MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 2010-2011 II. Dönem Bitirme Sınavı (23.04.2011, Saat:10:00)



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XIII

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI. f) Cezanın İnsan Onuruyla Bağdaşır Nitelikte Olması 4. da) Birim Gün Sayısının Belirlenmesi 11

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

HÜKÜM KURMA SANATI I. BÖLÜM MAHKEMECE VERİLEN KARARLAR

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX

Türk Ceza Kanunu. Kanun No Kabul Tarihi: Sayı: BİRİNCİ KİTAP Genel Hükümler

Türk Ceza Kanunu. Kanun No. 5237, Kabul Tarihi : Resmi Gazete: 12 Ekim 2004 SALI, Sayı : Genel Hükümler

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER -I VİZE SINAVI , Saat: METİN SORUSU

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

Basında Sorumluluk Rejimi. Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU. Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU

denetim mali müşavirlik hizmetleri

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK. Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜTLENME SUÇLARI (TCK m )

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

CEZA HUKUKU DERS NOTLARI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013

Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) Sonrasında Zamanaşımı Uygulaması

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

5549 sayılı RLERİNİN N AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN

Ceza Hukuku Genel Hükümler Pratik Çalışmaları

HAYATA KARŞI SUÇLAR. Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılır.

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

BİRİNCİ KISIM : TEMEL İLKELER, TANIMLAR VE UYGULAMA ALANI

T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2015/ K. 2015/197 T

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

TÜRK CEZA KANUNU (1)

: Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1) Nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No: 7) yayımlandı.

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

Kanun No Kabul Tarihi :

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

Kanun No Kabul Tarihi :

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

Karar No: 388/2 Karar Tarihi:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

YENİ BORÇLAR KANUNU NUN YILLIK İZNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİ İLE 4857 SAYILI İŞ KANUNU NUN YILLIK İZNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİNDE FARKLILIK VE DEĞERLENDİRMESİ

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

BÖLÜM SAYILI TÜRK CEZA KANUNU. BİRİNCİ KİTAP Genel Hükümler. BİRİNCİ KISIM Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

KISA İÇİNDEKİLER BIRINCI BÖLÜM SUÇ VE YAPTIRIM HUKUKUNA BAŞLANGIÇ

TÜRK CEZA KANUNU (1)

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

TÜRK CEZA KANUNU (1)

İstanbul Fikir Enstitüsü Yayınları Ocak 2015 SUÇLARIN İÇTİMAI

Kabul Tarihi :

İNFAZI ENGELLEYEN VE SONA ERDİREN NEDENLER, HÜKÜMLÜLERİN BAŞKA KURUMLARA NAKİLLERİ

TÜRK CEZA KANUNU Kanun Numarası : 5237 Kabul Tarihi : 26/9/2004

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

CEZA MUHAKEMESİNDE BEKLETİCİ SORUN KARARININ DAVA ZAMANAŞIMININ DURMASINA ETKİSİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETİCİ, ÖĞRETİM ELEMANI VE MEMURLARI DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ SORULARI

ÖNSÖZ.VII İÇİNDEKİLER.IX KISALTMALAR.XIII GİRİŞ.1 KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ VE SINIRLANDIRILMASI.1 KONUNUN TAKDİMİ VE ÖNEMİ.1 KONUNUN SINIRLANDIRILMASI

TÜRK CEZA KANUNU Türk Ceza Kanunu Kanun No:5237 Resmi Gazete:12 Ekim BİRİNCİ KİTAP Genel Hükümler BİRİNCİ KISIM

İŞ KAZALARINDA DOĞAN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLAR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

Transkript:

