SAYI: 16 YIL : 2 AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ AÐUSTOS-EYLÜL 2004



Benzer belgeler
BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler


Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Gelir Vergisi Kesintisi

ünite1 Sosyal Bilgiler

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN


Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI



Kanguru Matematik Türkiye 2015

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

Avrupa da Yerelleşen İslam

m3/saat AISI

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2017


Kanguru Matematik Türkiye 2015

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)


01 Kasým 2018

17 ÞUBAT kontrol

Simge Özer Pýnarbaþý

Hac Organizasyonumuz; Turizm Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve Türsab Denetim ve Kontrolü Altýndadýr! KUTSAL YOLCULUK HAC...


TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI



Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Araştırmanın Künyesi;

ACR Group. NEDEN? neden?

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:


SENDÝKAMIZDAN HABERLER

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri


Transkript:

37 SAYI: 16 YIL : 2 AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ AÐUSTOS-EYLÜL 2004 30 36 10 20

Ýçindekiler Sunuþ 10 11 12 14 17 18 20 22 24 27 28 30 32 35 36 37 2 Sunuþ 3 Baþbuðdan 4 Liderden 8 Genel Baþkan dan Okula Gönderdiðimiz Çocuklarýmýz, Misyonerlere Emanet!.. Misyonerler Türkiye de Misyonerlik Faaliyetleri ATO dan Misyonerlik Raporu Etkisi Artan Misyonerlik ve Avrupa Birliði Prof.Dr. Recep KÖK Misyonerlikle Nasýl Mücadele Edilir? Yýldýrým KOÇ Dergimizin Alev Alatlý ile Yaptýðý Söyleþi Paradoks Hakan SARILAR Namaz Sosyolojisi ve Psikolojisi Üzerine Bir Mülahaza Gülhan HALÝLOÐLU Profesyonel Ülkücüler (!) Türk Din Anlayýþý: Mâturidîlik Aile Bakanlýðý Kurulmalýdýr... Ali KINIK Hanifi ÖZCAN Cafer VAYNÝ Kafkaslarýn ve Türkistan ýn Stratejik Önemi Çaðrý Kürþat YÜCE Ýsrail in Kürt Kartý Ahmet DEMÝR Erciyes Zafer Kurultayý Yapýldý Ülkü Ocaklarý ndan Kýsa Kýsa... Aðustos sayýmýzla yine sizlerle birlikteyiz Bu sayýmýzda manevi deðerlerimize balta vuran ve gençlerimizi kendi öz deðerlerinden uzaklaþtýrýp, kandýrarak tuzaða düþüren ve Türkiye topraklarý üzerinde yasal olmayan yollardan Hýristiyanlýðý yaymaya çalýþan misyonerlere dikkat çekmek istiyoruz. Hepimiz biliyoruz ki; þayet bu konuda önlemler alýnmazsa toplumumuzda ahlaki ve sosyal yönden onulmaz yaralar açacaktýr. Ýktidara gelebilmek için Siyonist - Haçlý emperyalizminin temsilcilerinden icazet alan AKP iktidarý, onlara diyet borcunu ödeyebilmek için misyonerlere geniþ bir çalýþma alaný sunmaktadýr. Artýk olay bize göre çýðýrýndan çýkmýþ ve misyonerlik ilkokullarýmýza kadar girmiþtir.. Tabii ki bu konuda en büyük görev anne ve babalara yani aileye düþüyor. Çünkü okullarýmýzdaki uygulanan eðitim sistemi ile bu tehlikeye karþý mücadele etmek imkansýzdýr. Misyonerlerin çalýþmalarý ile ilgili bir skandalý, dergimizin bu sayýsýnda, fotoðraflarý ile birlikte bulacaksýnýz. Ayrýca, Alev Alatlý ile yaptýðýmýz söyleþiyi de ilgiyle okuyacaðýnýzý düþünüyoruz. Bu yýl 15. si kutlanan Erciyes Zafer Kurultayý, bütün provokasyon giriþimlerine raðmen yüzbinlerce Ülkücü tarafýndan coþku ile kutlandý. Türk milliyetçileri, ülkemizin içinden geçtiði bu zor dönemde, dosta ve düþmana, her zamanki gibi Türkiye'nin kurtuluþunun MHP'nin tek baþýna iktidarý ile mümkün olabileceðini Erciyes daðýnýn zirvesinden bir kere daha haykýrdýlar. Erciyes Zafer Kurultayýnýn fotoðraflarýný da yine dergimizin sayfalarýnda görebilirsiniz. Son günlerde MHP'ye yönelik saldýrý ve provokasyonlarýn artmasý, hareketin doðru yolda olduðunun bir göstergesidir. Türk milliyetçileri, liderleri Devlet Bahçeli ile birlikte sýmsýký kenetlenerek iktidara yürüyorlar. Ve buna içerdeki ve dýþarýdaki hainler asla engel olamayacaklardýr. Her dem yeniden doðarýz, bizden kim usanasý Gelecek sayýmýzda buluþmak üzere Allaha emanet olun AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ Yýl : 2 Sayý: 16 AÐUSTOS-EYLÜL 2004 Sahibi Aliþan SATILMIÞ www.alisansatilmis.com Yazý Ýþleri Müdürü Ýbrahim ÖZBAY Genel Yayýn Yönetmeni Yýldýray ÇÝÇEK www.yildiraycicek.com Yayýn Danýþmaný Mustafa ÝLTEKÝN miltekin@ulkuocaklari.org.tr Ülkü Ocaklarý Ýnternet Sayfasý www.ulkuocaklari.org.tr ocak@ulkuocaklari.org.tr Ýdare Yeri Oðuzlar Mahallesi 42. Sokak No: 26 Balgat / ANKARA (0,312) 285 44 44 (pbx) Düzenleme / Baský SARAY MATBAACILIK Dergimizde yayýnlanan makaleler kaynak gösterilmek þartýyla iktibas edilebilir. Gönderilen yazýlar yayýmlansýn veya yayýmlanmasýn iade edilmez. Yayýmlanan tüm yazýlarýn sorumluluðu yazarýna aittir. Dergimiz, prensip icabý ticari reklam almamaktadýr. ( 2 ) Ülkü Ocaklarý

Baþbuð dan... Ben Türk Milletini, Sokaklarda ýspanak fiyatýna satýlan demokrasiye, Rüþvet ve hile çiðnenen, çiðnetilen hukuk düzenlerine, Ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefeciliðe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapýya çaðýrmýyorum. Türklük þuur ve gururuna, Ýslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaþa, adalette yarýþa, birliðe, kardeþliðe, kýsacasý hak yolu, ALLAH YOLU'na çaðýrýyorum. Modern medeniyetin en ön safýna geçmek üzere sýçramaya çaðýrýyorum. Sizlere kolay bir baþarý, vaad ediyorum. Kýsa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çýkmasýnlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karþýnýza menfaat teklifleri, tehditler ve daha bir yýðýn engel çýkacaktýr. Bu çetin yolda dayanabilecekler, bizimle gelsinler. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekten inananlar kafilemize katýlsýnlar. Milletler arasýndaki mücadele þuurundan mahrum olan toplumlar baþkasýnýn boyunduruðu altýna düþerler. Türk aydýnlarý için Batý'nýn sýðýnmasý olmak bir ideal olarak benimsenmiþtir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düþünülemez. Davalarýmýzýn çözümü kendimize dönmek, sarsýlmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalýþmaya giriþmekle mümkündür. Baþbuð Alparslan Türkeþ Ülkü Ocaklarý ( 3 )

LÝDER DEN Türkiye nin milli çýkarlarýný oyuncak haline getiren AKP, dýþ politika alanýnda bir slogan diplomasisi nin peþinde sürüklenmektedir. Baþbakan ýn aðzýndan düþürmediði kazan-kazan ve bir adým önde olma sloganlarý, anlamsýz, ucuz sloganlardýr. Türkiye ne kazanmýþtýr? Baþbakan asýl buna bakmalýdýr. Bir adým önde olacaðým diye doludizgin koþan Baþbakan, bir soluk alýp nereye koþtuðuna, Türkiye yi nereye sürüklediðine bir bakmalýdýr. Aziz Dava Arkadaþlarým, Türk Milliyetçiliðinin Gönül ve Ýman Erleri, Bugün 15. sini idrak ettiðimiz Erciyes Zafer Kurultayýna katýlan bütün ülkü ve dava arkadaþlarýmý, Türk dünyasýnýn mümtaz temsilcilerini ve deðerli misafirlerimizi sevgi, saygý ve muhabbetle selamlýyorum. Bu kutlu zafer kurultayý, Türk Milliyetçilerini bir iman, kardeþlik ve sevgi seli olarak coþku içinde biraraya getiren müstesna bir vesiledir. Böyle büyük çaplý bir buluþmanýn dünyada baþka bir örneði yoktur. Bu mutluluðu bizlere yeniden nasip eden Cenab-ý Allah a þükrediyor, daha nice büyük kucaklaþmalar yaþatmasýný niyaz ediyorum. Bu geleneði bizlere kazandýran Baþbuðumuz Alparslan Türkeþ Bey i bir kere daha rahmet ve özlemle anýyor, bizlere ýþýk tutan aziz hatýrasý önünde minnet ve tazimle eðiliyorum. Cennet mekanýnda ruhu þad olsun, dualarýmýz onunla olsun. Onbeþ yýl boyunca bizlere gurur veren bu büyük buluþmalarýn gerçekleþmesinde emeði ve hizmeti geçen bütün arkadaþlarýma gönülden teþekkürlerimi, tebriklerimi ve takdirlerimi sunuyorum. Bugün Erciyes in zirvesinde sergilenen bu muhteþem manzara, Türk Milliyetçilerinin Büyük Türk Milletinin yarýnlarýna ve bu Aziz Vatanýn kaderine sahip çýkma azim ve kararlýlýðýnýn çok anlamlý bir þahlanýþýdýr. Türk Milliyetçilerinin Erciyes den yükselen bu sesi, Türkiye nin þerefli mazisine ve milli kimliðine sahip çýkarak, bunlarýn aydýnlattýðý yolda Türkiye yi onurlu bir geleceðe taþýma iradesinin bir meydan o- kumasýdýr. ( 4 ) Ülkü Ocaklarý

