T.C. ESKİŞEHİR 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/1082

Transkript

1 YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI): MUHİTTİN YETİŞ VEKİLİ: AV. MUSTAFA ALGAM Alanönü Mh.Divan Cd.Adalet Apt.No:4/17 Merkez/ KARŞI TARAFLAR (DAVALI): 1- BİLECİK VALİLİĞİ 2- BOZÜYÜK KAYMAKAMLIĞI İSTEMİN ÖZETİ: Bilecik İli Bozüyük ilçesi İçköyİlkokulu'nda müdür olarak görev yapan davacı tarafından görev süresinin uzatılması istemiyle yapılan başvuru neticesinde, Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlar Yöneticilerinin Görevlendirilmelerin İlişkin Yönetmelik ekinde yer alan Ek-1 Form üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda 75 puan altında verilmek suretiyle başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile, görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğuileri sürülerek iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir. DAVALI BİLECİK VALİLİĞİ SAVUNMA ÖZETİ:Davacının müdürlük görevinin sona ermesinin dayanağının kanun hükmü olduğu, dolayısıylaidareninn bu konuda başka bir işlem yürütmesinin hukuken mümkün olmadığı, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca ilgili komisyon üyeleri tarafından EK-1 değerlendirme formu üzerinden yapılan değerlendirme neticesinde 75 üzeri puan alamadığı için davacının görev süresinin uzatılmadığı, değerlendirme yapanların birbirinin verdiği puanları göremediği,davacının aylıktan kesme cezasının bulunduğu ve okuldaki eksikler yüzünden defalarca uyarıldığı, birçok proje yarışmasında okulun başarılı olamadığı, değerlendirme yapan yöneticilerin pekçok kez davacı ile biraraya gelerek çalışma yaptığı,davacının ilk defa ve yeniden okul müdürlüğü müracaatında da bulunmadığı,müdürlük görevinin ikinci görev olarak yaptığı ve kazanılmış hak olmadığı, davacının derece ve göstergelerinden bir hak kaybına uğramadığı,yapılan işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerekdavanın reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Eskişehir 2. İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelendi,davacı tarafın yürütmenin durdurulması istemi hakkında gereği görüşüldü: Dava, Bilecik İli Bozüyük ilçesi İçköyİlkokulu'nda müdür olarak görev yapmakta olan davacının Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda 69,03 puanla değerlendirilmesi nedeniyle müdürlük görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 27. maddesinin 2. fıkrasında; Danıştay ve İdare Mahkemelerinin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların

2 doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır. 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6528 sayılı Kanun'la değiştirilen 37. maddesinin 8. fıkrasında "Okul ve Kurum Müdürlerinin, İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcılarının ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirileceği, bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği, bu fıkra kapsamındaki görevlendirmelerin özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmayacağı" belirtilmiş; aynı Kanun Hükmünde Kararnameye yine 6528 sayılı Kanun'la eklenen eklenen geçici 10. maddenin 8. fıkrasında da "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen Okul ve Kurum Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevinin, ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona ereceği" düzenleme altına alınmıştır. 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesine dayanılarak çıkarılan ve günlü, sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin "Müdürlük Görev Süresinin Uzatılması" başlığını taşıyan 15. maddesinde "Görev sürelerinin uzatılmasını isteyen müdürler elektronik ortamda başvuruda bulunur. Müdürlükte dört yıllık görev süresini dolduranlar ile görev yaptıkları eğitim kurumunda sekiz yıllık görev süresini dolduran müdürler, Ek-1 de yer alan Görev Süreleri Uzatılacak Eğitim Kurumu Müdürleri Değerlendirme Formu üzerinden değerlendirilir. Ek-1 de yer alan Form üzerinden yapılacak değerlendirme, müdürlük görev süresinin sona ereceği ders yılının son gününe göre üç ay öncesinden itibaren yapılır. Ek-1 de yer alan Formun değerlendirilme sürecine ilişkin iş ve işlemler, il millî eğitim müdürlüklerinin koordinesinde eğitim kurumunun bağlı olduğu ilçe millî eğitim müdürlüklerince yürütülür." hükmüne, "Müdürlük Görev Süresinin Görev Yapılmakta Olunan Eğitim Kurumunda Uzatılması" başlıklı 16. maddesinde de "Dört yıllık görev süresi sona eren müdürlerden halen görev yapmakta oldukları eğitim kurumundaki görevlerinin uzatılması için başvuruda bulunanların görev süreleri, Ek-1 de yer alan Form üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda 100 üzerinden 75 ve daha üstü puan almaları halinde, il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile uzatılır." kuralına yer verilmiş bulunmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, davacının Bilecik İli Bozüyük ilçesi İçköyİlkokulu'nda müdür olarak görev yaptığı, günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6528 sayılı Kanun'la 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 10. maddenin 8. fıkrasında yer alan "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen Okul ve Kurum Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevi, ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer." hükmü gereğince davacının müdürlük (yöneticilik) görevinin ders yılının bitimi itibariyle sona