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 2010-2011 II. Dönem Bitirme Sınavı (23.04.2011, Saat:10:00) Açıklamalar: 1- Sınav süresi 120 dakikadır. 2- Gerekçesiz mevzuat kullanılabilir. 3- Soruların sırasını değiştirmeyiniz. 4- Başka kâğıt alınabilir. 5- Yazılar okunaklı ve yazım kurallarına uygun olmalıdır. Başarılar Dileriz Prof.Dr. Hamide Zafer/Yrd.Doç.Dr. Aysun Altunkaş -I- 1- Aşağıdaki kavramlar hakkında kısaca bilgi veriniz. a-yan yana faillik: Birden fazla kişi birbirinden habersiz olarak bir suç tanımındaki fiili veya serbest hareketli suçlarda neticeyi meydana getirmeye uygun fiili gerçekleştirmiş olabilirler. Birden fazla kişinin bir suçu iştirak iradesi olmaksızın birlikte işlemeleri halinde, hepsi birbirlerinden bağımsız fail olarak o suçtan sorumlu olur. Bu kişiler hakkında iştirak hükümleri uygulanmaz. Yan yana faillik, kasten işlenebilen suçlarda gerçekleşebileceği gibi, taksirle işlenen suçlarda da gerçekleşebilir. b-şikayetten feragat: Suçtan zarar görenin şikayet hakkını kullanmadan ve şikayet süresi dolmadan bu hakkını kullanmayacağını beyan etmesi, şikayetten feragattir. Şikayetten feragat, Kanun da açıkça düzenlenmemiştir. Ancak bir hak sahibinin hak üzerinde serbestçe tasarruf etmesi, hak kavramının özünde yatar. Şikayetten feragat tek taraflı bir işlemdir. Bu işlemin hüküm doğurması, şüphelinin kabulüne bağlı değildir. c-itiyadi suçlu (itiyadi suçlu sayılmanın hukuki sonucunu da belirtiniz.): İtiyadi suçlu deyiminden, kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla (üç veya daha fazla) işleyen kişi anlaşılır (TCK m. 6/h). Bir kişinin itiyadi suçlu sayılabilmesi için, önceki suçlarının mahkumiyet kararı ile sabit olması aranmamıştır. İtiyadi suçlular da cezalarını mükerrirler gibi yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında çekerler ve mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi olurlar. Cezalarını infaz ettikten sonra haklarında denetimli serbestlik tedbiri uygulanır (TCK m. 58/9). d-iadede hususilik (özellik) kuralı: Kural, iade edilen kişinin iadeye konu olan suçtan başka bir suçla yargılanamamasını veya başka suçun cezasının infaz ettirilememesini ifade eder. İade halinde kişi, ancak iade kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir ve mahkum olduğu ceza infaz edilebilir (TCK m. 18/8; İade Sözleşmesi m. 14). Hususilik ilkesi, kişinin iade edildiği tarihe kadar işlediği suçlar bakımından geçerlidir. İade edildikten sonra işlenen veya iadeye konu suçla ilgili muhakeme tamamlandıktan ve ceza infaz edildikten sonra kişi ülkeyi 45 içinde terk etmezse bu kural işlemez. İadeye konu olan suç dışında bir suçtan dolayı yargılama yapılabilmesi veya cezanın infaz edilebilmesi ancak iade kararı vermiş olan devletin onayı ile mümkün olabilir. Suçun hukuki niteliğinin iadeye konu olan suçtan daha ağır bir suça dönüşmesi halinde de aynı ilke geçerlidir. İade edilen kişinin hususilik ilkesinin sağlayacağı güvenceden kendi iradesi ile vazgeçip vazgeçemeyeceği ise tartışmalıdır. 2- Türk Ceza Kanunu nun yer yönünden uygulanması konusunda geçerli olan sistemi açıklayınız. Ceza kanunlarının yer yönünden uygulanmasında geçerli olan ilkelerden evrensellik ilkesi hakkında bilgi veriniz. Ceza Kanunlarının yer yönünden uygulanmasına ilişkin kurallar belirli ilkelerle ifade edilir. Bu ilkeler şunlardır: 1) Mülkilik (ülkesellik), 2) şahsilik (kişisellik), 3) koruma, 4) ikame yargı yetkisi ve 5) evrensellik ilkesi. Türk Ceza Kanunu nda ceza kanunlarının yer yönünden uygulanmasına ilişkin tüm ilkelere birlikte yer verilmiştir yani mülkilik ilkesi diğer ilkelerle yumuşatılmıştır. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu nda yarı mülkilik sisteminin hakim olduğu söylenebilir. Bu ilkelerin uygulanma koşulları, Türk Ceza Kanunu nun 8-17. maddelerinde düzenlenmiştir. Evrensellik ilkesini kabul eden devletler, cezalandırılmalarında tüm devletlerin ortak çıkarı bulunan uluslarüstü kültür değerlerine yönelik suçları, nerede işlenmiş olurlarsa olsunlar fail ve mağdurun vatandaşlığını dikkate almaksızın cezalandırırlar. Evrensellik ilkesi, genellikle devletlerin ortak kültür değerlerini ceza hukuku yoluyla korumak için yaptıkları anlaşmalarda ifadesini bulur. Evrensellik

