Çankaya Üniversitesi-İİBF. 2011-2012 Bahar Yarıyılı. Dr. Ahmet OZANSOY



Benzer belgeler
FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

N VE PARA ARZININ ÖZELL

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

ORTA VADELİ PROGRAM

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu


1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

EKONOMİ SORULARI VE CEVAPLARI

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

İçindekiler kısa tablosu

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ

MALİ YE POLİ KASI Maliye politikası nda klasik görüş ten sapmalar özellikle 1930 yı ndan sonra önem kazanmaya baş lamı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

Piyasa Türleri. Nihai Mal Piyasaları Reel Kesim. Üretim Faktör Piyasaları Reel Kesim. Para ve Sermaye Piyasaları Finansal Kesim

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

EKONOMİ POLİTİKALARI VE

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2015 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

ÖDEMELER BİLANÇOSU VE DENGESİ

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

Finansal Piyasalar ve Bankalar

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

GSYH

Ekonomi II. 19.Para ve Bankacılık. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir.

İşsizlik Çeşitleri, Para Kavramı. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

BÖLÜM-2 İKTİSAT POLİTİKASININ AMACI. Prof.Dr. Abuzer Pınar ın kitabından faydalanılarak üretilmiştir.


Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

TARIM POLİTİKASININ ARAÇLARI Ulusal Tarım Politikası Araçları

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

MALİYE POLİTİKASI KISA ÖZET KOLAYAOF

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

Çalışma Sermayesi. Yönetimi. Çalışma Sermayesi. Ocak, Satış. Ham Madde- Mal. Üretim. Tahsilat. Ödemeler

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

İKTİSAT POLİTİKALARI

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Transkript:

Çankaya Üniversitesi-İİBF 2011-2012 Bahar Yarıyılı Dr. Ahmet OZANSOY

Maliye politikasının doğuşu ve gelişimi Maliye politikasının konusu ve amaçları Maliye politikasının araçları ve yürütülmesi Kamunun ekonomideki yeri ve önemi Ekonomiye kamu müdahalesi yaklaşımları Durgunluk dönemlerinde maliye politikası

Enflasyonla mücadelede maliye politikası Kalkınma ve maliye politikası Maliye politikası-para politikası ilişkisi Hazine-Merkez Bankası ilişkileri Borçlanma politikası ve yönetimi Bütçe ve maliye politikası Bütçe teorileri

Hükümetin vergileme ve harcama politikasını inceleyen/analiz eden ekonomi dalıdır. Vergileme (Revenues) Bütçeleme (Spending) Gelir yönü Gider yönü

XVI-XVII. Yüzyıl : Merkantilistler «Yeni keşifler, gelişen ticaret, zenginleşme isteği» «Zenginliğin kaynağı, değerli madenler» «Siyasal birlik ve ulusal gücün sürdürülmesi amacıyla ekonomik önlemler alınması» «Ülkeden değerli maden çıkışının engellenmesi amacıyla devlet müdahalesi» «Parasal, korumacı ve diğer ekonomik araçlar, ulus devletin oluşumuna katkı sağlamak üzere kullanılmıştır»

XVIII. Yüzyıl : Fizyokratlar «Zenginliğin kaynağı, tarımdır» «Üretken olan ve olmayan işgücü ayrımı» «Tarımda çalışan işgücü verimlidir» «Doğal düzen anlayışı» «Toprak, özel mülkiyet olmalıdır; çünkü doğal düzen ancak böyle devam edebilir» «Doğal düzenin devam edebilmesi için, Devlet ekonomiye müdahale etmemelidir»

XIX. Yüzyıl : Liberal ekonomi «Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler» «Her arz, kendi talebini yaratır» «Faiz haddi, tasarruf-yatırım eşitliğini sağlar» Arz-talep dengesi, piyasa fiyatını oluşturur ve kaynakların etkin dağılımını sağlar. Bu nedenle ekonomiye müdahale etmeye gerek yoktur. (Görünmez El)

Mali Gelenekçilerin temel prensipleri Kamu harcamaları küçük olmalı Kamu harcaması Vergi Ekonomik hayata müdahale Kamu kaynaklarının kullanımında verimsizlik (Kamu harcamaları az olmalı, reel olmalı, tarafsız olmalı) Devlet bütçesi denk olmalı Fazla veren bütçe Açık veren bütçe durgunluk yaratır. borçlanarak çekilen para verimsiz kullanılır. giderek büyüyen ve esnek olmayan faiz gideri mali istikrarsızlık paranın satın alma gücünün düşmesi

