.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 55 Ocak 2007; s Uz. Dr. Bilgül Mete

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ".Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 55 Ocak 2007; s. 241-266. Uz. Dr. Bilgül Mete"

Transkript

1 .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri TÜRK YEDE SIK KARfiILAfiILAN HASTALIKLAR I Enfeksiyon Hastal klar, Romatizmal Hastal klar, Afetlerde Ezilme Yaralanmalar Sempozyum Dizisi No: 55 Ocak 2007; s Riketsiyozlar ve Tularemi Uz. Dr. Bilgül Mete R KETS YOZLAR Riketsiyalar, Rickettsiaceae ailesinden insan ve hayvanlarda hastal a yol açan zorunlu hücre içi gram negatif kokobasil ve k sa basillerdir; endotel hücrelerin sitozolu içinde ço al rlar. Tüm dünyada yayg n bulunmalar na karfl l k farkl co rafi bölgelerde de- iflik cinsleri bulunur. nsanlara sindirim sistemlerinde parazit olarak yaflad klar bit, pire, kene ve akar gibi eklembacakl lar taraf ndan bulaflt r l r. nsan, epidemik tifüs d fl ndaki riketsiyozlar için ancak ikincil önem tafl yan, ço unlukla rastlant sal bir konakt r. Rickettsiaceae ailesindeki mikroorganizmalar, küçük olmalar ve gram boyama ile iyi boyanmamalar, ökaryotik hücrelerin sitoplazmalar nda yaflamlar n sürdürebilmeleri nedeniyle önceleri virüs san l rlard. Ancak, yap sal olarak gram negatif basillere benzerlikleri, DNA, RNA, enzim, ribozom içermeleri ve antibiyotiklerle inhibe edilmeleri nedeniyle bakteriler s n f nda yer alm fllard r. Son 20 y l içindeki 16 S rrna sekans temelli incelemeler sonucunda Rickettsiales tak m içinde Rickettsia,Orientia, Neorickettsia, Wolbachia, Anaplasma ve Ehrlichia cinsleri yer alm flt r. Coxiella burneti ise proteobakterilerin gamma grubunda yer alm flt r. Riketsiyalar, vaskülotropik mikroorganizmalar olup, kan damarlar n n hücrelerini enfekte ederek hastal k tablolar n olufltururlar. Riketsiyalar n neden oldu u tipik tablo vaskülittir. Farkl olarak, R. akari, Orientia tsutsuga- 241

2 Bilgül Mete mushi ve Ehrlichia cinsi bakteriler ise monosit ve granülositleri enfekte ederler. Dünyan n de iflik co rafi bölgelerinde farkl riketsiyozlar görülür. Ülkemizin de yer ald Akdeniz bölgesinde, Avrupa ve Afrika da en s k Marsilya atefli görülür. Riketsiyozlar, ateflle seyreden klinik tablolara yol açarlar. Etkenlerin farkl co rafi da l mlar, mevsimler ile iliflkileri, vektörlerle temas öyküsü ve dikkatli fizik muayene tan koymada önemli faktörlerdir. Tan n n laboratuvarda do rulanmas zaman alaca ndan ço u hastada tedavi klinik flüphe üzerine bafllan r. Riketsiyalar n yol açt klinik tablolar 5 e ay rmak mümkündür: 1. Kene- bit- pire ile bulaflan benekli atefl ve tifüs grubu riketsiyal hastal klar 2. Çal l k atefli 3. Erlihiyöz ve anaplazmoz 4. Neoriketsiyozlar (Sennetsu atefli) 5. Q atefli Riketsiyal hastal klar n tan s nda y llar boyunca atefl, döküntü ve bafl a r - s majör bir triad olarak kabul edilmifltir. Ancak daha sonra döküntüsüz seyreden kayal k da lar benekli atefli olgular bildirilmifl ve yeni tan mlanan riketsiyal hastal klar n birço unda döküntü gözlenmedi i saptanm flt r. Riketsiyoz ve erlihiyözlerdeki belirgin semptomlar kene temas öyküsü olan bir hastada atefl, döküntü, inokülasyon bölgesinde eskar veya lokalize lenfadenopatidir. Laboratuvar tetkiklerinde nötropeni, trombositopeni ve karaci er enzimlerinde orta derecede yükselme s kt r. Hastal n seyri, etken ve kona n özellikleri do rultusunda de iflkendir. Riketsiyalar n kültürde üretilmesi zor oldu u için tan, temelde seroloji, kan ve deri biyopsilerinin polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) yöntemi ile incelenmesine dayan r. Riketsiyal enfeksiyonlar için klasik serolojik test, temel mekanizmas Rickettsia spp. nin lipopolisakkaridlerindeki ve baz Proteus spp. kökenlerindeki epitoplar n antijenik çapraz reaksiyonuna dayanan Weil-Felix 242

3 Riketsiyozlar ve Tularemi testidir. Testin duyarl l ve özgüllü ü düflük ve kesin tan için uygun olmad ndan tan da, lateks aglütinasyon, indirek immünofloresan antikor ( FA) ve EL SA (Enzyme Linkede Immünosorbent Assay) testleri kullan lmaktad r. Serolojik olarak referans test FA d r. Riketsiyalar hakk nda ak lda tutulmas gereken di er bir önemli nokta da potansiyel biyoterörizm ajanlar olabilmeleridir. R. prowazekii ve R. rickettsii nin etken oldu u olgularda mortalite yüksektir, ayr ca bu kökenler üzerinde çal fl larak antibiyotik direnci de oluflturulabilir. Öte yandan tüm riketsiyalar inhale edildi inde yüksek oranda enfeksiyözdür. Korunmada, vektör kene, pire, bitlere karfl savafl (insektisid, koruyucu giysi, kovucu ilaçlar) önemlidir. Riketsiyal Hastal klar 1. Kene- Bit- Pire ile Bulaflan Benekli Atefl ve Tifüs Grubu Riketsiyal Hastal klar Bu grupta günümüzde bilinen 13 insan patojeni mevcuttur. - Kayal k Da lar Benekli Atefli Kayal k Da lar Benekli Atefli ( KDBA), etkeninin Rickettsia rickettsii oldu- u bir tablo olup riketsiyal hastal klar n en a r seyirlisidir. Dermacentor ve Amblyomma cinsinden kenelerle tafl n r. ABD nin özellikle güney ve güneydo usunda en yüksek prevalanstad r. Kenelerde transovaryan geçifl göstermekle beraber, bazen enfekte olmam fl keneler riketsemik küçük memelilerin kan n emerek bakteriyi alabilir. Konak, vektör kenenin aktif oldu u mevsimde enfekte olur. Hastal k en çok 5-9 yafl aras çocuklarda gözlenirken mortalite oran ise % 3-5 tir. R. ricketsii, kenelerin tükürük bezlerindeki salg lar yoluyla dermise inoküle olduktan sonra lenfohematojen yolla tüm vücuda yay l r. Ortalama 1 (2-14 gün) haftal k inkübasyon süreci soras nda klinik belirtiler ortaya ç kar. Hastal n erken döneminde KDBA, ço u viral hastal k ile kar flan bir tablo ile karfl m za ç kar. lk 3 gün içerisinde en s k karfl lafl lan semptomlar atefl (38-40 C), bafl a r s, halsizlik, miyalji, artralji, bulant, kusma ve ifltahs zl kt r. Hastal k ilerledikçe derideki belirtilerle kendini gösterir. lk gün döküntü has- 243

4 Bilgül Mete talar n sadece bir bölümünde gözlenirken, ateflin bafllang c n n gününde bu oran % a ç kar. lk olarak el ve ayak bileklerinde gözlenen maküler döküntü ekstremite ve gövdeye yay l m gösterir. Her ne kadar el ve ayak tabanlar n n tutulumu tan t c da olsa genellikle hastal n ilerleyen evrelerinde gözlenir, olgular n yaklafl k % ünde ise gözlenmez. Vasküler hasar ilerledikçe petefliler, deri nekrozu ve gangren ortaya ç kar. Öksürük ve akci er grafisinde alveoler infiltrasyon, interstisiyel pnömoni, plevral efüzyon akci er tutulumunu düflündürür. Ritim bozukluklar, miyokardit, perikardit kardiyak tutulum belirtileridir. Merkezi sinir sistemi (MSS) tutulumu sonucunda % olguda meningoensefalit geliflir. Nörolojik tutulum kötü prognoza iflaret eder. Tablo ilerledikçe stupor veya deliryum, ataksi, koma ve nöbetler de azalan oranlarda gözlenir. Kanama, vasküler hasar sonucu ortaya ç kar ve hayat tehdit edebilir. Hastalar n % 30 unda anemi geliflir ve bu olgular n 1/3 ünde ciddi transfüzyon gereksinimi vard r. Hepatik hasar, karaci er enzimlerinde hafif veya orta düzeyde art fla ve bilirubin düzeylerinde yüksekli e neden olur. Fizik muayenede hepatomegali, splenomegali saptanabilir. A r klinik seyirli hastalarda renal yetmezlik görülebilir. Laboratuvar tetkiklerinde lökosit say s normal ancak sola kayma, ciddi olgularda trombositopeni mevcuttur. Akut faz yan t yüksek olup uygunsuz ADH sal n m na ba l olarak hiponatremi gözlenebilir. Miyozite ba l kas hasar nedeniyle CPK, LDH de erleri yüksektir. Tedavi edilmeyen olgularda hastal n bafllang c ndan yaklafl k 1-2 hafta içinde hasta kaybedilebilir. Tan, akut dönemde san ld ndan daha zordur. Erken dönemde, anamnez ve klinik bulgular laboratuvar verilerinden daha yol göstericidir. Özellikle, yaklafl k son 2 hafta içinde kenelerin aktif oldu u dönemde, kene temas öyküsü en önemli verilerdendir. Tan y do rulamada kullan lan en yayg n serolojik test indirek immünofloresan testidir. Bu testin duyarl l % , özgüllü ü ise % 100 dür; IgG- IgM ayr m yap labilen ama grup reaktif sonuç verdi i için benekli atefl grubu riketsiyalar aras nda ayr m yapamayan bir testtir. Hastal n 7 ila 10.gününde 244