ilkesinde suçun nerede işlendiği, failin ve mağdurun vatandaşlığı önem taşımaz. Suçların niteliği önem taşır. Evrensellik ilkesine göre yargılama yapılabilmesi için iadenin denenmesi ve sonuçsuz kalması gerekli değildir. Fail ülkesinde bulunan devlet, iade konusunda girişimde bulunmadan doğrudan yargılama sürecini başlatıp faili cezalandırabilir. -II- Ekonomik sıkıntı içinde olan (A), kumaş satan bir mağazada tezgahtar olarak çalışmaktadır. Arkadaşı (B), (A) ya çalıştığı yerdeki kumaşların ipek olduğunu ve çok para edeceğini, böyle bir işte nasıl ekonomik sıkıntı çektiğini anlayamadığını söyler. (A), bir akşamüstü en kıymetli kumaşlardan bir top alarak eve götürür. Bu topu satıp parayı (B) ile paylaşır. (A), birkaç gün sonra arkadaşı (C) ye duruma anlatır ve daha fazla kumaş almak istediğini ve biraz büyük bir arabaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek arkadaşının arabasını alır. (C), bir miktar para karşılığında arabasını bir geceliğine (A) ya verir. Soru: 1-Zincirleme suçun koşullarını belirterek (A) nın eylemlerinin zincirleme suç sayılıp sayılamayacağını değerlendiriniz. Zincirleme suçun oluşması için a) birden fazla suçun işlenmiş olması, b) bu suçların aynı suç olması, c) suçların farklı zamanlarda işlenmesi, d) bu suçların mağdurlarının aynı olması ve e) birden fazla aynı suçun bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmiş olması gerekmektedir. Zincirleme suçu oluşturan suçların, bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmiş olması gerekir. Zincirleme suç halinde failin, somut fiile ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebilir. Zincirleme suç işlemeye yönelik irade yani bir suç işleme kararı, her bir suça ilişkin kasttan önce gelir. Bu suç işleme kararının varlığı için zincirleme suçu meydana getiren suçların önceden ayrıntılı bir biçimde düşünülmesi gerekli değildir. Failin suçları nasıl işleyeceğini, hangi araçlarla ve hangi zamanlarda işleyeceğini düşünmüş olması gerekmez. Failin bir suç işleme kararı dış olgularla ispat edilir. Suçlar arasındaki zaman aralığı, failin durumu bir suç işleme kararının varlığının tespitinde yardımcı olur. Olayımızda fail, ekonomik sıkıntı içindedir ve önce bir top kumaş almış ve birkaç gün sonra da ikinci hırsızlığı gerçekleştirmiş. Suçların birbirine yakınlığı ve failin ekonomik sıkıntı içinde olması bir suç işleme kararını ortaya koyar niteliktedir. (A), birden fazla hırsızlık suçunu, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirmiştir. 