Editör TEM-SEN. Eğitim ve Denetim. Nermin TAŞCIOĞLU 1

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Editör TEM-SEN. Eğitim ve Denetim. Nermin TAŞCIOĞLU 1"

Transkript

1 Editör Nermin TAŞCIOĞLU 1 Merhaba Sevgili Okurları, 3 dergimizin bu sayısında siz değerli okuyucularımızın karşısına ilk defa yazı işleri müdürü olarak çıkmanın heyecanını, coşkusunu ve onurunu yaşıyorum. Dergimizin eğitim denetimi alanında adından bahsedilen ve takip edilen bir yayın olmasında, bugüne kadar katkı ve emeği geçen herkese sonsuz minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bilgiye ulaşmanın değiştiği, kolaylaştığı, hızlandığı günümüzde bu gün doğru dediklerimize yârin yanlış diyebiliyoruz. Bu gün öğrendiklerimiz yarın hiçbir şey ifade etmeyebiliyor. John Dewey inde söylediği gibi Eğer bugün, dün öğrettiğimiz gibi öğretiyorsak, çocuklarımızın geleceğinden çalıyoruz demektir. Gelecekle ilgili hedeflere ve kurulan iyi hayallere ulaşabilmek için, sürekli değişen teknoloji ve bilgi tüketen bir topluma uyum sağlayan, değişimi yönlendirecek, geleceğimizi emanet edeceğimiz nesilleri şimdiden yetiştirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Eğitim ışığının her geçen gün daha parlak yanması, eğitim öğretim hizmetlerinin etkinliği, etkiliği ve kalitesinin artırılması için en büyük görev biz eğitimcilere düşmektedir. 1 Yazı İşleri Müdürü Eğitim sevgi işidir. Sevdadır vatan. Konu insan ve gelecekse, Önemlidir her ferdimiz. Eğitimde kalite tek derdimiz Bir lokmada olsa paylaşılır ekmeğimiz aşımız Sen, ben, o yok. Yoktur ayrı gayrımız Bir baştan öbür uca vatandaşımız. Milli eğitimin temel sorunları ve çözüm yollarını araştırıp önermek; eğitimde ve denetimdeki en son gelişmeleri iletmek; eğitim çalışanlarının başarılı çalışmalarını, anılarını, araştırma, gözlem ve düşüncelerini yayınlamak; eğitim ve denetim konusunda meydana gelen etkinliklerden kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla sizlerden gelen yazılar, Dergimizin içeriğini zenginleştirecektir. Bu nedenle saygıdeğer akademisyen ve eğitimcilerin alanyazına katkı sağlayacak olan değerli çalışmalarını bekliyoruz. Zevkle okuyacağınızı ümit ettiğim Dergimizin bu sayısına değerli çalışmaları ve görüşleriyle katkı sağlayan saygıdeğer yazarlara teşekkür ediyorum. Gelecek sayıda buluşmak üzere TEM-SEN 1

2 YAŞAM İÇİN DEĞİLDE, OKUL İÇİN Mİ ÖĞRENİYORUZ? Ka radeniz şivesiyle yazılan bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Konu Trabzonlu Temel Ağa nın sevgili torunu Eda ya verilen ödevidir. Torun çözülmesi istenen problemde sıkıntı çekince iş Temel Ağa ya kalır. O da olanları Eskişehir e taşınan arkadaşına yazdığı mektupta anlatır; Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da ağlay. Zaten dertlerini hep bağa açar. Dedi ki; Ha bunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarin öğretmen beni dövecek. Dedum ki; Ağlama uşağum, bunun içun öğretmen adam dövmez. Şimdi oni çözeruk. Ne mümkün Niyazi kardaşum: Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmişlar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeşer dakka istirahat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gidecegi yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmiş. Uğraştum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi. Diyrum oğa ki, Damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben uşaği şoforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yariş etmis bi şofor vardur da bize nasihat verur. Ha, biz bi yandan da uşağa tireni tarif ediyruk. Tiren görmemiş ki... Ne anasi görmiş, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum dan Sivas a gittiydum. Neysa kardaşum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacindan duti ayiramay; mezgiti gösteriyrum, hamsi diyi efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay. Biz gelduk araba yariştiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eğer varacagi saat önemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa otobosun inecegi zamani. Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun? Uşakcuklarda şarki yok, türki yok, oyun yok; dayamiş matamatiğu. Ayuptur da. Editörden.. 2 TEM-SEN

3 MEB Denetim Sistemi Tıkandı Sorunu Çözmeye Bakanların Ömrü Yetmiyor Mehmet PINARDAĞ 2 Teknolojide, ulaşımda, bilişimde, iletişimde ve eğitimde gelişim bir sel olmuş akıyor, bu selin önünde durmanın olanağıda yok. Yaşanan bilimsel gelişime ayak uyduramamanın geri kalmak, hatta başkalarına bağımlı duruma düşmek olduğunu bilmeyen de kalmadı. Değişim ve gelişim doğal olarak eğitimde daha hızlı yaşandı/yaşanıyor. Türk Eğitim Sisteminde konjonktürel koşullara paralel olarak çok şey değişti. Yasalar, yönetmelikler, programlar hatta kurumlar başkalaştı, güncellendi. Her şey değişti değişmesine de, nedense eğitim sisteminin alt sistemi olan denetim sistemi hep aynı kaldı. Değişim ve gelişim gerçekleştirilirken bütünlük ilkesi göz ardı edildi. Bu da sistemin verimli işlemeyişinin tek ve önemli nedeni oldu diyebiliriz. Sistem içerisinde yapılan kısmi değişikliğin, yaşanan süreçte uyum değişimlerini zorladığını ve tetiklediğini görüyoruz. Bir vücutta baş sağlam, gövde tamam, ayaklar sağlıklı ancak, beyin bu gövdeyi koordine edemiyorsa sistemde aksama kaçınılmaz olacaktır. Eğitim sistemimizde bütünlük ilkesini gerçekleştirmek istiyorsak, denetimde bütünlüğün sağlanması ile işe başlamak lazım. Aynı iş alanında aynı işi yapmak için birbirinden habersiz iki-üç koldan hareket eden denetim elemanlarının ortaya çıkardığı fotoğraf doğrusu hiç şık değil. Adeta erken giden denetim birimi mevzi kapıyor. Bir kurum bazen iki hafta arayla değişik müfettiş grupları tarafından denetime alınmış oluyor. Böyle bir ortamda denetim elemanları, doğal olarak işleri ile uğraşma yerine kendilerine rakip ya da alternatif gördükleri diğer birimin elemanları ile meşgul oluyor, çatışıyor. Bakanlığımızda görev yapan Bakanlık Müfettişleri ile Eğitim Müfettişleri bir birleri aleyhine harcadıkları zamanı ve enerjiyi, eğitimde kaliteyi artırmak için kullansalardı ortaya ne gibi bir tablo çıkardı diye düşünmek- 2 Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası Genel Başkanı TEM-SEN 3

4 ten kendini alamıyor insan. Bu sorunun cevabı için alanda çok ciddi bir araştırma yapılmasına ihtiyaç olduğu muhakkak. Eğitim Sisteminde denetim, yılların, hatta onlarca yılın ihmali ile bugüne kadar gelen kronikleşmiş problemdir. Bu problemi çözmek için yetkili/resmi ve bilim çevreleri çeşitli çalışmalar yapmışlardır. Konuyla ilgili bu güne kadar yapılan çalışmaların bazılarını şöyle sıralayabiliriz. Denetim yapısı ve işleyişi, Milli Eğitim Şuralarının değişmez tartışma konusu olmuştur. MEB denetim sorunu ve 18. Eğitim Şuralarında geniş şekilde görüşüldü. 14. ve 15. Eğitim Şuralarında denetim birimlerinin tek çatı altında birleştirilmesi ve merkeze bağlı olması karara bağlandı. 17 ve 18. Eğitim Şuralarında ise, sorun daha geniş şekilde ele alındı ve çözüme yönelik kapsamlı kararlar alındı. 17. Milli Eğitim Şurasında Eğitimde Nitelik başlığı altında 89. madde ile çok önemli bir karar daha alınmıştır. Bu kararda pek çok hizmet birimi yerel yönetimlere aktarılmalı ancak, stratejik planlama, yönlendirme, denetim hizmetleri merkeze bağlı olmalıdır denilmektedir.18. Eğitim şurasında alınan kararların 55. Maddesinde, MEB denetim birimlerinin Eğitim Müfettişi adıyla merkeze bağlı olarak yapılanması, bölgesel/çalışma merkezli istihdamı ile kendi içerisinde branşlaşma ve uzmanlaşmaya gidilmesi ön görülmüştür. Denetimin merkeze bağlı yapılanması gerektiği anılan tüm şuraların ortak kararı olarak literatüre girmesi dikkat çekicidir. MEB Denetim Sistemi Milli Eğitim Bakanların gündeminden hiç düşmemiştir. Milli Eğitim eski Bakanı Sayın Nevzat AYAZ döneminde MEB Personel Yasa Tasarısı hazırlanmış, bu tasarıda Bakanlık Müfettişliği ile İlköğretim Müfettişliği MEB Eğitim Müfettişi unvanı altında merkeze bağlı olarak birleştirilmiştir. Milli Eğitim eski Bakanlarından Sayın Erkan MUMCU zamanında ise, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatını yeniden düzenleyen kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarıda da iki denetim birimi aynı unvan altında merkeze bağlı yapılandırılmıştır. Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Sayın Hüseyin ÇELİK döneminde sorun tekrar tekrar ele alınmış ve dört ayrı kanun tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarılardan bir tanesi Bakan Sayın Nimet ÇUBUKÇU zamanında 5984 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun İle Devlet Memurları Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun olarak, T.B.M.M. de tüm partilerin oy birliği ile yasalaşmıştır. Bu yasa ile ilköğretim Müfettişliği unvanı Eğitim Müfettişliği olarak değiştirilmiş, GİH sınıfı I sayılı cetvelin (g) bendinde yer alması ile Eğitim Müfettişlerinin ek göstergesi 3600 olarak diğer müfettişlerle eşitlenmiştir. MEB denetim sorunu, bu düzenleme ile bitmediği gibi, Bakan Prof. Dr. Sayın Ömer DİNÇER zamanında yapılan düzenlemeye rağmen, gündem konusu olmaya devam etmiştir. Sayın DİNÇER, 652 Sayılı KHK ile Bakanlıkta aynı işi yapan tüm birimleri birleştirirken aynı alanda aynı işi yapan denetim birimlerinin birleştirilmesini unutmuştur. Bu KHK ile Milli Eğitim Bakanlığındaki denetim birimlerinin üçlü yapısı devam etmiş aynı işi yapan denetim elemanlarının müfettiş olan unvanları bir gecede biri Denetçi diğeri Denetmen olarak değiştirilmiştir. Bu unvanlar çalışanlar arasında ve kamuoyunda benimsenmemiştir. 4 TEM-SEN

5 Denetim birimlerinin görev alanlarında yapılan yeni değişiklikler üçlü yapılanmayı ortadan kaldırmadığından denetim birimleri arasındaki görev çakışması ve görev binişmesi sona ermemiştir. Hatta denetim elemanlarının motivasyonunun bozulmasına, verimliliklerinin düşmesine, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmamasına ve çalışma barışının bozulmasına neden olmuştur. Eğitim Müfettişi Unvanının İl Eğitim Denetmeni olarak değiştirilmesi TEM-SEN tarafından dava konusu yapılmıştır. Bakanlıkta aynı işi yapan birimlerin birleştirilerek yatay yapılanmaya gidildiği bir süreçte aynı işi yapan denetim birimlerinin tek çatı altında toplanmamasının yarattığı olumsuzluklar ve kamuoyunda kabul görmeyen unvan değişiklikleri, Sayın DİNÇER e Sendikamız Merkez Yönetimince anlatılmıştır. Öyle ki, sorunun önemi ve çözümü konusunda sayın Bakanla üç kez görüşülmüş, bir görüşmemiz geniş katılımlı olarak, Sayın Ömer DİNÇER Başkanlığında yaklaşık dört saat sürmüştür. Bu görüşmelerimiz sonunda denetim sisteminde yaşanan sorunların varlığı ve önemi Sayın Bakan tarafından kabul edilmiştir yılı Bütçe konuşmalarında; operasyonel, idarî ve kalite süreçlerinin eğitim politikalarına, stratejik plana ve mevzuata uygun olarak yürütülmesi ve sürekli iyileştirilmesini sağlamak amacıyla daha etkin bir denetim ve rehberlik sistemine her zaman ihtiyaç bulunduğunu, kamu kaynaklarının daha etkin, verimli ve yerinde kullanımına katkı sağlayıcı, yol gösterici, doğabilecek zararları önleyici bir denetim sistemi oluşturma hedeflerinin bulunduğunu beyan etmeleri bunun göstergesidir. Sayın Bakan denetimde yaşanan sorunu çözmek için düğmeye de basmıştır. Ne var ki, çözüm için zaman yetmemiştir. Ya da zaman iyi değerlendirilememiştir. Geç kalışta neden bunlardan ibaret de değildir. Denetimde yeniden yapılanma çalışmalarında süreci sabote eden bazı bürokratların çabalarını da unutmamak lazım. Öte yandan 11 yılda 5 bakan değişikliği dikkate alınınca, bir sistemi değiştirmek için yapılan tüm çalışmaların sonuçsuz kalması da normal gibi görülebilir. Eğitim Bilimcilerimiz, eğitim denetimi alanında yapılan kongreler, sempozyumlar, çalıştaylar gibi akademik çalışmalarda MEB denetim işleyişinde yaşanan ve üçlü yapılanmadan kaynaklanan sorunları ve çözüm önerilerini dile getirmekten adeta usanmışlardır. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ş. Şule ERÇETİN, Milli Eğitim Bakanlığında Teftiş Hizmetlerinin Yeniden Düzenlenmesi konulu makalesinin bir bölümünde; Türk Milli Eğitim Sisteminde teftiş hizmetlerinin Bakanlık ve İlköğretim müfettişliği olarak ikili örgütlenme biçimi, buna bağlı oluşturulan çarpık yapı, kadrolama, donatım ve çelişkili işleyiş bu hizmetlerin fikir ve eylem birliği içinde gerçekleştirilmesine engel, bütünlükten ve derinlikten yoksun bir biçimde sürdürülmesine neden olmaktadır. Aslında ayrı birimlerde aynı uzmanlık hizmetlerinin gerçekleştirilmesi çok daha zor ve masraflı olup, bilimsel, yasal ve yönetsel mantığa aykırıdır diyor. TEM-SEN 5

6 Çarpık yapı ve çarpık işleyiş onlarca yıldır ülkemize ve eğitim sisteminin işleyişine olumlu katkı vermemiş, hatta ciddi zararlara neden olmuştur. Aralarında koordinasyon olmayan, işbirliği-güç birliği bulunmayan, görev binişmesi, iş çakışması ve sonuçta görevlilerin çatışmasına neden olan yaşlanmış bir sistem hala sürdürülmektedir. Sistem verimli değil, objektif değil, ekonomik hiç değil. İlgililerimizin ve yetkililerimizin sorunu çözme konusunda gösterdikleri zaaf ülkemize pahalıya mal olmaktadır. Zira denetim yapısı bu haliyle kaynak israfına neden olmaktadır. Eğitim bilimcilerimizin bu yönlü görüş ve düşüncelerini dikkate almak gerekir diye düşünüyorum. Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolunda faaliyette gösteren sivil toplum kuruluşlarının tamamı MEB denetim sistemindeki sorunun çözülmesi için aynı görüşte birleşmişlerdir; TEM-SEN, başta TODAİE nin değerli hocaları olmak üzere üniversitelerimizin ilgili eğitim bilimcileri ile sürekli çalışarak ülkemiz ihtiyacına cevap verebilecek, aynı zamanda çağdaş bir denetim yapısı ve işleyişini ortaya çıkarmak için uğraş vermiş, model geliştirmeye çalışmıştır. Bu amaçla her yıl bir üniversite ile Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi düzenlemiştir. Çok çeşitli zamanlarda ve platformlarda yapılmış çalışmalardan (aklın yolu bir olduğundan olacak) aynı sonuçların çıktığı görülmüştür. Bu sonuç ve model Bakanlığımız yetkilileri, alanda hizmet veren sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Son zamanlarda Eğitim, Öğretim, Bilim ve Hizmet Kolunda faaliyette bulunan büyük sendikalarımızın; denetimde verimliliğin artırılması, kaynak israfının önlenmesi, birimler arasında koordinasyonun sağlanması için denetim birimlerinin merkeze bağlı tek çatı altında örgütlenmesi ve içlerinde uzmanlaşmanın sağlanması yönündeki merkez yönetim kurulu kararlarını yazılı ve sözlü olarak kamuoyuyla paylaştıklarını görüyoruz. Bu önemli ve memnuniyet verici bir gelişmedir. MEB İç Denetim Başkanlığının 2012 tarihli Eğitim Denetiminde Yeniden Yapılanma konulu inceleme raporu, MEB denetim yapılanmasında sorunlar olduğunu ve denetimin acilen yeniden yapılandırması gerektiğini gösteren, aynı zamanda mevcut denetim sistemi yapılanmasındaki çarpıklığın Bakanlıkça da kabul edildiğinin önemli belgesidir. Bakanlar Kurulunun 18 Ekim 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2013 Yılı Programında Milli Eğitim Bakanlığında etkin bir rehberlik ve danışmanlık sisteminin kurulmasında sorun olduğu vurgulanmaktadır. Bakanlıktan bu sorunun 2013 yılı içerisinde ortadan kaldırılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapması beklenmektedir yılında oluşturulan TBMM Öğretmenlerin Sorunlarını Araştırma Komisyonunun 1993 yılında yazdığı araştırma raporunda; MEB denetim sisteminde sorunlar olduğu, bakanlık müfettişliği ile ilköğretim müfettişliğinin birleştirilerek ikili denetim sistemine son verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Sorunun ciddi ve ülkeye zarar verecek boyutta olduğunda birleşmeyen kesim kal- 6 TEM-SEN

7 mamıştır. Hiçbir konuda böyle geniş çaplı bir uzlaşma sağlanmamıştır diyebiliriz. Buna rağmen; Ne şura kararları, ne bakanların hazırladığı kanun tasarıları, ne eğitim bilimcilerin görüşleri, ne inceleme raporları ne sendikaların teklifleri, ne de TBMM araştırma raporu, beklenen sonucu hâsıl edebilmiştir! 2013 atama ve yer değiştirme döneminde doğu ve güneydoğu illerimizde çalışan eğitim denetmenleri, bölge çalışma sürelerini tamamladığından batı illerimize atanacaklardır. Bu atama sonucunda kimi illerimizde hiç bir müfettiş kalmazken, bazı illerimizde bir ya da iki müfettiş kalacaktır. Bugüne kadar kör topal gelmeyi başarabilmiş denetim sistemi fiilen tıkanmıştır. Ümit edilir ki, boşalan illerdeki kadroları doldurmak için bugüne kadar yapılan yanlış tekrarlanmaz. O bölgelerde bulunan illerimize alelacele sınav açıp, müfettiş yardımcısı alıp, atamaya kalkışılırsa tarihi hata tekrarlanmış olur ve bu ağır vebalin yükünü de kimse taşıyamaz. Zira doğu ve güneydoğu illerimize deneyimsiz öğretmen deneyimsiz müfettiş ve diğer kamu görevlileri beklenen verimli hizmeti yapmakta ciddi şekilde zorlanmaktadır ve sonuç ortadadır. Kamuoyunda deneyimli ve makul bir insan olarak bilinen Sayın Bakan Nabi Avcı, önceki bakanların ele alıp ta sonuçlandıramadığı bu kronikleşmiş denetim sorununu; Milli Eğitim Bakanlığında istihdam edilen denetim birimlerini; Eğitim Müfettişi adı ile tek çatı altında merkeze bağlı olarak yapılandırıp, Türkiye düzeyinde belirlenecek yaklaşık 12 çalışma merkezinde/ bölgesinde görev yapacak şekilde bir düzenlemeye giderek çözebilecektir. 5 Mart 2013 tarihinde kendilerini makamında ziyaret ederek MEB denetim sistemi sorununu ve çözüm önerimizi detaylı olarak anlatma fırsatı bulduk. Bu görüşmede MEB denetim yapılanmasına ilişkin model önerimizi ve fikir vermesi amacıyla yasal düzenleme taslak metnimizi sunduk. Eğitimde kaliteyi yakalamak ve kamu kaynaklarının yerinde kullanılması ancak MEB denetim sisteminin bu şekilde çözümü ile mümkün olacaktır. Ülkemizin milli menfaatleri bunu gerektiriyor. Görülüyor ki, sorunun çözümü için ilgili kişi ve kurumlarca yollara yeteri kadar taş döşenmiş, alt yapı hazırlanmıştır. Çözüm süreci kısa olmalı ve bir daha zaman engeline takılmamalıdır. Kamuoyu Sayın Bakandan bunu beklemektedir. MEB denetim sistemi ve işleyişinden ne hizmeti alanlar, ne hizmeti verenler ve ne de bakanlık memnun. Bir çark herkesin gözü önünde boşa dönüyor ve ülkemize pahalıya mal oluyor. TEM-SEN 7

8 TEM - SEN Tem-Sen sevdalılarına... Kof gönüller boşa kara çalmasın, Ak alında akça yazıdır TEM-SEN. Sakın kimse ham hâyâle dalmasın, Birliğin zirvesi, hızıdır TEM-SEN. Necati CERRAH İnanmış, güvenmiş dağ gibi durur, Onunla yol almak haklı bir gurur. Eğitim, demetim, sendika, onur; Aydınlığın gülen yüzüdür TEM-SEN. Ayrılık rüzgârı estikçe eser, Pas tutan gönüller dostluğa küser, Kinlenmek, birliğin önünü keser, O zaman yürekte sızıdır TEM-SEN. Arıdır, durudur; bulanık akmaz, Onurlu olmayan sefere çıkmaz. Hâl bilir, yol bilir; yolda bırakmaz; Edebin, erkânın dozudur TEM-SEN. Eğitim bağında güller açtıkça, Zamana, mekâna huzur saçtıkça, Yanlış bizden köşe bucak kaçtıkça, İklimin baharı, yazıdır TEM-SEN. Derim ki: Dostlarım, ayrı kalmayın, Ters düşüp sonunda pişman olmayın, Bu teker tümsekte kalır sanmayın: Zorlu yokuşların düzüdür TEM-SEN. Hedefi dâima büyük bilelim, Her koşuda, her dem önde gelelim, Kor dökerek karanlığı delelim; Şafağın yürekte közüdür TEM-SEN. Gönlüm ahvâlini nasıl anlata?... Varılmaz menzile hem yata yata. Başında, sonunda esaslı nokta, Yurduma hizmetin sözüdür TEM-SEN. Yalan yağmuruna kimse kanmasın, Onsuz tek meşâle yanar sanmasın, Millete hizmeti azımsanmasın, Kutlu bir sevdânın özüdür TEM-SEN. Cerrah ım, denetim ülkümüz derin, Yılmayın dâvâya hep omuz verin. Vatana sevdâlı müfettişlerin Hedefe yürüyen izidir TEM-SEN TEM-SEN

9 Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı İle Görüştük Genel Başkanımız Mehmet PINARDAĞ başkanlığında Genel Sekreterimiz Nermin TAŞCIOĞLU ve Mali İşler Sekreterimiz Yusuf Ziya ACUN tarihinde Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI yı ziyaret etmişlerdir. Ziyarette görevine yeni başlayan Sayın Bakana hayırlı olsun dilekleri sunulmuş ve ana hatlarıyla ; 81 i İllerde 2 si merkezde olmak üzere 83 birimli denetim yapısının, denetim birimleri arasında görev dağılımı kargaşasına neden olduğu, denetim birimleri arasında yetki ve görev çakışmasına sebebiyet verdiği, Geleneksel, alışılmış müfettiş unvanı yerine getirilen denetçi/denetmen unvanlarının denetim elemanlarınca ve eğitim kamuoyunda kabul görmediği, Denetim birimleri arasında uygulama birliğinin bulunmadığı, İşlevsel olmayan denetim yöntemleriyle halen denetimlere devam edildiği, Çok başlı denetim sistemiyle ülke genelinde denetim elemanı kaynağının dengeli dağılımı, etkin ve verimli kullanımının sağlanamadığı, Milli Eğitim Bakanlığında Eğitim Denetmenleri ile ilgili alınan kararlar ve uygulamalar nedeniyle Eğitim Denetmenlerinin yorgun, mutsuz, geleceğinden umutsuz hale getirildiği, iş doyumu ve motivasyonu azalttığı, Denetim yapısının bu haliyle, etkin ve kaliteli denetim hizmetinin sunulmasına, sistemin uyum içerisinde işletilmesine imkân vermediği, kaynak israfına ve çalışma barışının bozulmasına neden olduğu, MEB denetim sistemi ve işleyişinden hizmeti alanlar gibi hizmeti verenlerin de memnun olmadığı, Milli Eğitim Bakanlığı denetim birimlerinin tek çatı altında yeniden yapılanması ile ilgili olarak; şura kararları, Milli Eğitim Bakanlarının hazırladığı kanun tasarıları, eğitim bilimcilerin görüşleri, TBMM araştırma raporları, eğitim öğretim ve bilim iş kolundaki tüm sivil toplum kuruluşlarının olumlu görüş ve talepleri olmasına rağmen beklenen sonucun halen alınamadığı, Sistemin tıkandığı, Yılların, hatta onlarca yılın ihmali ile bugüne kadar gelen kronikleşmiş eğitim denetimi sistemi sorununun çözülmesi için; Mevcut denetim birimlerini; tek çatı altında Eğitim TEM-SEN 9

10 Müfettişliği unvanıyla birleştirerek, merkeze bağlı, 12 çalışma merkezinde görevlendirilecek biçimde yapılandıran bir denetim sisteminin acilen kurulması gerektiği ifade edilerek, Sayın Bakana Milli Eğitim Bakanlığı denetim sisteminin mevcut yapısı ve iyileştirilmesine yönelik hazırladığımız Ayrıntılı Rapor ile konuyla ilgili kanun tasarı taslağı sunulmuştur. Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI; Müfettiş kavramının arkasında bir tecrübe, bir birikim, bir hatıra vardır. Bu nedenle bu kurumun hafızasına, tecrübelerine yakışan gerekli çalışmalar yapılacağını, eleştirilerimizi, önerilerimizi dikkate alarak, sunduğumuz raporu inceleyip değerlendireceklerini söylemişlerdir. 10 TEM-SEN

11 Eğitim Denetiminde Yapısal Dönüşüm ve Bütünlük Arayışı Prof. Dr. Feyzi ULUĞ 3 Denetimde İşlev Sorunu 4 Yönetim ve denetim, iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan kavramlardır. Yönetim kabaca; belli amaç ve görevleri gerçekleştirmek üzere çalışanları bir araya getirip örgütleme, yönlendirme, eşgüdümleme ve denetleme süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu süreçte denetleme, sürecin olmazsa olmaz temel halkalarından birisidir. Bunun nedeni, denetimin, yönetsel bir karar doğrultusunda yapılan etkinliklerin amaca hizmet etme derecesini saptamaya yönelik etkinlikler bütünü olmasından kaynaklanır. Bir uygulamanın etkililiği, onun öngörülen amaçlara hizmet etme derecesine bağlıdır. Bu da uygulamanın gözlemlenerek süreç ve sonuçlar hakkında veri toplanmasını, toplanan verilerin değerlendirilmesini ve yeni önlemlerle çıktının beklentileri karşılama düzeyinin güvence altına alınmasını gerektirir. Nitekim denetim denilen şey de kısaca budur. Dolayısıyla, denetim her yönetsel süreçte, sürecin tamamlayıcı parçasıdır. Burada söz konusu olan ister tüm bir yönetsel sistem isterse bu sisteme katkı sağlayan her hangi bir uygulama olsun sonuç değişmemektedir. 3 Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Üyesi. Denetimdeki temel amaç, hedef ile eylem ve çıktılar arasındaki uyum ya da tutarlılığın güçlendirilmesini sağlamaktır. Denetim yoksa, etkili bir yönetim de yok demektir. Aslında denetim, yönetsel iş ve eylemlerde sistemi keyfiliğe, yani sapmalara karşı koruyan bir araç özelliği de taşımaktadır. Eğitim sisteminde olduğu gibi, makro ölçekli bir sistemin yönetimi açısından alındığında denetimin iki temel rolü ortaya çıkmaktadır. 1. Denetim, yönetime, uygulanan politikaları değerlendirme olanağı sağlamaktadır. 2. Denetim, yönetime politika belirlemede rasyonalite sağlamaktadır. Yani, hedef vermekte, öncelikleri görme ve belirleme olanağı sunmaktadır. Söz konusu iki rol üzerinden gidilirse, denetimin varlık nedeni apaçık biçimde süreci geliştirme biçiminde kendisini göstermektedir. Denetim, daha etkili, daha işlevsel, daha nitelikli çıktı sağlamanın olmazsa olmazıdır. TEM-SEN 11

12 O zaman, süreci geliştirme, denetsel anlamda yapılan her iş için bir karşılaştırma ölçütü durumundadır. Başka bir deyişle, süreci geliştirme amacına hizmet etmeyen her çaba, amaç önünde bir engeldir, bir sapmadır. Bilindiği gibi, Türk Eğitim Sistemi, kamusal hizmet alanları içinde gerek hizmet niteliği gerekse etkililik açısından en sorunlu sistemlerden birisidir. Kuşku yok ki, bunun pek çok nedeni vardır. Ancak, bir sistem öngörülen çıktıları üretme gücüne sahip değilse ya da bunu pek az gerçekleştirebiliyor ise, o sistemi oluşturan alt öğelere ve öğeler arası bütünlüğe yoğunlaşmak gerekir. Konumuz açısından alındığında, eğitimin sistemsel sorunlarının önemli bir yönünü de denetsel süreçlerin oluşturduğu açıktır. Denetsel süreçler kritik önemde bileşenlerden oluşur. Bunlar ölçütlemeden, ölçüm yapacak insan gücü niteliğine, ölçümleme tekniğine, ölçümlenen nesneye ve bu amaçla oluşturulan yapısal kurguya kadar değişkenlikler gösterir. Dolayısıyla, denetsel süreçlerde etkililik sözü edilen her bir bileşen üzerinde yoğunlaşma ve bütünleştirme gerektirir. Denetsel yapı ve süreçlerde sorun aranırken konuya çok yönlü bakılması kaçınılmazdır. Unutulmamalıdır ki, amacı araç kılan her uygulama sistem üzerinde bir yüktür ve geliştirilmek zorundadır. Bu anlamda, her konuda olduğu gibi denetsel süreçlerin de sürekli evrilerek yenileşmesi kaçınılmazdır. Yenileşme bağlamlı amaç-araç etkileşiminde, atılan adımlar amacı sürekli güncel tutabildiği, aracı da bir o kadar etkili kılabildiği ölçüde başarı güvence altına alınabilecektir. Denetimde çağdaş yaklaşım, süreci geliştirmede bir yandan insanı gelişim odağına koyarken, bir yandan da kurumsal amaçları maksimize etmeye yarayacak diğer yapısal araçlar üzerine yoğunlaşmaktadır. Özellikle kurumsal amaçlar söz konusu olduğunda denetimden beklenenler birkaç başlıkta toplanabilir. Birincisi, kurumsal anlamda süreci geliştirmeye odaklanmayla ilgilidir. Son dönemde kamu yönetim sisteminde yaygınlaştırılmaya çalışılan stratejik yönetim ve stratejik planlama çalışmalarını bu kapsamda değerlendirmek yanlış olmaz. Stratejik planlamanın gereği olan performans göstergeleri de denetimde, ölçüt gereksinimini karşılamaya yöneliktir. Bu yolla, denetim bir anlamda kapasite geliştirmenin de aracı kılınmaktadır. Böylece, kurumsal düzeyde performans ölçümü yoluyla, sistem işleyişine yönelik geliştirici (yenilikçi) politikaların belirlenmesine katkı sunulmaktadır. İkincisi ise, işgören performansının ölçümü yoluyla, işgören yetkinliklerinin artırılmasına yönelik stratejilerin belirlenmesine, geliştirilmesine ve gerçekleştirilmesine çalışmaktır. Bu düzlemde, denetim, işgörenlerin yeterliklerini kurumsal amaçlar yönünde daha çok işe koşabilmeleri için onları harekete geçirmeye ilişkin bir rol üstlenmektedir. Bu da kısaca, süreç liderliği olarak tanımlanabilir. Nitekim, işlevsellik açısından alındığında, eğitim deneticisi/eğitim denetmeni; eğitim alanındaki süreçleri bilen, geliştiren, yönlendiren bir eğitim lideri olmak zorundadır. Denetim konusunda yapılmaya çalışılan kavramsallaştırmadan hareketle, eğitim sisteminde son dönemdeki düzenlemeler ve eğitim denetiminin durumuna da yakından bakılması gerekmektedir. Eğitim Denetiminde Yeni Kurumsal Yapı Milli Eğitim Bakanlığının kuruluş ve görevlerine ilişkin 2011 in son çeyreğinde çıkarılan 652 sayılı KHK ile, bu bakanlığın kurumsal yapısı önemli bir dönüşüme tutulmuştur. Bu dönüşüm yalnızca merkezi örgüt yapısında değil, aynı zamanda işleyişi de kapsamak üzere tüm eğitim sistemi üzerinde derinlikli etkiler doğuracak niteliktedir. Söz konusu düzenlemenin bir ayağını da eğitimdeki denetsel yapı oluşturmaktadır. 12 TEM-SEN

