Bussman, Hadumod (1983). Lexikon der Sprachwissenschaft. Stuttgart.



Benzer belgeler
ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ DİLBİLİM BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİĞİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Dilbilim Nedir? .Dili bir araştırma konusu olarak ele alan ilk çalışmalara Grek, Hint, Çin, Arap uygarlıklarında rastlanmaktadır.

Sunum İçeriği: I. Dilbilim Hk. II. Bölüm Hk.

YABANCI DİL ÖĞRETİMİNİN EĞİTBİLİMSEL VE DİLBİLİMSEL TEMELLERİ

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ MODERN DİLLER YÜKSEK OKULU MÜTERCİM - TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

Dil, sınırlı sayıda sözcük ve kuraldan yararlanarak türetilebilecek sınırsız sayıda sözcükler bütünüdür. (Chomsky) (3)

I. YARIYIL. ALA103 Sözlü İletişim Becerileri I

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Özge Can (Ed.), Dilbilim Kuramları, İki Düzlem Beş Kuram, İstanbul, 2018, İthaki Yayınları, 382 sayfa ISBN: Erkan HİRİK *

UNI-101 Üniversite Yaşamına Giriş Dersi İNGİLİZ DİLBİLİMİ BÖLÜMÜ

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ BATI DİLLLERİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

Dil bilim. Jones'un bulguları, düşünceleri, XIX. yy. başlarında çağdaş dil bilimin doğmasıyla sonuçlandı. Sonraki 100 yıl

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

UKÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ PROGRAM ÇIKTILARI

T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

İÇİNDEKİLER. II. Bölüm: DİL BİLİMİ VE GÖREVLERİ GİRİŞ DİL BİLİMİ DEYİNCE DİL BİLİMİNİN AMAÇLARI ÖZET... 24

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) ISSN :

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

1. GÜN: 24 AĞUSTOS 2015, Pazartesi

Üretici Dilbilgisi I

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

I. SINIF-GÜZ DÖNEMİ DİLBİLİME GİRİŞ I (3+0) 3 AKTS 6

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEZUNİYET İÇİN GEREKLİ ASGARİ TOPLAM KREDİ BİLGİLERİ TABLOSU

DERS İÇERİKLERİ. DILB1001 Dilbilimine Giriş

TEA 600* Seminer Zorunlu TEA 602 Nitel Araştırma Yöntemleri Seçmeli TEA 604 Eğitim Đstatistiği Seçmeli TEA 606

Giorgio Graffi, Söz Diziminin 200 Yılı: Eleştirel Bir İnceleme. (15 Mart 2010) Dr.Mustafa Altun

YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU İNGİLİZCE DERS İÇEREKLERİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

Fen Edebiyat Fakültesi Mütercim Tercümanlýk (Ýngilizce)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

çocuk ve çocuk resminin gelişim aşamalarını öğrenir.

Central Asian Studies

1. Uluslararası Karadeniz Dil ve Dil Eğitimi Konferansı, Eylül 2017, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, SAMSUN

Kelimenin en dar anlamıyla,neyin doğru veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektiği) ile ilgilenir.

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

KARġILAġTIRMALI EĞĠTĠM

DİLBİLİM TARİHİNE BİR BAKIŞ. Doğan Aksan

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

DEĞERLER FELSESİ BAĞLAMINDA DİLBİLİM Linguistics in the Context of Axiology

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER

EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ - 1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları. Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...5

Ders Kod Ders Ad T U L K AKTS DİL

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

ÇAĞDAŞ YUNAN DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Siyaset Psikolojisi (KAM 318) Ders Detayları

Tablo 11 - Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Temel Alanı

Hızlı İstatistikler Anket 'İstanbul Kültür Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Program Çıktıları Anketi' Sonuçlar.

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

Hazırlayan. Ramazan ANĞAY. Bilimsel Araştırmanın Sınıflandırılması

1.Sınıf Güz Yarıyılı (1. Yarıyıl) Ders Planı Ders Kodu. 1.Sınıf Bahar Yarıyılı (2. Yarıyıl) Ders Planı. Zorunlu/ Teorik Uygulama Toplam Kredi AKTS

* 1 2. Abdulkadir ERKAL,..

