Sendikaların Sosyal Medya Kullanımları: Türkiye, ABD ve Britanya İşçi Konfederasyonlarının Sosyal Medya Kullanım Analizi



Benzer belgeler
SOSYAL MEDYA VE ODALAR

MYO Öğrencilerinin Facebook Kullanım Sıklıkları. Mehmet Can HANAYLI

SOSYAL MEDYADA EĞİTİM UYGULAMALARI. Yasin YÜKSEL

SHARKUTERİ MEDYA Genel Sunum 2016

SOSYAL MEDYA. Sosyal Medya Nedir? Sosyal Medya Araçları Nelerdir? Sosyal Medyayı Kullanırken Dikkat Etmemiz Gereken Kurallar Nelerdir?

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA VI. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER

SOSYAL MEDYANIN ÖNEMİ VE BARACK OBAMA ÖRNEĞİ

SOSYAL MEDYANIN SİYASİ SEÇİMLERE ETKİSİ DÜNYA SİYASETİNDE

DİJİTAL PAZARLAMA &SOSYAL MEDYANIN FAYDALI ve ŞAŞIRTICI GERÇEKLERİ

Kurumsal İçerik ve Bilgi Yönetimi Kapsamında Web 2.0 Teknolojileri: Enterprise 2.0

Online Faaliyet Raporları

Eğitimde Yeni Teknolojiler

ARAS KARGO SOSYAL MEDYA KILAVUZU

Eğitimde Yeni Teknolojiler

İnternet Teknolojisi. İnternet Teknolojisi. Bilgisayar-II - 4. Hafta. Öğrt. Gör. Alper ASLAN 1. Öğrt. Gör. Alper Aslan. İnternet Nedir?

Dijital pazarlama bir satış yöntemi değil; ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim sürecidir.

Türkiye İç Denetim Kongresi, 11 Kasım Sosyal Medya Riski ve Denetimi. Doğan Tanrıseven EY Danışmanlık Hizmetleri, Direktör

Hashtag ile ilgili bilmeniz gereken herşey Ne zaman hashtag yapmalıyım, nasıl hashtag oluşturmalıyım? HASHTAG KULLANIM REHBERİ

Konu: Bilgi Paylaşım Araçları. Aydın MUTLU İstanbul

DİJİTAL KİMYA TEKNOLOJİLERİ GAZETESİ medyakit 2017 / 2018

Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağ Bilgi Güvenlik Farkındalıkları

Sosyal Ağlar ve Kütüphaneler. Tuba Akbaytürk Çanak

HALKLA İLİŞKİLER SANAL ORTAMDA HALKLA İLİŞKİLER - 2. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

SOSYAL MEDYA YÖNETİMİ ve SOSYAL MEDYADA REKLAM UYGULAMALARI

Neden Sosyal Medyanın Geleceği Reklam Değil, Yayıncılık?

Yrd. Doç. Dr. Gökçe BECİT İŞÇİTÜRK. Gökçe BECİT İŞÇİTÜRK 1

Sosyal Web te Yeni Eğilimler: Kurumlar İçin Dışa Dönük Sosyal Yazılımlar

IRMAK HANDAN

LKD Kendi İlacını Kullanıyor

Dijital Pazarlama Ajansı

İ.Ü. AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ Tanıtım Faaliyetleri Standartları Standardı

Sosyal medya mecraları uygulamalı dersi

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

Mobil İnternet Kullanımı ve 3G Araştırması Temmuz 2009

Internet te Pazarlama

Blog Nedir? Blog un Tarihçesi Türkiye de Blog Eğitimde Blog Neden Blog Blog Türleri

Ben Daha Çocuğum Sosyal Medya Sitesi Proje Raporu

Bilişim Teknolojileri Temelleri 2011

SOSYAL MEDYADA BOŞA VAKİT HARCAMAYIN!

NU SKIN SOSYAL BİR TİCARETTİR NU SKIN SOCIAL MEDIA GUIDELINES

İnternet Nedir? 1. İnternet Teknolojileri. İçerik. İnternet Nedir? 2. Ders 1

İnternet Teknolojileri. Ders 1

BİLGİ PAYLAŞIM ARAÇLARI. İşbirlikli Yazarlık Çoklu Ortam Paylaşımları Web Günceleri Etiketleme ve Sosyal İmleme Sosyal Medya Dijital Kimlik

DİJİTAL KİMYA TEKNOLOJİLERİ GAZETESİ medyakit / 2018

2000 li yıllardan itibaren teknolojinin hızlı gelişiminden belki de en büyük payı alan akıllı telefon ve tabletler gibi kablosuz iletişim olanağı

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği

2011 yılında yeni konsepti ve büyüyen ekibiyle şu anki yüzüne kavuşmuştur.

DİJİTAL PAZARLAMA VE SOSYAL MEDYA YÖNETİMİ SERTİFİKA PROGRAMI EĞİTİM İÇERİĞİ. Tarih: Mayıs 2016 Cumartesi. (2 Gün / 16 Saat / 09:00 18:00)

Dijital Voltaj. Aralık 2017

2017 TANITIM DOSYASI.

2.3. Bilgi Paylaşımı için Araçlar

SOSYAL MEDYA ARAÇLARI VE PATOLOJİ: ZAMAN-MEKAN-KİŞİ KISITLAMASI OLMADAN BİLGİYE MÜKEMMEL ERİŞİM

Levent Özen.

ODTÜ BLOG SERVĐSĐ ve BLOG HAZIRLAMA

EYLÜL 2015 VE ÖNCESİ TARİH BASKILI KAMU MALİ YÖNETİMİ DERS KİTABINA İLİŞKİN DÜZELTME CETVELİ

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

İÇİNDEKİLER. Sunuş Bölüm I: Küresel İletişim, Değişen Paradigmalar ve Reklamın Yeni Rolü Küreselleşme Sürecinin İletişime Yansımaları

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

HP, Y Kuşağına Ulaşmak için İlgi Çekici YouTube Reklamları Kullanıyor

ItsMeeApp. 360 Network. Girişimci Günü Sunumu

WEB ARAÇLARI VE UZAKTAN EĞİTİM CEIT357-4.HAFTA

Mobil cihazlar insanlar için hayatı kolaylaştırıp; evde, ofiste ya da günlük yaşamda ihtiyaç duyulan her türlü bilgi, içerik ve uygulamaya istenilen

NASIL MÜCADELE EDİLİR?

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Kütüphaneler ve Sosyal Medya. Mehmet Can Soyulmaz Field Sales Representative EBSCO


MediaKit.

İNTERNET VE BİLGİSAYAR AĞLARI

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar


TV: Ally McBeal, The Simpsons, MTV Celebrity Death Match, Family Guy. Müzik: Ark aplan müziği, Avustralya listelerine 20. sıradan girer.

Internet te Pazarlama

Kariyer ve Profesyonel Ağlar

E-PARLIAMENT. Mete Yıldız 2017

Ders İ zlencesi. Ders Başlığı. Dersin amacı. Önceden sahip olunması gereken beceri ve bilgiler. Önceden alınması gereken ders veya dersler

Hedef Çalışan Memnuniyetini Arttırmak

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Henüz bir Mobil Şubeniz Yokmu?

