ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) 2004 SORU KİTAPÇIĞI



Benzer belgeler
ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) 2003 SORU KİTAPÇIĞI

SÖZEL BÖLÜM BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90 DIR. Türkçeyi Kullanma Gücü,

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

Türkiye deki Yabanc lar için Gazeteler

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler)

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ)

Bildirge metninin geniş çapta dağõtõmõnõn arzu edilir olduğunu düşünerek,

Girdilerin en efektif şekilde kullanõlmasõ ve süreçlerin performansõnõn yükseltgenmesi,


İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ KONUŞMASI

DİKKAT! BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90'DIR.

5 MART 2002 TARİHİNDE ESKİŞEHİR DE KARAKOLLAR, HUZUREVİ VE YETİŞTİRME YURTLARINDA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ RAPOR

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE SİAD PLATFORMU 7. SİAD ZİRVESİ AÇILIŞ KONUŞMASI

BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90 DIR.

ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) 2002 SORU KİTAPÇIĞI

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

Türkiye nin Yak n Do u D fl ve Güvenlik Politikas

Kent İçi Trafik Güvenliği: Problemler ve Çözüm Önerileri* Prof. Dr. Nebi Sümer

ÖZELLEŞTİRME MEVZUATININ TAŞINMAZ MÜLKİYETİ AÇISINDAN İRDELENMESİ

ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI

KİTABIN REHBERLİK PLANLAMASI. Bölümler. Bölümlere Ait Konu Kavrama Testleri KONU KAVRAMA TESTİ DOĞA VE İNSAN 1 TEST - 1

İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI

ÇİN, AVRUPA VE RUSYA İLE YAŞAMAK

7-8 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA VAN DA YAPILAN İNCELMELER HAKKINDA ALT KOMİSYON RAPORU


Lider mi, yönetici mi?

YELKEN YARIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç,Kapsam,Dayanak ve Tanõmlar

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

Almanya - Türkiye: Az nl klar ve Ço unluklar

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜSİAD BERLİN BÜROSU AÇILIŞ TÖRENİ KONUŞMASI

KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR SÖZLEŞMEYE İLİŞKİN SEÇMELİ EK PROTOKOL

BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM POLİTİKASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN 34. GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

yaşlõlara olanaklar sunan, destekleyici ortamlarõn sağlanmasõ konusunda bilgiler veren yayõndõr.

Pandora Vakfı VÜCUDUNUZU DİNLEDİĞİNİZ. oluyor mu? Stichting Pandora, /5

BENİM HAKLARIM ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME. MADDE 1. Ben çocuğum Onsekiz yaşõna kadar bir çocuk olarak vazgeçilmez haklara sahibim.

Yaz l Bas n n Gelece i

R10.06 TÜRK AKREDİTASYON KURUMU TÜRKAK AKREDİTASYON MARKASI NIN TÜRKAK TARAFINDAN AKREDİTE EDİLMİŞ KURULUŞLARCA KULLANILMASINA İLİŞKİN ŞARTLAR

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK RAPORU TANITIM TOPLANTISI KONUŞMASI

DİKKAT! BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90'DIR.

YAŞAM KALİTESİ. Yaşam ve Kalite. Son derece sübjektif ve o nispette de rölatif iki kavram. Önce yaşama ve insana bir göz atalõm.

RESMİ GAZETE (24 Ekim 2003 tarih ve sayılı)

YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS)

DEN 318. Dalga Mekaniği. Ders Notlarõ. Dalga Mekaniğine Giriş. Gemi İnşaatõ ve Deniz Bilimleri Fakültesi. Hazõrlayan. Yrd. Doç. Dr.

Oğlunuz veya kõzõnõz bu sõnõftaki öğretimin bir parçasõ olarak, İngilizce öğrenmek için bir

BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90 DIR.

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

ENGELLİ KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI (EKPSS) ÖN LİSANS ZİHİNSEL ENGELLİ 27 NİSAN 2014

Doðal Unsurlar I - Ýklimin Etkisi Doðal Unsurlar II - Yerþekillerinin Etkisi Dünya'nýn Þekli ve Sonuçlarý

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN

Yönetim Kurulu Başkanõ Tuncay Özilhan'õn Türkiye SİAD Platformu Kayseri Başkanlar Kurulu konuşmasõ

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

DOĞU ANADOLU PROJESİ ANA PLANI

YGS Coğrafya Koordinat Sistemi Testi Soruları

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ MATEMATİK (LİSE) ÖĞRETMENLİĞİ 20 TEMMUZ 2014 PAZAR

Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi ne başvurmak isteyenler için A Ç I K L A M A

İklim koşullarõnda tuhaf şeyler olmakta.

Ciltli olarak ilgili birime teslim edilecek olan bu çalõşmalarõn genel düzeni aşağõda belirtildiği gibidir.

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME YE EK ÇOCUKLARIN SİLAHLI ÇATIŞMALARA DAHİL OLMALARI KONUSUNDAKİ SEÇMELİ PROTOKOL

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Daha yeşil bir gelecek için suyun

E-Business ve B2B nin A B C si

Ders 13 te daha önce değinmediğimiz bazõ çizim araçlarõnõn kullanõmõnõ gündeme getireceğiz.

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Kurum :Ceza İnfaz kurum ve tutukevlerini, İdare :Ceza İnfaz kurum ve tutukevleri müdürlüklerini, ifade eder. Esaslar

DERAYMAN OLAYLARININ MUHTELİF NEDENLERİ VE DERAYMAN RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER

YEREL YÖNETİMLERDE KENT BİLGİ SİSTEMİNİN KULLANIMINI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YAZILIM GELİŞTİRME

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESİNE VE CEZALANDIRILMASINA DAİR SÖZLEŞME

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Tahsilat Genel Tebliği. Seri No: 434

SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!! SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!!

LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-1 MATEMATİK TESTİ 15 HAZİRAN 2014 PAZAR

YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖMER SABANCI NIN ADANA SİAD KONUŞMASI

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

EĞİTİM BİLİMLERİ TESTİ

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

DİGİTAL FOTOGRAMETRİNİN TIP ALANINDA UYGULANMASINA BİR ÖRNEK

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN BAĞIMSIZ DÜZENLEYİCİ KURUMLAR VE TÜRKİYE UYGULAMASI TOPLANTISI KONUŞMASI

Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi ne başvurmak isteyenler için A Ç I K L A M A

1950 lerde terk etmişlerdir. Bu günkü çözümler insanlarõ, insanlarõn hareketliliği ni hedef almaktadõr.

ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) 2001 SORU KİTAPÇIĞI. Bu soru kitapçığı 17 Haziran 2001 ÖSS soru kitapçıklarında bulunan soruları içermektedir.

2. Yõllõk üyelik tutarõ, faturalandõrma tarihinden sonra en geç 14 gün içinde TL olarak İnterBarter a ödenmelidir.

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre,

SAĞLIK TESİSLERİNDE HASTA HAKLARI UYGULAMALARINA İLİŞKİN YÖNERGE

Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapõlmasõ Hakkõnda Kanun

ERP nin A B C si. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1. Hazõrlayan : Cengiz Pak. diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti.

Türkiye ve Avrupa AB Üyelik Görüflmeleri Bafllang c ndan Sonra ve Yeni Alman Hükümeti ile

Transkript:

ÖSYM T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ ÖĞRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) 004 SORU KİTAPÇIĞI Bu soru kitapçõğõ 0 Haziran 004 ÖSS sorularõnõ içermektedir. Bu testlerin her hakkõ saklõdõr. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamõnõn veya bir kõsmõnõn Merkez'imizin yazõlõ izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafõnõn çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltõlmasõ, yayõmlanmasõ ya da kullanõlmasõ yasaktõr. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazõrlanmasõndaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayõlõr.

DİKKAT! CEVAP KÂĞIDINIZI BAŞKALARININ GÖREMEYECEĞİ ŞEKİLDE TUTUNUZ. GENEL AÇIKLAMA 1. Bu kitapçõkta, "Sözel Bölüm" ve "Sayõsal Bölüm" olarak adlandõrõlan iki bölüm bulunmaktadõr. Bu bölümlerin her birinde ne tür sorular bulunduğu, bölüm başlarõnda belirtilmiştir.. Testin tümü için verilen cevaplama süresi 180 dakikadõr ( saat). Eşit Ağõrlõklõ ÖSS Puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz, bu sürenin 90 dakikasõnõ "Sözel Bölüm"deki, 90 dakikasõnõ da "Sayõsal Bölüm"deki sorularõn cevaplanmasõna ayõrmanõz yararõnõza olacaktõr. Sözel Ağõrlõklõ ÖSS Puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz "Sözel Bölüm"e, Sayõsal Ağõrlõklõ ÖSS Puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz "Sayõsal Bölüm"e biraz daha fazla zaman ayõrabilirsiniz. Ancak, bu bölümlerin ikisinde de bir ölçüde başarõlõ olmanõz gerektiğini unutmayõnõz.. Sorularõ cevaplamada, hem doğruluk hem de hõz önemlidir. Bu nedenle size zor görünen sorular üzerinde fazla zaman harcamayõp başka sorulara geçiniz. Zamanõnõz kalõrsa, cevaplayamadõğõnõz sorulara yeniden dönebilirsiniz. 4. Cevaplamaya istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. "Sözel Bölüm"deki sorularla ilgili cevaplarõnõzõ, cevap kâğõdõnõzdaki "Sözel Bölüm"e, "Sayõsal Bölüm"deki sorularla ilgili cevaplarõnõzõ da cevap kâğõdõnõzdaki "Sayõsal Bölüm"e işaretlemeyi unutmayõnõz. 5. Bu kitapçõktaki her sorunun, sadece bir doğru cevabõ vardõr. Bir soru için birden çok cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlõş cevaplanmõş sayõlacaktõr. 6. Cevaplarõnõzõ koyu siyah ve yumuşak uçlu bir kurşunkalemle işaretleyiniz. İşaretlerinizi cevap yerlerinin dõşõna taşõrmayõnõz. Tükenmezkalem veya dolmakalem kullanmayõnõz. 7. Cevap kâğõdõnõzõ buruşturmayõnõz, katlamayõnõz ve üzerine gereksiz hiçbir işaret koymayõnõz. 8. Değiştirmek istediğiniz cevabõ yumuşak bir silgiyle, cevap kâğõdõnõ örselemeden, temizce siliniz ve yeni cevabõnõzõ işaretlemeyi unutmayõnõz. 9. Bu test puanlanõrken her bölümdeki doğru cevaplarõnõzõn sayõsõndan yanlõş cevaplarõnõzõn sayõsõnõn dörtte biri düşülecek ve kalan sayõ o bölümle ilgili ham puanõnõz olacaktõr. Bu nedenle, hakkõnda hiçbir fikriniz olmayan sorularõ boş bõrakõnõz. Ancak, soruda verilen seçeneklerden birkaçõnõ eleyebiliyorsanõz kalanlar arasõndan doğru cevabõ kestirmeye çalõşmanõz yararõnõza olabilir. 10. Soru kitapçõğõnõzõn sayfalarõnda uygun gördüğünüz boşluklarõ müsvedde için kullanabilirsiniz. 11. Sõnavda uyulacak diğer kurallar bu kitapçõğõn arka sayfasõnda belirtilmiştir. İÇİNDEKİLER BÖLÜM ADI SAYFA SÖZEL BÖLÜM 1 SAYISAL BÖLÜM 1

