Yeti kin Ba lanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik De erlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Kar ıla tırma

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Yeti kin Ba lanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik De erlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Kar ıla tırma"

Transkript

1 Türk Psikoloji Dergisi 1999, 14(43) Yeti kin Ba lanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik De erlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Kar ıla tırma Nebi Sümer * Orta Do u Teknik Üniversitesi Derya Güngör Ankara Üniversitesi Özet Son yıllarda yeti kin ba lanma stilleri (güvenli, korkulu, saplantılı ve kayıtsız) yaygın olarak dörtlü ba lanma modeli (Bartholomew ve Horowitz, 1991) kapsamında incelenmektedir. Bu ara tırmada birbirini izleyen üç ayrı çalı ma ile, ba lanma stillerini önerilen model temelinde ölçen iki ölçe in güvenirlik ve geçerli i incelenmi ve kültürlerarası bir kar ıla tırma yapılmı tır. Birinci çalı mada, tek maddeli ölçümlere dayanan li ki Anketinin ( A) ve çok maddeyle ölçülen li ki Ölçekleri Anketinin ( ÖA) Türk örneklemi üzerinde yeterli düzeyde güvenirlik, de i mezlik ve birle en geçerli i gösterdi i, ancak bu iki ölçe in katılımcıları ba lanma stilleri içinde gruplandırma açısından yeterli düzeyde çakı madı ı bulunmu tur. kinci çalı mada, öncelikle birinci çalı manın bulguları tekrarlanmı ve dört temel ba lanma stilinin (profilinin) Türk kültüründe de dörtlü ba lanma modeli çerçevesinde tanımlanabilece i gösterilmi tir. Aynı zamanda, ölçeklerin yapı geçerli ini destekler ekilde ba lanma stillerinin altta yatan zihinsel modeller (benlik ve ba kaları modeli) temelinde örgütlendi i ve ele alınan sonuç de i kenleriyle beklendik yönde ili kili oldu u bulunmu tur. Son çalı mada Türkiye ve ABD deki üniversite ö rencileri kar ıla tırılarak, her iki kültürde de ölçeklerin benzer psikometrik özelliklere sahip oldu u gösterilmi ve ÖA nın A dan daha tutarlı sonuçlar verdi i saptanmı tır. Ayrıca, iki kültür arasındaki farklılıkların daha çok güvensiz ba lanma kategorileri arasında oldu u ve Türk örnekleminde saplantılı, Amerikan örnekleminde de kayıtsız ve korkulu stillerin daha yüksek oranlarda temsil edildi i bulunmu tur. Bulgular, ba lanma literatüründeki ölçme problemleri ve kültürlerarası farklılıklar ı ı ında tartı ılmı tır. Anahtar sözcükler: Ba lanma stilleri, li ki Anketi, li ki Ölçekleri Anketi, güvenirlik, de i mezlik, yapı geçerli i, kültürlerarası kar ıla tırma Abstract In recent years, adult attachment styles (secure, fearful, preoccupied, and dismissing) have been widely investigated within the framework of four-category model (Bartholomew and Horowitz, 1991). In three consecutive studies, the reliability and validity of two commonly used measures of attachment styles were examined on the Turkish sample and a cross-cultural comparison with a U.S. sample was made. Results of the Study 1 revealed that both the single and multi-item measures of attachment styles (Relationships Questionnaire; RQ and Relationships Scales Questionnaire; RSQ) have satisfactory level of reliability, stability and convergent validity. However, these two measures did not correspond in classifying respondents into the four attachment groups in an acceptable degree. Study 2, first, replicated the results of study 1 and second, demonstrated that the four attachment styles can be sufficiently identified among Turkish students. Supporting the construct * Yazı ma adresi: Y. Doç. Dr. Nebi Sümer, Orta Do u Teknik Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Ankara. e-posta: nebisumer@metu.edu.tr Yazarların Notu: Üçüncü çalı madaki Amerikan örneklemi verisinin bu ara tırmada kullanılması için izin veren sayın Dr. Catherine Cozzarelli ye, yol gösterici yönlendirmeleri ve de erli katkıları nedeniyle bu makaleyi de erlendiren akademik danı manlara te ekkür ederiz. Ayrıca, ara tırma verilerinin bilgisayara yüklenmesine yardım eden Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümü ö rencileri Arzu Alptekin, Sevda Avunduk, Ay egül Ci er ve Gamze Gölalmı a te ekkür ederiz.

2 72 N. SÜMER D. GÜNGÖR validity of the attachment scales, findings indicated that the four attachment styles were organized around the two underlying dimensions of attachment (models of self and others), and they were related to the outcome variables employed in the study consistent with the assumptions of attachment theory. The final study permitted a comparison of Turkish sample with American students from the perspective of four- category model. It was found that although the attachment scales had compatible psychometric quality in both cultures, the RSQ was relatively more consistent than the RQ across the two samples. Furthermore, cultural differences in attachment styles were found especially among the insecure styles and students with preoccupied styles in the Turkish sample and those with dismissing and fearful styles in the American sample seemed to be overrepresented. Findings were discussed in the light of attachment literature regarding the measurement issues and cross-cultural differences. Key words: Attachment styles, The Relationship Scale, The Relationships Scales Questionnaire, reliability, stability, construct validity, cross-cultural comparison Hazan ve Shaver in (1987) romantik ili kilerde ba lanma stillerini (attachment styles) inceleyen ara tırmalarının ardından, Bowlby nin (1969, 1973, 1980) ba lanma kuramı yeti kinlerin yakın ili kilerinde ya adıkları (romantik ili kiler, evlilik ve arkada lık) duygu, bili ve davranı ları incelemek için kuramsal bir çerçeve olu turmu tur (Bartholomew, 1993; Hazan ve Shaver, 1994). Hazan ve Shaver (1987), yeti kin ba lanma stillerini Ainsworth, Blehar, Waters ve Wall ın (1978) çocuklarda gözlenen üç ba lanma biçimini temel alarak geli tirdikleri üçlü sınıflama yöntemi ile ölçmü lerdir. Bu sınıflama ve ölçme yöntemi halen yaygın olarak kullanılmasına kar ın, son yıllarda, yeti kinlikte ba lanma biçimlerini ölçmeyi hedefleyen çok sayıda ba lanma ölçe i geli tirilmi tir (örn, Bartholomew ve Horowitz, 1991; Brennan ve Shaver, 1995; Simpson, 1990). Bu makalede Bartholomew ve Horowitz in (1991) geli tirdikleri Dörtlü Ba lanma Modeli nin (DBM) Türk örneklemi üzerindeki geçerli i ara tırılmaktadır. A a ıdaki bölümlerde, önce çocukluk ve yeti kinlikte ba lanmayla ilgili kuramsal yakla ımlar ve görgül ara tırmalar özetlenmekte ve birbirini izleyen üç ara tırmada, DBM ni temel alarak geli tirilen iki ölçe in güvenirli i ve yapı geçerli i sınanmaktadır. Son olarak, DBM nin kültürlerarası geçerli i, Türkiye ve A.B.D. örneklemleri kar ıla tırılarak incelenmektedir. Ba lanma Sistemi ve Zihinsel Modeller Bowlby ye (1969, 1973, 1979, 1980) göre Ba lanma Kuramı insanların kendileri için önemli olan ba kalarıyla güçlü duygusal ba lar kurma e iliminin nedenlerini açıklayan bir yakla ımdır. Duygusal ba kurma e ilimi ve gereksinimi yeni do anların ya amlarını sürdürebilmeleri için gerekli ve geli imsel açıdan i levsel olan ba lanma sistemini ifade eder. Ba lanma sistemi, yeni do anların onlara bakan ki iye/ki ilere (genellikle anneye 1 ) fiziksel yakınlı ını güçlü tutarak hem çocukların çevreden gelebilecek tehlikelerden korunmasına yardım eder hem de onlara çevreyi ke fetmeleri için gerekli ko ulları sa lar. Bu nedenle, bakıcı ile yakınlı ın korunması ba lanma sistemi içindeki en temel hedeftir ve bu sayede yeni do anlara güven içinde geli ebilecekleri bir alan sa lanır. Bowlby ye göre, yakınlık çocu un çevresini ke fetmede kullanabilece i 'güvenli bir temel' ve tehlike anında korunabilece i 'sa lam bir sı ınak' i levi görür. Bakıcının 'ula ılabilirli i' tehdit edildi i anda ba lanma sistemi otomatik olarak etkinle ir. Bu durumda, bakıcının çocu a gösterece i tepkilerin kalitesine ba lı olarak, etkinle en ba lanma sistemi ya bakıcı ile temasın yeniden kurulmasını ve ili kinin onarılmasını kolayla tırır ve böylece 'hissedilen güvenlik' sa lanır ya da sonuçta çocukta kaygı ve huzursuzluk yaratacak olan ayrılı ı protesto tepkileri ortaya çıkar. Bakıcıdan uzun süre ayrı kalma, ba lanmanın çözülmesi (detachment) anlamına gelen sosyal çevreden kopma veya geri çekilmeyle sonuçlanabilir. Kısaca, ba lanma sistemi, çocukların bakıcıları ile ili kileri temelinde 1 Ba lanma literatüründe anne kavramı yerine daha çok bakan veya büyüten anlamına gelen caregiver kavramı kullanılmaktadır. Bu makalede bu anlamda bakıcı kavramı kullanılmı tır. Ba lanma kuramına göre anne dı ındaki ki iler de birincil ba lanma figürü olabilirler. HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

3 YET K N BA LANMA ST LLER 73 gözlenen dört davranı örüntüsü ile tanımlanabilir: yakınlı ı arama ve koruma, ayrılı ı protesto etme, ke fetme etkinlikleri için bakıcıyı 'güvenli bir üs' olarak kullanma ve son olarak, destek ve güvenlik için bakıcıyı 'sa lam bir sı ınak' olarak kullanma (Hazan ve Shaver, 1994; Rothbard ve Shaver, 1994). Main in (1990) 'birincil ko ullu stratejiler' olarak tanımladı ı bu davranı lar sa lıklı ba lanmanın olu masında önko ullar olarak kabul edilir ve çocukların çevreye uyumunu kolayla tırır. Yalnızca 'güvenli ba lanma' ili kisinin oldu u durumda çocuklar stres yaratan ko ullar altında güvenlik duygusunu koruyabilir ve ke fetme davranı larını etkin olarak gösterebilirler. Güvenli ba lanmanın geli mesi için de çocu un kesintisiz, tutarlı tepki veren, duyarlı ve her zaman ula ılabilir bir bakıcıya sahip olması gerekir. E er bakıcı duyarsız, a ırı müdahale edici ve önceden yordanamayan tepkiler gösterirse çocuk kaygılı ba lanma davranı ları gösterir. Bakıcının reddedici olması veya bakım konusunda a ırı ihmalkar davranması çocu un zamanından önce ba ımsız olmayı istemesine veya ba lanma nesnesinden kopma e ilimi göstermesine yol açabilir. Main in (1990) 'ikincil ko ullu stratejiler' olarak tanımladı ı bu tür 'güvensiz' ba lanma davranı ları, kısa dönemde çocukların uyum sa lamaya yönelik ba a çıkma çabaları olarak i lev görmesine kar ın, bu tür davranı ların sıklıkla tekrarlanmasından do acak olan olumsuz beklentilerin ( emaların) ileride yeti kin ili kilerinde sorunlara yol açtı ına inanılmaktadır (Bartholomew, 1993; Rothbard ve Shaver, 1994). Erken ya larda sürekli kullanılması sonucu, benlik, ba kaları ve sosyal ili kiler hakkındaki bilgiyi örgütleyen ve i lemleyen zihinsel modeller (veya içsel çalı an modeller) ekillenir. Bowlby ye (1973) göre, birincil ko ullu stratejilerin tutarlı olarak kullanılması ki inin kendisini sevilmeye de er olarak algıladı ı olumlu benlik modelinin ve ba kalarını güvenilir, ula ılır, tutarlı ve destekleyici olarak algıladı ı olumlu ba kaları modelinin geli mesine yol açar. Benzer ekilde, ikincil ko ullu stratejilerin sıklıkla kullanılması da de ersizlik duyguları ile tanımlanan olumsuz benlik modelinin ve ba kalarının güvenilmez, tutarsız ve so uk olarak algılandı ı olumsuz ba kaları modelinin olu masına yol açabilir (Main, 1990; Rothbard ve Shaver, 1994). Bili sel emalara benzer bir ekilde, bilinçli kontrol dı ında çalı an zihinsel modeller ki inin hem kendi hem de ba kalarının, özellikle ba lanma figürünün davranı larını yorumlamasını etkiler ve ki ilerarası ili kilere ili kin beklenti ve inançları yönlendirir. Di er bir deyi le, erken ya lardaki ba lanma ya antıları temelinde olu an zihinsel modeller hem ki inin kendisine ili kin beklenti, inanç ve duygularını, özellikle de özsaygısını hem de ba kalarına duyulan güven ve sosyal ili kilerde hissedilen rahatlık düzeylerini etkiler (Cassidy, 1988; Hazan ve Shaver, 1994). Bebeklik ve çocukluk dönemindeki ba lanma konusunda yapılan ara tırmalar, 12 aylık çocukların ba lanma figürlerine ili kin do rudan gözlenebilir beklentilere sahip olduklarını göstermektedir (Bartholomew, 1993; Miller, 1993). Benlik ve ba kalarına ili kin zihinsel modeller olu tuktan sonra katıla ırlar ve de i ime direnç gösterirler. Özellikle ba lanma figürü ile kurulan ili kiler genel olarak olumsuz ise zihinsel modeller esnekliklerini göreceli olarak kaybederler ve de i ime yüksek düzeyde direnç gösterirler (Bretherton, 1992; Noller ve Feeney, 1994). Ba lanma Stilleri Zihinsel modellerin olumlu veya olumsuz olması, ili kilerinde hissedilen güvenli i korumaya çalı an bir ki inin (1) sosyal çevrenin (özellikle de ki i için önemli olan ba kalarının) sergiledi i tepkileri ne derece tutarlı ve güvenilir olarak algıladı ını ve (2) ki inin kendisini ne ölçüde sevilmeye de er buldu unu do rudan etkiler. Bu farklıla an algılar da göreli olarak dura an bir ki ilik özelli i olan ba lanma stilini belirler (Bowlby, 1973; Main, Kaplan ve Cassidy, 1985). Ainsworth ve arkada ları (1978), Yabancı Durum olarak bilinen deneysel bir yöntemle Bowlby nin kuramının temel sayıltılarını sınamı lardır. Bu yöntemde, aylık küçük çocuklar sistemli olarak kısa aralıklarla önce annelerinden ayırılır, sonra bir yabancı ile yalnız bırakılır ve son olarak tekrar anneleri ile biraraya getirilir. Bu yolla çocukların ba lanma sistemlerinin aktive edilmesi amaçlanmaktadır. Çocukların ayrılma, yeniden birle me ve yabancıyla TÜRK PS KOLOJ DERG S

