Kavramsal Relativizm, Çeviri ve Düşünsel Asimilasyon

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kavramsal Relativizm, Çeviri ve Düşünsel Asimilasyon"

Transkript

1 Kavramsal Relativizm, Çeviri ve Düşünsel Asimilasyon Boğaziçi Üniversitesi, Felsefe Bölümü İlhan İnan Bir başka dildeki bir terimi dilimize çevirmeye çalışırken, terimin o dil içinde ifade ettiği kavramı tam anlamıyla ifade edecek bir terimimiz yoksa ne yapmalıyız? Bu soru bir yandan çevirmenler açısından pratik bir zorluğa işaret ederken, diğer yandan bazı temel felsefi sorunları da içinde barındırıyor. Dünyayı kavramsallaştırmanın tek ve mutlak bir yolunun olmadığı görüşünü barındıran kavramsal relativizm dediğim öğretiyi temel aldığımızda çevirinin önemli bir felsefi boyutu olduğu ortaya çıkar. Dillerin kavramsal yapıları arasındaki farklar çeviriyi her durumda olanaklı kılar mı? Çeviri yaparken kendi dilimizde ya da çevirdiğimiz dilde farkında olmadan kavramsal sapmalara yol açar mıyız? Bunun sonucunda çeviri bazı durumlarda hem dilde hem de o dili konuşan insanların düşüncelerinde bir tür asimilasyona neden olur mu? Kısa bir tarihsel girişten sonra bu ve benzeri soruları bazı örnekler aracılığıyla tartışmak istiyorum. 1 *** Felsefe tarihine baktığımızda doğal diller arası çeviri sorunlarının felsefi tartışmaların içine girmesinin yirminci yüzyıldan önce pek de gerçekleşmemiş olduğunu görüyoruz. Dil meselelerinin daha önce neden felsefeciler tarafından bu denli ihmal edilmiş olduğunu 1 Bu metin Kasım 2005 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi nde geçekleşmiş olan Kavramlar Çevrildikçe: Çeviri Düşüncemizi Biçimlendiriyor (mu)? adlı sempozyumda yapmış olduğum konuşmanın biraz genişletilmiş halidir. Çeviri konusunda disiplinlerarası çalışmalara önemli bir katkı olduğunu düşündüğüm bu sempozyumun düzenlenmesindeki emeklerinden dolayı Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim Bölümü ne ve özellikle Jonathan Ross a en içten teşekkürlerimi sunarım.

2 açıklamak hiç de kolay değil, ancak en azından şunu söyleyebiliriz: Yirminci yüzyıldan önce klasik epistemolojinin iki temel kampını oluşturan deneyci (empirist) ve ussalcı (rasyonalist) gelenek, her ne kadar bilginin kanyaklarına dair karşıt görüşler ifade etmişseler de, dil üzerinde ortak bir varsayımda uzlaşmışlardır. Her iki gelenek de içinde yaşadığımız kültürlerin en temel unsuru olan doğal dillerin, bilginin oluşumunda önemli bir rol oynamadıklarını kabul eder. İki geleneğin bu ortak varsayımı kabul etmelerinin nedenleri farklıdır. Deneyci geleneğin temel aldığı tabula rasa algı kuramına göre, zihin doğuştan boş bir sayfa gibidir ve dış dünyanın uyarıcıları algı organlarımızı harekete geçirerek bilginin temellerini oluşturur. Bu algı kuramının savunucuları, her ne kadar açıkça ifade etmeseler de, kişinin dış dünyayı algılarken içinde yaşadığı kültürden ve öğrendiği dilden etkilenmediğini düşünürler. Yani Hindistan da doğup büyüyen ve Hintçe konuşan bir çocuk ile Romanya da doğup büyüyen ve Romence konuşan bir çocuk, bilgi edinme süreçlerinde özde aynı konumdadır. İkisi de gözlerini açarak, çevrelerindeki dünyayı çıplak zihinleriyle algılayarak bilginin temellerini oluşturur. Diğer yandan, bilginin kaynağının algıda değil usta olduğunu savunan ussalcı görüş de farklı bir yoldan aynı sonuca varır. İnsan zihninin, içinde yaşadığı kültürden ve konuştuğu dilden bağımsız olarak, salt usu aracılığıyla ilk bilgisini oluşturduğunu kabul eder. Deneyci ve ussalcı görüşlerin bir sentezini yapan Kant ise insanın nihai gerçekliğe ne usu ne de algısı yoluyla ulaşabileceğini savunur. Kant a göre dünyaya dair bilgimiz her durumda zihnimizin temel kategorileri ve formlarından oluşan bir elekten süzülerek bize ulaşır. Ancak bu, insan zihninin doğasının bir parçası olup kültürel olarak bizim oluşturduğumuz bir şey değildir. O nedenle zihinsel kategori ve formlardan oluşan bu elek kişiden kişiye, kültürden kültüre ve dolayısıyla dilden dile değişmez. Bundan dolayı kendinden önceki büyük filozoflar gibi Kant da insan düşüncesinin içinde yaşadığı kültür ve konuştuğu dil tarafından nasıl etkilendiği sorusunu felsefi açıdan önemli görmemiştir. Ancak Kant ın, dış dünyaya dair insan algısının belirli bir zihinsel elekten süzülerek bilginin

3 oluşumuna katkıda bulunduğuna yönelik bu temel görüşünün kavramsal relativizm adını verdiğim öğretinin oluşmasının ilk tohumlarını da attığını düşünüyorum. Kant ın zihinsel elek inin dil tarafından oluşturulduğunu ve dolayısıyla olumsal ve zaman içinde değişen kültürel bir kaynağı olduğunu kabul ettiğimizde, kavramsal relativizm öğretisinin kapılarını açmış oluyoruz. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında gelişip yirminci yüzyıla damgasını vurmuş olan ve felsefe tarihinde dile dönüş adıyla anılan dönemin en belirgin özelliği, dilsel çözümleme (analiz) yönteminin felsefe sorunlarının tartışılmasında merkezi bir konuma getirilmesidir. Dil felsefesi ve mantık üzerine yaptıkları çalışmalar ile B. Russell ve G. Frege, daha sonra L. Wittgenstein ın başını çektiği Viyana Çevresi filozofları dile dönüş dönemine damgalarını vurmuşlardır. Çoğu geleneksel felsefe problemlerinin özde dilin yanlış kullanımından kaynaklandığını savunan bu filozoflar, kavramsal çözümlemeyi felsefenin en temel aracı olarak görürler. Bu fikirden yola çıkan R. Carnap ilk defa dilsel çerçeve kavramını geliştirir. 2 Carnap a göre anlamlı bir soru ancak bir dilsel çerçeve içerisinden sorulabilir; dilin dışına çıkmayı deneyip diller üstü bir soru sormaya kalkıştığımızda eskilerin metafizik dediği ve gerçekte anlamsız olan bir soru sormuş oluruz. Örneğin matematik dili içinde beşinci asal sayı nedir? diye sorarsak anlamlı bir soru sormuş oluruz, ancak bu dilin dışına çıkarak gerçekten sayılar var mı? türünden derin bir metafizik sorusu soruyormuş gibi görünen sorular anlamsızdır. Ancak Carnap ın dilsel çerçeveleri doğal dillere bağlı değildir, fizik dili, geometri dili ya da matematik dili türünden dilsel çerçeveler Carnap a göre kültürler üstü yapılardır. Benzer biçimde Russell, Frege ve Wittgenstein da (en azından ilk döneminde) felsefe yaparken kullandığımız doğal dilin (İngilizce, Yunanca vs.) önemini hiç vurgulamazlar. Dolayısıyla bu filozoflar için diller arası çeviri felsefi bir sorun olarak ortaya çıkmaz. 2 Bkz. Carnap (1956), özellikle bu kitapta yer alan klasikleşmiş makalesi Empiricism, Semantics and Ontology.

