T.C. ERCĠYE ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ERCĠYE ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ"

Transkript

1 T.C. ERCĠYE ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ TĠCARĠ OLARAK TEMĠN EDĠLEN ÇEġĠTLĠ BĠTKĠ UÇUCU YAĞLARININ ANTĠBAKTERĠYEL ETKĠNLĠKLERĠNĠN VE PENĠSĠLĠN ÜZERĠNE SĠNERJĠSTĠK/ANTAGONĠSTĠK ETKĠSĠNĠN BELĠRLENMESĠ Hazırlayan Rukiye AS DanıĢman Öğr. Gör. Nilay GÜÇLÜER ILDIZ Bitirme Ödevi Haziran 2014 KAYSERĠ

2 i BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kurallar ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Rukiye AS

3 ii ''Ticari Olarak Temin Edilen ÇeĢitli Bitki Uçucu Yağlarının Antibakteriyel Etkinliklerinin Ve Penisilin Üzerine Sinerjistik/Antagonistik Etkisinin Belirlenmesi'' adlı bitirme Ödevi Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi ne uygun olarak hazırlanmış ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalında Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Tezi Hazırlayan Rukiye AS DanıĢman Öğr. Gör. Nilay GÜÇLÜER ILDIZ Farmasötik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı BaĢkanı Prof. Dr. Müberra KOŞAR ONAY: Bu tezin kabulü Eczacılık Fakültesi Dekanlığı nın... tarih ve. sayılı kararı ile onaylanmıştır.../../. Prof. Dr. Müberra KOġAR Dekan

4 iii TEġEKKÜR Tez çalışmamın her aşamasında benden bilgi ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Öğr. Gör. Nilay ILDIZ'a, birçok konuda tecrübelerinden istifade ettiğim Sayın Dr. Osman DERE'ye, eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi desteğini üzerimden esirgemeyen, her zaman yanımda olan sevgili aileme teşekkürü bir borç bilirim. Rukiye AS Kayseri, Mayıs 2014

5 iv TĠCARĠ OLARAK TEMĠN EDĠLEN ÇEġĠTLĠ BĠTKĠ UÇUCU YAĞLARININ ANTĠBAKTERĠYEL ETKĠNLĠKLERĠNĠN VE PENĠSĠLĠN ÜZERĠNE SĠNERJĠSTĠK/ANTAGONĠSTĠK ETKĠSĠNĠN BELĠRLENMESĠ Rukiye AS Erciyes Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Bitirme Ödevi, Mayıs 2014 DanıĢman: Öğr. Gör. Nilay GÜÇLÜER ILDIZ ÖZET Bitkilerin hastalıkları iyileştirme gücüne olan inanç insanlık tarihi kadar eskidir. Bitkisel kökenli üç binin üzerinde eterik yağ bilinmekte ve bunların yüzlercesi dünya ticaretine ve bilimsel çalışmalara konu olmaktadır. Bu konulardan biri de sentetik ilaçlara direnç geliştiren mikroorganizmalara karşı aromatik bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanımıdır. Birçok bitkiyle beraber defne, lavanta, havuç, anason ve kekik antimikrobiyal etkinlikleri yıllardır bilinen bitkiler arasındadır. Bu çalışma ticari olarak temin edilmiş olan 4 farklı firmaya ait defne, havuç, lavanta, anason ve kekik uçucu yağlarının Salmonella enteritica subsp.enteritica NCTC 8394, Esherichia coli ATCC 25922, Staphyloccus aureus ATCC 25923, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Streptoccus pyogenes ATCC 19615, Bacillus subtilis ATCC 6633 ve Bacillus cereus ATCC olmak üzere 7 standart bakteri suşuna karşı antibakteriyel etkinliklerini ve firmaların ürettiği uçucu yağların farklılıklarını göstermek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmada P.aeruginosa dışında kekik uçucu yağının antibakteriyel etkinliğinin tüm uçucu yağlar arasında en yüksek düzeyde olduğu ve onu lavanta uçucu yağının takip ettiği tespit edilmiştir. Firmalara ait uçucu yağların etkinliklerinin farklı düzeylerde olduğu ve uçucu yağların Penisilin (µg) üzerinde (kekik ve lavantada en fazla olmak üzere) sinerjistik etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Uçucu yağların Gr (+) mikroorganizmalara karşı antibakteriyel etkinliğinin Gr (-) mikroorganizmalara kıyasla daha yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Ticari uçucu yağ, antibakteriyel etkinlik, penisilin.

6 v DETERMINATION OF ANTIBACTERIAL ACTIVITY AND SYNERGISTIC / ANTAGONISTIC EFFECTS ON PENICILLIN OF COMMERCIALLY AVAILABLE ESSENTIAL OILS OF VARIOUS PLANTS Rukiye AS Erciyes University, Faculty of Pharmacy Graduation Project, May 2014 Advisor: Öğr. Gör. Nilay GÜÇLÜER ILDIZ ABSTRACT The belief in the healing power of plants diseases is as old as human history. Over three thousand known essential oils of vegetable origin and hundreds of them has been the subject to world trade and scientific study. One of these subjects against microorganisms resistant to the synthetic drug obtained from aromatic plants is the use of essential oils. Many plants together with laurel, lavender, carrot, anise and thyme antimicrobial activity of plants are known for many years. The study is commercially available which belonging to the four different company laurel, carrots, lavender, anise and thyme essential oils Salmonella enteritica subsp.enteritica NCTC 8394, Esherichia coli ATCC 25922, Staphyloccus aureus ATCC 25923, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Streptoccus pyogenes ATCC 19615, Bacillus subtilis ATCC 6633 and Bacillus cereus ATCC including 7 standart bacterial strains antibacterial activity against which produce essential oils of companies were tested to show the difference. In the study antibacterial activity of thyme essential oil (except P.aeruginosa ) has been determined at the highest level of all the essential oils and followed by of lavender essential oil. Essential oils that belonging to the firms have different levels of effectiveness and essential oils Penicillin (mg) over (including a maximum of thyme and lavender) was found to have a synergistic effect. Essential oils (including maximum thyme and lavender) was determined to have a synergistic effect on the Penicillin (mg). Essential oils were found to antibacterial activity level against gr(+)microorganisms be higher than GR (-) microorganisms. Key words: Commercial essential oil, antibacterial activity, penicillin.

7 vi ĠÇĠNDEKĠLER BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK... i KABUL ONAY... ii TEġEKKÜR... iii ÖZET... iv ABSTRACT... v ĠÇĠNDEKĠLER... vi TABLOLAR LĠSTESĠ... ix 1. GĠRĠġ VE AMAÇ GENEL BĠLGĠLER Uçucu yağlar (esanslar) Bitkilerin Antimikrobiyal Özellikleri Antimikrobiyal Aktiviteyi Etkileyen Faktörler Laurus Nobilis L. (DEFNE) Botanik Özellikleri Kimyasal İçerik Kullanımı Antimikrobiyal Aktivite Antioksidan Aktivite Gastroprotektif Aktivite Kan Etanol Seviyesi Üzerine Etki NO Üretimi Üzerine Etki Yan Etki Lavandula Species (Lavanta) Botanik Özellikleri Kimyasal İçerik Antimikrobiyal Aktivite Pestisidal Aktivite... 17

8 vii Sitotoksik Aktivite Anksiyolitik Aktivite Dismenore Anti-nosiseptif Aktivite Antienflamatuvar Aktivite Antioksidan Aktivite Anestezik Aktivite Yan etki Toksisite Daucus Carota (Havuç) Botanik Özellikleri Havucun Yetişme Koşulları Kimyasal İçerik Kullanımı Antimikrobiyal Aktivite Herbisidal Aktivite Antioksidan Aktivite Pimpinella Anisum (Anason) Botanik Özellikleri Kullanımı Kimyasal İçerik Antimikrobiyal Aktivite İnsektisit Aktivite Antioksidan Aktivite Lokal Anestezik Aktivite Glikoz Metabolizması Üzerine Etki Antikonvülzan Aktivite Antidiüretik Aktivite... 34

9 viii Na + -K + ATPaz Aktivitesi Üzerine Etki Östrojenik Aktivite Menapozal Aktivite Yan Etki Origanum&Thymus Species (Kekik) Botanik Özellikleri Kimyasal İçerik Kullanımı Antimikrobiyal Aktivite Herbisid Aktivite Antioksidan Aktivite Nöroprotektif Aktivite Antimutajenik Aktivite Antidiyabetik Aktivite MATERYAL-METOD BULGULAR TARTIġMA ve SONUÇ KAYNAKLAR... 59

10 ix TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo g taze havuçun yaklaşık besin değerleri Tablo 2.2. Uçuçu yağ içeren Origanum türleri Tablo 4.1. Uçucu yağların Salmonella enteritica subsp.enteritica NCTC 8394 ya karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.2. Uçucu yağların Esherichia coli ATCC ye karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.3. Uçucu yağların Staphyloccus aureus ATCC ye karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.4. Uçucu yağların Pseudomonas aeruginosa ATCC ye karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.5. Uçucu yağların Streptoccus pyogenes ATCC ye karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.6. Uçucu yağların Bacillus subtilis ATCC 663 ye karşı antibakteriyel etkinliği Tablo 4.7. Uçucu yağların Bacillus cereus ATCC ye karşı antibakteriyel etkinliği... 52

11 1 1. GĠRĠġ VE AMAÇ Bitkileri kullanarak hastaları tedavi etme yaklaşımı olarak açıklanabilen "fitoterapi" teriminin ilk kez Fransız hekimi Henri Lenclerc tarafından kullanıldığı iddia edilmişse de, ilk çağlardan itibaren insanoğlu kendi yöresinde bulunan bitki ve ağaçlardan farklı amaçlarla, çeşitli şekillerde yararlanmış ve en çok kullandığı yabani bitkilerin sonraları tarımını yapmıştır. Günümüze kadar ulaştığımızda halen bu bitkilerin geleneksel tedavilerde kullanıldığını bilmekteyiz (1, 2). Dünya geneline bakıldığında ölümlerin yaklaşık yarısının enfeksiyon kaynaklı ölümler olduğu ve mevcut antibiyotiklere karşı ciddi bir direnç gelişimi olduğu görülmektedir. Bu durum enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinde yeni stratejiler geliştirmeyi zorunlu kılmış ve bitkilerin antimikrobiyal özelliklerinin pek çok araştırmaya konu olmasına sebep olmuştur (3). Herhangi bir tıbbi kullanılışı tespit edilmemiş bitkilerde etken madde aramak yerine, öncelikle yüzlerce yıldan beri halkın yararlı olduğuna inanarak ısrarla kullandığı bitkiler üzerinde çalışmanın daha çok verim sağlayacağı düşünülmektedir (1). Bu bağlamda bizde çalışmamızda yıllardır antimikrobiyal etkinlikleriyle bilinen defne, lavanta, havuç, anason ve kekik bitkilerine yer verip onların botanik özelliklerine, kullanılışlarına ve yapılan biyolojik aktivite çalışmalarına değindik. Bu çalışma, ticari olarak satılmakta olan dört farklı firmaya ait toplamda yirmi adet uçucu yağın 7 standart bakteri suşuna (Salmonella enteritica subsp.enteritica NCTC 8394, Esherichia coli ATCC 25922, Staphyloccus aureus ATCC 25923, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Streptoccus pyogenes ATCC 19615, Bacillus subtilis ATCC 6633 ve Bacillus cereus ATCC 11778) karşı antibakteriyel etkinliği ile bu değerler arasındaki farklılıkları tespit etmek, aynı zamanda bu bitkilerin penisilin üzerine sinerjistik/ antagonistik etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirildi.

