KADINA YÖNELİK ŞİDDET ALGISI -Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla- Doç. Dr. Dolunay Şenol Doç. Dr. Sıtkı Yıldız

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KADINA YÖNELİK ŞİDDET ALGISI -Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla- Doç. Dr. Dolunay Şenol Doç. Dr. Sıtkı Yıldız"

Transkript

1 KADINA YÖNELİK ŞİDDET ALGISI -Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla- Doç. Dr. Dolunay Şenol Doç. Dr. Sıtkı Yıldız ANKARA-2013 I

2 Bu araştırma Mutlu Çocuklar Derneği tarafından finanse edilmiş olup, 2846 Sayılı Kanuna göre bu eserin bütün yayın, tercüme iktibas hakları Mutlu Çocuklar Derneği ne aittir. Kitapta yer alan açıklama ve görüşler yazarlarına ait olup Derneğin görüşlerini yansıtmaz. Kadına Yönelik Şiddet Algısı -Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla- (2013: Ankara) Kadına Yönelik Şiddet Algısı-Kadın ve Erkek Bakış Açılarıyla-/Yazarlar: Dolunay ŞENOL, Sıtkı YILDIZ. Mutlu Çocuklar Derneği Yayınları, Ankara: ISBN: (MÇD) Mutlu Çocuklar Derneği Yayınları Mutlu Çocuklar Derneği Mebusevleri Ayten Sokak No:39/8 Çankaya-ANKARA Tel: ( ) Fax: ( ) Web: E-Posta: Kapak Tasarım: Baskı: Tarcan Matbaacılık Adres: Zübeyde Hanım Mahallesi Samyeli Sokak No:15 İskitler-ANKARA Tel: ( ) Haziran 2013 II

3 ARAŞTIRMADA GÖREV ALANLAR Araştırma Koordinatörü Hasan KALA (Mutlu Çocuklar Derneği Ankara Koordinatörü) Araştırma Yürütücüleri Doç. Dr. Dolunay Şenol (Kırıkkale Üniversitesi) Doç. Dr. Sıtkı Yıldız (Kırıkkale Üniversitesi) Saha Sorumluları Eşref KÜLLEBİ (Mutlu Çocuklar Derneği İstanbul Şubesi Temsilcisi) Asım KURUMAHMUT (Mutlu Çocuklar Derneği Trabzon Şubesi Temsilcisi) Serdal PEKER (Mutlu Çocuklar Derneği Gaziantep Şubesi Temsilcisi) Çelebi KIYICI (Mutlu Çocuklar Derneği Bursa Şubesi Temsilcisi) Yunus ÇELİK (Mutlu Çocuklar Derneği Diyarbakır Şubesi Temsilcisi) H. Mustafa Yılmaz (Mutlu Çocuklar Derneği) Analiz ve Raporlama Doç. Dr. Dolunay Şenol (Kırıkkale Üniversitesi) Doç. Dr. Sıtkı Yıldız (Kırıkkale Üniversitesi) Sekreterya H. Mustafa Yılmaz (Mutlu Çocuklar Derneği) III

4 IV

5 ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR Kadın ve Çocuk, aile yapısının çok önemli iki unsurudur. Kadın, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde kilit rol oynarken, çocuk da gerek ailelerin gerekse toplumun sürekliliği ve devamı adına önemli bir noktada durmaktadır. Toplumsal ahengin oluşmasında ve sosyal kurumların sağlıklı bir şekilde işlemesindeki en önemli şart kadının ve çocuğun hak ettiği değeri görmesidir. Aksi halde sosyal problemler artarak devam edecektir. Yaşanan toplumsal problemlerin aktörlerine baktığımızda neredeyse tamamının, yetişmiş oldukları aile yapılarında problemler olduğunu görmekteyiz. Şiddet mağduru veya şahidi çocuklar büyüdüklerinde kendi çevrelerine de aynı şekilde zarar vermektedirler. Özellikle, ilk gelişim ve çocukluk dönemlerinde; her şeyden daha çok değer verdiği annesinin şiddete maruz kalmasına şahit olan çocuklar, ileride tedavisi çok da mümkün olmayan travmalar yaşamaktadırlar. Şiddetin genel yapısına baktığımızda; aile bağlarının zedelenmesi, insani ve kültürel değerlerin yozlaştırılması, vicdan kavramının insanların yaşantılarında tam anlamıyla yer bulamaması, koruma, müdahale ve cezai müeyyide gibi alanlarda yetersiz kalınması, ekonomik sebepler, eğitimsizlik vb. birçok nedenlerden beslendiğini görmekteyiz. Problemin bu kadar karışık olması, çözümü de o denli zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, bu sosyal rahatsızlığın tedavisi de kapsamlı bir mücadele ile gerçekleştirilebilir. Gerek ilgili resmi kurumların gayretleri, gerekse sivil toplum kuruluşlarının yürüteceği çalışmalar problemin çözümü adına önemli katkılar sağlayacaktır. Mutlu Çocuklar Derneği olarak yürüttüğümüz Uluslararası Katılımlı Kadına ve Çocuğa Karşı Şiddet Sempozyumu kapsamında Ankara, İstanbul, İzmir, Malatya, Adana, Erzurum, Trabzon illerinde 3500 kadın ve 3500 erkek üzerinde şiddet konusuyla ilgili 2 farklı anket uygulanmıştır. Anketlerden elde edilen sonuçlar Nisan da düzenlediğimiz sempozyumla birlikte danışman hocalarımız tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Uygulanan anketin sonuçlarının yer aldığı bu kitabın problemlerin tespitine, çözümüne katkı sağlayacağı ümidini taşımaktayız. Elde edilen veriler, daha sağlıklı araştırma ve politikalar üretebilmek amacıyla ilgili kurum, araştırmacı ve sivil toplum kuruluşları ile paylaşılacaktır. Yaşanan acıların bir nebze olsun dinmesi adına, konuyla ilgili ne yapılsa yetersiz kalacaktır. Son yıllarda, son derece önemli çalışmaların yürütüldüğü kadına ve çocuğa karşı şiddeti önleme konusunda yapılan tüm çalışmaları önemsiyoruz. Geleceğe umutla bakabilen toplumlar; sağlıklı, özgüveni gelişmiş, kendini kolaylıkla ifade edebilen, değer görmüş insanların omuzlarında şekillenecektir. Araştırma çalışmasının yürütülmesinde katkı sağlayan başta danışmanlarımız Doç. Dr. Dolunay ŞENOL ve Doç. Dr. Sıtkı YILDIZ olmak üzere tüm araştırma ekibine teşekkürlerimi sunarım. Kadına ve çocuğa karşı şiddet gibi müessif bir problemin ivedilikle çözülmesi ümit ve temennisiyle... Sevgi MERMERCİ Mutlu Çocuklar Derneği Yönetim Kurulu BaşkanıİÇİNDEKİLER V

6 ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR...V İÇİNDEKİLER...VI TABLOLAR LİSTESİ... VII GRAFİKLER LİSTESİ... IX GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM KADINA YÖNELİK ŞİDDET ŞİDDET OLGUSU ŞİDDETİN ÇEŞİTLERİ TOPLUMSAL CİNSİYET VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖZELLİKLERİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN SEBEPLERİ AİLE İÇİ ŞİDDET TÜRLERİ Fiziksel Şiddet Sözel Şiddet Duygusal Şiddet Ekonomik Şiddet Cinsel Şiddet KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DAİR GENEL BİR DEĞERLENDİRME DÜNYADA KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN BOYUTLARI TÜRK TOPLUMUNDA AİLE İÇİ ŞİDDET TÜRKİYE DE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DAİR VERİLER İKİNCİ BÖLÜM KADINA YÖNELİK ŞİDDET ALGISI ARAŞTIRMASI ALAN ARAŞTIRMASI ÇALIŞMASI ARAŞTIRMANIN AMACI VE KONUSU ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ Varsayımlar Evren ve Örneklem Veri Toplama Teknikleri Veri Toplama Aracı Veri Toplama Süreci Verilerin Çözümlenmesi ARAŞTIRMA BULGULARI Kadınların Kadına Yönelik Şiddet Algıları Kadın Katılımcıların Demografik Özellikleri Kadın Katılımcıların Şiddet ve Aile İçi Şiddete İlişkin Değerlendirmeleri Katılımcıların Şiddet Olgusu İle İlgili Tutum ve Değer Yargıları Kadın Katılımcıların Şiddet Olgusu İle İlgili Tutum ve Değer Yargıları Erkeklerin Kadına Yönelik Şiddet Algıları Erkek Katılımcıların Demografik Özellikleri VI

7 Erkek Katılımcıların Şiddet ve Aile İçi Şiddete İlişkin Değerlendirmeleri Erkek Katılımcıların Şiddet Olgusu İle İlgili Tutum ve Değer Yargıları Kadınların ve Erkeklerin Şiddet Algılarının Karşılaştırılması Tutum ve Değer Yargılarına İlişkin İstatistikler SONUÇ...96 KAYNAKLAR EKLER Ek-1: Kadınlara Uygulanan Anket Formu Ek-2: Erkeklere Uygulanan Anket Formu TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Türkiye Nüfusunun 2011 Yılı İtibariyle Yaş Grubu ve Cinsiyete Göre Dağılımı Tablo 2: Örneklemin Cinsiyete ve İllere göre dağılımı Tablo 3: Katılımcı kadınların yaş dağılımı Tablo 4: Katılımcı kadınların medeni halleri Tablo 5: Katılımcı kadınların eğitim durumları Tablo 6: Size göre hangi tür davranışlar şiddet göstergesidir? Tablo 7: Aile içi şiddete maruz kaldınız mı? Tablo 8: Aile içi şiddete maruz kaldıysanız, hangi sıklıkla maruz kaldınız? Tablo 9: Medeni haliniz sorusu ile Aile içi şiddete maruz kaldıysanız, hangi sıklıkla maruz kaldınız sorusu arasındaki çapraz dağılım Tablo 10: Aile içi şiddete kim tarafından maruz bırakıldınız? Tablo 11: Aile içi şiddete maruz kalmanızın nedeni nedir? Tablo 12: Aile içi şiddete maruz kaldığınız zaman herhangi bir yerden yardım talep ettiniz mi? Tablo 13: Aile içi şiddete maruz kaldığınız zaman herhangi bir yerden yardım talep ettiyseniz, nerelerden veya kimden yardım istediniz? Tablo 14: Herhangi bir yerden yardım talep etmediyseniz, nedenini açıklar mısınız? Tablo 15: Aile içi şiddete maruz kalınca herhangi bir yerden psikolojik destek aldınız mı? Tablo 16: Psikolojik destek aldıysanız, kimlerden aldınız? Tablo 17: Aile içi şiddet uyguladınız mı? Tablo 18: Aile içi şiddet uyguladıysanız kimlere uyguladınız? Tablo 19: Aile içi şiddete başvuruyorsanız, bunu hangi sıklıkla yapıyorsunuz? Tablo 20: Aile içi şiddete başvuruyorsanız, nedenlerini açıklayınız? Tablo 21: Şiddete başvurmak sizce bir çözüm yolu mudur? Tablo 22: Sizce kadına kimlerin şiddet uygulama hakkı vardır? Tablo 23: Şiddet bazen gereklidir Tablo 24: Kadına yönelik şiddet, derecesi çok değilse mazur görülebilir Tablo 25: Terbiye amaçlı şiddet desteklenebilir Tablo 26: Dayak varsa eşler boşanmalıdır Tablo 27: Yaşa göre dayak varsa eşler boşanmalıdır yargısının dağılımı Tablo 28: Erkeği şiddete kadın tahrik eder Tablo 29: Yaşa göre erkeği şiddete kadın tahrik eder yargısının dağılımı Tablo 30: Kadına yönelik şiddet haklı gerekçesi olduğunda kabul edilebilir bir şeydir VII

