- 30 Haziran 2011 saray Yunanistan dan Hindistan a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran Büyük İskender felsefe düşkünü idi

Transkript

1 9 Sayı:49 DİZGİ ROMYO BEKİR - 30 Haziran 2011 saray Yunanistan dan Hindistan a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran Büyük İskender felsefe düşkünü idi Hazırlayan: Sezer Ömer Çeviren: Ahmet S. Yakup Büyük İskender veya III. Aleksander, (Yunanca: Μέγας λέξανδρος (Megas Aleksandros)) Makedonyalı İskender olarak da bilinir (22 Temmuz M.Ö. 356, Pella, Makedonya - 13 Haziran M.Ö. 323, Babil), M.Ö yılları arasında Makedonya kralı ve tarihteki en büyük komutanlardan biri. Makedonya kralı II. Filip in oğlu. Pers İmparatorluğu nu yıkarak Yunanistan dan Hindistan a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuş, Eski Yunan uygarlığının Doğu ya yayılmasında etkili olmuş ve efsanevi bir kahramana dönüşmüştür. Gençliği ve tahta geçişi II. Philippos ile Epeiros (Epir) kralı Neoptolemos un kızı Olympias ın oğlu olan İskender, yaşlarında Aristoteles ten aldığı derslerin etkisiyle felsefe, tıp ve bilime ilgi duydu. Babası II. Philippos un Byzantion a ( İstanbul) saldırdığı IO 340 ta Makedonya yı yönetti ve bir Trak kabilesini yendi, iki yıl sonra II.Philippos un Yunanlılara karşı kazandığı Khaironeia Çarpışması nda ordunun sol kanadına komuta etti. II. Philippos un öldürülmesinin (M.Ö. 336) ardından komutanlarca kral ilan edildi. Öncelikle bütün olası hasım ve rakiplerini öldürttü. Babasının sağlığında Asya seferini gerçekleştirmek üzere oluşturulan, Korinthos taki Helen Birliği synhedrion da (meclis) bu birliğin hegemon u ve başkomutanı seçildi. Delphoi üzerinden Makedonya ya dönerken İÖ 335 ilkbaharında Trakya ya girdi. Şipka Geçidini aşarak Triballileri (Triballoi) ezdikten sonra Tuna nın öbür yakasına geçerek Getaları dağıttı. Ardından batıya dönerek Makedonya yı istila etmiş olan Hyrialıları yendi. Bu sırada öldüğüne ilişkin söylentiler üzerine Atina da ayaklanma patlak verdi. Bu ayaklanmanın ardında hem yeni Pers kralı III. Dareios un mali desteği, hem de Demosthenes in çabaları yatıyordu. Askerlerini günde 30 km gibi o çağa göre çok yüksek bir hızla ilerleterek Yunanistan a giren İskender, tapınaklar ve şair Pindaros un evi dışında bütün Thebai yi yerle bir etti. Yaklaşık 6 bin kişinin öldürüldüğü, sağ kalanların köle olarak satıldığı bu sindirme hareketi sonunda bütün Yunan Devletleri Makedonya üstünlüğüne boyun eğdi. Asya nın fethi Tahta çıkışından beri Pers İmparatorluğu nu ele geçirmeyi tasarlayan Büyük İskender, II. Philippos un kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. Kral naibi olarak yönetimi Sibon lu Antipatros a bıraktıktan sonra İÖ 334 ilkbaharında toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 bin Makedonyalı ve Helen Birliği ne bağlı 7 bin asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından çok iyi düzenlenen orduya mühendis, mimar, bilim adamı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu. Homeros tan aldığı esinle önce İlion u ( Troya) ziyaret ederek Akhilleus un mezarına çelenk koyan İskender, Pers ordularıyla ilk kez Granikos Çarpışması nda karşı karşıya geldi. Bu çarpışmada elde ettiği zafer ona Batı Anadolu nun kapılanın açtı. Yunanistan da izlediği politikanın tersine, tiranları sürerek demokrasilerin kurulmasına ön ayak oldu. Ama kentleri fiilen kendisine bağlama yoluna gitti. Karya daki Miletos (Milet) ve Halikarnassos ( Bodrum) kentlerinin direnişini kırarak yöneticilerini teslim olmaya zorladı. M.Ö kışında Batı Anadolu nun fethini tamamladıktan sonra, M.Ö. 333 ilkbaharında Akdeniz kıyı yolunu izleyerek Perge ye ulaştı. Söylenceye göre Frigya dan geçerken, Asya ya hükmedecek kişinin çözebileceğine inanılan Gordion düğümünü kesti. Gordion dan Ankyra ya (Ankara) yöneldi, oradan da Kapadokya ve Kilikya Kapıları (Kilikiai pylai; bugün Gülek Boğazı) üzerinden güneye indi. Myriandros (bugün İskenderun yakınında) dolayında kamp kurduğunda, Pers hükümdarı III. Dareios da Pinaros Çayı (bugün Deliçay) kıyısında savaş düzeni almış bulunuyordu. Bu karşılaşmayı izleyen İssos Çarpışması (M.Ö. 333 sonbaharı) sonunda Dareios kesin bir yenilgiye uğradı ve ailesini savaş alanında bırakarak kaçtı. İskender bu zaferden sonra Suriye ve Fenike ye doğru ilerledi. Amacı Fenike kıyılarını fethederek Pers donanmasını üssüz bırakmak ve etkisizleştirmekti. Dareios un barış önerisine karşı, kendisini Asya nın efendisi olarak tanımasını ve koşulsuz teslim olmasını istedi. Başlangıçta Pers kentlerini kolayca ele geçirmesine karşın, Tyros (bugün Sur) önünde sert bir direnişle karşılaştı. Uyguladığı bütün kuşatma taktiklerine karşın, bu müstahkem ada kenti yedi ay boyunca başarıyla saldırılara karşı koydu. Kuşatma sürerken Dareios, ailesi için fidye olarak 10 bin talent ödemeyi ve Fırat Irmağının batısında kalan topraklan bırakmayı önerdi. Bu olayla ilgili olarak, İskenderun komutanı Parmenion un İskender in yerinde olsam kabul ederdim dediği, buna karşılık İskender in de Parmenion olsaydım, ben de kabul ederdim biçiminde bir karşılık verdiği anlatılır. Tyros şiddetli saldırılara daha fazla direnemeyerek M.Ö. Temmuz 332 de düştü. İskender in en büyük askeri başarısı sayılan bu harekâta geniş çaplı bir yağma da eşlik etti. Kentin bütün erkekleri öldürüldü, kadın ve çocukları da köle olarak satıldı. Suriye yi Parmanion a bırakarak güneye ilerleyen İskender, Gaza da (Gazze) iki ay süren direnişe son verdikten sonra İÖ Kasım 332 de Mısır a girdi ve halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandı. Memphis te (Memfis) kutsal Apis e kurbanlar keserek firavunların geleneksel çifte tacını giydi. Kışı Mısır da yönetimi düzenlemekle geçirdi. Mısırlı yöneticiler atamakla birlikte, orduyu Makedonyalıların komutasında tuttu. Günümüzde İskenderiye olarak anılan Alexandreia kentini kurdurdu. Bazı kaynaklara göre Nil in taşmasının nedenlerini araştırmak üzere bir keşif grubunu görevlendirdi. Siva da ünlü bir kahinin, İskender in Zeus un oğlu olduğunu ilan etmesi ve Amon Tapınağında Tanrı Amon ile görüştüğü yolundaki söylentiler onun halkın gözündeki tanrısallığını bir kat daha arttırmıştı. Mısır ın fethiyle Doğu Akdeniz de kesin denetimi sağlayan İskender, M.Ö. 331 ilkbaharında Tyros a döndü. Suriye ye Makedonyalı bir satrap atadıktan sonra Mezopotamya ya ilerledi ve temmuzda Fırat kıyısındaki Thapsakos a vardı. Ninive yle Arbela (Erbil) arasındaki Gaugamela Ovasında Dareios la yeniden karşı karşıya geldi ve onu bir kez daha yenerek kaçmaya zorladı (bak. Gaugamela Savaşı). Güneye inerek Babil i aldı ve Mazaios adında bir Persi satrap olarak atadı. Ardından Susa ya girdi ve Zagros Dağlarını aşarak İran içlerine yöneldi. Persepolis te I. Kserkses in sarayını törenle yaktı. Kserkses in Yunanistan da yaptıklarına karşı bir misilleme olan bu hareketle aynı zamanda öç seferi nin sona erdiğini gösterdi. İÖ 330 ilkbaharında Media ya girerek başkent Ekbatana yı aldıktan sonra, Yunanlı askerlerin geri dönmesine izin verdi.pers topraklarını içine alan yeni bir imparatorluk kurmayı ve Asya nın efendisi olmayı amaçlayan İskender, daha doğudaki toprakları ele geçirmeye yönelik yeni bir sefer başlattı. Kısa sürede yerel satraplara boyun eğdirerek Hazar kıyılarına, oradan da Afganistan içlerine ulaştı. Bu fetihler sırasında Makedonyalı ve Pers bileşimine dayalı yeni bir yönetim sistemi oluşturduğundan, eski komutanlarıyla baş-gösteren anlaşmazlıktan giderek derinleşti. Kendisine suikast girişimiyle suçladığı Parmenion la oğlunu ortadan kaldırarak ordusunu yeni baştan düzenledi. İÖ kışında Helmand Irmağını izleyerek kuzeye BAŞYAZAR emad.rafeet@yahoo.com sarayarbil@yahoo.com doğru ilerledi. Bu sırada Baktriane satrabı Bessus un genel bir ayaklanma başlatması üzerine, Hindukuş Dağlarını aşarak karışıklıklara son verdi. Bu harekâtı yürütürken Siriderya ya kadar ilerledi ve burada İskitlerin sert direnişiyle karşılaştı. Başka göçebe halkların da ayaklanmasıyla büyük güçlükler çıkaran bu direnişi ancak M.