13 MEB in alt sistem öğeleri içinde kendine özgü kurumsal kültürüyle ayrıcalıklı bir konumda bulunan Teftiş Kurulu Başkanlığı (TKB) yapısal dönüşüme uğrayan birimlerin başında gelmektedir. Denetim olgusuna yönelik yeni kurumsal siyasaya bağlı olarak, kuruluşu 1850 lere kadar uzanan Teftiş Kurulu Başkanlığı kaldırılmış ya da en azından köklü bir form değişimine tutulmuştur. Yaklaşık son on yıldır yönetimi elinde bulunduran siyasal erk, Türkiye deki teftiş uygulamasına yönelik olumsuzluk yargıları içeren bir algıya sahiptir. Gerçekten de bu konudaki siyasal bakış öteden beri TKB leri eskimiş, çürümüş kurumlar olarak değerlendirmektedir. 5 Nitekim, 2003 te parlamentoya sunulan Kamu Yönetimi Temel Kanunu tasarısında, teftiş sistemine yönelik yaklaşıma temel oluşturan gerekçeler arasında şu görüşlere yer verilmektedir: Ülkemizde arzu edilen nitelikte bir denetim sistemi oluşturulamamıştır. Çok sayıda, birbiriyle zaman zaman örtüşen, kurallara göre çalışma üzerine yoğunlaşan ve hata bulma mantığı ağırlıklı denetim sonucunda yöneticiler iş yapamaz hale getirildikleri gibi, israf ve yolsuzluklara da herhangi bir çözüm üretilmemektedir. Denetimde keyfilik ve denetim sisteminin siyasi tercihler ile amaç dışı kullanımı da eklendiğinde denetim sistemi son derece sorunlu bir haldedir. 6Bu yaklaşım sonraki yıllarda farklı kurumlarda denetim birimlerinin yeniden yapılanmaya tutulmasının ardındaki siyasal yaklaşımın arka planını göstermesi bakımından önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığı teftiş düzenine yönelik yapısal düzenlemeyi de bu bağlamda ele almak yanlış olmayacaktır. Eş deyişle, 652 sayılı KHK üzerinden teftiş sistemine yönelik dönüşüm hamlesi, hükümetin kamu yönetiminde uyguladığı genel dönüşüm siyasasının bir parçası olarak görülmelidir. Bunun bir kanıtı, teftiş kurullarının (görevsel değil, ama) kurumsal olarak diğer bakanlık ve kurumlarda da dönüşüme tutulmasıdır. Teftiş kurulu başkanlığı yerine konulan ise, kurumlara göre kimi farklılıklar gösterse de özdeki yapısal yaklaşım benzerdir. Örneğin, Sağlık Bakanlığı nda bu birim Denetim İşleri Başkanlığı (663 KHK/Md.7), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nda Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı (665 KHK/Md.10) adını almaktadır. MEB teki adlandırma ise Rehberlik ve Denetim Başkanlığı (RDB) biçimindedir. Teftiş kurulları özellikle soruşturma işlevleri önde olan, bu işlev nedeniyle kamu içinde yarı yargısal nitelikte görevler yapan birimler olarak gelişip konumlanmışlardır. Şimdi bu yapı tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. 4 Feyzi Uluğ, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı Işığında Kamu Denetim Sisteminde Yeniden Yapılanma, Amme İdaresi Dergisi, 37;2, Haziran Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısının Genel Gerekçesi, net/haber/3101 ( ) TEM-SEN 13

14 652 sayılı KHK yoluyla yapılan düzenleme ile TKB yi oluşturan müfettişlik unvanı kaldırılmıştır. Kariyer meslek olan müfettişlikteki unvan sıradüzeni yerine geçmek üzere, denetçi yardımcısı, denetçi, baş denetçi unvanları getirilmiştir. Bu biçimiyle çok köklü ve kendine özgü süzülmüş bir kültür üzerine oturan müfettişlik sistemi, gerek yıllar içinde oluşturduğu kurumsal kültür gerekse rol yapısı bakımından niteliksel bir dönüşüme tutulmuştur. Böylece, farklı denetsel roller içinde soruşturmacılık ile özdeşleyen müfettişlik unvanı tarih olmaktadır. Öte yandan, merkezi yapıda denetsel rollerin örgütlenmesi bağlamında bir başka düzenleme de yeni yapıdaki konumlamaya ilişkindir. Teftiş Kurulu Başkanlığı, bakanlığın kurumsal sıradüzeninde doğrudan bakana bağlı iken, bunun yerine kurulan Rehberlik ve Denetim Başkanlığı, müsteşar yardımcısına bağlanmıştır. Bu anlamda sıradüzendeki yeri, en tepede birinci sıraya bağlılıktan, daha alt düzeylere çekilmiştir (652 KHK/Md.17). Bugün her ne kadar fiili durumda yine bu birim doğrudan bakana bağlı kılınmışsa da bu bir bakan tasarrufudur. Gerçekte, KHK yoluyla hiyerarşik konum aşağıya çekilmiştir. Bakan tasarrufu, 652 sayılı KHK ile anlam kazanan hukuksal gerçeği ortadan kaldırmamaktadır. Rehberlik ve Denetim Başkanlığı yalnızca bir ad değişimiyle sınırlı yapı değişimi değildir. Görev, konum ve işlev yönüyle de yapılan dönüşüm kendisini ortaya koymaktadır. Bir kez, öncelikle, Rehberlik ve Denetim Başkanlığının görev tanımı içinde rehberlik işlevi bilinçli biçimde öne çıkarılmaktadır. Buradan hareketle teftiş sistemindeki düzenleme amacının (hiç değilse görünüşte) düzeltici disiplin yerine önleyici disiplin anlayışını etkili kılmak olduğu söylenebilir. Rehberlik ve Denetim Başkanlığı görevleri içinde soruşturma işlevinin varlığı yine sürmektedir, ancak, şimdi o geriye itilen bir görevdir. Bu süreçte, 5984 sayılı yasayla değişik 3797 sayılı yasa gereği illerde kurulu eğitim müfettişliği sistemi de son bulmuştur. Oysa, eğitim müfettişliği, ilköğretim müfettişliği üzerine oturtulan kavramsal olarak son derece kuşatıcı ve durumu tanımlayıcı bir unvan özelliği taşımaktaydı. Şimdi ise, 652 sayılı KHK yoluyla, denetsel örgütlenmede eğitim müfettişliği yerine konulan, her ilde kurulan Eğitim Denetmenleri Başkanlığıdır. Bu başkanlığa eylemsel olarak yaşam veren ve anlam kazandıran kadrolar ise, eğitim denetmen yardımcılığı ile eğitim denetmenliği unvanlarıdır. Bu arada, eğitim denetmelerinin görev alanının ildeki her tür ve derecedeki eğitim kurumları ile il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin rehberlik, araştırma ve denetim görevlerini kapsayacak biçimde genişletilmesi dikkat çekicidir. Burada yapılan görevsel genişletme, gerçekte denetsel yapıda bir dönüşüme işarettir (652 KHK/Md.41). Nitekim, bunun sonunda kaçınılmaz olarak Rehberlik ve Denetim Başkanlığı taşra birimlerinde işlevsizleşecektir. MEB merkez yapılanması içinde konuşlanan Rehberlik ve Denetim Başkanlığı ve illerde kurulan Eğitim Denetmenleri Başkanlığı birimleri kapsamındaki kadrolara ilişkin denetçi ve denetmen unvanları, iki yapı arasındaki farkı anlatmaya çalışan, ancak çok yapay kalan bir adlandırma olarak dikkat çekmektedir. Kamu kesiminde aynı konuda yapılan öteki düzenlemelerle birlikte düşünüldüğünde, sözcük anlamı aynı olan bu unvanlar arasında merkez ve taşra konumlamasına göre bir üstünlük (hiyerarşi) kurgusu yaratılmak istendiği açıktır. Sözcük anlamlarının içeriği dikkate alındığında yapılan adlandırma ve unvansal ayrıştırma yapay kalmaya mah- 14 TEM-SEN

15 kum görünmektedir. Başka bir anlatımla, bu unvanların içselleştirilmesinde sorun yaşanacağı kolayca öngörülebilir. Öte yandan, merkezde konumlanan Rehberlik ve Denetim Başkanlığı ile her ilde oluşturulan Eğitim Denetmenleri Başkanlığına ilişkin görevler karşılaştırıldığında, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı görevlerinin aynı zamanda Eğitim Denetmenleri Başkanlığı görev alanını da içerecek genişlikte olduğu ve görev girişikliği yarattığı da anlaşılmaktadır. Bu birimler arasında herhangi bir organik ilişki kurulmamış olması ise bir yaklaşım sorunu olarak değerlendirilmelidir. Kuşku yok ki, Rehberlik ve Denetim Başkanlığının görevsel etkililik ve önceliklerini uygulamadaki durum ortaya çıkaracaktır. Bu noktada, soruşturma rolünün geriye itilmesi, anılan rolün yeniden etkili kılınmak istenmediği biçiminde yorumlanmalıdır. Çağdaş denetim olgusunda soruşturma değil, süreci geliştirmeyi temel alan, rehberliği öne çıkaran bir yaklaşımın izleri kısmen 652 sayılı KHK da da gözlenmektedir. Ancak, bu durum soruşturmanın önemsiz olması anlamına gelmemelidir. Tersine, soruşturma, kamusal hizmetlerde saydamlığın ve hesap verilebilirliğin de bir parçasıdır. Burada sorun, soruşturma işlevinin nasıl ve ne yolla gerçekleştirileceğinin daha sağlıklı biçimde ortaya konulabilmesidir. Bu arada, MEB te denetsel yapılanmada birkaç yıl öncesinde oluşturulan üçlü saç ayağı yeni yapıda yine korunmaktadır. Bu yapı içindeki üçüncü birim, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereği kurulan İç Denetim Birimi Başkanlığı dır (5018 SK/Md.63). Bu birim, MEB bünyesinde yeterince gelişememiş olsa da ayrı kuruluş mevzuatı nedeniyle varlığını sürdürmektedir. Birim kısaca, stratejik plan üzerinden kurumsal/birimsel performans odaklı inceleme ve rehberlik görevleriyle donatılmıştır. Rehberlik ve Denetim Başkanlığının rehberlik görevi ile bu görev arasında belirgin bir örtüşme vardır. Sonuç Üzerine Birkaç Söz MEB te denetsel yapılanma birbirinden bağımsız üç ayrı yapı üzerinden sürdürülmeye çalışılmakta, bu da bütünlük sorununu ortaya koymaktadır. Oysa, bir sistemde etkililiğin sağlanabilmesinin ön koşulu sistem içi tutarlılığın sağlanmasından geçmektedir. MEB teki denetsel yapı bu tutarlılığı engellediği gibi, denetim bağlamındaki kurumsal enerjinin kullanımını da sınırlayıcı özellikler taşımaktadır. Buna göre, denetim sistemine yönelik dönüşümde süreç henüz tamamlanmış görünmemektedir. Gelinen noktada, eğitim denetiminin gerek makro ölçekte sistem boyutu açısından, gerekse kurumlar/birimler ölçeğinde süreç geliştirme yönüyle organik bir yapı olarak ele alınması beklenmelidir. Bu durum, önümüzdeki dönemde yoğunlaşılması gereken temel sorun alanıdır. Kurumsal dönüşümler, ancak dönüşüme inanç sağlandığında başarılı olabilirler. Yapılan düzenleme, düşünsel kabul alanı yaratmadığı ve desteklenmediği sürece başarılı olamaz. Bu nedenle, şimdi denetim sisteminde anlayış değişimini güçlendirecek yapısal araçlara gereksinim vardır. Bu araçlar içinde en etkili olanlar, katılımı öne çıkaran danışmacı politikalar kadar, denetim alanındaki insan gücünün daha nitelikli kılınmasını sağlayacak seçme ve yetiştirme süreçlerinin işe koşulmasını sağlamak olsa gerektir. TEM-SEN 15

16 FETİH MARŞI Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır.! Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden... Senin de destanını okuyalım ezberden... Haberin yok gibidir taşıdığın değerden... Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini... Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.! Delikanlım, işaret aldığın gün atandan Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan! Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan... Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın; Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın! Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın... Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın? Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.! ARİF NİHAT ASYA 16 TEM-SEN

17 Kamu İdarelerinde Yönetişimin Denetişimi Giriş 7 Son otuz yıl içerisinde bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak, ülkeler arasında iletişim ve etkileşim hızı, neredeyse hayal ötesine ulaştı. Hızlı ve kolay iletişim; farklı kültürlerin, yaşamların akıl almaz bir şekilde birbirinden etkilenmesine neden oldu, oluyor, olacak. Yirmi otuz yıl önce hayalini bile kuramadığımız birçok gerçeği şimdi yaşıyoruz. Her alanda baş döndüren gelişmelerin yaşanması, zevklerimizi, hayata bakışımızı, beklentilerimizi, sistemlerimizi, kurumlarımızı da değiştirdi, değiştiriyor, değiştirmeye de devam edecek. Son yirmi otuz yıllık geçmişimize bakıldığında, değişmez denilen birçok gerçeğin değiştiği, vazgeçilemez denilenlerden vazgeçilebildiği görülecektir. Yenidünyada, hızlı küreselleşmenin etkisiyle, ulusal sınırlar anlamını yitirdi. Birçok alanda uluslararası organizasyonlar, sistemler, yapılar kuruldu, kuruluyor, kurulmaya da devam edecek. Artık kararlar alınırken, organizasyonlar ve sistemler kurulurken, yönetim modelleri geliştirilirken ulusal sınırlar, geleneksel yöntemler yerine, uluslararası standartlar, yapılar, kurallar dikkate alınıyor. Küresel akıl kullanılıyor. Geleceğe odaklı stratejiler geliştiriliyor. Ülkeler, sistemler birbirleriyle sıkı iletişim ve etkileşim içerisinde olduklarından, her hangi bir alanda, kurumda veya ülkedeki 6 Milli Eğitim Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkan Yardımcısı Durmuş GÖKMEN 6 iyi uygulamalar, yenilikler, değer katan önemli düzenlemeler, kısa sürede tüm dünyada karşılık buluyor. Değişime ayak uydurabilmek ve hedeflerimize ulaşabilmek için gelecek zamanda düşünmek, gelecek zamanın organizasyonlarını bugünden kurmak zorundayız. Türkiye, seksenli yıllardan itibaren hızla dış dünya ile entegre olmaya başladı. İnsan hakları, demokratikleşme gibi evrensel değerlerle ilgili önemli adımlar attı. Kamu yönetimi ve kamu hizmetleri kapsamında değerlendirilebilecek; ulaştırma, iletişim, bilim, eğitim, sağlık, adalet, ticaret, güvenlik hizmetleri gibi birçok alanda gelişen dünya ile uyumlu olarak yeni anlayışlar, yaklaşımlar, yöntemler, argümanları kamu yönetiminde de kullanmaya başladı. Jeopolitik, ekonomik, askeri, bilim ve teknoloji, sağlık, ulaşım gibi birçok alanda dünyada önemli bir güç olma yolunda çok ciddi mesafe aldı. İki binli yıllara gelindiğinde ise Türk kamu yönetim anlayışında çağın gereği olarak köklü değişiklikler öngören, önemli yasal düzenlemeler gerçekleştirilmeye başlandı. Yapılan yasal değişikliklerle birlikte kamu yönetiminde stratejik yönetimin temel taşları yerlerine oturmaya başladı. Bir taraftan da modern yönetim anlayışı olarak kabul edilen yönetişim kavramı ülkemiz kamu yönetiminde kendine yer bulma çabasını sürdürüyor. Yönetişim anlayışının kamu yönetiminde kendine TEM-SEN 17

18 yer bulma çabasıyla birlikte; birey merkezlilik, hesap verebilirlik, şeffaflık ve denetime açıklık, etkinlik, etkililik, verimlilik, katılımcılık, hukukun üstünlüğü, görev veya meslek etiği, çevreye özen, performans, hedef odaklılık, yerelleşme, özelleşme, iç kontrol esaslı örgüt yapıları gibi çeşitli yönetişim araçları, mevcut organizasyon yapılarını sorgulanır hale getirdi. Kamuda hizmet örgütlerine ilişkin sistemler yeniden kurgulanmaya başlandı. Süreç içerisinde, yapılan yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin uygulamaya dönüştürülmesinde zaman zaman çeşitli sıkıntılar yaşandı, yaşanıyor. Esasen çok hızlı değişen dünyamızda bu durum normal olarak görülebilir. Bugünün insanları olarak bizler, alışkanlıklarımızı terk etmekte veya yeniğe uyum sağlamakta zorlanıyoruz. Belki de, dün yetiştirilirken, bugüne göre yetiştirilemedik. Herhalde, yenidünyaya alışmaya, ikna olmaya, farklılıkları kabullenmeye, değişime ayak uydurmayı öğrenmeye ihtiyacımız var. Geçmiş yönetim alışkanlıkları, zihinsel şartlanmışlıklar gibi çeşitli nedenler, yapılan yasal düzenlemeleri olması gerekenden daha farklı şekillerde karşımıza çıkarabiliyor. Yer yer, kamu yönetim süreçlerini iyileştirme adına, daha kötü veya karmaşık yapıların oluşmasına da neden olunabiliyor. Türk kamu örgütlerindeki denetim yapılarının göstermiş olduğu bu günkü karmaşık ve kafa karıştırıcı yapılanmaları, maalesef denetişimi yönetişimin sorunlu ve bir an önce rehabilite edilmesi gereken bir fonksiyonu haline getirmiştir. Türk Kamu İdari Yapısında Denetimin Konumu Yeni yönetim anlayışı denetimi iç kontrolün bir parçası olarak görüyor. Risk esaslı, hedef ve amaç odaklı, kendisine örgüt veya sistemle ilgili belirli periyotlarda, sürekli ve sağlıklı geri bildirimler veren bir organ olarak yapılandırmak istiyor. Denetimle işbirliği içerisinde yönetim hedeflerine daha güvenilir bir şekilde ulaşmayı öngörüyor. Türk kamu idareleri, yeni yönetim anlayışını denetim ve diğer uygulamalarıyla hayata geçiremediklerinden, sıkıntılı, değer katmayan, karmaşık, sistemsiz, işlevsiz organlar şeklinde görünüm sergiliyorlar. Dokuzuncu Kalkınma Planında öngörülen kamu yönetimi ve denetimine yönelik yeni yönetim yaklaşımları, 2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile ilk kez tüm kamu idarelerini ciddi ölçüde etkileyecek şekilde uygulama imkânı bulmuştur. Bu Kanun ile yeni Kamu yönetim felsefesi ve denetimden beklenenler, iç kontrolün bir parçası olarak tasarlanan iç denetim ve görevleriyle ortaya konulmuştur. Diğer taraftan da Sayıştay yetki ve görevlerinde yenilikler getirilerek kurumların dış denetimlerinin bu kurum tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştür yılından itibaren kamuda İç Denetçiler yetiştirilerek yeni yönetimin denetim aktörleri olarak sistem içindeki yerlerini almaya başladılar. Bu değişim geleneksel denetim yapılarını da etkiledi. Teftiş ve müfettiş kavramları, yerlerini yeni isimlere kavramlara bırakmaya başladı. Denetim sisteminde köklü değişiklikler yapılamadığından, kamu örgütleri içerisinde farklı amaç ve hedeflere yönelik, farklı yaklaşımlara hizmet eden birden fazla denetim birimleri oluştu. Denetim fonksiyonu için yeni konumlar ve görev arayışları hız kazandı. Kamu hizmet örgütlerinin denetim yapısına ilişkin yeni düzenlemeler, eski şartlanmışlıklar, alışkanlıklar veya yaklaşımlar terk edilemediğinden, belki de eskiye göre daha kötü, daha karmaşık ve daha etkisiz bir hale geldi. Türk Kamu Yönetiminin en büyük hizmet örgütleri olan bakanlıkların eski ve yeni denetim yapıları incelendiğinde bu durum açık bir şekilde görülebilir. Kamu kurumlarının bir kısmı gerçekten yönetişim kavramının içini doldurmaya yönelik denetim yapıları kurma yolunda iyi niyetli sayılabilecek adımlar attılar. Bazı bakanlıklarda sistem içerisinde çeşitli statülerde yapılandırılmış, değişik isimler altındaki denetim birimleriyle karmaşık bir denetim yapısı kuruldu. Bir kısmında ise denetime ayrı bir fonksiyon olarak 18 TEM-SEN

19 yer verilmedi. Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında farklı isim ve statülerdeki denetim birimlerini Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı ve İç Denetim şeklinde iki temel yapı üzerine oturttu. Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatındaki mevcut denetim birimlerinin isimlerini, kısmen de yetki ve sorumluluklarını değiştirmek suretiyle bir anlamda eski yapıları devam ettirmeyi tercih etti. Adalet Bakanlığı, statüsünde bazı değişikliklerle birlikte merkez teşkilatında teftiş kurulunu muhafaza ederken, iç denetimi de kurmak suretiyle ikili bir denetim yapısını seçti. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulunu, yeni görevler ekleyerek denetim hizmetleri başkanlığı şeklinde yapılandırdı. Teşkilat yasalarını yenileyen bakanlıkların bir kısmı, Sağlık Bakanlığı gibi eski denetim birimlerinin isimlerini denetim hizmetleri başkanlığı olarak değiştirmeyi tercih etti. AB Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi bazı bakanlıkların merkez teşkilatlarında henüz bir denetim birimi yok. Bazı kurumlarda ise yalnızca iç denetim birimleri bulunmaktadır. Kamu yönetimine ilişkin, modern yönetim anlayışına uygun geleceğin denetim mekanizması konusunda anlayış ve uygulama birliği sağlanamadığından, bir taraftan eski denetim yapılarından vazgeçme çabasını görürken diğer taraftan farklı isim ve yapılarda yeni denetim birimlerinin kuruluşuna şahit oluyoruz. Şimdilerde, farklı kurumlarda farklı isimler ve görev tanımlarıyla yapılan denetim birimlerinden hangilerinin yönetişim kavramına en uygun yapılar olduğunu söylemek oldukça zor görünüyor. Bu karmaşa ve farklı yöntemlerin denenmesi, Türk kamu yönetiminde yeni denetim anlayışının doğum sancıları olarak da değerlendirilebilir. Şimdilerde yaşanan karmaşa yeni yönetişim anlayışının benimsenip tüm prensipleriyle uygulanmaya başlanmasına paralel olarak sona erecektir. Milli Eğitim Özelinde Denetişim Türk kamu denetim alt sistemi içerisinde Milli Eğitim denetim yapısı, uzmanlar tarafından üzerinde en çok tartışılan, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile daha da karmaşık hale gelmiş, bugünün ve yarının yönetimine değer katması mümkün olmayan sorunlu bir alt sistem olarak karşımızda durmaktadır yılına kadar, merkez teşkilatında doğrudan bakana bağlı görev yapan teftiş kurulu başkanlığı, illerde ise il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde ilköğretim müfettişleri başkanlıkları bakanlığın denetim hizmetlerini yürütmekte idi. Merkez denetim birimi ile taşra denetim birimleri arasında görev ayırımı vardı. Denetim elemanlarının ek gösterge, genel idare hizmetleri sınıfına dâhil olma gibi özlük hakları ile mesleğe seçilme yöntemlerinde benzerlikler mevcut idi yılında iç denetim biriminin kurulması ile Bakanlıkta üçlü bir denetim mekanizması oluşmuştur yılında Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat yapısı 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yeniden düzenlenmiştir. Yeni yapı eski denetim birimlerini büyük oranda korumuştur. Sadece, iç denetim hariç, diğer denetim birimleriyle ilgili olarak birim ve unvan değişiklikleri yapılmıştır. Teftiş Kurulu Başkanlığı, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı adını almış, bakanlık müfettişi unvanı, Milli Eğitim denetçisi olarak değiştirilmiştir. Eski görev alanı ve görevleri muhafaza edilirken, az sayıda yeni görevler ilave edilmiştir. TEM-SEN 19

20 İl milli eğitim müdürlüklerinde var olan Eğitim Müfettişleri başkanlıklarının adı, İl EĞitim Denetmenleri Başkanlığı, eğitim müfettişi unvanı, İl Eğitim Denetmeni olarak değiştirilmiştir. Eğitim Müfettişleri, ağırlıklı olarak ilköğretim okullarına yönelik denetim hizmeti verirken, yeni düzenleme ile il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri dâhil, il düzeyindeki her türlü eğitim öğretim hizmetlerine yönelik denetim hizmeti verecek şekilde yapılandırılmıştır. Yeni düzenlemeyle; uygulamaya yönelik birimler arası görev ayrımı yapılmadığından, İç Denetçiler, Millî Eğitim Denetçileri ve İl Eğitim Denetmenlerinin, denetim evrenleri, görev yetki ve sorumlulukları %99 oranında aynı olmuştur. Esasen denetim evrenleri ve denetim amaçları aynı olan, ek gösterge, genel idare hizmetleri sınıfında yer alma gibi özlükleri örtüşen, üç ayrı denetim biriminin varlığı Millî eğitim denetim sisteminin iyi kurgulanamadığını göstermektedir. Sonuç Bugün Türk kamu idarelerinin örgüt yapıları ve denetim sistemleri incelendiğinde, henüz yeni yönetim anlayışına hizmet edebilecek, gelecek odaklı bir denetim modeli, uygulama birliği, anlayış birliği, yöntem birliği sağlanamadığı görülmektedir. İyi işleyen bir örgütte, aynı alan ve birimlere hitap eden, aynı amaç ve hedeflere hizmet eden birden fazla, denetim birimi olmamalıdır. Bir kamu idaresinde örgüt yapısı yeni yönetim anlayışına uygun olarak yeniden yapılandırıldıktan sonra, sistemde hem eski anlayışın devamı niteliğinde denetim yapısının sürdürülmeye çalışılması, hem de yeni denetim birimlerinin kurulması, çelişki oluşturmaktadır. Denetimi yönetişimin çıkmazı, sorunlu bir alanı haline getirmektedir. Kamu idarelerinde farklı amaç ve hedefleri olan çok birimli mevcut denetim yapısı, kaynak israfına, sistemin uyum içerisinde işletilememesine, denetimin etkisizleştirilmesine, yönetime sistemli denetim desteği verilememesine, işleyişe değer katılamamasına neden olmaktadır. Kamu idarelerinde farklı amaç ve hedefleri olan çok birimli mevcut denetim yapısı, kaynak israfına, sistemin uyum içerisinde işletilememesine, denetimin etkisizleştirilmesine, yönetime sistemli denetim desteği verilememesine, işleyişe değer katılamamasına neden olmaktadır. Organizasyon içerisinde idarenin işleyişinden bağımsız olarak görev yapan bir denetim yapısı kuramayan bir idarede, alınan kararlar, yapılan düzenlemeler ve politikalar belirlenen amaç ve hedefler, yönetişimin temel prensiplerinden biri olan hesap verme sorumluluğu kapsamında makul bir güvence veremez. Böyle bir örgüt şeffaf olamaz. Kamu idareleri gibi büyük örgütlerde veya organizasyonlarda; örgütün fotoğrafını doğru çekebilen, sistemi dinleyen, süreçleri izleyen, işleyişi gözlemleyip amaç ve hedeflere uygunluğu yönünde test eden, idarenin iyileştirilmesine yönelik öneriler geliştirebilen, fonksiyonel olarak bağımsız hareket edebilen denetim elemanlarına mutlaka ihtiyaç vardır. Şeffaf, hesap verebilir, kaynakları etkin ve verimli kullanan, katılımcı, bireyi ve ihtiyaçlarını öncelikli hedef kabul eden, hizmetin bireye en yakın yerden en uygun araçlarla sunumunu ön gören, özelleşmeyi benimsemiş bir kamu hizmet sistemini gelecek nesillere bırakabilmemiz için, kamu idarelerindeki denetim yapılarının öncelikli olarak ele alınıp, sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. 20 TEM-SEN

21 Milli Eğitim Bakanlığı Denetim Sistemine Yönelik Model Önerisi Nermin TAŞCIOĞLU 7 Birçok 8 kamu kurum ve kuruluşu denetim fonksiyonlarını modern yönetim anlayışına uygun olarak yeniden yapılandırmış veya yapılandırma çalışmalarına devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığında da eğitim denetimiyle ilgili yeni yöntem ve uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Yönetimin beklentilerine uygun yapılandırılmış bir denetim sistemi yönetimin doğru karar verebilmesi, amaç ve hedeflerini zamanında ve etkin bir şekilde gerçekleştirebilmesi için son derece stratejik öneme sahiptir. Yeni yönetim anlayışının temel esasları olan; Hesap verme sorumluluğu, Şeffaflık, Yasal düzenlemelere uygunluğun kontrolü, Kaynakların etkin ve verimli kullanılması, İyileştirme ve geliştirme faaliyetleri, Sistemin hedeflere uygun sevk ve idare edilmesi, Kalite güvence ve geliştirme çalışmaları, Kurumlar arası uyumun tesisi, Yolsuzluk ve usulsüzlükle etkin mücadele, Kurum amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik yasal düzenlemelerin yapılması, 7 Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası Genel Sekreteri TEM-SEN Keyfiliğin önüne geçilmesi, emir ve talimatların tam ve istenilen şekilde yerine getirilebilmesi, gibi temel uygulamalar modern yönetim anlayışında da denetimi, yönetimin olmazsa olmaz, vazgeçilemez, göz ardı edilemez en önemli fonksiyonu haline getirmektedir. Doğru yapılandırmış bir denetim fonksiyonu; eğitimde kalite çerçevesinin tüm kurumlar düzeyinde benimsenmesinde ve hayata geçirilebilmesinde stratejik rol oynayabilir. Bunun için yönetimin beklentilerine, politika, amaç ve hedeflerine hizmet edebilecek, uluslararası genel kabul görmüş denetim standartlarına uygun olarak denetim fonksiyonunun yapılandırılmasına acilen ihtiyaç bulunmaktadır. A. Mevcut Durum Milli Eğitim Bakanlığı Denetim Sisteminde, merkez teşkilatında Rehberlik ve Denetim Başkanlığı ile İç Denetim Birimi Başkanlığı, taşrada ise 81 ilde İl Eğitim Denetmenleri Başkanlığı olmak üzere 83 başlı bir yapı mevcuttur. Denetim evreni tüm denetim birimleri için %99 örtüşmektedir. Denetim evreninin tamamına yakını taşra denetim birimleri tarafından denetlenmekte olup, merkez denetim birimleri taşra denetim birimlerinden farklı olarak 17 merkez teşkilat birimi ve yurt dışı teşkilatında denetim yetkisine sahiptir. 21

22 Eğitim Denetiminin Genel Görünümü İl Eğitim Denetmenleri Başkanlığıanlı İl Eğitim Denetmeni İl Eğitim Denetmeni İl Eğitim Denetmeni İl Eğitim Denetmenleri İl Eğitim Başkanlığı İl Eğitim Denetmenleri Başkanlığı Denetmeni İl Eğitim İl Eğitim Denetmeni Denetmeni İl Eğitim İl Eğitim İl Eğitim İl Eğitim Denetmeni İl Eğitim Denetmenleri er Denetmeni Denetmenleri İl Eğitim Denetmenleri Başkanlığı anlı Başkanlığı a Denetmenleri Başkanlığı İl Eğitim İl Eğitim İl Eğitim Başkanlığı Denetmenleri Denetmenleri Denetmenleri Başkanlığı Başkanlığı Başkanlığı Rehberlik İç Denetim Denetim Başkanlığı DENETİM EVRENİ %99 AYNI B. Mevcut Denetim Yapısının Sorunları Denetim hizmeti verilenlere yeterli danışmanlık ve rehberliğin yapılamaması; Mevcut denetim yapısı süreç odaklı olmaktan çok, sonuç değerlendirme, mevzuat ve belirlenen standartlara uygunluk ve kontrol odaklıdır. Niceliksel bir değerlendirme yapılmaktadır. Öğretmen veya ders denetimlerinde periyodik olarak öğretmenleri ziyaret eden ve öğretmenin önceden belirlenen kurallara uygun davranıp davranmadığına bakan bir uygulama vardır. Geleneksel denetim yaklaşımının doğal sonucu olarak, idari birimler hatalarını denetim elemanlarıyla paylaşmak ve çözüm yöntemlerinden yararlanabilmek yerine hatalarını ve sistemin kusurlarını gizlemeyi tercih etmekte ve uygulamalarını her yönüyle denetim elemanlarıyla paylaşmamaktadır. Adeta kendilerini denetime kapatmaktadırlar. Denetim elemanları rehberlik ve danışmanlık anlayışından ziyade açık arayan, otorite figürleri olarak algılanmakta ve bu da denetimin geliştirme odaklı, karşılıklı işbirliğine dayanan, sürece yayılmış bir etkinlik alanı olmasını engellemektedir. Bu nedenle yapılan rehberlik ve danışmanlıktan istenilen yarar sağlanamamaktadır. Uluslararası genel kabul görmüş denetim standartlarının kullanılmaması; Yeni yönetim anlayışı kurumun misyon ve vizyonuna uygun olarak belirlenecek politikalar, hedefler, stratejiler doğrultusunda kontrollerini yapılandırmayı, kurumsal ve bireysel performansa göre denetim yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığında da risk esaslı ve süreç bazlı performans öncelikli, denetimlerin sistem denetiminin gereği olarak bütüncül bir yaklaşımla uluslararası standartlara uygun olarak yapılması gerekmektedir. Performans denetiminin yanında bilişim teknolojilerinin sistemin her alanında kullanılıyor olması, bilgi teknolojilerinin denetiminin de bir sistem bütünlüğü içerisinde uluslararası genel kabul görmüş standartlara uygun yöntem ve tekniklerle yapılmasını zorunlu kılmaktadır. 22 TEM-SEN

