TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE XVI. YÜZYILDA KÜTAHYA DAKİ TİCARET MAHALLERİ Mustafa KARAZEYBEK

Benzer belgeler
BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ELBİSTAN ALAUDDEVLE BEY CAMİİ (CAMİİ KEBİR, ULU CAMİ)

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Osmanlı nın ilk hastanesi:

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ÖRNEKLER. Nazife KURTMAN

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Muhteşem Pullu

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

Sunuş. Kayseri Kültür Yolu Gezi Rehberi

ÜNİTE İSLAM SANAT TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ERKEN OSMANLI DÖNEMİ MİMARİSİ

KSÜ. İlahiyat Fakültesi Dergisi 6 (2005) s Elbistan da Günümüze Gelmeyen Türk Mimarî Eserleri Prof. Dr. Mehmet ÖZKARCI

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler

Mimar Sinan'ın Eserleri

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

ORYANTİRİNG KOMİSYONU Cem EKİZTAŞ Ahmet Yakupoğlu Güzel Sanatlar Lisesi, Görsel Sanatlar Öğretmeni. Ercan ŞİRİN Kütahya Gençlik Merkezi Müdürü

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

YÜZYILLARDA SİVAS ŞEHİR HAYATI. Adnan GÜRBÜZ

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

SELANİK HAMAMLARI BAKİ SARISAKAL

Beylikler,14.yy. başı BEYLİKLER DÖNEMİ

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ Yayın No: e mail: webadmin@aku.edu.tr. AFYONKARAHİSAR KÜTÜĞÜ CtLT I

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Ortadoğu ve Balkanlar üzerindeki hâkimiyetini sağladıktan sonra Osmanlı Devleti, İstanbul

TÜRK-İSLAM DEVRİ YAPILARINDA ESKİ ESER KAÇAKÇILIĞI TAHRİBATI, NEDENLERİ VE ÇARELER

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

KOSOVA DEVLET ARŞİVİNDE VAR OLAN VAKFİYELER

UŞAK'DA BIR KÖPRÜ KITABESI ÇANLı KÖPRÜ (H M. 1255)

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

İstanbul un 100 Hamamı

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

MİMAR SİNAN. Hazırlayan : Doç. Dr. Yavuz Unat. Mimar Sinan

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

Türkiye Tarihi Ders Notları

Volume I (2015) Lokman TAY. Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Vakıf Kültür Varlıklarının Restorasyonu

İSTANBUL, BEYOĞLU, KASIMPAŞA. KLÂSİK DÖNEM OSMANLI MİMARİSİNİN BİR ÖRNEĞİ OLARAK PİYALE PAŞA CAMİİ ve BOSTANI

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

TARİH BOYUNCA ANADOLU

SANAT TARİHİ NOTLARI OSMANLI MİMARİSİ-CAMİLER

Bu makalede Osmanlı döneminde Tarsus ta kurulan vakıflar ile bunların genel

MİMARLIK BİLGİSİ DERSİ OSMANLI DÖNEMİ MİMARLIĞI

VAKIFLAR İÇİN FİNANS KAYNAĞI OLARAK İCÂRETEYN. Doç. Dr. Süleyman Kaya

Tekcan, A. R. (2012). Anadolu Selçuklu Devleti merkezi şehirlerinden Konya ve Kayseri'de şehir hayatı.

19. YÜZYILIN ORTALARINDA SAMSUN VAKIFLARI VE GELİRLERİ

AKADEMİK BAKIŞ Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X Sayı: 12 Mayıs 2007

Şeyhülislam Yahya Efendi nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

PRİZREN VAKIFLARINA DAİR ABOUT PRIZREN ISLAMIC FOUNDATIONS Sadullah GÜLTEN

Tag Archives: chp döneminde satilan camiler

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

SİVAS ÇEŞMELERİ. Ömer DEMİREL*

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı

GEBZE NİN TARİHİ ESERLERİ CAMİLER

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Anadolu ya ilk Türk akınları ve ilk beylikler

Sayı : 2013/194 7 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. GELĠR VERGĠSĠ KANUNU TASARISINA GÖRE KAT KARġILIĞI ĠNġAAT ĠġLERĠNDE VERGĠLENDĠRME DÜZENĠ

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

XIX. YÜZYIL ORTALARINDA ALAÜDDEVLE VE ŞAHRUH BEY EVKAFI MUHASEBESİ

OSMANLI DAN GÜNÜMÜZE KÜTAHYA ŞEHRİNİN YAPI TAŞLARI: MAHALLELER

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Edirne Konakları ve Evleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Transkript:

Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Ekim 2018 October 2018 Yıl 11, Sayı XXXVI, ss.373-402. Year 11, Issue XXXVI, pp.373-402. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/joh1382 Geliş Tarihi: 03.09.2018 Kabul Tarihi: 09.10.2018 TAHRİR DEFTERLERİNE GÖRE XVI. YÜZYILDA KÜTAHYA DAKİ TİCARET MAHALLERİ Mustafa KARAZEYBEK ÖZET XVI. yüzyıl Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmalarda en fazla bilgi içeren kaynaklar hiç şüphesiz tahrir defterleridir. Kütahya söz konusu defterler yönüyle zengindir. Bu defterler çalışmanın başlıca kaynağı durumundadır. XVI. yüzyıl Osmanlı yerleşim birimlerindeki ticaret yapılan başlıca mekanlar, çarşılar, pazar yerleri, bedestenler, hanlar ve kervansaraylar ile her türden ticaret mallarının satıldığı dükkanlardır. Erken dönem Osmanlı kaynaklarında, ticaret mekanı olarak kullanılan, şahsî mülk olan gayrimenkullerin tespiti oldukça güçtür. Bilhassa şeriye sicillerinin olmadığı dönemler ve yerlerde bunu yapmak daha zordur. Bununla birlikte vakıflarla ilgili kayıtların ve işlemlerin çok iyi şekilde tutulması ve muhafaza edilmesi nedeniyle vakıflara ait ticari mekanların tamamına yakın bir şekilde tespiti mümkündür. Bu nedenle vakıflara ait ticari mekanlar esas alınarak yapılan bir çalışma Kütahya şehrinin genel ticari kapasitesi ve özelliklerinin anlaşılmasını önemli ölçüde sağlayacaktır. Kütahya'da pek çok vakıf vardır. Bu vakıflara ait birçok kervansaray, bedesten ve dükkan bulunmaktadır. Bu çalışma çerçevesinde, Kütahya'da bulunan vakıfların, XVI. yüzyıldaki ticaretle ilgili gayr-i menkullerinin tespiti ve bunlarla ilgili her türlü hareketliliği ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Tahrir Defteri, Vakıf, Ticaret, Bedesten, Dükkan Bu çalışma, "I. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu 20-21 Mayıs 2017 Saraybosna-Bosna Hersek" sempozyumunda aynı isimle sunulan bildirinin genişletilip geliştirilmesiyle oluşturulmuştur. Dr. Öğr. Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Afyonkarahisar, Türkiye, kzeybek@aku.edu.tr

