AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB yolculuğunda kritik tarihler ve dönüm noktaları...

Transkript

1 AB Kulisi Ocak 2007 Editör den Bu ayki AB Kulisi nde, 2007 yılında Kıbrıs konusundaki muhtemel gelişmeleri ve Türkiye nin Avrupa Birliği müzakere sürecine ilişkin kısa vadedeki beklentileri sizlerle paylaşıyoruz... Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB yolculuğunda kritik tarihler ve dönüm noktaları... Avenue des Arts 27 B-1040 Brussels Tel: +32 (2) Fax: +32 (2)

2 Editör den AB SÖZÜNÜ TUTACAK MI? Limanlarını Güney Kıbrıs'a açmadığı gerekçesiyle Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin bir bölümünü geçtiğimiz ay askıya alan Avrupa Birliği (AB), bu kararını açıkladığı gün, Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyonları kaldıracağı konusunda 'siyasi bir uzlaşmaya' varıldığını da kamuoyuna duyurdu. AB, şimdilik temenniden öteye gitmeyen bu uzlaşmayı ne derecede ileri taşıyacak? İki yıldır Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ambargoların kaldırılması konusunda bir arpa boyu bile yol gidemeyen AB, bu sefer Almanya'nın dönem başkanlığı zamanında sözünü tutacak mı? Brüksel'deki tabloya bakılırsa, AB'nin önerilerinden Türk tarafını tatmin edecek bir gelişme çıkmayacak gibi görünüyor. Zira Güney Kıbrıs, gelişmelerin önünde engel olmayı sürdürecek. Rumları İkna Etmek İmkansız AB'nin Dönem Başkanı Almanya, Kuzey Kıbrıs'a uygulanan izolasyonlara ilişkin kararın AB'nin 22 Ocak tarihinde yapılacak Dışişleri Bakanları toplantısında ele alınmasını umuyor. Dönem başkanı bu amaçla, önce konuyu AB'nin Daimi Temsilcilerinin önüne taşıyacak ve zemin yoklayacak. Ancak 'izolasyonların kaldırılması' Güney ve Kuzey Kıbrıslılar için farklı anlam taşıyor. Kıbrıslı Türkler, Rumların tüm adayı temsil etmediğini belirterek, doğrudan ticaretin başlatılabilmesi için Ercan havaalanının ve Gazi Magosa limanının açılmasını talep ediyor. Son bir yıldır Kuzey Kıbrıs'a yapılacak her türlü açılım için Maraş'ın kendisine verilmesini ön şart olarak öne süren Papadopoulos yönetimi için ise özellikle Ercan havaalanının uluslararası trafiğe açılması, Kuzey'in 'devlet' olarak tanınması anlamına geliyor. Rumlar, adadaki siyasi sorunu AB'ye taşımaya çalışırken, Türk tarafı ise kapsamlı çözümün tek adresini BM olarak görüyor. Bu fotoğrafa bakıldığında ise, Almanya'nın iki tarafın taleplerini birbirine yaklaştıran bir öneri ile gelmesi neredeyse imkansız görünüyor. Türkiye'nin Beklentisi Son iki yıldır Kuzey Kıbrıs konusunda AB'nin bir açılım yapmasını bekleyen Ankara ise, bu konuda artık Brüksel'den yana umudunu kaybetmiş izlenimi veriyor. Nitekim adadaki siyasi sorun çözülmediği sürece Rum Yönetimi, AB içindeki avantajlı konumunu hem Türkiye'ye baskı yapmak, hem de isteklerini kabul ettirebilmek için sonuna kadar kullanmaya çalışacak. Artık seçim dönemine giren Ankara'nın genel seçimlere kadar AB'den tek beklentisi de, Brüksel'in birkaç müzakere başlığını açması. Rumlar, Ankara ile müzakere sürecinin askıya alınmayan bölümünü önümüzdeki aylarda siyasi açıdan engellemeyeceğini ancak Türkiye'nin önüne bu sefer de 'teknik' engeller çıkartabileceğinin işaretlerini verdi. Yine de Şirketler ve Sanayi politikalarına ilişkin müzakere başlığının