Değerli Sanayici Dostlarım, Kalkınma planı kalkındırır mı? Atatürkorganize. Hilmi UĞURTAŞ



Benzer belgeler
Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Gayri Safi Katma Değer


Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2013

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

Ekonomi Bülteni. 26 Eylül 2016, Sayı: 37. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

internet adreslerinden

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

1- Ekonominin Genel durumu

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME 3,5. Kaynak: TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Tablo Yılında İnternet Erişimi Olan Girişimlerin, İnterneti Kullanım Amaçları

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Mart. Ocak. Reel Kesim İyimserliğini Koruyor. Tüketici Güveni Nisan da İyileşti MAYIS. Kapasite Kullanım Oranı %78,4 e Yükseldi

Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4.5 ve MB borçlanma faiz oranıda yüzde 3.5 ile sabit tutulmuştur.

Transkript:

4 Atatürkorganize Kalkınma planı kalkındırır mı? Hilmi UĞURTAŞ İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Değerli Sanayici Dostlarım, ülkemizdeki gündem siyaset tarafından öyle bir yönlendiriliyor ki; kendimizi her yeni gün yeni bir siyasi tartışmanın içinde buluyoruz. Geçen ayki yazımda gezi olaylarını değerlendirirken, bu ay bir bakıyoruz ki, gezi olayları sonrasında tekrar gündemde yerini alan barış süreci projesinin devamı ve yeni bir anayasa oluşturma gayreti gündemi toparlayıp gidiyor. Oysa, sosyo-politik tüm projelerin temelde dayandığı ana unsur olan ekonomi, istenilen düzey ve boyutta olmadığı sürece yapılan tüm projelerin başarısız olma riski çok yüksektir. Bu ancak ekonominin ülkenin birinci gündem maddesi olması gerektiğinin değişmez prensip haline gelmesi ile engellenebilir. Bu prensibi oturtacak, ulusal kalkınmanın temel anayasası olarak kabul edilebilecek olan 10 uncu kalkınma planı T.B.M.M. ye sunuldu. Meclis onayını aldıktan sonra ülkemizin 2014-2018 yılları arasındaki ekonomik ve sosyal gelişmeyi, kalkınmayı, büyümeyi yönlendirecek temel belge olarak yürürlüğe girecek. Bu kalkınma planı ülkemizin yetersiz olan kaynaklarının nasıl dağıtılacağının, nasıl ve nerelerde kullanılacağının belirlendiği bir yol haritasıdır. Kamu bu planlara uymak zorundadır, özel sektör ise rehber olarak dikkate almak durumundadır. Onuncu Kalkınma Planı nında 2014-2018 yılları arasında ekonomimizin yüzde 5,5 oranında büyümesi hedeflenmiştir. Geçmişteki plan ve programlarda bu hedef yüzde 7 kabul edilirken, bu planda yüzde 5,5 a çekilmesinin Türkiye nin gereksinimlerine karşılık verip veremeyeceği ciddi bir tartışma alanı olacaktır. Türkiye gibi nüfus artış hızının yüksek olduğu ve hatta daha yüksek olması hususunun hükümet tarafından desteklendiği bir dönemde, köyden kente göçün önlenemeyişi ve bunun neticesinde kentlerin altyapı ve üstyapı gereksinimlerinin yoğun bir şekilde hissedildiği bir ülkede yüzde 5,5 büyümenin yeterli olmayacağı kuvvetli bir öngörüdür. Bu planda dikkatli değerlendirmemiz gereken bir diğer veri de, 2018

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 başkanın kaleminden başkanın kaleminden 5 Bizler, sağlanacak değişim ile üretimimizi ithalat bağımlılığından kurtarıp, ekonomik ölçekli yatırımlara nasıl yönelebiliriz düşüncesinin takibindeyiz. yılında ABD Dolarının 1,97 TL olacağı varsayımıdır. Bu dolar değeri karşılığında oluşacak milli geliri, 2018 yılında 80,4 milyona ulaşması beklenen nüfusumuza bölersek, karşımıza çıkacak kişi başı gelir 16 bin dolar seviyesinde olacaktır. Bu rakamın, içinden çıkmaya çalıştığımız orta gelir tuzağından çıkış rakamı olup olmadığı da bir başka tartışma konusudur. Çünkü IMF öngörülerine göre bu dönemde Çin in büyüme öngörüsü yüzde 8.4, Hindistan ın yüzde 6.7, Malezya-Endonezya-Filipinler-Tayland-Vietnam gibi rekabet halinde olduğumuz ülkelerin ortalamasının da yüzde 5.6 olması beklenmektedir. Bu rakamlar ışığında bu on yıllık kalkınma planımızın, daha önce açıklanan 2023 hedeflerine biraz uzak kalacağını söylemek kötümserlik olmayacaktır. İşte bu noktada Türkiye nin ortaya koyduğu bu kalkınma planından beklentimiz global krizin devamını kabul edip hedeflerini küçülten değil, krizin yansımalarına müdahale eden bir plan olmasıdır. Bu planlamaların bir vizyon çalışması olduğu da unutulmamalıdır. Bizler için önemli olan vitrinin gerisidir. Bizler bu planlama döneminde Türkiye sanayisinin dünya pazarlarının talep ettiği teknolojide, kalitede ve fiyatta malı üretip üretemeyeceğine bakıyoruz. Bunun için olması gereken yapısal değişimlerin gerçekleşmesi için iradenin olup olmadığına bakıyoruz. Bizler, sağlanacak değişim ile üretimimizi ithalat bağımlılığından kurtarıp, ekonomik ölçekli yatırımlara nasıl yönelebiliriz düşüncesinin takibindeyiz. Bizler, ülkemizin kıt kaynaklarının ne kadarının reel üretimi arttıracak alanlara yöneleceğine bakıyoruz. Ülkemizde özel sektörün, köprü-yol yapmanın yanında teknoloji geliştirmesine de yönelmesini bekliyoruz. 1990 lı yıllarda milli gelire oranı yüzde 23 lerde gezen yurt içi tasarrufların, bugün gerilediği yüzde 15 lerden çıkarılması için sıcak para modelinin değişerek, tüketim kaynaklı ekonomik döngünün, üretim kaynaklı hale getirilmesi yönünde adımlara ihtiyacımız olduğu açıktır. Ancak, ciddi modellerin oluşturularak, ciddi değişimlerin sağlanması ve başarıya ulaşmak için, toplumsal uzlaşmanın sağlanması ve ortak çalışma kültürünün hakim kılınması şarttır. Hükümetin atacağı büyük adımlar öncesinde kendi teknokrat ve bürokrat çemberinin dışına çıkması gerektiğini bir kez daha hatırlatmayı da görevimiz sayıyorum. SAHİBİ İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi UĞURTAŞ SORUMLU MÜDÜR Serap AKYOL YAYIN İCRA KOMİTESİ Hilmi UĞURTAŞ - Enver OLGUNSOY Nedim ATİLLA - Hüseyin DOĞAN - Serap AKYOL Muhabir Meryem Fulya YAZICIOĞLU YÖNETİM YERİ İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi M. Kemal Atatürk Bulv. No:42-35620 Çiğli / İZMİR Tel: (0232) 376 71 76 Fax: (0232) 376 71 00 E-mail: iaosb@iaosb.org.tr Web: www.iaosb.org.tr Baskı: Hürriyet Matbaası 5501 Sokak No: 6 Kat: 1 Tuna Mah. Çamdibi - İzmir Telefon: (0232) 435 69 69 Faks: (0232) 462 31 62 www.hurriyetmatbaa.com Atatürk Organize Haber, İAOSB nin aylık yayın organıdır. Dergide yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Yayınlanan yazılar aksi belirtilmedikçe İAOSB nin resmi görüşünü yansıtmaz. İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sadece yazarlarına aittir. Aylık Süreli Yerel Yayın / Basım Tarihi: 31 Temmuz 2013