SÖZEL BÖLÜM DİKKAT! BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 90 DIR. İlk 45 Soru Son 45 Soru Türkçeyi Kullanma Gücü, Sosyal Bilimlerdeki Temel Kavram ve İlkelerle Düşünme Gücü ile ilgilidir. Eşit Ağõrlõklõ ÖSS puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz Sözel Bölüme 90 dakika ayõrmanõz yararõnõza olabilir. Sözel Ağõrlõklõ ÖSS puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz Sözel Bölüme biraz daha fazla zaman ayõrabilirsiniz. Bu bölümdeki sorularla ilgili cevaplarõnõzõ, cevap kâğõdõnõzdaki SÖZEL BÖLÜM e işaretleyiniz. 1. Ardahan Kalesi nin yanõ başõndaki bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor. Bu cümledeki kentin tarihsel çekirdeğini oluşturmak sözüyle anlatõlmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Güzelliğiyle herkesi etkilemek B) Örnek bir mimarlõk ürünü olmak C) Yeniliğinden hiçbir şey yitirmemek D) Çok amaçlõ bir nitelik taşõmak E) Geçmişe kaynaklõk etmek. Bir yazõnsal yaratõnõn değeri, ne anlattõğõndan çok, nasõl anlattõğõyla ölçülür; bu da dilin anlatõm olanaklarõnõ ustaca kullanmaya, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmeye bağlõdõr. Bu cümledeki dilin el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmek sözüyle anlatõlmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Okuru şaşõrtan, çarpõcõ ürünler ortaya koymak B) Artõk unutulmuş olan özellikleri canlandõrmak C) Daha önce denenmemiş anlatõm biçimleri oluşturmak D) Belirli bir kesimin beğenisine seslenmek E) Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçõnmak. Bu ozanõmõz, çevresini kuşatan varlõklarõn ayõrõcõ ve belirleyici özelliklerini inceden inceye algõlõyor; bir bakõma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazõyor. Bu cümledeki şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazmak sözüyle anlatõlmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Görsel öğeleri ön plana çõkarmak B) Belli bir iletiye yer vermekten kaçõnmak C) Belirli temalarõ kullanmak D) Soyutlamalara başvurmak E) Yaşananlardan yola çõkmak 4. Aşağõdaki sorulardan hangisinin yanõtõ, bir gerekçe içermektedir? A) - Resim çalõşmalarõnõzda en çok hangi malzemeyi kullanõrsõnõz? - Tümüyle yerli malõ olanõ seçip kullanõrõm. B) - Ayrõntõya önem verir misiniz? - Evet, güzelliğe ulaşmak için ayrõntõlarõ önemsiyorum. C) - Resim yaparken nasõl bir yol izlersiniz? - Önce dikkatimi ele alacağõm konu üzerinde yoğunlaştõrõrõm, onunla yaşamaya başlarõm; sonra çalõşmaya koyulurum. D) - Türk resim sanatõnõn günümüzdeki durumunu nasõl değerlendiriyorsunuz? - Resim sanatçõlarõmõzõ, erişmeleri amaçlanan yerin de ötesinde görüyorum. E) - Resme yeni başlayanlara neler öneriyorsunuz? - İlgilendikleri konuda eğitim görmelerini, sonra da öğrendiklerini uygulamaya çalõşmalarõnõ öneriyorum. 1

5. (I) Kõrk beş yõl boyunca birçok dergide, gazetede çeşitli kitaplarla ilgili değerlendirme yazõlarõ yazdõm. (II) Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görseydim, üstünde durup düşünülmüş, tutarlõ ve kalõplaşmõş bir yaklaşõmla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara. (III) Ama böyle bir arayõşa girmedim. (IV) Yazarlõkla ilgili her alanda olduğu gibi eleştiri alanõnda da kendi ölçütlerime bağlõ kaldõm. (V) Yazarlõğõmõn temelinde hep bağõmsõzlõk, kural tanõmazlõk, özgürlük yatõyor. (VI) Yõllar sonra dönüp arkama baktõğõmda bunu açõk açõk görüyorum. Bu parçadaki numaralanmõş cümlelerin hangisinde sanatçõ, yazma işinde seçtiği yolu en kapsamlõ biçimde belirtmiştir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 7. (I) Bu yayõnevi bir süredir kendi olanaklarõ içinde, sessiz sedasõz, değerli ürünler ortaya koyuyor. (II) Kõrkõ aşkõn kitap çõkaran bu yayõnevinin dikkati çeken bir özelliği çok iyi kitaplar seçmesi. (III) Bunlar kimsenin aklõna gelmeyen, titizlikle araştõrõlõp bulunmuş kitaplar. (IV) Ayrõca bu yayõnevi, kitaplarõn basõmõna özen gösteriyor; çevirilerin düzgün ve doğru olmasõna dikkat ediyor. (V) Her kitabõn sonuna, yazar ve yapõt adlarõnõ gösteren bir dizin ve kaynakça ekliyor. (VI) Bu özelliklerin hepsi nitelikli bir baskõ ile buluştuğunda ortaya iyi kitaplar çõkõyor. Bu parçadaki numaralanmõş cümlelerin hangisinde kişisel düşüncelere yer verilmemiştir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 6. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklõ bir düşünce dile getirilmiştir? A) Aynõ kavram alanõyla ilgili söz değerlerinin oluşturduğu sözcük salkõmlarõ, Türkçemizin zenginliğini göstermektedir. B) Anlamca ilişkili söz değerlerini içeren sözcük gruplarõ oluşturmaya yönelik çalõşmalara, ders kitaplarõnda gereğince yer verilmemektedir. C) Öğrencilere, Türkçe düşünme alõşkanlõğõ kazandõrmak için, işlenen parçalarda geçen ve aralarõnda anlamsal bağõntõlar olan sözcük kümeleri buldurulmalõdõr. D) Sözcükler arasõnda bağlantõ kurma, karşõtlõk ya da benzerlikleri ortaya çõkarma, Türkçe öğretimindeki temel etkinliklerden biri olmalõdõr. E) Türkçe ve yazõn derslerinde sözcük çalõşmalarõ, çeşitli sözcüklerin temel ve yan anlamlarõnõ içerecek biçimde yapõlmalõdõr. 8. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde eleştiri söz konusu değildir? A) Kitap okunduğunda, yazarõnõn, ne yazacağõnõ uzun uzadõya ölçüp biçen, bunlarõ bir tartõmdan geçiren, düzene koyan sanatçõlardan olmadõğõ anlaşõlõyor. B) Gençlik yõllarõnda çeşitli dergi ve gazetelerde yazdõğõ yazõlarõ derleyip bunlarõ yazõlõş tarihlerine göre sõralayarak kitap haline getiriyor. C) Konusunu günlük yaşamdan almasõna karşõn, kullandõğõ dil ve anlatõmõndaki pürüzler yüzünden, söyledikleri gereği gibi anlaşõlmõyor. D) Yüzeysel bilgilere dayanarak yaptõğõ ruhbilimsel çözümlemeler, yapõtõn dokusu içinde belirli bir işlev taşõmõyor. E) Çizmeye çalõştõğõ tarihsel ortamõ ayrõntõlarõyla yansõtamayõşõ, yapõtõnõn inandõrõcõlõğõnõ büyük ölçüde azaltõyor.

9. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir? A) Sağlam bir roman tekniğinin yanõ sõra canlõ, en az sözcükle çok şey anlatmayõ amaçlayan, yoğun bir anlatõmõ vardõ. B) Şiirlerindeki, okurun değişik duygularõnõ etkileyen imgeleri, sõradan sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek oluştururdu. C) Yapõtlarõndaki karakterler, halk arasõndan seçilmiş, zengin bir duygu dünyasõ olmayan, tek boyutlu kişilerdi. 11. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, ilgi adõlõndan (ilgi zamirinden) sonra yaklaşma durumu eki almõştõr? A) Masadakilerden yalnõzca birini al. B) Bugünkünü ötekilerden daha çok beğendim. C) Benimkinin sayfalarõnda renkli resimler var. D) Bu da her yönüyle seninkine benziyor. E) Bizimkinde hiçbir eksiklik yok. D) Şiirlerini oluştururken sözcükleri, ses, anlam ve çağrõşõm yönünden sõkõ bir değerlendirmeden geçirerek kullanõrdõ. E) Betimlemelerinde gözlem gücü ağõr basar, özentili ve coşkulu bir söyleyişten özellikle kaçõnõrdõ. 1. Deniz arkeologlarõnõn Sinop kõyõlarõnda bulduğu batõkkent (I) yörenin binlerce yõllõk bir yerleşim yeri olduğunu (II) değişik yönleriyle (III) inandõrõcõ bir biçimde (IV) kanõtlõyor (V). Yukarõdaki cümlede, hangi numaralar arasõnda kalan öğe cümlenin nesnesidir? A) I. ile II. B) I. ile III. C) II. ile V. D) III. ile IV. E) IV. ile V. 10. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde geçen bağ-fiil, ötekilerden farklõ bir sorunun yanõtõdõr? A) Düşüncelerini hiç çekinmeden söylerdi. B) Sorularõ bütün yönleriyle düşünerek yanõtlõyordu. C) Sõnavdan hemen sonra güle oynaya evine gitti. D) İşi zamanõnda bitirmek için ölesiye çabalõyordu. E) Bence o, buraya geleli çok değişti. 1. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde, öğelere ayõrmada yanlõşlõk yapõlmõştõr? A) Anõlardan ve kişisel izlenimlerden yola çõkarak oluşturduğu öyküler / oldukça / beğenilmişti. B) İnsan ilişkilerindeki çelişkileri iyi gözlemlemiş ve doğru yansõtmõş olmasõ / oyunlarõn içeriksel düzeyini / yükseltiyor. C) Bugün kimi genç romancõlarõmõz / yapõtlarõnõ / yazmaya başlamadan önce / seslenecekleri okur kitlesinin / düzeyini / düşünüyorlar. D) Bu dergide / kültürel çalõşmalara öncelik verileceği / belirtildi. E) Bu yazar / roman üzerine söylediklerini / kendi yapõtlarõnda / uyguladõ.

14. Dünyanõn en tanõnmõş orkestralarõndan biri olan bu grup, 18. yüzyõl bestecilerinin yapõtlarõnõ yorumluyor; ayrõca, unutulmuş veya az tanõnan bestecilerin yapõtlarõnõ buluyor ve seslendiriyor. Bu cümleyle ilgili olarak aşağõda verilenlerden hangisi yanlõştõr? A) İşaret sõfatõ vardõr. B) Sõfat-fiiller kullanõlmõştõr. C) Zarf tümleci yoktur. D) Türemiş sözcükler kullanõlmõştõr. E) Yüklemler bileşik zamanlõdõr. 17. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir yazõm yanlõşõ vardõr? A) Bize hep: İyi bir kitap okuru olmakla övününüz. derdi. B) Bugünlerde işlerimiz iyi. diyerek ellerini ovuşturdu. C) O zamanlar buğdaylarõmõz bu değirmende övütülürdü. diye söze başladõ. D) Öğrencilerine her zaman dürüst olmayõ öğütlerdi. E) Doktor, anneme: Günde üç öğün yemek yiyin. dedi. 18. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen yere iki nokta (:) konulmalõdõr? 15. Renk renk çiçeklerle kaplõ yaylalarõ ve ahşap evlerden oluşan dağ köyleriyle Yalnõzçam, büyük şehirden kaçmak isteyenler için bulunmaz bir yer. Bu cümleyle ilgili olarak aşağõda verilenlerden hangisi yanlõştõr? A) Birden çok sõfat tamlamasõ vardõr. B) Bağlaç vardõr. C) Birleşik ad kullanõlmõştõr. D) Basit yapõlõ bir fiil cümlesidir. E) İlgeç tümleçleri vardõr. A) Öyle bir olay ki ( ) eksiklerimizi, yetersizliklerimizi açõkça gösteriyor. B) İletişimde ölçüsüzlük dediğimiz şey ( ) sanat haberlerinde olduğu gibi spor haberlerinde de kendini göstermiştir. C) Yöneticilere düşen görevlerden biri de ( ) öğrenciler arasõndaki üstün yetenekli gençleri bulup yönlendirmektir. D) Son günlerde yaşananlar, yöneticilerimize çok şey öğretmiştir ( ) Bunlardan biri gerçekleşmemiş beklentilerimizin üzüntüsüdür. E) Bu tartõşma onun şu iki yönünü açõğa çõkarmõştõr ( ) Eleştirilere karşõ hoşgörüsüz olma ve duygularõnõ denetleyememe. 16. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir yazõm yanlõşõ vardõr? A) Baş başa vermiş, çocuklarõn sorunlarõndan söz ediyorlardõ. B) İnsanõmõzõn belirleyici özelliklerinden biri de konuk severliğidir. C) Romandaki kişilerin, tipik İç Anadolu insanõnõn özelliklerini taşõdõğõnõ söyledi. D) Doğu felsefesiyle ilgili hemen her kitabõ okurdu. E) Televizyondaki kültür ve sanat programlarõnõ sürekli izlerdi. 19. Assos u Assos yapan o muhteşem gün batõmõ ( ) En güzel ( ) iskeleden ya da Athena Tapõnağõ ndan görülebilen bu değişim ( ) izleyenleri derin düşüncelere yöneltiyor ( ) Antik çağõn en büyük düşünürlerinden Aristoteles ( ) ilk felsefe okulunu boşuna burada kurmamõş demek ki! Bu parçada ayraçlarla belirtilen yerlere aşağõdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sõrasõyla getirilmelidir? A) (.) (;) (,) (.) (:) B) (...) (;) (:) (,) (;) C) (...) (,) (,) (.) (,) D) (.) (,) (;) (...) (,) E) (.) (,) (:) (;) (.) 4

0. Tarihte bu uluslar, öteki uluslarõn arasõna kaynaşmõşlardõr. Bu cümledeki anlatõm bozukluğu aşağõdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir? A) Tarihte yerine Tarih boyunca sözü getirilmeli B) uluslar yerine devletler sözcüğü getirilmeli C) bu sözcüğü atõlmalõ D) uluslarõn arasõna yerine uluslarla sözcüğü getirilmeli E) öteki sözcüğü atõlmalõ. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bozukluğu vardõr? A) Zarftan bir mektup, bir de fotoğraf çõktõ. B) Ondan böyle bir yalanlama olayõ beklemiyordum. C) Kendimi bildim bileli bu mahallede, bu evde oturuyoruz. D) Toplantõmõza katõlarak bizlere destek olan dostlarõmõza yürekten teşekkür ederiz. E) Evimize taşõndõk, yavaş yavaş yerleşmeye çalõşõyoruz. 1. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bozukluğu vardõr? A) Yapõtlarõndaki kişilerin, kendi aralarõnda didişmeleri, eğlenceleri, oynanan oyunlarõyla kasaba yaşamõ hakkõnda ipuçlarõ veriyorlardõ. B) Güldürü öğelerine bolca yer verdiği ilk dönem romanlarõyla geniş bir okur kitlesine ulaşmõştõ. C) Güç koşullar altõnda yaşayan insanlarõn sorunlarõnõ toplumsal açõdan ele almõş, dönemin ahlak anlayõşõnõ yansõtmõştõ. D) Bu dergiyi okumaya başladõktan sonra edebiyata ve tarihe duyduğu ilgi artmõştõ. 4. Çok çalõştõğõmõz için başarõ grafiğimiz ister istemez yükseliyor. Bu cümledeki anlatõm bozukluğu aşağõdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadõr? A) Yüklemin şimdiki zamanlõ olmasõndan B) Yanlõş ilgeç kullanõlmasõndan C) Ad tamlamasõnõn yanlõş kurulmasõndan D) Gereksiz zarf tümleci kullanõlmasõndan E) Yüklemin üçüncü tekil kişili olmasõndan E) Türkçenin inceliklerinden yararlanarak yaptõğõ çevirilerle dilimize elliye yakõn yapõt kazandõrmõştõ.. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bozukluğu vardõr? A) Bu çarşõnõn en eski, en tanõnmõş esnafõ benim. B) Bu kitabõnda yazar, başkalarõndan duyduklarõnõ değil, yalnõzca gördüklerini anlatõyor. C) Yetersiz kalan ilgi yoksunluğundan bu sanat unutulmuş. D) Bu aileden birçok çalõşkan ve başarõlõ insan çõkmõş. E) Bu kitabõ okursan, bilmediklerini öğrenir, unuttuklarõnõ anõmsarsõn. 5. Yaklaşõk otuz beş yõl öncesine kadar kimsenin ondan haberi yoktu. Kayõp bir kent değildi. Unutulmuştu yalnõzca. Sõrtõnõ yasladõğõ dağõn dik yamaçlarõnda, toprak altõnda bulunan bu kentten, Avrupalõ gezginler bir iki satõr da olsa söz etmişlerdi. 19. yüzyõlda yapõlan bilimsel bir yüzey araştõrmasõnda da kimliği belirlenmişti. Ama bu silik izlerin peşine pek kimse düşmedi. Uzun aralõklarla gerçekleştirilen bir iki ziyaret, gözlem... Sonrasõ derin bir sessizlik... Ta ki 1970 yõlõnda yeniden keşfedilene dek. Bu parçanõn anlatõmõnda aşağõdakilerden hangisine başvurulmamõştõr? A) Öykülemeye B) Kişileştirmeye C) Eksiltili cümlelere D) Nesnel verilere E) Abartmaya 5

