YETİŞKİNLERDE TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİ



Benzer belgeler
3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Tüberküloz Tedavisinde Temel İlkeler

Özel durumlarda tüberküloz tedavisi

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Çok ilaca dirençli tüberküloz tedavisinde cerrahinin yeri. Dr. Kemal Tahaoğlu Antalya 2007

Özel durumlarda tüberküloz tedavisi. Dr. Serir Aktoğu Özkan İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Tüberküloz tedavi ve direnç

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ - STANDART TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİ, Haziran 2004, Gözden geçirme STAG tarafından onaylanmıştır. (Çeviri: Şeref Özkara)

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu

TÜBERKÜLOZ Dr. Behice Kurtaran. Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİLER (TDM)

AKCİĞER TÜBERKÜLOZU TEDAVİSİ Dr. Mediha Gönenç Ortaköylü SBÜ Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi

Prof. Dr. Ayşe Yüce. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Nisan-2014

TÜRKİYE ULUSAL VEREM SAVAŞI DERNEKLERİ FEDERASYONU 71. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİ İNFEKSİYONLARINDA TEDAVİ ve SORUNLAR

TÜBERKÜLOZDA KAYIT ve BİLDİRİM. Dr. Suha ÖZKAN Ankara Verem Savaşı İl Koordinatörü

FEBRİL NÖTROPENİK HASTALARDA ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

TÜBERKÜLOZUN MOLEKÜLER TANISINDA GÜNCEL DURUM

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Çok İlaca Dirençli Akciğer Tüberkülozu ile Yeni Olgu Akciğer Tüberkülozunun Tedavi Maliyeti

Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı. Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

AKCİĞER TÜBERKULOZU TEDAVİSİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

ÇOCUKLUKLARDA AKCİĞER TÜBERKÜLOZU TEDAVİSİ. Dr. Fazilet Karakoc Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Akciğer Tüberkülozlu 117 Olgunun Tanısında Balgam Yaymasının Kullanımı

DERLEMELER (Review Articles) Sema OYMAK 1, Mustafa ÖZESMİ 2

ÇOCUKLULARDA TÜBERKÜLOZ

TÜBERKÜLOZ OLGULARINA YAKLAŞIMDA DOKTOR NELERİ YAPMALI, NELERİ YAPMAMALIDIR?

ATS mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

DÜZCE TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

TÜBERKÜLOZDA TEDAVİ İLKELERİ, TEDAVİ VE TEDAVİNİN İZLENMESİ Doç. Dr. Şeref Özkara

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Dr.Müge Ayhan Doç.Dr.Osman Memikoğlu

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

TÜBERKÜLOZ LABORATUVARI TEST REHBERİ

ANTALYA TÜBERKÜLOZ İL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YILI ÇALIŞMALARI

TÜBERKÜLOZ SÜRVEYANS ÇALIŞMALARINA PRATİK YAKLAŞIM ve ÖNEMİ

Batman Verem Savaşı Dispanseri nde 2003 Yılında Takip Edilen Tüberküloz Olgularının Analizi

DÜNYADA TÜBERKÜLOZ DURUMU

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Tularemi Tedavi Rehberi Doç. Dr. Oğuz KARABAY Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

Muzaffer Fincancı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi

EK: VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI BİLGİ NOTU (01-07 Ocak 2017)

OLGU SUNUMU 23 Kasım 2013

TÜBERKÜLOZ. Dr. Şeref ÖZKARA 1. TÜBERKÜLOZ KONTROL (VEREM SAVAŞI) PROGRAMI

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

TÜBERKÜLOZ HASTASININ ZLENMES

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

SSK Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde Yılları Arasında İzlenen Tüberküloz Olgularında İlaç Direnci

SANATORYUM ATATÜRK ÜN HAYALİNDEKİ HASTANE: Hastanemizin kuruluş düşüncesi 1930 lu yıllara dayanmaktadır. Toraks Bülteni 33

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

ASTIMDA YENİ BİYOLOJİK AJANLAR. Doç. Dr. İnsu Yılmaz Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD İmmünoloji ve Allerji Hastalıkları BD

Op.Dr. Uğur DADALI Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulu Başkanı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Laboratuvar Sürveyans Ağı (TULSA) Çalışmaları

TÜBERKÜLOZ LABORATUVARLARI VE LABORATUAR AĞI(ORGANİZASYON)

SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? Doç. Dr. Cemal Bulut Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon)

