SOSYO-EKONOMĠK STATÜ AÇISINDAN YAġLILARIN AĠLE ĠLĠġKĠLERĠ: ANKARA KEÇĠÖREN ÖRNEĞĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SOSYO-EKONOMĠK STATÜ AÇISINDAN YAġLILARIN AĠLE ĠLĠġKĠLERĠ: ANKARA KEÇĠÖREN ÖRNEĞĠ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ SOSYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI SOSYO-EKONOMĠK STATÜ AÇISINDAN YAġLILARIN AĠLE ĠLĠġKĠLERĠ: ANKARA KEÇĠÖREN ÖRNEĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ DANIġMAN DOÇ. DR. KÖKSAL ALVER HAZIRLAYAN MELĠKE AHSEN ALPEREN KONYA- 2013

2 Öğrencinin BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI Adı Soyadı MELİKE AHSEN ALPEREN Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı SOSYOLOJİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. KÖKSAL ALVER Tezin Adı SOSYO-EKONOMİK STATÜ AÇISINDAN YAŞLILARIN AİLE İLİŞKİLERİ: ANKARA KEÇİÖREN ÖRNEĞİ Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıģ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıģmada baģkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. i

3 Öğrencinin YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU Adı Soyadı MELİKE AHSEN ALPEREN Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı SOSYOLOJİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. KÖKSAL ALVER Tezin Adı SOSYO-EKONOMİK STATÜ AÇISINDAN YAŞLILARIN AİLE İLİŞKİLERİ: ANKARA KEÇİÖREN ÖRNEĞİ Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan SOSYO-EKONOMİK STATÜ AÇISINDAN YAŞLILARIN AİLE İLİŞKİLERİ: ANKARA KEÇİÖREN ÖRNEĞİ baģlıklı bu çalıģma 22/04/2013 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile baģarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiģtir. Ünvanı, Adı Soyadı DanıĢman ve Üyeler Ġmza ii

4 Öğrencinin Adı Soyadı MELİKE AHSEN ALPEREN Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı SOSYOLOJİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. KÖKSAL ALVER Tezin Adı SOSYO-EKONOMİK STATÜ AÇISINDAN YAŞLILARIN AİLE İLİŞKİLERİ: ANKARA KEÇİÖREN ÖRNEĞİ ÖZET YaĢlının geride bıraktığı yıllardaki etkinliği gerek fiziksel, gerekse zihinsel kapasitelerinin zayıflamasıyla birlikte göreceli olarak azalmaktadır. Statü ve rol kaybına uğrayan yaģlı birey, sosyal çevresinden uzaklaģabilmektedir. Fiziksel iģlevlerinin kaybıyla yaģlının eve ve bir baģkasına bağımlılığı da artmaktadır. Böylece yaģlılık ve buna eklenen sağlık bozukluğu yaģlının sorunlarının artmasına neden olmaktadır. Aile yanında yaģamını sürdürmekte olan yaģlı birey ile onun bakımını üstlenip, ona hizmet sunan bireye yönelik olarak hazırlanan bu çalıģmada; geleneklerini sürdüren toplumumuzda aile yanında yaģayan yaģlı oranı ile aile içi iliģkilerde yaģlının konumunun ne olduğu belirlenmeye çalıģılmıģtır. Özellikle aile yanındaki yaģlının, çevresinde bireylerin bulunmamasından dolayı kendini ve çevresindekileri nasıl algıladığının, aile bireylerinin yaģlıyı nasıl algıladığının, yaģlının aileye katkıları ve ailenin yaģlıya katkılarının neler olduğunun, birlikte yaģamanın yaģlının hayata bağlama konusundaki etkisinin ne olduğunun ve baģka ne tür sorunlarının bulunduğunun, yaģlı-aile iliģkilerinin sosyo-ekonomik statüye (SES) göre nasıl farklılık gösterdiğinin ortaya çıkartılması amaçlanmıģtır. Anahtar kelimeler: Aile, YaĢlı, YaĢlılık, YaĢlanma, Evde Bakım iii

5 Öğrencinin Adı Soyadı MELİKE AHSEN ALPEREN Numarası Ana Bilim / Bilim Dalı SOSYOLOJİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. KÖKSAL ALVER Tezin Adı FAMİLY RELATİONSHİPS OF ELDERS IN TERMS OF SOCİO- ECONOMİC STATUS: THE CASE OF ANKARA KEÇİÖREN SUMMARY Owing to the attenuation of physical and mental capacity, the activity of the old lessens incrementenlly. By the loss of social status and prestige, the old may estrange himself from social life and by the loss of physical abilities he is dependent on someone and confired to home. Thus, it is senility and ensuant health problems that speeds up the problems of the old. This study, which is demoted to both the old who lives with his family and the individual who serves the old, presents an analysis of the rate of the old who lives with his family and the determination of the placement of the old himself in the intra-family relationships in our society that maintains truelition. More particulary, how the old living with his family posits himself and other family members and is posited by them in times of isdation are prospected. In this study, the revelation of mutual contributions the effect of living together on holding on to the life for the old and his family other likely problems and how the old-family relations differ from with respect to the Social Economic Status ( SES ) are aimed. Keywords: Family, The Old, Senitiy, Getting older, Residental care iv

6 ÖNSÖZ Türkiye de ortalama yaģam süresinin giderek uzamasına paralel olarak toplumdaki yaģlılık dilimi büyürken, toplumsal problemi de beraberinde getirmektedir. YaĢlılık diliminin sürekli büyüdüğü Türkiye de, hala bir sorun olarak kabul edilmeyen yaģlı bakımı ve tedavisiterapisi gibi hizmetler, zaman içinde çözümlenmesi gereken önemli bir sorun alanı oluģturacaktır. Dünyada yaģanan değiģimler neticesinde aile artık toplumun devamının, ekonomik yardımlaģmanın ve nesillerin sosyalleģmesinin merkezi kurumu olmaktan giderek çıkmakta ve ailelerin üstlenmek istemediği rolleri, devletler üstlenmek zorunda kalmaktadır. Ülkemizde de sanayileģme, kentleģme ve kırdan kente göç gibi dinamiklerle yaģanan yoğun süreci aile içi iliģkilerdeki karar alma süreçlerinde ve rol/ görev paylaģma vb. alanlarda büyük değiģimler getirmiģtir. Küresel bir boyut kazanan hızlı yaģam süreci; birkaç kuģağın birlikte yaģadığı geniģ ailenin yanında, bunun kimi değerlerini taģıyan ve daha küçük bir hane haline sahip bir aile tipini de ön plana çıkarmıģtır. Bu süreç, özellikle otorite ve karar verici konumunda yer alan aile büyüklerinin bir baģka deyiģle yaģlı kuģağın aile içindeki rolünü ve konumunu değiģtirmiģtir. Önceleri deneyim ve güç sahibi olmanın bir göstergesi sayılan yaģlılık, toplumdaki yüksek statüsünü, modernleģme sürecinde üretim biçiminin değiģmesi, ev ve çalıģma mekânlarının birbirinden ayrılması, kadının üretime aktif olarak katılımı, geniģ ailenin kentsel çekirdek aileye dönüģmesi ve düzensiz kentleģme süreçleri sonucunda önemli ölçüde kaybetmiģtir. Türk toplumundaki her yaģ grubunu etkileyen ve aile içi iliģkileri değiģtiren bu süreç, 65 yaģ ve üzerindeki bireylerin iliģkilerini ve onlara hizmet sunumlarını da güçleģtirmiģtir. Batı toplumlarında yaģlılara yönelik hizmetler, refah devleti anlayıģı içinde sosyal güvenlik uygulamalarının artırılmasıyla bir ölçüde çözüme ulaģtırılmıģtır. Ancak küresel rekabet ve artan iģsizliğin etkisiyle maliyetlerin önemli ölçüde kısılmasının sosyal devlet anlayıģından bir ölçüde kopuģu ifade eden uygulamaları da beraberinde getirdiği görülmektedir. Bu uygulamalardan daha çok sosyal politika alanında desteklenmesi gereken risk altındaki aileler etkilenmektedir lü yılların son çeyreğinde varlığını artan boyutlarda hissettiren yüksek enflasyon, adaletsiz gelir dağılımı, iģsizlik ve bu gibi birçok olumsuz göstergeyle yaģamak durumunda kalan Türk ailesinde yaģanan olumsuzluklar; bir yandan, yaģlılığın ve yaģlı bakımının önemli bir sorun alanı olarak görülmesine yol açarken, diğer yandan da, son yıllarda yaģam v

7 koģullarının iyileģmesiyle ömür beklentisinin artması Ģeklindeki ilerlemeler, yaģlı bakımında ailenin rolünü daha da önemli hale getirmiģtir. YaĢlının kendi ailesi tarafından ihtiyaçlarının karģılanması, gerektiğinde aile içi organizasyonlar yoluyla tamamlayıcı destek hizmetlerinin verilmesi, bu alanda en uygun ve insani çözüm olarak dile getirilmektedir. Bu modelin baģarısı, her Ģeyden önce aileyi temel alan ve destekleyen politika ve uygulamaların yaģama geçirilmesine bağlı bulunmaktadır. GeliĢmekte olan ülkelerde yaģlı bakımının bir sorun olarak algılanması süreci yeni olduğundan, bu alandaki çözümlerin bir an önce uygulamaya geçmesi daha da önem kazanmaktadır. Tezimin konusunun oluģum aģamasında ömrünün son beģ yılını bizimle geçirerek evimize rahmet, bereket getiren, evimizin neģesi, sevgisi ve sıcaklığı olan, bize Allah ın bir lütfu olarak gönderilen ve bu konuyu seçmemde asıl sebep olan, bu sorumluluğu aģılayan Mart 2013 tarihinde Allah ın rahmetine kavuģan merhum anneannem Hanife OKURSOY a minnet ve Ģükranı bir borç biliyorum. Seni çok seviyor ve özlüyorum. vi

8 ĠÇĠNDEKĠLER GĠRĠġ.1 I. BÖLÜM 1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE YAġLILIĞA SOSYAL BAKIġ YAġLILIK VE YAġLILIKLA ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR YAġLILARIN ÖZELLĠKLERĠ Ekonomik özellikler Aile hayatında ve toplumda değiģme Psikolojik özellikler Sağlık özellikleri YAġLI SORUNLARI Sağlık Sorunları Ekonomik sorunlar Sosyal sorunlar YaĢlı ayrımcılığı Psikolojik Sorunlar YAġLILIĞA SOSYOLOJIK VE PSĠKOLOJĠK BAKIġ Toplumsal DeğiĢme ve YaĢlılık Algısı Sosyal yaģlanma YaĢlılığa iliģkin sosyal yaklaģımlar Sosyal Gerontoloji YaĢlılık sosyolojisi YaĢlanmanın Sosyolojisi YaĢlılık Psikolojisi YAġLILAR ĠÇĠN EV KAVRAMI Çevresel Gerontoloji YAġLANMAYA ĠLĠġKĠN GENEL ĠSTATĠSTĠKLER Dünyada YaĢlanmaya ĠliĢkin Ġstatistikler Türkiye de YaĢlanma Ġle Ġlgili Ġstatistikler Gelecek Yönelimi ve Huzurevlerine ĠliĢkin Ġstatistikler.46 vii