Büyük ve güçlü Türkiye ülküsü ve sevdasý, Erciyes in dumanlý zirveleri kadar ulu ve yüce olan Türk Milliyetçilerinin tek bir nefes olarak yükselen bu sesine herkes kulak vermelidir. Türkiye nin milli birliðini hedef alan, Büyük Türk Milleti ailesinin kardeþliðini sabote etmek isteyen gaflet erbabý, iç ve dýþ ihanet odaklarý, bu milli þahlanýþtan gerekli dersi vakit geç olmadan çýkarmalý ve kendilerine çeki düzen vermelidir. Türkiye, bugün tarihinin en karanlýk dönemlerinden birini yaþamakta, bir ateþ hattýndan geçmektedir. AKP zihniyeti, yirmi ay içinde, Türkiye yi sonu meçhul karanlýk bir yola sürüklemiþtir. Böylesine aðýr þartlarýn hüküm sürdüðü bir dönemde toplanan Erciyes Zafer Kurultayýmýz, bu bakýmdan büyük önem ve anlam kazanmýþtýr. Þimdi sizlere AKP iktidarýnda yaþanan karanlýk dönemin kýsa bir muhasebesini yapmak istiyorum. Sömürü edebiyatý ile iþ baþýna gelen AKP, bugün kendi saltanatýný sürdürmek telaþýna düþmüþtür. Siyasi gelecek hesabýyla Türkiye nin yarýnlarýný ateþe atmaktan çekinmemiþtir. AKP yöneticileri, gelecek nesilleri deðil, gelecek seçimleri düþünmektedir. Türkiye, en olumsuz þartlarda bile milli haysiyetini, milli çýkarlarýný ve milli hassasiyetlerini korumasýný bilmiþtir. AKP iktidarý ise milli hassasiyetleri yok saymýþ, milli çýkarlarý ucuz pazarlýk konusu haline getirmiþ, Türkiye nin milli haysiyeti üzerinden siyaset yapmak yoluna sapmýþtýr. Bu gaflet yolculuðunun sonunda Türkiye bugün her alanda çok hazin bir duruma itilmiþtir. AKP bugün iktidardýr, ama muktedir deðildir. Acz ve hezeyan içinde bocalamakta, baþýboþ bir sürükleniþ içinde çýrpýnmaktadýr. Türkiye nin içinde bulunduðu bu periþanlýk tablosu AKP nin eseridir. Gerçekler ortadayken AKP yöneticileri hâlâ büyük bir piþkinlikle pembe tablolar çizmektedir. Türkiye nin ekonomik ve siyasi alanda itibar kazandýðý, her bakýmdan iyiye gittiði yalanýný söyleyebilmektedir. Bu, Türk Milletinin aklý, idraki ve hafýzasý ile alay etmektir. Bugün, Türk ekonomisi her an patlamaya hazýr bir AKP nin Türkiye ye kazandýrdýðý hiçbir itibar yoktur. Tam aksine, Türkiye nin itibarýnýn önündeki en büyük engel bizzat AKP ve onun temsil ettiði çarpýk zihniyettir. barut fýçýsý haline gelmiþtir. Ekonomik yapý bir býçak sýrtýndadýr. Krizin kapýda olduðu uyarýlarýna kulaðýný týkayan AKP, hâlâ þov peþinde koþmaktadýr. Duble yol gibi göz boyama amaçlý hayali projelerde gelinen nokta, tam bir duble rezalet olmuþtur. Ekonomide, Türk halkýnýn yaþamýna ve refahýna yansýyan bir iyileþme bulunmamaktadýr. Ýþsizlik ve yoksulluk giderek artmaktadýr. Bugün, Türk halký yoksulluðun ve çaresizliðin pençesine itilmiþtir. AKP nin ampulü ekonomi alanýnda yatsýya kadar bile yanmamýþ, Türk milletinin ocaðý söndürülmüþtür. AKP nin ampulü, sadece yürütülen talan ekonomisinde AKP yi destekleyenlerin, vurguncularýn yolunu aydýnlatmýþtýr. Türkiye nin siyasi itibar kazandýðý iddialarý da, içi boþ bir slogandan öte hiçbir anlam taþýmamaktadýr. AKP zihniyeti, bir fikir ve hizmet yarýþý olan siyaseti bir ihtiras ve aldatma yarýþý haline getirmiþtir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliði nin talimatlarýný yerine getirmek için bir büro olarak çalýþtýrýlmýþtýr. Bu mu Türkiye ye siyasi itibar kazandýrmýþtýr? Eve dönüþ yasasý adý altýnda PKK lýlar için af çýkartmasý, AB uðruna bölücü terörün ihanet provalarýnýn cesaretlendirilmesi mi siyasi itibar kaynaðý olmuþtur? Devletle, rejimle ve hukukla sorunlu o- lan AKP yöneticilerinin, milletvekili dokunulmazlýðý zýrhýnýn arkasýnda saklanarak adaletten kaçmalarý mý Türkiye de siyasetin itibarýný arttýrmýþtýr? Aþiret mensuplarýnýn karakol basýp eroin kaçakçýlarýný polisin elinden aldýðý ve bunun için AKP li Bakanlarýn araya girdiði Türkiye tablosu mu AKP için siyasi itibar vesilesi olmuþtur? Yoksa, AKP nin önde gelen yöneticilerinin televizyon ekranlarýnda canlý yayýn konusu olan saltanat hevesleri ve hanedan özentileri mi Türkiye ye siyasi itibar kazandýrmýþtýr? AKP nin Türkiye ye kazandýrdýðý hiçbir itibar yoktur. Tam aksine, Türkiye nin itibarýnýn önündeki en büyük engel bizzat AKP ve onun temsil ettiði çarpýk zihniyettir. AKP iktidarý dýþ politika konularýnda da bir bataða saplanmýþtýr. Türkiye, sözü dinlenen ve aðýrlýðý olan bir ülke olmaktan çýkmýþ, sadece verilen görevleri yapan Ülkü Ocaklarý ( 5 )

bir taþeron, tehdit, baský ve her türlü dayatmaya boyun eðen bir emir eri haline getirilmiþtir. Ancak, AKP yönetiminin bir noktada hakkýný teslim etmek gerekir. Ekonomide özelleþtirme politikasý iflas e- den AKP, dýþ politikayý özelleþtirmede çok baþarýlý olmuþtur. Türkiye nin dýþ politikasý, ABD ve AB nin çýkarlarýnýn emrine sokulmuþtur. Bugün Türkiye ile görülecek hesabý olan her ülke ve her grup, AB ne teslim olan AKP vasýtasýyla Türkiye ye bedel ödetmek için sýraya girmiþtir. Terör örgütü PKK ve içerdeki uzantýlarý, Yunanistan ve Ermenistan, hepsi sahnededir. Türkiye nin milli birliðini ve bütünlüðünü yýkmaya çalýþan ihanet odaklarý, meydaný boþ bulan bir cüretle tahriklerine hýz vermiþtir. Bunlarýn en büyük cesaret kaynaðý AKP iktidarýdýr. Türkiye nin geleceði ve milli birliði ileride çok tehlikeli bir siyasi kumar oynayan AKP bunun hesabýný verecektir. Türkiye nin milli çýkarlarýný oyuncak haline getiren AKP, dýþ politika alanýnda bir slogan diplomasisi nin peþinde sürüklenmektedir. Baþbakan ýn aðzýndan düþürmediði kazan-kazan ve bir adým önde olma sloganlarý, anlamsýz, ucuz sloganlardýr. Türkiye ne kazanmýþtýr? Baþbakan asýl buna bakmalýdýr. Bir adým önde olacaðým diye doludizgin koþan Baþbakan, bir soluk alýp nereye koþtuðuna, Türkiye yi nereye sürüklediðine bir bakmalýdýr. Bugün Irak politikamýz her yönüyle iflas etmiþ, milli çýkarlarýmýzýn belirlediði kýrmýzý çizgiler artýk kalmamýþtýr. Kuzey Irak ta PKK cirit atmaktadýr. Baðýmsýz Kürt devlet kurulmasý sürecinde sona yaklaþýlmaktadýr. Türkmen kardeþlerimiz, Kürt gruplara þirin görünmek için yalnýz býrakýlmýþ, ateþe atýlmýþtýr. AKP nin bu politikalarýndan kazanan sadece Kürt gruplar, kaybeden ise Türkiye ve Türkmen kardeþlerimiz olmuþtur. Bu gaflet ve ihanet deðildir de nedir? Baþbakan bunun cevabýný vermelidir. AKP nin elinde Kýbrýs milli davamýz da çok tehlikeli bir uçuruma sürüklenmiþtir. Kýbrýs ý Rumlara teslim etme oyununun son perdesi açýlmak üzeredir. Kazanan sadece Rum tarafý olmuþtur. Rumlar þimdi AKP nin AB ne teslimiyet politikasýndan yararlanarak, Kýbrýs Türklüðünü teslim alma hazýrlýðý içindedir. Türk hükümetinin baskýsýyla referandumda Annan Planýna evet diyen Türk tarafý üzerindeki ambargolar hala sürmektedir. Türk kardeþlerimiz tam bir çaresizliðe ve yalnýzlýða itilmiþtir. Sayýn Baþbakan a buradan soruyorum: Acziniz ve teslimiyet anlayýþýnýz sonucu Kýbrýs ta kim kazanmýþ, kim kaybetmiþtir? AKP hükümeti bütün bunlarý AB ne yaranmak, için yapmýþtýr. Ancak, bugüne kadar Türk Milletini AB hayali peþinde sürükleyen AKP için vade bitmiþ, kader aný gelmiþtir. Türkiye ile ilgili karar önümüzdeki Aralýk a- yýnda alacaktýr. Bu konuda iki eðilim ortaya çýkmýþtýr. Bir grup AB ülkesi, Türkiye ye yeni þartlara baðlý sudan bir tarih dahi verilmeyerek özel statü adý altýnda sýnýrlý bir ortaklýk önerilmesini savunmaktadýr. Diðer bir grup ise, Türkiye ye þartlý bir tarih verilmesini, ancak müzakere sürecinin ileriye atýlmasýný istemektedir. Bu görüþü savunanlar, Türkiye yi açýkça reddetmeyip yeni bir zorlama ve dayatma sürecinin içine çekmeyi amaçlamaktadýr. Bugüne kadar Türkiye nin ö- nüne getirilemeyen bütün bedellerin bu yeni oyalama sürecinde ödettirilmesinin hesabý yapýlmaktadýr. Bu iki görüþ de Türkiye yi eþit haklara sahip üye o- larak görmeyen bir anlayýþý yansýtmaktadýr. Ancak, AKP ne verilirse ona razý olacaðýný baþtan belli etmiþtir. Bu nedenle pazarlýk gücü kalmamýþtýr. Onlar için önemli o- lan tek þey, AB desteðiyle içine girdikleri bitkisel hayatý bir süre de olsa uzatmaktýr. Bunun için, daha þimdiden, AB nin alacaðý kararý Türk Milletine gerçek anlamýndan farklý þekilde sunma hazýrlýðý içine girmiþlerdir. Baþbakan ýn son demecinde, önemli olan üyelik deðil, görüþmelerin ne þekilde olursa olsun baþlamasýdýr demesinin nedeni budur. Türk Milleti ne söylenecek yeni bir yalanýn zemini hazýrlanmaktadýr. ( 6 ) Ülkü Ocaklarý

Bu hükümet son bir ümitle Aralýk ayýnda AB nin u- zatacaðý can simidine sarýlmak için çýrpýnmaktadýr. Bunun için herþeyi yapmaya hazýrdýr. Son olarak AB yolunda Türkiye nin önüne Ermeni konusunun da çýkartýlmasý bu bakýmdan tesadüf deðildir. Seçim meydanlarýnda yankýlanan þu sözleri hepiniz hatýrlayacaksýnýz: Baþörtüsü namusumuzdur! Ýmam Hatiplere yapýlan haksýzlýðý düzeltmek namus borcumuzdur! Namus kavramý etrafýnda geliþtirilen bu sözlerin sahipleri, bugün, 20 aydýr iktidardadýr. Tek baþýna Anayasa deðiþtirecek çoðunluða sahiptir. Ancak, Türk Milletinin bu konudaki temiz duygularýný istismar eden AKP, bugün yüzseksen derece dönüþ yaparak, inançsýzlýðýný bir kere daha göstermiþtir. AKP devrinde, baþörtüsü bir kördüðüm haline gelmiþtir. AKP devrinde, Ýmam Hatipler konusu bir kangren haline getirilmiþtir. Ucuz polemikler dýþýnda, AKP bu konudaki namus sözünü yerine getirmemiþtir. Üstelik bunun suçunu da istismar ettiði Türk halkýnýn ü- zerine yýkmak istemekte ve arkamda durmadýnýz diyecek kadar küçülebilmektedir. Bu konuda bedel ödemeye hazýr olmadýðýný açýklayan Baþbakan Erdoðan, Türk halkýna siz bedel ödemek istiyor musunuz gibi garip bir soru sormaktadýr. Cevabýný biz verelim: Türk milleti AKP zihniyetini iktidara getirmekle, bu inançsýz kadrolara güvenmekle, en aðýr bedeli zaten ödemiþtir. Türk milletinin demokratik sabrý ile artýk kimse oynamamalýdýr. Ýþte gerçek AKP budur. AKP nin gerçek yüzü budur. Bunlarýn artýk daha nesine inanacak, nesine güveneceksiniz? Türkiye nin en önemli ve öncelikli meselesi, AKP iktidarýndan kurtulmaktadýr. Türkiye de yeni bir kurtuluþ hareketi, bu zihniyetten kurtulmakla baþlayacaktýr. Milliyetçi Hareket in inançlý kadrolarý bu azimle yola çýkmýþtýr. Yeni bir Kuva-i Milliye ruhu ile yeni bir milli þahlanýþý harekete geçirmek, artýk Türkiye için bir ölüm kalým meselesi haline gelmiþtir. Herkes bilmelidir ki, AKP, yaptýklarýnýn hesabýný Türk Milletine mutlaka verecektir. Bu hesap ahirete Bu konuda bedel ödemeye hazýr olmadýðýný açýklayan Baþbakan Erdoðan, Türk halkýna siz bedel ödemek istiyor musunuz gibi garip bir soru sormaktadýr. kalmayacak, ilk hesaplaþma yakýnda sandýk baþýnda görülecektir. Türk Milliyetçileri bu milli hesaplaþmanýn takipçisi olacaktýr. Buradan ilan ediyorum: AKP devrinde yapýlanlarýn bütün sorumlularýndan mutlaka hesap sorulacaktýr. Kimse yaptýðým yanýma kâr kalýr, Türk Milleti akýl ve idrakten yoksundur, zamanla unutulur hesabýný yapmamalýdýr. Böyle bir yanýlgý içine düþmemelidir. Türkiye nin kurtuluþu yakýndýr. Türkiye parlak ve o- nurlu bir geleceðe, Türk Milliyetçilerinin omuzlarýnda taþýnacaktýr. Bugün Erciyes te yaþanan milli heyecan, bunun habercisi ve müjdecisidir. Güçlü ve onurlu bir Türkiye, rehberimiz Hak, kuvvet kaynaðýmýz Halktýr diyen ve Türk milletine hizmeti en büyük mutluluk sayan Milliyetçi Hareket in omuzlarýnda yükselecektir. Türkiye nin geleceðinin yegane teminatý olan Milliyetçi Hareket i i- çerden karýþtýrmak isteyen fesat o- daklarý ve ihtiraslarýn sonu hüsran olacaktýr. Bizler, ömrünü bu yola adamýþ ve Yüce Allah a þükürler olsun ki, saðlýðýnýn da zekatýný vermiþ insanlardanýz. Ve bugün de dimdik ayaktayýz. Buradan bütün dava ve ülkü arkadaþlarýma seslenmek istiyorum: Cenab-ý Hak nasip ettiði ve siz ülkücü kardeþlerimin güveni sürdüðü müddetçe Milliyetçi Hareketin bu þerefli davasýnýn kutsal bayraðýný þerefle taþýmaya devam edeceðim. Bundan kimsenin þüphesi ve endiþesi olmasýn. Davamýz büyük, ülkümüz büyük, inancýmýz ve imanýmýz büyüktür. Zafer, inananlarýn ve inançlarý uðruna her güçlüðe þerefle katlananlarýn olacaktýr. Bu duygu ve düþüncelerle sizleri bir kere daha en derin sevgi ve saygýlarýmla selamlýyorum. Bu yüce davada Cenab-ý Allah ýn hidayeti ve himmetinin hep üzerinizde olmasýný niyaz ediyorum. Yüce Allah a emanet olun; saðolun, varolun Dr. Devlet BAHÇELÝ MHP Genel Baþkaný Not: MHP Genel Baþkaný Dr.Devlet Bahçeli nin 15.Erciyes Zafer Kurultayý nda yapmýþ olduðu konuþmanýn metnidir. Ülkü Ocaklarý ( 7 )

