YAŞLILIKTA SEBZE - MEYVE TÜKETİMİ. Fatma UZUNDİKME Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YAŞLILIKTA SEBZE - MEYVE TÜKETİMİ. Fatma UZUNDİKME Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU"

Transkript

1 YAŞLILIKTA SEBZE - MEYVE TÜKETİMİ Fatma UZUNDİKME Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU ANKARA

2

3 YAŞLILIKTA SEBZE - MEYVE TÜKETİMİ Fatma UZUNDİKME Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU Ankara

4 ISBN: ANKARA ÜNİVERSİTESİ BASIMEVt Incitaşı Sokak No: Beşevler/ANKARA Tel: 0(312) Basım Tarihi: 25/05/2007

5 ÖNSÖZ Yirminci yüzyılın başlarında yaşlı bireyler nüfusun 'A 'ünü oluştururken, şu anda yaklaşık % 13'ünü oluşturmakta olup, 2040 yılında %20'sini oluşturacağı tahmin edilmektedir. Yaşlanma ayrıcalıksız her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süreğen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Biyolojik yaşlanma değişik bireylerde farklı hızlarda olmaktadır. Bunun nedeni kişilerin genetik özelliklerinin, yaşam tarzlarının, hastalıklarının ve yaşlanma ile fizyolojik başa çıkma yollarının çok değişiklikler göstermesidir. Sağlıklı olmayı, sağlığı sürdürmeyi etkileyen en önemli etkenlerin başında gelen beslenme, yaşlanma ile ortaya çıkan fiziksel ve fizyolojik değişiklikler nedeni ile daha da önem kazanır. Yaşlı insanlar beslenme yetersizliğine karşı özellikle duyarlıdırlar. Bu insanlarda görülen hastalıkların önemli bir kısmı iyi beslenememekten kaynaklanır. İşin bir başka yönü de ilerleyen yaşlarda görülen bazı hastalıkların daha genç yaşlardaki kötü beslenme alışkanlıklarının bir neticesi olmasıdır. Organ fonksiyonları ve enerji metabolizmasındaki değişiklikler nedeniyle yaşlıların besin öğesi gereksinmeleri gençlerden ve yetişkinlerden farklıdır.dolayısı ile yaşlıların yiyecek seçimleri, pişirme yöntemleri, yiyeceğin miktarı onlara uygun olmalıdır. Sebze ve meyve grubu; özellikle yaşlanmayı geciktiren, bağışıklık sistemini güçlendiren, kemik ve kas sağlığı için gerekli vitamin ve mineraller, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, kanser gibi kronik hastalıklara karşı koruyucu bileşikler ve posa içerir. Yaşlılık döneminde karşılaşılan risklere karşı koruyucu olan bu gruptaki besinlerin öğünlerdeki miktarı diğer gruplardan daha fazla olmalıdır. Bu şekilde sağlıklı yaşlanma ve sağlıklı yaşlılık sürdürülebilir. Tüm bu bilgilerin ışığında nüfus içerisinde oranı gittikçe artan yaşlıların beslenmesinin, yararları göz önüne alındığında özellikle sebze ve meyve tüketimlerinin, önemi açıktır. Bu kitapta verilen bilgilerin ve araştırma sonuçlarının okuyanlara,konu ile ilgilenen araştırmacılara kaynak oluşturacağı düşünülmektedir. III

6

7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III SİMGELER DİZİNİ VII ÇİZELGELER DİZİNİ VII 1. GİRİŞ 1 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI MATERYAL VE YÖNTEM ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Yaşlılara Ait Genel Bilgiler Yaşlıların yaşları ve cinsiyetleri Yaşlıların eğitim durumları Yaşlıların meslekleri Yaşlıların kiminle yaşadığı Yaşlıların Sağlık Bilgileri Yaşlıların sağlık sorunu olup olmama durumu Yaşlıların sağlık sorunlarının niteliği Yaşlıların ilaç kullanma ve diyet uygulama durumları Yaşlıların uyguladığı diyetin özelliğine göre dağılımı Yaşlıların ağız sağlığı Yaşlıların ağız sağlığı sorunlarının niteliği Yaşlılarda çiğneme ve yutma güçlüğü olma durumu Yaşlıların Beslenme Alışkanlıkları Yaşlıların öğün sayıları ve öğün atlama durumları Yaşlıların sabah öğününü atlama sıklığı Yaşlıların öğle öğününü atlama sıklığı Yaşlıların akşam öğününü atlama sıklığı Yaşlıların yemek saatlerinin düzenli olup olmama durumu Yemek saatleri düzensiz olanların düzensiz olma nedenleri Yaşlıların çay- kahve- su içme durumları 39 V

8 4.3.8 Yaşlıların sigara- alkol kullanma durumları Yaşlıların ek vitamin-mineral desteği alma durumları Yaşlıların Tv'deki beslenme ile ilgili programları takip etme durumu Yaşlıların gazete ve dergilerdeki beslenme ile ilgili yazıları takip etme durumu Yaşlıların bu program ve yazıları yeterli bulma durumu Yaşlıların beslenme ile ilgili bilgilerini nereden edindikleriyle ilgili tercih durumu Yaşlıların sebze ve meyve tüketiminin sağlığı nasıl etkilediği hakkındaki düşünceleri Yaşlıların Sebze ve Meyve Tüketim Tercihleri Yaşlıların günlük tükettikleri sebze ve meyve miktarı Yaşlıların sebze tüketim tercihleri Yaşlıların meyve tüketim tercihleri Yaşlıların sebzelerin pişirilmesinde tercih ettiği yöntemler Yaşlıların mevsime göre sebze tüketim tercihleri Yaşlıların mevsime göre meyve tüketim tercihleri Yaşlıların cinsiyetlerine göre sebze tüketim sıklıkları Yaşlıların cinsiyetlerine göre meyve tüketim sıklıkları Yaşlıların yaş gruplarına göre sebze tüketim sıklıkları Yaşlıların yaş gruplarına göre meyve tüketim sıklıkları SONUÇ VE ÖNERİLER 79 KAYNAKLAR 84 ÖZET 90 ABSTRACT 91 VI

9 SİMGELER DİZİNİ g Gram IU İnternasyonel Ünite kg Kilogram kkal Kilokalori mcg Mikrogram mg Miligram ml Mililitre mmol Milimol RE Retinol Eşdeğeri ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 4.1 Yaşlıların yaş gruplarına ve cinsiyetlerine göre dağılımı 21 Çizelge 4.2 Yaşlıların eğitim durumları 22 Çizelge 4.3 Yaşlıların meslekleri 23 Çizelge 4.4 Yaşlıların kiminle yaşadığı 24 Çizelge 4.5 Yaşlıların sağlık sorunu olup olmama durumu 25 Çizelge 4.6 Yaşlıların sağlık sorunları 26 Çizelge 4.7 Yaşlıların ilaç kullanma ve diyet uygulama durumları 27 Çizelge 4.8 Yaşlıların uyguladığı diyetin özelliğine göre dağılımı 28 Çizelge 4.9 Yaşlıların ağız sağlığında sorun olup olmama durumu 29 Çizelge 4.10 Yaşlıların ağız, diş ve dişeti sorunlarının niteliği 30 Çizelge 4.11 Yaşlıların çiğneme ve yutma güçlüğü olma durumu 31 Çizelge 4.12 Yaşlıların günlük öğün sayısı ve öğün atlama durumu 32 Çizelge Yaşlıların sabah öğününü atlama sıklığı 34 Çizelge 4.14 Yaşlıların öğle öğününü atlama sıklığı 35 Çizelge 4.15 Yaşlıların akşam öğününü atlama sıklığı 36 Çizelge 4.16 Yaşlıların yemek saatlerinin düzenli olup olmama durumu 37 VII

10 Çizelge 4.17 Yaşlıların öğünlerin düzensiz olma nedenleri 38 Çizelge 4.18 Yaşlıların çay, kahve, su içme durumları 40 Çizelge 4.19 Yaşlıların sigara-alkol kullanma durumları 42 Çizelge 4.20 Yaşlıların ek vitamin-mineral desteği alma durumu 44 Çizelge 4.21 Yaşlıların Tv'deki beslenme ile ilgili programlan takip etme durumu 45 Çizelge 4.22 Yaşlıların gazete ve dergilerdeki beslenme ile ilgili yazıları takip etme durumu 46 Çizelge 4.23 Yaşlıların bu program ve yazıları yeterli bulma durumu 47 Çizelge 4.24 Yaşlıların beslenme bilgileri edinme kaynağı ortalama tercih puanlan 49 Çizelge 4.25 Yaşlıların sebze ve meyve tüketiminin sağlık üzerine etkisiyle ilgili düşünceleri 50 Çizelge 4.26 Yaşlıların sebze-meyve tüketim durumlarının porsiyon dağılımları 51 Çizelge 4.27 Yaşlıların ortalama sebze-meyve porsiyon sayısı 53 Çizelge 4.28 Yaşlıların sebze tercihleri ortalama puanları 54 Çizelge 4.29 Yaşlıların meyve tercihleri ortalama puanları 55 Çizelge 4.30 Yaşlıların sebze pişirme tercihleri ortalama puanları 56 Çizelge 4.31 Mevsime göre yaşlıların sebze tercih ortalama puanlan Çizelge 4.32 Mevsime göre yaşlıların meyve tercih ortalama puanları. 58 Çizelge 4.33 Cinsiyete göre yaşlıların sebzeleri tüketme sıklıkları 60 Çizelge 4.34 Cinsiyete göre yaşlıların meyveleri tüketme sıklıkları 66 Çizelge 4.35 Yaş gruplarına göre yaşlıların sebzeleri tüketme sıklıkları 70 Çizelge 4.36 Yaş gruplarına göre yaşlıların meyveleri tüketme sıklıkları 76 VIII

