. 1 kg. kökboyasına 1 kilo çile yün ipi kullanılır. Birlikte mordanlama yöntemi ile yapılır. Birlikte mordanlama yönteminde yaşlı kadınlar tahta kaşık yardımı ile ölçü alarak mordan için kaya tuzunu kullanmıştır. Kökboyası 1 saat tek kaynatılır. Daha sonra kaya tuzu ve yün ipi ilave edilir. Birlikte 1 saat daha kaynatılır.

71 49 Daha sonra altı kapatılır ve 24 saat kaynamış tencere içerisinde yün ipleri bekletilir. 24 saat geçtikten sonra yün ipleri çengele takılarak gölge ya da güneşli ortamda 1 gün kurutulur. Resim 60. Yün İplerini Çıkartırken Resim 61. Boyanmış Yün İpi Resim 62. Sumak Yaprağı Resim 63. Tırşok Bitkisi Kurutulan yün ipleri Sumak yaprağı (Bakınz, Resim-62), Tırşob bitkisi (Bakınız, Resim-63) ya da Elma sirkesi (yoksa yabani elma ekşitilerek kullanılabilir) gibi üç bitkiden birinin suyu ile yarım saat ıslatılır. Daha sonra ıslatılan yün ipleri bol su ile durulanır ve tekrardan kurutulur Kaynak Kişi; Kadir Garipgazioğlu, Sözlü Görüşme, 1959 Hakkâri doğumlu, Doğal boya ustası ve Rengin Kilimcilik İşletme Sahibi, Hakkâri Kaynak kişi doğal boya yöntemini, Merhum Zini Burgu dan ( Zini Burgu; 1896 tarihinde Amedi Köyü, Duhuk, Irak da doğmuş, 1989 yılında vefat etmiştir.) öğrendiğini ifade etmiştir.

72 50 Kahverengi Hakkâri yöresi düz dokumalarında kullanılan kahverengi tonu için iki yöntem kullanılmıştır. Birçok bölgede olduğu gibi kahverengi tonu, Hakkâri yöresinde de Ceviz kabuğu bitkisinden elde edilir. Yörede ceviz ağaçlarına sıkça rastlamak mümkündür. Resim 64. Ceviz Yaprağı Resim 65. Ceviz Kabuğu Ceviz kabuğundan kahverengi tonunu elde etmek için kullanılan 1. yöntem; Geçmiş yıllarda kahverengi tonunu elde etmek için doğal boya yapan yaşlı kadınlar sulu ceviz yani dere kenarlarında bulunan ceviz ağaçlarında yetişen cevizlerin kabuklarını boyama için tercih etmezlerdi. Ceviz kabukları yaşken toplanarak büyük bir tencereye doldurulur. Tencere içerisine ceviz kabuklarını ıslatacak kadar soğuk su ilave edilir. Hiçbir işlem yapmadan 1 gece bekletilir. 1 gece bekletilen ceviz kabukları kaynatılmaya başlanır. Kaynayan ceviz kabukları yavaşça erimeye başlar ve iyice eridikten sonra tencere içerisine yün ipleri de ilave edilir. Birlikte 1 saat kaynatılır. Daha sonra kaynatılan yün ipleri 1 gece soğumaya bırakılır ve sonra çıkarılıp yıkanır. Gölge bir ortamda kurutulur. Kahverenginin ötesinde siyah renge yakın bir renk tonu elde edilir. 65 Ceviz kabuğu bitkisinden kahverengi tonunu elde etmek için kullanılan 2. Yöntem; Yörede bu yöntem mevsim dışı, ceviz kabuğunun olmadığı bir dönemde ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Ceviz ağaçlarından toplanan ceviz ve kabukları gölgede 65 Kaynak Kişi; Hatice Yaşar; Sözlü Görüşme, Ev hanımı, 1955 Bağışlı köyü doğumlu, Yağmurlu Köyü, Hakkâri 2012.

73 51 kurutulur. 2 kilo kurutulmuş ceviz kabuğu için 1 kilo yün ipi kullanılır. 1 saat birlikte kaynatılır. Daha sonra yıkanır ve kurutulur. 1. Yöntem kullanılarak yapılan boyama işlemi sonucunda çıkan renk tonuna yakın bir renk tonu çıkar. İki yöntem arasındaki fark renkteki ton farkıdır. Siyah Renk Hakkâri yöresinde siyah yün ipi günümüzde siyah koyundan elde edildiği gibi yanı sıra ceviz kabuğu ve meşe kabuğu da siyah renk tonunu elde etmede kullanılmaktadır. Ceviz kabuğu ve meşe kabuğundan siyah rengin elde edilme yöntemi; Ceviz kabukları toplandıktan sonra kurutulmadan yaş bir şekilde 25 litrelik bir tencere içerisine sıkıştırılıp bastırılmadan doldurulur. Yaklaşık olarak 3 litre su ile ıslatılır ve ateşe koyularak 1 saat kaynamaya bırakılır. Ateşten alınmadan içine tahmini 2 kg. yakın meşe kabuğu atılır. Ve tencere içerisindeki renk tonu siyahlaşır. Meşe Palamudu kabuğu koyulduktan sonra aynı kaynama süresi ilave edilir (1 saat). Toplam 2 saat kaynar. Ayrıca bir parça şap katılır yaklaşık 2 veya 3 gr. başka bir deyişle yörede nişan yüzüğü takılan parmağın ucu kadar diye bilinmektedir. Daha sonra 2 ya da 3 çile ip beraber boyama yöntemi uygulanarak tencere içine koyulur ve soğutulmaya bırakılır. Soğumuş olan yün ipleri üzerine meşe külü dökülerek hava alması engellenerek kapatılır. Yörede bu yöntem uygulandığında siyah rengin hiç çıkmayacağı söylenir. Yün ipleri meşe külü ile bir gün bekletilir. Daha sonra yıkanır ve kurutulur. Ayrıca siyah ipliğin yapılmasında dere kenarlarında siyah balçığa benzeyen bir madde konulduğu tahminimizce de bu balçık içinde ipin siyah renge dönüşmesini sağlayan demir oksit mordanının olması büyük ihtimaldir. Sarı Renk ve Tonları Hakkâri yöresinde sarı renk tonunu elde etmek için birçok bitki türü vardır. Fakat geçmiş yıllarda olduğu gibi günümüzde bu rengi elde etmek için gence bitkisi, agırut bitkisi, papatya ve muhabbet çiçeği ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Gence bitkisinden sarı renk tonunun elde edilme yöntemi; Gence bitkisi ile sarı rengi elde etmek için, 1 kilo gence bitkisine 2 kilo yün ipi kullanılır (Bakınız, Resim 66, 67). Birlikte mordanlama yöntemi uygulanır ve şap

74 52 kullanılır. 60 litre su ile birlikte 1 saat kaynatılır. Daha sonra yıkanarak kurutulur. Resim 66. Gence Bitkisi Resim 67. Gence Bitkisi Resim 68. Kurumuş Papatya Resim 69. Papatya Papatya ve muhabbet çiçeği ile sarı renk elde etme yöntemi; Sarı renk elde etmek için iki bitkininde kullanma yöntemi aynıdır. Yarım kilo papatya ya da muhabbet çiçeği ile 1 kilo yün ipi kullanılır. 50 gr şap atılır. Yarım saat kaynatılır, yıkanır ve kurutulur. Ortaya çok güzel bir sarı renk çıkar. Aynı su ikinci kez kullanıldığında koyu bir krem rengi elde edilir. Sarı rengin daha parlak olması için ılık su ile yıkanır ve 50 gr sirke koyulur ve suya batırılır. 10 ya da 15 dakika bekletilir. Daha sonra yıkanır ve kurutulur.

75 53 Agırut (agirit) bitkisinden sarı renk tonunun elde edilme yöntemi; Agırut bitkisinden sarı renk elde etmek için, agırut bitkisi ve çiçekleri akşamdan su ile ıslatılır. Önceden mordanlama yöntemi uygulanır yün iplerine bu işlem bir gün önceden yapılır. Islatılan bitki ve çiçekler sabahın ilk saatlerinde daha önceden mordanlanmış yün iplikleri ile tencere içerisine koyularak birlikte 1 saat kaynatılır. Ateş söndürülür ve içine 50 gr. sirke ilave edilir. Sirkeli suda 4 ya da 5 saat bekletilir, yıkanır ve kurutulur. Parlak bir sarı renk elde edilir. Bu işlem defalarca yapılsa da sarı rengin tonunda değişme olmaz. Resim 70. Muhabbet Çiçeği Resim 71. Muhabbet Çiçeği Resim 72. Boyanmış İp Resim 73. Zerdebirk Bitkisi

76 54 Yeşil Renk ve Tonları Hakkâri yöresinde yeşil renk tonunu elde etmek için birçok bitki türü vardır. Yeşil renk tonunu elde etmek için gence otu, papatya bitkisi, muhabbet çiçeği, zerdebirk bitkisi ve indigo mavisi kullanılır (Bakınız, Resim-73). Gence otu, zerdebirk bitkisi, papatya ve muhabbet çiçeği ile yeşil renk tonunu elde etme yöntemi; Yeşil renk elde etmek için sarı rengi elde etme yönteminin reçetesi kullanılır. Kurutulan ipler indigo mavisi kullanılarak yapılır. indigo mavisi parça olarak alınır. Kesinlikle toz kullanılmaz. Parça halinde alınan indigo eritilir. Bir kazana 30 litre su koyulur. 60 derecede kaynar. 100 gr. hidrosülfit, 50 gr. sudkostik ve 50 gr. eritilen indigo ilave edilir. Kazan içindeki suyun rengi sapsarı bir renk haline gelir. Sarı rengi alan su içerisine yeşil yapmak istenilen sarı ipler koyulur. Kazan içerisindeki ipler 5 dk bekletilirse açık yeşil, 15 dakika bekletilirse koyu yeşil elde edilir. Daha sonra ipler hızlı bir şekilde çıkarılır ve hava temasını sağlamak için açılır ve ipler yeşil renge dönüşür. Lacivert Renk İndigo Indigofera tinctoria L. MÖ 4000 ile 2000 li yıllarda İndus Vadisinde kullanılmıştır. Bugün Pakistan sınırları içinde olan bu vadi geçmişte Hindistan a aitti. Bitki Hindistan da indigo boyası üretimi için en eski bilinen bitkidir. Bitkiden indigo üretimine binlerce yıl devam edilmiştir. İndigo boyamacılığı Hindistan a ilişkin olarak Helen Dünyasında indikon olarak bilinir. Indigofera türünün tümü mavi renk elde edilmesinde kullanılmıştır. 66 Bu rengi veren bitki İndigofera Tinctoria denilen 67 ve Doğu Hindistan da yetişen çivit boyasıdır (Bakınız, Resim-74). 68 Elde edilecek olan renk, bitkinin yapraklarında bulunmaktadır (Bakınz, Resim-75). 69 Ülkemizde bu boyarmaddenin yerine çivit otu kullanılmaktaydı. Çivit otunun 66 Emre Dölen, Tekstil Tarihi, Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yayınları, İstanbul 1992, No: 92, s Nevin, Enez, Doğal Boyamacılık, Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Yayınları, İstanbul 1987, s s. 39, Erişim Tarihi, Gürbüz Uğur, Türk Halılarında Doğal Renkler ve Boyalar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ajans- Türk Matbaacılık Sanayii A.Ş, Ankara 1988, s. 19.

77 55 boyarmaddesi de indigodur. 70 Türkiye de yetişen bitki ise İsatis Tintoria dır. Çivit boya bitkisi, çiçek açmadan evvel dalları kesilerek, üst üste gelmek suretiyle derece sıcaklıktaki suya batırılır. Boya, iki-üç saat içinde çıkmaya başlar. Bu sıvı daha sonra başka bir kaba aktarılarak, daha da saflaştırılır. Filtre edilerek mat hâle getirilir. Evvelce çivit boya fermantasyon suretiyle elde edilmekteydi. Kireç ve soda eriyiği ile fermante edilir, boyanması istenen yünler daha sonradan oluşan bu eriyiğe batırılıp çıkarıldıktan sonra havanın tesiriyle boya oluşurdu. Bu yöntemin oldukça güç olması nedeniyle günümüzde daha basit bir yöntem olan hidrosülfit mordanıyla boya oluşturulmaktadır. İndigo mavisi denilen bu renk ışıktan etkilenmez. 71 İndigo doğal boyalar içinde haslığı en yüksek olanıdır. Bununla boyanmış bir dokuma güneş ışığı ve yıkanma etkisiyle hemen-hemen hiç solmaz, sadece sürtünme sonucunda aşınarak zamanla rengi açılabilir. 72 Resim 74. İndigo boyarmaddesi. Resim 75. İndigo Boya Bitkisi (İndigoAğacı)Yaprakları Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Teknikler Hakkâri ve Çevresi Dokumaların Teknik Özellikleri Hakkâri yöresinde eski dönemlerde dokunan kilimlerin tek parça en ebatları 68 ile 85 cm. genişliğinde değişmektedir. İki dokunmuş parça tam bir kilim meydana 70 İnci, Tezcan, İpek Halılarda Doğal Boyarmaddeler, Tekstil ve Mühendis, Yıl:5, S:26, Nisan 1991, s s. 39, Erişim Tarihi: Üner Eyüboğlu, Füsun Yaraş, Doğal Boyalarda Kırmızılar, Morlar, Maviler, Kültür ve Sanat Dergisi, Sayı: 61, Haziran 1990, s

78 56 getirebilmesi için birbirlerine paralel bir şekilde motif kompozisyonu uygun getirilerek dikilmektedir. Bunlara iki şaklı denir. Bu tarz kilimler genel olarak yaklaşık 2 ile 2,5 metre uzunluğu arasında değişmektedir. 73 Bu kilim ölçüleri dışında yörede daha önce dokunmuş daha büyük en ve boy uzunluğuna sahip olan kilimlerde mevcuttur. Hakkâri yöresi ve çevresinde yaşayan toplulukların yaşayışları büyük oranda koyun yetiştiriciliğine dayandığından, mevsimlere göre otlakları verimli yerlere göç ederek yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu yaşama şekline bağlı olarak da tuz torbasından yer döşemelerine kadar, bir ev için gerekli bütün ihtiyaçlarını hafif ve kolay taşınabilen yünden yapmışlardır. Yaşanacak mekânlarını ise kıldan dokumuşlardır. Bu geleneklerini, göçebe hayattan yarı göçebe hayata ve yerleşik hayata geçinceye kadar devam ettirmişlerdir. Günümüzde ise halen hayvancılıkla uğraşan halkın bir kısmı yayla yaşamı sürdürmektedir. Ayrıca yörede yayla yaşamı ile ilgili festivaller düzenlenmektedir. Bu sebeple yörede yüne dayalı el sanatlarında kilim, cicim, sumak, zili gibi düz dokuma yaygılarda zengin bir çeşitlilik söz konusudur. Ancak yörede, bu tür düz dokuma yaygılar içeresinde en çok dokunan ve özelliği kaybetmeden güzümüze kadar gelebilen kilimdir Havsız Kirkitli Dokumalarda Kullanılan Desen, Motif, Kompozisyonu ve Renk Özellikleri Motif, Desen ve Kompozisyon Özellikleri Türk dokumalarındaki motiflerin temelinin binlerce yıllık bir zaman dilimi ve coğrafya farklılıklarına, kültür çevrelerinin yabancılıklarına rağmen, sağlam ve düzenli bir ayniyeti koruyup devam ettirmesi önemli bir özelliktir. Türk dokumacılık sanatı açısından bakıldığında onur ve gurur verici bir muvaffakiyet olarak takdirleri celbeden bu karakter gücünü motiflerimizdeki menşe birliğinden almaktadır. Bu menşein ana vatanı Orta Asya dır. Bu kültür, bu vatanın kutsal inançları ile beslenerek ırkı hasretler ile gelişerek kuvvet kazanmıştır. 74 Yüzlerce yıllık bir kültür birikiminin ürünü olan Hakkâri Dokumaları el emeği, göz nuru ile geleneksel yöntemler ile dokunarak sevgiyi, 73 Landrea, s Hasan Özönder, Türk Dokunmalarındaki Motiflerin Menşe Birliği ve Türk Sanatının Sürekliliği, Türk Soylu Halkların Halı, Kilim ve Cicim Sanatı Uluslararası Bilgi Şöleni Bildirileri, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Kongre ve Sempozyum Bildirileri Dizisi No: 11, Mayıs, Kayseri 1996, s. 249.

79 57 mutluluğu, üretkenliği, yiğitliği, sonsuzluğu ve daha nice duygu ve düşünceyi dile getiren milli kültür ve sanatımızın en canlı ve renkli örneklerindendir. Hakkâri yöresine özgü desen ve motif örneklerinin yer aldığı kilim ve diğer dokumalar incelik, zarafet ve motiflerin taşıdığı anlam itibarı ile özgün ve çarpıcı özelliklere sahiptir. Hakkâri yöresi ve çevresi kilimlerinde görülen motifler genellikle geometrik ve bitkisel süslemeler, çeşitli hayvan motifleri, aşiret ve aileleri simgeleyen imler, mimari tasvirler ve sembolik motiflerinden oluşmaktadır. İp bükümünde kullanılan ve yörede teşi olarak adlandırılan aletin ucundaki çengelden ismini alan nehrek; baklava dilimi, parmak, tarak, canavar, kus gibi çeşitli hayvan figürleri, bitki ve insan figürleri yöre kilimlerinde en çok kullanılanlarıdır. Kilim dokumaları genellikle küçük motiflerden meydana gelmiştir. Dolayısıyla kilimlerde motif tekrarına, nöbetleşe ve atlayarak tekrarlanmasına, simetriye, motiflerin büyütülmesine ve motiflerin iç içe kompozisyonlarına rastlanmaktadır. Ayrıca başından sonuna kadar aynı motiften oluşan yani birbirini tekrar eden tam raport kompozisyon desenli kilimlerde ön planda yer almaktadır. Kilimin en önemli unsuru olan motifin çıkış noktası büyük ölçüde kişilerin, grupların, toplulukların birbiriyle olan diyalogları, alışverişleri, bunların yanı sıra doğayla iç içe olmaları, yaşantı biçimleri büyük rol oynamıştır. Günlük yaşantılarındaki kesitleri stilize edilerek simgeleştirmişlerdir. Örneğin gül çiçeğinin stilize edilmesi, geçim kaynağının hayvancılıkla olmasından dolayı hayvan figürlerinin yapılması, göçebe hayatından esinlenerek çadır motiflerinin yapılması gibi. Motifler, günümüze kadar birikimler sonucunda zenginleşmiştir. Hakkâri yöresi kilim motiflerinde, geçmişten günümüze özelliğini kaybetmeden gelen motiflere de rastlamak mümkündür Motifler ve Anlamları Su Yolu Motifi Literatürde suyolu olarak adlandırılan motifin yöresel ismi bilinmemektedir. Hakkâri kilimlerinde kullanılan bir motiftir. Literatürdeki anlamı, su yeniden doğuşun, bedensel ve ruhsal temizliğin, yaşamın, alışkanlığın ve sürekliliğin, bereket, bilgelik, saflık ve erdemi sembolize etmektedir.

80 Pıtrak Motifi Herki kiliminde kullanılan bir motiftir. Yöresel adı bilinmemektedir. Türkmen dokumalarında sıkça kullanılan bir motiftir. Pıtrak motifinin literatürdeki anlamı ise, pıtrak bitkisi üzerinde bulunan dikenlerin kötü gözü uzaklaştırdığına inanan Anadolu insanı, onu nazarlık motifi olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda pıtrak motifi bereketi de sembolize etmektedir. Bunun en belirgin örneği tandır önü örtülerinde, un çuvallarında ve ekmek üstüne kapanan cicim dokumalarında kullanılmasıdır Nehrek Motifi Yörede teşi olarak adlandırılan ip büküm aletinin çengelini sembolize etmektedir. Bu motif yörede yöresel olarak nehrek adını almaktadır Taraklı Motifi Canbezar (candan bezdiren) desenin ana hat motifidir. Kadının saç örgüsünü, saç düzenliliğinde tarağın varlığı ile yiğitlik ve erkeklik özlemini de beraberinde sembolize etmektedir Şehvani Motifi Şehvani motifi yörede adını şehvani kilimi olarak adlandırılan dokumadan almaktadır. Şehvani kiliminde kullanılan ana motiftir Herki Motifi Herki motifi yörede adını herki kilimi olarak adlandırılan dokumadan almaktadır. Herki kilimi herki aşireti tarafından dokunduğu için bu ad ile bilinmektedir. Herki kiliminde kullanılan ana motiftir Kurt Ağzı, Canavar Ayağı, Kurt İzi (Ursik Motifi) Yörede dokunan kilimler üzerinde sıkça kullanılan bir motif çeşididir. Küçük

81 59 ursik ve büyük ursik olarak kullanılmaktadır. Yöresel olarak ursik adını almaktadır. 75 Fakat literatürde bu motif kurtağzı, canavar ayağı ve kurt izi olarak adlandırılmaktadır. Bu motifin anlamı ise, yaşamı simgeleyen motifler arasında yer alıp, iyimserliği ve korumayı simgelemektedir. Anadolu dokumlarında bu motifler vahşi hayvanlardan korunmak için bordür ve zemin arasındaki bölümlere yerleştirilerek desen kompozisyonu oluşturularak kullanılmıştır Şimkubik Motifi Şimkubik motifi yörede adını şimkubik kilimi olarak adlandırılan dokumadan almaktadır. Şimkubik motifinin yöresel anlamı gelin topuğu, güzel topuk anlamına gelmektedir. Gevdan, gülgever ve şamari kilimlerinde sıkça kullanılan bir motiftir Kat katı ( Katmerli ) Gül ve Basamaklı Numlu Motifi Lüleper kiliminde kullanılan ana motiftir. Başka bir desende motif olarak kullanıldığında sevgi sembolü kat katı (katmerli) gülü, Lüleper deseninde ise tamamen kötülüklere karsı duran çok sayıda silahı sembolize eder Göz Motifi (Kamerik Motifi) Yörede dokunan kilimlerin bordürlerini süslemek için kullanılan bir motiftir. Yöresel adı kamerik olarak adlandırılan motifin literatürdeki adı göz olarak adlandırılmaktadır. Göz motifinin anlamı ise, yaşamı simgeleyen motifler arasında yer alıp, iyi anlamı taşıdığı gibi kötü niyetlerin aktarıldığı bir araç olarak kullanılmaktadır. Diğer bir anlamı ise nazar sembolize etmektedir Çengel Motifi (Cavk Motifi) Yörede yöresel olarak cavk olarak adlandırılan motifin literatürdeki adı çengel olarak adlandırılmaktadır. Çengel motifinin anlamı ise, yaşamı simgeleyen motifler arasında yer alıp, kötü gözün etkisini yok etmek amacı için kullanıldığı gibi dişil ve eril 75 Kaynak Kişi; Elmas Aslan. 76 Mine Erbek, Çatalhöyük ten Günümüze Anadolu Motifleri, (Birinci Baskı), T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara Temmuz 2002, s. 158.

