Tıp Fakültesi Dergisi Danı ma Kurulu:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tıp Fakültesi Dergisi Danı ma Kurulu:"

Transkript

1

2 T.C. Maltepe Üni versi tesi Tıp Fakültesi Dergisi, yılda 3 kez yayınlanan ve yayınlandı ı tarihten (2009) itibaren hakemli dergidir. ISSN mtiyaz Sahibi: Dr. Kemal KÖYMEN Genel Yayın Yönetmeni: Dr. Ahmet ÇOLAK Editör ve Sorumlu Yazı leri Müdürü: Dr. Bülent ARMAN Yürütme Kurulu: Dr. Berna HAL LO LU Dr. Alper KARAO LAN Dr. Alpay ÖRK Dr. Nesrin SARIMAN Yayın Kurulu: Dr. Oya UYGUR BAYRAM ÇL Dr.Öner ÇEL K Dr. Berna HAL LO LU Dr. Canan HÜRDA Dr. Alper KARAO LAN Dr. Alpay ÖRK Dr. Meral KOZAKÇIO LU ÖZEK C Dr. Nesrin SARIMAN Dr. Attila SAYGI Dr. evki AH N Dr. Orhan TÜRKEN Tıp Fakültesi Dergisi Danı ma Kurulu: Dr. Tamer AKSOY Dr. Fehime B. AKSUNGAR Dr. Tu rul ALICI Dr. Nüvit ALTINKAYA Dr. Bülent ARMAN Dr. Oya UYGUR BAYRAM ÇL Dr. H. Serpil BOZKURT Dr. Levent ÇEL K Dr. Nilgün ÇINAR Dr. Ahmet ÇOLAK Dr. Rahmi ÇUBUK Dr. Bahadır DA DEV REN Dr. Kadir DEM R Dr. Sinan EK C Dr. Aynur EREN Dr. Rıfkı EVRENKAYA Dr. Arzu GERÇEK Dr. Peykan GÖKALP Dr. Esen KASAPO LU GÜNAL Dr. efik GÜNEY Dr. Hakan GÜNDE Dr. Semih HALEZERO LU Dr. Berna HAL LO LU Dr. Canan HÜRDA Dr. Ahmet ILGAZLI Dr. Cem KALAYCI Dr. Alper KARAO LAN Dr. Kubilay KAR IDA Dr. Sibel KAR IDA Dr. Abud KEBUD Dr. Öncel KOCA Dr. eref KÖMÜRCÜ Dr. smail KURAN Dr. Bahire KÜÇÜKKAYA Dr. Ender LEVENT Dr. Nurettin LÜLEC Dr. Manuk MANUKYAN Dr. Ahmet M D Dr. Nil MOL NAS Dr. Ay e ÖNER Dr. Alpay ÖRK Dr. Ümit ÖZEK C Dr. Meral KOZAKÇIO LU ÖZEK C Dr. E ref ÖZER Dr. Güler ÖZTÜRK Dr. Esra SA LAM Dr. Nesrin SARIMAN Dr. Atilla SAYGI Dr. Kamil SERDENGEÇT Dr. Gülbüz SEZG N Dr. evki AH N Dr. Sadık ENCAN Dr. Selçuk M EK Dr. Günay TOSUN Dr. Orhan TÜRKEN Dr. M. Ya ar TÜLBEK Dr. Dilek YILMAZ Baskı ve Cilt: Ege Basım Ege Plaza Esatpa a Mah., Ziyapa a Cad., No:4 Ata ehir / STANBUL Tel: (0216) Tasarım: ATT Basım Yayın Reklam Org. n. San. ve Tic. Ltd. ti. Yalı Mah. Küçükyalı Cad. Ulusoy Apt. No: 44/3 Maltepe / STANBUL Tel: (0216) (pbx) Faks: (0216) Yazı ma Adresi: T.C. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Feyzullah Cad. No: Maltepe / STANBUL Tel: (0216) Faks: (0216)

3 çindekiler Contents Yazarlara Bilgi 4 Rahim çi Araç Kullanan Kadınlarda Geli en Menorajinin Uterin Kan Akımı le li kisi Relationship of Menorrhagia with Uterine... Halilo lu ve Arkada ları Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde CT guided percutaneous catheter drainage application following inadequate... Dusak ve Arkada ları Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ö rencilerinin Geneti i De i tirilmi Organizmalar Knowledge Attitude and Behavior of the students... Keskin ve Arkada ları Apseden zole Edilen Streptococcus Constellatus Streptococcus Constellatus Isolated From Abscess... Balıkçı ve Arkada ları Midenin Kötü Differansiye Medüller Karsinomu: Olgu Sunumu Poorly Differenciated Medullary Carcinoma of the Stomach; Case Report Midi ve Arkada ları A Rare Cause of Vrilization of Females; Congenital Nadir Bir Virilizasyon Nedeni; 3-Beta Hidroksisteroid... lter E... ve Arkada ları Eri kinde Hepatit A: Olgu Sunumu Hepatitis A in an adult: Case report Cengiz ve Arkada ları Peryodik Ate, Aftöz Stomatit, Farenjit ve Servikal Adenit A Patient With Periodic Wever, Aphthous Stomatitis, Pharyngitis... Çelik ve Arkada ları Derleme: Antipsikotik Yaygın Geli imsel Bozukluklarda Güncel Review: Current Antipsychotic Use in Uervasive... Karaman

4 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal YAZARLARA B LG 1. Maltepe Tıp Dergisi, sa lık alanındaki bilimsel ara tırmalar, teknolojik geli meler, derlemeler, klinik çalı malar, olgu bildirimleri, bilimsel toplantı özetleri, editöre mektuplar, literatür özetleri ve biyografi leri yayınlar. 2. Dergi yılda 3 sayı yayınlanır. 3. Derginin yazı dili Türkçe ve ngilizcedir. 4. Yayınlanmak üzere dergiye gönderilen yazıların dergiye kabul edildikten sonra her türlü yayın hakkı dergiye aittir. Yazılar yayın kurulu tarafından incelendikten sonra gerekli görülen düzeltmelerin yapılması için yazara geri gönderilir. Editör ve yay n kurulu gerekli gördü ünde yazıların bilimsel danı ma kurulu tarafından incelenmesini isteyebilir.yazılar teslim tarihi göz önüne alınarak yayın kurulunun belirledi i sıraya göre yayınlanır. Yazım Kuralları a) Dergiye gönderilen ara tırmalar ve derlemeler oniki, bilimsel toplantı özetleri on, olgu bildirimleri be, editöre mektuplar, literatür özetleri ve biyografi ler ise üç daktilo sayfasını geçmemelidir. b) Yazılar A4, beyaz birinci hamur ka ıdın bir yüzüne kenarlardan 2.5 cm bo luk kalacak ekilde 2 satır aralık olarak daktilo edilmesi, bilgisayar yazıcısı kullanacaksa iyi kalite yazım modu seçilmelidir. c) Gönderilen yazılar sıra ile u bölümlerden olu malıdır. Ba lık sayfası, Türkçe özet ve anahtar kelimeler, ingilizce özet ve anahtar kelimeler, yazı metni, kaynaklar, tablolar, resim ve ekiller için alt yazı. Olgu bildirimlerinde ise giri, ba lık, ingilizce ba lık, Türkçe özet, inglizce özet, olgu ve olguların sunumu, tartı ma ve kaynaklardan olu malıdır. d) Yazının tamamı 3 kopya olarak kalın bir zarf içinde katlanmadan gönderilmelidir.ayrıca yazının Microsoft Word Belgesi olarak kaydedilmi disket ya da Cd si de eklenmelidir. b) Özet ve Anahtar Kelimeler Özetler 250 kelimeyi geçmeyecek ekilde kısa literatür bilgisi, çalı manan amacını, gereç ve yöntemi, varılan sonuçları kısa ve açık bir ekilde belirtilmelidir. c) Yazı Metni Klinik ve deneysel ara tırma yazıları giri, gereç ve yöntem, sonuçlar ve tartı ma bölümlerinden olu turulmalıdır. d) Kaynaklar Kaynaklar yazıda kullanıldı ı sırayla numaralanmalı, dergi isimleri Index Medicus taki stil ile kısaltılmalıdır. Altıdan fazla yazar olan makalelerde ilk üç yazarın ismi yazıldıktan sonra di er isimler ve ark. (et al) kısaltılması ile gönderilmelidir. Dergiler için yazar soyadları, adlarının ilk harfl eri, makalenin ba lı ı, derginin adı, tarih, bölüm sayısı ve sayfa olarak sıralanmalıdır. Örnek: Templeton PA, Coston CI, Zorhouni EA.: Current uses of CT and MR imaging in the stagini of the lung cancer. Radiol Clin North Am 1990, 28: Kitaplar için: Yazar isimleri, bölüm adı, editör ismi, kitap adı, basım, ehir, yayınevi, tarih ve sayfalar eklinde sıralanmalıdır. Örnek: Winfi eld HN, Schuersler W. Pelvic Iymphadenecomy. n Claymon RV, Mc Dougo.II EM (eds). Laparoscopic Urology, Guolity Medical Publiser, St. Louis, 1993, P e) Tablolar, Resimler ve Alt Yazılar Tablolar ayrı sayfalarda kısa bir ba lık içerecek ekilde metinde bahsedili sırasına göre numaralandırılarak hazırlanmalıdır. Foto rafl ar siyah beyaz ve net kalitede olmalıdır. Foto rafl arın arkalarında metindeki kullanılı sırası ve üst kısmını gösterir bir ok i areti konulmalıdır. Resim altyazıları ayrı bir sayfada aralıklı yazılmalı, resimler ayrı bir zarf içerisinde gönderilmelidir. * Yayınlanan yazıların sorumllulu u yazarlara aittir. Gönderilen yazılar iade edilemez. Yazı Düzeni a) Ba lık sayfası 1) Makalenin Türkçe ve ingilizce ba lı ı 2) Yazarların ta ıdı ı en yüksek akademik ünvanı, yazarların açık adı ve ba lı bulundu u kurum. 3) Çalı manın yapıldı ı kurum veya kurumların adı. 4) Makale ile ilgili yazı malardan sorumlu yazarın isim, adres ve telefonu numarası. 5) Makale daha önce bir yerde sunulmu ise ba lık sayfasının en altında belirtilmelidir.

5 Rahim içi Araç Kullanan Kadınlarda Geli en Menorajinin Uterin Kan Akımı le li kisi Relationship of Menorrhagia with Uterine Blood Flow in women who use Intrauterine Devices Dr. Berna Halilo lu*, Dr. Aygen Çelik*, Dr. Erdin Ilter*, Dr. Tonguç Gündüz*, Dr. Serpil Bozkurt*, Dr. Ümit Özekici* ÖZET: Amaç: Rahim içi araç (R A) kullanımı ve buna ba lı menoraji geli en olgularda uterin kan akımının etkilenip etkilenmedi i konusunda literatürde de i ik çalı malar bulunmaktadır. Çalı mamızda rahim içi araç kullanan ve menoraji geli meyen kadınlar ile rahim içi araç kullanan ve menoraji geli en kadınların uterin arter Doppler indekslerinin hiçbir kontraseptif yöntem kullanmayan kadınlarla kar ıla tırılması planlanmı tır Yöntem: Çalı maya Maltepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Do um Anabilim Dalı poliklini ine ba vuran 90 R A lı hasta ve herhangi bir kontraseptif kullanmayan 30 hasta çalı maya dahil edildi. R A kullanan hasta grubu 2 alt gruba ayrıldı. Menorajisi olan (grup I) (n=29) ve menorajisi olmayan (grup II) (n=61). Gruplar ya, gravida, parite, abortus, R A kullanım süresi, uterin arter (UA) pulsalite indeksi (PI) ve rezistans indeksi (RI) açısından kar ıla tırıldı. Bulgular: Her 3 grup arasında UA-PI ve UA-RI açısından anlamlı farklılık elde edilemedi. Ancak post-hoc analiz yapılarak gruplar kar ıla tırıldı ında grup I UA-PI, anlamlı olarak grup III UA-PI dan daha dü ük idi (p=0.038). Sonuç: R A kullanan ve menoraji geli en kadınlarda normale göre dü ük UA-PI de erleri saptansa da, R A kullanıcılarında menorajiyi saptamakta yeterince kuvvetli bir belirteç olmayabilece ini dü ünmekteyiz. SUMMARY: Objective: There have been different studies investigating the effect of intrauterine devices (IUD) on the uterine artery blood fl ow. We planned to investigate uterine artery Doppler indices in menorrhagic IUD users, nonmenorrhagic IUD users and women who do not use any contraceptive method. Methods: Ninety IUD users and 30 control women who attending to the Maltepe University Gynecology Policlinics were included the study. The IUD users were divided into 2 groups: menorrhagic (n=29) and non-menorrhagic (n=61). The age, gravidity, parity, abortion, duration of UID use, uterine artery (UA) pulsality index (PI) and resistance index (RI) were compared. Results: The UA-PI and UA-RI were not statistically signifi cant between groups. When post-hoc analysis was performed, group I UA-PI was signifi cantly lower than group III UA-PI (p=0.038). Conclusions: Although lower UA-PI was found in menorrhagic IUD users, it seems not to be an adequate marker for detecting menorrhagia. Key words: intrauterine device, menorrhagia, Doppler, uterine artery Anahtar kelimeler: rahim içi araç menoroji doppler uterin arter. * TC. Maltepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Do um Anabilimdalı