11 1. GİRİŞ Endüstrileşmiş batılı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada yaşlı nüfus giderek artmaktadır (Güleç ve Tekbaş 1997). Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak sağlık alanındaki gelişmeler sonucu özellikle bebeklik döneminde sık rastlanılan hastalık ve ölüm hızındaki azalmalar, bulaşıcı hastalıklara karşı geliştirilen korunma ve tedavi yöntemleri, çevre koşullarındaki iyileşmeler, yeterli beslenme olanaklarının sağlanması, eğitim olanakları ve düzeyinin artması gibi pek çok nedene bağlı olarak doğumda beklenen yaşam süresi yükselmektedir (Karahan ve Güven 2002, Aksoydan 2005). Yaşlanma ayrıcalıksız her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süreğen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Biyolojik yaşlanma değişik bireylerde farklı hızlarda olmaktadır. Nedeni kişilerin genetik özelliklerinin, yaşam tarzlarının, hastalıklarının ve yaşlanma ile fizyolojik başa çıkma yollarının çok değişiklikler göstermesidir (Gökçe-Kutsal 2005). Her ne kadar yaşlanma olayı insanların tümünde meydana gelen kaçınılmaz bir olay ise de her bireyde aynı hızda oluşmaz. Hatta aynı bireyin çeşitli vücut dokularının yaşlanma hızı birbirinden farklıdır (Hasipek ve Soyuer 1995). İnsan yaşamındaki kronolojik dönemler kişilerin sağlık durumlarını ve sağlık sorunlarını belirlemektedir. Yaşın artmasıyla birlikte bazı fizyolojik ve anatomik değişiklikler meydana gelmekte ve bu durum belirli yaşlardaki kişilerin bazı sağlık sorunlarına karşı daha duyarlı olmalarına neden olmaktadır (Telatar ve Özcebe 2004). Yaşlılık hayatın bir devresi, bir parçası ve organizmanın biyolojik bir olayıdır. Bu dönemde organizmadaki fiziksel, fizyolojik, psikolojik ve mental gelişmeler davranış ve alışkanlıkların değişmesini zorunlu kılmış ve yeni sağlık sorunlarını ortaya çıkarmıştır (Sürücüoğlu 1997, Şanlıerve Arlı 1998). Normal yaşlanma sürecinde zamana bağlı olarak vücut yapısında, organlarda ve organların fonksiyonlarında bir takım değişiklikler ortaya çıkar (Aksoydan 2005). Yaşlanma ile işitme, görme, tat ve koku alma duyularında da belirgin bir azalma görülür. Yaşlanmayla birlikte cilt elastikiyetini kaybeder ve bir miktar incelir. Yaşlılarda hipertansiyon, kalpdamar hastalıkları, sindirim ve solunum sistemi hastalıkları, kas ve iskelet sistemi hastalıkları, kanser, obezite, protein enerji malnütrisyonu, diyabet, sinir sistemi hastalıkları gibi hastalıklara sık rastlanmaktadır (Beattie and Louie 1989, Arıkan 1993, Saruhan 1996, Dikmenoğlu 1997, Sürücüoğlu 1997, Creagan 2004). Ülkemizde hipertansiyon ve buna bağlı kalp hastalıkları başlıca ölüm nedenlerindendir (Şanlıer ve Arlı 1998). Hipertansiyon erken tanı ile

12 kontrol altına alınabilen, geç kalındığında, iskemik kalp hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar gibi ölümcül seyreden komplikasyonlara yada organ engeline yol açan küçümsenmemesi gereken ciddi bir hastalıktır (Önal ve Tümerdem 2001). Yaşlanma, diyabet ve ateroskleroz; patolojik bakımdan ilişkilidir ve daima biri diğerinin oluşumunu kolaylaştırmaktadır (Arıkan 1993). Fazla besin tüketimi, yaşın ilerlemesi, fiziksel uğraşıların kısıtlanmasının glikozun yeteri kadar kullanılmasını önlediği bunun sonucunda da diyabet oranının arttığı görülmektedir (Hasipek ve Soyuer 1995, Şanlıer ve Arlı 1998). Yaşlılar arasında yaygın görülen hastalıklardan biri de kanserdir. Yaş ilerledikçe birçok kanser tipinin insidansı da artış gösterir (Saruhan 1996). Yaşlılarda kanser insidansının artışı iki önemli şekilde açıklanabilir; -Yaşlanma ile oluşan moleküler değişiklikler ve bağışıklık sistemindeki yetersizlik, yaşlı dokuların karsinojenlere duyarlılığını arttırır -Karsinojenez çok uzun bir süreç olduğundan kanserinde ileri yaşlarda ortaya çıkması doğaldır (Özmen 2005). Yaşlılarda en sık görülen kanserler epitelyal kanserlerdir (%84). Bunlar içinde de en sık görülenler cilt kanserleridir. Bunu sıklık sırasına göre; meme (%11), prostat (%10), akciğer (%10) ve kalın barsak kanserleri (%5) izler (Özmen 2005). Geriatrik dönemde yetersizlik oluşturan ve kronik ağrıya yol açarak yaşam kalitesini bozan en sık ve en önemli nedenlerden biri kas-iskelet sistemi hastalıklarıdır (Erkin vd. 2004). Yaşlanmanın vücut kütlesindeki azalma da dahil olmak üzere vücut bütünündeki birçok değişiklikle ilgisi vardır. Vücut kitlesindeki azalma başlıca kas kitlesindeki azalmayla oluşur (Durmuş vd. 2005) yaşındaki kişilerin kas kitlesi % oranında azalmıştır. Kas kitlesindeki azalmaya, vücudun yağ dokularındaki artış eşlik eder. Kas kitlesinin kaybı kol ve bacaklarda incelmeye neden olurken, gövdede yağ birikmesi vücudun genel görünümünü değiştirir (Dikmenoğlu 1997). Osteoartrit geriatrik popülasyonun hastalığıdır. Osteoartrit dışında diğer sık rastlanan hastalık osteoporozdur. Yumuşak doku problemleri de yaşlılarda çok yaygındır ve yaşa bağlı fizyolojik değişiklikler yumuşak doku problemlerine zemin hazırlamaktadır (Çakmak vd. 2004, Erkin vd.2004). Yaşlanmanın gastrointestinal sistemdeki genel etkisi hareket, salgı ve emilim kapasitesindeki azalmadır (Dikmenoğlu 1997). Tüm duyularla 2

13 birlikte tat duyusunda da bir azalma söz konusudur (Aksoydan 2005). Tatlı, ekşi, tuzlu ve acı tatları ayırt edebilme ve tat alma yeteneği azalır (Dharmarajan and Kokkat 2003). Dil ve ağız boşluğunda yer alan tat hücrelerinin ölümü bu değişiklikte etkindir (Baysal 1994). Tükürük salgısındaki azalma ağızda kuruluğa yol açar. Bunun temelinde kullanılan ilaçlar ve hastalıklar yer almaktadır (Dharmarajan and Kokkat 2003). Ağız kuruluğu yaşlıda ağız hijyenini etkileyen önemli bir faktördür (Nazlıel 2005). Koku duyusunda da azalma gözlenir. Tat ve koku duyusundaki azalma, yenilen besinlerden hoşlanmamaya ve iştah azalmasına neden olarak beslenme durumu için risk yaratabilir (Beattie and Louie 1989, Aksoydan 2005). Diş sayısında azalma ve takma diş kullanımı bazı besinlerin parçalanmasını ve çiğnenmesini zorlaştırır (Aksoydan 2005). Yaşla birlikte midenin boşalma hızı yavaşlar, özefagusta peristaltik hareketler azalır, mukoz tabakasında hafif bir azalma olur, Barsak duvarındaki kas hipertrofisi, ileri yaşlarda sıklıkla rastlanan kabızlık şikayetinin nedenlerindendir. Kitlesindeki küçülme nedeniyle karaciğere giren ve çıkan kan miktarlarında azalma olur (Soyuer 1994, Saruhan 1996, Dikmenoğlu 1997). Yaşlanma akciğer elastisitesinde azalmaya yol açar. Yaş ile maksimum nefes alma kapasitesinde azalma olur. Bazı yaşlı erişkinlerde zaman içinde kronik bronşit, amfızem gibi kronik solunum problemleri gelişir. Yaşlıların inflüenza, pnömoni veya tüberküloz gibi solunum enfeksiyonlarına karşı duyarlılıkları fazladır. Kronik kalp ve akciğer hastalığı olanlar yüksek risk altındadır (Dikmenoğlu 1997, Güleç ve Tekbaş 1997, Creagan 2004). Böbrek fonksiyonları yaşla birlikte azalır. Glomerüler ve tübüler hücrelerin sayıları azalır, fakat boyutları büyür. Mesane hacminde azalma görülür. Böbreklerin idrar konsatrasyonunu arttırma yeteneği azaldığından, noktüri yaşlılarda çok sık rastlanan bir şikayettir. Yaşlanmayla, efektif böbrek plazma akımında ve böbrek kan akımında azalma olur. Tübüllerin salgılama ve geri emilim kapasiteleri de azalır. Vücudun bağışıklık sisteminin azalması ve idrar retansiyonunun oluşması nedeniyle yaşlılarda boşaltım sistemi enfeksiyonlarına eğilim daha fazladır (Dikmenoğlu 1997, Güleç ve Tekbaş 1997, Creagan 2004). Yaşla birlikte merkezi sinir sistemini oluşturan sinir hücrelerinde kayıp olur. sinir hücrelerindeki kayıp sonucu bilgi depolama, anımsama gibi yeteneklerde azalma olur (Baysal 1994 ve Aksoydan 2005). Beyin ağırlığında azalma, uyku tarzında değişiklik, rüya görmede azalma, uyanıklık periyotlarında artma, reaksiyon zamanında azalma ve reflekslerde azalma olur (Soyuer 1994, Güleç ve Tekbaş 1997). 3

14 Serebrovasküler hastalıklar sinir sistemi hastalıklarının en önemlisi olarak kabul edilmektedir (Baysal vd 2002). Demans ve Parkinson hastalığı beyinle ilgili iki hastalıktır. Alzheimer hastalığı demansın en sık görülen tipidir (Creagan 2004). Yaşla birlikte yağsız vücut kitlesi ve vücuttaki yağ depolarında önemli değişiklikler olmaktadır (Bağcı-Bosi 2003). Enerji alımındaki azalmayla deri, pankreas, gastrointestinal sistem (GIS), böbrekler, karaciğer ve kaslardaki protoplazmik protein azalır ve adipoz dokudaki trigliserit depoları boşalır (Beattie and Louie 1989). Yaşlılarda malnütrisyon genellikle yiyecek alımındaki azalmadan ileri gelir ve fiziksel kayıplar, anoreksiya, yoksulluk, yiyeceklere ulaşma zorluğu, uygun olmayan yiyecek seçimleri ve sınırlı diyetler gibi birçok faktörle desteklenir (Barasi and Mottram 1992, Dharmarajan and Kokkat 2003, Gökçe-Kutsal 2005). Yaşlanma, toplam vücut ağırlığında artış, toplam vücut suyu ve yağsız vücut kitlesinde azalmayla birlikte görülür. Obezite, psikolojik, genetik ve çevresel faktörler veya hastalıkların birlikte etkileşimiyle meydana gelir ve aşırı beslenmenin en yaygın şeklidir (Beattie and Louie 1989, Dharmarajan and Kokkat 2003). Yaşlılık döneminde kilonun normalden fazla olması hipertansiyon, diyabet, kalp hastalığı, kanser vb. hastalıklar için risk oluşturmaktadır (Şanlıer ve Arlı 1998). Birçok sağlık sorunu beslenmeye özen gösterilerek önlenebilir, geciktirilebilir yada hastalıkların zararlı etkileri azaltılabilir (Şanlıer ve Arlı 1998). Sağlıklı yaşamın temelini oluşturan yeterli ve dengeli beslenme, vücudun gereksinimi olan çeşitli öğeleri içeren besinlerin belirli ilkeler çerçevesinde tüketilmesi ile mümkündür (Açkurt ve Weltherilt 1989). Yaşlı insanlar beslenme yetersizliğine karşı özellikle duyarlıdırlar. Bu insanlarda görülen hastalıkların önemli bir kısmı iyi beslenememekten kaynaklanır. İşin bir başka yönü de ilerleyen yaşlarda görülen bazı hastalıkların daha genç yaşlardaki kötü beslenme alışkanlıklarının bir neticesi olmasıdır (Boyacıoğlu 2005). Birçok araştırma göstermiştir ki; sağlıklı bir diyet, egzersiz ve sağlıklı bir psikoloji ile birleştirilirse sağlıklı ve uzun bir yaşam sağlamaktadır (Creagan 2004). Organ fonksiyonları ve enerji metabolizmasındaki değişiklikler nedeniyle yaşlıların besin öğesi gereksinmeleri gençlerden ve yetişkinlerden farklıdır (Yurttagül 1997). Yaşlılarda bazal metabolik hız ve fiziksel çalışmaların azalması, enerji harcamasını azaltır (Hasipek ve Soyuer 1995). Yaşlıda enerji harcamasındaki azalmanın 2/3'ü fiziksel hareketlerin azalmasından kaynaklanır. Fiziksel hareketlerin azalması, 4

