İMAR PLANINA ESAS ÇALIŞMALARDA FAY ETÜTLERİ: AKTİF FAY ZONU VE PALEOSİSMOLOJİ ÇALIŞMALARI
|
|
- Ayşe Uyanık
- 6 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Prof.Dr. Ali KEÇELİ Jeofizik-Jeoteknik Çalıştayı İMAR PLANINA ESAS ÇALIŞMALARDA FAY ETÜTLERİ: AKTİF FAY ZONU VE PALEOSİSMOLOJİ ÇALIŞMALARI Ayşe Çağlayan 1,2, Veysel Işık 2, Reza Saber 2 1 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü, Yer Bilimsel Etüt Dairesi Başkanlığı, Çankaya, Ankara 2 Ankara Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Tektonik Araştırma Grubu, Tandoğan, Ankara ÖZET Türkiye, jeolojik, jeomorfolojik ve özellikle deprem potansiyeli nedeniyle afetlerden en fazla etkilenen ülkeler arasındadır. Heyelan, su baskını, sel ve çığ gibi afetler sık yaşanan afet türleri olmasına rağmen yıkıcı etkileri açısından değerlendirildiğinde ilk sırayı depremler almaktadır. Ülkemizde ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen bir deprem yaşanmaktadır. Deprem bölgeleri haritasına bakıldığında ülke topraklarının % 66 sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesidir. Bu durum depremleri meydana getiren fay/fay zonlarının tanımlanmasının, oluşacak deprem için alınacak önlemlerin tespit edilmesinin ve yerleşime uygun alanların belirlenmesinin öncelikli konular arasında olduğunu ortaya koyar. İmar planına esas çalışmalar kapsamında aktif fay zonunda; (1) fay segmentlerinin konumunu, geometrisini ve karakterini, (2) fayların deprem tekrarlama periyodu ve yer değiştirme miktarlarını, (3) fayların oluşturduğu deprem sayısı ve depremlerin oluşum tarihlerini belirlemek amacıyla yapılacak detay çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Aktif fay zonu, Paleosismoloji, Hendek, Sakınım bandı 1.GİRİŞ Türkiye ve yakın çevresi jeolojik olarak dünyanın en ilginç bölgelerinden biri olup farklı levhaların aktif etkileşim alanıdır. Günümüz GPS verileri bu levhaların hareketlerini belirgin olarak ortaya koymaktadır. Afrika levhasının Akdeniz içerisinde Avrasya levhasının altına dalmasına karşın Arap levhasının GD Türkiye boyunca Avrasya levhası ile çarpışması ve meydana gelen bölgesel sıkışma Anadolu levhasının oluşumuna ve göreceli olarak batıya hareketine sebebiyet vermiştir (Şengör ve Yılmaz 1981; Şengör vd. 1985) (Şekil 1). Anadolu levhasının batı ve güneybatıya hareketi dünyanın en önemli fay zonları arasında yer alan Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) tarafından sağlanır. Aletsel dönemdeki sismik kayıtlar her iki zon boyunca yoğun sismisitenin varlığını ortaya koyar. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından 2011 yılından itibaren revize edilmiş Türkiye diri (aktif) fay haritasında Türkiye nin %96 sı aktif fay zonlarının etkilerini taşımakta, yani ülkemizin farklı oranlarda deprem tehlikesi altında olduğuna işaret etmektedir. Türkiye deprem haritası ise ülkemizin %66 sını 1. ve 2. derece deprem bölgeleri olarak tanımlar; daha da önemlisi nüfusun %98 i deprem riski altında görünmektedir. Güvenli yerleşim yerleri ve/veya mühendislik yapılarının planlanacağı alanlarda deprem üreten ve yüzey deformasyonu meydana getiren aktif fayları belirlemek ya da böylesi oluşumların olmadığını kriterleri ile ortaya koymak gerekir. Ortaya konulacak kriterlerin güvenilirliği, özellikle tektonik kökenli faylar (birincil, ikincil) ile faylanmanın tetiklediği etkili yüzey hareketlerinin ayırdımını yapmak açısından önemlidir. Paleosismoloji, jeodezi ve jeofizik alanlarındaki araştırmalar, deprem prosesi ve sismik afet analizi için deprem kaynaklarını anlamamızı sağlamaktadır. Paleosismoloji kitapları (McCalpin 1996; Yeats vd., 1997) paleosismolojinin metod ve araştırma yaklaşımlarını tanımlamaktadır. Standart paleosismoloji çalışmaları dünyada ve ülkemizde başarı ile pek çok alanda gerçekleştirilmektedir. Bu çalışma, deprem üretme potansiyeline sahip aktif fayların tanımlanmasını ve bu kapsamda imar planına esas jeolojik-jeoteknik veya mikrobölgeleme çalışmalarında önemli yer tutan paleosismoloji çalışmalarının tanıtılmasını kapsamaktadır. 2.FAY VE FAY ZONLARI Yer kabuğu, kalınlığı boyunca farklı davranışlar içerisindedir. Kabuğun özellikle 10 km derinliklerine kadar kırıklanma ve faylanma şeklinde kendini gösteren gevrek deformasyon mekanizmaları egemendir. Bu sebeple faylar ve faylanma ile ilişkili oluşuklar bölgedeki tektonik aktivitenin yorumlanması ve deprem mekanizmasının ortaya konulmasında çok önemlidir. Temel bir tanımlama ile fay, kırık düzlemi boyunca kabul edilebilir/gözle görülebilir bir harekete sahip kırıktır. 87
2 Şekil 1. Türkiye ve yakın çevresindeki levhaların durumunu gösterir sadeleştirilmiş tektonik harita (Işık vd den yeniden çizilmiştir). Oklar Anadolu levhası üzerindeki GPS hızlarını temsil etmektedir (McClusky vd. 2000). Faylar çeşitli şekil ve boyutlarda gelişebilir; uzunlukları bir kaç santimetreden yüzlerce kilometreler arasında değişebilir. Mostradaki izleri, düz ve/veya kavisli geometride olabilir. Birbirine paralel, paralele yakın veya birbirini kesen çok sayıdaki fay topluluğu fay zonu olarak tanımlanır. Bu zonların genişlikleri santimetre boyutundan yüzlerce metrelere ve kilometrelere ulaşabilmektedir. Faylanmayı temsil eden en belirgin özellik yer değiştirmenin görülmesidir. Yer değiştirme hareketinin meydana geldiği düzlem fay düzlemi ve/veya fay yüzeyi olarak tanımlanır. Bu yüzey düz ve parlatılmış özelliğe sahip ise kayma yüzeyi olarak adlandırılır. Kayma yüzeyleri faylanmanın kinematiğine yönelik pek çok yapısal oluşum ve belirteç bulundurur. Fay ve fay zonlarında yer değiştirme miktarları değişkendir; jeolojik evrim içerisinde yer değiştirme miktarları bir kaç milimetrelerden kilometrelere kadar değişebilir. Faylar geniş bir yelpaze içinde sınıflandırılmasına karşın fay düzlemi boyunca gerçekleşen göreceli hareket esas alınarak yapılan sınıflama yaygınca benimsenmiştir. Bu sınıflamada faylar (a) Eğim atımlı faylar (normal fay veya ters fay), (b) Doğrultu atımlı faylar (sağ yanal veya sol yanal) ve (c) Verev atımlı faylar olarak üç gruba ayrılır (Şekil 2). Eğim atımlı faylar fay yüzeyi üzerinde bulunan tavan bloğun taban bloğa göre göreceli olarak aşağı yönde hareket etmesi veya yukarı yönde hareket etmesine göre normal fay ve ters fay olarak adlanır (Şekil 2a). Doğrultu atımlı faylarda ise blokların hareketi fay yüzeyinin doğrultusu boyuncadır; blokların göreceli olarak sağ veya sol yönlü hareketine göre sağ yönlü doğrultu atımlı fay ve sol yönlü doğrultu atımlı fay olarak sınıflanır (Şekil 2b). Verev (oblik) atımlı faylar ise fay yüzeyi üzerinde bulunan bloğun göreceli olarak hem eğim yönünde hem de doğrultu yönündeki hareketine göre verev normal fay ve verev ters fay olarak ayırdımlanır (Şekil 2c). Tektonizmaya bağlı oluşan fayları ve aralarındaki farklılıkların ortaya konulması önemlidir. Üretecekleri deprem potansiyelleri bakımından fayları, aktif (diri) ve aktif olmayan (pasif) faylar olarak iki gruba ayırmak olasıdır. Geçmişte deprem üretmiş ve günümüzde sismotektonik özelliği olan faylar aktif fay olarak adlandırılır. Diğer bir tanımlama ile aktif fay, son yılda (Holosen dönemi) en az bir kez hareket etmiş veya deprem üretmiş faylardır. Tanımlamada Holosen döneminin referans alınmasının nedeni insanların yerleşik yaşama geçişin (avcılıktan tarıma) başlangıcı olarak kabul edilmesidir. Aktif fay tanımı ülkeden ülkeye değişiklikler sunmakla birlikte zaman sınırlamaları yıl, yıl ve 1.6 milyon yıla kadar genişletilebilmektedir. Zaman aralığının geniş tutulduğu tanımlamalarda ise aktif fay, aktif kapasiteli fay ve potansiyel aktif fay ayırdımları da yapılmaktadır (Bonilla, 1982; McCalpin, 1996; Hart ve Bryant, 1997; Yeats vd., 1997; Edward ve Keller, 2002). 88