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Temel Kavramlar Bilgi :

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ ÖĞRETİM PROGRAMI

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

T.C. Tarih: :05:18 Sayfa:1/5 GÜN MEMMEDOVA MEMMEDOVA ERSOY ERSOY Postmodern Roman Doç. Dr.

Transkript:

1 Dilbilim: Kendisine insan dilini bütün yönleriyle araştırmayı, onun tasvirini ve açıklanmasını, iç ilişkilerini, işlevini, toplumdaki yerini konu edinen bilim dalı. Türkçede batı dillerindeki linguistics vb. terimlerin karşılığı olarak üretilmiştir. Diğer disiplinler gibi dilbilim de konusunu objektif ve sistematik olarak ortaya çıkarmak için veri toplamak, hipotezlerini doğrulamaya çalışmak, modeller ve teoriler geliştirmek amacını güder. Modern dilbilim, 20. yüzyılın ilk yarısında İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure le başlamış kabul edilir. Önceki dönemlerde dil incelemeleri diğer branşların bir yan dalı olarak görülürken, 20. yüzyılda dilbilim, dilin bizzat kendisini araştırma konusu yapmak suretiyle bağımsız bir bilim dalı olarak ortaya çıkmış ve zaman zaman başka branşlarla işbirliği yaparak büyük bir gelişme göstermiştir. Dil incelemelerinin felsefe, etnoloji, sosyoloji, coğrafya, fizik, fizyoloji, bilişim, nöroloji, iletişim gibi pek çok disiplinle işbirliği sonucunda yeni bilim dalları ortaya çıkmıştır. Dilbilimin Kolları: Dilin en küçük birimi olan seslerini sesbilgisi (fonetik) inceler. Sesbilgisinin üç ana dalı vardır: Seslerin dil, dudak, damak gibi telaffuz organlarınca nasıl çıkarıldığını araştıran söyleyiş sesbilgisi; seslerin dinleyici tarafından duyulması ve işlenmesini inceleyen işitsel sesbilgisi; seslerin titreşim, sıklık, süre ve işitilme gücü gibi özelliklerini elektronik aletler yardımıyla araştıran akustik sesbilgisi. Seslerin bu şekilde incelenmesi anatomi ve fizyoloji gibi bilim dallarının da ilgi alanına girer. Hatta bu anlamda sesbilgisinin dil incelemelerine değil tabii bilimlere bırakılması gerektiğini düşünenler de vardır. Dil incelemelerinde bunun yerine seslerin anlam ayırıcı yönüyle ilgilenen ve sesleri bu yönüyle inceleyen görevsel sesbilgisi, yani fonoloji öne çıkar. Diller az sayıda, pratik bir işaretler sistemiyle yazıya geçirilirler. Fonoloji sesleri sadece anlam ayırıcı fonemler kalacak şekilde birbirinden ayırır. Konuşma sırasında sesler heceleri oluşturur. İşlevce fonemlerden sonraki en büyük birlikler, morfemlerdir. Morfoloji; kök, yapım eki ve çekim eki olarak morfemlerin anlamı nasıl değiştirdiğini veya