Mustafa KARAZEYBEK 16 th Century Tradıng Places In Kutahya Accordıng To The Tahrır Regısters ABSTRACT The sources containing the widest information in the studies related to the 16 th century Ottoman history are undoubtedly the tahrir registers. Kutahya is rich in terms of this aforementioned registers which are the primary sources of the current study. The major trading places of the 16 th century Ottoman settlements were markets, bazaar places, covered bazaars, large commercial buildings (han), caravansaries, and the shops where any kind of trade materials were sold. In the Ottoman sources of early period, it is quite difficult to detect the individual estates used as trading places. Especially, the detection is more difficult for the periods and places where Judical Registers (Şeriye Sicilleri) do not exist. Nevertheless, due to the fact that the records and procedures related to foundations were kept and preserved splendidly, it is possible to determine almost all commercial places. For this reason, a study based on Kutahya City's commercial places belonging to foundations will significantly enable general commercial capacity and properties of the area to be understood. There is a lot of foundations in Kutahya and there are many caravanserais, covered bazaars and shops belonging to these foundations. In the scope of this study, we will deal with the determination of foundations realties related to trade in the 16 th century and their all kinds of movements related to these foundations in Kutahya city. Key Words: Tahrir Registers, Foundation, Trade, Covered Bazaar, Store Giriş XVI. yüzyıl şehir tarihi çalışmalarında muhtelif kaynaklardan yararlanılmakla birlikte, içerdikleri bilgiler nedeniyle tahrir defterleri ve şeriye sicilleri araştırmacıların dikkatini üzerlerinde toplamışlardır. Bu sebeple söz konusu dönemle ilgili yapılan çalışmalar önemli ölçüde bu kaynaklara dayalı olarak yapılmıştır. Birçok şehrin XVI. yüzyıla ait şeriye sicili mevcut olmadığından tahrir defterleri daha ön plana çıkmıştır. Kütahya da XVI. yüzyıla ait sicil defteri olmayan şehirlerdendir. Bu döneme ilişkin tahrir defterleri bilindiği üzere timar, vakıf, yaya ve müsellem defterleri olarak üç çeşit olup mufassal ve icmal olarak iki tarzda tutulmuşlardır. Yaya ve müsellem defterlerinde teşkilatın özelliği ile ilişkili olarak ticaret mahalleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Timar tahrir defterlerinde, gelirleri timar, zeamet ve haslara tahsis edilmiş "bâc-ı bazar" ve ihtisab vergileri dolayısıyla belirli aralıklarla kurulan pazar yerleri hakkında bilgiler bulunmaktadır. Vakfiyeler ve vakıf tahrir defterleri, şehirlerde mevcut olan ticaret mahalleri hakkında geniş çaplı bilgi barındıran en önemli kaynaklar olarak ifade edilebilir. Çünkü şehirlerdeki bedestenler, hanlar ve kervansaraylar ile dükkanların önemli bir kısmı vakıflara aittir. Diğer taraftan, XVI. yüzyılda şahsî mülkleri tespite yönelik müstakil kayıtlar tutulmamıştır. Timar tahrir defterleri ile vakıf tahrir defterlerinde zaman zaman şahsî mülk kayıtlarına da yer verilmiştir. Ancak şeriye sicilleri mevcut olan şehirlerin sicil kayıtlarındaki bilgiler incelendiğinde şahsî mülklerin [374]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri tamamının tahrirlere yansımadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple eldeki mevcut kaynaklar bilhassa şeriye sicili olmayan şehirlerdeki şahsi mülk olan ticaret mahallerinin tamamını tespite yetmemektedir. Bununla birlikte, özellikle mufassal vakıf tahrir defterlerinde vakıf kayıtları verilir iken bazı şahıslara ait gayr-i menkullere ilişkin bilgilere de dolaylı olarak yer verilmektedir. Bu sebeple şahsi mülk olan ticaret mahallerini kısmen tespit etmek mümkün olmaktadır. Nihayetinde bu çalışma önemli ölçüde vakıf kayıtlarına dayalı olarak ortaya çıkmış, diğer kayıtlar vakıf kayıtlarını destekleyici ve tamamlar mahiyette kullanılmıştır. Bu sebeple, vakıf ticaret mahallerinin tamamına yakın bir şekilde tespiti mümkün olur iken kaynaklarda yeterli bilgi olmaması nedeniyle şahsi mülk olan ticaret mahallerinin, bilhassa mülk dükkanların tespiti sınırlı kalmıştır. Bu çalışmanın amacı, XVI. yüzyıl tahrir defterleri verilerine göre, Kütahya sancağının merkezi konumundaki "Kütahya şehri"nde bulunan ticaret mahallerinin tespitini yapmak ve bu vesile ile XVI. yüzyıl Kütahya bölgesinde ticaret hayatı hakkında birtakım temel bilgileri ortaya koymaktır. Bu çerçevede, Kütahya şehri çalışma alanı olarak kabul edilmiştir. Ticaret mahalleri olarak ele alınan konular ise çarşı ve pazar yerleri, bedestenler, kervansaray ve hanlar ile dükkanlardan oluşmaktadır. Ancak Osmanlı ticaret mekanları içerisinde yer alan dükkanların imalathane veya satış yeri olarak hizmet verenlerini birbirinden ayırt etmek son derece güçtür. Çoğu zaman dükkanların hem imalathane hem de satış yeri olarak kullanılması da söz konusudur. Bu sebeple, kayıtlarda verilen bilgiler mümkün olduğu kadar aktarılmaya çalışılmıştır. XVI. yüzyıl Kütahya vakıflarıyla ilgili teferruatlı bilgi bulunan üç mufassal ve iki de icmal defteri diyebileceğimiz vakıf tahrir defteri bulunmaktadır. Bunlardan mufassal olanlardan ikisi Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde (BOA., MAD.d.262; BOA., DFE.TD., 369), biri de Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadîme Arşivi'ndedir (TKGM.VAYS.ED., 560). İcmal niteliğinde olanlar da Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndedir (BOA., DFE.TD., 438; MAD.d.617). Bunlardan 438 numaralı defter Başbakanlık Osmanlı Arşivi tarafından iki cilt halinde yayımlanmıştır (Özkılıç vd., 1993; Özkılıç vd., 1994). Kütahya sancağı bunlardan birinci cilttedir (Özkılıç vd., 1993). Söz konusu mufassal defterlerden MAD.d.262 ve TD.369 numaralı defterler her ikisi de tarihsiz olmasına karşılık birincisi II. Bâyezid, ikincisi de Kânûnî dönemine aittir (Varlık, 1987, s. 224; Küpeli, 2000, s. XX). VAYS.ED.,560 numaralı defter ise 1571 tarihlidir (II. Selim dönemi). İcmal niteliğindeki defterlerden TD. 438 numaralı defter 1530 tarihli, MAD.d.617 tarihsiz olmasına karşılık incelendiğinde II. Selim dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bu çalışma, önemli ölçüde söz konusu mufassal vakıf defterlerine dayalı olarak yapılmış ve zaman zaman icmal ve zaman zaman da timar mufassal defterler kullanılmıştır. Kütahya'nın kesin olarak bir daha ayrılmamak üzere Türkler'in eline geçmesi Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat zamanında olmuştur (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 9; Yıldız, 1981-1982, s. 38). Kütahya, Germiyanoğullarının merkezi olmuş, daha sonra H.783 (M.1381-1282) yılında cihaz yoluyla Murat Hüdâvendigâr'a verilmiş ve Şehzâde Yıldırım Bâyezid burada valilik etmiştir. Ankara savaşından sonra Timur tarafından Germiyan emirliğine iade edilmiş ve II. Yakup Bey ölünceye kadar burayı [375]