9 1.7. SOSYAL POLĠTĠKALAR VE SOSYAL HĠZMETLER AÇISINDAN YAġLILIK Sosyal Politika Açısından YaĢlılık YaĢlılıkta Mekân, Demografi, Aile, KuĢaklararası DayanıĢma ve ÇatıĢmalar, Sosyal Çevre ve YaĢam Aranjmanları Konularında Sosyal Ġncelemeler YaĢlılık ve Mekân, Konut, YeĢil Alan, Sosyal Çevre YaĢlı Bakım Modelleri Geleneksel Bakım Modeli: Aile Yanında Bakım Kurum bakımı Huzurevinde Kalan YaĢlıların Özellikleri Diğer Hizmet Modelleri YAġLI SORUNLARI VE HĠZMETLERĠNE YÖNELĠK LĠTERATÜRDE YER ALAN ÖNERĠLER...68 II. BÖLÜM ARAġTIRMANIN BULGULARI 2.ARAġTIRMANIN METODOLOJĠSĠ TEZĠN ADI KONUSU VE PROBLEMĠ AMACI ÖNEMĠ LĠTERATÜR ÇALIġMALARI YAġLILIK ÇALIġMALARINDA KULLANILAN NĠTEL YÖNTEMLER EVRENĠ VE SINIRLILIKLARI.78 3.YAġLIYA BAKIM VEREN BĠREYLERLE YAPILAN GÖRÜġMELER YAġLI BĠREYLERLE YAPILAN GÖRÜġMELER SONUÇ VE ÖNERĠLER 5.1. SONUÇ ÖNERĠLER KAYNAKÇA..139 viii

10 TABLO LĠSTESĠ Tablo 1 : Google Tarama Sonuçları..38 Tablo 2: YaĢlı BaĢlıklı Yök Kütüphanesinde Yer Alan Tezler 39 Tablo 3: Evde Bakım BaĢlıklı Yök Kütüphanesinde Yer Alan Tezler.40 Tablo 4: 65 YaĢ Ve Üstü Nüfusun Dağılımı (%)..40 Tablo 5 : YaĢlı Nüfusu Bağımlılık Oranları (%).43 Tablo 6: Arası Kadın-Erkek DoğuĢta Hayatta Kalma Beklentisi (YaĢ).44 Tablo 7: En Yüksek DoğuĢta YaĢam Beklentisine Sahip Ülkeler 46 Tablo 8: Türkiye De YaĢ Gruplarına Göre Nüfus Dağılımı ( )...47 Tablo 9:Dpt 2005 Nüfus Projeksiyonlarına Göre YaĢ Gruplarına ĠliĢkin Dağılım (%)...48 Tablo 10: Yılları ÇeĢitli Ülke Veya Bölgelerin 60 YaĢ Üstü Nüfuslarının Toplam Nüfusa Oranı.49 Tablo 11: Türkiye de DoğuĢta YaĢam Beklentisi (YaĢ)...50 Tablo 12 : Türkiye'de YaĢlı Hizmeti Veren Kurumlar Ve Kapasiteleri.52 Tablo 13: Türkiye de YaĢlılara Hizmet Veren KuruluĢların Sayı Ve Kapasiteleri (2000 Yılı.53 Tablo 14:Bireyin YaĢlılığıyla Ġlgili YaĢam Tercihi..75 Tablo 15: Arası YaĢlı Bakımı Ġçin Ayrılan Bütçeler...75 Tablo 16: 2012 Yılına Ait Huzurevi Fiyatları 75 Tablo 17: AraĢtırma Kapsamına Alınan YaĢlıya Bakım Veren Bireylerin Sosyo-Ekonomik Statülerine (Ses) Göre Dağılımı 82 Tablo 18: AraĢtırma Kapsamına Alınan YaĢlı Bireylerin Sosyo-Ekonomik Statülerine (Ses) Göre Dağılımı.102 Tablo 19- Kadın Ve Erkek KarĢılaĢtırması.121 ġekġl LĠSTESĠ ġekil 1: YaĢlı sorunları etkileģimi.12 ġekil 2: YaĢlı sorunları..13 ġekil 3: Sosyal Gerontoloji...28 ġekil 4:Evin Anlamını YaĢlıların Ġhtiyaçlarına Göre YaklaĢımları.37 ġekil 5: YaĢ Gruplarının Dağılımları (Türkiye ) 45 ix

11 GĠRĠġ Türkiye, geleneksel ile modernin aynı anda yaģandığı bir ülkedir. Sosyal hayatta, hızlı bir dönüģüm süreci yaģanmasına rağmen, bu değiģime direnç de mevcuttur. ModernleĢme sürecinde yaģanan toplumsal değiģmeyle beraber aileler küçülmektedir. Geleneksel tarım toplumundan kentli sanayi toplumuna geçiģ sürecinde, kadınlar ev dıģında çalıģmaya baģlamıģ, aynı zamanda geliģen iletiģim imkânlarına tezat bir Ģekilde akrabalık ve komģu iliģkileri zayıflamıģtır. Böylece geleneksel toplumsal yaģamdan farklı bir yaģam biçimi ortaya çıkmıģtır. Bu değiģim sürecinin ortaya çıkardığı meselelerden birisi de toplum içerisinde yaģlıların konumlarıdır. Toplumsal değiģme, yaģlıları yeni bir konuma sokmaya zorlamakta ve yaģlı sorunları yalnızca aile bağları vasıtasıyla çözümlenemeyecek bir duruma gelmektedir. Özellikle büyük Ģehirlerde yaģlılar, yalnız yaģama, geçim sıkıntısı, bakım hizmetleri gibi hususlarda birçok sorunla karģılaģmaktadır. Sorunların üstesinden gelinmesi belli sosyal dayanakların olmasına bağlıdır. Tabi bu yeni yaģam biçimi yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Her ne kadar Türkiye de yaģlı ve yaģlılık henüz geliģmiģ toplumlardaki kadar büyük bir sorun olarak algılanmasa da, artma eğilimi gösteren yaģlı nüfusun sorunlarına iliģkin Ģimdiden önlemler alınması gerekliliği ortadadır. Ülkemiz açısından yaģlılık konusunda yapılan çalıģmaların arttırılması gerekmektedir. Ülkemizde bilimsel çerçeve içerisinde çok fazla değinilmeyen yaģlılık konusu, çoğunlukla sağlık eksenli bir sorun gibi görülmekte ve bilimsel çalıģmalar bu yönde yapılmaktadır. Türkiye de yaģlılara hizmet sunumu ve bakımı, bir taraftan huzurevleri ve yaģlılar yurdu gibi mekânlarda gerçekleģtirilirken diğer taraftan geleneksel olarak yaģlılar ya kendi evlerinde tek baģına yaģamakta tada evde aile yanında bakılmaktadırlar. Günümüzde yaģlının aile yanında ya da evde bakımı konusundaki görüģler giderek yaygınlık kazanmaktadır yurt dıģındaki çalıģmalar, yaģlının evde bakımı konusunda yeni bir iģ kolunun geliģtiğini göstermektedir. Buna göre aile yanında/evde bakım önerilmekle birlikte, bu bakımın profesyonel kuruluģlar tarafından da desteklenmesi öngörülmekte ve yaģlının huzurevleri ve yaģlı yurtlarında barındırılmasından çok kendi evinde ya da yakınlarının evinde bakılmasının daha maliyeti düģürücü ve insani olacağı üzerindeki görüģler yaygınlaģmaktadır. (Özgen Ö.,Babekoğlu Y., 2001: 44-45) 1

12 YaĢlı insanların aile yanında bakımı günümüzde önemli bir sorun olarak görülmektedir. Hemen hemen tüm toplumlarda sağlıklı, yalnız baģına yaģayan yaģlıların dıģında büyük bir çoğunluğun aile yanında barındığı ve sosyal desteğe gereksinimi olduğu yapılan araģtırmalarda ortaya konulmuģtur. Ailede bakım özellikle yaģlının sağlık durumunun bozulması ve kendi iģini yapamaz hale gelmesiyle baģlamakta ve gündelik yaģamın bir parçası haline gelmektedir. Böyle bir durumda yaģlı ebeveynlere sosyal ve psikolojik destek sağlamak ( mali konular, barınma, ulaģım gibi), yetiģkin çocukların görevi haline gelmektedir. YaĢlı insanlara sosyal ve psikolojik destek sağlanması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Akran ve arkadaģlarından gelen sosyal ve psikolojik destekler; kabul etme, saygı, sevgi ve samimiyeti içermektedir. ( KarataĢ S.: 1998: 15) Aile içinde bu tür desteklerin çoğunlukla karģılıklı olduğu ( yaģlı-evlat), yaģlı bireylerin psiko-sosyal sorunlarını büyük ölçüde azalttığı söylenebilir. Birçok toplumda ebeveyn ile çocuğu arasındaki aile iliģkileri yetiģkinlik yaģamı boyunca önemli olmayı sürdürmektedir. Ġnsan ömrünün artması, aileyle birlikte geçirilen yılların sayısını arttırmaktadır. Bu iliģki ağı, olumlu olduğu kadar, streslere de yol açabilmektedir. Hastalık dulluk, boģanma gibi nedenlerle yaģlı ebeveynlerin yaģamlarında görülen değiģiklik, yetiģkin çocukların davranıģlarında, düģüncelerinde ve duygularında ters etkiler yaratabilmektedir. YaĢlı ebeveynlere bakan yetiģkinlerin kaygı, depresyon gibi stresle ilgili durumlar yaģadıkları yapılan çalıģmalarla ortaya konmuģtur. YaĢlı bireyler için önceden sahip olunan yaģam rollerinin azalması, anlam ve onaylanma kaynağı olarak bilinen aile bağlarının önem kazanmasını sağlar. Örneğin: Emeklilik sonucunda yaģlı ebeveyn yetiģkin çocuğunun yaģamına yeniden girer. Ebeveynin çocuğu ile görüģme beklentisi giderek artmaya baģlar. Bu dönemde yetiģkin çocuğun hayatı ise kendi kariyeri ve ailevi zorluklarla yüklüdür. Bu ailevi zorluklar ebeveynin beklentisi ile yetiģkin çocuğun sahip olduğu sorumluluklar ile çeliģir. YetiĢkin çocuk suçluluk, gerginlik ve kızgınlık hissedebilir. Her iki tarafın farklı beklentileri iletiģimde bozukluklara yol açabilir ve iliģkinin kalitesini etkileyebilir. Yapılan araģtırmaların sonuçlarına göre aile yanında bakım ve birlikte yaģamanın her iki taraf için de kolaylık ve zorlukları bulunmaktadır. Daha çok karģılıklılık esasına dayanan bu iliģkiler zaman zaman çatıģma yaratabilmekte, yaģlının sağlık durumunun giderek bozulması ile bakım veren aile üyesinin stres ve üzüntü duyarlılığı artabilmektedir. Bulgulara göre ülkemizde yaģlıların büyük bir çoğunluğu genellikle çocuklarından biriyle yaģamaktadır. Ayrı yaģayanların ise yine büyük bir kısmı çocuklarına ya da akrabalarına yakın mesafede oturmaktadır. Bununla birlikte ailelerinden ayrı, bağımsız yaģamayı tercih eden yaģlılar da 2

