ORTADOĞU SU KRIZI VE TÜRKIYE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORTADOĞU SU KRIZI VE TÜRKIYE"

Transkript

1 ORTADOĞU SU KRIZI VE TÜRKIYE Mayıs 2017 Kadriye Sınmaz ARAŞTIRMA 38 Ortadoğu

2 Araştırma 38 Ortadoğu Mayıs 2017 Ortadoğu Su Krizi ve Türkiye İNSAMER 2017 Bu yayının bütün hakları İNSAMER İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi ne aittir. İNSAMER in izni olmaksızın yayının metni herhangi bir formda yayımlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve dağıtımı yapılamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Hazırlayan: Kadriye Sınmaz Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Ahmet Emin Dağ Editör: Ümmühan Özkan Web Editörü: Mervenur Lüleci Karadere Referans için: Sınmaz, Kadriye, Ortadoğu Su Krizi ve Türkiye, İNSAMER, Araştırma 38, Mayıs Bu yazının içeriği ile ilgili bütün sorumluluk müellifine aittir. Nuhun Gemisi Sayfa Tasarım: Fatih Hacıoğlu Baskı: Pelikan Basım Maltepe Mh. Gümüşsuyu Cd. Odin İş Merkezi No. 1/28 Topkapı-İSTANBUL İNSAMER, İHH İnsani Yardım Vakfı nın Araştırma Merkezi dir. Karagümrük Mh. Kaleboyu Cd. Muhtar Muhittin Sk.No:6 PK Fatih / İstanbul - TÜRKİYE

3 Giriş 01 İÇİNDEKİLER Fırat-Dicle Havzası- Havzanın Hidrolojik Özellikleri Kıyıdaş Ülkelerin Havza ile İlgili Yorum Farklılıkları Tarihî Süreç Arası Dönem Arası Dönem 12 Güvenlik-Su Bağlantısı Arası Dönem den Günümüze 20 Asi Nehri Havzası 24 Suriye nin Çelişen Hidropolitiği 27 Sonuç 28 Sonnotlar 29 info@insamer.com

4 MAYIS 2017 Giriş İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için su vazgeçilmez en temel ihtiyaçtır. Geçmiş yüzyıllarda sadece tarım ve günlük ihtiyaçlar için kullanılan suyun kullanım alanları ve miktarı günümüzde oldukça farklılaşmıştır. Bugün hem değişen ihtiyaç durumuna hem de dünya nüfusunun artışına paralel olarak su kullanımı da bir hayli artmıştır. Öte yandan dünya genelinde eşit dağılmayan su kaynakları sebebiyle de su ile ilgili krizlerin oranında ciddi artış yaşanmaya başlamıştır. Hâlihazırda enerji ve tarımsal üretimdeki ihtiyaçlar, devletleri su üzerine yeni politikalar üretmek mecburiyetinde bırakmaktadır. Bu politikalar bazı bölgelerde barışçıl ve uzlaşmacı bir şekilde sürdürülürken bazı bölgelerde çatışmacı bir zeminde devam etmektedir. Ortadoğu yüksek su potansiyeline sahip olmasına rağmen, su kaynaklarının belirli bölgelerde yoğunlaşmış olması ve temel su kaynağı olan nehirlerin birçok ülkeyi içine alan havzaları, devletler arasındaki ilişkileri etkilemektedir. Bu şekilde sınıraşan çok sayıda nehrin bulunduğu bölgemizde Fırat, Dicle, Asi, Şeria (Ürdün) ve Nil nehirleri en önemli su kaynaklarını oluşturmaktadır. Bütün bu su havzalarının inceleneceği raporlar serimize ülkemizi doğrudan ilgilendiren nehirlerle başlıyoruz. Elinizdeki bu çalışmada Türkiye nin kıyıdaş olduğu Fırat-Dicle nehirleri ve Asi Nehri havzası hidrolojik özellikleri, havzada geçmişten bu yana yaşanan anlaşmazlıklar ve özellikle Suriye nin çelişen çatışmacı politikaları bağlamında değerlendirilecektir. 01

5 Enerji ve tarımsal üretimdeki ihtiyaçlar, devletleri su üzerine yeni politikalar üretmek mecburiyetinde bırakıyor. Bu politikalar bazı bölgelerde barışçıl ve uzlaşmacı bir şekilde sürdürülürken bazı bölgelerde çatışmacı bir zeminde devam ediyor. FIRAT-DICLE HAVZASI HAVZANIN HIDROLOJIK ÖZELLIKLERI Fırat Nehri, Ağrı Diyadin den doğan Murat Suyu ve Erzurum Dumludağ dan doğan Karasu nehirlerinin birleşmesiyle Türkiye den neşet etmekte ve Karasu kaynağından 971, Murat Suyu ndan kilometrelik bir akıştan sonra Suriye ye geçmektedir. Nehrin Türkiye sınırındaki havzası kilometrekaredir. Türkiye den sonra, önce Suriye ye geçen ardından da Irak ta Dicle Nehri ile birleşen Fırat Nehri nin toplam uzunluğu kilometredir. 1 Türkiye nin Fırat Nehri ne katkısı 31,58 milyar metreküp iken, Suriye nin katkısı 4 milyar metreküptür; Irak ın ise nehre hiç katkısı yoktur. Buna karşın Türkiye nin tüketim hedefi 18,42, Suriye nin 11,50 ve Irak ın 23 milyar metreküptür. 2 Türkiye nin nehre katkısı yaklaşık %88-90 oranında ol- Fırat Nehri ne Ülkelerin Katkı Payları ve Tüketim Hedefleri (milyar m 3 ) Türkiye Suriye Irak Toplam ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU Katkı 31,58 4, ,58 Tüketim Hedefi 18,42 11,5 23,00 52,92 Kaynak: Özden Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, TESAV, Ankara,

6 masına rağmen tüketim hedefi %35 dolaylarındadır. Suriye ve Irak ın katkı paylarıyla paralellik göstermeyen tüketim hedefleri, özellikle Irak ın hiç katkısı yokken en yüksek oranda hak talep etmesi, hem bu iki ülke arasında hem de iki ülkeyle Türkiye arasında su temelli çıkan sorunların başlıca sebeplerinden biridir. Dicle Nehri ise, Elazığ ilindeki Hazar Gölü nden doğmaktadır. Ambar, Kuru, Pamuk, Batman ve Garzan çaylarından beslenerek 30 kilometre kadar Türkiye-Irak sınırını oluşturduktan sonra Irak topraklarına girmektedir. Türkiye den doğan Hezil Çayı ve Büyük Zap Suyu, Irak ta Dicle Nehri ne katıl- Dicle Nehri ne Ülkelerin Katkı Payları ve Tüketim Hedefleri (milyar m 3 ) Türkiye Suriye Irak Toplam Katkı 25, ,43 48,67 Tüketim Hedefi 6,87 2,60 45,00 54,47 Kaynak: Özden Bilen, Özden Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, TESAV, Ankara, maktadır. Ayrıca Adhaim, Diyale, Küçük Zap sularıyla da Irak ta birleşen Dicle nin toplam uzunluğu kilometredir. Nehrin 523 kilometresi Türkiye toprakları içerisindedir. 3 Dicle Nehri havzasının %12 si Türkiye, %54 ü Irak, %0,2 si Suriye ve %34 ü İran sınırları içerisindedir. Türkiye nin nehre katkı payı 25,24 milyar metreküp, Irak ın 23,43 milyar metreküp iken Suriye nin nehre katkısı yoktur. Buna karşın Türkiye nin tüketim hedefi 6,87 milyar metreküp, Irak ın 45 milyar metreküp ve Suriye nin 2,60 milyar metreküptür. Sınırları içerisindeki nehir havzasının büyüklüğü kilometrekareyi 4 bulan ve katkı payı %48 dolaylarında olan Irak ın tüketim hedefi, katkı payı daha yüksek olan Türkiye den fazladır. Suriye ise herhangi bir katkı payı olmamasına rağmen Dicle Nehri suyundan küçük de olsa bir hak talebinde bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi bu kabilden uyumsuz ve dengesiz talepler bölgedeki sorunlara temel teşkil etmektedir. Dicle, Irak ın güneyindeki Kurna şehri yakınlarında Fırat Nehri ile birleşerek Şattü l-arap adı verilen su yolunu oluşturmaktadır. 179 kilometre uzunluğunda olan Şattü l-arap Nehri, Basra Körfezi ne dökülmektedir. 5 Fırat ve Dicle nehirlerinin bir yıllık toplam debisi neredeyse Nil Nehri nin bir yıllık debisi ile aynıdır. KIYIDAŞ ÜLKELERIN HAVZA ILE ILGILI YORUM FARKLILIKLARI MAYIS 2017 Memba ülke konumdaki Türkiye nin bir taraf, mansap ülkeler Suriye ve Irak ın ise genellikle diğer taraf olduğu karşılıklı ilişkilerde temel sorun noktası, tarafların havzayı tanımlama biçimidir. Türkiye bu suları sınıraşan su (cross-boundary), Suriye ve Irak ise uluslararası nehir (transboundary rivers) şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanımlama farklılığı salt kavramsal bir yaklaşım olmanın ötesinde, doğurduğu hukuki sonuçlar itibarıyla da söz konusu ülkeler arasında önemli bir problem alanı oluşturmaktadır. Sınıraşan sular bir devletten doğarak iki veya daha fazla ülkenin sınırlarına geçen ve üzerinde kesinlikle tek bir ülke veya ortak ülkelerin egemenlik iddiasında bulunamayacakları nehirlerdir. Bu sular üzerinde ortak paylaşım değil ancak tahsis söz konusu olabilmektedir. Günümüz literatüründe sınıraşan su kavramı 03

7 sık kullanılmadığından, ikiden fazla ülke sınırlarında yer alan nehirlerin tamamı için çoğunlukla uluslararası nehir kavramı kullanılmaktadır. Esasında uluslararası kelimesi su yolunun birden fazla ülkeyi ilgilendirdiğine atıf yapmaktadır. Ancak kavram, kıyıdaş devletler tarafından uluslararasılaştırma şeklinde algılanarak ortak egemenliğe yakın bir sistemin meşruluğuna dayanak olarak kullanılmaktadır. 6 Uluslararası nehirler iki veya daha fazla devletin egemenliğinde bulunur ve bazen de sınır oluştururlar. Bu nehirler, en derin nokta olan ve Thalveg adı verilen hatla ayrılarak devletlerin egemenlik alanlarını belirler. 7 Uluslararası nehir kavramı ilk defa Uluslararası Sürekli Adalet Divanı tarafından 1929 yılında Oder Nehri olayı nda kullanılmıştır. Buradaki tanımlama coğrafya ve ulaşım unsurları gözetilerek yapılmış ve bu dönemde ikinci bir tanıma ihtiyaç duyulmamıştır. Fakat 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklı modern ihtiyaçların (enerji vb.) kullanımlarının yaygınlaşmasıyla nehirlerden ulaşım dışında da faydalanılmaya başlanmış ve bu sebeple de bu tanım konuyu ele alırken yeterli gelmemeye başlamıştır. Mevcut uluslararası hukuk kurallarının beklentiyi karşılayamaması sebebiyle birçok uluslararası toplantı gerçekleştirilerek çözüm yolları aranmıştır. Uluslararası Hukuk Enstitüsü nün Uluslararası Suların Ulaşım Dışı Kullanımı Üzerine 1961 Salzburg Kararları ile Göl ve Nehir Kirliliği Üzerine 1979 Atina Kararları ; Uluslararası Hukuk Derneği nin Uluslararası Nehir Sularının Kullanılması Üzerine 1966 Helsinki Kuralları ve Uluslararası Drenaj Havzalarında Su Kirliliği Üzerine 1982 Montreal Kuralları, bağımsız hukuk kuruluşlarının bu konudaki çalışmalarından bazılarıdır Helsinki Anlaşması nda suların kıyıdaş ülkeler arasında kullanılmasında bazı ölçütlerin öngörülmesi koşuluyla hakça ve makul kullanım ilkesi konulmuştur. 8 Ayrıca halen geçerli olan 1992 tarihli Uluslararası Göller ve Sınıraşan Su Yollarının Korunması ve Kullanılması Hakkında Sözleşme ve 1997 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu nda oylanan Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanılması Hukukuna İlişkin Sözleşme konuyla ilgili çalışılmış diğer metinlerdir. Söz konusu ilk sözleşme, sınıraşan su kaynaklarının havzadaki kıyıdaş ülkelerden oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesini ve memba ülkenin su üzerinde hayata geçireceği projelerle ilgili olarak aşağı çığır ülkelerinin onayını alması gerektiğini belirtmektedir. İkinci sözleşme ise BM Genel Kurulu nda oylanmıştır ve 103 ülke kabul, 27 ülke çekimser, Türkiye nin aralarında bulunduğu 3 ülke ise red oyu kullanmıştır. Yürürlüğe girebilmesi için 35 ülkenin onayına ihtiyaç duyan sözleşme, hâlihazırda sadece 15 ülke tarafından onaylanmıştır. Sözleşme, Helsinki Kuralları gibi hakça ve makul kullanım ilkesini öngörmüş ve aynı zamanda soruna taraf ülkelere zarar vermeme yükümlülüğü getirmiştir. 9 Bütün bu sözleşmelere rağmen kıyıdaş ülkelerin kulanım haklarını, egemenlik sınırlarını belirleyen genelgeçer kurallar belirlenememiş ve uyuşmazlıkların çözümü, soruna taraf ülkelerin aralarında yapacakları anlaşmalara bırakılmıştır. Günümüz literatüründe sınıraşan su kavramı sık kullanılmadığından, ikiden fazla ülke sınırlarında yer alan nehirlerin tamamı için çoğunlukla uluslararası nehir kavramı kullanılmaktadır. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 04

8 MAYIS Türkiye Cumhuriyeti nin uluslararası hukukta suların yönetimiyle ilgili yükümlülük doğuracak nitelikte taraf olduğu bir anlaşma bulunmamaktadır. BM Şartı nın 33. Maddesi nin 1. Paragrafı nda: Süregitmesi uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyi görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaştırma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile bölgesel kuruluş ya da antlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar. denilmektedir. 10 Uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümü uluslararası hukukta buyruk kural (jus cogens) niteliği kazanmıştır fakat ilgili ülke açıkça belirtmediği yahut yürürlükte olan bir anlaşmadan kaynaklanan zorunluluk olmadığı takdirde sorunu yargısal veya siyasal bir yolla çözümlemeye mecbur edilememektedir. 11 Suların paylaşımıyla ilgili yapılan çalışmalar neticesinde dört temel doktrin ortaya çıkmıştır: ƸƸMutlak Egemenlik Doktrini (Harmon Doktrini): İlk olarak 1895 yılında ABD ile Meksika arasında yaşanan Grande Nehri sularının paylaşımı sorununda ABD nin görüşü olarak ortaya çıkmıştır. Bu doktrine göre su üzerindeki mutlak egemenlik hakkı yukarı kıyıdaş ülkeye aittir. Bu sebeple de daha çok yukarı kıyıdaş ülkeler tarafından benimsenmiştir. Bu doktrin sonraki yıllarda geçerliliğini yitirmiştir. ƸƸDoğal Durumun Bütünlüğü Doktrini: Harmon Doktrini ne karşı olarak aşağı kıyıdaş ülkelerin desteklediği görüştür. Bu görüşe göre, havzadaki bir ülke diğer ülkelere akan suyun doğal akış miktarını veya niteliğini etkileyecek bir faaliyette bulunamaz. ƸƸÖn Kullanım Üstünlüğü Doktrini: Tarihsel olarak suyu daha erken kullanmaya başlayan ülkenin önceliği olmakla birlikte, aşağı kıyıdaş ülkelerin de haklarını gözetmek mecburiyetinde olması gerektiğini savunan görüştür. ƸƸHakça, Akılcı ve Optimum Kullanım Doktrini: ABD li hukukçu Lipper e göre adil kullanım görüşü, Sınıraşan suların adil kullanımı, akarsuya mecra ülkeler arasında her birinin farklı ekonomik ve sosyal ihtiyaçları bulunmakta olduğundan her ülkeye azami fayda ve her ülkeye asgari zarar verecek şekil-

