T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ KONYA EREĞLĠ ĠVRĠZ SAĞ SAHĠL SULAMA BĠRLĠĞĠNE AĠT YERALTI SU KAYNAKLARININ SULAMA SUYU KALĠTESĠ YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ġahin OKUMUġ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Mayıs-2011 KONYA Her Hakkı Saklıdır

2

3 TEZ BĠLDĠRĠMĠ Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm. DECLARATION PAGE I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Tarih: Şahin OKUMUŞ

4 ÖZET YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KONYA EREĞLĠ ĠVRĠZ SAĞ SAHĠL SULAMA BĠRLĠĞĠNE AĠT YERALTI SU KAYNAKLARININ SULAMA SUYU KALĠTESĠ YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ġahin OKUMUġ Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Melih YILMAZ 2011, 62 Sayfa Jüri Yrd. Doç. Dr. Ahmet Melih YILMAZ Prof. Dr. Mehmet KARA Doç. Dr. Refik UYANÖZ Bu araştırma, Konya-Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sulama sahasındaki tarım arazilerinin ve bu arazilerin sulanmasında kullanılan yeraltı su kaynaklarının sulama suyu kalitesi yönünden etkileşimlerini tespit etmek amacı ile yürütülmüş bir çalışmadır. Çalışmada, sulama amaçlı kullanılan kuyulardan alınan su örnekleri ve bu kuyularla sulanan tarım arazilerinin 0-30, ve cm derinliklerden alınan toprak örneklerinde yapılan bazıfiziksel ve kimyasal analizler değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; araştırma alanı topraklarınınkumlu killi tından (SCL), kile (C) kadar değişiklik gösterdiği ve genel olarak alt katmanlara doğru kil sınıfına yaklaştığı görülmektedir. Toprakların ph değerlerinin 7,10-7,97 EC değerlerinin ise μmhos/cm arasında,sulama sularının; ph değerlerinin 7,05-7,56 EC değerlerinin ise μmhos/cm arasında değiştiği görülmüştür. Su örnekleri, ABD Tuzluluk Laboratuvarı Sınıflandırma sistemine göre, C 3 ve C 4 sulama suyu sınıfında olup, yüksek tuzlu ve çok yüksek tuzludur. Sulama suyu kalitesi tuzluluk yönünden olumsuz ve yıldan beri sulama yapılmış olmakla birlikte, araştırma alanı topraklarında henüz tehlike boyutlarını aşan bir tuzlulaşma görülmemiştir. Bu sonuçta, arazide drenaj kanallarının mevcut olması, bölgedeki yoğun arpa ve şeker pancarı tarımında tuz yıkanmasını olumlu etkileyen yüzey salma sulama yöntemlerinin uygulanması etkin rol oynamıştır. Ancak bu durum ileriki yıllarda probleme dönüşmeyeceği anlamına gelmemeli ve gerekli kültürteknik tedbirler alınmalıdır. Anahtar Kelimeler:Arazi ıslahı, sulama suyu kalitesi, toprak tuzluluğu, tuzluluk. iv

5 ABSTRACT MS THESIS EVALUATION OF IN TERMS OF QUALITY OF IRRIGATION WATER OF UNDERGROUND WATER RESOURCES IN KONYA-EREĞLĠ ĠVRĠZ RIGHT BANK IRRIGATION ASSOCIATION ġahin OKUMUġ THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY DEPARTMENT OF AGRICULTURAL STRUCTURES AND IRRIGATION Advisor: Asst. Prof. Dr. Ahmet Melih YILMAZ 2011, 62Pages Jury Asst. Prof. Dr. Ahmet Melih YILMAZ Prof. Dr. Mehmet KARA Assoc. Prof. Dr. Refik UYANÖZ This research is related to the determination of groundwater quality within irrigated lands of Konya-Ereğli Right Bank Irrigation Cooperatives. In research, some physical and chemical analyzed were performed in both water and soils samples. Soil samples were taken through the 90 cm depth by 30 cm increments. The study results showed that soils of research site varied from Sandy- Clay-Loam (SCL) to Clay (C); lower parts of the soils are almost Clay characteristics. The ph and EC values for soils and irrigation water samples were measured as 7,10-7,97 and μmhos/cm; 7,05-7,56 and μmhos/cm, respectively. Water samples were classified as C 3 (high salinity)and C 4 (very high salinity) class. Although salt content of irrigation water is high and such water has used about years, salinity was not found great danger in research soils. This might be resulted from: availability of proper drainage systems in research site, and effective leaching thorough the root zone depth in cultivated lands of intensive barley and sugar beet especially surface irrigation techniques applied regions. In future, salinity problems may occur so some sub-surface improvement techniques should be considered. Keywords:Land reclamation, salinity, soil salinity,the quality of irrigation water. v

6 ÖNSÖZ İklimin kurak ve ya yarıkurak geçtiği bölgelerde tarımsal üretimin temelini sulama oluşturur. Bu bölgelerde sulama olmadan yapılan tarımsal üretimde ise verim çok düşük olur. Sulama; tek başına bitkisel üretimde önemli bir faktör olduğu gibi verime katkıda bulunan diğer faktörleri de etkilemektedir. Sulama, toprak, topoğrafya ve iklim özellikleri, bitki cinsi, su kalitesi gibi hususların dikkate alınarak, tarlaya verilecek suyun miktarı, sulama zamanı ile sulama süresi gibi teknik ölçüler belirlenip bu değerlere göre yapılmalıdır. Bu ölçüler göz ardı edilerek sulama yapıldığında, fayda yerine zarar getirebilir. Erozyon, tuzluluk, drenaj gibi sorunları meydana getirerek arazi kayıplarına yol açabilir. Bu tezde, daha önce yapılmış çalışmalar ve yapılan bu çalışma sonuçları ile su kalitesi ve önemi, su kalitesinin toprağa ve bitkiye etkileri anlatılmış ve topraklarımızı korumak için gerekli bazı öneriler yapılmıştır. Tezin planlanması, yürütülmesi ve yazılmasında destek ve yardımda bulunan Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet KARA hocama, danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Ahmet Melih YILMAZ a ve Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü öğretim elemanlarına, ilgi ve alakalarından dolayı Devlet Su İşleri çalışanları ileereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği çalışanlarına ve emeği geçen bütün yakınlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca çalışmalarımda yardımlarını benden esirgemeyen ve her zaman yanımda olan sevgiliaileme teşekkür ederim. Şahin OKUMUŞ KONYA, 2011 vi

7 ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET... iv ABSTRACT... v ÖNSÖZ... vi ĠÇĠNDEKĠLER... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR... viii 1. GĠRĠġ KAYNAK ARAġTIRMASI Sulama Suyu Kalitesi Toprak Tuzluluğu Tuzlu ve Sodyumlu Toprakların Sınıflandırılması ve Islahı MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Araştırma alanının konumu İklim Özellikleri Arazi ve toprak özellikleri Araştırma alanında tarımsal yapı ve üretim Araştırma alanı su kaynakları ve uygulanan sulama yöntemleri Yöntem Su örneklerinin alındığı yerlerin belirlenmesi ve örneklerin alınması Toprak örneklerinin alındığı yerlerin belirlenmesi ve örneklerin alınması Su örneklerinde uygulanan analiz yöntemleri Toprak örneklerinde uygulanan analiz yöntemleri ARAġTIRMA BULGULARI VE TARTIġMA Araştırma Alanından Alınan Sulama Suyu Örneklerinin Özellikleri Araştırma Alanından Alınan Toprak Örneklerinin Özellikleri SONUÇ VE ÖNERĠLER Sonuçların Değerlendirilmesi Öneriler KAYNAKLAR ÖZGEÇMĠġ vii

8 SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler Na + : Sodyum K + : Potasyum Ca ++ : Kalsiyum Mg ++ : Magnezyum Fe +++ : Demir Cl - : Klorür Cu : Bakır Mn : Mangan Zn : Çinko Al : Alüminyum B : Bor H 2 O : Su NO 3 : Nitrat CO 2 : Karbondioksit = CO 3 : Karbonat - HCO 3 : Bikarbonat Na 2 CO 3 : Sodtum Karbonat SO 3 : Kükürt tri oksit = SO 4 : Sülfat H 2 SO 4 : Sülfürik Asit Na 2 SO 4 : Sodyum Sülfat CaCl 2 : Kalsiyum Klorür CaCO 3 : Kalsiyum Karbonat CaSO 4.2H 2 O : Jips Dys : Yıkama suyu derinliği Dt : Toprak derinliği % Na : Yüzde sodyum ph : Hidrojen iyon konsantrasyonunun negatif logaritması EC : Elektriksel iletkenlik viii

9 Kısaltmalar KDK RSC SAR DSY (ESP) FAO UNESCO GAP KOP KOS DSİ SCL SC SL C CL L LS : Katyon Değişim Kapasitesi : Kalıcı Sodyum Karbonat : Sodyum Adsorbsiyon Oranı : Değişebilir Sodyum Yüzdesi : Gıda ve Tarım Örgütü : Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü : Güneydoğu Anadolu Projesi : Konya Ovaları Projesi : Konya Ovaları Sulaması : Devlet Su İşleri : Kumlu-killi-tın (toprklarda bünye sınıfı) : Kumlu-kil : Kumlu-tın : Killi : Killi-tın : Tınlı : Tınlı-kum ix

10 1 1. GĠRĠġ Tükenme tehdidi altında bulunan kıt kaynaklar içerisinde toprak varlığı ile birlikte bir ülkenin zenginliğinin temelini oluşturan su kaynakları potansiyelinin bilinmesi ve onların korunması ile ilgili plan ve programların hazırlanması hayati önem taşımaktadır. Yeryüzünde kullanılabilir su kaynaklarının kısıtlı oluşu, endüstriyel gelişmelere paralel olarak mevcut kaynakların bilinçsizce kirletilmesi, dünya nüfusunun artışı ve insanlığın refah seviyesine bağlı su tüketiminin artması suyu stratejik bir kaynak haline getirmektedir. İnsanoğlu için 20.yüzyılda petrol ne kadar önem arz etmiş ise, 21.yüzyılda da suyun, o kadar önem arz edeceği görülmektedir. Günümüzde dünyanın birçok yerinde su kaynaklarına sahip olabilmek için sıcak ve soğuk savaşlar verilmektedir. Bu sebeplerden dolayı, çağımızın en büyük sorunlarından birisi de su yönetimi ve buna bağlı olarak su kaynaklarının korunması olacaktır (Yılmaz, 2005). Su kaynaklarının devamlılık ilkesi çerçevesinde kullanılması suyun her alanda etkin kullanımı ile mümkün olmaktadır. Suyun en çok kullanıldığı alan ise tarımsal sulamadır. Sulama, doğal yağışlarla karışlanamayan kültür bitkileri su ihtiyacının istenilen zaman, miktar ve kalitede, kontrollü bir şekilde bitki kök bölgesinde depolanmasını sağlamaktır (Kara, 2005). Kurak ve yarı kurak alanlarda tarımsal üretimi sınırlandıran en önemli faktör sulama suyunun yetersiz olmasıdır. Geleceğe yönelik sulama etkinliğinin artırılmasında en önemli araç; verimli bir tarımsal üretim, uygun araştırma tekniklerini içinde barındıran, gelişmiş sulama teknolojisini kullanan ve etkin bir bilgi sistemine sahip su ve sulama yönetimidir. Su kaynaklarının bilinçsiz kullanımının önüne geçilmeli, mevcut kaynaklarla daha çok alan sulanabilmesi için geliştirilen sulama sistemleri hakkında çiftçilere teknik destek verilmelidir. Bugün dünyada sulanan alanlar 276 milyon hektar olup işlenebilir arazilerin yaklaşık % 19,6 sını oluşturmaktadır (FAOSTAT, 2005). Ancak her geçen yıl sulamaya açılan alanların artmasıyla bu oran yükselmektedir. Ülkemizde 1950 li yılların başında 0,5 milyon hektar olan sulanan alanlar 2008 yılı itibarıyla 5 milyon hektara ulaşmıştır (Anonim, 2008).Sulanan alanlar bu şekilde artarken sulama suyu kaynakları aynı kalmakta hatta son yıllarda çevre kirliliği ve doğal dengenin bozulması sonucu, dünya ısısında yükselme ve bazı bölgelerde, özellikle Akdeniz ülkelerinde, düşük yağışlar nedeniyle su kaynaklarında azalma gözlenmektedir (Çakmak ve ark., 2005).

11 2 Yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık olarak % 99,4 (1,4x10 9 km 3 ) lük bölümü yerüstü, % 0,6 sı yeraltı suyudur. Yerüstü su kaynaklarının %97 si tuzlu deniz suyu olup, tatlı yerüstü suyu, toplam su kaynaklarının sadece % 2 sini oluşturur. Toplam tatlı su kaynaklarının % 78 i yerüstü, % 22 si yeraltı suyudur. Ancak yerüstü su kaynaklarının çok önemli bir bölümü, toplam tatlı su kaynaklarının % 77 si, kutuplar ve diğer bölgelerde buz formunda tutulu bulunmaktadır. Böylece sulama, içme-kullanma ve endüstriyel amaçlarla gereksinim duyulan suyun, % 0,3 ü göller ve % 0,003 ü akarsularda olmak üzere, çok az bir bölümü yerüstü su kaynaklarında bulunmaktadır. Buna karşılık, % 22 (9x10 6 km 3 ) gibi çok önemli bir oranla yeraltı suyu olarak tüketilebilecek durumdadır (Bear ve Cheng, 1999). Sulama suyu içerisinde bulunan maddeler, özellikle kimyasal maddeler, sulanan toprağı dolayısıyla bitkiyi etkiler. Bu etki; iklim özellikleri, toprak özellikleri, bitki cinsi ve uygulanan sulama metoduna göre değişir. Su kayıplarının fazla olduğu sulama metotları uygulandığında yeterli drenaj sağlanamaz ise topraklar daha çabuk tuzlulaşabilir. Toprak tuzluluğu ya toprağın mineral yapısı nedeniyle önceden beri mevcut olabilir ya da sonradan oluşabilir. Toprağın tuzlu olması, onun mineral özelliklerine bağlı olarak geçmişten beri var olan bir durumsa buna primer tuzluluk denir. Sonradan oluşan toprak tuzluluğu ise ya doğal olaylar sonucu ya da insan faktörünün etkisiyle oluşur. Doğada kendiliğinden tuzlulaşma, toprağın hidrolik özellikleriyle ve yeraltı suyunun derinlik ve tuzluluğu ile ilgilidir. İnsan faktörü tarafından oluşturulan toprak tuzluluğu ise sulanan bütün alanlarda meydana gelebilir. Sulamalar nedeniyle oluşan bu tür tuzlulaşmaya sekonder tuzluluk da denir. Dünyanın değişik bölgelerinde sulu tarımın başlamasından sonra tuzluluk sorunu artmıştır. Ülkemizde son yıllarda yeni alanların sulamaya açılması, sulama suyuna duyulan ihtiyacı artırmıştır. Sulamada kullanılabilir yeterli ve iyi nitelikli su bulunamayınca, düşük kaliteli tuzlu sular ve hatta drenaj suları sulamada kullanılmaktadır. Böylece toprağın fiziksel ve kimyasal özelliği bozularak, dolaylı yoldan bitkilere zehirli madde verilmekte ve ürün azalmasına sebep olmaktadır (İşcan ve ark. 2001). Dünyadaki toplam alanın yaklaşık % 46'sını kurak ve yarı kurak bölgeler kaplar. Bu iklim bölgelerinde sulanan alanların yaklaşık % 50'sinde ise değişik düzeylerde tuzluluk sorunu vardır. FAO/UNESCO tarafından hazırlanan raporlarda, Dünya Toprak Haritası verilerine dayanarak, dünya genelinde 954 milyon hektar tuzdan etkilenmiş ve üretkenliği kısıtlanmış araziler bulunduğu bildirilmektedir. Bu tip sorunlu topraklar,