13 bulunmaktadır. Bu açıklamalar göstermektedir ki aile yanında çocuklarıyla birlikte yaģayan yaģlıların oranı daha fazladır. Aile kurumunun yaģlı bireye sosyal ve psikolojik destek sağlaması, sosyal güvenlik iģlevi görmesi nedeniyle aile ortamında kendini güvende hissetmesini sağlamaktadır. Özellikle kuģaklararası iliģkiler bağlamında büyükanne/büyükbaba, yetiģkin evlat ve eģi, torunların varlığı tüm kuģaklararası etkileģimler ve yakınlaģmalar, gerek yaģlı birey, gerekse aile üyeleri açısından doyurucu bir yaģam olarak algılanabilir. Ancak bu Ģekilde birlikte yaģamak ailede sorun yaģanmayacağı anlamını taģımaz. Bu konuda aile ne kadar istikrarlı görünse de üç-dört kuģağın birlikte yaģaması, kuģakların yaģ farklılıkları, norm ve değerleri ve algı düzeylerinin farklılığı nedeniyle birbirlerini anlama durumları ister istemez farklılık göstermekte ve bazı sıkıntıların yaģanmasına yol açmaktadır. Bununla birlikte ailede yaģanan ekonomik problemler, bir arada yaģamanın zorluklarını oluģturan bir faktör olarak karģımıza çıkmaktadır. Bu araģtırmada, yaģlılıkta aile iliģkilerinin çatıģmalar doğurduğu yeri olarak kabul edilmekle birlikte; esas üzerinde durulması gereken konu yaģlı ile aile içinde uyumumun nasıl sağlanabileceğine yönelik stratejiler geliģtirebilme amacını taģımasıdır. Bu tür sorunların Türkiye de Ankara ilinde Keçiören ilçesinde nasıl bir dağılım gösterdiğin ortaya koymak ve kamusal anlamda stratejiler geliģtirmek amacıyla yaģlıyetiģkin evlat anlamında etkileģim çerçevesinde aile iliģkilerinin araģtırılmasını gerekli görülmüģtür. Bu tezde konular 3 ana bölümde ele alınmıģtır. Ġlk bölümde, metodolojik hususlara yer verilmiģ ve tezin konusu, tezin amacı, tezin önemi, araģtırmanın evreni, örneklemi araģtırmanın sınırlılıkları, araģtırmanın hipotezleri, veri toplama teknikleri ele alınmıģtır. Ġkinci bölüm, literatür taramasından elde edilen bölümdür. Bu bölümde, yaģlanma ve yaģlılıkla ilgili kavramlar, yaģlıların özellikleri, huzurevinde kalan yaģlıların özellikleri, yaģlı sorunları, yaģlılığa toplumsal bakıģ, yaģlanmayla ilgili istatistikler sosyal politikalar ve sosyal hizmetler açısından yaģlılık, yaģlı soruları, yaģlılığa sosyolojik ve psikolojik bakıģ, yaģlılar için ev kavramı, yaģlanmaya iliģkin genel istatistikler, sosyal politikalar ve sosyal hizmetler, yaģlı sorunları ve hizmetlerine yönelik literatürde yer alan öneriler konuları ele alınmıģtır. Üçüncü bölüm, araģtırma bulgularının değerlendirilmesinin bulunduğu bölümdür. Burada, sosyo-demografık bulguların yorumlanması gerçekleģtirilmiģtir. Evde yaģlılara bakım 3

14 veren aile bireylerinin yaģlılıkla ilgili düģüncelerine, yaģlı ile birlikte yaģamaya dayalı düģünce ve duygularına, durumdan memnuniyetlerine ve yaģlının huzurevinde kalmak isteyip istemediğine iliģkin sorular yöneltilmiģ ve cevaplar alınmıģtır. Ardından yaģlıların aile içinde yaģamaktan Ģikâyet ve memnuniyet durumlarına, günlük hayatlarına, toplumda gördükleri saygınlık derecesine iliģkin veriler bu bölümde incelenmiģtir. YaĢam memnuniyetine iliģkin ölçeğin yorumlanması ve çeģitli değiģkenlere göre yaģam memnuniyet durumları da bu bölümde ele alınmıģtır. Ayrıca, huzurevini tercih sebepleri ve bir gün gidecek olurlarsa huzurevinden beklentilerin ne olduğu da yine bu bölümün konularındandır. AraĢtırma kapsamında: YaĢlıya Bakım veren kiģilere yönelik sorular: Sizce yaģlanmak nedir? YaĢlı kimdir? Hangi olaydan sonra yaģlı ile birlikte yaģamaya baģladınız? YaĢlı bireyle birlikte yaģamanın ev hayatınıza bir etkisi vardır. Bunlar nelerdir? YaĢlı bireye bakmak sizi genelde hangi sosyal ve psikolojik durum açısından etkiliyor? YaĢlı bireyin huzurevinde yaģamasını ister miydiniz? YaĢlıya yöneltilen sorular: GeniĢ ailenizde yaģamaktan memnun musunuz? Aile bireyleriyle iliģkileriniz nasıldır? Bir gününüzü nasıl geçiriyorsunuz? Bir yaģlı olarak ihmal ya da istismar edildiğinizi düģünüyor musunuz? Ölüm korkunuz var mı? Bu konudaki görüģleriniz nelerdir? Yalnız yaģamak ya da huzurevinde kalmak ister miydiniz? SorulmuĢtur. Sonuç ve Öneriler bölümünde ise, öncelikle araģtırmanın ne gibi sonuçları olduğu özetlenmiģ ve araģtırmadaki bulgulara ve gözlemlere dayanan öneriler ortaya konmuģtur. Bu bölümde, huzurevleri ve yaģlı bakımevlerine yönelik öneriler konu edinilmiģtir. 4

15 I. BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE YAġLILIĞA SOSYAL BAKIġ 1.1. YAġLILIK VE YAġLILIKLA ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR Aile yapısı ve iliģkileri Aile, toplumun temel kurumlarından biri olarak varlığını ve önemini korumaktadır. Bireyin sosyalleģme sürecini yaģadığı ilk yer olan aile, anne-baba (ebeveyn) ve çocuklardan oluģmaktadır. Aile, biyolojik iliģkiler sonucu insan türünün devamını sağlayan, toplumsallaģma sürecinin ilk ortaya çıktığı, karģılıklı iliģkilerin belirli kurallara bağlandığı, o güne dek toplumda oluģturulmuģ özdeksel ve tinsel zenginlikleri kuģaktan kuģağa aktaran, biyolojik, ekonomik, psikolojik toplumsal, hukuksal vb. yönleri bulunan sosyal bir birimdir Aile yapısı denildiğinde, ailenin kompozisyonu ve üye sayısı akla gelmektedir. Aile kompozisyonu, aile üyelerinin sahip olduğu statü ve rollerle belirlenmektedir. Aile üyelerinin her birinin statüsü bir rolle bağlantılandırılmıģtır. Roller, statülere dinamiklik kazandıran, onu harekete geçiren davranıģ kalıplarıdır. Bu nedenle statü ve rol, hak ve sorumluluklarla birbirine bağlanmıģtır. Dolayısı ile aile üyelerinin yapması gereken görevler belirginlik kazanarak bir beklentiyi getirmekte ve kadından beklenilen görevler, erkekten beklenilen görevler gibi ayrımlaģmıģ bir yapı ortaya çıkarmaktadır. Bu ayrımlaģmıģ yapı aile içi iliģkilerin statü ve roller bağlamında hiyerarģik bir yapı oluģturmasına ve babanın ev reisi olarak görevleri düzenlemesine yol açmaktadır. Dolayısı ile aile üyeleri arasındaki iliģkiler hak ve sorumluluklar çerçevesinde düzenlenmiģtir. (Sayın, 1990:2) Hak ve sorumluluklar, aynı zamanda ailede otorite ve karar alma süreçlerinin de belirlenmesinde etkili olmaktadır. Aile üyeleri arasında genel anlamda eģitlikçi bir iliģkinin bulunması, ailenin demokratik yapılı olmasını ifade etmektedir. Sosyal bilimler insanın özne olarak devreye girdiği bir bilim dalı olarak kavramlaģtırma hususunda her ne kadar zengin olsa dahi, bir o kadar da karmaģıktır. Yani kavrama anlam katma hususunda geniģ olmakla beraber, bazen en basit görülen konularda dahi uzlaģma söz konusu olamamaktadır. YaĢlanma ve yaģlılıkla ilgili kavramlar için de aynı durum söz konusudur. Her toplumun çeģitli nedenlerden dolayı üzerinde anlaģtığı ve kiģilerin artık yaģlı 5

16 olarak görülmesini gerektiren yaģlar farklılaģabilmektedir. Ancak bu yaģın hangi yaģ olduğu toplumdan topluma ve zaman içinde değiģmektedir. Bu da yaģın yalnızca kronolojik bir sıralama birimi olmadığını; aynı zamanda kültürel bir husus olduğunu da göstermektedir. Ġklim, beslenme, yapılan iģin niteliği, kiģinin cinsiyeti gibi pek çok etken, her zaman ve her yerde geçerli bir tanımın yapılabilmesini güçleģtirir. Bu nedenle, yaģamın doğal evrelerini birbirinden kesin çizgilerle ayırabilmek hemen hemen olanaksızdır (Altan, 2006: 272). YaĢlılık ile ilgili olarak çeģitli kültürlerde veya toplumlarda farklı farklı kavramlar veya sıfatlar kullanılmaktadır. Buna göre; yaģlı bir niteleme, yaģlanma bir süreç ve yaģlılık ise yaģlanma süreci sonunda baģlayan dönem olarak değerlendirilmektedir. (ASAGEM, 2006: 24) YaĢlı,65 yaģ ve üzerinde; bedensel, zihinsel, ruhsal, finansal, sosyal güçlükleri olan ve bakımı için aralıklı ya da sürekli baģkalarına gereksinim duyan kimsedir. YaĢlanma, en genel tanımıyla her canlı için anne kamında hayatta baģlayıp, ölüme kadar devam eden bir değiģim süreci olarak kabul edilmektedir. YaĢlanma, ayrıcalıksız her canlıda görülen, tüm iģlevlerde azalmaya neden olan, süreğen ve evrensel bir süreçtir ve organizmada zaman içerisinde her düzeyde ortaya çıkan geri dönüģsüz yapısal ve iģlevsel değiģikliklerin tümüdür. YaĢlanma, zaman faktörüne bağlı olarak kiģinin değiģen çevreye uyum sağlama gücü ile organizmanın iç ve dıģ etmenler arasında denge sağlama potansiyelinin azalması ve böylece yaģlanma ile ölüm olasılığının yükselmesidir. (Çekal, 2006: 44) Bir baģka tanıma göre ise; bir kiģinin iģ veriminin azalmasına, dengesinin kaybolmasına, sağlığının bozulmasına yol açan vücudun yapısal yıkım ve harabiyetine neden olan değiģikliklerin yaģandığı yaģam sürecidir. (Konak ve Çiğdem, 2005: 25) YaĢlanma; biyolojik bir süreç ise de katılım, yaģam biçimi, yapılan iģ, beslenme alıģkanlıkları, kronik hastalıklar ve bireyin kiģilik yapısı, toplumun ve çevresinin bireyi, bireyin de kendini algılayıģı, vb. gibi etmenler nedeniyle bireysel farklılıklar da içermektedir. YaĢlanma sürecini Mumford üç evrede ele almaktadır. Ġlk evre, kırk beģ yaģ civarında baģlamaktadır. Bu evre doğurganlığın sona ermesi ile tanımlanmaktadır. Ekonomik anlamda emekli olmak ise, ikinci evre olarak yer almaktadır. Bu evrede gelirin düģmesi ve hayatın anlamsız hale gelmesi, bireyin psikolojik kriz yaģamasına neden olmaktadır. Fizyolojik kötüleģmenin baģladığı üçüncü evrede vücut fonksiyonları bozulmakta, hafıza zayıflamaktadır. Dolayısıyla kendine güven duyma ve kendi kendine bakabilmede düģüģ 6

