Şehir'de fazla 'FAAL' olmak rahatsız ediyor!

Transkript

1 On5yirmi5.com Şehir'de fazla 'FAAL' olmak rahatsız ediyor! İstanbul Şehir Üniversitesi nin en aktif kulübü olan FAAL grubuyla yaptıkları çalışmaları konuştuk. Yayın Tarihi : 16 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 12/16/2015) Abdullah Güner'in röportajı FAAL, İstanbul Şehir Üniversitesi'nde faaliyet gösteren bir öğrenci grubu. Şehir Üniversitesi nde okuyan öğrencilerin kurduğu FAAL Kulübü, haftalık olarak yaptıkları hadis okumalarında bir araya geliyor, belli hassasiyetleri gözeterek konferanslar düzenliyor ve çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor. "Faal Konferanslar, Hayat Okulu Söyleşileri, Bilirkişi Raporu Konferansları"yla bugüne kadar 22 tane konferans düzenlediler. Son dönemde başarılı öğrencileri bünyesine katarak eğitime devam eden İstanbul Şehir Üniversitesi nin en aktif kulübü FAAL'in yaptığı çalışmaları Muhammed'le konuştuk. FAAL, İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ NİN İNSİYATİFİ Bize FAAL i anlatır mısınız? Neler yapıyorsunuz? FAAL, İstanbul Şehir Üniversitesi nde faaliyetlerde bulunan bir öğrenci grubu. Şehir Üniversitesi 2010 yılında ilk öğrencilerini aldı. İlk sene 300 öğrenci vardı ve tüm öğrenciler birbirini tanıyordu. Birbirini tanıyınca, aynı fikirde olan, aynı hassasiyetlere sahip olan öğrenciler normal olarak bir araya geliyor. Birlikte namaz kıldığımız, yemek yediğimiz, derslere girdiğimiz, yani sürekli birlikte olduğumuz arkadaşlarla oluşturduğumuz doğal bir birliktelik FAAL. Üniversitenin ilk ayından

2 itibaren, üniversite içinde haftalık hadis dersleri yapmaya başladık ve sonrasında oluşum netleşmeye başladı. Yani, biz bir kulüp kuralım da sonra bir araya gelelim demedik hiçbir zaman; zaten birlikteydik, birlikte bir şeyler yapmaya gayret ediyorduk ve sonrasında bir isim gerekiyorsa eğer bu FAAL olsun dedik. FAAL i kulüp olarak değil de grup olarak tanımlıyoruz. Nasıl bir ekipsiniz peki? Aslında FAAL bir üst çatı, bir inisiyatif gibi anlaşılabilir. Yani, zaten gruplaşmayı daha doğrusu grupçuluğu istemediğimizden FAAL ortaya çıktı. Bizi bir arada tutan elbette öncelikle inancımız ve bu inanca bağlı olarak hassasiyetlerimiz. FAAL de birçok cemaatten, dernek ve vakıftan arkadaşlar var. Biz, farklı gruplara mensup olmakta bir beis görmüyoruz ama grupçu olunursa, evet orada bir sorun vardır ve zaten böyle bir durumda bir arada olmamız çok zor. Biz, mümkün oldukça bizi ilgilendirmeyen ihtilaflı konulara girmiyoruz, ortak hassasiyetlerimiz ve bizim asıl ihtiyacımız olan konular üzerinden birlikteliğimize devam ediyoruz. Elbette, kendi içimizde aynı düşünmediğimiz birçok nokta olabiliyor, yöntem olarak. Ama bu durum bir engel değil bize, Allah yardım ediyor. Genel prensipleriniz neler? Bir Müslüman ın kendine edinmesi gereken prensipler elbette ama grup olarak almış olduğumuz bazı kararlar