Online Kriz Yönetimi. Samet Ensar SARI 03/03/12. Sunum notları

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

SOSYAL MEDYA NEDEN? NASIL? Murat Güner SSUK Medya Yöneticisi

Soru ve Yanıt Örnekler ve Teknikler

YouTube Türkiye Verileri

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Sosyal Medya Yönetimi Eğitimi. EĞİTMEN : Eren GÖKYER

ORGANİK HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİ

Biz Kimiz? Ekibimizi yakından tanıyın: adresgezgini.com/ekibimiz

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Dijital Pazarlamada. Trendleri ye merhaba demeden önce bir önceki senede neler olduğunu birlikte incelemek istedik.

SERVER TANFER. Yazılım Ürünleri Satış Müdürü IBM Türk

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

Bakanlıklar Sosyal Medya Karnesi

SmartMessage Kitlenizle Güçlü İlişkiler

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Dijital Dönüşüm Adımları

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2015 / Sabancı Center

Transkript:

Sendikaların Sosyal Medya Kullanımları: Türkiye, ABD ve Britanya İşçi Konfederasyonlarının Sosyal Medya Kullanım Analizi Gökçe Arslan Pamukkale Üniversitesi, ÇEEİ Bölümü Giriş Günümüz dünyası, tarihi bir takım değişimlerden geçmektedir. Birbirini besleyen ardışık fenomenler, Bilgi Teknolojileri Devrimi ve Küreselleşme yaşadığımız zamanların bilgi çağı ve içinde bulunduğumuz toplumun da bilgi toplumu olarak anılmasını sağlamaktadır. Özellikle bilgisayar ve mobil teknolojiler ile yaygınlaşan yeni iletişim teknolojilerinin toplumu ve bireyi etki altına alma süreci aşamalı olarak önce internetle ve şimdi de sosyal medya ile gerçekleşmektedir. Kapitalizm 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren yeniden yapılanmıştır. Bu yeni ekonomik sistemde, birden fazla ülkede üretim ve yönetim birimleri bulunan ve yüksek derecede örgütlü iş çevreleri ve çokuluslu şirketler ortaya çıkmıştır. Bunlar, işçiler arasında rekabet ve ayrım yaratarak çalışma ve yaşam koşullarının dünya çapında bütün işçiler için daha da kötüleşmesine neden olmaktadır. Günümüz kapitalizminde, işçiler kayıt dışılık ve esnek çalışma gibi ciddi sorunların ve yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi vermektedir. Dolayısıyla, işçileri örgütleyecek bir dayanışmaya bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Endüstri çağına ait olarak görülen ve dinozorlaşmış kurumlar olarak nitelendirilen sendikalar, yapılarında köklü değişim ve dönüşümü gerçekleştirmede yeniden yapılanan kapitalizmin küresel şirketleri kadar hızlı olamamışlardır. Sendikalaşma oranlarında ve sendika üyeliklerinde inişler yaşanmakta, toplu sözleşmelerin etkileri gitgide azalmakta ve grev etkileri ve sayıları düşmektedir. Sendikaların ciddi güç kaybı içinde olduklarını gösteren bu durum sendikal kriz olarak adlandırılmaktadır. Bu noktada, yeni iletişim olanakları, krizi aşmak üzere ihtiyaç duyulan güçlü ve etkileşimli katılım, dayanışma ve örgütlenmenin oluşmasına katkı sağlayan çıkış araçları olarak görülmektedir. Yeni iletişim olanaklarının en günceli ve en etkilisi olarak görülen sosyal medya, dünyada bazı sendikalar tarafından farklı, yenilikçi ve deneysel şekillerde kullanılmaktadır. Bu, sosyal medyanın bireylerin yaşamında olduğu gibi sendikaların da gündelik kullanımının bir parçası haline gelmekte olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla akla Türkiye deki sendikalar sosyal medyayı örgütlenme ve mücadele aracı olarak ne kadar önemsemekte ve onu krizden çıkış için nasıl kullanmaktadır? sorusu gelmektedir. Bu çalışmada, üç farklı ülkenin temsil alanı en geniş üç işçi sendikaları konfederasyonunun sosyal medya ağlarındaki hesaplarının analiz edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, ülkelerin genel sendikal durumlarını yansıttığı düşünülerek konfederasyonlarla sınırlandırılmıştır. Böylesi bir çalışmanın gelişmişlik düzeyleri ve sendikal geçmişleri farklı üç ülkede sendikaların örgütlenme ve mücadele aracı olarak sosyal medya kullanımlarının gelmiş olduğu noktayı göstermesi konusuna ışık tutacağı düşünülmektedir. Bu amaçla, 1

Türkiye den yaklaşık 696 bin (Çelik, 2013) emekçiyi temsil eden Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Amerika Birleşik Devletleri nde 12,2 milyon (afl-cio.org, 2013) emekçiyi temsil eden The American Federation of Labor and Congress of Industrial Organizations (AFL-CIO) ve Britanya dan yaklaşık 6 milyon (tuc.org.uk, 2013) emekçiyi temsil eden The Trades Union Congress in (TUC) sosyal medya hesapları çalışmada inceleme konusu olarak seçilmiştir. İnternet ve Sosyal Medya Yeni iletişim teknolojilerini de kapsayan bilgi teknolojileri devrimi, ekonomik, siyasal, kültürel ve toplumsal bütün alanlarda ve küreselleşme süreci sayesinde neredeyse tüm dünyada derinlemesine hissedilmiştir. Özellikle bilgisayar ve mobil teknolojiler ile yaygınlaşan yeni iletişim teknolojilerinin en etkilisi ve yaygını internet, sanayi devriminin yarattığı denli önemli değişikliklere yol açmış ve bunu çok kısa bir zamanda gerçekleştirmiştir (Tutal-Cheviron, 2004, s. 60). İnternet, küresel ölçekte ve seçilen zamanda çoktan çoğa haberleşmeyi sağlayan ilk iletişim aracı olmuştur. Batıda matbaanın yayılması MacLuhan ın (1962) deyimiyle Gutenberg Galaksisi ni yarattıysa, Castells in (2001) söylemiyle internet de içinde bulunduğumuz dünyayı İnternet Galaksisi ne dönüştürmüştür. Uzaktaki bilgiler internet sayesinde saniyeler içinde yayılmakta, uzaktaki olaylar gerçek zamanlı görüntülerle topluma sunulmaktadır. İnternetin gelişimi mikro-işlemcili bilgisayarların gelişimiyle paralel ilerlemiş, her iki teknoloji de birbirinden beslenerek yayılmışlardır. İnternet ilk defa 1960 lı yılların sonunda askeri amaçla ortaya çıkmış ve önceleri bilim insanları, akademisyenler gibi kısıtlı sayıdaki kullanıcılar tarafından kullanılmıştır. Ancak internetin geniş kitlelere yayılması, 1980 lerin sonunda Tim Berners-Lee ve ekibi tarafından önce hiper metin işaretleme dilinin (hyper text markup language - html) kullanılması ve sonrasında da dünya çapında ağ anlamına gelen, internet adreslerinin başına eklediğimiz www (world wide web, Web 1.0) olarak tanımladığımız bilgi paylaşım sisteminin kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Web in ilk sürümünde kullanıcılar günümüze göre oldukça edilgen bir konumda bulunmaktaydı. Web 1.0 yalnızca metne dayanan içerikleri destekleyen bir ortam sağlamaktaydı. Yazılım teknolojisini bilen az sayıdaki kişiler büyük bir okuyucu kitlesi için durağan ve etkileşimi düşük web sayfaları hazırlamaktaydı (Köseoğlu, 2012, s. 59). Buna rağmen web 1.0 ile kitle iletişimindeki gibi merkezi tek bir yer olan, gönderen kontrollü, tek yönlü bilgi akışı da sağlanmamaktadır. Web ortamında her bir kişi gönderici herhangi bir kişi ya da bir topluluk da alıcı konumuna geçebilmektedir. Dolayısıyla merkezin belli olmadığı, çoklu merkezli veya merkezsiz bir iletişim söz konusudur. Böylece kullanıcıların denetim yeteneği artmış, mesajları istediği yer, zaman ve miktarda alabilme tercihine sahip olabilmişlerdir (Şahin den aktaran Şeker, 2005, s. 384). Sonuçta, internet 90 lı yıllardan itibaren toplumsal değişimi önemli ölçüde ivmelendirmeye başlamıştır. Esas değişim ise, kullanıcı etkileşimini daha ileriye taşıyarak kullanıcıların içerik yaratımına katkıda bulunmasını sağlayan yeni nesil internet, web 2.0 ile gelmiştir. Terim ilk olarak Tim O Reilly tarafından tanıtılmıştır (O Reilly, 2005). Daha sonra Eijkman (2008, s. 94) web 2.0 ı daha ayrıntılı olarak kullanıcıların bilgiyi birden çok kaynaktan faydalanarak işbirliğiyle yarattığı, paylaştığı ve yeniden yarattığı güçlü kolektif zekayı ve organize eylemi teşvik eden internet hizmetlerinin yeni bir eğilimi şeklinde tanımlamıştır. Benzer bir tanım da Haenlein & Kaplan dan (2010, s. 61) gelmektedir: Sosyal medya, kullanıcı katkılı içeriği oluşturmaya ve değiştirmeye izin veren ve Web 2.0 ın ideolojik ve teknolojik temelleri üzerine inşa edilmiş bir grup Internet tabanlı uygulamadır. Web 2.0 ın temel avantajı olarak kullanıcıların ağı sadece kullanmalarını değil aynı zamanda ağın içeriğine katkıda 2