82 60 kavramlar arasında bir köprü anlamında kullanıma gelmiştir. Bu motif aynı zamanda zıt anlamlı kavramlarını da sembolize etmektedir Yıldız Motifi Yöresel olarak yıldız diye adlandırılan motifin literatürdeki karşılığı da yine yıldız motifidir. Hakkâri kilimlerinde zemin ve bordür bölümlerinde sıkça kullanılan bir motiftir. Literatürdeki anlamı ise, oldukça çoktur. Yıldız motifi, iç içe geçmiş iki üçgenden oluşmaktadır. Bu form biçimi kare ve haç motifi ile birlikte anlamsal bir bütünlük içerir ve bu bütünlük evreni sembolize etmektedir. Ayrıca beş köşeli yıldız motifi beş sayısı gibi mükemmelliği temsil eder Sandık Motifi Literatürde sandık olarak adlandırılan motifin yöresel ismi bilinmemektedir. Hakkâri kilimlerinde bordür ve zeminde kullanılan bir motiftir. Bu motifin anlamı genç kızların çeyizlerini koydukları sandıkların stilize edilmiş formu, evlilik ve bebek isteklerini ifade eder Bereket Motifi Literatürde bereket olarak adlandırılan motifin yöresel ismi bilinmemektedir. Bereket motifi bereketi ve uğur sembollerini sonsuz mutluluk isteğini ifade etmektedir Küpe Motifi Literatürde küpe olarak adlandırılan motifin yöresel ismi bilinmemektedir. Küpenin Anadolu kadın kültüründe önemli bir yer teşkil etmektedir. Doğum ve çoğalma ile ilgili motifler grubuna girmektedir. Küpe Anadolu da değişmeyen bir düğün hediyesidir. Bu motif saç bağı motifi gibi genç kızın evlilik isteğini ifade etmektedir İnsan Motifi Literatürde insan olarak adlandırılan motifin yöresel imside insan olarak ifade 77 Erbek, s. 128.

83 61 edilmektedir. İnsan motifi doğum ve çoğalma ile ilgili motifler arasında yer almaktadır. Literatürdeki anlamı çalışmanın ve yaratıcı aklın sembolü olarak bilinmektedir. İnsan motifi düşünen ve üreten bu güçlü varlığın betimlemesidir Kullanılan Renk Özellikleri Doğu Anadolu Bölgesi nde kışların uzun, soğuk ve yağışlı; yazların kısa, sıcak ve kurak geçen karasal iklim görülmektedir. İklime bağlı olarak, yöre kilimlerinde koyu renklerin hâkimiyeti göze çarpmaktadır. Yöre kilimlerinin renk, motif ve kompozisyonları belli bir özellik taşır. Yörenin kendine özgü renkleri vardır. Dokunan kilimlerde bu renklerin dışına pek fazla çıkılmaz. Bu renkler; kırmızı, siyah, natürel, kahverengi, lacivert ve beyazdır. Kilimlerin zeminde koyu renklere yer verilmesi iklimin etkisinden dolayıdır. Kilimlerde hammadde olarak genellikle doğal boyalar kullanılmıştır. Yöre engebeli ve dağlık bir coğrafi yapıya sahip olmasından kaynaklanan yöreye özgü birçok endemik bitki çeşidi yetişmektedir. Bu bitkilerin birçoğu doğal boyada kullanılmaktadır.

84 Kilim Dokuma Çeşitleri Lüleper Kilimi Resim 76. Lüleper Kilimi (Foto: Udo Hirsch)

85 63 Resim No : 76. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Türk İslam Eserleri Müzesi. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Lüleper Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boy u ve En Uzun. : 205 x 146 cm. Dokumanın Saçak Boyu : Bilinmiyor. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim. Çözgü İpi : Keçi Kılı. Atkı İpi : Keçi Kılı, Pamuk İplik. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ve Van arasında bulunan aşiretlerden biri tarafından dokunmuştur. Kilim örneği Türk İslam Eserleri Müzesinde Tespit edilmiştir. Tespit edilen kilim örneğinin envanter numarası 1533 dür. Dokumanın boyu 205 cm. eni ise 146 cm dir. İlikli kilim dokuma tekniği kullanılmıştır. Çözgü ipi ve atkı ipi olarak dokumada keçi kılı kullanılmıştır. 78 Hakkâri yöresinde ait bir dokuma örneğidir. Bu dokuma örneği yörede, Lüleper Kilimi olarak adlandırılmaktadır. Bu kilimde bulunan motif bir tür çiçeğe verilen isimden geldiği yörede yaşayan dokuyucular tarafından söylenmektedir. Ayrıca kuyruğu kıvrık kız anlamına da gelmektedir. 79 Dokumanın dokuyucusu, tarihi ve yeri bilinmemektedir. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerden oluşan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Beş sıra halinde orta zemin karelere bölünmüş olup, her bir karenin içerisinde koçboynuzu, baklava motifleri birbiri tekrar eden bir raport sistemi ile zemine uygulanmıştır. Orta zeminde kırmızı, sarı, beyaz, yeşil, lacivert ve kahverengi renkleri kullanılmıştır. Bordür kısmında ise yine 78 Ölçer, Türk İslam Eserleri Müzesi Kilimler, s Recai Karahan, Dünden Bugüne Hakkâri Kilimleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü No: 3096, Sanat Eserleri Dizisi No: 462, Ankara 2007, s. 154.

86 64 birbirini tekrar eden tarak motifleri, renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın saçak boyu bilinmemektedir

87 Şimkubik Kilimi Resim 77. Şimkubik Kilimi (Foto: Udo Hirsch)

88 66 Resim No : 77. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Türk İslam Eserleri Müzesi. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Şimkubik Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boy u ve En Uzun. : 229 x 91 cm. Dokumanın Saçak Boyu : Bilinmiyor. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim ve Sarma kontur. Çözgü İpi : Keçi Kılı. Atkı İpi : Yün, Pamuk. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ve Van arasında bulunan aşiretlerden biri tarafından dokunmuştur. Kilim örneği Türk İslam Eserleri Müzesinde bulunmaktadır. Tespit edilen kilim örneğinin envanter numarası 1163 a ve b dir. Dokumanın boyu 229 cm. eni ise 91 cm dir. İlikli kilim dokuma tekniği ve sarma kontur kullanılmıştır. Çözgü ipi olarak keçi kılı, atkı ipi olarak da dokumada yün ipi ve pamuk ipi kullanılmıştır. 80 Hakkâri yöresinde ait bir dokuma örneğidir. Bu dokuma örneği yörede araştırmalarımız sonucunda dokuyucular Şimkubik olarak adlandırılmaktadır. Yöresel olarak gelin topuğu anlamına gelmektedir. Dokumanın dokuyucusu, tarihi ve yeri bilinmemektedir. Dikdörtgen formlu dokuma, zemininde şimkubik motifi ile kompozisyon oluşturarak desenlendirilmiştir. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden tarak motifleri, renk olarak ise zemin renklerinden kırmızı ve lacivert yine bordürde kullanılmıştır. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın saçak boyu bilinmemektedir. 80 Ölçer, Türk İslam Eserleri Müzesi Kilimler, s

89 Herki Kilimi Resim 78. Herki Kilimi (Fotoğraf: Udo Hirsch)

90 68 Resim No : 78. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Türk İslam Eserleri Müzesi. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Herki Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boy u ve En Uzun. : 226 x 170 cm. Dokumanın Saçak Boyu : Bilinmiyor. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim ve Sarma kontur. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, kahverengi, beyaz, yeşil. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ve Van arasında bulunan aşiretlerden biri tarafından dokunulduğu düşünülmektedir. Doğu Anadolu ve Kafkasya kilimlerindeki bazı geleneksel motifler burada bantlar içinde yer almıştır. Dokumanın yan taraflarındaki formlar İran kilimlerinde de görülmektedir. Kilim örneği Türk İslam Eserleri Müzesinde Tespit edilmiştir. Tespit edilen kilim örneğinin envanter numarası 1718 dir. Dokumanın boyu 226 cm. eni ise 170 cm dir. İlikli kilim dokuma tekniği ve atkı sarma kontur kullanılmıştır. Çözgü ve atkı ipi olarak yün ipi kullanılmıştır. 81 Hakkâri yöresinde ait bir dokuma örneğidir. Bu dokuma örneği yörede araştırmalarımız sonucunda dokuyucular Herki Kilimi olarak adlandırılmaktadır. Herki aşireti tarafından dokunulduğu sanılmaktadır. Dokumanın dokuyucusu, tarihi ve yeri bilinmemektedir. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerden oluşan çengel, muska, kurtağazı motifleri ile kompozisyon oluşturarak desenlendirilmiştir. Orta zeminde ağırlıklı kahverengi, kırmızı, yeşil, sarı ve 81 Ölçer, Türk İslam Eserleri Müzesi Kilimler, ss

91 69 beyaz renkler kullanılmıştır. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden motifleri ve renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın saçak boyu bilinmemektedir.

92 Herki Kilimi Resim 79. Herki Kilimi. Resim No : 79. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Adana Müzesi. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor.

93 71 Dokuyucunun Aşireti Dokumanın Yöresel Adı Dokumanın Türü Dokumanın İşlevi Dokumanın Boy u ve En Uzun. Dokumanın Saçak Boyu Dokumanın Tekniği Çözgü İpi Atkı İpi Tezgâh Tipi Kullanılan Renkler : Bilinmiyor. : Herki Kilimi. : Kirkitli dokuma. : Kilim, yer yaygısı. : 243 x 151cm. : Bilinmiyor. : Düz dokuma, İlikli Kilim. : Yün. : Yün. : Yer tezgâhı. : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz. Dokumanın Tanımı Kilim örneği Adana Müzesinde Tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait olduğu düşünülmektedir. Bu dokuma örneği yörede araştırmalarımız sonucunda dokuyucular Herki Kilimi olarak adlandırılmaktadır. Herki aşireti tarafından dokunulduğu sanılmaktadır. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 243 cm, eni ise 151 cm dir. Bu kilim örneği XIX. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. 82 Dokumanın dokuyucusu, tarihi ve yeri bilinmemektedir. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerden oluşan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Kilim üzerindeki kompozisyonda suyolu, parmak, göz, çengel, çakmak ve bereket motifleri kullanılmıştır. Düz (Bezayağı) dokuma ve İlikli kilim dokuma tekniği kullanılmıştır. Çözgü ve atkı ipi olarak yün ipi kullanılmıştır. Orta zeminde lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, siyah ve kahverengi renkler kullanılmıştır. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden motifleri ve renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır. Kilim iki parçadan oluşmaktadır. Kilim iki parçadan(şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın saçak boyu bilinmemektedir. 82 Anatolian Kilims 2, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı DÖSİM, Semih Ofset Matbaacılık Ltd. Şti., Cilt No: 2, Ankara 2005, s.140.

94 Gülgever Kilimi Resim 80. Gülgever Kilimi.

95 73 Resim No : 80. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Özel Koleksiyon. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülgever Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boy u ve En Uzun. : 205 x 155 cm. Dokumanın Saçak Boyu : Bilinmiyor. Dokumanın Tekniği : Düz dokuma ve İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz. Dokumanın Tanımı Kilim örneği Private Collection (Özel Koleksiyon) da Tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait olduğu bilinmektedir. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 205 cm. eni ise 155 cm dir. Bu kilim örneği XIX. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. 83 Dokumanın dokuyucusu, tarihi ve yeri bilinmemektedir. Alan araştırmamızda yöredeki kadınlar Gülgever Kilimi olarak adlandırmıştır. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerden oluşan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Kilim üzerindeki kompozisyonda koçboynuzu, suyolu, yıldız, kurtağzı, nazarlık ve muska motifleri kullanılmıştır. Düz (Bezayağı)dokuma ve İlikli kilim dokuma tekniği kullanılmıştır. Çözgü ve atkı ipi olarak yün ipi kullanılmıştır. Orta zeminde lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, siyah ve kahverengi renkler kullanılmıştır. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden motifleri ve renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın saçak boyu bilinmemektedir. 83 Anatolian Kilims 1, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı DÖSİM, Semih Ofset Matbaacılık Ltd. Şti., Cilt No: 1, Ankara 2005, s. 38.

96 Karma Motifli Kilim (Perik Desenli) Resim 81. Karma Motifli Kilim (Perik Desenli)

97 75 Resim No : 81. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Üzümlü köyü. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Ayşe Yılmaz. Dokuyucunun Aşireti : Alan. Dokumanın Yöresel Adı : Perik Desenli Kilim. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 225 x 200 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 16 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Kilim Hakkâri ye bağlı Üzümlü köyünde, Alan aşiretine mensup olan Ayşe Yılmaz tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait olduğu bilinmektedir. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 255 cm, eni ise 200 cm dir. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerle desenlendirilmiştir. Dokuma örneği, yörede dokunan diğer kilimler üzerinde kullanılan motiflerden seçilerek karma bir desen kompozisyonu ile desenlendirilmiştir. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden motifleri ve renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır. Yörede bu dokumaya perik desenli kilim denilmektir.

98 Adı Bilinmiyor Resim 82. Adı Bilinmiyor

99 77 Resim No : 82. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merzan Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Naciye Çelik. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Bilinmiyor. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 200 x 187 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 15 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, yeşil. Turuncu Dokumanın Tanımı Kilim örneği Hakkâri ye bağlı Merzan mahallesinde, usta dokuyucu Naciye Çelik tarafından dokunmuştur. Hakkâri yöresine ait olduğu bilinmektedir. Dokuyucu yöresel adını bilmemektedir. Yörede diğer dokuyuculara sorulmuş olup onlarda karma desenli olduğunu söylemişlerdir. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 200 cm. eni ise 187 cm. dir. Dikdörtgen formlu dokuma, geometrik motiflerle desenlendirilmiştir. Bordür kısmında ise yine birbirini tekrar eden motifleri ve renk olarak ise zemin renkleri yine bordürde kullanılmıştır.

100 Halit Bey Kilimi Resim 83. Halit Bey Kilimi

101 79 Resim No : 83. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kaval Köyü. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Miran Kaval. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Halitbey Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 240 x 145 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 18 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, mavi, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri merkezde Hasan Duman evinde tespit edilmiştir. Gülgever ve Hevçeker adlı kilimlerin ana formlarından yola çıkılarak Halit Bey adı verilen desen türü oluşturulmaya çalışılmıştır. Halit Bey ismi, gelinin hem babasının aşiretinde, hem de kocasının mensup olduğu aşirete ait kilimlerde kullanılan motiflerin bir arada islenmesiyle dokunmuş yeni bir kilim anlamına gelen hikâyeye dayandırılmaktadır. Bu kilimlerde genel olarak seretan (yengeç), riselük (püskül) ve nehrek motifleri kullanılmaktadır.

102 Gülhezar Kilimi Resim 84. Gülhezar Kilimi

103 81 Resim No : 84. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merkez. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Zülfi Aşkan (Merhum). Dokuyucunun Aşireti : Gevdan. Dokumanın Yöresel Adı : Gülhezar Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 222 x 210 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 20 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri merkezinde tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Gülhezar kilimidir. Gülhezar bin bir çiçek anlamına gelmektedir. Gül adı verilen formların çevrelenmesinde, testere dişi motifi sırası hâkim görünümdedir. İçe doğru olduğu gibi dış dörtgen alanlarda da aynı görünüm hâkimdir. Kilim iki parçadan(şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir.

104 Gülgever Kilimi Resim 85. Gülgever Kilimi

105 83 Resim No : 85. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kırıkdağ Köyü. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Zübeyde Adıyaman. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülgever Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 240 x 162 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 25 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, yeşil, kına rengi. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde, Zübeyde Adıyaman tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Gülgever kilimidir. Gever Yüksekova nın ismidir. Oldukça geniş ve büyük bir ovadır. Gül gever yayla gülü anlamına gelmektedir. Kilim bu adı, büyük güller kullanıldığı için almıştır. Desenli kilimlerden bir form işlenerek dokunmuştur. Gül ismi alan dörtgenler, nehrek adı da verilen çengel motifi dizisiyle çevrelenmektedir. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir.

106 Gülgever Kilimi Resim 86. Gülgever Kilimi

107 85 Resim No : 86. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kalealtı Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Hedu Taş. Dokuyucunun Aşireti : Silehi. Dokumanın Yöresel Adı : Gülgever Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 215 x 103 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 20 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, beyaz, siyah, kına rengi. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri, merkez Çevre yolu civarında yer alan Kalealtı mahallesinde Silehı aşiretine mensup dokuyucu Hedu Taş tarafından dokunmuştur. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Gülgeverdir. Gül gever yayla gülü anlamına gelmektedir. Kilim bu adı, büyük güller kullanıldığı için almıştır. Desenli kilimlerden bir form islenerek dokunmuştur. Gül ismi alan dörtgenler, nehrek adı da verilen çengel motifi dizisiyle çevrelenmektedir.

108 Canbezar Kilimi Resim 87. Canbezar Kilimi

109 87 Resim No : 87. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kalealtı Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Zeynep Ertuş. Dokuyucunun Aşireti : Mirişki. Dokumanın Yöresel Adı : Canbezar. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı, taban, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 375 x 150 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 20 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Pembe, siyah, Sarı ve kına rengi. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri, merkezi Çevre yolu civarında yer alan Kalealtı Mahallesi nde Mirişki aşiretine mensup dokuyucu Zeynep Ertuş tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Yöresel adı Canbezar olan kilim yörede candan bezmek anlamında kullanılmış kilim zor olmasından dolayı bu adla anılmıştır. Kilimin zemininde bereket nazarlık motifleri ana kompozisyonu oluşturmaktadır. Bu motiflerin kenarında ise muska motifleri ile çevrelenmiştir.

110 Seccade Kilimi (Kesneker) Resim 88. Seccade Kilimi (Kesneker)

111 89 Resim No : 88. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merzan Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Zeynep Ertuş. Dokuyucunun Aşireti : Mirişki. Dokumanın Yöresel Adı : Seccade Kilimi (Namazlağa). Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, Seccade. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 110 x 70 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 11 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Kilim Örneği Hakkâri, merkezi Çevre yolu civarında yer alan Kalealtı mahallesinde Mirişki aşiretine mensup dokuyucu Zeynep Ertuş tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Namazlık için kullanılmaktadır. Dokuma zemini üzerinde kesneker motifi yer almaktadır. Hayvansal motiflerle kesneker motifinin etrafı çevrelenmiş bordürde ise suyolu motifi kullanılmıştır.

112 Gülsarya Kilimi Resim 89. Gülsarya Kilimi

113 91 Resim No : 89. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merkez. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Sürme Özdemir (merhum). Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülsarya Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 235 x 158 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 25 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Bu kilim örneği Hakkâri, merkezinde tespit edilmiştir. Yaklaşık 1970 yılında dokunduğu tespit edilmiştir. 84 Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Gülsarya kilimidir. Yöreye ait olan bu kilim ilk defa Sarya adlı bir kadın tarafından dokunduğu için Sarya nın Gülü ismini aldığı bilinmektedir. Van da yaşayan Quesuaran aşiretine bağlı genç bir kızın Hakkâri yöresindeki ailesine karsı büyük bir özlem ve hasret taşıdığı ve burada dokuduğu kilimin, doğduğu ortamın hasretine bağlı olarak bu adı aldığı söylenmektedir. Gülsarya, Qesuran aşiretinin gülü anlamına da gelmektedir. Kilim eli belinde ya da gelin kız adı verilen motifle enine veya diyagonal şekilde dokunmaktadır. Aynı motif kullanılarak birkaç desen kompozisyonu oluşturularak dokunmuştur. Desenler genelde tam raport sistemine göre uygulanmıştır. Renk bantları içinde eli belindeler koyu bantlarda açık, açık bantlarda ise koyu renklerle dokunur. Yörede yapılan alan araştırmasında hemen hemen her evde dokunmuş olduğu ve geçmişten günümüze kadar iyi muhafaza edildiği gözlenmiştir. Yörede en çok dokunan kilimler arasında yer almaktadır. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir. 84 Kaynak Kişi; Refik Uysal, Memur, 1958 Hakkâri Merkez Doğumlu, Hakkâri 2013.