6 Atatürkorganize 16 Göç edenlerin yüzde 9 unun adresi Ege... 8 Ekonomide sıcak Temmuz 9 Faiz koridoru genişledi 10 Babacan: Büyümede revizyon sürpriz olmasın 12 Sermaye çıkışları büyüme eğilimini düşürdü 15 Türkiye nin değerli markaları 16 Göç edenlerin yüzde 9 unun adresi Ege 33 Özel insanlardan özel üretim 34 CHP milletvekillerinden Uğurtaş a tebrik ziyareti 36 Bir zamanlar: İzmir Sanayi Tarihi nden 42 150 yıllık mucizevi dönüşüm 46 Bilim Kahramanları Derneği geleceği yetiştiriyor 24 İAOSB İşletme Yüksek Lisans Programı 3. yaşına giriyor 25 İAOSB Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile konuşulacak 26 Ege nin gurur tablosunda 27 İAOSB firması 28 Bir başarı hikayesi: Tamer Taşkın 48 İAOSB çalışanlarına yangın tatbikatı yaptırıldı 50 Nasıl üretiliyor? Nakış işleme 55 Akıllı telefondan internet kullanımında ilk sıradayız 56 İAOSB Korosu ndan Avni Anıl Konseri 58 27. Uluslararası İzmir Festivali sona erdi

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 içindekiler içindekiler 7 13 Bankalara gözaltı! 42 150 yıllık mucizevi dönüşüm 28 Bir başarı hikayesi: Tamer Taşkın 58 27. Uluslararası İzmir Festivali sona erdi 25 İAOSB, Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile konuşulacak

8 Atatürkorganize Ekonomide sıcak Temmuz! Uzmanlar, piyasalarda 2013 yılının ikinci yarısının daha dalgalı geçeceğine işaret ederken, borsalardan elde edilecek kazancın şu anki seviyelerin daha da üzerine çıkacağı belirtiliyor. Türkiye, dünyadaki ve içerideki gelişmeler nedeniyle ekonomide son yılların en sıcak Temmuz ayını yaşıyor. Ekonomistler 1 Temmuz da başlayan İkinci yarı için endişeli olduklarını söylediler. Temmuz ayı boyunca yaşanan Dolar kurundaki iniş ve çıkışlar dikkatle izlendi. Dövizdeki hareketlenmeye karşı faiz silahına davranmaktan uzak duran ekonomi yönetimi adına Merkez Bankası, faizin artırılacağı sinyalini verdi. Ancak sermaye kaçışı sürüyor. Mayıs ayı ödemeler dengesi, 7,5 milyar dolar cari açık verildiğini ortaya koyarken bu açığın finansmanı için dışarıdan neredeyse yeni sermaye girişi olmadı. Yani dışarıdan ne sıcak para, ne doğrudan yabancı sermaye, ne de dış kredi olarak net giriş yaşandı. Mayıs cari açığının 4,5 milyar doları, döviz rezervinden, 3 milyar dolara yakını da kaynağı belirsiz döviz girişi ile karşılandı. Bu durum, ekonomistler tarafından döviz rezervinin erimeye başlaması olarak yorumlandı. Öte yandan Bank of America (BofA) Merrill Lynch e göre yabancı yatırımcıların Türkiye hakkındaki en büyük endişesi, para politikasındaki belirsizlikler. BofA Merrill Lynch in yayımladığı araştırma raporuna göre, yatırımcıların çoğu Türkiye nin kısa süreli dış finansmana bağlı kalması ekonomi için kırılganlık yaratan en büyük sebepken, diğer riskler sermaye kaçışı, lirada oluşabilecek sert değer kaybı ve yüksek küresel faizler olarak sıralanıyor. Yatırım bankası ayrıca sabit getirili varlıklara yatırım yapanların, para politikasının daha öngörülebilir olmasından memnun olacaklarını söyledi. Mevcut dönemde yatırımcılar, düşük sermaye girişinden daha az etkileneceği Doğu Avrupa ve Rusya ya yönelirken Güney Afrika gibi dövizin zaten çok daha fazla değer kaybettiği piyasaları da tercih ediyorlar. Merkez Bankası nın daha basit yöntemlere dönmesini isteyen yatırımcılar, bankanın kısa sürede bir politika değişikliğine gideceğini düşünmüyor. Gelecek aylarda yatırım temasında farklılaşma olacağını belirten yatırım bankası, politikalarını niceliksel genişleme üzerine kuran ülkelerin yeni bir strateji belirlemesi gerekeceğini söyledi. Yatırımcılar ABD Merkez Bankası Fed in ülke ekonomisine verdiği desteği çekeceği gerçeğiyle yüzleşirken uzmanlar kısa vadede piyasalardaki zikzaklı gidişatın devam edeceği uyarısını yapıyor. ABD li Key Private Bank in baş yatırım stratejisti Bruce McCain, Piyasa şu anda mantıklı bir fiyatlama halinde. Yıl sonu için beklentiler oldukça yüksek. Yavaş ve istikrarlı büyüme yıl sonuna doğru makul kazançların elde edilmesini sağlayabilir. Ancak ekonomide işler istendiği gibi iyi gitmezse, o zaman işler tam tersine döner dedi. İkinci yarıda neler olabilir? Yılın ilk 6 ayını dalgalı geçiren piyasalarda gözler ikinci yarıdaki performansa çevrildi. Uzmanlar piyasalarda 2013 ün ikinci yarısının daha dalgalı geçeceğine işaret ederken borsalardan elde edilecek kazancın şu anki seviyelerin üzerine çıkacağı belirtiliyor. CNBC ye konuşan analist ve uzmanlar, 2013 ün ikinci yarısı için daha fazla oynaklık yaşanacağı uyarısında bulundu. ABD li banka Wells Fargo dan stratejistler Stuart Freemanve Scott Wren, Şu anda borsalarda ve tahvil piyasasında olan oynaklık yakın gelecekte de sürecek gibi görünüyor dedi. Uzmanlar ABD borsalarındaki yükselişin, ekonomik iyileşmeyle de doğrudan bağlantılı olduğuna işaret etti.

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 güncel haberler güncel haberler 9 Dolar satılarak kur kontrol edilemez Bankacılık dünyasının en kıdemli isimlerinden Burhan Karaçam, Türkiye nin içinden geçmekte olduğu durumu şöyle yorumladı: Merkez, dolar satarak kurları kontrol edemez. O kadar rezervi de yoktur. Sanırım MB nin brüt rezervi 130 milyar dolar civarında. MB nin, bu brüt rezervin karşılığında bankalara borcu var, bu miktar da 60 milyar dolara yakın. 17-20 milyar doları da dış ülkelerde yaşayanların parası. Toplam 85 milyar dolar eder, bir miktar da altın rezervi var. Geri kalan kısmı, yani 30 milyar dolarlık serbest kullanım bölümü bulunuyor. Bundan bir miktar satıldı, 7 milyar dolar civarında. Bir kısım döviz de girdiğini düşünelim. 20-25 milyar dolar gibi bir rakama ulaşır. Demek ki, 1-1,5 aylık ithalata yetebilecek bir döviz rezervimiz var. 2002-2012 arasında yaşadığımız dönemi bundan sonraki 10 senede yaşama ihtimalimiz az... Eğer ABD likiditeyi daraltırsa onun da etkilerini göreceğiz. Ne kadar sürer bilemiyorum ama şu anda yapılacak birinci derecedeki iş, kısa vadeli kredileri mümkün olduğu kadar uzun vadeye yaymak. Onun da, bugünkü mevcut fiyatlamalardan olması zor. Bu yeni bir maliyet getirecek. Tabii biraz enflasyonu artıracak, kurlarda hareketlilik bir süre daha devam eder Faiz koridoru genişledi Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 23 Temmuz günü Erdem Başçı başkanlığında yaptığı toplantıda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile banka bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo-Ters Repo Pazarında uygulanmakta olan faiz oranlarını belirledi. Buna göre Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 4,50'de sabit bıraktı. Gecelik faiz oranları; Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 3,50'de sabit tutarken, borç verme faiz oranı yüzde 6,50'den yüzde 7,25'e, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı ise yüzde 6,00'dan yüzde 6,75'e yükseltti. Geç likidite penceresi faiz oranları; geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde, bankalararası para piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 sabit bırakırken, borç verme faiz oranını yüzde 9,50'den yüzde 10,25'e çıkardı. Duyuruda, son dönemde açıklanan verilerin yılın ikinci çeyreğinde iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini gösterdiği belirtilerek, Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracatta ılımlı bir büyüme gözlenmektedir. Mevcut politika çerçevesi cari işlemler açığındaki artışı sınırlamaktadır. Nitekim altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığının yatay bir seyir izlediği görülmektedir denildi. Mayıs ayından bu yana küresel düzeyde para politikalarına ilişkin artan belirsizlik nedeniyle sermaye akımlarında zayıflama gözlendiği ifade edilen duyuruda, "Öte yandan kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir. Kurul, böyle bir konjonktürde para politikası duruşunun sıkılaştırılmasının finansal istikrarı destekleyeceği değerlendirmesinde bulunmuştur" ifadelerine yer verildi. Enflasyonu artıran birden fazla unsurun aynı dönemde ortaya çıkmasının enflasyon beklentilerini olumsuz etkilediği ifade edilen kararda, "İşlenmemiş gıda grubundaki fiyat artışları, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve döviz kurunda gözlenen oynaklık kısa vadede enflasyonu olumsuz etkilemeye devam edebilecektir" denildi.