4 74 N. SÜMER D. GÜNGÖR yalnız kalma durumlarındaki tepkilerini göz önüne alarak Ainsworth ve arkada ları, çocukları üç tipik ba lanma stili içinde sınıflandırmı lardır: güvenli (secure), kaygılı/kararsız ya da kaygılı/dirençli (anxious/ambivalant), ve kaçınan (avoidant). Güvenli ba lanma stili içinde sınıflandırılan çocuklar, anneleri tarafından yalnız bırakıldıklarında do al olarak kısmen huzursuz olmakta ancak panik ya amadan anneleri ile yakınlık ve temas aramakta, yeniden birle meden sonra da kolayca sakinle mekte ve çevreyi ke fetmeye devam etmektedirler. Kaygılı/kararsız ba lanma stili içinde sınıflandırılan çocuklar anneleri ayrıldı ında yo un bir kaygı, gerilim ve kızgınlık ya amakta, yabancı ile ileti imi reddetmekte, anneyle yeniden birle meden sonra da kolaylıkla sakinle memekte ve çevreyi ke fetmek yerine annelerine sıkıca yapı ıp birlikte olmak istemektedirler. Kaçınan ba lanma stili sergileyen çocuklar ise ayrılma anından çok fazla etkilenmemekte, yeniden birle meden sonra da anneleri ile temas kurmaktan kaçınmakta ve dikkatlerini daha çok oyuncaklara verir görünmektedirler. Batı ülkelerinde bu yöntemle yürütülen çalı malarda, çocukların yakla ık % ı güvenli ba lanma, % 15 i kaygılı/kararsız ba lanma ve % 25 i kaçınan ba lanma stili içinde sınıflandırılmı tır (Compos, Barrett, Lamb, Goldsmith ve Stenberg, 1983). Yukarıdaki bulgularla tutarlı olarak, Ainsworth ve arkada ları (1978), güvenli ba lanma gösteren çocukların annelerini genelde duyarlı ve çocuklarından gelen isteklere olumlu tepkiler veren ki iler olarak tanımlamı lardır. Buna kar ı, kaygılı/kararsız çocukların annelerinin genel olarak tutarsız tepkiler gösterdikleri ve/veya çocuklarının etkinliklerini sıklıkla kesintiye u rattıkları ve gereksiz müdahalelerde bulundukları belirtilmi tir. Kaçınan çocukların anneleri ise genellikle so uk, çocuklarının yakınlık isteklerini reddeden ve çocuklarıyla yakın beden temasından kaçınan ki iler olarak tanımlanmı tır. Bu alanda yürütülen benzer çalı malarda da, Ainsworth ve arkada larının bulguları desteklenmi ve erken ya larda gözlenen ba lanma stillerinin bebeklik (Waters, 1978), çocukluk (Main ve ark., 1985) ve ergenlik dönemlerinde fazla de i medi i gösterilmi tir (Grossmann ve Grossmann, 1991). Yeti kin Ba lanma Stilleri Bowlby (1973, 1979), ba lanmanın be ikten mezara kadar uzanan, ya am boyu bir süreç oldu unu ve erken ya larda olu an zihinsel modellerin çok fazla de i ime u ramadan yeti kinlikte de i lev gördü ünü ileri sürmektedir. Ba lanma konusundaki ara tırmalar uzun süre bebeklik ve çocukluk dönemleri ile sınırlı kalmı tır. Ancak son yıllarda, Bowlby ve Ainsworth ün yakla ımları yeti kinlik dönemi için de sınanmaya ba lanmı tır (Bkz., Hazan ve Shaver, 1994). lk olarak Main ve ark. (1985), yarı yapılandırılmı bir görü me ölçe i kullanarak yeti kinlerin çocukluk anıları ve deneyimleri temelinde Ainsworth ün öne sürdü ü üç ba lanma stilinin yeti kinlik için de geçerli olabilece ini göstermi lerdir. Bundan ba ımsız olarak, Hazan ve Shaver (1987) romantik sevgiyi bir ba lanma süreci olarak tanımlamı ve romantik ili kilerdeki tutum ve inançları temelinde yeti kinlerin, Ainsworth ve arkada larının sınıflandırmalarına paralel olarak gruplanabilece ini ileri sürmü lerdir. Ainsworth ve arkada larının tanımladıkları ba lanma prototiplerini romantik ili kilere uyarlayan Hazan ve Shaver her bir ba lanma stiline kar ılık gelen üç paragraftan olu an bir ba lanma stilleri ölçe i geli tirmi lerdir. Bu ara tırmada güvenli ba lanma stilinin kendilerini en iyi tanımladı ını belirten katılımcıların, di er gruplara oranla, hem romantik ili kileri hem de çocuklukta ebeveynleriyle olan ili kileri hakkında daha olumlu ya antı ve inançlara sahip oldukları saptanmı tır. Beklendi i gibi, güvenli ba lanmanın ili kilerde hissedilen güven ve yakınlıkla olumlu, kıskançlıkla da olumsuz yönde ili kili oldu u bulunmu tur. Di er taraftan, kaygılı/kararsız katılımcılar ili kilerinde a ırı derecede kıskanç, e lerine ve ili kilerine takıntılı ve sıklıkla duygusal ini çıkı lar ya ayan ki iler olarak tanımlanmı tır. Kaçınan ba lanma stilini seçen katılımcılar ise di er gruplara oranla ba kalarına en az güven duyan, ili kiler ve romantik sevgi hakkında olumsuz beklenti ve inançlara sahip, yakınlık kurmaktan kaçınan ki iler olarak betimlenmi lerdir. Hazan ve Shaver in bulguları yakın ili kileri inceleyen çok sayıdaki ara tırmada tekrarlanmı tır. Bu çalı malarda özellikle yakın ili kilerde ya anan temel duygusal, bili sel ve davranı sal süreç ve HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

5 YET K N BA LANMA ST LLER 75 sonuçların ba lanma stilleri ile ba lanma kuramının öngördü ü do rultuda ili kili oldu u gösterilmi tir (bu ara tırmaların kapsamlı bir özeti için bkz. Bartholomew, 1993; Hazan ve Shaver, 1994; Shaver ve Hazan, 1993). Aynı zamanda yeti kinlerin ba lanma stilleri içindeki da ılımı (yakla ık % 55 güvenli, % 20 kaygılı/kararsız ve % 25 kaçınan), Ainsworth ün Yabancı Durumu temelinde yapılan ara tırmalarda erken ya taki çocukların da ılımı ile benze mektedir (örn., Carnelley, Pietromonaco ve Jaffe, 1994; Collins ve Read, 1990; Kirkpatrick ve Davis, 1994; Simpson, 1990). Benzer bulgular ve da ılımlar batı kültürüne sahip Avustralya (Feeney ve Noller, 1990) ve srail (Mikulincer, Florian ve Tolmacz, 1990) gibi di er Batılı ya da bireyci ülkelerde de elde edilmi tir. Ancak, yeti kinlikte ba lanma ili kisini çalı an ara tırmacılar çocuk ve ebeveyn arasındaki ba lanma ile romantik çiftler arasındaki ba lanma arasında farklılıklar oldu unu da özellikle vurgulamaktadırlar. Örne in, Shaver, Hazan ve Bradshaw (1988) romantik sevginin ba lanma, bakım (caregiving) ve cinsel birle me sistemlerini içerdi ini ve bu yönleriyle erken ya lardaki ba lanmadan farklıla tı ını belirtmektedir. Ayrıca yeti kinlikte gözlenen ba lanma stillerinin sayısı konusunda da farklı yakla ımlar mevcuttur. Bartholomew (1990) hem çocuklar hem de yeti kinlerin yer aldı ı ve özellikle görü me yönteminin kullanıldı ı çalı malarda kaçınan ba lanma stili içinde sınıflandırılan ki ilerin kendi içlerinde farklı davranı örüntüleri gösterdiklerini belirtmektedir. Yakın ili kilere önem ve de er vermeyen, ili kilerinde gerilim ya adıklarını reddeden ki ilerle, ba kalarına yakın olduklarında rahatsızlık duyan ve ili kilerinde kaygı ve gerilim hissettiklerini belirten ki ilerin ba lanma biçimlerinin farklı oldu u ileri sürülmü tür. Bu nedenle, Bartholomew (1990; Bartholomew ve Horowitz, 1991) ba lanma stillerini yukarıda belirtilen farklılıkları da dikkate alarak, Bowlby nin zihinsel modeller kavramı temelinde yeniden tanımlamı tır. Bartholomew in Dörtlü Ba lanma Modeli (DBM) Bowlby ye (1973) göre ba lanma deneyimleri temelinde geli en zihinsel modeller iki ana boyut içermektedir. Bunlar, (a) "ba lanma figürünün genel olarak korunma ve destek ça rılarına kar ılık veren türden biri olarak görülüp görülmedi i; (b) ki inin kendisini ba kaları, özellikle de ba lanma figürü tarafından yardıma de er birisi olarak görüp görmedi idir. Mantıksal olarak, bu de i kenler birbirinden ba ımsızdır. Uygulamada ise iç içe geçmi bir durumdadırlar. Sonuç olarak, ba lanma figürü modeli ve benlik modeli birbirlerini tamamlayıcı ve kar ılıklı olarak birbirlerini do rulayıcı biçimde geli irler (s. 204). Bu tanımlamaya ba lı kalarak Bartholomew (1990; Batholomew ve Horowitz, 1991), benlik ve ba kaları modellerinin ba lanma stillerini belirleyen temel boyutlar oldu unu ileri sürmektedir. Benlik modelinin olumlu olması ba kalarının onayından ba ımsız olarak var olan, içselle tirilmi özsaygı ve 'sevilebilirlik' duygusu olarak betimlenebilir. Benlik modelinin olumsuz olması ise dü ük özsaygı ve ba kalarından onay alma gereksinimi ile ili kilidir. Olumlu ba kaları modeli ki i açısından önemli ba kalarının ula ılabilirlik ve güvenilebilirli ine ili kin beklentileri içerir ve ba kalarından yakınlık ve destek arama gibi davranı ları yönlendirir. Bu modelin olumsuz olması ise yakınlık kurmaktan kaçınma, sosyal destek alma ve sa lama konusunda kayıtsız kalma ve ili kilerde olumsuz beklentilere sahip olma eklinde betimlenebilir (Bartholomew ve Horowitz, 1991; Feeney ve Noller, 1994; Griffin ve Bartholomew, 1994a, 1994b). Bartholomew ve Horowitz (1991) ba lanma stillerini, olumlu ve olumsuz kutuplarda de erlendirilen zihinsel modellerin kesi ti i noktada tanımlamı lardır ve böylece iki boyutun topolojik düzeyde çaprazlanmasından dört temel ba lanma stilinin ortaya çıkaca ını ileri sürmü lerdir. ekil 1 de görüldü ü gibi, (1) güvenli ba lanma stili olumlu benlik ve ba kaları modellerinin bile imini içermektedir. Bu anlamda, güvenli ki iler olumlu benlik algısını ve kendini sevilmeye de er görme duygusunu ba kalarının güvenilir, destek veren, ula ılabilir ve iyi niyetli oldu una dair olumlu beklentilerle birle tirir. Bu özellikleriyle güvenli ki iler hem ba kalarıyla kolaylıkla yakınlık kurabilir hem de özerk kalmayı ba arabilirler. (2) Saplantılı (preoccupied) ba lanma stili olumsuz benlik modeli ile olumlu ba kaları modelinin birle imi olarak TÜRK PS KOLOJ DERG S