Mali Gelenekçilerin temel prensipleri Kamu giderleri dolaylı vergilerle karşılanmalı Dolaysız vergiler gelir ve servet üzerinden alındığı için ekonomik ve sosyal hayatla ilgisi doğrudandır. Dolaylı vergiler harcama üzerinden alındığından daha az müdahalecidir. Harcama yapmayarak vergiden kaçınılabilir, bu da tasarrufu artırır. Borçlanma uzun vadeli olmalı Para piyasasından değil, sermaye piyasasından borçlanma. Bankalardan borçlanma (kaydi para nedeniyle) para hacmini artırır ve enflasyona sebep olur. Yüksek faiz ödemeleri Hazine yi sarsar. Hazine nin itibarı için mali olanaklara bakılmaksızın ödeme yapma ve dolayısıyla yeni gelir kaynakları bulmak mecburiyeti doğar.

Mali Gelenekçilerin temel prensipleri Para piyasasından borçlanabilmek için Faiz ödemeleri Transfer harcamaları (Özellikle yüksek faiz dönemlerinde) faiz ödenir. Kısa vadeli borçların vadeleri çabuk sona erer ve ödenemezse devletin itibarı sarsılır. Vergi gelirleri kısa vadeli borçların ödenmesine kâfi gelmezse vergiler artırılmak zorunda kalınır. Çünkü borçlanma, gerçek bir gelir olmayıp vaktinden önce tahsil edilmiş vergidir. Vergilerin artması için ya oran artırılır, ya da yeni vergi kaynağı bulunur. Her ikisi de sosyal ve ekonomik hayata müdahale sonucunu doğurur. Vergiler kullanılabilir gelir Talep

Mali Gelenekçiler (Minimal Yaklaşım) Ekonomik karar alıcıların tam ve simetrik bilgiye sahip olması Dışsallıkların olmaması Piyasaya giriş çıkışların serbest ve maliyetsiz olması Faktör ve mal akışkanlığının sürtünmesiz olması Azalan maliyetli üretim alanlarının olmaması şartları gerçekleşiyorsa, piyasaya müdahaleye gerek yoktur. Üreticiler kâr, tüketiciler ise fayda maksimizasyonunu sağlarlar. (Birinci en iyi) (Fiyat=Marjinal Maliyet=Marjinal Hasılat) Şartlardan biri yada birkaçı ihlal ediliyorsa, sadece bu ihlalin giderilmesine yönelik müdahale yapılmalıdır. (İkinci en iyi) Devlet; kamu malları (ulusal güvenlik, adalet vb.), dışsallıklar (örn. çevre kirliliği), erdemli mallar (temel eğitim, uyuşturucunun yasaklanması vs.) ve doğal tekeller (sabit maliyeti yüksek, marjinal maliyeti düşük) gibi piyasanın işlemediği alanlarda devreye girmek zorundadır. Ancak harcamalarını mümkün olduğunca az tutmalı ve ekonomik etkinliği bozmamalıdır. Devlet, doğrudan müdahale etmek yerine kurum ve kurallarıyla işleyen bir piyasa düzenlemesi yapmalıdır.

XX. Yüzyıl : Keynesyen Anlayışa Geçiş Süreci 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı Kamu harcamalarının artışı, savaş sonrası (gazi, malul gelirleri, tamirat vs. nedeniyle) düşürülemedi. 1929 Büyük Buhranı Kamu harcamaları ve borçlanmaların artırılması yoluyla krizle mücadele (Roosevelt, Adolph Hitler, sosyalistler) 1939 İkinci Dünya Savaşı 1919-1939 arası dönemde işsizlikle mücadelede silahlanma, sosyal güvenlik ve bayındırlık harcamalarının kullanılması. 1945 Refah Devleti Anlayışına Geçiş Herkesin fakirlik, açlık, sefalet, pislik ve işsizlikten korunması ve arzulanan bir refah düzeyine ulaşılması.

