Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi

Benzer belgeler
YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

bu şehirle, yani Hattuşa ile çok yakından ilgilidir. Yüzyıllarca Hititler e başkentlik yapacak olmasının yanı sıra Hitit siyasal ve kültürel tarihi

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

Asur Ticaret Kolonileri Çağı

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

İmparatorluk Mirası. Anadolu Kültürel Mirası Erken Dönem. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011


ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Lidyalılar Batı Anadolu'da hala etkin olan Kimmerleri Kızılırmak'ın ötesine sürerek bu tehlikeye kalıcı olarak son vermişlerdir.

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

PANAZTEPE- MENEMEN KAZISI

ŞANLIURFA YI GEZELİM

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

İÇİNDEKİLER. GÖREME MİLLİ PARKI VE KAPADOKYA Nevşehir PAMUKKALE HİERAPOLİS İSTANBUL UN TARİHİ ALANLARI XANTHOSLETOON

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

Yazı Menu. 1 - Anadolu Uygarlıkları. Hititler. Frigyalılar. Lidyalılar. Urartular. İyonyalılar. 2 - Kültür ve Uygarlık. Devlet Yönetimi.

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

Hitit İmparatorluk Dönemi

HELENİSTİK DÖNEM. Pergamon - Bergama. Erken Dönem M.Ö yüzyıllar -kırık buluntuları -erken dönem kent duvarı

BERGAMA [PERGAMON] DOSYASI

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU

Hitit Devleti M.Ö 1200 yılında Anadolu ya gelen Frigyalılar tarafından yıkıldı.

8-9 HERA PATRAS SARA ANATOLIA ARTEMİS ASPENDOS ASSOS BERGAMA EFES HİTİT MYRA OLYMPOS

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

- M.Ö 2000 yıllarında Anadolu ya gelerek Kızılırmak çevresinde devlet kurmuşlardır.

Urla / Klazomenai Kazıları

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU


SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

Dr. Öğrt. Üyesi Görkem Kökdemir

Genİş açı. Kapadokya Demir Çağı. 34 national geographic aralık 2012

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

TARİH 1.

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA ENVANTERİ ENV. NO. SİT ADI

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

GÖÇ DUVARLARI. Mustafa ŞAHİN

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

ESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-III 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Eski BATI Hellen Kavramı Yunan Arkaik Çağı ve Ege Göçleri

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

BUNLARI BiLiYOR MUYDUNUZ

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI TARİH BİLİM DALI M.Ö. II. BİN YILDA BOĞAZKÖY VE ÇEVRESİNİN JEOPOLİTİĞİ

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

İktisat Tarihi II

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

zamanına dair diğer ana kaynak ise, kralın yaptığı seferlerin yıl yıl anlatıldığı Yıllıklar dır. Bu da hem Hititçe hem de Akkadca yazılmıştır.

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KARGI YAYLASI ( EĞİNÖNÜ

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

AMİSOS ŞEHRİNİN TARİHİ

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Hitit Krallığı nın Kuruluş Dönemi

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

TARİHİN BAŞLANGICI ve ÇAĞLAR

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

Prof. Dr. Fahri Işık Hekatomnos Lahdini Akademia Vakfı için anlattı

Latmos Dağları / Beşparmak Dağları Benzersiz bir doğal/kültür alanı kaybolmanın eşiğinde

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ

HİTİT KÜLTÜRÜNDE YER ALAN TAŞ KABARTMALARIN GÜNÜMÜZ TÜRK YAĞLI BOYA RESMİNE YANSIMALARI

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

OSMANCIK OSB. Osmancık OSB

Transkript:

