Kurultayda öne çıkan bazı kararlar şöyle:

Transkript

1 sayı 215 / 1 mart 2012 TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR Deprem bahanesi ve kentsel dönüşüm 1 Mart projeleri de 1 TMMOB 2. Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik Kurultayı düzenlendi...9 da İMO Şubeleri...14 te genç-imo 5. Öğrenci Meclisi gerçekleştirildi...15 de Yeni şube binalarımız açıldı...16 da İlk İnşaat Mühendisliği Kurultayımızı gerçekleştirdik! İnşaat Mühendisleri Odası nın bir buçuk yıldır çalışmalarını yürüttüğü İnşaat Mühendisliği Kurultayı, Türkiye nin her yerinden gelen yüzlerce inşaat mühendisinin katılımıyla Ankara da gerçekleştirildi. Kurultay öncesi 7 bölgede tüm üyelerin katılımına açık düzenlenen çalıştaylardan süzülerek İnşaat Mühendisliği Kurultayı na aktarılan 114 önerge Kurultay delegeleri tarafından değerlendirildi ve zenginleştirilerek karara bağlandı. Kurultayda öne çıkan bazı kararlar şöyle: İnşaat Mühendisleri Odası mevcut yasalarda tarif edilen mühendislik hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi ve mühendislerin güvenceli bir şekilde meslek hayatlarına devam edebilmeleri için özlük hakları konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için çalışacaktır. İnşaat Mühendisleri Odası rant odaklı projeleri, çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın hazırlanan kentsel dönüşüm uygulamalarını engellemek için mücadele edecektir. İnşaat Mühendisleri Odası, inşaat mühendisliği mesleğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol açan uygulamalar karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacaktır. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu statüsü Anayasayla güvence altına alınmış TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası, tarihi boyunca birçok kez hedef tahtasına oturtulmuştur. Cunta dönemlerinde dahi kendisine yönelik saldırıları bertaraf etmeyi başarmış olan Birliğimiz ve Odamız siyasi iktidarın işlevsizleştirme çabalarını boşa çıkaracaktır 2 de

2 2 1 Mart 2012 İlk İnşaat Mühendisliği Kurultayımızı gerçekleştirdik nşaat Mühendisleri Odası nın tüm şube ve birimleriyle aylardır hazırlıklarını yaptığı İnşaat Mü- Kurultayı Ocak 2012 İhendisliği tarihlerinde Ankara da gerçekleştirildi. İnşaat Mühendisleri Odası nın örgütlü olduğu tüm illerden davetli olan 558 delegeden olumsuz hava koşullarına rağmen 343 inşaat mühendisinin ve 37 konuğun katılımıyla düzenlenen Kurultayda, Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar, Çalışma Yaşamına İlişkin Sorunlar, Siyasal Ekonomik ve Toplumsal Gelişmelerin Meslek Alanına Yansımaları, Mühendislikte Kalite ve Güvenilirlik ana başlıklar altında yer alan 114 önerge değerlendirilip karara bağlandı. İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Konferans Salonu nda Cumartesi günü saat 9:30 da Divan Kurulu nun seçilmesiyle başlayan Kurultay ın açılış konuşmaları bölümünde sırasıyla İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp ve konuk katılımcılardan CHP Bursa Milletvekilleri Kemal Ekinci ile İlhan Demiröz söz aldılar. Konuşmasında Kurultay öncesi yapılan hazırlıklara değinen Serdar Harp, Kurultay boyunca ele alınacak konu başlıklarının inşaat mühendisliği mesleği ve inşaat mühendisleri için taşıdığı öneme dikkat çekti. Kurultay öncesi 7 ayrı şubede tüm üyelerin katılımına açık bölgesel çalıştayların düzenlendiğini söyleyen Serdar Harp, iki gün sürecek Kurultay boyunca İnşaat Mühendisleri Odası nın ortak aklının harekete geçirileceğini vurguladı. İMO nun ülke çapında 154 noktada örgütlü olduğunu, 85 bini aşkın üyeye sahip olduğunu ve güçlenerek büyüdüğünü belirten Serdar Harp, Mesleğimiz ve toplumumuzun yararı için çıktığımız bu yolda, artan sorumluluklarımıza uygun bir çizgiye ve örgütlülüğe ulaşabilmemiz için ülkemizde değişen koşulları tanımlamamız ve mesleğimiz ile bağlantılarını doğru bir şekilde kurmamız gerekmektedir dedi. İnşaat mühendisliği alanını düzenleyen yasa ve yönetmeliklerin güncellenmesi, mesleki bilgilerin ve uygulama esaslarının çağdaş normlara uygun hale getirilmesi gereğinin aciliyet taşıdığını belirten Serdar Harp, Kurultayın bu zaruri ihtiyacı karşılayacağını ve bu alanda yaşanan durağanlığa ve çözümsüzlüğe yanıt olacağını kaydetti. İnşaat Mühendisleri Odası nın sadece eleştiren değil aynı zamanda çözüm üreten bir kurum olduğuna da dikkat çeken Serdar Harp, mevcut sorunları dile getirenlerin çözümün de muhatabı olmaları gerektiğinin Kurultayda ifadesini bulacağını söyledi. İnşaat mühendislerinin hayatı kolaylaştırmak ve yaşanabilir bir dünya adına üretmek için çabaladığını kaydeden Harp, ancak ülkenin içinde bulunduğu koşulların bu durumu tersine doğru işlettiğine ve her geçen gün olumsuzlukların giderek arttığına dikkat çekti. Türkiye nin son dönem siyasi ve toplumsal gündeminde öne çıkan konuları değerlendiren Serdar Harp, geçtiğimiz günlerde sonuçlanan Hrant Dink davası ile ilgili Tüm siyasi cinayetlerde ve faili meçhullerde olduğu gibi bu davada da adalet ortadan kaybolmuştur. Ancak bilinmelidir ki tüm sorular yanıt bulmadan ve sorumlular yargılanmadan bu dava bizler için bitmeyecektir diye konuştu. Harp son olarak İMO nun ilk kez düzenlediği kurultayın İMO nun bundan sonraki yol haritasını belirleyeceğine, özel, öncü ve özgün olan Kurultayda alınacak kararların inşaat mühendislerinin ve İMO nun geleceğine yön vereceğine olan inancının tam olduğunu belirtti. Serdar Harp in ardından söz alan CHP Bursa Milletvekilleri Kemal Ekinci, Türkiye de son dönem yaşanan anti demokratik uygulamalara dikkat çekerek, buna kaşı çıkılmazsa Türkiye nin geri kalacağını belirtti ve İnşaat Mühendisleri Odası nın üyesi olmaktan gurur duyduğunu söyledi. Uzun yıllar TMMOB nin çeşitli organlarında görev alan Milletvekili İlhan Demiröz ise TMMOB ve bağlı Odaların dimdik ayakta durduğunu ve kentler ile toplum için taşıdıkları öneme dikkat çekti. Geniş katılım ve aktif kürsü kullanımının olduğu Kurultayda delegeler, İMO nun özellikle Yapı Denetimi, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Anayasa çalışmaları, Özelleştirme ve Çevre Politikaları, Kentsel Dönüşüm, İnşaat Mühendisliği Eğitimi ve Meslek Etiği konularında daha etkin ve aktif rol almasını istediler. Anayasa ve Özelleştirme önergeleriyle ilgili aktif tartışmalar yapıldı 6 oturumda tamamlanan Kurultayın ilk günü Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar ve Çalışma Yaşamına İlişkin Sorunlar, ikinci günü Siyasal Ekonomik ve Toplumsal Gelişmelerin Meslek Alanına Yansımaları, Mühendislikte Kalite ve Güvenilirlik konu başlıklarında yer alan önergeler değerlendirildi. Geniş katılım ve aktif kürsü kullanımının olduğu Kurultayda özellikle 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, Anayasa çalışmaları, Özelleştirme Politikaları, Çevre Politikaları, Kentsel Dönüşüm, İnşaat Mühendisliği Eğitimi ile Mesleki Davranış İlkleri ve Meslek Etiği konu başlıkları altında yer alan önergelerle ilgili çok sayıda delege söz aldı ve bu konularla ilgili İnşaat Mühendisleri Odası nın daha etkin ve aktif rol alması önerildi. Kurultayın ardından sonuç bildirgesi hazırlandı.

3 1 Mart İnşaat Mühendisliği Kurultayı Sonuç Bildirgesi İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği Kurultayı Ocak 2012 tarihlerinde İnşaat Mühendisleri Odası İMO Kongre ve Kültür Merkezi Teoman Öztürk Salonu nda gerçekleştirilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası tarafından 7 ayrı bölgede tüm üyelerinin katılımına açık olarak düzenlenen çalıştaylar, Kurultaya zemin oluşturmuştur. İnşaat Mühendisliği Kurultayı süresince Mevzuattan Kaynaklı Sorunlar, Çalışma Yaşamına İlişkin Sorunlar Siyasal, Ekonomik ve Toplumsal Gelişmelerin Meslek Alanımıza Yansımaları, Mühendislikte Kalite ve Güvenilirlik ana başlıkları altında inşaat mühendisliğini ilgilendiren her konu değerlendirilmiş ve Kurultay amacına ulaşarak İnşaat Mühendislerinin örgütü olan İMO nun önümüzdeki dönem yol haritası belirlenmiştir. Kurultayda toplam 114 önerge görüşülerek karar altına alınmıştır. İnşaat Mühendisliği sadece mesleği icra edenleri ya da akademik faaliyet yürütenleri değil, sokaktaki vatandaştan, en yüksek bürokrata kadar toplumun her kademesindeki kişi ve kurumları doğrudan etkileyen bir meslektir. Bu nedenle inşaat mühendisliği meslek alanındaki tahribat ve gerileme, ülkemizdeki ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlardan bağımsız ele alınamaz. İnşaat Mühendisliği Kurultayı nın önümüzdeki dönem çalışmalarına ışık tutacak kararlarından bazılarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz: 1. Küresel kapitalizmin neoliberal politikalar aracılığıyla yarattığı tahakküm, gelir dağılımı adaletsizliğini ve yoksullaşmayı her geçen gün büyütmekte, sosyal güvenceler ve kazanılmış haklar ekonomik kriz gerekçe gösterilerek gasp edilmektedir. Kamuya ait her tasarrufun ve kurumun özelleştirme politikaları aracılığıyla büyük sermaye gruplarına devredilmesi kamu alanındaki istihdamın daralmasına neden olmakta, kâr hırsı ve denetimsizlik, insan yaşamını, işçi sağlığını ve iş güvenliğini yok saymakta, yaşamın her alanı serbest piyasa ekonomisinin ilkeleri uyarınca hızla yeniden düzenlenmektedir. İnşaat mühendisliği mesleğini icra edenlerin çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar bu tablodan bağımsız değildir. Kamu kurumlarında mühendislik kadrolarının daraltılması mühendislerin işsiz kalmasına ve özel sektörün ağır çalışma koşullarına mahkûm edilmesine neden olmakta, işsiz mühendislerin sayısı her geçen gün artmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası kamunun ülke yatırımlarında öncülük görevini tekrar üstlenmesi ve buna bağlı olarak kamu yatırımcısı kuruluşların güçlendirilmesi için mücadele edecek, bu doğrultuda mevcut yasalarda tarif edilen mühendislik hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi ve mühendislerin güvenceli bir şekilde meslek hayatlarına devam edebilmeleri için özlük hakları konusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için çalışacaktır. 2. Neoliberal politikalar aracılığıyla her şeyin alınır satılır hale getirilmesi ülkemizin ve kentlerimizin doğal zenginliklerini tahrip etmektedir. Çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın yapılan Hidroelektirik Santraller, kar odaklı sermaye gruplarını güçlendirmekte ve bölge halklarını mağdur etmektedir. Yine aynı pervasızlıkla hakkaniyet ölçüsünden uzak ve sosyal boyutu gözardı edilerek uygulanan kentsel dönüşüm politikaları, dönüşüm alanı ilan edilen bölgelerde yaşayanların ihtiyaçlarını geri plana iten bir anlayışla, kentlerimizde yeni rant alanları yaratmakta, kamu yararı ilkesi göz ardı edilerek kentlerimiz sermayenin insafına bırakılmaktadır. Türkiye nin deprem gerçeği bahane edilerek hazırlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ülkemizin geleceğini ilgilendiren son derece önemli maddeler içermektedir. Yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı bırakacak şekilde tasarlandığını bildiğimiz Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürecektir. İnşaat Mühendisleri Odası rant odaklı projeleri, çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın hazırlanan kentsel dönüşüm uygulamalarını engellemek için mücadele edecektir. 3. İnşaat Mühendisliği mesleği yenilenmeyi, değişimi, çağı ve teknolojiyi yakalamayı, mesleki potansiyeli bilimsel esaslar çerçevesinde açığa çıkarıp, üretimde hayata geçirmeyi gerektirmektedir. Ancak bugün mühendislik mesleği halen 1938 yılından kalma 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun a dayanılarak düzenlenmiştir. Mesleki faaliyetin yürütülmesinde diploma almış olmayı yeterli bulan bu kanun, çağın ihtiyaçlarına aykırı bir anlayışa işaret etmektedir. Söz konusu anlayış yeterli fiziki donanıma, yeterli akademik personele sahip olunmaksızın sürekli yeni üniversite açan mevcut siyasi iktidar tarafından da sürdürülmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası İnşaat Mühendisliği mesleğinin nitelik kaybına uğratılmasına yol açan uygulamalar karşısında, mesleki yeterliliği esas alan yeni bir mühendislik yasasının hazırlanması için çalışacaktır. 4. İnşaat Mühendisliği Mesleğinin gelişimi için yaşam boyu öğrenme ilkesine uygun olarak uzmanlık alanlarına göre belgelendirme ve bu belgeler çerçevesinde yetkilendirmenin yapılması son derece önemlidir. İnşaat Mühendisleri Odası uzun yıllardır Yetkin Mühendisliğin yasal bir çerçeveye oturtulması ve bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması için mücadele etmektedir. İnşaat mühendisleri odası Yetkin Mühendislik sisteminin oluşturulmasını ve meslek odaları tarafından belgelendirilmesini çağın gereksinmelerini karşılayacak mühendislik hizmetlerinin üretimi açısından bir gereklilik olarak görmektedir. Bu anlayışla Yetkin Mühendisliğin yasal bir çerçeveye oturtulması ve kurumsallaşması için çalışacaktır. 5. Türkiye topraklarının %96 sı deprem kuşağında ve nüfusunun % 98 i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır. Öte yandan su baskınları, taşkın ve heyelanlar da ülkemizin bir gerçeğidir. Bu gerçeğe rağmen uygulanan yanlış politika ve planlamalar doğa olaylarını afete dönüştürmekte, ciddi can kayıpları ve maddi zararlar yaşanmasına neden olmaktadır. Oysa her yurttaşın güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu hakkın uygulamada karşılık bulması için mevcut yapı stokunun envanter çalışması yapılmalı, elde edilen sonuçlar doğrultusunda gereken onarım ve güçlendirme uygulamaları yapılmalıdır. Yeni yapılacak yapılara ilişkin olarak ise acilen sağlıklı bir planlama yapılması, yapı denetim ve üretim sisteminin oluşturulması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası sağlıklı bir kentleşme ve yapılaşma oluşturulabilmesi için, TMMOB ve ilgili meslek odaları ile birlikte yeni bir yapı denetim yasa tasarısı hazırlamak için çalışma yapacak, bu çalışmasını ilgili kurumlarla paylaşarak uygulamaya geçmesi doğrultusunda ve eksiksiz bir şekilde uygulanması için çalışacaktır. 6. Kamu ihale yasası mevcut haliyle adrese teslim ihale lerin yolunu açmış, özellikle mühendisleri ve mimarları ihale süreçlerinden uzaklaştıran hak gaspları sonucu yapı alanında işin ehli olmayan sermaye gruplarının ihale süreçlerinde etkin olmalarına yol açmıştır. Kamu ihaleleri sermayenin kar hırsına terk edilmiştir. Doğa katliamlarının önüne geçmek, Sağlıklı güvenli yaşam çevreleri oluşturmak ve afet risklerini en aza indirmek için, arazi kullanımı, yer seçimi, ruhsatlandırma, denetim ve kullanım süreçlerinin bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Bu çerçevede mevcut İmar Yasası İnşaat Mühendisleri Odasının görüş ve önerileri dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. İnşaat Mühendisleri Odası bu çerçevede Kamu İhale Yasası, İmar Yasası ve bu yönde Yerel Yönetimlere düşen görev ve sorumlulukları düzenleyen yasalarda değişiklik yapılması doğrultusunda çalışmalar yapacaktır. 7. Sistemden kaynaklı sorunların yanı sıra İnşaat Mühendislerinin mesleki standartlara, mesleğe dair yönetmeliklere ve meslek etiğine uygun hareket etmeleri zorunludur. İnşaat Mühendisleri Odası, meslektaşlarının bir mühendislik ürününün kolektif bir çalışma sonucunda oluştuğunun bilinciyle hareket etmesi için ve birlikte çalıştığı meslektaşlarına, bağlı olduğu kuruma, meslek örgütüne karşı sorumluluk duyması için çalışacaktır. Ülkemizin Geleceği Mesleğimizin Geleceğidir! İnşaat Mühendisliği Kurultayı anti-demokratik uygulamalarıyla toplumun tüm kesimlerine gözdağı veren, kendisi dışında hiçbir görüş ve öneriye yaşam hakkı tanımayan bir siyasi iktidarla karşı karşıya olunduğunun bilincindedir. Kurultayımız TMMOB ve bağlı odaların işlevsizleştirilmesini hedefleyen Yetki Yasasına dayanılarak çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri de bu bağlamda ele almaktadır. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu statüsü anayasayla güvence altına alınmış TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odası, tarihi boyunca bir çok kez hedef tahtasına oturtulmuştur. Cunta dönemlerinde dahi kendisine yönelik saldırıları bertaraf etmeyi başarmış olan Birliğimiz ve Odamız siyasi iktidarın işlevsizleştirme çabalarını boşa çıkaracaktır. Bugün, özel yetkili mahkemeler aracılığıyla toplumun adalete ve hukuka duyduğu güven her geçen gün daha da fazla erozyona uğratılmaktadır. Toplumsal vicdanı yaralayan kararlar ve operasyonlar silsilesi ile gerçekleştirilen tutuklamalar hukukun askıya alındığı olağanüstü hal rejimlerini andırmaktadır. Böylesi bir ortamda toplumsal barışı ve kardeşliği savunmak, geleceğimiz için umut olmak anlamına gelmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası, Türkiye halklarının barış içerisinde ve kardeşçe yaşamasını sağlayacak bir toplumsal uzlaşıyı gerekli görmektedir. Türkiye 12 Eylül 1980 Askeri Cunta döneminde hazırlanan ve bu nedenle de askeri cunta yönetimlerine özgü unsurlar içeren bir anayasa ile yönetilmektedir. Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikler 2010 yılında halk oylamasına sunulmuş Türkiye halkı değişiklik önerilerinin tamamına ya evet ya da hayır demek durumunda bırakılmıştır. Referandum sonucunda anayasada yapılmak istenen değişiklikler kabul edilmiş ancak darbe dönemine özgü içeriği aynen korunmuştur. Halkların barış içinde ve kardeşçe yaşayabileceği demokratik bir ülke için başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran mevcut anayasanın değiştirilmesi gerekmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası toplumsal kesimlerin katılımının sağlandığı, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasanın hazırlanması için mücadele edecektir.