3 erdiği, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca davacının, müdürlük görev süresinin uzatılması talebiyle elektronik ortamda idari başvuruda bulunduğu, söz konusu başvuru üzerine davacı hakkında Yönetmeliğe ekli 1 sayılı değerlendirme formunun doldurulduğu, anılan form üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda davacının 75'ten az puan aldığı ve bu nedenle yöneticilik görev süresinin uzatılmadığı, davacının müdürlük görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yine dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı hakkında Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenen değerlendirme formunun toplam 110 sorudan (değerlendirme kriterinden) oluştuğu, bu değerlendirme kriterlerinden bir kısmının ("eğitim yönetimi ve denetimi alanında bilimsel çalışmaları ve yayınları vardır", "sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları veya üniversitelerle işbirliği yaparak kurumun kalitesini arttırıcı çalışmalar yapar"... vb gibi)değerlendiriciye hiç bir takdir yetkisi bırakmayacak şekilde netlik ve kesinlik içerdiği, bir kısmının ("gereksiz ve yersiz tartışmalardan uzak durarak dikkatini korur", "olaylara çok yönlü bakar, farklı görüş ve düşüncelere hoşgörülü yaklaşır, iletişimi güçlü, samimi ve empatiktir"... vb gibi) tamamen değerlendiricinin kişisel gözlem ve kanaatini yansıtacak nitelikte olduğu, diğer bir kısmının ise ("adil bir yönetim anlayışı sergiler", "adil bir performans değerlendirme sistemi gerçekleştirir", "mevzuatın yerinde ve doğru bir şekilde ve dengeli bir tarzda uygulanmasını sağlar", "eğitim kurumunun tertip ve düzeni ile hijyen kurallarına uygun olarak temizliğini sağlar", "ihtiyacı olan insan kaynağının temini için bağlı olduğu kurumla yazışmalar yaparak bilgilendirir", "personel performans değerlendirmelerine ilişkin kayıtları tutar ve arşivler"... vb gibi) kamu görevlileri hakkında disiplin yaptırımı öngören mevzuat hükümlerinde düzenlenenlere benzer şekilde somut bazı eylem veya eylemsizliklere ilişkin olduğu, söz konusu değerlendirme formunun bir kısmının ilçe milli eğitim müdürü, insan kaynaklarından sorumlu şube müdürü ile eğitim kurumundan sorumlu şube müdürü yani davalı idarelerin ajanı (davalı idareler adına yetki kullanan kamu görevlisi) konumunda bulunan personel tarafından, kalan kısmının ise davacı ile aynı kurumda görev yapan kıdemli öğretmen, kıdemi az öğretmen, öğretmenler kurulunca seçilen iki öğretmen, okul aile birliği başkanı ve okul aile birliği başkan yardımcısı diğer bir ifadeyle davacının yöneticilik görevinin icra tarzından doğrudan etkilenen çalışma arkadaşları ile eğitim hizmeti alıcıları tarafından doldurulduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirmede ilçe milli eğitim müdürü, insan kaynaklarından sorumlu şube müdürü ile eğitim kurumundan sorumlu şube müdürünün davacı hakkındaki 50 sorunun 28'sine, davacının okulunda görevli öğretmenler ile okul aile birliği yöneticilerinin ise davacı hakkındaki 60 sorunun tamamına olumlu yanıt vermiş oldukları gözlemlenmektedir. Uyuşmazlıkta davalı idareler tarafından, davacı hakkında yapılan değerlendirme sonucu ortaya çıkan puandan davalı idarelerin sorumlu tutulamayacağı ve 75'ten az puanla değerlendirilen davacı hakkında idarelerin müdürlük görevini sona erdirmek dışında tesis edebilecekleri başka bir işlem bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; davacının yöneticilik görevinin sona ermesine neden olan değerlendirme formunun bir kısmını dolduran ilçe milli eğitim müdürü, insan kaynaklarından sorumlu şube müdürü ile eğitim kurumundan sorumlu şube müdürünün davalı idare adına kamu gücü kullanan,