8 Tablo 31: Erkek, eşine bazen fiziksel şiddet gösterebilmelidir...42 Tablo 32: Yaşa göre erkek, eşine bazen fiziksel şiddet gösterebilmelidir yargısının dağılımı...43 Tablo 33: Eğitime göre erkek, eşine bazen fiziksel şiddet gösterebilmelidir yargısının dağılımı...43 Tablo 34: Kocasının beklentilerini yerine getirmezse kadına şiddet uygulanabilir...44 Tablo 35: Eğer erkek, kadına şiddet uygularsa tutuklanmalıdır...44 Tablo 36: Yaşa göre erkek, kadına şiddet uygularsa tutuklanmalıdır yargısının dağılımı...45 Tablo 37: Kadınların bazı davranışları şiddet görmelerini gerektirir...46 Tablo 38: Yaşa göre kadınların bazı davranışları şiddet görmelerini gerektirir yargısının dağılımı..46 Tablo 39: Kadına yönelik şiddet, kadının kışkırtması söz konusu olduğunda kabul edilebilir...47 Tablo 40: Kadın-erkek arasındaki tartışmanın içine dayak girerse sevgi bağı yok olur...48 Tablo 41: Dayak bir terbiye aracıdır...49 Tablo 42: Erkek şiddet uygularsa kesinlikle eşler boşanmalıdır...49 Tablo 43: Kadın aile içi şiddete maruz kalıyorsa devlet tarafından koruma altına alınmalıdır...50 Tablo 44: Şiddet çözüm değildir...51 Tablo 45: Evdeki kararları erkek almalıdır, kadın da buna uymalıdır...51 Tablo 46: Yaşa göre evdeki kararları erkek almalıdır, kadın da buna uymalıdır yargısının dağılımı.52 Tablo 47: Kadın kocasının söylediklerini sorgularsa koca dayak atabilir...52 Tablo 48: Yaşa göre kadın kocasının söylediklerini sorgularsa koca dayak atabilir yargısının dağılımı...53 Tablo 49: Kadın kocasına karşı geldiği zaman kesinlikle cezalandırılmalıdır...54 Tablo 50: Kadın kocasına her şartta itaat etmelidir...54 Tablo 51: Yaşa göre kadın kocasına her şartta itaat etmelidir yargısının dağılımı...55 Tablo 52: Şiddet gören kişi karşısındakine benzer şekilde karşılık verebilir...56 Tablo 53: Katılımcı erkeklerin yaş dağılımı...57 Tablo 54: Katılımcı erkeklerin medeni halleri...58 Tablo 55: Katılımcı erkeklerin eğitim durumları...58 Tablo 56: Size göre hangi tür davranışlar şiddet göstergesidir?...58 Tablo 57: Aile içi şiddet uyguladınız mı?...60 Tablo 58: Aile içi şiddete başvuruyorsanız, bunu hangi sıklıkla yapıyorsunuz?...60 Tablo 59: Aile içi şiddet uyguladıysanız kimlere uyguladınız?...61 Tablo 60: Aile içi şiddete başvuruyorsanız, nedenlerini açıklayınız?...62 Tablo 61: Aile bireylerine şiddet uyguladıktan sonra pişman olur musunuz?...63 Tablo 62: Aile içi şiddet uyguladığınız için herhangi bir yerden psikolojik destek aldınız mı?...63 Tablo 63: Psikolojik destek aldıysanız kimlerden aldınız?...64 Tablo 64: Şiddete başvurmak sizce bir çözüm yolu mudur?...64 Tablo 65: Şiddet bazen gereklidir...65 Tablo 66: Şiddetin derecesi çok değilse mazur görülebilir...65 Tablo 67: Terbiye amaçlı şiddet desteklenebilir...65 Tablo 68: Dayak varsa eşler boşanmalıdır...66 Tablo 69: Eğitime göre dayak varsa eşler boşanmalıdır yargısının dağılımı...66 Tablo 70: Erkeğin eşine şiddet uygulama hakkı vardır...67 Tablo 71: Şiddet haklı gerekçesi olduğunda kabul edilebilir bir şeydir...67 Tablo 72: Erkek, aile fertlerine bazen fiziksel şiddet gösterebilmelidir...68 Tablo 73: Yaşa göre erkek, aile fertlerine bazen fiziksel şiddet gösterebilmelidir yargısının dağılımı...68 Tablo 74: Erkek evin reisidir, gerektiğinde şiddet uygulayabilir...69 Tablo 75: Yaşa göre erkek evin reisidir, gerektiğinde şiddet uygulayabilir yargısının dağılımı...69 VIII

9 Tablo 76: Şiddet uygulayan kişi tutuklanmalıdır...70 Tablo 77: Bazı davranışlar şiddet uygulanmasını gerektirir...71 Tablo 78: Kadına yönelik şiddet, kadının kışkırtması söz konusu olduğunda kabul edilebilir Tablo 79: Kadın-erkek arasındaki tartışmanın içine dayak girerse sevgi bağı yok olur Tablo 80: Dayak bir terbiye aracıdır Tablo 81: Yaşa göre dayak bir terbiye aracıdır yargısının dağılımı Tablo 82: Erkek şiddet uygularsa kesinlikle eşler boşanmalıdır Tablo 83: Kadın aile içi şiddete maruz kalıyorsa devlet tarafından koruma altına alınmalıdır Tablo 84: Şiddet çözüm değildir Tablo 85: Eğitime göre şiddet çözüm değildir yargısının dağılımı Tablo 86: Evdeki kararları erkek almalıdır, kadın da buna uymalıdır Tablo 87: Kadın kocasının söylediklerini sorgularsa koca dayak atabilir Tablo 88: Eğitime göre kadın kocasının söylediklerini sorgularsa koca dayak atabilir yargısının dağılımı Tablo 89: Kadın kocasına karşı geldiği zaman kesinlikle cezalandırılmalıdır Tablo 90: Eğitime göre kadın kocasına karşı geldiği zaman kesinlikle cezalandırılmalıdır yargısının dağılımı Tablo 91: Kadın kocasına her şartta itaat etmelidir Tablo 92: Şiddet gören kişi karşısındakine benzer şekilde karşılık verebilir Tablo 93: Bir defa dahi dayak olduysa eşler boşanmalıdır Tablo 94: Kadınların tutum ve değer yargılarının yüzde dağılımı Tablo 95: Erkeklerin tutum ve değer yargılarının yüzde dağılımı Tablo 96: ANOVA testi sonuçları (Kadınara uygulanan anket) Tablo 97: ANOVA testi sonuçları (Erkeklere uygulanan anket) GRAFİKLER LİSTESİ Grafik 1: Size göre hangi tür davranışlar şiddet göstergesidir? Grafik 2: Aile içi şiddet uyguladınız mı? Grafik 3: Aile içi şiddet uyguladıysanız kimlere uyguladınız? Grafik 4: Şiddete başvurmak sizce bir çözüm yolu mudur? Grafik 5: Şiddet bazen gereklidir Grafik 6: Dayak varsa eşler boşanmalıdır Grafik 7: Kadın-erkek arasındaki tartışmanın içine dayak girerse sevgi bağı yok olur Grafik 8: Dayak bir terbiye aracıdır Grafik 9: Erkek şiddet uygularsa kesinlikle eşler boşanmalıdır Grafik 10: Kadın aile içi şiddete maruz kalıyorsa devlet tarafından koruma altına alınmalıdır Grafik 11: Şiddet çözüm değildir Grafik 12: Kadın kocasına her şartta itaat etmelidir Grafik 13: Kadın kocasının söylediklerini sorgularsa koca dayak atabilir IX

10

11 GİRİŞ Aile içi şiddet, aile kurumunun başlangıcından itibaren var olmuş ve bundan sonra da var olmaya devam edecek bir olgudur. Aile içi şiddetin çok farklı sebepleri ve şekilleri bulunmaktadır. Her toplumda farklı boyutlarda gerçekleşen aile içi şiddetin Türk toplumundaki boyutlarını, özellikle de kadına yönelik şiddet boyutunu bu çalışmada ortaya konulmaya çalışılmıştır. Aile içi şiddet, çok sayıda insanın şiddet ile ilk tanıştığı yer olarak karşımıza çıkmasıyla dikkatleri çekmektedir. Eşlerin birbirine şiddeti, anne babanın çocuklarına şiddeti, çocukların anne babalarına şiddeti, çocukların birbirlerine şiddeti, vb. olmak üzere çok farklı aile içi şiddet şekilleri bulunmaktadır. Şiddet, çok boyutlu bir kavram olduğu için tek bir tanımının yapılabilmesi mümkün değildir. Fiziksel, psikolojik, sosyal, cinsel vb. çok çeşitli şiddet şekilleri bulunmaktadır. Şiddetin farklı şekilleri bulunmasına ve her toplumda farklı boyut ve türleri yaygın olmasına rağmen evrensel bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kocacık a (2001:2) göre, Sosyologlar tarafından şiddet olgusunun en iyi, toplumsal ilişkilerin dinamikleri içinde, bütüncül bir yaklaşımla ele alınabileceği savunulmaktadır. Çünkü çatışmalar daha çok birbirleriyle ilişki içinde olan bireyler ya da gruplar arasında olmaktadır. Her bireyin insan olduğu ve eşit haklara sahip olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, hiç kimsenin hiç kimseye şiddet uygulama hakkının da olmadığı anlaşılacaktır. Ancak insanlar zaman zaman toplumsal kurallardan destek alarak, zaman zaman da fiziksel güçlerini kullanarak diğer insanlara, hatta aynı aile içinde yaşayacak, hayatını paylaşacak kadar yakın oldukları insanlara şiddet uygulayabilmekte, bu hakkı kendilerinde bulabilmektedirler. Şiddetin sadece görünen fiziksel boyutu söz konusu olsa, mücadele çok daha kolay olacaktır. Oysa şiddetin büyüğü sosyal, psikolojik, ekonomik, vb. boyutlarda yaşanmaktadır. Şiddetin boyutlarını büyüten de şiddet olarak algılanmayan ancak, fiziksel şiddetten çok daha fazla insan üzerinde olumsuz etkisi olan, çeşitli şiddet türlerinin şiddet olduğunun kabul edilmeden uygulanıyor olmasıdır. Bu durumda şiddet mağduru kişi, şiddeti uygulayanın zannettiğinden çok daha fazla zarar görmekte ve şiddet uygulayan kişi de olumsuzluğun boyutlarının farkında olmadığı için telafi etme durumuna gitmemektedir. Şiddet mağdurlarının büyük kısmı şiddetin görünmeyen, ancak tahribatı çok olan bu yönünden fazlasıyla etkilenmektedir. Diğer taraftan şiddet mağdurlarının şiddetin devam etmesindeki dolaylı rolünü göz ardı etmemek gerekir. Şiddete uğrayan, şiddete uğradığını itiraf etmekte zorlanmaktadır. Bir insan şiddete uğradığında, şiddete uğramadaki rolünü sorgulamaktadır. Şiddete uğradığını duyanların da aynı şekilde düşüneceklerine inandıkları için, şiddeti gizleme eğilimi içine girmektedirler. Bu da şiddetin devam etmesinde son derece önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. 1