6 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal G R Bakırlı rahim içi araç (R A) uzun yıllardır kullanılmakta olan kontraseptif bir metoddur. Ancak R A kullanan kadınların yakla ık %20 sinde dismenore ve menoraji nedeniyle yöntemin bırakılması söz konusudur (1). Gerek R A nın gerekse bu yan etkilerin, uterin kan akımı üzerine olan ilgisini ara tıran çalı malarda farklı sonuçlar bulunmaktadır (2-4). Normal adet olan kadınlarda R A kullanımı sonucunda uterin kan akımının de i medi i, ancak dismenore geli enlerde uterin arter pulsalite indeksinin (PI) dü tü ü gösterilmi tir (2). Ayrıca R A kullanan kadınlarda geli en menorajinin, uterin kan akımı artı ı ve uterin arterde rezistansın azalması ile birlikte oldu u gösterilmi tir (3). Bununla birlikte bazı çalı malarda da dismenoresi ve/veya menorajisi olan R A kullanan kadınlarda uterin kan akımının de i medi i gösterilmi tir (5). Çalı mamızda, menorajisi olan R A kullanan kadınlar, herhangi bir yan etki olmaksızın R A kullanan kadınlar ile normal adet gören kadınların uterin arter Doppler indeksleri kar ıla tırılarak R A ya ba lı menorajinin uterin kan akımı ile ilgili olup olmadı ı ara tırılmı tır. MATERYAL VE METOD Çalı maya Maltepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Do um Anabilim Dalı poliklini ine ba vuran 90 R A lı hasta ve herhangi bir kontraseptif kullanmayan 30 hasta çalı maya dahil edildi. Adet düzensizli i, kanama diyatezi, gebelik, pelvik infl amatuar hastalık, servisit, benign veya malign jinekolojik tümör, konjenital uterin anomali, son 3 ayda oral kontraseptif kullanımı öyküsü olan hastalar çalı maya alınmadı. Tüm hastalardan aydınlatılmı onam belgesi alındı. Halilo lu ve Arkada ları R A kullanan hasta grubu 2 alt gruba ayrıldı. Menorajisi olan (grup I) (n=29) ve menorajisi olmayan (grup II) (n=61). Olguların ya, gravida, parite, abortus, R A kullanım süreleri kaydedildi. Ultrasonografi aynı hekim tarafından MHz transvaginal prob (General Electric, Logic 500 MD) kullanılarak yapıldı. Tüm olgulara menstrüasyonun 3-5. günlerinde ultrasonografi k muayene yapıldı. Kan akım velosite dalgaları uterin arterin servikal os hizasındaki kısmından elde edildi. Pulsalite indeksi (PI: sistol-diastol/ortalama)ve rezistans indeksi (RI: sistol-diastol/sistol) ardı ardına iyi kalitede 3 benzer dalga formu elde edilince hesaplandı. Her iki uterin arterden alınan indekslerin ortalaması hesaplandı. Gruplar ya, gravida, parite, abortus, R A kullanım süresi, uterin arter (UA) PI ve RI açısından kar ıla tırıldı. statistiksel analiz SPSS 13.0 for Windows (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) kullanılarak yapıldı. Sonuçlar ortalama±sd olarak verildi. Gruplar arası farklılık için ANOVA testi uygulandı. p <0.05 istatistiksel anlamlılık düzeyinde de erlendirildi. BULGULAR Her 3 grup arasında ya, gravida, parite, abortus sayıları ve R A kullanım süresi açısından anlamlı farklılık saptanmadı (Tablo I). Grup I de UA-PI ortalama 1.77±0.41, UA-RI ortalama 0.75±0.05 idi. Grup II de UA-PI ortalama 1.92±0.77, UA-RI ortalama 0.73±0.16 idi. Kontrol grubunda ise UA-PI ortalama 2.30±1.05, UA-RI ortalama 0.82±0.12 idi (Tablo I). Üç grup arasında UA-PI ve UA-RI açısından anlamlı farklılık elde edilemedi (Tablo I). Post-hoc analiz yapılarak gruplar kar ıla tırıldı ında grup I UA-PI, anlamlı olarak grup III UA-PI dan daha dü ük idi (p=0.038). Tablo I : Olguların demografik ve ultrasonografik bulguları (UA-PI: uterin arter pulsalite indeksi, UA-RI: uterin arter rezistans indeksi) Grup I (n=29) Grup II (n=61) Grup III (n=30) p Age,Mean±SD 36,84±6,47 37,31 ±8,26 35,73±8,39 0,721 Gravida, Mean±SD 2,52±1,54 2,63±1,39 2,83±1,64 0,732 Parity, Mean±SD 1,94±1,07 1,68± 0,81 1,60±0,85 0,679 Abortus, Mean±SD 0,28±0,82 0,41±0,80 0,52±0,71 0,323 UA-PI, Mean±SD 1,77±0,41 1,92±0,77 2,30±1,05 0,222 UA-RI, Mean±SD 0,75±0,05 0,73±0,16 0,82±0,12 0,275 R A süre, Mean±SD 4,89±2,30 6,63±3,12 4,76±1,92 0,215

7 Halilo lu ve Arkada ları TARTI MA Rahim içi araç kullanan hastalarda geli en menorajinin mekanizması net olmamasına ra men, artmı prostaglandin seviyelerinin kapiller permeabilite ve endometriumun kan akımında de i ikliklere yol açarak kanama miktarında artı a neden oldu u dü ünülmektedir (1,6). Bu amaçla literatürde R A kullanıcılarında uterin arter kan akımı de i ikliklerini ara tıran pek çok yayın mevcuttur (1-6). Frajndlich ve ark (1) menorajisi olan R A lı kadınlarda uterin arter PI ve RI de erlerinin R A sı olmayan kadınlara göre daha dü ük oldu unu bildirmi tir. Ayrıca menorajik olmayan R A kullanıcılarında Doppler akımının, R A kullanmayan kadınlar ile kıyaslandı ında farklı olmadı ını da belirtmi tir. Momtaz ve ark (3) da menstrüasyon sırasındaki uterin arter rezistansının menorajisi olan R A kullanıcılarında, menorajisi olmayan R A lı kadınlar ve herhangi bir kontraseptif yöntem kullanmayan kadınlara göre daha dü ük oldu unu göstermi tir. Çalı mamızda da benzer ekilde menorajik olan R A lı kadınların UA-PI de erleri, R A kullanmayan kadınlara göre anlamlı olarak daha dü ük bulunmu tur. Fakat menorajisi olan ve olmayan R A lı kadınlar arasında farklılık bulunamamı tır. Bununla birlikte, de Souza ve ark (5) ise yaptıkları çalı mada R A takılmadan önce ve takıldıktan 1 ay sonra sonra Doppler akımlarını de erlendirmi ve UA-PI ve UA-RI de erlerinin farklı olmadı ını göstermi lerdir. Jarvela ve ark (2) da normal adet gören 21 hastada R A takılmadan önceki ve takıldıktan 3 ay sonraki Doppler indekslerini kar ıla tırdıkları çalı malarında, hem menstrüel fazda hem de midluteal fazda R A kullanımı ile UA-PI de i medi ini bulmu lardır. Ancak dismenore geli en kadınlarda menstrüel fazdaki UA-PI de erlerinde anlamlı olarak dü me oldu unu göstermi lerdir. Yi it ve ark (4) ise R A takılmadan önceki ve takıldıktan 3-5 ay sonraki menstrüel fazdaki Doppler incelemesinde, menoraji geli en kadınlarda anlamlı olarak UA-PI de erlerinin dü ük oldu unu ancak dismenore geli en kadınlarda de i iklik olmadı ını bildirmi tir. Çalı malar arasındaki farklı bulguların nedeni de i ik R A kullanım süreleri veya Doppler incelemesinin yapıldı ı menstrüel siklus fazı olabilir. Menstrüel siklus boyunca uterin arter kan akımındaki de i iklikleri inceleyen çalı malarda, midluteal fazda kan akımı direncinin en dü ük oldu u ve direncin en yüksek oldu u dönemin de menstrüasyonun ilk günü oldu u gösterilmi tir (7,8). Çalı mamızda bu nedenle menstrüel fazda Doppler incelemesi yapılmı ve R A kullanmayan kontrol grubunda Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal UA-RI de erleri en yüksek de erde saptanmı tır. Menorajiye neden olan faktörün prostaglandinler oldu u için, prostaglandin sentez inhibitörlerinin verilerek menoraji tedavi edilmektedir. Bu tedavinin uterustaki artmı kan akımını azaltıp azaltmadı ı ara tıran çalı malarda da, UA-PI de erlerinin prostaglandin tedavisi ile anlamlı olarak yükseldi i görülmü tür (1). Sonuç olarak, çalı mamızda R A takılan ve takılmayan kadınlarda uterin arter PI de erlerinin de i medi i ancak menoraji geli en kadınlarda anlamlı olarak daha dü ük oldu u izlendi. R A takılan kadınlarda uterin kan akımındaki de i iklikler ile menoraji geli imi arasında ili ki oldu unu ancak bunun menoraji geli imini belirleyebilmekte yeterince güçlü bir belirteç olmadı ını dü ünmekteyiz. KAYNAKLAR 1. Frajndlich R, Corleta HE, Frantz N. Color Doppler sonographic study of the uterine artery in patients using intrauterine contraceptive devices. J Ultrasound Med 2000;19: Jarvela I, Tekay A, Jouppila P. The effects of a copper-intrauterine device on the uterine artery blood fl ow in regularly menstruating women. Hum Reprod 1998; 13: Momtaz M, Zayed M, Rashid K, et al. Doppler study of the uterine artery in patients using an intrauterine contraceptive device. Ultrasound Obstet Gynecol 1994; 4: Yi it N, Kacar M, Yi it H, et al. The effects of copper contraceptive intrauterine device on the uterine artery blood fl ow: A prospective transvaginal Doppler study. J Clin Ultrasound 2009; 37: de Souza MA, Geber S. Doppler color fl ow analysis of the uterine arteries before and after intrauterine device insertion: a prospective study. J Ultrasound Med 2006; 25: Yilmazer M, Yucel A, Cevrioglu S, et al. The effect of using copper intrauterine device for various periods of time on uterine artery blood fl ow. T Klin J Gynecol Obstet 2003;13: Sladkevicius P, Valentin L, Marsal K. Blood fl ow velocity in the uterine and ovarian arteries during the normal menstrual cycle. Ultrasound Obstet Gynecol 1993; 3: Steer CV, Campbell S, POampiglione JS, et al. Transvaginal colour fl ow imaging of the uterine arteries during the ovarian and menstrual cycles. Hum Reprod 1990; 5:

8 Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde Perkütan Kateter Drenaj Uygulaması CT guided percutaneous catheter drainage application following inadequate tube thoracostomy of empyema cases Abdurrahim Dusak*, Gökhan Gökalp*, Metin Do an**, Tamer Baysal** ÖZET: Ampiyemin konvansiyonel tedavi yöntemi olan tüp torakostomi, özellikle yo un septasyonlar ve lokülasyonlar içeren kolleksiyonların drene edilmesinde yetersiz kalmaktadır. Gö üs tüpünün yetersiz kaldı ı, ampiyemli 11 olguya BT e li inde perkütan kateter drenaj uygulandı. Olguların 10 unda ba arılı drenaj sa landı. Tüm hastalarda ampiyem po u, BT e li inde perkütan drene edildi. Bir olguda yo un kalsifi kasyon nedeniyle drenaj sa lanmasına ra men ampiyem po u oblitere edilemedi. Akci erin yetersiz ekspansiyonu nedeniyle, olguya cerrahi dekortikasyon uygulandı. Tüp torakostominin yetersiz kaldı ı, lokülasyonlar gösteren ampiyem olgularında, BT e li inde perkütan kateter drenaj uygulaması, ampiyemin kronikle mesini önleyerek açık cerrahi dekortikasyon ihtiyacını azaltan etkin bir tedavi yöntemdir. Anahtar sözcükler: ampiyem, tüp torakostomi, BT e li inde, perkütan kateter drenaj ABSTRACT Tube thoracostomy as a conventional therapeutic approach to empyema remains inadequate for the drainage of collections with dense septations and loculations. CT guided percutaneous drainage catheters were inserted in 11 patients to drain empyemas after conventional chest-tube drainage had been unsuccesful. Ten of the patients were treated successfully. In all patients, the empyema cavity was drained percutaneously with CT guidance. Although drainage was achieved, the empyema cavity could not be obliterated due to severe calcifi cation in one patient. Decortication surgery was performed on that patient as there was insuffi cient lung expansion. In empyema cases showing loculations, when tube thoracostomy is insuffi cient, CT guided percutaneous catheter drainage is an effective approach, which can prevent the empyema becoming chronic and reduces the need for decortication surgery. Key words: empyema, tube thoracostomy, CT guided, percutanous catheter drainage * Uluda Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı ** nönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

9 Dusak ve Arkada ları G R Ampiyem, ilk tanı ve tedavisini 2400 yıl önce Hipokrat ın tanımladı ı, bilinen en eski hastalıklardan biridir. Ampiyemli bir olguda oskültasyonla tanı koymu ve drenajla tedavisini uygulamı tır. Literatürde ilk olgu Le Clerc 1719 da bir ampiyem olgusu yayımlamı ve Hipokrat a benzer yöntem uygulanmı tır. Genel anestezinin 1800 li yıllarda geli mesiyle, 1876 da Hewett ilk kapalı drenajı tanımlamı tır. Fowler ise 1893 te ilk ba arılı dekortikasyonu gerçekle tirmi tir (1, 2). Ampiyem plevral bo lukta, intratorasik yada ekstratorasik nedenlerle olu an pürülan materyal koleksiyonudur. Genellikle pnömoni sırasında yada sonrasında olmakla birlikte, travmatik nedenlerlede ampiyem geli ebilmektedir. Ampiyem tedavisinde temel kural erken dönemde enfeksiyonun kontrol altına alınması ile birlikte pürülan materyalin drenajı ile akci erin reekspansiyonunun sa lanmasıdır (2, 3). Ampiyemde tüp torakostomi ilk ve temel tedavi yöntemi olarak kullanılır (5). Lokülasyonlar gösteren ampiyemli olgularda konvansiyonel tüp torakostomi, pürülan materyalin drene edilmesinde yetersiz kalabilmektedir. Bu olgularda BT e li inde perkütan kateter drenaj yöntemi kullanılabilir (6). Amacımız, özellikle septasyonlar içeren, lokülasyonlar gösteren; toraks tüpü ile yeterli drene edilemeyen ampiyemli olgularda, BT e li inde perkütan kateter drenaj uygulamasının, tedavideki etkinli inin irdelenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM Olguların özellikleri Merkezimizde ampiyem tanısı ile takip edilen, ancak içerdi i septasyonlar, gösterdi i lokülasyonlar nedeniyle; pürülan materyalin drene edilmesinde, konvansiyonel tüp torakostominin yetersiz kaldı ı, 11 ampiyem olgusu retrospektif olarak de erlendirilmi tir. Olgular, iki yönlü gö üs röntgenogramları ve BT ile de erlendirildi. Ampiyemli olgular, Light ın parapnömoni ve ampiyem sınıfl aması kullanılarak gruplandırıldı (4); grup 5, 6 ve 7 çalı maya alındı (Tablo1). Toraks BT ile tedavi planlaması yapıldı. Olguların altısında parapnömonik efüzyona, ikisinde travmaya, üçünde median sternotomiye sekonder ampiyem geli mi ti. TEKN K Etyolojik faktörler de göz önünde bulundurularak uygun Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal antibiyotik tedavisi, kültür alındıktan sonra ba landı. Kültür sonucuna göre antibiyotik tedavi protokolü gözden geçirilerek yeniden düzenlendi. BT ile kesitsel görüntüleme ve ampiyemin yerle imi, boyutu, yapısı göz önüne alınarak tedavi planlaması yapıldı. Üç olguda; lateral dekübitis, sekiz olguda pron pozisyonunda i lem uygulandı. Olgulara BT e li inde lokalizasyon sonrası, lokal anestezi altında, seldinger yöntemi ile perkütan apse drenaj kateteri yerle tirildi. Kateter yerle tirilirken lokalizasyon ile belirlenen düzeyden, kostanın hemen üstünden ampiyem po una girildi. Kılavuz tel yardımıyla dilatasyon sonrası 12F perkütan drenaj kateteri yerle tirilerek tüm pürülan materyal bo- altılmaya çalı ıldı, serum fi zyolojik ile irrigasyon yapıldı ve su altı drenajına alındı. Tüm olgularda i lem sonrası kontrol BT çekildi (Resim 1). Olguların takibi, iki yönlü gö üs röntgenogramları ile yapıldı. Drenaj kesilince kateter kapatıldı. Ampiyem po unun oblitere oldu u, kom u akci er segmentlerinin ekspanse oldu u radyografi ile görülen olgularda kateter uygun teknikle çıkarıldı. BULGULAR Olguların 3 ü kadın, 8 i erkek ve ya ortalaması 32 (21-65 yıl) idi. Light ın parapnömonik efüzyon-ampiyem sınıfl amasına göre: 3 olgu grup 5; 6 olgu grup 6; 2 olgu ise grup 7 idi. Lokülasyonlar nedeniyle tüp torakostominin yetersiz kaldı ı, perkütan kateter drenaj uyguladı ımız 11 olgunun 10 unda cerrahi dekortikasyona gerek kalmadan, yeterli akci er ekspansiyonu sa landı (Resim 2). Bu olgularda ortalama drenaj süresi 5 (3-8) gün olarak izlendi. Ortalama 11 (4-15) aylık takiplerde nüks izlenmedi. lem sırası ve sonrasında meydana gelen komplikasyonlar (Tablo 2): bir olguda; uzamı hava kaça ı (%9), bir olguda; lokal yara yeri enfeksiyonu (%9) olup bu olgular herhangi bir cerrahi i lem gerekmeksizin tedavi edildi. Belirgin plevral kalınla ma ve kalsifi kasyonun e lik etti i bir olguda (%9) ise, perkütan drenaj sa lanmasına ra men ampiyem po unda obliterasyon ve kom u akci- er segmentlerinde yeterli ekspansiyon izlenmedi inden açık cerrahi dekortikasyon uygulandı. Olgularda i lem sırasında pnömotoraks geli medi. Tüp torakostominin yetersiz kaldı ı loküle ampiyem olgularında, cerrahi dekortikasyona gereksinim kalmadan, BT e li inde perkütan kateter drenaj ile 10 olguda (%91); etkin perkütan drenaj sa landı. BT e li inde perkütan kateter drenaj uygulaması ile

10 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal tedavi edilen olgularda mortalite görülmedi. TARTI MA Ampiyem plevral bo lukta pürülan materyal birikimidir. Ampiyem genellikle parapnömonik efüzyon sonrasında geli se de, %25 i cerrahi veya travma sonrası, %10 u idiyopatik ve bir kısmı da subdiyafragmatik olaylara sekonderdir. Ampiyem, ate ve sistemik toksisite eklinde apse klini i verir (3). Ampiyem po u hava yollarına açılırsa sistemik toksisite minimal iken plevral sıvı ekspektore edilir ve akci er grafi sinde hava sıvı seviyesi izlenir (7). BT altta yatan patolojinin belirlenmesinde ve perkütan giri imlere klavuzluk için kullanılır (8). Konvansiyonel tüp torakostomi, ampiyemli olgularda drenaj sa lamada en sık kullanılan yöntemdir. Plevral alandaki toraks tüpü, PA ve lateral akci er grafi leriyle lokalize edilen, torasentez ile pürülan materyalin aspire edildi i bölgeden, orta koltuk altı çizgisi üzerinden, drenajın sa lanabildi i en alt noktadan yerle tirilir. Pürülan materyalin drene edilmesi sonucu akci erin ekspanse olması ile hastanın genel durumu hızla düzelir (7-9). Ampiyemli olgularda, özellikle erken dönemde, debridman ve lokülasyonlar gösteren ampiyem po ların birle tirilmesi için video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) kullanılabilmektedir (5). Ampiyemin konvansiyonel tedavisi olan tüp torakostomi ile yeterli drenaj ve dolayısıyla klinik ve radyolojik iyile me sa lanamazsa BT ile ampiyem po unun yapısı, kom ulukları de erlendirilir. Drene edilemeyen lokülasyonlar saptandı ında ek torakostomi tüpü ile drenaj yada açık cerrahi dekortikasyon gündeme gelir. En iyi ko ullarda ampiyem tedavisinde mortalite %20 lerde seyretmektedir (10). Ampiyem tedavisinde etyolojik faktörün ortadan kaldırılması önemlidir. Cerrahi sonrası geli ebilen ampiyemlerde altta yatan neden ortadan kaldırılmadan uygulanan drenaj yetersiz kalmaktadır (11). Ampiyem sonucu geli en plevral kalınla ma ve yapı ıklıklar nedeniyle pnömotoraksa nadiren rastlanabilmektedir. Geli en pnömotoraks, sınırlı olmakta ve hastada belirgin dispne olu turmamaktadırlar (7, 12). Olgularımızda i lem sırasında ve i lem sonrası elde olunan kontrol görüntülemede belirgin pnömotoraks izlenmedi. Ampiyem nedeniyle geli en yapı ıklıklar ve çekintiler vital yapılarda yerde i ikli ine neden olabilmektedir. BT e li inde perkütan kateter drenaj i lemi, kom u vital Dusak ve Arkada ları yapılar görüntülenerek yapıldı ından, i lem sırasında vital organ yaralanmaları gibi önemli komplikasyonlar belirgin azaltılmaktadır. Ampiyemli olgularda kostalar, skapula ve vertebraların transvers proçesleri ampiyeme uygun yakla ımı engelleyebilmektedirler. Bu durumlarda, lateral dekübit yada pron pozisyonu ile ve omuza uygun pozisyonlar verilerek kemik yapının süperpozisyonu kaldırılmaya çalı ılarak uygun akses olu turulur (13). Toraks inferiyordan yükseltilerek interkostal aralık geni letilmeye çalı ılır. Toraksa posterolateral yakla ımla kateter yerle tirilerek drenaj artırılabilir. Ampiyemli olgularda özellikle septasyonlar ve lokülasyonlar gösteren olguların perkütan drenajında US kullanılabilmektedir. Ancak artefaktlar nedeniyle görüntüleme optimal yapılamayabilmektedir. Ampiyem po unun boyut ve kom ulukları gösterilememektedir. Bu olgularda geli ebilecek komplikasyonların gösterilmesinde yetersiz kalmaktadır (8, 12). Bu nedenle olgularımızın takip ve tedavilerinde tercih edilmemi tir. Ampiyem po larında e lik eden duvar kalınla ması (pakiplörit) ile birlikte kalsifi kasyon nedeniyle kateter yerle tirilemeyebilir, yada ampiyem po u drene edilmesine ra men oblitere edilemeyebilir. Etkin obliterasyon sa lanamadı ı olgularda, cerrahi dekortikasyon yapılır (10, 15). Bir olgumuzda benzer özellikte ampiyem kavitesi drene edildi ancak ampiyem po u, optimal oblitere edilemedi. Drenaj sa lanmasına ra men ampiyem po unun yetersiz obliterasyonu nedeniyle olgu cerrahi dekortikasyona alındı. Malignitenin e lik etti i olgularda tedaviye cevabı etkileyen etken, altta yatan patolojinin tedavisi ile ili kili olmaktadır (10, 14). Çalı mamızda malignitenin e lik etti i olgular bulunmadı ından ba arı oranı yüksek bulunmu tur. Bronkoplevral fi stülün e lik etti i olgularda iyile me daha uzun sürebilmektedir (7, 11). Çalı mamızda bronkoplevral fi stülün e lik etti i iki olguda benzer ekilde klinik semptomlarda iyile me ve drenajın optimal sa lanması daha uzun zaman diliminde gerçekle mi tir (ortalama 7 gün). Ampiyemde pürülan materyalin yo unlu u nedeniyle kateter disfonksiyonu görülebilece inden, perkütan drenaj kateterinin serum fi zyolojik ile irrigasyonu, patensisinin devamlılı ı açısından önemlidir. Ayrıca olgularda yeterli hidrasyon sa lanmalıdır (13, 15). Olgularımızda kateter bakımı ve irrigasyonu optimal yapıldı ından, kateter tıkanması yada ampiyemin tekrarlaması görülmemi tir.