XX. Yüzyıl : Keynesyen Anlayış (Müdahaleci) Her talep, kendi arzını yaratır. Eksik ve aşırı istihdamda da denge olabilir. Bu durumda özel ve kamu harcamalarının birindeki artış, diğeri aleyhine gerçekleşmeyebilir. Tasarruf ve yatırımlar sadece faiz oranına değil, sermayenin marjinal verimliliğine (gelecek hakkındaki bekleyiş) bağlıdır. Faiz; yatırım ve tasarrufun değil, para arzı ve para talebinin fonksiyonudur. Faiz, likiditeden uzaklaşmanın bedelidir. Devlet, harcama ve vergiler yoluyla talebi etkileyebilir. Toplam talep, kısa dönemde istihdamın temel belirleyicisidir. İstihdam hacmi milli gelire bağlıdır.

XXI. Yüzyıl : Yeni Devlet Anlayışı (Sosyal Devlet) Tüketici devletten süzgeç devlete geçiş (Milli geliri yeniden dağıtma fonksiyonu) Hazine gelir ve harcama yoluyla piyasayı etkileyebilir. Piyasada girişimci olarak yer alıp piyasa mekanizması gibi etkileme Üst gelir grubundan toplanan vergilerin, alt gelir grubuna harcanması yoluyla etkileme Doğrudan transferler yoluyla etkileme Kamu girişimleri, her zaman özel girişimlerden daha az verimli değildir. Kamu gelirleri ve kamu harcamaları hiçbir zaman tarafsız olmaz.

Para Politikası Gelirler Politikası Maliye Politikası Kamu Harcamaları Vergiler Borçlanma İktisat politikası, belirli amaçlara ulaşmak için iktisadi araçların kullanılmasıdır. İktisat politikasının en genel amacı ekonomik refahı maksimize etmektir.

Ekonomik refahı maksimize etmek Ekonomik istikrarı sağlamak Tam istihdamı gerçekleştirmek Ekonomik büyümeyi hızlandırmak ve sürekli kılmak (gelişmekte olan ülkelerde) Adaletli bir gelir dağılımı yaratmak Bu amaçlar arasındaki öncelikler ülkenin gelişmişlik düzeyine göre değişir. Ekonomik istikrar, gelişmiş ekonomilerde maliye politikasıyla eş anlamlıdır.

Para politikası; para otoritesi olan merkez bankasının belirli ekonomik büyüklükleri hedeflenen yönde etkilemek amacıyla para arzını değiştirmesidir. Para otoritesinin görevi, hedefe ulaşmak için para arzını gereken ölçüde artırmak veya azaltmaktır. Faiz oranı Açık piyasa işlemleri Destek imkânları Reeskont oranı Zorunlu karşılık (disponibilite) oranı Kredi politikası Döviz alım satımı İthalat teminat oranı ve süresi Asgari ödeme oranı Zorunlu döviz devir oranı

Para arzı, bir ülkede para olarak kullanılan tüm araçların toplam değeridir. Paranın temel özelliği değişim ve birikim aracı olmasıdır. M1= Nakit para + Vadesiz mevduat + Çek mevduatı M2 = M1 + Vadeli Mevduat M2Y = M2 + Yurtiçi Döviz Tevdiat Hesapları M3 = M2 + Resmi kuruluşlar mevduatı + Merkez Bankasındaki Diğer Mevduat M3Y = M3 + Yurtiçi Döviz Tevdiat Hesapları

Gelirler politikası; para politikası araçlarının dolaylı etkisini kullanmak yerine, hükümetin ücret ve fiyatların oluşum sürecine doğrudan müdahale etmesidir. Fiyat ve ücretlerin dondurulması, tavan ve taban konulması veya endekslenmesi İşçi ve işveren çevrelerinin belirli konularda ikna edilmesi

Maliye politikası; belirli ekonomik amaçlara ulaşmak için kamu maliyesi araçlarının kullanılmasıdır. Maliye politikasının konuları şunlardır: Kamu harcamaları Kamu yükümlülükleri Kamu borçlanması Kamu ekonomisinin mali idaresi Kamu ekonomisinin milli ekonomi ile bütünleştirilmesi Az gelişmiş ekonomilerde tasarruf hacmini artırmak yoluyla sermaye birikiminin sağlanması

Ekonomide istikrar sağlamak (enflasyonist ve deflasyonist eğilimlere karşı koymak) Fiyat istikrarı Tam istihdam İktisadi kalkınmayı gerçekleştirmek Servet dağılımını ve yaşama düzeylerini iyileştirmek Az gelişmiş ekonomilerde tasarruf hacmini artırmak yoluyla sermaye birikiminin sağlanması

