I. KADIN ÖZGÜRLÜK KURULTAY TARTIŞMALARI ÖNDERLİK ÇİZGİSİNDE KADININ BİRLİĞİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN TEMİNATIDIR...!



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

Şiddete Karşı Kadın Buluşması 2

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

GENEL BAŞKANIN MESAJI

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

4.2 Radikal demokrasinin kurucu gücü olarak kadın özgürlük deneyimleri

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu yıl altıncısını düzenlediğimiz Kurumsal Yönetim Zirvesi ne hoş geldiniz.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

2013 YILI Faaliyet Raporu

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Strasbourg da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için günlerdir eylemde olan kadınlar, Haber alıncaya kadar buradan ayrılmayacağız diyor.

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

MÜSİAD Başarılı Öğrenciler Ödül Töreni KARADENİZ EREĞLİ 7 HAZİRAN 2018 Sayın Kaymakamım, Sayın Milletvekilim, Sn Rektörüm, Belediye Başkanlarım,

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Cumhuriyet Halk Partisi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

MAHİR ÜNAL DÜNYA TURİZM FORUMU AÇILIŞINA KATILDI

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Oylar bölünmesin Türkiye bölünmesin!..

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

Cumhuriyet Halk Partisi

Örnek Tarot Okuması

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türkiye nin 81 ilinden gelen 100 muhtar, çözüm sürecine destek için Mardin de toplandı. Muhtarlar, barışa destek için beyaz güvercin uçurdu.

ATATÜRK ORMAN ALANLARI DEĞİRLENDİRME FİKİR PROJESİ

Altın Ayarlı İslâmi Finans

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN " TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Konsept Yorum 200 EYLÜL 2010

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

Başkan Kocadon basına yemek verdi; tarafsızlığınızdan taviz vermeyin

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, Haberleri, ).

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Mezopotamye Ekoloji Hareketi 1. Konferansı Sonuç deklarasyonu

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Transkript:

I. KADIN ÖZGÜRLÜK KURULTAY TARTIŞMALARI ÖNDERLİK ÇİZGİSİNDE KADININ BİRLİĞİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN TEMİNATIDIR...!

I. KADIN ÖZGÜRLÜK KURULTAY TARTIŞMALARI Özgür Kadın Akademisi Yayınları

BASIM YERİ: AZADİ MATBAASI BASIM TARİHİ: 2005

İÇİNDEKİLER AÇILIŞ KONUŞMASI SÜREKLİ GÜNEŞ LE ISINACAĞIZ 7-15 SİYASAL GÜNDEM TARTIŞMALARI 15-57 ÖRGÜTSEL GÜNDEM TARTIŞMALARI 58-132 KJB YAPILANMA TARTIŞMALARI 133-236 KAPANIŞ KONUŞMASI 237 240 FOTOĞRAFLAR 241-247

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları AÇILIŞ KONUŞMASI SÜREKLİ GÜNEŞ LE ISINACAĞIZ! Zaxo Arkadaş: Başta değerli analarımız, kıymetli misafirlerimiz ve kurultaya katılan tüm arkadaşları selamlıyor ve hoş geldiniz diyoruz. Kurultayın açılışına başlamadan önce, tüm arkadaşları bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyoruz. Şehitlerimiz mücadelemizin öncüleridirler. Konuşmaya başlamadan önce, bize bu huzurlu salonu hazırlayan arkadaşlara, tüm arkadaşlar adına teşekkür ediyor ve onları kutluyoruz. Değerli misafirler ve arkadaşlar; zorlu ve soğuk bir kıştan sonra baharlaşmaya doğru giden doğada, başını kaldırıp güneşi selamlayan kardelenler gibi biz de, kutsal toprakların kadınları olarak zorlu ve sancılı bir süreçten sonra, bir kez daha kendi tarihimizi kendi elimizle yazıyoruz. Geriliğin, köleliğin sayfalarını arkamızda bırakıyor ve destanımızı bir kez daha kendi elimizle yazıyoruz. Kadın Özgürlük Hareketinin I. Kurultayı nın açılışıyla ki, bunu 8 Mart serhıldanları ve Newroz kutlamaları ışığında gerçekleştiriyoruz. Bu günler özgürlük güneşimiz tarafından yaratıldı. Bizi sürekli sevgi ve sıcaklığıyla kucaklayan Demokratik Konfederalizm Önderi Başkan Apo yu selamlıyor ve 8 Mart ın bütün özgür kadınlarını, canlı kalkan analarını, halkımıza karşı yürütülen bu geri savaşa karşı canıyla duran, Newroz da bütün yönüyle kahramanlık ve bağlılığını dile getiren kendi özgür rengiyle baharın rengini zenginleştiren halkımızı, bu günde selamlıyor ve bütün özgürlük şehitleri önünde eğiliyor ve diyoruz ki, onlar sürekli günümüzün ışığı ve yolumuzun aydınlatıcıları olacaklardır. Değerli analar ve değerli arkadaşlar, Biz bu kurultayımızı, çok kritik bir süreçte gerçekleştiriyoruz. Dünyamız, bölgemiz, insanlarımız ve halkımız büyük bir dönemeçten geçmektedir. Bundan dolayı bu durumu geniş bir şekilde değerlendirmek, yorumlamak, halklar ve kadınlar üzerindeki etkilerini değerlendirmek, bizim için yaşamsal bir konudur. Yaşamımızın bütün alanlarını, kültürümüzü, kişiliğimizi, bilincimizi ve ekonomimizi her yönüyle sömüren bir güçle, karşı karşıyayız. Bu savaşın temeli kadın 7