12 2 2. GENEL BĠLGĠLER Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1980 yılında tıbbî bitkileri bir veya daha fazla organıyla tedavi edici veya hastalıkları önleyici olabilen veya herhangi bir kimyasal farmasötik sentezin öncüsü olabilen bitki çeşidi olarak tanımlamıştır (1). Bitkilerin hastalıkları iyileştirme gücüne olan inanç insanlık tarihi kadar eskidir. Milattan önce 3000 yıllarına ait Ninova tabletleri, Mezopotamya'da kurulan Sümer, Akat, Asur medeniyetlerinde bitkisel ve hayvansal ilaçlarla tedavinin var olduğunu gösteren, tarihimize ışık tutan ilk yazılı belgelerdir (2). Milattan önce 2500 yıllarında Hint tıbbının önemli temsilcilerinden Rig Veda, eserlerinde bine yakın şifalı bitkiden bahsetmiş, Yunan tıbbının önemli isimlerinden Eskulap ve Hipokrat (M.Ö 5.yy) kitaplarında 400' e yakın bitkisel ürünü anlatmıştır. Milattan sonra birinci yüzyılda ise Dioskorides in De Materia Medica adlı eseri modern farmakolojinin temelini oluşturmuştur. İslam uygarlığı döneminde Kitab-ül Saydala fit-tıb isimli eserinde yirmiye yakın şifalı bitkiden bahseden ve bu eseriyle eczacılığın babası ünvanını alan Ebu Reyhan Biruni ve El-Kanun fi't-tıb isimli eseriyle 1650 li yıllara kadar gerek Avrupa gerekse İslam topraklarında tıbbi otorite olarak kabul edilen İbn-i Sina bitkisel tıp konusunda önemli eserlere imza atmıştır ( 2, 3). Katalonya'lı Arnold de Villanove bitkilerden aromatik yağ eldesini tasvir eden ilk Avrupalı olmuştur. İsviçreli tıp reformisti Bombastus Paracelsus, "Tıbbın en büyük uğraşı Ouinta Essentia olarak isimlendirdiği bitkilerin en etkili ve en son özünü droglardan elde etmek olmalıdır." diyerek modern farmasi ve kozmetiğin temellerini atmış, aynı zamanda eterik yağların (Essential oils) da isim babası olmuştur (4). 19. ve 20. yüzyıllarda kimya ve biyokimya bilimlerindeki gelişmelerle birlikte bitkiler yerlerini sentetik ilaçlara bırakmıştır. Fakat son yıllarda sentetik ilaçlarla meydana

13 3 gelebilen ciddi yan etkiler, medikal, ekonomik, ekolojik sorunlar ve doğal olanın her zaman daha etkili, güvenilir ve yan etkiden arınmış olduğu düşüncesi gibi sebepler bitkilerle tedaviyi yeniden popüler duruma getirmiştir (1, 2, 5, 6). Tedavide kullanılan bitki kaynaklı ajanların moleküler dizilerinin açığa çıkarılması, kullanım dozlarının araştırılması ve formüle edilmesi, kullanım güvenilirliğinin, etkinliğinin belirlenmesi hatta farmakinetik profillerinin çıkarılması etnofarmakoloji alanının da genişlemesine neden olmuştur (3). Bitki coğrafyası bakımından Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan gibi üç ana bitki coğrafyası bölgesinin Türkiye üzerinde bir arada olması ve dünyanın en önemli iki gen merkezinin çakıştığı bir yörede bulunması Türkiye de çok zengin bir bitkisel çeşitliliğe neden olmuştur. Türkiye'de bulunan bitki tür ve alttürlerinin 3200 kadarını yani yaklaşık olarak % 30' unu endemik bitkilerin oluşturduğu bilinmektedir. Ayrıca Türkiye'de üretimi yapılan 2500 ilaçtan 706' sı doğal kaynaklı bitkisel droglardan elde edilmektedir (6). Bitkilerin; Gıdalarda koruyucu olarak kullanımı (9) Tıbbi amaçlı kullanımı; antioksidan, antimikrobik (10, 11, 12), antihelmintik (13, 14) antihipertansif, antimutajenik, karminatif, koloretik, sedatif, antispazmodik ( 10, 15, 16, 17, 18) Bitki zararlılarına ve yabancı otlara karşı kullanımı mevcuttur (16, 19) Uçucu yağlar (esanslar) Esas itibariyle terpenlerden yapılmış karışımlardır. Genellikle sıvı olup, kuvvetli kokulu ve uçucu maddelerdir. Su buharı ile sürüklenir. Suda çözünmez. Organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler. Bilhassa çiçek ve meyvelerde bulunurlarsa da diğer organlarda da sık sık rastlanır (20). Bitkisel kökenli üç binin üzerinde eterik yağ bilinmekte ve bunların yüzlercesi dünya ticaretine ve bilimsel çalışmalara konu olmaktadır (4)

14 4 Esansiyel yağlar; Kimyasal bileşimlerine (aromatik maddeler, azot ve kükürt taşıyan bileşikler, düz zincirli hidrokarbonlar, terpenik maddeler), Aromatik özelliklerine (asit, ester, fenol, benzen, lakton vd.), Farmokolojik ve terapik etkilerine (antiromatizmal, antitussif, diüretik, antienflamatuar, dezenfektan vd.) göre sınıflandırılabilirler (21). Esansiyel yağlar; bitkilerdeki uçucu yağ miktarına, cinsine ve bitki kısmına göre farklı şekillerde elde edilmektedir. Bitkilerden uçucu yağ eldesinde başlıca dört yöntem kullanılır. 1- Anfloranj yöntemi(ekstraksiyon) 2- Distilasyon yöntemi 3- Mekanik yöntem(presleme) 4- Tüketme yöntemi (Çözücü ile Ekstraksiyon) Distilasyon yöntemi en çok tercih edilen yöntemdir (16, 22) Bitkilerin Antimikrobiyal Özellikleri Gelişmiş ülkelerde HIV başta olmak üzere birçok mikroorganizmaya yönelik antimikrobiyal etkili yeni kimyasalların tespiti için doğal kaynaklara başvurulmaktadır. Bu kaynakların başında yer alan bitkilerin antibakteriyel ve antiviral özelliklerini araştırmak amacı ile ABD de Ulusal Kanser Enstitüsü bünyesinde yılda 4500 bitki örneğini inceleyecek bir program dahilinde araştırmalar yapılmaktadır (23). Hayvan yemlerinde antibiyotiklerin uzun süre kullanımıyla dirençli mikroorganizma suşları oluşmuş ve bu suşların gıda yoluyla insanlara aktarımı söz konusu olmuştur. Antibiyotiklerin etkinliğini korumak ve direnç gelişiminin önüne geçmek için Avrupa Birliği 2006 yılından itibaren hayvan yemlerine antibiyotik katılmasını yasaklamıştır. Bu da bilim adamlarını doğal kaynakları araştırmaya yöneltmiştir (7, 8).

15 5 Antimikrobiyal ilaçların veya kimyasalların hastalıkların tedavisinde rastgele kullanılması, insan vücudundaki ve bitkilerdeki patojen mikroorganizmaların bunlara karşı direnç geliştirmelerine sebep olmuştur. Bunun yanında gıda kaynaklı mikroorganizmaların sebep olduğu hastalıklar halen tüm dünyada en önemli sorunlardan biridir. Gıda koruyucu olarak bazı kimyasalların kullanılması kontaminasyondan korunmak için şart olmuş ise de kimyasal madde içeren gıdaların insan sağlığı açısından olumsuz tesiri dolayısıyla, bunların yerine antimikrobiyal etkisi kontrol edilen aromatik bitkilerden elde edilen ekstraktlar veya uçucu yağlar tercih edilmeye başlanmıştır (23). Antibakteriyel etkiye sahip bitkiler, yaygın kullanılan antibiyotiklere direnç geliştiren bakteri suşlarını kontrol altına alabilme yeteneğine de sahiptirler. Bu da bitkilerin tedavi edici etkilerinin yanı sıra yeni antibakteriyel ilaç geliştirme üzerine yapılan araştırmalarda model olarak kullanılabileceğini göstermiştir (23). Cowan (24), antimikrobiyal fitokimyasalları fenolikler, terpenoidler-ucucu yağlar, alkaloidler, lektinler-polipeptidler ve poliasetilenler olmak üzere beş grupta toplamıştır. Proteinlere ve poliamid polimerlere karşı oldukça reaktif olan hidroksillenmiş bileşenleri içeren fenoller, bitkisel antimikrobiyal ajanların en geniş grubunu oluşturmaktadır (3). Antimikrobiyal özellikteki bitki bileşenlerinin etki makanizması hakkında birçok hipotez öne sürülmüştür. Araştırmacılara göre, doğal bileşikler doğrudan veya dolaylı olarak hücrelerin biyokimyasal süreçlerini etkilemekte, fizikokimyasal bütünlüğünü bozmaktadır. Özellikle hidrofobik yapıda olan terpenler, hücre duvar bütünlüğünü hasara uğratmaktadır. Terpenlerin hidrofobik özelliği, hücre duvarındaki lipitler ile etkileşimi lipitlerin bir arada toplanmasına ve zarın geçirgenliğinin artmasına neden olmaktadır. Bozulan fizikokimyasal yapıyla beraber hücrede proton hareketi ve elektron akışı ve dolayısıyla taşınım aksaklıkları meydana gelecek bu da hücre içeriğinin koagülasyonuna neden olacaktır. Herhangi bir doğal bileşenin hedef bölgeyi etkilemesiyle oluşabilecek zincirleme reaksiyonlar da hücrenin başka bir bölgesinde benzer hücre tahribatına neden olabilecektir. Antimikrobiyal bileşenlerin hücre duvarında bulunan proteinleri de etkiledikleri bilinmektedir (3).