5 Riketsiyozlar ve Tularemi titrasyon genellikle 1:64 ve üzerinde olup tan y destekler. Weil-Felix testinin duyarl l ve özgüllü ü düflüktür. Serolojiyi, tan y desteklemek amac yla kullan l rken dikkat edilmesi gereken önemli nokta fludur ki hasta klini e baflvurdu unda seroloji genellikle negatif oldu undan tedavi bafllanmas için seroloji pozitifli i beklenmemelidir. Anamnez ve klinik belirtiler do rultusunda ön tan düflünülerek tedavi bafllan r. Akut hastal k döneminde tan de eri en yüksek olan test, lezyon biyopsisinin immünohistolojik incelenmesidir (duyarl l k % 70, özgüllük % 100). Tedavide, doksisiklin (2x100 mg, oral) tercih edilen ilaçt r. Gebelere kloramfenikol uygulan r. Klinik tablonun a r seyretmesi nedeniyle, kene temas öyküsü olan ve klinik bulgular ile KDBA düflünülen hastaya vakit geçirmeden ampirik olarak tedavi bafllanmal d r. Tedavi süresi yaklafl k 7 gündür; veya hastan n atefli düflüp klinik olarak 2-3 günlük bir iyilik halinden sonra kesilebilir. Bafll ca riketsiyal hastal klar n laboratuvar tan ve tedavisi tablo 1 de gösterilmifltir. Akdeniz Benekli Atefli ( Fiévre Boutonneuse, Marsilya Atefli) ve Di er Kene ile liflkili Benekli Atefller Akdeniz Benekli Atefli (ABA) nin etkeni R. conorii olup Akdeniz bölgesi ve Avrupa n n güneyinde, tüm Afrika da, güneydo u ve güney Asya da s k görülür. Görüldü ü bölgeye göre hastal n ad da belirlenir (Kenya kene tifüsü, Hindistan kene tifüsü, srail benekli atefli..). Hastal k ülkemizde de endemiktir. Vektör kene ve rezervuar, köpek kenesi olan Rhipicephalus sanguineus tur. Etken, kenenin s rmas ve d flk s yla bulafl r. R.conorii kenelerde transovaryan geçifl gösterir. Baz olgularda kene temas öyküsünün olmamas n n nedeni etkenin kene larvalar veya nimfleri taraf ndan bulaflt r lmas nedeniyle hasta taraf ndan fark edilememesidir. Hastal k s kl kla kenelerin aktif oldu- u bahar ve yaz mevsiminde görülür. Ço u Akdeniz ülkelerinde olgular n büyük bir bölümüne Temmuz-Eylül aylar aras nda rastlan r. Bu hastal n 3 ana semptomu vard r; yüksek atefl, döküntü ve kenenin s rd yerde eskar (tâche noire, kara leke). nkübasyon süresi ortalama 1 hafta (3-29 gün) d r. Ani bafllayan atefl, k sa zamanda 40 C ye yükselir ve sürekli tiptedir. fiiddetli bafl a r s, konjonktivit, yayg n miyalji ve artralji rastlanan di- 245

6 Bilgül Mete er belirtilerdir. Döküntü, hastal n ilk 5 günü içinde ortaya ç kar; di er riketsiya enfeksiyonlar nda gövde ve kar ndan bafllamas na karfl n Marsilya ateflinde ekstremitelerden bafllar. Eklem yerlerinde, yüz, el ve ayak taban, saçl deri ve gövdede yerleflir. Arada sa lam deri bulunur. Makül, papül, nodül fleklinde olabilen döküntüler 2-3 günde petefliyal hal al rlar. Kafl nt gözlenmez; gün sonunda deskuamasyon gözlenir. Hemoraji geliflmezse döküntüler iz b rakmadan iyileflir. Bazen yumuflak damakta enantemler dikkati çeker. Tâche noire; kenenin s rd yerde çevresi eritemli merkezi siyah mt rak kabukla örtülü, çevre dokudan kabar k 5 mm çap nda bir eskard r. Tâche noire, epidermo-dermal nekroz ve endotelite ba l geliflen perivasküler ödem sonucunda oluflur. Ateflin ilk günlerinde hastalar n %65-75 inde görülür. Bölgesel lenfadenopati, karaci er ve dalakta büyüme görülebilir. MSS belirtileri azd r, bazen uykusuzluk, duyu bozukluklar olabilir, delirium görülmez. Böbrek yetmezli i, stomatit, ensefalit, menenjiyal sendrom, miyokardit, santral ven ve arter trombozu, retinit, üveit, koroidit gibi komplikasyonlar olabilir. Etkili antibiyoterapinin uygulanmas ndan itibaren mortailte % 5 civar nda seyretmektedir. Diabetes mellitus, kalp yetmezli i olan, yafll, glukoz-6- fosfat dehidrogenaz (G6FD) eksikli i olan ya da alkolik hastalarda hastal k, a r seyir gösterir (% 50 mortalite). Fatal olgular n nekropsilerinde meningoensefalit, böbrek, karaci er, gastrointestinal sistem, karaci er, pankreas, kalp, dalak ve deride vasküler lezyonlar içeren dissemine vasküler enfeksiyon saptanm flt r. Laboratuvar tetkiklerinde, anemi, trombositopeni, erken evrede lökopeni, ve daha sonra lökositoz, protein, Na, K, Cl de erlerinde azalma, alkali fosfataz, CPK, LDH, AST ve ALT de erlerinde yükselme vard r. Deri biyopsilerinde spesifik olmasa da lenfohistiyositik vaskülit, karaci er biyopsi örneklerinde fokal hepatoselüler nekroz ve granülom benzeri lezyonlar saptan r. Tan, daha çok anamnez ve klinik belirtilerle konur; riketsiya hücre kültürü, döküntülerden yap lan deri biyopsileri ve kanda PZR, deri biyopsi örneklerinin immünohistokimyasal incelemesi veya seroloji ile do rulan r. Günümüzde özgüllü ü ve duyarl l yüksek serolojik yöntemlerin ( FA, indirek immünperoksidaz, lateks aglütinasyon, ELISA gibi) kullan lmas önerilmektedir. Weil-Felix testinin özgüllü ü ve duyarl l düflüktür; ancak daha iyi bir yöntem uygulanam yorsa yap labilece i, ama olanak varsa mutlaka özgüllü- ü ve duyarl l yüksek yöntemlerin seçilmesi önerilmektedir. Weil-Felix tes- 246

7 Riketsiyozlar ve Tularemi ti, 3 Proteus kökenine ait antijenleri içerir: P. vulgaris OX2, P. vulgaris OX19, P. mirabilis OXK. Testin çal flma prensibi, Riclettsia akari d fl ndaki Rickettsia cinsi üyelerinin antijenleri ile çapraz reaksiyon veren antijenler içeren çeflitli Proteus türlerine karfl oluflmufl antikorlar saptamaya dayan r. Weil-Felix testinde dört kat titre art fl veya 1/320 tek bir titrede pozitiflik saptanmas olas tan y destekler. P. vulgaris OX2, KDBA d fl ndaki Benekli Atefl Grubu riketsiyalar ile kuvvetli reaksiyon verir. P. vulgaris OX19, KDBA ve Tifüs Grubu riketsiyalar ile enfekte kiflilerin serumlar ile reaksiyon verir. P. mirabilis OXK ise çal l k tifüsü olan hastalar n serumlar ile aglütinasyon verir. Weil-Felix testi ile aglütinasyon oluflturan antikorlar semptomlar n bafllamas ndan 5-10 gün sonra saptanabilir, antikorlar daha çok IgM tipindedir. yileflmeyi takiben birkaç ayda negatifleflir. Ülkemizde serolojik tan da en çok uygulanan yöntemdir ancak riketsiyoz düflünülen olgular n mikrobiyolojik tan s nda mutlaka duyarl l ve özgüllü ü yüksek olan FA yöntemi tercih edilmelidir. Erken dönemde (atefl, bafl a r s ve miyalji) ay r c tan da yer alan hastal klar: influenza, enteroviral enfeksiyonlar, enfeksiyöz mononükleoz, viral hepatit, leptospiroz, tifoid atefl, sepsis, ehrlihiyoz veya anaplazmozdur. Döküntünün ortaya ç kmas ile birlikte ay r c tan da düflünülecek hastal klar artar: k - zam k, k zam kç k, meningokoksemi, 2. evre sifiliz, toksik flok sendromu, idiyopatik trombositopenik purpura, trombotik trombositopenik purpura, Kawasaki hastal. Endemik bir bölgede özellikle bahar ve yaz mevsiminde atefl, makülopapüler döküntü, bafl a r s ve/veya miyalji, ve/veya tâche noire ile baflvuran bir hastada mutlaka ABA düflünülmelidir. Tedavide, seçkin antibiyotik doksisiklindir. Tedavi dozu günde 200 mg olup, tedavi süresi 7 gün veya atefl düfltükten sonra ilave 2 gündür. Ayr ca siprofloksasin ( 2x750 mg/gün; 7 gün), tetrasiklin, rifampin ve kloramfenikol di- er seçeneklerdir. Korunmada, kenelerle temas engelleme ( kapal giysiler, kene kovucular) önemlidir. Kene s rmas sonras nda günde 2 kez tüm vücut kene aç s ndan taranmal ve keneler riketsiyalar inokule etmeden forsepsle veya c mb zla deriye mümkün oldu unca yak n bir flekilde tutularak yukar do ru traksiyonel bir manevra ile ç kar lmal d r. 247

8 Bilgül Mete Klini imizde y llar aras nda izlenen 15 olgunun özelliklerini irdeledi imizde, 15 olgunun dokuzunda Weil-Felix pozitifli i, 4 olguda düflük titrelerde, 1 olguda 1/160 titrede FA pozitifli i saptand. Hastalar n biri d fl nda tümü ilkbahar ve yaz mevsiminde baflvurmufltu. Hastalar n ço unlu unda sürekli atefl paterni ve ortalama olarak ateflin 2. günü kollardan bafllay p tüm vücuda yay lan döküntü gözlendi. Olgular n 1/3 ünde el ve ayak tutulumu mevcut idi. Hastalar n ço unda ek olarak bafl a r s, miyalji ve artralji yak nmalar vard. Trakya Üniversitesi T p Fakültesi y llar aras nda 30 Marsilya atefli olgusu bildirmifltir. Yine Haseki E itim Araflt rma Hastanesi (EAH) nin y llar na ait kay tlar nda 35 Marsilya atefli olgusu vard r. Okmeydan EAH nin y llar na ait 15 olgusu, fiiflli Etfal Hastanesinin 17 olgusu, Uluda Üniversitesi T p Fakültesi nin y llar aras nda izledikleri 16 olgu ve Kartal EAH nin y llar na ait 19 olgusu vard r. Bu bulgularla, ülkemizde Marsilya ateflinin tan ve tedavisinin dikkati çekecek boyutlarda oldu u ortaya ç kmaktad r. Riketsiya Çiçe i Etken R. akari olup, farelerden ve akarlardan ( Liponyssoides sanguineus) izole edilir. Hedef hücreler, endotel hücreleri de il makrofajlard r. Hastal n epidemiyolojisinde ev farelerinin önemli bir yeri vard r. Benekli atefl grubu ile ortak antijenlere sahiptir. Günümüzde bildirilen olgular n say s azalm flt r. Hastal n triad atefl, döküntü ve eskard r. Ortalama 1 haftal k (10-17 gün) bir inkübasyon sürecinden sonra ki s kl kla eskar ve bölgesel lenfadenopati dikkati çekmemifltir, halsizlik, üflüme, titreme, atefl, bafl a r s ve miyalji ilk ortaya ç kan semptomlard r. Akar n s rmas ndan yaklafl k 2-6 gün içinde oluflan maküler döküntü, sonras nda papül, vezikül ve kabuksu lezyona dönüflür ve iz b rakmadan iyileflir. Baz olgularda döküntü maküler ya da makülopapüler evrede kalabilir. Baz hastalarda bulant, kusma, kar n a r s, öksürük, konjonktivit veya fotofobi gözlenebilir. Tedavi edilmeyen olgular fatal seyretmez, atefl 6-10 gün sonra düfler. Tan ve tedavi için tablo 1 e bak n z. 248