üzerinden yürütülmektedir. Biz bu sisteme karşı kendi sistemimizi kurmalı ve insanlığa karşı yürütülen bu kanserli sistemi durdurmalıyız. Bundan dolayı kadının ve halkın hizmetine girecek projeleri iç dinamikler üzerinden geliştirmek en temel görevler olarak önümüzde durmaktadır. Bugün, karşı karşıya olduğumuz tehlikeleri aşmamız için başta sistem tarafından üzerimizde kurulmuş olan zihniyeti ortadan kaldırmalı ve kadınla halkları öğüten bu sistemi ortadan kaldırmalıyız. Bundan dolayı biz her şeyden önce kişilikteki bu zihniyet ve geriliği aşmak zorundayız, yoksa bu sistem içinde yedek bir güç konumuna düşeceğiz. Kadın olarak kendi sistemimizi oluşturabilmemiz için bu kurultayda geniş bir şekilde bazı sorulara cevap olabilmemiz gerekir. Biz kendi içimizde nasıl bir zihniyet oluşturmak istiyoruz? Buna cevap vermeliyiz. Nasıl bir erkek, nasıl bir kadın? Özgür kadın nasıldır ve nasıl yaşar, özgür erkek nasıldır ve nasıl yaşar? Bizim fikirlerimizi ve gerekliliklerimizi yerine getirecek örgüt ve mekanizma nasıl olacak? Önümüzdeki süreç açısından esas alacağımız eylemler hangi temellerde olacak? Toplum içindeki kadınların ihtiyaçlarına ve yaşadıkları trajedilere nasıl cevap olabiliriz. Kadın hareketi olarak bütün bu soruları değerlendirmeli, yorumlamalı ve cevaplamalıyız. Şimdiye kadar biz dünümüzü geçmişimizde boğuyor, geleceğimizi de bugünümüzde boğuyorduk. Bunun için biz bu sefer çok dikkatli bir şekilde zamanımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Ancak bu şekilde Önderlikle ve süreçle bir bütünlük sağlayabiliriz. Bundan dolayı ayçiçekleri gibi sürekli yüzümüz güneşe ve geleceğe dönük olmalıdır. Hepimiz iyi biliyoruz ki, kurtuluş hareketleri 20. yüzyılda devlet kurma temelinde kendilerini örgütlemek istediler ve dediler ki; biz önce devlet kurmalı ve ondan sonra toplumda değişim- dönüşümü yapmalıyız. Gerçekten de bunlar başarıya ulaştılar ancak onların zaferi kadının ve halkların çok kötü bir şekilde kaybetmesine yol açtı. Fakat, biz şimdi çok büyük bir şansın sahibiyiz. Çünkü biz ilk kez kendimizi devlet, iktidar ve hiyerarşi ahtapotundan kurtarabiliriz. Biz bugün böyle bir perspektifin sahibiyiz. Kadın, ilk defa kendini devlet mitolojilerinden ve sömürünün yalanlarından kurtarması için tarihi bir fırsat elde ediyor. Demokratik Konfederalizm ve Yüce Kadınlar Topluluğu nun sistemi, devlet sistemine karşı kendisini oluşturacak bir sistemdir. Biz kadınlar olarak adil tanrıça sisteminin, adalet ve özgürlük sisteminin, insanlığa en fazla layık olan bu sistemin oluşturulması için büyük bir çaba harcamalıyız. Demokratik Kadın Konfederalizm sisteminin oluşturulması, tanrıça analarımız İnanna ve Tiamat ın kaybettiği yasaların yeniden kazanılması anlamına gelir. Bir kez daha kadının güzelliği ve zekası yaratılacak ve kadın kaybolmuş gücünü kazanacaktır. Bu baharda en büyük armağanı, en kutsal armağanı Başkan Apo bize 8

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları vermiştir. Başkan Apo, şimdiye kadar bize çok büyük özgürlük zemini açmıştır. Bu zemin içerisinde nasıl düşünebilir, nasıl yaşayabilir ve yaşam gereklerini nasıl yerine getirebiliriz, bunlar bizim için esas olan şeylerdir. Çünkü yaşam prensiplerimize karşı büyük bir saldırı geliştirildi. Önderlik ve kadın şahsında hain, gerici ve sömürücü güçler bütün değerlerimizi, özgürlük ve zafer üzerine kurulmuş ilişkilerimizi, bu dağlarda yarattığımız özgür yaşamın tümünü anlamsızlaştırarak bizi bir kez daha köleliğe, onurdan ve iradeden yoksun bir yaşama döndürmek istediler. Aklımızı köreltmek ve yüreğimizi tıkatmak istediler. Şimdiye kadar yarattığımız değerler ve kahramanlıkları ortadan kaldırmak istediler. Bundan dolayı kurultayımız, yeniden yapılanma üzerinde duracağı gibi, bir o kadar da halk çizgisiyle birliktelik oluşturmak için cevap olmalı. Dökülen kanlar, verilen kurbanlar, küllenen yoldaşlarımızın bedenleri ve 56 yıldır Önderliğimiz şahsında başlamış olan özgürlük yürüyüşünün durmayacağını ve sönmeyeceğini bir kez daha gösterelim. Bu şekilde şunu söyleyebiliriz. Bizim bu kurultayımız, yeniden kendinle buluşma, vicdanınla buluşma, emeğinle buluşma kurultayı olacak ki, bu bir insanın yapacağı en kutsal şeydir. Değerli arkadaşlar, Bugün gerici sistem ve geleneksel zihniyet kendisini bir kez daha kadın gücü üzerinde egemen kılmak istemektedir. Yaratılan bu dogma sistem, bir kez daha kadını kendi eksenine alarak, kendi amaçlarını onun üzerinden yerine getirmeye çalışmaktadır. Biz şimdiye kadar çok ağır süreçler geçirdik ama büyük zaferler elde ettik. Fakat şu da bir gerçeklik ki, eğer biz küçük bir parçalılığa yer verirsek kölelik ve erkeğin serbestliği için büyük bir yol açmış olacağız. Eğer biz, bir dakika bile kendi kişiliğimizde boşluk bırakırsak ve istenilen cins mücadelesini vermezsek, eğer cins mücadelesini gün be gün geliştirmezsek bu boşluk gerici güçler tarafından doldurulacaktır. Hepimiz biliyoruz ki geçmiş süreçte bütün bayan arkadaşlar olağan üstü emek harcadılar, çalışmalara çok aktif bir katılım gösterdiler. Belki her zamankinden daha fazla bir fedakarlık ve katılım bu. Fakat, hepimizi birleştirecek bir mekanizma oluşturamadığımızdan dolayı, dengemiz çok yetersiz ve dağınık kaldı. Geçmiş süreçte, içimizde gelişen merkeziyetçilik, irademizi çok zayıflattı ve biz her ne kadar değişimdönüşüm gücü için büyük imkanlara sahip olsak da, bu gücü gösteremedik. Geri erkek ve geri kadın bir kez daha bunun üzerine oturmaya çalıştı, kadın gücü üzerinde, bir kez daha bazı dengelerin yaratılması arayışlarına başvurdu. Bunun için örgütsel bilinci 9