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

Kliniğimizde yeniden tedavi rejimi uygulanan akciğer tüberkülozlu olguların sonuçları

SALUBRIS Gateway to Health Worldwide Dünya Çapında Sağlığa Açılan Kapı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Mikobakteriyoloji Laboratuvarı Sorular - Sorunlar

ANAFLAKSİ. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ

Burun yıkama ve sağlığı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ği Derne Üroonkoloji

KISITLI ANTİBİYOTİK DUYARLILIK TESTİ BİLDİRİMİ TALİMATI

Tüberküloz yönetimi ve tedavisi. Oğuz Kılınç Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Tüberküloz şüphesi olan çocuklarda kesin veya olası tüberküloz ve latent tüberküloz infeksiyonu tanıları

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

GİRİŞİMSEL İŞLEMLER HAKKINDA DERNEK GÖRÜŞLERİMİZ & SAĞLIK BAKANLIĞI NA VE SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA YAZDIĞIMIZ YAZILAR

Ertuğrul GÜÇLÜ, Gülsüm Kaya, Aziz Öğütlü, Oğuz Karabay. Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m

KRİTİK HASTANIN HASTANELER ARASI TRANSPORTU PRM. MUSTAFA YILDIZ İSTANBUL 112 ASH

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİ ENFEKSİYONLARI. Tanı ve Sorunlar. Süheyla SÜRÜCÜOĞLU. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Manisa

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Serum Rifampisin Seviyesinin Antitüberküloz Tedaviye Yanıttaki Rolü

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VE VEREM HAFTASI

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

İzmir Kahramanlar Verem Savaş Dispanseri nde 1998 Yılında Kayıtlı Tüberküloz Hastalarının Değerlendirilmesi #

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları

EK: VEREM EĞĠTĠM VE PROPAGANDA HAFTASI BĠLGĠ NOTU (04-10 Ocak 2014)

Dönem 3 Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri:

Transkript:

21. Yüzyılda Tüberküloz Sempozyumu ve II. Tüberküloz Laboratuvar Tanı Yöntemleri Kursu, Samsun YETİŞKİNLERDE TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİ Y. Doç. Dr. Serhat Fındık Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Samsun TARİHÇE İlaçların keşfinden önce tüberküloz hastaları sanatoryumlara yatırılarak daha çok doğal yollardan tedavi edilmeye çalışılmaktaydı. Kavitenin kapanmasını sağlamak amacıyla akciğer kollapsı ameliyatları da (kavite olan tarafta iyatrojenik pnömotoraks v.b. cerrahiler) o günlerde uygulanmaktaydı. Ancak tüm bunlarla yeterli yanıt sağlanamamaktaydı. Üstelik sanatoryumlara yatırılan hastalar kendilerini toplumdan izole edilmiş görmekteydiler. Akciğer kollapsı ameliyatları da toraksın görünümünü bozarak hastaların ruhsal durumlarını etkilemekteydi. İlk olarak 1944 yılında para-aminosalisilik asit (PAS) bulundu ve hastalara PAS monoterapisi uygulandı. Daha sonra 1946 yılında Feldman ve Henshaw tarafından streptomisin antitüberküloz ilaç olarak kullanıldı. Ancak streptomisin monoterapisinin kısa sürede direnç gelişimine ve sık relapslara yol açtığı tespit edilince streptomisin ve PAS birlikte verilmeye başlandı. Bunun neticesinde streptomisine direnç bir ölçüde kırıldı. 1953 te izoniasid ve pirazinamid tedavide kullanılmaya başlandı. 1964 te etambutolün geliştirilmesi ile izoniasid ve etambutol rejimi 18 ay süresince verildi. Rifampisin 1965 te geliştirilmesine rağmen ancak 1971 de kullanıma girdi. 1980 li yılların başlarında izoniasid ve rifampisin birlikte verildiğinde tedavinin 9 aya indirilebileceği görüldü. Üstelik bunlara pirazinamid de eklendiğinde 6 ay gibi daha kısa bir sürede tedavinin yeterli olabileceği tespit edildi. Böylece, özetle, ilk etkili ilacın tüberküloz tedavisinde kullanılmaya başlanmasının yaklaşık 50.yılında, sanatoryumlardaki uzun süreli ve tam kür sağlayamayan tedavilerden tam kürün elde edildiği daha kısa süreli ilaç tedavisine geçildi. TÜBERKÜLOZ TEDAVİSİNE BAŞLAMADAN ÖNCE BİLİNMESİ GEREKENLER 1- Tüberküloz halk sağlığını ilgilendiren çok önemli bir hastalıktır. 2- Ziehl-Neelsen boyası, kültür ve direnç testi yapılması için en az üç klinik spesimenin laboratuara gönderilmesi gereklidir. 3- Yayma negatif negatif [aside dirençli basil (ARB)negatif ] vakalarda beş veya altı balgam örneği alınmalıdır. Eğer hasta balgam çıkaramıyorsa balgam indüksiyonu için nebülizatör ile %3 lük serum fizyolojik verilir. Bu sonuçsuz kalırsa bronkoskopi ile bronkoalveoler lavaj yapılır. 4- Tanı konulamayan ağır derecede düşkün bir hastada balgam yayması negatif olsa bile