114 Gülşivan Kilimi Resim 90. Gülşivan Kilimi

115 93 Resim No : 90. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merzan Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Naciye Çelik. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülşivan Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 372 x 100 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 14 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, yeşil, turuncu Dokumanın Tanımı Kilim örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan Mahallesi nde, usta dokuyucu Naciye Çelik tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait olduğu bilinmektedir. Çoban gülü anlamına gelmektedir. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 372 cm, eni ise 100 cm dir. Dokumanın saçak boyu ise 14 cm dir. Dikdörtgen formlu dokuma ursik, koçboynuzu, muska, kurtağzı gibi geometrik motifler kullanılarak kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Yolluk kilimi olarak kullanılmaktadır.

116 Herki Kilimi Resim 91. Herki Kilimi

117 95 Resim No : 91. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Merzan Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Naciye Çelik. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Herki Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 104 x 65 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 6 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz sarma ve İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, yeşil, turuncu Dokumanın Tanımı Kilim örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan mahallesinde, usta dokuyucu Naciye Çelik tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Hakkâri yöresine ait olduğu bilinmektedir. Tespit edilen dokuma örneğinin boyu 104 cm eni ise 65 cm dir. Dokumanın saçak boyu ise 6 cm dir. Dikdörtgen formlu dokuma, ursik, muska, koçboynuzu gibi geometrik motifler kullanılarak kompozisyon ile desenlendirilmiştir.

118 Şehvani Kilimi Resim 92. Şehvani Kilimi

119 97 Resim No : 92. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Atatürk Kültür Merkezi, Kilim Müzesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Şehvani Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 225 x 170 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 40 cm. Dokumanın Tekniği : Düz ve İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri, merkezinde bulunan Kilim Müzesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokuma örneğinin boy uzunluğu 225 cm, en uzunluğu 170 cm ve saçak boyu ise 40 cm dir. Dokumanın yöresel ismi Şehvani kilimi olarak adlandırılmaktadır. Tiyar vadisinde dokundukları için tiyari ismi ile de yörede dokuyucular tarafından söylenmektedir. Dokumanın zemininde yan yana enine taraklar halinde dizilen iki desen bandı arasına serpilen altıgenlere yörede Şalalbülbül, yani bülbülyuvası denilmektedir. Kilim bu motiflerin tekrarı kullanılarak oluşan desen kompozisyonu ile bezenerek ve bazen de dokuma üzerinde taraklar arasında yer alan boynuzlu dağ keçileri motiflerine de rastlamaktadır. Bu kilim dokumasında, iki kuş bir araya getirilerek, bülbülün aşkı anlatılmaktadır. Kilim iki parçadan(şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir.

120 Gülgever Kilimi Resim 93. Gülgever Kilimi

121 99 Resim No : 93. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Atatürk Kültür Merkezi, Kilim Müzesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülgever Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 300 x 157 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 12 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, beyaz, mavi, siyah, pembe. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri, merkezinde bulunan Kilim Müzesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokuma örneğinin boy uzunluğu 300 cm, en uzunluğu 157 cm ve saçak boyu ise 12 cm dir. Dokumanın yöresel ismi Gülgever kilimi olarak adlandırılmaktadır. Dokumanın zemininde Gülgever yayla gülü anlamına gelen motiflerden oluşmaktadır. Kilim bu adı, büyük güller kullanıldığı için almıştır. Desenli kilimlerden bir form islenerek dokunmuştur. Gül ismi alan dörtgenler, nehrek adı da verilen çengel motifi dizisiyle çevrelenmektedir.

122 Gülhezar Kilimi Resim 94. Gülhezar Kilimi

123 101 Resim No : 94. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Atatürk Kültür Merkezi, Kilim Müzesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Gülhezar Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 219 x 170 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 28 cm. Dokumanın Tekniği : Çapraz Sarma ve İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, siyah, yeşil, pembe. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri, merkezinde bulunan Kilim Müzesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokuma örneğinin boy uzunluğu 219 cm, en uzunluğu 170 cm ve saçak boyu ise 28 cm dir. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Gülhezar kilimidir. Gülhezar bin bir çiçek anlamına gelmektedir. Gül adı verilen formların çevrelenmesinde, testere dişi motifi sırası hâkim görünümdedir. İçe doğru olduğu gibi dış dörtgen alanlarda da aynı görünüm hâkimdir. Kilim iki parçadan (şak) oluşmaktadır. Bu parçalar dokunduktan sonra ortadan dikilerek birleştirilmiştir.

124 Canbezar Kilimi Resim 95. Canbezar Kilimi

125 103 Resim No : 95. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Atatürk Kültür Merkezi, Kilim Müzesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Canbezar Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 217 x 175 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 18 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, kına rengi, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri, merkezinde bulunan Kilim Müzesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokuma örneğinin boy uzunluğu 217 cm, en uzunluğu 175 cm ve saçak boyu ise 18 cm dir. Hakkâri yöresinde dokunan kilimlerden biridir. Bu dokumanın yöresel adı Canbezar olarak adlandırılmıştır. Bu isimin anlamı ise yörede, candan bezdiren, bıktıran olarak ifade edilmektedir. Dokumanın zemininde kullanılan motiflerden oluşan kompozisyon birbirinin üç kere tekrarı ile desenlendirilmiştir. Motiflerin meydana getirdiği ahenk ve simetriden dolayı, üstün beceri gerektiren bir dokuma örneği olduğu söylenmektedir. Kilim örneği üzerinde kullanılan motifler diğer kilimlerde kullanılan motifler ile benzerdir.

126 Çılgül Kilimi Resim 96. Çılgül Kilimi

127 105 Resim No : 96. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Atatürk Kültür Merkezi, Kilim Müzesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Çılgül Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 213 x 150 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 13 cm. Dokumanın Tekniği : İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah, kına rengi. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri, merkezinde bulunan Kilim Müzesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokuma örneğinin boy uzunluğu 213 cm, en uzunluğu 150 cm ve saçak boyu ise 13 cm dir. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Çılgül kilimidir. Çılgül kelimesi kırk gül anlamına gelmektedir. Yöre kilimi bu adı, kilime kırk tane gülün yerleştirilmesinden dolayı almıştır. Kırk gül adı verilen motif dikdörtgen zemin üzerine birbirine paralel ve birbirini tekrar eden tam raport desen olarak uygulanmıştır. Koçboynuzu motifinden tasarlanarak sekiz ayaklı örümcek seklinde stilize edilmiş ve testere motifiyle çerçevelenmiştir. En dış kenara kontur çekilerek düzgün altıgen oluşturulmuştur. Bu altıgenler kırmızı, lacivert ve siyah renkler hâkim olmak üzere kilim zemininde belli açılarla genişleyerek zeminine serpiştirilmiş ve her sıra ters S harfleri ile bölünmüştür. Genellikle sergi yaygı ve süs eşyası olarak kullanılmaktadır.

128 Kesneker Kilimi Resim 97. Kesneker Kilimi

129 107 Resim No : 97. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kıran Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Jirki. Dokumanın Yöresel Adı : Kesneker Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yer yaygısı. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 104 x 65 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 6 cm. Dokumanın Tekniği : Düz, Çapraz Sarma, İlikli Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Kırmızı, Devetüyü,, beyaz, yeşil, siyah, yeşil, turuncu. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri de Kıran mahallesinde Refika Yiğit in evinde tespit edilmiştir. Kimin dokuduğu bilinmemektedir. Yaklaşık 80 yıllık bir örnek olduğu düşünülmektedir. Yörede kesneker kilimi olarak ifade edilmektedir. Nazik, ince desenlerden oluşan ve kimse yapamaz, kimse yapmadı anlamına gelen bir desen türüdür. Enine ve kenarları kesik 4-5 li ve 6 lı göbeklerden oluşan kilimin kenar bordürleri genellikle 2 li ve 3 lü baklava dilimi sıralardan meydana gelir Kaynak Kişi; Viyan Yiğit, Sözlü Görüşme, Hakkâri Üniversitesi, Çölemerik Meslek Yüksek Okulu, El Sanatları Programı öğrencisi, 1987 Hakkari doğumlu, Hakkâri 2012.

130 Çizgili Kilim Resim 98. Çizgili Kilim

131 109 Resim No : 98. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kıran Mahallesi. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Çizgili Kilim. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 104 x 65 cm. Dokumanın Saçak Boyu : Saçağı yok. Dokumanın Tekniği : Çözgü Yüzlü Kilim. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kıran mahallesinde tespit edilmiştir. Yörede çizgili kilim olarak ifade edilmektedir. Yaklaşık yüz yıllık bir örnek olduğu düşünülmektedir. Dokuma örneği dört parçadan oluşmaktadır. Ayrı olarak yer tezgâhında dokunan parçalar daha sonra dikilerek birleştirilmiştir. Dokuma yer yaygısı kullanımı için dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 150 cm, boy uzunluğu ise 380 cm dir.

132 Şaklı İşlemeli Kilim Resim 99. Çizgili İşlemeli Kilim

133 111 Resim No : 99. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Yağmurlu Köyü. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Güzel Üncü. Dokuyucunun Aşireti : Bilinmiyor. Dokumanın Yöresel Adı : Şaklı İşlemeli Kilim. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Düz Kilim, Çözgü Yüzlü Seyrek Cicim Tekniği. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 283 x 180 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 2 cm. Dokumanın Tekniği : Düz, ilikli kilim ve cicim dokuma tekniği. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Yer tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, sarı. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bağışlı köyünde tespit edilmiştir. Dokuma Kudret Yaşar tarafından dokunmuştur. Yörede Şaklı İşlemeli kilim olarak ifade edilmektedir. Nakış olarak gamalı haça benzeyen literatürde çarkıfelek motifi ile etrafı ursik motifleri işlenmiş Dokuma örneği dört parçadan oluşmaktadır. Ayrı olarak yer tezgâhında dokunan parçalar daha sonra dikilerek birleştirilmiştir. Dokuma yaylada yer yaygısı ve kışın yorgan örtüsü kullanımı için dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 140 cm, boy uzunluğu ise 280 cm dir Kaynak Kişi; Nuran Üncü, Sözlü Görüşme, Hakkâri Üniversitesi, Çölemerik Meslek Yüksek Okulu, El Sanatları Programı öğrencisi, 1984 Bağışlı Köyü doğumlu, Hakkâri 2012.

134 Şamari Kilimi Resim 100. Şamari Kilimi

135 113 Resim No : 100. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kırıkdağ Köyü. Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Kevser Ermağa. Dokuyucunun Aşireti : Jirki. Dokumanın Yöresel Adı : Şamari Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim, yolluk, yer yaygısı, divan ve çadır örtüsü. Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 175 x 110 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 13 cm. Dokumanın Tekniği : Düz, çapraz, sarma, ilikli kilim dokuma tekniği. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, sarı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Bu dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ Köyü nde tespit edilmiştir. Dokuma Jirki Aşiretine mensup usta dokuyucu Kevser Ermağa tarafından dokunmuştur. Hakkâri yöresine ait bu kilimin yöresel ismi Şamari kilimidir. Şamari kelimesi, arındırılmış, saf anlamına gelmektedir. Desen kompozisyonunda Gulik Şırnak gülü, gül adı verilen formlar, enine tarak motifli fon üzerinde değişik renklerde yer almaktadır. Bu taraklarla bordürler arasına sık sık yörede Ulısi adı verilen motifleri kullanılarak dokunmaktadır. Bir söylentiye göre de; Irak ta yasayan göçebe bir Arap aşireti atlarla yakından ilgilenmiş ve bu aşiret atlara hevcani, hamdani, seklawi, sammari gibi isimler vermiştir. Sammari motifi bu atlardan geldiği varsayılmaktadır. Bu yöre kilimi genellikle Hakkâri nin güney kesiminde Şırnak iline giden yol üzerinde bulunan Çığlı köyünde sıkça dokunulmaktadır.

136 Hevçeker Kilimi Resim 101. Hevçeker Kilimi Fotoğraf : Hakkari İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

137 115 Resim No : 101. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kilim Müzesi Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor Dokuyucunun Aşireti : Jirki. Dokumanın Yöresel Adı : Hevçeker Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 175 x 110 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 13 cm. Dokumanın Tekniği : Düz, çapraz, sarma, ilikli kilim dokuma tekniği. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Bundan başka yapacak bir şey yok anlamına gelmektedir. Hevçeker nadide, kendine özgü, özenilen anlamına da gelmektedir. Kilimlerde genellikle, örümcek, ejderha ve ursik motifi yer almaktadır. Alan araştırmamız sırasında bu kilimlerin eski dokuma örnekleri bulunmamıştır. Yeni bir örneği bulunarak konulmuştur.

138 Sine Kilimi Resim 102. Sine Kilimi Fotoğraf : Hakkari İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

139 117 Resim No : 102. Bulunduğu İl ve İlçe Adı : Hakkâri. Bulunduğu Köy veya Mahalle Adı : Kilim Müzesi Dokuyucunun Adı ve Soyadı : Bilinmiyor Dokuyucunun Aşireti : Jirki. Dokumanın Yöresel Adı : Sine Kilimi. Dokumanın Türü : Kirkitli dokuma. Dokumanın İşlevi : Kilim Dokumanın Boyu ve En Uzun. : 175 x 110 cm. Dokumanın Saçak Boyu : 13 cm. Dokumanın Tekniği : Düz, çapraz, sarma, ilikli kilim dokuma tekniği. Çözgü İpi : Yün. Atkı İpi : Yün. Tezgâh Tipi : Germe tezgâhı. Kullanılan Renkler : Lacivert, kırmızı, beyaz, siyah, yeşil. Dokumanın Tanımı Motifleri genellikle böcek ve bitki uyarlamalarından oluşmaktadır. İki veya üç göbekli yapılmaktadır. Aralarına stilize kupa ve geyik motifi konulmaktadır. Göbeklerin zemin rengi beyazdır. Köşelerinde ise çoğunlukla lacivert kullanılmaktadır. Bu kilimin yöreye ait değildir. Kilim İran da bulunan Sine Şehrine aittir. Hakkâri ye göç yoluyla gelen İran kökenli insanların burada bu kilimi dokumaları sayesinde buraya ait gibi gösterilmişlerdir. Yörede yaptığımız alan araştırmamız sırasında bu kilimin buraya ait olmadığı konusunda Hakkâri yerli insanların söyledikleri bizi bu konuda desteklemiştir.

140 118 İKİNCİ BÖLÜM HAKKÂRİ VE ÇEVRESİNDE DOKUNAN KOLAN, HEYBE, PARZUN VE ÇANTA DOKUMALARI Dokumaların gündelik yaşamda nasıl kullanıldıkları günümüze geldikçe kaybolmaya yüz tutan bu dokumların giderek sanatsal yönlerinin ortaya çıkışı bu dokumalar hakkında insanları araştırmaya sevk etmiştir. Hakkâri de dokunan bu dokumları tespit ederek kaybolmasını engellemek ve geçmişte nasıl yapıldığı günümüze gelene kadar olan aşamaları anlatabilmek için bu bölümde Hakkâri ve çevresinde dokunan kilim dışında, kolan, heybe, parzun ve çanta vb. dokuma konuları üzerine kurulmuş olup; Kolan dokumalarının alt başlıkları olan Beşik bağı, Gem Yuları, Alınlık dokuma çeşitleri hakkında ve ayrıca Çarpana dokumaları, Şal (Kuşak) dokumaları, Parzun, Kıl çadırı, Heybe, Çanta ve Tuzluk Dokumaları gibi konular hakkında alt başlıklar altında değerlendirme yapılacaktır KOLAN, PARZUN, HEYBE VE ÇANTA DOKUMALARI Hakkâri yöresinde kilim dokumaları kadar diğer dokumalar da kullanım alanlarına göre önemli bir rol oynamaktadır. Kullanım alanlarına göre dokumalar, dokuma tezgâhına, dokuma tekniğine, malzemesine, renk, motif ve kompozisyon özelliklerine ve dokuma tezgâhına göre de değişiklikler göstermektedir. Resim 103. Beşik Bağı, Jirki Aşireti, Hakkâri (Foto: Güran Erbek) Bakınız, Resim-103; Güran Erbek, Çarpana Dokumaları, Türk Dokuma Sanatından Örnekler, Türk Süsleme Sanatları Serisi No: 8, Ak Yayınları, Apa Ofset Basımevi, İstanbul 1984, s.14. Hakkâri

141 119 Bu değişikliklere göre, Hakkâri yöresinde dokunan diğer havsız kirkitli dokuma türleri dokunduğu tezgâh tipine göre gruplara ayrılabilir. Hakkâri yöresinde dokunan diğer havsız kirkitli dokuma türleri dokunduğu tezgâh tipine göre üç gruba ayrılır; Yörede tevni adı verilen tezgâh tipinde dokunan dokuma türleri; Kolan, Beşik bağı (Bakınız, Resim-103,104), Kuşak, atın boynuna ve beline bağlanan, Eğer takımları, Gem yuları ve bu dokumaların dışında günümüzde yapılan kart yardımı ile Çarpana dokumalarıdır. Yörede ahşap germe tezgâh tipinde dokunan dokuma türleri; Şal ve Kuşak dokumalarıdır. Yörede sin adı verilen yer tezgâhında dokunan dokuma türleri; Heybe, Çanta ve Çuval (at, deve) dokumaları, Parzun dokumaları ve Kıl Çadırı dokumalarıdır. Resim 104. Beşik Bağı yöresinde yaşayan Jirki aşireti tarafından dokunan bu örnek yöreye özgü çarpana dokumasıdır. Genellikler çocuk beşiklerine bağlanarak kullanılmaktadır.

142 DOKUMA ÇEŞİTLERİ El dokumacılığı yüz yıllarca yaylak ve kışlak hayat süren Orta Asya kökenli Türk kültürünün vazgeçilmezleri arasında olmuştur. Orta Asya da ve Anadolu da ise çarpana ve kolon dokumacılığı, oldukça eskilere dayanan bir kültür mirası olarak sürmektedir. Bu dokuma örnekleri yün, pamuk, kıl ipliklerinin çözgü ve atkı olarak kullanıldığı, yassı, enli kuşağa benzer bağ gibi dokumalardır. Kolan ve çarpana dokumalar gücü yerine kartların gücü çubuğunun kullanılması, atkı ipinin mekikle geçirilmesi nedeniyle kirkitli dokumaların yanı sıra mekikli dokumalar içinde değerlendirilmektedir Kolan Dokumaları Anadolu da konargöçer yaşam süren toplumlar tarafından dokunan ve kullanılan bu dokuma örneği oldukça eski bir tekniktir. Kolan dokuma örnekleri çözgü yüzlü dokumalardır. Boyları oldukça uzun, enleri ise dar olan şerit halindeki çözgü yüzlü bu dokumalara genel olarak kolan dokuma denilmektedir. Kolon dokumada yere çakılan iki çubuk arasına, dokunacak yere göre boyu ayarlanan çözgü ipleri gerilir. Gerilen çözgü ipleri arasına gücü görevi yapan gücü çubuğu geçirilir. Çubuğun döndürülmesi ile açılan çözgü aralığından atkı ipi atılır ve kılıç ile sıkıştırarak dokuma uygulanmaktadır (Bakınız, Resim-105). Resim 105. Kolan ve Çarpana Dokumada Kullanılan Kılıç Aparatı.

143 121 Resim 106. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken. Kolan dokumalarında atkı aralığının değişmesi, bağlı veya bağlı olmayan çözgü ipliklerinin değiştirilmesi ile sağlanır. Kolan dokumada göz ile görülen iplikler çözgü iplikleridir. Bu çözgü iplikleri yere çakılan iki çubuk üzerine gerilen ipliklerdir. Çözgü ipliklerini bağlama işlevi gören atkı ipliği, dokuma esnasında dokumanın içerisine gizlenir ve gücü çubuğunun döndürülmesi ile alt kısımda kalan çözgü iplikleri yüzeye gelerek içerisinde atkı ipliğinin geçtiği atkı aralığını oluşturmaktadır. Çözgü ipliklerinin bu dokumada uygulanma biçimi kolan dokumacılığının özelliğini oluşturmaktadır. Kolan dokumada belirli genişlikte dokumalar yapılmaktadır. Bu dokumalar dikilerek birleştirilip daha enli dokumalar oluşturulabilir. Bu dokumanın yapıldığı yer tezgâhına Doğu Anadolu bölgesinde tevni, tavni ve üçayak adı verilmektedir. 88 Üçayak adı verilen bu yer tezgâhı aynı zamanda kondu göçtü tezgâhı adını da almaktadır. En basit tezgâhtır, genellikle Türkmen aşiretleri tarafından kullanılmaktadır. Bu tezgâh da dokunan dokuma ilerledikçe üçayak çözgü doğrultusunda yer değiştirir. Eni 7 cm yi geçmeyen dokumalar dokunmaktadır. 89 Kolan dokumalar çoğunlukla eyer takımlarının hayvanlara bağlanmasında kullanılan ve kuşaklara benzeyen başka dokuma türüdür. Kadın ve erkekler tarafından bele bağlanan 88 Bekir Deniz, Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları, Ankara 2000, s Durul, Anadolu Kilimlerinden Örnekler, s.18.