3 Şekil 2. Fayların göreceli hareketine göre sınıflaması. a) Eğim atımlı faylar, b) Doğrultu atımlı faylar, c) Verev atımlı faylar. Yukarıda temel özellikleri verilen fayları belirlemede çeşitli kriterler göz önüne alınır (Hancock, 1985; Petit, 1987; Twiss ve Moores, 1992; Burbank ve Anderson, 2012). Bu kriterleri şöylesi gruplar altında vermek mümkündür: (a) Jeolojik belirteçler (fay düzlemleri ve kayma yüzeyi yapıları, faylanma ile ilişkili kayalar, yan yana gelmiş/yer değiştirmiş litolojiler, stratigrafik birimlerde kaybolma/tekrarlanma, jeolojik yapıların aniden sonlanması, sürüme yapıları, faylanma ilişkili mineralizasyon ve damar gelişimleri, hidrojeolojik belirteçler) (Şekil 3). Şekil 3. Fayların ve bazı jeolojik belirteçlerin arazi görünümleri. (a) Kayma düzlemi ve düzlem üzerindeki kinematik belirteçlerden yakın görünüm, (b) Fay zonu boyunca oluşan fay kayalarının (breş, gauç) genel görünümü, (c) Yer değiştirmiş stratigrafik seviyelerden yakın görünüm, (d) Faylanma ile ilişkili damar gelişiminin yakın görünümü. 89
4 (b) Jeomorfolojik belirteçler (yer değiştirmiş veya saptırılmış dereler, başsız dereler, kapama sırtları, fay sarplıkları, çöküntü gölcükleri, basınç sırtları, ötelenmiş sırtlar, uzamış sırtlar, üçgen yüzeyler, anormal akarsu eğimleri, topografik çizgisellikler, bitki dizilimi çizgisellikleri) (c) Sismolojik belirteçler (sismometre kayıtları) (d) Jeodezik belirteçler (yatay, düşey değişimlerin hesaplanması) (e) Jeoarkeolojik belirteçler (tarihsel ve kültürel yapılarda yer değiştirmeler, yıkılma yönelimleri) Aktif fayların sismojenik kapasitesinin (fay üzerinde oluşan depremin boyutu) karakteri önemlidir (Fukuyama, 2009). Bu fayların deprem üretme ve yüzey deformasyonu meydana getirme potansiyellerinin ortaya konulması gerekir. Yer kabuğunun her hangi bir noktasında belirli bir zaman aralığında birikmiş enerjinin, o noktada meydana gelen kırılma ile enerjisini boşaltması ve bu boşalma sırasında meydana gelen sismik dalgaların yer kabuğunu titreştirmesi olayı olarak tanımlanan depremler önemli ölçüde aktif faylanmalar ile ilişkilidir. Deprem olgusu içerisinde en dikkat çekici husus yeryüzünde kalıcı deformasyonların gelişimidir. Depremlerin yüzeyde yarattığı en belirgin deformasyon yüzey faylanmaları yani üzerlerinde hareket gözlenen kırıklardır. Yüzey faylanması bir bakıma fay üzerinde meydana gelen hareketin yer yüzeyindeki görünümüdür. Bunların harita desenleri (tek bir kırık olarak veya eşlenik, paralel, kollara ayrılan ve dallanmalı) farklılıklar gösterebilir. Yüzey faylanması gelişimi ve ne miktarda gelişeceği depremin büyüklüğü, depremin odak derinliği, deprem süresi, depremi oluşturan fay geometrisi ve depremin etkidiği zeminin (toprak, kaya) davranış stili gibi pek çok faktöre bağlıdır. Genel ifade ile orta ve büyük ölçekli (M 6) depremler yüzey faylanması oluşturmaktadır. Bu nedenle yüzey faylanmasının bir yerde varlığını saptamak, konumunu, fay geometrisini ve yer değiştirme miktarını belirlemek önemlidir. Bu kapsamda fay zonları üzerinde veya etki alanlarında yer alacak mühendislik yapılarına etkilerini ortaya koymak gerekir (Rathje vd., 2010). 3.PALEOSİSMOLOJİK ÇALIŞMALAR Türkiye, yoğun aktif fay zonları ve önemli ölçüde yüzey kırığı oluşturan depremlerin sıklıkla meydana geldiği ülkeler arasındadır. Özellikle aletsel dönem öncesi depremlerin belirlenmesi ve bunların tarihlendirilmesi aktif fayın yakın geçmişteki davranışını anlamak açısından önemlidir. Geçmiş dönemdeki sismotektonik davranışlar paleosismoloji çalışmaları ile ortaya konulur. Paleosismoloji aktif fayların özelliklerinin araştırılmasını sağlayan yöntemler topluluğudur. 90 Geniş tanımlama ile paleosismoloji, tarihsel ve tarih öncesi dönemlerde oluşmuş ve yüzey kırığı oluşturmuş depremlerin sayısını, büyüklüğünü, atım miktarını ve tekrarlanma aralığını saptamak için yapılan çalışmaların tümüdür (McCalpin 1996; 2009). Paleosismoloji şöylesi çalışmaları kapsar: 1) Fay izlerinin hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinden yararlanılarak tanımlanması ve arazi verileri ile birlikte haritalanması, 2) Ayrıntılı stratigrafi analizinin gerçekleştirilmesi, 3) Fayların yapısal analizinin yapılması, 4) Ayrıntılı jeomorfoloji çalışmalarının yapılması, 5) Hendek kazılarının yapılması, 6) Tarihlendirme yöntemlerinin uygulanması, 7) Uygun jeofizik metodları kullanılarak profil kesitler alınması, 8) Sondaj çalışmalarının yapılması, 9) Sismik ve jeodezik verilerin elde edilmesidir. Bu çalışmalar ile paleosismoloji çalışmasına konu olan aktif fayın şu özellikleri ortaya konulur: a) Fayın konumu, fay zonunun genişliği ve fay izinin kompleksliği, b) Fayın geometrisi ve boyutları; yani fayın kabuk ölçeğinde uzanımı, segmentasyonu, fayın durumu (doğrultusu, eğimi), c) Fayın davranışı; yani her bir fay hareketinde maksimum ve ortalama yer değiştirme miktarı, atımın anlamı ve kayma oranı, d) Fayın oluşturduğu en büyük deprem potansiyeli, e) Fayın depem tekrarlanma aralığı, f) Fayın yaşlandırılması ve depremin tarihlendirilmesi Dünyada olduğu gibi son yıllarda Türkiye de de paleosismoloji çalışmaları kurumsal ve akademik düzeyde başarı ile gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde yapılan paleosimoloji çalışmalarında üç farklı ölçek kademesinde hazırlanan ve kullanıma sunulan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü nün 1/25.000, 1/ ve 1/ ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası Serisi temel altlık olarak ele alınır. Ancak bu harita serilerinde bir şekilde yer verilmemiş fayların literatürde yer alabileceğinide hatırda tutmak gerekir. Bu kapsamda çalışma öncesinde ve sırasında literatür araştırmalarının ve takibinin yapılması öncelikler arasında olmasında yarar vardır. Paleosismoloji çalışmalarında aktif fayları belirlemenin en etkin yöntemlerinden biri arazi çalışmalarından önce hava fotoğrafı ve/veya uzaktan algılama (Landsat, Terra/ASTER, DEM, SRTM) çalışmalarıdır (Şekil 4).