Belirli bir tüketim düzeyine ulaşma ve iktisadi kalkınma arasında çatışma (tüketim/tasarruf) Fiyat istikrarı ile tam çalışma arasında çatışma (Azalan Verimler Kanunu) Ekonomik ve sosyal haklarla maliye politikası amaçları arasında çatışma (Devletleştirme/ Kamulaştırma, Doğal Kaynaklar) Maliye politikası amaçları ile mali araçların amaçları arasındaki çatışma (Devlet borçlarının azaltılması amacı, iktisadi kalkınmayı sağlamak için devlet borçlarının artırılması amacıyla çelişir. Enflasyonla mücadele için fazla veren bütçe istenir. Fazla veren bütçe, az gelişmiş ülkelerde dolaylı vergilerin artırılmasıyla olur. Bu da fakir kesimin aleyhine sonuç doğurur.)

İktisadi hayat hakkında güvenilir tahminde bulunmak (enflasyonist yada deflasyonist gidişi önceden hissetmek) Alınacak kararların yasama ve yürütme organı ile halk tarafından benimsenmesi Kararları zamanında almak ve uygulamak Maliye politikasını diğer iktisat politikası araçları ile uyumlulaştırmak Tutarlı olmak (enflasyonla mücadele ederken denk bütçe taraftarı olunmaz)

İşlemsel sınırlamalar (Gecikmeler sorunu) Ekonomik konjonktürün doğru tahmini Alınacak önlemlerin mali büyüklüklerinin tespiti Gerekli önlemin alınabilmesi için geçen zaman (yasa değişikliği, BKK vs.) Alınan kararların ekonomi üzerindeki etkilerinin ortaya çıkması (6 ila 18 ay) Yapısal Sınırlamalar Sektörel problemlerin çözümünde sınırlılık (mikro yaklaşım gereği) Tam istihdam durumunda sendika baskısıyla yapılan ücret artışlarının yarattığı sorunlar talep artışı yaratılırsa enflasyon Maliyet Toplam arz talep azalışı yaratılırsa işsizlik Politik Sınırlamalar (enflasyonist eğilim) Oy kaygısı

Kamu ekonomisi sadece iktisadi nitelik taşımaz. İktisadi Mali Sosyal Siyasi Teknik nitelikler taşır.

Kamu Ekonomisinin Nispi Değerinin Bilinmesi Niçin Önemlidir? İktisadi kaynakların optimum kullanımı bakımından (bazı alanlarda özel sektörün acizliği) Planlama tekniği bakımından İstenilen hedeflere ulaşabilmek bakımından Kalkınmanın finansmanı bakımından (teşebbüs gelirlerinin önemi) Özel ve kamu sektörünün uyumu bakımından

Kamu Ekonomisinin Nispi Değeri Nasıl Ölçülebilir? Kamu ekonomisinde yaratılan safi mal ve hizmet miktarı X Fiyat Miktar belirlenirken transfer harcamaları dışarda tutulur. Y= C + I + (G - T) Fiyat belirlenirken 3 usul kullanılabilir. Fiyat=Maliyet (verim artışları ve katma değer?) Fiyat= Kamu Gelirleri (Vergiler-ara mal bedelleri) Fiyat = Yaklaşık piyasa fiyatı (götürü usul) (Piyasanın üretmediği hizmetler?) (Her 3 usul de sorunlu)

a) Reel Harcamalar - Transfer Harcamaları Reel harcama: Doğrudan doğruya mal ve hizmet alımıdır. Devletin geleneksel fonksiyonlarını yerine getirirken yaptığı harcamalardır. Milli geliri artırır. Örneğin; askeri ve idari harcamalar, eğitim ve sağlık harcamaları, yatırım harcamaları vs.