6 76 N. SÜMER D. GÜNGÖR tanımlanmaktadır. Saplantılı ba lanma, kendini de ersiz hissetme veya sevilmeye de er görmeme duyguları ile ba kalarına ili kin olumlu de erlendirmeleri yansıtır. Bu nedenle saplantılı ba lanan ki iler yakın ili kilerde kendini do rulama ya da kanıtlama e ilimi gösterirler. Bu ki iler sürekli olarak ili kileri ile takıntılıdırlar ve ili kilerinden pek de gerçekçi olmayan beklentilere sahiptirler. Kuramsal olarak, güvenli ve saplantılı ba lanma stilleri Hazan ve Shaver in güvenli ve kaygılı/kararsız stillerine kar ılık gelmektedirler. BENL K MODEL (Ba ımlılık) Olumlu (Dü ük) Olumsuz (Düksek) Olumlu GÜVENL SAPLANTILI (Dü ük) Yakınlık kurma konusunda li kilere takıntılı BA KALARI MODEL rahat ve özerk (Kaçınma) Olumsuz KAYITSIZ Yakınlı a kar ı kayıtsız ve KORKULU Yakınlıktan korkan ve (Yüksek) kar ıt-ba ımlı sosyal açıdan kaçınan ekil 1. Dörtlü ba lanma modeli Not: Bartholomew ve Horowitz'den (1991) uyarlanmı tır. DBM, Hazan ve Shaver in modelinden farklı olarak iki tür kaçınan ba lanma stili önermektedir: Korkulu (fearful) ve kayıtsız (dismissing) stiller. Korkulu ba lanma stili olumsuz benlik ve ba kaları modelleri ile tanımlanırken, kayıtsız ba lanma stili olumlu benlik fakat olumsuz ba kaları modeli ile tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, korkulu stil tam olarak güvenli ba lanma stilinin kar ıtıdır ve bireysel de ersizlik duyguları ile ba kalarının güvenilmez ve reddedici oldu una ili kin beklentileri yansıtır. Kayıtsız stil ise kendine de er verme (yüksek özsaygı) ve ba kalarına kar ı olumsuz tutuma sahip olmanın karı ımı ile tanımlanır. Kayıtsız stile sahip ki iler, özerkli e a ırı derecede önem verirler ve ba kalarına olan gereksinimi ve yakın ili kilerin gereklili ini savunmacı bir ekilde reddederler (Bartholomew, 1990). Bartholomew a göre, kayıtsız ki iler yakınlık duygusundan yoksun kalma pahasına özerklik duygusuna ve yüksek özsaygıya sahip olurlar. Hazan ve Shaver in üçlü ba lanma yakla ımı ile Bartholomew in DBM ni kar ıla tıran çalı malar genellikle iki farklı kaçınan (korkulu ve kayıtsız) ba lanma stilinin geçerli ine ili kin kanıtlar sunmu tur (örn., Brennan, Shaver ve Tobey, 1991). Bartholomew in önerdi i dört ba lanma stili çerçevesinde yürütülen çalı malar da tutarlı olarak korkulu ve kayıtsız ba lanma stillerinin zihinsel modeller temelinde farklıla tıklarını göstermi tir. Örne in, Bylsma, Cozzarelli ve Sümer (1997), kayıtsızların korkululara oranla daha yüksek düzeyde benlik saygısına sahip olduklarını ve bu ki ilerin gerçek ve ideal benlik kavramları arasında daha az farklılıklar bulundu unu göstermi lerdir. ekil 1 de gösterildi i gibi, DBM ye göre, dört ba lanma stilinin ili kilerde ba ımlılık ve yakınlıktan kaçınma boyutlarında da farklılıklar göstermesi beklenir. li kilerde ba ımlılık düzeyini gösteren yatay eksende, yüksek ba ımlılık ba kalarının onay ve takdirine dayanan bir benlik de erini ifade eder. Dü ük ba ımlılık ise, içselle mi ve ba kalarının onayından görece ba ımsız olarak tanımlanan benlik de erine kar ılık gelmektedir. Dikey eksende yer alan yakınlıktan kaçınma boyutu yakın ili kilerde bulunmaya isteklilik düzeyini ve ba kalarına ili kin beklentilerin niteli ini yansıtır. Kayıtsız ve korkulu HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

7 YET K N BA LANMA ST LLER 77 stile sahip ki iler kaçınma ba lamında birbirlerine benzerlerken, olumlu benlik de erini korumak için ba kalarına olan gereksinim (ba ımlılık) açısından birbirlerinden farklıla ırlar. Benzer ekilde, saplantılı ve korkulu stile sahip ki iler olumlu benlik de eri için ba kalarına olan gereksinim konusunda birbirlerine benzerlerken, yakınlık kurma iste i açısından farklılıkla maktadır. Saplantılı ba lanan ki iler ba lılık gereksinimlerini kar ılamak için sürekli ba kalarına ula ma çabası gösterirlerken, korkulu ba lananlar sonunda hayal kırıklı ı ya amamak için yakınlıktan kaçınırlar. Son yıllarda, Bartholomew ve arkada ları tarafından yürütülen çalı malarda dört ba lanma stilinin ve onların temel boyutları olan iki zihinsel modelin güvenirlik ve geçerli i ka ıt-kalem testleri, yarı yapılandırılmı görü meler ve akran raporları gibi farklı ölçme yöntemleri kullanılarak sınanmı tır. Güvenli ile korkulu ve kayıtsız ile saplantılı stillerin kar ıt kutuplarda yer aldı ı DBM i destekler ekilde sonuçlar veren bu çalı malar aynı zamanda, benlik ve ba kaları modellerinin ba lanma stillerinin altında yatan iki temel boyut oldu unu da görgül olarak göstermi lerdir (Bartholomew ve Horowitz, 1991; Griffin ve Bartholomew, 1994a, 1994b). Bu bulgularla tutarlı olarak, Bartholomew in yakla ımının kullanılmadı ı ba ka çalı malarda da ba lanma stillerinin iki zihinsel model boyutuna kar ılık gelecek ekilde tanımlandı ı belirlenmi tir (örn.; Brennan ve Shaver, 1995; Collins ve Read, 1990; Simpson, Rholes ve Nelligan, 1992). Yeti kin ba lanma alanında hızla artan görgül bulgulara dayanarak, ba lanma yakla ımı yakın ili kilerin ba laması, geli imi ve sona ermesi ile ilgili süreçleri kapsamlı olarak açıklayan örgütleyici bir kuram olarak ileri sürülmektedir (Hazan ve Shaver, 1994). Ancak, ara tırmacılar iki temel soruna dikkat çekmektedir. Birincisi, ele alınan kurultuların tam ve açık olarak tanımlanmamı olması ve buna ba lı olarak alanda kullanılan ölçme araçlarının geçerli inin sistematik olarak gösterilmemi olmasıdır (örn., Bartholomew, 1994; Carver, 1997; Noller ve Feeney, 1994). Ba lanma stilleri aynı kuramsal temele dayalı olarak, bazı ara tırmalarda yapılandırılmı ka ıtkalem testleriyle üçlü (örn., Hazan ve Shaver, 1987) ya da dörtlü kategoriler olarak (örn., Bartholomew ve Horowitz, 1991), yarı yapılandırılmı görü me teknikleriyle belirlenen üçlü prototipler olarak (Main ve ark., 1985) veya ba ımsız boyutlar olarak (örn., Collins ve Read, 1990) ölçülmektedir. Çok sayıda ve farklı yapıda ölçe in kullanılması ara tırmalarda ele alınan yapıların tam olarak tanımlanmasını zorla tırmakta, kavram karma asına yol açmakta ve dolayısıyla ara tırma sonuçlarının geçerli i konusunda ku kular yaratmaktadır. kincisi, Bowlby (1969), etnolojik ve biyolojik özellikleri nedeniyle ba lanma sistemini evrensel bir sistem olarak ileri sürmesine kar ın, ba lanmanın farklı kültürlerde farklı i levlere sahip olabilece i ve ba lanmadaki bireysel farklılıkların kültürden kültüre de i ebilece i kabul edilmektedir (Bretherton, 1992; Harwood, Miller ve Irizarry, 1995). Ba lanma davranı ı üzerinde kültürlerarası çalı malar genellikle bebeklik ve çocukluk dönemleri ile sınırlı kalmı tır (Main, 1990). Bu çalı malar, adı geçen dönemler için önemli kültürel farklılıklara i aret etmektedir. Örne in, Ainsworth ün üçlü sınıflandırma sistemi temelinde Yabancı Durum yöntemi kullanılarak yürütülen çalı malarda, güvenli stil bir çok kültürde en yaygın tür olarak gözlenmesine kar ın, Almanya da kaçınan ba lanma stili, Japonya ve srail de ise kaygılı/kararsız ba lanma stili daha yüksek oranlarda gözlenmi tir (Harwood, Miller ve Irizarry, 1995). Bu tür farklılıklar kültürel de i im ve farklı sosyalle me süreçleri ile açıklanmaya çalı ılmı tır (Van Ijzendoorn, 1990). Yeti kinlikte ba lanma davranı ını inceleyen çalı malar ise bir kaç istisna dı ında genellikle, Kuzey Amerika ülkelerinde veya batı toplumlarında yürütülmü tür. Toplulukçu kültürel özellikleri yaygın olarak ta ıdı ı kabul edilen Türkiye de ( mamo lu, 1998; Ka ıtçıba ı, 1998) yeti kin ba lanma stillerinin çalı ılması ba lanma stillerinin kültürlerarası geçerli i açısından önemlidir. A a ıda, birbirini izleyen üç ayrı çalı mada, sırasıyla; (1) Bartholomew ve arkada ları tarafından DBM temelinde geli tirilen iki ba lanma stili ölçe inin güvenirlik ve yapı geçerli i Türk örneklemi üzerinde incelenmekte ve bu ölçekler birbirleriyle kar ıla tırılmakta; (2) Türk kültüründe ba lanma örüntüleri açısından bireysel farklılıklar belirlenmeye çalı ılmakta ve (3) ba lanma TÜRK PS KOLOJ DERG S