2-Olaydaki suçun hangi suç olduğunu belirtiniz ve bu suçu tanımlayınız. Olaydaki suç hırsızlık suçudur. Hırsızlık suçu TCK nın 141. maddesinde düzenlenmektedir. TCK nın 141. maddesinde getirilen tanıma göre hırsızlık, başkasına ait taşınabilir malı zilyedinin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla bulunduğu yerden almaktır. Hırsızlık suçu malın bulunduğu yerden alınarak, failin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir alana sokulması ile tamamlanan bir suçtur. Almanın şekli önemli değildir; yine alma unsurunun tamamlanmış sayılması için alınan maldan yararlanılması da aranmamaktadır. 3-(B) ve (C) nin söz konusu suça iştirak şeklini belirtiniz ve bu kişilerin cezaları tespit edilirken zincirleme suç artırımının uygulanıp uygulanamayacağını gerekçe göstererek tartışınız. Eğer (B) nin konuşmalarından önce (A) nın aklında suç işleme düşüncesi yok idiyse ve (A), (B) ile yaptığı konuşmanın sonucunda hırsızlık suçunu işlediyse (B) nin eylemleri azmettirme kapsamında değerlendirilebilecektir. (C) ise hırsızlık suçunun işlenmesinde kullanılmak üzere arabasını verdiğinden onun iştirak şekli, maddi yardımdır ve suçun işlenmesinde kullanılan aracı sağlamıştır. İştirakin, iştirak iradesi koşulu, failde veya diğer şeriklerde bulunan suça etki eden (suçu nitelikli kılan) fiili ve şahsi nedenlerin, bu nedenler kendisinde bulunan suç ortaklarına ancak bilme halinde uygulanmasının kabulünü gerektirir. Bu doğrultuda eğer (B), yapmış olduğu konuşmanın sonucunda (A) nın birden fazla hırsızlık suçunu işleyebileceğini biliyor ise suça etki eden nedeni bildiğinden (B) hakkında zincirleme suç artırımının uygulanması düşünülebilir. Öte yandan (B) nin yapmış olduğu konuşma (A) yı sadece tek bir hırsızlık suçunu işlemeye azmettirme niteliğinde ise (A) nın işlediği diğer hırsızlık suçunun (B) nin cezai sorumluluğu üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır. Çünkü zincirleme suç kuralları cezaya etki eden bir haldir. Cezanın hesaplanması dışındaki ceza hukuku kurulmaları bakımından suçlar bağımsızlıklarını korurlar. Şeriklere zincirleme suç kurallarının uygulanması bakımından genel kurallar geçerlidir. Şerikler ancak bildikleri cezaya etki eden nedenlerden etkilenebilirler.