4 mevzuatla kendilerine yetki tanınan konularda idare adına idari işlemler tesis edebilen kamu görevlileri olduğu, bu kişilerin değerlendirme formu kapsamında yaptıkları tercihlerin davacının nihai değerlendirme puanını doğrudan etkilediği ve anılan değerlendirme puanının 75'e ulaşmaması halinde davacının yöneticilik görevine devam edebilmesinin hiç bir şekilde mümkün olmadığı dikkate alındığında, davalı idare bünyesinde görev yapan söz konusu yöneticilerin idare adına yaptıkları değerlendirmelerin davacı hakkında tesis edilen ve kesin ve yürütülebilir nitelik taşıyan müdürlük görev süresinin uzatılmaması işlemi bakımından belirleyici olduğu sonucuna ulaşılmış ve davalı idarelerin söz konusu iddialarına bu nedenle itibar edilememiştir. Olayda davacı hakkında değerlendirme yapan ilçe milli eğitim müdürünün, insan kaynaklarından sorumlu şube müdürünün ve eğitim kurumundan sorumlu şube müdürünün değerlendirme formu kapsamındaki bazı sorular açısından yapacakları tercihleri belirleme konusunda takdir yetkisine sahip oldukları kuşkusuzdur. Takdir yetkisi, "idareye maddi olayları değerlendirmek ve nitelendirmek, işlem veya eylemlerinin sebebini, konusunu, zaman ve yerini belirlemek, belli bir durumda kanun tarafından öngörülen çeşitli çözümlerden birini seçmek, tasarrufta bulunmak veya bulunmamak konularında kanunla tanınan hareket serbestliği" şeklinde tanımlanmaktadır. (Yıldızhan Yayla, İdarenin Takdir Yetkisi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt XXX, S:1-2, 1964, syf.208) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca, iptal davalarında idare mahkemeleri tarafından dava konusu idari işlemin "yetki, şekil, sebep, konu ve maksat" unsurları yönünden hukuka uygunluğu incelenecektir. Bunlardan idari işlemin gerekçesini oluşturan "sebep" unsuru, işlemin tesisine dayanak oluşturan hukuki işlem veya maddi olayı ifade etmekte olup; yukarıda aktarılan tanımdan da anlaşılacağı üzere idarenin belli bir işlemin tesisinde takdir yetkisi kullanması, "idari işlemin sebep unsurunu oluşturan olguların varlığı ve hukuka uygunluğu" konusundaki yargısal denetimi ortadan kaldırmayacak ve "idari işlemin gerekçesinin somut şekilde ortaya konulması" hususunda idarelere düşen yükümlülüğü bertaraf etmeyecektir. Bu kapsamda uyuşmazlıkta Mahkememiz'in 04/11/2014 günlü ara kararı ile davalı idarelerden "Görev Süresi Uzatılacak Eğitim Kurumları Müdürleri İçin Değerlendirme Formu ile 72,52 puanla değerlendirilen davacı hakkında ilçe milli eğitim müdürünün,insan kaynaklarından sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün ve eğitim kurumundan sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün yaptığı değerlendirmelere dayanak oluşturan her türlü bilgi ve belgenin onaylı ve okunaklı örneğinin dosyaya ibrazının istenilmesine" karar verilmiş olup; davalı idare tarafından ara kararına cevaben anılan görevlilerin davacı hakkındaki değerlendirmelerinden sadece altı adedine ilişkin bilgi-belge ibraz edilmiş, bunun dışındaki diğer değerlendirme kriterleri bakımından herhangi bir gerekçe, somut bilgi veya belge sunulmamış, yine değerlendirme kriterleri arasında bulunan ve olumsuz değerlendirme halinde davacı hakkında soruşturma yapılmasını gerektiren somut bazı eylem veya eylemsizliklere ilişkin değerlendirme kriterleri hakkında da olumsuz işaretlemeler yapılmasına karşın, anılan kriterlerle ilgili olarak davacı hakkında soruşturma yapıldığına veya davacının konu hakkında uyarıldığına ilişkin herhangi bir bilgiden söz edilmemiştir. Diğer taraftan bir yönetici hakkında âmirleri konumunda olan kamu görevlileri ile kendisi ile