10 Atatürkorganize Babacan: Büyümede revizyon sürpriz olmasın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Tüm gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentileri aşağı revize edilirken, bizde de ufak tefek bir revizyon olursa bu sürpriz olmamalı dedi. Babacan katıldığı programda, Türkiye nin yıl sonu büyüme hedefine ilişkin soruya, ellerinde ikinci çeyrekle ilgili yeterince veri bulunmadığını ancak yüzde 4 olan yıl sonu büyüme hedefi konusunda şu an için değişiklik düşünmedikleri yanıtını verdi. IMF nin Temmuz ayında açıkladığı raporda tüm dünyanın büyüme beklentisinin aşağı revize edildiğini hatırlatan Babacan, şöyle konuştu: Böyle bir konjonktürde, bizim temel ihracat pazarlarımızın büyüme beklentileri aşağı revize edilirken, tüm gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentileri aşağı revize edilirken, bizde de ufak tefek bir revizyon olursa bu sürpriz olmamalı. Ama bu, Türkiye de bir şeyler kötüye gidiyor demek değil. Biz bu yılla ilgili ciddi risk görmüyoruz. İhracat hedefi zor Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye nin bu yıl sonu ihracat hedefinin 158 milyar dolar olduğunu anımsatarak, Bugün itibariyle baktığımızda bu hedef hala geçerli ama gittikçe de zorlaşan bir hedef. Bu hedefe ulaşmak için daha çok çaba göstermemiz gerekecek diye konuştu. Ali Babacan, bu yılki işsizlik rakamlarında çok keskin bir düşüş öngörmediklerini ama işgücüne katılım oranı arttığı için, toplam istihdam sayısın- Babacan ın mesajları: n Ekonomideki dalgalanma iç kaynaklı değildir. Küresel piyasalarda esen fırtınadır. Bizde dalgalanmanın büyük olmasının nedeni fırtınaya büyük cari açık ile (döviz açığı ile) yakalanmamızdır. n Fırtınayı estiren Bernanke oldu. Tesadüfen Gezi Parkı olayları da aynı günlerde başladı. Açık anlatımı ile fırtınanın ana nedeni Gezi Parkı olayları değildir. n Ne var ki, Gezi Parkı olaylarını kullanan bazı dış kaynakların ekonomiyi sarsmak için kötü niyetli girişimleri oldu. n Fırtınadan sadece biz etkilenmedik. n Dalgalanmaya rağmen istihdam rakamlarımızın olumlu görüntü vermesi sevinilecek bir durumdur. n Dalgalanmada çıkan döviz miktarı sanıldığı kadar büyük değil. Son günlerde az miktarda da olsa döviz girişi başladı. n Bizim için ihracat önemli ama Avrupa ülkelerinde büyüme eğilimi kötüye gidiyor. Pazarımız daralıyor. n Döviz fiyatı ve buna ek olarak petrol fiyatı artışı enflasyon baskısı yaratabilir. Normalde enflasyonun önümüzdeki 2 ay yükselmesi, sonra normale dönmesi bekleniyor. n Hazinenin borçlanma faizinin artışı önümüzdeki dönem bütçelerine yük getirecek. n Büyüme hedefleri her ülke için revize ediliyor. Gelişmeler değerlendirilerek bizim 2013 hedeflerimizde de düzeltme yapılacaktır.

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 güncel haberler güncel haberler 11 da bu yılın tamamında yine ciddi artış beklediklerini kaydetti. Babacan yüzde 5.3 lük enflasyon hedefine ilişkin de, Hedefimiz şu an sabit. Burada belirleyici, kur ve petrol fiyatları. Enflasyon 1-2 ay daha yüksek devam edecek, ondan sonra düşüş trendi bekliyoruz dedi. Son 2 ayda yükselen faizlerin ve borsadaki kayıpların nedeni üzerine de Babacan, piyasalardaki hareketliliğin temel sebebinin, tüm gelişmekte olan ülkeleri etkileyen küresel konjonktür olduğunu ifade etti. Babacan, bunun da tetikleyicisinin, FED in para politikasındaki duruş değişikliği olduğunu ifade etti. Babacan şunları da söyledi: Bunların hiç biri Türkiye ye özel değil. Tüm bu gelişmeler sonucunda dünyada, piyasa göstergeleri açısından yeni dengeler oluşacak. Bir denge arayışı var. Sayın Bernanke nin konuşmasını herkes dikkatle izleyecek. Ne söyleyecek, aklında ne var? diye. Şimdi bunu da çok garipsememek lazım. Çünkü son G-20 Toplantısı nda ben tavsiye ettim onlara. Aklınızdan bir şey geçtiği anda hemen söyleyin, sürpriz yapmayın, yani bir planınız oluşmaya başladığı zaman hep beraber haberimiz olsun ki herkes de ona göre pozisyonunu alsın, sürpriz yapmayın, ani hareket yapmayın dedim. Sanayi üretiminde cılız artış devam ediyor Sanayi üretimi Mayıs ayında geçen yıla göre yüzde 2 oranında arttı. Nisan ayında bu oran yüzde 4.7 seviyesine yükselmiş ikinci çeyrek büyüme temposu açısından biraz umut vermişti. Ancak Nayıs ayındaki büyüme oranı beklentilere uygun olmakla beraber ekonominin büyüme temposu açısından cılız bir artışa işaret ediyor. Tatil günlerine ve mevsimsel gelişmelere göre düzeltilmiş sanayi üretim endeksinde ise Nisan ayına göre düşüş gerçekleşti. Mevsimsel düzeltilmiş sanayi üretim endeksi Mayıs ayında 115.3 seviyesine geriledi ve bir önceki aya göre yüzde 0.6 oranında düştü. Mayıs ayındaki düşüşe rağmen son üç aylık periyotta sanayi üretiminin ortalama yüzde 1.6 oranında büyüdüğü hesaplandı. Bu da yıllık bazda yüzde 6.5 gibi trendin üstünde bir yıllık büyüme oranına işaret ediyor. Birinci çeyrek sonunda bu oranı yüzde 4.2 olarak hesaplanmıştı. Dolayısı ile sanayi üretiminde cılız da olsa bir artış gözlere çarpmakta. Cari açık beklentilerden hızlı artıyor Geride kalan Mayıs ayı için açıklanan cari açık 7.5 milyar dolar oldu. Geçen yıl Mayıs ta cari açık 5.3 milyar dolar olmuştu. Artış sonucunda da Nisan ayında 51.4 milyar dolar olan yıllık cari açık, Mayıs ta 53.6 milyar dolar oldu. Yıllık açık da Ocak tan bu yana yaklaşık 6 milyar dolar arttı. Mayıs ayındaki gelişmeler düşünüldüğünde cari açıkta artış sürpriz değil. Ödemeler dengesinin detayına bakıldığında ihracat Mayıs ta yüzde 2.4 oranında artarken ithalat yüzde 7.4 oranında artmıştı. Doğrudan yatırımlar kaleminde üç ay sonra brüt girişler 1 milyar dolar seviyesine yaklaşmış ama net giriş ise 660 milyon dolarda kalmış durumda. Kısa vadeli portföy yatırımları ise Mayıs ta 681 milyon dolara (net) geriledi. Nisan da ise net giriş 9 milyar doların üzerinde idi. Bankacılık kesimi net 0.7 milyar dolar, banka dışı özel sektör net 1.1 milyar dolar borç ödedi.