23 Her denetim biriminin farklı uygulamaları (denetimde bütünlük ilkesine uymuyor); 83 ayrı denetim biriminde genel hedefler ve politikalardan ziyade, denetim birimleri kendi belirledikleri amaç ve hedeflere göre çalışmaktadırlar. Uygulamada Bakanlığın genel öncelikleri yerine birimlerin tespit ettikleri önceliklere yer verilmektedir. Yıllık denetim programlarının hazırlanması ve uygulamaya geçirilmesiyle ilgili düzenlemeler 83 denetim biriminin her birinde farklı şekillerde uygulanmaktadır. Bu durum denetim sonuçlarının da bütüncül bir yaklaşımla analiz edilip değerlendirilememesine neden olmaktadır. Denetim elemanı kaynağının etkin ve verimli kullanılamaması; Denetim birimleri arasında iş yükü açısından büyük dengesizlik bulunmaktadır. MEB İç Denetim Başkanlığı 27 Ağustos 2012 tarihli Eğitim Denetiminde Yeniden Yapılanma inceleme raporuna incelendiğinde Yılı Denetim Birimlerinin Performans Verileri aşağıdaki tablodaki gibidir Yılı Denetim Birimlerinin Performans Verileri Tablosu MEB DENETİM BİRİMLERİ Denetim Elemanı Başına Düşen Ortalama Rehberlik Ve Denetim Sayısı Denetim Elemanı Başına Düşen Ortalama İnceleme Soruşturma- Ön İnceleme Sayısı REHBERLİK VE DENETİM BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM BİRİMİ İL EĞİTİM DENETMENLERİ BAŞKANLIKLARI (Örnekleme Göre Tunceli Eskişehir Van Kayseri Ankara Merkez denetim elemanlarına göre İl Eğitim Denetmenlerinin standartların çok üstünde bir iş yükü vardır. Denetim ve danışmanlığın yanında soruşturma ve inceleme görevleri ve idare tarafından yapılabilecek bazı işlerin de İl Eğitim Denetmenleri tarafından yapılmasının istenmesi iş yükünü daha da arttırmaktadır. Denetim evreni, eğitim öğretimle ilgili 137 alan/branşla ilgili temel hizmetlerin yanında hukuki, iktisadi, idari ve bilişimle ilgili uzmanlık alanlarından oluşmaktadır. Etkili bir denetim hizmeti için, eğitim öğretim alanı yanında hukuki, iktisadi, idari ve bilişim hizmetleri dahil her ilde ortalama 100 alandan denetim elemanlarından oluşturulacak bir takıma ihtiyaç bulunmaktadır. 83 birimli bir denetim yapısıyla tüm illerde denetim elemanlarının dengeli ve etkin bir şekilde dağılımı şimdiye kadar sağlanamamıştır. 83 ayrı denetim biriminin kullanılması, 83 birim yöneticisi ve yönetici yardımcılarının istihdamını zorunlu kıldığı gibi, her yönetime bir büro ve diğer personel istihdamını da zorunlu kılmaktadır. Yine böyle bir yapılanma personel ve fiziki yapının yanında oldukça yüksek miktarda mali yükte getirmektedir. Denetimde yönetim karmaşasının yaşanması; Aynı evren üzerinde farklı denetim birimlerinin farklı yöntem ve teknikler kullanmak suretiyle yapmış oldukları aynı denetim işi çalışanlar üzerinde fayda yerine zarar vermektedir. Kafa karışıklıklarına neden olmaktadır. Ayrıca raporlamaların İl Eğitim Denetmenleri Başkanlığı nca İl Milli Eğitim Müdürlerine, Rehberlik ve Denetim Başkanlığı nca Bakana, İç Denetim Birimi Başkanlığı nca Müsteşara olmak üzere ayrı mercilere yapılması nedeniyle üst yönetime bütüncül bir yaklaşımla destek verilememektedir. Üst yönetimle bir bağın olmaması nedeniyle, İl Eğitim Denetmenlerinin denetim çalışmalarıyla ilgili nicel ve nitel verileri merkezi yönetim tarafından bilinememektedir. İl Eğitim Denetmenlerinin çalışmaları tek elden sevk ve idare edilmediğinden, üst yönetime sağlıklı bilgi aktarımı yapılamamaktadır. Rehberlik, denetim inceleme ve araştırma sonrası örgütün iyileşme ve gelişmesine fırsat sunacak tespitler zamanında karar alıcı konumdaki yöneticilere ulaştırılamamakta, çözüm için ortak çaba ortaya konulamamaktadır. Üst yöneticilere ihtiyaç duyulan bilgiler bir standart içinde sunulamamaktadır. TEM-SEN 23

24 Aynı gösterge ve özlük haklarına sahip denetim elemanlarının farklı statülerde çalıştırılması Bakanlığın farklı yönetim kademelerine bağlı birimlerde çalışan denetim elemanları benzer yöntemlerle seçilmekte, yetiştirilmekte ve aynı denetim alanlarında aynı işleri yapmaktadırlar. Tümünün göstergesi 3600 olup Genel İdare Hizmetleri kapsamındadır. Tüm bu ortak özelliklere rağmen denetim birimlerinin farklı statüde yapılandırılmış olması özellikle İl Eğitim Denetmenleri üzerinde motivasyon bozucu, iş verimliliğini düşürücü yönde etki yaratmakta ve denetim birimleri arasında çalışma barışının bozulmasına sebebiyet vermektedir. C. Denetimde Yeni Yapılanma Nasıl Olmalı? Milli Eğitim Şuralarında alınan kararlar, eğitim denetimi alanındaki literatür taramaları, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin konuya ilişkin görüşleri, alana ilişkin son yıllarda gerçekleştirilen kongreler, paneller ve çalıştaylar da ortaya çıkan görüşlerde dikkate alınarak, deneyimli uzman ve denetim elemanlarının desteği ile Milli Eğitim Bakanlığı denetim alt sistemine uygun olacağı düşünülen model önerisi geliştirilmiştir. TEŞKİLAT MODELİ Bu modelde; 83 başlı denetim birimleri yerine merkezi bir denetim birimi olacaktır.. İllerin coğrafi durumu, sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyleri, nüfusları personel ve kurum sayısı, iş yoğunluğu vb. dikkate alınarak ihtiyaç duyulan yerlerde çalışma merkezleri kurulup kaldırılabilecektir. (bu modelde iller gruplandırılarak azami 12 çalışma merkezi oluşturulabileceği varsayılmaktadır.) Çalışma merkezleri denetim ve danışmanlık alt birimi ile yolsuzlukla mücadele inceleme soruşturma alt birimlerinden oluşturulacaktır. Bu birimde görev yapacak Milli Eğitim Denetçileri, İç Denetçiler ve Eğitim Denetmenlerinin arasındaki unvan ayrımı kaldırılıp Eğitim Müfettişi unvanıyla hizmet sunmaları sağlanacaktır. Denetim elemanları çalışma merkezlerinde görev yapacaklardır. Denetim Hizmetleri Birimi; risk esaslı ve süreç bazlı sistem denetiminin gereği olarak bütüncül bir yaklaşımla uluslararası genel kabul görmüş uygulamalar ışığında yeni yönetim anlayışı çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığının merkez taşra ve yurtdışı teşkilatı dahil tüm birimlerinde denetim hizmetine öncelik verecektir. Ayrıca, Yolsuzlukla mücadele/inceleme ve soruşturma hizmetlerinin yürütülmesi için denetim birimi içerisinde ayrı gruplar oluşturarak, denetim ve soruşturma görevi aynı anda aynı denetim elemanına verilmeyecektir.. 24 TEM-SEN

25 D. Yeni Yapılanmanın Etkinliği Ve Sisteme Yapacağı Öngörülen Katkılar Denetim uygulamalarıyla ilgili rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinde birliktelik ve bütünlük sağlanmış olacaktır. Bu model önerisiyle; MEB de risk yönetimi, stratejik planlama ve performans esaslı denetim yaklaşımının benimsenmesini ve iyi yönetişim açısından olumlu katkıların elde edilmesini beraberinde getirecektir. Yine; kurumların, her türlü planlama ve uygulama faaliyetlerini etkinlik, yerindelik, katılımcılık, şeffaflık ve hesap verme sorumluluğu ilkeleri doğrultusunda şekillendirmelerini sağlayacaktır. Sistematik veri toplama ve sonuçları analiz etme alışkanlığını kazandıracak ve kurumlarda katılımcı yönetişimi geliştirecektir. Stratejik amaçlar ve ölçülebilir hedeflerin belirlenmesine objektif katkı sunacaktır. Performansın önceden belirlenmiş olan göstergeler doğrultusunda ölçülmesi eğitim hizmetlerinin istenilen düzeyde ve kalitede sunulabilmesini sağlayacaktır. Denetlenecek alanların bütüncül bir yaklaşımla tek merkezden belirlenmesi, denetim yöntem ve uygulamaları ile raporlama da birlik ve beraberliğin sağlanması, hem denetlenenler hem de yönetim sorumluluğu alanlara daha etkin bir destek sağlayacaktır. Çok başlı denetimin çalışanlarda oluşturacağı kafa karışıklığı ve karmaşa yerine sade, yalın ve akıcı bir denetim desteği verilmiş olacaktır. Sistemin bir bütün olarak değerlendirilmesine imkan verecektir. Uluslararası kabul görmüş yöntem ve tekniklerin kullanıldığı güvenilir sonuçlar üreten bir denetim yapısına kavuşulacaktır. Günümüz modern yönetim anlayışı, denetim fonksiyonun; daha güvenilir, objektif ve uluslararası genel kabul görmüş tüm paydaşlarca itibar edilebilen yöntemlerin kullanıldığı, yönetimin politika ve hedeflerine bütüncül bir yaklaşımla hizmet edecek bir yapının her kurumda yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle yeni denetim yaklaşımlarından risk esaslı süreç denetimleri, performans denetimleri, bilgi teknolojileriyle ilgili modern teknik ve yöntemlerin kullanılacak olması, yönetime çok daha fazla katkı verecektir. Denetimin, performansı ve sisteme katkısı, belirli aralıklarla belirlenmiş olan uluslararası standartlar dikkate alınarak test edileceğinden denetim hem denetlenenlere hem yönetime güven verecektir. Denetim fonksiyonu daha ekonomik ve daha rasyonel yapılandırılmış olacaktır. 83 ayrı denetim birimi yerine uzman denetim elemanları tek elden sevk ve idare edileceğinden, 83 denetim biriminde ortalama 100 alanın her birinden denetim elemanı bulundurmak yerine tüm ülke geneli için 12 çalışma merkezinde en az iki takım olmak üzere çalışma merkezleri yapılandırıldığında etkin bir denetim hizmeti sunulabilmesi için yaklaşık 30 takım yeterli olacaktır. Böylece denetim elemanı kadrosu yerine denetim elemanı kadrosu ile daha etkin ve verimli bir hizmet verilecektir. Bakanlığın tüm birimlerinde, temel denetim alanlarına uygun (eğitim öğretim hizmetleri, hukuki, iktisadi idari hizmetler ve bilişim hizmetleri) uzman denetim elemanı kaynağından daha etkin ve verimli bir şekilde yararlanılması sağlanacaktır. TEM-SEN 25

26 Denetim süreçlerinde zaman ve maddi kaynaklar da tasarruf sağlanacak böylece, eğitim ekonomisine katkıda bulunulacaktır. Eğitim hizmetinin kalite standartlarına uygun yürütülmesine ve çalışanların performansına değer katacak bir denetim yapısı oluşturulacaktır. Denetim elemanları fonksiyonel bağımsızlıklarına kavuşacaklar, denetimler uluslararası kabul görmüş, güvenilir yöntem ve teknikler kullanılarak gerçekleştirileceği ve uzmanlığa önem verileceğinden ülkenin her yerinde aynı uzmanlık düzeyindeki denetim elemanlarından yararlanma fırsatı sunulacaktır. Denetim birimleri bir bütünlük arz edeceğinden Türk Milli Eğitim Sisteminin amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik, politika, kalite çerçevesi ve prosedürlerin uygulanışı ile ilgili çalışmalar tek elden koordine edileceğinden, denetim hizmetinin etkinliği artacaktır. Bakanlığın eğitim ve kültür politikasının teşkilat mensupları ve halk tarafından anlaşılmasında bütünlük sağlanacaktır. Kurum personeli objektif olarak değerlendirilecek ve yeni uygulamalarla denetime ve denetim elemanlarına olan güven duygusu artacaktır. Karar verme, iletişim içinde bulunma, etkilenme ve koordinasyonda akışkanlık sağlanacaktır. Rehberlik ve danışmanlık öncelikli bir çalışma izleneceğinden kişisel ve kurumsal performansların arttırılmasına katkı verilecektir. E. Sonuç ve Öneri: Mevcut denetim; yapısı, işleyişi ve çok başlılığı modern yönetim anlayışına hizmet etmekten uzak, geleneksel bir çizgide devam ediyor olması nedeniyle, sisteme değer katmamakta, hatta engelleyici zorlaştırıcı bir otorite görünümü vermektedir. Bu durum diğer kamu kurum ve kuruluşları için de aynı şekilde olduğundan, ülke genelinde denetimle ilgili yeni arayışların yeni uygulamaların hayata geçirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu çalışmalara örnek olabilecek en yeni çalışma Maliye Bakanlığında yapılmıştır. Maliye Bakanlığı, merkezde dört ve her ilde ayrı ayrı yapılandırılmış olan denetim birimlerini tek elde toplayarak, yeni denetim tekniklerini ve uygulamalarını da sistemlerine katmak suretiyle denetimi yeniden yapılandırmıştır. Milli Eğitim Bakanlığında denetim birimleri hariç, benzer işlevi olan diğer hizmet birimleri, 652 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile dikey yönetim yapılanması ve hiyerarşisi yerine süreç esaslı, bürokrasiyi azaltıcı, iş akışını hızlandırıcı, uzmanlığı esas alan, yatay bir yapıya kavuşturulmuştur. Denetim uygulamalarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar sadece ülkemize mahsus değil, tüm dünyada devam etmektedir. Bugün 27 AB ülkesinin 23 ünde denetimin yeni yaklaşımlar doğrultusunda bütüncül bir anlayışla yürütülmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu model önerisiyle, Milli Eğitim Bakanlığı denetim hizmetlerindeki karışık ve karmaşık yapı ortadan kalkacaktır. Denetim elemanlarının iş doyumu ve motivasyonu arttırılmış olacaktır. Denetim iş akışı ve işleyişi iyileştirilecek, dış denetimle de uyumlu hale gelecektir. 26 TEM-SEN

27 Başarımızın Sırrı Birlik ve Bilimselliktir Yusuf Ziya ACUN yılından önce, öğretmenlik kadrosu ile İlköğretim Müfettişliğinde görevlendirilen meslektaşlarımızın, TEM-SEN in girişimleri sonucu 4359 sayılı kanunla, İlköğretim Müfettişliği kadrosunu alması, mesleğin dönüm noktalarından birisidir. Bir diğer dönüm noktası ise, 5984 sayılı kanunla, Eğitim müfettişliği unvanının alınması, eğitim öğretim hizmetleri sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçilmesi suretiyle önemli özlük haklarının elde etmesidir. TEM-SEN bu alanda yıllarca mücadele vermiş, kendisini kanıtlamış, meslektaşlarının sorunlarının çözümü için özel kanun çıkartabilen tek sendika olma başarısını göstermiştir Mart ayında Sendikamızın IV. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Aynı yıl Mersin Üniversitesiyle III. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetim Kongresi gerçekleştirildi. Yeni yönetmelik çalışmaları, yönetmeliğin hukuka aykırı olan maddelerine açılan davalar, mesleğimiz ve meslektaşlarımıza karşı mesleki soy kırım amaçlı olarak yürütülen Aksaray, Kilis, Antalya soruşturmalarına karşı yürütülen destansı mücadele, denetimin yeniden yapılandırılması için yapılan çalışmalar, Eğitim Denetiminde Yapısal Arayışlar Çalıştayı, Muğla Üniversitesiyle beraber yaptığımız IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetim Kongresi ve arkasından Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile yapılacak V. Uluslararası katılımlı Kongresinin hazırlık çalışmaları vb. yaptığımız faaliyetlerden sadece birkaçıdır. Görüldüğü gibi 2011 yılı Sendikamız için çok yoğun başladı ve bu yoğunluk 2012, 2013 de artarak devam etmektedir. Daha iyi fikir verebilmek için Faaliyetlerimizi dört kategoride toplayıp açmak ve değerlendirmek te mümkün. 1-Mesleki Soykırım Girişimi Sendikamızın girişimleri üzerine Bakanlıkça yürütülen denetimde yeniden yapılanma 9 Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası Mali İşler Sekreteri TEM-SEN 27

28 çalışmalarının önünü kesmek için değişimi kabullenmeyenlerin görevlerini kötüye kullanmayı bile göze alarak meslektaşlarımız aleyhine tanzim ettiği ve sonuçta İdari ve adli yargı tarafından iptal edilen işlemlerin içeriklerine bakıldığında girişilen operasyonlarının Aksaray ve Kilis illeri ile sınırlı olmadığı, hedefin 81 ilimizde görevli 3000 meslektaşımız olduğu görülmüştür. Sendikamız, mesleki soykırımı amaçlayan bu çalışmaya karşı yasal platformlarda meslektaşlarımızın haklarını savunarak sonuna kadar yanlarında olmuş, daha güçlü hukuksal mücadele verebilmek için ayrıca bir hukuk bürosuyla anlaşarak çeşitli davalar açmış ve art niyetli girişimin tüm yönleriyle sonuçsuz bırakılmasını sağlamıştır. Bu kötü niyetli operasyonu yürütenler hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmuş olup, ilgililer hakkında yapılan ön incelemenin bugünlerde sonuçlanması beklenilmektedir. 2- Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği Süreci Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği nin hazırlanması ve görüşülmesi sırasında Bakanlığımızın daveti üzerine, hazırlığın hemen her aşamasında bulunduk. Sendikamızın yazılı ve sözlü olarak görüşlerini ve düşüncelerini hem Bakanlık hem de Başbakanlık nezdinde dile getirdik ve bu girişimlerin sonucunda; 5. ve 4. Bölge hizmeti yapan meslektaşlarımızın çalışma sürelerinin azaltılması, adaylık süresinin bölge hizmetine dâhil tutulması, eş, sağlık durumları, öğrenim hakları, Eğitim Müfettişleri Başkanları toplantısı gibi birçok konunun yönetmelikte yer bulmasını sağladık. Yönetmeliğin, özellikle yer değiştirme maddelerinin uygulanması sürecinde sıkıntılara yol açacağını öngördüğümüzden yanlışlardan dönülebilmesini sağlayabilmek adına Önyargılı Olarak Hazırlanan Eğitim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği Eğitim Müfettişlerini Mağdur Edecektir başlıklı basın bildirisini kamuoyuyla paylaştık. Yönetmelikte yer verilen en az sekiz yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, Eğitim Müfettiş Yardımcılığına atanan bir Eğitim Müfettişinin belirlenmiş beş çalışma bölgesinde 21 yıl zorunlu rotasyona tabii olarak çalıştıktan sonra yeni yönetmeliğin 31. maddesiyle yeniden rotasyona tabi tutulmasını hak, hukuk ve kazanılmış haklar yönünden ikinci bir rotasyon uygulanması olarak gördüğümüzden, bu 8 yıl uygulaması ile ilgili meslektaşlarımızın yanında olduk ve yönetmeliğin yayımlandığı ilk gün danıştay nezdinde 3, her bölgemizin idari mahkemelerinde 7, olmak üzere toplam 10 dava ile konuyu yargıya taşıdık. İlk etapta 1406 dan fazla meslektaşımızın geri dönüşü olmayan yola çıkarılmasını, emekli olmaya zorlayış olarak gördük ve bu anlayışın devletin çalışanlarına reva görülmesini kabullenemedik. Bu nedenle sendika olarak tüm meslektaşlarımız adına dava açtık. Yine sendikamızca sağlanan ücretsiz avukatlık hizmetinden yararlanarak açılan bireysel dava sayısı da 300 e ulaşmıştır. Yine sendikamızca yönetmeliğin eş durumu, 8 yıldan ataması yapılanların aynı İle 8 yıl geri dönememesi gibi 6 maddesine daha Danıştay nezdinde dava açtık. Açılan davalarla ilgili yargının kararı beklenilmektedir. 28 TEM-SEN

29 3-652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname Süreci 14 Eylül 2011 tarihinde çıkarılan 652 Sayılı Kanın Hükmünde Kararname ile Bakanlık da aynı işi yapan denetim birimlerin birine denetçi diğerine denetmen olarak adlandırılması doğru bulmadık. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki tüm siyasi partilerin desteğiyle çıkarılan 5984 Sayılı Kanunla Eğitim Müfettişliği unvanı kabul edilmiş ve kamuoyunca da benimsenmişken, Eğitim Müfettişi unvanı yerine kamuoyunda kabul görmeyen, eğitim camiasında olumsuz motivasyona sebebiyet veren Eğitim Denetmeni unvanını kabullenemedik. Eğitim Müfettişliği unvanının geri verilmesi isteğiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesine götürülmesi için, Ankara İdare Mahkemesinde dava açtık. Milli Eğitim Bakanlığındaki mevcut eğitim denetimi sisteminden kaynaklanan sorunlarının çözülmesi için tüm illerimizde 30 Kasım 2011 da Milli Eğitim Bakanına ve Sayın Başbakana iletilmek üzere Mektup Eylemi ni gerçekleştirdik. MEB denetim sisteminin sorunları ve çözüm önerilerimizi içeren MEB Denetim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Modeli ni hazırlayarak yaptığımız görüşmede Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer e ilettik. Sayın Bakanla yapılan görüşmelerimiz sonucunda Eğitim Denetiminin Yeniden Yapılandırılması için bir komisyon kurulmasını ve bu komisyon çalışmalarına komisyon üyesi olarak sendikamızın aktif olarak katılmasını sağladık. Her ne kadar değişime direnen kesimler tarafından bu süreç engellenmeye çalışılsa da kralın çıplak olduğu ilk defa TEM-SEN tarafından söylenmiş ve yaptığı çalışmalarla açıkça ortaya koyulmuş oldu. Bugün bu konuyla ilgili geldiğimiz noktada TEM-SEN in yıllardır eğitim denetimi sisteminin yeniden yapılandırılması için savunduğu sistemi bakanlığımızın bürokratlarının çoğunluğu ve eğitim öğretim hizmetleri kolundaki sendikaların tamamı savunur hale gelmiş olması TEM-SEN in başarısıdır. TEM-SEN 29

30 4-Bilimsel Çalışmalar Süreci Sendikamız, kurulduğu 1992 yılından itibaren eğitim ve denetim sorunlarının çözümü ve MEB denetim sisteminin yeniden yapılanması için ilkeli, yapıcı, çözüm odaklı verdiği mücadeleler ile hak temelli sendikacılıkta olduğu gibi, her yıl bir üniversite ile işbirliği içinde düzenli olarak, eğitim alanında görev yapan birçok uluslararası ve ulusal düzeyde uzman akademisyen, denetim elemanı, yönetici, öğretmen, bürokrat ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla geniş katılımlı kongreler, sempozyumlar, çalıştaylar, paneller düzenleyerek, Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresinin marka tescilini de sendika adına Türk Patent Enstitüsünde yaptırıp Türkiye de bir ilke imza atmıştır. Böylece, uluslararası projelerle akademik temelli sendikacılıkta ne kadar başarılı olduğunu ispatlamıştır. Sendikamızın bilimsel çalışmalara öncelik vermesi, bilim çevrelerinde takdirle anılmasına, neden olmuş, eğitim denetimi alanında yapılacak her türlü çalışmalarda en önde yer almıştır. Bunu en son Muğla Üniversitesi ile beraber yapılan kongre sonrası, V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresinin 2013 yılında hangi üniversitede yapılması gerektiği ile ilgili karşılaştığımız yoğun taleplerde gördük. Üniversite rektörlerinin yazılı talepleri, Fakülte Dekanlarının bizzat Muğla ya gelerek taleplerde bulunmaları ilginin somut örneklerindendir. Sendikamızın bilimsel faaliyetlerinden bir diğeri ise, meslektaşlarımızın tamamının en az yüksek lisans yapmalarının sağlanması için üniversitelerin ilgili fakülteleri ile yapılan iş birliğidir. Bu işbirliği bazı illerimizde uygulamaya geçilmiş, bazı illerimizde görüşmeler sürmektedir. Ayrıca, Eğitim Müfettişlerinin mesleğe alınma ve yetiştirilme standartlarının uluslar arası standartlarla uyumlu olması için, Sendikamız ve Gazi Üniversitesi ile geniş kapsamlı büyük bir Avrupa Birliği projesi çalışması sürdürülmektedir. Çalışıyor ve başarılı oluyorsak sırrımız birlik beraberlik ve bilimselliktir. 30 TEM-SEN

31 Sendikamızın Akademik Alandaki Çalışmaları III. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi Sendikamız ve Mersin Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi işbirliği ile düzenlenen III. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi, Haziran 2011 tarihlerinde gerçekleşti. Ana teması, Eğitim Deneticilerinin Yetiştirilmesi: Politikalar ve Uygulamalar olarak belirlenen kongrede, eğitim ve denetim gönüllüleri bir araya geldi. Kongrenin açılışında konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Suphi Olcay, eğitimin herkesin hayatında önemli bir yer kapladığını söyledi. Kendi özel hayatında ve meslek hayatında eğitimcilerle yakın ilişkiler içinde olduğunu ifade eden Olcay, Son 10 yıldır; eğitimde denetim mekanizmasının içine rehberlik eğitiminin de girdiği, pek çok özel sektörün kendini bağımsız, uluslararası mali denetim firmalarına denetlettirdiği bir anlayıştan geçiyoruz. Üniversite ve eğitim denetmenlerinin birlikte yapacakları böylesi kongreler umut ediyorum ki uygulamaya da yansıyacaktır diyerek, kongrenin başarılı geçmesi dileğinde bulundu. Kongrenin 22 Haziran Çarşamba günkü açılışı, Mersin Milletvekili Prof. Dr. Nebi Bozkurt, Mersin Vali Yardımcısı Mehmet Suphi Olcay, Mersin Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Aksan, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü Murat Altuğ, Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Nurettin Konaklı, TEM-SEN Genel Başkanı ve Kongre eş başkanı Mehmet Pınardağ, Eğitim Fakültesi Dekanı ve Kongre eş başkanı Prof. Dr. Tuğba Yanpar Yelken, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül ile öğretim üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı nın çeşitli kademelerinde görev yapan isimler ve öğretmenlerin katılımıyla yapıldı. TEM-SEN 31

32 Rektör yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Aksan ise kongreye ev sahipliği yapmaktan duyduğu onuru dile getirdi ve bir kongre hazırlanmasının zorluklarına dikkat çekti. Eğitim alanında kalite kavramının günümüzdeki önemi düşünüldüğünde denetim ağır bir sorumluluk isteyen, güç bir iştir diyen Prof. Dr. Mustafa Aksan, kongrenin bilimsel çıktılarıyla ülkemizdeki eğitim denetiminin yürütülmesine katkıda bulunacağına olan inancını kaydetti. içinde her yıl bir başka üniversite ile kongreler düzenlemeyi mutat hale getirmiştir. Böylece ülkemizin akademisyenleri, Bakanlığımızın yetkilileri, uygulayıcı eğitimcilerimiz ve Eğitim Müfettişlerimiz bir araya gelmektedir. Alanda yaşanan sorunlar bir bir inceleme-araştırma konusu yapılmakta ve sonuçları tartışılmaktadır. Burada gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları, yapılan işlerin ne kadar bilimsel ve yararlı olup olmadığı konusunda ilgililere mesaj vereceği kesindir. Bakanlığımızın ilgisi, üniversitelerimizin talepleri, akademisyenlerimizin katkıları yüksektir. Öyleyse bu etkinlik sürecektir, demiştir. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü Murat Altuğ bilim dünyası ile uygulamayı bir araya getirip eğitim denetimindeki sorunların çözüleceğine inandığını söylerken; Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Nurettin Konaklı eğitim müffetişliği alanı ile teftiş ve denetim hizmetleri alanında yapılan çalışmalardan; Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yanpar Yelken ise, eğitim yönetiminin yenilikçi politikalarla uygulamalarının geliştirilmesi açısından kongrenin önemine vurgu yaptılar. TEM-SEN Genel Başkanı Mehmet PINAR- DAĞ konuşmasında Sendikamız eğitim ve onun alt sistemi olan denetim sisteminin gelişmesi,niteliğin artması ve gelişmiş ülkelerle yarışmasına katkı sağlamak anlamında bilim merkezleri olan üniversitelerimizle işbirliği 32 TEM-SEN

33 Konuşmaların ardından milli eğitime emeği geçen Prof. Dr. Battal Aslan a hizmetlerinden dolayı Vali Yardımcısı Mehmet Suphi Olcay tarafından bir plaket verildi. TEM-SEN Genel Başkanı ve Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanının Eş- Başkanlıklarında 28 Düzenleme Kurulu Üyesi, 2 Kongre Danışmanı ve 35 Bilim Kurulu Üyesinin katkılarıyla gerçekleşen Kongre kapsamında; Eğitim Deneticilerinin Hizmetöncesi ve Hizmetiçi Eğitimleri», «Denetici Yetiştirme Sürecinde Karşılaşılan Problemler ve Öneriler», «Eğitim Deneticilerinin Göreve Geçiş Süreci» ve «Denetici Yetiştirmede Yeni Yaklaşımlar» boyutlarında toplam 54 bildiri sunuldu açılış ve kapanış olmak üzere iki panel düzenlendi, tartışıldı. Kongre Bildiri Kitabı basılarak kongre süresince katılımcılara sunuldu. Eğitim Denetimi ile ilgili çeşitli konuların zengin bir içerikle ele alınmış olması ve üçüncü kongrenin ardından dördüncü kongrenin planlanmış olması, konuya ilişkin bilimsel toplantılar kapsamında görüşülüp tartışılacak pek çok meselenin olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede, var olan sorunların ele alınıp öneriler geliştirilmesinde akademik ve uygulama içinden bakış açılarını buluşturması açısından Eğitim Denetimi Kongresinin önemini ortaya çıkmaktadır. IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi Sendikamız ve Muğla Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi, 31 Mayıs-2 Haziran 2012 tarihlerinde Muğla üniversitesinde gerçekleşti. Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi nde düzenlenen ve Finlandiya ve Yunanistan dan eğitimcilerin de katıldığı kongrenin açılışında konuşan Muğla Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar, ana teması eğitim denetiminde kuram ve uygulama olarak belirlenen kongrede, eğitim konusunda çalışma yapan bilim insanları, eğitim denetçileri ve eğitim yöneticilerini bir araya getirilmesinin amaçlandığını,eğitimin denetlenmesinin başarılı bir eğitim sisteminin en önemli unsurlarından biri olduğunun altını çizen Harmandar, yapılan her işin mutlaka denetiminin yapılması gerektiğini, gelişen zaman içinde eğitimin ilkeleri, yöntemleri ve amaçlarının değiştiği gibi, eğitim denetiminin de değişti- TEM-SEN 33

34 ğini belirterek, Kongrede eğitim denetimi ve yönetimindeki son bilimsel gelişmeler tartışılacak ve çağdaş eğitim denetiminin ilkeleri ortaya konulacak dedi. Çağdaş eğitim denetimi, eğitim ve öğretimin kalitesini yükseltme amacına dayalı, eğitim sürecinin temel belirleyicilerinden öğretmenlere sunulan mesleki bir rehberlik olarak tanımlanabileceğini eğitimin denetlenmesinin eğitimcilere rehberlik yapmak ve eğitim kalitesini daha iyiye taşımak olduğunu ve çağdaş denetim anlayışı bilincinin ülkeye yerleştirilmesi gerektiğini ifade etti. TEM-SEN Genel Başkanı Mehmet PINAR- DAĞ ise konuşmasında; gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye de de mesleki etkinlikler gerçekleştirildiğini, bu etkinliklerin uluslararası boyutta olmasının etkinliğe büyük oranda artı değer kattığını belirtti. Her alanda akılları durduran gelişmeler yaşanırken, olup bitenleri izlemeyen, içine kapanan toplumların ve insan kaynaklarını bu gelişmelere adapte edemeyen kuruluşların, hayatta kalmasının imkansız olacağını dile getirerek Sendika olarak insan mühendisliği olarak nitelenen ve her türlü gelişmenin ana motoru olarak kullanılan eğitim adına uluslararası ya da ulusal boyutta ne gibi etkinlikler yapılıyor bakıyoruz. Çağdaş ve bilimsel niteliği olması gereken eğitimi güçlendirmek için kaç panel, kaç çalıştay, kaç kongre yapılıyor bunları da takip ediyoruz. Fakat sevindirici ve tatmin edeci bir cevap bulamıyoruz. Ana motor olarak nitelendirdiğimiz eğitim ve alt sistemi denetimi yeterince desteklenmiyor diye de hayıflanıyoruz dedi. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi nin her yıl bir üniversiteyle yoluna devam edeceğini, bu yıl dördürcüsünün Muğla Üniversitesi nde düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Muğla Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Duman da, kongrenin amacının eğitim denetiminde en son değişimi ve gelişmeleri tartışmak olduğunu söyledi. Kongrede 79 sözlü bildiri ile 2 panel, 2 çalıştay ve bir söyleşi yapılacağını kaydeden Duman, kongrenin eğitim sisteminde yol gösterici olacağını belirtti. Eğitim sisteminin yapısı ve işleyişinin 652 sayılı kanun hükmündeki kararnameyle köklü bir şekilde değiştiğine değinen Duman, şunları söyledi: Bu kararname örgütsel, yapısal ve işleyiş açısından çok büyük değişiklikler getirdi. Kongrede bu değişiklikler üzerinde durulacak. Eğitim denetimi sisteminde de büyük değişiklikler yapıldı, eğitim denetçilerinin özlük hakları iyileştirildi ve statüleri, rolleri ve görevlerinde de büyük değişiklikler meydana getirildi. Bu süreçte yükseköğretime ve ortaöğretime giriş tamamen değiştirildi. Toplumun büyük kesiminin yakından takip ettiği sistemi olarak anılan değişiklikle de, öğretim sistemi köklü bir değişikliğe uğratıldı. Duman, hızlı bir şekilde yapılanan sisteminin eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmasına başlanacağına işaret ederek, kongrenin bu değişikliklerin anlanmasında, yorumlanmasında ve anlatılmasında büyük rol oynadığını sözlerine ekledi. 34 TEM-SEN

