DOGA KORUMANIN ÖNEMİ



Benzer belgeler
Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

Dersin Kodu

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

BİR DOĞAL ALANIN DEĞERİ VE DOĞAYI KORUMANIN GEREKÇELERİ DERS 2

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

Doğaya Gereksinimimiz Var

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

Antalya nın Yaban Hayatı ve Yaban Hayatı Koruma Statüleri. Wildlife and Wildlife Conservation Status of Antalya Province.

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

Biyolojik Çeşitlilik

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

KORUNAN ALANLAR DERS 6

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

COĞRAFYA ANALİZ TESTİ ASF. Biyolojik Çeşitlilik ve Biyomlar Canlıların Yeryüzüne Dağılışını Etkileyen Coğrafi Faktörler

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü KORUNAN ALAN İSTATİSTİKLERİ METAVERİLERİ

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Biyoçeşitlilik nedir? Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliği biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) olarak adlandırılır.

Turizmin çevresel etkileri


1. İklim Değişikliği Nedir?

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYEDE DOĞA KORUMA UYGULAMALARI VE AB SÜRECİNE UYUM ÇALIŞMALARI

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

DOĞA VE İNSAN. İnsan Doğa ve Coğrafya. Muhteşem Dör tlü. Coğrafyanın Bölümleri. Coğrafyanın İlkeleri. DOĞA ve İNSAN. DOĞA ve İNSAN ET KİLEŞİMİ

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ



BİYOCOĞRAFYA DERS 4 1

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

İçerik. Çevre tanımı Sağlık çevre ilişkisi Verdiği Zararlar Önlemler

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

5. SINIF FEN BİLİMLERİ YER KABUĞUNUN GİZEMİ TESTİ

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 11. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

YGS COĞRAFYA HIZLI ÖĞRETİM İÇİNDEKİLER EDİTÖR ISBN / TARİH. Sertifika No: KAPAK TASARIMI SAYFA TASARIMI BASKI VE CİLT İLETİŞİM. Doğa ve İnsan...

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Düzenlenmesi. Mehmet TOPAY, Nurhan KOÇAN BARTIN.

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

Bu türleri yakından tanımak için haritaya tıklayın.

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi

TÜRKİYE DE EKOSİSTEM ÇEŞİTLİLİĞİ

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: EKOSİSTEM VE MADDE DÖNGÜSÜ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Çevre ve Orman Bakanlığından: Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Hukuki

Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve ürediği yere denir. Kısacası habitat bir organizmanın adresidir.


Özellikle biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili kültürel kaynakların devamlılığının sağlanmasına ve korunmasına hizmet eden, yasal veya

PEYZAJ, PEYZAJ İLE İLGİLİ TANIMLAR, PEYZAJ TASARIMI VE ÖRNEKLER

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ İLE HAYVANSAL BESLENMENİN (HAYVANCILIK SEKTÖRÜ) İLİŞKİLERİ VE SONUÇLARI; BİTKİSEL GIDA SEKTÖRÜ İLE

Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Çevre Biyolojisi

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Çayır-Mer a Ekolojisi

Ağaç Nedir? Bir ağacın yaşayıp gelişebilmesi için; ışık, sıcaklık, CO 2, O 2, su ve mineral madde gereklidir.

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

Transkript:

DOGA KORUMANIN ÖNEMİ Günümüzde sanayileşme sürecine paralel olarak dünyayı tehdit eden hızlı nüfus artışı, değişik kirlilik türleri, orman yangınları, tarla açmalar, aşırı otlatmalar, sulak alanların kurutulması, tarımda kullanılan mücadele ilaçları ile meydana gelen kirlenmeler, kaynakların aşırı ve bilinçsiz kullanımı ve bunların sonucu olarak da fauna ve floradaki tür azalmaları doğal dengeyi bozan en önemli etmenlerdir. Dolaysıyla, doğal dengenin bozulmasının nedeni doğal ekosistemlere yapılan baskılardır. Bu ekosistemler içerisinde özellikle; Tropik yağmur ormanları, Bazı deniz ekosistemleri, Adalar, yüksek dağ ekosistemleri, Arktik ve subarktik yasam ortamları, Savanlar, Stepler ve ılıman bölgelerdeki yarı çöl alanları, Büyük nehir ekosistemleri ve İç denizler gibi bazı büyük yaşam ortamları oldukça hassastırlar ve acilen korunmaya gereksinimleri vardır (Placbter, 1991). Bu nedenle doğal kaynakların dikkatli kullanımı ile doğal, ve kültürel zenginliklerin korunması amacıyla çeşitli koruma alanlarının belirlenmesi son yılların önemli konusu olmuştur.

