SAYI: 13 YIL : 2 AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ NÝSAN 2004. Ýnsan Olan Bu Manzarayý Unutmaz... BÝZ UNUTMADIK!..



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

ünite1 Sosyal Bilgiler

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154


SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN


Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2017


KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

01 Kasým 2018

mmo bülteni mart 2005/sayý

Gelir Vergisi Kesintisi

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI


Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.




BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83



TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri


Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Amerikan Stratejik Yazımından...

Kanguru Matematik Türkiye 2017

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...


TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

1. Mondros Ateþkes Antlaþmasý ndan sonra baþlayan iþgallere karþý ilk direniþ nerede, kimlere karþý olmuþtur?

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

AFRÝKA VÝZYON BELGESÝ. Hazýrlayan: Hasan Öztürk RAPOR NO: 16

17 ÞUBAT kontrol

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek


Kanguru Matematik Türkiye 2017

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Kanguru Matematik Türkiye 2018

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

BALKANLARDA SÝYASÝ ÝSTÝKRAR VE GELECEÐÝ. Hazýrlayanlar: Prof. Dr. Hasret Çomak Yrd. Doç. Dr. Ýrfan Kaya Ülger RAPOR NO: 14

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Transkript:

SAYI: 13 YIL : 2 AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ NÝSAN 2004 Ýnsan Olan Bu Manzarayý Unutmaz... BÝZ UNUTMADIK!..

Ýçindekiler Sunuþ 8 10 11 14 17 20 22 25 28 29 32 33 34 36 39 40 2 Sunuþ 3 Baþbuðdan 4 Liderden 6 Genel Baþkan dan Rahmetli Baþbuðumuz Alparslan Türkeþ in Damatý Hamit Homriþ Bey Ýle Söyleþi Sen Yoksun Ya Baþbuð um Dava Adamý Kýbrýs Niçin Önemli? Yýldýray Çiçek Kýbrýs ve Enerji Savaþlarý Üzerinden Türkeþ i Anmak ve Denktaþ a Desteðin Bir Yolunu Bulmak Prof.Dr. Recep Kök Bugün Kýbrýs Yarýn Diyarbakýr Yýldýrým Koç Gün Boraoðlu Medeniyetlerin Barýþý ve Türk Milleti nin Rolü Cavit Yalçýn Türkiye, Kafkasya Enerji Koridoru nda Kilit Ülke Konumundadýr Adem Yakup Renklerin Cümbüþü AKP Ýktidarý Yine mi Merkezin Ýnþasý? Prof.Dr. Nevzat Özkan Biz Bayraðýn Topraða Düþmediði Yerden, Anadolu dan Geliyoruz; Eller Ýstiyor Diye Vaz Mý Geçeceðiz..! Özgür Bayraktar Nasýl Bir Avrasyacýlýk Ülkü Ocaklarý ndan Katliam dan... Varoluþ ve Egemenlik Yürüyüþü Aliþan Satýlmýþ Bahadýr Eftim Hakan Sarýlar Havalarla birlikte gündemin de ýsýnmaya baþladýðý þu günlerde, yeni bir sayý ile birlikte sizleri selamlýyoruz Nisan ayý, Baþbuðumuzu yitirdiðimiz bir ay olmasý sebebiyle, özellikle biz Ülkücüler için özel anlam ifade etmektedir. Bu ayda yüreðimiz daha bir buruk, ruhumuz daha bir hassastýr. Terkedilmiþlik duygusu sarmalar bütün benliðimizi yetim kalmýþçasýna Gözyaþlarýmýzý kimseye göstermeden yüreðimize akýtýrýz, içimizdeki yangýný söndürsün diye Kalabalýklar içerisinde yalnýzlýðý yaþarýz Ve sonra ettiðimiz yeminler, verdiðimiz sözler düþer aklýmýza Þairin dizeleri gelip, yerleþir dilimizin ucuna davetsiz bir misafir gibi " O sözler ki kalbimizin üstünde dolu bir tabanca gibi ölüp ölesiye taþýrýz. O sözler ki bir kere çýkmýþtýr aðzýmýzdan uðrunda asýlýrýz " Ýþçi iþini, öðrenci dersini, köylü tarlasýný býrakýr, koþar geliriz 4 Nisan'da Baþbuðumuzun huzuruna Her yýl artar sayýmýz Hýnçla sýkarýz yumruðumuzu yeni kavgalar için Düþman bile düþmanlýðýndan utanýr bu yiðitleri görünce Bu yýlda böyle oldu. Medya 4 Nisan'da Baþbuðu Anma Törenlerini "Miting Gibi Anma" baþlýðý ile verdi *** Ýþbirlikçi güruhun Irak'taki Türkleri 8.5 milyar dolar kredi karþýlýðý satmasýnýn ardýndan þimdi de emperyalist efendilerinin emirleri doðrultusunda Kýbrýs'ý Rumlara peþkeþ çekme çalýþmalarýna þahit olmaktayýz. Bu kirli oyunu her ne pahasýna olursa olsun bozmaya yemin eden Ülkücüler, özellikle Kýbrýs'ý, büyük þehirlerimizi, Akdeniz ve Ege'ye kýyýsý bulunan illerimizi "ONLAR BU DÝLDEN ANLAR" afiþleri ile donattý. Ayrýca Ülkü Ocaklarý Genel Merkezi, 15 Nisan'da Ankara'dan baþlayýp, 23 Nisan'da Kýbrýs'ta son bulacak "VAROLUÞ VE EGEMENLÝK YÜRÜYÜÞÜ" tertiplemiþtir. Bu ve benzeri eylemler, iþbirlikçileri ve emperyalist efendilerini rahatsýz etse de Kýbrýs üzerindeki oyunlar son buluncaya kadar devam edecektir. Bu oyunlarýn içerisinde yer alanlar da mutlaka ve mutlaka bir gün Türk milletine hesap vereceklerdir. Ýyi bilmeliler ki, 'o hesap gününden' kaçýþ yoktur AYLIK SOSYO-POLÝTÝK KÜLTÜR DERGÝSÝ Yýl : 2 Sayý: 13 NÝSAN 2004 Sahibi Aliþan SATILMIÞ www.alisansatilmis.com Yazý Ýþleri Müdürü Ýbrahim ÖZBAY Genel Yayýn Yönetmeni Yýldýray ÇÝÇEK www.yildiraycicek.com Ýdari Ýþler Müdürü Mustafa ÝLTEKÝN miltekin@ulkuocaklari.org.tr Ülkü Ocaklarý Ýnternet Sayfasý www.ulkuocaklari.org.tr ocak@ulkuocaklari.org.tr Ýdare Yeri Oðuzlar Mahallesi 42. Sokak No: 26 Balgat / ANKARA (0,312) 285 44 44 (pbx) Düzenleme / Baský SARAY MATBAACILIK Dergimizde yayýnlanan makaleler kaynak gösterilmek þartýyla iktibas edilebilir. Gönderilen yazýlar yayýmlansýn veya yayýmlanmasýn iade edilmez. Yayýnlanan tüm yazýlarýn sorumluluðu yazarýna aittir. Dergimiz prensip icabý ticari reklam almamaktadýr. ( 2 ) Ülkü Ocaklarý

Baþbuð dan... Þimdi, Kýbrýs'ta ileri sürdüðümüz þartlarý kabul etseler, anlaþma imza edilse bir süre sonra fiili durum meydana getirerek, bu anlaþmalarý çiðneyeceklerdir. Onlarýn hedefi Kýbrýs'ý Enosis dedikleri, Yunanistan'a katmaktýr, Helen emperyalizmini ileri götürmektir. Bunlarý dikkate alarak Türkiye olarak Rumlarla beraber böyle müþterek bir federasyon çözümünü kabul etmemiz faydalý olmaz, yararlý olmaz. Bunun yerine Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti kurulmuþtur, insan haklarýna dayalý bir cumhuriyettir. Yunanlýlarla, Rumlarla yapýlacak bir anlaþmaya, onlarýn riayetini bekleyemeyiz, eninde sonunda onlar o anlaþmayý rafa kaldýracaklar ve Kýbrýs'ý Enosis'e götüreceklerdir. Kýbrýs Adasý, Süveyþ'ten gelen ve Avrupa'ya uzanan yollarýn üzerinde önemli bir ada üstür; fakat bundan ayrý olarak Türkiye için Türkiye'nin güvenliðiyle çok yakýndan ilgili bir adadýr. Yunanistan'a 600 milden daha fazla uzaktadýr, Türkiye'ye ise 40 mil mesafededir; Türkiye'nin güvenliðiyle yakýndan ilgilidir. Kýbrýs üzerinde Türkiye'mizin bir baþarýsýzlýðý bütün Türk cumhuriyetlerinde, Türk aleminde Türkiye'ye karþý beslenen itimadý sarsar. O bakýmdan, Kýbrýs meselesinin çözümü Türkiye için bir sýnav mahiyetindedir. Hükümetlerimizde, milletimizin bu arzusunu dikkate alarak, bu meselede Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyetini baðýmsýz bir cumhuriyet olarak yaþatmayý hedef almalýdýr. Bu milletimize yeni imkanlar açacaktýr. Not: ALPARSLAN TÜRKEÞ 'in 17.12.1991 tarihinde T.B.M.M de yapmýþ olduðu konuþmadan Kýbrýs ile ilgili Tarihi Uyarý ve Dersler. BAÞBUÐ ALPARSLAN TÜRKEÞ Ülkü Ocaklarý ( 3 )