açılmasına yeşil ışık yakıldı. Bu faslın önümüzdeki haftalarda açılması bekleniyor. AB tarafının önümüzdeki aylarda birkaç müzakere başlığı daha açması mümkün. Öte yandan 2007'de daha çok kendi kurumsal ve yapısal reformlarını gerçekleştirmeye odaklanacak olan Brüksel, Türkiye politikasında Avrupa kamuoyunun dikkatini çekmemeye çalışacak. Bu nedenle Türkiye ile ilgili her adımını sessiz atacak. Zaten Türkiye'nin dikkati de AB'den çok kendisine yöneldi. Duygu Leloğlu BRÜKSEL Avenue des Arts 27 B-1040 Brussels Tel: +32 (2) Fax: +32 (2)

3 Gündem Alman Dönem Başkanlığı Zorlu Geçecek 1 Ocak tan itibaren AB'nin dönem başkanlığı koltuğuna oturan Almanya için önümüzdeki altı ay zorlu geçecek. Berlin'in öncelikler sıralamasında, AB Anayasası nın yeniden canlandırılması, AB enerji paketi ve AB'nin eski Sovyet Cumhuriyetleri ile ilişkileri bulunuyor. Anayasa tartışmalarının tekrar alevlenmesi, Almanları bir hayli zorlayacak. Rusya-AB arasında son dönemde kötüleşen ilişkilerin tekrar rayına oturtulması ve Türkiye ile müzakere sürecinin devamı da Almanya'yı bir hayli oyalayacak konular arasında. Birliğe yeni katılan Romanya ve Bulgaristan, AB ailesine girerken, sorunlarını da beraberinde getirdiler. Öte yandan Alman dönem başkanlığı zamanında, AB'nin kurucu Roma antlaşmasının imzalanışının 50. yılının Mart ayında kutlanması vesilesi ile AB'nin geldiği son durum, yapılacak bir deklarasyon ile ortaya konulacak. AB'nin Üye Sayısı 27'ye Çıktı Uzun bir süre Birliğe üyeliklerinin askıya alınmasından endişe duyan Romanya ve Bulgaristan, 1 Ocak'ta AB'ye katılarak rahat nefes aldılar. Bu iki ülkenin Birliğe katılımıyla AB vatandaşlarının sayısı 463 milyondan 493 milyona, AB ekonomisi ise 10,8 trilyondan, 10,9 trilyon Euro ya ulaştı. AB'nin sınırları ise Moldova ve Karadeniz'e kadar genişledi. Bu iki ülkenin profili, 2004 yılında AB'ye giren Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri ile benzerlik gösteriyor. Yeni üyeler bir hayli yoksul, tarım belli başlı gelir kaynaklarından birini oluşturuyor, Türkiye'nin ve Balkan ülkelerinin AB üyeliklerine sıcak bakıyorlar. Hatta Birliğin Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'a kadar genişlemesini de destekliyorlar. ABD-AB arasında sıcak askeri ilişkilerin geliştirilmesini istiyorlar. Bu iki ülkede gelir ortalaması Euro arasında değişiyor. AB, özellikle yolsuzlukla ve organize suçlarla mücadelede diğer AB ülkelerinin bir hayli gerisine düşen yeni üyelerinin, kendilerine çeki düzen vermemeleri durumunda, AB'nin adalet ve içişleri politikalarının dışında bırakılacağı tehdidinde bulundu. Brüksel, bu alanlardaki reform sürecini ise, her altı ayda bir düzenli olarak yayınlayacağı 'İlerleme Raporları' ile değerlendirecek. Öte yandan Deutsche Bank ve Credit Suisse'in öngörülerine göre, Bulgaristan'ın yılları arasında AB'nin ortak parası Euro ya katılması söz konusu olabilecek. Romanya'nın ise Euro ya katılmasının 2014 yılından önce gerçekleşmesi beklenmiyor. AB Ülkelerinde Refah Seviyesinde Uçurumlar Var AB'de refah seviyesi ortalaması, üye ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. AB'nin istatistik ofisi Eurostat'ın verilerine göre, Lüksemburg'daki refah düzeyinin, AB'nin yeni üyeleri Romanya ve Bulgaristan'a oranla sekiz kat