35 Konuşmaların ardından, Finlandiya Eğitim Değerlendirme Kurulu Genel Sekreteri Dr. Pasi Reinikainen, Eğitim Değerlendirme ve Denetiminde Finlandiya Yaklaşımı» konulu panelde konuştu. Bu panelde Eğitim-Birsen Genel Sekreteri Ahmet ÖZER, Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli DEMİR, Türk Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yaşar ŞAHİNDOĞAN ve EYUDER Genel Başkanı Adem ÇİLEK yer almıştır. İlk defa sendikaların gözünden Eğitim denetim sisteminin yeniden yapılandırılması ve eğitimin güncel sorunlarına dair görüşlerin paylaşıldığı bu ortamda, çok yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı bir tartışma ortamı yaşandı. Kongre kapsamında 79 bildiri sunulmuş bunun dışında iki panel, iki çalıştay ve bir söyleşi gerçekleştirilmiştir. Birinci Panel Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması: Güncel Sorunlar ve Yönelimler başlığıyla Prof. Dr. Yüksel KAVAK başkanlığında gerçekleşmiştir. Eğitim Yönetimi Ve Denetiminde Yeni Eğilimler başlıklı ikinci panelde ise Prof. Dr. Ahmet DUMAN başkanlığında görüşler sunulmuştur. Bu panelde de Prof. Dr. Hüseyin BAŞAR, Prof. Dr. Feyzi ULUĞ, Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN ve MEB temsilcisi Durmuş GÖKMEN fikirlerini katılımcılarla paylaştılar. YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN ve MEB Temsilcisi Durmuş GÖKMEN, Eğitim yönetimi ve denetiminde yaşanan değişiklikleri daha olumlu ve destekler nitelikte görüşler ileri sürerken, Prof. Dr. Feyzi ULUĞ ve Prof. Dr. Hüseyin BAŞAR daha eleştirel bir bakış açısıyla değişiklikleri ele almışlardır. İki Çalıştay Düzenlenmiştir.Düzenlenen çalıştaylardan birincisi Prof. Dr. Erdal TOPRAK- ÇI ve Doç. Dr. Feyyat GÖKÇE başkanlığında yürütülmüştür. Eğitim Denetiminde Rehberlik başlıklı çalıştayda eğitim denetmenlerinin rehberlik görevleri üzerinde detaylı bir şekilde tartışılmıştır. TEM-SEN 35

36 üst yöneticiye karşı sorumlulukları şeklinde belirlenmiş ve maddeler halinde sıralanmıştır. Bu sorumluluklardan birkaçı; eğitim ortamlarının iyileştirilmesi için gayret göstermek, öğretmenlere değerli olduğunu hissettirmek, özgüveni yüksek, sağlıklı kişiliğe sahip öğrenci yetişmesini sağlamak, verilen emir ve görevlerin yapılmasında özenli olmak olarak belirlenmiştir. İkinci çalıştayda ise, Prof. Dr. Hüseyin BAŞAR ve Yrd. Doç. Dr. Murat GÜLCAN başkanlığında Eğitim Denetiminin Yeniden Yapılandırılması: Sorunlar ve Çözümler üzerine tartışılmıştır. Bu çalıştayda öncelikle denetimin amaçlara örtüşür şekilde düzenlenmediği, çok başlı bir yapının olduğu, okullar dışındaki kurumların denetmenlerin görevlerini yapmalarına engel olduğu ve branş denetiminin sağlıklı yapılamadığı gibi sorunlar belirlenmiştir. Bu sorunlara çözüm önerisi olarak denetimin, bakanlığa bağlı tek bir çatı altında toplanması gerektiği belirtilmiştir. Bölgelerin oluşturulması ve bu bölgelerde uzmanlaşmaya dayalı olarak (inceleme ve soruşturma, rehberlik, teftiş) birimlerin oluşturulması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca rehberlik ve teftiş birimlerinde branşa dayalı uzmanlaşmanın sağlanmasının önemli olduğu üzerinde durulmuştur. Çalıştayda yer alan diğer bir başlık Eğitim Denetmenlerinin Yetkileri olmuştur. Bu başlık altında eğitim denetmenlerinin yetkileri ile ilgili olarak bazı öneriler sunulmuştur. Genel olarak eğitim denetmenlerinin yetkilerinin bölge düzeyinde tanımlanması hususunda görüş belirtilmiştir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ile yetkiler, okul yöneticileri ve okullarla ilgili yetkiler ve öğretmenlerle ilgili yetkiler başlıkları altında toplanarak olması gerekenler önerilmiştir. Çalıştayda odaklanılan son konu başlığı ise Eğitim Denetmenlerinin Sorumlulukları İle İlgili Sorunlar ve Çözümler olarak belirlenmiştir. Denetmenlerin sorumlulukları öğrencilere, öğretmenlere, öğrenci velilerine, topluma ve Son olarak kongrede yer alan söyleşide ise, kongrenin onur konuklarından Prof. Dr. Kemal GÜÇLÜOL katılımcılarla bir araya gelmiştir. Kongre değerlendirme toplantısında bir sonraki kongrenin nerede yapılacağına ilişkin adayların değerlendirilmesi ve yapılan oylamalar sonucunda V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongre sinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi nde yapılmasına karar verilmiştir. 36 TEM-SEN

37 IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresinin Değerlendirilmesi Prof. Dr. Ahmet DUMAN 10 Özet 10 Bu çalışmanın amacı, IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi ni tanıtmak ve kongrenin ardından geniş bir çerçeveden bakarak değerlendirmesini yapmaktır. IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi, 31 Mayıs-2 Haziran 2012 tarihleri arasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü ve TEMSEN işbirliği ile düzenlenmiştir. Kongrenin ana teması ise, Eğitim Denetiminde Kuram ve Uygulama olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada çeşitli kıstaslar bazında kongrenin değerlendirilmesi yapılmıştır. Yapılan değerlendirmenin ileride düzenlenecek olan kongrelere ışık tutması amaçlanmaktadır. Sunulan bildiriler yazarlarının unvanları, yazar sayıları, konu alanları, üniversite katılımları ve araştırma yöntemleri temel alınarak incelenmiştir. İncelemeler sonucunda tablolar haline getirilerek yorumlanmıştır. Giriş Kongreler bilim insanlarının bir araya geldiği, alanlarında uzman akademisyenlerin yeni nesil araştırmacılara yol gösterdiği ve birçok araştırmacının alanında deneyim kazanmasını sağlayan platformlar olarak düşünülebilir. Aynı zamanda kongreler, bilginin ve fikirlerin paylaşımını artırarak kongreyle ilgili alanlarının gelişimine yardımcı olurlar. Güncel araştırmaların sunulmasını ve paylaşılmasını sağlarlar. Ülkemizde eğitim denetimi alanı, eğitim bilimleri ve eğitim yönetimi kongrelerinin içerisinde yer alan konu alanlarında değerlendirilmekteydi. Bu durum, 2009 yılında Ankara Öğretmenevinde TEM-SEN (Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası) tarafından düzenlenen Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Sempozyumu ile farklı 10 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü TEM-SEN bir hal almıştır. Bu tarihten itibaren eğitim denetimi alanı TEM-SEN in başlatmış olduğu kongrelerde daha ayrıntılı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Böylece eğitim denetimi alanı kendine ait bir kongre ile değerlendirilmeye başlanmıştır. Dördüncüsü düzenlenen bu kongrenin geçmişinden kısaca bahsetmek gerekir. İlk düzenleme Sempozyum olarak adlandırılmış ve diğer düzenlemelerde kongre adını almıştır. Sonrasında Uluslararası Eğitim Denetimi Kongresi olarak adlandırılarak düzenlenmeye devam edilmiştir. Kongrelerin yapılması kararının temel düşüncesi, TEM-SEN yöneticileri ve üyelerinin eğitim denetiminin yapısal ve işlevsel sorunlarını tartıştıkları, çağdaş gelişmelerin izlenmesi amacıyla yaptıkları toplantılara dayanmaktadır. Bu toplantılar zamanla ilgi görmüş ve etkinlikleri daha geniş bir platforma taşıma amacı ile eğitim denetimi kongreleri düzenlenmeye başlamıştır. İlk kongrenin ilgi görmesinin ardından üniversiteler bu kongrenin düzenlenmesinde yer alma isteklerini belirtmişlerdir. Böylece ikinci ve üçüncü kongre sırasıyla Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi nde düzenlenmiştir. Son olarak da Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından dördüncüsü düzenlenmiş olan kongre her geçen yıl gelişimini emin adımlarla sürdürmektedir. Eğitim denetimi kongreleri düzenlenmeye başlamasından bu yana eğitim denetimi alanında gerçekleşen gelişmeleri ulusal ve uluslararası düzeyde takip etmeyi, gözden geçirmeyi, tartışmayı ve değerlendirmeyi amaçlamıştır. Alanda yer alan sorunlara çözümler bularak yapılması gerekenler ile ilgili çalışmalara yön vermeyi planlamaktadır. 37

38 Bu çalışmanın amacı, IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi ni tanıtmak ve kongrenin ardından geniş bir çerçeveden bakarak değerlendirmesini yapmaktır. Yapılan değerlendirmenin ileride düzenlenecek olan kongrelere ışık tutması amaçlanmaktadır. IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi ne Genel Bir Bakış IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi, 31 Mayıs-2 Haziran 2012 tarihleri arasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü ve TEM-SEN işbirliği ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kötekli Kampüsü Atatürk Kültür Merkezi nde yer alan salonlarda düzenlenmiştir. Kongrenin onursal başkanı olarak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur HARMANDAR, kongre başkanları ise, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet DUMAN ve TEMSEN Genel Başkanı Mehmet PINARDAĞ olarak belirlenmiştir. Düzenleme kurulunda yer alan isimler de, Doç. Dr. Cemal Ergin EKİN- Cİ (başkan), Prof. Dr. Ruhi SARPKAYA, Doç. Dr. Feyyat GÖKÇE, Yrd. Doç. Dr. Aynur BİLİR, Yrd. Doç. Dr. Vural HOŞGÖRÜR ile TEM-SEN yönetiminden bilim uzmanları Nermin TAŞCIOĞLU, Yusuf Ziya ACUN ve Emine BOZKURT olarak sıralanmıştır. Son olarak Arş. Gör. Çağlar KAYA, Arş. Gör. Ümit DEMİR, Arş. Gör. Ahmet ÜNAL ve Arş. Gör. Süleyman GÜN kongre sekretaryası olarak görev yapmışlardır. Düzenleme kurulu olarak kongrede nelerin yapılacağına dair kongre öncesinde belirli aralıklarla toplantılar yapılmıştır. Kongre için yurtdışından gelecek olan çağrılı konuşmacıların belirlenmesi, yurtdışı katılımının artırılması ve kongrenin daha kapsamlı bir şekilde tanıtılması yapılan toplantıların temel konuları olduğu belirtilebilir. İşbirliğine verilen önemin yararıyla kongre hazırlık süreci hedeflenen adımların istenilen şekilde gerçekleşmesini sağlamıştır. Yapılan hazırlıkların başında kongrenin ana temasının belirlenmesi olmuştur. Ana tema Eğitim Denetiminde Kuram ve Uygulama olarak belirlenmiştir. Ana temaya yardımcı olarak alt konu başlıkları ise; Eğitim denetiminde yönetsel temeller, Eğitim denetiminde psiko-sosyal temeller, Eğitim Denetiminde Tarihsel Temeller, Eğitim Programları ve Denetimi, Eğitim Denetçilerinin Yetiştirilmesi ve İstihdamı, Eğitim Denetimi Politikaları ve Uygulamaları ve Milli Eğitimin Yeniden Yapılandırılması ve Eğitim Denetimi olarak belirlenmiştir. Kongrede sunulmak üzere gönderilen bildirilerin kısmen alt başlıklara uygun olduğu ve istenilen konular doğrultusunda hedeflenen bildiri sayısına ulaşıldığını söylemek mümkün değildir. Ancak gönderilen bildiriler eğitim denetiminin diğer boyutlarını içeren güncel çalışmalar olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmalar titizlikle çalışan bilim kurulu üyelerinin yardımıyla seçilmiş ve böylece kongrede sunulmak üzere kabul edilen ve kongre programında yer alan bildiri sayısı 79 olarak belirlenmiştir. Bu bildiriler konularına uygun bir şekilde sınıflandırıldıktan sonra her oturumda 4 er bildiri olacak şekilde programa yerleştirilmiştir. Kongre programında bildiriler dört paralel oturum şeklinde hazırlanmış ve oturum başkanları özellikle önceden onayları alınarak belirlenmiştir. Bilim kurulu üyelerinden kongreye katılımlarını kesinlikle onaylayan akademisyenler içinden oturum başkanları seçilmiştir. Bildirilerin yerleştirilmesi ile kongre programının büyük ölçüde tamamlanmasının ardından bildirilerin arasında yer alacak etkinliklerin belirlenmesi de büyük önem taşımaktaydı. Kongre programının zenginleştirilmesi ve katılımcıların daha çok bilgi paylaşımından faydalanmaları hedeflenerek programa ayrıca iki panel, iki çalıştay ve 1 söyleşi eklenmiştir. 38 TEM-SEN

39 IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi nin Süreci Kongrenin açılışının ardından kongrenin çağrılı konuşmacısı Finlandiya Eğitim Bakanlığı Değerlendirme Kurulu Başkanı Pasi REINIKA- INEN, Eğitim Değerlendirme ve Denetiminde Finlandiya Yaklaşımı başlıklı konuşmasını gerçekleştirmiştir. Bu konuşmada Finlandiya da yer alan değerlendirme sistemini bizlere aktarmış ve uygulamakta oldukları bu sistemin olumlu yönlerinden bahsetmiştir. Hazırlamış olduğu sunumda görsel öğeler kullanarak katılımcıların dikkatini çekmeyi başarmış ve ilgilenen araştırmacılar için yararlı bilgiler sunmuştur. Konuşması boyunca Okutman İsmail Zeki DİKİCİ yardımı ile anlık çeviriler yapılmış ve dinleyenlere aktarılmıştır. Konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan Pasi REI- NIKAINEN ülkemizin denetim sistemi ile ilgili önerilerde bulunmuştur. Birçok ülke için örnek alınabilecek bir eğitim sistemine sahip olan Finlandiya dan denetim sisteminde önemli rolü olan böyle bir kişinin kongreye katkıda bulunması kongre ve kongre katılımcıları için oldukça faydalı olmuştur. 31 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşen açılış etkinlikleri sona erdikten hemen sonra, aynı günün öğleden sonrasında bildiri sunumları başlamıştır. Ertesi gün oturumlar planlandığı gibi devam etmiş ve bu günün sonunda bildiri sunumları sona ermiştir. Böylece kongrenin akademik kısmı olarak nitelendirebileceğimiz bölümü sonuçlanmıştır. Belirtilen bir buçuk günlük süre içinde sunulan bildiriler yazarlarının unvanları, yazar sayıları, konu alanları, üniversite katılımları ve araştırma yöntemleri temel alınarak incelenmiştir. İncelemeler sonucu ortaya çıkan tablolardan kısaca bahsedilecek ve sonuçlar yorumlanacaktır. Tablo 1. Kongrede Yer Alan Bildirilerin Yazarların Unvanlarına Göre Dağılımı Profesör 5 Doçent 7 Yardımcı Doçent 42 Araştırma Görevlisi 9 Diğer 16 TOPLAM 79 Yukarıda yer alan tablo bildiri sayısı göze alınarak oluşturulmuştur. Birden fazla yazarı bulunan bildirilerde bildiride adı ilk geçen yazar dikkate alınarak kategoriler altında toplanmıştır. Tablo dan anlaşılacağı üzere, kongreye gönderilen bildirilerin yazarları unvana göre en çok yardımcı doçentlerden oluşmaktadır. Alanlarında akademik çalışmalarını artırmak düşüncesiyle yardımcı doçentlerin katılımının fazla olması diğer kongrelerde de beklenebilir bir özelliktir. Profesör ve doçentlerin kongreye bildiriyle katılımlarının sayısı birbirlerine yakındır. Tabloda göze çarpan bir özellikte araştırma görevlilerinin katılım sayısıdır. Bunun nedeni ise, alanında genç araştırmacılar olan araştırma görevlilerinin kongreye bildiri ile katılımının sayıca daha fazla olması beklenebilir. Görülen o ki bu beklentiler günümüzde karşılanamamaktadır. Eğitim denetimi alanında çalışma yapan araştırma görevlileri sayısının yeterince olmaması, araştırma görevlilerinin daha büyük çaplı kongrelerde yer almak üzere bildirilerini yollamaları, vb. durumlar bu sayının nedenleri arasında görülebilir. Son olarak diğer kategorisi altında yer alan meslek gruplarından söz etmek gerekir. Bu kategoride eğitim denetmenleri, okul müdürleri, öğretmenler ve lisansüstü öğrencileri yer almaktadır. Toplam bildiri sayısına oranla diğer kategorisinden kongreye olan katılımın kabul edilebilir oranda olduğu söylenebilir. TEM-SEN 39

40 Tablo 2. Kongrede Yer Alan Bildirilerin Yazar Sayıları Tablo 3. Kongrede Yer Alan Bildirilerin Konu Alanları Yazar Sayısı Bildiri Sayısı Tek Yazarlı 23 İki Yazarlı 28 Üç Yazarlı 19 Dört Yazarlı 4 Beş Yazarlı 4 Altı Yazarlı 1 TOPLAM 79 Konu Başlıkları 1. Eğitim denetmenlerinin seçilmesi, yetiştirilmesi ve yerleştirilmesi 2. Eğitim denetmenlerinin denetim ile ilgili bazı alanlarda yeterlikleri 3. Eğitim denetmenlerinin farklı alanlarda olan becerileri ve kişilik özellikleri 4. Denetim sisteminde yer alan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri En Fazladan Aza Doğru Kongrede yer alan bildiriler yazar sayıları bakımından da incelenmiştir. Bunun sonucunda çok yazarlı bildirilerin toplam bildiri sayısına oranla az sayıda olduğu görülmektedir. Daha çok tek ve iki yazarlı bildiriler yer almaktadır. Tablodan yola çıkarak ortak çalışmaların bireysel çalışmalara göre fazla sayıda olduğu açıkça görülmektedir. Yapılan değerlendirmenin diğer kıstaslarından birisi de kongreye gönderilen bildirilerin konu alanlarına göre dağılımı olarak belirlenmiştir. Hazırlanan tabloda kongrede en çok yer alan konu alanları yer almaktadır. Bu konu alanlarının dışında kalanlar sayıca bir ya da iki bildiri olarak yer aldıkları için tabloya eklenmemiştir. Bunun sonucunda kongrede yer alan bildirilerin konu alanlarının dağılımında en çok dikkat çeken dört konu alanı bulunmuş ve tablo haline getirilmiştir. Eğitim denetmenlerinin farklı yönleriyle ele alınmasına ilişkin çalışmaların çokluğu IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi nin çarpıcı özelliklerinden birisi olmuştur. Kongreye gönderilen birçok bildiride yer alan konu, eğitim denetmenlerinin seçilmesi, yetiştirilmesi ve yerleştirilmesidir. Bunun ardından eğitim denetmenlerinin denetim ile ilgili bazı alanlarda yeterlikleri, farklı alanlarda olan becerileri ve kişilik özellikleri gelmektedir. Denetim sisteminde yer alan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin sunulması da üzerinde durulan bir diğer konu alanı olarak dikkat çekmektedir. 40 TEM-SEN

41 Tablo 4. Kongreye Üniversitelerin ve Diğer Kurumların Katılımı Sıra No Üniversite Adı Sayı 1 Dumlupınar Üniversitesi 1 2 Düzce Üniversitesi 2 3 Ege Üniversitesi 1 4 Erciyes Üniversitesi 1 5 Fırat Üniversitesi 2 6 Gazi Üniversitesi 4 7 Gaziantep Üniversitesi 3 8 Gaziosmanpaşa Üniversitesi 1 9 Harran Üniversitesi 1 10 İnönü Üniversitesi 2 11 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 3 12 Karabük Üniversitesi 1 13 Karadeniz Teknik Üniversitesi 1 14 Konya Üniversitesi 2 15 Maltepe Üniversitesi 2 16 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 3 17 Mersin Üniversitesi 2 18 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 6 19 Muş Alparslan Üniversitesi 2 20 Nevşehir Üniversitesi 1 21 Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1 22 Pamukkale Üniversitesi 5 23 Trakya Üniversitesi 1 24 TODAİE 2 25 Uludağ Üniversitesi 3 26 Uşak Üniversitesi 1 27 Diğer Kurumlar (MEB e bağlı kurum ve kuruluşlar) 25 TOPLAM 79 Yukarıda yer alan tablo gönderilen bildirilerde isimleri yer alan katılımcıların ait oldukları üniversiteler temel alınarak yapılmıştır. Üniversitelerin katılım durumu belirlenirken o üniversiteye bağlı katılımcı başına değil, bildiri sayısı göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Bunun nedeni ise, farklı bir bildiri gönderilmiş ve kongre programında yer almış olmasıdır. Böylece bulunulan üniversitenin katılım sayısı artmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı ilkokul ve ortaokullar, müdürlükler, başkanlıklar ve merkezler ise tek başlık altında toplanmıştır. Bunun nedeni ise bağlı oldukları kurum adıyla ortak yönlerinin olmasıdır. TEM-SEN 41

42 Tablo incelendiğinde, IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi ne en fazla katılımın kongreyi düzenleyen üniversite olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi nden geldiği görülmektedir. Daha sonrasında yüksek ihtimalle Muğla ya yakın olmasından dolayı Pamukkale Üniversitesi katılım gerçekleştirmiştir. Bu iki üniversitenin ardından Gazi Üniversitesi yüksek katılım gösteren üniversite olmuştur. Diğer yüksek katılım gösteren üniversiteler ise; Gaziantep Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi olmuştur. Tablodan çıkarabilecek sonuçlar arasında ulaşım kongrelere katılımda büyük önem taşıdığı yer almaktadır. Kongrenin gerçekleştirildiği üniversite ve yakınlarında yer alan üniversitelerden gerçekleşen katılım bu kongre için toplam katılımın yaklaşık %10 una tekabül etmektedir. Bu nedenle ulaşımın kolay olmasının katılım düzeyini etkilediği söylenebilir. Bunun dışında ülke çapında gelişmiş üniversiteler olarak bilinen üniversitelerin katılımının düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Örneğin; Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi gibi üniversitelerden herhangi bir katılımcı bulunmamaktadır. Tablo 5. Kongrede Yer Alan Bildirilerin Araştırma Yöntemlerine Göre Sayıları Bildiri Yöntemi Sayısı Nitel 47 Nicel 32 Nitel / Nicel - TOPLAM 79 Son olarak kongrede yer alan bildiriler veri toplama araçları ve veri analiz yöntemleri temel alınarak değerlendirilmiştir. Araştırmaların dayandırıldığı temel felsefeler dikkate alınarak üç ana sınıflandırma türü oluşturulmuştur. Bunlar; tabloda da görüldüğü gibi nitel, nicel ve bunların birlikte kullanıldığı karma yöntem olarak belirlenmiştir. Sosyal bilimlerde çağımızın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek, soruların yanıtlarını daha uygun alabileceğimiz araştırma yöntemi olarak görülen nitel araştırma yöntemlerine dayandırılan çalışmaların nicel araştırmalara oranla sayıca fazla olduğu görülmektedir. Birçok değişkenin bulunduğu eğitim denetimi alanında yapılan araştırmaların nitel yönteme dayandırılması ihtiyaçların bu araştırma yöntemi ile karşılanabildiğinin bir göstergesi sayılabilir. Çalışmanın başında kongre kapsamında bildirilerin dışında iki panel, iki çalıştay ve 1 söyleşi olduğu belirtilmişti. Son olarak kongrede yer alan bu bilim etkinliklerinin kısaca bir değerlendirilmesi yapılacaktır. İlk panel, Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması: Güncel Sorunlar ve Yönelimler başlığıyla Prof. Dr. Yüksel KAVAK başkanlığında gerçekleşmiştir. Bu panelde Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Veli DEMİR, Eğitim-Birsen Genel Sekreteri Ahmet ÖZER ve Türk Eğitim- Sen Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yaşar ŞA- HİNDOĞAN yer almıştır. Ayrıca Eğitim-Sen temsilcisi panele davet edilmesine rağmen katılmamıştır. Sendikaların gözünden Eğitim Sisteminin yeniden yapılandırılması ve eğitimin güncel sorunlarına dair görüşlerin paylaşıldığı bu ortamda, çok yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı bir tartışma ortamı yaşanmıştır. Eğitim-Birsen ile Eğitim-İş ve Türk Eğitim-Sen arasındaki görüş farklılığı çok belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Eğitim Yönetimi Ve Denetiminde Yeni Eğilimler başlıklı ikinci panelde ise Prof. Dr. Ahmet DUMAN başkanlığında görüşler su- 42 TEM-SEN

43 nulmuştur. Bu panelde de Prof. Dr. Hüseyin BAŞAR, Prof. Dr. Feyzi ULUĞ, Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN ve MEB temsilcisi Durmuş GÖKMEN fikirlerini katılımcılarla paylaştılar. YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN ve MEB Temsilcisi Durmuş GÖKMEN, Eğitim yönetimi ve denetiminde yaşanan değişiklikleri daha olumlu ve destekler nitelikte görüşler ileri sürerken, Prof. Dr. Feyzi ULUĞ ve Prof. Dr. Hüseyin BAŞAR daha eleştirel bir bakış açısıyla değişiklikleri ele almışlardır. Düzenlenen çalıştaylardan birincisi Prof. Dr. Erdal TOPRAKÇI ve Doç. Dr. Feyyat GÖKÇE başkanlığında yürütülmüştür. Eğitim Denetiminde Rehberlik başlıklı çalıştayda eğitim denetmenlerinin rehberlik görevleri üzerinde detaylı bir şekilde tartışılmıştır. İkinci çalıştayda ise Prof. Dr. Hüseyin BA- ŞAR ve Yrd. Doç. Dr. Murat GÜLCAN başkanlığında Eğitim Denetiminin Yeniden Yapılandırılması: Sorunlar ve Çözümler üzerine tartışılmıştır. Bu çalıştayda öncelikle denetimin amaçlara örtüşür şekilde düzenlenmediği, çok başlı bir yapının olduğu, okullar dışındaki kurumların denetmelerin görevlerini yapmalarına engel olduğu ve branş denetiminin sağlıklı yapılamadığı gibi sorunlar belirlenmiştir. Bu sorunlara çözüm önerisi olarak denetimin, bakanlığa bağlı tek bir çatı altında toplanması gerektiği belirtilmiştir. Bölgelerin oluşturulması ve bu bölgelerde uzmanlaşmaya dayalı olarak (inceleme ve soruşturma, rehberlik, teftiş) birimlerin oluşturulması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca rehberlik ve teftiş birimlerinde branşa dayalı uzmanlaşmanın sağlanmasının önemli olduğu üzerinde durulmuştur. Çalıştayda yer alan diğer bir başlık Eğitim Denetmenlerinin Yetkileri olmuştur. Bu başlık altında eğitim denetmenlerinin yetkileri ile ilgili olarak bazı öneriler sunulmuştur. Genel olarak eğitim denetmenlerinin yetkilerinin bölge düzeyinde tanımlanması hususunda görüş belirtilmiştir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ile yetkiler, okul yöneticileri ve okullarla ilgili yetkiler ve öğretmenlerle ilgili yetkiler başlıkları altında toplanarak olması gerekenler önerilmiştir. Çalıştayda odaklanılan son konu başlığı ise Eğitim Denetmenlerinin Sorumlulukları İle İlgili Sorunlar ve Çözümler olarak belirlenmiştir. Denetmelerin sorumlulukları öğrencilere, öğretmenlere, öğrenci velilerine, topluma ve üst yöneticiye karşı sorumlulukları şeklinde belirlenmiş ve maddeler halinde sıralanmıştır. Bu sorumluluklardan birkaçı; eğitim ortamlarının iyileştirilmesi için gayret göstermek, öğretmenlere değerli olduğunu hissettirmek, özgüveni yüksek, sağlıklı kişiliğe sahip öğrenci yetişmesini sağlamak, verilen emir ve görevlerin yapılmasında özenli olmak olarak belirlenmiştir. Son olarak kongrede yer alan söyleşide ise, kongrenin onur konuklarından Prof. Dr. Kemal GÜÇLÜOL katılımcılarla bir araya gelmiştir. Kongre değerlendirme toplantısında edinilen izlenimlerden yola çıkarak kongrenin düzenlenmesi ile ilgili katılımcıların şikâyet ya da sorunlarının olmadığı görülmüştür. Bir sonraki kongrenin nerede yapılacağına ilişkin adayların değerlendirilmesi ve yapılan oylamalar sonucunda V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongre sinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi nde yapılmasına karar verilmiştir. TEM-SEN 43

44 V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi Sendikamızca her yıl bir üniversite ile birlikte düzenlenen Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi nin beşincisinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde yapılması IV. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi sonunda kararlaştırılmıştı. Konuyla ilgili Genel Başkanımız Mehmet PINARDAĞ, Genel Sekreterimiz Nermin TAŞCIOĞLU ve Mali İşler Sekreterimiz Yusuf Ziya ACUN tarafından Kahramanmaraşta yapılan iki günlük görüşmeler sonunda KSÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Niyazi CAN la birlikte V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresi ortak protokolü imzalandı. Ana teması Eğitim ve Eğitim Denetiminde Yeni Paradigmalar olan V. Uluslararası Katılımlı Eğitim Denetimi Kongresinin Haziran 2013 tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Kongreye Türkiye nin değişik üniversitelerinden ve kurumlarından 300 civarında bilim adamı ve araştırmacının katılacağı ve eğitim sistemlerindeki gelişmeleri, öğretmen, yönetici, eğitim denetmeni ve öğrencilerin beklenti ve sorunları ile eğitim denetimindeki yeni paradigmaları konu alan araştırmaların bildiri olarak sunulacağı düşünülmektedir. ANA TEMA: EĞİTİM VE EĞİTİM DENETİMİNDE YENİ PARADİGMALAR KONU BAŞLIKLARI Eğitim sisteminde yeni eğilim ve uygulamalar, Karşılaştırmalı eğitim denetimi, Eğitim denetiminde danışmanlık ve koçluk, Denetçi/Denetmen ve denetlenen ilişkileri, Eğitim sorunları, Eğitim denetiminde yapısal/örgütsel ve süreçsel sorunlar, Eğitim denetiminde insangücü ve istihdam politikaları. Kongrenin detaylı bilgileri için: 44 TEM-SEN

45 Eğitim Denetiminde Yapısal Arayışlar Çalıştayı Sendikamızca 10 Ocak 2012 Salı günü Ankara da düzenlenen EĞİTİM DENETİMİNDE YAPISAL ARAYIŞLAR ÇALIŞTAY ı yapılmıştır. Çalıştaya eğitimciler, akademisyenler, bürokratlar, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve uygulamacılar katılmıştır Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası Başkanı Mehmet PINARDAĞ yaptığı açılış konuşmasında: Değerli Katılımcılar Kar kış, uzak yakın demeden sadece ve sadece eğitime hizmet sevdası ile kalkıp, burada bir araya gelen seçkin eğitim önderlerini en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Eğitim Denetiminde Yapısal Arayışlar Çalıştayı mızın başarılı geçeceğinden emin olarak, katılımcılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı arz ediyorum. Yaşadığımız çağda zaman daha hızlı geçiyor. Kurumlar, kuruluşlar, sistemler, yöntemler akşamdan sabaha yaşlanıyor/ eskiyor ve doğal olarak değişiyor. Değişmeyen tek gerçek değişim. Değişmeye ve yenileşmeye karşı durmak imkânsız hale geldi. Ne güçlü devletler, ne güçlü devlet adamları ve ne güçlü yönetim biçimleri durabiliyor değişim gücü önünde. Değişimi izlemeye yetişemiyoruz. TEM-SEN olarak, Eğitim Denetiminde Yapısal Arayışlar Çalıştayı düzenleme ihtiyacı duyduk. Milli Eğitim Bakanlığında 170 yıllık geçmişi olan ve bu süreçte Türk Milli Eğitimine çok önemli hizmetlerin verilmesine zemin hazırlayan rehberlik ve denetim yapılanması/ sistemi misyonunu tamamlamış, son kullanım tarihini geride bırakmıştır. Değişik zamanlarda sisteme çeki düzen verilmeye çalışılmıştır Haziranında 5984 Sayılı kanun çıkarılmış ve önemli değişiklikler getirmiştir yılında 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname devreye girmişse de yapılanlar yapısal değişiklikler olmadığından sorunlara kalıcı çözüm getirmemiştir. Bu nedenle sorunlar halen devam etmektedir ve arayışlar da sürmektedir. TEM-SEN 45

46 652 Sayılı KHK ile yapılan en son düzenlemede: Bakanlık Teftiş Kurulu kaldırılmış, yerine Rehberlik ve Denetim Başkanlığı kurulmuştur kişiden oluşan denetçiler bu başkanlığa bağlanmıştır. Bakanlık Müfettişliği ismi Eğitim Denetçiliğine dönüştürülmüş, görev alanları somut olarak daraltılmıştır. Eğitim Müfettişlerinin ismi İl Eğitim Denetmeni yapılmış, görev alanlarına ortaöğretim kurumlarıyla il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri ilave edilerek ciddi şekilde iş hacimleri artırılmıştır. MEB de rehberlik ve denetim hizmetlerinin %99 luk kısmını gerçekleştiren ve bugün adına il eğitim denetmeni denilen birimin, Rehberlik ve Denetim Başkanlığına bağlanmamasının nedeni de anlaşılamamıştır. İlde bulunan tüm resmi ve özel eğitimöğretim kurum ve kuruluşlarının rehberlik denetim görevleri yüklenen birim için baş denetmenlik unvanı verilmemiştir. Bu unvanın iş disiplini açısından gerekli olduğu tartışılamaz. Buna rağmen il eğitim denetmenleri için neden düşünülmediği düşündürücüdür. Bugün gelinen noktada rahatlıkla söylenebilir ki, MEB Denetim ve Rehberlik hizmetlerinden ne öğretmenler ne yöneticiler ne de deneticiler memnundur. Bakanlık yetkililerinin memnun olduğunu söylemekte mümkün değildir. Bu gün alanda hizmet vermeye çalışan denetim elemanlarının iş doyumundan moral ve motivasyonundan söz etmekte imkânsız. Gayrı memnunlar dizisi içerisinde bir husus daha var ki beklide en düşündürücüsüdür. Üzülerek ifade ediyorum, denetim birimlerimiz birbiriyle uğraşmak için harcadıkları enerjiyi işlerine harcamış olsalardı eğitimde kalite başka bir boyutta olabilirdi. Bu değerlendirmeyi yaparken kesinlikle kişilerden bahsetmiyorum. Mevcut yapının/sistemin sonuçlarından bahsediyorum. Çünkü sistem kişileri yönlendirebiliyor, davranışlarını etkileyebiliyor. MEB Denetim birimleri keşke: Seksen üç başlı olmasaydı. Birbirlerini destekleyip tamamlayabilseydi. Birimler arası koordinasyonu sağlanabilseydi. Bilimsellik, uzmanlaşma, branşlaşma, deneyim gibi özellikler bir arada toplanabilseydi. Bugünkü gibi alana ya çok uzakta uzakta ya da iç içe olmasalardı. MEB denetim alt sisteminin işlevselliğini, verimliliğini, etkinliğini, objektifliğini ve ekonomikliğini yitirdiğini ve mutlak surette yeniden yapılanması gerektiğini ve hatta nasıl yapılanması gerektiğini: ve 18. Milli Eğitim Şuraları görüşerek karara bağlamıştır. Şuralarda öne çıkan kararlar MEB denetim birimlerinin tek çatı altında toplanması gerektiği yönündedir. Öğretmen sorunlarını belirlemek amacıyla oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu sonuç raporunda da MEB denetim birimlerinin birleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Eğitim Bilimcilerimizin görüş, düşünüş ve tespitleri de denetim birimlerinin bütünleştirilmesi yönündedir. 17. Milli Eğitim Şurasında Eğitimde Nitelik başlığı altında 89. madde ile çok önemli bir karar daha alınmıştır. Karara göre: pek çok hizmet birimi yerel yönetimlere aktarılmalı ancak, Stratejik planlama, yönlendirme,denetim hizmetleri merkeze bağlı olmalıdır. Bugüne dek denetim biriminin illerde istihdam edilmesinin sakıncaları ve sancıları hala hissedilmektedir. Görüldüğü gibi Milli Eğitim Bakanlığı denetim yapılanması ve işleyişinde ciddi sorunlar vardır. Bu sorunlar eğitimde kaliteyi doğrudan etkilemektedir. Sorunun çözümünde yani MEB denetim yapısının çağdaş, bilimsel ve ülkemiz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesi zaruret halini almıştır. Bu gün burada bir araya gelen seçkin eğitim önderlerimizin MEB denetim 46 TEM-SEN