9 de bölüştürülmesi şeklinde tanımlanmaktadır. 12 Burada suların her ülkeye bölüştürülmesinden kasıt, suların kıyıdaş ülkeler arasında eşit bir şekilde bölünmesi değil nehir sularının makul ve yararlı kullanımında tüm kıyıdaş ülkelerin eşit haklara sahip olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti nin uluslararası hukukta suların yönetimiyle ilgili yükümlülük doğuracak nitelikte taraf olduğu bir anlaşma bulunmamaktadır. Keza Türkiye, su meselesini her yönüyle ele alan bir anlaşmanın henüz var olmadığı ve uluslararası su hukukunun henüz oluşum aşamasında olduğu görüşündedir. Günümüze değin Türkiye, su- Diğer bir temel uyuşmazlık konusu ise, Türkiye nin Fırat-Dicle sularını iki nehir, tek havza şeklinde; Suriye ve Irak ın ise iki nehir, iki havza şeklinde yorumlamasından ların paylaşımıyla ilgili kıyıdaş ül- kaynaklanmaktadır. Dicle ve Fırat kelerle iş birliği çerçevesinde yer alan çözüm seçeneklerini gündemde tutmuştur. Suların paylaşımı konusunda Hakça, Akılcı ve Optimum Kullanım Doktrini ni benimsemekte ve kıyıdaş ülkelere ciddi zarar (significant harm) verilmemesi görüşünü savunmaktadır. 13 Irak ve Suriye ise doğal durumun bütünlüğü doktrini veya ön kullanım önceliği doktrini ne yakın söylemler geliştirmiştir. Bu iki kıyıdaş ülke, nehirler üzerine doğal akışı etkileyecek herhangi bir projenin yapılmaması gerektiğini savunarak yukarı çığır ülkesi Türkiye nin egemenlik haklarını tamamıyla görmezden gelmektedir. Ayrıca Fırat ve Dicle nin binlerce yıldır Mezopotamya topraklarını canlandırarak çok geniş tarım arazilerini sulaması ve bunun için oluşturulan sulama tesisleri, Irak ve Suriye nin kadim sulamalar gerekçesiyle kazanılmış haklar a sahip olduklarını iddia etmeleri sonucunu da doğurmuştur. Tarihsel olarak bir öncelik hakkına sahip olduklarını savundukları bu görüş, ön kullanım önceliği doktrini ile benzerlik nehirleri havza boyunca akış esnasında birçok defa birbirine yaklaşmakta ve yer yer suladıkları tarım alanları da birbirinden ayrıt edilememektedir. Keza Irak ta iki nehir doğal olarak birleşerek Şattü l-arap su yolunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte Irak ın Tharthar (Tartar) Kanalı vasıtasıyla iki nehir yapay olarak da birleşmiştir. Yine Fırat Nehri tarafından sulanan bazı alanlarda Dicle suları kullanılabilmektedir. Suriye, Asi Nehri ni Türkiye ile arasında bir müzakere konusu haline getirmemek ve ayrıca Dicle sularından da hak talep edebilmek için, Irak ise hiç katkısı olmadığı halde Fırat tan faydalanabilmek için Türkiye nin iki nehir, tek havza politikasına karşı çıkmaktadır. Türkiye, 1984 yılında Hakça, Akılcı ve Optimum Kullanım Doktrini doğrultusunda oluşturulan Ortak Teknik Komite çalışmaları esnasında, havzayla ilgili en gerçekçi çözüm yolunu Fırat-Dicle havzası sularının kullanımına yönelik üç aşamalı plan - la kıyıdaş ülkelere sunmuştur. Pla- Doğal durumun bütünlüğü doktrini veya ön kullanım önceliği doktrini ne yakın söylemler geliştiren Irak ve Suriye, nehirler üzerine doğal akışı etkileyecek herhangi bir projenin yapılmaması gerektiğini savunarak yukarı çığır ülkesi Türkiye nin egemenlik haklarını tamamıyla görmezden gelmektedir. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU göstermektedir. nın aşamaları şu şekildedir: 06

10 Ortak Teknik Komite ye 1982 ve 1983 Yıllarında Verilen Rakamlar (hektar) Suriye Irak Resmî Kolars USAID Raporu Anderson Beaumont Kaynak: Özden Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, TESAV, Ankara, 2000, s. 59. MAYIS 2017 ƸƸÜç kıyıdaş ülkenin kullanılabilir su potansiyellerinin saptanması. ƸƸÜç kıyıdaş ülkenin sulanabilir arazi miktarının saptanması. ƸƸBu veriler ışığında suyun akılcı biçimde tahsis edilmesi. Bu noktada gerçekçi ve adil bir dağılımın sağlanabilmesi için ülkelerin paylaştığı verilerin doğruluğu birincil öneme sahiptir. Fakat Suriye ve Irak ın özellikle üç aşamalı planın teklif edildiği 1980 li yıllarda paylaştığı verilerde çelişkiler bulunmaktadır. Sulama alanlarına ilişkin yukarıdaki verilere bakıldığında görüşmelerin devam ettiği 1980 li yıllarda Suriye ve Irak ın paylaştığı verilerle başka kişi veya kurumların yaptığı ölçümler arasındaki farkın görmezden gelinemeyecek kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı üç aşamalı planın şu iki önemli yönü üzerinde durmaktadır: ƸƸFırat ve Dicle nin tek bir sınıraşan akarsu sistemi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu iki nehir, Şattü l-arap ta doğal akımlarının sonucunda birleşmekle kalmayıp Irak taki Tartar Kanalı tarafından yapay olarak da irtibatlandırılmaktadır. Dolayısıyla, hâlihazırda Fırat Nehri tarafından sulanan bazı alanların su ihtiyacının Dicle den alınacak sularla da giderilebileceği; Fırat Nehri nden yapılan mevcut ve ileride doğabilecek tarımsal kullanımların mutlaka Fırat tan yapılmaya devam etmesine gerek kalmayacağı anlaşılmaktadır. ƸƸHalen ülkelerin veri toplanması ve değerlendirilmesi ile ilgili yaptıkları çalışmalar, birbirleri arasında büyük farklılıklar göstermekte olup, sağlıklı bir mukayeseye temel teşkil edebilecek mahiyette değildir. Arada eşgüdümün sağlanabilmesi amacıyla su ve toprak kaynakları envanter çalışmasının ortaklaşa gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 14 Suriye ve Irak, Türkiye nin çözüm önerisi olan üç aşamalı plan ı kabul etmeyerek matematiksel paylaşım şeklinde bir çözüm önerisi sunmuştur. Bu öneriye göre yapılması gerekenler şu şekildedir: ƸƸHer ülke iki nehirden ihtiyaç duyduğu su miktarını ayrı ayrı bildirecek. ƸƸHer ülke iki nehrin kapasitesini ayrı ayrı belirleyecek. 07

11 ƸƸÜç kıyıdaş ülkenin bir nehirden almak istedikleri toplam su miktarı nehrin debisinden fazla olursa geri kalan miktar orantılı olarak her ülkenin talep ettiği miktardan düşülecek. Suyun akışının sürekli değişmesi ve debisinin ölçüldüğü yere göre farklılık göstermesi, hesaplanacak verilerin doğruluğuyla ilgili soru işaretleri oluşturmaktadır. Ayrıca yukarıda da belirtildiği gibi Suriye ve Irak taraflarının veri paylaşımı noktasında iyi niyetli hareket ettikleri de tartışmaya açık bir konudur. Mansap ülkeler Suriye ve Irak ın savunduğu matematiksel çözüm, adil kullanım ve hakkaniyet ilkelerinden tamamen uzaktır ve bu yönüyle uluslararası metinlerde geçen ilkelere de ters düşmektedir. Türkiye nin temel yaklaşımları ƸƸSınıraşan Sular ƸƸİki Nehir Tek Havza ƸƸHakça, Akılcı ve Adil Kullanım ƸƸÜç Aşamalı Plan Suriye-Irak ın temel yaklaşımları Uluslararası Sular ƸƸİki Nehir İki Havza ƸƸDoğal Durumun Bütünlüğü Doktrini, Ön Kullanım Önceliği Doktrini ƸƸMatematiksel Çözüm TARIHÎ SÜREÇ ARASI DÖNEM Dicle-Fırat havzası ile ilgili hak sahibi durumundaki Türkiye, Suriye ve Irak, geçmişten bu yana jeopolitik olarak çıkar çatışmalarının dönemsel artışıyla karşı karşıya gelmiştir. Bu üç ülke arasındaki gerilimler, Soğuk Savaş döneminin getirdiği ideolojik çekişmelere ve güvenlik gerekçelerine dayansa da temel sorun olarak su hep öne plana çıkmaktadır. Şu da var ki, su ile ilgili yaşanan anlaşmazlıklar çok boyutlu olmakla birlikte, dönem dönem farklı çatışma sebepleriyle de ilişkili olmuştur. Bu durum da çatışmanın kapsamını genişletmiş ve meseleyi daha girift ve çözümü zor bir hale getirmiştir. Türkiye-Suriye arasındaki su ile ilgili ilk anlaşma, 1921 yılında, Suriye henüz Fransız mandasındaki iken, her iki ülkenin de kullandığı Kuveik Suyu ile ilgili olarak yapılmıştır. 1926, 1930, 1939 yıllarında yapılan çeşitli anlaşmalarla da bu suyun kullanımı konusuna geçici çözümler bulunmuştur yılında Suriye nin bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, ülkenin idaresine gelen yeni yönetimle de su konusunda bazı müzakerelerde bulunulmuştur. 15 Türkiye ile Irak arasında su meselesine değinilen ilk anlaşma ise 1946 yılında imzalanan Türk-Irak Dostluk Anlaşması dır. Anlaşmanın 1 No.lu Protokolü Fırat-Dicle sularının kontrolü meselesine ayrılmıştır. Burada dikkat çeken nokta, anlaşma metninde geçen Düzgün su alma ve yıllık taşkınlar sırasında su basma tehlikesini önlemek amacıyla akımın düzene konması için, Dicle ve Fırat kolları üzerinde taşkın koruma tesislerinin yapılmasının Irak için önemli olduğu ifadesidir. 16 Böylelikle nehirler üzerinde inşa edilecek barajların iki ülke açısından da olumlu sonuçlar doğuracağı belirtilmektedir, fakat bu ihtimal Türkiye tarafından hayata geçirildiğinde Irak ın tutumu bu yönde olmamış ve anlaşmazlıklar başlamıştır li yıllara kadar Fırat ve Dicle suları, kaynakların elverdiği ölçüde ta- Türkiye ile Irak arasında su meselesine değinilen ilk anlaşma 1946 yılında imzalanan Türk-Irak Dostluk Anlaşması dır. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 08

12 MAYIS 2017 rımda sulama için kullanılmış, bu dönemdeki su miktarı herkese yettiği için de siyasi anlamda üç ülkeyi herhangi bir şekilde karşı karşıya getirmemiştir. Fakat nüfusun yıldan yıla artmasıyla tarımsal sulama ihtiyacı da artmış, ilave olarak sanayi alanında da suya ihtiyaç duyulmaya başlanmış ve sudan enerji üretimi üzerinde çalışmalar hız kazanmıştır yılında Türkiye de su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve yönetilmesi amacıyla Devlet Su İşleri nin (DSİ) kurulması ve sınırın karşı tarafında Suriye nin Asi Nehri üzerinde proje yapmayı planlaması, konuyla alakalı olarak sonraki yılların hareketli geçeceğinin işaretlerini vermiştir yılında Türkiye nin Batı nın kredi desteği ile Keban Barajı, 17 Suriye nin ise 1966 da Sovyetlerin yardımıyla Tabka (Esed) Barajı inşaatına başlaması, su konusundaki ilk önemli hareketlilikler olmuştur. Tamamıyla enerji sağlamak maksatlı kurulan Keban Barajı, bu işlevi yanında, yağış oranlarının çok az olduğu ve mevcut su miktarının ihtiyacı karşılayamaması sonucu tarım ürünlerinin etkilendiği kuraklık dönemleri için ve baharda karların erimesiyle veya yoğun yağışlar sebebiyle oluşan taşkınlar ın önlenmesi için de önemli bir projedir. Örneğin, 1946 yılında Irak ta yaşanan taşkında kilometrekare alan sular altında kalmış, can ve mal kayıpları yaşanmıştır ve yıllarında Suriye ve Irak ta yaşanan kuraklıklar sonucu tarımsal üretimde önemli düşüşler söz konusu olmuştur. 18 Bu noktada baraj, bir yandan büyük depolama tesisleri aracılığıyla yoğun yağış dönemlerinde fazla suyu tutarak taşkınları önlerken bir yandan da kuraklık dönemlerinde depolanan sular bırakılarak kuraklığın olumsuz etkilerinin azaltılması için önemli bir işlev görmektedir. Oldukça kurak bir yıl olan 1989 da Keban Barajı olmasaydı sınırdan 20,8 milyar metreküp su geçecekken barajın depolama sistemi sayesinde bu miktar 4,7 milyar metreküp artarak 25,7 milyar metreküp olmuştur te Irak, akarsuların kullanımıyla ilgili bir düzenleme yapmak maksadıyla Türkiye ve Suriye ye ortak toplantı yapmayı teklif etmiştir. Fakat Türkiye nin üç ülkeyi ilgilendiren bütün akarsuların birlikte değerlendirilmesi gerektiği görüşünü Suriye nin kabul etmemesi sebebiyle toplantı gerçekleştirilememiştir. Türkiye nin bu talebi Asi Nehri sularının paylaşımının da görüşülmesi amacını taşıyordu. Ancak Suriye Hatay ı kendi toprağı olarak gördüğü için Hatay a dökülen Asi Nehri nde Türkiye nin herhangi bir hak talebini kabul etmiyordu. Çözümlenemeyen bu sorun, Türkiye nin 31 Ağustos 1966 da Keban Barajı için Uluslararası Kalkınma Ajansı ndan (IDA) kredi istemesiyle tekrar gündeme gelmiştir. Çünkü IDA, vereceği 40 milyon dolarlık kredi için Türkiye nin Irak ve Suriye hükümetleriyle barajın dolum aşamasında bırakacağı su miktarıyla alakalı olarak anlaşma sağlaması ön koşulunu getiriyordu. Kredi için Türkiye ve IDA arasında yapılan protokolde barajın dolumu sırasında bırakılacak su miktarı 350 m 3 /sn olarak belirlenmiştir. Ardından Irak ve Suriye hükümetleriyle görüşülerek bu miktar önce 400 m 3 /sn ye, sonra da 450 m 3 /sn ye çıkarılmıştır. Keban Barajı 1974 yılında tamamlandıktan sonra Türkiye nin su tutma işlemleri sırasında birkaç ay boyunca taahhüt ettiği miktardan daha az su bırakacağını açıklaması, Irak ve Suriye nin itirazına sebep olmuştur. Sonrasında ise talep ettikleri oran olmasa da Türkiye nin taahhüt ettiğinden daha fazla oranda su bırakılmış ve sorun büyümeden çözülmüştür da yapımına başlanan Tabka Barajı nın inşası ise 1975 yılında tamamlanmış ve akabinde baraj dolumu için su tutulmaya başlanmıştır. Fakat baraj yapımının Sovyetler Birliği tarafından üstlenilmiş olması, Soğuk 09