12 3 Afrika'da 80,5 milyon, Avrupa' da 50,8 milyon, Avustralya'da 357,3 milyon, Amerika' da 146,9 milyon ve Asya kıtasında 319,3 milyon hektar alan kaplamaktadır (Sönmez, 2003). Türkiye, içinde bulunduğu iklim kuşağı nedeniyle, tuzluluk ve çoraklığın oluşumu için ideal ortam oluşturmaktadır. Düşük yağış miktarı ile eriyen tuzlar, fazla sıcağın etkisi ile bitkilerin etkin olarak kullandığı alanlarda birikerek toprak yüzeyinde tuz tabakaları oluşturmaktadır. Günümüzde en yeni ve çağdaş toprak, su, bitki ve çiftlik işletmeciliği tekniğine karşın tuzluluk nedeniyle tarım dışı kalmış alanlar oldukça yaygındır. Toprakların tuzlulaşma ve alkalileşmesini sulama, drenaj toprak özellikleri ve iklim etmenleri gibi etmenler önemli ölçüde etkilemektedir. FAO nun tahminlerine göre, sulanan alanların yaklaşık yarısı sessiz düşman olan tuzluluk, alkalilik ve yüzeyde göllenme tehdidi altındadır (Kanber ve ark., 2005). Tuzluluk nedeniyle bitkisel üretimin ya da verimin düşmesinde bitkilerin, tuz düzeyi sürekli artan çevreye uyum gösterememeleri ana etmen olmaktadır (Kanber ve ark., 1992). Tarımsal üretimde birim alandan alınan verimi arttırmada, sulamanın önemi bilinen bir gerçektir. Modern sulama yöntemlerinin kullanılmasında bitkiye verilecek sulama suyunun miktarı, verilme zamanı ve yöntemi kadar, sulama suyunun kalitesi de önemlidir. Sulamada kullanılan yeraltı ve yerüstü sularının su kalitesinin mutlaka bilinmesi gereklidir (İşcan ve ark., 2001). Sulama sularının, tarım alanları için uygun olup olmadığının belirlenmesi her zaman kolay değildir. Bununla ilgili standart değerler de yoktur. Bir bitkinin gelişmesi, doğrudan doğruya sulama suyuna değil, sulama sonucu toprak-su sisteminin özellik değişimine bağlıdır. Bölgesel iklim, bitki türü, tarım teknikleri, yerel şartlar, sulama sıklığı ve verilen su miktarı gibi birçok faktör etkilidir. Bu suyun sulama için uygun olup olmadığı, bütün bu faktörlerin değerlendirilmesi ile belirlenir (Doğan ve Soylak, 2000). Türkiye nin ortalama yıllık toplam yağışı 643 mm, potansiyel su miktarı 186 km 3 /yıl, kullanılabilir su potansiyeli ise 110 km 3 /yıl dır. Bu değerin 98 km 3 ü yerüstü, 12 km 3 ü ise yeraltı suyudur (Çiftçi ve ark., 2009). Türkiye nin halen işlenen tarım arazileri varlığı 28 milyon hektardır. Türkiye de eğimi % 6 dan az olan sulanabilir arazi varlığı yaklaşık 16,5 milyon hektardır. Bunun günümüz koşullarında ekonomik olarak sulanabilir kısmı 8,5 milyon hektar, sulamaya açılmış arazi varlığı ise 5,1 milyon hektardır (Çiftçi ve ark., 2010).

13 4 Türkiye de tuzluluk ve sodyumluluk sorunu olan arazi miktarı ha olup bu da ülke yüzölçümünün % 2 sine, toplam işlenen tarım arazilerinin % 5,48 ine, ekonomik olarak sulanabilen 8,5 milyon hektar arazinin % 17 sine eşittir. Bu çorak alanlarında % 74 ü tuzlu, % 25.5 i tuzlu-alkali ve % 0,5 i ise alkali topraklardan oluşmaktadır (Sönmez, 2004). Konya kapalı havzasının toplam yüzölçümü ha dır. Bunun ha ı işlenen tarım alanı, ha ı çayır-mera arazisi, ha ı da orman arazisidir. Havza topraklarının hektarında tuzluluk ve sodyumluluk problemi mevcuttur (Anonim, 2009 a). Araştırma, Konya ilinin Ereğli ilçesi İvriz Sağ Sahil Sulama Birliğine ait sulama sahasında, DSİ ye ait 68 adet derin kuyudan örnekleme yolu ile belirlenen23 adet kuyu ve bu kuyuların suladığı tarım arazilerinde yürütülmüştür.örneklemede, DSİ tarafından açılan kuyulardan alınan su örneklerindeki tuzluluk değerleri dikkate alınmış ve buna göre kuyu seçiminde homojen bir dağılım sağlamaya çalışılmıştır. Belirlenen kuyulardan alınan sulama suyu örnekleri ve yalnızca bu kuyular ile sulanan tarım arazilerinden alınan toprak örnekleri incelenerek sonuçları tuzluluk (EC), ph, tekstür yönünden değerlendirilmiştir. Araştırma altı bölümde toplanmış olup, giriş bölümünde konunun önemi ve araştırmanın amacından bahsedilmiştir. İkinci bölümde konu ile ilgili bilgiler ve literatür özetleri, üçüncü bölümde araştırmada kullanılan materyal ve yöntemler açıklanmış, dördüncü bölümde araştırma sonuçları ve tartışması yapılmış, beşinci bölümde sonuç ve öneriler, altıncı bölümde de kaynaklar verilmiştir.

14 5 2. KAYNAK ARAġTIRMASI Araştırma konusu ile ilgili kaynaklar alt başlıklar halinde aşağıda verilmiştir Sulama Suyu Kalitesi Toprak Tuzluluğu Tarım alanlarında kültür bitkilerinin sulanması çok eski çağlardan beri yapılmaktadır. Sulamada kullanılan suların bilimsel bir görüşle kullanılması ve sulama sularının nitelikleri üzerinde durulmasına 20. yüzyılın başında başlanmış ve son yıllarda çoğunlukla üzerinde durulur hale gelmiştir.türkiye de de bu konu hakkında çok sayıda çalışmalar bulunmaktadır. Bitkilerin sulanmasında kullanılacak suyun sulamaya uygunluğu; sulama suyunun kalitesi, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliği, bitkinin çeşidi, tarlanın drenaj yeterliliği ve sulama yöntemiyle yakından ilgilidir. Sulama suyunun kalitesi içerisindeki erimiş halde bulunan tuzların konsantrasyonuyla belirlenir. Sulama suyu kalitesi toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerine, bitkinin tuza dayanım hassasiyetine, iklim şartlarına ve uygulanacak sulama yöntemi ile su miktarına bağlı olarak, bitki ve toprak üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak etkili olmaktadır (İşcan ve ark., 2001). Sulama sularının optimum ph değeri, yetiştirilecek bitkinin cinsine, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlıdır. Genellikle sulama sularında ph değerinin 6,5-8,0 arasında olması istenilir (Ayyıldız, 1983). Sulama sularının toplam tuz miktarı elektriksel iletkenlik (EC x 10 6 ) μmhos/cm (mmhos/cm = ds/m) olarak ifade edilmektedir. Sulu tarımda başarılı olarak kullanılan suların pek çoğu 2250 μmhos/cm den daha az toplam tuz konsantrasyonu bulundurmaktadır. Sadece toplam tuz konsantrasyonu yönünden sulama için elektriksel iletkenlik değerleri 750 μmhos/cm den daha az olan sular uygun olarak kabul edilmektedir. Elektriksel iletkenlik değerleri 750 ile 2250 μmhos/cm arasında olan sulama suları geniş çapta kullanılmakta, uygun bir drenaj ve işletme koşulları altında yeterli bir ürün elde edilmekte ancak yeterli yıkamanın yapılmadığı elverişsiz drenaj koşullarında tuzluluk sorunları ortaya çıkmaktadır(ayyıldız, 1983). Grismer (1990) a göre sulamada kullanılan suyun kalitesi bitki gelişiminde önemli rol oynar. Suyun kalitesinde içerdiği tuz ve toksik element miktarı etkilidir. Tuz içeriği yüksek olan su ile sulama, hem toprak profilinin çözünebilir tuz içeriğinde, hem

15 6 de drenaj sularının tuz yükünde bir artışa neden olur. Drenaj suyuna ulaşamayan tuzlar toprakta birikir. Bütün bitkiler tuz içeren iyonların optimum miktarlarına ihtiyaç duyarlar. Ancak bu miktarın artması bitkinin zarar görmesine neden olacaktır. Sulama suyundaki tuzlar genellikle; Na +, K +, Ca ++, Mg ++ katyonları ile CO = 3, HCO - 3, Cl -, SO = 4 anyonlarının meydana getirdiği tuzlardan oluşur. Sulama suyunda bulunan katyonların en önemlisi sodyum (Na + ), anyonların ise bikarbonat (HCO - 3 )dır. Her ikisinin birlikte fazla oranda bulunması, zamanla toprakta soda oluşumuna neden olur. Toprakta soda birikmesi; değişebilir sodyum oranının artmasına ve toprağın alkalileşmesine yol açar. Bu ise toprağın fiziksel özelliklerini olumsuz etkileyerek toprak strüktürünü bozar, geçirgenliğini azaltıp havalanmasını önler. Sulama suyunda önemli miktarlarda bulunan bu iyonların dışında, çok az miktarda dahi bulunması bitkilere zarar veren, onları zehirleyen mikro elementler bulunabilir. Bunların en önemlisi bor elementidir. Bu hususlar göz önüne alındığında, kimyasal özellik itibariyle sulama suyunun kalitesini belirleyen unsurlardan en önemli üç tanesi şunlardır: Toplam eriyebilir tuz oranı, Sodyum oranı, Zehirli element (Bor) varlığı ve miktarı (Kara, 2005). Bor bitkilerin beslenmesinde esas element olmasına rağmen sulama sularında 0,5 ppm (mg/l) den fazla konsantrasyonları bazı bitkilere zararlı olabilir. Bor konsantrasyonu 4,0 mg/l den fazla olan sulama suları bütün bitkilere toksiktirler. Toprak saturasyon eriyiğinde 0,7 mg/l bor konsantrasyonu emniyetli sınır olarak kabul edilir (Ayyıldız, 1983). Sulama suyu özellikleri onun niteliğini tanımlamakla birlikte alındığı su kaynağına göre farklılık göstermektedir. Su özellikleri ayrıca iklim ve jeolojik yapıya göre de bölgeden bölgeye değişir. Suyun sağlandığı konumun yeraltı ve yerüstü kaynağı olması su niteliğini önemli ölçüde etkilediği gibi alındığı jeolojik yapıların özellikleri de suyun kimyasal içeriklerini etkiler. Sulama suyu niteliğini birçok unsurun birleşik etkisi belirlemektedir. Bunlar; ph, alkalilik, karbonat ve bikarbonatlar, çözünebilir tuzlar, sertlik, makro ve mikro besin elementleridir. Sulama suyu niteliğinin değerlendirilebilmesi için, bitki büyümesi açısından önemli özelliklerinin ve kabul edilebilir düzeylerinin veya konsantrasyonlarının bilinmesi gerekir (Will and Faust, 2005).

16 7 Ergene, (1982); Kwiatowsky, (1998); Kara, (2002), tuzluluğu; özellikle kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde yıkanarak yeraltı suyuna karışan çözünebilir tuzların yüksek taban suyuyla birlikte kapillarite yoluyla toprak yüzeyine çıkması ve buharlaşma sonucu suyun topraktan ayrılarak tuzun toprak yüzeyinde ve yüzeye yakın bölümünde birikmesi olayı olduğunu belirtmişlerdir. Feng ve ark. (2003), yarı kurak iklim koşullarında sulama yapılan alanlarda önemli bir sorun olan tuzluluğun potansiyel etkisi, sadece ürün verimi üzerine değil, aynı zamanda arazilerin tuzlulaşması, toprağın ve suyun bozulması ve yeraltı sularına tuzun karışarak kalitelerinin bozulmasına neden olduğunu belirtmişlerdir. Kurak ve yarı kurak iklim koşullarında gerek bitkilerden olan terleme gerekse toprak yüzeyinden meydana gelen buharlaşma miktarının yüksek oluşu, toprak rutubetindeki tuz konsantrasyonunun artmasına ve dolayısıyla da toprağın tuzlulaşmasına neden olmaktadır (Kaynak ve ark., 2000). Tarımsal üretimde ürün miktarının arttırılması, ancak bitki gelişimini sağlayan faktörlerin arttırılması ile mümkün olabilmektedir. Sulama da bitki gelişiminde ana faktörlerden birisidir. Doğal koşullarda yağışlar bitkinin su ihtiyacının ancak küçük bir kısmını karşıladığı için sulama bitki gelişiminde büyük öneme sahiptir. Sulamayla toprak-su ve bitki arasında olumlu bir dengenin yaratılması temel amaçtır. Bu nedenle sulama, bitki gelişmesi için yeterli nem koşulunu sağlayan bir işlem olarak da tanımlanır. Eğer, toprakta gereğinden fazla nem varsa sulama ile ürün miktarında bir azalma ve daha önemlisi, toprakta tuzluluk, alkalilik ve taban suyu gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır (Altan ve ark., 2003). Tuzlu topraklar, buharlaşmanın yağıştan en az yılın bir kısmında büyük miktarda fazla olduğu ve ana materyalde orta veya yüksek miktarda tuzun bulunduğu veya sığ derinlikte tuzlu taban suyunun mevcut olduğu durumlarda oluşurlar. Bu koşullar kapalı havzalarda, çevredeki yüksek alanlardan taban suyu akışı olan eski göl tabanlarında, sıcak, çok sıcak ve en azından bir sezonun kurak geçtiği iklimlerde oluşur (Özer, 2004). Tuzluluk ve alkalilik geçmişte olduğu gibi bugün de bir çok ülkede sorun olmaya devam etmektedir. Dünyanın değişik bölgelerinde sulamanın başlamasından birkaç yıl sonra daha önce hiç rastlanılmamış olan tuzluluk ve alkalilik problemlerini ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, tuzluluk ve alkalilik sorunu olan alanlarda gerekli önlemler alınmadığında, bu alanların yayılım alanları artmakta, ve sorun giderek daha da şiddetlenmektedir (Özcan ve ark., 2000).

17 8 Tuzluluk ve alkalilik, daha çok sulamaya bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir tarımsal sorundur. Tuzlu topraklar, sulama suyu içindeki tuzlara ve yetersiz drenaja bağlanmaktadır. Alkali topraklar ise, kimyasal çözünmeyle, nötr sodyum tuzlarının kireç üzerine etkisiyle, katyon değişimiyle, biyolojik indirgenmeyle ve bitkisel çürümeyle oluşabilir. Konu edinilen topraklar, arazi incelemeleri veya laboratuvarda, elektriksel iletkenlik, ESP ve ph değerlerine bakılarak karar verilir (Kanber ve ark., 1992). Tuzlu ve alkali topraklar genel olarak yıllık yağışın yıllık evapotransprasyonu karşılamaya yeterli olmadığı kurak veya yarı kurak bölgelerde oluşurlar. İklimin bu özelliği nedeniyle tuzlar topraktan yıkanamazlar ve toprak profilinin muhtelif derinliklerinde veya toprak yüzeyinde birikirler. Bitki büyümesini önleyecek derecede tuz veya alkali birikmesi toprağın tuzlulaştığını veya alkalileştiğini gösterir. Toprağın normal tarım toprağına dönüştürülebilmesi için toprakta biriken fazla tuz veya sodyumun topraktan yıkanmayla uzaklaştırılması gerekir. Tuzlu ve alkali topraklar sadece kurak veya yarı kurak bölgelerde değil, şartlar elveriyorsa, orta yağışlı bölgelerde de meydana gelebilir. Ayrıca yetersiz drenajın ve kötü kaliteli sulama suyu kullanmanın bu bölgelerde tuzlulaşmanın temel nedeni olduğu söylenebilir (Bayraklı, 1996). Tuzlu ve alkali toprakların orijinleri ile ilgili toprak genesisi konusuna ait doğal nedenler dışında sulama, tuzluluğu ve sodyumluluğu artırabilir. Artışın derecesi ise, sulama suyunun kimyasal bileşimi, miktarı ve toprak profilinden uzaklaştırılan drenaj suyu arasındaki dengeye bağlıdır. Tuzluluk sorunu içermeyen araziler, uygun olmayan su ve toprak kullanma yöntemleri nedeniyle, zamanla arzu edilmeyen düzeyde tuz ve sodyumun birikmesiyle verimsiz hale gelerek, tarımda kullanılamayacak bir duruma dönüşebilir (Sönmez ve ark., 1996). Toprakta drenaj problemi yaratan sular, tuzluluk ve alkalilik sorununu da oluşturur. Tuzluluk derecesine göre böyle topraklarda bitkiler gelişemez veya yalnız tuzlu topraklarda yaşayabilen bitkiler gelişir (Oğuzer, 1995; Feng ve ark., 2003). Tekinel ve ark. (2001), Güneydoğu Anadolu proje alanlarında sulama suyu kullanımının değerlendirilmesi amacıyla yapmış oldukları çalışmada, GAP sulanır alanlarında aşırı su kullanılması nedeniyle yaşlık, taban suyu ve çoraklaşma gibi sorunların her zaman ortaya çıkabileceğini belirtmişlerdir. Çiftçi ve ark. (2004), başlangıçta tuzluluk problemi bulunmayan topraklarda elverişsiz sulama suyu kullanılması, uygun olmayan sulama sistemleri ve amenajman