15 alınan fazla enerjinin yağ dokusu şeklinde depolanarak vücut yağ kitlesinin artmasına, yağsız doku kitlesinin ise azalmasına neden olmaktadır (Yurttagül 1997). Önerilen günlük enerji gereksinimi fiziksel aktiviteyle harcanan ortalama enerjiye göre kkal/gün arasında değişebilir (Dharmarajan and Kokkat 2003). Toplam enerjinin %50-60'ı karbonhidratlardan gelmelidir. Ancak şeker gibi rafine karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir (Williams 1995 ve Yurttagül 1997). Yaşla kas kütlesinin protein içeriğinde azalma olurken bunun yerini yağ alır. Bu durum protein sentez hızı ve bedenin toplam protein değişimini etkiler (Baysal 1994). Yaşlılarda yağsız doku kitlesini ve doku fonksiyonlarını en iyi koruyacak protein miktarı kesin olarak bilinmemektedir (Yurttagül 1997). Yaşlılar için protein ihtiyacı g/kg/gün arasında değişir. RDA'ya göre önerilen tüketim standardı 0.8 g/kg/gün'dür (Williams 1995, Dharmarajan and Kokkat 2003). Diyetle yağ alımı günlük enerjinin % 30'unu aşmamalıdır. Kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıkların önlenmesi ve yeterli miktarda esansiyel yağ asidi sağlanması açısından günlük alınan yağın 1/3'ünün doymuş, 1/3'ünün tekli doymamış, 1/3'ünün çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlanması gerekir (Yurttagül 1997, Dharmarajan and Kokkat 2003). Yaşlıların vitamin gereksinmelerinin belirlenmesinde belirli vitaminlerin fizyolojik ve metabolik işlevi yanında yaşla ilintili kronik hastalıkların önlenmesi veya geciktirilmesi de göz önüne alınmaktadır (Baysal 1994). Yaşlılarda A vitamini yetersizliği yaygın değildir. Şiddetli bir yetersizlik olmadıkça plazma A vitamini düzeyi düşmez. Önerilen tüketim standartlarında 51 yaş ve üzeri erkekler için günde 900 mcg RE, kadınlar için ise günde 700 mcg RE önerilmektedir (Baysal 1994, Hasipek ve Soyuer 1995,). Yaşlıların güneşten yeterince yararlanamamaları nedeniyle D vitamini eksikliği yaygındır. D vitamininin en iyi kaynağı güneş ışığıdır. Güneşle teması az olan bireylerde D vitamini yetersizliği sonucu oluşan osteoporoz daha sık görülür (Arlı ve Şanlıer 1997, Yurttagül 1997, Aksoydan 2005). D vitamini ihtiyacı hem kadın, hem erkek için 10 mcg (200 IU)/gün'dür. Bu miktarın RJ olması gerektiğini savunanlar da vardır. E vitamini yetersizliği yaşlılarda yaygın değildir. Yetişkinlere olduğu gibi yaşlılara da günlük erkek ve kadın için 15 mg/gün alfa-tokoferol eşdeğeri E vitamini önerilmektedir (Yurttagül 1997,).

16 Yaşlılarda K vitamini ile ilgili çok az bilgi vardır. Kronik hastalıklar, ilaç tedavisi ve uygun olmayan diyet K vitamininin biyoyararlılığını azaltabilir. K vitamini erkekler için 120 mcg/gün, kadınlar için 90 mcg/gün olarak önerilmektedir (Baysal 1994, Hasipek ve Soyuer 1995,). Yaşlılarda alkolizm ve genel malnütrisyon durumuna bağlı olarak tiamin yetersizliği görülür. 51 yaşından büyüklere günlük erkek için 1.2, kadın için 1.1 mg tiamin önerilmektedir (Baysal 1994,). 51 yaşından büyük erkeklere günlük 1.3, kadınlara 1.1 mg/gün B 2 vitamini önerilmektedir. B 6 gereksinmesi DRJ'ya göre erkekler için 1.7 mg/gün, kadınlar için 1.5 mg/gün olarak belirlenmiştir. Yaşlılarda niasin eksikliği genel malnütrisyonla birlikte görülebilir. Yaşlıların enerji alımları azaldığı için 51 yaşın üstündeki erkeklerin günlük güvenilir alım düzeyleri 15, kadınların 13 mg olmalıdır (Baysal 1994 ve Yurttagül 1997). İlerleyen yaşla birlikte B 12 vitamini emilimi azalır. Bu azalma yaşlıların yaklaşık %50'sinde görülen atrofık gastritten kaynaklanabilir. Yaşla birlikte serum Bı 2 düzeyinin düşmesi pernisiyöz anemi ve Bı 2 vitaminin emilim bozukluğuna bağlı olabilir. Bı 2 'nin sinir sistemi üzerindeki etkileri de düşünülerek DRJ'ya göre günlük 2.4 mcg alım düzeyinin güvenilir olabileceği bildirilmiştir (Baysal 1994,). Folik asit yetersizliği yaşlılarda yaygındır. Düşük folat düzeyi kanda homosistein düzeyinin artmasına neden olmaktadır. Yaşlılara 2 mcg/kg düzeyinde folat almaları önerilmektedir (Baysal 1994, Dharmarajan and Kokkat 2003). Yaşlılarda serum askorbik asit düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Askorbik asidin antioksidan özelliği ile yaşlanma prosesini geciktirici olabileceği düşünülmektedir. 51 yaş üzerindeki erkeklerin 90 mg/gün, kadınların 75 mg/gün C vitamini almaları önerilmektedir (Aksoydan 2005). Yaşlılarda demir yetersizliği yaygın değildir. Demir emiliminde önemli bir değişim gözlenmez. Önerilen tüketim standartlarında yaşlı erkek ve yaşlı kadının gereksinmesi aynıdır. Karışık diyetle beslenen yaşlılar için günlük 10 mg demir yeterlidir (Baysal 1994, Yurttagül 1997, Dharmarajan and Kokkat 2003). Kalsiyum alımı, D vitamini alımıyla birlikte yaşlılarda kemik mineral kaybını önlemede önemlidir. Yaşla birlikte her iki cinste de kalsiyum alımı azalmaktadır. Günlük önerilen kalsiyum alım miktarı 51 yaşın üzerinde mg'dır (Baysal 1994, Yurttagül 1997, Dharmarajan and Kokkat 2003). 6

17 Kemik sağlığının korunmasında kalsiyumun fosfora oranı en az 1 olmalıdır. Yaşlılarda fosfor eksikliği alüminyum içeren antiasidlerin uzun süre kullanımıyla birlikte görülür. Hipofosfatemi, osteomalasia, kardiyomiyopati, hematolojik hastalıklara ve kas hastalıklarına neden olabilir (Baysal 1994, Dharmarajan and Kokkat 2003). Yaşlılarda magnezyum (Mg) eksikliği alkolizm, kontrolsüz diyabet, diüretik kullanımı veya yetersiz alımdan kaynaklanabilir. Magnezyumun glikoz toleransını düzeltici etkisi vardır. Erkeklerde 350 mg/gün, kadınlarda 280 mg/gün Mg önerilmektedir (Yurttagül 1997, Dharmarajan and Kokkat 2003). Yetişkinlere ve yaşlılara günlük 3.5 g potasyum alımı önerilir. Potasyum alımının yani sebze ve meyve tüketiminin artması yüksek tansiyon riskini azaltır (Hasipek ve Soyuer 1995). Sodyum atım yeteneği yaşlıda azalabilir ve aşırı sodyum retansiyonu söz konusu olabilir. Yaşlı hipertansiyonlularda orta derecede sodyum sınırlaması yapılır. Günde 80 mmol sodyum veya 5 g sofra tuzu uygun olur (Baysal 1994 ve Yurttagül 1997). Bakır emiliminde ve atımında yaşla birlikte önemli değişiklikler olmamaktadır. Diyette çinkonun bakıra oranı ile kardiyovasküler hastalıklar arasında ilinti olduğu bildirilmiştir. Yaşlılarda özellikle önemli olan çinko bakır dengesinin günde 15 mg çinko ve 2-3 mg bakır alımıyla sağlandığı rapor edilmiştir (Baysal 1994, Hasipek ve Soyuer 1995, Yurttagül 1997). Yaşlılardaki azalmış tat duygusu, iştahsızlık, gecikmiş yara iyileşmesi ve azalmış immün fonksiyon kısmen çinko eksikliğinin sonucu olabilir. Çinko alımı enerji tüketimiyle ilişkili bulunmuş ve diyetle alımın yaşla azaldığı sonucuna varılmıştır. RDA'da erkekler için 15 mg/gün, kadınlar için 12 mg/gün çinko alımı önerilmiştir (Yurttagül 1997). Selenyum, vitamin E ile birlikte bedenin antioksidan savunma sisteminde rol alır. Yaşlılara günlük erkek için 70, kadın için 55 mcg selenyum alımı önerilmektedir (Baysal 1994). Sıvı alımıyla normal fizyolojik kayıplar karşılanır. Sindirim, intestinal fonksiyon ve renal klerens sağlanır. Bu nedenlerle yaşlıların sıvı alımları çok önemlidir (Yurttagül 1997). Yaşlılıkla birlikte susama mekanizması gerileme gösterir. Bu durum kaybedilen suyun yerine alınamamasına neden olabilir (Creagan 2004 ve Aksoydan 2005). Yetersiz su alımı kronik kabızlık, düşük kan basıncı, böbrek fonksiyon bozuklukları ve böbrek taşlarının oluşumu gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Yeterli ve düzenli sıvı alımıyla yaşlılar için çok yaygın bir problem olan kabızlık engellenebilir. Yaşlılık döneminde, günlük en az 1500 ml sıvı alımı önerilmektedir (Beattie and Louie 1989, Creagan 2004). 7