4 Dile dönüş döneminin etkileriyle gelişen yirminci yüzyıl felsefesinde çeviri sorunları yüzyılın ikinci yasından sonra daha ön plana çıkar. Bu çalışmalar arasında W.O. Quine ın Çevirinin Belirsizliği 3 ile Kuhn un Eşölçülemezlik savları 4 felsefe dünyasında yarattıkları etkiler açısından ön plana çıkıyorlar. Konumuzla daha yakından ilişkili olması nedeniyle özellikle ikincisi üzerinde kısaca durmakta yarar var. Kuhn a göre bilimsel paradigmaların en temel öğeleri leksikonları, diğer bir deyişle kavramsal çerçeveleridir. Bir bilimsel devrim olduğunda paradigmanın değişimi ile kavramsal çerçeve de değişir. Örneğin Kopernik devrimi sonucu yalnızca kuramsal bir değişim değil aynı zamanda dilde bir değişim yaşamışızdır. Kuhn un Eşölçülemezlik savına göre bilimsel bir devrim öncesi ve sonrası kullanılan kavramsal çerçevelerin yapıları öylesine farklıdır ki birinde ifade edebildiğimiz bazı önermeleri diğerinde ifade edemeyiz. Kısaca bu sava göre iki dil arasında çeviri her durumda olanaklı olmayacağı gibi, iki dilin üzerine çıkarak iki dilin de önermelerini ifade edebileceğimiz tarafsız bir üst dil kurmak da olanaklı değildir. Bu anlamda Eşölçülemezlik savı özde iki dil arasında çevirinin olanaksızlığını göstermeye çalışır. Ancak Carnap ın dilsel çerçeveleri gibi, Kuhn un leksikonları da doğal diller değil, bilimsel paradigmaların dilleridir. Dolayısıyla konumuzla ilişkilendirmek için Eşölçülemezlik savını doğal diller arası çeviri sorunlarına uygulamak gerekiyor. *** Bir doğal dilin içinde barındırdığı kavramlara ve bu kavramların birbirleriyle olan ilişkilerine o dilin kavramsal yapısı diyelim. Kavramsal Relativizm öğretisine göre doğal dillerin kavramsal yapıları birbirlerinden farklı olabilir, hatta aynı dilin kavramsal yapısı 3 Bkz. Quine (1960). 4 Bzk. Kuhn (1962) ve Kuhn (2000).

5 zaman içerisinde değişebilir. Bu durumda, örneğin Türkçe ve İngilizcenin kavramsal yapıları birbirlerinden farklı olabileceği gibi, Türkçenin yüzyıl önceki kavramsal yapısı günümüz Türkçesininkinden farklı olabilir. Ancak Kavramsal Relativizm öğretisi, yalnızca doğal dillerin kavramsal yapıları arasında farklılıklar olduğu görüşüyle sınırlı değildir. Diğer yandan, dünyaya dair tüm olguları ifade edebilecek mükemmel ve mutlak bir kavramsal yapının varlığını da yadsır. Bu öğretinin doğruluğunu varsayarsak, Kuhn un Eşölçülemezlik savı ile bilim dilleri arasında çevirinin olanaksızlığına dair dile getirdiği görüşünden yola çıkarak, iki doğal dil arasında çeviri yapmanın bazı durumlarda olanaksız olduğu sonucuna varır mıyız? Bazı örnekler üzerinden buna bakalım. Birkaç yıl önce dilbilimciler ve çevirmenlerden oluşan bir grup dünya dillerinde çevrilmesi en zor olan sözcüğün ne olduğunu araştırmışlar. Oylamada Kongo da konuşulan Şiluba dilinin ilunga sözcüğü ilk sırayı almış. 5 Kişilere yüklenen ilginç bir sıfatı ifade eden bu sözcüğün şu anlama geldiğini söylüyorlar: Biri tarafından ilk defa haksızlığı uğradığında bağışlayan, ikincisinde hoş gören, üçüncüsünde asla bağışlamayan kişi. Açık ki Türkçede ilunga sözcüğüne karşılık gelen bir terimimiz yok. Bu durumda Şiluba dilinde yazılmış bir metni Türkçeye çevirmeye çalıştığımızda ilunga sözcüğünü nasıl çevireceğiz? Bir seçenek, betimleme yollu çeviri yapmak, yani metinde her ilunga gördüğümüz yerde, Biri tarafından ilk defa haksızlığı uğradığında affeden, ikincisinde hoş gören, üçüncüsünde asla affetmeyen kişi betimlemesini kullanmak. Ancak bunun doğru bir çeviri olacağını varsaysak bile, pratikte her durumda betimleme yollu çeviri yapmak olanaklı değildir. Örneğin, bir simultane çevirmen, kabininde kulaklığını takmış ve Şiluba dilinden Türkçeye çeviri yapıyorsa, her ilunga sözcüğünü duyduğunda yukarıdaki uzun betimlemeyi kullanması tabii ki pratik açıdan pek de iyi bir seçenek olmayacaktır. Ancak sorun yalnızca betimlemenin uzun olması sorunu değil, demin 5 Medyada BBC nin web sitesinden ve Radikal gazetesinden okuduklarımdan haberdar olduğum bu örneği kullanmamın tek nedeni ilginç olması. Yoksa konu üzerine herhangi bir araştırma yapmış değilim, dahası sonra internette yayın yapan pek ilginç Wikipedia ansiklopedisine göre bazı Kongo yetkilileri ilunga nın Şiluba dilinde yalnızca bir soyadı olarak kullanıldığını söylemişler ve araştırmayı yapan çeviri şirketi ise konu üzerine konuşmayı reddetmiş.