5 Bu şekilde önemli çizgiselliklerin belirlenmesi, fayların geometrisinin ortaya konulması, fayla ilişkili jeomorfolojik yapıların belirlenmesi, jeolojik birimler arasındaki ilişkilerin belirlenmesi mümkün olabilmektedir (Bucknam ve Anderson, 1979; Andrews ve Bucknam, 1987; Hanks ve Andrews, 1989; Machette, 1989; McCalpin, 1996; Keller ve Pinter, 1996; Burbank ve Anderson, 2012). Uzaktan algılama görüntüleri veya topografik haritalar kullanılarak yapılan morfometrik analizler, bölgenin morfolojik olarak şekillenmesinde rol alan aşınma ve tektonik süreçlerin etki derecesini sayısal olarak ifade eder. Bu çalışmalar inceleme alanının gerek drenaj evrimini gerekse drenaj evriminde yapı ve litoloji kontrolünün derecesi, dağılımı ve karakterinin anlaşılmasını sağlar (Keller ve Pinter, 1996). Arazi çalışmaları (jeoloji, jeomorfoloji) fay zonunda bulunan birimlerin 1/1.000 veya 1/5.000 ölçekli detaylı haritalarının oluşturulması ile başlar. Fayların ve fay zonlarının geometrisi ve karakteri bu çalışmalarda belirlenir. Fay zonları boyunca oluşan dokular ve yapılar uygulanan streynin oranına ve miktarına, kayaların fiziksel özelliklerine ve faylanmanın oluştuğu çevresel koşullara göre farklılıklar gösterir. Fay kayalarının (breş, kataklasit, gauç) litolojisinin ve dokusal özelliklerinin analizi faylanma koşulları (derinlik, sıcaklık, sıvı basıncı) hakkında önemli bilgiler sunar. Bu verilerin elde edilmesinde mikrotektonik çalışmaların katkısı önemlidir. Fay zonunun çekirdek ve hasar zonu kesimlerinin belirlenmesi stres dağılımının anlaşılmasını ve zonun gelişim sürecinde kaç depremin geliştiğine yönelik istatistiki bilgiler verir (Çağlayan, 2010). Yüzeylemiş kayma düzlemleri fayın karakteri ve kinematiğini tanımlamada önemlidir. Kayma düzlemi üzerindeki çizgisellikler fayın karakterini (eğim atımlı, doğrultu atımlı, verev atımlı) belirlememize yardımcı olur. Fayın hareket yönü kayma düzlemi üzerindeki çeşitli kinematik belirteçler (Örn., V veya hilal şekilli işaretler, basamaklar, kırıklar, eğimlenmiş düzlemsel yapı serileri, sürüklenen objeler, asimetrik yükselimler, deforme elementler, mineralojik/kristalografik yönelimler, asimetrik çukurlar ve kıvrımlar) yardımıyla tanımlanır (Doblas, 1998; Çağlayan, 2010). Fay aktivitesinin yeryüzünde korunan yüzey deformasyon özellikleri ile bu deformasyonun neden olduğu sonraki erozyonel ve depolanma prosesleri jeomorfoloji belirteçlerini oluşturur. Geç Kuvaterner döneminin tipik jeomorfolojik özellikleri fay sarplıkları, üçgen yüzeyler, basınç sırtları, kapama sırtları, yer değiştirmiş veya saptırılmış dereler, çöküntü gölcükleri, uzamış sırtlar, su çıkışları ve bitkilerin oluşturduğu çizgisellikler olarak sayılabilir. Bu tür jeomorfolojik özeliklerin belirlenmesi, tanımlanması ve gelişiminin ortaya konulması aktif fayların tanınması ve anlaşılmasında en etkin metodlardan biridir. Şekil 4. Paleosismoloji çalışmalarında aktif fayları belirlemede uygulama örnekleri. (a) DEM ve (b) Landsat 8 görüntüleri kullanılarak fay izinin belirlenmesi, (c) Holosen çökellerini kesen fay izinin ölçülmesi, (d) Morfolojik belirteçten (çöküntü gölü-sag pond) görünüm. 91
6 Paleosismoloji içerisinde etkin uygulamalardan bir diğerini hendek çalışmaları oluşturur (Şekil 5). Bu şekilde güncel (Holosen/Kuvaterner) çökeller ile aktif faylanma süreci ilişkisini ortaya koymak mümkün olabilmektedir. Hendek kazılması bir bakıma doğada gelişmiş veya hazır açılmış mostralarda gözlemlenen fay düzlemi üzerindeki çalışmalardan farklı olarak mostra oluşturma esasına dayanır. Hendek açılacak yerin seçimi uzaktan algılama, jeoloji, jeomorfoloji ve jeofizik verilerinin değerlendirilmesi ardından titizlikle verilen kararla belirlenir. Uygulama açısından doğru seçilecek jeofizik yöntemlerden elde edilen veriler hendek yerinin seçimi aşamasında doğru karar vermede anahtar olabilir. Yeri belirlenen hendeğin kazılmasında fayın türü ve geometrisi önemli faktörler arasındadır. Eğer fay eğim atımlı bir fay ise faya dik yönlü hendek kazımı, fayın yanal atımlı olması durumunda ise fayın doğrultusuna hem dik hem paralel hendek kazımı yapılmalıdır. Yapılması düşünülen hendeklerin miktarları ve boyutları çalışma alanına bağlı olarak farklılıklar gösterir. Güvenliği sağlanmış hendek çalışmalarında genellikle 2,5 m ile 4 m arası derinlikler yeterli görünmekle birlikte faylanmanın iyi görüldüğü kesimlerde Holosen çökellerinin altına kadar devam ettirmek söz konusu olabilir. Hendek genişlikleri ve boyları da uygulama amacına göre bazı farklılıklar sunabilir. İmar planına esas çalışmalarda genişlikleri 1.5 m den az olmayacak ve boyları da yaklaşık 30 m olacak ölçüler sıklıkla tercih edilmektedir (Şekil 5a). Hendeğin istenilen ölçülerde kazılması ardından hendek duvarlarının bazı gereçler yardımıyla temizlenmesi gerekmektedir (Şekil 5b). Bu gereçler basit el aletleri olmakla birlikte temizleme işlerinin kolay yapılmasına göre dizayn edilmiş aletlerdir. Düzgün hendek duvarlarının oluşturulması ardından karelaj işlemi olarak adlandırılan çalışma gerçekleştirilir. Bu çalışma uygun çivi ve ipler yardımıyla 0.5 m x 0.5 m veya 1 m x 1 m boyutlarında alan oluşturma işlemidir (Şekil 5c). Sonrasında ise hendek duvarlarındaki çökel seviyelerin ve deformasyon oluşuklarının tespiti yapılır. Belirlenen yapıların boyalı çiviler ve/veya renkli kağıtlar yardımıyla yerleri işaretlenir. Hendek duvarlarındaki tüm bulgular milimetrik kağıt kullanarak ölçekli bir şekilde loglanır (Şekil 5d). Loglama sırasında sadece hendek duvarlarında belirlenen deformasyonların ve çökel seviyelerin işlenmesi dışında tarihlendirme çalışmaları için alınan numune yerleri de kağıda aktarılır. Elle gerçekleştirilen loglama işlemi aynı şekilde detaylı fotoğraflama işlemi olarak da yapılır. Ayrıca bu çalışmalar içerisinde video çekimine yer verilebilir. Şekil 5. Hendek çalışmalarından görünümler. (a) Aktif faylanma verilerinin belirleneceği hendek boyutlarının genel görünümü, (b) Hendek duvarı temizleme çalışması, (c) Karelajlanmış hendek duvarında açığa çıkan fay izinin yakın görünümü, (d) Hendek duvarında gözlenen çökel seviyelerinin ve deformasyon zonu oluşuklarının loglama çalışmasından görünüm. 92