16 6 Tropik ülkelerdeki ölümlerin yaklaşık yarısı enfeksiyon kaynaklı olup Afrika da her yıl çocuk E. coli, Shigella ve Salmonella türlerine ait enfeksiyonlardan ölmektedir. Araştırmalar Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerde de enfeksiyona bağlı ölüm oranının gitgide arttığını bildirmektedir. Bu durum enfeksiyon hastalıklarının önlenmesi ve tedavisinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sermiş ve yeni stratejiler geliştirmeyi zorunlu kılmıştır (3). İlaçlara karşı direnç geliştiren mikroorganizmalar antimikrobiyal ihtiyacını sürekli hale getirmiştir. Binlerce yıldır kullanılmakta olan bitkiler yeni antimikrobiyal arayışında klinik mikrobiyologlar için umut kaynağı olmuştur (3, 5, 22). Ayrıca uçucu yağların hepsi IgG ve IgA sentezini arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirmektedir (21) Antimikrobiyal Aktiviteyi Etkileyen Faktörler Birçok çalışmada çözücü çeşidinin, bitkinin toplandığı bölgenin ve bitkinin kullanılan kısmının antimikrobiyal aktiviteyi etkilediği gösterilmiştir (10, 16, 25). Birçok araştırma organik çözücü(metanol, etanol, n-hexan vd.) kullanılarak elde edilen ekstrelerin sulu ekstrelere oranla daha yüksek antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu belirtmektedir. Bunun sebebi ise organik çözücülerin bitkideki organik bileşenleri daha fazla içermesidir (10). Bazı çalışmalar, tek bir etken madde içeren antibiyotiğe direnç geliştiren milroorganizmaya karşı çok sayıda bileşeniyle sinerjik etki oluşturan bitkilerin daha tesirli bir tedavi sunduğunu rapor etmiştir (10). Etlik piliç yemlerine esansiyel yağ karışımı ilavesiyle hayvanların yemden yararlanma oranı artmış, vücuttaki yenilebilir kısım oranlarında ise artış gözlenmiştir. Bu etkilerin esansiyel yağların antimikrobiyal aktivitelerinin yanı sıra sahip olduğu enzimler sayesinde besin sindirilebilirliğini arttırarak gerçekleştirdiği düşünülmektedir (7) Laurus Nobilis L. (DEFNE) Lauraceae familyasının 40 cinsinden biri olan Laurus cinsinin önemli bir türü olan defne (Laurus nobilis L.) mitolojide Apollon un simgesidir. Antik çağda kahramanlara ve galiplere defne yaprağından yapılma çelenk verilmiş, bu bir taç şeklinde giydirilmiştir (5, 26). Defnenin Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bütün Akdeniz

17 7 ülkeleri ile Rusya nın Karadeniz kıyılarında kültüre alınarak yetiştirildiği bilinmektedir. Türkiye de m yüksekliklere kadar, Hatay dan başlayarak Kuzeydoğu Karadeniz e kadar bütün kıyılarda, diğer türler içerisinde küme ve gruplar halinde yayılış gösterir. Toprak isteği fazla olmamakla beraber rutubeti yeterli, dere yataklarını tercih eder. Antalya yöresinde tehnel, tahnal, nehtel ve tefrün adlarıyla da bilinen defne önemli döviz kaynaklarımızdan biridir. Ülkemizin yıllık defne yaprağı üretimi dünya defne ticaretinin % 97 sini karşılamakta(yıllık ton) olup gerek kalite, gerek miktar ve gerekse fiyat olarak pazarda en yüksek yere sahip bulunıaktadır (1, 4, 20, 27, 1, 28) Botanik Özellikleri Aromatik, 2-15 m boylarında, dioik, herdemyeşil ağaç veya ağaçcıklardır. Yapraklar; 3-10 (-11) X 2-4(-5) cm, dar oblong- lanseolat ya da geniş ovat, uçlarda sivrilmiş, bazen girintili çıkıntılı kenarlıdır ve derimsi görünüşlüdür. Erkek çiçekler 8-10 stamenlidir ve filamentlerin tabanında tek saplı salgı tüyleri bulunur. Dişi çiçekler genellikle 4 staminotludur. Mart-Nisan aylarında açan çiçekleri sarı renkli ve 4-6 çiçeğin bir arada bulunduğu küçük durumlar halindedir. Tek bir tohum taşıyan meyveleri üzümsü yapıda olup, her bir meyve (-20) mm büyüklüğündedir. Önceleri yeşil renkte olan meyveler Eylül-Ekim ayları arasında olgunlaşarak mavimsi siyah renk almaktadır (1, 27) Kimyasal Ġçerik Laurus Nobilis bileşiminde esas olarak; 1,8-sineol(ökaliptol) ( %), α-terpinil asetat, sabinen, α-pinen, β-pinen, α-terpineol, β-osimen (29), β-karyofilen, α-fellandren, linalol, elemen, α-thujene (30), kemferol glikozitleri (31), izokersitrin (32), metil öjenol (33), terpinen-4-ol, β-karyofilen (34), 6 epidesacetyllaurenobiolide (11), megastigman glukozitleri (17), kostunolid, dehidrokostus lakton, santamarin, α-ödesmol, β-ödesmol, γ-ödesmol, eremantin, zaluzanin C, magnolialid, spirafolid, patulenol, oplopanon (seskiterpenler) (35) bulunur. Meyvelerden de 10-hidroksioktakosnil tetradekanoat, 1- dokosanol tetradekanoat, 11-hidroksitriakontan-9-on isimli yağ asidi esterleri ve hidroksi ketonları izole edilmiştir (36).

18 8 Defne yaprağının kalite özelliklerini çeşitli faktörler etkilemektedir. Bunlar (28) : Bitki türü veya çeşidi (Türk defnesi, Fas defnesi vs.), Yetişme muhiti şartları (Karaburun, Bodrum vs.), Kültürel uygulamalar (gübre, ilaç vs. işlemler ile doğal veya kültür ürünü olması), Kurutma yöntemleri (kapalı alanda, gölgede veya suni kurutma), Depolama ve ambalajlama, Temizlik, lezzet, koku (aromatik madde miktarı), Renk (doğal koyu renk tercih edilmekte olup renk açıldıkça eterik yağ miktarı azalmaktadır) Kullanımı Ortaçağ Avrupasında yapraklar dispepside, soğuk algınlığında ve viral enfeksiyonlarda kullanılmıştır (17). Batı Anadolu da filizleri akrep sokmasında çiğnenerek, dövülmüş tohumları ise dahilen hemoroid tedavisinde kullanılmıştır (37). Laurus nobilis uçucu yağının kepek önleyici etkinliğinden dolayı halk arasında saç losyonlarında kullanıldığı bildirilmiştir (29). Defne yaprağı tedavide iştah açıcı, sindirim uyarıcı, antiseptik, terletici antiromatizmal, antiepileptik, hipoglisemik ve kulak ağrılarını giderici olarak gıda endüstrisinde tatlandırıcı ve baharat olarak, özellikle et ve balık konservelerinde, zeytin depolanmasında, üzüm ve incir gibi kurutulmuş meyvelerin tazeliğini ve lezzetini korumak amacıyla ambalajlamada kullanılmaktadır. Yapraklardan elde edilen uçucu yağın parfüm, sabun ve mum endüstrisinde kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca dekoratif özelliklere sahip olduğundan park ve bahçelerde süs ve çit materyali olarak da kullanılmaktadır (5, 7, 26, 30, 35, 38, 39, 40, 41).

19 Antimikrobiyal Aktivite Laurus nobilis uçucu yağının 2 μl de (disk difüzyon tekniği ile), bakterilerden Escherichia coli, Staphylococcus aureus, Pseudomonas pyocyaneus, Yersinia enterocolitica, Aeromonas hydrophila, Enterococcus faecalis e ve fungilerden Saccharomyces cerevisiae, Kluvyeromyces fragilis e karşı inhibisyon zonu oluşturduğu belirlenmiştir. Laurus nobilis çeşitli antibiyotiklerle (Gentamicin, Cephalothin, Ceftriaxone) uygulandığında ise sinerjik, additive veya antagonistik etki göstermiştir. Uygulama sonucu Laurus nobilis uçucu yağının kendi başına antimikrobiyal etki göstermediği bakterilerde inhibisyon zon değerini artırdığı, antimikrobiyal etki gösterdiklerinde ise genel olarak inhibisyon zon değerini azalttığı belirtilmiştir (42). Derwich ve arkadaşları (5) Kuzey Morocco dan toplanmış Laurus nobilis yapraklarından elde edilen uçucu yağın Staphylococcus aureus, Staphylococcus intermedius ve Klebsiella pneumoniae üzerindeki antimikrobiyal etkinliğini incelemiş, minimum inhibisyon konsantrasyon (MIC) değerlerini sırasıyla 0.35, 0.56 ve 0.70 mg/ml olarak bulmuşlardır. İnhibisyon zonlarının ise sırasıyla 13, 10 ve 7 mm olduğu tespit edilmiştir. Laurus nobilis uçucu yağının gıda kaynaklı Escherichia coli O157:H7, Listeria monocytogenes, Salmonella typhimurium ve Staphylococcus aureus patojen bakterileri üzerine etkisi araştırılmış ve 5, 10, 20, 30, 40, 50 ve 80 µl/ml dozlardaki antimikrobiyal aktivite sıralamasının Escherichia coli O157:H7 > Staphylococcus aureus> Salmonella typhimurium > Listeria monocytogenes şeklinde olduğu görülmüştür (43). Bitkisel 9 tür yağın % 1, 10 ve 15 lik konsantrasyonlarda çeşitli mikroorganizmalar üzerindeki antimikrobiyal etkinliğinin tespit edildiği çalışmada Laurus nobilis uçucu yağı %1 gibi düşük bir konsantrasyonda dahi Bacillus cereus, Enterococcus faecalis üzerinde antimikrobiyal etkinlik göstermiştir. %15 lik konsantrasyonda ise ek olarak Salmonella typhimurium, Staphylococcus aureus, Escherichia coli ve Yersinia enterocolitica üzerinde de antimikrobiyal etkinlik gösterdiği tespit edilmiştir (25). Laurus nobilis bitkisel yağının metanolik fraksiyonundan kolon kromatografisiyle elde edilen kostunolid ve dehidrokostuslaktonun Mycobacterium tuberculosis H37Rv e karşı

20 10 Minimum inhibisyon konsantrasyon (MIC) değerleri sırasıyla 12.5 ve 6.25 mg/l olarak belirlenmiştir. Öte yandan metanolik fraksiyonun H37Rv-INH-r(isoniazid e dirençli suş) e karşı antimikrobiyal etkinliği kostunolid ve dehidrokostuslaktonun tek başına gösterdiği etkinlikten çok daha yüksek bulunmuştur(mic değerleri sırasıyla 3.25, 12.5, 12.5mg/L). Böylece bu iki bileşik arasında sinerjik bir aktivite olduğu sonucuna ulaşılmıştır (44). İlkin 1961 de İngiltere de rapor edilen ve tüm dünyada görülme sıklığı gitgide artan methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) kaynaklı enfeksiyon özellikle yoğun bakım ünitesi hastaları için ciddi bir problemdir. Liu ve arkadaşları (45) Laurus nobilis yapraklarından izole edilen kemferol glikozitlerinden C2 (kaempferol-3-o-a -L- (2,4 -di-e-p-coumaroyl)-rhamnoside ve C3(kaempferol-3-O-a-L-(2 -E-pcoumaroyl-4 -Z-p-coumaroyl)-rhamnoside) ün Staphylococcus aureus suşlarının çoğu için MIC değerlerinin 1 ve 2 μg/ml olduğunu tespit etmiştir. Ortama 1/8 MIC konsantrasyonuna sahip C2 veya C3 eklendiğinde norfloxacin in MRSA N315 ve MRSA OM481 suşlarına karşı MIC değerlerinde sırasıyla 8-16 kat azalma gözlenmiştir. FIC indeksleri de göz önüne alındığında (0.19 dan 0.25 e) C2 ve C3 ün norfloxacin ile sinerjik etki gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. C2 veya C3 ün hidrofilik florokinolonlardan ciprofloxacin in de anti-mrsa etkinliğini arttırdığı bulgular arasındadır. C2 ve C3 ün DNA gyrase ve/veya DNA topoisomerase IV üzerindeki etkinliğin anti-mrsa etkiden sorumlu olduğu tahmin edilmektedir (45). Santoyo ve arkadaşları (11) Laurus nobilis yapraklarının antimikrobiyal etkinliğini incelemek için süperkritik karbondioksit ekstraksiyonu yöntemini tercih etmiş (klasik ekstraksiyon yöntemlerine kıyasla üründe çözücü kalıntısı bırakmaması ve ısıyla bozunabilen bileşiklerin daha düşük sıcaklıklarda incelenmesine fırsat vermesi süperkritik karbondioksit ekstraksiyonu nun tercih edilme sebeplerindendir) ve Staphylococcus aureus ATCC 25923, Bacillus subtilis ATCC 6633, Pseudomonas aeruginosa ATCC 10145, Escherichia coli ATCC 11775, Candida albicans ATCC ve Aspergillus niger ATCC suşları üzerinde incelemeler yapmıştır. Minimum inhibisyon konsantrasyonları ve disk difüzyon zon çap ölçümleri sonucu suşların oldukça yüksek antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğu gözlenmiştir. En yüksek inhibisyon zonu (25 mm) ve en düşük MBC (minimum bactericidal concentration