Maddi yardım eden konumundaki (C) nin ise (A) nın işlediği ilk hırsızlık suçundan bu suç işlenip tamamlandıktan sonra haberi olmuştur. Dolayısıyla iştirak iradesinin en geç suçun işlenmesi anına kadar ortaya çıkması gerektiğinden, (C) nin (A) nın işlediği ilk suça iştiraki söz konusu değildir. Bu nedenle de (A) nın işlediği birden fazla hırsızlık suçunun aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlediği düşünülse dahi (C) hakkında zincirleme suç artırımının uygulanması söz konusu olmayacaktır. -III- Sanık tarafından katılan kuruma ait telefon kablolarının çalınmak istenmesi sırasında zorunlu olarak kesilmesi suretiyle, çalınmak istenen malın aynına zarar verildiği anlaşılan olayda, hırsızlık suçu dışında ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında her iki suçtan hüküm kurularak fazla ceza verilmesi, Kanun a aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 12.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi, Y9CD, 12.4.2011-7705/2208. www.kazanci.com Soru: Yargıtay olayda iki suçun oluşmadığına karar vermiştir. Yargıtay ın bu görüşünü değerlendiriniz (gerekçelendiriniz). Kural olarak her suçun cezası ayrı ayrı hesaplanır ve faile yüklenir. Bunun istisnasını suçların içtimaı oluşturur. Suçların çok mu tek mi olduğunun belirlenmesi, suçların içtimaının ve kaç suçtan kaç kere ceza hesaplaması yapılacağının belirlenmesi bakımından önemlidir. Olayımızda yapılan hareketlerin tek suça mı yoksa birden fazla suça mı vücut verdiği hukuki sorun olarak ortaya çakmaktadır. Doğal anlamda hareket (fiil) anlayışı, fiilin ve dolayısıyla suçun tek olup olmadığını ortaya koyabilmek için insan bedeninden dışa yansıyan tek bir iradi aktiviteyi esas alır. Hukuki anlamda hareket (fiil) anlayışı ise fiilin ve dolayısıyla suçun tekliğini belirlemede hukuku kriter alır. Hukuki nedenlerle bir fiilin tek mi, çok mu olduğuna karar verilir. Doğal anlamda fiilin tek olduğu her halde hukuki anlamda da fiilin tek olduğu söylenebilirse de, doğal anlamda fiilin çok olduğu her halde, hukuki anlamda da fiilin çok olduğu her zaman söylenemez. Suç tanımında birden çok hareketin tanımlandığı hallerde bu hareketler doğal anlamda birden çok olmasına rağmen, hukuki anlamda tek sayılır. Ancak bu kriter, bağlı hareketli suçlar bakımından sorunu çözümleyicidir. Hukuki anlamda hareket anlayışı, serbest hareketli suçlar bakımından sorunu çözümleyici başka kriterlerin varlığına ihtiyaç göstermektedir. Birden fazla doğal anlamda hareket, bir irade ile birbirine bağlanmışsa, hareketler aynı hedefe yönelmişse, hareketler arasında yer ve zaman bakımından sıkı bir ilişki varsa, hareketler kesintisiz olarak birbirini takip ediyor veya aynı hareketler tekrarlanıyorsa, dışarıdan objektif olarak bakıldığında bir bütün olarak değerlendirilebiliyorsa hukuki anlamda hareketin tekliğinden söz edilebilir. Somut olayımıza baktığımızda failin telefon kablolarını kesmek ve daha sonra kabloları alıp götürmek şeklinde doğal anlamda birden fazla fiilin olduğu görülecektir. Ancak yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda doğal anlamda hareketin birden fazla olması, doğrudan hukuki anlamda birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet vermez. Burada telefon kablolarının alınıp götürülebilmesi için o kabloların kesilmesi gerekmektedir; telefon kablolarına yönelik hırsızlık suçunun başka şekilde işlenme imkanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla burada hırsızlık suçunun işlenebilmesi için kabloların kesilmesi ve alınıp götürülmesi fiilleri, bir irade ile birbirine bağlanmış ve aynı hedefe yönelmiş hareketler durumunda olduğundan hukuki anlamda hareket teorisi doğrultusunda tek fiil olarak değerlendirilmeye müsaittir. -IV- Sanık geceleyin meskûn mahalde silahla 12 el ateş ederek mağduru yaralar. Mahkeme, 5237 sayılı TCK nın 86. ve 170/1-c madde ve fıkralarında yazılı suçları oluşturacağından bahisle her iki suçtan da mahkûmiyet kararı kurmuştur. (Y8CD, 27.9.2006-6963/7019). Soru: Mahkemenin mahkûmiyet kararını değerlendiriniz. Olayımızda 12 ateş edilmesi ve bunun sonucunda TCK nın iki hükmünün ihlali söz konusudur. Bu durumda olayda fikri içtima kurallarının uygulanıp uygulanamayacağının araştırılması gerekir. Fikri içtima kurallarına göre, bir fiiliyle birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bu suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı sorumlu tutulur (TCK m. 44). Fikri içtimaın varlığından söz edilebilmesi için tek fiilin bulunması, bir fiil ile farklı suçların işlenmiş olması yani