8 78 N. SÜMER D. GÜNGÖR stillerinde kültürlerarası farklılıklar incelenmektedir. Çalı ma 1 Birinci çalı manın amacı, DBM kapsamında geli tirilen iki ayrı ba lanma stilleri ölçe inin güvenirlik derecesini bu ölçeklerin geli tirildi i kültürlerden farklı özelliklere sahip oldu una inanılan Türk kültürü (örneklemi) için saptamaktır. Türk kültürüne uyarlamak amacıyla ölçeklerin çevirisi yapılmı ve test tekrar test güvenirlikleri sınanmı tır. Bu ara tırmada, öncelikle iki ölçekten elde edilen ba lanma stilleri puanları arasındaki ili kilerin DBM nin temel sayıltılarına uygunlu u Çoklu Özellik - Çoklu Yöntem (Multi Trait-Multi Method) matrisi çerçevesinde incelenmi tir. Yöntem Örneklem ve lem Ankara daki iki üniversitede okuyan ve seçkisiz yolla belirlenen 126 ö renci ara tırmaya katılmı tır. Evli olan üç katılımcı analizlere dahil edilmemi tir. Geri kalan 123 katılımcıdan 82 si kız (% 67), 41 i erkektir (% 33). Katılımcıların ya ortalaması 20.62'dir (SS = 2.78). Kırkbir katılımcı (% 33) kar ı cinsten biriyle romantik ili ki içerisinde oldu unu ifade etmi tir. Romantik ili kiye sahip olan katılımcıların ortalama ili ki süresi 17 aydır (SS = 16.56). Test tekrar test güvenirli ini belirleyebilmek için aynı anketler katılımcılara dört hafta sonra tekrar uygulanmı tır. kinci uygulamada ilk uygulamadaki 123 katılımcıdan ancak 92 sine ula ılabilmi tir. Bunların 37 si kız (% 40), 55 i erkektir (% 60). Test tekrar test analizinde kullanılan örneklem do al olarak 92 katılımcıyla sınırlandırılmı tır. Katılımcılar Benli e ve Ba kalarına li kin Tutum Ölçe i ba lı ını ta ıyan bir anketi ki ilik gruplar halinde doldurmu lardır. Ba langıçta anket doldurmaya ili kin kısa bir sözel yönerge verilmi ve katılımcılardan anketlere isimlerini yazmamaları istenmi tir. Ancak test tekrar test analizlerine imkan verebilmesi açısından, anketlerin üzerine sonradan hatırlayacakları bir rumuz yazmaları söylenmi tir. Veri Toplama Araçları Demografik ölçümler. Anketin ilk kısmında, katılımcıların ya ve cinsiyet gibi demografik özelliklerine ve romantik ili kilerine yönelik sorular yer almı tır. Ba lanma stilleri ölçümleri. Bu çalı mada ba lanma stilleri, giri bölümünde anlatılan Dörtlü Ba lanma Modeli çerçevesinde geli tirilmi olan ve yaygın olarak kullanılan iki ölçekle ölçülmü tür. Bunlar, Bartholomew ve Horowitz in (1991) li ki Anketi ( A; Relationships Questionnaire) ve Griffin ve Bartholomew un (1994a) li ki Ölçekleri Anketi dir ( ÖA; Relationships Scales Questionnaire). Ölçeklerin Türkçe ye çevrilmesinde standart çeviri-tekrar çeviri yöntemi kullanılmı tır. Alandan dört uzman ölçekleri önce Türkçe ye çevirmi tir. Üzerinde uzla ılan Türkçe formlar daha sonra ba ka bir uzman tarafından ngilizce ye çevrilmi tir. Kar ıla tırmalar sonucunda ölçekler son halini almı tır. A a ıda, bu ölçeklere ili kin ayrıntılı bilgi bulunmaktadır. li ki Anketi ( A) 2. Bartholomew ve Horowitz in (1991) geli tirdi i A, her biri bir ba lanma stilini ölçmeyi amaçlayan dört kısa paragraftan olu maktadır. Katılımcılardan, ilk olarak, 7 basamaklı ölçekler üzerinde, her bir paragrafın kendilerini ne derece tanımladı ını belirtmeleri istenmi tir (1 = beni hiç tanımlamıyor, 7 = beni tamamıyla tanımlıyor). De erlendirmenin sonunda ayrıca katılımcılar kendilerini en iyi tanımladı ını dü ündükleri paragrafı i aretlemi lerdir. Batı kültürlerinde yürütülen çalı malar, her bir ba lanma prototipinin bir maddeyle (paragrafla) ölçülmesine dayanan A nın kabul edilir düzeyde güvenirlik ve geçerli e sahip oldu unu göstermi tir. Bu çalı malarda ba lanma stilleri arasındaki korelasyonların beklendik yönde oldu u ve ili kili olması beklenen di er de i kenler temelinde incelendi inde de yüksek düzeyde yapı geçerli ine sahip oldu u saptanmı tır. Ayrıca son yıllarda yapılan çalı malar Gizil De i ken Modelleri (Latent Variables Models) kullanılarak A yoluyla 2 Bu ara tırmada kullanılan ba lanma ölçeklerinin kullanılması için yazarlardan izin alınması gerekmemektedir. Bartholomew da ölçeklerin izin alınmadan kullanılabilece ini belirtmi tir. HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

9 YET K N BA LANMA ST LLER 79 ölçülen ba lanma stillerinin, öngörüldü ü gibi benlik ve ba kaları modelleri temelinde sınıflanabilece ini göstermi tir ve bu ba lamda da ölçe in yapı geçerli ine ili kin kanıtlar elde edilmi tir (Bartholomew ve Horowitz, 1991; Griffin ve Barholomew, 1994a, 1994b; Scharfe ve Bartholomew, 1994). li ki Ölçekleri Anketi ( ÖA). Griffin ve Bartholomew un (1994a) geli tirdi i ÖA, 30 maddeden olu maktadır ve farklı maddeler toplanarak dört ba lanma prototipini ölçmek amaçlanmaktadır. ÖA, Hazan ve Shaver ın (1987) ba lanma ölçümündeki paragraflarından, Bartholomew ve Horowitz in (1991) A ve Collins ve Read in (1990) Yeti kin Ba lanma Ölçe i nde kullanılan maddelerden olu turulmu tur. Katılımcılar, her bir maddenin kendilerini ve yakın ili kilerdeki genel tutumlarını ne derece tanımladı ını 7 basamaklı bir ölçek üzerinde i aretlemi lerdir (1 = beni hiç tanımlamıyor; 7 = tamamıyla beni tanımlıyor). Güvenli ve kayıtsız ba lanma stilleri be er maddeyle ölçülürken, saplantılı ve korkulu ba lanma stilleri dörder madde ile ölçülmektedir. Dört ba lanma stilini yansıtan sürekli puanlar bu stilleri ölçmeyi hedefleyen maddelerin toplanmasından ve bu toplamın her bir altölçekteki madde sayısına bölünmesinden elde edilmektedir. Böylece, altölçeklerden alınabilecek puanlar 1 ile 7 arasında de i mektedir. Bu yolla elde edilen sürekli puanlar katılımcıları ba lanma stilleri içerisinde gruplandırmak için de kullanılmaktadır. Gruplandırma sürecinde her bir katılımcı, en yüksek puana sahip oldu u ba lanma kategorisine atanmaktadır. Kuzey Amerika da yapılan çalı malarda, ÖA altölçeklerinin görece dü ük düzeyde iç tutarlık katsayılarına sahip oldukları bulunmu tur. Örne in, Griffin ve Bartholomew un (1994a) ara tırmasında, ÖA altölçeklerinin alfa de erleri.41 ila.71 arasında de i mi tir. Ancak, dü ük iç tutarlıklarına ra men, ÖA altölçeklerinin kabul edilir düzeyde test tekrar test güvenirli ine sahip oldukları (ortalama de i mezlik katsayısı kadınlar için.53 ve erkekler için.49) saptanmı tır (Scharfe ve Bartholomew, 1994). Griffin ve Bartholomew, ÖA altölçeklerinin iç tutarlık katsayılarının dü ük bulunmasının ÖA altölçeklerin az sayıda maddeden olu masından veya ölçeklerin psikometrik kalitesinin yetersizli inden de il, altölçeklerin hem benli e hem de ba kalarına ili kin iki modeli birlikte içermesinden kaynaklandı ını ileri sürmü lerdir. Griffin ve Bartholomew, ÖA altölçeklerinin faktör yapıları açısından bir karma ıklık yaratmasına kar ın bu yolla elde edilen ba lanma stillerinin yine de yapı geçerli ine sahip oldu unu saptamı lardır. Ayrıca, hem görü me yöntemiyle hem de ka ıt kalem testi kullanılarak ba lanma stillerinin ölçüldü ü bu ara tırmada, ÖA nın A ile yüksek düzeyde birle en geçerlik katsayılarına sahip oldu u gösterilmi tir 3. Bulgular Çalı mayla ilgili analizlere geçmeden önce 123 katılımcıdan alınan verilerin giri inin do rulu unu, eksik de erleri ve bunların da ılımını belirleyebilmek amacıyla Ö ve ÖA yoluyla ölçülen güvenli, korkulu, saplantılı ve kayıtsız ba lanma stili de i kenleri incelenmi tir. Tüm de i kenlere ait kuyruk ve tepe analizleri da ılımın normalli i varsayımı do rultusunda sonuçlar vermi tir. Her bir de i ken üzerindeki eksik veriler sayıca önemli görülmedi inden, bunların yerine grup ortalamaları kullanılmı tır 4. Ba lanma Stillerine li kin Genel Sonuçlar Birinci ölçümde kullanılan tüm de i kenlere ait ortalamalar, standart sapmalar, iç tutarlık katsayıları ve ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar Tablo 1'de sunulmaktadır. Tablo 1 in incelenmesinden de anla ılaca ı gibi, genel olarak ÖA yoluyla ölçülen ba lanma stillerine ait ortalamalar A yoluyla ölçülenlerden daha yüksek, standart sapmalar daha dü üktür. Her iki ölçekte de, birinci sırada güvenli ba lanma stili, ikinci sırada da saplantılı ba lanma stili katılımcıları en iyi betimleyen ba lanma stili olarak gözlenmi tir. 3 Ölçeklerin Türkçe uyarlamaları birinci yazardan istenebilir. 4 Her üç çalı mada da kullanılan verilerin çok de i kenli istatistik sayıltılarını kar ılayıp kar ılamadıkları sınanmı tır. Yer darlı ı nedeniyle di er çalı malarda buna ili kin bulgular tekrar edilmeyecektir. TÜRK PS KOLOJ DERG S