Genel Baþkan dan Aliþan Satýlmýþ Ülkü Ocaklarý Eðitim ve Kültür Vakfý Genel Baþkaný AK PARTÝ - AK BUDUN ÝLÝÞKÝLERÝ (YA DA SABETAYÝSTLER ÝN ANALÝZÝNDE YENÝ SATIRBAÞLARI) Eski Türk siyaset literatüründe yönetenlere ak budun, halka da kara budun denirmiþ. Ýþte bu cemaat sütre gerisinde ak budun gibi hareket ediyor. Fakat bir farkla ki; genellikle kara budun umurlarýnda bile deðil onlarýn. Sadece kara budun un deðil, Türklerin bir çok milli meselesine de ilgi duymuyorlar. Kerkük meselesi, Türkçe, yeni Türk Cumhuriyetleriyle iliþkiler, KKTC Fakat öte yandan çoðu ABD ve AB muhibbi Türk modernleþmesi baþlangýçtan itibaren, toplumsal gücün harekete geçirilmesi yerine, toplumun geleneksel davranýþ biçimlerini yasaklayarak ve onu yeni davranýþlara zorlayarak gerçekleþtirilmeye çalýþýldý. Bu durum o günden bu güne, yönetenlerle halk arasýnda bir gerilime yol açtý. Çünkü yönetenler, modernleþmenin sosyolojik bir durum olduðunu görmezden geldiler. Bunun bir nedeni, Batý karþýsýnda tevil götürmez bir gerileme ve mücadele yoksunluðudur. Uygarlýk yarýþýndaki gerilememizin maddi sonuçlarý, 1700 den baþlayarak yüzümüze vurulmaya baþladý. Eski tarzla bir yere varamayacaðýmýzý, kendimizi kandýrmaya imkan bulamayacak þekilde anladýk. Anladýðýmýz bir baþka þey, tedbir için zamanla yarýþmak zorunda olduðumuz idi. Yarýndan tezi yok bir þeyler yapmalýydýk. Tarla açmayý beklemeden tohum atmak zorundaydýk. Evet, yönetenlerin modernleþmeyi sosyolojik bir durum saymamalarýnýn bir nedeni bu aciliyettir. 19. yüzyýl boyunca çýrpýndýk durduk. Ben, Ýmparatorluðun bu mücadelesini saygýyla karþýlýyorum. Temelindeki zamana karþý yarýþ mecburiyeti bazý kararlarý alýrken, toplumun hazýr olup, olmadýðýna bakmamalarýný meþrulaþtýrabilir. Hatta imparatorluk, bu yarýþýn sonunda modernleþmeyi yavaþ da olsa bir zemine oturtmayý baþarmýþtý. Fakat zaman içerisinde imparatorluk içerisinde modernleþmeyi ve üretim - tüketim iliþkilerini yöneten bir grup türedi. Bu grup (yani Sabetayistler), Cumhuriyete geçiþten kýsa bir süre sonra, cumhuriyet modernleþmesinin de kontrolünü ele geçirdi. Devletin yerli sanayinin ve modern ticari faaliyetlerin geliþmesi için yarattýðý imkanlarý ve ayrýcalýklarý, kendi oluþturduklarý cemaate aktarýyorlardý. Bu cemaat, en iyi eðitim kurumlarýnda kendi çocuklarýný okutuyor, yurt dýþýna burslu gidecek olanlarýn belirlenmesinde etkili oluyordu. Krediler, vergi muafiyetleri, gümrük korumalý üretim, arsa tahsisi gibi uzayýp giden devlet imkanlarýný bu mutlu azýnlýk (cemaat) aralarýnda pay ediyordu. Tek parti yönetimi döneminde, partinin kendileri için gerekli bütün ( 8 ) Ülkü Ocaklarý

kadrolarýný tek bir istisna býrakmayacak þekilde ele geçirdiler. Bir yerin bütün alternatiflerini, yine kendi kontrolleri i- çinde üretiyorlardý. Çok partili dönemde, iktidar adayý bütün partilerin daha kuruluþlarý sýrasýnda çekirdek kadrosunda onlarý gördük. Daha doðrusu uzantýlarýný Çünkü onlar, ulu orta boy göstermiyorlardý. Böylece modernleþmemiz sadece onlarýn üzerinden ve sadece onlarýn istediði þekilde gerçekleþti. Elbette bu cemaatin modernleþmemize olan katkýlarý tartýþýlmaz. Fakat bu katkýnýn artýsý ve eksisi, bugüne kadar cesaretle ele alýnamamýþtýr. Bu cemaat, son zamanlarda çokça ele alýndýðý þekliyle sadece belirli bir ýrki hassasiyetle de hareket etmiyor. Daha çok gücü elde tutmaya dayalý bir menfaat birliði Yönetim erkini ele geçirenlerle de (ýrkýna ve inancýna bakmadan) ittifak yapmakta bir sakýnca görmüyorlar. Eski Türk siyaset literatüründe yönetenlere ak budun, halka da kara budun denirmiþ. Ýþte bu cemaat sütre gerisinde ak budun gibi hareket e- diyor. Fakat bir farkla ki; genellikle kara budun umurlarýnda bile deðil onlarýn. Sadece kara budun un deðil, Türklerin bir çok milli meselesine de ilgi duymuyorlar. Kerkük meselesi, Türkçe, yeni Türk Cumhuriyetleriyle iliþkiler, KKTC Fakat öte yandan çoðu ABD ve AB muhibbi Bu cemaat, Türkiye deki üretim ve hatta borçlanma pastasýndan aldýklarý aslan payýný bölüþmek istemiyor. Yurtça borçlanýyoruz, onlara veriyoruz, yiyorlar Uluslararasý baðlarý var. Kamu haberleþme organlarý kesinlikle tekellerinde Etki sahibi (sözüm ona) sivil toplum örgütlerinin hemen hemen hepsini kontrol ediyorlar. Karþýlarýna bir güç çýkarsa, basýn ve bu sözüm ona sivil toplum örgütleriyle þiddetli bir kampanyaya baþlýyorlar. Marjinalleþtirene kadar saldýrýyorlar. Yine önleyemezlerse devlet gücünü, kendi menfaatleri için istismar etmek üzere rejimin hassasiyetlerini kullanýyorlar. Derhal bir irtica yaygarasý baþlýyor. Mesnedi olsun, olmasýn hakimiyet kurduklarý basýn yayýn organlarý ve sözüm ona sivil toplum örgütleri, tüm ülkeyi gerene ve devletin duyargalarýný hareketlendirene kadar susmuyorlar. Bu fýrtýna, sonuç almadan dinmiyor. (Mesnetsizliklerine en çarpýcý örnek olarak, kendi kontrollerinden çýktýðý i- çin Tansu Çiller e, evet Tansu Çiller e mürteci suçlamasý yaptýklarýný hatýrlayýn.)(1) Son yýllardaki irtica yaygarasýnýn ardýnda da Anadolu sanayileþmesi ve bunun sonucunda kara budun un içinden çýkan yeni müteþebbislerin oluþturduklarý sermaye birikimleriyle bu efendileri zorlamaya baþlamasý yatýyordu. Durmuþ Hocaoðlu nun çok güzel ifadesiyle Anadolu da Düþük þiddetli bir devrim yaþanýyordu. Türk milleti, kendi burjuvasýný kendi içinden çýkarýyordu. Dolayýsýyla bu müteþebbisler, Türk milletinin kültürüne, kutsal deðerlerine ve milli menfaatlere karþý duyarlýydý. Halkla aralarýnda kültürel bir bað vardý. Bu durum Türkiye deki ak budun için büyük bir tehlikeydi. Bu yüzden derhal harekete geçtiler. Anadolu sanayi devrimi ni irtica masallarýyla boðmaya baþladýlar. Tabii buraya kadar yaptýðýmýz açýlýmdan sonra bir soruyla konuya gireceðim: Bu cemaat, niçin AKP için bu fýrtýnayý baþlatmadý? Tam tersi, bugün büyük gazeteler ve TV ler AKP yi alternatifsiz tek parti olarak takdim ediyorlar. Attýðý ve atacaðý adýmlar konusunda el birliðiyle yol gösteriyorlar. Milliyetçi -muhafazakar seçmene bu sizin partiniz, bu partiye oy verin diyorlar. Niçin?... AKP nin Türkiyelilik diye takdim ettiði, giderek Anadolululuða dönüþen, ideolojisiyle bu cemaatin, kozmopolit kimliði arasýnda bir kan uyuþmasý olma durumu muhtemeldir. Yine ABD gibi küresel hakimiyet peþinde olan bir güçle iliþkide, bu, milli kimliði olmayan parçalý toplum modelinin, çok iþe yaradýðý (tabii büyük güç için) söylenebilir. Cemaat üzerindeki ABD tesiri de hatýrlandýðýnda, iliþkinin bir baþka boyutuyla karþý karþýya kalýrýz. Fakat yine yetmez Cemaatin en önemli sorunu, pastasýnýn bugün ve gelecekte güvencede olmasýdýr. Yoksa Ak Parti- ak budun arasýnda, nasýl bir güvene dayalý iliþki geliþti? AKP, milliyetçi muhafazakar seçmenin hassasiyetlerini deðerlendirip, seçmene bir çok konuda söz vererek iktidar oldu. Seçmenin bir çok konuda tepkisini gösterme biçiminin sandýða gitmek olduðunu da biliyordu. Ben seni iktidara taþýyarak meselelerime sahip çýktým. Sen de hallederim dedin. Hadi hallet. Demedi mi seçmen? Yoksa ayný þeyi ak budun da mý söyledi AKP ye Anayasa deðiþtirecek çoðunluk, ak budun un Kýbrýs ta evet i için mi etkisini kullanýyor sadece? Ý- mam-hatipliler meselelerine nasýl sahip çýkacak? Nasýl bir eylem tavsiye ediliyor? Kara budun, çocuðunu ABD ye gönderecek çözümler üretemiyor. Yukarýdaki iliþkileri de çözemiyor. Orada ne oluyor? - Tabii söz konusu irtica olunca, Türk devletinin hassaslaþmasý makul. Burada þunu hatýrlamalýyýz: Türk devleti yazýnýn baþýnda da sözünü ettiðimiz acil modernleþme hamlelerine imparatorluk döneminde baþlamýþtý. O dönemde ayný zamanda Ýslam halifesi de olan sultanlar, modernleþme hamlelerini kesintiye uðratan her irticanýn, dini maske olarak kullandýðýný gördü. Sözgelimi Türk modernleþmesinin kilometre taþlarýndan olan II. Abdulhamit Han, yaptýðý her hamlenin karþýsýnda dini maske olarak kullanan bir irticanýn bulunduðundan yakýnmýþtý. O sultan ki, en dindar padiþahlarýmýzdandýr. Ülkü Ocaklarý ( 9 )