21 11 )(1.25mg/ml) değerine sahip Staphylococcus aureus un en duyarlı mikroorganizma olduğu tespit edilmiştir. Birkaç yazar antimikrobiyal aktiviteden sorumlu bileşenlerin linalool, α-terpineol, öjenol, karyofilen, nerolidol, α-humulen ve viridiflorol olduğunu açıklamıştır (11). Simić ve arkadaşlarının (12) çeşitli yağlar üzerinde yaptığı çalışmada en düşük antifungal aktiviteye sahip uçucu yağın defne yağı olduğu saptanmıştır (40 μl/ml MIC ve 50 μl/ml MFC Aspergillus spp., Penicillium spp. ve T. viride için). Ayrıca defne yağının antifungal etkisinden sorumlu bileşenlerin 1,8-sineol ve sabinen olduğu belirtilmiştir. 15 farklı bitki türünden elde edilen metanol ekstrelerinin toplamda sekiz mikroorganizmaya karşı antibakteriyel ve antifungal aktivitesinin ölçüldüğü çalışmada Laurus nobilis meyve ve yaprak ekstrelerinin 3 Candida türüne (Candida krusei ATCC 6258, Candida parapilosis ATCC ve Candida albicans ATCC 14053) karşı en yüksek antifungal etkiyi gösterdiği kaydedilmiştir (10). Laurus Nobilis meyvelerinden hidrodistilasyonla elde edilen uçucu yağın SARS- CoV(Severe Acute Respiratory Syndrome- Coronavirus) için IC 50 değeri 120 mg/ml, HSV-1(Herpes simplex virus type 1) için IC 50 değeri ise 60 mg/ml olarak bulunmuştur (29) Antioksidan Aktivite Santoyo ve arkadaşları (11) Laurus nobilis yaprak ekstresinin antioksidan etkinliğini ölçmek için DPPH (1,1-difenil-2-pikrilhidrazil) ve β-carotene bleaching yöntemini kullanmıştır. DPPH, antioksidan bileşiklerle reaksiyona girince (bileşiğin antioksidan süpürücü etki derecesine göre) rengi mordan sarıya dönüşen, stabil, serbest bir radikaldir. Başlangıç DPPH konsantrasyonunu % 50 azaltmak için gereken örnek konsantrasyonu (EC 50 ), antioksidan aktivite ölçümünde sıkça kullanılan bir yöntemdir. Düşük EC 50 değeri yüksek antioksidan gücü gösterir. Laurus nobilis yapraklarının süperkritik karbondioksit ekstraksiyonlu fraksiyonlarının DPPH a karşı EC 50 % (μg/ml) değerleri ± 1.65 b ve ± 1.08 a olarak bulunmuştur.

22 Gastroprotektif Aktivite Laurus nobilis meyve tohumu ekstreleri doza bağımlı olarak mide ülserasyonunu azaltmıştır (26, 46) Kan Etanol Seviyesi Üzerine Etki Matsuda ve arkadaşlarının Laurus nobilis yapraklarının metanollü ekstresiyle yaptıkları çalışmada, izole seskiterpen laktonlardan kostunolid, dehidrokostus lakton ve santamarinin sıçanlarda etanolün kandaki miktar artışını doza bağlı olarak azalttığı ( mg/kg) görülmüştür. Aktif yapının α-metilen- γ-butirolakton olduğu bulunmuştur. Halkanın etkisini gastrik boşalmayı baskılayıp intestinal kanaldan etanol emilimini geciktirerek gösterdiği belirtilmiştir (35) NO Üretimi Üzerine Etki Laurus nobilis yapraklarının metanollü ekstresiyle yapılan bir çalışmada α-metilen- γ- butirolakton yapısı içeren seskiterpen laktonların fare makrofajlarında LPS indüklü NO üretimini güçlü bir şekilde inhibe ettiği görülmüştür (40) Yan Etki Aromaterapistler tarafından kontakt dermatite sebep olabileceği belirtilmiştir. Birçok çalışmada bu etkiye sebep olan bileşenlerin seskiterpen laktonlar olduğu tespit edilmiştir (47, 48) Lavandula Species (Lavanta) Labiatae (Lamiaceae) familyasının en önemli üyelerinden biri olan Lavandula genusu, yaklaşık yirmi türden ve yüzden fazla varyeteden oluşur (49). Esasen Akdeniz e ait olan bu genus uyeleri Guney Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Pakistan ve Hindistan a kadarki kusakta doğal yayılıs göstermektedir. Lavandula stoechas Türkiye de Ege adaları, Çanakkale, İstanbul, Herke-İzmit arası Kocaeli, Balıkesir, İzmir, Datça- Marmaris arası, Muğla, Tekirovası- Antalya, Anamur- Emirşah arası, İçel, Samandağı Hatay da yayılış gösterir. Fransa, İtalya ve İspanya da kültüre edilir. Kızıl çam ormanlarında, makiliklerde, kireç taşı veya granit yamaçlarda, kumluklarda veya yol kenarlarında, m arasında yayılış gösterir. Yoğun ve hoş kokuları nedeniyle

23 13 lavanta türleri büyük ticari değere sahiptir. Dünyada her yıl Milyar $ (USD) lık uçucu yağ ihracatı yapılmakta ve bu miktarın takriben 50 Milyon $ nı lavanta yağı oluşturmaktadır (50, 51,52,53). Lavantanın terapötik olarak kullanımına dair belgeler eski Yunanlılara ve Romalılara dayanır (54). Razi ve İbn-i Sina da Continens ve The Canon isimli eserlerinde lavantadan ve onun tıbbi kullanımından bahsetmiştir (55). Amerika Birleşik Devletleri nde 1999 senesinde yılın bitkisi seçilmesi lavantanın popülerliğinin devam ettiğinin göstergesidir (54). Halk arasında güçlü bir aromatik ve şifalı bir bitki olarak tanınan lavanta özellikle stres ve gerginliğin tetiklediği baş ağrılarında kullanılmış, anlajezik, antispazmodik, antidiabetik, sedatif olarakta kullanıldığı bildirilmiştir. Geleneksel tıpta gastrointestinal, sinirsel, romatizmal hastalıklarda kullanılmıştır. Bitkinin infüzyon şekli geleneksel İran halk tıbbında karminatif, diüretik, antiepileptik, antiromatik, analjezik (özellikle sinirsel baş ağrısı ve migrende) olarak kullanılmıştır (55, 56, 57). Fas halk tıbbında sindirim problemleri, soğuk algınlığı ve romatizmaya karşı dekoksiyonlar hazırlanıp kullanılmıştır (57). Lavandula stoechas Pakistan geleneksel tıbbında ise epilepsi, migren gibi çeşitli merkezi sinir sistemi rahatsızlıklarında analjezik olarak, kolik ağrılarda antispazmodik olarak kullanılmış, broom of the brain olarak isimlendirilmiştir. Birinci dünya savaşı esnasında lavantanın yara iyileşmesini hızlandırıcı etkisi olduğuna dair bilimsel kanıt yokken bitkinin özellikle bu amaç için kullanıldığı rapor edilmiştir (54). Farmakolojik ve biyolojik araştırmalar lavantanın MSS yatıştırıcı, mast hücre degralünasyonunu önleyici, antikonvulsif, sedatif, spazmolitik, lokal anestezik, antioksidan, antibakteriyel etkilerinin olduğunu bildirmiştir (55). Kan glukoz seviyesini düşürdüğü tespit edilmiştir (52, 58). Lavandula stoechas uçucu yağının oda spreyi formunda yaşlılar için noktürnal sedatif olarak yararlı olabileceği bildirilmiştir (58). Dermatolojide lavanta yağı psöriazis, dermatit ve egzema gibi hastalıkların semptomlarını hafifletici olarak bilinir (54). Gıda endüstrisinde dondurma, şekerleme, içecek, sakız yapımında kullanılır (49, 59). Çiçekler ve uçucu yağ esas olarak parfümeri ve kozmetikte(vücut losyonları, sabun ve diğer kozmetiklerde) kullanılır (55, 59).

24 Botanik Özellikleri Lavandula stoechas, 45 cm ya da daha uzun olabilen, tüylü çalı formunda bir bitkidir. Bitkinin üst yaprakları, eliptik ile dar eliptik arası, mızrak şeklinde, lanseolat mm büyüklüğünde, biraz aşağı doğru kıvrılmış durumda; koltuklarında ve gövde tabanında fazlasıyla aşağıya doğru kıvrılmış, huni şeklinde pek çok küçük yaprak bulunur. Spikası pedunküllü, cm büyüklüğünde oblong oval arası şekilli, yoğun, aralıksızdır. Fertil brakteleri mm büyüklüğünde, rombik-kordat şekilli ve tüylüdür. Üstteki brakteleri mor ya da beyaz, mm obovat ya da dar oblong, koltuklarında çiçeksizdir. Vertisillatları 6-10 çiçeklidir. Kaliks 4-6 mm, 13 damarlı, üst dişi mahmuz şeklinde, enine oblong, tam ya da biraz loblu, saplı eklenti mm büyüklüğündedir. Korolla siyahımsı mor(4.5) mm uzunluğundadır. Mart ve haziran ayları arasında çiçeklenme gösterir. Türkiye florasında stoechas ve cariensis isimli iki alt türü bulunmaktadır (27, 53). Lavandula angustifolia 35 cm e kadar uzunlukta, çıplak pedunkülleri; dar, aralıklı, spikaların altında uzak, tek vertisillatları; tamamen benzer braktelerine rağmen koltuklarında meyve veren, püskülsüz çiçekleri; ekli obkordat şeklinde, belirsiz kaliksi; mm mor korollası ile Lavandula stoechas türünden farklılık göstermektedir (27, 53) Kimyasal Ġçerik Lavanta uçucu yağı, dünyada en fazla üretilen 15 uçucu yağdan birisidir. Lavandula angustifolia bitkisinin yapraklarından elde edilen yağ; linalil asetat, linalol, borneol, delta-3-carene, alfa-pinen, beta-pinen, alfa tujen, kamfen, 1,8-sineol, trans beta osimen, gama terpinen, terpinolen, kafur, lavandulol, 4-terpineol, beta karyofilen, bornil asetat içermektedir. Apigenin, luteolin, ladanein, apigenin-7-o-beta-d-(6'-p-hidroksisinnamoiloksi) -mannozid, luteolin, apigenin-7-o-beta-d-glukozit, luteolin-7-o-beta-dglukozit, 5,4'-dihidroksi flavonoid-7-o-beta-d-piranglikuronat bütil ester Lavanta angustifolia dan izole edilen flavonoitlerdir (55, 60). Ursolik asit gibi triterpenler, umbelliferon gibi kumarinler de bulunanlar arasındadır (55). Lavandula stoechas bitki yaprak ve çiçeklerinin en fazla fenkon ve kafur içerdiği bildirilmekte ve 1,8-sineol, mirtenil asetat, mirtenol, oleanolik asit, ursolik asit,