daha fazla olduğu dikkati çekiyor. Lüksemburg'da kişi başına düşen GSYH AB'nin ortalamasının % 251'i iken, Balkanlar da bu oran % civarında. İrlanda, Hollanda, Danimarka, Avusturya ekonomik açıdan AB'nin eski ülkelerinin en önde gidenleri arasındayken, yeni üyelerden Slovenya ve Çek Cumhuriyeti bu konuda Portekiz'i solladı, Yunanistan'a ise giderek yaklaşıyor. Yeni üyelerin en büyüğü olan Polonya, hala yavaş ilerliyor. Letonya ise 2004 yılında AB'ye katılan ülkeler arasında refah durumu en kötü olan ülke olarak gösterildi. Aday ülkelerden Türkiye'de kişi başına düşen GSYH oranının AB ortalamasına göre sadece % 28 olduğu belirtilirken, Hırvatistan'da ise durumun Polonya ile benzer özellik gösterdiği belirtiliyor. Merkez Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması (CEFTA) İmzalandı Güneydoğu Avrupa ülkelerinin Başbakanları, geçtiğimiz ay, 'Orta Avrupa Serbest Ticaret Anlaşmasını (CEFTA) imzalayarak, 6 Nisan tarihinde başlatılan müzakereleri de sonuçlandırmış 3

4 oldular. CEFTA, Güneydoğu Avrupa Bölgesi nde bulunan, 32 karşılıklı serbest ticaret anlaşmasını tek bir bölgesel çatı altında birleştirdi. AB, bu anlaşmanın bir tarafı olmamasına rağmen, Güneydoğu Avrupa'da ticaretin liberalizasyonu sürecine siyasi, teknik ve mali destekte bulundu. Brüksel, Güneydoğu Avrupa'daki ticari ilişkilerin giderek yakınlaşmasının, bölgenin istikrar ve büyümesine katkıda bulunacağına inanıyor. CEFTA'yı imzalayan ülkeler arasında, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Moldova, Karadağ, Romanya ve Sırbistan bulunuyor. Ancak Romanya ve Bulgaristan, AB üyesi olduktan sonra CEFTA'dan ayrıldılar. Bu anlaşmanın bölgedeki ticaretin % 90'ının liberalizasyonunu sağlayacağı belirtiliyor. AB Anayasası Tartışmaları Yeniden Alevleniyor Haziran 2007'de AB Anayasasına ilişkin 'yol haritasını' tamamlama hedefini koyan AB, Anayasa fikrinin tekrar canlandırılması için çıkış yolu arıyor. AB Dönem Başkanı Almanya'nın Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Birliğin çabuk bir şekilde reform sürecini tamamlaması gerektiğine işaret etti. Steinmeier, ülkesinin Anayasa'yı onaylamasına rağmen, üye ülkelerin bu konudaki hassasiyetine dikkatle eğilecekleri sözünü de verdi. AB Dönem Başkanı, Anayasa yı kabul eden 18 üye ülkenin inisiyatifi ile 26 Ocak ta gerçekleştirilecek Madrid toplantısının ve 27 Şubat tarihinde Lüksemburg'da yapılacak ikinci toplantının da, Anayasa tartışmalarına yeni bir ivme kazandıracağını umuyor. Almanya, bütün üye ülkeleri, AB'nin kendi kurumsal ve yapısal reformlarını bir an önce gerçekleştirmemesi halinde, AB deki krizin giderek derinleşeceği konusunda uyarıyor. Öte yandan, iki yıl önce yapılan referandumlar sonucu AB Anayasası nı reddeden Fransa ve Hollanda, Madrid'deki toplantıya sadece Anayasa yı onaylayan ülkelerin çağrılmasına içerlediler. AB'de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Gelişiyor Avrupa'da sosyal ve çevresel alanlarda kurumsal sosyal sorumluluk gelişiyor. Geçtiğimiz ay iş dünyası, sendikalar, hükümetler, akademik çevreler ve diğer organizasyonların katılımı ve Avrupa Komisyonu nun inisiyatifi ile yapılan forum, kurumsal sosyal sorumluluğu tartıştı. Toplantının katılımcıları, Avrupa'daki iş çevrelerinin, kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını giderek arttırdıkları sonucuna varırken, bütün tarafları da bu konuda daha fazla çaba gösterme çağrısında bulundular. Avrupa Komisyonu, şirketlerin sosyal ve çevresel sorumluluğunun artmasının, Avrupa'da daha fazla istihdam yaratılmasına katkı sağlayacağı ve büyüme hızına etkisi olacağı görüşünde. AB Komşuluk Politikasını Güçlendiriyor AB, Birliğin komşu ülkelerini kapsayan komşuluk politikasını güçlendirme kararı aldı. Avrupa Komisyonu'nun Dış İlişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner, 'Avrupa Komşuluk Politikasının' güçlendirilmesine ilişkin stratejisini geçtiğimiz ay açıkladı. AB tarafı, reform süreci gerçekleştirmek isteyen komşu ülkeleri bu reformları daha etkili ve hızlı bir şekilde yapması için destekleyeceğini, bu konuda kararsız kalanları ise motive etmeyi amaçladıklarını belirtti. Bu konuda yeni öneriler ortaya atılırken, bu önerilerin, AB'nin Alman Dönem Başkanlığı sırasında uygulamaya geçirilmesi düşünülüyor. Avrupa Polisi Daha Etkili Çalışacak Avrupa Polis Ofisi Europol, dönüşüme uğruyor. Avrupa Komisyonu, Europol'un daha esnek bir operasyonel altyapıya kavuşması için, Birliğin karar organı AB Konseyi'ne öneriler sundu. Bu önerilerin kabul edilmesi halinde Europol, üye ülkelere terörizm, organize suçlar ve her türlü ciddi suçlarla mücadelede yardımcı olmak üzere daha esnek ve etkili çalışabilecek. Aynı zamanda Europol, uluslararası futbol karşılaşmaları gibi büyük çaplı olaylarda, kamu düzeninin 4

5 sağlanması için de üyelere yardımcı olacak. Europol'un bu amaçla kendi veri tabanını da geliştirmesi gerekiyor. Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Avrupa Polis Ofisi nin genel yapısı ise değişmeyecek. Rusya - Beyaz Rusya Sonunda Anlaştı Doğal gaz fiyatı üzerine aralarındaki çıkan anlaşmazlık nedeniyle Avrupa'yı telaşlandıran Rusya ve Beyaz Rusya, sonunda anlaşma sağlayabildiler. Anlaşmanın, her iki taraf arasındaki gerginliğin iyice tırmanmasının ardından sağlanabilmesi, doğal gazda Rusya'ya bağımlı olan AB'nin gözlerini bu ülkeye yöneltti. Anlaşmazlığın kaynağı, Rusya'nın, doğal gaz sağladığı Beyaz Rusya'nın metre küp başına ödediği miktarını iki katına çıkarmasını istemesine dayanıyordu. Beyaz Rusya ise, 1000 metre küp başına 100 dolardan fazla bir ödeme yapmayacağı konusunda ısrar etti. Rusya, ülkeye gönderdiği gazı kesebileceği tehdidinde bulunurken, Beyaz Rusya ise, bundan Batı Avrupa'nın da çok etkilenebileceği cevabını verdi. Sonunda taraflar, karşılıklı çektikleri restlerin ardından anlaşma zemini yaratabildiler. Avrupa'ya gelen doğal gazın yaklaşık dörtte biri, Rusya'dan, Beyaz Rusya yolu ile sağlanıyor. AB, geçtiğimiz yıl da Rusya-Ukrayna arasında yaşanan benzer sorunlar yüzünden telaşa düşmüştü. Brüksel, bu nedenle geçtiğimiz yılın başından itibaren Birliğin dışarıya olan enerji bağımlılığını en aza indirebilmek için ortak enerji politikası oluşturma kararı aldı. Polonya'nın Veto Sorunu İle Şimdi de Almanlar İlgilenecek AB-Rusya arasında 'Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalamak üzere başlayan müzakereleri, veto koyarak tıkayan Polonya'nın yaratığı sorun şimdi de AB'nin yeni Dönem Başkanı Almanya'nın başını ağrıtacak. AB'nin Daimi Büyükelçileri düzeyinde 20 Aralık