Ö. 328 sonbaharında bastırabildi. Davranışlarıyla giderek bir Doğu despotuna dönüşen İskender, Pers hükümdarları gibi giyinmeye ve proskynesis (hükümdar karşısında yere kapanarak selamlama) uygulaması gibi Pers geleneklerini benimsemeye başladı. Bu arada Baktriane prenseslerinden Roksana yle evlendi. Kendini tanrılaştırmaya giriştiyse de, Makedonyalılar ve Yunanlılarca alaya alınınca bundan vazgeçmek zorunda kaldı. Bir komploya karıştığı gerekçesiyle tarihçi Kallisthenes i hapse attırması bilgin ve filozoflar arasındaki desteğini yitirmesine neden oldu. Hindistan ın fethi elegeçirdiği ülke halklarından yeni askerler toplayarak engebeli arazide savaşma yeteneğine..sahip yeni bir ordu oluşturan İskender, İÖ 327 yazında Hindistan üzerine yürümek amacıyla Bak-triane den ayrıldı. Daha hafif silahlar kullanan piyade birliklerinin yanı sıra ok ve mızrak kullanan süvari birliklerinin yer aldığı bu ordunun asıl savaşçı gücü 35 bin askerden oluşuyordu. Plutarkhos un bu ordu için verdiği 120 bin rakamının, yedek kuvvetleri, katır ve deve sürücülerini, sağlık görevlilerini, seyyar satıcıları, askerleri eğlendirmekle görevli gösteri gruplarını, kadın ve çocukları da kapsadığı sanılmaktadır. Hindukuş Dağlarını ikinci kez geçen İskender, İÖ 326 baharında İndus Irmağı yakınındaki Taksila ya (bugün Takshaşila) girdi. Hydaspes (bugün Cihelum) ile Akesines (bugün Çhenab) ırmakları arasındaki bölgenin hükümdarı Poros u, Hydaspes Çarpışması nda yenilgiye uğrattı. Başarısını kutlamak üzere Aleksandreia Nikaia kentini, ayrıca burada ölen atı Boukephalos un adını verdiği Bukephala (Boukephalia) kentini kurdu. Asya nın doğusuna doğru yoluna devam etmek için Hyphasis (Beas) Irmağına kadar gitmesine karşın, ordusunun ayaklanmak üzere olduğunu görerek geri dönmeye karar verdi. Hydaspes Irmağı kıyısında gemiden oluşan bir donanma kurduktan sonra bazı birlikleri karadan yürüterek İndus Irmağı boyunca Hint Okyanusuna kadar ilerledi. Bu arada Hydroates (Ravi) Irmağı yakınlarında Mallilerle girişilen çarpışmada ağır biçimde yaralandı. İÖ Ağustos 325 te İndus Deltasının ağzındaki Patala ya vardı; burada bir liman ve tersane yaptırdı. Dönüş yolculuğu için ordusunun bir bölümü Nearkhos un komutasındaki gemilerle İÖ Eylül 325 te denize açılırken, kendisi de kıyıyı izleyerek yiyecek sıkıntısı içinde ve çok zor koşullarda Gedrpsia yı (bugün Belucistan) geçti.bu arada hindistan seferı hazırlıklarına basladı İmparatorluğun güçlendirilmesi Daha Hindistan seferine başlamadan yönetimde kanlı temizlik hareketlerini başlatan İskender, yokluğu sırasında da bu politikayı sürdürerek satraplarından üçte birini değiştirmiş, altısını öldürtmüştü. IÖ 324 ilkbaharında Susa ya vardığında hazine görevlisi Harpalos un 6 bin paralı asker ve 5 bin talentle Yunanistan a kaçtığını öğrendi (Harpalos daha sonra Girit te öldürüldü). Makedonyalılarla Persleri kaynaştırma politikasına daha çok ağırlık verdiği bu dönemde, Dareios un kızı Barsine yle (Stateira olarak da bilinir) evlendi ve komutanlarıyla askerlerini de aynı yolu izlemeye özendirdi. Ama Perslerin ordu ve yönetimde giderek eşit bir konuma yükselmesi Makedonyalıların tepkisini çekmeye başladı. Makedonya da askeri eğitim gören 30 bin Persli gencin dönüşü, Baktriane, Sogdiana ve Arakhosia gibi Doğu ülkelerinden gelenlerin süvari birliğine, ayrıca Pers soylularının kraliyet muhafız birliğine alınmaları bu hoşnutsuzluğu daha da artırdı. İskender in Makedonyalı eski askerleri ülkeye geri göndermeye karar vermesi, imparatorluğun güç ve yönetim merkezini Asya ya kaydırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. İO 324 te Gpis te çıkan ayaklanmaya kraliyet muhafızları dışında bütün ordu katıldı. Bunun üzerine iskender bütün orduyu dağıtarak Perslerden yeni bir ordu kurdu ve ayaklanmanın sona ermesinden sonra 10 bin eski askeri armağanlarla yurda gönderdi. Ölümü Kendisine tanrısal onurlar yakıştıran ve bunu Yunan kentlerine zorla kabul ettiren İskender, İÖ 324 kışında Luristan da yerel halka yönelik sert bir sindirme hareketine girişti. İlkbaharda Babil e geçerek bir bölümü uzak ülkelerden gelen elçileri kabul etti. Bu arada Hindistan la deniz bağlantısını sağlamak için Arabistan kıyılarına yönelik bir sefer için hazırlıklara başladı. Ayrıca Hazar Denizinin ötesine bir keşif birliği gönderdi. Babil de sulama kanalları yaptırmayı ve İran Körfezi kıyılarında yeni kentler kurmayı planladığı bir sırada, uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra daha 33 yaşındayken öldü. Cenazesi önce Memphis e, oradan İskenderiye ye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu.iskenderin ölümünden sonra imparatorluk 4 parçaya ayrıldı. Cassander Yunanistana,Creatus ve Antigonos Batı Asya ya Seleukos Doğu ya Ptolemy ise Mısır a hükümdar oldular.cassander güce olan tutkusunu kısa zamanda göstererek 7 yıl sonra İskender in annesi Olimpias ı idam ettirdi.12. yılın sonunda ise İskenderin karısı Roksana ve imparatorluğun gerçek varisi olan oğlunu zehirlettirdiğinde ise artık İskenderin soyunu tamamen kurutmayı başarmıştı. Adres: Erbil, Minare Mahallesi, Aşğal Caddesi

2 10 Sayı:49-30 Haziran 2011 saray ERGENLİK ÇAĞINDA ÇOCUĞU OLANLAR DİKKAT! Sevcan Kasapoğlu- Serdarlı ERGENLİK YILLARI Dünya Tahmin edemediğimiz şekilde gelişmektedir, bir taraftan bilim ve teknoloji almış başını gidiyor. Diğer taraftan ekmek parası iş sıkıntısı aileleri çocuklarından uzak tutuyor dolayisi ile çocuklarımız bu fırtınalı ortamda başı boş ve kendine bir düzen koymak ister... Ya çocuklarımızı başı boş bırakacağız.. ozamanda çocuklarımız işe yaramaz olarak büyecek ve sonuç itibari ile toplumda yaramayan bir unsur haline gelir... Belkide Baba oğlunu bu ortamdan kurtarmak için hep yanında gezdirir ve bir asalak veyahut bir uydu gibi hep onun yanında dolaşır... Sonuçta çocuk çocukluğunu görmeden yaşamadan birden kendisin yaşlı bir insan olarak görecek ve ortamdan uzak, dengesiz bir hale gelecektir... işte bu ergenlik çağına dikket etmek gerekir... Bu güzel çocuklarımız başı boş bırakmayalım. Ve yahut ta kendimize bir asalak haline getirmiyelim.. Bu ikiside toplum için çok tehlikelidir.. Birisi bıçak gibi keser hiç birşeye önem vermez maazallah aklınıza gelen her kötülüğü yapar ikincisi ise daha tehlikelidir oda şahsiyetsiz, karar veremeyen, mutlaka birisi onun yerine kara vermeyi bekler oda Maazallah babsının vefatından sonra kötü birisinin eline geçer akılınıza gelmedik kötülükleri yapar... işte bu iki vebadan kurtulmak için çok dikkatli olmalıyız.. Bu yazımda Çocuk bilim proflarında Dr.Lawrence Bauman ın Çocuğunuz Ergenlik Çağında kitabı anne ve babaları en çok zorlayan 10 sorunu ve çözüm yollarını gösteriyor. Bunların en önemlisi, ergenlik çağı sorunları. İşte size anne-babaların Erbil in eski teknik direktörü Avni Seyit Ahmet, Türkmen kulüplerin tek bir takımda toplanmasını istedi ergenlik çağı sorunlarını aşması için bilimsel çözümler: Günümüzün gelişen dünyamızda çocuklarının derdi nedir? Çocuklar neden bu kadar asi, neden kendilerinden bu kadar bıkkın ve hayata bu kadar ilgisiz? Yapmak istedikleri tek şey kötü arkadaşlara kapılmak ve çılgın müzikler Ergenlik çağındaki çocuklar, hızlı ve şiddetli değişimler yaşar. Birdenbire kendilerini nereye varacağından emin lmadıkları bir yolculuğun ortasında bulurlar. Tek bildikleri şey, durumlarının çok ciddi olduğu ve hiçkimsenin bu durumu yeterince anlayarak kendilerine yardım edemeyeceğidir. Uzun vadede, kendi yaşamlarını kontrol etmek