25 15 vergatik asit, b-sitosterol, a-amirin, a-amirin asetat, lupeol, eritrodiol, luteolin akasetin, viteksin, alfa pinen, beta pinen, kamfen, alfa-terpinen, p-simen, terpinolen, borneol, terpinen-4-ol, geraniol, verbenon, karvakrol, timol, bornil asetat, â-karyofilen, tujon, trans-pinokarveol, trans-verbenol, lavandulol, mirtenal, trans-karveol, karvon, aromadendren, sabinen, izopulegol, limonen, linalol, R-humulen, R-fellandren in de bulunduğu bildirilmektedir (50, 51, 61, 62). Topcu ve arkadaşları (63) Lavandula stoechas ın Stoechas alt türünün kökünden 18-hidroksi-27-norolean-12,14-dien-30-al- 28-oik asit ve 3 beta-hidroksi-1-oxo-olean-12-ene-30-al-28-oik asid iki yeni triterpen izole etmiştir. En kaliteli Fransa kokenli ucucu yağda % oranında linalil asetat bulunduğu kayıtlıdır (52). Bir çalışmada, en yuksek yağ veriminin çiçeklenme döneminin başında, sabah erken yapılan hasattan elde edilen, ayıklanmış çiçeklerden sağlanabileceği belirtilmistir (52). Linalol ve linalil asetat masajla topikal uygulandıktan sonra deriden hızla emilir ve yaklaşık 19 dakika sonra plazmada en yüksek konsantrasyona ulaşır. Linalol un asetilkolin salınımını inhibe ettiği ve nöromuskuler kavşakta iyon kanal fonksiyonunu değiştirdiği, sedatif etkisinin olduğu, linalil asetat 'ın da narkotik özellikte olduğu tespit edilmiştir (54) Antimikrobiyal Aktivite Lavanta yağının biyolojik aktivitesinde ana bileşenlerin önemli bir yer tuttuğu bilinirken, farklı tiplerde lavanta yağının antimikrobiyal etkinliğinin tamamen bu bileşiklere bağlı olmadığı ve yağ bileşenleri arasında sinerjik etkinin çok az olduğu rapor edilmiştir. Örneğin bir çalışmada lavantanın kimyasal kompozisyonu ile biyolojik aktivitesi arasındaki ilişki araştırılmış, linalol ve linalil asetat miktarı ile antifungal ya da antibakteriyel etkinlik arasında bir bağlantı kurulamamıştır. Bulgar orjinli lavanta (% 51.9 linalool, % 9.5 linalil asetat) 25 bakteriden 23 üne etkiliyken Fransız orjinli lavanta (29.1 % linalool, % 43.2 linalil asetat) sadece 13 bakteride etkili olmuştur (54).

26 16 Disk difüzyon yöntemi kullanılarak L. stoechas ssp stoechas uçucu yağının bir dizi mikroorganizma üzerindeki inhibisyon zonu ölçülmüş ve Staphylococcus aureus ATCC 6538, Escherichia coli ATCC 8739, Proteus mirabilis ATCC 14153, Klebsiella pneumonia ATCC 4352, Pseudomonas aeruginosa ATCC 9027, Bacillus subtilus ATCC 6633 e karşı antimikrobiyal etkinlik gözlenmiştir (51). Serpi ve arkadaşları (64) çeşitli bitki ekstrelerinin Propionibacterium acnes suşları(acne vulgaris akne oluşumunda en önemli etken) üzerindeki antibakteriyel etkinliği incelemiş, Lavandula angustufolia nın 2 mg/ml ve 5 mg/ml konsantrasyonlarda bakteri üretimini % 100 önlediğini bildirmiştir. Standart antibakteriyel olarak S-1(Sulbaktam/Ampisiline, Vl / disk) ve S-2 (Amoksisilin 25 VL / disk) antifungal olarak ise N-1(Nistatin) in kullanıldığı calısmada Lavandula stoechas subps. Stoechas ucucu yağı Proteus vulgaris ATCC 6897 suşuna karşı, standart antibiyotiklerden daha guclu inhibitor etki gostermis, Pseudomonas aeruginosa ATCC suşuna standart antibiyotiklere yakın duzeyde antibakteriyel etki gostermistir. Candida albicans fungusuna karsı ise standart antifungale yakın etki gozlenmistir (52). Lavandula angustifolia uçucu yağının Escherichia coli O157: H7 ve Staphylococcus aureus suşları üzerindeki antimikrobiyal etkinliği oldukça yüksek bulunmuştur (65). Lavandula angustifolia yağı %1 den az bir konsantrasyonda MRSA (methicillinresistant Staphylococcus aureus) ve VRE (vancomycin-resistant Enterococcus faecalis) ye karşı in vitro antimikrobiyal etkinlik göstermiştir (54). Bazı yazarlar, bitkinin buhar formu ile tedavinin sıvı formdaki tedaviden daha üstün olduğunu bildirmiştir. Bunu ise buhar tedavisinin daha düşük dozlarda antimikrobiyal etki sağlaması ve sporlanmayı da inhibe etmesiyle bağdaştırmışlardır (54). Lavandula stoechas yaprağından elde edilen uçucu yağın Fusarium oxysporum, Rhizoctonia solani ve Aspergillus flavus funguslarına karşı antifungal etkinliği ölçülmüş ve sonuç, Rhizoctonia solani > Fusarium oxysporum > Aspergillus flavus olarak bulunmuştur. Ana bileşenler arasında test yapılmış, fenkon, limonen ve mirtenal in Rhizoctonia solani nin büyümesi üzerinde etkinliğin daha fazla olduğu

27 17 tespit edilmiştir. Bununla birlikte total yağın en yüksek antifungal etkinliğe sahip olması bileşenler arasında sinerjik etki olması ihtimalini akıllara getirmiştir (61). Zuzarte ve arkadaşlarının (66) yaptığı çalışmada Lavandula stoechas uçucu yağı test edilen mikroorganizmaların çoğuna fungusid etki göstermiş, minimum inhibitör konsantrasyon değerleri göz önüne alındığında Cryptococcus neoformans CECT 1078, ve dermatophytes (Epidermophyton floccosum FF9, Microsporum canis FF1, Trichophyton mentagrophytes var.interdigitale CECT 2958 ) suşlarına karşı antifungal aktivitenin çok daha fazla olduğu tespit edilmiştir Pestisidal Aktivite Birçok makale L. angustifolia oil ve linalol un ascaricidal etki gösterdiğini bildirmiştir. L. angustifolia oil ve linalol un Psoroptes cuniculi üzerinde ascaricidal etkinliğinin ölçüldüğü bir çalışmada ascaricidal etkiniliğin zararlılara karşı sadece doğrudan temasla değil aynı zamanda uçucu maddelerin inhalesiyle de mümkün olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca lavanta yağının koyunlarda psoroptic uyuza neden olan miteye karşı etkin olduğu görülmüştür (54) Sitotoksik Aktivite L. stoechas ssp stoechas uçucu yağının bir takım kanser hücre dizisi üzerinde sitotoksik etkinliği incelenmiş, COL-2 (human colon cancer) e karşı aktif olduğu tespit edilmiştir( ED 50 değeri 9.8 μg/ml). Ayrıca bitkinin kloroformlu ekstresinin P-388 (mouse leukemia) e karşı yüksek sitotoksik aktiviteye (ED 50 değeri 1.4 μg/ml) sahip olduğu bildirilmiştir (51) Anksiyolitik Aktivite Bazı yazarlar lavanta kokusu ile pozitif duygu durumu arasında bir ilişki olduğundan bahsetmiştir. Yapılan bir çalışma 3 dakika boyunca lavanta yağı (%10) koklayan bireylerin belirgin olarak rahatladığını, anksiyetelerinin azaldığını, daha iyi ruh haline sahip olduklarını bildirmiştir. Ayrıca aromaterapide kullanılan lavanta yağının matematiksel hesaplama kabiliyetini arttırdığı bulunmuştur (69).

28 18 Aromaterapinin menstrual kramp ve dismenore semptomları üzerindeki etkisini araştıran randomize, plasebo kontrollü bir çalışmada, herhangi bir sistemik veya reproduktif (üremeyle alakalı) hastalığı olmayan ve kontroseptif kullanmayan 67 Koreli üniversite öğrencisi üzerinde incelemeler yapılmıştır. Deney grubuna adaçayı (Salvia sclarea) uçucu yağıyla kombine lavanta (Lavandula officinalis) uçucu yağı abdominal masaj yoluyla topikal olarak uygulanmış, plasebo grubuna aynı tedavi sadece badem yağıyla denenmiş ve son olarak kontrol grubuna hiçbir tedavi uygulanmamıştır. Menstrual kramp seviyeleri değerlendirildiğinde deney grubunun adetin birinci ve ikinci günü meydana gelen krampları diğer iki gruba göre anlamlı bir şekilde azalttığı görülmüştür. Netice itibariyle aromaterapinin menstrual kramp veya dismenore yaşayan kadınlar için hemşirelik bakımın bir parçası olabileceği belirtilmiştir (67). Kore de hemşirelik okuyan ve uykusuzluktan şikayet eden 42 üniversite öğrencisi bayan ile yapılan çalışmada lavanta kokusunun uykusuzluk ve depresyon üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu gözlenmiştir (68). Yaş ortalaması 33 olan 48 yetişkin poliklinik hastasında yapılan çift kör, randomize plasebo kontrollü çalışmada Lavanta angustrifolia tentürü ile imipraminin etkinliği karşılaştırılmış, lavanta tentürünün imipramin göre daha az etkin olduğu görülmüştür. Bununla birlikte lavanta- imipramin kombinasyonu aktivitesinin imipraminin tek başına gösterdiği aktiviteden daha yüksek olduğu gözlenmiş, tentürün hafif ve orta dereceli depresyonda destek tedavi olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır (56). Yaşları 18 ile 77 arasında değişen 200 diş hekimliği hastası ile yapılan bir çalışmada kokuların hastalar üzerindeki etkisi incelenmiş, istatiksel analizler sonucu lavanta kokulu bekleme odasının stres azaltıcı etkide olduğu tesit edilmiştir (69). Lavanta kokusuna uzun süreli maruziyet sonucu anksiyolitik etki görülmüş, lavantanın limbik korteks üzerinde benzodiazepin türevi etki gösterdiği belirtilmiştir (70). Farelerle yapılan deneylerde Lavandula stoechas çiçeklerinden hazırlanan sulu metanollü ekstrenin antispazmodik ve antikonvülzan etkili olduğu bildirilmiştir (58).