9 Riketsiyozlar ve Tularemi Pire ve Bit ile Bulaflan Tifüs Grubu Riketsiyozlar Endemik (fare) Tifüs kinci Dünya Savafl sonras nda tüm dünyada yayg n bir hastal k oldu u saptanm flt r. Etken R. typhi olup hastal k pirelerle bulafl r. Epidemik tifüse k - yasla klini i daha hafif seyirlidir. Endemik s çanlar aras nda (Rattus norvegicus ve Rattus rattus) varl n sürdürür. Nadiren pirelerde transovaryan bulafl olabilir. Etkeni orta ba rsaklar nda üreten pireler (Xenopsylla cheopis) yaflamlar boyu yani y llarca d flk yla atmaya devam ederler ve kendileri bundan etkilenmezler. Riketsiya tafl yan pireler ba fl k olmayan s çan ve insanlar s rd nda ya do rudan s rd yere mikroorganizmalar inoküle eder ya da daha s k olarak s rd pruritik bölgeye d flk s n bulaflt r r. Bir baflka olas mekanizma da pire d flk s n n inhalasyonudur. Y lda yaklafl k 100 olgu ABD den bildirilmektedir. Ayr ca Yunanistan, spanya ve Endonezya dan da bildirimler mevcuttur. nkübasyon yaklafl k 1-2 hafta sürmektedir. Bafl a r s, miyalji, artralji, bulant ve halsizlik gibi prodromal semptomlardan 1 ila 3 gün sonra aniden üflüme titreme ve atefl geliflir. Hastalar n yaklafl k tümünde hastal n erken döneminde bulant ve kusma görülür. Döküntü, baflvuru esnas nda hastalar n % 18 inde vard r. Geri kalan hastalar n yaklafl k yar s nda ise döküntü 2 gün sonra ortaya ç kar, di er yar s nda ise döküntü hiç görülmez. Bafllang çta geliflen maküler döküntü, s kl kla aksilla veya kolun medial yüzünde görülür. Sonras nda döküntü makülopapüler hal al r ve ekstremitelerden daha s k olarak gövde tutulumu gözlenir. Döküntüler daha seyrek olarak petefliyaldir ve nadir olarak yüz, el ve ayak tabanlar tutulur. Pulmoner tutulum, s kl kla belirgindir, kuru öksürük hastalar n 1/3 ünde görülür. Akci er grafisinde interstisiyel pnömoni, pulmoner ödem ve plevral efüzyon saptan r. Fizik muayenede her iki akci er alt alanlar nda raller duyulur. Daha nadir saptanan semptom ve belirtiler ise kar n a r s, konfüzyon, stupor, nöbet, ataksi, koma ve ikterdir. Laboratuvar incelemelerinde erken dönemde anemi ve lökopeni, geç dönemde lökositoz, trombositopeni, hiponatremi, hipoalbuminemi, karaci er enzimlerinde hafif derecede yükselme ve prerenal azotemi saptan r. Hastal k % 10 olguda yo un bak mda izlem gerektire- 249

10 Bilgül Mete cek kadar a r seyredebilir, özellikle yafll, altta yatan hastal olan hastalarda a r seyir gösterir, mortalite oran düflüktür. Tan ve tedavi için tablo 1 e bak n z. Epidemik Tifüs Epidemik tifüsün etkeni R. prowazekii olup insan vücut biti Pediculus humanus corporis ile tafl n r. R. prowazekii, büyük oranda insan n ölümüne yol açarak y k c, do al epidemilere yol açan tek riketsiyad r. Vektör bit, riketsemik hastalar n kan ndaki etkeni ald ktan sonra, riketsiyalar bitin ortabarsa - n n epitelyal hücrelerinde ço al r ve d flk ile at l rlar. Bit kona n kan n emerken ayn zamanda d flk s n da b rakt ndan, mikroorganizmalar kiflinin etkilenen bölgeyi kafl mas sonucunda otoinokule olur; hematojen yolla yay l r ve endotelleri tutar. En önemli vital hedef organlar beyin ve akci erlerdir. Bitler etkeni yeni nesillere aktaramad ndan hastal k genellikle hastadan hastaya bit yoluyla geçer. Tifüsün bu epidemik formu yoksulluk, so uk hava, savafl ve felaketlerle iliflkilidir ve s kl kla Afrika n n, güney Amerika n n ve Asya n n da l k alanlar nda görülür. Yaklafl k 1 haftal k (7-14 gün) inkübasyon sonras nda hastal k ani bir bafllang ç gösterir. Afl r halsizlik, fliddetli bafl a r s, ve h zla C ye varan atefl ilk belirtilerdendir. Öksürük olgular n % 70 inde gözlenir. Miyalji ço unlukla a r seyreder. lk günlerde kusma olabilir, bazen kab zl k ve diyare de görülebilir. Hastalar s k nt içindedir, k vran r haldedirler. Genellikle tablonun 5. gününde üst gövdede belirgin olan döküntü, el ve ayak tabanlar hariç tüm vücuda yay l r. Maküler tarzda bafllayan döküntü tedavi edilmedi i sürece makülopapüler, petefliyal bir flekil al r ve birleflmeye meyillidir. Fotofobi, konjonktivit ve göz a r s s kt r. MSS tutulumuna ait konfüzyon, menenjit klini i, deliryum, manik semptomlar, ajitasyon ve koma ortaya ç kabilir. Adrenal korteks nekrozu ve yetmezli ine ba l olarak hipotansiyon ve elektrolit dengesizlikleri görülebilir. Ciddi olgularda deri nekrozu, parmaklarda gangren ve interstitisyel pnömoni bildirilmifltir. Hastal n 2. ve 3. haftas en kritik dönemdir. Tedavi edilmeyen olgularda renal yetmezlik ve nörolojik belirtilerin s kl kla belirgin oldu u çoklu organ tutulumu gözlenir ve mortalite % 7-40 t r. Tifüsle birkaç kuflak karfl laflmam fl toplumlarda tifüs a r seyirlidir. lk olgu- 250

11 Riketsiyozlar ve Tularemi larda klinik hafiftir. Epidemi say s artt kça a r vaka say s artar. Epidemi sonunda vaka say s azal rken ölüm oran artar. Ay r c tan da en önemli yer tutan hastal k tifoid atefl, di erleri ise meningoensefalit, enterokolit, viral hemorajik atefl, s tma, leptospiroz, enteroviral enfeksiyonlar, di er riketsiyozlard r. Korunmada amaç vücut bitlerini kontrol alt na almak olmal d r. Tan ve tedavi için tablo 1 e bak n z. Brill-Zinsser Hastal, epidemik tifüsün hafif bir formu olup akut tablodan y llar sonra immünsupresyon, stres ya da ileri yafl nedeniyle hastal n yeniden ortaya ç kmas sonucu oluflur. Tifüs etkeni y llar boyunca uyur konumda kal r ve immünsüpesyon ile birlikte hastal k reaktive olur. Relapslar s kl kla döküntünün efllik etmedi i hafif seyirli ateflli hastal k fleklinde karfl m za ç - kar, tan için daha öncesinde geçirilmifl riketsiyoz öyküsü gereklidir. Üretilen R. prowazekii kökenleri klasik kökenlerden ay rtedilememektedir. 2- Çal l k Atefli Çal l k ateflinin etkeni Orientia tsutsugamushi olup di er riketsiyal hastal k etkenlerinden genetik yap ve hücre duvar yap s aç s ndan farkl l klar gösterir. Bu nedenle farkl bir cins olarak tan mlan r. Orientia tsutsugamushi akarlarda transovaryan yolla geçifl göstererek devaml l n korur. Enfekte akar larvalar beslenirken organizmalar deriye inokule eder. Çal l k atefli, enfekte vektörlerin yaflamas na olanak veren çal l k bitki örtüsüne sahip bölgelerde (nehir kenar ) akarlar n yumurtalar n b rakt nemli mevsimlerde görülür. Hastal k do u ve güney Asya da, kuzey Avustralya ve bat Pasifik adalar nda endemiktir; daha çok k rsal alanlarda yaflayanlarda ya da endemik bölgelere giden kiflilerde gözlenir. Oluflan immünite 1 ila 3 y l içinde azal r. Klinik tablo kendili inden iyileflebildi i gibi fatal de seyredebilir. Yaklafl k 6-21 günlük bir inkübasyon sonras nda hastal k, atefl, bafl a r s, miyalji, öksürük ve gastrointestinal semptomlarla ortaya ç kar. Hastalar n bir k sm birkaç gün içinde kendili inden iyileflir. Klasik bir hastan n fizik muayenesinde kenenin s rd yerde bir eskar, bölgesel lenfadenopati ve makülopapüler döküntü beklenir ancak bu bulgular seyrek olarak görülür. Letarji, konfüzyon ve 251