geliştirdiğimiz kadar, örgüt olmamızın gerekliliği kadar, içimizde bir aydınlanma sistemini de oluşturmamız gerekir. Her zamankinden daha fazla zihniyet devrimine, cins bilinci ve ekoloji bilincine ihtiyaç duymalıyız. Çünkü Önderliğimizin de dediği gibi cahil kadının mücadelesi bile tehlikelidir. İnanç ve bağlılık, kimlik olduğu için her gün inancımızı güçlendirmeli ve geliştirmeliyiz. İnancımızı ne kadar geliştiriyorsak, kendimiz de o kadar gelişiyoruz. Özgür kadın kişiliği yaratabilmek ve güçlü bir direniş oluşturmak için felsefik, ideolojik ve ekolojik bilinç boyutlarında derinleşmek, önümüzde duran yaşamsal konulardır. Bu gün Ortadoğu da Rönesans a büyük bir ihtiyaç vardır. Kürt kadını herkesten daha çok ve herkesten daha fazla bu rönesansa sahip çıkacak konuma sahiptir. Bütün kadınların, bütün anaların yıllardır yaratılan değerlerde yer alması ve yıllardır verilen emekler, bir kez daha bu topraklar üzerinde, bütün kadınlar için yeni bir rönesansın oluşturulmasına imkan sunmaktadır. Kürt kadını da 8 mart serhıldanlarında kendisini bu gerçeklik için aday olarak gösterdi. Yürütülen zulüm ve zorbalığın durdurulmasına ilişkin, bütün kadınlar için bir çağrıydı. Artık kadınlar üzerinde yürütülen katliamlar durdurulmalıdır. Biz, bugün farklı farklı sorunlarla yüz yüzeyiz. En temel sorunlarımızdan bir tanesi hem kadın hareketi olarak hem de genel hareket olarak, yeniden yapılanma sorunudur. Demokratik bir sistem oluşturmak için her şeyden önce kendi içimizde güçlü bir demokrasi oluşturmalıyız. Özgür ve bağımsız bir zihniyet oluşturmalıyız. Bu da demokratik konfederalizmin yaratılmasında en temel garantidir. Kendimizi özgürleştirdiğimiz oranda çevremizi de özgürleştireceğiz. Kendimizi tanıdığımız kadar etrafımızı tanıyacağız. Kendi sistemimizi, birliğimizi oluşturduğumuz kadar değişim ve dönüşüm gücü olacağız. Bugün örgütümüz çok hassas bir süreçten geçmektedir. Birçok kongre gerçekleştirildi. PKK kongresi, HPG konferansı, PYD konferansı, Yekıtıya STAR konferansı ve birçok toplantı gerçekleştirildi. Biz yeni paradigma perspektifi temelinde ilk defa değişim ve dönüşüm yoluna giriyoruz. Bundan dolayı kurultayımızın açılışı vesilesiyle gerçekleştirilmiş olan bütün kongreleri, faaliyet ve aktiviteleri selamlıyor ve diyoruz ki; bu bahar günleri yeni yaşamın oluşturulmasında ilk adımlar olsun. Kurultayımız da gerçekleştirilen bu aktiviteleri daha üst bir aşamaya ulaştıracak, geçmiş süreçte mücadelemizde yaşanmış olan zorlu süreçlerin sayfalarını çevirecek ve onların yerine yeni sayfaları yeni zihniyet ve yeni manifesto temelinde açacağız. Biz bugün kurultayımızı Önderliğimizin Newroz da ilan ettiği perspektifler temelinde gerçekleştiriyoruz. Önderliğimiz, Kürt lerin yeni yılında 10

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları kadınlar ve halklar için yeni bir sistem armağan etti. Koma Komaleyin Kürdistan ve Koma Jinen Bilind, uzun vadeli bir strateji olduğu gibi, gericiliğin, halkımıza ve bölgeye yönelik günlük politikalarına karşı da bir cevaptır. Gerici güçler ve batılı güçler tarafından geliştirilen ilkel milliyetçilik, bölgemizdeki halkların çıkarları üzerinde büyük bir tehdit teşkil etmektedir. Bundan dolayı da demokratik konfederalizm çözümü bütün günlük sorunlarımızın çözümüdür. Kongra Gel ve Koma Jına Bılınd, kadınların ve halkların dirilişidir, çağdaş neolitik kültürünün dirilişidir, komünal toplum değerlerinin dirilişidir. Bu anlamda diyebiliriz ki, Koma Komaleyin Kürdistan ve Koma Jına Bılınd hiyerarşi, iktidar, mülkiyetçilik ve ilkel milliyetçilik anlayışlarına karşı alternatiftir. Bu temelde, bu yüzyıl halkların birliğinin, kadınların birliğinin ve özgür birliklerin yüzyılı olacaktır. Bu şekilde kadınlar yıllardır, uzak kaldıkları kökleri üzerinde yeşereceklerdir. Değerli arkadaşlar, Görüyoruz ki; kadınlar bir çok sahada, bir çok devlette ve özellikle de Kürdistan da zorun ve egemenliğin altında yaşamaktadır. Çaresizlikten ve gideceği hiçbir yer olmadığından kadın her gün intiharlarla yada gerici topluma teslim olmayla yüz yüze kalıyor. Kadının yaşadığı bu toplumsal sorunları, biz kadın kurtuluş hareketi olarak çok kapsamlı bir şekilde ele almalı ve bu sorunlara çözüm bulmalıyız. Fakat, Kürdistan ın birçok yerinde bu durumlar hala devam ediyorsa, bu bizim için özeleştiri konusudur ki; biz bu kurultayda bu sorunlar için pratik projeler üretmeli ve bu konuları değerlendirmeliyiz. Kadının bu trajedisini paylaşmalı ve onlara çözüm getirmeliyiz. Aynı zamanda, kadınları bu zorluğa karşı korumak için kadın özgürlük hareketinin gücü olarak sonuna kadar, meşru savunma anlayışını geliştirmeli ve onun gücünü arttırmalıyız. Kadının baskı altına alındığı her yerde kadının öz savunma gücünü yaratabilmeliyiz. Bu anlamda görüyoruz ki; her zamankinden daha fazla çok büyük ve çetin mücadelelerle karşı karşıyayız. Biz bunları çok güçlü bir şekilde tartışmalı ve yaratıcı bir şekilde cevap vermeliyiz. Uzun vadeli ve çok etkili kararlar alabilmeliyiz. Bunun için bütün arkadaşların ve bütün anaların bu inanç ve bu şiarla katılım göstereceklerine inanıyoruz. Değerli anneler, Sizin katılımınızla biz büyük bir gurur ve heyecan duymaktayız. Şimdiye kadar büyük kahramanlıklar ve direnişler sergiledik, fakat sizin birçok isteğiniz ve yerine getirmemiz gereken konularda yetersiz kalan yanlar oldu. Biz bugün sizinle görüşmenin 11