7 Doğru yerlerde açılmış hendeklerden fayın aktivitesi ve deprem potansiyeli ile ilgili önemli bulgular sağlanır (Şekil 5c). Bunlar arasında depremin tekrarlanma periyodu gelir. Uygun yerlerden alınan numuneler yardımıyla meydana gelmiş yüzey faylanmaları tarihlendirilebilir (Bonilla vd. 1990; Walker 2005). Bu çerçevede bir sonraki depremin ne zaman olacağı ile ilgili hesaplama ve öngörülerde bulunulur. Depremlerin tekrarlama periyodunu bulabilmek için kullanılan yaşlandırma/tarihlendirme metodları arasında izotopik yöntemler (radyokarbon, kozmojenik izotop), radyojenik yöntemler (termoluminisans, optik luminisans) ve stratigrafik korelasyon yöntemleri sayılabilir. Yukarıdaki uygulamalar kapsamında fayın varlığının bilinmesine rağmen fayın yer içindeki boyutlarının tespiti ise bazı jeofizik yöntemlerle mümkün olmaktadır. Bu yöntemlerden sıklıkla kullanılan GPR (Ground Penetrating Radar), elektrik rezistivite, sismik yansıma ve sismik kırılma yöntemleridir. Yarım asırdan fazladır gelişerek sürdürülen jeodezik çalışmalar fayın aktivitesine yönelik projeksiyon oluşturmaya katkı sağlamaktadır. Tüm bu bulgular standart bir paleosismoloji rapor formatında sunulur (Gökçe vd., 2014). Bu kapsamda hazırlanan paleosismoloji raporu imar planına esas jeolojik-jeoteknik veya mikrobölgeleme etüt raporlarına eklenir. Bir paleosismoloji raporunda 1) Çalışmanın amacı ve kapsamı, 2) Çalışmanın yapıldığı ilin ve yakın çevresinin aktif tektoniği ve depremselliği, 3) İnceleme alanının jeolojisi, morfotektoniği ve yüzey faylanma özellikleri, 4) Paleosismoloji çalışmaları kapsamında açılan hendek bilgileri, hendek duvarlarının logları ve hendek verilerinin değerlendirmesi, 5) Sakınım bandı (Tampon bölge) oluşturulup oluşturulmayacağına yönelik bilgilere ve 6) Tartışma, sonuç ve öneriler bölümlerine yer verilmelidir. 4.TARTIŞMA ve SONUÇLAR Dünyada olduğu gibi Türkiye de de kentler kalabalıklaşmakta ve yerleşim yerleri giderek genişlemektedir. Güvenli yerleşim alanları için planlama öncesi ve sonrasında deprem üretmiş, potansiyel olarak deprem üreten ve yüzey faylanması meydana getiren fayların belirlenmesi ve tanımlanması ya da fayların potansiyel aktivitesinin olmadığını ortaya koymak gerekir. Bu bakımdan kentsel/kırsal alanların planlanma ve yapılaşma sürecini olumsuz yönden etkileyen aktif fayların belirlenmesi ve haritalanması zorunluluk olup bu çalışmalar aktif fay zonu çalışmaları ile gerçekleştirilmektedir. Burada temel amaç sağlıklı planlama ve yapılaşma süreçleri ile meydana gelecek depremlerden hasarsız ve/veya en az hasarla kurtulmayı sağlamaktır. Günümüz sismik kayıtları, yer kabuğunda yılda bir milyondan fazla deprem meydana geldiğine işaret etmektedir. Sevindirici olan bunların çok azı yerin statik durumunu bozabilmekte mühendislik yapılarını etkilemekte ve yüzeyde kalıcı morfolojik değişikliklere yol açmaktadır. Orta ve yüksek büyüklükte bir depremin doğrudan etkileri yüzey faylanması ve yer sarsıntısı (sıvılaşma, zemin büyütmesi) olarak gözlemekteyiz. Bu etkilere farklı kütle hareketleri (Örn., krip, heyelan, çığ) ve tusunami gibi diğer doğal afetler de eşlik edebilmektedir. Yüzey faylanması kilometrelerce yanal yayılımlı ve metrelerden yüzlerce metreye değişebilen genişlikli deformasyon zonları ile karakterize olur. Oluşan deformasyon zonlarını yanal ve düşey yer değiştirme gösteren faylanmalar, farklı geometride kırıklanmalar ile farklı boyutlarda kavislenme ve büklümlenme yapıları temsil eder. Yüzey faylanmasının tehlikelerinden korunmanın en iyi yolu paleosismoloji yöntemleri ile tanımlanmış faylardan uzakta olan alanlarda yapılaşmaya gidilmesidir. Böylesi faylar etrafında planlama ve yapılaşmayı kontrol altında tutmak üzere oluşturulacak sakınım bandı (koruma bandı, tampon bölge) can ve mal güvenliği açısından kabul görmüş bir yaklaşımdır. Aktif faylar ile bu faylardan sakınma (tampon bölge) mesafesinin planlama sürecini nasıl etkileyebileceği hususunda dünyadaki uygulamalarda farklılıklar bulunmaktadır (Demirtaş 2002; Gökçen vd. 2014). Bu konuda ABD nin bazı eyaletleri, Yeni Zelanda ve Tayvan gibi ülkeler yasal anlamda önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Diğer bazı gelişmiş ülkeler, geleneksel akılcı yaklaşımlarla bu tür sorunlarla baş edebilme olgusunu yerleştirmişlerdir. Ülkemizde bu durumun henüz olgunlaşmamış olduğunu belirtmekte yarar bulunmaktadır. Sorunların çözümünde başka ülkelerin oluşturduğu yasal çerçeveyi kopyalamak ya da başka ülkelerin yasal düzenlemeler oluşturmasını beklemek yerine konuya ilişkin uygulamalarda ödün verilmeden, araştırmaya ve bilimsel verilere dayalı yasal düzenlemelerin oluşturulması gerekliliği aşikârdır. Tüm bu veriler ışığında şu bulgu ve öneriler öne çıkarılabilir: 1- Türkiye yer kabuğu üzerinde aktif fay zonlarının egemen olduğu bölgede yer alır. Bu kapsamda Türkiye nüfusunun neredeyse tamamı deprem riski altındadır. Yerleşim alanları ile kritik yapılar dahil hayati öneme sahip mühendislik yapıları için deprem riskinin ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi gerekmektedir. 2- Türkiye de tarih öncesi, tarihsel ve aletsel deprem oluşumları büyük ölçüde fay zonları ile ilişkilidir. Bu 93
8 zonların çoklu disiplinler ile araştırılması ve ortaya konulması gerekir. Bu metodolojik çalışmalar paleosismoloji kapsamında gerçekleştirilmektedir. 3- Bir bölgede gerçekleştirilen palesismoloji çalışması; (i) Fayın konumu, fay zonunun genişliği ve fay izinin kompleksliğini, (ii) Fayın geometrisini ve boyutlarını, (iii) Fayın davranışını, (ıv) Fayın oluşturduğu en büyük deprem potansiyelini, (v) Fayın deprem tekrarlama aralığını ve yer değiştirme miktarını, (vı) Fayın yaşı ve depremin tarihi gibi aktif fayla ilgili önemli bulguları ortaya koyar. 4- Paleosismoloji çalışmaları ile elde edilen veriler belirli bir rapor formatında hazırlanarak bölgenin imar planı için öneriler getirir. Rapor pek çok yönden katma değer taşıdığından hazırlanması ve sonlandırılması bilimsel ve akademik süzgeçten geçmelidir. Uygulamaya açılmasında mühendislik etiği hep gözönünde bulundurulmalıdır. 5- Oluşturulan raporun toplumun farklı kademelerine yansıması daha çok tanımlanmış fay izi veya deformasyon zonu boyunca olası sakınım bandı (koruma bandı, tampon bölge) üzerinedir. Yasal bazı düzenlemeler oluşturmuş ülkelerde temel yaklaşım tanımlanmış aktif bir fay izi boyunca belli mesafede sakınım bandının oluşturulması yönündedir. Farklı ülkelerde fayın ayrıntılı çalışılmasının ardından fay türüne bağlı olarak sakınım bandı formülleri oluşturulmuştur. Formüllere bağlı sakınım bandı mesafeleri değişkenlik sunmaktadır. 6- Türkiye deki uygulamalarda sakınım bandının oluşturulması bazı tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bu tartışmalar teoride ve uygulamada pratikliği olan kriterlerin oluşturulması, bilimsel yetkinlikte hazırlanan ve mühendislik etiği kapsamında denetlenen çalışmalarla en aza indirilmesi mümkündür. 7- Hazırlanan paleosismoloji raporu ve sonuçları imar planına esas raporlara ve imar alanlarını düzenleyecek şehir plancılarına gerekli veri alt yapısını oluşturur nitelikte olmalıdır. 