tarihinde yapılan toplantıda Polonya'nın vetosuna ilişkin herhangi bir gelişmenin sağlanamaması yüzünden bu sorun Almanya'nın dönemine de taşınmış oldu. Polonya, veto kararını, Rusya nın et ithalatı için AB ye uyguladığı yasağı 1 Ocak 2007 tarihi itibari ile kaldırması fakat Polonya ya uygulanan yasağın bir yıl daha devam etmesi kararı üzerine almıştı. AB tarafı, 17 Ocak tarihinde veto sorununu bir kere daha gündeme getirecek. AB, Rusya ile 1990'larda yaptığı, bu yıl ise süresi dolan ve enerji konusunun öne çıktığı, 'Stratejik Ortaklık Anlaşmasını' yenilemek istiyor. Ancak Polonya'nın vetosu nedeniyle Rusya ile görüşmeler aylardır tıkalı. AB'de 'REACH' Düzenlemesi Onaylandı AB'de, 'REACH' olarak bilinen, kimyasalların kayıt altına alınması, değerlendirilmesi ve ruhsatlandırılmasına ilişkin AB Yönetmeliği, Çevre Bakanları tarafından onaylandı. Kararın ardından Polonya, yeni yasal düzenlemenin kendi ulusal kimyasal endüstrisinin rekabetine zarar vereceği şeklinde bir deklarasyon yayınladı. 1 Haziran 2007 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan bu düzenleme ile pazarda bulunan 30 bin kimyasal maddenin önümüzdeki on bir yıl içerisinde kayıt edilmesi dönemi başlayacak. Bununla birlikte zararlı bulunan 1500 kimyasal maddeye ilişkin verilecek izinler oldukça sıkı kurallara bağlanacak. Üreticilerin, ürünlerde kullanılan zararlı maddeleri, daha güvenli alternatif maddeler ile hazırladıkları değişim planları doğrultusunda değiştirmeleri isteniyor. Mandelson'dan Kyoto Vergisine Red Avrupa Komisyonu'nun ticaret politikasından sorumlu üyesi Peter Mandelson, Kyoto protokolünü imzalamayan ülkelerden ithal edilen mallardan 'Kyoto vergisi' istenmesi düşüncesine karşı çıktı. Mandelson, Kyoto Protokolü nün imzalanmamasının 'gayri meşru' olmadığını, bu verginin alınması durumunda ise, bunun Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarının uygulanması konusunda sorunlara yol açabileceğini söyledi. Bu yaklaşım Fransızların bir süre önce önerdiği, 'karbondan' vergi alınsın, teklifine verilen bir yanıttı. Mandelson, vergi yerine, 'yeşil teknoloji' ürünlerine ilişkin bütün ticari engellerin kaldırılması ve buna ilişkin anlaşmanın da DTÖ'de çok taraflı anlaşmalarla gerçekleştirilmesini önerdi. 5

6 Nakliyat Güvenliğini Sağlayanlara Ticaret Kolaylıkları Avrupa Komisyonu, AB'ye girip çıkan nakliyatların güvenliğine ilişkin kurallarını sıkılaştıran, bu kurallara uyum sağlayan operatörlere ise kolaylıklar sağlanmasını öngören bir Yönetmelik çıkarttı. Bu düzenleme, AB sınırlarından geçen malların daha güvenli bir şekilde ulaştırılmasını amaçlıyor. Buna göre, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren, yüksek standart kriterlerine uyan güvenilir tüccarlara ticaret kolaylıkları sağlanacak. 1 Temmuz 2009'dan itibaren ise, ticaretle uğraşanlar ve gümrük yetkilileri arasında, AB'ye giren çıkan mallara ilişkin olarak önceden elektronik bilgi değişimi sağlanmaya başlanacak. Yönetmelik ayrıca, malların gümrük işlemlerinin hızlı bir şekilde sağlanabilmesi için, tüm gümrük yetkililerinin mallara ilişkin elektronik bilgi değişiminden yararlanmasını talep ediyor. Tehlikeli Malların Taşınmasına İlişkin Kurallar Uyumlu Hale Getirilecek Avrupa Komisyonu, tehlikeli malların taşınmasına