şerefini yaşarken, sizin huzurunuzda ve sizin şahsınızda bütün anneler için nasıl ki dindar insanlar dergahlara gider ve onların huzurunda kendilerini bir kez daha gözden geçirirlerse, biz de sizin huzurunuzda bütün anneler için bir kez daha diyoruz ki; biz kendimizi her zamankinden daha kararlı kılacağız, kişiliğimizi her zamankinden daha güçlü yaratacağız ve sizin izinizde barış için yürüyecek ve mücadelemizi daha da geliştireceğiz. Barış, ancak örgütlülük ve güçle geliştirilebilir. Militan olarak, Önderliğimizin ve halkımızın çizgisiyle bütünleştiğimiz oranda bunu yaratabiliriz. Bunun bilincindeyiz. Bunun için bütün militanlar adına, annelerin huzurunda bugüne kadar yükümlü olduğumuz bir çok görevi yerine getirmediğimiz için özür diliyoruz. Bu kadar uzak yerlerden annelerin bütün zorlukları aşarak gelmesini, kendimiz için en büyük eleştiri olarak kabul ediyoruz. Önümüzdeki süreci kendimiz açısından bir fırsat olarak görüyoruz, yapacağımız çalışmalar ve başarılarla kendimizi affettireceğiz. Değerli arkadaşlar, Şimdiye kadar Başkan Apo kadın kurtuluşu için mücadele ettiği kadar, erkek kurtuluşu için de mücadele etti. Köleliğe karşı mücadele kadının sorumluluğu olduğu kadar erkeğin de sorumluluğudur. Nasıl ki; kadınlar ve halklar için ilk defa kölelikten kurtulma fırsatı doğuyorsa erkekler için de öyledir. Erkek de ilk defa kendisinden ve erkek sisteminden, gericilikten kurtulmak için bir fırsat buluyor. Önderlik önümüze çok değerli bir proje olan, erkeği dönüştürme projesini koydu. Fakat kişiliğimizde oturmuş olan despotizm ve kölelikten kaynaklı cevap vermekte yetersiz kaldık. Bundan dolayı değişim-dönüşüm çalışmalarında, yeniden yapılanma çalışmalarında diyoruz ki, bir kez daha hepimiz özgür ilişkiler, zafer ilişkileri temelinde kendimizi yeniden yaratalım ve bu projeye sahip çıkalım. Ancak bu şekilde yaşama layık olabiliriz. Ancak bu şekilde eşit olmayan, geri ilişkileri aramızdan kaldırabiliriz. Bütün değerli anneler ve arkadaşlar; Bu topraklar birçok tanrıçalar yarattı. Bir çok destana şahit oldu. Bugün de, bu topraklar üzerinde özgür kadın yaratılacak. Biz bugün çok değerli, kutsal ve güzel bir çalışma yürütüyoruz. Bu da büyük bir cesaret istiyor. Bunun için kendimize güvenmeli ve bu kimliği sonuna kadar korumalıyız. Acılar karşısında yenilme, sadece bu geri duruma teslim olmayı getirir ve hiçbir şey kazandırmaz. Fakat özgür yaşamda ısrar, çalışmada kararlılık, düşüncede bağımsızlık ve özgürlük sınırsız ve yaratıcı bir yaşamın yollarını açacaktır. Biz bugün çok güçlü kaynaklara sahibiz. Hem maddi hem de manevi olarak. Bu kaynaklar 12

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları dünyanın hiçbir yerinde bulunamaz. Çünkü biz gücümüzü tanrıçaların kültüründen ve mirasından alıyoruz. Biz gücümüzü halkların özgürlük mücadelesini yürüten Başkan Apo nun şahsından alıyoruz. Gücümüzü şehit komutanlarımızdan alıyoruz ki; onlar sürekli inancımızı ve kararlılığımızı yükseltiyorlar. Kadınlar şimdiye kadar birçok kurban verdiler. Kürt kadınları da en güzel kızlarını, en kutsal kadınlarını kurtuluş için verdiler. Bu kervan hala devam ediyor ve devam edecek. Şilan, Sılav, Tekoşin ve onlar gibi yüzlerce arkadaş ihanet, gericilik ve düşmüş ihanetçi kişiliğe karşı, kahramanlık dergahı olmuşlardır. Bunlar bizim için özgürlük ve barış tanrıçalarıdırlar. Onların huzurunda bütün arkadaşlar adına, onlara olan sözümüzü yeniliyor ve diyoruz ki vasiyetleri bizim için yaşam prensipleri olacak. Bu kurultayımız onların direnişçi, yaratıcı ve özgür çizgilerinde yürüyecek ve sonuna kadar başarıyla onların hasretlerini bu arkadaşlarda söndürülmek istenen ateşi gün be gün daha da gürleştireceğiz. Başkan Apo şimdiye kadar kendi emeğiyle bir kaynak olarak, bir çeşme olarak akıllarımızı ve vicdanlarımızı sürekli özgürlük ve adaletle suladı. Başkan ın kişiliğimizde ve vicdanlarımızda yarattığı bu değişim ve dönüşüm, zaman için yeni bir ruh yarattı ve çağ için yeni bir isim oluşturdu. Her ne kadar köleci tanrıların, despotizm ve hakimiyetin tufanları güçlü olursa olsun, her ne kadar çarmıhları büyük ve yüksek de olsa sürekli yüzümüz güneşe dönük olacak. Sürekli güneşle ısınacağız, onunla aydınlanacağız, onunla büyüyeceğiz ve onunla yaratacağız. Bütün anneler, bütün arkadaşlar, bütün misafirler adına Koma Komaleyên Demokratikên Kurdistan ın yaratıcısı olan Başkan Apo yu binlerce kez selamlıyor ve diyoruz ki: 21. yüzyıl kadının yüzyılı olacaktır. Biji Serok Apo! Bi can bi xwin em bi te re ne ey serok! DİVAN: DORŞİN, BESE HOZAT, FERİDE, RUMET, NUCAN, SÜLBÜS, ZAXO Arkadaşlar GÜNDEM MADDELERİ * Önderliğin sunduğu politik raporun okunması *Siyasal durumun değerlendirilmesi (bu gündemde gelen raporların siyasal bölümlerinin okunarak, tartışmaya geçilmesi) *Örgütsel durum (örgütlerin hazırladıkları raporların okunarak değerlendirmelere geçilmesi, eleştiri ve özeleştiri maddesi de bu bölümde ele alınacak) 13

*Yeniden yapılanma (demokratik konfederalizme ilişkin hazırlanan taslak, yeniden yapılanmaya ilişkin hazırlanan taslak ve örgütler tarafından hazırlanan taslakların okunarak, tartışmaya geçilmesi) * Program ve Sözleşme * Planlama Yönetim seçimlerine ilişkin tartışma yürüttük. Yeniden yapılanmaya ilişkin tartışmalarda farklı görüşler dile getirildi. Bir görüş, burada bir seçime gitmekten ziyade her örgüt kendi temsilini Koma Jına Bılınd e gönderir temelindeydi. Şimdiden böyle bir gündem belirlersek çok objektif olmaz. Yeniden yapılanma tartışmalarında bunu tespit etmek daha uygun olacağı kanısındayız. Yönetim oluşumuna ilişkin çıkacak karar temelinde ihtiyaç olursa seçim gündemi de eklenebilir. Gündem maddelerine ilişkin divan olarak biz bunları belirtiyoruz. Farklı görüşler varsa alabiliriz. Politik rapor okundu Melsa Serhat: Önderliğin Koma Jina Bilind için son süreçte belirttikleri vardı. Yönetimini yürütme konseyi biçiminde örgütleyebilir demişti. Bu da ek olarak yer almalı. Yapılanma belgesinde vardı, politik raporda da konulsaydı daha iyi olurdu. Ayrıca redakte sorunları var, o yönlü bir düzenleme olduktan sonra olduğu gibi kalabilir. Divan: Politik raporu Kürtçe anlamayan arkadaşlar için okuduk. Şimdi onun hazırlanmasına ilişkin görüş isteyeceğiz. Arkadaşların ona ilişkin görüşleri varsa, belirtsinler son biçimini öyle vereceğiz. Elif Pazarcık: Politik raporun bu biçimiyle kabul edilmesini öneriyorum. Yeterlidir, genişliği de. Yani bizim açımızdan kapsayıcı olması da gerekiyordu. Zaten savunmalardan oluşturulmuştu. Benim önerim, bu biçimiyle kabul edilmesidir. Divan: Melsa arkadaş redaktesine yönelik olarak bir öneri getirmişti. Yine Önderliğin, yönetim şekline ilişkin belirttikleri vardı, onun da eklenmesini önermişti. Elif arkadaş da olduğu gibi kalmasını önerdi. Oylamaya sunacağız. Hazırlanan biçimiyle uygun görülmüştür. Ayrıca Türkiye den misafir olarak gelen bir arkadaş var. Bu arkadaş kurultay boyunca burada kalamayacak. Kurultaya bir mesaj sunmak istiyor. Ayrıca 14

