SCHVVEÎZER, Günther. 1975. Untersuchungen zur Physiogeographie von Ostanatolien und Nordvvestiran. Geomorhologische, klima und hydrogeographische Studien in Vansee- und Rezaiyehsee- G ebiet -T übinger Geographische Studien. H eft 60. Sonderband 9.- Tübingen Doğu A nadolunun jeomorfolojisi, iklimi ve hidrolojisi hakkında oldukça değerli çalışmalar yayınlanmış olmakla beraber, Prof. Schweizer in bu son eseri, Doğu Anadoluyu Kuzeybatı Iran ile birlikte ele alm ak ve özellikle bugünkü koşullar yanında, Pleistosen koşullarını da incelemek suretiyle, m evcut bilgi ve görüşlere yeni boyutlar kazandırm ış bulunm aktadır. Ele aldığı konularda değerli bilgileri toplam akla birlikte, Pleistosen ve Holosen buzullaşmaları ile Pluvial göller problem leri üzerindeki kapsamlı ve karşılaştırmalı açıklam aları ile, aynı konulara ilgi duyan benim gibi yazarlar için bu eser ayrı bir önem taşır. Bilimsel bir araştırm ada şüphesiz bütün problem lerin çözümlendiği iddia edilemez, ancak yazarın bu eseri sözü edilen konularda, Doğu Anadolu Yüksek ülkesi ve çevresinde yapılacak araştırm alar için bir çıkış noktası oluşturacaktır. Eser üç an a bölüm den oluşm uştur. Ö nce Doğu A nadolu ve çevresini oluşturan yüksek ülkenin jeomorfolojisi, iklimi ve hidrolojisi hakkında bilgi verilmiş, sonra V angölü Pleistosen göl sekileri ile akarsu şekilleri ayrıntılı olarak tanıtılıp, bölgenin Pleistosen buzullaşm aları ve iklimi ve eski kar sınırı üzerinde tartışm alar yapılmış, son olarak da Rızaiye (eski adı Urm iye) gölünde V angölündekilere benzer çalışmalar açıklanmıştır. Doğal olarak eserde geniş bir bibliografya, yazarın çalışmalarını açıklayan paragraflar vardır. Eserde büyüklü küçüklü 21 harita, 6 şekil, 18 tablo ve 12 fotoğraf m evcuttur. Eser 145 sayfa olup Almanca, İngilizce, fransızca, türkçe ve farsça özetler eklenmiştir. Eserin giriş bölüm ünde, bölgede d a h a önce yapılmış olan çalışm alar özetlenmek suretiyle mevcut problem ler ortaya konmuştur. Bu literatür incelemesinin genel sonucu, yapılan çalışmaların nekadar değerli olursa olsun yerel kalm akta olduğu ve kapsamlı bir çözüm için konuya karşılaştırm alı olarak ve tüm üyle yaklaşm ak ge
230 OĞUZ EROL rektiği noktasında toplanm ıştır. Bu am açla yazar, inceleme bölgesindeki V an ve Rızaiye göllerinin Pleistosendeki seviye oynam alarının, dünkü ve bugünkü fiziksel bölge koşullarının en iyi göstergesi olduğu, bu seviye oynaması izlerinin çevre dağlarındaki buzul ve m orenlerle, akarsu sekileri aracılığı ile karşılaştırılm ası yoluyla p ro b leme bir cevap bulunabileceğini belirtmiş ve bu yolda ilk sonuçlara erişmiş bulunm aktadır. Y ukarıda açıklanan am açlarına erişmek için yazar önce araştırm a bölgesinin bugünkü jeomorfolojisi, iklim ve hidrolojik koşullarını incelemiştir. Bu incelemelere göre Doğu Anadolu ve Vangölü çevresi, Rızaiye çevresine oranla d ah a nem li ve yağışlıdır. G erçekten Rızaiye çevresinde yıllık yağış 300 m m civarında iken, V an çevresinde 400-600 mm dir, bu değer Doğu Toroslar ve Cilo D ağlarının güneye bakan taraflarında 1000 mm ye varır (H arita 3). Bugünkü sonuç iç bölgelerin kuraklığı, yüksekliklerin önemi kadar, Pleistosen buzullaşm alarının değerlendirilm esi yönünden de ilgi çekicidir. Su blançosunun incelenmesi ile gölyüzü seviye oynam aları a ra sındaki ilişkinin incelendiği bölüm de sonuç olarak V angölü havzasının fazla yağışlı olduğu ve daha az seviye oynam aları gösterdiği, Rızaiye gölünde ise oynam aların d ah a fazla bulunduğu belirtilm iştir. Buna rağm en Rızaiye gölünde buharlaşm aların V angölüne o ran la daha az olması, bu gölün tuzluluğunun daha yüksek