10 80 N. SÜMER D. GÜNGÖR Ba lanma Stilleri Arasındaki Korelasyonlar Geçmi teki ara tırmalar, cinsiyet ve romantik ili kide olup olmama gibi bazı de i kenlerin ba lanma stilleri ile ili kili oldu unu göstermi tir. Bu nedenle bu ara tırmada, cinsiyet ve romantik ili kide olup olmama de i kenleri kontrol edilerek ba lanma stillerinin birbirleriyle olan ili kileri incelenmi tir. Tablo 1 de görüldü ü gibi, cinsiyet ve romantik ili kide olup olmama de i kenlerinin kontrol edildi i kısmi korelasyonlar ile korelasyon sonuçları arasında önemli farklılıklar yoktur. Her iki durumda da, en yüksek korelasyonlar farklı yöntemlerle ( A ve ÖA) ölçülen aynı ba lanma stilleri arasında gözlenmektedir. Aynı ba lanma stili farklı yöntemlerle ölçüldü ünde kısmi olmayan korelasyonlar göreceli olarak yüksektir. A a ıda, yalnızca kısmi korelasyonlar dikkate alınarak sonuçlar yorumlanmaktadır. Farklı yöntemle ölçülen aynı ba lanma stillleri arasındaki kısmi korelasyonlar.49 ile.61 arasında de i mektedir. En yüksek kısmi korelasyon A ve ÖA nün güvenli ba lanma altölçekleri arasında (r =.61, p <.001), en dü ük kısmi korelasyon ise kayıtsız ba lanma altölçekleri arasındadır (r =.49, p <.001). Ba lanma stilleri arasındaki korelasyon, A ve ÖA ölçekleri arasında ayrı ayrı incelendi inde, her iki ölçek için de, zihinsel modeller temelinde birbirine kar ıt konumda bulunan güvenli ve korkulu ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar beklendik yönde olumsuz ve görece yüksektir ( A: -.53, p <.001 ve ÖA: -.44, p <.001). Ancak, yine model temelinde birbirine kar ıt olan saplantılı ve kayıtsız ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar beklendik yönde olmasına kar ın iki ölçek arasında ili ki düzeyi açısından farklılıklar vardır. A da bu iki ba lanma stili arasındaki korelasyon -.12 iken, ÖA da, bu de er -.38 dir (p <.001). Her iki ölçek için de, güvenli ba lanma stili saplantılı ba lanma stili ile olumsuz anlamlı korelasyon gösterirken, kayıtsız ba lanma stili ile arasındaki korelasyon anlamlı de ildir. A ile ölçülen korkulu ve saplantılı ba lanma stilleri arasında olumlu yönde anlamlı bir ili ki varken, ÖA da bu ili ki anlamlı de ildir. Ölçeklerin Faktör Yapısı ki farklı ölçekle ölçülen dört ba lanma stilinin DBM ye uygunlu u aynı zamanda dört ba lanma stilinin de i ken olarak yer aldı ı ana bile enler analizi yardımıyla test edilmi tir. Varimaks rotasyon kullanılarak yapılan analizlerde, her iki yöntem için de özde eri 1 in üzerinde iki faktör elde edilmi tir. ÖA ile yürütülen analizde birinci faktör varyansın % 43 ünü, ikinci faktör ise % 33 ünü açıklamaktadır (toplam % 76). Birinci faktörde güvenli stil -.84, korkulu stil.80 faktör yükü ile, ikinci faktörde ise kayıtsız ba lanma stili.76, saplantılı ba lanma stili -.84 faktör yükü ile yer almı tır. Özetle, DBM de önerildi i gibi, zihinsel modeller temelinde birbirine kar ıt ba lanma stilleri aynı faktörde ters i aretlerle yer almı tır. A ile ölçülen ba lanma stilleri üzerinde yapılan analizde birinci faktör varyansın % 46 sını, ikinci faktör ise % 28 ini açıklamaktadır (toplam % 76). ÖA dan farklı olarak birinci faktörde güvenli (-.84) ve korkulu ba lanma (.81) stillerinin yanısıra, saplantılı (.69) ba lanma stili de yer almaktadır. kinci faktör ise kayıtsız ba lanma stilinden olu maktadır (.94). Saplantılı ba lanma stilinin ikinci faktördeki yükü -.32 dir. Ba lanma Stillerinin Gruplandırılması Ba lanma stilleri içerisindeki kategorik da ılımlarını belirlemek amacıyla katılımcılar, ba lanma stillerinden aldıkları puanlar temelinde gruplandırılmı lardır. ÖA dan alınan sürekli puanlar temelinde yapılan gruplandırmaya göre, 123 katılımcıdan 47 si (% 38) güvenli ba lanma stili, 9 katılımcı (% 7) korkulu, 40 katılımcı (% 33) saplantılı, 27 katılımcı da (% 22) kayıtsız ba lanma stili içinde yer almı tır. A dan aldıkları sürekli puanlara göre ise katılımcıların % 36 sı güvenli, % 19 u korkulu, % 30 u saplantılı ve % 15 i kayıtsız ba lanma stili içerisinde gruplandırılmı tır. Her iki yöntemle de aynı ba lanma stili içerisinde gruplanan katılımcıların oranı ise görece dü üktür. Toplam katılımcıların ancak % 60 ı iki ölçek tarafından aynı ba lanma stili içerisinde gruplandırılmı tır. Tek tek ba lanma stilleri açısından yöntemler arası çakı ma derecesi incelendi inde ise güvenli ve saplantılı ba lanma stilleri içinde yüksek düzeyde (yakla ık % 70-75) çakı ma gözlenirken, korkulu ve kayıtsız ba lanma stilleri için bu oran oldukça dü üktür (% 40-50). HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

11 YET K N BA LANMA ST LLER 81 Kategorik Ölçümlerin Zaman çinde Kararlılı ı Daha önceki ba lanma çalı malarında oldu u gibi ba lanma kategorilerinin zaman içerisinde gösterdikleri kararlılık (de i mezlik) yüzdesi incelenmi tir. De i mezlik derecesi için de kategorilerin öncelikli olasılık de erlerini ve bu kategoriler birbirlerinden tamamen ba ımsız oldu unda alması gereken de erleri dikkate alarak (kontrol ederek) hesaplayan Cohen in kappa istatisti ine ( ) bakılmı tır. Ayrıca, de i mezlik derecesi güvenli ve güvensiz grupların olu turdu u iki grup temelinde de incelenmi tir. Genel olarak, her iki ölçe in de iki ölçüm zamanı arasındaki gruplandırma de i mezlik derecesinin birbirine çok yakın oldu u gözlenmi tir. A dan aldıkları puanlara göre dört ba lanma stili içinde gruplandırılan katılımcıların % 63 ü ( =.48) 1. ve 2. zamanda aynı ba lanma grubu içinde yer almı tır. Bu oran ÖA dan alınan puanlara göre gruplandırılan ba lanma stilleri için % 64 tür ( =.45). Güvenli/güvensiz ba lanma sınıflandırması temelindeki analizlerde ise gruplandırma kararlılı ı A için % 77 ( =.52), ÖA için ise % 75 tir ( =.50). Di er bir deyi le katılımcıların en az yüzde 75 i her iki ölçüm zamanında da aynı güvenli ya da güvensiz ba lanma grubunda yer almı lardır. Kappa de erleri yüzde de erlerden görece dü ük olmasına kar ın, bütün de erler.05 güven aralı ındadır. kili (güvenli/güvensiz) gruplandırma kararlılı ının, dörtlü gruplandırmadan görece yüksek olması, güvensiz gruplar içindeki de i imin güvenli grup içindeki de i imden daha yüksek oldu unu göstermektedir. Ancak, güvenli ba lanmaya sahip katılımcılar yüksek bir yüzdeye sahip oldukları için öncelikli seçilme olasılıkları da daha yüksektir. ç Tutarlık A nın alt ölçekleri tek maddeden olu tu u için iç tutarlık katsayısı hesaplanamamı tır. ÖA nın altölçeklerine ait iç tutarlık katsayıları ise (alfa).27 ile.61 arasında de i mektedir. Test Tekrar Test Güvenirli i Ba lanma stillerinin iki ölçek için test tekrar test güvenirlikleri her iki zamanda da ankete cevap veren 92 ki ilik alt grupta de erlendirilmi tir. Tablo 1' de görüldü ü gibi, iki testte aynı ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar.54 ile.78 arasında de i mektedir. ki farklı zamandaki uygulamada aynı ve farklı ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar incelendi inde de yukarıdaki sonuçlara paralel olarak beklendik yönde ve kuramsal olarak DBM nin zihinsel modeller temelindeki varsayımına uygun sonuçlar elde edilmi tir. Çoklu özellik-çoklu yöntem matrisine göre geçerlik çapraz ekseninde yer alan ve farklı yöntemlerle ölçülen aynı özelliklere ili kin korelasyonlara kar ılık gelen de erler de görece yüksektir. Tablo 1 de koyula tırılarak belirtilmi olan bu de erler.49 ile.61 arasında de i mektedir. Bu sonuç kullanılan ölçeklerin kabul edilir düzeyde birle en geçerli ine sahip oldu unu göstermektedir. Her iki yöntemle farklı zamanlarda ölçülen dört ba lanma stiline ait ortalamalar arasındaki farklılıklara da bakılmı, bu ortalamalar arasında anlamlı farklılıklar bulunmamı tır. Böylece, ele alınan zaman içerisinde sistematik bir de i menin olmadı ı ileri sürülebilir. Tartı ma ki farklı yöntemle ölçülen ba lanma stillerinin ekil 1 de gösterilen DBM nin genel sayıltılarına uygun sonuçlar verdi i görülmü tür. Ölçekler ayrı ayrı kendi içlerindeki korelasyonlar temelinde incelendi inde DBM ye (Bartholomew, 1993; Bartholomew ve Horowitz, 1991) uygun olarak güvenli ba lanma stili ile korkulu ba lanma stili ve saplantılı ile kayıtsız stiller arasında olumsuz yönde ve anlamlı korelasyonlar gözlenmi tir. Ancak, kayıtsız ba lanma stili ile saplantılı ba lanma stili arasındaki korelasyonların derecesi iki ölçek için farklıla maktadır. Bu korelasyon A da, ÖA ile ölçüldü ündekine oranla daha dü üktür ve anlamlı de ildir. Di er korelasyonlar incelendi inde, her iki yöntem için de güvenli ba lanma stili korkulu ve saplantılı stiller ile orta derecede güçlü bir ili ki gösterirken, kayıtsız ba lanma stili ile olan ili kisinde anlamlı de ildir. Korkulu ve saplantılı ba lanma stilleri arasındaki ili ki A ile ölçüldü ünde olumlu ve anlamlı iken, ÖA ile ölçüldü ünde olumsuz yönde ve anlamsızdır. Korkulu ve kayıtsız stiller arasındaki korelasyonlar ise her iki yöntem için de olumlu olmasına kar ın, A ile ölçüldüklerinde bu TÜRK PS KOLOJ DERG S

12 82 N. SÜMER D. GÜNGÖR ili ki anlamsızdır. Bu bulgular A ve ÖA nın kullanıldı ı ba ka ara tırmaların sonuçlarıyla tutarlıdır (örn., Bartholomew ve Horowitz, 1991; Griffin ve Bartholomew, 1994b; Levy, Blatt ve Shaver, 1998; Sharfe ve Bartholomew, 1994; Sümer, 1996). Ancak buradan her iki yöntemin ba lanma stillerini ölçme konusunda tam anlamıyla bini medi i sonucu çıkarılabilir. Özellikle, güvensiz üç ba lanma stili arasındaki korelasyonlar farklı yöntemler için kısmen farklı örüntüler sergilemektedir. Carver da (1997), bu iki ölçek arasında buna benzer bir tutarsızlı ı rapor etmi tir. ÖA nın ba lanma literatüründe daha yeni olması ve daha seyrek olarak kullanılması nedeniyle, iki yöntemi do rudan kar ıla tıran ara tırmalar sınırlıdır. Tablo 1 li ki Anketi ( A) ve li ki Ölçekleri Anketi ( ÖA) ile Ölçülen Ba lanma Stillerinin Ortalama, Standart Sapma ve Alfa De erleri ile Stiller Arasındaki Korelasyonlar (n = 123) De i kenler Ortalama SS Alfa A 1. Güvenli (.58) Korkulu (.60) Saplantılı (.72) Kayıtsız (.64) ÖA 5. Güvenli (.54) Korkulu (.60) Saplantılı ( Kayıtsız (69) Not:.18'in üzerindeki korelasyon de erleri p <.05,.30'un üzerindeki de erler ise p <.001 düzeyinde anlamlıdır. Çapraz eksenin üzerinde yer alan de erler, cinsiyet ve romantik ili kide olup olmama de i kenleri kontrol edildi inde elde edilen kısmi korelasyon sonuçlarıdır. Ranjlar 1-7 arasında de i mektedir. 1 Parantez içerisindeki de erler test tekrar test korelasyon katsayılarıdır (n = 92). 2 Koyula tırılmı olarak verilen korelasyonlar geçerlik çapraz ekseninde yer alan katsayılardır. ki ölçekle ölçülen aynı ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar incelendi inde ise beklendi i gibi, birle en geçerlik olarak kabul edilebilecek olan korelasyonlar orta derecede güçlüdür ve bunlar.49 ile.61 arasında de i mektedir. Ayrı an geçerlik olarak kabul edilen, farklı yöntemle ölçülen farklı ba lanma stilleri arasındaki korelasyonlar da beklendik yönde görece zayıf ya da anlamsızdır. Bu sonuçlar, Griffin ve Bartholomew'un (1994a) iki yöntem arasında orta düzeyde güçlü birle en geçerlik katsayıları rapor ettikleri çalı malarıyla tutarlıdır. ki yöntem arasındaki çakı ma düzeyinin bir ba ka ölçütü de katılımcıların ba lanma stilleri içerisinde sınıflandırılmasında yöntemlerin ne ölçüde çakı tı ıdır. Katılımcıların ancak % 60 ının iki yöntemle de aynı ba lanma stili içerisinde gruplandırılmı olması iki yöntemin tam anlamı ile bini medi ini göstermektedir. Çakı ma oranları ba lanma stilleri düzeyinde bakıldı ında A ve ÖA nın güvenli ve saplantılı ba lanma stillerini büyük oranda benzer ekilde ölçtü ü, korkulu ve kayıtsız ba lanma stillerini ölçmede ise farklıla tıkları anla ılmaktadır. Hazan ve Shaver in kaçınan ba lanma grubunu olu turan bu iki stilin, DBM temelinde tam olarak ayrı mıyor olması kısmen ölçeklerin bu stilleri ölçen maddelerinin onları tam olarak yansıtmamasından kaynaklanıyor olabilir. Ba lanma kategorilerinin aynı yöntem içerisinde iki zaman arasındaki çakı ma düzeyine (de i mezlik derecesine) bakıldı ında, her iki HAZ RAN 1999, C LT 14, SAYI 43