47 modelini yeniden yaratacaklarına inanıyoruz. Eğitim Kamuoyu bizlerden bunu bekliyor. Çalışmaların başarılı geçmesi dileğimle saygılarımı sunuyorum dedi. Çalıştay TODAİE öğretim üyesi Prof. Dr. Feyzi ULUĞ un moderatörlüğünde yürütülmüştür. Çalıştay sürecinde daha ayrıntılı değerlendirmeler için; Eğitim Denetiminde Kapsam ve Süreç Değerlendirme Çalışma Grubu Eğitim Denetiminde Örgütsel Yapılanma Çalışma Grubu Eğitim Denetiminde Soruşturma Çalışma Grubu olmak üzere üç işlik grubu oluşturulmuştur. Her işlik çalışma grubu demokratik bir tartışma platformunda ele aldığı konuyu öngörülen alt başlıklara bağlı kalarak irdelemiştir. Yöntemsel olarak, işlik çalışma gruplarında her konuyla ilgili belirli kararlar alınmasından öte, konuyla ilgili farklı düşüncelerin ortaya konulması ve tartışılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla, dile getirilen görüşler tartışmaya açılırken, katılımcı profili de dikkate alınarak karar oylamasından kaçınılmıştır. İlgili konular daha çok öne çıkan eğilimlerden hareketle tartışmaya açılmış, bu arada farklı görüş ve düşüncelerin de ortaya konulması sağlanmıştır. Çalıştayda dile getirilen görüşlerden derlenen bir seçki aşağıda verilmektedir. TEM-SEN 47

48 EĞİTİM DENETİMİNDE YAPISAL ARAYIŞLAR ÇALIŞTAYI GÖRÜŞLER SEÇKİSİ 1. Denetim merkeze bağlı olmalı ve bölgesel yapılandırılmalıdır. 2. Tek başlı denetim olmalı, denetçilerle denetmenler Eğitim Müfettişliği adı altında birleştirilmelidir. 3. İş yoğunluğu çok olduğundan nimet külfet dengesi sağlanmalıdır. 4. Değişen öğretim programları, eğitim felsefesi ve gelişen ihtiyaçlar ve buna uygun yöntem ve ilkeler doğrultusunda müfettişlerin bu ortama uyumu sağlanmalıdır. 5. Ders denetimi periyodik olarak yapılmamalı ihtiyaç odaklı bir düzenlemenin yapılması gerekir. Ders denetimi konu odaklı olmaktan çıkarılıp beceri odaklı hale getirilmelidir. 6. Kurumsal standartlar geliştirilmeli, öğretmen yeterlilikleri ön plana alınmalı, güven esasına dayalı, öz denetimli, gelişimsel bir model oluşturulmalıdır. 7. Eğitim denetimi rehberlik esasına dayalı ve okuldaki öğrenme sürecine odaklı gelişimsel bir anlayışa sahip olmalıdır. 8. Performansa dayalı çoklu değerlendirme modelleri geliştirilmelidir Sayılı KHK.nin denetçi/denetmenlerin iş yükünün fazla olmasından dolayı soruşturma rollerini daha pasif bir şekilde ele aldığı, rehberlik ve denetim boyutunu ön plana çıkarması yerinde olmakla birlikte soruşturmacı rolünün de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. 10. Denetçi/denetmenlerin soruşturmacı görevinin yanında eğitim yönetici ve deneticisi yönünün de bulunması hasebiyle eğitim çalışanlarının soruşturmalarını eğitimci penceresinden bakarak soruşturma görevlerini yapmaya devam etmeleri gerekmektedir. 11. Denetçi/denetmen yaptıkları dosyalar üzerinden performans değerlendirmesine tabi tutulmalıdır. 12. Bireylerin eskiye oranla bilgiye daha fazla ulaşması, hak arama çabası içerisine girmesi soruşturma sayısını artırmaktadır. Kurum ve disiplin amirlerinin soruşturma/incelemeyi gerektirmeyen konuları soruşturma/inceleme konusu yapması da görev yükünü artırmaktadır. 13. Denetçi/denetmen rolleri içerisinde soruşturma görevinin getirdiği iş yükünü azaltmak amacıyla uzmanlığı gerektirmeyen ve kapsamlı olmayan inceleme/ soruşturmalar muhakkikler eliyle yürütülmelidir. 14. Muhakkik olarak görevlendirilen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerinin kendi ilçeleri, okul müdürlerinin ise kendi okullarında inceleme/soruşturma görevini yürütmeleri, başka ilçe ve başka okullarla ilgili görev verilmemelidir. 15. Eğitim sisteminde muhakkikler tarafından yürütülen inceleme ve soruşturmaların nesnelliği ve demokratikliği ile ilgili endişeler taşınmaktadır; bu anlamda inceleme ve soruşturmaların nesnelliği ve demokratikliği konusunda hakkında inceleme/soruşturma yapılanların kaygılarının en aza indirilmesine dikkat edilmedir. 48 TEM-SEN

49 KATILIMCILAR Prof. Dr. İnayet AYDIN Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Feyzi ULUĞ TODAİE Prof. Dr. Songül ALTINIŞIK TODAİE Prof. Dr. Kamil Ufuk BİLGİN TODAİE Prof. Dr. Ata TEZBAŞARAN Mersin Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Kemal KAYIKÇI Akdeniz Üniversitesi Yrd. Doç. Celal GÜLŞEN Nevşehir Üniversitesi Dr. Vahap ÖZPOLAT Talim Terbiye Kurulu Başkan Vekili Cemal TAŞAR Milletvekili İbrahim ER Danıştay Üyesi Nurettin KONAKLI MEB. Strateji Geliştirme Başkanı Durmuş GÖKMEN MEB İç Denetçi Birimi Başkan Yardımcısı İsmail ADAR Rehberlik ve Denetim Başkanlığı Başkan Yardımcısı Ahmet AKBAŞ Milli Eğitim Denetçisi Metin ÇAKIR Milli Eğitim Denetçisi Sait TÜRETKEN Milli Eğitim Denetçisi İlhami KESİCİ Milli Eğitim Denetçisi Zekayi KARAKURT Milli Eğitim Denetçisi Osman YILMAZ İzmir İl Eğitim Denetmenleri Başkanı Vaiz DOĞAN Gaziantep İl Eğitim Denetmenleri Başkanı Mustafa BERBER Ankara İl Eğitim Denetmenleri Başkan Yrd. Rahmi ÜNAL Samsun İl Eğitim Denetmenleri Başkan Yrd. Emine BOZKURT İl Eğitim Denetmeni Nermin SÜĞLÜN İl Eğitim Denetmeni Fehimdar ÇİFTÇİ İl Eğitim Denetmeni Cemil ALPER İl Eğitim Denetmeni Temel KESER İl Eğitim Denetmeni Ramazan ÇETİNDAĞLI Talim Terbiye Kurulu Başkanı (Emekli) Ahmet KASAPÇOPUR MEB Baş Müfettişi (Emekli) Sabri KIRLI MEB Baş Müfettişi (Emekli) Muzaffer CANIDEMİR Eğitim Müfettişi (Emekli) Ayten ANIK Okul Müdürü Ayten Zehra PEKDEMİR Okul Müdürü Adem BEYHAN Öğretmen Burçak ERTAŞ Öğretmen M. Yaşar ŞAHİNDOĞAN TÜRK EĞİTİM- SEN Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri Selahattin ÖZDEMİROĞLU BİRLİK VAKFI Ankara Başkanı Gürkan AVCI DES Genel Başkanı Adem ÇİLEK EYUDER Genel Başkanı Mehmet PINARDAĞ TEM-SEN Genel Başkanı Nermin TAŞCIOĞLU TEM-SEN Genel Sekreteri Yusuf Ziya ACUN TEM-SEN Mali İşler Sekreteri TEM-SEN 49

50 MUSTAFA KEMAL İN KAĞNISI Yediyordu Elif kağnısını, Kara geceden geceden. Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu, Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar, İnliyordu dağın ardı, yasla, Her bir heceden heceden. Mustafa Kemal in kağnısı derdi, kağnısına Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı. Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik, Nam salmıştı asker içinde. Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü, Doğrulmuştu yola önceden önceden. Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif, Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar, Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı, Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra, Gecenin ulu ağırlığına karşı, Hafiftiler, inceden inceden. İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri, Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim. Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına. Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti, Niceden, niceden. Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu, Nazar mı değdi göklerden, ne? Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez. Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur, Nasıl durur Mustafa Kemal in kağnısı? Kahroldu Elifçik düşünceden düşünceden. Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş, Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni. Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin, Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım. Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır, Düşerim gerilere, iyceden iyceden. Kocabaş yığıldı çamura, Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar, Örtüldü gözleri örtüldü hep. Kalır mı Mustafa Kemal in kağnısı bacım? Kocabaş ın yerine koştu kendini Elifçik, Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden. FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 50 TEM-SEN

51 Denetim Haftası Kutlandı Her yıl 30 Nisan - 06 Mayıs tarihleri arasında kutlanmakta olan Denetim Haftası etkinlikleri kapsamında; Sendikamız Genel Başkanı Mehmet PINARDAĞ, Genel Sekreteri Nermin TAŞCIOĞLU, Mali İşler Sekreteri Yusuf Ziya ACUN ve meslektaşlarımızın katılımıyla Anıtkabir ziyareti yapılarak mozoleye çelenk konulmuştur. Mozeleye çelenk konulmasının ardından Genel Başkan Mehmet PINARDAĞ tarafından Anıtkabir Özel Defterine YÜCE ÖNDER Yine huzurundayız. Kullanım süresini tamamlamış MEB Denetim Sistemini sorunlar yaratan potansiyel suçlu konumdan çıkarılarak, Maliye Bakanlığında olduğu gibi M.E.B de bütüncül bir bakışla çağdaş, etkin ve verimli bir denetim fonksiyonunun yapılandırılması için geç kalınmıştır. Şimdi bunun mücadelesi veriliyor. Eğitim Müfettişliğinin İl Eğitim Denetmenliğine dönüştürülmesi sorunu çözmemiştir. Az iş yapana çok, çok iş yapan az ücret politikası da vicdanları sızlatmıştır. Bu isim de içimize sinmemiştir. Yüce Önderimiz, Eğitim ve denetim hizmetleri için en verimli ve çağdaş sistemleri hayata geçirmek ve uygulamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Rahat uyu, ruhun şad olsun yazılarak imzalanmıştır. Yine denetim haftası etkinlikleri kapsamında TEM-SEN Hatıra Ormanı oluşturmak üzere, Atatürk Orman Çiftliği Beştepe Atlı Spor Kulübü mevkiinde fidan dikimi yapılmış, doğa yürüyüşü düzenlenmiştir. TEM-SEN 51

52 ÖZET 11 Kamu görevlileri ve memurlar hakkında düzenlenen inceleme/soruşturma raporlarında getirilen tekliflerden, sonuçları itibarıyla en ağırı idari tekliflerdir. Maddi ve manevi sonuçları hem kamu görevlilerini ve memurları, hem de kurumları derinden etkileyebilir. Bu nedenle idari tekliflerin soruşturmacılar tarafından önerilmesi kadar, idare tarafından uygulanması da çok önemlidir. Bu çalışma, inceleme ve soruşturma raporlarında idari teklif getirirken soruşturmacılara, uygularken de idareye ışık tutma amacını taşımaktadır. Anahtar Sözcükler: İdari teklif, kamu yararı, hizmetin gereği, görev değişikliği, görev yeri değişikliği, görevden uzaklaştırma 1. Giriş İnceleme ve Soruşturma Raporlarında İdari Teklif Memurlar, kamu görevlileri veya kurumlarla ilgili olarak yönetimce alınması gereken önlemleri düzenleyen öneriler, inceleme/ soruşturma raporlarında idari teklifler olarak yer almaktadır. İdari teklifler, tanımdan da anlaşılacağı üzere, yönetimce alınması gereken idari önlemleri kapsar. Kişilerin ve kurumların çalışmalarını doğrudan etkiler. Kimi zaman sonuçları çok ağır olabilir. İdari tekliflere bağlı olarak yapılan idari işlemlerde amaç; kamu yararıdır. Bir başka anlatımla kamu hizmetinin, kamu görevlilerince görevlendirildikleri yerde daha rasyonel, daha etkin biçimde yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu nedenle, idari tekliflerin disiplin cezası gibi anlaşılıp, kullanılmaması gerekir. İnceleme/soruşturma raporlarında, kişiler ya da kurumlar hakkında idari teklif getirilirken; doğruluk kazanan eylemin boyutu, kamuya yararı veya zararı, kurumun gelişmesine yapacağı etkiler, eylemle doğrudan bağlantısı olmayan kişilerin yaşamında oluşturacağı 10 İstanbul Eğitim Müfettişi Necmi KÖYCÜ 10 değişiklikler ya da görevde kalmaya devam etmenin doğuracağı sakıncalar dikkate alınmalıdır. Bu yönüyle idari teklifler çok boyutlu düşünülerek getirilmesi gereken tekliflerdir. Hiçbir zaman önerilen cezadan daha etkili bir yaptırım niteliğine dönüşmemelidirler. Yürüttüğü görev ile bağdaşmayacak ve kendisine duyulan güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışları soruşturma raporu ile saptanan kamu görevlilerinin, durumlarına uygun başka bir göreve atanmaları hukuka uygundur. Ancak, bir kamu görevlisinin, yapılan soruşturma sonucunda naklen atanmasının kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden zorunluluk arz ettiği durumlarda, aile birliğinin korunması ilkesiyle, kamu hizmetinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi gereği arasında bir denge kurulması zorunludur. Danıştay, kamu görevlileri hakkında nakil sebepleri bulunmakla birlikte, nakil işleminin tesisi sırasında eş durumunun gözetilmemesini hukuka uygun bulmamaktadır. Anayasa Mahkemesine göre: kamu hizmeti, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinmeleri karşılamak, kamu yararı ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir. Toplumsal yaşamın zorunlu gereksinmelerini karşılayan hizmetler, nitelikleri gereği kamu hizmeti olarak görülmüştür. Düzenlilik ve süreklilik kamu hizmetinin önemli öğelerinden birini oluşturmuştur. Çünkü bunun yokluğu toplum yaşamını altüst eder. Bir kamu hizmeti, ülke çapında, tüm halkın gereksinmesine yanıt verebileceği gibi; belli bir yörede belli bir topluluğun gereksinmesini de karşılayabilir. Başka bir anlatımla, hizmetin ülkesel, yöresel veya toplumun bir kesimi için söz konusu olması, onun kamu hizmeti olma niteliğini etkilemez Bu nedenle kamu görevlileri, görevlerini kamunun yararını gözeterek ve belirlenen normlara 52 TEM-SEN

53 uygun olarak (yapılması gerektiği gibi yaparak) yerine getirmek zorundadırlar. Memurlar ve kamu görevlileri hakkında idari teklif getirilmesi için, ileri sürülen iddiaların mutlaka disiplin cezasını gerektiren iddialar olması gerekmez. İddialar, kamu hizmetinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesini, kamu görevlisine güven duyulmasını veya farklı bir ortamda çalışmasının yeniden değerlendirilmesini gerektiriyorsa da, memurlar ve kamu görevlileri hakkında idari teklif getirilebilir. Ancak, idari teklif getirilirken, memur veya kamu görevlisi için eş, sağlık ve öğrenim durumu gibi hususların göz önünde tutulması Anayasal ve yasal bir zorunluluktur. Soruşturma raporları ile getirilen adli, disiplin, mali ve idari önerilerden, sonuçları itibarıyla memurlar ve kamu görevlilerinin yaşamlarını en çok etkileyeni, idari yönden getirilen önerilerdir. Adli ceza önerilerinin ceza mahkemelerinde, tazmin/mali önerilerin hukuk mahkemelerinde, disiplin cezası önerilerinin disiplin kurullarında yeniden incelenme şansı varken, idari öneriler için böyle bir olanak yoktur. Uygulanan hatalı, hukuka aykırı idari bir işlemin, düzeltilmesi veya yok hükmünde olabilmesi ancak idari yargı denetimi ile mümkündür. Bu da zaman alıcı, moral ve psikolojik sonuçları olan bir iştir. Memurlar ve kamu görevlileri ile ilgili olarak inceleme/soruşturma raporlarında getirilen idari tekliflerin uygulanmasında kamu yararı ve hizmetin gereği biçiminde iki önemli kavram öne çıkmaktadır. 1.1 Kamu Yararı Bazı hukukçulara göre kamu yararı; Toplumun genel/ortak çıkarının nasıl belirleneceği?, Hangi araç ve yöntemlerle gerçekleştirileceği? sorularının yanıtıdır. Aynı zamanda bir faaliyete kamusal nitelik kazandıran, hukuka uygunluğun ölçütü olarak kullanılan bir kavramdır. Ancak, çok işlevli bir kavram olması, kamu yararının tanımını ve içeriğini belirlemeyi güçleştirmektedir. Kamu yararı, temelde kişiye ilişkin değil, kişilerin bir arada yaşayarak oluşturdukları toplumun varlığını sürdürmesine ilişkin çıkardır. Bir faaliyetin kamu hukukuna uygunluğunun bir ölçütüdür. Temel hakların sınırlandırılmasında başvurulan başlıca nedenlerden birisidir. Kamu yararının gerektirdiği durumların belirlenmesi yasakoyucunun takdir alanı içinde değerlendirilmelidir. Kuşkusuz, yasakoyucu takdir alanına giren değerlendirmelerde anayasal ilkelere uygun düzenlemeler yapmak zorundadır. (Anayasa Mahkemesi, Esas Sayısı: 1992/22, Karar Sayısı: 1992/40, Karar Günü: ) İdarenin takdir yetkisini kullanırken aynı durumda olan personel arasında ayrım gözetmeden, eşit bir şekilde, objektif olarak işlem tesis etmesi gerekir. (Danıştay 11. D , E:2000/8963, K:2003/1623) Anayasa koyucu, hukuk devletinin bir gereği olarak kamu yararıyla kişi haklarını bağdaştırmaya çalışmış, hukuka uygun olarak kazanılmış hakları korumayı öngörmüştür. Demokratik hukuk devletinde, hangi amaçla olursa olsun, sınırlamalar belli bir özgürlüğün kullanılmasını bütünüyle kaldıracak düzeyde olamaz ve amaçla sınırlama arasında adil bir orantı mutlaka bulunur. Bir sınırlama ölçütü olan kamu yararı kavramı, her ne kadar, soyut bir kavram ise de; hakkına getirilecek sınırlama, cezalandırma sonucu doğuruyor ve devlete olan güveni sarsıyorsa, o sınırlamanın kamu yararına olduğundan söz edilemez. (Danıştay 1. D , E.89/130, K.89/112 ) Kamu yararının gerektirdiği düzenlemeleri yapmak, çareleri düşünüp önlem almak, yasakoyucunun en doğal hakkı ve ödevidir. Yeter ki düzenlemeler yapılırken doğrudan doğruya amaçlanan hizmetin gerekleri göz önünde tutulmuş, istenen nitelik ve kısıtlamalarla hizmet arasında gerçeklere uygun, nesnel ve zorunlu bir neden sonuç bağı kurulmuş olabilsin. (AYM, E: 1992/40, RG: ,s.14) Kamu yararı; kişinin ve toplumun huzur ve refahını sağlamak anlamına gelir ve iki kavram üzerine kuruludur. Bunlar, düzen ve adalettir. Anayasaya göre bu, Devletin başta gelen ödevidir. Soruşturmacılar, yürüttükle- TEM-SEN 53

54 ri inceleme ve soruşturmalarda getirecekleri idari teklifleri, önce kamu yararı açısından değerlendirmelidirler. Bu değerlendirme, bütün kamu görevlileri için ayrım gözetmeyen ve eşit uygulanan ölçütlere bağlı olmalıdır. İdari tekliflerle getirilecek kısıtlamalar, sınırlandırmalar ve değişiklikler adaletli ve kamu düzenini korumaya yönelik olmalıdır. Uygulanması istenilen idari yaptırım, kamu yönetimine olan güveni sarsacak nitelikte olmamalıdır. Amaç, kamu hizmetinin aksamadan, hizmetin gereklerine uygun olarak sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Soruşturmacı, raporunda getirdiği idari teklifin gerekçelerini her hangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya koymalıdır. Kurumun işleyişini bozacak, yeni sorunlar doğuracak, mevcut durumundan daha geriye gitmesine yol açacak önlemler idari teklif olarak getirilmemelidir. 1.2 Hizmetin Gereği Hizmetin Gereği kavramı ile ilgili olarak yasalarda ya da düzenleyici işlemlerde yapılmış her hangi bir tanım bulunmamaktadır. Genel olarak, kamu görevlileri hakkında adli, idari veya disiplin soruşturması ile sicil ve denetim raporları sonuçlarına göre görev yerlerinin ya da hizmet alanlarının değiştirilmesi işlemidir. Bu işlem, kamu görevlilerinin olumsuzlukları ya da yetersizlikleri nedeniyle bölge ve süre kaydı aranmaksızın görevlerinin, görev yerlerinin değiştirilmesi biçiminde olabileceği gibi hizmet alanlarının değiştirilmesi biçiminde de olabilir. Kamu görevlilerinin, yaptıkları görevde ya da görev yerinde kalmalarında sakınca görülmesi veya görev, tutum ve davranışlarında yetersizliklerinin, başarısızlıklarının belirlenmesi durumunda getirilen idari tekliflerdir. Kamu görevlilerinin idari bir tasarruf yaparken, mevzuatın, üstlenilen ödevin ve yürütülen hizmetin; kural, usul ve gereklerine aykırı olarak, kendilerine izafe edilebilecek boyutta ve biçimde, ancak yine de resmi yetki, görev ve olanaklardan yararlanarak yaptıkları eylem ve işledikleri kusurları, idareden ayrılmamaları nedeniyle görevle ilgili olarak işlenen görev kusuru niteliğinde hizmet kusuru oluşturmaktadır. (Danıştay 10. D , E: 2004/1690, K:2006/7348) Hizmet kusuru, belirli bir kamu görevlisinin kişisel bir kusuru değil, kamu hizmetini görmekle yükümlü kamu idaresine, bu hizmeti yerine getirmedeki yükümlülüğü dolayısıyla yükletilen bir kusurdur. (Danıştay 10. D , E:2006/6131, K: 2008/4559; Danıştay 10. D , E:2007/1376, K: 2007/4756) Kamu görevlisinin görevi, kamu hizmetinin sürekli ve aksamadan işlemesini sağlamaktır. Görevin hiç yapılmaması, kötü yapılması ya da geç yapılması kamu görevlisini kusurlu sorumlu duruma getirir. Kamu görevlilerinin bu eylemleri, kimi zaman bilerek ve isteyerek yapmış oldukları eylemler, kimi zaman iradeleri dışında gerçekleşen eylemler, kimi zaman da hareketsiz kalmaları sonucunda oluşan eylemlerdir. Görevin hiç yapılmaması, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan ve bu amaçla bir takım idari yetkilerle donatılan kamu görevlilerinin, bu yetkilerini kullanmamak ve harekete geçmemek suretiyle bir zarara neden olmaları durumudur. Burada yetkinin kullanılmamasından kaynaklı ödevin yerine getirilmemesi söz konusudur. Genel anlamda görevin kötü yapılması, kamu görevlisinden beklenilen özen ve dikkat gösterilmeden görevin olması gereken standart ve kalitede yapılmamasıdır. Görevin kötü yapılması durumunun somut olarak sınırlarını çizebilme olanağı yoktur. Bir görevin iyi yapılıp yapılmadığı, ancak olayın ve hizmetin niteliği, kamu görevlisinin sahip olduğu araç ve olanaklar, zarar görenin durumu, zaman ve yer koşulları ile yerine göre değişen bazı koşullar göz önünde bulundurularak, her olay için somut olarak değerlendirilebilir. Görevin geç yapılması ise, görevin mevzuatın gerektirdiği sürede başlamaması veya bitirilmemesi durumunda oluşur. Kamu görevlisi, görevini düzenli ve mevzuata uygun biçimde yapmasının yanı sıra, belirli bir çabukluk düzeyine de erişmelidir. Ancak, çoğunlukla uygulama- 54 TEM-SEN

55 da, görevin görüleceği sürenin yazılı kurallarla düzenlenmediği görülmektedir. Soruşturmacı böyle durumlarda hizmetin türüne, kamu görevlisinin sahip olduğu olanaklara ve olayın özelliklerine göre çabukluğun gösterilip gösterilmediğini araştırmalı ve teklifini ona göre getirmelidir. Burada gözden uzak tutulmaması gereken husus, kamu görevlisinin kusurlu tutum ve davranışının olaya etki derecesidir. 2. İdari Teklif Biçimleri Kamu görevlileri ile ilgili olarak inceleme/ soruşturma raporlarında getirilen idari teklifler genellikle; 2.1 Görev değişikliği, 2. 2 Görev yeri değişikliği, 2.3 Görevden uzaklaştırma, biçiminde ortaya çıkmaktadır. 2.1 Görev Değişikliği Görev değişikliği; memur ya da kamu görevlisinin üzerindeki vekalet görevinin kaldırılması, sınıfının veya unvanının değiştirilmesi, kendi sınıfında çalıştırılması, kendisine yaptırılan işlerin bir kısmının üzerinden alınması ya da bölümünün değiştirilmesi gibi uygulamaları kapsar. Bu uygulamalardan, görevlendirme ya da işbölümüne dayalı olanların değişikliği/ kaldırılması veya iptali önemli bir sorun oluşturmazken; sınıf veya unvan değişikliği, kamu görevlilerinin geri kalan çalışma yaşamlarında çok önemli değişikliklere yol açmaktadır. Bakanlıkta görevli yönetici, öğretmen ve personel hakkında önerilen disiplin cezaları, kendi statüleri ile ilgili atama, yükselme ve yer değiştirme yönetmeliklerinde bulundukları göreve atanma durumuyla ilişkilendirilmiş ve atanma koşulunu kaybetme unsuru olarak belirlenmiş ise, bu görevliler hakkında da ayrıca idari teklif getirilmelidir. Görev değişikliği biçimindeki idari teklifler, memur ya da kamu görevlilerinin görevlendirme, atanma ya da görevde yükselme niteliklerini belirleyen düzenleyici işlemlerdeki koşulların kaybedilmesine neden olacak eylemleri ile ilişkilendirilmektedir. Bu tür eylemler, bir yandan disiplin teklifini zorunlu kılmakta, diğer yandan, bu disiplin teklifine bağlı olarak idari teklifi getirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Burada disiplin teklifi ile idari teklif arasında bir neden-sonuç ilişkisi bulunmaktadır. Görevinde her hangi bir başarısızlığı saptanmayan kamu görevlilerinin salt soruşturma yapılmış olmasına dayanılarak veya soruşturmada elde edilen bilgiler değerlendirilmeksizin görevlerinden alınmaları da hukuka uygun değildir. İdari yargı, verdiği kararlarda; soruşturması ve yargılanması devam eden kamu görevlileri hakkında; kamuoyunda daha fazla yıpranmasının önlenmesi veya aynı görevde uzun yıllar çalıştığı gibi gerekçelerle uygulanan görevden alma ya da görev yerinin değiştirilmesi gibi idari işlemleri hukuka aykırı işlemler olarak değerlendirmektedir. 2.2 Görev Yeri Değişikliği Görev yeri değişikliği, kamu görevlisinin görev yaptığı yerin il içinde veya il dışında değiştirilmesidir. Burada görevin değil, görev yerinin değiştirilmesi söz konusudur. Bir bakıma görevin, bir başka amirin gözetiminde yapılmaya başlanmasıdır. İl İdaresi Kanunu valilere, kamu görevlilerinin görev yerlerini il içerisinde değiştirme yetkisi vermektedir. Ancak görev yeri değişikliğine esas olan bilgi ve belgelerin hukuken geçerli bilgi ve belgeler olması gerekir. Soyut ve kanıtlanmamış iddialara dayanılarak görev yeri değişikliği yapılamaz. Soruşturmacının görev yeri değişikliği teklifi getirirken, ileri sürülen iddiaların kuşkuya yer vermeyecek biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığını, görev yeri değişikliğinin mevcut sorunun ortadan kaldırılmasına olanak sağlayıp sağlamadığını iyi değerlendirmesi gerekir. Görev yeri değişikliği teklifi, yeni, başka ve sonuçları itibarıyla daha ağır olumsuzluklar doğuracaksa getirilmemelidir. Küçük yerleşim birimlerinde, ilçe içinde yapılacak yer değişiklikleri bazen lokal bir sorunun daha da yaygınlaşmasına neden olabilir. Bu nedenle soruşturmacı, görev yeri değişikliğinin ilçe içinde mi yoksa il içinde mi yapılması gerektiğini belirlerken bütün bu sonuçları birlikte değerlendirmelidir. Öte yandan, disiplin cezasına TEM-SEN 55

56 bağlı olarak uygulanan görev yeri değişiklikleri, cezalandırılan kişiler açısından ödüle de dönüştürülmemelidir. Kamu görevlisini olağan koşullarda görev yapamayacağı bir kuruma, disiplin soruşturmasının sonucu olarak göndermek, onu cezalandırmak değil, ödüllendirmektir. Bu nedenle idare soruşturmaya dayalı görev yeri değişikliklerinde bu durum dikkatle değerlendirmelidir. Bazı durumlarda ise, işlenilen suçun niteliği ya da doğurabileceği sonuçlar göz önünde bulundurularak il dışına da görev yeri değişikliği yapılabilir. Böyle durumlarda, memur veya kamu görevlisi için eş, sağlık ve öğrenim durumu gibi hususlar göz önünde tutulmalıdır. 2.3 Görevden Uzaklaştırma Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakıncalı görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir. Görevden uzaklaştırma tedbiri soruşturmanın her hangi bir aşamasında alınabilir. Görevden uzaklaştırma tedbiri soruşturma kurumunun bir unsurudur, bir uygulamasıdır. Görevden uzaklaştırma işlemi başlatılmışsa, soruşturma da beraberinde gelmek durumundadır. Görevden uzaklaştırılan devlet memurları hakkında, görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 işgünü içinde soruşturmaya başlanmasını zorunlu kılar. Memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra, soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garez veya kini dolayısıyla bu tasarrufu yaptığı, soruşturma sonunda anlaşılan amirler, hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler. Görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok üç ay devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur görevine başlatılır. Soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem uygulamasına gerek kalmayan devlet memurları için alınmış olan görevden uzaklaştırma tedbiri, görevden uzaklaştırmaya yetkili amirler tarafından, müfettişler tarafından görevden uzaklaştırılanlar ise atamaya yetkili amirler tarafından derhal kaldırılmalıdır. Böyle durumlarda görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırmayan görevliler hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabi olurlar. Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce: a. Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler, b. Yargılamanın yapılmamasına veya beraatına karar verilenler, c. Hükümden önce haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar, d. Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile yükümlü olup cezası ertelenenler, hakkında;kararların kesinleşmesi üzerine görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılmalıdır. Görevden uzaklaştırma tedbiri, devlet memurunun soruşturmaya konu olan fiillerinin, hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılmalıdır. Görevden uzaklaştırılan memurların, memurluk sıfatı halen devam ettiğinden, görevden uzaklaştırıldıkları zaman içerisinde de Devlet Memurları Kanunu nun getirdiği ödev ve sorumluluklar ile yasaklara uyması zorunludur. Sonuç itibarıyla görevden uzaklaştırma ihtiyati bir tedbir olsa da, idari bir işlem niteliği taşımasından dolayı her zaman idari yargı konusu yapılabilir. Bu nedenle henüz sonuçlanmamış bir soruşturmanın argümanı olan görevden uzaklaştırma tedbirinin kullanılmasında çok özenle hareket edilmelidir. Soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi zorunluluğu ile kamu görevlisinin mağdur edilmemesi gerçeği, soruşturmacının hassas terazisi ile ölçülmeli ve öyle uygulanmalıdır. KAYNAKÇA 1. ERDOĞAN M. Anayasal Demokrasi, Ankara, 1999, s AKILLIOĞLU T. Kamu Yararı Kavramı Üzerine Düşünceler. İHİD Sayı:1-3 Yıl: 9, 1988, s TEM-SEN