11 Dusak ve Arkada ları Tüp torakostominin yetersiz kaldı ı, septasyonlar içeren, lokülasyonlar gösteren ampiyemli olgularda BT e li inde perkütan drenaj, tedavide etkili bir giri imsel i lemdir. Bu çalı mada verilerimiz, BT e li inde perkütan kateter drenaj uygulaması, ampiyemin konvansiyonel tedavisi Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal olan tüp torakostominin, drenajda yetersiz kaldı ı lokülasyonlar gösteren ampiyem olgularında alternatif olarak uygulanabilir bir tedavi yöntemi oldu unu göstermi tir. Tablo 1. Light ın parapnömonik efüzyon ve ampiyem sınıflaması Parapnömonik efüzyon ampiyem Sınıflama Tanı Tedavi Grup 1 Nonspesifik plevral efüzyon, <10mm den küçük sıvı Torasentez endike de il Grup 2 Grup 3 Grup 4 Grup 5 Grup 6 Grup 7 Tipik parapnömonik effüzyon, > 10 mm den fazla kalınlık, glukoz >40mg/dl, ph>7.2, LDH <3x serum LDH, gram boyama ve kültür (-) Sınırda komplike plevral efüzyon, ph>7,0 ve/veya LDH>3, normal serum üst limiti, glukoz >40, gram boyama ve kültür (-) Basit komplike plevral efüzyon, ph <7,0 veya glukoz <40mg/dl veya gram boyama veya kültür (+), lokulasyon ve pü yok Kompleks komplike plevral efüzyon ph<7,0 ve/veya glukoz<40mg/dl veya gram boyama ve kültür (+), multiloküle Basit ampiyem pü, loküle yada serbest sıvı Kompleks ampiyem pü, multipl loküle Sadece antibiyotik tedavisi Antibiyotik ve seri torasentez Tüp torakostomi ve antibiyotik Tüp torakostomi ± fibrinolitik tedavi Tüp torakostomi + dekortikasyon Tüp torakostomi ± fibrinolitik tedavi. torakostomi veya dekortikasyon Tablo 2. Perkütan kateter drenajda komplikasyonlar. Komplikasyonlar Sayı % Uzamı hava kaça ı 1 9 Potansiyel steril bo luk 1 9 Lokal cilt enfeksiyonu 1 9 Toplam 3 27

12 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Dusak ve Arkada ları A B C D Resim 1. Perkütan kateter drenaj i lemi uygulama basamakları gösterilmi tir. BT ile uygun akses belirlendi (A), Seldinger yöntemi ile apse po una girildi (B), kateter yerle tirildi (C), i lem sonrası parankim pencere ile komplikasyonlar de erlendirildi (D); pnömotoraks izlenmedi, i lem sonlandırıldı. A B C D E Resim 2. Sa kostofrenik sinüsü kapalı, tüp torakostomili olgu (A), toraks tüpü ampiyem drenajında yetersiz kaldı ı izleniyor. Torakostomi tüpü alınmı olgu; kostofrenik sinüs kapalı, ampiyeme ait opasite sebat ediyor. Sa kostofrenik sinuse perkütan drenaj kateteri yerle tirilmi olup AP (C) ve lateral (D) görüntüleri ile efektif drenajın sa landı ı izleniyor. Perkütan drenaj sonrası kateter alındıktan sonra elde edilen kontrol röntgenogramda (E) etkin drenaj ve yeterli ekspansiyonun sa landı ı izleniyor.

13 Dusak ve Arkada ları KAYNAKLAR 1. Mattei P, Allen JL. Treatment of empyema in children: from Hippocrates time to the present, and back again. Am J Respir Crit Care Med 2006; 174: Davies O, Gleeson V. Diagnosis and management of pleural empyema. Current Opinion in Infectious Disease 1998; 11: Baysal T, Bulut T, Gökirmak M, Kalkan S, Dusak A, Dogan M. Diffusion-weighted MR imaging of pleural fl uid: differentiation of transudative vs exudative pleural effusions. Eur Radiol 2004; 14: Light RW. A new classifi cation of parapneumonic effusions and empyema. Chest 1995;108: Eryi it H, Örki A, Ko ar A, Akın O, Kıral H, Ürek, Arman B. Plevral ampiyemlerin tedavisinde videoyardımlı torakoskopik cerrahinin rolü. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2007; 55: Hamm H, Light RW. Parapneumonic effusion and empyema. Eur Respir J 1997; 10: Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal 7. Chon KS, vansonnenberg E, D Agostino HB, O Laoide RM, Colt HG, Hart E. CT-guided catheter drainage of loculated thoracic air collections in mechanically ventilated patients with acute respiratory distress syndrome. AJR Am J Roentgenol 1999; 173: Maier A, Domej W, Anegg U, Woltsche M, Fell B, Pinter H, Smolle-Jüttner FM. Computed tomography or ultrasonically guided pigtail catheter drainage in multiloculated pleural empyema: a recommended procedure? Respirology 2000; 5: Merriam MA, Cronan JJ, Dorfman GS, Lambiase RE, Haas RA. Radiographically guided percutaneous catheter drainage of pleural fl uid collections. AJR Am J Roentgenol 1988; 151: Light RW. Parapneumonic effusions and empyema. Proc Am Thorac Soc 2006; 3: Topal U, Sahin N, Gökalp G, Gebitekin C. Intrathoracic textilomas: radiologic fi ndings Tani Girisim Radyol 2004; 10: Tattersall DJ, Traill ZC, Gleeson FV. Chest drains: does size matter? Clin Radiol 2000; 55: Keeling AN, Leong S, Logan PM, Lee MJ. Empyema and effusion: outcome of image-guided small-bore catheter drainage. Cardiovasc Intervent Radiol 2008; 31: Marom EM, Palmer SM, Erasmus JJ, Herndon JE, Zhang C, McAdams HP. Pleural effusions in lung transplant recipients: image-guided small-bore catheter drainage. Radiology 2003; 228: Cochran JB, Tecklenburg FW, Turner RB. Intrapleural instillation of fi brinolytic agents for treatment of pleural empyema. Pediatr Crit Care Med 2003; 4:

14 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ö rencilerinin Geneti i De i tirilmi Organizmalar Hakkında Bilgi Tutum ve Davranı ları Knowledge Attitude and Behavior of the students in Medical School of Maltepe University About Genetically Modified Organisms Dr.Keskin Y 1*, Dr.Lüleci N E 1, Dr.Özyaral O 2, Altınta Ö 3, Sa lık A 3,Lisar H 3, Turan A 3, Top Y 3 ÖZET: Kesitsel tipte olan bu çalı ma Maltepe Tıp Fakültesi ö rencilerinin GDO ların, sa lı a ve çevreye etkilerine dair bilgi düzeylerini ölçmek, tutum ve davranı larını tespit etmek amacıyla yapılmı tır. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nde lisans e itimi alan ö rencilerin tamamı bu çalı maya dâhil edilmi ancak devamsızlık ve sa lık sorunları nedeni ile %72,91 ne (N=175) ula ılmı tır. Ö rencilerin GDO lar hakkındaki bilgi düzeyleri, risk düzeyine yönelik algı ve tutumlarını kapsayan sorular gözlem altında anket uygulaması yöntemiyle uygulanmı tır. Verilerin de erlendirilmesinde SPSS 11.5 versiyon istatistik programı kullanılarak, anova ve t-testi uygulanmı tır. Ara tırmaya katılanların %51,4 ü (90) kadın, %48,6 sı (85) erkek ö rencilerden olu maktadır. GDO risk skorlamasında kız ö rencilerin ortalama puanı erkek ö rencilerden anlamlı ekilde fazla oldu u izlenmi tir (p<0.005). GDO lu bir gıdayı tüketmekte bir sakınca görmem ve e er daha ucuz ise geneti i de i tirilmi bir gıdayı almayı tercih ederim sorularına alınan puanlar de erlendirildi inde erkek ö renciler daha yüksek puan almı lardır (p<0.005). Ö rencilerin %48.6 sı u an satın aldı ı gıdaların içinde geneti i de i tirilmi ürünler olabilece ini dü ünmektedir. Dünyadaki gıdaların geneti inin de i tirilmesini ö rencilerin %41.1 lik bir kısmı kesinlikle do ru bulmamaktadır. Geneti i de i tirilmi gıdalar ile hormonlu ya da katkı maddeli gıdalar arasındaki ayrıma %23.4 ö renci yorumsuz yanıtını vermi tir. Risk faktörleri yorumlamasında ise GDO sigara, stres, alkol ve çevreden sonra dördüncü sırayı almı tır. Ara tırmaya katılanların GDO ve insan sa lı ı üzerine olan etkileri ile ilgili bilgi düzeylerinin dü ük bulunmasından dolayı bu konuda e itim eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Geneti i de i tirilmi organizmalar, risk algısı, Tıp Fakültesi ö rencileri. ABSTRACT The objective of the study is to evaluate Knowledge,. Attitude and Practices (KAP) of the students in Medical School of Maltepe University about GMO s effects on humans and environment. Except absentees and patients, all medical students were included in survey which sums up to 72.91% (N=175), 51.4% (90) of which are females and 48.6% (85) males. The questionnaire assessed by anova and t-tests using SPSS 11.5 program revealed a higher risk score mean in females (p<0.005). The scores for I don t mind to eat GM food and I prefer GM food if cheaper questions are higher in males (p<0.005). 48.6% of students suppose the presence of GMO in the food they hold. 41.1% declares a defi nite opposition to GMO. 23.4% could not differentiate the meaning of GMO and additive ingredients. In risk ranking, the students put GMO as the forth factor after smoking, alcohol and polluted environment. It is concluded that the students have a low level of knowledge on GMO effects on humans and must be educated. Key words: Genetically modifi ed organisms, risk perception, medical students 1 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sa lı ı ABD 2 Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sa lık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu 3 Maltepe Üniversitesi Dönem 6 ö rencileri *keskinyasar@yahoo.com; Tel: +90 (216) )