12 Bilgül Mete deliryum gibi nörolojik belirtiler görülür. Respiratuvar semptomlar s kt r. Perikardit, miyokardit, akut renal yetmezlik ve ensefalomiyelit karfl lafl lan komplikasyonlardand r. Mortalite oran % 7 dir. Tan ve tedavi için tablo 1 e bak n z. 3- Erlihiyöz ve Anaplazmoz Erlihialar; küçük, gram negatif tipi hücre duvar na sahip zorunlu hücre içi bakteriler olup sitoplazmik vaküollerde morula denen kümeler oluflturan bakterilerdir. ki farkl Ehrlichia türü ve 1 Anaplasma türü insanlarda s k ve a r olabilen enfeksiyonlara yol açar. Erlihiyöz ve Anaplazmozlar yeni ortaya ç - kan enfeksiyonlar içerisinde önemli bir yer tutmaktad r. Kenelerde transovaryan geçifl olmad için bakterilerin do adaki varl vahfli memeli hayvanlar n uzun süreli enfeksiyonlar arac l yla olmaktad r. Geçifl horizontal yolla ( kene- memeli- kene) olmaktad r, insan ise rastlant sal olarak enfekte olmaktad r. Wolbachiea, filaryalar taraf ndan oluflturulan insan hastal klar ile iliflkilidir. Neorickettsiae, trematodlarda yaflar ve dolayl yolla deniz salyangozlar - n n, bal klar n parazitleridir. Günümüze kadar sadece bir insan neoriketsiyozu, sennetsu atefli, tan mlanm flt r. N. sennetsu ile enfekte parazitleri içeren iyi piflmemifl deniz ürünlerinin tüketilmesi sonucu enfeksiyöz mononükleoz benzeri bir tablo ile hastalar klini e baflvurur. nsan Monositotropik Erlihiyözü Etken E. chaffeensis dir. Hastal k s kl kla güney, güneydo u Atlantik ülkelerinde özellikle May s- Temmuz aylar aras nda s k görülmektedir. Hastalar k rsal kesimden olup genellikle kene temas öyküsü vard r. E. chaffeensis, kene (Amblyomma americanum) taraf ndan dermal kapillerlere inoküle edildikten sonra hematojen ve lenfatik yolla dokulara yay l r. Hedef hücreler hematopoietik ve lenforetiküler sistem hücreleridir. Ortalama 1 haftal k inkübasyon sürecinden sonra hastal k bafl gösterir. Klinik bulgular; 252

13 Riketsiyozlar ve Tularemi atefl, bafl a r s, miyalji, halsizlik, daha az s kl kla gastrointestinal semptomlar, öksürük, farenjit, döküntü (hastalar n yar s ndan az nda), lenfadenopati ve konfüzyondur. Tablo a r seyredebilir. Ay r c tan da laboratuvar tetkikleri yol gösterici olabilir: lökopeni (bafllang çta lenfopeni, sonras nda nötropeni), trombositopeni, karaci er enzimlerinde yükselme. Kemik ili i hipersellülerdir ve kazeifiye olmayan granülomlar bulunabilir. Tabloya vaskülit efllik etmez. ME klini i hafif seyirli olabilece i gibi fatal seyirli de olabilir, bu nedenle klinik flüphe üzerine ampirik tedavi bafllanmal d r. Tan konan olgular n büyük bir bölümü 50 yafl üzerinde eriflkinlerdir. Çevresel kan incelemelerinde monositlerin vakuolleri içinde bakteri aggregatlar n n yapt dut fleklinde (morula) kümeler dikkatli incelenmedi i sürece nadiren görülür. Aktif fazda tan EDTA l kanda PZR incelemesi ile konur. Retrospektif olarak serolojik tan için klinik bulgular n birlikteli inde 3 hafta arayla al nan serumlarda indirek immünofloresan yöntemiyle antikor titresinde 4 kat art fl gereklidir. E. ewingii ye ba l geliflen hastal k birçok yönüyle ME e benzerlik gösterir. Ço u olguda immünsupresyon öyküsü vard r. Tedavide seçilecek ilaç doksisiklin veya tetrasiklindir. nsan Anaplazmozu ( A) Etken A. phagocytophila d r, en s k orta bat ve güneydo u ABD ülkelerinde görülür. Beyaz ayakl geyik fareleri, beyaz kuyruklu geyikler ve Avrupa da da k z l geyikler organizman n do ada devaml l ndan sorumludur. Ixodes türü kenelerin nimf ve larval formlar n n s r sonras nda organizma kemik ili i ve dala a yay l r. Olgular n büyük bir bölümü erkektir. Endemik bölgelerde yaflayanlar n büyük bir ço unlu u seropozitiftir ancak etkene maruz kalan kiflilerin sadece küçük bir k sm nda klinik belirtiler mevcuttur. nkübasyon süresi 7 ila 10 gün aras nda de iflir. Hastal k atefl, miyalji, bafl a r s ve halsizlik belirtirliyle ortaya ç kar ve ço u zaman influenza klini i ile kar flt r labilir. Hastalar n bir k sm nda gastrointestinal belirtiler, döküntü, öksürük ve konfüzyon gözlenebilir. Solunum yetmezli i, toksik flok benzeri sendrom ve hayat tehdit eden f rsatç enfeksiyonlar karfl m za ç kabilecek komplikasyonlard r. Meningoensefalit nadiren bildirilse de nörolojik sekeller oluflabilir. 253

14 Bilgül Mete Hastalar n ço unda lökopeni ve/veya trombositopeni vard r, serum aminotransferaz de erleri yüksektir. ME de oldu u gibi vaskülit gözlenmez ancak farkl olarak A da da granülomlara rastlanmaz. Kene temas öyküsü olan ( xodes in aktif oldu u dönem) ve influenza benzeri semptomlar olan hastalarda A ay r c tan da düflünülmelidir. Hastalar n bir k sm nda klinik uyumluluk olmasa da Lyme hastal için seropozitiflik saptan r (her iki hastal n tafl y c s ayn kene türü oldu undan). Bu nedenle Lyme hastal ön tan l hastalarda atipik ciddi bir seyir söz konusuysa ay r c tan da A mutlaka göz önünde bulundurulmal d r. Çok duyarl olmasa da kan yaymalar nda nötrofillerde morula aranmal d r. Tan da EDTA l kanda PZR yöntemi hem duyarl hem de özgüldür. Serolojik olarak tan y do rulamak için 1 ay arayla al nan 2 kan örne inde antikor titresinde 4 kat art fl gösterilmelidir. Tedavide ilk seçenek ilaç doksisiklindir ancak gebelerde rifampin ile klinik yan t al nabilmektedir. 5- Q (Query) Atefli Coxiella burnetii nin etkeni oldu u riketsiyal grupta yer alan bir zoonozdur. Bu gram negatif bakteri 2 antijenik formda bulunur: Faz 1, Faz fazdaki bakteri enfeksiyöz olup insan ve hayvanlarda bulunur. 2. fazdaki bakteri ise virülan de ildir. Bakteri spor benzeri bir yap oluflturabilmesi nedeniyle elveriflsiz koflullar da da canl l n sürdürür ( toprakta 5 ay, yünde 7-10 ay). Hastal n 2 formu bulunmaktad r: akut ve kronik. Kona n immün sisteminin hastal n seyrini belirledi i düflünülmektedir. Konak ve bakteri aras ndaki iliflki özetlenecek olursa akut hastal kta mikroorganizma düzeyi düflük ancak hücresel yan t güçlüdür, aksine kronik hastal kta mikroorganizma düzeyi yüksek hücresel yan t orta düzeydedir. nsan için enfeksiyon kayna enfekte s r, koyun ve keçilerdir. Bununla birlikte enfekte kedi, tavflan, güvercin ve köpekler de hastal bulaflt rabilir. Enfekte difli memelide bakteri uterus ve meme bezlerinde lokalize olur. Gebelik s ras nda hastal k reaktive olur ve yüksek oranda Coxiella burnetii plasentada bulunur. Do um s ras nda bakteri aerosol fleklinde yay ld ndan inhalasyon yoluyla hastal a yol açar. Ayr ca do um s ras nda topra a da bulaflan bakteri aylar sonra bile oluflan f rt nalarla aerosol fleklinde tafl nabilir. Do um- 254

15 Riketsiyozlar ve Tularemi dan aylar sonras na kadar bakterinin sütle at l m devam eder. Enfekte hayvan veya hayvan ürünleriyle ile temas büyük risk oluflturur. Q atefli için risk grubu mezbaha çal flanlar, veterinerler, enfekte hayvan veya hayvan ürünleriyle ile temas olan kifliledir. Nadiren kan transfüzyonu ile de geçebildi i gösterilmifltir. En s k bulaflma yolu kontamine aerosollerin inhalasyonu sonucu olsa da baz bölgelerde kontamine süt içilmesi bulaflmada ana yoldur. nhalasyon sonras nda akci erlerde ço alan bakteri hematojen yolla yay l r. Monosit ve makrofajlar hedef hücrelerdir. Riketsiyal enfeksiyonlardan fark inhalasyon yoluyla bulaflmas ve Proteus X kökenleriyle çapraz reaksiyon veren antikorlar üretilmemesidir. Q atefli, tüm dünyada görülebilen bir hastal k olup görülmedi i düflünülen 2 bölge Yeni Zelenda ve Antartika d r. Akut Q Atefli nkübasyon süresi 3-30 gündür. Klinikte hasta so uk alg nl benzeri belirtiler, uzam fl atefl, pnömoni, hepatit, miyokardit, meningoensefalit ve gebelik s ras nda enfeksiyon tablosu ile karfl m za ç kabilir. Hastal n en s k karfl lafl lan muhtemel formu kendili inden iyileflen ateflli hastal kt r. Pnömoni klini i 3 formda karfl m za ç kabilir: atipik pnömoni, h zla ilerleyici pnömoni ve ateflli hastada rastlant sal pnömoni. Atipik pnömoni klini i ile baflvuran hastalar n tümünde atefl gözlenirken yaklafl k % 28 inde öksürük yak nmas vard r. Hastalar n büyük bir bölümünde (% 75) bafl a r s mevcut olup ay r c tan da önemlidir. Di er semptomlar azalan s kl kla yorgunluk, üflüme, terleme, miyalji, bulant, kusma, plöritik a r ve diyaredir. Fizik muayenede inspiratuvar raller duyulur. H zla ilerleyen pnömonide radyografide konsolide alan gözlenir; klinik tablo Lejyoner hastal n taklit eder. Q atefli pnömonilerinde radyografi de iflkendir: s kl kla segmenter olan ya da olmayan plevra komflulu unda opasiteler görülür, ancak di er pnömonilerdekinden ay rtedilemeyen opasitelerle de karfl lafl labilinir. Nörolojik belirtiler s k de ildir. Olgular n yar s nda hepatosplenomegali saptanabilir; 255