bulunmalarını kolaylaştırdığı görülmektedir (Hwang ve diğerleri, 2009, s. 3). Bu durum kullanıcıların Web 2.0 uygulamaları aracılığıyla daha fazla sosyal paylaşımda bulunmalarına yol açmaktadır. Dolayısıyla literatürde Web 2.0 ve sosyal medya birbirinin yerine kullanılan terimler olarak kavram kargaşasına yol açabilmektedir. Web 2.0, sosyal medyanın temelini oluşturan etkileşimli internet siteleri için gerekli olan altyapıyı sağlayan internet tabanlı teknolojilere verilen addır. Sosyal medya terimi ise söz konusu Web 2.0 uygulamalarının toplumsal boyutlarına ve yol açtığı etkilere gönderme yapmaktadır (Köseoğlu, 2012, s. 60). Dolayısıyla Web 2.0 sosyal medyanın teknolojik boyutu ile ilgilidir ve iki kavram farklı disiplinlere aittir. Sosyal medya platformlarının araştırma için çok geniş ve çok değişken olması kesin bir sınıflandırma ve örnekleme yapılmasını engellemektedir. Bu nedenle kısaca bu çalışmaya konu olan sosyal medya araçları üzerinden bazı bilgiler paylaşılacaktır. Bloglar, web-log sözcüğünün kısaltılmasından türemiş, post denen kısa fikir ve bilgi yazılarını içeren çevrimiçi günlüklerdir (Anderson, 2007, s. 7). Blogger, wordpress ve Tumblr en yaygın blog platformlarından bazılarıdır. 2011 yılı sonu itibariyle dünya çapında 181 milyon blog izlenmektedir. Genel olarak, 6,7 milyon insan blog web sitelerinde, 12 milyon insan da sosyal ağlar üzerinden blog yayınlamaktadır (Nielsen, 2012). İçerik Toplulukları, belirli içeriklerin organize edilmesini ve paylaşılmasını sağlayan türden web siteleridir. Video içerikli paylaşım sitelerinine en güzel örnek, her ay 1 milyardan fazla tekil kullanıcısıyla YouTube tur (youtube.com, statistics ). Fotoğraf içerikli paylaşım sitelerine örnek olabilecek Flickr ın Haziran 2011 itibariyle 51 milyon kayıtlı üyesi ve 80 milyon ziyaretçi sayısı bulunmaktadır (advertising.yahoo.com, Flikr ). Pinterest de kullanıcıların ilgi alanları ve hobilerini içeren görüntü paylaşımlarına izin veren 10.4 milyon kayıtlı kullanıcısı olan bir fotoğraf paylaşım sitesidir (The Week Staff, 2012). Sosyal ağlar, kullanıcıya kişisel içerik değiş tokuşu yapabilme ve diğer kullanıcılarla iletişim kurabilme olanağı veren, kişisel web sitesini inşa etme olanağı sağlayan uygulamalardır (Köseoğlu, 2012, s.60). Kuşkusuz sosyal ağların en yaygını, dünyayı daha açık ve bağlı yapmak misyonuyla 2004 yılında yola çıkmış Facebook tur. Aralık 2012 itibariyle Facebook un yüzde 82 si Amerika ve Kanada dışından olan bir milyardan fazla aylık aktif kullanıcısı bulunmaktadır ve bu kullanıcıların 618 milyonu mobil cihazlarıyla Facebook a bağlanmaktadır (newsroom.fb.com, Key Facts ). Google ın diğer tüm servisleriyle bağlantılı yeni sosyal ağ platformu Google+ ise 2012 yılının son çeyreği itibariyle 343 milyon aktif kullanıcısıyla facebook un ardından ikinci olmuştur (Kosner, 2013). Bir diğer popüler uygulama Twitter ise kullanıcıların en son hikayeleri, fikirleri, görüşleri ve ilginç haberi gerçek zamanlı paylaştığı bir bilgi ağıdır (twitter.com, about ). Kullanıcıların 140 karakter ile tweet adlı paylaşımlarda bulunduğu için mikro-blog olarak adlandırılan Twitter ın 2012 nin ikinci yarısı itibariyle dünya çapında tüm internet kullanıcılarının yüzde 36 ına karşılık olan tahminen 485 milyon kullanıcısı bulunmaktadır (Holt, 2013). Sosyal medyadaki konumlamasını farklı bir şekilde yapmış LinkedIn; profesyonellerin birbirleriyle iletişim kurmalarını ve şirketlerin iş ilanlarına ve en son haberlere erişimini kolaylaştırmayı amaçlamakta ve 200 milyon üyesiyle dünyanın en büyük profesyonel sosyal iletişim ağı olmaktadır (linkedin.com, about us ). Özellikle son yıllarda ise sosyal ağların küresel bir fenomen haline geldiği rahatlıkla söylenebilir. Bunda, zamanla geliştirilen teknolojilerle sosyal ağların blog yazımını, fotoğraf, video ve flash destekli oyunları da bünyelerinde barındırmaya başlamalarının etkisi yadsınamamaktadır. Ayrıca bilgisayar teknolojisinin yanında cep telefonu, akıllı telefon, tablet bilgisayar gibi mobil teknolojilerin de gelişmesiyle, internete bağlanan cihazların çeşitliliğinin artışı da sosyal ağların kullanımını arttıran faktörler arasında sayılmaktadır. 3