15 Keskin ve Arkada ları G R ve AMAÇ Geneti i de i tirilmi organizmalar, bir canlının gen dizilimi de i tirilerek ya da bu canlıya çe itli bakteri, virüs, hayvan ve bitkilerden gen aktarılarak kendi do asında bulunmayan bir karakter kazandırılması ile elde edilir(1). Bu ürünlere ayrıca transgenik ürünler, bu teknolojiye rekombinant DNA teknolojisi de denir (2,3). GDO ların potansiyel yararları ve zararları konusunda çe itli çalı malar mevcuttur. Potansiyel yararlara örnek olarak; besin kalitesinin ve sa lı a yönelik faydalarının arttırılması, meyve ve sebzelerin raf ömrünün uzatılması, bitkisel ve hayvansal ürünlerde verimin yükseltilmesi, yenilenebilir a ı ve ilaç üretimi, insan hastalıklarının tedavisinde ve organ naklinde kullanılması, endüstride ürün ham materyali olarak kullanımı ve kimyasal insektisit ihtiyacını azaltması sayılabilir. Potansiyel zararlara ise genetik de i iklik sonucu besin kalitesindeki olumsuzluklar ve gıda güvenli i, allerjik reaksiyonlar ve toksik etkiler, gen patentleme ve terminatör teknolojisinin etkisi, etiketlenmesi ile ilgili kaygılar, geli ebilecek olan antibiyotik direnci, biyolojik ve genetik çe itlili in tehdidi gibi örnekler verilebilir.(4). ISAAA (International Service for the Acquisition of Agri-Biotechnology Applications) verilerine göre, 2004 yılında GD ürün ekim alanının 81 milyon hektar oldu u, 17 ülkede yakla ık olarak 8,25 milyon çiftçinin bu ürünleri yeti tirdi i ve bu sayının 2010 yılında iki katına çıkaca ı tahmin edilmektedir (5, 6). GD ürün ekim alanları günümüzde 115 milyon hektarı bulmu tur. Ancak ticari olarak üretimine 1996 yılında ba lanmı olmasına ra men GD ürün üretimi küresel de ildir. Tarımsal ticari GD ürün üretiminin %96 sı, ABD (%59), Arjantin (%20), Kanada (%7), Brezilya (%6) ve Çin (%4) olmak üzere sadece 5 ülkede yapılmaktadır. Dünya ticaretinde ise önemli bir yeri soya, mısır, kanola ve pamuk almaktadır(5, 6, 7, 8, 9, 10). GD ürünlerin en çok üretildi i ABD de özellikle soya ve mısır içeren i lenmi gıdaların %60 ından fazlası GD ürün içermektedir (11,12). GD ürünlerin ABD de yaygın kullanımının, tüketici tarafından kabul edildi i iddia edilse de gerçekte tüketicilerin büyük ço unlu u GD ürün tüketmektedir. GD ürün üreticilerinin ABD de yürüttü ü etiketleme kar ıtı lobi, bu ürünlerin etiketlenmesini engellemi tir. ABD de 1997 den beri yapılan anketler, bu ürünlerin etiketlenmesinin istendi ini ve bu durumda halkın büyük ço unlu unun GD ürün tüketmeyece ini göstermektedir (13). Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Ülkemizde geneti i de i tirilmi tohum ekmek veya ithal etmek yasaktır. Ancak mevzuattaki eksiklikler nedeni ile her yıl iki milyona yakın GDO lu mısır, soya, pamuk ve koza tohumunun kaçak olarak Türkiye ye girdi i belirtilmektedir. Etiketleme ile ilgili düzenlemeler henüz tam olarak uygulanamadı ı için, bu gıdalar, tüketici tarafından bilmeden tüketilebilmektedir (14,15). Avrupa da halkın sa lı ını tehdit eden risklere yönelik algısını de erlendiren Eurobarometer ara tırmasında öncelikli sa lık tehditleri arasında gıda yer almamaktadır (16). Gıda daha çok lezzet, zevk gibi olumlu kavramları anımsatmaktadır. Ancak gıdaya ili kin 14 tanımlanmı risk (pestisitler, yeni virusler, deli dana hastalı ı, GDO lar, vb) listelendi inde ki iler, özellikle kendi kontrolleri dı ında gıdalara yapılan müdahaleleri, endi eler kapsamında ilk sıraya koymakta, GDO da bu ba lık altında yerini almaktadır(14). AB içinde satılan tüm gıda ve yemler, GDO içerip içermediklerine dair bir etiket ta ımak zorundadır. çinde/bile iminde % 0.9 dan fazla GDO olmayan gıda ve yemler bu artlara tabi olmamaktadır(17). GDO konusunda ülkemizde GDO hakkındaki yasalar ve biyoteknoloji çalı maları yetersizdir. Toplumun bu konu ile ilgili bilgi, tutum ve davranı ları konusunda yeterli çalı malar mevcut de ildir. Özellikle halkın sa lı ı ile ilgili danı manlık hizmeti veren gruplar üzerinde bu tür çalı maların yapılması daha da önemli olmaktadır. Bu çalı manın amacı, gelecekte toplum sa lı ından sorumlu olacak hekim adaylarının GDO ların, sa lı a ve çevreye etkilerine dair bilgi düzeylerini ölçmek, tutum ve davranı larını tespit etmektir. GEREÇ VE YÖNTEM Kesitsel tipte olan bu çalı ma Maltepe Tıp Fakültesi ö rencilerinde yapılmı tır. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nde lisans e itimi alan ö rencilerin tamamı bu çalı maya dâhil edilmi (N=240) ancak devamsızlık ve sa lık sorunları nedeni ile %72,91 ne (N=175) ula- ılmı tır. Anket soruları sveç te yapılan bir çalı madan (Magnusson ve Hursti,2002) yararlanılarak ülkemiz artlarına uyarlanarak hazırlanmı tır (17). Ö rencilerin GDO lar hakkındaki bilgi düzeyleri, GDO ların risk düzeyine yönelik algıları ve GDO larla ilgili tutumlarını kapsayan anket soruları gözlem altında anket uygulaması yöntemiyle sorgulanmı tır. Anket çalı ması 6-15 Ocak 2010 tarihleri arasında yapılmı tır. Anket formu-

16 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal nun ba ında ankete katılan ö rencileri bilgilendirmek üzere GDO tanımı yer almaktadır. lk bölümde yer alan cinsiyet, ya, dönem, önceden ya anan yer, sigara ve alkol kullanımı, düzenli spor yapma, motorlu araç kullanımı ile GDO teriminin ilk nereden duydukları gibi ki isel bilgiler dı ında 19 soru cevaplamaları ve bunun yanında insan ya amı üzerindeki 6 etmenin riskleri bakımından puanlandırılması ile 16 besin ürününün GDO oldu una dair skorlanması istenmi tir. Ara tırma grubunun GDO yu sigara, alkol, trafi k, çevre kirlili i ve stres gibi bazı sa lık riskleri içerisindeki yerini de erlendirmek amacı ile yapılan risk skorlamasında, risk algıları 1-5 üzerinden de erlendirilmi tir (skorlamada 1:risk yok, 2:az riskli, 3:orta riskli, 4:riskli, 5:çok riskli olarak tanımlanmı tır). GDO üretiminde Türkiye deki mevcut duruma, yasal düzenlemelere, GDO ürünlerin etiketlendirilmesine ve ö rencilerin kendi bilgi düzeylerini de erlendirmeye yönelik 19 soru be li skalada skorlanmı tır (1: Kesinlikle katılmıyorum, 2: katılmıyorum, 3: kararsızım, 4: katılıyorum, 5:Kesinlikle katılıyorum olarak ifadelendirilmi tir). Ö rencilerin ankette belirtilen 16 besin ürününden GDO oldu una dair dü ünceleri 1-5 üzerinden skorlaması de erlendirilmi tir ( 1:Kesinlikle GDO de ildir, 2.GDO olmadı ını sanıyorum, 3: Bir fi k r im yok, 4:GDO oldu unu sanıyorum, 5:Kesinlikle GDO dur eklinde belirlenmi tir). Puanlama yapılması istenen ürünler unlardır; Domates, patates, muz, çilek, biber, mısır, pirinç, bu day, fasulye, bezelye, kivi, ye il sebzeler, kırmızı et, beyaz et, hazır çorba ve soya. Sa lık risk skorları, GDO lara ili kin ifadelere verilen puanlar ve yukarıda adı geçen ürünler arasındaki ili ki de erlendirilmi tir. Verilerin de erlendirilmesi SPSS 11.5 versiyon istatistik programı kullanılarak, anova ve t-testi uygulanarak yapılmı tır. BULGULAR Keskin ve Arkada ları Ara tırmaya katılanların %51,4 ü (90) kadın, %48,6 sı(85) erkek ö rencilerden olu maktadır. Bütün dönemlerdeki ö renciler (N=240)çalı maya dâhil edilmesine ra men 73 dönem-1 ö rencisinin % 64,3 ü(n=47), 59 dönem-2 ö rencisinin %91.5 i (N=54), 24 dönem-3 ö rencisinin %54,1 i(n=13), 24 dönem-4 ö rencisinin %41.6 sı (N=10), 33 dönem-5 ö rencisinin %93,9 u(n=31) ve 35 dönem-6 ö rencisinin %57,1 i(n=20) anket formunu cevaplandırmı tır. Yapılan çalı mada katılımcıların en büyük kısmını %30,9 pay ile 54 ki ilik grubun olu turdu u dönem-2 ö rencileri almı olup en az payı %5,7 ile 10 ki inin olu turdu u dönem-4 ö rencileri almı tır. Üniversite e itimi öncesi ya anılan yer sorusuna %84 ü ilde ya amaktadır. Ara tırma grubunun %76 sı sigara kullanmazken, %81,7 si ise%84 ü ilde ya amaktadır. Ara tırma grubunun %76 sı sigara kullanmazken, %81,7 si ise alkol kullanmamaktadır. Ankete katılanların sadece %24,6 sı düzenli spor yaparken, %52,0 si motorlu araç kullanmaktadır. Tablo 1 de görüldü ü gibi önceden ya anan yer ve cinsiyete göre yapılan risk skorlaması, GDO tutum ve GDO dü ünce toplam puanlamaya göre de erlendirildi inde aralarında anlamlı bir fark bulunmamı tır (p>0,05). Ancak kız ö rencilerin ortalama puanı erkek ö rencilerden fazla oldu u bulunmu tur (p<0.005). GDO lu bir gıdayı tüketmekte bir sakınca görmem ve e er daha ucuz ise geneti i de i tirilmi bir gıdayı almayı tercih ederim sorularına erkek ö renciler kızlardan anlamlı olarak daha yüksek puan almı lardır (p<0.005). Sigara kullananlar ve kullanmayanlar arasında yapılmı puanlamaya göre, risk algılaması skorlaması sigara kullanmayanların lehine anlamlı olarak yüksek saptanmı tır (p=0,003), fakat GDO tutum ve GDO dü ünce skalasında, sigara kullananlar ve kullanmayanlar arasından anlamlı bir fark görülmemi tir (p>0,05). Düzenli alkol kullanımına göre yapılan puanlamada, risk algılaması düzenli alkol kullanmayanlar için anlamlı derecede yüksek oldu u izlenmi tir (p=0,022). GDO lara kar ı tutum ve dü üncede ise düzenli alkol kullananlar ile kullanmayanlar arasında anlamlı bir fark saptanmamı tır (p>0,05). Düzenli spor alı kanlı ına göre yapılan ara tırmada, risk skorlaması, GDO tutum ve GDO dü üncelerinin arasında anlamlı fark olmadı ı ortaya konmu tur (p>0,05). Motorlu araç kullananlar ve kullanmayanlara göre risk algılaması, GDO tutum ve GDO dü ünceleri arasında puanlamalar birbirine çok yakın olup, belirgin bir fark bulunmamı tır (p>0,05). Tıp fakültesi ö rencileri ö renim dönemlerine göre dönem 1-3 ve dönem 4-6 olarak gruplandırılmı tır. Bu iki grubun risk algılaması puanlaması dönem 4-6 grubunda yüksek bulunmu olup, GDO tutumu ve GDO dü ünceleri ise dönem 1-3 tarafından daha yüksek puanlandırıldı ı halde aralarında anlamlı bir fark tespit edilmemi tir(p>0,05) (Tablo 1). GDO teriminin ilk olarak nereden duyuldu una dair