57 HASRETİM SANA Hasretim sana, Kim demiş seni unuttuğumu Günler, aylar değil, Yıllar geçse Kocaman bir ömür, eriyip bitse de Unutamam seni, Hasretim sana... Bazen göklerde, Bulutların arkasında ararım seni Bazen sahillerde, Kollarımla sararım seni. Günler aylar değil, Yıllar geçse de, Kocaman bir ömür, eriyip bitse de Unutamam seni, Hasretim sana... Kırlarda, çayırlarda Çiçekten çiçeğe uçuşan arılarda Seni görür, seni hatırlarım. Hatırlarım, O, simsiyah saçlarını Unutmak mümkün mü Alnına dökülmüş perçemlerini Sırça gibi güzel kaşlarını Günler, aylar değil Yıllar geçsede, Kocaman bir ömür, eriyip bitse de Unutamam seni, Hasretim sana... Evden her çıkışımda Pencereme bakarım parktan Dürbün yaparım, ellerimden Seni ararım balkonlarda. Bulurum belki diye... Günler, aylar değil, Yılar geçse de Kocaman bir ömür, eriyip bitse de Unutamam seni, Hasretim sana... Uzayıp giden yollarda, Türkülerde şarkılarda Yıldızlarda, aylarda, Hep seni ararım Belki bir gün bulurum diye, Ateşlenir de yanarım. Günler, aylar değil, Yıllar geçse de Kocaman bir ömür, eriyip bitse de Unutamam seni, Hasretim sana, Kim demiş, Benim seni unuttuğumu... Sevgili Eşi Ayşe (Hatice) Dilmaç a M. Hanefi DİLMAÇ Eğitim Müfettişi TEM-SEN 57

58 Sendika Ziyaretlerimiz Sendika Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz eğitim sisteminin, eğitim çalışanlarının sorunları ile eğitim denetim sistemini yeniden yapılandırarak denetim birimlerinin tek çatı altında toplanması çalışmaları hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmak üzere Türkiye Kamu Sen, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası, Aktif Eğitimciler Sendikası ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası Genel Merkezlerini ziyaret ederek genel başkan ve yönetim kurulu üyeleriyle görüşmeler gerçekleştirmiştir. 58 TEM-SEN

59 9. TEM-SEN Temsilciler Kurulu Toplantısı 30 Mayıs 2012 Muğla da Yapıldı Toplantıda Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasından sonra, Genel Başkan Mehmet PINARDAĞ, yaptığı açış konuşmasında; yaşanılan süreci değerlendirirken her bakan değişikliğinde bakanlığın çehresinin de değiştiğini, uygulamaların farklılaştığını, adeta bakana göre vaziyet alındığını, daha da ilerisi bakandan habersiz bir iş yapılmadığını dile getirdi. 652 ve 666 sayılı KHK lerle MEB Teşkilatında önemli yapısal değişikliklere gidildiğini, bu arada denetim sisteminde de önemli değişiklikler yapıldığını, denetim birimlerinin isimleri ve görev alanlarının yeniden belirlendiğini ifade ederek, Eğitim Müfettişi unvanının İl Eğitim Denetmeni olarak değiştirilmesini kabul edemediklerini ve konu ile ilgili dava açıldığını, bakanlıkta aynı işi yapan birimlerin birleştirildiğini ancak, aynı işi yapan denetim birimlerinin birleştirilmediğini, bu duruma itiraz ettiklerini ve geniş kapsamlı MEB Denetim Sisteminde Yapısal Arayışlar Çalıştayını gerçekleştirdiklerini ve sonuçlarını 19 Ocakta Milli Eğitim Bakanına sunduklarını anlattı. TEM-SEN 59

60 Genel Sekreter Nermin TAŞCIOĞLU, eğitim denetiminin yeniden yapılandırılması için yapılan çalışmalar ve bu çalışmalar kapsamında Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER başkanlığında bakanlık üst düzey bürokratlarının da bulunduğu toplantıda sunduğu Milli Eğitim Bakanlığı Denetim Sistemine Yönelik Model Önerisi ile ilgili olarak geniş kapsamlı bilgi verdi. Genel Merkezin çalışmalarını anlattı. Sendikal başarının sağlanabilmesinde temsilcilik çalışmalarının rolü ve önemine değindi. Mali işler sekreteri Yusuf Ziya ACUN ise, Aksaray ve Kilis illeri başta olmak üzere bir çok ilimizde meslektaşlarımıza yönelik adeta mesleki soykırım düzeyinde girişimler yapıldığını ancak örgütümüzün her türlü gücünü kullanarak bu girişimleri etkisiz hale getirdiğini anlattı. 60 TEM-SEN

61 Bu arada il temsilcilerimiz tek tek söz alarak illerinde yaptıkları çalışmaları, yaşanan sorunlar, çözüm önerileri ile ilgili görüş ve düşüncelerini dile getirerek Genel Merkezden beklentilerini paylaştılar Pek çok konunun detaylı olarak ele alındığı, tartışıldığı ve önemli kararların alındığı başarılı bir Temsilciler Kurulunda toplantısı gerçekleştirilmiştir. TEM-SEN 61

62 Küresel Isınma Ders Olmadı Ahmet ÇELİKKIRAN 11 Yirmibirinci 12 yüzyılda insanlığın en çok üzerinde durduğu ve önem verdiği konular arasında yer alan çevre sorunları Dünya nın ve Türkiye nin gündeminde ön sıralara yerleşmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, eski çağlarda da çevre sorunlarının yaşandığını gösterse de modern uygarlığın çevreye zarar veren uygulamaları bu anlamda yeni bir sürecin başladığını göstermektedir(çelikkıran, A.). Hava, su, toprak kirlenmesiyle başlayıp bitki örtüsü ve hayvan topluluklarının yok olmasına kadar uzanan çevre sorunları günümüzde tüm insanlığın ortak sorunu olmuştur. Çevre sorunsalı kapsamında yer alan sıcaklık artışı yani küresel ısınma, yaklaşık elli yıldır bilinmesine karşın bugünlerde fazlaca önem kazanmaya başlamıştır. Çevre ile ilgilenenler, küresel ısınmanın yıllardır gerek bilim dünyasında, gerekse çevre tartışmalarında ne kadar ilgi ve dikkat çektiğini hatırlayacaklardır. İnsan kaynaklı iklim değişikliği olan küresel ısınma, insanoğlunun yalnız bugünkü kuşaklarını değil, gelecek kuşaklarını da ilgilendiren en önemli çevre sorunlarının başında gelmektedir. Küresel ısınma, insanların çeşitli aktiviteleri sonucu meydana gelen ve sera gazları olarak nitelenen bazı gazların atmosferde yoğun bir şekilde artması sonucunda, yeryüzüne yakın atmosfer tabakaları ile yeryüzü sıcaklığının yapay olarak artması sürecidir ( İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucu, dünya atmosferi ve okyanusların ortalama sıcaklığı artmaktadır. Daha çok yapay nedenlerden kaynaklanan, dünya iklim sisteminde değişikliklere neden olan küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanın her yerinde hissedilmektedir. Grönland ın hızla eriyerek bin yıllık ömrünün kaldığı, dünyanın turizm cenneti sayılan Maldivler in, küresel ısınma nedeniyle denizlerin yükselmesiyle bu yüzyıl içinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu, Maldivler hükümetinin yüksekçe yerlerden toprak alabilmek için para biriktirmesi, Hindistan ile Bangladeş arasında Bengal Körfezinde yer alan küçük bir kayalık yüzünden 30 yıldır devam eden sorunun adanın sulara gömülmesinin bilim adamlarınca ve uydu görüntüleri ile doğrulanması sonucu Yıllardır iki ülkenin çözemediğini küresel ısınma çözdü vb. haberlerin yazılı basında yer alması, kutuplardaki buzulların eşzamanlı erimesi, ülkemizde Süphan, Nemrut ve Kaçkarlardaki buzulların erimeye başlaması, küresel ısınmanın en önemli kanıtlarını oluşturmaktadır li yılların başlarında, bilim adamı James Lovelock, Dünya gezegeninin canlı bir varlık olduğu ve yaşamını sürdürebilmek için kendisini koruyabildiği teorisini ortaya atmıştı. Aynı bilim adamı bugün ise, insanoğlunun neden olduğu çevre kirliliğinin bu mekanizmayı tersine çevirdiğini ve Dünya nın artık, insanoğlunun lehine kendini koruyamayacağını, küresel ısınmanın dönüşü olmayan bir noktaya ulaştığını ve Dünya nın kısa bir süre sonra yaşanılamaz bir hale gelebileceğini ileri sürmektedir. Avrupa da sıcaklığın 8ºC artacağını da iddia eden Lovelock a göre Dünya nın birçok bölgesi artık tarım yapılamaz hale gelecek; milyonlarca, hatta milyarlarca insan da susuz kalacaktır (Aktaran Kasapoğlu). Küresel ısınmayı ne yazık ki mevsimlere bakarak çok sıcak, çok soğuk diye değerlendirmekteyiz. Bilimsel verilere ulaşmamız ise her zaman mümkün olmamaktadır. Bilim insanları küresel ısınmayı etkisiz hale getirmenin zor olduğunu ve gelecek kuşakların da risk altında bulunduğunu söylemektedirler. Yine küresel olduğu kadar bölgesel özellikler de taşıyan sorunsalın çözümünde ülkelerin acil önlem planlarının yanı sıra çevreye duyarlı, çevre ile ilgili konulara aktif katılım sağlayan ve olumsuzluklara tepki gösterebilen bireylerin bu süreçte görev alması beklenmektedir. Çevre sorunlarının genelinde olduğu gibi küresel ısınmanın da temelinde insan davranışları ve değerler sistemi yatmaktadır. Canlıların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için şimdilik en uygun ortam olarak bilinen yerküre insanın bilgisizliği, ihmali ve anlaşılmaz 11 Düzce Eğitim Müfettişi 62 TEM-SEN

63 ilgisizliği sonucu hızla bozulmaktadır. İnsanın, parçası olduğu doğaya karşı giriştiği tek yanlı tutum, olumsuz sonuçlarını vermektedir. İnsan çevrenin önemli bir öğesi olarak, çevresini hem etkiler hem etkilenir. Kuşkusuz bu etkileşim insanın mutluluğuna, dolayısıyla çevresel değerlerin devamlılığına hizmet edecek biçimde olumlu yönde olursa, dünyamızın geleceği daha aydınlık olacaktır. Bunun için en önemli husus insanın çevresini, çevreyle etkileşimini daha iyi anlamaya yardım edici çevreye yönelik bilgi, tutum ve becerilerini değiştirmek ve olumlu yönde geliştirmektir. Bunun için de eğitim gereklidir. İnsanın çevreye karşı olan tutumu, çevre ile olan ilişkilerinin biçim ve içeriğini belirler. Çevre sorunları tutumlarımızın, yargılarımızın, değerlerimizin sonucu olarak yorumlanabilir. Eğitim, kapsadığı alanda, çevre ile bütünlüğü kavratmak amacını giderek daha yoğun biçimde benimsemektedir. Değişen koşullar toplumun kurumlarına yeni roller ve görevler getirmektedir. Bu bağlamda eğitim, evrensel nitelikteki çevre sorunlarını kapsamına almak zorundadır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı değişik projelerin uygulanmasına yönelik tüm okullarda ve bütün sınıflarda; küresel ısınmanın yol açtığı olumsuzlukların önüne geçmek ya da sonuçlarını en aza indirerek sonraki kuşaklara yaşanabilir bir çevre bırakabilmek amacıyla, küresel ısınma sonucu ortaya çıkan kuraklık, su kaynaklarının hızla tükenmesi, su kirliliği, su tasarrufu ile sağlık ve çevre konularını içeren bir dizi etkinliklerin yapılmasını önermiştir. Bu tür olumlu girişimler ne yazık ki eğitim sisteminin kendine özgü yapısı nedeniyle sonuçsuz kalmaktadır. Kaldı ki eğitim sürecinde çevreye karşı beklenen tutumun kazandırılması, çevre konularına duyarlı ve yetkin eğitimcilerin varlığını gerektirmektedir. Bu anlamda başta küresel ısınma olmak üzere çevre sorunlarının yeterince ciddiye alınmadığı görülmektedir. Gözleme dayanmakla birlikte, çevre konularının öğretim programlarına entegre edilmesine karşın çevre bilincine sahip, duyarlık düzeyi yüksek bireyler yetiştirdiğimizi söylemek oldukça zordur. Baez (1986), insanoğlunun yeni bir hoşgörü duygusuna gereksinimi olduğunu yeryüzünün bitki ve hayvanlarının bizsiz yaşayabileceğini, fakat bizim onlarsız olamayacağımızı söylemektedir. Fakat yine insanların çevresel eğitimi uygulayabilecek kadar akıllı olduklarına da inanmaktadır. Çevre bilincine sahip, duyarlılık düzeyi yüksek bireyler yetiştirmeye, bireyin çevresini kullanmaya başladığı dönemden itibaren başlanılarak devam etmelidir. Bu durumda; birey öğrenme süreci, çevrenin nitelikleri, doğru eğitim araçları ve yöntemlerin kullanılması gündeme gelmektedir. Dolayısıyla eğitim biliminin ve bu alanda yetişmiş eğitimcilerin öneminin bilinmesi gerekmektedir. Çevrebilim konusunda öğrencinin bilinçlenmesi, istendik tutum ve davranışlar kazanması, öğretmenin konuya önem vermesine bağlıdır. Öğrenciye iyi model oluşturan, bilgiye işlev kazandıran ve öğrencileri yetiştirmek için her fırsatı değerlendiren öğretmenin, çevrebilim alanında yeterli düzeyde yetişmiş olması kuşkusuz başarıyı arttıracaktır. Küresel ısınmanın ders olarak algılanması bir yükümlülük olduğu kadar geleceğe yönelik bir dizi önlem olarak da düşünülmeli ve sorunun çözümünde en etkili yolun eğitim olduğu unutulmamalıdır. KAYNAKÇA Akyol, S. Dirik, T. (2007). Küresel Isınma Nedir?. Kalkınmada Anahtar Verimlilik Gazetesi. Mayıs 2007, Yıl: 19, Sayı: 221 s.18. Baez, Albert V.(1986). The Educational Challenge of the World Conservation Strategy. Paul F. Wilkinson and Miriam Wyman (Der.) Envıromental Challenges: Learning For Tomorrow s World. The Althouse Press Faculty of Education. The Unıversty of Western Ontorio Çelikkıran, Ahmet. (1997). Çevre Sorunları ve Eğitim (Çevre Konusunda Formatör Öğretmen Eğitimi Kursu Uygulama Örneği), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi Kasapoğlu, K. Erçin. (2008). Küresel Isınma ve Türkiye. Cumhuriyet, 12 Ağustos 2008, Milli Eğitim Bakanlığı. (2007). Küresel Isınma Konulu Genelge. 2007/ TEM-SEN 63

64 İl Eğitim Denetmen Yardımcıları Yeterlilik Sınavı Öncesinde Sendikamızın Geleneksel Moral Yemeğinde Buluştu tarihinde Merkez Yönetim Kurulumuz ve İllerimizden yeterlilik sınavı için gelen İl Eğitim Denetmen Yardımcıları, sendikamızın yeterlilik sınavı öncesi geleneksel moral yemeğinde bir araya geldiler. Yemeğin ardından meslektaşlarımıza hitaben Sendika Genel Başkanımız Sayın Mehmet PINARDAĞ yaptığı konuşmada şunları söylemiştir. 64 TEM-SEN

65 Değerli meslektaşlarımız, her biriniz şuana kadar bilgi, beceri ve tecrübeleriyle gerek yaptıkları mesleki çalışmalarla gerekse tutum ve davranışlarıyla zaten İl Eğitim Denetmeni olarak mesleğimizi layıkıyla / başarıyla yapabileceğinizi çoktan ispatlamış durumdasınız. Bu nedenle yapılacak sınavda hepinizin başarılı olacağından eminim. Türk Milli Eğitimine katkı ve kalite sağlayacak en iyi denetim sisteminin oluşturulması için Sendikamız kurulduğu günden bu güne büyük mücadeleler vermiştir. Sendikamız; MEB de denetim birimlerinin merkeze bağlı tek çatı altında birleştirilmesi için TBMM, Başbakanlık, Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde aralıksız bir çok girişimlerde bulunmuş, TBMM ndeki tüm siyasi partilerin desteğiyle 5984 Sayılı Kanunun çıkmasına neden olmuş, bu sayede meslektaşlarımızın tüm devlet denetim elemanlarının yer aldığı GİH. 1 Sayılı Cetvelin g Bendinde yer almasını, ek göstergelerin eşitlenmesini ve yıllardır bu mesleğe en çok yakışan eğitim müfettişliği unvanının elde edilmesini sağlamıştır. Ancak hiç vazgeçmediğimiz hatta 17. Eğitim Şurasında karara dönüşmesini sağladığımız İlköğretim müfettişliği Eğitim Müfettişliği adı altında Bakanlık merkez teşkilatına bağlanarak yeniden yapılandırılmalıdır. Yeni düzenleme doğrultusunda Eğitim Müfettişleri yeni oluşturulacak çalışma merkezlerinde/bölgelerinde görevlendirilmeli, kendi içerisinde rehberlik ve denetim, soruşturma, okul öncesi ve özel eğitim gibi alanlarda uzmanlaşmalıdır. şeklindeki görüşümüzün gerçekleşmesi için yıllarca verdiğimiz mücadelede sonuca henüz ulaşmış değiliz. Meslektaşlarımızdan, hak, hukuk ve bilimsel temelli çalışma anlayışımızdan aldığımız güçle bu amacımıza ulaşmak için mücadelemiz devam edecek, yaptığımız mücadeleden bizi hiçbir güç asla vazgeçiremeyecektir. MEB Denetim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması için hazırladığımız model üzerinde Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER ile 19 Ocak 2012 tarihinden itibaren başlattığımız çalışma belli bir aşamaya gelmiştir. Bu çalışmanın konusu MEB Denetim Sisteminde Yeniden Yapılanma modelini belirlemektir. Sayın Bakan Ömer DİNÇER ile yaptığımız tarihli görüşmemizde de denetim sisteminin tüm sorunları yeniden ele alınarak tartışılmıştır. Bu görüşmede, Sayın Bakanın Denetim sorunlarının çözülmesi için denetimin yeniden yapılanması çalışmasını başlatık ancak, sisteminin uygulamaya geçirilmesi için yoğun mesai harcadığımızdan yapılanma çalışmalarına ara verilmek zorunda kalındı, bu konudaki çalışmaları yeniden başlatarak yapılandırmayı gerçekleştireceğim şeklindeki sözleri bu sürecin devam ettiğinin ve sonuçlandırılacağının en önemli göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Ülkemiz eğitiminde kaliteyi yakalamak için merkeze bağlı tek çatı altında toplanmış etkin, verimli ve saygın bir denetim sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam konusunda siz genç meslektaşlarımıza büyük görevler düşmektedir. Sizlere güveniyor, tekrar yarınki sınavda hepinizin en iyi başarıyı elde etmenizi dileyerek en içten sevgilerimi sunuyorum. TEM-SEN 65

66 Merkez Yönetim Kurulumuz Eğitim Denetmenleri Başkanları, Meslektaşlarımız ve Emeklilerimizle Bir Araya Geldi Genel Başkanımız Mehmet PINARDAĞ, Genel Sekreterimiz Nermin TAŞCIOĞLU ve Mali İşler Sekreterimiz Yusuf Ziya ACUN, M.E.B Özel Öğretim Genel Müdürlüğünce, 4-8/2/2013 tarihleri arasında düzenlenen seminer faaliyeti nedeniyle Çanakkale İlimizde buluşan 81 İlimizin Eğitim Denetmenleri Başkanları ile bir araya gelerek düzenlenen toplantıda eğitim, denetim ve meslektaşlarımızın sorunları ele alınmış, çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Bu arada Özel Öğretim Kurumlarının, ortaöğretim ve diğer kurumların denetim süreçleri başta olmak üzere tüm sorunlar geniş bir biçimde değerlendirilmiştir. Merkez Yönetim Kurulumuzca Çanakkale İlinden sonra Eskişehir, Bursa, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, İstanbul ( Anadolu ve Avrupa yakası ) Kocaeli, Sakarya illerinde de toplantılar yapılarak benzer sorunlar ve denetim sisteminin yeniden yapılandırılması konusunda yapılan çalışmalar ve beklentilerimiz paylaşılmıştır. Bu arada meslektaşlarımızın görüş ve soruları alınarak üzerinde açıklamalar yapılmıştır. Yine adı geçen İllerimizde ikamet eden emekli meslektaşlarımızla buluşulmuş, kendilerine sendikamıza göstermiş oldukları katkılardan dolayı teşekkür ve şükranlarımızı ifade eden, plaket ve hediyeler sunulmuştur. Edirne İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk 66 TEM-SEN

67 İstanbul İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk TEM-SEN 67

68 68 TEM-SEN

69 Çanakkale İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk TEM-SEN 69

70 Kırklareli İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk 70 TEM-SEN

71 Kocaeli İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Meslektaşlarımızla Buluştuk Sakarya İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk TEM-SEN 71

72 72 TEM-SEN

73 Bursa İl Temsilciğimizin Düzenlediği Toplantıda Emekli Meslektaşlarımızla Buluştuk TEM-SEN 73

74 Çanakkale Şehitlerimizi Saygıyla Anıyoruz. ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde - gösterdiği vahşetle bu : bir Avrupalı Dedirir - yırtıcı his yoksulu, sırtlan kümesi. Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhut kafesi! Eski dünyâ, yeni dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer. Yedi iklîmi cihânın duruyor karşısın da, Avustralya yla beraber bakıyorsun: Kanada, Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâ una da züldür bu rezîl istîla! Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle, sefil, Kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına. Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz... Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz Sonra mel undaki tahribe müvekkel esbab Öyle müthiş ki: eder her biri bir mülk-ü harab. Öteden saikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a mâkı Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam Atılan her lâğamın Yaktığı: yüzlerce adam Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer O ne müthiş tipidir: savrulur enkâz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o namert eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere, Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre 74 TEM-SEN

75 Top tüfekden daha sık gülle yağan mermîler... Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdîde güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal a mı, göğsündeki, kat kat îman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te sis-i îlahi o metîn istihkâm. Sarılır, indirilir mevki -i müstahkemler, Beşerin azmini tevkîf edemez sun -i beşer; Bu göğüslerse Hudâ nın ebedî serhaddi; O benim sun -i bedi im, onu çiğnetme dedi. Âsım ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsen yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine, bir şey yapabildim diyemem hâtırana Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı, selâhaddîn i, Kılıç arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki islam ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi ğöğsünde kırıp parçaladın; Sen ki rûhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a sâra gömülsen taşacaksın...heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehît oğlu şehît, isteme benden makber, Sana ağûşunu açmış duruyor peygamber. MEHMED ÂKİF ERSOY Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rap, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd i... Bedr in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni târîhe desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâp... Seni ancak ebediyyetler eder istîâb. Bu, taşındır diyerek Kâbe yi diksem başına; Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyla, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyla; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ yı uzatsam oradan; TEM-SEN 75

76 Görev Şehitlerimiz Yusuf Ziya ACUN Selahattin ŞİMŞEK 5 Mayıs 1960 tarihinde, Hakkari İli, Yüksekova İlçesi, Dağlıca (Oramar) Köyü İlköğretim okulunu teftişe giderken, Oramar suyunu geçerken kaybolmuştur. Şehit İlköğretim Müfettişi Çevik Ersin Temel Siirt ilinde görevliyken 1989 yılının Eylül ayında; denetim çalışmasından dönerken Eruh ilçesi yakınlarında, beraberinde bulunan Öğretmenler Mehmet KAPUSUZ ve Durmuş GÜÇLÜ ile birlikte hain terör örgütü PKK Militanlarınca kaçırıldıktan bir süre sonra hunharca katledilerek şehit edilmiştir. Görev şehidimizin adı İzmir- Çiğli-Çevik Ersin Temel İlkokulu ve Siirt-Çevik Ersin Temel İlköğretim okulunda yaşatılmaktadır. Teftiş yaptıktan sonra Gaziantep e dönerken Gaziantep-Kilis karayolunda geçirilen trafik kazasında İlköğretim Müfettişi Mehmet HATABAY, Doğan KUYUMCU, Emir GÜNEŞ ve Mehmet ÇOBAN kazada yaralanmış, İlköğretim Müfettişi Veli ÖZDEMİR şehit olmuştur. Mustafa KAPLAN İstanbul İlköğretim Müfettişi olarak görev yapmakta iken 17 Ocak 2000 günü bir trafik kazasında şehit olmuştur. Ahmet ÇİPİL ve 4 yıl aynı sınıfı paylaştığım Mustafa GELİR Milli Eğitim Bakanlığının Isparta İlinde 24.07/ tarihleri arasında düzenlenen hizmet içi eğitim seminerine katılıp geri dönerken günü Dinar yakınlarında geçirdikleri elim bir trafik kazası sonucu şehit olmuşlardır. Manisa da görevli beş meslektaşımız, 24 Mayıs 2001 günü göreve giderken geçirilen trafik kazasında 4 meslektaşımız ağır yaralanırken M. Ali ÖZTÜRK şehit olmuştur. Şubat 2001 de Adana İlinde çalışan İlköğretim Müfettişlerinden Hüseyin YÜCEBAĞ, Ahmet ÇIKRIK, ve Hamza ÖZGÜL Adana dan Kozan İlçesine görevlerine giderken trafik kazası geçirdiler. İki meslektaşımız ağır yaralanırken, Hüseyin YECEBAĞ şehit olmuştur Günü Ankara İlköğretim Müfettişleri Cemal HALİLOĞLU, Ali ÖZTÜRK, Alim ÜNLÜ, Yaşar ENER, Mehmet ÇAVDAR, İzzet ÇELİK, Seyit KOZAN ve Sevim KARAKÜTÜK göreve giderken, geçirilen trafik kazasında Sevim KARAKÜTÜK şehit olmuştur Gaziantep İlinde meslektaşlarımız Halit ALTUNER, Mustafa VAROL ve Hasan ADIBELLİ görevden dönerken trafik kazası geçirmişler, kazada Hasan ADIBELLİ yaralanırken, Halit ALTU- NER ile Mustafa VAROL şehit olmuşlardır. Kırıkkale İlköğretim Müfettişleri Başkanı Eyüp TAŞKIN, Müfettişler Sami Sedat ARSLAN, Sefer YALÇINKAYA, Bedri DENGE göreve giderken geçirdikleri trafik kazasında iki meslektaşımız ağır yaralanırken, Başkan Eyüp TAŞKIN şehit olmuştur. Görev şehitlerimize Allahtan rahmet dilerim. 76 TEM-SEN

77 Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimizin Meslektaşlarımızla İllerde Biraraya Geldiği Ziyaretlerden Görünümler KAHRAMANMARAŞ TEM-SEN 77

78 78 TEM-SEN

79 SAKARYA - KOCAELİ ERZURUM MUŞ BOLU-DÜZCE TEM-SEN 79

80 Sorunların Çözümüne İlişkin Yazılan Resmi Yazılardan Bazı Örnekler TEM-SEN TÜM EĞİTİMCİLER VE EĞİTİM MÜFETTİŞLERİ SENDİKASI GENEL MERKEZİ Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı Unvanının Geri Verilmesi İstemi İle İlgili Başbakanlık Makamına Hitaben Yazılan 24/10/2011 Tarih Ve 2011/217 Sayılı Resmi Yazı T.C BAŞBAKANLIĞI (Başbakanlık Makamına) İlköğretim Müfettişlerinin unvanlarını Eğitim Müfettişi, İlköğretim Müfettiş Yardımcılarının Unvanlarını da Eğitim Müfettiş Yardımcısı olarak değiştiren 5984 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, günlü, sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlköğretim Müfettişi unvanı; yasal düzenlemelerle uzun süre yürürlükte kalması nedeniyle gerek eğitim camiasında gerekse meslek kamu oyunda kabul görmesine karşın; ilköğretimin 8 yıla çıkarılması, özel öğretim kurumlarının çoğalması, eğitim sistemimizde yeni gelişmeler, İlköğretim Müfettişlerinin seçilme usul ve esasları, görev alanlarının genişletilmesi vb durumlar karşısında; İlköğretim Müfettişi sözcük anlamı kapsamının daralması söz konusu idi. Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5984 sayılı Kanun tasarı aşamasından beri bilinen İlköğretim Müfettişlerinin unvanlarının Eğitim Müfettişi, İlköğretim Müfettiş Yardımcılarının unvanlarının da Eğitim Müfettiş Yardımcısı olarak değişeceğinin duyulması tüm ilköğretim müfettişlerince hatta İlköğretim Müfettişi emeklilerince sevinçle karşılanmış, yine eğitim camiasında ve kamuoyunda kabul görmüştü. Yasa ile verilen Eğitim Müfettişi, ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı adı ve unvanı görev, yetki ve sorumlulukla ilgili bir haktır. Bu hak; TBMM de günü grubu bulunan dört partinin oybirliği ile kabul edilmiş bir kanunla güvence altına alınmıştı. Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Eğitim Müfettişi, İl Eğitim Denetmeni, Eğitim Müfettiş Yardımcısı İl Eğitim Denetmen Yardımcısı olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklik, tüm Eğitim Müfettişlerince, onların emeklilerince oldukça yadırganmıştır. Kamuoyunda kabul görmemiştir. Anayasanın Temel hak ve hürriyetlerin niteliği başlığını taşıyan 12/1 maddesinin: Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlığını taşıyan 13. maddesi: (Değişik: 3/10/ /2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz 91. maddesi: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hük- 80 TEM-SEN

81 münde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Amir hükümlerini taşımaktadır. Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettişi Yardımcısı kanunla verilmiş bir hak olup Kanun Hükmünde Kararname ile il Eğitim Denetmeni ve İl Eğitim Denetmen Yardımcısı olarak değiştirilmesi Anayasanın amir hükümlerine aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; anayasaya aykırı olan bu değişiklikten dönülerek yeniden, başına ve sonuna her hangi bir ek konulmadan Eğitim Müfettişi ve Eğitim Müfettiş Yardımcısı ad ve unvanlarının 5984 Sayılı kanundaki biçimde verilmesini için gereğini bilgi ve takdirlerinize arz ederiz. Denetim Kargaşası İle İlgili Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Dinçer e Hitaben Yazılan 05/07/2012 Tarih Ve 2012/144 Sayılı Resmi Yazı Sayın Prof. Dr. Ömer DİNÇER (Milli Eğitim Bakanı) 14 Eylül 2011 Tarihli Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığımızda İl düzeyinde bulunan her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin rehberlik, işbaşında yetiştirme, denetim, değerlendirme, inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetleri İl Eğitim Denetmenlerince yürütülmektedir. Bu kapsamda İl Eğitim denetmenleri tarafından Öğretmenevleri ile ilgili 2012 yılı için gerekli denetim, değerlendirme, inceleme ve araştırma görevleri planlanan zaman içerisinde yapılmış ve yapılmakta olmasına rağmen, pek çok ilimizde aynı zaman dilimi içerisinde aynı öğretmenevleri bu defa Bakanlık Denetçileri tarafından ikinci kez yeniden denetim altına alınmıştır. Örneğin; Hatay ilinde il eğitim denetmenleri tarafından Antakya merkez öğretmenevi; İskenderun Öğretmenevi ve Kırıkhan öğretmenevinin denetimleri 2012 Haziran ayı içerisinde yapılmış olmasına rağmen, Bakanlık denetçilerince de 2012 Haziran ayı içerinde her öğretmenevi için 15 gün olmak üzere adı geçen kurumlara tekrar gidilmiş ve hala orada çalışılmaktadır. Aynı evren üzerinde, aynı zaman diliminde bakanlığımızın farklı denetim birimlerince yapılan denetim çalışmaları çalışanlar üzerinde fayda yerine zarar vermekte, zaman ve ekonomik kaynakların israfa neden olduğu gibi kurumların çalışmalarına da sekte vurmaktadır. Bakanlığımızda, denetim hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülebilmesi için denetim bütünlüğünün sağlanarak denetim çalışmalarının tek elden gerçekleştirilmesi çalışmaları yürütülürken; İl Eğitim Denetmenlerince denetimi yapılan bir kuruma; aynı zamanda aynı işi yapan Bakanlık Denetçileri tarafından denetim üstüne denetim için gidilmesi/yapılması etik, ekonomik ve doğru olmayıp, nedeni de anlaşılamamaktadır. Durumu bilgi ve takdirlerinize arz ederiz. TEM-SEN 81