SKANDAL OKULA GÖNDERDÝÐÝMÝZ ÇOCUKLARIMIZ, MÝSYONERLERE EMANET!.. TED ANKARA KOLEJÝ ÝLKÖÐRETÝM KISMINDA ÖÐRETMENLÝK YAPAN CHRISTOPHER H. CROSSAN, KÝLÝSEDE AYÝN YÖNETÝYOR; KANDIRDIÐI ÇOCUK VE GENÇLERÝ EVÝNE DAVET EDEREK ONLARA HIRÝSTÝYANLIK PROPAGANDASI YAPIYOR. Ü lkü Ocaklarýnýn ve milletimizin deðer yargýlarýna hassasiyet gösteren çevrelerin uzun zamandýr yýkýcý çalýþmalarýna dikkat çektiði 'misyonerlik faaliyetleri', maalesef ilkokullara kadar yayýldý. 'TED Ankara Koleji - Ýlköðretim bölümünde uzman öðretici' olarak görev yapan ve 'AYDIN' kod adýný kullanan 'Christopher H. Crossan', Ankara'daki Çiðdem mahallesinde bulunan Protestan Kili-sesi nde ayin yönetmekte, ayrýca Güney Koreli yardýmcýsý 'SAMÝ' kod adlý kiþiyle birlikte aðýna düþürdüðü çocuk ve gençleri Perþembe akþamlarý, Bahçelievler semtindeki evinde yemeðe davet ederek, beyinlerini yýkamaktadýr. Christopher H. Crossan ABD VE AB ÝLE YAPILAN ANLAÞMALAR, MEYVALARINI VERMEYE BAÞLADI Daha önce de açtýklarý ev - dükkan kiliseler, kitabevleri ve radyolar aracýlýðý ile Müslümanlarý Hýristiyanlaþtýrmak için çalýþan misyonerler, AKP hükümetinin ABD ve AB ile yaptýðý anlaþmalarla bunlara verdiði tavizler sonucu cesaretlerini artýrýp, iyice pervasýzlaþmýþlardýr. AKP'nin dýþ güçlere 'diyet borcu'nu ödemek için baþlattýðý 'Heybeliada Ruhban Okulu'nu açma giriþimleri, misyonerlere moral - destek vermesi açýsýndan da ayrýca önem arzetmektedir. 'KAMUSAL ALAN' SADECE MÜSLÜMANLAR ÝÇÝN MÝ VAR? Müslümanlarýn önüne 'Kamusal alan' engelini çýkaranlarýn, bu skandaldan sonra misyonerlere karþý takýnacaðý tavrý da merakla beklemekteyiz. Yapýlan bütün uyarýlara kulak týkayarak, misyonerlerin çalýþmalarýna göz yuman ve onlarýn önündeki engelleri kaldýrýp, faaliyetlerine yeni alanlar açmaya çalýþan yetkililer en kýsa sürede yargý önüne çýkarýlmalý, gafleti aþan bu rezaletin ve ihanetin hesabýný vermelidirler. Çiðdem Mahallesindeki misyoner faaliyetlerinin yuvasý Protestan Kilisesi nin giriþi TED Ankara Koleji internet sitesinde Christopher H. Crossan ýn kendi okullarýnda öðretmen olduðunu belirten sayfa ( 10 ) Ülkü Ocaklarý

MÝSYONERLER G ünümüz dünyasýnýn güçlü devletleri, hedefledikleri ülkeleri artýk bildiðimiz silahlý güçleri kullanarak yok etmeyi ve ele geçirmeyi çok masraflý gördüklerinden, silahlý güç kavramýný en son davranýþ biçimi olarak ele almaktadýrlar. Türkiye Cumhuriyetinin dünya coðrafyasýndaki konumu ve yeri, kendisini her harekete muktedir görebilen ülkelerin birincil önceliði olan hedefi durumuna sokmakta batýnýn Asya ya açýlýþ kapýsýnda durmasý, su kaynaklarýna sahip olmasý ve çok zengin yer altý, yer üstü doðal kaynaklarý zengin bir ülke konumu, bu saldýrgan, sömürgeci ruhlu uluslarýn iþtahlarýný kabartmaktadýr. Sözde çaðdaþ, laik ve akýlcý görünen bu batýlý uluslar, her zaman söyledikleri gibi Barýþçý ve Anti Emperyalist söylemler içerisinde bizlere akýlcýlýk, insan haklarý dersi verirken, kendileri dini ve tarihi hýnç, ihtiraslarýný her zaman her fýrsatta kollamýþlardýr. 2000 yýlýnýn gelmesi ile Hristiyan alemi bir Mesih beklentisi içerisine girmiþse de bu beklentileri hüsran ile sonuçlanmýþtýr. Yine batý, Mesih in gelemeyiþinin faturasýný Türklere çýkartmýþtýr. Bu odaklar kimi zaman dinlerarasý diyalog, kimi zaman da AB yasalarý kýlýfýnda ülkemize sýzmýþlar, ve çok kolay bir Misyonerlik çalýþma alaný bulmuþlardýr. Atatürk ün saðlýðýnda ise misyonerlik olayýna karýþan her yabancý sýnýr dýþý edilmiþ ve adý karýþan okul hemen kapatýlmýþtýr. Batýnýn esas amacýnýn ardýnda bu güne kadar düþündüðü ve her fýrsat bulduðunda, tarihte sekiz kez uygulamaya koyduðu Haçlý Seferi düþüncesinin dokuzuncusu, çok i- yi bilindiði üzere ABD Baþkanýnýn aðzýndan Irak saldýrýsý öncesi dünyaya ilan edilmiþti. Yine aslen Polonya Yahudi si o- lan bugünkü Papa, her defasýnda dinlerarasý diyalog tanýmý altýnda Türklere karþý hakaretleri sürdürmektedir. Hatýrlanacaðý üzere Vatikan daki bir konuþmasýnda, sözde Ermeni Soykýrýmý (safsatasýný) kýnama adý altýnda, Müslüman Türklere olan kinini dile getirmiþtir. Amaç; Türklerin Hristiyan yapýlmasý deðildir. Amaç; ülkemizde hatýrý sayýlýr bir Hristiyan nüfus yaratýlarak etnik azýnlýk yapýsýný oluþturmak ve onlarýn baský altýnda olduðu yalaný gündeme getirilmek suretiyle ülkemize karþý her tür baskýyý yapmaktýr. Belki de en son olarak Irak örneðinde de olduðu gibi topyekün bir savaþý dahi düþlemektedirler. Türkiye de Radikal Ýslam ve Ýslami gericilik akýmlarýna karþý çok duyarlý olan devletin tüm makamlarý, çok kýsa bir süre sonra ülkemizin baðýmsýzlýk ve bütünlüðünü tehlike altýna sokacak Hristiyanlýk propagandasý için de topraklarýmýzda AB yasalarý örtüsü altýnda çalýþan misyonerlere karþý çok dikkatli ve engel koyucu tavýrlar içerisinde olmasý, ülke bütünlüðünün geleceði için çok önemli ve elzemdir. Zaman zaman Türkiye deki herhangi bir yerinde, aniden önümüze çýkan ve ellerindeki Ýncillerin tanýtýmýný yapanlardan gelen; Ýsa Mesih e inanýyor musunuz? sorusu, bugünlerde çok moda olmuþtur. Bu misyonerler, yapmakta olduklarý Hristiyanlýk propagandasýnda, Ýsa ve Ýncil e inancýn Kur an-ý Kerim ve Ýslam ýn da bir emri olduðunu hatýrlatmaktadýrlar. Ama bizlerin bu hatýrlatmalara karþý onlara; siz bizim Ýsa ya ve Ýncil e inanmamýz gerektiðini Kur an ý kanýt olarak göstererek söylüyorsunuz. Peki sizler Kur an ý ve onun peygamberini tanýyor ve inanýyor musunuz? diye sorduðumuzda, her defasýnda cevap ver(e)memekte, konu deðiþtirilmektedir. Türk devletini ve insanýný hiçbir zaman askeri yollardan yenemeyen ve ülkesini yok edemeyen Batý, dolaylý yollardan ekonomik ve kültürel kaynaklarý kullanarak yaptýðý savaþ sonucu zayýflattýðý, köküne ve kültürüne zayýf baðlarla baðlý bazý kiþileri, çeþitli enstrümanlarý da kullanarak kendi saflarýna katmaktadýr. Son iki yýl içerisinde hiç de azýmsanamayacak bir sayý, umarým ülke bütünlüðünün teminatý o- larak kendilerini görenleri uyandýrýr ve acilen ülkemizdeki misyonerlik çalýþmalarýnýn önü kesilir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde zaman zaman oturumlarda; Türkiye de her mahalleye bir camii olur mu? konularý, CHP ve bazý maksatlý kiþilerce araþtýrýlmadan, gerçek dýþý ithamlarla gündeme getirilerek fýrtýnalar kopartýlmaktadýr. Bu kiþiler acaba, halkýnýn %98 i Müslüman olduðu defalarca dile getirilen bir ülkenin önemli bir þehri o- lan Ýzmir de yine halkýn çok büyük bir kýsmýnýn Müslüman olmasýna karþýn, nasýl oluyor da 13 kilise bulunuyor? Ankara nýn sadece Çiðdem mahallesinde -ki bu mahallede gayrimüslim azýnlýk yoktur, yeni kurulmuþ bir mahalledir- neden 2 kilise açýlýyor? Demek ki gayeleri ibadet etmek deðil, misyoner faaliyetlerde bulunmaktýr. Bu gerçeði, ibadet saatlerinde anýlan kiliselerin önüne giden herkes görebilir. Kilise cemaatinin neredeyse tamamý, Müslüman ailelerin çocuklarýndan oluþmakta ve birçoðu da maalesef maddi çýkar elde etmek için kilise müdavimi olmaktadýr. Her mahalleye camii yaptýrýlýr mý? diyen CHP li milletvekilleri acaba buna nasýl bir cevap bulacaklardýr, doðrusu çok merak ediyoruz. Ülkü Ocaklarý ( 11 )