durumundadırlar ve onlara izin verirsek, tam da bunu öğrenme sürecinde içindedirler. Eğer yardım etmek istiyorsak, onlara çok dikkatle yaklaşmalıyız. Kullandıkları araç bir insan bedenidir. Bu beden aniden kontrolden çıkar. Hiçbir sebep yokken yüzlerinde sivilceler belirir. Her taraftan kıllar çıkar. Kız çocuklarda başka değişikler olur. Erkek çocukların sesleri değişir, kendilerine konuşan sanki bir başkasıymış gibi gelir. Ergenlik çağındaki çocuk, artık kendine ait bir yaşamın anne ve babası tarafından sürdürülmesini hem beklemez, hem de istemez. Bu değişim sürecinde gençler, çoğu kez en az sizin kadar korku doludur. Hiç kimsenin -hele anne ve babalarının hiç- hiçbir zaman kendileri kadar güvensizlik hissetmemiş olduğunu düşünürler. Yaşadıklarını hiçkimsenin anlayamayacağı düşümcesindedirler. Herhangi bir yetişkinin kendisini anlamadığını hissettiği ve kendi iç dünyasının karmaşık duygularını dışa vurmaktan korktuğu için, ergenlik çağı çocuğu içine kapanıktır. NASIL BAŞA ÇIKMALI? Sorunları olan ergenlik çağı çocuklarının önemli bir kısmı hasta değildir. Sorunlar bu çağdaki büyümenin en doğal parçasıdır. Gereken en önemli şey, onun normal veya anormal olduğu konusunda endişelennmeye son vermek ve çocuğu üzen konuları anlamaya çalışmaktır. Ne var ki, anlayışlı olmak sadece birinci adımdır. Zor olan, bu anlayış temelinde, kendinize ve ergenlik çağındaki çocuğunuzu yardımcı olacak şekilde davranmaktır. İlk önce olanlara anlayış göstermeli ve ikinci olarak çocuğunuza karşı davranış ve tepki tarzınızı değiştirmelisiniz. Çocuğunuzun beğenmediğiniz bir tavrı karşısında katı ve inatçı bir tepki vermek yerine, bu davranışın altında yatan nedeni araştırmaya başlamalısınız. Ebeveyn olarak bu geçişin mümkün olduğu kadar pürüzsüz gerçekleşmesini istiyorsanız, kendinizde de bazı değişiklikler yapmalısınız. İnanın, uzun vadede kazançlı çıkacaksınız. Sadece otoriter insanlar olmayıp kendisinde meydana gelen değişimleri saygıyla karşılayan mantıklı kişiler olduğunuzu gördüğünde, o da size saygılı davranmaya başlayacaktır. Evet, onu size saygı göstermeye zorlamamalısınız, bu hiçbir şekilde işe yaramaz. Bir toplum kuralsız olarak bir arada yaşayabilir. Ne var ki, kurallar bazen değişen zaman ve koşullara uygun olarak eğilip bükülmelidir. Bütün kuralların anne ve babalar tarafından konulması gerekmez. Daha önce konulmuş olan kurallar, ailenin tüm bireylerinin istekleri dikkate alınarak, bir miktar kanala bırakılmalı, azaltılmalı ve uygun hale getirilmelidir. Eğer; 1- Ergenlik çağındaki çocuğunuzun özel ihtiyaçlarını anlamayı başarırsanız, 2- Hayatınızı ve aile kurallarını değişen duruma göre uyarlayabilirseniz, aile içindeki birbirinden farklı düşünüş tarzlarını ortak bir görüş haline getirebilirsiniz. ÇOCUK SÖZ DİNLEMİ- YORSA NE YAPMALI? Pürüzleri ortadan kaldırmanın yolu, ergenlik çağındaki çocuğun temel ihityaçlarının neler olduğunu anlamaya zaman ayırmaktan ve onun genç yetişkinliğe geçmesine en iyi şekilde yardımcı olacak. Genç yetişkinliğe ulaştığında, sizle yavrunuz bu birkaç yıl boyuca yaşamış olduğunuz zorlu deneyimleri ve sancıları hatırlayarak gülümsediğinizde, bütün bu çabalar eşsiz ve değer kazanacaktır. Röp:Karzan Hevleri Erbil kulübünün eski teknik direktörü Avni Seyit Ahmet, gazetemize verdiği röportajda, Türkmen kulüplerinin tek ve güçlü bir takımda toplanmasını istedi. Erbil deki spor sürecinden söz eden Avni Seyit Ahmet, halen Brayeti takımını çalıştırıyor. Elli yedi yaşındaki Avni Seyit Ahmet aynı zamanda Polis, Erbil ve Türkmen takımlarını da çalıştırmıştı. Yetmişli yıllarda İran da düzenlenmiş olan Asya Kupasında Irak gençlik takımında yer almış olan Avni Seyit Ahmet, bugünün sporunun eski sporu aradığını Eskilerde spora bugün olduğu gibi yüklü paraların harcanmadığını hatırlatan Türkmen teknik adam Avni Seyit Ahmet, geçmişte sporcuların sırf spor hayatına hizmet için oynadığını ve maddi beklentilerinin olmadığının altını çizdi. Bugün sporun ticarete dönüştüğünü ifade eden Avni Seyit Ahmet, takımların sayı olarak çok olmasının sporu olumsuz etkilediğini Eski ve emektar sporculara görev verilmesini isteyen Brayeti takımı çalıştırıcısı Avni Seyit Ahmet, Sporu ve sporcuların sorunlarını en iyi anlayanlar eski sporculardır. Bunlara spora hizmet adına görev verilmelidir. dedi. Erbil Polis Takımında, Şirzat Halil, Necat Abdülvahit, Ali Hasan, Neriman Muhammet, Hazım Osman, Halis Koca, Gazi Hüseyin la birlikte top koşturduğunu ifade eden Avni Seyit Ahmet, Brayeti takımını Dr. Sami Aziz in talebi üzerine çalıştırmayı kabul ettiğini Brayeti de tek hedefinin başarılı olmak olduğunu kaydeden Avni Seyit Ahmet, zamanında çalıştırmış olduğu Erbil Polis takımı ile Irak kupasını kazandığını hatırlattı. Bir Türkmen kulübün talep etmesi halinde çalışabileceğini ifade eden Avni Seyit Ahmet, Türkmen halkı, nüfus olarak Irak ta en büyük üçüncü millettir. Dolayısıyla bu halkın da kendine has spor takımları olması gerekir. Türkmen kulüplerinden güçlü bir takımın kurulmasını ve burada yetenekli Türkmen sporcuların toplanmasının öneminin altını çizen Avni Seyit Ahmet, Türkmen yetkilileri böyle bir takımı kurmak için harekete geçmeye çağırdı. Bilindiği gibi Şerdil Tahsin, üyeliğinden istifa ettiği Kürdistan Olimpiyat Komitesindeki yerine Avni Seyit Ahmet in geçmesini istemişti. Konuyla ilgili konuşan Avni Seyit Ahmet, Aslında komitedeki durumum hala netlik kazanmış değil. Bana ne zaman komite toplantı yaparsa üyelik meseleni gündeme getireceğiz diyorlar. Ancak Şerdil bey yerine geçmem için ısrarını sürdürüyor Burhan Resul: Spora sadece Çelebi ailesi ve Doğramacı Vakfı hizmet ediyor Saray-Röportaj Emektar sporcu ve uzman Burhan Resul, gazetemize verdiği röportajda sporcuların karşılaştıkları sorunları dile getirdi. Altmış yaşındaki Burhan Resul, spora sadece Çelebi ailesi ve Doğramacı Vakfı nın hizmet ettiğini Futboldan basketbola, atletizmden hentbola kadar birçok spor dalında oynayan Burhan Resul halen Erbil Eğitim Dairesi nde spor uzmanı olarak görev yapıyor. Futbolda geçirmiş olduğu sakatlık nedeniyle basketbola geçen Burhan Resul, zamanında Erbil okulları arasındaki müsabakada yer almış olan en küçük oyuncu olduğunu ifade etti. Sporun bugünlerde sırf para için yapıldığını iddia eden Burhan Resul, merhum Muhammet Osman ın denetiminde futbola başladığını belirtti. Okul sporuna ve spor öğretmenlerine önem verilmesini talep eden emektar sporcu Burhan Resul, Biz kendi cebimizden masraf yaparak spor yapardık. Sporcuları paraya alıştırmanın çok kötü bir şey olduğunu ifade eden Burhan Resul, spor ve gençlik bakanlığının belli bir spor programının olmamasını şikâyet etti. Kürdistan Olimpiyat Komitesi nin parlamentodan çıkmış bir yasaya sahip olmadığını ifade eden Burhan Resul, Sporun felsefesi olmalıdır. Sağlam bir temele ve yetişmiş bir kadroya sahip olmalıdır Aynı zamanda kuzey bölge düzeyinde halter şampiyonluğu da bulunan Burhan Resul, El-Taakhi, Brüsk ve Heriş takımlarında basketbol oynadı. Irak gençler takımına da çağrılan Burhan Resul, ayrıca Heriş kulübünün kurucu üyesidir. Mamo Halil, Faruk Seyit Hasan, Şero Halil, Necat Abdülvahit, Şehit Mursal, Kanabi Hamal, Halit Resul, Ekrem Hüseyin, Baki Hayat, Şerdil Tahsin, Dilşat Tahsin, Şehit Cemal, Remzi Veli ve Muhammet Osman gibi sporcularla oynadığını ifade eden Burhan Resul, Erbil ve Süleymaniye olimpiyat komitelerinin sporculara yönelik hiçbir şey başarmadıklarını kaydetti. Erbil de zamanında sporla hiçbir alakası olmayan 4600 kişiye maaş ödendiğini belirten Burhan Resul, Türkmen kulüplerinden tek bir takımın yapılmasını istedi. Çelebi ailesi ve Doğramacı Vakfı ndan övgüyle söz eden Burhan Resul, bu iki tarafın Türkmen okullarına ve Türkmen sporculara yardım eli uzattıklarını vurguladı.