144 122 ensiz dokuma veya örgülere kuşak adı verilmektedir. Kuşak ve kolanların kullanıldığı yerlere göre en ve boyları olduğu gibi birbirinden ayrı teknikleri de vardır. Genellikle aşiretler tarafından kuşak ve kolan dokumaları ayrıca dokunduğu yöreye göre yöresel isimle adlandırılmaktadır. Kuşak ve kolan dokumaları kullanım amacına göre; topak evlerde, çuvallarda, giyim ve baş süslemelerinde, eyer takımlarında ve araba süslemelerinde, beşik, kıl çadırlarında olmak üzere ayrılmaktadırlar. 90 Yörede bu dokuma örnekleri doğal yollar ile elde edilen keçi kılı ve koyunyünü kullanılarak yere karşılıklı kazık (ağaç) çakılarak yapılan tezgâhta dokunmaktadır. Yörede bu tezgâha tevne denilmektedir (Bakınız, Resim 106). 91 Karşılıklı çakılmış olan kazıklara çözgü çözme ve gücü örme işlemi yapılarak dokuma uygulamasına geçilir. Yörede tevne tezgâhında dokunan dokumaların en uzunu sekiz metre en kısa boyu olanı ise iki metre ebadında dokunmaktadır. Resim 107. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken. Resim 108. Yöresel Olarak Tevne Adı Verilen Tezgâhta Kolan Dokuması Yapılırken. Dokuma için elde edilen iplerin kendi doğal renkleri kullanıldığı gibi, doğal boyalar kullanılarak boyanan iplerde dokumada kullanılmaktadır. Genel olarak yörede, siyah, kırmızı, lacivert, yeşil, kahverengi, beyaz ve sarı renklerin kolan ve kuşak dokumalarında kullanıldığı yapılan alan araştırmasında tespit edilmiştir. Günümüzde 90 Kenan Özbel, Kuşaklar ve Kolanlar, El Sanatları No: X, Kılavuz Kitaplar No: XX, C.H.P. Halkevleri Bürosu, Ulus Basımevi, Ankara Tarih Yazılmamıştır, s Kaynak Kişi; Elmas Aslan, Usta Öğretici, 1956 Pınarca Köyü doğumlu, Bulak Mahallesi, Hakkâri 2013.

145 123 daha çok Yörükler tarafından dokunarak kullanılan bu dokuma, yaşantılarını geçirdikleri kara çadır, alaçık, topak ev denilen çadırlarının kaplama maddesi keçelerin sarılması, tepelerinin tutturulmasında kazık bağı olarak, sepet, çuval, heybe gibi taşıma araçlarında, hayvanların koşum takımlarında, araba, develerinin başını süslemede kullanılmaktadır. Ayrıca kadın giyiminde, baş takılarının tutturulmasında, önlük, elbise kuşak bağı, çocuk kundağı, beşik bağı olarak; erkek giyiminde ise; barutluk, fişek çantası, kılıç askısı, Kuran bağı, yay kurmak için kement, çorap tozluk bağı, takunya, terlik bandı olarak kullanılmaktadır. Günümüzde ise bu dokumalar daha çok süsleme malzemesi olarak tercih edilmektedir Beşik Bağı, Kolan, Gem Yuları, Alınlık, Dokuma Çeşitleri Beşik Bağı Resim 109 da görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Durankaya Köyü nde yaşamış olan Sılehi aşiretine mensup Sedef Şeftali (75 yıl önce ölmüş) tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. 92 Resim 109. Beşik Bağı Örneği. Kolan dokuma örneği yörede kadınlar tarafından daha sık kullanılmaktadır. Bu 92 Kaynak Kişi; Halil İbrahimoğlu, Memur, 1963 Durankaya Köyü doğumlu, Yeni Mahalle, Hakkâri 2013.

146 124 örnek kadınların yazın iki ya da üç aylık bir zaman dilimi için yaylaya çıkarken bebeklerini koydukları ağaçtan yapılan beşikleri sırtlarına almak ve bağlamak için kullanılmıştır. Yaklaşık 75 yılı ve üstü bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın eni 7 cm boyu 360 cm ve saçak boyu ise 15 cm dir. Dokuma da kırmızı ve lacivert renkler tercih edilmiştir. Birbirini tekrar eden geometrik motifler ile desen kompozisyonu oluşturulmuştur Beşik Bağı Resim 110 da görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Çanaklı köyünde tespit edilmiştir. Dokuyucu (45 yaşında) Havva Adıyaman tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 30 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. 93 Kolan dokuma örneği yörede beşik bağı olarak kullanılmaktadır. Karşılıklı iki kişinin ortasından çarşaf veya dokumadan yapılmış düz dokumların bu iki kolon arsına sıkıştırmak suretiyle hamağa benzer şekilde bir aralık oluşur. Çocuk buraya yatırılır ve sallanarak uyuması sağlanır. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 140 cm en uzunluğu ise 2 cm dir. Dokuma örneğinde kırmızı, siyah ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Resim 110. Beşik Bağı Örneği. 93 Kaynak Kişi; Elif Ediş, Sözlü Görüşme, Usta Öğretici, 1973 Üzümcü Köyü doğumlu, Çanaklı, Hakkâri 2013.

147 Beşik Bağı Resim 111 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan Mahallesinde tespit edilmiştir. Zeynep Ertuş tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 50 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Kolan dokuma örneği yörede beşik bağı olarak kullanılmaktadır. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 150 cm en uzunluğu ise 2,5 cm dir. Dokuma örneğinde kırmızı, siyah ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Resim 111. Beşik Bağı Örneği Beşik Bağı Resim 112 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Üzümlü köyünde tespit edilmiştir. Dokuyucu, ev hanımı (60 yaşında) Zaide Hayva tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 40 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Resim 112. Beşik Bağı Örneği.

148 126 Kolan dokuma örneği yörede beşik bağı, beşikleri sallamak için kullanılmaktadır. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 160 cm en uzunluğu ise 2 cm dir. Dokuma örneğinde kırmızı ve siyah renkler tercih edilmiştir Beşik Bağı Resim 113 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bulak Mahallesinde tespit edilmiştir. Elmas Aslan tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 50 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Beşik bağı, yörede kadınlar tarafından ağaçtan yapılmış olan bebek beşiklerini sırtlarına bağlamak için kullanılmaktadır. Resim 113. Beşik Bağı Örneği. Bu sebepten dolayı bu ismi almıştır. Yer tezgâhında dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumanın boy uzunluğu 5 metre, en uzunluğu ise 5 cm dir. Dokumada lacivert ve kırmızı renkler tercih edilmiştir. Geometrik motif kullanılarak desen kompozisyonu oluşturulmuştur Kolan Dokuma Resim 114 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Çanaklı köyünde tespit edilmiştir. Dokuyucu, ev hanımı (63 yaşında) Piruze Ediş tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 35 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir Kaynak Kişi; Zaide Hayva, Sözlü Görüşme, Ev Hanımı, Yaş: 60, Okuma yazma bilmiyor, Üzümcü Köyü Doğumlu, Üzümcü, Hakkâri Kaynak Kişi; Elif Ediş, Sözlü Görüşme, Usta Öğretici, 1973 Üzümcü Köyü doğumlu, Çanaklı, Hakkâri 2013.

149 127 Kolan dokuma örnekleri yörede beşik bağı, gem, yular gibi ihtiyaçlar için kullanıldığı gibi aynı zamanda kıl çadırlarının iç kısımlarını odalara bölmede kullanılmaktadır. Kolan dokuma örneği kıl çadırı içerisinde mutfak olarak belirlenen bölümü ayırmak için kullanılmaktadır. Resim 114. Kolan Dokuma Örneği. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 5,20 cm. en uzunluğu ise 4 cm. dir. Dokuma örneğinin zemin kısmında siyah renk süsleme olarak yapılan püsküllerde ise mavi, kırmızı ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Bu püsküller zamanla eskidiği için günümüzde tekrardan yapılmıştır Kolan Dokuma Resim 115 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan Mahallesinde tespit edilmiştir. Zeynep Ertuş tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 50 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Kolan dokuma örneği kıl çadırı içerisinde oda olarak belirlenen bölümleri ayırmak için kullanıldığı gibi kıl çadırlarının dış bölümüne asılarak kullanılmaktadır.

150 128 Resim 115. Kolan Dokuma Örneği. Ayrıca kamçılı tezgâhta dokunan yörede savan ve mezer adı verilen dokumaların uç kısımlarına eklenerek kullanılmaktadır. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 1100 cm. en uzunluğu ise 5 cm dir. Dokumanın zemininde siyah renk kullanılmıştır. Sarı, kırmızı, mavi, yeşil ve pembe püskül ile süslenmiştir Kolan Dokuma Resim 116 da görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Üzümlü köyünde tespit edilmiştir. Dokuyucu, ev hanımı (60 yaşında) Zülfiye Yılmaz tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 40 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Kamçılı tezgâhta dokunan yörede savan ve mezer adı verilen dokumaların uç kısımlarına eklenerek kullanılmaktadır (Bu dokumalara yörede haremlik selamlık adı verilmektedir. Bu dokumalar çadır içini odalara bölmede kullanılan örtüdür).

151 129 Resim 116. Kolan Dokuma Örneği. Kolan dokuma örneği kıl çadırının dış kısmında çadırın kenarlarına asılarak kullanılmaktadır. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın boy uzunluğu 430 cm en uzunluğu ise 4 cm dir. Dokuma örneğinin zemin kısmında siyah renk süsleme olarak yapılan püsküllerde ise mavi, kırmızı ve sarı renkler tercih edilmiştir Gem Yuları Resim 117. Gem Yuları Örneği. Resim 117 de görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Durankaya köyünde yaşamış olan Sılehi aşiretine mensup Hatun Şeftali (15 yıl önce 96 Kaynak Kişi; Zülfiye Yılmaz, Sözlü Görüşme, Ev Hanımı, Yaş: 60, Okuma yazma bilmiyor, Üzümcü Köyü Doğumlu, Üzümcü, Hakkâri 2013.

152 130 ölmüş) tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. 97 Kolan dokuma örneği yörede yular gemi, at gemi olarak kullanılmaktadır. Yaklaşık 40 yılı ve üstü bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur, atkı ve çözgü ipi olarak da yün kullanılmıştır. Kolan dokumanın eni 5 cm., boyu 70 cm. ve saçak boyu ise 4 cm dir. Dokuma da kırmızı, siyah, beyaz, pembe, yeşil ve lacivert renkler tercih edilmiştir. Birbirini tekrar eden geometrik motifler ile desen kompozisyonu oluşturulmuştur Alınlık Resim 118 de görülen, Alınlık, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan Mahallesinde tespit edilmiştir. Zeynep Ertuş tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 50 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Resim 118. Alınlık Örneği. Bu dokuma örneği, yörede yayla hayatı süren topluluklar tarafından barınmak için yapmış oldukları kıl çadırlarının kenarlarına asılmaktadır, ayrıca kıl çadırı içerisinde mutfak ve oda olarak belirlenen bölümü ayırmak için kullanılmaktadır. Yörede bu dokumaya yöresel olarak alınlık adı verilmektedir. Yer tezgâhında dokunmuştur. Dokumanın boy uzunluğu 340 cm, en uzunluğu ise 22 cm dir. Dokuma örneğinin zemin kısmında beyaz, sarı, kırmızı ve yeşil renk süsleme olarak yapılan püsküllerde ise mavi, kırmızı, pembe ve turuncu renkler tercih edilmiştir. 97 Kaynak Kişi; Halil İbrahimoğlu, Memur, 1963 Durankaya Köyü doğumlu, Yeni Mahalle, Hakkâri 2013.

153 Alınlık Resim 119 da görülen, Kolan dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bulak Mahallesinde tespit edilmiştir. Pınarca köyü doğumlu 1971 yılında ölmüş olan Bege Duman tarafından dokunmuştur. Yaklaşık 120 yıllık bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Yörede bu dokuma örneği kıl çadırlarının dış kısmında bulunan kıl dokumasının ucuna asılarak kullanılmaktadır. Yörede bu dokumaya yöresel olarak alınlık adı verilmektedir. Germe ahşap tezgâhta dokunmuştur. Resim 119. Kolan Dokuma Örneği. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumanın boy uzunluğu 8,5 metre, en uzunluğu ise 6 cm dir. Dokumanın uç kısımları yün topları ile süslenmiştir. Beyaz, kırmızı, mavi ve siyah renkler tercih edilmiştir Çarpana Dokumaları Hakkâri yöresinde çok eski tarihlere dayanmamakla birlikte günümüzde çarpana dokunmaktadır. Bu dokuma türünü yörede nadirde olsa halen devamlılığını korumaktadır. Kolan dokumalar kullanıldıkları araca ve tekniğe göre kartlı ya da kartsız olarak ayrılmaktadırlar. Kart yardımı ile yapılan kolan dokumalara daha çok çarpana dokuma denilmektedir (Bakınız, Resim-123). Çarpana dokuma örnekleri, çarpana adını dokumada kullanılan araçtan almaktadır. Ağaç, karton, kalın deri, presbant gibi malzemelerden köşelerine birer delik açarak kare ya da çokgen biçimde hazırlanır. Fakat benzeri olarak düşünülen, yer tezgâhında ya da adı kondu, üçayak, tevni, tavni olarak bilinen tezgâhlarda yapılan dokumalara ise kolan dokuma adı verilir. Kolan ve çarpana dokuma örnekleri birbirine benzer gözükmesine rağmen dokumada kullanılan dokuma tekniği ve araçtan dolayı farklı dokuma örnekleridir. Çarpana dokumada gücü

154 132 görevini çarpana adı verilen kartlar sağlamaktadır (Bakınız, Resim-122). Çözgü iplerinin bir uzu sabit bir yere tutturulur diğer ucu ise dokuyucunun beline ya da tekrardan başka bir yere bağlanır. Bu şekilde dokuma uygulaması yapılmaktadır. Çarpana dokumalarında dokumanın genişliği, çarpanaların iki el ile çevrilebilecek sayıda olması ile sınırlıdır. Bu sebepten dolayı çarpana dokumaları kolan dokuma örneklerine göre daha dar enli dokumalardır (Bakınız, Resim-120,121). Resim 120. Çarpana Dokuma İşlemi. 98 Resim 121. Kılıç ile Sıkıştırma İşlemi. Resim 122. Çarpana Kartlarını Döndürme İşlemi. Resim 123. Çarpana Dokuma Örneği. 98 Kaynak Kişi; Azime Orhan, Sözlü görüşme, Dokuyucu, Yaş: 62, Dağgöl Mahallesi Mir Kalesi civarı, Hakkâri Bakınız Resin No:

155 133 Resim 124. Çarpana Dokuma Örneği. Resim 124 de görülen, Çarpana örneği üzerinde her iki dokuma örneklerinin en belirgin özelliği şerit desenli dokuma türü olmasıdır. Çarpana dokuma örneği Zarife Aşkan tarafından 20 yıl önce dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 1,5 cm. boy uzunluğu 114 cm dir Şal Dokumaları (Kuşak) Şal dokuma atkısı ve çözgüsü yün olan, desenli ve kaba bir dokuma türüdür. Daha çok Doğu Anadolu yörelerine ait olan bu şal dokuma, en çok Hindistan, İran, Türkistan, Trablus ve Anadolu da dokunmuştur. Bu dokuma türü, kendine özgü desen, renk ve yumuşak dokusu ile pek çok alanda halk tarafından ve saray erkânı tarafından kullanılmıştır. 99 Resim 125. Şal Dokuması Yapılırken. Resim 126. Şal Dokuması Kirkitleme İşlemi. 99 Salman, Türk Kumaş Sanatı, s. 225.

156 134 Hakkâri yöresinde geçmiş yıllarda ve günümüzde halen dokunan ve kullanılan dokuma türüdür. Bu dokuma türü, bele sarılan beleme denilen, aynı zamanda bellik adı verilen kuşaklar yörede hem erkekler hem de kadınlar tarafından bele sarılarak kullanılmaktadır. Bu kuşak örneklerine yörede şal adı da verilmektedir. Bu dokuma türü genellikle kadınlar tarafından dokunmaktadır. Yörede şal dokumaları geçmiş yıllarda ahşap germe tezgâhta dokunurken günümüzde bu dokuma türü metal germe tezgâhlarda dokunmaktadır. Dokumada hem atkı hem de çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmaktadır. Çözgü ipleri bu dokuma türünde siyah renk olarak tercih edilir. Siyah koyunyünü geçmişte koyunun kendi siyah yününden elde edilirken, günümüzde nadir olarak saf kullanılmakta olup, doğal boya yöntemi ile boyanarak da kullanılmaktadır. Resim 127. Şal (Kuşak) Dokuma Örneğinin Ön Yüzünden Bir Detay Görünüm. Resim 128. Şal (Kuşak) Dokuma Örneğinin Arka Yüzünden Bir Detay Görünüm. Atkı iplikleri ise sarı, kırmızı, lacivert ve yeşil renkleri bu renklerin açık koyu tonları da tercih edilmektedir. Yörede şal dokumalarının dokunması diğer kirkitli dokuma türlerine göre farklılıklar göstermektedir. Bu dokuma türünde çözgü çözme işlemi diğer kirkitli dokuma türlerinde olduğu gibi yapılmaktadır. Boyu kullanacak olan kişinin bel ölçüsüne göre dokunmaktadır. Germe tezgâh üzerinde çözgü çözme işlemi bittikten sonra ön ve arka çözgü iplerini varangelen takılarak birbirinden ayrılması sağlanmaktadır. Bu işlemden sonra gücü sopası bağlanarak gücü örgüsü örülür. Bu dokuma türünde dokuma esnasında üç adet gücü kullanılmaktadır. Çözgü telleri üzerinde bir tane sarma gücü, iki tane çekme gücü yapılarak dokuma uygulanmaktadır. Ayrıca çözgü telleri üzerinde bir varangelen ve yine varangelen görevini gören iki tane

157 135 daha ince tahtada kullanılmaktadır (Bakınız, Resim 129). Bu işlemler yapıldıktan sonra direk dokuma yapılmaya başlanılmaktadır. Çözgü ipleri üzerine üç tane ayrı gücü örülmesi ve üç tane varangelen takılması sadece şal dokumalarında uygulanmaktadır. Yörede hem sarma hem de çekme gücü çeşitleri de kullanılmaktadır. Bu dokuma da dokuma esnasında yapılan bu gücüler çaprazlığı sağlar. Ayrıca germe tezgâh üzerine yapılan bu gücüler eski bez dokumalarında kullanılan tezgâhlarda (çukur tezgâh ve kamçılı tezgâh gibi,) bulunan ayakçak görevini görmektedir. Yörede şal dokuma yapan yöre kadınları bu dokuma tekniğini bu şekilde ifade etmektedir. Resim 129. Çözgü Telleri Üzerinde İki Çekme Gücü Resim 130. Gücüler yardımı ile Çaprazlığın Bir Sarma Gücü ve Üç Varangelen Sağlanması Şal Dokuma Çeşitleri Şal Dokuma Resim 131 de görülen, Şal (Kuşak) örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan Mahallesi nde tespit edilmiştir. Dokuma yaklaşık 25 yıl önce 51 yaşındaki Sima Ediş tarafından dokunmuştur. Şal dokuma örneği yörede erkeklerin ve özelliklede kadınların yöresel kıyafetlerinin üzerine kuşak şeklinde takılarak kullanılmaktadır. Dokuyucu bu dokuma örneğinin çocuklarının çeyizi için dokuduğunu ifade

158 136 etmektedir. Şal dokumasına yörede yöresel olarak Şutik adı verilmektedir. Dokumanın en uzunluğu 17 cm, boy uzunluğu 102 cm ve saçak uzunluğu ise, 4 cm dir (Bakınız, Resim 129). 100 Resim 131. Şal (Kuşak) Dokuma Örneği. Şal dokumaları, yörede yapılan alan araştırması sırasında sıkça rastladığımız bir dokuma türüdür. Bu dokuma türü diğer dokumalar gibi germe tezgâh tipinde dokunmaktadır. Dokuma örneğinde kullanılan atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumada kullanılan teknik zili dokuma tekniğine benzemektedir. Üzerinde birbirini tekrar eden kuş motiflerinden oluşan kompozisyon deseni uygulanmıştır. Dokumada kullanılan renkler ve motifler diğer şal dokumaları ile benzerdir. Sadece ebatları değişmektedir. Dokuma üzerinde kullanılan renkler siyah, kırmızı, mavi, yeşil, pembe ve sarı tonlarıdır. Günümüzde bu dokuma türünün dokunmasında yün ipi yanı sıra İran ülkesinde temin edilen ipler ile de dokunmaktadır Şal Dokuma Resim 132. Şal (Kuşak) Dokuma Örneği. 100 Kaynak Kişi; Gülhan Ediş, Sözlü Görüşme, Hakkâri Üniversitesi, Çölemerik Meslek Yüksek Okulu, El Sanatları Programı öğrencisi, 1987 Üzümcü Köyü doğumlu, Hakkâri 2012.