16 Bilgül Mete % 20 sinde döküntü oluflabilir. Akut Q ateflinin di er nadir görülen belirtileri aras nda optik nörit, ekstrapiramidal nörolojik hastal klar, Guillain-Barré sendromu, uygunsuz ADH sekresyonu, epididimit, orflit, priapism, hemolitik anemi, hemolitik üremik sendrom, mediastinal lenfadenopati, spontan dalak rüptürü, pankreatit, eritema nodosum ve mezenterik pannikülit say labilir. Laboratuvar incelemelerinde lökosit say s genellikle normal olup hastalar n % 25 inde trombositopeni saptan r. Karaci er fonksiyon testlerinde hafif anormallikler görülür. yileflme döneminde reaktif trombositoz s kça gözlenir ki bu durum baz serilerdeki derin ven tromboflebitini aç klayabilir. Kronik Q Atefli Kronik Q atefli s k rastlanan bir hastal k olmamakla beraber hemen her zaman endokardit klini ine iflaret eder. Endokardit d fl nda vasküler protez ve anevrizma enfeksiyonlar, osteomiyelit, granülomatöz hepatit, interstisiyel pulmoner fibroz, uzam fl atefl ve purpurik döküntü klini ine yol açabilir. Endokardit klini i, genellikle öncesinde kapak hastal olan, immünsupressif veya kronik renal yetmezlikli hastalarda görülür. Atefl genellikle yoktur ya da subfebrildir. Hastada 1 y l öncesine dek uzanan özgül olmayan semptomlar mevcut olabilir. Transtorasik ekokardiyografi ile sadece % 12 hastada vejetasyon saptanabilirken bu oran transösefageal ekokardiyografi ile daha yüksektir. Bakteriyel endokarditlerden farkl olarak vejetasyonlar nodüler tarzdad r. Kültür negatif tüm endokarditlerde kronik Q atefli ay r c tan da düflünülmelidir. Ayr ca kapak hastal birlikteli inde aç klanamayan purpurik döküntüsü, renal yetmezli i, ve/veya kalp yetmezli i olan tüm hastalarda C.burnetii enfeksiyonu olabilece i ak lda tutulmal d r. Kronik Q atefli olgular nda hepatomegali ve/veya splenomegali vard r. Bu iki bulgu varl nda özellikle romatoid faktör pozitifli i, yüksek eritrosit sedimantasyon h z, artm fl C- reaktif protein ve/veya gamma globulin düzeyleri hastal düflündürmelidir. Tan da genellikle FA, kompleman fiksasyon testi ve EL SA kullan l r. Akut fleklinde faz 2 antijenlerine karfl geliflen IgM (> 1:64) ve IgG (> 1: 256) antikorlar n n gösterilmesi ile tan konur. IgM antikorlar 1. haftada pozitifleflirken, IgG antikorlar 3. haftada pozitifleflir. Kronik fleklinde ise faz 1ve faz 2 an- 256

17 Riketsiyozlar ve Tularemi tijenlerine karfl geliflen antikorlara bak l r. Antijenik faz de iflimleri akut enfeksiyonu kronikten ay rmada yararl d r. Faz 2/ Faz 1 > 1 akut enfeksiyonu düflündürürken, Faz 2/ Faz 1 1 ise kronik enfeksiyon oldu una karar verilir. Faz 1 IgG nin >1:800 olmas da kronik enfeksiyonu düflündürür. Akut Q atefli veya pnömoni olgular nda seçkin tedavi doksisiklin (2x100mg/gün; 14 gün) veya siprofloksasin (2x 500 mg/gün, 10 gün) ile yap - l r. Tetrasiklin, rifampin veya kinolonlar da etkin antibiyotiklerdir. Endokardit olgular nda rifampin ile birlikte doksisiklin veya kotrimoksazol veya bir kinolon ile birleflik tedavisi en az 3 y l süreyle kullan lmal d r ve tedavi ancak Faz 1 IgA 1:50 ve IgG 1:200 ise sonland r labilir. Gebelik s ras nda geliflen Q atefli için kotrimoksazol kullan lmal d r. Hayvan at klar yla temas n önlenmesi, çi süt ve süt ürünü kullanmamak 257

18 Bilgül Mete korunmada önemlidir. Laboratuvar çal flanlar nda kullan lmak üzere inaktive bir afl gelifltirilmifltir. Ülkemizde son Q atefli olgu bildirimi 1955 y l nda yap lm fl iken 1992 y l nda Bursa dan ve 1997 y l nda anabilimiz taraf ndan birer olgu bildirilmifltir. TULAREM Tularemi, Francisella tularensis in etkeni oldu u özellikle kuzey yar m kürede yer alan ülkeler baflta olmak üzere Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Rusya da hemen her mevsimde görülebilen bir zoonozdur. Sporadik olgular fleklinde görülmesi yan nda epidemilere de yol açabilmektedir. Klinik olarak ülseroglandüler, glandüler, oküloglandüler, orofarengeal, pnömonik veya tifoid formlarda seyredebilir. Tarihçe McCoy ve Chapin etkeni 1911 y l nda, ilk kez Kaliforniya n n Tulare bölgesinde veba benzeri hastal olan sincaplardan saptam fl ve bakteriye Bacterium tularense ismini vermifllerdir y l nda Dr. Edward Francis, insan olgular nda etkeni kandan izole etmifl, serolojik tan s n ve bulafl yollar n tan mlam flt r; bunun üzerine Bacterium tularense ad Francisella tularensis olarak de ifltirilmifltir. Mikrobiyoloji Francisellaceae ailesinde yer alan Francisella cinsi 2 türü kapsar: Francisella tularensis ve Francisella philomiragia. F. tularensis in ise üreme, biyokimyasal reaksiyon,ve virülans özellikleri birbirlerinden farkl 4 alttürü bulunmaktad r (F.tularensis alttür tularensis (A tipi), novicidia, holarctica (B tipi), mediaasiatica). Her ne kadar tüm alttürler insanda hastal k yapabilse de göreceli olarak F. tularensis alttür tularensis ve F. tularensis alttür holarctica insanda hastal a daha s k neden olmaktad r. F. tularensis, küçük, aerop, pleomorfik, soluk boyanan, gram-negatif bir kokobasildir. Üremesi nazl d r; sistein veya sistin içeren defibrine tavflan veya 258

19 Riketsiyozlar ve Tularemi insan kan ile zenginlefltirilmifl besiyerlerine ihtiyaç duyulur. En iyi 35 C de ürer, koloniler 2-5 gün içinde oluflur. Epidemiyoloji Tularemi, esas olarak kuzey yar m kürede ve ço unlukla kuzey enlemleri aras nda görülmektedir. Dünyada y lda yaklafl k tularemi olgusu oldu u tahmin edilmektedir. Her mevsim görülebilmesine karfl n, do adaki etkinliklerin artmas na ba l olarak yaz aylar nda ve avc l k nedeniyle de k fl aylar nda daha s k görülmektedir. Hastal k, tüm yafl gruplar nda görülmekle birlikte, riskli aktiviteleri ço unlukla eriflkin yafltaki erkeklerin yapmas nedeniyle olgular n ço unlu unu 30 yafl üstü erkekler oluflturmaktad r. F. tularensis do ada oldukça yayg nd r. Yüzden fazla omurgal ve omurgas zlar enfekte edebilse de bakterinin do al rezervuarlar ço unlukla yabani tavflan, sincap, su ve tarla faresi, kunduz, geyik ve rakun gibi kemirici vahfli hayvanlard r. nsan ve evcil hayvanlar, F.tularensis in rastlant sal kona d r. nsanlara hastal k farkl flekillerde bulaflabilmektedir. nsanlara bulaflma, en s k bakteriyi tafl yan enfekte kene veya sinek gibi vektörlerin s rmas yla ya da kontamine hayvan ürünlerin temas yla olmaktad r. Daha virülan olan ve Kuzey Amerika da görülen F.tularensis alttür tularensis genellikle kene s rmas ile bulafl r. Kuzey Avrupa ve Kuzey Asya da ise sivrisinekler en önemli vektördür. Kenelerde F. tularensis in transovaryal geçifli de vard r. Mikroorganizma kene tükürük ve d flk s nda bulunabildi inden do rudan s r kla inoküle edilebildi i gibi dolayl yoldan s r k yaras ndan da girebilir. Enfekte hayvan dokusuyla kirlenmifl suyun ve besinlerin tüketimi özellikle tularemi epidemilerinde görülen ana bulafl yollar ndan birisidir. Kontamine tozlar n solunmas ve enfekte hayvan taraf ndan s r lma di er bulafl yollar d r. Tularemi, insandan insana bulaflmaz. Bulafl yollar nedeniyle; avc lar, tar mla u raflanlar, ormanda çal flanlar, veteriner hekimler ve laboratuvar çal - flanlar risk grubunda yer almaktad rlar. Hastal k ço unlukla tavflan ve kene kaynakl olmas nedeniyle enfeksiyon tavflan atefli, geyik sine i atefli, ke- 259

20 Bilgül Mete ne atefli ve avc hastal olarak isimlendirilmifltir. F. tularensis hakk nda ak lda tutulmas gereken di er bir önemli nokta da potansiyel biyoterörizm ajan olabilmesidir. Türkiye de Tularemi Türkiye de ilk tularemi epidemisi 1936 y l nda 133 ü asker, 17 si civar köy halk ndan olmak üzere toplam 150 kiflinin etkilendi i Lüleburgaz askeri garnizonunda tan mlanm flt r. Epidemiyolojik çal flmalarda, enfeksiyonun su kaynakl oldu una dair veriler elde edilmifltir. Ülkemizdeki en büyük salg n, 1953 y l nda 200 ün üzerinde kiflinin etkilendi i Antalya n n Badema ac Köyü nde yaflanm flt r. Bursa da y llar aras nda toplam 205 olgu saptanm fl, 2005 y l n n ilk alt ayl k döneminde 12 ilden 157 kad n ve 139 erkek olmak üzere toplam 296 tularemi olgusu bildirilmifltir. Toplanan veriler; Marmara ve Karadeniz bölgesi a rl kl olmak üzere Türkiye de F.tularensis in endemik olarak bulundu unu ve küçük salg nlara neden oldu unu göstermektedir. Salg nlar n mevsimsel özelli i incelendi inde, 1988 öncesinde tüm epidemilerin yaz aylar nda (Temmuz-A ustos), 1988 sonras nda ise bahar ve k fl aylar nda (Eylül May s) ortaya ç kt görülmektedir. Bu farkl l k, bahar-k fl aylar nda ya fllar n artmas na ve buna ba l olarak su kaynaklar n n kirlenmesine ba lanm flt r. Klinik olarak, ço unlukla orofarengeal form görülmektedir. Hastal n belirtilen epidemiyolojik özellikleri, tulareminin bildirimi zorunlu hastal klar listesine al nmas na neden olmufltur y l nda yürürlü e giren Sa l k Bakanl Bulafl c Hastal klar n hbar ve Bildirim Sistemi, Standart Tan, Sürveyans ve Laboratuar Rehberi nde tularemi, Grup C hastal klar içerisinde yer alm flt r. Patogenez F. tularensis, karbonhidrat, protein ve lipid içeren ve fagositozu engelleyen bir kapsüle sahiptir. Ayr ca di er gram negatif bakterilerdekine benzer, fakat etkisi daha düflük endotoksini mevcuttur. Bakteri monosit ve makrofajlarda fakültatif intrasellüler olarak yaflayabilir ve granülomatöz bir enfeksiyona yol 260