3 11 saray Tarih kokan Türkmen Erbil Kalesi Sayı:49-30 Haziran 2011 Ahmet Seyit Yakup Tarihi Türkmen Erbil Kalesi, kentin merkezinde daire şeklinde yer alan ve yakın bir geçmişe kadar yerleşim merkeziydi. Tarih boyunca defalarca restore edilmiş olan Erbil Kalesi nin üç ana kapısı bulunuyor. Ancak bu kapılar farklı dönemlerde farklı isimler almıştır. Tarihi belgelere göre; Erbil sahibi Türkmen lider Muzaffereddin Gökbörü, kaleyi 1190 yılında tamir etti. Ardından 1731 de Nadir Şah ın kuşatmasına maruz kalan kale büyük bir zarar görmüştür da Osmanlılar tarafından bir kez daha tamir edilen kalenin Ahmediye kapısı 1940 ta restore edildi. Şimdi ise sakinlerinden boşaltılan Erbil Kalesi yerel yönetim tarafından restore ediliyor. Erbil Kalesi nin üç kapısı bulunuyor. Kayseri Çarşısına bakan Büyük Kapı, Ankava ya bakan Ahmediye Kapısı ve Ali Ağa Hamamı na bakan Küçük Kapı. Erbil Tarihi Eserler Dairesi Müdürü Kenan Müfti, kalenin tarih boyunca şekilden şekile girdiğini hatırlattı. Müfti, kalede 600 den fazla evin bulunduğunu da Kale nin orijinal yapısının bozulduğunu ifade eden Müfti, kale kapısı, 1860 ta dönemin meşhur mühendislerinden İsmail Sineyi tarafından tamir edildiğini belirtti. Belgeler, Ahmediye Kapısı nın ilk başta küçük bir kapı olduğunu ve çok ender kullanıldığını gösteriyor. Aynı zamanda Ankava kapısı da olarak anılan kapı 1940 yılında tamir edilerek Ahmediye Kapısı adını aldı. Kapıya Ahmediye adı verilmesinin nedeni, Ahmet Efendi nin o zamanlarda Erbil Mutasarrıfı olmasıdır. Kendisi işe, bu kapıyı kullanarak gidermiş. Küçük Kapı hakkında ise; Müfti bize şu bilgileri verdi: Kapıyı, geçtiğimiz yüzyılın başlarında Ali hamamı sahibi Hacı Ali Ağa yaptırdı. Kapı, Erbil in batısında çalışanların işini kolaylaştırmak için yapıldı. Müfti ye göre; deniliyor ki kalenin doğusunda bulunan ancak şimdi eseri kalmamış olan gizli bir kapı da varmış. Bilgilere göre, söz konusu kapı, mektup götürmek için veya acil durumlarda kullanılırmış. Kapının bir çıkışı Karınca Dağı Tepesi diğeri ise Kilkemişk Tepesi bölgesine çıkıyordu. Ancak bölge hükümeti söz konusu kapıyı bulmak için bugüne kadar hiçbir girişimde bulunmadı. Arkeologlar, çıkışları bulmanın, söz konusu iki bölgede yerleşim yerleri inşa edildiği için mümkün olmadığını söylüyor. Aynı zamanda Saray Kapısı ve Kışla Kapısı adlarıyla da anılan Büyük Kapı, yatsı namazından sonra kapatılırdı. Ancak polislerin nöbet tuttuğu Zaptiye Kapısı adındaki küçük kapı açık kalırdı. Din adamı Vuşyar Haydar, Kale sakinlerinin çoğunlukla Kayseri Çarşısı na bakan Büyük Kapı yı kullandıklarını Gazetemize konuşan din adamı Haydar, kapının biri erkeklere, diğeri kadınlara mahsus iki yolunun bulunduğuna dikkat çekti. Haydar, kadınların kullandığı yolun kapalı olduğunu da Kadın ve erkeklerin farklı yolları kullanması, su kanalları veya mezarlıklara giden kadınları, yabancı erkeklerin görmesini engellemekti. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Erbilli Türkmen kadın Sabiha, Akşamları su kanalları veya mezarlıktan eve dönerken, erkeklerle yüz yüze gelmemek Derleyen ve Kürçe ye çeviren: Ahmet Seyit Yakup toprak ağalarının ve burjuvaların idaresi altında yaşamaktansa, Osmanlıların idaresi fakirlere daha hayırlıdır. Kale kapılarında haremlikselamlık tedbirleri alınıyordu için bu yolu kullanırdık. dedi. Öğretim Üyesi Zekeriya Seyit Celal ise, babasının demirci olduğunu ve işe gi- derken Büyük Kapı yı kullandıklarını Seyit Celal farklı zamanlarda ise Küçük Kapı yı kullandıklarını belirtti. Seyit Celal, gençler olarak akşamları Ahmediye Kapısı önünde toplanarak vakit geçirirdik. O günlerin güzellikleri hep aklımdadır ve hiç unutamıyorum Yabancı gözüyle Türkler ve Osmanlı Bir grup Fransız ve İtalyan yazar ve düşünür, kaleme aldıkları eserlerde Türkleri ve Osmanlı yı dünyanın en asil ve en şerefli milleti olarak nitelediler. Protestan mezhebinin Kurucusu Martin Luther Türkler bir ırk ve millet olmak haysiyetiyle yeryüzünün en şerefli insanlarıdır. Karakterleri pek asil ve yücedir... Asaletleri alınlarında ve amellerinde yazılıdır... Onların yurdu efendiler diyarıdır, kahramanlar, şehitler ülkesidir. Bence insaniyete şeref veren böyle bir milletin düşmanı olmak insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır. Böyle bir lekeden Allah beni korusun. Fransız şair Lamartine 1526 da (Mohaç a giden) kişi, ekilmiş tarlalara ayak basmadan ve tek bir ot koparmadan imparatorluğun Rumeli yakasını bir baştan bir başa geçmiştir. Cenevizli Chenier Sizin gibi gözü doymaz prenslerin, Ünlü Türkolog Franz Babinger Fransız Yazar J. Michelet Türk hakimiyetinden yerli Hıristiyanlar bu bakımdan da memnundular ki Türkler gelmeden önce ülkeleri devamlı asayişsizlik ve tahribat içindeydi. Şimdi ise Belki de yakında himayeye muhsükun hüküm sürüyordu... Viyana taç olacaksınız. Asla Rus a yanaş- bozgunundan sonra Venedikliler mayın, haindir sizi yok eder. Fakat geçici olarak Sakız ve Mora yı işkendinizi Osmanlılara emanet gal ettiler. O kadar zulüm yaptılar edin, adil ve merhametlidirler. ki, Sakız ve sonra Mora ya Türkler dönünce yerli Rumlar onları büyük Boğdan Beyi Büyük Stesevinçle karşıladılar fan ın oğullarına vasiyeti Yirmi yedi yıl kadar önce bazı Fransız Tarihçi Fernard Protestan Fransızlar padişahın Grenard ülkelerinden birine sığınmayı tasarladılar. Bu kararlarının birinci Padişahın imparatorluğunda hersebebi katolik Fransa nın Prokes kendi halinde bahtiyar olabilirtestan Fransızlara karşı devamlı di. Mutlak bir dini hürriyet hüküm zulmü, ikinci sebebi ise Türklerin sürerdi ve kimse şu veya bu bütün dinlere karşı cihanşümul ve inanca sahip olduğundan dolayı değişmez müsamahası idi. bir zorlukla karşılaşmazdı.

4 12 Sayı:49-30 Haziran 2011 saray Maliye Bakanlığı, özel bir televizyonun Türkmence program yapmasına karşı çıktı Saray-Röportaj Irak Kürdistan Bölgesi Maliye Bakanlığı, özel bir televizyonun Türkmence program yapmasına karşı çıktı. Bilindiği gibi kapatılan Nevruz kanalında, Riyaz Demirci nin hazırladığı Türkmence program sunuluyordu. Ancak kanalın kapatılmasıyla birlikte Türkmence program da bitti. Şimdi Riyaz Demirci, Türkmence program sunabilecek başka bir kanal arıyor. Demirci, Nevruz un kapatılmasının ardından Erbil televizyonunda Türkmence program hazırlama çabasının Maliye Bakanlığı nın engeline takıldığını Zira bakanlık, program için ödenek tahsis etmeyi kabul etmedi. Maliye Bakanlığı, buna, özel bir kanal olduğu için Erbil kanalının Türkmence program için kendisinin finansman temin etmesini gerekçe olarak gösterdi. Gazetemize konuşan Türkmen programcı Riyaz Demirci, Erbil kanalı sahibi Heriş Tayyar ı ziyaret ederek, kanalda Türkmence program sunmayı talep ettim. Ancak Tayyar, kanalın özel bir kanal olduğu için program masrafını kendimiz ödememizi şart koştu dedi. Kanaldan ret cevabı alan Riyaz Demirci, yardım için Maliye Bakanlığı na müracaat etti. Ancak buradan da umduğunu bulamadı. Çünkü bakanlık, Riyaz Demirci: Hıristiyanların iki uydu kanalına sahip olurken Türkmenler e bir kanal reva görülmemesi üzücü sanatçıların hizmeti için var olduğunu kaydetti. Son olarak işadamı Dr. Rüşdi nin sahibi olduğu AUC uydu kanalına başvurduklarını belirten Riyaz Demirci, Türkmence program sunabilmek için kanalla prensipte anlaştıklarını Demirci şöyle konuştu: Anlaşma ilerideki günlerde Dr. Rüdşi nin imzasına sunulacak. Masrafı AUC üstlenecek. Arkadaşlarım Ercümen Terzi ve Piştivan Çavuşlu ile birlikte en güzel programlar sunacağız. Halkın bize destek vermesini istiyoruz. özel bir kanal olduğu için Erbil televizyonuna Türkmence program sunması karşılığında ödenek temin etmeyi kabul etmedi. Hiçbir kanalın Türkmence program sunmaya yanaşmamasından duyduğu kaygıyı dile getiren programcı Riyaz Demirci, Nüfus olarak bölgenin en büyük ikinci etnik grubu olduğumuz için bir kanalda Türkmence program olmalıdır. Olmazsa bize, Kürdistan Bölge Hükümetinin maddi desteğiyle