17 yaģanmaktadır. Bu evre, aynı zamanda, bakım ve kurumsal yardım ihtiyacının da ortaya çıktığı evredir. (ASAGEM, 2006: 26) YaĢlılık konusu için önem teģkil eden evre aslında üçüncü evredir. Zira sorunların doruk noktasına çıktığı dönem bu dönem olmaktadır. YaĢlılık YaĢlılık, bireyi çok geniģ bir alanda etkileyen değiģimlerin olduğu bir dönemdir. Genel olarak, organizmada dokusal ve fizyolojik bir çözülme dönemidir. Tıbbı anlamda hücrenin ikiye bölünmesi bile ihtiyarlama süreci içinde değerlendirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaģlılığı; çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması olarak tanımlamaktadır. (Sevgi vd., 2008:5) Her toplumun çeģitli nedenlerden dolayı üzerinde anlaģtığı ve kiģilerin artık yaģlı olarak görülmesini gerektiren yaģlar farklılaģabilmektedir. Bu tanım çeģitli uluslararası kuruluģların tanımında dahi değiģebilmektedir. OECD, davranıģ ve ihtiyaçları değiģen heterojen bir gruptan oluģan 65 yaģ üzerindeki insanlar olarak yaģlılığı tanımlamıģtır. (ASAGEM, 2006: 27) Dünya Sağlık Örgütü, yaģlı kategorisini kronolojik yaģ doğrultusunda 65 üzerini, BirleĢmiĢ Milletler ise 60 yaģ üzerini yaģlı olarak kabul etmektedir. Belirtilmesi gereken bir diğer husus, altmıģ beģ yaģ ve üzeri nüfus yaģlı sayılmakla birlikte, yaģlı nüfusun toplam içindeki payının düģük (%4-7) olduğu ülkelerde bu sınır 60 yaģ olarak kabul edilmekte olduğudur. Bununla birlikte çoğu ülkede yaģlılıkla ilgili çalıģmalar için 65 yaģ ve üzeri yaģ grubu "yaģlı" kabul edilmektedir. Bu fark ülkelerin geliģmiģlik düzeylerinin farklı olmasından da kaynaklanmaktadır.(sevgi vd., 2008: 8) Özel Huzurevleri ile Huzurevi YaĢlı Bakım Merkezleri Yönetmeliği ne göre ise yaģlı; sosyal, fiziksel ve moral desteğe ihtiyaç duyan, akıl ve ruh sağlığı yerinde olup, kuruluģ bakımına ihtiyacı olan en az elli beģ yaģındaki kiģiyi ifade etmektedir. Burada yaģlının elli beģ yaģındaki kiģiyi ifade etmesi üzerinde durulması gereken bir noktadır. Bu durum esasen, yaģlılığın 55 yaģında baģladığının kabul edilmesinden kaynaklanmamakta, bakıma muhtaç olan kiģilere devletçe yapılan yardımın geniģletilmesine yönelik alınan bir tedbiri ifade etmektedir. YaĢlılık geniģ çapta bireyin yaģama bağlı olarak tanımlanan bir dönem olmaktadır. Bununla birlikte bu tanımlama sosyo-kültürel ortamlara ve dönemlere göre farklılaģmaktadır. Örneğin, günümüzde orta yaģ olarak nitelenen kategori eski toplumlarda yaģlı olarak değerlendirilmektedir. 7

18 YaĢlılık biyolojik, kronolojik, psikolojik ve sosyal olmak üzere farklı alanlarda tanımlanmaktadır. Biyolojik yaģlılık, insan organizmasındaki fonksiyonların azalması (yaģın ilerlemesine bağlı olarak fiziksel ve zihinsel kapasitelerinde azalma) ve hücre kayıpları olarak tanımlanmaktadır. Kronolojik yaģ doğumdan ölüme kadar geçirilen yaģ evrelerini tarihsel bir süreç içinde açıklamayı ifade eder. Psikolojik yaģlılık, kiģinin kronolojik yaģının ilerlemesine bağlı olarak algılama, öğrenme ve problem çözme gibi bellek gücü ile kiģilik kazanma alanlarında uyum sağlama kapasitelerindeki değiģmeleri kapsamaktadır. Ancak psikolojik yaģ kiģinin kendi kapasitesinin farkındalığına dayalı olarak hissettiği yaģ biçiminde de tanımlanmaktadır. (ASAGEM, 2006: 27-28) Sosyal yaģlılık, bireyin toplum içindeki yaģamında, çalıģma ve sosyal iģlerinde gücünün ve yeteneğinin azalarak kaybolmasıdır. Bu kavramların yanında, yaģlılığın sosyal bir sorun olarak algılanması ile birlikte, yeni kavramlar ortaya çıkmıģtır. Bunlardan birisi de ülkenin veya toplumun yaģlanması dır. Günümüzde teknolojik ilerlemelerin sağladığı kolaylıklar ve tıp biliminin geliģmesi gibi faktörlere bağlı olarak yaģam süresi uzamıģ, toplam nüfus içinde 65 yaģ ve üzerindeki nüfus artmıģtır. (Konak ve Çiğdem, 2005: 26) Bir ülkenin nüfusunun yaģlanması demek 65 yaģ ve üzeri yaģtaki kiģilerin toplamının bütün nüfusa oranın artması demektir. Bu ölçüye dayanarak dünya nüfusu üç gruba ayrılmıģtır. Genç Nüfus: 64 yaģ ve üzerinde bulunan kiģilerin toplam nüfusa oranının %4-7 oranında olduğu nüfuslardır. Olgun (EriĢkin) Nüfus: 64 yaģ ve üzeri yaģtaki kiģilerin toplam nüfusa oranını %7-10 olduğu nüfuslardır. Çok YaĢlı Nüfus: 64 yaģ ve üzeri nüfusun toplam nüfusa oranının %10 ve üstünde olduğu nüfuslardır. (Durgun ve Tümerdem, 1999: 115) Görüldüğü üzere, her tanımın kendi alanında belli bir geçerliği olsa bile, üzerinde görüģ birliğine varılmıģ tek bir tanımdan söz etmek güçtür. Sonuç olarak yaģlılık insanın bedensel ve zihinsel yapısının değiģmesini ifade eden bir döneme iģaret etmektedir. Bu dönem, yıllar anlamında toplumdan topluma hatta kiģiden kiģiye değiģmektedir. Bakım, profesyonel olmayan bir kiģinin yaģlı için yaptığı yardımdır. Bunlar; koruma, savunma, sosyal bütünleģme, Ģefkat gibi destek sağlama ve temel gereksinimleri (yeme-içme, 8

19 giydirme-yıkama vb.) karģılama ile ilgili yardımlardır. YaĢlıya altı aydan daha uzun süre bakım verilmesi de uzun dönem bakımı olarak tanımlanmaktadır (Altun, 1998: 15-16) Bakım veren, herhangi bir ücret almadan, sevgi, aile bağı vb. nedenlerle yaģlı bakımını üstelenen, yaģlının eģi, gelini, çocukları, akraba ve yakın arkadaģları gibi profesyonel olmayan kiģilerdir. Primer bakım veren(ler), ailede yaģlının bakımını üstlenen ve yaģlıdan birinci derecede sorumlu olan kiģi(ler) dir. Bunlar çoğunlukla kadın olup, yaģlının kızı, gelini ve akrabaları olabilmektedir. Sekonder bakım verenler ise, Primer bakım vereni destekleyen, alıģ veriģ, ulaģım, ev düzenitemizliği gibi çeģitli aktivitelerde aralıklı yardım sağlayan aile üyesi (bakım verenin eģ ya da çocukları), akraba ve arkadaģlarıdır (Altun, 1998: 17) 1.2. YAġLILARIN ÖZELLĠKLERĠ AltmıĢ beģ yaģ üzerindekiler "yaģlı bireyler" olarak gruplanmalarına karģın bu yaģ grubu insanların, özellikleri ve problemleri farklılık göstermektedir. OECD nin açıklamalarına göre yaģlı denildiğinde davranıģ ve ihtiyaçları değiģen heterojen bir gruptan oluģan 65 yaģ üzerindeki insanlar anlaģılır. Bu yüzden, yaģlılar homojen bir grup sayılmazlar, dolayısıyla özelliklerini tanımlamanın çeģitli zorlukları bulunmaktadır. YaĢlılar bir bütün olarak aynı özelliklere sahip olmasa dahi, bazı ortak özellikleri veya çoğunluk olarak benzer özellikleri olduğu söylenebilir. Bu yüzden araģtırmanın alan özelliklerini belirlemek açısından yaģlılara iliģkin genel karakteristiği özet olarak vermek yerinde olacaktır Ekonomik özellikler Genel itibariyle yaģlıların çalıģma hayatında daha az yer aldığı bilinen bir olgudur. Bu durum onların temel geçim kaynaklarının emekli maaģı olması sonucunu doğurmaktadır. Özellikle geliģmiģ ve geliģmekte olan ülkelerde emekli aylığı yaģlı bireylerin temel geçim kaynaklarıdır. (Terakye ve Güner, 1997: 99) Emekli maaģı ile geçimlerini sağlamaları, aslında onların ekonomik olarak müreffeh bir hayat sürdürdükleri anlamına gelmez. Aksine birtakım geçim güçlükleri bulunduğunu gösterir. Eğer baģka geçim kaynakları mevcut değilse, yaģlılar genellikle ekonomik bakımdan zayıf (güçsüz, dargelirli) toplum kesimleri arasında yer almaktadır. 9