6. Yüzümü usulca göğe yasladõm. Gözlerimde kanat çõrpõyor martõlar. Bulut bulut parçalanmõş gökyüzünü seyrediyorum. Bulutlar mõ üstümüze koşuyor, yoksa ben mi bulutlarõn altõndayõm, bir türlü kestiremiyorum. Saklambaç oynarcasõna bir görünüp bir kaybolan güneş de alõp götürüyor beni düş dünyamõn derinliklerine. Bu parçanõn anlatõmõnda aşağõdakilerden hangisi yoktur? A) Sözcükleri gerçek anlamlarõnõn dõşõnda kullanma B) Karşõlaştõrmalar yapma C) Benzetmeye başvurma D) Betimleyici öğelerden yararlanma E) Anlatõcõnõn duygusal etkilenmesini yansõtma 8. Hiçbir oyuncu, tõpatõp birbirine benzemez. Her oyuncunun sinemaya, ekrana kattõğõ başka bir şey vardõr. Konuşmasõ, bakõşõ, hareketleri ayrõ özellikler taşõr. Bu yönden, ben sadece şanslõ olduğumu düşünüyorum. Bu sözler, aşağõdaki sorulardan hangisinin yanõtõ olabilir? A) Sizi başarõlõ kõlan etkenler nelerdir? B) Kendinizi geliştirme ve yenileme yönünden hangi yollara başvuruyorsunuz? C) Bugünkü konumunuza gelinceye değin ne gibi zorluklarla karşõlaştõnõz? D) Bu role seçilmenizin nedeni başkalarõndan farklõ oluşunuz mu? E) Sizce kişiyi yaratõcõ kõlan koşullar nelerdir? 7. Dil, insanlarõn düşündüklerini, duyduklarõnõ bildirmek için kullandõklarõ, sözcükler ve işaretlerden oluşan bir anlaşma aracõdõr. Ancak, herhangi bir araç değildir. Bir ulusun kimliğini belirleyen, duygu ve düşünce dünyasõnõ besleyen en önemli etkendir. Aynõ zamanda ulusal kimliği yansõtan bir ayna gibidir. Bu ayna kirlenirse toplumsal varlõğõmõz da kirlenir. İşte bu gerçeklerden yola çõkarak bütün ülkede anadili bilincini ve duyarlõğõnõ besleyip geliştirme çabasõ içinde olmalõyõz. Çünkü bir dili yozlaşmaktan, bozulmaktan kurtaracak güç, yasalar ve yasaklamalar değil; o dili konuşan toplumun dil bilinci ve duyarlõğõdõr. Bu parçanõn anlatõmõyla ilgili olarak aşağõdakilerden hangisi söylenemez? A) Örneklerden yararlanõlmõştõr. B) Dilin önemi ve işlevi vurgulanmõştõr. C) Okuyanõ yönlendiren bir hava taşõmaktadõr. D) Tanõmlamaya yer verilmiştir. 9. En güzel konularõ berbat eden ressamlar olduğu gibi en sõradan konulardan şaheser yaratan ressamlar da vardõr. Cézanne gibi, iki elmayõ masaya koyar, resmini yaptõktan sonra kübizmin temelini atmõş olursunuz. Onun için Rafael: İyi çizilmiş bir limon resmi, kötü çizilmiş bir kadõn resminden her zaman güzeldir. der. Ben, konularõma bu açõdan bakarõm. Bir resmin değeri, ne konusuyla ne de yansõttõğõ gerçeklerle ölçülemez. Bu sözler, aşağõdaki sorulardan hangisinin yanõtõ olabilir? A) Resimlerinizin konularõnõ nasõl seçiyorsunuz? B) Bir resmin boyutuyla değeri arasõnda nasõl bir ilişki kurulabilir? C) Resim sanatõnda hangi yollarla ün kazanõlabilir? D) Resim sanatõndaki akõmlar üzerine düşünceleriniz nelerdir? E) Size göre, resimde konunun önemi nedir? E) Yargõlardan biri benzetmeyle somutlaştõrõlmõştõr. 6

0. Dilleri, zengin, yoksul, eksikli, yetkin gibi sözcüklerle nitelendirmek bilimsel gerçeklerle bağdaşmaz. Her dil, olaylarõ, durumlarõ, varlõklarõ, evreni, kendince adlandõrõp yansõtõr. Bir başka deyişle, o dili kullanan toplumun yaşama biçimiyle ilgilidir bu. Örneğin, Türkçede dört ayrõ sözcükle anlatõlan baldõz, elti, görümce, yenge için, İngilizcede yalnõzca sister-in-law, Almancada ise Schwägerin karşõlõklarõ vardõr. Bunun gibi Türkçede kayõnbirader, enişte, bacanak ilişkisi, İngilizcede brother-in-law, Almancada ise Schwager sözcüğüyle belirtilir. ----. Bu parça düşüncenin akõşõna göre aşağõdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) Böyle olduğu için, Türkçe işlenmiş, gelişmiş kültür dili sayõlan bu dillerden daha zengindir diyebiliriz B) Bu durumda Türkçenin insanoğlunun acõlarõnõ, tutkularõnõ, düşlerini doğadaki varlõklardan yararlanarak anlatan, olanaklarõ geniş bir dil olduğu görülür C) Bu bize, olsa olsa Türk toplumunda aile ve akrabalõk ilişkilerinin ayrõntõlõ olarak yer aldõğõnõ, bunun da söz varlõğõmõza yansõdõğõnõ gösterir. Anlatõmõ güzelleştiren ya da çirkinleştiren etkenler çok yönlüdür. Dil konusunda çalõşma yapanlar ayrõ ayrõ adlar altõnda ele alõrlar bu etkenleri. ----. Doğrudur da. Çünkü duygu, düşünce, olay ve olgularõ sözcüklere dökmedir anlatõm. Anlatõmõn gücü, sözcüklerin kullanõmõnda, onlarõn birbirleriyle oluşturduğu bağõntõlardadõr. Bu parçada boş bõrakõlan yere düşüncenin akõşõna göre aşağõdakilerden hangisi getirilebilir? A) Bununla birlikte, yazõnsal söylemle bilgilendirme amaçlõ söylemin farklõ olduğunu bilirler B) Dilin sunduğu olanaklardan yararlanarak değişik cümle türlerine başvururlar C) Ne var ki bunlardan her birinin eninde sonunda gelip sözcüklerin seçimine ve kullanõmõna dayandõğõnõ vurgularlar D) Sözgelimi, görüntüler yaratacak, daha doğrusu düşünsel resimler oluşturacak sözcükler seçerler E) Sözcüklerin, kişilerin deneyim ve yaşantõsõna göre değişen anlamlarõna çağrõşõmsal anlam derler D) Oysa Türkçede bir nesne ya da varlõğõ anlatabilmek için doğadaki bir başka nesne ya da varlõktan yararlanma söz konusudur E) Daha doğrusu, İstenirse Türkçeyle anlatõlamayacak hiçbir kavram yoktur. düşüncesini yaygõnlaştõrmak gerekir 1. Bilmiyorum eski dergileri gözden geçiriyor musun? Bunlarõn kimilerinde, okurlara özel bir sayfa ayrõlõrdõ. Bu sayfada, dergiye gelen mektuplardan parçalar yer alõrdõ. Bunlarõn büyük bölümünde, şimdi senin yönelttiğin türden sorular ve yakõndõğõna benzer sorunlar dile getirilirdi. ----. Dün de böyleydi, yarõn da böyle olacak belki. Bu parçada boş bõrakõlan yere düşüncenin akõşõna göre aşağõdakilerden hangisi getirilebilir? A) Sana önerim, kendi sorunlarõnõ kendin çözmendir B) Dergilerin yanlõş bir tutumudur bu C) Şiir yazmayõ sürdürürsen, zamanla bu türden sorulara cevaplar bulabilirsin D) Diyeceğim o ki gerçekte yeni bir durum değil bu. Hayata bakõş açõm değişmişti. Doğum tarihime göre 4 yaşõndaydõm. Ama yaşama sevincim çoktan sönüp gitmişti. Coşkun, neşeli olabildiğim günleri, uzak bir hayal gibi hatõrlõyordum. Yazarlõğõm da annemin hastalõğõndan çok şey kaptõ; hepsi de acõ şeyler. Böyle konuşan bir kişi için aşağõdakilerden hangisi söylenebilir? A) Mutluluğu hep gelecekte aramõştõr. B) Yaşadõklarõnõn etkisiyle kötümser bir insan olmuştur. C) Geçmişin güzel günleri artõk ona mutsuzluk vermektedir. D) Acõlar, onu başkalarõna karşõ katõlaştõrmõştõr. E) Çektiği sõkõntõlar, onu bir sanatçõ olmaya yöneltmiştir. E) Bence her durum, ötekinden farklõ özellikler taşõr 7