17 Keskin ve Arkada ları Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Tablo 1. Ara tırmaya katılan ö rencilerin çe itli özelliklerine göre risk algılaması, GDO ile ilgili tutum ve dü ünceleri Risk Algılaması GDO tutum GDO dü ünce Özellikler n % X±SD Anlamlılık X±SD Anlamlılık X±SD Anlamlılık Önceden Ya anan yer Cinsiyet Sigara kullanımı Alkol kullanımı Spor alı kanlı ı Motorlu araç kullanımı Dönem Ya GDO terimini ilk nereden duydu u l ±4.13 p= ±8.27 p= ±10.65 p=0.580 lçe ±4.03 t= ±6.50 t= ±8.55 t=0.55 Kadın 90 51, ±3.65 p= ±7.27 p= ±9.37 p=0.157 Erkek 85 48, ±4.19 t= ±8.77 t= ±11.20 t=1.42 Evet 42 24, ±4.77 p=0.003* 53.35±10.07 p= ±11.11 p=0.788 Hayır , ±3.73 t= ±7.30 t= ±10.11 t=-0.26 Evet 32 18, ±4.66 p=0.022* 54.53±10.07 p= ±12.37 p=0.162 Hayır , ±3.91 t= ±7.49 t= ±9.79 t=1.40 Evet 43 24, ±4.50 p= ±7.21 p= ±11.22 p=0.064 Hayır , ±4.02 t= ±8.29 t= ±9.93 t=1.86 Evet 84 48, ±4.22 p= ±7.84 p= ±10.56 p=0.936 Hayır 91 52, ±4.03 t= ±8.22 t= ±10.17 t= ±4.27 p= ±8.22 p= ±10.43 p= ±3.81 t= ±7.67 t= ±10.22 t= ±3.87 p= ±7.28 p= ±10.97 p= ±4.33 t= ±8.57 t= ±9.88 t=-0.16 TV ± ± ±1.15 nternet ± ± ±1.49 Gazete Arkada ± ±4.08 F=0.684 p= ± ±9.34 F=2.539 p=0.030* 55.45± ±3.39 F=1.075 p=0.376 Bu anket ± ± ±3.04 Di er ± ± ±2.49 * p<0.05 yöneltilen soruya ara tırma grubu; tv, internet, gazete, arkada, bu anket ve di er eklinde yanıtlar vermi tir. Çalı maya katılanların %48 i GDO terimini ilk olarak televizyondan, %22.9 u internetten, %6.3 ü gazeteden, %8i arkada ından ve %6.3 ü ise GDO yu ilk olarak bu anketten duymu tur. GDO tutumuna kar ı yapılan puanlandırmada en yüksek puanlamayı alan grup arkada larından duyan olurken di erleri ile arasında anlamlı bir fark oldu u saptanmı tır (p=0,030) (tablo1). Tablo 2 de görüldü ü gibi Türkiye de geneti i de i tirilmi tohumlarla üretim yapılmasını katılımcıların %40 kesinlikle do ru bulmazken; %12.6 sı kesinlikle do ru bulmakta, %21.7 si ise bu konuda kararsız kalmı tır. Ö rencilerin %48.6 sı u an satın aldı ı gıdaların içinde geneti i de i tirilmi ürünler olabilece ini dü ünmekte, %5.7 si kesinlikle dü ünmemektedir. Ankete katılan ö rencilerin %51.4 ü Türkiye de geneti i de i tirilmi gıdaların satılabildi ine %44.6 sı Türkiye de geneti i de i tirilmi gıda giri ini engelleyen yasaya uyulmadı ına ve gerekli kontrollerin yapılmadı ına kesinlikle inanmaktadırlar. Dünyadaki gıdaların geneti inin de i tirilmesini ö rencilerin %41.1 lik bir kısmı kesinlikle do ru bulmamaktadır. Ö rencilerin %32.6 sı gıdaların besin içeriklerinin zenginle tirilmesi için genetiklerinin de i tirilmesini kesinlikle do ru bulmazken; % 8 i de i tirilmesini kesinlikle do ru bulmaktadır. Gıdaların raf ömürlerini uzatmak ve böceklere ve tarım ilaçlarına daha dayanıklı ürün elde etmek için genetiklerinin de i tirilmesini kesinlikle do ru bulmayanların oranı %34.9 olarak belirlenmi tir. Katılımcıların %28.6 sı alı veri lerinde ürünlerin etiketlerini kesinlikle okurken; %14.3 ü hiç okumamaktadır. Bir gıdanın etiketinde geneti i de i tirilmi gıda olup olmadı ının mutlaka belirtilmesi gerekti ini dü ünülen-

18 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Keskin ve Arkada ları Tablo 2. Ö rencilerin GDO lar hakkındaki dü ünceleri. Sorular Türkiye de geneti i de i tirilmi tohumlarla üretim yapılmasını do ru buluyorum u an satın aldı ımız gıdaların içinde geneti i de- i tirilmi ürünler olabilece ini dü ünüyorum Türkiye de geneti i de i tirilmi gıdalar satılabilmektedir Türkiye de geneti i de i tirilmi gıda giri ini engelleyen yasa a uyuldu unu ve gerekli kontrollerin yapıldı ını dü ünüyorum Dünyadaki açlı ın giderilmesi için gıdaların genetiklerinin de i tirilmesini do ru buluyorum Gıdaların besin içeriklerinin zenginle tirilmesi için genetiklerinin de i tirilmesini do ru buluyorum Gıdaların raf ömürlerini uzatmak,böceklere ve tarım ilaçlarına daha dayanıklı ürün elde etmek için genetiklerinin de i tirilmesini do ru buluyorum Kesinlikle katılmıyorum katılmıyorum kararsızım katılıyorum Kesinlikle katılıyorum Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Alı veri lerimde ürünlerin etiketlerini okurum Bir gıdanın etiketinde geneti i de i tirilmi gıda olup olmadı ının mutlaka belirtilmesi gerekti ini dü ünüyorum GDO lu bir gıdayı tüketmekte bir sakınca görmem leride çocuklarım oldu unda GDO lu gıda tüketmelerinde bir sakınca görmem E er daha ucuz ise geneti i de i tirilmi bir gıdayı almayı tercih ederim Geneti i de i tirilmi gıda üretimi do adaki tüm canlılar açısından risklidir Geneti i de i tirilmi gıdalar hakkında yeterli düzeyde bilgiye sahip oldu umu dü ünüyorum Toplumun geneti i de i tirilmi gıdalar hakkında yeterince bilgilendirildi ini dü ünüyorum Geneti i de i tirilmi gıdalar hormonlu ya da katkı maddeli gıdalarla aynı anlama gelmektedir GDO ların üretimi ve tüketimi antibiyotiklere dirençli mikroorganizmaların geli imine neden olur. GDO ların üretimi ve tüketimi toplumda görülen allerjik reaksiyonların artmasına-azalmasına neden olur. GDO lar bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabilir

19 Keskin ve Arkada ları lerin oranı ise %57.1 olarak tespit edilmi tir GDO lu bir gıdayı tüketmekte bir sakınca görmem sorusuna kesinlikle katılmıyorum cevabını verenlerin oranı %36.6 iken; ileride çocuklarım oldu unda GDO lu gıda tüketmelerinde bir sakınca görmem sorusuna kesinlikle katılmıyorum diyenlerin oranı ise %46.3 olarak saptanmı tır. Daha ucuz oldu u için geneti i de i tirilmi bir gıdayı satın almayı ö rencilerin %50.9 u kesinlikle tercih etmeyeceklerini ifade etmektedirler. Geneti i de i tirilmi gıda üretimi do adaki tüm canlılar açısından %26.3 oranla kesinlikle riskli bulunurken; %29.1 lik kesim bu konuda kararsız oldu unu belirtmi tir. Geneti i de i tirilmi gıdalar hakkında katılımcıların %32 si yeterli düzeyde bilgiye sahip olmadıklarını, %19.4 ü kesinlikle bilgi sahibi olmadıklarını, %5.7 si ise kesinlikle yeterli bilgiye sahip olduklarını dü ünmektedirler. Bununla birlikte toplumun geneti i de i tirilmi Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal gıdalar hakkında yeterince bilgilendirilmedi ini kesinlikle dü ünenlerin oranı %46.3 oldu u görülmü tür. Geneti i de i tirilmi gıdalar hormonlu ya da katkı maddeli gıdalarla aynı anlama gelmektedir sorusuna olumsuz cevap verenlerin oranı %57.1 iken; kararsız kalanların oranı %23.4 de kalmı tır. GDO ların üretimi ve tüketimi antibiyotiklere dirençli mikroorganizmaların geli imine neden oldu u hakkında % 36.6 oranla katılımcılar kararsız kalırken %24.6 olumsuz, %38.9 olumlu yanıt vermi tir. Ankete katılanların %38.9 unun GDO ların üretiminin ve tüketiminin toplumda görülen allerjik reaksiyonların artmasına veya azalmasına neden olup olmadı ı hakkında bir fi kri yok iken; %7.4ü kesinlikle neden olmayaca ını %17.1 i kesinlikle neden olaca ını dü ünmektedir. GDO ların bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabilece ini dü ünen ö rencilerin oranı %25.8;kararsız kalanların oranı ise %40.6 a çıkmaktadır (Tablo 2). Çalı manın bu bölümünde tıp fakültesi ö rencilerinin Tablo 3. Ara tırmaya katılan ö rencilerin çe itli risk faktörleri konusundaki de erlendirmeleri. Risk Faktörleri Risk yok Az riskli Orta risk Riskli Çok Riskli Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sayı (n) Yüzde (%) Sigara Alkol Trafik Çevre Stres GDO sigara, alkol, trafi k, çevre, stres ve GDO faktörlerini risk bakımından yorumlamaları istenmi tir (tablo 3). Çok riskli olarak %62.3 oranında puanlanan sigara, katılımcılar arasında en riskli faktör olarak görülmü tür. kinci sırada ise %49.7 oranında çok riskli olarak tanımlanan faktör stres olmu tur. GDO hakkındaki bilgi ve tutumların de erlendirildi i bu ankette GDO yu çok riskli görenlerin oranı %21.1 bulunmu tur. Çevre ve alkol faktörlerine ise sırasıyla %30.3 ve %29.1 oranlarıyla riskli yanıtı alınmı tır. En fazla orta riskli yanıtı alınan faktör ise %36 oran ile trafi ktir. Risk yok yanıtı ise %6.3 oranla alkole; %10.3 oranla ise GDO ya verilmi tir. Ara tırmaya katılan ö rencilerin bazı ürünlerde GDO olup olmadı ı hakkındaki dü ünceleri Tablo 4 te görülmektedir. Domatesin kesinlikle GDO oldu unu dü ünenlerin oranı %42.9; GDO oldu unu sananların oranı ise %40 bulunmu tur. Patatese kesinlikle GDO oldu unu ve olabilece ini dü ünenlerin oranı %42.9 iken; fi kri olmayanların %31.4 tür. Muz hakkında ise yine %31.4 ün fi kri yok iken; %29.1 i GDO olabilece ini dü ünmektedir. Katılımcıların %37.7 si çile in GDO olabilece ini ifade ederken; %34.9 u kesinlikle GDO dur demi tir. Biberin GDO olup olmadı ı konusunda %36 katılımcı kararsız kalırken %29.7 si GDO olabilece ini belirtmi tir. Ankete katılan ö rencilerin %32.6 sı mısır kesinlikle GDO dur ;%24.6 sı GDO oldu unu sanıyorum;%4 ü ise kesinlikle GDO de ildir yanıtını vermi tir. Katılımcıların %38.3 ü