LÝDER DEN Deðerli Dâvâ Arkadaþlarým, Türk Milliyetçiliði Fikrine Gönül Vermiþ Genç Bozkurtlar, Her Türk milliyetçisinin fikirlerinin þekillenmesinde emeði geçen ve her Milliyetçi Hareket mensubunun üzerinde mânevî bir hakka sahip bulunan merhum Baþbuðumuz, bundan 7 sene önce Hakk'ýn rahmetine kavuþtu. Bugün, O'nun aziz ruhuna fâtihalar yollamak, O'na þükran ve minnetlerimizi sunmak için biraraya geldik. Huzurlarýnýzda bu borcu ifâ ederken, merhum liderimizin kabrinin nur, mekânýnýn cennet olmasýný Cenâb-ý Allah'tan diliyorum. Hepinizin bildiði üzere merhum Baþbuðumuz, ömrünün her anýný mensubu olmaktan onur ve þeref duyduðumuz bu kutsal dâvâya adadý. Çileyle dolu uzun mücadele yýllarýnda Türk milletinin sonsuza dek tam baðýmsýz ve hür olarak yaþatýlmasý ülkünün yýlmaz savunucusu oldu. Merhum Baþbuðumuz Alparslan Türkeþ; büyük bir dâvânýn, Türk-Ýslam kültürünün merkezinde olduðu yeni bir medeniyetin Fakat her kritik dönemin kendine özgü þartlarý olduðu ve bu þartlara has mücadele metodlarý geliþtirilmesi gerektiði de bir gerçektir. ýþýklarýný parlatma ve dünyayý bu ýþýkla aydýnlatma dâvâsýnýn lideriydi. Geride býraktýðý lekesiz mâzi, imanlý ve ahlâklý bir gençlik, vataný için her türlü fedakârlýða hazýr bir camia, O'nun en büyük eseri oldu. Bu yüzden her samimî Türk milliyetçisi, her imânlý Ülkücü, O'nun bitmek bilmeyen azmini, parmak ýsýrtan sabrýný ve bütünüyle örnek þahsiyetini çok iyi tanýmak durumundadýr. Deðerli Dâvâ Arkadaþlarým, Bugün ülkemiz Baþbuðumuz'un mücadele ettiði çetin þartlarýn bir benzerini yaþamaya doðru hýzla sürüklenmektedir. Küresel hege- ( 4 ) Ülkü Ocaklarý

monya peþinde koþan güçler, Türkiye'de ve Türkiye'nin etki alanýnda yer alan bölgelerde, önümüzdeki elli seneyi yeniden þekillendirecek plânlarýný bir bir uygulamaya koymaktadýrlar. Þüphesiz Türk milletinin uzun tarihi boyunca bu türden çok kritik dönemler yaþanmýþ ve milletimiz kendisini tehdit eden bu türden hamleleri boþa çýkarmayý bilmiþtir. Fakat her kritik dönemin kendine özgü þartlarý olduðu ve bu þartlara has mücadele metodlarý geliþtirilmesi gerektiði de bir gerçektir. Deðerli Dava Arkadaþlarým, Fitne ve fesada meydan vermeden, birlik ve beraberlik içinde milliyetçilik bayraðýný hak ettiði yerde dalgalandýrmak, Baþbuð'un emanetine sahip çýkmanýn asgarî þartýdýr. Bugün yeni bir çaðýn baþlangýcýnda dünya sisteminin güç merkezlerinin bütün yerküreyi þekillendirmeye çalýþtýklarý bir süreçten geçilmektedir. Bu olaylarýn en yoðun yaþandýðý yer ise baþta Ortadoðu olmak üzere, Balkanlar'dan Avrasya'ya kadar uzanan kendi uygarlýk alanýnýmýzdýr. Bu süreçte Türkiye büyük ölçüde bölgede yaþanmakta olan olaylarýn ve uygulanýlmaya çalýþýlan projelerin hedefinde olan bir ülkedir. Ýþte böyle bir aþamada Türkiye tam bir yol ayrýmýna girmiþtir. Bu kavþakta bir tarafta bölgemizde kanlý olaylarýn baþlamasýna sebep olan geliþmeler, istikrarsýzlaþtýrma siyasetleri ve Türkiye'yi parçalamak isteyen güç merkezlerinin hedeflerine ulaþmak için takip ettikleri politika ve anlayýþlar diðer tarafta ise kendi kültür ve uygarlýk dünyamýzda, kendi birikimimizle Avrasya perspektifi ile bütünleþen modern bir Türkiye yaratma yaklaþýmý ve anlayýþý bulunmaktadýr. Bugün, karþý karþýya kaldýðýmýz sorun, Batý'nýn baský ve dayatmalarýyla Musul ve Kerkük'te baþlayan, oradan Kýbrýs'a uzayan, Ege'yi ve bütün Anadolu'yu tehdit eden çevirme ve ele geçirme stratejisine karþý durmak mecburiyetindeyiz. Burada Rahmetli Baþbuðumuzun manevi huzurunda bütün Türk milliyetçilerini, Türkiye sevgisi ortak paydasýnda bütünleþen bütün vatanseverleri Türkiye merkezli yeni bir medeniyet projesinde buluþmaya davet ediyorum. Deðerli dâvâ arkadaþlarým, Manzara açýkça göstermektedir ki, yolumuz uzun, iþimiz çetindir. Bu yolda yýlmadan ve usanmadan gayret göstermek, hepimizin boyun borcudur. Fitne ve fesada meydan vermeden, birlik ve beraberlik içinde milliyetçilik bayraðýný hak ettiði yerde dalgalandýrmak, Baþbuð'un emanetine sahip çýkmanýn asgarî þartýdýr. Bu duygu ve düþünceler içinde merhum Baþbuðumuz'u bir kez daha hayýrla yâd ediyor, ebedî rahmet dileklerimi tekrarlýyor, siz dâvâ arkadaþlarýma da saygýlar sunuyorum. Allah'â emanet olun! Dr. Devlet BAHÇELÝ Genel Baþkan Not: Genel Baþkanýmýz Dr. Devlet Bahçeli'nin, Baþbuðumuz'un vefatýnýn 7.yýl dönümü anma törenininde yapmýþ olduklarý konuþma 4 Nisan 2004 Ülkü Ocaklarý ( 5 )

Genel Baþkan dan Aliþan Satýlmýþ Ülkü Ocaklarý Eðitim ve Kültür Vakfý Genel Baþkaný BAÞBUÐ ALPARSLAN TÜRKEÞ Ý anlamak! Türk dehasý en unutulmaz, en karanlýk anlarýnda büyük kurtarýcý evlatlarýný çýkarma imkanýna sahiptir. Öncelikle rahmetli baþbuðumuz, bilge lider Alparslan Türkeþ'i, hakka yürüyüþünün 7. yýlýnda rahmet ve minnetle anýyoruz. Ruhu þad, mekaný cennet olsun Baþbuð Alparslan Türkeþ'i anlatmak için, önce onu anlamak gerekir "Türklük Bedenimiz / Ýslamiyet Ruhumuzdur" veya "Türklük Gurur ve Þuuru / Ýslam Ahlak ve Fazileti" diyerek, mensubu olmaktan kývanç duyduðumuz Türk milletinin ancak Ýslam inancý ile donanarak varlýðýný sürdürebileceði gerçeðini ortaya koyan rahmetli baþbuðumuzun öðretileri dikkatli incelendiðinde, fikirlerinin homojen bir yapýda olduðu görülmektedir. Düþüncesinin hiçbir noktasýnda yabancý unsurlara atýfta bulunmamakta, referansý daima tamamýyla Türklük ve Ýslamiyet dairesi içerisinde olmaktadýr. Bu sebeple Türkeþ'i anlamak için Türk ve Ýslam kültürünü iyi özümsemek lazýmdýr. Türklüðü ve Ýslamiyet'i tanýmayan, Türkeþ'i tanýyamaz; onu anlayamaz Tabii bu arada takdir edilmeli ki, Alparslan Türkeþ'i her yönüyle anlatmak, baþlýbaþýna bilimsel bir uðraþ gerektirir. Hayatta olduðu süre içerisinde bütün varlýðýný Türk - Ýslam davasýna adayan Alparslan Türkeþ'in sistemleþtirdiði ve aksiyon haline getirdiði fikirler, bugün sadece Türk milletinin deðil, baþta Ýslam ülkeleri olmak üzere emperyalizmin tehdidi altýndaki bütün mazlum milletlerin kurtuluþ mücadelesindeki yoluna ýþýk tutmaktadýr. Emperyalistlere karþý mücadele etmek için baþka bir emperyalistin kanatlarý altýna sýðýnmadan, tamamen kendi özgücüne güvenmek gerektiðini, emperyalizme karþý onurlu bir duruþun, onurlu bir ( 6 ) Ülkü Ocaklarý