ilişkin kuralların uyumlu hale getirilmesini önerdi. Öneri, AB ülkelerinde geçerli olan deniz, kara ve tren yollarına ilişkin kuralların, tek bir elde toplanarak, AB yasası haline getirilmesini öngörüyor. Komisyon aynı zamanda konulacak kuralların daha da basitleştirilmesini talep ediyor. AB'nin şu anda yürürlükte bulunan ulaştırmaya ilişkin yasası, hem kara hem de tren yolunu kapsıyor. Ancak bu kuralların hepsinin güncelleştirilmesi gerekiyor. Vatandaşlar, ulaştırma operatörleri ve ulusal yetkililer için yeni sisteme uyum çok daha kolay ve anlaşılır. Bu şekilde yaşanabilecek kazalara ilişkin riskin de daha aza indirebileceği belirtiliyor. Avrupa Komisyonu Direk Vergilendirmede İşbirliği Öneriyor Avrupa Komisyonu, 'AB koordineli, direk vergilendirme' yaklaşımının oluşturulmasını istiyor. Komisyon'un vergilendirmeden sorumlu üyesi László Kovaks tarafından 19 Aralık ta yapılan açıklamada, AB ülkelerinde özellikle çifte vergilendirmeyi önleyerek vergi ayrımcılığına son vermek ve sistemin suiistimal edilmesini önlemek amacıyla üye ülkelerin daha fazla işbirliği yapması ve tutarlı davranması gerektiğine dikkat çekildi. Komisyon, AB ülkelerindeki vergi yasalarının bir bölümünün Birlik anlaşmasına aykırı olduğu görüşünde. Bunun için de üye ülkelerin daha çok işbirliği içerisinde hareket etmeleri için üye ülkelerin temsilcilerini bir araya getirecek bir çalışma grubu oluşturma niyetinde. İcra organı üye ülkelere yardım etmesi için de bir 'rehber' oluşturulmasını istiyor. Romanya ve Bulgaristan'a AB Kapıları Yarım Açıldı 1 Ocak tarihinden itibaren AB'ye üye olan Romanya ve Bulgaristan, 'işçilerin serbest dolaşımı' konusunda birlik üyelerinin farklı uygulamaları ile karşılaştılar. Birliğin eski üyelerinin yeni on üyeye yaptığı kısıtlamaları her fırsatta eleştiren Macaristan, şimdi de aynı kısıtlamaları Romanya-Bulgaristan'a getirme kararı alırken, eski üyelerden İsveç ve Finlandiya hiç bir kısıtlama koymayacaklarını açıkladılar. İspanya, Yunanistan, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda ve Danimarka, bu iki ülkeden işçilerin serbest dolaşımına kota uygulaması getireceklerini veya çalışma izin kartı uygulamasına tabi tutacaklarını açıkladılar. İşçilerin serbest dolaşımının, AB'nin temel prensipleri arasında yer almasına rağmen, birlik üyeleri kendi iş pazarlarını korumak gerekçesiyle yedi yıla kadar göçmen işçilere kapılarını kapalı tutma hakkına sahipler. Bu arada Avrupa Komisyonu, Hollanda'dan bazı yeni üye ülkelerin işçilerinin Hollanda sınırlarında çalışmasına ilişkin koyduğu kısıtlayıcı kuralları yeniden gözden geçirmesini talep etti. Hollanda, Komisyon tarafından gönderilen 'resmi talebine' iki ay içerisinde cevap vermezse, icra organının Hollanda hükümeti aleyhinde, Avrupa Adalet Divanı'na başvurması söz konusu olabilecek. 6