Hattuşa'nın Kısa Tarihçesi Hattuşa'da ilk yerleşime dair izler M.Ö. 6. binde Kalkolitik Çağ'a kadar eskiye gider. İlk Tunç Çağı'nda da yerleşimin olduğu Hattuşa, Anadolu'nun M.Ö. 2. binyılın başlarından sonra tarihsel dönemlere irilmesiyle beraber yazılı belgelerde de geçmeye başlar. Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda bir karumun yani Asurlu tüccarların kurduğu bir ticaret kolonisinin bulunduğu kentin adı yazılı belgelerde bu dönemde Hattuş olarak kaydedilmiştir. Bir Hatti kenti olduğu kabul edilen Hattuş, bugün bizim Büyükkale olarak bildiğimiz yerde kurulmuş, buradan aşağıya, kuzeye doğru yayılmaktaydı. Asurlu tüccarların bir ticaret mahallesi görünümündeki karum, bugün bizim Büyük Tapınak olarak adlandırdığımız, Hititler Dönemi'nde inşa edilmiş tapınağın kalıntılarının hemen kuzeyinde yer almaktaydı. Karum ve kent bir savunma duvarı ile çevrilmişti. M.Ö. 18. yüzyılın ortalarında Hattuş kenti tarihsel kayıtlara göre Hititlerin saldırısına uğrar. Kaneş kenti merkez olmak üzere Anadolu'da fetih hareketlerine girişmiş olan kral Anitta önderliğindeki Hititler çok önemli bir stratejik konuma sahip olan Hattuşa'yı ele geçirerek burayı tahrip eder, bir daha yerleşilmemesi için de lanetlerler. (Burada kentin adının Hattuşa formunu kullandık, zira bu olayı Anitta Metni olarak adlandırdığımız çok daha sonraki Hitit Krallığı zamanına ait bir Hititçe çivi yazılı belgeden öğrenmekteyiz; Hititçe metinlerde de bu kentin adı Hattuşa formunda geçer.) Anitta'da sonra bir yüzyıl kadar Anadolu'da yazının kullanılmadığı, neler olup bittiğini bilmediğimiz bir karanlık devir başlar. M.Ö. 17. yüzyılın ortalarında ise kendisi ile aynı etnik kökene sahip Anitta'nın tekrar iskan edilmemesi için lanetlediği bu kente bir başka Hitit Kralı I.Hattuşili (Asıl adı Labarna'dır. Hattuşalı anlamındaki Hattuşili adını sonradan almıştır) yerleşmiş, üstelik burayı başkenti yapmıştır. Hattuşa bunda sonra, II. Muwatalli zamanındaki (M.Ö. 13.yy. başları) küçük bir kesinti dışında dört yüz yıldan fazla süreyle Hitit Krallığı'na başkentlik yapacaktır. Kentin bundan sonraki tarihi yine bu kentten çıkarılmış çok sayıdaki Hititiçe çivi yazılı belgelerden takip edilebilmektedir. Eski Hitit Dönemi'nde (M.Ö. 1650-1400) Hattuşa, Orta Anadolu'da varlığını sağlamlaştırmış, Batı Anadolu'ya, Güneydoğu Anadolu'ya ve Kuzey Suriye'ye

seferler düzenleyerek buralarda da varlığını hissettiren bir krallığın başkentidir. Şehir, Büyükkale'de sarayın bulunduğu, devlet idaresinin yapıldığı yer merkez olmak üzere buradan kuzeybatıya doğru yayılıyordu. Krallığın büyümesi ile büyüyen bir kent söz konusudur. Hitit İmparatorluk Dönemi M.Ö. 14. yüzyıl ile başlayan dönemdir. Genellikle krallığın güçlü olduğu bir süreç söz konusu ise de zaman zaman başkente dek uzanan istilalar da olmuştur. Hatta M.Ö. 14. yüzyıl başlarına tarihlenen bir belgede kuzeyden gelen Kaşka saldırıları sonucu Hattuşa'nın istilaya uğrayıp, yakılıp yıkıldığı anlatılır. Yukarı Şehir olarak bilinen Hattuşa'nın güneyindeki, çok sayıda tapınağın bulunduğu yüksek kesiminde kentin gelişiminin imparatorluk döneminde olduğu kabul edilmektedir. Kentin bu yönde gelişimi ile burayı da çeviren surlar, surlar üzerindeki görkemli kent kapıları ve diğer anıtsal yapılar inşa edilmiştir. II.Muwatalli döneminde Mısırla yapılan Kadeş Savaşı öncesinde başkent bir süre Tarhuntaşşa adındaki bir kente taşınmış, ardından III.Murşili zamanında yeniden Hattuşa başkent yapılmıştır. M.Ö. 13. yüzyılda Hattuşa'nın en önemli tapınağının olduğu Yazılıkaya kutsal alanı düzenlenmiştir. M.Ö. 13. yüzyılın sonuna doğru Hitit İmparatorluğu'nda gerileme başlamış, dışardan gelen tehditler artmış ve M.Ö. 12. yüzyılın başında da batıdan gelen Deniz Kavimleri göçleri ile Hitit İmparatorluğu yıkılmıştır. Hattuşa ani bir saldırı ile yıkılmış değildir. Başkentin tahrip edilmeden önce tamamen terk edildiği yapılan kazılar sonucunda anlaşılmaktadır. Hattuşa'daki tahribatı kimlerin yaptığı ise aydınlatılabilmiş bir konu değildir. Hitit Krallığı'nın çöküşünden sonra Hattuşa önemini tamamen kaybeder. Bundan sonra da Hitit karakteri gösteren bir yerleşmeye sahne olmaz. Krallığın yıkılışı ve Hattuşa'nın tahribinden sonra kentin asıl alanı olan Büyükkale ve çevresi uzunca bir süre tekrar iskan edilmez. Bu sırada kentin kuzeydoğusunda bulunan Büyükkaya'da zayıf bir yerleşme söz konusudur. M.Ö. 8. yüzyılda Büyükkale ve Aşağı Şehir'de yerleşme yeniden başlar. Orta ve Geç Demir Çağı'ndaki yerleşme Frig olarak kabul edilir. Frig kültürü ile benzerlikler burada ele geçen buluntular vasıtasıyla kanıtlanmaktadır.