Mustafa KARAZEYBEK elinde tutmuştur (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 88). Yakub Bey, H. 832/M.1428 yılında Edirne'ye giderek memleketini ölümünden sonra II. Murad'a vasiyet etmiştir. Yakup Bey 1429 tarihinde vefat etmiştir (Varlık, 1974, s. 78-79). Böylece Kütahya kesin olarak Osmanlılara geçmiştir. M.1451 yılından itibaren Beylerbeyilik ve eyalet teşkilatının kaldırılmasına kadar Kütahya Anadolu valilerine merkez olmuştur (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 88). 1. ÇARŞI VE PAZAR YERLERİ XVI. yüzyıldaki çarşı ve pazar yerleriyle alakalı vakıf kayıtlarından dolaylı olarak veri elde edilebilir. Aynı zamanda vergi kayıtlarından da bilgilere ulaşmak mümkündür. Ancak dolaylı olarak verilen bilgilerden faydalanılarak yapılan çalışmada bütün bilgilere ulaşılmasının oldukça güç olduğu açıktır. Bu sebeple tespit edilen isimlerin eksik olması muhtemeldir. II. Bâyezid döneminde, Kütahya şehir merkezinde vakıf kayıtlarında dolaylı olarak ismine ulaştığımız tek çarşı ismi Başmakçılar Çarşısı'dır (BOA.,MAD.d.262, s. 18). Kanuni dönemi vakıf defterlerinde yapılan taramalarda bir pazar ya da çarşı kaydına ulaşılamamıştır. Bu durum, doğrudan şehirde bir pazar ya da çarşının olmadığı anlamına elbette gelmemektedir. Çarşı ve pazar kaydının olmaması önemli ölçüde tahriri yapan katibin kayıt tarzından kaynaklanıyor olmalıdır. Yani dükkanların bulundukları yerleri belirtme ihtiyacı hissetmemesindendir. Bununla birlikte dükkanların iş kollarına göre belli çarşılarda toplanmasının belirgin bir şekilde henüz ortaya çıkmamasına da belirli ölçüde işaret ediyor olabilir. Buna karşılık, II. Selim dönemi mufassal vakıf defterinde bilhassa dükkanların yerleri belirtilir iken dolaylı olarak önemli ölçüde çarşı isimlerine yer verilmiştir. Bu durum, kesin olmamakla birlikte artık şehirdeki iş kolları ve ticaretin belli çarşılarda toplanmaya başladığına ve ticaretin de giderek belli çarşılarda ağırlıklı olarak yapıldığına işaret edebilir. II. Selim döneminde mevcut olan çarşı isimlerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Abacılar Çarşısı, 2) Bakırcılar Çarşısı, 3) Debbâğlar Çarşısı, 4) Ermeniler Çarşısı, 5) Gazzâzlar (İpekçiler), 6) Haffâflar (Ayakkabıcılar) Çarşısı, 7) Helvacılar Çarşısı, 8) Kalpakçılar Çarşısı, 9) Muytaflar Çarşısı, 10) Palanduzlar (Semerciler) Çarşısı, 11) Papuççular Çarşısı, 12) Sofcular Çarşısı, 13) Takyeciler Çarşısı (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 2b, 7b, 31b, 32a, 35a, 37-2a, b, 47b). Bunların haricinde "Sakahane" (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 34a) isminde bir mevki, "Turşucular" (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 34b) ismiyle bir mahalle ve "Sabuncular Köprüsü" (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 40a) isminde bir köprü olduğu kayıtlara yansımıştır. Bu isimlerde çarşıların olması da muhtemeldir. II. Selim döneminde Kütahya şehir merkezinde biri Buğday (Gendüm) Pazarı ve diğeri Arpa (Cev) Pazarı olmak üzere iki pazar tespit edilmiştir. Bunlar Karagöz Ahmet Paşa Hanı'nın yanında, kapanın önündedir. Bu Pazar yerlerinde sergi yerleri de bulunmaktadır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 7b). Kütahya şehir merkezinde mîr-i mîrân hasları gelir kaynakları arasında da meyhane, bozahâne, resm-i kapan, bâc-ı bazar, [376]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri sabunhane ve mumhane gelirleri kaydedilmiş (BOA, DFE.TD.49, s. 15) ancak bunlar hakkında açıklayıcı bilgi verilmemiştir. 2. BEDESTENLER Osmanlı şehirlerinde ticaretle ilgili yapılar söz konusu binanın işlevine göre sınıflandırılabilir. Bu sınıflar arasında en önemlisini bedestenler oluşturur (Faroqhi, 2000, s. 32). Bedestan kelimesinin aslı bezistân veya bezzâzistan olup, bozularak bedestan yahut bedesten haline gelmiştir. Bez, kumaş ve harpte ganimet olarak alınan eşya anlamına gelmektedir. Bedestenler, kumaş ve bez satılmak için yapılmış, değerli mal ve paraların muhafaza edildiği mekanlardır (Özdeş, 1998, s. 51). Bedestenler, sağlam malzemeden yapılmış yapılardır. Ticaret eylemi yönünden çevresindeki diğer dükkanlar ve iş hanları ile ilişkisinin yanıbaşında şehir halkının parasal varlığıyla ilgili bir fonksiyona da sahiptir. Bedestenler, şehirlerde birer tane, büyücek şehirlerde iki tane, İstanbul gibi daha büyük şehirlerde ise istisna halinde ancak üç tane yapılmıştır (Cezar, 1985, s. 19). Kütahya'da büyük ve küçük olmak üzere iki bedesten vardır. Büyük Bedesten Gedik Ahmet Paşa Vakfı'ndandır (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 147; VGMA. 595, s. 28/26). Küçük Bedesten ise Timurtaş Paşa Evkâfı'na aittir (BOA., DFE.TD., 369, s.1d). 2.1. Küçük Bedesten (Timurtaş Paşa Bedesteni) Kütahya Küçük Bedesteni olarak bilinen bedesten aslında Timurtaş Paşa Bedesteni'dir. Bit Pazarı Demirtaş Câmii yakınındadır. Büyük Bedesten'e de uzak olmayan bir yerde bulunmaktadır (Cezar, 1985, s. 263). İki kapısı olup Gedik Ahmet Paşa Bedesteni'nden daha küçüktür (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 147). Tahrir defterlerindeki bilgiler Küçük Bedesten'in Timurtaş Paşa tarafından tesis edilen Timurtaş Paşa Mescit ve Medrese Vakfı'na ait olduğunu göstermektedir. Tarihte muhtelif Timurtaş Paşalar vardır. Söz konusu Paşa'nın Kosova Savaşı sırasında 1389'da I. Murat tarafından Kütahya ve civarına muhafız olarak tayin edilen Sarı Timurtaş Paşa olduğu düşünülmektedir (Varlık, 1988, s. 216-217). Timurtaş Paşa tarafından Kütahya'da yaptırılan külliye Kavaflar Çarşısı'nın içinde olup Takkacılar/Takvacılar Camii-Külliyesi diye de anılmaktadır. Külliyenin, Timurtaş Paşa'nın Kütahya ve çevresini muhafaza ile görevli bulunduğu 1389-1402 yılları arasında yaptırıldığı kabul edilmektedir (Karakaya, 2012, s. 186-187). Külliye ile ilgili bilgiler önemli ölçüde vakıf kayıtlarına dayanmaktadır. Timurtaş Paşa tarafından tesis edilen vakfın ismi tahrir defterlerinde "Evkâf-ı İmâret ve Medrese-i Timurtaş Paşa" şeklinde kaydedilmiştir (BOA., DFE.TD., 369, s.1d; Özkılıç vd., 1993, s. 104; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 2b). Vakfiyesi mevcut değildir. Bu sebeple tesis ediliş amacını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte vakfın isminden yola çıkılarak, Timurtaş Paşa İmareti ve Medresesi'nin masraflarının karşılanması için tesis edildiği ve külliyenin yapılış döneminde kurulduğu söylenebilir. Vakıfla ilgili mevcut en eski kayıt, II. Bâyezid döneminde tutulan Mufassal Vakıf Tahrir defteridir. Bu defterin birtakım sayfalarında çürüyerek dökülmeler olması [377]