18 Besinler, içerdikleri protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineraller, görünüş, şekil ve lezzet yönünden et-yumurta-kurubaklagiller, süt ve süt ürünleri, ekmek ve tahıllar, yağ ve şeker ve sebze ve meyveler olarak gruplanmaktadır (Baysal 1999). Sebze ve meyve grubu; özellikle yaşlanmayı geciktiren, bağışıklık sistemini güçlendiren, kemik ve kas sağlığı için gerekli vitamin ve mineraller, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, kanser gibi kronik hastalıklara karşı koruyucu bileşikler (fıtokimyasallar) ve posa içerir. Yaşlılık döneminde karşılaşılan risklere karşı koruyucu olan bu gruptaki besinlerin öğünlerdeki miktarı diğer gruplardan daha fazla olmalıdır (Aksoydan 2005). Sebze ve meyvelerin bileşimlerinin önemli bir kısmı su olduğu için günlük enerji, protein ve yağ gereksinmesini karşılamada fazla katkıları yoktur. Bunun yanında mineraller ve vitaminler bakımından zengindirler. Su içeriklerinin fazla olması yaşlıların sıvı gereksiniminin karşılanmasına yardımcı olur (Baysal 1999 ve Aksoydan 2005). Meyve ve sebzelerin başka bir yararı da iyi bir posa kaynağı olmalarıdır. Sebzelerin önemli bir kısmını selüloz, hemiselüloz ve lignin gibi sindirilemeyen maddeler oluşturur. Bunlar sindirilemedikleri için de kalorisizdirler (zayıflama diyetleri için bu özellikleri olumludur). Bileşimlerinde bulunan fazla miktarda selüloz ve su, bağırsakların peristaltik hareketlerini kolaylaştırarak, yaşlılıkta sık görülen kabızlığı önler ve diğer yiyeceklerin sindirilmesine de yardım ederler. Bağırsakta bulunan kanserojen maddeler posa ile birlikte güvenli bir şekilde atılır böylece kolon kanseri de dahil olmak üzere kolonla ilgili problemlerin gelişme riskinde azalma olur. Ayrıca metabolizmayı düzenleyici etkisi vardır. Kan şekerinin ve kolesterolün normal düzeyinin korunmasında etkilidir. Yüksek posa içeren kurubaklagil ve tahıllardan sonra, en iyi kaynak sebze ve meyvelerdir (Baysal 1999, Ünver 1997, Müfîtüoğlu 2003). Sıvı ve posa içeriklerinin yanı sıra en önemli özellikleri, yararları hiçbir şekilde tartışılmayacak olan ve hayatın her dönemi için gerekli vitamin ve minerallerin en iyi kaynağıdırlar. Özellikle antioksidan özelliği olan vitamin A, vitamin C, beta-karoten için sebze ve meyveler en iyi besinsel kaynaktırlar. Bu vitaminlerden başka sebze ve meyvelerin B 6 vitamini, folik asit, K vitamini, E vitamini ve niasin içerikleri de önemlidir. Mineraller yönünden de ( potasyum, selenyum, silikon, sülfür, bakır) dikkate değerdirler (Müfltüoğlu 2003). Besinlerin vücut fonksiyonları üzerine etkileri konusunda son yıllarda yapılan çalışmalarda, sebze ve meyvelerde bulunan kimyasal maddelerin özellikle yaşlılık döneminde risk oluşturabilecek sağlık sorunları ve hastalıklara karşı koruyucu özelliklere sahip olduğu ortaya konmuştur. 8

19 Vücutta çok özel fonksiyonları yerine getiren bu maddelere fitokimyasallar adı verilmektedir (Brown 1999 ve Aksoydan 2005). Sebze ve meyvelerdeki fitokimyasallar anormal hücre çoğalmalarını engelleyen ve oksidasyondan dolayı zarar gören hücreleri koruyan bir görev üstlenirler (Brown 1999). Sebze ve meyve grubu, dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık, kalpdamar hastalıkları, yüksek tansiyon ve bazı kanser türlerinin oluşma riskini azaltabilen vitamin, mineral, antioksidan, posa, organasülfür bileşikleri gibi birçok ajan içerir (Almendingen et al. 2005, Aksoydan 2005). Sebze ve meyveler içerdikleri A, C, E, K vitaminleri, folik asit, niasin, selenyum, bakır, potasyum gibi vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı direnç sağlar, deri ve göz sağlığı için temel öğeler içerir, diş ve dişeti sağlığını korur (Kutluay-Merdol vd. 1997, Aksoydan 2005). Yaşlılar arasında taze sebze ve meyvelerin az tüketilmesi, nükleoproteinlerin sentezi için elzem olan folik asit, B ]2 vitamini veya her ikisinin yetersizliği sonucu oluşan megaloblastik anemiye yol açmaktadır. Bunu önlemek için taze sebze ve meyve tüketiminin arttırılması önerilmektedir (Arıkan 1993, Kutluay-Merdol vd. 1997). Araştırma sonuçları antioksidanların Alzheimer hastalığının patogenezinde rol alan toksik moleküllerin etkilerini azaltarak tedavide yardımcı olduklarını işaret etmektedir. Hastalıktan korunmak ve ilerlemesini yavaşlatmak için vitamin A, beta karoten, vitamin C, E ve selenyum gibi antioksidanlardan zengin sebze ve meyvelerin tüketimlerinin arttırılmasının yararlı olacağı bildirilmiştir (Baysal vd. 2002, Müftüoğlu 2003). Parkinson hastalığında oksidasyon stresinden sorumlu serbest radikalleri etkisizleştiren antioksidanların, hastalığın ilerlemesini yavaşlattıkları gözlendiğinden, diyette turunçgiller, domates, yeşil yapraklı sebzeler, pırasa, soğan, sarımsak, havuç, kayısı gibi sebze ve meyveler bolca yer almalıdır (Baysal vd. 2002). Yapılan çalışmalar; sebze ve meyveler gibi yüksek kaliteli besinlerin sistolik ve diastolik kan basıncına olumlu etkileri olan posa, vitaminler, mineraller ve çeşitli fitokimyasallar içerdiğini göstermiştir. Hipertansiyonda başlıca risk faktörü şişmanlıktır. Sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunan çözünmeyen lifler hazmedilmediklerinden az kalori içerirler. Ayrıca hacim etkisiyle tokluk hissi yaratırlar ve yağların emilimini azaltırlar (Baysal vd. 2002, Müftüoğlu 2003, Tam et al. 2005). 9

20 Yapılan araştırmalara göre; meyve ve sebze türlerini düzenli bir şekilde tüketenler kanser gelişim riski açısından bunları az tüketenlere kıyasla daha az risk altındadırlar (Brown 1999). Meyve ve sebzelerin ağız, özefagus, akciğer, mide, kolorektum, gırtlak, pankreas, meme ve sidik torbası kanserini azalttığı rapor edilmiştir (Potter 2005). Daha öncede belirtildiği gibi sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunan diyet posası kalın barsak bakteri florasını değiştirerek toksik metabolitlerin üretimini önler. Fermentasyona uğrayarak bakteriler tarafından karsinojenlerin üretimini engeller. Kalın barsak içeriğinin hızla dışarı atılmasını sağlayarak karsinojenlerin barsak hücreleriyle temas süresini kısaltır. Diyet posasının kolon kanserine karşı koruyucu etkisi bilinmesine rağmen, son araştırmalar folik asidinde kanser riskini azalttığını ortaya koymuştur (Baysal 1999 ve Archer 1996). Yüksek lif içeren diyetlerin meme kanserini önlediği de öne sürülmektedir. Bazı araştırmacılara göre, lifler bağırsaklarda östrojene bağlanarak ve fazla östrojenin tekrar kana alınmasını engelleyerek meme kanserini önlemektedir (Müfitüoğlu 2003). Proteaz engelleyici maddeler içeren kurubaklagiller, biyoflavonoidlerden zengin turunçgiller, kayısı, kızılcık gibi meyveler, özel koku ve tat veren indol fenol gibi bileşiklerden zengin lahana, karnabahar, turp gibi sebzeler ile sülfürlü öğelerden zengin sarımsak, soğan, pırasa gibi sebzelerin, yapılarındaki bu özel maddelerden dolayı vücuda giren karsinojenleri etkisizleştirdikleri, kanser öncüsü hücrelerin kanser hücrelerine dönüşmesinde etkili olan ajanlara karşı koydukları ve kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlattıkları belirlenmiştir (Kutluay-Merdol vd. 1997). Tüm bu bilgilerin ışığında nüfus içerisinde oranı gittikçe artan yaşlıların beslenmesinin, yararları göz önüne alındığında özellikle sebze ve meyve tüketimlerinin, önemi açıktır. Bu çalışmada da ve yaşlarındaki yaşlıların sebze ve meyve tüketim tercihlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. 10

21 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI Bu bölümde, konu ile ilgili yerli ve yabancı çalışmalar tarih sırası ve alfabetik sıra ile verilmiştir. Attila ve Egemen (1991) yaptıkları araştırmada; Ankara'nın 4 semtinde rastgele örnekleme yöntemi ile seçilmiş, 65 yaş ve üzeri 115 yaşlının ev koşullarında beslenme durumlarını belirlemeyi amaçlamışlardır. Yaşlıların demografik özellikleri ve sağlıklarına ilişkin bazı bilgiler anket yöntemiyle, besin tüketim durumları ise 3 günlük bireysel besin tüketim araştırmasıyla saptanmıştır. Yaşlıların günlük enerji tüketiminin 1700±41.27 kkal, günlük ortalama toplam protein tüketiminin 55.3±1.47 g, hayvansal protein tüketiminin 16.7 ± 1.9 g olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada, yaşlıların beslenme durumlarının sosyo-ekonomik durumları ile yakından ilişkili olduğu, düşük gelirle yaşayanlarda yetersiz beslenenlerin çoğunlukta olduğu, yaşlıları yakınları ile birlikte yaşamaya iten nedenlerin başında ekonomik yetersizliklerin geldiği bulunmuştur. Karaağaoğlu (1992) yaş grubu erkeklerde beslenme alışkanlıkları ve hipertansiyon durumunu saptamak için 210 erkek üzerinde yaptığı çalışmada; hipertansiyonlu bireylerin oranının %7.1 olduğu saptanmıştır. Beden kitle indeksinin (BKI), sistolik (p<0.01) ve diastolik (p<0.001) kan basınçları ile korelasyonu istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur. Ortalama enerji tüketimi 2127±406 kkal'dir. Kan basıncının enerji ve diğer besin öğeleriyle korelasyonları incelenmiş, ancak istatistiksel açıdan önemli bir ilişki bulunamamıştır. Alkol ve sigara alımı ile hipertansiyon arasında bir ilişki saptanamamış ancak çay ve kahve tüketimi ile ilişkili olduğu görülmüştür (p<0.05). Arıkan (1993) Seyranbağları Huzurevi ve Keçiören Güçsüzler Yurdu'nda kalan yaş arası 200 yaşlı üzerinde yaptığı araştırmada yaşlıların %35.5'inin okur-yazar olmadığını, %41.4'inin ev hanımı, %22.0'sinin memur, %46.5'inin emekli olduğunu, hipertansiyon oranının kadınlarda (%44.7), erkeklerden daha fazla olduğunu (%44.2), %60.0'ının takma dişe sahip olduğunu, %73'ünün herhangi bir diyet uygulamadığını, uygulayanların ise genelde tuzsuz ve ülser diyeti uyguladığını, sevilmeyen yemekler arasında ıspanak, pırasa ve lahana gibi kış sebzelerinin geldiğini saptamıştır. Gaziano et al. (1995) Massachusetts sağlık inceleme merkezi'nden diyet bilgileri sağlanan 1299 yaşlı bireyin kardiyovasküler hastalık riski ve karoten içeren meyve ve sebzelerin tüketimi arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırmanın yapıldığı ortalama 4.75 yıl içerisinde 48'i miyokardiyal infarksiyon'dan olmak üzere 161 kardiyovasküler ölüm gerçekleşmiştir. Kardiyovasküler ölümler ve fatal miyokardiyal infarksiyonların toplamında risk, karoten içeren meyve ve sebzeleri en fazla 11