tavýr alýþýn ancak böyle mümkün olacaðýný ortaya koyan Baþbuð Alparslan Türkeþ, "Biz, her türlü emperyalizmi ve yabancý kültürleri reddediyoruz, merde de namerde de muhtaç olmadan yaþayan bir Türkiye görmek istiyoruz" derken, tam da bunu anlatýyor ve herkesin beynine nakþetmek için de "Ne Amerika, Ne Rusya, Ne Çin / Herþey Türklük Ýçin" biçiminde sloganlaþtýrýp, bu düþüncenin bilince çýkarýlmasý gereðine vurgu yapýyordu. Her zaman 'tam baðýmsýzlýk' fikrinin þiar edinilmesini vasiyet eden Baþbuðumuzun bu görüþleri, günümüzde emperyalizm tarafýndan 'Büyük Ortadoðu Projesi' adý altýnda kuþatma altýna alýnýp, saldýrýlara maruz kalan coðrafyamýzda özel bir önem kazanmaktadýr. Emperyalizm, kendi önündeki en büyük engel olarak bugün 'milli devlet'i ve 'Ýslamiyet'i görmektedir. Yani Bilge Lider'i tarih bir kere daha haklý çýkarmýþ, onun yaptýðý analizler sonucu, fikirlerini üzerine inþa ettiði temeller, günümüzde emperyalistlerin önünde bir set olmuþ durumdadýr. Bu nedenledir ki gerek Hýristiyan - Siyonist ittifakýn baþýný çektiði ABD emperyalizmi olsun, gerekse onu durdurmak için ortaya çýkarýlmaya çalýþýlan ve Yeni Rus Ýmparatorluðunun temellerini hazýrlayan 'Rus Avrasyacýlýðý' olsun, 'milli devlet'in yerine 'etni-siteleri' (küçük etnik devletçikler), 'Ýslamiyet'in yerine de sadece þekli ibadetlerle sýnýrlanmýþ ve bu dinin 'cihad' gibi, 'kýsas' gibi haksýzlýklarla savaþmayý emreden temel özelliklerini inkar eden ('ýlýmlý Ýslam' adý altýnda) 'Protestan Ýslam'ý öne çýkarmaya çalýþýyor. Sonsöz olarak diyebiliriz ki, rahmetli Bilge Lider Baþbuð Alparslan Türkeþ'in fikirleri, emperyalizmin her türlüsüne karþý mücadele etmek isteyen bütün milletlere kýlavuz olmalýdýr. Azerbaycan Milli Demokrat Partisi nden Gelen Mesaj Türk Devletlerinin zafer bayraðýný yükselteceði an þerefli ve tarihi an olacak. Bu aný yaþamak benim için çok güzel. Türk Dünyasýnýn Baþbuðu yýllar boyu verdiði mücadele ile bunu baþardý. Ayaðýnýn deðdiði topraklarda türklerin ettiði milli mücadelenin Alibey Hüseyinzade, Alparslan Türkeþ, Ebulfez Elçibey düþüncesinden esinlendiðini yaþaya-yaþaya azeri Bozkurtlarýný bu harekatýn sahibi gibi tanýdý. Bu yýllardan 7 sene geçti. Bu 7 senelik zaman zarfýnda Türk Dünyasý hükümlü oldu, mahkum zincirlerinden kurtuldu. Kýbrýs, Tebriz, Karabað savaþlarýný unutmadý. Yarýnki yarýna saat-saat hazýrlandý. Tanrý buyruðuna boyun eðdi ve þerefli Baþbuðunun (Türkeþ inin) Tanrý dergahýna (huzuruna) kavuþmasýnýn þahidi oldu. Tanrý buyruðu ile gözlerini açan Türk evlatlarý Tanrý payý (armaðaný) olan Türkeþinin, Elçibeyinin cismen yokluðunu yaþadý. Bu yaþantý bizleri üzmedi. Türk bayraðý Türkün yaþadýðý her köyde olmalýdýr diyen Türkeþ tavsiyesi gerçekleþtirilmiþ oldu. Türkeþin Tanrý Ocaðýnýn sahibi olmasýnýn 7. yýlý yaþanýyor. Bundan dolayý her birinizi Türkün yarýný için savaþa çaðýrýyor ve Tanrý Türkü korusun diyoruz. Ülkü Ocaklarý ( 7 )

Rahmetli Baþbuðumuz Alparslan TÜRKEÞ in Damadý Hamit HOMRÝÞ Bey ile Söyleþi Sayýn Hamit Homriþ Bey; Ü.O: "Alparslan Türkeþ" ismini duyduðunuzda ne hissediyorsunuz? H.H: "Alparslan Türkeþ" ismini duyduðumda her ülkücü gibi heyecanlanýyorum, O'nu özlüyorum, O'na layýk olmaya çalýþýyorum ve her ülkücü gibi O'nun çizdiði kutlu yolda yürümeye devam ediyorum. Ü.O: Rahmetli Baþbuð'umuzun bir yakýný olmanýz dolayýsý ile sizin O'nunla ilgili deðerli anýlarýnýz mutlaka vardýr. Bunlardan unutamadýðýnýz bir tanesini bizimle paylaþýr mýsýnýz? H.H: Rahmetli Baþbuð'umuzla rahmetli babam Þahap Homriþ 1944 Türkçülük olayýndan beri tanýþýyorlardý. Bu dostluktan dolayý aileler de birbirleriyle görüþüyorlardý. Daha sonradan küçük kýzý Selcen hanýmla 1969 yýlýnda evlendim. O yýllarda ben teðmendim. Baþbuð'um ile meslektaþ olmamdan dolayý askeri konularda beni çok imtihan etmiþtir. Baþbuð'umuz gerek bu konularda gerekse Dünya Türklüðü'nün meselelerinde bana çok þeyler öðretmiþtir. Aile yapýsý içerisinde ailenin her þeyiyle ilgilenen çok þefkatli ve otoriter bir babaydý. 12 Eylül'de ben askerlikten ayrýlýnca Muhafa-zakar Parti'de daha sonra MÇP'de ve MHP'de "Alparslan Türkeþ" ismini duyduðumda her ülkücü gibi heyecanlanýyorum, O'nu özlüyorum, O'na layýk olmaya çalýþýyorum ve her ülkücü gibi O'nun çizdiði kutlu yolda yürümeye devam ediyorum. görevler üstlendim. Bu görevler e s n a s ý n d a Baþbuð'umdan siyasetçi olma ve siyaseti yürütme sanatý konusunda da çok büyük dersler aldým. Tabi ki Baþbuð'umla hem aile yaþantýsý içinde hem partide pek çok hatýram var. Ama Ülkücülere þu hatýramý anlatmak isterim: Ýl Baþkanlarý'nýn da katýldýðý geniþletilmiþ bir Merkez Yürütme Kurulu toplantýsýnda Baþbuð'um bize ( 8 ) Ülkü Ocaklarý

hitaben bir konuþma yapýyordu. Konuþmanýn bir yerinde bize "Sizlerden cesur olmanýzý istiyorum" dedi. Þimdi ismini hatýrlayamadýðým bir Ýl Baþkanýmýz ayaða kalktý "Baþbuð'um biz bu harekete canýmýzý verecek kadar cesuruz" dedi. Rahmetli Baþbuð'um da cevaben "Ben sizlerden daha cesur olmanýzý istiyorum" dedi. Yani canýmýzý veriyoruz ama daha cesur nasýl olunabilir diye kafalarda soru iþareti oluþmuþ iken Baþbuð'um gür sesiyle "Dedikodulardan yýlmayacak kadar cesur olmanýzý istiyorum" dedi. Onun için biz Ülkücülerin þartlar ne olursa olsun davasýna sahip çýmasý gerektiðini sadece ve sadece davasýný yaþamasý gerektiðini tam manasýyla idrak etmiþ olduk. Ü.O: Baþbuð'umuz, Kýbrýs'ta doðmasý sebebiyle oraya özel bir ilgi gösterdiðini biliyoruz. Sizce eðer Baþbuð'umuz yaþasaydý, Kýbrýs'ýn bugün içine düþürülmek istendiði durumla ilgili nasýl bir davranýþ sergilerdi? H.H: Evet Baþbuð'umuz Kýbrýs'ta doðduðu için Kýbrýs'a özel bir ilgisi vardý. Ben Yüzbaþý iken Baþbuð'umun da emirleri doðrultusunda 1974 harekatýnýn öncesinde ve sonrasýnda Kýbrýs'ta EOK'ya karþý 1958 de kurulmuþ olan Türk Mukavemet Teþkilatý'nýn kelle koltukta baþka bir isim altýnda hizmet ettim. TMT ve O'nun hizmetinde olan kahraman ordumuzun mensuplarý olmasaydý bugün Kýbrýs'ta Türk varlýðýndan bahsedemezdik. Uygulanmak istenen Annan Planý eðer kabul edilirse 10 sene sonra Kýbrýs'ta hiç Türk Uygulanmak istenen Annan Planý eðer kabul edilirse 10 sene sonra Kýbrýs'ta hiç Türk kalmayacaktýr. Eðer Baþbuð'um bugün yaþasaydý; Kýbrýs'ýn bugün içine düþürülmek istendiði duruma çok þiddetle karþý koyardý. Kýbrýs Türklerini desteklemek için Ülkücüleri adaya yollar ve eminim kendisi de giderdi. kalmayacaktýr. Eðer Baþbuð'um bugün yaþasaydý; Kýbrýs'ýn bugün içine düþürülmek istendiði duruma çok þiddetle karþý koyardý. Kýbrýs Türklerini desteklemek için Ülkücüleri adaya yollar ve eminim kendisi de giderdi. Ü.O: Gerek medyada olsun, gerek sermaye çevrelerinde olsun, gerekse sivil toplum kuruluþlarýnda olsun Türkiye'deki iþbirlikçiler, Baþbuð'un vefatýndan sonra sanki biraz daha pervasýzlaþtýlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? H.H: Bu tespitleriniz tamamen doðrudur. Rahmetli Baþbuð'umuz hem Türk Dünyasý'nýn lideri olmasý hem karizmatik kiþilik sahibi olmasý hem de engin bilgisiyle hiç milletvekilimiz yokken bile Türk'e yol gösterici olmuþtur. Türk düþmanlarýnýn yüreklerine de korku salmýþtýr. "Her nefis ölümü tadacaktýr" ayeti kerimesinde buyrulduðu gibi Türk Dünyasý'nýn lideri Bilge Yolbaþçý Baþbuð Alparslan Türkeþ Hakk'a yürümüþtür. Lakin O'nun evlatlarý, bozkurtlarý O'ndan aldýklarý feyz ile dimdik ayaktadýr. Türklük üzerinden hesap yapanlarýn ayaðýný denk almalarý gerektiðini tüm bozkurtlar adýna tekrar vurgulamak isterim. Ü.O: Teþekkür ederiz. Ülkü Ocaklarý ( 9 )