6 de söylediğim gibi, bir dilde tek bir sözcükle ifade edilen bir kavramı, bir başka dilde birçok sözcükten oluşan bir betimlemeyle karşılamak her durumda olanaklı olmayabilir. Örneğin, yukarıda verdiğim betimlemenin ilunga sözcüğünün ifade ettiği kavramı geçekten karşıladığına nasıl emin olabiliriz? Ben de bu betimlemeyi bu araştırmayı yapan kişilerin ilunga sözcüğünün İngilizce olarak verdikleri karşılıktan Türkçeye çevirdim. Ancak bu betimlemede yer alan haksızlığa uğrayan, bağışlamayan ve hoş gören terimlerinin İngilizcedeki betimlemede yer alan terimlere tam karşılık gelip gelmediği bile kuşkulu. Kaldı ki, İngilizceden Türkçeye çeviride bir sorun olmasa bile, Şiluba dilinde Türkçedeki hoş görme teriminin tam bir karşılığı olmayabilir. İlginçtir, araştırmayı yapanlar ilunga sözcüğünü başka dillere çeviremeyeceğimizi söylemiyorlar; yalnızca en zor çevrilen sözcük olduğunu iddia ediyorlar. Ancak belki de biz ilunga sözcüğünü kendi kavramlarımıza çekerek anlamaya çalışıyoruz. Her ne kadar bu betimleme bize ilunga sözcüğü hakkında iyi kötü bir bilgi veriyorsa da, tam tamına bu kavramı ifade edebildiğimiz çok kuşkulu görünüyor. Betimleme yollu çeviri hem pratik hem de teorik açıdan sorunlu görünüyor. Tabii diğer bir seçenek de dilimize yeni bir sözcük eklemek, yani uzun bir betimleme kullanmak yerine ilunga sözcüğüne karşılık gelecek yeni bir Türkçe sözcük uydurmak. Bazı durumlarda bunun en pratik yolu aynı sözcüğü kullanmak olabilir. Örneğin ilunga sözcüğünü Türkçeye çevirirken bir betimleme kullanmak yerine sözcüğü aynen bırakmak da bir seçenektir. Tabii tek bir kişinin yeni bir sözcüğü Türkçede kullanmaya başlaması, o sözcüğün Türkçenin bir parçası haline gelmesine yetmez; sözcüğün Türkçeye girmesi için Türkçe konuşan en az bir grup insanın bu sözcüğü benimsemesi ve kullanması gerekir. Diyelim ki, ilunga sözcüğü bu şekilde Türkçeye girdi. Ancak böyle bir durumda Türkçedeki ilunga sözcüğünün Şiluba dilindekiyle aynı olacağının hiçbir garantisi olamaz. Bu sözcüğü

7 Türkçede kullanan birinin Kongo ya giderek yerel halk arasında yaşayıp, Şiluba dilini öğrendikten sonra, ilunga sözcüğünün Şiluba dilinde Türkçedekinden farklı kullanıldığını keşfetmesi pekala olanaklı olabilir. Diğer ilginç bir örneğe de Milan Kundera Gülüşün ve Unutuşun Kitabı adlı romanında rastlıyoruz, bu da Çekçedeki Litost sözcüğü. Bakın Kundera bu sözcük hakkında ne diyor. Litost, başka dillere çevrilmesi olanaksız Çekçe bir sözcüktür. Adamakıllı açılmış bir akordeon gibi sonsuz bir duyguyu, başka bir çok duyguların bileşimi olan bir duyguyu anlatır: hüzün, acıma, pişmanlık ve özlem. Sözcüğün ilk hecesi, terk edilmiş bir köpeğin sızlamasını duyuracak biçimde uzun ve güçlü bir biçimde vurgulanır. Bununla birlikte, bazı hallerde, litost sözcüğü, tam tersine, çok sınırlı, özel, belirli ve ince bir anlam taşır, bir bıçağın keskin yanı gibi. Bu sözcük olmadan insan ruhunun anlaşılabileceğini düşünmekte güçlük çekmeme karşın, bu anlamda da bu sözcüğün öbür dillerdeki benzerini boşuna arıyorum. (Kundera (1991), s.169) Kundera ya göre, litost sözcüğünü hüzün, acıma, pişmanlık ve özlem gibi aşina olduğumuz duygu kavramları cinsinden betimlememiz olanaklı değil. Eğer Kundera haklıysa, litost sözcüğünü, bırakın tek bir sözcükle karşılamayı, uzun bir betimlemeyle bile dilimize çeviremiyoruz. Yukarıdaki alıntıdan sonra, Kundera litost sözcüğünün karşılık geldiği duyguyu örnekler yoluyla anlatmaya çalışıyor. Aslında çoğu insanın zaman zaman yaşadığı bir duygu olabilir litost. Ancak Kundera ya göre, bu duyguyu ifade eden bir terim Çek dili dışında bulunmuyor. Eğer Kundera haklıysa, içinde litost sözcüğü geçen Çekçe bir tümceyi örneğin Türkçeye çevirmeye kalktığımızda, ya litost sözcüğünü aynen kullanacağız, ya da yeni bir Türkçe sözcük uyduracağız. Belli ki Çek kültürü bu duyguya diğer kültürlerden daha çok önem vermiş. Eğer Çekçeden Türkçeye yapılan çevirilerin sayısı artar ve zamanla litost

8 sözcüğü, ya da buna karşılık gelecek yeni bir Türkçe sözcük dilimize yerleşirse, bunun sonucu olarak Çek kültürünün etkisiyle Türkçenin bir tür asimilasyona uğrayacağını söyleyebiliriz. Bu durum, Türkçe konuşan birinin zamanla kendi duygularını ifade ederken yeni bir kavram kullanmaya başlayacağı anlamına geliyor. Eğer bu bizim duygusal dünyamızı ifade etmemizde yardımcı oluyorsa, bunun olumlu bir asimilasyon olduğu sonucuna varabiliriz: Bir yandan dilimize yeni bir kavram kazandırmış oluruz, diğer taraftan da bunun sonucu olarak bu kavramı kullanarak kendisinin ve başkalarının duygusal durumlarını düşünmeye başlayıp düşünsel bir asimilasyon da yaşamış oluruz. Ancak kavramsal ve düşünsel asimilasyon her durumda olumlu olmayabilir. Felsefeden bir örnek vermek istiyorum. Platon felsefesinin en temel terimlerinden biri olan eski Yunancadaki episteme sözcüğünü Türkçeye bilgi olarak çeviriyoruz. Kuşkusuz Plato nun episteme kavramı ile Türkçedeki bilgi kavramı birbirlerine çok yakın kavramlardır. Hatta belki de episteme nin bir bilgi türü olduğunu bile söyleyebiliriz. Ancak her tür bilginin episteme olduğu çok kuşkuludur. Nitekim Platon, episteme terimiyle çok özel bir zihinsel süreci kasteder. Bunun Türkçede tam tamına bir betimlemesini vermek olanaklı mıdır, bilemiyorum. Eğer episteme nedir? diye sorulsa, sanırım şöyle yanıt verirdim: Bir şeyle aracısız olarak tam tanışık olma durumu. Dahası bu şey Platona göre bir Form olmalıdır. Örneğin, erdemin episteme sine sahip olmak için Erdem Formu yla bir araç kullanmadan tam tanışık hale gelmeliyiz. Eğer episteme gerçekten buna benzer bir anlama geliyorsa, Türkçedeki bilgi sözcüğünün bunu karşılamadığını söylemeliyiz. Günümüzde çoğu felsefecinin kabul ettiği bir görüşe göre bilginin nesnesi önermelerdir. Örneğin, dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorum dediğimde, bildiğim şey dünya yuvarlaktır önermesidir. Oysa Platon felsefesinin kullandığı eski Yunan dilinde günümüzde önerme dediğimiz şeye karşılık gelen bir kavram olduğu çok kuşkuludur. Platon un episteme sinin nesnesi bir önerme