Aralarında Amerika, Britanya ve Türkiye nin de bulunduğu 21 ülkeyi kapsayan Pew Research Center ın (PRC) Aralık 2012 de sonuçlarını açıkladığı araştırmaya göre sosyal ağlar dünya genelinde popülerleşmiştir: Sosyal ağları kullanıyor musunuz sorusuna Amerikalıların %50 si, Britanyalıların %52 si, Türklerin ise %35 i evet demiştir (s. 1). Sosyal ağ kullanıcıları daha çok gençlerden oluşmaktadır: Amerikalıların %80 i, Britanyalıların %94 ü, Türklerinse %69 u 18-30 yaşları arasındadır (s. 3). Dünyada geniş çoğunluk en az bir cep telefonu kullanıcısıdır. Cep telefonu sahiplerinin oranı Amerika da %86, Britanya da %92, Türkiye de %85 tir. Cep telefonuyla internet kullanımı oranlarıysa Amerika da %51, Britanya da %52, Türkiye de ise %26 dır. Akıllı telefonuyla internet kullananların Amerika da %60 ı, Britanya da %68 i ve Türkiye de %67 si düzenli olarak sosyal ağ sitelerini kontrol ettiklerini söylemişlerdir (s. 5). Şekil 1. Sosyal Ağ Kullanıcılarının Oranı Kaynak: PEW Research, 2012. Şekil 2. Yaş Dağılımına Göre Sosyal Ağ Kullananlar (PEW Research, 2012) Kaynak: PEW Research, 2012. 4

Şekil 3. Cep Telefonu, İnternet ve Sosyal Ağ Kullanımı (PEW Research, 2012) Kaynak: PEW Research, 2012. Amerikalıların %47 si ve Britanyalıların %36 sı sosyal ağ sitelerinde toplumsal konularda paylaşımda bulunurken; Amerikalıların %37 si ve Britanyalıların %30 u politika hakkında paylaşımda bulunmaktadır. Türkiye de ise sosyal ağ sitelerini kullananların %63 ü buralarda toplumsal sorunlarla ilgili fikirlerini açıklarken ve %57 si politikayla ilgili görüşlerini paylaşmaktadır (s. 4). Dolayısıyla, Türkiye de sosyal ağ sitelerinin kamuoyunu ilgilendiren konuların tartışıldığı ve insanların bu konular hakkındaki görüşlerini paylaştığı sanal kamusal alanlar olma yolunda ilerlediklerini söyleyebilmekteyiz. Şekil 4. Politik görüş ve Toplumsal Konularla İlgili Fikir Paylaşım Oranları Kaynak: PEW Research, 2012. Küresel Ekonomi ve Sendikal Kriz Gelişmiş kapitalist ülkelerde, 1960 ların ikinci yarısından itibaren başlayan sermayenin genişleme süreci ticaret hacmindeki ve yatırımlardaki daralmaya koşut olarak durmuş, bu süreç 1970 lerin başındaki petrol şoku ile birleşince, kapitalist sistem açısından kârlar düşmüş, durgunlukla beraber enflasyon (stagflasyon) vb. sonuçlarla ortaya çıkaran bir krize dönüşmüştür. Kriz, Keynesçi politikalardan vazgeçilip, yeni liberal politikaları gelişmiş kapitalist ülkelerden başlayarak (ABD, İngiltere, vd.) tüm sisteme süreç içinde egemen kılmıştır (Sazak, 2006: 10). Yeni liberalizmin yükselişi biçiminde de adlandırılan bu süreç, sermayenin kârlılığını yeniden üretebilmek ve kapitalizmin girdiği krizi aşabilmek amacı ile şirket yöneticileri ve ulusal devletler eliyle alınan bir dizi önlemler olarak ortaya çıkması biçiminde bir yol izlemektedir (Kart, 2011: 1176). Bu dönemde alınan somut neo-liberal 5

önlemler şunlardır: Sanayi ve ticarette serbestleşme, uluslararası pazarlarda genişleme, küresel finansal akımlar üzerindeki kontrollerin kaldırılması, devletin küçülmesi, kamu işletmelerinin özelleştirilmesi, Kamu harcamalarının azaltılması (özellikle de sosyal harcamaların), ekonominin kuralsızlaştırılması (deregulasyon), artan işsizlik riskinde bile enflasyonu kontrol altında tutmak için parasalcı (monetarist) tedbirler, örgütlü emeğin üzerine sıkı kontrol (Steger, 2003: 41). Bilgi teknolojileri devrimi, yeni liberal ekonomik politikalar ve küreselleşmeyle beraber, sermayenin küresel rekabet adına dayattığı yeni koşullar, üretim organizasyonundaki, sektörel yapıdaki ve emeğin yapısındaki değişimlerle sendikaların üye sayıları azalmış, temsil yetenekleri gerilemiştir. Sendikaların ciddi güç kaybı içinde olduklarını gösteren bu durum sendikal kriz olarak adlandırılmaktadır. Müftüoğlu (2006: 142-145) sendikaları kapitalist sistemdeki dönüşümle birlikte krize sürükleyen başlıca nedenleri şu şekilde sıralamaktadır: Devletin düzenleyici işlevini işçi sınıfı ve sendikaları baskılamak için kullanması. Sendikaların da mücadeleci anlayıştan uzaklaşmış olmaları İşsizliğin artmasıyla sendikaların üye kaybetmesi ve işsizlikle artan yedek işgücünün sendikaların pazarlık güçlerini azaltması Sendikaların örgütlenmede sanayi sektöründeki emek gücünü temel almaları, tarım ve hizmet sektöründe örgütlenecek stratejiler geliştirmemeleri Sermayenin sosyal hakları düşürme stratejisiyle üretimi ucuz emek ve hammadde bölgelerine kaydırarak uluslararasılaştırması ve sendikaların bu stratejiye karşı koyacak şekilde örgütlenememesi Küçük işletmelerin ve taşeronların artan rolü Emeğin üretkenliğini arttırmak için geliştirilen toplam kalite, tam zamanlı üretim ve kalite çemberleri gibi yeni yönetim teknikleri Süreli sözleşme, kısmi süreli çalışma, tele çalışma, çağrı üzerine çalışma, stajyer çalıştırma, eve iş verme gibi esnek ve düzensiz çalışma biçimleri Emek gücünün değişen yapısı, beyaz yakalıların, kadınların ve gençlerin daha fazla istihdam edilmesi 6