var. Ve bunları uygulamaya çalışıyoruz. Örnek olarak FAAL de bayanlar yok. Almıyor musunuz bayanları? Biz, ne olduğumuzu, hassasiyetlerimizi açıkça ortaya koyduğumuz için, yani net olduğumuz için bayanlar ben de FAAL e dahil olmalıyım demiyor zaten, biliyorlar. Açıkçası çalışma yöntemimiz bu şekilde (karışık) bir ortamı kaldıracak bir yapıda değil, ki bunu kaldırabilecek bir yapı olabilir mi sorulmalı. Bunun yanında, genel programlarımıza katılıyor bayanlar, hatta şu ana kadar konferanslarda her zaman hanım kardeşlerimiz çoğunluktaydı. Burada, ilginç bir şey var yeri gelmişken söylenecek: konferanslarda erkek ve bayanlar için ayrı yer belirliyoruz, izleyiciler de doğal olarak bu şekilde davranıyorlar. Ama, örneğin bir konferansta; tesettürlü bir hanım kardeşimiz ben bu şekilde ayrı oturulan bir konferansa katılmam diyebilmişti. Veya, kendi arkadaşlarımız da bazen, bu ayrımın hoş olmadığını ve tepki çekeceğini söyleyebiliyorlar. Ama biz doğru olduğunu bildiğimiz hususlarla ilgili kararlı olduğumuzu ve kınayıcıların kınamasından korkmadığımızı söylüyoruz. Hadis dersleri yapıyorduk dediniz. Bunun dışında neler yapıyorsunuz? Hadis dersleri işin başlangıç ama en önemli aşamasıydı. Hadis derslerinin yanı sıra konferanslar, farklı faaliyetler yapıyoruz ve üniversiteyle ilgili bizi ilgilendiren önemli bir konu olduğunda hassasiyetlerimizi ortaya koyarak problemleri çözmeye çalışıyoruz. Mesela mescitle ilgili yetersizlik var, onu konuşuyoruz veya üniversitede başörtülü çalışma konusunda sorun var, sorunu çözmek için çalışıyoruz.

3 "TEMİZLİK GÖREVLİLERİNİN BAŞÖRTÜLÜ ÇALIŞMASINA İZİN VERİLMİYORDU" Başörtülü çalışmaya izin verilmiyor muydu? Hayır, şöyle bir durum vardı: İdari işlerde veya üniversitenin farklı birimlerinde başörtülü çalışanlar vardı ama temizlik görevlisi ablaların başörtülü bir şekilde çalışmasına müsaade edilmiyordu. Biz bunu öğrendiğimizde üniversite yönetimi ile görüştük. İlk başta sorunun temizlik firmasında olduğunu söylediler ki bu mazeret değildir, temizlik firması da üniversitenin böyle bir isteği olduğunu söyledi. Sonuçta, sorun çözüldü ama bu durum bize şunu gösterdi ki: hassasiyet gösteren birileri olmasa, vicdanların içinde olanı dışarı yansıtan birileri olmasa problemler çözülmüyor. Çünkü, biliyoruz ki üniversite yönetiminin temizlik görevlilerinin başörtüyle çalışmasını istememeleri gibi bir durum yok. Ama, bu şekilde bir problem olduğunda çok önem göstermiyorlar ve bu problemi arkaya itiyorlar. Birilerinin bu tür problemleri öne çıkarıp gündem yapması ve çözmesi gerekiyor. Peki, FAAL ekibi bir araya geldiğinde neler konuşuyor? Sadece İslami ağırlıklı çalışmalar ya da konuşmalar mı oluyor? FAAL in politikaya, siyasete, düşünceye bakışı nasıl? Biz, çalışmalarımızı veya hayatımızı İslami ya da İslami olmayan diye ayırmıyoruz öncelikle. Ama eğer tırnak içinde söyleyecek olursak tabi ki, İslami ağırlıklı konuşma-çalışmalar oluyor... Siyaset,