20 Sosyal açıdan bakıldığında, belki de yaģlanma ile ortaya çıkan en önemli farklılık aile hayatında oluģan değiģikliktir. Çünkü yaģ ilerledikçe medeni durum değiģebilmekte ve yalnız yaģama oranı artmaktadır. Aile yapısındaki değiģme özellikle yaģlıyı çocuklarından ayrı yaģamaya itmiģtir. Bu yeni, kentli çekirdek aile sisteminde kalabilirse de yaģlının ailedeki yeri ve iliģkileri önemli değiģikliklere uğramıģtır. Geleneksel düzende yaģlının sahip olduğu statü ve saygınlık bu yeni düzende zayıflamıģ, hatta bazen yok olmuģtur Aile hayatında ve toplumda değiģme YaĢlının ihtiyacını karģılamada gelenek ve göreneklerle oluģmuģ düzenlemeler yetersiz kalmıģtır. YaĢlıların hayatındaki değiģme evlilik hayatına da yansımaktadır. Chipperfıeld ve Havens ın 2001 yılında yaptıkları araģtırma bulgularına göre evlilik durumları sabit kalan yaģlılar arasında kadınların yaģam tatmininin azaldığı, erkeklerinkinin ise sabit kaldığı ortaya çıkmıģtır. Evlilik durumunda değiģiklik yaģayanlar arasında, özellikle eģin kaybı, hem kadın hem de erkeklerde yaģam tatmininde azalmaya neden olmuģtur. Erkeklerde bu durum daha belirgindir. ( ASAGEM, 2006: 54) Psikolojik özellikler YaĢlılıkla beraber gelen fizyolojik olarak gerileme ve sosyal statünün farklılığa uğraması, psikolojik değiģimleri de beraberinde getirmektedir. Bu dönemde, yaģlı bireylerin yaģamlarındaki dinamizm gitmiģ yerini durağanlık almıģtır. Dolayısıyla düģüncelerinde, davranıģlarında ve alıģkanlıklarında değiģim güçleģir; yenilikler onlara zaman zaman kaygı verici hale gelir, bazen de ürkütür. YaĢlılıkta düģünceler çoğu zaman "ben" merkezlidir ve bu zaman zaman bencillik olarak nitelenir. YaĢlıların yeniliklerden kaçındığı, literatürde belirtilen hususlardan biridir. YaĢlılar genellikle, her gün yaptığı faaliyetlerin dıģına çıkmamaya çalıģır. Eskiye özlem gittikçe artar. YaĢlı ile genç kuģak arasında mesafe gittikçe artar. Ġnsan yaģlandıkça, belki de artık uzun süre ihtiyacı olmayacağı mal ve parasına düģkünlüğü artar. KiĢisel eģyasına karģı da aģırı bağımlılık oluģur. Bu durum, araģtırmadaki gözlemlerden de birisidir. Buna göre yaģlılar, huzurevindeki görevlilerle, eģyalarının çokluğu noktasında tartıģmaktadırlar. Bu yüzden odadaki dolaplar zaman zaman onlara yetmemektedir. 10

21 Sağlık özellikleri Yapılan araģtırmalar 65 yaģ üzerindeki kiģilerde kronik ve çoklu hastalıkların olduğunu göstermektedir. Ülkemizde 65 yaģ üzerindeki kiģilerin %90'ında genellikle bir kronik hastalık olup, bunların % 35 inde 2, % 23 ünde 3 ve % 15 inde 4 veya daha fazla hastalık bulunduğu belirtilmektedir. Ayrıca, 60 yaģ ve üzerindekilerin %50'sinden fazlasında 3 veya daha fazla süreğen hastalık bulunmuģtur. (Terakye ve Güner, 1997: 96) Bu durum yaģlıların yaģam kalitelerini etkilemektedir. Aynı zamanda yaģlıların sağlık durumları, kiģilerin günlük faaliyetlerini yapabilme durumlarını, dolayısıyla hayatındaki her Ģeyi temelden etkilemektedir YAġLI SORUNLARI YaĢlılığa iliģkin sorunların çeģitli boyutları bulunmaktadır. Sağlıkçı açısından en önemli sorun fiziksel ve zihinsel kapasitenin kullanımının azalması olarak görülebilirken, sosyal bilimci açısından toplumdan dıģlanma ve yalnızlık en önemli sorun olarak görülebilmektedir. Ancak, hangi açıdan bakılırsa bakılsın yaģlanma ile ilgili sorunların bir diğerini etkilemesi kaçınılmazdır. Bilim ve teknolojideki ilerlemeler ile tıptaki teģhis ve tedavi yöntemlerinin geliģmesi, insanın ortalama yaģam süresini uzatmıģtır. Bu geliģme bir taraftan insanın daha uzun süre yaģamasına yol açarken, diğer taraftan genellikle sağlıkları bozulmuģ, aktiviteleri azalmıģ, üretkenlik yetenekleri sınırlanmıģ ve bir anlamda kendilerine bakacak birine ihtiyacı olan yaģlıların sorunlarını artırmıģtır. Nüfusun yaģlanması bir yandan yaģlıların sağlık gereksinimlerini artırmakta bir yandan da toplumsal alanda ekonomik ve sosyal sorunlara yol açmaktadır (bkz. ġekil 1). ġekilde görüldüğü üzere yaģlanma sorunları birbiri ile etkileģim içinde olan sorunlardır. Bir alanda görülen sorun diğer alanları da etkilemektedir. 11

22 ġekil 1: YaĢlı sorunları etkileģimi Sağlık sorunları ARTAN YAġLI NÜFUS Sosyal sorunlar Ekonomik sorunlar Kaynak: Giray ve diğerleri, 2008:12 YaĢlılık genel anlamda bireyin fiziksel ve biliģsel fonksiyonlarında bir gerileme, sağlığın, gençlik ve güzelliğin, üretkenliğin, cinsel yaģamın, gelir düzeyinin, saygınlığın, rol ve statünün, bağımsızlığın, arkadaģların, eģ ve yakın iliģkisi, sosyal yaģantının ve sosyal desteklerin azalması ve kaybı gibi döneme özgü pek çok sorunun yaģandığı bir kayıplar dönemidir. (Giray ve diğerleri, 2008: 12) YaĢlılarla ilgili olarak yapılan bazı demografik çalıģmalarda ise, bireylerarası desteğin zayıflaması, bedenin çeģitli organlarının hareket yeteneğinin azalması, bağımsızlık ve sosyal konum kaybına bağlı olarak depresyon vakalarının görülme sıklığına dikkat çekilmektedir. ÇeĢitli çalıģmalar yaģlı sorunları kategoriler halinde düzenlemeye çalıģmıģlardır. Aysan ve Özben in (2004) çalıģmasına göre; gözlemler yaģlı bireylerin ortak bazı problemleri olduğunu ve yaklaģık olarak bu problemlerin beģ alanda sınıflandırılabileceğini göstermektedir. Bunlar sırasıyla kiģilerarası iliģkiler, sosyal iliģkilerde doyumsuzluk, karar verme zorluğu, duygusal strese gösterilen tepki ve yetersiz maddi veya sosyal kaynaklardır. Bu sınıflamanın daha çok psikolojik yönelimli olduğu söylenebilir. AĢağıda çeģitli çalıģmalardan ortaya çıkan ve yaģlı sorunlarının derlendiği tablo yer almaktadır. (ġekil 2) Daha öncede belirtildiği gibi, yaģlıların sorunları bakıģ açısına göre değiģebilmektedir. ġekilde yer alan baģlıklar birbirleri içine girebilen konuları ihtiva edebilmektedir. 12

23 ġekil 2: YaĢlı sorunları YAġLI SORUNLARI SAĞLIK SORUNLARI EKONOMĠK SORUNLAR SOSYAL SORUNLAR PSĠKOLOJĠK SORUNLAR Duyu organları prob. Gelir yetersizliği YaĢlı ayrımcılığı Depresyon Kronik hastalıklar Sosyal güv. Sor. Statü kaybı Ölüm korkusu BağıĢıklık sistemi p. Barınma sorunları Yalnızlık Estetik problemler Bakım sorunları Sosyal uyum Uyku problemleri YaĢlı istismarı Beden sistemleri p. Cinsel sorunlar Beslenme sorunları Demans Bellek problemleri Bu sınıflandırma çeģitli Ģekillerde yapılabilir. Psikolojik sorunların aynı zamanda psikiyatrik vakalara dönüģebilmesi söz konusudur. Bu sorunlar, sağlık sorunları baģlığı altında da görülebilir. Yani sorunları belirtirken kesin çizgilerle bir ayrım söz konusu değildir. Aynı zamanda sorunlar çeģitlendirilebilmektedir. AĢağıdaki bölümlerde belirli baģlıklar altında yaģlı sorunlarına ayrıntıları ile yer verilecektir Sağlık Sorunları YaĢlanma ile beraber birçok sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Sağlık diğer tüm sorunlarla iliģkisi olan temel bir faktör olarak karģımızda durmaktadır. Sağlık sorunu olan bireyin sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunları da artmaktadır yaģları arasındaki bireylerin yaklaģık yıl ömür beklentisi vardır, ancak bu sürenini 5-6 yılında önemli oranda iģlev kayıpları olacaktır. Ayrıca yaģlı bireyler romatizma, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlığı, iģitme bozukluğu, ortopedik rahatsızlık, psikiyatrik vakalara dönüģebilmesi söz konusudur. Bu sorunlar, sağlık sorunları baģlığı altında dagörülebilir. Yani sorunları 13