13 Savaş koşullarında ideolojik bir geri- ca Fırat ın sularında azalma yaşan- lim oluşturması yanı sıra, teknik bir- mıştır. Bunun üzerine Türkiye; Irak ve takım sıkıntıları da beraberinde getir- Suriye nin itirazı ve birtakım yaptırım- miştir. Zira baraj, teknik olarak Sibir- larla karşı karşıya kalmıştır. Irak, Tür- ya da yüksek su seviyeli nehirler üze- kiye nin 330 milyon dolarlık borcunu rine kurulan barajlar gibi düşünülerek gerekçe göstererek 20 Kasım 1977 de inşa edildiğinden elektrik üretmek için Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattın- fazla suya gereksinim duyulmuştur. dan petrol akışını durdurmuştur. Irak ın, Suriye nin barajda fazlaca su tutması Türkiye nin petrol borçlarıyla ilgili gö- ise Irak ta ciddi bir su sorunu yaşan- rüşmenin koşulu olarak Fırat suları- masına sebep olmuştur lı yıl- nın azaltılmamasını öne sürmesi, pet- ların ortalarında yapılan incelemele- rol akışının durdurulmasının sebebini re göre Irak ta sulanan tarımsal ara- açıkça ortaya koymuştur. Türkiye nin ziler Türkiye dekinden yaklaşık ola- güvence vermesinden sonra, Ağus- rak on kat, Suriye dekinden ise beş tos 1978 de iki ülke arasında bir an- kat daha fazladır. 21 Dolayısıyla suyun azalması Irak için hayati bir sorun olmuştur. Bu durumdan son derece rahatsız olan Irak, Suriye ye savaş açmak için asker toplamaya dahi başlamış ve Suudi Arabistan ile Sovyetler Birliği nin arabuluculuğuyla sorun çözüme kavuşturulana kadar gerilim sürmüştür. Tabka Barajı Suriye nin en büyük barajı olmasına rağmen, teknik hatalar ve mevcut su kapasitesinin yeterli gelmemesi sebebiyle beklenen verimi sağlayamamıştır. Şu da var ki baraj, Irak a gidecek suyu kontrol etmesi açısından stratejik bir noktadadır ve Türkiye açısından da önemli bir konuma sahiptir. Keban Barajı inşasının tamamlanmasının hemen ardından 1974 yılında Karakaya Barajı inşasına başlanmış ve 1987 de barajın inşası tamamlanmıştır. Türkiye, finansman desteği için Dünya Bankası ndan kredi istemiş, ancak banka, kredi için uluslararası geleneğe göre 22 aşağı kıyıdaş ülkeler olan Irak ve Suriye nin rızasının alınması ön koşulunu getirmiştir. Havzayı sınıraşan su olarak tanımladığı için egemenlik haklarının kendisine ait olduğu yönündeki iddiası gereğince bu şartı kabul etmeyen Türkiye, kredi talebinden vaz geçerek projeyi kendi kaynaklarıyla laşma imzalanmıştır. Anlaşmada su konusu geçmeyip Türkiye nin borcunu buğday takası yoluyla ödeyeceği belirtilmiştir. Fakat dönemin Enerji Bakanı Deniz Baykal ın anlaşmanın ardından ortak bir komisyon kurularak Irak ın su gereksiniminin tespit edileceği ve hiçbir tarafın mağdur edilmeyeceği yönündeki açıklaması, temel sorunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. 23 Enerji üretmek maksadıyla kurulan Karakaya Barajı nın da Keban Barajı gibi havza sularının düzenlenmesinde bölge ülkeleri açısından olumlu sonuçları söz konusudur. Bu bağlamda Iraklı ve Suriyeli teknisyenlerle yapılan görüşmeler neticesinde suların dağılımıyla ilgili kesin bir anlaşma yapılana kadar Türkiye nin 500 m 3 /sn su bırakmasına karar verilmiştir. Öte yandan, 1980 yılında yapımına başlanan Atatürk Barajı ndan yapılacak tarımsal sulama, 1977 yılında inşasına başlanan Urfa Tünelleri ile sağlanacaktı. 24 Türkiye nin Fırat-Dicle havzasıyla ilgili arka arkaya projeler geliştirmesi dikkatlerin, özellikle de hak iddiasında bulunan Suriye ve Irak ın dikkatinin, bölgede yoğunlaşmasına sebep olmuş ve suların paylaşımıyla ilgili talepler daha yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştır. Türkiye nin ardı ardına gelen proje- Türkiye nin ardı ardına gelen projelerinden en fazla yankı uyandıran ve bölgedeki ülkelerin dikkatinin Türkiye üzerine yoğunlaşmasına sebep olan proje Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) olmuştur. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU tamamlamıştır. lerinden en fazla yankı uyandıran ve Türkiye, 1977 yılı sonbaharından iti- bölgedeki ülkelerin dikkatinin Türkiye baren baraj için su tutmaya başlayın- üzerine yoğunlaşmasına sebep olan 10

14 MAYIS 2017 proje ise Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) 25 olmuştur li yıllarda bölgenin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine yönelik olarak başlatılan programa, 1980 li yıllarda hız verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı ve maliyetli projesi olan GAP, Fırat-Dicle havzası ve yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak olmak üzere toplam dokuz ili kapsamaktadır. Bu iller alan ve nüfus büyüklüğü açısından Türkiye nin yaklaşık %10,7 sine tekabül etmektedir. Proje ile sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik olarak 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1,8 milyon hektarlık alanda sulama yatırımlarının yapımı hedeflenmiştir. Enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 7476 MW ve yıllık enerji üretimleri de toplam 27 milyar kilovatsaat olarak planlanmıştır yılında hazırlanan Master Plan ile ulaştırma, eğitim, sağlık, tarım, sanayi ve altyapı alanlarında kapsamı genişletilen proje, bir bölgesel kalkınma projesine dönüşmüştür. Hem inşa edilecek kanallar, depolama tesisleri vb. hem de sosyal alandaki çalışmalarla uzun dönemli tasarlanan proje, sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi temeli üzerine getirilmiştir. Projenin asıl hedefi bölgeler arası eşitsizliği bölge lehine dönüştürmektir; bunu da bölgenin yerli kaynaklarıyla, kamusal ve özel kurumların bilhassa da bölge halkının katılımıyla gerçekleştirmektir. Böylelikle halkın gelir düzeyi ve yaşam kalitesi yükselecek ve kalkınmadaki adaletsizlikler azalacak, istihdam olanakları artarak bölgeden göç etmiş nitelikli iş gücünün geri dönme olasılığı söz konusu olacak ve bölge halkı iş sebebiyle mevsimsel olarak yer değiştirmek zorunda kalmayacaktır. Temelde ekonomik bir proje olan GAP ın zamanla gelişen toplumsal politikaları ise şu üç temel üzerinden değerlendirilmektedir: ƸƸKatılımcılık; halkın sürece katılımının sağlanması. ƸƸKalkınmada eşitlik ve adalet. ƸƸİnsan kaynaklarının geliştirilmesi; asgari yaşam standardını sağlayacak kaynaklara ve kurumlara erişimin sağlanması

15 GAP ın başlangıcından 2015 yılına kadar toplam 13 hidroelektrik santrali (HES) inşa edilmiştir. HES ler aracılığıyla bölgede yılda 20,6 milyar kilovatsaat elektrik üretimi kapasitesi oluşturulmuş ve 2015 yılı sonuna kadar toplam 416,2 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilmiştir. Bu enerjinin maddi değeri 25 milyar dolardır. Proje kapsamında 19 barajın yapımı tamamlanmıştır. Büyük oranda bölgenin sulama ihtiyacını karşılamak için hayata geçirilen proje dâhilinde ilk etapta suları depolamak için barajlar inşa edilmiş, sonrasında suyu tarım alanlarına ulaştıracak ana kanallar yapılmış ve akabinde de suyun tarlalara dağıtımının sağlanması için sulama şebekeleri tesis edilmiştir yılı sonunda hektarlık alan sulamaya açılmış, böylelikle sulama hedefi %45 oranında gerçekleştirilmiştir. Projeyle ilgili bazı veriler şu şekildedir: ƸƸBölge özelinde iş gücüne katılma oranı 2007 yılında %34 iken 2015 yılında %42,2 ye ulaşmıştır. Bu duruma paralel olarak bölgedeki istihdam oranında da artış yaşanmış ve 2007 yılında %28,3 olan istihdam oranı 2015 te %35,2 ye yükselmiştir. ƸƸBölgeden yapılan ihracat önemli ölçüde artmıştır yılında 3,3 milyar dolar olan bölge ihracatı, 2015 te 8,8 milyar doları bulmuştur. Bölgeden yapılan ihracatın ülke geneli ihracatındaki payı da %3,1 den %6,1 e yükselmiştir. Bu dönemde ülke genelindeki ihracat %34 oranında artarken bölge ihracatında %168 oranında bir artış yaşanmıştır. ƸƸBölgede yeni üniversiteler kurulmuş ve okullaşma oranı artmıştır. ƸƸBölgedeki hastanelerin sayısı artmış, mevcut hastanelerin de kapasiteleri arttırılmıştır. Ƹ Ƹ Ulaşım hizmetlerinde artış kaydedilmiş; otoyollar geliştirilmiş, yeni hava limanları ve terminaller yapılmıştır ARASI DÖNEM Bölgedeki diğer bir kıyıdaş devlet olan Irak ın yılları arasında İran ile olan savaşı, Irak ı suların paylaşımıyla ilgili konulardan uzaklaştırmış ve gelişmeler büyük oranda Türkiye ve Suriye arasında yaşanmıştır. Fakat 80 li yıllardan itibaren Türkiye-Suriye arasındaki su sorunu, terörle birlikte anılır olmuş ve bu süreç 1990 lı yıllarda daha da gergin bir hal alarak günümüze değin sürmüştür. Suriye nin terör örgütü PKK yı Türkiye ye karşı koz olarak kullandığı bu dönemde, her türlü soruna rağmen teknik ve diplomatik çözüm çabaları sürdürülmüştür. İlk olarak 1980 yılında her ülkenin sınıraşan sulardan ihtiyacı olan makul ve uygun su miktarının tanımlanmasını sağlayacak metodu kararlaştırmak göreviyle Türkiye ve Irak arasında Karma Ekonomik Komisyon Protokolü imzalanmış ve bu kapsamda Ortak Teknik Komite kurulmuştur. İlk toplantısını 1982 yılında yapan komite, 1983 te Irak ın da katılımıyla çalışmalarını 1992 deki on altıncı ve son toplantısına kadar sürdürmüştür. İlk yıllardaki görüşmelerde tesislerin inşaat durumları, hidrolojik ve meteorolojik bilgi alışverişi gibi kısa dönemli yan konular ele alınmıştır. Komiteye uzun vadeli temel meselelerin çözümüne yönelik ilk teklif 1984 yılında Türkiye tarafından sunulmuştur. Fırat-Dicle Havzası Sularının Kullanımına Yönelik Üç Aşamalı Plan olarak isimlendirilen tek- İlk olarak 1980 yılında her ülkenin sınıraşan sulardan ihtiyacı olan makul ve uygun su miktarının tanımlanmasını sağlayacak metodu kararlaştırmak göreviyle Türkiye ve Irak arasında Karma Ekonomik Komisyon Protokolü imzalanmış ve bu kapsamda Ortak Teknik Komite kurulmuştur. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 12

16 MAYIS 2017 lif, Fırat ve Dicle nehirlerinin tek bir havza olarak değerlendirilmesiyle su kaynakları, sulanabilir toprak miktarı ve Dicle den fazla suların Fırat a aktarılması gibi siyasetten uzak teknik mühendislik çalışmalarını içermekteydi. Fakat yukarıda belirtildiği gibi, temel noktalardaki görüş farklılıkları sebebiyle görüşmelerden yılına kadar devam etse de- olumlu sonuç alınamamıştır. Görüşmelerden netice alınamamasının önemli sebeplerinden biri de kıyıdaş ülkelerin paylaştığı verilerin gerçeği yansıtmamasıdır. Zira Suriye ve Irak, sulama alanlarını olduğundan geniş göstererek nehirlere katkı paylarına oranla daha fazla miktarda suyun sınırlarına geçmesi için uğraşmıştır li yıllarda kıyıdaş ülkeler Suriye ve Irak ile Türkiye arasında iki temel kriz yaşanmıştır. Bu krizlerin ana konuları ise, Türkiye nin projeleri olan GAP ve yine GAP kapsamındaki Atatürk Barajı dır. Türkiye; GAP ile ilgili olarak suyu kirleterek tuzluluk oranını arttırdığı, kıyıdaş ülkelere az su bıraktığı ve ülkelerin tarım alanlarının zarar görmesi sebebiyle kıyıdaş ülkeleri mağdur ettiği gibi suçlamalara maruz kalmıştır. Bu suçlamalar karşısında Türkiye, kuraklık dönemlerinde barajlardan su temin ederek, yoğun yağış olan dönemlerde de taşkınlara engel olarak aslında kıyıdaş ülkelere de yarar sağladığını vurgulamış ve kendisine yönelik suçlamaları kabul etmediğini belirtmiştir. Aslında Irak ve Suriye ye bırakılan suyun yeterli gelmemesinde Türkiye nin projelerinden ziyade bu iki ülke toprağının verimli olmaması, sulama tekniklerinin gelişmemiş ve yetersiz olması gibi sebepler etkili olmuştur. Özellikle Irak taki toprağın aşırı tuzlu yapısı su ihtiyacını arttıran önemli unsurlardan biridir. Elbette aşağı kıyıdaş olması itibarıyla Türkiye den gelen suyun tuz oranı alüvyonlarla birlikte artmakta, arazi yapısı sebebiyle de sular revize edilememektedir ama bütün bunların ötesinde yapısal olarak Irak toprakları zaten aşırı tuzludur. Öyle ki Erik Eckholm bir yazısında Güney Irak toprakları için tıpkı arazi üzerine yeni kar düşmüş gibi parlamaktaydı. ifadesini kullanmıştır. 28 Mart 1986 da Ankara ya bir ziyaret gerçekleştiren Suriye Başbakanı Abdülrauf al Kasım, bu sırada yaptığı açıklamada, Türkiye GAP sebebiyle suyu azaltırsa Suriye de elindeki imkânlarla buna karşılık verecektir. demiştir. Kasım ın bu açıklamasına rağmen ikili görüşmelerin olumlu geçtiğini söylemek mümkündür; zira görüşmelerden sonra iş birliği için uluslararası konular, sınır güvenliği, su ve elektrik, ticaret ve ekonomi olmak üzere dört ayrı komite kurulmuştur. 29 Ortak Teknik Komite çalışmaları devam ederken 17 Temmuz 1987 de dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özal tarafından Suriye ye resmî bir ziyaret gerçekleştirilmiştir. Ziyaret kapsamında Güvenlik Protokolü ve Ekonomik İşbirliği Protokolü imzalanmıştır. Resmî adıyla 13

17 Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Ekonomik İşbirliği Protokolü nün 6. Maddesi nde Atatürk Barajı rezervuarının doldurulması sırasında ve Fırat sularının üç ülke arasında nihai tahsisine kadar Türk tarafı, Türkiye-Suriye sınırından yıllık ortalama 500 m 3 /sn den fazla su bırakmayı taahhüt eder. Aylık akışın 500 m 3 /sn altına düştüğü durumlarda farkın gelecek ay kapatılmasını kabul eder denilmektedir. Ayrıca bu protokolle iki tarafın da Fırat-Dicle sularının paylaşımı konusunda Irak la birlikte çalışacağı, her iki tarafın Ortak Teknik Komite nin işlerini hızlandıracağı gibi başka kararlar da alınmıştır. Türkiye 1990 yılında Atatürk Barajı için su tutmaya başlamadan önce Protokol ün 6. Maddesi uyarınca aylık 500 m 3 /sn su bırakılması taahhüdü gereğince bir buçuk aydan fazla süre 768 m 3 /sn su bırakmıştır. Üstelik su tutulmasıyla alakalı olarak da çok önceden Irak ve Suriyeli teknisyenleri bilgilendirmiştir. Baraj için su tutulacak dönem olarak da 13 Ocak- 12 Şubat arası belirlenmiştir. Zira bu dönem tarımda sulama için en az suya ihtiyaç duyulan dönemlerdendir. Buna rağmen Suriye ve Irak, dünya kamuoyunda Türkiye aleyhine Türkiye kasıtlı olarak suyu kesiyor, Fırat Nehri nin yatağını değiştirdi, artık Suriye ve Irak a su bırakmayacak 30 gibi asılsız iddialarda bulunarak bölgesel olan bir sorunu uluslararası platforma taşımanın yollarını aramışlardır. Türkiye, suların paylaşımıyla ilgili son belge olarak 1987 Protokolü nü kabul etmekte ve uygulamalarında bu belgeye atıfta bulunmaktadır. İklim değişiklikleri sebebiyle bırakılan su miktarı Türkiye yi zaman zaman zorlasa da belirlenen rakama sadık kalınmıştır. Fakat Suriye ve Irak tarafları 1987 Protokolü nün Atatürk Barajı özelinde geçerli olduğunu, dolayısıyla suların paylaşımıyla ilgili yeni bir anlaşma yapılması gerektiğini öne sürerek yeni anlaşmada belirlenecek miktarın en az 700 m 3 /sn olmasını savunmaktadır. Günümüze kadar konuyla alakalı yeni bir anlaşma yapılamamıştır. Suriye de hâlihazırda devam etmekte olan savaş, Irak ta terör örgütlerinin varlığı gibi sebeplerle yakın bir gelecekte bir anlaşmanın yapılabilmesi de öngörülememektedir. GÜVENLIK-SU BAĞLANTISI Irak, 1980 yılında İran la savaşa girmesi sebebiyle sekiz yıl süreyle Fırat-Dicle sularının paylaşımıyla ilgili proje üretememiş, anlaşmalarda aktif rol oynayamamış ve su sorununun çözümü konusunu birincil meselesi olmaktan çıkarmıştır yılında İran la olan savaş sonlansa da Irak ın 1990 yılında Kuveyt i işgalinin ardından patlak veren Birinci Körfez Savaşı yla bölgedeki sıcak ortam varlığını sürdürmüştür. Bu dönemde Irak ın savaşta olmasından faydalanan PKK da Kuzey Irak ta hareket alanı genişleyen Kürt gruplarıyla, Mesut Barzani nin Kürdistan Demokrat Partisi yle ve Celal Talabani nin Kürdistan Yurtseverler Birliği ile iletişim kanallarını geliştirmeye çalışarak Türkiye Cumhuriyeti ne karşı yeni bir saldırı cephesi oluşturmanın yollarını aramıştır. 31 Aynı dönemde Suriye, PKK nın Türkiye deki varlığını yitirmeye başladığı bir dönemde, örgüte kucak açarak kadrolaşma sürecini hızlandır- Suriye nin PKK ile birlikte Irak taki muhalif Kürt gruplarına destek vermesi, Ankara ve Bağdat yönetimlerini yakınlaştırmıştır. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 14