4 düşünce... Bunlar zaten Müslüman ın hayatında olan-olması gereken şeyler. Ama biz özellikle politik konulardan, tartışmalı günlük mevzulardan uzak durmaya çalışıyoruz. Suya sabuna dokunmamak adına değil de bizim ihtiyacımız olanın bu olmadığını düşünerek bu şekilde davranıyoruz. "MÜSLÜMANIN DÜNYAYA, OLAYLARA BAKIŞI İSE SİYASET, O SİYASETİN TÜMÜ BİZİ İLGİLENDİRİYOR" Siyasetin ilgilendiğiniz kısmı hangisi? Siyaseti, Müslümanın dünyaya, olaylara bakışı olarak tanımlıyorsak o siyasetin tümü bizi ilgilendiriyor. Mesela, Suriye olayı bizim önem verdiğimiz ve gündemimizde tuttuğumuz bir olay. Ama bizim bu olaya bakışımızı basit bir politik bakış açısı, şu veya bu parti, görüş oluşturmuyor. FAAL in yaptığı güzel çalışmalardan biri de hayatta başarılı olmuş kişileri, amiyane tabirle görmüşgeçirmiş insanları Hayat Okulu başlığında üniversiteye çağırıp onların birikimini dinlemek, ders almak. Bize yapmış olduğunuz Hayat Okulu seminerlerinden bahseder misiniz? FAAL in faaliyetleri temelde 4 e ayrılıyor: İlki özel, iç faaliyetlerimiz. Diğer genel faaliyetlerimiz ise Faal Konferanslar, Hayat Okulu Söyleşileri, Bilirkişi Raporu Konferansları. Hayat Okulu nda, adı üstüne; hayat okulunda vakit geçirmiş, tecrübe edinmiş büyüklerimizi davet ediyoruz. Hayat Okulu nda davet ettiğimiz misafirlerimiz sadece bizim camiadan değil farklı camialardan da oluyor ve onlardan hayatlarını anlatmalarını istiyoruz. Yapmış oldukları doğruları-yanlışları, aldıkları kararları, hayatlarındaki önemli kişi ve mekanları, hayatlarındaki önemli olayları dinliyoruz. Hayat Okulu nda akademik unvan kullanmamaya çalışıyoruz. Örnek olarak Prof. Dr. Şu demiyoruz. Bu konu bize sorulduğunda konuşmacıların akademik hayatlarından, sadece almış oldukları akademik eğitimden değil de hayat okulunda heybelerinde biriktirdiklerini istiyoruz ve bu yüzden akademik unvanlar dışarıda kalsın diyoruz. Bunun yanında, Faal Konferanslarda; gençliği, üniversite gençliğini ilgilendiren pratik konularda farklı cemaatlerden hocalarımızı davet ediyoruz. Aslında, davet ettiğimiz hocalarımızı her yerde dinleme imkanı var ama seçtiğimiz konuların dışarıdan farklı olarak özellikle bizi, üniversite öğrencilerini direk ilgilendiren konular olmasına gayret ediyoruz. Örneğin, Gençlik ve Kur an, Arşın Gölgesindeki Genç, Müslüman Gencin Yol Haritası, Gençlik ve Ateşle İmtihan gibi. Şuana kadar Nureddin Yıldız, Abdullah Yıldız, Ramazan Kayan, Mahmut Toptaş, Ramazan Sönmez, Zekeriya Çelik gibi hocalarımızı misafir ettik. Burada dikkat ettiğimiz bir husus var: Hakkında çok tartışma olmayan, farklı polemiklerle gündemde olmayan hocalarımızı davet ediyoruz. Bilirkişi Raporu konferanslarında ise, özel bir alan ile ilgili çalışmalar yapan ve o alanda uzmanlaşan kişileri, kendi konuları ile ilgili bir konferans vermesi için davet ediyoruz. Örneğin helal gıda, sosyal yardım gibi.