18 9 işlemleri ya da yetersiz drenaj gibi faktörler nedeniyle kısa bir süre sonra çorak topraklar halini alabileceğini belirtmişlerdir. Güngör ve Yurtseven in (1991) bildirdiğine göre; sulama amacıyla kullanılan suların kaliteleri, bunların toprak üzerinde oluşturacakları etkiyi biçimlendirmektedir. Sularda bulunan çözünmüş anorganik maddeler yani tuzlar, sonuçta toprakta birikebilmektedir. Bu nedenle kullanılan suların içerikleri ile ilişkili olarak yapacakları etkilerin bilinmesi gerekir. Toprak tuzlulaşması ve toprakta biriken tuzların olumsuz etkilerinin yıkama gereksinimi uygulamaları ile ne derece önlenebilir olduğunun belirlenebilmesi amacıyla 4 değişik sulama suyu kalitesi ve 3 farklı yıkama gereksinimi konuları 1986 ve 1987 yıllarında soya fasulyesi ekili parselde denemişlerdir. Her iki yılda da uygulanan tüm sulamalar toprakta, suların tuz içerikleri ile ilişkili olarak, tuz birikmesine neden olmuştur. Gelişme dönemi süresince her iki yılda da 5 er kez yapılan sulamalar sonucunda özellikle 5 ds/m dozunun uygulandığı parsellerde 0-60 cm toprak profili tuzlu hale gelmiştir. Sulama sularına eklenerek uygulanan yıkama gereksinimi oranlarının toprak tuzlulaşmasını azaltıcı yönde bir etkide bulunmadığı saptanmıştır. Çelik ve Arıgün (2001), Yerköy ovası yerüstü ve yeraltı sularının kalitesini ve birbiriyle olan ilişkilerini saptamak amacıyla yaptıkları bir çalışmada, B ve Mn elementlerinin izin verilen maksimum değerleri aştığı ve bunun nedenlerinin litosferik (ana materyal ile ilgili) olduğu saptanmıştır. Zengin ve Bayraklı (1992), Konya Ovası sulama sularının su kalitesi açısından sınıflandırılması üzerine yaptığı bir araştırmada yeraltı sulama sularının yerüstü sulama sularına göre daha düşük ph ya sahip olduğunu ve yeraltı suyunun daha fazla Ca ++ ve Fe +++ içerdiğini belirlemiştir. Yine drenaj kanallarının EC, Mg ++, Na +, HCO - 3, Cl - değerlerinin çok yüksek olduğunu, tuzluluk yönünden Konya şehir kanalizasyonu, Arapçayırı ana drenaj kanalı, Hotamış Gölü ve Akşehir Gölü sularının çok yüksek EC değerlerine sahip olduğundan zararlı olduğunu bulmuştur. Ayrıca İvriz, May, Apa, Altınapa barajları Beyşehir ve Çavuş Gölü ile Göksu nehri sularının sorunsuz, yani iyi kaliteli sulama suları olduklarını belirlemişlerdir. Bahtiyar (2002), günümüz seracılığında mevcut üretim sonucunda sera topraklarının yoğun gübreleme ve kalitesiz sulama suyu kullanımı nedeniyle tuzluluk sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirtmiştir. Kaplan ve ark. (1995), Antalya ilinde yaptıkları çalışmalar sonucunda bölge genelinde gübre kullanımının ülkemiz ortalamasının üzerinde olduğunu, özellikle de Kumluca yöresinde oldukça yüksek değerlere çıktığını belirlemişlerdir. Yoğun seracılık

19 10 yapılan bu yörede, çok sayıda kuyu açılmış ve seraların sulama suyu bu kuyulardan sağlanmaktadır. Ancak sera alanı içerisinde sağlıksız yerleşim ünitelerinde ortakçı olarak çalışan bir kısım yetiştirici içme sularını da bu kuyulardan sağlamaktadır. Bu çalışma sonucunda yöredeki seralarda yoğun bir toprak tuzluluğunun meydana geldiği ve bu tuzluluğun, yaz dönemindeki toprak yıkanması ile hafifletildiği belirlenmiştir. Dişli (1997) önemli seracılık alanlarından Antalya nın Kale ilçesinde yaptığı çalışmada sulama amaçlı olarak kullanılan yer altı sularının EC değerlerinin çeşitli kuyular için Kasım ayında 0,85-4,1 ds/m arasında, Haziran ayında ise 0,83-4,4 ds/m arasında değiştiğini bildirmiştir. Bu kullanım oranları ve tuzluluk düzeylerine göre Türkiye seracılık işletmelerinin çoğunluğunu içeren Akdeniz ve Ege Bölgesinde sulama amacıyla kullanılan yer altı sularının oranı, tuzluluğun önemli bir problem olduğunu ortaya koymaktadır. Sreedevi (2002), Pageru nehrinde (Hindistan) yaptığı çalışmada farklı kuyulardan 99 su örneği almış yeraltı suyunun mevsimsel olarak değişimini ve nehrin su seviyesindeki farklılıkları incelemiştir. Alınan örneklerde kalite değerini belirlemek için önemli kimyasal parametreler analiz edilmiştir. Sonuç olarak, yeraltı suları seviyesinin; yağmurlardan, evsel kullanım ve sulama için kuyulardan pompalanan sulardan etkilendiğini ayrıca muson yağmurları sonucunda havzada Ca ++, Mg ++, Na +, K + gibi önemli alkali elementlerin arttığını fakat yine de su kalitesinin sulama ve içmeye uygun kalitede olduğunu saptamıştır. Okur ve ark. (2001), İznik göl suları ile sulanan tarım arazilerinde sulama öncesi ve sonrası toprak örnekleri alarak mikrobiyolojik aktivitede sulamadan kaynaklanan bir değişikliğin ortaya çıkıp çıkmadığını araştırmışlar ve sonuç olarak İznik gölü ile sulanan arazilerin mikrobiyolojik yapısı sulamadan kaynaklanan ciddi bir değişimin henüz gerçekleşmediğini bulmuşlardır. Scardaci ve ark. (2002), toprak ve su tuzluluğunun pirinç verimine etkisini belirlemek amacıyla yapmış oldukları araştırma; pek çok su kaynağının EC sinin 0,7 ds/m nin altında olduğunu belirtmişlerdir. Bazı drenaj sularının EC sinin ise 0,7-1,7 ds/m arasında olduğunu ve bu durumun tuzluluk problemi oluşturabileceğini belirtmişlerdir. Ayrıca tuzluluğun artmasıyla pirinç veriminde azalma olduğunu belirtmişlerdir. Gündüz (2004), Asar Tepe sulama alanında yüzey sulama yöntemlerinin uygulandığı koşullarda tuzluluk durumunu belirlemek amacıyla yapmış olduğu çalışmada, araştırma alanı topraklarında, yüzey sulama yöntemlerinin uygulanması

20 11 koşulunda ortalama 4.47 yıl sonra tuzluluk sorununun ortaya çıkacağı saptamıştır. Bu tuzluluk sorununun ortaya çıkmaması için gerekli olan yıkama ihtiyacını 71,18 mm/yıl olarak belirlemiştir. Kara (1971), farklı sulama metodu uygulamalarında toprak profilindeki tuz ve bazı katyonların hareketleri ile bunların mevsimlik değişmeleri, tuz hareketinin taban suyu tuzluluğu ve seviyesi ile ilişkilerini incelemiştir. Kara ve ark. (1990), Konya Çumra Çandır Mevkii arazilerinde yaptıkları bir çalışmada, taban suyu seviyesinin yıllık değişiminin, taban suyu seviye sınıfı yönünden (Hansen, Israelsen ve Stringhan 1979) Fena düzeyde bulmuşlardır. Fena düzeyde bulunan taban suyu seviyelerinin, yarı kurak iklim kuşağında bulunan bölgelerde tarla içi drenaj şebekesinin tesis edilmemiş olduğu yerlerde toprakların tuzlulaşmasına sebep teşkil edeceğini belirtmişlerdir. Yurtseven ve ark. (2001), tınlı topraklarda, farklı tuzluluktaki sulama sularının toprak profil tuzluluğuna etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, toprak profil tuzluluğu değişimlerini 0-90 cm katman için incelemişlerdir. Deneme yılları boyunca tuzluluğun arttığını belirtmişlerdir. Ayrıca toprak tuzluluğundaki artışların 0-40 cm profilde daha yüksek düzeylerde iken; buna karşın ilk yıl sonuçlarına göre, cm profilde profil tuzluluğundaki değişimin oldukça az olduğunu belirtmişlerdir. Öztürk (2002), farklı gelişme dönemlerinde uygulanan tuzlu ve normal suların patlıcan bitkisinin bazı özelliklerine ve toprak tuzluluğuna etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; tuzlu su olarak 5 ds/m ve normal su olarak da 0,25 ds/m elektriksel iletkenliğe sahip sular kullanmıştır. Farklı dönemlerde uygulanan tuzlu suyun; bitki su tüketimini, bitki boyunu, bitki ağırlığını önemli düzeyde azalttığı buna karşılık yaprakların mineral madde içeriğini ve toprak tuzluluğunu önemli düzeyde artırdığını belirlemiştir. Ayrıca yüksek tuzlu su uygulamalarında mutlaka yıkama yapılmasının gerektiğini belirtmiştir. Zengin ve ark. (2002), Konya kapalı havzasının sulama sularının özelliklerini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada; yerüstü sularından May Barajı suyunun yüksek ph değerinden (8,70) dolayı sakıncalı olduğunu belirtmişlerdir. Araştırma alanındaki tüm yerüstü sularının EC (tuzluluk), B (bor) ve SAR (sodyum adsorbsiyon oranı) yönünden sulamada uygun olduğunu belirtmişlerdir. Yer altı sularında ise çok yüksek EC değerlerinden dolayı Sazlıpınar ve Küçük aşlama sularının sakıncalı olduğunu belirtmişlerdir. Sazlıpınar suyunun analiz sonuçlarının diğer yeraltı sulama sularına göre genellikle daha yüksek çıktığını belirtmişlerdir. Yerüstü sularının

21 12 ph ve B değerleri yeraltı sularınınkinden daha yüksek, EC, toplam katyonlar, toplam anyonlar, SAR ve kalite sınıfının ise daha düşük olarak belirtmişlerdir. Slavich ve ark. (2003), Güney Doğu Avustralya da sulanan bölgelerde yüksek taban suyundan kaynaklanan tuzlulaşmanın yönetimi için tuzlu sodyumlu yer altı sularının sulamada kullanılması amacıyla yapmış oldukları çalışmada; araştırma alanında ki yeraltı suyu uygulamalarının toprak tuzluluğunu EC (0-0,15 m) 0,6-0,9 ds/m den 3 ds/m ye yükselttiğini ve sodyumluluğu da SAR (0-0,15 m) 1,7-2,1 den 14,2-16,8 e yükselttiğini belirtmişlerdir. Demir ve Antepli (2004), Aşağı Seyhan Ovası sulaması taban suyu ve tuzluluk problemleri değerlendirme çalışmasında; Aşağı Seyhan Ovasının ha lık kısmında taban suyu izleme çalışması yapmışlardır. Sulamanın en yoğun olduğu aylarda taban suyunun 0-1 m arasında yer aldığını ve drenajı bozuk olan bu alanların hektarda tuzluluk sorununun olduğunu belirtmişlerdir. Berekatoğlu ve Bahçeci (2005), Harran ovası drenaj kanal sularının sulamada kullanılma olanaklarını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada; Harran Ovasında drenaj kanal suları, DSİ ve sulama birlikleri tarafından inşa edilen sekiz geri dönüşüm pompası ile tekrar sulamada kullanılmak üzere sulama sistemine verilmektedir. Tuz içerikleri tüm yıl boyunca EC=0,33 ds/m ile 3,70 ds/m iken, Temmuz ve Ağustos aylarında EC=0,33 ds/m ile 0,81 ds/m arasında değişmektedir. Yıl içerisindeki bu farklılığın, drenaj kanal sularına farklı miktarlarda sulama sularının karışmasından ileri geldiğini belirtmişlerdir. Drenaj kanal suları ile sulanan alanlardan alınan toprak örneklerinin elektriksel iletkenlikleri üç yıl boyunca EC=0,37 ds/m ile 7,05 ds/m arasında değişmiş olup, üç yıllık bir sürede toprak tuzluluğundaki değişimin önemsiz olduğunu belirtmişlerdir. Çiftçi (1987), Konya TİGEM arazilerinde yaptığı bir araştırmada, toprakların tuzlulaşması ve yer yer sodyumlulaşmasının asıl sebebinin yüksek tabansuyu seviyesi ve tabansuyu tuz konsantrasyonu olduğunu tespit etmiştir. Çiftçi ve Güngör (1987), Konya TİGEM arazisinin tuzluluk sorunu olan alanlarında, tabansuyu ile toprak tuzluluğu ilişkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, tabansuyu seviyesi ve tuzluluğu takip etmek amacıyla 11 adet gözlem kuyusu açmışlardır. Drenaj kanalı yetersizliğinden dolayı, tabansuyu seviyesi aşırı yükselmiş, yükselen tabansuyu buharlaşma sonucunda bünyesindeki tuzu üst toprak katmanlarına bırakmıştır. Maksimum tuzluluk 0-60 cm arasındaki toprak katmanlarında görülmüş, dolayısıyla toprağın tuzlulaşması üst toprak katmanlarında olmuştur.

22 13 Kapilarite ile toprağın üst katmanlarına tuz taşınmasının minimum olduğu kritik tabansuyu derinliği ise bu araştırma yeri için 110 cm bulunmuştur. Çiftçi ve ark (1995), Konya Ovası nda yapmış oldukları bir araştırmada, drenaj suyu ile sulanan ve sulanmayan arazilerden sondajla alınan toprak örneklerinde; sulanmayan alanların çoğunda (% 79) tuzluluk seviyesi sorun oluşturmayacak düzeyde iken, sulanan alanların tuzluluk değeri ise, örneklerin tamamına yakınında (% 83) sorun oluşturacak düzeyde bulmuşlardır. Yurtseven ve Güngör (1990), sulama suyu tuzluluğu ile ilgili yaptıkları çalışmada, tüm sulamaların kil bünyeli toprakta, tuzluluğun artmasına neden olduğu, özellikle de 5 mmhos/cm tuzluluk düzeyindeki sulama sularının uygulandığı parsellerde 0-60 cm lik toprak profilinin tuzlu hale geldiğini belirtmişlerdir. Ayrıca sulama sularına eklenerek uygulanan yıkama ihtiyacı miktarının, profildeki tuzluluğun azaltılmasında etkili olmadığını, mevcut tuzluluğun değişmediğini vurgulamışlardır. Güngör ve ark. (1992), laboratuar koşullarında killi bünyede oluşan toprak kolonları üzerinde 7 farklı kalitede yıkama suyu uygulamışlar ve toprakta kalan tuzluluk yüzdelerini farklı Ca/Mg oranlarında ve farklı yıkama suyu miktarlarında araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, su kalitesinin iyileştikçe topraktan yıkanan tuz miktarının arttığı, kötüleştikçe azaldığını saptamışlardır. Şener (1993), pamukta farklı tuzluluktaki sulama sularıyla yaptığı çalışmada, sulama suyunun tuz içeriği yükseldikçe toprak profilinde tuz birikiminin arttığını ve sulama sonrası toprakta tuz birikiminin genellikle yüzey katmanlarda daha fazla olduğunu belirtmiştir. Altınbaş ve ark. (1996), Saruhanlı ovasında bulunan 23 adet derin kuyudan 3 ayrı dönemde alınan su örneklerinde yapılan analizlerde; örneklerin ph değerlerinin 6,5-8,47 gibi geniş sınırlar arasında değişim gösterdiği; örneklerin genelde orta bazik ve sulama süreci sonuna doğru ise kuvvetli bazik tepkime gösterdikleri saptanmıştır. Aynı araştırmada su örneklerinin elektriksel iletkenlik (EC) değerleri μs/cm sınırları arasında belirlenmiş; bunların % 42,02 sinin C 3 S 1 ; %57.97 sinin ise C 2 S 1 sulama suyu sınıfı içerisinde yer aldığı bildirilmiştir. Nacar ve ark. (2000), GAP Bölgesi Harran Ovası nda toprak, tuz ve su dengesinin izlenmesi ve değerlendirilmesi ile kapalı drenaj projeleme kriterlerinin belirlenmesi amacıyla yapmış oldukları çalışmada, taban suyunun tuz kapsamının, 0,28-35,00 ds/m arasında değiştiği saptayarak, taban sularının büyük bir bölümünün yüksek