Sendikaların Sosyal Medya Kullanımları Sosyal medya, anında mesajlaşmanın hediyesi olan hızı ve her kullanıcının istediği platformda özgürce paylaşımda bulunabilmesiyle günümüz dünyasına geniş bir demokratik alan sunmaktadır. Arap baharı gibi toplumsal olayların direkt sebebi olmasa da tetikleyicisi olarak görülmesi sosyal medyanın kitleleri harekete geçirebilen gücüne dikkat çekmiştir. Sosyal medya, örgütleyicilerin benzer fikirli insanları az bir maliyetle harekete dahil etmesini sağlamaktadır (Papic ve Noonan, 2013). Benzer bir görüş de sosyal medyayla beraber suskunluk sarmalının kırılmış olduğu görüşüdür. Suskunluk sarmalı teorisinde Elisabeth Noelle-Neumann(1974); kitle iletişim araçlarının, özellikle de ana akım medyanın, belirlediği gündemin toplumun egemen genel düşüncesini yansıttığını varsayan insanların, kendi düşüncelerinin çoğunlukla bu görüşlerden farklı olduğunda toplum tarafından dışlanmaktan korktuğu ve bunlara karşı çıkıp aksini savunmak için kendilerinde yeterli gücü ve imkanları bulamadıklarında sessiz kalmayı tercih ettiklerini savunmaktadır (Yaylagül, 2006, s. 81, 82; Erdoğan ve Alemdar, 2002, s. 237,238). Sosyal medya ise kullanıcı katkılı içeriği sayesinde herkesin her konuda fikrini açıkladığı küresel bir kamusal alana dönüşmektedir. Ana akım medyada yer almayan ve dolayısıyla yaygın olmadığını düşündüğümüz bir görüşün, sosyal medyada çok fazla destek aldığını görmek insanları fikirlerini açıklamak konusunda cesaretlendirmektedir. İnsanlar, herhangi bir konuyla ilgili karşıt görüşlerini sosyal medyada çekincesizce paylaşabilmektedirler. Savundukları görüşlerin etrafında birleşen insanlar seslerini eskisinden daha kolay dünyaya duyurabilmekte ve kendileri gibi düşünen başkalarını da taraftar olarak etraflarında toplayıp egemen görüş karşısında kamuoyunun ciddi bir aktörü olabilmektedir (Seçkin, 2012). Bu durum Arap Baharı özelinde Bostancı (2012) tarafından şu şekilde özetlenmektedir: Benzer fikirler ve mutlaka bundan çok daha güçlü duygular ile rejime muhalif olan çevreler, kendi güçlerinin ne ölçüde bulunduğu ve rejimi değiştirmek bakımından gerekli kitlesel desteğin varlığı konularında somut verilerle desteklenmiş bir kanaate sahip değildiler. Çünkü despot rejimlerde kamusal müzakerenin çok sınırlı oluşu muhalefet potansiyeli hakkındaki bilgiyi örttüğü gibi, bu yöndeki örgütlenmeler de sıkı takibat dolayısı ile sınırlıdır. Herkes kendi yalnız dünyasında sessiz ama yalıtılmış bir öfke ile yaşamaya mecbur bırakılır. İşte tam da böyle bir ortamda, sosyal medya, iktidarların denetleyemediği bu mecra, muhalif güçlerin kendi cesameti ve iktidarı dönüştürme kapasitesi hakkında onlara güçlü bir esin verdi. Düşündüklerinden, sandıklarından çok daha kalabalıktılar. Keza sosyal medya, hızla örgütlenme ve sokağa çıkma bakımından eşsiz bir ağ oluşturucuydu. Twitter, Facebook, mail grupları, cep telefonu sms leri, Batı ülkelerindeki işlevlerinden çok farklı bir amaca yönelik olarak kullanıldılar. Onlar devrimci güçlerin suretlerini ve eylemlerini seyrettikleri bir aynaya dönüşmüştü. Suskunluk sarmalı kırılmıştı. Mısır yönetiminin olayları bastırmak için hemen internete yasak getirmesi, cep telefonu şebekelerini kapatması, sosyal medyayı kontrol etmeye çalışması dikkat çekicidir. Ancak bu tezlerin aksine suskunluk sarmalının sosyal medya için de işlerliğini sürdürdüğünü savunan bir görüş de bulunmaktadır. Hatta bu etkinin çevrimiçinde çevrimdışıdan çok daha güçlü olduğu varsayılmaktadır. İnsanlar sosyal medyada yalnızca yabancıların değil kendi arkadaşlarının da paylaştığı görüşleri ve tutumları görmektedir. Böylece rağbet görmeyen bir politikacıyı alenen desteklemek gibi popüler olmayan bir fikri ifade etmek daha da zorlaşmaktadır (Litvinenko, 2012, s. 185). Litvinenko, bu durumu Rusya daki Aralık 2011 seçim protestolarında yaşanan olaylarla örneklemektedir: Facebook da hükumet yanlısı düşüncelerin yansıtmasının hoş görülmediği bir ortamda ünlü bir TV spikeri hükümet partisini açıkça desteklediği için Facebook ve Twitter da şiddetli kınamaya maruz kalmıştır. Ardından çevrimiçi protestolar çevrimdışı mitinglerine dönüşmüş ve sonradan birçok katılımcı durum güncellemelerine bunun katıldıkları ilk gösteri olduğunu yazmıştır. Yine çevrimiçi iletişimin çevrimdışı aktivizme dönüşmesindeki başarı suskunluk 7