farklı hukuki menfaatlerin ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Bu halde fail, en ağır cezayı gerektiren suçun cezası ile cezalandırılacaktır. En ağır cezayı öngören suçu bulmak için ihlal edilen hükümdeki soyut cezalar karşılaştırılacaktır. Somut olayımızda da her ne kadar failimiz 12 el ateş etmiş olsa dahi, hukuki anlamda hareket teorisi doğrultusunda aynı hedefe yönelmiş, bir irade ile birbirine bağlanmış, birbirini kesintisiz olarak takip eden aynı hareketler söz konusu olduğundan ortada tek bir fiil vardır. Ancak bu fiil ile birden fazla hukuki menfaat ihlal edilmiş yani birden fazla suç oluşmuştur. Bu nedenle failin, TCK nın 44. maddesi doğrultusunda işlemiş olduğu suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılması gerekmektedir. TCK nın 86. maddesinde düzenlene kasten yaralama suçu karşılığında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. TCK nın 170/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu karşılığında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Fikri içtima kuralları doğrultusunda fail hakkında en ağır cezayı öngören suçtan dolayı cezalandırma öngörüldüğünden, burada yapılan şey aslında aleyhe olan kanunun tespitidir. Bu nedenle lehe olan kanunun tespitine ilişkin kuralların tersine olarak uygulanması gerekmektedir. Bu doğrultuda her iki suç karşılığında öngörülen basamaklı cezaların üst sınırı birbirine eşit olduğundan altı sınır itibariyle yüksek cezanın öngörüldüğü suçtan failin cezalandırılması yoluna gidilmelidir. Bu doğrultuda fail hakkında cezanın belirlenmesinde esas alınacak olan daha ağır cezanın öngörüldüğü suç, TCK nın 86. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçudur. -V- 1-(A), (B) den borç para almış ve zamanı geldiğinde borcunu ödememiştir. Bunun üzerine (B), (A) ya parasını ödemediği takdirde işyerini kırıp geçireceğini söyler (TCK m.106). Soru: a-dava zamanaşımı süresini tespit ediniz. Dava zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında somut olayda faile isnat edilen suçun temel (basit) şeklinin özel soyut cezasına bakılır. Yasamızda dava zamanaşımının tespitinde soyut ceza sistemi benimsenmiştir. Basamaklı cezaları gerektiren suçlarda dava zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında, suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur. Olayımızda söz konusu olan tehdit suçu karşılığında TCK nın 106. maddesinde altı aya kadar hapis cezası öngörülmüştür. TCK nın 66. maddesinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar karşılığında sekiz yıl dava zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Dolayısıyla bu suç bakımından da dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Dava zamanaşımı süresinin durması halinde, sürenin durması sonucunu doğuran nedenler ortadan kalkıncaya kadar dava zamanaşımı süresi işlemez. Durma nedeni kalkınca zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. TCK nın 67. maddesinde düzenlenen nedenlerle dava zamanaşımının kesilmesi halinde zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Kesilme halinde, ilgili suça ilişkin olarak belirlenen zamanaşımı süreleri yarısına kadar uzar (TCK m.67/4). Dolayısıyla suçumuz açısından zamanaşımı süresini kesen işlemlerin yapılması halinde, söz konusu süre oniki yıla kadar uzayacaktır. b-(b) soruşturma evresinde ölürse bunun soruşturmaya etkisi ne olur ve Cumhuriyet savcısı ne kararı verir? Kovuşturma evresinde ölürse bunun kovuşturmaya etkisi ne olur ve mahkeme ne kararı verir? Şüpheli veya sanığın hayatta olması, bir muhakeme şartıdır. Şüphelinin soruşturma evresinde ölmesi halinde artık kovuşturulacak kimse olmadığından Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturma olanağının bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Dolayısıyla eğer (B) soruşturma evresinde ölürse, Cumhuriyet savcısı kovuşturma olanağının bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermelidir. Kovuşturma evresinde ölümü halinde mahkeme tarafından ceza davasının düşürülmesine karar verilecektir. Dolayısıyla eğer (B), kovuşturma evresinde ölürse mahkeme, (B) hakkında davanın düşürülmesine karar vermelidir. Ancak niteliği itibariyle müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam edilerek bunların müsaderesine karar verilebilir (TCK m.64/1, CMK m. 223/8). 2-(A) kasten yaralama suçundan dolayı 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilir. (TCK m.86/1). Soru: Ceza zamanaşımı süresini tespit ediniz.