9 değil, bir Form dur. Tüm bunlara karşın çevirmenler Platon diyaloglarını Türkçeye çevirirken episteme sözcüğünü Türkçede bilgi sözcüğüyle ifade etmeye çalışırlar. Dolayısıyla eski Yunanca bilmeyen ve Platon diyaloglarını Türkçeden okuyan biri Platon un günümüz bilgi kavramına ilişkin bir şeyler söylediği yanılsamasına kapılabilir. Aslında burada gerçekleşen, tersine bir asimilasyondur. Yani günümüz kavramları ile eski metinleri yorumlayarak, o eski metinlerin dilini kendi dilimize asimile etmiş oluruz. Kuşkusuz bu tür bir asimilasyonun bir sonucu olarak o eski metinleri tümüyle anlamış olmayız ve dahası belki de değerli ve yararlı bir eski kavramı yok etme tehlikesiyle de karşılaşabiliriz. Platon un episteme kavramı buna bir örnek olabilir. Episteme ve bilgi gibi kavramların asimilasyonu yalnızca bu konu üzerine çalışan felsefecileri ilgilendirmez. Zira Türkçedeki bilgi kavramı yalnızca felsefecilerin tekelinde olan bir kavram değildir; gündelik yaşamda hiç felsefe okumamış insanların sürekli olarak kullandıkları bir kavramdır aynı zamanda. Dahası, felsefenin çoğu temel kavramı için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Örneğin özgürlük, varlık, bilgi, adalet, doğru, anlam, nesne, hatta şey gibi, felsefecilerin üzerine kitaplar yazdıkları kavramlar aynı zamanda gündelik dilin de parçalarıdır. Anadili Türkçe olan biri kendisini, yaşamını, diğer insanları, devleti, çevresindeki olayları vs. düşünürken bu kavramlara sıklıkla başvurmak durumundadır. Dolayısıyla, bu kavramların asimilasyonu yalnızca felsefecileri değil, aynı zamanda ve daha önemlisi Türkçe dilini konuşan herkesi etkileyecektir. 6 *** İki dil arasında çeviri yaparken belirli bir kavramın asimilasyona uğramasının başlıca nedeni, o iki dilden birinin baskın dil konumunda olmasıdır. Örneğin, felsefe tarihine 6 Konuştuğumuz doğal dilin düşüncelerimiz üzerindeki etkileri konusuna felsefecilerden çok dilbilimci ve antropologlar ilgi göstermiştir. Bu literatürdeki ünlü Sapir-Whorf hipotezi kuşkusuz konumuzla iç içedir. Bkz. Whorf (1956).

10 baktığımızda hep baskın bir dilin olduğunu görüyoruz; önce Yunanca, daha sonra dönem dönem Arapça, Latince, Fransızca, Almanca ve son olarak İngilizce bu rolü üstlenmişlerdir. Günümüzde Platon, Descartes, Kant gibi büyük filozofların felsefeleri üzerine yapılan çalışmaların çoğu Yunanca, Fransızca ya da Almanca değil İngilizcedir. Kuşkusuz felsefe alanında Türkçe dili çeperde yer alıyor. Bunun sonucu olarak da zamanla Türkçe dilindeki felsefi kavramlar asimilasyona uğruyor. Örneğin şu basit soruyu ele alalım: felsefenin en temel alanlarından biri olarak kabul edilen epistemoloji ne üzerine çalışır? Tabii ki biraz felsefe bilen biri yanıt olarak bilgi diyecektir. Ancak daha önce de söylediğim gibi, epistemoloji teriminin etimolojisine baktığımızda karşımıza çıkan Yunancadaki episteme teriminin Türkçedeki bilgi terimiyle eşanlamlı olduğu çok kuşkuludur. Dahası, felsefenin günümüzde baskın dili olan İngilizcedeki knowledge sözcüğünü de Türkçe de bilgi sözcüğüyle karşılamaya kalkışılıyoruz. Ancak, Türkçedeki bilgi sözcüğünün Yunancadaki episteme ve İngilizce deki knowledge sözcüklerinden oldukça farklı bir kullanımı var. Yaygın olan bu kullanıma göre, örneğin yanlış bilgilendirildim, yanlış bilgi verildi veya yanlış biliyormuşum türünde tümcelerle sıklıkla karşılaşıyoruz. Eğer bilgi kavramı knowledge ya da episteme kavramlarıyla aynı olsaydı, bu tür bir kullanımın olanaklı olmaması gerekirdi. Yanlış bilgi terimini İngilizcede false knowledge terimiyle karşılamak isteriz, ancak bu terim İngilizce dilinde neredeyse hiç kullanılmaz. Hatta çoğu felsefeciye göre böyle bir kullanım kavramsal bir çelişkiyi içinde barındırır. Buradan yola çıkarak Türkçede bilgi kavramının hatalı kullanıldığını söyleyenler çıkacaktır. Diyeceklerdir ki, bilgi tanım gereği doğru olmak zorundadır, dolayısıyla yanlış bilgi kavramsal bir çelişkiyi ifade eder. Eğer bu argüman zaman içerisinde güç kazanırsa Türkçenin bilgi kavramı asimile olup, yavaş yavaş İngilizcedeki knowledge kavramıyla örtüşür hale gelebilir. Diğer yandan, İngilizcedeki knowledge sözcüğünün felsefede sıklıkla kullanılması ve Antik Yunan felsefe metinlerinde yer alan episteme sözcüğünün karşılığı olarak kabul edilmesi sonucu, İngilizce Antik