sarmalı teorisi ile açıklanmaktadır: Bir kişi "yeterli çoğunluk"ta arkadaşının gösteriyi desteklediği hissine kapıldığında o da gitmeye karar vermektedir ( s. 186). Bu iki görüşün ortasında duran bir başka görüşe göre ise yaşadığımız çağda sosyal medya, artık geleneksel medya ve siyasetin dışında gündem belirleyen bir araç konumundadır. Artık herkes her konuda rahatça konuşabilmekte ve bir anda istenilen bir konuda aynı görüşten birçok kişi toplanarak baskın tarafı oluşturabilmektedir. Buna göre, suskunluk sarmalı seslilik/çığırtkanlık sarmalı na dönüşmektedir. Bu durum bir araç olarak sosyal medyanın kullanımına bağlanmaktadır. Ortada geçerliliği olan sorun ya da amaç için baskın olumlu taraflar oluşturulabil inildiği gibi olumsuz baskın taraflar da oluşabilmektedir (Öztürk, 2011). Buradaki olumsuz yan, sosyal medyanın denetimsiz bir ortam olmasından kaynaklanmaktadır. İnsanlar, sosyal medya aracılığıyla yüz yüze olmamanın verdiği cesaretle bilgisayar başında fütursuzca hareket edebilmektedirler. Bu da, aşırı kamplaşmaların ve nefret gruplarının oluşmasına zemin hazırlayan bir alan olarak karşımıza çıkabilmektedir. Sosyal medyada bir fikir dile getiriliyorsa mutlaka karşıt bir fikir de bulunmaktadır ve bu çoğu zaman sert bir üslupta karşımıza çıkmaktadır (Erbaş, 2012). Yine de çevrimiçi bu çok seslilik demokrasi açısından olumlu bir şekilde değerlendirilmelidir. Toplumsal örgütlerin önemli bir aktörü olarak sendikalar da sosyal medyanın kamuoyu oluşturmada alternatif medya olarak gücünün farkına varmaktadırlar. Sosyal medya, sendikalara geniş bir kitleye ulaşma, yaygın kampanyalar örgütleme, şeffaflaşma ve üye sayısını artırma gibi konularda azımsanamayacak birçok fırsat sunmaktadır (Şenalp, 2012). Sosyal medya, sendikalar ve emek açısından ana akım medyada yer almayan haberleri içerebilmektedir. Hatta sosyal medyada ses getiren bir haber, normalde ana akım medyada kendine yer bulamayacak olsa dahi, sırf sosyal medya ile haber değeri arttığı için ana akım medyada da kendisine yer bulmaktadır. Örnek olarak, Radikal Gazetesi nin 29.11.2010 tarihli haberini gösterebiliriz (Pehlivan, 2010): Facebook a emekçi rakip: UnionBook Facebook rüzgârı, sendikaları da etkiliyor. Türkiye de de ilk defa Birleşik Metal-İş bir mitingini sosyal ağdan örgütledi. Dün Gebze de yapılan Kuralsız Çalışmaya Son mitinginin tüm kampanyası Facebook tan yürütüldü. Benzer örneklerin dünyada artması, sendikaların enternasyonal dayanışmasının da sosyal ağlara taşınmasını beraberinde getirdi. Tamamen Facebook u örnek alan ve onun gibi örgütlenen UnionBook, birkaç aylık olmasına rağmen hızla yayılıyor. Şimdiden 30 dilde içeriğe sahip UnionBook a Türkiye den de yoğun katılım var. Hafta sonu İstanbul a gelen UnionBook ile Avrupa da yaygın olan LabourStart temsilcileri, bu yeni dayanışma ağını Türkiyeli sendikacılarla tartıştı. LabourStart temsilcisi Eric Lee, İrlanda da sendika rozeti taktığı için işten atılan 20 yaşındaki Joanne Delaney ın sosyal ağ üzerinden dünya çapında gelen destek sayesinde işe geri dönmesini örnek göstererek, Küçük bir sorunda bile etkili sonuçlar alıyoruz dedi. Benzer bir kampanyayı Tez Koop-İş, Kipa da örgütlenmek amacıyla Facebook üzerinden organize etmişti. Yapılan eylemler normalde gazetelerde zor yer bulmaktayken, eylemin Facebook ile örgütlenmesi ana akım medyaya göre haber değeri taşımaktadır. Dolayısıyla ana akım medyada bundan dolayı yer bulabilmektedir. Daha çarpıcı bir durum, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Metin Külünk ün TBMM Başkanlığı na sunduğu havacılık sektöründe grev ve lokavt yapılmamasını öngören kanun teklifinin Meclis te gündeme alınmasından dolayı 29 Mayıs 2012 de Türkiye Sivil Havacılık Sendikası nın (Hava-İş) Türk Hava Yolları çalışanları ile aldığı grev kararı sonucu yaşanmıştır (Milliyet, 2012). THY çalışanlarına destek vermek amacıyla RedHack gece 03.00 ten itibaren THY nin resmi internet sitelerine erişimi engellemiş, 104 sefer iptal edilmiştir. Sosyal medyada o günün en çok konuşulan konusu THY Grevi olmuş, #THYgrevde hashtagi gün boyunca Türkiye de TT listesinin en üst sırasında yer alırken, dünyada da ikinci sıraya kadar 8

yükselmiştir. Birçok ünlü isim de hashtagin yayılması için yardımcı olarak daha büyük bir etkinin yaratılması sağlanmıştır. Türk Hava Yolları na yönelik tepkiler, yönetiminin yasa dışı olarak nitelendirdiği eyleme katılan çalışanların işlerine son verildiğini bildiren SMS in ekran görüntüsünün Twitter da paylaşılmasının ardından daha da artmıştır (Atasoy, 2012). Şekil 5. Resim 1 THY Grevi Dünya Çapında Trend Topic Kaynak: http://tinypic.com/view.php?pic=2sbvlab&s=6#.uqz5jvtdvqu, 29.05.2012. Şekil 6. Resim 2 THY nin çalışanlara gönderdiği SMS görüntüsü Kaynak: https://twitter.com/search?q=%23thygrevde&mode=photos, 29.05.2012. Bu arada ana akım medya sosyal medyada yaratılan bu gündem sayesinde konuyu ele almış ancak bazı yayın organları şirket yanlısı haberlerle dikkat çekmiştir. İşten atılan işçi sayısının 305 rakamına ulaşması da kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştır. Daha sonra başlatılan 305 İşçinin İşe Geri İadesi süreci de ilk zamanki yoğunlukta olmasa da sosyal medyada kendine yer bulmaktadır. 9

Şekil 7. Ertesi günlerde çıkan gazetelerden birinin ilk sayfası Kaynak: https://twitter.com/search?q=%23thygrevde&mode=photos, 01.06.2012. Sosyal medyanın sağladığı bu kısmen demokratik sayılabilecek ortamda sendikalar kendi alternatif çözümlerini aramalıdırlar. Kendi içeriklerini kendileri üretmeliler hatta gerekirse eğitimlerle üyelerinin de sosyal medya okuryazarı olmalarını sağlamalılardır. Yurttaş gazeteciliği kavramından yola çıkıldığında, her sendikalı işçinin birer emek muhabiri olarak işyerlerindeki problemler ve hak ihlallerini paylaşabilmesi, dijital aktivizmi yaygınlaştırmak ve emeğe odaklı yurttaş gazeteciliği için ciddi bir önem taşımaktadır (Uçkan, 2012). Diğer bir yandan da, sosyal ağ sitelerinin gizlilik politikası ve iş modeli, aktivizm ve sendikal faaliyetler açısından büyük problemler oluşturabilmektedir. Kullanıcılara ait olabildiğince bilgiyi bünyelerinde barındırdıklarından, büyük firmalar ve ilgili üçüncü taraflar tarafından bu bilgiler satın alınabilmektedirler. Örneğin Facebook un devletler ve gizli servisler ile işbirliğine gittiği de bilinmektedir. Dolayısıyla bu uygulamaların, neyi, kiminle ne kadar paylaşıldığı düşünmeden bilinçsizce kullanımı dayanışma ağına katılacak işçi ve aktivistler için ciddi riskler taşımaktadır (Şenalp, 2012). Bunun önüne geçmek için 2010 yılında, Labour Start projesiyle sosyal ağ sitelerinin emek-sendika odaklı bir alternatifi olarak Unionbook kurulmuştur. Dünyanın çeşitli yerlerinden beş binin üzerinde sendika üyesi, yönetici, uzman ve sendikal alanda çalışan araştırmacı bu site üzerinden birbiriyle bağlantı kurmaktadır (Pantland, 2011). Eric Lee nin kurucusu olduğu Labour Start ın yürüttüğü sendikaların internet kullanımına ilişkin araştırmanın sonuçlarına göre 2013 yılı için %86,7 lık oran ile Facebook, sendikal hareket içerisinde kullanılan sosyal ağlar arasında popüler olmaya devam etmektedir (Twitter %45.8, YouTube %39.8, LinkedIn %42.1, Google+ %26.6) 1. 1 Bu veriler araştırmanın yalnızca İngilizce konuşan deneklerle yapılan kısmını içermektedir. 10