Ceza zamanaşımı kanunun 68. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi ile cezanın infazına engel olan zamanaşımını ifade eder. Ceza zamanaşımı süreleri mahkûmiyet hükmündeki cezaya göre belirlenir. Beş yıla kadar hapis ve adli para cezaları karşılığında, TCK nın 68. maddesinde 10 yıllık bir ceza zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Olayımızda da 1 yıl 6 aylık bir hapis cezasına hükmedildiğinden, ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ceza zamanaşımı süresi, hükmün kesinleştiği veya infazın kesintiye uğradığı günden itibaren (o gün dahil) işlemeye başlar (TCK m. 68/5). Ceza zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde o ana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresi silinir ve kesilme anından itibaren süre yeninden işlemeye başlar. Dava zamanaşımının kesilmesinde olduğunun aksine ceza zamanaşımının kesilmesi konusunda kanunda bir sınır öngörülmemiştir. Aşağıdaki bilgileri değerlendiriniz. -VI- a) (A), Türkiye de suç işledikten sonra Almanya ya kaçmış ve Alman vatandaşı olmuştur. Bu suçtan dolayı Türk mahkemelerinin milli yargı yetkisi doğar mı? Mülkilik ilkesine göre, devlet, kendi ülkesinde işlenen tüm suçlara failin ve mağdurun vatandaşlığını dikkate almadan kendi ceza kanunu uygular. Türk Ceza Kanunu m. 8 de de Türkiye de işlenen suçlar hakkında Türk Kanunları uygulanır denilmek suretiyle mülkilik ilkesi ifade edilmiştir. Dolayısıyla (A), her ne kadar suçu işledikten sonra Almanya ya kaçıp, Alman vatandaşlığına geçmiş olsa dahi suçu Türkiye sınırları içerisinde işlediğinden mülkilik ilkesi gereğince Türkiye de, Türk kanunlarına göre yargılanabilecektir. b) (A), Almanya da Alman vatandaşlığına geçtikten sonra bir Alman a karşı suç işlemiş. Ardından Türkiye ye gelmiştir. (A) Türkiye de yargılanabilir mi? Faile göre şahsilik ilkesi doğrultusunda Türk mahkemelerinin milli yargı yetkisinin doğması için failin fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olması gerekmektedir. Oysa (A), fiili işlediği sırada Alman vatandaşıdır. Suç Türkiye de işlenmediğinden mülkilik, bir Türk vatandaşına karşı işlenmediğinden mağdura göre şahsilik, TCK nın 13. maddesinde sayılan suçlardan biri işlenmediğinden koruma, evrensellik ilkesi kapsamında kalan suçlardan biri işlenmediğinden evrensellik ilkesi doğrultusunda Türkiye nin milli yargı yetkisinin doğması söz konusu olmayacaktır. Bu halde ancak TCK nın 12. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen koşulların karşılanması kaydıyla ikame yargı yetkisi kullanılarak Türkiye de yargılama yapılması düşünülebilir. Ancak bunun için de öncelikle iadenin denenip sonuçsuz kalması gerekmektedir.