M.Ö. 6. yüzyılın başlarından itibaren Kızılırmak'ın doğusu Medlerin eline geçer. Daha sonra da Pers idaresi başlar. M.Ö. 3. yüzyılın ilk yarında Hattuşa'nın bulunduğu bölgeye Galatlar yerleşirler. M.Ö. 25 yılında da bölge Roma egemenliğine girer. M.S. 10-11. yüzyıllarda Orta Bizans Dönemi'ne ait Yukarı Şehir'de, Sarıkale'de ve Aşağı Şehir'de kalıntılar vardır. Anadolu'nun Türkleşmesi'nde sonra Hattuşa'nın bulunduğu yere ilişkin bir husus Osmanlı'nın gelişmesi esnasında 16. yüzyılda Maraş bölgesindeki Dulkadiroğulları'nın nüfuzunu kırmak üzere onlardan bir grubun buraya yerleştirilmesidir. Dulkadiroğulları önce Yekbas'a (Boğazkale'nin 3 km. kuzeyinde, bugün Evren), sonra 17. yüzyılda da Hattuşa'nın eteğindeki Boğazköy'e yerleşirler. Boğazköy 1987 yılına kadar Sungurlu ilçesine bağlı bir bucak merkezi iken, 4.7.1987 tarihinde Çorum'a bağlı ilçe olmuş, adı Boğazkale'ye çevrilmiştir. Hitit Başkenti Hattuşa'nın Bugünkü Görünümü: Hattuşa kentini Büyükkale, Aşağı şehir ve Yukarı Şehir olmak üzere üç temel alanda ele almak gerekir. Bunların yanı sıra Büyükkaya ve Yazılıkaya da Hattuşa kenti kapsamında ele alınması gereken yerlerdir. Hattuşa'nın en eski yerleşimine sahne olan ve Hititler Dönemi'nde kralın sarayının bulunduğu, devletin idare merkezi olan Büyükkale, doğusu ve kuzeydoğusunda derin uçurumların bulunduğu, güneyi ve kuzeyindeki araziden de belirgin bir yükseklikle ayrılan doğal bir kayanın üzerinde kurulmuş yerleşim alanıdır. Bu doğal nitelikleriyle savunmaya çok elverişli alan güneyinde, batısında ve kuzeyinde güçlü surlarla tahkim edilmiş, kuzeydoğu ve doğusundaki uçurumlar doğal kayaya oturtulan ve bugün sadece izleri görülebilen surlarla iyice aşılmaz hale getirilmişti. M.Ö. 2. binyıl dünyasında geniş bir alana hükmeden ve çağının en önde gelen güçlerinden biri olan Hitit Krallığı'nın başkentinin böyle bir yerde olması tesadüf değildir. Yine kentin erken dönemlerden beri iskan edilmiş olan kuzeyde kalan bölümü Aşağı Şehir'de günümüze dek ulaşan en önemli kalıntı Büyük Tapınak'tır.