11 Yunanca dilinde bir tür asimilasyona neden oluyor olabilir. Öyle ki, episteme sözcüğünü kullanan çağdaş bir Yunan felsefecisinin ifade etmeye çalıştığı kavram İngilizcedeki knowledge kavramı olabilir. *** Diğer yandan, bilimlerin gelişmesiyle oluşan bilim dili de doğal diller üzerinde baskı oluşturabiliyor. Türkçede sıklıkla duyduğumuz ve sözlüklerimizde yer alan yunus balığı terimi buna güzel bir örnek olabilir. Zooloji biliminin gelişmesiyle ortaya çıkan bir taksonomiye göre balık ile memeli (hayvan) arasında bir ayrım yapılmıştır. Günümüz bilimi bize yunusun bir balık değil, memeli bir hayvan olduğunu söyler. Dolayısıyla bilim diline göre yunus balığı çelişkili bir kavramdır. Ancak Türkçedeki balık sözcüğünün etimolojisine baktığımızda, bu sözcüğün bilim insanlarının balık ve memeli hayvan ayrımını yapmadan önce de kullanıldığını görüyoruz. 7 Yunusun hem denizde yaşaması, hem de denizde yaşayan ve balık dediğimiz diğer birçok canlıya çok benzemesi nedenleriyle, içine yunusu da alan bir balık kavramının gelişmiş olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Daha zooloji bilimi gelişmeden, örneğin yıl önce Türkçede kullanılan balık kavramının içine yunus da dahildi. Aynı şekilde, Türkçede balinanın bir türünün de adı kadırga balığı dır. Ancak bilimin gelişmesiyle yunus ve balina türü deniz hayvanlarının memeli olduklarının keşfedilmesinden sonra, balık sözcüğü zamanla anlamını değiştirmeye başladı. Her ne kadar Türkçe konuşan insanların çoğu hala yunusu bir balık olarak kabul ediyorlarsa da, bilim dilinin baskınlığı arttıkça balık sözcüğünün bu eski kullanımının zamanla yok olması çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Bir başka örnek de zaman kavramlarımıza dair verilebilir. Gündelik 7 Balık ile memeli hayvanları ayıran taksanomi bilimde ancak 17. yüzyılda gerçekleşmişken, Türkçe de balık sözcüğünün çok daha eski bir tarihi olduğunu biliyoruz: Bkz. Clauson (1972). Sempozyumdaki konuşmamdan sonra yaptığımız sohbet esnasında Sayın Cemal Demircioğlu ndan aldığım bu bilgi için kendisine teşekkür ederim.

12 dilimizde sıklıkla kullandığımız saat, dakika gibi sözcükler fizikçiler tarafından sürekli yeniden tanımlanıyor. Bilimde birim zaman olarak alınan saniye terimi son 40 yıl içerisinde üç kez tanım değiştirmiştir. Son tanıma göre, çoğu insanın sandığı gibi, bir saat dediğimiz süre dünyanın kendi çevresindeki dönüş süresinin yirmi dörtte biri değildir. Saniye teriminin oldukça teknik ve yalnızca işin uzmanları ve meraklıları tarafından bilinen uzun bir tanımı bulunuyor. 8 Henüz bu alanda bilim dili, belki de fazla teknik olmasından dolayı, doğal dilde bir asimilasyona neden olmamış gibi görünüyor. Ancak zaman içinde bilimin etkisiyle zaman kavramlarımızın değişime uğrayacağını düşünüyorum. Son bir örnek de, sıklıkla kullandığımız meyve ve sebze ayırımına dair verilebilir. Türkçede çoğumuz domatesi bir sebze olarak kabul ederiz. Ancak, örneğin İngilizcedeki fruit sözcüğünün Türkçedeki meyve sözcüğüyle eş anlamlı olduğunu varsayarsak ortaya bir çelişki çıkar. Özellikle eğitimli kişiler arasında İngilizce de domates bir fruit olarak kabul edilebilir. Yine burada bilim dilinin yavaş yavaş İngilizceyi değiştirdiğini görüyoruz. Bu değişimin zamanla Türkçeye yayılabileceğini ve alış-veriş yaparken domatesi sebze reyonunda değil, meyve reyonunda görmeye başlayacağımızı bekleyebiliriz. *** Felsefenin en çetrefil konularından biri olan düşünme ile kavramlar arasındaki ilişki üzerine bir çok kuram ortaya atılmıştır. Bu konudaki kuramsal yaklaşımımız ne olursa olsun, insan düşüncesinin genelde kavramlar aracılığıyla gerçekleştiğini kabul edersek, bir dildeki kavramsal değişimin, o dili konuşan insanların düşünme biçimlerinde de değişiklik yaratacağını kabul etmemiz gerekir. Kısaca, kavramsal asimilasyonun, düşünsel asimilasyona 8 Saniye terimi 1956 ya kadar ortalama güneş gününün 1/ ü olarak tanımlanırken, daha sonra tropik yılın 1/ si olarak tanımlanmış, 1967 yılından bu yana ise Sezyum-133 ün en alt enerji düzeyinin iki çok ince yapı düzeyi arasındaki geçişe karşılık gelen radyasyonun periyodu olarak tanımlanıyor.

13 neden olduğunu söyleyebiliriz. Asimilasyon teriminin oldukça olumsuz bazı çağrışımları var; ben de Türk Dil Kurumu nun asimilasyon terimine karşı önerdiği özümleme terimini bu nedenden dolayı kullanmayı yeğlemiyorum. Bunun asıl nedeni özümleme sözcüğünün benzer olumsuz çağrışımları olmadığı kanısında olmam. Bu olumsuz çağrışımı korumak istememin asıl nedeni, kavramsal ve düşünsel asimilasyonun birçok olumsuz sonucu olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor. Ancak, aynı kültürel asimilasyonda olduğu gibi, belirli durumlarda kavramsal asimilasyon da yararlı olabilir: Eğer bu süreç sonucunda dil zenginleşiyor ve daha verimli hale geliyorsa, eskiden ifade edilmekte güçlük çekilen ifadelerin dile getirilmesi olanaklı oluyorsa ya da belirli bir konuda daha ayrıntılı ayırımlar yapılabiliyor ve daha özgül konulardan bahsedilebiliyorsa, kavramsal asimilasyonun olumlu bazı sonuçları olduğunu söyleyebiliriz. Yine de her durumda dilimizin üzerinde etki eden güçlerin farkında olmak ve bunun sonucunda kavramlarımızın ve düşüncelerimizin ne şekilde asimilasyona uğradığını fark etmek gerekir. Özellikle Türkçe gibi çeperdeki bir dile doğru çeviri yapan çevirmenler için bunun entelektüel bir sorumluluk olduğu kanısındayım. Ancak bunu belirli bir biçimde dile getirmeye çalıştığımızda karşımıza önemli bir felsefe problemi çıkar. Diyelim ki çevirmenlere şöyle bir normatif öneride bulunduk : İki dil arasında çeviri yapan iyi bir çevirmen tüm önyargılarını bir yana bırakıp iki dilin üstünde düşünmeyi becermeli, bir anlamda kültürler üstü meta bir dil üzerinden düşünme yeteneğine sahip olmalı, iki dil arasındaki kavramsal farklılıklara karşı duyarlı olmalıdır. Ancak, böylesi bir yeteneğe bırakın çevirmenlerin, herhangi bir insanın dahi sahip olup olamayacağı felsefi bir sorun gibi görünüyor. Eğer düşüncelerimiz kavramlar üzerinden gerçekleşiyorsa, bir çevirmen de çeviri yaptığı iki dilin üzerine çıkıp meta düzeyde düşünürken de yine bazı kavramlara başvurmak zorunda kalacaktır. Tüm kavramlarımız tarihsel, kültürel ve dolayısıyla olumsal iseler, belki de iyi bir çevirmenden kültürler üstü bir düşünce diliyle çeviri yapmasını beklemek insanüstü bir beklenti olabilir. Diğer yandan, şu da bir gerçek ki, iki dil arasındaki kavramsal