TÜRKÝYE DE MÝSYON Dünya tarihinin 3 bin 660 yýlda büyük siyasi, coðrafi ve fiziki deðiþimlere uðradýðýnýn ispatlandýðýný, yeni bir 3 bin 660. yýlýn ise günümüzün 21. yüzyýlý olduðunu kaydeden Yazýcýoðlu, bugün ABD nin küresel emperyalizmi sonucu dünyanýn ve dolayýsýyla Türkiye nin tarihi günler yaþadýðýný anlattý. ABD nin deðiþim politikalarý adý altýnda uygulamaya çalýþtýðý Yeni Dünya Düzeni nin aslýnda mikro milliyetçilik politikalarý empoze edilerek, yeni dünya atlasý oluþturulmasý anlamýna geldiðini ifade eden Yazýcýoðlu, Yeni dünya düzeninde Müslümanlar, yýldýrma politikalarýyla karþý karþýyadýr. Yeni dünya düzeni, yeni dünya atlasý demektir. Dünya coðrafyasýnda 200 den fazla ülke varsa bu 2 bin ülkeye çýkabilir. ABD nin en fazla 20 yýl petrol rezervi kaldý. Varlýðýný sürdürebilmek için e- nerjiye ihtiyacý var. Büyük Ortadoðu Projesi, Fas tan baþlayarak Çin e kadar uzanan bir bölgeyi kapsamaktadýr. Bu coðrafyada 22 Ýslam ülkesi bulunmaktadýr. ABD, bu coðrafyada siyasi, idari ve doðal zenginliklerin paylaþýmý ile egemenliðini güçlendirmeyi amaçlamaktadýr. ABD nin amacý bu bölgeye el koyabilmektir. Bunu da demokratikleþme ve insan haklarý adý altýnda yapýyor. Irak taki iþkencelere bakarsak insan haklarý konusunda ne derece samimi olduðu belli oluyor. BOP un bizi ilgilendiren tarafý Türkiye üzerinde oynanan oyunlardýr. Bir Irak iþgal edilmiþ ve kuzeyde bir Kürt devleti fiilen kurulmuþtur. Zaman i- çinde ABD Kürt devletini tanýyacaktýr. O zaman Türkiye de iç ve dýþ karýþýklýklarýn baþlayacaðýndan kimsenin þüphesi olmasýn. Olay büyük boyutlara yükselecektir dedi. ABD, TÜRKÝYE YÝ KUÞATIYOR Türkiye nin stratejik açýdan kuþatýldýðýný iddia eden Baþbakanlýk eski Müsteþarý Yaþar Yazýcýoðlu, bu kuþatmayý özellikle ABD nin yaptýðýný söyledi. Yazýcýoðlu, Güneyde I- rak la baþýmýz dertte. Buradan baský altýndayýz. ABD, kuzeyde Azerbaycan ve diðer Türk Cumhuriyetleri nde, Gürcistan da üsler kuruyor. Bizi buradan da baský altýna alýyor. Balkanlar da, Polonya da, Romanya ve Bulgaristan da çok ciddi üsler kuruyor. ABD, Kýbrýs ta da dünyanýn en üstün haberleþme aðýný kuruyor. Ege sorununda karasularý ve hava geçiþ a- lanlarý kontrol altýna alýnýyor. Dikkat edin, ABD bunlarý deðiþim adý altýnda yapýyor diye konuþtu. Türkiye nin bugünkü þartlarýyla Osmanlý nýn son döneminin benzerlikler arz ettiðini, Avrupa Birliði (AB) kriterleri, uyum yasalarý ile Osmanlý nýn son dönemlerindeki Tanzimat ve Islahat fermanlarýnýn örtüþtüðünü ileri süren Yazýcýoðlu, þöyle konuþtu: Osmanlýnýn yýkýlmasýna baktýðýnýz zaman Avrupa nýn dayatmalarýný görürüz. Bu dayatmalarýn en ö- nemli örnekleri 1839 ve 1856 Tanzimat ve Islahat fermanlarýdýr. Tanzimat ve Islahat fermanlarý ile AB u- yum yasalarýný karþýlaþtýrdýðýnýzda pek bir fark olmadýðýný görürsünüz. Azýnlýklara siyasi, etnik ve ticari özgürlükler verilmesi Osmanlý nýn yýkýlmasýna kadar gidiyor. Azýnlýklar meselesinde ne kadar etnik ve mezhep farklýlýklarý varsa hep ortaya çýkarýldý ve Osmanlý parçalandý, bölündü. AB nin dayatmalarýna baktýðýnýzda bu uygulamalarý görüyoruz. Sadece strateji ve oynanan oyunlarýn örtüsü deðiþti. ÝNGÝLÝZCE RESMÝ DÝL YAPILMAYA ÇALIÞILIYOR Türkçe nin de tehlike altýnda olduðunu vurgulayan, 2001 yýlýnda Ýngilizce nin ana okullarýnda bile okutulmaya baþlandýðýna iþaret eden Baþbakanlýk eski Müsteþarý Yaþar Yazýcýoðlu, AB ye üye olabilmek için kendi kültür varlýðýnýzý ortadan kaldýrýyorsunuz. Türkiye de Türkçe nin kalkmasý ve Ýngilizce nin resmi dil olabilmesi için ciddi bir mücadele yapýlýyor. 2001 yýlýnda çýkarýlan kanunla Ýngilizce dili ana okullarýna kadar indi. Yani, liseyi bitirinceye kadar Ýngilizce okuyacaðýz. Kaymakamlar her sene Ýngilizce kurs alýrlar. Yani iyi anlaþýlýrsa her þeyi idareden baþlatýyorlar. Osmanlý da da Bab-ý Ali memurlarýna aynýsý yapýlmýþtý. Sadece 1913 yýlýnda Anadolu da 456 misyoner okulu varken, Osmanlý nýn kendi okul sayýsý 326 idi. Osmanlý da yaþanan þimdi de yaþanýyor þeklinde konuþtu. Yazýcýoðlu, Atatürk ün ölümüne kadar tek karýþ topraðýn dýþ güçlere verilmediði halde, Atatürk ten sonra çýkarýlan yasalarla toprak verildiðini, hatta Güneydoðu Anadolu Kalkýn- ( 12 ) Ülkü Ocaklarý

ERLÝK FAALÝYETLERÝ ma Projesi (GAP) kapsamýnda olan topraklarýn Ýsrail e satýldýðýný veya kiralandýðýný, biraz stratejik bakýldýðýnda bu bölgenin Ýsrail in Nil den Fýrat a Vaadedilmiþ Topraklar olduðunun anlaþýlacaðýný da söyledi. MÝSYONER FAALÝYETLERÝNÝN ARKASINDA SOROS VAR Türkiye deki misyoner hareketleri hakkýnda bilgiler veren Yazýcýoðlu, çarpýcý açýklamalarda bulundu. Yazýcýoðlu, Türkiye deki misyoner ve vakýf faaliyetlerinin arkasýnda Macar Yahudisi ve borsa spekülatörü George Soros un olduðunu açýkladý. Özellikle Karadeniz Bölgesi nde misyoner faaliyetlerinin ciddi biçimde arttýðýna dikkat çeken Yazýcýoðlu, sadece kendi memleketi Trabzon-Çaykara da 60 kadar üniversiteli gencin Hýristiyan yapýldýðýna dikkat çekti. Çevre ve Çalýþma eski Bakaný Ýmren Aykut u isim vermeden eleþtiren Yazýcýoðlu, Soros tan maddi yardým alan vakýflarýn Türkiye de ekonomik, sosyal ve siyasi platformlarda raporlar hazýrlayarak, bu raporlardaki görüþ ve düþünceleri Türk bürokrasisine ve toplumuna empoze etmeye çalýþtýðýný ifade ederek, þöyle devam etti: George Soros un arkasýnda Ýsrail vardýr. Soros vakýflarý da en fazla Ýslam ülkelerinde bulunmaktadýr. Bu vakýflar, bulunduklarý ülkelerde insan haklarý, demokratikleþme adý altýnda ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanda projeler hazýrlýyorlar. Siyasi iradelerine, bürokratlarýna empoze ediyorlar. Yerel yönetimlere kadar iniyorlar. Soros vakýflarýnýn Türkiye de desteklediði 7-8 sivil toplum örgütü bulunuyor. Bu örgütler yýlda 5 milyon dolar yardým alýyorlar. Mesela Türkiye Ekonomik Sosyal Etütleri Vakfý 1 milyon 300 bin dolar, Liberal Düþünce Topluluðu 115 bin 500 dolar, Toplumsal Sorularý Araþtýrma Vakfý (TOSAV) 92 bin 250 dolar, ANSEV 184 bin dolar, Stratejik Araþtýrma Vakfý 193 bin dolar, Türk Demokrasi Vakfý 106 bin dolar, Arý Kulübü 177 bin 500 dolar, Milli Demokrasi Vakfý 804 bin dolar, Ýnsan Haklarý Derneði 215 bin dolar yardým aldýðý belirtiliyor. Bu vakýflar kanalýyla Türkiye nin sosyal, ekonomik, siyasi ve insan haklarý düþüncelerini empoze ediyorlar. Mesela Çevre Stratejik Araþtýrmalar Vakfý (ÇESAV), kutsal topraklarda kiliseler diye bir harita çýkarýyor. Bu haritayý her yere daðýttýlar. Bu vakfýn baþýnda da eskiden Çevre ve Çalýþma Bakanlýðý yapmýþ bir bayan bulunuyor. Dolayýsýyla beþ bin yýllýk tarihi olduðu ispatlanmýþ olan ülkemizde sanki baþka bir ülkedeymiþ gibi kendi baðlarýmýzdan kopmuþ, kiracý durumuna düþmüþ durumdayýz. Ülkü Ocaklarý ( 13 )

ATO DAN misyonerlik Raporu RAPORA GÖRE TÜRKÝYE MÝSYONERLÝK FAALÝYETLERÝNÝN HEDEFÝ HALÝNE GELDÝ. BAÞLANGIÇTA HRÝSTÝYANLIÐI YAYMA AMAÇLI GÖRÜLEN MÝSYONERLÝK FAALÝYETLERÝ DEVLETÝN ÜNÝTER YAPISINI HEDEF ALIYOR. FAALÝYETLERÝ KARADENÝZ VE GÜNEYDOÐU ANADOLU BÖLGESÝNDE YOÐUNLAÞIYOR. ÇEÞÝTLÝ PÝKNÝK, GEZÝ EV TOPLANTILARI GÝBÝ SOSYAL FAALÝYETLER VE AYÝN, KIÞ OKULU, SEMÝNER, KONFERANS GÝBÝ EÐÝTÝM AMAÇLI ORGANÝZASYONLAR ÝLE SEMPATÝZAN KAZANILIYOR. ATO BAÞKANI AYGÜN: UYUM YASALARI MÝSYONERLÝÐÝ HORTLATTI. ( 14 ) Ülkü Ocaklarý Ankara Ticaret Odasý (ATO) tarafýndan hazýrlanan Misyonerlik Raporu Türkiye'nin misyonerlik faaliyetlerinin hedefi haline geldiðini ortaya koydu. Rapora göre baþlangýçta hristiyanlýðý yayma amaçlý görülen misyonerlik faaliyetleri etnik ve dini ayrýmcýlýðý körükleyerek devletin üniter yapýsýný hedef alýyor. Rapora iliþkin ATO'dan yapýlan yazýlý açýklamada misyonerlik faaliyetlerinin Güney Kore, ABD, Ýngiltere, Yeni Zellanda, Avusturya, Almanya, Ýsveç ve Romanya uyruklu mesih inananlarý denen þahýslar tarafýndan yürütüldüðü ve Adana, Edirne, Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Trabzon, Antalya, Hatay, Bursa ve Samsun gibi illerden yönlendirildiði belirtildi. Türkiye'de Hristiyan cemaatinin sayýsýnýn 50-55 bin