4 4 1 Mart 2012 İMK Delegelerinden Görüşler İnşaat Mühendisliği Kurultay ına Türkiye nin dört bir yanından gelen ve iki gün boyunca kurultayı takip edip görüşlerini bildiren bazı delegelerin Kurultayla ilgili değerlendirmelerini sizlerle paylaşıyoruz. Berrin Çiftçi İMO Eskişehir Şube Saymanı Kurultayı iki gündür takip ediyorsunuz, Kurultayı genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugüne kadar yapılan çalıştaylarda ele alınan konular ciddi emek sarf edilerek gerçekten güzel toparlanmış. Tabii ki kurultayın amaçlarından bir tanesi de bunları biraz daha derleyip toparlayarak, şekil vererek, eklemeler yaparak olgunlaştırmak. O yüzden seçilen başlıklar doğru ve yerinde başlıklar. O nedenle ben bu çalışmaları değerli buluyorum ve beğendiğimi ifade etmek istiyorum. Özellikle ilginizi çeken önergeler var mı? En son tartıştığımız teknolojik gelişmeler ve yenilikler konusu üzerinde biraz daha çalışmamız gerekir diye düşünüyorum. Daha çok geliştirilmesi ve içinin doldurulması gerektiğine inanıyorum. Mahmut Küçük Eski Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kurultayı, genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Zannedersem Kurultayda 114 önerge var, 114 önergede sorun alanlarının tespiti hususunda çok isabetli. Gerek dili, gerekse çıkartılacak talimatlar hususunda bir revizyona ihtiyaç var ama çok güzel tartışıldı. Bu öneriler birleştirilip daha alt gruplara ayrılabilir. Çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Genel değerlendirme üzerine değindiğim bir nokta var: Önergelerin hepsi aşağı yukarı bir mevzuatın hazırlanmasına yönelik çalışmaları içeriyor. Dolayısıyla mevzuat hazırlama da kendi başına bir süreç, donanım ve teknik gerektiriyor. Bunun için yasaların ve yapılacak çalışmaların, ilk önce hangi tür ihtiyacı karşılayacağı, ne kadar kaynağa ihtiyaç olduğu ve karşılaşılacak sorunlarda kimlerin muhatap olacağı, nasıl koordinasyon kurulacağı gibi süreçlerdeki etapların da çok iyi belirlenmesi gerekiyor. Onların akabininde de fayda-maliyet analiziyle, etkili değerlendirme analizlerinin yapılması ve pilot uygulamalarla bu getirilen düzenlemelerin nasıl bir geri dönüş, toplum tarafından nasıl tepki aldığının da tespit edilmesi lazım. Bunlar yapıldığı takdirde İnşaat Mühendisleri Odası na hem bir perspektif kazandıracak, hem de kamuoyunda bunlar tartışılırken bir ön çalışmanın yapılması ve toplum tarafından benimsenmesi hususunda çok büyük katkılar olacağını düşünüyorum. Yani burada sorun alanlarının tespiti doğrudur, yerinde iş yapılmıştır, ama asıl süreç bundan sonra devam edecektir diyorum. Mesleki alanla ilgili önergeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Meslek alandaki önergeler pek bir yenilik getirmedi, ama o alanın çok iyi çalışılması lazım. Mesleğe müdahaleler var, meslekte yetkin mühendislik gibi, uzmanlık gibi sorunlar var. Zaten bunlar çok detay konular, bu noktada bunların tartışılması mümkün değildi. Fakat ilkesel olarak söylenmekle yetinildi. Hüsnü Gürpınar İMO Sakarya Şube Başkanı İMK Düzenleme Kurulu Üyesi Kurultayı genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Malumunuz olduğu üzere İnşaat Mühendisleri Odası ülke genelinde 85 bin üyesi bulunan en güçlü meslek örgütlerinden bir tanesi ve inşaat mühendisliği mesleğimiz 1938 yılında çıkan 3458 sayılı yasayla yürütülmeye çalışılan bir meslek disiplini. Bu kurultay, işte bu 3458 sayılı yasanın aksaklıklarını ve meslek alanımızda karşılaştığımız problemleri gidermek adına İnşaat Mühendisleri Odası bünyesinde düzenlenen ilk kurultay. Bu anlamda ilk kurultay olması vesilesiyle biz çok önemsiyoruz. Bir de kurultay öncesi bütün ülkedeki meslektaşlarımızın problemlerini, sıkıntılarını aktarabilmek adına bölgesel çalıştaylar yapıldı. Bu bölgesel çalıştaylarda ortaya çıkan problemleri kurultaya taşıdık. İstedik ki meslektaşlarımız yaşadığımız problemleri, sıkıntıları, gelsinler burada meslek örgütümüzün çatısı altında değerlendirsinler ve bizlere, genel merkez yöneticilerimize ve şube yöneticilerimize bir yol haritası belirlesinler. Mesleğimiz adına bundan sonra kurultayda ortaya çıkan önerilerin takipçisi olalım. Bu anlamda da baktığımız zaman siz de izlediyseniz 2 gündür kurultay, ilk olmasına rağmen çok verimli geçiyor ve mesleğimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Peki, yola çıkarken belirlediğiniz hat ile iki gündür yürütülen çalışmalar örtüşüyor mu? Biz, 1999 Depremini malum en ağır hisseden bir bölgeden (özellikle Sakarya Bölgesinden gelenler) geliyoruz ve bizim bölgemize has problemlerimiz vardı. Sakarya Bölgesindeki çalıştayda ortaya çıkan problemleri buraya taşıdığımıza inanıyorum. En azından İnşaat Mühendisleri Odası nın gündemine girmiştir ve İnşaat Mühendisleri Odası nın gündeminden de ülke gündemine taşınacaktır. O anlamda beklediğimizi aldık diye düşünüyorum. O zaman çalıştayla kurultay arasında bir uyum vardı diyebiliriz. Tabii, zaten Kurultayın Düzenleme Kurulunu oluştururken Genel Merkezimiz şöyle yaptı: Düzenleme Kurulu, çalıştay yapılan şubelerin şube başkanlarından oluşturuldu. Yani buradaki amaç çalıştaylarda ortaya çıkan önerilerin ve ortaya çıkan mesleki sıkıntılarımızın direkt kurultaya taşınmasıydı ve bu da amacına ulaştı diye düşünüyorum. Hülya Altun İMO İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Bir kadın mühendis olarak Kurultayda değerlendirilen önergeleri ve genel havayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben ikinci günün oturumlarına katılabildim. Yani dünkü mevzuattan kaynaklı sorunlar bölümüne ilişkin pek yorum yapamayacağım. İlk bölümün daha somut önergeler içerdiğini söyleyebilirim. Yani mevzuattan kaynaklı sorunlarla ilgili daha somut konulara yer verilmiş. Siyasal, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin meslek alanımıza yansımaları ile mühendislikte kalite ve güvenilirlik konuları biraz daha soyut kavramlar üzerinden gidiyor, daha genel görüş şeklinde sunulmuş önergeleri kapsıyor ve üzerinde biraz daha değerlendirme ve çalışma gerektiğini söyleyebilirim. Çünkü içeride delegelerin epey farklı fikirler ürettiğini gördüm. Dolayısıyla biraz daha çalışılması gerekiyor. Çünkü çok zor konular; Anayasa çok önemli ve zor bir konu. Kentsel dönüşüm başlı başına bir konu, çok sosyal içerikli ve toplumsal bir konu. O nedenle özellikle de kentsel dönüşümle ilgili yasalardan bahsedilmedi; dönüşüm yapmaya yetkili kurumlardan ve bunların yetki-kavram kargaşasından bahsedilmedi. Bunların ele alınması ve özellikle şu anda mecliste var olan afete maruz bölgelerde yapılacak kentsel dönüşüm kanun tasarısı var; basından okuduğum kadarıyla o da çok kısa sürede yasalaşacak. O da çok hayati önem taşıyan bir konu bence. Depremler gerekçe gösterilerek kentsel dönüşümde çok ciddi hukuksuzluklar yapılacak diye düşünüyorum. Kentsel dönüşümün önümüzdeki dönemlerde ele alınarak, daha detaylı, daha somut ve net önerilerle çalışılması gerekiyor. Hüseyin Tüfek İMO Samsun Şube Başkanı İMK Düzenleme Kurulu Üyesi İki gündür siz de buradasınız. Kurultayı izlediniz. Genel olarak gözlemleriniz nelerdir? İsterseniz biraz şubeden alayım: Samsun Şube ve Trabzon Şube birlikte çalıştay yaptık, 110 un üzerinde kişi katıldı. Ondan sonraki düzenleme kurulu toplantılarında almış olduğumuz önerge kararları doğrultusunda altyapı oluşturuldu. Ben dünden beri çok kısa fasılalarla ayrıldım, ama tamamını takip etme fırsatım oldu. Gayet verimli bir çalışma oluyor. Bütün örgütün, bütün birimlerimizin görüşlerinin burada yansıdığını gördüm, bu çok güzel bir şey. Kurultayın bence amacına ulaşacağını gösteriyor. Mesleki konularda çok sayıda önerge vardı, Mesleki alanda eksik kalan bir boyut, bir yön var mıydı? Hayır, kesinlikle inşaat mühendisliği mesleğini ilgilendiren her noktada önerge var, her noktada görüş var. Bence dolu dolu bir kurultay oldu. Düzenleme kurulundaydınız. Yola çıkarken düşündüğünüz, öngördüğünüz Kurultay ile ortaya çıkan sonucu nasıl buluyorsunuz? Ben ve Samsun Şube yönetimindeki arkadaşlarım iki senedir ne yapabiliriz? diye bir beyin fırtınası yapıyorduk. Samsun da inşaat mühendisliği üzerine böyle küçük bir kurultay yapalım diye düşünmüştük. 1 ay sonra Genel Merkezin faaliyet raporunda bunu görmek bizi çok mutlu etti. Bence şube bazında düşündüğüm kurultayın büyük ölçekte yapılmış olması; o gün ne düşündüysem, ne tasarladıysam, kafamdan ne geçmişse, inşaat mühendisliği mesleği adına konuşulması gereken her şeyin konuşulması çok isabetliydi. İnşaat Mühendisleri Odası nın Türkiye siyasetinde, Türkiye nin geleceğinde konuşulması gereken, olması gereken bütün konuları da bu kurultayda konuştuğumuzu düşünüyorum.