24 belirtirken kesin çizgilerle bir ayrım söz konusu değildir. Aynı zamanda sorunlar çeģitlendirilebilmektedir. AĢağıdaki bölümlerde belirli baģlıklar altında yaģlı sorunlarına ayrıntıları ile yer verilecektir. YaĢlanma ile beraber birçok sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Sağlık diğer tüm sorunlarla iliģkisi olan temel bir faktör olarak karģımızda durmaktadır. Sağlık sorunu olan bireyin sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunları da artmaktadır yaģları arasındaki bireylerin yaklaģık yıl ömür beklentisi vardır, ancak bu sürenini 5-6 yılında önemli oranda iģlev kayıpları olacaktır. Ayrıca yaģlı bireyler romatizma, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlığı, iģitme bozukluğu, ortopedik rahatsızlık, Ģeker hastalığı, görme bozukluğu gibi kronik sağlık sorunlarına bu dönemde artan oranda yakalanmaktadırlar. Örneğin 75 yaģından itibaren yaģlıların %20 sinden çoğu yürümede, ev iģleri yapmada zorluk yaģamaktadır. Seksenlerin ortalarında bu oranlar iki katma çıkmakta ve çok sayıda yaģlı birey banyo yapma, giyinme ve yemek hazırlama gibi kendini destekleyen iģlerde zorluk yaģamaya baģlamaktadır.. (ASAGEM, 2006: 44-45) Bu durumda da yaģlıların sağlık hizmetlerine olan ihtiyacı artmakta ve bağımlılığa yol açmaktadır. YaĢlıların tıbbi sorunlarını ortaya çıkarmak, incelemek veya araģtırmak amacıyla yapılan taramalar sonucunda, bu yaģ gruplarında bildirimi yapılmamıģ hastalık sayısının çok yüksek olduğu görülmüģtür. Çoğunluğu yaģlılar olmak üzere, bugün tüm dünyada en az 165 milyon romatoidartrit (iltihaplı romatizma) hastası olduğu tahmin edilmektedir. 50 yaģ üzerindeki her üç kadından birinde menapoza bağlı kemik erimesi (osteoporoz) bulunmakta olup, bu kadınların tamamı kolay kemik kırığı riski altındadır. (Terakye ve Güner, 1997: 96) YaĢla birlikte hemen bütün duyu organlarında, özellikle görme ve iģitmede azalma görülmektedir. 65 yaģın üzerindekilerin %90 mda görmeyle ilgili bazı sorunların olduğu görülmektedir. Bedenin çeģitli sistemlerinde yaģla birlikte bazı değiģiklikler gözlenir. Bedenin bağıģıklık sistemi zayıflar, bazı hormon düzeylerinde azalmalar görülür. Solunum sisteminde kapasite azalması, sindirim sisteminde bazı aksaklıklar olabilir. Böbreklerde kan dolaģımı azalarak süzme hızında yavaģlamalar olur. Beyin ve sinir sisteminde değiģiklikler gözlenir. (Konak ve Çiğdem, 2005: 29) YaĢlı bireyler için diğer bir sorun da, çoklu ve süreğen hastalık oranının yüksek olmasıdır. ĠĢlevsel yetmezlikler vardır, ölüm oranı yüksektir, iyileģme yavaģtır, hatta 14

25 iyileģmeme, yatağa bağımlı olma olasılığı yüksektir. YaĢlılıkta denge problemleri, kalp hastalıkları, artrit (eklemlerde vücut tarafından oluģturulan iltihap), kırıklar, akciğer problemleri, felçler, görme-iģitme problemleri sık görülür. YaĢlılar birkaç ilacı birlikte ve uzun süre kullanmak durumundadırlar. Ġyi görememe, iyi duymama, hatırlama güçlüğü, anlatılanı yeterince anlayamama gibi nedenlerle yaģlının ilacını doğru kullanamaması da önemli bir sorundur. YaĢlılıkta alkol kullanımı sözkonusuysa ilaç kullanımıyla birlikte ciddi fizyolojik sorunlar yaģanmaktadır. (Terakye ve Güner, 1997: 96-97) YaĢlıların sağlıkları açısından diğer bir sorun, beyin yapılarındaki değiģmeye bağlı olarak zihinsel aktivitelerdeki değiģmelerdir. ÇeĢitli kaynaklarda, beyin yapılarındaki bu dejenaratif değiģikliklerin bellek, dikkat, algı gibi biliģsel iģlevleri ve psikomotor aktiviteyi olumsuz yönde etkilediği belirtilmiģtir. Beyin yapısının zayıflama, yumuģama ve bozulmasından ileri gelen zihinsel değiģikliklerde yaģlanmada ortaya çıkan olgulardandır. Bellek, anlayıģ, duygulanma, hep az çok yaģla değiģen yeteneklerdir. Yakın geçmiģteki olayların, yeni edinilmiģ bilgilerin hatırlanması zorlaģır veya her hangi bir kısmı ya da tümü silinir, yok olur. (Konak ve Çiğdem, 2005: 29-30) Tüm bunlar yaģlının psikolojik durumunu da etkilemektedir. YaĢlı nüfus artıģı ülkemizde diğer ülkelere göre düģük görünmekle birlikte, 60 yaģ öncesinde emekliliğin söz konusu olması, sosyal güvenlik sisteminin dar kapsamlı olması, gelir dağılımındaki düzensizlikler yaģlı nüfusa yeterli sağlık kaynaklarının sağlanmasını ve sağlık sorunlarının çözülmesini sorun olarak gündeme getirmektedir. (Terakye ve Güner, 1997: 98) Bu sorunların ortaya çıkıģının önlenmesi ile birlikte sağlık sorunları da toplumsal olarak azalacaktır Ekonomik sorunlar Günümüz Ģartlarında iyi bir yaģama veya yaģam kalitesine sahip olmak maddi imkânlar ölçüsünde olabilmektedir. Emekli maaģlarının düģüklüğü ve çalıģamaz duruma gelme, aynı zamanda çalıģma Ģartlarındaki rekabet (iģgücü rekabeti) yaģlıları ekonomik olarak olumsuz etkilemektedir. Sosyal güvenliği olan yaģlılar ve bakmakla yükümlü olduğu kiģiler aylık gelir ve sağlık yardımlarıyla maddi risklere karģı korunmakta ise de, bu bireylerin emeklilik döneminde gelirlerinin azalması, geçim koģullarının zorlaģması, çabuk ve sık hastalandıklarından sağlık diyet, ısınma vb. masraflarının artması yüzünden ekonomik destek 15

26 ihtiyacı artmaktadır. Sosyal güvenlik kapsamı dıģında kalan bireylerin yaģlılık günleri için bireysel sosyal güvenlik önlemleri de çoğu kez yetersiz kaldığından bu kiģilerin durumu daha da zor olmaktadır. (Dönümcü, 2006; 43) Eğer bir yaģlının kendine ait emekli maaģından baģka geliri yoksa geçimini güçlükle sürdürebilmektedir. YaĢlı bireyin sosyal güvencesi de yoksa o zaman durum daha vahim hale gelmekte ve onun için adeta kurum bakımı veya sosyal yardım alması zorunlu olmaktadır. Ülkemizde yeģil kart sistemi ve 65 yaģ üzerinde olanlara verilen yaģlılık maaģı bu durumu azaltmaya yönelik üretilen önlemler olsa dahi ne kadar önlediği tartıģmalı bir konudur. Zira yeģil kart sistemi sağlık güvencesi temin etse dahi, 65 yaģ aylığının düģüklüğü ekonomik yetersizliği önleyememektedir Sosyal sorunlar KentleĢme sürecinde yaģanan toplumsal değiģme, yaģlının sosyal durumunu ve konumunu değiģtirmiģtir. Sosyal durumun değiģmesi neticesinde yaģlılar çeģitli sorunlar yaģayabilmektedir. Bu sorunlar, yaģlının yalnızlaģması, sosyal statü kayıpları, sosyal uyum sorunları, kuģaklar arası çatıģmalar Ģeklinde ortaya çıkabilmektedir. Biyolojik olarak yaģlanma, bireyin sosyal çevresinden yavaģ yavaģ kopmasını ve yalnızlaģmasını hızlandırmaktadır. Bu durum yaģlının sosyal uyum sorununu yaģamasına neden olmaktadır. Sosyal uyum sorunu denildiğinde, yaģlı bireyin yaģamdan geri çekilmesi, yaģamdan zevk almaması, yaģama aktif olarak katılmaması, kısacası yaģamdan doyum sağlayamaması anlaģılmaktadır. (ASAGEM, 2006: 59) YaĢlılarda en önemli sorun, toplumsal yaģamın kesintiye uğraması, değiģmesi ya da bozulmasıdır. Özellikle emeklilik yıllarında, aile ve toplum içinde saygınlığını yitirdiğini ve iģe yaramadığını düģünen yaģlı birey, yeni konumuna uyum sağlayamadığı için davranıģ değiģimi göstermektedir. Birey emekliliğe hazırlanmamıģ ise kendini boģlukta hissedebilir, bireysel üretkenliğin ve statünün kaybı, kiģilerarası iliģkilerde sınırlanmalara ve maddi sorunlara yol açabilir. Ekonomik ya da fiziksel olarak bağımlı olması yaģlı bireyin iģe yaramazlık, değersizlik duygusu yaģamasına ve öz güveninin sarsılmasına neden olur. (Terakye ve Güner, 1997: 98) Görüldüğü gibi burada, sorunlar iç içe geçmiģtir. Sosyal sorun, maddi ve psikolojik sorunlarla beraber görülmektedir. YaĢlılığa emeklilik kavramıyla yaklaģıldığı zaman bireyin bu deneyimi topluma aktif olarak katılmasının ya tamamen bittiği ya da büyük ölçüde azaldığı dönem olarak 16

27 değerlendirdiği görülmektedir. Aydınalp'in 1983 yılında yaptığı bir araģtırmada 200 emeklinin %43'ünde emeklilik sonrasında ruhsal bozukluk görülmüģtür. Emekliliğin iģten çekilme ve pasiflik olarak görülmesi strese yol açabilir. Ayrıca günlük rutinlerin değiģmesi, amaç ve sosyal çevre kaybı, gelirde düģme sorunlar yaratır. Emekli olmadan emeklilikte yapacaklarını planlamıģ bireyler doğal olarak emekliliğe daha iyi uyum göstermektedirler. Hazır olunmadan emekli olan erkek popülasyonunda depresyon ve alkolizm görülme oranı yüksektir. Emeklilik sonucunda aynı zamanda yaģlı ebeveyn, yetiģkin çocuğun yaģamına yeniden girer, ebeveynin çocuğuyla sık sık görüģme beklentisi vardır. Bu dönemde yetiģkin çocuğun hayatı ise kendi kariyeri ve ailesel zorunlulukları ile yüklüdür. Bu ailesel zorunluluklar çocuğun ebeveyni için çocuğun algılanan sorumlulukları ile çatıģtığı ölçüde yetiģkin çocuk, büyük bir olasılıkla suçluluk, gerginlik ya da kızgınlık hissedecektir. Ziyaretten ve aileyle birlikte olmaktan dolayı oluģan farklı beklentiler, çocuk ile ebeveyn arasındaki iletiģimde bozukluklara yol açabilir. YaĢlının bağımlılığının artması sosyal anlamda statü kaybına uğramasına sebep olan bir diğer faktördür. Bu durum, kadınlar için daha ileri boyutlardadır. Kadın nüfusun yaģam süresi daha uzun, ancak uzun yaģam yıllarında fiziksel ve sosyal bağımlılık oranı daha yüksektir. ABD de 75 ve üzeri yaģ grubu kadınların %30'unun günlük yaģam aktivitelerinde yardıma gereksinimi varken, bu oran erkeklerde %17'dir. (Terakye ve Güner, 1997: 102) Bağımlılığın artması, sosyal konumun değiģmesine sebep olmakta ve bu durum da yaģlıyı olumsuz etkilemektedir YaĢlı ayrımcılığı Her ne kadar sosyal bir sorun olsa dahi yaģlı ayrımcılığını çeģitli kaynaklar, yaģlı sorunları olarak ilk sırada gördüğü için sosyal sorunlardan bağımsız bir Ģekilde bu konu ele alınmıģtır. Günümüzde istismara açık olan bu grupta, yaģlı ayrımcılığı da ırk, cinsiyet ve renge göre insanlara karģı olumsuz bir değerlendirme tutumu ile yapılabilmektedir. Toplumda dıģlanan yaģlılar; özgüvenlerinin azlığı, göreli yoksullukları, kurum bakımı hizmetini ikincil görmeleri, kuģaklar arası gerilim, bağımlı yaģama tabii olmaları gelir yetersizliği, potansiyellerinin tanınmaması ve kullanılmaması, yaģa göre damgalanarak kategorize edilmeleri, mikro düzeyden makro düzeye yaģlılığa hazırlanmamaları vb. nedeniyle negatif ayrımcılığa tabii tutulmaktadır. YaĢlı ayrımcılığı her alanda olabileceği gibi özellikle ekonomik alanda ön plana çıkmaktadır. Emekli olabilecekleri varsayılarak, göreli olarak yaģlı bulunanlar ise iģyerlerinde 17