Yetişkinlerde Tüberküloz Tedavisi tüberküloz şüphesi varsa derhal tedaviye başlanmalıdır. 5- Akciğer tüberkülozu tanısı alan hastaların bulaşmanın önlenmesi için, imkan varsa tedavinin ilk dönemlerinde hastaneye yatırılması yararlı olabilir. Hastaneye yatırılan hastalara respiratuar izolasyon yapılması önerilmektedir. Tedavinin 15.gününden sonra balgam ve solunum yolu sekresyonlarındaki basil miktarı çok azaldığından veya tamamen yok olduğundan bulaşma olasılığı ortadan kalkmaktadır. Genel durumu iyi olan hastaların bu süreden sonra hastanede tutulmalarına gerek yoktur. 6- İlaca dirençli basillerin ortaya çıkmasını önlemek için tedavi çok ilaçla yapılmalıdır. 7- Bulunulan bölgede primer ilaç rezistansı %4 ün üzerinde ise tedaviye dörtlü ilaç ile başlanmalıdır. 8- İlaçlar her gün tek doz halinde verilmelidir (ancak direk gözlem altında uygulanmak şartıyla intermitan tedavi yani haftada iki yada üç gün ilaç tedavisi de tavsiye edilmektedir). 9- Tüberküloz tedavisi uzun süreli olmalıdır (en az 6 ay). 10- İlaç direncinin en sık nedeni tedaviye uyumsuzluktur. Bu nedenle tüberküloz tanısı alan tüm hastalarda direk gözlem altında tedavi ( DOT ) uygulaması düşünülmelidir. 11- Direnç veya tedavi başarısızlığı nedenleriyle tedavi değiştirilecek ise kesilen ilaçların yerine en az iki yeni ilaç tedaviye eklenmelidir. 12- Kültür sonuçlarının negatif olduğu kesinleşmedikçe tedavi asla sonlandırılmamalıdır. TÜBERKÜLOZUN TEDAVİ ÖNCESİ KATEGORİZASYONU Doğru ve yeterli tedavi verebilmek amacıyla tüberküloz kategorize edilir. Bunun için dört madde kriter olarak alınır : 1- Hastalığın yeri: Pulmoner veya ekstrapulmoner 2- Hastalığın ağırlığı: Kısa sürede hayatı tehdit edebilecek veya major bir fonksiyon kaybına yol açabilecek ise ağır form, aksi durum ise hafif formdur. 3- Pulmoner formun infeksiyözlüğü: Balgamdaki basil miktarına bağlıdır 4- Antitüberküloz tedavi öyküsü: Yeni vakalar (tedavi görmemiş veya bir aydan kısa süreli tedavi almış), daha önce bir aydan fazla antitüberküloz tedavi alan vakalar (tedavi başarısızlığı, relaps ve tedavinin erken sonlandırılması sonucu hastalığın rekürrensi) ve kronik vakaların (tedavi başarısızlıkları ve tekrar edilen tedaviye rağmen relapslar) ayırt edilmesine olanak tanır. Ve bu kriterler baz alınarak tüberküloz hastaları dört kategoriye ayrılır (Tablo I). Tablo I: TÜBERKÜLOZ HASTALARININ TEDAVİ ÖNCESİ KATEGORİZASYONU Kategori I: YENİ VAKALAR (önceden tedavi almamış): Yayma pozitif pulmoner tüberküloz, yayma negatif yaygın parenkim tutulumlu pulmoner tüberküloz, yayma pozitif ağır ekstrapulmoner tüberkülozlar (menenjit, perikardit, bilateral veya yaygın tüberküloz plörezi, spinal, intestinal ve genitoüriner tüberküloz) Kategori II: TEDAVİNİN TEKRAR VERİLMESİ GEREKEN ÖNCEDEN TEDAVİ ALMIŞ VAKALAR ( RETREATMENT ): Relaps vakalar (daha önceden tam tedavi alıp kür sağlanan hastalarda yayma ve/veya kültür pozitifliği), tedavi başarısızlığı olan 179