7 AB'nin İstihdam ve Sosyal Dayanışma Programı Tanıtıldı AB, 'PROGRESS' adındaki istihdam ve sosyal dayanışmaya ilişkin yeni programını tanıttı bütçesinden gelen 700 milyon bütçeli bu program temel olarak, AB çapında istihdam ve ekonomik büyümeye yardımcı olmayı amaçlamakta. Bu amaçla, istihdam ve sosyal konulardaki bilgilerin geliştirilmesi için yapılan çalışmalar ile AB yasalarının ve politikalarının uyumlu bir şekilde uygulamaya geçirilmesine yönelik teknik uzmanların eğitilmesi desteklenecek. Ulusal uzmanlar arasında bilgi ağı oluşturulmaya çalışılacak ve sivil toplum kuruluşlarının kadın-erkek eşitliğini sağlamak için yaptığı çalışmalara yardımcı olunacak. Avrupa Küreselleşmeye Uyum Fonları Kabul Edildi AB'nin Tarım Konseyi, 'Avrupa Küreselleşmeye Uyum Fonlarını' kabul etti. Topluluğun, yıllık 500 milyon Euro dolayındaki bu yeni fonları, küreselleşme mağduru olmuş işçilerin eğitimi ve yönlendirilmesi için kullanılacak. Bu da AB'deki iş pazarının daha fazla mobilize olmasına yardımcı olacak. Fonun amacı, sektörün veya şirketlerin yeniden yapılandırılmasını sağlamak değil, işlerini kaybetmiş kişilere yardımcı olmak olarak açıklanıyor. Birlik fonunun, bu durumdaki işçilerin yeni şartlara uyumunu sağlamak için yapılacak giderlerin yarısını, en fazla bir yıl için karşılayabileceği düşünülüyor. Bu yardımı alabilmek için, kişinin işini, küresel düzeyde oluşan ticari ve yapısal değişikliklerin bölgesel veya yerel ekonomiye etkisi sonucu kaybetmesi koşulu aranıyor. Slovenya AB Ortak Parası Euro'ya geçiş yaptı Slovenya, AB'nin ortak parası Euro'ya yaparak, Euro bölgesinde yer alan on üçüncü AB ülkesi haline geldi. Slovenya böylece 2004 yılında birliğe katılan ülkelerden ortak paraya geçiş yapan ilk ülke oldu. Ülkenin para birimi olan 'tolar' 14 Ocak tarihinden itibaren resmi para birimi olmaktan çıkarken Euro, aynı tarihten itibaren resmi statüye kavuşacak. Slovenya'nın 2006 yılındaki ekonomik büyümesinin % 4,8, enflasyon oranının % 2,5, kamu borcunun % 28 ve işsizlik oranının ise % 6,1 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Öte yandan yeni üyelerin Euro'ya katılım hazırlıklarının değerlendirildiği bir rapor, Euro ya geçmek isteyen ülkelerin henüz istenilen kriterlere uyum gösteremediklerine dikkati çekti. AB'nin 2007 Bütçesi Araştırma ve Eğitimi Destekleyecek AB'nin 2007 bütçesini onaylayan Avrupa Parlamentosu, bu yılki bütçe sayesinde Birliğin özellikle araştırma ve yenilikler, ulaştırma, eğitim alanlarında somut gelişmeler sağlayacağı görüşünde. Bütçede özellikle bu alanlarda yapılacak programlar için para ayrılması öngörülüyor. 126 milyar Euro olan bu yılki bütçe, 2006'dan % 0,5 oranında daha yüksek ve AB'nin GSMH ortalamasının % 1,08'ine eşit. AB'de getirilen yeni mali kurallar sayesinde ise AB fonlarından yararlanmak daha kolay olacak. Bundan böyle bölgesel ve yapısal fonlardan yararlananların adları, Avrupa kamuoyuna açıklanacak. AB bütçesi, bu uygulama ile daha 'şeffaf' hale gelmiş oldu. Bütçede ayrıca, rekabet, sosyal ve ekonomik uyum politikaları, doğal kaynaklar, vatandaşlık, özgürlük, güvenlik ve adalet, AB'nin dünyada global aktör olması için yapacağı istikrar ve barışı sağlamaya yönelik sınır ötesi operasyonlar ve idari harcamalar için de kalemler ayrıldı. Devlet Yardımlarına İlişkin Yeni Düzenleme Avrupa Komisyonu'nun yeni düzenlemesine göre, 200 bin Euro'nun altında ve 3 yıl için geçerli olan yardımlar, devlet yardımı olarak kabul edilmeyecek. Bununla birlikte devletin verdiği kredilerin 1,5 milyon Euro'yu da aşmaması gerekecek. Geçtiğimiz yıl bu konuda yapılan kamuoyu yoklamasında yapılan yorumları dikkate alan bu düzenleme, 'Devlet Yardımları Eylem Planını' oluşturan en önemli unsurlar olarak kabul edildi. İcra organının düzenlemesi, Resmi 7