29 Dismenore Dehkordi ve arkadaşları (71) dismenoreden yakınan 96 Tahran üniversitesi öğrencisini iki eş gruba ayırmış, deney grubundakilere lavanta yağı +susam yağı, plasebo grubundakilere ise sadece susam yağı inhale ettirmiştir. Lavanta yağının dismenore semptomlarını gidermede oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır Anti-nosiseptif Aktivite İsveç fareleri üzerinde gerçekleşen bir çalışmada, yüksek doz lavanta hidro-alkolik ekstresi ve lavanta polifenolik fraksiyonunun orta dereceli antinosiseptif etkinlikte olduğu tespit edilmiştir (55) Antienflamatuvar Aktivite Lavandula multifida sulu ve etanollü ekstrelerinin doza bağlı antienflamatuvar etki gösterdiği bildirilmiştir (57). Lavandula stoechas ın önemli bir inflamatuar belirteç olan nitrik oksit(no) üretimini engelleyici kapasitesi ölçülmüş, hücre canlılığını etkilemeyecek konsantrasyonlarda inhibitör etkinlik tespiti umut verici olarak değerlendirilmiştir (66) Antioksidan Aktivite Son zamanlarda Lavandula viridis in Fe +2 indüklü lipit peroksidasyonunu ve kolinesteraz aktivitesini inhibe ettiği tespit edilmiştir. Costa ve arkadaşlarının (59) Lavandula viridis in antioksidan etkinliğini incelediği çalışmada ekstre eldesi için gıda, farmasötik ve kozmetik endüstrisi için önemli bir metod olan süper kritik sıvı ekstraksiyonu kullanılmış, elde edilen ekstrelerin anti oksidan etkinliği ORAC ve DPPH metotlarıyla belirlenmiştir. Lavandula viridis uçucu yağının özellikle de kafur, 1-8 sineol ve a-pinenin antikolinesteraz aktiviteyi güçlü bir şekilde inhibe ettiği bildirilmiştir (59).

30 Anestezik Aktivite Lavandula angustifolia uçucu yağı, linalil asetat ve linalol in vitro μg/ml konsantrasyonda sıçan hemidiyaframında elektrikle uyarılmış kasılmaları doza bağlı olarak, büyük ölçüde azalttığı gözlenmiştir (72) Yan etki Herhangi bir yağın kullanımında olduğu gibi lavanta yağının da allerjye ya da cilt tahrişlerine sebep olma potansiyeli hakkında endişeler mevcuttur. Japonya da 9 yıl süren bir çalışmada lavanta yağına maruz kalan bireylerin % 13.9 unda kontakt dermatit gözlenmiştir (54). Labiatae familyasına ait bitkiler üzerinde yapılan in vivo ve in vitro çalışmalar baz alındığında, üyeler arasında çapraz allerjik reaksiyonların görülebileceği belirtilmiştir (73) Toksisite Az bir miktar ev yapımı lavanta ekstresi içen 18 aylık bir erkek çocuk 3 saat konfüzyon halinde kalmış ve merkezi sinir sistemi depresyonu geçirmiştir. Çocuğun elektroensefalografisinde toksik etkiye bağlı ritm bozuklukları gözlenmiştir. Zehirlenme gaz kromatografisi ve kütle spektroskopisiyle teyit edilmiş, kan ve idrarda linalil asetat, linalil format ve aseton tespit edilmiştir (74) Daucus Carota (Havuç) Havuç (Daucus carota var. sativus) Şemsiyegiller (Umbelliferae-Apiaceae) familyasında yer alan, anavatanı Orta Asya ve Yakın Doğu olan, üretimi tohumla yapılan ve kökleri yenilen iki yıllık bir sebze türüdür. Dünyada en fazla üretilen kök sebze sıralamasında patatesten sonra havuç gelmektedir (75, 76, 77). Havuç üretiminin yoğun olarak yapıldığı ülkeler; Türkiye, Çin, Amerika, Güney Afrika, Brezilya, Meksika, Mısır, Libya, Avustralya, İtalya, Pakistan, İspanya dır (76). Türkiye de ise İç Anadolu da (Konya, Karaman ve Ankara), Akdeniz de (Burdur, Antalya, Mersin, Hatay), Ege de (İzmir, Aydın, Manisa) ve Güney Marmara nın bir kısmında havuç üretimi gerçekleştirilmektedir (76, 78). Ülkemizde kışlık bir sebze olarak algılanan havuç, diğer ülkelerde her mevsim tüketilen bir sebzedir (75, 76, 77).

31 Botanik Özellikleri Daucus carota kazık köklü, iki yıllık, otsu bir kültür bitkisidir. Yaprakları parçalı, (1-)2-3 pinnat, pinnat parçaların her biri dişli, tüylü veya tüysüz, nadiren etlidir. Işınlar (8-)10 adet, çiçekler beyaz, pembemsi veya sarımsı, birçoğu bir arada ve umbella durumundadır. Meyve uzunca, yumurta biçiminde, 2-4 mm uzunlukta, kostaların üzeri dikenlidir. Gövde genellikle dallanmıştır, cm yüksekliğinde, kısa-sert tüylü veya hemen hemen tüysüzdür. Çiçeklenme zamanı 6-9. aylardadır. Denizden yüksekliği 2000 m olan, çayır, eğimli arazi, kumul ve tarlalarda yetişmektedir (53). Havuç köklerinin rengi genellikle sarı, turuncu ya da çesitli tonlarıyla pembedir. Ülkemizde Hatay ilinin Samandag yöresinde, koyu visne çürügü renkli pek nadir görülen havuçlar yetistirilmektedir (75, 76, 77) Havucun YetiĢme KoĢulları Havuç, ılıman, serin iklimlerin bitkisi olup kısa gün bitkisi olarak kabul edilir. Havucun en iyi şekilde gelişim göstermesi için az ışık, yüksek toprak nemi ve nispeten düsük sıcaklıklar gereklidir. En uygun havuç rengi 15,5-21 derece arası sıcaklıkta olusmakta, bu değerlerden daha alçak ya da daha yüksek sıcaklık derecelerinde ürün kötü bir renk almaktadır. Havuç, derin, gevsek bünyeli, geçirgen, organik madde yönünden zengin, yeterli miktarda kireç içeren kumlu-tınlı ya da tınlı-kumlu topraklarda en iyi şekilde yetişir. Yüksek toprak asiditesine oldukça duyarlıdır. En uygun toprak ph ı 6,5 7,5 arasıdır (75, 76). Havuçlarda hasat sonrasında karotenoid ve lezzet kaybı, acılık oluşumu gibi bazı kalite kusurları oluşabilmektedir. Kalite kaybını azaltmak için havuçların, 0 C de ve % bağıl nemde depolanması önerilmektedir (78) Kimyasal Ġçerik Süperkritik sıvı ekstraksiyonu ile elde edilen uçucu yağın esas olarak oksijenlenmiş monoterpenler, hidrokarbon seskiterpenler, fenilpropanoidler, geranil asetat, karotol, α- pinen, a-tujen, b-mirsen, c-terpinen, o-simen, sabinen, kamfen, β-bisabolen, E- metilizoöjenol, karotol, 11-α-himachal-4-en-1-β-ol, β-karyofilen, daukol içerdiği tespit edilmiştir (79, 80). Başka bir çalışmada ise Daucus gingidium ssp. gingidium yaprak ve

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege

Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması. Grup Ege Fesleğenin (ocimum bacilicum) Antibakteriyel Etkisinin Araştırılması Grup Ege Gülsüm UYAR Yalçın KABAK Proje Fikrinin Ortaya Çıkışı Fesleğenden sinek kovucu sprey yapalım! Toplu taşıma araçlarında kullanılacak

Detaylı

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ Distilex tesislerinde; bitki ve meyve özütleri uygun yöntem ve ileri teknoloji ile elde edilerek gıda, ilaç, kozmetik, kimya, insan sağlığında gıda takviye ürünleri, hayvan

Detaylı

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Yayılışı: Quercus ilex L. (Pırnal meşesi) Genel coğrafi yayılış alanı Batı Akdeniz kıyılarıdır. Ülkemizde, İstanbul, Zonguldak, Sinop, Çanakkale, Kuşadası nda 0-450 m ler arasında Carpinus, Laurus, Phillyrea

Detaylı

ESANS UYGULAMALARINDA DOĞADAN ALDIĞIMIZ İLHAMIN TEKNOLOJİK YÖNTEMLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ

ESANS UYGULAMALARINDA DOĞADAN ALDIĞIMIZ İLHAMIN TEKNOLOJİK YÖNTEMLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ ESANS UYGULAMALARINDA DOĞADAN ALDIĞIMIZ İLHAMIN TEKNOLOJİK YÖNTEMLERLE DEĞERLENDİRİLMESİ Kemal Özgür Boyanay Kimya Yüksek Mühendisi Seluz Fragrance Company o İÇERİK Doğadan gelen ilham Doğal hammaddeler

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü FONKSİYONEL BİLEŞENLER İÇEREN BAHARAT VE TIBBİ-AROMATİK BİTKİLER Doğal antioksidan kaynağı olan birçok bitki ve baharat bulunmaktadır. Çeşitli baharatlar, kakao

Detaylı

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan ekstraselluler matriks içinde, birbirlerine yapışarak meydana getirdikleri

Detaylı

BİTKİSEL ÇAYLAR. Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI. Prof. Dr. G.

BİTKİSEL ÇAYLAR. Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI. Prof. Dr. G. BİTKİSEL ÇAYLAR Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI Prof. Dr. G.SALTAN 1 GIDA SİLAH YAKACAK BARINMA ZEHİR İLAÇ BİTKİLERİN KULLANIMI Prof. Dr.

Detaylı

KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ KARANFİL YAĞININ ANTİ-BAKTERİYEL VE SERBEST RADİKAL TUTUCU ANTİ- OKSİDAN ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ Proje Ekibi GRUP MİKROP Muhammet ZOPUN Sercan FİDAN Ali SAKARYA PROJE AMACI Karanfil Yağının; Gram (+)

Detaylı

Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir

Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir DEFNE Latince ismi : Laurus nobilis Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir Defne Bitkisi: Anavatanı Asya olan Defne,

Detaylı

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Melisa Akgöz 1, İrem Akman 1, Asuman Begüm Ateş 1, Cem Çelik 1, Betül Keskin 1, Büşra Betül Özmen

Detaylı

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER Hazırlayan: 0601120025 Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU Laurocerasus officinalis(karayemiş) Sistematik ; Alem : Plantae Bölüm :

Detaylı

BOR BİLEŞENLERİ KULLANARAK ANTİMİKROBİYAL HİJYENİK YÜZEYLER VE ÜRÜNLER ELDE EDİLMESİ

BOR BİLEŞENLERİ KULLANARAK ANTİMİKROBİYAL HİJYENİK YÜZEYLER VE ÜRÜNLER ELDE EDİLMESİ BOR BİLEŞENLERİ KULLANARAK ANTİMİKROBİYAL HİJYENİK YÜZEYLER VE ÜRÜNLER ELDE EDİLMESİ ZEYNEP İYİGÜNDOĞDU 1 *, OKAN DEMİR 2, FİKRETTİN ŞAHİN 2 1 ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ 2 YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ SÜRGÜN YAPRAK ÇİÇEK MEYVELER 10 Bitkisel Ürünlerden Yararlanma Şekilleri Şifalı bitkilerden aşağıda belirtilen yöntemler kullanılarak yararlanılmaktadır. İnfusyon (Infusion):

Detaylı

Panax ginseng kök ekstresi (Ginseng)

Panax ginseng kök ekstresi (Ginseng) Panax ginseng kök ekstresi (Ginseng) Çin, Japonya ve Kore de doğal olarak yetişmekte olan kökü şekil olarak insana benzeyen çok yıllık otsu bir bitkidir. Kimyasal içeriğinde dammaran yapısında triterpen

Detaylı

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR 1. Kontaminasyonun önlenmesi 2. Mikroorganizmaların uzaklaştırılması a) Yıkama b) Kesme ve ayıklama c) Santrifüje etme d) Filtrasyon 3. Mikrobiyal

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ Hazırlayan Öğrenciler Fulya MORDOĞAN 7-B Pırıl ALP 7-B Danışman Öğretmen Demet EROL İZMİR, 2012 1 İÇİNDEKİLER 1. Proje özeti...3 2. Projenin amacı...3

Detaylı

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır. Ekolojik istekleri Çayda verim ve kalite ile ekolojik koşullar arasında ilişki vardır. Dünya üzerinde kuzey yarımkürede 42.enlem, güney yarım kürede ise 30. enlem çay bitkisinin son yetişme sınırlarıdır.