bir kanal kurulsun. Türkmen yetkilileri, bu konuda parlamento ve hükümet nezdinde girişimde bulunsunlar. Çünkü biz eğer birleşmezsek halimiz bundan çok daha kötü olur Türkmen yetkililerden, katılacakları resmi toplantılarda bu konuyu gündeme getirmelerini isteyen programcı Riyaz Demirci, Hıristiyanlar iki uydu kanalına sahip olurken Türkmenler e bir kanal reva görülmemenin üzücü olduğunu Türkmence program sunabilmek için başvurduğu kanalların hiçbirisinden hala cevap alamadıklarını ifade eden Riyaz Demirci, Esat Erbil in Zagros kanalı müdürü Niyaz Lacan ı telefonla aradığını ancak hala bir cevap alamadıklarını hatırlattı. Türkmen Kültür ve Sanat Genel Müdürlüğü nün tüm Türkmenler in malı olduğunun altını çizen programcı Riyaz Demirci, müdürlüğün aydın ve Erbil siteleri çok kolay hackleniyor Türkmen bilgisaray mühendisi Ömer Hüsrev Bekir Saray-Röportaj Bir bilgisayar mühendisi, Erbil deki sitelerin, bölgede bilgisayar yasalarının olmaması nedeniyle çok kolay çökertildiğini Gazetemize konuşan bilgisayar mühendisi Türkmen genç Ömer Hüsrev Bekir, Erbil de bilgisayarın sağlıklı kullanılmadığına dikkat çekti. Yirmi üç yaşındaki Türkmen genç Ömer Hüsrev, Hollanda da bilgisayar mühendisliği alanında elde ettiği diplomayı aldıktan sonra Erbil e döndü. Bilgisayarın insanlar gibi akla sahip olduğunu belirten Ömer Hüsrev, Bilgisayara yanlış emir verdiğiniz zaman sağlıklı sonuçlar elde edemezsiniz dedi. Bölgede siteleri hackedenların herhangi bir cezayla karşı karşıya kalmadığını ifade eden Ömer Hüsrev, bunun ciddi bir problem teşkil ettiğini Dokuz yaşından beri ailesiyle birlikte Hollanda da yaşayan Ömer Hüsrev, 16 yaşına geldikten sonra bilgisayar eğitimi almaya başladı. Eğitimini İngilizce yapan bilgisayar mühendisi Türkmen genç Ömer Hüsrev Bekir, 2010 da Hollanda ya bir daha dönmemek üzere Erbil e döndüklerini Bilgisayarın sağlıklı kullanılmamasının Erbil adına büyük bir problem teşkil ettiğini dile getiren Türkmen genç Ömer Hüsrev, Bilgisayar kullanımında Avrupa ülkelerine nazaran daha yolun başındayız. Bilgisayar eğitimi almadığımız için bu cihazın nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. İngilizce bilmeden, bilgisayar hakkında fazla bilgi sahibi olmadan çarşıya gidip kendimize bilgisayar alıyoruz. Bu da kendi kendiliğinde bir sorundur. Çünkü bilgisayar da insanlar gibi aklı var. Bu cihaza yanlış komuta verdiğin zaman istediğini elde edemezsin. diye konuştu. Bilgisayar mühendisi şöyle devam etti: Bazen virüs dolu kimi İngilizce site veya i bilmeden açıyoruz. Bu yüzden 30 gün sonra bilgisayarımız bozuluyor ve format gerektiriyor. Ben Hollanda dan getirdiğim bilgisayarımı sağlıklı kullandığım için 4 yıldır format etmedim.. Foto - saray Erbil de Web siteleri inşa etmek konusunda belli bir kural bulunmadığını ifade eden Ömer Hüsrev, site fiyatlarının boyut ve kapasitesine göre değiştiğini Hüsrev 100 dolara site kurulabileceğini de belirtti. İki yıl önce Erbil e dönen Ömer Hüsrev in birikim ve tecrübelerinden hiçbir resmi ve özel kuruluş henüz yararlanmış değil. Avrupa da elde ettiği diplomanın bölgede kabul görmemesinin kendisini üzdüğünü belirten Ömer Hüsrevü, Erbil e hizmet için döndüğünü Halen Özel Cihan Üniversitesinde İngilizce tahsili göre bilgisayar mühendisi Türkmen genç Ömer Hüsrev, bölgedeki yetkilileri, Avrupa da elde edilen yüksek diplomaların bölgede kabul görmemesi yönünde alınan kararları gözden geçirmeye çağırdı. Bölgedeki eğitim kalitesinin Avrupadakin den çok farklı olduğunu ifade eden Ömer Hüsrev, birisi bilgisayar eğitimi almak isterse İngilizcesinin çok iyi olması gerektiğini savundu. Ülkemizde site çökertmenin çok yaygın olduğunu kaydeden Ömer Hüsrev, ancak bugüne kadar bu suçtan kimsenin yakalanmadığına dikkat çekti. İnsanın bir ismi olduğu gibi bilgisayarın da IP denilen bir adı olduğunu ifade eden genç bilgisayar mühendisi, Hollanda da tüm bilgisayarların polisin kontrolünde olduğunu Hollanda da bilgisayar korsanlarının yakalanması halinde 5 bin dolar cezaya mahkûm edildiklerini veya 6 ay tutuklandıklarını belirten Ömer Hüsrev, bölgemizde antivirüs koruma sisteminin bulunmaması nedeniyle siteleri hacklemenin çok kolay olduğunu kaydetti.

5 13 Sayı:49-30 Haziran 2011 saray ÇELEBİ: Hak dediğin eşit muamele görmektir, ama bugün bu hak bize tanınmamaktadır. Erbil in önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Mahmut Çelebi, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Irak ve özellikle Erbil hakkında sorularımızı cevaplandıran Çelebi, birçok konudaki suskunluğunu da bozdu. Muhabir: Erbil in önde gelen şahsiyetlerinden birisiniz, uzun yıllar daha çok yardım, kültür ve eğitim alanında isminizi duyduk ancak hiçbir siyasi mahfide Mahmut Çelebi yer almamıştır. Örneğin Rahmetli ağabeyiniz Ferit Çelebi Türkmen Bağımsızlar Hareketi Kurucusu ve Başkanıydı, aynı zamanda Ağabeyiniz Sinan Çelebi ITC Eski Başkanlarından ve günümüzde Bölgesel Kürt Yönetimi Sanayi ve Ticaret Bakanıdır. Siz bu çalışmaların içinde olmanıza rağmen neden uzak kaldınız? Çelebi: Sorunuzdan anlaşılıyordur ki Türkmen siyasi hareketler hakkında fazla bilgi edinmemişsiniz... Ben hiç bir zaman siyasi arenanın dışında kalmadım. Bağımsız Türkmenler hareketinin kuruluşunda büyük payım olmuştur.. Hareketin yürütme ve merkez karar kurulunda üye idim yine hareketin yıllarca yurt dışı sorumluluğunu taşıdım yılında Ankara daki tüm Türkmen toplantılarında Bağımsız Türkmenleri temsil ettim ayrıca yine aynı yıllarda iki Kürt grubunun barış toplantılarında Ankara sürecinde bir kaç kez toplantılarda da bulundum. Göreme Nevşehir de de Hareketi temsilen muhalefet toplantısında yer aldım, görevim icabı Türkmenlerin sesini, problemlerini, sıkıntılarını elimden geldiği kadar bir çok yabancı ülkelere de taşıdım.. Muhabir: Bölgesel Kürt Yönetimi parlamento seçimlerinde Erbil Türkmenlerinin adına sizin desteklediğiniz bir liste vardı. O listede aday gösterdiğiniz kişileri, ne tür bir değerlendirmeden geçirdiniz? Seçtiğiniz adaylar ve içlerinden seçilen adaylar beklentilerinizi yerine getirebildiler mi? Çelebi: Bilginiz için bizim listemizin adı Erbil Türkmen listesidir. Surunuza gelince, Türkmen Milleti özellikle Erbilliler duyarlı, zeki ve en önemlisi sabırlı bir millettir. Bizim milletimiz sadece Irak ın değil belki Orta Doğunun en kültürlü milletleri arasında en ön sırada yer almaktadır, çağdaş medeni bir millettir, çok önemli ve geniş bir tarihe sahiptir. Bu milleti temsil edenler mutlaka demokratik yollarla seçilmelidir bizim milletimize zorla baskı ile iş yapamazsınız dolaysıyla özelliklede seçimlerde tayin usulünü ve hatır metotlarını kullanıp aday göstermemiz asla kabul edilemez. Bizim harekette bu milletin bağrından çıktığı için bizde bu tip yöntemleri ret ediyoruz. Milletvekili adayları tespitinde Erbil Türkmen listesi meclisi başkanı olarak yaklaşık meclis üyelerinin hemen hemen hepsinin (80 kişi ) oyu ile arkadaşlarımız aday seçildiler liste başına da Sayın Şerdil Arslan seçildi, diğer adaylarda aynı yöntemle seçildiler. Seçim sonucu bizim için bir sürpriz olmadı bir takım oyunların oynanacağının haberini almıştık ve sonuçlarda haksızlık yapıldı. Ve bunu çok önceden biliyorduk. O yüzden sadece bir sandalye bize verildi. Ama bizim tek üyemiz kanaatimce işini çok güzel yapıyor ve her yönü ile mükemmeldir. Muhabir: Yapılan seçim ardından alınan oy çoğunluğu beklentilerinize cevap verdi mi? Çelebi: Seçim sırasında biz Erbil Türkmen listesi olarak tahmin edilmediği kadar güzel organize olduk. İster propagandanın kalitesi ister bize destek veren Erbilli Türkmenler özellikle gençlerimiz... Erbil in özellikle 60 Metre ve merkeze doğru seçim merkezlerinde 500 kişiye yakın sandıkları kontrol etmek için gençlerden kız ve erkek gözlemci olarak görevlendirdik ve bunlar gayri resmi olarak bize saat başı sandıktan çıkan sonuçları merkezimize bildiriyorlardı. Bize gelen son sayı Erbil Türkmen