Mustafa KARAZEYBEK nedeniyle eksiklikler vardır. Söz konusu vakıf kaydında da bu sebeple eksiklik mevcuttur. İlgili kayıtta tesis eden kişinin ismi "Timurtaş Bey" ( BOA.,MAD.d.262, s. 6) olarak ifade edilir iken, Kânûnî ve II. Selim dönemlerinde "Timurtaş Paşa" olarak yazılmıştır (BOA., DFE.TD., 369, s.1d; Özkılıç vd., 1993, s. 104; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 2b). İlk kayıttaki "Bey" ifadesi vakfın tesisi döneminde Timurtaş'ın Bey olduğuna işaret etse gerektir. Sonraki kayıtlarda "Paşa" unvanının kullanılması ise Timurtaş'ın vakfın tesisi döneminden sonra Paşa olmasından veya sonraki tahrirleri yapan katiplerin diğer Paşa olan Timurtaşlar ile karıştırmasından kaynaklanmış olabilir. Vakfın gelir kaynakları arasında bir bedesten yer almaktadır. Mevcut bilgiler çerçevesinde bu bedestenin Kütahya'daki ilk bedesten olduğu söylenebilir. Söz konusu yapının Timurtaş Paşa tarafından yapılıp-yapılmadığı hakkında ise bilgiye sahip değiliz. II. Bâyezid dönemi defterinde bedesten ile ilgili kaydın pek az bir kısmı kalmış olup diğer kısmı eksiktir. Kânûnî ve II. Selim dönemleri tahrir defterlerinde ise kayıtlar tamdır. Söz konusu kayıtlarda bedesten ve çevresinde vakfa ait çok sayıda dükkan olduğu görülmektedir (BOA., DFE.TD., 369, s.1d; Özkılıç vd., 1993, s. 104; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 2b). 2.2. Büyük Bedesten (Gedik Ahmet Paşa Bedesteni) Gedik Ahmet Paşa, Karahisâr-ı Sâhib'de cami ve imaretle birlikte büyük bir külliye yaptırmıştır. Bu külliyenin masraflarını karşılamak üzere İstanbul, Denizli, Banaz, Altıntaş, Simav ve Kütahya'da birçok gelir kaynağını vakfetmiştir. Bedesten ile ilgili ilk bilgiler söz konusu külliyenin 1475 tarihli vakfiyesine dayanmaktadır (VGMA. d.595, s. 28/26; d.1767; Karazeybek vd., 2005, s. 30-34). Vakfiyede, "cemî ü'd-dekâkîni'lma mûreti be-arasta el-kâ inetü fî-mahrûsa-i Kütahya" kaydı bulunmaktadır (VGMA. d.595, s. 29). Bu ifade, Kütahya'daki Arastada bulunan mamur dükkanların tamamının vakfedilen gelir kaynakları arasında olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı zamanda binanın "arasta" olarak yapıldığı da açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Vakfiyeden sonra söz konusu yapı ile ilgili ulaşılabilen en eski kayıt II. Bâyezid döneminde tutulan mufassal vakıf tahrir defteridir. Bu defterde, daha önce Mevlânâ Abdülkerim tarafından tutulmuş olan tahrir defterine dayalı olarak, Kütahya şehir merkezinde Ahmet Paşa'nın yerler satın alıp padişahın emriyle "arasta" yapıp Karahisar'da yaptırdığı imaretine vakf ettiği belirtilmiştir. II. Bâyezid döneminde de eskisi gibi söz konusu imaretin vakfı olarak kaydedildiği ifade edilerek 3240 akçe geliri olduğu belirtilmiştir (BOA.,MAD.d.262, s. 80). Arasta, üstü örtülü veya dükkanları saçaklı çarşıların eski ismidir (Özdeş, 1998, s. 7). Farsça ârâste, süslü anlamındadır. Bunun bir tür ticaret yapısı için ad olarak kullanılması ise XV. yüzyılın ikinci yarısından başlamış olmalıdır (Cezar, 1985, s. 13). Arastalar, bazı yönleriyle bedestenlere benzerlerse de bunların mahzen veya kiler hücreleri bulunmaz(çam, 1991, s. 335). Yapılan bazı çalışmalarda Gedik Ahmet Paşa'nın yaptırdığı eserin plan tertibiyle bedestenlerden ziyade kapalı çarşılar tipini gösterdiği, başlangıçta arasta olarak yapılmış olduğu halde muhtemelen daha sonra bedesten işine tahsis edilerek bedesten olarak isimlendirildiği ifade edilmiştir (Akok, 1956, s. 81). Yukarıda belirtildiği üzere, vakfiye ile tahrir defterindeki ifadeler ve yapı tarzı, ihtimale [378]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri mahal bırakmayacak bir şekilde yapının başlangıçta "arasta" olarak yapıldığını ortaya koymaktadır. Kânûnî dönemine ait 1530 tarihli Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri'nde, Kütahya şehir merkezinde bulunan yapı için "bedesten" ifadesi kullanılmıştır (Özkılıç vd., 1993, s. 104). 1571 tarihli Kütahya Vakıfları Mufassal Tahrir Defteri'nde iki kayıt bulunmaktadır. Bunların her ikisinde de Ahmet Paşa Bezzâzistânı olarak ifade edilmiştir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 44b, 47b). 1575 tarihli Karahisâr-ı Sâhib Sancağı Mufassal Vakıf Tahrir Defteri'ndeki Gedik Ahmet Paşa Evkâfı gelir kaynakları arasında Kütahya'daki bedestenle ilgili bilgi bulunmamaktadır (TKGM.VAYS.ED. d.575, v. 9a). Bununla birlikte, Gedik Ahmet Paşa'nın Karahisâr-ı Sâhib'deki Cami ve İmaret Vakfı'nın 1602 tarihli iki muhasebe defterinde, vakfın gelir kaynakları arasında "bezzâzistân" (bedesten) ibaresi kullanılmıştır (BOA.,D.1623, v. 3; D.3681, v. 2). Bu bilgiler ortaya koymaktadır ki söz konusu yapı başlangıçta arasta olarak yapılmış, ancak XVI. yüzyılda bedesten olarak kullanılmaya ve bedesten olarak anılmaya başlanmış ve daha sonraki yüzyıllarda da bu şekilde anılmaya devam etmiştir. Kütahya şehrinin eski büyük bedesteni, kapalı çarşı örneklerinden biridir. Yapı tarzı ve plan tertibi itibariyle XV. asır özelliğini taşımaktadır. Bedesten binası, dışarıdan 16.50X44.00 metre ölçüsünde kare şeklinde bir plana sahiptir (Akok, 1956, s. 82, 84). Bedestenin içinde iki küçük havuz ve on yedi dükkân vardır. Bina çok metîn, kârgîrdir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 147). Mimarisi itibariyle arasta düzenindedir. Ancak bedesten olarak kullanılmıştır. Üç kapılı dikdörtgen planlı bir yapıdır (Cezar, 1985, s. 263-265). 1928 yılında sebze hali tarafında meydana gelen yangında buraya bitişik ahşap dükkanlar tamamen yanmış olduğundan şehrin sebze satış yerine olan ihtiyacını karşılamak üzere bedesten binasının bu işe tahsisine belediyece karar verilmiş ve bina da bu maksada yarayacak şekilde kısmen tadil ve tamir edilmiştir. Bu sırada hal tarafına bağlantı için bir kapı daha açılarak bina dört kapılı hale gelmiştir (Akok, 1956, s. 82). Dar cephelerden birinin dışında bulunan dükkanlar ise 1952 yılında yıktırılmıştır. Bedestenin ortasında sekiz köşeli mermer bir şadırvan, bunun iki yönünde biraz ileride birer fıskiye mevcut iken, binanın tamir ve zemininin betonlaştırılması sırasında kaldırılmıştır. Bedesten yapılarında şadırvan ve fıskiye görülmemektedir. Bu da binanın bedesten niyetiyle yapılmadığının işaretlerinden sayılabilir (Cezar, 1985, s. 265). 3. KERVANSARAY VE HANLAR Hanlar mal yapımı ve ticaret işlerinin birlikte görüldüğü yerlerdi ve isimlerini de burada üretilen mallardan alıyorlardı. Şehirler arasındaki yollar üzerinde yaptırılan ve kuruluşları bakımından çeşitli ihtiyaçları karşılayacak şekilde olanlara ise kervansaray denilmektedir (Akalın, 2002, s. 299). Kervansaraylar, Türk tarihinde kesintisiz bir sürekliliğe sahip kurumlaşmış mekan yapıları olarak yer tutarlar (Cezar, 1981, s. 931). Sultanlar ve devlet adamları tarafından inşa ettirilen bu vakıf yapılarında yolcular üç gün boyunca kervansaray kurucusunun misafiri sayılır ve ücret alınmazdı (Akalın, 2002, s. 300). Osmanlılar döneminde özellikle XV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl başlarından itibaren inşa edilen hanlar iki amaca yönelik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birincisi genellikle hac yolları üzerinde ve derbent niteliğindeki yerde inşa edilen menzil hanlarıdır. Osmanlı mimarisinde ortaya çıkan diğer bir han türü de şehir içi hanlarıdır [379]