SEN YOKSUN YA BAÞBUÐ UM!.. Yýldýray Çiçek Ay ve yýldýzda,albayrakta seni gördüm.. Azerbaycan'da, Kerkük'te, Musul'da, Kýrým'da, Doðu Türkistan'da, Kýbrýs'ta seni gördüm Kürþad'da, Yavuz'da, Fatih'te, Akþemsettin'de, Atatürk'te seni gördüm Türklüðü, Türk gibi duruþu sende gördüm.. Gönülleri tutuþturan bir meþale oldun. O tutuþturduðun gönüller, açtýðýn yolda, gösterdiðin hedefte yürüyorlar Çaðýn þartlarýna dayanamayýp düþenler oldu, yýkýlanlar oldu, yanýlanlar oldu Sana ve ülkülerine inananlar yürüyor Baþbuðum Yokluðunla yedi yýlý geride býraktýk.. O Alperen bedenini yolcu ettiðimiz gün, mahþeri kalabalýðý tüm cihan gördü ki, Anadolu topraklarýna ektiðin ülkü tohumlarý kýyamete kadar varolacak, sana ve ülkülerine yeminli yüz binler davasýný yaþatacak Günümüzde, Türklüðe saldýrýlar arttýkça, Türklük her yandan kuþatýldýkça senin ülkülerini kýlýç gibi kuþanýyoruz. Köksüz, soysuz ve çapsýzlarýn elinde acý çeken Türk milleti, bugün tarihinin en buhranlý dönemini yaþamaktadýr. Türk milletini yutmak isteyen girdap karþýsýnda, senin düþüncelerinle, bize aþýladýðýn Türklük aþký ile milli direnç gösteriyoruz. Uyuþturulan ve kayýtsýz býrakýlan toplum içinde sayende hala 'vatan diyebilen, millet diyebilen, bayrak' diyebilen bir neslin varlýðý bu direncin merkezi olmaktadýr. Mazisinde dünyaya yön veren, yol tayin eden Türk milletini bugün emperyalizm kucaðýnda hizmetkar haline getirenler, ucu karanlýk bir tünel yolculuðuna sürükleyenler, Türk olmayýp Türk'ü yönetenler bugün bizim ruhumuzda fýrtýna koparan isyanýmýz Baþbuðum Türk bugün yalnýz, Türk bugün sahipsiz Baþbuðum Soysuzlar Kerkük ve Musul'u sattýlar, Kýbrýs'ý sýrtlanlar içine attýlar, Türklük kan aðlýyor Baþbuðum Piþkin suratlarýn idaresinde bulunan Türkiye'de, dünya kenesi Amerikalýlarýn Türk askerinin baþýna geçirdiði çuvalla dolaþýyoruz, Türk-Ýslam coðrafyasýnda iktidar olmanýn yolu artýk papazlarýn, hahamlarýn duasýndan geçmektedir Baþbuðum ABD ve AB'nin kucaðýnda ninnilerle avutulan iktidar, Türk'e yabancý, Türk'e uzak olmanýn bedelini ödetiyor Baþbuðum... Bu Türk'e karþý bir savaþ, bu savaþta Bozkurtlar ordusu olarak, senin askerlerin olarak en ön safta çarpýþacaðýz ve satýlmýþlarý, iþbirlikçileri, patronlarýný kahredeceðiz Baþbuðum.. Seni andýkça, seni hatýrladýkça,senin ülkülerine sarýldýkça Türk milleti yaþayacak, sana söz Baþbuðum Türk, Türk gibi yaþayacak Baþbuðum Seni her gün görüyor, seninle her gün yaþýyorum Baþbuðum ( 10 ) Ülkü Ocaklarý

Dava Adamý Prof.Dr. Nevzat Özkan Adam olanýn davasý da olur. Ancak gelin görün ki normal adamlarýn pek çoðunun öncelikli davasý ekmek davasýdýr. Doðduðunuz günden baþlayarak hayatýn pek çok katý gerçeði ile yüz yüze kalýrsýnýz. Daha ilk adýmda önünüze, aþmanýz gereken pek çok engel sýralanýr. Bitirmeniz gereken okullar, geçmeniz gereken sýnavlar, katlanmanýz gereken sýkýntýlar, yapmanýz gereken iþler sizi bekliyordur. Bu kadar arbede içinde pek az adam, ekmek davasýný bir yana býrakarak baþkalarýnýn derdini kendine dert eder. Ancak zor da olsa, her zaman, bir baþka insan için, yurt için, millet için bir þeyler yapabilmenin hazzýný tadanlar ve böyle yaþamaktan bir daha vazgeçemeyenler çýkmýþtýr. Karþýlýksýz sevmeyi ve sevilmeyi bir kere öðrenenler, bir daha baþka bir sevda aramazlar ve adýna dava dedikleri bir ulu sevda ile yaþarlar. Bugünkü kuþak için bu söylenenler ne ifade eder bilinmez, ama bu kuþaða analýk babalýk edenlerden pek çoðu böylesi sevdalara ve davalara yabancý deðildir. Kimi bütün hayatýný, kimi ömrünün belli bir bölümünü, kimi de daha iyi ve daha rahat yaþama imkanlarýný dava bildikleri, sevda bildikleri yollarda gözlerini kýrpmadan harcamýþlardýr. O günden bugüne gelindiðinde devran dönmüþ, zaman en acýmasýz hükmünü icra etmiþ ve pek çok dava adamý için geride birkaç buruk hatýradan baþka bir þey kalmamýþtýr. Daha kötüsü en kutsal deðerlerle donanmýþ bazý dava adamlarý, hayatýn dayatmalarý karþýsýnda fazla direnememiþ ve bir zamanlar toz konduramadýklarý davalarýný, baþkalarýnýn mal mülk davasýyla, makam mansýp davasýyla takas etmek zorunda kalmýþlardýr. Bu hayal kýrýklýklarý bazýlarýnda, daha derin ve keskin acýlara yol açmýþ, ya dünyalýk davasýnýn gerçek dava olduðu düþüncesine kapýlmýþlar ya da her þeyin boþ ve anlamsýz olduðu saplantýsýyla bütün dünyaya küsmüþlerdir. Gerçek dava adamlarý "Her dem yeniden doðan, ne kendisi usanan ne de kendisinden usandýran" zirve þahsiyetlerdir. Dava adamlarý kavga etmesini bildikleri kadar, sevmesini ve sevdirmesini de bilirler. Dostluklarý aranan, düþmanlýklarýndan korkulan kimselerdir. Hýsýmlarýna güven, hasýmlarýna korku verirler. Hayatýn her türlü cilvesini olgunlukla karþýlarlar. Hayatýn Ülkü Ocaklarý ( 11 )

bütün yükü omuzlarýndadýr. Ancak gözlerini bir dem bile hedeflerinden ayýrmazlar. Önlerine konulan engelleri aþarken, yollarýna yýðýlan tomruklarýn; aðaç olsun, meyve versin diye kendi ormanlarýna dikilen fidanlarýn dallarý olduðuna aldýrmazlar. Bilirler ki insan fýtratý içinde var olan her þey herkes için muhtemeldir. Ýnsan için ne melek olup zirvelere yükselmek hayaldir ne de þeytan olup gayya çukurlarýna saplanmak muhaldir. Ýþte bunun için zor çýkar dava adamlarý, niyetlisi çoktur da hakikatlisi azdýr dava adamlýðýnýn. Bir ömrü baþkalarýnýn boþ ve anlamsýz bulduðu yollarda harcamak herkesten beklenemez. Hele bir de "yýkýlasý hanede evladý iyal var" ise iþ daha da zordur. Ýki dünyayý bir araya getirmeye azmedenler, en yakýnlarýyla aralarýna aþýlmaz duvarlar ördüklerini çok sonradan anlarlar. Bir de bakarlar ki baþkalarýna daha güzel bir dünya kazandýrmak için çýktýklarý yolda, kendi dünyalarýný zindana çevirmiþler de farkýna varamamýþlar. Mum dibini ýþýtmaz misali, baþkalarýna yaydýklarý ýþýk, en yakýnlarýnda duranlara hep teðet geçmiþ de zerre nüfuz etmemiþ. Dava adamlarý bunu da görmek ve kabullenmekle yükümlüdürler. Çünkü davanýn þaný þerefi miras býrakýlýr, ancak kendisi hak edilir. Onun için de dava arkadaþlýðý, bazen kardeþlikten daha ileridir. Hiç kimseyle paylaþamadýðýnýz þeyleri dava arkadaþlarýnýzla paylaþabilirsiniz, bazen bir ekmeðin son kýrýntýlarýný bölüþürsünüz, bazen cebinizdeki son parayý, bazen de ayný yolda omuz omuza yürümenin coþkusunu ve sýcaklýðýný... Dava adamlarýnýn dostlarý azdýr ama düþmanlarý pek çoktur ve çeþitlidir. Kurulu düzenden nimetlenenler, hep çekinir dava adamlarýndan. Sonunda sadece külfet olan bir iþe baþ koyanlar, hep ürkütür dönen çarkýn diþlilerini... Bilirler ki her an tekere çomak sokabilir böyleleri... Dostu dýþardan olan iþbirlikçiler, çoðu kez dava adamlýðýný adý konulmamýþ bir ortak insanlýk ideali olarak sunmaya çalýþýrlar. Soyu tükenmekte olan bütün mahlukata ve hiç bilmedikleri ülkelerin hiç tanýmadýklarý insanlarýna merhamet ederler, onlar için aðýt yakarlar da kendi ülkelerinin ve insanlarýnýn istikbaline bigane kalýrlar. Daha önemlisi bizim sahip olduðumuz her ne varsa ortak insanlýk mirasýdýr, dileyen dilediði gibi sahiplenir, ancak baþkalarýnýn sahip olduðu þeyler, onlarýn öz babalarýndan kalmýþtýr ve dokunulmazdýr. Dünya nimetlerini en fazla hak ettiklerine inanan zenginler kulübü veya adý hâkimler zümresinde geçen güç odaklarý her þeyin en iyisini bilirler; hangi gün neyin kutlanacaðýna, ne zaman neye aðlanacaðýna, neye gülüneceðine karar vermiþlerdir çoktan. Bize düþen onlarýn bu kutsallarýný ve özel gün ve anlarýný paylaþmaktýr. Kültürümüze ait deðerlere gelince onlarýn küresel dünyada kaydý kuyudatý yoktur. Zaten bizim gibi sýradan insanlarýn ne özelliði ne güzelliði olabilir ki? Bunun için dostu dýþardan olanlar güzellikleri hep dýþarýda ararlar, sadece yaþanan sýkýntýlarýn vebalini yükleyecekleri bir günah keçisi lazým olduðunda birden akýllarýna çaðdýþý kalmýþ yerli güzelliklerin savunucusu dava adamlarý gelir. Dünyadan habersiz bu adamlar, hâlâ küresel dünyanýn güç odaklarýna direnerek bir þeyler yapabileceklerini sanmaktadýrlar. Halbuki dünyada tek bir dava kalmýþtýr, o da önümüze getirilip konulan güç merkezlerinin hâkimiyet davasýdýr. Ýktidar sahipleri de pek sevmez dava adamlarýný. Çünkü iktidar tutkunlarýnýn tek davasý iktidarý ele geçirme ve bir daha býrakmama davasýdýr. Eðer biz yapmýþsak her þey mubahtýr diyen, baþkalarýnýn yanlýþý bir yana, doðrusuna bile tahammül edemeyen iktidar tutkunlarý, her yapýlaný ince imbiklerden geçiren ve hak terazisinde tartan dava adamlarýna hiç katlanamazlar. Onlar iktidara giden yolda ( 12 ) Ülkü Ocaklarý