cümlede kelimeler arasındaki ilişkilerin nasıl olduğunu araştırır. Kelimeler daha büyük birlikleri ve cümleleri meydana getirir. Sınırlı sayıda unsurla sınırsız sayıda birliğin veya cümlenin oluşturulmasının kurallarını sözdizimi inceler. Fonoloji, morfoloji ve sözdizimi dilbilgisinin temel bölümleridir. Bir dilin kelime hazinesiyle ilgili çeşitli hususları ise anlambilim ele alır. Anlambilim çoğu zaman dilbilgisinin dışında tutulur. Dilbilimin bunlardan başka, bir kısmı dille ilgilenen çeşitli bilim dallarıyla yaptığı işbirliği sonucu ortaya çıkmış bir yığın alt kolu sıralanabilir. Her şeyden önce her kelime yığını bir metin oluşturmaz. Bir metni, metin yapan bağlantıları, tutarlılıkları metindilbilim araştırır. Bir konuşucunun belli bir durumda istediği etkiyi uyandırmak için hangi dil aracını kullanması gerektiğini ve bu seçimin karşıdakinde uyandırdığı etkiyi pragmatik (edimbilim) inceler. Bu araç, vurgulama, fonoloji, morfoloji, söz dizimi veya kelime seçimi şeklinde kendini gösterebilir. Bir insanın bir şeyi ifade ediş tarzı, doğup büyüdüğü yer, ait olduğu sosyal tabaka, eğitim durumu, konuşmanın geçtiği bağlam gibi hususlarla da yakından ilgilidir. Sosyoloji ile dilbilimin kesişmesinden ortaya çıkan sosyolenguistik, dil ile toplum arasındaki ilişkiyi inceler; kim, kiminle, hangi şartlar altında, nasıl konuşuyor sorularına cevap arar. Dilin bölgeden bölgeye gösterdiği farklılığı ise coğrafya ile dilbilimin metotlarından yararlanan ağız araştırmaları ele alır. Yerel değişkenliklerin tarihi arka planları vardır. Tarihi dilbilim bir dilin tarih içerisinde geçirdiği değişiklikleri tespite, var olan biçimlerden hareketle en eski şekilleri bulmaya çalışır; dil akrabalıklarını araştırır. Etimoloji kelimelerin ve biçimlerin kaynağını, ne zaman ortaya çıktıklarını, nereden geldiklerini, hangi aşamalardan geçtiklerini bulmaya, dillerin kökenleri hakkında mümkün olduğunca çok bilgiye ulaşmaya çalışır. Dilbilimin teori, metot ve ilkelerinden yararlanarak bildirişimi daha etkin kılmayı, dil öğretiminden bilgisayar çevirisine kadar uzanan çeşitli alanların sorunlarına uygulama düzleminde çözüm getirmeyi amaçlayan kola ise uygulamalı dilbilim dir. Dil ile kültür, dil ile toplum arasındaki ilişkileri etnolenguistik inceler. Bilişimin kavram ve yöntemleri yardımıyla otomatik çeviri, bilgi depolama ve kullanma, yapay zeka gibi hususlarla bilgisayar dilbilimi ilgilenir araştırır. Dili kullanırken, edinirken beyinde oluşan süreçleri nöroloji ile dilbilimin kesiştiği, dilbilimin genç kollarından