18 MAYIS 2017 mış ve PKK yı paravan olarak kullanmak suretiyle sahada silahlı mücadele içine girmeden Türkiye karşısında güç devşirmiştir li yıllarda Asi Nehri ni müzakere konusu dahi etmeyen Suriye, Dicle ve özellikle Fırat ı gündemde tutarak memba ülke Türkiye nin projelerinin hemen hemen tamamına itiraz etmiş ve gerçekçi olmayan oranlarda su talebinde bulunmuştur; ilişkilerin gerginleştiği dönemlerde de Türkiye ye karşı her zaman terör kartını kullanmıştır. Bu noktada Suriye nin sadece PKK ya değil Türkiye de kanlı eylemlerde bulunan Ermeni ASALA örgütüne ve Türkiye den kaçan diğer sol terör örgütlerine de destek verdiğini belirtmek gerekir. Özellikle ASALA terör örgütünün 1970 ve 1980 li yıllarda dört kıtada Türk diplomatlara yönelik gerçekleştirdiği 27 suikastta toplam 34 kişinin hayatını kaybetmesi, saldırılarda onlarca kişinin yaralanması büyük yankı uyandıran terör eylemleri olmuştur. 32 Suriye nin PKK ile birlikte Irak taki muhalif Kürt gruplarına destek vermesi, Ankara ve Bağdat yönetimlerini yakınlaştırmıştır. 19 Aralık 1980 de Türkiye ve Irak arasında imzalanan anlaşmayla petrol, sulama ve ulaşım sektörlerinde iş birliği sağlanmıştır. Ayrıca, Ağustos 1981 de Irak Başbakan Yardımcısı Taha Ramazan ın Türkiye ziyaretinde imzalanan ticaret anlaşmasıyla da Türkiye nin Irak tan alacağı petrolün Türk ihraç ürünleriyle takas edilmesine karar verilmiştir. Böylelikle Irak, o dönemde Federal Almanya dan sonra Türkiye nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke konumuna gelmiştir. 33 Türkiye de 12 Eylül darbesiyle iş başına gelen askerî yönetim ve Suriye yönetimi arasındaki temel sorun, Suriye nin Türkiye de terör faaliyetinde bulunanlara ev sahipliği yapması meselesidir. Suriye Adalet Bakanı nın Haziran 1981 deki Ankara ziyaretinde Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Sözleşmesi imzalansa da Suriye, Türkiye nin iadesini talep ettiği suçluları siyasi mülteci olarak değerlendirerek iadelerini reddetmiştir. Suriye ile yaşanan problemlere karşın Türkiye aynı dönemde (1983) Irak la Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması imzalamıştır. Bu kapsamda her iki ülke de önceden haber vermek koşuluyla diğerinin sınırları içerisinde sıcak takip yapabilecekti. Böylelikle Türkiye, Kuzey Irak a yaptığı operasyonların hukuki zeminini inşa etmiş oldu. 34 İş birliği arayışlarını sürdüren Türkiye, 1984 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren in kaleminden Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esed e hitapla yazılan mektup aracılığıyla Suriye ye teröre karşı ortak mücadele teklifinde bulunmuştur. Ardından 5 Mart 1985 te iki ülke arasında Şam da Sınır Güvenliği Protokolü imzalanmıştır. Fakat bu iş birliği girişimleri uzun soluklu olamamıştır. Zira bir dönem için iş birliği konusu olan bir mevzu herhangi bir kriz anında hemen koz olarak kullanılmıştır. İşte bütün bu gerçekler ışığında, dönemin Başbakanı Turgut Özal ın Suriye PKK ya yardım ederse sularını keseriz. beyanı da anlam kazanmaktadır. 35 Bu açıklamasının ardından Özal, bakanlar ve MİT çalışanlarından oluşan geniş bir heyetle Suriye ye resmî bir ziyarette bulunmuş ve ziyaret kapsamında biri terör faaliyetlerini önlemeye yönelik güvenlik, biri de suyu konu alan ekonomik olmak üzere iki anlaşma imzalamıştır. 15

19 Türkiye ile PKK nın karşılıklı olarak söylemlerinin sertleştiği 1989 yılında, Türkiye ve Suriye tekrar karşı karşıya gelmiştir. Özal, Suriye nin -düşmanca davranmak suretiyle Protokolü ne uymadığı yönünde şüpheleri bulunduğunu ifade ederek Suriye protokole uymayıp terör örgütüne destek olmaya devam ettiği takdirde Türkiye nin de ikinci protokole uymayarak 500 m 3 /sn su bırakmaktan vazgeçebileceğini açıklamıştır ARASI DÖNEM 1990 lı yıllar bölge genelinde hareketli başlamıştır. Irak 1990 yılında Kuveyt i işgal etmiş ve uluslararası kamuoyunun ekonomik ambargosuna rağmen işgalden vazgeçmemiş, bunun üzerine 1991 yılında ABD öncülüğündeki askerî koalisyonun müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. Arka arkaya yaşadığı İran Savaşı, Kuveyt işgali ve Birinci Körfez Savaşı, ayrıca ABD nin Irak ta bir Kürt devleti kurma çabaları Irak açısından zor bir dönemi beraberinde getirmiştir. Üstelik bu dönem 2003 yılındaki İkinci Körfez Savaşı ile daha da çetrefilli bir hal alacaktır yılında kadim stratejik ortağı SSCB nin dağılması, Suriye nin yeni ortaklar bulma ihtiyacıyla bölgede bir arayışa girmesine sebep olmuştur. Bu dönemde hem su sorunu hem de güvenlik bağlamında iş birliğine muhtaç olduğu Türkiye, Suriye açısından öncelikli bir seçenek olmaktan uzaktı. Zira Fırat-Dicle sularının paylaşımıyla ilgili olarak temel anlaşmazlık noktaları varlığını sürdürüyor ve bir anlaşma zemini oluşturulamıyordu. İki ülke ilişkileri açısından durumu daha da olumsuz hale getiren bir diğer unsur da bu dönemde Türkiye nin İsrail ile ilişkilerinin oldukça olumlu seyretmesi ve stratejik iş birliği düzeyine taşınmış olmasıydı lı yıllar, Fırat-Dicle sularının paylaşımı özelinde de oldukça sıcak başlamıştır. İnşaatı o yıl tamamlanan Atatürk Barajı için Türkiye nin su tutması, Irak ve Suriye tarafından ilerisi için de bir tehdit olarak algılanmış ve oldukça büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Öyle ki kamuoyunda, Türkiye nin suyu tamamen kestiği, bir daha su bırakmayacağı gibi asılsız iddialarda bulunulmuştur. 16 Nisan 1990 da Bağdat ta gerçekleştirilen Ortak Teknik Komite toplantısı sürecinde Irak ve Suriye ikili bir anlaşma imzalamıştır. İmzalanan bu anlaşma kapsamda Türkiye den gelen Fırat suyunun %58 inin Irak, %42 sinin Suriye kullanımına bırakılmasına karar verilmiştir. Fırat ve Dicle ile ilgili yapılan bir anlaşmada Türkiye nin yer almaması, anlaşmanın su miktarının paylaşımı üzerine odaklanarak temel sorunlara değinilmemesi gibi sebeplerle bu anlaşma da kısır kalmıştır lı yıllarda dikkat çeken bir diğer gelişme ise Fırat sularının İsrail ve Suriye arasındaki su meselesine dâhil edilme çabasıdır. Suriye, Türkiye nin Fırat tan daha fazla su bırakması durumunda, bölgenin en fazla su sıkıntısı yaşayan ülkelerinden biri olan İsrail e daha fazla su bırakacağını açıklamıştır. Hiçbir hidrolojik bağlantısı olmayan iki ayrı havzanın söz konusu olduğu bu teklif Türkiye tarafından kabul görmemiştir sonbaharında Madrid de Suriye ve Türkiye nin de katıldığı Ortadoğu Barış Konferansı gerçekleştirilmiştir. Konferansta birçok konuyla birlikte su sorunu veya muhtemel bir su krizi de ele alınmıştır sonbaharında Madrid de Suriye ve Türkiye nin de katıldığı Ortadoğu Barış Konferansı gerçekleştirilmiştir. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 16

20 MAYIS 2017 Suriye, 1995 yılında Suudi Arabistan, Mısır gibi bölgenin önemli ülkelerinden sekizinin desteğini alarak Türkiye ye; ikili görüşmelerin derhal başlaması gerektiğini, Türkiye nin yaptığı barajlardan zarar gördüğünü, suların kirlendiğini, dolayısıyla Türkiye nin uluslararası hukuka uygun davranmadığını belirttiği bir nota göndermiştir yılında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemuçin in Suriye Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeler üç temel konu üzerine gerçekleşmiştir: Irak ın durumu, bölgesel suların ortak kullanımı ve sınır güvenliği. 39 Bu dönemde iki ülke savaş sonrasında Irak ın yönetimine Irak halkının karar vermesi ve Türkiye nin sınır güvenliğinin sağlanması gibi konularda ortak denilebilecek bir duruş sergilerken su sorunu ile ilgili temel anlaşmazlık noktalarında çözüm üretememiştir. Bugünlerde bir yandan Kuzey Irak a sınır ötesi operasyonlar yapan Türkiye bir yandan da Suriye nin PKK yı desteklemesini engellemek için girişimler başlatmıştır. Bu bağlamda Nisan 1992 de Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, yanında Suriye nin PKK ya destek verdiğini kanıtlayan birçok dosya olduğu halde Şam ı ziyaret etmiştir. Türkiye, Suriye yi 1987 Protokolü ne uyması noktasında uyarırken Suriye, Öcalan ın Şam da olmadığını ama Bekaa Vadisi nde olabileceğini ve Suriye nin Bekaa Vadisi ndeki yetkisinin sınırlı olduğunu iddia etmiştir. Bu görüşmeler üzerine 17 Nisan 1992 de Türkiye ve Suriye arasında bir güvenlik protokolü imzalanmıştır. Fakat iki tarafın resmî raporlarına bakıldığında protokolün taraflarca faklı yorumlandığı görülmektedir. Suriye tarafı görüşmelerde sadece basit sınır konularının görüşüldüğünü ve herhangi bir taahhüt altına girilmediğini vurgularken Türkiye tarafı terörizmle birlikte mücadele etme gibi ciddi meselelerin ele alındığını belirtmektedir. 40 Ağustos 1992 de dönemin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Suriye protokole uyumlu davrandığı sürece Türkiye nin de Fırat sularının daha önce mutabık kalınan miktarda Suriye ye akması konusunda özenli davranacağını ifade etmiştir. Böylelikle suların paylaşımı ve güvenlik konuları bir kez daha birlikte ele alınmıştır. Takip eden aylarda Türkiye, Suriye nin terörü suya karşı koz olarak kullandığını, fakat Türkiye olmaksızın Suriye nin su sorununu çözümleyemeyeceğini söyleyerek daha itinalı olunması gerektiği konusunda Suriye yi uyarmıştır. Başbakan Süleyman Demirel in de bu minvaldeki açıklamaları üzerine, Suriye nin tavrı oldukça sert olmuştur. Suriye, Türkiye nin uluslararası hukuka uymadığı, hakları gasp ettiği ve iş birliğine yanaşmadığı iddialarında bulunmuştur. Suriye, 1990 lı yıllardan itibaren suların paylaşımıyla ilgili anlaşmazlıkları uluslararası kamuoyuna taşıma çabasını yoğunlaştırmış ve bu minvalde gerilen ilişkileri Arap Birliği ne de taşımıştır. Arap Birliği nden Türkiye ye baskı yapmasını isteyen Suriye yönetimi, Hatay ın Türkiye nin toprağı olmadığı iddialarını da yeniden gündeme getirmiştir. Böylelikle farklı çatışma konularını su ile ilgili olarak canlandırmış ve bunlar üzerinden Türkiye yi yıpratma politikası uygulamıştır. Suriye, 1995 yılında Suudi Arabistan, Mısır gibi bölgenin önemli ülkelerinden sekizinin desteğini alarak Türkiye ye; ikili görüşmelerin derhal başlaması gerektiğini, Türkiye nin yaptığı barajlardan zarar gördüğünü, suların kirlendiğini, dolayısıyla Türkiye nin uluslararası hukuka uygun davranmadığını belirttiği bir nota göndermiştir. Ardından yedi Arap ülkesi Suriye nin başkenti Şam da Fırat sularının adil paylaşımıyla ilgili olarak Şam Deklarasyonu nu yayınlamıştır. Bu deklarasyonda Türkiye nin inşasına başla- 17

21 dığı Birecik Barajı da eleştirilmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerinin bu dönemde olumlu yönde ivme kazanması ise Suriye nin Arap ülkelerini Türkiye aleyhine ikna etmesi konusunda kolaylaştırıcı bir unsur olmuştur -ki bu konuyla ilgili olarak Arap Birliği duyduğu rahatsızlığı sonradan bizzat bildirmiştir. 41 Bu dönemde, bölgesel ve kıyıdaş ülkeleri ilgilendiren bir sorun olan Fırat-Dicle sularının paylaşımı konusu, sadece Arap Birliği nin değil, uluslararası kamuoyunun da gündemine yerleştirilmeye çalışılmıştır. Suriye ve Irak, sorunu uluslararası sular ın paylaşımı olarak değerlendirdikleri için çözümün de Uluslararası Adalet Divanı eliyle gerçekleşmesi gerektiği iddialarını yüksek sesle dillendirmiştir. Bu çabalar Batılı ülkelerden kısmi bir destek de bulmuştur. Örneğin 1997 yılında yapılan Ilısu Barajı 42 için İngiliz Dışişleri Bakanı, 11 Aralık 1999 da bir gazeteye verdiği demeçte şunları söylemiştir: Bu baraj Kürt uygarlığını yok edecektir. Türkiye, Ortadoğu ülkelerini su vermemekle tehdit edecek ve Ortadoğu da su savaşları başlayacaktır. Baraj inşaatı Kürt otonomisinin önünde bir engel oluşturacaktır. Ardından İngiliz Ticaret Bakanı Stephen Byers ve Başbakan Yardımcısı John Presscott da baraj inşaatının engellenmesi yönünde açıklamalar yapmıştır. Alman hükümeti de bir sivil toplum örgütüne Ilıca Barajı nın engellenmesi görevini vermiştir. Barajın yapımında finansman sağlayan İsviçre ise 2002 başlarında projenin finansmanından çekildiğini duyurmuştur. Ilısu Barajı yla ilgili silsile halinde gerçekleşen engelleme çabaları bir ilk değildir. Örneğin, GAP ile ilgili İngiliz Parlamento sunda konuşma yapan milletvekili Kevin McNamara bu konuda şu sözleri sarf etmiştir: Birleşik Krallık Savunma Forumu GAP konusunda aşağıdaki uyarıyı yapmıştır. GAP, bölgenin en tehlikeli zaman ayarlı bombalarından biridir. Sorun henüz patlamamıştır; çünkü proje tam gelişme potansiyeline ulaşmamıştır. Tamamlanma tarihi olan 2010 dan önce hayati çıkarların çatışması nedeniyle bölgenin en tehlikeli patlama noktası haline gelecektir. Böylece, hem Batı nın güvenliği yönünden hem de NATO üyesi ve Avrupa Birliği ne (AB) giden yolda olan Türkiye nin AB deki geleceği yönünden bizim güvenlik çıkarlarımız da etkilenecektir. Projeyi Birleşik Krallık ın desteklemesi ( ) aptallıktır. 43 Batı nın bu söylemi Fırat-Dicle sularının paylaşımı sorununa etnik bir boyut kazandırarak bir NATO ülkesi olan Türkiye nin PKK ile mücadelesini olumsuz etkilemiştir yılında Suriye ile gerilen ilişkiler üzerine Türkiye Suriye ye, Suriye, PKK yı ve Öcalan ı ülkesinde ve topraklarda barındırdığı sürece Türkiye, Suriye ye karşı her türlü önleme başvurma hakkına sahiptir ve bu hakkını uygun gördüğü zamanda kullanacaktır. şeklinde bir nota vermiştir. 44 Türkiye nin PKK terör örgütüyle mücadelede daha kararlı ve sert bir yöntem izlemesi ve verilen notaya rağmen bir gelişme kaydedilememesi, Türkiye tarafında rahatsızlıkla karşılanmıştır. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, beraberindeki geniş katılımlı bir heyetle Suriye sınırında yer alan Hatay ın Reyhanlı ilçesine gerçekleştirdiği ziyarette konuyla ilgili şunları söylemiştir: Türk devleti olarak komşularımızla iyi ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Bu iyi niyetimize ve gayretimize rağmen bazı komşularımız, özellikle ismini açıkça söylüyorum, Suriye gibi komşu yılında Suriye ile gerilen ilişkiler üzerine Türkiye Suriye ye, Suriye, PKK yı ve Öcalan ı ülkesinde ve topraklarda barındırdığı sürece Türkiye, Suriye ye karşı her türlü önleme başvurma hakkına sahiptir ve bu hakkını uygun gördüğü zamanda kullanacaktır. şeklinde bir nota vermiştir. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 18