davasý ve sevdasý kullanýlacak, sonra da iþleri bitince salýverilecek mayýn eþekleridir. Külfeti taþýyacaklarla nimeti paylaþacaklar farklý insanlardýr. Bunlara ahmaklar ve akýllýlar da diyebilirsiniz. Hedefe varýldýðýnda akýllýlar, ahmaklara son bir ders verirler ve yollarýný ayýrýrlar. Ahmaklýðý baþtan kabullenmiþ dava adamlarý ise diþlerini sýkýp acýlarýný içlerine atarak umutlarýný bir baþka bahara taþýmak için yeniden yollara düþerler. Dünyayý kâr-zarar denklemine sýkýþtýrmýþ iþ bilenler ve iþ bitiriciler de pek hazzetmez dava adamlarýndan. Hasýlasý para veya mal olmayan iþlerle uðraþmak boþ emektir. Baþka insanlar ya müþteridir ya da tüketici, onlara sunulacak tek þey mal, onlardan beklenecek tek þey ise paradýr. Bu hesabýn dýþýnda kalan her þey boþ ve anlamsýzdýr. Dava adamlarý, eðer bu iþleri kolaylaþtýrýr ve bu iliþkileri sýkýlaþtýrýrlarsa bir iþe yararlar, aksi takdirde onlar her zaman hesabýn dýþýnda kalmaya mahkumdurlar. Uðruna serden ve yardan geçilen sokaktaki adamlara gelince, onlar dava adamlarýný bazen hayretle, bazen de hayranlýkla izlerler. Ama sadece izlerler... Türkülerini dinlerler, hikayelerini anlatýrlar. Ancak hayallerini temsil eden bu adamlara, hakikat gözlüðüyle pek de iyi bakmazlar. Ne yapacaklarý belli olmayan bu tür adamlar, maazallah, ortalýðý karýþtýrýp huzuru bozabilirler. Çoluk çocuklarýný zehirleyip asi bir evlada dönüþtürebilirler. Borsayý düþürüp, fiyatlarý yükseltebilirler, tam iþler düzelirken bir sýkýntý çýkarabilirler. Yine de Allah yokluklarýný vermesin bunlarýn, harpte darpta lazým olurlar, ama pek de öyle anlamadýklarý dünya iþlerine bulaþmasalar iyi olur. Kelin-körün ölünce sýrma saçlý, badem gözlü olduðu bu dünyada, dava adamlarý da ölünce kahraman olurlar. Herkes birden, ne kadar büyük bir insanýn geçip gittiðinin farkýna varýverir. Bütün gazeteler ondan bahsederler, yaþadýðý sürece hakkýnda tek satýr olumlu bir þey yazmadýklarý dava adamýnýn faziletlerinden söz ederler. Onu yarý yolda býrakanlar, satanlar ortak hatýralarýný anlatarak aslýnda kendilerinin de ne büyük bir dava adamý olduklarýný hatýrlarlar ve hatýrlatýrlar. Eski dostlarýn harekete geçtiðini gören eski düþmanlar da boþ durmazlar. En azýndan bir, "yiðit düþmandý, yaþadýðý sürece boyun eðmedi, dünya nimetlerine iltifat etmedi" demeyi ihmal etmezler. Çünkü ölüm öyle sihirli bir gerçektir ki riyayý ve düþmanlýðý siler ve bir anlýk bile olsa hakikatin ýþýðýný parlatýr. Ancak bu ýþýðý bile göremeyecek körleri de unutmamak lâzým. Onlar içlerindeki pisliði cehenneme kadar taþýmaya mahkumdurlar. Tarihe mal olmuþ bu dava Davanýn kendi davasý, dava adamlarýnýn da kendi evlatlarý olduðunu çok iyi bilen, ama nedense hep ekmek davasýnýn koþuþturmasý içinde en basit hakikatler karþýsýnda bile sessiz ve ilgisiz görünen insanlar, bizim insanlarýmýz da dava adamlarýna hep son bir jest yapmaktan, aslýnda biz seni çok severdik demekten öte bir þey yapmazlar. Düzeltelim, bir þey daha yaparlar, kahramanlarýný bir anýt mezarda, soðuk bir taþ surette, ancak bir hayali temsil eden hapsedilmiþ gölgelerde hatýra olarak veya kayýp mekanlarda ad olarak tarihe taþýrlar o kadar. adamýnýn ardýndan "son baþbuð", belki de dolaylý olarak, "son dava adamý" öldü diyenler ne demek istediler acaba? 1917'de Lefkoþe'de, bugün tezgâha konulmuþ bir yurt köþesinde, dünyaya gelmiþ ve çileli bir davanýn peþinde seksen yýllýk bir ömrü vakfetmiþ bir dava adamý, 4 Nisan 1997'de bir hastane odasýnda bu dünyadan göçünce, bu millet bir dava adamýný kaybettiðini anladý, sadece millet mi, hayýr herkes. Böylece bir dava adamýna iliþkin mutat olanlar bir kez daha yaþandý. Ancak tarihe mal olmuþ bu dava adamýnýn ardýndan "son baþbuð", belki de dolaylý olarak, "son dava adamý" öldü diyenler ne demek istediler acaba? Ülkü Ocaklarý ( 13 )

KIBRIS ve ENERJÝ SAVAÞLARI ÜZERÝNDEN TÜRKEÞ Ý ANMAK ve DENKTAÞ A DESTEÐÝN BÝR YOLUNU BULMAK Prof.Dr. Recep Kök 4 Nisan 1997, Mehmet Akif'in deyimiyle Asým'ýn neslinden gelen Çanakkale'de mayalanan ve Dokuz Eylül de Ýzmir' de tarihe mal olan (Birinci Dünya Savaþý: 1915-1918, Milli Kurtuluþ Savaþýmýz 1919-1922) Kuvayý Milliye Ruhu'yla yoðrulmuþ kurmay insan, Baþbuð Türkeþ'in (1917, Kýbrýs- Lefkoþe doðumlu) ebediyete intikal ettiði gündür. Bu baðlamda, tarih penceresinden tarih þuuru ile coðrafya'ya bakabilen milletler, büyük deha ve stratejistleri ile yükselirler. Onlarý takip eden nesillerin içselleþtirebildiði bu tür bir anlayýþlar da, o milletin yaþama felsefesine þekil verir. Tayin edilen milli hedefler perspektifinden deðiþen dünya þartlarýna, hangi ölçüde bakýlabiliyor ve yorumlanýyorsa, baðýmsýzlýk ve milli birlik o ölçüde korunmuþ olur. Nitekim, Türkeþ, "Dýþ Politikamýz ve Kýbrýs,1974" adlý eserinde tarihi bir ize dikkat çeker ve Anadolu'ya geçmeye hazýrlanan Mustafa Kemal'le konuþan bir gazetecinin diyaloguna yer verir: Gazeteci: "Devlet maðlup, ordu daðýlmýþ, para yok, Anadolu halký bitmiþ ve yorgun, sen neden bahsediyorsun" der. Atatürk þu cevabý verir: "Misak-ý milli hudutlarý içinde baðýmsýz, þerefli bir Türk devleti'nden (hayalini yansýtýr)." Gazeteciye göre bu nasýl olacaktýr? Hayaldir. Amma o günkü bu güzel ve nazlý hayal, ona gönül verenlerin azmi, can fedasý ve iradesi sayesinde bugün bir hakikattir. Bu hakikate sahip çýkmak, korumak ve kollamak kadar, Türk insanýný uygarlýk düzeyinin üzerine çýkarmak için insanlýk adýna güzel hayaller kurmak ta, emaneti alan nesillerin sorumluluk ve ödev ahlakýnýn bir parçasýdýr. Türkeþ 'e göre, Osman Gazi, Osmanlý Beyliðinin baþýna geçtiðinde Ýstanbul'u, Rumeli'yi, Suriye'yi, ( 14 ) Ülkü Ocaklarý Irak'ý düþündüðü zaman bunlar da onun kafasýnda bir hayaldi. Ancak, 600 yýllýk Osmanlý Ýmparatorluðu bu hayalle yaratýlmýþ ve uygarlýk tarihine hediye edilmiþtir. Uygarlýklar, büyük hareketler insanlarýn daima daha çok þeyler elde etmek arzusundan ve iradesinden doðar diyen Türkeþ'e göre, Kýbrýs mes'elesinin de önemi çok büyüktür. Bu mes'elenin ciddi ihtilaflara konu olmasýndan endiþe duymakla birlikte Kýbrýs Türkiye'nin hem prestiji hem de güvenliði açýsýndan milli bir davadýr. Ada da yaþayan iki yüz bin Türk'ün varolma mücadelesi ve insanca yaþama hakký bugün bile teminat altýna alýnamamýþken, otuz yýl önce Türkiye-Kýbrýs mes'elesi mi, yoksa Türkiye- Yunanistan mes'elesi mi sorgulamasýný yapan Türkeþ, bu bir politika taktiði konusudur der ve Kýbrýs sorununa elveriþli bir çözüm bulmanýn yolunu þu þekilde belirtir: "Türkiye'nin barýþ durumundan ayrýlmaksýzýn Kýbrýs'ta Yunanistan'ýn yaptýðý usul ve yol ile mutlaka fiili bir durum yaratmasý icabeder" ve ardýndan planlý bir propaganda ve diplomatik faaliyete giriþmesini zaruret sayar. Hatta, Türkiye'nin gelecekteki evlatlarýnýn bunu bir an için akýldan çýkarmamasýný öðütler. Çünkü, Türk Trakya'sý ve Anadolu'nun uzantýsý olan Kýbrýs, dün Avrupa, Afrika için olduðu kadar bugünde ABD'nin Büyük Ortadoðu Projesinden Avrasya'ya uzanan tek kutuplu yeni dünya ideali için kilit bir kapýdýr. Bilindiði gibi Ada 1571 yýlýnda Türklerin idaresine geçmiþtir. 1878 Osmanlý- Rus Harbi neticesinde, müsaademizle (Osmanlý nýn yakýn bir üstten yardým almasý için) geçici olarak Ýngiliz'- lerin iþgaline fýrsat verilmiþtir. Sonrasýnda adým adým Enosis'e (Yunan Birliði) giden süreç

