MESLEK SEÇİMİ AÇISINDAN KENDİNİ TANIMA Meslek seçimi açısından bir kimsenin kendini tanıması demek, onun meslek seçiminde rol oynayan kişilik özellikleri yönünden kendini açık ve doğru bir biçimde değerlendirebilmesi demektir. Aşağıda, meslek seçimi kararını belirlemede etkili olan kişilik özelliklerinden yetenekler, ilgiler ve değerler kısaca açıklanmaya ve bunların ilgili oldukları meslek alanları tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu açıklamaların, Kendini Değerlendirme Envanterinden alınacak puanların ne anlama geldiğini kavramada yardımcı olacağı düşünülmüştür. Yetenekler Yetenek, öğrenme gücü, belirli bir eğitimden yararlanabilme gücü olarak tanımlanabilir. Yetenek, kalıtımla getirilen gizil gücün, eğitim ve çevre etkisi ile geliştirilmiş kısmını ifade eder. Böylece bir kimsenin belli bir yaşa kadar geliştirdiği becerilere bakarak onun yeni bir eğitim sürecinden ne kadar yararlanabileceği kestirilebilir. Yapılan işlerin karmaşıklık düzeyi arttıkça gerektirdiği yetenek düzeyi de artar. Örneğin, ilkokulda başarılı olabilmek için orta düzeyde bir genel akademik yetenek yararlı olabilirken, ortaokulda ya da lisede başarılı olabilmek için daha üst düzeyde yetenek gereklidir. Bunun gibi, bedensel faaliyetlerde, müzik ya da el sanatlarında ortaya konan ürünler arasında nitelik farkları olduğunu ve üstün kaliteli eserler verecek düzeyde yetişebilmek için üstün yeteneğe sahip olmak gerektiğini biliyoruz. Yeteneklerin, yukarıda açıklanan düzey boyutundan başka bir de alan boyutundan söz edilebilir. Yeteneğin alan boyutu yetenek çeşitliliğini gösterir. Genel öğrenme gücü ya da genel yetenek alanında pek çok özel yetenekler de vardır. Bir kimse kelimelerle ifade edilen kavramları kolaylıkla öğreneblir ve onları kullanarak akıl yürütebilirken bir başkası sayılarla ilgili kavramları anlama ve akıl yürütmede veya parmaklarını kullanmada daha başarılı olabilir. Bazı kimseler ancak bir alanda akıl yürütmede başarılı olabilirken bazıları birkaç alanda başarılı olabilmektedir. Tabii yetenek düzeyleri farklı olup yetenek alanları aynı olan insanlar da vardır. Çalışma hayatında çeşitli yetenekleri farklı düzeylerde gerektiren pek çok meslek vardır. Bir kimse bir mesleği ya da ona hazırlayan bir eğitim programını seçerken hangi yetenek türüne ne derece sahip olduğunu düşünmeli ve en çok sahip olduğu yeteneğini kullanabileceği çalışma alanını araştırmalıdır. Bir kimsenin bir alandaki yeteneğini yani öğrenme gücünü tanımasının en kolay ve en bilinen yolu o güne kadar o alanda yaptığı çalışmalarla elde ettiği başarıya bakmasıdır. Yükseköğrenim kurumlarında verilen eğitim genellikle sözcük, sayı, şekil gibi sembollerle ifade edilen kavramların öğrenilmesini ve bu kavramlarla akıl yürütülmesini gerektirmektedir. Böyle bir eğitimde başarılı olmak için gerekli yetenek türüne
Akademik Yetenek adı verilmektedir. Üniversiteye girebilmek için normalin üzerinde bir akademik yeteneğe sahip olmak gereklidir. Her yıl yükseköğrenime başvuran adayların yaklaşık 1/5 i üniversiteye girebildiğine göre, normalin üzerinde yetenek derken, en üst düzeyde başarı gösteren adayların temsil ettiği akademik yetenek düzeyi kast edilmektedir. Yükseköğrenimdeki çeşitli programlar arasında, gerektirdikleri yetenek türleri bakımından farklar vardır. ÖSS ve ÖYS puan türleri bir bakıma bu yetenek türlerini yansıtmaktadır. Çeşitli programlara öğrenci alımında farklı ÖSYS puanlarının esas alındığı ve programların taban puanları arasında da farklar olduğu bilinen bir gerçektir. Her programın kabul ettiği öğrencilerin puan dilimleri, yüzdelik sıra olarak bir yıl sonraki ÖSYS kılavuzunda verilmektedir. Bir öğrencinin, üniversitede giriş sınavlarına başvurmadan çok önce çeşitli alanların gerektirdiği yetenek düzeyi ile kendisinin hangi alanlarda ne düzeyde yeteneğe sahip