12 Şiddet ile mücadelede, özellikle de hukuki mücadelenin başlatılması ve sürdürülmesinde bu durum çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir problemin çözülebilmesi için, öncelikle varlığının kabul edilmesi gerekmektedir. Problemden şikâyetçi olunmadığında ve problemin varlığı kabul edilmediğinde, kabul edilmeyen bir problemin çözümünü beklemek de çok tutarlı olmayacaktır. Bu durumda şiddetle mücadelede en önemli hususun zihniyet değişimi olduğunu vurgulamak kaçınılmaz olmaktadır. Saha araştırmasına dayalı bu çalışmada, Türkiye genelinde her bölgeden seçilen birer ilde uygulanılan anket ve görüşme verileri paylaşılarak, aile içi şiddet problemine kadın ve erkeklerin algılarında farklılıkların olup olmadığı, eğer cinsler arasında algı farkı varsa bunun boyutları ortaya konularak çözüm önerileri sunulmuştur. 2

13 BİRİNCİ BÖLÜM MUTLU ÇOCUKLAR DERNEĞİ KADINA YÖNELİK ŞİDDET ALGISI KADINA YÖNELİK ŞİDDET 1.1. ŞİDDET OLGUSU Şiddet zamana ve sosyal yapıya göre değişen bir kavram olmasına rağmen, son yıllarda en fazla dikkat çeken konulardan birisidir (Kocacık, 2000:1). Her toplum, kendi toplumunda olagelen şiddet eylemlerini, yeni yetişen kuşaklarına sosyalleşme sürecinde öğretmektedir. Her insanın içinde şiddet dürtüsünün olduğu kabul edilmesine rağmen, insanın uygulamış olduğu şiddetin şeklinin sosyal olduğu kabul edilmektedir. Bu da şiddetin, bireysel ve sosyal ögelerle birleşerek, son derece karmaşık bir olgu olarak karşımıza çıkmasını sağlamaktadır. İnsanlık tarihinin farklı dönemlerinde, farklı şekillerde görülen şiddet hep olmuştur. Her toplum, kendi iç dinamiklerini sağlamak ister. Çünkü toplumlar, kurumları, değer ve bireyleri arasında bütünlük sağlayabildiği sürece ayakta kalabilirler (Kocacık, 2000:2). Toplumlar sosyal yapılarını devam ettirmeye çalışırken, devamlılıklarını olumsuz yönde etkileyecek sosyal problemlerle de karşılaşırlar. Sosyal problemler, sosyal yapının devamlılığı ve bütünlüğünü tehdit eden önemli durumları ortaya koymaktadır. Bu problemlere dikkat edilip çözümler üretildiğinde, toplumlar devamlılıklarını günün şartlarına uygun şekilde sürdüreceklerdir. Bu da ancak sosyal yapının bütün olarak ele alınıp, çözümler üretilmesi ile mümkün olacaktır. Sosyo-kültürel hayatın bu kadar karmaşık olması ve bu kadar karmaşık bir olgunun çok farklı şekillerde tezahür etmesi söz konusudur. Şiddet, hayatın pek çok alanında karşılaşılan bir olgu olmasına rağmen en büyük olumsuzlukları yaşattığı yer olarak aile kurumunu gösterebiliriz. Aile içinde yaşanılan şiddet, çok boyutlu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlık tarihinde şiddet her zaman görülmüş, ancak her dönem ve toplumda şiddetin şekli ve boyutları farklılıklar göstermiştir. Günümüzde şiddet, bir suç davranışı olarak nitelendirilmektedir. Şiddet olgusunun tek başına ele alınması mümkün değildir. Şiddete uğrayan ve şiddet uygulayan arasındaki en önemli ilişki, çok büyük bir oranda karşılıklı olarak birbirlerini tanıyor olmalarıdır. Birbirini tanımayan kişiler arasında ilişki ağı olmadığı için, aralarında olumlu veya olumsuz bir iletişimin olmasını beklemek mümkün değildir. Bu demek değildir ki, şiddet mağdurları ve şiddete uğrayanlar arasında her zaman yakın bir ilişki vardır. Terör eylemlerini düzenleyenler ve terör mağdurları arasında çoğu zaman eylem öncesinde bir iletişim söz konusu değildir. İnsanlar arasında ne kadar fazla iletişim var ise, o kadar da çok aralarında iletişimin, dolayısı ile de şiddet eylemlerinin olması mümkündür. Aile içindeki bireyler arası ilişki, en yoğun yaşanılan ilişki türlerinden birisidir. Bu derece yoğun ilişki ağının yaşandığı bir kurumda, tabii olarak şiddet de en yoğun şekilde yaşanacaktır. Bu sebep ile de aile içi şiddet oranları son derece yüksek çıkmaktadır. Bir toplumda hangi eylemlerin şiddet olarak algılandığı, o toplumun sosyal yapı özelliklerine göre farklılık ortay koymaktadır. O toplum içinde yaşayan insanların, şiddet eylemlerini şiddet eylemi olarak algılayıp algılamamaları, yani kültürel yapıda geçerli olan değer yargıları da şiddetin boyutunu belir- 3

14 lemektedir ŞİDDETİN ÇEŞİTLERİ Şiddeti sadece fiziksel zarar ile açıklayabilmek mümkün değildir. Özellikle günümüzde şiddetten bahsedildiğinde sadece fiziksel şiddet değil, psikolojik, sosyal, cinsel, ekonomik, vb. şekillerinin de olduğu kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 49. Dünya Sağlık Asamblesi nde, şiddetin halk sağlığı önceliklerinden olduğu kabul edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü üyesi olan 191 ülkeden 1200 den fazla delege, Cenevre de şiddet ile mücadele etmek için uluslararası bir eylem planı yapılmasını oybirliği ile yasal hale getirmiştir (WHO, 1996). Dünya Sağlık Örgütü ne göre, bireyin kendisine uyguladığı şiddet, kişiler arası (aile içi) şiddet ve örgütlü veya organize (savaş) şiddet olmak üzere üç farklı şiddet şekli belirlenmiştir (Dünya Sağlık Örgütü, Şiddetin her türü çok dikkat edilmesi gereken önemli bir problemi ortaya koyuyor olmasına rağmen, bu çalışmada aile içi şiddeti, özellikle de aile içinde kadına yönelik şiddet ele alınacaktır. Aile içi şiddete yönelik çalışmaların sürdürülmesi son derece zordur. Çünkü aile içinde yaşanılanların aile mahremiyeti olarak değerlendirilmesi sebebi ile aile dışındaki kişilerle paylaşılması hoş karşılanmamaktadır. Bu sebep ile de aile içinde yaşanılan şiddetin boyutları ile ilgili bilgilere ulaşılması ve şiddet anında ve sürecinde müdahale edilmesi son derece zor olmaktadır. Ataerkil toplumlarda kadınların erkeklere oranla şiddete uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. Kadına yönelik şiddet oranları istatistiklere çok fazla yansımamakla birlikte, kadına yönelik şiddet olaylarına pek çok ülkede sıklıkla rastlanıldığı bilinmektedir. ABD de her iki evlilikten birisinde şiddet uygulandığı istatistiklere yansımış bulunmaktadır. Yine aynı istatistiklere göre her yedi saniyede bir, bir kadın bir erkek tarafından fiziksel şiddete uğratılmaktadır (Ünsal, 1996:33). Kadınların, aile içi şiddet sonrasında en fazla maruz kaldıkları, kemik ve diş kırıkları, burun ve dudak yaralanmaları, bilinç kaybı, alkol veya sigara bağımlılığı, depresyon, vb. şeklinde özetlenmektedir yılında Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu nun Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi Bildirisi nde, şiddetin çok boyutlu olduğu vurgulanmaktadır. Buna göre sadece cinsiyet temelli fiziksel, cinsel, psikolojik herhangi bir zarar ve üzüntü doğuran veya doğurmaya yönelik, özel ya da kamu yaşamında gerçekleşebilen her türlü davranış, tehdit, baskı veya özgürlüklerin keyfi şekilde engellenmesinin yeterli olmadığı, gelenek, görenek, alışkanlık ve uygulamaların da bu kapsama alınmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Günümüzde dahi hala kadınların az da olsa sünnet ettirildikleri, miras olarak değerlendirildikleri, ölen eşlerinin arkasından yaşamlarına son verildiği, kocadır, döver de sever de diyerek kocanın şiddetine karşı çıkmamasının istendiği, vb. pek çok uygulamanın devam ediyor olduğu bilinmektedir. O halde aile içi şiddetin, özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesinin, sadece yasalarla çözülemeyecek kadar karmaşık, sosyo-kültürel, ekonomik, cinsel, vb. pek çok temelinin olduğu ve çözümünün de son derece karmaşık olduğu kabul edilmelidir. 4