14 farklılıkların ayırdına varma yeteneğine sahip olanlarımız da var; en azından bu anlamda iki dilin üzerine çıkıp düşünebildiğimiz bir üst dil olmalı. Bu çelişkili gibi görünen durumu yansıtan paradoksal bir soruyla bitirmek istiyorum: Kültürler üstü bir dil olanaklı değildir derken, kültürler üstü bir şey söylemiş olmuyor muyuz? Kaynakça: Carnap, R. (1956) Meaning and Necessity: A Study in Semantics and Modal Logic, enlarged edition, University of Chicago Press. Clauson, G. (1972) An Etymological Dictionary of pre-thirteenth-century Turkish, Oxford : Clarendon Press. Kuhn, T. (1962) The Structure of Scientific Revolutions, Chicago, University of Chicago Press. (Bilimsel Devrimlerin Yapısı, Çeviren: Nilüfer Kuyaş, İmge Yayınları, 2006.) Kuhn, T. (2000) The Road Since Structure: Philosophical Essays, Chicago: University of Chicago Pres. Kundera, M. (1991) Gülüşün ve Unutuşun Kitabı, Çeviren: Erhan Bener, Can Yayınları. Whorf, B. (1956) Language, Thought & Reality, Cambridge, MA: MIT Press. Quine, V.O.Q. (1960) Word and Object, MA: MIT Press. 14

Matematik Ve Felsefe

Matematik Ve Felsefe Matematik Ve Felsefe Felsefe ile matematik arasında, sorunların çözümüne dayanan, bir bağlantının bulunduğu görüşü Anadolu- Yunan filozoflarının öne sürdükleri bir konudur. Matematik Felsefesi ; **En genel

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz?

Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz? 1 2 3 DEĞERLER Yrd. Doç. Dr. Müge YURTSEVER KILIÇGÜN Sizin değerleriniz neler ve neden bu değerlerin önemli olduklarını düşünüyorsunuz? Neyin önemli olduğuna inanıyorsunuz? 4 5 6 7 8 Eğlenmenin mi? Arkadaşlar

Detaylı

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş Çoğuldizge Kuramı Ünal Yoldaş* Giriş Kuram, çeviribilimin en temel unsurlarındandır. Dünyada çeviribilim üzerine çalışan birçok insan mutlak suretle ortaya konulan temel çeviribilim kuramlarından faydalanmakta,

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

Nazım Gökel. Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, (Dahili: 1410)

Nazım Gökel. Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, (Dahili: 1410) Nazım Gökel Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, 113. 0090-348- 8222350 (Dahili: 1410) ngokel@aol.com EĞİTİM Boğaziçi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora) Sistematik

Detaylı

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı?

DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları. Bütün dillerdeki bütün doğru lar ortak bir özü paylaşırlar mı? BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DOĞRU BİLGİNİN ÖLÇÜTÜ PROBLEMİ: Doğruluk Kuramları İnsana özgü olan dilin icadı, olanları bildirme, anlatma olanağıyla bağlantılıdır. Bu da bazen bildirilerin dileklerle süslenmesine

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Standart Eurobarometer 76 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Bu araştırma Avrupa Komisyonu Basın ve İletişim Genel Müdürlüğü tarafından talep ve koordine edilmiştir. Bu rapor

Detaylı

Bilgi ve Yanılabilirlik İlhan İnan

Bilgi ve Yanılabilirlik İlhan İnan Bilgi ve Yanılabilirlik İlhan İnan Teo Grünberg, kırk yılı aşkın bir süre içerisinde yayımladığı makale ve kitaplar, verdiği dersler ve yetiştirdiği öğrencilerle felsefe dünyamızda eşine az rastlanır bir

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 İÇİNDEKİLER Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 I. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 23 A. Eğitim ve Öğretim 23 B. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 24 II.

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri BILGI FELSEFESI Bilginin Doğruluk Ölçütleri Bilimsel bilgi Olgusal evreni, toplum ve insanı araştırma konusu yapar. Bilimler; Formel bilimler Doğa bilimleri Sosyal bilimler olmak üzere üç grupta incelenir.

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI A PROGRAM ADI : Felsefe İngilizce Lisans Programı...SINIF /...YARIYIL* ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ Dersin ön koşulu var mı? ***** İntibak Dersi mi? **** ** Kredisi ** YDF 0 YDA 0 Foreign Language

Detaylı

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER TÜRK DİLİ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doç. Dr. S. EKER 1 Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması millî

Detaylı

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a

BİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a BİLİMSEL YÖNTEM Prof. Dr. Şahin Gülaboğlu Mühendislik Fakültesi -------------------------------------------------------------------- BİLİM, ETİK ve EĞİTİM DERSİ KONUŞMASI 19 Ekim 2007, Cuma, Saat-15.00

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM Öğrencinin adı- soyadı: ERDEM EGE MARAŞLI Proje Danışmanı: MÜGE SİREK Bahçeşehir - İSTANBUL Kentsel Dönüşüm Son günlerde haberlerde gazetelerde çok fazla rastladığımız

Detaylı

Araştırma Sorununu Tanımlama ve Hipotez Kurma

Araştırma Sorununu Tanımlama ve Hipotez Kurma Araştırma Sorununu Tanımlama ve Hipotez Kurma Yaşar Tonta H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü tonta@hacettepe.edu.tr http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/tonta.html Araştırma Araştırma tasarımında üzerinde

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ FEL-101 Felsefeye Giriş Felsefenin temel problem, kavram, akım ve alt disiplinlerine genel bir giriş. FEL-103 Eskiçağda Felsefe Kredi (Teorik-Pratik-Lab.)