Ülkelerin ulusal sınırları içerisinde milli parklar, doğa koruma alanları, peyzaj koruma alanları, doğa parkları, doğal, arkeolojik ve kentsel sit alanları, biyogenetik rezervler, biyosfer rezerv alanları, sulak alanlar ve özel çevre koruma bölgeleri adı altında değişik statüde koruma alanları belirlenebilmektedir. Buna rağmen, uzun yıllar kaynakların aşırı ve yanlış kullanımı, mevcut sorunların giderilememesi türlerde azalmalara neden olmaktadır. Türlerin hem zenginliği, hem de azalması doğa korumanın en önemli nedenidir. Bu konu içerisinde dünyadaki ve Türkiye'deki türlerin zenginliği ve azalması ile ilgili ayrıntılı bilgiler aşağıda verilmiştir. Dünyada Canlı Türlerin Varlığı ve Ortadan Kalkma veya Azalma Sorunları Günümüzde dünyada 13,5 milyondan fazla canlı türünün yaşadığı tahmin edilmektedir. Hatta bazı araştırmacılar bu sayının 5-30 milyon arasında olduğunu savunmaktadırlar. Bu türlerden ancak yaklaşık 1,75 milyon tanesi bilimsel olarak saptanabilmişim Diğerlerini saptama çalışmaları devam etmektedir. Canlı tür varlığının büyük bir bölümünü böcekler ve mikroorganizmalar teşkil etmektedir

Türler Belirlenmiş Türler Tahmin edilen tür zenginliği Virüsler 4 000 400 000 Bakteriler 4 000 1 000 000 Mantarlar 72 000 l 500 000 Protozoalar 40 000 200 000 Algler 40 000 400 000 Bitkiler 270 000 320 000 Arthropod 1 065 000 8 900 000 Diğer Hayvanlar 255 000 900 000 TOPLAM 1 750 000 13 620 000

Biyolojik gruplar Tanımlanmış Tahmin edilen Memeli Hayvanlar 4 170 4 300 Kuşlar 8715 9 000 Sürüngenler 5 115 6 000 Kurbağagiller 3 125 3 500 Balıklar 2.000 23 000 Omurgasızlar 1 300 000 4 400 000 Çiçekli Bitkiler 250 000 280 000 Diğer Bitkiler 150 000 200 000 TOPLAM 1 742 000 4 926 000

Bitkilerin yeryüzündeki dağılımı yağış, ışık, sıcaklık, toprak, jeoloji gibi ekolojik faktörlere bağlıdır. Bunun yanında adalar diğer kara parçalarına göre türlerin çeşitliliği ve endemik türlerin oranları bakımından daha şanslıdırlar. Örneğin, Galapagos Adalarındaki 1325 bitki türünden 228 tanesi endemiktir. Yeni Zelanda'da bu oran % 81'e kadar çıkmaktadır. Bazı adalar ise, eskiden dünyanın başka bölgelerinde de bulunan ama günümüzde o bölgelerde nesli tükenmiş türleri barındırmaktadır. Relıkt olarak adlandırılan bu türlere ve yaşadığı alanlara örnek olarak Yeni Zelanda'da Sphenodon (bir kertenkele türü) ya da Maurıtus Adalarında (Güney Afrika'da Madagaskar Adasının doğusunda) Raphus cucullatus (bir kuş türü) verilebilir (Plachter, 1991). Sphenodon Raphus cucullatus