baþlamýþtýr. 1960 yýlýnda imzalanan Londra ve Zürich anlaþmalarýyla "garantör devlet" sýfatýný kazanan Türkiye Cumhuriyeti, ancak, 20 Temmuz 1974 Kýbrýs Harekatý (Yunanistan'ýn yaratmak istediði fiili durum karþýsýnda) ile yaratýlmak istenene fiili bir duruma el koyma fýrsatýný bulmuþtur. Ardýndan gelen Kuzey Kýbrýs Cumhuriyeti, Mücahit Cumhurbaþkaný Rauf Denktaþ'ýn diplomatik dehasýyla bu günlere gelmiþtir. Ancak, þu günlerde Annan Planý karþýsýnda yalnýzlýk duygusuna itilen Sayýn Denktaþ, umudunu sine-i millette baðlamýþtýr. Þimdi de, Kýbrýs Adasý'nýn neden enerji savaþlarýnýn merkezini ve kilit kapýsýný oluþturduðunu stratejik bulgulardan hareketle deðerlendirelim: Sanayi Devrimi'nin arkasýndan (XIX. Yyýl) Batý Avrupa, sömürgecilik döneminin bitimine kadar enerji kaynaklarýný kontrol etmiþtir. 1950 li yýllarda enerji tüketimi oldukça büyük bir týrmanýþ gösterince, bugünkü Avrupa Birliðinin çekirdeðini oluþturan Avrupa Kömür Çelik Topluluðu'nu (AKÇT) kurmuþ, 1973-1974 petrol þokuyla da petrol baðýmlýlýðýnýn farkýna varýnca, ABD ile olan rekabeti yeni bir boyut kazanmýþtýr. Topluluk öncelikle "Yeni Enerji Politikasý" adý altýnda bir stratejiyi 1986 yýlýna kadar izlemiþtir. Bu stratejinin bir parçasý olarak Kuzey Denizi'nde ve "güvenli bölgelerde" petrol ve gaz çýkarmaya yönelik þirketleþme sürecine destek vermiþtir. Nükleer enerjiden elektrik elde etme fikrini uygulamaya koymuþtur. Öte yandan 1990 lý yýllarda, eneji koridorlarýna iliþkin petrol arz güvenliðini saðlamak ve Avrupalý þirketlerin rekabet gücünü yükseltmek amacýyla bir çok programý hayata geçirmiþlerdir. 2000 li yýllara gelindiðinde AB, "Avrupa Enerji Arzý Stratejisine Doðru Yeþil Kitap"ý yayýnlayarak acil politikasýný devreye sokmuþ ve eylem programýný baþlatmýþtýr. Bu politikanýn esasý, 2030 yýlýna gelindiðinde petrol baðýmlýlýðýnýn %50 lerden % 70 lere çýkacaðý öngörüsüne dayanmakta ve enerji etkinliðinin artýrýlmasý ve alternatif ulaþtýrma yollarýnýn teminat altýna alýnmasý þeklinde açýklanmaktadýr. SSCB nin daðýlmasýyla birlikte 1994 yýlýnda AB, Türkiye'yi de içine alan elli ülkeyle (ABD, Kanada, Meksika ve Yeni Zelanda hariç) Lizbon'da enerji þartýný imzalamýþtýr. Dolayýsýyla AB enerji þartý, doðu-batý koridorunda stratejik bir rol oynamak isteyen Türkiye'nin önemini artýrmýþtýr. Çünkü, Türkiye, Dünya petrol ve doðal gaz rezervlerinin yaklaþýk %70 ine sahip olan Orta Doðu ve Orta Asya ile Avrupa arasýnda coðrafi bir köprüdür. Türkiye açýsýndan tamamlanmýþ olanlarýn yaný sýra bir çok proje (Bakü-Tiflis-Ceyhan HPBH, Irak- Türkiye HPBH, Ceyhan-Kýrýkkkale HPBH, Batman-Dörtyol HPBH, Ceyhan -Samsun HPBH, Musul-Hayfa Boru Hattý, Rusya Fedarasyonu- Karadeniz-Türkiye DGBH'Mavi Akým', Türkiye- Yunanistan DGBH, Rusya Fedarasyonu-Avrupa- Türkiye DGBH, Türkmenistan-Türkiy-Avrupa DGBH, Ýran-Türkiye DGBH,Mýsýr-Türkiye DGBh, Rusya-Türkiye-Ýsrail DGBH ve GAP projeleri vb.) tamamlanýp, uluslar arasý ham petrol boru hatlarý ile doðal gaz boru hatlarý ve enerji terminalleri tam kapasiteyle çalýþýr hale geldiðinde stratejik önem daha da belirginleþecektir. Burada, Avrupa - ABD rekabeti açýsýndan yukarýda belirtilen enerji rezervlerinin uluslar arasý pazarlara aktarýlmasý ve aslan payýnýn alýnmasý adýna yürütülen stratejiyi de kýsaca hatýrlayalým: ABD kongresinden 1999 yýlýnda geçen "Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi" ve "Ýpek Yolu Stratejisi Yasasý" olarak bilinen Orta Asya ve Kafkasya'ya yönelik politika iyi deðerlendirildiðinde görülecektir ki, Türkiye'nin stratejik konumu daha da anlamlý olmaktadýr. Ancak, ABD ile AB arasýnda sýkýþan bir konuma düþürülmek istenen Türkiye üzerindeki oynanan oyunun derinliðini son 35 yýl içindeki siyasal çalkantýlardan tahmin etmek gerekir. Nitekim, baþta PKK olmak üzere, kökten dinci tarikat ve irticai faaliyetlerle grupçuklar oluþturan ve etnisite'ye dayalý yapýlandýrmalarla bölücülüðü verilen iki yanlý (AB ve ABD) destekleri anlamak ve Annan Planýný Ülkü Ocaklarý ( 15 )

da içine alan bütün baskýlarý ve olaylarý tarih þuuruyla yeniden ve yeniden deðerlendirmek gerekmektedir. Sonuç olarak, yukarýdaki enerji savaþlarý üzerine kurulmuþ senaryolara birlikte tarihten gelen bir miras olarak devamýnda ýsrar edilen Avrupa zihniyetindeki ezeli Avrupa - Türk rekabeti bilinmektedir.bununla birlikte yaþlý kýtada sýkýþan Avrupa(AB) üretim gücünü devam ettirebilmek için tarihte görülmemiþ bir düzeyde Türkiye'ye muhtaç görünmekte ve Türkiye'yi AB'ne almak zorunda kalacaðýný da bilmektedir. O halde AB, neden Türkiye'nin Kýbrýs Ada'sýyla birlikte eþ anlý olarak üye olmasýný engellemekte ve Sevr'e giden dayatmalarý anýmsatan kriterler ortaya koymaktadýr.baþka bir ifadeyle Rum-Yunan yönlendirmeli iddialarý ileri sürerek Denktaþ'ýn olmazsa olmazlarýna karþý ortak bir direnç geliþtirmektedir. Amaç açýktýr: Bu coðrafyada bu ölçekteki dinamik bir nüfus ve büyüyen bir ekonomi, sürdürülebilir bir kalkýnmaya dönüþtüðünde, topluluk içinde strateji baskýn Almanya ve Fransa'nýn yeri muhtemelen sarsýlacaktýr. Çünkü, Türkiye de Avrupa karar organlarýnda etkin bir politika belirleyicisi olacaktýr. Hatta, muhtemeldir ki, ABD yönlendirmeli Ýngiltere- Türkiye Bloku ortaya çýkarsa, Topluluk daðýlabilecek ve stratejik kuruluþ amacýný bir türlü gerçekleþtiremeyecektir. Bu, hem AB hem de tek kutuplu dünya düzeninin sahibi olmak isteyen ABD açýsýndan kabul edilebilir bir durum deðildir. Çünkü, stratejik ortaklýk sözden öte fiile dönüþmüþ olacaktýr. Bu nedenle Türkiye'ye, Kýbrýs'tan baþlayarak mutlaka mevzii kaybettirilmeli, tarih þuurundan uzaklaþtýrýlarak küçültülmeli, Dünya da yalnýzlaþtýrýlmalý ve mümkün olduðu kadar da çýplaklaþtýrýlmalýdýr ki, tarihin yönü tam deðiþmiþ olsun. Bu þartlarda Türkiye ne yapmalýdýr sorusu daha da önem kazanmaktadýr: Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetleri, kurum ve kuruluþlarý aracýlýðýyla her koþula dayalý stratejisini belirleme ve izleme gücüne sahiptir. Bu millet, pazarlýk gücünü zaafa uðratacak hiç bir hatayý affetmeyecek kadar da büyüktür. Ancak, Büyük Atatürk'ün tarifiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halk, Türk milleti olduðuna göre O'nu temsilen; Erzurum dan Nene Hatun, Gazi Antep'ten Þahin Bey, Kahraman Maraþ'tan Sütçü Ýmam, Ýzmir'den Hasan Tahsin adýna Kýbrýs halkýna verilmesi gereken bir morali esirgememek için, Sayýn Denktaþ'a destek olmak için 19 Nisan 2004 (20 Nisan 2004 de yapýlacak olan referandum öncesinde) günü Mersin Taþucu'nda buluþmak ödev olmalý ve bu organizasyonunu gerçekleþtirecek sivil toplum kuruluþlarý þimdiden harekete geçmelidir. Nazým Hikmet'in diliyle Taþucu'ndan yükselen ses Sarýþýn bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktý. Yürüdü uçurumun baþýna kadar, eðildi, durdu. Býraksalar ince, uzun bacaklarý üstünde yaylanarak ve karanlýkta akan bir yýldýz gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovasý'na atlýyacaktý. dercesine Kýbrýs Halkýna duyurulmalý ve Türk Milleti'nin derin hassasiyet ve hissiyatýný paylaþmanýn bir yolu bulunmalýdýr.. ( 16 ) Ülkü Ocaklarý