12 Atatürkorganize Sermaye çıkışları büyüme eğilimini düşürdü! BETAM, 2013 ün ikinci çeyreği için ilk büyüme tahminini aşağı yönlü revize ederek, çeyrekten çeyreğe yüzde 2 den 1.5 e indirdi. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ikinci çeyrek yıllık büyüme oranı yüzde 3.3 e düştü. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Temmuz 2013 tarihinde eldeki verilerle 2013, 2 nci çeyreği için makroekonomik tahminlerini revize etti. Araştırmacılar Dr. Zümrüt İmamoğlu ve Barış Soybilgen tahmin revizyonunda bulundular. 2013 ün ikinci çeyreğinde Sanayi Üretim Endeksi Mayıs ta önceki aya göre yüzde 0,6 azaldı. İhracat endeksi yüzde 4,2 oranında artarken ithalat endeksi yüzde 1,7 oranında düştü. Veriler iç talebin artmaya devam ettiğini gösterirken, yatırıma ilişkin göstergeler zayıfladı. Dr. İmamoğlu ve Soybilgen şu düşünceleri ileri sürdüler: Merkez Bankası nın tavrı yaşanan bu gelişmelere karşı ihaleler yoluyla döviz satmak ve gerekli gördüğü günlerde yüzde 4,5 faizli repo ihalesi açmayarak ek parasal sıkılaştırmaya gitmek oldu, ama bu kur ateşini düşürmedi. Kur sepeti halen 2,20 TL nin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Piyasa Merkez in faiz artırımına gitme ihtimalinin az olduğuna inandığından TL de değer kaybı beklentisi sürüyor. Bu da enflasyon beklentilerini bozarak, Merkez Bankası nın inandırıcılığını zedeliyor. Yükselen kur ve enflasyon yılbaşından itibaren canlanmaya başlayan iç talebi baskılayarak tüketim ve yatırım talebinin ikinci yarıda İhracat 2013 Haziran ayında 2012 nin aynı ayına göre yüzde 0.6 oranında artışla 11 milyar 833 milyon dolar oldu. Yılın ilk 6 aylık döneminde ihracat yüzde 2.5 artışla 74 milyar 662 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken son 12 aylık ihracat yüzde 7.5 oranında artışla 152 milyar 828 milyon dolar düzeyine ulaştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Haziran ayı ihracat rakamlarını Batman da açıkladı. Verilere göre Haziran da en fazla ihracatı 1 milyar 805 milyon dolarla otomotiv endüstrisi gerçekleştirdi. Otomotiv sektörü ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.5 oranında artışla, yüzde 15.3 paya ulaştı. Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 1 milyar 449 milyon dolarla ikinci sırada, kimyevi maddeler ve mamuller ihracatı 1 milyar 336 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. Haziran da tarım ihracatı geçen yılın aynı ayına İhracat çok yavaşladı azalmasına neden olabilir. Net ihracatın pozitife dönmesi durumunda bile 2012 de olduğu gibi büyüme potansiyel seviyenin oldukça altında kalabilir. Ekonomi yönetiminin enflasyon ve büyüme hedeflerinde ciddi olup olmadığını ve bu hedeflere ulaşmak için hangi politikaları kullanacağını net bir şekilde piyasaya anlatarak son iki ayda oluşan belirsizliği ortadan kaldırması gerekiyor. Aksi takdirde yalnızca 2013 değil 2014 büyümesi de tehlikeye girebilir. BETAM 2013 ün 2. çeyreği için ilk büyüme tahminini aşağı yönlü revize ederek çeyrekten çeyreğe yüzde 2 den 1,5 e indirdi. Buna paralel olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre ikinci çeyrek yıllık büyüme oranı tahmini yüzde 3,8 den yüzde 3,3 e düştü. Mayıs ayında yabancıların ülkemizdeki yatırımlarını ve yatırımlarından elde ettikleri geliri ülke dışı varlıklara yöneltmesi ile cari açık beklenenden yüksek geldi ve 7,5 milyar dolar oldu. 12 aylık cari açık toplamı Nisan sonunda 51,4 milyar dolardan Mayıs sonunda 53,6 milyar dolara yükseldi. Mayıs ta sermaye girişi olmazken cari açık ağırlıklı olarak Merkez Bankası rezervleri ile finanse edildi. BETAM 2013 ün ilk çeyreği sonunda yüzde 5,9 olan cari açığın GSYH a oranının ikinci çeyrek sonunda 6,6 ya çıkacağını tahmin ediyor. göre yüzde 8.9 oranında artışla 1 milyar 655 milyon dolar oldu. Haziranda sanayi ihracatı yüzde 0.8 oranında azalışla 9 milyar 745 milyon dolara indi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Lirası nda makul ölçülerde değer kaybının ihracatı destekleyebileceğini belirterek orta vadede kurlarda yaşanacak aşırı dalgalanmanınsa ihracatı olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. İhracatın büyümeye verdiği katkının yılın ilk çeyreğinde oldukça sınırlı kaldığını belirten Büyükekşi, büyümenin sürdürülebilir olması için, büyüme modelinin tekrar çift kanatlı olmasını ve ihracata odaklanması gerektiğini ifade etti. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, ihracatçılardan biraz daha gayret beklediğini belirterek Prese devam etsinler, pazar çeşitlendirmeye devam etsinler. Ekonomi Bakanlığı olarak açıkladığımız hedef ve öncelikli pazarlara yönelsinler dedi.

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 güncel haberler güncel haberler 13 Dünyada Resesyon korkusu Ekonomiler için erken uyarı göstergesi taşıyan şirket yatırım harcamaları fren yaptı, küresel resesyon korkusu yeniden gündeme geldi. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor s un (S&P) açıkladığı Küresel Şirket Yatırım Harcamaları Analizi 2013 raporunda, şirketlerin (küresel) sermaye harcamalarının 2012 de azaldığını belirterek, 2013 te harcamaların negatife döndüğünü açıkladı. S&P, bu yıl yatırım harcamalarının yüzde 5.4 daralmayla derinleşebileceği uyarısında bulundu. Telegraph ın haberine göre; dünyanın en büyük iki bin şirketinin makina harcamaları ve yatırımına yönelik büyümesi, 2008 Lehman Brothers krizinden bu yana ilk kez daralmaya başladı. Haberde, Latin Amerika ve Çin ekonomilerindeki keskin düşüşün, etkenlerin başında geldiği belirtildi. S&P Yetkilisi Gareth Williams bu durumu, küresel ekonominin kötü gidişatı ve güven eksikliğinin bir göstergesi olarak niteledi. IMF geçen günlerde küresel büyüme rakamlarını aşağı yönlü revize ederek yüzde 3.3 ten yüzde 3.1 e çekmişti. Büyümenin en fazla sekteye uğradığı ekonomilerin başında Rusya, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Meksika geliyor. Avrupa da İtalya ve Almanya nın büyüme rakamlarının da tahminlerin altında kalabileceğine dikkat çekiliyor. Bankalara gözaltı! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın Gezi Parkı protestoları ile aynı tarihlere denk düşen para piyasaları ve borsadaki çalkantıları bir faiz lobisi ile açıklamaya çalışmasının ardından, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da (BDDK) son günlerdeki bankacılık işlemlerini gözaltına aldı. Reuters dan Nevzat Devranoğlu ve Özge Özbilgin in haberine göre BDDK, bankalara bir yazı ve doldurulması için bazı Excel dosyaları göndererek sektörden bazı bilgiler istedi. Bankacılar BDDK nin talep ettiği bilgiler arasında doların ateşinin 1.9737 TL ye çıkması üzerine Merkez Bankası nın yaptığı 2.35 milyar dolarlık operasyon sırasında yapılan döviz satım ihaleleri, bu ihalelere atılan teklifler ve buradan sağlanılan dövizin nerede kullanıldığı bilgilerinin de yer aldığını söylediler. Bankacılara göre istenilen bilgiler bankaların döviz masalarında yapılan işlemlerin neredeyse tamamını oluşturuyor. Konu hakkında bilgi sahibi bir banka yöneticisi, Arbitrajdan, müşterilerin 2 milyon dolar üzeri tüm işlemlerine kadar kim, hangi seviyeden, ne zaman döviz aldığına ilişkin tüm bilgiler isteniyor. Kısacası döviz masası tarafından yapılan tüm işlemler diyebiliriz dedi. Üst düzey başka bir bankacı da, BDDK, TCMB nin Haziran dan beri düzenlediği tüm döviz satışı ihalelerine ilişkin teklifleri, ayrıntıları, bunların hangi kurdan ne için kullanıldığı gibi tüm bilgileri bankalardan talep etti dedi. Bu arada BDDK de, her konuda anında bilgi sahibi olmayı istemenin BDDK nin görevi olduğunu belirterek olayı doğruladı. Bir süre önce Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) da borsadaki aracı kurumlardan müşteri işlemleri ve kimlerin ne alıp sattığı konusunda bilgi istemiş ve bu talep de özellikle yabancı yatırımcılarda tedirginlik yaratmıştı. BDDK nin son soruşturmasının da tedirginlik yaratacağı belirtiliyor.