Diğer taraftan türler arasında da hızlı bir tükenme süreci de devam etmektedir. Kışlahoğlu ve Berkes (1987)'in bildirdiğine göre, günümüzden 3,5 milyon yıl öncesinden beri memeli hayvan türlerinde sürekli bir azalma vardır. Önceleri doğal koşullarda 10 bin yılda bir tür kaybolurken, günümüzde bu süreç çok hızlanarak ekolojik kriz nedeniyle 100 yılda 45 türe sıçramıştır ve dünyada toplam tür sayısı yaklaşık 4 200 adete düşmüştür Bitki türlerindeki azalma hayvanlardan çok farklı değildir. Dünya Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1997 yılında 240 000 bitki örneği üzerinde yapılan küresel analiz çalışmasına göre, incelenen her 8 bitkiden biri neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır ve bu türlerin de % 90 nından çoğu endemik türlerdir (Çepet, 2003). Aşağıdaki tabloda nesli tehlikede olan bitkilerin ülkelere göre dağılımları görülmektedir. Buna göre Türkiye 10 ülke içerisinde 4. sırada yer almaktadır

Ülke Tehlike Altındaki Toplam Tehlike Altında Bulunan Tür Sayısı Floranın %'si ABD 4 669 29 Avustralya 2.245 14 Güney Afrika 2215 11,5 Türkiye l 876 22 Meksika 1 593 6 Brezilya 1 358 2,5 Panama l 302 13 Hindistan 1 236 8 İspanya 985 19,5 Peru 906 5

Türkiye'de Canlı Türlerin Varlığı ve Ortadan Kalkma veya Azalma Sorunları Ülkemiz Avrupa, Asya ve Afrika arasında doğal bir köprü olması, jeolojik yapısının farklılığı, çeşitli iklim kuşaklarına ve ekolojik zenginliklere sahip olması nedeni ile biyolojik çeşitlilik açısından çok zengindir. Doğal kaynakların çeşitliliği ve zenginliği; Anadolu'nun dünya üzerinde ilk yerleşim merkezlerinden biri olmasına neden olmuş ve böylece kültürel zenginliğin artmasıyla birlikte doğal kaynakların da azalma süreci başlamıştır. Eldeki verilere göre potansiyel olarak % 70'i ormanla kaplı, olması gereken Anadolu'nun, bu sayı yaklaşık % 27.6 dolayına inmiştir. Diğer taraftan tarım ve yerleşim alanlarındaki artış ise % 38 dolaylarında olmuştur. Bu zengin kaynakların uzun yıllar aşırı ve kontrolsüz kullanımı, bazı türlerin neslinin tükenmesine neden olurken, bazılarını da tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Türkiye'deki türlerin zenginliği ve tehlike durumları ile ilgili ayrıntılı bilgiler aşağıda verilmiştir.

Dünyada saptanan yaklaşık 9 000 kuş türünden 450'sinin yaşadığı Türkiye, topoğrafik ve hidrolojik yapısı nedeniyle göçmen kuşlar için uygun bir geçiş bölgesi özelliğini de taşımaktadır. Aynı zamanda günümüzde nesilleri tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan yırtıcı kuşların bir kısmı ülkemizi sadece göç zamanı kullanırken bazıları da burada yavrulamaktadır. Ülkemizde vahşi yaşamda Gündüz Yırtıcıları (lat. Falconiformes) takımına ait 40 ve Gece Yırtıcıları (lat. Strigiformes) takımına ait 10 olmak üzere toplam 50 yırtıcı kuş türü bulunuyor. Bu sayılar Falconiformes takımına ait Atmacagiller'de (Accipitridae) 28, Balıkkartalıgiller'de (Pandionidae) 1, Doğangiller'de (Falconidae) 11 ve Strigiformes takımına ait Peçeli Baykuşgiller'de (Tytonidae) 1 ve Baykuşgiller'de (Strigidae) 9 tür olarak dağılıyor. Bunlardan 16'sının nesilleri tükenme tehlikesi altında, geri kalan 34 tür de yaşamlarım sürdürebilme tehlikesi altındadırlar. Ayrıca 8 tür de ülkemizde endemik olarak yaşamaktadır.