4. Bir kimse arada bir, Bizim zamanõmõzda... diye söze başlayõp yakõnõyor ya da eski günleri arõyorsa anlayõn ki çağdõşõ kalmõştõr. Baba, çocuğunu anlayamadõğõndan; yaşlõ, gencin ya da genç kafalõ yaşõtõnõn davranõşlarõnõ beğenmediğinden mi söz ediyor, Bizim zamanõmõzda böyle değildi. kanõtõna umutsuzca da olsa dört elle mi sarõlõyor; bilin ki bunlarõn söyleyecek bir sözü yoktur artõk bugün için. Zaman, böyle konuşanlarõ aşmõş, tüketmiştir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Yaşamõn her dönemini tat alarak geçirmek gerektiği B) Güzellik anlayõşõnõn insandan insana değiştiği C) Mutsuz insanlarõn, geçmişin güzel olduğunu söyleyerek avunduklarõ D) İçinde yaşadõğõ toplumun gerisinde kalanlarõ uyarmak gerektiği E) Toplumsal değişim ve gelişmelere ayak uyduramayanlarõn geçmişe sõğõndõklarõ 6. Çocuklarõ okumaktan soğutan bir neden de öğretici olmayõ her şeyin başõnda tutmamõzdõr. Ders vermeyen, hem de bunu açõk seçik yapmayan hiçbir yazõnsal yaratõ, anadili öğretiminde yer almaz; çünkü yazõlarõn seçiminde, işlenişinde temel ölçüt ders vericiliktir. Bir yazõ, bir şiir ne denli güzel, renkli bir yaşantõ birikimiyle yüklü olursa olsun ders vermiyorsa hiç değeri yoktur. Oysa bu konuda Goethe şöyle der: Yalnõzca ders vermekle kalan, duygu dünyasõnõn sõnõrlarõnõ genişletmede hiçbir katkõsõ olmayan kitaplardan nefret ederim. Bu parçada anlatõlmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Anadili öğretimi, çocukta okuma alõşkanlõğõ geliştirme amacõndan yoksun olmamalõdõr. B) Okuma-yazma becerisini sürekli kullanmayan kişi, dõş dünyaya kapalõ kalacaktõr. C) Öğrencilere okutulacak yazõlar, onlarõn yetişme ortamlarõ göz önünde bulundurularak hazõrlanmalõdõr. D) Çocuklara okumayõ sevdirmek için, öğretici nitelikli kitaplarda da onlarõn iç dünyalarõnõ zenginleştirici özellikler bulunmalõdõr. E) Değişik yazõ türleriyle sõk sõk karşõlaşmayan çocuklar, tembel, edilgen bir kafa yapõsõna sahip olurlar. 5. Babalarla çocuklarõn birbirini anlayamadõğõ kimi dönemler vardõr. Böyle bir dönemden ben de geçtim. Bugün artõk hayatta olmayan babamla ilişkilerim, yaşamõmdaki en büyük üzüntülerden biridir. Çünkü o zamanlar, dünya görüşüyle benim karşõmda yer almõştõ; ama hiçbir zaman beni reddetmedi; tersine anlamaya çalõştõ. Bense onun o görüşte olmasõnõ kabul edemedim. Bu parçanõn sonuna aşağõdakilerden hangisi getirilirse konuşan kişinin pişman olduğu anlaşõlõr? A) Aslõnda, farklõ düşünse de hoşgörülü olabilirmiş insan. B) Bunda çevremin de etkili olduğunu anladõm. C) Babamõn öyle biri olmasõ, beni ondan uzaklaştõrõyordu. D) Çünkü ben gençtim ve doğrularõ yalnõz ben görebiliyordum. E) Her sorunun, kendine özgü bir çözümü vardõr. 7. Sağlõk personelinin, bilimsel verilere dayalõ tanõlar koymasõnõn yanõnda, kendi düşüncelerini halka tam olarak anlatabilmesi için sağlõkla ilgili kavramlarõn yerel karşõlõklarõnõ bilmesinde zorunluluk vardõr. Halkõn kullandõğõ sözcük ve deyimleri bilmek, yalnõzca onlarla anlaşmaya değil; onlarõn düşüncelerini, inanõşlarõnõ, değer yargõlarõnõ, kõsaca kültürlerini anlamaya da yardõm eder. Kültürel özellikleri dikkate almayan bir sağlõk hizmeti verimli bir biçimde gerçekleştirilemez. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Sağlõk personeli çok yönlü bir eğitimden geçirilmelidir. B) Tõpla ilgili deyim ve kavramlarõ yerli yerinde kullanan sağlõk personeli daha başarõlõ olmaktadõr. C) Sağlõk hizmetlerinde başarõlõ olabilmek için halkla birlikte çalõşmak gerekir. D) Halka sağlõk hizmetleri sunulurken kişilerin farklõ özellikleri göz önünde bulundurulmalõdõr. E) Sağlõk hizmetlerinde, çağdaş tõp anlayõşõnõn yanõ sõra doktor ve hasta iletişiminin kurulmuş olmasõ da önemlidir. 8

8. İnsanõ insana anlatmak, başlõca kaygõsõdõr sanatõn. Çağlar boyunca, sözle olsun, renkle, ezgiyle olsun, tüm sanat ürünleriyle insanõn iç ve dõş evreni yansõtõlmak istenmiştir. Duygular, tutkular, düşler, düşünceler değişik biçimler içinde ele alõnmõş, işlenmiştir. İşleyiş, ele alõş biçimleri sanatçõdan sanatçõya, çağdan çağa değişse de amaç aynõ kalmõştõr: İnsanõ insana anlatmak... Bir bakõma sanatõn işlevindeki soyluluk da bu amaçtan doğar. Yaşamõn tatlanmasõ, çirkinliklerden arõnmasõ, insanõn insanõ anlamasõna bağlõ değil midir? Mutsuzluklar, uyumsuzluklar hep insanõn insanõ anlamamasõndan kaynaklanmaz mõ? Bu parçada asõl anlatõlmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Duygu ve düşüncelerin anlatõmõ çeşitli sanat dallarõna göre farklõlõk gösterir. B) Sanat ürünleri, bireylerin birbirine yakõnlaşmasõnõ, yaşamõn güzelliklerini sezmesini ve algõlamasõnõ sağlar. C) Sanatõn etki gücü, her şeyden önce yaşamõ olduğu gibi yansõtmasõndan ileri gelir. D) Sanatsal yaratõlarõn yaygõnlaşõp gelişmesiyle yaşam koşullarõ arasõnda sõkõ bir etkileşim vardõr. 40. Halk için yazdõğõnõ söyleyen Ahmet Mithat õn okuyucusu, gazete okuyan, belli bir aydõn kesimdir. Çok sonralarõ, okurlarõ düşündürmeyen, yaşamsal ve düşlemsel bir değer taşõmayan sõradan olaylarõ anlatan kimi yazarlar bu tutumu değiştirmiştir. Onlar, ortaya koyduklarõ ürünlerle halka yönelerek mahalle aralarõnda insanlarõ roman okur duruma getirmişlerdir. Fakat mahalle aralarõnda bir A. Hamdi Tanpõnar õn ya da bir A. Şinasi Hisar õn yazdõğõ, yazõnsal değeri yüksek yapõtlar okunmamõştõr. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağõdakilerden hangisidir? A) Nitelikli romanlardan tat alan okurlarõn azlõğõ B) Bir romanõn sanatsal değerinin, onun, değişik düzeylerdeki okurlarca sevilmesine bağlõ olduğu C) Serüven öğesi ağõr basan romanlarõn çok okunduğu D) Ahmet Mithat õn romancõlõktaki yüzeyselliği E) Romanlarõn, okurlarõn düzeyine göre türlere ayrõldõğõ E) Aynõ konuyu işleyen iki sanatçõnõn konuya bakõş açõlarõ, konuyu işleyiş yöntemleri birbirinden farklõ özellikler gösterebilir. 9. Gerçekte doğru diye bellediğimiz düşüncelerin bir bölümü, yinelene yinelene bu niteliğin yüklendiği yanlõşlardõr. Tek yönlü, yüzeysel gözlemlerin, yanõlsamalarõn ürünüdür bunlar. Diyelim ki yõllarca önce bir eleştirmen ya da yazõn tarihçisi bir değerlendirme yapmõş; kimi belirlemelere gitmiş bir yapõt üzerinde. Ardõndan gelenler de onun söylediklerini bir tartõmdan geçirmeden benimseyip yinelemişler. Böylece yapõtlar ve yazarlar üzerinde basmakalõp, üç aşağõ beş yukarõ aslõnõn aynõ diyebileceğimiz etiket yargõlar oluşturulmuştur. Bu parçada eleştirilen yaklaşõm aşağõdakilerden özellikle hangisiyle nitelendirilebilir? A) Kişiden kişiye değiştiği için doğru olup olmadõğõ her zaman tartõşõlan B) Yazõn adamlarõnca öne sürülmemiş, belirli ölçütlere uygun olup olmadõğõ bilinmeyen C) Dar bir bakõş açõsõyla, derinliğine inilmeden oluşturulmuş, yanlõş algõlamalarõn tekrarõna dayalõ D) Çok tekrarlandõğõ için herkesçe bilinen, özgünlüğü kalmamõş E) Daha önce ortaya konmuş, sonradan değiştirilmesi için herhangi bir neden olmayan 41. Peyami Safa yla Halide Edip Adõvar õ karşõlaştõran bir eleştirmenimiz şöyle diyor: Matmazel Noraliya nõn Koltuğu da Sinekli Bakkal gibi, mistik bir dünya görüşünün savunulduğu bir romandõr. Ancak, Adõvar, klasik roman tekniğini kullanõrken Peyami Safa, XIX. yy. sonlarõnda beliren yeni bir roman tekniğiyle yazar. Bu yeni roman anlayõşõnda, anlatõm tekniğinin ve bakõş açõsõnõn önemi büyüktür. Çünkü modern diyebileceğimiz romancõlara göre, geleneksel romanla yeni roman arasõndaki önemli fark, geleneksel romanõn anlatma yöntemine, ötekinin gösterme yöntemine ağõrlõk vermesidir. Gösterme yönteminde yazar, anlatma yönteminin aksine anlatõcõ olarak aradan çekilir; anlatmanõn yerini yaşatma alõr. Böylelikle roman, okuyucuyu olaylarõn içine taşõyan, etkili ve gerçekçi bir nitelik kazanõr. Bu parçadan aşağõdaki yargõlarõn hangisi çõkarõlabilir? A) Halide Edip Adõvar õn romanlarõ, Peyami Safa nõnkilerden daha başarõlõdõr. B) Anlatma yöntemiyle oluşturulan romanlarda olaylar yazarõn bakõş açõsõndan verilir. C) Türk romanõnda en başarõlõ dönem XIX. yy. sonlarõdõr. D) Romanõn, okuru etkileme gücü, onun dil ve anlatõmõna bağlõdõr. E) Roman, sanatsal değerini romancõnõn kişiliğinden alõr. 9