22 tüketenlerde daha azdır. Kardiyovasküler ölümlere ilişkin risk 0.54 iken, miyokardiyal infarksiyon da 0.25'tir. Bu incelemenin verileri Kardiyovasküler mortalite riskini azaltmada karotenoid alımının diyetle arttırılmasının uygun olduğunu göstermektedir. Faik et al. (1996) yaptıkları çalışmada; 65 yaşında yalnız yaşayan 16 kişi üzerinde in-depth mülakat yöntemini kullanarak yaşlıların besin seçimini etkileyen etmenleri araştırmışlardır. Sonuçlar, besin seçiminde yaşanılan geçmişin çok önemli olduğunu göstermiştir. Alışkanlıkların büyük bir kısmı çocuklukta oluşmakta ve kişi çocukluğunda yediklerine benzer bir beslenme biçimini tercih etmektedir. Çocukluk çağında yaşanılan ve besinin reddiyle sonuçlanan olaylar çok etkileyici olmakta ve yetişkinlikte bile o besin reddedilmektedir. Yemek hazırlama ve pişirme arzusu yönünde yapılan incelemede, yalnız yaşayan erkeklerin kadınlara göre besinle uğraşmaktan daha fazla zevk aldıkları, kadınların ise yemek yapmaktan bıktıkları ve kendileri için yemek yapmaktan hoşlanmadıkları görülmüştür. Olsen-Sharp and Hanson (1996) yiyecek seçiminde yaşın etkisini belirlemek için ortalama 73 yaşlarında 39 yaşlı yetişkin ve ortalama 21 yaşlarında 30 genç yetişkinin diyet bilgilerini bir süre kaydetmişlerdir. Besin tüketimi; besin piramidi, hazırlama metotları, besin sıklığı ve yiyeceklerin özelliklerine dayanarak 62 gruba ayrılmıştır. Sonuç olarak; yaşlı yetişkinler, gençlerden daha fazla (p<.01) diyet posası, toplamda daha az yağ ve daha az doymuş yağ tüketmektedirler. Yaşlılar vitamin A, C, D, E, kalsiyum, magnezyum, demir, selenyum, pantotenik asit ve potasyum içeren besinleri daha fazla ve yeterli miktarda tüketmektedirler (p<0.01). Yaşlılar, gençlere göre posa, vitamin C, D, E, K, B 6, folat, ve pantotenik asit bakımından daha zengin diyetleri tercih etmektedirler (p<0.01). Yaşlılar, vitamin A, C (p<0.01) bakımından zengin olan sebzeler, yağsız patates ürünleri ve diğer sebze türlerini (p<0.05) daha fazla tüketmektedirler. Genç yetişkinler ise tam tersine daha fazla kızartılmış patates, hayvansal yağlar, peynir ve peynir sosları tüketmektedirler (p<0.01). Yaşlılar az yağlı sütleri daha fazla, çok yağlı sütleri ise daha az tüketme eğilimindedirler. Yaşlı yetişkinler özellikle meyve ve sebzeler için önerilen porsiyon miktarına daha yakın bir diyet uygulamaktadırlar. Hininger et al. (1997) yaptıkları tanımlayıcı ve ileriye dönük çalışmada; sigara içen ve içmeyen bireylerin 2 hafta günlük 30 mg karotenoid sağlanarak dolaşımdaki değişik karotenoidler ve alfatokoferol düzeyleri ile LDL'nin oksidasyona yatkınlığı, Cu-Zn süperoksid dismutaz (SOD) ve Se glutatyon peroksidaz (GSH-px) aktivitelerini ölçmüşlerdir. Araştırmanın başlangıcında sigara içenlerin karotenoid düzeyi içmeyenlerden düşük bulunmuştur. Ancak plazmanın oksidatif stres parametreleri ve LDL'nin okside olabilirliği yönünden gruplar arasında 12

23 fark bulunmamıştır. İki haftalık fazla sebze ve meyve tüketiminin sonunda sigara içenlerin karotenoid düzeyi %23, içmeyenlerin %11 yükselmiştir. Aynı zamanda LDL'nin oksidasyona direnci sigara içenlerde %14, içmeyenlerde %28 yükselmiştir. Başlangıçta sigara içenlerde kan GSH yüksekken, sebze-meyve diyetinin sonunda içmeyenlerinkinin düzeyine inmiştir. Karotenoidlerden zengin sebze ve meyve tüketiminin artmasının LDL oksidasyonunu engelleyerek, aterosklerozis riskin düşürülmesi için ilginç bir yaklaşım olduğu sonucuna varılmıştır. Ortega et al. (1997) yaptıkları çalışmada; görünür zihinsel bozukluğu olmayan yaş arasındaki 260 bireyde besin alımı ile bilişsel performans ilintisini incelemişlerdir. Bireylerin bilişsel performans durumu Minimental Durum Muayenesi (MMSE) ve Pfeiffer Mental Durum Anketi (PMQS) ile değerlendirilmiş, birbirini izleyen 7 günlük besin tüketimleri tartım yöntemiyle saptanmıştır. MMSE testinde yeterli puan alanların (28 ve üzeri) doymuş ve tekli doymamış yağ asitleri, kolesterol alımları düşük; toplam besin, meyve, karbonhidrat, posa, folat, vitamin C, beta-karoten, demir ve çinko alımları yüksek; doymuş yağ alımları düşük bulunmuştur. Diyetin yağ, doymuş yağ ve kolesterolden düşük; karbonhidrat, posa, vitaminler (özellikle C, E ve folat) ve minerallerden (özellikle demir ve çinko) yüksek olmasının yaşlılar için yararlı olacağı sonucuna varılmıştır. Sürücüoğlu (1997) yaptığı araştırmada; Ankara'da Keçiören Güçsüzler Yurdu Beypazarı Güçsüzler Yurdu ve Ümitköy Huzurevi'nde barınan yaşlan arasında 59 erkek ve 65 kadın olmak üzere toplam 124 kişinin beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumlarını incelemiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre erkek deneklerin %66.10'unun, kadın deneklerin %61.54'ünün okur yazar olmadığı, Beden Kitle İndeksine göre kadınların %50.77'sinin, erkeklerin ise %57.63'ünün normal ağırlıkta oldukları belirlenmiştir. Erkeklerin %98.31'inin, kadınların %92.31'inin günde 3 öğün yemek yedikleri, içecek olarak da en fazla çay ve ayran içtikleri bulunmuştur. Erkeklerin %55.93'ünün, kadınların ise %35.38'inin diyet yapmadığı bulunmuştur. Yaşlıların en çok uyguladıkları diyetin hipertansiyona bağlı olarak tuzsuz diyet olduğu belirlenmiştir. Donkin et a/.(1998)'ın İngiltere Notthingham'da yaşayan 369 yaşlı insanı model alarak yaptıkları çalışmada; meyve ve sebze tüketimlerini onların bir günde 5 porsiyon tüketip tüketmediklerine göre analiz etmişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre; bekar erkeklerin günlük 2.66, bekar kadınların günlük 4.45 porsiyon, evli erkeklerin günlük 4.2, evli kadınların günlük 4.31 porsiyon sebze-meyve tükettikleri görülmektedir. Sonuçlar cinsiyet ve yaşam statüsünün, yaşlıların meyve ve sebze tüketimini etkilediğini göstermektedir. Ev halkında diyet üzerinde etkili bir kadın varsa meyve ve sebze tüketim sıklığının daha iyi bir durumda olduğu gözlenmektedir. Evli ve bekar kadınlar arasında önemli farklılıklar 13

24 bulunmamaktadır. Kadınların yiyecek seçimi, alışveriş, yiyecek hazırlama ve pişirme konularında geleneksel bir rol üstlendikleri görülmektedir. Yaşlı erkekler dul kaldıklarında meyve ve sebzeler tarafından sağlanan vitamin ve mineraller açısından önemli eksikliklere maruz kalmaktadırlar. Holmes et al. (1998) 60 yaş ve üzeri 33 erkeğin folattan zengin yiyecekler ve vitamin destekleri hakkındaki inançları, algıları, kabul edilebilir buldukları eğitim metotları, stratejileri ve onların yiyecek tüketimini etkileyen faktörleri in-depth görüşme yöntemini kullanarak incelemişlerdir. Yaşlı erkeklerin folattan zengin yiyecekleri daha fazla yeme konusunda %51'i eşleri vasıtasıyla, %45'i bir sağlık sorunundan sonra, %36'sı gençken öğrendikleriyle bilgi sahibi olduklarını söylemişlerdir. Bu erkeklerin %24'ü dışarıda yemek yediklerinde, menüden meyve, sebze ve tahıl sipariş ettiklerini, %82'si ise yemekte bu yiyecekler bulunuyorsa yediklerini söylemişlerdir. Bunların çoğunluğu (%70) folat hakkında ya çok az bilgi sahibi olduklarını ya da hiç bilgilerinin olmadığını söylemişlerdir. Bu erkeklerden her gün meyve-sebze tüketimi ve tahıldan yapılan yiyecekleri arttırmak yada ek folat desteği almak arasında bir seçim yapmaları istense, onlar folat desteğini tercih edeceklerini belirtmişlerdir. Buna sebep olarak da doğru miktarı aldıklarından emin olmak istediklerini veya ek destek almanın daha kolay bir yol olduğunu söylemişlerdir. Jhonson et al.(1998) yaşlı insanlarda meyve ve sebze tüketim düzeyini belirlemek ve bu tüketimi etkileyen sosyo-ekonmik, fiziksel ve psikolojik faktörleri incelemek üzere Notthingham kentinde ve kırsalındaki pratisyen hekimlerin listelerinden rastgele seçilen 65 yaş ve üzeri 445 yaşlı insana yüz yüze görüşme yöntemiyle günlük besin tüketim sıklığı anketleri uygulamışlardır. Çalışmanın sonucunda kent merkezinde yaşayan katılımcıların yarısından daha azında (%37) ve kırsalda yaşayanların %51'inde tavsiye edilen günlük 5 porsiyon meyve ve sebze tüketim hedefinde başarıya ulaşılmıştır. Düşük sebze ve meyve tüketimi özellikle sosyal açıdan kötü durumda olan ve sigara içen erkeklerde daha fazladır. Yaşlıların birçoğu önerilen meyve ve sebze tüketim düzeyinden daha az tüketmektedirler. Düşük tüketim riskiyle karşı karşıya olan bu insanlara meyve ve sebze tüketimiyle ilgili sağlık programları başarılı bir şekilde ulaştırılamamaktadır. Idris (1999) Missisipideki 60 yaş ve üzeri yaşlıların sağlık durumları ve beslenme bilgisi hakkındaki farkındalıklarını belirlemek için yaptığı incelemede; %75'i zenci ve %80'i beyaz kadın olan katılımcıların, %80'i sağlıklı bir kiloyu korumak için tuz ve şeker kullanımının ölçülü olması gerektiğine inandıklarını söylemişlerdir. Bireylerin posa hakkındaki bilgileri çok sınırlıdır (%20), farklı besin gruplarının porsiyon olarak miktarları konusunda da sınırlı bilgiye sahiptirler. Birçoğu doktorları dışında başka kaynaklardan beslenmeyle ilgili bilgi edinmediklerini 14