Mustafa KARAZEYBEK (Ersoy,1991, s. 2). Şehir ve kasabalardaki hanlar da tüccar ve yolculara mahsus olmakla beraber bunların tamamıyla ticari mahiyette ve ücretli müesseseler olduğunu belirtmek gerekir. Şehirlerde ticari ehemmiyetleri oranında hanlar vardır (Turan, 1946, s. 495). Osmanlı han ve kervansaraylarının bir kısmı tek bir bina olmaktan çıkmış, az ya da çok sayıda yapı ile birleşerek veya onları çevresinde toplayarak bir külliyenin merkezi olmuştur (Cezar, 1981, s. 937). XVI. yüzyıldan itibaren bilhassa şehir içi kervansaraylarının bazıları han olarak da anılmaya başlamıştır. Daha önce kervansaray olarak anılan birtakım yapıların sonradan han olarak anılmaya başlanmasının muhtelif örnekleri bulunmaktadır (Karazeybek, 2011, s. 196). XVI. yüzyılda Kütahya şehrinde yedi kervansaray ve han tespit edilmiştir. Vakıflara ait olan bu kervansaray ve hanlar, Ahi Mustafa Kervansarayı (Rüstem Paşa Hanı), Elvan Bey Kervansarayı, Gûneoğlu Mahallesi Mescidi Evkâfı Hanı, İshak Fakih Kervansarayı (Yahudiyân Hanı), Karagöz Ahmet Paşa Hanı (Kapan Hanı) ve Timurtaş Paşa'ya ait iki kervansaraydır. Ayrıca, sadece Kanunî dönemi vakıf kayıtlarında iki kervansaray yerinin olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan biri Seydî Nureddin Zaviyesi Evkâfı'na (BOA., DFE.TD., 369, s.9), diğeri de Aslanzâde Mescidi Evkâfı'na aittir (BOA., DFE.TD., 369, s.27). Bu kayıtlar söz konusu vakıf arsaları üzerinde iki kervansarayın daha varlığına işaret etmektedir. Ancak bu kervansarayların adı ya da kimlere ait olduğuyla ilgili hiçbir kayda ulaşılamamıştır. II. Selim döneminde ilgili vakıfların gelir kaynakları arasında ise kervansaray yeri kaydı mevcut değildir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 8b-9a, 21a-22a). Bu durum söz konusu kervansarayların aradaki dönemde yok olmasına işaret etse gerektir. Yaptığımız çalışmada, belki de kullandığımız kaynakların vakıf kayıtları olmasından, dolaylı da olsa şahıslara ait mülk kervansaray veya han tespit edilememiştir. 3.1. Ahi Mustafa Kervansarayı (Rüstem Paşa Kervansarayı/Hanı) II. Bâyezid döneminde Kütahya şehir merkezinde Ahi Mustafa Tekkesi Vakfı'na ait bir kervansaray bulunmaktadır. Vakıf kaydında "Şah Çelebi ve Gazi Hüdâvendigâr" zamanından beri vakıf olarak tasarruf edildiği belirtilmektedir (BOA.,MAD.d.262, s. 4-5). Dolayısıyla vakıf, Osmanlı öncesinde tesis edilen ve Osmanlılar döneminde de varlığını devam ettiren vakıflardandır. Söz konusu kervansaray da Osmanlı öncesinde inşa edilmiş ve Osmanlılar döneminde hizmet vermeye devam etmiştir. Kervansaray, Kânûnî döneminde hizmet vermeye devam etmektedir (BOA., DFE.TD., 369, s.27; Özkılıç vd., 1993, s. 105). II. Selim dönemi vakıf gelirleri arasında kervansaray geliri bulunmamaktadır. Buna karşılık Rüstem Paşa Kervansarayı'ndan yer kirası olarak 200 akçelik gelir vardır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 20a). 1530 tarihli tahrir defterinde kervansaraydan gelir kaydedildiği (Özkılıç vd., 1993, s. 105) dikkate alındığında, bu tarihten sonraki bir dönemde kervansarayın harap olduğu ve bu kervansarayın yerine Rüstem Paşa tarafından yeni bir kervansarayın yaptırılmış olduğu söylenebilir. Balıklı Câmii yanında Rüstem Paşa tarafından 1549'da Balıklı Hamamı'nın yaptırıldığı bilinmektedir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 119). Muhtemelen kervansaray da aynı dönemde yaptırılmış olmalıdır. Evliya Çelebi, Kütahya'daki hanlar arasında Rüstem Paşa Hanı'nı [380]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri da saymaktadır (Kahraman, 2011, s. 25). Evliya Çelebi'nin hanlar arasında saydığı yapının, daha önceki adı geçen Rüstem Paşa Kervansarayı olduğu ifade edilebilir. 3.2. Elvan Bey Kervansarayı Elvan Bey Kervansarayı hakkında ulaşılabilen en erken tarihli bilgiler II. Bâyezid dönemi Vakıf Tahrir Defteri'ne dayanmaktadır. Söz konusu defterde, daha önce yapılan Mevlânâ Abdülkerim tahririnde tutulan defter ve ondan daha önce tutulan "Defter-i Atîk"e istinaden bilgiler verilmektedir. Diğer bir ifade ile verilen bilgiler bölgenin Osmanlı Devleti'ne geçmesinin ardından tutulduğu söylenebilecek olan Atik Defter'e dayalı olarak verilmektedir. Bu sebeple hem vakfın hem de kervansarayın Osmanlıların ilk dönemi ya da Germiyanoğulları döneminde tesis edildiği ifade edilebilir. İlgili kayda göre, Elvan Bey mevcut olan bir mülk hamamı satın almış ve sonradan "kendi canı için" vakf etmiştir. Ayrıca bir kervansaray, on dükkan ve bir bahçesini de bu vakfa dahil etmiştir(boa.,mad.d.262, s. 123). II. Bâyezid döneminde yıllık 2400 akçelik yüksek sayılabilecek gelire sahip olan kervansaray hakkında Kânûnî ve II. Selim döneminde bir kayda ulaşılamamıştır. Başına büyük bir talihsizlik gelmiş olmalıdır. Her iki dönemde de sadece Vâcidiye Medresesi Evkâfı'na ait bir dükkanın Elvan Bey Vakfı yakınında bulunduğu ifadesi yer almaktadır (BOA., DFE.TD., 369, s.1b; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 2a). 3.3. Gûneoğlu Mahallesi Mescidi Evkâfı Hanı II. Selim döneminde, Gûneoğlu Mahallesi Mescidi Evkâfı gelir kaynakları arasında yıllık sadece 12 akçe geliri olan bir han kaydı vardır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 37a). Aynı vakfın yıllık on akçe geliri olan bir ev yeri olduğu dikkate alındığında akılda bir istifham oluşturduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu hanla alakalı başka herhangi bir bilgiye de ulaşılamamıştır. 3.4. İshak Fakih Kervansarayı (Yahudiyân Hanı) İshak Fakih, Germiyan hükümdarlarından Süleyman Şah ve II. Yakup Bey zamanı nüfuzlu ulemasındandır. Germiyanoğlu Süleyman Şah kızını, Murat Hüdavendigarın oğlu Bâyezid'e vermek istediği zaman Osmanlı hükümdarına gönderdiği heyetin içerisinde bulunmuştur. II. Yakup Bey'in taş vakfiyesinde belirttiği medrese, mescit ve imareti sonradan harap olmuştur. Vakfa mütevelli olan İshak Fakih bu eserleri tekrar imar ve ihya ederek mescidin kapısı üzerine H.844 (M.1440) tarihli tamir kitabesi koymuştur. İshak Fakih'in Kütahya'daki eserlerine ilişkin iki kitabe mevcuttur. Bunlardab biri H.823 (M.1420) tarihli çeşme kitabesi, diğeri de H.837 (M.1433) tarihli cami kitabesidir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 85-86, 109). İshak Fakih'e ait bir vakfiyenin günümüze intikal eden iki sureti mevcuttur. Bunlardan biri Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde (VGMA.608, s. 296/240; Türkçesi VGMA.1862/334/68), diğeri ise Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan 1571 tarihli II. Selim dönemi Mufassal Vakıf Tahrir Defteri'nin arasındadır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 4b ek1). Söz konu vakfiye suretlerinin her ikisinin de düzenlenme tarihi H.10 Rebîü'l-evvel 725 olarak görünmektedir. Halbuki İshak Fakih ile [381]