5 1 Mart Gürkan Erdoğan İMO İzmir Şube Delegesi Kurultayı genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel olarak inşaat mühendislerinin bütün sorunlarının konuşulduğu bir kurultay oluyor. İnsanların zihinlerinin açılması noktasında birçok faydasının olduğunu düşünüyorum. Eksikliğin ise çalıştaylarla kurultay arasındaki bağlantının daha sıkı kurulmaması olduğu kanısındayım. Kurultay ilk kez düzenlendiği için bu eksikliğin yaşandığını, ileride kapatılabileceğini düşünüyorum. Ayrıca bu kurultaydan çıkan sonuçlar doğrultusunda, insanların zihninde beliren soru-cevaplarla birlikte alanlarda çalışmalar yaparak bunlar çok daha fazla geliştirilebilir. En basiti burada kentsel dönüşümü konuştuk, kamuda çalışan inşaat mühendislerinin sorunlarını konuştuk, ama bizim 3 veya 5 maddeyle kabul ettiğimiz önergeler başlı başına bir kitap haline bile getirilebilir, derinleştirilebilir ve zenginleştirilebilir. Yani kurultayda belki 114 madde vardı, ama biz bunları çalışma alanlarımızda, örgütlenme alanlarında belki 1000 madde haline getiririz. Yani önergeler bizim tarafımızdan, şubeler tarafından zenginleştirilmeyi bekliyor diye düşünüyorum. Peki, özellikle önemsediğiniz önergeler hangi konu başlıklarında sunuldu? Birkaç başlık sayabilirim: biri kamuda çalışan inşaat mühendislerinin örgütlenmesine dönük maddelerdi. Bu maddeler benim için önemliydi, çünkü kamuda özellikle 80 sonrası örgütlenmede İnşaat Mühendisleri Odası ciddi bir güç kaybı yaşadı. Bunun tekrardan derlenip toparlanması benim için önemliydi. Bunun dışında, ulaşım planlaması, su kaynaklarının planlaması gibi konularda yapılacak çalışmalar hakkında söylenenler önemliydi. Çünkü planlamaya dayalı bir üretim ortada yok. Bunun dile getirilmesi, bu eksiklik noktasında çalışma yapılması için kararlar alınması bence bir diğer önemli başlıktı. Keza yeni Anayasa çalışmaları konusunda yapılan tartışmaları da verimli bulduğumu söyleyebilirim. Hilmi Yüncü Kurultay Divan Başkanı Siz divan başkanlığı yapıyorsunuz; muhtemelen oradan daha geniş bir perspektifle salonu izliyorsunuzdur. Genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Hatırladığım kadarıyla İnşaat Mühendisleri Odası nda Mühendislik Kurultayı ilk defa yapılıyor. TMMOB de geçmiş dönemlerde yapılmıştır. O nedenle belki bu ağır hava koşullarına rağmen katılım çok iyi. İki gündür de insanlar bütün dikkatleriyle katkı koymaya çalışıyorlar. Tabii bir de bunun arka planı var, aşağı yukarı 1,5 yıldır İnşaat Mühendisleri örgütlülüğü değişik bölgelerde yerel kurultaylar yaparak, orada oluşturduğu, üzerinde çok tartışılan, görüşülen birtakım önergeleri buraya getirmiş. O önergelerin çok azında bazı gözden kaçan ufak-tefek şeyler olmasına rağmen odamızın ve mesleğin sorunlarını genel olarak toparlamış bir önergeler diziniyle karşı karşıyaydı kurultay. Üyeler de iyi hazırlandıkları için çok önemli katkılar koyuyorlar. Eksik olduğunu düşündüğünüz bir taraf var mı? Eksik bulduğum taraf var, ama kurultayın güzelliğine, iyi gidişine gölge düşürecek önemli bir şey olmadı. Her düzenlemede böyle ufak-tefek şeyler oluyor tabii. O da daha çok eksiklik değil de, fazlalık belki. Bazı üyelerimiz ya da delegelerimiz belki gereğinden fazla konu dışına çıkarak biraz zaman harcattılar bize, buda eksiklik değil de olumsuzluk. AKP Tahribatının Yeni Adresi Ormanlarımız! Basında yer alan haberlere göre Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı 1 Şubat 2012 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulmuştur. AKP iktidarının ilk dönemlerinde satışa sunulmaya çalışılan ancak dönemin cumhurbaşkanı engeline takılan 2B arazileri bugün daha kapsamlı bir hazırlıkla yeniden gündeme getirilmiştir. 2B arazileri, kamuoyu tarafından sadece orman vasfını yitirmiş araziler olarak bilinmektedir. Oysa 2B, çok boyutlu ve karmaşık bir sorun alanıdır. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve ekolojik boyutları olan bir sorundur. Ne yazık ki siyasi iktidarda bu yanlış algı üzerinden konuyu gündeme taşımakta, kamuya ait alanları rant pazarına dönüştürmekte ve halktan gerçeği gizlemektedir. Açıktır ki kendilerine karşı gelecek olan tepkiden çekinmektedirler. Anlaşılan o ki, yaptığı düzenlemelerle tepeden tırnağa tüm yetkileri tek merkezde ve kendi elinde toplayan siyasi iktidar, ormanlarımızı da sermayenin talanına açacaktır. Oysa, 470 bin hektarın üzerindeki 2B arazilerinin % 4,7 si şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanlarıdır Bu yönü ile yasa tasarısı, 17 bin orman köyünde yaşayan 9 milyon kişiyi yakından ilgilendirmektedir. Yasa tasarısı ile 2B arazisi üzerinde yerleşik bulunan halkın yaşam alanını tekrar satın alması ya da başka bir yerde yeni bir yaşam kurması zorunlu kılınacaktır. Dolayısı ile konunun yerleşim ve kent politikaları ile doğrudan bir ilişkisi bulunmaktadır. Benzer şekilde tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen yerler de 2B arazisi kapsamında yer almaktadır. Bu açıdan konu tarım politikaları ile doğrudan ilişkilidir ve tarım arazilerinin satışı sonrası bu arazilerin tarım amacıyla kullanılmaya devam edilip edilmeyeceği şüphelidir. Yasa tasarısında bu anlamda da boşluklar bulunmaktadır. Tasarının yasalaşması halinde tarım arazilerimiz büyük bir talan tehdidi altına girecektir. Tasarı ile 2B arazilerine orman niteliğinin kaybolması kılıfıyla ormanların talan edilerek yok edilmesinin yolu açılmakta bu talan da büyük bir ranta dönüştürülmektedir. Orman alanlarının ranta açılması aynı zamanda ekolojik açıdan da tehlike çanlarının çalmasına neden olmaktadır. Ormanların milli park, tabiat koruma alanları, sulak alan gibi ortamlarla iç içe olduğu bilinmektedir. Orman vasfının yitirildiği gerekçesi ile orman bütünü içinde kalan bir bölüm arazinin satılarak yapılaşmaya açılması ekosistemin parçalanmasına da neden olacaktır. Öte yandan, tasarının yasalaşması halinde imara açılacak alanlarda yapılaşmanın bir gereği olarak alt yapı hizmetleri götürülecek böylece 2B arazisi olarak tanımlanan bölge dışındaki alanlar da yapılaşmanın getirdiği olumsuzluklardan nasibini alacaktır. Orman ekosistemlerinin bozulması uzun vadede büyük yaşamsal sorunları ortaya çıkaracaktır 2B arazilerinin satışında siyasi iktidar tarafından sıkça gündeme getirilen bir konu ise para meselesidir. AKP iktidarı yasa tasarısı ile birlikte başlayacak olan süreçte elde edilecek arazi satışı gelirlerine gözünü dikmiştir. İktidara geldiği ilk günden beri 2B uygulamasının ekonomik getirileri üzerinden belirli çevreleri ikna etmeye çalışan AKP iktidarı gelecek olan para ile cari açık başta olmak üzere kendi iktidarını sıkıntıya sokan sorunlara çözüm aramaktadır. 2B arazileri ve hazineye ait tarım arazilerinin üzerinde plansız ve programsız bir şekilde tasarrufta bulunmanın, çok yönlü olumsuz geri dönüşleri olacaktır. 2B arazilerinin bir kısmı kentsel ve kırsal yerleşimlerin mekânı haline gelmiş ve üzerinde çeşitli ekonomik, toplumsal, kültürel, siyasal yapılar ve üretim ilişkileri oluşmuştur. 2B Yasa Tasarısı ile orman niteliğini kaybettiği iddiasıyla orman sınırları dışına çıkarılan arazilerin, rayiç değeri üzerinden hak sahipleri dışında üçüncü kişilere de satışı öngörülmektedir. Bu yerleşim yerlerinde arazinin hak sahibine ya da üçüncü kişilere satılması, devredilmesi çeşitli siyasal ve toplumsal sonuçlar doğuracaktır. Tasarının Tanımlar başlığı adı altında yer verilen 2. maddesinin f bendinde; 2B arazileri gecekondu veya kentsel dönüşüm projeleri uygulanacak alanlar arasında sayılmış; bu projeleri yapabilecekler arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın yanı sıra TOKİ ile ilgili büyükşehir ve öteki belediyelere de yer verilmiştir. Böylece, siyasi iktidara, yaklaşık 3 milyon dönüm 2B arazisinde yeni rant alanları yaratma olanağı sağlanmıştır. Görüldüğü üzere AKP iktidarı rant alanlarına yeni yerler eklemekten geri durmamaktadır. Neo-liberal politikaların kararlı uygulayıcısı olan siyasi iktidar, kamu yararı yerine piyasanın yararını kendine ilke edinerek her alanda olduğu gibi ormanlarımız üzerine de geleceğimizi büyük bir risk altına sokan adımlar atmaktadır. Siyasi iktidar yalnızca sermaye birikim sürecine yeni olanaklar sağlayabilecek doğrultuda çözümleme çabası içindedir. Dizginsiz bir biçimde ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal alanı parçalayan siyasi iktidarın hedefinde tüm mekanlar bulunmaktadır. 2B arazilerinin ranta açılması üzerinden planlanan ve orman köylüsünü kalkındırma süsü ile servis edilen bu yıkım ve talan yasası geri çekilmelidir. Doğanın dengesini de alt üst edecek olan bu talan sürecinin sonuçları daha büyük doğal afetler olarak geri döneceği unutulmamalıdır. İnşaat Mühendisleri Odası olarak, Siyasi iktidarın doyumsuz sermaye politikalarına paralel olarak ilerleyen 2B yasa tasarısı ile arazilerimizin sermayeye peşkeş çekilmesine ve uygulanan talan politikalarına dur diyor, tüm toplumun dokularını bozan siyasi iktidara sesleniyoruz; Rantçı ve piyasacı politikalardan vazgeçin, geleceğimizi rant hırsına kurban etmeyin.

6 6 1 Mart 2012 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı Üzerine İMO Görüşü Son günlerde basında sıklıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kentsel Dönüşüme ilişkin bir yasa tasarısı hazırlandığı haberleri yer almakta, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından da anılan yasa tasarısının kısa süre içerisinde meclis gündemine getirileceği ifade edilmektedir. Basında kısaca Kentsel Dönüşüm Yasası olarak ifade edilen yasa, aslında Başbakan Tayyip Erdoğan ın Van depremleri sonrasında bir an evvel hazırlayacağız dediği Âfet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı dır. Bu kavram karışıklığının altında yatan neden siyasi iktidarın bir süredir yapmakta olduğu ancak zaman zaman hukuki süreçlerle karşı karşıya kaldığı kentsel dönüşüm uygulamalarını afet riskini bahane ederek yasal bir çerçeveye oturtma arzusudur. Geçtiğimiz gün basında Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı nın Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığı haberi yer almıştır. Öncelikle ifade etmeliyiz ki tüm ülkenin imar ve yapılaşma faaliyetlerini baştan aşağı değiştirecek böylesine önemli bir yasa tasarısı hazırlanırken, konunun birinci dereceden muhatabı olan yerel yönetimlerin, meslek odalarının ve üniversitelerin görüşünün alınmamasını, siyasi iktidarın artık gelenekselleşen kimsenin aklına ihtiyacım yok, her şeyi en iyi ben bilirim mantığına yakışır buluyoruz. Yasa Tasarısına ilişkin değerlendirmelerimize gelince; a. Riskli Alanlar Yasa tasarısında zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan alanlar riskli alanlar olarak tanımlanmıştır. Topraklarımızın yüzde 66 sı, nüfusumuzun yüzde 71 i, toplam belediyelerin yüzde 68 inin 1. ve 2. derece deprem bölgesi içinde yer aldığı bilinmektedir. 3. ve 4. derece deprem bölgeleri de dikkate alındığında ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 92 sinin deprem tehlikesi altında bulunduğu göz önüne alındığında, riskli alan belirlemesinde öne çıkan unsurun zemin yapısı değil üzerindeki yapılaşma olacağı açıktır. Madde bu çerçevede yorumlandığında, kent merkezinde ranta açık alanların, üzerindeki sağlıksız yapılar nedeniyle riskli alan ilan edilebileceği, aynı alanlara üzerindeki mevcut yapılar yıkılarak yeni yapılar yapılabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Yaşanan depremler göstermiştir ki aynı alan içerisinde yan yana iki yapıdan birisi yıkılırken diğeri depremi hasarsız olarak atlatabilmektedir. Odamızın her fırsatta dile getirdiği üzere deprem bir doğa olayıdır. Depremi afete dönüştüren, hiç mühendislik hizmeti almamış veya yeterli mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Bu bağlamda afet riski altındaki alanlarda öncelikli olarak yapılması gereken bilimsel çalışma yöntemleri ve değerlendirme kriterleri kullanılarak riskli yapıların belirlenmesidir. Yasa tasarısı riskli yapıların tespitini b. büyükşehirlerde büyükşehir belediyesince bizzat veya ilçe belediyeleri Riskli Yapılar aracılığıyla yapılmasını veya yaptırılmasını öngörmekle birlikte belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek TOKİ den ve idareden isteyebilmektedir. Burada iki temel sorun göze çarpmaktadır. Birincisi riskli yapıları belirleme konusunda yeterli olmayan idarelerin bu işi kimlere taşere edeceği ve yapılan çalışmaların bilimsel kriterlere ne denli uygun olacağı hususundaki belirsizliktir. İkinci husus ise Bakanlığın belirleyeceği alanlar konusudur. Bu hüküm, ülkenin her kentinde rant elde edilebilecek alanlarda keyfi uygulamalar yapılabilmesinin önünü açmaktadır. c. Kapsam Yasa tasarısında, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun un, 4342 sayılı Mera Kanunu nun, 6831 sayılı Orman Kanunu nun, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu nun, 5366 sayılı Kanun un, 7269 sayılı Kanun un, Turizmi Teşvik Kanunu nun, Boğaziçi Kanunu nun, 2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu nun ve 189 sayılı Kanun 3621 sayılı Kıyı Kanunu nun bu Kanun un arazi kullanımı bakımından uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanun a aykırı hükümleri uygulanmaz... denmek suretiyle her türlü alan yapılaşmaya açılmakta, Bu Kanun uyarınca yapılacak olan plânlar, 3194 sayılı İmar Kanunu nda ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dahil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara ve askı ilân sürelerine tâbi değildir. denmek suretiyle ise keyfi imar uygulamaları yapmanın önü açılmaktadır. Neoliberal politikalara hizmet eden siyasi iktidarların her dönemde sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda yasalar çıkardığı bilinir. Ancak hiç bir siyasi iktidar bunu AKP iktidarı kadar pervasızca yapmamıştır, yapamamıştır. Yasa tasarısında dikkat çeken en önemli tasarruflardan biri de sistemin güvencesi altında olan mülkiyet hakkının zedelenmesidir. Yasa tasarısının bütününde oluşturulmaya çalışılan anlayışa bakıldığında Bakanlığın, TOKİ nin ve İdarelerin gayrimenkuller üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olacakları görülecektir. Bu demektir ki yasa tasarısı mevcut haliyle yasalaştığı takdirde gayri menkullere dair her türlü tasarruf, yürütme erkinin insafına kalacaktır. Siyasi iktidar vatandaşına ucuz, güvenli, sağlam konut edinme hakkını temin etmek bir yana, vatandaşının dişinden tırnağından artırdığı paralarla edindiği mülkünü dahi elinden almayı planlamaktadır. Üstelik de uygulamaları kuruluş amacı dar gelirli vatandaşlara konut üretmek olan TOKİ üzerinden yapacaktır. Bu türden örneklere ancak yetkinin tek elde toplandığı monarşi rejimlerinde ya da faşist diktatörlüklerde rastlanabilir. d. Yasa tasarısında TOKİ, riskli yapıların belirlenmesi, riskli alanların ve TOKİ nin Yasa tasarısındaki yeri ve devri, cins değişikliği, tevhit ve rezerv yapı alanlarının belirlenmesi ifraz, kamulaştırma işlemleri vb. konularda Bakanlıkla birlikte yetkili kılınmış- tır. Geçtiğimiz dönemde birbirleriyle çelişkili pek çok yetkiyle giderek sınırsız faaliyet alanına sahip hale getirilen TOKİ, yasadan aldığı yetkilerle sermayenin kentlerdeki rant arayışına öncülük edecektir. Türkiye nin farklı kentlerinde aynı tip sosyal konutlar üreten, yarattığı toplu konut alanları, sosyal donatıları, bina kalitesi açısından tartışmalı olan, kurumsal altyapısı yetersiz TOKİ ülkemizin kentsel dönüşümünün mimarı olmaya soyunmaktadır. e. Gönüllülük Esası Basında yer alan haberlerde sıklıkla Yasa tasarısının gönüllülük ilkesine vurgu yapılmaktadır. Ancak; Yasa tasarısının 5. Maddesinin 1. Fıkrasında Tahliye ve yıktırma işlemlerine ilişkin olarak, Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. denilmekte iken aynı maddenin 3. Fıkrasında verilen süre içerisinde yıktırılmayan yapılar idari makamlarca yıktırılır hükmünün yer aldığı, Tasarının 6. Maddesinin 1. fıkrasında Yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hâsılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. denilmekte iken aynı maddenin 2. fıkrasında Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın maliklerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilir. hükmünün yer aldığı, Yine Tasarının 6. Maddesinin 9. Fıkrasında ise Bu maddeye göre yapılan devir işlemleri ile kamulaştırmaya dair ihtilâflar hakkındaki dava ve takipler sadece bedele ilişkin olarak, riskli alan ve riskli yapı tesbitleri ile yıktırma iş ve işlemleri hakkındakiler ise sadece bina ve enkaz bedeline ilişkin olarak yürütülür ve sonuçlandırılır. hükmünün yer aldığı görülmektedir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde yasa tasarısının kamuoyuna yansıtıldığı gibi gönüllülük ve anlaşma esasına dayanmadığı görülmektedir. Bu durum idarenin denetim yollarından biri olan yargısal denetimin önünü kapatmakta ve dolayısıyla Anayasanın 2. Maddesi ile belirlenen Hukuk Devleti ilkesine aykırılık yaratmaktadır. Zira hukuk devleti, kendi yarattığı hukuk değerleriyle kendini sınırlandıran ve kişilere hukuk güvenliği sağlayan devlettir. Dolayısıyla bu tasarı kişilere hukuk güvenliği sağlamamaktadır. f. Gelirler Yasa tasarısında bazı gelir kalemlerinden elde edilen gelirlerin belli bir miktarının yasa uyarınca yapılacak iş ve işlemlerde kullanılması öngörülmüştür. Bunlar arasında en çok dikkat çekeni, Orman Kanunu nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirlerdir. Kamuoyunda 2B arazileri olarak bilinen alanların afet riski bahane edilerek satışa, dolayısıyla yapılaşmaya açılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Sonuç olarak; Yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı bırakacak şekilde tasarlanan Âfet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı haline dönüştürecektir. Kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken afet riskinin yanı sıra bölge halkının ve kamu yararının korunması gerekmekte iken tasarıda bu durum göz ardı edilmiştir. Siyasi iktidara sesleniyoruz. Bir an önce yanlıştan dönünüz. Yoksa bu sorumluluğun altında kalırsınız.