4. Nasrettin Hoca, fõkralarõndan da anlaşõlacağõ üzere sevecen, hoşgörülü, akõllõ, hazõrcevap bir insandõr. Her zaman, haksõzlõğa uğrayanlarõn yanõnda yer almõş, yaşamõn ağõr yükleri altõnda ezilenleri bir gülücükle rahatlatmõştõr. Nasrettin Hoca fõkralarõ didaktiktir. Çoğu kõsadõr. Bazen girişte yer ve zaman belirtilir, kişiler tanõtõlõr; ikinci bölümde Hoca ya bir şey söylenir ve sonunda onun bizi güldüren ama aynõ zamanda düşündüren cevabõ beklenir. O son cümle, birçok defa atasözüne ya da deyime dönüşüvermiştir. Hoca nõn çok geniş bir coğrafyada başka başka uluslarca benimsenmiş olmasõnõ da fõkralarõndaki bu özelliklere bağlayabiliriz. Bu parçada Nasrettin Hoca ve fõkralarõyla ilgili olarak aşağõdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ününün yalnõzca Anadolu yla sõnõrlõ kalmadõğõna B) İnsanõ düşünmeye yönelten komik öğeler içerdiğine C) Öğretici nitelikler taşõdõğõna D) Kimi sözlerinin kalõplaşarak halka mal olduğuna E) Birçok tarihi kişiye yer verildiğine 44. Yazarlõğõn da ozanlõğõn da baş koşulu dille içli dõşlõ olmaktõr. Kolay bir iş değildir bu. Bir yandan kendimiz sürekli denemeler yapacağõz, bir yandan da dilimizde yaratõlmõş ürünleri eksiksiz izleyeceğiz. Bana öyle geliyor ki senin baş eksiğin bu: Düzyazõsal ve şiirsel ürünleri yeterince izleyip irdelememek. Doğaçtan şiir söyleme dönemi çoktan kapandõ. Kendi yönelimlerini, yerini belirleyebilmen için Türkçenin şiir haritasõnõ tüm bölgeleriyle tanõman gerekir her şeyden önce. Bunu yaptõğõn gün, dergilerin kapõsõnõn sana açõldõğõnõ göreceksin. Ya da bilmem kaçõncõ dereceden bir ozan olmaktansa, iyi bir şiir okuru olmayõ yeğleyeceksin. Ne dersin? Bu parçada konuşan kişinin, karşõsõndakine önerdikleri arasõnda aşağõdakilerden hangisi yoktur? A) Deneyimli ozanlarõn yaptõklarõnõn dõşõna çõkmamasõ B) Şairlikle okurluk arasõnda bir seçim yapmasõ C) Değişik türde yazõnsal ürünleri okuyup incelemesi D) İçine doğduğu gibi şiir yazmamasõ E) Dilimizin olanaklarõnõ bütün yönleriyle tanõmasõ 4. Babam yeni bir roman yazmaya başlamõşsa, gözü hiçbir şeyi görmezdi. O andan itibaren yeni dünyasõ o roman olurdu. Bizler de annemizin uyarõsõyla evde çõt çõkarmadan otururduk. İki katlõ ahşap evde, saatlerce, daktilo tuşlarõnõn çõkardõğõ ses duyulurdu. Babam romanõnõ bitirdikten sonra onu ev halkõna okumayõ alõşkanlõk haline getirmişti. İlk tepkileri bizlerden almayõ çok severdi. Yapõt bittikten sonra son kontrollerini yapar, sabahõn erken saatinde evden çõkardõ. Romanõ herhangi bir yayõnevine satmõş, para da almõşsa, bu, ev halkõ için sevinç kaynağõ olurdu. Babam eli kolu dolu gelir, mutfağõn yüzü gülerdi. Birikmiş üç beş aylõk ev kirasõ yatõrõlõrdõ. Bu bolluk dönemi uzun sürmez, kõsa bir süre sonra yeniden sağa sola borçlanõlõrdõ. Bu parçada sözü edilen romancõyla ilgili olarak aşağõdakilerden hangisi söylenemez? A) Çevresindekilerin değerlendirmelerine önem vermektedir. B) Roman yazma sürecinde her şeyle bağõnõ koparmaktadõr. C) Romanlardan kazandõğõ parayõ ailesi için harcamaktadõr. D) Romancõlõğõ, babalõk duyarlõğõnõ engellemektedir. E) Sõk sõk ekonomik sõkõntõ içine düşmektedir. 45. Düşüncenin bulanõklõktan, başõboşluktan kurtulmasõ, büyük ölçüde terimlere yaslandõrõlmasõna bağlõdõr. Konu alanõ ne olursa olsun, belli bir alana yöneliş ve yaklaşõmõn temelini terimler oluşturur. Bunun için de bir eleştirmenin, bilim adamõnõn ya da araştõrmacõnõn olgularõ, olaylarõ, durumlarõ adlandõrõp dizgeleştirmesi, terimlerle düşünmesini, terimlerle anlatmasõnõ gerektirir. Terimlerin insan düşüncesine sunduğu olanaklar da burada ortaya çõkar. Olgu, olay ve durumlar, ister betimlensin, ister açõklansõn, bunlarõn kesin, aydõnlõk sõnõrlar içinde algõlanmasõnda önemli bir işlevi vardõr terimlerin. Terimlerle adlandõrõlmamõş durum, olgu ve olaylarõn kavranmasõ, kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bu parçadan terimlerle ilgili olarak aşağõdakilerden hangisi çõkarõlamaz? A) Düşüncenin sõnõrlandõrõlmasõna, anlaşõlmasõna yardõm eder. B) Değişik alanlara özgü bilgileri belirli bir düzen içerisinde yansõtõr. C) Metinleri ayõrõp türlendirmede bir ölçüt olarak kullanõlõr. D) Anlatõma açõklõk ve kolay kavranõrlõk kazandõrõr. E) Anlatõlanlarõn farklõ biçimde anlaşõlmasõnõ önler. 10

46. Alacahöyük te bulunan ve MÖ 500 yõllarõna ait olan kõlõç, dünyanõn en eski kõlõcõ olarak bilinmekteyken 1996 yõlõnda Malatya yakõnlarõndaki Aslantepe kazõ bölgesinde bir prens veya yönetici mezarõnõn içinde, MÖ 00-000 yõllarõna ait, üzerleri işlemeli kõlõçlar bulunmuştur. Bu bilgiye dayanarak; I. Yeni belgeler ortaya çõktõkça tarih yeniden değerlendirilmelidir. II. Yapõlan her yeni kazõ, eski bilgilerin yanlõş olduğunu ortaya çõkarmõştõr. III. Alacahöyük, Aslantepe den daha eski bir yerleşim bölgesidir. 48. Hz. Muhammet döneminde Bedir Savaşõ nda esir alõnan Mekkelilerin bir kõsmõ Müslümanlara okuma yazma öğretmeleri karşõlõğõnda serbest bõrakõlmõştõr. Bu durum aşağõdakilerden hangisi için bir kanõt olabilir? A) Arapça okuma yazma öğrenmenin kolay olduğu B) Bedir Savaşõ nõ Hz. Muhammet in yönettiği C) Okuma yazma bilen esir sayõsõnõn fazla olduğu D) Bedir Savaşõ nõn Müslümanlarõn ilk başarõsõ olduğu E) Okuma yazmaya önem verildiği yargõlarõndan hangilerine ulaşõlabilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) I, II ve III 47. I. Türk topluluklarõnõn farklõ boylardan oluşmasõ II. Türk topluluklarõnõn genelde yerleşik düzene geç geçmeleri III. Türk topluluklarõnõn dini inançlarõ Orta Asya daki Türk devletlerinin başlangõçta, ekonomilerinin temelini hayvancõlõğõn oluşturmasõnda yukarõdakilerden hangilerinin etkili olduğu savunulabilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) I ve II D) I ve III E) II ve III 49. Anadolu Selçuklularõ, XI. yüzyõl sonlarõndan XII. yüzyõl sonlarõna kadar Bizanslõlar ve Haçlõlarla savaşlar yapmõşlardõr. Bu savaşlarõn, I. Anadolu da üretimin ve vergi gelirlerinin azalmasõ, II. Anadolu da yerleşim alanlarõnõn boşalmasõ, III. Anadolu dan geçen dünya ticaret yollarõnõn önem kazanmasõ durumlarõnõn hangilerinde etkili olduğu savunulabilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) I, II ve III 11