Serhat Fındık vakalar (beş aylık tedaviye rağmen yayma ve/veya kültür pozitifliğinin sebat etmesi ya da tedavi öncesi yayma negatifliğinin tedavinin ikinci ayından sonra pozitifleşmesi ve/veya kültürün pozitifleşmesi), tedavinin yarım kaldığı vakalar (hastanın iki ay tedavi aldıktan sonra tedaviyi kesmesi ve bir müddet sonra yayma ve/veya kültür pozitifliği ile gelmesi). Kategori III: YAYMA NEGATİF YENİ VAKALAR (önceden tedavi almamış): Sınırlı parenkim tutulumlu pulmoner tüberküloz, hafif ekstrapulmoner tüberkülozlar [lenf bezi, unilateral ve sınırlı tuberküloz plörezi, kemik veya eklem tüberkülozu (spinal dışı) ve cilt tüberkülozu ]. Kategori IV: KRONİK VAKALAR: Direk gözlem altında tedaviye rağmen yayma pozitifliğinin devamı. ----------------------------------------------------------- TEDAVİ Tüberküloz ilaçları ikiye ayrılmaktadırlar: Birinci sıra ilaçlar ve ikinci sıra ilaçlar. Birinci sıra ilaçlar major ilaçlar olarak ta bilinir ve izoniasid, rifampisin, etambutol, pirazinamid ve streptomisinden oluşur. Genel olarak bu ilaçların etkileri daha güçlü, yan etkileri daha azdır. Tablo-II de major tüberküloz ilaçlarının tavsiye edilen dozları gösterilmiştir. Tablo II: MAJOR TÜBERKÜLOZ İLAÇLARININ YETİŞKİNLERDE TAVSİYE EDİLEN DOZLARI İlaçlar Günlük Haftada iki gün Haftada üç gün İzoniasid, mg/kg 5 (maks:300) 15 (maks: 900) 15 (maks:900) Rifampin, mg/kg 10 (maks:600) 10 (maks:600) 10 (maks:600) Pirazinamid, mg/kg 15-30 (maks:2 gr) 50-70 (maks 4 gr) 50-70 (maks 3 gr) Etambutol, mg/kg 15-25 50 25-30 Streptomisin, mg/kg 15 (maks:1 gr) 25-30 (maks:1.5 gr) 25-30 (maks:1.5 gr) Maks: maksimum İkinci sıra ilaçlar minör ilaçlar olarak ta bilinir, daha toksik ilaçlardır ve genellikle çok ilaca dirençli tüberkülozda ( MDR-TBC ) tercih edilirler. Bunlar; PAS, etionamid, sikloserin, kanamisin, kapreomisin, amikasin, viomisin, thiosetazon, florokinolonlar (ofloksasin, siprofloksasin), rifabütin, yeni makrolidler (azitromisin, roksitromisin, klaritromisin) ve beta-laktam + beta laktamaz kombinasyonudur (ayrıntılı olarak çok ilaca dirençli tüberküloz konusunda anlatılmıştır). Günümüzde tüberküloz tedavisinin iki fazı bulunmaktadır. İlk iki ay bakterisidal faz olarak bilinir. Bu fazda üç-beş major ilaç verilir ve izoniasid, rifampisin ve pirazinamid daima bunların içinde yer alır. İki aydan sonra ise idame faza geçilir. İdame fazı dört- 180