Mustafa KARAZEYBEK ilgili yukarıda bahsettiğimiz bilgilere bakıldığında, yaşadığı dönem yaklaşık yüz yıl sonradır. Bu durum, ancak suretlerin çıkarılması sırasında tarihin yanlış aktarılmasından kaynaklanmış olabileceği şeklinde açıklanabilir. Dolayısıyla vakfiye tarihinin bir yüz yıl sonra yani 10 Rebîü'l-evvel 825 (M. 4 Mart 1422) olarak kabul edilmesi makul görülmektedir. Vakfiyesinde verilen bilgilere göre, babasının adı Hacı Halil'dir. İshak Fakih kendi adına nisbetle anılan mahallede geniş bir avlu içinde bir mescit, mescidin bitişiğinde bir zaviye, yine mescidin yanında yedi oda, bir medrese ve avlunun bitişiğinde bir kütüphane yaptırarak vakfetmiştir. Aynı zamanda, mescit, medrese ve zaviyenin masraflarını karşılamak üzere de muhtelif gelir kaynaklarını tahsis etmiştir (VGMA.608, s. 296/240; VGMA.1862/334/68; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 4b ek1). Vakfiye haricinde vakıf hakkında tahrir defterlerinde de bilgiler mevcuttur. II. Bâyezid dönemi tahrir defterinde verilen bilgilere göre, vakıf gelir kaynakları arasında biri Karahisâr-ı Sâhib şehir merkezinde ve diğeri Kütahya şehir merkezinde olmak üzere iki kervansaray vardır (BOA.,MAD.d.262, s. 30). Kânûnî ve II. Selim dönemi vakfın gelir kaynakları vakfiyede belirtilen gelir kaynakları ile örtüşmektedir (BOA., DFE.TD., 369, s.1e-3; Özkılıç vd., 1993, s. 103; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 4a). Kervansarayın Kanûnî döneminde kira geliri hamamdan hisse ile birlikte yıllık 70 akçedir (BOA., DFE.TD., 369, s.1e). II Selim döneminde ise kervansaray kaydı yoktur. Buna karşılık, yıllık 480 akçe kira geliri olan ve daha önceki dönemlerde vakfın gelir kaynakları arasında bulunmayan "Yahudiyân Hanı" ismiyle bir han kaydı vardır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 4a). Muhtemelen az geliri olan daha önceki kervansaray yıkılmış ya da genişletilerek yeniden han olarak yapılmış ve Yahudilere kiraya verilmiştir. 3.5. Karagöz Ahmet Paşa Hanı (Kapan Hanı) Kütahya'da önemli ticaret yapıları inşa ettiren kişilerden biri Anadolu Beylerbeyiliği yapan Karagöz Ahmet Paşa'dır. Karagöz Paşa, devşirmelerden olup ismi Ahmet'tir. Ocaktan yetişmiş H.905 (M.1500) yılında Ocak Ağası, iki sene sonra Kastamonu Valisi ve H.911 (M.1505)'te Hasan Paşa yerine Anadolu Valisi olmuştur. Şahkulu isyanı sırasında Şahkulu'nun Kütahya'yı ele geçirmek üzere saldırısı sırasında mağlup olup esir düşerek eşkıya tarafından 1511'de idam edilmiştir. Kabri, Kütahya'nın Ahırdağı mevkiinde bulunan kabristanın ortasındaki kümbettedir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 118-119). Karagöz Ahmet Paşa Kütahya'da bir külliye yaptırmış ve külliyenin masraflarını karşılamak üzere önemli gelir kaynaklarını tahsis ettiği bir vakıf kurmuştur. 1509'da kurulan ve 1512'de tescili yaptırılan bir vakfiyesi vardır. Külliyenin masrafları için vakfettiği gelir kaynaklarından biri de Kapan Hanıdır. Kapan Hanı, Ahi Mustafa Zâviyesi yakınında olup yapılışında yetmiş yedi odası bulunan büyük bir handı. Bu hanın ortasında bir mescit, mescidin altında bir çeşme, bir havuz, bir ahır, bir hela, bir bahçe bulunmaktaydı (Aydın, 2016, s. 93-94; VGMA.587, s.109/136). Evliya Çelebi, Kapan Hanı için demir kapılı, kale gibi, avlusunda büyük bir havuzu olup fıskiyesi insan boynu kalınlığındadır. İkinci katında bir zaviyesi vardır. Hanın dört bir tarafında alt ve üst katında ikiyüz ocaklı (odalı) büyük bir handır. Batıya bakan kapı üzerindeki kitabesinin [382]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri tarihi H. 912 (M.1506-1507)'dir demektedir (Kahraman, 2011, s. 25; Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 15). XVI. yüzyılda Kütahya ticaret mekanları içerisindeki en önemli yapılardan biri Karagöz Ahmet Paşa Hanı'dır. Söz konusu yapı vakfiyede zikredilir iken "Kapanü'l-hân" şeklinde yazılmış iken (Aydın, 2016, s. 93-94; VGMA.587, s.109/136), Kânûnî dönemi tahrir defterlerinde "Kervansaray ve Kapan" (BOA., DFE.TD., 369, s.5; Özkılıç vd., 1993, s. 104), II. Selim döneminde ise "Han" ve "Hâne-i Kapan" şeklinde bir diğerinden ayrı olarak kaydedilmiştir (BOA., DFE.TD., 369, s.5; Özkılıç vd., 1993, s. 104). Bu bilgiler ışığında ilgili yapının han veya kervansaray olarak anıldığı ve aynı zamanda pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin resmi olarak tartıldığı kantarın da bu hanın yanında bulunmasından dolayı "Kapan Hanı" olarak anıldığı ortaya çıkmaktadır. Hanın yanında külliye vakfına ait kapanhane yapılmasıyla birlikte şehrin kapanı buraya taşınmıştır. Ayrıca, hanın yanında vakıf mekanları üzerinde sergi yerleri ile hanın önünde arpa ve buğday pazarları kurulmaya başlamıştır (TKGM.VAYS.ED., 560, s. 7b). Aynı zamanda yine vakfa ait hana bitişik otuz dükkan olduğu dikkate alındığında, bu çevre şehrin ticaret mekanları içerisinde belki de en hareketli ticaret mahalli haline gelmiştir. Vakfiyede hanın oda sayısı yetmiş yedi olarak belirtilmesine karşılık II. Selim döneminde seksen odanın bulunduğu ifade edilmiştir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 7b). II. Selim döneminde Hoca Pırpırî Evkâfı'na ait bir kayıtta Karagöz Paşa'nın yaptırmış olduğu eserlerle ilgili bilgiler verilmektedir. Söz konusu kayda göre, Hoca Pırpırî Evkâfı'nın Köprübaşı denilen yerde bulunan iki bahçe ile dört dükkanını Karagöz Paşa kiralayarak üzerine han, dükkanlar, cami ve medrese yaptırmış, artan kısmını da vakfın kullanımına tahsis etmiştir. Kira olarak da tesis etmiş olduğu vakıftan Hoca Pırpırî Evkâfı'na yıllık 360 akçe verilmesini vakıfnamesine kaydettirmiştir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 47b). Karagöz Paşa Evkâfı'nın Kânûnî dönemi gider kalemlerinde de cami ve medresenin yer kirası olarak 360 akçe ödendiği kayıtlıdır (BOA., DFE.TD., 369, s.7). Ancak bu ödemenin yapıldığı yer belirtilmemiştir. Bu bilgiler Karagöz Paşa'nın Kütahya şehir merkezinde yaptırmış olduğu han, dükkanlar, cami ve medresenin yerlerinin vakfın kendisine ait olmayıp Hoca Pırpırî Evkâfı'na ait olduğunu göstermektedir. 3.6. Timurtaş (Bey) Paşa Kervansarayları Sarı Timurtaş Paşa, Kütahya şehir merkezinde yaptırmış olduğu imaret ve medresenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere diğer bazı gelir kaynaklarına ilaveten yine şehirde iki de kervansaray yaptırmıştır. Bunlardan biri bedesteninin yakınında bulunan Kapan Kervansarayı olup içerisindeki üç dükkan ile birlikte vakfedilmiştir. Şehirdeki II. Bâyezid döneminin en önemli kervansaray ve hanlardan biri Kapan Kervansarayı'dır. Bu Kervansaray, II. Bayezid döneminin sonlarına doğru Karagöz Ahmet Paşa Hanı yapılıncaya kadar şehre gelen yiyecek maddelerinin resmi olarak tartıldığı kantarın yani kapanın bulunduğu yerdir. Bu sebeple II. Bâyezid döneminde 2400 akçelik, dönem için nispeten yüksek sayılabilecek gelire sahiptir (BOA.,MAD.d.262, s. 6). Diğer kervansaray ise bedesten yakınında olup içerisinde bulunan bir dükkanla birlikte Timurtaş Paşa Vakfı'dır. II. Bâyezid döneminde yıllık kira geliri 500 akçedir (BOA.,MAD.d.262, s. 6). Bedesten yakınındaki kervansarayın Kânûnî dönemine ait vakıf kaydında üç dükkanıyla [383]