Detaylı

Bilgisayar II, 2013-2014 Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, 08-15 Nisan

Bilgisayar II, 2013-2014 Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, 08-15 Nisan FİLOZOF BEYİN Yücel KILIÇ İstanbul Kültür Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı Bilgisayar II: «Konular ve Sunumlar» İstanbul, 08-15 Nisan

Detaylı

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ 16 Prof. Dr. Atilla ERALP KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ Prof. Dr. Atilla ERALP ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Kopenhag Zirvesiyle ilgili bir düşüncemi sizinle paylaşarak başlamak

Detaylı

Etik Karar Alma Modeli

Etik Karar Alma Modeli General Dynamics'te, neredeyse her gün iş etiğiyle ilgili kararlarla karşı karşıya geliyoruz. Bunların birçoğu çok açık ve çözüm için fazla düşünmek gerekmiyor: doğal bir tepki olarak doğru olanı yapıyoruz.

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE DOKTORA PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE DOKTORA PROGRAMI BİLGİ PAKETİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE DOKTORA PROGRAMI BİLGİ PAKETİ ANABİLİM DALI BAŞKANI VE AKTS KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Saffet Babür Tel: (0216) 578 08 87 Faks: (0216) 578 08 99 E-mail: sbabur@yeditepe.edu.tr

Detaylı

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. 4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. Kazanımlar: 1- Immanuel Kant ın etik görüşünü diğer etik görüşlerden ayıran

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

Örnek bir kullanım ve bilgisayar ağlarını oluşturan bileşenlerin özeti

Örnek bir kullanım ve bilgisayar ağlarını oluşturan bileşenlerin özeti Bu sayfaları okuduğunuza göre bir şekilde bilgisayarlar ve bilgisayar ağlarıyla ilişkiniz olduğunu biliyorum. Ancak yine de en başta niçin bilgisayar ağı kullanıyoruz sorusunun cevabını vermekle işe başlayabiliriz.

Detaylı

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ ANABİLİM DALI BAŞKANI VE AKTS KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Saffet Babür Tel: (0216) 578 08 87 Faks: (0216) 578 08 99 E-mail: sbabur@yeditepe.edu.tr

Detaylı

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI?

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI? ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI? Öncelikle başarıp, başaramadıklarına karar vermek için hedefimiz belli olmalı. Yabancı dil öğreniminde çocuğunuz için nasıl bir hedef düşünüyorsunuz, o, kendisi için ne düşünüyor?

Detaylı

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

İletişimin Sınıflandırılması

İletişimin Sınıflandırılması İletişimin Sınıflandırılması Toplumsal ilişkiler sistemi olarak Kişiler arası Grup i Örgüt i Toplumsal Grup ilişkilerinin yapısına göre Biçimsel olmayan (informel) / yatay Biçimsel / Formel) /dikey Kullanılan

Detaylı

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) - Boynumuz zürafa boynu kadar uzun olsa şimdi yapabildiğimiz işleri yapabilir miydik? Sorusu üzerinden eğlenceli bir sohbet başlatıyoruz. - Ormanlar kralı

Detaylı

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO Κρατύλος PLATON Kratylos PLATON (Atina, MÖ 427/428 - MÖ 347), antik Yunan filozofu ve Batı dünyasındaki ilk yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilen Atina Akademisi nin kurucusudur. Hocası Sokrates, en ünlü öğrencileri

Detaylı

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar

Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar Gök Mekaniği: Giriş ve Temel Kavramlar İnsanoğlunun yıldızları izleyip anlamaya çalıştığı ilk zamanlarda; bazı yıldızların farklı hareketler yaptığını fark etmesiyle başlayan bir hikaye gök mekaniği. Farklı

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü On5yirmi5.com KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü Kaç gündür bir 'vitamin' sorusudur gidiyor. İşte geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS sorularında yer alan 'vitamin' sorusu ve çözümü... Yayın

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü http://ogr.kocaeli.edu.tr/koubs/bologna/genel/listesi_prn.cfm?ed=0 1 / 5 22.05.2018 15:50 Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Adı 2017/2018 Listesi 1. YARIYIL TLU Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Detaylı

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ bilimname II, 2003/2, 3-12 BİLGİ KURAMINA GİRİŞ Prof. Dr., Uludağ Ü. Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi kadir@uludag.edu.tr Epistemoloji, felsefenin en temel alanlarından birisidir. Bu çalışmada epistemolojinin

Detaylı

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE? ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? Prof. Dr. Mukim SAĞIR ÖZET Bu makalede ana dil ve ana dili terimlerinin kullanımları üzerinde durulacaktır. Aralarında nüans olan bu iki terimin Türkçe ve Türk Dili öğretiminde

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

Çevirenin Ön Sözü. vii

Çevirenin Ön Sözü. vii Çevirenin Ön Sözü Nel Noddings tarafından yazılan bu eser eğitim felsefesi alanına giriş niteliğinde bir kitap olmakla beraber son derece bilgilendirici ve derin düşünmeye yönlendirici bir kaynaktır. Yalnızca

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER Rıza FİLİZOK Kastım odur şehre varam Feryad ü figan koparam Yunus Emre Büyük dilbilimci Saussure ün dilin bir sistem olduğunu ve anlamın karşıtlıklardan (mukabil/opposition)

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ İNGİLİZCE MÜTERCİM TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ İNGİLİZCE MÜTERCİM TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ İNGİLİZCE MÜTERCİM TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ DERS KODU DERS ADI DERS İÇERİĞİ IMT 101-102 İngilizce Dilbilgisi I - II Bu dersin amacı, öğrencilere daha

Detaylı

DERS KODU DERS ADI DERS İÇERİĞİ

DERS KODU DERS ADI DERS İÇERİĞİ DERS KODU DERS ADI DERS İÇERİĞİ IMT 101-102 İngilizce Dilbilgisi I - II Bu dersin amacı, öğrencilere daha önceden öğrenmiş oldukları İngilizce dil bilgisi yapılarını tekrar gözden geçirerek hatırlatmak

Detaylı

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL FELSEFENİN ANLAMI Philla (sevgi, seven) Sophia (Bilgi, bilgelik) PHILOSOPHIA (Bilgi severlik) FELSEFE

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Düşünce Özellikleri Ölçeği

Düşünce Özellikleri Ölçeği Düşünce Özellikleri Ölçeği Yönerge: Bu ankette sizin kullandığınız farklı düşünce tarzlarını tespit etmeye çalışıyoruz. Bu anket boyunca 10 değişik tarzda düşünce tarzı göreceksiniz. Öncelikle her düşünce

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar HESAP Hesap soyut bir süreçtir. Bu çarpıcı ifade üzerine bazıları, hesaplayıcı dediğimiz somut makinelerde cereyan eden somut süreçlerin nasıl olup da hesap sayılmayacağını sorgulayabilirler. Bunun basit