Hattuşa'nın UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ne kabul edilmesine gerekçe olan niteliklerinden biri olan bu kentteki çok sayıdaki Hitit kültürünün izlerini yansıtan mimari eserlerin kalıntılarından en dikkat çekici olandır. Hititler için kullanılan "Bin Tanrılı Halk" deyiminin de yansıttığı üzere çok sayıda tanrının yer aldığı Hitit Panteonu'nun zirvesindeki Baş Tanrı Fırtına Tanrısı ile onun eşi Arinna'nın Güneş Tanrıçası için inşa edilmiş kentin en önemli tapınağıdır. Aynı zamanda bu gün Hattuşa'yı ziyaret edenleri ilk karşılayan, sadece temelleri kalmış olmakla beraber kentin en etkileyici alanlarından biridir. Hattuşa'dan batıya açılan üç kapıdan ikisinin (Aşağı Batı Kapı, Yukarı Batı Kapı) sadece kapı blokları görülebilir. Üçüncüsü ise bunlardan daha güneyde, Hitit surlarının kalıntılarının bu gün en iyi izlenmeye başlandığı yerde bulunan Aslanlı Kapı'dır. Birisi kırık durumda, diğeri ise daha sağlam bulunan iki aslanın bulunduğu Yukarı Şehir'in girişlerinde biri olan bu kapı Hitit başkentinin en çok akılda kalan görüntülerinden birini sunar. Hattuşa surlarını en yüksek noktası ise Hitit İmparatorluk Dönemi'nde toprak yığmak suretiyle yükseltilmiş ve üzerine sur inşa edilmiş olan Yer Kapı ve Sfenksli Kapı'nın bulunduğu yerdir. Yer kapı yapay yükseltinin olduğu yerde yapılmış olan 71 m. uzunluğundaki bir tüneldir. Yüksekliği 30 m., uzunluğu 250 m. ve tabanındaki genişliği 80 m. olan yapay yükseltinin güney tarafı döşeme taşlarla kaplanmıştır. (Bugün bunlar kısmen restore edilmiştir.) Bunun üstündeki surlarda, Yer Kapı ile aynı hizada inşa edilmiş kapı bloklardaki sfenksler dolayısıyla Sfenksli Kapı olarak adlandırılır. Burada iki dışarı bakan bloklarda kabartma olarak yapılmış (Bunlardan sadece biri kırık olarak yerindedir, diğeri hiç ele geçmemiş), ikisi de içeri bakan bloklarda üç boyutlu olarak işlenmiştir (Bunların da biri İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde, diğeri ise ilk çıkarıldığında onarım amacıyla götürüldüğü Berlin'de, Berlin Ön Asya Müzesi'ndedir). Burada yığma toprak set, döşeme taşlı yüzey, Yer Kapı Sfenksli Kapı ve surlarla birlikte oluşturulan mimari kompleksin tören amaçlı inşa edilmiş olabileceği öne sürülmektedir. Yer Kapı'dan doğuya doğru ilerlendiğinde iç tarafa bakan bloklarında birinde kabartma olarak savaşçı bir tanrının betimlendiği Kral Kapı'ya ulaşılır.

(Bu gün kabartmanın yerinde bir kopyası bulunmaktadır. Orijinali Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndedir.) Yukarıda sözünü ettiğimiz kapıların üzerinde bulunduğu surun güneyden sınırladığı alan Yukarı Şehir'in tapınaklarının yoğunlaştığı kesimidir. Hattuşa'nın bir diğer adının tapınaklar kenti olduğu ve bu kentin 32 tapınağın bulunduğu bir kült merkezi olduğu da hatırlanmalıdır. Kral Kapı'sından kuzeye doğru inildiğinde bir Frig yerleşimi olan Güneykale'ye varılır. Burada aynı zamanda Hattuşa'nın en ilgi çekici Hitit Dönemi eserlerinden restore edilmiş haliyle ziyarete açık olan Hiyeroglifli oda bulunmaktadır. II.Şuppiluliuma'ya ait bir hiyeroglif yazıtı içeren bu eserin arkasındaki alan kentin su deposu olarak kullanılan havuzların bulunduğu yerdir. Bunun gibi su deposu olarak kullanılan, ancak daha farklı tarzda yapılmış havuzlar Yukarı Şehir'in güneybatı ucunda da vardır. Güneykale'nin batısında ise doğal kaya üzerine kabartma olarak Luwi hiyeroglif yazısı ile yazılmış, 8,5 m. uzunluğunda 11 satırlık tam olarak okunamayan bir yazıtın bulunduğu Nişantaş vardır. Hitit kültürünün bir başka yönü de hiyeroglifi odadaki ve Nişantaş'taki hiyeroglif yazıtlar ile burayı ziyaret edenlere sergilenmektedir. Hattuşa'nın kuzeydoğusunda, kentin doğal sınırlarını belirleyen derin vadinin ötesinde Büyükkaya bulunmaktadır. Hattuşa'dan uzanan surların çevrelediği bu alan Hititler Dönemi'nde kentin tahıl depolarının bulunduğu yerdi. Buradan daha doğuda, Hattuşa'nın merkez alanına 2 km. kadar mesafede M.Ö. 13. yüzyılda düzenlenmiş olan Yazılıkaya kutsal alanı bulunmaktadır. Hattuşa'nın UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmasının gerekçelerinden olan kentin sahip olduğu çok önemli sanatsal eserleri ve anıtlarından en önde geleni burasıdır. İki ayrı galerinin bulunduğu doğal kaya üzerine kabartma olarak Hitit tanrıları ve tanrıçalarının resmedildiği başkentin en kutsal alanıdır. Doğal kayanın önüne galerilerin girişini de kapatacak ve kontrol altına alacak tarzda inşa edilmiş yapıların kalıntıları da bu gün izlenebilmektedir. Yazılıkaya kutsal alanındaki A galerisinde bir tarafta tanrılar ve bir tarafta da tanrıçalar belli bir düzende sıralanmışlar, ortadaki sahnede ise en kutsal Baş Tanrı ile eşi olan en yüksek