olmasına bağlanm aktadır. Vangölü sekilerinin incelendiği bölümde, göl çevresi bölüm bölüm ele alınmış ve gözlemler bütün ayrıntıları ile verilmiştir. Bu açıklam alar için 7 yerel h a rita kullanılm ıştır (H arita 7-14). Açıklam alara T atvan çevresinden başlanmış, sonra güney kıyısı, daha sonra da kuzey ve doğu kıyıları tanıtılm ıştır. Bu çalışm alarda genel olarak 1646 m etredeki bugünkü göl yüzeyi üzerinde 12, 30, 50 ve 80 m etrelerde bulunan eski göl seviye izlerinin jeomorfolojik kanıtları ve onlar üzerindeki açıklam alar ortaya konm uştur, ayrıca m etnin sonundaki fotoğraflarda da bu eski göl seviyesi izleri açıkça görülmektetedir. Bu izler arasında özellikle 55 m seviyesi izlerinin en gelişkin olduğu belirlenmiştir. Göl sekileri, yazara göre tektonik çarpılm alara uğramamış, ancak enyüksek ve en yaşlı olan 80 m sekisi izleri iki yerde lav ve tü f örtüleri altında kalm ıştır. D aha yüksek aşınım düzlükleri, yazar a göre gölle ilgili değildir. Eski kıyı izleri kayalık kıyılarda ve burunlarda aşınım platform ları, koylarda ve girintilerde ise dolgu düzlükleri halinde görülm ek
KİTAP TANITMA 231 tedir. Tortullar genellikle iri taneli çakıl ve kum lar, kısa akarsuların ağızlarında ise daha iri taneli kum ve çakıllar bulunur. Kil ve ince taneli diğer torullar seyrektir. Eserde fosil kalıntılarından bahsolunm am aktadır. Sekilerin dördü birden nadir olarak görünürler. B unlard an en belirgin olanı 55 sekisidir. 30 ve 80 m sekileri okadar belirgin olm am akla beraber, birçok yerlerde genişçe düzlükler bu seviyeye bağlanabilir. 12 m seviyesi gençliği dolayısı ile belirgindir. Ancak bu bulgularda bile aşınımın tahripkar etkileri dikkati çekecek kadar göze çarpar. Bugünkü kıyılar da bu en alt sekiyi yer yer aşındırmış bulunm aktadır. Kırık tektoniğinin etkili olduğu Vangölü bölgesinde sekilerin bu tip olaylardan etkilenip etkilenmediği, yazar tarafından dikkatle incelenmiş, ve genel olarak böyle bir etkinin söz konusu olmadığı sonucuna varılm ıştır. A ncak seki yüksekliklerinin d ah a dikkatli ölçülmesi ve uzun mesafelerde birbirine bağlanması için daha ayrıntılı çalışm ların yapılm ası uygun olabilir. D r. Schweizer tarafından b ulunan sekilerin yükseklikleri, daha önce bölgede çalışanlarınki ile herzam an tam çakışmaz. A ncak bunda yükseklik ölçmelerindeki farkların da bir payı olsa gerektir. Bununla beraber özellikle alçak iki seviyenin yüksekliğinde hem en tam bir uygunluk vardır. A raştırm anın ilgi çekici yönlerinden bir diğeri de göl sekileri ile göle dökülen akarsu sekilerinin ve onlarla güneydeki dağların eski buzul morenleri arasındaki ilginin kurulması konusudur. Bu problem yazar tarafından dikkatle ele alınmış ve güneyde Hasobeşir dağlarından gelen A rpit deresi vadisinde ilgi çekici gözlemler yapılmıştır (harita 15). G erçekten bu güneydeki dağlarda 4 buzulaşm a dönem i nin morenleri ayırd edilmiş ve sırayla (A) Riss, (B) W ürm I, (C) W ürm I I I ve (D) Geç buzul dönem i belirlenm iştir. Bu m oren depoları ile akarsu sekilerinin, onlarla da göl sekilerinin bağlantısı kurulmuştur. Bu bağlantı aşağıdaki tabloda gösterilmiş bulunm aktadır. Söz konusu m orenlerin yaşlandırılması ise, yazar tarafından eserin 87-93. sayfaları arasında ayrıntılı olarak tartışılm ıştır. V an Gölü yüksek seviyeleri Göl yüzünden yükseklik (m) Deniz sev. göre yüksek. (m) V an Gölü güneyindeki kıyı dağların d a buzu! Aktüel kar sınırına göre, kar sınırı depresyonlarının yüksekliği (m) Pleistosen iklim 12 1658 D 300-400 Gec buzul safha. (Spaetglazial) 30 1676 G 700 W ü rm -III buzul safha. 55 1701 B 850 W ürm -I buzul safha. 80 1726 A 1150 Riss buzul devri