23 14 düzeyde tuz içerdiğini ve sulama suyu niteliği bakımından 3. veya 4. sınıfa girdiğini belirtmişlerdir. Kendirli ve Benli (2001), Türkiye de su kalitesinin izleme ve değerlendirilmesi çalışmalarında; Ergene Nehri, Büyük Menderes Nehri, Banaz Çayı, Porsuk Çayı, Sakarya Nehri, Karanlık Dere, Asi Nehri ve Oltu Suyu kaynaklarının, 2. sınıf az tuzlu gruba dahil olduğu, Kızılırmak Nehri suyu ise 2,4 ds/m lik yıllık ortalama tuzluluk değeri ile 3. sınıf orta tuzlu sınıfında olduğunu ve nehir kaynaklarımızın en tuzlu suyuna sahip olduğunu belirtmişlerdir. Dökmen (2002), Yalova İli; Altınova, Çiftlikköy ve Taşköprü beldelerindeki bazı yeraltı sularının sulama suyu niteliğini tuzluluk yönünden incelemiştir. Sonuçta su kaynaklarının çoğunluğunun orta tuzlu ve az sodyumlu sulama suyu sınıfında yer aldığını belirtmiştir. Karakaplan ve ark. (2002), Çumra Ovası sulamasında kullanılan Beyşehir Gölü, Suğla Gölü, Apa Barajı ve May Barajı sularının kalitelerini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada; Beyşehir Gölünden Çumra Ovasına akan, yaklaşık 150 km uzunluğundaki Çarşamba Kanalı, güzergahı boyunca Suğla Gölü, Apa Barajı ve May Barajı ile ilişkili olduğunu belirtmişlerdir. Dört farklı zamanda, beşer noktadan almış oldukları su örneklerinde ph, EC, Ca ++, Mg ++, Na +, K +, CO = 3, HCO 3, Cl -, SO = 4, NO - 3, Fe, Cu, Mn, Zn ve B analizlerini yapmışlardır ve SAR, değerleri ile kalite sınıflarını belirleyerek gerekli değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Araştırma sonuçlarına göre, tüm su örneklerinin orta alkalin, II. sınıf tuzluluk ve I. sınıf sodiklik (C 2 S 1 ), I ve II. sınıf B içeriklerine sahip oldukları ve Beyşehir Gölünden güzergah boyunca May Barajına doğru gittikçe nitrat ve ağır metallerin arttığını, bor kapsamlarının ise azaldığını saptamışlardır. Başaran ve Egemen (2006), Orta Toroslar da bulunan Eğri Göl ün su kalitesini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada; Eğri Göl ün su kalitesi açısından 1. sınıf kalitede olduğunu belirtmişlerdir. Ayrancı (2006), Muğla-Ortaca yöresindeki seralarda kullanılan yeraltı sulama sularının kalitelerinin belirlenmesi amacıyla yapmış olduğu çalışmada; Ortaca Yöresini temsil eden tesadüfi olarak belirlenmiş toplam 25 adet seradan sulama suyu örnekleri almıştır Su örneklerinde; EC, ph, Ca ++, Mg ++, Na +, K +, CO = 3, HCO - 3, Cl - - ve SO 4 analizleri yapmıştır. Analiz sonuçlarını esas alarak SAR, RSC ve %Na değerleri hesaplamıştır. Analiz sonuçlarını, sulama suyu kalite kriterleri çerçevesinde değerlendirmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; örneklerin %76 sı C 2 S 1, %24 ü ise

24 15 C 3 S 1 sınıfına girdiğini belirtmiştir. Sera sulama suyu örneklerinin tamamının SAR ve %Na yönünden sorun taşımamakta olup, 1. sınıf sular olduğunu belirtmiştir. Sulama sularında karşılaşılan en önemli sorunun kaynağının klorür mevcudiyeti olduğunu belirtmiştir. Ayrıca örneklerin 19 tanesinde (%76) sülfata rastlandığını kalan 6 örneğin(%24) ise sülfat içermediğini belirtmiştir. Yılmaz ve Çiftçi (1993), Konya Ovası Ana Drenaj Kanalı ve buna bağlı 4 ayrı drenaj kanalındaki su kalitelerinin belirlenmesi ve bunların sulamada kullanılabilirliğinin tespiti amacıyla yıllarında yaptıkları araştırmada, drenaj kanalları güzergâhları üzerinde seçilen 17 ayrı noktadan 12 ay süreyle aylık su örnekleri ve bu sularla sulanan bazı arazilerden de toprak örnekleri almışlar, toprakların çoğunluğunun tuzlu ve sodyumlu toprak özelliği gösterdiğini belirlemişlerdir. Drenaj kanallarındaki suların büyük bir kısmının 3. ve 4. sınıf sulama suyu olduğunu ve sulamada kullanılmasının uygun olmadığını tespit etmişlerdir Tuzlu ve Sodyumlu Toprakların Sınıflandırılması ve Islahı Tuzlu ve sodyumlu toprakların sınıflandırılması için üç kıstas kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi toprağın ph değeri, ikincisi saturasyon ekstraktının elektriksel geçirgenliği, üçüncüsü ise değişebilir sodyum yüzdesidir. Adı geçen bu toprak özelliklerine bakılarak toprağın hangi sınıfa girdiği tespit edilir (Sağlam, 1978). ABD tuzluluk laboratuarı sınıflamasına göre; saturasyon eriyiğinin 25 C deki elektriksel iletkenliği 4 mmhos/cm den büyük, değişebilir sodyum yüzdesi (DSY) 15 in altında, ph değeri genellikle 8,5 ten küçük topraklar tuzlu topraklardır. Saturasyon eriyiği elektriksel iletkenliği (25 C de) 4 mmhos/cm den az, DSY 15 ten fazla ve ph değeri genellikle 8,5-10,0 arasında, ancak kireç içermeyen topraklarda ise 6 ya kadar düşebilen topraklar sodyumlu topraklardır. Elektriksel iletkenlik değeri 4 mmhos/cm den büyük (25 C de), DSY 15 ten yüksek ve ph değeri ender olarak 8,5 i geçen topraklar ise tuzlu sodyumlu topraklardır (Güngör ve Erözel, 1994). Tuzlu topraklar, fazla miktarda tuz bulundurmaları ve değişebilir sodyum yüzdesi değerlerinin düşük olması nedeniyle genellikle floküle olmuştur. Yani toprak zerreleri kümelenip yumaklaşmış bir yapı gösterir. Bunun sonucu olarak da tuzlu toprakların permeabiliteleri benzer normal toprakların permeabilitelerine eşit ve bazen de daha yüksektir.

25 16 Sodyumlu topraklarda bulunan sodyum, toprakların fiziksel ve kimyasal özelliklerine belirli bir biçimde etki eder. Değişebilir sodyum oranı arttıkça toprak daha disperse hale gelir. Toprak genellikle balçıklaşır, permeabilitesi azalır ve geç tava gelir. Bu topraklar ıslakken yağlı bir görünüşte olup, plastik ve yapışkan olmalarına rağmen kuruyunca bu özelliklerini kaybederek büyük kesek, çatlaklar ve kalın kabuklar meydana getirirler. Tuzlu-sodyumlu topraklar, kültür bitkilerinden çoğunun verimini sınırlamaya yetecek miktarda eriyebilir tuz ve adsorbe edilmiş sodyum ihtiva eder. Bu topraklar hem tuzlulaşma hem de sodyumlulaşma işleminin beraberce oluşması sonucu oluşurlar. Yüksek miktarda eriyebilir tuzlar var olduğu sürece görünüş ve özellikleri bakımından tuzlu toprakları andırırlar. Fazla tuzun bulunması halinde toprak taneleri floküle haldedir. Fazla tuzların alt tabakalara yıkanması halinde bu toprakların özellikleri belirli bir biçimde değişir ve sodyumlu topraklara benzer bir duruma dönüşür (Öztürk, 2004). Ağca ve ark. (2000), Amik ovasında yer alan bazı topraklarda tuzlulaşma ve alkalileşmenin boyutlarını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, alınan toprak örneklerinde, ph, toplam çözünebilir tuz, kireç, organik madde, katyon değişim kapasitesi (KDK), değişebilir katyonlar ve bünye analizleri yaptıklarını belirtmişlerdir. Büyük çoğunluğu kil bünyeli olan topraklarda; kireç % 23,8-53,3, organik madde % 0,10-3,04, KDK ise 17,97-47,41 me/100 gr arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Araştırma konusu topraklarda; ph nın 7,24-8,08, toplam tuz içeriğinin % 0,032-0,355, değişebilir sodyumun 0,11-1,84 me/100g ve ESP nin % 0,35-5,77 arasında değiştiği belirlenmiştir. Sonuç olarak araştırma alanı topraklarının tamamında alkalilik ve önemli bir kısmında ise tuzluluk sorunu olmadığını, tuzluluk sorununun olduğu toprakların ise hafif tuzlu topraklar sınıfına girdiğini saptamışlardır. Sönmez ve ark. (2004), Demre yöresindeki seralarda kullanılan toprak ve sulama sularının tuz içeriklerinin yetiştirme dönemindeki değişimini belirlemek amacıyla yapmış oldukları çalışmada, araştırma alanından seçilen 28 seradan; üç dönemde, 2 derinlikte toplam 168 toprak ve 84 sulama suyu örneklerinde EC analizleri yapmışlardır. Elde edilen bulgulara göre, Demre yöresi sera toprakları 0-20 cm ve cm derinliklerde genellikle orta ve fazla tuzlu, sera sulama suyu örneklerinin ise genellikle orta tuzlu (C 2 ) ve fazla tuzlu (C 3 ) sınıflarına girdiğini belirtmişlerdir. Toprak örneklerinin tuz içeriklerinde dönemsel farklılıklar olmakla birlikte sera topraklarının tuz bakımından sorunlu göründüğünü, ayrıca sera sulama sularının da büyük bir çoğunluğunun tuzluluk bakımından sorun teşkil edecek nitelikte olduğu belirlemişlerdir.

26 17 Kara ve ark. nın (1991), Konya Ovası nda yapmış oldukları bir araştırmada, taban suyu seviyesi yıllık değişimi cm arasında bulunmuş, taban suyu tuz kalitesi de T 3 S 1, çıkmıştır. Çullu ve ark. (2000a), Harran Ovasında tuzluluğun yayılma olasılığını belirlemek amacı ile yapmış oldukları çalışmada, söz konusu alanların önemli bir bölümünün tuzdan etkilendiğini belirlemişlerdir. Bu alanlarda topoğrafik yapı ve taban suyu seviyesine göre kısmen alkalileşmenin başladığını saptamışlardır. Çalışmada, 1995 yılında yapılan sulamanın tuzlu taban sularını yüzeye daha fazla yaklaştırmasından dolayı tuzlulukta artışların meydana geldiğini ifade etmişlerdir. Çullu ve ark. (2000b), Harran Ovası topraklarında sulamanın başlamasından sonra tuzdan etkilenen topraklardan alınan örneklerde hidrolik iletkenlik, strüktürel özellikler, kil minerallerindeki değişim ve tuz içerikleri incelemişlerdir. Çalışma sonucunda, sulama sonrasında strüktür stabilitesinde ve agregasyonda hafif bir bozulma belirlenirken, hidrolik iletkenlikte önemli bir azalma olduğunu belirlemişlerdir. Aynı alanın kil minerallerinde belirgin bir değişim gözlenmezken, tuz içeriğinde önemli artışların olduğunu saptamışlardır. Warrence ve ark. (2002) nin bildirdiğine göre, sodyuma bağlı olarak dispers olan kil partikülleri toprak gözeneklerini tıkayabilmektedir. Tıkanan gözenekler ve oluşan yapı, bitkilerin gelişimi sınırlandırmakta, suyun infiltrasyonu ve su akışını engellemektedir. Toprakta tuzluluk ve alkaliliğin değerlendirilmesinde, üzerinde durulması gerekli faktörlerin başında tekstür gelmektedir. Tekstür, toprağın permeabilite, infiltrasyon, yarayışlı su kapasitesi, KDK gibi özellikleri ile yakından ilişkilidir. Özcan ve Uygun (2004), bitkisel üretimi kısıtlayan önemli toprak karakteristiklerinden biri olan tuzluluğun profilde yersel ve zamansal değişimlerinin incelenmesi ve bu değişimde etkili olan faktörlerin belirlenmesi için Kumkale ovasının kuzeyinde Çanakkale Boğazına etkileşimli 400 ha arazide, 13 örnekleme noktasında, 5 farklı derinlikte ve 7 ayrı ayda alınan toprak örneklerinde tuz ve ph analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları grafiksel olarak değerlendirilmiş, coğrafi bilgi sistemlerinde dağılım haritaları oluşturulmuştur. Topraklarda tuzluluk, tuzsuzdan çok şiddetli tuzluya, ph ise 6,5-9,5 arasında değişim göstermiştir. Çalışma alanında, deniz ve drenaj kanalının toprak tuzluluğu üzerinde çok etkili olduğu, ph nın ise arazi kullanım türü ve toprak amenajman tekniklerince çok etkilendiğini belirlemişlerdir.

27 18 Arazinin ıslah ihtiyacını doğuran sınırlayıcı faktörler; tuzluluk, alkalilik, ıslaklık (drenaj ihtiyacı), erozyon ve taşlılık durumudur (Yıldız ve ark., 2005). Tuzlu sulama suları ile toprağa iletilen tuzlar, bitkilerin yapılarına çok az kısmını almaları nedeniyle zamanla birikmektedir. Uygun kış yağışlarının ya da düzenli yıkamaların gerçekleşemediği ortamlarda bu topraklar verimliliklerini kaybetmekte ve ekonomik boyutu gittikçe artan iyileştirme uygulamalarının yapılmasını zorunlu kılmaktadır (Yurtseven ve Güngör, 1990). Tuzlu topraklarda ıslahın başlıca amacı, bitki kök bölgesi derinliğindeki eriyebilir tuzların yıkanarak topraktan uzaklaştırılmasıdır. Bu toprakların ıslahında gözönünde bulundurulacak en önemli faktörler tabansuyu düzeyini bitkinin etkili kök derinliği altında tutmak ve çözünmüş tuzların bulunduğu tabansuyunu uzaklaştırmaktır (Güngör ve Erözel 1994). Tuzlu toprakların ıslahında uygulanan belli başlı ıslah metotları şunlardır; mekanik ıslah (tuzlu üst tabakasının sıyrılarak araziden uzaklaştırılması), biyolojik ıslah (tuzu seven bitkileri yetiştirip olgunlaşma dönemlerinde bunların araziden hasat edilerek uzaklaştırılması) ve hidroteknik ıslah (su ile yıkama yapılması) dır. Tuzlu toprakların ıslahında sadece yıkamanın yapılması yeterli olmaktadır. Tuzlu sodyumlu toprakların ıslahında ise önce kimyasal ıslah maddelerinin uygulanması ve sonra da yıkamanın yapılması gerekmektedir. Arazi ıslahında kullanılan yıkama metotları; yüzey yıkama metodu, devamlı göllendirme metodu, aralıklı göllendirme metodu ve yağmurlama metodudur. Yıkama elde bulunan suyun miktarına ve toprağın özelliklerine bağlı olarak devamlı veya aralıklı su verilmesi şeklinde uygulanabilir (Ayyıldız, 1983). Yıkamada kullanılan en ekonomik su miktarı yağmurlama metodu ile olmakla birlikte çoğunlukla aralıklı göllendirme metodu ile yıkama yapılmaktadır (Sönmez ve ark., 1996). Tuzlu toprağın ıslahı amacıyla uygulanacak yıkama suyu miktarına şu faktörleretkilidir (Güngör ve Erözel 1994).: Toprakta ve tabansuyunda başlangıçta bulunan tuzların miktarı ve çeşidi Yıkama suyunun kalitesi Toprağın geçirgenliği Yıkanacak toprak derinliği Yıkama şekli Yıkama suyu miktarı ve yıkama suyunun toprağa uygulanma şekli