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları Türkiye den gelen bir mektup var. Hem onu okuması hem de kendi mesajını vermesi için kürsüye davet ediyoruz. Türkiye feminist hareketinden Melek: Okuduğum metindeki her şeye genel olarak katılıyorum ve beni de çok ifade eden şeyler. Kendimle ilgili kısa bir şey söylemek istiyorum, İhtimal ki ben de feminist olmasaydım bugün burada olmazdım. Feminist olmam, benim Kürt kadınlarla bir araya gelmemi ve dolayısıyla aldığım davet üzerine buraya gelip sizlerle tanışmamı sağladı. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Çünkü kızkardeşlerin arasında olduğum hissi beni çok mutlu ediyor. Bu durumu, bütün kadınlar açısından, kadın kurtuluş mücadelesi için uğraşan bütün kadınlar açısından gurur verici buluyorum. Çok güç de aldım. Diğer yandan da çok heyecanlıyım. On iki gündür burada yaşadığım her şey, gördüğüm dayanışma ilişkileri, oluşturulmaya çalışılan sistem, kurulan ilişkiler, sorgulanan her şey, kadın kurtuluşuna dair gelişen düşünceler, bunların hepsinden çok mutlu oldum. Kısa bir süre içerisinde buradan ayrılacağım ve döneceğime dair hissettiğim tek mutluluk, bunu bir an önce başka kadınlara anlatma isteğim. Bir de buraya geldiğimde dağa çıkan ilk feminist olduğumu zannediyordum. Sizleri tanıyınca, gördüm ki feminizm dağlarda kol geziyormuş zaten. Çok güzel bir şey, gerçekten çok mutlu oldum ve bundan sonra umuyorum buradaki bütün kadınlar, burada olmayan başka kadınlar daha geniş birlikteliklerle bir araya gelme fırsatı edinecekler. Kadın kurtuluşunu hep birlikte kendi dilimizle, sözümüzle ve arkadaşıma çok katılıyorum, erkekleri mümkün olduğunca bu işin dışında tutarak gerçekleştireceğiz. Buradan umarım ki birgün kadın ideologlar da çıkacaktır. Kendi kurtuluşunun teorisini kendisi yapan kadın ideologların, eylemcilerin ve askeri bir gücün arkamda olduğunu bilmek isterim şahsen. Buradan arkamda büyük bir gücün varlığını bilerek, biraz daha güvenli döneceğim. Bana çok heyecan verdiği için eminim başka arkadaşlarıma da heyecan verecektir. Umarım bizim de Türkiyeli kadınlar olarak, Türk feministleri olarak yaptığımız çalışmalar sizlere de heyecan verecektir. Biji Yekitiya Jinan. Divan: Melek arkadaşa çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca gelen mektubun da bizi çok sevindirdiğini belirtiyor, kurultay adına teşekkürlerimizi sunuyoruz ve hepimize başarılı olmasını diliyorum. 15

SİYASAL GÜNDEM TARTIŞMALARI Rojbin Zindan: Genel raporlarda ifade edilen siyasal ve güncel değerlendirmeler bizim değerlendireceklerimizi karşılıyor. Değineceğimiz çok farklı noktalar da var ama bunlar ayrıntıya iniyor. Kurultayımızdan önce zaten ÖKB nin yapmış olduğu genişletilmiş bir toplantı vardı. Orada güncel anlamda epey siyasal değerlendirmeler yapıldı. Ek olarak yapabileceğim nokta, siyasal ve güncel değerlendirmeler açısından özellikle 2001 den bu yana bizim gündemimiz, halkların, dünyanın gündemi ABD ekseninde dönüyor ve onun belirlemiş olduğu bir gündemle sürekli olarak uğraşıyoruz. Tabii bu bir gerçeklik. Uğraşmamız boşuna olan bir uğraşma değil ama bizim de kendimize ait gündemlerimizin olması gerektiği açık. ABD nin kendi gündemiyle bizi, halkları meşgul etmesi, bazı şeyleri sadece kendi merkezinde ele alması, gündemleri saptırmaya da götürebiliyor. 2001 den bu yana gündemimiz bu çerçevede döndü ve bu, bir yerde kendi önümüzü görmemizi de engelledi. Bu aşamada bizim önümüze koyabileceğimiz kendi gündemlerimiz olabilmeli. Ki kendi gündemlerimiz var ama bunlar çok ön planda değil ya da kendi gündemlerimizi çoğu zaman unutabiliyoruz. Bu açıdan özellikle son bir ayı değerlendirdiğimizde çok yoğun bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Özellikle dünya çapında yaşanan değişimler, 2001 den bu yana ki yaşanan durumlarla da bağlantılı. ABD nin yaratmış olduğu kendi yeşil kuşağının kendisine dönmesi, kapitalizmin yaşadığı sıkıntılar, bu sıkıntıları aşmak için ya da ömrünü uzatmak için geliştirmiş olduğu müdahaleler süreci diyebileceğimiz, ya da kendine dönük olarak yeni planların, stratejilerin oluşumuna dönük olarak geliştirmiş olduğu müdahaleler bugün dünyanın tümünü etkiliyor. Dünyanın kendisi bir değişim sürecinde. Bu değişim sürecini kendimizden başlatarak ele aldığımızda sadece biz bir kaos yaşamıyoruz. Dünyanın hemen her tarafında bir kaos yaşanıyor. Orta Asya da bir kaos yaşanıyor. Yine 16