Detaylı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum. Türkiye deki en büyük emek israflarından birisi İngilizce öğreniminde gerçekleşiyor. Çevremde çok insan biliyorum, yıllarca İngilizce öğrenmek için vakit harcamış, ama hep yanlış yerlerde harcamış. Bu

Detaylı

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü 10/10/2016

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü 10/10/2016 On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü 10/10/2016 René Descartes Böylece amacım burada her insanın aklını iyi kullanması için izlemesi gereken

Detaylı

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması

İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve İlkelerinin Açıklanması Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 9, Nisan / April 2016: 235-240 İnceleme Makalesi / Review Article İNCELEME / REVIEW İbn Sînâ nın Kitâbu l-burhân Eserinde Bilimin Konu Sorunsal ve

Detaylı

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) dil öğrencilerinin bilgi beceri ve yeterlilik düzeylerinin belirlenmesinde standart

Detaylı

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus 4.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-2: İslâm Ortaçağı

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SINIF ÖĞRETMENLİĞİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMI 1 KAVRAMLAR 2 Kavramlar, eşyaları, olayları, insanları ve düşünceleri benzerliklerine göre gruplandırdığımızda gruplara verdiğimiz adlardır. Deneyimlerimiz

Detaylı

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 Psikolojiye Giriş Web adresi Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 2 Dil (devam) Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? (eğer değilerse, bunu öğrenebilirler mi?) 3 4 İnsan dışı iletişim

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

Mantıksal İşlemler. 7.1 true, false, nil

Mantıksal İşlemler. 7.1 true, false, nil 7 Mantıksal İşlemler 7.1 true, false, nil Doğru ya da Yanlış değer alan önermelere (ifadelere) mantıksal (logic) deyimler ya da boolean deyimler denilir ([5]). Bir çok dilde mantıksal işlemler true ve

Detaylı

Sınav Kaygısı ve Olumlu Başa Çıkma Yolları Kaygıyı, gelecekte olma ihtimalini düşündüğümüz olumsuz düşünceler olarak

Sınav Kaygısı ve Olumlu Başa Çıkma Yolları Kaygıyı, gelecekte olma ihtimalini düşündüğümüz olumsuz düşünceler olarak Sınav Kaygısı ve Olumlu Başa Çıkma Yolları Kaygıyı, gelecekte olma ihtimalini düşündüğümüz olumsuz düşünceler olarak görebiliriz. Türkiye de öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu yüksek sınav kaygısı yaşıyor.

Detaylı

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde

Detaylı

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir. Abraham Lincoln, senin yaşındayken dedi babası çocuğuna, Okula gidebilmek için her gün 10 mil yürüyordu. Gerçekten mi? dedi çocuk ve ekledi: Tamam, fakat o senin yaşındayken de başkan oldu baba! İletişim,

Detaylı

Sinirbilimsel Yaklaşımlar

Sinirbilimsel Yaklaşımlar Çağlayan Taybaş c.taybas@gmail.com Gündelik Hayata Sinirbilimsel Yaklaşımlar İçindekiler 1) Romanların Beyin Üzerindeki Etkileri 2) Sağ Beyniniz mi Baskın Sol Beyniniz mi? Cevap: İkisi de Değil 3) Kontrollü

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

4.4. Hazır bir veritabanı kullanılarak amacına yönelik sorgulama yapar ve yorumlar.

4.4. Hazır bir veritabanı kullanılarak amacına yönelik sorgulama yapar ve yorumlar. 5. SINIF BİLGİSAYAR DERS PLÂNI Genel Bilgi Ders Adı: İlköğretim Seçmeli Bilgisayar Dersi Ünite: Verilerimi Düzenliyorum Seviye: 5. Sınıf Kazanım: 4.4. Hazır bir veritabanı kullanılarak amacına yönelik

Detaylı

Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar. Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir.

Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar. Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir. Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir. Facebook şirketinin kendisi ve sahip olduğu Instagram, WhatsApp, Oculus ve

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME)

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME) İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME) BİRİNCİ YARIYIL DERSLERİ 101 Felsefeye Giriş I Z 2 2 0 2 5 103 İlkçağ Felsefesi I Z 3 3 0

Detaylı

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER 1.Giriş Son dönemde Türkiye ile Makedonya arasında her alanda iş birliği gelişti ve bunun neticesi

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

OKB için Metakognitif Terapi Doç. Dr. Erhan ERTEKİN İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

OKB için Metakognitif Terapi Doç. Dr. Erhan ERTEKİN İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD OKB için Metakognitif Terapi Doç. Dr. Erhan ERTEKİN İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD OKB ve iki farklı mod OKB de meta-düzeyde çalışmak daha fazla çaba gerektirir: Hasta sorunun kontamine olması

Detaylı

Avrupa hastanelerinde

Avrupa hastanelerinde Avrupa hastanelerinde mesleki katılım Baş hekimler ve hemşireler için anket (PTE1) Baş hekimler ve hemşirelerin hastanede yönetici rolü oynadıkları düşünülmektedir. Aynı zamanda resmi yönetim rolleri de

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1994-2000 Lisans Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Pr. 2000-2003 Yüksek Lisans Hacettepe Üniversitesi Edebiyat

Detaylı

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BEP HAZIRLAMA :07.10.2011 BEP Birimi Üyeleri: - ÖĞRENCİNİN ŞU ANKİ PERFORMANS DÜZEYİ:.. öz bakım becerilerini yerine getirir... okuma yazmayı

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz Adem in elması nasıl boğazında kaldı? Adem: Tanrım, kime görünelim kime görünmeyelim? Tanrı: Bana görünmeyin de kime görünürseniz görünün. Kovuldunuz. Havva: Ama

Detaylı

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı, FARABİ DE BEŞ TÜMEL Yakup ÖZKAN Giriş Farabi (ö. 950) ortaçağın en önemli felsefecilerinden biridir. Eserlerinin arasında Mantık Bilimi ile ilgili olanları daha fazladır. Farabi, mantıkçı olarak İslam

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Temmuz-Aralık 2002 KİTAP TANITIMI Yrd. Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Çukurova Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological

Detaylı

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz: A N L A M D E Ğ İ Ş M E L E R İ Bu yazıda yeni şeyler bulacağınızı düşünüyoruz! Prof. Dr. Rıza Filizok Anlam bilimci G. Stern, kelimelerdeki anlam değişmelerini sebeplerine ve görevlerine göre şöyle snıflandırır:

Detaylı

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com 0x01 Giriş Bu yazı blind sql injection saldırılarında tek bir karakter için minimum istek ile doğru sonuca varabilmek

Detaylı