82 MEB Denetimlerinin Çıldırtma Noktasına Getirdiğine İlişkin Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Dinçer e Hitaben Yazılan Tarihli Resmi Yazı Sayın: Prof. Dr. Ömer DİNÇER (Milli Eğitim Bakanı) Milli Eğitim Bakanlığı Denetim Uygulamaları şu günlerde iş yoğunluğundan dolayı bunalma noktasına gelen yöneticileri artık çıldırtma noktasına getirdi. Şöyleki: İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden bir yetkili bir okul müdürlüğünü saat: 17: 30 da telefonla arayarak Bakanlık Denetçisi acilen okulunuzdan bazı veriler istiyor elektronik posta atıyoruz 15 dakika içinde bu verilerin doldurularak bize geri gönderilmesi gerekiyor denip telefon görüşmesini sona erdirir. Okulların yeni açıldığı ilk hafta olması nedeniyle velilerin birinin gelip birinin gittiği, akşama kadar nakil işlemlerinden, sınıfların oluşturulmasından, seçmeli derslerin belirlenmesinden, öğretmenlerin programlarının oluşturulmasından, norm fazlası öğretmenlerle ilgili işlemler, başka okula görevlendirmeyle gidecek veya bazı dersler boş geçmesin diye başka okullardan ya da dışarıdan ücretli öğretmen temin etmek gibi birçok işten bunalma noktasına gelen bir okul yöneticisinden bu yöntemle bu tür bilgilerin istenmesinin amacı ne olabilir, bu kadar acil istenen bilgiler ne işe yarayacaktır. İş ve işlemlerin çok yoğun olduğu bir dönemde sistemde mevcut olan bilgilerin il, ilçe ve okul yöneticileri üzerinde soruşturma yetkisiyle donatılmış Milli Eğitim Denetçileri tarafından istenmesi mevcut çalışmaları kolaylaştırmak yerine zorlaştırmaktan, yöneticiler üzerinde psikolojik baskı yaratmaktan başka bir amaca hizmet etmesi mümkün değildir. Resmi istatistiklerin üretimine ve yayımına ilişkin temel ilkeler ile standartları belirlemek, ulusal ve uluslararası düzeyde ihtiyaç duyulan alanlarda güncel, güvenilir, zamanlı, şeffaf ve tarafsız veri üretilmesini sağlamak, karşılaşılan mükerrerlikleri önlenmek, cevaplayıcı yükünü azaltmak, kamuda insan gücü ve kaynak tasarrufu sağlanarak resmi istatistiklere olan güven daha da arttırmak için Milli Eğitim Bakanlığında sorumlu ve ilgili birimler(strateji Geliştirme Başkanlığı, Yenilik Ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Bilgi İşlem Başkanlığı v.b) vardır, hangi verinin hangi birim tarafından, hangi yöntemle derleneceği ve hangi dönemler için ve ne zaman yayımlanacağı da belirlenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı veri tabanında mevcut olan birçok istatistiki bilgi için sorumlu ve ilgili birimlerin görev alanına girerek okulların yeni açıldığı, il, ilçe, okul yöneticilerinin işlerinin başından aştığı bir dönemde Milli Eğitim Denetçilerinin 81 İle giderek okullardan İlçe ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden istatistiki veri toplaması anlamsızdır, gereksizdir. Rehberlik ve denetim adına yapılabilecek kabul edilebilir bir çalışma değildir. Milli Eğitim Denetçileri İllerde Neyi Denetliyor? Milli Eğitim Denetçilerinin 652 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre yasal olarak taşra teşkilatı üzerinde denetim yetkisi bulunmasına rağmen İl Eğitim Denetmenleri ile görev/yetki çakışması nedeniyle taşra teşkilatı üzerinde fiili olarak denetim yetkisi kalmamıştır. Rehberlik ve Denetim Başkanlığınca; İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile okullarda 6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve kanunun uygulanmasına ilişkin çalışmaların eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetleri ile kaynakların etkin ve verimli kullanılması hususlarının Eylül 2012 tarihleri arasında 81 ilde Başkanlıkça 82 TEM-SEN

83 görevlendirilecek Milli Eğitim Denetçilerince incelenmesi, denetlenmesi ve değerlendirilmesi ile rehberlikte bulunulması, gerektiğinde mevzuata uygun olmayan ve suç teşkil eden fiilleri ortaya çıkan personel hakkında soruşma yapılması şeklinde bir onay alınmıştır. Onay kapsamında Rehberlik/Denetim yapılabilmesi için raporlama standartları hazırlanmış, hazırlanan raporlama standartlarında ise özet olarak aşağıdaki gibi bilgilerin Milli Eğitim Denetçileri tarafından derlenerek raporlaştırılması istenmiştir. Hazırlanan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin eğitim-öğretim yılı öncesi hazırlık çalışmaları ile eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetleri rehberlik ve denetim raporu standartlarının içeriği; Son üç yılda okullaşma oranları Son üç yılda okulu tamamlama oranları Son üç yılda derslik başına düşen öğrenci sayısı Son üç yılda kız çocuklarının okullulaşma oranları İlköğretimde ve ortaöğretimde öğrenci devamsızlık sayısı Son üç yılda öğretmenlerin devamsızlık durumları Öğretmenlerin ortalama yer değiştirme süresi Son üç yılda hakkında soruşturma yapılan, ceza uygulanan öğretmen sayıları oranları, ağırlıklı işlenen ve ön plana çıkan fiiller Son üç yılda hakkında soruşturma yapılan, ceza uygulanan yönetici ve diğer personel sayıları oranları, ağırlıklı işlenen ve ön plana çıkan fiiller İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin WEB Sitelerinin Bakanlık talimatları doğrultusunda oluşturma ve güncelleme durumu vb. birçok istatistiki bilginin toplanmasından oluşmakta olup, istenilen bu bilgilerle görev onayına bağlanan konular tamamen birbirinden farklılık göstermektedir. Çünkü görev onayında; 6287 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve kanunun uygulanmasına ilişkin çalışmaların eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetleri ile kaynakların etkin ve verimli kullanılması hususlarıyla ilgili denetim ve rehberlik yapılacağı belirtilmektedir. Ayrıca; verilen onayla çelişen bir iş için Milli Eğitim Denetçilerince günlük görevlendirmeyle 81 İl e giderek bakanlık bütçesinden yaklaşık TL nin (yolluk yevmiye vb giderler)harcanması da kaynakların etkin ve verimli kullanılmamasına en iyi örnek olsa gerektir. Bu tür uygulamalar rahatsızlık verici bir uygulama olup sisteme değer katmamakta, dene m sistemini yozlaş rmaktadır. Modern yöne m anlayışına uymayan rehberlik ve dene m hizmetleri ile soruşturma görevlerinin aynı dene m görevi içerisinde aynı denetçilere verilmesi şeklindeki uygulama da Rehberlik ve Denetim Başkanlığında klasik denetim felsefesinin devam ettiğini göstermektedir. Milli Eği m Denetçileri Uygulamalarıyla Diğer Dene m Birimlerinin Görev Alanlarına Girerek Görev/Yetki Ça şmasına Neden Olmaktadır. Milli Eği m Denetçileri; İl düzeyinde bulunan her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin rehberlik, işbaşında yetiştirme, denetim, değerlendirme, inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetleri İl Eği m Denetmenlerine verilmiş olmasına rağmen sık sık farklı görevlendirme onayı almak yoluyla İl Eği m Denetmenlerinin görev TEM-SEN 83

84 alanına müdahale etmekte İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri üzerinde eski alışkanlıklarını devam ettirmeye çabalamaktadırlar. İl Eğitim Denetmenleri tara ndan tüm illerdeki denetim, değerlendirme, inceleme ve araştırma görevlerinin planlaması eğitim öğretim yılı için yapılmış ve uygulanmaya başlamışken aynı görev için üstelik soruşturma yetkisiyle donanmış Milli Eği m Denetçilerinin illere gitmesi görev ve yetki ça şmasına neden olmakta dene m birimleri arasındaki çalışma barışını bozmaktadır. İllerdeki yöne ciler ise bu durumla ilgili memnuniyetsizliklerini İl Eğitim Denetmenleri gidiyor, Milli Eğitim Denetçileri geliyor ne yapacağımızı şaşırdık şeklindeki söylemlerle dile getirmektedirler. Dene m hizme nin kalitesi, etkinliği, verimliliği ve yöne min beklen lerine cevap verebilme düzeyi son derece önemlidir. Yöne me değer katacak etkili bir dene m hizme nin sunulabilmesi için Milli Eği m Bakanlığı dene m sistemi ve işleyişi ile ilgili sorunların bulunduğu ve yeniden yapılanma gerekliliği 14. Milli Eği m şurasından bu yana tar şıla gelmektedir. Her ne kadar 652 Sayılı KHK ile Milli Eği m Bakanlığı dene m birimlerine yönelik bir düzenleme yapılmış olsa da dene m sistemindeki sorunlar tam anlamıyla çözülememiş, uygulamadaki sorunlar devam etmektedir. Bu durum eği min bütüncül bir yaklaşımla denetlenebilmesi, dene m kaynağının tek elden sevk ve idare edilebilmesi kaynakların etkin ve verimli kullanılması için tara nızdan başla lan dene mde yeniden yapılandırma çalışmalarının acilen sonuçlandırılmasını zorunlu kılmaktadır. Saygılarımızla Geçici Görev Yollukları İle İlgili Maliye Bakanlığı Müsteşarlık Makamına Hitaben Yazılan Tarihli Ve 2012/34 Sayılı Resmi Yazı MALİYE BAKANLIĞI (Müsteşarlık Makamına) Denetim ve soruşturma görevleri ile yetkili olan İl Eğitim Denetmenlerinin (İlköğretim Müfettişi, Eğitim Müfettişi) bu görevlerini yerine getirirken kendilerine 6245 Sayılı Kanunun 33/b maddesine göre tam yevmiye ödenmesi gerektiğine ilişkin yüzlerce mahkeme kararı bulunduğu ve bu mahkeme kararlarının uygulandığı bilinirken, bir yandan da bazı illerimizde 39. maddeye göre işlem yapılması yönünde işlem tesisine çalışıldığı bilgileri alınmaktadır. Yapılan bu uygulamalar sonuç itibariyle yargıya taşınmakta ve müfettişler lehine yeni kararların çıkmasına ve böylece devletimizin ayrıca yargı boyutunda fazladan masraf ödemesiyle devletin zarara uğratılmasına neden olunmaktadır. Yapılan işin ve mesleğin yasal gereği olarak 6245 Sayılı Yasanın 33/b maddesinin uygulanması gerektiğinin ilgili ödeme yetkililerine duyurulmasını. Bilgi ve takdirlerinize arz ederiz. 84 TEM-SEN

85 Eğitim Denetimini Yeniden Yapılandırma Komisyonu Çalışmaları İle İlgili Olarak Milli Eğitim Bakanlığı Komisyon Başkanı Sayın Salih Çelik e Hitaben Yazılan 22/03/2012 Tarih Ve 2012/74 Sayılı Resmi Yazı Sayın: S alih ÇELİK (Komisyon Başkanı) 19 Ocak 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer DİNÇER in başkanlığında yapılan toplantıda vermiş oldukları talimatlarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı denetim sisteminin yeniden yapılanması ile ilgili başkanlığınızda, bakanlığımızdaki mevcut üç denetim birimini temsilen üçer üyenin katılımıyla oluşturulan ve çalışma süresi üç ay olarak belirlenen komisyon çalışmasıyla ilgili olarak, üç aylık sürenin son 28 gününe girilmiştir. Sayın Bakanımızın komisyon oluşturulurken verdikleri talimatta öncelikle bir eğitim programının tertip edilmesi, bu eğitim programına göre komisyon üyelerine eğitim verilmesi, daha sonra gerekli komisyon çalışmalarının yapılarak denetim için bir model önerisinde bulunacak şekilde komisyon çalışmaların sonlandırılarak çalışma sonuçlarının kendilerine sunulmasını istemişlerdi. Ciddi ve çok yoğun bir çalışma yapması gereken komisyonun oluşturulmasının üzerinden 62 gün geçmiş olmasına rağmen sadece bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantı da, sahsınıza hitaben yazmış olduğumuz tarih ve 2012/60 sayılı...üç aylık sürenin yarısı geride kaldığı halde herhangi bir toplantı, çalışma yapılmadığı gibi bundan sonraki süreçte yapılması gereken iş ve işlemlerle ilgili bir takvim de belirlenmiş değildir... şeklindeki yazımızdan sonra tarihinde başkanlığınızda tüm komisyon üyelerinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu toplantıda komisyona tarafınızdan hazırlanan Eğitimde Kalite Güvence Sistemi konulu bir model sunumu yapılmıştır. Sunumunuz komisyon üyeleri arasında farklı görüş ve düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun üzerine; on gün içerisinde komisyon üyelerinden Sayın Ömer AÇIKGÖZ ve Sayın Şener GÖNÜLAÇAR tarafından bilgilendirmek amacıyla Kalite Güvence Sistemi ile ilgili bir ön hazırlık çalışmasının yapılarak komisyona sunulması, sunumdan sonra yapılması gereken iş ve işlemlerin belirlenerek seri bir şekilde komisyon çalışmasına devam edilmesi, Sayın Bakanımızla tarihinden sonra yapılacak olan toplantıya kadar verilen talimata uygun olarak tüm komisyon çalışmalarının yapılması üzerinde fikir birliğine varılarak toplantı sona ermiştir tarihindeki komisyon toplantısından sonra yapılması kararlaştırılan toplantıda yapılmamıştır. Ancak tarihinde zatıaliniz ve komisyon üyelerinden Sayın Ömer AÇIKGÖZ, Sayın Şener GÖNÜLAÇAR ve Sayın Hüseyin ACIR tarafından komisyon çalışması olarak Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer DİNÇER e Eğitimde Kalite Çerçevesi isimli bir çalışmanın sunulduğu bilgisine ulaşılmıştır. Komisyonun diğer üyelerine hiçbir bilgi verilmeden ve ortak bir çalışma yapılmadan, komisyon üyelerini bilgilendirmek amacıyla hazırlanan bireysel ön hazırlık çalışmalarının komisyon çalışması olarak Sayın Bakanımıza sunulmuş olması bizlerin üzülmesine ve kaygılanmasına neden olmuştur. Komisyon, Sayın Bakanımızın talimatlarına uygun çalışmıyor. Son 28 güne girilmiş olmasına rağmen komisyon çalışmalarıyla ilgili belirsizlik devam ediyor İl Eğitim Denetmeni temsilen bizleri rahatsız etmektedir. Bundan sonra ki süreç hakkında tarafımıza ivedi bilgi verilmesini bekliyoruz. Saygılarımla arz ederiz. TEM-SEN 85

86 Bilimsel Toplantılar İle İlgili Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne Hitaben Yazılan Tarihli ve 2012/169 Sayılı Resmi Yazı MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI (İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne) Bakanlığımız ile üniversitelerimiz arasında yapılan protokol çerçevesinde ortaklaşa veya üniversitelerimizin kendilerince kongre, sempozyum, panel ve benzeri bilimsel toplantılar düzenlenmektedir. Bu toplantılarda bildirdi/poster sunmak veya dinleyici olarak katılmak isteyen İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcılarımız bulunmaktadır. İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcılarımızın bilimsel toplantılara katılmaları; hem onların alan bilgilerini artırmaları ve alandaki yeni gelişmeleri takip etmeleri hem de mesleki gelişimleri açısından yararlı olmaktadır. Ancak söz konusu toplantılarda bildirileri/posterleri bilim kurullarınca kabul edilen meslektaşlarımız bu toplantılara kendi imkanları ile katılmaları mali yönden aile bütçesine yük getirdiği gibi görevli/ izinli sayılmadıklarından yolluk ve yevmiyeleri de karşılanmamaktadır. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarih ve sayılı yazıları ile bilimsel toplantılara katılan yönetici ve öğretmenlerin izin durumu, yolluk ve yevmiyeleri hakkında yapılan düzenlemenin İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcılarını da kapsayıp kapsamayacağı hususunda tereddüde düşülmüştür. Bu düzenlemenin İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcılarını kapsamaması durumunda konunun İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcıları açısından değerlendirilerek, kapsam içerisine alınmalarının sağlanması hususunda Gereğini bilgi ve takdirlerinize arz ederiz. 86 TEM-SEN

87 TEM-SEN 87

88 Avans Verilmesi İle İlgili Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığına Hitaben Yazılan Tarihli Ve 2010/530 Sayılı Resmi Yazı Seksenbir ilimizde görev yapan 3230 Eğitim Müfettişi, il, ilçe, köy ve mezralara kadar uzanan geniş bir alanda inceleme, araştırma, soruşturma, rehberlik, denetim, teftiş ve işbaşında yetiştirme hizmeti yaparak kapsamlı bir görevi yerine getirmektedirler. Bu hizmetleri yerine getirirken geçici görev yolluğunu peşin alamadıklarından kendi harcamalarını yapmakta ve en azından gelecek ayın başında almaları gereken yolluk ve yevmiyelerini zamanında alamadıklarından kredi kartlarından borç çekip karşılığında faiz ödemekte ve ekonomik sıkıntı içine girmektedirler. Malumlarınız olduğu üzere, teftiş görevi ifa eden elemanların geçici görev yollukları peşin ödenmektedir. Buna karşın Eğitim Müfettişlerinin ödenekleri yaklaşık üç ayda bir ödenir hale gelmiştir. Bu durum alanda büyük rahatsızlık yaratmakta olup çekilmez hal almıştır yılı bitmek üzereyken Eğitim Müfettişlerinin Eylül, Ekim, Kasım aylarına ait ödenekleri hala gönderilmemiştir. Tüm teftiş elemanlarına peşin ödeme yapılırken sadece Eğitim Müfettişleri için uygulanan sonradan ödeme işine son verilerek, göreve çıkmadan önce geçici görev yolluklarının avans şeklinde ödenmesi için gerekli sistem değişikliğine gidilmesi önem arz etmektedir. Diğer taraftan bekleyen üç aylık geçici görev yolluklarının daha fazla ekonomik sıkıntıya meydan verilmeden en kısa zamanda ödenmesi için; Gereğini bilginize sunarız. Avans Verilmesi İle İlgili Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğüne Hitaben Yazılan Tarihli ve 2013/9 Sayılı Resmi Yazı MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI (Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğüne) Tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun 29/5/2012 Tarihli ve 2012/1 Sayılı Kararının 33.maddesinde İl eğitim denetmenleri ve denetmen yardımcılarına görevleriyle ilgili olarak muvakkat vazife ile görevlendirilmeleri ve karşılığı ödeneğin saklı tutulması kaydıyla, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre mahsup süreleri dikkate alınarak avans verilir. denilmektedir. Gerek bu karar gerekse de 21 Ocak 2006 Tarihli Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Ön Ödeme Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde İl Eğitim Denetmen ve İl Eğitim Denetmen Yardımcılarına geçici görev yollukları ile ilgili avans verilmesi için; Gereğini bilgilerinize sunarız. 88 TEM-SEN

89 TEM-SEN 89

90 90 TEM-SEN

91 Emekli Olan Eğitim Müfettişlerimiz Osman KARAPINAR Hasanoğlan 1953 doğumlu, evli, iki çocuğu bulunmaktadır Ankara Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulu, 1977 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler Bölümü, 1985 Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Teftiş Bölümü, 1992 Anadolu Üniversitesi Açık Öğreti Fakültesi Coğrafya Bölümü mezunu, 1989 Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimle Enstitüsü Eğitim Bilimlerinde Yüksek Lisans (Master) yaptı. 6 yıl Ankara İli Çamlıdere İlçesi ve Elmadağ ilçesinde İlkokul öğretmenliği, 3 yıl Hasanoğlan Ortaokulu ve Şereflikoçhisar Lisesinde öğretmenlik, 16 ay Yedek Subay askerlik görevi, 3 yıl Hasanoğlan Ortaokul Müdürlüğü, 27 yıl, Eskişehir, Çorum, Adana, Ankara, İstanbul da İlköğretim Müfettişliği/Eğitim Müfettişliği/ İl Eğitim Denetmenliği, 14 ay Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı, 1 yıl Eskişehir de, 3 yıl Çorum da, 6 yıl Ankara da olmak üzere 10 yıl İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı/Eğitim Müfettişleri Başkanlığı, 15 ay MEB Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini yaptı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde İl Eğitim Denetmeni olarak görev yapmakta iken günü emekli olmuştur. 40 yıl 7 ay hizmeti bulunmaktadır. Hasan ZOR 1956 Denizli - Tavaz doğumlu. İlköğretimini Tavas İstiklal İlkokulu (Mehmet Özel İlköğretim Okulu) ile Tavas Lisesi Orta bölümünde tamamladı yılında öğretmen okulu sınavına kazanarak 1975 yılında Çanakkale - Gökçeada Öğretmen Okulunundan mezun oldu yılında Isparta Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirdi yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesinde (AÖF) Türk Dili ve Edebiyatı branşında lisansını tamamladı. Sırasıyla Adıyaman, Denizli (Tavas - Baharlar), Isparta, İstanbul illerinde öğretmenlik yaptı Yılında İlköğretim Müfettişi oldu. Aynı yılda Zonguldak İli İlköğretim Müfettişi olarak göreve başladı. Zonguldak İli İlköğretim Müfettişi iken 1987 Yılında Denizli İli İlköğretim Müfettişliğine atandı. Denizli İli Eğitim Müfettişi olarak 25 yıl görev yaptı. Bu görevini yürüttüğü sırada İlköğretim Müfettişleri Kurulu Başkanlığı ve Başkan yardımcılığı ile Eğitim Müfettişleri Başkan yardımcılığı, grup başkanlığı görevlerinde bulundu. TEM-SEN 91

92 Necati CERRAH 1954 Erzurum/İspir doğumlu. İlk, orta ve yüksek öğrenimini Erzurum ve Eskişehir de tamamladı. Adıyaman, Erzurum, Sakarya, Kastamonu ve İstanbul illerinde öğretmenlik, okul müdürlüğü, ilçe millî eğitim müdürlüğü ve müfettişlik görevlerinde bulundu. Akyazı Bilgiye Hasret, Sapanca Bakış gazeteleri ile Sakarya Irmak Kültür Sanat dergisini bir grup arkadaşı ile kurdu ve yönetti. Sakarya Kent Haber, Ergenekon, Canses, Tokat Kümbet Altında, Ankara Eğitim Denetim dergileri ile Akyazı Bilgiye Hasret, Sapanca Bakış ve Sakarya Yenihaber gazetelerinde şiir, hikâye ve köşe yazıları yayımlandı. İl ve ülke düzeyinde katıldığı şiir yarışmalarında çalışmalarına ödüller verildi. Meslekî ve edebî olmak üzere yedi kitabı yayımlandı. İki şiiri bestelendi. 3 yıl TEM- SEN Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü Eğitim Denetmeni iken yaşadığı sağlık problemlerinden dolayı kendi isteği ile hizmetinin 40. yılında tarihinde emekli oldu. Servet BABACAN 1946 Yılında Çanakkale İliYenice İlçesi Çınarcık Köyünde doğdu. İlkokulu Çınarcıkta, Ortaokulu Yenice de ve Öğretmen Okulunu 1967 Yılında Çanakkale de bitirdi. Çanakkale ve Yozgat ta İlkokul Öğretmenliği ve Müdürlüğü yaptı. Yozgat İli Lisesini fark derslerini vererek dışarıdan bitirdi yılında Beden Eğitimi kurslarına katılarak Beden Eğitimi Öğretmeni oldu Yılında Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümünü bitirdi Yılında İstanbul Çapa da İlköğretim Müfettişi Kursunu bitirerek Müfettiş oldu Yılında Anadolu Üniversitesi A.Ö.F Coğrafya bölümünden Lisans Diploması aldı. Müfettiş olarak; Giresun, Balıkesir,İstanbul ve Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde Müfettiş ve Grup Başkanı olarak çalıştı Yılında Eğitim Müfettişi unvanını aldı. Çanakkale den 44 yıllık kıdemle 2011 Yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. 92 TEM-SEN

93 Ali KOŞİK Yılında Edirne, ili İpsala İlçesinin Paşa Köyde doğdu. İlkokulu ve Orta Okulu İpsala İlçesinde tamamladıktan sonra Edirne Erkek İlk Öğretmen Okulunu Eğitim Öğretim yılında bitirerek 1974 Yılında sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. Muş,Çanakkale ve Tekirdağ İllerinde sınıf Öğretmeni olarak görev yaptı. Sınıf öğretmeni olarak çalışırken sırasıyla Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde Ön Lisan Eğitimi alarak Ankara Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünü (Teftiş, Planlama ve Ekonomi) bitirerek Lisan Eğitimimi tamamladı Yılında İlköğretim Müfettişi olarak göreve Kırklareli İlinde başladı. Çanakkale İline 1997 yılında atanarak 2011 yılına kadar Eğitim Müfettişi olarak görev yaptı yılından 2008 yılına kadar Eğitim Müfettişleri Başkanlığında Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı tarihinde Eğitim Müfettişi olarak emekli oldu. Saim ERTÜN 1948 Yılı Ocak ayında Tekirdağ-Kozyörük kasabasında doğdu. İlkokulu Kozyörük, Ortaokulu Malkara da okuduktan sonra Edirne Erkek İlk öğretmen okulundan 1966 yılında mezun oldu. Bolu Göynük İlçesine öğretmen olarak atandı. İzmir,Balıkesir,Tekirdağ İllerinde öğretmenlik yaptı yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler Bölümünü bitirdi yılında Çapa Hizmetiçi Eğitim Müfettişliğinden Çanakkale Zaferinin yıldönümü olan 18 Mart 2011 tarihinde 44 Yıl 7 ay hizmetini tamamlayarak emekli oldu. Halen Çanakkale de ikamet etmektedir. Sami Sedat ARSLAN Ankara Eğitim Müfettişi iken Rize ye atandı oradan emekli oldu. TEM-SEN 93

94 Hüsnü Levent GALATALI YILINDA Ankara da doğdu. İlköğrenimini Çorum Merkez İstiklal İlkokulunda, ortaöğrenimini Çorum Lisesi Ortaokul bölümünde yaptı döneminde Çorum İlk öğretmen Okulundan mezun oldu. Merkeze bağlı Yeşilder, Eskiekin, döneminde Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirdi yılında Çorum Yetiştirme Yurduna Öğretmen olarak atandı yılı Şubat ayında Kayseri İline İlköğretim Müfettişi olarak ataması yapıldı. Burada görevde iken Anadolu Üniversitesinde Lisans tamamladı yılında Çorum İline atanarak 31 Ocak 2011 tarihinde emekli oldu. İhsan BÜYÜKKAL tarihinde Niğde İli Bor İlçesi doğdu. Ortaklar İlköğretmen Okulunu 1972 yılında bitirdi. Bursa Eğitim Enstitüsünü 1978 yılında bitirdi Yılında İlköğretim Müfettişi olarak göreve başladı. Hatay, Diyarbakır, Karaman ve Aydın İlinde İlköğretim Müfettişi olarak çalıştı tarihinde Aydın İlinden emekli oldu. Hüseyin ERSÖZ 1948 Yılında Aydın İlinin Karacasu İlçesinde doğdu Yılında Ortaklar İlköğretmen Okulunu 1977 yılında Buca Eğitim Enstitüsünü, 1991 yılında Anadolu Ünv. Açık Öğretim Fakültesi Coğrafya öğretmenliği bölümünü bitirdi, 16 yıl öğretmenlikten sonra, Eşkişehir, Kütahya ve Aydın İllerinde İlköğretim Müfettişi olarak çalıştı Tarihinde Aydın İlinden emekli oldu. Edip AYAR Sakarya Eğitim Müfettişi iken Balıkesir e atandı oradan emekli oldu. 94 TEM-SEN

95 Selahattin İYEM 1948 Yılında Mardin İlinde doğdu yılında Kepirtepe İlköğretmen Okulunu bitirdi.1978 Yılında Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü bitirdi.1982 Yılında İlköğretim Müfettişliği görevine başladı. Giresun ve Aydın İllerinde İlköğretim Müfettişi Olarak görev yaptı tarihinde Aydın İlinden emekli oldu. Ünal ATASAL 1950 Yılında Edirne İlinde doğdu.edime Erkek İlköğretim Okulunu bitirdim. Balıkesir e öğretmen olarak atandı yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bilimleri bölümünü bitirdi. Diyarbakır ve Aydın İllerinde İlköğretim Müfettişi olarak çalıştı tarihinde Aydın İlinden emekli oldu. Yusuf TOZKOPARAN 1945 Sivas Yıldızeli Yusufoğlan Köyünde doğdu yılında İlkokulu, 1963 yılında İlköğretim Okulunu, Köy İlkokul Öğretmenliğini, 1975 yılında Eğitim Enstitüsünü bitirdi Rehberlik Merkezinde görev yaptı Sivas-Samsun-Çankırı- Ankara illerinde İlköğretim Müfettişi çalıştı ve Ankara İlinden emekli oldu. Ahmet İNANÇ Sakarya Eğitim Müfettişi Ve Eğitim Müfettişleri Başkanı iken İstanbul a atandı oradan emekli oldu. TEM-SEN 95

96 Zekai KALPAKLIOĞLU 1946 Ordu da doğdu. İlk, Orta öğrenimini Ordu da tamamladı Kütahya-Emet,Güldüren köyünde İlkokul öğretmeni olarak göreve başladı. Daha sonra sırasıyla Mardin ve Ordu da Öğretmenlik görevine devam etti. Samsun Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler bölümü ve Lisans tamamlamayı bitirdi. M.E.B.nın İlk olarak 1982 yılında, branş öğretmenlerinden H.İ.E yoluyla İlköğretim Müfettişi yetiştirme kursuna katılmaya hak kazandı. Ankara da bu konuda sekiz ay kurs gördü yılında Erzurum a İlköğretim Müfettişi olarak atandı. Dört yıl orada görev yaptı yılında Ordu ya atandı. Başkan yardımcılığı ve iki dönem Teftiş Kurulu Başkanlığı yaptı. İki yıl İş Kurumu Ordu İl Müdürü oldu. Kendi isteği ile Müfettişliğe döndü. Eğitim Müfettişliğine Ordu da devam ederken 21 Şubat 2011 yılında yaş haddinden emekli oldu. Evli iki çocuklu. Mehmet Hilmi TARHAN 1954 yılında Bitlis İli Tatvan İlçesinde doğdu. Tatvan Küçüksu İlkokulu ve Hizan Ortaokulu nu bitirdikten sonra, gittiği Bitlis İlköğretmen Okulunu 1974 Yılında bitirdi. Aynı Yıl Bitlis e bağlı Güroymak İlçesi Güroymak İlkokulu nda göreve başladı. Bitlis, Kırıkkale, Ankara illerindeki değişik okullarda öğretmenlik ve yöneticilik görevi yaptı, 1994 Yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümünden mezun oldu. Aynı Yıl Diyarbakır İli İlköğretim Müfettiş Yardımcısı olarak atandı. Burada 7 yıl görev yaptıktan sonra, 2001 Yılında İzmir İli Eğitim Müfettişi olarak atandı yılı Ağustos Ayında Muğla İl Eğitim Denetmeni olarak atandıktan sonra tarihinde emekli oldu. Evli ve 2 çocuk babasıdır. 96 TEM-SEN

97 Necip ASLAN 1954 yılında Elazığ Merkez İlçe Yazıpınarı Köyünde doğdu. İlkokulu aynı köyde, ortaokulu Elazığ Atatürk Ortaokulu nda ve Tunceli İlköğretmen Okulunda okudu. Enson Gazi Üniversitesi. Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi,Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Anabilim Dalından mezun oldu. Bir yıl Eskişehir Seyitgazi İlçe MEM.de Şube Müdürü, bir yıl da Erzurum da İlköğretim Müfettişi olarak görev yaptıktan sonra 1987 yılında, Elazığ a İlköğretim Müfettişi olarak atandı arasında İlköğretim Müfettişleri Kurulu Başkan Yardımcısı olmak üzere 25 yıl Elazığ da İlköğretim/ Eğitim Müfettişi olarak görev yaptı. 5 ay da Malatya İlinde Eğitim Müfettişi olarak görev yaptıktan sonra Ocak 2012 itibarıyla emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır. Yunus KARABAĞ Sarıkamış doğdu, İlköğrenimi Sarıkamış ta tamamladı. Lise öğrenimini Siirt Lisesi ve Siirt Kız İlk Öğretmen Okulunda bitirdikten sonra Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun oldu. Okul Müdürlüğü, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü müdür yardımcısı ve Ankara Eğitim Müfettişliği görevlerinde bulundu. İstanbul Eğitim Denetmeni iken emekli oldu. Evli 2 çocuklu. Selahattin ÖZBAY 1955 Erzurum Oltu doğumlu, ilkokulunu, Tokat İlinde bitirdikten sonra tarihinde Tokat İli Almus İlçesi Kınık köyünde öğretmen olarak göreve başladı. Tokat ilinin çeşitli İlçelerinde ve İl merkezindeki okullarda öğretmenlik yaptı yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Teftiş planlama ve Yönetim Planlamasını bitirerek İlköğretim Müfettişi olarak1994 yılında Siirt İlinde göreve başladı. Bu İlde çalışırken geçici görevlendirme ile T.B.M.M genel sekreterliği emrinde 2 yıl müşavir olarak çalıştı yılında Tokat İline İlköğretim Müfettişi olarak atandı yılına kadar bu ilde çalıştıktan sonra 2011 Eylül ayında Amasya İline İl Eğitim Denetmeni olarak atandı. Bu ilde bir yıl çalıştıktan sonra tarihinde emekli oldu. TEM-SEN 97

98 Sinan ERBİL 1952 Çorum doğumlu,1971 tarihinde Çorum İli Bayat İlçesi Evci köyünde öğretmen olarak göreve başladı. Tokat ilinin çeşitli İlçelerinde ve İl merkezindeki okullarda öğretmenlik yaptı yılına kadar İlköğretimde sınıf öğretmeni olarak görev yaptı yılında İlköğretim Müfettişi oldu Çorum Fatih lisesinde Resim öğretmeni olarak görev yaptı yılında İlköğretim Müfettişi olarak Mardin İlinde görev aldı yılları arasında Çorum İlinde İlköğretim Müfettişi olarak görev aldı. Yine Çorum İlinde yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanlığında bulundu öğretim yılında Amasya İl Eğitim Denetmeni olarak atandı. 1 yıl çalıştıktan sonra Ağustos-2012 tarihinde emekli oldu. Hayrettin SEVER 1947 yılında Tokat ın Yeşilyurt ilçesine bağlı Çırdak köyünde doğdu. İlköğrenimini Yeşilyurt İlçesi nde bitirdi.1966 yılında Pamukpınar İlköğretmen Okulu ndan mezun oldu. Uşak,Adıyaman ve Tokat illerinde öğretmenlik yaptı yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler Bölümünden mezun oldu yılındaki sınavlar sonucunda katıldığı Temel Eğitim Müfettişlik Kursunu İstanbul da tamamladı. Adana ve Çorum da İlköğretim Müfettişi olarak çalıştı yılında Anadolu Üniversitesi Coğrafya Anabilim Dalında lisans tamamladı yılında Amasya, 1998 yılından itibaren Tokat illerinde İlköğretim Müfettişi/Eğitim Müfettişi olarak çalıştı yılında 2. kez atandığı atandığı Amasya ilinden 22/08/2012 tarihinde emekli oldu. Evli ve 3 çocukludur. 98 TEM-SEN

99 Kerim YÜKSEL 16 Mart 1948 Tarihinde Sivas Suşehri Naipli Karaağaç Köyü nde doğdu. İlkokulu kendi köyüne 3 km mesafede bulunan Tatar Köyünde, Ortaokulu Suşehri nde, Liseyi Şebinkarahisar ve Suşehri nde,öğretmen Okulunu Sivas ta, Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü Erzurum da ve Lisans tamamlamayı Eskişehir AÖF de tamamladı Yılında İlköğretim Müfettişi oldu. Kocaeli ve Van da 4, Elazığ da 16, Bartın da 6 yıl çalıştıktan sonra; 18 Mart 2013 tarihinde emekli oldu. Ateş DEMİRCİ İstanbul dan Sakarya ya atandı.atandıktan 4 ay sonra yaş haddinden emekli oldu. Cemalettin DİNÇER Sakarya Eğitim Müfettişi iken İstanbul a atandı oradan emekli oldu. TEM-SEN 99