7 K entsel dönüşüm projeleri Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi İle İlgili Yasa Tasarısı aracılığıyla bir kez daha gündemimize oturmuş durumda. Aslında mevcut siyasi iktidarın kentlerimize yönelik icraatlarını artırma eğilimi 2011 genel seçimleri öncesi açığa çıkmıştı. Büyük şovlarla vaat edilen kent projelerinin hepsi elbet bir gerekçeye dayandırılıyordu. Ulaşım sorunu için 3. Köprü, imar sorunu ve çarpık kentleşme için yeni yerleşim alanları, kent merkezinin cazibesini arttırmak ve turizme uygun hale getirmek için merkezdeki alanların hizmet sektörüne açılması, verebileceğimiz gerekçe örneklerinden sadece birkaçını oluşturmakta depremlerinin ardından Türkiye nin deprem gerçeğine uygun politikalar üretmekten geri duranlar, Ekim ve Kasım aylarında Van ilimizde yaşanan depremlerin ardından birdenbire deprem konusuna duyarlılık göstermeye başladılar. Van depremlerinin ardından siyasi iktidar temsilcilerince ve hatta Başbakan tarafından ifade edilen iktidarı kaybetmek pahasına kaçak binaları yıkacağız ya da büyük şehirlerde de kaçak yapılaşma için harekete geçeceğiz gibi vaatler iki önemli noktanın göstergesiydi. Birincisi bu vaatler 99 depremlerinin ardından Türkiye nin mevcut yapı stokunun güçlendirilmesine ve iyileştirilmesine yönelik hiçbir adımın atılmadığını itiraf ediyordu, zira oy kaybetme pahasına bu konuya eğileceklerini söyleyenler neredeyse 10 yıldır bu ülkede hükümet etmekteydiler. İkincisi Türkiye deki kentsel dönüşüm projelerine yönelik itirazların sesi baştan kısılmaktaydı. Zira deprem gibi başat bir meseleyi gerekçe göstererek yapılan vaatler siyasi iktidara bu konuya ilişkin her adımını sorgusuz sualsiz atabilme hakkını veriyordu. Böylece bugün depremlerin yarattığı acıyla baş etmeye çalışan Van halkını yalnız bırakanlar, depremi bahane ederek yeni rant alanları yaratmak için o kadar da yavaş hareket etmediler ve Afet Riskli Alanların Dönüşümü Yasa Tasarısını meclise taşıdılar. Söz konusu yasa tasarısının gerekçe metninde Ülkemizde, başta deprem olmak üzere afet riskinin yüksek olmasına karşın yapı stokumuzun büyük bir kısmının güvensiz ve imar mevzuatına aykırı olması, kaçak yapılaşmanın çok fazla olması nedenleriyle afetler oluşmadan önce gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik bir mevzuata ve bu mevzuatın etkin olarak kullanılabildiği uygulama sürecine acil olarak ihtiyaç duyulmaktadır ifadelerine yer verilmekteydi. Türkiye nin deprem gerçeği ve yapılması gerekenlere dair birçok doğru görüşün yer aldığı gerekçe metninde herhangi bir sorun görünmüyordu. Siyasi erki elinde bulunduranlar Odamızın yıllardır ifade ettiği gerçekleri sanki bugün olmuş gibi şu tespitlerle ortaya koyuyorlardı; kentler, plansız gelişmeleri yanında hem doğal, tarihi ve kültürel çevreyi hem de afet risklerini göz ardı ederek büyümüşlerdir. Bu sürecin sonunda günümüzde, düzensiz, sağlıksız, afet riski bakımından güvenli olmayan, can ve mal güvenliği açısından risk taşıyan, kentsel teknik ve sosyal altyapıdan yoksun ve imar mevzuatına aykırı, kentsel alanlar ve yapı stoku ortaya çıkmıştır. Aynı metinde bu tablonun olası afetlerde yol açabileceği yıkımın altı çizilmekte ve kentlerimizin deprem gibi olası doğa durumlarına karşı hazırlıklı hale getirilmesi gerektiği de vurgulanmaktaydı. Bunun için de olağan kent yenileme süreçlerine paralel olarak olağandışı kent yenileme süreçlerine dikkat çekilmişti. Siyasi iktidarın sanki bu tabloda hiç payı yokmuşçasına sorumluluğu üzerinden atarak ve Van depremleri ile yaşananların adeta üstünü örtmeye çalışarak söz konusu gerçekleri kentsel dönüşüm uygulamalarına gerekçe olarak sunması, Türkiye kentlerinin depreme hazırlıklı hale getirilmesi noktasındaki samimiyetsizliği açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. İnşaat Mühendisleri Odası Türkiye kentlerinin deprem gerçeğine eğ ğ uygun un hale getirilmesi ii ii için i nm mevcut ypı yapı ı sto- kuna ay yönelik bir re envanter nter rç çalışmasının ın ın acilen yapılmaa sı, bu çalışma doğrultusunda ğ unda onarım, güçlendirme veya yıkıp yeniden inşa etme gibi yapı süreçlerinin devreye sokulması gerektiğini bir çok defa belirtmiştir. Tüm bunlara kulak tıkayan ve kentsel dönüşüm projelerini bütünlüklü bir planın parçası değil de bir strateji olarak gören iktidarın kentsel dönüşüm projeleri ile neyi hedeflediği kolaylıkla anlaşılabilir. Siyasi iktidar birçok ülkede denendiği gibi, afet riskli alanların dönüştürülmesi bahanesiyle birçok farklı sektörü bünyesinde barındıran inşaat sektörüne yönelerek ekonomik dar boğazı geçiştirmeye çalışmaktadır. Araştırmalar bu yolu seçen ülkelerin şişirilmiş ekonomilerinin yeni ve daha büyük krizlere gebe olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer yandan, Kentsel Dönüşüm Projelerinin ekonomik kaynağının, yine kentsel dönüşüm uygulamalarıyla elde edilen ranttan ve en önemlisi de kamuoyunda 2B arazileri olarak bilinen Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirler den sağlanacak olması konuya yaklaşımı daha baştan kuşkulu kılmaktadır. 2B arazileri için hazırlanan Yasada gecekondu veya kentsel dönüşüm uygulama alanları da 2B arazileri olarak tarif edilmiştir. Böylece aslında 2B arazileri bir yandan kentsel dönüşüm uygulama alanı olarak ilan edilen yerlere karşılık gelmekte ve bir diğer yandan da kentsel dönüşüm uygulamalarının gelir kapısı olarak görülmektedir. Bu durum da açıkça ortaya koymaktadır ki kentsel dönüşüm projelerini finanse edecek olan yine kentsel dönüşüm projeleri olacak ve kentlerimizin ciddi bir kısmı kar ve rant getirecek projelere açılacaktır. Yasa tasarısı ile Kanun Hükmünde Kararnameler aracılığıyla oluşturulan ve çok geniş yetkilerle donatılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile geçtiğimiz süreçte devasa bir şirket haline dönüştürülen TOKİ her türlü kararı tek başına vermeye muktedir kılınmıştır. Zira kentsel dönüşüm uygulama alanlarının ve afet riskli alanların belirlenmesinde söz konusu Bakanlık ve TOKİ yetkili kılınmış, yetkinin tarif edilmediği maddelerde ise idare gibi hangi kurum veya kuruluştan söz edildiği anlaşılamayan geniş bir ifade kullanılmıştır. Bu düzenlemelerle bütünlüklü planlar ışığında hareket etmektense, kısa vadede kar getiren projeler kolaylıkla uygulamaya sokulabilecek, kentsel dönüşüm bölgesi ilanından dönüşümün içerdiği müdahalelere kadar hiçbir sivil toplum kuruluşunun, bölge halkının en önemlisi de yerel yönetimlerin görüşüne başvurmak zorunda kalınmayacak ve itirazlar deprem bahanesiyle bertaraf edilebilecektir. Şimdiye kadar yapılmış olan kentsel dönüşüm projelerinde; Hak sahiplerinin yerlerinden edilmesi, Tapu güvencesi olmayan hak sahiplerinin haklarının tanınmaması, kiracıların mağduriyetlerinin giderilmemesi, yerinden edilen vatandaşların eğitim, sağlık ve istihdam 1 Mart Deprem Bahanesi ve Kentsel Dönüşüm Projeleri İnşaat Mühendisleri Odası, kentsel dönüşüm politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında toplumun tüm bileşenlerinin ve konunun uzmanı olan bilim insanlarının görüşlerinin alınmasını zorunlu görmektedir. sorunlarının dikkate alınmaması, projelerin aleni ve şeffaf bir anlayıştan uzak olması, Projeden etkilenen tarafların, proje sürecine katılımının sağlanmaması, yeni projenin mevcut dokuyu ve kültürü yok etmesi, projelerin yeni ve daha eşitsiz bir ekonomik dağılım ve sınıfsal harita yaratması ve ciddi çevre tahribatlarına yol açması gibi sorunlar doğmuştur. Bugün hiçbir değişken hesaba katılmaksızın deprem veya diğer afetleri bahane ederek hayata geçirilecek olan projelerin de aynı şekilde uygulanacağını görebilmek için olağanüstü bir öngörü yetisine sahibi olmaya gerek yoktur. Yürütmenin yargı üzerindeki gücü düşünüldüğünde, TMMOB ve bağlı Odaların girişimleriyle yürütmeyi durdurmaya yönelik yargı kararlarının çıkması da pek de mümkün görünmemektedir. Eğer olası bir depremin yol açacağı yıkım samimi olarak önlenmek isteniyorsa, acilen planlama ve uygulama süreçlerini paralel bir şekilde ele almaya, dönüşüm alanlarını sosyolojik ve çevresel değişkenleri ve bu bölgelerde yaşayanların ihtiyaçlarını göz önüne alarak belirlemeye ve en önemlisi de kamu yararı ilkesi ışığında hareket etmeye yönelinmelidir. İnşaat Mühendisleri Odası, kentsel dönüşüm politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında toplumun tüm bileşenlerinin ve konunun uzmanı olan bilim insanlarının görüşlerinin alınmasını zorunlu görmektedir. Aksi taktirde yeni mağduriyetler üretilecek ve sadece kar ve rant sağlayan göstermelik projelerle deprem gerçeği bir kez daha ikinci plana atılacaktır. Kaygımız bugün büyük politik şovlarla sunulan yatırımların hem toplumsal yaşama hem de ekosisteme geri dönüşü olmayacak şekilde zarar vermesidir. Umudumuz ise örgütlülüğümüzün ve yaşamı dönüştürülmek istenen halkımızın mücadele ruhudur.

8 8 1 Mart 2012 ODTÜ nün İnşaat Mühendisleri Odası nın desteğiyle hazırladığı Van-Edremit Depremi Raporu yayımlandı Van ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi (DMAM) ın İnşaat Mühendisleri Odası desteğiyle hazırladığı Van Depremi Sismik ve Yapısal Hasara İlişkin Saha Gözlemleri Raporu nun ardından aynı ekip, 9 Kasım 2011 tarihinde yaşanan depremin akabinde Van-Edremit Depremi Sismik ve Yapısal Hasara İlişkin Saha Gözlemleri raporunu hazırladı. İkinci raporda, ilk depremin ardından Van il merkezinde incelenen 128 binanın durumu yeniden mercek altına alındı ve ikinci depremin bu binalar üzerindeki etkisi araştırıldı. Bu raporla Van daki gibi arka arkaya meydana gelen iki depremin yapılar üzerindeki birikimli etkileri detaylı olarak incelendi. Tam metni İnşaat Mühendisleri Odası resmi web sayfasında bulunan, üç bölümden oluşan raporun sonuç bölümünde şu tespitler yer alıyor: ODTÜ-DMAM ekipleri, yapısal hasarı ve bölgedeki yapıların temel yapısal özelliklerini derlemek maksadıyla Van merkez ve Erciş ilçesini detaylı olarak incelemişlerdir. Çalışmalar neticesinde toptan göçen veya çeşitli düzeylerde hasar gören betonarme binalarda hasara neden olan sebepleri belirlemişlerdir. Çıkarılan sonuçlar ODTÜ- DMAM ekiplerinin yörede 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van-Erciş depremi sonrasında hazırladıkları raporun sonuçları ile bire bir örtüşmektedir. Bu anlamda: 1. Seçilen taşıyıcı sistemler hem tasarım hem de imalat açısından kusurlu olup depreme dayanıklı yapı tasarımı ilkelerine riayet etmemektedir. Mevcut yapılarda, özellikle yumuşak giriş katları olan ve katlar arası ciddi rijitlik farkları gözlemlenen binalar, toptan göçen ve ağır hasar gören binaların büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. 2. Gözlemlenen yapısal hasarlar bina kat sayısıyla ilişkilidir. Van il merkezinde 5-7 katlı betonarme binalar hasar yoğunluğu açısından ağırlığı oluşturmaktadır. Orta yükseklikteki perdesiz betonarme çerçeve sistemlerinin deprem performansı açısından ülkemizdeki en kırılgan yapı türü olduğu Van depremi ile bir kez daha doğrulanmıştır. Bu durum, özellikle konut olarak kullanılan bu tip yapıların gerekli mühendislik ve kontrol hizmeti alamamasından kaynaklanmaktadır. 3. İncelenen binaların pek çoğunda tasarım ve detay yetersizliği mevcuttur. Pek çok yapıda kirişlerin düz donatılarının kolonlardan sıyrıldığı tespit edilmiştir. Bunlar arasında birleşim bölgelerinde etriye sıklaştırması yapılmaması, etriye kollarının serbest uçlarının sadece 90 derece bükülerek kabuk betonu içerisinde bırakılması, düz donatı bindirme boyu yetersizlikleri ve tüm donatıların kat hizasında bindirilmesi gibi hususlar yıllardır gözlemlenen, önemleri defalarca vurgulanan ancak uygulamada değiştirilemeyen hususlardır. 4. Yapılardaki tasarım ve imalat kalitesizliği, yapı denetim mekanizmasının işleyişindeki aksaklıklar, 9 Kasım 2011 depremi tarafından bir kez daha ortaya çıkarılan önemli unsurlardır. Denetlenemeyen ortamlarda yapılan tasarım ve imalat, yapısal hasarın artmasında önemli rol oynamıştır. 5. İncelemeler esnasında ortaya çıkan en önemli bulgulardan biri tuğla dolgu duvarların yapı sistemlerinin davranışı üzerinde oynayabildiği belirleyici rolüdür. Dolgu duvarlar yapıya ciddi rijitlik kazandırmakta olup düzlemleri içinde kaldıkları müddetçe yapının kat ötelemelerini sınırlayabilmektedir. Ancak bazı durumlarda düzlem dışı göçerek bina davranışını ani olarak değiştirebilmektedir. Bunun yanında, gayet doğal olarak, duvar çatlaklarına bakarak binasını bir daha kullanmamak üzere yapıya girmeme kararı alan bölge halkında travma etkisi yaratmakta, aşırı mal kaybına sebep olmakta ve afet sonrası müdahaleleri zora sokmaktadır. Bu bağlamda yeni binalarda dolgu duvar yapımı, montajı ve çerçeve sistemle olan ilişkisi acilen ele alınmalıdır. Mevcut binalarda ise çerçeve içerisindeki dolgu duvarların düzlem içi ve düzlem dışı davranış etkileşimleri bilimsel çalışmalarla irdelenmelidir. Van il merkezindeki yıkılan ve ağır hasar gören yapıların deprem yönetmeliğinde öngörülen etkilere maruz kalmadan bu duruma gelmiş olmaları bu yapıların oldukça zayıf yapısal özelliklere sahip olduklarını göstermektedir. Diğer taraftan taşıyıcı sistemlerinde hafif ve/veya orta düzeyde hasar olan yapılardaki bölme duvarların ağır hasar görmüş olması ise bu yapıların yeterli yanal rijitliğe sahip olmadıklarının göstergesidir 23 Ekim 2011 Van Depremi ve ülkemizde geçmiş yıllarda yaşanan diğer büyük depremler, yapıların tasarım depremleri karşısında yetersizliğini defalarca ortaya koymuştur. Van depremlerinin gözler önüne serdiği önemli bir bilgi ise, yetersiz yapılara ardışık olarak etki eden ve spektral ivme açısında orta seviyede sayılabilecek istemlerin dahi yapıların göçmesine sebep olabileceğidir. Bu kanıt, ülkemizde olması beklenen orta şiddetli depremler ile artçılarının da tehlike yaratabilme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koymaktadır En son Van depremleri ile ülkemizdeki kentsel yapı stokunun deprem güvenliğinin olmadığı bir kere daha gündeme gelmiştir Odamız Van da onarım ve güçlendirme konusunda iki günlük kurs düzenledi İnşaat Mühendisleri Odası, Van da yapı uzmanlık alanıyla ilgili bölgesel meslekiçi eğitim kursu düzenledi. İMO Meslekiçi Eğitim Kurulu tarafından hazırlanan, Ocak 2012 tarihlerinde düzenlenen kurs boyunca Mevcut Binaların Değerlendirilmesi; Binaların Güçlendirilmesi; Yapısal Analiz, Betonarme Modelleme; Deprem Etkisi Altında Betonarme Taşıyıcı Sistemler konu başlıklarında eğitimler gerçekleştirildi. Kursun eğitimleri Prof. Dr. Ahmet Yakut, Prof. Dr. Barış Binici, Yrd. Doç. Dr. Özgür Kurç ve Doç. Dr. Erdem Canbay tarafından verildi. Levent Darı: Çabalarımızda ısrarcı olacağız Kurs için Van a giden İMO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Levent Darı, kurs açılışında bir konuşma yaptı. Levent Darı, kamuoyunun Van a olan duyarlılığının her geçen gün azaldığını ancak İnşaat Mühendisleri Odası nın depremin gerçekleştiği ilk günden beri mesleki ve insani sorumluluğu gereği Van halkının yanında olmaya devam ettiğini belirtti. İnşaat Mühendisleri Odası nın Van da meydana gelen depremlerden sonra bölgede hasar tespit çalışmaları ve insani yardım gibi bir dizi çalışma yürüttüğünü hatırlatan Levent Darı, deprem yaşamış bölgelerde nitelikli mühendise olan ihtiyacın arttığını bildiklerini ve bu nedenle İnşaat Mühendisleri Odası olarak Van da onarım ve güçlendirme konularında eğitim çalışması gerçekleştirdiklerini söyledi. Van da yaşanan yıkımların birçok nedeni olduğuna dikkat çeken Levent Darı, bu nedenleri Cumhuriyet tarihi boyunca siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmanın teşvik edilmesi, 99 depremlerinden beri mevcut yapı stokuna yönelik bir envanter çalışmasının yapılmaması ve Yapı Denetim sisteminin kapsamını genişletmektense daraltan düzenlemelerin yapılması olarak sıraladı. İnşaat Mühendisleri Odası nın yeni acıların yaşanmaması için sadece eleştirmediğini aynı zamanda somut çözüm önerileri sunduğunu vurgulayan Levent Darı, Bizler yeni acıların yaşanmaması için sadece eleştirmiyor her konuda somut çözüm önerileri sunuyor ve karar alıcıları inşaat mühendislerinin sözüne kulak vermeleri yönünde etkilemeye çalışıyoruz dedi. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı kursun sonunda sınav yapıldı. İMO, Van da gerçekleştirilen Deprem Çalıştayı na katıldı Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği (GABB) ve Van Belediyesi nin 4-5 Şubat 2012 tarihlerinde Van da gerçekleştirdiği Van Deprem Çalıştayı na İnşaat Mühendisleri Odası adına İMO Sekreter Üyesi Levent Darı, İMO Van Şube Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bakır ve Şube Yöneticileri katıldı. Van ı yeniden yapılandırma amacıyla düzenlenen Çalıştaya, Birlik Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Van Valisi Münir Karaloğlu, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, kentte bulunan sivil toplum örgütleri ve kamu kurumu temsilcileri katıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan Çalıştay da dört oturum yapıldı. Oturumlarda Afet Yönetimi ve Şehir Planlama İlkeleri, Kentin ve Altyapının Yeniden Dizaynında Öneriler, Ulaşım ve Lojistik Planlaması, Genel Değerlendirme konuları ele alındı. Çalıştayın ikinci gününün son oturumunda ise Van ın yeniden yapılandırılması ile ilgili sorunlar akademik düzeyde tartışmaya açıldı. Çalıştay sonunda bir sonuç bildirgesi yayımlandı.