Transfer harcaması: Milli gelire doğrudan etki etmeyip sadece satın alma gücünün şahıslar veya sosyal tabakalar arasında el değiştirmesine sebep olan harcamalardır. Örneğin; borçlanma faizleri, sosyal yardımlar, teşvikler, iktisadi gayeli mali yardımlar, harp gazi ve malullerine yapılan ödemeler, emekli maaşları vs. Dolaylı-dolaysız; gelir-sermaye; verimli-verimsiz transfer harcamaları şeklinde ayrımlar yapılabilir.

b) Yatırım Harcamaları - Cari Harcamalar Yatırım harcamaları: Sermaye birikimi, istihdam yaratma ve üretim kapasitesiyle ilgili olan harcamalardır. Cari harcamalar: Kamu tüketimi ile ilgili harcamalardır.

c) Verimli Harcamalar - Verimsiz Harcamalar Verimli harcamalar: Milli ekonominin üretim potansiyelini artıran harcamalardır. Verimsiz harcamalar: Milli kaynakların tüketimi ile sonuçlanan harcamalardır. Sorun: verimli-verimsiz harcamaların muğlaklığı. (Yatırım harcamaları verimsiz sermaye transferini ihtiva edebileceği gibi, cari harcamaların bir kısmında ekonomide üretimin artırılmasına katkı sağlanabilir)

1) Siyasi Bakımdan a. Anarşist Görüş: Devlet olmamalı. Sadece piyasa. b. Liberal Görüş: Devlet gerektiği kadar olmalı. c. Refah Devleti Görüşü: Devlet ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayacak tedbirleri almalı. d. Komünist Görüş: Her şeyi devlet yapmalı.

2) Ekonomik Bakımdan a. Faydaların ölçülmesi (Paul A.Samuelson) Faydası ölçülebilen malları özel sektör, ölçülemeyenleri devlet üretsin. b. Mukayeseli Sosyal Fayda Teorisi Devletin giriştiği faaliyetin marjinal sosyal faydası, vergi mükelleflerinin katlanacakları yük nedeniyle toplumun mahrum kaldığı marjinal sosyal faydayla mukayese edilecektir. Ancak pratik değeri yoktur, zira ölçüm mümkün değildir.

1) Kamu ekonomisinin telafi yönü Duraklama dönemlerinde özel sektörün daralttığı üretim hacmini telafi etme. 2) Kamu ekonomisinin öncülük rolü a. Sosyal fayda sağlamayan monopolleri işletme b. Temel endüstrilerde oluşacak sıkıntıyı giderme c. İktisadi rasyonellik gereği işletme 3) Kamu ekonomisinin özel sektörü koruma ve geliştirme rolü a. Kaynak planlaması b. Teşvik planlaması

1) Klasikler İktisadi istikrar = Fiyat istikrarı (Klasiklere göre devamlı tam istihdamdadır) 2) Günümüzde İktisadi istikrar = Fiyat istikrarı + Tam istihdam dengesi

Savaşlar Özel sektör tüketim ve yatırım düzeylerindeki dalgalanmalar Para talebindeki değişiklikler Dış talebin artmasından kaynaklanan ihracat artışları Ekonominin arz koşullarındaki değişiklikler Ücretlilerin davranışı Politikacıların davranışları Uluslararası finansal krizler

Toplam arz = Toplam talep Yatırım malları Yatırım harcamaları + + Tüketim malları = Tüketim harcamaları + + İthalat İhracat = Ücret+ Faiz+ Rant+ Kâr Üretim faktörlerinin milli gelirden aldıkları paydan tasarruf ettikleri kısım, aynı dönemde kredi kuruluşları tarafından alınarak tüketim ve yatırım harcamalarına yönlendirilebilseydi, yatırım ve tüketim malları arzı, yatırım ve tüketim harcamaları toplamına eşit olur ve toplam arz=toplam talep dengesi sağlanırdı. (Bu denge tam ya da noksan istihdam dengesi olabilir)

Tasarruflar her zaman, oluştukları dönemde tüketim ve yatırım harcamalarında kullanılamazlar. Bu takdirde toplam arz, toplam talepten büyük olur. Efektif talep cari fiyat seviyesi üzerinden tüm malları alamadığı için fiyat istikrarı bozulur. Tekrar denge kurulması için; Ya toplam arz düşecek (eksik istihdam) Ya da genel fiyat seviyesi düşecek (fiyat istikrarsızlığı) Her iki halde de milli gelir düşecektir.

Eski dönemde atıl duran fonlar ekonomiye kazandırılırsa, dönem içinde toplam arz, toplam talebi karşılayamaz. Ya toplam arz artırılacak (kısa dönemde olmaz) Ya da genel fiyat seviyesi yükselecek (fiyat istikrarsızlığı) Dış alemle ilişkiler de fiyat istikrarını bozabilir: İhracat artışı, toplam arzı azaltıp para arzını genişletir. Ticaret hadlerinin ihracatçı lehine olması, ihracatçıların gelirini artırıp toplam talebi yükseltir. Üretim ya da ithalat yoluyla bu talep karşılanmazsa fiyat istikrarı bozulur.