2 birisi olan bilişsel dilbilim ele alır. Dil öğretimi, ana dilin veya başka bir dilin öğretimiyle ilgili sorunları kendisine konu edinmiştir. Dil felsefesi, felsefi konuların ifadesinde dilin rolüne ve dilbilimsel teorilerin, metotların ve gözlemlerin felsefi durumuna bakar. Dil psikolojisi, dil edinim süreçleri, dili kullanma ve anlama, dil bozukluklarında rol oynayan hususlar gibi konuları araştırır. Buraya kadar yazılanlar bir dille ilgilidir. Sözü edilen branşların hepsi karşılaştırmalı olarak da çalışılabilirler. Buna karşılaştırmalı dilbilim denir. Dil tipolojisi dünyadaki bir çok dili karşılaştırılabilir gruplarda bir araya getirmeye çalışır. Dil tipolojisinin bir kolu, dil sistemlerinin ortak yönlerini bulmayı amaç edinen evrensel dilbilimdir. Dil ilişkileri incelemeleri ise karşı karşıya gelen dillerin, birbirlerini nasıl etkilediklerini araştırır. Yukarıda da denildiği gibi dilbilimin başka alt kollarından bahsetmek de mümkündür. Hatta dille ilgili konuları araştıran bilim adamlarının sayısı her geçen gün arttığı için yeni alt dalların ortaya çıkabileceğini tahmin etmek de zor değildir. Dil İncelemelerinin Kısa Tarihi: Eski Dönemler: Dil incelemeleri başlangıçta dini ve edebi metinlerin yanlış tespitinden, hatalı okunmasından ve zaman aşımına uğramasından kaçınmak, gelecek kuşaklara doğru aktarılmasını sağlamak gibi pratik amaçlarla yapılıyordu. Ayrıca okur yazarlığın olduğu her kültürde dil incelemeleri mevcuttur. Dil hakkında bilgi olmadan bu teknikler öğretilemez. Eski dönemlerde dilbilim tarihi açısında pek önemi olmayan Çin ve Arap geleneklerini bir tarafa bırakırsak Hindistan ile Eski Yunan-Roma olmak üzere, kaynak ve gelişme açısından birbirinden bağımsız, ama kimi noktalarda örtüşen iki önemli kol öne çıkar. Hindistanlı rahipler, kendi konuştukları dilin söyleniş ve dilbilgisi özellikleri açısından eski dini metinler olan Vedalar dan ayrıldığını fark etmiş, bu metinlerin asli şekillerini tespit edebilmek için sesbilgisi, etimoloji, dilbilgisi ve vezni içine alan yardımcı disiplinler geliştirmişlerdir. MÖ 5. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Panini, yazmış olduğu ve bu güne kadar gelen ilk dilbilgisi kitabında, Sanskritçenin ses ve kelimelerini araştırmış, 4000 kuralını tespit ve tasvir etmiştir. İç tutarlılığı ve anlatımdaki kısalığı açısından bu eser, bugüne kadar herhangi bir dil üzerine yazılan çoğu dilbilgisi kitaplarının üstünde bir eser olarak nitelendirilir. Hintli dilcilerin vardıkları yargılar ve terimlerinin bazıları bugün bile önem taşımakta ve kullanılmaktadır. Eski Yunanda ise dil, ilk kez Plato nun (MÖ 427-347) Kratylos adlı eserinde konu edilir. Burada dilin kökeni, anlamın özü hakkında tartışılmaktadır. MÖ 3. yüzyılda Stoistler, dilbilgisinin bu güne kadar Latince yoluyla batı düşüncesini etkileyecek olan temel kavramlarını belirlemişlerdir. Kelimeleri türlere ayırmışlar, mesela ismin halleri gibi değişebilen biçimleri sınıflandırmışlar ve adlandırmışlardır. Bütün dönem boyunca yazı dili, bunda da dilbilgisi ve etimoloji ilginin odağı olmuştur. Söyleyişin temel kavramlarına dair gözlemler ve yazıda söyleyişi kolaylaştıracak aksan işaretlerinin kullanılması dışında sesbilgisi ile pek ilgilenilmemiştir. Eski Yunan da ayrıca dil değişmesi sonucu konuşma dilinin yazı dilinden uzaklaşmasına da karşı çıkılmıştır. Romalılar kendilerine Yunanlıları örnek almışlardır. Burada Marcus Terentius Varro nun (MÖ 116-27) De lingua latina (Latin Dili Üzerine) adlı, Latincenin dilbilgisini etimoloji, morfoloji ve söz dizimine göre tespit ettiği 23 ciltlik kitabı bir istisna oluşturur. Roma döneminin dil incelemelerine en önemli katkısı, bir çok Avrupalı yazarca aktarılan, aynı zamanda uzun yıllar dil derslerinin de temelini oluşturacak bir dilbilgisi tanımlama modeli geliştirmiş olmalarıdır. 18. yüzyılın sonuna doğru dille uğraşanların sayısı artmış ve dili kendisine inceleme alanı olarak seçen yeni bir bilim dalı ortaya çıkmıştır. Filoloji adıyla da bilinen bu dönemde dilin tarihi gelişmesi ön planda tutulmuştur. Filoloji terimi aynı zamanda 19. yüzyıla ortalarına kadarki dönemde dil ve edebiyat araştırmalarının genel adıdır. Gelişen branşlaşma sonucunda dil ve edebiyat araştırmaları birbirinden ayrılmışlardır. Bu dönemde geçmişin büyük edebiyat eserlerine duyulan hayranlığın, bunların yazıldığı dilin, o günkü gündelik dilden daha arınmış