listesinin oy aldığını gösteriyordu.. Bunun da anlamı her beş meclis sandalyesi bizim olacaktır ancak sonuç bazılarını hiç sevindirmemiş olmalıdır ki Duhok, Zaho, Revanduz, Çoman gibi yerlerden bazı çevrelere bağlı partilere hibe edildiğini gördük buda hiç bir şekilde mazereti yoktur. Ve o partinin yetkilileri seçimden evvel sonucu aleni bir şekilde söylemeleri enteresandır. Sonuç itibari ile bizim oyumuz buharlaşmaya maruz kaldı ve yine de 1 milletvekili çıkartabildik. Dolayısıyla sonuçlar bizi memnun etti mi sorusuna cevabım... EVET ve HAYIR... EVET... Çünkü Erbilliler bize destek oldular kadın erkek yaşlı genç hastalar bile bize destek olmak için sandık başına gittiler Erbil için yaptıklarımızı asil Erbil halkı unutmadı, seçimde bize sahip çıktılar. buda bizim için memnuniyet vericidir oy bize kazandırdılar. HAYIR... Çünkü haksızlığa maruz kaldık. Hak yerini bulmalıydı. Bugün Türkmenleri Erbil meclisinde hakkı ile Türkmen oyu ile Türkmenleri temsil eden tek temsilcimiz Şerdil Tahsin Aslan beydir. Gerçekten her yönü ile başarılı, cesur, hak tarafını tutan bir arkadaşımızdır. Acaba listemizin her 5 adayı seçilmiş olsaydı bölge için kötü mü olurdu? işte insanlar küçük düşününce sonuç da böyle olur. Muhabir: Erbil de Bilkent Okulu açıldı. Bu projede sizin de emeğinizin olduğundan hiç şüphe yoktur. Bu okul hangi amaçla açıldı? Ve Erbil Türkmenleri bu okulda ne gibi ayrıcalıklara sahiptir? Çelebi: İhsan Doğramacı Bilkent Erbil Kolejini kast ediyorsanız bu kolej uluslararası yüksek bakalorya diploması veren bir okuldur. Bu okul gibi Orta Doğuda Sadece Türkiye, Azerbaycan ve Erbil de var. Çok önemli yüksek seviyede bir okuldur. Öğrenciler yeteneklerine göre alınırlar. Bu okulda kim sınavı başarı ile geçerse puan seviyesine göre okula alınır. Ancak az gelirli aile çocukları eğer sınavda başarı gösterebilirlerse bir yüzdeye tabi tutularak okula ücret ödemeden alınırlar. Muhabir: Erbil de bulunan Türkmen okullarından biri olan Selçuk İlkokulu na desteğiniz ve gösterdiğiniz ilgi herkesçe malum ancak diğer Türkmen okullarına neden aynı önem gösterilmemektedir? Çelebi: Biz Selçuk İlkokulu na yapmış olduğumuz yardımların aynısını 2010 da iki Türkmen okulunda yaptık,sultan Muzaffer ve Karakoyunlu ilkokulları, tam olarak dolar harcadık tabi buna branş hocaları öğrenci beslenmesi kırtasiye vs. dahil değildir. Bunlar da sene boyunca yapılmaktadır. Selçuk İlkokulu nun onarımdan evvel öğrenci sayısı 26 öğrenci iken bugün 200 öğrencisi var. Sultan Muzaffer İlkokulu nun 21 öğrencisi vardı, bu gün 98 öğrencisi var. Karakoyunlu İlkokulu nun 38 öğrencisi vardı bugün 90 öğrencisi var. Demek istediğim şey eğer tüm Türkmen okullarının (13 okul) onarımı yapılır ise inanın 2 sene zarfında yeni okullara ihtiyacımız olur. Ancak anlamadığım konu ise acaba Türkmen meselesi özellikle eğitim alanı sadece Mahmut Çelebi ye mi tapulu? Ben yoksul veya orta gelirli Türkmenleri kast etmiyorum ama zengin Türkmen aileleri sayıları hiçte az değildir hele Türkmenlerin ileri şahsiyetleri neden her birisi 2 şer okulun onarımını yapmıyor, yönetiminde rol almıyorlar? İşte beni üzen konu budur. Yine de biz, Milli görev icabı ve kimseden hiç bir beklentimiz olmadan tuttuğumuz ve bildiğimiz yola devam edeceğiz. Muhabir: Rahmetli ağabeyinizin kurmuş olduğu Türkmen Bağımsızlar Hareketi nin bu günkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce yeterli mi? Çelebi: Bağımsızlar hareketi dediğiniz gibi Rahmetli Ferit Çelebi tarafından kurulan Türkmen partisidir, bu parti veya hareket 6 ay zarfında üyeye ulaşmıştı, elimizdeki arşivimiz bunu göstermektedir. Erbilli Türkmen aileleri fert adedi ortalama 7kişi olarak kabul edersek bu demektir ki Erbil de bizi destekleyen insanların sayısı kişi civarındadır, bu da Irak Türkmen tarihinde bu kadar kalabalık hiç bir Türkmen hareketinin olmadığını gösterir. Ancak bazı durumların yaratılması sonucunda ve yurt dışı bazı güçlerin zorlaması sonucunda harekette bazı olumsuz şeyler yüz gösterdi. Biz de herhangi bir tatsız olaylara mecal vermemek için hareketin faaliyetini askıya aldık. Bizce yeterli mi sorunuza karşın üyesi olan bir hareket bu gün hareketin üye sayısı hareketi idare edenlerin aile fertlerinden başka kimsesi yoksa bu hareket yeterli olup olmadığının cevabını zaten veriyordur. Muhabir: Siyasi parti kurmak gibi bir düşünceniz var mı? Çelebi: Biz milletimize çok güveniyoruz onlarda bize güveniyorlar. Hareketin bu duruma düşmesine hiç bir Erbilli nin gönlü razı olmaz. Sabır her şeyin çözümünü getirir. Yakın zamanda milletimize güzel haberlerimiz olacaktır. Muhabir: Irak ta ve Bölgesel Yönetim de bulunan Türkmen vekillerini yeterli görüyor musunuz? Çelebi:Bölgesel parlamentosunda Türkmenler arasında Türkmenleri temsilen ve Türkmenlerin oyu ile hakkı ile seçilen sadece vekilimiz Şerdil Tahsin Aslan Beydir. Diğerleri nasıl seçilmişlerdir herkes bilir. Bunlar Erbilli Türkmen oyuyla seçilmediler. Bunlar Duhoktan, Revanduz dan, Akra dan ithal oyları ile seçilmiş üyelerdir. Revanduz, Duhok, Akra da Türkmen çoğunluğu varsa o da benim bilgim dışındadır. Sevindirici olmalıdır. Sorunuza cevaben, evet Türkmeni temsil eden Sayın Şerdil Bey gerçekten mükemmel bir şahsiyettir ve çok başarılıdır, çok da dirayetli bir vekil sıfatına sahiptir. Önemli olan konu ise Şerdil Bey sadece Türkmenler tarafında sayılan sevilen birisi değildir Kürt grupları arasında da kendisinde meşveret ve fikir tatisinde bulunuyorlar buda bizim için sevindiricidir. Muhabir: Irak ve bölgesel yönetim tarafından Türkmen Halkına tanılan haklar sizce yeterli mi? Çelebi: Eğer hak sizce sadece yemek, içmek ise evet yeterlidir... Ne var ki hak dediğin, eşit muamele görmektir, resmi binalarda Kürtçe ve Arapçanın yanısıra Türkmence de yazılırsa, Mecliste en az 20 millet vekilimiz bulunursa, Bakanlar kurulunda en az %20 bakanlarımız Türkmen olursa, Başbakan yardımcılığı, meclis başkanlığı veya vekili ve diğer makamlarda Türkmenler yer alırsa evet o zaman yeterli olabilir ama bugün gerçekten memnun değiliz ve yeterli değil.1937 yılında Irak ın kuzey bölgesinde Kürtçe nin yanısıra Türkmence de resmi lisan olarak o günün Anayasasında mevcuttur. Ama bugün bu hak bize tanınmamaktadır. Muhabir: Mahmut Çelebi, ilerde Irak ve ya Bölgesel yönetim hükümetinde her hangi bir mevkide görev almayı veya aday olmayı düşünüyor mu? Çelebi: Mahmut Çelebinin görevi Türkmen halkına hizmet sunmaktır. Bu görevim bana yeterli derecede gençlik ve güç veriyor. İhsan Doğramacı tek başına yüzlerce ciltlik bir tarihtir... Muhabir: Sn. Mahmut Çelebi Bey, Prof. Dr. İhsan DOĞ- RAMACI denirse, bizlere ve değerli okurlara nasıl bir betimlemede bulunursunuz? Çelebi: İhsan Doğramacı tek başına yüzlerce ciltlik bir tarihtir, 1920 lerin sadeliği 2000 yıllarının teknolojisini bir araya getiren bir ekoldür. Asalet dolu, örf, adet ve geleneklerimizin bilim, çağdaş medeniyetin nimetlerini bir arada nasıl kullanılabileceğinin hamurumu yoğuran bir şahsiyettir. O bir ulu çınardır ve ilelebet Türkmen in dayısı olarak kalacaktır. Muhabir: Çok sayıda proje ve yeni fikirlere imza atan rahmetle andığımız Prof. Dr. İhsan Doğramacı nın yapmayı düşündüğü ve yapmaya ömrünün vefa göstermediği her hangi bir proje var mı? Eğer varsa gerçekleşecek mi? Çelebi: Rahmetlinin aklı fikri hep Erbil di, gece geç saatlerde Erbil hakkında belgeselleri video aracılığı ile seyir ettiğini bilirim. İnşallah projelerinin tamamını görürüz. Muhabir: Türkmen ve Özellikle Erbil Halkına Erbil Gazetesi aracılığıyla son olarak ne demek istersiniz? Ve gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Çelebi: Erbil Halkı aklı başında, şuurlu, sabırlı ve onurlu bir millettir. Az gelirli ve orta gelirli insanlarımız bana göre çok duyarlı ve cesaretlidirler, zengin kesim ise öbür kesimler gibi davamıza gönül verebilseler, inanın istediğimiz ülküye kısa zamanda ulaşırız ve geleceğimiz çok aydınlık olur.