KIBRIS niçin önemli? Yýldýrým Koç 1957 yýlýydý. Samsun'un Çarþamba ilçesinde oturuyorduk. Kýbrýs olaylarýnýn kamuoyuna ilk yansýdýðý yýllardý. Mahallede diðer çocuklarla "ya taksim, ya ölüm" diye baðýrýrdýk. 1958 yýlýnda Amasya'ya taþýndýk. Amasya'nýn içinden geçen Yeþilýrmak'ýn yanýbaþýnda yükselen daðda 4 bin yýl öncenin büyük kral mezarlarý vardýr. Kral mezarlarýnýn birinin altýna, Amasya'nýn her tarafýndan okunacak biçimde, "Kýbrýs Türktür" yazýlmýþtý. 1963-64 yýllarýnda Rumlar Kýbrýs Türkleri'ne saldýrdý. Türkiye müdahale etmeye kalktýðýnda, karþýsýnda Amerika'yý buldu. ABD Baþkaný Johnson, Türkiye'ye yazdýðý mektupta, Türkiye'ye verdikleri silahlarýn Kýbrýs'ta kullanýlamayacaðýný hatýrlattý. Ayrýca, Kýbrýs nedeniyle Türkiye ile Sovyetler Birliði arasýnda bir sorun çýkarsa, NATO'nun Türkiye'yi korumayacaðýný bildirdi. Türkiye ilk kez, ABD'ye güvenilemeyeceðini açýk bir biçimde yaþadý. 1967 yýlýnda Rumlar yeniden saldýrdý. Kýbrýs Türkleri, büyük acýlar yaþadý. 1974 yýlýnda ise Sampson Darbesi sonrasýnda, Türkiye uluslararasý antlaþmalardan kaynaklanan haklarýný kullanarak, Ada'daki katliamý önledi ve Kýbrýs'ta sorunlar çözüldü. Ancak ardýndan 1974-1978 döneminde ABD'nin silah ambargosunu yaþadýk. Bir musibet bin nasihattan iyidir. Türkiye'de baðýmsýzlýk duygusunun güçlenmesinde bu olaylar önemli katkýlarda bulundu. 1964 yýlýnda ABD'nin þamarý geldiðinde paraþütçümüz de, çýkarma gemimiz de, NATO dýþýnda ordumuz da yoktu. Savunma sanayiimiz, ABD'den yardým adý altýnda verilen silah fazlalarý nedeniyle çok gerilemiþti. Hayat zorlayýnca bu eksiklikler giderildi. "Millet yapar" kampanyalarý açýldý. Çýkarma gemilerimizi de yaptýk, baðýmsýz savunma sanayiimizi de geliþtirmeye baþladýk. NATO dýþýndaki Ege Ordusu da bu süreçte kuruldu. Benim kuþaðým Kýbrýs'la büyüdü. ABD'nin nasýl emperyalist bir ülke olduðunu somut olarak Kýbrýs olaylarýnda gördük. Amerikan emperyalizmine karþý bir tavrýn geliþmesinde o yýllarda Kýbrýs sorunu önemli bir rol oynadý. Kýbrýs'ýn önemi, jeostratejik konumundan kaynaklanýyor. Silah teknolojisi ne kadar geliþirse geliþsin, savaþýn sonucunu kara birlikleri belirliyor. Kara birliklerini destekleyecek kaynaklarýn da güvenilir yerlerde ve operasyon bölgesine yakýn olmasý gerekiyor. Emperyalizm bu nedenle üslere ihtiyaç duyar. Roma Ýmparatorluðu'nun üsleri vardý. Ýngiliz emperyalizmi, sömürge sistemini üslerle sürdürüyordu. Amerikan emperyalizmi, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda 100 ülkede 2000 askeri üsse sahipti. ABD üslerinin sayýsý Vietnam Savaþý sonrasýnda azaldý. Ancak 11 Eylül 2001 sonrasýnda bu üslerin sayýsý ve coðrafi daðýlýmý yeniden artmaya baþladý. 11 Eylül 2001 sonrasýnda ABD'nin yeni üs Ülkü Ocaklarý ( 17 )

kurduðu ülkeler, Afganistan, Pakistan, Kýrgýzistan, Özbekistan, Tacikistan, Kuveyt, Katar ve Bulgaristan'dýr. Gürcistan'da 2003 yýlýnda gerçekleþtirilen ABD destekli darbe sonrasýnda bu ülkede de üsler gündemdedir. Azerbaycan'da da benzer geliþmeler söz konusudur. Kýbrýs'ýn jeostratejik önemi, Haçlý Seferleri döneminde bile biliniyordu. Doðu Akdeniz'deki bu ada, günümüzde sabit bir uçak gemisi ve lojistik destek üssüdür. Kýbrýs'a hakim olan, önemi her geçen gün daha da artan Ortadoðu'da ve hatta Hazer Havzasý'nda önemli bir stratejik üstünlük elde eder. Bugün Kýbrýs konusunda sürmekte olan kavga, emperyalizmin bölgede etkisini artýrma ve hakimiyet kurma çabasýnýn sonucudur. Ortadoðu ve Hazer Havzasý niçin önemli? Dünyanýn kanýtlanmýþ petrol rezervlerinin yüzde 66'sý Körfez bölgesinde, yüzde 70'inden fazlasý ise Ortadoðu'da. Dünyanýn doðal gaz rezervinin yüzde 35'i de Körfez bölgesinde. Ortadoðu, büyük rezervlere sahip olmanýn ötesinde, petrolün ve doðal gazýn en kolay ve ucuza temin edilebildiði bölge olma açýsýndan da önemli. Bu bölgenin dünya petrol ve doðal gaz üretimi açýsýndan aðýrlýðý önümüzdeki yýllarda daha da artacak. Yapýlan tahminlere göre, 2020 yýlýna gelindiðinde, Körfez bölgesinin dünya petrol ihracatýndaki payý yüzde 60'a yükselecek. Hazer Havzasý da petrol ve doðal gaz kaynaklarý açýsýndan zengin. Emperyalizm, silahlý gücünü kullanarak doðal kaynaklara el koyar. Bunu en açýk biçimde, "kitle imha silahlarýný yok edip demokrasi götüreceðiz" yalanlarýyla ABD'nin Irak'a saldýrýsýnda yaþadýk. Petrole ve doðal gaza hakim olan, dünya rekabetinde önemli bir gücü ve üstünlüðü ele geçirmiþ demektir. ABD, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda Ortadoðu'da etkinlik kurma giriþimlerini yoðunlaþtýrdý. Ýran'da 1950'li yýllarýn baþýnda iktidara gelen Musaddýk, petrolü devletleþtirmeye kalkýnca, CIA güdümlü bir operasyonla devrildi. Ýran, bu tarihten sonra, ABD'nin bölgedeki en büyük "müttefiki" (daha doðrusu "taþeronu") oldu. Ýran varken, ABD'nin Kýbrýs'a çok fazla ihtiyacý yoktu. Ancak 1978 ve 1979 yýllarýnda bölgedeki dengeler altüst oldu. Afganistan'da 1978 yýlý Nisan ayýnda gerçekleþtirilen bir darbeyle komünistler iktidara geldi. Sovyetler Birliði 1979 yýlý Aralýk ayýnda Afganistan'ý iþgal ederek, Ortadoðu üzerinde etkinliðini artýrdý. Ýran'da ise 1978 yýlýnda Rýza Þah Pehlevi aleyhindeki gösteriler yaygýnlaþtý. Rýza Þah Pehlevi 16 Ocak 1979 günü Ýran'ý terketti. Humeyniciler Ýran'da ABD aleyhtarý bir rejim kurdular. 4 Kasým 1979 günü Tahran'daki ABD Büyükelçiliði Ýranlýlar tarafýndan iþgal edildi ve diplomatlar rehin alýndý. ABD silahlý kuvvetlerinin 1980 yýlý Nisan ayýnda rehineleri kurtarma operasyonu fiyaskoyla sonuçlandý. ABD, Afganistan'da ve Ýran'da jeostratejik bir darbe yedikten sonra, Türkiye'deki üslerini etkili bir biçimde kullanmaya çalýþtý. Ancak burada da bazý sorunlar vardý. Türkiye ile ABD arasýnda Savunma ve Ekonomik Ýþbirliði Anlaþmasýna iliþkin görüþmeler 1979 yýlý kýþýnda baþladý; ancak sonuç alýnamadý. Anlaþma, Demirel Hükümeti döneminde, 29 Mart 1980 günü imzalandýysa da, TBMM tarafýndan onaylanmadýðýndan yürürlüðe giremedi. Onay, ancak 12 Eylül'den sonra, 18 Kasým 1980 tarihinde, bir Bakanlar Kurulu kararýyla gerçekleþti. Türkiye - ABD iliþkileri 1990-91 yýllarýna kadar sorunsuz geliþti. Ancak, Türkiye, 1991 Körfez Krizi'nde baðýmsýz bir politika izleyip, ABD emperyalizminin taþeronluðunu kabul etmeyince, hem Kýbrýs'ýn ABD açýsýndan önemi daha da arttý, hem de ABD'nin PKK'ya verdiði destek aðýrlýk kazandý. ABD, Filistin-Ýsrail çatýþmalarýnda Ýsrail'in yanýnda açýkça yer aldýkça Ortadoðu'da daha büyük sorunlarla karþýlaþmaya baþladý. Bu koþullarda, ABD, bölgede hakimiyetini artýrmak amacýyla, Ermenistan - Kürdistan - Ýsrail üçgenini kurmaya ve Kýbrýs'ta etkisini artýrmaya çalýþtý. Kýbrýs'taki Ýngiliz üslerinin varlýðýný sürdürmesi, bu açýdan önem kazandý. ABD Devlet Baþkaný Carter, 1980 yýlý Ocak ayýnda yaptýðý açýklamada, Ortadoðu'da herhangi bir ülkenin denetim saðlama çabalarýnýn ABD'nin ulusal çýkarlarýyla temelden çeliþeceðini ve ABD'nin böyle bir tavrý "savaþ nedeni" sayacaðýný ifade etti. Bu açýklamadan iki ay sonra da, Ortadoðu bölgesinde gereken müdahaleleri yapmak amacýyla özel bir askeri komutanlýk kuruldu ("Rapid Deployment Joint Task Force"). Bu yapý, 1983 yýlýnda CENTCOM (Merkezi Komutanlýk) olarak deðiþtirildi. CENTCOM adý verilen askeri ( 18 ) Ülkü Ocaklarý