Serhat Fındık yedi ay sürer ve içinde izoniasidin olduğu en az iki ilaç verilir. Bir ülkedeki izoniasid direnci başlangıç tedavisini oluşturan ilaçların sayısı ile tedavi süresini etkiler. Son verilerin ışığında izoniasid direncinin %4 den az olduğu gelişmiş ülkelerde izoniasid + rifampisin + pirazinamid den oluşan üçlü ilaç rejimin 2 ay verildikten sonra izoniasid + rifampisinin 4 ay daha verilerek tedavinin 6 aya tamamlanmasının yeterli ve etkili olduğu bildirilmiştir. İzoniaside primer direncin % 4 den fazla olduğu bilinen veya tahmin edilen ülkelerde (ülkemizin de bu grupta olduğu düşünülebilir) ise Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) yukarıdaki kategorileri de göz önüne alarak çeşitli tedavi rejimlerinin uygulanmasını tavsiye etmiştir (Tablo III). TABLO III: DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ NÜN TAVSİYE ETTİĞİ TEDAVİ REJİMLERİ Tedavi Rejimleri Tedavi İlk faz (günlük veya haftada üç gün) İdame Fazı kategorisi I 2 ay HRZE (HRZS) 4 ay HR 2 ay HRZE (HRZS) 4 ay H 3 R 3 2 ay HRZE (HRZS) 6 ay HE* II 2 ay HRZES / 1 ay HRZE 5 ay H 3 R 3 E 3 2 ay HRZES / 1ay HRZE 5 ay HRE III 2 ay HRZ 4 ay HR 2 ay HRZ 4 ay H 3 R 3 IV 2 ay HRZ 6 ay HE* Referans hastanelerinde minör ilaçları da içeren tedaviler uygulanır ( MDR-TBC gibi) * sadece Rifampisin tolere edilemediğinde H: izoniasid, R: Rifampisin, Z: Pirazinamid, E: Etambutol, S: Streptomisin, H 3 R 3 E 3 : Haftada üç gün İLAÇ REAKSİYONLARININ MONİTORİZASYONU Standart rejimlerin değerlendirilmesinde tedavi öncesinde tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, böbrek fonksiyon testleri istenmelidir. Pirazinamid kullanılacak ise ürik asit istenmelidir. Etambutol alan hastaların göz muayeneleri ve kırmızı yeşil renk testleri yapılmalıdır. Yukarıda bahsedilen testler aylık muayenelerde tekrar edilmelidirler. İlaç toksisitesini düşündüren semptomlar oluşursa uygun laboratuar testleri yapılmalıdır. Tedaviye başlanmadan önce hastalar ilaçların sık görülen yan etkileri yönünden bilgilendirilmelidirler (ilgili bölümde yan etkiler ayrıntılı olarak anlatılmıştır). 116

Yetişkinlerde Tüberküloz Tedavisi TEDAVİYE YANITIN DEĞERLENDİRİLMESİ Tedavi Öncesi Yayma Pozitif Hastalar Negatifleşmeyi görmek ve muhtemel ilaç direnci tespit etmek amacıyla balgam yayması ve kültürü aylık olarak alınmalı veya en az tedavinin 2., 4. ve 6.aylarında istenmelidir. İzoniasid ve rifampisin içeren rejimlerde balgam iki ay içinde negatifleşmelidir. Balgam yayma ve kültür sonuçları tedavinin ikinci ayının sonunda da pozitif ise ilaç direnci ve tedaviye uyumsuzluk akla gelmelidir. Derhal ilaç direnç testi tekrar edilmelidir. İlaç direnci gösterilemediyse tedavi rejimi direk gözlem altında sürdürülmelidir. İlaç direnci bulunursa basilin hassas olduğu en az iki ilaç tedaviye eklenmeli ve tedavi direk gözlem altında yapılmalıdır. Asla yapılmaması gereken tedaviye sadece bir ilaç eklenmesidir. Çünkü bu durumda yeni eklenen ilaca karşı kısa sürede direnç gelişecektir. Kültürler negatifleşinceye kadar aylık olarak bakteriyolojik kültür ve direnç testi yapılmalıdır. İzoniasid ve rifampisin içeren rejimlerin yeterli tedavisi sonrası ilaca hassas basillerin neden olduğu relapslar çok nadirdir. Standart tedavi rejimini tamamlayan ve tatminkar bakteriyolojik yanıt oluşan hastaların tedavilerinin bitiminden sonra takip edilmeleri gerekli değildir. Aksine, yaygın hastalık, immünsupresif durum, tedavinin bitmesine rağmen radyolojik bulguların devamı veya hastanın tedaviye uyumunda şüphe olması gibi hallerde tedavinin bitiminden sonrada uzun süreli takip önerilir. Tedavi bitimindeki akciğer grafisi ile karşılaştırmak için tedavi öncesi akciğer grafisinin alınması da çok önemlidir. Aylık balgam incelemelerinin aksine aylık akciğer grafileri o denli elzem değildir. Tedavi sonu akciğer grafisinin alınması gelecekte oluşabilecek hadiseler ile karşılaştırma yapmak için de gereklidir. Tedavi Öncesi Yayma Negatif Hastalar Tüberküloz ile uyumlu radyolojik anormallikleri ve klinik bulguları olan hastalarda M. Tuberculosis i izole etmek için tüm tanısal testler yapılmalıdır. Eğer başka bir tanı konulamadıysa tüberküloz tedavisine başlanır ve kültür sonuçları takip edilir. Bu grup hastalar için klinik değerlendirme ve akciğer grafisi tedaviye yanıtın ana parametreleridir. İzoniasid ve rifampisin içeren bir rejimin üç ay uygulanmasına karşın kültür sonuçları negatif ve radiografik bulgular değişmeden sebat ederse tanıda başka bir hastalık veya tüberküloz sekeli düşünülür. Tedavinin Tekrar Verilmesi Gereken Önceden Tedavi Almış Olan Hastalar Beş, altı aylık tedaviye rağmen balgamın pozitifliği kaybolmadan devam ederse bu tedavi başarısızlığı olarak kabul edilir. Direnç testi için yeni bir balgam örneği istenir. Direnç testi sonuçları beklenirken ya orijinal tedaviye devam edilir yada en az üç yeni ilaç tedaviye eklenerek direk gözlem altında tedaviye geçilir. Direnç testi sonuçlarına göre gereken ilaç değişiklikleri yapılır. İzoniasid ve rifampisin içeren bir rejimin bitiminden sonra (tedavi sonunda basilin hassas bir basil olduğu gösterildiyse) hastada relaps oluşursa aynı rejim tekrar verilebilir. Aksine, izoniasid ve rifampisin içermeyen bir rejim ile tedavi 179