28 19 Tuzluluk sorunu olmayıp sadece sodyumluluk sorunu olan toprakların ıslahı, tuzlu sodyumlu topraklara kıyasla daha güçtür. Böyle topraklarda toprağın değişebilir sodyum yüzdesi (DSY) değerini azaltmak amacıyla toprağa verilen kimyasal maddelerin toprağa karıştırılıp yıkama suyu ile toprak gözenekleri içinde etkin bir şekilde dağılmasını sağlamakta zorluk çekilmektedir. Çünkü bu toprakların su alma hızları çok düşüktür. Tuzlu sodyumlu veya sadece sodyumlu toprakların ıslahı için gerekli kimyasal maddelerin cinsi ve miktarı ile yıkama suyu miktarlarının belirlenmesi gerekmektedir.sodyumlu ve tuzlu sodyumlu toprakların ıslahında yıkama suyunun topraktan uzaklaştırılması için mutlaka etkin çalışan bir drenaj sistemine ihtiyaç vardır (Güngör ve Erözel 1994). Sodyumlu toprakların ıslahı, kök bölgesindeki değişebilir sodyumun kalsiyum iyonları ile yer değiştirmesi ile sağlanır. Sodyumlu toprakların ıslahı için, kalsiyum içeren veya topraktaki kalsiyumu mobil duruma getiren kimyasal maddeler genel olarak 3 gruba ayrılabilir (Yılmaz, 2001). Çözünebilir kalsiyum tuzları: CaSO 4.2H 2 O, CaCl 2, fosfojips Az çözünebilir kalsiyum tuzları: Kalsit; CaCO 3 Asitler ve asit oluşturan bileşikler: H 2 SO 4, Fe ve Al Sülfat, kireç-sülfür, pirit vb. Eriyebilir kalsiyum tuzları içerisinde en yaygın olarak kullanılan ıslah maddesi jips tir. Jips in topraktaki reaksiyonu; 2NaX + CaSO 4 CaX 2 + Na 2 SO 4 Eriyebilirlikleri düşük kalsiyum tuzları içerisinde en çok kireç taşı (CaCO 3 ) kullanılmaktadır. Ancak kireç taşının etkinliği ortam ph değerinin 7,5 ve daha fazla olması durumunda azalmaktadır. Kireç taşının topraktaki reaksiyonu; 2NaX+CaCO 3 CaX 2 +Na 2 CO 3 Asitler ve asit oluşturanlar grubunda en çok kullanılan madde kükürt tür.kükürt ün topraktaki reaksiyonu; 2S+3O 2 2SO 3 (Mikrobiyolojik oksidasyon) SO 3 +H 2 O H 2 SO 4 H 2 SO 4 + CaCO 3 CaSO 4 +CO 2 +H 2 O 2NaX+ CaSO 4 CaX 2 +Na 2 SO 4 şeklindedir.

29 20 Islah maddelerinin etkinliği uygulama yöntemine de bağlıdır. Bu yöntemler; yüzeye serpme, toprakta pulluk ve diskaro yardımıyla karıştırma ve sulama suyuna ilave etme şeklindedir. Jipsin toprak yüzeyine serpildikten sonra toprağın üst derinliğine karıştırılması oldukça etkili bir yöntemdir (Yılmaz, 2001). Uzunoğlu ve ark. (1992), Ankara Sarayköy de tuzlu ve sodyumlu toprakların ıslahında kullanılan çeşitli ıslah maddelerinin, çorak ıslahı açısından etkinlikleri yanında toprakta fiziksel özelliklerde yarattıkları değişiklikleri saptamak amacıyla yaptıkları araştırmada; deneme konusu olarak jips, çiftlik gübresi, Akdeniz Gübre Sanayii atığı ve kükürt kullanılmış, konulara 20 şer cm lik dozlar halinde toplam 260 cm yıkama suyu uygulanmış, deneme sonunda tüm parsellerde sorunun giderilmesinde ıslah maddelerinin hepsi etkili olurken yüksek dozlarda etkinliğin arttığını bu konuda en etkili ıslah maddesinin kükürt olduğunu, bunu jips, Akdeniz Gübre Sanayii atığı ve çiftlik gübresinin takip ettiğini belirlemişlerdir. Bahçeci (1984), Aksaray Ovası tuzlu, sodyumlu toprakların ıslahında kullanılacak yıkama suyu miktarı ve jips ihtiyaçlarını ve yıkama sürelerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; toplam suda çözünebilir tuzların ve borun yıkanması ile ilgili denklem ve eğriler elde etmiş, çözünebilir tuzların %80 ini yıkamak için toprak derinliğinin 5 katı su gerekirken, bor yıkanması için 7 kat su gerektiğini, değişebilir sodyum fazlalığının giderilmesinin uygulanan jips dozları arttıkça arttığını tespit etmiştir. Beyazgül (1995), Salihli Ovası tuzlu ve alkali topraklarının ıslahında Keçiborlu Kükürt İşletmesi nin flotasyon artıklarını kullanma olanakları üzerine yapmış olduğu çalışmada; 160 cm yıkama suyundan sonra tüm deneme konularında (kontrol, 2, 4, 6, 8 t/da flotasyon artığı) 100 cm lik toprak profilinin tuzluluğunun 4 mmhos/cm in altına düştüğünü, elde edilen tuz yıkama eşitliğine göre topraktan çözünebilir tuzların % 80 inin giderilmesi için toprak derinliğinin 7,9 katı yıkama suyu gerektiğini belirlemiş, elde edilen yıkama eşitlik ve eğrilerinden toprağa, mevcut borun % 80 inin giderilmesi için kontrol konusunda toprak derinliğinin 8 katı yıkama suyu verilmesi gerekirken, bu oran flotasyon artığı uygulamaları ile azalma göstererek, 8 ton/da uygulamasında da toprak derinliğinin 3 katı olarak saptanmıştır. Ayrıca, en iyi ıslah düzeyinin sağlandığı ve maksimum doz olan 8 ton/da flotasyon artığı uygulamasında değişebilir sodyum yüzdesi 15 in altına düşerken daha alt toprak derinliklerinde ise başlangıca göre önemli oranlarda azalma olduğunu tespit etmiş, flotasyon artığı uygulanan konularda infiltrasyon hızının artması sonucu yıkama sürecinin kısaldığını belirlemiştir.

30 21 Patterson (2001), sodyum tuzlarının toprakta daima kalsiyum ve magnezyum tuzlarından daha fazla çözündüğünü ve bu çözünürlüğün özel problemler oluşturduğunu belirtmiştir. Yılmaz ve ark. (2001), Konya ovasında tuzlu-sodyumlu toprakların ıslahı üzerine yapmış oldukları bir araştırmada toplam eriyebilir tuzların %80 inin yıkanması için toprak derinliğinin 3 katı su verilmesi gerektiğini ve kükürt ün artan dozlarda değişebilir sodyumun azaltılmasında daha etkin olduğunu tespit etmişlerdir. Özbek (2004), Aşağı Pasinler Ovasının ha'lık bölümünde yapmış olduğu araştırma sonucunda Aşağı Pasinler Ovası topraklarının toprak tekstürü, drenaj ve taban suyu kalitesi gibi toprak kalite parametreleri bakımından kaliteli toprak kaynağına sahip olduklarını tespit etmiştir. Akış ve ark. (2005), Harran Ovası ve çevresindeki tarım arazilerinde tuzluluk problemi ve bu problemin iklim özellikleriyle ilişkisi isimli çalışmalarında; tuzluluğun nedenlerinin iklim koşulları, toprak özellikleri, taban suyunun yüksek olması, sulama sularının kaliteli olmayışı, yanlış ve aşırı sulama, morfolojik özellikler, arazi kullanımındaki yanlışlıklar ve sulama sonucu biriken suların tarım arazilerinden dışarıya tahliye edilememesinin oluşturduğunu belirtmişleridir. Konukçu ve ark. (2005), aralıklı yıkamanın tuzlu topraklarda yıkama etkinliği ve yıkama suyu miktarı üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada; bozulmamış toprak örnekleri ile laboratuar şartlarında aralıklı yıkamanın yıkama verimliliği üzerine etkilerini teorik ve deneysel olarak belirlemişler. Araştırma sonuçlarına göre de aralıklı yıkamanın geleneksel metoda göre %20 ye kadar yıkama ihtiyacını azalttığını belirtmişlerdir. Reeve ve Bower (1960), yapmış oldukları kolon denemelerinde başlangıçta yıkama suyu olarak kullanılan deniz suyunun, yıkamanın ileriki safhalarında iyi kalitedeki nehir suyu ile karıştırılarak verilmesinin ıslah için başarılı sonuç verdiğini,fakat bu yöntemde ıslah için gerekli yıkama suyunun genellikle fazla olduğunu belirlemişlerdir. Sohota ve Bhumbla nın (1969), yaptıkları bir araştırmada; topraktaki eriyebilir tuzların yıkanmasında aralıklı göllendirme şeklinde su verilmesinin sürekli göllendirmeye göre daha etkili olduğunu belirlemişlerdir. Yılmaz (1980), Konya Ovası tuzlu ve borlu alüvyal topraklarının yıkama imkanlarını, yıkama suyu miktarı ve yıkama süresini saptamak amacıyla yapmış olduğu denemede, yıkamaları aralıklı göllendirme şeklinde yapmış olup, her seferinde 20 cm su

31 22 uygulamıştır. Her birim suyun toprak yüzeyinden kaybolması ile bir sonraki uygulama arasında yaklaşık 48 saat aralık vermiştir. Deneme sonunda, topraktaki toplam çözünebilir tuzların ve borun %80 ini yıkamak için gerekli (Dys/Dt) oranlarının sırası ile 2,5 ve 5,0 olarak bulmuş, bor tuzlarının diğer çözünebilir tuzlara göre daha zor yıkandığını tespit etmiştir. Şanlıurfa Harran Ovası tuzlu sodyumlu toprakların ıslahında yararlanılacak jips ve yıkama suyu miktarı ile yıkama süresini saptamak için yapılan bir araştırmada, toplam çözünebilir tuzların yıkama eğrileri çizilip yıkama denklemleri hesaplanmıştır (Sevgilioğlu 1987).

32 23 3. MATERYAL VE YÖNTEM Bu bölümde araştırma alanı ile ilgili genel bilgiler verilmiş ve kullanılan yöntemler açıklanmıştır Materyal Araştırma materyalini; Konya-Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sulama sahası içerisinde bulunan Devlet Su İşleri (DSİ) ne ait örnekleme yolu ile belirlenen 23 adet yer altı kuyusundan, sulamanın en yoğun yapıldığı dönemde alınan su örnekleri ve bu kuyularla sulanan tarım arazilerinden alınan toprak örnekleri oluşturmaktadır AraĢtırma alanının konumu Konya ili, coğrafi olarak 36 41' ve 39 16' kuzey enlemleri ile 31 14' ve 34 26' doğu boylamları arasında yer alır. Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği m dir. Kuzeyden Ankara, Eskişehir, batıdan Isparta, Afyonkarahisar, güneyden Antalya, Karaman, Mersin, doğudan Niğde, Aksaray illeri ile çevrili olan Konya ilinin yüzölçümü hektardır. (Anonim, 2004). Ereğli ilçesi coğrafi olarak 37 o 38 o kuzey enlemleri ile 33,5 o 34,5 o doğu boylamları arasında Konya Ovasının doğusunda, güneye uzanan ve Toroslarda son bulan düzlüğünde yer almıştır. Doğusunda Niğde ilinin Ulukışla ilçesi, kuzeydoğusunda Niğde ili Bor ilçesi, kuzeyinde Aksaray ili, kuzeybatısında Konya ili Karapınar ilçesi, batısında Karaman ili Ayrancı ilçesi, güneyinde Toros Dağlarıyla çevrilidir. Yüzölçümü hektar olan ilçenin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği m. dir (Anonim, 2010 a). Araştırma, Konya-Ereğli sınırları içerisindeki Aziziye kasabası ile Bulgurluk, Acıkuyu, Yukarı ve Aşağı Göndelen köyleri arasında kalan bu yerleşim birimlerinin arazilerinde yürütülmüştür. Adı geçen köylerin üzerinde bulunduğu tarım arazileri Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliğine ait sulama sahasıdır. Araştırma alanı Ereğli ilçe merkezine yaklaşık 20 km mesafede, etrafı köylerle çevrelenmiş ve yerleşime oldukça uygun konumdadır. Araştırma alanının konumu Şekil 3.1 de verilmiştir.

33 24 Şekil 3.1 Araştırma alanının konumu Ġklim Özellikleri Araştırma alanı,ereğli ilçe merkezine çok yakın olduğundan iklim değerleri Ereğli merkez meteoroloji değerleri ile aynıdır. Ereğli ilçesine ait bazı meteorolojik veriler Çizelge 3.1 de verilmiştir. Konya, kurak ve yarı kurak iklim kuşağında yer almaktadır. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçmektedir. Yıllık toplam yağış miktarı olarak bakıldığında, Konya ilinin iç kesimlerinde düşük, buna karşılık Akdeniz e yakın yüksek bölgelerinde ise il yağış ortalamasının üzerindedir (Doğan, 1988). Uzun yıllar sıcaklık ortalamasına bakıldığındayıllık ortalama sıcaklık 11,7 C dir. En soğuk ay Ocak (0,0 C), en sıcak ay ise Temmuz (23,5 C) dur. Yıllık ortalama yağış miktarı 298,6 mm, açık yüzeyden olan buharlaşma ise1421,2 mm dir. En fazla yağış Nisan ayında (43,7 mm), en fazla buharlaşma ise Temmuz ayında (315,8 mm) gerçekleşmiştir.(anonim, 2010 b)

34 25 Çizelge 3.1Ereğli ilçesine ait bazı meteorolojik veriler (Anonim, 2010 b) Parametre Periyot (Yıl) Ocak ġubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıllık Maksimum Sıcaklık ( C) 35 yıl 21,0 21,8 28,2 32,0 34,4 36,4 41,3 38,8 37,8 32,8 26,2 21,4 41,3 Minimum Sıcaklık ( C) 35 yıl -22,5-26,0-22,2-7,6-0,9 4,0 6,9 4,8 0,0-5,5-17,0-24,3-26,0 Ortalama Sıcaklık ( C) 35 yıl 0,0 1,2 6,1 11,6 16,1 20,4 23,5 22,8 18,2 12,5 6,2 1,7 11,7 Ortalama Rüzgar Hızı (m/sn) 35 yıl 1,6 1,8 2,1 2,3 1,9 1,9 1,9 1,7 1,7 1,6 1,6 1,6 1,8 Ortalama Bağıl Nem (%) 35 yıl 75,8 71,4 63,5 58,9 58,6 52,6 49,4 52,1 56,4 64,4 70,4 75,6 62,4 Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) 35 yıl 31,4 26,1 30,0 43,7 37,5 22,7 6,5 4,5 7,4 23,0 30,9 34,9 298,6 Açık Yüzey BuharlaĢması (mm/ay) 24 yıl ,4 184,4 241,7 315,8 285,9 189,2 106,8 2,0-1421,2 Maksimum Sıcaklık ( C) ,8 21,4 25,8 25,6 31,6 33,5 39,5 39,8 34,2 28, Minimum Sıcaklık ( C) ,8-12,3-5,3-1,0 4,6 10,2 15,0 12,0 10,2-1, Ortalama Sıcaklık ( C) ,2 6,4 9,9 11,8 17,9 21,6 26,4 26,8 21,9 13, Ortalama Rüzgar Hızı (m/sn) Ortalama Bağıl Nem (%) ,3 61,6 55,5 62,5 49,4 51,8 43,1 38,1 46,6 64, Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) ,5 36,2 17,1 62,9 10,5 35,2 0,8 0,1 1,2 59, Açık Yüzey BuharlaĢması (mm/ay) ,8 220,4 265,7 264,7 187,

35 Arazi ve toprak özellikleri Konya ovalarında, yağış rejimi, sıcaklık, bitki örtüsü, anakaya ve yağış miktarı gibi şartların etkisi ile çeşitli toprak tipleri ortaya çıkmıştır. Karapınar Karacadağ çevresinde çoğunlukla volkan tüfleri üzerinde oluşmuş kumlu topraklar yaygındır. Konya havzasında vertisol topraklar bulunur. Çöküntü sahalarında kireçli topraklar yer alır. Ayrıca Konya havzasında Ereğli, Akgöl, Aslım, Alakova, Tersakan, Hotamış bataklığı çevresinde çorak topraklar ile Konya ovalarında alüviyal topraklar görülür. Araştırma sahası arazilerinde kahverengi ve kestane rengi topraklar yaygındır(anonim, 2005). Havza, doğal topoğrafyası nedeniyle sularını denize boşaltma imkanına sahip değildir. Havza, sularını ancak içerisindeki göllere ve bataklıklara boşaltabildiğinden kapalı havza niteliğindedir. Ova arazileri topoğrafya bakımından tekdüze bir karakter arz eder. Genel eğim güneyden kuzeye doğru olup, % 0 0,5 ve bazı yerlerde % 0 1 arasında değişmektedir. (Anonim 1978). Toprakların ph değeri 7,5-8,5 arasında değişir. (Anonim, 1998) AraĢtırma alanında tarımsal yapı ve üretim Araştırma alanını içine alan Konya ili hektar yüzölçümü ile ülkemizin en geniş arazi varlığına sahip ilidir. Konya da iktisadi hayatın temelini tarımsal faaliyetler teşkil etmektedir. Toplam olan il nüfusunun % 28 i kırsal kesimde yaşamaktadır. (Anonim, 2004). Konya ilinin arazi kullanım durumu Çizelge 3.2 de verilmiştir. İlçenin ise toplam nüfusu 2009 yılı nüfus sayımına göre olup, şehir merkezi dır. Köy ve kasaba nüfusunun toplamı ise dir (Anonim, 2009 b). Nüfusun % 65 inden fazlası tarımla uğraşmaktadır. Tarımın içerisinde hayvancılık, tarla tarımı, bağ ve bahçe tarımı başta gelmektedir. İlçeye bağlı 6 kasaba 44 köy vardır (Anonim, 2010 a). Ereğli ilçesinin arazi kullanım durumu Çizelge 3.3 te verilmiştir.