3 ve doğru olduğu inancının İskenderiye okuluyla başladığı kabul edilir. Yazı dili çok büyük bir önem kazanır. Bu yüzyılda Sanskritçenin Yunanca ve Latince ile ortak özelliklere sahip olduğu fark edilmiş ve bunların akraba olabileceğini düşünülmüştür. 19. yüzyılda bu hipotez geliştirilmiştir. Alman filoloğu Jacob Grimm ve Danimarkalı Rasmus Christian Rask, bir dilin seslerinin başka bir dildeki akraba kelimelerin seslerine, belli bir düzen içerisinde her seferinde denk geldiğini, bunun değişmediğini fark etmişlerdir. 19. yüzyılın sonuna kadar ses denklikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Avrupalı bir kısım dilci, genç gramerciler, akraba diller arasındaki ses denkliklerinin kurallı, bu kuralın da istisnasız olduğunu, istisnaların ancak ödünçlemelerle ortaya çıkabileceği teorisini ortaya atmışlardır. Ses değişmelerindeki denkliklerin kurallılığını göstermek için farklı dillerin akraba kelimelerini karşılaştırma metodu, tarihi-karşılaştırmalı metot olarak tanınır. Bu metot, dil ailelerinin keşfini sağlamıştır. Yapısalcılık Temelini, dilin tarihi gelişmesinden bağımsız, kendi içinde ve kendisi için incelenmesi oluşturan modern dilbilim iki farklı akımı bünyesinde barındırır. Avrupa yapısalcılığı 19. yüzyılda yazılı kaynaklarla ilgilenen ve çoklukla tarihi analizlerle uğraşan karşılaştırmalı dil çalışmalarından gelişmiştir. 20. yüzyılın ilk yarısında teorik düşünceleriyle tanınan İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure (1857-1913), yaşayan dillerin yapılarına hakim olan sistemlerle uğraşmaya başlar. Ölümünden sonra yayımlanan Cours de linguistique générale adlı eseri, dilbilimin temel taşlarından birisidir. Saussure, dil (langue), dil yetisi (langage) ve söz (parole) ayrımına dikkat çeker. Onun modern dil incelemelerine kazandırdığı önemli ayrımlardan birisi de dilin tarihi evrimini araştıran artzamanlı dilbilim ile dilin belli bir zaman kesiti içindeki durumun inceleyen eşzamanlı dilbilim arasındaki ayrımdır. Saussure ün bugün hala geçerli olan fikirlerine dayanan sayısız çalışma yapılmıştır. Amerikan yapısalcılığı ise kızılderililerin dillerini ortadan kalkmadan önce araştırma isteği duyan etnologların çabaları sonucu ortaya çıkmıştır. Avrupa dillerinden tamamiyle farklı yapılara sahip bu dillerin tasvirinde yazılı kaynak olmadığı için tarihi bakış açısı ister istemez devre dışı kalmıştır. Bu yüzden amaç, yaşayan dillerin konuşma örneklerinin titiz bir şekilde gösterilmesi olmak zorundaydı. Sahadaki öncülerden birisi Handbook of American Indian Languages adlı eseri yayımlayan Franz Boas (1858-1942) olmuştur. Bundan on yıl sonra gene etnolojik eğilimli ikinci bir kitap olan Edward Sapir in (1884-1939) Language i yayımlanmıştır. Bu iki çalışma erken dönem Amerikan dilbilimi için yön gösterici olmuştur. Adı geçen bilim adamları, ana dillerden derlenen malzemenin yardımıyla dilin incelenmesi demek olan tasviri dilbilimi geliştirmişlerdir. Avrupa yapısalcılığı dilin temelinde bulunanı, dilin gerçekten kullanılması sırasında ortaya çıkan yapıdan ayırıp soyut yapıyla ilgilenirken, Amerikan yapısalcılığı, söz ile; yani bir konuşucu tarafından gerçekten kullanılan dil ile uğraşmıştır. Bu iki yapısalcı akım daha sonraki yıllarda çok hızlı bir ilerleme göstermiştir. İsviçreli, Çekoslovak, Fransız ve Danimarkalı bilim adamları Saussure ün görüşlerini benimsemişler, yeni akımlar yaratmışlar; önce fonoloji, daha sonra da dilbilgisi ve stilistiği geliştirmişlerdir. 1926 da kurulan Prag Dilbilim Okulu sesbilgisi ile görevsel sesbilgisi ayrımını ortaya koymuştur. Nikolay Trubetskoy tarafından fonoloji için geliştirilen, fonemin bir dilin en küçük anlam ayırıcı unsuru olduğu tespiti, fonoloji sahasında çığır açan bir yaklaşım olarak kabul edilir. ABD de de konuşma diliyle ilgili çalışmalar sesbilgisi ve görevsel sesbilgisinin gelişmesini sağlamıştır. Yerli dillerin farklı morfolojileri ve sözdizimleri ilgi çekmiştir. Gerek teoride gerekse uygulamada ilk ağırlıklı kitaplardan birisi, dilbilim çalışmalarını yirmi yıldan fazla etkilemiş, dilbilgisi ve görevsel sesbilgisiyle ilgili bir çok sayıda tasviri eserin yazılmasına sebep olmuş olan L. Bloomfield in (1887-1949) Language (1933) adlı eseridir. Chomsky sonrası:

4 Modern dilbilimin F. de Saussure den sonraki en önemli ismi, Noam Chomsky dir (1928- ). 1957 yılında, 20. yüzyılın dilbiliminde bir dönüm noktası olan meşhur kitabı Syntactic Structures adlı eserini yayımlayan Chomsky, yapısalcılıktan ve davranışçı yaklaşımlardan keskin bir şekilde ayrılarak üretimsel dilbilgisi teorisini geliştirmiştir. Bir doğal dilin yalnızca gerçekleşlmiş değil, gerçekleşebilecek bütün cümlelerini tasvir etme amacını güden üretici dilbilgisi, teker teker dillerin incelenmesi dışında, insan dilinin özüne ulaşılmasını sağlayacak bir dilbilgisi modeli olarak düşünülmüştür. Bu model her konuşucunun, bilmediği, daha önce işitmediği ya da söylemediği cümleleri üretebilme ve anlayabilme yeteneğini ortaya koymayı amaç edinir. İnsanın anadili hakkındaki gizli, sezgisel bilgilerinin toplamı anlamındaki kompetens ile dilin gerçek durumlardaki kullanılışı olan performans arasında (langue ve parole e benzer) temel bir ayrım yapan Chomsky, dilbilimin kompetenzle ilgilenmesi gerektiği görüşündedir. Kompetenzi belirleyen kuralların tasviri en önemli amaçtır. Ancak, dilbilim dilin yapısının tasvirinden daha fazlasını yerine getirmeli, dillerdeki cümlelerin nasıl algılanıp anlaşıldığını açıklamalıdır. O, bu sürecin insan dilinin evrensel grameriyle anlaşılabileceği görüşündedir. Chomsky ye göre evrensel dilbilgisi kuralları yanında bir de teker teker dillerin kuralları vardır. Teker teker diller, hem evrensel dilbilgisi hem de kendi dillerinin kurallarını kullanırlar. Bu da cümle unsurlarının farklı biçimlerde düzenlemesini mümkün kılar. Bu yüzden üreticidönüşümsel dilbilgisi, bir doğal dildeki sınırlı sayıda kuralla, dilbilgisine uygun sonsuz sayıda cümle üretebilecek bir dilbilgisi modelidir. 1950 li yıllardan bu yana Chomsky nin dilbilgisi modeli geliştirilmiştir. Dünyanın dört bir tarafında onun görüşlerinden etkilenen sayısız çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Türkiyede Dilbilim: Türk dili esas alınarak yapılan en önemli dil çalışmalarından birisi hiç kuşkusuz 11. yüzyılda yazılan Dīvān-ı Lügāti t-türk tür. Modern anlamda ilk Türkçe dilbilim kitabı ise Şemseddin Sami nin 1887 yılında yayımladığı Lisan adlı eserdir. Bu eserde dilin nitelikleri, dünya dillerinin tipleri, dil akrabalığı, ses yansımaları gibi dille ilgili çeşitli konuları üzerinde durulur. Modern dilbilim, Türkiye de daha çok batı filolojisi eğitimi almış araştırmacıların tercümeleri yoluyla gelişmiştir. Ancak kendisi de bir dilbilimci olan Özcan Başkan ın da tespit ettiği gibi, başlarda dilbilim adına yapılan çalışmalar, Batı dünyası dilbiliminde yürütülen çalışmaları, Türkiye de aynen, bir aktarmacılık biçiminde kullanmak olarak görülür. Dilbilim araştırmaları, bir yerde, bütün Batı kökenli kurumlarda ve alanlarda olduğu gibi batılılaşma sürecinin bir aracısı olarak biçimlenir. Doğan Aksan, Berke Vardar ve Ahmet Kocaman gibi araştırmacılar, dilbilimin Türkiye de tanınması ve gelişmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. F. de Saussure ün Cours u Türkçeye çevirildiği halde yapısalcılık diğer ülkelerdeki etkiyi Türkiye de gösterememiştir. 1980 li yıllardan sonra, daha çok tercümeye dayanan ve özellikle Noam Chomsky tarafından geliştirilen üretici-dönüşümsel dilbilgisi teorisini temel alan çalışmalar dikkat çekmektedir. Günümüzde Türkiye de dil araştırmalarının, birbirinden kopuk iki ayrı koldan ilerlediğini söyleyebiliriz. Bunlardan ilkinde, geleneksel anlamda Türkçe ele alınmakta, zaman zaman Efrasiyab Gemalmaz, Şerif Aktaş gibi araştırmacıların eserlerinde de görüldüğü gibi dilbilim yöntemleri de kullanılmaktadır. Doğu Bloku nun dağılması sonucu ortaya çıkan imkanlar sonucunda Türkçenin Türkiye dışındaki kollarıyla ilgili incelemelerle karşılaştırmalı Türk Dili çalışmalarında da artış olmuştur. Ayrıca genç Türkologlar, batı kaynaklarını da kullanarak, Türkolojide bir yenileşmenin işareti olarak görülebilecek dil ve edebiyat incelemeleri ortaya koymaktadırlar. İkinci kolu ise Batı filolojisi eğitimi almış araştırmacıların çalışmaları oluşturur. Bunlarda, Batı daki dil inceleme yöntemleriyle Türkçenin çeşitli yönleri ele alınmaya çalışılır. Ancak kendilerine bir varlık alanı yaratma çabasıyla dilbilimci olarak ortaya çıkanların, zaman zaman, geleneksel çalışmaların küçümsenemeyecek sonuçlarından haberdar olmadıkları veya