Balık Kartalı (Pandion heliaetus) Kızıl Akbaba (Gyps fulvus) Arı Şahini (Pernis apivorus) Doğan, Gök Doğan (Falco peregrinus)

Nesli Tükenmekte Olan Bazı Kuş türleri Latince Adı Türkçe Adı Tetraogallus carpius Keklik Larus melancepyhalus Akdeniz Martısı Sylvia ruppeli Karagerdanlı Ötleğen Lanius nubicus Maskeli Örümcekkuşu Parus lugubris Kayalık Baştankarası Sitta krüperi Küçük Sıvacıkuşu Pycnonotus barbatus Arap Bülbülü Emberiza cineracea Boz Kirazkuşu

Pycnonotus barbatus Arap Bülbülü Sitta krüperi Küçük Sıvacıkuşu Larus Emberiza melancepyhalus cineracea Lanius nubicus (Akdeniz Boz Kirazkuşu Martısı) Maskeli Örümcekkuşu

DOĞA KORUMANIN NEDENLERİ Doğa koruma çalışmalarının ilk başladığı yıllarda ana hedef, doğadan ekonomik olarak daha fazla yararlanmak düşüncesine yönelikti. Daha sonraki çalışmalarda doğanın, ekonomik yararlar sağlamak için korunması yanında, bilimsel, estetik, ahlaki-manevi ve rekreasyonel yönden de korunmasının gerektiği ortaya çıkmıştır. Gerçi bir korunan alanın ilanında bu nedenlerden hangisinin ön planda olduğu fazla tartışılmaz, ancak hepsinin de değişik oranlarda rol oynadığı kesindir. Sözü edilen koruma nedenleri aşağıdaki gibi özetlenmiştir. Ekonomik Nedenler Doğal kaynakların (toprak, su, hava, bitkiler ve hayvanların) korunması insanların yaşamlarını sürdürebilmelerinin temel taşıdır. İnsanlar bazen değerini bilerek, bazen de bu varlıkların değerini dikkate almadan doğal kaynaklardan yararlanmaktadırlar. Ekosistemde üreticiler görevini yapan yeşil bitkiler bir saniyede 6 000 ton, yılda ise 100 milyon megawattlık bir enerjiyi glikoz olarak üretmektedirler (Gürpınar, 1985). Bu enerji bütün canlıların büyümesi, gelişmesi ve yaşayabilmesi için gerekli besini sağlamaktadır. Glikoz üretimi sırasında açığa çıkan oksijen de, yine ekosistemin diğer bir grubu olan tüketicilerin, yanı insan ve hayvanların yaşayabilmesi için solunum yapmalarında kullanılmaktadır.

Bilimsel Nedenler Doğa, bilimsel çalışmalar için bir "açık hava laboratuvarı" niteliğindedir. Biyoloji bilimi yanında, tarım, ormancılık, balıkçılık, eczacılık, tıp, kimya ve davranış bilimleri açısından bir bilgi kaynağıdır. Korunan hayvan ve bitki türleri, doğal elemanlar ve doğa parçaları (milli parklar, doğa koruma alanları, doğa parkları, doğa anıtları v.s.), orada antropojen etkilerin daha az olması ve araştırmaların daha objektif ve güvenilir sonuçlar vermesi nedeniyle bilimsel çalışmalar için ilk önce aranan yer ve elemanlardır. 9.8.1983 tarihli Milli Parklar Kanunu'nda da bu konuya yer verilerek, gerek milli parkların gerekse doğa koruma alanlarının ilanında bilim ve eğitim amacının dikkate alınmasının gerektiği vurgulanmıştır.