Serhat Fındık edilmiş bir hastanın nüksünün nedeninin tüm önceki ilaçlara karşı dirençli bir basil olduğu akla gelmeli ve buna göre tedavi rejimleri şekillendirilmelidir. Direk Gözlem Altında Tedavi ( DOT ) Dünya sağlık örgütü özellikle tedavi sonuçlarının iyi olmadığı ülkelerde direk gözlem altında tedaviyi tavsiye etmektedir. Bu tedavide görevlendirilen sağlık personelleri her gün hastaların evlerine giderek orada ilaçları verirler. Hastaların ilaçları aldığının sağlık personeli tarafından gözlenmesi şarttır. Bu tüm tedavi süresince aralıksız olarak devam etmelidir. Tablo IV: TEDAVİ SONUÇLARI Şifa (kür): Tedavinin bitiminde (veya bitimden bir ay ya da daha önce) hastanın yaymasının negatif olması Tamamlanmış tedavi: Tedavinin uygulanarak bitirilmesine rağmen hastada bakteriyolojik kür için bir kanıtın olmaması Tedavi başarısızlığı: Tedavinin 5.ayı veya daha sonrasında hastada yayma pozitifliğinin devamı ya da yaymanın tekrar pozitifleşmesi Ölüm: Tedavinin seyri sırasında hastanın herhangi bir nedenle ölümü Tedavinin erken kesilmesi ( default ) : Hastanın iki ay veya daha uzun süre tedavi aldıktan sonra (tedavinin tamamlanmasından önce) tedavinin kesilmesi Nakil: Hastanın tedavi için başka bir sağlık merkezine sevk edilmesi Tedavi Sonuçları Tedavi sırasında veya bitiminde çeşitli neticelerle karşılaşılabilir (Tablo IV). Tedavi sonunda elde edilen sonucun ilgili hekim tarafından dosyaya ayrıntılı olarak yazılması ve bunun bölgesel ve/veya ulusal verem savaş dairesine bildirilmesi zaruridir. KAYNAKLAR 1- American Thoracic Society: Treatment of tuberculosis and tuberculosis infection in adults and children. Am J Respir Crit Care Med 1994:149; 1359-1374. 2- Chaulet P. Mycobacterial infections in highprevalence countries. In: Grassi C, Brambilla C, Costabel U, Stockley RA, Naeije R, Rousin RR, Fishman (eds). Pulmonary Diseases. 1 st ed. London: McGraw-Hill, 1999: 165-171. 180