5 bunları görmezden geldikleri dikkat çeker. Diğerleri yanında, geleneksel dil incelemelerine, Türkolojide ses-harf ayrımı yapılmadığı gibi yanlış ve genelleyici eleştiriler yöneltmeleri; yaygın olarak kullanılan terimleri de reddederek yeni bir dil geliştirme çabaları Türkoloji ile sağlıklı bir etkileşmeyi engelleyen sebepler olarak ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, mesela sesbilgisi ve yapıbilgisi hakkındaki yargılarında, Türkçenin tarihi gelişmesini bilmemekten kaynaklanan ve türkologlarca eleştirilen önemli hatalara rastlanmaktadır. Türk dili ile ilgili çalışmalardaki bu ayrım Türkiye ye has bir durumdur. Başka ülkelerde de Türk dilinin değişik dönem ve kollarıyla farklı disiplinlerden gelen bilim adamları ilgilenmektedir. Ancak araştırmacılar arasında Türkiye deki gibi bir kopukluk veya dilbilimci- Türkolog şeklinde keskin bir ayrım yoktur. Kaynaklar: Aksan, Doğan (1977). Her Yönüyle Dil 1. Ankara. Aksan, Doğan (1987). Dilbilimin Türkoloji Çalışmalarına ve Türkiye ye Sağlayacağı Yararlar, Katkılar. 1. Dilbilim Sempozyumu. Dilbilimin Dünü, Bugünü, Yarını 18-19 Haziran 1987. Ankara. S. 7-10. Başkan, Özcan (1987). Türkiye deki Dilbilim Çalışmalarında Benlik Sorunu. 1. Dilbilim Sempozyumu. Dilbilimin Dünü, Bugünü, Yarını 18-19 Haziran 1987. Ankara. S. 11-13. Bussman, Hadumod (1983). Lexikon der Sprachwissenschaft. Stuttgart. Crystal, David (1995). Die Cambridge Anzyklopaedie der Sprache. Frankfurt/New York. König, Werner (2001). Sprachwissenschaft. Microsoft Encarta Online-Enzyklopaedie 2001. http://encarta.msn.de Lewandowski, Theador (1994). Linguistisches Wörterbuch 1-3. Heidelber/Wiesbaden. Rifat, Mehmet (1998). XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları. 1. Tarihçe ve Eleştirel Düşünceler. İstanbul. Nurettin Demir