5 "ALLAH IN EMRİNİN ŞOVU OLMAZ AMA VARSIN ŞOV DENİLSİN!" Şehir Üniversitesi nde geçtiğimiz haftalarda bir eylem olmuştu: Üniversitemizde mescit istiyoruz! diye. Bu eylemi sanırım siz yaptınız, Şehir Üniversitesi nde mescit yok mu? Herhangi bir grup-kulüp ismi kullanmadık ama mescit eylemini geniş bir katılım ile biz yaptık. Üniversitede mescit var, ama ciddi manada bir yetersizlik vardı bu konuda. Toplamda 10 kişiyi ancak alan 3 ayrı mescit var. Eğer üniversitede 20 kişi namaz kılıyorsa 10 kişilik mescit gayet iyidir ve yeterli olabilir ama 200 kişi namaz kılıyorsa ve bu kişilerin ders araları aynı vakitteyse bu mescitler yeterli olmaz. Geçtiğimiz yıl daha büyük bir mescit vardı ama bu sene depo haline getirildi. Biz de bu durumu birkaç kez üniversite yönetimi ile görüştük, Öğrenci Birliği de resmi olarak talep etti ve sorun çözülecek denildi. Ama aradan 1 ay geçmesine rağmen mescid açılmadığı için biz de bundan sonra her yer mescid dedik ve namazlarımızı cemaatle bahçede kılmaya başladık. Aslında sadece bir gün kıldık, ertesi gün büyük bir mescit açıldı. Mescidin açılması aslında bu kadar basit bir işti ama bizim isteklerimiz, ihtiyaçlarımız ertelenebilir görüldüğü için böyle bir sıkıntı yaşandı. Bu süreçte, bahçede namaz kıldığımız için bazı arkadaşlarımız bunun şov olduğunu, buna gerek olmadığını söylediler. Farzın, Allah ın emrinin şovu olmaz zaten ama varsın şov denilsin, Allah kalplerdekini en iyi bilendir. Bazı arkadaşlar da bu eylemimizin üniversitenin kurumsal kimliğine zarar verdiğini söylediler. Üniversitenin kurumsal kimliğini düşünmek zorunda değiliz, biz Müslüman kimliğimize zarar vermeyelim yeter. Ve, hassasiyetlerimiz göz ardı edildiğinde buna tepkimizi en güzel bir şekilde vermeliyiz, vereceğiz.

6 Üniversiteyle olan ilişkilerinizde bir sıkıntı oluşuyor mu? Yaptığınız faaliyetler, tepkileriniz; üniversitenin imajı açısından istenmiyor gibi bir durum söz konusu oluyor mu? Üniversite yönetiminin, temel olarak yapılan faaliyetlerin içeriğinden rahatsız olduğunu düşünmüyoruz ama bir gerçek var ki fazla faal olmamız veya olaylara fazla müdahil davranmamız rahatsızlık veriyor. Şu ana kadar 20 den fazla büyük konferans yapmışız, haftalık hadis dersleri var, özel çalışmalar, haksızlıklara karşı tepkiler var. "ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ BİR GÖRÜNTÜ İSTEMİYOR MU?" Niye rahatsız oluyor üniversite? Bununla ilgili bir şey mi söylüyorlar size? Direkt söylenmese de birkaç olay yaşadık bununla ilgili. Mesela, üniversitenin kurucu vakfından ama idari görevi olmayan bir hoca burası çok renkli bir üniversite ama siz bunu bozuyorsunuz demişti. Bu biraz önce bahsettiğimiz kurumsal kimlik olayına çok benziyor. O hocaya cevap olarak, üniversitenin çok renkli veya renksiz olması bizi ilgilendirmiyor. Biz yeşiliz ve ne rengimize, ne de yeşilimizin tonuna müdahale ettirmeyiz demiştik. Bir başka örnek, normalde kulüp ifadesini kullanmasak da FAAL in üniversite nezdinde resmi kulüplük hakları var. Geçtiğimiz yıl, üniversite yönetimi bir toplantı yapmak istedi bizimle ve görüştük. Bize, siz çok büyük bir ekipsiniz, sizi kulüp değil ama büyük bir grup, oluşum olarak tanıyalım dediler. Güldük tabi, eyvallah! dedik. Biz zaten kendimize kulüp demiyoruz ama siz neden