komutanlýk, günümüzde, Kazakistan, Özbekistan, Kýrgýzistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Afganistan'dan, Sudan, Etiopya, Somali ve Kenya'ya kadar uzanan ve 25 ülkeyi ve 428 milyon insaný kapsayan bir bölgeyi görev alaný olarak kabul etmektedir. Günümüzde tartýþýlan Büyük Ortadoðu Projesi, bu askeri birlik tarafýndan uygulanacaktýr. ABD'deki önemli bir askeri dergide 1995 yýlýnda yayýnlanan bir haritada, CENTCOM ana üslerinin bulunduðu Norfolk'tan (ABD), Körfez'e uçakla 24 saatte, gemiyle Cebelitarýk üzerinden 20 günde ve Ümit Burnu üzerinden ise 26 günde gidilebildiði belirtilmektedir. ABD istihbarat örgütleriyle baðlantýlý RAND'ýn 2000 yýlýnda yayýnlanan bir kitabýnda yer alan bir haritada ise, Ýncirlik üssü temel alýnmakta ve 1000 millik bir yarýçaplý daire ile, Ortadoðu ve Hazer Havzasý'nýn kontrol edilebildiði gösterilmektedir. Ýncirlik için geçerli olan daire, Kýbrýs için de geçerlidir. Bu nedenle, ABD emperyalizmi açýsýndan Kýbrýs'ýn önemi son 12-13 yýllýk dönemde daha da artmýþtýr. Kýbrýs, Avrupa Birliði emperyalizmi için de büyük önem taþýmaktadýr. ABD-Avrupa iliþkileri 1960'lý yýllarda gerginleþmeye baþladý; ancak 1991 yýlýnda Sovyetler Birliði'nin çökmesinin ardýndan bu gerginlik yeni boyutlara sýçradý. Avrupa Birliði, enerji ihtiyacýnýn önemli bölümünü karþýladýðý Ortadoðu Bölgesinde etkili olma çabasýna girdi. Bu amaçla, Araplara hoþ gözükebilmek ve bölgede gücünü artýrabilmek çabasýyla, Filistin-Ýsrail anlaþmazlýðýnda Filistin yanlýsý bir görünüm sergiledi. Avrupa Birliði emperyalizmi, ayný amaçla, Avrupa'dan çok uzakta olmasýna karþýn, Kýbrýs Rum Kesimi ile iliþkilerini geliþtirdi ve onlarý üyeliðe almaya çalýþtý. Bu politika, Rumlarýn ve Yunanlýlarýn enosis politikasýyla da çakýþtýðýndan, bir zorluk çýkmadan uygulamaya sokuldu. Avrupa Birliði, uluslararasý hukuku çiðneyerek, Kýbrýs adasýnýn tümü adýna üyelik görüþmelerine baþladý ve Kýbrýs Rum Kesiminin katýlýmýný kabul etti. Ancak Türkiye'nin 2002 yýlý sonuna kadarki kararlý tavrý, bu süreci engelledi. Türkiye'de emperyalist güçlerce 2000-2002 döneminde yaratýlan ekonomik ve ardýndan siyasi krizlerin ardýndan, emperyalizmin Kýbrýs'a hakim olma çabalarý günümüzde giderek yoðunlaþtý. Türkiye, Rumlarýn eline geçecek bir Kýbrýs nedeniyle önemli sorunlar yaþayacaktýr. 12 Ada'nýn 1947 yýlýnda emperyalist güçlerce Yunanistan'a verilmesi sonrasýnda, Türkiye'nin Batý'sýnda, uluslararasý antlaþmalar ihlal edilerek silahlandýrýlmýþ Yunan adalarý ortaya çýkmýþtýr. Güney Kýbrýs'ta da yoðun bir silahlanma yaþanmaktadýr. Kýbrýs'ta Rum ve Yunan hakimiyeti, Türkiye'nin güvenliði açýsýndan çok ciddi sakýncalar doðurmaktadýr. Ayrýca, Bakü- Ceyhan Boru Hattý'nýn tamamlanmasý ve GAP'ýn geliþtirilmesi sonrasýnda Kýbrýs'ýn önemi daha da artacaktýr. Türkiye, son derece haklý olduðu Kýbrýs davasýnda geri adým atarsa, Ege Sorunu'nda, sözde Ermeni soykýrýmý iddialarýnda, Fener Rum Patrik-hanesinin ekümeniklik iddialarýnda, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açýlmasý talebinde, Türkiye'de etnik kökenin öne çýkarýlarak Türkiye'nin Yugoslavyalaþtýrýlmasý baskýlarý karþýsýnda direnme gücünü tamamiyle yitirecektir; Türkiye'de Sevr'in hortlatýlmasý süreci baþlayacaktýr. Türkiye, bölgesel bir güç olacaksa, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin devamý ve hatta (daha önce Türkiye ve Kuzey Kýbrýs Cumhurbaþkanlarýnýn yaptýklarý ortak açýklamalar doðrultusunda) bütünleþmeleri gereklidir. Bugün Kýbrýs'ta Ýstiklal Harbi'nin Sakarya Savaþý verilmektedir. Ya son derece haklý olduðumuz bir konuda direneceðiz ve baðýmsýzlýðýmýzý güçlendireceðiz; ya da emperyalist güçlere ve ülkemizdeki iþbirlikçilerine yenileceðiz ve çok daha sýkýntýl bir sürece gireceðiz. Kýbrýs'ta emperyalist saldýrýya karþý direnme, Türkiye'nin bütünlüðünü ve baðýmsýzlýðýný savunmanýn önþartýdýr. Kýbrýs konusunda takýnýlan tavýr, kiþinin veya kuruluþun, milliciliðinin ve anti-emperyalistliðinin veya gayrimilliciliðinin ve emperyalistlerin iþbirlikçisi olmasýnýn en açýk göstergesidir. Ülkü Ocaklarý ( 19 )

Biz Bayraðýn Topraða Düþmediði Yerden, ANADOLU DAN Geliyoruz; Eller Ýstiyor Diye Vaz mý Geçeceðiz..! Özgür Bayraktar Bizim için milli bir dava haline gelmiþ Kýbrýs'ta bize yapýlanlarý "Tarihten ders çýkarmadýðýmýz sürece tekrar yaþamaya mahkum oluruz" sözünü unutup ayný acýlarý bize tekrar yaþatmaya çalýþanlara hatýrlatmak istiyorum. Bilgeliðin zirvesi bugünde yaþamak, geleceði planlamak, ve geçmiþten kar saðlamaktýr. 21 Aralýk'ta Kýbrýs'ta yaþayan Türklere yapýlan saldýrýlar, Kanlý Noel, Küçük Kaymaklý Katliamý birer masal deðil hepsi gerçektir. Gerçek! Üzerinden 40 yýl geçtiði için bazýlarýnýn hafýzalarý zayýflamýþ olabilir yada hatýrlamak iþlerine gelmeyebilir. Doktor Nihat Ýlhan'ýn eþi ile iki çocuðunu saklandýklarý banyo küveti içinde makineli tüfeklerle kurþunlandýðý, 1972'de Geçitkale'de 80 yaþýndaki Hüseyin Kamadan ve 70 yaþýndaki karýsýnýn hasta yataklarýnda kurþunlarla delik deþik edildiði, ayný köyde teslim olan Türklerin kurþuna dizildiði ve yakýldýðý nasýl unutulabilir? 21 Aralýk 1963'teki saldýrýlardan 1965'e kadar geçen dönemde Rum saldýrýlarý ve tehditlerinden dolayý Kýbrýslý Türk millet vekilleri meclise giremediler ve Kýbrýslý Türkleri temsil edemediler. Bununla birlikte 23 Kasým 1963'te hukuki bir kýlýfla da olsa anayasayý ilga etmeye çalýþan Makarios olmadý mý? Þimdi bazýlarý diyor ki; "Bunlar geçmiþte yaþandý bitti. Unutuldu gitti. Artýk biz bu psikolojiden kurtulup geleceðe bakalým." Pekiyi bakalým, çok deðil dokuz yýl öncesi Bosna'da yaþananlarý düþünelim. Avrupa'nýn ortasýnda tam üç yýl süren Bosna faciasýnda 250,000 sivil hunharca katledildi. Soralým zayýf hafýzalý insanlara ve týpký mütareke dönemindeki Ýstanbul basýnýný andýran taraflý basýnýmýza. Bosna'da sýk sýk þahit olduðumuz sivillerin toplu mezarlara gömülmesi dehþetini Kýbrýs'ta daha önce yaþadýk bir daha mý yaþayalým? Türk milliyetçileri olarak varoluþumuzu anlam- ( 20 ) Ülkü Ocaklarý