159 137 Resim 132 de görülen, Şal (Kuşak) dokuma örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Üzümcü köyünde tespit edilmiştir. Dokuma örneği Suran aşiretine mensup, 54 yaşındaki Piruze Çiftçi tarafından genç kızlık döneminde dokunmuştur. Bu dokuma türü kadınların yöresel kıyafetlerinin üzerine kuşak şeklinde takılarak kullanılmaktadır. Günümüzde daha çok yaşlı kadınlar tarafından sıkça kullanıldığı görülür. Dokumanın en uzunluğu 30 cm boy uzunluğu ise 113 cm dir. Yörede dokunan şal dokumaları ile renk, motif ve kullanılan ip türü aynıdır. Dokuma işlemi bittikten sonra ortadan ikiye katlanıp ön yüzü desenli, arka yüzüne ise, bir bez dikilerek kullanılmaktadır Parzun, Kıl Çadırı, Heybe, Çanta ve Tuzluk Dokumaları Yapılan araştırmalarda ve mevcut bilgiler neticesinde dokumayı ilk defa Türklerin dokuduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Dokumacılığın dağılış yerleri de Türk boylarının geçtiği ve yerleştiği bölgelerdir. Türkler konargöçer hayatlarında konakladığı yerlerde tezgâhlarını istedikleri yerlere kurarak halı, kilim gibi düz dokumaları dokumuşlardır. Bu tezgâhlar geçmişte olduğu gibi günümüzde de göçebe hayatı yaşayan etnik gruplar ve aşiretler tarafından kullanılan tezgâhlardır. Resim 133. Yöresel Olarak Sin Adı Verilen Yer Tezgâhında Çözgü İşlemi Yapılırken.

160 138 Hakkâri yöresinde de yaptığımız alan araştırmasında ortaya çıkan yöreye özgü dokuma örnekleri olan düz kilim, parzun, heybe, ter, kıl çadırı ve çuval gibi dokumaların geçmişte dokunduğu tezgâh çeşidi olarak tespit edilmiştir. Yörede yer tezgâhına yöresel olarak sin adı verilmektedir. Resim 133 de Araştırma esnasında Güllü (Elmas) Aslan tarafından geçmiş yıllarda kullanılan yer tezgâhı örnek olarak yapılmıştır. Yörede geçmiş yıllarda dokumada sıkça kullanılan bir tezgâh tipidir. Yer tezgâhının yapımında genellikle çam, ceviz ve dut ağaçları daha kuvvetli olduğu için tercih edilmiştir. Bu tezgâhı meydana getirmek için yere sekiz adet kazık çakılmaktadır. Ya da yer tezgâhının kurulumunu yapmak için sırıklar, yere çakılan kazıklara açılan deliklere geçirilir ya da kazıklara sağlamca bağlanır. Önce üst levend görevini gören dört adet kazık, en uzunluğu yaklaşık 35 veya 40 cm ebadında, yan yana aralarında yaklaşık 5 cm gelecek şekilde yere çakılmaktadır. Resim 134. Yer Tezgâhına Üst Levend Çözgü Çözme İşlemi. Resim 135. Yer Tezgâhına Alt Levend Çözgü Çözme İşlemi. Aynı şekilde diğer dört kazıkta alt levendi meydana getirmek için boy aralığı en fazla 50 metre uzunluğunda birbirine paralel olarak çakılmaktadır. Daha sonra iki adet yatay tahtaların biri üst levende diğeri ise alt levende sabitlenerek çözgülerin çözülmesi sağlanır (Bakınız, Resim 135, 136). Örnek olarak yapılan yer tezgâhın da çözgü çözme işleme bittikten sonra gücü örgüsü işlemi yapılmaktadır. Kazıklar ve sırıklar arasındaki mesafe, dokunacak olan dokumanın enine ve boyuna göre ayarlanır. Çözgü sırıklar arasında ve yere paralel olarak çözülür. Örnek olarak yapılan yer tezgâhında gücü örgüsü örüldükten sonra dokuma işlemi uygulanmaktadır (Bakınız, Resim 136, 137).

161 139 Yöresel olarak sin adı verilen yer tezgâhında dokunan dokumaların en genişliği yaklaşık 35 cm olarak boy uzunluğu ise 50 metreyi bulan dokumalar tek parça olarak dokunmaktadır. Daha sonra bu dokumalar yapılacak kullanım eşyasına göre birleştirilerek dikilmektedir. Ter, heybe, düz kilim, parzun, kıl çadırı ve çuval dokumalarında eski dönemlerde aynı çözgü çözme işlemi ve dokuma işlemi uygulanmaktadır. Günümüzde bu dokuma türlerinden sadece süs amaçlı olarak heybe ve parzun dokumaları yapılmaktadır. Diğer dokuma örnekleri pek dokunmamaktadır. Resim 136. Yer Tezgâhına Gücü Örgüsü Örme İşlemi. Resim 137. Yer Tezgâhında Dokuma Resim 138. Günümüzde Metal Germe Tezgâha Parzun ve Heybe Dokuması İçin Çözgü Çözme İşlemi

162 140 Günümüzde bu dokuma örneklerini dokumak için metal germe tezgâh kullanılmaktadır. Metal germe tezgâhta parzun ve heybe dokumalarını yapmak için çözgü çözme işlemi tezgâhı yere yatay yatırarak yapılmaktadır. Yörede geçmiş yıllarda, yer tezgâhının kurulumu yapmak için sırıklar, yere çakılan kazıklara açılan deliklere geçirilir ya da sağlamca bağlanırdı. Kazıklar ve sırıklar arasındaki mesafe, dokunacak olan dokumanın enine ve boyuna göre ayarlanırdı. Çözgü sırıklar arasında ve yere paralel olarak çözülürdü. Daha sonra dikilen üç çatal ayaktan iki tanesine gücü ağacı bağlanarak gücüleme işlemi yapılırdı. Varangelen ağacı takılırdı. Ağızlık ipi geçirilip zincir örgüsü atılarak, düz dokuma işlemine başlanırdı. Günümüzde hala bu sistemi kullanan dokuyucular bulunmaktadır. Resim 139. Metal Germe Tezgâhta Gücü Örme İşlemi Resim 140. Metal Germe Tezgâhta Dokuma İşlemi Resim 141. Metal Germe Tezgâhta Kirkitleme İşlemi Resim 142. Metal Germe Tezgâhta Dokuma İşlemi.

163 141 Aynı zamanda yörede ahşap yerine metal tezgâhlara aynı sistemde çözgü atılarak dokumada yapılmaktadır Parzun Dokumaları Parzun dokumaları, yörenin ekonomik, coğrafi ve sosyal yaşam şartlarının gereği olarak, kadınlar tarafından günlük işlerde sıkça kullanılan bir dokuma türüdür. Parzun, atkı ve çözgü ipliklerinin birbirinin arasından geçirilmesi ile yer tezgâhlarında dokunmaktadır. Bu dokuma türünde yörede kullanılan malzeme keçi kılı ve koyunyünüdür. Resim 143. Sırta Takılan Parzun. Resim 144. Sırta Takılan Parzun. Sıkı bir şekilde düz, bez ayağı ve cicim tekniği ile dokunan parzun dokumalar üzerinde siyah, kahverengi ve beyaz koyun ve keçiden elde edilen doğal ip renkleri ile kırmızı ve lacivert en çok kullanılan renkler arasındadır. Bu dokumaların kenarları üçgen biçiminde dikilir katlandığında ise kare şeklini alır ve her iki ucuna birer tane kolun ya da kolluk örülerek kullanan kişinin sırtına üçgen biçimi gelecek şekilde arkadan omuzlardan ön tarafa sarkan kolluklar ile takılır ya da bağlanır (sırta alınan bir çuval gibi). Bu kolluklar insanın her iki kolu uzunluğunda örülmektedir. Ayrıca süsleme için kenarlarına çeşitli püskül, dokumanın zeminine kare şeklinde işleme ve dokuma esnasında küçük renkli kumaş parçacıkları da ilme şeklinde atılarak yapılmıştır. Bu ilme çeşidi, Anadolu dokumaları arasında yer alan havlı, havlu yüzeye sahip dokumalar grubuna giren halı dokumalarında kullanılan Gördes Türk düğümü biçiminde atılmaktadır.

164 142 Bazı parzunlar üzerine yörede Şırnak gülü olarak adlandırılan bir süslemede yapılmaktadır. Yöredeki yaylalarda süt tulumu taşımada, kırda çalı çırpı taşınmasında ve sırtta bebek taşınmasına kadar sırtta taşınabilecek küçük ağırlıklar için parzun kullanılmaktadır. 101 Geçmiş yıllarda çok sık kullanılan bu parzunlar günümüzde sadece yayla hayatı yaşayan (özelliklede yörede yetiştirilen küçükbaş hayvancılık yapan ailelerin koyun, kuzu ve keçi sürülerini yaylaya yaymaya gidenler tarafından) halk tarafından kullanılmaktadır. Doğu Anadolu da parzun dokumalar genellikle Hakkâri, Van ve Şırnak illerinde yöre kadınları tarafından kullanıldığı yapılan araştırmalar esnasında gözlenmiştir. Parzun dokumalar başka bir kaynakta Örcün BARIŞTA nın yaptığı bir araştırmada da, insanların sırtlarında çocuk ve yük taşıması için cicim, kilim ve halı teknikleri uygulanarak hazırlanmış katlanınca 48x47 cm ve daha büyük boyutlarda dikdörtgenden kullanırken tabanı 90 cm, yüksekliği 47 cm, kenarı 65 cm ile daha büyük değişen boyutlardan eşkenar üçgenden oluşan ve uçlarında çeşitli yöntemle yapılmış tutacak yerleri bulunan geometrik bezemeli yörede parzun olarak isimlendirilen sırt torbaları gerek formuyla gerekse süslemeleriyle fark edilmektedir. Parzunlar arasında bir grubun ön yüzlerinde eğrilmemiş çeşitli renklere boyanmış yünlerden oluşan saçaklarla yapılmış süslemeleri bir gurubun ise uzunlukları 40 cm ile 50 cm arasında değişen belli bir ünitesi kaytan biçiminde elde örüldükten sonra ya gümüş rengi ya altın rengi simle sarılarak boğulan yün püskülleri gözden kaçmamaktadır. Pakistan ve Hindistan'da kadın saçlarının bezemek için hazırlanmış saç süslerini akla getiren bu tür püsküllere, insanların yük taşıması için hazırlanmış, arka ortasında yatay bir çizgi biçiminde açıklık bulunan bir grup heybenin cep ağızlarını bezediği de gözlenmektedir. 102 Ayrıca Parzun, yöresel olarak süzmek anlamına gelmektedir. Süzmek anlamında kullanılan parzun yörede süt süzmek için Amerikan bezinden üçgen şekilde dikilmiş olan torba ile adlandırılmaktadır. Bu hazır bezden dikilen parzuna yörede şir parzun ya da şir parzunk denilmektedir. Fakat koyunyünü ve keçi kılı kullanılarak yer tezgâhlarında dokunan yayla parzumu adı verilen bu dokumalara da yörede ber parzun ya da ber 101 Kaynak Kişi; Hasan Duman, Hakkâri Şehit Selahattin İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı, 1957 Elmacık Köyü Doğumlu, Merkez Hakkâri H. Örcün Barışta, Hakkari El Sanatları Sergisinin Ardından, Dünden Bugüne Hakkari den Bazı Tekstil Ürünleri, Dağların Kenti Hakkari, Sayı: 17, 2000, ss. 3-6.

165 143 parzunk denilmektedir Parzun Dokuma Çeşitleri Parzun Dokuma Resim 145 ve 146 da görülen, Dikdörtgen olarak dokunan parzun örneği kare şeklinde dikilerek birleştirilmiştir. Kare formlu parzun örneği üçgen biçimde açılarak yörede kadınlar tarafından kullanılan orijinal bir dokuma parçasıdır. Resim 145. Parzun Örneğinin Ön Yüzü 103 Mehmet Kulaz; Hakkâri Yöresi Parzun Dokumalarından Örnekler, III. Uluslararası Van Gölü Sempozyumu Haziran 2007 Hakkâri (III. Internatıonal Symposıum Of Van Lake Regıon June 2007 Hakkâri), Ajans Türk Basın ve Basım A.Ş. İlk Basım, T.C. Hakkâri Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kültür Yayınları No: 5, Ankara 2008, s. 526.

166 144 Resim 146. Parzun Örneğinin Arka Yüzü Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Yörede yaylaya giden kadınlar tarafından yiyecek, kıyafet ve çocuklarını taşımada kullanılmaktadır. Dokumanın eni 88 cm. boyu 53 cm ve saçak uzunluğu ise 22 cm dir. Dokuma zemini hem enine hem de boyuna birbirine paralel çizgilerin kesişmesiyle oluşan kareler ile desenlendirilmiştir. Bu çizgilerde suyolu motifi ya da tarak motifi olarak adlandırılan motifler kullanılmıştır. Dokumanın üzerinde kare şeklinde bir süslemede yapılmıştır. Parzun örneği ahşap yer tezgâhında yün ipi kullanılarak, bez ayağı ve cicim tekniği ile dokunmuştur. Parzun örneğinde yeşil, siyah, mavi, kahverengi ve siyah renkler kullanılmıştır. Dokumanın uçları ise renkli saçaklar ile süslenmiştir Parzun Dokuma Resim 147 ve 148 de görülen, Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Kare gelecek biçimde yanlarından dikilen örnek üçgen formda kullanılmaktadır.

167 145 Resim 147. Parzun Örneğinin Ön Yüzü Geçmişten günümüze Anadolu dokumaları daha çok konargöçer yaşam şekli olan toplumlar tarafından yapılmıştır. Hakkâri yöresinde de bu gerçek değişmemektedir. Yok, olmaya yüz tutmuş parzun dokuma örnekleri sadece yaylaya giden halk tarafından kullanılmaktır. Günümüzde de yaklaşık 20 yıldan bu yana dokunmadığı sadece küçük süs eşyası olarak yapıldığı alan araştırmalarında tespit edilmiştir. Şekilleri değişmeyen parzunların sadece bazılarının süsleme özellikleri değişmektedir. Yörede tespit edilen bu örnekte süsleme yapılmamıştır. Dokuma zemininde sadece dikine çizgiler oluşturan tarak ya da suyolu motifleri bulunmaktadır. Yer tezgâhında dokunmuştur.

168 146 Resim 148. Parzun Örneğinin Arka Yüzü Dokumanın eni 85 cm boyu 55 cm ve saçak uzunluğu ise 18 cm dir. Dokumada siyah ve beyaz koyundan elde edilen yünlerin orijinal renkleri ve kırmızı renk kullanılmıştır. Düz dokuma tekniği uygulanmıştır Parzun Dokuma Resim 149. Parzun Örneği

169 147 Resim 149 da görülen, Parzun örneği Hakkâri ye bağlı bulunan, Bağışlı köyünde doğmuş ve yaşayan 60 yaşındaki ev hanımı Ayşe Aydın tarafından yaklaşık olarak 45 yıl önce dokunmuştur. Dokuyucu genç yaşında dokumuş olduğu parzun dokuma örneğini, yaylada süt taşımak için kullanmışlardır. Bu örnek de atkı ipi ve çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmış olup dokumada yer tezgâhında dokunmuştur. Dokuma üçgen formda kullanılmakta olup kare biçimde dikilmiştir. Dokumanın zemininde tarak ve suyolu motiflerinden oluşan enine ve boyuna birbirini kesen dikdörtgen formlu kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Bu dikdörtgenlerin içi de göz motifleri ile bezenmiştir. Oldukça eski olan dokumada kırmızı, kahverengi ve beyaz renkler kullanılmıştır. Dokumanın eni 48 cm. boyu 53 cm ve saçak uzunluğu ise 22 cm dir. Dokumanın kollukları olmadığı için sonradan mor bir bez parçası dikilmiştir. Parzun da bez ayağı ve cicim dokuma tekniği kullanılmıştır Parzun Dokuma Resim 150 de görülen, Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik işletmesinde tespit edilmiştir. Dokumada kullanılan renkler tamamen doğaldır. Oldukça eski olan örnek diğer parzunlar gibi aynı amaç için kullanılmaktadır. Resim 150. Parzum Örneği

170 148 Kare biçimde olan dokumanın eni 50 cm boyu 65 cm ve saçak uzunluğu ise 13 cm dir. Dokumada kırmızı, mavi, beyaz ve ağırlıklı olarak zeminde kahverengi kullanılmıştır. Dokumanın zemininde ursik motifi kullanılmıştır Parzun Dokuma Resim 151 ve 152 de görülen, Parzun örneği Hakkâri de, Yüksekova ilçesine bağlı bulunan Süretli köyünde 1943 yılında doğmuş olan, ev hanımı Hazal Tekirdağ tarafından yaklaşık 40 yıl önce dokunmuştur. Dokuyucu bu parzun dokumasını oğluna hediye etmiştir. 104 Resim 151. Parzun Örneğinin Ön Yüzü 104 Kaynak Kişi; K. Fettah Tekirdağ, Lisans Mezunu, Yüksek Okul Sekreteri, Yüksekova İlçesi Süretli Köyü 1977 doğumlu, Hakkâri 2012.

171 149 Resim 152. Parzun Örneğini Arka Yüzü Parzun dokumayı süt bidonlarını içine koyup taşımak için dokumuştur. Dokuma uç köşelerinden birleştirerek kare biçiminde dikilmiştir. Üçgen şekilde sırta takılarak kollukları bağlanır. Dokumanın eni 105 cm boyu 52 cm ve saçak boyu 20 cm dir. Yer tezgâhında dokunmuştur. Atkı ipi ve çözgü ipi olarak yün ipi kullanılmıştır. Parzun örneği üzerinde kahverengi, siyah, kırmızı ve yeşil renkler tercih edilmiştir Parzun Dokuma Resim 153 de görülen, Parzun örneği Hakkâri merkezinde yaşamış olan (Merhum) Rabia Keskin tarafından 1960 yılında dokuma parçası hazır alınmıştır. Bu dokuma örneği odun, süt ve çocuk taşımak için kullanılmıştır Kaynak Kişi; Refik Uysal, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde Çalışıyor, 1958 Merkez Doğumlu, Hakkâri 2012

172 150 Resim 153. Parzun Örneği Dokumanın atkı ipi ve çözgü ipi olarak kirmanda eğrilmiş ip kullanılmıştır. Yer tezgâhında dokunmuştur. Zerindeki süslemelerin bazıları iğne ile işlenmiştir. Tek parça olan dokuma köşelerinden birleştirilerek kare biçimde dikilerek üçgen formda kullanılmaktadır. Üçgen biçimde ölçülen dokumanın eni 100 cm boyu 50 cm, saçak boyu ise 10 cm dir. Diğer parzunlar üzerinde görülen motif ve kompozisyon deseni aynıdır. Dokumada bez ayağı tekniği ve sarı, kırmızı, siyah, mavi, pembe, yeşil renkleri de kullanılmıştır Parzun Dokuma Resim 154 de görülen, Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Dokumada kullanılan renkler tamamen doğaldır. Oldukça eski olan örnek diğer parzunlar gibi aynı amaç için kullanılmaktadır.

173 151 Resim 154. Parzun Örneği Kare biçimde olan dokumanın eni 50 cm. boyu 65 cm. ve saçak uzunluğu ise 15 cm. dir. Dokumanın zeminine Şırnak gülü dedikleri kabartma süsleme yapılmıştır. Dokumada kırmızı, mavi, beyaz ve ağırlıklı olarak zeminde kahverengi kullanılmıştır Parzun Dokuma Resim 155. Parzun Dokuma Resim 155 de görülen, Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Dokumada kullanılan renkler tamamen doğaldır. Oldukça

174 152 eski olan örnek diğer parzunlar gibi aynı amaç için kullanılmaktadır. Kare biçimde olan dokumanın eni 50 cm. boyu 65 cm ve saçak uzunluğu ise 15 cm dir. Dokumada kırmızı, mavi, beyaz ve ağırlıklı olarak zeminde kahverengi kullanılmıştır Parzun Dokuma Resim 156 da görülen, Parzun örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Dokumada kullanılan renkler tamamen doğaldır. Dokumanın zeminine dikey olarak yerleştirilmiş kırmızı ve kahverengi şeritlerden oluşmaktadır. Bu şeritler tarak ya da suyolu motifleri ile desenlendirilmiştir. Yine dokumanın zemininde kare şeklinde cicim tekniği kullanılarak süsleme yapılmıştır. Bu süslemeye yörede Şırnak gülü süslemesi denilmektedir. Dokumanın eni 85 cm boyu 56 cm ve saçak uzunluğu ise 20 cm dir. Dokumada bez ayağı ve cicim tekniği kullanılmıştır. Dokumada, ağırlıklı olarak kahverengi ve kırmızı bunun dışında süsleme için beyaz, mavi, sarı renklerde kullanılmıştır. Resim 156. Parzun Dokuma

175 Parzun Dokuma Resim 157 de görülen, Parzun örneği Hakkâri ye bağlı bulunan, Üzümcü köyünde 65 yaşındaki ev hanımı Emine Çiftçi tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Dokuyucu genç yaşında dokumuş olduğu parzun dokuma örneğini; odun, süt, un, buğday, ceviz gibi yiyecekleri ve bahçede yetiştirmiş oldukları sebze ve meyveleri taşımak için kullanmışlardır. Bu örnek de atkı ipi ve çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmış olup dokumada yer tezgâhında dokunmuştur. Dokuma üçgen formda kullanılmakta olup kare biçimde dikilmiştir. Dokumanın zemininde tarak ve suyolu motiflerinden oluşan enine ve boyuna birbirini kesen dikdörtgen formlu kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Oldukça eski olan dokumada kırmızı, kahverengi, lacivert ve beyaz renkler kullanılmıştır. Dokumanın eni 80 cm boyu 40 cm ve saçak uzunluğu ise 40 cm dir. Resim 157. Parzun Dokuma

176 Parzun Dokuma Resim 158. Parzun Örneği Resim 158 de görülen, Parzun örneği Hakkâri ye bağlı bulunan, Kırıkdağ köyünde 75 yaşındaki ev hanımı Fatma Ermağa tarafından dokunduğu tespit edilmiştir. Dokuyucu genç yaşında dokumuş olduğu parzun dokuma örneğini; odun, süt ve çocuk taşımak için kullanmıştır. Bu örnek de atkı ipi ve çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmış olup dokumada yer tezgâhında dokunmuştur. Dokumanın zemininde birbirine paralel dikine çizgiler ile desenlendirilmiştir. Dokumanın eni 82 cm boyu 52 cm ve saçak uzunluğu ise 27 cm dir. Kolluk uzunluğu ise, 62 cm dir. Dokuma zemininde kahverengi, kırmızı ve mavi renkler tercih edilmiştir Parzun Dokuma Resim 159 ve 160 da görülen, Parzun örneği Hakkâri merkezinde tespit edilmiştir. Asya Özdemir tarafından dokunmuştur. Dokuma örneğinin yaklaşık 48 yıllık olduğu tahmin edilmektedir.