22 MAYIS 2017 lar, iyi niyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye yi terör belasına bulaştırdılar. Türkiye iyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösterdi. Türkiye, beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı. 45 Cumhurbaşkanı Demirel ve ardından Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu nun Ateş in bu açıklamalarını destekleyen hatta daha da sertleştiren söylemleri ve askerî birliklerin sınıra doğru kaydırılması, artık diplomatik sürecin bittiği, askerî bir sürecin başlamak üzere olduğu mesajını vermiştir. Mısır Devlet Başkanı Mübarek in ve İran Dışişleri Bakanı nın arabuluculuğuyla Abdullah Öcalan 9 Ekim de Suriye dışına çıkarılmıştır. Yunanistan, Rusya, İtalya gibi ülkelerden iltica talebi kabul edilmeyen Öcalan, son olarak Kenya ya gitmiş ve burada ABD ve Türkiye nin ortak operasyonuyla yakalanarak 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye ye getirilmiştir. 46 Atılan bu somut adımın ardından Türkiye ve Suriye tarafları Adana da bir araya gelerek 20 Ekim 1998 de Adana Mutabakatı nı imzalamıştır. Bu anlaşmayla iki ülke arasında ekonomik, sosyal, bilimsel, kültürel, ticari vb. birçok alanda iş birliği sağlanmıştır. İlerleyen yıllarda taraflar birbirlerine temkinli yaklaşsalar da karşılıklı güven inşa etme çabalarını sürdürmüşlerdir yılında Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed in ölümü üzerine yeni devlet başkanının kim olacağı Suriye-Türkiye ilişkileri açısından da önem arz etmekteydi. Zira Hafız Esed in kardeşi Rıfat Esed geçmişte PKK ile doğrudan ilişki kurmasıyla biliniyordu ve onun devlet başkanı olması yeni bir krize yol aça- 19

23 bilirdi. Sonunda Hafız Esed in yerine Suriye nin yeni devlet başkanı olarak yurt dışında eğitim görmüş ve daha ılımlı olarak değerlendirilen oğul Beşşar Esed seçildi. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in Hafız Esed in cenaze merasimine katılması da olumlu seyreden ilişkilerin bir başka göstergesi olmuştur yılında GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve Suriye Arazi Islah Müessesesi (General Organizationfor Land Resources/GOLD) ile Suriye Sulama Bakanlığı arasında görüşmeler başlatılmıştır. Neticede 23 Ağustos 2001 de GOLD ve GAP yönetimleri arasında Ortak Bildiri imzalanmıştır. Bildiri; eğitim, karşılıklı uzman değişimi, teknolojik alışveriş ve ortak projeler yapılması gibi konularda iş birliğini öngörmekteydi. Ardından 2002 yılında bildiriye konu olan alanlarda iş birliği için uygulama prensiplerini içeren bir belge daha imzalanmıştır. Böylelikle hep çatışmaya konu olmuş GAP, ilk defa iki ülkenin de kalkınması noktasında zikredilmeye başlanmıştır DEN GÜNÜMÜZE 2000 li yıllar Türkiye, Suriye ve Irak olması sebebiyle de temiz su ihti- üçgeni açısından su sorunu bağla- yacı gün geçtikçe artmış ve ülkede mında olumlu başlasa da 2001 deki suya bağlı olarak büyük bir insani 11 Eylül saldırıları sebebiyle ulusla- kriz yaşanmıştır. rarası sistemin dikkati yeniden Or- Irak ta ABD işgalinden sonra 177 tadoğu bölgesindeki siyasi geliş- arıtma tesisinden sadece 33 ü kul- melere yoğunlaşmıştır. ABD nin te- lanılabilir halde kalmıştır Irak ta henüz Birinci Körfez Savaşı nda zarar gören ekonomi, altyapı tesisleri ve diğer kayıplar revize edilememişken ve ekonomik ambargo devam etmekteyken 2003 teki işgalle birlikte ülkedeki kriz iyice derinleşmiştir. rörle mücadele söylemleri çerçevesinde Irak a müdahaleyi meşrulaştırma çabaları dünya genelinde bir numaralı gündem maddesi haline gelmiştir yılına gelindiğinde ABD Irak ı işgal etmiş ve bu süreçle birlikte Irak ın çöküşü başlamıştır. Henüz Birinci Körfez Savaşı nda zarar gören ekonomi, altyapı tesisleri ve diğer kayıplar revize edilememişken ve ekonomik ambargo devam etmekteyken 2003 teki işgalle birlikte ülkedeki kriz iyice derinleşmiştir. Bombardımanlarda barajlar, pompalama istasyonları, kanallar, deniz suyu arıtım tesisleri ve atık su arıtma tesisleri tahrip edilmiştir. Su ve kanalizasyon tesislerinin zarar görmesi ve yedek parçaların te- verilerine göre atık suyun sadece %17 si arıtılarak nehirlere bırakılabiliyordu. Ülkede suyun kalitesinde yaşanan sorun sebebiyle özellikle çocuk hastalıklarının oranında ciddi artışlar yaşanmıştır. BM nin 2010 verilerine göre Irak ta her çocuktan 41 i su kaynaklı hastalıklar sebebiyle beş yaşına gelmeden hayatını kaybetmekteydi. Dünya ortalamasının neredeyse yarısı olan bu oran, uzun süre aynı seviyede devam etmiştir. 49 Saddam ın elinde nükleer silah bulunduğu gerekçesiyle Irak ı işgal eden ABD, Irak ın birçok petrol kuyusuna el koymuş ve bölgeyi büyük bir kaosa sürüklemiştir. Genellikle petrol üzerinden okumalar yapılma- ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU sis edilememesi, edilse bile uzman sına karşın buradaki sorunun önem- personel eksikliği sebebiyle kanali- li bir boyutu da su dur. Zira İkinci zasyon sularının içme sularına ka- Körfez Savaşı olarak da adlandırı- rışması halk sağlığına ciddi zararlar lan 2003 müdahalesinde Irak ın su vermiştir. Arıtma tesislerinin tahrip kaynaklarının koruma altına alın- 20

24 MAYIS 2017 masına dair görüşler de dile getirilmiştir. Ayrıca CIA de politik analist olan Pelletier e göre, ABD nin, Irak müdahalesiyle bölgeyi şekillendirmek için petrol kaynaklarının yanı sıra su kaynaklarını da kontrol etmesi gerekmektedir. 50 Bu yıllarda Suriye ABD ile iletişim kurma kanalları arasa da ABD, Suriye yi de haydut/serseri devletler kategorisinde değerlendirerek çevreleme politikası gütmeyi sürdürmüştür. Bölgede yalnızlaşan Şam yönetimi, iyi ilişkiler kurmaya başladığı Ankara ile ilişkilerini 2000 li yıllarda daha da geliştirmiştir. Türkiye de 2002 yılında hükümete gelen AK Parti, komşularla sıfır sorun, bölgesel barış gibi temeller üzerine bir dış politika inşa edeceğini açıklamıştır. Bu bağlamda Türkiye nin Ortadoğu ya ilgisi barışçıl bir temelde artmıştır. Suriye nin yalnızlaşması ve Irak takine benzer politikalara maruz kalması, Türkiye ve Suriye yi birbirine yakınlaştırmış, oluşan bu politik yakınlık suların paylaşımıyla ilgili de iş birliği düzleminin kurulmasını kolaylaştırmıştır yılı Temmuz ayı sonunda Türkiye ye resmî ziyarette bulunan Suriye Başbakanı Mustafa Miro nun Sınıraşan sularla ilgili olarak yapılan tüm çerçeve anlaşmaların ötesinde, iki ülke arasında var olan dostluk ilişkilerinin egemen olduğu bir ortamda karşılıklı güven ve dostluğa dayalı bir diyaloğun bu sorunu da çözeceğine -şu anda bile çözmekte olduğunu görüyoruz- inanmaktayız. şeklindeki açıklaması, yeni dönemde sorunların barışçıl yollarla çözüleceğine işaret etmekteydi. 51 Başbakanın ardından ertesi yıl Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed de Türkiye ye resmî bir ziyarette bulunmuştur. Bu ziyaretle bağımsız Suriye tarihinde ilk defa bir devlet başkanı Türkiye ye ziyaret gerçekleştirmiştir. 22 Aralık 2004 te Türkiye ve Suriye arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmıştır. Bu kapsamda Suriye, Hatay ın Türkiye toprağı olduğunu tanımış ve tarafların Asi Nehri yle ilgili görüşme yapmasının yolu açılmıştır. Aynı günlerde Suriye de bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Başbakanı Otri ile görüşmüş ve Asi Nehri üzerinde yapılacak bir projede iş birliği ve teknik destek sağlayabileceklerini ifade etmiştir yılında çalışmalarını durduran Ortak Teknik Komite 7-11 Mayıs 2007 tarihinde Suriye de yapılan toplantıyla tekrar aktif hale getirilmiştir. Takip eden yıllarda görüşmeler devam etmiş, 2009 yılında da Türkiye de bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılarda suların kullanımı da dâhil olmak üzere birçok konu ele alınmış, ikili-üçlü görüşmeler yapılmış ve çok sayıda protokol imzalanmıştır. 15 Ekim 2009 da Türkiye ve Irak arasında imzalanan 48 mutabakat zaptından biri de Su Alanında Mutabakat Zaptı başlığıyla su sorununu ele alan metindir. İş birliğinin öne çıkarıldığı görüşmeler Türkiye adına Çevre ve Orman Bakanlığı, Irak adına Su Kaynakları Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmiştir. Protokolde Fırat-Dicle de meteorolojik ve hidrolojik şartlara göre su kaynaklarının mevcut durumunun tespit edilmesi, kurak dönemlerde ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesine yönelik mekanizmaların geliştirilmesi, su kaynaklarının kullanımının planlanmasına yönelik olarak yapılacak ulusal çalışmaların sonuçlarının paylaşılması ve birlikte değerlendirilmesi, bütün bu hususlarda Suriye tarafı ile eş güdüm ve iş birliğinin sağlanması, meteorolojik ve hidrolojik bilgilerin derlendiği, Suriye nin de dâhil olduğu or- 21

25 tak bir veri tabanının oluşturulma- Dicle Nehri nden talepleri görüşül- sı, içme suyu alanında kayıpların önlenmesi, sağlıklı su temin edilebilmesi için ortak çalışmalar yapılması ve su ile ilgili konularda eğitim programları düzenlenmesi gibi müş, böylelikle iki nehir, tek havza görüşüne yakın bir tutum sergilenmiştir. 53 Türkiye nin, aslında doğrudan bağlantılı görünmese bile, suların pay- birçok konu yer almıştır Aralık 2009 da Türkiye ve Suriye arasında toplam 50 mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bunlardan iki tanesi su politikaları açısından bakıldığında oldukça önemlidir. Buna göre Türkiye ve Suriye, Asi Nehri üzerine Dostluk Barajı ismiyle ortak bir baraj inşa laşımı konusunu AB ye giriş sürecinde etkin bir unsur olarak değerlendirmesi, Türkiye-Suriye ilişkilerinin seyrini belirleyen gelişmelerden biri olmuştur. Türkiye, AB ye katılım müzakerelerine 2005 te başlamış ve su ile ilgili konuları çevre başlığında yürütmüştür. AB su mev- edecektir. Bu baraj iki taraf için de hem enerji üretecek hem de Suriye de , Türkiye de hektarlık tarımsal alanın sulaması buradan yapılacaktır. Barajın temeli Şubat 2011 de atılmıştır. Fakat hemen ardından Suriye de 2011 yılı Mart ayından itibaren başlayan siyasi gösterilerin bir süre sonra ayaklanmaya dönüşmesi, ülkeyi halen devam etmekte olan iç savaşa sürüklemiştir. Savaşın başlamasıyla söz konusu baraj gibi onlarca ortak proje iptal edilmiştir. Diğer bir anlaşma ise Dicle Nehri nden Su Çekilmesi İçin Suriye Topraklarında Pompa İstasyonu Kurulması Konusunda idi. Nehrin akışının elverdiği ölçüde ve zamanda Suriye, Dicle den yıllık en fazla 1 milyar 25 milyon metreküp su çekebilecekti. Suriye, geliştirdiği Dicle Nehri Sulama Projesi sebebiyle bu nehirden su almaya ihtiyaç duyuyordu. Türkiye iki nehir, tek havza iddiası gereğince Dicle ve Fırat sularının birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor, Irak ve Suriye ise buna karşı çıkıyordu. İmzala- zuatının ana belgesi sayılan AB Su Çerçeve Yönetmeliği, nehir havzası yönetim planı çalışmalarında AB ülkeleri arasında iş birliği zorunluluğu getirmektedir. Yönetmelik, AB ye üye olmayan ülkelerle de eşgüdüm kurulması için çalışılması gerektiğini vurgulamaktadır yılı sonlarında Tunus ta başlayan Arap Baharı nın Suriye ye sıçramasından sonra, suların paylaşımıyla ilgili bütün anlaşmalar da rafa kalkmış görünmektedir. Fırat havzası boyunca Suriye rejiminin siyasi, ekonomik ve askerî kontrolü tamamen farklı grupların eline geçerken, su konusunda Türkiye nin mu yılı sonlarında Tunus ta başlayan Arap Baharı nın Suriye ye sıçramasından sonra, suların paylaşımıyla ilgili bütün anlaşmalar rafa kalkmış görünmektedir. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU nan bu protokolle ilk defa Suriye nin hatabı da kalmamıştır. Benzer şe- 22

26 MAYIS 2017 Birçok uzmana göre DAEŞ, suyun stratejik öneminin farkında olduğunu gösterecek şekilde, hâkimiyet alanı olarak Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki medeniyetlerin beşiği Mezopotamya yı seçmiştir. kilde, ABD nin Irak ı işgalinden sonra başlayan mezhep motivasyonlu savaş, Irak la ilgili su tartışmalarını da rafa kaldırmıştır. Türkiye ve Irak ilişkilerinin bozulmasına paralel olarak, Ocak 2017 de Başbakan Binali Yıldırım ın Irak ziyaretine kadar, iki ülke arasında sürekli tırmanan bir gerilim yaşanmıştır. 55 İlişkilerin güvenlik öncelikli ilerlediği böylesi bir dönemde suların paylaşımı birincil önemini kaybederken, birçok tartışma da iç içe geçmiş durumdadır. Havzadaki su sorunu 2014 yılından itibaren doğrudan yasa dışı örgütlerle anılmaya başlamıştır. Önce Suriye nin önemli petrol rezervlerine sahip Rakka kentini işgal eden DAEŞ, zamanla Fırat-Dicle nehirleri çevresindeki şehirleri işgal ederek birçok barajın kontrolünü ele geçirmiştir. Bölgede kontrolü sağlaması ardından DAEŞ in önceliği enerji, finans ve su üçlüsü olmuş ve suyun kontrolünü tek elde toplamaya çalışmıştır. Birçok uzmana göre DAEŞ, suyun stratejik öneminin farkında olduğunu gösterecek şekilde, hâkimiyet alanı olarak Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki medeniyetlerin beşiği Mezopotamya yı seçmiştir. 56 DAEŞ, çatışmada olduğu taraflara karşı suyu temelde üç şekilde kullanmaktadır. 57 İlki; su ve elektriği halka ulaştıran boruları, kabloları kullanılamaz hale getirerek bölgenin hayati fonksiyonlarını durma noktasına getirme şeklindedir. Örgütün 2014 yılında Musul Barajı nı bir süre elinde bulundurması, bölge halkını endişeye sevk etmiştir. Zira Irak elektriğinin yarısı ve Kürt bölgesinin suyu buradan karşılanmaktadır yılında Fırat Nehri üzerindeki Ramadi Barajı nı ele geçiren DAEŞ, Fırat bölgesinin suyunu azaltarak beş ilde su sıkıntısı yaşanmasına sebep olmuştur. 58 Kullandığı ikinci yöntem ise; baraj kapaklarını tamamen açıp su baskınlarının gerçekleşmesine sebep olmak yahut baraj kapaklarını tamamen kapatıp tarımı baltalamak ve bölge halkını susuz bırakmak şeklindedir yılında Felluce yi ele geçiren DAEŞ, buradaki baraj kapaklarını açarak bölgede sele sebep olmuş ve bu sayede kişinin bölgeyi terk etmesini sağlamıştır. Örgütün kullandığı diğer bir yöntem ise su kaynaklarını kirletmek veya zehirlemek suretiyle kullanılamayacak hale getirmektir. DAEŞ, bölgede ilerleyen askerî güçlerden Rakka yı koruyabilmek için Tabka Barajı nı patlatma tehdidini de sürekli gündemde tutmuştur. DAEŞ in barajı havaya uçurması durumunda nehrin güneyindeki köylerin tamamının sular altında kalacağı, susuzluk ve kıtlık sebebiyle ölümlerin artacağı belirtilmektedir. 59 Bununla birlikte Musul Barajı 2015 yılında kısa bir dönem DAEŞ in kontrolüne geçmiş olsa da günümüzde barajı Peşmerge güçleri kontrol etmektedir. Musul Barajı nın örgütün elinden alınması büyük bir felaketin önlenmesi olarak değerlendirilmektedir. Zira barajın havaya uçurulması durumunda Musul un 20, Bağdat ın 5 metre sular altında kalabileceği ve barajın yıkılmasının bir milyon kişinin ölümüne sebep olabileceği tahmin edilmektedir. Bu barajla ilgili bir diğer önemli nokta ise; Musul Barajı nın temelinde yer alan kayanın jipsli olmasıdır. Bu durum, kayanın suyla temas ettiğinde erimesi anlamına gelmektedir. ABD işgalinden sonraki süreçte kuvvetlendirme çalışmalarına başlanmış, bu kapsamda Musul Barajı nın aşağısında yeni bir barajın (Baduş Barajı) yapımı planlanmıştır larda planlanmaya başlanan barajla ilgili çalışmalar 2003 ABD müdahalesiyle durmuştur. Son dönemde yaşananlar sebebiyle çalışmalara devam edilememekte ve temelinden kaynaklanan sorunlar Musul Barajı nın çökme riskini arttırmaktadır. 60 Öte yandan DAEŞ in çok fazla köşeye sıkışması durumunda son çare olarak büyük bir felakete sebep olacak bir eylem yapabileceği; bu bağlamda Fırat 23