olarak tahmin edildiðine vurgu yapýlan raporda, misyonerlik faaliyetleri kapsamýnda 300'den fazla kilise, çok sayýda kitapevi, 1 kütüphane, 6 dergi, onlarca vakýf, yayýnevleri, 5 radyo, çok sayýda manastýr, 2 kafe, 1 acente, 1 mahfil, 7 þirket, 1 otel, 1 tercüme bürosu, 7 gazete, 1 tarihi eser, 2 müze, 4 harabe, 1 kale, ve onlarca dernek bulunduðu kaydedildi. Sadece 2003 yýlýnda 190 misyonerlik faaliyetinin tespit edildiði bunun 27'sinin Bahailik faaliyetine yönelik olduðunu ifade edilen raporda, Bahailik faaliyetlerinin Sivas ve Erzincan illerinde, Hristiyan misyonerlik faaliyetlerinin ise Nevþahir, Adýyaman, Adana, Bursa, Diyarbakýr ve Mersin illerinde yoðunlaþtýðý görülmektedir denildi. Raporda ayrýca Türkiye'de Yehova Þahitleri, Bahailik, Protestan, Katolik, Ortadoks, Süryanilik Misyonerlik Faaliyetleri adý altýnda çeþitli unsurun bulunduðu ifade edilirken bu unsurlarýn faaliyetlerine iliþkin þu bilgiler verildi: Yehova Þahitleri: Merkezi New York'ta bulunuyor. Sözlü propogandasýný gezici vaizlerle sürdürüyor. Taraftarlarý evleri kapý kapý dolaþarak kitap, dergi, broþür daðýtýyor, seminer, toplantýlar düzenliyor. Ülkemizde merkezi Ýstanbul olmak üzere Ankara, Ýzmir, Eskiþehir, Antalya, Hatay, Aydýn, Kuþadasý ve Mersin illerinde ibadet salonlarý bulunuyor. 1974 yýlýnda Ýstanbul'da kurulan "Mukaddes Kitap Kurslarý Derneði" vasýtasýyla faaliyetlerini sürdürüyor. Bahailik Faaliyetleri: Faaliyetleri Sivas, Erzincan, Hatay, Adana, Gaziantep, Þanlý Urfa-Birecik, Mersin, Edirne ve Ýstanbul illerinde yoðunlaþýyor. Protestan Misyonerlik Faaliyetleri: Merkezi Almanya/Schormdorf'ta bulunuyor. Ankara'da kurduklarý Türkiye Protestan Kiliseleri Birliði dýþýnda 2000 yýlýnda 19 adet protestan kilisesi açýldýðý bildiriliyor. Katolik Misyonerlik Faaliyetleri: Vatikan tarafýndan yönlendiriliyor. Ortadoks Misyonerlik Faaliyetler: 1980'li yýllardan itibaren Doðu Karadeniz Bölgesi'nde suni bir Ortadoks ayrýmcýlýðý yaratma çabasý içerisindeler. Süryanilik Faaliyetleri: Süryanilik faaliyetleri Mardin merkezli olarak yürütülüyor. Kendi kültür gelenek ve göreneklerini yaþatma ve geliþtirme hakký tanýnmasý yönünde faaliyette bulunuluyor. BAÞKENT'TE ETKÝNLER Rapora göre Ankara'da özellikle protestan topluluðu ve Yahova Þahitleri'nin faaliyetleri yoðunluk kazanýyor. Protestan topluluðunun misyonerlik faaliyetlerini Kurtuluþ Kilisesi'ne baðlý Protestan Kiliseleri yürütüyor. Kurtuluþ Kilisesi'ne baðlý 10 kilise bulunuyor. Raporda Bala ilçesi Kesikköprü Beldesi'nde her yýl Aðustos ayýnda öðrencilerin katýldýðý bir çadýr kampý kurulduðu ve kamp masraflarýnýn bir þirket tarafýndan karþýlandýðý belirtiliyor. Ülkü Ocaklarý ( 15 )

Yahova Þahitleri kapsamýnda misyonerlik faaliyetinde bulunan grubun merkezi de ABD'de bulunduðu belirtilen rapora göre grup, Ankara'da cemaat adý altýnda bir oluþumla faaliyet yürütüyor, kendilerine yakýn olan vatandaþlara kitap ve broþür daðýtmak suretiyle misyonerlik faaliyetinde bulunuyor. Ankara Protestan Kurtuluþ Kilisesi bünyesinde 2003 yýlý içerisinde 60 kiþinin din deðiþtirmesinin saðlandýðý, 15 kiþinin vaftiz edildiði, halen kilisenin 130 kiþiden oluþan faal bir grubunun olduðu belirtilen raporda sözkonusu grubun yüzde 10'unun üst düzey grubuna, yüzde 40'ýnýn orta gelir grubuna, yüzde 40'ýnýn dar gelirli gruba mensup olduðu ifade ediliyor. HEYBELÝADA RUHBAN OKULU Rapora göre, Ýstanbul'da halen 126 kilise, 4 dergi, 1 kafe, 36 dernek, 7 gazete, 12 internet sitesi, 1 müze, 1 otel, 6 radyo, 6 þirket, 44 vakýf ve 2 yayýnevi bulunuyor. Gelir seviyesi yüksek semtlerde sinema, tiyatro, kafe ve benzer eðlence merkezlerinde misyonerlik faaliyetleri kapsamýnda film gösterileri yapýlýyor. Ýki yayýnevi eliyle yurt genelinde Hristiyanlýk dinini tanýtýcý ve övücü kitap, kaset, broþür, CD, VCD daðýtýmý yapýlýyor. Diðer yandan raporda Fener Rum Patriði Dimitri Bartholomeos'a Ekümenik vasfý kazandýrmak amacýyla, Ortadoks dünyasýnýn lideri olduðu imajýný vermek, toplantý, konferans ve ayinler düzenleyerek kamuoyunun ilgisini Fener Rum Patrikhanesi üzerine yoðunlaþtýrmak, kendisine rakip olarak gördüðü Moskova ve Kudüs Patrikhanesi'nin yetki alanýný kýsýtlamak ve Heybeliada Ruhban Okulu'nu açtýrmak gayretleri içinde olduklarý belirtiliyor. HEMEN HER ÝLDE FAALÝYETTELER Raporda, Türkiye'nin diðer illerindeki misyonerlik faaliyetlerinde bulunan unsurlar ise þu þekilde sýralanýyor. Ýzmir'de toplam 8 cemaat ya da topluluk Hatay'da Protestan Kilisesi, Katolik Kilisesi ve Vakfý, Apostalit Ýbadet yeri ve Rum Ortadoks Kilisesi. Adana'da Protestan Kurtuluþ Kilisesi. Nevþehir' de Konstantin Eleni Kilisesi. Bursa'da Uluslararasý Protestan Kilisesi ve 2 sinegog, Osmangazi Ýlçesi'nde Yahova Þahitlerine ait bir ibadet yeri. Ýznik ilçesinde Ayasofya Kilisesi. Mardin' de Süryanilik faaliyetlerinin merkezi olan Deyrul Zaferan Manastýrý ile Deyr-ul Umur Manastýrý. Adýyaman'da Süryani Kilisesi Kayseri'de Melikgazi ve Aðýrnas kasabasýnda bulunan Aziz Prokopios Kilisesi Isparta ve Trabzon'da da çok sayýda kilise Antalya'da Antalya Uluslararasý Kilisesi, Ýncil Kilisesi, Aziz Pavlus Kültür Merkezi Bodrum'da Ortakent beldesinde bir pansiyon Niðde'de Bahailik Grubuna mensup çok sayýda kiþi eliyle Düzce'de Bir reklam þirketi aracýlýðýyla Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde çok sayýda kilise Kocaeli'nde Gölcük ilçesinde bir kadýn dayanýþma vakfý eliyle Edirne'de Bahailere ait El Emin Evi ATO BAÞKANI AYGÜN Araþtýrmaya iliþkin deðerlendirmelerde bulanan ATO Baþkaný Aygün, önemli din merkezleri nedeniyle Türkiye'nin jeopolitik bir öneme sahip olduðunu, bu özelliði ile Türkiye'nin hemen her dönemde misyonerlerin iþtahýný kabarttýðýný söyledi. Misyonerlik faaliyetlerinin Haçlý zihniyetinin bir devamý olarak deðerlendiririlmesi gerektiðine dikkat çeken Aygün, son yýllarda misyonerlik faaliyetlerinde gözle görülür bir artýþ olduðunu dile getirdi. Bu artýþýn en önemli nedeninin misyonerlerin iþlerini kolaylaþtýran Avrupa Birliði uyum yasalarý olduðunu kaydeden Aygün Uyum yasalarý misyonerliði hortlattý þeklinde konuþtu. Aygün þunlarý söyledi: Misyonerler Türkiye'de elini kolunu sallayarak propoganda yapýyor, adeta cirit atýyorlar. Türkiye'de yaþanan ekonomik istikrarsýzlýklar ve krizler bu iþin tuzu biberi oldu. Geleceðe umutsuz bakan insanlar, özellikle genç nesiller, kolayca kandýrýlýyor. Evlere, dükkanlara kadar girip mürit arýyorlar. Ceplerine para koyup, gençlerin beyinlerini yýkýyorlar. Türkiye þu an tam anlamýyla misyonerlerin istilasý altýnda. Baþkent Ankara'da her köþede örgütlenmiþler. Piknik, gezi, ev toplantýlarý gibi sosyal faaliyetler ve ayin, kýþ okulu, seminer, konferans gibi eðitim amaçlý organizasyonlar ile sempatizan kazanýlýyorlar. Kimse (Siz kimsiniz, ne yapýyorsunuz?) diye soramýyor. Sorulsa bile (Uyum yasalarý çýktý) diyorlar. Bu bir iþgal deðil de nedir?. Ýþgal olmasý için ille de silahla mý girilmesi gerekiyor?. Ellerinde din silahý var, baþka silaha ne gerek. Ünlü bir Afrika özdeyiþi vardýr: Özdeyiþ (Hristiyanlýk Afrika'ya geldiðinde, Afrikalýlarýn topraklarý, Hristiyanlarýn ise incilleri vardý. Hristiyanlar bize gözlerimizi kapayarak dua ve ibadet etmemizi öðrettiler. Gözlerimizi açtýðýmýzda onlar bizim topraklarýmýzý, biz de onlarýn incillerini almýþtýk) der. Böyle bir durum Türkiye'de yaþanmasýn.uyanýk olalým." ( 16 ) Ülkü Ocaklarý