rütbeli tanrıçanın karşılaşması gösterilmiştir. Doğal koşullar altında büyük ölçüde yıpranmış olan bu galeride ayrıca tanrılardan daha büyük boyutlu olarak buraya son halini verdiren kral IV.Tudhaliya'nın kabartması yer alır. B galerisi ise daha küçüktür. Burada bulunan çeşitli tanrıların kabartmaları ve koruyucu tanrısı Şarruma ile resmedilen IV.Tudhaliya'nın kabartmaları, bu galeri 19. yüzyıla dek toprak altına kaldığı için daha iyi korunmuştur. Hiti Krallığı'nın siyasal başkenti Hattuşa, dinsel, ekonomik gibi yönleriyle çağının önemli merkezlerindendi. Hattuşa aynı zamanda çağının tarihinin ve kültürünün aydınlatılmasında çok önemli yeri olan binlerce çivi yazılı tabletin bulunduğu bir arşivler kentidir. Büyükkale'de ve Büyük Tapınak'ta yapılan kazılarda ele geçen ve sayıları otuz bini bulan çivi yazılı belgeler Hitit tarihinin ve kültürünün yanı sıra çağdaşı Anadolulu ve Anadolu dışındaki kavimlerin tarihleri ve kültürlerinin aydınlatılmasında da başlıca kaynağımızı oluşturmaktadır. Bu tablet arşivleri UNESCO'nun Dünya Belleği Listesi'nde yer almaktadır. Hattuşa'nın Keşfi ve Kazılar Hattuşa'nın Batı'da bilim dünyasında ilk kez tanınması 1834 yılında gezgin Charles Texier'nin burayı keşfetmesi ile olmuştur. Texier şehrin planını çıkarır ve Yazılıkaya kabartmalarının krokisini çizer. Ancak o Med şehri Pteria'yı bulduğunu sanıyordu. Bundan sonra Hattuşa'ya 1836'da William J. Hamilton gelerek çizimler yapar. O da burayı Galat kenti Tavium sanır. Bundan sonra 19.yüzyılın sonuna kadar başka Batılı gezginler, bilim adamları Hattuşa'ya uğrarlar. Ancak Hitit uygarlığının henüz yeterince tanınmadığı bu yıllarda Hattuşa'nın gerçek kimliğine ilişkin bir saptama söz konusu değildir. 1893-94'te Ernest Chantre, Büyük tapınak, Büyükkale ve Yazılıkaya'da sondaj çalışmalarını yapar ve ilk çivi yazılı tabletleri yayınlar. Bundan sonraki kazı ve sondaj çalışmaları 1906'-1907'de ve 1911-1912'de Hugo Winckler ve Theodor Makridi tarafından yürütülür. 1906'daki çalışmalar sırasında ele geçen çok sayıdaki çivi yazılı tablet vasıtasıyla burasının Hitit Krallığı'nın başkenti Hattuşa olduğu öğrenilir. 1915 yılında da Bedrich Hrozny Hattuşa arşivlerinde ele

geçmiş çivi yazılı metinler üzerinden Hititçe'nin çözümünde ilk büyük ilerlemeyi kaydeder. 1931 yılında Almanların başlatmış olduğu Boğazköy kazıları İkinci Dünya Savaşı sırasındaki aradan sonra 1952 yılında yeniden başlatılmış, kazılar halen Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülmektedir. Kazı başkanlığını 1977'ye kadar Kurt Bittel, 1993'e kadar Peter Neve, 2006'ya kadar Jurgen Seeher yürütmüştür. Şimdi de kazı başkanlığını aynı enstitüye bağlı olarak Andreas Schachner yürütmektedir. Hattuşa'da yapılan kazı ve araştırmaların sonuçları kazıları yürüten ekipler tarafından yayınlanmaktadır. Ayrıca Hattuşa'da ele geçmiş olan sayıları otuz bini bulan tablet üzerindeki çivi yazılı metinler de kopyaları yapılmak suretiyle yayınlanmıştır.