27 ve Dicle nehirleri üzerindeki bütün barajları imha ederek suyu bir kitle imha silahı olarak kullanabileceği üzerinde de durulmaktadır. 61 Sınırın Suriye tarafından Türkiye ye DAEŞ in attığı mermiler ve havan topları sebebiyle 21 sivilin hayatını kaybetmesi ve Türkiye nin kırmızı çizgi olarak belirlediği PYD/PKK nın silahlı kanadı YPG nin Fırat ın doğusuna çekilmemesi, Türkiye nin Suriye Savaşı na dâhil olarak Fırat Kalkanı harekâtını başlatmasına sebep olmuştur. ABD nin Irak-Suriye bölgesinde bir Kürt devleti oluşturma politikasının ve bunu PKK ya bağlı gruplar eliyle yapmasının Ankara açısından kabul edilebilir olmadığı açıktır. Bunun üzerine Türkiye, sınırında bir PKK koridoru oluşturulması planıyla mücadele etmek için harekete geçmiş ve 24 Ağustos 2016 tarihinde başlattığı operasyonda Mart 2017 tarihine kadar el-bab şehrine uzanan kilometrekarelik alanı kontrol altına almıştır. Türkiye nin Fırat ın batısına geçilmemesi konusundaki hassasiyeti sebebiyle Fırat Kalkanı ismi verilen operasyonda, Türk Silahlı Kuvvetleri nin destek verdiği Özgür Suriye Ordusu ile birlikte hareket edilerek bölge, DAEŞ ten ve PYD/PKK dan temizlemiştir. ASI NEHRI HAVZASI Lübnan dağları ve Anti-Lübnan dağları arasında yer alan Bekaa Vadisi ndeki Rasel-Ayn ve al-labwah akarsularının birleşmesinden doğan Asi Nehri, kuzeye doğru 35 kilometre aktıktan sonra Suriye topraklarına geçer. Suriye nin Hama ve Humus kentlerinden sonra Ghap Ovası ndan geçerek Etun (Zambakiye) köyü yakınlarından itibaren Türkiye-Suriye sınırını oluşturmaya başlar. Nehrin Suriye açısından Hama Gölü nü beslemesi, Ghap Ovası nı sulaması ve Humus şehrinin su ihtiyacını karşılaması gibi önemli fonksiyonları vardır. Asi Nehri, Türkiye-Suriye sınırının 22 kilometrelik kısmını oluşturduktan sonra Türkiye topraklarına girer ve burada Karasu, Afrin, Küçük Asi (Karadere) ve Defne çayları nehre katılır. Türkiye topraklarında 88 kilometre akan nehir, Amik Ovası ndan Akdeniz e dökülür. Nehrin toplam uzunluğu 248 kilometredir. Bunun 40 kilometresi Lübnan dan, 120 kilometresi Suriye den, 88 kilometresi de Türkiye den geçmektedir. 62 Havzanın toplam potansiyeli 2,4 milyar metreküp civarındadır ve bu orana = km 2 Türkiye Suriye Türkiye nin katkısı yaklaşık 1,17 milyar metreküptür. 63 Nehir kilometrekarelik bir alana yayılmaktadır. Havza alanının yaklaşık %65 i Suriye topraklarında, %23 ü de Türkiye topraklarındadır. Bölgedeki birçok nehir kuzeyden güneye doğru akarken Asi, güneyden kuzeye akmaktadır ve bu sebeple de Asi adını almıştır. Lübnan ve Suriye yukarı kıyıdaş, Türkiye ise aşağı kıyıdaş ülkedir. Fırat-Dicle havzasının aksine Asi Nehri havzasında aşağı kıyıdaş ülke konumunda olan Türkiye, menba ülkelerin kullanımı sebebiyle Asi Nehri nden yıllarca faydalanamamış hatta 2000 li yıllara değin diğer kıyıdaş ülkeler nehrin kullanımına yönelik görüşmelere dahi yanaşmamıştır km km 2 Lübnan Asi Havzası Alanının Ülkelere Göre Dağılımı Kaynak: UN-ESCWA and BGR (United Nations Economic and Social Commission for Western Asia; Bundesanstalt für Geowissenschaften und Rohstoffe), Chapter 6: Orontes River Basin, (2013), Inventory of Shared Water Resources in Western Asia, Beirut. Bölgedeki birçok nehir kuzeyden güneye doğru akarken Asi, güneyden kuzeye akmaktadır ve bu sebeple de Asi adını almıştır. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 24

28 MAYIS 2017 Menba ülke konumunda olmasına rağmen Lübnan, Asi Nehri sularının paylaşımında Suriye ye karşı kendi çıkarlarını koruyan bir irade ortaya koyamamıştır. Nehrin sularının paylaşımına yönelik kıyıdaş ülkelerin üçünün de yer aldığı bir anlaşma yoktur ve konuyla ilgili görüşmeler Suriye-Lübnan, Suriye-Türkiye şeklinde ikili olarak gerçekleştirilmiştir. Lübnan, ulusal ve uluslararası nehirler açısından Ortadoğu nun zengin kaynaklara sahip ülkelerindendir. Fakat coğrafik ve topoğrafik yapısı, sahip olduğu suyun kullanımını ve depolanmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca 1970 li yıllarda patlak veren iç savaş, Lübnan ın su kaynaklarına yönelik politika üretmesini zorlaştırmış, aynı zamanda kıyıdaş ülkelerle suların paylaşımına yönelik yaptığı görüşmelerde baskın bir rol alamamasına sebep olmuştur. Menba ülke konumunda olmasına rağmen Lübnan, Asi Nehri sularının paylaşımında da Suriye ye karşı kendi çıkarlarını koruyan bir irade ortaya koyamamıştır. Bu durum Lübnan parlamentosunda bulunan muhalefet partileri tarafından da sık sık dile getirilerek eleştirilmiştir. 64 Suriye 1950 li yıllar itibarıyla su kaynaklarının kullanımı ve geliştirilmesine yönelik projeler üretmeye başlamış ve Lübnan la da bu konudaki ilk ciddi temaslarını 1962 yılında gerçekleştirmiştir. Öncelikle ortak bir teknik komite kurularak bu komitenin Lübnan a yıllık 100 milyon metreküp su tahsis etmesi sağlanmıştır yılında Lübnan ve Suriye arasında havzayla ilgili ilk anlaşma yapılmış fakat Lübnan ın içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık sebebiyle anlaşma yürürlüğe girememiştir. Bu anlaşmaya göre Lübnan, Asi Nehri nden 80 milyar metreküp su tahsis edebilecekti. Ardından 20 Eylül 1994 te Lübnan ve Suriye arasında Asi Sularının Paylaşılması Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma daha ilk başta kıyıdaş ülke Türkiye nin muhatap alınmamasıyla sakat doğmuştur. Dokuz maddeden oluşan anlaşmada nehrin yıllık ortalama hacminin milyon metreküp arasında olduğu kabul edilerek Lübnan ın payı 80 milyon metreküp olarak belirlenmiş, geri kalan kısmı da Suriye ye bırakılmıştır. Bununla birlikte suyun yıllık akımının 400 milyon metreküpün altına düşmesi halinde azalan oranda Lübnan ın payında azaltmaya gidileceği ifade edilmiştir. Adil olmadığı çok açık olan bu maddeler arasında, akışın artması durumuyla ilgili herhangi bir notun yer almamış olması, Suriye nin tek yanlı davrandığını göstermektedir. Lübnan ın nehir üzerinde tesis yapma gereksini- 25

29 mi duyması halinde bu durumun Su- buna uygun projeler geliş- riye ye bildirilmesi zorunluluğu ve bu tirmektedir. tesislerde kullanılacak suyun Lübnan ın Humus-Hama sulama 80 milyon metreküplük kullanımından kanal sistemlerine, Ghap düşüleceği de anlaşmayla ilgili olarak ve Roudji sulama şebeke- dikkat çeken diğer konulardır. lerine Asi Nehri nden su Anlaşmaya yönelik zaman zaman verilmektedir yılın- Türkiye nin itirazları olsa da Suriye nin da Homs şehri yakınlarında nehir üzerinde denetimi tekeline aldığı- inşa edilen Zeita, Romalılar nı söylemek mümkündür. Bunda hem döneminde yapılan, daha Lübnan ın su ihtiyacının daha az olma- sonra Fransızlar dönemin- sı hem de Suriye hükümetinin Lübnan de tekrar inşa edilen Kati- hükümetinden daha güçlü olması et- na ve 1960 yılında Rastan kili olmuştur. 65 şehri yakınlarında yapılan Havzayla ilgili temel anlaşmazlık al Rastan barajlarında ta- Suriye-Türkiye tarafları arasında ya- rımda sulama ve içme suyu şanmaktadır da Suriye yi sö- olarak kullanılması ama- mürgesi altında bulunduran Fransa, Türkiye ile Hatay-Suriye Tahdidi Hududu Son Protokolü adlı bir protokol imzalamıştır. Protokolün 3. Maddesi nde şöyle bir paylaşım ilkesi getirilmiştir: Karasu ve Afrin çayları ile Asi Nehri nin bağlı haritada gösterilen ve hududu teşkil eden kısımlarında bu nehir ve çayların talveği (orta noktası) hudut olarak kabul edilmiş ve hudut boyunca bu sulardan her iki taraf halkının her şekilde ve aynı hakla istifadesi esas tutulmuştur. Söz konusu madde eşitlik prensibinin esas alındığını göstermektedir. 66 Bununla birlikte, 1946 yılında özgürlüğünü ilan eden Suriye, ne anlaşmanın hükümlerini ne de Hatay ın Türkiye toprağı olduğunu kabul etmiştir. Suriye nin bu tutumu, 1978 Viyana Sözleşmesi nin 11. Maddesi nde belirtilen, Bir devlet her ne şekilde başka bir devletin ardılı olursa olsun ülke yahut ülke parçasına ilişkin önceden yapılan sınır anlaşmaları ve çizilen sınırlar geçerliliğini koruyacaktır prensibine aykırıdır. 67 Üstelik Hatay ın Türkiye toprağı olduğu uluslararası arenada bütün aktörler tarafından tanınmış bir durumdur. Bu durumda Asi Nehri sınıraşan su statüsündedir. Fakat Suriye, Lübnan ı baskı altında tutmanın verdiği güvenle nehrin statüsü ile ilgili sanki ulusal su gibi hareket etmekte ve cıyla su depolanmaktadır. Ayrıca Katina Gölü yakınlarında 1957 yılında inşa edilen petrol rafinerisi, gölün batı tarafında inşa edilen gübre üretim tesisleri ve Türkiye sınırına yakın bir bölgede yer alan zeytinyağı fabrikaları Türkiye nin zaten çok kısıtlı olan nehrin sularının kullanımını daha da sorunlu hale getirmektedir. 68 Türkiye, bu bölgede oluşan kirliliğe karşı önlem alabilmek için birçok proje geliştirmiştir. 69 Suriye 1950 li yıllarda su politikalarına ağırlık vererek Ghap projesini gerçekleştirmek için Dünya Bankası na kredi talebinde bulunmuştur. Banka, Lübnan dan daha fazla su çekmemesi ve Türkiye ile anlaşma sağlaması koşuluyla Suriye ye kredi vermeyi kabul etmiştir. Suriye nin projeyle Afrin suyunu saptıracağı gibi sebeplerle Türkiye projeye tepki göstermiştir. Konuyla ilgili yapılan ikili görüşmelerden de olumlu bir sonuç alınamamıştır. Dünya Bankası ndan kredi alamayan Suriye, nehirle ilgili farklı projeleri devreye sokmuştur yılında bir Hollanda firması olan NEDECO ile varılan iş birliği anlaşması çerçevesinde Bulgar, Yugoslav, İtalyan şirketler ve Sovyetler Birliği nin malzeme 2004 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması ile Hatay ın Türkiye toprağı olduğu Suriye tarafından da kabul edilmiştir. ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 26

30 desteğiyle yılları arasında iki baraj, iki büyük drenaj kanalı ve bazı tarım kanallarını içeren proje tamamlanmıştır. Bu süreçte Türkiye ve Suriye arasında gerçekleşen bir konferansta, Türkiye her iki tarafın da lehine olacak bir taslak metin hazırlanması talebinde bulunmuş ancak neticede Türkiye nin hakları göz ardı edilerek projelere devam edilmiştir. Zeyzun ve Zeita barajları havza üzerinde yapılmış önemli barajlardandır. Zeyzun Barajı 2002 yılında yıkılmıştır. Bu olayda 70 milyon metreküp su serbest kalmış ve 22 Suriyeli hayatını kaybetmiştir. Ayrıca Türkiye ve Suriye deki tarım alanları da zarar görmüştür li yıllardan itibaren Suriye-Türkiye ilişkilerinde gözle görülür bir iyileşme yaşanmıştır yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması ile iki ülkenin sınırları tanımlanarak Hatay ın Türkiye toprağı olduğu Suriye tarafından da kabul edilmiştir. Böylelikle ilk defa Asi Nehri ile ilgili, Türkiye nin de yer aldığı bir müzakere ve anlaşma sürecinin başlaması söz konusu olmuştur. Takip eden süreçte iki devlet arasında üst düzey hükümet yetkilileri tarafından karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmiştir yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Başbakanı Otri ile görüşmüştür. Bu görüşmede Asi Nehri üzerinde bir baraj yapılması halinde iş birliği tavsiye edilmiş ve teknik destek verilebileceği ifade edilmiştir yılında Suriye-Türkiye arasında imzalanan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşması ile iki ülkenin Asi Nehri üzerinde Dostluk Barajı isminde ortak bir baraj inşa etmesine karar verilmiştir. Suriye ve Türkiye, barajın maliyetini paylaşacak ve baraj iki ülke için enerji üretecekti. Barajdan sağlanacak su ile Türkiye de , Suriye de ise hektarlık tarım alanı sulanacaktı. Barajın temeli 6 Şubat 2011 de iki ülkenin başbakanları ve bazı bakanlarının katılımıyla atılmıştır. Ne var ki barajın temelinin atılmasından kısa bir süre sonra Suriye de ayaklanmalar başlamıştır. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti hükümet yetkilileri, Beşşar Esed e reform yapması çağrısında bulunmuş ancak Esed in ayaklanmaları kanlı bir şekilde bastırma yoluna gitmesi, iki ülke ilişkilerinin kopmasına sebep olmuştur. SURIYE NIN ÇELIŞEN HIDROPOLITIĞI MAYIS 2017 Suriye, Türkiye nin sınıraşan nehirleri olan Fırat ve Asi nehirlerine kıyıdaştır. Ayrıca Dicle den de hak talep etmektedir. Fırat-Dicle havzasında aşağı kıyıdaş konumunda iken Asi Nehri nde yukarı kıyıdaş ülkedir. Suriye, bağımsızlığını ilan ettiği 1946 yılından ayaklanmaların ve ardından da iç savaşın başladığı 2011 yılına kadarki süreçte uyguladığı su politikalarında, aşağı kıyıdaş ve yukarı kıyıdaş olmasına göre değişiklik gösteren bir yol izlemiştir. Suriye nin çelişen hidropolitiği, suların paylaşımına yönelik uluslararası hukukta yer alan dört temel doktrinle ilgili farklılaşan eğiliminde açıkça görülmektedir. Fırat-Dicle havzasında bir ülkenin diğer ülkelere akan suya herhangi bir müdahalede bulunamayacağını öngören Doğal Durumun Bütünlüğü ve tarihsel olarak suyu daha erken kullanan ülkenin önceliğini vurgulayan Ön Kullanım Üstünlüğü doktrinlerine yakın bir görüntü vermektedir. Bu iki dokt- 27