olduğu konusunda bilgi sahibi olmasında yarar vardır. Aksi halde ya yeteneğinin üzerinde ya da altında yetenek gerektiren bir alana yönelmesi söz konusudur. Sahip olduğu yeteneğin üzerinde yetenek gerektiren bir alana yönelen bir kimse büyük bir olasılıkla o alana girme fırsatı bulamayacak ya da sınırlı sayıda bir puanla girse bile başarı şansı çok zayıf olacaktır. Yeteneğinin altında alanlara yönelenlerde ise can sıkıntısı ve doyumsuzluk görülecektir. Yeteneklerine uygun çalışma alanına yönelen bir kimse hem sahip olduğu yetenekleri geliştirme fırsatı bulabilir hem de mesleğinin başarılı bir üyesi olabilir. O halde meslek seçme durumunda olan bir öğrenci güçlü ve zayıf olduğu alanları göz önüne almalı ve en çok sahip olduğu yetenekleri en fazla gerektiren meslekleri tercih etmelidir. Bir kimse hangi konuları zorlanmadan zahmetsizce öğrendiğine ve o konularda sınıfta öğretilenlerin de üzerinde bazı genellemeler yapabildiğine, hangi alanlarda ise sadece derste kendisinden beklenenleri yerine getirebildiğine bakarak yeteneklerini az çok değerlendirebilir. Bedenle ilgili yetenekler de başarıyı etkileyen önemli etmenlerdir. Bedence zayıf kimselerin, beden gücünü de gerektiren mesleklere yönelmeleri başarısız olmalarına yol açabilir. Bu nedenle meslek seçme durumunda olan kimselerin beden yeteneklerini de dikkate almaları gerekmektedir. Genel akademik yetenek sözel yetenek, sayısal yetenek ve şekil-uzay ilişkileri yeteneği olmak üzere üç tür yeteneği içeren bir kavramdır. Her yükseköğretim programındaki başarıda bu üç yetenek de gerekli olmakla birlikte bazı programlardaki başarılarda bunlardan biri veya ikisi daha fazla rol oynamaktadır. Genel akademik yeteneği oluşturan yetenekler kısaca şunlardır: 1- Sözel Yetenek 2- Sayısal Yetenek 3- Şekil-Uzay Yeteneği
İlgiler İnsanlar yaptıkları herhangi bir işten, katıldıkları herhangi bir etkinlikten doyum sağlamak isterler. Bir kimse yaptığı herhangi bir işin sonunda para, takdir, ödül gibi çeşitli kazançlar elde edebilir. Bundan başka bir de işin kendisi kişiye doyum sağlayabilir. Yani kişi o işi yapmakla mutlu olabilir, uzun ve yorucu bir çalışma süresinin sonunda kendisini huzurlu ve ruhen dinlenmiş hissedebilir. Böyle bir kimse, kısıtlayıcı koşullar altında dahi o işi tekrar tekrar yapma isteği duyabilir. Kısaca, herhangi bir zorlama altında olmadığı ya da kendisine bir ödül vaadedilmediği halde bir kimse kendiliğinden bazı faaliyetlere girişiyor ve bundan doyum sağlıyorsa bu kimsenin o tür faaliyletlere karşı ilgisi olduğu söylenebilir. Boş vakitlerinde bir müzik aleti çalmaya çalışan, müzikle ilgili toplantıları izleyen, kısıtlı harçlığını plaklara ve konser biletlerine harcayan bir kimsenin müziğe ilgisi var demektir. Ancak, her konsere giden veya müzik dinleyen kişinin müzikten zevk aldığı kesinlikle söylenemez. Bazı kimseler arkadaş edinmek ve çevrelerinde Müzikten anlayan ve zevk alan bir kişi olarak tanınmak için bu tür faaliyetlerde bulunabilirler. Ancak bu gerçek ilgiyi yansıtmaz ve bu tür eğilimler genellikle geçicidir. Eğer bir kimse başka herhangi bir ödül beklemeden, müzik dinlemekten ve müzikle uğraşmaktan zevk alıyorsa, o zaman kişinin müziğe ilgisi olduğu söylenebilir. Bireyin seçme özgürlüğü olduğu durumlarda gerçek ilgiyi saptama olasılığı daha yüksektir. Bir kimse önünde çeşitli faaliyet imkanları bulunduğu halde hep belli bir faaliyet türüne yöneliyorsa o faaliyet alanına ilgisi var demektir. Örneğin, bir öğrenci resim, müzik, beden eğitimi ve yabancı dil derslerinden birini seçme durumunda kaldığı her seferinde müziği seçiyorsa ve bu seçimin gerisinde sevdiği bir arkadaşı ile beraber olma ya da sevdiği bir öğretmenden ders alma gibi bir istek yoksa o zaman bu öğrencinin müziğe karşı ilgisi olduğu söylenebilir. Bir kimsenin ilgi duyduğu bir faaliyet alanı genellikle