Kredi hacmindeki artış ve azalışlar da, para arzını etkilediği için fiyatlar genel seviyesini etkiler. Şu politikalar para arzını azaltır: a. Reeskont oranını yükseltmek b. Bankaların kanuni karşılıklarını ve disponibilite oranlarını yükseltmek c. Tahvil satarak açık piyasa işlemi yapmak d. Kredi tavanları tespit etmek e. Devletin banka sistemine olan borçlarını ödemesi

Tam istihdam, bir ekonomideki tüm üretim faktörlerinin kullanılıyor olmasıdır. İşgücü tam kullanılıyorsa, diğer faktörlerin de tam kullanılacağı varsayılır. Buna göre tam istihdam; çalışma istek ve kabiliyetinde olan faal nüfus yaşları arasındaki işçilerin cari ücret seviyesi üzerinden çalışmalarını ifade eder. (Arızi işsizlik hariç) Bir başka tanıma göre tam istihdam; efektif talebin artırılması suretiyle istihdam hacminin artırılamadığı haldir. Tam çalışma dinamik bir seviyedir. (Nüfus artışı, teknolojik gelişmeler)

Ekonominin bünyesinde mevcut olup, hiçbir iradi ve yasal işleme gerek kalmadan ekonomideki konjonktür hareketlerini hafifleten istikrar kuvvetleridir. Otomatik stabilizatörlerin esası, kamu gelir ve giderlerinin ve bunlara bağlı bazı ekonomik mekanizmaların ekonomideki dengesizlikleri (enflasyonist ve deflasyonist eğilimleri); herhangi bir yasama tasarrufuna, idari karara, iktisadi teşhise ve buna uygun mali tedbirlere ihtiyaç hissetmeksizin hafifletmelerine dayanır.

1- Vergiler Bir ekonomide vergilerin otomatik stabilizatörlüğü, gelir düzeyindeki değişikliklere karşı, vergi hasılatındaki değişikliklerin ne olduğuna bağlıdır. Ekonominin genişleme dönemlerinde; vergi hasılatı vergi matrahından daha hızlı artmakta ve vergi mükelleflerinin harcamalarını artırmalarına engel olmaktadır. Vergi zorunlu olarak mükellefi gelirinden mahrum ettiğinden özel tüketim ve yatırım harcamaları mükellefin geliriyle orantılı olarak artmamaktadır. Ekonominin daralma dönemlerinde; ödenen verginin ortalama oranı düşmekte, gelirleri azalmasına rağmen mükellefler harcamalarını büyük ölçüde devam ettirmektedirler.

Şahsi gelir vergisi, ekonomik refah dönemlerinde özel harcamaları kısıcı ve ekonomiyi daraltıcı yönde etkilemekte, ekonominin daralma dönemlerinde ise özel harcamaların düşmesine engel olmakta ve ekonomide genişletici etkiler meydana getirmektedir. Gelir Vergisinin otomatik stabilizatörlük görevini yerine getirebilmesi için: Genel bir vergi olarak her tür gelir ve kazancı vergilendirmeli Artan oranlı olmalı Vergi kaçakçılığı az olmalı Götürü vergileme olmamalı

Tek oranlı vergilerde vergi hasılatının otomatik esnekliği, vergi matrahının esnekliğine yani gelirdeki değişikliklere karşı vergi miktarının tepkisine bağlıdır. Kurumlar vergisi, tek oranlı olması nedeniyle, gelir vergisi kadar olmasa da otomatik stabilizatör görevi görebilir. Tüketim vergileri ile servet vergilerinin otomatik stabilizatörlük işlevleri çok sınırlıdır.

2- Kamu Harcamaları Kamu harcamalarının otomatik stabilizatörlük güçleri, vergilere oranla daha azdır. Çünkü kamu harcamaları, gelir düzeyindeki değişiklikleri daha uzaktan izler. Bunun nedeni harcamaların yasama faaliyeti gerektirmesi ile bazı harcamaların niteliklerinin ekonomik konjonktürden bağımsız olmasıdır. Bu nedenle daralma dönemlerinde kamu harcamalarının otomatik olarak artması, genişleme dönemlerinde ise azalması ancak belli tür kamu harcamalarında olabilmektedir.