232 OĞUZ EROL Bu araştırm alara göre, N em rut Dağı volkanından çıkan lavlar tarafından tıkanm ak suretiyle oluşan V angölü çanağının Pleistosendeki gelişmesi oldukça ilginç bir şekilde belirlenmiş bulunm aktadır. Yazarın bu çalışm alarına göre göl çanağının oluşmasının M indel- Riss buzularası dönem ine raslamış olması gerekm ektedir. Göl çevresinde birçok alçak boyun ve geçitler olm asına rağm en gölün Pleistosenin herhangi bir döneminde çanaktan dışarı taştığına dair bir kanıt bulunm am ıştır. K uzeybatı İrandaki Rızaiye gölü üzerinde de, Vangölündekine benzer çalışmalar yapmış olan yazar, Rızaiye gölü kıyı sekilerinin Vangölündekiler kadar belirgin olmadığını saptamıştır. Ancak Rızaiye gölü çevresinde de bugünkü göl yüzünden (1275-1280 m.) 30, 60-65, 80-85 ve 115 m. yüksekliklerde dört seki bulunduğu belirlenmiştir. Buradaki göl sekileri, Vangölü, güneyindekiler gibi, dağların buzul depoları ile bağlanam am ış ve Vangölüne oranlanarak sekiler yaşlandırılm aya çalışılmıştır. Bu karşılaştırmayı gösteren tablo da aşağıda verilmiş bulunm aktadır. Rızaiye gölünün daha kurak bir bölgede bulunması, göl çanağının daha yayvan bulunması, sayıları aynı olm akla beraber, nisbi yükseklikleri ve sekilerin yaygınlığı üzerinde olumsuz etkilerde bulunm uş gibi görünm ektedir. Karasal bir iklimde gölyüzü seviyesinin daha oynak, seviye duraklam alarının daim a başka başka yerlerde olması, Vangölündekinden farklı bir görünüm oluşturm ası doğal olsa gerektir. V an Gölü yüksek seviyeleri göl yüzünden yükseklik m deniz sev. göre yüks. m Rezaiye Gölü yüksek seviyeleri göl yüzünden yükseklik m deniz sev. göre vüks. m Pleistosen iklim 12 1658 Geç Buzul (Spaetglazial, 30 1676 30 1305 W ü rm -III buzul sahası 55 1701 60-65 1335-1340 W ürm -I buzui safhası 80 1726 80-85 1355-1360 Riss buzul devri - - 115 1390 M indel buzul devri V an ve Rızaiye göllerindeki pluvial izler üzerindeki gözlem lerinden sonra yazar, Doğu A nadolu ve çevresindeki ülkelerin Pleistosen iklimleri üzerinde bazı genellemeler yapmış bulunm aktadır. Bu ara d a bölgedeki buzullaşm alar ve özellikle kalıcı kar sınırı alçalm alarını da belirtm iştir. Y azara göre bölgedeki kalıcı kar sınırı Pleis
KİTAP TANITMA 2 3 3 tosen içinde 1150 ilâ 300 m. arasında alçalm a göstermiş bulunm aktadır. Bu karşılaştırm adan sonra yazar, V an ve Rızaiye göllerinin pluvial göl seviyeleri ile diğer çevre göllerinin -Ö lü Deniz, El-Jafr havzası, Şam havzası, Zeribar Gölü, H azer Gölü ve Tuzgölü- pluvial seviyeleri arasında prensip yönünden bir benzerlik olduğu sonucunu çıkarmış bulunm aktadır. Ancak V angölündeki sonuçlara göre T uzgölü ve H azargölü seviyelerinin yaşlandırılm alarm da bazı değişiklikler yapılması gerektiği de belirtilmiştir. Şüphesizki pluvial göl kıyısı izlerinin aydınlatılması gereken en önemli konularından birisi, bu yaşlandırm a konusudur ve her yazar kendine göre haklı nedenlere dayanarak bazı yaş tahm inleri yapm aktadır. M utlak zam an tayinlerine yetecek gözlem ve yöntem ler de henüz geliştirelemediği, yada olanaklar elvermediği için bu tartışm aları, şimdilik açık bırakm ak kanaatim ce en uygun yoldur. Yukarıdaki kısa özetten de anlaşılacağı üzere Dr. Sclıvveizer in bu çalışması Doğu Anadolu ve çevresinin Pleistosen ve Holosene ait çevresel değişm elerine yeni büyük katkıları olan bir çalışma olarak tanım lanabilir. Bu eser özellikle O rta D oğunun pluvial göl seviyeleri konusu ve Pleistosen buzulaşm alar üzerinde orijinal ve sistem atik bir etüddür. Bu değerli çalışması ve bölge bilimine katkıları yönünden yazarı tebrik etm ek isterim. Prof. Dr. Oğuz ER O L