9 1 Mart TMMOB 2. Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik Kurultayı düzenlendi MMOB 2. Ücretli Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları ve İşsizlik Kurultayı, 25 Şubat 2012 Ttarihinde Ankara Kocatepe Kültür Merkezi nde gerçekleştirildi. Kurultayda Türkiye nin dört bir yanından gelen 399 delege, 12 bölgede İl Koordinasyon Kurulları tarafından düzenlenen yerel kurultaydan gelen önergeleri görüşerek karara bağladı. Divanın seçimi ile başlayan kurultayda, divan başkanlığına Bedri Tekin, divan başkan yardımcılıklarına Berdan Dinçyürek, Bekir Erdem Öztürk, yazman üyeliklere de Şebnem Gürses ve Haluk Fıçıcı seçildi. Divanın oluşumu sonrası açılış konuşmasını yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, neoliberal politikaların toplumun tüm kesimlerini olduğu gibi mühendis, mimar ve şehir plancılarını da olumsuz yönde etkilediğini belirterek, mücadelenin ortaklaştırılmasına vurgu yaptı. Neo-liberal politikaların en iyi uygulayıcısı olan AKP İktidarı döneminde, enerjiden haberleşmeye, eğitimden sağlığa, tarımdan sosyal güvenliğe kadar tüm alanlarda yapısal bir dönüşüm gerçekleştirildiğini kaydeden Soğancı, bu dönüşümden kentlerin, köylerin, tüm yaşam alanlarının yanı sıra mühendislik uygulamalarının, mühendislerin sosyal konum ve koşullarının da doğrudan olumsuz biçimde etkilendiğini ifade etti. İnsan yaşamının her aşamasından sorumlu olan mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığının hızla işlevsizleştirildiğini söyleyen Soğancı, Gelecek hem ülkemiz mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetleri açısından, hem de mühendis, mimar ve şehir plancıları açısından kaygı vericidir. Güncel gereklere uygun ciddi bir istihdam politikası oluşturulması gerekirken; bu yapılmamakta, ülkemiz kaynaklarının sömürüsüne dayanan politikalarla, yalnızca nitelikli işgücünün ihracı teşvik edilmektedir. Kendi işsizlik krizini çözmeye çalışan gelişmiş ülkelerin yönlendirdiği uluslararası nitelikli emek pazarı, giderek ülkemiz meslek insanlarına daha kapalı hale gelmektedir. Bu nedenle, bir yandan bu sürece ciddi bir direniş göstermek, diğer yandan da ülkemiz insan kaynaklarının heba olmamasını sağlayacak politikaların, meslek alanlarında örülmesini sağlayacak adımları hızla atmak gerekiyor dedi. Soğancı: Asparagas üniversitelerin açılması ileride çok daha büyük sorunlara yol açacak Mehmet Soğancı, mesleği işlevsizleştirmeye yönelik olarak özellikle eğitim alanındaki politikalara dikkat çekerek şöyle devam etti: Sadece ülkedeki üniversite mezunu sayısını artırmak amacıyla istihdam imkânı bulunmayan alanlarda, ülke gereksinimleri ve çağdaş bir mühendislik eğitiminin en düşük standartları dahi dikkate alınmadan ardı ardına asparagas üniversitelerin, fakültelerin ve bölümlerin açılmasının ilerleyen yıllarda çok daha büyük sorunlara yol açacağı aşikâr. Ülkemizde farklı adlar altında 150 nin üzerinde fakültede mühendislik eğitimi veriliyor. Her yıl mühendislik fakültelerine 60 binin üzerinde yeni öğrenci kaydoluyor. Her yıl alınan öğrenci kadar mezun verildiğini varsayarsak yılda ortalama 60 bin yeni mühendis iş hayatına atılıyor demektir. Oysa meslek alanında var olan işsizlik çok yüksek boyutlarda. Üniversite diplomasına sahip kişilerin birçoğunun ya iş bulamadığını ya da eğitimini aldığı dalda çalışmadığını görüyoruz. Hal böyle iken bilimsel gereklere ve ülke gerçeklerine göre değil, sadece sübjektif nedenlerle üniversite, fakülte ve bölümler açılması, sonuçları itibariyle kolay çözülemeyecek sorunlar ve tahribatlar yaratacak. Mühendislik eğitimi ile ilgili sorunlar ortadayken karşımıza bu dönem bir de teknoloji fakülteleri çıktı. TMMOB ye kayıtlı üye sayısı 2011 sonu itibariyle 400 bini aştı. Üye sayımızda son beş yıldaki artış 100 bini geçti. Ülkemizde, mezun olan her mühendisin istihdamına yönelik bir olanak bulunmamaktadır. Bugün mühendislerin %25 i işsizdir ya da kendi mesleği dışında alanlarda çalışmaktadır. Yatırım planlamasına bakılmaksızın öğrenci alım sayılarının arttırılmasının işsiz mühendislerin içine yeni işsizlerin katılmasına yol açacağını söylemek için kâhin olmak gerekmiyor. Öte yandan çalışan üyelerimizin üçte birlik bir oranı, yani önemli bir kısmı kamuda çalışmaktadır. Ancak bu önemli kesimin, toplu sözleşme ve grevi de içeren sendikal hakları; uluslararası normlara uygun olmayan bir biçimde engellenmektedir. Kamuda çalışan mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları açlık ile yoksulluk sınırları arasına sıkışan ücretleriyle yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmaktadır. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve plancıların ücretleri diğer tüm kamu çalışanları da dahil derhal insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkarılmalıdır. Özel sektörde ise parçalı bir biçimde istihdam edilen ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıların çok az bir kısmı, ancak büyük işyerlerinde sendikal örgütlenmeler içinde yer alabilmektedir. Kamuda ve özel sektörde çalışan mühendis, mimar ve plancıların uluslararası hukuka uygun grevli- toplu sözleşmeli sendikal haklarının kullanımı mutlaka sağlanmalıdır. Kolaylaştırıcı Kurul oluşturuldu Mehmet Soğancı nın açılış konuşmasının ardından Divan a verilen bir önergeyle, yerel kurultaylardan gelen önergelerin birleştirilmesi için bir kolaylaştırıcı kurul ve sonuç bildirgesi komisyonu oluşturuldu. Aralarında İMO delegesinin de olduğu Kolaylaştırıcı Kurul, önergeleri ortaklaştıracak bir çalışma yaparak kurultaya sundu. Önergelerin oylanarak karara bağlanması sonrasında Sonuç Bildirgesi Komisyonu tarafından hazırlanan sonuç bildirgesi taslağı okundu ve sonuç bildirgesi kurultay delegelerinin önerileri ile zenginleştirilerek onaylandı.

10 10 1 Mart 2012 Seminerler ve Kurslar Trabzon şube Seminerler Yaklaşık Maliyet Hazırlamada Dikkat Edilecek Hususlar semineri 16 Aralık 2011 Cuma günü düzenlendi. Seminerin eğitimleri İnşaat Mühendisi Caner Demircan tarafından verildi. Seminere 35 üye katıldı. Betonarme Yapıların Onarım ve Güçlendirilmesi başlıklı seminer 17 Aralık 2011 Cumartesi günü, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Ayvaz ın sunumuyla düzenlendi. Seminere 45 üye katıldı. Köprü ve Viyadüklerde Öndöküm (Prekast) Elemanların Kullanılması semineri 28 Aralık 2011 Çarşamba günü düzenlendi. Seminerin eğitimleri İnşaat Mühendisi Altok Kurşun un sunumu ile gerçekleştirildi. Seminere 46 üye katıldı. Vakıf Kültür Varlıklarının Onarımları semineri 29 Aralık 2011 Perşembe günü düzenlendi. Seminer, İnşaat Yüksek Mühendisi İsmet Çalık ın sunumu ile gerçekleştirildi. Seminere 32 üye katıldı. Trabzon - Erzincan Demiryolu: Dünü, Bugünü, Geleceği semineri 4 Ocak 2012 Çarşamba günü gerçekleştirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fazıl Çelik in sunumu ile gerçekleştirilen seminere 45 üye katıldı. Hidroelektrik Santrali Yapım Uygulamaları konulu seminer 2 Şubat 2012 Perşembe günü düzenlendi. İnşaat Mühendisi Kayserşah Erdem in sunumuyla gerçekleştirildi. Kurs İMO Trabzon Şubesi, her yıl düzenlediği NETCAD Kursunu bu yıl, NETCAD 5.2 GIS ile NETPRO Yol Projelendirme Sertifika Eğitim Programı olarak gerçekleştirdi. 6-8 Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlenen kursa 16 kişi katıldı. Kurs, İMO Trabzon Şubesinin Bilgisayar Destekli Eğitim Salonunda gerçekleştirildi. Antalya Şube Seminerler Ülke Varlıkları, Sürdürülebilirlik(Kaynaklar) ve Yapı Denetimi konusunda ve İnşaat Mühendisleri İçin Yapı İşlerinde Temel İş Güvenliği konusunda 6 Ocak 2012 tarihinde seminer düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak İş Güvenlik Uzmanı İnş. Müh. Beste Ardıç ve İnş. Müh. Mahmut Küçük katıldı. İnşaat Sözleşmeleri ve Uyuşmazlıklar konusunda 13 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen seminere konuşmacı olarak İnş. Yük. Müh. Altok Kurşun katıldı. İMO İzmir Şubesi İzmir de depreme karşı yapı envanteri çalışmalarına başladı İMO İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ile ortaklaşa İzmir de Yapı Stoku Envanterinin Oluşturulması ve Yapı Güvenliğinin Deprem Riski Açısından Değerlendirilmesi çalışmaları başlattı. Üç kurum arasında 15 Kasım 2011 tarihinde düzenlenen ortak hizmet projesi protokolüne göre Pilot Çalışma Bölgeleri olarak belirlenmiş olan Balçova ve Seferihisar (Merkez) ilçelerinde envanter ve değerlendirme çalışmaları yapılacak. Söz konusu çalışmaları yapacak olan ilk grubun eğitimlerine başlandı. İMO İzmir Şube üyeleri eğitimlerini tamamladıktan sonra pilot bölgelerde arşiv ve saha çalışmalarına başlayacaklar. Protokol kapsamında Balçova İlçesinde bulunan yaklaşık adet yapı ile Seferihisar (Merkez) İlçesi nde bulunan yaklaşık adet yapının kapsamlı envanteri oluşturularak, bu yapıların güvenliğinin deprem riski açısından hızlı değerlendirmesi yapılacak. Projede incelenen binalar için; Bina kimlik bilgileri, oluşturulacak İmar Bilgi Sistemi ne aktarılacak, olası bir deprem sırasında binaların hasar görebilirlikleri bölgesel olarak belirlenecek, elde edilen sonuçlar her iki ilçe bazında bölgesel olarak raporlanacak, Trabzon Demiryolu Serüveni sergisi açıldı İMO Trabzon Şubesi nin yürütücülüğünü yaptığı Trabzon Erzincan Demiryolu Platformu tarafından düzenlenen Trabzon Demiryolu Serüveni konulu fotoğraf ve doküman sergisi 20 Aralık 2011 Salı günü Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi nde açıldı. Serginin açılışına Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, KTÜ Rektör Yardımcıları, KTÜ Mühendislik sonuçlar İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Bilgi Sistemi ne aktarılacak. Projede görev alacak inşaat mühendisleri proje veri tabanının sağlıklı olabilmesi amacıyla eğitime tabi tutularak, katılım belgesi ve eğitim sonunda yapılacak sınav sonuçlarına bağlı olarak Eğitim Başarı Belgesi alacaklar. Projede görev yapacak olan Eğitim Başarı Belgesi sahibi inşaat mühendisleri, pilot bölge olan Balçova ve Seferihisar (Merkez) ilçelerinde yer alan tüm binalar için; - Arşiv projelerinin değerlendirilmesi, sayısal hale getirilmesi ve İmar Bilgi Sistemine aktarılması, - Saha gözlemleriyle proje-uygulama farklılıkları, hasar görebilirlik açısından hızlı değerlendirilmesi, sonuçların İmar Bilgi Sistemi ne aktarılması aşamalarında görev alacaklar. Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alemdar Bayraktar, TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu, İMO Trabzon Şube üyeleri, Trabzon Erzincan Demiryolu Platformu bileşenleri ve vatandaşlar katıldı. Üç gün süreyle açılan sergide 1890 dan günümüze Trabzon Demiryolu serüvenini anlatan tüm dokümanlar yer aldı. İMO İstanbul Şubesi nden Yapı Denetim Kuruluşları Derneği İstanbul Şubesi ne Ziyaret İMO İstanbul Şubesi, 19 Ocak 2012 tarihinde Yapı Denetim Kuruluşları Derneği İstanbul Şubesi ni ziyaret etti. Ziyarette mevcut yapı denetimi uygulamalarında yaşanan sorunlar değerlendirildi. Ziyaret toplantısında İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Yapı Denetimi Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği ne ilişkin görüşlerini aktardı. Toplantıya Şube Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Uzunoğlu ve Şube Sekreteri Rezan Bulut da katıldı. İMO Konya dan Bilgilendirme Toplantısı Mevcut Mevzuatlar Dahilinde Şantiye Şefinin Yetki ve Sorumlulukları ile Proje Yönetimi Disiplini Kapsamında Şantiye Şeflerinde Olması Gereken Nitelikler konularında 23 Ocak 2012 tarihinde seminer düzenlendi. Seminerde Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur sunum yaptı. Mühendislik Açısından İnşaat Sektörünün Durumu başlıklı seminer 3 Şubat 2012 düzenlendi. Seminerde Prof. Orhan Yüksel eğitim verdi. Seminerlere eğitimci olarak katılanlara İMO Antalya Şubesi tarafından teşekkür belgesi verildi. İMO Konya Şubesi, 30 Aralık 2011tarihinde yapı müteahhitlik yetki belgesi alınması ve sicillerinin tutulması konusunda bilgilendirme toplantısı düzenledi. İMO Konya Şubesi tarafından organize edilen ve Şube konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mehmet Yazıcıoğlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı ve Yapı Denetimi Şube Müdürü Mehmet İskender Özdemir ve İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar konuşmacı olarak katıldı. Katılımın oldukça fazla olduğu toplantının ilk bölümünde konuşan İMO Konya Şube Başkanı Ali Çınar müteahhitliğin tanımının daha açık bir şekilde yasalarca yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Müteahhitliğin çok önemli bir sorumluluk taşıdığını söyleyen Çınar insan hayatını hiçe sayarak parası olan herkesin bu işi yapıyor olmasının oldukça riskli ve üzücü olduğunun da altını çizdi. Gerekli bilgilendirmenin yapılmasından sonra Yapı müteahhitlik yetki belgesi alınması ve sicillerinin tutulması ile ilgili katılımcıların soruları cevaplandırıldı.