Otomatik Stabilizatör Niteliği Taşıyan Kamu Harcamaları a. İşsizlik Sigortası Primleri ve İşsizlik Yardımları Ekonominin genişleme dönemlerinde işsizlik azaldığından işsizlik sigortası ödemeleri azalır ve işsizlik sigortası primleri birikir. Bu fonlar başka şekillerde kullanılmazsa toplam talep azalır ve daraltıcı etki yaratır. Ekonominin daralma dönemlerinde işsiz sayısı arttığından işsizlere sosyal yardım ve işsizlik ücreti ödemeleri artmakta, efektif talebin azalması önlenmeye çalışılmaktadır.

Otomatik Stabilizatör Niteliği Taşıyan Kamu Harcamaları b. Tarım Destekleme Politikaları Tarım ürünlerinin arzının büyük ölçüde doğa koşullarına bağlı olması ciddi fiyat istikrarsızlıklarına ve çiftçilerin zarar görmelerine neden olur. Bunu engellemek için devlet, ürünün bol olduğu yıllarda destekleme alımları ya da sübvansiyonlarla mal satın alır ve kıt yıllar için stok yapar. Üretimin az olduğu yıllarda stokları piyasaya vererek fiyatların yükselmesini önlemeye çalışır. Böylece mahsul durumuna göre üreticinin ve tüketicinin satın alma güçleri korunarak efektif arz-talep dengesizliği önlenir ve fiyat istikrarı sağlanmaya çalışılır.

3- Otomatik Stabilizatör Niteliği Taşıyan Diğer Unsurlar a. Kurum ve Aile Tasarrufları Kurumların genişleme dönemlerinde kârlarının bir kısmını dağıtmayıp, daralma dönemlerinde azalan kâra rağmen dağıtılan kâr payını azaltmamaları ve benzer şekilde ailelerin gelirleri artınca harcamalarını artırmayıp tasarruf etmeleri ve gelirleri azalınca da harcamalarını azaltmamaları otomatik stabilizatör vazifesi görür. Ancak bunların esasında iradi kararlar olduğu unutulmamalıdır.

3- Otomatik Stabilizatör Niteliği Taşıyan Diğer Unsurlar b. Bütçe Açık ve Fazlaları Genişleme dönemlerinde üretim, istihdam, milli gelir ve vergiler artar. Transfer harcamaları ve sosyal yardım harcamaları da azalır. Böylece bütçe fazla verir. Bütçe fazlası kadar parasal gelir ekonomiden çekilerek ekonomi üzerinde daraltıcı etkiler meydana getirir. Daralma dönemlerinde vergi hasılatı düşer. Transfer harcamaları ve sosyal yardım harcamaları da artar. Böylece bütçe açık verir. Finanse edilerek ekonomiye aktarılan açık tutarı ekonomide genişletici etkide bulunur.

3- Otomatik Stabilizatör Niteliği Taşıyan Diğer Unsurlar c. Stoklardaki Artış ve Azalmalar Ekonomide mevsimlik hareketler sonucu mübadele hacminin genişlediği zamanlarda artan talep stoklardan karşılanır. Toplam talep, arzı aşmadığı sürece genel fiyat seviyesinde bir yükselme meydana gelmez. Daralma dönemlerinde stoklarda yükselme meydana gelir. Stoklar korkulacak seviyeye varmadıkça genel fiyat seviyesi değişmez. Fiyat istikrarı korunur.

Otomatik Stabilizatörlerin Etkilerinin Önemi Otomatik stabilizatörlerin, iradi maliye politikalarına karşı üstün oldukları yön, yasal ya da idari bir işleme gerek göstermeksizin ekonomik faaliyetler üzerinde hemen etkisini göstermesidir. Ancak bu etki abartılmamalıdır. Zira otomatik stabilizatörlerin ekonomideki denge bozucu unsurları tamamen gideremediği gibi bazen konjonktürel olarak arzulanmayan sonuçlar da doğurabildiği bilinmektedir. Bu nedenle otomatik stabilizatörlerin iradi maliye politikalarıyla desteklenmesi gerekmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki; iradi maliye politikaları ile otomatik stabilizatörlerin hangisinin ne oranda tercih edileceği neticede sadece ekonomik değil, aynı zamanda politik bir karardır.