6 14 Sayı:49-30 Haziran 2011 saray Türkmenler de reform istiyor Saray-Erbil Bölge başkanı, birtakım vatandaşların ölüp yaralandığı 17 Şubat gösterilerinden sonra siyasi ve idari sistemde reform sözü vermişti. Bölge başkanının bu girişimine destek veren Türkmen milletvekili ve partililer, reformun Türkmenleri de kapsamasını istiyor. Türkmen yetkililer, yolsuzluğa karışan Türkmenlerden de hesap sorulmasını talep ediyor. Reform kapsamında ilk olarak yasadışı kullanılan devlet arazileri hükümete iade edildi ve birkaç belediye başkanı görevden alındı. Reformun bölgedeki tüm milletleri kapsamasını talep eden Türkmen milletvekili ve partililer, Kürt olsun Türkmen olsun adları yolsuzluğa karışan herkesin hesaba çekilmesini istiyor. Kürdistan Parlamentosunda grubu bulunan Türkmen Demokrasi Hareketi Grup Başkanı Yaşar Necmettin Altıparmak, bölge başkanının reform sürecini çok önemli olarak niteledi. Sürecin eksiklikleri tespit edebildiğini ifade eden Altıparmak, sürecin uygulanmaya konulduğunu kaydetti. Reform sürecinin devam etmesini istediklerini belirten Türkmen milletvekili Yaşar Altıparmak, adı yolsuzluğa karışan yetkili Türkmen olsa dahi hesaba çekilmelidir dedi. Bölge başkanının reform isteğini destekleyenler arasında Türkmen Reform Hareketi Yönetim Üyesi Muhammet İlhanlı da var. Reform isteğini iyi bir adım olarak niteleyen İlhanlı, bunun siyasi ve idari İhmal politikası Türkmenleri kaygılandırıyor sistemdeki eksikliklerinin giderilmesi için önemli olduğunu savundu. İlhanlı tarafsız bir kurum olan bölge başkanlığının reform isteğinin desteklenmesini talep etti. Reform sonuçları ilan edilmeden karar vermenin yanlış olduğunu ifade eden Türkmen partili Muhammet İlhanlı, Reform sürecine herkes destek olmalıdır Türkmenler olarak sürece destek vermeleri gerektiğini ifade eden İlhanlı, Eğer bir Türkmen yetkili adı yolsuzluğa karışmışsa hemen hesaba çekilmelidir dedi. Öte yandan Liberal Türkmenler Cemiyeti Başkanı Sami Şebek, Irak Kürdistan bölgesinde yolsuzlukla mücadele kurumunun kurulmasının kaçınılmaz olduğunu Bölge başkanın reform planının, yolsuzlukla mücadele için çok önemli olduğunu savunan Şebek, bölgedeki yolsuzluğun üstesinden gelebilmek için yolsuzlukla mücadele kurumunun kurulmasının önem arz ettiğini kaydetti. Bölgedeki siyasi ve idari sistemde köklü değişikliklerin yapılmasını talep eden Türkmen yetkili Sami Şebek, değişim sürecinde Türkmenlerin de yer almasını istedi. Son olarak gazetemize konuşan Türkmen Kardeşlik Ocağı Yönetim Üyesi Aydın Arslan, bölge başkanının reform planını iyi olarak niteledi. Keşke reform planı çoktan beri hayata geçseydi diyen Arslan, Planın olumlu tarafları çoktur. Türkmen olsun Kürt olsun adı yolsuzluğa karışan herkes sorguya çekilmelidir diye konuştu. Bölge hükümeti Türkmenlerin birçok talebini göz ardı ediyor Saray-Erbil Türkmenler, bölge hükümetinin taleplerini göz ardı etmesinden kaygılı. İhmal politikasıyla karşı karşıya kaldıklarını düşünen Türkmenler, bunu, kendilerini gerçekten temsil eden bir tarafın olmamasına bağlıyorlar. Ancak yine de bazı Türkmen yetkililer, halk olarak kendileri için hiçbir şeyin yapılmadığına ITC yetkilisi: Bölge hükümeti Türkmenlere karşı ihmal politikası uyguluyor inanmıyor. Türkmen halkının kimi haklara kavuştuğuna inanalar arasında milletvekili Yavuz Arslan da var. Türkmen milletvekili Yavuz Arslan, Halk olarak hükümet bizim için hiçbir şey yapmamış diyemeyiz. Çünkü okul ve birçok hakka sahibiz. Ancak daha yapılmamış birçok şey de var dedi. Yavuz Arslan şöyle devam etti: Nüfus olarak bölgede ikinci milletiz. Kürtler nasıl Bağdat ta haklar istiyorlarsa biz de bölgede aynı hakları istiyoruz. Kürtler Bağdat ta bize seçim sonuçlarıyla değil, millet gözüyle bakın diyorsa, biz de aynı şeyi talep etmeliyiz. Yani bize bir millet olarak yaklaşılmalıdır. Bölgede ikinci millet olduğumuz için haklar istiyoruz dedi. Bölge başkan yardımcısının Türkmen olmasını talep eden Türkmen milletvekili, Bölge başkanı Irak cumhurbaşkanın yardımcısının Türkmen olmasını savunurken, kendisine de bir Türkmen yardımcı seçmesi gerekiyor. Kendileri birçok Türkmen in fikrini alıyorum diyor. Ancak bu yeterli değil, ayrıca bölge başbakan yardımcısı da Türkmen olmalıdır. Bugüne kadar hiçbir Türkmen vali görmedik. Bırakın valiyi bir Türkmen belediye başkanı bile yok. Dolayısıyla ikinci millet olarak kendimizi mağdur hissediyoruz diye konuştu. Irak ın üçüncü Kürdistan bölgesinin ikinci büyük toplumu olan Türkmenlerin Erbil de 8 partinin yanı sıra örgüt ve dernekleri bulunuyor. Aynı zamanda Kürt parlamentosunda 5 milletvekiline sahip Türkmenler henüz meşru haklarına kavuşmadığını düşünüyorlar. Bölge başkanlığı ve başbakanlıktan talep ettikleri hakların hiçbirisinin hayata geçirilmediğini ifade eden Türkmenler, bu durumdan rahatsız. Kimi hakların zamanı geldiği takdirde verilmesini,kimi hakların ise otomatik olarak verilmesini isteyen diğer bir Türkmen yetkili ise, Türkmenler kendi haklarını istemede tek ses değiller dedi. Türkmen Kardeşlik Ocağı yönetim üyesi Abdülkerim Mollaoğlu, Türkmen halkının bölünmüşlüğüne dikkat çekti. Türkmen şahsiyetlerinden Mahmut Ahmet, Türkmen taleplerinin kulak ardı edilmesini, bu halkın gerçek bir temsilciye sahip olmamasına bağladı. Türkmenleri temsil eden mevcut kadronun düşük seviyede ve kabiliyetsiz olduğunu iddia eden Ahmet, bölge hükümetinin Türkmen taleplerini göz ardı ettiğini Bölge başkanı Mesut Barzani yi göreve çağıran Ahmet, Sayın Barzani haklarımızı göz önünde bulundursun ve biz de bu konudaki herhangi bir girişimini takdirle karşılarız. Bir Türkmen milletvekili: Bölge başkanının bir yardımcısı Türkmen olsun Çünkü biz bölgeden bir parçayız dedi. Ahmet, Türkmen haklarının garantiye alınması konusunda Çelebi ailesi ve birçok şahsiyetle birlikte çalıştıklarını kaydetti. Ahmet Bize kulak verilmelidirler Son olarak ITC yetkililerinden Aydın Maruf gazetemize verdiği demeçte, en küçük haklarının bile kabul edilmediğini ITC ve diğer Türkmen grupları olarak, Erbil in bir mahallesine Türkmence isim verilmesi taleplerinin bölge hükümeti tarafından kabul edilmediğine dikkat çekti. Maruf, bölge hükümetini Türkmenlere karşı ihmal politikası uygulamakla suçladı.

7 15 saray Sayı:49-30 Haziran 2011 Saray ın basın ahlakına uyması olumlu olarak değerlendirildi Parti ve resmi yetkililer Saray ı bağımsız ve vatanperver bir gazete olarak niteledi Saray-Erbil İkinci yayın yılını dolduran Saray a parti ve resmi yetkililerden tebrik mesajları yağdı. Gazetenin Türkmen davası sürecinde oynadığı önemli rolü ve verdiği hizmeti olumlu olarak değerlendiren yetkililer, gazetenin kısa zamanda kendisine bir çizgi tespit ettiğine işaret ettiler. Yetkililer Saray ın bağımsız ve vatanperver bir ruhla çalıştığını kaydetti. Türkmen şahsiyet avukat Sanan Ahmet Ağa: Saray a herkes destek olsun İleri gelen Türkmen şahsiyet Sanan Ahmet Ağa, gazeteyi, bir ziyaret için gittiği İngiltere den bizi telefonla arayarak tebrik etti. Başyazar ve çalışanları kutlayan Ağa, Türkmen yayınlarının halkımızın geleceğini aydınlattığını vurguladı. Ağa, halkın kültür düzeyinin yükselmesi ve hataları tespit edip doğru yolu göstermesi açısından önemli bir rol oynayan basının milletlerin hayatında çok önemli bir yer aldığına işaret etti. Türkmen aydınlarının kalemlerini bu yolda seferber etmelerini talep eden Ağa, Erbil halkını ve Türkmenleri, Saray ı desteklemeye davet etti. Türkmen şahsiyet ayrıca, gazetenin başarılı grafiğini devam ettirebilmesi için varsa eksikliklerin giderilmesini de istedi. KYB Enformasyon Büro Sorumlusu: Saray ın Kürtçe ve Türkmence yayınlanması sevindiricidir KYB Enformasyon Büro Sorumlusu Azat Cündiyani, gazetemize gönderdiği tebrik mesajında, başyazar ve çalışanları sıcak bir şekilde tebrik ettiğini Bağımsız bir gazetenin Kürdistan bölgesinde Kürtçe ve Türkmence yayınlanmasının hem gazeteciler hem de okurlar için sevindirici bir durum olduğunun altını çizen KYBli yetkili Cündiyani, bölgedeki birlikte yaşama sürecine katkı yapması için gazetenin belli bir basın ahlakı çerçevesinde devam etmesini istedi. Erbil Valisi: Saray çağdaş gazetecilik anlayışı çerçevesinde çalışıyor Erbil valisi mühendis Nevzat Hadi, yayınladığı tebrik mesajında, ikinci yılını dolduran gazetemiz çalışanlarını kutladı. Erbil de Türkmence yayınlanan Saray ın gerçekten tarafsız bir gazete olduğunu ifade eden Hadi, gazetenin çizgi ve içeriği sayesinde herkesin beğenisini kazanabildiğini Halk içinde kendine iyi bir yer Saray'ın son sayısı edinmeyi başaran gazetenin çağdaş gazetecilik anlayışı çerçevesinde yayın hayatına devam ettiğinin altını çizen vali Nevzat Hadi, Saray çalışanlarına başarılar diledi. Gazetenin her yeni sayısıyla faydalı ve anlamlı içeriğiyle karşımıza çıktığını belirten Hadi, son olarak, gazetenin Türkmen halkına,kürdistan bölgesindeki siyasi sürece ve başkent Erbil e hizmet etmeye devam etmesini de diledi. Türkmen Erbil Listesi Başkanı: Saray tarafsızdır ve gerçekleri olduğu gibi yayınlıyor Türkmen Erbil Listesi Başkanı Şerdil Tahsin, yayınladığı tebrik mesajında, Saray ı gerçekleri ortaya çıkardığı ve Türkmenlerin hak ve taleplerini dile getirdiği için çok önemsediklerini Gazetenin ikinci yılını doldurmasını tebrik eden Tahsin, gazete çalışanlarını kutladı. Saray ın Türkmen basın