13 YET K N BA LANMA ST LLER 83 ölçekte de, dört ba lanma grubunda yer alan katılımcıların yarıdan ço unun (% 63) aynı ba lanma stili içinde gruplandırıldı ı görülmektedir. De i mezlik derecesi, gruplandırma güvenli/güvensiz ayrımına göre yapıldı ında ortalama % 76 ya yükselmektedir. Bu fark, güvensiz gruplar içindeki de i mezlik derecesinin güvenli gruba oranla görece dü ük oldu unu göstermektedir. Elde edilen bulgular geçmi teki çalı maların sonuçlarıyla tutarlıdır. Scharfe ve Bartholomew (1994) sekiz aylık bir izleme çalı masında iki ölçüm zamanı arasında ba lanma grupları içindeki de i mezlik katsayısının ortalama.51 oldu unu saptamı lardır. Bartholomew un (1989) çalı masında ise, A'ya göre olu turulan ba lanma stillerinin iki aylık bir dönem için de i mezlik katsayısı.61 olarak bulunmu tur (aktaran Scharfe ve Bartholomew, 1994). Bu çalı mada ve di er ara tırmalarda elde edilen de i mezlik yüzdeleri ve kappa de erleri görece birbirine yakındır. Dolayısıyla, her iki yöntemle ölçülen ba lanma stillerinin, kültürden ba ımsız olarak, orta derecede güçlü bir kararlılı a sahip oldu u söylenebilir. Yukarda özetlenen iki yöntem arasındaki uyu ma derecesine benzer ekilde, genelde korkulu ve kayıtsız stiller için iki ölçüm zamanı arasındaki de i mezlik görece dü üktür. Korkulu ve kayıtsız ba lanma stillerini ölçtü ü varsayılan madde ve ifadeler incelendi inde bu iki stilin ortak özelli i olan ili kiden kaçınmaya vurgu yapıldı ı, farklılıklarına yönelik olarak yeterince madde-ifade bulunmadı ı görülmektedir. Bu iki güvensiz tür içindeki kararlılı ın görece dü ük olması nedeniyle, her bir grubun öncelik olasılık de erini (base rate) dikkate alan kappa katsayılarının da orta derecede güçlü oldu u gözlenmi tir. Özellikle, kayıtsız ba lanma stili iki ölçekte çok farklı ortalamalara sahiptir; ÖA ile ölçüldü ünde ortalama puan (3.90) A dan elde edilen ortalamadan (2.62) daha yüksektir. Geçmi teki çalı malar, ba lanmadaki temel boyutlar ve ili kili di er de i kenler açısından bu iki stil arasında fark oldu unu göstermesine kar ın (Feeney, Noller ve Callan, 1994; Griffin ve Bartholomew, 1994a; Sümer ve Cozzarelli, 1994), korkulu ve kayıtsız ba lanma stilleri ele alınan iki ölçekte görece farklı ölçülüyor olabilir. Her iki yöntem içerisindeki ba lanma stillerinin kategorik da ılımları geçmi ara tırmalarla genel olarak tutarlıdır. Örne in, güvenli ba lanma stiline sahip katılımcılar bu çalı mada da en büyük grubu olu turmaktadır. Ancak, batı kültüründe yapılan çalı malarda genellikle kayıtsız stile sahip katılımcıların oranı saplantılı stile sahip olanlardan yüksek iken (örn., Bartholomew ve Horowitz, 1991; Sümer ve Cozzarelli, 1994), bu çalı mada bunun tersi bir örüntü gözlenmi tir. Bu bulgu anılan ba lanma stilleri açısından olası bir kültürel farklılı a i aret ediyor olabilir. Kültürel farklılıklar konusu genel tartı ma bölümünde kapsamlı olarak yorumlanmaktadır. Ölçeklerin faktör yapıları incelendi inde, ÖA nın, beklendi i gibi, birbirine zıt ba lanma stillerinin farklı i aretlerle aynı faktörde yer aldı ı iki faktörlü bir yapıya sahip oldu u gözlenmi tir. Bu bulgu DBM nin önerdi i gibi güvenli ve korkulu ile kayıtsız ve saplantılı stillerin birbirinin kar ıtı olarak iki boyutta temsil edildiklerini göstermektedir. Bu sonuçlar batı kültüründe yürütülen ara tırma sonuçlarıyla tutarlıdır (örn., Carver, 1997; Griffin ve Bartholomew, 1994a; Levy, Blatt ve Shaver, 1998). Ancak, bu çalı mada ÖA yı olu turan onsekiz madde üzerinde yapılan faktör analizinden dört ba lanma stilini temsil eden faktörler elde edilememi tir. Benzer ekilde Carver (1997) da ÖA maddelerinden dört faktörlü bir sonucun olu madı ını rapor etmi tir. A nın faktör yapısı ise beklenenden farklı sonuçlar vermi tir. Saplantılı ba lanma stili güvenli ve korkulu stillerle aynı faktör altında yer almı, kayıtsız stil ba ımsız bir boyut olarak ortaya çıkmı tır. Dört hafta arayla verilen ba lanma ölçeklerinin sürekli puanları temelinde hesaplanan test tekrar test güvenirlikleri.54 ile.78 arasında de i mektedir. Bu orta derecede güçlü bir güvenirlik olarak kabul edilebilir. Benzer ekilde, Scharfe ve Bartholomew (1994) sekiz aylık arayla ÖA ile ölçülen ba lanma stilleri için ve Collins ve Read (1990) üç temel ba lanma boyutu için.50 ile.70 arasında de i en kararlılık katsayıları elde etmi lerdir. Test tekrar test güvenirli i açısından A ve ÖA arasında belirgin farklılıklar gözlenmemi tir. Bu sonuçları destekler ekilde, ba lanma stillerinin zaman içerisindeki de i im veya kararlılı ını inceleyen ara tırmalar da 2-9 ay TÜRK PS KOLOJ DERG S

Yetişkin Bağlanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik Değerlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Karşılaştırma

Yetişkin Bağlanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik Değerlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Karşılaştırma Türk Psikoloji Dergisi 1999, 14(43) 71-106 Yetişkin Bağlanma Stilleri Ölçeklerinin Türk Örneklemi Üzerinde Psikometrik Değerlendirmesi ve Kültürlerarası Bir Karşılaştırma Nebi Sümer * Orta Doğu Teknik

Detaylı

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD BAĞLANMA NEDİR? Çocuk ile bakım veren kişi arasında gelişen ilişkide, çocuğun bakım veren kişiyle

Detaylı

Proje Ekibi. Bağlanma Kuramı. Özet. Orta Çocukluk Döneminde Bağlanma ve Ebeveyn Tutumları. Bağlanmada Bireysel Farklılıklar

Proje Ekibi. Bağlanma Kuramı. Özet. Orta Çocukluk Döneminde Bağlanma ve Ebeveyn Tutumları. Bağlanmada Bireysel Farklılıklar Orta Çocukluk Döneminde ve Ebeveyn ı Prof. Dr. Nebi Sümer Orta Doğu Teknik Üniversitesi I. PSİKOLOJİ LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİLERİ KONGRESİ İzmir Ekonomi Üniversitesi 22 Haziran 2007 Proje Ekibi Nebi Sümer Melike

Detaylı

1. Hafta İlişkilerin Önemi

1. Hafta İlişkilerin Önemi 1. Hafta İlişkilerin Önemi Ø İnsanlar hiç değilse, en az sayıda, kalıcı olumlu ve anlamlı kişilerarası ilişkiler geliştirmek ve sürdürmek için yaygın bir güdüye sahiptirler. Ø İnsanlar diğer insanlara

Detaylı

T.C. ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ ANABĐLĐM DALI DOKTORA TEZĐ ÜZERĐNDEKĐ ETKĐSĐ. Đdil KAYA BALKAN

T.C. ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ ANABĐLĐM DALI DOKTORA TEZĐ ÜZERĐNDEKĐ ETKĐSĐ. Đdil KAYA BALKAN T.C. ĐSTANBUL ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ PSĐKOLOJĐ ANABĐLĐM DALI DOKTORA TEZĐ BAĞLANMA STĐLLERĐNĐN EVLĐLĐK ĐLĐŞKĐSĐ ÜZERĐNDEKĐ ETKĐSĐ Đdil KAYA BALKAN 2502030171 Tez Danışmanı Doç. Dr. Gül

Detaylı

Ara tırma Yöntem ve Teknikleri. Ay e Cabi

Ara tırma Yöntem ve Teknikleri. Ay e Cabi Ara tırma Yöntem ve Teknikleri Ay e Cabi Bilim Nedir? Evreni anlama ve açıklama gayretlerinin tümüdür Soru sormakla ba lar Gerçe i anlama etkinlikleridir Organize edilmi bilgiler toplulu udur Metodik ve

Detaylı

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN:

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN: MARMARA ANNEYE BAĞLANMA STİLLERİ ÖLÇEĞİ (MABSÖ): GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI Yrd. Doç. Dr. Mustafa Otrar Marmara Üniversitesi motrar@marmara.edu.tr Psk. Dan. Bilge Kurt Pendik Fuat Köprülü İlkokulu

Detaylı

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Tarih: 11.10.2004 2002-2003 E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B

Detaylı

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon İçerik Korelasyon Korelasyon Türleri Korelasyon Katsayısı Regresyon KORELASYON Korelasyon iki ya da daha fazla değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi gösterir.

Detaylı

Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması

Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması Yrd. Doç. Dr. Feyza Çorapçı Boğaziçi Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Yrd. Doç. Dr. Bilge Yağmurlu Koç Üniversitesi, Psikoloji Bölümü

Detaylı

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 13.10.2004 MU LA ÜN VERS TES MU LA SA LIK YÜKSEKOKULU Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDAK B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES *

Detaylı

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. VERİ ANALİZİ GİRİŞ Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir. Bilimsel Bilgi: Kaynağı ve elde edilme süreçleri belli olan bilgidir. Sosyal İlişkiler Görgül Bulgular İşlevsel

Detaylı

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN ÖZEL EGE L SES BAZI ISKARTA BALIKLARIN (Isparoz, Hani) ETLER NDEN ALTERNAT F GÜBRE YAPIMI VE UYGULANAB L RL HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN

Detaylı

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER BAĞLANMA

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER BAĞLANMA UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER BAĞLANMA Bretherton (1992) a göre kişilik, sosyal biliş ve kişilerarası etkileşimler üzerindeki çağdaş psikodinamik kuramlar ve deneysel araştırmalar arasında önemli

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

Ders 5: ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME. Prof. Dr. Tevhide Kargın

Ders 5: ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME. Prof. Dr. Tevhide Kargın Ders 5: ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME Prof. Dr. Tevhide Kargın Ölçme ve Değerlendirme Ölçme (measurement), bireylerin ya da nesnelerin belirli özelliklere sahip olup olmadığının, sahip ise, sahip oluş derecesinin

Detaylı

Orta Do u Teknik Üniversitesi

Orta Do u Teknik Üniversitesi Türk Psikoloji Dergisi 2006, 21 (57), 1-22 Yetiflkin Ba lanma Ölçeklerinin Kategoriler ve Boyutlar Düzeyinde Karfl laflt r lmas Nebi Sümer* Orta Do u Teknik Üniversitesi Özet Bu çal flmada Yak n liflkilerde

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Bazı Temel Kavramlar

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Bazı Temel Kavramlar BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bazı Temel Kavramlar TEMEL ARAŞTIRMA KAVRAMLARI Bilimsel çalışmaların amacı, örneklem değerinden evren değerlerinin kestirilmesidir. Araştırma evreni (population) Evren, bütündeki

Detaylı

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

VERİ TOPLMA ARAÇLARI VERİ TOPLMA ARAÇLARI GÖZLEM GÖRÜŞME ANKET ANKET Anket, insanların yaşam koşullarını, davranışlarını, inançlarını veya tutumlarını betimlemeye yönelik bir dizi sorudan oluşan bir araştırma materyalidir.