Formül Esnekliği Kavramı Kısmen iradi maliye politikası karalarındaki gecikmeleri azaltmak ve kısmen de otomatik stabilizatörlerin yetersizliklerini gidermek için ortaya atılan bir kavramdır. Bu yönteme göre; bir ekonomide ekonomik hayatla ilgili göstergeler belli bir değeri aşınca, türü ve büyüklüğü önceden saptanmış olan bir takım önlemlerin otomatik olarak devreye girmesi kararlaştırılmaktadır. Böylece uygulanan politika iradi olmaktan çıkarılarak yarı-otomatik hale getirilmiş olmaktadır. Örneğin, yasama organının yürütme organına, belli bir zaman dilimi içinde işsizlik oranının belli rakamı aşması halinde, gelir vergisi oranında belli miktarda indirim yapma yetkisi vermesi.

Otomatik Stabilizatörlerin Neden Olabileceği Olumsuzluk: Mali Sürüklenme (Mali Engel) İşgücündeki artış ya da üretkenlik artışı sonucu, tam istihdam gelir düzeyi artıyorsa (daralmadan çıkış), vergiler gelir değişmelerine harcamalardan daha duyarlı olduğu için, tam istihdam bütçe fazlaları artan oranlı bir biçimde ortaya çıkacaktır. İradi mali politikalarla bir denge sağlanmazsa, maliye politikasının bu otomatik karakteri ekonomide daraltıcı etki yapacaktır. Tam istihdamın altında olan bir ekonomide; esnekliğin çok yüksek olması durumunda genişleme döneminde (daralmadan çıkış) aşırı derecede artan vergiler gelişmeyi olumsuz yönde etkileyerek ekonominin tam istihdam düzeyine gelmesini engelleyebilir. Bu sürece mali sürüklenme adı verilir.

1929 büyük ekonomik buhranı, ekonominin kendiliğinden dengeye gelebileceği düşüncesini büyük ölçüde sarsmış ve devletin gerektiğinde ekonomik istikrarı sağlamak, yatırımları ve istihdamı artırmak için ekonomiye müdahale edebileceği görüşü Keynes le birlikte yaygınlaşmıştır. Keynes e göre; ücretler düşme yönünde esnek olmadığından ekonominin kendiliğinden tam istihdam düzeyine gelmesi mümkün değildir. İşsizlik ortaya çıktığında ücretlerin düşmesi, tam istihdamı sağlamak yerine gelirin azalmasına ve talep daralmasına sebep olur. Öte yandan faiz oranları tasarruf-yatırım eşitliğini kendiliğinden sağlamaz. Tasarruf gelir düzeyine, yatırım ise sermayenin marjinal verimliliğine bağlıdır. Bu yüzden durgunluk döneminde düşen faizler, yatırım-tasarruf dengesini gerçekleştiremez.

Keynes e göre; talepteki dalgalanmalar ekonomik istikrarsızlığın temel nedenidir. Talep yönetiminde ise en etkin araçlar, kamu harcamaları ve vergilerdir. Durgunluk dönemlerinde para politikasıyla sonuç almak çok zordur. Çünkü para miktarı ne kadar artırılırsa artırılsın, faiz belirli bir düzeyin altına inmez (likidite tuzağı). Ayrıca düşük faiz, durgunluk dönemlerinde yatırım için yeterli bir motivasyon değildir. Sonuçta devlet harcama ve vergi gibi maliye politikası araçlarını kullanarak özel sektördeki daralmayı telafi etmek zorundadır. (Telafi Edici Maliye Politikası) Genişleme dönemlerinde ise talepteki artışı frenlemek için yine aynı araçlar ters yönde kullanılarak genişleme yavaşlatılacaktır.

1- Ekonomik Tahminlerin Doğruluğu Ekonomideki durgunluk kendiliğinden düzelebilecek geçici bir durum mudur yoksa gerileme döneminin başlangıcı mıdır? Ekonomideki fiyat artışlarının nedeni nedir? 2- Uygulanacak Politikaların Dozu Kamu harcamaları ne kadar artırılmalı veya azaltılmalıdır? Vergiler ne kadar azaltılmalı veya artırılmalıdır? 3- Gecikme Sürelerinin Hesaplanması Karar almada ne kadar gecikildi? (recognation lag) Kararın uygulamaya konulmasında ne kadar gecikildi? (implementation lag) Uygulanan politika etkilerini ne zaman göstermeye başlayacak? (response lag)