20 Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Keskin ve Arkada ları Tablo4. Ara tırmaya katılan ö rencilerin çe itli ürünlerin GDO olup olmadı ı hakkındaki dü ünceleri Ürünler Kesinlikle GDO de ildir Sayı (n) Yüzde (%) GDO olmadı ını sanıyorum Sayı (n) Yüzde (%) Bir fikrim yok Sayı (n) Yüzde (%) GDO oldu unu sanıyorum Sayı (n) Yüzde (%) Kesinlikle GDO dur Domates Patates Muz Çilek Biber Mısır Pirinç Bu day Fasulye Bezelye Kivi Ye il sebze Kırmızı et Beyaz et Hazır çorba Soya Sayı (n) Yüzde (%) pirinç; %37.1 i bu day;%33.7 si fasulye; %34.9 u kivi ; %32.6 sı ise ye il sebze hakkında fi kirleri olmadıklarını belirtmi lerdir. Bezelye hakkında ise %29.7 GDO olabilir derken; %30.9 fi kirsiz kalmı tır. Kırmızı et ve beyaz et sırasıyla %13.1 ve %19.3 oranlarıyla kesinlikle GDO de ildir cevabını almı tır. Hazır çorbaya ise %25.7 oranında GDO oldu unu sanıyorum;%40 oranında kesinlikle GDO dur cevabı verilmi tir. Soya katılımcıların %34.9 u tarafından kesinlikle GDO oldu unu belirtilirken %22.3 ü GDO olabilece ini söylemi tir (tablo 4). TARTI MA Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ö rencileri üzerinde yapılan bu çalı mada; ö rencilerin, belirtilen bazı etmenlerin insan sa lı ı üzerine olan risklerinin de erlendirilmesinde sigara ilk sırayı alırken, ara tırmanın konusu olan GDO, stres, alkol ve çevre etmenlerinden sonra 5. sırayı almı tır. Avrupa da yapılan halk sa lı ını tehdit eden risklere yönelik halkın algısını de erlendiren Eurobarometer çalı masında ise gıda ile ilgili risk faktörlerinde GDO ilk sıraları aldı ı görülmü tür (16). Bu farklılık Türkiye de GDO ile ilgili toplum bilincinin yeni olu maya ba lamasıyla açıklanabilir. Demir ve arkada larının 2007 yılında yaptı ı çalı mada, GDO terimini katılımcıların %28.92 i ilk defa çalı ma sırasında duymu olmasına kar ın, bu çalı mada ise bu oran %6.3 te kalmı tır. Bu azalma geçen üç yıl içerisinde toplumun GDO konusunda bilgi düzeyinin artmasından ve ara tırma grubunun farklılı ından kaynaklanmaktadır(19). Demir ve arkada larının ara tırmasında GDO terimini ilk kez katılımcıların %41 i televizyondan, %12 si gazeteden, %10 u internetten, %1 radyodan duyarken, bu çalı ma da ise %48 i televizyondan, %22.9 u internetten, %6.3 ü gazeteden, %8i arkada ından ve %6.3 ü ise TV, gazete ve internetten duymu tur. Duyulma oranında TV etkisinin daha yüksek bulunması, TBMM nin 2009 yılının son aylarında çıkardı ı, ardından yürürlükten kaldırılan GDO Yasası hakkında çok fazla haber yayınlanmasına ve kamuoyunun gündeminde uzun süre kalmasına ba lıdır. Yine aynı çalı mada Türkiye de geneti i de i tirilmi tohumlarla üretim yapılmasını do ru bulmayanların oranı %81.6 iken, bu ara tırmada bu oran %57.1 de kalmı tır. Bu fark 2007 den bu güne de i en ekonomik artlara ba lanabilir. Zorla an ekonomik artlar ürün verimini arttırmasından dolayı ara tırmaya katılanların GDO lu

Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde Perkütan Kateter Drenaj Uygulaması

Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde Perkütan Kateter Drenaj Uygulaması Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde Perkütan Kateter Drenaj Uygulaması CT guided percutaneous catheter drainage application following inadequate tube thoracostomy of empyema

Detaylı

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ö rencilerinin. Hakkında Bilgi Tutum ve Davranı ları

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ö rencilerinin. Hakkında Bilgi Tutum ve Davranı ları Maltepe Tıp Dergisi / Maltepe Medical Journal Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ö rencilerinin Geneti i De i tirilmi Organizmalar Hakkında Bilgi Tutum ve Davranı ları Knowledge Attitude and Behavior of

Detaylı

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM : III EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 7. ÜROGENİTAL SİSTEM DERS KURULU. 28 Şubat Mart 2011

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM : III EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 7. ÜROGENİTAL SİSTEM DERS KURULU. 28 Şubat Mart 2011 T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM : III 2010 2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 7. ÜROGENİTAL SİSTEM DERS KURULU 28 Şubat 2011 25 Mart 2011 KURUL DERSLERİ TEORİK LAB TOPLAM 1- ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!

Detaylı

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU APAH: konjenital kalp hastalığı Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU Klinik Sınıflama 2009 Eisenmenger Sendromu ve sistemik komplikasyonlar European

Detaylı

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS Olgu sunumu / Case report ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS Sami Doğan*, Hakan Ateş**, Mesut Erbaş**, Ömür Öztürk**, Suat Gezer***, Sami Karapolat***, * Düzce Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan PhD Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 11. yıllık kongresi Antalya 2008 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES

MU LA DEVLET HASTANES NDE YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI SERV S NE YATI LARIN NCELENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Cilt: 2 Sayı: 2 Yıl: 2005 Yayın Tarihi: 6 Ekim 2005 MU LA DEVLET HASTANES NDE 2000-2002 YILLARI ARASINDA ENFEKS YON HASTALIKLARI

Detaylı

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN

ÖZEL EGE L SES. HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU. DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN Dr. ule GÜRKAN ÖZEL EGE L SES BAZI ISKARTA BALIKLARIN (Isparoz, Hani) ETLER NDEN ALTERNAT F GÜBRE YAPIMI VE UYGULANAB L RL HAZIRLAYAN Ö RENC LER: Tayanç HASANZADE Ahmet Rasim KARSLIO LU DANI MAN Ö RETMEN: Mesut ESEN

Detaylı

Plevral ampiyemlerin tedavisinde video-yardımlı torakoskopik cerrahinin rolü

Plevral ampiyemlerin tedavisinde video-yardımlı torakoskopik cerrahinin rolü Plevral ampiyemlerin tedavisinde video-yardımlı torakoskopik cerrahinin rolü Hatice ERYİĞİT, Alpay ÖRKİ, Altuğ KOŞAR, Oral AKIN, Hakan KIRAL, Şenol ÜREK, Bülent ARMAN Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

T A D. Toraksa göğüs tüpü ve sistofiks uygulanan 64 hastanın değerlendirilmesi ARAŞTIRMA. İsa Döngel 1, Mehmet Bayram 2

T A D. Toraksa göğüs tüpü ve sistofiks uygulanan 64 hastanın değerlendirilmesi ARAŞTIRMA. İsa Döngel 1, Mehmet Bayram 2 Tıp Araştırmaları Dergisi: 2012: 10 (1): 1-5 1 T A D ARAŞTIRMA Toraksa göğüs tüpü ve sistofiks uygulanan 64 hastanın değerlendirilmesi İsa Döngel 1, Mehmet Bayram 2 1 Sivas Numune Hastanesi, Göğüs Cerrahisi

Detaylı

GİRİŞ: Açık kalp cerrahisi sonrasında gözlenen komplikasyonlar içinde önemli bir yer teşkil eden cerrahi alan enfeksiyonları, hastalarda görülen morbidite ve mortalitenin önemli bir nedenidir. Açık kalp

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

olmaması, sistemik hastalık öyküsü olmaması, NSA lara karı bilinen allerjisi olmaması, çalıma süresince analjezik etki oluturabilecek herhangi bir medikasyon (antidepresan, analjezik, trankilizan, hipnotik,

Detaylı

Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemli Hastaların Özellikleri

Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemli Hastaların Özellikleri Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemli Hastaların Özellikleri Güntülü AK*, Serpil DANACIOĞLU*, Hüseyin YILDIRIM*, Sinan ERGİNEL*, Füsun ALATAŞ*, Egemen DÖNER**, Muzaffer METİNTAŞ* * Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Detaylı

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM Plevra boşluğu Seröz zarla kaplı kavite Mezotel hücreleri ile döşeli Parietal ve viseral plevra arasında Subatmosferik basınç Plevra sıvısı Parietal plevradan salınım (cephalad)

Detaylı

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B ye eşdeğer

Detaylı

Parapnömonik efüzyonlu çocuklarda ultrasonografik evrelendirme ve tedavi yöntemleri

Parapnömonik efüzyonlu çocuklarda ultrasonografik evrelendirme ve tedavi yöntemleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2005; 48: 301-307 Orijinal Makale Parapnömonik efüzyonlu çocuklarda ultrasonografik evrelendirme ve tedavi yöntemleri Gönül Tanır 1, Cumhur Aydemir 2, Tuba Eren 3,

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 9. yıllık kongresi Antalya 2006 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Dr. Serhat IŞIK 13.10.2011 TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD

Detaylı

İnsizyonel Ektopik Gebeliğin Doğru Yönetimi Nasıl Olmalıdır?

İnsizyonel Ektopik Gebeliğin Doğru Yönetimi Nasıl Olmalıdır? İnsizyonel Ektopik Gebeliğin Doğru Yönetimi Nasıl Olmalıdır? Doç. Dr. Bülent Yılmaz İzmir Katip Çelebi Üni. Tıp Fak. Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Tepecik Eğitim Araş. Hast. Tüp Bebek Ünitesi 12. Zekai

Detaylı

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7)

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) 10 Nisan 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 26843 TEBLİĞ Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, Türkiye ile Avrupa Topluluğu

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ DR GÜRHAN SAKMAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ DR GÜRHAN

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı X, Y, Z KUŞAĞI TÜKETİCİLERİNİN YENİDEN SATIN ALMA KARARI ÜZERİNDE ALGILANAN MARKA DENKLİĞİ ÖĞELERİNİN ETKİ DÜZEYİ FARKLILIKLARININ

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi Simge Bardak, Kenan Turgutalp, Gizem İşgüzar, Ezgi Payas, Esra Akgül, Merve Türkegün, Serap Demir, Kaan Esen, Ahmet Kıykım Mersin Üniversitesi İç

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

GMO GDO. Halime Nebioğu. İstanbul Üniversitesi

GMO GDO. Halime Nebioğu. İstanbul Üniversitesi GMO GDO Halime Nebioğu İstanbul Üniversitesi Canlıların genetik özellikleri, bir canlının DNA sının belli bir bölümünde değişiklik yapılarak ya da bir canlıya başka bir canlı türüne ait bir gen aktarılarak

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES

E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com Tarih: 11.10.2004 2002-2003 E T M Ö RET M YILINDA MU LA SA LIK YÜKSEKOKULUNDA OKUYAN Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDA B

Detaylı

CİLT : 18 SAYI : 2 HAZİRAN 2016 VOLUME : 18 NUMBER : 2

CİLT : 18 SAYI : 2 HAZİRAN 2016 VOLUME : 18 NUMBER : 2 FARKLI FAKÜLTELERDE OKUYAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN EMPATİK EĞİLİM VE ENGELLİ BİREYLERE KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ INVESTIGATION OF THE EMPATHIC TENDENCIES OF UNIVERSITY STUDENTS STUDYING IN VARIOUS

Detaylı

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 13.10.2004 MU LA ÜN VERS TES MU LA SA LIK YÜKSEKOKULU Ö RENC LER N N HASTA HAKLARI KONUSUNDAK B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES *

Detaylı

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem Dr.Fazilet Karakoç Çocuklarda Akciğer Absesine yatkınlık: Şiddetli enfeksiyonlar: Menenjit, Septisemi Osteomyelit,Septik

Detaylı

Yayıncı Editör Yazar

Yayıncı Editör Yazar Yayıncı Editör Yazar Araştırmanın Amacı Impact Factor Hayata Dokunmak KRİTERLER BRYAN PETERSON Yazmak, geleceğe mektup atmaktır. Ayak izlerimiz... Kendimizi inşa etmek Bir Fikriniz Olmalı! FİKİR ÜRETMEK

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler Kurul, komisyon ve ekiplerin oluşturulması MADDE 107- (1) Okullarda, eğitim, öğretim ve yönetim etkinliklerinin verimliliğinin sağlanması, okul ve çevre işbirliğinin

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi nin resmi yayın organıdır.