11 1 Mart Yeni 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda Bilirkişilik Paneli Enkazda Arama Kurtarma Operasyonları semineri Van Depremi - Bildiklerimiz Ancak Uygulayamadıklarımız açık oturumu İMO Antalya Şubesi, Van Depremi - Bildiklerimiz Ancak Uygulayamadıklarımız konulu bir açık oturum düzenledi. 20 Aralık 2011 tarihinde düzenlenen yönlendiriciliğini Yrd. Doç. Dr. Oğuz Güneş in İMO Ankara Şubesi, 21 Aralık 2011 Çarşamba günü Yeni 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda Bilirkişilik Paneli düzenledi. İMO Kongre ve Kültür Merkezi Rüştü Özal Salonu nda gerçekleşen panelin açılış konuşmasını İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan yaptı. Panele konuşmacı olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurul Başkanı Erdal Sanlı, 11. Asliye Hukuk Hakimi Selim Sarıkaya, Avukat M. Olcay Çınar, İnşaat Mühendisi ve Hukukçu Ali Rıza Yücel katıldı. Panelistler bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor, bilirkişi gider ve ücreti, bilirkişi incelemesi, bilirkişi raporunun verilmesi, bilirkişi sayısının belirlenmesi, bilirkişilerin görevlendirilmesi, bilirkişilik görevini kabulle yükümlü olanlar, bilirkişilik görevinin kapsamı, bilirkişinin görev alanının belirlenmesi, bilirkişinin görev süresi, bilirkişinin görevini bizzat yerine getirme yükümlülüğü, bilirkişinin görevini yapmaktan yasaklı olması ve reddi, bilirkişinin haber verme yükümlülüğü, bilirkişinin hukuki sorumluluğu, bilirkişinin yetkileri, bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller gibi konularda bilgilerini paylaştılar. İMO Eskişehir şubesi her deprem sonrası yaşanan tanıdık kurtarma manzaraların arka planında nelerin olduğu ve nelerin olması gerektiğinin tartışıldığı Enkazda Arama Kurtarma Operasyonları konferansı düzenledi. 19 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen konferans Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkan Yardımcısı ve uluslararası gönüllü kurtarma organizasyonu GEA üyesi Zeynep Gül Ünal tarafından verildi. Ünal, Haiti, İran ve Van depremi sonrası yaşadığı deneyimleri İMO üyeleri ile paylaştı. Toplantıda, deprem sonrası taşıyıcı sistemi tamamen değişmiş yapılarda çalışmak için kurtarma ekiplerinde mutlaka inşaat mühendisi bulunması gerektiğinin altı çizildi. Enkaz içinde ve çok zor çalışma koşullarında, uyulması gereken kuralların neler olduğu konusunda son derece değerli bilgiler aktaran Ünal, sunumunu pek çok görsel malzeme ile destekledi. Arama kurtarma ekiplerine taşıyıcı sistem konusunda verilebilecek eğitimler ve İnşaat Mühendisleri Odası nın bu konuda vereceği katkıların da tartışıldığı konferansa, inşaat mühendislerinin dışında kamu kurumlarının sivil savunma görevlileri, ODTÜ ve Gazi Üniversitesinden öğretim üyeleri, Kızılay yetkilileri ve gönüllü kurtarma kuruluşlarının mensupları da katıldı. Konferans öncesi Van da hasar tespit ve insani yardım çalışmalarına gönüllü olarak katılan İMO Eskişehir Şube üyeleri Deniz Kılıç ve Mustafa Çorallı ya teşekkür plaketi verildi. yaptığı açık oturuma konuşmacı olarak İnşaat Yüksek Mühendisi Nejat Bayülke, Yrd. Doç. Dr. Eray Baran ve Yrd. Doç. Dr. Halit Cenan Mertol katıldı. İMO Konya Şubesinde Kariyer Günleri Devam Ediyor İMO Konya Şubesi, inşaat mühendisliği mesleğinde uzun yıllar hizmet eden, şehirlerin yapılaşmasına önemli katkılar sağlayan tecrübe ve kariyer sahibi inşaat mühendislerini kariyer günleri etkinlikleriyle üyelerle buluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda 15 Aralık 2011 tarihinde organize edilen kariyer günlerinin konuğu Türkiye de ilk defa yapı laboratuarını kuran inşaat mühendisliği mesleğine yeni boyutlar kazandıran Prof. Dr. Uğur Ersoy oldu. Katılımın oldukça yoğun olduğu programın açılış konuşması İMO Konya Şube Başkanı Ali Çınar tarafından yapıldı. Çınar ın ardından Prof.Dr. Uğur Ersoy bir sunum yaptı ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Seminerler ve Kurslar Ankara Şube Kurs Çelik Yapı Tasarımı 2 kursu 17 Aralık 2011 Cumartesi günü Düzce Hızel Otel de gerçekleştirildi. Toplam 16 saat devam eden kursu Yük. İnş. Müh. İlker Yılmaz Türker verdi. Yılmaz Türker, kurs süresince Yapma Kesitlerin Stabilitesi, Kren Kirişleri, Çelik Yapı Elemanlarında Yorulma, Değişken Kesitli Elemanlar, Yarı Rijit Bağlantılar, Kompozit Kirişler, Çelik Döşemeler ve Titreşim, Çelik Köprüler konularında bilgiler verdi. Inroads kursu 17 Aralık 2011 Cumartesi günü İMO Kongre ve Kültür Merkezi nde başladı. Toplam 18 saat devam eden ve 18 kişinin katıldığı kursun eğitimleri Kıvanç Karakaş tarafından verildi. Karakaş, kurs süresince nokta dökme, kroki bağlama ve sayısal arazi modeli için özniteliklerin oluşturulması; Semboloji ve Feature tanımları, InRoads Ayarları (Preferences); sayısal arazi modeli nokta tipleri ve öznitelikli sayısal arazi modeli (DTM) üretimi; eğim ve kot haritaları vasıtası ile güzergah saptama teknikleri (Color Codded Features) ve yüzey görüntüleme detayları (eş düzey eğrileri, nokta dökümü, öznitelikli harita çizimi vb); Yatay güzergah oluşturma seçenekleri; hız, sürtünme katsayısı vb ile proje yarıçapını AASHTO ile otomatik tespit etmek; öznitelikli profil ve profil üzerinde yüzey değişiklikleri; InRoads Serit (Rulo) profil alınması; yatay geometri serbest-yüzen ve sabit elemanlar ile kavşak geometrisi tanımlama; düşey güzergah oluşturma seçenekleri; düşey güzergah hesaplarında emniyetli geçiş ve duruş mesafasi kontrolleri; AASH- TO dever uygulaması örneği; tipik kesit/template ve component uygulamaları; şev uygulamaları / end conditions; Roadway tanımlanması ile değişik şev ve platform genişliklerinin yol boyunca uygulanması; öznitelikli enkesit üretimi ve enkesit üzerinde yüzey değişiklikleri; enkesit üzerinden sayısal arazi modeli güncellemesi; raporlar ve hacimler; plan-profil paftaları üretimi; plan ve profil paftaları üzerinde çizim standartlarını ayarlamak konularında bilgiler verdi. Yeni Yapılacak ve Güçlendirilecek Binaların Betonarme Tasarımı kursu, Aralık 2011 tarihlerinde İMO Çorum Temsilciliği Binası Seminer Salonu nda düzenlendi. Toplam 16 saat devam eden kursun eğitimlerini İnş. Müh. Hakan Güvengiz verdi. Güvengiz, kurs süresince taşıyıcı sistem ve sistem seçimi, betonarme eleman tasarımları, binaların performanslarının belirlenmesi ve yapıların güçlendirilmesi konularında bilgiler verdi. Seminer Mevcut Yapıların İncelenmesi, Deprem Güvenliğinin Belirlenmesi semineri 15 Aralık 2011 Perşembe günü İMO KKM Rüştü Özal Salonu nda gerçekleştirildi. Semineri İnş. Müh. Murat Doğan sundu. Doğan, seminere katılanlara mevcut yapıların incelenmesi ve deprem güvenliğinin belirlenmesi konularını anlattı.

12 12 1 Mart 2012 Seminerler ve Kurslar İstanbul Şube İMO İstanbul Şubesi, Ocak ayında meslekiçi eğitim seminerleri kapsamında İMO İstanbul Şube merkezinde ve Bakırköy ile Kadıköy Temsilciliklerinde seminerler düzenledi. Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımında Enerji Sönümleyici Sistemler başlıklı seminer 3-5 Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik katıldı. Seminerde son depremlerde gözlenen yapısal sorunlara (zayıf malzeme özellikleri, düzensiz taşıyıcı sistemler, bitişik düzendeki yapıların çarpışması, sünek olmayan donatı detaylandırılması, yetersiz kesit boyutları, kısa kolonlar ve kirişler, yumuşak/zayıf katlar, yerel zemin koşulları vs.) değinildi. Yapısal hasarları kontrol altına almak üzere enerji sönümleyicilerden yararlanılmasının özellikle önem katsayısı yüksek ve kritik binalarda giderek artacağı, köprülerde değişik amaçlar için sönümleyicilerden yararlanıldığı, en etkin sönümleyici tipinin seçiminin yapının durumuna göre farklılık göstereceği ve bunun için alternatifli bir ön çalışma yapılması gerektiği anlatıldı. Betonarme Yapılarda Oluşan Çatlaklar, Oluşma Nedenleri ve Onarım Yöntemleri başlıklı seminer Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlendi. Seminere konuşmacı olarak Yrd. Doç. Dr. Hasan Yıldırım katıldı. Seminerde İzmir, İstanbul, Kastamonu da incelenmiş değişik yapı çatlaklarının oluşumunun nedenleri ve onarılmasına ilişkin, en çok karşılaşılan önemli uygulama çatlakları ve betonarme yapılarda oluşan çatlaklar üzerine bilgiler aktarıldı. Yanlış projelendirme veya projesi olmayan yapılarda oluşan yapısal çatlaklar ve uygulamadan meydana gelen çatlakların anlatıldığı seminerde, yapısal çatlakların oluşmasında genellikle beton dökümü ve uygulamalarının pek fazla etkisi olmadığı, iyi incelenmemiş zemin üzerine oluşturulan yapılarda çatlamalar meydana geldiği belirtildi. Betonarme Yapılarda Konstrüktif Esaslar, Donatı Yerleştirilmesi ve Hatalı Uygulamalar Ocak 2012 tarihleri arasında, İnş. Müh. Yüksel Soyalan ın sunumlarıyla düzenlendi. Seminerde kirişlerin boyuna ve enine donatı düzenlenmesi, minimum kesme donatısı, kesme dayanımı, kesme kuvveti ve burulma konularına değinildi ve denge burulmasına örnek anlatıldı. TS 500 tasarım kuvvetlerinin saptanması, kolonlarda enkesit koşulları, kolonların kesme güvenliği, enine ve boyuna donatı koşulları ve perdeler, döşemeler, temeller ve kısa kolonlar konusunda bilgiler aktarılan seminerde, zımbalama donatısı, perde bağ kirişleri, donatı kenetlenmesi ve donatının eklenmesi konularında bilgilere yer verildi ve çatlak kontrolü ve çatlak genişliği hesabı anlatıldı. Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları Ocak 2012 tarihleri arasında Prof. Dr. Günay Özmen in sunumuyla gerçekleştirildi. Seminerde deprem yönetmeliği esasları, burulma düzensizliğini etkileyen faktörler(yapını plan geometrisi, planda rijitlik dağılımı), çok katlı yapılarda burulma düzensizliği konularına yer verildi. Rijitlik düzensizliğinin etkisinin geometrik düzensizliğe göre daha fazla olduğu ve burulma düzensizliğini azaltabilmek için en etkili önlemin zayıf akslara perde yerleştirmek olduğuna değinilen seminerde, aşırı burulma yapan çok katlı yapılarda kat sayıları azaldıkça, asimetrik konumdaki perdeler kütle merkezine olabildiğince yaklaştıkça burulma düzensizliğinin aşırı oranda arttığı anlatıldı. Prefabrike Yapı Tasarımı 7-9 Şubat 2012 tarihleri arasında İnş. Yük. Müh. Ümit Özkan ın sunumuyla düzenlendi. Prefabrik yapıların tasarımı, üretim ve montaj koşulları, prefabrik yapıların tasarımında kullanılan şartnameler ve yönetmelikler konularının anlatıldığı seminerde, prefabrik yapılarda her türlü temel uygulaması yapılabildiği, kolonların temeller ile bağlantıları geleneksel yapılardan farklı olduğu, prefabrik kolonların, temellerin üzerinde bulunan yuvalara / soketlere yerleştirilerek birleştirildiği ve ön gerilmeli teknolojisi sayesinde daha narin kesitler ile daha fazla yük taşınabildiği ve daha büyük açıklıklar kolaylıkla geçilebildiği bilgilerine yer verildi. İMO Konya Şubesi: Zümrüt ün 8. Yılını Hüzünle Anıyoruz İMO Konya Geosentetik Konferansı düzenledi İMO Konya Şubesi, Anadolu Teknik Elemanlar Derneği, Karayolları Üçüncü Bölge Müdürlüğü ve Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi ile ortaklaşa Geosentetik Uygulamalar ve Geosentetik Malzemeler konulu bir konferans düzenledi. Mevlana Üniversitesi Konferans salonunda 25 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen konferansa Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Geosentetik Uygulamaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Samim İMO Konya Şubesi, 2 Şubat 2004 tarihinde Konya da 92 kişinin ölümüne, 30 kişinin yaralanmasına neden olan Zümrüt Apartmanı faciasının yıldönümünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada Zümrüt Apartmanı faciasının 8. yılında olayı hüzünle anıyoruz ve bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapıyoruz denildi. Faciayı unutmanın mümkün olmadığı ve yüreklerin halen yanmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, yapıların taşıyıcı sisteminin önemine dikkat çekildi. Yapılardaki taşıyıcı sistemin insan iskeleti ve omurgası gibi olduğu belirtilen açıklamada Taşıyıcı sistemin tasarımından, uygulama aşamasına ve denetim mekanizmasına kadar her ayrı kısım, yapılaşma sürecinde emniyet açısından en önemli süreçtir. Burada biz inşaat mühendisleri olarak, çok büyük sorumluluk ve misyon yüklenmekteyiz. Bunun için gerçekten çok çalışıyoruz denildi. Ülkemizde artık bu gibi elim ve üzücü olayların tekrar yaşanmaması için tüm kamuoyunun daha duyarlı olmaya davet edildiği açıklamada şöyle denildi: Yapıların taşıyıcı sistemlerindeki ciddi önemli değişikliklerde ve o yapının fonksiyonel değişikliklerinde vatandaşlarımızın ilgili ve yetkili kurumlara başvurmaları önem taşımaktadır. Vatandaşımızın bu konuda bilinçlenmesi ve otokontrol sisteminin sağlanması için, ülkemizdeki tüm yetkililer, ellerini taşın altına koymalıdır. Kamuoyu bilinci artırılmalı, kamu ve devlet kuruluşları bu konuda halkı bilinçlendirmek için yeterli seviyede girişimlerde bulunmalıdır. Nevşehir Temsilciliği Yeni Hizmet Binası Açıldı İMO Ankara Şubesi Nevşehir Temsilciliği nin yeni hizmet binası, 7 Ocak 212 Cumartesi günü İMO Ankara Şube yöneticilerinin katılımıyla açıldı. Açılışa İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Haluk Ekinci, İMO Ankara Şubesi ne bağlı Temsilcilikler, Nevşehir Belediye Başkan Yardımcısı Cafer Okur, Nevşehir Belediyesi İmar Müdür Yardımcısı Faruk Nurlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Mustafa Solmaz, İl Özel İdare Müdürlüğü Genel Sekreteri Uğur Akgüller, Milli Eğitim Müdürlüğü Yatırım Daire Müdür Yardımcısı Salim Çoşkun, Nevşehir Ticaret Odası Organize Müdürü, Acıgöl Özel Organize Sanayi Müdürü Alpaslan Çevik ve çok sayıda Oda üyesi katıldı. Bilirkişi olan üyelerle kahvaltılı toplantı İMO Sakarya Şubesi, Kamulaştırma konusunda bilirkişi olarak görev yapan üyelerle 21 Ocak 2012 tarihinde kahvaltılı bir toplantı düzenledi. Toplantıda bilirkişilik yapan üyeler ile bilirkişilik ücretleri ve uygulamaları, uygulamaların daha verimli yapılması ve yapılabilmesi konularında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Toplantıya İMO Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar ile yönetim kurulu üyeleri Semih Uçar ve Levent Nalçık katıldı. İMO İzmir Şubesi Türk Sanat Müziği Korosu Konseri İMO İzmir Şubesi Türk Sanat Müziği Korosu, 19 Ocak 2011 tarihinde İzmir Atatürk Kültür Merkezi nde bir konser gerçekleştirdi. İnşaat Mühendisi Selim Öztaş yönetimindeki konsere konuk sanatçı olarak Güldehen Terün katıldı. Konsere üyeler büyük ilgi gösterdiler. Togan Alpar konuşmacı olarak katıldı. Konferansa Karayolları Bölge Müdürü Mahmut Yıldız, Anadolu Teknik Elemanları Derneği Başkanı Reşat Kır, İMO Konya Şube Başkanı Ali Çınar, İller Bankası Bölge Müdürü Hasan Güneş ve çok sayıda mühendis katıldı. Konferansın sonunda Ali Çınar Konuşmacı Samim Togan Alpar a plaket takdim etti.