8- Aktif faylanma alanlarında mevcut yapıların mühendislik özellikleri, yüzey faylanması sonucu oluşan yer değiştirmeleri karşılayacak mühendislik tasarımına sahip değil ise hasar ve yıkım olayları kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle yapılaşma sürecinde Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik hükümlerine mutlaka uyulmalıdır. KAYNAKLAR Andrews D.J., Bucknam, R.C., Fitting degradation of shoreline scarps by a model with nonlinear diffusion. Journal of Geophysical Research, 92, 12: Bonilla M.G., Evaluation of Potential Surface Faulting and Other Tectonic Deformation. USGS, Open-File Report, Bonilla M.G., Lienkamper J.J., Visibility of Fault Strands in Exploratory Trenches and Timing of Rupture Events. Geology, 18: Bucknam R.C., Anderson R.E., Estimation of scarp ages from a scarp-height-slope angle relationship. Geology, 7: Burbank D., Anderson R. A., Tectonic Geomorphology. Wiley-Blackwell, 454 p. Çağlayan A Savcılı Fay Zonunun (Kırşehir) Yapısal Analizi. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 82 s. Demirtaş R, Diri Faylar Etrafında Tampon Bölge (Emniyetli Kuşak) Oluşturma Esasları-Fay Yasası. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Haber Bülteni, 3, 4: Doblas M., Slickenside Kinematic Indicators. Tectonophysics. 295: Edward A., Keller N. P., Active Tectonics. Second Edition. Prentice Hall, Upper Saddle River, 362 s. Fukuyama E., Fault-Zone Properties and Earhquake Rupture Dynamics. International Geophysics Series. Elsevier Academic Press, 94, 304 s. Gökçe O., Tüfekçi M.K., Gürboğa Ş., Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi ve Fay Sakınım Bantlarının Oluşturulması. AFAD, 377 s. Hancock P.L., Brittle microtectonics: principles and practice. Journal of Structural Geology, 7: Hanks T.C., Andrews D.J., Effect of far field slope on morphological dating of scarplike landforms. Journal of Geophysical Research, 94: Hart E.W., Bryant W.A., 1997 (revised). Fault-rupture hazard zones in California. California Division of Mines and Geology, Special Publication, 42, 38 s. Isik V., Uysal I.T., Caglayan A., Seyitoglu G., The evolution of intra-plate fault systems in central Turkey: structural evidence and Ar Ar and Rb Sr age constraints for the Savcili Fault Zone. Tectonics, 33: Keller E. A., Inter N., Active tectonics: Earthquakes Uplift and Landscapes. Prentice Hall, New Jersey, 338 s. Machette M.N., Slope morphologic dating, in Forman, S.L., editor, Dating methods applicable to Quaternary geologic studies in the western United 94
9 States. Utah Geological and Mineral Survey Miscellaneous Publication, 89, 7: McCalpin J. P., Paleoseismology. Academic Press, 588 s. McCalpin J., Paleoseismology. Academic Press cop., San Diego, 613 p. McClusky S., Balassanian S., Barka, A., Demir C., Ergintav, S., Georgiev I., Gürkan O., Hamburger M., Hurst K., Kahle H., Kastens K., Nadariya M., Ouzouni A., Paradissis D., Peter Y., Prlepin M., Reilinger R., Sanli I., Seeger H., Tealeb A., Toksöz M. N. Veis G GPS constraints on plate kinematics and Dynamics in the Eastern Mediterranean and Caucasus. Journal of. Geophysics Research, 105: Petit J.P., Criteria for the sense of movement on fault surfaces in brittle rocks. Journal of Structural Geology, 9: Rathje E.M., Bachuber J., Cox B., French J., Green R., Olson S., Rix G., Wells D., ve Suncar O Geotechnical Engineering Reconnaissance of the 2010 Haiti Earthquake. Geoengineering Extreme Events Reconnaissance Report. Şengör A. M. C., Yılmaz, Y Tethyan evolution of Turkey: A plate tectonic approach. Tectonophysics, 75: Şengör A. M. C., Görür N., Şaroğlu, F., Strike-slip faulting and related basin formation in zones of tectonic escape: Turkey as a case study, Strike-Slip Deformation, Basin Formation and Sedimentation. Biddle, K.T., Christie Blick, N. (Eds.), Soc. Eco., Palaeo. Mineral. Spec. Publ., 37: Twiss R.J., Moores E.M., Structural Geology. Freeman, New York, 532 p. Walker M., Quaternary Dating Methods. John Wiley & Sons Ltd., 286 p. Yeats R. S., Sieh K., Allen C.R., The Geology of Earthquake. Oxford University Press, Oxford, 568 p. 95
JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ
JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ Genel Jeoloji Prof. Dr. Kadir DİRİK Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü 2015 JEOLOJİ (Yunanca Yerbilimi ) Yerküreyi inceleyen bir bilim dalı olup başlıca;
DetaylıINS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ
4/3/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 4/3/2017 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER, STRATİGRAFİ,
DetaylıMaden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
YENİLENMİŞ TÜRKİYE DİRİ FAY HARİTALARI VE DEPREM TEHLİKESİNİN BELİRLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMİ Dr. Tamer Y. DUMAN MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi Türkiye neden bir deprem ülkesi? Yerküre iç-dinamikleri
DetaylıİMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU
AR TARIM SÜT ÜRÜNLERİ İNŞAAT TURİZM ENERJİ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇESİ SÜLEYMANİYE KÖYÜ TEPELER MEVKİİ Pafta No : ÇANAKKALE
DetaylıNeotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait. verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir.
Neotektonik incelemelerde kullanılabilir. Deformasyon stili ve bölgesel fay davranışlarına ait verileri tamamlayan jeolojik dataları sağlayabilir. Sismik tehlike değerlendirmeleri için veri tabanı oluşturur.
DetaylıNormal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.
Normal Faylar Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar. 1 2 Bir tabakanın normal faylanma ile esnemesi (stretching).
DetaylıDEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?
İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ 10.03.2015 DEPREMLER - 2 Dr. Dilek OKUYUCU Deprem Nedir? Yerkabuğu içindeki fay düzlemi adı verilen kırıklar üzerinde biriken enerjinin aniden boşalması ve kırılmalar
Detaylı25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)
25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) 25 Nisan 2015 te (saat 06:11, UT) Nepal de M: 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir (USGS). Depremin kaynağı, Türkiye nin de üzerinde bulunduğu dünyanın
DetaylıFAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:
FAYLAR Fay (Fault); kayaçlarda gözle görülecek kadar kayma hareketi gösteren kırıklara verilen genel bir isimdir. FAY, Yerkabuğundaki deformasyon enerjisinin artması sonucunda, kayaç kütlelerinin bir kırılma
DetaylıGİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar
JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu gözle
DetaylıGEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.
GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I., Mühendislik Jeolojisi: İlkeler ve Temel Kavramlar 3. Tarbuck,
Detaylı7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)
7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439) Doç. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 29.04.2010 Doç.Dr.Murat UTKUCU-SAU Jeofizik- 1 Diri tektonik ve deprem
DetaylıTABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü
TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü TABAKA DÜZLEMİNİN TEKTONİK KONUMU Tabaka düzleminin konumunu belirlemek için tabakanın aşağıdaki özelliklerinin
DetaylıDOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR
DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR Hareket vektörü fayın doğrultusuna paralel, eğim yönüne dik olan faylardır. Sapma Açısı: 00 o 1 http://www2.nature.nps.gov/geology/usgsnps/jotr/pic00015sm.jpg 2 3 http://www.geo.umn.edu/courses/1001/summer_session/crops_offset.jpg
DetaylıJEOLOJİK-JEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ
JEOLOJİKJEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ A. Yalçın 1, C. Gökçeoğlu 2, H. Sönmez 2 1 Aksaray Üniversitesi, Jeoloji Müh. Bölümü, Uygulamalı Jeoloji ABD, Aksaray 2 Hacettepe Üniversitesi,
Detaylı11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU
MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü
DetaylıINS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ
27.02.2018 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 27.02.2018 2 BÖLÜM 4 TABAKALI KAYAÇLARIN ÖZELLİKLER,
DetaylıSİSMOTEKTONİK (JFM ***)
SİSMOTEKTONİK (JFM ***) Prof. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 22.02.2016 Murat UTKUCU 1 Dersin Amacı ve öğrenim çıktıları Öğrenciye deprem-tektonik ilişkisinin ve deprem
DetaylıVIII. FAYLAR (FAULTS)
VIII.1. Tanım ve genel bilgiler VIII. FAYLAR (FAULTS) Kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek miktarda kayma göstermesi olayına faylanma (faulting), bu olay sonucu meydana gelen yapıya da fay (fault)
DetaylıTers ve Bindirme Fayları
Ters ve Bindirme Fayları Ters ve bindirme fayları sıkışmalı tektonik rejimlerin (compressional / contractional tectonic regimes) denetimi ve etkisi altında gelişirler. Basınç kuvvetleri, kayaçların dayanımlılıklarını
DetaylıMEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU
SINIRLI SORUMLU KARAKÖY TARIMSAL KALKINMA KOOP. MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU ÇANAKKALE İLİ BAYRAMİÇ İLÇESİ KARAKÖY KÖYÜ Pafta No : 1-4 Ada No: 120 Parsel No: 61 DANIŞMANLIK ÇEVRE
DetaylıŞekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri
06 Şubat 2017 Depremi (Mw=5.4) Bilgi Notu (Guncellenmiş) 06 Şubat 2017 Ayvacık - Gülpınar'da (Mw=5.5, KRDAE, Mw=5.3, AFAD, Mw=5.4, COMU) 06:51 de orta büyüklükte bir deprem olmuştur. Bu deprem sonrası
Detaylı:51 Depremi:
B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 06 ŞUBAT- 12 MART 2017 GÜLPINAR-AYVACIK (ÇANAKKALE) DEPREM ETKİNLİĞİ RAPORU 1. 06.02.2017 06:51 Depremi: 06 Şubat
DetaylıFAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN
FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ JEOFİZİK K MÜHENDM HENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ TEKTONİK IV-V. V. DERS Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN Fayları Arazide Tanıma Kriterleri Fay düzleminin karakteristik özellikleri
DetaylıDOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003
DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR Yaşar ar EREN-2003 6.DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR Bu faylar genellikle dikçe eğimli, ve bloklar arasındaki hareketin yatay olduğu faylardır. Doğrultu atımlı faylar (yanal,
DetaylıİNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği
İNM 424112 Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği Doç. Dr. Havvanur KILIÇ İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı İletişim Bilgileri İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı E-mail:kilic@yildiz.edu.tr
Detaylı17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU
MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU Rapor No: 10756 JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 17 EKİM 2005
Detaylı23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ (M W =7.2) HAKKINDA ÖN RAPOR
23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ (M W =7.2) HAKKINDA ÖN RAPOR Murat UTKUCU Emrah BUDAKOĞLU Hilal YALÇIN Hatice DURMUŞ Hüseyin KALKAN Levent GÜLEN SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ
DetaylıDOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DEPREM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DAUM) 25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8) 25 Nisan 2015 te (saat 06:11, UT) Nepal de M: 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir
Detaylı:51 Depremi:
B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 06-09 ŞUBAT 2017 GÜLPINAR-AYVACIK (ÇANAKKALE) DEPREM ETKİNLİĞİ RAPORU 1. 06.02.2017 06:51 Depremi: 06 Şubat 2017
DetaylıBURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ
BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ AMAÇ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK-MAM) arasında protokol imzalanmıştır. Projede, Bursa
Detaylı4. FAYLAR ve KIVRIMLAR
1 4. FAYLAR ve KIVRIMLAR Yeryuvarında etkili olan tektonik kuvvetler kayaçların şekillerini, hacimlerini ve yerlerini değiştirirler. Bu deformasyon etkileriyle kayaçlar kırılırlar, kıvrılırlar. Kırıklı
DetaylıBursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi
Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi 17 Ağustos 1999, Mw=7.4 büyüklüğündeki Kocaeli depremi, Marmara Denizi içine uzanan Kuzey Anadolu Fayı nın
DetaylıŞekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi
SON-B4 (Şekil 6) sondajının litolojik kesitine bakıldığında (inceleme alanının kuzeydoğusunda) 6 metre ile 13 metre arasında kavkı ve silt bulunmaktadır. Yeraltı su seviyesinin 2 metrede olması burada
DetaylıDeprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir
DEPREM VE ANTALYA NIN DEPREMSELLİĞİ 1. BÖLÜM DEPREM Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir 1.1. DEPREMİN TANIMI Yerkabuğu
DetaylıYapısal Jeoloji. 2. Bölüm: Gevrek deformasyon ve faylanma
MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal Jeoloji 2. Bölüm: Gevrek deformasyon ve faylanma Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak için http://ocw.mit.edu/terms
DetaylıFAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM
FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM Ramazan DEMİRTAŞ Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi, Aktif Tektonik
DetaylıTopoğrafya Haritaları, Yorumlanması ve Topoğrafik Kesit Alma
Uygulama 1 1.Topoğrafya Haritaları Topoğrafya Haritaları, Yorumlanması ve Topoğrafik Kesit Alma Ar.Gör. Cengiz Zabcı 1.1 Giriş Kontur çizgisi, belirli bir parametreye göre aynı değere sahip noktalardan
DetaylıB.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ
B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 06-07 ŞUBAT 2017 GÜLPINAR-AYVACIK (ÇANAKKALE) DEPREM ETKİNLİĞİ BASIN BÜLTENİ 1. 06.02.2017 06:51 Depremi: 06 Şubat
Detaylı25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME
25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME Ömer Emre, Ahmet Doğan, Selim Özalp ve Cengiz Yıldırım Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Yer Dinamikleri Araştırma ve
DetaylıB.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.
B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. ULUSAL DEPREM İZLEME MERKEZİ 10 ŞUBAT 2015 GÖZLÜCE-YAYLADAĞI (HATAY) DEPREMİ BASIN BÜLTENİ 10 Şubat 2015 tarihinde Gözlüce-Yayladağı nda (Hatay) yerel saat ile 06:01 de
DetaylıTOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER
TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE KESİTLER Prof.Dr. Murat UTKUCU Yrd.Doç.Dr. ŞefikRAMAZANOĞLU TOPOĞRAFİK HARİTALAR VE Haritalar KESİTLER Yeryüzü şekillerini belirli bir yöntem ve ölçek dahilinde plan konumunda gösteren
DetaylıYapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005
MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 12.113 Yapısal jeoloji 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik Güz 2005 Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak
DetaylıAtım nedir? İki blok arasında meydana gelen yer değiştirmeye atım adı verilir. Beş çeşit atım türü vardır. Bunlar;
1 FAYLAR Yeryuvarında etkili olan tektonik kuvvetler kayaçların şekillerini, hacimlerini ve yerlerini değiştirirler. Bu deformasyon etkileriyle kayaçlar kırılırlar, kıvrılırlar. Kırıklı yapılar (faylar
DetaylıİNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji
Hafta_5 İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji Haritalar ve kesit çıkarımı (Jeoloji-Mühendislik Jeolojisi ve topografik haritalar) Yrd.Doç.Dr. İnan KESKİN inankeskin@karabuk.edu.tr, inankeskin@gmail.com
Detaylı2010 DARFIELD VE 2011 CHRISTCHURCH DEPREMLERİ VE SONUÇLARI
2010 DARFIELD VE 2011 CHRISTCHURCH DEPREMLERİ VE SONUÇLARI ÖZET: D. Güner 1 1 Deprem Dairesi Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Ankara Email: duygu.guner@afad.gov.tr Yeni Zelanda da 4
DetaylıTÜRKİYE DİRİ FAYLARI VERİ TABANI
TÜRKİYE DİRİ FAYLARI VERİ TABANI Tamer Y. Duman 1, Ömer Emre 2, Ferdane Karakaya Gülmez 1, Selim Özalp 1, Hasan Elmacı 1, Şeyda Olgun 1, Şule Çörekçioğlu 1, Tolga Çan 3, Fuat Şaroğlu 4 1 MTA Genel Müdürlüğü,
Detaylı24.05.2014 EGE DENİZİ DEPREMİ
24.05.2014 EGE DENİZİ DEPREMİ ÖN ARAŞTIRMA RAPORU Hazırlayanlar Dr. Mustafa K. Koçkar Prof. Dr. Özgür Anıl Doç. Dr. S. Oğuzhan Akbaş EGE DENİZİ DEPREMİ (24.05.2014; M w :6.5) GİRİŞ 24 Mayıs 2014 tarihinde,
DetaylıYapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR
TOPOĞRAFİK HARİTALAR EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİ TOPOĞRAFİK HARİTALAR Yapılma Yöntemleri:» Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) HARİTALAR ve ENİNE KESİT HARİTALAR Yeryüzü şekillerini
Detaylı16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ
16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ 16 Nisan 2015 günü Türkiye saati ile 21:07 de Akdeniz de oldukça geniş bir alanda hissedilen ve büyüklüğü M L : 6,1 (KRDAE) olan bir deprem meydana gelmiştir (Çizelge
DetaylıMÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3
MÜHENDİSLİK JEOLOJİ Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : 3.0.0 KREDİ : 3 KONULAR 1. Giriş ve Yerin Genel Özellikleri YERİN İÇ OLAYLARI (İÇ DİNAMİK) 1. Mineraller ve Kayaçlar 2. Tabakalı Kayaçların Özellikleri
DetaylıKocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi Gökmen MENGÜÇ Şehir Plancısı / Genel Sekreter Yardımcısı / Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Osman GÜNLER Mimar / İmar ve
DetaylıDr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı
Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı (akocbay@dsi.gov.tr) GİRİŞ Su yapılarında meydana gelen sorunların en önemlileri; farklı oturmalar, şev duraylılığı, deprem, göl
DetaylıUrla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay
Cumhuriyet 21.06.2003 DEPREM ARAŞTIRMALARI Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay Urla (İzmir) depremine neden olan faylar önceden biliniyor muydu? Günümüzde Urla ile Balıkesir arasında
DetaylıJEOLOJİK HARİTALAR Jeolojik Haritalar Ör:
JEOLOJİK HARİTALAR Üzerinde jeolojik bilgilerin (jeolojik birimler, formasyonlar, taş türleri, tabakalaşma durumları, yapısal özellikler vbg.) işaretlendiği haritalara Jeolojik Haritalar denir. Bu haritalar
Detaylı21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU
21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU 25.04.2017 Buca / İZMİR 1. SİSMOTEKTONİK 21 Nisan 2017 günü, TSİ ile saat 17:12 de Manisa-Şehzadeler merkezli bir
Detaylı19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri
19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri E. Görgün 1 1 Doçent, Jeofizik Müh. Bölümü, Sismoloji Anabilim Dalı, İstanbul Üniversitesi, Avcılar ÖZET:
DetaylıMADEN TETKĐK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
MADEN TETKĐK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 10 OCAK 2016 ÇĐÇEKDAĞI (KIRŞEHĐR) DEPREMĐ (Mw 5,0) BĐLGĐ NOTU JEOLOJĐ ETÜTLERĐ DAĐRESĐ Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü Aktif Tektonik Araştırmaları
DetaylıĐMAR PLANINA ESAS JEOLOJĐK-JEOTEKNĐK ETÜT RAPORU
SAHĐBĐ ĐLĐ ĐLÇESĐ KÖYÜ MEVKĐĐ : BĐGA MERMER SANAYĐ VE TĐC. LTD. ŞTĐ : ÇANAKKALE : BĐGA : KOCAGÜR : SARIGÖL PAFTA NO : 6 ADA NO : -- PARSEL NO : 1731-1732-1734 ĐMAR PLANINA ESAS JEOLOJĐK-JEOTEKNĐK ETÜT
DetaylıPROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2018, İSTANBUL
HRT5207Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Yeryüzü Şekillerinin Değerlendirilmesi PROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
DetaylıII. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS)
II. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS) Olay, tehlike ve felaket (afet) arasında belirgin bir fark vardır. Doğal bir olay (jeolojik veya iklimsel olabilir) basit olarak doğal bir oluşumdur. Tehlike ise (jeolojik
DetaylıİNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji
Hafta_1 İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji Giriş: Jeolojinin tanımı ve alt disipleri Yrd.Doç.Dr. İnan KESKİN inankeskin@karabuk.edu.tr, inankeskin@gmail.com Dersin Amacı Yer bilimlerinin temel kavramlarını
DetaylıYAPISAL JEOLOJİ JEOLOJİNİN İLKELERİ YÖNTEMLER VE AŞAMALAR YAPILARIN SINIFLAMASI KAYA BİRİMİ DOKANAKLARI
YAPISAL JEOLOJİ Yapısal Jeoloji, yerkabuğunda bulunan yapılarının tanımlanmasını, oluşumlarının açıklanmasını ve yer kabuğunun deformasyonunu konu edinir. NEDEN YAPISAL JEOLOJİ Yapısal jeoloji yer kabuğundaki
DetaylıBÖLÜM 2 JEOLOJİK YAPILAR
BÖLÜM 2 JEOLOJİK YAPILAR GİRİŞ Dünyamızın üzerinde yaşadığımız kesiminden çekirdeğine kadar olan kısmında çeşitli olaylar cereyan etmektedir. İnsan ömrüne oranla son derece yavaş olan bu hareketlerin çoğu
DetaylıÖn Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü
vii İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü x xi 1 GİRİŞ 1 1.1 Seçilmiş Genel Kitaplar ve Jeoloji Üzerine Kaynak Malzemeler 2 1.2 Jeolojik Saha Teknikleri ile İlgili Kitaplar 3 2 ARAZİ DONANIMLARI
DetaylıEN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ
EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ ÖZET: Y. Bayrak 1, E. Bayrak 2, Ş. Yılmaz 2, T. Türker 2 ve M. Softa 3 1 Doçent Doktor,
DetaylıKIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) Kıvrımlanma
KIVRIMLAR (SÜNÜMLÜ / SÜNEK DEFORMASYON) 1 Kıvrımlanma 2 1 Tabakalı kayaçların tektonik kuvvetlerin etkisiyle kazandıkları dalga şeklindeki deformasyon yapılarına kıvrım, meydana gelen olaya da kıvrımlanma
DetaylıINS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ
5/29/2017 1 INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Orhan ARKOÇ e-posta : orhan.arkoc@klu.edu.tr Web : http://personel.klu.edu.tr/orhan.arkoc 5/29/2017 2 BÖLÜM 10 KAYAÇLARIN ve SÜREKSİZLİKLERİNİN
Detaylı3. TEKTONİK JEOMORFOLOJİ VE FAYLAR
3. TEKTONİK JEOMORFOLOJİ VE FAYLAR Hangi tektonik rejimde olursa olsun, tektonik hareketler yeryüzünde karakteristik bir şekil oluştururlar. 3.1. NORMAL FAYLARDA GELİŞEN YÜZEY ŞEKİLLERİ Genişlemeli tektonik
DetaylıJEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ
JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ HAZIRLAYAN (Jeoloji Mühendisi) Adı Soyadı : Oda Sicil No (*) : AY-YIL Ruhsat
Detaylı8 MART 2010 BAŞYURT (KARAKOÇAN) DEPREMİ (M W =6.0) TELESİSMİK KAYNAK ÖZELLİKLERİ: SİSMOTEKTONİK ÇIKARIMLAR
ÖZET: 8 MART 2010 BAŞYURT (KARAKOÇAN) DEPREMİ (M W =6.0) TELESİSMİK KAYNAK ÖZELLİKLERİ: SİSMOTEKTONİK ÇIKARIMLAR Murat UTKUCU 1, Emrah BUDAKOĞLU 2 ve Levent GÜLEN 3 1 Doçent, Sakarya Üniversitesi, Jeofizik
DetaylıTÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI KAYA OYMA YAPILARININ TASARIMINDA JEOFİZİK ETÜTLER RAPOR FORMATI Mart - 2016 Yönetim Kurulu nun 01/03/2016 tarih ve 107 sayılı kararı