ETKÝSÝ ARTAN MÝSYONERLÝK VE AVRUPA BÝRLÝÐÝ Recep KÖK M isyonerlik, bir dini, özellikle Hýristiyanlýðý yaymaya çalýþan her tür sosyo-kültürel etkinlik olarak tanýmlanabilir. Bu misyonerliðin ayný zamanda medeniyetler çatýþmasý olarak adlandýrýlan senaryolarýn vaz geçilmez bir parçasý oluðu ve uluslararasý siyasetin Batý eksenli çekirdeði ni oluþturduðu akýllardan hiçbir zaman çýkarýlmamalýdýr. Zira bu olgu, tarihsel bir sürecin parçasý o- larak, dün Osmanlý Ýmparatorluðunun taksimi hakkýndaki yüz kadar projenin ardýndan gelen ve bugün Türkiye Cumhuriyeti üzerine kurulan tehdit stratejilerinin tamamlananý olarak takdim edilen bir senaryodur. Ben bu kýsa yazýda, gündemde olan Avrupa Birliði yle üyelik müzakerelerinin baþlamasý için telkin edilen ev ödevlerimizin tamamlanýp tamamlanmadýðýna dikkat çekerek Türkiye de oluþturulan fýrsat stratejinin iþleyiþ süreci hakkýnda bilgi vermek isterim. Çünkü, Aralýk- 2004 den önce Ceza Yasasý, Vakýflar Yasasý, Yargý Reformu gibi bazý yasal düzenlemelerin yapýlacaðý taahhüt edilmiþ olmakla birlikte þu ana kadar çýkarýlmýþ uyum yasalarý çerçevesinde alýnmýþ taahhütlere baðlý olarak uygulama genelgeleri ne nasýl bir iþlerlik kazandýrýldýðý beklentileri önemsenmekte ve ciddiyetle izlenmektedir. Nitekim, Bush, 27 Haziran 2004 günü Ýstanbul a geldiði anýn hemen ardýndan Türkiye Diyanet Ýþleri Baþkaný nýn da katýldýðý bir toplantý yapmýþtýr. Bu toplantýda Ekümenik(Türkiye tarafýndan resmi statüde kabul edilemez olduðu halde) olarak katýlan Bartholomeos ve dýðer cemaat liderleri ile görüþmüþ ve þu mesajý vermiþtir: Görüldüðü gibi Ýstanbul tüm dinlerin buluþtuðu bir dünya kentidir. Bu mesajý, kapalý bir ifadeyle anlarsak! Ýstanbul Türkiye ye býrakýlamayacak kadar kutsal bir kenttir. Hýristiyanlýk alemini temsil eden Siyasi Halife( Bush) sýfatýmla ve NATO zirvesi vesilesiyle dünyasýnýn üzerine kurguladýðýmýz projeler çerçevesinde ve Büyük Orta Doðu Projesi özelinde ilan ediyorum ki, Bartholomeos un Hükümet, Heybeliada Ruhban Okulu nu açtýðý zaman bayram yapacaðýz ifadesinin arkasýndayým. Bize göre göstermelik bir hal alan ABD ve AB rekabeti arasýnda sýkýþmýþ olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Almanya Baþbakaný Schröder i AB ne giriþ sürecinde en büyük destekçi görüp Fransa yý ikna etmek için yola çýkarken, süreci askýya alacak ciddi bir haber olarak medyaya yansýyan ve müzakere tarihi için (Aralýk-2004 tarihinden evvel) þartlý evet anlamýna gelen Heybeliada Ruhban Okulu resmi olarak açýlmalý ve Ermeni soy kýyýmý resmen kabul edilmelidir þeklindeki Schröder in beyanatýyla karþý karþýya kalmýþtýr. Daha önce AB Komisyonu Baþkaný Prodi de Patriði Ekümenik ve Yeni Roma nýn Patriði sýfatýyla karþýladýðýnda, bizim ilgililerce bir ses çýkarýlmadýðýný görünce, mahcubiyetlerini ifadede zorlanan insanlarla karþýlaþmanýn memnuniyetini duymamýþ mýydý Halbuki, AB ne giriþ sürecinde þu ana kadar az da taviz verilmemiþti. Sadece bu konuda somut bir örnek verirsek, Türkiye de Cumhuriyet dönemi boyunca yetmiþaltýbin cami açýlmýþ iken, sadece 2003-2004 yýllarý içinde yirmibirbin kilise ev açýlmasýna izin ve destek verilmiþti Hükümet müzakere tarihi almaya yönelik eþik i aþtýk diyor ama, AB adýna otorite kabul edilen yetkililer ise hala AB Komisyonun Türkiye raporunun pürüzsüz çýkmasý ve kemiksiz tarih alýnmasý için kimliðinden ve bu coðrafyadaki iddialarýndan a- rýnmýþ, çýplaklaþtýrýlmýþ, bölüne bilir bir bütünlüðe dönüþtürülmüþ bir Türkiye istiyor. Bu baðlamda þiddeti giderek artan baskýlar ve istekler hakkýnda bir deðerlendirme yapmayý kendi ödev ahlakýmýzýn bir parçasý sayarsak; tarihçi Albert Sorel Doðu sorunu Türkler in Avrupa ya girmeleriyle baþlamýþtýr demektedir. Dolayýsýyla Türkler i Avrupa dan atmak için yüzlerce proje hayata geçirilmiþtir. Kutsal ve ayný zamanda bu gün için enerji deposu olarak bilinen topraklarýn büsbütün ele geçirilmesiyle ilgili Haçlýlarýn devamý sayýlabilecek medeniyetler çatýþmasý senaryosu Amerikan yüz yýlý adý altýnda uygulamaya konulmuþtur. Nitekim, yirminci yüz yýlýn baþýndan beri ABD emperyalizminin anayasasýný oluþturan Amiral Mahan ýn stratejisi takip edilirse, Brzezinski - Huntington senaryolarýyla bu stratejinin desteklendiði görülecektir. Bu durumda, ABD nin Orta Asya hakimiyetine yönelik Nevada Çölü ndeki en büyük askeri tatbikatýnýn arka planý dikkatle irdelenmeli ve Türkiye de ulusal politka yapanlarýn ve kendi kaderini tayin edenlerin ne istediðini bilmemelerinin doðuracaðý büyük zafiyetin bedeli en azýndan tahmin edilebilmelidir. Bakýn, Bartholomeosun temsil ettiði patrikhane hakkýnda Atatürk ne diyor ve bize nasýl bir yol gösteriyor: Bir fesat ve hýyanet ocaðý o- lan, ülkede ayrýlýk ve uyuþmazlýk tohumlarý saçan, Hýristiyan hemþehrilerimizin huzur ve refahý için de uðursuzluk ve felaket simgesi olan Fener Rum Patrikhanesini artýk topraklarýmýzda barýndýramayýz. Bu tehlikeli örgütü ülkemizde tutmamýz için ne gibi vesile ve nedenleri ileri sürülebilir?.. Yukarýdaki nedenler belli iken, biz ne yapýyoruz, bizim basýn ve yayýn organlarýmýz neye hizmet ediyor? Tarihimizden, kök deðerlerimizden ve Türk Milletine tarih yapan Türk büyüklerinden nasýl koparýlmak isteniyoruz? Ne tür þüphelere çekilerek Türk insaný güven kaybýna uðratýlmak isteniyor? Bu konuda, yakýnda okuduðum son kitaptan ( Efendi: Soner Yalçýn) bahisle, Türkiye Cumhuriyeti ni Kuranlarýn üzerinde oluþturulmak istenen gölgeyi kaldýrmak için kendi yorumumla birlikte geniþ yorumu siz okuyuculara býrakýyorum Bana göre Ne Mutlu Türk üm Diyene vecizesiyle Türklük ve Türkçülük ilkesini birlik ve bölünmez bütünlüðümüzün ayrýlmaz parçasý haline getiren Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaþayan herkesten büyüktür. Bu büyüklüðe gölge düþürenler ise kim olursa olsun tanýmlanamaz derecede küçüktür... Ülkü Ocaklarý ( 17 )

MÝSYONERLÝKLE NASIL MÜCADELE EDÝLÝR? Yýldýrým KOÇ Bugün Avrupa üikeleri Türkiye ye vize uygulamaktan vazgeçse ve isteyene çalýþma izni verse, Türkiye den kaç kiþi þansýný Avrupa da denemeye kalkar? Bu iþ için para vermesi gerekse, kaç kiþi evini, dükkanýný veya tarlasýný satarak, bu parayý denkleþtirmeye çalýþýr? Bu sorularýn cevabý, insanýn moralini bozacak kadar yüksektir. Peki, bir Ýngiliz iþçisi, Türkiye deki þartlarda çalýþmak üzere ülkemize gelmek ister mi? Bir Alman iþçisi, Kayseri deki bir atelyede, Türk iþçisinin aldýðý ücreti alarak, bizim çalýþma þartlarýmýzda çalýþmayý kabullenir mi? Bir Fransýz bakkalý, bizim þartlarýmýzda Sinop ta bakkallýk yapar mý? Bir Hollandalý çiftçi, gelip Tokat ta bizim gibi büyük baþ hayvan yetiþtirmeye çalýþýr mý? Bu sorularýn cevabý da moral bozucudur. Misyonerlikle nasýl mücadele edilir? sorusunun cevabý, bu sorularda baþlar. Eðer vatandaþýnýz vatanýnda hayatýndan memnun deðilse ve fýrsatýný bulduðunda baþka bir ülkeye kaçýp gitmek istiyorsa, her türlü oyuna gelebilir, her hatayý yapabilir. Bu þartlarda, milli duygular giderek ve hýzla aþýnýr, insanlarýn davranýþlarýnda önemini kaybeder. 1950 li, 1960 li, 1970 li yýllarda bir Türk dinini deðiþtirip Hristiyan olsa, gazetelerin manþetlerinde yer alýrdý. Bugün sayýlan binleri bulan vatandaþýmýzýn Hristiyanlýða geçtiði biliniyor. Çeþitli yerlerde gizli veya açýk kiliseler açýlýyor. Yýllardýr Türkiye de baþka kisveler altýnda misyonerlik yapanlar, artýk açýk açýk çalýþmaya baþladý. Kýsa bir süre önce Kýzýlay da yaþlý bir rahibe gördüm. Dini giysilerle dini mekanlar dýþýnda dolaþmak yasakken, bu rahibe, Kýzýlay da gezebiliyordu. Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönemde misyonerler vatanýmýzda bu kadar kolay cirit atmadý. Bir þeyler oluyor. Mesele, basitçe, sadece belirli insanlarýn dini inançlarýný deðiþtirmesi deðildir. Türkiye ye yönelik çok sistemli bir misyoner saldýrýsý vardýr; misyoner saldýrýsý, Türkiye ye yönelik daha kapsamlý bir baþka saldýrýnýn parçasýdýr. Misyonerlerin faaliyetlerine din özgürlüðü veya demokrasi çerçevesinde hoþgörüyle yaklaþmak, emperyalistlerin oyununa gelmektir. Bu þartlarda, yaþanýlanlarý nasýl anlamak gerek? Daha da önemlisi, na yapmamýz lazým? Avrupa Birliði ve ABD emperyalizmi, Anadolu ve Trakya da, baðýmsýz, Türk ulusunun egemenliðine dayalý, üniter (tekil) yapýda bir Türkiye Cumhuriyeti istemiyor. Türkiye yi bölücü terör örgütünü kullanarak parçalamaya çalýþtýlar. Yapamadýlar. Þimdi, baþka yollarla parçalamaya ve teslim almaya çalýþýyorlar. Avrupa Birliði, günümüzdeki özelliklere sahip bir Türkiye yi içine almayacaktýr. Ancak, Yugoslavya da uygulanan model gündemdedir. Yugoslavya da geçmiþ dönemlerde yanlýþ bir uluslaþma modeli uygulandý. Ulusun kaynaþmasý ve bütünleþmesi yerine, mozaik oluþturuldu. Dýþarýdan gelen ilk güçlü darbede de, mozaik, parçalarýna ayrýldý. Avrupa Birliði emperyalizmi, önce Yugoslavya da bölgesel farklýlýklarý artýrdý; daha sonra da eski Yugoslavya nýn en geliþmiþ bölgelerini içine aldý ve alýyor. Avrupa Birliði ne yapsýn Erzurum u, Hakkari yi, Van ý. Ama Ýstanbul, Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Karadeniz Bölgesi, Avrupa Birliði nin iþtahýný kabartmaktadýr. Eðer Türkiye de bölgeler arasýndaki farklýlýklar artarsa, millet birbirine düþürülürse, Türk ulusu yerine farklý etnik kökenlerden ve cemaatlerden oluþan bir mozaik yaratýlabilirse, üniter yapýmýz parçalanýp eyalet sistemine geçilirse, 15-20 yýl sonra, ar- ( 18 ) Ülkü Ocaklarý