7 böyle bir istekte bulunuyorsunuz? Amaçları, resmi olarak kulüplüğü sona erdirerek, konferans yapılmasını, afiş asılmasını engellemekti. Yani bir nevi pasifize etmekti, tabi biz kabul etmedik. Aslına bakılırsa üniversitenin bizden rahatsız olmasının önemli bir sebebi var. Biz onların vicdanlarındaki sesi, burası üniversite, buranın kuralları bu! diyerek bastırdıkları sesi açıkça söylüyoruz. Yani, temelde bizim söylediklerimizle onların vicdanlarındaki farklı olmasa da bunun açıkça dile getirilmesi rahatsızlık verebiliyor, versin de... Bunun yanında, direkt üniversite yönetimi ile ilgisi olmasa da, kurumsal iletişim direktörlüğü ile yaşanan sıkıntılar var. Birçok problem yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Örneğin en basitinden Ramazan ayında, asmış olduğumuz Ramazan İmsakiyeleri indirildi. Bu afişleri indiren kişi de bizzat Kurumsal İletişim Direktörü. Bu olay, üniversitenin tanıtım günlerinde yaşandı ve kurumsal iletişim birimi afişlerimizi, üniversiteyi tanımaya gelen öğrencileri için sakıncalı gördüklerini belirttiler: Ramazan İmsakiyesi'ni yani. Biz de bundan sonra afişlerimizi indirmeye kalkarsanız buna tepki vereceğiz dedik, sonrasında çok daha ironik bir şey oldu: bu yüzden hakkımızda, üniversite kurumsal iletişim direktörünü tehdit etmekten soruşturma açıldı ve bir arkadaşımız uyarı cezası aldı. Cezayı özellikle tırnak içinde belirtiyoruz çünkü kendileri ceza verdiklerini sanıyorlar, biz ise gayet rahatız; afişimizi indirmek demek sesimizi kesmek istemektir ve buna karşı çıkmaya devam edeceğiz. Üniversitenin ilk soruşturması böyle bir konudan dolayı açılıyor, ve soruşturmaya konu olan afişi indiren ve sonra tehdit edildiğini iddia ederek dilekçe veren kişi tahmin edin kim? Genç sivil: Turgay Oğur. Çok garip, sürekli demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahseden biri kendi elleriyle indiriyor afişi. Afişi indirmeye kendisi mi karar veriyor, üniversite yönetimi mi istiyor? Kendisi üniversitenin kurumsal iletişim direktörü. Bu mantaliteyle hareket ediyor. Üniversite yönetiminin direk afişi indirmek isteyeceğini düşünmüyoruz ama kurumsal iletişim direktörlerini onlar seçiyor nihayetinde. Afişlerin indirilmek istenmesi bizim için çok şaşırtıcı değildi. Özgürlük bu zihniyettekiler için bir put. İstedikleri zaman tapıyorlar, istedikleri zaman yiyorlar. Ama biz zaten baştan özgürlüğümüzü kimseye yaslamıyoruz, hakkımızı biliyoruz ve ona göre davranıyoruz. Problemlerin çıkış noktası biraz da bu, "özgürlüğü biz veririz" diyorlar. Şehir Üniversitesi nin biraz kompleksi mi var? Ne dersin? Keşke hayır diyebilseydik. "ÜNİVERSİTENİN ADI ÇIKMIŞ BUNU BASTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR" Ne tür bir kompleks bu peki? Şu şekilde bir kompleks: Bizim adımız çıkmış. Bunu ters yönde çalışarak bastıralım diye düşünüyorlar muhtemelen. Sürekli biz özgürlükçüyüz, her kesimden öğrencimiz var, herkese eşitiz,