DetaylıDoğrultu atımlı fay sistemlerinin geometrisi. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları
Doğrultu atımlı fay sistemlerinin geometrisi Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları 1 Fay izinin (fault trace) gidişine göre doğrultu atımlı faylar 1. düz doğrultu atımlı faylar 2. bükümlü doğrultu atımlı faylar
DetaylıDEÜ DESEM - Alsancak / İZMİR (75.Yıl Konferans Salonu)
0900-1800 DEÜ DESEM - Alsancak / İZMİR (75.Yıl Konferans Salonu) Kent yaşamında jeoloji bilimi ve bu bilimin mühendislik uygulamaları önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda Yerel Yönetimler, jeoloji hizmetlerini,
Detaylı... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU
ARAMA FAALİYET RAPOR FORMATI İLÇE... (İL)... NO'LU RUHSATA İLİŞKİN (... DÖNEM) ARAMA FAALİYET RAPORU HAZIRLAYAN TEKNİK SORUMLU Adı Soyadı JEOLOJİ MÜHENDİSİ Oda Sicil No AY-YIL 1 İLETİŞİM İLE İLGİLİ BİLGİLER
DetaylıB.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ
B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ 12 Haziran 2017 tarihinde Karaburun Açıkları Ege Denizi
DetaylıÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7
ÖN SÖZ... ix BÖLÜM 1: GİRİŞ... 1 Kaynaklar...6 BÖLÜM 2: TEMEL KAVRAMLAR... 7 2.1 Periyodik Fonksiyonlar...7 2.2 Kinematik, Newton Kanunları...9 2.3 D Alembert Prensibi...13 2.4 Enerji Metodu...14 BÖLÜM
DetaylıKırıklar, Eklemler, Damarlar
Kırıklar, Eklemler, Damarlar Kırıklar ve eklemler hemen hemen her yüzlekte bulanan mezoskopik yapılardır. Kayalar kırık yüzeyleri boyunca parçalara ayrılabilir. Bu parçalanma özelliği kayaların duraylılık
DetaylıARAŞTIRMALARINDA ARAZİ DENEYLERİ KAPSAMINDA YAPILACAK JEOFİZİK ARAŞTIRMALAR
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Parsel Bazlı Zemin Etüt Çalışmaları Eğitimi SAHA ARAŞTIRMALARINDA ARAZİ DENEYLERİ KAPSAMINDA YAPILACAK JEOFİZİK ARAŞTIRMALAR Prof.Dr
DetaylıElazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi
Fırat Üniv. Fen Bilimleri Dergisi Firat Unv. Journal of Science 6(), 7-77, 0 6(), 7-77, 0 Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi Adem DOĞANER, Sinan ÇALIK
Detaylı05 AĞUSTOS 2012 ORTABAĞ-ULUDERE (ŞIRNAK) DEPREMİ BİLGİ NOTU
MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 05 AĞUSTOS 2012 ORTABAĞ-ULUDERE (ŞIRNAK) DEPREMİ BİLGİ NOTU JEOLOJİ ETÜTLERİ DAİRESİ Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü Aktif Tektonik Araştırmaları
DetaylıHarita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası
AFET YÖNETİMİ Kütahya ve çevresi illeri yoğun deprem kuşağında olan illerdir. Bu çevrede tarih boyunca büyük depremler görülmüştür. Kütahya ve çevre iller doğal afet riski taşıyan jeolojik ve topografik
DetaylıİNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ DEPREM MÜHENDİSLİĞİ Prof.Dr. Zekai Celep İnşaat Mühendisliğine Giriş / Deprem Mühendisliği DEPREM MÜHENDİSLİĞİ 1. Deprem 2. Beton 3. Çelik yapı elemanları 4. Çelik yapı sistemleri
DetaylıBurdur Fethiye fay zonu tektonik hareketlerinin GPS ile belirlenmesi
itüdergisi/d mühendislik Cilt:5, Sayı:3, Kısım:1, 135-141 Haziran 2006 Burdur Fethiye fay zonu tektonik hareketlerinin GPS ile belirlenmesi Saffet ERDOĞAN, Muhammed ŞAHİN İTÜ İnşaat Fakültesi, Jeodezi
DetaylıGemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.
PLAN DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU: Kapsam: Hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Bursa İli, Gemlik İlçesi, Yeni Mahallesinde, H22-A-09-A-1-C, pafta, 956, 957 nolu imar adaları ile çevresini
DetaylıBoğaziçi Üniversitesi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü. Ulusal Deprem İzleme Merkezi
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi 10 HAZİRAN 2012 ÖLÜDENİZ AÇIKLARI - FETHİYE (MUĞLA) DEPREMİ 10 Haziran 2012 Türkiye saati ile 15 44
DetaylıT.C. BELEDİYE BAŞKANLIĞI İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü
T.C. BELEDİYE BAŞKANLIĞI İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ (-----------------)SAHASINDA YAPILACAK OLAN İMAR PLANLARINA ESAS JEOLOJİK,
DetaylıZEMİN İNCELEMELERİ. Yetersiz Zemin İncelemesi Sonucu Ortaya Çıkabilecek Kayıplar. İçin Optimum Düzey. Araştırma ve Deney
ZEMİN İNCELEMELERİ Doğal yamaç ve yarmada duraylılığın kontrolü Barajlarda ve atık depolarında duraylılık ve baraj temelinin kontrolü, sızdırmazlık Yapıdan gelen yüklerin üzerine oturduğu zemin tarafından
DetaylıYENİŞEHİR/BURSA İLÇESİ YERLEŞİM ALANI DEPREM ÇEKİNCESİ
YENİŞEHİR/BURSA İLÇESİ YERLEŞİM ALANI DEPREM ÇEKİNCESİ İ.Akkaya, M.Ö.Arısoy ve Ü. Dikmen Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü, 06100 Ankara-TÜRKİYE Tel: 312 203 34 05
DetaylıFayların Ar azide Tespit Edilme Yöntemleri
FAYLARI ARAZİDE TAN IMA V ERİLERİ VE YÖNT EML ERİ Tektonik aktivitesi devam eden fayların (aktif fay, diri f ay) bulunduğu bölgelerde, fay tipine bağlı olarak değişik belirteçler-işaretler f ayın tanınmasını
DetaylıRamazan DEMİRTAŞ, Cenk ERKMEN, Müjdat YAMAN
12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİ: YÜZEY KIRIK GEOMETRİSİ, ATIM MİKTARI DAĞILIMI VE GELECEK DEPREM POTANSİYELİ Ramazan DEMİRTAŞ, Cenk ERKMEN, Müjdat YAMAN Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi(demirtas@deprem.gov.tr)
DetaylıT.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU
T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU MAYIS 2010 İÇİNDEKİLER 1. 2010 MAYIS AYINDA TÜRKĠYE DE ÖNE ÇIKAN DEPREM AKTĠVĠTELERĠ... 1 2. EGE DENĠZĠ-
DetaylıProjeleri destekleyen ve yürüten kuruluslar Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Kurumu (National Aerounatics and Space Administration (NASA))
TÜRKİYE İ ULUSAL JEODEZİ İ KOMİSYONU İ (TUJK) 2006 YILI BİLİMSEL İ İ TOPLANTISI Tektonik ve Jeodezik Ağlar Çalıştayı 2 San Andreas Fayında Yapılan Jeodezik ve Yer Dinamiği Çalışmaları Mualla YALÇINKAYA
DetaylıAkıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2
Kanal Gradyanı (m/m) Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Ayrılma Sınırlı Rasgele değişken Ayrılma Sınırlı Denge Eğimi Taşınma Sınırlı Taşınma Sınırlı Denge Eğimi Drenaj alanı m^2 Gradyan Karışık temel
Detaylı02 MART 2017 ADIYAMAN SAMSAT DEPREMİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU
DİCLE ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 02 MART 2017 ADIYAMAN SAMSAT DEPREMİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU Yrd. Doç. Dr. M. Şefik İmamoğlu Maden Müh.Böl.Genel
DetaylıŞekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7.
Şekil 1. Doğu Tibet Platosu'nun tektonik ve topografik haritası. Beyaz dikdörtgen ANHF'nin çalışma alanını gösterir. Kırmızı yıldızlar Mw=7.8 2001 Kullun, Mw=7.9 2008 Wenchua ve Ms=7.1 2010 Yushu depremlerinin
DetaylıPLANLAMA VE YAPILAŞMA AÇISINDAN YÜZEY FAYLANMASI TEHLİKESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KILAVUZU
PLANLAMA VE YAPILAŞMA AÇISINDAN YÜZEY FAYLANMASI TEHLİKESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KILAVUZU Yayın No: 134 550.4 jeo I. Planlama ve yapılaşma Açısından Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi Klavuzu
DetaylıMENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI
MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI Altan İÇERLER 1, Remzi BİLGİN 1, Belgin ÇİRKİN 1, Hamza KARAMAN 1, Alper KIYAK 1, Çetin KARAHAN 2 1 MTA Genel Müdürlüğü Jeofizik
DetaylıKaynak Yeri Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları. Örnek Proje: Yeraltı Suyunda Kaynak Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları
Kaynak Yeri Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları Örnek Proje: Yeraltı Suyunda Kaynak Tespiti ve İyileştirme Çalışmaları Hazırlayan: Ozan Atak (Jeoloji Yüksek Mühendisi) Bilge Karakaş (Çevre Yüksek Mühendisi)
DetaylıÖNEMLİ NOT: Page Scaling None YAPISAL KONTUR
ÖNEMLİ NOT: Notların çıktısını aldığınızda ölçeğin bozulmaması için çıktı alırken Page Scaling (Sayfa Ölçeklendirmesi) kısmının None (Yok) olarak seçilmesi gerekmektedir. YAPISAL KONTUR Yapısal konturlar
Detaylı