8 Gazete'de yayınlanarak 1 Ocak tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Öte yandan Komisyon'un istatistiklerine göre, AB'nin en büyük beş ülkesi tarafından 2005 tarihinde yapılan devlet yardımlarının toplam miktarı 64 milyar Euro oldu yılında bu rakam 65 milyar Euro idi. Rakamlar, AB Konseyi'nin üye ülkelere, 'daha az devlet yardımı verin' çağrısının ülkeler tarafından çok da dikkate alınmadığını ortaya koydu. Ajanda 8 Ocak - AB Tarım Bakanları bir araya geliyor. - Avrupa Parlamentosu siyasi grupları toplanıyor. 9 Ocak - AB nin yeni Dönem Başkanı Almanya'nın hükümeti ve Avrupa Komisyonu üyeleri bir araya geliyor. ww.eu2007.de - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı. 10 Ocak - AB Daimi Temsilcileri Komitesi Coreper I ve Coreper II toplanıyor. 11 Ocak - Avrupa Merkez Bankası İdari Konseyi bir araya geliyor. 14 Ocak - AB Adalet ve İçişleri Bakanları gayri resmi toplantısı. 15 Ocak - Sağlık Hizmetlerinin Avrupa'daki geleceği konulu, dönem başkanı tarafından düzenlenen Konferans Postdam'da yapılacak. - Rusya gerçekte nasıl işliyor? konulu, Chatham House tarafından düzenlenen konferans. - AB Adalet ve İçişleri Bakanları toplantısı (Dresden) - Avrupa Parlamentosu'nun Strasburg'daki Genel Kurulu. - AB'nin 7. Çerçeve Programı'na ilişkin konferans Bonn'da düzenlenecek Ocak - Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi toplantısı. - EPC tarafından düzenlenen, Göç ve İşçi Dövizi: Doğu Avrupa ve Eski Sovyetler Birliği konulu bir konferans - AB Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı 18 Ocak -AB İstihdam ve Sosyal Politika Bakanları toplantısı Berlin'de yapılacak. -Alman dönem başkanlığı tarafından düzenlenen AGİT'in Bakanlar düzeyindeki toplantısı Viyana'da yapılacak Ocak - Avrupa Parlamentosu Komiteleri çalışmalarına başlıyor. -'Darfur'da Kapsamlı Çözüme Doğru' adlı EPC tarafından düzenlenen konferans. - 'Avrupa ekonomik refaha ulaşmak için doğru yolları kullanıyor mu?' adlı Friends of Europe tarafından düzenlenen yemekli tartışma. - AB Troykası ve Karadağ toplantısı. - Avrupa'nın Geleceği adlı Maastricht Üniversitesi tarafından yapılan konferans. - AB Dışişleri Bakanları toplantısı 23 Ocak - AB'deki son durumu değerlendiren EPC tarafından düzenlenen seminer. - AGİT troyka toplantısı Brüksel'de düzenlenecek. 8

9 24 Ocak - Dünya Ekonomik Forumu toplantısı (Davos) - Friends of Europe tarafından düzenlenen, AB'de tüketicinin zevkine hitap eden AB paketleme kuralları konulu konferans Ocak - Avrupa Komisyonu'nun adalet, özgürlük ve güvenlikten sorumlu üyesi Franco Frattini ile sohbet kahvaltısı Ocak - Yahudi Soykırımını anma günü 29 Ocak - Avrupa'da yenilenebilir enerji politikası konferansı. - AB Tarım ve Balıkçılık Konseyi. - AB Sürdürülebilir Enerji Haftası - AB Euro bölgesi Maliye Bakanları gayri resmi toplantısı. - AB Güvenlik ve Savunma Politikası konferansı Ocak - Herkes için Eşit Fırsatlar Yılının başlangıç etkinliği Yıllık Avrupa Mali Konvansiyonu konferansı - AB Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısı. CPS Advisory Group Brussels, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. Avenue des Arts 27 B-1040 Brussels Tel: +32 (2) Fax: +32 (2)