14 Atatürkorganize NE DEDİLER? NE DEDİLER? Faizlerin yükselmesinden Hazine de zararlı çıkar Mahfi Eğilmez (CNBC-e) Faizler düşerken bankalar, maliyetleri daha çabuk düştüğü için kâr ederler, faizler yükselirken ise bankalar maliyetleri daha hızlı arttığı için kayıpla karşılaşırlar. Bunun nedeni mevduat vadelerinin ortalama 1,5 ay olmasına karşılık kredi vadelerinin ortalama 1 yıl olmasındandır. Faizler yükseldiğinde bankalar vadesi çabuk dolan mevduatı elden kaçırmamak için faizleri artırmak zorunda kalırlar, buna karşılık gelirlerini yükseltmek için aynı hızla kredi faizlerini artıramazlar çünkü açtıkları kredilerin vadesi geç dolar. Yani bankalar faiz düşüşünden kazanç elde ederken, faiz artışından kayıpla çıkarlar. Faizlerin yükselmesi demek Hazine nin faiz artışından sonraki tarihlerde yapacağı borçlanmaların faizlerinin artması demektir. Bu da Hazine nin borçlanma maliyetini artırır ve dolayısıyla Hazine bu artıştan zarar görür. Faizlerin yükselmesinden kim kazançlı çıkar? Faizlerin yükselmesinden kazançlı çıkabilecek kesim mevduat sahipleridir. Dış ticaret açığı, cari açığı büyütüyor Güngör Uras (Milliyet) geliyor. Döviz fiyatlarının artmaya başlaması, önümüzdeki dönemde ihracatı artırır, ithalatı sınırlar mı? TİM Başkanı, Türk Lirası'nda makul ölçülerde değer kaybının ihracatı destekleyeceğini söylüyor. Başkana göre, "İhracatçımız kârlılık için rekabetçi kur istiyor. Döviz kuru sepetinin 2,20 TL ye çıkması bu bakımdan önemli. Fakat sepet beklentinin üzerine çıktı, 2,25 e yükseldikten sonra, 2,22 ye geriledi." Başkana göre, "Sepette gelinen seviye ihracatçıların beklentilerinin de üzerine çıkmış durumda." TİM Başkanı nın kur sepetinin beklentilerinin üzerine çıkmasından rahatsız olmasının önemli bir nedeni var. İhracatımızda ağırlığı olan otomotiv, kimyasal ürünler ve demir çelik sektörlerinde ithal girdi payı yüzde 70-80 oranlarında. Döviz fiyatı artınca ithal girdi gereği de artıyor. Üretim yapımız ithalata bağımlı durumda. Toplam ithalatın yüzde 73,6 sı ara malı ve ham madde ithalatı; sadece yüzde 11,8 i tüketim malı ithalatı. Döviz fiyatının yükselmesi belki tüketim malı ithalatını yavaşlatır ama, üretim ham madde ve ara malı ithalatına bağımlı olduğu için yükselen döviz üreticiyi rahatsız ediyor. Maliyeti artırıyor. Açık anlatımı ile ihracatta fiyat rekabeti sağlamaya imkan kalmıyor. Küresel pazarlardaki dalgalanma, bizim için önem taşıyan zengin ülke pazarlarında talebin daralması ihracatı yavaşlatan önemli nedenler. Fakat bu olumsuz tablo karşısında ihracatçımızın pes etme lüksü yok. Üretimi devam ettirmeye, büyütmeye mecburuz. İç talep yetersiz olduğuna göre ne yapıp edeceğiz, ihracatı artıracağız. Resmi rezervler 5 milyar dolar azaldı Deniz Gökçe (Akşam) İhracat bizim için 2 nedenle önemli: 1) İç talebimiz cansız. Üretimin artabilmesi, istihdamın daralmaması, büyüme hedefinin gerçekleşmesi için üretimin devam etmesi gerekiyor. İç talep üretimi artıracak güçte değil. O zaman dış talebe, ihracata ihtiyacımız var. 2) İhracat yavaşlarken ithalat artışı devam ediyor. Dış ticaret açığı büyüyor. Dış ticaret açığının büyümesine bağlı olarak cari açık riski gündeme Ekonomimizin nereye gittiği konusu hem dış faktörler, Ortadoğu daki gelişmeler, hem de içi sorunlarımız nedeni ile en çok sorgulanan konu oldu. Mayıs ayı rakamları büyümenin iç talep artışı ile devam ettiğini gösteriyor. Ancak Nisan ayındaki olumlu havanın devam ettiğini söylemek zor Tüketim göstergeleri artışa işaret etmeye devam ederken yatırım malı imalatının hem aylık hem de yıllık bazda önemli ölçüde azalmış olduğu görülüyor.

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 güncel haberler güncel haberler 15 Reel Kesim Güven Endeksi nde de çeyreklik bazda bir bozulma var. Mayıs ta cari açıktaki artış finansman tarafında benzer bir artışla dengelenmeyince, resmi rezervler yaklaşık 5 milyar dolar civarında azalmış. Diğer bir ifadeyle Mayıs ayındaki 7.5 milyar dolarlık cari açık, net hata ve noksan kaleminde görülen 2.9 milyar dolarlık düzeltmeden sonra, Merkez Bankası rezervlerinden karşılanmış. Bu da aslında sıkça gördüğümüz bir durum değil. Merkez Bankası rezervlerinde bu boyutta bir azalma 15 aydır görülmemişti. Dikkat edilirse, son dönemde küresel piyasalarda yaşananlar, TL nin dolar karşısındaki değer kaybı, faizlerdeki artış ve diğer ekonomik faktörler Mayıs ayı verilerinde henüz görülmüyor. Bu faktörler Haziran ve Temmuz ayı verilerinde görülecek. ABD Merkez Bankası FED Mayıs ve Haziran aylarında ABD ekonomisinin piyasa ajanlarının düşündüğünden daha iyi durumda olduğunu vurguladığında, piyasa bunun FED in likidite azaltmaya başlayacağı anlamına geleceğini düşünerek hemen pozisyon almaya girişmişlerdi. Bu hem ABD hem Avrupa ve hem de ülkemiz için kötü sonuçlar getirecek çok yanlış bir yorumdu. Piyasalar likidite azaltılması başlamasından neden korkuyorlardı? Çünkü Merkez Bankaları likiditeyi arttırırken bono ve tahvil almış, karşılığında da piyasaya nakit dökmüştü. Bu nakit bolluğunun hem faizleri düşürmesi hem de daralmış bulunan kredi miktarını artırması beklenirdi. Faizler çok düşse de kredi artışı çok yavaş gerçekleşmişti. Öyle ki ABD Merkez Bankası nın yarattığı likidite sonrası Merkez Bankası bilançosu 1 trilyon doların altında bir büyüklükten 3.5 trilyon dolarlık bir miktara büyümüştü ama yaratılan likiditenin 1.9 milyar dolar kadarı da bankaların bilançolarında park edilmiş atıl likidite olarak duruyordu. Bu nedenle ABD ekonomisi, 15 çeyrektir pozitif büyümekte olsa da arzu edilenden yavaş büyümekteydi. Türkiye nin en değerli markaları Türkiye nin en değerli markaları listesinde ilk sıraları Türk Telekom, Akbank, İş Bankası, Türk Hava Yolları ve Garanti Bankası alıyor. İlk 100 değerli marka arasına spor kulüpleri de girdi. Galatasaray 38., Fenerbahçe 45., Beşiktaş 56. sırada yer aldı. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance ın yaptığı marka araştırmasına göre Türkiye nin en değerli markasına sahip şirket Türk Telekom. Listede Türk Telekom un ardından en yüksek marka değerine sahip şirketlerin başında Akbank, İş Bankası, Türk Hava Yolları ve Garanti Bankası geliyor. Brand Finance ın 7 nci kez yayınladığı Türkiye nin En Değerli Markaları listesine göre Türk Telekom 2 milyar 380 milyon dolarlık marka değerine sahip. Onu izleyen ilk 4 kuruluşun marka değerleri de yandaki listede görüleceği gibi 2 milyar 121 milyon dolarla 1 milyar 579 milyon dolar arasında değişiyor. 2012 verileriyle hazırlanan listedeki ilk 100 markanın toplam değeri 31 milyar 240 milyon doları buluyor. Listenin verileri özetle şu tabloyu ortaya koyuyor: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ye verdiği olumlu notlar listeye de yansımış görünüyor. Bu yıl 11 yeni markanın yer aldığı listede ilk 5 teki şirketlerin tamamı geçen yıla kıyasla yükselişte. Geçen yıl yer alan 89 markanın 71 i değer kazanmış. Bu yıl Brand Finance tarafından yayınlanan Dünyanın En Değerli 500 Markası araştırmasında ise tek bir Türk markası dahi yer almıyor. Listeye ilk kez spor kulüpleri de girdi. Galatasaray 116 milyon liralık marka değeri ile 38., Fenerbahçe 96 milyon liralık marka değeri ile 45., Beşiktaş 71 milyon liralık marka değeri ile 56. sıraya yerleşti.