8 hatta bakın İslamcılardan daha çok sizi istiyoruz yaklaşımı. Hayır, doğal olsalar yeterli olur. Kimse onlardan olağanüstü bir yaklaşım, ayrıcalık, özel imtiyaz istemiyor. Ama kompleks, bu kompleks Müslümanların sonu olacak böyle giderse. Mesela başka bir örnek: Üniversiteye geçtiğimiz hafta iki tane fitness (spor) salonu açıldı. İki tane varsa biri bayan diğeri de erkek olur, bu normal değil mi? Yani, İslami kaygıları bir kenara bırakın, mantıklı olan budur, bayan ve erkek ayrı. Ama denildi ki, biri bayanlar için olacak biri de karışık. Tepki verildiğinde bayanlar için ayrı yer var ya denildi. Erkeklerin mahremiyet duygusu olacağını, erkeklerin kendilerini sakınmak isteyeceğini düşünemeyecek kadar kof bir zihniyet. Bu durumun müsebbibi de yine biraz önce bahsettiğimiz kurumsal iletişim direktörlüğü. Sebep olarak da, sosyal medyada, ekşi sözlükte üniversitenin adı kötü anılmasın deniliyor. Bu kadar basit bir yaklaşım olabilir mi? Eğer senin hareketlerini, davranışlarını ekşi sözlük veya twitter da yazılan yorumlar oluşturuyorsa yazıklar olsun. Biz dedik ki, sosyal medyadan değil Allah tan korkun biraz. Sonra tepki verdik bu duruma ve tam olarak çözülmüş olmasa da sadece erkekler için imkan sağlandı. Burada, fitness a öyle çok önem verdiğimiz için değil bu mantalitenin ne kadar dengesiz olduğunu ve karşı çıkılmadığında nerelere gidebileceğini bildiğimiz için tepki verdik. FAAL adına başka üniversitede okuyan öğrencilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Farklı üniversitelerden arkadaşlarla şükürler olsun çok iyi bir iletişimimiz var, olması gereken de bu zaten. Bunun yanında, birkaç üniversiteden arkadaşlar kendi üniversitelerinde de FAAL adıyla kulüp açmak istediler ama biz bunu istemedik. Her üniversitenin, her bölgenin kendine has bir yapısı olduğunu ve bu yapıya göre bir çalışma yöntemi olması gerektiğini düşünüyoruz. Yani, FAAL sadece İstanbul Şehir Üniversitesi nde faaliyetlerde bulunacak. Biz bir gençlik hareketi değiliz, sadece aynı üniversitede bulunduğumuz sürece birlikte 'güzel işler' yapmaya çalışan kardeşleriz. Kendi üniversitelerinde kulüp kurmak isteyen arkadaşlarımıza da elimizden gelen yardımı yaptık, yapmamız gerekiyor. Neleri nasıl yaptığımızı, yöntemimizi anlatıyoruz. Biz de farklı üniversitelerde uzun yıllardır çalışmalar yapan grupların tecrübelerinden yararlanıyoruz tabi ki. FAAL in sosyal medya hesabı yok sanırım, neden? Bizim çalışma yöntemimiz, faaliyetlerimiz buna ihtiyaç duymuyor. Sosyal medyayı çok iyi kullanan veya kullandığını sanan gruplar olabilir, ama biz sosyal medyanın bizim için doğru bir araç olduğunu düşünmüyoruz. Sadece Şehir Üniversitesi nde faaliyetlerde bulunuyoruz ve üniversite içinden birebirde ulaşamadığımız bir arkadaşa sosyal medya üzerinden ulaşabiliyorsak zaten biz çok eksik kalmışız demektir. Ama bunun yanında, yaptığımız faaliyetler ile ilgili kullandığımız bir sitemiz var: faal.org Son olarak neler söylemek istersiniz? Dua edin, Allah ayaklarımızı yolunda sabit kılsın... Ayrıntılı Bilgi İçin:

9 On5yirmi5.com Bu dökümanı orjinal adreste göster Şehir'de fazla 'FAAL' olmak rahatsız ediyor!