Şekil 8. Sendika Üyelerinin Sosyal Ağ Kullanım Oranları Kaynak: Labour Start, 2013. Aynı araştırmaya göre üyeler sendikalarının bir sosyal ağda bulunup bulunmadıklarını şu oranlarla bildirmişlerdir: Facebook %91,7; Twitter %51,6; YouTube %28,8; LinkedIn %8,9; UnionBook %8,4; Flickr %7,8; Google+ %5,5; Myspace %0,8; diğer %5,2 dir. Şekil 9. Sendikaların Sosyal Ağ Kullanımları Kaynak: Labour Start, 2013. Ayrıca araştırma internete erişilen araçların artık bilgisayarlarla sınırlı kalmadığını, akıllı telefonların da yaygınlaşmaya başladığını göstermektedir. İnternete erişilen araçların oranları: Masaüstü %74,8; dizüstü %69; tablet %23,5; akıllı telefon %48,5; diğer %2,1. 11

Şekil 10. Sendika Üyelerinin İnternet Erişimi İçin Kullandığı Araçlar Kaynak: Labour Start, 2013. Türkiye, ABD ve Britanya İşçi Konfederasyonlarının Sosyal Medya Kullanım Analizi Bu çalışmada, üç farklı ülkenin temsil alanı en geniş üç işçi sendikaları konfederasyonunun, sosyal medya ağlarındaki hesapları analiz edilmiştir. Çalışma, ülkelerin genel sendikal durumlarını yansıttığı düşünülerek konfederasyonlarla sınırlandırılmıştır. Sosyal medya hesaplarına konfederasyonların web sitelerindeki bağlantılardan ulaşılmış ve analizler 10.04.13-21.04.13 tarihlerinde yapılmıştır. Çalışmanın, gelişmişlik düzeyleri ve sendikal geçmişleri farklı üç ülkede, sendikaların örgütlenme ve mücadele aracı olarak sosyal medya kullanımlarının gelmiş olduğu noktaya ışık tutması amaçlanmaktadır. Türkiye den yaklaşık 696 bin (Çelik, 2013) emekçiyi temsil eden Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu nun (Türk-İş), internet sitesinde bağlantıları verilen Facebook, Twitter, You Tube ve Google+ hesapları incelenmiştir. Türk-İş in web sitesine girildiğinde ana sayfadan önce sosyal medyaya yönlendirici bir pop-up pencere çıkmaktadır. Bu site kullanıcılarını sosyal medya hesaplarına yönlendirmesi açısından iyi bir uygulamadır. Ayrıca site içinde de sosyal medya için bağlantılar ana sayfada mevcuttur. Şekil 11. Türk-İş Web Sitesi ve Facebook sayfasından ekran görüntüleri 12

Türk-İş in Facebook a katılış tarihi 02.11.2011 dir. Profil fotoğrafı olarak konfederasyonun logosu kullanılmaktadır ayrıca kapak görseli kullanılmamaktadır. Görseller galerisinde de yapılan etkinliklerin fotoğrafları ilgili haberlerle paylaşılmıştır. Hakkında kısmında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Facebook sayfası verilerine göre 605 kişi sayfayı beğenmiş, 48 kişi Türk-İş hakkında konuşmuş, 94 kişi de Türk-İş genel merkezinden yer bildiriminde bulunmuştur. Genelde internet sitesi haber metinlerinin paylaşıldığı sayfada, paylaşılan yorum yapılabilmektedir. Yapılan yorumlar çoğunlukla eleştiridir ve bu eleştirilere sayfa yöneticisi tarafından hiç cevap verilmemiştir. Eleştiriler genellikle mevcut Türk-İş genel Başkanı Mustafa Kumlu nun AKP hükümetinin emek politikalarındaki baskıcı tutumuna sessiz kalmasına yöneliktir. Şekil 12. Türk-İş Facebook Sayfasından İki Adet Paylaşım ve Altındaki Yorumlar Türk-İş in Twitter sayfasında ise Facebook gibi web sitesinde yayınlanan haberler paylaşılmaktadır. Kurumsal kimlik öğesi olarak logo yine kullanıcı resminde yer almakta fakat arka plan twitter ın varsayılan düzenindedir. Görseller galerisinde yalnızca IndustriALL un (Uluslararası Sanayi Sendikaları Federasyonu) Kuruluş Kongresinde Havacılık Hizmetlerine Getirilen Grev Yasağı hakkında yaptığı konuşmanın bir videosu bulunmaktadır. Twitter ın kendine özgü olan ve etkileşim sağlamaya yarayan #hastag, @mention, retweet gibi araçlarına neredeyse hiç başvurulmamıştır. 13

Şekil 13. Türk-İş Twitter Sayfası Ekran Görüntüsü Türk-İş in You Tube kanalının açılış tarihi 03.10.11 olmasına rağmen Türk-iş Konfederasyonu 2008-2011 Eylemleri adında yalnızca 1 video barındırmaktadır ve 1 abonesi bulunmaktadır. 6 dakika 10 saniyelik marşlı bir propaganda klibi olan video 1.449 kişi tarafından izlenmiş ve videoya hiç yorum yapılmamıştır. Şekil 14. Türk-İş You Tube kanalı ve paylaşılan videonun ekran görüntüleri Şekil 15. Türk-İş You Tube kanalında paylaşılan videonun ekran görüntüleri 14

Şekil 16. Türk-İş Google+ Sayfası Ekran Görüntüsü Türk-İş in Google+ hesabında da yine diğer hesaplarında olduğu gibi web sitesindeki haberler içerik olarak kullanılmıştır. Kullanıcı fotoğrafı bölümünde de yine konfederasyonun logosu kullanılmış, diğer bölümler varsayılan düzende bırakılmıştır. Hakkında kısmında bilgi bulunmamakta ve görüntü galerisinde logo ve web sitesinde paylaşılan fotoğraflar bulunmaktadır. Türk İş Konfederasyonu Google+ içerisinde 38 kullanıcının çevresinde görünmektedir. Şekil 17. AFL-CIO Web Sitesi Ana Sayfa ve Facebook Sayfalarının ekran görüntüleri Amerika Birleşik Devletleri nde 12,2 milyon (afl-cio.org, 2013) emekçiyi temsil eden The American Federation of Labor and Congress of Industrial Organizations ın (AFL-CIO) web sayfasında hangi sosyal medya hesaplarının olduğunu gösterir bir bağlantı kartı vardır. Kart sayfanın tam ortasında görünür bir şekilde yerleştirilmiştir. AFL-CIO un bir blogu, Facebook, Twitter, You Tube, Flikr, Pinterest hesapları vardır. AFL-CIO Facebook hesabının hakkında kısmı ayrıntılı şekilde doldurulmuş ve sayfaya yorum yazarken uyulması istenen kurallar belirtilmiştir. Facebook zaman tüneline 15