100 Manisa İl Temsilciliğimiz Manisa İlinde Görev Yapan Eğitim Müfettişleriyle Yemekte Bir Araya Geldi 100 TEM-SEN

101 TEM-SEN 101

102 Denizli Eğitim Müfettişleri Emekli Olan Eğitim Müfettişleri Adına Verilen Yemekte Biraraya Geldi 102 TEM-SEN

103 TEM-SEN 103

104 BİR KİTABIMIZ VAR Size tanıtacağımız kitap, Öğretmenlerden Anılar adını taşıyor. Bu kitap İlköğretim Müfettişi Necdet Alp tarafından derlenmiş. Necdet Alp, Burdur ili, Yeşilova ilçesine bağı Çuvallı köyünde 1954 yılında doğdu..ilkokulu köyünde, lise öğrenimini ise Burdur da tamamladı..on dört yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1993 yılında Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Yönetimi Denetimi Bölümü nden mezun oldu yılında İlköğretim Müfettiş Yardımcısı olarak Kars iline atandı. Daha sonra Kahramanmaraş a oradan da, 1998 yılında naklen Edirne ye gitti. Halen aynı yerde İlköğretim Müfettişleri Başkanı olarak görev yapmaktadır.evli ve iki çocuk babasıdır. Necdet Alp, Öğretmenlerden Anılar adlı kitabın önsözünde:: Köy okullarına rehberlik çalışması için gittiğimde, öğretmenler, Hocam, Birleştirilmiş Sınıflı Okullarda öğrenci çok iyi yetişmez. Dediklerinde, maziye dalar, vekendi köyümü hatırlarım. Ben de birleştirilmiş sınıflı bir köy okulunda okudum. En çok hatırladığım öğretmenler, ilkokul öğretmenlerimdir. Bir çırpıda adlarını söyleyebilirim: Mehmet Er, Arif Orhan, Mustafa Saatçi, Adil Erdem Beyazıt. Bu kitapta, benim gibi çoğu kişinin de adlarını unutmadığı öğretmenlerin anılarını derledim.. Benim, sizinle paylaştığım gibi, onların da, benimle paylaştıkları sıcak anılardır bunlar. Bir solukta okuyacağınız bu anılarda zaman zaman kendinizi, zaman zaman öğretmenlerinizden birini, bazen de bir okul arkadaşınızı bulacaksınız. Hayata pozitif bakmak belki de bu anılar içinde gizlidir. Bazen eğlenecek, bazen üzülecek, bazen de düşüneceksiniz. Fazla söze gerek yok, sizleri bizzat yaşanmış anılarla baş başa bırakmak istiyorum. Diyor. Dergisinin notu: Gerçekten de, bir solukta okunacak bir kitap. Sayın Necdet Alp, çok kolay olmakla birlikte şimdiye dek çok az müfettişin aklına gelip de yapmadığı bir şey yapmış. Rehberlik yaptığı öğretmenlerden, anılarını yazmalarını istemiş, sonra bunları derleyip kitap haline getirmiş. Ortaya çok lezzetli bir kitap çıkmış. Ancak, bir nokta var ki, belirtmeden geçmek olanaksız. O da, kitabın kapağındaki, Necdet Alp ibaresi.. Kapakta, sadece Necdet Alp ibaresinin yer alması, bu ibareden önce, başka bir ibarenin bulunmaması, kitabın sanki Necdet Alp tarafından yazılmış olduğu izlenimi uyandırıyor. Oysa, (bizzat Necdet Alp tarafından da belirtildiği gibi) bu kitap, öğretmenlerin yaşanmış anılarından oluşmaktadır. Necdet Alp in buradaki rolü, yazarlık değil, derleyicilik olmuştur. Bu nedenle, kapaktaki Necdet Alp ibaresinin önüne, Derleyen.ibaresinin konulması daha uygun olurdu. Kitabı edinmek isteyenler için adres: Yortsavul Yayınları, Abdurrahman Mahallesi, Şehit İstiklal Vardar Caddesi, Mahmut Nizam Apartmanı, No:5. Ayşekadın/EDİRNE. 104 TEM-SEN

105 KURAM VE UYGULAMADA SINIF YÖNETİMİ Yazar : CELAL GÜLŞEN (Ed.) Sayfa /Baskı : 317 Sf/1.Baskı ISBN : Yayınevi : ANI YAYINCILIK Kendisiyle barışık, mutlu, başarılı, evrene artı bir değer katarak yaşayan insan yetiştirebilmek, etik değerlerin, duyguların, sağlıklı iletişimin ve iyiliklerin önemsendiği bireylerin yetiştirilmesini sağlamak günümüz eğitim sistemlerinin en önemli sorunlarından birisi olarak görülmektedir. Bu sorunların giderilmesinde ise Sınıf Yönetim leri ön plana çıkmaktadır. İyi yönetilemeyen sınıflar, iyi yönetilemeyen toplumlar doğurmaktadır. Bu kitap, iyi yönetilen toplumların oluşturulmasına hizmet edecek kaliteli sınıfların oluşturulması hedefiyle YÖK ün öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarında belirlediği Sınıf Yönetimi dersinin içeriğine uygun olarak kuram ve uygulamayı bir arada sunmak üzere tasarlanmıştır. Bu kitap, Temel Kavramlar ve Sınıf Yönetiminin Kapsamı, Sınıf Yönetimini Etkileyen Etmenler, Öğrenme ve Öğretme Sürecinin yönetimi, Sınıfta Zaman Yönetimi, Sınıfta İletişim ve Disiplin Oluşturma, Sınıfta Motivasyon Sürecinin Etkili Yönetimi, Sınıfta İstenmeyen Davranışların Yönetimi, Sınıfta İlişki Düzenini Oluşturmada Öğretmenin Liderliği ve Sınıfta Özel Grupların Yönetimi bölümlerinden oluşan kitap, akademik kopyalar için bölümlerin Power Point sunumlarıyla birlikte 2010 yılı Ocak ayında Anı Yayıncılık tarafından okuyucunun hizmetine sunulmuştur. TEM-SEN 105

106 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Yazar : CELAL GÜLŞEN - NECMİ GÖKYER Sayfa /Baskı: 464 Sf/1.Baskı / 2011 ISBN : Yayınevi : ANI YAYINCILIK Etkin ve verimli eğitim sistemlerinin oluşturulması için, öncelikle kendi eğitim sistemimizin çok iyi bir şekilde tanınması ve buna bağlı olarak da okul yönetim süreçlerimizin iyi irdelenmesi gerekmektedir. Bu irdeleme de sadece kuramla sınırlı kalmayıp uygulamayı da kapsayacak şekilde olmalıdır. Bu kitap ile üniversitelerin eğitim fakültelerinde okutulan Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi dersinin kuram-uygulama ilişkisi sorgulanmış ve bu ders için YÖK ün belirlediği içeriğe uygun olarak kuram ve uygulama bir arada sunulmaya çalışılmıştır. Türk Eğitim Sisteminin Amaçları ve Temel İlkeleri, Türk Eğitim Sisteminin Yapısı, Türk Eğitim Sistemi İle İlgili Yasal Düzenlemeler, Yönetim Kuramları ve Süreçlerinin Eğitime Yansımaları, Okul Örgütü ve Yönetimi, Okulda İnsan Kaynakları (Personel) Hizmetlerinin Yönetimi,Okulda Öğrenci Hizmetlerinin Yönetimi, Okulda Öğretim Programlarının Yönetimi.Okul İşletmeciliğinin Yönetimi, Okula Toplumsal Katılım ve İnsan İlişkileri bölümlerinden oluşan kitap, akademik kopyalar için bölümlerin Power Point sunumlarıyla birlikte 2011 yılı Şubat ayında Anı Yayıncılık tarafından okuyucunun hizmetine sunulmuştur. 106 TEM-SEN

107 TEM-SEN 107

108 108 TEM-SEN

109 TEM-SEN 109

Geometri bilgisi zayıf olanlar, Sorularda görme problemi yaşayanlar, Geometri öğrenmeye yeni karar verenler için... ANTRENMANLARLA GEOMETRİ

Geometri bilgisi zayıf olanlar, Sorularda görme problemi yaşayanlar, Geometri öğrenmeye yeni karar verenler için... ANTRENMANLARLA GEOMETRİ Geometri bilgisi zayıf olanlar, Sorularda görme problemi yaşayanlar, Geometri öğrenmeye yeni karar verenler için... ANTRENMANLARLA GEOMETRİ Birinci Kitap Halil İbrahim KÜÇÜKKAYA Aziz Özkan Davut Şahin

Detaylı

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI GÖREV, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ KISIM Amaç ve Hukuki Dayanak Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Strateji Geliştirme

Detaylı

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'e de ulaştırdığımız Tem-Der'in hazırladığı

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'e de ulaştırdığımız Tem-Der'in hazırladığı rapor Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer'e de ulaştırdığımız Tem-Der'in hazırladığı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmüne Kararname 14.09.2011 Tarihli Resmi Gazetede

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Türk kamu yönetiminde son dönemde yaygınlaşarak artan uzmanlaşmaya dayalı personel yaklaşımının, Bakanlık düzeyindeki ilk

Detaylı

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları: GİRİŞ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamu da mali yönetim ve kontrol sisteminin bütünüyle değiştirilerek, uluslararası standartlara ve Avrupa Birliği Normlarına uygun hale getirilmesi

Detaylı

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak 4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak Tapio Laamanen 13 Ocak 2011 1 İstihdam ve Ekonomi Bakanlığı nda Kanun Tasarısı Hazırlama Süreci İlk adım Avrupa Birliği/Ulusal - Hükümet programı

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA Ünite 7 ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA TAKIM ÇALIŞMASI Takım çalışması, belirli sayıda işgörenin, belirli amaçlarla ve belirli sürelerle bir araya gelip sorunların

Detaylı

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi www.mevzuattakip.com.tr Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi 1 Kasım 2015 seçimleri için partiler seçim beyannamelerini açıkladılar. Adalet ve Kalkınma

Detaylı

Matematik öğrenmeye yeni karar verenler, En temelden başlamak isteyenler, İşlem hatası çok olanlar, İşlem hızını artırmak isteyenler için

Matematik öğrenmeye yeni karar verenler, En temelden başlamak isteyenler, İşlem hatası çok olanlar, İşlem hızını artırmak isteyenler için Matematik öğrenmeye yeni karar verenler, En temelden başlamak isteyenler, İşlem hatası çok olanlar, İşlem hızını artırmak isteyenler için TAMAMI ÇÖZÜMLÜ YGS MATEMATİK SORU BANKASI Halil İbrahim KÜÇÜKKAYA

Detaylı

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL KASIM 2013 İÇİNDEKİLER 1. Neden İç Kontrol? 2. İç Kontrol Nedir? 3. İç Kontrolün Amacı Nedir? 4.

Detaylı

T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı

T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL Ankara-2012 İÇİNDEKİLER 1 Neden İç Kontrol? 2 İç Kontrol Nedir? 3 İç Kontrolün Amacı Nedir? 4 İç Kontrolün Yasal

Detaylı

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SPOR HUKUKU. 3.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER SPOR HUKUKU 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER Gençlik ve Spor Bakanlığı 03.06.2011 tarihinde çıkarılan 638 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuştur. 638 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, Gençlik

Detaylı

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI NİSAN 2018 1 2 İÇİNDEKİLER 1. Neden İç Kontrol?...5 2. İç

Detaylı

Mehmet BÜLBÜL. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürülüğü Daire Başkanı

Mehmet BÜLBÜL. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürülüğü Daire Başkanı Mehmet BÜLBÜL Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürülüğü Daire Başkanı Belirlenen düzenleme, standart ve yöntemler çerçevesinde; planlama, programlama, bütçeleme, uygulama, kontrol etme, muhasebeleştirme

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM SUNUMU 02 MAYIS 2014

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM SUNUMU 02 MAYIS 2014 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM SUNUMU 02 MAYIS 2014 İÇ KONTROL SİSTEMİ VE KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI DERLEYEN CUMALİ ÇANAKÇI Şube Müdürü SUNUM PLANI İç Kontrol

Detaylı

TÜRKİYE SAGLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE SAGLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar TÜRKİYE SAGLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Usul ve Esasların amacı;

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞININ GÖREV ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE İKİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam

SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞININ GÖREV ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE İKİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam Amaç SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞININ GÖREV ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam MADDE 1- Bu Yönerge nin amacı; Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme

Detaylı

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5952 Kabul Tarihi : 17/2/2010 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 4/3/2010 Sayı : 27511 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Tanımlar

Detaylı

Türkiye de Devlet Okullarında Eğitim Yöneticilerinin Kariyer Planlama Sorunsalı ENGİN ŞİMŞEK

Türkiye de Devlet Okullarında Eğitim Yöneticilerinin Kariyer Planlama Sorunsalı ENGİN ŞİMŞEK Türkiye de Devlet Okullarında Eğitim Yöneticilerinin Kariyer Planlama Sorunsalı ENGİN ŞİMŞEK Problem Durumu Hem bireysel hem de toplumsal bir eylem olan eğitimin formal örgütü okullardır (Aydın, 2000:

Detaylı

Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8

Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8 Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8 Bilindiği üzere; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yeni mali yönetim ve kontrol sisteminin gereği

Detaylı

T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI ORGANİZASYON YAPISI

T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI ORGANİZASYON YAPISI T.C. AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI ORGANİZASYON YAPISI DEKANLIKLARIN KURULUŞ AMAÇLARI 1- Fakültenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığı Örgütlenmesi

Milli Eğitim Bakanlığı Örgütlenmesi Milli Eğitim Bakanlığı Örgütlenmesi 1 TÜRKİYE DE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI NIN ÖRGÜTLENMESİ 3 Mayıs 1920 Maarif Vekâleti adı ile kurulmuştur. Bakanlık geçen yıllar içerisinde Kültür Bakanlığı, 1935; Milli

Detaylı

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam Madde(1)- (1)Bu yönergenin amacı,

Detaylı

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir? T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KİHBİ Dairesi Başkanlığı 10 SORUDA İÇ KONTROL MAYIS 2014 ANKARA 1- Neden İç Kontrol? Dünyadaki yeni gelişmeler ışığında yönetim anlayışı da değişmekte ve kamu yönetimi kendini sürekli

Detaylı

YÖNETMELİK İPEK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK İPEK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Yönetmelik 22 Eylül 2013 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 28773 İpek Üniversitesinden: YÖNETMELİK İPEK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENME VE ÖĞRETME MERKEZİ (BÖGEM) YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENME VE ÖĞRETME MERKEZİ (BÖGEM) YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENME VE ÖĞRETME MERKEZİ (BÖGEM) YÖNERGESİ (Başkent Üniversitesi Senatosu nun 21.03.2019 tarih ve 862/12 Sayılı Kararı ile kabul edilmiştir.) Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

BARTIN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ GENEL SEKRETERLİK 2013 YILI FAALİYET RAPORU

BARTIN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ GENEL SEKRETERLİK 2013 YILI FAALİYET RAPORU BARTN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ GENEL SEKRETERLİK 2013 YL FAALİYET RAPORU 1 BİRİM YÖNETİCİSİ SUNUŞU Genel Sekreterliğimizin 2013 yılı faaliyet raporu 17/03/2006 tarih ve 26111 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan

Detaylı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler ECA Bölge Perspektifi Marius Koen TÜRKİYE: Uygulama Destek Çalıştayı 6-10 Şubat 2012 Ankara, Türkiye 2 Kapsam ve Amaçlar

Detaylı

İç Kontrol Uzmanı Pozisyonu İçin Doğru Kriterlere Sahip Olduğunuzdan Emin misiniz?

İç Kontrol Uzmanı Pozisyonu İçin Doğru Kriterlere Sahip Olduğunuzdan Emin misiniz? Türkiye nin en popüler iş arama ve işe alma platformları olan yenibiriş.com da 1500, kariyer.net te ise 2000 e yakın İç Kontrol başlıklı ilan bulunmaktadır. İç Kontrol Uzmanı Pozisyonu İçin Doğru Kriterlere

Detaylı

SENDİKAMIZIN GÖRÜŞLERİ KIRMIZI OLARAK BELİRTİLMİŞTİR. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI YÖNETİCİLERİ YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

SENDİKAMIZIN GÖRÜŞLERİ KIRMIZI OLARAK BELİRTİLMİŞTİR. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI YÖNETİCİLERİ YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ SENDİKAMIZIN GÖRÜŞLERİ KIRMIZI OLARAK BELİRTİLMİŞTİR. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI YÖNETİCİLERİ YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel İlkeler Amaç

Detaylı

10 SORUDA İÇ KONTROL

10 SORUDA İÇ KONTROL T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı 10 SORUDA İÇ KONTROL 1 Neden İç Kontrol? Dünyadaki yeni gelişmeler ışığında yönetim anlayışı da değişmekte ve kamu yönetimi kendini

Detaylı

YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ KÜRESELLEŞME VE GENÇLİK SORUNLARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ KÜRESELLEŞME VE GENÇLİK SORUNLARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 15 Aralık 2014 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29206 Üsküdar Üniversitesinden: YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ KÜRESELLEŞME VE GENÇLİK SORUNLARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM SİSTEMİ

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM SİSTEMİ BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM SİSTEMİ G İ R İ Ş 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun beşinci kısmında iç kontrol sistemi düzenlenmiştir. 26.12.2007

Detaylı

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bu ders kapsamında Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme Alanında kullanılan nicel ve nitel araştırma

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Uludağ Üniversitesi Kadın Araştırmaları

Detaylı

5 Aralık 2014 Pazartesi Resmi Gazete Sayı: 29206

5 Aralık 2014 Pazartesi Resmi Gazete Sayı: 29206 5 Aralık 2014 Pazartesi Resmi Gazete Sayı: 29206 Üsküdar Üniversitesi'nden: ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ GENÇ BEYİNLER AKADEMİSİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Bakanlık Sistemi Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Bakan Merkezi yönetim bakanlıklar biçiminde örgütlenmiştir ve her bakanlıkta en üst yönetici olarak bakan bulunur. Bakanlıklardaki yönetsel

Detaylı

Senin tercihin. Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık. Aksiyon un Ötesi

Senin tercihin. Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık. Aksiyon un Ötesi 1 Senin tercihin? Yönetim Geliştirme ArGe, Eğitim ve Danışmanlık Aksiyon un Ötesi Hakkımızda SürAkSiYon (Sürdürülebilir Akılcı Sistematik Yönetim) markası ile TÜBİTAK Marmara Teknoloji Geliştirme Bölgesi

Detaylı

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON MİSYON Eğitim, sağlık hizmeti ve araştırmada yenilik ve mükemmelliği teşvik ederek, ulus ve ötesinde, sağlığı korumak ve geliştirmektir.

Detaylı

BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI

BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI OCAK 2015 Sunum Planı İç Kontrol ün Tanımı ve Amaçları Birimlerin Sorumlulukları İç Kontrol Standartları Bakanlıkta

Detaylı

YÖNETMELİK. Üsküdar Üniversitesinden: ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İNSAN ODAKLI İLETİŞİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Üsküdar Üniversitesinden: ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İNSAN ODAKLI İLETİŞİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM 15 Aralık 2014 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29206 Üsküdar Üniversitesinden: YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İNSAN ODAKLI İLETİŞİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ BARBAROS DENİZCİLİK YÜKSEKOKULU İÇ KONTROL SİSTEMİ VE İÇ KONTROL STANDARTLARI İLE İLGİLİ EĞİTİM SEMİNERİ Eğitim Planı İç Kontrol Nedir? İç Kontrolün Amaçları ve Temel İlkeleri İç Kontrolde

Detaylı

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER MİSYON Eğitim, sağlık hizmeti ve araştırmada yenilik ve mükemmelliği teşvik ederek, ulus ve ötesinde, sağlığı korumak ve geliştirmektir.

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali) Hata adı: Hata türü: (yönetim/operasyonel/stratejik/bilgi Teknolojileri/izleme ve raporlama) Hatanın gerçekleşme tarihi: Hatanın sebepleri/olası sebepleri: Hatanın etkilediği faaliyet/süreç adı: Sorumlu

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz ve gerekçesi ek tedir. Gereğini saygılarımızla arz ederiz. GENEL GEREKÇE

Detaylı

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 4.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER Kalite Planlaması Kalite Felsefesi KALİTE PLANLAMASI Planlama, bireylerin sınırsız isteklerini en üst düzeyde karşılamak amacıyla kaynakların en uygun

Detaylı

İç Denetim Birimi Başkanlığı İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

İç Denetim Birimi Başkanlığı İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İç Denetim Birimi Başkanlığı İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SUNUM PLANI İç Denetimin Gelişimi İç Denetim Nedir? 5018 Sayılı Kanuna Göre Denetim Belediyelerde Denetim İBB İç Denetim Birimi Başkanlığı ve

Detaylı

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ Yazarlar Doç.Dr.Ahmet Yatkın Doç.Dr.Mehmet Göküş Yrd.Doç.Dr.Ayşe Yıldız Özsalmanlı Yrd.Doç.Dr.Demokaan Demirel Yrd.Doç.Dr.Fulya

Detaylı

T.C. UŞAK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İç Denetim Birimi STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞINA

T.C. UŞAK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İç Denetim Birimi STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞINA T.C. UŞAK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İç Denetim Birimi *BEKV3C6F3* Sayı : 88820408-612.01.01- Konu : İç Kontrol Eylem Planı Öngörülen Eylemler STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞINA İlgi : 20/12/2017 tarihli,

Detaylı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı 6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Teşkilatı(ISSA) işbirliği ile Stratejik İnsan Kaynakları Politikaları ve İyi Yönetişim

Detaylı

YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI FELSEFE ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI FELSEFE ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 26 Ekim 2014 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29157 Üsküdar Üniversitesinden: YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI FELSEFE ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

DIŞ DENETİM VE SAYIŞTAYIN YENİ MALİ YÖNETİM SİSTEMİ İÇİNDE DEĞİŞEN RÖLÜ VE YAPISI

DIŞ DENETİM VE SAYIŞTAYIN YENİ MALİ YÖNETİM SİSTEMİ İÇİNDE DEĞİŞEN RÖLÜ VE YAPISI DIŞ DENETİM VE SAYIŞTAYIN YENİ MALİ YÖNETİM SİSTEMİ İÇİNDE DEĞİŞEN RÖLÜ VE YAPISI Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat

Detaylı

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları ) ÇOCUK VAKFI NDAN ZEKÂ ve YETENEK KONUSUNDA ÜLKE ÖLÇEKLİ ÖNERİLER (Yeni Bir Anlayış, Yeniden Yapılandırma ve Yeni Modellerin Geliştirilmesi) -Ön Bilgi Notu- ( 3 Ağustos 2017 ) Önerilerin Amacı Çocuk Vakfı

Detaylı

KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU

KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU MUHASEBAT KONTROLÖRLERİ DERNEĞİ Yayın No: 34 AÇIKLAMALI KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU Yazarlar M. Sait ARCAGÖK Baki KERİMOĞLU Mesut HASTÜRK Hamdi GÜLŞEN Mehmet KOÇDEMİR Ankara, 2015 Bu kitabın tüm

Detaylı

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KALİTE YÖNETİM VE AR-GE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu

Detaylı

KALİTE BİRİM SORUMLULARI EĞİTİMİ

KALİTE BİRİM SORUMLULARI EĞİTİMİ KALİTE BİRİM SORUMLULARI EĞİTİMİ 2018/I (05.09.18) Ülkü SU BİLGİN CICP-MHU Stratejik Yönetim ve Planlama Birimi Yöneticisi TANIŞMA.. EĞİTİM PLANI Eğitimin amacı Kalite Yönetim Sistemi o Nedir? o Sistem:

Detaylı

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 YILI FAALİYET RAPORU

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 YILI FAALİYET RAPORU ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 YILI FAALİYET RAPORU HAKKARİ ŞUBAT 2014 İÇİNDEKİLER BİRİM YÖNETİCİSİNİN SUNUŞU.... 1 I- GENEL BİLGİLER...... 2 A. MİSYON VE VİZYON..... 2 B. YETKİ, GÖREV VE SORUMLULUKLAR..

Detaylı

ORDU ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK PLAN YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel İlkeler

ORDU ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK PLAN YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel İlkeler ORDU ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK PLAN YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel İlkeler Amaç MADDE 1 Bu yönerge Üniversitenin Stratejik Planı kapsamında; misyon, vizyon ve temel değerlerinin

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ LİDERLİK VE GİRİŞİMCİLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ LİDERLİK VE GİRİŞİMCİLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Sayfa No 1 / 7 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; KTO Karatay Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulan KTO Karatay Üniversitesi Liderlik ve Girişimcilik

Detaylı

STK LAR İÇİN. Gönüllülük Kurumsallık Verimlilik Süreklilik

STK LAR İÇİN. Gönüllülük Kurumsallık Verimlilik Süreklilik STK LAR İÇİN Gönüllülük Kurumsallık Verimlilik Süreklilik Başkandan İLKE (İlim Kültür Eğitim Derneği) uzun yıllardır sivil toplum alanında gönüllü çalışmalar yapmakta ve bu tür faaliyetlere destek vermektedir.

Detaylı

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu 30 Kasım 2012, Hacettepe Üniversitesi, Beytepe-ANKARA Eğitim Bilimleri Enstitülerine Neden İhtiyaç Bulunmaktadır? Yükseköğretim Kanun Taslağında Üniversite

Detaylı

İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek!

İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek! İç Kontrol Yönetim Sistemi (İKYÖS) Hayati riskler her zaman olabilir, önemli olan onları görebilecek sistemlere sahip olabilmek! Yönetim, Eğitim, Taahhüt Hizmetleri www.sibernetiks.com 0850 840 23 90 Uyum

Detaylı

Belediyeler ve Kamu Mali Yönetim Sistemi

Belediyeler ve Kamu Mali Yönetim Sistemi Belediyeler ve Kamu Mali Yönetim Sistemi 16 Nisan 2011 Mehmet BÜLBÜL Daire Başkanı Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü mbulbul06@gmail.com www.bumko.gov.tr/kontrol Kamu Mali Yönetim

Detaylı

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK 1 ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar, Temel

Detaylı

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK BİR SORUNU DAHA ÇÖZÜME KAVUŞTURDUK Üniversitelerde idari ve akademik personeli bir bütün olarak görüyoruz. 666 Sayılı KHK ile idari personelin ek ödeme oranlarında artış gerçekleştirilirken,

Detaylı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı. Karar Sayısı: 819 Karar Tarihi: 25/09/2002

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı. Karar Sayısı: 819 Karar Tarihi: 25/09/2002 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı Karar Sayısı: 819 Karar Tarihi: 25/09/2002 (28.09.2002 tarih ve 24890 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığının Denetim Örgütlenmesinde. Yapılan Güncel Değişikliklere İlişkin Görüşler. Politika Notları

Milli Eğitim Bakanlığının Denetim Örgütlenmesinde. Yapılan Güncel Değişikliklere İlişkin Görüşler. Politika Notları Milli Eğitim Bakanlığının Denetim Örgütlenmesinde Yapılan Güncel Değişikliklere İlişkin Görüşler Politika Notları 2 27.12.2016 02.12.2016 tarih ve 6764 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri

Detaylı

T. C. İzmir Bornova Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM

T. C. İzmir Bornova Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM T. C. İzmir Bornova Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 Bu Yönetmeliğin amacı; Bornova Belediye

Detaylı

ORGANİZASYON YAPISI, GÖREV VE SORUMLULUKLARINDA ANAN SORUNLAR VE

ORGANİZASYON YAPISI, GÖREV VE SORUMLULUKLARINDA ANAN SORUNLAR VE STRATEJİ GELİŞ İŞTİRME BİRİMLERİNİN ORGANİZASYON YAPISI, GÖREV VE SORUMLULUKLARINDA YAŞANAN ANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Sunum Planı 1. Strateji Geliştirme Daire Başkanl kanlıklarının Çalışma Usul

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ. Eğitim Öğretim Metotları:

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ. Eğitim Öğretim Metotları: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DERS TANIM VE ÖĞRENİM YETERLİLİKLERİ Eğitim Öğretim Metotları: Eğitim - Öğretim Yöntemleri Başlıca Öğrenme Faaliyetleri

Detaylı

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU 1 KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU DÜZCE ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI Düzce Üniversitesi Konuralp Yerleşkesi 81620 Konuralp / DÜZCE 15/06/2016 2 İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU A. Kurum Hakkında Bilgiler

Detaylı

Bankacılık Sektörü İle Kamu İdarelerindeki İç Denetim Uygulamalarının Karşılaştırılması ve Geleceğe İlişkin Değerlendirmeler

Bankacılık Sektörü İle Kamu İdarelerindeki İç Denetim Uygulamalarının Karşılaştırılması ve Geleceğe İlişkin Değerlendirmeler Bankacılık Sektörü İle Kamu İdarelerindeki İç Denetim Uygulamalarının Karşılaştırılması ve Geleceğe İlişkin Değerlendirmeler Gürdoğan Yurtsever Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) Yönetim Kurulu Başkanı

Detaylı

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü SAYI: B.07.0.BMK / /02/2009 KONU: Kamu İç Kontrol Standartları

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü SAYI: B.07.0.BMK / /02/2009 KONU: Kamu İç Kontrol Standartları T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü SAYI: B.07.0.BMK.0.24-150/4005-1205 04/02/2009 KONU: Kamu İç Kontrol Standartları BAŞBAKANLIĞA... BAKANLIĞINA... MÜSTEŞARLIĞINA... BAŞKANLIĞINA...

Detaylı

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI 1.... ilkesi, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez. Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olup bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğunu anlatır.

Detaylı

Kemal ÖZSEMERCİ Uzman Denetçi

Kemal ÖZSEMERCİ Uzman Denetçi Kemal ÖZSEMERCİ Uzman Denetçi Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı: kamu mali yönetim sistemi Dış denetim ve iç denetim görev alanları Performans denetimi İç denetim ve dış denetim işbirliği alanları Madde 9- Kamu

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönergenin amacı, Millî Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları

Detaylı

KURUMSAL DIŞ DEĞERLENDİRME KILAVUZU

KURUMSAL DIŞ DEĞERLENDİRME KILAVUZU BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU KURUMSAL DIŞ DEĞERLENDİRME KILAVUZU 05.12.2016 1 KURUMSAL DIŞ DEĞERLENDİRME SÜRECİ Kurumsal dış değerlendirme süreci, kurumun kendi

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam Madde 1- (1) Bu Yönerge, Çukurova Üniversitesi nin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri

Detaylı

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 Bu Yönerge, Cumhuriyet Üniversitesi nin ulusal ve uluslararası akademik

Detaylı

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-12/1/2015-29234) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Gebze

Detaylı

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aydın BAŞAR Eğitim Denetimine Giriş BÖLÜM I BÖLÜM II BÖLÜM III BÖLÜM IV BÖLÜM V BÖLÜM VI BÖLÜM VII BÖLÜM VIII BÖLÜM IX Denetim Temel Kavramları Denetim

Detaylı

MALİYE BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RAPOR TESPİT TABLOSU

MALİYE BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RAPOR TESPİT TABLOSU Şube Adı: Uygulama ve Koordinasyon (I) Şubesi Müdürlüğü MALİYE BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RAPOR TESPİT TABLOSU A ve B Grubu Kadroların birimler ve unvanlara göre dağıtımının yapılması Yıl içerisinde

Detaylı

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK ve TANIMLAR: Amaç Madde 1: Bu yönetmeliğin amacı Ruhsat

Detaylı

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı, İstanbul 12 Eylül 2008 Çalışma Grubu Amacı Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele M Çalışma Grubu nun amacı; Türkiye

Detaylı

Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri. 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi

Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri. 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi Performans Denetimi Hesap verebilirlik ve karar alma süreçlerinde iç denetimin artan katma değeri 19 Ekim 2015 XIX.Türkiye İç Denetim Kongresi Place image here with reference to guidelines Serhat Akmeşe

Detaylı

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 2012 SUNUŞ Bilimsel araştırmaların günümüzdeki haliyle daha karmaşık ve zorlu sorulara cevap arandıkça, daha fazla

Detaylı

STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ORGANİZASYON EL KİTABI

STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ORGANİZASYON EL KİTABI Sayfa/Topl. Sayfa No 1/10 Hazırlayan Onaylayan 1.1. Başkanlığın Görevleri Ulusal kalkınma strateji ve politikaları, yıllık program ile hükümet programı çerçevesinde idarenin orta ve uzun vadeli strateji

Detaylı

İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde

İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde İç kontrol; idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının

Detaylı

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Balanced Scorecard DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Bu yöntemin ortaya çıkışı 1990 yılında Nolan Norton Enstitüsü sponsorluğunda gerçekleştirilen, bir yıl süren ve birçok şirketi kapsayan Measuring performance

Detaylı

5018 sayılı Kanunla kamu idarelerinin yapısında İç Denetim Sistemi oluşturulmuştur. Bu Kanunla; Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulu

5018 sayılı Kanunla kamu idarelerinin yapısında İç Denetim Sistemi oluşturulmuştur. Bu Kanunla; Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulu 1 / 52 5018 sayılı Kanunla kamu idarelerinin yapısında İç Denetim Sistemi oluşturulmuştur. Bu Kanunla; Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulu kurulmuştur. Risk esaslı iç denetim yapılması hedeflenmiş

Detaylı

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı hız ve etkileşim ağı içinde, rekabet ve kalite anlayışının değiştiği bir kültür

Detaylı

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Sayfa No 1 / 5 ABANT İZZET BAYSAL BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı olarak kurulan Abant İzzet

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SAYIIŞTAY BAŞKANLIIĞII ÇALIIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİİK BAKANLIIĞII 2012 YIILII DENETİİM RAPORU EYLÜL 2013 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94

Detaylı

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 207 KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin Tarihi : 13/12/1983 No : 189 Yetki Kanununun Tarihi : 17/6/1982 No : 2680 Yayımlandığı R.G. Tarihi

Detaylı