13 1 Mart Hasar Tespit Çalışmaları İçin Van a Giden Gönüllü Şube Üyeleriyle Toplantı İMO İstanbul Şubesi, Van da yaşanan depremlerin ardından Van Valiliği öncülüğünde yapılan Odamızın da katıldığı hasar tespit çalışmalarına destek vermek İMO Sakarya Şubesi Sakarya Valiliği ile protokol imzaladı İMO Sakarya Şubesi, 1 Ocak 2012 tarihinde uygulanmaya başlanan İnşaatlarda Yetki Belgeli Usta Çalıştırılması Hakkında Yönetmelik çerçevesinde inşaat sektöründe çalışan ustalara eğitim vermek üzere Sakarya Valiliği İl Müdürlüğü ile bir protokol imzaladı. 19 Ocak 2012 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde ilk kurs 120 kursiyerin katılımıyla 8 Şubat 2012 tarihinde düzenlendi. İnşaat Mühendisleri Sorunlarını Tartışıyor İMO Antalya Şubesi, 30 Aralık 2011 tarihinde İnşaat Mühendisleri Sorunlarını Tartışıyor konulu forumu düzenledi. Moderatörlüğü İMO Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz tarafından yapılan foruma konuşmacı olarak M. Murat Ayhan, Deniz Karataş, Müslüm Turgut, İbrahim Koç, Metin Utku ve Yrd. Doç. Dr. Niyazi Uğur Koçkal katıldı. İMO Antalya Şube toplantı salonunda gerçekleştirilen forumda; projecilik, müteahhitlik, şantiyecilik, yapı denetimi ile kamuda ve üniversitelerde görev yapan inşaat mühendislerinin sorunları masaya yatırıldı. Teknik Gezi İMO Gaziantep Şubesi, 14 Aralık 2011 tarihinde, Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri ve genç-imo üyesi öğrencilerine yönelik Kahramanmaraş a bağlı, Afşin-Elbistan Linyitleri İşletme Müdürlüğüne teknik gezi düzenledi. için Van a giden İMO İstanbul Şube üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirdi. İMO İstanbul Şubesi nde, 18 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen toplantıda hasar tespit çalışmalarına katılan üyeler gözlemlerini aktardılar. Toplantıda, üyeler kalfa mantığıyla yapılmış yapıların çokluğu, tuğla hasarının fazlalığı, mühendislik-mimarlık hizmeti görmemiş yapıların çokluğu, etriye sıklaştırılması yapılmaması, kerpiç yapıların çoğunda ağır hasar olduğu, işçilik hatalarının çokluğunun gözlendiği belirtildi. Toplantıda oluşturulan yazı grubu tarafından hasar tespit çalışmalarının bir rapor haline getirilmesi görüşüldü. Toplantıya İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Sayman Üye Nusret Suna Şube Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Uzunoğlu ve Şube Sekreteri Rezan Bulut katıldı. Seminerler ve Kurslar İstanbul Şube Şantiye Mühendislerine Yönelik Seminerler Betonun ve Betonarme Yapının Su Geçirimliliği İçin Alınabilecek Önlemler başlıklı seminer 2 Ocak 2012 tarihinde Dr. İnş. Y. Müh. Tümer Akakın ın sunumuyla düzenlendi. Seminerde, TS EN 206 ya göre beton sınıfları, çimento hidratasyonu, betonun geçirim özelikleri, alınabilecekler önlemler, betonun yerleştirilmesi ve bakımı, su izolasyonunda kullanılan malzemeler konularına değinildi. Su yalıtım örtüleri, sürme esaslı malzemeler, yapısal su yalıtım malzemeleri konusunda bilgiler aktarılan seminerde, su yalıtım malzemelerinin; kullanım amacı ve uygulanacak bölgeye göre; ortamdaki su basıncına, zeminin yapısına, yapıdan beklenen hareketlere, ürünün üzerine gelecek olası yüklere, iklim koşullarına ve yapıdaki detaylara göre seçilmesi gerektiğine işaret edildi. Yeşil Sertifikaların Şantiye Mühendislerine Getirdiği Yenilikler başlıklı seminer 9 Ocak 2012 tarihinde düzenlendi. Konuşmacı olarak Dr. Duygu Erten in katıldığı seminerde, belli standartlara uyarak tasarlandığı ve yapıldığı için yaşayanlara ve çevreye standart binaların verdiği zararlardan daha az zarar veren, tasarım ve inşaat pratiği olarak anlatılan yeşil bina konusunda bilgiler aktarıldı. Yeşil sertifikalar konusunda bina bazındaki projelerin çevre üzerindeki etkilerini ve doğal kaynakları korumadaki duyarlılıklarını ortaya çıkarmada ölçülebilir bir referans kriterler topluluğu olarak anlatılan seminerde uluslararası sertifikalar ve kriterleri konusunda bilgiler aktarıldı. Ayrıca, müteahhidin çevresel ve sosyal sorumlulukları, şantiyenin çevreye etkileri ve şantiye atık yönetimi konularına da yer verildi. İzmir Şube Betonda Kalite Kontrol Semineri 12 Ocak 2012 tarihinde Yrd. Doç. Dr. Özge Andiç Çakır ın sunumuyla gerçekleştirildi. Manisa Şube İMO Manisa Şubesi, 18 Ocak 2012 Çarşamba günü özel bir firmanın desteğiyle İDECAD Statik 7 Yazılım programının tanıtımını gerçekleştirdi. Program tanıtımı İnşaat Mühendisi Emrah Yıldız ve İnşaat Mühendisi Levent Özpak tarafından yapıldı. Şube seminer salonunda düzenlenen tanıtım seminerine 30 üye katıldı. 3. Köprüye İlişkin Basın Toplantısı düzenlendi İMO İstanbul Şubesi nin de bileşenleri içinde yer aldığı 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu, 3. Köprü ihalesinin yapılacağı 10 Ocak 2012 Salı günü öncesi 9 Ocak 2012 Pazartesi günü İMO İstanbul Şubesi nin ev sahipliğinde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya mimar, mühendis, şehir planlamacısı, ulaşım uzmanı ve demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Platform adına basın açıklamasını okuyan Prof. Dr. Zerrin Bayraktar, projenin, İstanbul un ulaşım sorununa çözüm olacağı söylemlerinin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığını belirtti. Bugüne kadar kente yapılan köprülerin şehir trafiğini çözmek bir yana ağırlaştırdığını belirtti. Yapılan açıklamada, Bilim dışı, hukuk dışı ve siyasi dayatma olarak tanımlanan 3. Köprü Projesi nin, İstanbul un doğal varlıklarını, ormanlarını, su havzalarını, tarım alanlarını ve yaşam alanlarını yok edeceğine değinildi. Bizim teklifimiz çok açık: İnsanca bir yaşam, yaşanabilir bir İstanbul için köprü değil orman, köprü değil su, köprü değil toplu ulaşım istiyoruz. Tüm yaşam savunucularını, 10 Ocak 2012 Salı günü saat da Ankara da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde olmaya çağırıyoruz. denildi. Uşak Şube İMO Uşak Şubesi, 3 Şubat 2012 tarihinde İnşaat Vergilendirmesi ve Muhasebesi konulu dört saat süreli bir eğitim semineri düzenledi. Sunumu Mersin Üniversitesi Öğretim üyesi Mehmet Şimşek tarafından yapılan seminere üyeler büyük ilgi gösterdi.

14 14 1 Mart 2012 İMO Şubeleri genç-imo genç-im Manisa Şubesi Şubenin Kuruluş Tarihi : 1994 Şube üye sayısı : 615 Dönemi : 8. Dönem Şubeye Bağlı Temsilcilikler: Akhisar, Turgutlu, Salihli, Soma, Alaşehir İMO Manisa Şube Başkanı Musa Aynuru Teknik Güç ün sorularını yanıtladı. Manisa nın altyapı sorunları nelerdir, kısaca özetleyebilir misiniz? Manisa merkezde temel altyapı büyük ölçüde tamamlanmıştır, ancak arıtma tesisi kapasitesi hızlı nüfus artışı karşısında ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması gerekmektedir. Katı atıklar vahşi depolama tarzında depolanmaktadır, düzenli katı atık bertaraf tesisi kurularak bertaraf edilmeli ve depolanmalı, yeni imar alanlarının açılması gerekmektedir. Yerel yönetimin ulaşım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ulaşımın; hızlı, ekonomik, rahat, güvenli ve çevreye zarar vermeyecek şekilde olması temel unsurdur. Manisa şehir merkezi toplu ulaşımı, belediye denetiminde sağlanmaktadır. Bu 274 adet özel minibüs ve 30 adet özel halk otobüsü tarafından yapılmaktadır. Denetimli minibüsler 5 hatta çalışmaktadır. Manisa nın doğu-batı aksında gelişmesi, hızlı nüfus artışı ve refah artışına paralel olarak özel araç sayılarının artması ile yakın zamanda trafik sorunlarının artması beklenmelidir. Şehir merkezinin dar bir alanda toplanmasının getirdiği araç yoğunluğu karşısında otopark yetersizliği kendini göstermektedir. Belediyenin şehir içindeki ana arterlerde yaya trafiğine önem vermesi şehri yayalaştırma çalışması kaldırımların genişletilip yolların daraltılması, yayalar için iyi olmakla beraber araçlar için acil olarak yeni otopark ihtiyacı doğurmaktadır. Otopark en öncelikli sorun olarak görülmektedir. Yerel yönetimin kentleşme politikalarını nasıl buluyorsunuz? Belediye, kendi dışındaki kurumlarla kentleşme konusunda anketler yaptı. Her kurum kendi açısından sorunları saptadı ve belediyeye iletti. Bunlar, genellikle kentleşme ve çevre düzenlemesi, Manisa da çarpık yapılaşmanın önlenmesi, yeşil alanların artması, hava kirliliğinin önlenmesi, modern çöp depolama tesislerinin yapılması, otoparkların yapılması, sosyal yaşam alanlarının arttırılması ve trafik sorununa ilişkin görüşleri kapsamaktaydı. Belediye bu çalışmaları değerlendirmektedir. Şehircilikle ilgili STK ların da içinde olduğu iyi bir vizyon oluşturulmalıdır. Şube olarak yerel yöneticilerden neler bekliyorsunuz? Uygulanabilirlikten uzak yasa ve yönetmeliklere rağmen yerel yönetimler, mühendislerin üretim içinde tutulmasını sağlamalıdır. Sadece kayıt üzerinde kalan sorumlulukları ve imzacılığı engelleyecek bir denetleme mekanizması sağlamalıdır. Böylece hem işin kalitesi artacak hem meslektaşlarımız arasında adaletli bir paylaşım olacak hem de yapılan işin hizmet değeri artacaktır. Şantiye mühendisleri, proje firmaları ve yapı denetim firmalarının fiyat rekabetinden çok hizmet kalitesi rekabetine yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Şube üyeleri, Manisa da mesleki olarak ne tür sorunlarla karşılaşıyorlar? Uygulanabilir olmaktan uzak yasa ve yönetmelikler nedeniyle meslektaşlarımızın bir bölümü üretim dışında tutulmaktadır, imzacılığın engellenememesi sebebiyle görev ve sorumluluklar sadece kâğıt üzerinde kalmaktadır. Ayrıca serbest piyasa ekonomisinin dayattığı koşullar nedeniyle meslektaşlarımız acımasız bir rekabet ortamına itilmektedirler. Peki, temsilciliklerde ne tür sorunlar yaşanıyor? Şubeye kayıtlı üyelerimizin yaşadığı sorunların hemen hemen aynıları temsilciliklerimize üye meslektaşlarımız tarafından da yaşanmaktadır. genç-imo Toplantıları Antalya Şube genç-imo öğrencileriyle tanışma toplantısı İMO Antalya Şubesi, Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencileri ile 23 Aralık 2011 tarihinde bir tanışma toplantısı düzenledi. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Hilmi Acar, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci üyenin katıldığı toplantıda İMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Cem Oğuz ve Mustafa Hilmi Acar açılış konuşması yaptılar. Açılış konuşmalarının ardından öğretim yılında görev yapan genç-imo üyesi Esra Ölçü bu dönemde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Toplantının ardından birlikte akşam yemeği yenildi. İstanbul Şube genç-imo Sınıf ve Üniversite Öğrenci Temsilcileriyle Toplantı düzenlendi İMO İstanbul Şubesi, genç-imo üyeleri ve Şube Yönetim Kurulu nun bir araya geldiği bir toplantı düzenledi. Şube merkezinde 21 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen toplantıda İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Odanın amaçları ve hedefleri üzerine bir konuşma yaptı. Gökçe konuşmasında kent ve meslek sorunları ile 3. Köprü konusunda İMO İstanbul Şubesi nin görüşlerini aktardı. Öğrencilerin de sorun ve taleplerinin aktarıldığı toplantıya, Yıldız Teknik Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Okan Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencileri katıldı. Toplantıya İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe nin yanı sıra Şube Sekreter Üyesi Temel Pirli ve Şube Yönetim Kurulu yedek üyesi Aydın Özmen katıldı. Trabzon Şube genç-imo dan Tanışma Toplantısı genç-imo, Trabzon da tanışma toplantısı düzenledi. KTÜ Necip Yaman Amfisi nde 5 Ocak 2012 Perşembe günü düzenlenen tanışma toplantısında genç-imo temsilcileri, ilk kez bir araya geldikleri öğrenci arkadaşları ile bu dönem yapmayı planladıkları etkinlikleri sundular. Toplantıya İMO Şube Başkanı Mustafa Yaylalı, Yönetim Kurulu Üyesi ve genç-imo sorumlusu Yavuz Usta katıldı.