Estetik Nedenler Doğanın, estetik nedenler dikkate alınarak korunması görüşü, ekonomik ve bilimsel nedenlere göre daha yenidir. Özellikle renkli bir kuşun ya da kelebeğin korunması, yaşlı ve muhteşem bir ağacın korunması estetik ve görsel yönden ele alınmaktadır. Bunun yanında gerek doğal peyzajda, gerekse kültür peyzajında estetik yönden belli bir güzelliğe veya özelliğe sahip objeler ve elemanlar da korunmaktadır. Ekonomik ve bilimsel nedenlerle korumanın ağırlık kazandığı yerlerde koruma alansal bir özellik gösterdiği ve büyük alanları kapladığı halde, estetik nedenlerle koruma çoğunlukla obje düzeyindedir, ya da küçük alanları kaplamaktadır. Doğa anıtları bunlara örnek olarak verilebilir.

Ahlaki - Manevi Nedenler İnsanın, bitki ve hayvan türlerini yasalarla koruması ya da ekonomik ve bilimsel yönden koruması, ahlakı ve manevi yönden korumaya göre oldukça yenidir. Çünkü manevi yönden koruma insanların ilk defa inançlarının oluştuğu dönemlere kadar dayanır. Günümüzde Hindistan ın, Kuzey Amerika Kraliyetlerinin yada Yeni Gine nin çeşitli toplumlarında olduğu gibi, hayvanları kutsal sayan ve bu amaçla koruyan toplumlar belirli türlerin korunmasında önemli rol oynamışlardır. Ülkemizde de manevi değerle korunan Tarsus yakınlarındaki Ashab-ı Kehf buna bir örnek olarak verilebilir. Daha sonraki dinlerde ise, insanın doğanın yönlendiricisi olduğu belirtilerek, diğer canlıların da korunması istenmişin". Bugün Dünya'daki "hayvan hakları" hareketinin temelinde türleri korumanın ahlaki ve manevi yönünün de Önemli rol oynadığı tartışmasız kabul edilmektedir

Ott (1997)'a göre; genelde etik yönden doğayı korumanın 3 önemli gerekçesi vardır (Kasparek ve Ark. 2000). 1.Korunan değerler biyolojik çeşitliliğin bir parçasıdır. "Değerli" olan insan da doğanın bir parçasıdır. Bütün dinlerde insan kadar diğer canlılar da değerlidir. 2.Gelecek jenerasyonlara karşı bir sorumluluğumuz vardır. Biyolojik çeşitlilikteki kayıplar gelecek jenerasyonların gelişimini etkileyecektir. Bugün kaybolan değerlerden gelecekte nasıl yararlanılacağını veya ne gibi gelişmelere kaynak olacağını bilmediğimiz için, onları yok etmeye hakkımız yoktur. 3.Bir çok bilinmeyenler karşısında "dikkatli olma ilkesi" geçerlidir. Biyolojik çeşitlilikte kayıpların etkilerinin ne olacağı henüz çözülmüş değildir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar ekosistemdeki değişiklikler önlenerek, doğanın korunmasına önem verilmelidir.

Rekreasyonel Nedenler Doğanın rekreasyonel nedenlerle korunması fikri diğer nedenlerin içerisinde en yenisidir. Daha çok da 20. yüzyılın ortalarından itibaren önem kazanmaya başlamıştır. Endüstride ilerlemiş ülkelerin insanları gerek boş zamanlarını, gerekse tatillerini dinlenerek ve kendilerim yeni bir çalışma dönemine hazırlayarak geçirirler. Bunun için ise temiz, sakin ve zengin bir doğa parçası insanların dinlenebilmesi için en uygun yerlerdir. 1983 tarihli Milli Parklar Kanunu'nda bu konuya ayrı bir önem verilerek, milli parklarda halkın dinlenmesine, doğa parklarında da halkın dinlenmesi yanında eğlenmesine de olanak verilmiştir. Ayrıca 12.12.1986 tarihli Milli Parklar Yönetmeliği'nde (Madde 9) sadece rekreasyonel amaca uygun olarak Orman içi Dinlenme Yerlerinin ayrılması da uygun görülmüştür.