16 Atatürkorganize Göç edenlerin yüzde 9 unun adresi Ege... Her yıl neredeyse 2.5 milyon nüfus adresini değiştiriyor. 81 ilimizin dörtte üçü net göç veriyor ve diğer dörtte bire yerleşiyor. Türkiye nin 60 ilinde insanlarımız doğup büyüdükleri baba ocağında tutunamıyor... Türkiye sürekli bir göç, bir arayış ülkesi Bursa ya, İzmir e Durup dinlenmek bilmiyor Göçün göçler. deği mez Her adresi yıl Đstanbul Çoğu da iş, aş derdiyle yaşanıyor göçlerin. İşaş umudu olan yere, göç de var İş-aş yoksa göç neredeyse 2,5 milyon nüfus adresini değiştiriyor. Bir yerden bir yere Çeşitli nedenlerle de yavaşlıyor Büyüme, başta İstanbul ve çevre İller, göç alıyor, göç veriyor. Sadece gelir dağılımındaki adaletsizlikte değil, bölgesel 2008-2012 DÖNEMİ uçurumda da Şili ile birlikte ilk sırada Türkiye. Bu YILLIK NET GÖÇ (BİN KİŞİ) nedenle nüfus hep Batı ya, hele ki İstanbul a yığılıyor. 81 ilimizin dörtte üçü net göç veriyor ve diğer dörtte bire yerleşiyor. 60 ilde insanlarımız, baba ocağında tutunamıyor, barınamıyor Tası tarağı toplayıp göçüyor İstanbul a, Ankara ya, Antalya ya, Kaynak: TÜİK

Kaynak: TÜİK İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 kapak kapak 17 Göçün değişmez adresi İstanbul Türkiye de bölgesel uçurum değişmiyor. AKP iktidarları, 10 yılda dış dünyadan 400 milyar dolar dış kaynak girişi olmasına rağmen, bölgesel uçurumu daraltıcı bir politika geliştiremedi. Döviz kazandıran, istihdam yaratan üretime değil, ranta, iç pazara, dolayısıyla döviz tüketmeye dönük bir dışa bağımlı büyüme yaşandı. Bu da, yine İstanbul ve çevresinde yoğunlaştı. Sanayide sektör ve bölge değişimini gerçekleştirecek bir rota izlenemeyince, İstanbul, inşaat ve tüketim ağırlıklı bir megapol, net göç de İstanbul odaklı olmaya devam etti. 2008-2012 döneminde gerçekleşen her 100 net göçün 35 i Toplam Net Göç 2008 26.675 82.161 20.063 30.074 34.692 19.449 213.114 2009 39.481 42.570 31.544 12.573 16.563 4.790 147.521 2010 102.583 37.579 39.128 14.599 955 5.479 200.323 2011 121.782 42.824 50.308 15.861 1.225-11.797 220.203 2012 30.461 37.090 26.194 25.052 25.355-10.524 133.628 Toplam 320.982 242.224 167.237 98.159 78.790 7.397 914.789 illerinde gerçekleştiği için, İzmir ve Ankara ile İstanbul un BÖLGELERĐN yolunu NET GÖÇ tuttu. BĐLANÇOSU: 2008-2012 bazı turizm illerinde yaşandığı için, net göç bu Đstanbulİstanbul, D.Marmara2008-2012 B.Anadoludöneminde B.Marmara Ege yıllık Akdeniz ortalama 64 bin net göç alırken (yüzde 35) onu, 48 illere yöneliyor. TÜİK in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ne (ADNKS) göre, 2008-2012 bin yıllık net göç ile komşusu Kocaeli,Bursa yı döneminde net göçün yaklaşık yüzde 83 ü 7 içeren Doğu Marmara Bölgesi (yüzde 26) merkeze yöneldi. izledi. Ankara ve Konya nın dahil olduğu Batı Ekonomik büyüme, milli gelir hızlanınca, Anadolu ya ise yılda net göçün yüzde 18 ini işin ucu görününce, göç de hızlanıyor, yavaşlayınca göç de soluklanıyor. Balıkesir, Çanakkale, Trakya illerini kapsayan Kaynak: TÜĐK, ADNSK oluşturan veri tabanı; 33 (Net bin göç: Đlin dolayında aldığı göç ile verdiği net göç farkı) gerçekleşti. Milli gelirin yüzde 5 e yakın küçüldüğü Batı Marmara, net göçlerden yüzde 11 pay alır- Ege de göçün merkezi Đzmir 2009 da net göç de yüzde 27 geriledi ve 190 bine indi. Büyümenin ortalama yüzde 9 dolayında gerçekleştiği 2010 ve 2011 de ise net göç hızla arttı, yıllık 265 bine ulaştı. Ancak büyümenin yüzde 2 lere gerilediği 2012 de net göç hızla yavaşladı ve 2011 e göre yüzde 34 azaldı. ken, İzmir merkezli Ege nin payı yüzde 9 olarak gerçekleşti. Akdeniz ise 2011 ve 2012 de net göç almak yerine net göç verdi ve 5 yıldaki net göçlerden payı yüzde 1 de kaldı. 2008-2012 döneminin 5 yıllık net göç bilançoları incelendiğinde en yüksek göçün yüzde 24 payla 2011 yılında gerçekleştiği, en düşüğün ise yüzde 15 ile 2012 yılına ait olduğu görülüyor. Buna karşılık kriz yılı 2009 da göçlerin hız