21 Riketsiyozlar ve Tularemi açar. Mikroorganizma deri veya mukozadan girer. Deriden veya solunum yollar ndan giren 10-50, a zdan al nan 10 8 bakteri enfeksiyon için yeterlidir. Deriden inokülasyondan yaklafl k 3-5 gün sonra girifl yerinde önce papül sonra ülser oluflur. Bakteri lenf yoluyla bölgesel lenf nodlar na tafl n r ve lenfohemotojen yolla yay larak farkl organlar (akci er, karaci er, dalak, kemik ili i, miyokard, böbrek) tutabilir. Her ne kadar s k olarak saptanamasa da muhtemel olarak bakteremi bu erken dönemde mevcuttur. F.tularensis e ba l enfeksiyonda, inokülasyon sonras nda ilgili bölgeye ilk olarak inflamatuvar hücreler gelir. Nötrofil ve makrofajlar dejenerasyona ve nekroza u rayan erken inflamatuvar hücreleri çevreler. Sonras nda lenfositler, epiteloid ve dev hücreler nekrotik dokuya göç eder. Kazeifikasyon gösteren granülomlar nedeniyle tüberkülozla kar flabilir. Kona n tularemiden tamamen iyileflmesi için protein antijenlerine karfl geliflen hücresel immünite etkilidir. Hastal n 2. haftas ndan sonra ortaya ç - kan antikorlar n (IgM, IgG, IgA) koruyuculu u ise zay ft r. Hastal k geçirildikten sonra uzun süreli hatta ömür boyu ba fl kl k b rak r. Klinik Bulgular Klinik bulgular bakterinin virülans na, girifl yerine, sistemik tutulumun yayg nl na ve kona n immün durumuna ba l d r. Tularemi 6 klinik formda karfl m za ç kabilir: ülseroglandüler, glandüler, oküloglandüler, orofarengeal, tifoid ve pnömonik. Kuluçka süresi 3-5 (1-21 gün) gündür. Hastal k aniden, so uk alg nl benzeri semptomlarla bafllar. Üflüme titreme ile yükselen atefl, halsizlik, ifltahs zl k, bafla r s vard r. Di er önemli semptomlar öksürük, miyalji, bo az a r s, gö üs a r s, bulant, kar n a r s ve diyaredir. Rölatif bradikardi olgular n yaklafl k yar s nda gözlenir. Tularemide tedavi verilmezse klinik aylarca sürebilir. Hastal k subklinik olarak da seyredebilir ve tan ancak seroloji ile konur. Ülseroglandüler form en s k ( % 20-87) karfl lafl lan formudur. Bakteri deriden, kene s rmas veya enfekte hayvan ile temas sonucu girer. Genel semptomlar n yan nda girifl yerinde a r l papül oluflur. Lezyon, birkaç gün sonra 261

22 Bilgül Mete nekroz sonucunda ülsere dönüflür ve bölgesel a r l lenfadenopati geliflir. Lenf nodu üzerindeki deride, ödem ve eritem gözlenebilir. E er enfekte hayvan ile temas öyküsü varsa lezyon s kl kla ellerde; kene s rmas sonras bulaflta ise gövde, perine, alt ekstremite, bafl ve boyunda gözlenir. Tedavisiz b rak l rsa ülser haftalar sonra skar b rakarak iyileflir. Lenfanjit nadiren gözlenir. Tedavisiz mortalite % 3 ten azd r. Glandüler formda deride lezyon gözlenmez. Hasta, a r l bölgesel lenfadenopati ile baflvurur. Seyir, ülseroglandüler formda oldu u gibidir ancak derideki lezyon ya hasta klini e baflvurmadan önce iyileflmifl ya da hafif seyirli oldu u için gözden kaçm flt r. Ülseroglandüler ya da glandüler formda lenf nodlar nda süpürasyon gözlenebilir. Fluktuasyon veren lenf nodlar aspire edilmeli ya da cerrahi yolla drene edilmelidir. Ülseroglandüler ve glandüler tularemide ay r c tan da düflünülmesi gereken hastal klar: piyojenik enfeksiyonlar, sifiliz, kedi t rmalamas hastal, flankroid, lenfogranüloma venereum, tüberküloz, toksoplazmoz, flarbon, veba ve herpes simpleks virüs enfeksiyonlar olarak s ralanabilinir. Oküloglandüler tularemi olgular n yaklafl k % 0-5 ini oluflturur. Bakteri kontamine parmaklar, kontamine su ve aerosol ile bulafl r. A r l konjonktivit ve göz kapa nda ödem gözlenir. Lakrimasyon ve fotofobi vard r. Konjonktivit s kl kla tek tarafl d r. Preauriküler, submandibuler ve servikal lenf nodlar da olaya kat l r. Lenfadenopati göz belirtilerinden daha bask n ise tablo kabakulak ile kar flabilir. Görme kayb nadirdir; komplikasyon olarak korneal ülser, dakrosistit geliflebilir. Ay r c tan da piyojenik enfeksiyonlar, adenovirüs enfeksiyonlar, sifiliz, kedi t rmalamas hastal ve herpes simpleks virüs enfeksiyonlar düflünülmelidir. Pnömonik tularemi olgular n % 7-10 unda görülür. Bakterinin inhalasyonu ( primer pnömoni) veya akci erlere hematojen yay l m (sekonder pnömoni) sonucu geliflebilir. F.tularensis alttür tularensis in etken oldu u pnömoni tablosu F. tularensis alttür holarctica n n yol açt pnömoniye oranla daha a r seyirlidir. Hastada pulmoner semptomlar ön plandad r; atefl, öksürük ve yan a r s vard r. Balgam az veya yok, hemoptizi nadirdir. Akci er görüntülemesinde hiler lenfadenopati, üst veya alt loblarda infiltratlar, lober konsolidasyon, plevral effüzyon, miliyer tutulum, daha nadiren kavitasyon, bronkoplevral fistüller saptanabilir. Balgam incelemesi tan da katk sa lamaz. Tulare- 262

23 Riketsiyozlar ve Tularemi mide gözlenen plevral effüzyon tüberkülozu taklit eder (lenfosit hakimiyetli eksuda, yüksek adenozin deaminaz konsantrasyonu), gram boyama ile mikroorganizma gözlenmez. Hatta plevral biyopsi örneklerinde granülomlar görülmesi tablonun tüberküloz ile kar flmas na neden olur. Toplum kökenli bir pnömoni olgusunda rutin antibiyoterapiye yan t al nam - yorsa tularemi akla gelmelidir. Ay r c tan da mikoplazma, Legionella, Chlamydophila pneumoniae pnömonileri, Q atefli, psittakoz, tüberküloz say labilir. Tifoid formda bakterinin girifl yeri belli de ildir. Muhtemelen çok fazla say - da bakteri al nd nda geliflir. Olgular n % 5-30 unu oluflturur. Sistemik bulgular ile seyreder. Hastalarda üflüme-titreme, yüksek atefl, bo az a r s, miyalji, kusma, bafl a r s, kar n a r s, diyare, öksürük vard r. Septik flok, granülomatöz hepatit, kolanjit, menenjit, perikardit, özellikle çocuklarda barsak nekrozuna gidebilen gastrointestinal tutulum, olgular n yar s ndan fazlas nda pnömoni geliflebilir. Fizik muayenede dehidratasyon, hipotansiyon, farenjit, servikal adenopati, meningismus belirtileri gözlenebilir. Hastal n süresi uzad kça hepatomegali ve splenomegali saptanabilir. Altta yatan ciddi, kronik hastal olan hastalarda hastal k dramatik seyreder ve h zla ölümle sonuçlanabilir. Tan y hemokültür pozitifli i kesinlefltirir. Ay r c tan da tifoid atefl, bruselloz, Lejyoner Hastal, Q atefli, dissemine mikobakteri ve fungal enfeksiyonlar yer al r. Orofarengeal formda bakteri enfekte su ve g dalar yoluyla veya inhalasyonla bulafl r. Çocuk yafl grubunda eriflkinlere oranla daha s k görülür ve ayn aile bireyleri efl zamanl enfekte olabilir. Atefl, fliddetli bo az a r s yak nmalar olan hastada daha çok eksudatif tonsillit, bazen ülseratif tonsillit saptan r. A z mukozas nda da ülserler görülebilir. Bo az a r s, tulareminin di er klinik formlar na efllik edebilen bo az a r s ndan ay rtedilmelidir. Tek tarafl veya iki tarafl a r l servikal lenfadenomegali geliflir. Doktora baflvuruda gecikildi inde atefl veya tonsillofarenjit belirgin olmay p hasta sadece servikal lenfadenopati ile karfl m za gelebilir. Ayr c tan da streptokoksik farenjit, enfeksiyöz mononükleoz, adenovirüs enfeksiyonlar, difteri say labilir. Endemik bir bölgede penisilin tedavisine yan ts z ve incelemeler sonucunda tan ya gidilemeyen eksudatif tonsillit olgular nda orofarengeal tularemi mutlaka akla getirilmelidir. Tulareminin seyrinde olgular n % 35 inde sekonder deri döküntüleri gözlenebilir. Genellikle ilk 2 haftada ortaya ç kar. Döküntüler yayg n makülopapüler, vezikülopapüler, akneiform döküntü, eritema nodosum ve eriteme multiforme 263