177 155 Resim 159. Parzun Örneğini Ön Yüzü Resim 160. Parzun Örneğini Arka Yüzü Oldukça eski olan örnek diğer parzunlar gibi aynı amaç için kullanılmaktadır. Üçgen biçimde olan dokumanın eni 80 cm boyu 43 cm ve saçak uzunluğu ise 20 cm dir. Dokumada kırmızı, mavi, sarı ve ağırlıklı olarak zeminde kahverengi kullanılmıştır Kıl Çadırı Hakkâri yöresinde kıl çadırı dokuması diğer dokumalar kadar önemli bir dokuma türüdür. Geçmiş yıllarda yöre halkı barınma ihtiyaçları doğrultusunda dokunarak geliştirilmiştir. Genellikle yarı göçebe toplumlar tarafından tercih edilen bu dokuma türü yörede yayla hayatı süren halk tarafından daha sık kullanılmıştır (Bakınız, Resim

178 ). Yere çakılan kazıkların arasındaki mesafenin uzaklığı ve yakınlığı ile dokumanın en ve boy uzunluğu değiştirilip hesaplanmaktadır. Kıl çadırları on parça olarak dokunmaktadır. Daha sonra bu parçalar yan yana çuvaldız yardımı ile dikilerek birleştirilir. Bu parçanın bir tanesinin en uzunluğu 50 cm. boy uzunluğu 7 metre olarak dokunmaktadır. Resim 161. Kıl Çadırı (Foto-H. Tansu) Heybe Dokumaları Binek hayvanının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan içine çeşitli malzemeler koymaya yarayan halıdan veya kilim türlerinden dokunmuş iki gözlü torbaya heybe adı verilir. 106 Heybe tanımından da anlaşılacağı gibi bir gözü önde diğer gözü arkada olmak üzere iki gözlüdür. Heybenin iki gözü arası başı geçirmek için yarık şeklinde yapılmıştır. At veya merkebin veya katırın sırtındaki eyerin kaşına takılıp, iki gözü yanlardan aşağı sarkıtılarak dengeli durması sağlanır. Omuz heybeleri ise daha 106 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara 1988, s. 638.

179 157 küçük olup, delik kısmından boyuna geçirilir ya da omuza atılır. Heybe daha çok köylerde kullanılır. Tarlaya, bağa, bahçeye giderken, yiyecek ve içecekler konulduğu gibi içine küçük eşyalar da konulmaktadır. Pazardan alınan yiyecekler de heybeye konarak taşınır. Daha süslü heybelerin gözlerinin yüzüne halı kaplanır. Ağızları kilitli olanları da mevcuttur. Genellikle en uzunluğu 45 ile 50 cm arasında değişerek boy uzunluğu 135 cm dir. 107 Dokumalarda yün ve keçi kılı kullanılmaktadır. Heybe dokumalarının gözlerinin ön yüzleri ve bazen omuz kısımları desenli dokunmaktadır. Bu kısımlarda süsleme olarak kilim, cicim, sumak ve halı dokuma teknikleri uygulanmaktadır. Heybe dokumalarının gözlerinin arka yüzleri ise, desensiz veya çizgili kilim dokusundadır. Konargöçer toplulukların göç esnasında kullandıkları daha büyük boyutlu heybelerde vardır. Bu heybelere genel anlamda hurç denilmektedir. Bu tür dokumalar deve ve atlara yüklendiği için, asılma bölümleri daha uzun tutularak dokunur. Hakkâri yöresinde bu tür heybe örneklerine yapılan alan araştırmasında çok sık rastlanılmıştır. Heybe örneklerinin dokumasında atkı ve çözgü ipinde hammadde olarak genellikle koyun ipi kullanılmıştır. Yörede sin adı verilen literatürde ise yer tezgâhı olarak bilinen tezgâh tipinde dokunmuştur Heybe Dokuma Çeşitleri Heybe Dokuma Resim 162 ve 163 de görülen, Heybe örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik de tespit edilmiştir. Dikdörtgen formlu heybe dokuma örneğinin ön ve arka yüzünde havlı dokuma tekniği, sumak ve düz kilim dokuma tekniği kullanılmıştır. Dokumanın en uzunluğu 92 cm boy uzunluğu ise 260 cm dir. Heybe örneğinin ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemektedir. Bu dokuma yörede deve ve at heybesi olarak kullanılmıştır. Yaklaşık yüz yıldan daha eski bir örnek olduğu tahmin edilmektedir. Dokumanın ön ve arka yüzü geometrik motifler ve şerit şeklinde enine göre birbirine paralel çizgiler kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. 107 Didem Atiş Özhekim, Türk Kültüründe Taşıma Amaçlı Üretilen Kirkitli Dokumalar, II. Uluslararası Türk El Dokumaları (Tekstil) Kongresi ve Sanat Etkinlikleri, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi Başkanlığı Yayınları, Mayıs 2009, Konya, s.185.

180 158 Heybenin gözlerinin bir yarısını yüzü halı ile kaplı, diğer yarısı sumak iken, arka yüzü ise çizgili kilim dokusundadır. Dokuma iki parçadan oluşmaktadır. Atkı ipi ve çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmıştır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, beyaz, sarı ve yeşil renkleri tercih edilmiştir. Resim 162. Deve Heybesi Ön Yüzü Resim 163. Deve Heybesi Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 164 ve 165 de görülen, Heybe örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik de tespit edilmiştir. Dikdörtgen formlu heybe dokuma örneğinin ön yüzünde sık yüzlü cicim dokuma tekniği, arka yüzünde ise düz kilim dokuma tekniği kullanılmıştır. Dokumanın uzunluğu 90 cm boy uzunluğu ise 240 cm dir. Heybe örneğinin ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemektedir. Bu dokuma yörede deve ve at heybesi olarak kullanılmıştır. Yaklaşık yüz yıldan daha eski bir örnek olduğu tahmin edilmektedir. Dokumanın ön yüzü enine göre birbirine paralel altı adet bant ile bölünmüştür. Bu

181 159 bantlar içerisinde dokumanın ön yüzünde geometrik motifler arka yüzünde ise, şerit şeklinde enine göre birbirine paralel çizgiler kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Dokuma iki parçadan oluşmaktadır. Atkı ipi ve çözgü ipi olarak koyunyünü kullanılmıştır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, beyaz, sarı, kahverengi ve yeşil renkleri tercih edilmiştir. Resim 164. Deve ve at Heybesi Ön Yüzü Resim 165. Deve ve at Heybesi Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 166 ve 167 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Yağmurlu köyünde tespit edilmiştir. Dokuma yaklaşık 60 yıl önce Kudret Yaşar tarafından dokunmuştur. At heybesi olarak kullanılmaktadır.

182 160 Resim 166. At Heybesi Ön Yüzü Resim 167. At Heybesi Arka Yüzü Dokumanın en uzunluğu 75 cm boy uzunluğu ise 135 cm dir. Dokuma iki parçadan oluşmaktadır. Dokuma bittikten sonra parçalar birleştirilerek dikilmiştir. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön ve arka yüzü şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgiler kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Dokumada kırmızı, siyah, lacivert ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Dokumanın ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. 108 Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 168 ve 169 da görülen, Heybe örneği Hakkâri iline bağlı bulunan Bulak mahallesinde tespit edilmiştir. Heybe örneğinin ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemektedir. Dokuma dört parçadan oluşmaktadır. Her parça birbiri ile dikilerek birleştirilmiştir. At heybesi olarak kullanılmaktadır. 108 Kaynak Kişi; Kudret Yaşar, Ev hanımı, 1932 İran doğumlu, Yağmurlu köyü, Hakkâri 2012.

183 161 Resim 168. At Heybesi Ön Yüzü Resim 169. At Heybesi Arka Yüzü Dokumanın en uzunluğu 65 cm boy uzunluğu ise 145 cm dir. Heybe örneği üzerinde bulunan küçük motifler dokuma esnasında 3 adet küçük çubuk yardımı ile oluşturulmaktadır. Bu çubuklar dokumanın arka yüzeyine çözgülerin arasına yerleştirilerek kullanılmaktadır. Bu motife yörede kaçolik adı verilmektedir. Dokumanın ön ve arka yüzündeki desenler aynıdır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, beyaz ve yeşil renkleri tercih edilmiştir. 109 Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 170 ve 171 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bulak mahallesinde tespit edilmiştir. Heybe örneğinin ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemektedir. Oldukça eski bir dokuma olduğu tahmin edilmektedir. 109 Kaynak Kişi; Siti Özer, Sözlü Görüşme, Usta Öğretici, Yaş: 70, Pınarca Köyü doğumlu, Hakkâri 2013.

184 162 Resim 170. At Heybesi Ön Yüzü Resim 171. At Heybesi Arka Yüzü Dokuma dört parçadan oluşmaktadır. Her parça birbiri ile dikilerek birleştirilmiştir. At heybesi olarak kullanılmaktadır. Dokumanın en uzunluğu 71 cm boy uzunluğu ise 166 cm dir. Dokumanın ön ve arka yüzündeki desenler aynıdır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, beyaz ve yeşil renkleri tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 172 ve 173 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bulak mahallesinde tespit edilmiştir. Heybe örneğinin ne zaman ve kim tarafından dokunduğu bilinmemektedir. Dokuma dört parçadan oluşmaktadır. Her parça birbiri ile dikilerek birleştirilmiştir. Atın sırt kısmına atmak ve eşya koymak için kullanılmaktadır.

185 163 Resim 172. At Heybesi Ön Yüzü Resim 173. At Heybesi Arka Yüzü Dokumanın en uzunluğu 75 cm boy uzunluğu ise 165 cm dir. Heybe örneği üzerinde bulunan küçük motifler dokuma esnasında 3 adet küçük çubuk yardımı ile oluşturulmaktadır. Bu çubuklar dokumanın arka yüzeyine çözgülerin arasına yerleştirilerek kullanılmaktadır. 110 Bu motife yörede kaçolik adı verilmektedir. Dokumanın ön ve arka yüzündeki desenler aynıdır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, sarı, beyaz ve yeşil renkleri tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 174 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 60 yıl önce Purisi aşiretine mensup Zine Akdoğan (90 yaşında, okuma, yazma bilmiyor) tarafından dokunmuştur Kaynak Kişi; Elmas Aslan, Sözlü Görüşme, Usta Öğretici, 1956 Pınarca Köyü doğumlu, Hakkâri Kaynak Kişi; Kevser Ermağa, Usta Öğretici, 1979 Işıklı Köyü doğumlu, Kırıkdağ Köyü, Hakkâri 2013.

186 164 Resim 174. Deve Heybesi Ön Yüzü At heybesi olarak kullanılmaktadır. Dokumanın en uzunluğu 90 cm boy uzunluğu ise 300 cm dir. Dokuma yer tezgâhında ayrı iki parça olarak dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokuma sonrası iki parça dikilerek birleştirilmiştir. Her bir parçanın eni 45 cm, boyu 150 cm. ve yarığı ise, 86 cm dir. Dokumanın ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, yeşil ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 175 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 60 yıl önce Purisi aşiretine mensup Zine Akdoğan (90 yaşında, okuma, yazma bilmiyor) tarafından dokunmuştur Kaynak Kişi; Abdullah Ermağa, Serbest meslek, 1978 Kırıkdağ Köyü doğumlu, Kırıkdağ Köyü, Hakkâri 2013.

187 165 Resim 175. Deve Heybesi Ön Yüzü At heybesi olarak kullanılmaktadır. Dokumanın en uzunluğu 85 cm. boy uzunluğu ise 290 cm dir. Dokuma yer tezgâhında dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokuma sonrası dört parça dikilerek birleştirilmiştir. Her bir parçanın eni 43 cm, boyu 67 cm ve ağız kısmı ise, 83 cm dir. Dokumanın ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert ve sarı renkler tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 176 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 60 yıl önce Purisi aşiretine mensup Zine Akdoğan (90 yaşında, okuma, yazma bilmiyor) tarafından dokunmuştur Kaynak Kişi; Kevser Ermağa, Usta Öğretici, 1979 Işıklı Köyü doğumlu, Kırıkdağ Köyü, Hakkâri 2013.

188 166 Resim 176. Deve Heybesi Ön Yüzü At heybesi olarak kullanılmaktadır. Dokumanın en uzunluğu 79 cm boy uzunluğu ise 334 cm dir. Dokuma yer tezgâhında ayrı iki parça olarak dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokuma sonrası iki parça dikilerek birleştirilmiştir. Her bir parçanın eni 39 cm, boyu 79 cm ve yarığı ise, 86 cm dir. Dokumanın ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, yeşil, sarı ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 177 de görülen, Heybe örneği Hakkâri merkezinde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 60 yıl önce Fatma Ermağa tarafından dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 77 cm boy uzunluğu ise 320 cm dir.

189 167 Resim 177. At Heybesi Ön Yüzü Dokuma yer tezgâhında ayrı iki parça olarak dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokuma sonrası iki parça dikilerek birleştirilmiştir. Dokumanın ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, lacivert, yeşil, sarı ve beyaz renkler tercih edilmiştir. Bu heybe örneğine yörede yöresel olarak ter adı verilmektedir Heybe Dokuma Resim 178 ve 179 da görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan mahallesinde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 30 yıl önce Naciye Çelik (50 yaşında) tarafından dokunmuştur. At heybesi olarak kullanılmaktadır.

190 168 Resim 178. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 179. Heybe Örneği Arka Yüzü Dokumanın en uzunluğu 39 cm. boy uzunluğu ise 111 cm saçak boyu 61 cm ve ilik (yarık) uzunluğu ise 25 cm dir. 114 Dokuma yer tezgâhında ayrı iki parça olarak dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Yün iplerini doğal boya ile boyanmıştır. Dokumanın ön yüzeyinde, yörede Şırnak gülü adı verilen havlar dokuma esnasında Gördes Türk düğümü tekniği kullanarak düğüm atılmış ve kendine özgü bir süsleme oluşturulmuştur. Dokumanın arka yüzü ise, düz kilim şeklinde belli aralıklar ile birbirine paralel dikine çizgiler ile bezenmiştir. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, yeşil, sarı ve beyaz renkler tercih edilmiştir Heybe Dokuma Resim 180 ve 181 de görülen, Heybe örneği Hakkâri merkezinde tespit edilmiştir. Dokuma örneği yaklaşık 1968 yıl önce Rabia Keskin (merhum) tarafından dokunmuştur. At heybesi olarak, özel eşyaları ve yükleri taşımada kullanılmaktadır. 114 Kaynak Kişi; Sözlü Görüşme, Naciye Çelik, Usta Öğretici, 1963 doğumlu, Merzan, Hakkâri 2012.

191 169 Resim 180. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 181. Heybe Örneği Arka Yüzü Dokumanın en uzunluğu 33 cm boy uzunluğu ise 95 cm saçak boyu 60 cm ve ilik (yarık) uzunluğu ise 38 cm dir. Dokuma yer tezgâhında ayrı iki parça olarak dokunmuştur. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumanın ön yüzeyine dokuma bittikten sonra iğne yardımı ile pamuk ve ipek ipi kullanılarak süsleme yapılmıştır. Dokumanın arka yüzü ise, düz kilim şeklinde belli aralıklar ile birbirine paralel dikine çizgiler ile bezenmiştir. Heybe örneğinde kırmızı, siyah, yeşil, sarı, turuncu ve beyaz renkler tercih edilmiştir Heybe Dokuma Resim 182 ve 183 de görülen, Heybe örneği Hakkâri iline bağlı bulunan Yağmurlu köyünde tespit edilmiştir. Dokuma yaklaşık 60 yıl önce Kudret Yaşar tarafından dokunmuştur. At heybesi olarak ve erzak taşımak için kullanılmaktadır.

192 170 Dokumanın en uzunluğu 33 cm. boy uzunluğu, 100 cm. ve saçak boyu ise 55 cm. dir. Dokuma iki parçadan oluşmaktadır. Dokuma bittikten sonra parçalar birleştirilerek dikilmiştir. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön ve arka yüzü şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgiler kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Dokumada kırmızı, siyah ve lacivert renkler tercih edilmiştir. 115 Resim 182. Heybe Örneği Ön Yüz Resim 183. Heybe Örneği Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 184 ve 185 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Bağışlı köyünde tespit edilmiştir. Dokuma örneğinin yaklaşık 45 yıllık olduğu düşünülmektedir. Dokuma 60 yaşındaki Ayşe Aydın tarafından dokunmuştur. At heybesi olarak ve erzak 115 Kaynak Kişi; Kudret Yaşar, Ev hanımı, 1932 İran doğumlu, Yağmurlu köyü, Hakkâri 2012.

193 171 taşımak için kullanılmaktadır. Dokumanın en uzunluğu 48 cm. boy uzunluğu, 126 cm. dir. Dokuma tek parçadan oluşmaktadır. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön ve arka yüzü şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgilerde tarak motifi kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Dokumada beyaz, kahverengi ve siyah renkler tercih edilmiştir. Resim 184. Heybe Örneği Ön Yüz Resim 185. Heybe Örneği Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 186 ve 187 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Yeni Mahallede tespit edilmiştir. Dokuma örneğinin yaklaşık 75 yıllık olduğu düşünülmektedir. Dokuma örneği Şemdinli İlçesi, Navşar köyünde Hanze Atmaca tarafından dokunmuştur. Dokumacı Heybe örneğini oğlu için dokumuştur. Dokumanın en uzunluğu 45 cm.

194 172 boy uzunluğu, 95 cm. saçak boyu ise, 15 cm. dir. Dokuma tek parçadan oluşmaktadır. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön ve arka yüzü şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgilerde tarak motifi kullanılarak oluşturulan kompozisyon şırnak gülü ile desenlendirilmiştir. Dokumada kahverengi, kırmızı ve lacivert renkler tercih edilmiştir. 116 Resim 186. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 187. Heybe Örneği Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 188 ve 189 da görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Dağgöl Mahallesi Mirkalesi civarında tespit edilmiştir. Dokuma örneğinin yaklaşık 60 yılı aşkın olduğu düşünülmektedir. Dokuma Silehi aşiretine mensup olan Hayat Taş tarafından 116 Kaynak Kişi; Sözlü Görüşme, Halil İbrahimoğlu, Memur, 1963 Durankaya Köyü Doğumlu, Yeni Mahalle, Hakkâri 2013.

195 173 dokunulmuştur. 117 Dokumanın en uzunluğu 35 cm. boy uzunluğu, 107 cm. saçak boyu ise, 45 cm. dir. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Dokuma tek parçadan oluşmaktadır. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön yüzünde gördes düğümü kullanılarak halı dokuması ve şırnak gülü uygulanırken arka yüzü ise şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgiler ile desenlendirilmiştir. Dokumada siyah, kahverengi, kırmızı, sarı ve lacivert renkler tercih edilmiştir. Resim 188. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 189. Heybe Örneği Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 190 ve 191 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Yeni mahalle civarında tespit edilmiştir. Dokuma örneğinin yaklaşık 80 yılı aşkın olduğu 117 Kaynak Kişi; Gülizar Akdoğan, Sözlü Görüşme, Usta Öğretici, 1972 Hakkâri doğumlu, Hakkâri 2013

196 174 düşünülmektedir. Dokuma Marinüs aşiretine mensup olan Feyruz Kaya tarafından dokunulmuştur. 118 Dokumanın en uzunluğu 26 cm boy uzunluğu, 104 cm saçak boyu ise, 36 cm dir. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Dokuma tek parçadan oluşmaktadır. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin ön yüzünde Şırnak gülü motifi işlenirken arka yüzü ise şerit şeklinde boyuna göre birbirine paralel çizgiler ile desenlendirilmiştir. Dokumada siyah, kahverengi, kırmızı, sarı, pembe ve lacivert renkler tercih edilmiştir. Resim 190. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 191. Heybe Örneği Arka Yüzü Heybe Dokuma Resim 192 ve 193 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Yeni 118 Kaynak Kişi; Reyhan Kaya, Sözlü Görüşme, Ev hanımı, Yaş: 40, Çetintaş Köyü doğumlu, Yeni Mahalle, Hakkâri 2013.