31 rin -bilhassa doğal durumun bütünlüğü doktrini- aşağı kıyıdaş ülkelerin lehine sonuçlar doğurmaktadır. Suriye, Asi Nehri havzasında ise su kaynağının tasarrufunu yukarı kıyıdaş ülkeye bırakan Mutlak Egemenlik (Harmon) doktrinine yakın bir tutum sergilemektedir. Fırat-Dicle havzasında Türkiye yi suları kirletmekle ve az su bırakmakla suçlayan Suriye, Türkiye den denize dökülen Asi Nehri nde çok ciddi kirlenmelere sebep olarak önemli zarar vermeme ve adil kullanma gibi uluslararası literatürde yer alan ilkelere aykırı davranmaktadır. SONUÇ Suriye, Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde Türkiye nin yeni projeler geliştirmesini sert bir dille eleştirerek daha fazla su bırakılmasını talep etmektedir. Öte yandan Asi Nehri ne kıyıdaş olan Türkiye yi taraf olarak dahi kabul etmeyerek ne bilgi ne de su paylaşımında bulunmaktadır. Hasılı, Suriye, suların paylaşımına yönelik istikrarlı bir politika izlememiş ve Türkiye ile ilişkileri hep gergin olmuştur. Suriye ye barış geldikten sonra oluşturulacak yeni yönetim su kaynaklarının paylaşımına yönelik olarak daha istikrarlı ve barışçıl politikalar izlemek mecburiyetindedir. Suriye, bağımsızlığını ilan ettiği 1946 yılından ayaklanmaların ve ardından da iç savaşın başladığı 2011 yılına kadarki süreçte uyguladığı su politikalarında, aşağı kıyıdaş ve yukarı kıyıdaş olmasına göre değişiklik gösteren bir yol izlemiştir. Yeryüzünün üçte ikisi sularla kaplı olsa da bunun yaklaşık %97 si tuzlu sudur. Kullanılabilir su oranı %3 kadardır. Nüfusun -özellikle bazı bölgelerde- hızla artması ve suların kullanımının farklılaşması, gelecekte suya ihtiyacın çok daha fazla olacağının göstergesi niteliğindedir. Petrol ve doğalgaz kaynakları yerine su kaynakları için savaşların yaşanacağı iddiası bilhassa 1990 lı yılların sonunda dünya kamuoyunun gündemini yoğun bir şekilde meşgul etmiş, bu konu o zamandan günümüze miras kalmış bir soru olmuştur. Yakın gelecekte suyun asli sebep olacağı çatışmaların yaşanması ihtimal dâhilinde görülmese de mevcut siyasal anlaşmazlıklarda su kaynaklarının paylaşımı konusu, önemli bir gündem maddesi olmayı sürdürecektir. Bununla birlikte, uzun vadede iklim değişikliği ve ekonomik kalkınma gibi unsurlardan kaynaklı olarak su kaynaklarının kullanımı konusundaki tartışmalar ciddi bir konu başlığı oluşturacaktır. Özellikle enerji üretimi ve tarımsal üretim konularında önemi tartışılmaz olan nehirlerin paylaşımı meselesi, önümüzdeki dönemde Ortadoğu daki birçok siyasi pazarlığı etkileyen kritik gündem maddelerinden biri olacaktır. Enerji elde etmek üzere kullanımının yanı sıra su, içme suyu ve tarımsal üretim açısından da hayati önem arz etmektedir. Türkiye 2023 yılına yönelik öngördüğü hedeflerle uluslararası sisteme Ben de varım mesajı verirken, bölgesindeki gelişmelerde üst sıralara çıkacak olan su kaynaklarına yönelik politikaları öteleme lüksüne de sahip değildir. Suriye ve Irak ta yaşanan siyasi krizlerin çözülememiş olması, en azından bugün için su konusunda iş birliği içerisinde hareket edilebilen alanı oldukça daraltmaktadır. Fakat her koşulda suların paylaşımı öncelikli konu olacaktır ve bölgede uzlaşma zemini sağlandığı andan itibaren konuyla ilgili barışçıl müzakere fırsatlarının oluşturulmaya çalışılması gerekmektedir. Geçmişte yaşananlar göstermektedir ki, çatışmacı ve müzakereden uzak yöntemler bölgeye istikrarsızlık getirerek kıyıdaş ülkelerin hiçbirinin lehine olmamıştır. Dolayısıyla her durumda politika yapıcılar kendi ülkelerinin çıkarlarını göz ardı etmemek koşuluyla iş birliğine uygun yöntemleri tercih etmelidir ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU 28

32 SONNOTLAR MAYIS Zafer Akbaş, Türkiye nin Fırat ve Dicle Sınıraşan Sularından Kaynaklanan Güvenlik Sorunu ve Çatışma Riski, Bilig, S. 72, 2015, ss Duygu Doğu Kırkıcı, Sınıraşan Sular Bağlamında Türkiye, Suriye ve Irak, Uzmanlık Tezi, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara, Akbaş, Türkiye nin Fırat ve Dicle, ss Tuğba Evrim Maden, Seyfi Kılıç, Irak ta Su Kaynakları Sorunu ve Yönetimi, Ortadoğu Analiz, c. 4, S. 43, Mehmet Dalar, Irak ın Su Gerçeği: Sorun Su Kaynaklarının Yetersizliği Mi?, Ortadoğu Analiz, c. 1, S. 9, 2009, ss Çağatay Akça, Sınıraşan Sularla İlgili Uluslararası Hukuki Metinlerin Değerlendirilmesi, Uzmanlık Tezi, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ankara, Dalar, Irak ın Su Gerçeği..., ss Yusuf Karakılçık, Bölgesel Su Anlaşmazlıklarının Küresel Çatışmaya Dönüşme Riski: Fırat ve Dicle Örneği, Uluslararası Hukuk ve Politika, c. 4, No. 16, 2008, ss Karakılçık, Bölgesel Su Anlaşmazlıklarının..., ss Yücel Acer ve İbrahim Kaya, Uluslararası Hukuk, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2015, s Yüksel İnan, Sınıraşan Suların Hukuksal Boyutları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, c. 49, S. 1, 1994, ss Kırkıcı, Sınıraşan Sular..., ss Kırkıcı, Sınıraşan Sular..., ss Ahmet Emin Dağ, Suriye: Bilad-ı Şam ın Hazin Öyküsü, İstanbul: İHH Kitap, 2013, s Özden Bilen, Güneydoğu Anadolu Projesi: Türkiye nin Geleceğinde GAP ın Yeri Semineri, Haziran 2000; Fırat-Dicle Nehirlerinin Hidro-politik Değerlendirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bakası, Eğitim Müdürlüğü, Ankara, 2000, ss Maden, Kılıç, Irak ta Su Kaynakları..., ss. 18 Özden Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye, TESAV, Ankara, Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye. 20 Melek Fırat ve Ömer Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler, Türk Dış Politikası, Ed. Baskın Oran, İstanbul: İletişim Yayınları, c. 2, 2010, ss Dalar, Irak ın Su Gerçeği..., ss Bu gelenek, Uluslararası Tahkim Mahkemesi nin 1957 yılındaki Lanoux Gölü Olayı nedeniyle verdiği karara dayanmaktadır. 23 Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler. 24 Bilen, Güneydoğu Anadolu Projesi Kırkıcı, Sınıraşan Sular Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler, s Bilen, Ortadoğu Su Sorunları ve Türkiye. 31 Erik Jan Zurcher, Modern Türkiye nin Doğuşu, İstanbul: İletişim Yayınları, 2000, ss DergiIcerik&IcerikNo= Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler. 34 Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler. 35 Zafer Akbaş ve Çiğdem Mutlu, Uluslararası Politikada Irak ve Suriye nin Sınıraşan Su Sorununa Yaklaşımı ve Türkiye: Beklentiler ve Gerçekler, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, c. 13, S. 1, 2012, ss Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler. 37 Ayşegül Kibaroğlu, Fırat-Dicle Havzası Sınıraşan Su Politikalarının Evrimi: İşbirliği İçin Fırsatlar ve Tehditler, Ortadoğu Analiz, c. 4, S. 43, 2012, ss Dağ, s Fırat ve Kürkçüoğlu, Arap Devletleriyle İlişkiler, ss Dağ, s

33 41 Arap Birliği nden Türkiye-İsrail İşbirliğine Kınama, Hürriyet, , Ilısu Barajı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Suriye sınırına yaklaşık 45 km mesafede Dicle Nehri üzerine inşa edilmektedir. Gövde hacmi açısından Türkiye nin ikinci, kurulu güç bakımından da dördüncü büyük barajı olacaktır. Barajın 2017 yılında tamamlanması planlanmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bk. tr/ilisu_projesi.pdf, 43 Suriye ve Su Sorunu, 21. yy Türkiye Enstitüsü, , org/tr/arastirma/orta-dogu-ve-afrika-arastirmalari-merkezi/2004/01/07/397/ suriye-ve-su-sorunu 44 Akbaş ve Mutlu, Uluslararası Politikada Irak ve Suriye nin. 45 Suriye ye Sabrımız Kalmadı, Hürriyet, , suriyeye-sabrimiz-kalmadi Kenya dan İmralı ya 14 Yılın Öyküsü, 56 Merve Erdil, IŞİD in Hedefinde Su Kaynakları da Var, Hürriyet, , 57 IŞİD in En Etkili Silahı: Dicle ve Fırat, 7sabah, , com.tr/haber/41/isid-en-etkili-silahi-dicle-ve-firat/ 58 IŞİD in Elindeki Su Silahı, Deutsche Velle Türkçe, , tr/i%c5%9fidin-elindeki-su-silah%c4%- B1/a IŞİD Rakkalıları Tabka Barajını Patlatmakla Tehdit Ediyor, IMP News, , tr/news/31526/isid-rakkalilari-tabka-barajini-patlatmakla-t 60 Seyfi Kılıç, IŞİD, IKBY ve Fırat-Dicle Havzasında Yeni Hidropolitik Düzen, ORSAM, No. 6, IŞİD in Kitle İmha Silahı Barajlar, VOA, , 62 Kırkıcı, Sınıraşan Sular Kırkıcı, Sınıraşan Sular..., s. 62. Milliyet, , com.tr/kenya-dan-imrali-ya-14-yilin-oykusu-gundem / 47 Kibaroğlu, Fırat-Dicle Havzası Ahmet Emin Dağ, Irak Raporu, İHH, Maden ve Kılıç, Irak ta Su Kaynakları. 50 Akbaş, Türkiye nin Fırat ve Dicle. 51 Dağ, Suriye: Bilad-ı Şam ın Hazin Öyküsü, s Kibaroğlu, Fırat-Dicle Havzası Kibaroğlu, Fırat-Dicle Havzası..., s Irak la Yaşanan Başika Krizi Bitti, Yeni ARAŞTIRMA 38 ORTADOĞU Dönem Başlıyor, Habertürk, , 64 A. Ezeli Azarkan, Asi Nehri Sorunu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 7, 2003, s Mehmet Dalar, Asi Nehri nin Türkiye-Suriye İlişkileri Üzerindeki Etkisi ve Geleceği, Ortadoğu Analiz, c. 2, S. 15, 109: Orhan Tiryaki, Sınıraşan Sular ve Ortadoğu da Su Sorunu, İstanbul: Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, Acer ve Kaya, Tuğba Evrim Maden, Türkiye-Suriye İlişkilerinde Asi Nehri, Ortadoğu Analiz, c. 3, S , Asi Nehri Türkiye nin Projesi İle Kurtulacak, Milliyet, ; Asi Nehri ndeki Kirlilik, Habertürk, Maden, Türkiye-Suriye İlişkilerinde Asi Nehri, s

34 Karagümrük Mh. Kaleboyu Cd. Muhtar Muhittin Sk.No:6 PK Fatih / İstanbul - TÜRKİYE

35

36 Türkiye, 2023 yılına yönelik öngördüğü hedeflerle uluslararası sisteme Ben de varım mesajı verirken, bölgesindeki gelişmelerde üst sıralara çıkacak olan su kaynaklarına yönelik politikaları öteleme lüksüne sahip değil. Suriye ve Irak ta yaşanan siyasi krizlerin çözülememiş olması, en azından bugün için su konusunda iş birliği içerisinde hareket edilebilen alanı oldukça daraltmakta. Fakat her koşulda suların paylaşımı öncelikli konu olacak ve bölgede uzlaşma zemini sağlandığı andan itibaren konuyla ilgili barışçıl müzakere fırsatlarının oluşturulmaya çalışılması gerekmekte.

T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN SINIRAŞAN SULAR POLİTİKASI Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı Bazı ülkelerde yıllık kişi başına düşen su miktarı TÜRKİYE NİN SINIRAŞAN SULARI Fırat

Detaylı

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08 2008 Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08 Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08 GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ SON DURUMU( GAP): Dünyadaki toplam su tüketiminin %70 i sulama

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Taşkın ve Kuraklık Yönetim Planlaması Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI Bundan böyle "Taraflar" olarak anılacak olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti

Detaylı

RAPOR NO: 7. Etiyopya Barajı ve Nil'in Dokunulmazlığı

RAPOR NO: 7. Etiyopya Barajı ve Nil'in Dokunulmazlığı RAPOR NO: 7 Etiyopya Barajı ve Nil'in Dokunulmazlığı 10 Haziran 2013 1 RAPOR NO: 7 Raporun Adı: Etiyopya Barajı ve Nil'in Dokunulmazlığı Raporu Hazırlayan : Dursun YILDIZ İnşaat Mühendisi,Su Politikaları

Detaylı

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ Moro Müslümanları Üzerine 99 MÜCADELE AHLAKI KENDI LIDERININ KALEMINDEN BANGSAMORO MÜCADELESI Mücadele Ahlakı Kendi Liderinin

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Resmî Gazete Sayı : 29361

Resmî Gazete Sayı : 29361 20 Mayıs 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29361 TEBLİĞ Orman ve Su İşleri Bakanlığından: HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI Bundan böyle "Taraflar" olarak anılacak olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları Hidroelektrik Enerji Enerji Kaynakları Türkiye de kişi başına yıllık elektrik tüketimi 3.060 kwh düzeylerinde olup, bu miktar kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkeler ortalamasının çok altındadır. Ülkemizin

Detaylı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK) İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK) 33. OTURUMUNDA YAPACAĞI KONUŞMANIN TASLAK METNİ İstanbul,

Detaylı

ÇORUH NEHRİ GENEL GELİŞME PLANI BOYKESİTİ

ÇORUH NEHRİ GENEL GELİŞME PLANI BOYKESİTİ TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi 33 ÇORUH HAVZASI PROJELERİ Sezai SUCU Bölge Müdürü DSİ 26. Bölge Müdürlüğü, Artvin Talha DİNÇ İnşaat Mühendisi ÖZET Ülkemiz sınırları içerisinde Bayburt ilinde doğan ve

Detaylı

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yozgat Su, tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Su Kaynaklarının

Detaylı

GAP BÖLGESİNDE YER ALAN İLLERİN YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI

GAP BÖLGESİNDE YER ALAN İLLERİN YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI GAP BÖLGESİNDE YER ALAN İLLERİN YATIRIM FAALİYETLERİ BÖLGESEL TOPLANTISI Prof. Dr. Veysel EROĞLU Çevre ve Orman Bakanı 18 Ağustos 2009 - Şanlıurfa GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

İç Tehdit ve Riskler Işığında İSLAM DÜNYASININ GELECEĞİ. Hazırlayan Dr. Ahmet Emin Dağ

İç Tehdit ve Riskler Işığında İSLAM DÜNYASININ GELECEĞİ. Hazırlayan Dr. Ahmet Emin Dağ İç Tehdit ve Riskler Işığında İSLAM DÜNYASININ GELECEĞİ Hazırlayan Dr. Ahmet Emin Dağ 2016 İç Tehdit ve Riskler Işığında İSLAM DÜNYASININ GELECEĞİ Yazarlar Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara Prof. Dr. Ahmet

Detaylı

İslam Dünyasında Eğitim

İslam Dünyasında Eğitim İslam Dünyasında Eğitim İslam Dünyasında Eğitim Yazarlar Emrin Çebi Riad Domazeti Emin Emin Serhat Orakçı Burak Çalışkan Merve Aksoy Ercümen Editör Dr. Ahmet Emin Dağ Yayına Hazırlık Ümmühan Özkan ISBN:

Detaylı

SINIRAŞAN SULAR SORUNU KAPSAMINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ NİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SINIRAŞAN SULAR SORUNU KAPSAMINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ NİN DEĞERLENDİRİLMESİ SINIRAŞAN SULAR SORUNU KAPSAMINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ NİN DEĞERLENDİRİLMESİ Faruk Volkan İnşaat ve Sulama Yüksek Mühendisi DSİ Genel Müdürlüğü Etüd ve Plan Dairesi Bşk, Ankara Bahadır Boz İnşaat

Detaylı

TÜRKIYE. ILISKILERI. Serhat Orakçı. Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler. Türkiye-Afrika İlişkileri Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler

TÜRKIYE. ILISKILERI. Serhat Orakçı. Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler. Türkiye-Afrika İlişkileri Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler 276. TÜRKIYE... AFRIKA.. ILISKILERI. Türkiye-Afrika İlişkileri Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler Serhat Orakçı Türkiye-Afrika İlişkileri Tarihî Süreç, Yaklaşımlar

Detaylı

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ No.12, ARALIK 2016 TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ NO.12, ARALIK 2016 ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI 30 Kasım 2016 Çarşamba günü Ortadoğu Stratejik

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP) EYLEM PLANI İLE SAĞLANAN GELİŞMELER

GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP) EYLEM PLANI İLE SAĞLANAN GELİŞMELER GÜNEYDOĞU ANADOLU PROJESİ (GAP) EYLEM PLANI İLE SAĞLANAN GELİŞMELER 1. GİRİŞ Dr. Hayreddin ERŞAN DSİ Genel Müdürlüğü, Proje ve İnşaat Dairesi Başkanlığı, GAP Şube Müdürlüğü, ANKARA hayrettin@dsi.gov.tr

Detaylı

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL İSTANBUL 2015 YAYINLARI Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL Kapak ve Dizgi: Sertaç DURMAZ ISBN: 978-605-9963-09-1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

Detaylı

-1- Adres: A Blok AZ. Kat 1 Nolu Banko Oda: 12, TBMM, ANKARA Tel: +90 (312) 420 61 88 +90 (312) 420 61 89 Faks: +90 (312) 420 69 45 E-Posta:

-1- Adres: A Blok AZ. Kat 1 Nolu Banko Oda: 12, TBMM, ANKARA Tel: +90 (312) 420 61 88 +90 (312) 420 61 89 Faks: +90 (312) 420 69 45 E-Posta: -1- Ülkemizin sosyo ekonomik açıdan en geri kalmış bölgesi olan Güneydoğu Anadolu da halkın gelir düzeyi ve hayat standardını yükseltmek amacıyla uygulamaya konulan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Türkiye

Detaylı

REKABET KURULU KARARI

REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-4-21 (Muafiyet) Karar Sayısı : 15-29/425-121 Karar Tarihi : 09.07.2015 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ. ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ No.41, No.23, OCAK MART 2017 2015 ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER SÖYLEŞİLERİ NO.41, OCAK 2017 YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK

Detaylı

Entegre Su Havzaları Yönetimi

Entegre Su Havzaları Yönetimi 2018 Entegre Su Havzaları Yönetimi RAPOR NO: 13 Yazan 1 Hydropolitics Academy 19.5.2018 H. Yaşar Kutoğlu Meteoroloji Y. Müh. Mühendislik Hidrolojisi M.Sc., DIC SPD Hidropolitik Akademi Merkezi Bu yayının

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR Şubat 216 Hikmet DENİZ i İçindekiler Tablo Listesi... iii Grafik Listesi... iii 1. Giriş... 1 2. Türkiye'de Teşvik Belgesine Bağlı Yatırımlar... 1 3. Yatırımların Bölgesel

Detaylı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 Filistin de İsrail Yerleşimi ve Batı Şeria Duvarı ( 13-14 Eylül 2018, İstanbul ) Batı Şeria da İsrail yerleşimi günden güne genişlemekte olup daha önce

Detaylı

Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması

Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması Su Politikaları Derneği Hidropolitik Akademi Su Yönetiminde Değişim Etkinlikleri 6 Şubat 2016 Sunan: Hamza Özgüler Proje Teknik Koordinatörü ALFAR Proje

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/21. : Cazibe Merkezleri Programının Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/21. : Cazibe Merkezleri Programının Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar TARİH : 12.1.2017 NUMARA : 2017/21 VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/21 Konu : Cazibe Merkezleri Programının Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar Bazı görece az gelişmiş bölgelerdeki yatırım ortamını

Detaylı

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL Title of Presentation Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL İçindekiler 1- Yeni Büyük Oyun 2- Coğrafyanın Mahkumları 3- Hazar ın Statüsü Sorunu 4- Boru Hatları Rekabeti 5- Hazar

Detaylı

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYADA ELEKTRİK ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Bilindiği üzere, elektrik enerjisi tüketimi gelişmişliğin göstergesidir. Bir ülkedeki kişi başına düşen

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar erteke@tskb.com.tr

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar erteke@tskb.com.tr Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar erteke@tskb.com.tr Ağustos 2014 2013-2014 kış döneminde ülke genelinde etkisi hissedilen meteorolojik kuraklık, 2014 ün ilk yarısında bölgesel olarak devam etti. Türkiye

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ ÇEVRE KORUMA BAKANLIĞI ARASINDA ÇEVRE ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ ÇEVRE KORUMA BAKANLIĞI ARASINDA ÇEVRE ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ ÇEVRE KORUMA BAKANLIĞI ARASINDA ÇEVRE ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI Bundan böyle "Taraflar" olarak anılacak olan Türkiye Cumhuriyeti

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 HAZİRAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Temmuz 2014 1 2014 YILI HAZİRAN AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı

Detaylı

TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI

TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI Nevzat N. DOĞAN* Aydoğan ÜNVER** *EÜAŞ Karakaya HES İşletme Müdürü **EÜAŞ Atatürk HES İşletme Müdürü 1. GİRİŞ İnsanlık tarihinde geliştirilmiş

Detaylı

Yeşilırmak Havzası Taşkın Yönetim Planının Hazırlanması Projesi

Yeşilırmak Havzası Taşkın Yönetim Planının Hazırlanması Projesi T. C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Yeşilırmak Havzası Taşkın Yönetim Planının Hazırlanması Projesi Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Daire Başkanlığı 03 Aralık 2013 / Afyonkarahisar

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ Doç. Dr. Birgül GÜLER 1 DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ Dünya Bankası, kurulduğu tarihten bu yana çeşitli ülkelerle 9.822 kredi anlaşması imzalamış, Türkiye toplam kredi anlaşmalarının 163'üne

Detaylı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Temmuz ayı içerisinde Dünya Bankası Türkiye

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR Mart 215 Hikmet DENİZ i İçindekiler Tablo Listesi... iii Grafik Listesi... iii 1. Giriş... 1 2. Türkiye'de Teşvik Belgesine Bağlı Yatırımlar... 1 3. Yatırımların Bölgesel

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

GAP ta 'BAŞARI DESTEĞE BAĞLI'

GAP ta 'BAŞARI DESTEĞE BAĞLI' Su PolitikalYıldız: GAP ta 'BAŞARI DESTEĞE BAĞLI' 'GAP ülkemiz için çok önemli bir bölgede gerçekleştirilmeye çalıştığımız yapısal dönüşüm projesidir. Ülkemiz için ekonomik olduğu kadar stratejik bir önem

Detaylı

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ NİN SURİYE KRİZİNDEKİ TUTUMU... 1 Giriş... 1 1. BM Organı Güvenlik Konseyi nin Temel İşlevi ve Karar Alma Sorunu...

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ İçindekiler Yılın İlk On Bir Ayında %4,8 Artış Gerçekleşti...

Detaylı

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara Sudan daki Yatırım Ortamı ve İş Olanakları 1- Temel Bilgiler: Hazırlayan: Abdelgader ABDALLA* Sunan: Dr. Mutrif SIDDIG** Çeviren: Ufuk TEPEBAŞ Konum: Afrika bölgesinin

Detaylı

ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER

ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER Prof. Dr. Ali İhsan Bağış Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Su tarih boyunca hayati önemde olduğu gibi günümüzde de giderek daha da önemli

Detaylı

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org Azerbaycan Enerji GÖRÜNÜMÜ Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi EKİM 214 www.hazar.org 1 HASEN Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Geniş Hazar Bölgesi ne yönelik enerji,

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

HİDROELTRİK SANTARALLERİ

HİDROELTRİK SANTARALLERİ HİDROELTRİK SANTARALLERİ Bir miktar yükseklik kazandırılmış akışkanın(suyun) potansiyel enerjisine hidrolik enerji denir. Bu enerjiyi önce çeşitli düzeneklerle mekanik enerjiye, ordanda elektrik enerjisine

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI. (Ankara, 17-19 Haziran 2008)

RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI. (Ankara, 17-19 Haziran 2008) Aslı: İngilizce RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI (Ankara, 17-19 Haziran 2008) 1. TMK Gözden Geçirme Toplantısı 17-19 Haziran 2008 tarihleri arasında Ankara da

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EYLÜL 2014 1 2014 YILI AĞUSTOS AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mart 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, doğrudan hizmet ihracatını gerçekleştirmenin yanısıra, mal ve servis ihraç eden birçok sektörün yeni pazarlar bulmasına

Detaylı

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ Dr. Bülent SELEK, Daire Başkanı - DSİ Etüt, Planlama ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı, ANKARA Yunus

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Hazırlayan: Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı Türkiye Düzenli Ekonomi Notu ve Raporun İçeriği Hakkında

Detaylı

Küreselden Yerele Su Yönetimi ve Enerji

Küreselden Yerele Su Yönetimi ve Enerji Küreselden Yerele Su Yönetimi ve Enerji İMO Antalya Şubesi- 15 Kasım 2013-Antalya Dursun YILDIZ İnş.. Müh-Su M Politikaları Uzmanı DSİ Eski YöneticisiY TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Su Yönetiminin Sorunları

Detaylı

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Kerkük, Telafer, Kerkük... Kerkük, Telafer, Kerkük... P R O F. D R. Ü M İ T Ö Z D A Ğ A L A E D D İ N PA R M A K S I Z BAĞIMSIZ TÜRKMENELİ CUMHURİYETİ Kerkük Krizi ve Türkiye'nin Irak Politikası gerekçelerden vazgeçerek konuyu

Detaylı

GAP EYLEM PLANI (EKİM 2010)

GAP EYLEM PLANI (EKİM 2010) GAP EYLEM PLANI (EKİM 2010) 2008 yılında, GAP kapsamında bölgede gerçekleştirilen bütün yatırımlar ve yaşanan gelişmeler gözden geçirilmiş; Güneydoğu Anadolu Projesi nin ekonomik kalkınma, sosyal gelişme

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

İKİLİ İŞBİRLİĞİ. çevre ve ormancılık alanında otuz üç (33) Ülke ile toplam otuz yedi (38) tane,

İKİLİ İŞBİRLİĞİ. çevre ve ormancılık alanında otuz üç (33) Ülke ile toplam otuz yedi (38) tane, İKİLİ İŞBİRLİĞİ 1. İkili İşbirliği Türkiye tarafından; çevre, iklim değişikliği, meteoroloji, ormancılık ve su alanında sürdürülen uluslararası ilişkilerin temelinde: karşılıklı dostluğun geliştirilmesi

Detaylı

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYADA ELEKTRİK ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Bilindiği üzere, elektrik enerjisi tüketimi gelişmişliğin göstergesidir. Bir ülkedeki kişi başına düşen

Detaylı

KIZILIRMAK NEHRİ TAŞKIN RİSK HARİTALARI VE ÇORUM-OBRUK BARAJI MANSABI KIZILIRMAK YATAK TANZİMİ

KIZILIRMAK NEHRİ TAŞKIN RİSK HARİTALARI VE ÇORUM-OBRUK BARAJI MANSABI KIZILIRMAK YATAK TANZİMİ KIZILIRMAK NEHRİ TAŞKIN RİSK HARİTALARI VE ÇORUM-OBRUK BARAJI MANSABI KIZILIRMAK YATAK TANZİMİ Sunan Dr. Burak Turan NFB Mühendislik ve Müşavirlik Dr. Burak TURAN 1, Fayik TURAN 2, M. Denizhan BÜTÜN 3

Detaylı

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. 2017 Dünya Su Günü Bildirisi 2016 yılı, ilk kayıtların tutulduğu 1880 yılından bu yana en sıcak yıl olarak kayda geçti. 2 yüzyıl, dünya ortalama

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ IRAK TA KURULAN YENİ YÖNETİMİN VE AB SÜRECİNİN TÜRKİYE NİN HİDROELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİ ÜZERİNDEKİ MUHTEMEL ETKİLERİ Seyfi KILIÇ Onur

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

2010 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2010 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYADA ELEKTRİK ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Bilindiği üzere, elektrik enerjisi tüketimi gelişmişliğin göstergesidir. Bir ülkedeki kişi başına düşen

Detaylı

TTYO Çıkmazına Karşı, Farklı Bir Öneri NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGELERİ MEHMET ÖZÇELİK

TTYO Çıkmazına Karşı, Farklı Bir Öneri NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGELERİ MEHMET ÖZÇELİK YÖNETİCİ ÖZETİ Günümüzde küresel ekonominin aktörleri; yeni pazarlara açılmak ve rekabet edebilirliklerini artırmak amacıyla çok taraflı ekonomik ve stratejik anlaşmalara yönelmektedir. Özellikle yakın

Detaylı

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı Sakarya Ticaret Borsası Sakarya da Tarım ve Hayvancılık Sektör Analizi ve Öneriler Raporu Projesi 1. Proje fikrini oluşturan sorunları nasıl

Detaylı

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Eylül 2016 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2016 AĞUSTOS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 8 Ayında

Detaylı

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE 12 Mayıs 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29710 YÖNETMELİK Orman ve Su İşleri Bakanlığından: TAŞKIN YÖNETİM PLANLARININ HAZIRLANMASI, UYGULANMASI VE İZLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı Irak ta 7 Mart 2010 seçimlerinin ardından hükümet kurma konusunda siyasi çekişmenin etkileri halen devam

Detaylı

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su Dr. Tuğba Evrim Maden temaden@gmail.com @temaden 06 Ekim 2016 Su Hukuku ve Politikaları 04/10/2016-07/10/2016 Çatışmalarda su kaynağının

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri 2006 Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri Nurel KILIÇ Dünya da ve Türkiye de ulusal ve bölgesel enerji piyasaları, tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar ticaret, rekabet ve yabancı yatırımlara

Detaylı

GAP. Ve Türkiye ye katkısı

GAP. Ve Türkiye ye katkısı GAP Ve Türkiye ye katkısı GAP nedir? Temel hedefi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat standardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan

Detaylı

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI Avusturya da un üretimi sağlayan 180 civarında değirmen olduğu tahmin edilmektedir. Yüzde 80 kapasiteyle çalışan bu değirmenlerin ürettiği un miktarı 500 bin

Detaylı

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Kıbrıs açıklarında keşfedilen doğal gaz rezervleri, adada yıllardır süregelen çatışmaya barışçıl bir çözüm getirmesi umut edilirken, tam tersi gerilimi tırmandırmıştır.

Detaylı

11. -9, KENTLEŞME HIZLANIRKEN EĞITIMLI, GENÇ NÜFUS GÖÇ EDIYOR ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI

11. -9, KENTLEŞME HIZLANIRKEN EĞITIMLI, GENÇ NÜFUS GÖÇ EDIYOR ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI TR83 BÖLGESİ Samsun un da içinde yer aldığı TR83 bölgesi, toplam yüzölçümü 37.523 kilometrekare ile Türkiye nin yaklaşık yüzde

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni Milyon $ Milyon $ (Milyar $) 3 216 Kasım- 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Kasım ayında, 215 yılının aynı ayına göre %9,7 artarak 12 milyar 817 milyon dolar, ithalat %6 artarak 16

Detaylı

Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi

Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi Sina Baydur UTMK Başkan Vekili Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi Başkanı Komite Başkanı: Sina BAYDUR UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi,

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

SULAMA ve İŞLETME BAKIM YÖNETİM (İBY) EĞİTİMİ (2015-7)

SULAMA ve İŞLETME BAKIM YÖNETİM (İBY) EĞİTİMİ (2015-7) SULAMA ve İŞLETME BAKIM YÖNETİM (İBY) EĞİTİMİ (2015-7) 10 15 Mayıs 2015, İzmir Değerlendirme Raporu Proje Hazırlayan Teslim Tarihi 02.06.2015 GAP-TEYAP Çiftçi Örgütleri Merkezli Çoğulcu Yayım Modeli İbrahim

Detaylı