15 Dünya Sağlık Örgütü (WHO:1998), eşler arası şiddeti, yakın bir ilişkide fiziksel, psikolojik ya da cinsel hasara yol açan her tür davranış olarak tanımlamaktadır. Yine aynı kurum Şiddet ve Sağlık Raporu nda şiddeti, Bir kişiye, bir gruba ve bir topluma karşı yaralanma, ölüm ve psikolojik zararla, gelişme geriliği veya çöküntü hali, fiziksel güç veya tehdit uygulama (WHO:2002) olarak tanımlamaktadır. Şiddet, gündelik hayatta çok çeşitli şekillerde kullanılıyor olmasına rağmen hukuksal anlamda daha net ifadelerle tanımlanmaktadır. Ayan (2010: 24 ), hukukçuların şiddeti, insanın benzerlerine karşı başlattığı, önemli veya önemsiz derecelerde hasarlar oluşturduğu, saldırganlık ve hoyratlık ifade eden davranışlar olarak tanımladıklarını ifade etmektedir. Medeni Kanun şiddeti, insanın istemi dışında hareket etmeye zorlayacak nitelikteki eylemler olarak tanımlamaktadır. Can Gürkan ve Coşar göre (2009:125), Toplumun kültürel ve sosyal yapısı, dini inançlar, sosyal izolasyon, katı toplumsal roller, fakirlik, kadın-erkek eşitsizliği, kendi kendini kontrol yetersizliği ve zayıf kişilik gibi kişisel karakterler ekonomik şiddet riskini artırmaktadır. Toplumların yapılarının, hareketliliğinin ve değişimlerinin şiddetin ortaya çıkmasında önemli rolü olduğunu kabul edilmektedir. Hızlı değişim dönemleri şiddet olaylarını arttırırken, ekonomik hayattaki iyileşmeler şiddet olaylarını azaltabilmekte, ekonomik hayattaki olumsuz değişmeler de şiddet olaylarını arttırabilmektedir. Bu değerlendirmelerden hareket ile ekonominin sadece belirleyici faktör olduğunu da söyleyebilmek mümkün değil. Ekonomisi çok kötü olduğu halde sosyo-kültürel normlarından dolayı şiddet eylemlerinin çok fazla olmadığı ülkeleri, ekonomiyi tek faktör olarak aldığımızda açıklayabilmek mümkün değil. Bu sebep ile de şiddet olaylarının tek faktörle açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekecek. İçinde yaşanılan dünyanın şartları çok zor olabilir, ama bu bir insanın diğer insana, bir grubun diğer bir gruba şiddet uygulama hakkını hiçbir zaman vermez. Her insanın yaşama hakkının olduğu, hatta insanca yaşama hakkının olduğu düşünüldüğünde, şiddet olan bir dünyanın varlığını anlayabilmek mümkün görünmemektedir TOPLUMSAL CİNSİYET VE KADINA YÖNELİK ŞİDDET Her bireyin, biyolojik yapısına bağlı olarak bir cinsiyeti bulunmaktadır. Toplumsal cinsiyet, bireyin biyolojik cinsiyetine uygun olarak toplumun ondan hangi rolleri yerine getirmesini istediği, neler beklediğidir. Her bir cinsten, her bir toplumun farklı farklı beklentileri bulunmaktadır. Her toplumun cinsiyet rolleri ve sorumlulukları farklı olup, zaman içinde de değişimler yaşanmaktadır. Zaman içinde değişimler yaşansa da her dönemde toplumların cinsiyete uygun sorumluluk ve beklentileri bulunmaktadır. Bu beklentilerle bireyin cinsel kimliği arasındaki uyum, bireyin toplumla uyumu anlamına gelmektedir. Tabiatın iki cins arasında belirlemiş olduğu farklılıkların dışında, toplumsal düzeyde oluşturulmuş olan ve nesiller boyu da devam eden farklılıklar olarak da tanımlayabileceğimiz toplumsal cinsiyet, iki cins açısından belirlenmiş ve benimsenmiş toplumsa rolleri ortaya koymaktadır. 5

16 Her kültürün kadın ve erkek tanımlamaları farklıdır. Pek çok toplumda erkek ve kadın farklı canlılar olarak değerlendirilmektedir. İki cins de farklı varlıklar olarak değerlendirildikleri için, her iki cinsin de kendilerine ait imkânları, sorumlulukları, rol ve statüleri olduğu kabul edilmektedir. Ataerkil toplumlarda kadınların, anaerkil toplumlarda da erkeklerin toplumsal cinsiyetten kaynaklanan mağduriyetleri söz konusudur. Ataerkil toplumlarda kadın, ikinci sınıf insan konumundadır. Ancak aynı toplumlarda toplumsal cinsel kimliğinden dolayı erkeğin de mağduriyeti söz konusu olabilmektedir. Mesela ataerkil toplumlarda evin ekonomik yükümlülükleri tamamen erkeğe yüklenmiş olup, bu yükümlülükleri layığı ile yerine getirmesi beklenmektedir. Ataerkil toplumlarda kadın, birey olarak algılanmadığı için kaldırabileceğinin üstünde sorumluluklar beklenebilmekte ve bu sorumluluklarını toplumun beklentileri seviyesinde yerine getiremediğinde, ağır cezalara çarptırılabilmektedir. Aslında aile içinde kadına karşı uygulanılan şiddetin temelinde de bu nokta bulunmaktadır. Kadına karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, kadınların insan hakkı ihlali olarak kabul edilmektedir. Kadına yönelik şiddetin olumsuz sonuçları, olayın gerçekleştiği zaman ve birey ile sınırlı kalmayacak kadar geniştir. Bir kız çocuğunun, küçük yaşta yaşamış olduğu isteği dışındaki cinsel bir ilişkinin sonuçlarının anlık olmasını beklemek mümkün değildir. Aynı şekilde, erken yaşta evlendirilen bir kız çocuğunun mahkûm edildiği cinsel, sosyal, ekonomik, psikolojik tahribatın olumsuzluklarını anlık veya dönemlik yaşamasını beklemek, olayı çok yüzeysel değerlendirmek olur. Oysa bunu yaşayan kadın için yaşanılanlar yüzeysel değerlendirilemeyecek kadar karmaşıktır. Bireyin çocukluk yıllarından itibaren öğrenmeye başladığı cinsel rolleri, yaşadığı toplumda çok eskilerden beri uygulanagelen cinsel statüsüne uygun rollerdir. Genellikle erkeğin üstlendiği rol ve statüler, kadının rol ve statülerine göre daha üst bir seviyeden hareket etmektedir. Yıllar içinde, geçmişten günümüze bir değişimin olduğu kabul edilmesine rağmen, yani yaşam şekillerinde önemli bir değişim söz konusu olmasına rağmen, kültürel normlarda daha yavaş bir değişim söz konusu olduğu için, kültürel değerlerin devamlılığı sürmektedir. Kültürel normların değişmeye olan direnci, kültür aktarımında etkili olmaktadır (Ayan, 2010: 93). Zaman zaman kültürel kodların yanlış yorumlanması, kadının hem erkeğin gerisinde kalmasına hem de başta şiddet olmak üzere birtakım mağduriyetler yaşamasına zemin hazırlamaktadır KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖZELLİKLERİ Erkeğe üstün, kadına da düşük statüleri uygun gören ataerkil Türk toplum yapısı, dünyadaki değişime ayak uydurmakta zorluk çekmekte, zaman zaman da bireysel ve sosyal düzeyde patlamalar yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Değişen dünya ile birlikte, aile bireylerinden birisinin veya birkaçının değişime direnç göstermesi, aile içi şiddetin artmasında etkili olmaktadır. Bir süre sonra aile içinde özellikle de eşler arasında yaşanan şiddet, cinsel rollerden kaynaklanan farklılaşma gibi bir süre sonra meşrulaşmaya başlamakta ve normal olarak algılanmaya başlanarak, çözüm üretilmesi çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal yapının temelini oluşturan ailenin ve bireylerinin sağlam ve sağlıklı olması, toplumun korunması, güçlendirilmesi ve geliştirilmesinde son derece önemli bir rol oynamaktadır. Toplumdaki bireyle- 6

17 rin saldırgan davranışlar içinde olması, aile içinde de şiddet olgusunun yaşandığının bir göstergesidir. Şiddetin toplum içinde ve ailede yaşanıyor olması, toplumun genelinin ve geleceğinin olumsuz etkileneceğinin önemli bir işareti olarak yorumlanmalı ve toplumların farklılıklarına göre çözümler üretilmelidir. Aile içi ilişkiler ve şiddet, toplumun geneli üzerinde bu derece önemli olmasına rağmen, toplum düzeni ve insan sağlığından sorumlu olan kişi ve kurumlar tarafından yeteri kadar önemsenmemiştir (Armutçu, 2007: 46). Aksine aile mahremiyeti kavramının arkasına sığınılarak, ailenin özeli olarak değerlendirilmekte ve dışarıdan yardım yapılamayacağı veya yapılmaması gerektiği savunulmaktadır. Aile içi şiddetin, aile dışına taşınmaması için harcanılan bu çabaya rağmen, aile içinde şiddet yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Aile içindeki şiddeti en yoğun şekilde güçsüz ve çaresiz kadınlar hissetmektedir. Çünkü kadın ve erkek arasındaki statü farklılığına dayanan değerler, yaş, cinsiyet ve iş üstünlüğüne dayanan tahakküm kurma gücünü de erkeğe vererek, erkeğin kadına şiddet uygulamasını meşrulaştırmaktadır. Meşrulaşan şiddetin bu boyutu, çözüm üretilmesini engellemekte ve kuşaktan kuşağa aktarılmasına yol açmaktadır. Kısaca sosyal ve bireysel düzeydeki şiddet eylemleri birbirini besleyerek, aile içi şiddetin devam etmesini sağlamaktadır. Ama daha önce de söylemiş olduğumuz gibi, aile içinde şiddet varsa toplumun genelinde de şiddet vardır. Burada toplum ve bireyin davranışlarının birbirini karşılıklı olarak etkilediğini belirtmek gerekir KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN SEBEPLERİ Yaygın kanının aksine şiddet, sadece düşük gelir düzeyli, eğitimsiz ailelerde yaşanmamaktadır. Her gelir düzeyinden, her eğitim seviyesinden, her meslek grubundan ve her yaştan kadınlar da şiddete maruz kalmaktadır. (Şenol-Yıldız, 2011:430). Kadına yönelik şiddetin pek çok sebebi olmasına rağmen, en belli başlıları, biyolojik, psikolojik, sosyal, ekonomik ve cinsel sebepler olmak üzere genellikle beş ana başlık altında toplanmaktadır. Biyolojik sebepler, genellikle bireyin genlerinde var olduğu düşünülen ve onu şiddete sürüklediği varsayılan hormonlardır. Özellikle şiddeti biyolojik faktörlerle açıklamaya çalışan teoriler (İçli, 2004: 60-68), saldırganlık hormonu fazla olanların, Y kromozomu fazlalığı olanların, vb. biyolojik yapılarında birtakım farklılıklara sahip olanların, kendilerini kontrol etme noktasında birtakım sıkıntılar yaşadıklarını, bu sebep ile de istemleri dışında, plansız bir şekilde şiddet uyguladıklarını varsaymaktadırlar. Psikolojik sebepler, psikotik, non-psikotik bozuklukları olanlar ve anti-sosyal ve paranoid kişilik bozuklukları, vb. psikolojik rahatsızlıkları olanların da şiddet uygulama meyli içinde oldukları kabul edilmektedir (Subaşi-Akın, 2003:2). Şiddet uygulayanların psikolojik sıkıntıları olduğu için şiddet uyguladıklarını, şuurlu bir şekilde şiddet eylemlerinde bulunmadıklarını, yaptıkları eylemi kontrol edebilecek durumda olsalar, bu tür eylemlerde bulunmayacakları savunulmaktadır. Bu arada, şiddet eylemlerinde şiddet uygulayan kadar, şiddete uğrayanın da psikolojisine bakmak gerekir. Genellikle şiddete uğrayanlar, pasif kişilik yapısına sahiptirler ve şiddet uygulayana karşılık verebilecek gücü ve cesareti kendilerinde bulamamaktadırlar. Bu durum da şiddet uygulayanı cesaretlendirmektedir. Şiddet mağdurları genellikle de ailelerinde şiddet uygulandığını görerek büyüyen ve gelişimlerinde otoriteye itaati öğrenenlerdir. 7