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi nin resmi yayın organıdır. YAYIN KURALLARI GENEL BİLGİLER Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi nin resmi yayın organıdır. Dergide klinik veya deneysel araştırmalar, derlemeler,

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM Hemşirelik Fakültesi Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik 1994-1998 Lisans İstanbul Üniversitesi Bölümü

Detaylı

KONUTTA YENİ FİKİRLER

KONUTTA YENİ FİKİRLER KONUTTA YENİ FİKİRLER İSTANBUL TUZLA DA KONUT YERLEŞİMİ TASARIMI ULUSAL ÖĞRENCİ MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME TUTANAĞI KONUTTA YENİ FİKİRLER: EMİNEVİM İstanbul, Tuzla da Konut Yerleşimi

Detaylı

ULAKBİM Danışma Hizmetlerinde Yeni Uygulamalar: Makale İstek Sistemi ve WOS Atıf İndeksleri Yayın Sayıları Tarama Robotu

ULAKBİM Danışma Hizmetlerinde Yeni Uygulamalar: Makale İstek Sistemi ve WOS Atıf İndeksleri Yayın Sayıları Tarama Robotu ULAKBİM Danışma Hizmetlerinde Yeni Uygulamalar: Makale İstek Sistemi ve WOS Atıf İndeksleri Yayın Sayıları Tarama Robotu Serpil YETGİN * Öz Günümüzde daha fazla bilginin elektronik olarak elde edilmesi,

Detaylı

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı ATATÜRK SAGLIK MESLEK LİsESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ SON SINIF ÖGRENCİLERİNİN DİABETES MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı HAKKINDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Sibel KARA CA * ÖZET Bu araştırma İzmir

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ URLA DENİZCİLİK MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ URLA DENİZCİLİK MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ URLA DENİZCİLİK MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ Amaç Madde 1: Bu yönergenin amacı; Ege Üniversitesi Urla Denizcilik Meslek Yüksekokulu nda öğrenim gören öğrencilerin eğitim-öğretim

Detaylı

İŞYERİ STAJ EĞİTİMİ FORMU

İŞYERİ STAJ EĞİTİMİ FORMU T.C. OSMANİYE MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ.....BÖLÜMÜ Fotoğraf Form 1...PROGRAMI İŞYERİ STAJ EĞİTİMİ FORMU İlgili Makama, Osmaniye Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin öğrenim süresi sonuna kadar kuruluş

Detaylı

SEKTÖR UYGULAMASI STAJ DEFTERİ

SEKTÖR UYGULAMASI STAJ DEFTERİ T.C. ARTVİN ÇORUH ÜNİVERSİTESİ ARTVİN MESLEK YÜKSEKOKULU SEKTÖR UYGULAMASI STAJ DEFTERİ STAJYER ÖĞRENCİNİN; Bölümü Programı : Tasarım Bölümü : İç Mekan Tasarım Programı Adı Soyadı : Sınıf - Yarıyıl : Yüksekokul

Detaylı

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi Y R D. D O Ç. D R. M İ N E İ S L İ M Y E TA Ş K I N B A L I K E S İ R Ü N İ V E R S İ T E S I TIP FA K Ü LT E S İ K A D I N H A S TA L I K L A R I V E D

Detaylı

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI Yrd.Doç.Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ Orman Endüstri Makinaları ve İşletme Anabilim Dalı 1. Proje Konusunun

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - (1) Bu

Detaylı

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Emine OLHAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü GDO GMO Transgenik Biyoteknolojik yöntemlerle

Detaylı

DERGİ HAKKINDA BİLGİ

DERGİ HAKKINDA BİLGİ DERGİ HAKKINDA BİLGİ 1- Dergi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi nin süreli bilimsel yayınıdır ve yılda 2 sayı yayınlanır. 2- Derginin amacı, tıp fakültesi öğrencilerinin özellikle tıp alanında olmak üzere hemen

Detaylı

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali

İçindekiler. 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi. 13 Çocuğun İyi Olma Hali İçindekiler x Önsöz ı Giriş 5 BİRİNCİ KISIM Araştırmanın Kavram sal ve Metodolojik Çerçevesi 7 BİR İN C İ B Ö L Ü M Araştırmanın Kavramsal Çerçevesi 7 Çocukluğa Dair Kavramsal Çerçeve ıo Çocukların Mekânsallığı

Detaylı

RAHİM TAHLİYESİ UYGULAMALARININ ZEYNEP KAMİL AİLE PLANLAMASI KLİNİGİNDE GÖZLENEN ETKİLERİ GİRİŞ. Dr. Asuman KARAMANı.. ı Dr.

RAHİM TAHLİYESİ UYGULAMALARININ ZEYNEP KAMİL AİLE PLANLAMASI KLİNİGİNDE GÖZLENEN ETKİLERİ GİRİŞ. Dr. Asuman KARAMANı.. ı Dr. RAHİM TAHLİYESİ UYGULAMALARININ ZEYNEP KAMİL AİLE PLANLAMASI KLİNİGİNDE GÖZLENEN ETKİLERİ Dr. Vahit GEDiKOÔLU 1 ı Dr. Silhendan TÜRKMEN< 01 Dr. M. Tahir DEG1Ş 101 Dr. Ertuğrul BAYIRLI' tııu'*) Dr. Asuman

Detaylı

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM VNTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM BRONKOSKOPİK TANI YÖNTMLRİ Dr Gül Gürsel Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs astalıkları Anabilim Dalı İlk bakışta VİP li hastalarda hastaların

Detaylı

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 22.09.2004 OBES TE KL N NE BA VURAN HASTALARIN OBES TE KONUSUNDAK B LG DÜZEYLER N N BEL RLENMES Uzm.Gülsen TÜRKCAN DÜZÖZ* tgulsen@mu.edu.tr

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler

Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler Adneksiyel Kitlelerde Maligniteyi Predikte Eden Faktörler Dr. M. Murat Naki Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi BD Epidemiyoloji ABD de 300

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

ÖZEL EGE LKÖ RET M OKULU DO RULARIN DANSI HAZIRLAYAN: YANKI TURGUT DANI MAN Ö RETMEN: AY EGÜL GÜRKAN

ÖZEL EGE LKÖ RET M OKULU DO RULARIN DANSI HAZIRLAYAN: YANKI TURGUT DANI MAN Ö RETMEN: AY EGÜL GÜRKAN ÖZEL EGE LKÖ RET M OKULU DO RULARIN DANSI HAZIRLAYAN: YANKI TURGUT DANI MAN Ö RETMEN: AY EGÜL GÜRKAN zmir,2009 1 TE EKKÜR Bu projede eme i geçen danı man ö retmenim Ay egül Gürkan a, sunum hazırlamamda

Detaylı

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i Devrim ÖZDEM R ALICI * Özet Bu ara t rmada 2002-2003

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti

Detaylı

Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD)

Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD) Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD) Yazım Kuralları: Çalışmanın metni 12 punto, 1,5 satır aralığında, Times New Roman yazı karakterinde, iki yana yaslı şekilde, MS Word programında yazılmalıdır.

Detaylı

A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter

A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter Image TJH-2017-0134.R2 Submitted: 30 March 2017 Accepted: 20 April 2017 A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter Nadir Görülen Bir Port Kateter Geç Komplikasyonu:

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

Yılları Mu la li Kanser Kayıtlarının De erlendirilmesi

Yılları Mu la li Kanser Kayıtlarının De erlendirilmesi Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 22.09.2004 1998-2002 Yılları Mu la li Kanser Anahtar sözcükler: Kanser, epidemiyoloji Hüseyin SÜZEK* shuseyın@mu.edu.tr Ay e KARAKU

Detaylı

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an!

WICHTIGER HINWEIS: Bitte fertigen Sie keine Kopien dieses Fragebogens an! Muster-Fragebogen allgemeinbildende Schule Sevgili Veliler, ne düsündügünüz bizim için önemli! Okul içerisindeki çalismalarimizin kalitesini sürekli yükseltmek istiyoruz. Okulumuzun hangi alanlarda basarili

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi *Necati Şentürk, *Koray Öcal, *Ahmet Dağ, **İlter Helvacı, **Tamer Akça * M.E.Ü.T.F. Genel Cerrahi A.D. ** M.E.Ü.T.F.

Detaylı

HEK MLER N ASTMA KONUSUNDA B LG VE YAKLA IMLARI

HEK MLER N ASTMA KONUSUNDA B LG VE YAKLA IMLARI Solunum 2: 2-6, 2000 HEK MLER N ASTMA KONUSUNDA B LG VE YAKLA IMLARI Sibel ÖZKURT* Fatma F EKÇ * Remzi ALTIN* Beyza AKDA ** ÖZET Bron astmalı hasta ile kar ıla ma durumu olan hekimlerin astma konusundaki

Detaylı

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY İbrahim Taha Dağlı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahpaşa

Detaylı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart

Detaylı

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ Saime Sezgin Ramadan, Burcu Saka, İlknur Türkmen Çetinaslan, Aslı Ünlü Akhan, Gülbin Oran, Aslı Çakır, Elif Çakır,

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

Efüzyon ve Ampiyemlerde Konservatif Cerrahi Yaklaşım

Efüzyon ve Ampiyemlerde Konservatif Cerrahi Yaklaşım Çocukluk Çağı Komplike Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemlerde Konservatif Cerrahi Yaklaşım Tamer ALTINOK*, Salih TOPÇU**, Ertan AYDIN*, Cüneyt KURUL***, Ülkü YAZICI*, Erkmen GÜLHAN*, Sadi KAYA* * Atatürk

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Ortaokul-lise Anadolu Lisesi 1992

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Ortaokul-lise Anadolu Lisesi 1992 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: ÖNER ÇELİK Doğum Tarihi: 20/06/1974 Ünvan: Uzman Tıp Doktoru Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Ortaokul-lise Anadolu Lisesi 1992 Y. Lisans

Detaylı

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem smail SAVAfi G R fi VE TANIMLAMALAR Bakteriyel pnömoni, akci er apsesi ve bronflektazi seyrinde ortaya ç kan herhangi bir plevral s v birikimine parapnömonik efüzyon denir.

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyem

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyem Journal of Clinical and Analytical Medicine xxxx Çağatay Tezel Giriş Parapnömonik efüzyonlar, bakteriyel pnömoni, akciğer absesi, veya bronşiektazi ile ilgili olarak plevral yapraklar arasında mayi toplanmasıdır

Detaylı

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI EĞİTİM SORUMLUSU:PROF.DR.SEFA KELEKÇİ SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR

Detaylı

ÜREME SAĞLIĞI BLOĞU GELİŞİM İZLEM DOSYASI

ÜREME SAĞLIĞI BLOĞU GELİŞİM İZLEM DOSYASI MÜTF FAZ 2 EĞİTİM PROGRAMI 2014-15 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÜREME SAĞLIĞI BLOĞU GELİŞİM İZLEM DOSYASI STAJYER ÖĞRENCİNİN ADI ve SOYADI:... DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİNİN ADI ve SOYADI:. 1 GELİŞİM İZLEM DOSYASI MÜTF

Detaylı

MÜDEK 01 Mayıs 2014-30 Eyl 2016

MÜDEK 01 Mayıs 2014-30 Eyl 2016 MÜDEK Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Lisans Eğitim Programı, 01 Mayıs 2014-30 Eylül 2016 tarihleri arası geçerli olmak üzere MÜDEK tarafından akredite edilmiştir.

Detaylı

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol 1 Acibadem University Medical Faculty 2 Maltepe University Medical

Detaylı

OPU Komplikasyonlarına Yaklaşım. Doç. Dr. Gamze Sinem Çağlar Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hast. ve Doğum AD.

OPU Komplikasyonlarına Yaklaşım. Doç. Dr. Gamze Sinem Çağlar Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hast. ve Doğum AD. OPU Komplikasyonlarına Yaklaşım Doç. Dr. Gamze Sinem Çağlar Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hast. ve Doğum AD. IVF e bağlı mortalite 100,000 canlı doğumda 6 OPU IVF ilk 10 yılında Laparoskopi ile

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Dr. S.Ş. Erkmen Gülhan Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eği;m ve Araş=rma Hastanesi

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Dr. S.Ş. Erkmen Gülhan Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eği;m ve Araş=rma Hastanesi AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ Dr. S.Ş. Erkmen Gülhan Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eği;m ve Araş=rma Hastanesi TTD 7.Göğüs Cerrahisi Kış Okulu, Antalya, Ocak 2016 Ampiyem nedenleri Pulmoner

Detaylı