36 27 Çizelge 3.2 Konya ili arazi kullanım durumu (Anonim, 2009 a) ARAZĠ KULLANIM ġeklġ Alan (ha) ĠĢlenen Arazideki % Toplam Arazideki % 1. ĠġLENEN ARAZĠ Tarla arazisi - Sebzecilik - Meyvecilik - Bağ - Nadas ,9 0,9 0, ÇAYIR MER A ,7 3. ORMAN ,2 4. TARIM DIġI ARAZĠ ,1 5. GENEL TOPLAM Çizelge 3.3 Konya Ereğli ilçesi arazi kullanım durumu (Anonim, 2010 a) ARAZĠ KULLANIM ġeklġ Alan (ha) ĠĢlenen Arazideki % Toplam Arazideki % 1. ĠġLENEN ARAZĠ Hububat - Baklagil - Endüstri Bitkileri - Yem Bitkileri - Sebzecilik - Meyvecilik - Nadas ÇAYIR MER A ORMAN ,7 4. TARIM DIġI ARAZĠ ,3 5. GENEL TOPLAM

37 28 İlçenin merkez ve köylerinde tarımsal üretim yapılan tarım alanı hektardır. Bu alanın hektarı kıraç, hektarı sulanabilir arazi vasfındadır. Bitkisel üretim içerisinde yaygın olarak hububat (buğday, arpa) tarımı yapılmaktadır. Bunun dışında yemeklik dane baklagiller (fasulye, nohut), yağ bitkileri (ayçiçeği, aspir), endüstri bitkileri (şeker pancarı, patates)ve yem bitkileri (yonca, silajlık mısır) üretimi yapılmaktadır. İlçede ayrıca sebze (domates, hıyar, biber, taze fasulye, patlıcan, lahana, marul, ıspanak, havuç) üretimi de yapılmaktadır. Meyve (armut, elma, erik, kayısı, kiraz, şeftali, kavun, karpuz, vişne, ceviz, çilek, üzüm) üretiminde de çeşitliliğe sahiptir.(anonim, 2010 a) Araştırma alanındaki arazi kullanım durumu ise Çizelge 3.4 te verilmiştir. Çizelge 3.4Araştırma alanı arazi kullanım durumu (Anonim, 2010 c) ARAZĠ KULLANIM ġeklġ Alan (ha) ĠĢlenen Arazideki % Toplam Arazideki % 1. ĠġLENEN ARAZĠ ,2 - Hububat - Baklagil - Endüstri Bitkileri - Yem Bitkileri - Sebzecilik - Meyvecilik - Nadas ,4 3,8 19,3 2,1 0,4 2,6 28,4 2. ÇAYIR MER A ORMAN 57 0,4 4. TARIM DIġI ARAZĠ ,4 5. GENEL TOPLAM Çizelge 3.4 de görüldüğü gibi araştırma alanı bitki paterninin yaklaşık yarısını hububat tarımı oluşturmakta olup, bunu endüstri bitkileri takip etmektedir. Ayrıca bölgede nadasa bırakılan alanların da önemli bir oran teşkil ettiği (% 28) görülmektedir.

38 AraĢtırma alanı su kaynakları ve uygulanan sulama yöntemleri Ereğli İvriz Sağ Sahil Sulama Birliğine ait tarım arazileri mevcut yerüstü ve yer altı sulama suyu kaynakları ile sulanmaktadır. Sulama birliği sahasındaki sulanabilir alan ha dır. Bölgede yerüstü su kaynağını İvriz Barajı oluşturmakta olup, bölgeye barajdan gelen su miktarı 60,466 hm 3 / yıl dır. Bu su ile yaklaşık ha alan sulanmaktadır. Sulama oranı da % 67 dir. İvriz Barajından gelen su, İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sahasındaki tarım arazilerine vejetasyon süresi boyunca birkaç defa verildiğinden bu dönemdeki bitki su ihtiyacı eksiğini karşılamak amacıyla özel kişiler ve DSİ tarafından sulama kuyuları açılmıştır. Bu kuyuların 68 adedi DSİ, 291 adedi ise özel kişiler tarafından açılmış olup toplam 359 adet ruhsatlı kuyu bulunmaktadır.bölge de DSİ kuyularınca sulanan alan ha, sulama oranı ise % 8,67 dir. DSİ tarafından açılan kuyuların açılış tarihleri yılları arsında olup, işletilmesi ile sulama birliği ilgilenmektedir. Kuyulardan alınan suyun ücretlendirilmesi sulama birliği tarafından yıllık olarak mahalli idare meclisince belirlenen sulanacak bitki çeşidi ve uygulama alanı dikkate alınarak bitkinin birim alan giderlerine göre hesaplanmaktadır. Araştırma alanında sulama, basınçlı (yağmurlama ve damla) ve yüzey sulama yöntemleri şeklinde uygulanmakta olup, bunun da % 98 iyüzey sulama yöntemi şeklinde yapılmaktadır. DSİ tarafından açılan ve araştırma yapılan bazı kuyularınhidrojeolojiközellikleri Çizelge 3.5 te verilmiştir.

39 30 Çizelge 3.5Araştırma alanında DSİ tarafından açılan bazı araştırma kuyularının hidrojeolojiközellikleri (Anonim 2000) Sıra No. AçılıĢ Yılı Kuyu No. Derinlik (m) Statik Seviye (m) Dinamik Seviye (m) Debi (lt/sn) ,00 13,00 36,00 50, ,00 9,60 36,00 35, ,00 9,60 61,00 39, ,00 13,50 43,00 25, ,00 13,00 42,40 32, ,00 11,00 27,00 40, ,00 11,00 48,00 18, ,00 11,00 28,00 32, ,00 19,00 35,00 17, ,00 14,00 28,00 61, ,00 5,00 24,00 60, ,00 14,00 27,00 55, ,00 12,00 25,00 60, ,00 12,00 31,00 50, ,00 10,00 28,00 50, ,00 11,00 24,00 60, ,00 9,00 24,00 60, ,00 8,00 22,00 55, ,00 12,00 24,00 60, ,00 12,00 39,00 17, ,00 18,00 39,00 40, ,00 14,00 19,00 60, ,00 25,00 38,00 12, Yöntem Su örneklerinin alındığı yerlerin belirlenmesi ve örneklerin alınması Su örnekleri, araştırma alanındaki arazilerin sulanmasında kullanılan DSİ tarafından açılmış çalışır durumdaki 68 adet kuyudan örnekleme yolu ile belirlenmiş 23 adet kuyudan alınmıştır. Su örneklerininalınmasında (Sağlam, 1978) in belirttiği prensiplere uyulmuştur. Alınan örnekler laboratuvar ortamına getirilerek filtre edilip, temiz şişeler içerisinde buz dolabında muhafaza edilmiş ve analizleri yapılmıştır.araştırma yapılan kuyuların derinlikleri m arasında değişirken, debileri lt/s arasında değişmektedir.

40 Toprak örneklerinin alındığı yerlerin belirlenmesi ve örneklerin alınması Toprak örnekleri, araştırma alanındaki arazilerin sulanmasında kullanılan kuyularla sulanan arazilerden sulamanın en yoğun yapıldığı dönemde alınmıştır. Toprak örnekleri, yerleri örnekleme yoluyla belirlenmiş su örneklerinin alındığı kuyulardan sulanan arazilerden alınmıştır. Örnek alma çalışmalarında toprağın 90 cm nin altındaki kısmı homojenlik gösterdiği için, kovan burgu kullanılarak 0-30, ve cm derinliklerinden olmak üzere 23 farklı araziden 3 er katmandan bozulmuş toprak örneği alınmıştır. Alınan örnekler laboratuvar ortamına getirilip, burada hava kurusunda kurutulup, 2 mm lik elekten elenerek naylon poşet torbalarda muhafaza edilmiş ve analizleri yapılmıştır. Araştırma alanından alınan su ve toprak örneklerinin alındığı yerler Şekil 3.2 de verilmiştir.

41 Şekil 3.2 Araştırma alanından su ve toprak örneklerinin alındığı yerler 32

42 Su örneklerinde uygulanan analiz yöntemleri Araştırma alanı olan İvriz Sağ Sahil Sulama Birliği sulama sahası içerisinde bulunan su kaynağından alınan su örneği, laboratuvar ortamında gerekli işlemlerden geçirilip aşağıdaki analiz ve hesaplamalar yapılmıştır. Elektriksel iletkenlik: Dijital göstergeli iletkenlik ölçme aletiyle ölçülmüştür. (Richards 1954). ph: Cam elektrotlu dijital göstergeli ph metre ile ölçülmüştür (Richards 1954) Toprak örneklerinde uygulanan analiz yöntemleri Tekstür analizi:bouyoucos (1951) tarafından geliştirilen hidrometre yöntemine göre yapılmıştır (Demiralay 1977). Saturasyon % si ve Saturasyon ekstraktı: Saturasyon yüzdesi, saturasyon çamurunda % kuru ağırlık esasına göre, hesaplanmış saturasyon ekstraktı vakum pompası kullanılarak çıkartılmıştır (Richards 1954). Elektriksel iletkenlik: Saturasyon ekstraktının elektriksel iletkenliği olarak ABD Tuzluluk Laboratuarı metot 4a ya göre yapılmıştır (Richards 1954). ph: Saturasyon ekstraktında, cam elektrotlu ph metre ile, ABD Tuzluluk Laboratuarı metot 21a kullanılarak yapılmıştır (Richards 1954).

43 34 4. ARAġTIRMA BULGULARI VE TARTIġMA 4.1. AraĢtırma Alanından Alınan Sulama Suyu Örneklerinin Özellikleri Araştırmada, su kuyularının açıldığı tarihlerdeki sulama suyu kalite değerleri esas alınmıştır. Bu değerler (Çizelge 4.1), sularda önemli ölçüde tuzluluk sorunu bulunduğunu, sodyumluluk sorununun olmadığını göstermektedir. Bu durum dikkate alınarak, araştırmada su ve toprak örnekleri sadece tuzluluk açısından değerlendirilmiş, 2010 yılında alınan örneklerde tuzluluk ve ph analizleri yapılmıştır. Nitekim 23 su kuyusundan ikisinde hafif bor sorunu (50075 ve no lu kuyular), üçünde de hafif ph sorunu (41227, ve no lu kuyular) görülmüştür. Sıra No. Çizelge 4.1 Araştırma alanı yer altı su kaynaklarının açıldığı yıldaki bazı analiz sonuçları Kuyu No. ph EC %Na SAR RSC Bor Sınıf , ,70 3,00 0,00 0,00 C 4 S , ,90 2,00 0,00 0,00 C 4 S , ,40 2,50 0,00 0,00 C 4 S ,30 3,00 0,00 0,00 C 4 S ,20 3,20 0,00 0,00 C 4 S , ,00 2,50 0,00 0,00 C 4 S , ,60 1,20 0,00 0,00 C 4 S , ,50 1,50 0,00 0,00 C 3 S , ,90 0,80 0,00 0,00 C 3 S , ,90 1,10 0,00 0,00 C 3 S , ,70 1,50 0,00 0,00 C 3 S , ,30 0,53 0,00 0,00 C 3 S , ,60 1,40 0,00 0,66 C 3 S , ,90 1,20 0,00 0,50 C 3 S , ,90 0,70 0,00 0,23 C 3 S , ,90 0,70 0,00 0,87 C 3 S , ,10 1,20 0,00 1,85 C 3 S , ,30 1,20 0,00 1,85 C 3 S , ,30 0,70 0,00 0,70 C 3 S , ,00 0,20 0,00 0,40 C 2 S , ,10 1,30 0,00 0,40 C 3 S , ,00 0,80 0,00 0,75 C 3 S , ,40 2,00 0,00 0,50 C 3 S 1

44 35 Çizelge 4.1 incelendiğinde kuyulardan alınan su örneklerinin ph değerlerinin 7,00-8,50 arasında, EC değerlerinin μmhos/cm arasında, tuzluluk sınıfı yönünden C 2 S 1 - C 4 S 1 arasında değiştiği, bu durumda su örneklerinin tuzluluk yönünden problem arz ettiği sodyum yününden ise herhangi bir problem göstermediği görülmektedir. Su örnekleri bor değerleri yönünden incelenirse; bor değerlerinin 0-1,85 ppm arasında değiştiği birkaç örnek haricinde problem oluşturmadığı görülmektedir. Araştırma alanındaki arazilerin sulanmasında kullanılan (çalışır durumdaki) kuyulardan sulamanın en yoğun yapıldığı yaz döneminde bir kez alınan su örneklerinin ph ve EC analizleri yapılarak sonuçlar Çizelge 4.2 de verilmiştir. Çizelge 4.2 Sulama suyu örneklerinin ph ve tuzluluk değerleri (Ağustos 2010) Sıra No Kuyu Numarası ph EC x 10 6 (µmhos) 25 o C Sulama Suyu Sınıfı , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C , C 3

45 36 Çizelge 4.2 incelendiğinde sulama suyu örneklerinin EC değerleri μmhos/cm arasında değişmektedir. Örneklerin tuzluluk yönünden, ABD Tuzluluk Laboratuvarı Sınıflandırma sistemine göre; C 3 ve C 4 sulama suyu sınıfına girdiğini; tuz konsantrasyonlarının da yüksek tuzlu ve çok yüksek tuzlu olduğunu söylemek mümkündür. Bu dönemde alınan sulama suları ph değerleri yönünden değerlendirildiğinde ise sulama suyu ph değerleri optimum sınır olan 6,5-8,0 arasında olup, 7,05-7,56 arasında değişmektedir. Araştırma alanı kuyu sularının tuzluluk yönünden açıldığı yıl ve Ağustos 2010 dönemi dikkate alınarak karşılaştırılacak olunursa (Çizelge ), 23 adet kuyunun 13 adedinde önemli oranda bir değişiklik olmadığı, 7 örnekte (41196, 41197, 41198, 41207, 41215, 55583, 55596) açıldığı yıla göre artış, 3 örnekte (41199, 41203, 55590) ise azalış görülmektedir. Tuzluluk artışı görülen kuyu sularındaki artışın sebebi bu kuyunun yakınında bulunan ve tuzluluğu da nispeten daha yüksek olan kuyulardan bu kuyulara su ile birlikte tuz akımının da olmasıdır. Tuzluluğun azaldığı kuyularda isekuyuların açıldığı yılda kuyu kesitindeki tuz formasyonlarının zaman içerisinde kuyuların çalışmasıyla birlikte tuzların çözünerek sulamalarla dışarı atılmasından dolayı tuz konsantrasyonlarının düştüğü söylenebilir. Sulama suyu örneklerinin örnek numaralarınagöre EC değerleri, görsel olarak daha iyi karşılaştırma yapabilmek amacıyla Şekil 4.1 de diyagram şeklinde verilmiştir. Şekil 4.1 i incelediğimizde, 41196, 41197, 41198, ve numaralı örneklerin çok yüksek tuzlu sular sınıfına girdiği (> 2250 μmhos/cm, C 4 ) görülmektedir. Diğer örnekler ise yüksek tuzlu sular ( μmhos/cm, C 3 ) sınıfındadır.