18 Şiddetin sosyal boyutu, bugün üzerinde durulan en önemli şiddet sebeplerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Şiddetin öğrenilmiş bir davranıştır ve en önemli öğrenme kaynağını da şiddet uygulayan kişinin kendi ailesidir. Pek çok kültür, kocaya eşine şiddet uygulama hakkı tanımaktadır. Sosyalleşme sürecinde, kocanın şiddet uygulama hakkının olduğunu öğrenerek büyümesi, kadının da erkeğin şiddet uygulamasının normal bir davranış olduğu düşüncesini öğrenerek büyümesi, sosyal hayatta aile içi şiddetin olağan olarak algılanmasına zemin hazırlamaktadır. Şiddetin mazur görülmesinin altında, toplumun cinsel normları bulunmaktadır. Erkekler, evin geçimini tek başlarına sağladıkları sürece, evde tek başlarına hüküm sürme hakkını kendilerinde bulmaya devam edeceklerdir. Geleneksel kültürün dayağı terbiye aracı olarak kabul etmesi, erkeğe, karısının rolüne uygun davranmadığında şiddet ile karşılık verme hakkı tanımaktadır. Erkeğin, yasalardan ve toplumun ataerkil geleneklerden kaynaklanan kadına göre üstün konumu, kadının erkeğe hizmet etmesinin ve erkeğin aile içi kararlarda kadından daha fazla söz sahibi olmasının olağan görülmesi de şiddeti besleyen diğer unsurlardandır. (Şenol-Yıldız, 2011:429). Bu da şiddetin meşrulaşmasını ve devam etmesini sağlamaktadır. Geleneksel kültür erkeğe, kadının davranışı üzerinde önemli bir kontrol hakkı vermekte (Tezcan, 1996:106), bu da erkeği en ufak bir olayda şiddete yöneltmektedir. Erkek, eşinin sosyal hayatını düzenleme hakkını kendisinde bulmaktadır. Eşi, bu düzenlemeye uymadığında veya itiraz ettiğinde de kendisinde şiddet uygulama hakkını bulabilmektedir. Kadına yönelik şiddetin en önemli sebeplerinden bir diğeri de ekonomik kökenlidir. Ailelerin gelir seviyeleri düştükçe, sosyo-ekonomik sebepler daha fazla yaşanmaktadır. Ekonomik sıkıntı durumlarında erkekler, evin geçiminden kendilerini sorumlu hissettikleri için çok daha büyük travmalar yaşamakta, evin geçimini olması gerektiği şekilde gerçekleştiremediklerini düşündüklerinde de kendilerini yetersiz hissetmektedirler. Böyle bir durumda tüketici konumunda gördükleri kadına, şiddet uygulayarak kendilerini rahatlatmış, kadın üzerinde hakimiyetlerini ekonomik olmasa da fiziksel olarak devam ettirmiş kabul etmektedirler. Hayata dair beklentilerin karşılanamamasından kaynaklanan gerilimin, şiddeti körüklediği kabul edilmektedir. Ancak bu durum, ekonomik sıkıntıların olmaması durumunda şiddetin olmadığı veya olmayacağı şeklinde yorumlanmamalıdır. Erkekler genellikle kadınlara göre daha fazla çalışma hayatının içindeler ve bu sebep ile de ekonomik bağımsızlıkları çok daha fazladır. Bu da kadını hayatla mücadelede daha zayıf ve erkeğe bağımlı hale getirmektedir. Kadının ekonomik bağımlılığı, erkeğe kadın üzerinde yaptırım gücü vermektedir. Geleneksel erkek, evin ihtiyaçlarını karşılamak ister. Aksi halde kendisini eksik ve görevini yerine getirebilecek gücü olmayan, aciz bir insan olarak hisseder. Böyle bir durumda fiziksel gücünü kullanarak otoritesini sürdürmek ister. Tüm bunlar da aile içi şiddetin devamlılığını sağlar. Aile içi şiddetin önemli sebeplerinden bir diğeri de cinsel kaynaklı şiddettir. Eşler arasında cinsel uyumun sağlanamaması veya eşlerden birisinin cinsel kaynaklı rahatsızlıklarının olması durumunda aile içi şiddet yaşanmaktadır. Aile içinde yaşanılan şiddette cinsel kaynaklı sebeplerin rolü, çok fazla bilinmemesine rağmen oldukça büyüktür. Geleneksel toplumlarda konuşulması çok hoş karşılanmayan cinsel problemler, aslında bir ailenin devamlılığı ve sağlıklılığında son derece önemli bir fonksiyon yerine getirmektedir. Özellikle erkeğin cinsel problem yaşaması durumunda, kendi varlığını ve otoritesini sürdürebilmek için şiddet uygulamayı tercih etmesi çok sık görülen eylemlerdendir. 8

19 1.6. AİLE İÇİ ŞİDDET TÜRLERİ Dünya Sağlık Örgütü (WHO:1998) ne göre bireyler, tanımadıkları insanlardan çok daha fazla oranda, kendi aile bireyleri tarafından şiddete uğratılmaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü aile içi şiddeti, aile içindeki bir bireyin diğerini cezalandırmak, güç göstermek zorlamak, aşağılamak, öfke, gerginlik boşaltmak amacıyla yöneltmiş olduğu şiddet (Dünya Sağlık Örgütü Raporu, 1998 ) olarak tanımlamaktadır. Ancak şiddetin pek çok şekli olduğu gibi, aile içi şiddetin de birçok şekli bulunmaktadır. Biz bu çalışmada, en fazla görülen aile içi şiddet, özellikle de kadına yönelik şiddet ve şekilleri üzerinde durmaya çalışacağız. Kadına yönelik aile içi şiddet, toplumsal cinsiyet temelli, insan hak ve özgürlük ihlali olarak kabul edilmektedir. Kadınları, sosyal ve ekonomik hayatta olmaları gereken yerden uzak tutan bu durum, hiçbir şekilde tasvip görmemesine rağmen, kadınlara uygulanılmaya da devam etmektedir. Bu durum kadınları sadece sosyal ve ekonomik hayattan uzak tutmamakta, aynı zamanda duygusal çöküntü yaşamalarına da sebebiyet vermektedir Fiziksel Şiddet Son dönemlere kadar aile içi şiddetten bahsedildiğinde, fiziksel şiddet akla gelmekteydi. Çünkü bugün şiddet eylemi olarak kabul edilen fiziksel şiddet dışındaki şiddetler, şiddet olarak kabul edilmiyordu. Fiziksel şiddet, kaba kuvvetin bir korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılmasıdır (Yetim-Şahin, 2005:50). İtmek, kakmak, yumruklamak, ısırmak, tokat atmak, herhangi bir araç ya da silah ile yaralamak ya da işkence yapmak, vb. şekilde fiziksel şiddet eylemleri görülebilmektedir. Aile içi fiziksel şiddet de, yukarıda belirtilmiş olan fiziksel şiddet şekillerini, aile bireylerinin birbirlerine uygulamasıdır. İstatistiklere göre aile içi fiziksel şiddetten en fazla mağdur olanlar kadınlar ve çocuklardır. Erkek egemen toplumda, erkeğin fiziksel gücünün de kadına göre daha fazla olması, erkeğin eşine şiddet uygulamasına zemin hazırlamaktadır. Evliliğin ilk yıllarında erkeğin uyguladığı fiziksel şiddete kadının itiraz edememesi, şiddete uğradığı halde evi terk edememesi, yardım istediği kişilerden sabırlı olması temennisinde bulunulması, erkeğin eylemlerine devam etmesine sebebiyet vermektedir. Burada kadının haklarını bilmemesi, haklarını bilse dahi uygulamaya koyamaması, fiziksel şiddetin artarak devam etmesinde etkili olmaktadır. Kadın, hayatının ilk yıllarından itibaren farklı şekillerde de olsa şiddete uğramaktadır. Her insan gibi o da şiddete uğraya uğraya, uygun ortam bulduğunda şiddet uygulamayı öğrenmektedir. Kadın, kendisine uygulanılan şiddetin acısını, çocuklarına fiziksel şiddet uygulayarak çıkarmaya çalışmaktadır. Bu da aile içinde şiddetin artarak devam etmesinde son derece etkili olmaktadır. Türkiye de özellikle de geleneksel aile hayatının yaşandığı yerlerde, fiziksel cezalandırma yöntemleri, dayağın bir terbiye aracı olarak algılanıyor olmasından dolayı, sık sık kullanılmaktadır (Kağıtçıbaşı, 1990: 38). Aile hayatlarında şiddeti öğrenen bireylerin, aynı şiddeti hem aile içinde hem de sosyal hayatta uygulamaları kaçınılmaz olmaktadır. Öğrenilmiş bir davranışın uygulanmamasını beklemek mümkün değildir. 9