15 1 Mart O genç-imo genç-imo genç-imo genç-imo genç-imo 5. Öğrenci Meclisi gerçekleştirildi İnşaat Mühendisleri Odası öğrenci örgütlenmesi genç- İMO, 5. Öğrenci Meclisini Şubat 2012 tarihlerinde Antalya da gerçekleştirdi. Çeşitli üniversitelerden yaklaşık 200 ü aşkın öğrenci üyenin katıldığı toplantıda 4. Dönem Öğrenci Konseyi nin ve Şube Öğrenci Kurullarının çalışmaları sunuldu, 5. Dönem Öğrenci Konseyi seçildi ve genç-imo nun önümüzdeki dönem yapacağı çalışmalar tartışıldı. İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Züber Akgöl, İMO Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz ve bazı şube yöneticileri ile İMO Genel Sekreter Yardımcısı Ayşegül Bildirici nin de katıldığı toplantı Serdar Harp ve genç-imo 4. Dönem Konsey Başkanı Anıl Asil in açılış konuşmalarıyla başladı. genç-imo 4. Dönem Konsey Başkanı Anıl Asil konuşmasında geride bıraktıkları çalışma döneminde öğrenci sorunlarına ve mesleğe yapılan saldırılara sessiz kalmadıklarını söyledi. Siyasi iktidarın TMMOB ye ve İMO ya KHK lar aracılığıyla saldırdığını ve Odaları işlevsizleştirmek istediğini söyleyen Asil, meslek odalarının toplumsal hayatta önemli bir role sahip olduklarını belirterek, sistemli saldırılara karşı sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Serdar Harp ise İMO nun ve Türkiye nin geleceğini temsil eden genç-imo üyelerini mesleki ve toplumsal yaşama müdahale etme yolunda gösterdikleri iradeden dolayı kutlayarak başladı. İMO nun öğrenci örgütlenmesinde yer almanın örgütlü bir toplum yaratılması yolunda atılmış önemli adım olduğunu belirten Harp Bizzat AKP iktidarı tarafından dillendirilen ve alt yapı çalışmaları uzunca bir zamandır sürdürülen dindar nesil yetiştirme stratejisi de gösteriyor ki, düzeyi ve boyutu ne olursa olsun örgütlü olmak geleceği kazanma yolunda en önemli direnç noktasıdır dedi. Dindar nesil yetiştirme stratejisinin AKP ye değil bizzat ABD emperyalizmine ait yeşil kuşak olarak bilinen projenin bir ürünü olduğunu kaydeden Harp, Emperyalizmin ülkemizde ve Ortadoğu coğrafyasındaki yönelimleri dindar bir kuşağın üzerine inşa edilmiştir. Bu teslim alma dalgasını püskürtmek için yapılabilecek tek şey örgütlü olmaktır. Bu anlamda, özelde Genç İMO, genelde tüm gençlik örgütlenmeleri ülkemiz, halkımız ve geleceğimiz için de kritik bir öneme sahiptir diye konuştu. İMO nun kuruluşundan bu yana geçirdiği önemli süreçleri ve İMO nun bugün sahip olduğu güç ve değerleri hatırlatan Harp Odamızın yarattığı geleneğin yeni nesillere aktarılması mesleki ve toplumsal meselelere yaklaşım çizgisinin güçlenerek devam etmesi genç yüreklerle doğrudan ilgilidir dedi. Harp: genç-imo, bağımsız, düşünen, karşı çıkabilen ve üretebilen beyinleri tarif eder Yeni liberal yönelimin kamusal alanın tasfiyesine hatta devletin hizmet üretiminden tamamen çekilmesi ve sosyal devleti tasfiye etmeye niyet ettiğini vurgulayan Serdar Harp İMO nun da mesleki-politik hattı ister istemez bunların karşıtlığıyla inşa edilmektedir. Meslek alanımızın kamusal bir anlayış temelinde düzenlenmesi, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarına aklın ve bilimin önderliğinde çözümlerin getirilmesi noktasında mesleki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışmaktayız dedi. genç-imo nun kuruluşundan bu yana kat ettiği mesafeleye ve bugün ulaştığı güce de değinen Harp sözlerini şöyle sürdürdü: genç- İMO yu gezi, kulüp ve benzeri yapılarla bir tutmamak gerektiğini belirtmeme gerek dahi yok. Elbette ki bu yapılar kendi alanlarında yararlı faaliyetlerde bulunmaktadır ancak genç-imo tüm bu yapılardan farklı olarak, bağımsız, düşünen, karşı çıkabilen ve üretebilen beyinleri tarif eder... İnanıyorum ki bugün burada sadece Öğrenci Konseyi ni seçmeyeceksiniz, sorunlarınızı tartışacaksınız, Odamızın takipçisi, sorgulayıcısı olacağınızı dile getireceksiniz, üniversitelerinize ve geleceğinize sahip çıkacaksınız. Yaptığınız her şeyin, attığınız her adımın geleceğimizi kazanmak yolunda önemli bir role sahip olduğunu belirterek sizlere kolaylıklar diliyor, Yönetim Kurulumuz adına sevgilerimi sunuyorum. Aklınızın ve umudunuzun yolu açık olsun. genç-imo nun yeni dönem Konsey yönetimi seçildi Açılış konuşmalarının ardından genç-imo 5. Öğrenci Meclisi döneminde yapılacak çalışmaların genel taslağını hazırlayacak olan örgütlenme, öğrenci sorunları, öğrenci kampı, basın-yayın ve sonuç bildirgesi komisyonları oluşturuldu. Ardından genç-imo Öğrenci Konseyi çalışma raporunu sundu ve üyeler çalışmalar üzerine görüş bildirdiler. Toplantının ikinci günü komisyonlar raporlarını sundu ve 5. Dönem Öğrenci Konseyi nin seçimleri yapıldı. Seçimler sonrasında 5 asil, 5 yedek olmak üzere genç-imo nun yeni dönem Konsey üyeleri belirlendi. Seçilen isimler ve şubeleri şöyle: genç-imo Öğrenci Konseyi Asıl Üyeler Engin Sakın- Adana Şube Emrah Alp - Ankara Şube Rojda Varhan- Diyarbakır Şube Deniz Güzel- İstanbul Şube Halil Küpçü - İzmir Şube genç-imo Öğrenci Konseyi Yedek Üyeler Jiyan Tunçtan- Antalya Şube Emek Yılmaz- Balıkesir Şube Mahir Esmer- Hatay Şube Nilder Kaylar- Sakarya Şube Alper Uluşan-Trabzon Şube genç-imo 5. Öğrenci Meclisi Sonuç Bildirgesi genç-imo 5. Öğrenci Meclisi, Şubat 2012 tarihlerinde Antalya da 199 temsilcinin katılımıyla toplandı. Divan başkanlığına oybirliğiyle Abdurrahman Gülden seçildi. Divan yönetimine Emre Eren ve Celal Özcep divan başkan yardımcısı, Buket Yaramış ve Mustafa Şengül ise yazman olarak seçildiler. genç-imo konseyi bir yıllık çalışma raporunu sundu. Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Gaziantep, Muğla, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve Trabzon Şubeleri yıllık çalışma raporlarını sundular. genç-imo konseyi faaliyetlerinin ve Şube Öğrenci Kurulları çalışmalarının değerlendirmeleri bölümünde ülke sorunları, öğrenci sorunları, mesleki sorunlar üzerine görüşmeler yapıldı. Görüşmeler sonunda aşağıdaki çalışma komisyonlarının oluşturulmasına karar verildi. Basın Yayın Komisyonu Kamp Komisyonu Örgütlenme Komisyonu Öğrenci Sorunları Komisyonu Sonuç Bildirgesi Komisyonu Komisyon çalışma raporlarının sonunda; yayın konusunda daha aktif çalışma sergilenmesi; kamp katılımı ve iş bölümünün daha etkin organize edilmesi; öğrenci sorunlarına duyarlı olunması, sorunlara hızlı ve etkin tepkiler verilmesi; öğrenci örgütlenmesinin üniversitelerde ve şubelerde aktif ve yaygın hale getirilmesi; toplumsal bir varlık olarak insanın her alanda siyaset yapma hakkının korunması; ülke gündeminde odalara ve üniversitelere yönelik baskıların arttığı son günlerde baskılara karşı siyasi duruşumuzun güçlendirilmesi; ana dilde eğitim hakkının insani bir hak olarak kabul edilmesi ve tartışma konusu yapılmaması; tüm sınıfsal, etnik ve bölgesel ayrıştırmaların toplumsal barışı yok etmeye yönelik planlı saldırılar olduğu, bu saldırılara her aşamada karşı olduğumuz konularında fikir birliği sağlandı. Daha sonra yapılan konsey seçimlerinde genç- İMO nun yeni yönetimi oluşturuldu.

16 16 1 Mart 2012 Yeni şube binalarımız açıldı İnşaat Mühendisleri Odası, üyelerine daha iyi koşullarda hizmet vermek amacıyla şube hizmet binalarını yenilemeye devam ediyor. Bu kapsamda İnşaat Mühendisleri Odası 42. Çalışma Dönemi nde yenilenen İMO Samsun Şube hizmet ve eğitim binasının ardından İMO Aydın Şube ve İMO Hatay Şubesi de hizmet binalarını yeniledi. Aydın Şube binasının açılışı İMO Aydın Şubesi nin yeni eğitim ve hizmet binasının açılışı 14 Şubat 2012 tarihinde düzenlenen bir törenle gerçekleştirildi. Törene İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, Sayman Üye Züber Akgöl, Yönetim Kurulu Üyesi Galip Kılınç, İMO İzmir, Denizli ve Muğla Şube Başkanlarının yanı sıra TMMOB ye bağlı oda Başkanları, Sivil toplum örgütü üyeleri ve çok sayıda İMO üyesi katıldı. Açılışta İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp ile İMO Aydın Şube Başkanı Kazım Zeyrek birer konuşma yaptılar. Serdar Harp, İnşaat Mühendisleri Odası nın vizyon sahibi, geleceği gören ve bugünün ihtiyaçlarını tespit eden yönetici ve üyelerinin omuzlarında yükseldiğini belirtti. Odayı ve Oda üyelerini yeni hizmet binasına kavuşturdukları için emeği geçenlere teşekkür eden Serdar Harp, bugüne kadar Oda merkeziyle birlikte 65 şube ve temsilciliğin yeni hizmet binasına kavuştuğunu kaydetti. İMO Şubelerinin zor koşullarda yeni hizmet binalarına sahip olabildiklerine dikkat çeken Harp, Bu zorlu koşulların aşılmasında, Oda Genel Merkezi olarak her zaman şubelerimiz ile dayanışma içerisinde bulunmayı ve maddi sorunların aşılmasında omuz omuza olmayı önemsedik ve bu anlayış çerçevesinde üzerimize düşeni yapmaktan geri durmadık. Odamızın geleceği açısından kritik öneme sahip olan bu dayanışma anlayışının bundan sonra da süreceğine ve önümüze çıkan bütün sorunları el birliğiyle aşacağımıza inanıyorum dedi. Serdar Harp, Hem merkez binamız hem de şube ve temsilcilik binalarımız Odamızın kısa zamanda kat ettiği mesafenin bir başka ifadesidir. Ürettiğimiz hizmetler hem mesleğimiz adına hem de toplumumuz adına, ulaştığımız bu çalışma koşulları ile giderek büyümektedir. Bu uğurda emek harcayan, katkı sunan tüm meslektaşlarımıza ve Odamızın yöneticilerine sonsuz teşekkür ediyorum diye konuştu. Kazım Zeyrek ise yeni hizmet binası ile amaçlarının hizmet kalitesini bir adım daha ileriye götürmek olduğunu belirtti ve binanın inşa sürecinde kendilerine destek veren İMO Merkez Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür etti. Konuşmaların ardından kurdele kesimiyle bina açılışı gerçekleştirildi. Hatay Şube binasının açılışı İMO Hatay Şubesi nin yeni eğitim ve hizmet binasının açılışı 17 Şubat 2012 tarihinde çok sayıda davetlinin katıldığı törenle gerçekleştirildi. Törene İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, Sekreter Üye Levent Darı, Sayman Üye Züber Akgöl, Yönetim Kurulu Üyeleri Galip Kılınç, Şükrü Erdem, Metin Korkmaz; İMO İstanbul ve Ankara Şube Başkanları, İMO Genel Sekreter Yardımcıları, Hatay Vali Yardımcısı Orhan Mardinli, Antakya Belediye Başkan Vekili Serdar Güven, TMMOB ye bağlı Odaların Hatay Şube Başkanları ve çok sayıda üye katıldı. Açılışta sırasıyla İMO Hatay Şube Başkanı Cihat Mazmanoğlu, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp ve Hatay Vali Yardımcısı Orhan Mardinli birer konuşma yaptılar. Serdar Harp, konuşmasında İMO nun yeni hizmet binaları inşa etmedeki amaçlarına değindikten sonra Hatay ın hemen güneyinde Suriye de yaşanan çatışmalı ortama ve emperyalist odakların Ortadoğu üzerinde oynamaya çalıştıkları oyunlara dikkat çekti. İnşaat mühendisleri ile toplumun ve halkın sorunlarının birbirinden ayrı tutulamayacağına dikkat çeken Harp Sıkıntılı, sancılı, sorunlu bir ülkede yaşıyor olmanın tüm sonuçları mühendis kimliklerimizin yanı sıra, yurttaş kimliklerimiz ile bizi yakından ilgilendiriyor dedi. Harp, Sanayi, enerji, turizm, tarım, ulaşım, sağlık, çevre, eğitim, kent, kültür ve sanat politikaları bir arada gerçekleştirilmedikçe ve her birine eşdeğer önem verilmedikçe arzu edilen nitelikli yaşamın gerçekleşmeyeceğini vurguladı. Tamda bu noktada Suriye de yaşanan ve Ortadoğu yu kan gölüne çeviren emperyalist politikalardan söz etmek istediğini belirten Harp, Türkiye Ortadoğu da emperyalizmin yönelimlerine uygun piyasacılıkla bütünleşmiş bir İslami model ülke olarak sahaya sürülmeye çalışılmakta, savaşın ve sömürünün içerisine çekilmek istenmektedir. AKP iktidarı, ülkemizi ve geleceğimizi emperyalizmin tüm dünya halklarına karşı çevirmiş olduğu silahına mermi olarak sürmektedir. Ülkemizin duyarlı insanları olarak bölgemizin ve dünyanın ihtiyacını duyduğu barış için, emperyalizme ve politikalarına karşı net bir tutum almalıyız diye konuştu. Cihat Mazmanoğlu ise yaklaşık iki yıl önce parsellerini aldıklarını ve meslektaşlarına yakışan bir mekânda hizmet sunacakları sözünü verdiklerini, şimdi de bu sözü yerine getirmenin mutluluğunu hep beraber yaşadıklarını söyledi. Yeni hizmet binasının yapımında en büyük katkının değerli üyelerinin olduğunu belirten Mazmanoğlu, her gün artan üye sayımız ve sürekli meslekiçi eğitim çalışmalarımızdan dolayı bu binayı yapma ihtiyacı doğmuştur. Bu bina sadece hizmet binası değil aynı zamanda bir eğitim merkezidir. Şubemiz gelişmiş teknolojinin kullanıldığı bir binaya kavuştu diye konuştu. Son olarak söz alan Orhan Mardinli ise böylesine güzel bir hizmet binasına kavuşan İMO üyelerini tebrik ettiğini söyledi. Konuşmaların ardından İMO Yönetim Kurulu Üyeleri ile protokolde bulunan diğer katılımcılar kurdele keserek bina açılışını gerçekleştirdiler. Bina yapımına maddi ve manevi destek sağlayan üyelerin yanı sıra kurum ve kuruluş temsilcilerine plaket verilen açılış töreni düzenlenen kokteylle sona erdi. Samsun Şube binası geçtiğimiz Ekim ayında hizmete açılmıştı İMO Samsun Şubesi nin yeni hizmet ve eğitim binasının açılışı ise 10 Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilmişti. Açılışa İMO Samsun Şube Yönetimi, TMMOB ye bağlı diğer odaların Samsun Şube başkanları, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ile çok sayıda İMO üyesi ve vatandaş katılmıştı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adına Sahibi Serdar HARP Yazı İşleri Müdürü Zeki ERGİNBAY Zeki ERGİNBAY ( ) Levent DARI Yönetim Yeri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Cad. No: Kızılay / Ankara Tel: Faks: E-Posta: teknikguc@imo.org.tr Web: Mart 2012, Sayı:215, ayda bir yayınlanır, yerel süreli yayın. ISSN: Baskı: Mattek Matbaacılık Basın, Yayın Tanıtım Tic.San.Ltd.Şti. / Adakale Sok. No:32/27 Kızılay-Ankara / Baskı Tarihi: 1 Mart 2012 / adet basılmıştır. Üyelerine parasız dağıtılır.