46 EC x 10 6 (µmhos/cm) Kuyu Numarası Şekil 4.1 Sulama suyu örneklerinin EC değerleri

47 AraĢtırma Alanından Alınan Toprak Örneklerinin Özellikleri Toprakların tuzlulaşmasında, toprak geçirgenliğinin, dolayısıyla bunu etkileyen toprak tekstürünün önemi büyüktür. Bu nedenle, toprak örneklerinde tekstür analizleri yapılmış ve bunun etkilediği saturasyon (doymuşluk) oranları belirlenmiştir. Araştırma alanı topraklarının mevcut fiziksel özelliklerini belirlemek amacıyla, 0-30, ve cm derinliklerden alınan toprak örneklerine ilişkin bazı analiz sonuçları Çizelge 4.3 te verilmiştir. Çizelge 4.3 incelendiğinde araştırma alanındaki toprakların saturasyon yüzdeleri 50,51-94,89 arasında değişmekte olup, toprak örneklerinde tekstür (bünye) sınıfının kumlu killi tından (SCL), kile (C) kadar değişiklik gösterdiği ve genel olarak alt katmanlara doğru kil sınıfına yaklaştığı görülmektedir. Araştırma alanı topraklarının ph ve EC değerleri ile ilgili analiz sonuçları da Çizelge 4.4 te verilmiştir. Çizelge 4.4 incelendiğinde; araştırma alanı topraklarının saturasyon ekstraktındaki ph değerleri 7,10-7,97 arasında çıktığı, EC değerlerininde µmhos/cm arasında olduğu görülmektedir. Bu sonuçlara göre araştırma alanı topraklarının ph değerlerinin optimum sınırlarda olduğu, EC değeri yönünden ise toprakların toprak tuzluluk sınırı olan 4000 µmhos/cm ye ulaşmadığı görülmektedir.

48 39 Çizelge 4.3 Toprak örneklerinin bazı fiziksel özellikleri Örnek No. Derinlik (cm) Saturasyon Yüzdesi % Kil % Silt % Kum Bünye Sınıfı , SCL , SCL , C , SCL , SL , CL , SCL , SCL , SCL , SCL , SCL , C , SCL , C , SCL , SCL , SCL , SC , CL , CL , SCL , SCL , L , CL , LS , SL , SL , C , C , C , SCL , SC , SCL , C , C , C

49 40 Çizelge 4.3 Devamı Örnek No. Derinlik (cm) Saturasyon Yüzdesi % Kil % Silt % Kum Bünye Sınıfı , C , C , C , SCL , SCL , SCL , SCL , SCL , CL , CL , C , C , C , C , CL , C , C , C , C , C , C , C , C , C , CL , CL , SCL , C , C , C , SCL , SCL , SC

50 41 Çizelge 4.4 Toprak örneklerinin ph ve EC değerleri Örnek No Derinlik (cm) ph EC x 10 6 (µmhos/cm) 25 o C Örnek No. Derinlik (cm) ph EC x 10 6 (µmhos/cm) 25 o C , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,45 446

51 42 Araştırma alanı toprak örneklerinin örnek numaralarınagöre EC değerlerinin durumu Şekil 4.2 de verilmiştir. Şekil 4.2 incelediğinde, (60-90) ve (0-30, ve 60-90) numaralı örneklerin tuz konsantrasyonları diğer örneklerden daha yüksektir. Ancak bu değerlerin bile tuzluluk sınırının altında olduğu görülmektedir. Şekil 4.2 de bazı toprakların üst katmanlarında bazılarında ise alt katmanlarında diğer katmanlara göre tuzluluk değerlerinin yüksek çıktığı görülmektedir. Bunun nedenleri; toprak tekstürü, arazinin topoğrafik şartları (eğim ve engebelilik durumu), yetiştirilen bitki çeşidi (arpa yüzlek köklü toprak üst katmanlarında daha yoğun bir kök hacmine sahip olması, pancarın ise nispeten daha derin köklü olması) gibi faktörlerdir. Araştırma alanı topraklarının tekstür ve tuzlulukları (EC) arasındaki ilişki incelendiğinde, 41196, 41197, 41199, ve no lu örneklerde toprak alt katmanlarına doğru kil oranının artmasıyla tuzluluğunda arttığı, ve no lu örneklerde ise aynı yöne doğru yine kil oranına bağlı olarak tuzluluğun azaldığı görülmektedir. Araştırma alanı topraklarının tuzluluk değerleri ile bu toprakların sulanmasında kullanılan suların tuzluluk değerlerini karşılaştıracak olursak; (60-90), (60-90) ve (0-30) no lu toprak örneklerinin tuzluluk değerleri sulama sularının tuzluluk değerlerinden yüksek, no lu toprak örneğinin tüm katmanlarındaki tuzluluk değerleri sulama suyu tuzluluğuna yakın, diğer toprak örneklerinin tuzluluk değerleri ise sulama sularının tuzluluk değerlerinden düşük çıktığı görülmektedir. Toprak tuzluluğunun sulama suyu tuzluluğuna yakın veya yüksek olduğu örneklerde toprak tekstürü incelenecek olursa; toprak katmanlarındaki kil artışı ile tuzluluk arasında paralellik söz konusudur. Bu da kilin toprak geçirgenliğini azaltarak yıkama etkinliğini azalttığı anlamına gelmektedir. Araştırma sonuçlarına göre; araştırma alanı su ve toprak örneklerinin tuzluluk değerleri karşılaştırılmalı olarak Şekil 4.3 te verilmiştir. Şekil 4.3 ten de görüldüğü gibi araştırma alanındaki kuyu sularınıngenelinde tuzluluğun sulama suyu kalitesi yönünden yüksek çıktığı, bu sularla sulanan tarım arazilerinde ise aynı derecede tuzluluğun görülmemesi araştırma alanındaki drenaj kanallarından dolayı topraklarda iyi bir yıkanmanın olduğu ya da kuyuların sulamaya yakın zamanda açılmasından dolayı henüz tuzlulaşma problemini oluşturmadığı söylenebilir. Ayrıca; araştırma alanının sulanmasında asıl kaynak olan İvriz Barajının su kalitesinin de iyi olması kuyularla yapılan sulamalarla oluşabilecek tuzlulaşma riskini azaltmıştır. Yine, özellikle arpa ve şekerpancarı tarımının yoğun yapılması ve yüzey sulama yöntemlerinin

52 43 uygulanması topraklarda tuz yıkanmasını artıracağından (drenaj ile birlikte) sulamalarda kullanılan kuyu sularınıntuzluluğunun yüksek olmasına rağmen topraklarda fazla tuz birikmemesinin sebeplerinden birini teşkil etmektedir. Sonuç olarak; araştırma alanı yer altı sularının tuzluluk haritasışekil 4.4 te, bu sularla sulanan toprakların tuzluluk haritaları da katman bazında (0-30, 30-60, ve 0-90 cm) oluşturularak Şekil 4.5 ten Şekil 4.8 e kadar sırasıyla verilmiştir. Bu şekillerden su kaynaklarının ve araştırma alanı topraklarının tuzluluk değerlerine göre dağılımları görülebilmektedir. Şekil arası incelendiğinde hiçbir toprak katmanında toprakların tuzluluk sınırına ulaşmadığı görülmektedir.

53 EC x 106 (µmhos/cm) Kuyu Numarası Şekil 4.2 Toprak örneklerinin katman bazında EC değerleri

54 EC x 106 (µmhos/cm) SS Kuyu Numarası Şekil 4.3 Sulama suyu ve toprak örnekleri tuzluluk değerlerinin karşılaştırılmalı olarak gösterilişi

55 Şekil 4.4 Araştırma alanı sulama sularının tuzluluk haritası 46

56 Şekil 4.5 Araştırma alanı topraklarının tuzluluk haritası (0-30 cm) 47

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE YÖNETİMİ

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE YÖNETİMİ ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE YÖNETİMİ BÜLENT SÖNMEZ Dr., Ziraat Yüksek Mühendisi, Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Bülent Sönmez, Çorak Toprakların Islahı ve Yönetimi, Bilim

Detaylı

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph)

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) 10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) Toprağın asitlik veya bazlık derecesinin göstergesidir Nötr veya nötral = 7.0 Asidik < 7.0 Alkali > 7.0 Bir toprağın asit veya alkali reaksiyon göstermesi toprak çözeltisindeki

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (49): (2009) ISSN:

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (49): (2009) ISSN: www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (49): (2009) 88-96 ISSN:1309-0550 KONYA KARATAY ÇENGİLTİ KÖYÜ ARAZİLERİNİN TUZLULUK-SODYUMLULUK YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SİLİFKE OVASI SERACILIK İŞLETMELERİNDE, SU KAYNAKLARININ KALİTE YÖNÜNDEN İNCELENMESİ Didem Rabia DEMİR YÜKSEK LİSANS TEZİ Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Selçuk Tar Bil Der, 3(2): 270-279 270 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Ankara-Haymana-Soğulca Köyü Sulama Kooperatifi Sulama Sahasındaki Su Kaynaklarının Sulama Suyu Kalitesi Yönünden Değerlendirilmesi Songül

Detaylı

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti 2 Ağaç Kesim

Detaylı

Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı

Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı Hexaferm, organomineral gübre olarak adlandırılan yeni nesil bir gübre cinsidir.

Detaylı

SU KALİTESİ VE ÇORAKLAŞMA ABDULLAH SUAT NACAR ZİR. YÜK. MÜH.

SU KALİTESİ VE ÇORAKLAŞMA ABDULLAH SUAT NACAR ZİR. YÜK. MÜH. SU KALİTESİ VE ÇORAKLAŞMA ABDULLAH SUAT NACAR ZİR. YÜK. MÜH. Su yaşamı korumak için en gerekli girdilerden biridir. Fakat ona zarar vermek çok kolaydır. Çünkü yakın akrabaları olan toprak, güneş ve rüzgar

Detaylı

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ UYGULANACAK İ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti

Detaylı

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ 8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİ GELİŞMESİNİ KONTROL EDEN ETMENLER IŞIK TOPRAK (durak yeri) ISI HAVA SU BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİLER İÇİN MUTLAK GEREKLİ ELEMENTLER MUTLAK GEREKLİ

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi N, P, K ve Mg un 1:5 ekstraksiyon çözeltisindeki standard değerleri Çok az Az Yeterli Fazla Çok fazla Oldukça fazla N (meq/l)

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KONYA İLİ TARIM ALANLARINDA ARAZİ ISLAH İHTİYACI VE BU AMAÇLA YAPILAN ÇALIŞMALAR Hikmet BİRYAN YÜKSEK LİSANS TEZİ Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı

Detaylı

SULAMA SUYU ANALİZ SONUÇLARININ İFADE ŞEKİLLERİ, GENEL BİRİMLER, ÇEVİRME VE FAKTÖRLERİ

SULAMA SUYU ANALİZ SONUÇLARININ İFADE ŞEKİLLERİ, GENEL BİRİMLER, ÇEVİRME VE FAKTÖRLERİ BÖLÜM V: SULAMA SUYU ANALİZ SONUÇLARININ İFADE ŞEKİLLERİ, GENEL BİRİMLER, ÇEVİRME VE FAKTÖRLERİ ANYON VE KATYONLARIN İFADE BİÇİMLERİ Sulama sularının analizleri sonucu elde edilen rakamsal değerlerin yorumlanması

Detaylı

DRENAJ KANALLARINDA MEVSİMSEL KİRLENMENİN BELİRLENMESİ, AŞAĞI SEYHAN ÖRNEĞİ *

DRENAJ KANALLARINDA MEVSİMSEL KİRLENMENİN BELİRLENMESİ, AŞAĞI SEYHAN ÖRNEĞİ * DRENAJ KANALLARINDA MEVSİMSEL KİRLENMENİN BELİRLENMESİ, AŞAĞI SEYHAN ÖRNEĞİ * Investigation About Seasonal Pollution Drainage Channels, Asagi Seyhan Samples Şevki İSKENDEROĞLU Çevre Mühendisliği Anabilim

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

1.GİRİŞ. Şevki İSKENDEROĞLU 1, Bahadır İbrahim KÜTÜK 2, Şerife Pınar GÜVEL 3, Aynur FAYRAP 4,Mehmet İrfan ASLANKURT 5

1.GİRİŞ. Şevki İSKENDEROĞLU 1, Bahadır İbrahim KÜTÜK 2, Şerife Pınar GÜVEL 3, Aynur FAYRAP 4,Mehmet İrfan ASLANKURT 5 SULAMA PROJELERİ TABANSUYU İZLEME FAALİYETİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİNDE İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİNDE AŞAĞI SEYHAN OVASI SOL SAHİL SULAMA PROJESİ ÖRNEĞİ Şevki İSKENDEROĞLU 1, Bahadır İbrahim KÜTÜK

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri ve Uygulamalar. Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri

Kimyasal Toprak Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri ve Uygulamalar. Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Kimyasal Toprak Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri ve Uygulamalar Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Kimyasal Toprak sorunları asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) düşük

Detaylı

DRENAJ SULARININ SULAMADA KULLANILABİLME İMKANLARI: IĞDIR SULAMASI ÖRNEĞİ

DRENAJ SULARININ SULAMADA KULLANILABİLME İMKANLARI: IĞDIR SULAMASI ÖRNEĞİ DRENAJ SULARININ SULAMADA KULLANILABİLME İMKANLARI: IĞDIR SULAMASI ÖRNEĞİ Aynur FAYRAP, 1 Ayten DEMİRTAŞ 1 DSİ Genel Müdürlüğü, İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı, Ankara, aynurf@dsi.gov.tr ÖZET Sulama

Detaylı

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ SULAMANIN ÇEVRESEL ETKİLERİ Doğal Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Biyolojik ve Ekolojik Kaynaklar Üzerindeki Etkiler Sosyoekonomik Etkiler Sağlık Etkileri 1. DOĞAL KAYNAKLAR ÜZERİNDEKİ

Detaylı

PDF created with pdffactory trial version 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler

PDF created with pdffactory trial version  1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.2. Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler 1.3. Atmosfer Üzerindeki Etkiler 1.2.Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler Toprak Tuzluluğu ve Suya Doygunluk

Detaylı

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler

Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprağın Katı ve Sıvı Fazı Arasındaki Etkileşimler Toprakta bulunan katı (mineral ve organik madde), sıvı (toprak çözeltisi ve bileşenleri) ve gaz fazları sürekli olarak etkileşim içerisindedir. Bunlar

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LABORATUAR KOŞULLARINDA OLUŞTURULAN FARKLI TUZLULUK VE DERİNLİKTEKİ TABAN SUYUNDAN KAPİLLAR TUZ TAŞINIMI Çiğdem KARAKAŞ YÜKSEK LİSANS TEZİ 2011 KONYA Her

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LABORATUVAR KOŞULLARINDA FARKLI TOPRAK TEKSTÜRLERİNDE, DEĞİŞİK TUZLULUKLARDA OLUŞTURULAN TABAN SUYUNDAN KAPİLLAR TUZ TAŞINIMI Müslüme Sevba YILMAZ YÜKSEK

Detaylı

Antepfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme Antepfıstığında Gübreleme Tam verime çok geç yatan (8-10 yıl) antepfıstığı uzun ömürlü bir meyve ağacıdır. Hiçbir meyve ağacının yetiştirilemediği kıraç, taşlık ve kayalık arazilerde bile yetişebilmektedir.