Mustafa KARAZEYBEK birlikte vakıf olduğu belirtilmiştir. Diğer kervansarayın ise Kapan'da olduğu belirtilerek "Yeni Kervansaray" olarak kaydedilmiştir (BOA., DFE.TD., 369, s.1d; Özkılıç vd., 1993, s. 104). II. Selim döneminde ise vakıf gelirleri arasında bir kervansaray yeri ile bir han bulunmaktadır. Muhtemelen daha önceki kervansaraylardan biri harap olup yeri kiraya verilmiş olsa gerektir. Diğer kervansaray da han olarak kaydedilmiştir. Bununla birlikte söz konusu hanın bozularak otuz dükkan haline getirildiği ifade edilmiştir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 3a). 4. KÜTAHYA DÜKKÂNLARI VE VAKIFLARA GÖRE DAĞILIMI XVI. Yüzyılda Kütahya şehrinde bulunan şahsi mülk olan dükkânların kaynaklarda yeterli bilgi bulunmaması nedeniyle kısmen tespiti mümkün olabilmektedir. Bununla birlikte tahrir defterleri üzerinde yapılacak titiz bir çalışma ile bilhassa vakıflara ait dükkân sayılarını önemli ölçüde belirlemek mümkündür. Ancak vakıf dükkânlarını belirlemekte de muhtelif sıkıntılar bulunmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki bazı vakıflarda, vakfa ait dükkânların olduğu kaydedilmekte ancak sayı verilmeden toplam geliri verilmektedir. Gelir miktarında önemli sayıda dükkân olması gerektiği anlaşılmasına rağmen bunların sayısını kesin olarak ortaya koymak mümkün olmamaktadır. Bu çalışmada, söz konusu kayıtlar "dekâkîn" şekilde çoğul ifade ile belirtilmesi dolayısıyla en az 2 olarak kabul edilerek toplam rakama dâhil edilmiştir. Diğer taraftan han, kervansaray ve bedestenlerin içerisinde de dükkânlar bulunmaktadır. II. Bâyezid dönemi için verilen dükkân rakamları söz konusu yapıların içerisindeki dükkân sayıları ilave edilmeden elde edilmiştir. Gelirler toplanır iken kesin rakamların ortaya konulması her zaman mümkün olmamaktadır. Bazen dükkânların gelirleri ayrı kaydedilmemekte, ya vakfın toplam geliri verilmekte ya da dükkân gelirleri bir başka gelir ile birlikte verilmektedir. Bu çalışmada, gelir yekûnu tespit edilir iken dükkân geliri olduğu belirlenenler hesaba katılmıştır. Yapılan bu çalışmada, II. Bâyezid döneminde 32 vakfa ait Kütahya şehir merkezinde en az 120 dükkân ile 9 dükkan yeri tespit edilmiştir. Osmanlı Devleti'nde vakıflara ait arsalar üzerine bir başka vakıf ya da şahıslar tarafından yer kirası ödenerek dükkan, ev, han, hamam, kervansaray vb. gayrimenkuller yapılabilmektedir. Bu durum dikkate alındığında dükkan yerlerinin üzerinde de dükkan olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Dolayısıyla dükkan sayılarının üzerine dükkan yeri sayısı ilave edildiğinde II. Bâyezid döneminde toplamda en az 129 dükkan olduğu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu dönemde dükkan yerleri üzerinde başka bir vakıf dükkanı olduğuna dair bir kayda rastlanmamıştır. Bu sebeple söz konusu dükkan yerlerinin üzerinde şahıslara ait mülk dükkanların olduğunun kabul edilmesi gerekir. Yine dükkanlardan 10'unun yarısı, bir dükkanın da 7/11 hissesi vakıftır. Bunların da diğer hisseleri yine mülk olmalıdır. Söz konusu dükkanların 25'i de harap halde olup pek azının cüzî miktarda geliri olup diğerlerinin geliri bulunmamaktadır. II. Bâyezid döneminde vakıf dükkanlardan vakıfların tespit edilen toplam geliri 13106 akçedir. Kânûnî dönemi verilerini çıkarır iken mufassal vakıf tahriri ile icmal niteliğindeki iki defterin (BOA., DFE.TD., 369; Özkılıç vd., 1993) bilgileri kıyaslanarak daha tam bir şekilde dükkan verileri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Kânûnî döneminde Kütahya şehir [384]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri merkezinde 28 vakfa ait 301 dükkan ve 9 dükkan yeri tespit edilmiştir. Dükkan yerlerinin üzerinde de dükkan olduğunu düşündüğümüzde toplamda 310 dükkan olduğu ortaya çıkmaktadır. 9 dükkan yerinin üzerindeki dükkanların vakıflarla bir ilişkisi tespit edilememesi nedeniyle söz konusu dükkanların mülk olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla 301 dükkan vakıfların 9 dükkan da şahısların mülkü olduğunu düşünebiliriz. Vakıflara ait olan dükkanlardan birinin yarım hissesi, diğer bir dükkanın da 1/4 hissesi vakıftır. Kütahya şehrinde en fazla dükkanı bulunan vakıf, Timurtaş Paşa Medrese ve İmaret Vakfı'dır. Timurtaş Paşa'nın şehirde toplam 86 dükkanı vardır. Bunlardan 44'ü bedesteninin içerisinde, üçü kervansaraylarının birinin içerisinde, 39'u da bedestenin çevresindedir (BOA., DFE.TD., 369, s.1d; Özkılıç vd., 1993, s. 104). Kânûnî döneminde bedesten ve kervansarayın içerisinde bulunan dükkanlar mamur olup çalışır durumda iken dışarıda olan 39 dükkan harap haldedir. Harap olan bu dükkanlar dışında Kütahya'da bir dükkan daha harap halde olup o da Hacı İbrahim Evkâfı'na aittir. Vakıfların dükkan ve dükkan yerlerinden elde ettikleri toplam gelir ise 32447 akçedir. II. Selim döneminde gelir kaynakları arasında dükkan bulunan 51 vakıf tespit edilmiştir. Bu vakıflara ait 470 dükkan ve 40 dükkan yeri bulunmaktadır. Dükkan yerlerinden 5'inin üzerinde bir başka vakfa ait dükkan bulunduğu tespit edilmiştir. Sayılar tespit edilir iken hem dükkan sayıları hem de dükkan yerleri birlikte sayılması nedeniyle 5 dükkan yeri mükerrer sayılmış olmaktadır. Bu beş rakamını düştüğümüzde Kütahya şehir merkezinde toplamda 505 dükkanın olduğu ortaya çıkar. Bunlardan 35'i mülk, geriye kalan 470'i vakıflara aittir denilebilir. Söz konusu dükkanlardan 13'ünün yarım hissesi vakıflara aittir. Aynı zamanda 3 dükkan da harap durumdadır. 51 vakfın dükkanlardan ve dükkan yerlerinden elde ettiği gelirler toplamı ise 29300 akçedir. 4.1. Ahî Erbasan Mahallesi Mescidi Evkâfı Bu vakıf incelemiş olduğumuz dönemde sadece II. Selim döneminde mevcuttur. Dolayısıyla vakfın 1530'dan sonra kurulmuş olduğu söylenebilir. Vakfa ait Kütahya merkezde 1 dükkan vardır. Söz konusu dükkan bakkal dükkanı olarak kullanılmaktadır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 30a). 4.2. Ahî Erbasan Tekkesi (Zâviyesi) Evkâfı Vakıf, yaptığımız çalışmada esas olarak kabul ettiğimiz üç dönemde de mevcuttur. II. Bâyezid döneminde Kütahya şehir merkezinde 3 dükkanı vardır (BOA.,MAD.d.262, s. 13). Kânûnî döneminde vakıf mufassal defterinde 3 dükkandan ayrı bir de tabakhane mevcuttur (BOA., DFE.TD., 369, s.28). 1530 tarihli icmal niteliğindeki defterde ise 5 dükkan ve bir tabakhane kaydedilmiştir (Özkılıç vd., 1993, s. 105) II. Selim dönemi kayıtları, Kânûnî dönemi mufassal kayıtları ile aynıdır (BOA., DFE.TD., 369, s.28). 4.3. Ahî İzzeddin (Mahallesi) Mescidi Evkâfı II. Bâyezid döneminde Kütahya merkezde vakfa ait biri tam diğeri yarım olmak üzere 2 dükkan bulunmaktadır (BOA.,MAD.d.262, s. 19). Kanuni dönemi kayıtlarında bu vakıfla ilgili bir kayda ulaşılamamıştır. II. Selim döneminde, Kütahya şehir merkezinde bulunan Ahî İzzeddin Mahallesi Mescidi Evkâfı'na ait Takyeciler Çarşısı'nda [385]

Mustafa KARAZEYBEK bulunan 1 dükkanın yarı hissesi ile Tabbâğân yanında 2 katlı bir dükkan vardır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 31b). 4.4. Ahî Musatafa Zâviyesi (Tekkesi) Evkâfı Ahî Mustafa Zâviyesi Vakfı, II. Bâyezid döneminden itibaren bütün vakıf defterlerinde mevcuttur. Bununla birlikte Ahî Mustafa Kütahya'nın erken dönemden itibaren var olan Kütahya mahallelerinden birinin ismidir. Diğer bir ifade ile Ahî Mustafa Zâviyesi aynı zamanda içerisinde bulunduğu mahalleye de ismini vermiştir denilebilir. II. Bâyezid dönemi vakıf tahrir defterinde Ahî Mustafa Tekkesi'nin kadîmden vakıf olduğu ve Şah Çelebi ve Gâzî Hüdâvendigâr zamanından beri vakıf olarak tasarruf edildiği ifade edilmektedir. Bu ifadeler vakfın Germiyanoğlu Süleyman Şah döneminden itibaren varlığını ortaya koymaktadır. II. Bâyezid döneminde vakfın muhtelif gelir kaynaklarının yanı sıra Kütahya merkezde 1 kervansaray ile dükkanlarının olduğu kayıtlıdır. Sayısı belirtilmeden dükkanlardan yıllık 1752 akçe gelir elde edildiği belirtilmiştir (BOA.,MAD.d.262, s. 4). Ancak, kervansaraydan yıllık 600 akçe elde edildiği dikkate alındığında çok sayıda dükkanının olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Kânûnî dönemi vakıf mufassal defterinde, ne dükkanı olduğu belli olmayan 1 dükkan ile 2 nalband dükkanı olduğu görülmektedir. Ayrıca yine şehir merkezinde vakfın yıllık 1396 akçe geliri olan dükkanlarının olduğu belirtilmiş fakat dükkan sayısı yine verilmemiştir (BOA., DFE.TD., 369, s.27). Bununla birlikte yine Kânûnî dönemine ait 1530 tarihli icmal niteliğindeki diğer bir defterde şehir merkezinde 27 adet dükkanı olduğu ve yıllık toplam 1876 akçe geliri bulunduğu görülmektedir (Özkılıç vd., 1993, s. 105). II. Selim döneminde vakıf gelir kaynakları içerisinde 24 dükkan ile 7 dükkan yeri kaydedilmiştir. Dükkanlardan 2'si helvacı, 2'si börekçi, biri hallâc ve biri de bezzâz dükkanıdır. Diğer dükkanların ne dükkanı olduğu belli değildir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 19b-20a). 4.5. Ali Fakih ve Hasan Fakih Evkâfı Sadece II. Selim dönemi kayıtlarında varlığı tespit edilmiştir. Kütahya merkezde Gedik Ahmet Paşa Bezzâzistânı yakınında 4 dükkanı olup evlatlık olarak vakfedilmiştir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 44b). 4.6. Aslanzade (Arslanzade) Mescidi Vakfı Kütahya'nın Meydan Mahallesi'nde olan mescit (cami), kârgîr olup metîn ve kurşun kubbelidir. Kitabesi yoktur. Camiyi Osmanlı Ümerasından Bicaroğlu Arslan Bey yaptırmıştır. Arslan Bey, Çelebi Mehmet ve oğlu II. Murat zamanı devlet adamlarındandır. Büyük babaları Anadolu Selçuklu ümerasından idi. Uzunçarşılı, Arslan Bey'in H.836 (M.1413) ve H.830 (M.1426) tarihli iki vakfiyesi olduğunu belirtmektedir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 147). Söz konusu vakfiyelerden H.836 (M.1413) tarihli olan vakfiye, Tavşanlı'da bulunan mescidin yanında yaptırdığı türbede sevabını hayatta olduğu sürece vâkıfa ve vefatından sonra da ruhuna hatim okunması için tesis edilmiştir. Gelir kaynakları Tavşanlı ve Sincanlı'daki köyler ile Emet'te bir bağdan oluşmaktadır (VGMA.d.581, s.270/271). Diğer vakfiyeye ulaşamadık ancak söz konusu vakfın tahrir defterlerinde kayıtları mevcuttur. [386]

Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kütahya daki Ticaret Mahalleri Kütahya şehir merkezinde bulunan Aslanzade Mescidi Evkâfı'na ait Kütahya merkezde 1 debbağhane, 1 helvacı, 4 başmakçı, 2 hallâc (biri yarım hisse) ve 1 döğendar olmak üzere II. Bâyezid döneminde toplam 9 dükkan vardır (BOA.,MAD.d.262, s. 18). Kânûnî döneminde mufassal vakıf defterinde bir tabakhane ile 10 dükkan (BOA., DFE.TD., 369, s.27) olduğu kaydedilmiş iken Kânûnî dönemine ait icmal niteliğindeki 1530 tarihli defterde 11 tabakhane dükkanı olduğu ifade edilmiştir (Özkılıç vd., 1993, s. 105). II. Selim döneminde ise Arslanzade Mescidi Vakfına ait 6 dükkan ile 1 dükkan yeri vardır. Bunların dışında mescitle ilgili muhtelif görev ve hizmetler için tahsis edilmiş gelir kaynakları bulunmaktadır. Bu hizmetlerden müezzin için geliri tahsis edilmiş olan 2 dükkan ile 1 dükkanın yarı hissesi mevcuttur. Geliri camide cüz okunması için tahsis edilmiş 3 dükkan bulunmaktadır. Ayrıca vakfın mütevelliliği için tahsis edilmiş 1 dükkan, 2 yarım dükkan ile 1 tabbağhâne vardır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 21a-22a). Böylece II. Selim döneminde vakfın toplam 13 dükkan, 3 yarım hisseli dükkan ve 1 dükkan yeri olduğu ortaya çıkmaktadır. 4.7. Balanduz Mahallesi Mescidi Evkâfı Vakıf hakkında bilgilerimiz sadece II. Selim dönemi kayıtlarına dayanmaktadır. Bu durum vakfın 1530'dan sonraki bir dönemde tesis edildiğine işaret etmektedir. II. Selim döneminde, Balanduz Mahallesi Mescidi Evkâfı gelirleri arasında Kütahya merkezde 1 dükkan ile 2 dükkan yeri vardır. Dükkan, mescidin yakınındadır. Dükkan yerlerinin bulunduğu mevki belli değildir (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 32a). 4.8. Balıklu Mahallesi Mescidi Evkâfı Balıklı Camii, Balıklı Mahallesi'nde olup H.634 (M.1236) tarihli kitabesi vardır. Keykubad'ın oğlu II. Gıyâsüddin Keyhüsrev'in hükümdar olduğu senede yaptırılmıştır. Binayı yaptıran Selçuklu serasker ve ümerasından İmadüddin Hezar Dinarî'dir. Harap olması nedeniyle bu cami H.783 (M.1381-1382) yılında Germiyan ümerasından Özbek Subaşı tarafından esaslı bir şekilde tamir ettirilmiştir (Uzunçarşılıoğlu, 1932, s. 22, 78). Cami bu kadar eski olmasına karşılık cami ile ilgili vakıf hakkında ulaşılabilen en eski kayıt 1571 tarihli vakıf tahrir defteridir. II. Bâyezid ve Kânûni dönemi kayıtlarında vakıf hakkında bilgi olmadığı dikkate alındığında vakfın 1530 ilâ 1571 yılları arasında tesis edilmiş olduğu söylenebilir. 1571'de vakfın gelir kaynakları arasında Kütahya merkezde 2 dükkan ile 1 dükkanın yarı hissesi bulunmaktadır. Dükkanlardan biri Papuççular Çarşısı'nda olup diğerinin yeri belli değildir. Yarım hisseli dükkan ise Muytaflar Çarşısı'ndadır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 37-2a). 4.9. Bezirciler Mahallesi Mescidi Evkâfı Kütahya Bezirciler Mahallesi'nde bulunan mescit için tesis edilmiş olan vakıf hakkında sadece II. Bâyezid döneminde bilgi vardır. İlgili dönemde, vakfın gelir kaynakları arasında Kütahya merkezde 2 dükkan ile 2 dükkan yeri bulunmaktadır (BOA.,MAD.d.262, s. 24). [387]

Mustafa KARAZEYBEK 4.10. Bezzâz Durmuş Çelebi Mehmed Evkâfı Vakıf hakkında II. Bâyezid dönemi kayıtlarında bilgi bulunmamaktadır. Vakıfla ilgili bilgilerimiz Kânûnî ve II. Selim dönemlerine dayanmaktadır. Söz konusu kayıtlara göre, Kütahya merkezde 13 dükkan bulunmaktadır. Elde edilen vakıf gelirleri Hz. Peygamber, Ümmet-i Muhammed ve vâkıfın kendi ruhu için Kuran okumak üzere vakfedilmiştir (BOA., DFE.TD., 369, s.36; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 43a, b). Vakfa ait yine şehir merkezinde bir de fırın vardır (Özkılıç vd., 1993, s. 109). 4.11. Bölücek Mahallesi Mescidi Evkâfı II. Bâyezid ve II. Selim dönemi vakıf tahrir defterlerinde vakıf kaydı mevcut olup Kânûnî dönemi defterlerinde kaydı yoktur. II. Bâyezid dönemi vakıf gelirleri arasında Kütahya merkezde yarım dükkan hissesi bulunmaktadır (BOA.,MAD.d.262, s. 23). II. Selim döneminde ise 1 dükkan yeri kaydı mevcuttur (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 31a). İki kayıt arasındaki fark, ya kayıt sırasındaki bir hatadan mütevellid ortaya çıkmış, ya da daha önceki dükkan harap olması nedeniyle vakıf arsası üzerine bir başkası yeni bir dükkan inşa ettirmiş olmalıdır. 4.12. Burmalı Mahallesi Mescidi Evkâfı II. Bâyezid dönemi kayıtlarında yoktur. Kânûnî döneminde, Kütahya şehir merkezinde bulunan Burmalı Mahallesi Mescidi için tesis edilmiş iki vakıf vardır. Vakıflardan birine ait şehir merkezinde 1 helvacı dükkanı yeri ile 1 pabuççu dükkanı yeri bulunmaktadır. Bunlardan elde edilen yer kirası mescitte imamlık yapanlara tahsis edilmiştir. Aynı vakfın yine şehir merkezinde 1 de dükkanı bulunmaktadır. Bu dükkandan elde edilen gelir de mescidin aydınlatılması için gerekli olan yağ masraflarına tahsis edilmiştir. Mescidin diğer vakfının da 1 tam ve 1 de yarım dükkanı vardır (BOA., DFE.TD., 369, s.43-44). II Selim döneminde ise vakfın gelir kaynakları arasında 2 dükkan kaydı mevcuttur. Geliri mescidin aydınlatılması için tahsis edilmiş diğer bir vakfın da yarım dükkan hissesi bulunmaktadır (TKGM.VAYS.ED., 560, v. 28b). 4.13. Câmi-i Kebîr (Kütahya Camii /Yıldırım Han Camii) Vakfı II. Bâyezid dönemine ait defterin hem başı eksik hem de bazı sayfalarda çürüyüp dökülme nedeniyle eksiklikler mevcuttur. Defterin ilk sayfasında "tetimme-i evkâf-ı Câmi -i Kütahya" başlığı konularak birtakım bilgiler verilmektedir. Söz konusu cami, daha sonraki dönemlerde "Câmi -i Kebîr" ya da "Yıldırım Han Câmii" olarak anılan camidir. Cami ile ilgili vakıf kayıtları karşılaştırıldığında bu durum açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır (BOA., DFE.TD., 369, s.3; TKGM.VAYS.ED., 560, v. 6b). Vakıf kayıtlarına göre, II. Bâyezid döneminde cami vakfına ait ne dükkanı olduğu belirtilmeyen, camiye bitişik sekiz dükkan vardır. Bunlardan dördü harap, dördü çalışır durumdadır. Ayrıca, vakfa ait bir de kasap dükkanı bulunmaktadır. Toplamda dokuz dükkan mevcuttur (BOA.,MAD.d.262, s. 1). Kânûnî döneminde Câmi -i Kebîr Evkâfı'na ait 6 dükkan vardır (BOA., DFE.TD., 369, s.3; Özkılıç vd., 1993, s. 102). Bunlardan üçü kasap dükkanı, biri şerbet dükkanı olup ikisinin ne dükkanı olduğu belli değildir. Kasap dükkanlarından biri, "dükkan-ı cedîd" yani "yeni dükkan" şeklinde kaydedilmiştir. Durum [388]