197 175 Mahallede tespit edilmiştir. Dokuma örneğinin yaklaşık 60 yıllık olduğu düşünülmektedir. Dokuma örneği 1986 yılında Şemdinli İlçesinden hediye olarak alınmıştır. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokumanın en uzunluğu 44 cm boy uzunluğu, 110 cm saçak boyu ise, 30 cm dir. Heybe örneğinin orta kısmında bulunan yarık (ilik) 20 cm dir. Dokuma üç parçadan oluşmaktadır. İki parçasının uzunluğu 40 cm bir parçasının uzunluğu ise 22 cm dir. Dokuma örneğinin Herki aşiretine ait olduğu tahmin edilmektedir. Atkı ipi ve çözgü ipi yündür. Yer tezgâhında dokunmuştur. Heybe örneğinin arka yüzü şerit şeklinde enine göre birbirine paralel çizgiler kullanılarak oluşturulan kompozisyon ile desenlendirilmiştir. Dokumanın ön yüzü ise oldukça kalabalık bir motif kompozisyonu ile desenlendirilmiştir. Dokumada kahverengi, kırmızı, siyah, sarı ve lacivert renkler tercih edilmiştir. 119 Resim 192. Heybe Örneği Ön Yüzü Resim 193. Heybe Örneği Arka Yüzü 119 Kaynak Kişi; Sözlü Görüşme, Halil İbrahimoğlu, Memur, 1963 Durankaya Köyü Doğumlu, Yeni Mahalle, Hakkâri 2013.

198 Heybe Dokuma Resim 194 de görülen, Heybe örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Dağgöl Mahallesi Mirkalesi civarında tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Dokumanın en uzunluğu 40 cm boy uzunluğu, 115 cm saçak boyu ise, 40 cm dir. Heybe örneğinin ön yüzünde Gördes düğümü kullanılarak halı dokuması uygulanırken arka yüzü ise çizgili kilim dokusundadır. Dokumada siyah, kahverengi, kırmızı, sarı, pembe ve lacivert renkler tercih edilmiştir. Resim 194. Heybe Örneği Ön Yüzü

199 Çanta (Torba) Dokumaları Meşin, kösele, kumaş gereçlerle yapılan para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan ağzı kapanabilir, elde veya omuza asılarak taşınabilir kap. 120 Yaylak ve kışlak yaşam tarzı olan toplumların kullanım ihtiyaçları doğrultusunda ürettikleri eşyalardan biridir. Hakkâri yöresinde çantalar (torba) geçmiş yıllarda halk tarafından sıkça kullanılan dokumalar arasında yer alır. Bu dokuma örnekleri diğer dokumalar gibi dokunarak yapılmış olsa da yörede eski dokumalardan da çanta şeklinde kesilerek dikilip kullanılmıştır. Genel anlamda kullanılanılar yere göre çeşitli isimler (çoban, ekmek, ayna, tarak, yün çantası gibi) ile adlandırılır. Ayrıca çantayı genellikle çobanlar yiyeceğini taşıdıkları için çoban torbası adıyla anılmaktadır. Yörede de çobançantası adı olarak daha çok bilinmekte olup yoğunlukla koyun güden çobanlar tarafından sıkça kullanılmaktadır. Çanta (Torba) olarak kullanılan bu eşya heybe gibi dokunmaktadır. Heybedeki gibi iki gözlü değildir. Tek gözlüdür ve sapı iplerden örülerek yapılır. Çantaların ön yüzleri desenli, arka yüzleri ise düz veya çizgili kilim olarak dokunduğu gibi, çantaların hem ön hem de arka yüzleri desenli olarak da dokunmaktadır. Hakkâri yöresinde bu tür çanta örneklerine yapılan alan araştırmasında çok sık rastlanılmıştır. Yörede bu çantalar genellikle büyük ve küçükbaş hayvanları yaylaya çıkartan çobanlar tarafından kullanılmaktadır (Bakınız, Resim 195,196). Resim 195. Çoban Çanta Örneği Resim 196. Çanta Örneği 120 Temel Türkçe Sözlük, İnkılâp ve Aka, İstanbul 1980, s.189.

200 Çanta Dokuma Çeşitleri Çanta Resim 197 de görülen, Çanta örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma Seleni aşiretine mensup olan Zeynep Akdoğan tarafından dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 37 cm boy uzunluğu, 37 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Çantanın üç kenarına da süs amaçlı püskül takılmıştır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı ve siyah renkler kullanılmıştır. Atkısı ve çözgüsü yündür. Resim 197. Çanta Örneği Resim 198. Çanta Örneği Çanta Resim 198 de görülen, Çanta örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma Seleni aşiretine mensup olan Zeynep Akdoğan tarafından dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 38 cm boy uzunluğu, 40 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Çantanın üç kenarına da süs amaçlı püskül takılmıştır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı, sarı, lacivert ve siyah renkler kullanılmıştır. Atkısı ve çözgüsü yündür. Erzak taşımak için kullanılmaktadır.

201 Çanta Resim 199 da görülen, Çanta örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Kırıkdağ köyünde tespit edilmiştir. Dokuma Seleni aşiretine mensup olan Zeynep Akdoğan tarafından dokunmuştur. Dokumanın en uzunluğu 38 cm boy uzunluğu, 40 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü çizgili kilim dokusundadır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı, sarı, lacivert ve siyah renkler kullanılmıştır. Atkısı ve çözgüsü yündür. 121 Resim 199. Çanta Örneği Resim 200. Çanta Örneği Çanta Resim 200 de görülen, Çanta örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik de tespit edilmiştir. Dokumanın kim tarafından ne zaman dokunulduğu bilinmemektedir. Dokumanın en uzunluğu 45 cm boy uzunluğu, 49 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü aynı motif ile kompozisyon oluşturularak desenlendirilmiştir. Dokumada cicim tekniği kullanılmıştır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı, sarı, lacivert ve siyah renkler tercih edilmiştir Çanta Resim 201 de görülen, Çanta örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik de tespit edilmiştir. Dokumanın kim tarafından ne zaman dokunulduğu 121 Kaynak Kişi; Kevser Ermağa, Sözlü Görüşme,

202 180 bilinmemektedir. Dokumanın en uzunluğu 41 cm boy uzunluğu, 45 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü aynı motif ile kompozisyon oluşturularak desenlendirilmiştir. Dokumada sık motifli cicim tekniği kullanılmıştır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı, sarı, lacivert ve siyah renkler tercih edilmiştir. Resim 201. Çanta Örneği Resim 202. Çanta Örneği Çanta Resim 202 de görülen, Çanta örneği Hakkâri ye bağlı bulunan Merzan mahallesinde tespit edilmiştir. Dokuyucusu bilinmemektedir. Yaklaşık 100 yılın üzerinde bir dokuma örneği olduğu tahmin edilmektedir. Hediye amaçlı alınmış olup duvar süsü olarak kullanılmaktadır. Dokumada cicim tekniği kullanılmıştır. 122 Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumanın en uzunluğu 40 cm boy uzunluğu, 40 cm dir. Çanta örneğinin ön ve arka yüzü kuş motifinden oluşan kompozisyon ile desenlendirilerek çantanın üç kenarına da süs amaçlı püskül takılmıştır. Bu kompozisyon örneği yörede şal dokumalarında da sık kullanılmıştır. Dokuma üzerinde yeşil, kırmızı, sarı, lacivert, kahverengi, pembe ve siyah renkler kullanılmıştır. 122 Kaynak Kişi, Naciye Çelik, Sözlü Görüşme, Dokuyucu, Merzan Mahallesi, Hakkâri 2012.

203 Tuzluk Dokumaları Hakkâri nin kırsal kesiminde yarı göçebe olarak yaşayan halk tarafından kullanılan bir dokuma türüdür. Yörede daha çok yaylaya çıkan çobanlar tarafından hayvanları güderken bellerine bağlayarak içine tuz koyarak kullanılmaktadır Tuzluk Dokuma Çeşitleri Tuzluk Resim 203, 204 de görülen, Tuzluk örneği Hakkâri de bulunan Ege Balcılık ve Kilimcilik te tespit edilmiştir. Dokumanın kim tarafından ne zaman dokunulduğu bilinmemektedir. Atkı ve çözgü ipi yündür. Dokumanın ön yüzünde cicim tekniği kullanılmış, arka yüzü ise çizgili kilim dokusundadır. Dokuma üzerinde kırmızı, mavi, beyaz ve siyah renkler tercih edilmiştir. Resim 203. Tuzluk Örneği Ön Yüzü Resim 204. Tuzluk Örneği Arka Yüzü

Atatürk Üniveristesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi Journal of the Fine Arts Institute (GSED), Sayı/Number 34, ERZURUM 2015,

Atatürk Üniveristesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi Journal of the Fine Arts Institute (GSED), Sayı/Number 34, ERZURUM 2015, Atatürk Üniveristesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi Journal of the Fine Arts Institute (GSED), Sayı/Number 34, ERZURUM 2015, 182-195 NAHCIVAN DEVLET HALI MÜZESİ NDE SERGİLENEN KİLİM, CİCİM VE SUMAK TEKNİĞİ

Detaylı

İstanbul Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi

İstanbul Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi İstanbul Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi Serpil Özçelik* Öz Düz dokuma yaygı deyimi düğümlü havlı halı dışında kalan havsız, düz satıhlı bütün el dokuma yer yaygılarını kapsamaktadır. Bu yaygılar diğer

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN TÜRK SÜSLEME SANATLARI??? NELERDİR? Türk süsleme sanatları a) Tezhip b) Hat c) Ebru ç) Çini d) Minyatür e) Cam bezeme (Vitray) f) Bakırcılık g) Cilt sanatı h)halı sanatı

Detaylı

ADANA İLİ KARAİSALI İLÇESİ EL SANATLARINDAN ÖRNEKLER. Prof.Dr. Taciser ONUK. Yrd. Doç.Dr. Feriha AKPINARLI

ADANA İLİ KARAİSALI İLÇESİ EL SANATLARINDAN ÖRNEKLER. Prof.Dr. Taciser ONUK. Yrd. Doç.Dr. Feriha AKPINARLI ADANA İLİ KARAİSALI İLÇESİ EL SANATLARINDAN ÖRNEKLER Prof.Dr. Taciser ONUK Yrd. Doç.Dr. Feriha AKPINARLI Çeşitli medeniyet ve kültürlerin beşiği olan, bünyesinde eşsiz tarihi eserleri saklayan ülkemiz

Detaylı

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER G.Ü. SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER 1 Yrd.Doç.Nursel BAYKASOĞLU **Yrd.Doç.Dr. Tomris YALÇINKAYA Türk kültüründe temizliğe verilen önem, temizlik

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 77, Eylül 2018, s. 460-473 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 31.07.2018 15.09.2018 Öğr. Gör. Gülşen

Detaylı

Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Karapınar Yöresi Cicim Örnekleri

Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Karapınar Yöresi Cicim Örnekleri TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 519 Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Karapınar Yöresi Cicim Örnekleri The Samples Of Cicims From Karapınar Region At The Alaeddin Mosque In Konya Mustafa YILDIRIM * ÖZET

Detaylı

HALI SANAYİ. Hazırlayan Tuğrul SOMUNCUOĞLU 2010. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HALI SANAYİ. Hazırlayan Tuğrul SOMUNCUOĞLU 2010. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi HALI SANAYİ Hazırlayan Tuğrul SOMUNCUOĞLU 2010 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi HALI SANAYİ ÜRÜNÜN TANIMI Armonize Sistem sınıflandırmasına göre halılar 4 ana

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

BİTLİS YÖRESİ CİCİM DOKUMALARI

BİTLİS YÖRESİ CİCİM DOKUMALARI BİTLİS YÖRESİ CİCİM DOKUMALARI ÖZET Cicimler yüzü ve tersi farklı görüntü veren, atkı ve çözgü ipliği dışında süsleme yapmak için üçüncü bir iplik kullanılan dokumalardır. Cicimler halk arasında cecim,

Detaylı

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir Kısrak sütünden üretilen kımız, darıdan yapılan begni bekni ve boza Türklerin bilinen içecekleriydi Bozkır hayatının başlıca Bu Türklerin kültürün bilinen önemli en eski gıda ekonomik faaliyetleri neler

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

Konya Alaeddin Camii nde Bulunan Cicim Örnekleri

Konya Alaeddin Camii nde Bulunan Cicim Örnekleri TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 457 Konya Alaeddin Camii nde Bulunan Cicim Örnekleri The Samples of Cicims at the Alaeddin Mosque in Konya Mustafa YILDIRIM * ÖZET Bu çalışmada, Konya Alaeddin Camii ne çeşitli

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ KİLİM DOKUMA-2 Ankara, 2012 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya

Detaylı

ÇAKMAK KÖYÜ (ASLANAPA-KÜTAHYA) CAMİİ NDE TESPİT EDİLEN YENİ BİR GRUP HALI*

ÇAKMAK KÖYÜ (ASLANAPA-KÜTAHYA) CAMİİ NDE TESPİT EDİLEN YENİ BİR GRUP HALI* DOI: 10.7816/ulakbilge-06-23-10 ulakbilge, 2018, Cilt 6, Sayı 23, Volume 6, Issue 23 ÇAKMAK KÖYÜ (ASLANAPA-KÜTAHYA) CAMİİ NDE TESPİT EDİLEN YENİ BİR GRUP HALI* İbrahim ERDEK 1 ÖZ Türk halk kültürünün ayrılmaz

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

SARIKAMIŞ VE ÇEVRESİ DÜZ DOKUMALARI

SARIKAMIŞ VE ÇEVRESİ DÜZ DOKUMALARI I T. C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI ANA SANAT DALI Hanım TAŞKAYNATAN SARIKAMIŞ VE ÇEVRESİ DÜZ DOKUMALARI YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Doç. Dr. A. Murat

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Geleneksel Türk El Atatürk Üniversitesi 2000. Doktora Eğitim Bilimleri Ahmet Yesevi Üniversitesi 2008

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Geleneksel Türk El Atatürk Üniversitesi 2000. Doktora Eğitim Bilimleri Ahmet Yesevi Üniversitesi 2008 ÖZ GEÇMiŞ 1. Adı Soyadı : Ömer Zaimoğlu 2. Doğum Tarihi : 22 Ocak 1977 3. Unvanı : Yrd. Doç. Dr 4. Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Geleneksel Türk El Atatürk Üniversitesi 2000 Sanatları

Detaylı

BEYPAZARI NDA KİLİM DOKUMACILIĞI VE BİTKİSEL BOYACILIK

BEYPAZARI NDA KİLİM DOKUMACILIĞI VE BİTKİSEL BOYACILIK 10.7816/kalemisi- 02-04- 02 BEYPAZARI NDA KİLİM DOKUMACILIĞI VE BİTKİSEL BOYACILIK Doç. Dr. H. Sinem ŞANLI Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi hurrem(at)gazi.edu.tr Esra BIYIKLI Gazi

Detaylı

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' -==~~= -~~..,_. BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ Vakfı İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi Dem. No: Tas. No: 81)_5J;f ' ' "-==~~="" -~~..,_.J 3 BURSA KÜLTÜR SANAT VE TURİZM V AKFI YA YINLARI BURSA KİTAPLIGI:

Detaylı

ŞIRNAK FLERİ. Şırnak Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü/2005 Fotoğraflar:Mehmet Akyol, Hülya Baldır Hazırlayan:Birsen Malkoç

ŞIRNAK FLERİ. Şırnak Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü/2005 Fotoğraflar:Mehmet Akyol, Hülya Baldır Hazırlayan:Birsen Malkoç ŞIRNAK İLİ YÖRESEL KİLİM K M MOTİFLER FLERİ Şırnak Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü/2005 Fotoğraflar:Mehmet Akyol, Hülya Baldır Hazırlayan:Birsen Malkoç LÜLEPERLEPER. Yörede, sulak ve bataklık

Detaylı

Şerife ÖZÜDOGRU(*) Tezgahta kumaş gibi yün ipliklerle dokunan desenli döşeme. heybesine, gündelik kullanım eşyalarının konulduğu torbalara,

Şerife ÖZÜDOGRU(*) Tezgahta kumaş gibi yün ipliklerle dokunan desenli döşeme. heybesine, gündelik kullanım eşyalarının konulduğu torbalara, SİLİFKE VE SİVRİHİsAR VÖRÜKLERİNDE KİLİM, PEŞKİR VE KUŞAK ÖRNEKLERİ Şerife ÖZÜDOGRU(*) Tezgahta kumaş gibi yün ipliklerle dokunan desenli döşeme yaygıları olan kilim Anadolu'nun çadırıdan sedirine, çuvalından

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 15.10.2018 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 22.10.2018 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 05.11.2018 Yaprak çizimleri,

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 12 Ekim 2015 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 19 Ekim 2015 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 26 Ekim 2015 Yaprak çizimleri,

Detaylı

TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 09.10.2017 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 16.10.2017 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 23.10.2017 Yaprak çizimleri,

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 10.10.2016 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 17.10.2016 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 24.10.2016 Yaprak çizimleri,

Detaylı

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 21, Mart 2018, s. 339-348 Arş. Gör. İbrahim ERDEK Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, ierdek@sakarya.edu.tr

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI 1. ÇİZGİ ve NOKTA... 3 a-çizgilerle Yapılan Tasarım Çalışmaları... 3 b- Nokta ile Yapılan Tasarım Çalışmaları... 5 c-çizgi ve Noktalarla Oluşturulan Özgün Tasarımlar...

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF (A) GÜZ DÖNEMİ 13 Ekim 2014 9.30-12.30 13.30-16.00 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 20 Ekim 2014 9.30-12.30 13.30-16.00 Hatai çizimleri,

Detaylı

SANAT TARİHİ SANAT TARİHİ NEDİR? Sanat Tarihi, geçmişte varlık göstermiş uygarlıkların ortaya koyduğu her tür taşınır ve taşınmaz maddi kültür varlıklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Güzel Sanatlar ve

Detaylı

KIRIM HANSARAY DA SERGİLENEN EL DOKUMASI HALI ve KİLİMLER

KIRIM HANSARAY DA SERGİLENEN EL DOKUMASI HALI ve KİLİMLER KALEMİŞİ, 2013, Cilt 1, Sayı 1 KIRIM HANSARAY DA SERGİLENEN EL DOKUMASI HALI ve KİLİMLER Ahmet AYTAÇ M. Ali EROĞLU ÖZET Milletlerin kültürel değerlerini en iyi gösteren öğeler el sanatlarıdır. Orta Asya

Detaylı

No: 228 Mahreç işareti AYANCIK GÖYNEK YAKASI AYANCIK HALK EĞİTİM MERKEZİ VE AKŞAM SANAT OKULU MÜDÜRLÜĞÜ

No: 228 Mahreç işareti AYANCIK GÖYNEK YAKASI AYANCIK HALK EĞİTİM MERKEZİ VE AKŞAM SANAT OKULU MÜDÜRLÜĞÜ No: 228 Mahreç işareti AYANCIK GÖYNEK YAKASI Tescil Ettiren AYANCIK HALK EĞİTİM MERKEZİ VE AKŞAM SANAT OKULU MÜDÜRLÜĞÜ Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 26.11.2012 tarihinden

Detaylı

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak Arazi Uygulamaları VII dersi kapsamında Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi ART-E MAYIS 2011-07 SAÇIKARA YÖRÜKLERİNDE YAŞAYAN DOKUMALAR

Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi ART-E MAYIS 2011-07 SAÇIKARA YÖRÜKLERİNDE YAŞAYAN DOKUMALAR SAÇIKARA YÖRÜKLERİNDE YAŞAYAN DOKUMALAR SAÇIKARA YÖRÜKLERİNDE YAŞAYAN DOKUMALAR SURVIVING WEAVINGS IN SACIKARA NOMADS Hacer BUKSUR KONYA Kadınhanı İlçesi Saçıkara Köyü Doç. Dr. Filiz Nurhan ÖLMEZ Süleyman

Detaylı

ANTALYA VE CİVARI CİCİM SECCADELERİ (NAMAZLAĞ) 1. Özet

ANTALYA VE CİVARI CİCİM SECCADELERİ (NAMAZLAĞ) 1. Özet AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2013, Cilt 6, Sayı 12 ANTALYA VE CİVARI CİCİM SECCADELERİ (NAMAZLAĞ) 1 Mehmet Ali EROĞLU* Özet Araştırma kapsamında Antalya Kaleiçi Döşemealtı, Serik, Manavgat ve Akseki bölgesine

Detaylı

KIRGIZİSTAN DA ÇARPANA VE KOLON DOKUMACILIĞINDAN ÖRNEKLER

KIRGIZİSTAN DA ÇARPANA VE KOLON DOKUMACILIĞINDAN ÖRNEKLER KIRGIZİSTAN DA ÇARPANA VE KOLON DOKUMACILIĞINDAN ÖRNEKLER The Weaving of the Çarpana and Kolon in Kyrgyzstan Ahmet AYTAÇ* ÖZ El dokumacılığı yüz yıllarca yaylak-kışlak hayat süren Orta Asya kökenli Türk