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ LIQUIDAMBAR ORIENTALIS ANADOLU SIĞLA AĞACI Muğla Relikt Tarihteki Önemi Kleopatra aşk iksiri ve parfüm olarak kullanmıştır Hipokrat döneminden beri ilaç olarak kullanılmıştır.

Detaylı

GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. Aziz TEKİN

GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. Aziz TEKİN GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ Prof. Dr. Aziz TEKİN GİRİŞ Yağ ve yağ çözücülerde çözünen bileşiklerin genel adı lipid dir. Büyük oranlarda yağ asitlerinden oluşmuşlardır. Bu kapsama; trigliseritler, yağ asitleri,

Detaylı

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin meyveleri sofralık ve yağlık olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. Siyah Zeytinde Yağ içeriği ve Enerji miktarı yüksek, Yeşil zeytinde A vitamini, Demir,

Detaylı

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ DEPRESSANI OLARAK KULLANILAN BİTKİLER

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ DEPRESSANI OLARAK KULLANILAN BİTKİLER SANTRAL SİNİR SİSTEMİ DEPRESSANI OLARAK KULLANILAN BİTKİLER Doç.Dr. Özlem BAHADIR ACIKARA Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı SSS ETKİLİ İLAÇ/BİTKİLER 1. SSS depressanları

Detaylı

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ ve TEHLİKELERİN TANIMLANMASI, RİSK FAKTÖRLERİNİN VE KORELASYON İLİŞKİLERİNİN ORTAYA KONMASI Hayrettin

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE Otsu, çalımsı veya ağaç şeklinde gelişen bitkilerdir. Soğuk bölgeler hariç dünyanın her tarafında bulunurlar. Yaprakları basit, geniş ve parçalıdır. Meyve kuru kapsüldür

Detaylı

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta 1 Genel giriş - İlaç şekilleri Farmakopeler, Reçete bilgisi Ölçü ve Birimler İlaç Şekillerinde Kullanılan Su ve Özellikleri Çözelti Formundaki İlaç Şekilleri

Detaylı

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu Bakterilerde antimikrobiyal direncinin artması sonucu,yeni antibiyotik üretiminin azlığı nedeni ile tedavi seçenekleri kısıtlanmıştır. Bu durum eski antibiyotiklere

Detaylı

Asidik suyun özellikleri. Alkali suyun özellikleri. ph > 11 ORP < -800mV Cl içermez. ph < 2,7 ORP < 1100mV Cl derişimi: 10-80 ppm

Asidik suyun özellikleri. Alkali suyun özellikleri. ph > 11 ORP < -800mV Cl içermez. ph < 2,7 ORP < 1100mV Cl derişimi: 10-80 ppm Et Endüstrisinde Elektrolize Yükseltgen Su Uygulaması Cem Okan ÖZER, Birol KILIÇ SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ Elektrolize yükseltgen su Kontaminasyon=problem Bakteriler otostopçudur.

Detaylı

Orman Altı Odunsu Bitkiler

Orman Altı Odunsu Bitkiler Orman Altı Odunsu Bitkiler Danışman : Yrd.Doç.Dr. Nurgül KARLIOĞLU BİTKİLER 1. Laurocerasus officinalis 2. Osmanthus decorus 3. Rhus coriaria 35-0601120159 SALİM ÇOBAN 37-0601120189 OKTAY BAKIRTAŞ Laurocerasus

Detaylı

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini elemeye yönelik bazı bitki

Detaylı

Administrator tarafından yazıldı Cuma, 26 Aralık 2008 21:51 - Son Güncelleme Perşembe, 16 Temmuz 2009 18:54

Administrator tarafından yazıldı Cuma, 26 Aralık 2008 21:51 - Son Güncelleme Perşembe, 16 Temmuz 2009 18:54 Günlük sorunlarda bitkilerin kullanımı Mutfağımızda bir çok bitkiden faydalanırız.mercanköşk,kekik,biberiye veya defne yaprağı ile yemekleriniz bir başka tat kazanır.baharatlar sadece tat verici olarak

Detaylı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5 Şimdi KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Yaşlılık Düşük bağışıklık Hırıltılı öksürük Kirli ortam Pasif içicilik Zamanı Tekrarlayan

Detaylı

FARELERDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PNÖMONi MODELiNDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PHIKZ FAJININ TEDAVi ETKiSiNiN ARAŞTIRILMASI. Dr.

FARELERDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PNÖMONi MODELiNDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PHIKZ FAJININ TEDAVi ETKiSiNiN ARAŞTIRILMASI. Dr. FARELERDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PNÖMONi MODELiNDE PSEUDOMONAS AERUGINOSA PHIKZ FAJININ TEDAVi ETKiSiNiN ARAŞTIRILMASI Dr. Kübra CAN Prof. Dr. Osman Şadi YENEN Doç. Dr. Uğur AKSU AMAÇ Son yıllarda çoklu

Detaylı

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

Pistacia terebinthus L. (Menengiç) Pistacia terebinthus L. (Menengiç) Genel coğrafi dağılışı batıda Kanarya adalarından başlayarak doğu Akdeniz ve Anadolu ya ulaşır. Türkiye de özellikle Batı ve Güney Anadolu daki maki formasyonu içerisinde

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton) NARENCİYE DOSYASI Kökeni Güneydoğu Asya olan turunçgillerin, çağdaş anlamda üretimi 19. yüzyılda ABD`de başlamış ve hızla yayılmıştır. Turunçgil yetiştiriciliği dünyada 40 derece kuzey enlemi ile 40 derece

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇAYLAR

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇAYLAR SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÇAYLAR Prof. Dr. GÜLÇİN SALTAN İŞCAN Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Soğuk algınlığı Virüslerin neden olduğu rinit,

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II 1. Laurocerasus officinalis 2. Salvia officinalis 3. Tilia tomentosa 4. Tilia cordata 5. Tilia platyphyllos 6. Tilia rubra 7. Quercus brantii 8. Castanea sativa

Detaylı

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doç. Dr. Ömer KOZ HO Bursa Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü HO BTÜ, 2014-2015 Güz Yarıyılı Seminerleri «Perşembe Seminerleri» 20 Kasım 2014 Bursa Başlıklar:

Detaylı

Sorunlu Mikroorganizmalar, Sorunlu Antibiyotikler ve E Test. Prof.Dr.Güner Söyletir Marmara Üniversitesi, İstanbul

Sorunlu Mikroorganizmalar, Sorunlu Antibiyotikler ve E Test. Prof.Dr.Güner Söyletir Marmara Üniversitesi, İstanbul Sorunlu Mikroorganizmalar, Sorunlu Antibiyotikler ve E Test Prof.Dr.Güner Söyletir Marmara Üniversitesi, İstanbul Sorunlu Mikroorganizmalar Nonfermentatif bakteriler Acinetobacter sp. Stenotrophomonas

Detaylı

ETKİN MADDE. Bir müstahzarın etkinliğini temin eden madde veya maddelerdir.

ETKİN MADDE. Bir müstahzarın etkinliğini temin eden madde veya maddelerdir. İLAÇ Satmak, satışa çıkarılmak veya kullanılması için önerilmek üzere imal edilen, insan ve hayvanları tedavi, yatıştırma, tanı, tespit veya onarmak, fiziksel durumları düzeltmek veya organik (fonksiyonların)

Detaylı

ANTİPERSPİRANTLAR, DEODORANTLAR ve ANTİMİKROBİYAL AJANLAR

ANTİPERSPİRANTLAR, DEODORANTLAR ve ANTİMİKROBİYAL AJANLAR ANTİPERSPİRANTLAR, DEODORANTLAR ve ANTİMİKROBİYAL AJANLAR Deodorantlar ve antiperspirantlar en fazla kullanılan kozmetik ürünlerindendir. Her gün milyonlarca kişi tarafında koltuk altına uygulanmaktadırlar.

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER A)HİDROJEN PEROKSİT Hidrojen peroksit; ısı, kontaminasyon ve sürtünme ile yanıcı özellik gösteren, renksiz ve hafif keskin kokuya sahip olan bir kimyasaldır ve

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Juniperus communis. Adi Ardıç

Juniperus communis. Adi Ardıç Juniperus communis Adi Ardıç Juniperus communis Adi Ardıç En geniş yayılışı olan ardıç taksonudur. çoğunlukla çalı formunda Kabuk kırmızı kahverengi, ince kağıt gibi ayrılır İ. yaprak, 1,5 cm dipleri geniş

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

ALFA LİPOİK ASİT (ALA)

ALFA LİPOİK ASİT (ALA) ALFA LİPOİK ASİT (ALA) Bitki ve hayvan dokularında doğal olarak bulunan ditiyol türevi bir bileşiktir. Endojen olarak mitokondride oktanoik asitten sentezlenir. ALA mitokondrideki enerji üretiminden sorumlu

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI Harika Alpay, Nurdan Yıldız, Neslihan Çiçek Deniz, İbrahim Gökce Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

KSÜ. Fen ve Mühendislik Dergisi, 8(2) KSU. Journal of Science and Engineering 8(2)-2005

KSÜ. Fen ve Mühendislik Dergisi, 8(2) KSU. Journal of Science and Engineering 8(2)-2005 KSÜ. Fen ve Mühendislik Dergisi, 8(2)-2005 36 KSU. Journal of Science and Engineering 8(2)-2005 Çay veya Baharat Olarak Tüketilen Teucrium polium L., Thymbra spicata L. var. spicata, Ocimum basilicum L.