25 belirtmişlerdir. Çalışılan grubun neredeyse yarısı az yağlı süt seçiminde bilinçli bir çaba içerisindedirler. Diğer et kaynaklarıyla karşılaştırıldığında; kümes hayvanları daha fazla tercih edilmektedir (%20). Meyve tüketimi sınırlı olup (%20), sebze tüketimi biraz farklılık göstermektedir (%40). Gıda paketlerinin üzerindeki beslenme bilgilerinin kullanımı sınırlıdır (%20). Meyve ve sebze tüketiminin arttırılmasının ve farklı gıdaları tüketmenin sağlık için iyi olduğuna hemen hepsi inanmasına rağmen bunu uygulayanlar sınırlıdır (%20). Liu et al. (2000) yaptıkları çalışmada kadının meyve ve sebze tüketim düzeylerini 1993 yılında saptamış ve 5 yıl süreyle kardiyovasküler hastalık yönünden izlemişlerdir. Bu süre içinde 418 kardiyovasküler olgusu belirlenmiştir. Bunun 126'sı miyokard enfarktüstür. Yaş, tıbbi bakım ve sigara içimine göre uyarlama yapıldıktan sonra meyve ve sebze tüketimi ile hastalık riski arasında ters ilinti saptanmıştır. Yüksek düzeyde meyve ve sebze tüketiminin kardiyovasküler hastalık riskini azalttığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuç günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi şeklindeki önerinin geçerliliğini işaretlemektedir. New et al.(2000) yaptıkları kesitsel çalışmada; yaş arası 62 kadının kemik mineral yoğunluğu (BMD) ve besin tüketimlerini saptamışlardır. Enerji alımı kontrol edildiğinde, magnezyum ve potasyum alımının artması BMD artışı ile ilintili bulunmuştur. Çocukluğundan beri yüksek düzeyde meyve ve sebze tüketen kadınların femoral boyun BMD'si az ve orta tüketenlerden yüksektir. Sebze ve meyve tüketiminin yüksekliğinin kemik mineral yoğunluğunu arttırdığı sonucuna varılmıştır. Strain et al. (2000) yaşlan arasında değişen erkeklerin sebze ve meyve tüketim sıklıklarını saptamış ve bunun kan oksidant durumuna yansımasını belirlemişlerdir. Araştırmaya katılanların sadece %4.3'ünün önerilen düzeyde sebze ve meyve tükettikleri, %33.3'ünün günlük bir ve daha az porsiyon aldıkları, az sebze ve meyve tüketenlerin çoğunluğunun düşük sosyo-ekonomik gruba mensup oldukları belirlenmiştir. Sebze ve meyve tüketimi kan oksidant düzeyine yansımaktadır. Günlük 5 ve daha fazla porsiyon sebze ve meyve tüketenlerin kan tokoferol ve karotenoid düzeyleri, bir ve daha az porsiyon alanlardan önemli şekilde yüksek bulunmuştur. İngiltere'de yaşlıların yeterli düzeyde sebze ve meyve tüketmedikleri, kan oksidant düzeylerinin düşük olduğu, bunun hastalıklarla ilintisinin araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. McBee et al. (2001) yaşlı katılımcılara uyguladıkları, 7 bölümden oluşan besin sıklık anketleri yoluyla, meyve ve sebze tüketim düzeyleri ve bu konudaki bilgilerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Sonuçlar yaş, cinsiyet veya eğitim fark etmeksizin günlük 4.5 porsiyon meyve ve sebze tüketildiğini göstermiştir. Yaşlıların sadece %50'si günlük 5 porsiyon 15

26 meyve ve sebze tüketilmeli önerisinin farkındadırlar. Bunu engelleyen durumlar olarak fiyatlar, zaman, olanaklar ve lezzet durumu gösterilmektedir. Sarageant et al. (2001) yaptıkları kesitsel çalışmada yaşları yıl arasında değişen 2678 erkek ve 3315 kadının sebze ve meyve tüketim sıklığı ve glukozlaşmış hemoglobin (HbA,C) düzeylerini saptamışlardır. Erkeklerin %10.2'si çok seyrek meyve tükettiğini veya hiç meyve tüketmediğini, %47'si yeşil sebze tüketmediğini bildirmiştir. Kadınlarda bu oranlar sırasıyla %4.7 ve %2.8'dir. Sebze ve meyveyi çok seyrek tüketenlerin ve hiç tüketmeyenlerin ortalama HbA düzeyi tüketenlerden daha yüksek (%5.43'e karşı %5.34) bulunmuştur (p=0.046). Doymuş yağ, diyet posası ve plazma vitamin C düzeyine göre uyarlama sonucu değiştirmemiştir. Meyve ve yeşil yapraklı sebze tüketiminin glukoz metabolizmasını olumlu etkilediği ve diyabetten korunmada yarar sağladığı sonucuna varılmıştır. Ayar ve Sürücüoğlu (2003) Ankara'da yaşayan 60 yaş ve üzeri 375 yaşlı bireyin beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumlarım saptamak için yaptıkları araştırmanın sonucunda; hem kadınların hem erkeklerin büyük çoğunluğunun günde üç öğün yemek yediklerini (sırasıyla %68.4, %73.1), öğün atlayanların çoğunun alışkanlıkları olmadığı için öğün atladıklarını saptamışlardır. Yaşlılarda sigara ve alkol kullanımı ile spor yapma oranının çok düşük olduğu görülmüştür. Hipertansiyonun en sık yaşanan sağlık sorunu olduğu (kadınlarda %36.8, erkeklerde %25.8), yaşlıların atıştırmalık besin tüketimlerinin çok düşük olduğu, salata ve beyaz peynirin en sık tüketilen yiyeceklerin arasında olduğu saptanmıştır. Baker and Wardle (2003) yaptıkları çalışmada yaşlı yetişkinlerde meyve ve sebze tüketiminde cinsiyet farklılıklarını belirlemeyi amaçlamışlardır. Meyve ve sebze tüketimi, beslenme bilgisi, tat tercihleri, meyve ve sebze tüketim davranışları ve diyet durumlarını İngiltere'de yaş arası 1024 yaşlı yetişkine basit bir anket uygulayarak belirlemişlerdir. Sonuçlar erkeklerin kadınlardan günlük daha az meyve ve sebze tükettiklerini (%2.52'ye karşı %3.47) doğrulamaktadır (p<0.01). Kadınlar günlük 3.5 porsiyon tüketirken, erkekler günlük 2.5 porsiyon tüketmektedirler. Erkeklerin %16'sı, kadınların %34'ü günlük önerilen 5 porsiyon meyve ve sebzeyi tüketmektedir. Meyve ve sebzelerin sağlık üzerine faydaları ve önerilen miktarlar hakkında, erkeklerin %28'i, kadınların %63'ü bilgi sahibidir. Erkeklerin %28'i, kadınların %35'i meyve ve sebze tüketimi ve hastalıklar arasındaki ilişkinin farkındadır. Kadınların sebzelerden hoşlanma durumu meyveler kadar değildir ve burada davranışlarda bir farklılık yoktur. Erkekler zayıflama diyetlerini daha az yapmaktadırlar. Diyet durumu ve davranışların tercihler üzerinde bir etkisi yoktur. Araştırma sonuçları erkeklerin beslenme bilgi düzeylerindeki 16

27 düşüklüğün onların meyve ve sebze tüketimlerindeki azlığın önemli bir sebebi olduğunu göstermektedir. Jackson et al. (2005)'un 3 ay boyunca sürdürdükleri çalışmada, İngiltere'deki 120 kalp hastasından günlük meyve ve sebze tüketimlerini 2 porsiyonun üzerine çıkarmalarını istemişlerdir. Katılımcıların 90 gün boyunca 24 saat hatırlatma yöntemiyle günlük tüketimleri telefonla kaydedilmiştir. Bu çalışmayı 94 katılımcı tamamlamıştır. 90 günün sonunda günlük meyve ve sebze tüketimi 2.88 porsiyondan (SD=1.67), 4.28 porsiyona (SD=2.25) yükselmiştir. Meyve ve sebze tüketimindeki artış özellikle düşük düzeyde tüketen katılımcılarda başarıya ulaşmıştır. Rakıcıoğlu vd. (2005) Ankara'da 189'u huzurevi ve 202'si ev ortamında yaşayan 65 yaş ve üzeri toplam 391 yaşlıda beslenme alışkanlıkları ve besin tüketim durumlarını saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada; birden çok hastalığın görülme sıklığı huzurevi ve ev ortamında kalanlarda sırasıyla %81.5, %71.8'dir. Sürekli öğün atlayanların oranı ev ortamında yaşayanlarda (%18.8), huzurevinde (%11.1) yaşayanlardan daha yüksek bulunmuştur. Ancak atlanılan öğün huzurevi yaşlılarında sabah kahvaltısı (%71.4) iken, evde kalan yaşlılarda öğlen öğünüdür (%60.5). Hem erkeklerde hem de kadınlarda diyetle alınan kalsiyum, A vitamini, karoten, folat, posa ve kolesterol miktarı ev ortamında yaşayan yaşlılarda daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Tam et al. (2005) yaptıkları çalışmada, yaşlı Çinli Amerikanlarda hipertansiyon prevelansında çay tüketimi, sigara kullanımı, alkol tüketimi ve seçilmiş sebzelerin tüketim sıklığının; obezite, cinsiyet ve yaş üzerine etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Bunun için Los Angeles'ta Çinlilerin yaşadığı bir bölgeden yaş arası 205 Çinli Amerikan (90 erkek ve 115 kadın) belirlenmiştir. Hipertansiyon prevelansı her iki cinsiyette de en yaşlı grupta daha sık görülmüştür (%45.1). Erkekler için hipertansiyon yüzdesi kendileriyle yaşıt kadınlardan daha düşüktür (%47'ye karşı %53). Beden kitle indeksi (BKI) 25 kg/m 2 'nin altında olan hipertansif kişilerin oranı, BKI'sı 27 kg/m 2 'nin üstünde olan; 1. grup (50-64 yaş), 2. grup (65-74 yaş) ve 3. grup (75 + ) obez hipertansiflerden daha yüksektir (sırasıyla; %32, %24 ve %26'ya karşı %3, %11 ve %13). Obez hipertansiflerin oranı kadınlarda, erkek yaşıtlarından daha yüksektir (%13'e karşı %6) ve bu oran yaşla birlikte önemli bir şekilde artış göstermektedir. Eskiden sigara içen hipertansifler, normaltansiflerden daha fazladır (%32.5'ye karşı %29.8). Alkolü eskiden tüketmiş olan hipertansifler, normaltansiflerden daha fazladır (%47.4'ye karşı %27.1). Normaltansif kişilerin büyük bir oranı daha sık sebze tüketmektedir (günde >2-3). Sonuç olarak yaş ve cinsiyetin (özellikle zayıf erkekler ve obez kadınlarda) hipertansiyon gelişiminde önemli bir risk faktörü olduğu belirtilmiştir. 17