24 Bilgül Mete fleklindedir. Her ne kadar belirtilen döküntüler tüm tularemi formlar nda gözükse de eritema nodosum en s k pnömonik tularemi ile birlikte görülür. Komplikasyonlar En s k karfl lafl lan komplikasyon lenf nodu süpürasyonudur ki, uygun tedavi alt nda da geliflebilir. Uygun tedavi alt nda süpürasyon geliflen lenf nodu içeri i sterildir ve drenajdan fayda görür. A r seyirli tularemilerde görülebilen komplikasyonlar aras nda renal yetmezlik, rabdomiyoliz, hepatit, menenjit, ensefalit, perikardit, peritonit, osteomiyelit, dalak rüptürü, tromboflebit say labilir ancak uygun antibiyotiklerin kullan ma girmesiyle görülme s kl azalm flt r. Tan Tulareminin tan s klinik flüpheye dayan r. Bafllang ç semptom ve bulgular n n özgül olmamas nedeniyle birçok hastal kla kar flabilmektedir. Ayr ca, tularemiye özgü laboratuvar bulgular n n olmamas tan da gecikmeye neden olan bir di er faktördür. Bu nedenle, tulareminin erken dönemde tan s zordur. Anamnezde hastan n mesle i, hobileri, seyahat öyküsü, do adaki etkinlikleri, hayvan temas, çevresinde benzer hastalar n varl ipuçlar sa layabilir. Laboratuvar testleri özgül de ildir. Lökosit say s ve sedimantasyon yüksek olabilece i gibi normal düzeylerde de olabilir. Trombositopeni, hiponatremi, serum aminotransferaz ve kreatinin kinaz yüksekli i, miyoglobüniri ve steril piyüri seyrek olarak görülür. Kesin tan, hastadan al nan örneklerde F.tularensis in izolasyonu ile mümkündür. Ancak, bakteri gram boyama ile nadiren saptan r; rutin besiyerlerinde üremez ve yüksek biyogüvenlik düzeyi gerektirir. Üretilmesi için sistin ve sistein içeren Francis veya sistein- kalp koyun kanl agar gibi zenginlefltirilmifl besiyerleri gereklidir. Otomatize kan kültür sistemleri de etkenin kandan izolasyonununa olanak sa lar. Tan da serolojik yöntemler tercih edilmektedir. Bakteri antijenine karfl hastal n 2. haftas nda geliflen antikorlar tüp aglütinasyon, mikroaglütinasyon, hemaglütinasyon ve EL SA yöntemleri ile saptan r. Özellikle mikroaglütinasyon kolay, ucuz ve güvenilir oldu u için tercih edilmektedir. IgM ve IgG 264

Riketsiyoz. Dr. Seniha BAŞARAN. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Riketsiyoz. Dr. Seniha BAŞARAN. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Riketsiyoz Dr. Seniha BAŞARAN İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Alphaproteobacteria (Sınıf) Rickettsiales (Takım) Rickettsiaceae (Aile) Anaplasmataceae

Detaylı

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği BRUSELLA ENFEKSİYONU Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Mikrobiyoloji Epidemiyoloji Patogenez Klinik bulgular Tanı- Ayırıcı Tanı Tedavi GİRİŞ Brusellozis bir zoonitik

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r. Hepatit B HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r. HBV nas l yay l r? Hepatit B, hepatit B li kiflilerin kan veya vücut s v lar yoluyla

Detaylı

YERSİNİA ENFEKSİYONLARI. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

YERSİNİA ENFEKSİYONLARI. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji YERSİNİA ENFEKSİYONLARI Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji YERSİNİA Enterobactericeae ailesinden Yersinia pestis (veba etkeni) Yersinia

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM) Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle /AIDS Dr. Aygen Tümer Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM) Dünyada /AIDS Dünya Sa l k Örgütü (DSÖ)/UNAIDS taraf ndan Aral k 2010 tarihinde

Detaylı

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Genel Bilgiler: Tularemi olgu

Detaylı

Pnömokokal hastal klar

Pnömokokal hastal klar Pnömokokal hastal klar HASTALIK Pnömokokal hastal klar n etkeni nedir? Pnömokokal hastal klara Streptococcus pneumoniae ad verilen bir bakteri neden olur. Bu bakterinin 80 den fazla tipi vard r. Bunlar

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA Dr. Kemalettin ÖZDEN Bulaş yolları Deri ve mukozal yol: İnfekte kene veya sinek gibi vektörlerin ısırmasıyla veya infekte hayvan dokuları, hayvan çıkartılarıyla (idrar, dışkı

Detaylı

Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar

Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Vektörlerle Bulaşan Hastalıklar Yrd. Doç. Dr. Kaya Süer YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD GİRİŞ 1948 de Dünya Sağlık Örgütü nün kuruluşunun yıldönümünü

Detaylı

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR GUATR NED R? Bu kitapç n içeri i Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derne i nin web sitesinden faydalan larak haz rlanm flt r. www.cocukendokrindiyabet.org Tiroid bezi Guatr Tiroid

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Bruselloz: Klinik Özellikler

Bruselloz: Klinik Özellikler Bruselloz: Klinik Özellikler Uzm. Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Bruselloz - Etkenler B. melitensis B. abortus

Detaylı

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik

Detaylı

TULAREMİ: Etken ve Epidemiyoloji. Doç.Dr. Aynur Karadenizli Kocaeli Üniversitesi Mikrobiyoloji AD

TULAREMİ: Etken ve Epidemiyoloji. Doç.Dr. Aynur Karadenizli Kocaeli Üniversitesi Mikrobiyoloji AD TULAREMİ: Etken ve Epidemiyoloji Doç.Dr. Aynur Karadenizli Kocaeli Üniversitesi Mikrobiyoloji AD Francisella tularensis Tarihçe Tavşan hastalığı (Yato Byo, 1818) Lemming ateşi (Norveç, 1890) Tularemi hastalığı

Detaylı

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik

Detaylı

RİKETSİYOZLAR. Dr. M. Bülent Ertuğrul Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

RİKETSİYOZLAR. Dr. M. Bülent Ertuğrul Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı RİKETSİYOZLAR Dr. M. Bülent Ertuğrul Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Genel özellikler Gram negatif (zayıf), kokobasil Memeli rezervuarı

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015 KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015 KKKA-Türkiye 2002 yılının ilkbahar ve yaz aylarında özellikle,

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü

Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü Tularemi Geyik sineği ateşi, tavşan ateşi Kemiriciler (rodentia): sincap, fare, tavşan Temas veya kene Salgınlar halinde Marmara

Detaylı

Olgu:KJS. Yrd. Doç. Dr. Kaya Süer. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Olgu:KJS. Yrd. Doç. Dr. Kaya Süer. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Olgu:KJS Yrd. Doç. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 Olgu 35 yaş, bayan İngilizce öğretmeni Dokuz ay önce KKTC ye gelmiş Eşi Futbol

Detaylı

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Deomed Medikal Yay nc l k Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Birinci bask Deomed, 2009. 62

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE MERS-CoV (Middle East Respiratoy Seyndrome- Corona Virus Mers-CoV Öyküsü İlk olgu: v Haziran 2012 Suudi Arabistan v Pnömoni ve akut böbrek yetmezliği-

Detaylı

Çocuk ve Tüberküloz (Verem)

Çocuk ve Tüberküloz (Verem) TÜRK TORAKS DERNEĞİ EĞİTİM KİTAPLARI SERİSİ Çocuk ve Tüberküloz (Verem) Pediyatrik Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu TÜRK TORAKS DERNE E T M K TAPLARI SER S Türk Toraks Derne i yay n d r Türk Toraks Derne

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe Dr. Ayşe Tekin Yılmaz Olgu Sekiz yaş, erkek hasta Yakınma Sırt

Detaylı

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar Hmfl. Özlem SANDIKCI SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi, nfeksiyon Kontrol Hemfliresi,

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

Virulan Faz I. Çevresel faktörlere direncini sağlayan küçük spor benzeri formları var. Faz II. Avirulan. Ayrıca. Etkenin iki ayrı fazı saptanmış

Virulan Faz I. Çevresel faktörlere direncini sağlayan küçük spor benzeri formları var. Faz II. Avirulan. Ayrıca. Etkenin iki ayrı fazı saptanmış Coxiella burnetii Gram-negatif Pleomorfik (0.3-1.5 x 0.2-0.4 µm) Mononükleer hücrelerin fagozomları içinde, plasenta ve embriyolu yumurtanın sarı kesesi gibi hücrelerin intrasitoplazmik vakuollerinde ve

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 53 Kas m 2006; s Prof. Dr.

.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 53 Kas m 2006; s Prof. Dr. .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Ateflli Hastaya Yaklafl m Sempozyum Dizisi No: 53 Kas m 2006; s. 67-73 Atefl ve Döküntülü Hastal klar Prof. Dr. Fehmi Tabak Deri bizlere birçok

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ PROF.DR. ZÜLAL ÖZKURT Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, Erzurum VII. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu Doğu

Detaylı

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri Enterobacteriaceae İnsan sağlığı açısından en önemli bakteri ailesidir. Doğal ortamları insan ve hayvan bağırsaklarıdır. Tipik klinik semptomlarla seyreden hastalığın (tifo, basilli dizanteri, veba) etkeni

Detaylı

Zika Virüs: Panik Olmayalım, Akıllı Olalım / Cavit Işık Yavuz

Zika Virüs: Panik Olmayalım, Akıllı Olalım / Cavit Işık Yavuz Zika Virüs: Panik Olmayalım, Akıllı Olalım / Cavit Işık Yavuz Dünya Sağlık Örgütü 1 Şubat günü bir halk sağlığı acili uyarısı yaptı. Bu uyarı uluslararası düzeyde geçerli bir acil uyarı. Bu uyarının nedeni

Detaylı

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU Ramazan Gözüküçük 1, Yunus Nas 2, Mustafa GÜÇLÜ 3 1 Hisar Intercontinental Hospital, Enfeksiyon Hastalıkları

Detaylı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır. SOLUNUM SİSTEMİ Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için,

Detaylı

Tularemi Tedavi Rehberi 2009. Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Tularemi Tedavi Rehberi 2009. Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Tularemi Tedavi Rehberi 2009 Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 1 Rehber nasıl hazırlandı? Güncel kaynaklar 5 rehber, İnternet

Detaylı

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6) over kanseri taramas ndaki yetersizli ini göstermektedir. (1) Transvaginal ultrasonografinin sensitivitesinin iyi olmas na ra men spesifitesinin yeterli olmamas kullan m n k s tlamaktad r. Son yay nlarda

Detaylı

SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ANAPLASMOSİS Dr. F. Şebnem ERDİNÇ SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Anısına II. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu 27-28

Detaylı

TULAREMİ Yard. Doç. Dr Esma Kepenek Kurt Meram Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

TULAREMİ Yard. Doç. Dr Esma Kepenek Kurt Meram Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji TULAREMİ Yard. Doç. Dr Esma Kepenek Kurt Meram Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Tularemi hastalığı bakteriyel bir zoonoz olup, küçük, gram negatif bir kokobasildir. F. tularensis

Detaylı

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Hasta Rehberi Say 6 KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Orta kolayl kta okunabilir rehber Konjenital Adrenal Hiperplazi - Say 6 (A ustos 2006 da güncellenmifltir) Bu rehber Reading Üniversitesi, Sa l k Bilimleri