týk Türkiye olmaktan çýkmýþ bazý bölgelerimizi Avrupa Birliði kendi içine alabilir. ABD emperyalizmi ise Büyük Ortadoðu Projesi nin merkezi olacak üslere ihtiyaç duymaktadýr. Avrupa Birliði ne katýlan topraklarýn dýþýnda kalan yerlerde de kukla bir devletçik kurulur ve Ýsrail ve Ermenistan la birlikte ABD emperyalizminin uþaklýðýný yapar. Misyonerlik burada devreye giriyor. Dikkat edileceði gibi, bugünkü misyonerler çoðunlukla Avrupalý. ABD 1820 lerden 20. yüzyýlýn baþlarýna kadar Anadolu da misyonerlik yaptý. Þimdi Ortadoðu da Kart kartý ný oynuyor. Avrupa ise misyonerlikle devrede. Erzurum da, Van da, Erzincan da, Hakkari de, Þanlýurfa da misyoner faaliyeti öne çýkmýyor. Misyoner faaliyetlerinin yoðunlaþtýrýldýðý bölgeler, Trabzon dan Adana ya sahil þeridimiz, Ýstanbul ve Trakya. Misyonerlik faaliyeti, emperyalizmin Türkiye yi parçalama çabalarýnýn ayrýlmaz parçasýdýr. Emperyalistlerin ajaný misyonerlerin etkisiyle din deðiþtirenlerin büyük çoðunluðu, yaþadýðý toplumun ortak deðerlerinden kopar, vatan duygusunu büyük ölçüde yitirir, kendisine yeni bir vatan arayýþýna girer. Yeni vatan zannettiði ise emperyalistlerin sömürgesidir. ABD emperyalizmi 19. yüzyýlýn baþlarýnda Ortadoðu ya göz diktiðinde, önce bu topraklardaki Ermenileri Protestan yaparak etki altýna almaya çalýþtý. Bu amaçla da Anadolu nun en ücra köþelerine kadar yayýlan 400 den fazla misyoner okulu kurdu; ancak baþarýlý olamadý. Günümüzde bazý çevreler, misyonerlik çalýþmalarýný küçümsemekte, abartýldýðýný ileri sürmektedir. Bazý kiþiler de bizim millet uyanýktýr; Avrupalýnýn parasýný alýr, hristiyan olmuþ gibi yapar, yine bildiðini o- kur demektedir. Mesele o kadar basit deðildir. Yoðunlaþan misyoner çalýþmalarý, sistemli bir saldýrýnýn ürünüdür; Hükümet bu konuda gereken duyarlýlýðý göstermemektedir; milli duygularý ve inancý yýpranmýþ ve ekonomik sýkýntýlarla boðuþan vatandaþlarýmýz arayýþ içindedir. Misyoner faaliyetleri çeþitli nedenlere baðlý olarak her geçen gün daha da yoðunlaþmaktadýr. - Avrupa Birliði emperyalizmi Türkiye yi parçalama giriþimlerini yoðunlaþtýrmýþtýr. - Hükümet in ulusal konularda duyarlýlýðý sýnýrlýdýr; Avrupa Birliði ile iliþkileri bahane ederek ulusal kimliði ve bütünlüðü zayýflatýcý çeþitli giriþim/ere karþý gereken tepkiyi göstermekten kaçýnmaktadýr. - Türkiye de iþsizlik ve yoksulluk artmaktadýr; fuhuþ, ahlaksýzlýk, yolsuzluk, rüþvet, hýrsýzlýk yaygýnlaþmaktadýr; ulusal ve toplumsal deðerlerimiz tahrip edilmektedir; ulusal birlik ve bütünlük yerine cemaatçilik ve etnik kimlik öne çýkarýlmaktadýr; iþsizlikle ve ekonomik sýkýntýlarla bunalýma itilen gençlerimiz arayýþ içindedir. Saldýrý vardýr. Savunma yetersizdir. Zemin uygundur. Saldýranlar, - para vererek, - Avrupa da çalýþma imkaný saðlanacaðý vaadiyle, - kadýn konusundaki zaaflardan yararlanarak, - çökertilen toplumsal dayanýþmamýzýn yerine sahte bir dayanýþma havasý yaratarak ve - ulusal bütünlük duygusunun zayýflatýldýðý koþullarda alternatif bir amaç sunarak, etkili olmaktadýr. Bu þartlarda misyonerlikle mücadele nasýl yapýlmalýdýr? Türkiye, Türk ulusunun, Türkiye de yaþamaktan gurur duyacaðý ve zorlansa bile býrakýp gitmeyeceði bir ülke haline getirilmeden, bu saldýrýlarý tümüyle durdurmak imkansýzdýr. Misyonerlik çalýþmalarýný da, ulus kimliði yerine cemaat kimliðini veya etnik köken kimliðini öne çýkarma çabalarýný da boþa çýkarmanýn birinci yolu, insanlarýmýzýn hayatlarýndan memnun olmalarýdýr. Bu da, iþle, aþla, huzurla, demokrasiyle olur. Hükümetler, baðýmsýzlýkçý bir dýþ politika izlemelidir; emperyalistlerin baskýlarýna boyun eðilmemelidir; yabancý ajanlarýn Türkiye de bölücü faaliyetlerine izin verilmemelidir. Devletimizle milletimiz arasýndaki baðý güçlendirici bir sosyal devlet (kerim devlet, baba devlet) savunulmalý ve hayata geçirilmelidir; Devletimiz güçlendirilmelidir; iþsizlikle, yoksullukla, yolsuzlukla, rüþvetle, uyuþturucuyla, fuhuþla, hýrsýzlýkla etkili bir biçimde mücadele e- dilmelidir. Binlerce yýllýk geçmiþimizin milli deðerlerine, bizi daha güçlü kýlacak geleneklerimize ve göreneklerimize sahip çýkýlmalýdýr; toplumsal dayanýþmamýz güçlendirilmelidir; Batý karþýsýnda aþaðýlýk kompleksinden kurtarýlmýþ ve insanlýðýn evrensel deðerlerini de dýþlamayan bir milli eðitimle gençliðimizin çaresizlik ve amaçsýzlýk içine düþmesi önlenmelidir. Tarihimizin her alandaki gurur duyulacak sayfalarý halkýmýza öðretilmeli ve benimsetilmelidir. Misyonerliðin hedefi baðýmsýz Türkiye Cumhuriyeti Devleti ni yok etmek; Türk ulusunu parçalamak, Anadolu yu ve Trakya yý emperyalistlerin sömürgesi haline getirmektir. Misyonerlerin çalýþmasýna insan haklarý ve demokrasi anlayýþlarý çerçevesinde yaklaþmak büyük bir yanlýþlýktýr. Misyonerlikle mücadele, vatan savunmasýnýn ayrýlmaz ve önemli bir unsurudur Ülkü Ocaklarý ( 19 )

Alev Alatlý ile Ya Ü.O.D. - Yeni kitabýnýzýn adý neden Aydýnlanma deðil Merhamet? A.A.- Aydýnlanma deðil, merhamet Rus aydýnlarýnýn epeydir ülkelerine dayatýlan Batýlýlaþma zorunluluðunun acý sonuçlarýna dikkat çekmek için kullandýklarý bir ibareden esinlendi. Melâli çok iyi anlattýðýný düþünüyorum. Ü.O.D. - Kitabýnýzýn ana kaynaðýný neden Rusya ve Rus aydýný oluþturuyor? A.A.- O anekdotu bilirsiniz, Everest e týrmanmaya kalkan daðcýya nedenini sorarlar, adam, Çünkü orada! der. Benimki de böyle bir þey. Çünkü, Rusya orada, aðýr, çelik bir miðfer gibi baþýmdaydý ve ben kendimi Rusya ile yüzleþmek zorunda hisseden birisiyim. Çocukluðumun Stalinli 50lerde, Rus sýnýrýnda, Sarýkamýþ ta geçmiþliðine ve 70li yýllarda yaþanýlanlara karþýn ya da belki de onlardan dolayý Rusya, benim için hep bir muammaydý. Hiç Rus tanýmamýþtým ama tank seslerini, Stalin saldýrýya geçmiþ haberlerinin Sarýkamýþ-Erzurum biletlerini beþ yüz liraya çýkarttýðýný hatýrlarým - ki, bu miktar, babamýn maaþýnýn bir kaç katýydý. Sonra Heybeliada da balýða çýkan Troçkî nin görüntüleri, Nazým Hikmet in Moskova radyosundan sesleniþi, Rus tanklarýnýn sardýðý Budapeþte radyosunun kadýn spikerinin yardým için haykýrýþý, TKP nin gizemi, severek ama acemice okuduðum Gogol, Pasternak, Tolstoy, Dostoyevskî, içselleþtiremediðim Ortodoksluk, daha da az bildiðim Slav þamanizmi, Rus ruhanîliði, tarikatleri, tekkeleri zaviyeleri, Þevket Süreyya Aydemir in, Attilâ Ýlhan ýn, Kemal Tahir in naklettikleri, Sputnik in ihtiþamýna karþýn daha fabrikadan çýkarken köhne Jiguli otomobiller. Muhteþem bir edebiyat, felsefe, müzik, buna karþýn akýl almaz bir kabalýk, vahþet. Dediðim gibi bu muammayý çözmek istedim. Ü.O.D. - Kitap, Gogol un izinde diye baþlýyor. Neden Gogol un izinde? A.A. - Gogol un izinde dörtlünün üst baþlýðý. Çünkü, romanýn baþ kiþisi Rusya yý Gogol un izinde dolanarak öðreniyor. Niye baþka bir yazar deðil de Gogol diye soracak olursanýz, Gogol, gelmiþ - geçmiþ Rus yazarlarýnýn en sahicilerinden birisi. Ülkesinin melalini en iyi yansýtanlarýn baþýnda geliyor. Ü.O.D. - Batýlý deðerlerin kaynaklýk ettiði Aydýnlanma, aslýnda ülkemize uygulanan bir karartma mý? A.A. - Karartma ilginç bir taným. Batý Aydýnlanma sýnýn kendi tedrisinden geçmeyen kültürleri yoksayma eðilimi var, tabii. Yeni Dünya Düzeni nin tekdüze, monoton kültür yaratma hevesinin de bu yoksayma eðiliminin sonucunda geliþtiði söylenebilir. Böyle bakarsanýz, karartma dan söz edilebilir. Ancak, karartmanýn sadece bizim ülkemiz için geçerli olmadýðýný da hatýrlamakta yarar var. Afrikalýsýndan Japonuna kadar herkes nasibini alýyor. Ü.O.D. - Bir programda insanlarý, Aydýnlanmanýn tezgahýndan geçenler ve geçmeyenler olarak ayýrdýnýz. Bu ayýrýmý Türk görünümlü, zihinleri Batýlý deðerlere devþirilen kiþileri toplumda tespit edip, oynanan o- yuna karþý tavrýmýzý daha net belirleyelim diye mi yaptýnýz? A.A. - Olguya dikkat çekmek istedim. Ne ki, olguyu kiþiselleþtirmek diye bir tehlike de var. Eðri oturup, doðru konuþalým. Aydýnlanma, dört yüz yýllýk bir süreç, bundan siz, ben hepimiz nasibimizi aldýk. Bu nedenle Batýlý deðerlere devþirilen kiþileri toplumda tespit etmek þeklinde bir giriþim, gerçekçi olmayacaðý gibi cadý avýna dönüþme tehlikesini de i- çinde taþýr. Yapýlacak þey, öncelikle kendi deðerlerimizi saptamak, bunlarýn geçerliliðini açýk yüreklilikle tartmak, sadece Türklerin deðil, insanlýðýn da hizmetine sunmaktýr. Demek istediðim, baþkalarýndan önce, kendimizle uðraþmalý, kendimizi ýslah etmeliyiz. Ü.O.D. - Ardýmýza býraktýklarýmýza bakmadan topyekün Avrupa Birliðine üyelik yolunda seferberlik baþlatýlmýþken, Atayurt Asya ya dönüp bakmanýn sebebi nedir? Ülkücülüðün tarifi, biraz da olmayacak gibi görünenin üstesinden gelmek deðil midir? A.A. - Bakýn, ben tek yol devrim der gibi, tek çare AB diyenlerden deðilim. Türkiye, kendi yararýna olabilecek her türlü iliþkiye girmeye açýk olmalýdýr. Ülkenin çýkarý ya da çýkarlarý Atayurdu Asya da da olabilir, Avustralya da da. Rusya çok ilginç, çünkü herþeye raðmen bize Batý Avrupa/Amerika medeniyetinden daha yakýn. Daha anlaþýlýr. Ü.O.D. Aydýnlama deðil Merhamet adlý kitabýnýzda yazýlanlar Rusya yý anlatýyor. Bizler bu kitabý kýzým sana söylüyorum, gelinim sen anla misali deðerlendirip, Türkiye yi de anlattýðý bilgisine ulaþabilir miyiz? A.A. - Türkiye yi anlattýðý deðil, çok þükür henüz o kadar daðýlmadýk ama Türkiye nin baþýna gelebilecekleri anlatýyor, evet. Ü.O.D. - Türkiye de bugün Obscurantism (= bilgisizlik taraftarlýðý) özellikle hangi konular üzerinde ve hangi yönde yapýlýyor? A.A. - Kol kýrýlýr, yen içinde þiarýna sadýk kalýnan her durumda obscurantism vardýr. Hýzlý trenden, enerji ihalelerine; rektör seçimlerinden, siyasi partilerin iþleyiþine; ýlýmlý Ýslâma kadar, þeffaf ve dürüst olunmayan her durumda obscurantism den söz edebilirsiniz. Ü.O.D. - Hürriyet Gazetesi 19 Mayýs özel ekini Türk Gençliði AB yolunda ileri baþlýðý ile verdi. Bu baþlýk, zihin yönlendirme faaliyetlerine bir örnek midir? A.A. - Elbette. AB lobisinin faaliyetidir. Burada yapýlacak iþ, Hürriyet kadar güçlü ve yaygýn bir gazette çýkarmanýn yollarýný aramak ve bulmaktýr ki, AB-karþýtý lobi de bir o kadar sesini duyurabilsin. Ü.O.D. - Dinlerarasý Diyalog toplantýlarý hakkýnda ne düþünüyorsunuz? A.A. - Yeni Dünya Düzeni nin tek bir din, dünya dini tertiple faaliyetinin devamýdýr. Ýlk toplantýlarýný 1928 de yapmýþlardý, Kiliselerarasý Diyalog þeklinde. Daha sonra bunlara muhtelif kültler, Ýsis putperestleri, Þamanlar, Animistler vb. katýldý. En u- zun direnen Ýslam dý ama gördüðüm kadarýyla Müslümanlýk da ayný yolun yolcusudur. Ü.O.D. - Ararat filminin Türkiye de gösterime girme aþamasýnda Ülkü Ocaklarýnýn tutumu hakkýnda ne düþünüyorsunuz? A.A. - Hissiyatý anlamýyor deðilim, ancak yapýla- ( 20 ) Ülkü Ocaklarý