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları ABD nin geliştirmiş olduğu bu müdahalelerden dolayı bir kaos yaşanıyor. Ortadoğu da bir kaos yaşanıyor ve biz kendimiz birey olarak da neredeyse kaos aralığını yaşıyoruz. Bunlar sadece bizden yola çıkarak belirteceğimiz şeyler değil. Hem bizim etkilediğimiz hem bizi etkileyen yanlardır. Yani Orta Asya daki son değişimleri iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Bunlar bir yerde aslında geliştirilmiş müdahalelerin kendi içerisindeki bir yansıması da olabilir ya da halkların artık biraz kendisini farklı ifade etme noktası, yani özgürlüklerini arama noktası olarak da değerlendirilebilir. Dünyanın hemen her yerinde böyle bir değişim var. Özelde Ortadoğu açısından değerlendirdiğimizde müdahaleyle başlayan olayların sadece Irak la sınırlı kalmadığını, Ortadoğu nun bir bütününü etkilediğini görüyoruz. Bunlar bizi ciddi anlamda etkiliyor ve bu gelişen süreç, bir yüzyılı kaybettirebilecek bir süreç, ama bir yüzyılı kazandırabilecek bir süreçtir de. Bu çerçevede ele aldığımızda, kendi gündemlerimizi biraz daha farklı noktalardan ele almak gerektiğini özellikle Önderliğin ifade etmiş olduğu konfederalizm çerçevesinde farklı noktalardan değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Bese Erzincan: Raporda bazı hususlar belirtilmişti, daha somut olması açısından birkaç şeyi belirtmek istiyorum. Birçok siyasi değerlendirmede genel olarak dünyada bir çalkantının yaşandığını ve bir kaos sürecinde olduğumuzu belirledik. Bu kurultayda, bunu kadın açısından biraz değerlendirmemiz gerekir. Yani bir çalkantı var, dünya yeniden şekillendirilmek isteniyor. Acaba dünyanın bu yeniden şekillendirilmesinde kadın nasıl bir rol alacak mı? Kadın üzerinde yürütülen siyaset, politika nedir? Hepimiz şunu diyoruz: 21. yüzyıl kadın yüzyılıdır ve bütün bu siyasi gelişmelerde de kadın artık çok daha farklı bir şekilde kullanılmak isteniyor. Bu noktada bazı şeyleri vurgulamak istiyorum. Irak ta yaşanan gelişmeler var, kurulan bir hükümet de var. Bir yandan Amerika nın Büyük Ortadoğu Projesi, diğer yandan Önderliğin 20 Mart ta ilan etmiş olduğu Demokratik Konfederalizm var. Önderlik kendisini Demokratik Konfederalizm Önderliği olarak ilan etti. Kadın açısından değerlendirilecek olursa, şu andaki siyasal ve politik gelişmelerde iki gücün büyük çarpışmasını görebiliriz. Yani ABD, kendisine göre bir demokratikleşmeyi esas alıyor ve kendi sistemini uzatmaya yönelik müdahaleler yapıyor. Halklar üzerindeki müdahalesini de bir kadın bakan üzerinden yapıyor. Onun da anlamı var. Bakan olan kadının siyah olması da anlamlıdır. Ama bu aynı zamanda Amerika nın Ortadoğu ya kadın eliyle bir giriş yapması anlamına da geliyor. Kadın eliyle burada kendisine göre bir sistem 17

oluşturmak istiyor. Bu anlamda o kadını bir sembol olarak kullanmak da istiyor. Buradan kadının çok yönlü nasıl kullanılmak istendiği ortaya çıkıyor. Irak ta kurulan hükümette üçte bir oranında kadın var. Orada kadının önemli bir kesimi Kürt ve Barzani ve Talabani ailelerine yakın kadınların siyasete girme durumu var. Yani kadın üzerinden bir politika, siyaset var. Gelişen bir kadın mücadelesi, bilinçlenmesi var. Kadın mücadelesini ya da kadının bilinçlenmesini, uyanan kadını kendi denetimine alma ve o temelde kullanma yaklaşımı var. Fakat bir de Önderliğin yaklaşımı var. Eğer değerlendirilecekse bu açıdan değerlendirilebilir. Örneğin Amerika Irak ta üçte bir oranında kadını meclise aldı. Belirtildiğine göre bunlar aristokrat ya da zengin aile çevrelerinin kadınları. Zaten bu kadınların sadece siyasete giriş yapmalarına izin veriliyor. Diğer yandan da Önderliğin konfederalizm dediği bir olgu var. Yani tabandan demokrasi. Tüm kesimlerin aktif olarak siyasete, politikaya katılma durumu var bu sistemde. Bunu sadece kadın açısından belki belirtmiyoruz ama konumuz kadın olduğu için diyoruz. Kadın olarak bizim daha fazla tabana dayalı siyaset ve politika yapmamız gerekiyor. Bu çizgiler anlamında değerlendirildiğinde, şimdiye kadar da kadının çıkarlarını, iradesini yansıtabilecek tabana dayalı ne kadar siyaset ve politika yapabildik? Bunları değerlendirebiliriz. Önderliğin geliştirmek istediği ciddi bir özgürlük çizgisi var. Yani kadının kendisi olması, örgütlenmesi denilen olay. Bu konuda Önderliğin birçok önerisi oldu; en son konfederalizm adını koydu. Bir yandan da Amerika nın çok ciddi yaklaşımı var. O açıdan bakıldığında çok yetersiz kaldığımızı görüyoruz. Çünkü siyaset çok kirlendi; erkek siyaseti çok kirletti. İktidarlaşma çok kirletti, politika tamamıyla çıkarlar temelinde yapılıyor. Ama bunun karşısında gerçekten bunun sistemini oluşturup bir siyaset ve politika yapma durumu da çok fazla söz konusu olmadı. Bu çizgiler bağlamında bence biraz ele almak gerekir. Bizim bundan sonraki süreçte Önderliğin kadını özgürleştirme çizgisinin daha iyi uygulayıcısı olma, bu konuda hem örgütlülüğü oluşturma hem de siyaseti belirleme noktasında daha güçlü bir yaklaşım göstermemiz gerektiği açık. 21. yüzyılda kadın öncü rol oynayacak diyoruz ama insan pratik olaylarda birçok gücün kadına yaklaşımını, hesaplarını görebiliyor. Yani herkes kadını denetimine almak, o temelde kendi sisteminin hizmetine koymak ve çalıştırmak istiyor. Bu noktada uyanık olmamız gerekir. Özellikle Önderliğin kadın özgürlük çizgisine, yeni insanı, özgür kadını yaratma yaklaşımına daha fazla anlam verme, derinleştirme, siyasetimize de, yaklaşımımıza da bunu oturtmak gerektiğini vurgulamak istedim. 18