Detaylı

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number:XIII/1 Nisan/April2004, 169-180 İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Kadriye Figen VARDAR Osmanlı Devleti XVIII. yüzyıldan

Detaylı

MİLAS HALI DESENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI VE YAYINLANMAMIŞ MADALYONLU MİLAS HALILARININ TANITILMASI

MİLAS HALI DESENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI VE YAYINLANMAMIŞ MADALYONLU MİLAS HALILARININ TANITILMASI 635 MİLAS HALI DESENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI VE YAYINLANMAMIŞ MADALYONLU MİLAS HALILARININ TANITILMASI GÜNGÖR, İ. Hulusi SEVİNÇ, Berna TÜRKİYE/ ТУРЦИЯ ÖZET Milas sadece ince ve geniş suları (bordürleri)

Detaylı

Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Zili Dokumalardan Örnekler

Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Zili Dokumalardan Örnekler TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 297 Konya Alâeddin Camii nde Bulunan Zili Dokumalardan Örnekler The Samples of Zili at the Alaeddin Mosque in Konya Mustafa YILDIRIM * ÖZET Çalışma; Giriş, Dokuma Türleri,

Detaylı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN 1. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (19 Ekim- 04 Aralık 2015 ) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

SÜRE (SAAT) GENEL TOPLAM S.N. ALAN (FOET KODU) / PROGRAM SEVİYE EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ (FOET KODU: 215)

SÜRE (SAAT) GENEL TOPLAM S.N. ALAN (FOET KODU) / PROGRAM SEVİYE EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ (FOET KODU: 215) EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ (FOET KODU: 215) 1 Dekoratif El Sanatları Elemanı 4 1800/1200 2152 2 Ağaç Baston Yapma 80/56 3 Alüminyum Kabartma 160/112 4 Balıksırtı Hasır Örme 120/96 5 Batik 200/144 6 Bebek

Detaylı

OSMANLI SARAY KİLİMLERİNİN DESEN YAPISI DESIGN STRUCTURE ON OTTOMAN KİLİMS. Gülay Yangöz GÖKSU*, Şerife ATLIHAN**

OSMANLI SARAY KİLİMLERİNİN DESEN YAPISI DESIGN STRUCTURE ON OTTOMAN KİLİMS. Gülay Yangöz GÖKSU*, Şerife ATLIHAN** OSMANLI SARAY KİLİMLERİNİN DESEN YAPISI Gülay Yangöz GÖKSU*, Şerife ATLIHAN** *YL Tez Öğrencisi, Marmara Üniversitesi, mlk_gly(at)hotmail.com **Profesör, Marmara Üniversitesi, atlihanserife(at)gmail.com

Detaylı

ÇAKMAK KÖYÜ HALILARININ TEKNİK VE DESEN ÖZELLİKLERİ

ÇAKMAK KÖYÜ HALILARININ TEKNİK VE DESEN ÖZELLİKLERİ ÇAKMAK KÖYÜ HALILARININ TEKNİK VE DESEN ÖZELLİKLERİ İbrahim ERDEK 1 ÖZ Anadolu nun her bölgesinde farklı desen ve renk karakterleriyle karşımıza çıkan geleneksel el dokuma halıları Türk kültür mirası içinde

Detaylı

Çizim No:1 Tel kırma + puan Çizim No:2 Tel kırma x puan

Çizim No:1 Tel kırma + puan Çizim No:2 Tel kırma x puan Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 9 Sayı: 43 Volume: 9 Issue: 43 Nisan 2016 April 2016 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 AMASRA MÜZESİNDE

Detaylı

KIRCAALİ (KARDZHALİ) ARDİNO (EĞRİDERE) JULTUSHA (SARIKIZ) YATAK ÖRTÜSÜ (TÜLÜ/GUBER/HOPAN) DOKUMALARI. Özet

KIRCAALİ (KARDZHALİ) ARDİNO (EĞRİDERE) JULTUSHA (SARIKIZ) YATAK ÖRTÜSÜ (TÜLÜ/GUBER/HOPAN) DOKUMALARI. Özet AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2016, Cilt 9, Sayı 17 KIRCAALİ (KARDZHALİ) ARDİNO (EĞRİDERE) JULTUSHA (SARIKIZ) YATAK ÖRTÜSÜ (TÜLÜ/GUBER/HOPAN) DOKUMALARI Mehmet Ali EROĞLU * Özet Dünya da birçok ülkede Türk kültür

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ KELKİT KİLİMİ DOKUMA 215ESB381 Ankara, 2011 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri

Detaylı

MERZİFON DOKUMASI. Dokuma Tezgahları Merzifon Bez Dokuma Ürünleri Bağlama Çeşitleri.

MERZİFON DOKUMASI. Dokuma Tezgahları Merzifon Bez Dokuma Ürünleri Bağlama Çeşitleri. MERZİFON DOKUMASI www.merzifonhem.meb.k12.tr Adresi Taştan Sönmez Cad. No:13 MERZİFON Telefon: 0 (358) 513 14 03 Faks: 0 (358) 513 44 99 E-posta: merzifonhalkegitim@hotmail.com Dokuma Tezgahları Merzifon

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s. 491-508 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 25.10.2017 20.11.2017 Öğr. Gör. Begül ÖZKOCA

Detaylı

YAGCIBEDiR HALILARıNDAKi MOTiFLERiN YÖRESEL isimleri VE ANLAMLARı

YAGCIBEDiR HALILARıNDAKi MOTiFLERiN YÖRESEL isimleri VE ANLAMLARı YAGCIBEDiR HALILARıNDAKi MOTiFLERiN YÖRESEL isimleri VE ANLAMLARı Didem ATiş ÇUKUROVA* Anadolu'da dokumacılık tarihi çok eskilere gitmekte ve arkeolojik kazılar sonucunda M.Ö. 6000 yıllarına kadar dayandırılmaktadır.

Detaylı

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Dersimizin Amacı: Tekstil liflerinin tanımının ve sınıflandırmasının öğrenilmesi. Lif özelliklerinin öğrenilmesi Yakma testi sonucunda lifleri tanıyabilme Tekstil Liflerinin

Detaylı

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş Özalp Tarihçesi: Özalp ilçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla bu günkü Saray ilçe merkezinde kurulmuştur. 1948 yılında bu günkü Özalp merkezine taşınmış ve burası ilçe merkezi haline dönüştürülmüştür. Bölgede

Detaylı

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 31, Aralık 2018, s. 207-220 Dr. Öğr. Üyesi Bahadır ÖZTÜRK DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü,

Detaylı

BULDAN BEZİ ÜRETİLEBİLİR TASARIMLARI ve UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER

BULDAN BEZİ ÜRETİLEBİLİR TASARIMLARI ve UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER BULDAN BEZİ ÜRETİLEBİLİR TASARIMLARI ve UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER Öğr. Gör. Semra ÖZBEK- Araş. Gör. Songül ARAL Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi ÖZET Bu bildirinin konusunu; Buldan Bezi Üretilebilir

Detaylı

KONYA BOZKIR İLÇESİ NDE BULUNAN KOLAN DOKUMALAR VE BAZI ÖZELLİKLERİ

KONYA BOZKIR İLÇESİ NDE BULUNAN KOLAN DOKUMALAR VE BAZI ÖZELLİKLERİ KONYA BOZKIR İLÇESİ NDE BULUNAN KOLAN DOKUMALAR VE BAZI ÖZELLİKLERİ Zuhal TÜRKTAŞ * Selcen BÜBER ** Öz Türk kültürünün en önemli unsurlarından biri olan el sanatları, toplumun yaşam biçiminin ve yaratıcılığının

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

ASLANAPA DAKİ BAZI KÖYLERDE TESPİT EDİLEN DOKUMALAR 1. Özet

ASLANAPA DAKİ BAZI KÖYLERDE TESPİT EDİLEN DOKUMALAR 1. Özet ISSN: 2149-9225 Yıl: 3, Sayı: 11, Aralık 2017, s. 550-560 Ar. Gör. İbrahim ERDEK Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarim ve Mimarlik Fakültesi, ierdek@sakarya.edu.tr ASLANAPA DAKİ BAZI KÖYLERDE TESPİT EDİLEN

Detaylı

TUNCELİ SARIBALTA(KOMER) KÖYÜ CAMİSİNDE BULUNAN ŞAVAK AŞİRETİ HALILARI ÖZET

TUNCELİ SARIBALTA(KOMER) KÖYÜ CAMİSİNDE BULUNAN ŞAVAK AŞİRETİ HALILARI ÖZET TUNCELİ SARIBALTA(KOMER) KÖYÜ CAMİSİNDE BULUNAN ŞAVAK AŞİRETİ HALILARI Elif Aksoy 1, Latif Taraşlı 2 1 Fırat Üniversitesi Teknik Bilimler MYO, Elazığ. 2 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,Güzel Sanatlar

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI Kültür varlıkları ; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi

Detaylı

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL

ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ. 5. Hafta. Prof. Dr. Gürsel DELLAL ÇİFTLİK HAYVANLARINDA LİF ÜRETİMİ 5. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL TÜRKİYE DE HAYVANSAL LİF ÜRETİMİ Türkiye-Tiftik Tiftik Üretimi Türkiye de Yıllara Göre Kırkılan Ankara Keçisi Sayısı ve Tiftik Üretimi

Detaylı

OSMANLI DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE KONYA DA HALICILIK. Ahmet AYTAÇ

OSMANLI DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE KONYA DA HALICILIK. Ahmet AYTAÇ TARİHİN PEŞİNDE ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ Yıl: 2016, Sayı: 16 Sayfa: 17 24 THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH Year: 2016, Issue: 16

Detaylı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ Ulu Cami Medresesi, kuzey-batı köşesine sokulmuş olan Küçük Mescit ve onun bitişiğindeki muhdes bir yapı sebebiyle düzgün bir plân şeması ve âbidevi bir görünüş arz etmez. Bununla beraber

Detaylı

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ ALANI ANKARA 2007 ÖĞRENME FAALİYETİ -11 EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ AMAÇ Bu faaliyet

Detaylı

GELENEK-EL SANATLARI. Kayseri de Halı ve Kilim. Gelenek-El Sanatları

GELENEK-EL SANATLARI. Kayseri de Halı ve Kilim. Gelenek-El Sanatları GELENEK-EL SANATLARI Kayseri de Halı ve Kilim 44 Göz alıcı renkteki halı ve kilimler hünerli ellerde alıcısan gösteriliyor (Fatma Güleç) Pazırık tan Pazara Kayseri de Halı ve Kilim Metin ŞİMŞEK Fotoğraflar:

Detaylı

KASTAMONU İLİ LİVA PAŞA KONAĞI ETNOGRAFYA MÜZESİ NDE BULUNAN İŞLEMELİ ÜRÜNLERİN ÖZELLİKLERİ

KASTAMONU İLİ LİVA PAŞA KONAĞI ETNOGRAFYA MÜZESİ NDE BULUNAN İŞLEMELİ ÜRÜNLERİN ÖZELLİKLERİ Ekim 2007 Cilt:15 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 727-746 KASTAMONU İLİ LİVA PAŞA KONAĞI ETNOGRAFYA MÜZESİ NDE BULUNAN İŞLEMELİ ÜRÜNLERİN ÖZELLİKLERİ Fatma YETİM G.Ü. Mesleki Eğitim Fakültesi, El Sanatları

Detaylı

.. EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI EV TEKSTİLİ ÜRÜNLERİ HAZIRLAMA PROGRAMI ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI HEDEF VE DAVRANIŞLAR

.. EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI EV TEKSTİLİ ÜRÜNLERİ HAZIRLAMA PROGRAMI ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI HEDEF VE DAVRANIŞLAR HEDEF VE DAVRANIŞLAR SÜRE ALT KONULAR Ay Tarih Saat MODÜL Makinede Düz Dikiş 1. Düz sanayi dikiş makinesini kullanım kılavuzuna uygun olarak dikime hazırlayabileceksiniz. 2. Düz sanayi makinesinin dikiş

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI EL DOKUMALARI VE ÖRGÜLERİ EĞİTİMİ BİLİM DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI EL DOKUMALARI VE ÖRGÜLERİ EĞİTİMİ BİLİM DALI i T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI EL DOKUMALARI VE ÖRGÜLERİ EĞİTİMİ BİLİM DALI ŞAVŞAT(ARTVİN) KİLİMLERİ Nihal DEMİRTAŞ YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman

Detaylı

GEREDE MEKİKLİ DOKUMACILIK

GEREDE MEKİKLİ DOKUMACILIK GEREDE MEKİKLİ DOKUMACILIK Prof. Aysen SOYSALDI 1 1 Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları Anasanat Dalı, Ankara asoysal@gazi.edu.tr Arş. Gör. Mustafa Oğuz GÖK 2 2 Gazi Üniversitesi

Detaylı

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ İnsan, dünya üzerinde göründüğü andan itibaren, çeşitli gereksinmelerini karşılamakta yardımcı olacak olan alet ve silahlarını

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ UŞAK HALISI DESENLERİ 215ESB569 Ankara, 2012 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan

Detaylı

YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI ANASANAT DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI ANASANAT DALI GÜLAY ŞİMŞEK GELENEKSEL TÜRK SANATLARI ANASANAT DALI NİSAN 2017 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KARACAKILAVUZ DOKUMALARININ GENEL ÖZELLİKLERİ GÜLAY ŞİMŞEK GELENEKSEL

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 80, Ekim 2018, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 80, Ekim 2018, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 80, Ekim 2018, s. 535-544 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 26.09.2018 23.10.2018 Öğr. Gör. Müzeyyen

Detaylı

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ 4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ Ekonomi: İnsanların geçimlerini sürdürmek için yaptıkları her türlü üretim, dağıtım, pazarlama ve tüketim faaliyetlerinin ilke ve yöntemlerini inceleyen bilim dalına ekonomi denir.

Detaylı

ÇANKIRI KIZILIRMAK İLÇESİ KUZEYKIŞLA VE GÜNEYKIŞLA KÖYÜ KİLİM DOKUMALARI

ÇANKIRI KIZILIRMAK İLÇESİ KUZEYKIŞLA VE GÜNEYKIŞLA KÖYÜ KİLİM DOKUMALARI ÇANKIRI KIZILIRMAK İLÇESİ KUZEYKIŞLA VE GÜNEYKIŞLA KÖYÜ KİLİM DOKUMALARI Kilim Weavings in Çankırı Province, Kızılırmak District Kuzeykışla and Güneykışla Villages Yrd.Doç.Dr.H.Serpil ORTAÇ* ÖZ Türk kültürünün

Detaylı

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARATAŞ IN TÜRK DİLİNDE YANIŞ (MOTİF) ADLARI -ANADOLU SAHASI- ADLI ESERİ ÜZERİNE

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARATAŞ IN TÜRK DİLİNDE YANIŞ (MOTİF) ADLARI -ANADOLU SAHASI- ADLI ESERİ ÜZERİNE YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARATAŞ IN TÜRK DİLİNDE YANIŞ (MOTİF) ADLARI -ANADOLU SAHASI- ADLI ESERİ ÜZERİNE Ceyhun SARI 1. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karataş ın Öz Geçmişi: 16.08.1977 tarihinde Rize nin Çamlıhemşin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Doç. Dr. FİKRİ SALMAN

ÖZGEÇMİŞ. Doç. Dr. FİKRİ SALMAN ÖZGEÇMİŞ Doç. Dr. FİKRİ SALMAN Eğitim Bilgileri: Derece Program Üniversite Yıl Lisans Tekstil ve Moda Tasarımı Dokuz Eylül Üniversitesi 1990 Yüksek Lisans Sanat Tarihi Atatürk Üniversitesi 1999 Doktora

Detaylı

Eylem GÜZEL (* ) Mehmet KULAZ ( * )

Eylem GÜZEL (* ) Mehmet KULAZ ( * ) Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Aralık 2016 20(4): 1321-1335 Tunceli-Çemişgezek- Doğan Köyü Halı Dokuma Örnekleri (*) Eylem GÜZEL (* ) Mehmet KULAZ ( * ) Öz: Toplumda yüzyıllardır

Detaylı

KÜTAHYA GEDİZ İLÇESİ İĞNE OYALARI 1

KÜTAHYA GEDİZ İLÇESİ İĞNE OYALARI 1 AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2013, Cilt 6, Sayı, 11 KÜTAHYA GEDİZ İLÇESİ İĞNE OYALARI 1 Fatma Seçil KARAYEL* Müzeyyen AYGÜN** Özet Süslenme ve süsleme arzusu insanoğlunun yaradılışı ile başlar. İnsanda var olan

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

Konya İli Seydişehir İlçesi Dikilitaş Yöresi Cicim Dokumaları

Konya İli Seydişehir İlçesi Dikilitaş Yöresi Cicim Dokumaları Konya İli Seydişehir İlçesi Dikilitaş Yöresi Cicim Dokumaları Makalenin Dergiye Ulaşma Tarihi: 22.05.2015 Yayın Kabul Tarihi: 05.08.2015 Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM - Şerife Sena AKDAĞ Konya İli Seydişehir

Detaylı

FETHİYE ALAÇUL DOKUMALARI ALACUL WEAVINGS OF FETHIYE DISTRICT Sema ETİKAN Filiz Nurhan ÖLMEZ **

FETHİYE ALAÇUL DOKUMALARI ALACUL WEAVINGS OF FETHIYE DISTRICT Sema ETİKAN Filiz Nurhan ÖLMEZ ** Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 9 Sayı: 42 Volume: 9 Issue: 42 Şubat 2016 February 2016 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 FETHİYE ALAÇUL

Detaylı

MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR

MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR MÜZİK ALETLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNE DAYANIR Dünyanın en eski flütü 40 bin yıl önceye uzanıyor. Hititler in flüt, gitar, lir, arp, tef, çalpara, davul ve gayda kullandığını gösteren taş kabartmalar var.

Detaylı

No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ Tescil Ettiren HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 18.05.2017 tarihinden itibaren korunmak üzere 30.11.2017 tarihinde

Detaylı

EŞME KİLİMLERİNİN TARİHÇESİ

EŞME KİLİMLERİNİN TARİHÇESİ EŞME KİLİMLERİNİN TARİHÇESİ Anadolu kilimleri, kendini yenileyerek günümüze kadar yöresel desen ve renk özellikleriyle gelmiştir. Halı ve kilim alanında belirli bir üne sahip olan dokumalarımız duygu,

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM DETAYLARDAKİ ETKİLEŞİMLER Değerli hoca Şeref Akdik in yaktığı ışık ile sanatla tanışan ve lise çağlarında ressam olmaya karar veren Neslihan

Detaylı

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz. Karahanlılar Dönemine ait Kalyan Minaresi (Buhara) Selçuklular Döneminden kalma bir seramik tabak Selçuklulara ait "Varka ve Gülşah adlı minyatür Türkiye Selçuklu halısı, XIII. yüzyıl İlk dönemlere Türk

Detaylı

-AYSEL KİBAROĞLU nun çeyizinden..

-AYSEL KİBAROĞLU nun çeyizinden.. -AYSEL KİBAROĞLU nun çeyizinden.. -ZARF FİNCAN (1930) Metal zarf içinde sapsız porselen fincan. Lütfiye Kibaroğlu nun, çocukluğundan beri dedesinin kullandığı fincanlar aile yadigarı olarak çeyizinde yer

Detaylı

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk)

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk) DERS SINIF KONU SÜRE AMAÇLAR HEDEF VE DAVRANIŞLAR DERS İÇERİĞİ VE SÜREÇ Görsel Sanatlar Dersi 9. Sınıf Doku 2 Ders Saati (40+40dk) -DERS PLANI- 1. Işığın etkisiyle objelerin dokusal özelliklerini tanır.

Detaylı

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası: Başkale nin Tarihçesi: Başkale Urartular zamanında Adamma olarak adlandırılan bir yerleşme yeriydi. Ermeniler buraya Adamakert ismini vermişlerdir. Sonraları Romalılar ve Partlar arasında sınır bölgesi

Detaylı

ANADOLUDA ÜRETİLEN KİLİM MOTİFLERİNDEN BUKAĞI MOTİFİ VE BU MOTİFDEN ÇIKAN SERAMİK ÇALIŞMALAR 1

ANADOLUDA ÜRETİLEN KİLİM MOTİFLERİNDEN BUKAĞI MOTİFİ VE BU MOTİFDEN ÇIKAN SERAMİK ÇALIŞMALAR 1 DOI: 10.7816/idil-02-06-05 ANADOLUDA ÜRETİLEN KİLİM MOTİFLERİNDEN BUKAĞI MOTİFİ VE BU MOTİFDEN ÇIKAN SERAMİK ÇALIŞMALAR 1 Yrd. Doç. Dr. Kadir SEVİM 2, Okutman Ayla CANAY 3 ÖZET Kilim, dokuma yaygıların

Detaylı

NİĞDE İLİ BOR İLÇESİ OBRUK KÖYÜ HALILARI

NİĞDE İLİ BOR İLÇESİ OBRUK KÖYÜ HALILARI NİĞDE İLİ BOR İLÇESİ OBRUK KÖYÜ HALILARI Semra KILIÇ * N. Rengin OYMAN** ÖZET Türklerin geleneksel el sanatlarından biri olan halı, sanat tarihimizde seçkin bir yere sahiptir. Halıya dokuma özelliğini

Detaylı