18 Atatürkorganize İzmir de yaşayanlar nereli? İzmir de, birçok metropolde olduğu gibi, Türkiye nin 81 ilinden yurttaş var. İkamet adresi İzmir olan yaklaşık 4 milyon İzmir nüfusunun yarıdan fazlası İzmir dışında doğup İzmir e göç etmiş olanlardan. İzmir doğumlu, daha resmi ifadeyle Nüfusu İzmir e kayıtlı olanlar, İzmir de yaşayanların yüzde 43 üne yaklaşıyor. İzmir e göç etmiş, İzmir de ikamet edenlerin başında yüzde 5 paylarıyla Manisalılar geliyor. Hızla bütünleşen bu iki il için sürpriz bir sonuç değil bu. Ama hemen ardından il nüfusunda yüzde 3,4 payı olan 135 bin Mardin doğumluların gelmesi elbette çarpıcı. Mardinlileri İzmir e göç etmiş Erzurumlular takip ediyor ve onların da 131 bine yakın oldukları anlaşılıyor. Bu iki Doğu-G.Doğu ilinden sonra Konya geliyor. Đzmir de ya ayanlar nereli? İzmir deki Konya doğumlular 121 bini geçiyor ve İzmir nüfusunda yüzde 3 paya sahipler. Sonra iki bölge ili Aydın ile Afyon geliyor ki, bunlar toplamda yüzde 4,3 pay sahibiler. Kütahya, Denizli, Uşak da katıldığında İzmir nüfusunda Egelilerin toplamının yüzde 15 i geçmediğini söylemek mümkün. Böyle olunca, İzmir in yüzde 42 sinin Ege dışı illerin nüfusuna kayıtlı ve İzmir e göç etmişlerden oluştuğunu söylemek mümkün. Kars, Sivas, Ağrı, Diyarbakır, Muş, Şanlıurfa doğumlular, İzmir e göç edenler arasında ilk sıralarda gelen Doğu ve Güneydoğulu nüfusu oluşturuyorlar. Bu bölgelerin 21 ilinde doğup İzmir de ikamet edenlerin toplamdaki payının ise İzmir nüfusunun yüzde 20 sine yaklaştığını söylemek mümkün. kestiği de gözleniyor. Alt bölgeler itibariyle bakıldığında net göçlerden yüzde 9 pay alan Ege nin 5 yılda aldığı yaklaşık 79 bin net göçün yüzde 32 sinin 2012 de gerçekleştiği gözleniyor. Ülke genelinde net göçün yavaşladığı 2012 de Ege ye net göçün hızlanmış olması dikkat çekicidir. Ege de göçün merkezi İzmir Son 5 yılın net göçlerinden yüzde 9 a yakın pay alan Ege Bölgesi nin 8 ili içinde net göçün merkezi de bekleneceği gibi, İzmir. Muğla ve Aydın diğer net göç çeken iller olarak belirirken geri kalan 5 Ege ilinin küçük de olsa verdikleri göç, aldıklarının üstünde, yani net göç verici durumundalar. Bir bütün olarak alındığında 2008-2012 döneminde ortalama nüfusu 9,6 milyonu bulan Ege Bölgesi nde yaklaşık 4 milyonluk nüfusu ile Bölge nüfusunun yüzde 42 sini barındıran İzmir, Ege nin de göç çekim merkezi durumunda. Son 5 yılda Ege nin 8 iline Bölge dışından gerçekleşen göç yılda 191 bin kişiyi bulurken Bölgeden çıkan sayısı da yıllık ortalama 175 bin olarak gerçekleşmiş. Bu, Ege nin bölge olarak her yıl yaklaşık 17 bin net göç alması demek. Bunlar, Bölgeden bölgeye göçler. Bölge içi illerin birbirlerine göçleri de var; Afyon dan İzmir e, Uşak tan Aydın a gibi Bunlar da yılda 87 bini buluyor. Bölge içi göçleri de dikkate aldığımızda ĐZMĐR DE ĐKAMET EDENLER HANGĐ NÜFUSA KAYITLI? Kayıtlı Old. Đl % Đzmir 1.699.504 42,6 Manisa 192.399 4,8 Mardin 135.827 3,4 Erzurum 130.756 3,3 Konya 121.484 3,0 Aydın 86.676 2,2 Afyonkarahisar 84.346 2,1 Kars 74.081 1,9 Balıkesir 72.349 1,8 Sivas 68.534 1,7 Ağrı 67.507 1,7 Diyarbakır 66.740 1,7 Mu 53.717 1,3 Kütahya 51.046 1,3 Denizli 46.609 1,2 anlıurfa 39.447 1,0 Tokat 37.621 0,9 U ak 36.267 0,9 Çorum 35.662 0,9 Ankara 34.903 0,9 ĐLK 20 ĐL 3.135.475 78,5 Diğer 61 il 857.001 21,5 TOPLAM 3.992.476 100 İzmir in her yıl 112 bin göç alıp 95 bin göç verdiğini ve yıllık nüfus artışının 17 bine yakınının net göçlerle gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu, her yıl İzmir nüfusuna eklenen net göç edenlerin, İzmir nüfusunun binde 4,4 e ulaşması demek aynı zamanda. İzmir in yeni konuklarının hangi ilçelerde yoğunlaştıklarına bakınca 4 milyonluk İzmir nüfusunun yüzde 20 den fazlasının yaşadığı Buca ile Bornova ilçelerinin önde geldiğini söylemek mümkün. İzmir den sonra en çok net göç alan Ege ili, Muğla. Yılda ortalama 6 bin dolayında net göç alan Muğla da yıllık 34 bini bulan gelene karşılık 27 bin göç verildi son 5 yılda. Muğla nın 851 binlik nüfusunda, merkez ilçede sadece yüzde 11 i yaşıyor. Muğla nın göç alan ilçelerini ise nüfusun yüzde 23 üne sahip Fethiye ile yüzde 16 sının yaşadığı Bodrum oluşturuyor. Milas da nüfusun yüzde 15 inin yaşadığı ilçe olarak net göç alan ilçeler arasında. Ege nin net göç alan üçüncü ili Aydın, 2008-2012 döneminde yılda 32 bine yakın göç almasına karşılık 29 bine yakın da göç vermiş görünüyor. Bu, Aydın ın yılda ortalama 3 bin net göç alması demek. 17 ilçesi ile 1 milyon dolayında nüfusu olan Aydın da nüfusun yüzde 26 sı merkez ilçede yaşıyor. Nazilli, il nüfusunda yüzde 15 e yakın, Söke yüzde 11,5, Kuşadası da yüzde 9 pay sahibi. Dolayısıyla göçün de bu ilçelere yöneldiğini söy-

İZMİR ATATÜRK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ l temmuz 2013 kapak kapak 19 Đstanbul D.Marmara B.Anadolu B.Marmara Ege Akdeniz 2008 26.675 82.161 20.063 30.074 34.692 19.449 213.114 2009 39.481 42.570 31.544 12.573 16.563 4.790 147.521 2010 102.583 37.579 39.128 14.599 955 5.479 200.323 2011 121.782 42.824 50.308 15.861 1.225-11.797 220.203 2012 30.461 37.090 26.194 25.052 25.355-10.524 133.628 BÖLGELERĐN NET GÖÇ BĐLANÇOSU: 2008-2012 Toplam 320.982 242.224 167.237 98.159 78.790 7.397 Toplam 914.789 Kaynak: TÜĐK, ADNSK veri tabanı; (Net göç: Đlin aldığı göç ile verdiği göç farkı) Đstanbul D.Marmara B.Anadolu B.Marmara Ege Akdeniz Net Göç 2008 26.675 82.161 20.063 30.074 34.692 19.449 213.114 2009 39.481 42.570 31.544 12.573 16.563 4.790 147.521 2010 102.583 37.579 39.128 14.599 955 5.479 200.323 2011 121.782 42.824 50.308 15.861 1.225-11.797 220.203 2012 30.461 37.090 26.194 25.052 25.355-10.524 133.628 Toplam 320.982 242.224 167.237 98.159 78.790 7.397 914.789 Kaynak: TÜĐK, ADNSK veri tabanı; (Net göç: Đlin aldığı göç ile verdiği göç farkı) İzmir doğumlu, daha resmi ifadeyle nüfusu İzmir e kayıtlı olanlar İzmir de yaşayanların yüzde 43 üne yaklaşıyor. İzmir de ikamet edenlerin başında Manisalılar, Mardinliler ve Erzurumlular geliyor. lemek mümkün. Ege nin merkezi İzmir ve göç çeken diğer iki ili Muğla ve Aydın dışında kalan Ege de göçün merkezi Đzmir 5 ili, net göç çekmiyor, net göç veriyor. Afyon,Kütahya ve Uşak için bu sonuç sürpriz değil ama Denizli nin ve Manisa nın de net göç verenler arasına Ege de göçün merkezi Đzmir katılmış olması dikkat çekici. Ege illerinden Afyon, her ne kadar 2012 yılında farklı bir performans gösterip net göç alan durumuna geçse de öteden beri bölgenin en çok göç veren ili ve son 5 yılda ortalama yıllık 4 bin net göç vermiş görünüyor. Kütahya nın ise yıllık net göçü 3 bine yaklaşıyor. Bölgenin bir başka sürpriz net göç veren ili Manisa da yılda 2 bin net göç veriyor. Manisa nın göç adresinin İzmir olduğunu, İzmir de ikamet edenlerin nüfus kayıtlarından anlayabiliyoruz. Hızla İzmir e entegre olan Manisa nın ikamet BÖLGELERĐN NET GÖÇ BĐLANÇOSU: 2008-2012 Toplam Net Göç EGE İLLERİNDE 2008-2012 DÖNEMİ YILLIK NET GÖÇ (BİN KİŞİ) adresi de İzmir olmaya başlayınca Manisa net göç verici görünüyor. Ege nin bir diğer önemli ili Denizli ise, 2009 ve 2010 yıllarında verdiği net göçlerle 5 yılın ortalaması olarak küçük de olsa net göç verici durumuna düştü. Denizli, 2012 de ise 2 binin üstünde net göç aldı.