sürecinde kendine iyi bir yer edinmeyi başardığını ifade eden Tahsin, gazetenin, Türkmenlerin sorun ve taleplerinin gerçek bir şekilde dile getirmesi için çıkmasının çok önemli olduğunun altını çizdi. Saray ın Türkmen hak ve taleplerini savunduğunu ifade eden Türkmen milletvekili Şerdil Tahsin, gazetenin tarafsızlığını kanıtladığına dikkat çekti. Gazeteye başarılar dilen Tahsin ayrıca Saray a desteklerinin devam edeceğini de kaydetti. ITC Başkanı: Saray tarafsız bir gazetedir Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşet Salihi bize gönderdiği tebrik mesajında, Saray ın Türkmen halkına ve davasına hizmette doğru yolda olduğunu Tarafsız bir Türkmen gazetenin Erbil için çok önemli olduğunun altını çizen ITC Başkanı Salihi, gazetenin, diğer milletlerin Türkmenlerin sorun ve taleplerinden haberdar olması açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Salihi gazete çalışanlarını kutladı. Bölge Kültür ve Gençlik Bakanı ve Hükümet Sözcüsü: Saray, Türkmen kültür, dil ve edebiyatının gelişmesi için vesile olsun Bölge Kültür ve Gençlik Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Dr. Kava Mahmut yayınladığı tebrik mesajında, başyazar ve çalışanları sıcak bir şekilde kutladı. Türkmen basınının çeşitleştirilmesini talep eden bakan Mahmut, bunun Türkmen kültür, dil ve edebiyatının geliştirilmesine vesile olmasını diledi. Mahmut ayrıca Saray ın Kürdistan bölgesi ve Irak ın genelindeki Türkmen halkına hizmet için devam etmesini de diledi. Değişim Hareketi Erbil Sorumlusu: Umarım Saray, Kürt-Türkmen ve diğer milletler arasındaki kardeşliğin güçlenmesinde rol oynar Değişim Hareketi Erbil Sorumlusu Sefin Malakara yayınladığı tebrik mesajında, Saray ın gerçeklerin ortaya çıkarılmasında ve KürtTürkmen kardeşliğinin güçlenmesinde etkili olmasını temenni ettiklerini Erbil in asaletini ortaya çıkarmakta, zengin adet ve geleneğini yansıtmakta önemli roller üstlendiğinin altını çizen Malakara, gazetenin Türkmenlerin sesini tüm dünyaya duyurmasını diledi. KDP Erbil Sorumlusu: Saray tarihi bir rol oynuyor KDP Erbil Sorumlusu Ali Hüseyin, yayınladığı tebrik mesajında, gazeteni birlikte yaşama sürecinde önemli bir rol oynadığını Saray ın tarihi bir sorumluluk üstlendiğini ifade eden Hüseyin, ileride de aynı role devam edeceğine inandıklarını kaydetti. KDP yetkilisi Hüseyin son olarak gazetenin kardeşliğe ve birlikte yaşamaya hizmet ettiğini de kaydetti. Saray'ın ilk sayısı 2009'da çıktı

8 Saray'ın ikinci yayın yılı halkımıza kutlu olsun Sayı:49-30 Haziran 2011 Büyük İskender felsefe düşkünü idi 9 Türkmenler de reform istiyor 14 Kürt ve Türkmen yetkilileri Saray'ı kutladı 15 Türkmenlere haklar verilmiş değil 13 Türkmenler arasında söylem birliği sağlamak için ulusal kongre gündeme geldi Saray-Erbil Bir grup Türkmen öğretim üyesi ve aktivist, Türkmen siyasi partilerin ulusal kongre düzenlemesini istiyor. Bu yöndeki taleplere olumlu yaklaşan bir parti başkanı, ulusal bir kongrenin düzenlenmesini defalarca gündeme getirdiklerini Siyasi gözlemciler, Türkmenler in hem siyasi hem de sivil çalışmada engellerle karşı karşıya kaldıkları için ulusal bir kongre düzenlemelerinin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Selahattin Üniversitesi öğretim üyelerinden Abdüsselam Abdülmecit Şakir, ulusal kongrenin, tüm Türkmen partilerinin birlikte hareket etmesi ve halkın desteğini kazanmaları açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Türkmenlerin nüfus olarak bölgenin ikinci büyük etnik grubu olduklarını ispat ettiklerini ifade eden öğretim görev- lisi Şakir, Kürt siyasi otoritesinin Türkmenlere haklarının tamamını vermesi zamanının artık geldiğini Şakir, ulusal kongrenin Türkmen gruplarını bir çatı altında toplamada etkili olmakla birlikte, Kerkük meselesinde fazla etkili olmayacağını savundu. Şakir kongrenin Türkmen milli hissini güçlendirebileceğini de Türkmenler güvenlikle ilgili bir bakanlık istiyor Saray-Özel Irak parlamentosu üyesi Hasan Özmen, El-Irakiye listesinden bir grup milletvekilinin, Ulusal Stratejik Konsey Başkanlığı nın Türkmenlere verilmesi konusunda öneride bulunduklarını Türkmen vekil Özmen gazetemize verdiği özel demeçte, El-Irakiye listesinde Ulusal Stratejik Konsey Başkanlığının Türkmenlere verilmesi konusunda bir görüşün hakim olduğuna dikkat çekti. Özmen, Türkmenler olarak kilit bakanlıklar almadığımız için bu görevin bize verilmesi için El-Irakiye de bir eğilim var El-Irakiye listesi lideri İyat Allavi nin bu yöndeki öneriyi kabul edeceğini düşünmediklerini ifade eden Özmen, Allavi bu görevin bir Türkmen e verilmesini kabul etmez dedi. Güvenlikle ilgili dört bakanlığın henüz doldurulmadığını hatırlatan Türkmen vekil Özmen, Irak Başbakanı Nuri Maliki ile yapmış oldukları görüşmede kilit bir bakanlığın Türkmenlere verilmesini istediklerini kaydetti. Kuştepe Nahiyesi Müdürü: Nahiyenin adını değiştirmek istemedim Saray-Özel Kuştepe Nahiyesi Müdürü Serbest Tofik gazetemize verdiği özel demeçte, nahiyenin adını değiştirmek gibi bir niyetlerinin olmadığını Tofik Bu öneriyi zamanında hükümet dışı bir örgüt gündeme getirdi. Öneri kesinlikle hükümetle ilgisi yoktur dedi. Bölge hükümeti ve amirlerinden, Kuştepe adının Kürtçe olarak değiştirilmesi için herhangi bir önerinin gelmediğinin altını çizen nahiye müdürü, bu konuda bana atfen yapılan haberlerin hiçbir dayanağı yoktur. Vaktiyle bir sivil örgüt 2007 de gerçekleştirdiği ankette nahiye adının değiştirilmesini istemişti. Ancak anket sonuçları hayata geçirilmedi. Böyle bir önerim asla olmamıştır Bilindiği gibi Kuştepe Nahiyesi Müdürü Serbest Tofik, nahiye adının Osmanlı dan kalma Türkçe bir isim olduğunu gerekçe göstererek Kürtçe ye değiştirilmesini istemişti. Bu arada Özel Cihan Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Soran, ulusal kongreye Irak ın tüm bölgelerinden temsilcilerin eşit şekilde katılması gerektiğini Kongrede her grubun kendi görüşünü dile getirebileceğini ifade eden Dr. Soran, bunun Türkmenlerin milli hissini güçlendirebileceğini savundu. Dr. Soran, siyasi olarak Türkmen grupları arasında söylem birliği olmadığına dikkat çekti. Türkmen ulusal kongresi hakkındaki görüşünü bizimle paylaşanlar arasında Dr. Salim Otrakçı da vardı. Selahattin Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Salim Otrakçı, bölünmüş milletlerin hedeflerine kavuşmadığının altını çizdi. Dr. Otrakçı, halkın güvenini kazanmış tarafların, Türkmen partilerini bir çatı altında toplamaya çalışmasını istedi. Türkmenlerin paramparça olduğunu ifade eden öğretim görevlisi Dr. Salim Otrakçı, Bunun nedenini diğer milletlerin gündeminde aramak lazım. Bu milletler Türkmenlere istediklerini yaptırmak istiyorlar dedi. Ulusal kongre Türkmen aktivistlerin de gündeminde. Böyle bir kongrenin düzenlenmesini çok istediğini ifade eden Tayfa Rüstem, kongrede politikacıların olduğu kadar akademisyen ve aydınların da görüşünün alınmasını istedi. Tayfa Rüstem, Siyasi olarak haklar elde etmediğiniz takdirde, bu diğer hayat alanlarınızı da etkiler Parti olarak, ulusal kongrenin kendi fikirleri olduğunu savunan Türkmen Demokratik Partisi Başkanı Dilşat Çavuşlu, kongrenin bugüne kadar yapılmamasının Türkmenlere ciddi anlamda zarar verdiğini Parti olarak ulusal kongrenin düzenlenebilmesi için defalarca öneride bulunduklarını ifade eden Çavuşlu, Ancak bazı parti menfaatleri vurulacak diye kongre istemiyorlar dedi. Türkmen evinin toparlanabilmesi için herkesin katkısına ihtiyaç duyulduğunu savunan Türkmen parti başkanı, Ulusal kongre düzenlemeye hazırız. Ancak bunun için bir mekanizma lazımdır diye konuştu. Türkmen Cephesi: Erbil de büro açmak için hiçbir engelle karşılaşmıyoruz Saray-Özel Irak Türkmen Cephesi (ITC) nden bir yetkili, Erbil de ITC bürosunun yeniden açılması için henüz girişimde bulunmadıklarını Söz konusu yetkili, kentte büro açmaları önünde hiçbir engelin olduğunu düşünmediklerini ifade etti. Gazetemize konuşan ITC Yürütme Kurulu Üyesi Aydın Maruf, bölgedeki yetkililerin büro açmalarını engelleyeceklerini düşünmediklerini kaydetti. ITC nin politikasının kardeşlik, birlikte yaşamak ve diyalog üzerine bina edildiğinin altını çizen Maruf, büro açmak için yakın gelecekte girişimde bulunacaklarını da Ayrıca Maruf, 2005 te el konulan bürolarımızın iade edilmesini isteyeceğiz. Büromuz olmasa da faaliyetimiz hep devam etmiştir. Ancak basına yansıtılmamıştı Erbil de sanat işleriyle ilgili bir şirketi kuruldu Saray-Özel Erbil de Skil adında ve sanat işleriyle ilgili bir şirket kuruldu. Bir grup sanatçının girişimiyle kurulan şirketin açılış töreninde Erbil Valisi Nevzat Hadi de hazır bulundu. Şirzat Sersipi ve Seyit Ahmet Ruanduzi nin denetiminde kurulan şirket ilk olarak bir müzik kursu düzenleyecek. Konuyla ilgili gazetemize konuşan müzisyen Şirzat Sersipi, Erbil de kurulan şirketin sanat işleriyle ilgilenen ilk şirket unvanı taşıdığını Müzik, sahne, sinema, şarkı ve diğer sanat alanlarında hizmet verecek olan şirketin ilk başta bir müzik kursu düzenleyeceğini ifade eden Sersipi, kursa katılmak isteyenlerin tüm müzik enstrümanları üzerinde eğitim alabileceklerini kaydetti. Erbil Valisi Nevzat Hadi ise törende yaptığı konuşmada sanatçılar Şirzat Sersipi ve Seyit Ahmet Ruanduzi yi kutlayarak, valilik olarak şirkete her türlü desteği vermeye hazır olduklarını