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, GERİATRİ 1 Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde, zamanın

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com Türkiye de PDR Eğitimi ve İstihdamında Yeni Eğilimler Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK Türk PDR-DER Başkanı 16 Kasım 2007 Adana Türkiye de Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri Başlangıcından günümüze

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI

EĞĠTĠM VE BĠLĠM. Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI EĞĠTĠM VE BĠLĠM Ġġ GÖRENLERĠ SENDĠKASI ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA ĠLĠġKĠN ÖĞRETMEN GÖRÜġLERĠ ARAġTIRMASI Kasım, 2015 EĞĠTĠM Ġġ (Eğitim ve Bilim ĠĢgörenleri Sendikası) ÖĞRETMENLERĠN EKONOMĠK DURUMLARINA

Detaylı

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA Hücre yapısını ve organelleri oluşturan moleküler yapılarından başlayıp hücre organelleri,hücre,doku,organ ve organ sistemlerine

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ BAKIM GEREKSĠNĠMĠ Bakım vericiler, tıbbi bilgileri doğrultusunda çiftlerin gereksinimlerini bütüncül bir yaklaşımla değerlendirerek, sorunları saptar, planlar, uygular

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI) Kanser hastalığının yol açtığı strese verilen yanıt, sergilenen uyum

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

ANKARA ĠLĠ ÇAYYOLU MAHALLESĠNDE YÜKSEK GERĠLĠM HATTINA YAKIN OLAN EVLERDE SON DERECE

ANKARA ĠLĠ ÇAYYOLU MAHALLESĠNDE YÜKSEK GERĠLĠM HATTINA YAKIN OLAN EVLERDE SON DERECE ANKARA ĠLĠ ÇAYYOLU MAHALLESĠNDE YÜKSEK GERĠLĠM HATTINA YAKIN OLAN EVLERDE SON DERECE DÜġÜK FREKANSLI ELEKTRO MANYETĠK ALAN (SDF-EMA) DÜZEYLERĠNĠN VE BU EVLERDE YAġAYANLARDA OLASI SAĞLIK ETKĠLERĠNĠN BELĠRLENMESĠ

Detaylı

Çalışma grubunun amacı Çalışma biçimi

Çalışma grubunun amacı Çalışma biçimi Nüfusbilim Derneği olarak, sadece ailelere ve/veya sadece kamu kurumlarına bırakılmayacak kadar büyük ve önemli olan bu toplumsal müdahale alanında, sivil toplum kuruluģlarının, belediyelerin, kamu kurumlarının,

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1 İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1 Yaşlılık ve Yaşlanma...7 Gerontoloji...11 Gerontoloji Tarihi...12 Diğer Bilim Dallarıyla Ortak Çalışmalar...16 Sosyal Gerontoloji...20 Sosyal Gerontoloji

Detaylı

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com

Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz. www.viphuzurevi.com Aile büyüklerinizi beş yıldızlı yaşam evimizde ağırlıyoruz www.viphuzurevi.com Davetler, toplantılar Aile büyüklerinin özel ihtimam ve ilgiye ihtiyacı var. Ancak yaģadığımız yoğun iģ ve seyahat temposunda

Detaylı

Yaşamsal fonksiyonların sürekli azalması, tüm organizmanın verimliliğinde görülen azalma,çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması

Yaşamsal fonksiyonların sürekli azalması, tüm organizmanın verimliliğinde görülen azalma,çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması Yaşlı sağlığı DSÖ yaşlılığı Yaşamsal fonksiyonların sürekli azalması, tüm organizmanın verimliliğinde görülen azalma,çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması olarak tanımlamıştır 65 yaş

Detaylı

İş Yerinde Ruh Sağlığı

İş Yerinde Ruh Sağlığı İş Yerinde Ruh Sağlığı Yeni bir Yaklaşım Freud a göre, bir insan sevebiliyor ve çalışabiliyorsa ruh sağlığı yerindedir. Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre de ruh sağlığı, yalnızca ruhsal bir rahatsızlık

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-V Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Yaşlılık Kavramı

Detaylı

HUZUREVĠNDE KALAN 65 YAġ ÜSTÜ YAġLILARIN YAġAM KALĠTESĠNĠ ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ

HUZUREVĠNDE KALAN 65 YAġ ÜSTÜ YAġLILARIN YAġAM KALĠTESĠNĠ ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ HUZUREVĠNDE KALAN 65 YAġ ÜSTÜ YAġLILARIN YAġAM KALĠTESĠNĠ ETKĠLEYEN ETMENLERĠN ĠNCELENMESĠ Recep YAĞCIOĞLU YÜKSEK LĠSANS TEZĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ FAKÜLTESĠ

Detaylı

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri

Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama AraĢtırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Örnekleme Süreci Anakütleyi Tanımlamak Örnek Çerçevesini

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)

Detaylı

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ *Derya BaĢaran ** Özlem ġahin Altun *Diaverum Özel Merzifon Diyaliz Merkezi **Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Psikiyatri HemĢireliği AD GİRİŞ

Detaylı

2. METODOLOJĠ 1 METODOLOJĠ. Programlar ile Ġstatistiksel Veri Analizi-2 (Prof.Dr. Kazım ÖZDAMAR,2002) çalıģmalarından yararlanılmıģtır.

2. METODOLOJĠ 1 METODOLOJĠ. Programlar ile Ġstatistiksel Veri Analizi-2 (Prof.Dr. Kazım ÖZDAMAR,2002) çalıģmalarından yararlanılmıģtır. GĠRĠġ 1 GĠRĠġ 2 GĠRĠġ 3 İÇİNDEKİLER 1. GĠRĠġ... 4 2. METODOLOJĠ... 5 3. TEMEL BĠLEġENLER ANALĠZĠ TEKNĠĞĠNĠN UYGULANMASI... 8 4. TR52 DÜZEY 2 BÖLGESĠ ĠLÇELERĠ SOSYAL GELĠġMĠġLĠK ENDEKSĠ...10 5. SONUÇ...27

Detaylı

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI (2012-2014) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ 1. Sosyal yardımlar hak temelli ve önceden belirlenen objektif kriterlere dayalı olarak sunulacaktır. 1.1 Sosyal Yardımların hak temelli yapılmasına yönelik, Avrupa Birliği ve geliģmiģ OECD ülkelerindeki

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

YaĢlanma ve egzersiz. Doç. Dr. Mitat KOZ

YaĢlanma ve egzersiz. Doç. Dr. Mitat KOZ YaĢlanma ve egzersiz Doç. Dr. Mitat KOZ Ġnsan organizmasının doğumla baģlayıp ölümle son bulması doğanın evrensel bir sürecidir. YaĢlanma her canlıda görülen, kaçınılmaz ve geri dönülmez bir olaydır.

Detaylı

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Şimdi 10 kişiden 1 2050 de 5 kişiden 1 2150 de 3 kişiden 1 gelişmekte olan ülkelerde nüfus yaşlanması

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir. 65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Yaşlanma

Detaylı

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI ------------------------------------------------------------TEORĠK DERSLER------------------------------------------------------------ 18 Ekim,

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

PSİKOLOJİ DE. Besinsel. Destekleyiciler

PSİKOLOJİ DE. Besinsel. Destekleyiciler PSİKOLOJİ DE Besinsel Destekleyiciler 3 Hastalığın En Güzel İlacı, Hastalığın En Güzel İlacı, Hastalıktan Korunmanın Çarelerini Öğrenmektir. Çarelerini Öğrenmektir. Hipokrat Hipokrat 4 Bugünün bilgilerine

Detaylı

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri MADDE BAĞIMLILIĞI BAĞIMLILIK Bağımlılık, bireyin kendi ruhsal ve bedensel sağlığına

Detaylı

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi GİRİŞ-AMAÇ Günümüzde teknolojik gelişmeler, bilim alanındaki

Detaylı

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR 1 2 DR.FEVZİ-MÜRÜVET UĞUROĞLU ORTAOKULU 2016-2017 / 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILLARI EĞİTİM ORTAMLARINDA UYUŞTURUCU KULLANIMI VE BAĞIMLILIK İLE MÜCADELE EYLEM PLANI Eğitim ortamında ortamlarında uyuģturucu

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri,

Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak içinde bulunduğunuz ve ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, uygun tutum ve değerlerin kazanılması ile sağlanabiliyor.

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

894 2 nd International Conference on New Trends in Education and Their Implications April, 2011 Antalya-Turkey

894 2 nd International Conference on New Trends in Education and Their Implications April, 2011 Antalya-Turkey 894 OKUL MÜDÜRLERĠNĠN YETERLĠKLERĠNĠN EĞĠTĠM ÖĞRETĠM SÜRECĠNE ETKĠSĠ Yrd. Doç. Dr. Sevinç PEKER, Yıldız Teknik Üniversitesi, sevpek@gmail.com Öğr.Gör. Gülenaz SELÇUK, Celal Bayar Üniversitesi, gselcuk@hotmail.com

Detaylı

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU

İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ KONTROL VE RİSK YÖNETİMİ ÇALIŞTAY RAPORU DENETİM GÖZETİM SORUMLUSU Ġdris YEKELER (1078) İÇ DENETÇİLER YaĢar ÖKTEM (1056) Sedat ERGENÇ (1028)

Detaylı

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU GOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tokat Halk Sağlığı Müdürlüğü BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU Yalçın Önder¹, Rıza Çıtıl¹, Mücahit Eğri¹,

Detaylı

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark

Detaylı

Nüfus yapısının temel belirleyicisi olan doğurganlık ve mortalite hızlarının düşmesi dünyada ve Türkiye de nüfusun yaşlanmasına yol açmaktadır.