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

ÖZET Yüksek Lisans Tezi YAŞLILARIN SEBZE -MEYVE TÜKETİMİNE YÖNELİK TERCİHLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Fatma UZUNDİKME Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri

ÖZET Yüksek Lisans Tezi YAŞLILARIN SEBZE -MEYVE TÜKETİMİNE YÖNELİK TERCİHLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Fatma UZUNDİKME Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ YAŞLILARIN SEBZE-MEYVE TÜKETİMİNE YÖNELİK TERCİHLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Fatma UZUNDİKME EV EKONOMİSİ (BESLENME BİLİMLERİ) ANABİLİM DALI

Detaylı

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU 173 Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU Hiçbir canlının beslenmeden yaşamını sürdürmesi mümkün değildir. Bu, her yaşta olmak üzere, insanlar için de geçerlidir. Özellikle bebekler ve

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK Beslenme İle İlgili Temel Kavramlar Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması, Yaşam kalitesini artırması için

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı Sporcu Beslenmesi Ve Makarna Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı BESLENME Genetik yapı PERFORMANS Fiziksel kondisyon Yaş Cinsiyet Yaş Enerji gereksinimi Vücut bileşimi

Detaylı

İŞÇİLERDE, SPORCULARDA VE YAŞLILARDA BESLENME

İŞÇİLERDE, SPORCULARDA VE YAŞLILARDA BESLENME İŞÇİLERDE, SPORCULARDA VE YAŞLILARDA BESLENME Besinlerle alınan enerjinin başlıca kaynağı olan besin öğeleri proteinler, karbonhidratlar ve yağlardır. Enerji gereksinimi ne olursa olsun, günlük alınan

Detaylı

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Okul Çağı Dönemde (6-12 yaş) Çocuklarda Yeterli ve Dengeli Beslenme OKUL DÖNEMİNDE BESLENME ALIŞKANLIKLARI Öğün atlama görülebilir. Özellikle

Detaylı

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Okul Çağı Dönemde (6-12 yaş) Çocuklarda Yeterli ve Dengeli Beslenme OKUL DÖNEMİNDE BESLENME ALIŞKANLIKLARI Öğün atlama görülebilir. Özellikle

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL SAĞLIKLI BESLENME AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL 1 İNSANLAR NEDEN YEMEK YER 2 3 Sağlığın temeli yeterli ve dengeli (sağlıklı) beslenmedir. İnsan vücudunu bir arabaya benzetebiliriz;

Detaylı

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz Diyetisyen Serap Orak Tufan İstanbul 2015 NEDEN OKULA GİDERİZ? PEKİ NEDEN YEMEK YERİZ? Hastalanmamak için Daha Güçlü olmak için Daha çabuk büyümek için Karnımızı

Detaylı

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü GEBELİKTE BESLENMENİN ÖNEMİ Gebelik kadınlar için doğal fizyolojik bir olaydır. Annenin yeterli ve dengeli beslenmesi bebeğin

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

YETERLİ DENGELİ BESLENME

YETERLİ DENGELİ BESLENME YETERLİ DENGELİ BESLENME Yeterli ve dengeli beslenme için günlük ihtiyaç duyulan ENERJİ ve BESİN ÖGELERİ besinlerle vücuda alınır. BESİNLER Besinler içerdikleri besin ögelerine göre 5 TEMEL BESİN GRUBU

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma, fiziksel iş kapasitesi,

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. ELMANIN FAYDALARI Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. Elmanın Sağlığa Faydaları Elma A, E, B6, C, K vitamin kaynağıdır, bunun yanında yüksek miktarda potasyum ve çeşitli mineralleri içeren su içerir.

Detaylı

BESLENME. Doç. Dr. Ferda Gürsel

BESLENME. Doç. Dr. Ferda Gürsel BESLENME Doç. Dr. Ferda Gürsel Genel Beslenme Kavramları Beslenmenin etkisi Sağlık Görünüş Davranış Ruh hali Diyette Besinlerin önemi Büyüme ve gelişme Enerji sağlar Metabolizmayı düzenler Sağlık ve Temel

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel

Detaylı

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT. .... YILI KURS PLANI KURS MERKEZİNİN ADI ALAN ADI KURSUN ADI KURSUN SÜRESİ AY HAFTA GÜNLER DERS SAATİ KONULAR. AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ 18 SAAT MODÜL VE YETERLİLİK MODÜL SÜRESİ TOPLAM SÜRE BAŞLAMA TARİHİ

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart 2013 www.dilarakocak.com.tr

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart 2013 www.dilarakocak.com.tr EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart 2013 www.dilarakocak.com.tr Ağacın kökü toprak İnsanın kökü EKMEK tir. 2 BİR AYDA 7-12 KG. VERMEK

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

SAĞLIKLI BESLENME. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 SAĞLIKLI BESLENME Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Zehra Gökkaya Kılıç, Arş. Gör. Dr. Müsenna Arslanyılmaz

Detaylı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Yazar Ad 61 Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Ülkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en önemli ölüm ve hastalık nedeni olup kanser veya trafik kazalarına bağlı ölümlerden daha sık görülmektedir. Halkımızda

Detaylı

DENGELİ BESLENME NEDİR?

DENGELİ BESLENME NEDİR? DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gereken dört temel besin grubu olan; süt ve ürünleri, et ve benzeri, sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllar dan hergün sizin için gerekli

Detaylı

Yeterli ve Dengeli Beslen!

Yeterli ve Dengeli Beslen! Yeterli ve Dengeli Beslen! Hareketli Ol, Egzersiz Yap! Kişisel Bakımına ve Günlük Hijyenine Özen Göster! Uyku Düzenine Dikkat Et! Stresten Uzak Dur! Yeterli ve dengeli beslenme «4 Yapraklı Yonca» içerisindeki

Detaylı

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME NEDEN ÖNEMLİDİR? Hayat sağlıkla güzeldir BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ Gebelik öncesi ideal ağırlığında olan yetişkin kadınların ortalama 9-14 kg arasında (ayda 1-1,5kg)

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ Prof. Dr. Nilgün KARAAĞAOĞLU Doç. Dr. Gülhan EROĞLU SAMUR 2. Baskı Prof. Dr. Nilgün Karaağaoğlu Doç. Dr. Gülhan Eroğlu Samur ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ ISBN 978-605-364-200-8 Kitapta

Detaylı

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENAPOZDA VE YAŞLILIKTA BESLENME 1 MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME YAŞLILIKTA BESLENME İLKELERİ 2 3 YAŞAM BEBEKLİK ÇOCUKLUK

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI Ekmek, diğer tahıllar ve patates Meyve ve sebzeler Et, balık ve alternatifleri Yağ ve şeker oranı yüksek yiyecek ve içecekler Süt ve süt ürünleri Sağlıklı beslenme tabağı insanların

Detaylı

DiYABET VE BESLENME N M.-

DiYABET VE BESLENME N M.- DiYABET VE BESLENME Diyabet tedavisinin amacı;kan şekeri kontrolünü sağlayarak diyabetin seyrinde gelişebilecek bozuklukları (komplikasyonları) önlemek veya geciktirmek; böylece yaşam kalitenizi yükseltmektir.

Detaylı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. ŞİŞMANLIK (OBEZİTE) Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 15, Yetişkin kadınlarda %20 27 arasındadır. Bu oranların

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK; Fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. BESLENME; Büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken

Detaylı

Meyve sularının enerji ve besin ögeleri yönünden değerlendirilmesi. Pof. Dr. Filiz Açkurt Dünya Meyve Suyu Günü 30 Mayıs 2012 İstanbul

Meyve sularının enerji ve besin ögeleri yönünden değerlendirilmesi. Pof. Dr. Filiz Açkurt Dünya Meyve Suyu Günü 30 Mayıs 2012 İstanbul Meyve sularının enerji ve besin ögeleri yönünden değerlendirilmesi Pof. Dr. Filiz Açkurt Dünya Meyve Suyu Günü 30 Mayıs 2012 İstanbul Sağlıklı beslenme-sağlıklı yaşam Günümüzde sağlıklı yaşam için sağlıklı

Detaylı

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ İstanbul Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ Dr. Dyt. Cemile İdiz Ne yemeliyim? DİYABET Tatlı meyve yeme!! Limon şekeri düşürür

Detaylı

Kanser Hastalarında Beslenme

Kanser Hastalarında Beslenme Kanser Hastalarında Beslenme Tedavi Öncesi, Tedavi Süresince ve Tedavi Sonrası Beslenme İpuçları Uzm.Dyt.Elvan YILMAZ AKYÜZ Hedefler Sağlıklı kiloyu korumak Vücudun onarımını ve tedavisini sağlayan sağlıklı

Detaylı

Kış Aylarında Nasıl Beslenmeliyiz? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Kış Aylarında Nasıl Beslenmeliyiz? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Kış meyve ve sebzeleri, gripten kansere kadar pek çok hastalığa karşı insanı koruyan, yaşlılık sürecini yavaşlatan, vitamin, karotenoid, flavonoid gibi maddelerce zengindir. Günde 2 porsiyonu meyve olmak

Detaylı

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi

raşitizm okul çağı çocuk ve gençlerde diş çürükleri büyüme ve gelişme geriliği zayıflık ve şişmanlık demir yetersizliği anemisi büyüme ve gelişme geriliği diş çürükleri zayıflık ve şişmanlık okul çağı çocuk ve gençlerde demir yetersizliği anemisi 0-5 Yaş Grubu Çocuklarda iyot yetersizliği hastalıkları vitamin yetersizlikleri raşitizm

Detaylı

YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ

YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ yaşlılıkta hastalıkların önlenmesi (birincil korunma) ilkeleri 1. İleri Yaşta Bağışıklama 2. Kanserden Korunma 3. Yeterli ve Dengeli Beslenme 4. Yaşlılıkta

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon Obezite Nedir? Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması

Detaylı

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! Portal : www.takvim.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 09.03.2017 Adres : http://www.takvim.com.tr/yasam/2017/03/09/karacigerini-koru-sigortayi-attirma Karaciğerini koru

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON Hijyenin Tanımı ve Önemi... 1 Sanitasyon Tanımı ve Önemi... 1 Kişisel Hijyen... 2 Toplu Beslenme Sistemlerinde (TBS) Hijyenin Önemi... 3 Toplu Beslenme Sistemlerinde

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ SPORCU BESLENMESİ SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ Yeterli ve dengeli beslenmenin bir sporcunun başarısını garanti etmediği, ancak yetersiz ve dengesiz beslenmenin bazı sağlık problemlerine ve performans

Detaylı

BESİNLER. Süt, yumurta, peynir, et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı besinler