Detaylı

Çayın Bitkisel Özellikleri

Çayın Bitkisel Özellikleri Çayın Bitkisel Özellikleri Bir asırlık bir ömre sahip bulunan çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığında zaman bir ağaç görünümünü alır. Görünüş itibarı ile dağınık bir görünüm arz eden bitki yapısı tek

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

Dilechem Kimya ve Danışmanlık İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi

Dilechem Kimya ve Danışmanlık İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi Biz Kimiz? Ürünümüz & Özellikleri Uygulama Yöntemlerimi & Alanlarımız Uygulama Öncesi & Sonrası Sertifikalandırma A - Biz Kimiz Dilechem Kimya biyolojik ve ekolojik sorunlara yenilikçi ve etkin çözümler

Detaylı

TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011

TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011 TÜBİTAK-BİDEB Lise Öğretmenleri (Kimya,Biyoloji,Fizik,Matematik) Proje Danışmanlığı Eğitimi LİSE-1 ÇALIŞTAY 2011 KEPEZ/ÇANAKKALE TEMMUZ-2011 İŞLENMİŞ TÜTÜN(Nicotiana tabaccum)ekstresinin ANTİBAKTERİYAL

Detaylı

KİŞNİŞ(Coriandrum sativum)

KİŞNİŞ(Coriandrum sativum) KİŞNİŞ(Coriandrum sativum) Tibbi Etkileri ve Kullanımı yöntemleri şöyle sıralanabilir: Eski Mısır papirüsleri, Çince ve Sanskritçe metinlerde ve hatta İncil'de sağlığa yararlı etkilerinden övgüyle söz

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

2015 YILI KİMYA SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ KİMYA SEKTÖR ŞUBESİ

2015 YILI KİMYA SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ KİMYA SEKTÖR ŞUBESİ 2015 YILI KİMYA SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ KİMYA SEKTÖR ŞUBESİ 1 2015 YILI KİMYA SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ

Detaylı

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN 2005. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN 2005. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi KURU İNCİR Hazırlayan Çağatay ÖZDEN 2005 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi KURU İNCİR Türkiye de Üretim İncir, ilk kültüre alınan meyvelerden birisi olarak, anavatanı

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

BİTKİ TANIMA 2. Dr. Sergun DAYAN

BİTKİ TANIMA 2. Dr. Sergun DAYAN BİTKİ TANIMA 2 Dr. Sergun DAYAN MONOCOTYLEDONAE FAM: GRAMİNEAE Buğdaygiller (Poaceae), tohum kabuğu, meyve kabuğu ile bitişiktir. sapları boğumlu ve ekseriya içi boştur. başakçıklar,

Detaylı

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) 1 Önemi, Kökeni ve Tarihçesi 1850 li yılara kadar dünya şeker üretiminin tamamı şeker kamışından elde edilmekteydi. Günümüzde ise (2010 yılı istatistiklerine

Detaylı

UÇUCU YAĞLAR. Hazırlayan Songül BEKTAŞOĞLU 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

UÇUCU YAĞLAR. Hazırlayan Songül BEKTAŞOĞLU 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi UÇUCU YAĞLAR Hazırlayan Songül BEKTAŞOĞLU 2006 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi UÇUCU YAĞLAR Üretim Türkiye de uçucu yağ üretiminin büyük kısmını gülyağı oluşturmaktadır.

Detaylı

Lavanta, Ada Çayı, Kekik ve Papatya Ekstrelerinin Antimikrobiyal Etkilerinin Araştırılması

Lavanta, Ada Çayı, Kekik ve Papatya Ekstrelerinin Antimikrobiyal Etkilerinin Araştırılması doi:10.5222/tmcd.2018.241 Araştırma Lavanta, Ada Çayı, Kekik ve Papatya Ekstrelerinin Antimikrobiyal Etkilerinin Araştırılması ID ID Halil İLKİMEN*, Aysel GÜLBANDILAR** *Dumlupınar Üniversitesi, Fen Edebiyat

Detaylı

KİMYEVİ MADDELER VE MAMULLERİ İHRACAT RAKAMLARI DEĞERLENDİRMESİ

KİMYEVİ MADDELER VE MAMULLERİ İHRACAT RAKAMLARI DEĞERLENDİRMESİ OCAK 2014 AKİB GENEL SEKRETERLİĞİ KİMYEVİ MADDELER VE MAMULLERİ İHRACAT RAKAMLARI DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Burcu ŞENEL / Kimya Sektörü Şube Şefi KİMYEVİ MADDELER VE MAMULLERİ SEKTÖREL İHRACAT RAKAMLARININ

Detaylı

KOD TANIM 2018 BİRİM FİYAT AÇIKLAMA CEV.MBL.0001 Mikrobiyolojik Numune Alınması, Taşınması ve Muhafazası

KOD TANIM 2018 BİRİM FİYAT AÇIKLAMA CEV.MBL.0001 Mikrobiyolojik Numune Alınması, Taşınması ve Muhafazası CEV.MBL.0001 Mikrobiyolojik Numune Alınması, Taşınması ve Muhafazası 270.00 TL SM 9060 A-B CEV.MBL.0002 Toplam Koliform Sayımı (MF Tekniği) 180.00 TL SM 9222 B - SM 9225 D CEV.MBL.0003 Total Koliform Sayımı

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA

Detaylı

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ 961 1. HAFTA İLAÇ Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve

Detaylı

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş KİMYA-IV Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş Organik Kimyaya Giriş Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda, elde edildikleri kaynaklara bağlı olarak Anorganik ve Organik olmak üzere, iki sınıf altında toplanmışlardır.

Detaylı

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ Hatice YILDIRAN Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ GIDA TAKVİYELERİ Eğitim Yeri Eğitim Konusu : HOLLANDA-TNO : Gıda Takviyeleri Eğitim Süresi : 21 Aralık 2012-20 Mart 2013 Danışman : Dr. Koen VENEMA Eğitim

Detaylı

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır Arı Sütü Arı sütü koyu kıvamda jelatinöz vasıfta olup beyaz-sarı renktedir. Arı sütü için uluslararası üretim standartları bulunmayıp Brezilya, Bulgaristan, Japonya ve İsviçre de uygulanan ulusal standartlar

Detaylı

DİKLOFENAK SODYUMUN ( LAFENAC ) ANTİBAKTERİYEL ETKİNLİĞİ

DİKLOFENAK SODYUMUN ( LAFENAC ) ANTİBAKTERİYEL ETKİNLİĞİ Vet. Hek. Burçin SİNAN DİKLOFENAK SODYUMUN ( LAFENAC ) ANTİBAKTERİYEL ETKİNLİĞİ Diklofenak sodyum; besi sığırı ve atlarda antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Başlıca;

Detaylı

PROJENİN OLUŞTURULMA GEREKÇELERİ

PROJENİN OLUŞTURULMA GEREKÇELERİ Zeytin Yapraklarından elde edilen standart ekstreler kullanılarak Fonksiyonel Gıda, Gıda Bütünleyici Ürün Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürün geliştirilmesi DESTEKLEYENLER PROJENİN AMACI Bu projede, zeytin

Detaylı

Merve ŞAHİNTÜRK Prof. Dr. Zübeyde ÖNER Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Merve ŞAHİNTÜRK Prof. Dr. Zübeyde ÖNER Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Merve ŞAHİNTÜRK Prof. Dr. Zübeyde ÖNER Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Kimyasal bileşiminin anne sütüne benzerlik göstermesi Temel besin ögeleri açısından zengin

Detaylı

GRUP BAKTERİYOFAJ ANTİ-BAKTERİYEL BOYAR KAPLAMAÇÖZELTİSİ HAZIRLANMASI

GRUP BAKTERİYOFAJ ANTİ-BAKTERİYEL BOYAR KAPLAMAÇÖZELTİSİ HAZIRLANMASI TÜBİTAK-BİDEB KİMYAGERLİK, KİMYA ÖĞRETMENLİĞİ VE KİMYA MÜHENDİSLİĞİ KİMYA LİSANS ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJESİ EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (KİMYA-2 ÇALIŞTAY 2011 ANTİ-BAKTERİYEL BOYAR KAPLAMAÇÖZELTİSİ HAZIRLANMASI

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 2.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN Absorbsiyon Kan hücreleri Dağılım Dokularda depolanma Eliminasyon Kimyasal Serum proteinleri Kan veya plazma Etki bölgesi Metabolizma Eliminasyon

Detaylı

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ İncir, ilk kültüre alınan meyvelerden birisi olarak, anavatanı Anadolu dan, önce Suriye ve Filistin e sonrasında buradan da Çin ve Hindistan a yayılmıştır. Dünya kuru incir üretimine

Detaylı

Arı Ürünleri, Bitkiler ve Sağlığımız. Yard. Doç. Dr. Mine Koçyiğit

Arı Ürünleri, Bitkiler ve Sağlığımız. Yard. Doç. Dr. Mine Koçyiğit Arı Ürünleri, Bitkiler ve Sağlığımız Yard. Doç. Dr. Mine Koçyiğit Arı zehiri Arılarda zehir torbasına bir kanal ile bağlanan asit ve alkali salgı bezlerinde üretilerek zehir torbasında depolanır. Bir batırmada

Detaylı

Solanaceae Familyası (Patlıcangiller)

Solanaceae Familyası (Patlıcangiller) Solanaceae Familyası (Patlıcangiller) 1 Bir veya çok yıllık, otsu, tırmanıcı, çalı veya ağaç şeklinde bitkileri içerir, Daha çok Avustralya, Orta ve Güney Amerika'da yayılış gösterir. Yapraklar boyut ve

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

GENUS: Convolvulus (gündüz güzeli, gündüz sefası)

GENUS: Convolvulus (gündüz güzeli, gündüz sefası) BİTKİ TANIMA III FAM: CONVOLVULACEAE Dik sarılıcı otsu veya çalılardır. 1000 kadar türü vardır. Yapraklar sarmal dizilişlidir. Basit veya ender olarak tüysüdür. Taç yapraklar birleşmiş hunu biçimlidir.

Detaylı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı F. Elçin Erkurt, Behzat Balcı, E. Su Turan Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Giriş Su, tüm canlılar için en önemli

Detaylı

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Dr. Funda YETKİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum Planı Klorheksidin

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ BAKTERİLERE KARŞI BİTKİSEL DEZENFEKTANLAR

ÖZEL EGE LİSESİ BAKTERİLERE KARŞI BİTKİSEL DEZENFEKTANLAR ÖZEL EGE LİSESİ BAKTERİLERE KARŞI BİTKİSEL DEZENFEKTANLAR HAZIRLAYAN ÖĞRENCİ: Sude SÜMBÜL DANIŞMAN ÖĞRETMEN: Melike GÜZEL İZMİR 2016 İÇİNDEKİLER 1.Proje özeti...2 2.Projenin amacı...2-3 3. Giriş...3-4-5

Detaylı

Farmakoloji IV (2 0 2)

Farmakoloji IV (2 0 2) Farmakoloji IV (2 0 2) 1 Kardiyovasküler sistem fizyolojisi, hastalıkları ve tedavide kullanılan ilaçlar 2 Konjektif kalp yetmezliği ve tedavisinde kullanılan ilaçlar 3 Aritmi ve tedavisinde kullanılan

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

Antimikrobiyal Direnç Sorunu

Antimikrobiyal Direnç Sorunu Antimikrobiyal Direnç Sorunu Dr.Hüsniye ŞİMŞEK Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Birimi VI. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu 4-5 kasım

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014]) GRUP ADI: SERA

TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014]) GRUP ADI: SERA TÜBİTAK BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ-FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ, MATEMATİK PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI (LİSE-4 [ÇALIŞTAY 2014]) GRUP ADI: SERA PROJE ADI Biberiyenin (Rosmarinus officinalis L.) Antibakteriyel

Detaylı

Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması. Prof. Dr.

Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması. Prof. Dr. Metschnikowia pulcherrima Türü Mayaların İzolasyonu ve Pulcherrimin in Antimikrobiyal Aktivitelerinin Araştırılması Prof. Dr. Sezai Türkel Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü,

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

Arı Ürünlerinin Antioksidan Özellikleri ve Biyoyararlılığı

Arı Ürünlerinin Antioksidan Özellikleri ve Biyoyararlılığı BAL VE DİĞER ARI ÜRÜNLERİ İLE SAĞLIKLI YAŞAM PLATFORMU 5 Temmuz 2012 İstanbul Arı Ürünlerinin Antioksidan Özellikleri ve Biyoyararlılığı Prof.Dr. Dilek BOYACIOĞLU İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Bal

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

AROMATİK BİLEŞİKLER

AROMATİK BİLEŞİKLER AROMATİK BİLEŞİKLER AROMATİK HİDROKARBONLAR BENZEN: (C 6 H 6 ) Aromatik moleküllerin temel üyesi benzendir. August Kekule (Ogüst Kekule) benzen için altıgen formülü önermiştir. Bileşik sınıfına sistematik

Detaylı