tüm önemli tarihler kaydedilmiştir. Bu güncelleme nedeniyle Facebook ağına katılış tarihi bulunmamaktadır. Bu köklü bir kuruluş olarak konfederasyonun Facebook tan da eski olduğuna vurgu yapan bir artı değer sağlamaktadır. Facebook verilerine göre sayfayı 64.625 kişi beğenmiş, 39.164 kişi sayfa hakkında konuşmuş ve 86 kişi genel merkezden yer bildirmiştir. Profil ve kapak fotoğrafları bulunmaktadır ve zaman zaman yenileriyle güncellenmektedir. AFL-CIO gerçek üyelerinin fotoğraflarını kullanmaktadır. Hatta bir yüz olarak fotoğrafta kullanılan üye, kendi Facebook hesabıyla fotoğrafına yorum yapmıştır. Bu da aidiyet duygusu yaratmak açısından iyi bir uygulamadır ve kullanılan slogan Çalışma Hepimizi bağlar/work Connects us all ile de uyuşmaktadır. Facebook sayfasında günde birden çok paylaşımda bulunulmaktadır. Bu paylaşımların içeriği çok çeşitlilik göstermektedir. Sendika ürünleri reklamlarından, toplumsal duyarlılığı fazla olan olaylara (Boston da yaşanan patlama) kadar birçok paylaşım gözlemlenmiştir. Görsel olarak infonograf, fotoğraf, grafik ve karikatür kullanılmaktadır. Facebook tan diğer sosyal medya platformlarında yapılan kampanyalar da duyurulmaktadır. Ayrıca araştırmalar için yapılan online anket yönlendirmeleri de paylaşılanlar arasındadır. Şekil 18. AFL-CIO sosyal medya iletişim kampanyasında gerçek üyelerini kullanmaktadır. Şekil 19. AFL-CIO Facebook paylaşımlarından örnekler AFL-CIO nun Twitter hesabının 35,017 takipçisi, 5,843 takip edileni ve 14,004 tweet i bulunmaktadır. Hesabın onaylanmış olduğunu gösteren mavi tik işareti sahte hesap tehdidinden kurumu korumaktadır. Görseller kurum kimliği ile bağdaştırılmıştır. Diğer sosyal ağlarındaki gibi gerçek üyelerin fotoğrafları, logo ve logo ile uyumlu arka plan gözlenmektedir. Etkileşim açısından sayfa incelendiğinde, Twitter a özgü etiketleme uygulaması #hasgtag ler yardımıyla ortak konu başlıkları oluşturulup önceden kararlaştırılan 16

günlerde belirlenen etiket üzerinden sohbet(chat) edildiği görülmektedir. Bu da gündem oluşturma (agenda setting) için Twitter ın ne kadar yararlı olabildiğine örnek oluşturmaktadır. Şekil 20. AFL-CIO Twitter Sayfasından Ekran Görüntüsü ve Facebook ta Twitter Hesabındaki Etkinliğin Paylaşımı AFL-CIO nun You Tube Kanalının açılış tarihi 10.07.06 dır. Bu kanalın haricinde yalnızca Latin Amerikalılar için İspanyolca videolar içeren başka bir kanalı daha bulunmaktadır ancak bu çalışmada genel amaçlı kanal dikkate alınacaktır. You Tube kanalının 1529 abonesi bulunmaktadır. Kanalda bulunan videolar toplamda 1.210.841 defa izlenmiştir. Kanalda en çok göze çarpan dezavantajlı gruplar denilen göçmenlerin, siyahilerin, kadınların, ve çocukların içinde bulunduğu gerçek üyelerin hikayelerini barındırmasıdır. Görsel olarak diğer ağlardaki gibi kurumsal kimliği içeren logo ve renkler You Tube kanalında da bulunmaktadır. Şekil 21. AFL-CIO You Tube Kanalı ve Videolarından ekran Görüntüleri AFL-CIO nun Google+ hesabında ağın henüz yeni olmasından dolayı fazla etkileşim gözlenmemekte buna rağmen paylaşımların yoğunluğu fark edilmektedir. Hesap henüz 23 17

kullanıcının çevresinde görülmektedir. Burada da kullanıcı fotoğrafında logo, kapak fotoğrafında da gerçek üyelerin fotoğrafları kullanılmaktadır. Şekil 22. AFL-CIO Google+ Sayfasının Ekran Görüntüsü AFL-CIO nun Flickr hesabı daha çok alan/gösteri fotoğraflarını içermekte; akıllı telefonlarda fotoğraf uygulaması olan Instagram da da daha çok gösteri ve etkinliklerin fotoğrafları bulunmaktadır. Konfederasyonun Pinterest hesabı ise pano (pinboard) özelliğiyle farklı konu başlıklarının altında birçok görsel barındırmaktadır. Örneğin örgütlenmeye çağrı yapan görseller, Sendikaya Git/Go Union, Harekete Geç/Take Action gibi başlıklar altında bulunmaktadır. Şekil 23. AFL-CIO Pinterest Sayfasından Ekran Görüntüsü 18

AFL-CIO nun bir blogu da bulunmakta ve burada da politika ve emek haberleri gibi daha ciddi haberler paylaşılmaktadır. Şekil 24. AFL-CIO Blog Sayfası Ekran Görüntüsü Britanya dan yaklaşık 6 milyon (tuc.org.uk, 2013) emekçiyi temsil eden The Trades Union Congress in (TUC) web sitesinde bulunan bağlantılardan Facebook, Twitter, You Tube ve Flickr sosyal ağ hesaplarına erişilmiştir. Şekil 25. TUC un 5 farklı Facebook Hesabının Ekran Görüntüleri Facebook ta TUC beş farklı hesaba sahiptir. İlki konfederasyonla ilgili haberlerin bulunduğu ana hesap, ikincisi Touchstone blog adlı kamu siyaseti konularını içeren blogun Facebook güncellemelerini içeren hesap, üçüncüsü Ulusal Sağlık Servisini korumak için yapılan Sendika koalisyon kampanyalarının güncellemelerini içeren hesap, dördüncüsü TUC online kampanya eylem ağı güncellemelerini içeren hesap ve beşincisi de TUC nin daha iyi stajlar için yürüttüğü kampanyasının güncellemelerini içeren hesaptır. Bu strateji aynen Twitter da da yürütülmektedir. Kampanyaların mesajlarının tek bir yerden verilmesi ve karışıklığa neden olmaması açısından iyi bir uygulama gibi görünmektedir. Ancak bu çalışmada yalnızca ana hesap incelenecektir. 19

Şekil 26. TUC Ana Facebook Hesabı Hakkında Bölümü ve Etkinlik Sayfası Ekran Görüntüsü Twitter a bakıldığında TUC nin çeşitli kullanımı burada da kendini göstermektedir. Farklı mesajları içeren, farklı kanallar, kümelenmeyi önlemekte ancak iletişimin bölünmüşlüğü de kurumsal kimliğin gücünü sosyal medyada azaltmış görünmektedir. Üyeler; nereyi neden takip edeceğini ve iletişime geçmek istediğinde ise muhatap olarak tek bir TUC hesabı olmadığından hesapları karıştırabilir. Ancak Twitter ın retweet (geri tweet atma) özelliği sayesinde tüm hesapların birbirlerinin gönderilerini retweet ederek paylaştıkları görülmektedir. Şekil 27. TUC Twitter Hesapları 20