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale Biga (Çanakkale)( ilçesi tarım m alanlarının selenyum durumu Nuray Mücellâ M Müftüoğlu Cafer TürkmenT ÇOMÜ,, Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale 1-33 Ekim 2013 Bişkek KırgK

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 24 (2): (2010) 6-16 ISSN:

Araştırma Makalesi.   Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 24 (2): (2010) 6-16 ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 24 (2): (2010) 6-16 ISSN:1309-0550 KONYA KENT MERKEZİ YEŞİL ALAN SULAMASINDA KULLANILAN YERALTI

Detaylı

Tekirdağ İli Sulama Sularının Özellikleri

Tekirdağ İli Sulama Sularının Özellikleri TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (4) Tekirdağ İli Sulama Sularının Özellikleri Fatma VAROL 1 Korkmaz BELLİTÜRK 1 M. Turgut SAĞLAM 1 Geliş Tarihi: Öz: Tekirdağ toprak, su ve iklim özellikleri açısından

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Oluşumunda Kimyasal Ayrıştırma Etmenleri Ana kayanın kimyasal bileşimini değiştirmek

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, GELECEĞİN SORUNLARI SU Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi,

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20 (39): (2006) 32-36

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20 (39): (2006) 32-36 www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 0 (39): (006) 336 MUĞLA ORTACA YÖRESİ SERA SULAMA SULARININ KALİTELERİNİN BELİRLENMESİ Yaşar AYRANCI Muğla Üniversitesi, Ortaca

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) T.C. TARIM ve ORMAN BAKANLIĞI Gübre Ve Kaynakları Merkez Araştırma Deney Laboratuvarı Adresi : İstanbul Yolu 5. km. No:32 Yenimahalle 06172 ANKARA/TÜRKİYE Tel :

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA

TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA 5. YARIYIL KOD DERSLER İş Yükü AKTS K (saat) 0624501 Hidroloji 150 5 3 0624503 Sulama 150 5 3 0624508 Mesleki uygulama 90 3 2 0624509 Sulama Suyu Kalitesi 90 3 3 Seçmeli Ders

Detaylı

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Dr. Nil KORKMAZ Ünvan Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon (232) 832 10 02 E-mail nil.korkmaz@gthb.gov.tr Doğum Tarihi - Yeri 1962-İzmir Doktora Üniversite Adı EĞİTİM BİLGİLERİ Ege

Detaylı

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Sera tarımının amacı tüm yıl boyunca birim alanda kaliteli ve yüksek verim elde etmektir. Bunun için de sera içerisinde bitki gelişim etmenlerinin sürekli kontrol edilerek optimum

Detaylı

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ Karada bir su ürünleri işletmesi kurulacaksa, su kaynağı olarak kaynak suyu, dere, ırmak, akarsu, göl, baraj suları veya yeraltı suları kullanılabilir. Yetiştiriciliğin

Detaylı

Antalya-Serik yöresi seralarında kullanılan sulama sularının kalitelerinin belirlenmesi

Antalya-Serik yöresi seralarında kullanılan sulama sularının kalitelerinin belirlenmesi Araştırma Makalesi/Research Article www.ziraatdergi.akdeniz.edu.tr AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ (2010) 23(2): 145-150 Antalya-Serik yöresi seralarında kullanılan sulama sularının kalitelerinin

Detaylı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

ÜLKESEL PROJE TÜRKİYE TARIM TOPRAKLARI VERİ TABANI

ÜLKESEL PROJE TÜRKİYE TARIM TOPRAKLARI VERİ TABANI ÜLKESEL PROJE TÜRKİYE TARIM TOPRAKLARI VERİ TABANI Projenin Adı: Türkiye tarım topraklarının bitki besin maddesi ve toksik element kapsamlarının belirlenmesi, veri tabanının oluşturulması ve haritalanması

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ Meteorolojik şartlar, hava kirliliğinin sadece can sıkıcı bir durum veya insan sağlığı için ciddi bir tehdit olduğunu belirler. Fotokimyasal dumanın negatif etkileri

Detaylı

SERDA TOPRAK TARIM SU İNŞAAT PROJE MİM.MÜH.MÜŞ.SAN. ve TİC. LTD.ŞTİ.

SERDA TOPRAK TARIM SU İNŞAAT PROJE MİM.MÜH.MÜŞ.SAN. ve TİC. LTD.ŞTİ. Doküman No: LS.03 SERDA TOPRAK TARIM SU İNŞAAT PROJE MİM.MÜH.MÜŞ.SAN. ve TİC. LTD.ŞTİ. İlk Yayın Tarihi: 20.10.2014 Revizyon Tarih/No: 12.01.2016/01 Sayfa No 1/4 Güncellenme Tarihi: 12.01.2016 ANALİZ HİZMET

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI

ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI ÇORAK TOPRAKLARIN ISLAHI VE TARIMSAL ÜRETİMDE KULLANIM OLANAKLARI Prof. Dr. Kadir SALTALI K.Maraş Sütçü İmam Üni. Ziraat Fak. Toprak Bilimi ve BB Böl. Prof. Dr. Recep Gündoğan Harran Üni. Ziraat Fakültesi

Detaylı

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ - Kayaların ayrışması + organik maddeler - Su ve hava içerir - Bitki ve hayvanlar barındırır - Mineral maddeler TOPRAKLARI OLUŞTURAN ANA MATERYAL TİPLERİ - Toprak tipi-ana materyalin

Detaylı

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir. DERS 2 Yeraltısuları Türkiye'de yeraltısularından yararlanma 1950den sonra hızla artmış, geniş ovaların sulanmasında, yerleşim merkezlerinin su gereksinimlerinin karşılanmasında kullanılmıştır. Yeraltısuları,

Detaylı

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi TOPRAK Yer kabuğunu oluşturan çeşitli kaya ve minerallerin fiziksel ve kimyasal yoldan ayrışmasıyla meydana gelen, içinde son derece zengin flora, hayvan varlığı barındıran ve inorganik maddeler ile hava,

Detaylı

ESKİŞEHİR SULAMA ŞEBEKESİNDE DRENAJ SULARININ KİRLENME DURUMU VE SULAMADA KULLANMA OLANAKLARININ BELİRLENMESİ

ESKİŞEHİR SULAMA ŞEBEKESİNDE DRENAJ SULARININ KİRLENME DURUMU VE SULAMADA KULLANMA OLANAKLARININ BELİRLENMESİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2006, 19(1), 47-58 ESKİŞEHİR SULAMA ŞEBEKESİNDE DRENAJ SULARININ KİRLENME DURUMU VE SULAMADA KULLANMA OLANAKLARININ BELİRLENMESİ Demet UYGAN 1 Feridun HAKGÖREN

Detaylı

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen

Detaylı

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru

Detaylı

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yozgat Su, tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Su Kaynaklarının

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI No: 217 Menşe Adı Tescil Ettiren BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Geçici 1 inci Maddesi uyarınca Mülga 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Detaylı

SULAMA SULARININ SINIFLANDIRILMASI

SULAMA SULARININ SINIFLANDIRILMASI SULAMA SULARININ SINIFLANDIRILMASI Dr. M. Naili ÖZER TEMELSU Uluslararası Mühendislik Hizmetleri A.Ş., ANKARA ÖZET Tarımsal sulama; bitki gelişmesi için gerekli olan fakat doğal yağışlarla karşılanamayan

Detaylı

PE = 0.7(AxBxCxX)+VE+KE (Eşitlik 8.1.) = 0.7TE+VE+KE (Eşitlik 8.2.)

PE = 0.7(AxBxCxX)+VE+KE (Eşitlik 8.1.) = 0.7TE+VE+KE (Eşitlik 8.2.) 8.2.3. Storie İndex PE = 0.7(AxBxCxX)+VE+KE (Eşitlik 8.1.) = 0.7TE+VE+KE (Eşitlik 8.2.) PE: Parsel endeksi A: Toprak derinliği ve profil grubu B: Üst toprak bünyesi C: Eğim X: Diğer faktörler TE: A, B,

Detaylı

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr 5 Etmen Ana materyalin ufalanıp ayrışması ve belli oranlarda organik madde ile karışması sonucu oluşan

Detaylı

39.PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ

39.PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1-Bitki Yaprak Analizi 1- Toplam Azot (N) 2- Toplam Fosfor (P) 3- Toplam Potasyum(K) 4- Toplam Kalsiyum (Ca) 5- Toplam Magnezyum(Mg) 6- Toplam Demir (Fe) 7- Toplam Mangan (Mn) 8- Toplam Çinko (Zn) 9- Toplam

Detaylı

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla

Detaylı

Toprak ve Su Kirlenmesi;

Toprak ve Su Kirlenmesi; Toprak ve Su Kirlenmesi; - İnsan faaliyetleri sonucunda toprağın doğal yapısının bozulması fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin değişmesi ve toprak verimliliğinin düşmesine Toprak Kirliliği,

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale mucella@comu.edu.tr DERS 1 DERS PROGRAMI DERS 1. Ders programı ve

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından Toprakta Magnezyum MAGNEZYUM Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından killi topraklarda fazla (% 0.5) kumlu topraklarda az (% 0.05) bulunur Klorit, vermikulit,

Detaylı

HASAN PARLAR A AİT İZMİR İLİ KEMALPAŞA İLÇESİ YİĞİTLER KÖYÜ 14 PAFTA 24 ADA 13 PARSELDE AÇILACAK SONDAJ KUYUSUNUN HİDROJEOLOJİK ETÜD RAPORU

HASAN PARLAR A AİT İZMİR İLİ KEMALPAŞA İLÇESİ YİĞİTLER KÖYÜ 14 PAFTA 24 ADA 13 PARSELDE AÇILACAK SONDAJ KUYUSUNUN HİDROJEOLOJİK ETÜD RAPORU Firma logosu.... ŞİRKETİ / FİRMASI HASAN PARLAR A AİT İZMİR İLİ KEMALPAŞA İLÇESİ YİĞİTLER KÖYÜ 14 PAFTA 24 ADA 13 PARSELDE AÇILACAK SONDAJ KUYUSUNUN HİDROJEOLOJİK ETÜD RAPORU Ahmet TANRIKULU JEOLOJİ MÜHENDİSİ

Detaylı

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME (MARUL- ISPANAK- LAHANA) İnsan beslenmesinde büyük önemi olan sebzelerin yetiştirme teknikleri, ıslahı ve bitki koruma konularında ülkemizde bilimsel çalışmalar yapılmış

Detaylı

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI Doç.Dr. Soner KAZAZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 06110-Ankara skazaz@ankara.edu.tr GERBERA YETİŞTİRİCİLİĞİ-1 Anavatanı

Detaylı

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK Toprak yüzüne gelmiş olan suyun, toprak içine girme olayına ve hareketine denir. Ölçü birimi mm-yağış tır. Doygunluk tabakası. Toprağın yüzündeki

Detaylı

ORGANOMİNERAL GÜBRELERİ. Şubat 2014

ORGANOMİNERAL GÜBRELERİ. Şubat 2014 ORGANOMİNERAL GÜBRELERİ Şubat 2014 1 Hexaferm organomineral gübreleri nedir? Hexaferm organomineral gübreleri, organomineral gübre olarak anılan yeni cins bir gübredir. Organomineral gübrelerin özelliği;

Detaylı

TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI. Prof. Dr. Yusuf Ersoy YILDIRIM Yrd. Doç. Dr. İsmail TAŞ

TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI. Prof. Dr. Yusuf Ersoy YILDIRIM Yrd. Doç. Dr. İsmail TAŞ TARIMDA SUYUN ETKİN KULLANIMI Prof. Dr. Yusuf Ersoy YILDIRIM Yrd. Doç. Dr. İsmail TAŞ Maksimum Verim Maksimum Gelir? ĠKLĠM YAĞIġ BUHARLAġMA ÇĠFTÇĠ SÜRDÜRÜLEBĠLĠRLĠK BĠTKĠ SU TARIM TEKNĠĞĠ ÜRETĠM GĠRDĠLERĠ

Detaylı

TOPRAK KİRLİLİĞİ VE KONTROLÜ DERSİ. Selçuk Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü

TOPRAK KİRLİLİĞİ VE KONTROLÜ DERSİ. Selçuk Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü TOPRAK KİRLİLİĞİ VE KONTROLÜ DERSİ Selçuk Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü 1 TOPRAK PROFİLİ Genel olarak herhangi bir toprağın profili demek o toprağın yüzeyden itibaren

Detaylı

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur?

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur? FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur? FARKLAR, HANGİ YÖNTEMLER İLE BULUNUR. Bilimsel yöntemleri kullanmadan farkları bulmak,

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler 1-Doğal Faktörler: 1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur.

Detaylı

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler Karaelmas Science and Engineering Journal/Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi 2 (1): 15-21, 212 Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi Journal home page: www.fbd.karaelmas.edu.tr Araştırma Makalesi Elazığ

Detaylı

Murat Nehri (Elazığ) nin Bazı Fizikokimyasal Parametreler Açısından Su Kalitesinin Belirlenmesi

Murat Nehri (Elazığ) nin Bazı Fizikokimyasal Parametreler Açısından Su Kalitesinin Belirlenmesi October26-28, 216, Malatya Murat Nehri (Elazığ) nin Bazı Fizikokimyasal Parametreler Açısından Su Kalitesinin Belirlenmesi ÖZET Murat Topal DSİ Genel Müdürlüğü, DSİ 9. Bölge Müdürlüğü, Elazığ, murattopal@dsi.gov.tr

Detaylı

KONYA ÇUMRA OVASINDA KURULMUŞ KAPALI DRENAJ SİSTEMLERİNDE TABAN SUYU DÜZEYLERİNİN ZAMANSAL DEĞİŞİMİ

KONYA ÇUMRA OVASINDA KURULMUŞ KAPALI DRENAJ SİSTEMLERİNDE TABAN SUYU DÜZEYLERİNİN ZAMANSAL DEĞİŞİMİ KONYA ÇUMRA OVASINDA KURULMUŞ KAPALI DRENAJ SİSTEMLERİNDE TABAN SUYU DÜZEYLERİNİN ZAMANSAL DEĞİŞİMİ Nazmi DİNÇ 1 İdris BAHÇECİ 2 Ali Fuat TARI 3 1 Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Antalya 2 Harran

Detaylı

ISO Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları

ISO Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İZLEME VE SU BİLGİ SİSTEMİ DAİRE BAŞKANLIĞI ISO 5667-4 Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları KİMYASAL İZLEME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI Prof. Dr. HĠKMET GÜNAL Dr. Nurullah ACĠR Ziraat Mühendisi Emre MATUR Ziraat Mühendisi Ahmetcan KILINÇ TOPRAK ÖZELLIKLERININ DEĞIŞKENLIĞI

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI

SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI BÖLÜM IV: SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI GİRİŞ Sulama suyunun kalitesinin değerlendirilmesinde, sulama suyu ile ilişkili olarak karşılaşabileceğimiz problemlerden hareket ederiz.

Detaylı

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) 1 2 Püskürterek uygulama Bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerinin büyük

Detaylı

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Faaliyet Ön Bilgi Formu

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Faaliyet Ön Bilgi Formu Ek-3: Faaliyet Ön Bilgi Formu T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Faaliyet Ön Bilgi Formu Kod No:... Tarih:.../.../... Bu form, toprak kirliliği potansiyeli bulunan endüstriyel faaliyetler ile ilgili genel

Detaylı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 5. Ulusal Atatürk Bitki Çay ve Besleme Bahçe Kültürleri ve Gübre

Detaylı

Bafra Ovası Yeraltı Suyu Kalitesinin Sulama Açısından Değerlendirilmesi

Bafra Ovası Yeraltı Suyu Kalitesinin Sulama Açısından Değerlendirilmesi Bafra Ovası Yeraltı Suyu Kalitesinin Sulama Açısından Değerlendirilmesi H. Arslan 1 M. Güler 2 B. Cemek 3 Y. Demir 4 1 Devlet Su İşleri Bafra Ovası Sulaması Proje Müdürlüğü, Bafra/Samsun 2 Karadeniz Tarımsal

Detaylı

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Bu çalışma da 2000-2010 yıllarındaki yıllık, aylık, saatlik veriler kullanılarak kirleticilerin mevsimsel değişimi incelenmiş, sıcaklık, rüzgar hızı, nisbi

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

POTASYUM Toprakta Potasyum Potasyum mineralleri ve potasyum salınımı

POTASYUM Toprakta Potasyum Potasyum mineralleri ve potasyum salınımı POTASYUM Toprakta Potasyum Potasyum mineralleri ve potasyum salınımı Yer kabuğunda % 2.3 oranında bulunur Primer mineraller ve sekonder kil minerallerine bağlı olarak bulunur Kil miktarı toprakta K Kilin

Detaylı

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler.

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. RİZOSFER-Besin maddeleri ve kök salgıları bakımından zengindir. Kökler, H+ ve HCO3- (ve CO2) salgılayarak ph yı, O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. Düşük molekül

Detaylı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir. 2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası

Detaylı

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ

5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ 5. Bölüm: TOPRAK PROFİLİ Toprak profili: Toprak yüzeyinden ana kayaya kadar düşey kesittir. Horizon: Toprak oluşum süreçleri ile meydana gelmiş, yataya ve/veya birbirine oldukça paralel dizilmiş katmanlardır.

Detaylı