Detaylı

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. BAĞLANMA KURAMI Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. Çocukluktaki bağlanma Çocuk ile bakım veren kişi

Detaylı

BAĞLANMA STİLLERİ AÇISINDAN ERGENLERDE ERİKSON UN PSİKOSOSYAL GELİ İM DÖNEMLERİ VE EGO KİMLİK SÜREÇLERİNİN İNCELENMESİ

BAĞLANMA STİLLERİ AÇISINDAN ERGENLERDE ERİKSON UN PSİKOSOSYAL GELİ İM DÖNEMLERİ VE EGO KİMLİK SÜREÇLERİNİN İNCELENMESİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇOCUK GELİ İMİ VE EV YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI ÇOCUK GELİ İMİ VE EĞİTİMİ BİLİM DALI BAĞLANMA STİLLERİ AÇISINDAN ERGENLERDE ERİKSON UN PSİKOSOSYAL GELİ İM

Detaylı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ 2017-06 EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI Kübra Nur UZUN* *kubraslann@gmail.com İstanbul Ticaret Üniversitesi

Detaylı

I. Sabit Kaynaklar, bunlar ısınma ve üretim amaçlı faaliyetlerin yapıldı ı yerlerdir.

I. Sabit Kaynaklar, bunlar ısınma ve üretim amaçlı faaliyetlerin yapıldı ı yerlerdir. G R Havanın gerek insan sa lı ına, gerekse do aya zarar verici duruma gelmesi, kirletici denen unsurların fazlala masıyla olur. Kirleticiler, belirli bir kaynaktan atmosfere bırakılan birinci derecede

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bir niteliğin gözlenip gözlem sonucunun sayılar veya sembollerle gösterilmesi işine ölçme diyebiliriz. Yaygın olan sınıflandırmaya göre ölçekler: Sınıflama ölçekleri Sıralama

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

AKADEM SYENLER N ARA TIRMA YAPARKEN VE YAYINLATIRKEN KAR ILA TIKLARI GÜÇLÜKLER VE

AKADEM SYENLER N ARA TIRMA YAPARKEN VE YAYINLATIRKEN KAR ILA TIKLARI GÜÇLÜKLER VE Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 22.09.2004 AKADEM SYENLER N ARA TIRMA YAPARKEN VE YAYINLATIRKEN KAR ILA TIKLARI GÜÇLÜKLER VE BUNUN ÜZER NDE DOKTORA E T M N N

Detaylı

Öğr. Gör. Banu ELMASTAŞ-DİKEÇ Doç. Dr. Orçun YORULMAZ

Öğr. Gör. Banu ELMASTAŞ-DİKEÇ Doç. Dr. Orçun YORULMAZ DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE Dersin Adı: Psikolojiye Giriş II 2 Dersin Kodu: PSY 072 3 Dersin Türü: Zorunlu 4 Dersin Seviyesi: Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 6 Dersin Verildiği Yarıyıl: Bahar 7 Dersin AKTS

Detaylı

ARAġTIRMALARDA ÖLÇME VE ÖLÇEKLER. Kezban SEÇKİN Vildan GÜNEŞ

ARAġTIRMALARDA ÖLÇME VE ÖLÇEKLER. Kezban SEÇKİN Vildan GÜNEŞ ARAġTIRMALARDA ÖLÇME VE ÖLÇEKLER Kezban SEÇKİN Vildan GÜNEŞ Konu Başlıkları ÖLÇME ve ÖLÇEK ÖLÇEK TÜRLERĠ ÖLÇEKLERLE ĠLGĠLĠ ÖNEMLĠ NOKTALAR ÖLÇEĞĠN TAġIMASI GEREKEN ÖZELLĠKLER ÖLÇME HATALARI ÖLÇME VE ÖLÇEK

Detaylı

11. Ergen Günleri, Konuşma Metni, Hacettepe Üniversitesi Aralık 2006

11. Ergen Günleri, Konuşma Metni, Hacettepe Üniversitesi Aralık 2006 11. Ergen Günleri, Konuşma Metni, Hacettepe Üniversitesi Aralık 2006 Ergenlikte Ebeveyn Tutum ve Davranışlarının Bağlanma Kaygısındaki Rolü Nebi Sümer Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özet Ergenlik döneminde

Detaylı

Three Dimensional Attachment Style Scale

Three Dimensional Attachment Style Scale Three Dimensional Attachment Style Scale Evren ERZEN Artvin Coruh University Abstract: The aim of this study is to develop an alternative measurement tool to determine attachment styles. Study group is

Detaylı

A 11. A) Olayın karışık ve anlaşılması zor bir ifadeyle yazılmış. Bu ön koşul işlemiyle ilgili olarak,

A 11. A) Olayın karışık ve anlaşılması zor bir ifadeyle yazılmış. Bu ön koşul işlemiyle ilgili olarak, 43. Bir öğretim programına öğrenci seçmek için mülakat yapılacaktır. Bu mülakata bir genel yetenek testinden 0 ve daha üstü standart T puanı alanlar başvurabilecektir. Yetenek testinden elde edilen puanlar

Detaylı

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI Aralık 1 Giriş Kurumumuz taraf ndan üretilen istatistikler kullan c lara çeşitli kanallar yoluyla sunulmakta, hizmet kalitesini artt rmak ve kullan c ihtiyaçlar n karş lamak

Detaylı

sorular-sorular-sorular

sorular-sorular-sorular İNSAN ÇEŞİTLİLİĞİ sorular-sorular-sorular Erkeklerin matematik becerisi kadınlardan daha fazla mıdır? Duygusal emek nedir ve neden kadınlarda daha yaygındır? Bireyci kültür ile toplulukçu kültür arasında

Detaylı

Merkezi Eğilim ve Dağılım Ölçüleri

Merkezi Eğilim ve Dağılım Ölçüleri Merkezi Eğilim ve Dağılım Ölçüleri Soru Öğrencilerin derse katılım düzeylerini ölçmek amacıyla geliştirilen 16 soruluk bir test için öğrencilerin ilk 8 ve son 8 soruluk yarılardan aldıkları puanlar arasındaki

Detaylı

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler.

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler. ALGILAMA Duyum Algı ALGILAMA - ALGI Duyum Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler. Algılama Duyu verilerini örgütleyip yorumlayarak çevredeki

Detaylı

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal K TAP TANITIMI Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal Doç. Dr. Süleyman Akyürek, lkö retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö retmen Adaylar n n Yeterlikleri

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bilimsel Araştırmaların Sınıflandırılması İlişki Aramayan Araştırmalar Betimsel Araştırmalar Deneysel Olmayan Araştırmalar İlişki Arayan Araştırmalar Sebep-Sonuç İlişkisine Dayalı

Detaylı

ARAŞTIRMA METOTLARI VE VERİ TOPLAMA

ARAŞTIRMA METOTLARI VE VERİ TOPLAMA ARAŞTIRMA METOTLARI VE VERİ TOPLAMA VERİ TOPLAMA SÜRECİ Araştırma metotları Verilerin nerelerden Nasıl Kim tarafından Ne zaman Hangi veri toplama aracıyla toplanacağı Toplanan verilerin hangi teknikler

Detaylı

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Temel Kavramlar Dr. Seher Yalçın 3.2.2017 Dr. Seher Yalçın 1 Bilginin Kaynağı İnsanlar sürekli olarak kendilerini ve çevrelerini aydınlatma, tanıma, olay ve oluşumları açıklama

Detaylı

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi Halil Coşkun ÇELİK 15 Mayıs 2008 Hemen hemen her bilim alanındaki gelişmeler, yapılmış sistematik araştırmaların katkılarına bağlıdır. Bu yüzden genel olarak araştırma,

Detaylı

ERGENLER İÇİN ARKADAŞA BAĞLANMA ÖLÇEĞİNİN PSİKOMETRİK ÖZELLİKLERİ VE UYARLAMA ÇALIŞMASI

ERGENLER İÇİN ARKADAŞA BAĞLANMA ÖLÇEĞİNİN PSİKOMETRİK ÖZELLİKLERİ VE UYARLAMA ÇALIŞMASI The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss3054 Number: 38, p. 227-240, Autumn II 2015 Yayın Süreci Yayın Geliş Tarihi

Detaylı

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor Amaç Aşamalar Örneklem Analizler PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları nın amacı, yeni örneklemler

Detaylı

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005 Sosyometri Halk Sağlığı Mart-2005 Jacob Levy Moreno (889-974) Mitterndorf Kampı, Viyana (92) Amerikan Hava Kuvvetleri (944) Hudson Islah Evi (963) Sosyometrinin amacı, bireylerin spontanlıklarını ve yaratıcılıklarını

Detaylı

Orta Çocukluk Döneminde Ebeveynlere Bağlanma, Benlik Algısı ve Kaygı

Orta Çocukluk Döneminde Ebeveynlere Bağlanma, Benlik Algısı ve Kaygı Türk Psikoloji Dergisi, Haziran 2009, 24 (63), 86-101 Orta Çocukluk Döneminde Ebeveynlere Bağlanma, Benlik Algısı ve Kaygı Nebi Sümer Orta Doğu Teknik Üniversitesi Meltem Anafarta Şendağ Ufuk Üniversitesi

Detaylı

Sosyal Bilgiler dersi ö retim programında yer alan de erlere ili kin ö renci tutumlarının de erlendirilmesi

Sosyal Bilgiler dersi ö retim programında yer alan de erlere ili kin ö renci tutumlarının de erlendirilmesi Cilt:8 Sayı:1 Yıl:2011 Sosyal Bilgiler dersi ö retim programında yer alan de erlere ili kin ö renci tutumlarının de erlendirilmesi Mehmet Nuri Gömleksiz * Elif Cüro ** Özet lkö retim ça ındaki çocukları

Detaylı

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 ) 4. SUNUM 1 Gözlem ya da deneme sonucu elde edilmiş sonuçların, rastlantıya bağlı olup olmadığının incelenmesinde kullanılan istatistiksel yöntemlere HİPOTEZ TESTLERİ denir. Sonuçların rastlantıya bağlı

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

EU- OSHA/Tomas Bertelsen

EU- OSHA/Tomas Bertelsen Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (EU- OSHA), 12. İş Sağlığı ve Güvenliği Avrupa İyi Uygulama Ödülleri için adaylık başvurusu yapmaya davet ediyor. 2014-2015 Sağlıklı İşyerleri Kampanyasının bir parçası

Detaylı

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ 1 BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ Bilimsel yöntem aşamalarıyla tanımlanmış sistematik bir bilgi üretme biçimidir. Bilimsel yöntemin aşamaları aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir (Karasar, 2012): 1. Bir problemin

Detaylı

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

Kişiler arası sevgi ve çekicilik Kişiler arası sevgi ve çekicilik Diğerleriyle neden birlikte olmak isteriz? Bebeklerde BaĞlanma Güvenli Kaçınmacı Kaygılı Toplumsal ilişkilerin yararları Bağlanma Toplumsal kaynaşma Değer doğrulaması Güvenilebilir

Detaylı

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT The purpose of the study is to investigate the impact of autonomous learning on graduate students

Detaylı

ERGENLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE YALNIZLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ. Relation between Attachment Styles and Loneliness in Adolescence.

ERGENLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE YALNIZLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ. Relation between Attachment Styles and Loneliness in Adolescence. Karakuş Araştırma ERGENLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE YALNIZLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ Relation between Attachment Styles and Loneliness in Adolescence Özlem KARAKUŞ* * Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Ya! Satarım Bal Satarım Satı" Oyunu Etkinlik Ölçümü Sonuç Raporu. www.satisoyunu.com. Fuad Almeman Proje Ba" Danı"manı Aralık 2009

Ya! Satarım Bal Satarım Satı Oyunu Etkinlik Ölçümü Sonuç Raporu. www.satisoyunu.com. Fuad Almeman Proje Ba Danımanı Aralık 2009 U N I C O N D A N I! M A N L I K G R U B U Ya! Satarım Bal Satarım Satı" Oyunu Etkinlik Ölçümü Sonuç Raporu Fuad Almeman Proje Ba" Danı"manı Aralık 2009 www.satisoyunu.com Muallim Naci Cd. No. 53/2 Ortaköy

Detaylı

Yumurta Kabu u S cakl n n Ölçülmesi

Yumurta Kabu u S cakl n n Ölçülmesi S cakl k ( C) YUMURTA KABU U SICAKLI I NEDEN ÖLÇÜLMEL D R? yi kalitede civcivlerin al nmas için, do ru inkübatör s cakl kritik önem ta maktad r. nkübatör s cakl, yumurtan n içindeki embriyo taraf ndan

Detaylı

Kentli Haklar El Kitab

Kentli Haklar El Kitab Kentli Haklar El Kitab (Avrupa Kentsel fiart ) Bu El Kitabı Deniz Altay L. Yıldız Tokman Aslı Tanrıkulu tarafından Birle mi Milletler Kadınların ve Kız Çocuklarının Haklarının Korunması ve Geli tirilmesi

Detaylı

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ 1 SUNUM PLANI 1. Giriş 2. Dersin İçeriği Amaçları Beklentileri 3. Bilgi ve Bilim Kavramları 4. Bilimsel Yöntem 5. Bilimsel Düşünce Yöntemi 6. Bilimlerin

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Veri Toplama Teknikleri

Veri Toplama Teknikleri A. Gözlem Yoluyla Veri Toplama Teknikleri B. Soruşturma Yoluyla Nicel Veri Toplama Teknikleri Yazılı Soruşturma Tekniği Anket, Başarı Testi Yapılandırılmış Gözlem Önceden hazırlanmış göstergeler ve semboller

Detaylı

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl: 2005 Yayın Tarihi: 6 Ekim 2005 MU LA DEVLET HASTANES NDE 2000-2002 YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI

Detaylı

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ Doç. Dr. İbrahim H. Diken Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Easy ICT Konferansı 1 Ekim 2009, Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

Ergenlerde Bağlanma Stilleri ile Çocukluk İstismarları ve Suçluluk-Utanç Arasındaki İlişki

Ergenlerde Bağlanma Stilleri ile Çocukluk İstismarları ve Suçluluk-Utanç Arasındaki İlişki Eurasian Journal of Educational Research, 22, pp, 89-99 / 2006 Ergenlerde Bağlanma Stilleri ile Çocukluk İstismarları ve Suçluluk-Utanç Arasındaki İlişki The Relationships Between Attachment Styles with

Detaylı

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klinik (Uygulamal ) Psikoloji Anabilim Dal EVL L K UYUMU VE BA LANMA ST LLER ARASINDAK L K

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klinik (Uygulamal ) Psikoloji Anabilim Dal EVL L K UYUMU VE BA LANMA ST LLER ARASINDAK L K T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klinik (Uygulamal ) Psikoloji Anabilim Dal EVL L K UYUMU VE BA LANMA ST LLER ARASINDAK L K YÜKSEK L SANS TEZ Özge AÇIK DANI MAN : Doç. Dr. Haluk ARKAR ZM

Detaylı

MEHMET ÇEKİÇ ORTAOKULU

MEHMET ÇEKİÇ ORTAOKULU ANKARA MAMAK MEHMET ÇEKİÇ ORTAOKULU 1.2. BİT İN SOSYAL ve KÜLTÜREL KATKILARI Ankara, 2014 Hazırlayan: Mustafa KATLANÇ 2 1.2. BİT İN SOSYAL ve KÜLTÜREL KATKILARI Mehmet Çekiç Ortaokulu Sayfa 1 / 10 Mustafa

Detaylı

EVLİ BİREYLERİN, BAĞLANMA STİLLERİNE VE KENDİLİK ALGISINA GÖRE EVLİLİKTE YAŞANAN SORUNLARLA BAŞA ÇIKMA YOLLARININ İNCELENMESİ

EVLİ BİREYLERİN, BAĞLANMA STİLLERİNE VE KENDİLİK ALGISINA GÖRE EVLİLİKTE YAŞANAN SORUNLARLA BAŞA ÇIKMA YOLLARININ İNCELENMESİ T.C. HALİÇ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ ANAİLİM DALI UYGULAMALI PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EVLİ BİREYLERİN, BAĞLANMA STİLLERİNE VE KENDİLİK ALGISINA GÖRE EVLİLİKTE YAŞANAN SORUNLARLA

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı X, Y, Z KUŞAĞI TÜKETİCİLERİNİN YENİDEN SATIN ALMA KARARI ÜZERİNDE ALGILANAN MARKA DENKLİĞİ ÖĞELERİNİN ETKİ DÜZEYİ FARKLILIKLARININ

Detaylı

Giderilmesinde Farklı Uygulamalar

Giderilmesinde Farklı Uygulamalar Kavram Nedir? Kavramların Önemi Kavram Ö retimi Kavram Yanılgıları Kavram Ö retimi ve Yanılgılarının Giderilmesinde Farklı Uygulamalar Olgular Kavramlar lke ve Genellemeler Kuramlar ve Do a Kanunları Kavram

Detaylı

REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM

REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM REFLEKS F HAREKETLER DÖNEM A AMALAR Bilgi Toplama Evresi : D.Ö- 4. ay Bilgi Çözme Evresi: 4.ay sonras 1 ya Reflekslerin levleri B R NC L REFLEKSLER Moro R. A. Tonik Boyun R. Arama R. Emme R. Kavrama R.

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLİNİK PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLİNİK PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLİNİK PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI BAĞLANMA, ANKSİYETE VE BİLGİ İŞLEME Doktora Tezi Ece Varlık Özsoy Ankara, 2015 i T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

novasyon Odaklı Mentörlük Projesi

novasyon Odaklı Mentörlük Projesi novasyon Odaklı Mentörlük Projesi novasyon Odaklı Mentörlük Projesi kapsamında, hracatçı Birlikleri üyesi 100 ekilde arttırılması ve uluslararası i yapma tecrübesi kazandırılmasını teminen ülkemizde özel

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI

Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği. Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Yaşam Değerleri Envanterinin Faktör Yapısı ve Güvenirliği Prof. Dr. Hasan BACANLI Doç. Dr. Feride BACANLI Rokeach İnsanların sahip oldukları değerler uzun zamandır psikolog ve sosyologların ilgisini çekmiştir.

Detaylı

Öğretmen Adaylarının Bağlanma Stilleri ve Sosyal Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişki

Öğretmen Adaylarının Bağlanma Stilleri ve Sosyal Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişki Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 3(1), 27-49, 2014 http://dergi.amasya.edu.tr Öğretmen Adaylarının Bağlanma Stilleri ve Sosyal Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişki Burcu Karaşar * Amasya Üniversitesi,

Detaylı

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN Århus Kommune Børn og Unge Århus Belediyesinde Yaşayan 3 Yaşındaki çocuklar için Dil Durum Değerlendirmesi/Dil Tarama Testi Önsöz Sevgili ebeveynler İyi

Detaylı

PSİKOLOJİK İYİ OLMA VE YETİŞKİN BAĞLANMA BOYUTLARI PSYCHOLOGICAL WELL-BEING AND ADULT ATTACHMENT DIMENSIONS

PSİKOLOJİK İYİ OLMA VE YETİŞKİN BAĞLANMA BOYUTLARI PSYCHOLOGICAL WELL-BEING AND ADULT ATTACHMENT DIMENSIONS PSİKOLOJİK İYİ OLMA VE YETİŞKİN BAĞLANMA BOYUTLARI Uzman Psikolojik Danışman Şirin Erdem Milli Eğitim Bakanlığı İzmir sirinerdem1@gmail.com Yrd. Doç. Dr. Zekavet Kabasakal Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ERGENLERİN RUHSAL DURUMLARI VE EBEVEYN TUTUMLARI İLE BAĞLANMA STİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ PROGRAMI DOKTORA TEZİ Gülseren

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Genel olarak test istatistikleri. Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri. olmak üzere 2 grupta incelenebilir.

Genel olarak test istatistikleri. Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri. olmak üzere 2 grupta incelenebilir. 4.SUNUM Genel olarak test istatistikleri Merkezi Eğilim (Yığılma) Ölçüleri Dağılım (Yayılma) Ölçüleri olmak üzere 2 grupta incelenebilir. 2 Ranj Çeyrek Kayma Çeyrekler Arası Açıklık Standart Sapma Varyans

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

TASARRUF MEVDUATI S GORTA FONUNA YAPILAN KRAZLAR ZLEME RAPORU (ÖZET)

TASARRUF MEVDUATI S GORTA FONUNA YAPILAN KRAZLAR ZLEME RAPORU (ÖZET) TASARRUF MEVDUATI S GORTA FONUNA YAPILAN KRAZLAR ZLEME RAPORU (ÖZET) Yasal Çerçeve ve Kapsam Ya anan finansal kriz sonucu 2000, 2001 ve 2002 yıllarında birçok banka, Bankalar Kanununun ilgili maddeleri

Detaylı

Hemşirelik Öğrencilerinin Bağlanma Stillerinin Belirlenmesi

Hemşirelik Öğrencilerinin Bağlanma Stillerinin Belirlenmesi DOI: 10.5961/jhes.2014.103 Yükseköğre m ve Bilim Dergisi/Journal of Higher Educa on and Science Hemşirelik Öğrencilerinin Bağlanma Stillerinin Belirlenmesi Determination of Nursing Students Attachment

Detaylı

SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ

SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ SAVUNUCULUK, E M VE H ZMETLERE ULA TIRMA YOLU LE ANNE SA LI ININ LE LMES PROJES (Bu proje, T.C. Sa k Bakanl Türkiye Üreme Sa Program kapsam nda Avrupa Birli i taraf ndan finanse edilmi tir. Bu yay n içeri

Detaylı

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85 TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YETERLİLİKLER ÇERÇEVESİ () TEMEL ALAN YETERLİLİKLERİ ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85 ANKARA 13 OCAK 2011 İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: ÖĞRENİM ALANLARI VE ÇALIŞMA YÖNTEMİ...3 1.1.ISCED 97

Detaylı

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Toplumsal Cinsiyet Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Cinsiyet (sex): kadın ya da erkek olmanın biyolojik yönünü ifade eder ve biyolojik bir yapıya karşılık gelir. Cinsiyet demografik bir kategoridir. Cins?

Detaylı

İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI GERÇEKLEŞME SONUÇLARI RAPORU 2017 HAZİRAN BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ

İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI GERÇEKLEŞME SONUÇLARI RAPORU 2017 HAZİRAN BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI GERÇEKLEŞME SONUÇLARI RAPORU 2017 HAZİRAN BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ 1/10 İÇİNDEKİLER TANIMLAR...3 KISALTMALAR...3 GİRİŞ...4 TAMAMLANAN EYLEMLER...5 DEVAM

Detaylı

EVLİ BİREYLERDE BAĞLANMA BİÇİMLERİ VE EVLİLİĞE DAİR İNANÇLARIN EVLİLİK DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

EVLİ BİREYLERDE BAĞLANMA BİÇİMLERİ VE EVLİLİĞE DAİR İNANÇLARIN EVLİLİK DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EVLİ BİREYLERDE BAĞLANMA BİÇİMLERİ VE EVLİLİĞE DAİR İNANÇLARIN EVLİLİK DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ Aktan SIĞIRCI Danışman: Yrd. Doç. Dr. Baki DUY

Detaylı

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali İçindekiler x Önsöz ı Giriş 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi 7 BİR İN C İ B Ö L Ü M Araştırmanın Kavramsal Çerçevesi 7 Çocukluğa Dair Kavramsal Çerçeve ıo Çocukların Mekânsallığı

Detaylı

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİĞE YÖNELİK TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİĞE YÖNELİK TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 427-436 SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİĞE YÖNELİK TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ Halil Coşkun ÇELİK, Recep BİNDAK Dicle

Detaylı

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA Gökhan GÜNEY Kara Harp Okulu gguney@kho.edu.tr Dr. Hakan BAYRAMLIK Kara Harp Okulu hbayramlik@kho.edu.tr

Detaylı

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) VARYANS ANALİZİ (ANOVA) Ne zaman kullanırız? Ortalamalar arasında fark olup olmadığına bakmak istediğimizde Sürekli bir ölçüm (continuous data) ve 2 ya da daha fazla grubumuz olduğu

Detaylı