20 Sözel Şiddet Şiddetin sadece görünen yüzü değil aynı zamanda görünmeyen yüzü de bulunmakta, hatta bu yüz, görünen yüzüne oranla çok daha büyük tahribatlar oluşturabilmektedir. Sözel şiddet, pek çok kadının yaşadığı, ancak kadınlara bunu yaşatanlar tarafından farkına varılmayan, farkına varılsa da önemsenmeyen, bu sebep ile de boyutlarının farkına varılması son derece zor olan bir şiddet şeklidir. Sözel şiddet, sözlerin, jest ve mimiklerin karşıdaki kişiyi korkutmak, sindirmek ve cezalandırmak amacıyla kullanılmasıdır. En belirgin sözel şiddet şekillerinin başında, kişinin değer verdiği konuları önemsememek, belirli aralıklarla ağır ve küçük düşürücü sözler söylemek, aşağılayıcı adlar takmak, sık sık olumsuz sözler ve hitaplarda bulunmak gelmektedir (Yetim-Şahin, 2005:49). Her evlilikte, zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu anlaşmazlıkların fiziksel veya sözel şiddete dönüşmesi istenmeyen bir durumdur. Kadınlar genellikle, ilk zamanlar sözel şiddete uğradıklarını fark etmediklerini, ama aradan geçen süre içinde pasifleştiklerini, haklarını arayamaz, kendilerini savunamaz hale geldiklerini, kendilerine güvenlerini kaybederek ürkek bir karaktere büründüklerini söylüyorlar (Yıldırım, 1998: 27). Bu da kadınların bir süre sonra itiraz edemez duruma gelmesini, erkeğin de bundan güç alarak sözlü tahriklerinin oranını arttırmasını sağlamaktadır. Sözel şiddete maruz kalanlar daha fazla kadınlardır. Çünkü kadınlar, daha duygusaldır. Sözel şiddete maruz kaldıklarında, inkâr yoluna giderek, uğradıkları şiddeti yok saymaya çalışmaktadırlar. Var olan bir şeyin inkâr edilmesi çok da kolay olmamaktadır, kolay olduğunda da tahrip derecesi yükselmektedir. Bir insanın, istenmeyen bir durumu kendisine karşı inkar etmesi, başkalarına inkar etmesinden her zaman daha zor olmaktadır. Kendisine karşı layık olduğu şekilde muamele göremediğini fark eden kadın, büyük travmalar yaşayabilmekte, kendisine olan öz saygısını kaybedebilmektedir. Güvenini kaybeden kadın, kendisini koruyamamakta, kendisini koruyamadığı için de şiddet devam etmektedir Duygusal Şiddet Aile içi şiddetten bahsedilirken en az akla gelen şiddet türlerinden birisi duygusal istismardır. Duygusal şiddet ya da istismar, dışarıdan kolayca fark edilemeyen, ancak kadınları yavaş yavaş yok eden bir şiddet şeklidir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün verilerine göre (2009: 53), ülke genelindeki evli kadınların % 44 ü, hayatlarının herhangi bir döneminde duygusal istismar eylemlerinden en az birisine maruz kaldığını belirtmiştir. Aynı araştırma verilerine göre kadınların % 37 si eşlerinin kendilerine küfür ettiğini, evli kadınların 1/5 i aşağılanıp küçük düşürüldüğünü, % 19 u da korkutulup tehdit edildiğini belirtmiştir. Kadınlar, uğradıkları bu duygusal şiddet sonrasında, uzun yıllar sürekli eleştirilere maruz kaldıkları için, kendi başlarının çaresine bakamayacakları düşüncesine kapılarak, kendilerine olan özgüvenlerini kaybedip, boşanmaktan korkar hale gelebiliyorlar. Bu da şiddetin devam etmesi, kadın tarafından da devam ettirilmesi anlamına geliyor. Kadın, boşanma sonrasında sosyal hayatını nasıl düzenleyebileceğini ve karşısına çıkabilecek sorunlarla mücadele edemeyeceğini, mücadele edebilecek durumda olsa ailesi içindeki bugünkü problemleri çözebileceğini, bunları çözemediğine göre, problemlerin kaynağında kendisinin olduğunu düşünmeye 10

21 başlamakta. Bu da kadının mücadele gücünü kırmaktadır. Evde mücadele gücünü kaybeden kadın, dışarıdaki sosyal hayatında da önemli bir darbe almış olmaktadır Ekonomik Şiddet Ekonomik kaynakların ve özellikle de paranın kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak düzenli bir şekilde kullanılıyor olması, ekonomik şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadının ekonomik bağımsızlığını kazanabileceği, statü elde edebileceği bir işte çalışmasını engellemek, kazandığı para üzerinde tasarruf hakkı tanımamak, kısıtlı harçlık vererek, yapılması mümkün olmayan isteklerde bulunmak, bu isteklerin karşılanamaması durumunda huzursuzluk çıkarmak, evin giderlerini kadının yapmasını istemek veya kadını buna zorlamak, vb. eylemler, ekonomik şiddet eylemleri olarak özetlenebilir. Kadını bağımlı hale getiren, fakirliğe sürükleyen bir şiddet şeklidir. Ekonomik şiddet, sadece kadının ve ailesinin değil, aynı zamanda yaşanılan ülkenin de gelişmesini, kalkınmasını etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada 1.5 milyar fakirin olduğu ve bunların da % 70 ini kadınların oluşturduğu kabul edilmektedir (Duyan, 2011: 29-36). Kadınların yoksulluklarından sadece kadınlar etkilenmemekte, çocuklar, dolayısı ile de ülke ve yaşanılan dünya etkilenmektedir. Kadınların yoksulluğundan çocuklarının olumsuz etkilenmesini engelleyebilmek neredeyse mümkün değil. Genel olarak fakirliğin, ekonomik şiddetin hem sebebi hem de sonucu olarak karşımıza çıkan, son derece önemli bir problem olduğunu belirtmekte fayda var Cinsel Şiddet Şiddete uğrayanın da şiddeti uygulayanın da kabul etmekte zorlandıkları bir şiddet şeklidir. Cinselliğin bir sindirme ve tehdit unsuru olarak kullanıldığı bu şiddet şeklinde, cinsel olarak baskın konumda olan erkeğin kadını sindirmesi söz konusudur. Cinsel şiddet mağdurları genellikle kadınlardır. Cinsel şiddetin varlığını gösteren davranışlar arasında şunları sayabilmek mümkün (Yetim-Şahin, 2005:50): Aşırı kıskançlık ve şüphecilik, karşıdakine cinsel obje gibi davranmak, cinselliği cezalandırma yöntemi olarak kullanma, aldatma, vb. Karşıdaki kişiyi kendi isteği olmadan cinsel ilişkiye zorlama da cinsel şiddet olarak değerlendirilmektedir. Özellikle böyle bir durumda, şiddete maruz kalanın seçim hakkının olmaması, direnç göstermesi durumunda da başta fiziksel olmak üzere şiddet şekillerine maruz kalması, şiddetin boyutlarını arttırmaktadır. Rıza dışında cinsel ilişkiye zorlanma, birbirlerini tanıyanlar ve eşler arasında daha fazla yaşanmaktadır. Pek çok kadının hayatının bir döneminde cinsel zorlanmaya maruz kaldığı kabul edilmektedir. Özellikle kadınların maruz olduğu bu şiddet çeşidinde, çocukluk yıllarında babaları, erkek kardeşleri, amcaları, dedeleri vb. aile bireyleri tarafından cinsel şiddete maruz kalan kız çocukları, ilerleyen yaşlarında akraba erkekleri, eşleri, kayınpederleri, kayınları, vb. tarafından mağdur edilebilmektedirler. Cinsel istismarın gerisinde, cinsel fonksiyon bozuklukları, psikolojik problemler, sosyo-kültürel uyumsuzluklar, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı vb. bulunmaktadır. Ama bunlardan daha fazlası, toplumda yaygın olan kadının, erkeğin cinsel ihtiyaçlarını sorgulamaksızın karşılamasının gerekliliğine olan inançtır. Erkeğin ihtiyaçlarının olduğu, kadının da bu ihtiyaçları karşılama zorunluluğunun olduğu, 11

22 kadının bireysel istek ve düşüncelerinin ikinci planda olduğu veya olması gerektiği yönündeki toplumdaki yaygın inancın kadına uygulanılan cinsel şiddetin temelindeki öge olduğu kabul edilmektedir. Cinsel gelişimini tamamlayamadan cinsel ilişkiye zorlanma veya erken yaşta evlendirilme de bir cinsel şiddet şekli olarak değerlendirilmektedir. Özellikle erken yaşlardaki kız çocuklarının, kendilerinden oldukça büyük yaşlardaki erkeklerle evlendirilmeleri, bazı kültürler tarafından desteklenmektedir. Erken yaşlarda yapılan evlilikleri toplumun desteklemesi durumunda, yaşanılanlar, normal olarak algılandığı için, küçük kadının destek bulabilmesi de mümkün olamamakta, böylece şiddetin kadın üzerindeki etkisi çok daha fazla bir şekilde yaşanmaktadır. Erken yaşta evlendirilme ile birlikte gelen bir diğer şiddet şekli de çocuk yaşta gebelik yaşayan ve doğum yapan kadınların uğramış oldukları cinsel şiddet şeklidir. Tüm bunlar kadına cinselliği, bir şiddet aracı olarak algılatabilmektedir KADINA YÖNELİK ŞİDDETE DAİR GENEL BİR DEĞERLENDİRME Bir insanın bir başka insana fiziksel, psikolojik, ekonomik, sosyal, vb. baskı uygulaması, hakimiyeti altına alması (Kocacık, 2000:6) olarak şiddeti tanımlamak mümkün. Bilindiği gibi insanlar birbirlerinden farklılık göstermektedir. İki insanın olduğu yerde hiyerarşinin olduğu genel kabul gören bir görüştür. Buna göre, aynı aile içinde yaşayan iki kişi arasında da birtakım farklılıkların olması çok normaldir. Eşler arasındaki bu farklılıklar, zaman zaman istenmeyen sonuçlara sebebiyet verebilmektedir. Her insanın hukukta, sosyal hayatı, özel hayatı ve gizli hayatı olmak üzere üç farklı hayatının olduğu kabul edilmektedir. Bu da her insanın özel olduğunu göstermektedir. Her insanın özel olduğunu kabul ettiğimizde, birey olduğunu da kabul etmek gerekmektedir. İki insanın olduğu yerde, birisi diğerinden belirli özellikleri ile üstün olduğunda, diğerine bu üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışabiliyor. Farklılıklardan uyum ortaya koymaya çalışmak yerine, bazen insanlar hâkimiyetlerini ilan etme yoluna gidebiliyorlar. Toplumdaki yanlış değerlerin ve ilişki ağlarının sonucunda, aile içinde yaşanılan hâkimiyet düşüncesi, normal gibi algılanmaya başlanarak, toplum genelinin davranış şekli haline gelebiliyor. İnsanların tıpatıp birbirlerinin aynısı olmasını bekleyemeyiz. Ancak farklılıklara da saygı göstermesini bilmek gerekir. Aksi halde toplumda kendisini gerçekleştiremeyen ve ifade edemeyen, gerçekleştiremediği ve ifade edemediği için de mutsuz insanların sayısı artacak, mutsuz insanların sayısı arttıkça da toplumun genelindeki mutsuzluk düzeyi yükselecektir. Dünya genelinde yaygın olarak görülen kadına karşı şiddet olgusu, her geçen gün daha fazla dikkatleri çekmeye devam etmektedir. Yapılan çalışmalar, dünya genelinde her üç kadından birisinin fiziksel şiddete uğradığını ortaya koymaktadır. Öte yandan kadınların, istekleri dışında cinsel ilişkiye zorlandıkları, ekonomik, sosyal ve psikolojik istismara uğratıldıkları yönündeki veriler, hemen hemen bütün ülkelerde bulunmaktadır. Kadınlara sosyalizasyon sürecinde kazandırılan edilgen karakterin, kadınlara uygulanılan şiddetin boyutlarının bu kadar yüksek olmasında son derece etkili olduğu kabul edilmektedir. Pek çok kültürde, kadına yönelik şiddeti haklı gösteren sosyal normlar bulunmaktadır. Bu normlar sayesinde kadına karşı şiddet, daimi hele gelebilmektedir. Oysa günümüzde kadına yönelik şiddetin, en çok uygulanılan insan hakkı ihlallerinden birisi olduğu kabul edilmektedir. 12