onun yetenekli olduğu bir alandır. İnsan ancak yetenekli olduğu alanda başarılı çalışmalar yapabilir. Bir kimsenin, giriştiği bir iş ya da çalışma alanında başarılı olması kişiye doyum sağlar ve kişi aynı işi tekrar yapma, aynı alanda tekrar çalışma isteği duyar. Buna karşılık girişimleri başarısızlıkla sonuçlanırsa hevesi kırılır ve bir daha o işi yapma isteği duymaz olur. Başarıyı etkileyen pek çok faktör olabilir. Ancak, yetenek bu faktörlerin en önemlisidir. Bir kimse yetenekli olduğu alanda çalışırsa başarılı olma olasılığı yüksek olur. Böylece insanların yetenekli oldukları alanlara ilgi duyacaklarını söylemek yanlış olmaz. İlgi bir bakıma yetenekleri kullanmaktan ve onları geliştirmekten duyulan zevktir. Yetenekleri kullanma imkanı bulamayan kimselerin mutsuz oldukları ve ileri yaşlarda da olsa karşılarına bir fırsat çıktığında yeteneklerini geliştirebilecekleri alanlara yöneldikleri gözlenmektedir. Meslek psikologları çok çeşitli ilgi alanları tanımlamışlardır. Bunlardan bazılarının yeteneklerle ilişkileri çok açık ve belirgindir. Örneğin, bir müzik yeteneğinden ve müzik ilgisinden ya da mekanik yetenek ve mekanik bilgisinden söz edebiliriz. Ancak bazı ilgi alanları özel bir yetenekle ilişkili olmayabilir ya da ilişki çok belirsiz olabilir. Örneğin, sosyal yardım ya da sosyal hizmet ilgisini açıklayacak özel bir yetenekten söz edilemez.
Belli başlı ilgi alanları şunlardır: 1- Temel Bilim 2- Sosyal Bilim 3- Canlı Varlık 4- Mekanik 5- İkna 6- Ticaret 7- İş Ayrıntıları 8- Edebiyat 9- Güzel Sanatlar 10- Müzik 11- Sosyal Yardım Değerler İnsan davranışlarının amacı birtakım ihtiyaçları karşılmaktır. İnsanlar ömürlerinin yaklaşık üçte birini kapsayan meslek faaliyetlerinden doyum beklerler. Meslek faaliyetlerinin sonunda beklenen doyum genellikle Meslek değeri olarak adlandırılır. İlgilerin de belli faaliyetlerin yapılması sırasında yaşanan mutluluğu ifade eden bir kavram olduğuna değinilmişti. Ancak ilgi, faaliyetin özünden duyulan doyumu, değer ise o faaliyetin yapıldığı ortamdan ve getirdiği toplumsal ödüllerden kaynaklanan doyumları içerir. Örneğin, bir kimse bir doğa olayının nedenlerini merak edebilir ve bunu açıklamak için araştırma yapabilir. Olayın nedenini bulmak için giriştiği çabalar ve eriştiği sonuç kişiyi mutlu ediyorsa ve kişi bu nedenle bu tür çalışmaları yapmaya hep istekli oluyorsa bu İlgi dir. Bu bilimsel çalışması sonunda önemli bir bulgu elde eden bu kişi ödüllendirilebilir; kendisine yüksek ücretli bir iş verilebilir, ünü çevresine yayılabilir ve popüler olabilir. Ancak, kişiyi güdüleyen bu faktörler çalışmanın özünden çok sonucundan elde edilen doyumlardır. Bir kimsenin Ben ne için çalışıyorum?, Mesleğimden, hayattan ne bekliyorum gibi sorulara verdiği cevaplar o kişinin meslek değerlerini yansıtır. Bu cevaplar Yeteneklerimi geliştirmek için, Sevdiğim faaliyetleri yapıp mutlu olmak için ya da Çok para kazanıp zengin olmak için... vb. olabilir. Tabi yetenekleri geliştirme ya da ilgi çekici faaliyetlerde bulunma gibi amaçlar söz konusu olduğunda ilgi ve yetenek kavramları da değer kavramı içinde sayılmaktadır. İlgiler daha çok meslek alanlarından birine yönelişimizde rol oynayan kişilik özelliğimizdir. Değerler ise genellikle belli meslek alanında iş ya da pozisyon tercihinde etkili olmaktadır. Bilindiği gibi, belli bir meslek alanında çok değişik iş ve pozisyonlar bulunabilmekte ve bunlar bireylerin değişik ihtiyaçlarına farklı düzeyde cevap verebilmektedir. Değerlerini yakından tanıyan bir kimse, bunlara uygun iş ve pozisyonları kolaylıkla bulabileceği mesleklere yönelebilir ve eğitimi sırasında kendini o pozisyonların gereklerine göre yetiştirebilir. Bazı değer alanları şunlardır:
1- Yeteneği Kullanma 2- Yaratıcılık 3- Yarışma 4- İşbiliği 5- Değişiklik 6- Düzenli yaşam 7- Liderlik 8- Kazanç 9- Ün Sahibi Olma