Nüfus yapısının temel belirleyicisi olan doğurganlık ve mortalite hızlarının düşmesi dünyada ve Türkiye de nüfusun yaşlanmasına yol açmaktadır. Yaşlı sağlığı Nüfus yapısının temel belirleyicisi olan doğurganlık ve mortalite hızlarının düşmesi dünyada ve Türkiye de nüfusun yaşlanmasına yol açmaktadır. 1950 lerde dünyada Doğuşta beklenen yaşam süresi

Detaylı

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD) Erken Dönem Beyin GeliĢimi ile ĠliĢkili Ġleri YaĢlardaki Ruhsal Sorunlar YaĢamın

Detaylı

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması İleri Analiz Çalışması Sonuçları Toplantısı Türkiye de Aile Yapısının Değişimi: 1968-2013 İsmet Koç, HÜNEE Tuğba Adalı, HÜNEE Serdar Polat, Kalkınma Bakanlığı Hande

Detaylı

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK AKADEMİSİ BİLİM, HİZMET, TEŞVİK VE AKADEMİ ÖZEL ÖDÜLLERİ BAŞVURU ESASLARI VE FORMLAR

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK AKADEMİSİ BİLİM, HİZMET, TEŞVİK VE AKADEMİ ÖZEL ÖDÜLLERİ BAŞVURU ESASLARI VE FORMLAR TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK AKADEMİSİ BİLİM, HİZMET, TEŞVİK VE AKADEMİ ÖZEL ÖDÜLLERİ BAŞVURU ESASLARI VE FORMLAR Madde 1. TÜRK ECZACILARI BĠRLĠĞĠ ECZACILIK AKADEMĠSĠ tarafından: Bilim, Hizmet, TeĢvik

Detaylı

Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi

Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi 1-GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaşlılığı çevresel etkenlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması olarak tanımlamaktadır.

Detaylı

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ 1990-Q1 1990-Q4 1991-Q3 1992-Q2 1993-Q1 1993-Q4 1994-Q3 1995-Q2 1996-Q1 1996-Q4 1997-Q3 1998-Q2 1999-Q1 1999-Q4 2000-Q3 2001-Q2 2002-Q1 2002-Q4 2003-Q3 2004-Q2 2005-Q1 2005-Q4 2006-Q3 2007-Q2 2008-Q1 2008-Q4

Detaylı

MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ ġenay GÖKBAYRAK Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi senay.gokbayrak@politics.ankara.edu.tr Refah Devletinin Krizi ve Sosyal Güvenlik

Detaylı

T.C. TOPRAK MAHSULLERĠ OFĠSĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURUM ĠDARÎ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NĠSAN 2013

T.C. TOPRAK MAHSULLERĠ OFĠSĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURUM ĠDARÎ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NĠSAN 2013 T.C. TOPRAK MAHSULLERĠ OFĠSĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURUM ĠDARÎ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NĠSAN 2013 TOPLANTI TARĠHĠ : 17.04.2013 TOPLANTI SAATĠ : 10:00 TOPLANTI YERĠ : TMO Genel Müdürlüğü Toprak Mahsulleri Ofisi

Detaylı

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi Doç.Dr.Tufan BAL Dersin İçeriği Kırsal Kalkınma Kavramının Tarihçesi Kırsal Kalkınmada Temel Amaç Kırsal Alan Kalkınma Politikaları Kırsal

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım YAŞLILIK KURAMLARI Yaşlılık Kuramları Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Aktivite Kuramı Rol Bırakma Kuramı Sosyal-Çevresel Kuram Süreklilik Kuramı Değiş-Tokuş Kuramı başlıkları altında incelenebilir Yaşamdan

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır. Alzheimer hastalığı nedir, neden olur? Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar Doç. Dr. Ersin KAVİ Davranış Nedir? İnsan hem içten,hem dıştan gelen uyarıcıların karmaşık etkisi (güdü) ile faaliyete geçer ve birtakım hareketlerde (tepki) bulunur.

Detaylı

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER STRES VE SAĞLIK 1 ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER GÖZBEBEKLERİ BÜYÜR (Daha fazla ışık alınarak algıyı güçlendirmeye yardımcı olunur) SOLUNUM SAYISI ARTAR (Bedene daha

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ

ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı: 7 Sayfa: 239-250 GĠRĠġ LĠSE SON SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠLER: PĠLOT BĠR ÇALIġMA

Detaylı

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011 Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya 29-31 Mart 2011 Sendikamızı temsilen yönetim kurulu üyelerimiz Fikret Civisilli ve Deniz Özalp ETUCE konferansına

Detaylı

T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... STAJIN ADI :.

T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... STAJIN ADI :. T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... SINIFI : NUMARASI :. STAJIN ADI :. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ YAŞLI

Detaylı

HEMġĠRELĠKTE ÖZLÜK HAKLARI VE ÖRGÜTLENMENĠN ÖNEMĠ. AYġEN TOKTAY

HEMġĠRELĠKTE ÖZLÜK HAKLARI VE ÖRGÜTLENMENĠN ÖNEMĠ. AYġEN TOKTAY HEMġĠRELĠKTE ÖZLÜK HAKLARI VE ÖRGÜTLENMENĠN ÖNEMĠ AYġEN TOKTAY HEMġĠRELĠK Bireyin ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini koruma, geliģtirme ve hastalık halinde iyileģtirme amacına yönelik hemģirelik

Detaylı

T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... NUMARASI :.

T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... NUMARASI :. T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ DEFTERİ ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI :... SINIFI : NUMARASI :. STAJIN ADI :. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ BÖLÜMÜ YAŞLI

Detaylı

I. BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ FİNANSAL HİZMETLER TEK PAZARI. I.1 KURUCU ROMA ANTLAġMASI VE FĠNANSAL HĠZMETLER

I. BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ FİNANSAL HİZMETLER TEK PAZARI. I.1 KURUCU ROMA ANTLAġMASI VE FĠNANSAL HĠZMETLER SUNUŞ 3 Ekim 2005 tarihinde Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerine baģlanması kararı alınmıģtır. Bu kararın ardından Türkiye ile AB arasında katılım süreci baģlamıģtır. Katılım süreci, Türkiye

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II) 2- Tekstil ve Hazır Giyim Ticaretinde Kotalar ve Çin in Sektöre Etkisi Hande UZUNOĞLU Dünyada tekstil ve hazır giyim ticaretinde kota

Detaylı

Ekonomik Performans Ġçin Olmazsa Olmaz KoĢul: Finansal GeliĢme

Ekonomik Performans Ġçin Olmazsa Olmaz KoĢul: Finansal GeliĢme Ekonomik Performans Ġçin Olmazsa Olmaz KoĢul: Finansal GeliĢme Erdem ALPTEKĠN Finansal geliģme ile ekonomik geliģme arasında güçlü bir bağ olduğu, ülke ekonomilerinin geliģim süreci izlendiğinde açık bir

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon (müģavirlik) 4. Koordinasyon 5. Akran

Detaylı

ANKET. Katılımcı ZORGVRAGER

ANKET. Katılımcı ZORGVRAGER ANKET Katılımcı ZORGVRAGER Sağlık hizmetlerinden yararlanmaktasınız. Bu listede, sağlık bakımından yararlanan kişi olarak, sağlık hizmetlerinin sizin için ne anlama geldiği ile ilgili sorular bulunmaktadır.

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ. BESLENME ve DİYETETİK UYGULAMALARI YÖNERGESİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ. BESLENME ve DİYETETİK UYGULAMALARI YÖNERGESİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ BES 433- BES 435 BES 430 -BES 432 BESLENME ve DİYETETİK UYGULAMALARI YÖNERGESİ 1 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER Madde 1: Bu yönerge,

Detaylı

Yıl: 4, Sayı: 14, Eylül 2017, s

Yıl: 4, Sayı: 14, Eylül 2017, s Yıl: 4, Sayı: 14, Eylül 2017, s. 421-430 Ahmet ARSLAN 1 TÜRKİYE'NİN DEMOGRAFİK GEÇİŞ SÜRECİNE GENEL BİR BAKIŞ Özet Türkiye bugün 79 milyonu aģan nüfusa sahip ve 2025 yılı öngörüsü ile 85 milyon nüfuslu

Detaylı

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA ALZHEIMER ÇOCUKLARı (2012-2075 YıLLARı ARASı ALZHEIMER HASTA SAYıSı DEĞIŞIMI VE DAĞıLıŞı) Feride CESUR Yenimahalle Halide Edip Anadolu Sağlık Meslek Lisesi Coğrafya Öğretmeni İÇERİK Çalışmanın Amacı Alzhemer

Detaylı

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ

T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ T.C. FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ EĞĠTĠM PROGRAMLARI VE ÖĞRETĠM ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ ÖĞRENCĠNĠN ADI SOYADI: Seda AKTI DANIġMAN ADI SOYADI: Yrd. Doç. Dr. Aysun GÜROL GENEL

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI tarafından, maddi desteğe muhtaç, baģarılı Türk gençlerine eğitimde fırsat ve imkan eģitliği vermek ve onların kabiliyetleri ölçüsünde en üst düzeyde yetiģmelerine

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 302-331 Deniz BERBEROĞLU 1 Zekavet KABASAKAL 2 GELĠġĠMSEL YETERSĠZLĠĞĠ OLAN ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERĠNĠN YAġAM DOYUM VE BAġA ÇIKMA STRATEJĠLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ Özet Bu araģtırmanın

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Prof Dr Hülya Kayıhan

Prof Dr Hülya Kayıhan Engelli bireylerin istihdamını arttırabilmek ve iģgücü pazarına ulaģabilmelerini kolaylaģtırmak için; çalıģma kapasitesini, motivasyonu, üretkenliği, iģ arama becerilerini sosyal becerilerini arttırmak.

Detaylı

TÜRKİYE DE YAŞLILARIN SAĞLIK VE SOSYAL SORUNLARI. PROF. DR. ALĠYE MANDIRACIOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

TÜRKİYE DE YAŞLILARIN SAĞLIK VE SOSYAL SORUNLARI. PROF. DR. ALĠYE MANDIRACIOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi TÜRKİYE DE YAŞLILARIN SAĞLIK VE SOSYAL SORUNLARI PROF. DR. ALĠYE MANDIRACIOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 2014 UNDP İNSANI GELIŞME RAPORU KıRıLGAN GRUPLAR sosyal dıģlanmıģlık ve yoksulluk Dünyadaki

Detaylı

PSİKOSOSYAL RİSK ETMENLERİ

PSİKOSOSYAL RİSK ETMENLERİ PSİKOSOSYAL RİSK ETMENLERİ Mesleki Risk Faktörleri Biyolojik Riskler Kimyasal Riskler Fiziksel Riskler Psikososyal Riskler Uluslararası Çalışma Örgütü psikososyal tehlikeleri iş doyumu, iş örgütlenmesi

Detaylı

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 Bunama yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Yaşla gelen unutkanlık, Alzheimer Hastalığının habercisi olabilir! Her yaşta insanın

Detaylı

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Projenin GELĠġĠMĠ: KDEP-EYLEM 47 (Kısa Dönem Eylem Planı ) 4 Aralık 2003 tarihli BaĢbakanlık Genelgesi yle e-dönüģüm Türkiye

Detaylı