Detaylı

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı. Horlama ve Uyku Apne Sendromu BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Polikliniği rtibat : 0212 453 17 00 GH-02 V;01/2010 Horlama ve Uyku Apne Sendromu

Detaylı

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş 1 Olgu 1: 4 aylık erkek çocuk 2 Üç gündür ateş, boynun sağ yanında şişlik. Bu bölgede yaygın şişlik-kızarıklık ve ısı artışı. Ağız içerisinde Stenon

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Dr. Cem UZUN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı EDİRNE

Dr. Cem UZUN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı EDİRNE FRANCISELLA TULARENSIS VE TULAREMİ SEMPOZYUMU 24 26 EYLÜL 2009, TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BALKAN YERLEŞKESİ, EDİRNE Dr. Cem UZUN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı EDİRNE Orofarengeal (boğaz

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Çocuklarda Ak lc Antibiyotik Kullan m Sempozyum Dizisi No: 33 Aral k 2002; s. 35-39 Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m Prof. Dr. Necla

Detaylı

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl Karaciğer ve safra yolu hastalıklar klarında laboratuvar bulguları Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 5.Yarıyıl 2006-2007 2007 eğitim e yılıy Karaciğer ve safra yolu hastalıklarında

Detaylı

Bovilis Bovipast RSP ile benzersiz koruma

Bovilis Bovipast RSP ile benzersiz koruma Bovilis ile benzersiz koruma Özel kombinasyon Çift adjuvan IRP teknolojisi Erken koruma Maternal antikor varl nda da etkinlik Güvenlik Önerilen afl lama program : Antikor titresi 1. afl lama Bovilis Rapel

Detaylı

Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene

Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene 1 Kenelerde Kan Emme Davranışları Keneler buldukları her türlü sıcak kanlı canlılardan ve sürüngenlerden kan emebilirler. Sindirim sistemi oldukça gelişmiştir. Bu nedenle

Detaylı

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL Hasta Rehberi Say 7 GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber Genç Yetiflkinlerde Büyüme Hormonu Eksikli i - Say 7 (A ustos 2006 da güncellenmifltir) Bu rehber Reading

Detaylı

Tularemi. Dr. Esra KAYA KILIÇ Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi EKMUD Ankara Günleri 08/11/2017

Tularemi. Dr. Esra KAYA KILIÇ Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi EKMUD Ankara Günleri 08/11/2017 Tularemi Dr. Esra KAYA KILIÇ Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi EKMUD Ankara Günleri 08/11/2017 Olgu 60 yaş Kadın hasta Ateş Üşüme-titreme Halsizlik Bulantı-kusma Sefuroksim aksetil 2x500 mg tb Bir haftadır

Detaylı

www.mercedes-benz.com.tr Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

www.mercedes-benz.com.tr Mercedes-Benz Orijinal Ya lar www.mercedes-benz.com.tr Mercedes-Benz Orijinal Ya lar Kazand ran Güç Mercedes-Benz orijinal ya lar arac n z üreten uzmanlar taraf ndan, gelifltirilmifltir. Mercedes-Benz in dilinden en iyi Mercedes-Benz

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. SPRAMAX 1.5 M.I.U film kaplı tablet Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Her kaplanmış tablet; 1.500.000 IU Spiramisin içerir. Yardımcı maddeler: Hidroksipropil selüloz, Prejelatinize Mısır Nişastası,

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik effüzyon ve sonrasında gözlenen ampiyemdir. Nadir olarak gözlenen enfeksiyonlar ise fungal, viral ve

Detaylı

LEPTOSPİROZ. Doç. Dr. Havva ŞAHİN KAVAKLI Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, İdari ve Eğitim Sorumlusu

LEPTOSPİROZ. Doç. Dr. Havva ŞAHİN KAVAKLI Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, İdari ve Eğitim Sorumlusu LEPTOSPİROZ Doç. Dr. Havva ŞAHİN KAVAKLI Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, İdari ve Eğitim Sorumlusu Tanım Leptospiroz, genel adı leptospira olan uzun sarmal mikroorganizmaların

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ KİST HİDATİK Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ Hidatik kist tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanlarda görülen, hayvanlardan insanlara geçen endemik paraziter hastalık Sestod gurubunda yer alan bir parazit 1. Echinococcus

Detaylı

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Prof. Dr. Sabahattin ALTUNYURT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Perinatoloji BD 2016 İzmir Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte geçirilen

Detaylı

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak.

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. Ü VE 1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. 2. KAPSAM : Özel Yalova Hastanesi tüm bölümlerini ve tüm çalışanlarını

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

6 MADDE VE ÖZELL KLER

6 MADDE VE ÖZELL KLER 6 MADDE VE ÖZELL KLER TERMOD NAM K MODEL SORU 1 DEK SORULARIN ÇÖZÜMLER MODEL SORU 2 DEK SORULARIN ÇÖZÜMLER 1. Birbirine temasdaki iki cisimden s cakl büyük olan s verir, küçük olan s al r. ki cisim bir

Detaylı

CO RAFYA AKARSULAR. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada bir yöredeki akarsular gösterilmifltir.

CO RAFYA AKARSULAR. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada bir yöredeki akarsular gösterilmifltir. CO RAFYA AKARSULAR ÖRNEK 1 : Afla daki haritada bir yöredeki akarsular gösterilmifltir. K ÖRNEK 2 : Bir nehrin deltas ndan, on y ll k bir biriktirme kesiti al narak incelenmifltir. Bu inceleme sonucunda

Detaylı

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER Dr. Kaya Süer Near East University Medical Faculty Infectious Diseases and Clinical Microbiology Pnömoni : Akciğer parankiminde inflamasyon ve konsolidasyon ile seyreden yangısal

Detaylı

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur. SES DALGALARI 1. Kesik koni biçiminde k vr lm fl bir mukavvan n dar k sm kula a tutuldu unda sesin daha iyi duyulmas sesin mukavvan n yüzeyinde çarp p yans mas n n bir sonucudur. Di erleri sesin iletimi

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. WEİL FELİX TESTİ WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. Riketsiyöz tanısında çapraz reaksiyondan faydalanılır bu nedenle riketsiyaların çapraz reaksiyon

Detaylı

İmmünokompetan Hastalarda CMV İnfeksiyonu

İmmünokompetan Hastalarda CMV İnfeksiyonu İmmünokompetan Hastalarda CMV İnfeksiyonu Yrd. Doç. Dr. Ali ASAN Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Detaylı

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ)

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) Dr. İhsan Karadoğan V. Ulusal Kan Merkezleri ve Transfüzyon Tıbbı Kongresi 18-22 Kasım 2012 Antalya 1111 1111 1111 1111 UYGULAMA BASİT YORUM SON DERECE KARMAŞIK

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. KULLANMA TALİMATI KONTİL çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum siklamat, povidon K-30, sukroz,

Detaylı

Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya

Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya uner.kayabas@inonu.edu.tr Tatarcık-Yakarca (Filebotom) Takım:

Detaylı

Global Leishmaniasis. Leishmaniasis. Türkiye de leishmaniasis. Leishmaniasis. Leishmaniasis

Global Leishmaniasis. Leishmaniasis. Türkiye de leishmaniasis. Leishmaniasis. Leishmaniasis Leishmaniasis Leishmaniasis Leishmaniasis Tropik ve subtropik iklimlerde, Akdeniz bölgesi ülkelerde (88 ülke) görülür Her yıl 1,5 milyon yeni olgu eklenmektedir 350 milyon insan risk altında 23 farklı

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ

BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ BRUSELLOZUN İNSANLARDA ÖNLENMESİ VE KONTROLÜ Prof. Dr. Fatma Ulutan Gazi Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklar kları Anabilim Dalı BRUSELLOZ KONTROLÜ VE ERADİKASYONU

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ Rev. No : 01 Rev.Tarihi : 13 Haziran 2012 1/ 1. Amaç: UÜ-SK da organ ve doku nakli hizmetlerinden yararlanacak hastaların ve/veya canlı vericilerinin başvuru kriterlerinin ve organ bekleme listelerine

Detaylı

S İ S T E M İ K M İ K O Z L A R

S İ S T E M İ K M İ K O Z L A R SİSTEMİK MİKOZLAR 1 sistemik mikoz etkenleri toprak solunum AC kan-lenfatikler iç organlar deri 2 BLASTOMİKOZ 3 Etiyoloji Blastomyces dermatitidis dimorfik 25 C küf; http://www.vetmed.wisc.edu 37 C maya

Detaylı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı 1. AMAÇ Cerrahi alan enfeksiyonlarının (CAE) önlenmesidir. 2. KAPSAM Ameliyat sürecinde hastaya sağlık hizmeti sunan tüm birimleri ve bireyleri kapsar. 3. GENEL ESASLAR Cerrahi alan enfeksiyonları; cerrahi

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti

Detaylı

Tulareminin Laboratuvar Tanı Yöntemleri. Dr. Fetiye Kolaylı KOÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Tulareminin Laboratuvar Tanı Yöntemleri. Dr. Fetiye Kolaylı KOÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Tulareminin Laboratuvar Tanı Yöntemleri Dr. Fetiye Kolaylı KOÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD F. tularensis in tanımlanmasında Direk mikroskopik inceleme Seroloji Bakterinin izolasyonu Moleküler

Detaylı

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B ye eşdeğer

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

Toxoplasma tüm omurgalı canlıları ve çekirdeği olan tüm hücreleri enfekte edebilen bir protozoondur.

Toxoplasma tüm omurgalı canlıları ve çekirdeği olan tüm hücreleri enfekte edebilen bir protozoondur. Toxoplasma gondii Toxoplasma gondii Toxoplasma tüm omurgalı canlıları ve çekirdeği olan tüm hücreleri enfekte edebilen bir protozoondur. İnsanların yaklaşık 1/3 ü yaşamlarının herhangi bir döneminde bu

Detaylı

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZUN DURUMU Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. DSÖ Küresel Tüberküloz Kontrolü 2010 Raporu Dünya için 3 büyük tehlikeden

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI DERS KODU ve ADI TMİK 001: Vaka Değerlendirme Toplantısı TMİK 002: Makale

Detaylı

Bovilis BVD. BVD kontrolünde lider. ARAfiTIRMA PERFORMANS DÜRÜSTLÜK

Bovilis BVD. BVD kontrolünde lider. ARAfiTIRMA PERFORMANS DÜRÜSTLÜK Bovilis BVD BVD kontrolünde lider ARAfiTIRMA PERFORMANS DÜRÜSTLÜK BVD: Gizli düflman Bovine Viral Diarrhoea (BVD), modern s r endüstrisinin en maliyetli hastal klar ndan biridir. Hastal ktan sorumlu virüs

Detaylı