20 Atatürkorganize Aydın 988.044 31.472 28.764 2.708 2,8 Denizli 933.771 22.521 22.628-107 -0,1 U ak 337.998 9.072 9.800-728 -2,2 Manisa 1.342.885 32.940 35.058-2.119-1,6 Kütahya 573.174 16.562 19.440-2.878-5,0 Afyon 699.765 19.466 23.407-3.941-5,6 8 il 9.612.558 277.818 262.060 15.758 1,7 Bölge içi 87.104 87.104 Ege 9.612.558 190.714 174.956 15.758 1,7 Kaynak TÜĐK, ADNK veri tabanı 2008-2012 DÖNEMĐ NET GÖÇ ALAN VE VEREN EGE ĐLLERĐ (YILLIK ORT.) Net Göç ĐLLER ehir Ort. Nüfusu Aldığı Göç Verdiği Göç Net Göç Hızı (Binde) Đzmir 3.916.765 112.176 95.297 16.879 4,4 Muğla 820.155 33.610 27.665 5.944 7,3 Aydın 988.044 31.472 28.764 2.708 2,8 Denizli 933.771 22.521 22.628-107 -0,1 U ak 337.998 9.072 9.800-728 -2,2 Manisa 1.342.885 32.940 35.058-2.119-1,6 Kütahya 573.174 16.562 19.440-2.878-5,0 Afyon 699.765 19.466 23.407-3.941-5,6 8 il 9.612.558 277.818 262.060 15.758 1,7 Bölge içi 87.104 87.104 Ege 9.612.558 190.714 174.956 15.758 1,7 Kaynak TÜĐK, ADNK veri tabanı İl Bazında Göçler Son 5 yılın göçleri bölgeler (Düzey 1) üstünden değil de iller 350 düzeyinde yapıldığında ortaya daha değişik bir görüntü çıkmaktadır. Hemen belirtilmeli ki, iller düzeyinde kıyaslama, bölge içinden 300 250 göçleri de içerir. Yani, bölge 7 Merkez, düzeyinde, Bin ki i, Ege nin Pay,% 200 payı, Ege içi iller arasındaki göçleri içermezken iller ile ilgili 150göç bilgileri, bölge içi göçleri içeriyor. İl düzeyinde göç bilgileri, 2008-2012 dönemi 100 göçlerden İstanbul un yıllık 64 bin göç aldığını 50 ancak il üstünden oranlamada payının yüzde 28 e yakın olduğunu 0 ortaya koyuyor. İstanbul un son 5 yılda nüfusu yüzde 9 arttı ve 1 milyon 157 bin kişinin daha eklendiği İstanbul a, artan nüfusun yüzde 30 a yakını göçten kaynaklandı. Kamu hizmeti, inşaat, kısmen sanayi ili Ankara nın Kaynak: TÜĐK, ADNSK net veri göçten tabanı; (Net payının göç: Đlin aldığı ise yüzde göç ile verdiği 17 ye göç farkı) yaklaştığı ve göç edenler için İstanbul dan sonraki cazibe merkezi olduğu anlaşılıyor. Ankara nın da son 5 yılda nüfusu yüzde 9 arttı ama artışın yüzde 46 sı göçle gerçekleşti. Ankara nüfusuna 5 yılda 194 bin kişi göçle katıldı. İstanbul ve Ankara dan sonra, son 5 yılda en çok net göç alan iller arasında Antalya yüzde 11 pay aldı. İzmir in net göçlerden payı yüzde 7 ve dördüncü sırada yer aldı. Sanayi merkezleri Bursa, Kocaeli ve Tekirdağ, sanayideki durgunluktan dolayı her biri yüzde 6-7 dolayında pay aldı. Muğla, Eskişehir, Kayseri yüzde 2 ile 3 arasında değişen paylarıyla Anadolu nun küçük de olsa göç çeken diğer ortanca illeri olarak öne çıktılar. Ege nin cazibesi azalıyor mu? 2008-2012 Dönemi En Çok Net Göç Alan Đstanbul Ankara Antaly a Đzmir Bursa Kocaeli Tekirdağ Net Göç 321 194 126 84 83 75 73 Pay ı,% 27,7 16,7 10,9 7,3 7,2 6,5 6,3 Ege nin son 5 yılın net göçlerinden yüzde 9 pay alması, il bazında İzmir in yüzde 7 pay ile üçüncü sırayı Antalya ya bırakmış olması nasıl değerlendirilmeli? Göçe karar verenlerin önlerindeki seçenekler içinde en çok İstanbul ve çevre bölgeleri seçtikleri anlaşılıyor. Bölge olarak Ege, Ankara nın yer aldığı Batı Anadolu dan geride, Akdeniz den ise önde. Bu durumu açıklayacak en önemli etken, bölgelerin gelişmişlik düzeyleri ve 350 300 250 200 150 100 50 0 2008-2012 Dönemi En Çok Net Göç Alan 7 Merkez, Bin ki i, Pay,% Đstanbul Ankara Antaly a Đzmir Bursa Kocaeli Tekirdağ Net Göç 321 194 126 84 83 75 73 Pay ı,% 27,7 16,7 10,9 7,3 7,2 6,5 6,3 Kaynak: TÜĐK, ADNSK veri tabanı; (Net göç: Đlin aldığı göç ile verdiği göç farkı) Göçler nasıl 30,0 takip ediliyor? 25,0 İller, bölgeler arası göçler, sürekli güncellenen 20,0 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) ile her yıl sonunda belirlenebiliyor. ADNKS, bir nüfus 15,0 sayımı değil, devamlı yapılan güncellemeler ile yaşatılan modern bir veritabanı. Daha önce 10 yılda bir sokağa çıkma yasağı ile uygulanan nüfus 10,0 5,0 sayımları artık yapılmıyor. Her yurttaşın, ikamet ettiği il, adres ve kimlik bilgileri nüfus müdürlükleri, muhtarlıklar aracılığıyla güncel tutuluyor. Bir kişi 0,0 ikamet adresini değiştirirse, bir ilden bir ile göçerek ikamet bilgisini değiştirirse o hareket, göç sayılıyor ve kayıtlara geçiyor. Böylece her an, hangi ilde ikamet sahibi kaç kişi olduğu, ikametini kaç kişinin değiştirdiği saptanıyor. İkamet eden kişi sayısının artması ilin göç aldığını, sayının azalması göç verdiğini belirtiyor.ikisinin farkı da net göç olarak kabul ediliyor. Her il hem göç alır hem göç verir ama önemli olan sonuçta elde net olarak ne kaldığıdır. Örneğin İzmir de görevli kamu görevlileri, tayinleri çıktığında göç ederler yani ikametleri değişir, ama onların yerine yenileri gelince İzmir göç alır. Gelenler gidenlerden fazlaysa, İzmir net göç almış demektir. Son yıllarda tüm illere yayılan üniversiteler de göç aktivitesini etkiliyor. Okuduğu ilde barındığı ev ya da yurtta ikameti kayıt altına alınan öğrenciler, bulundukları ile göç etmiş, o il de göç almış sayılıyor. Örneğin İzmir den Van a eğitime giden öğrenciler, Van a göç etmiş, Van da o sayede göç almış görünüyor. İlgili yasaya göre, vatandaşlar, yerleşim yeri bilgilerinde meydana gelen değişiklikleri 20 gün içerisinde muhtarlık, nüfus müdürlüğü veya diğer yetkili idareye bildirmekle yükümlüdürler. Muhtarlar nüfus müdürlüklerince kendilerine iletilen yerleşim yeri adresi değişikliği bildirim listelerini incelemek, mahallindeki yerleşim yeri adresi değişiklileri ile karşılaştırmak ve varsa bildirilmemiş olan değişiklikleri her ayın son haftası içinde bağlı bulunan ilçenin nüfus müdürlüğüne bildirmekle yükümlüdür. 30,0 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 0,0