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG Mart - 2014 KADINA YÖNELİK ŞİDDET 2 Şiddet Nedir? Sahip olunan güç veya kudretin, yaralanma ve

Detaylı

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet gelir, eğitim düzeyi fark etmeksizin farklı toplum ve kültürlerin yaşadığı ortak bir sorundur ve dünyadaki bütün kadınlar kocaları, babaları, kardeşleri

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler Celal Bayar Üniversitesi kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (CBÜKAM) Araştırmanın

Detaylı

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Önlenmesİ ve Bunlarla Mücadeleye İlİşkİn Avrupa Konseyİ Sözleşmesİ İstanbul Sözleşmesi Korkudan uzak Şİddetten uzak BU SÖZLEŞMENİN AMACI Avrupa Konseyi nin, kadınlara

Detaylı

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ 445 TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ Aydeniz ALİSBAH TUSKAN* 1 İnsanların bir biçimde sınıflanarak genel kategoriler oturtulması sonucunda ortaya çıkan kalıplar ya da bir

Detaylı

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG Mart - 2014 YASAL DÜZENLEMELER KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE VE İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLAR ARASI

Detaylı

Şiddet. Tanımı. İstanbul Sözleşmesi

Şiddet. Tanımı. İstanbul Sözleşmesi Şiddet Tanımı Kadınlara yönelik şiddet; bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır ve ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel,

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Algısı Araştırması Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Çalışmaları Araştırma Merkezi Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Algısı Araştırması Kantitatif Araştırma Özeti

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

KADINA ŞİDDETİN KİŞİ ANALİZİ YÖNELİK. www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa

KADINA ŞİDDETİN KİŞİ ANALİZİ YÖNELİK. www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN KİŞİ ANALİZİ www.perspektifs.com info@perspektifs.com twitter.com/perspektifsa PERSPEKTİF STRATEJİ ARAŞTIRMA ANALİZ - HAZİRAN 2015 ANALİZ NO: 6 Araştırma; doğru, nitelikli bilginin

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir. - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir." - Gerçek: Dünya üzerinde her ırk ve ülkeden dört aileden birinde aile içi şiddet görülür. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun yaptırdığı

Detaylı

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ 25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ BODRUM KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ 25 KASIM KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN BÜLTENİ: Mirabel kız kardeşler,

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ 06 KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU Sosyal Araştırmalar Merkezi USAK RAPOR NO: 11-06 Dilek Karal Eylül 2011 Korkmadan Öğrenmek: Okul ve Okul

Detaylı

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir 30 Haziran 2014 ÇALIŞMANIN AMACI Kutuplaşma konusu Türkiye de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine

Detaylı

Kadınlar kimsenin namusu değildir

Kadınlar kimsenin namusu değildir Kadınlar kimsenin namusu değildir Son dönemlerde medyada namus cinayetlerine sıkça rastlanmaya başlandı. Kadınlarımız vahşice öldürüldü. Bu tür insan hakları ihlallerinin yapıldığı olaylar karşısında sessiz

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler 9 Kasım 2010 Nobody s Unpredictable Çalışmanın Amacı 2010 Ipsos Türkiye de boşanma, ayrılık, ya da vefat nedeniyle ebeveynlerden birinin yokluğunun psikolojik ekonomik

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK Evlilikte uyum ve Dayanışma Evilik, iki kişinin farklı değerler, farklı kültürlerle ve iki ayrı aile öyküsüyle bir araya geldikleri ve kendilerini

Detaylı

Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet

Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet TEMEL Kadına yönelik şiddetin tanımlanması: Fiziksel şiddet? Duygusal şiddet? Ekonomik şiddet? Cinsel şiddet? İhtiyaç- Hizmet

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Performans sistemi Gün aşırı nöbetler Fazla mesai Kötü çalışma koşulları Temel

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU

KADINA YÖNELİK ŞİDDET RAPORU İHD İstanbul Şubesi dokümantasyon birimi tarafından, İHD Şubelerine yapılan başvuru, kadın örgütlerinin hazırladıkları araştırma ve inceleme çalışmaları, basın ve yayında çıkan haber, makalelerden yararlanarak

Detaylı

ENGELLİ KADINLARIN HAK TEMELLİ MÜCADELE ADIMLARI PROJESİ

ENGELLİ KADINLARIN HAK TEMELLİ MÜCADELE ADIMLARI PROJESİ ENGELLİ KADINLARIN HAK TEMELLİ MÜCADELE ADIMLARI PROJESİ Proje Hakkında Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında desteklenen Engelli Kadınların Hak Temelli Mücadele Adımları projemiz Orta

Detaylı

İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ

İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI 21 A. Sapma (Deviance) 21 B. Suç (Crime) 23 C.

Detaylı

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler Banu Akadlı Ergöçmen, Prof.Dr. İlknur Yüksel Kaptanoğlu, Doç.Dr. 20 Mart 2015 Erken Evlilik/Çocuk Yaşta Evlilik Çocuk yaşta evlilik, fiziksel, fizyolojik ve psikolojik

Detaylı

Çocuğunuz ne kadar zeki?

Çocuğunuz ne kadar zeki? On5yirmi5.com Çocuğunuz ne kadar zeki? Psikolojik Danışman Yusuf Menki ile zeka testi konusunu konuştuk. Yayın Tarihi : 20 Aralık 2012 Perşembe (oluşturma : 1/4/2016) Gizem Gül'ün röportajı Hepimiz zeki

Detaylı

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ AKRAN İLİŞKİLERİ VE AKRAN ZORBALIĞI AKRAN İLİŞKİLERİ Akran etkileşimi doğum itibariyle başlamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen

Detaylı

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET PROJE KOORDİNATÖRÜ: Mustafa TOPAL İlçe Müftüsü PROJE SORUMLUSU: Mesut ÖZDEMİR Vaiz PROJE GÖREVLİLERİ:

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ «Mobbing», yıldırma, bastırma, sindirme, yok sayma, psiko-şiddet uygulama. «Mobbing», örgütlerde işgörene yapılan psikoloji saldır

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI, İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ 17 1. 6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI, UYGULAMA ŞARTLARI VE TEMEL KAVRAMLAR 23 I. Kanun un Amacı

Detaylı

ŞİDDET NEDİR? ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

ŞİDDET NEDİR? ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ ŞİDDET NEDİR? ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ ŞİDDET NEDİR? ŞİDDET NEDİR? ŞİDDET; Özel ya da toplumsal yaşamda Fiziksel,cinsel,psikolojik olarak herhangi bir zarar ve üzüntü sonucunu ortaya

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN VE ŞİDDET Bilgi, Algı ve Davranış Araştırması. Kasım, 2014

TÜRKİYE DE KADIN VE ŞİDDET Bilgi, Algı ve Davranış Araştırması. Kasım, 2014 TÜRKİYE DE KADIN VE ŞİDDET Bilgi, Algı ve Davranış Araştırması Kasım, 2014 ANAR, ISO 20252 ve GAB (Güvenilir Araştırma Belgesi) sahibidir ve tüm iş süreçlerinde ISO 20252 ve GAB standartlarına uygun hizmet

Detaylı

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı.

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı. YETİM RAPORU 18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı. Bakanlar Kurulu nun 6 Şubat 2007 tarihli

Detaylı

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Proje «Kadın ve Kız Çocukları İçin Güvenli Alanlar ve Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri Oluşturmak Suretiyle Suriyeli ve Diğer Göçmen Kadınların Üreme Sağlığı ve Cinsiyete Dayalı Şiddet Hizmetlerine Erişimlerini

Detaylı

Kadına Yönelik. Siddete Karsı. Uluslararası. Dayanısma Günü 25KASIM. Av. Selcen BAYÜN Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER. 110 Hukuk Gündemi 2013/2

Kadına Yönelik. Siddete Karsı. Uluslararası. Dayanısma Günü 25KASIM. Av. Selcen BAYÜN Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER. 110 Hukuk Gündemi 2013/2 Kadına Yönelik Siddete Karsı Uluslararası Dayanısma Günü 25KASIM Stj. Av. Selcen BAYÜN Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER 110 Hukuk Gündemi 2013/2 İnsan Hakları herkes içindir; yalnız erkekler için değil. sözleri

Detaylı

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenin kötüye kullanımını üç ana başlıkta ele

Detaylı

Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu

Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu DERYA BAKBAK, KADEM GAZİANTEP TEMSİLCİLİĞİNİN DÜZENLEDİĞİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TÜ Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma

Detaylı

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ Çağdaş kuramlar kişiliğin kalıtımla getirilen bir takım özellikler ve çevreyle kurulan etkileşimler sonucu oluştuğunu ileri sürmektedir. Aile, hem kalıtımla aktarılan özellikler

Detaylı

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum,

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum, 5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum, Beşinci yılını dolduran Suriye Krizi, küresel bir meseledir doğudan batıya; güneyden kuzeye hepimizi

Detaylı

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ CİNSİYET TEMELLİ AYRIMCILIK VE TOPLUMDA KADININ YERİ ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz

Detaylı

İstismar Edersen Ceza, Delilin. Yoksa. Tedbir, Boşanırsan Nafaka

İstismar Edersen Ceza, Delilin. Yoksa. Tedbir, Boşanırsan Nafaka İstismar Edersen Ceza, Delilin Yoksa Tedbir, Boşanırsan Nafaka Yok! Eğitim Sen Yayınları Mayıs 2016 14 Ocak 2016 da kurulan Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması

Detaylı

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Huriye Tak Uzman Klinik Psikolog Türk Kızılayı Bağcılar Toplum Merkezi Sağlık ve Psikososyal Destek Programı Asistanı İÇERİK

Detaylı

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV) Eylül, 2009 Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi, Ankara Uzm. Seda YILMAZ İNAL AÇEV Ankara Temsilcisi Ailenin Önemi Anne-babalar, ilk eğiticiler olarak çocukların

Detaylı

TABLOLAR ŞEKİLLER KISALTMALAR ÖN SÖZ SUNUŞ BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27

TABLOLAR ŞEKİLLER KISALTMALAR ÖN SÖZ SUNUŞ BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27 İÇİNDEKİLER TABLOLAR... 10 ŞEKİLLER... 14 KISALTMALAR... 16 ÖN SÖZ... 19 SUNUŞ... 23 BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27 Bölüm 1. Giriş İlknur Yüksel-Kaptanoğlu ve Ş. Arm ağan Tarım 31 1.1. Kadına yönelik şiddetle

Detaylı

21. Yüzyılda Aile Sempozyumu 14-16 Kasım 2014

21. Yüzyılda Aile Sempozyumu 14-16 Kasım 2014 21. Yüzyılda Aile Sempozyumu 14-16 Kasım 2014 1. Amaç ve Gerekçe İnsanlık tarihi kadar köklü bir geçmişe sahip olan aile kurumu, tüm dünyada birtakım kırılmalar yaşamaktadır. Mutlu aile fotoğrafının yerini

Detaylı

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity İskender GÜMÜŞ* Nebi Sümer, Nevin Solak, Mehmet Harma İşsiz Yaşam: İşsizliğin

Detaylı

Zorbalık Türleri Nelerdir?

Zorbalık Türleri Nelerdir? Zorbalık Türleri Nelerdir? Fiziksel İlişkisel Sözel Siber Siber Zorbalık elektronik iletişim araçları yoluyla tehdit etmek ve kötü sözler içeren mesajlar göndermek internet ortamında dedikodu yapmak ya

Detaylı

Saygının Hakim Olduğu Bir Çalışma Ortamı İlkesi

Saygının Hakim Olduğu Bir Çalışma Ortamı İlkesi Saygının Hakim Olduğu Bir Çalışma Ortamı İlkesi İlke Beyanı: 3M çalışma ortamındaki herkes, kendisine saygıyla davranılmasını hak eder. Saygı göstermek, her bir kişiye eşsiz yetenekleri, geçmişi ve bakış

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER rt O ku ao l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABALAR ve ERGENLER PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Babalar ve Ergenler Evet, yanlış duymadınız! Bu ayki bültenimizde ergenlerin gizli kahramanlarından

Detaylı

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU Kültegin Ögel Ceyda Y. Eke Nazlı Erdoğan Sevil Taner Bilge Erol İstanbul 2005 Kaynak gösterme Ögel K, Eke C, Erdoğan N, Taner S, Erol B. İstanbul

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır: İLTİCA HAKKI NEDİR? 27 Ekim 1946 tarihli Fransız Ana yasasının önsözü uyarınca özgürlük uğruna yaptığı hareket sebebiyle zulme uğrayan her kişi Cumhuriyet in sınırlarında iltica hakkına başvurabilir. 13

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

Şiddete. Gürcan Banger. 15 Ocak 2007

Şiddete. Gürcan Banger. 15 Ocak 2007 Kadına Yönelik Y Şiddete Hayır! Stop Violence Against Women! Gürcan Banger 15 Ocak 2007 Neden İngilizce? Bu sunumun başlığının bir bölümünün İngilizce bir cümle içerdiğini fark ettiniz. Lütfen bunu, bir

Detaylı

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME Dr. Günay SAKA HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI 1 Dersin amacı Bu bir saatlik dersin sonunda Dönem III öğrencileri, Çocuk Hakları Sözleşmesi ile ilgili bilgi sahibi olacaklardır.

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA Kadına yönelik şiddetin temelinde erkekle kadın arasındaki eşitsiz güç ilişkisine bağlı olarak ortaya çıkan cinsiyet eşitsizliği vardır. Yapılan tüm çalışmalara

Detaylı

Kuşaklararası Öğrenme

Kuşaklararası Öğrenme Kuşaklararası Öğrenme Meltem TÜRKER Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Ekim 2017 1 Sunum İçeriği Kuşak Kavramı Kuşak Sınıflamaları Bebek Patlaması Kuşağı (Baby Boomers) X kuşağı Y Kuşağı Z Kuşağı Kuşaklararası

Detaylı

Toplumsal cinsiyet ve şiddet

Toplumsal cinsiyet ve şiddet Toplumsal cinsiyet ve şiddet Cinsel içerikli kitap ve dergilerin cinsel saldırganlığı artırmadaki rolü nedir? Cinsel şiddetin gösterimi gerçekte cinsel saldırganlığı artırır mı? Şiddet içerikli ve şiddet

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ 08.03.2017 TMMOB GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ GMO

Detaylı

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri Merve Güçlü GİRİŞ Öğretme evrensel bir uğraştır. Anne babalar çocuklarına, işverenler işçilerine, antrenörler

Detaylı

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim

Detaylı

ÇİFT PSİKOTERAPİSİNDE KADINLAR 16 19 Haziran 2010 Anadolu Psikiyatri Günleri Uz.Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir İlişki Psikoterapileri Enstitüsü İstanbul Çift ilişkilerinde, özellikle evliliklerde, cinsiyet

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İNSAN İLİŞKİLERİ... 1 İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN KAVRAM VE İLKELER... 4 Temel Kavramlar... 5 Karşılıklı İlgi... 5 Kendine Özgü Olma... 6 Eyleme İsteklilik... 7 Onur... 7 İnsan

Detaylı

Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet. Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği

Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet. Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği Şiddet nedir? Kendine ya da bir başkasına grup ya da topluluğa yönelik olarak

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

ÖNSÖZ ---------------------------------------------------------------------------------------- XI

ÖNSÖZ ---------------------------------------------------------------------------------------- XI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ---------------------------------------------------------------------------------------- XI GİRİŞ --------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!!

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!! Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!! Acı ve ızdırap veren, yaşam hakkını tehdit eden,temel bir insan hakkı ihlali olan şiddete DUR DE! KADINA KARŞI ŞİDDETE HAYIR! VE KONUK EVİ Şiddet Sadece

Detaylı

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi Tuna USLU Gedik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Programı Özel Gebze Doğa Hastanesi Sağlık Hizmetleri A.Ş.

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 21 TEMMUZ 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi Deutsches Rotes Kreuz Kreisverband Berlin-City e. V. BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi BACIM projesinin tanıtımı BACIM Berlin-City ev Alman Kızıl

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz

MOBBİNG. Doç. Dr. Tuncay Yılmaz MOBBİNG Doç. Dr. Tuncay Yılmaz MOBBİNG TARİHÇESİ Mobbing kavramı ilk olarak hayvan davranışlarını inceleyen bir bilim adamı (etolojist) olan Lorenz tarafından, 1960 larda bir grup küçük hayvanın daha büyük,

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA ÇOCUK İSTİSMARINA YAKLAŞIM

BİRİNCİ BASAMAKTA ÇOCUK İSTİSMARINA YAKLAŞIM BİRİNCİ BASAMAKTA ÇOCUK İSTİSMARINA YAKLAŞIM Prof. Dr. Betül Ulukol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sosyal Pediatri Bilim Dalı Ankara Çocuk Koruma Birimi Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği İstismarı -

Detaylı

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR

Detaylı

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar, SESRİC-GED İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Mesleki Eğitimin Modernizasyonu Projesi Hazırlama Amacı ile Yapılacak Çalıştay da Sayın Bakanımızın yapacağı konuşma (09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli

Detaylı

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ İsyanım Suskunluğumda Şiddetin Başucumda... 2014-2015 ŞİDDET VERİLERİ "Erkek şiddeti çetelesi"nden ne murat ettiğimize gelince: umarız çetelemiz kadın katline, fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete karşı

Detaylı

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012 2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU Mart, 2012 ARAŞTIRMA HAKKINDA 2012 Şubat ayında PERYÖN web sayfasında yer alan İş Yerinde Kadın Araştırması, Dernek üyeleri ve iletişim veri tabanında bulunan yaklaşık

Detaylı

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,

Detaylı

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ ÇOCUKLAR İÇİN YAPILMIŞ İKİ ARAŞTIRMANIN VERİLERİNİN YENİDEN ANALİZİ

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ ÇOCUKLAR İÇİN YAPILMIŞ İKİ ARAŞTIRMANIN VERİLERİNİN YENİDEN ANALİZİ TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ ÇOCUKLAR İÇİN YAPILMIŞ İKİ ARAŞTIRMANIN VERİLERİNİN YENİDEN ANALİZİ Bu rapor T.C. Adalet Bakanlığı ve UNICEF tarafından yürütülen Etkin Hükümlü Yönetimi projesi kapsamında Kültegin Ögel

Detaylı

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.)

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.) Nijenhuis, Van der Hart & Vanderlinden,2001 Türkçe Versiyon: Vedat Şar, 2002 TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.) İnsanların başından geçen ileri derecede üzücü ve sarsıcı yaşantılara TRAVMA adı verilmektedir.

Detaylı

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Ergenlikte Kimlik Gelişimi Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Ergenlik ruhsal bir süreç olmasına karşın, bu süreci başlatan olgu bedensel, başka bir deyişle fizikseldir. Hipotalamustan

Detaylı

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK AİLE YAPILARI Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK AİLE VE TOPLUM Aile toplumun en küçük yapı taşını oluşturur. Toplumlar ailelerin bir araya gelmesiyle oluşur. İnsanlar tarih öncesi

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

İnsanı insan yapan değerlere odaklanılmalıdır. İnsan olmak nedir? sorusuna cevap aranmalıdır.

İnsanı insan yapan değerlere odaklanılmalıdır. İnsan olmak nedir? sorusuna cevap aranmalıdır. 4. EKİM 3. 2. EYLÜL-EKİM 1. YARIMBAĞ İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 4-B. SINIFI İNSAN HAKLARI, YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI I.ÜNİTE: İNSAN OLMAK 1.1. İnsan olmanın

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya

Detaylı

trafikte bilinçli bir nesil için

trafikte bilinçli bir nesil için bilinçli bir nesil e t k i için f tra Giriş Önemli bir halk sağlığı sorunu olan trafik kazalarının önlenmesi, pek çok kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri ve bireylerin ortak çalışması ile mümkün olabilecektir.

Detaylı