50. Ortaçağ Avrupasõ nda Katolik Kilisesi, dini haklarõn yanõ sõra dünyevi haklara da sahipti. Düşünce alanõnda, kilisenin koyduğu kurallar geçerliydi ve bunlara aykõrõ düşünceleri dile getirmek mümkün değildi. Bu durumun aşağõdakilerden hangisini engellediği savunulabilir? A) Katolik Kilisesi nin varlõğõnõ sürdürecek önlemler almasõnõ 5. Batõlõ devletler, Osmanlõ İmparatorluğu nun içişlerine karõşmak için aşağõdakilerden hangisini dayanak olarak kullanmõşlardõr? A) Sened-i İttifak õ B) Veraset sistemini C) Devşirme Kanunu nu D) Timar sistemini E) Azõnlõk haklarõnõ B) Kişisel yaratõcõlõğõn ön plana çõkmasõnõ C) Sanat alanõnda işlenen konularõn sõnõrlõ olmasõnõ D) Din adamlarõnõn krallar üzerinde etkili olmasõnõ E) Yöneticilerle din adamlarõ arasõnda sorun çõkmasõnõ 54. Osmanlõ İmparatorluğu nun üç kõta üzerinde uzun süre egemenlik kurmuş olmasõ bu imparatorluğa, I. stratejik bakõmdan önemli konumda olma, 51. XVI. yüzyõlõn sonlarõnda Osmanlõ İmparatorluğu nda, I. şehirlerde işsizliğin artmasõ, II. köylerde yaşamanõn güçleşmesi, III. köylerden şehirlere göçün hõzlanmasõ durumlarõ aşağõdakilerin hangisinde verilen sõraya göre gerçekleşmiştir? II. farklõ din ve milletlerden çok sayõda kişiyi barõndõrma, III. merkeziyetçi sistemi benimseme özelliklerinden hangilerini kazandõrmõştõr? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III A) I, II, III B) I, III, II C) II, I, III D) II, III, I E) III, II, I 5. Osmanlõ İmparatorluğu nda, III. Selim, Nizam-õ Cedit hareketini başlatmõştõr. II. Mahmut, Yeniçeri Ocağõ nõ kaldõrmõş, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adõyla bir ordu kurmuştur. Abdülmecit, Tanzimat Fermanõ nõ ilan etmiştir. Yalnõzca bu bilgilere dayanarak III. Selim, II. Mahmut ve Abdülmecit le ilgili olarak aşağõdakilerden hangisi söylenebilir? A) Saltanat sürelerinin uzun olduğu B) Yenilik taraftarõ olduklarõ C) Dõş politikada değişikliğe gittikleri D) Dönemlerinde ayaklanmalar olduğu 55. İstanbul Hükümeti temsilcisi Bahriye Nazõrõ Salih Paşa, Temsilciler Kurulu ile Amasya Görüşmeleri nde Mebuslar Meclisi nin Anadolu da toplanmasõ konusunda anlaşmaya varmõş ve bu kararõ İstanbul Hükümeti ne kabul ettireceğini, aksi takdirde görevinden istifa edeceğini belirtmiştir. Ancak, Salih Paşa İstanbul Hükümeti ne bu kararõ kabul ettirememiştir. Bu durum, İstanbul Hükümeti yle ilgili olarak aşağõdakilerden hangisinin bir göstergesi olabilir? A) Anadolu hareketinin daha da güçleneceğinden endişe duyduğunun B) Üyeleri arasõnda her konuda görüş birliği olduğunun C) Temsilciler Kurulu nun yabancõlarla siyasi ilişkiler kurmasõnõ istemediğinin D) Anayasada değişiklik yaptõğõnõn E) Seçim sonuçlarõnõ beklemeyi uygun bulduğunun E) Kendilerinden önce yalnõz askeri alanda yenilik yapõldõğõ 1

56. Mustafa Kemal ve arkadaşlarõ, Ahmet İzzet başkanlõğõnda oluşturulan Osmanlõ Heyeti yle 5 Aralõk 190 tarihinde Bilecik te görüşmüşlerdir. O günün tanõnmõş devlet adamlarõndan oluşan bu heyeti daha sonra Mustafa Kemal trenle Ankara ya götürmüştür. Mustafa Kemal in Osmanlõ Heyeti ni Ankara ya götürmesindeki amacõn aşağõdakilerden hangisi olduğu savunulamaz? A) Ankara ile İstanbul Hükümetlerinin uzlaştõğõ izlenimi yaratmak B) İstanbul Hükümeti nin, Kuvayõ Milliye ye katõlanlar hakkõnda verdiği kararlarõn uygulanmasõnõ geciktirmek 59. Türkiye de, I. milletvekili seçimlerinin yapõlma süresinin uzatõlmasõ, II. çok partili sisteme geçilmesi, III. halkõn, temsilcilerini doğrudan seçmesi gelişmelerinden hangileri için toplumun belli bir siyasal olgunluğa erişmesinin önemli olduğu savunulabilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) II ve III C) Osmanlõ Heyeti nin önerilerini uygulamak D) Kendisine olan kamuoyu desteğini artõrmak E) Osmanlõ Heyeti nin ulusalcõlara katõldõklarõ görüntüsünü vermek 57. TBMM nin 0 Kasõm 195 tarihinde kabul ettiği bir kanunla, tekke, türbe ve zaviyeler kapatõlmõş; ancak tekke ve zaviyelerden cami ve mescit olanlara dokunulmamõştõr. Bu uygulama laiklik ilkesinin, I. bütün dinlere eşit davranõlmasõ, II. din adõna birtakõm batõl inançlarõn yayõlmasõ karşõsõnda devletin taraflõ davranmasõ, III. ibadet özgürlüğü tanõnmasõ özelliklerinden hangilerini yansõtmaktadõr? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) II ve III 60. Atatürk, Bilim ve teknik nerede ise oradan alacağõz ve herkesin kafasõna koyacağõz. Bilim ve teknik için kayõt ve şart yoktur. demiştir. Atatürk bu sözüyle, aşağõdakilerden hangisini vurgulamõştõr? A) Gelişme ve kalkõnmanõn zaman alacak bir süreç olduğunu B) Çağõn bilimsel gelişmelerinin izlenmesi ve bunlardan yararlanõlmasõ gerektiğini C) Uluslarõn uygarlõklara sahip çõkmasõ gerektiğini D) Bilim ve tekniğin ulusal olduğunu 58. Türkiye de, 199 yõlõndan itibaren uygulamaya konulan koruyucu gümrük politikasõ, E) İktisadi kalkõnmada yabancõ sermayeden yararlanmak gerektiğini I. yerli mallarõn kullanõmõnõ artõrma, II. ticaret yapõlan devlet sayõsõnõ artõrma, III. dõş ticaret açõğõnõ kapatma amaçlarõndan hangilerine hizmet etmiştir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve III E) I, II ve III 1

61. 194 yõlõnda çõkarõlan kanunla Ağa, Hacõ, Hafõz, Hoca, Molla gibi eski toplum zümrelerini belirten unvanlar kaldõrõlmõştõr. Bu durumun, Atatürk ilkelerinden hangisinin doğrudan bir gereği olduğu savunulabilir? A) Halkçõlõk B) Devletçilik C) Milliyetçilik D) İnkõlapçõlõk E) Laiklik 6. Cumhuriyet in ilk dönemlerinde İstanbul da toplanan Uluslararasõ Kadõn Kongresi nde, Mõsõr kadõnlarõnõ temsil eden Hüda Şaravi, Atatürk e hitaben: Türkler size Atatürk, yani Türklerin Babasõ ismini verdiler. Ben ise size Ataşark, yani Şarkõn Babasõ demek istiyorum. demiştir. Buna göre Hüda Şaravi nin, Türk inkõlabõnõn I. evrensel nitelikler taşõmasõ, II. insanlõğõn kurtuluşu, özgürlüğü için örnek olmasõ, III. benimsenmesinin zaman almasõ özelliklerinin hangilerinden etkilendiği savunulabilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) I ve II D) I ve III E) II ve III 6. İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği nin katõlõmõyla 194 yõlõnda yapõlan Tahran Konferansõ nda, Türkiye nin, II. Dünya Savaşõ na katõlmasõ konusunda karar alõnmõş ve bu kararõn Türkiye ye bildirilmesi için İsmet İnönü Kahire ye davet edilmiştir. İsmet İnönü, Kahire ye kararõn bildirilmesini kabul etmek için değil, bu kararõ taraflarla serbestçe tartõşmak ve görüşmek için gideceğini söylemiştir. İsmet İnönü nün yalnõzca bu tutumuna dayanarak, I. uluslarõn eşitliğini gözetme, II. bağõmsõz devlet anlayõşõna saygõ duyma, III. sorunlara kõsa sürede çözüm bulma yaklaşõmlarõndan hangilerini benimsediği söylenebilir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) I, II ve III 64. I. Doğa güçlerinin askeri stratejiler üzerindeki etkisi II. Psikolojik savaşõn önemi III. Birleşmiş Milletler Teşkilatõ nõn önemi Savaşta gelişmiş silah ve olanaklarõn kullanõlmasõ, yukarõdakilerin hangilerinde azalmaya yol açar? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve III E) II ve III 14