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları Emek ark: Bu kurultayda bazı temel konularda ortak tavırlara kesinlikle gitmek gerekiyor. Özellikle siyasal gelişmeleri daha köklü ele almak, bazı konularda artık örgütün genel siyaseti üzerinde nasıl etkide bulunacağımızı çok iyi kestirmek gerekiyor. Dağ zeminindeki örgütlenme çalışmalarımız açısından çok riskli bir süreçten geçiyoruz. Parça çalışmaları açısından da giderek devletçi çözümlerin çekim gücü olmaya başladığı bir süreçtir. Ezilenlerin zihniyet karakteri gereği de bu böyle. Aşılamayan tarihsel çelişkilerden, ezilenlerin aşamadığı tarihsel yetersizliklerden kaynaklı da bu böyle. Hareketimizin çıkışından bugüne, verilen mücadele aslında bunun aşılma mücadelesiydi. Önderlik mücadeleyi bu gerçekliğin aşılması gerekliliğiyle başlattı. Bağımsız siyaset her şeyden öndeydi. Bu da çalışmalara topyekün bağımsızlaşma temelinde yaklaşımı esas kılıyordu. Örneğin kadının bağımsızlaşmasını esas alıyordu. Her zaman için bizde çizgi savaşımı, içte netliği geliştirme savaşımı birincil sorun oldu. Bu, hiçbir güce dayanmadan, kendi öz gücümüze dayanarak, siyaset yapmanın da koşullarını yaratan bir yaklaşımdı. Temel yitirdiğimiz noktanın buradan oluştuğunu düşünüyorum. Kaos aralığı tanımlamasında da Önderliğin en çok üzerinde durduğu konulardan bir tanesinin şu olduğuna çok inanıyorum: Yenilikleri açığa çıkarabilme gücü, bağımsız duruşla çok fazla bağlantılıdır. Devletçi sistem zihniyetinden, onun siyaset yaklaşımından çıkıp halklar lehine çıkış yapmakla çok bağlantılıdır. Tam da bu noktada kapitalist sistem kaosunun özgün yanlarını değerlendirmek çok önemli. Geçmişte devlete dayalı çözümler, halklar için geçici de olsa, çözüm demeyelim de, daha yumuşak devlet formlarına zorlayan, bu anlamda çözüm gibi görünen bir takım gelişmelere yol açabilirdi. Ama günümüzde bunun koşulları ortadan kalkmıştır. Bugün devlet, şiddet, iktidar dünyanın en fazla tartıştığı konular arasında yer alıyor. Egemenlerin kendileri açısından artık sorun olan, tartışılmaya başlanan konulardır. Tabii aynı zamanda değişik maskeler altında sürdürülmesi gereken durumlardır. Egemenlik gerçeğinin kendisi bunu gerektirir. Fakat bizde de özellikle Kürtler açısından değerlendirdiğimizde, Ortadoğu gerçeği açısından, yeni yeni gündemimize girmeye başlayan ve devletleşmeyi çözüm olarak önümüze koyan birtakım gelişmeler var. Bunu ne kadar değerlendirebildiğimiz, sorgulanması gereken bir konu. Bu konuda örgüt olarak çok ciddi bir gaflet yaşadığımızı düşünüyorum. Önderliğin sık sık uyarılarını da buna bağlıyorum. Çünkü hem AB süreci, zirvesi süreci boyunca gözlemlendi hem de ilkel milliyetçilik Güney de özellikle seçimler sonrası kurumlaşmasını oturtmaya başlayınca bu bizde çok canlandı. Geçmişte neredeyse ABD müdahalesinde ABD nin yanında 19

yer alacaktık; o noktaya gelecektik. Uçurumun kenarından döndük adeta. Bunları unutmamak gerekir. Gerçekten çok çabuk unutuyoruz. Hangi noktadan döndük, nasıl risklerle karşılaştık, hangi risklerle karşı karşıya yaşıyoruz? Bunun sorgulamasını çok zayıf görüyorum. Bu noktada çok ciddi kaygılanmamız gerektiğini düşünüyorum. Aynı şey AB sürecinde de yaşandı. AB süreci öncesinde bir bildiri olayı vardı. Zirvede Kürt sorunu Kıbrıs sorunu karşılığında satılmış olmasına rağmen, ondan sonraki süreçte de yaşandı. Bir programımız vardı mesela bizim televizyonda Doza ve Doza me ye ve o programda AB parlamenterleri konuşuyordu. Yani uluslararası komplonun mimarları konuşuyordu. Bizde böyle bir siyaset ahlakı şekillendi. Bunun çok ciddi bilincine varmak gerekiyor. Şöyle bir şeyle izah edebiliyorum ancak; düşmanla ortak mevzide siyaset yürütme mantığı, ruh hali, psikolojisi şekillenmiş. Bu çok fazla yansıyor. Siyasetimize çok fazla yansıyor. Yine ilkel milliyetçilik açısından çok yansıdı. Türkiye de de yansıdı. Newroz kutlamalarına tam da Demokratik Konfederalizm ilanında ilkel milliyetçiliğin davet edilmesi vardı. Bana göre bu bir siyasal yaklaşımdı. Ne kadar bilincinde olundu olunmadı ayrı bir konu. Yine Güney de ilkel milliyetçilik güç kazandıkça Güney deki kurumlarımızda, siyasal partilerimizde çok ciddi bir çözülme, dökülme oldu. Çünkü devlete koşan yaklaşım çok fazla ön planda bu süreçte. Halklar çıkarına, kadın çıkarına ne kadar siyaset izleyeceğiz; bunun kaygısını kadın olarak çok güçlü taşımıyoruz. Bilincine varamıyoruz, genele de bunu çok fazla dayatamıyoruz. Şöyle bir yanılgımız var: Bağımsız siyaset yapma, genel siyasetten kopuk olmakla özdeş tutuluyor. Mücadelesizliği bağımsız siyasetle özdeşleştiriyoruz gibi bir durum yansıyor. Öyle bir durum gözlemliyorum. Fakat şuna da çok inanıyorum; ilkel milliyetçilik Kongra Gel başta olmak üzere, genel örgütlenmelerimizde güçlenirse kadın olarak kesinlikle zerre kadar mücadele zeminimiz kalmaz. Bu zeminin giderek daralacağına inanıyorum. Çünkü doğası gereği bu zihniyet, kadını parçalamak, kadın üzerinde egemenlik geliştirmek üzerinden kurumlaşıyor. Bunun içte yansımaları olacaktır. Giderek bir araya gelme konusunda daha fazla zorlanacağız. Bunun kaygısını bu süreçte çok içten hissediyorum. Bu kurumlaşırsa, bu zihniyet devam ederse daha fazla parçalanacağız. Bir araya gelme, ortak sistem yaratma şansımız giderek daha fazla daralacaktır. Çünkü bir tarihsel miras ne kadar güçlü olursa olsun, onu doğru sahiplenenler, güncelleştirenler olmazsa, onun korunması, geliştirilmesi yaklaşımı gösterilmezse tükenişe doğru gider. Bizim son yıllarda yaşadığımız biraz da budur. Bu tükenişin hala çok farkında değiliz. Bu mirasın güncel olarak sürdürülmesi gerektiğini düşünüp, bu doğrultuda mücadele edenler var. Bunun çok yaygın olduğunu düşünüyorum. Bizde devletçi zihniyet çok 20