BESİNLER. Süt, yumurta, peynir, et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı besinler BESİNLER Yaşam için gerekli besin öğelerini sağlayan bitkisel ve hayvansal gıdalar BESİN olarak tanımlanır. Besinler, elde edildikleri kaynaklara göre iki gruba ayrılır: Süt, yumurta, peynir, et, tavuk,

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENMEDE SÜTÜN ÖNEMİ VE SAĞLIKLI SÜT

SAĞLIKLI BESLENMEDE SÜTÜN ÖNEMİ VE SAĞLIKLI SÜT SAĞLIKLI BESLENMEDE SÜTÜN ÖNEMİ VE SAĞLIKLI SÜT SAĞLIK Dünya Sağlık Örgütü tanımına göre sağlık ; bedensel ve ruhsal olarak tam iyi olma halidir. BESLENME Bir insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken

Detaylı

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, GERİATRİ 1 Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde, zamanın

Detaylı

Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Genel Bilgiler Hasta Adı: Cinsiyet: B.Y. Kadın Yaş: 40 Eğitim: Meslek: Lise

Detaylı

C vitamini (Askorbik asit)

C vitamini (Askorbik asit) C vitamini (Askorbik asit) C vitamini suda eriyen, kemik, diş ve damar sağlığını koruyan, çeşitli hastalıklara direnç kazandıran ve bazı besin ögelerinin vücutta kullanılmasına yardımcı bir vitamindir

Detaylı

Beslenme: Yeterli ve dengeli beslenme: Besin: hayvansal kaynaklı besinlerdir. bitkisel kaynaklı besinlerdir. Besin öğesi:

Beslenme: Yeterli ve dengeli beslenme: Besin: hayvansal kaynaklı besinlerdir. bitkisel kaynaklı besinlerdir. Besin öğesi: Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması ve yaşam kalitesini artırması için gerekli olan besinleri vücuduna alıp kullanmasıdır. Beslenme, ne karın doyurmak veya

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

TÜRK GIDA KODEKSİ KİLO VERME AMAÇLI ENERJİSİ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2012/ )

TÜRK GIDA KODEKSİ KİLO VERME AMAÇLI ENERJİSİ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2012/ ) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ KİLO VERME AMAÇLI ENERJİSİ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2012/ ) Amaç MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, kilo verme amacıyla enerjisi

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA 2 VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma,

Detaylı

Hangi vitamin hangi besinlerde var?

Hangi vitamin hangi besinlerde var? On5yirmi5.com Hangi vitamin hangi besinlerde var? Pazara ya da markete giderek filenizi doldururken aldığınız sebze ve meyvelerin hangi vitaminleri içerdiğini biliyor musunuz? Yayın Tarihi : 28 Nisan 2014

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin vücuda alınıp kullanılabilmesidir.

Detaylı

KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA

KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? KALP DAMAR HASTALIĞI NEDİR? DAMARLAR NEDEN DARALIR? KALP DAMAR HASTALIĞININ BULGULARI RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR? KALP

Detaylı

TGK-KĐLO VERME AMAÇLI ENERJĐSĐ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLĐĞĐ ( 2001/41) (Yayımlandığı R.G.24.12.2001/24620)

TGK-KĐLO VERME AMAÇLI ENERJĐSĐ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLĐĞĐ ( 2001/41) (Yayımlandığı R.G.24.12.2001/24620) TGK-KĐLO VERME AMAÇLI ENERJĐSĐ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLĐĞĐ ( 2001/41) (Yayımlandığı R.G.24.12.2001/24620) Amaç Madde 1 Bu Tebliğin amacı, kilo verme amacıyla enerjisi kısıtlanmış diyetler için hazırlanan

Detaylı

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? Kalsiyum bir çok kişinin bildiği gibi kemik ve dişlerin yapı, oluşum ve sürdürülmesinde temel bir gereksinimdir. Kemik erimesini azaltmada yardımcı

Detaylı

YAŞLILIKTA BESLENME Doç.Dr. Neslişah Rakıcıoğlu

YAŞLILIKTA BESLENME Doç.Dr. Neslişah Rakıcıoğlu YAŞLILIKTA BESLENME Doç.Dr. Neslişah Rakıcıoğlu Yaşlılık döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması; sağlığın korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, yaşam süresinin ve kalitesinin arttırılmasında

Detaylı

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI Türkiye beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan, hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Ülkemizde halkın beslenme

Detaylı

TÜRKİYE AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI PROGRAMI

TÜRKİYE AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI PROGRAMI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BESLENME VE FİZİKSEL AKTİVİTELER DAİRE BAŞKANLIĞI TÜRKİYE AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI PROGRAMI Bulaşıcı Olmayan Kronik Hastalıklara Neden

Detaylı

YAŞLILIKTA BESLENME VE SAĞLIK. MERSİN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ Züleyha KAPLAN Beslenme ve Diyet Uzmanı

YAŞLILIKTA BESLENME VE SAĞLIK. MERSİN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ Züleyha KAPLAN Beslenme ve Diyet Uzmanı YAŞLILIKTA BESLENME VE SAĞLIK MERSİN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ Züleyha KAPLAN Beslenme ve Diyet Uzmanı Yaşlanma her canlıda görülen ve vücutta değişiklik yapan bir süreçtir Herkes bir gün yaşlanacaktır

Detaylı

4.Sınıf Fen Bilimleri

4.Sınıf Fen Bilimleri Fen Bilimleri Adı: Soyadı: Numara: Besinler ve İçerikleri Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için yedikleri ve içtikleri maddelere besin denir.canlılar büyüyüp gelişmek, üremek ( çoğalmak ) ve solunum

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HASTA BİLGİLENDİRME FORMU HİPERLİPİDEMİ Hiperlipidemi; kanda çeşitli yağların yüksekliğini

Detaylı

Gıdalar ve Güzellik Ananas Armut Avokado Balık Balkabağı Biber Böğürtlen Brezilya fıstığı Çilek Elma

Gıdalar ve Güzellik Ananas Armut Avokado Balık Balkabağı Biber Böğürtlen Brezilya fıstığı Çilek Elma Gıdalar ve Güzellik Besinlerin dengeli bir şekilde tüketilmesi cildin sağlıklı bir görünüme sahip olmasını sağlar. Aşağıda cilt sağlığına katkıları olan besinler ve içerdikleri vitaminler ile mineraller

Detaylı

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı Dengeli Beslenme Yaşamımız boyunca sürekli büyürüz. Bebeklikten itibaren sağlıklı bir şekilde büyümek ve gelişmek için düzenli, dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekir. Beslenmek yani yemek yemek günlük

Detaylı

Yağda eriyen vitaminlerden biridir. Retinoidler adı verilen kimyasal bileşik ile, provitamin A karotenoidleri adı verilen kimyasal moleküller vitamin

Yağda eriyen vitaminlerden biridir. Retinoidler adı verilen kimyasal bileşik ile, provitamin A karotenoidleri adı verilen kimyasal moleküller vitamin A vitamini Yağda eriyen vitaminlerden biridir. Retinoidler adı verilen kimyasal bileşik ile, provitamin A karotenoidleri adı verilen kimyasal moleküller vitamin A ailesini oluşturur. All-trans retinol

Detaylı

FATİH ANADOLU LİSESİ BESLENME DOSTU OKUL PROGRAMINA HOŞ GELDİNİZ

FATİH ANADOLU LİSESİ BESLENME DOSTU OKUL PROGRAMINA HOŞ GELDİNİZ FATİH ANADOLU LİSESİ BESLENME DOSTU OKUL PROGRAMINA HOŞ GELDİNİZ TUZA DİKKAT HAFTASI 21-27 MART TUZ GİDİYOR FELÇ VE KALP KRİZİ AZALIYOR Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre günde 5 gramdan daha fazla

Detaylı

Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı

Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı Bebek beslenmesinde 0-3 yaş arası kritik bir dönemdir. Bu dönemde annelerin her konuda olduğu gibi beslenme konusunda bebekleri için mümkün olan en 1 / 7 iyi

Detaylı

SUNUM PLANI MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME

SUNUM PLANI MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME MENAPOZDA VE YAŞLILIKTA BESLENME SUNUM PLANI MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME YAŞLILIKTA BESLENME İLKELERİ YAŞAM BEBEKLİK

Detaylı

MÜSABAKA VEYA ANTRENMAN ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASINDA SPORCU BESLENMESİ

MÜSABAKA VEYA ANTRENMAN ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASINDA SPORCU BESLENMESİ MÜSABAKA VEYA ANTRENMAN ÖNCESİ, SIRASI VE SONRASINDA SPORCU BESLENMESİ Sporcuların performansını etkileyen faktörlerden genetik yapı, uygun antrenmanın yanında beslenmeleri de son derece önem taşımaktadır.

Detaylı

TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar

TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar TÜRKİYE DE EKMEK TÜKETİMİ VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Dyt. Elvan Odabaşı Kanar EKMEK REYTINGI EN YUKSEK BESIN Ekmek KİLO ALDIRIYOR Ekmeğin üzerine SAĞLIĞA ZARARLIDIR yazılmalı (19.03.2013 Sabah Gazetesi) Ekmek

Detaylı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ Dr. Hülya YARDIMCI Okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir. Bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş

Detaylı

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

5. Sınıf Fen ve Teknoloji KONU: Besinler ve Dengeli Beslenme Besinlerin gerekliliği Bütün canlılar büyümek, gelişmek, ve yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmek için beslenmeye ihtiyaç vardır. Canlılar koşmak, yürümek

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER İsim: Centrum Silver Birim formülü Bir film tablet içeriği : % ÖGD** Vitaminler Lutein 1000 mcg * A Vitamini 800 mcg 100 (% 50 Beta Karoten) B1 Vitamini 1.65 mg 150 B2 Vitamini 2.1 mg 150 Niasinamid 24

Detaylı

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi Sağlıklı bir anne için Sağlıklı beslenme Düzenli hekim kontrolü Gebelik öncesi hastalıkların sıkı takibi Sağlıklı bir yaşam tarzı Huzurlu bir gebelik süreci Sağlıklı beslenme = Dengeli beslenme Proteinler

Detaylı

HİPERLİPİDEMİ TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ

HİPERLİPİDEMİ TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ HİPERLİPİDEMİ TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ Hiperlipidemi; kanda çeşitli yağların yüksekliğini ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Bu çeşitli yağ tipleri kolesterol, trigliserid, LDL-kolestroldür.

Detaylı

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1 YETERLİ ve DENGELİ BESLENME PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ OKUL ÇAĞINDA BESLENME Okul çağı dönemi, büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu, besin

Detaylı

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik hastalıkların genellikle, çok belirgin olmayan etyolojileri, çok çeşitli risk faktörleri, çok uzun latent dönemleri

Detaylı

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir. KANSER HASTALARINDA BESLENME DESTEĞİ Dengeli ve sağlıklı beslenme sadece tedavi gören kanser hastaları için değil tedavi sonrası süreçte de sağlıklı yaşamı oluşturan önemli unsurlardan biridir. Kanser

Detaylı