65. Deniz seviyesinden yükseklikleri aynõ olan noktalarõ birleştirdiği düşünülen eğrilere eşyükselti eğrisi adõ verilir. Bu eğrilerle çizilen haritalara topografya haritasõ denir. Aynõ ülkenin farklõ ölçeklerle çizilen iki topografya haritasõ, I. eşyükselti eğrilerinin sayõsõ, II. eşyükselti eğrileri arasõndaki yükselti farkõ, III. belli bir yüksekliği gösteren eşyükselti eğrisi üzerindeki yerler bakõmõndan karşõlaştõrõlacaktõr. Bu iki haritada yukarõdakilerden hangilerinin kesinlikle aynõ olmasõ beklenir? A) Yalnõz I B) Yalnõz II C) Yalnõz III D) I ve II E) II ve III 67. I İzdüşümsel alanlarõ eşit olan I ve II numaralõ bölgelerin doğusuyla batõsõ arasõnda 10 meridyen, kuzeyiyle güneyi arasõnda 10 paralel vardõr. Bu iki bölge için aşağõdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) İkisi de aynõ yarõmkürededir. B) Kuzey kutup noktasõna uzaklõklarõ eşittir. C) Başlangõç meridyenine uzaklõklarõ eşittir. D) İkisi de okyanus üzerindedir. E) Ekvatora uzaklõklarõ eşittir. II 66. Aşağõdaki olgulardan hangisi, diğer dördünün nedeni olarak gösterilebilir? A) Batõdaki bir yerin yerel saatinin, doğudaki bir yerden daha geride olmasõ B) Tarih değiştirme çizgisinin doğusunda tarihin, batõsõndan 1 gün önde olmasõ C) Güneş in sabah doğudan doğup öğle saati en yüksek noktaya ulaşarak akşamüzeri batõda ufuk çizgisi altõna inmesi D) Dünya nõn günlük hareketinin batõdan doğuya doğru olmasõ E) Sürekli rüzgârlarõn Kuzey Yarõmküre de sağa, Güney Yarõmküre de sola sapmasõ 68. Türkiye de kõyõdan iç kesimlere doğru gidildikçe ve deniz seviyesinden yükseklere çõkõldõkça yõllõk ortalama sõcaklõk değerleri değişir. I II VII V III Haritada numaralarla gösterilen yerlerden hangileri arasõndaki yõllõk ortalama sõcaklõk farkõ, yukarõdakilerden başka bir nedene dayanmaktadõr? A) I ile VI B) II ile III C) II ile V VI IV D) III ile IV E) VI ile VII 15

69. Aşağõdaki tabloda, altõ kent merkezine ait ortalama karla örtülü gün sayõsõ, en yüksek kar örtüsü kalõnlõğõ, ortalama kar yağõşlõ gün sayõsõ ve yağan kar miktarõnõn en fazla olduğu ay ile ilgili bilgiler verilmiştir. Şiddetli kõş Kentler I II III IV Ortalama karla örtülü gün sayõsõ En yüksek kar örtüsü kalõnlõğõ (cm) Ortalama kar yağõşlõ gün sayõsõ Yağan kar miktarõnõn en fazla olduğu ay Hakkâri 10,5 17 5,8 Ocak Erzurum 11,6 78 50,1 Ocak Sivas 61,9 110 1, Şubat 71. Türkiye nin aşağõdaki özelliklerinden hangisi, engebeli ve yüksek olmasõnõn bir sonucu değildir? A) Kõşõn, iç kesimlerde don olaylarõnõn uzun sürmesi B) Kõyõ kesimleriyle iç kesimlerde nüfus yoğunluğunun farklõ olmasõ C) Büyük akarsu ağõzlarõnda delta ovalarõnõn bulunmasõ D) Yol yapõm giderlerinin yüksek olmasõ E) Bitki türlerinin çeşitlilik göstermesi Az şiddetli kõş Bursa 10,1 80 7,7 Ocak Trabzon 7,6 115,1 Şubat Denizli,8 6,6 Şubat Bu bilgilere göre, bir yerdeki kõşõn şiddetini belirlerken tablodaki dört ölçüden öncelikle hangi ikisi göz önünde tutulmalõdõr? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV 7. Aşağõdaki yaş piramitlerinden hangisi doğum oranõnõn hõzla düştüğü bir ülkeye ait olabilir? (Grafiklerde dikey eksen yaşõ göstermektedir.) A) B) 60 60 E K E K 15 15 8 6 4 0 4 6 8 % 8 6 4 0 4 6 8 % 70. Bir ülkede yer alan X ve Y yörelerinde ormanlarõn bir bölümü yangõn nedeniyle tahrip olmuştur. Bu alanlar kendi haline bõrakõldõğõnda, X yöresinde orman bir süre sonra kendini yenilemiş, Y yöresinde ise yenileyememiş ve ağaçlandõrma yapõlmasõ gerekmiştir. E 60 C) K 60 E D) K Buna göre, X ve Y yöreleri için aşağõdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? 15 15 A) X yöresinde nem oranõ Y yöresindekinden fazladõr. B) X ve Y yörelerinin enlemleri farklõdõr. C) Y yöresinde akarsu ağõ X yöresindekinden daha sõktõr. D) Y yöresinin ortalama yükseltisi X yöresindekinden fazladõr. 8 6 4 0 4 6 8 % 60 E E) 8 6 4 K 0 4 6 8 % E) X yöresinin yüzölçümü Y yöresininkinden büyüktür. 15 8 6 4 0 4 6 8 % 16

7. Toplam nüfuslarõ birbirine çok yakõn olan Karadeniz Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi, birbirine aşağõdakilerin hangisi bakõmõndan en az benzerlik gösterir? A) Kõyõya paralel uzanan dağlarõn iç kesime dönük yamaçlarõnõn seyrek nüfuslu olmasõ B) Yaz mevsiminde yaylacõlõk etkinliklerinin olmasõ C) Kõrsal kesimden büyük yerleşim merkezlerine göçün olmasõ D) Kõyõ ile iç kesimler arasõnda tarõmsal ürün çeşitleri bakõmõndan fark olmasõ 75. Türkiye de yetiştirilen büyükbaş hayvanlarõ ve bunlarõn belirli yõllardaki sayõsõnõ gösteren bir tablo ya da grafiğe dayanarak aşağõdaki bilgilerden hangisine ulaşõlamaz? A) Verilen yõllarda hayvan sayõlarõ arasõndaki oran B) Belli bir hayvan sayõsõnda verilen yõllara göre artõş ya da azalõş oranõ C) En çok yetiştirilen hayvan D) Birim hayvandan alõnan verim E) Belli bir yõldaki toplam hayvan sayõsõ E) Turizm etkinliklerine bağlõ olarak mevsimler arasõndaki nüfus farkõnõn fazla olmasõ 74. Aşağõdaki grafikler, dörder yöresi bulunan ve yüzölçümleri birbirine yakõn olan beş bölgede yörelere göre buğday üretimlerini göstermektedir. 10 5 0 I. Bölge II. Bölge Üretim (bin ton) 15 5 0 1 4 Yöre III. Bölge Üretim (bin ton) 15 10 1 4 Yöre 10 5 0 Üretim (bin ton) 15 10 5 0 1 4 Yöre IV. Bölge Üretim (bin ton) 15 10 5 c 0 1 4 Yöre V. Bölge Üretim (bin ton) 15 1 4 Yöre Yalnõzca grafikteki bilgiler göz önüne alõndõğõnda, bu beş bölgenin hangisinde, tüm yörelerin buğday üretimi için daha elverişli olduğu söylenebilir? 76. Baraj çevrelerinin ağaçlandõrõlmasõnõn temel amacõ aşağõdakilerden hangisidir? A) Erozyonu yavaşlatarak barajõn ömrünü uzatmak B) Yeni orman alanlarõ kazanmak C) Baraj çevresinde yaban hayatõnõ zenginleştirmek D) Baraj çevresine yerleşmeyi önlemek E) Çevreyi güzelleştirmek A) I B) II C) III D) IV E) V 17

77. Aşağõdakilerden hangisinin İtalya, İspanya, Türkiye ve Yunanistan õn turizm açõsõndan ortak özelliklerinden biri olduğu savunulamaz? A) Güneşli gün sayõsõnõn fazla olmasõ B) Nitelikli konaklama tesislerinin bulunmasõ C) Dõş ticaret açõklarõnõn bir kõsmõnõn turizm gelirleriyle karşõlanmasõ D) Coğrafi konumlarõnõn deniz turizmine elverişli olmasõ E) Doğu ve Batõ kültürlerine ait yapõlarõn yaygõn olmasõ 79. Bir ülkede demiryolu taşõmacõlõğõnõn gelişmesinin aşağõdakilerden hangisine en az katkõ sağlamasõ beklenir? A) Ülkenin çeşitli kesimleri arasõndaki ilişkilerin artmasõna B) Karayollarõnda seyreden araç sayõsõnõn artmasõna C) Bazõ yerleşim merkezlerinin demiryolu yakõnlarõna kaymasõna D) Ulaşõm maliyetlerinin düşmesine E) İç ve dõş turizmin gelişmesine 80. Aşağõdaki grafik, 1990-000 yõllarõ arasõnda Türkiye nin dõşsatõm gelirlerini ve dõşalõm giderlerini dolar olarak göstermektedir. Milyar dolar 78. I. Petrol 60 50 Dõşalõm II. Linyit III. Su gücü IV. Doğal gaz Türkiye de yukarõdaki enerji kaynaklarõnõn hangilerinden elde edilen elektriğin diğerlerinden daha ekonomik olmasõ beklenir? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV E) III ve IV 40 0 0 10 0 1990 1991 199 199 1994 1995 Yõl 1996 1997 1998 Dõşsatõm 1999 000 Aşağõdakilerden hangisi bu grafikten çõkarõlacak sonuçlardan biri değildir? A) 1994, dõş ticaret açõğõnõn en az olduğu yõldõr. B) Dõşalõm giderlerinin en düşük olduğu yõl 1991 dir. C) Her yõl dõşsatõm geliri dõşalõm giderinden daha az olmuştur. D) Dõşalõm giderlerindeki dalgalanmalar dõşsatõm gelirlerine göre daha belirgindir. E) 000 yõlõnda bir önceki yõla göre dõşalõm giderinde artõş olmuştur. 18