5 birlikte çalışan personelin ve hizmet alıcılarının her konuda aynı kanaate sahip olmaları beklenemeyecektir. Bununla birlikte âmirler ile personel ve hizmet alıcılarının değerlendirmeleri arasında büyük oranda farklılıklar olması da hayatın olağan akışına aykırı olup, bu durum, değerlendiricilerden birinin veya bir kaçının gerçeğe aykırı şekilde değerlendirme yaptığına karine oluşturacaktır. Zira tüm değerlendiricilerin objektif davrandığı bir ölçme değerlendirme sisteminde iyi bir yöneticinin hem âmirleri, hem çalışma arkadaşları, hem de hizmet alıcıları tarafından (genel olarak) olumlu, kötü bir yöneticinin de yine tüm değerlendirici grupları tarafından (genel olarak) olumsuz değerlendirilmesi gerekeceği tabiîdir. Bu bağlamda somut uyuşmazlıkta davacı, öğretmenler ile okul aile birliği yöneticileri tarafından %100 oranında başarılı bulunmuş iken, âmirleri konumunda olan ilçe milli eğitim müdürü ile şube müdürleri tarafından %25 oranında başarılı olarak değerlendirilmiş; yine davalı idarece Mahkememiz'e sunulan işlem dosyası ile ekinde belgelerde, değerlendirme sonucu açısından büyük önem taşıyan söz konusu farklılığa dayanak oluşturabilecek somut herhangi bir veriye yer verilmemiştir. Bu durumda olayda davalı idare tarafından, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğe ek değerlendirme formu kapsamında somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması mümkün olan ve bir kısmı soruşturma konusu yapılması gereken hususlara ilişkin değerlendirme kriterleri bakımından ilçe milli eğitim müdürü ile şube müdürleri tarafından davacı hakkında yapılan değerlendirmelerin gerekçelerinin ortaya konulamadığı, davacı hakkında ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürleri tarafından yapılan başarı değerlendirmesi ile öğretmenler ve okul aile birliği yöneticileri tarafından yapılan başarı değerlendirmesi arasında önemli ölçüde farklılık bulunmasına karşın bu farklılığı haklı kılan nedenlere ilişkin davalı idarece bilgi-belge sunulamadığı, davacı hakkında öğretmenler ile okul aile birliği yöneticileri tarafından yapılan değerlendirmenin gerçeğe uygun olma olasılığının ilçe milli eğitim müdürü ile eğitim kurumundan sorumlu şube müdürü tarafından yapılan değerlendirmeye kıyasla daha yüksek olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde; gerekçesi yani sebep unsurunun hukuka uygunluğu somut bilgiler ve/veya hukuken kabul edilebilir belgelerle ortaya konulamayan dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dava konusu işlemin eğitim-öğretim süreci ile yakın ilişkisi, dava konusu işleme dayalı olarak davacı dışındaki kamu personeli hakkında da çeşitli işlemlerin tesis edilmesi, dolayısıyla dava konusu işlemin hukuka aykırılığının sadece davacıyı değil aynı işlem kapsamında tesis edilen başka işlemlerin muhatapları ile eğitim-öğretim sürecinin diğer paydaşlarını da (öğretmenleri ve öğrencileri de) etkileyeceği dikkate alındığında, söz konusu işlemin yürütülmesi durumunda telafisi güç zararların doğabileceği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 27. maddesinde yer alan şartların birlikte gerçekleştiği dava dosyasının incelenmesinden anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması isteminin KABULÜNE, dava konusu işlemin yürütmesinin dava sonuçlanıncaya kadar teminat aranmaksızın durdurulmasına, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Mahkememiz aracılığıyla Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz isteminde bulunulabileceği hususunun taraflara duyurulmasına, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

6 Başkan AYŞE BAŞARAN EROL Üye ALİ ÇELEN Üye NURHAN SERBEST