1. Kadın Özgürlük Kurultayı Tartışmaları öne çıkmış. Kadın olarak bizim yaklaşımımızda çok ciddi yanılgılar öne çıkmış. Bunlar çok büyük boşluklar yaratıyor. İlkel milliyetçiliğe dönük Kongra Gel açıklamalarını hatırlayalım. Kerkük meselesi önce bizim açıklamalarımızla gündemleşti. Bunlar çok ciddi sorunlardır. Önderlik hemen arkasından tavır koydu. Dağdan inmeme konusunda kadını çok ciddi uyardı. Bu gelişmeleri ne kadar görebiliyoruz? Şu açık, Önderliğin objektif olarak yarattığı gelişmeler var. Demokratik Konfederalizm ilanının halkta yarattığı çok ciddi bir canlanma var. Egemen sistemle halklar ve kadın arasındaki çelişkiler netleştikçe, halkların gündemi ayrışıyor. Politika yaparken, halkların gündemini gözetmek, önplana çıkarmak gerekiyor. Bunu tutturabildiğiniz oranda bir canlanma yaratırsınız. Önderliğin yaptığı biraz budur. Bu nedenle büyük bir canlanma yaratıyor. Alternatif çözümler geliştirebiliyor. Ama bizde bunun zayıflatılmasına dönük politikalar bu süreçte çok fazla önplana çıktı. Özellikle ilkel milliyetçilik karşısında. Aynı yaklaşımı meşru savunmaya yaklaşımda da gördük. HPG son konferansında, 21 Mart a kadar süre tanındı. Ondan sonra meşru savunmanın aktifleştirilmesi kararı alınmıştı. Hemen ertesinde olumlu bazı gelişmelerin yansıdığı ve beklenilebileceği açıklaması yapıldı. Bir somut örnek olması açısından belirtiyorum. Yoksa benzer hatalar çok fazla. Oysa yaşanılanlara bakıyoruz; operasyonlar son hızla devam ediyor, faili meçhuller devam ediyor, Önderlikle görüşmeler kesiliyor. Bizim olumlu gelişmeden kastımız nedir? Bu net değildir. Yani siyaset açısından temel kriter olarak ele alacağımız konular nedir? Hala içimizde çok ciddi bir netleşme gelişmemiştir. Önderlik bu konuda merkeze oturmamıştır. Halkın muhatap alınması önplana oturmamıştır. Bu, komploya açık bir duruma da yol açıyor. Dolaylı olumlu gelişmelerden bahsetme, dolaylı ilişkilenmeler, bizim açımızdan her zaman komploya açık yapılanmaları, hamlesel olarak geliştirdiğimiz kararlaşmaları, yaklaşımları boşa çıkaran bir zemin yaratıyor. Bunların bilincinde olmak gerekiyor. Bu durumun halk nezdinde de bizi çok ciddi prestij kaybına uğrattığını, halkta da kırılma yarattığını düşünüyorum. Olumlu anlamda atılan adımlar ne kadar gelişmelere yol açıyorsa, olumsuz anlamda yaşanan gelişmeler de bir o kadar geriye çeken yaklaşımlar olarak öne çıkıyor. O açıdan önümüzdeki dönem açısından en fazla üzerinde durmamız gereken konulardan bir tanesi ilkel milliyetçilik ve devletçi çözümler karşısındaki yaklaşımlarımızdır. Bunlar karşısında kadın olarak çok örgütlü tavır koymak durumundayız. Bu da aslında genel siyasete etkide bulunma ve genel siyaset içerisinde kendi rengini yansıtma sorumluluğu ister. Ama bizde bir dönemdir, bağımsızlık gerçekten genel zeminlerde irade olmayı dıştalayan bir 21

yaklaşımla gelişiyor. Genel zeminler daraldığı için doğal olarak bizim zeminlerimiz de daralıyor. Bu konuda çok ciddi kayıplar yaşadığımızı düşünüyorum. Bir de siyaset yürütürken egemenler arası dengelere oturan yaklaşımlar çok fazla var. Mesela Önderlik bir perspektif sunuyor, ardından saldırı ihtimalini koyuyor. Önderlik ilkesel bir duruş sahibi olacağımız varsayımından hareketle böyle bir gelişmenin olabileceğini söylüyor. Ama bizdeki siyaset neredeyse Güney deki yaşam tarzımızın nasıl korunacağı, bu maddi imkan ve olanakların nasıl korunacağı üzerine oturtuluyor. Ağırlıklı bir kesim böyledir. Herkes tabii ki öyle değil, herkes öyle olsa örgüt biter. Özel yaşam, mülkiyetin içimizde kurumlaşmasından tutalım, bunun siyasete yansıması olarak devlet anlayışlarına kadar varolan tarihsel mirasımıza çok ters bir durum yaşıyoruz. Bu siyasetimiz üzerinde tabii ki etkide bulunacaktır. Çünkü yaşam tarzımız, bir siyaset zihniyeti yaratıyor. Ama bunun çok fazla bilincinde değiliz. Bu durumun daha fazla sürmesi halinde, zeminlerimizin daralacağı kaygısını yürekten yaşıyorum. Bunun ne kadar bilincindeyiz tabii o tartışma konusudur. Yine parçalar açısından değerlendirilmesi gereken noktalar olduğunu düşünüyorum. Kongra Gel le birlikte dağda açığa çıkan sorunlar oldu. Kaos burada patlak verdi. Tabii bu durum gerekçe yapılarak aslında dağla bağların yavaş yavaş koparılması eğilimi çok fazla gelişti. Güney de, ilkel milliyetçilik karşısında meşrudiyet kazanabilmek için Kongra Gel le bağlarımızın zayıflatılması gerekiyor mantığı oturtuldu. Kongra Gel in ortaya çıkan reel gerçekliği bir yana, Önderlik projesi olduğu ve 21. yüzyıl perspektifi olduğu düşünülürse, bu, aslında bundan koparak siyaset yapma anlayışıdır. Güncel sorunlarla, politik yaklaşımlarla tarihsel ihtiyaçlarımızı karşılaştıran ve pragmatizmi tercih eden bir yaklaşım var. Bağımsızlıkçılık adına yürütülüyor ama özünde benmerkezciliğin, merkeziyetçiliğin, iktidar ve hiyerarşi adına değerlendirebileceğimiz anlayışların daha da yaygınlaşarak zemin kazanmasıdır. Bunlar çok ciddi zorladı. Siyaseti ilkel milliyetçiliğe benzeterek yürütme mantığı, özellikle Güney çalışmalarımız açısından kesinlikle değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu noktada ihanetçiler birey birey ele alıyor. ABD birey birey yaşam olanakları sunuyor, çekiyor. Bireydeki kararlaşma boyutu, siyasetin kendisine yansıyor. Örgütsel duruşla siyaset iç içe geçiyor. Yaşam tercihimiz neyse, onun siyasetini yapıyoruz. Yaşam tercihi açısından ortaya çıkan daha rahat maddi yaşam olanakları olunca siyaset de buna kayıyor. Ama bence şu gerçeğin bilincinde olmak gerekiyor: İlkel milliyetçilik, devletçilik adına siyaset yürütülecekse, hiçbir kazanım şansı yoktur. İlkel milliyetçi hareketler kadar da kazanım şansı yoktur. Çünkü arkasında uluslararası güçler vardır. Biz, halkın sırtında yeni bir sömürücü güç olamayız. Bizim adımıza bunlar 22